01/2015
Büyük Veri Hakkında Bilmeniz Gereken Şey
4G LTE Hakkında Tüm Detaylar
10
Çözümleri
UDH Bakanlığı’nın 2015 Bütçesi Hakkında Tüm Detaylar • 31. Ulusal Bilişim Kurultayı Ankara’da Gerçekleşti Türkiye’nin Haberleşme Politikaları • ERP Gerçeği • Türkiye’de İnternet Özgür Değil Yeni Nesil TV Satın Alma Rehberi • Bilişim Altyapısına Yılda 5 Milyar Dolar Yatırım
Ali Dinçer TP-LINK Türkiye Ülke Müdür Yardımcısı
~ Yükselen Deger ~ Kurumsal Ag
SANAL ORTAMLARINIZ İÇİN KÖTÜ AMAÇLI YAZILIM KORUMASINDA EN ETKİLİ ÇÖZÜM! AGENTLESS | ARACISIZ GÜVENLİK VMware sanal ortamlarınızın güvenliğini aracısız şekilde sağlayabilmeniz için geliştirilmiştir. Kaspersky Security Virtual Appliance (KSVA) ile VMware sanal ortamınızı aracısız korumanızı sağlarken, vShield teknolojisiyle hızlı kurulum gerçekleştiriyor ve sisteminizi yeniden başlatmak zorunluluğunu ortadan kaldırıyoruz.
KASPERSKY SECURITY FOR VIRTULIZATION (KSV) – AGENTLESS ÇÖZÜMÜ İLE: • Kaynak kullanımını azaltıp, performansınızı arttırın. • Ağınıza yapılan saldırılardan etkili şekilde korunun. • Güncelleme ve tarama anında oluşabilecek açıklıkları yok edin.
LIGHT AGENT | HAFİF ARACILI GÜVENLİK Microsoft Hyper-V, Citrix ve VMware sanal ortamlarınızı gelişmiş güvenlik bileşenleriyle korumanız için geliştirilmiştir. Kaspersky Security Virtual Appliance (KSVA) ile yine merkezi güvenlik sağlanırken, sanal makinelerin üzerine kurulan hafif aracılar ile zararlı yazılımların ağınıza girmesini engelliyoruz. Bu yöntem ile kaynaklarınızın kullanımını azaltırken, sistem performansını arttırıyoruz.
KASPERSKY SECURITY FOR VIRTULIZATION (KSV) – LIGHT AGENT ÇÖZÜMÜ İLE: • Sisteminizdeki güvenlik açıklarını görüntüleyin. • Gelişmiş sezgisel koruma yöntemiyle maksimum güvenlik sağlayın. • Cihaz, uygulama ve web denetimi ile sisteminizi kontrol altında tutun. • IM, mail ve web trafiğini denetleyin ve etkili bir şekilde koruyun.
KSV ürünüyle ilgili bilgi almak ve sistemlerinizde test etmek için bizlerle iletişime geçiniz: info@tr.kaspersky.com Kaspersky kurumsal ürünlerini inceleyebilmek için tıklayınız: www.kaspersky.com.tr
editör
Online Ticarette Tüketiciler En Çok Neye Önem Veriyor? Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 22 ülkede yapılan araştırma online tüketim alışkanlıklarına ışık tutacak nitelikte. Bakın bu farklı araştırmanın sonuçları neler.
Ali Yavuz ŞAHİN
Genel Yayın Yönetmeni yavuz@btgunlugu.com
Geniş kapsamlı araştırma Türkiye’nin de içinde bulunduğu ABD, İngiltere, Almanya, Avusturya, İsviçre, İtalya, İspanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Danimarka, Polonya, Rusya, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada, Brezilya, Meksika, Kanada, Çin ve Avustralya’dan 17 bin 500’ü aşkın kişinin katılımıyla gerçekleştirilmiş. Araştırma farklı coğrafyalardaki tüketici alışkanlıklarını irdeleyerek tüketicilerin online alışveriş davranışlarını ortaya koyuyor. Halihazırda internet üzerinden yurtdışına ürün ve hizmet satanlarla, bu alanda faaliyete başlamaya hazırlananlara yol gösterecek sonuçlar içeren araştırma, dünya genelinde en çok sınır ötesi online alışveriş yapanların Avusturyalılar olduğuna işaret ediyor. Avusturyalıların yüzde 83’ü online alışveriş için ülke sınırlarını aşarken, onları yüzde 82’yle İsrailliler takip ediyor. Üçüncü sırada ise yüzde 75 ile Avustralya yer alıyor. Sınır ötesi online alışveriş yapanların en çok önem verdikleri konu ise nakliyenin ücretsiz olması! Son 12 ay içerisinde başka ülkelerdeki sitelerden alışveriş yapmış olanların yarısı (yüzde 51), daha sık olarak yurtdışından online alışveriş yapmamalarının sebebinin nakliye masrafları olduğunu söylüyor. Benzer biçimde, sınır ötesi alışveriş yapanların yüzde 47’si, nakliyatın ücretsiz olmasının, kendilerini yurtdışından daha sık alışveriş yapmaya teşvik edeceğini vurguluyor. Yetişkin internet kullanıcılarının yüzde 51’i de ücretsiz nakliyat ve iadenin, online ticaretin olmazsa olmazı olduğunu düşünüyor. Peki 2015’te Türk tüketicilerin satın aldıkları hangi ürünlerin satışının ne kadar artması bekleniyor? En büyük artışın, yüzde 25 ile ev eşyalarında olacağı öngörülüyor. Bu kategoriyi eğlence (yüzde 15), sağlık ve güzellik (yüzde 14), bebek ve çocuk eşyaları (yüzde 14) takip ediyor. Araştırma gösteriyor ki, Türkiye’de online alışveriş yapanların yüzde 64’ü sadece yurtiçinde, yüzde 31’i hem yerel hem yurtdışındaki sitelerden, yüzde 6’lık bir kesimse sadece sınır ötesi alışveriş yapıyor. Online alışveriş alışkanlarının önümüzdeki 12 ay içerisinde nasıl değişeceğine dair soru yöneltilen Türklerin yüzde 24’ü yerel sitelerden, yüzde 20’si ise yurtdışından alışveriş yapmaya başlayacağını söylüyor. Türk katılımcıların yüzde 40’ı yurtiçinden, yüzde 26’sı yurtdışından yaptığı alışverişi artıracağını belirtiyor. Araştırmanın detaylarına internetten “PayPal Sınır Ötesi Online Alışveriş Araştırması 2014” diye aratarak ulaşabilirsiniz.
içindekiler
06 12
14 16 20 22 26 29 31 32 34
38 40 42 46
48
52 54 56 60 4
Haberler Özel Haber: Bilişim Altyapısına Yılda 5 Milyar Dolar Yatırım Röportaj: Mehmet Doğanyiğit Röportaj: Erda Tütüncüoğlu Röportaj: Olivier Robinne Özel Haber: 4G LTE Hakkında Tüm Detaylar Röportaj: Glenn Booth Röportaj: Pete Baxter Sektörden: Tolga Balcı Büyük Veri Hakkında Bilmeniz Gereken 10 Şey Kapak Konusu: Yükselen Değer Kurumsal Ağ Çözümleri Röportaj: Ali Dinçer Başarı Hikayesi: Terra Dış Ticaret UDH Bakanlığı’nın 2015 Bütçesi Kabul Edildi 31. Ulusal Bilişim Kurultayı Ankara’da Gerçekleşti Türkiye’nin Haberleşme Politikaları Meclis’te Masaya Yatırıldı ERP Gerçeği Türkiye’de İnternet Özgür Değil Yeni Nesil TV Satın Alma Rehberi BT Günlüğü Test Merkezi
künye Eylül Medya Adına Sahibi
Ali Yavuz ŞAHİN Genel Yayın Yönetmeni yavuz@btgunlugu.com
Kreatif Creative Solutions diyalog@creativesolutions.com.tr Reklam
Reklam Departmanı Ecevit BIKTIM
reklam@btgunlugu.com
Yayın Danışmanı
omer@btgunlugu.com
Adres İnönü Caddesi No: 8 Bulut İş Merkezi 4. Kat Daire: 72 Çeliktepe Kağıthane / İstanbul Tel : 0212 270 36 37 PBX Fax: 0212 270 36 37
Editörler
Dağıtım Etkin Dağıtım
ecevit@btgunlugu.com
Ömer BALK Yazı İşleri Müdürü
Mücahit Aytekin Barış Terun Erhan Tan Mutlu Çavuş Avşar Özgen info@btgunlugu.com
Baskı ve Cilt Özgün Ofset Aytekin sokak no:21 4.Levent / İstanbul Tel : 0212 280 00 09 Fax: 0212 264 74 33
IBM Çözümleriyle
VERi MERKEZi İş Teknolojileri Büyük Veri İş Yönetimi Uygulamaları Bulut Teknolojileri
Yazılım Teknolojileri Güvenlik Uygulama Geliştirme Teknolojileri Son Kullanıcı Yönetimi
Donanım Ağ Teknolojileri Depolama Teknolojileri Flash Teknolojileri Sanallaştırma Geleneksel Veri Depolama Yedekleme
Power Systems (Sunucu) Teknolojileri
Veri Merkezi Mobil Veri Merkezi Yerel Veri Merkezi
Mobil
Veri Merkezi
4S
4S
4S
5
haberler Skype ve Lync Kullanıcıları Birbirlerini Arayabilecekler
Mobilite 2015’te İşlerin Yapılış Şeklini Değiştirmeye Devam Edecek Citrix, 2015’te bilişim teknolojilerinin iş yapma şekillerinde büyük çaplı değişimlerin yaşanmasına önayak olacağını öngörüyor. Cihaz, lokasyon ve uygulamalardan bağımsız olarak her şey yazılım tabanlı olmaya başlayacak. Bu eğilim, çalışanların iş yapış şekillerini adeta yeniden keşfetmesine zemin hazırlıyor ve özellikle mobil çalışma stillerinde önemli değişiklikler bekleniyor. 2015 yılına dair Citrix’in bazı öngörülerine baktığımızda ilk olarak çalışanların mobil olması artık bir ‘olmazsa olmaz’ olduğunu görüyoruz. Yenilikçi firmalar için ‘uzaktan çalışma’ yeni bir konu değil. Analistlerce yapılan bir araştırmaya göre, beyaz yakalıların %61’i ofis dışında çalışmakta. Cihaz yönetimi yerini çalışma alanına bırakacak bunun yanı sıra telefon içine gömülecek iş uygulamaları çalışanların bağlantı oranlarını arttıracak. Mobil uygulamalara eklenecek “sosyalleşme” özelliği 2015 yılının en önemli konularından biri olacak. Yazılım tabanlı işyeri konseptinin genişlemesi BT sektörünü yeniden tanımlayacak. Şirketler şimdi yalnızca yazılım tabanlı işyeri konseptinin getirdiği operasyonel ve teknik faydalara değil, bunun tüm iş dünyasına ve insanlara getirdiği yararlara bakacak.
6
Microsoft bünyesinde yer alan mesajlaşma servisleri Skype ve Lync kullanıcılarının bundan sonra kendi aralarında görüntülü arama yapabilecekleri açıklandı. Kullanıcıların bilgisayarlarından, tabletlerinden veya akıllı telefonlarından sesli ve görüntülü aramalar yapmasına imkan sağlayan Skype, 2011 yılında Amerikalı teknoloji devi Microsoft tarafından 8.5 milyar dolara satın alınmıştı. Microsoft’un dünyanın en çok kullanılan mesajlaşma servisleri arasında yer alan Skype’ı bünyesine katması oldukça başarılı bir yatırım olarak değerlendirilse de, firmanın mevcut mesajlaşma servisi Microsoft Lync‘i nasıl değerlendireceği merak konusu olmuştu. skype Microsoft Lync kullanıcıları Skype’ın Microsoft tarafından satın alınmasının ardından kendi mesajlaşma servislerinin emekliye ayrılacağından endişelenmiş olsa da, Microsoft bu endişeleri boşa çıkarmış ve her iki mesajlaşma servisini de hayatta tutmaya karar vermişti. Bugün Microsoft Lync kullanıcılarını sevindirecek bir açıklama daha yayınlayan Microsoft, hali hazırda birbirleri arasında ileti gönderebilen ve sesli arama yapabilen Skype ve Lync kullanıcılarının bunda sonra kendi aralarında görüntülü arama da yapabileceklerini duyurdu.
7
haberler Turkcell’in Twitter Hesabını Hack’lediler!
15 Aralık günü sabah saatlerinde Turkcell’in Twitter üzerinden kullanıcılarına destek sağladığı “Müşteri Hizmetleri” adlı resmi hesabı bir grup hacker tarafından ele geçirildi. Hacker grubu “Sayın Abonelerimiz, Öncelikle bu kadar pahalı tarifeler sattığımız için sizden özür dileriz, Artık 2 GB Net paketleri 1 TL olacaktır” mesajını paylaştılar. Turkcell’in Twitter hesabının kendilerine Uygur Tim adı veren hacker grubu tarafından ele geçirildiği tahmin ediliyor. Uygur Tim milliyetçi hacker grubu olarak tanınıyor. Hacker grubunun Turkcell hesabını ele geçirdiği sırada Twitter hesabında “Turkcell kazık dediler, uğrayalım dedik” şeklinde bir paylaşım yer alıyordu. @TurkcellHizmet hesabının 100 bine yakın takipçisi bulunuyor. Turkcell’in hesabını geri alması ise yaklaşık 1 saatlik bir sürenin ardından gerçekleşti. Bu süre zarfında firmanın yaptığı açımlamada; “sosyal medya üzerinden müşterilerimize kesintisiz destek sağlamak amacıyla kullandığımız @Turkcell Hizmet Twitter hesabı, bir hacker grubunun saldırısına uğramıştır. Gerçekleşen saldırı sonrasında hesaba kısa süreliğine illegal erişim sağlansa da sorun hızla çözülerek müşteri hizmetleri hesabımız yeniden hizmet vermeye başlamıştır. Müşterilerimizin kişisel bilgileriyle ilgili herhangi bir güvenlik açığı bulunmadığını kamuoyuna duyurur, yaşanan süreç boyunca @ TurkcellHizmet hesabından paylaşılan mesajlara itibar edilmemesini önemle rica ederiz” ifadeleri yer aldı.
8
Pronet Yeni Ürünü Pronet Plus’ı Tanıttı Pronet; ‘interaktif güvenlik’, ‘görüntüleme sistemleri’, ‘akıllı ev çözümleri’ ve ‘enerji yönetimi’ gibi hizmetleri içeren akıllı güvenlik sistemi Pronet Plus ile yeni bir dönem başlatıyor. Mevcut Pronet güvenlik sistemiyle birlikte çalışan Pronet Plus; mobil iletişim kanalları sayesinde, kullanıcıya, uzak olduğu evinden ve sevdiklerinden an ve an haberdar olup gerekli kontrolleri yapabilme imkânı tanıyor. Pronet böylece, abonelerin kendi yaşam senaryolarına göre uyarladığı güvenlik sistemini, hayatı kolaylaştıran yeni servislerle gündelik yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline getiriyor. Pronet Yönetim Kurulu Başkanı Alp Saul: “‘Asıl işimiz olan güvenliği, ev ve işyerlerinden devamlı haberdar olabilmeyi sağlayacak şekilde interaktif bir hale getirdik. Ayrıca bu hizmetlere akıllı ev çözümlerini de ekleyerek insanların hayatını kolaylaştıran yepyeni bir hizmet tasarladık. Müşterilerimizin hayatlarını kurtarırken, diğer yandan onların ev ve işyerleri ile bağlantılarını sürekli ve interaktif hale getirerek; sadece iyi bir güvenlik değil, aynı zamanda hayatlarını kolaylaştıran bir hizmet de sunmak istedik.”
Collaboration
Data Center & Cloud
Routing & Switching
Software Defined Networking
Türkiye’nin en iyi Cisco eğitmen kadrosu ile geleceğinize yön verin. Ağ Tasarımı ve Projelendirme
Eğitim ve Danışmanlık
Kurulum ve Destek Hizmetleri www.btegitim.com +90 (212) 274 69 98 9
haberler
Türkiye’nin İlk Teknolojik Stadyum Çatısı
Yeni teknolojiler Ankara’da Görücüye Çıktı
İstanbul’un kültürel yapısını bozmadan, çevreci ve teknolojik donanıma sahip olarak inşa edilen Vodafone Arena’nın çatı inşaatına başlandı. Vodafone Arena’da, yapımına başlanan çatı çalışmaları tamamlandığında, Türkiye’nin ilk teknolojik çatısı da hayata geçecek. Özel dokusu ile stat ışıklandırmalarına, ışık oyunlarında ve iç aydınlatmalarda fark yaratacak olan çatı, çelik halatlı, çelik borulu ve çok hafif konstrüksiyon özelliğiyle uçan çatı sisteminin de kullanıldığı ilk stat olacak. Vodafone Arena’nın lokasyonu itibarıyla İstanbul Boğazı’nın göbeğinde, Dolmabahçe Sarayı’nın ve Tarihi Saat Kulesi’nin hemen yanında yer alması; görsel olarak çatının hem üstten hem alttan görünebilmesi çatıda kullanılacak konstrüksiyon ve membran özelliğini bir kat daha arttırırken, depreme ve her türlü hava şartlarına da dayanıklılık gösterecek.
Fujifilm ve Lidya Grup Anlaşma İmzaladı Türkiye genelinde hizmet veren 4 farklı şirketi, 8 bölge bayi, 5 bölge ofisi ve 100’e yakın uzman personeli bulunan Lidya Grup, Fujifilm’in Acuity LED ve Acuity FB ile Uvistar serisi makinelerinin satışını ve satış sonrası hizmetlerini gerçekleştirecek. Fujifilm ve Lidya Grup arasında yapılan anlaşma, tüm dijital baskı sektörüne, hem iç mekân hem de özellikle açık hava reklamcılığına yeni bir soluk getirecek. Fujifilm’in; fotoğraf kalitesinde yüksek hızlı dijital baskı yapan Acuity Advance UV Flatbed, Uvistar II UV dijital baskı makinesi ve Acuity LED 1600 UV, sektörün yakından takip ettiği önemli makineler. Mevcut satış kanallarının büyütülerek pazar payının artırılmasına yönelik gerçekleştirilen işbirliği, gelişen pazarın ihtiyaçlarını karşılamak adına büyük önem taşıyor.
10
EMC’nin bu yıl sekizincisini düzenlediği EMC Forum etkinliği, 27 Kasım Perşembe günü, Ankara’da gerçekleştirildi. Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Dr. Alaattin Büyükkaya’nın katılımı ile gerçekleştirilen EMC Forum; Bulut ve Büyük Veri konuları çerçevesinde, “Yeniden Tanımla” temasına odaklandı. Forum’un açılış konuşmasını, EMC Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Yazılım Grubu Sorumlu Başkan Yardımcısı Dayne Turbitt üstlendi. EMC Forum kapsamında aynı zamanda, forum katılımcılarının yanıtlarıyla gerçekleştirilen EMC Forum Türkiye Araştırması sonuçları da açıklandı. Araştırmaya, birçok farklı alanda faaliyet gösteren Türkiye’deki işletmelerden, BT konusunda karar sahibi 278 kişi katılım gösterdi. Dikkat çekici sonuçların elde edildiği araştırma; bulut, mobil, sosyal ve Büyük Veri teknolojilerindeki mega trendlere dayanan değişim sürecinde, BT’nin işletmelerdeki değişimler üzerindeki etkisi hakkında BT yöneticilerinin görüşlerini ortaya koyuyor.
CIO S u
TÜRKİYE CIO SUMMIT 2015
it 2
01
C
mm
Türkiy
e
Where IT meets Business
www.idcciosummit.com/antalya
5
ID
9-10 Nisan 2015, Kaya Palazzo Golf Resort, Belek – Antalya
3. Platform'da BT ve İş Birimlerinin Buluşması İŞ DÜNYASI İLE BULUŞMA CIO Zirvesi; CIO ve BT profesyonellerinin bir araya geldiği, CIO’ların ve Uzmanların reel iş yaşamındaki teknoloji odaklı görüş ve deneyimlerinin paylaşıldığı, yeniliklere ve fırsatlara açık bir buluşma ortamıdır. CIO Zirvesi BT ihtiyaçlarınızı doğru belirleme, teknoloji çözümleri ve trendler konusunda farkındalık yaratma ve yatırımlarınızı doğru yönlendirmenizi sağlayacak 2 günlük öğrenme ve bilgi paylaşımı ortamı sunmaktadır.
KONUŞMACILAR
Türkiye genelinde 200+CIO ve Kıdemli BT karar vericisi ile buluşun Farklı sektörlerde en çok talep edilen çözümlerde fikir liderliği yapın
Vernon Turner Kıdemli Başkan Yardımcısı, Kurumsal Altyapı, Tüketici, Ağ Telekom ve Sürdürebilirlik Araştırma IDC
Networking aracılığı ile firma ürünlerini ve çözümlerinizi tanıtın Türkiye’deki CIO’lar ile ilişkilerinizi geliştirin
Rajeev Agarwal Başkanı Yardımcısı, Araştırma IDC
2 + Workshop
Frank Gens Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Baş Analist IDC
Nevin Çizmecioğulları Ülke Müdürü IDC Türkiye
200+ CIO
Jyoti Lalchandani Grup Başkan Yardımcısı, IDC Orta Doğu, Afrika ve Türkiye
Stephen Elliot Başkan Yardımcısı, BT Altyapı ve Bulut Uygulama IDC
Melih Murat Araştırma Müdürü BT Servisleri IDC Türkiye
50+
40+
BT Tedarikçisi
Konuşmacı
Zirve
Platin
İş Ortaklarımız
DATASERV
Gümüş
Altın
Sergi
Basın
Gala
Konferans hakkında detaylı bilgi için;
Sunum ve Standları ile yer almak isteyen bilişim firmaları için;
Zeynep Yaylalı, zyaylali@idc.com, +905335291635 Şule Saltık, ssaltik@idc.com, +905363505822
Nevin Çizmecioğulları, ncizmeciogullari@idc.com, +905336665587 Pelin Özden, pozden@idc.com, +905392488652
Middle East CIO Summit February 25 - 26 Atlantis Hotel, Dubai
South Africa CIO Summit March 24 - 25 Maslow Hotel, Johannesburg
Egypt CIO Summit 2015 March 31 - April 1 Four Seasons Nile Plaza, Egypt
Francophone CIO Summit April 29 - 30 Mazagan Beach Resort, Morocco
West Africa CIO Summit 13 May Intercontinental Hotel, Lagos
East Africa CIO Summit June 18 Kempinski Hotel, Nairobi
11
Saudi Arabia CIO Summit September Riyadh
özel
haberler
Bilişim Altyapısına Yılda 5 Milyar Dolar Yatırım
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, genişbant internet abone sayısının 1 ay içerisinde 40 milyondan 40 milyon 500 bine yükseldiğini belirterek, “Sadece bir ayda 500 bin abone sayısı arttı. Bu kadar hızlı gelişen sektörün, güçlü bir alt yapısının olması gerekiyor. Bu nedenle de yılda 5 milyar dolarlık alt yapı yatırımı gerçekleştiriliyor” dedi.
12
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı toplantı salonunda, Sabahattin Zaim Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi ve Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) arasında “Bilişim Dersleri ile Revizyonu” imza töreni gerçekleştirildi. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, üniversite-bilişim sektörü işbirliği kapsamında çalışmaların başlatıldığını ifade etti. Elvan söz konusu protokolün üniversite ile sanayinin işbirliğinin geliştirilmesi, sanayinin bilgi ve iletişim sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda öğrenci yetiştirilmesi, öğrencilerin istihdamının sağlanması amacıyla Yazılım Sanayicileri Derneği ile iki üniversite arasında imzalandığını söyledi.
Bilgi ve İletişim Sektöründeki Büyüme Hızı Yüzde 10’un Üzerinde Bilgi ve iletişim sektöründe dünyada baş döndürücü gelişme yaşandığını dile getiren Elvan, dünyadaki hızlı değişim ve dönüşümün en önemli öncüsünün, bilgi ve iletişim sektörü olduğunu söyledi. Dünyada bilişim sektördeki büyüme hızının, dünyada ortalama büyüme hızının 3-4 katı olduğuna işaret eden Elvan, “Türkiye’de de yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 3-4 bandında beklenirken, bilgi ve iletişim sektöründeki büyüme hızı yüzde 10’un üzerinde oldu” dedi. Dünyada nüfusun 7.2 milyar, mobil abone sayısının 7 milyar, internet kullanıcı sayısının 3 milyar olduğunu belirten Elvan, her bir dakikada 5 milyon video izlendiğini, 433 bin tweet atıldığını, 2,7 milyon arama yapıldığını söyledi. Bilgi ve iletişim sektörünün tüm sektörlerin lokomotifi olduğunu bildiren Elvan, Bakanlık olarak önümüzdeki günlerde bilgi ve iletişim sektöründe faaliyet gösteren yazılımcı firmalara Ar-Ge desteği vermeye başlayacaklarını ifade etti. Bakan Elvan, “2014 yılı Ekim ayı sonu itibariyle ülkemizde; Geniş bant İnternet abone sayısı
40,5 milyona, Mobil internet kullanan abone sayısı 31,8 milyona, Mobil abone sayısı 72 milyona, M2M abone sayısı 2.5 milyona ulaştı. Makinalar arası iletişime 2015 sonu itibariyle abone sayısının 7 milyonu aşacağını düşünüyoruz” dedi. Geçen ay yaklaşık 40 milyon olan genişbant abone sayısı, bu ay 40 milyon 500 bine yükseldi. Sadece bir ayda 500 bin abone sayısı arttı” dedi. Bu kadar hızlı gelişen sektörün, güçlü bir alt yapısının olması gerektiğine dikkati çeken Elvan, yılda 5 milyar dolarlık alt yapı yatırımı gerçekleştirdiklerini kaydetti.
İstihdam Garantili Sistem Nitelikli insan kaynağı konusunda ciddi sıkıntı yaşandığına dikkati çeken Elvan, “Bu protokolle, üniversitelerimiz bilgi ve iletişim sektörünün talep ettiği müfredat programı çerçevesinde öğrencilerini bir programdan geçirecekler. Üniversiteden mezun olur olmaz bu öğrencilerimiz Yazılım Sanayicileri Derneği Bakanlığımız tarafından işlerine yerleştirilecekler. Yani istihdam garantili sistemi yürürlüğe koyuyoruz” diye konuştu. 2015 sonunda 4G’yi devreye sokarak, Türkiye’nin ulaşım ve iletişim alt yapısının, dünyada rekabet edilebilir konuma ulaşmasını sağlayacaklarını anlatan Elvan, Türkiye’de Veri İletim Merkezleri ile İnternet Değişim Noktaları kurulması amacıyla çalışmaları başlattıklarını kaydetti. Sayısal arşiv, oyun, bilgisayar pazarı, yazılım ürünleri gibi alanlarda yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Elvan, bu konudaki çalışmaların da başladığını, bu alanları içeren yasal düzenlemenin önümüzdeki yıl yapılmasının planlandığını ifade etti. Acil durumlarda kullanılan mobil baz istasyonlarının kurulması konusunda bu yıl yoğun bir çalışma yaptıklarını ifade eden Elvan, her iki ile bir mobil istasyon olacak şe-
kilde planlama yaptıklarını bildirdi. Elvan, “Acil durumlarda kullanılan Mobil Baz İstasyonlarının faydasını bu güne kadar birçok olayda gördük. Acil durumlarda haberleşmenin aksamadan devam etmesi için ülke genelinde 25 bölgede bulunan Uydu Transmisyonlu Mobil Baz istasyonlarının sayısı 40’a çıkarıldı ve her iki ile bir mobil istasyon olacak şekilde gerekli planlama yapılmıştır” dedi.
Her Yıl 10 Bin Yazılım Elemanına Ihtiyaç Var Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer de söz konusu çalışmaların çok ciddi bir ihtiyacı gidermek için yapıldığını söyledi. Bu konuda sadece Türkiye’de değil Avrupa Birliği’nde de (AB) ciddi bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Acarer, “Önümüzdeki 5 yıl içinde 860 bin yeni yazılım elemanı ihtiyacı var Avrupa’da. Türkiye’de her yıl en az 10 bin yeni yazılım elemanına ihtiyaç var” dedi. Yayımlanan sektör raporlarına göre, sektörün en önemli ihtiyacının yüzde 59 ile nitelikli eleman ihtiyacı olduğunun belirtildiğini anlatan Acarer, bu tür işbirlikleriyle yeni elemanların sektöre katılacağını ve yazılım sektörünün daha da ileriye gideceğini ümit ettiklerini söyledi.
Türkiye’nin Petrolü Önümüzdeki Yıllarda Yazılım Olacak YASAD Başkanı Doğan Ufuk Güneş de sektör olarak en önemli sorunlarının nitelikli eleman olduğunu dile getirerek, sektörün her yıl 50 bin civarında yeni personel ihtiyacı olduğunu, üniversitelerden mezun olan öğrenci sayısının ise 12 bin olduğunu söyledi. Güneş, 10 yılda 1 milyon istihdam, 10 yılda 10 milyar dolar ihracat hedeflerinin olduğunu ifade ederek, “Bugün yaptığımız protokolle bu hedefe bir adım daha yaklaşmış olacağız. İnşallah hükümetimizin desteğiyle doğru adamlar atmaya devam edersek Türkiye’nin petrolü önümüzdeki yıllarda yazılım olacaktır” diye konuştu.
