SAYI 18
05/2015
Bulut Çağına Hazır mısınız?
~ Bulut Çagğına Hazır mısınız?
4G’yi Beklerken 5G’ye mi Geçiyoruz? • En Tehlikeli İnternet Tuzakları • Türkiye’nin İnternet Yasaklarıyla Sınavı Hizmet Süresiyle Orantılı Ücret Dönemi Başladı • Dünyanın En Çok Para Kazanan Büyük Veri Firmaları Numara Taşıma Türkiye Nüfusunu Geçti • BİT Sektöründe Nitelikli İnsan Gücü Talebi Artıyor Seçim Öncesi “İnternete Sansür Yasası” Yeniden Gündemde • Piyasadaki Akıllı Saat Alternatifleri
editör
Ticaret Eskisi Gibi Olmayacak Elektronik ticarete ilişkin sipariş verme, ticari iletişim, “mesaj, arama, e-posta” gibi iletiler ve yaptırımları içeren tüketici lehine yeni düzenlemeler yürürlüğe girdi. Resmi Gazete’de 5 Kasım 2014 tarihinde yayımlanan ve 1 Mayıs’ta yürürlüğe giren “Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun”a göre, yeni dönemde, pazarlama ve tanıtım amaçlı “istenmeyen” mesaj, arama, e-posta gibi uygulamalar son buldu. Buna göre, kanuna aykırı hareket edenlere bin liradan 15 bin liraya kadar değişen idari para cezası uygulanacak.
Ali Yavuz ŞAHİN
Genel Yayın Yönetmeni yavuz@btgunlugu.com
Kanuna göre, hizmet sağlayıcıları, elektronik iletişim araçlarıyla sözleşmenin yapılmasından önce, alıcıların kolayca ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak tanıtıcı bilgileri sunacak. Alıcının, siparişini elektronik iletişim araçlarıyla vermesi halinde; hizmet sağlayıcı, siparişin onaylanması aşamasında ve ödeme bilgilerinin girilmesinden önce, ödenecek toplam bedel de dahil, sözleşmenin şartlarının alıcı tarafından açıkça görülmesini sağlayacak. Hizmet sağlayıcı, alıcının siparişini aldığını elektronik iletişim araçlarıyla teyit edecek. Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilecek. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilecek. Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi halinde, mal ve hizmetlere ilişkin değişiklik ile ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmayacak. Esnaf ve tacirlere önceden onay alınmaksızın ticari elektronik iletiler gönderilebilecek. Ticari elektronik iletinin içeriğinin, alıcıdan alınan onaya uygun olması gerekecek. İletide, göndericinin tanınmasını sağlayan bilgiler ile telefon, faks, kısa mesaj numarası ve elektronik posta adresi yer alacak. İletinin konusu, amacı ve başkası adına yapılması halinde kimin adına yapıldığına ilişkin bilgilere de yer verilecek. Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilecek. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilecek. Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi halinde, mal ve hizmetlere ilişkin değişiklik ile ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmayacak. Esnaf ve tacirlere önceden onay alınmaksızın ticari elektronik iletiler gönderilebilecek. Ticari elektronik iletinin içeriğinin, alıcıdan alınan onaya uygun olması gerekecek. İletide, göndericinin tanınmasını sağlayan bilgiler ile telefon, faks, kısa mesaj numarası ve elektronik posta adresi yer alacak. İletinin konusu, amacı ve başkası adına yapılması halinde kimin adına yapıldığına ilişkin bilgilere de yer verilecek.
içindekiler
DÜZELTME: Dergimizin Nisan 2015 sayısında 22 ile 23’üncü sayfasında yayınlanan KOMTAŞ Bilgi Yönetimi Genel Müdürü Yüksel Çomak ile yaptığımız söyleşide Yüksel Beyin soyadı yanlış yazılmıştır. Doğrusu Yüksek Çomak’tır düzeltir özür dileriz.
06 10 16 20 22 26 30 32 34 36 40 44 46 48 50 54 56 60 4
Haberler
künye
Röportaj: Gökalp Bahçeli Röportaj: Aslı Derbent Özkan
Yazı İşleri
Röportaj: Mustafa Uyar
Ali Yavuz ŞAHİN
Türkiye’nin En Kapsamlı BT Yöneticileri
Genel Yayın Yönetmeni
Zirvesi Antalya’da Gerçekleştirildi
(Sorumlu)
Reklam
yavuz@btgunlugu.com
Reklam Departmanı
Röportaj: Metin Tarakçı Güç EMC’nin Elinde
Ecevit BIKTIM
Piyasadaki Akıllı Saat Alternatifleri
Yayın Danışmanı
Dünyanın En Çok Para Kazanan Büyük Veri
ecevit@btgunlugu.com
Firmaları Kapak Konusu: Bulut Çağına Hazır mısınız? Seçim Öncesi “İnternete Sansür Yasası”
Mehmet Ali Gündüz Prodüksiyon Sorumlusu info@btgunlugu.com
Yeniden Gündemde BİT Sektöründe Nitelikli İnsan Gücü Talebi Artıyor Numara Taşıma Türkiye Nüfusunu Geçti Hizmet Süresiyle Orantılı Ücret Dönemi Başladı Türkiye’nin İnternet Yasaklarıyla Sınavı En Tehlikeli İnternet Tuzakları 4G’yi Beklerken 5G’ye mi Geçiyoruz? BT Günlüğü Test Merkezi
Editörler
Mücahit Aytekin Barış Terun Erhan Tan Mutlu Çavuş Avşar Özgen info@btgunlugu.com
Kreatif Creative Solutions diyalog@creativesolutions.com.tr
reklam@btgunlugu.com Adres Eylül Medya İnönü Caddesi No: 8 Bulut İş Merkezi 4. Kat Daire: 72 Çeliktepe Kağıthane / İstanbul Tel : 0212 270 36 37 PBX Fax: 0212 270 36 37 Dağıtım Etkin Dağıtım Baskı ve Cilt Özgün Ofset Aytekin sokak no:21 4.Levent / İstanbul Tel : 0212 280 00 09 Fax: 0212 264 74 33
haberler Perakende Sektörünün Önemli Oyuncuları Bir Araya Geldi
Değerli Veri ile “Veri Otobanı” Kurulmalı Informatica ve Türkiye’deki iş ortağı KOMTAŞ Bilgi Yönetimi; kurumsal veri yönetiminin 360 derece ele alındığı “Information-Centric Organizations Summit” etkinliğini; veri yönetimi ve iş zekası profesyonellerinin katılımlarıyla 29 Nisan’da başarıyla gerçekleştirdi. Kurumsal veri yönetiminin tüm yönleriyle ele alındığı toplantıda, veriden tam potansiyelin nasıl sağlanacağı, veriden maksimum katma değer elde etmenin yolları ve “Informatica Akıllı Veri Yönetimi Platformu” tanıtıldı. KOMTAŞ Bilgi Yönetimi Genel Müdürü Yüksel Çomak, uygulama analitiği ve veri arasındaki hızı yönettiklerini dile getirdiği ve veriye hazır mısınız, veri odaklı yaklaşıma hazır mısınız? diyerek başladığı konuşmasında; veriye bakış açısının değişmesi gerektiğini ve uygulamalara hapsolmuş veriyi, “değer” haline getirerek serbest bırakmanın öneminden söz etti. Biz, bir şirketin her katmanından bakıldığında aynı analitik sonucu veren, doğru, güvenilir ve ilgili veriyi sunduğumuz “Akıllı Veri Yönetimi Platformu” ile uygulama temelli yaklaşım yerine şirketlerin veri odaklı yaklaşımı benimsemelerini sağlıyoruz. Uygulama temelli yaklaşım, şirketlerin gelirlerini artırmıyor ve yaratıcı ürünleri piyasaya sunmak adına şirketlere fayda sağlamıyor. Önümüzdeki dönemde liderlik pozisyonunda olanlar daha fazla veri odaklı kararlar vermek zorunda kalacaklar. Bina inşa etmek gibi düşünün. Zamanında bu veri mimarisi ile kurumsal mimariyi doğru bir şekilde kurgulayamazsak ileride sıkıntılar yaşarız.” dedi.
6
QlikView Türkiye, 8 Nisan Çarşamba günü Limak Euroasia Luxury Hotel’de iş ortağı Bilgera Yazılım’la birlikte gerçekleştirdiği “Focus with QlikView” toplantısında FMCG sektöründe faaliyet gösteren müşterileriyle birlikte, Perakende sektörünün önemli oyuncularını da bir araya getirdi. Toplantının açılış konuşmasını Bilgera Yazılım Genel Müdürü Umut Sevin gerçekleştirdi. Sevin, ‘’2007 yılından itibaren öncelikle mobil teknolojilerine odaklandık, ardından İş Zekası gündeme geldi. Müşteriler raporlarına online ve hızlı bir şekilde erişebilmek isteyince çalışmalarımıza bu doğrultuda yön verdik. Amacımız da zaten veriye daha hızlı ulaşmaktı. 2012 yılında dünya genelinde bir araştırma yaptık ve 2013 yılında QlikView ile OEM anlaşması gerçekleştirdik’’. Son dönemde özellikle bulut teknolojileri üzerinde yoğunlaştıklarını belirtten Sevin , ‘’Focus programlarını buluta taşıyoruz. Raporlama uygulamalarını ise mobil ortamlarda geliştirme yapılabilen, Qlik’in yeni ürünü Qlik Sense ile devam ediyoruz” dedi. QlikView Türkiye Yönetici Ortağı ve CEO’su Ümit Altınay da, tüm Türkiye ve tüm şirketleri kapsama hedefinde doğru iş ortaklarının önemine dikkat çekti. Bilgera’yı bu konuda önemli stratejik ortak olarak tanımlayan Altınay, ‘’Büyüyen verinin doğru biçimde analiz edilmesi giderek önem kazanıyor’’ dedi. Türkiye’de bu konuda birçok başarı hikayesinin oluştuğunu vurguladı. Toplatının son bölümünde, TNB Bilgi Görüntüleme Sistemleri İş Geliştirme Başkanı Hakan Çoruh ile Numil Satış Müdürü Esat İhsan Kocager de kurumlarında yürüttükleri QlikView İş Zekası projelerini anlattıkları birer sunumla yer aldılar.
7
haberler Türk Telekom, Avea Hisselerinin Tamamını Satın Almak İçin Harekete Geçti
Türk Telekom, Avea hisselerinin tamamını satın almak üzere İş Bankası ve ilgili İş Bankası İştirakleri ile Pay Devir Sözleşmesi imzaladı. Anlaşmayla ilgili ödemeler Türk Lirası üzerinden gerçekleştirilecek olup, toplam ödemenin %6,3’ünün Ocak 2017’ye kadar iki eşit taksitle, kalan %93,7’lik kısmının ise 2017 yılında başlayıp 2020 yılında bitecek şekilde, yılda bir kez olmak üzere dört eşit taksitte gerçekleştirileceği bildirildi. Türk Telekom Grubu CEO’su Rami Aslan, Avea’nın tüm hisselerinin Türk Telekom tarafından alınması yönünde anlaşma sağlanmış olmasından dolayı memnuniyetini dile getirirken bunun Grubun ileriye dönük büyüme hedeflerini destekleyecek önemli bir adım olduğunu söyledi. Anlaşmayla ilgili ödemeler Türk Lirası üzerinden gerçekleştirilecek olup, toplam ödemenin %6,3’ünün Ocak 2017’ye kadar iki eşit taksitle, kalan %93,7’lik kısmının ise 2017 yılında başlayıp 2020 yılında bitecek şekilde, yılda bir kez olmak üzere dört eşit taksitte gerçekleştirileceği bildirildi. İlgili kurum ve kuruluşlar nezdinde gerçekleştirilecek olan başvuru onay süreçlerinin tamamlanmasının ardından Türk Telekom, Avea’nın hisselerinin tamamına sahip olacak. Türk Telekom Grubu CEO’su Rami Aslan, Avea’nın tüm hisselerinin Türk Telekom tarafından alınması yönünde anlaşma sağlanmış olmasından dolayı memnuniyetini dile getirirken bunun Grubun ileriye dönük büyüme hedeflerini destekleyecek önemli bir adım olduğunu söyledi.
