ŞEHİR VE YAŞAM
KİTAP
Yeni Ülke Yeni Hayat
11 göçmenin gidiş öyküleri ve göçmenlik deneyimleri Gazeteci Bahar Çuhadar, Artemis Yayınları’ndan çıkan kitabı “Yeni Ülke Yeni Hayat”ta Türkiye’den gönüllü olarak göç etmiş 11 göçmenin gidiş öykülerini ve göçmenlik deneyimlerini aktarıyor. Röportaj: Nida Dinçtürk ürkiye özellikle son yıllarda hissedilir bir artışla, dünyanın birçok noktasına göç veriyor. Geçmiş yıllarda yaşadığı kitlesel işçi göçlerinden sonra bu göç dalgası tek bir lokasyona yönelik olmayışı ve ağırlıkla beyaz yakalı vatandaşlardan oluşması ile dikkat çekiyor. Peki, neden ve nasıl gidiyorlar, mutlular mı, dönecekler mi?
T
Artemis Yayınları’ndan çıkan ilk kitabı “Yeni Ülke Yeni Hayat”ta bu soruların peşinde düşen Bahar Çuhadar, 9 ülke, 10 şehirden 11 göçmenin gidiş hikâyesine kulak veriyor. Çuhadar, göçmenlerin Türkiye’den gidiş öykülerini, yaşadıkları yere adaptasyon süreçlerini, yaşam rutinlerini, neleri özleyip nelere şükrettiklerini sorguluyor. Eğitim fırsatları, ekonomik koşullar, şehirleşme,
dil bariyeri, psikolojik durum, kadın hakları ve koşulların çocuk yetiştirmeye uygunluğuna varan detaylara kulak veriyor. Göç edenlerden, gitmeyi düşünenlere tavsiyeler alırken kitabın son bölümünde Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ulaş Sunata’nın son yıllarda yaşanan göç dalgası ile ilgili değerlendirmelerine de yer veriliyor. “Yeni Ülke Yeni Hayat”, gidenleri anlamak kadar gitmek isteyenler için de bir rehber niteliğinde. Bahar Çuhadar, dinlediği ve aktardığı göç hikayelerini nasıl bir araya getirdiğini, gözlemlerini ve çıkarımlarını anlatıyor.
Sizi bu kitabı hazırlamaya teşvik eden şey neydi? Eskiler, bir sevdikleri uzak bir yere taşındığında “Bir kapımız daha oldu” derdi. Son 7-8 yıldır ‘dışarıdaki’ kapılarımız durmadan artıyor. Türkiye’deki koşullar tatsızlaştıkça, temelli gitmenin bir yolunu bulanlar da artıyor. Sohbetlerde sürekli hangi ülkeye nasıl yerleşebileceğinden bahsedilen bir dönemi yaşarken, “Peki bu insanlar gittikten sonra ne yaşıyor acaba?” sorusu oldu kitabın merak ve çıkış noktası... Bu kitaba hikâyeleriyle konuk olan, farklı dönemlerde Türkiye’den, temelli olmak niyetiyle gitmiş insanlar aracılığıyla, gittikten sonra neler yaşandığını duymak istedim.
Kitapta röportajlarını okuduğumuz kişileri neye göre seçtiniz? Çünkü öykülerini okurken, sadece farklı bir ülkede olmaları değil, farklı hayat görüşleri ya da yaşam tecrübelerinden süzülmüş oldukları izlenimine de kapılıyoruz. İlk kriterim gidenlerin ‘beyaz yakalı göçü’ ya da ‘kalifiye emek göçü’ tanımına uyan ve gönüllü saiklerle göç etmiş kişiler olmasıydı. Daha sonra hem ülke çeşitliliğine hem de gidiş şekillerine göre bir ayrıma gittim. Evlenerek, iş teklifiyle ‘expat’ olarak, Ankara Anlaşması’yla giden ya da kafaya koyup bir şekilde gitmeyi zorlayan da 82