13
söyleşi
Ali Yavuz ŞAHİN yavuz@btgunlugu.com
Türk Şirketleri İçin En Zorlu Hedef Bakış Açısını Değiştirip Potansiyeli Uygulanır Kılabilmek
Mehmet Doğanyiğit Proline İcra Kurulu Başkanı
“Türkiye’de teknoloji üretilir mi? Üretilirse yurtdışına satılabilir mi?” gibi sorular uzun süredir tartışılıyor. Dünyadan örnekler veriliyor, başarılı hikayeler paylaşılıyor. Oysa Türkiye’de, fiziksel ve zihinsel sınırları çoktan aşıp, farklı coğrafyalara ulaşabilen teknoloji şirketleri var. Proline da bunlardan biri. Kendi Ar-Ge merkezinde ürün ve çözümlerini tasarlayan Proline Bilişim, geçirdiği dönüşümün ardından başta kent güvenlik yönetim sistemi çözümleri olmak üzere büyük veri ve sosyal medya analizinden iş zekâsına, coğrafi bilgi sistemlerinden biyometrik kimlik doğrulamasına kadar oldukça geniş bir portföyü Türkiye’nin yanı sıra Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu Kuzey Afrika ve Ortadoğu coğrafyasına pazarlıyor, satıyor ve bu pazarlarda uygulamalar gerçekleştiriyor. Proline Bilişim İcra Kurulu Başkanı Mehmet Doğanyiğit ile Proline’ın dününü, bugününü ve hedeflerini konuştuk. 14
Şirketinizi Ar-Ge ve entegrasyon kabiliyetine sahip bir Türk teknoloji şirketi olarak tanımlıyorsunuz. Bu tanımı biraz açabilir misiniz? Elbette. Bu aslında Türkiye’de faaliyet gösteren bir bilişim şirketi olmaktan, Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı coğrafyanın tümüne ürün ve hizmet götürebilecek bir Türk teknoloji şirketine dönüşme öykümüzün de bir özeti niteliğindedir. Köklü bir şirket olarak sistem entegratörü kimliğimizle başarılı projelerin içerisinde yer almaktan dolayı mutluyuz. Fakat bununla birlikte Türkiye’nin, genç nüfusu, yüksek ekonomik potansiyeli, kaliteli insan kaynağı ve olanaklarıyla, bulunduğu coğrafyaya örnek olma ve liderlik etme ilkesine de inanıyoruz. Bunun için Türkiye’deki şirketlerin ve özellikle de teknoloji şirketlerinin “tempolu bir şekilde koşmaları” gerekiyor. Türkiye son derece yüksek bir potansiyele sahip olduğu teknoloji alanında teknoloji tasarlayan, üreten, pazarlayan, dağıtan ve uygulayan bir ülke olmalı. Ne kadar yatırım yaparsanız yapın, finans kaynaklarınızı ne kadar konsolide ederseniz edin, sizin için asıl zor olan bu bakış açısının tüm kurumlar tarafından benimsenmesini sağlayabilmektir. Proline olarak bu alanda öncü ve örnek olmaya çalışıyoruz. Entegratör kimliğimizin yanına Ar-Ge kabiliyetini eklememizin; kendi tasarladığımız ürünleri yurtdışındaki ülkelere satabilen ve bunların uygulamasını da aynı hassasiyetle gerçekleştirebilen bir şirket olma hedefi-
ni benimsememizin sebebi de tam olarak bu. Nihayetinde bu hedeflerimize ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Artık Türkiye’nin yanı sıra Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da faaliyet gösteren bir Türk teknoloji şirketiyiz.
Bu alanda atmış olduğunuz adımları öğrenebilir miyiz? En önemli adım bir Ar-Ge merkezi haline gelmekti. Yaptığımız çalışmalar sonucunda İstanbul Genel Merkezimiz, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezi olarak tescil edildi. Bu Ar-Ge merkezinde kendi ürünlerimizi geliştirmeye başladık. Kendi geliştirdiğimiz kent güvenlik yönetim sistemi çözümleri, akıllı yazılımlar, coğrafi bilgi sistemleri, sosyal medya analiz yazılımları, biyometrik ürünler (parmak izi, parmak damar izi, avuç izi, avuç damar izi, yüz tanıma, vb.) ve uygulama çözümlerimizden oluşan, yüksek bilgi ve tecrübe birikimi gerektiren bir ürün portföyüyle müşterilerimize ulaşır hale geldik. Ürün ve çözüm ailemizi “Akıllı ve Güvenli Şehir”, “Akıllı Platformlar”, “Akıllı Devlet” ve “Akıllı Toplum” konseptleri altında topladık. Akıllı ve güvenli şehirlerin en önemli unsurlarından biri olan biyometri kavramı da yapılan uygulamalar ve geliştirilen teknolojiler ile hayatımızda daha fazla yer almaya başladı. Biz de Türkiye’nin dört bir yanında uyguladığımız MOBESE ve diğer kent güvenlik yönetim sistemi çözümlerimize biyometri ürün ailesini ekledik. T.C. elektronik pasaport projesini (e-Pasaport) hayata geçirip, Bolu’da gerçekleştirilen yeni ne-
sil elektronik kimlik kartı pilot projesinde yer aldıktan sonra bu alandaki tecrübemizi biyometri alanındaki yeniliklerle daha da üst seviyelere çıkardık. Geliştirdiğimiz BioPOS parmak damar izi analiz cihazı, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Biyometrik Kimlik Doğrulama Projesi kapsamında kullanılıyor. ICT Summit 2014 etkinliğinde Design Awards yarışmasında BioPOS cihazımız tasarım ödülü aldı. Tüm bu ürün ve uygulama becerilerimizle yurtdışındaki ihalelere girmeye başladık ve 2022 Dünya Kupası’nın düzenleneceği ve bu sebeple önemli kent güvenlik yatırımlarına imza atan Katar’ın kent güvenlik yönetim sistemlerinin sağlayıcısı olduk. Halihazırda Suudi Arabistan’da da önemli bir projenin ihale sürecinde son safhaya kalmış bulunuyoruz.
Bundan sonra atacağınız adımlar nelerdir? Hedefimizde emin adımlarla ilerliyoruz. Önceleri Katar ofisimiz aracılığıyla Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgelerindeki projelerimizin koordinasyonunu yürütüyorduk. Kısa bir süre önce Pakistan’da da bir ofisimizi faaliyete geçirdik. Bu ofisle amacımız çözüm sunma alanımızı daha da genişletmektir. Türkiye’nin e-dönüşümüne katkı sağlayabilecek yeni projeler tasarlamayı sürdüreceğiz. Güvenlikten biyometrik kimlik doğrulamasına, büyük veri ve sosyal medya analizinden coğrafi bilgi sistemleri çözümlerine kadar bilişimin özellikle yüksek bilgi ve tecrübe birikimi gerektiren alanlarında etkinliğimizi artırarak sürdürebilmeyi planlıyoruz.
15
söyleşi
Ali Yavuz ŞAHİN yavuz@btgunlugu.com
Unify Olarak Yenilikçiliğimiz ve Sektördeki Öncü Rolümüze Güveniyoruz Geçtiğimiz dönemde Siemens’den ayrılarak Unify ismini alan Haberleşme Sistemleri Grubu yoluna bağımsız olarak devam ediyor. Son dönemde dikkatleri üzerine çeken firmanın Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncü ile Unify macerasından ve Türkiye’de neler yaptıklarından bahsettik. Detaylar söyleşimizde. Bizlere biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? İş hayatıma 1995 senesinde Siemens bünyesinde başladım. Kurumsal şebekeler adı verilen bölümde satış yöneticiliği görevini yürüttüm. Ardından 3 sene kadar Siemens Münih’te danışmanlık görevini yürüttüm. 2001 yılında Türkiye’ye geri dönerek satış grubunun sorumluluğunu üstlendim. Ardından sırasıyla Siemens içerisinde Tüketici Elektroniği ve Tıbbı Cihazların satış yönetim gruplarında bulundum. Son olarak Haberleşme Sistemleri grubunda yer aldım ve ardından 1 Ekim 2013 tarihi itibariyle Unify’da Ülke Müdürü olarak göreve başladım. Bizlere Unify’ın macerasından bahsedebilir misiniz? Türkiye’de Unify ismi 15 Ekim 2013 tarihinden sonra hayat buldu fakat faaliyetleri çok eskiye dayanmakta. Unify’ın ana iş kolu Siemens’in faaliyet alanında bulunduğu iş kollarından bir tanesi hatta kuruluş amacını taşıyan (kurumsal ve kamu haberleşmesi) iş kolu olarak gösterilebilir. Siemens’in faaliyet alanlarından birçoğu sırasıyla ana bünyenin dışına çıktı. Bunların sonuncusu da Siemens Enterprise olarak adlandırılan bölümdü ve Unify ismini alarak yoluna Siemens’ten bağımsız
16
olarak devam ediyor. Unify’ın iki ortağı bulunmakta, bunlardan Amerikalı Gores Group hisselerin yüzde 51’ine sahip ve Siemens’de yüzde 49’una. Ana portföyü “unified communications” ürünlerinden oluşan bir firmanın isminin Unify olarak seçilmesi de oldukça mantıklı. Unify dünyanın 100’den fazla ülkesinde faaliyet gösteriyor ve Fortune 500’deki firmaların yüzde 75’ine hizmet veriyor. Unify olarak her türlü müşterimizin haberleşme altyapısını karşılarken bunun yanında çalışanlara süreçleri içerisinde verimlilik sunan bir firmayız. Unify olarak sunduğunuz hizmetlerde donanım ve yazılım konusundaki ayrımınız nedir? Biz kendimizi yazılım ve hizmetler (servisler) firması olarak tanımlıyoruz. Bunun başlıca sebebi portföyümüzü oluşturan ürün gamında yazılım ağırlığının her geçen gün artması. Ürünümüzü ortaya çıkaran entelektüel bilgi birikimini kendimizde tutup özellikle donanım gibi, bizleri bir anlamda süreç olarak yavaşlatan konuları kontörlümüzde dışarıda yaptırdığımız yapıya geçiş yapıyoruz. Halen portföyümüzde donanımlarımız bulunmakta fakat bunların sayı biraz önce de belirttiğim gibi yavaş yavaş azalıyor.
Bulunduğunuz sektörün Türkiye’deki potansiyel hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’de bulunduğumuz sektörle ilgili bir araştırma yok. Pazar payı açıklamalarına baktığınızda altında yıldızlı bölümler var ve firmalar bu bölümlerde kendilerinin daha iyi hissettikleri kategorileri baz alarak rakam veriyorlar. Bu yüzden birbiriyle çok fazla karşılaştırılamayan veriler içerisinde boğulmaktayız. Bir ligde birden fazla birinci olamaz fakat firmalar farklı kategoriler ile birinciliklerini ilan edebiliyorlar. Bu durum bizim işimizi ölçülendirmemizi oldukça zorlaştırıyor. Bu sebepten Pazar hakkında bilgi sahibi olmak güç Biz de geçmişte yaptığımız işlerden örnek alarak gelecek beklentilerimizi ortaya çıkartıyor ve buna göre hareket etmeye çalışıyoruz. Sizin döneminiz ile birlikte Unify’da neler değişti? Öncelikle oldukça fazla değişimin olduğu bir dönemin içine denk geldiğimi söyleyebilirim. Bunun en baştaki sebebi ismimizin değişmesi. İlk işe başladığımızda firmamızın yeni ismini bilmiyordum. Yaklaşık 15 gün sonra ismimizi anons ettik. İsim belirlenme konusu tüm dünyada büyük bir gizlilikle yürütüldü
Erda Tütüncüoğlu Unify Türkiye Ülke Müdürü
ve kısıtlı sayıda kişiye bilgi verildi. İsimle birlikte firmamızın tüm yönetim kademesi de değişti. Biraz açarsak globalde CEO ve ona bağlı çalışan üst yönetim takımı değişti. Unify’ı ilerii taşıma anlamında olumlu bir değişiklik olduğunu söyleyebilirim. Bunun başlıca sebebi tüm üst yönetim kadememizin kanal tecrübesine sahip olduğu. Unify olarak “indirect” denilen yapıda çalışıyoruz ve üst yönetimimizin hepsi daha önce bu tarz bir modelde çalışmış ve başarılı olmuş insanlar. Türkiye’de “indirect” modele geçişimizi tamamladık ve hızla yolumuzda devam ediyoruz. Globalde de bu geçiş sürecini tamamlamak için çalışıyoruz. Bununla birlikte yeni bir partner programı açıkladık. Bu program sayesinde işbirliğine yarım yaptıkça daha fazlasını veren bir modele geçiş yaptık. İlk aldığımız tepkiler çok olumlu. 2015 öngörünüz neler? Önümüzdeki dönemde herkesin bildiği gibi bir seçim süreci var. Fakat biliyoruz ki bir sonraki dönemde de bu tarz bir süreç farklı konulardan yaşanabilir. Öyle bir coğrafyadayız ki her an her şey olabilir. Fakat Avrupa ile kıyasladığımızda Türkiye’nin ciddi anlamda büyüme potansiyeli olan bir ekonomiye sahip olduğunu görüyoruz. Türk ekonomisinin ana damarlarından biri inşaat sektörü ve inşaat sektörünün canlı olduğu bir yerde özellikle bizim gibi sektörlerde faaliyet gösteren firmaların işlerinin durması ve geride kalması düşünülebilecek bir şey değil. Solasıyla bizim 2015 stratejilerimiz içerisinde büyümek ve partner sayımızı genişletmek var. Geçen seneye göre durağan bir sene olmayacağını düşünüyoruz. Tabii ki global ekonomik nedenlerden gelen zorluklar var ve biz bunları aşabilecek güçteyiz ve 2015’e olumlu bakıyoruz.
Önümüzdeki yıl için ana hedefiniz neler? Özellikle kanal tarafında büyümeyi hedefliyoruz. Nitelikli partnerlerimizin sayısını arttırmak istiyoruz. Nitelikli partnerlerimiz bugüne kadar daha çok bildiğimiz telefon santrali kökeninden gelen ve yıllardır bu işi yapan firmalar. Yine bu firmalarla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Onların yanına yeni bir kültür olarak BT dünyasından gelen, belki bugüne kadar telefon konusu önüne geldiğinde bir bilene bırakayım, ben bildiğim işi kurumsal BT altyapısını kurmaya devam edeyim diyen yapıları da çözümlerimizle buluşturma arzusundayız. Artık bunların tamamı o kadar iç içe girmiş durumdaki, tek bir arayüz açıp hem firmanın operasyonel işler için kullandığı uygulamaları hem de haberleşmek için kullandığı uygulamaları görebilmeniz ve aynı zamanda yönetebilmeniz mümkün. Bu tarz çözümleri sunan firmaların da tek bir firmaya indirgenmesi gerekiyor. Bu tarz firmaları daha fazla kucaklayarak kanal yapımızı genişletmeyi düşünüyoruz. Bunun önümüzdeki dönemde en büyük hedeflerimizden bir tanesi olduğunu söyleyebilirim. Son dönemde kullanıcı deneyimi firmaların satın
almalarını fazlasıyla şekillendirmeye başladı. Akıllı telefon kullanımı kişiler bazında büyük kullanım oranlarına ulaştı, bu farklı ve kolay deneyim artık iş hayatında da aranır oldu. Karmaşık arayüz devri kapandı artık basitlik ve sadelik ön planda. Firmalar bu tarz deneyimleri iş hayatlarına yansıttıklarında verimlilikleri artıyor. Bizim yaklaşımımızda çalışanların karmaşık arayüzler ile vakit kaybetmesini kaldırmak yer alıyor. Bu durumu kurumsal bir sosyal ağa taşıdık ve çalışanların daha verimli haberleşmesini sağlamak için çalışıyoruz. Unify adının anonsuyla birlikte ortaya çıkardığımız ir platform var. Circuit adındaki bu platformu isteyen kullanıcılar ücretsiz olarak deneyebiliyorlar. Bu platform ile yapmak istediğimiz, gelecek neslin haberleşme ihtiyaçlarına bugünden cevap vermek olarak açıklanabilir. Bu uygulama bildiğiniz standart haberleşme aracı sunan uygulamalarla karşılaştırılmamalı. Circuit ile sektörde yeni bir kategori açtık ve “unified communications” katmanın kah üzerine kah yanına konumlandırabileceğimiz bir ürün. Bu kategorinin yanına yine farklı alanlardaki çalışmalarımızda gelecek. Unify olarak yenilikçiliğimiz ve sektördeki öncü rolümüz devam edecek.
17
haberler Avea Regülasyon Ekibinin Uluslararası Başarısı Türkiye’nin en genç ve yenilikçi mobil iletişim operatörü Avea, 2015 yılı ‘Regülasyon ve Uyum Alanında Çalışan Kadın Ödülleri’ kapsamında ‘Yılın Regülasyon ve Uyum Takımı’ kategorisinde finale kaldı. Türkiye’den tek finalist olan Avea, Google ve Intel gibi dünya devleriyle yarışacak. Ödüller 19 Mart 2015’te Londra’da düzenlenecek özel gecede sahipleriyle buluşacak. Avea Kurumsal İletişim Direktörü Eren İnançer Luş kurumlardaki kadın çalışanların başarısını öne çıkararak ödüllendiren uluslararası bir organizasyonda, dünyanın dev şirketleriyle birlikte finale kalmaktan gurur duyduklarını belirtti.
CeBIT 2015’ten Türk Şirketlerine Davet
Geçtiğimiz yıl yönünü %100 iş dünyasına çeviren CeBIT‘in 2015 yılı ana teması “d!conomy” olarak belirlendi. CeBIT 2015’in partner ülkesi ise Çin. Deutsche Messe Sözcüsü Gabriele Dörries; Türk bilişim ve yazılım şirketlerinin, alanında dünyanın lider fuarı olan CeBIT’te yer almalarının önemli olduğunu belirtti. 1620 Mart 2015’te Hannover Almanya’da düzenlenecek olan CeBIT’in 2015 yılı için belirlenen fuar ve konferans programları geçtiğimiz ay içinde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Hannover Fairs Turkey Genel Müdürü Alexander Kühnel’in moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda; Deutsche Messe Sözcüsü Gabriele Dörries, Tüm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği (TÜTED) Başkanı Dr. Dilek Bağdatlıoğlu ve Hannover Fairs Turkey Genel Müdür Yardımcısı Murat Özer konuşmacı olarak yer aldı
18
Brother Yeni WiFi’lı Yazıcıları ile İddialı
Brother Türkiye, geçen yıl satışa sunduğu, çok ses getiren S/B Lazer yazıcı ve çok fonksiyonlu ürün serisine kablosuz özellikli yeni ürünler ekleyerek satışa sunuyor. Konu hakkında açıklamada bulunan Brother Türkiye Ülke Direkörü Makoto Hasegawa “Müşteri memnuniyeti Brother için hep öncelikli olmuştur., Kullanıcılarımızın ürünlerimizle ilgili yorumlarını önemser ve dikkate alırız. Yazıcı kullanıcılarının değişen ihtiyaçlarını yakından takip eder, uygun çözümler yaratırız. Günümüzün kullanıcıları, evlerinde ve işlerinde sorunsuz çalışan güvenilir, uygun fiyatlı, yüksek performanslı ve hızlı bağlantı imkanı sunan Wifi özellikli yazıcılar kullanmak istiyor. Bu nedenle geçtiğimiz yıl Türkiye’de satışa sunduğumuz DSL serisine Wifi özelliği ekleyerek yeni bir seri yarattık. DSL serimizde yakaladığımız başarıyı bu yeni seride de sürdüreceğiz “ dedi.
Prolink, Huawei Distribütörü Oldu
Yeni nesil bilgi ve iletişim teknolojilerinde dünyanın lider markası Huawei, bilişim pazarının öncü ve vizyoner distribütörü Prolink ile distribütörlük anlaşması imzaladı. Huawei’nin ölçeklenebilir ve zengin ürün portföyünü, iş ortakları ile birlikte karşılamayı hedefleyen Prolink, Huawei veri iletişim ağı, veri depolama ve sunucu çözümlerinden oluşan ürün portföyünün pazarlama ve dağıtım faaliyetlerini üstlenecek. Prolink ile gerçekleştirilen işbirliğinden son derece memnun olduklarını söyleyen Huawei Türkiye Kurumsal Çözümler İstanbul Bölge Direktörü Eren Serçe, “Prolink ile gerçekleştirdiğimiz distribütörlük anlaşmasıyla Huawei veri iletişim ağı, veri depolama ve sunucu çözümlerinden oluşan ürün portföyümüzün dağıtım ve pazarlama faaliyetlerini başarıyla gerçekleştirmek için önemli bir adım attık” dedi. Prolink Genel Müdürü Ken Bradley, “Huawei ile gerçekleştirdiğimiz bu işbirliğiyle globalde büyüme kaydeden bir marka olan Huawei’nin zengin portfoyünü, Prolink’in bilgi birikimi ve güçlü kadrosu ile marka gücüne yerel destek sağlayacağız” dedi.
Samsung’dan Mağazalara Özel Yeni Nesil Akıllı Ekran Çözümleri
Samsung, mağazalara özel olarak geliştirdiği, OMD serisi - Smart Signage ekran çözümlerini tanıttı. Samsung’un yeni nesil parlak ve canlı ekranları, yüksek enerji verimliliğine sahip LED arka aydınlatma teknolojisine sahip. Tamamen açık alanların yanı sıra, vitrinler gibi yarı açık ortamlarda da en iyi görsel sonucu veren OMD serisi ekran çözümleriyle Samsung “BLU” olarak da bilinen, Samsung’un özel olarak geliştirdiği LED arka aydınlatma teknolojisini kullanıyor. Entegre Wi-Fi ve içerik yönetim sistemine (CMS) ek olarak, serinin farklı ortamlara uyarlanabilir boyut seçenekleri, hem mağaza sahipleri hem de müşteriler için en yenilikçi dijital tabela deneyimini sağlıyor. Samsung Electronics Türkiye Kurumsal Bölüm Direktörü Tansu Yeğen yeni nesil ekran çözümlerini değerlendirirken; “OMD Serisi-Smart Signage açık alan çözümümüz, Samsung’un enerji verimliliğine sahip, yüksek performanslı ekranlara verdiği önemi ortaya koyuyor. Dikkat çekici ekran parlaklığı ve gelişmiş bir işlevsellik eşliğinde, yarı açık alan ekranları pazarındaki önemli bir boşluğu, bu ürün grubuyla dolduruyoruz. İşletme sahiplerinin; güçlü, canlı ve ilgi çekici mesajları, kolaylıkla müşterilerine yansıtmalarına olanak veren bir çözümü pazara sunmaktan, son derece mutluyuz” dedi.
19
Ali Yavuz ŞAHİN yavuz@btgunlugu.com
söyleşi
Türkiye’deki İş Gücü Sayımızı Artırmak İstiyoruz Veeam, modern veri merkezleri için gelişmiş veri koruma sunarak işletmelerin sürekli çalışmasına katkı sağlayan bir firma . Geçtiğiiz dönemde Ankara’da BT yöneticilerine modern veri merkezlerine yönelik en yeni eğilimleri dinleme ve tartışma fırsatı sunan firmanın etkinlik için Türkiye’ye gelen yöneticisi Veeam Software Güney EMEA (Europe, Middle East and Africa-Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) Başkan Yardımcısı Olivier Robinne’e BT Günlüğü ekibi olarak sorularımızı yönelettik. Keyifli geçen sohbetimizde bakın Olivier Robinne bizlere nasıl cevaplar verdi. Bize biraz kendinizden ve Veeam’deki görevinizden bahseder misiniz? Veeam’e yaklaşık 4 yıl önce katıldım. Daha önce Dell firmasında 10 yıl kadar yöneticilik tecrübem oldu. Veeam Software’de Güney Avrupa Bölgesi’ni yönetiyorum. Güney Avrupa’dan kastımız Fransa, İtalya, İspanya, Kuzey Afrika ile Türkiye, İsrail, Yunanistan’ı kapsayan Akdeniz Bölgesi. Türkiye’deki faaliyetlerinizden söz eder misiniz? Türkiye’deki faaliyetlerimize 2009 yılında distribütörler aracılığıyla başladık. 2011’de ilk çalışanlarımızı aramıza kattık. Şu anda tüm Türkiye genelinde 11 çalışanımız var. Çoğu İstanbul’da ve bir kısmı Ankara’da görev alıyor. Ne yaptığımıza gelince.. Veri koruma çözümleri sağlayan bir IT şirketiyiz. Veri korumadan kastımız veri yedekleme, replikasyon ve verinin yönetimi. Veeam on Tour etkinliği nedir ve bu etkinlikten beklentileriniz nelerdi? Öncelikle Veeam on Tour’u açıklayarak başlayayım. Müşterilerimizle ve iş ortaklarımızla çok
20
yakın ilişkiler içindeyiz. Onlardan birebir geri dönüş almaya özen gösteriyoruz. Bu yüzden de tüm ülkelerde yılda iki kez Veeam on Tour etkinliği düzenliyoruz. Son etkinliğimizi Ankara’da gerçekleştirdik. Etkinliğimizin öncelikli amacı tabi ki en yeni ürün versiyonlarımızı tanıtmak, müşterilerimizin başarı hikayelerinden bahsetmek ve soruları yanıtlamaktı. Yaklaşık 200 kişilik, çoğunluğu müşterilerimizden oluşan bir katılım vardı. Tüm gün süren etkinliğimizde Ankara ağırlıklı olmak üzere bölgedeki faaliyetlerimiz, şirket vizyonumuz ve çözümlerimiz hakkında sorulara yanıt verdik. Yakın zamanda bir araştırma gerçekleştirdiniz, bunun sonuçları hakkında bize ne söyleyebilirsiniz? Biz genç ve dinamik bir şirketiz. Daha önce de söylediğim gibi müşterimizin beklentilerini anlamak ve ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için geri bildirimlerini almak bizim için çok önemli. Geçtiğimiz yaz aylarında bu kapsamda bir araştırma gerçekleştirdik. Bunun için de ABD, Fransa, Almanya, İngiltere, Avusturalya, Singapur’un dahil olduğu 10’u aşkın ülkede 1000’den fazla çalışanı
olan 750 şirket CIO’suna sorular sorduk. Biliyorsunuz ki değişen dünya şartlarında şirketlerin kesintisiz çalışması büyük önem taşıyor. Artık şirketler her an her yerden 7/24 işlerini sürdürmek istiyor. Biz de bu şirketlere kesintisiz çalışan veri merkezi çözümleri sunuyoruz. Yaptığımız araştırma sonucunda bazı önemli mesajlara ulaştık. CIO’lar için en önemli kriter işlerini 7/24 kesintisiz sürdürebilmeleri ve mevcut iş araçlarının eksiksiz kullanılabilir olması zorunluluğu. CIO’ların yüzde 80’i bu sebeplerle veri merkezlerini optimize etmeleri gerektiğini söylediler. Ana mesajlardan biri buydu. İkinci mesaj ise şirketlerin IT departmanlarının sistem çökmelerinden gördüğü zarardı. Şirketler yılda ortalama 13 kez sistem çökmesiyle karşılaşıyorlar. Bu da sistemlerin ve mevcut işlerin durması anlamına geliyor. Sistem çökmelerinin ortalama maliyeti yıllık 700 bin dolar. 3. ve son mesaj ise veri merkezlerinin şu an mevcut ihtiyaçlarına tamamen karşılık verememesi. Sistem çökme sorunlarını azaltmak için veri merkezlerinin tamamen optimize edilmiş modern veri merkezleri haline getirilmeleri gerekiyor. İşte tam bu noktada biz çözümlerimizle firmaların sürekli çalışan veri merkezlerine sahip olmalarına yardımcı
oluyoruz. Son mesaj ise bu şirketlerin 2 yıl içinde bu modern veri merkezi altyapısına geçiş yapmış olacakları. Bu söylediğimiz Türkiye dahil Fransa, Almanya, ABD gibi ülkeler için de geçerli. Çünkü zamanında kurdukları mevcut veri merkezi yapıları bugünkü artan ihtiyaçlarını karşılamak için artık yeterli olmuyor. Bunlar araştırmanın temel noktalarından birkaçı. Bu arada hemen hemen her yıl buna benzer araştırma yapıyoruz. Bu yılın araştırması kesintisiz çalışan veri merkezi. Geçen yıl sanallaştırma üzerine benzer bir araştırma yapmıştık. Hemen hemen her yıl böyle araştırmalar yapmaya özen gösteriyoruz.
Olivier Robinne Veeam Software Güney EMEA Başkan Yardımcısı
Veeam’in 2015 stratejileri nelerdir? Veeam Software olarak hızlı ve devam eden bir büyüme ivmemiz var. Geçtiğimiz çeyrek döneminde, art artarda 27 çeyrek boyunca yüzde 50 büyüme gerçekleştirdiğimizi açıkladık. Özellikle Türkiye büyüyen bir ülke, bizim de büyüyen bir grafiğimiz var. Türkiye için planımız Türkiye’deki iş gücü sayımızı artırmak. Çünkü Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip, gelişen bir pazar olduğuna inanıyoruz. Burada yapacak daha çok işimiz var. Geçtiğimiz 5 yılda Türkiye’deki ciromuzu 10 kat artırdık. Stratejimiz, buradaki varlığımızı artırarak devam ettirmek. Sadece büyük ölçekli değil, orta ve küçük ölçekli şirketlerde de kullanılırlığımızı artırmayı hedefliyoruz. Burada büyük bir potansiyelimiz var. Eklemek istediğiniz başka birşey var mı? Veeam Software’de bizim için çok önemli olan nokta şu: Yönetimi ve kullanımı çok kolay çözümlere sahibiz. Ve Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda bizim için çok çok önemli başlıca pazarlardan biri olacağına inanıyoruz. Türkiye’ye yatırım yapmaya devam edeceğiz.
Söyleşimizi aşağıdaki QR Code sayesinde video olarak izleyebilirsiniz.
21
özel
4G / LTE Hakkında Tüm Detaylar Qualcomm’un Moskova’da Rus ve Türk gazetecilere özel düzenlediği etkinlikte 4G ve LTE’nin geleceğinden ve Qualcomm’un yol haritasından bahsedildi. Biz de bu özel etkinlikte yerimizi aldık ve mobil veri iletim teknolojisinin geleceği hakkında çok değerli bilgiler topladık. 4G ve LTE konusundaki tüm detaylar yazımızda. Mobil veri trafiği her geçen gün artıyor ve önümüzdeki günlerde de katlanarak artmaya devam edecek. Hal böyle olunca cihazlar üzerinde kullanılan teknolojilerin veri trafiğine orantılı olarak geliştirilmesi gerekiyor. Eğer veri trafiğinin yönetildiği cihazlar üzerinde yeterli teknoloji ve ekipman yoksa trafik sıkışacak ve gönderim ve alma zamanlarında sorunlar yaşanacaktır. Qualcomm ve benzeri firmalar geliştirdikleri yeni teknolojiler ile veri trafiğinin hızlı ve güvenli olması için çalışıyor. Son dönemde özellikle mobil veri trafiğinin fazlasıyla arttığını görmekteyiz. Buna bağlı olarak ağa bağlı mobil cihaz sayısı da günden güne artmaya devam ediyor. Araştırmalara göre
22
2018 yılında ağa bağlı olan ve veri trafiği gerçekleştiren 1.5 milyar PC, 5.4 milyar mobil cihaz ve 25 milyar internete bağlanıp çeşitli işlevler gerçekleştiren (internet of everything) cihaz olacak. Bu büyük ekosistemin tamamlanması için yüksek hızda veri transferi yapabilen modemler ve teknolojilerin kullanılması gerekiyor. 2018 yılında mobil trafiğin 2/3’ü video tabanlı olacak. Instagram servisine günde yaklaşık 60 milyon fotoğraf gönderimi gerçekleştirilecek ve Android mobil cihazlar için geliştirilen oyunların ortalama boyutu 1.2 GB civarında olacak. Bu rakamları duyunca aktarılacak veri miktarının büyüklüğünü tahmin etmek güç değil.