8
ZyXEL Çağrı Merkezi Kapasitesini İki Katına Çıkardı ZyXEL, Türkiye kurulduğu günden beri, en yenilikçi ve ileri teknoloji ürünleri pazara sunarken, aynı zamanda sınırsız ve ücretsiz teknik destek hizmeti ile sahada çalışan tüm ürünlerini desteklemeye devam ediyor. İnternet ve telefon kanalı üzerinden 365 gün - 7 gün 24 saat hizmet misyonuyla hareket eden ZyXEL İletişim Merkezi, uzman bir ekiple müşterilerin soru ve sorunlarına çok kısa sürede çözüm üretebiliyor. ZyXEL, telekomünikasyon ve internet servis sağlayıcıları başta olmak üzere entegratörler aracılığıyla eğitim, sağlık, inşaat ve gıda gibi farklı sektörlerden birçok firma ve bireysel kullanıcıların sorunlarına ilk temasla ortalama 6 dakika gibi kısa bir süre içinde çözüm sunuyor. Taleplerini ZyXEL Türkiye’nin web sayfası üzerinden de iletebilen müşteriler, en fazla bir saat gibi kısa bir süre içinde sorularına yanıt alabiliyorlar. Telefonla alınan çağrılar ya da internet sayfasından gelen tüm talepler CRM programı üzerinden takip ediliyor ve oluşturulan kalite standartları çerçevesinde değerlendirmeye alınıyor. Konu hakkında açımlama yapan ZyXEL Türkiye Genel Müdürü Vefa Tarhan “ ZyXEL, ilk ürün satın almasının ardından müşterisinin yanında ömür boyu dost olarak bulunuyor” diyor ve ekliyor: “Firma olarak bu güvenin karşılığını her zaman takdir edip korumak için desteğimizi esirgemiyoruz ve bunu her zaman aklımızda tutuyoruz. Daima önceliğimiz müşterimiz diyoruz. Servis kalitesinde hiçbir zaman maddi bakış açısıyla bakmıyoruz. Para kaybetmek müşterimizin dostluğunu kaybetmenin yanında hiç önemli değil” dedi.
9
söyleşi
Ali Yavuz ŞAHİN yavuz@btgunlugu.com
Şirketler Kritik Uygulamaları İçin Bizi Tercih Ediyor Rekabette bir adım öne geçmek için kurumların gelişen teknoloji yakından takip etmesi gerekiyor. Bu ay kapak konumuzda da detaylarını görebileceğiniz Bulut Bilişim hizmetleri son dönemin en popüler konularından bir tanesi. Bu önemli konuda aklımıza takılan soruları KoçSistem Yönetilen Hizmetler, Veri Merkezleri ve Bulut Hizmetlerinden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökalp Bahçeli’ye sorduk. Bizlere iş yaşamınız hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? İş hayatıma 1998 yılında KoçSistem’de başladım. Arada dört yıl kadar kendi işimi yapmak için ayrıldım. Ardından yine KoçSistem’e döndüm. Pazarlama, Satış ve Üretim departmanlarında görev aldım. 2010 yılından bu yana Yönetilen Hizmetler, Veri Merkezleri ve Bulut Hizmetlerinden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyorum. Bulut Teknolojileri konusunda KoçSistem olarak sunduğunuz çözümler neler? Bulut hizmetleri konusunda çalışmalarımız 2010 yılında başladı. İlk hizmetlerimiz sanal sunucular üzerinden sunulmaya başlanmıştı. Geçtiğimiz beş yıl içerisinde portföyümüzü genişlettik. Müşterilerimizin istekleri farklılaştı. Şu anda 100 kadar müşterimizin aşağı yukarı tüm BT ihtiyaçlarını Bulut hizmetlerimiz üzerinden karşılıyoruz. Bilgi Teknolojilerini servis olarak sağlama konusunda Türkiye’deki en geniş portföye sahip firmayız. Özellikle bu yıl çok yeni servislerimizi kullanıcılarımızın beğenisine sunduk. İlk olarak Bulut ortamımızı yeniledik. Türkiye’de ilk defa gerçekten kullandığın kadar öde modelini devreye aldık. Bununla beraber Ocak ayında yeni bir servisimizi daha devreye soktuk. Oracle’ın
Exedata ve Exelogic teknolojisi bulunuyor. Bu teknolojileri servis olarak müşterilerimize sunmaya başladık. Bu servislerimiz de yine kullandığın kadar öde modeli ile sunulmakta. Haziran ayında yeni bir servisimiz devreye girecek. Türkiye’de ilk defa Microsoft’un Azure teknolojisi ile birlikte platform servislerini devreye alacağız. Bu da müşterilerimizin uzun süredir beklediği bir servis. İkinci yarıyıl hedeflerimizden bir tanesi de sadece SAP yüklerini çalıştırabileceğimiz bir platform servisini müşterilerimize sunmak. SAP yükleri için optimize edilmiş bir ortamda yine kullandığın kadar öde mantığıyla bir servis sunacağız. Bu hizmetlerimizin tamamının üzerinde Bulut ortamında çok geniş bir güvenlik portföyü var ve akılınıza gelebilecek her türlü çözümü servis olarak müşterilerimize sağlıyoruz. Sunduğunuz Maximus hizmetinizi rakiplerinize göre farklılaştıran özellikler neler? Maximus bizim Bulut hizmetlerimizin şemsiye markası. Çıkış noktası itibariyle Maxsimus’un bir farklılığı var. Biz Bulut servislerimizi sunmaya en üst seviyedeki kurumsal müşterililerle başladık. Dolayısıyla servislerimizin çıtası çok yukarılarda başladı. Literatürü açın, tüm dünyada firmaların Bulut servileri üzerine ilk koyacakları şeylerin test ve geliştirme
ortamlarının olduğundan bahseder. Biz servislerimizi sunmaya başladığımızda ise böyle olmadı. Müşterilerimiz en kritik uygulamaları ile sunduğumuz servislerin üstüne geldi. Şu anda on tane müşterimiz %90’nın üzerinde sunucusu ile bu servislerimizi kullanıyor. Bunlara tamamen Bulutta koşan müşteriler diyebiliriz. Onun dışındaki müşterilerimizde de daha çok en kritik sunucular ağırlıkta diyebileceğimiz bir yapı var. Dolayısıyla diğer Bulut servisi üreticileri en basitten daha komplikeye gitmeye çalışırken, biz en komplike servislerden basite doğru ilerliyoruz. Daha uygun fiyatlı ve daha basit servislere doğru yönelmiş durumdayız. İkinci en önemli konu ise KoçSistem’in sağladığı servis operasyonu. 1300’e yakın çalışanımızın bulunduğu bir operasyona sahibiz. Bu servislerin arakasında yer alan müşteri hizmetlerimiz her zaman bize en iyi desteği sunuyor. Servislerimizi rakiplerimizde olduğu gibi yurt dışında bir veri merkezinde sadece oraya ulaş ve kullan mantığıyla değil, Türkiye’de her türlü parametresini müşterilerimizle oluşturarak, gerekiyorsa ve müşterimiz istiyorsa üzerindeki bütün yüklerin yönetim servislerini sağlayarak hizmet sunuyoruz. Ve bunun bizleri farklılaştıran bir unsur olduğunu düşünüyoruz.
Bulut Bilişim teknolojilerinin Türkiye’deki kullanım oranı ve yerini nerede görüyorsunuz? Son beş yıldır müşterilerimize Bulut servislerini anlatan bir firmayız. İlk müşterimizi ziyaret ettiğimizde Bulut servisleri böyle olacak diye söze başlarken şimdilerde sahip olduğumuz çok geniş bir portföyü anlatmaya çalışıyoruz. Toprağa bir tohum atarsanız ve yıllarca hiçbir şey olmayabilir. Bizim işimizde öyle oldu. İlk bir iki yıl boyunca hiçbir şey olmadı. Sonrasında bir filiz çıkar ve arkanızı dönüp baktığınızda adam boyunda bir fidan olmuş. Şu anda biz filizden fidana giden süreçteyiz. 2015’in bir kırılma yılı olacağını düşünüyorum. Çünkü en büyük müşterilerimizden orta ve küçük ölçekli müşterilerimize kadar, bir de bunun Bulut versiyonunu görelim yanıtını alıyoruz. Bunun bir sonraki aşaması kartopunun yukarıdan aşağıya büyüyerek yuvarlandığı bölüm olacak gibi görüyorum. Şu anda bilinçlenmenin oldukça iyi olduğunu düşünüyorum. Bu konuda uluslararası ve Telekom operatörü rakiplerimize çok teşekkür etmemiz gerekli. Çünkü rekabetle birlikte çeşitlilik ve farklılıkların olduğu bir ortam ortaya çıktı. Müşterilerimiz için de seçenekler çoğaldı. Bu durumdan faydalandığımızı söylemeliyim. Artık büyük diyebileceğimiz bir pazar haline geldik. Sunduğunuz hizmetlerde sahip olduğunuz veri merkezlerinin önemi büyük. KoçSistem olarak veri merkezi yatırımlarınız neler ve veri merkezlerinizden kurumlara nasıl hizmetler sunuyorsunuz? Veri Merkezleri Bulut’un yuvası olarak tanımlanabilir. Veri Merkezi sektörü tüm dünyada farklı bir noktaya geldi. Bu konuda birkaç tane mega trend var. Veri merkez-
leri tıpkı endüstri devrimindeki fabrikalar gibi teknoloji devriminde fabrika rolü oynuyor. Artık küçük veri merkezlerinden devasa yapılara geçiş yapıyoruz. Biz de Türkiye’de bu trendi yakaladık. Zenium firmasıyla birlikte açtığımız Dudullu’daki veri merkezi 12 bin metrekare beyaz alana sahip. Muazzam bir büyüklük farkından bahsediyoruz. Diğer önemli bir trend ise dışarıdan tedarik yöntemi. Kendi başınıza 3 bin 4 bin metrekare bir veri merkezi açmak yüksek maliyetleri de beraberinde getiriyor. Bunun yerine bu işi kendine iş edinmiş bizim gibi firmalar kurumlara dışarıdan bu hizmeti sağlayabiliyor. Türkiye’de bu trendin de önü açılmış durumda. Bizim burada stratejimiz, özellikle Bulut hizmetimiz için üç veri merkezi ile ( 2 İstanbul, 1 Ankara) bir üçgen oluşturup aktif-aktif-pasif yapıya geçip bunun üzerinden yıkılmaz ve çökmez servisler vermek istiyoruz. 2015 yılı konusundaki görüşlerinizi alabilir miyiz? 2. Yarıdan KoçSistem olarak beklentileriniz neler? 2015 yılı donanım üreticileri için çok iyi geçmiyor. Sunucu pazaGökalp Bahçeli KoçSistem Genel Müdür Yardımcısı
rı küçülüyor ve depolama pazarı sabit kalıyor. KoçSistem olarak iyi bir durumdayız, hedeflerimizin %70’ini tamamlamış bulunmaktayız. Bulut ve Veri Merkezi servisleri konusunda herhangi bir kaygımız yok. Bildiğiniz gibi belirsizlik ortamlarında yapılan yatırımlar karşılığını çabuk veriyor ve bu dönemlerin müşterilerimiz için bir fırsat olduğunu söylemeliyim. Biz Bulut servislerimiz ile birlikte şunu yapabileceğimizi düşünüyoruz. Müşterilerimiz fazla risk almadan sunduğumuz Bulut servisleri üzerinde işlerini gerçekleştirebilirler. Sunduğumuz esnek modellerin belirsizlik ortamında müşterilerimiz için değerli olduğunu düşünüyorum. Söyleşimizi aşağıdaki QR Code sayesinde video olarak izleyebilirsiniz.
haberler
Samsung’dan Taşınabilir SSD Atağı
Samsung Electronics, CES 2015 Fuarı’nda “cebe sığabilecek kadar küçük harici SSD ürünler” olarak tanıttığı Samsung T1 ürün serisini Türkiye’de satışa sundu. Samsung Taşınabilir SSD T1 ürünü, kartvizit boyutunda bir sürücüye 1 terabayta kadar veri depolayabiliyor. 3D V-NAND teknolojisiyle desteklenen ve geleneksel harici sabit disklerin dört katı veri okuma/yazma hızına sahip olan Samsung T1 ürünleri, 3GB’lık bir film dosyasını 8 saniye kadar kısa bir sürede kaydetmeyi mümkün kılıyor. Tam olarak 71.0 x 9.2 x 53.2 mm boyutlarında ve sadece 28 gram ağırlığındaki Samsung T1, gelişmiş donanım kriptolama, şifre yazılımı, darbeye dayanıklılık ve dinamik termal koruma özelliklerine de sahip. 250GB, 500GB ve 1TB kapasitelere sahip ürünler 3 yıllık garanti ile sunuluyor.
SGK Biyometrik Kimlik Doğrulama Projesi Yeniden Başladı Sağlık sektöründe adil hizmet dağıtımının önündeki en büyük engellerden biri olarak görülen kimlik sahteciliğine son vermeyi hedefleyen Sosyal Güvenlik Kurumu Biyometrik Kimlik Doğrulama Projesi tekrar uygulanmaya başlıyor. Uygulama sayesinde SGK bünyesinde sağlık hizmeti almak isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları çok daha güvenli ve doğru hizmet alabilecek. Biyometrik Kimlik Doğrulama sayesinde sahtecilik ve usulsüzlüğün önüne geçileceği için sağlık hizmetleri daha etkin ve daha kaliteli bir şekilde vatandaşlara sunulacak. Böylelikle kayıp ve kaçaklar en aza indirilecek dolayısıyla kamu harcamalarında önemli oranda tasarruf gerçekleştirilecek. Sağlık hizmetlerinde yapılacak bu tasarruf, kaynakların da farklı alanlara yönlendirilebilmesini sağlayacak.
12
Kurumların Yumuşak Karnı: Veri Güvenliği ve Denetimi
Analitik uygulamalar ve iş zekası alanının uzman şirketi METRIC’in sponsorları arasında yer aldığı 6. Bilgi Teknolojileri Yönetişim ve Denetim Konferansı’nda siber güvenlik konusu ele alındı. Mart ayında BT profesyonellerini bir araya getiren konferansta, METRIC Yazılım Danışmanlık Kurucu Ortağı Ferhat Bakan, iş analitiklerinde veri güvenliği denetimi konulu sunumuyla katılımcıların güvenlik ve denetim alanındaki sorularına yanıt getirdi. Ferhat Bakan, “Kullanımı her gecen gün yaygınlaşan iş analitiği uygulamaları en önemli ve en hassas kurumsal verilerin erişim noktası haline gelmiştir. Bununla birlikte en önemli özelliği ‘veriye kolay erişim’ olan iş analitiği uygulamalarının kurumun hassas bilgileri üzerindeki bilgi güvenliği altyapısı ve bu süreçlerin denetimi öncelikli konulardan biridir” diye konuştu. İş analitiği çözümlerinde kullanıcı-yetkilendirme süreçleri, raporlamanın iş zekası açısından önemi ve erişim gibi konulara değinen Ferhat Bakan şunları söyledi: “Her gün dünyamızda üretilen inanılmaz miktardaki bilgiyi güvenli bir şekilde saklamak, hızlı ve doğru şekilde analiz etmek için çok güçlü bir IT altyapısı gerekiyor. Üretilen veri miktarları giderek artarken, analiz edilecek verinin kalitesi, bağlamı, elde edilebilirliği, güvenilirliği, yönetimi, güvenliği ve emniyeti gibi konular giderek daha fazla öne çıkıyor. Güvenlik için veri sınıflandırması yoluyla kritik bilgilerin şifrelenerek korunması, veri erişiminde roller ayrılığı ilkesine uygun yetkilendirme tanınması gibi yöntemler etkili sonuçlar üretebiliyor” dedi.
www.StorageCraft.com.tr
13
haberler
Dell XPS 13 Türkiye'de Dell, tüm dünyada heyecan uyandıran Dell XPS 13’ün Türkiye’deki tüketicilerle buluşmaya başladığını açıkladı. Tasarım ve performans arasındaki dengeyi en iyi şekilde sağlayan XPS 13, sadece 5,2 mm kalınlığında neredeyse çerçevesiz ekranıyla bambaşka bir deneyim sunuyor. Dünyanın en yüksek performanslı 13 inç bilgisayarı olan XPS 13, tek bir şarjla 15 saate kadar kullanım ömrü ile sınıfında rakipsiz özellikleri bir araya getiriyor. Hiçbir rakibinde bulunmayan 5,7 milyon piksellik UltraSharp Quad HD+ ekran bulunan kişisel bilgisayar, göz alıcı renklere ve detayları çok daha net gösteren yapıya sahip. Ayrıca 170 dereceye kadar geniş izleme
Epson’dan Savunma Sanayi’ne 360 Derece Görüntüleme Çözümü Epson’un geliştirdiği akıllı gözlük MOVERIO BT-200, savunma sanayiinin vazgeçilmezlerinden zırhlı kara araçlarında kullanılarak, dışarıdaki görüntünün aynısını eş zamanlı ve 360 derece olarak aracın içerisindeki kullanıcılara aktaracak. Bu sene 12. si düzenlenen IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda açıklanan işbirliği, sektörde mobil teknoloji kullanımı sağlayarak kolaylığın yanı sıra güvenlik açısından da önem taşıyor. Konu hakkında açıklamada bulunan Epson Türkiye Müdürü Sevil Kanat; “Epson olarak ağırlıklı yazıcı ve projektör segmentlerinde tanınıyoruz ancak giderek yükselen bir değer haline gelen giyilebilir teknolojiler alanında da birçok çözüm sunuyoruz. MOVERIO BT-200 akıllı gözlük modelimiz bunlardan biri. Gerek nihai tüketici gerekse kurumsal firmalar tarafından kullanılabilecek MOVERIO BT-200’de ana hedefimiz entertainment olarak sektörde yer eden, daha eğlence ve günlük odaklı kullanımdan ziyade sektörlere özel çözümler sunmak” dedi.
14
açısı sunan IGZO2 IPS panel, birden fazla kişinin multimedya içeriklerin keyfini çıkarmasını sağlıyor. Corning® Gorilla® Glass NBT™ QHD+ ekran, çiziklere karşı geleneksel malzemelere kıyasla 10 kat kadar daha dayanıklı bir yapı sunuyor.
Sage'in Yeni Büyüme Rotası Türkiye'den Geçiyor
Sage, Türkiye pazarına yeni ürünü Sage ERP X3 version 7’nin lansmanı ile giriş yaptı. Başarısını dünya çapında 100’den fazla ülkede, 5 bin 100’den fazla kuruluş tarafından kullanılmasıyla kanıtlayan Sage ERP X3 yazılımı, başta üretim, hizmet ve dağıtım olmak üzere farklı sektörlerin özel ihtiyaçlarına cevap verebliyor; özellikle orta ölçekli şirketlerin tercihi olma özelliği taşıyor. Sage Avrupa Kurumsal Pazarlar ve ERP X3 Dünya CEO’su Jayne Archbold, Türkiye’nin yüksek potansiyeline vurgu yaparak “Türkiye, son 10 yılın en önemli ekonomik büyüme öykülerinden birini yazdı” dedi. Archbold, sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyümenin tüm endikatörlerini sergileyen Türkiye, aynı zamanda son derece dinamik ve iddialı hedeflere sahip bir pazar yapısı ortaya koyuyor. Bu büyük resim, günümüzde iş dünyasının ihtiyaçlarını doğru şekilde karşılayan, özellikle de başta üretim olmak üzere iş kollarında yerel dinamiklere uyum gösterebilen ürünlerin önünde çok net fırsatlar olduğunu gösteriyor.”
Bigdata/Business Bigdata/BusinessAnalytcis; Analytcis;Enterprise EnterpriseMobility, Mobility, DATACENTER 360 Social Media SocialIDC MediaRoadshow Roadshow
ROADSHOW 2015 15 2014 15Mayıs Mayıs 2014Ankara Ankara
AnkaraIstanbul May2015 AnkaraIstanbul12-14 12-14 May2015 AnkaraIstanbul 12-14 May2015
Farklı Farklısektörlerden sektörlerdenBT BTLiderleri LiderleriDeneyimlerini DeneyimleriniPaylaşıyor. Paylaşıyor. Farklı sektörlerden BT Liderleri Deneyimlerini Paylaşıyor.
12 Mayıs 2015, Swissotel, Ankara
2014_ank 2014_ank 2014_ank
Online Kayıt, http://www. idc-cema.com/events/dc2015ank
IDC 3rd Platform Transformations:
14 Mayıs CVK Park Bosphorus, İstanbul Cloud2015, Computing/Datacenter360;
OnlineBigdata/Business Kayıt, http://www. idc-cema.com/events/dc2015ist Analytcis; Enterprise Mobility,
Social Media Roadshow
IDC’nin 2015 Nisan ayında yayınlanan CIO anketinin
Ankara- Istanbul 12-14 May2015
15 Mayıs 2014 Ankara
sonuçlarına göre, CIO’lar veri merkezi özelinde
felaket kurtarma ve veri merkezi yatırımlarına Farklı öncelik sektörlerden BT Liderleri Deneyimlerini Paylaşıyor. Gökhan Güven
GökhanGüven Güven Gökhan Daikin Daikin
Yunus Emre Kunt Yunus Emre Kunt Yunus Emre Kunt VP Corporate Development & IT VP Corporate Development VP Corporate Development && ITIT
vereceklerini ifadeDaikin ettiler. Bu önceliği bulut teknolojileri
2014_ank
takip emektedir. Ayrıca genel bulut da özel bulut kadar önemsenmeye başlanmıştır. Bulut tarafında
Yunus Emre Kunt THY
Gökhan Güven Daikin
farkındalığın artması ve bazı organizasyonların iş
Gülcan Güçlü Multinet
Ali Rıza Aydın Denizbank – Intertech
kritik olmayan uygulamalarını buluta taşımalarının bu resimde etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Sunucu
Gökhan Güven
Yunus Emre Kunt VP Corporate Development & IT
sanallaştırmanın ise artık standart bir teknoloji haline Daikin geldiğini söyleyebiliriz.