4G LTE Doğru Ürün ve Yatırım Olarak Karşımıza Çıkıyor Bu konuda ihtiyaçlarımızı karşılayacak fazla teknoloji yok. Bunlar arasından en iyi fiyat ve performans oranına sahip teknoloji ise 4G veya LTE olarak adlandıracağımız ürünler. Bu teknolojiye sahip ürünleri geçtiğimiz yıllarda görmeye başladık. Qualcomm’un önderliğinde sunulan ürünler özellikle akıllı telefonlar üründe fazlasıyla kullanılmaya başladı. 2018 yılında mobil ağ bağlantı trafiğinin aylık bazda 3 kat artması bekleniyor. Bu rakam tahmini olarak kişi başı 2.7 GB olarak öngörülüyor. Yeni teknolojilerin katma değeri sadece kullanıcılara yansımayacak. Bu
değer geliştirici ve mobil servis sağlayıcılar tarafından da kullanılmalı. Ağ bağlantı hız arttıkça uygulamalar ile yapılabilecek şeylerinde genişlemesi ve kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak daha fazla uygulamanın yaratılması gerekiyor. Qualcomm’un LTE dizaynını kullanan şimdiye kadar 2300’dden fazla modem bulunuyor. Bu dizaynlardan şimdiye kadar 1400’den fazlası satışa sunulmuş ve ticarileştiriliş durumda. Şunu belirtmemizde fayda var. Yeni çıkan cihazların hemen hemen hepsinin üzerinde 4. Jenerasyon ürünler bulunuyor. Bunun sevindirici olduğunu söylemeliyiz. 4. Jenerasyon ürünlerin veri aktarım limitlerine baktığımızda 450 mbps indirme ve 100 mbps gönderim hızlarına sahip olduğunu görüyoruz. Geçmişe baktığımızda bu hızların 2004 yılında 1.8 mbps indirme, 2010 yılında 100 mbps indirme, 2014 yılında ise 300 mbps indirme değerlerine sahip olduğunu görüyoruz. 4. Nesil ürünlerle birlikte 205 yılında mobil cihazlar üzerinde 4G ve LTE teknolojisiyle birlikte 450 mbps hızlara kadar veri indirme işlemi gerçekleştirilebilecek. Tabii ki bunlar teorik olarak verilen değerler. Kullanılan cihazlar ve şebeke limitlere göre bu değerler değişiklik gösterebilir. 4G ve LTE’nin Nimetlerinden Faydalanmalıyız Peki, Türkiye’de neden 4G LTE kullanmıyoruz? 4G LTE şebekesini kullanabilmemiz için öncelikle ihale yapılması şart. Şimdiye kadar açıklanmış bir ihale tarihi yok ve 2015 yılının son ayları olarak konuşulan ihale tarihinin 2016 yılına kayacağı yine gelen söylentiler arasında yer alıyor. Tabii ki Türkiye’deki operatörlerin durumuna da bakmak gerekli. Her ne kadar 3G şebekesi 10 yıldır kullanılıyor olsa bile Türk operatörler 2010 yılında bu bağlantı türünü sunmaya başladı ve geçen 5 yılda yatırımlarının karşılığını alamamış olabilirler. Belki de bu durum operatörlerin isteksiz olmasını da doğura-
bilir. Tabii ki bunların hepsi benim düşüncelerim ve operatörlerimizden şimdiye kadar böyle bir duyum almadık. Fakat belirtmeden geçemeyeceğim. Avea, Turkcell ve Vodafone ihale süreçlerinin tamamlanmasının ardından sahip oldukları frekanslar üzerinden hizmet verecekler. Bakalım ihale ne zaman yapılacak ve ihalenin sonucu nasıl şekillenecek? 4G İndirme Hızı Nedir? 4G demek kısaca daha hızlı veri aktarımı anlamına geliyor. Bu noktada 4G’nin ne kadar hızlı olduğunu görebilmek için 4G hızının sıradan 3G ağ hızından 5 kat hızlı olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan aynı lokasyonda, bazı durumlardan dolayı 4G ile 3G arasındaki hız farkı değişkenlik gösterebiliyor.4G’nin sağladığı avantajları anlamak oldukça kolay oluyor. Çünkü 4G teknolojisi maillerin hızlı gidip gelmesinden tutun da web sayfalarının daha hızlı yüklenmesine kadar pek çok ufak ayrıntıda kendisini gösteriyor. Pratikte 4G indirme hızları 12-15 Mbps arasında değişiyor. Hali hazırda hizmet sunan firmalar en yüksek 4G indirme hızının ise 40 Mbps olduğunu iddia ediyor. Ortalama upload hızları ise 5 – 6 Mbps arasında değişiyor. Pratikte görülen en yüksek upload hızı ise 15 Mbps olarak karşımıza çıkıyor. Bunların yanı sıra hali hazırda şirketler 300Mbps LTE-Advanced testleri yapmaya başlamış durumda. Şirketlerin kısa bir süre içerisinde son 4G teknolojisini sahip olduğu şebekelerde kullanması bekleniyor. 4G Neden Çok Hızlı? 4G’nin etkileyici hızı OFDM (Orthogonal Frequency Division Multiplexing) kullanımı ile ortaya çıkıyor. Bu teknolojiyi ADSL, Wi-Fi, DVB-T, DVB-H ve DAB teknolojilerine benzetebiliriz. 4G teknolojisinin öncelikli amacı gecikmeyi engellemek değil, paraziti en aza indirmek ve aynı bant üzerindeki veri yoğunluğunu
arttırmak. 4G hızını daha iyi anlamak için 4G/LTE teknolojisine sahip akıllı telefon yada tabletinizden bir video veya oyun açın farkı çok net bir şekilde görebileceksiniz. Sonuçta 4G sizlere daha hızlı ve daha kolay veri aktarımı sağlar. Bu noktada bu hizmetin teorik olarak daha ucuz olması gerekir. Ancak tabi ki yeni bir teknolojinin fiyatı eski teknolojiden daha ucuz olamaz. 4G hızının daha da artması mümkündür. Eğer cihazlarda MIMO (Multiple Input Multiple Output) teknolojisi, çoklu antenler, vericiler ve 802.11n Wi-Fi gibi ekipmanlar var ise hızın da artması muhtemeldir. LTE-A ve 4G’nin Geleceği Dünya üzerindeki bazı ülkeler 4G teknolojisi ile yeni tanışırken bazı ülkeler yeni nesil yüksek mobil veri teknolojisine yönelik çalışmalar yapıyor. Bu noktada bir sonraki adımın LTE-A olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Aslında LTE-A’nın sihri gelen birçok sinyalden yararlanmasından geliyor. Bu noktada LTE-A teknolojisine sahip cihazlar birçok 4G sinyalini toplayarak kullanıyor. Bu da doğal olarak veri aktarım hızını arttırıyor. Bunu “taşıyıcı toplama” olarak da adlandırabiliriz. LTE-A teoride standart 4G’den daha hızlı veri aktarımı sağlıyor. Potansiyel olarak LTE-A 160 Mbps’ye ulaşabilir. Bunu evlerimizdeki internet hızı ile karşılaştıracak olursak saniyede 20 MB veri aktarımı anlamına geliyor. LTE-A teknolojisi standart 4G cihazlarda çalışmayacak. Bu yeni mobil veri aktarım teknolojisinden yararlanmak için LTE-A çipine sahip bir akıllı telefon gerekiyor. Bu noktada hali hazırda birkaç LTE-A çipine sahip üst düzey akıllı telefon bulunuyor. Örneğin LTE-A versiyon Samsung Galaxy S5. Bu cihaz sadece Güney Kore’de satışa sunulmuş durumda. Ancak LTE-A teknolojisi henüz emekleme aşamasında ve 4G ağları halen daha yalnızca LTE’yi destekliyor. Bakalım Türkiye 4G’ye ne zaman kavuşacak?
23
haberler
Erişim Sorunları İçin 2 Milyon Dolardan Fazla Harcama Yapılıyor Veeam Software Veeam Data Center Availability Report 2014 Raporu’nun sonuçlarını açıkladı. Şirketin dördüncü yıllık raporu, kurumların BT hizmetlerine erişim konusunu nasıl güvence altına aldıklarını ortaya koydu. Küresel araştırmaya katılan CIO’ların yüzde 82’si şirketlerinin BT hizmetlerine anında ve kesintisiz erişimini sağlamakta zorluk çektiklerini itiraf etti. Araştırma sonuçlarına göre veriye erişim sorunu yaşanması şirketlerde yılda 2 milyon dolardan fazla maddi kayba neden oluyor. Buna şirket geliri, verimliliği, olanaklarının olumsuz şekilde etkilenmesi ve verinin yedeklemesi esnasında ortaya çıkan başarısızlığın neden olduğu kayıplar dahil edilince, durumun önemi daha net anlaşılıyor. Bu harcamaların, küresel ekonomi dolayısıyla şirketlerin iş ortakları, müşterileri ve hissedarlarının farklı saat kuşaklarında çalışması ve veri merkezlerinin lokasyon neresi olursa olsun daima ulaşılabilir olması zorunluluğu nedeniyle daha da yükselmesi bekleniyor. Araştırmaya göre önümüzdeki 15 yıllık süreçte, gelişmekte olan pazarların küresel büyümenin yüzde 40’ını oluşturacağı göz önüne alınırsa arıza zamanında kaçırılan küresel fırsatların geri dönülmez zararlara yol açacağı tahmin ediliyor.
Proline Suudi Arabistan’ın Kimlik Doğrulama Projesinde Son Viraja Girdi “Akıllı ve Güvenli Şehirler” konsepti altında yürüttüğü Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra çipli pasaport ve biyometrik kimlik doğrulama projelerinde uzmanlığını başarıyla sergileyen Proline, Suudi Arabistan’ın “Kimlik Doğrulama Yönetim Projesi”ne talip oldu. Proje kapsamında Suudi Arabistan’da bulunan bakanlıklar, devlet daireleri, bankalar ve diğer kamu kurumlarındaki işlemler sırasında Suudi Arabistan vatandaşlarının kimlik bilgilerinin elektronik ortamda doğrulanması amaçlanıyor. Çipli kimlik kartlarının kullanıldığı Suudi Arabistan’da kamu kurumlarıyla vatandaşlar arasındaki ilişkilerin tüm isteklere yanıt verebilecek bir doğrulama sistemi üzerinden yürütülmesi planlanıyor. Bu plan kapsamında kimlik doğrulama sistemi dört farklı veri merkezinde yedekli olmak üzere “bulut teknolojisi”
24
üzerinden çalıştırılacak. İhale sonucunda belirlenecek firmanın sunucu, depolama, ağ ve güvenlik bileşenleriyle birlikte bulut sistemi, kiosk, parmak izi ve akıllı kart okuyucu gibi donanımları ve gerekli yazılımları da sağlaması gerekiyor. Proline, sağladığı yeterlilikle finale kalan son dört firma arasındaki tek Türk firması konumunda bulunuyor. Projede kurulacak bulut sistemi 60 milyondan fazla vatandaşın anlık kimlik doğrulama süreçlerini gerçekleştirebilecek.
özel
Dell Çözüm Günü İstanbul’da Gerçekleştirildi Dell’in global dönüşümünü ve uçtan uca çözüm sağlayıcısı olmaya yönelik gelişiminin Avrupa’yı baştan başa dolaşarak anlatıldığı, Dell Çözüm Günü, ikinci kez İstanbul’daydı. Etkinlik, Dell Türkiye Ülke Müdürü Didem Duru’nun ev sahipliğinde ve Dell Kurumsal Çözümler Satış ve Strateji Dünya Başkanı Brian Humphries’in katılımıyla gerçekleştirildi. Dell’in dünya çapında düzenlediği önemli etkinliklerden biri olan Dell Çözüm Günü (Dell Solutions Tour)Türkiye buluşması, 25 Kasım 2014’te İstanbul’da gerçekleştirildi. Dell’in, kurumların iş süreçlerini kolaylaştıran dört anahtar öneme sahip; strateji, teknoloji ve iş modellerinin tanıtıldığı etkinlik, gün boyu devam etti. Dell Ülke Müdürü Didem Duru, Dell Çözüm Günü ile ilgili olarak; “Kurumsal ağlardan tabletlere, PC’lerden IT danışmanlığa kadar uzanan geniş bir alanda sunduğumuz ürün ve çözümler ile kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştırmayı amaçlıyoruz. Sağlık, otomotiv, perakende, finans, üretim ve eğitim sektöründe faaliyet gösteren müşterilerimiz, Dell’in uçtan uca BT modelleriyle hem iş süreçlerini kolaylaştırıyor hem de müşteriden gelen isteklere yanıt verme süresini ciddi oranda azaltıyorlar. Özellikle BT bütçelerinden en yüksek verimi almak isteyen müşteriler için, tedarikçi sadakati de önemli bir konu. Dell olarak bu ihtiyaçlara yönelik esnek çözümler sunmak için çalışıyoruz. Uçtan uca bir ürün ve çözüm sağlayıcı olarak, müşterilerimize ihtiyaçları olanı, en kısa sürede, en düşük fiyat ve mümkün olan en yüksek verimle sunabiliyoruz. Bugün Dell Çözüm Günü’nde tüm bu çözümlerimizi müşterilerimiz ve iş ortaklarımızla paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. Dell’in Türkiye için son derece önemli pazarlardan biri olduğunu vurgulayan Didem Duru, “Dell olarak Türkiye’yi bir merkez olarak konumlandırmak istiyoruz. Son dönemde Türkiye’de müşteri portföyümüzü iki katına
çıkardık. Gelecekte de bu alanda yatırımlarımız devam edecek. Türkiye ayrıca, bölgedeki en fazla büyüme potansiyeli bulunan ilk dört ülke arasında yer alıyor. Dünya çapında da ilk onda bulunuyor. Türkiye, tüm gelişmekte olan ülkeler için katkı sağlayan bir merkez. Dell, Türkiye’de satış öncesi teknik destek, satış, satış sonrası teknik destek, pazarlama ve finans ekibiyle faaliyet gösteriyor. Kurumsal ve tüketici pazarına özel ürünlerimizi bütünleşik bir yapıda yönetiyoruz bu da start-up ruhuyla gelen ve bize büyük esneklik sağlayan bir iş modeli” dedi. Dell’in global pazardaki başarılı grafiğine de değinen Didem Duru; “Dell, IDC verilerine göre 2014’ün ilk yarısında, terabayt cinsinden toplam dâhili ve harici depolama kapasitesi satışlarında 1 numaralı sağlayıcı oldu. Yine IDC verilerine göre, küresel x86 sunucusu pazarında Asya, Pasifik, Japonya bölgesindeki payını artırarak 1 numaraya yükseldi. AyrıcaGartner tarafından açıklanan rapora göre, bütün dünyada sağlık alanında BT hizmetleri sunan firmalar arasında ilk sırada konumlanıyor” dedi. Geniş bir katılıma sahne olan Dell Çözüm Günü, birçok önemli başlık altında panel ve toplantıya ev sahipliği yaptı. “Microsoft, Intel,Dell İşbirliği”, “Dell HPC Çözümleri”, “Veri Merkezi Altyapı Çözümleri”, “Son Kullanıcı Çözümleri”, “Dell Yedekleme ve Yönetim Yazılımları”, “Masaüstü Sanallaştırma”, “Bilgi Güvenliği”, “Dell İş İstasyonları” ile “Dell Danışmanlık ve Destek Hizmetleri”, bu yılın öne çıkan oturum başlıkları arasında yer aldı.
25
Ali Yavuz ŞAHİN yavuz@btgunlugu.com
söyleşi
TümDünyanın LTE Teknolojisinin Arkasında Birleşeceğini Düşünüyoruz Glenn Booth Alcatel Lucent LTE’den Sorumlu Başkan Yardımcısı
Mobil trafik her geçen gün artıyor. İnternet kullanıcıları akıllı telefon ve tabletlerle birlikte masa üstü bilgisayarlardan mobil cihazlara doğru hızlı bir geçiş gösterdiler. Yeni cihazlarla birlikte yükselen mobil internet talebi, yükselen veri trafiğiyle birlikte bağlantı teknolojilerinde de önemli değişimlerin ortaya çıkmasını sağladı. Kablosuz bağlantı teknolojilerindeki değişimleri, Alcatel Lucent’in LTE’den Sorumlu Başkan Yardımcısı Glenn Booth ile konuştuk. Merhabalar Bay Booth, öncelikle bizlere kendinizden ve Alcatel Lucent’deki görevinizden bahsedebilir misiniz? Yaklaşık 17 yıldır Telekom sektörünün içerisindeyim. Şuan da Dünya çapındaki LTE operasyonlarında sorumlu başkan yardımcısı olarak Alcatel Lucent’de çalışmaktayım. Alcatel Lucent, Telekom alanında en büyük teknoloji üreticilerinden biri. Geçtiğimiz yıl yeni bir yapılanmaya gittiler. Bu yeni yapılanmayla birlikte Alcatel Lucent’de neler değişti? Bizim yeniden yapılanmaya birkaç yıl
26
önce şirketi içerisinde işgücü yönetimi yaparak başladık. İş gücü yönetiminin arkasında yer alan plan, dünya çapında en başarılı firmalardan biri olmak, her şeyi ultra geniş bantta ileriye taşımak yer alıyordu. Bu konuya fazlasıyla odaklandık ve sistemi sorguladık. Tüm teknoloji ve bağlantılar, yüksek hızlı veri deneyimi için. Türkiye henüz 4G ve 4G teknolojine henüz geçiş yapmadı. Telekom teknolojilerine baktığımızda, birçok patent ve yeni teknolojinin altında sizin imzanızı görüyoruz. Alcatel Lucent’in LTE ve 4G alanındaki global operasyonları hakkında bizlere neler söyleyebilirsiniz?
Bell laboratuarlarının Alcatel Lucent ile birlikte sürdürdüğü araştırmalar var. Bell laboratuarlarıyla birlikte LTE işine odaklanmış durumdayız. Yeni servisler ve operatörlerin LTE teknolojisini ölçümleyebildikleri çözümler üzerinde araştırmalarız bulunuyor. Bu çalışmaların ardında dünyanın en büyük ağını oluşturma ve bunun bir parçası olmak bulunuyor. Müşterilerimiz agresif bir biçimde LTE teknolojisini talep ediyorlar. Pazarlarında LTE teknolojisiyle çok başarılı işlere imza atıyorlar. LTE ve 4G şuan fenomen haline gelmiş durumda. Türkiye gibi diğer ülke-
lerde de işletmeye geçmek için LTE spektrum lisanları alınmaya çalışılıyor. LTE teknolojisini ilk adapte eden daha iyi gelir elde edecek, daha yüksek veri kullanımı sunduğu için yüksek gelirli tüketicilerin kazanımı gibi pazardaki rekabette büyük avantajlar sağlıyorlar. Dünya çapındaki iş gücümüzü operatörlere LTE teknolojisini sunmak için kullanıyoruz. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin 4G ve LTE teknolojilerini bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Geçmişe bakıldığında birçok ağır işin başarıyla gerçekleştirildiğini görüyoruz. Gelişmekte olan pazarların biraz geç olsa da sürece dahil olamaya çalışıyorlar. Tüm dünyanın LTE teknolojisinin arkasında birleşeceğini düşünüyoruz. LTE teknolojisinin global adaptasyonu, tabletler akıllı telefonlarla genişliyor. Düşük fiyatlı ürünlerle LTE teknolojisi, birkaç yıl içerisinde çok önemli bir konuma gelecek. Bu noktada ekosistemi oluştururken, LTE teknolojisini pazara girdiğinde, deneyimlerime dayanarak söylüyorum, fiyatlarda önemli değişiklikler olacak. Operatörler, farklı iş modellerini deneyerek bunu görebilecekler. LTE teknolojinin yanı sıra önemli bir pazarlama metodu konumuna da geldi. Birkaç yıl içerisindeki değişkenlere baktığımızda ortaya çıkan uygulamalar bunları kanıtlayan yönde. Gelişmekte olan Türkiye gibi ülkelerde de benzer deneyimlerin yaşanacağını düşünüyoruz. Milyonlarca kişinin iletişimini ve veri trafiği kontrol etmek gerçekten güç bir iş. Alcatel Lucent’in sunduğu çözümler nelerdir? Kullanıcılara ve
operatörlere ne gibi inovasyonlar sunuyorsunuz? Dünya çapında kablosuz internet kullanımı katlanarak büyüyor. Şuanda kullandığımız alt yapılar bu veri patlamasını kaldırabilecek düzeyde değil. Operatörlerin ilk olarak yapmaları gereken kendi ara yüzlerini en verimli şekilde ağa taşmalılar. Bunu yapabilecekleri teknoloji de tabi ki LTE teknolojisi. Esasen LTE’nin küresel adaptasyonu ve özgünlüğü bunu sağlayacak. İkinci olarak, yeni sürümlerle LTE teknolojisini, olabildiğinde herkesin ulaşabileceği şekilde sıkıştırıyoruz. LTE-A ve taşıyıcıların adaptasyonlarını bu noktada vurgulamak gerekiyor. Bu sayede operatörler farklı spektrumlarda son kullanıcılara çok farklı değerlerde yüksek hızlı internet sunmalarına imkan tanıyoruz. Üçüncü noktadaysa, ara yüzlerini nasıl en verimli biçimde ya da hangi seçeneklerle sunulursa sunulusun, kullanıcıların miktarı tüm satış beklentilerin altında kalacaktır. Bu sebepten dolayı bizim neden küçük satışlara yöneldiğimizi açıklayabiliriz. Kapasiteyi arttırmayı düşündüğünüz yerlerde bu küçük istasyonları istediğiniz yere çabucak yerleştirebilmeniz mümkün. Kapasiteye odaklanarak ağın en yoğun olduğu anlarda kullanabileceğiniz bir araç. Bu aracı dünyanın birçok noktasındaki pazarlara dağıtmış durumdayız. 4G ve LTE teknolojilerinin ardından 5G teknolojisini kullanmaya başlayacağız. 4G için hem yer altında hem de yer üstünde ciddi yatımlara ihtiyaç duyuluyordu. Alcatel Lucent’in 5G çözümleri üzerinde ça-
lıştığını biliyoruz. 5G ile ilgili olarak bizlere neler söyleyebilirsiniz? 5G teknolojisi için de benzer yatırımlara ihtiyaç var mı ve 5G teknolojisine ne zaman ulaşacağız? 5G teknolojisi şuanda bulunmuş durumda. 2G ses, 3G veri ile ilişkiliydi. 4G ise IP ve multimedya deneyimi sunuyor ve bugün birçoğunu deneyimle biliyoruz. LTE’nin kapsamı, amaca yönelik ürünler üretmek, özelleştirilmiş bantlarla enek yapısı sayesinde kullanıcıların keyifle kullanabileceği bir deneyim sunmak. Önümüzdeki yıllarda tamamen 4G ve 5G arasında sanal bir bağ karşımıza çıkacak. Radyo erişimli ağlarla, bazı durumlarda her iki yapıyı da bir arada kullanabileceğiz. Arada oluşturulan köprüyle ki, 5G teknolojisinin mimarisi şuanda hazır durumda, LTE ile , Radyo erişimli ağlarla, 5G araştırmalarıyla, şuan standartları tartışılıyor. Operatörler alt yapılarını ne zaman ayarlayabilirler ve mimarilerini uzun dönem içersinde buna uyumlu hale getirebilirlerse, 5G teknolojisi kullanımda olacak. Önümüzdeki dönemde Alcatel Lucent bizlere neler sunacak, hangi teknolojileri bizlerle buluşturacaksınız? Bizim odaklandığımız alan kablosuz alanlar. Yeni yılda da çalışmalara devam edeceğiz. Geçtiğimiz yıl LTE için zorlu çalışmalar gerçekleştirdik ve pazarda iyi bir oran yakaladık. Bunu başarırken çok disiplinli büyüme stratejisi benimsedik. Avrupa, Asya ve Latin Amerika’da yeni deneyimlerle başarımızı sürdürmek istiyoruz.
27
haberler
Viva BT Yatırımlarına Devam Ediyor
Her biri konusunda uzman ve sertifikalı mühendisleriyle müşterilerine teknik olarak en iyi hizmeti sunmayı amaçlayan Viva Bilgi Teknolojileri 2014 yılında başladığı yatırım sürecine, 2015 yılında da devam ederek istihdam ve teknik yatırımlarla müşterilerine sınırsız müşteri memnuniyeti sunacaklarını açıkladı. 2010 yılından bu yana HP, Microsoft, Lenovo, Samsung markaları tarafından bir çok ödüle layık görülen Viva BT’nin yeni yatırımları konusunda açıklamalarda bulunan İş Geliştirme Direktörü Mehmet Göktaş: “Kurumlar için sunduğumuz donanım yazılım ve servis hizmetlerimizde üstün kalitede servis sağlamaktayız. Dış kaynak kullanımı ile operasyon maliyetlerini düşürmek ve aynı zamanda daha yüksek performansla çalışmak isteyen müşterilerimize fırsatlar sunabiliyor olacağız.” dedi
EPSON’dan 100 Milyonuncu Kristal Panel
Seiko Epson Corporation tarafından yapılan açıklamada, 33.3 milyon 3LCD projektör için, toplam 100 milyon yüksek ısılı polislikon TFT likit kristal panel sevk edildiği beyan edildi. Yüksek parlaklık ve kontrast gibi avantajları sayesinde, 3D ve interaktif özelliği ile fonksiyonları artar hale gelen 3LCD projektörler son zamanlarda pek çok farklı alanda kullanılmaya başlandı. Ofislerde iş sunumlarının vazgeçilmez ekipmanları haline gelen projektörler; ayrıca hem eğitim alanında hem de ev sinema segmentinde yerlerini aldı. Geniş alana hitap eden projektörler, bu sayede okulda dersleri, evde maç ve film keyfini daha eğlenceli hale dönüştürmek isteyenlerin tercihi.
ODC’ye Yılın Özel Çözümler Geliştiren İş Ortağı Ödülü ODC İş Çözümleri, Microsoft Türkiye’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği Microsoft İş Ortakları Ödül Töreni’nde “Yılın Özel Çözümler Geliştiren İş Ortağı – Kurumsal” kategorisinde ödüle layık görüldü. ODC İş Çözümleri CEO’su Oğuz Küçükbarak ise “Yılın Özel Çözümler Geliştiren İş Ortağı – Kurumsal” kategorisinde ödül aldıktan sonra şunları söyledi: “Microsoft ile uzun zamandır iş ortağıyız ve vizyonumuz çok örtüşüyor. Birlikte bilgi alışverişi yaparak iş fırsatları yaratıyoruz. Bu sene bulut için birlikte farklı projeler gerçekleştirdik. Sürdürülebilir büyüme vizyonumuz doğrultusunda iş hacmimizi önümüzdeki dönemde daha da geliştirerek birlikte yeni projeler planlıyoruz.”
28
Gelecekte Müşteriler Üretim Sürecine Birebir Etki Edecek Autodesk’in, tasarım dünyası ve profesyoneller için düzenlediği uluslararası AUx etkinliği, bu yıl ilk kez Türkiye’de gerçekleşti. BT Günlüğü ekibi olarak etkinliği yerinde takip ettik ve Autodesk Başkan Vekili Pete Baxter ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Dünya Başkanı Brian Humphries’in katılımıyla gerçekleştirildi. Öncellikle kendiniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
söyleşi Söyleşimizi aşağıdaki QR Code sayesinde video olarak izleyebilirsiniz.
Pete Baxter Autodesk Başkan Vekili
Bu tarz etkinlikler bizim gibi firmalar için çok önemli fırsatlar yaratıyor. Müşterilerimizle bir araya gelme fırsatı yakalıyoruz, ürünlerimizle ilgili detayları aktarabiliyoruz ve ürünlerimizin gidişatlarını değerlendirip onların neler yaptığını öğrenebiliyoruz. Bizim firma olarak müşterilerimizin ihtiyaçları olan araçları sunmamız gerekiyor ve bu tarz etkinlikler ile bu ihtiyaçları öğrenebiliyoruz.
lecekte tasarım işleri çok farklı boyutlara taşınacak. Sadece tasarımcılar yapıcı olmayacak müşterilerde yapıcı hale gelecek. Günümüzde müşterilerimizin isteklerine göre tasarımlar şekilleniyor. Gelecekte ise müşteriler üretim sürecine birebir etki edecekler. Teknolojiyle gelişen Pazar bizi bu hale getirdi ve önümüzdeki yıllarda müşteriler kendi işlerine ilişkin kararları daha kolay verebilecekler. Altyapı veya inşaat şirketleri üretim çözümlerini bu şekilde benimsiyorlar. Ya da mühendislik şirketleri bu iş şekliyle çalışmalarına devam ediyorlar. Gelişen teknolojiler ile birlikte pazarda çok daha iyi bir hale gelebileceğiz. Autodesk’de sunduğu yeni teknolojiler ile müşterilerinin işini kolaylaştırarak hep daha iyisini sunmaya devam edecek.
Autodesk yetkilisi olarak Türkiye pazarı hakkında neler düşünüyorsunuz?
Mimari ve Tasarımın geleceği hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye pazarının benim için en heyecanlı bölgelerden bir tanesi olduğunu söyleyebilirim. Çok altyapı çalışması var. Üretim ve imalat açısından önem taşıyan pazarlar arasında. Teknoloji anlamında baktığımızda birçok fırsatın bulunduğunu görebiliyorsunuz. Türkiye’deki veya dünyanın herhangi bir yerindeki şirketler tasarım anlamında bir araya gelip küresel bir değer yaratabiliyorlar. Böylelikle birbirlerinin fikirlerini dinleyebilme ve kendilerinin fikirlerini keşfedilmesi imkanı bulabiliyor.
Bir mimar olduğum için bu konuda çok büyük bir tutkum olduğunu söyleyebilirim. 200-300 yıl öncesine baktığımızda mimari sadece büyütmek veya geliştirmeye yardımcı olmuyordu, mimari aynı zamanda bir mucitti. Bir şeyleri keşfetmek ve bunların devamını sağlayan mimari olmuştu. Mesela üç boyutlu yazıcılara baktığımızda prototip komponentlerin üretimine yardımcı olduğunu görüyoruz. Bu yazıcılarla birlikte bir inşaatın öncesini görebiliyorsunuz. Böylelikle mimaride tasarımları gerçekleştirmeden deneyimlemeyi ve görmeyi gerçekleştirebiliyorsunuz. Bu sayede daha düşük maliyet sunabiliyor, daha esnek olabiliyor ve sürdürebilir hale gelebiliyorsunuz ki bizim sektörümüzün için en önemli noktalar bunlar.
Ben bir mimarım ve on yıldır en önemli şirketlerden birinde küresel satış danışmanlığı yapıyorum. Gerçekleştirdiğiniz Autodesk University Extension etkinliğinden beklentileriniz neler?