CIO Öncelikleri 2015 (Veri Merkezi) Ana Başlıklar: Ana Başlıklar: Ana Başlıklar:
Aslı Koçkal IDC
Melih Murat IDC
Ana trendler: Ana trendler: Ana trendler:
IDC’nin Datacenter 360 etkinliğinde aşağıdaki konulara odaklanılacak:
Veri merkezi pazar eğilimlerine Türkiye’de genel bakış Veri merkezi pazar eğilimlerine Türkiye’de genel bakış Veri merkezi pazar eğilimlerine Türkiye’de genel bakış Felaket kurtarma operasyonlarında yeni eğilimler Geleceğin Veri Merkezi Ekonomisi operasyonlarında yeni eğilimler Geleceğin Veri Merkezi Ekonomisi yeni eğilimler Geleceğin Veri Merkezi Ekonomisi Akıllı veri merkezleri ileoperasyonlarında teknolojiyi iş değerine dönüştürmek Ana Başlıklar: Ana trendler: Veri Merkezi konsolidasyonu için stratejiler Veri Merkezi konsolidasyonu için stratejiler Veri Merkezi konsolidasyonu için stratejiler
ve modüler sistemler ile esnekliği artırmak Veri merkezi pazar eğilimlerineBütünleşik Türkiye’de genel bakış operasyonlarında yeni eğilimler Geleceğin Veri Merkezi Ekonomisi Büyük veri ve mobil temelli altyapı mimarisini oluşturmak Yüksek seviyelerde verimlilik ve esneklik sağlanması Yüksek seviyelerde verimlilik esneklik sağlanması Yüksek seviyelerde verimlilik veve esneklik sağlanması Yazılım tanımlı veri merkezlerinin Veri Merkezi konsolidasyonu için stratejiler Yazılım tanımlı veri merkezlerinin yükselişi Yazılım tanımlı veri merkezlerinin yükselişi yükselişi Karar verme süreçlerinin verinin etkin kullanımı
Yüksek seviyelerde verimlilik ve esneklik sağlanması
Yazılım tanımlı veri merkezlerinin yükselişi
Bulut bilişim ve barındırma hizmetlerinin veri merkezietkisi stratejisindeki yeri Büyük verinin veri merkezine Büyük verinin veri merkezine etkisi Büyük verinin veri merkezine etkisi Veri merkezi güvenliği Veri merkezi güvenliği Veri merkezi güvenliği Yazılım tanımlı veri merkezi stratejileri Yakınsayan yapılar: BT'de yeni işiş modelleri Yakınsayan alt yapılar: BT'de yeni iş modelleri Büyükalt verinin veri merkezine etkisi Yakınsayan alt yapılar: BT'de yeni modelleri Planlama: İşİş Sürekliliği ve felaket kurtarma Planlama: İş Sürekliliği ve felaket kurtarma merkezi güvenliği Planlama: Sürekliliği veVeri felaket kurtarma Veri merkezi enerji verimliliği Yakınsayan alt yapılar: BT'de yeni iş modelleri Planlama: İş Sürekliliği ve felaket kurtarma
Altın Altın Altın
Altın
Gümüş GümüşGümüş Gümüş
Sergi Sergi Sergi Sergi
Basın
GUNLUGU
GUNLUGU GUNLUGU GUNLUGU
Öğle Yemeği Öğle Yemeği Öğle Yemeği Öğle Yemeği
Basın Basın Basın Detaylı bilgi için trconferences@idc.com, Tel: +90 212 3560237. www.idc.com/ www.idc-cema.com Detaylı bilgi içiniçin trconferences@idc.com, Tel:Tel: +90+90 212212 3560237. Detaylı bilgi trconferences@idc.com, 3560237.
Detaylı bilgi için trconferences@idc.com, Tel: +90 212 3560237. Konferans hakkında detaylı bilgi için; Sunum ve standlarınızla yer almak için; Pınar Kartal, pkartal@idc.com, +905498101750 Pelin Pırnal, ppirnal@idc.com, +905354101632 15 www.idc.com/ www.idc-cema.com Onur Hamitoğlu, ohamitoglu@idc.com, +905333018998 www.idc.com/ www.idc-cema.com Şule Saltık, ssaltik@idc.com, +905363505822 www.idc.com/ www.idc-cema.com
Nevin Çizmecioğulları ,ncizmeciogullari@idc.com, +905336665587
Ali Yavuz ŞAHİN yavuz@btgunlugu.com
söyleşi
Türkiye'nin Yükselen Değeri: VeriPark Finans ve bankacılık sektörüne yönelik geliştirdiği yenilikçi çözüm ve hizmetleriyle, önce Türkiye'nin ardından bulunduğu bölgenin ve bugün dünyanın önde gelen teknoloji şirketleri arasında saygın bir yer edinen VeriPark’ın Türkiye Genel Müdürü Aslı Derbent Özkan sorularımız cevapladı. Bizlere VeriPark’ın macerasından bahsedebilir misiniz? VeriPark 1998 yılında kurulmuş bir firma. İlk işimiz Pamukbank’ın internet bankacılığı sistemini geliştirmek oldu. İnternet üzerinden bankacılık işlemlerinin gerçekleştirilmesi o zamanlarda çok yeni bir işlemdi. İlk uygulamamızın ardından birçok bankanın internet bankacılığı sistemini başarıyla devreye alınmasını sağladık. Tabii ki bu anlattıklarım sadece internet bankacılığı için geliştirdiğimiz ürünümüz. Çağrı Merkezi, ATM, SMS bankacılığı, Mobil Bankacılık önyüz ve işlem deneyimi konularında da faaliyetimizi sürdürüyoruz. Verimliliği en üst safhada tutmak için bir kere kodu geliştir ve tüm kanallarda kullan mantığıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şunu belirtmemde fayda var. İnternet bankacılı üzerine çalışırken birçok e-ticaret sitesinin altyapısı da geliştirdik. Bunun yanı sıra 2000’lerin başında başlattığımız bayi-anafirma, bayi-otomasyon sistemleri ve bayi-iletişim sistemleri kurgulamaya başladık. Bu konuda geliştirdiğimiz uygulamalarımız birçok büyük firma altyapısında çalışmaya devam ediyor. 2000’lerin ortalarına doğru mo-
16
bil kavramı sektörümüze yavaş yavaş girmeye başladı. Biz mobil kavramı ile tanıştığımızda geleceğimizin burada olduğunu anlamıştık. O yıllardan itibaren mobil bankacılık ve mobil uygulama çözümleri konusunda da yol kat etmeye başladık. Geçtiğimiz dönemde Enova firmasını satın aldık. Bu sayede önümüzdeki dönemde Bulut Bilişim üzerinden tüketicilere daha fazla ürün sunabileceğiz. Şimdiye kadar VeriPark’ın sunduğu çözümler kurumsal yapılara hitap ediyordu. Enova’nın satın alınmasından sonra önümüzdeki dönemde pazara son kullanıcılara yönelik ürünler de sunabilir hale geldik. Hep beraber bekleyip göreceğiz. Bunun yanı sıra Microsoft Dynamics CRM üzerine bankacılık ve finans sektörüne yönelik dikey çözümler geliştirdik. Bu paketler sayesinde bir banka tüm CRM ihtiyacını karşılayabilecek. Bu uygulamanın sertifikasyonunu yaptırdık ve Microsoft tarafından VeriPark olmadan da entegre edilebilir bir şekilde sunulabiliyor. Hali hazırda Türkiye’nin dışında Dubai, Riyad, Kahire ve Londra’da ofislerimiz bulunmakta. İzmir’de de bir ofisimiz bulunmakta ve bu ofisimiz üzerinden
Offshore yazılım geliştirme hizmeti sunuyoruz. Türkye’nin yazılım alanında Hindistan’dan daha büyük bir ülke olabileceğini düşünüyoruz. İzmir’deki operasyonumuz ile yurt dışındaki firmalar uzaktan yazılım geliştirerek çözümler sunuyoruz. Buradaki amacımız ise Türkiye’nin bu konudaki büyümesine hız katmak. İzmi bu konuda bakir bir ilimiz. Çok fazla büyük firma yok. VeriPark olarak İzmir’in en büyük yazılım firmasına sahibiz. Hedefimiz İzmir operasyonumuzu daha da büyütmek. Bankacılık sektörüne özel ürünler üreten bir firma olarak Türkiye’nin Veri Merkezleri konusunda ki düşünceleriniz neler? Türkiye’nin üç büyük bankası şu anda Gebze’de büyük bir Veri Merkezi yatırımı yapıyor. Çok yakında bu veri merkezi kullanıma sunulacak. Bankalar genellikler işleri fiyat-maliyet üzerinden yürütürler. Muhtemelen Bulut Bilişim hizmetleri kendi yatırımlarını yapmaktan daha uygun bir fiyata mal olmuyor ki bu yatırımı yapıyorlar. Bulut Bilişim maliyetleri uygun seviyelerde olsaydı bankalar BDDK’yı ikna edecek metotlar, özel alanlar ve farklı çözümler üzerinde çalışabilirlerdi. Benim gördüğüm bankalar dağınık
Aslı Derbent Özkan VeriPark Türkiye Genel Müdürü
yapılardan hoşlanmıyor. Bu sebepten çalıştıkları alanları aynı noktalarda tutmaya özen gösteriyorlar. Bulut Bilişim büyüdükçe Veri Merkezi sayıları da artacak. Fakat Bulut Bilişimi tetikleyecek konuların başında uygulamalar geliyor. Eğer kurumlara katma değer sağlayacak daha fazla uygulama ortaya çıkarsa Bulut Bilişimin hızlı bir şekilde kullanım oranını arttıracağını düşünüyorum. VeriPark olarak yaptığınız işte rakiplerinize göre sizi ayıran şeyler neler? Multichannel bankacılık ve CRM konusunda sunduğumuz çözümlerde rakibimiz yok. O alanlarda çok niş bir iş çıkartıyoruz ve bugüne kadar birçok başarılı projeye imza attık. Fakat bu durum bizi rehavete sokmuyor ve gelişen teknolojiyi yakından takip ederek diğer alanlarda dahil olma üzere ürünlerimize katma değerli çözümler olarak yansıtıyoruz. Öncelikle müşterilerimizin ne istediğini çok iyi dinleyip analiz ediyoruz ve onların isteklerine uygun projeler geliştiriyoruz. Müşterilerimizi sunduğumuz ürün veya çözümü beğenmeden ve yaptığı işe çözümümüzle birlikte değer katmadan projeyi kapatmıyoruz. Yazılım işi öyle bir şey ki, biz bir hayal satıyoruz ve bu hayali gerçekleştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Tabii ki iki tarafın hayal ettiği şey bazen aynı olmayabiliyor. Böyle durumlarda biz hep müşterinin tarafında yer alıyor ve onların hayaline uygun düzenleme ve çözümler
ile teslim gerçekleştiriyoruz. VeriPark olarak 2015 yılının kalan bölümü için beklentileriniz neler? 2015 yılı hedeflerimizi seçim dolayısıyla diğer yıllarımıza nazaran daha muhafazakâr tuttuk. % 20’lik bir büyüme hedefimiz var. Bu sayede Türkiye içi hedefimiz. Yurt dışı ve Türkiye toplamında ise %100 lük bir büyüme hedefimiz bulunmakta. Arap ülkelerinde hali hazırda bitirmeyi beklediğimiz projelerimiz bulunmakta. Bunun yanı sıra Avrupa ülkelerinden beklentimiz çok fazla. Bunun yanı sıra Türkiye Cumhuriyetlerinde de faaliyetlerimiz sürüyor. Yakın zamanda orada da projelerimize başlayacağız. Bunun yanı sıra Nijerya ve Kenya’da işlerimiz sürmekte. 2015 yılında odağımızın büyük bir bölümü yurt dışında yapacağımız projelerle ilgili. İşlerimizi bu alanda
başarılı projeler ile büyütmek istiyoruz. Önümüzdeki dönemde paket ürün diye tabir ettiğimiz pazara daha fazla girmeyi hedefliyoruz. Mobil pazarda kurumsal uygulamalar tarafında ismimiz biliniyor. Son kullanıcı tarafında yeni ürünlerimizle birlikte bilinirliğimiz arttırmayı hedefliyoruz. Bunların dışında çok şey var aslında. 2015 yılı hedeflerimiz oldukça yüksek. Sigorta sektörü özelinde CRM uygulamaları özelleştirmeleri yapıyorduk. Bu alandaki faaliyetlerimizi arttırdık ve önümüzdeki dönemde bu alana daha fazla eğileceğiz. Sigorta sektöründeki firmalarda bu tarz çalışmalar var. Fakat yeterli değil veya ihtiyacı karşılamayan çözümler. Bu alandaki boşluğu doldurmayı hedefliyoruz. 2015 hedeflerimiz fazla, bu hedeflerimize ulaşmak için büyümeye ve iş potansiyelimizi arttırmaya devam ediyoruz.