Autodesk olarak sunduğunuz çözümlerle kullanıcılara nasıl yardımcı oluyorsunuz? Birçok alanda yardımcı olduğumuz söyleyebilirim. Ge-
29
haberler
4S ve Riverbed Modern Veri Merkezleri Çözümlerini Anlattı 4S Bilgi Teknolojileri, Riverbed ile birlikte ‘Şubeleriniz için Konsolidasyon Teknolojileri’ başlığı altında 10 Aralık Çarşamba günü Ankara’da 4S Bilkent Teknoloji Çözüm Merkezi’nde kamu ve özel sektör müşterilerine yuvarlak masa toplantısı düzenledi. Riverbed Steelfusion çözümü ile uzaktaki şubeler, ofisler ve fabrikalarda sunuculara bağımlı olmadan nasıl çözümler, masaüstü sanallaştırma teknolojilerinin uzak ofislere nasıl taşınabileceği ve felaketlere karşı hangi önlemleri alarak veri kayıplarının
Ebolayı Takip Ve Kontrol Yazılımı Geliştirildi
Ebola salgınının dünya çapında yayılmaya devam etmesi tıp dünyasının yanı sıra teknoloji şirketlerini de harekete geçirdi. Xerox’un geliştirdiği Maven adlı salgın hastalık yönetim yazılımı, Ebola ile mücadelede kullanılmaya başlandı. Xerox Maven, Ebola ile ilgili her türlü veriyi kaydedip analiz ederek hastalığın takibini ve yetkililerin vakalara daha hızlı müdahale etmesini sağlamaya çalışıyor. Dünyanın herhangi bir bölgesinde görülen her bir Ebola vakası ile ilgili bilgi ve verinin girilerek, analiz edilmesini sağlayan Xerox Maven yazılımı, hali hazırda A.B.D’deki 12 vaka bölgesinde ve Avustralya’nın iki eyaletinde kullanılmaya başlandı.
30
nasıl önlenebileceği canlı demolar eşliğinde anlatıldı. Riverbed Steelfusion ürününün felaket yönetiminin yanı sıra uzaktan yapılabilen bakım ve yedekleme hizmetleri ile performans artışı sağlarken, personel ve operasyon maliyetlerinin nasıl düşürüleceği konuşuldu.
Mobil Bankacılığı Tehdit Eden Bir Yazılım Keşfedildi
Kaspersky Lab’ın analistleri tarafından çevrimiçi bankacılık sistemleri ve müşterilerini tehdit eden yeni bir zararlı yazılım tespit edildi. Kötü şöhretli ZeuS Trojan’ın evrim geçirmiş hali olarak tanımlanan Trojan-Banker.Win32.Chthonic veya kısaca Chthonic, 15 ülkede 150 farklı banka ve 20 ödeme sistemini etkilemesiyle tanınıyor. Genellikle İngiltere, İspanya, ABD, Rusya, Japonya ve İtalya’da finansal kurumları hedeflediği görülüyor. Chthonic, kayıtlı şifreler gibi çevrimiçi bankacılık bilgilerini çalmak için web kamerası ve klavye de dahil olmak üzere bilgisayarların işlevlerinden yararlanıyor. Saldırganlar bilgisayara uzaktan bağlanabiliyor ve işlemleri yürütmesi için komut verebiliyor. Chthonic’in asıl silahı web enjektörleri. Bu silah Trojan’ın kendi kodunu ve imajını bilgisayarın tarayıcısı tarafından yüklenen banka sayfalarına girmesini sağlayarak saldırganların kurbanın telefon numarası, tek seferlik şifreleri ve PIN’lerinin yanı sıra kullanıcı tarafından girilen oturum açma bilgileri ve şifreleri elde etmesine olanak tanıyor.
sektörden
BT Eğitimleri ve Sertifikasyonları Nerede Yetersiz Kalıyor?
Tolga Balcı BT Danışmanı
Uzunca bir zamandır verdiğim eğitimlerde, çalıştığım yerlerde, bilgi işlem profesyonelleri ve kullanıcılarla yaptığımız konuşmalarda dikkatimi çeken bir konu var. BT sertifikasyonları, ilgili konunun nasıl ele alınacağı, nasıl kurulacağı/devreye alınacağı/yönetileceği gibi teknik konularda kişilerin iyi bir seviyede eğitim almalarını sağlıyor. Eğitimi alan kişilerin büyük çoğunluğu bilgi işlem destek birimlerinde çalışanlar ve bu birimlerde istihdam edilmek üzere hazırlananlar. Ancak bu eğitim ve sertifikasyon sürecinde ele alınmayan bir konu var: destek. “Destek” kelimesinin zaten açık ve net bir kelime olduğunu ve bunun ile ilgili olarak fazla düşünmeye gerek olmadığını söyleyebilirsiniz. Ancak ben burada destek kelimesini biraz daha açmak istiyorum. Teknoloji jargonu ile konuşursak, destek süreci genelde aşağıdaki adımlarla karşımıza çıkar: 1. Kullanıcı, destek talebini bilgi işlem birimine iletir (kesinti, kalite düşüklüğü, istek, değişiklik gibi), 2. Talep ilgili destek çalışanına atanır, 3. İlgili işlemler yapılır (sorun çözümü, isteğin/değişikliğin yerine getirilmesi/reddedilmesi gibi), 4. Kullanıcıya geri dönüş sağlanır, 5. Talep kapatılır. BT eğitimleri bu listede 3. adıma odaklanır: Birinci adım bilgi işlem biriminin dışında gelişir; ikinci, dördüncü ve beşinci adımlar ise iş süreçleridir. Bu adımlar için ITIL veya Microsoft’un eğitim müfredatları (Microsoft Operations Framework - MOF) mevcut (her ne kadar MOF eğitimleri ne yazık ki geliştirilmeye, güncellenmeye hatta belki de yeniden tasarlanmaya ihtiyaç duyuyor olsa da). Eğitim içeriği olarak bakıldığında bu noktada bir eksik olmadığını düşünebilirsiniz. Zaten bu yazının can alıcı noktası da burası. “Destek” konusunda bu noktada benim kişisel gözlemim; BT eğitimlerinin kişilere kurulum, yapılandırma,
yönetme (yukarıdaki 3. madde) başlıklarında iyi bir içerik sunuyor olmasına rağmen diğer maddelerde eksik kaldığı yönünde. Özet olarak destek birimlerinde çalışacak kişileri eğitiyoruz, ancak destek sürecini anlatmıyoruz. Benim görebildiğim kadarıyla destek süreci; daha çok iş süreçleri ile yoğurulmuş kişisel yetkinliklerin ön plânda olduğu bir eğitim olmalı. Eğer bu konudaki başlıkları dile getirirsem, bence olması gereken eğitim içeriği şu şekilde: • Bilgi işlem servis yönetim altyapısı, • Eskalasyon süreci – çalışan ve yönetici açısından • Birden çok kullanıcıyı etkileyen ve krize dönüşen süreçlerin yönetimi, • VIP destek süreçleri, • Tüm süreçlerde bilgi işlem bölümünün duruşu, • Kullanıcı iletişimi – oluşabilecek sorunlarda önceden bildirim, oluşan sorunlarda zamanında bildirim, iletişimde dikkat edilmesi gereken konular (BT jargonundan uzak durma, Türkçe’nin doğru kullanımı gibi), • Geri bildirim, • Bilgi işlem personelinin kişisel gelişimi – yeni teknolojilerden haberdar olma, İK yetkinliklerinde ve kişisel becerilerde gelişim gibi. Yukarıda listelediğim konularda en fazla bir günlük, giriş seviyesi bir eğitim içeriğinin olmasını ve bu eğitimin destek süreçlerinde yer alan veya almayı düşünen herkes tarafından alınması gerektiğine inanıyorum.
31
Ali Yavuz ŞAHİN
pratik 10
yavuz@btgunlugu.com
Büyük Veri Hakkında Bilmeniz Gereken 10 Şey Büyük verinin popülerliği günden güne artıyor. Fakat yığınlar halinde depolanan verileri değere dönüştürmek sizin elinizde. Son yıllarda gelişen iş zekâsı çözümleri büyük veriyi değere dönüştürmek için size yardımcı olacak araçlar sunuyor. Biz de sizler için bu zorlu yolculukta bilmeniz gerekenleri bir araya topladık. Aşağıda Büyük Veri hakkında bilmeniz gerekenleri bulacaksınız.
3
yor ış üyü B ve d gerçek a ç i d e i ar ör erin e de ri iy ag me Paz eril mliys rlikle e en rapor büyü öre V k . r r e ’lik öne enz bili ag r üyü dığı erin eğe n gele kadar şan b iri üz Veri rı B yınla zde 27 rapor a a D t d b k = u a e i r ya rı yü yük sun r ne a ol ye erd 4 ilik iM i bi yrıc on şitl her y ası he asınd eriler lan Bü ikaye Ver ’nin s i paza da. A i konu mı 32. eke Ç r h r n r r lm ia ile li o ki v ve IDC ük Ve durum ük Ve topla gele laşVer aklı o setler türde nem mak ı ş n n a Ö i ı l y Büy etmi a Büy aları durum farkl . ka er ver e ayn çiyor la an d d k y kay 7 yılın harcam ak. Bu leyere değ mak v ten ge nlamı c i 1 a la mek 20 ılacak ar ola ri etk . n k m a e l e tm dir i ta yap ar do rkezl acak. bin yesin eket e y e l â r mil eri m den o n hik un ha v ide sel ına ne yg ver bilir u k s e ü ec ma aya olgu Büy der nız kes aratam i bir er şirr lısı k son goe a H er Y i yen h e lm te eğ k ver avram r yara r. ır O önetm rin ka öre z D a g e y k e o H eri ü l ğ e i y l i y i a e ı r r n d Bü u ye lığ da v lm i ve orile i yap n e k e ı n g d e r a ın t e m eg ve b n veri mına ümler aDağ m for sebep u kat rilmel n zam a a i z l b a i a u k d e n ket ğı anl eri çö iliyors arı H B a U l a ur. mesi v liklen harca dırm a v b c d a t a t r t ar ce riye pılan ırm ümra Yatırımlezo tiril d a n n y ö d a e ş z a St eğer Veri ek rile olanıp yük v riyi y apılan ak çö ının ab d ü c e ile Büyük re dah dep ıdır. B 80’i v alar y ndıra ınıklığ a l nız bir sü z. ma yüzde er firm n kaz ri dağ i e ğ a için lirsin nın yor. E zam yük V i b a i ü e ç d y B ge usun rsa r. a er kon unarl ilebili Değ s n ç e r e id le ne g n irer Ver üşe a d rsiz b yönü siz r z ı e a n Değ tmak alanı n değe izde f k a a i Yar olama epsin ilmen aratm b lı y p h a u e r e D lerin ğun m i değ çalış ndi u r d a e l v lard lerle ai ke ça o par ar. On limci eriniz ndırm lu i l v da veri b istem yapıla r kuru . ı z s için naliz e göre n haz lirsini i i z a ç i b i e n a i v nun llan iler ver ız. Bu de ku n i lısı mler e sist
1 2 4 32
5
lara rklı raç A i li fa ak n e e Y ür yak ri, s larda nle inin r e l e V r m ede ük kta ar iste Büy yacı V ma s ük mi r. Bu n rine . a var y e i e İht yakal ini bü irildil steml ımız c e i i t Ver türler geliş ama s ihtiya halled ia ri Hal in akal lara nizi m ie ç i n v i iste b ar ri in aç ak iy am ri ver cek ar le işle anda s ndıra zi Ver yacı V leri l k a i ü i z e i l e t i l ı y l r m n s z h i şBü na İ inin bi urab raçla nı za a yap temi aula n a s r a y d c d i e s e r a r s t a y n a a l r V efle i İ l u ç a ins ük gib raç nda r. ara en Büy ük hed n hala cı Sta iğiniz yeni a ğınız verid caktı a ı i a l y d e i ç y d l ü o s i c ü i i i n b b k zg ası e iht süre yor ulla eö kse tırm ilerin lik bu k imniz niz. K i tanı ar yü e y i d i gird Şimd ştirm üyor. lirs adar i r o ka e n . k ak ir var atikl i görü r süre ne z değe lam olabil ğerli m gib i ı a n o b y n t i ı A t l n o e ğ i i a z h d y i t i sı e rin Ver yi han apının ği unu kan ük Ve t insan erind k ü i y T e r y y y a c e l B ü ü a k e a V l l B a B ük ışın si ant ürü i ha k. F Büy t bu h önüşt anlay enme raca ük Ver l o a s cı fak ilere d dır. Bu enim e tasa Büy iya b ör iht ğında eğiz. lg malı eri a i g a c b a ın buna yük V r ile san alktı örec n m l a n i ü g k tu artm erin B a rle l or. değe şteri p dah tadan kleyip y e i m i k d ü ü r s e öz ere iniz ,m me cı o lur, b ve ç ası g deceğ abilir eya eliş ao e ni g i d r m v e ı r m leri tt bilir an elde Ye isinin k ağ y si z r l i a r l e a e ız H loj büyü üme den şların ını ölç risk an amen iler y kno ı ğ t ı n Ver sör te aki en tin bü emen l ı tam a ı s h ml arınız z. Bu lmış. ı ğ Sen ünyad terne men duğu , a ba rıml rsini n l e ak ü ve d olan i inin h çerli o ektör atı tabili açınız y s ı r r ş a pıs ük Ve çin ge . İlaç bunun akı çık i r nb i z Büy firma geliyo ns ve firma i s a i her mına m, fin ördek eğer olı e a ı d t l r d d k a an u, ta a se le ile in nkü lam c em i kam onlar ği ver Baş k dön or. Çü kat z y i e enü nlu apı zde gib edec . ri H n olgu ata y ümü deki r e i e d l l i V n i e b üz ük er h e ö rin ata Büy ük Ve şünel ayız v Önüm ördü- k yar . ü g d y r yü k Bü unu d aşlar ol va izde a r Bü y b duğ a çok z çok çevremyapıla aratm i y dah eğim sinde ronik eğer kler. c i t e d ede ıl içer elek ek ve lenec s m nec y ü ü n t i o üz rev esle ğüm den b raç gö a i ver birer için
7 6 9 8 0 1
33
kapak konusu
Yükselen Değer Kurumsal Ağ Çözümleri
Sağlıklı bir ağ altyapısı bütünleştireceği sistemlerin hızlı ve problemsiz çalışmasının garantisidir, bu yapılar bilişim teknolojileri yatırımları arasında en uzun ömre sahip yatırımlardır, bu sebeple ağ altyapıları doğru tasarlanmış ve standartlara uygun olması gerekmektedir. Hızlı gelişen teknoloji ve beraberinde getirdiği rekabet yöneticilerin satın alma kararı vermesi durumunda işlerini zorlaştırıyor. Biz de sizlerin işini kolaylaştırmak için bu ay ki kapak konumuzda yeni nesil ağ teknolojilerini mercek altına aldık. Ali Yavuz ŞAHİN
yavuz@btgunlugu.com
34
TP-LINK'in Katkılarıyla
K
ritik kararlar almak her zaman zordur. Konu bir de kurumunuzun iş süreçleriyle ilgiliyse işin içinden çıkmak bazen beklediğinizden de güç olabilir. Karar verme konusunda bilgi ve raporların toplanarak gözden geçirilmesi ve risk hesaplarının yapılması gerekiyor. Bu tarz raporlamalar haftalar veya aylar alabilir. Bu süreçte yılmadan çalışmak ve hedefe odaklanarak teferruatlara takılmamak gerekiyor. Bazen de bu tarz uzun süreçlerden korkan yöneticileri patronların baskısıyla riskleri üzerlerine alarak karar verip kurumsal yapıları çiğneyerek hareket edebiliyorlar. Bu tarz bir yaklaşım oldukça riskli ve beklenmedik sonuçlara davet çıkartabilir.
Yeni Teknolojilerin Kurumlara Sağladığı Yararlar Hızla gelişen teknoloji beraberinde iş yüklerinin hafifletilmesi ve süreçlerin hızlandırılmasını getiriyor. Yeni nesil teknolojik gelişmelerin kurumlar tarafından takip edilmesi ve gerektiğinde kullanılması şart. Eğer limana yaklaşan gemiye binmek için hazırlık yapmıyorsanız büyük bir hata içerisindesiniz. Gemi kalktıktan sonra yeni bir gemiyi yakalama fırsatı için yıllarca bekleyebilir hatta hiç yakalayamayabilirsiniz. Bu yüzden önünüze gelen fırsatları değerlendirmenizde yarar var. Günümüzde bilgi teknolojilerinin işletmeler üzerinde çok belirgin etkileri olduğu gözüküyor. Yeni teknolojileri 80’li ve 90’lı yıllara göre işletmeler üzerinde çok daha farklı şekillerde faydalar sağlıyor ve direk karlılık oranının artmasına sebep oluyor. Tabii ki karlılık için teknolojilerin doğru şekilde ve yerinde kullanılması gerekiyor. Kullanılan teknolojilerin firmalara sağlayacağı yararların farklı şekillerde ortaya çıktığını görüyoruz. İlk olarak firma içi işleyişlerin daha hızlandığını görmekteyiz. Genellikle kurumlar içe-
risinde kullanılan yeni nesil teknolojiler iletişim altyapısına dayanmakta. İletişim ne kadar hızlanırsa iş süreçleri ve iç işleyiş de o kadar hızlanıyor. Tabii ki elde edilen verilerin şirket içi yönetim kadrosu tarafından anlamlı yürütme stratejileri için de kullanılacağını göz önünde bulundurmanız şart. Bu veri elde etme işinin hem dışarıda hem de içeride şirketin bir parçasıymış gibi düşünülmesi şart. Ver madenciliğini teferruat olarak görürseniz büyük bir yanılgıya uğrarsınız. Gelecekte iş süreçlerinizi hızlandırmak ve rakiplerinize göre bir adım önde olmak için elinizdeki verileri değere dönüştürmeniz gerekiyor. Bunun için de veri madenciliği konusundaki yatırımlara şimdiden başlamalısınız. Tüm bunların yanı sıra bir firmanın olmazsa olmazları arasında yer alan maliyet düşürme politikası yeni teknolojilerle birlikte başarılı bir sürecin başlangıcını da sunuyor. Kurum içerisi ve dışarısında kullanılacak doğru teknolojiler; ürün geliştirme, üretim, dağıtım ve müşteri ilişkileri yönetimi bakımından maliyetleri büyük ölçüde azaltıyor ve aynı zamanda zaman tasarrufu sağlıyor.
Yeni Teknolojiler Çeviklik Sağlıyor Son 15 yıllık sürece baktığımız teknolojiyi aktif olarak kullanan firmaların rakiplerine göre daha çevik olduğunu görüyoruz. Ekonomik koşullar değiştiğinde (bu durumu hiçbir firma öneticisi istemez) karşımıza çıkan yeni ortama alışma süreci ne kadar kısa ise firmanın normal işleyişini devam ettirmesi o kadar kısa sürede yapılabilir. Bu da bilişim teknolojilerini kullanarak gerçekleştirilebilecek bir durum. Tabii ki çeviklikle birlikte firmaların esneklik kazandığını da belirtmeliyiz. Bu esneklik doğru yerlerde kullanıldığında piyasa şartlarına uyum ve karlılığı devam ettirmek konusunda rakiplerinize göre büyük avantajlara sahip olabilirsiniz. Ülkemizde de KOBİ’lerin üretime, istihdama ve GSMH’ya olan
katkıları, fazlasıyla büyük boyutta. Hatta imalat sanayimize baktığımızda işletmelerin nerdeyse tamamının KOBİ adını verdiğimiz küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluştuğunu görüyoruz. Bu durum KOBİ’lerin gelişen teknolojiyi takip etmesinin önemini arttırıyor. Eğer küresel pazarlarda söz sahibi olmak istiyorsak gelişen teknolojilerde yararlanmak zorundayız. Özellikle iletişim teknolojilerinin kullanımlarının üst seviyelerde olduğunu görüyoruz. Fakat yatırımların bazen doğru yönetilmediği ve ortaya çıkan maliyetlerin KOBİ’lerin sırtlarına fazlasıyla yük olduğunu görmekteyiz. Bunun için yatırım ve teknolojik iyileştirmeler konusunda ehli ellerden yardım almamız gerekiyor. Birçok firmada karşımıza çıkan bir resimden bahsetmek istiyoruz. Ofis ortamına girdiğinizde her bilgisayarın yanında irili ufaklı yazıcılarla karşılaştığınız oldu mu? Hatta bunların bazıları toneri veya kartuşu bittiği için çalışmamakta ve çalışanların çoğu ellerinde bir USB bellek ve suratlarında takındıkları masun bakışlarıyla “bunu benim için basar mısın?” dediklerini. Bu sahneye birçok firmada rastlıyoruz. Gelişen teknolojiyle birlikte ofis ortamları içerisinde kullanılan router’lar sayesinde USB yazıcılar ağa bağlanabiliyor. Bu sayede ağa bağlı mobil ve PC kullanıcıları kolaylıkla çıktı alabiliyor. Çok basit bir çözüm ve 10 yazıcı almaktansa akıllı bir router almak yeterli. Bu ve bunun gibi ufak tefek farklılıklar bile kurumların maliyetlerini azaltarak çehresini değiştirebiliyor.
Kurumlara Çağ Atlatacak Ağ Çözümleri Günümüzde işletmelerin hali hazırda sürdürdükleri rekabetçi güçlerini kaybetmemesi için günümüzün gereklerine uygun şekilde silkelenip yeniden yapılanmaları gerekiyor. Bu bağlamda kullanılan yeni teknolojiler şirket içerisinde sadece işleri düzenlemek ama-
35
kapak konusu cıyla değil, bunun yanında, kurulan ağın etkin bir biçimde kullanılması, kalite, verimlilik, üretim ve karlılığın arttırılması için kullanılmalıdır. Yük Dengeleyici Geniş Bant Router’lar Kurumların başarıyı yakalamalarındaki birinci kural yeni nesil iletişim teknolojilerini kullanmaktan geçiyor. Bunun anlamı, ofis içi ve dışı kullanacağız ağ sistemlerinizi iyi tasarlayıp uygulamaya koymanız. Tasarım sırasında şirketinizin gelecek planlarını da göz önüne alıp büyüme stratejisine göre yol haritası çıkarmanız gerekiyor. Ofis ağlarının fonksiyonelliğini arttıran cihazların başında yük dengeleyici genişbant router’lar geliyor. Eğer firmanızın ağ bağlantısının yüksek hızda olmasını istiyorsanız yük paylaşımlı router’lar sizin için biçilmiş birer kaftan. Birden fazla internet bağlantısını (kablo, ADSL, fiber vb) birleştirebilen bu tarz cihazlar bunun yanı sıra ağ içerisindeki yükü dengeleyebilir ve verimliliği arttırmak için kullanılan hatların durumlarını ölçerek hizmet sunabilir. Bunun yanı sıra yedekli çalışma imkanı da sunan bu tarz router’lara
36
geçtiğimiz dönemde 5651 olarak adlandıracağımız yasa ile yeni düzenlemeler getirildi. İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele edilmesi Hakkında Kanun olarak bilinen yasa birçok düzenlemeyi de beraberinde getiriyor. Özellikle İnternet kafe veya buna benzer yapılara sahip bilgisayar ortamını iş yerinizde barındırıyorsanız yasaya uygun donanımları kullanmanız şart. Eğer bu konuya uzaksanız donanım satın alma sürecinde bir BT danışmanına başvurmanız gerekli.
Güvenliği Elden Bırakmamakta Fayda Var VPN’in anlamını bilmeyeniniz yoktur. Güvenli bağlantı seçenekleri oluşturmanız için kullanılan VPN (Virtual Private Network) teknolojisi birçok şirketin ofis ve merkezleri arasındaki iletişimi kurmak için kullanılabilir. Bu tarz bir teknoloji farklı araçlarla kullanabileceğiniz gibi VPN destekli router’lar üzerinde de kullanabilirsiniz. Kendi hattınız çekerek boşa para harcamanıza da gerek yok. İki tarafta VPN Router olması yeterli. Ardından
internet üzerinde oluşturulan güvenli tüneller üzerinden veri alışverişine başlayabilirsiniz. Bunları yazarken internet bağlantısının ofis içerisinde varsayılan olarak kullanıldığını düşünüyoruz. Bu durumun aksini günümüz koşullarında düşünmek bile istemiyorum. IP İle Yakın Olmakta Fayda Var İnternetin nimetleri sadece birkaç madde ile sınırlı değil. İnternet için kullandığımız IP ve buna bağlı olan teknolojiler işlerimizi fazlasıyla kolaylaştıracak ve bizlere zaman kazandıracak türden. Bunlara en iyi örnekler VOIP, IP Kamera, IP TV gibi teknolojiler olarak karşımıza çıkıyor. Eskiden bu tarz teknolojileri yüksek maliyetleri nedeniyle fazla kullanmazdık fakat son dönemde ADSL ve fiber geniş bant bağlantı hizmetlerinin ucuzlamasıyla birlikte kurumların bu tarz hizmetlere erişim olanağı arttırıldı. Artık bu hizmetlere de kolaylıkla ulaşmanız mümkün.
Mobil Devrimi Hiçe Saymayın Günümüzde akıllı cep telefonlarımız üzerinden veya paylaştığımız cihazlar
ile internete her yerden erişir olduk. Bu durum şirket iş yapış şekillerini de fazlasıyla değiştiriyor. Eskiden internete bağlanmak için ofislere giderken şimdilerde herhangi bir kafe ofisimiz olabiliyor. Hatta 3G/4G paylaşım cihazlarıyla birlikte mobil bağlantınızı 10’larca kişiye paylaştırmanız ve bulunduğunuz ortamda ufak bir ağ kurarak iletişiminizi sağlamanız mümkün. Bu tarz cihazları mobil şebekenizin elverdiği her yerde kullanmanız mümkün. Bu sayede ofis ortamına kavuşmak için ofise gitmenize gerek kalmayacak. Fakat hali hazırda bulunduğunuz bir ortamda internet bağlantısı var ve kendi ağınızı kurmak istiyorsanız Acces Point diye adlandırdığımız (Erişim Noktası) cihazlardan faydalanabilirsiniz. Acces Point’ler birden fazla bilgisayarı kablosuz olarak birbirine bağlayabilen veya internet bağlantılarını sağlayan cihazlara verilen isimdir. AP’ler sadece ağ ve internet bağlantısını sağlama için kullanılmayabilir. Aynı zamanda menzil arttırıcı olarak da kullanılabilirler. Sadece bir cihaz alarak birden fazla işi yaptırmak günümüz teknolojisi ile mümkün. Bu sayede ekstra maliyetlerinde önüne geçmiş olursunuz.
Anten Gücünüze Dikkat Artık tüm oyun kablosuz ağ üzerine oynanıyor. Kablo maliyetleri yüksek olduğundan kullanılan cihazların kablosuz çözümler sunması büyük avantaj. Bu sayede ofis ortamında değişiklikler de rahatlıkla yapılabiliyor. Tabii ki sadece ofis içi durumlarda kablosuz bağlantı ekipmanları kullanmıyoruz. Dış mekan çözümleri sunan kablosuz bağlantı cihazları da mevcut. Dış mekan çözümleri için en önemli konulardan bir tanesi anten. Kurumlar için kullanılacak anten
tespiti bir diğer önemli konudur. Aşağıdaki verdiğimiz hesap tablosu sayesinde istediğiniz mesafede belirli bir bağlantı kalitesinde alıcı veya verici tarafından çeşitli antenler arasından uygun anteni seçebilirsiniz. Uygun bir anten belirlemek için, Boşluktaki Yörünge Kaybına ait 2 denklemden Anten Kazancının hesaplanması gerekmektedir. Verici Anten Kazancını bulmak için (Alıcı Anten Kazancı hakkında bilginiz olduğu varsayılarak)
Tx Anten Kazancı = Sönüm Marjı - Tx Gücü + Tx Kablo Kaybı + Rx Kablo Kaybı + Rx Hassasiyeti + 32.44 + 20 log10(f) + 20 log10(d) - Rx Anten Kazancı d = Mesafe [km] f = frekans [MHz] Bu fonksiyonu kullanmak için, mesafe, sönüm marjı değerlerini bilmeniz ve verici ve alıcı noktalarındaki access point, ek kablolar ve alıcı antenini seçmiş olmanız gerekir. Alıcı Anten Kazancını bulmak için (Verici Anten Kazancı hakkında bilginiz olduğu varsayılarak);
Rx Anten Kazancı = Sönüm Marjı - Tx Gücü + Tx Kablo Kaybı + Rx Kablo Kaybı + Rx Hassasiyeti + 32.44 + 20 log10(f) + 20 log10(d) - Tx Anten Kazancı d = Mesafe [km] f = frekans [MHz] Bu fonksiyonu kullanmak için, mesafe, sönüm marjı değerlerini bilmeniz ve verici ve alıcı noktalarındaki access point, ek kablolar ve verici antenini seçmiş olmanız gerekir. Hesaplanan anten kazancı değeri ile ihtiyacınız olan uygun anteni bulabilirsiniz.
Kurulu Elektrik Hattından İnternet Power Line Communication adı verilen bu teknolojiye sahip cihazlar sayesinde aynı şebeke içerisinde iki elektrik pirizi arasında ağ bağlantısını aktarmanız mümkün. Kablolu ve kablosuz bağlantının uygulanamadığı ortamlar için geliştirilen bu teknoloji sayesinde bina yapılırken kullanılan elektrik şebekesinin kabloları üzerinde ağ bağlantısı gerçekleştiriliyor. Son dönemim en popüler cihazların olan PLC’ler fiyat açısından da makul seçeneklerle satışa sunuluyor. Yukarıda da örneğini vermiştik. Ofislerin can dostu olarak tabir edebileceğimiz Print Serverlar sayesinde BT yöneticilerinin işi bir hayli kolaylaşıyor. USB bir yazıcının kablosuz ağ üzerinden paylaştırılmasını sağlayan bu tarz cihazlar ofis ortamlarının vazgeçilmezleri olarak tanımlanıyor. Son dönemde fazlasıyla popüler olan teknolojilerinden bir tanesi de Power over Ethernet. PoE kısa adı ile tanınan bu tarz cihazlar kullanılan cihazların ihtiyaç duyduğu elektriği , data kablosu üzerinden almasını sağlayan bir teknolojiyi üzerinde barındırıyor. Bu teknoloji sayesinde switch üzerinden çektiğiniz kabloyu PoE adaptörü ile birleştirerek router ( veya buna benzer bir cihazın) elektrik ihtiyacını karşılayabilmeniz mümkün. Bu yazımızla birlikte özellikler küçük ve orta işletmeler için fark yaratacak ağ çözümlerine değinmeye çalıştık. Yazımız içerisine sığdıramadığımız birçok ağ çözümü var. Bunları da önümüzdeki aylarda sizlerle paylaşacağız. Eğer gelecekte iş sürekliliği ve devamlılık istiyorsanız gelişen teknoloji yakından takip etmelisiniz. Yatırımlarını yaparken ince eleyip sık dokurken cimrilik yapmamalısınız. 1 Koyup 2 veya 3 hatta 4 almak varken niye kaybedesiniz ki?
37
Ecevit BIKTIM
ecevit@btgunlugu.com
söyleşi
Tüm Ürünlerimizde Ömür Boyu Ücretsiz Destek Veriyoruz Ağ ürünleri konusunda üretim yapan TP-Link 128’den fazla ülkede satış faaliyetinde bulunuyor. Dünya genelinde yüz milyonlarca TP-Link kullanıcısı bulunuyor. Modem, Router, IP Kamera, Powerline Adaptörler, Print Serverlar, Medya Çeviriciler ve Ağ Adaptörleri ürün gruplarında faaliyet gösteren firmanın Türkiye Ülke Müdür Yardımcısı Ali Dinçer ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Ali bey merhabalar öncelikle bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
ne zaman başladı ve ilk başladığınız günler ile şimdiki durumunuzu kıyaslayabilir misiniz?
1989 yılında İTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun oldum. 5 yılı devlet memuru olacak şekilde 1996 yılına kadar değişik kurum ve kuruluşlarda mühendislik yaptım. Daha sonrasında bilgisayar sektörüne geçiş yapıp uzun yıllar proje satış, koordinatörlük, ürün geliştirme ve yönetimi gibi değişik pozisyonlarda çalıştım. TP-LINK ile tanışmam da bu döneme denk geliyor. 2008 yılından bu yana ağ teknolojileri konusunda uzmanlaşan bir yöneticiyim.
TP-LINK dünya genelinde 128 ülkede 22.000’in üzerinde çalışanı ve dünya genelinde bir milyara yakın müşterisi ile 1.83 milyar dolarlık network devi. 1996 yılında kuruldu, 2005 yılında küresel pazara açıldı ve 2009 yılında ülke ofislerini açmaya başladı.
TP-Link’in Türkiye’deki macerası Söyleşimizi aşağıdaki QR Code sayesinde video olarak izleyebilirsiniz.
38
2008 yılında İnfronic firmasında Ürün Yönetimi’nde çalışırken TP-LINK ile tanıştım ve ithalatını yapmaya başladık. TP-LINK Türkiye kurulana kadar, 2 yıllık bir zaman dilimde yoğun bir pazarlama, satış ve destek yapılanması için uğraşı verdik. Yaptığımız bu çalışmalar sonucunda TP-LINK merkez ofisi Türkiye’deki potansiyeli gördü ve birlikte TÜRKIYE ofisinin kurulması için çalışmalara başladık. TP-LINK Türkiye ofisini 2010 yılı sonbaharında kurduk. Tek kişilik home ofis olarak başladığımız TP-LINK maceramız, şu an 1200m2 ilk bir ofiste, 28 kişilik çağrı merkezi personelimiz ile birlikte toplamda 65 çalışanımızla hizmet veren bir şirket haline geldi. Kurumsal yapımızı hemen hemen tamamladık. Bölümlerimiz ve bölüm yöneticilerimiz ile sektöre hizmet veriyoruz. Bu TP-LINK ofisinde görünen yapımız.
Aslında çok daha büyük bir aileyiz. Distribütörlerimiz, toptancılarımız ve Türkiye’nin her noktasındaki binlerce bayimiz ile çok daha büyük bir aileyiz. Dört yıl gibi kısa bir sürede çok önemli bir aşama kat ettik. Hem örgütlenme hem pazar payı açısından büyük bir başarı sağladığımızı söyleyebilirim.
TP-Link’in yüzlerce ürünü bulunuyor, Türkiye’de hangi ürün grupları konusunda faaliyet gösteriyorsunuz? TP-LINK, kablosuz ağ pazarında en geniş ürün ailesine sahip olan marka. Toplam 200’e yakın ürünümüz var. Türkiye pazarında şu anda yaklaşık 160 model ürünümüz satışta ancak üretilen tüm ürün gruplarına sahibiz. TP-LINK’in ürün portföyü her türlü ihtiyacı karşılayacak kadar geniş ve donanımlı. Kablosuz ağ konusunda uzmanlaşmış çok büyük bir üretici. Bu alandaki her tür cihazı üretiyoruz. Modemden menzil genişleticilere, VPN router’lardan antenlere, powerline adaptörlerden 3G router’lara kadar ev ve küçük ofislerin ihtiyacı olan tüm ağ ürünleri geniş portföyümüzde yer alıyor. Bu yıl içinde kablosuz iletişimle bağlantılı yeni ürün gruplarımızı da satışa sunduk. Bunlardan biri olan 10400mAH gündeki powerbank’ımız iyi bir pazar payı elde
etti. Yakında benzer başka ürünlerimiz de olacak. Ama ana faaliyet alanımız ve ürün grubumuz ağ ürünleri.
Fiyat açısından rakiplerinize göre kullanıcılara daha uygun sunduğunuz ürün grupları bulunmakta. Bu avantajı nasıl sağlıyorsunuz? Aslında hemen her ürün grubunda fiyat/ performans açısından başarılıyız. Bunun da çok basit bir nedeni var. TP-LINK, çok büyük bir üretici. O nedenle ürün maliyetleri çok daha uygun. Bunu da fiyat avantajı olarak tüketiciye sunuyoruz. Yıllık üretim kapasitemiz 148 milyon adet (2013 yılı) ve her yıl dünya genelindeki gelirimizin yüzde 8’ini AR-GE’ye ayırıyoruz. Bu sayede daha yeni, daha dayanıklı ve güvenilir ürünler üretiyoruz.
Tüketicilerin sizi tercih etme nedenleri size neler? Sadece fiyat avantajı nedeniyle mi tercih ediliyorsunuz? Aslında fiyat/performans başarımızda önemli bir neden ama tabii ki tek neden değil. Ürün çeşitliliğimizin de başarımızda etkisi olduğuna inanıyoruz. Kablosuz ağ konusunda her alanda seçenekli çözümlerimiz var. Tüketicilere aynı ürün grubunda bile çok sayıda model seçeneği sunarak, en uygun ürüne ulaşmalarını sağlıyoruz. Ayrıca ürünlerimizin arıza nedeniyle geri dönüş oranı yüzde 1’in altında! TP-LINK, kullanıcı odaklı bir marka. Ürün seçiminden başlayarak tüketicinin yanında olan, bilgilendirme, eğitme misyonu üstlenmiş bir marka. Dolayısıyla satış sonrası hizmetlere çok önem veriyor. Örneğin Türkiye’de kadromuzun yüzde 50’sinden fazlası destek hizmetlerinde görev yapıyor. Kurumlara özel VIP Destek Hizmetimiz var. Bireysel tarafta ise çağrı merkezimiz kullanıcılarımıza destek sunuyor ve çalışan sayısı sürekli artıyor. TP-LINK olarak yasal 2 yıl olan garanti süresini bireysel ürünlerimizde 3 yıl, kurumsal ürünlerimizde 5 yıla çıkardık. Ayrıca garanti süresinde arızalı ürünleri yenisiyle değiştirme uygu-
Ali Dünçer TP-LINK Türkiye Ülke Müdür Yardımcısı
39
söyleşi lamamız var. Arızası saptanan ürünü, onarmak yerine yenisi ile değiştiriyoruz. Müşterilerimizin zaman ve iş kaybetmemeleri için arızalı ürünleri onarmak yerine, yenisi ile değiştirmeyi ve müşteri memnuniyetimizi artırmayı amaçlıyoruz. Bunların yanı sıra tüm TP-LINK ürünlerinde ömür boyu ücretsiz destek veriyoruz. Bu da bizi rakiplerimizden farklılaştıran bir yanımız. Garantisi biten ürünlerde de kullanıcılarımız çağrı merkezinden hizmet alabiliyorlar. Tüketicilerin tercihi de bunlarda gizli.
Destek hizmetlerinizden de söz edebilir misiniz? Her şirket gibi tüketici memnuniyeti bizim için de çok önemli. Bu nedenle en fazla yoğunlaştığımız ve yatırım yaptığımız alanlardan biri destek hizmetleri. Klasik destek hizmetlerinin yanı sıra her kanaldan (sosyal medya, internet forumları da dahil) kullanıcılarımıza ulaşıp, destek vermek için sürekli çalışıyoruz. Ağ ürünleri hala teknik ürünler; TPLINK ürünleri de her ne kadar kolay kurulup kullanılabilse de mutlaka desteğe gerek duyuluyor. Bu nedenle çok yakında yepyeni bir hizmeti başlatacağız. Kutuların içinden çıkan kurulum şemalarıyla yetinmek istemeyen kullanıcılarımız için ürünlerin kurulum videolarının yer aldığı bir web sitesi yakında hizmete giriyor. Ayrıca akıllı telefonlarla da bu videoları entegre ettiğimiz uygulama olacak. Ürünün kutusunda yer alan QR kodu telefonuyla okutarak, kurulum videosuna erişilebilecek. Amacımız kaliteli, kolay erişilebilir ve kolay kullanılır ürünler ve eksiksiz hizmet ile her aşamada maksimum müşteri memnuniyeti sağlamak. Ayrıca biz destek hizmetlerini satış sonrası başlayan hizmetler olarak görmüyoruz. Özellikle bizim gibi ülkelerde, tüketicilerin
40
kablosuz ağ ürünleri konusunda henüz yatırım yapmadan desteğe gereksinimi var. Ürünler, kavramlar konusunda bilgilenmeye, bu şekilde gereksinimlerini doğru saptayıp, ürün seçimini buna göre yapmaya; kısaca bilgi desteğine ihtiyaçları var. TP-LINK olarak Türkiye’de ofis açtığımız günden bu yana bilgilendirici, eğitici bir görev üstlendik. Çok yakında başlattığımız TP-LINK WiFi Akademi ile bu görevimizi sürdürüyoruz. Kablosuz ağ konusundaki tüm kavramlar, ürünler, çok basit ve anlaşılır bir şekilde, kısa videolarla TP-LINK WiFi Akademi’de anlatılacak. Böylece Türk tüketicisi router’ın ne işe yaradığını, Access point ile menzil genişletici arasındaki farkı, VPN’in ne olduğunu bu videolarla öğrenebilecek. TP-LINK WiFi Akademi, marka bağımsız olarak bilgilendirme yapacak. Amacımız tüketicilerin bilinçlenmesi, doğru tercihler yapması. Böylece hem pazarımız daha sağlıklı büyüyecek, hem de tüketici memnuniyeti artacak diye düşünüyoruz. Sunduğunuz kurumsal ağ çözümlerini firmalar neden tercih etmeli? Aslında bu sorunun cevabı daha önceki bir sorunuzda yer alıyor. Hem bireysel hem kurumsal ürünlerde tüketicilere, kurumlara fiyat avantajı sunuyoruz. Birinci tercih nedenleri bu olmalı. Daha düşük maliyetle ağ çözümü oluşturabiliyorlar. Ama tek neden değil tabii. Özellikle küçük ve orta ölçekli kuruluşlara maliyet desteği yanında kaliteli ürünler ve hizmet sunuyoruz. TP-LINK, Türk tüketicisine kaliteli ürünlerin de uygun fiyatlı olabileceğini gösterdi. Kurumlar da bu avantajdan ve zengin ürün çeşidimizden yararlanmalı. Bunun yanı sıra arıza geri dönüş oranlarımız yüzde 1’in altında ve teknik destek ekibimiz her zaman her türlü konuda yardımcı olmaya hazır bir durumda. Kurumlara ayrı
bir destek hattımız da var.
Geçtiğimiz günlerde Anadolu Teknoloji Günleri adında etkinlikler yapmaya başladınız. Bu etkinliklerin amacı ne? Bu konudaki hedefleriniz neler? “Anadolu Teknoloji Günleri”, İstanbul ve İstanbul dışındaki illerde proje ağırlıklı çalışan, katma değerli hizmet üreten teknoloji bayilerine, şirketlerin çözümlerini tanıtmayı ve onların beklentilerini ilk ağızdan dinlemeyi hedefliyor. TP-LINK öncülüğünde başlatılan bu etkinliklerin ilkini Nisan ayında gerçekleştirdik ve bugüne kadar 10’un üzerinde ilde bayilerle bir araya geldik. Teknoloji firmaları olarak tek tek etkinlik yapmaktansa, birkaç firma bir araya gelerek bayilere ulaşmayı ve farklı alanlardaki teknolojilere ilişkin hem vizyon sunmayı hem de projelerinde kullanabilecekleri çözümleri tanıtmayı hedefliyoruz. Aslında projelerinde kullanacakları kablosuz ağ, depolama, güvenlik gibi bazı temel çözümleri tanıtıyoruz. Ayrıca onların beklentilerini, o bölgeye özgü sorun ya da istekleri de ilk ağızdan dinlemiş oluyoruz. 2015 yılında da bu etkinlikleri farklı katılımcı firmalarla sürdürmeyi hedefliyoruz. Daha gidemediğimiz çok yer var.
2014 yılı TP-Link Türkiye için nasıl geçti ve 2015 yılından beklentileriniz neler? TP-LINK, IDC verilerine göre WLAN pazarında yüzde 50’ye yakın pazar payı ile lider marka. Dünyada rakipsiz liderliğini 2011 yılından bu yana sürekli olarak artan bir ivme ile sürdüren TP-LINK, Türkiye’ de de ofis açtığı günden bu yana pazar payını artırarak lider konumda yer alıyor. 2014 yılında Türkiye BT pazarında bir
daralma yaşandığını söyleyebiliriz. Ancak TP-LINK, daralan pazarda dahi büyümesini sürdürdü. 015 yılında da hedefimiz, büyümemizi sürdürmek. Bu doğrultuda hazırlıklarımızı yapıyoruz. Türkiye pazarı özellikle farklı ağ çözümlerinde büyüyebilecek bir pazar. Powerline adaptörler, menzil genişleticiler, taşınabilir 3G-4G router’lar henüz arzuladığımız pazar payına erişemeyen ürün gruplarımız. 2015 yılında bu ürün gruplarının satışında artış hedefliyoruz. Avrupa pazarındaki satışlarımızda bu ürün gruplarının payı Türkiye’ye göre çok daha yüksek. Hedefimiz Avrupa’daki oranlara ulaşmak. 2015 yılının bu açıdan bir atılım yılı olmasını hedefliyoruz. Gelişen teknoloji ile doğru orantılı olarak tasarladığımız yeni ürünlerimiz, farklı çözümlerimiz ile 2015’de de lider kablosuz ağ markası olmaya devam edeceğiz.
Gelecekte hangi ağ teknolojilerinin daha popüler olacağını düşünüyorsunuz? 2015’ten itibaren kablosuz ağlarda alt
sınırın 300Mbps olacağını söyleyebilirim. 2015 yılında 300Mbps’ ın altındaki ürünleri Türkiye’ye getirmeyeceğiz. Ayrıca önümüzdeki yıl 802.11ac ürünleri revaçta olacak. Kablosuz ağ konusundaki yeni standart olan 802.11ac, kablosuz ağ bağlantı hızlarını çok artırıyor; 11n’e oranla 3 kat daha hızlı kablosuz hıza ulaşmak mümkün. Gururla söyleyebilirim, AC destekli en zengin modele sahip olan markayız. Bu konuda da tüketicilere bol seçenek sunuyoruz. 2015 yılında AC destekli model sayımız daha da artacak. AC ürünlerinde de fiyat/ performans açısından iddialıyız. Ürün / model çeşidi ve fiyat avantajı ile AC ürünlerinde de pazarı yönlendiren marka olacağız. Daha uzun vadeli baktığımızda ise mobilitenin öne çıkacağını; buna paralel olarak da kablosuz ağın hem menzilini artırmayı sağlayan çözümlerin hem de taşınabilir kablosuz ağ çözümlerinin öne çıkacağını düşünüyoruz. Menzil genişleticiler ve powerline adaptörlerin pazarı büyüyecek. Bu ürünlerde de kolay kullanılabilen ve
taşınabilen modeller tercih edilecek. Avrupa’ ya baktığımızda Powerline adaptörlerin satışı ciddi artışta. Bizim tüketicilerimiz de bilinçlenmeye başladıkça ve teknolojinin ilerlemesi ile doğru orantılı şekilde farklı ihtiyaçlar ortaya çıktıkça talep çok farklı yönlere gidecek. Bildiğiniz gibi internet ve mobilite günümüzde en önemli iki kavram. Bu ikisini birleştiren ürünler revaçta olacak. Biz de TP-LINK olarak bu konuda üretim yapan lider firmayız. Bir diğer popüler konu ise akıllı ev ve ofisler. Akıllı ev teknolojileri sayesinde artık internete bağlı cihazlar bilgisayar ya da çevre birimlerinden ibaret değil. Evdeki (ya da ofisteki) pek çok cihazın internete bağlı olduğu/olacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Buzdolabından kombiye, televizyondan ampule değin her şey internete bağlı olacak ve tek bir kaynaktan yönetilebilecek. Bu işin merkezinde de -doğal olarak- kablosuza ağ çözümleri yer alacak. TP-LINK olarak akıllı ev / ofis konusu odaklandığımız, gelişen teknolojilerin başında geliyor.
41
Avşar ÖZGEN
info@btgunlugu.com
UDH Bakanlığı’nın 2015 Bütçesi Kabul Edildi Google geçtiğimiz günlerde yeni Android işletim sistemi sürümü olan Lollipop’u gün yüzüne çıkardı. Biz de bu yeni işletim sisteminin detaylarını kurumsal kullanıcılar için araştırdık. Bakın bu yeni işletim sistemiyle birlikte şirketinizin yararına olacak özellikler neler. Bakan Lütfi Elvan, Bakanlığı bünyesinde 2015’te 15,5 milyar liralık yatırım yapılacağını belirterek, diğer harcamalarla birlikte toplam harcama miktarının 40,2 milyar lira olacağını, söyledi. Elvan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın (UDH) 2015 yılı bütçesi sunuş konuşmasında, bakanlığın yapılanması hakkında bilgi vererek, toplam 235 bin kişiye doğrudan ve dolaylı istihdam sağlandığını belirtti.
“Bakanlık bünyesinde 2015 yılında 15,5 milyar liralık yatırım yapılırken, diğer harcamalarla birlikte toplam 40,2 milyar liralık harcama yapılacak” Bakanlığının 2015 yılı bütçesinin yüzde 5,22 arttığını belirten Elvan, “Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın merkez bütçesinde yüzde 6,5’lik artış oranı var. Karayolları Genel Müdürlüğümüzde yüzde 1,25’lik artış söz konusu. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nda ise yüzde 12’lik artış söz konusu” diye konuştu. İlgili ve ilişkili tüm kuruluşları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bakanlık bünyesinde 2015 yılında 15,5 milyar liralık yatırım yapılacağını dile getiren Elvan,
42
diğer harcamalarla birlikte toplam 40,2 milyar liralık harcama yapılacağını kaydetti. Bakanlığının toplam 3 bin 793 projeyi fiili olarak yürüttüğünü ifade eden Elvan, bunların 2 bininin Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), yaklaşık bin 500’ünün TCDD tarafından yürütüldüğünü bildirdi. Toplam 205 milyar liralık proje tutarı bulunduğunu aktaran Elvan, bugüne kadar 102 milyar liralık bölümünün harcandığını, geriye kalanının ise ileriki yıllarda harcanacağını kaydetti. Elvan, önümüzdeki yıllarda demiryolları yatırımlarına ağırlık vereceklerini dile getirdi.
Havalimanlarından 10 Milyar Dolar Gelir Kamu özel işbirliği çerçevesinde 61,5 milyar liralık yatırımın devam ettiğini belirten Elvan, 12,5 milyar liralık kısmın tamamlandığını söyledi. Elvan, Yap-İşletDevret (YİD) modeliyle yapımı gerçekleştirilen havalimanlarının kiralanması yöntemiyle de bugüne kadar 10 milyar dolar gelir elde ettiklerini ifade etti. Son 12 yılda bölünmüş yollara ağırlık verildiğini, önümüzdeki dönemde ise otoyol çalışmalarına ağırlık vereceklerini anlatan Elvan, projeler hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin taşımacılıkta önemli bir konumda
olduğunu dile getiren Elvan, 58 ülkeyle ikili anlaşma imzalandığını söyledi. Türkiye’nin 66 bin kilometrelik yol ağının yüzde 36’sının bölünmüş yol olduğunu ifade eden Elvan, söz konusu yol ağının yüzde 17’sini oluşturan “bitümlü sıcak karışım”a ağırlık vereceklerini ifade etti. Tehlikeli madde taşımacılığında yurt dışında alınan belgenin artık Türkiye’den alınabileceğini anlatan Elvan, TSE ve Türk Loydu’nun bu konuda yetkilendirildiğini kaydetti. Elvan, tehlikeli madde taşımacılığında tüm uluslararası sözleşmelere taraf olunduğunu söyledi. Trafik hacminin 2003 yılına göre iki kat arttığına dikkati çeken Elvan, yük taşımacılığında bu artışın görülmediğini belirtti. Bölünmüş yolların az olduğu dönemde ortalama hızın 40 kilometre olduğunu, son 12 yılda araç hızlarının saatte 80 kilometreye çıktığını belirten Elvan, bölünmüş yollardan sağlanan yıllık tasarrufun 15 milyar lirayı geçtiğini kaydetti. Can kaybı konusunda Türkiye’nin Avrupa ortalamasının altında olduğunu vurgulayan Elvan, “Can kaybında yüzde 5,72’den yüzde 2,33’e inmiş durumdayız. Hedefimiz 2023’te yüzde 1’i yakalamak” dedi.
Hedef 8 Bin Kilometre Otoyol İnşa Etmek 2015 yılında bin kilometrelik bölünmüş yol yapacaklarını bildiren Elvan, devam eden otoyol projeleri hakkında bilgi vererek, Yavuz Sultan Selim Köprüsü bağlantı yollarının yapımı için ihale ilanına çıktıklarını söyledi. Elvan, hedefin 8 bin kilometre otoyol inşa etmek olduğunu kaydetti. İstanbul’da Avrupa ve Anadolu yakası arasında günde 1,5 milyon insanın karşılıklı gidip geldiğini, İstanbul trafiğinin rahatlatılması gerektiğini belirten Elvan, şöyle konuştu:“Yeni ihaleye çıktığımız Akyazı’dan İstanbul, İstanbul’dan Kınalı’ya kadar olan kesim. Buradan Çanakkale’ye, Çanakkale’den Balıkesir’e kadar uzanan aks. Burada yaptığımız şey Marmara Bölgesi’ni otoyolla bir ring haline getiriyoruz. Yani herhangi bir yerden otoyola giren bir kişi, tamamıyla Marmara Denizi etrafında dolanabilme imkânına kavuşacak. Bu projenin özellikle Çanakkale Köprüsü geçişi ve ring yapmanın en önemli avantajı, özellikle Ege Bölgesi ve Orta Anadolu’nun batısından yurt dışına çıkışlarda veya Edirne-Tekirdağ çıkışlarında artık İstanbul güzergâhı kullanılmayacak. Doğrudan Balıkesir ve Çanakkale üzerinden Tekirdağ Kınalı’dan yurt dışına çıkış söz konusu olacak.” Bakan Elvan, İstanbul-İzmir Otoyolu projesinde 2015 sonu itibariyle Bursa’ya olan kesimin açılacağını bildir-
di. Dünyanın kendi klasında dördüncü büyük köprüsü olacak İzmit Körfez Geçiş Köprüsü’nün 4-5 ay sonra siluetinin tam manasıyla görülebileceğini belirten Elvan, açılışın ise 2015 sonunda olacağını kaydetti. Avrasya Tüneli’nde kazı çalışmalarının şu anda bin 400 metreyi geçtiğini ifade eden Elvan, 2017’de bitmesi gereken tüneli, 2016 sonunda bitirmeyi hedeflediklerini anlattı. Elvan, aralarında Ovit ve Ilgaz tünellerinin de bulunduğu 9 tünelin 2015’te tamamlanmasının planlandığını belirtti. Ovit Tüneli çalışmalarının yüzde 50 seviyesinde olduğunu ifade eden Elvan, söz konusu tünelin, dünyanın 2. en uzun çift tüplü karayolu tüneli olacağını kaydetti.
Akıllı Ulaşım Sistemleri Akıllı ulaşım sistemleri hakkında da bilgi veren Elvan, 8-10 ilde akıllı ulaşım sisteminin kurulduğunu kaydetti. Söz konusu sistemle akıllı ulaşım merkezlerine ulaşan trafik, yol durumu gibi çok sayıda verinin vatandaşlara ulaştırılacağını belirten Elvan, Gebze-İstanbul arasında pilot uygulamanın başladığını söyledi. Demiryolu ağı hakkında bilgi veren Elvan, mevcut hatların yenilenmesi, hatların elektrikli ve sinyalli hale getirilmesi, milli demiryolu sanayinin oluşturulması, lojistik merkezlerinin yaygınlaştırılması ve sektörün serbestleştirilmesinin öncelikleri arasında yer aldığını anlattı. 2004’ten bugüne kadar bin 759 kilometre demiryolu yapıldığını belirten Elvan, 2 bin 712 kilometrenin ise inşasının devam ettiğini kaydetti. Elvan, Marmaray ile bugüne kadar 53 milyon yolcu taşındığını, günde ise 150 bin yolcu taşındığını bildirdi. 2018’de bitirilmesi planlanan Bursa-Bilecik Demiryolu Hattının yapımının tamamlanmasını daha öne çekeceklerini belirten Elvan, Kars-Tiflis-Bakü hattının ise 2015 sonuna doğru açılışının gerçekleştirileceğini kaydetti.
UDH Bakanlığı bütçe görüşmeleri zaman zaman sert tartışmalara da sahne oldu UDH Bakanlığı bütçe görüşmeleri zaman zaman sert tartışmalara da sahne oldu
43
“Bundan sonraki süreçte kendi ulusal sinyalizasyon sistemimizi kullanmak istiyoruz” Yüksek hızlı tren güzergâhında yük taşımacılığı yapılamadığını ifade eden Elvan, “Bu nedenle biz, yük taşımacılığında 120 kilometre, yolcu taşımacılığında ise 200 kilometre hız yapan hızlı trenlere ağırlık vereceğiz” dedi. Elvan, şu anda yüzde 3 civarında olan demiryolu yük taşımacılığını artırmak istediklerini ifade etti. 2003’teki 11 bin kilometre demiryolu hattının 8 bin 706 kilometresinin yenilendiğini anlatan Elvan, sinyalizasyonda istenilen noktada olunmadığını, sinyalizasyon çalışmalarının 2 bin 679 kilometrelik konvansiyonel hatta devam ettiğini kaydetti. Elvan, “Bundan sonraki süreçte kendi ulusal sinyalizasyon sistemimizi kullanmak istiyoruz” diye konuştu. Bakan Elvan, 106 adet yüksek hızlı tren imalatını düşündüklerini dile getirerek, bunların 80’inin Türkiye’de yapılmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini söyledi. İlerleyen dönemde YHT araçlarına ihtiyaç olacağını ifade eden Elvan, “Bu araçları tamamıyla Türkiye’de üretmeyi planlıyoruz. Bundan sonraki aşamada da kendi milli trenimizi lisansıyla üretmeyi hedefliyoruz” dedi. Havacılıkta önemli noktaya gelindiğini anlatan Elvan, bölgesel uçak yapımıyla ilgili çalışmaların yoğun olarak devam ettiğini bildirdi. Türkiye’nin havayolu yolcu sayısı itibariyle 15. sıradan 11. sıraya yükseldiğini dile getiren Elvan, bu yıl itibariyle de 7. veya 8. sıraya yükselmeyi beklediklerini kaydetti. Esnek hava saha uygulamasını da anlatan Elvan, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile mutabakat sağlandığını, söz konusu uygulamayla yurt içi uçuşlarda yıllık 500 milyon dolarlık tasarruf sağlayacaklarını ifade etti.
Uzay Ajansı Kuruluyor
töründe istenilen düzeyde olunmamasından kaynaklandığını ifade eden Elvan, iletişim teknolojilerindeki alandaki hıza ulaşmak için yazılım sektörüne ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.
“Son 10 ayda genişbant internet abone sayısı yüzde 25 artarak 32 milyondan 40 milyona ulaştı” Bakan Elvan, son 10 ayda genişbant internet abone sayısının yüzde 25 artarak 32 milyondan 40 milyona ulaştığını belirtti. Elvan, sabit telefon abone sayısının Avrupa’ya oranla daha hızlı gerilediğini anlatarak, bunun nedeniyle ilgili çalışma yürüttüklerini söyledi. Ulusal Veri Merkezi kuracaklarını bildiren Elvan, tüm verilerin bu merkezde toplanmasını hedeflediklerini ifade etti. “Kayıp Alarmı Projesi”ni geliştirdiklerini bildiren Elvan, herhangi bir çocuk kaybolduğu zaman, çocuğun daha çabuk bulunması amacıyla, bölgede yaşayan vatandaşlara, çocuğu tarif eden mesaj gönderildiğini kaydetti.
Muhalefetin Eleştirileri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 2015 yılı bütçesi üzerinde milletvekilleri de söz aldı. CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Ulaştırma Bakanlığı’nın en yatırımcı bakanlık olduğunu, ancak kamu kaynaklarını kanunlara ve mevzuata uygun şekilde kullanmadığını, mali disipline dikkat etmediğini, bunun da Sayıştay raporlarında yer aldığını öne sürdü. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 2013 yılı Sayıştay denetim raporunda yaşanan olumsuzlukların yer aldığını ifade eden Ayaydın, raporda, “Yatırım ödenekleri diğer harcama birimleri işinde kullanılmıştır. Kamu yatırım programı uygulanmamış, genel müdürlük kendi programını uygulamıştır” denildiğini kaydetti. Ayaydın, genel müdürlüğün yatırım programında yer almayan
Uzay Ajansı kuracaklarını belirten Elvan, konuyla ilgili kanun tasarısının hazırlandığını, Bakanlar Kurulu’na, ardından da Meclis’e sunulacağını anlattı. İlk yerli haberleşme uydusu Türksat 6A’nın yapımına başlanacağını dile getiren Elvan, bununla ilgili protokolün önümüzdeki günlerde imzalanacağını bildirdi. Marmaray’ın devreye girmesiyle denizcilikte kabotajda taşınan yolcu sayısında azalma olduğunu belirten Elvan, kabotajda taşınan araç miktarı ve elleçlenen yük miktarında ise artış olduğunu söyledi. Ro-Ro taşımacılığını daha da geliştirmek istediklerini dile getiren Elvan, “Bulgaristan’la, İran’la zaman zaman sıkıntılar yaşadık. Bu sıkıntıları Ro-Ro taşımacılığıyla aşmak istiyoruz” dedi.