17
haberler Reklam Mesajlarını Engellerken Aldatılmayın Türkiye’de yürürlüğe giren yeni kanunla şirketlerin tüketiciye yönelik izinsiz SMS ve e-posta mesajlarıyla birlikte telefon aramalarının yasaklanmasından sonra kullanıcıların telefonlarına ve e-posta adreslerine, gönderimin durdurulmasına yönelik birçok onay mesajı gelmeye başladı. Her gün birçok izinsiz gönderimi durdurma mesajıyla karşılaşan kullanıcılar ise genellikle fazla incelemeden ve kaynağından emin olmadan bu mesajlara onay veriyor ve içindeki bağlantıları açıyorlar. Siber suçlular tarafından yapılan olta saldırıları ve uygulanan sosyal mühendislik yöntemleri kapsamında SMS’lere ve e-postalara eklenen zararlı bağlantılar, dosyalar ve uygulamalar, özellikle Android platformundaki cep telefonları için ciddi tehlikeler içeriyor. Kullanıcı eğer sahte bir onay mesajıyla karşı karşıyaysa “İzinsiz gönderimi durdurmak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın” ya da “Hediyenizi almak için aşağıdaki bağlantıyı açın” gibi yönlendirmelere tıkladığı durumda zararlı yazılımlarla karşı karşıya kalabiliyor.
Siber Casusluğa Dikkat
ESET ve TEB işbirliğiyle yurt çapında düzenlenen Kurumsal Bilgi Güvenliği Toplantıları’nın son durağı Bursa oldu. Toplantıda konuşan ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu, siber sanayi casusluğuna ve bu görevi üstlenen botnetlere dikkat çekti. Önemli bir sanayi merkezi olması nedeniyle Bursa’daki kurumların da siber sanayi casuslarının olası hedef listesinde yer aldığını aktaran Akkoyunlu, şirketlerin doğru teknoloji ve bilinçli kullanımla botnetlere karşı korunabileceğini söyledi. TEB İnternet ve Mobil Bankacılık Yöneticisi Şahin Gör ise Türkiye’de artan mobil bankacılık kullanımına dikkat çekti. “Her ekran artık bir banka“ diyen Gör, Türkiye’de mobil bankacılık müşterilerinin geçen yıl iki kat artarak 6,7 milyon kişiye ulaştığını aktardı. Dünyanın en büyük antivirüs yazılım kuruluşlarından ESET ve ‘teknolojiyi hizmete dönüştüren öncü banka‘ anlayışıyla geliştirdiği yenilikçi fikirlerle dijital bankacılık sektörüne değer katmaya devam eden Türk Ekonomi Bankası‘nın (TEB) düzenlediği ESET-TEB Kurumsal Bilgi Güvenliği Toplantıları’nın Bursa ayağı Divan Bursa Otel’inde yapıldı. Dijital dünyadaki güvenlik riskleri ve çözümleri konusunda kurumları ve kullanıcıları bilgilendirmeyi amaçlayan toplantıya Bursa’dan pek çok kurumun temsilcisi ve IT yöneticileri katıldı.
18
İZSU, Atos’la Bilişim Altyapısını Geliştiriyor
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU), bilişim altyapısının geliştirilmesi ile ilgili devam eden ihale sürecini geçtiğimiz günlerde sonlandırdı ve 2010 yılından bu yana Atos ile bilişim teknolojileri alanında yürütülen işbirliğini daha etkin ve geliştirilmiş mobil uygulamlar ile 4 yıl daha sürüdüreceğini duyurdu. İzmir halkına İZSU’nun misyonu doğrultusunda etkin, verimli, kaliteli ve sürekli hizmet sunabilme hedefi ile 1 Mart 2015 tarihinde başlayan ve 7 aylık bir çalışma sonrasında hayata geçecek İZSU - Atos Bütünleşik Bilişim Sistemi Projesi ile, birbiriyle entegre çalışan yazılım uygulamaları 130 ayrı lokasyonda 2000 bilgisayar 900 El Terminali, 360 termal yazıcı ve 1000 yazıcı ile eşzamanlı çalışmaya başlıyor. İZSU birimlerinin ve saha elemanlarının hızlıca iletişim sağlayabilmesi adına geliştirilen çözümlerle İzmir, dünya çapında bir bilişim altyapısına kavuşuyor.
19
söyleşi
Ali Yavuz ŞAHİN yavuz@btgunlugu.com
Kurumsal Kanala Odaklanmış Durumdayız Bilgi işlem, iletişim ve eğlence platformlarını kapsayan bir hizmet alanına sahip Logitech’in donanım ve yazılım ürünleri; dijital navigasyon, müzik dinleme ve video izleme, oyun, sosyal ağ oluşturma, internet üzerinden görüntülü ve sesli görüşme, video güvenliği ve ev eğlence kontrolü gibi deneyimleri yaşamanıza imkân sağlıyor. Uzun yıllardır Türkiye ofisi faaliyette olan Logitech’in Ülke Müdürü Mustafa Uyar ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bizlere Logitech’in Türkiye macerasından bahsedebilir misiniz? Logitech 1981 yılında İsviçre’de kurulmuş bir firma, hızlı bir şekilde Amerika’da Silikon Vadisine taşınmış aynı zamanda Çin’de de üretim operasyonu bulunan bir yapı. Türkiye macerası 2005 yılına kadar distribütörler aracılığı ile gerçekleştirilmiş. 2005 yılından 2015 yılına kadar yaklaşık on yıl içerisinde kendi operasyonumuz ile Türkiye’de faaliyet göstermekte ve ürünlerimizi Türk tüketicisi ile buluşturmaktayız. Şimdiye kadar son kullanıcı ürünleriniz ile popülerdiniz fakat bildiğim kadarıyla kurumsal alanda sunduğunuz ürünler de bulunmakta. Kurumsal alanda sunduğunuz ürünler hakkında bizlere bilgi verebilir misiniz? Söyleşimizi aşağıdaki QR Code sayesinde video olarak izleyebilirsiniz.
Firmamızın 2005 ile 2015 arasında çalışma şekli ve ürün yelpazesine bakarsak hedefimizi daha çok perakendeye konumlandırmıştık. Çünkü tüketicilerin ürünlerimizi kullanması, bakması, denemi ve dokunması gerekiyordu. Aynı dönem içerisinde Türkiye’deki perakendeciliğin de hızlı gelişmiş olduğunu düşünürsek o dönemki yatırımlarımızın doğru olduğunu görüyoruz. Bu durum 2013 yılından itibaren değişmeye başladı. 2013 ila 2015 yılı arasındaki ürünlerimizin farklı gelişimi ve kurumsal kanallardan gelen isteklere karşı cevap verme anlamında yeniden yapılanmamız bakış açımızı değiştirdi. Daha önceleri satış kanallarımızdaki ürünü kullanıcılar alıyor ve beğeniyordu. Ardından bu ürünleri şirketlerinde kullanmak istiyorlardı ve yetkili kişiye söyleyerek yine perakende olarak ürünümüzü temin edip kurumsal alanlarda kullanıyorlardı. Bugün ise biz kurumsal kanallarda şirketlerin kapısını çalıp ürünlerimizi tanıtarak daha verimli ve hızlı çalışmak adına neler yapabileceğimizi gösteriyoruz. Ürünleriniz en çok hangi sektörlere hitap ediyor? Ürünlerimize sektörel olarak bakmak bizim için çok kolay olmadı. 2013 yılından bu yana yaptığımız analizler ile hangi ürünlerimizin
hangi alanlarda kullanıldığını görmekteyiz. Finans ve bankacılık sektöründe varız. Özellikle bankalar kullandıkları fare ve klavyenin verimliliğini arttırmak adına Logitech markalı ürünleri tercih ediyorlar. Bu işletmelerin çoğunun IP tabanlı telefona geçiyor olması kulaklıklarımız açısından da kendimizi gösterebilme imkanı sundu. Otomotiv sektöründe kullanım oranımız oldukça fazla. Bu sektördeki firmaların ürünlerimizi doğru yerlerde kullanarak verimliliklerini arttırdıklarını görüyoruz. Sağlık sektörü bizim için çok önemli konumda. Çünkü bu sektördeki kullanım alanları diğer sektörlere göre farklı ve ihtiyaçlar da bu farklılığa göre talep gösteriyor. Bu alana özel Tablet PC klavyelerimiz ve Tablet PC koruma kılıflarımız mevcut. Aynı zamanda Bluetooth hoparlörlerimiz ve sunum kontrol cihazlarımı ile yine bu sekterdeki çalışanlara iyi bir deneyim sağlamayı amaçlıyoruz. Eğitim sektörü bizim için kritik alanlardan bir tanesi. Okullarda, üniversitelerde sunum cihazlarımız, hoparlörlerimiz, klavyelerimiz ve farelerimiz ile varız. Keza Turizm sektöründe de varız. Sektörler anlamda baktığımızda hemen hemen her sektörde olduğumuz söyleyebilirim. Tabii ki bir de KOBI dünyası var. O alanda da her ofiste kullanılabilecek ve çalışanların verimliliğini arttıracak ürünler ile yolumuza devam ediyoruz.