Yazılım Sektörü İstenilen Seviyede Değil Bilgi teknolojileri pazarında iletişimde olduğu kadar hızlı bir gelişme olmadığını bunun da yazılım sek-
44
UDH Bakanlığı’nın bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan sonra Meclis Genel Kurulu’nda oylanacak
UDH Bakanı Lütfi Elvan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bakanlığının 2015 bütçesiyle ilgili geniş bir sunum yaptı
721 iş için 1.5 milyar TL harcama yapıldığını iddia etti.Ayaydın, bölünmüş yollarla zaman ve kaynak tasarrufu yapıldığını ancak vatandaşları karayolu taşımacılığına tam bağımlı hale getirdiğini belirterek, yurt içi yolcu ve yük taşımacılığının büyük bir çoğunluğunun karayolu ile yapıldığını söyledi. Ayaydın, ölümlü ve yaralamalı kaza sayısının arttığını, karayolunun demiryoluna göre 8 kat daha fazla ölüm riski taşıdığını kaydetti. Bakanlığın, demiryolu taşımacılığına ilişkin attığı adımları memnuniyetle karşıladıklarını ancak denizcilik alanında sahip olunan potansiyelin kullanılmadığını ifade eden Ayaydın, “Havayolu taşımacılığında son dönemde ilerleme sağlandığı gerçek. Ancak 3. havalimanına ilişkin iddialara cevap bekliyoruz. İnşaat için ne kadar finansman gerekli, inşaat hangi aşamada, yeri yanlış bir seçim mi?” diye sordu. MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, yolsuzluklarla ilgili soruşturmaların kapatılması gayreti içinde olunduğunu ve Ulaştırma Bakanlığı’nın da bundan nasibini aldığını savunan Akçay, “Yaptığınız ihalelerde mahkemeye intikal eden hususlar nelerdir?” diye sordu. Akçay, Sayıştay raporlarının kuşa dönerek Meclis’e geldiğini söyledi. HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani ise bakanlığın uygulamaları sayesinde İstanbul’un kilitlendiğini, ile ne giriş ne de çıkışın doğru düzgün sağlanamadığını ifade ederek, İstanbul gibi metropol kentler açısından alternatif uygulamalara yönelmek gerektiğini vurguladı.
“Sosyal medya siyasetin toplumdan kopuş yaşamasına neden olurken, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar da buna hizmet ediyor” Twitter kullanmadığını dile getiren Zozani, “Çünkü
Twitter’ın siyasetçiler açısından tuzak olduğunu düşünüyorum. Siyasette internet, asosyal medya üzerinden toplumla ilişkilerin kurulduğunu görüyorum. Bu da siyasetin toplumdan kopuş yaşamasına neden oluyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar da buna hizmet ediyor. Bu eleştiriyi kendi milletvekillerime de yapıyorum. Teknolojiyi kullanmaktan çıktık, teknolojiye köle durumuna geldik. Toplumu bu teknolojik körlükten kurtarmak için bakanlığın neler yaptığını öğrenmek istiyorum” diye konuştu.
Pahalı İnternetin Nedeni Türk Telekom CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) kurulmasının doğru bir operasyon olduğunu, ancak sonrasında yaşananların doğru olmadığını söyledi. TİB’in kapatılarak MİT’e devredilmesi ile ilgili altyapı çalışması olup olmadığını soran Aksünger, “Bu yapabilir mi, bunun dünyada bir örneği var mı? Eğer TİB suiistimal edilmişse, yargı var, oraya gidilir orada düzenlenir ama neden yorgan yakılıyor? Birebir montaj yapılmışsa, bunlar ortaya çıkar. Bunu TİB’e mal edip, kurumu tarumar etmek olur mu? MİT istihbarat kurumu değil mi, neden oraya devrediliyor?” diye sordu. Aksünger, Türkiye’nin internet hızında dünyada 61. sırada olduğunu belirterek, “Birinci Güney Kore, ABD 9. sırada. Hızda 61. sıradayız ama Güney Kore’nin 3 katı fazla fiyatla internet satıyoruz. Bu da Türk Telekom’dan kaynaklanıyor. Siz özelleştirme yapıyorsunuz, yaptığınız özelleştirme tekelleşmeye neden oluyor ve peşkeşe dönüşüyor. Aynısı yakında PTT için de olacak” dedi. Tartışmaların ardından UDH Bakanlığı’nın 2015 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda oylanarak kabul edildi.
45
Avşar ÖZGEN
info@btgunlugu.com
31. Ulusal Bilişim Kurultayı Ankara’da Gerçekleşti Türkiye Bilişim Derneği’nin 31. Ulusal Bilişim Kurultayı ve CITEX Ankara Bilişim Fuarı, 3 bin 500’e yakın katılımcı ile Ankara’da gerçekleşti.
T
ürkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından 1976 yılından beri gerçekleştirilmekte olan Bilişim Etkinliklerini bu yıl Ankara’da ilk kez yapılan Bilişim Fuarı ile aynı çatı altında toplayan Bilişim’2014 Etkinlikleri, Türkiye Bilişim Derneği 31. Ulusal Bilişim Kurultayı ve CITEX 2014 Ankara Bilişim Fuarı olarak 6–9 Kasım tarihleri arasında “Sayısal Gündem 2020 ana temasıyla Congresium, ATO Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Bu sene Avrupa Birliği’nin ‘Sayısal Gündem 2020’ teması etrafında ve 3 bin 500’e yakın katılımcı ile gerçekleşen etkinlikte, TBD tarafından kurulan 40 uzmanlık grubu kuruldu. AB Sayısal Gündem’de yer alan, büyük veri, kamu teşvikleri, dijital sanat, savunma teknolojileri ve 4G gibi başlıklarda çalışan uzmanlık gruplarına, kamu kurumları, akademisyen ve özel sektörden 1500 kişi katıldı. Dijital sanat ve fikri haklar, çocukların çevrimiçi güvenliği, bilişim okur-yazarlığı, kamu verilerinin yeniden kullanımı, savunma teknolojileri, kamu teşvikleri, bulut bilişim ve büyük
46
veri, 4G ve daha birçok başlıklarda kurulan uzmanlık grupları, kamu ve özel sektörün uzman ihtiyacını karşılayacak. Etkinlik boyunca kurulan 40 uzmanlık grubunun raporu ve tavsiyelerinin de çalışmanın sonucunda kamuoyu ile paylaşılması kararlaştırıldı.
Türkiye Bilişim Derneği çatısı altında çalışacak uzmanlık grupları, AB Sayısal Tek Pazar dahilindeki 136 hedefi takip edecek Konuyla ilgili konuşan Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Turhan Menteş, Avrupa Birliği’ne dijital çerçevede entegre olmanın önemine vurgu yaparak, “Dijital AB’yi kaçırma lüksümüz yok. Bir sivil inisiyatif olarak kurduğumuz uzmanlık gruplarında kamu ve özel sektörden katılımcıların yer almasıyla, Türkiye’nin bilişim geleceğini şekillendiren uzmanlar yetiştiriyoruz. Dernek çatısı altında çalışacak bu uzmanlık grupları, AB Sayısal Tek Pazar dahilindeki 136 hedefi takip edecek. Türkiye’nin dört bir yanından teknoloji ve bilişim politikalarında izleme ve denetleme yapabilecek sivil bir
inisiyatif görevi görecek. Etkinliğimize gönüllü olarak katılan 1500 uzmanla, Türkiye’nin sivil bilişim ordusunu kuruyoruz” dedi. Acarer: “Burada büyük fırsat var, kaçıracağımızdan endişe ediyorum” Türkiye Bilişim Derneği 31. Ulusal Bilişim Kurultayı ve CITEX 2014 Ankara Bilişim Fuarı’nın açılışında konuşan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer de, “Kişisel veriler geleceğin ticareti üzerinde etkili olacağı için, bu konu üzerinde konuşup belli politikaları belirlememiz gerekiyor. Burada büyük fırsat var, kaçıracağımızdan endişe ediyorum” ifadesini kullandı. BTK Başkanı Tayfun Acarer, açık veri konusunda kamuya ait verilerin paylaşılmasındaki fırsatın da kaçırılmasından endişe ettiğini belirtti. BTK Başkanı Acarer, şunları kaydetti: “Kurultayın dikkat çektiği önemli bir konu var, kamuya ait verilerin paylaşılması. Bu konu, AB komisyonunda da tartışılan bir konu. Kişisel veriler geleceğin ticareti üzerinde etkili olacağı için bu konu üzerinde konuşup belli politikaları belirlememiz gerekiyor. Burada büyük fırsat var, kaçıracağımız-
dan endişe ediyorum. Kişisel veriler geleceğin ticareti üzerinde çok etkili olacak. Konuya sadece kişisel verilerin korunması olarak bakılmaması gerektiğini düşünüyorum.” Acarer, Türkiye Bilişim Derneği’nin AB Sayısal Tek Pazar gündemine dikkat çekmesinin de önemli olduğunu vurgulayarak, “AB sayısal Tek Pazar konusunda işbirliğine hazırız” dedi.
Çok basit saldırılarda bile savunmasız kalan Türkiye’nin siber savaş savunma gücü son derece yetersiz Siber güvenlik ve savunma alanındaki çalıştaya başkanlık yapan Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı ve Gazi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Alkan ise, Türkiye’nin dünyada en çok siber saldırıya uğrayan ilk beş ülke arasında yer aldığını belirtti ve şunları söyledi: “Türkiye, siber saldırılar konusunda, kişisel ve ulusal anlamda ciddi tehlike altında. Geçtiğimiz sene 60’a yakın kurumla birlikte siber güvenlik tatbikatları yapıldı. Bu kurumların yüzde 90’ı tatbikat sırasında başarısız olarak çöktü. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genel Kurmay Başkanlığı, Emniyet, İçişleri, TİB gibi kurumların web sayfalarının çökertildiğini hepimiz biliyoruz. Çok basit saldırılarda bile savunmasız kalan Türkiye’nin siber savaş savunma gücü son derece yetersiz. Bu konudaki en önemli sorunumuz ise, farkındalık yaratamamak. Türkiye’nin bu alanda bir politika ya da stratejisi yok, yasal düzenlemeler yetersiz ve
bu alanda ciddi bir kurumsal yapılanma ihtiyacı var.” Bilişim 2014 etkinliğinde dikkat çeken bir başka konu da sanat eserlerinin sayısallaştırılması oldu. Sanatsal objelerin, kültür ve sanat eserlerinin dijitalleştirilmesiyle, herkesin kullanımına açılmasını ve kültür-sanat alanındaki ülke başarılarının tüm dünyadan erişilmesini hedefliyor. Kültür-sanat Eserlerinin sayısallaştırılması olarak adlandırılan uzmanlık grubunda, Türkiye’de öncelikli olarak Osmanlı’dan gelen telif hakkı gerektirmeyen öksüz eserlerin dijitalleştirilmesi tavsiyesi yapıldı. Konuyla ilgili konuşan Milli Kütüphane Bilgi İşlem Müdürü Erdal Naneci de, “Osmanlı İmparatorluğu, 600 yıldan fazla 3 kıtaya hükmetmiş. Osmanlı’dan günümüze yazma ve basma eser var, bunları hiç okuyamıyoruz çünkü Osmanlıca. Dünyada yaşayan dillerin tümü için dijital olarak okunmasını sağlayan OSR (Optik Character Recognation) yazılımı geliştirilmiş durumda. Arapçanın, Farsçanın OSR yazılımı var ama Osmanlıcanın yok. Osmanlıca OSR yazılımını yapıp uygularsak, o zaman biz ve tüm dünya, büyük tarihi ve kültürel mirasımızı tanıyabilecek, araştırma yapabilecek. Ülkemizin
zengin tarihi ve kültürel mirasını tüm dünyaya gururla iletebilmek için bu konuda çalışan bir üst kurula ihtiyacımız var” dedi. Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Bostan da “Gelecek Nesil İletişim Teknolojileri (4G/LTE) olacaktır” başlıklı konuşmasında, 4G teknolojisinin gelmesiyle hayatın her alanında büyük bir gelişim ve değişim yaşanacağını belirtti. Bostan, “4G’deki 4 tane G, geleceğin 4 halini temsil ediyor. Daha hızlı gelecek, daha zengin bir gelecek, daha dolu bir gelecek, daha iyi bir gelecek” ifadesini kullandı.
Kurultayda ödüller de sahiplerini buldu Bilişim sektörünün en büyük etkinliği olan Türkiye Bilişim Derneği Ulusal Bilişim Kurultayı’nda Bilişim 2014 Hizmet Ödülleri Töreni de gerçekleşti. Yılın Girişimcilik ödülü, 4PPS mobil uygulama hizmetlerine; Sağlık Projesi ödülü Sisoft’a, eğitimde etkin teknoloji kullanımının bir okul kültürü haline dönüştürülmesi çalışmalarından dolayı Yüce Okulları’na eğitim ödülü; İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü, 112 projesiyle Büyük Veri ödülünü; ODTÜ’ye nesnelerin interneti projesiyle akademik ödül verildi.
47
İletişim
Avşar ÖZGEN
info@btgunlugu.com
Türkiye’nin Haberleşme Politikaları Meclis’te Masaya Yatırıldı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen UDH Bakanlığı bütçesinde, Bakanlığın Haberleşme politikaları da masaya yatırıldı. 48
T
BMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bakanlığının politikalarıyla ilgili uzun bir sunum yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme (UDH) Bakanı Lütfi Elvan, UDH Bakanlığı’nın, bilgi teknolojileri ve iletişim sektörüne yönelik olarak; gerek bireylerin haberleşme, internet ve veri hizmetlerine olan taleplerinin ve gerekse diğer sektörlerin altyapıya yönelik ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, bilgi ve iletişim altyapısını ve bu altyapı üzerinden sunulacak hizmetlerin ihtiyaç duyduğu platformu, ülkenin her tarafına ve tüm bireylerin erişebileceği şekilde geliştirmeye ve yaygınlaştırmaya çalıştığını kaydetti. Bilgi ve iletişim teknolojileri geliştikçe, sayısallaşmanın da etkisiyle ses, veri ve yayıncılık hizmetlerinin artık teknolojiden bağımsız ortak platformlardan sunulmaya başlandığını ifade eden Bakan Elvan, “Bir başka ifade ile hizmetler ve altyapılar yakınsamaya başlamıştır. Bu gelişmeye kayıtsız kalmamak için yapacağımız yasal ve ikincil düzenlemelerde ve uygulamalarımızda buna uygun hareket etmemiz gerekmektedir” dedi. Bu çerçevede daha önce dağınık yapıdaki mevzuatın 10 Kasım 2008 tarihinde yayımlanan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve bu Kanuna dayalı olarak çıkarılan ikincil mevzuatın tek çatı altında toplandığını ve AB müktesebatına uyumlu hale getirildiğini anlatan Elvan, öte yandan, teknolojik gelişmelere uyumu sağlamak, mer’i mevzuatın uygulanma sürecinde ortaya çıkan sorunları gidermek ve sektörde politika belirleme ve düzenleyici fonksiyonlarının kapsam ve sınırlarını daha da netleştirerek düzenli bir şekilde işlemesini sağlamak amacıyla da 1 Kasım 2011 tarihinde yayımlanan 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile UDH Bakanlığı’nın görevlerinin yeniden düzenlendiğini söyledi. “Bakanlık olarak, politikaları belirlerken ve mevzuatımızı hazırlarken sektörün tüm paydaşları ile birlikte çalışılmaktadır. Bugüne kadar belirlenen politikalar ve hedefler teknolojik gelişmelerin de etkisiyle gerektiği takdirde tekrar gözden geçirilmekte ve revize edilmektedir” diyen Elvan, bilgi teknolojileri, haberleşme ve posta hizmetleri sektörüne yönelik olarak bakanlığının şu çalışmaları yaptığını söyledi:
- Bilgi Toplumu oluşumunu sağlayacak bilgi ve iletişim altyapısının oluşturulması, - Özellikle sabit ve mobil geniş bant erişim altyapısını ve kullanımını ülkenin her tarafında yaygınlaştırarak sayısal uçurumun ortadan kaldırılması, - Tüketicilerin korunmasının yanı sıra kişisel bilgilerin de korunması, - Siber güvenlik ve e-Devlet konularındaki strateji ve eylem planının oluşturulması,
- Sektörde etkin rekabet ortamının sağlanması, - Kıt kaynakların etkin ve verimli kullanılması, - Ar-Ge ve yerli üretimin desteklenmesi temel politika alanları olarak belirlendi. Gelinen bu aşamada; sektöre yönelik olarak işletmeciler arasında ve işletmeciler ile tüketiciler arasındaki ilişkileri ve faaliyetleri düzenleme görevleri ile yetkilendirme faaliyetlerinin düzenleyici kurum olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yapıldığını ifade eden Elvan, “Politika ve strateji belirleme görevleri ile e-devlet, siber güvenlik ve Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesine yönelik uygulama esaslarını belirleme ve uygulama görevleri ise Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yerine getirilmektedir” dedi.
Geçiş Hakkı Yönetmeliği UDH Bakanı Elvan, 655 sayılı KHK ile Bakanlığa verilen görevlerden birinin; Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı veya Şebekelerinde Kullanılan Her Türlü Kablo ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine İlişkin Usul Esasları ve ücretleri belirlemek olduğunu söyledi. Elvan, “Bu kapsamda ülkemiz elektronik haberleşme altyapı sektöründe alternatif altyapıların gelişmesini ve elektronik haberleşme altyapısı kurulumunda kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını sağlamak, geçiş hakkına ilişkin tarife belirlemek, sektörde yaşanan diğer sorunları gidermek ve Bakanlığımızın ‘Her Eve Fiber’ hedefinin gerçekleşmesini hızlandırmak amacıyla geçiş hakkına ilişkin bir yönetmelik çalışması yapılmış olup, 27 Aralık 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır” dedi. Elvan ayrıca, yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin uygulama detaylarını belirlemek amacıyla hazırlanan ‘Sabit ve Mobil Haberleşme Altyapısı veya Şebekelerinde Kullanılan Her Türlü Kablo ve Benzeri Gerecin Taşınmazlardan Geçirilmesine İlişkin Yönetmeliğin Uygulanması Hakkında Usul ve Esaslar’ın da Bakanlık resmi internet sayfasında yayımlandığını söyledi.
Baz İstasyonu Kurulmasına İlişkin Usul ve Esasların Belirlenmesi “655 sayılı KHK ile Bakanlığımıza verilen görevlerden birisi de; sabit ve mobil haberleşme altyapısı veya şebekelerinde kullanılan her türlü baz istasyonu, anten, kule, dalga kılavuzu, konteynır ve benzeri araç, gereç ve tesisatın kurulması, bunların taşınmazlar üzerine yerleştirilmesine ilişkin usul ve esaslar ile ücret tarifelerini belirlemek ve denetlemektir” diye konuşan Elvan, “Bu çerçevede hazırlık çalışmaları yapılan yönetmelikte; baz istasyonlarının taşınmazlar üzerine yerleştirilmesiyle ilgili uygula-
49
İletişim şüne açıldığını ifade etti.
E-Devlet Yönetmelik Çalışmaları
ma esasları ile ücret tarifeleri belirlenerek, sabit ve mobil işletmecilerin kapsama alanlarını geliştirmeleri suretiyle, vatandaşlarımızın daha kaliteli hizmet alarak ülkemizin bilgi toplumu hedeflerine ulaşmasına katkı sağlanmış olacaktır” dedi. Elektronik Haberleşme, Uzay ve Havacılık Sektörü UDH Bakanlığı’nca 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na ve 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye dayanılarak; elektronik haberleşme, uzay, havacılık sistemlerinin yerli tasarım ve üretimine ilişkin araştırma geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla hazırlanan yönetmeliğin 2012’de yürürlüğe girdiğini hatırlatan Elvan, “Bu kapsamda, elektronik haberleşme ile ilgili projeler için 10 milyon TL’ye kadar destek verilebilmektedir. Böylece bilgi teknolojileri ve iletişim sektöründe ülkemizin uluslararası arenada öne çıkmasını sağlayacak yüksek bütçeli ve önemli projeler desteklenebilecektir. Hem yatırım açısından hem de araştırma geliştirme faaliyetleri açısından daha yüksek maliyetler içeren uzay ve havacılık alanındaki projeler için ise destek oranı 20 milyon TL’ye kadar çıkabilecektir. Bu sayede havacılık ve uzay alanında yerli üretime öncülük yapacak araştırma geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi sağlanmış olacaktır” dedi. Ar-Ge destek başvurularının değerlendirme ve izleme süreçlerine ilişkin iş ve işlemlerin sağlıklı olarak düzenlenmesi amacıyla yönetmelik değişikliği çalışmalarının devam ettiğini belirten Bakan Elvan, Evrensel Posta Hizmeti Yönetmelik Çalışmaları 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nun Mayıs 2013’te yürürlüğe girdiğini, bu çerçevede, evrensel posta hizmeti gelirlerinin tahsili ve giderlerin yapılmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmalar neticesinde Evrensel Posta Hizmetleri Yönetmeliği Taslağı’nın hazırlanarak kamuoyunun görü-
50
Komisyonda e-Devlet yönetmelik çalışmaları hakkında da bilgi veren Bakan Elvan, “Bilgi toplumu politika, hedef ve stratejileri çerçevesinde hazırlanan e-Devlet Yönetmelik taslağı, kamu kurum ve kuruluşların görüşlerine açılmış ve gelen görüşler dikkate alınarak yönetmelik taslağında gerekli düzenleme çalışmaları yapılmıştır. Söz konusu e-Devlet Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Taslağı yayınlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir. BTK tarafından 2014 yılı içerisinde de elektronik haberleşme sektörüne yönelik pazar analizleri, tüketici haklarının korunması, işletmecilerin birbirleri ile ilişkilerinin düzenlenerek rekabetin tesisinin sağlanması gibi konularda birçok düzenleme yapılmıştır” dedi.
Pazar Analizleri Bakan Elvan, ikincil düzenleme kapsamında en geç üç yılda bir tekrarlanması hüküm altına alınan pazar analizlerine ilişkin olarak, 2013 yılı Nisan ayı itibariyle üçüncü tur pazar analizlerinin (Mobil Çağrı Sonlandırma, Mobil Şebekelerde Erişim ve Çağrı Başlatma, Veri Akış Erişimi (VAE) İçeren Toptan Genişbant Erişim, Fiziksel Şebeke Altyapısına Erişim, Sabit Şebekede Çağrı Sonlandırma, Toptan ve Perakende Kiralık Devreler, Sabit Şebekede Çağrı Başlatma ve Sabit Şebekede Çağrı Taşıma) tamamlandığını söyledi. İlgili pazarlarda etkin rekabet ortamının tesisi ve korunması amacıyla etkin piyasa gücüne sahip olduğu tespit edilen işletmecilere öncül yükümlülükler getirildiğini belirten Elvan, BTK tarafından gerçekleştirilen ‘bireysel/ kurumsal son kullanıcıların eğilimlerinin değerlendirilmesine yönelik anket çalışması’ ve ‘Elektronik Haberleşme Sektöründe Sabit-Mobil İkamesinin Değerlendirilmesi” çalışmalarından da faydalanılarak, alınan kamuoyu görüşleri ve BTK değerlendirmeleri neticesinde nihai pazar analizi dokümanlarının, BTK internet sitesinde yayımlanarak yürürlüğe girdiğini söyledi. Hesap Ayrımı ve Maliyet Muhasebesi Düzenlemesi Hesap ayrımı ile işletmecinin sağladığı farklı hizmetlerin maliyetlerinin ayrı ayrı belirlenmesinin amaçlandığını söyleyen UDH Bakanı Lütfü Elvan, BTK tarafından revize edilen Hesap Ayrımı ve Maliyet Muhasebesine İlişkin Usul ve Esaslar ile bir işletmecinin sağladığı bütün hizmetlerin her birinin maliyetlerinin ve gelirlerinin ayrı ayrı belirlenebilmesi için her bir hizmetin maliyetini ve gelirini
oluşturan unsurların tespit edilmesi, maliyet dağıtımları ile hizmetin toplam birim maliyetinin elde edilmesi ve gelirleri ile ilişkisinin ortaya konulması sürecinde takip edilen prosedürler ve buna ilişkin uygulama esasları revize edildiğini anlattı. Elvan, “AB mevzuatı ve diğer ülke uygulamaları dikkate alınarak oluşturulan yeni usul ve esaslara göre işletmeciler, etkin piyasa gücüne sahip olduğuna karar verilen pazarlar ve sunmakla yükümlü oldukları hizmetler için hesaplarını ayrıştırmakta ve ayrıştırdıkları bu hesapları her yıl Temmuz ayı sonuna kadar Kuruma sunmaktadır” dedi.
3N Mobil Haberleşme Hizmetleri İçin Hizmet Kalitesi Düzenlemesi Elektronik Haberleşme Sektöründe Hizmet Kalitesi Yönetmeliği ve İmtiyaz Sözleşmesi hükümleri kapsamında 3N işletmecilerinin kapsama yükümlülüklerinin tamamlandığı yerlerde işletmecilerin ulusal ve uluslararası kalite standartlarında hizmet sunmalarını teminen, Ocak 2014 tarihli yönetmelik değişikliği ile 3N hizmet kalitesi standartlarının belirlendiğini söyleyen Elvan, mobil elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmeciler hariç elektronik haberleşme alt yapısı üzerinden internet servis sağlayıcılığı hizmeti sunan işletmecilerin, hizmet kalitesi ölçüt ve hedef değerlerinin tespiti ile ölçümlerinin yapılmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla hazırlanan İnternet Servis Sağlayıcılığı Hizmeti Sunan İşletmecilere İlişkin Hizmet Kalitesi Tebliği’nin de Şubat 2012’de yürürlüğe girdiğini belirtti.
Elektronik İmza Düzenlemesi Elvan, “23 Ocak 2004 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Elektronik İmza Kanunu ve bu kapsamda BTK tarafından hazırlanarak Ocak 2005’te yayımlanan ikincil düzenlemelerle güvenli elektronik imzanın elle atılan imza ile aynı hukukî geçerliliğe ve aynı ispat gücünü haiz olması sağlanarak elektronik ortamlarda yapılan iş ve işlemlere hukuki geçerlilik kazandırılmıştır” dedi. Düzenlemelerin tamamlanmasının ardından nitelikli elektronik sertifika, zaman damgası ve elektronik imzalarla ilgili hizmetleri sunacak olan Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcıları’nın (ESHS) BTK’ya yaptıkları bildirimden sonra faaliyete başladıklarını ifade eden Elvan, hâlihazırda özel sektöre nitelikli elektronik sertifika sağlayan 4 adet, tüm kamu kurum ve kuruluşları çalışanlarının kurum içi ve kurumlararası işlemlerde kullanacakları kurumsal elektronik sertifika ihtiyaçlarını karşılayan TÜBİTAK Kamu Sertifikasyon Merkezi ve Başbakanlık Genelgesi kapsamında kendi çalışanlarının
nitelikli elektronik sertifika ihtiyaçlarını karşılamak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü Sertifikasyon Merkezi olmak üzere toplam 6 adet ESHS’nin faaliyet gösterdiğini belirtti.
Kayıtlı Elektronik Posta “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18’inci maddesi ile tacirler arasındaki diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar, ihtarlar, itirazlar ve benzeri beyanlar, fatura, teyit mektubu, iştirak taahhütnamesi, toplantı çağrıları gibi belgelerin elektronik olarak gönderilmesi için Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) Sisteminin kullanılması hüküm altına alınmıştır” diyen Bakan Elvan, yine aynı kanunun 1525’inci maddesinin 2’nci bendi ile söz konusu sisteme, Kayıtlı Elektronik Posta Hizmet Sağlayıcıların (KEPHS) hak ve yükümlülüklerine, yetkilendirilmelerine ve denetlenmelerine ilişkin ikincil düzenlemeleri yapmak üzere BTK görevlendirildiğini ve bu çerçevede BTK tarafından hazırlanan ikincil düzenlemelerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile birlikte Temmuz 2012’de yürürlüğe girdiğini söyledi. Elvan, “Daha sonra ilgili mevzuat kapsamında KEPHS olmak üzere BTK’ya başvuruda bulunan PTT Genel Müdürlüğü Eylül 2012’de, TNB Kayıtlı Elektronik Posta Hizmet Sağlayıcılığı ve Ticaret AŞ. Aralık 2012’de ve Türkkep Kayıtlı Elektronik Posta Hizmetleri Sanayi ve Ticaret AŞ. De Şubat 2013’te KEPHS olarak yetkilendirilmiştir” dedi. Türkiye’de iletişimin denetlenmesinin yasal zemine kavuşturulması konusunda yetkili kuruluşlar ve görevlilerle ilgili düzenleme yapılmakla yetinilmediğini ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile elektronik haberleşme sektöründeki işletmecilerin kişisel verilerin güvenliğini sağlama konusundaki yükümlülükleri de düzenlediğini söyleyen Elvan, elektronik haberleşme sektörünün denetleyici ve düzenleyici kuruluşu olan BTK tarafından söz konusu mevzuatın uygulandığını da sözlerine ekledi.
51
Mutlu Çavuş murlu@btgunlugu.com
ERP
ERP Gerçeği Kurumların ERP sistemlerine neden ihtiyaçları var. ERP’siz bir başarı düşünülemez mi? Hepsi ve daha fazlası sizin için hazırladığımız özel dosya konusunda.
E
RP sistemleri planlama, envanter / malzeme yönetimi, mühendislik, sipariş işleme, imalat, satın alma, muhasebe ve finans, insan kaynakları ve daha fazlası dahil olmak üzere tüm iş yönetimi fonksiyonlarını entegre eden bir yapıya sahiptir. ERP yazılım programları her zaman geliştirilip, güncellenmektedir. Piyasada mevcut ERP yazılım markalarının farklı türleri vardır. Ama şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak için doğru ERP sistemini seçmek gerekir. Bir ERP sisteminin en büyük avantajı, gerçek zamanlı kabiliyetiyle şirketinizde olan biteni görmek olanağını sağlamasıdır. Yüksek hacimli iş süreciyle baş ediyorsanız kullanışlıdır. Bir ERP sistemi ile şirket envanter sıkıntısı yada dosyaları aktarmak için boşa zaman harcamazsınız. Bir ERP sistemi sağlam, işlevsel destek sağlar.