2015 yılının ikinci yarısında Logitech Türkiye’nin yol haritası nasıl olacak?
yaptığınızda kullanıcılara bir hizmet vermemiş olursunuz. Bunun tam tersi bir yapıya sahip oldu2015 yılı bizim için önemli yıllardan ğumuzu söyleyebilirim. Ciddi bir bir tanesi. Logitech’in mali yılı 1 çağrı merkezimiz var ve bu merNisan – 31 Mart tarihleri arasında kez uluslararası düzeyde kontrol olduğu için 2015 yılının ilk çeyreğiediliyor. Her gelen isteğe tek tek mizi yaşıyoruz. Bu yıl piyasaya soka- cevap veriyoruz. Arıza sorunlarını cağımız yeni ürünlerimiz var. Bunlar uluslararası boyutta çözüyoruz ve herhangi bir sorun halinde hem perakende hem de kurumsal müşterilerimizi bir gün içerisinde kanalda müşterilerimizle buluşayurt dışından yeni ürün göndecak. Özellikle kurumsal kanalda video konferans ürünlerimizin ilgi rimi gerçekleştiriyoruz. Bunun çektiğini görüyoruz. Bunun başlıca yanı sıra sosyal medya üzerinde sebebi ürünlerimizin fazla teferruat de aktifiz ve müşterilerimizle bu gerektirmeden kullanılabilmesi. Bu- kanla üzerinden de irtibata geçenun yanı sıra sahip olunan sisteme rek farklı ihtiyaçlarını karşılayakolaylıkla entegre edilebiliyor hatta biliyoruz. mobil çözümlerimiz sayesinde müşTürkiye teknoloji kullanımı konuterilerimiz nerede olursa olsun video konferansa katılabiliyorlar. 2015 sunda hızlı büyümekte olan bir yol haritamızda B2B çok önemli. ülke. Teknolojiyi sizin gibi markaPerakende tarafında ise Gaming’in lar sayesinde ithal edip kullanıbaşrol oynadığını söyleyebilirim. yoruz. Bu konudaki görüşleriniz O alanda da yatırımlarımız devam neler? Biz teknoloji üretip ihraç edecek. Oyuncuların oyun oynaedebilir miyiz? dıkları her ortamda deneyimlerinin Türkiye’nin nüfusu ve eğitimi daha iyi olmasını amaçlıyoruz. dünya geneline bakıldığında çok önemli bir nokta. Bazı şeyleri Kutulu ürün satışının yanında eksik yapıyor olmamız ileride müşterilerinize sunduğunuz farklı bunları gerçekleştiremeyeceğihizmetler var mı? Logitech’e dışarıdan bakıldığınmiz anlamına gelmiyor. Tabii ki doğru doğru alana odaklanmamız da sadece kutulu ürün satan bir ve buna uygun yatırımlar yapmafirma görünebilir. Sadece bu işi Mustafa Uyar Logitech Türkiye Ülke Müdürü
mız gerekiyor. Logitech olarak Türkiye’de dönemsel bazı projeler yapmayı düşündük. Bunu pazarlama faaliyetlerimiz için kullandık. Genç tüketiciyi her yerde bulmanız mümkün değil. Türkiye bunun için iyi bir alan ve bu konuda gözlemler gerçekleştirdik. Bizim sattığımız ürünler açısından Türkiye’de ARGE yapıp geliştirmek oldukça güç. Fakat başka alanlarda Türkiye’nin büyük bir potansiyeli var. Bu konunun üzerine fazlasıyla çalışmak gerekiyor. Gelecekte Türkiye’nin ihraç edeceği teknolojiler olacaktır. Bunu şuanda yapan bazı girişimciler var. Hedefimiz bunları daha da büyütmek olmalı. Türkiye’nin günümüz ekonomisi hakkındaki görüşleriniz neler? Son birkaç yıla baktığımızda Türkiye’nin büyüme açısından yavaşladığı gibi gözüküyor. Fakat dünya ortalamasını yakalamış durumdayız. Bu durum Türkiye’nin içinde bulunan dünya krizine rağmen iyi bir performans sergilediğinin göstergesi. Tabii ki bu büyüme hızının yeterli olmadığını ve arttırmamız gerektiğini de düşünmeliyiz. Bugünlerde bizi etkileyen en önemli konulardan bir tanesi dolar kurunun hareketli olması. Kurun yukarılara çıkması ürün fiyatlarımızı olumsuz anlamda etkiliyor. Bu konuda Logitech olarak farklı bir şeyler yapmak istedik ve ürünlerimizi dünya standartlarının biraz daha altında tüketiciler ile buluşturduk. Bu negatif anlaşılmasın bu durum tamamen Türkiye’nin alım gücü, büyüklüğü ve değişkenliğiyle ilgili. Kısaca Türk insanını kaliteli ürünlere uygun fiyata erişebilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.
Ali Yavuz ŞAHİN yavuz@btgunlugu.com
özel haber
Türkiye’nin En Kapsamlı BT Yöneticileri Zirvesi Antalya’da Gerçekleştirildi Bu sene altıncısı gerçekleştirilen IDC’nin geleneksel CIO zirvesinde sektörümüzün durumu ve gelecek trendleri mercek altına alındı. Tabii ki IDC’nin 2015 CIO ödülleri de bu etkinlik kapsamında sahiplerine verildi. Etkinlik hakkında tüm detaylar sizin için hazırladığımız yazımızda. Bahar aylarının ilk günlerinde gerçekleşen bu etkinlik sayesinde BT yöneticileri bir araya gelip dertleşme imkanı buldu. 8 – 10 Nisan tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilen etkinlik 100’ün üzerinde CIO’a 50’nin üzerinde ICT tedarikçisi ve 40’ın üzerinde üst düzey konuşmacıyı ağırladı. Toplamda 300 kişinin üzerinde bir grup Türkiye’nin BT durumu ve gelecekte yapmak istedikleri konusunda görüş alışverişinde bulundu. IDC CIO zirvesinin resmi açılışından önce 8 Nisan akşam saatlerinde CIO’lara özel düzenlenmiş oturumlar ile erken
22
açılış yapıldı. Bu oturumlarda IDC’nin Başkan Yardımcıları Serge Findling, Stephen Elliot, Mike Jennett ve Karan Dixit farklı konulardaki görüşlerini katılımcılara anlattı. Karan Dixit’in gerçekleştirdiği yenilikçilik ve karlılığın arttırılması konulu sunumu ilgi çekerken Serge Findling kurumsal BT dönüşümü yolculuğundan, Stephen Elliot optimal iş çıktılarına ulaşmak için yapılması gerekenlerden ve Mike Jennett ise kurumsal mobiliteden bahsetti. Bu sunumların CIO’ların gelecek planları için yararlı olacağını düşünüyoruz.
CIO Zirvesi Başlıyor 9 Nisan sabahı 2015 IDC CIO Zirvesinin açılışı IDC Ülke Müdürü nı çizdi. Nevin Çizmecioğulları’nın konuşması ile yapıldı. Nevin Hanım etkinliğin ana temasına dikkat çekerek “3. Platformda BT ve İş Birimlerinin Buluşması” konusun altını çizdi. Sürekli yaptıkları görüşmeler ile CIO’ların ihtiyaçlarını anlamaya çalıştıklarını ve etkinlik kapsamında bu ihtiyaçlara yönelik bir içerik oluşturduklarını belirten Çizmecioğulları yeni çalışmalar için iyi bir ortam yaratmaya çalıştıklarından bahsetti. Nevin
Çizmecioğulları’nın ardından sözü IDC Başkan Yardımcısı Stephen Elliot aldı. Elliot güvenliğin öneminden ve gelecekte bununla ilgili alınacak tedbirlerden bahsetti Kurumların güvenlik konusunda daha da hasas olacaklarının altını çizdi. Elliot’un ardından IDC’nin Grup Başkan yardımcılarından Jyati Lalchandani’nin konuşmasıyla birlikte ilk bölüm kapandı. Toplantının ikinci bölümü hızlı başladı. Microsoft’tan Çiğdem Kayalı, Borusan Holding’den Ali Fuat Çötelioğlu, Eczacıbaşı Holding’den Levent Kızıltan, TAV Airport Holding’den Binnur Güleryüz Onaran, Ak Sigorta’dan Metin Demirel, Zorlu Holding’den Murat Zeren, Ülker’den Murat Özkan bu bölümde firmaların yaşadığı sorunlar ve bu sorunlar karşısında nasıl davrandıklarıyla iligli bilgiler aldık. Bizi şaşırtan ve heyecanlandıran bir durum ise Microsoft’tan Çiğdem Kayalı’nın Skype for Bussines ürününün tanıtılacağı bilgisini vermesi oldu. Skype for Bussines 16 Nisan tarihi itibariyle Türkiye’de tanıtılacak ve kullanıcıların beğenisine sunulacak.
Yeni Nesil BT Projeleri Şirketlere Değer Kazandırıyor Bu oturumun ardından HP ve Intel’in sunumlarının olduğu bir bölüm vardı. Bu bölümün yeterli dikkati toplamadığını söylemeliyiz. Genel olarak BT teknoloji konusundaki yeni trendlerden bahsettiler. Ardından Eczacıbaşı CIO’su Levent Kızıltan moderatörlüğünde TAV CIO’su Binnur Oran, AK Sigorta CIO’su Metin Demitel, Ülker CIO’su Murat Özkan ve Zorlu holding CIO’su
Murat Zeren’in katıldığı oturumda BT’nin yeni yüzünden ve yeni teknolojiler ile işlerin nasıl büyütüleceğinden bahsedildi. Firmaların kendi imkanları ile yaptıkları işleri burada iki satıra sığdırmamız mümkün değil. Eğer bu projelere yakından göz atmak istiyorsanız internetten aratarak ulaşabilirsiniz.
BANK oldu. Yılın En İyi Değişim Yönetimi Projesi kategorisinde ise 1. MUDO 2. Boehringer Ingelheim İlaç Tic AŞ ve 3. TAV Information Technologies oldu. Yılın En İyi BT Yönetim Projeleri alanında 1. Divan Turizm Isletmeleri A.S. 2. TAV Information Technologies ve 3. Kuveyt Türk Participation Bank oldu.
9 Nisan günü öğleden sonra ise pararlel oturumlar ve fuaye alanında bulunan firmaların yeni ürünlerinin tanıtımıyla karşılaştık. Paralel oturumlarda güvenlik, veri merkezleri, gelişen teknolojilerin iş dünyasına katkıları ve ağ dönüşümlerinden bahsedildi. Fuaye alanında ise Doruknet, Crypttech, Cyberark, Shneider Electric, Endersys, E-Kalite, ige, Lostar, nebula, Panasonic, Platin Bilişim, Samsung Bussiness, Tesan Network, Xerox, Detech, Simplivity, ITway, Nebula, Ganteki İHS Telekom, Logitech, Fotinet, Veripark, Nutanix, OKI, Veam, Asus, Symtürk, Destek AŞ, Vitel, Mechsoft, Avaya, Infoblox, Data Market, Biznet, Symantec, Oracle, Logsign, CSC, HDS, Cisco, Zenium, Intel, HP, Microsoft, Akamai, Dataserv, F5, Turkcell, Natek standları yer alıyordu. Standlarda firmaların sunduğu yeni teknolojiler anlatılırken CIO’lara özel olarak demoların da yapıldığını gördük.
Yılın En İyi İş Etkinleştirme Projesi kategorisinde 1. SETUR SERVIS TURISTIK A.S. 2. Kuveyt Türk Participation Bank ve 3. ANADOLU HAYAT EMEKLILIK oldu. Yılın En İyi Verimlilik Projesi alanında 1. Boehringer Ingelheim İlaç Tic AŞ 2. Adalet Bakanlığı ve 3. MUDO oldu. Yılın CIO’ları ödülü ise 1. TAV Information Technologies 2. ODEABANK ve 3. İse ANADOLU HAYAT EMEKLILIK firmalarına gitti. Ödül töreninin ardından toplantının bu günü sone ermiş oldu.