52
Maliyetleri düşürürken, siparişlerin üretim hacminin ve yerine getirilmesinin gelişmesini, ayrıca üretim ve dağıtım işlemlerini optimize ederek, şirketlerin yeni iş fırsatlarına odaklanmasını mümkün kılar. ERP sisteminin size sunduğu faydalara kısa bir bakış atalım: Tek bir entegre sistem ile süreçlerini ve iş akışlarını düzene sokar. Gereksiz veri girişini ve süreçleri azaltıp, diğer yandan o bölüm arasında bilgi paylaşır. Tanınan en iyi iş uygulamalarına dayalı tek tip süreçlerin oluşturulmasını sağlar. Geliştirilmiş iş akışı ve verimlilik sağlar. Zamanında teslimat, kalite artışı, kısaltılmış teslimat sürelerine dayalı geliştirilmiş müşteri memnuniyeti sağlar. Daha iyi planlama, izleme ve gereksinimleri tahmin edilip azaltılmış stok maliyetleri verir. Faaliyetlerin gerçek maliyetlerini takip ederek, faaliyete dayalı maliyeti dengeler. Envanter ve
alacakların birleştirilmiş satış resmini görmenizi sağlar. İşletmelerde Bilgi Teknolojisi tabanlı iş uygulamalarının ortaya çıkması, iş modellerinde köklü değişikliklerle birlikte, küreselleşme ve ekonomisinin serbestleştirilmesi nedeniyle büyük bir dönüşüm sürecinde bulunmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, işletmelerin çoğu, örgütsel dönüşüm ve yeniden mühendislik girişimlerinin süreci ile uyum içinde Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) sisteminin uygulanması sürecinde bulunmaktadır. ERP sistemi, artan verimlilik, kalite ve kârlılık dönüşüm aralığının faydalarının sözünü vermektedir. Ancak, ERP uygulamaları bazı beklenmedik kurumsal sorunlar ve değişiklikleri de içinde barındırmaktadır. Bu doğal olarak yapısalın yanı sıra kültürel de olabilir. ERP, karar verme sürecinde güçlendirme ve esneklik
talepleri ile dünya standartlarında en iyi iş uygulamalarını kurmaya yardımcı olur ve organizasyona şeffaflık getirir. Bunun yanı sıra dünyanın en büyük e-ticaret şirketlerinin kendi iç iş süreçlerini dönüştürmek için, ERP sisteminin konuşlandırıyor. Bu nedenle ERP sistemleri E-ticaretin omurgası olarak da kabul edilir. Web tabanlı ERP çözümleri, orta ölçekli ve büyüyen şirketler için, arka-ofis süreç otomasyonunu kolaylaştırır. Bu, finans, sipariş yönetimi, satın alma, envanter, çalışan yönetimi, e-ticaret ve çok daha fazlası hakkında gerçek zamanlı bilgi sağlar. Web tabanlı ERP çözümleri ile iş döngüleri hızlandırabilir, verimlilik ve güvenilirlik arttırabilir. Müşteriler, tedarikçiler ve iş ortaklarına sunulan hizmet yüksek düzeyde sağlayabilir. Web tabanlı ERP çözümleri, lider yönetimi, sevkiyat takibi, fatura ödeme takibi ve self-servis portalları aracılığıyla müşteriler, tedarikçiler ve ortaklar arasındaki iş gelişimini en iyi şekilde sağlar.
BT Maliyetlerini ve Bakımı Azaltır ERP çözümü web tabanlı olsun veya olmasın genel giderleri önemli ölçüde azaltır. Yüklenmesi gereken bir uygulama, satın alınması ve bakımı gereken, zamanla değiştirilmesi gereken karmaşık bir donanımı yoktur ve istenilen iç sistemlere kolaylıkla entegre edilebilir. Sonuç olarak ERP çözümü, tam zamanlı uygulamalarıyla iş planlarınızla ilgilenirken, siz de aynı anda işinizi yönetebilirsiniz.
Web Tabanlı ERP Çözümlerinin Avantajları Son dönemde internetin yaygınlaşması ve mobil bağlantı ücretlerinin ucuzlamasıyla birlikte web tabanlı ERP çözümlerinin avantajları belirgin olarak ortaya çıkmaya başladı. Web tabanlı ERP çözümlerinin net avantajı, yöneticiler ve satış temsilcileri gibi uzaktan kullanıcılar, terminal hizmetler için yapılandırılmış bir dizüstü ile herhangi bir tarayıcı sayesinde şirket sistemine erişebilir olması. Çözümün hızlı ve zamanında uygulamalı olarak
kurulması, mevcut kullanılan sistemin üzerine yapılabilir. Yani, mevcut ağınızı, Windows / Exchange Server ve SQL Server veritabanına yükseltmeye ihtiyaç duymazsınız. Bir web-tabanlı çözüm, düşük harcama ve zaman içinde maliyet tahmininin yayılmasını sağlar. Yazılım, donanım, lisans maliyetlerinde işiniz için önemli bir tasarruf sağlayan yatırım olabilir. Web tabanlı ERP, sunucu ve diğer donanımların bakım zamanı geldiğinde, maliyeti doğru yapılan yatırım olarak sizi baş ağrısından kurtarır. Hizmet paketleri ve düzeltmeler gibi yeni fonksiyonlar ve özellikleri hakkındaki endişeyi kaldırır. Buna ek olarak Web tabanlı ERP’yi başladığınız ilk günden itibaren kullanabilirsiniz. Diğer ERP çözümlerinde belli bir kurulum sürecini beklemeniz gerekir. Barındırılan uygulamaların çoğu raflarda bulunmayan yazılımlardır. Web tabanlı ERP uygulamasını, basit bir tarayıcı ile her yerde ve her zaman kullanabilirsiniz.
Düşük Maliyetli Web Tabanlı ERP Çözümü Diğer ERP çözümlerinin aksine web tabanlı ERP çözümü içerisinde bireysel modüller satın alabilir ve kendinize özel bir uygulama yapabilirsiniz. Böylece, şirketlerin satın alma ve yatırım konusunda endişelenmesine gerek kalmadan ERP sistemini hayata geçirmek kolaylaşır. Bir web tabanlı ERP çözümü, çevrimiçi olduğu için çoğu zaman satıcı tarafından bakımını yürütmek çok daha kolaydır. Bu durum zaman kazandırır ve çevrimiçi yardım ile müşterilerin ihtiyacı her zaman temin edilebilecek şekilde konumlandırılır ve hizmet verilir. Bu yüzden standart ERP sistemlerine göre daha etkili olur ve en iyi hizmet tüm müşterilere garanti edildiği gibi yıllık bakım da fazla bir miktara mal olmaz. Web tabanlı ERP’ye hem çevrimdışı hem de çevrimiçi erişilebilir. Dolayısıyla küreselleşen pazarda, bir organizasyonun CEO’sunun internet kullandığı bir cihaz ile bu işlemi otel odasında yapma; yaşadığı ev, büro, ona ofiste çalışıyormuş rahatlığı verir. Bu tarz ERP çözümlerinde işleri yürütmek için ideal bir platform seçeneği
sunulurken, her ölçekteki kuruluş için ERP sunduğu birçok avantaj bulunmaktadır. Kurulumu ve bakımı kolay olay bu sistemlerin daha uygun maliyetli olmasının yanı sıra sistem bağlantısı, ek yatırıma gerek kalmadan coğrafi sınırların ötesinde daha kolay erişim imkânı sunmaktadır.
Müşteri İlişkileri Yönetiminde ERP Organizasyonlar, istenilen başarıyı gerçekleştirmek için, sürekli artan satış performansı, üstün müşteri hizmeti ve gelişmiş müşteri ilişkileri yönetimi için çalışıyor. Eğer bu hedeflere ulaşmak istiyorsanız, merkezi müşteri bilgilerine hızlı erişim sağlayan çözümlere ihtiyacınız var. Ayrıca detaylı erişebilir, up-to-date iletişim geçmişi, müşteri ve beklenti ilişkileri, yakın satış teşvik ve tüm müşteri temas faaliyetlerini düzene sokabilmelisiniz. ERP, ön-satış faaliyetlerini yönetmek, otomatik satış süreçlerini gerçekleştirmek, tutarlı müşteri hizmeti sunmak, satış ve servis başarılarını değerlendirmek, eğilimleri, sorunları ve fırsatları belirlemek için, tutarlı ve hazır müşteri verilerini sunmaktadır.
Başarılı Müşteri Etkileşimi ERP ile birlikte kullanılan CRM modülleri müşterinizi daha iyi tanımanıza yardımcı olur. Bu faaliyetlerin içinde, tarih, ilgili kişiler, müşterileriniz ve rakipleri ile ilişkileri, adresleri gibi birçok özellik yer alır. Esnek veritabanı yapıları, müşteriyle ilgili tutmak istediğiniz her türlü bilgiyi sağlar ve ileride başvurmak için bu bilgileri saklar. ERP ile birlikte kullanılan CRM modülü sayesinde, kontrol ve tüm satış sürecinin organizasyonunu kolaylaştırır. Teklif aşamasındaki envanter durumu, tahmini maliyetler ve teslim süresi, risk durumu, alışkanlıklar, özel talepler ve önceki satışlar gibi ayrıntıları sağlayarak satış personelini güçlendirir. Ayrıca bu tarz bir ERP aracı sayesinde onarım, işleme ve belge yönetimi dahil, etkin müşteri şikayet yönetimi aracı sunulur. Bu sayede elinizdeki verileri değere dönüştürmeniz mümkün kılınır.
53
Avşar ÖZGEN info@btgunlugu.com
internet
Freedom House: Türkiye’de İnternet Özgür Değil
Düşünce kuruluşu Freedom House Türkiye’deki internet özgürlüğünün 2014’teki statüsünü ‘Özgür Değil’ biçiminde açıkladı.
F
reedom House’un (FH) geçen Mayıs ayında yayımladığı basın özgürlüğü raporunda da Türkiye, ‘yarı özgür’ kategorisinden ‘özgür değil’ kategorisine gerilemişti.
ABD’nin saygın düşünce kuruluşlarından Freedom House, 2014 ‘İnternet Özgürlüğü Raporu‘nu yayımladı. Rapora göre Türkiye, bir önceki yıla göre 6 puan gerileyerek internet özgürlüğünde Uganda, Angola, Tunus, Singapur, Endonezya, Zambiya, Fas, Ürdün, Libya Bangladeş ve Ruanda’nın gerisinde kaldı. Rapora göre, Türkiye geçen yıl Suriye ve Mısır’dan da daha fazla gerileme kaydetti.
Freedom House’un “Ağı Daraltmak: Hükümetler Çevrimiçinde Kontrolleri Genişletiyor” başlıklı raporu yayınlandı. Raporda değerlendirilen 65 ülkeden 36’sının Mayıs 2013’ten bu yana internet özgürlüğünde negatif eğilim gösterdikleri belirtilirken en önemli düşüşlerin Rusya, Türkiye ve Ukrayna’da görüldüğü belirtildi. FH’nin açıkladığı “İnternette Özgürlük 2014” raporunda Türkiye, Rusya ile birlikte 6 sıra düşüş kaydederek, endekste en fazla puan düşüşüne uğrayan iki ülkeden biri oldu. Türkiye incelenen 65 ülke içinde interneti en
54
özgür 43’üncü ülke olarak ilan edildi. Türkiye geçen yıl 60 ülke arasında 38’inci sırada gösterilmişti. Raporda, “Türkiye’de sosyal medyanın bloke edilmesi, sınırlamalar, muhalif haber sitelerine karşı siber saldırılar ve online gazetecilere karşı saldırılar yıl boyunca en önde gelen tehditler arasında yer aldı” denildi.
Yolsuzluk İddialarına Atıf Raporda, yolsuzluk skandalıyla ilgili ses kayıtlarının başta YouTube olmak üzere internet siteleri ve paylaşım platformlarına düşmesinin ardından getirilen kısıtlamalara da dikkat çekildi. İnternet özgürlüğünün Türkiye’de son beş yılda yaşadığı düşüşe vurgu yapan Freedom House, bu gerilemenin gerekçelerini şu sözlerle açıkladı: “Türkiye, hükümetin sansürü artırması, imtiyazlı devlet ajanslarına içerik engelleme konusunda geniş yetkiler verilmesi ve internette görüşlerini paylaştığı için daha fazla insanın suçlanması nedeniyle 13 puan geriledi. Sosyal medya büyüyerek kamusal söylemin bir aracı haline gelirken, yetkililer YouTube, Twitter ve diğer platformları aylarca, hatta yıllarca kapalı tuttu. İnternet gazetecileri ve sosyal medya kullanıcıları,
giderek daha fazla saldırı ve kovuşturmanın hedefi oldu.” Yargı denetimi olmadan kamu kurumlarını içerik engellemekle yetkili kılan önlemlerle az ya da hiç olmayan şeffaflığın özellikle Türkiye, Tayland, Rusya, Kazakistan ve İtalya’da görüldüğünü iddia eden Freedom House, “Türkiye’de yüksek seviyedeki yetkililerin bir yolsuzluk skandalını ima eden ses kayıtlarının YouTube ve SoundCloud’da sızmasından sonra yeni alınan yasal önlemler kamu düzenleyicisine özel hayatı ihlal ya da ‘ayrımcılık veya hakaret’ durumunda web sitelerini mahkeme kararı olmadan engelleme yetkisi verdi. Düzenleyici daha sonra YouTube’u ulusal güvenlikle ilgili bir toplantının doğrulanmamış bir kaydını durdurmak için engelledi. Twitter da kullanıcı hesaplarının askıya alınmasının reddedilmesinden sonra engellendi. O zamanlar Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Twitter’i kökten kaldıracağız’ dedi ve sosyal medyayı ‘toplumdaki en büyük kötülük’ olarak adlandırdı” denildi.
Türkiye ve Rusya En Fazla Puan Kaybedenler Endekste en fazla skor kaybeden ülkeler şöyle sıralandı: Rusya 6, Türkiye 6, Ukrayna 5, Angola 4, Azerbaycan 3, Libya 3, Suudi Arabistan 3, Suriye 3, Venezuela 3. İnterneti en özgür 10 ülke İzlanda, Estonya, Kanada, Avustralya, Almanya, ABD, Fransa, İtalya, Japonya ve Macaristan olarak sıralandı. İzlanda örneğinde bir Türk hackerın ülkedeki Vodafone sitesini hacklemesi hatırlatıldı. İnternet özgürlüğünde en kötü ülkeler ise İran, Suriye, Çin, Küba, Etyopya, Özbekistan, Vietnam, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Pakistan olarak sıralandı.
CHP Konuyu Meclis’e Taşıdı: İnternet Neden Kısmen Özgür? Freedom House’un açıkladığı in-
ternet özgürlüğü raporuna göre Türkiye’nin bu alanda 6 puan kaybederek, Uganda’nın bile gerisine düşmesi TBMM’ye taşındı. CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na, “Türkiye neden internette kısmen özgür ülkeler kategorisinde yer almaktadır? Bu durum 2014 Türkiye’sine ve hükümetiniz politikalarına uygun mudur?” diye sordu. CHP’li Umut Oran, konuyla ilgili hazırladığı soru önergesini TBMM’ye sundu. Oran, önergesinde, Freedom House’un bugün açıkladığı internet özgürlüğü raporunda, Türkiye’nin, Youtube ve Twitter yasakları, internete getirilen takip ve düzenlemelerle geçtiğimiz yıl 49 puanda yer aldığı listede 6 puan kaybederek 55 puan ile geriye düştüğüne dikkat çekti. “Uganda, Angola, Tunus, Singapur, Endonezya, Zambiya, Fas, Ürdün, Libya Bangladeş, Ruanda’nın bile gerisinde kalan Türkiye’de halen internete yönelik 9 kısıtlamanın 7’si ise uygulanıyor” diyen Umut Oran, önergesinde şunları kaydetti: “Mayıs 2013-Mayıs 2014 dönemini kapsayan inceleme sonucuna göre mahkeme kararı olmadan hükümet tarafından engellenen sitelerde de Türkiye’nin yeri çok gerilerde. Türkiye, Tayland, Rusya ve Kazakistan’da mahkeme kararı olmadan ve şeffaflıktan uzak bir şekilde içeriğin bloklandığına işaret edilen raporda, yolsuzluk skandalıyla ilgili ses kayıtlarının Youtube ve SoundCloud’a düşmesinin ardından kısıtlamaya gidildiği de vurgulandı.”
Önergede Davutoğlu’na yöneltilen sorular şöyle: - Türkiye neden internette kısmen özgür ülkeler kategorisinde yer almaktadır? Bu durum 2014 Türkiye’sine ve hükümetiniz politikalarına
uygun mudur? Freedom House’a göre Türkiye, internet özgürlüğünde son 5 yıl içerisinde neden 13 puan geri düştü, bu durumun yaşanmasında hükümetin eksikliğinin etkisi yok mudur? - İnternette 9 alandaki kısıtlamalar üzerinden yapılan hesaplamada, 8 alanda kısıtlama yapan Çin ve Venezüela’dan sonra internette 7 alanda kısıtlama yapan ülkeler arasında Türkiye’nin yer almasının gerekçesi nedir? - Türkiye’nin internet özgürlüğünde, “sosyal medyanın ve siyasi, sosyal, dini içerikli yazıların bloklanması, yeni yasa ve yönetmeliklerin uygulanması, internet gazetecileri ve bloggerların gözaltına alınması, fiziksel olarak hücum edilmesi, hükümete yönelik eleştirilere karşı saldırı düzenlenmesi” alanlarında 7 eksi puan alarak Etiyopya, Vietnam, Suudi Arabistan, Rusya, Azerbaycan ile aynı seviyede yer almasının gerekçesi nedir? - Türkiye’de internetin, Zambiya, Fas, Kamboçya, Lübnan, Ürdün, Libya ve hatta Sudan’dan bile daha fazla kısıtlama altında tutulmasının gerekçesi nedir? - Türkiye ne zaman; İzlanda, Estonya, Kanada, Avustralya, Almanya, ABD, Fransa, İtalya, Japonya, Macaristan, İngiltere, Gürcistan, Güney Afrika, Arjantin, Filipinler, Ermenistan, Kenya, Brezilya ve Kolombiya’daki gibi internetin özgür olduğu ülkeler arasında yer alacak?
55
teknoloji
Ecevit BIKTIM
ecevit@btgunlugu.com
Yeni Nesil TV Satın Alma Rehberi Plazma, LCD, LED, Curved, OLED, SMART ve 4K gibi kavramlar Televizyon satın alma işini inanılmaz derecede zorlaştırıyor. Bununla birlikte üreticilerin sunduğu farklı görüntü teknolojileri de kafa karıştırıyor. Yeni bir TV satın almadan önce, sizin için hazırladığımız tavsiyelere mutlaka dikkat edin.
56
E
hareketli görüntülerde netlik bozuluyor, yüksek ışıklı ortamlarda yansıma yapıyor ve ekranda ölü piksel oluşma riski daha fazla. LCD teknolojisi, birçok uzmana göre bir LED teknolojisinin zeminini hazırlayan bir geçiş teknolojisi.
skiden Televizyon almak çok kolaydı. Tüplü televizyonlar vardı ve fazla seçeneğiniz yoktu. Renkli yayınlara geçilmesi ile birlikte boyutlar da büyümeye başladı. Büyük boyutlu bir televizyonlar oturma odalarında oldukça hoş duruyordu. Fakat bir sorun vardı. Bu ürünler oldukça ağır ve hantaldı. Yeni bir teknolojinin gelmesi gerekiyordu. Plazma teknolojinin gelmesi ile birlikte istenilen inceliğe ve ağırlığa ulaşıldı. Ama üreticiler telif konusunda anlaşamadılar. Bir grup üretici Plazma teknolojisini geliştirirken, diğer bir grup LCD teknolojisine ağırlık verdi ve o günden sonra Televizyon teknolojisi sürekli değişti. Ekranlar büyüdü, yüksek bant genişliğine sahip yeni bağlantılar keşfedildi ve çözünürlük arttı. Günümüzde birçok kullanıcı, Televizyon satın alırken kararsız kalıyor. Çok fazla terim var ve ürünler fiyat segmentine göre sınıflandırılır. Yüksek fiyatlı ürünler daha kaliteli ürünler olarak görülür. Bu durum genelde doğrudur. Fakat buradaki esas konu ihtiyacınıza göre bir ürün satın almak.
Peki LED teknolojisi çok mu farklı? Hemen söyleyelim. Piyasada bulunan LED TV’ler esasında LCD TV’lerden çok farklı değil. Esas fark, aydınlatmada. LCD TV’ler görüntü panelin kenarlarında bulunan LCD ışıklarla aydınlatma yapıyorken, LED TV’ler aydınlatmayı görüntü panelin arkasında yer alan LED’lerle yapıyor. Bunun avantajı LCD ve Plazma TV’lere oranla %50 ila %200 arasında enerji tasarrufu sağlamaları. Daha hafif ve inceler. Renk skalası daha geniştir ve çok daha fazla bir kullanım ömrü sunuyorlar. Bu ürünler yeni nesil görüntü teknolojileri ile birlikte çok iyi bir kalite sunduklarını söylemeliyiz. OLED teknolojisi ise çok daha iyi teknik özelliklere sahip. Fakat çok pahalı olması, Televizyon üreticilerin uzak durduğu bir teknoloji.
Plazma, LCD, LED veya OLED
Ekran Ne Kadar Büyük Olmalı
İlk kafa karışıklığı bu soruda başlıyor. Hangi tür bir televizyon tercih edilmeli. Plazma televizyonlar ilk piyasaya çıktıklarında müthiş avantajlıydılar. Bu teknolojiye sahip ürünler, geniş bir izleme açısı, daha yüksek kontrast oranı, renk doğruluğu ve LCD televizyonlarla kıyasla daha iyi bir tepki süresi ile fark yaratıyorlardı. Siyah rengini tam veren tek televizyonlardı.
Bu sorunun cevabı esasında çok basit. Ekranın büyüklüğü oturma odasının büyüklüğü ve izlenme mesafesinin uzaklığı ile değişiyor. 1-2 metrelik bir izlenme mesafesi için 32-37 inç televizyonlar yeterli. Küçük bir oturma odasında 42 inç ürünlere de göz atılabilir. Büyük oturma odaları 47, 55 ve 60 inç ürünleri de tercih edilebilir. En doğrusu ise, ekran büyüklüğünü mağazalarda test etmeniz. Mağazaya gidin ve beğendiğiniz televizyona evinizdeki izlenme mesafesine göre önünde durun. Burada dikkat etmeniz gereken şey, görüntüye baktığınızda pikselleri görmemeniz. Yani ekran size noktalı görünüyorsa daha küçük bir ekran tercih etmelisiniz. Tabi bu FullHD çözünürlüğe sahip ürünler için geçerli. Bu durum 4K çözünürlüğüne sahip ürünlerde çok farklı olduğunu söylemeliyiz. 2-3 metrede 55 inç büyüklüğünde 4K televizyon ile müthiş bir deneyim yaşamanız mümkün. Bu ürünlerle oturma odasını bir sinema salonuna dönüştürebilirsiniz. Ama şunu da hatırlayın. Birçok kişi, tüm detaylarını yakalamak için, filmi sinema salonunun en önünde izlemez.
Kumlama ve karıncalama efekti bu ürünlerde çok görülüyordu. Isı yayılımı LCD ürünlerine göre daha fazlaydı ve %50’ye kadar daha çok güç tüketiyordu. Bununla birlikte kullanım ömrü LCD ürünlerle kıyasla daha kısa. LCD Televizyonlar daha çok canlı ve parlak renklerle puan topluyorlardı. 42 inç ve daha düşük ekranlarda, daha kaliteli görüntüler sunuyorlardı. Ayrıca aydınlık bir ortamda çok daha az yansıma yapıyorlardı. Günümüzde Plazma televizyon sayısı inanılmaz derecede azaldı. LCD ve LED televizyonların teknolojileri Plazma teknolojisini geçti. Bu da Plazma üreticilerin azalmasına neden oldu. Yine de çok büyük ekranlı ürünlerde Plazma bir fiyat avantajı sunduğunu söylemeliyiz. Onun dışında LCD ve LED teknolojileri özellikle ev kullanımı için daha avantajlı. Elbette LCD teknolojisinin de bazı dezavantajları yok değil. Örneğin kontrast oranı Plazma ürünlerle kıyasla daha düşük. 100 Hz’den düşük modellerde
HD Ready, Full HD ve 4K Televizyon satın alırken, çözünürlük büyük bir rol oynuyor. Geçtiğimiz yıllarda kullanıcılara en azından HD Ready özelliğine sahip bir televizyon satın alın derdik. HD Ready, 720P (1366×768) çözünürlüğü temsil ediyor ve yavaş yavaş tarihe gömülüyor.
57
teknoloji Özellikle ucuz televizyonlara dikkat edin. Bu ürünler genelde HD Ready teknolojisine sahip. Bugünlerde en azında 1080p yani FullHD çözünürlüğüne ulaşan Televizyonları tercih edin. Bir çok istasyon HD (1920×1080) yayına başladı ve bu çözünürlük inanılmaz fark ediyor. 4K (3840×2160) ise FullHD’nin iki kat daha iyi bir çözünürlük sunuyor. Çözünürlük değerini şöyle düşünün. Ekranın satır bölümünde 1366 adet nokta yer alıyor. Sütün bölümünde de 768 nokta. 1366×768 nokta görüntüyü oluşturuyor. 4K televizyonlarda ise 3840 satır noktası ve 2160 sütün noktası yer alıyor. Aynı görüntü alanına sahip bu iki televizyonda, 4K televizyonlar HDReady’ye göre 4 kat daha net görüntüler oluşturur. 4K için günümüzde yeterli derecede içerik bulunmaması ve bu çözünürlüğe sahip TV’lerin fiyatları fazlasıyla yüksek olması tercihleri Full HD televizyonlara çeviriyor. Maddi açıdan bir sorununuz yok ise ve geleceğe yatırım yapmak istiyorsanız, elbette 4K tercihi sizi hayal kırıklığa uğratmaz.
3D ve Smart 3D teknolojisi ilk çıktığında herkes müthiş etkilenmişti. Fakat zamanla bu popülerlik önemli derecede azaldı. Yeni nesil üst seviye televizyonlarda bu teknoloji standart olarak yer alıyor. Kullanmak kullanmamak kullanıcıya bağlı. Burada dikkat edilmesi gereken televizyonlarla birlikte verilen gözlükler. Pasif gözlüklerde sorun yok. Çünkü bu gözlükler çok ucuz ve üreticiler televiz-
58
yonlarla birlikte en az 4 pasif gözlük veriyorlar. Aktif gözlük kullanan ürünlerde, genelde 2 adet gözlük veriliyor ve bu gözlüklerin maliyeti oldukça pahalı. Kalabalık bir aile, 3D yayınını pasif gözlük ile seyredilebilen bir ürün tercih etmeleri daha mantıklı olur. Yinede hatırlatalım. Bu teknoloji kullanıcılar için olmazsa olmazlar arasında değil. Bu sebepten de, TV seçiminde baş rol oynamasına kesinlikle gerek yok. Curved TV için de benzer bir şey söylemek mümkün. Bu kavisli TV’ler kullanıcıya farklı bir deneyim sunuyorlar. Bir filmin içindeymişçesine hissettiriyor. Esasında oldukça hoş bir teknoloji ve film deneyimini bir basamak atlatıyor. Ama bu durum iki kişilik bir aile için geçerli. Çünkü Curved TV’lerde bu deneyimi kazanmak için ürüne dik bakılmalı. Kalabalık bir ailede herkes televizyonun tam karşısına geçemeyeceği için bu teknoloji oldukça kısıtlı olduğunu söylemeliyiz. Bu ürünlere farklı bir açıdan bakıldığında esprisini yitiriyor. Smart teknolojisi çok daha büyük bir öneme sahip. Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde geniş ekran TV’ler üzerinde farklı işlevler yapabileceğiniz uygulamalar yapılandırılmaya başladı. Bu tarz TV’lere Akıllı TV’ler (Smart TV) deniyor. Akıllı TV’ler üzerinde sosyal medya işlevlerinden tutun da tarayıcı kullanımına, Skype ile görüşmeler yapmaya ve hatta Youtube videolarını dahi izleyebiliyorsunuz. Peki bu özellikler satın almayı etkiliyor mu? Kullanıcıya göre değişiyor. Ama klasik bir akıllı TV ürününde çok bir şey kaybetmediğinizi söylemeliyiz. Sonuçta her üreticinin Akıllı TV uygulamaları farklı. Fakat Android işletim sistemli TV’lerde
durum çok değişik. Android sayesinde mobil cihazlar üzerinde yaptığınız her şeyi Televizyonlarda yapabiliyorsunuz. Dolaysıyla akıllı bir TV almaya karar verdiyseniz, onun en azından Android işletim sistemine sahip bir ürün olduğuna emin olun.
Genişleme Yuvalarına Dikkat Geniş Ekran TV seçerken dikkat etmeniz gereken bir diğer konu ise genişleme yuvaları. Bu yuvalar USB, VGA, DVI, HDMI vs. gibi karşımıza çıkıyor. Son dönemde en popüler görüntü aktarma yuvalarından biri HDMI ve nerdeyse HDMI desteği olmayan geniş ekran TV yok. Fakat bu konuda HDMI (HDMI 1.4 desteği çok önemli) yuvalarının sayısı önemli. Geniş ekran TV’nize kaç adet HDMI bağlantısına sahip cihaz bağlayacaksınız. Bu konudaki cevabınız tercihinizde büyük bir rol oynayacak. Fakat unutmayın fazladan HDMI (en az 4 adet) yuvası göz çıkarmaz. Unutmayalım. En azından bir Scart girişi, eski tip kaynakların bağlanması için önemli. Farklı ses çıkışları, ses sistemini TV’ye bağlamak isteyen kişiler için büyük bir avantaj. Bunun dışında kablosuz görüntü aktarım olanağı sunan DLNA, Wifi veya WiDi gibi özellikler bulunuyor. Eğer bu tarz bir kurulum yapacaksanız bu özelliklere sahip TV’leri seçmenizde fayda var. Bununla birlikte uydu alıcısına sahip ürünler sizi ekstra kablo salatasından kurtarıyor. Böyle bir ürün seçerken uydu alıcısının FullHD olmasına dikkat edin. Bazı ürünlerde iki adet uydu alıcısı yer alıyor. Hatta bazı modellerde uydu kartı girişi de yer alıyor. USB girişinin olması da
önemli. Yeni nesil ürünler aynı zamanda bir medya oynatıcısı olarak da görev yapıyor. Yani USB’deki medya dosyalarını oynatabiliyor. Bu özellik sizin için önemli TV seçiminde DTS desteğinin ve .mkv formatındaki dosyaları oynattığına emin olun. Hatta USB girişine harici disk bağlanıp bağlanamayacağını öğrenin.