CIO Ödülleri Tabii ki akşam gerçekleştirilen Gala Yemeği ile birlikte CIO ödülleri de sahiplerini buldu. IDC 6 farklı alanda ilk üç sıraya giren projeler ödüllerini verdi. 2015 Yılının En İyi Yenilikçi Projelerinde 1. Sıra Kuveyt Türk Participation Bank 2. ISS Turkey ve 3. ODEA-
10 Nisan günü yine oturumlarla açıldı. Öğlene kadar süren etkinlikte yeni nesil BT teknolojileri, Güvenlik, yeni teknolojilere adaptasyon ve doğru partner seçimi gibi konular üzerine sunumlar gerçekleştirildi. Özellikle BT yöneticileri açısından oldukça verimli bir etkinlik oldu. Yöneticiler ikili ilişkilerini güçlendirirken gelecekte ne gibi konularla karşılaşacaklarını da öğrendiler. Özellikle üst düzey konuşmacıların sunumlarının çokça katılımcı tarafından takip edildiğini gördük. Bu ve bunun gibi etkinliklerin Türk yöneticilerinin başarılı projelere imza atmaları için büyük bir destek olduğunu belirtmeliyiz. Bu tarz etkinliklerin teknoloji, ürün ve hizmet sağlayıcıları tarafından desteklenmesi şart.
23
haberler
TP-LINK, II. Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi Ana Sponsoru Oldu TP-LINK, üniversitelerde yapılan etkinliklere desteğini sürdürüyor. Şirket, 2-3 Mayıs 2015 tarihlerinde Bartın’da yapılacak olan II. Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi’ne ana sponsor oldu. TP-LINK Ülke Müdür Yardımcısı Ali Dinçer, üniversite-sanayi işbirliğine önem verdiklerini belirterek, bu nedenle üniversitelerde yapılan bilişim etkinliklerine mümkün olduğunca destek vermeye çalıştıklarını ifade etti. “Bu yıl Bartın Üniversitesi’nde yapılacak olan Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi’nde hem sponsor olarak hem de stand açarak üniversitelilerle bir arada olacağız. Karşılıklı beklentilerimizi paylaşıp, birkaç yıl içinde sektörümüzde çeşitli kademelerde görev alacağına inandığımız arkadaşlarımızla birbirimizi daha iyi tanıma yolunda bir adım atacağız” diyen Dinçer, bu etkinlik vasıtasıyla Bartın üniversite gençliği ile daha yakın ilişki kurmayı hedeflediklerini vurguladı. TP-LINK, etkinlik boyunca standında gençlere yönelik bir de yarışma yapacak. “En güzel t-shirt tasarımı” yarışmasında, sprey boyalar ile t-shirt’leri renklendirip, TP-LINK Facebook sayfasında paylaşanlar arasından seçilecek kişilere sürpriz hediyeler verilecek.
4G İhalesi Ertelendi! Büyük tartışma yaratan 4G ihalesinin 26 ağustos 2015 tarihine ertelendiği açıklandı. Asgari değeri 2,3 milyar Euro olması beklenen ihale, önce yerli baz istasyonu Ulak nedeniyle sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “4G ile zaman kaybetmeye gerek yok 5G alalım” sözleri nedeniyle tartışma nedeni olmuştu. BTK’dan konuyla ilgili olarak yapılan açıklama şu şekilde; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 14.05.2015 tarihli ve 33528 sayılı yazısı ve ilgili ihale komisyonunun tutanağı çerçevesinde, IMT Hizmet ve Altyapılarına İlişkin Yetkilendirme İhalesi’nin yapılma tarihinin 26.08.2015 tarihine ertelenmesiyle ilgili gerekli değişikliklerin yapılmasına yönelik iş ve işlemlerin yürütülmesini teminen icraya yetki verilmesi hususuna karar verilmiştir. Ardından Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklama yayınladı. Bu açıklama şu şekilde; Söz konusu ihale ile; frekansların teknoloji bağımsız olarak kullanılması, işletmeciler arasında halen mevcut olan frekans dengesizliğinin giderilmesi, mevcut teknolojik gelişmelerin yanı sıra 5G (5nci Nesil) gibi yeni teknolojilerin ilave bir işleme tabi tutulmaksızın anında ülkemizde hizmete sunulabilmesinin önü açılmış olacaktır.Ancak, bu süreçte gerek isteklilerin ve işletmecilerin şartnameye yönelik açıklama ve zeyil
24
talepleri ve gerekse ihaleye teknik ve finansal olarak daha iyi hazırlanabilmelerini teminen; sektörde faaliyet gösteren mevcut işletmecilerle birlikte yapılan değerlendirmeler sonucunda, daha önce 26 Mayıs 2015 tarihinde yapılacağı duyurulan “IMT (International Mobile Telecommunications – Uluslararası Mobil Telekomünikasyon) Hizmet ve Altyapılarına İlişkin Yetkilendirme İhalesi” nin 3 ay ertelenmesi hususunda mutabık kalınmış olup, bu çerçevede söz konusu ihale Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nca 26 Ağustos 2015 tarihine ertelenmiştir.
Turkcell Yeni Akıllı Telefonu T60'ı Tanıttı!
Turkcell, kendi markasıyla çıkardığı T serisi akıllı telefonlara bir yenisini daha ekledi. 8 çekirdekli işlemcisi, 13 MP’lik gelişmiş kamerası ve akıllı sensörleri ile Turkcell T60, satış rekorları kıran T serisinin en gelişmiş ve en yeni üyesi. 150 Mbps hız kapasitesiyle 4G teknolojisine uyumlu olan T60’ın 16 GB’lık dahili hafızası, SD kart ile 32 GB’a kadar artırılabiliyor. Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Turkcell T60’ın Haziran ayının ikinci yarısında raflarda olacağını belirterek şunları söyledi: “Turkcell T60, en son teknolojiyi en uygun koşullarda insanımızla buluşturduğumuz T serisi akıllı telefonlarımızın en yenisi. T60 da, serinin diğer cihazları gibi birçok yeniliği beraberinde getiriyor. Türkiye’nin Turkcell markasını taşıyan akıllı telefonlara gösterdiği ilgi, bizim için çok önemli bir motivasyon kaynağı. T serisinin toplam 2 milyondan fazla kullanıcıya ulaşması, Turkcell T50’nin 500 binin üzerinde satarak rekora imza atması, yalnızca Turkcell açısından değil ülke ekonomisi açısından da büyük anlam taşıyor. T serisinin bugüne kadarki en gelişmiş üyesi olan Turkcell T60 ile bu başarının katlanacağına inanıyoruz.” Turkcell şebekesinde akılllı telefon penetrasyonunun yüzde 42’lik oranla 13,2 milyona ulaştığını belirten Terzioğlu, “T serisini tercih eden müşterilerimizin yüzde 70’i hayatlarında ilk kez bir akıllı telefon kullanıyor. T serisi, Turkcell’in hızlı internetiyle birleşince insanlarımızın ve şirketlerimizin hayatları daha da kolaylaşıyor, işlerini her yerden rahat ve hızlı bir şekilde yapabilmelerine imkan sağlıyor. Turkcell T40 ile Türkiye’nin ilk yerli akıllı telefonuna imza atmış, T50 ile bu geleneği devam ettirmiştik. Turkcell T60’ın üretiminin bir kısmını yine Türkiye’de gerçekleştireceğiz.” dedi.
IBM Altyapı Çözümleri İle İşinizi Dönüştürün Sahip olduğu yetkinlik, geniş bilgi ve güçlü deneyimle sektörde saygın bir konuma sahip olan ComPro Bilişim Teknolojileri, bu yılki ikinci etkinliğini Avnet sponsorluğunda Four Seasons Bosphorus’da düzenledi. IBM Altyapı Çözümleri özelindeki etkinlik, IBM üst düzey yöneticilerinin yanı sıra farklı sektörlerden müşterilerin katılımı ile gerçekleşti. ComPro Bilişim Teknolojileri Genel Müdürü Abdurrahman Keklik ve IBM Türk Sistemler Donanım Ülke Müdürü Gürol Çolak’ın açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte büyük hacimli verilere ve artan güvenlik tehditlerine dikkat çekilirken; gerçek zamanlı öngörüler ve yüksek düzeyde güvenlik gerektiren işlemleri desteklemek için hızlı, güvenli ve güçlü altyapı çözümlerinin önemi vurgulandı. Yeni nesil teknolojik çözümler ile ortaya çıkan bulut, analitik, güvenlik, mobilite ve sosyal iş konularına değinen ComPro Bilişim Teknolojileri Genel Müdürü Abdurrahman Keklik “Verilerin işlenmiş hali ile müşteriye sunulacağını ve mobil yeteneklerin iş dünyasında önem kazandığı bir döneme giriyoruz. Bu gibi değişimler ile birlikte önümüzdeki dönemlerde altyapı, orta katman yazılımları ve uygulamalar açısından çok değişiklikler olacağını öngörüyoruz.” dedi. IBM’in bu alandaki stratejisine de değinen Keklik “Bu noktada geçtiğimiz yıl IBM’in x86 sunucularını satması ve yeni iş kolları olan bulut bilişim, analitik, mobilite, güvenlik ve sosyal iş konuları ışığındaki stratejisinin çok önemli bir dönüşümü başlattığına inanıyorum. ComPro ailesi olarak IBM’in bu radikal dönüşümünü önemsiyoruz ve bu dönüşümü IBM ile birlikte gerçekleştirmek istiyoruz.” şeklinde konuştu.
25
söyleşi
Ali Yavuz ŞAHİN yavuz@btgunlugu.com
Çağrı Merkezleri Türkiye’nin Bacasız Fabrikalarıdır Türkiye’deki istihdam kaynaklarının öncülerinden olan Çağrı Merkezi sektörü her geçen gün büyümeye devam ediyor. Sektörün gidişatını ve aklımıza takılan soruları ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı’ta yönelttik. Bakın Metin bey bizlere nasıl cevaplar verdi. Görevinizin yanı sıra Çağrı Merkezi Derneğinin Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyorsunuz. Dernek olarak amacınızı birkaç cümle ile açıklayabilir misiniz? Çağrı Merkezleri Derneği, Türkiye’de çağrı merkezleri sektörünün gelişimini sağlamaya, faaliyet ve etki alanını genişletmeye yönelik bir iş/güç birliğini hedefleyen referans kuruluş olmak üzere, Kasım 2008 tarihinde 9 kuruluşun ortak girişimiyle kurulmuştur. Bugün geldiğimiz noktada, 45 üyesiyle çağrı merkezi sektörünün %90’ından fazlasını temsil eden bir dernek konumundayız. Özetle, üyelerimizden de aldığımız güç ile birlikte, bugün Yatırım Teşvikleri, İstihdam Teşvikleri, BDDK sorumluluğundaki çağrı merkezi sektörünü etkileyen düzenlemeler ve 1 Mayıs’ta yürürlüğe girecek olan Elektronik Ticare-
26
Metin Tarakçı ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı
tin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’dan tutun da Mesleki Yeterlilik Kurumu ile birlikte hazırlanan Mesleki Sertifikasyon sürecine dek, çağrı merkezi sektörünü etkileyen her türlü yasal düzenlemede söz sahibi olabilmek ve sesimizi duyurabilmek adına güç birliği oluşturuyoruz.