Diğer Özellikler Üreticiler, kullanıcıların gözlerini farklı teknoloji terimleri ile boyuyorlar. TruMotion, MotionFlow v. b.gibi terimler, üreticilerin görüntüleri iyileştirmek için kullandıkları teknolojiler. Burada hangi teknolojinin daha iyi olduğunu söyleyemeyiz. Teorik olarak hepsi farklı, ama gerçek hayatta hepsi aynı şeyi yapıyor. Bu yüzden bu tarz şeylere pek kanmayın. Buna ek olarak kontrast oranlarını dikkatlice inceleyin. 10 000:1 dinamik kontrast oranı tamolarak doğru değil. Buradaki gerçek kontrast oranına bakın. Bu oran ne kadar yüksek ise, özellikle ışıklı ortamlarda daha iyi bir görüntü almanızı sağlar. Televizyonlarda 120Hz, 240Hz ve 600Hz gibi değerler veriliyor. Bu değer esasında saniyedeki görüntü hızını gösterir. Eskiden LCD TV’ler saniyede 60 görüntü oluşturuyorlardı (60 Hz). Günümüzde bu değer 120 ve 240 Hz’e kadar çıkmış durumda. Bu değerin yüksek olması daha kaliteli bir görüntü anlamına geliyor. 600 Hz sadece plazma ürünlerinde geçerli ve tamamen bir pazarlama stratejisi. Plazma TV’lerde görüntüyü oluşturma LCD’lere göre çok daha farklı. Buradaki 600 Hz, saniyede 600 kare anlamına gelmiyor.
59
donanım
BT Günlüğü Test Merkezi, bundan böyle her ay yeni çıkan ürünleri mercek altına alıyor. Deneyimli bir kadro ile özellikle mobil hayatın inceliklerine parmak basacak olan BT Günlüğü, sunuculardan tutunda basit bir cep telefonuna kadar düşünebileceğiniz her türden ürünü sizlere anlatmak ve açıklamak için çabalayacak. Eskiden kurumsal ve son kullanıcı olarak iki ayrı ürün grubu pazarı bulunuyordu, fakat son yıllarda bu pazar ayrımı yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Kurumsal pazara hitap eden ürünlerin çalışan kullanıcılar için tasarlandığı bir gerçek. Ama şunu da unutmamamız gerekiyor her kurumsal kullanıcı aynı zamanda bir son kullanıcı ve birçok çalışan kendi özel teknolojik cihazını aynı zamanda işyerinde de kullanıyor. Yapacağımız ürün incelemelerindeki amacımız ise siz değerli okuyucularımıza satın alma kararı konusunda yardımcı olmak. Bu konuda aklınıza gelebilecek herhangi bir soruyu istediğiniz zaman bizlere sorabilirsiniz. E-Posta adresimiz info@btgunlugu.com. 60
Apple iPhone 6 iPhone 6 Ailesi İnceleme Altında
Geçtiğimiz günlerde Apple, iPhone 6 ve iPhone 6 Plus olmak üzere iki farklı akıllı telefon modelini kullanıcıların beğenisine sundu. iPhone 6, 4.7 inç büyüklüğündeki ekranı ile iPhone 5S ve iPhone 5C (4 inç) ürünlerinden daha büyük ve yeni nesil akıllı telefonları kendine rakip edinmiş durumda.
iPhone 6 Plus (5.5 inç) ise, son yıllarda oldukça rağbet göre Phablet kategorisine ben de varım demek istiyor. Dolaysıyla büyük ekran ile birlikte daha ince ve daha yuvarlak bir tasarım tercih edilmiş. Önceki modellerdeki keskin kenarlar bu iki üründe yok. 6.9 mm kalınlığı ile dünyanın en ince telefonlarından biri ve ele de oldukça rahat oturuyor. Kullanılan ekranın parlaklığı ve kontrast değeri oldukça başarılı. Eski ürünlerdeki 542 Candela/m2 yerine 578 Candela/m2’lik bir parlaklık değerine ulaşılmış durumda. Bunun anlamı, Samsung Galaxy S’de kullanılan AMOLED ekran gibi, renklerin oldukça doygun olması. iPhone 6’nın piksel çözünürlüğü ve yoğunluğu ( 1334 × 750, 326ppi) 5S’ile aynı. iPhone 6 Plus’da bu değerler (1920 × 1080, 401 ppi) çok daha iyi. Hemen belirletim bu ekranları daha büyük bir piksel yoğunluğuna sahip bazı Android telefonları ile kıyasladığımızda, gözle görülür bir fark oluşmadığını söylemeliyiz. iPhone 6 ailesinin yeni A8 işlemcisi 64 bit mimarisi ile oldukça yüksek bir performans sergiliyor. Bir önceki nesle göre çok az bir değişikliğe (1.3’den 1.39 GHz’e yükseltildi) uğramış olan bu işlemci Samsung’un Galaxy S ailesinin performans değerlerine oldukça yaklaşıyor. Kullanılan bellek kapasitesi (1 GB) bir önceki nesille aynı. Toplam kapasite seçeneklerinde 128 GB eklenmiş durumda. Cihaz üzerinde
iPhone 6 Teknik Özellikler: İşletim Sistemi: iOS 8 Ekran: 4.7 Led IPS LCD Kapasite: 16 /64/128 GByte Bellek: 1 GByte İşlemci: Çift çekirdekli 1.4 GHz A8 Kamera: 8 MP arka, 1.2 MP ön iPhone 6 Plus Teknik Özellikler: İşletim Sistemi: iOS 8 Ekran: 5.5 Led IPS LCD Kapasite: 16 /64/128 GByte Bellek: 1 GByte İşlemci: Çift çekirdekli 1.4 GHz A8 Kamera: 8 MP arka, 1.2 MP ön
802.11 ac WiFi teknolojisi kullanılmış ve LTE teknolojisinin yanı sıra HD ses özelliğini de destekliyor. 8MP’lik kamera sensoru ( 8 MP iSight, Focus Pixel), ilk bakışta her ne kadar düşük gelse de, performansıyla herkesi şaşırtıyor. Bu kamera gündüz çekimlerde, piyasanın en iyisi olan Nokia Lumia 1020’ye yakın sonuçlar veriyor. Loş ortamlarda ve flaşsız çekimlerde her ne kadar performansı düşse de ortalamanın üzerinde olduğunu söylemeliyiz. iPhone 6’nin en önemli dezavantajı optik sabitleyicisine sahip olmaması. iPhone 6 Plus’da ise bu teknoloji mevcut. Apple, her ne kadar 64 bit işlemcisinin düşük pil tüketimine güveniyor olsa da her iki modelin (1810 mAh, 2915 mAh) pil kullanım süresi yeterli değil. 9 saat’lik bir konuşma ile ürünleri yeniden şarj etmeniz şart. LTE kullanımdaki pil süresi 5S ile aynı. Apple, ürünleri biraz daha kalın yapıp, çok daha iyi bir pil kullanabilirdi diye düşünüyoruz.
61
donanım
Huawei Ascend G7
Orta Sınıfın Başarılı Temsilcisi Alüminyum çerçeveye sahip Huawei Ascend G7, tıpkı iPhone 6 ailesi gibi üst ve alt taraflarında plastik kapaklar kullanıyor. Kameranın yeri, iPhone 6 gibi sol üst köşede yer alıyor. 5.5 inç büyüklüğündeki ekran ne yazık ki 1280 x 720 piksel çözünürlüğü destekliyor. Huawei, maliyetleri düşürmek için Full HD ekrandan vazgeçtiği görülüyor. Yine de bu çözünürlüğün yeterli olduğunu söylememizde fayda var. Ekranın renkleri oldukça doygun ve canlı. Buna karşın, üzerinde bulunan ve ekranın parlaklığını ayarlayan sensor, biraz gecikmeli çalışıyor. Android 4.4 KitKat sürümüne sahip olan Huawei Ascend G7, 64 bit Snapdragon 410 işlemcisine sahip. Dört çekirdekli olan bu işlemci 1.2 GHz hızı ile birçok isteği karşılıksız bırakmıyor. 16 GB’lik depolama kapasiteye sahip olan Ascend G7’nin Micro SD kart desteği sayesinde kapasitesini 32 GB daha arttırabiliyorsunuz. 5 MP’lik bir ön kameraya sahip olan Huawei Ascend G7, özellikle
arka tarafta yer alan 13 MP’lik kamerası ile fark yaratıyor. Otofokus hızının oldukça iyi olduğu bu kamerada hızlı fotoğraflar çekebilirsiniz. Çekilen fotoğrafların kalitesi oldukça iyi. Kontrast değerleri ve renklerin de başarılı olduğunu söylemeliyiz. Kameranın en zayıf noktası ise loş ortamlarda ortalama değerinin üzerine çıkamaması. Ayrıca cihazın 3000 mAh’lik bataryası bir günlük kullanım için yeterli. Orta seviyede başarılı bir performans sergileyen ürün uygun fiyatıyla da rakiplerine gözdağı veriyor. Teknik Özellikler İşletim Sistemi: Android 4.4.2 Ekran: 5.5 IPS LCD Kapasite: 16 GB Bellek: 2 GB İşlemci: Dört çekirdekli 1.2 GHz Snapdragon 410 Kamera: 13 MP arka, 5 MP ön
Kingston HyperX Cloud
Profesyoneller İçin Özel Olarak Hazırlandı HyperX Cloud’un ergonomisinin oldukça başarılı olduğunu söylemeliyiz. Bu ürünü tüm gün üzerinizde taşıyabilirsiniz. Benzer ürünler belli bir sürede baş ağrısı yapıyorken, HyperX de bu söz konusu değil. Bunun başlıca sebebi benzer ürünlerle kıyasla daha hafif olması. Buna ek olarak kulak süngerleri de oldukça rahat bir konfor sunuyor. Bu süngerlerin değiştirilebilmesi iyi düşünülmüş. Ayrıca terleme yapmaması da önemli bir avantaj. 53 mm’lik dinamik sürücüler 15-25 000 Hz frekans aralığında çalışıyor. Bunun anlamı, ses kayıplarının yaşanmaması. Bununla birlikte 98dB’lık gürültü oranı fazlasıyla yeterli bir çözüm sunuyor. Ürünün bir eksisi ise dışardaki sesi tam filtre edememesi. Ses kalitesine gelince, Bass’lar oldukça güçlü ve tok olmasından dolayı kaliteye önemli bir katkı sağlıyor. Bu deneyim özellikle oyun oynamayı seven kişiler için büyük bir artı. Çünkü oyun içindeki patlamalar ve benzeri efektleri çok yakınınızdaymış gibi hissedebiliyorsunuz. Orta sesler gayet net ve daha çok arka planda kullanıyor. Buna karşın tizler inanılmaz yüksek değerlere çıkartılabiliyor. Mikrofon ise profesyonel ürünlerle yarışacak kalitede. Konuşmalar gerçeğe yakın aktarılıyor ve yüksek seste bile bozulmalar yaşanmıyor. Sonuç olarak, Kingston HyperX Cloud ile çok başarılı bir kulaklığı piyasaya sürdü. Ürün gerek ergonomisi ve tasarımı, gerekse de ses kalitesi ile çok daha pahalı kulaklık modelleri ile rahatlıkla yarışacak durumda.
62
Teknik Özellikler Sürücü türü: Dinamik 53mm Frekans tepkisi: 15Hz-25.000 Hz Gürültü Oranı: 98±3dB Mikrofon ve kablolu ağırlık: 350g Kablo uzunluğu ve türü: 1m + 2m uzatma + 10cm iPhone Bağlantı: Mini stereo jak fişi (3,5 mm)
Sony Xperia Z3
Xperia Z Ailesinin Yeni Temsilcisi Xperia Z3‘e ilk baktığımızda ergonomisi ve tasarımı ile ilgi çektiği görüyoruz. Ön ve arka tarafında çam malzeme kullanılmış durumda. Çerçevede kullanıcıların isteklerini dinleyerek de küçük değişiklikler yapılmış. Öyle ki, Xperia Z3’ün çerçevesi, keskin köşeler yerine yuvarlatılmış bir tasarıma sahip. Bu değişim ile telefonun ele çok daha iyi oturması sağlanmış. Her dört köşeye darbe emici (Bumper) yerleştirilmiş ve bunlar sayesinde telefon yere düştüğünde ekrana çok daha az baskı yapıp kırılmaması sağlanıyor. Bu tarz bir özelliğin telefona eklenmesi Sony’nin özellikle amiral gemisi modeli üzerine biraz daha fazla kafa yorduğunun göstergesi. Üründe beğendiğimiz bir özellik ön tarafında stereo hoparlörlerin yer alması. Bu hoparlörler Z2 ile kıyasla daha başarılı. Ayrıca telefon çaldığında her iki hoparlörden ses gelmesi iyi düşünülmüş bir özellik. Nano SIM, Micro-SD ve Micro-USB yuvalarının Z2’ye göre küçülmesi de önemli bir artı. Unutmadan ekleyelim, Xperia Z ailesinin en büyük avantajlarından biri, sahip olduğu IP65/68 sertifikası sayesinde toza ve suya karşı dayanıklı olması. Bu ürün ile 1,5 m derinliğinde 30 dakika boyunca tatlı su havuzda kamera çekimi yapmanız mümkün. Xperia Z3, 5.2 inç büyüklüğünde (1920 × 1080 piksel) bir ekrana sahip. Bu ekranda kullanılan Triluminos ve X-Reality for mobile teknolojileri sayesinde oldukça yüksek bir parlaklık (535 Candela) elde edilmiş durumda. Bu ekran, güneşli ortamlarda bile sunumundan taviz vermiyor. Renk doğruluğu oldukça başarılı ve görüntü açısı da geniş. Ürün üzerinde kullanılan 4 çekirdekli ve 2.5 GHz hızında çalışan Qualcomm Snapdragon 801 adlı işlem-
ci bir çok isteği karşılıksız bırakmıyor. 3 GB’lık bellek ile hemen hemen her uygulamayı ve oyunu sorunsuzca açabiliyorsunuz. Ayrıca Sony tarafından özelleştirilmiş arayüz oldukça yüksek bir performansta çalışıyor. Xperia Z3, 1/2,3 inç büyüklüğünde Exmor-RS sensörlü 20.7 MP’lik bir kameraya sahip. Bu kameranın en büyük özelliği 12800 ISO değerine ulaşabilmesi. Bunun anlamı, oldukça loş ortamlarda başarılı bir şekilde fotoğraf çekebilmeniz. Yeni efektlerle birlikte, ön kamera da Selfie için uygun hale getirilmiş durumda. Ayrıca ön kamera daha geniş bir açı ile resim çekebiliyor. Z2’de yer alan 4K video kayıt sorunu (5 dakikada ısınıp kapanması) Xperia Z3’de düzeltilmiş durumda. Yine de Xperia Z3 ile 4K video kaydının 10 dakika ile sınırlı olduğunu söylemeliyiz. 3100 mAh’lik bir pile sahip olan Xperia Z3, yaklaşık 1,5 gün şarj olmadan kullanılabiliyor. Sahip Olduğu Ultra Stamina Modu sayesinde de 3 ila 5 gün arasında çalışabiliyor. Teknik Özellikler İşletim Sistemi: Android 4.4.4 Ekran: 5.2 IPS LCD Kapasite: 16 GByte Bellek: 3 GByte İşlemci: Dört çekirdekli 2.5 GHz Snapdragon 801 Kamera: 20.7 MP arka, 2.2 MP ön
63
donanım
Samsung Galaxy Note 4 Kral Geri Döndü
Samsung Galaxy Note 4 kendi sınıfının en iddialı ürünü. S-Pen kalemi sayesinde hem fare, hem çizim kalemi hem de not kalemi olarak çalışabiliyor. En büyük artısı ise, 5.7 inç Super AMOLED (2.560 x 1.440) ekrana sahip olması. Sekiz çekirdekli (1.9 GHz Dört çekirdek+ 1.3 GHz dört çekirdek) bir işlemciye sahip olan Note 4, 3 GB büyüklüğünde bir belleğe sahip. Bunun anlamı, en güncel uygulamaları bile herhangi bir takılma olmadan anında çalıştırabilmesi. Oyun tutkunları da bu ürün ile çok mutlu olacağı kesin. Piyasadaki tüm oyunlar çalıştırabilen Note 4, oyunları en yüksek performansta çalıştırabiliyor. 32 GByte’lık kapasite, micro SD kart yardımı ile 128 GB eklenebiliyor. Hemen belirtelim Note 4, 32 GB’ın 24 GB’ını işletim sistemi için ayırmış durumda. Note 4’ün 515 ppi’lık ekranı, piyasada bulunan en iyi piksel yoğunluğuna sahip ekranı. Kullanılan AOLED teknolojisi renkleri çok canlı veriyor. Siyah gerçek siyah olarak yansıyor ve bu da film seyrederken film keyfini daha da arttırıyor. Unutmadan söyleyelim. Note 4, 3220 mAh’lik bir bataryaya sahip. Ürünün pil kullanım süresinin yaklaşık 2 güne yakın. Ayrıca ürünün sahip olduğu Fast-Charge teknolojisi sayesinde 1 saat içinde bataryanın büyük bir bölümü şarj edilebiliyor. Galaxy Note 4, 153 x 78 x 8.5 mm’lik boyutlara sahip. Bu değeri Note 3 (151 x 79 x 8,3 mm) ile kıyasladığımızda daha uzun ve kalın olduğu hemen anlaşılıyor. Note 4, aynı zamanda piyasada bulunan akıllı telefonlar arasında en büyük olan ürünlerden biri. Her ne kadar tek elle kullanım modu olsa da, elleri küçük olan kişiler, bu ürünü tek el ile kullanmaları oldukça zor. Ürünün ön tarafına bakıldığında önceki nesillere göre pek bir değişmediği hemen görülüyor. Alışılmış köşeli yapı ve oval şeklindeki Home butonu değiş-
64
Teknik Özellikler: İşletim Sistemi: Android 4.4.4 Ekran: 5.7 Super AMOLED Kapasite: 32 GB Bellek: 3 GB İşlemci: 4 x 1.9 GHz + 4x1.3 GHz Exonys Kamera: 16 MP arka, 3.7 MP ön
medi. Arka tarafta yer alan ve deri hissi uyandıran plastik kapak Note 3’deki gibi aynı. Bu kapakta çok az değişiklik yapılmış. Tasarımdaki en büyük değişiklik ise, çerçevenin plastik yapıya sahip olmaması. Samsung, Note 4’e kadar metal çerçeveli tasarımlardan hep kaçınıyordu fakat bu üründe kullanıcıların isteği doğrultusunda kullanmak zorunda kaldı. Hemen belirtelim ürün üzerinde kullanılan düğmeler de metalden yapılmış. Micro SIM kullanan Galaxy Note 4, LED flaşlı ve optik sabitleme özelliğine sahip 16 MP’lik bir kameraya sahip. Sony’nin IMX240 sensoru sayesinde oldukça hızlı netleme ve çekim yapabilen Note 4, özellikle optik sabitleme özelliği sayesinde titreşimsiz fotoğraflar çekebiliyor. Profesyonel fotoğraf kameralarda bulunan birçok ayar bu ürün ile de yapılıyor. Full HD’nin yanı sıra 4K (maks 5 dakika) video kaydı da yapabilmesi önemli bir avantaj. Rakiplerine göre yüksek performansıyla dikkat çeken ürün ödeyeceğiniz her kuruşun hakkını verecek nitelikte.
Samsung Galaxy Alpha Bir iPhone Benzeri
Android 4.4 işletim sistemine sahip olan Galaxy Alpha, Galaxy S5’den çok daha ince. Metal çerçevesi ile oldukça sağlam olan Galaxy Alpha, iPhone 5S’e benziyor. 1280 x 720 piksel çözünürlükteki 4.7 inç ekran iPhone 6’nın ekranı ile aynı büyüklükte. Samsung’un Super Amoled ekranı, renkleri çok canlı sunabiliyor ve performansının çok doyurucu olduğunu belirtmeliyiz. 32 GB’lık depolama kapasitesine sahip olan Galaxy Alpha, 1860 mAh’lik bir pil kullanıyor. Samsung, pili düşük tutmasının sebebi kuşkusuz iPhone 6’nın 1810 mAh’lik pil kullanması. Yaptığımız testlerde Samsung Galaxy Alpha ile kesintisiz yaklaşık 11 saat (iPhone 6, 9 Saat) konuşulabildiğimizi gördük. Samsung’un pil tüketim süresinin daha iyi olmasının başlıca sebebi, sekiz çekirdekli (4 x 1.9 GHz + 4 x 1.3 GHz) Exonys 5430 işlemcisinden kaynaklanıyor. Uygu-
lamaları oldukça hızlı ve takılmadan seri şekilde çalıştırabiliyor. Benzer bir durum oyunlar için de geçerli. Fakat işlemcinin toplam performansına baktığımızda, Galaxy S5’den daha düşük olduğunu söylemeliyiz. Hatta iPhone 5’in işlemcisi bile daha iyi test sonuçları sunuyor. Ürünün arka kısmında 12 MP’lik bir kamera ön tarafında ise 2.1 MP’lik bir kamera mevcut. Fotoğraf kalitesinin orta seviyede kaldığını söylemeliyiz. Kendisine iPhone 6’yı rakip alan Samsung Galaxy Alpha bu konuda oldukça iddialı. Teknik Özellikler İşletim Sistemi: Android 4.4.4 Ekran: 4.7 Super AMOLED Kapasite: 32 GByte Bellek: 2 GByte İşlemci: 4x1.9 GHz + 4x1.3 GHz Exonys 5430 Kamera: 8 MP arka, 2.1 MP ön
TP-Link 3G Mobil Wi-Fi İnterneti Yanınızda Taşıyın
TP-Link 3G Mobil WiFi üzerinde bulunan yuvaya bir SIM kart takmak suretiyle 3G internet bağlantısını dağıtabiliyor. Öyle ki, TP-Link 3G Mobil WiFi ile gerçekleştirilen 3G bağlantısı kablosuz ortamlardan WiFi destekli cihazlara aktarılabiliyor. TP-Link M3560, günümüzün standartları için tasarlanmış bir ürün. Ama yakın gelecekte bu ürünün yavaş kalacağını şimdiden söylemeliyiz. Sonuçta TP-Link 3G Mobil WiFi, UMTS ağında 21.6 Mbit/sn’lik bir indirme hızına ulaşıyor. Upload hızı teorik olarak 5.76 MBit/sn. Bunun anlamı HSPA+ standartlarına uyumlu olması. Günümüzde daha yüksek hız sunan DC-HSPA+ ne yazık ki desteklenmiyor. Test aşamasında olan 4G veya LTE ile bağlanmak TP-Link M3560 ile ne yazık ki mümkün değil. Ama birde iyi tarafından bakın. TP-Link 3G Mobil WiFi, benzer ürünlerle kıyasla çok daha ucuz. LTE teknolojisini destekleyen bu tarz bir ürün için çok para ödemeniz gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Entegre bulunan 802.11 b/g/n WLAN modülü 72 Mbit/sn’lik hızlara ulaşabiliyor. Ürün ile toplam 10 cihaz aynı anda ağa bağlanabiliyor. Üzerinde bulunan Micro USB girişi ile şarj olan TP-Link M3560, ikinci bir USB yuvasından (5V/1A) akıllı telefon gibi harici cihazları şarj edebiliyor. Performans açısından beklentilerin üzerine çıkan ürün fiyat açısından uygun değerlerde satışa sunulmuş durumda.
Teknik Özellikler Ağ tipi: HSPA+, HSPA, UMTS, EDGE, GPRS, GSM Download Hızı: 21.6 MBit/sn Upload Hızı: 5.76 MBit/sn Pil kapasitesi: 5200 mAh Boyut: 100 x 44 x 28 mm Diğer: 32 GByte destekli Micro SD kart yuvası
65
editör
Mobilite İşlerin Yapılış Şeklini Değiştirecek Mobilite 2014 yılında da iş ve teknoloji dünyasının en önemli kavramlarından biri oldu. 2014 yılında her zamankinden daha çok insan ofislerinden çıkıp daha fazla mobil çalışmayı tercih etti. 2014’te BT endüstrisi önemli şeyler başardı ama bu durum 2015’te durma lüksümüz var anlamına gelmiyor. İş dünyası hızla gelişmeye ve dönüşmeye devam ederken, 2015’te beklentiler yine büyük. 2015, iş dünyasında mobilite ve yazılım alanındaki yenilikler sayesinde önemli dönüşümlere gebe. Yenilikçi firmalar için ‘uzaktan çalışma’ yeni bir konu değil. Analistlerce yapılan bir araştırmaya göre, beyaz yakalıların % 61’i ofis dışında çalışmakta. Yine diğer bir araştırmaya göre ise önümüzdeki 5 yıl içinde evden çalışanların sayısının % 63’e yükseleceği öngörülüyor. İnsanlar artık işlerini en iyi şekilde yapmalarına imkan sağlayacak yerlerde çalışmayı talep ediyor. Bu sayede hem çalışan memnuniyeti artıyor hem de firmalar daha esnek olabiliyor. Böylece iş dünyasındaki hızlı değişiklere adapte olabilme imkanını yakalıyorlar. Günümüz çalışanlarının işlerini halletmek için kişisel veya kurumsal en az 3 cihaz kullanmaları gerekiyor. Tüm bu cihazlar farklı donanımlar tarafından yönetiliyor. Farklı donanımlar kullanan çok sayıda cihazla başa çıkmak ise gittikçe zorlaşıyor. 2015’te, bilişim teknolojileri cihazdan bağımsız olarak akla gelebilecek herhangi bir cihaza hizmet götürebilmek üzerine yoğunlaşacak. Bilişim teknolojileri sayesinde, çalışanlara güvenli bir biçimde uygulama ve verilerin diledikleri cihazdan ve mekandan erişilebilir kılındığı yeni çalışma alanı konseptleri firmalara büyük katma değerler katacak. Yazılım tanımlı veri merkezi, BT sektöründe veri merkezleri uygulamalarının şeklini değiştiriyor. Ağ ve depolama fiziki olmaktan sanala doğru kaydı. Ama bu sadece bir başlangıç. Şirketler şimdi yalnızca yazılım tabanlı işyeri konseptinin getirdiği operasyonel ve teknik faydalara değil, bunun tüm iş dünyasına ve insanlara getirdiği yararlara bakacak. Bir sunum yapmak için ofise bağlı kalmak yerine, işler “sanal” olacak ve iş her yerde yapılabilecek. Bu konsept BT sektöründe tüketimi, dağıtımı ve yönetimi baştan tanımlarken, aynı zamanda firmalara yeni büyüme fırsatları sunup hızla değişen pazara uyum sağlamalarını da kolaylaştıracak.
66
Ecevit BIKTIM
Yayın Danışmanı ecevit@btgunlugu.com
17 Şubat - Wyndham Grand Hotel, Levent , İstanbul 19 Şubat - Sheraton Hotel & Convention Center, Ankara
BT Güvenliği, Siber Tehdit ve Güvenlik Yönetimi Konularında Türkiye’nin Önde Gelen Konferans Serisi 8. Kez Düzenleniyor. Kayıt için: http://www.idc-cema.com/events/itsecurity15ist
http://www.idc-cema.com/events/itsecurity15ank
Her geçen gün gelişen yeni BT uygulamaları BT güvenliğinde yeni yaklaşımlar ve öncelikler getirmektedir. Firmaların iletişim ve iş yapma biçimleri yeni teknolojilerle değiştikçe, veri güvenliğini sağlamak daha karmaşık bir hale geliyor. Şirketlerin sanallaştırma, sanal ofisler, bulut bilişim ve daha birçok teknolojiyle evrimleşen BT altyapılarında, BT güvenliği artık izole bir alan olmaktan çıktı. Bugünün şirketleri BT güvenliği stratejilerini oluştururken tüm bu teknolojilerin ve yeniliklerin ışığında düşünmek durumundadırlar. IDC olarak bu yıl Türkiye’de 8., Orta Avrupa genelinde 13. kez düzenlediğimiz etkinliğimizde çeşitli alanlardan BT güvenliği uzmanlarını, yeni teknolojileri ve yaklaşımları, bunların güvenlik endişesi olmadan iş stratejilerine nasıl imkanlar tanıdığını tartışmak üzere bir araya geleceğiz. S: Şirketinizde güvenliğin sağlanması açısından karşılaştığınız en büyük güçlükler nelerdir?
Ana Konular: BT Güvenliği Yönetimi
Çalışanların kurallara uymaması
Yeni Nesil İş Ortamının Güvenliği
Becerikli BT güvenlik personeli eksikliği
Bağlantılı Dünyada Güvenlik ve İnsan Faktörü
Oturmuş güvenlik kurallarının olmaması
Güvenlik ve Risk Yönetimi
BT güvenliği için yeterli bütçenin olmaması
Büyük Data ve Güvenlik
Üst düzey yönetim desteği olmaması Kurumda genel anlamda bir güvenlik stratejisi olmaması
“Nesnelerin İnterneti”nden “Her Yerde İnternet”e
Güvenlik kurallarının olmaması ya da güncel olmamaları
Veri Güvenliği Regülasyonlarının Etkileri
Güvenlik teknolojilerine ve çözümlere ayak uydurabilmek
Kimler Katılmalı?
Tehditlerle ayak uydurabilmek
CSO / CIO
Kaliteli güvenlik hizmeti sağlayıcılarının olmaması
BT Güvenliği Yöneticileri
Sektöre uygunluk ya da sektör düzenlemeleri Devlet yönetmeliklerine uygunluk
Güvenlik Mimarları
Diğer Kaynak: IDC Türkiye CIO Summit 2014
Risk ve Güvenlik Yöneticileri 0%
20%
40%
Ağ Güvenliği Yöneticileri
İş Ortakları Platin
Altın
Gümüş
Sergi
Basın
DATASERV
Konferans hakkında detaylı bilgi için;
Sunum ve Standları ile yer almak isteyen bilişim firmalar için;
Zeynep Yaylalı, zyaylali@idc.com, +905335291635
Nevin Çizmecioğulları; ncizmeciogullari@idc.com, +905336665587
Pelin Pırnal, ppirnal@idc.com, +905354101632
Pelin Özden; pozden@idc.com, +905392488652
Farklı cihazlardan iş akışınızı yönetin. Xerox ConnectKey® ile işinizi kolaylaştırın. Artık, ağdan kopmadan güvenle ve kolayca çalışabilirsiniz. ConnectKey® uygulamaları ve Xerox çok fonksiyonlu yazıcınızla çıktı alabilir, tarama, arşivleme yapabilir, hatta tek bir tuşla dokümanlarınızı buluta yükleyebilirsiniz. Her tür mobil cihazdan dokümanlarınıza erişebilir ve baskı alabilirsiniz; böylece hiçbir zaman hiçbir yerde işleriniz aksamaz. Çığır açan McAfee® ve Cisco® ortaklığımızla sunduğumuz ek güvenlik katmanları sayesinde içiniz rahat çalışırsınız.
xerox.com.tr © 2014 XEROX CORPORATION. Bütün hakları saklıdır. Xerox®, Küre Sembolü®, ConnectKey® ve Ready For Real Business® XEROX CORPORATION’ın ABD ve/veya diğer ülkelerdeki tescilli markalarıdır. Yukarıda geçen tüm diğer logolar, tescilli markalar ve servis markaları kendi sahiplerinin mülkiyetindedir.