1 Mayıs tarihi itibariyle yeni pazarlama yasası devreye girecek. Bu tarihin ardında Çağrı Merkezi sektöründe neler değişecek? Sizin de belirttiğiniz üzere, Elektronik ticarete ilişkin bilgi verme hizmeti sunanlara yönelik çeşitli yükümlülükler getiren Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun 1 Mayıs’ta yürürlüğe giriyor. İzinli pazarlama faaliyetlerini de düzenleyen bu yeni kanunla birlikte, çağrı merkezi sektöründe önemli değişikliklerin
yaşanması bekleniyor. Öncelikle belirtmek gerekiyor ki, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun, hizmet alanların satın alacağı ürün veya servis hakkında bilgi sahibi olmalarını, yanlış bilgi aktarımının engellenmesini ve tüketici haklarının korunmasını amaçlıyor. Ayrıca istenmeyen elektronik postalarla ilgili düzenlemeleri de kapsıyor. Bu bağlamda ÇMD olarak bizler de bu tip düzenlemelerin, tüketicinin haklarının korunması ve bilgilerinin güvenliğinin sağlanması, hizmet sağlayıcı sektörlere olan güvenin artırması ve AB uyumu açısından son derece önemli olduğunu ve bir takım faydalar sağlayacağını düşünüyoruz. Bununla birlikte, kanunun en önemli uygulama alanlarından birisi de çağrı merkezleri gibi aracı hizmet sağlayıcılara getiri-
len yükümlülükler. İlgili yasada çağrı merkezlerinin tanımından, izin alma süreçlerine, firmaların taşıması gereken sorumluluklardan uygulanacak yaptırımlara dek birçok belirsizlik ve sıkıntı söz konusu. Örneğin Kanunda tanımlar bölümünde çağrı merkezleri, ticari elektronik ileti tanımının içerisinde yer almaktadır. Bu teknik bir hatadır çünkü çağrı merkezleri, sms, e-mail, faks gibi bir ticari ileti türü değil, tüzel kişiliklerdir. Ayrıca, Geçmişte izin alınamamış bir müşterinin, izin durumunun hangi sürelerde güncellenebileceği açık olarak ifade edilmemiştir. İzin alınamamış bir müşteri belirli bir süre geçtikten sonra tekrar izin alınması hususunda arama yapılabilmelidir. Aksi takdirde sonsuza kadar kendisi ile iletişim kurulması mümkün olamayacaktır. Bu da kurumun müşterisi ile olan ilişkisi açısından oldukça sıkıntılı bir durum yaratmaktadır. Çağrı merkezleri açısından söz konusu yasanın en yıkıcı yönü ise, aracı hizmet sağlayıcı ile hizmet sağlayıcının yükümlülükleri farklılık göstereceği halde kanundaki cezai hükümler kapsamında, aynı oranda ve mükerrer olarak hem hizmet sağlayıcıya hem de aracı hizmet sağlayıcıya ceza uygulanabileceğinin ifade edilmiş olmasıdır. Bu konuda herhangi bir ihtar mekanizması da bulunmamaktadır. Özetle, ilgili yasanın önemli bir sorunu adreslemek için çıkarıldığını düşünmekle birlikte, özellikle bugün pazar büyüklüğü 1,6 milyar Dolar seviyesine ulaşan
ve 80.000 kişiye istihdam sağlayan çağrı merkezi sektörünün dinamikleri göz önüne alınmadan ve etraflıca bir değerlendirme yapılmadan düzenlendiği görüşündeyiz. Bu konuda sektörümüzü temsilen başta T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü yetkilileri olmak üzere üst düzey yetkililer ve yasa koyucular ile temaslar gerçekleştirdik ve ikincil düzenleme ve yönetmeliklerin çağrı merkezi sektörünün gereksinimleri dikkate alınarak hazırlanması için önerilerimizi kendilerine ilettik.
2015 yılında Çağrı Merkezi sektörüne bakışınız nasıl? Her yıl büyüyen sektörün bu yıl ki gidişatını nasıl görüyorsunuz? Son yıllarda gerçekleştirdiği dönüşüm ve atılım hamleleriyle Türkiye’nin stratejik iş alanlarından birisi haline gelen Çağrı Merkezi Sektörü, 2014 yılında toplam pazar değeri olarak %12, istihdam anlamında ise %14 büyüme gösterdi. Toplam pazar değeri 1,6 milyar Dolar seviyesine, istihdam ise 80.000’e ulaştı. Bu kapsamda son 7 yıla baktığımızda sürekli büyüyen bir pazar görüyoruz ve 2015 yılında da pazardaki büyümenin süreceği öngörüsünü taşıyoruz. Ancak özellikle 1 Mayıs’ta yürürlüğe girecek olan Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’un mevcut haliyle ve yeterli ikincil düzenlemeler olmaksızın uygulanmaya başlamasıyla birlikte, pazarda olumsuz gelişmeler yaşanacağı ve büyümenin gerçek potansiyelinden oldukça uzaklaşacağı da açık.
Örneğin Türkiye çağrı merkezi sektöründe çalışan 80.000 kişinin yaklaşık %25’i dış arama yaptığından, bu yasa devreye girdiğinde 12.000 kişinin istihdamı olumsuz etkilenecek. Bizim değerlendirmelerimiz göre, bu yeni yasayla birlikte ticari faaliyetlerin daralması ile Anadolu’daki çağrı merkezlerimizin iş hacmi yaklaşık %10 kadar, tüm sektörün de yaklaşık %15 kadar küçülmesi söz konusu olacak.
Türkiye’nin Çağrı Merkezleri konusundaki potansiyelini nasıl görüyorsunuz? Türkiye, çağrı merkezi alanında hızla yol kat eden ve büyümesini sürdüren ülkelerden birisi. Üstelik kendi potansiyelini henüz yakalayamamış durumda. Örneğin IMI Conferences işbirliğiyle gerçekleştirdiğimiz ve sonuçlarını bir süre önce yayınladığımız araştırmamıza göre, şuanda 80.000 düzeyinde olan istihdam sayısı 2024 yılında 450.000’e ulaşma potansiyelini taşıyor. Ayrıca yetişmiş eleman sayısıyla, genç nüfusuyla, bölge ülkelerine kıyasla muazzam altyapısıyla birlikte ele aldığımızda Türkiye’nin çağrı merkezi alanında bölgesel bir güç olma ve Türki Cumhuriyetlerden Balkan ülkelerine ve Orta Doğu’dan Doğu Avrupa’ya dek uzanan coğrafyada pek çok ülkeye dış kaynak modeli ile hizmet verme potansiyeli mevcut. Üstelik doğru yatırımlar ve doğru teşvik modellerinin sağlanması ve sektör dinamikleriyle uyumlu yasal mevzuat düzenlenmelerinin yapılması durumunda bu potansiyel, son derece rasyonel bir hedef olarak görülmelidir.
27
haberler
IFS ERP, 1 Milyon Kullanıcıya Ulaştı IFS, Gartner Magic Quadrant raporunda Liderler kategorisinde yer alan ürünü IFS ERP Uygulamaları (IFS Applications™) ile 1 milyon aktif kullanıcı sayısına ulaştı. IFS’in gerek mevcut müşterilerin kullanıcı sayılarını arttırması ve sistem kullanımlarını genişletmesi, gerekse yeni yapılan satışlarla birlikte hızla artan kullanıcı sayısı geçtiğimiz hafta itibari ile 1 milyon oldu. 1 milyonuncu kullanıcı hali hazırda IFS müşterisi olan Linemar ile yapılan sistem kullanımını genişletme anlaşması ile gerçekleşti. Otomotiv ve endüstriyel üretim sektöründe global olarak faaliyet gösteren Linamar, 2005 yılından bu yana süreçlerini IFS ile yönetiyor. Bugün Linamar 2600 kullanıcısı ile dünyanın 37 farklı lokasyonunda bulunan tesislerinin hepsinde IFS ERP kullanmaya devam ediyor.Linemar IFS ERP Proje Yöneticisi Lori Gofton yaptığı açıklamada “IFS’in esnek kullanım özellikleri bizim her daim
maliyetlerimizi azaltmamızı, verimliliğimizi arttırmamızı ve karar süreçlerimizi hızlandırmamızı sağladı. IFS’in 1 milyonuncu kullanıcısına ulaştıran müşterisi olduğumuzun açıklanması bizim de 10. yılımızda oldu. Bu zamanlama bizim için oldukça anlamlı idi. IFS ile büyümeye devam ediyoruz ve edeceğiz.” dedi.
Huawei, Siber Güvenlik Süreçlerine Katkıda Bulunuyor Siber Güvenlik Standartları Çalıştayı, HUAWEI öncülüğünde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) mahiyetinde ve ASELSAN’ın desteğiyle, 12-13 Mayıs 2015 tarihlerinde Ankara’da gerçekleşti. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Türkiye’nin siber güvenlik gündemi özelinde uzun süredir kapsamlı çalışmaları organize ediyor. BTK bünyesinde ilgili kurum, kuruluşların katılımıyla “Güvenlik Standardizasyonu Çalışma Grubu” düzenli olarak çalışmalarını sürdürüyor. BTK bünyesinde oluşturulan çalışma grubunda HUAWEI, AVEA, ESER TELEKOM, KAREL, KOÇ NET, TSE, TTNET, TURKCELL, TURKTELEKOM ve TÜRKSAT’tan temsilciler yer aldı. Çalışmaları desteklemek amacıyla HUAWEI genel merkezinden ve Avrupa ofisinden uzmanlar da çalıştayda hazır bulundu. Çalıştay, HUAWEI Almanya Güvenlik Birimi Direktörü Ulf Feger, HUAWEI Standardizasyon ve Endüstri Bölümü Müdür Yardımcısı Fan Dongyang, Huawei Global Siber Güvenlik uzmanı Li Yuhang ve HUAWEI Türkiye İnovasyon Bölümü Direktörü Özcan Özay’ın katılımıyla gerçekleşti. BTK’nın inisiyatifi doğrultusunda kurulan
28
birçok komiteden biri olan “Güvenlik Standardizasyon Çalışma Grubu”, standartlarının analizi ve Türkiye uyarlamaları üzerine çalışmalarını hassasiyetle sürdürüyor. Bu amaç doğrultusunda BTK, tüm sektörel paydaşlarla birlikte bu standartlar üzerine yoğunlaşarak, çalışma gruplarını bu önemli çalıştaya davet etti. HUAWEI Türkiye de bünyesinde bulunan özel uzmanlık grupları ile bu çalışmalara aktif olarak katılmaya devam ederken, “Güvenlik Mimarisi Sistemi” ve “Siber Güvenlik” başlıkları altında bu çalışmaların önemli bir parçası olarak çalıştaylardaki yerini aldı. Huawei, bugün de bu ekosistemin önemli sektörel paydaşlarından biri olarak sürece katkı sağlamaya devam ediyor.
özel haber
Türkiye’de Telekomünikasyon Sektörü 16 Milyar Dolar, Ödenen Vergi 14 Milyar Dolar TELKODER, 2014 Yılı Telekomünikasyon Sektörü Düzenlemelerine Yönelik Değerlendirmeler Raporu’nu yayınladı. TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata ARIAK, Türkiye’de telekomünikasyon sektörü büyüklüğünün 16 milyar dolar, ödenen yıllık verginin 14 milyar dolar olduğuna dikkat çekerek, sektörün 2008’den bu yana dolar bazında büyümediğini ve kârlılıkların düştüğünü belirtti. TELKODER tarafından yapılan çalışmada, Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün dolar bazında büyümediği, işletmecilerin kârlılıklarının önemli oranda düştüğü, sektör üzerindeki maliyet yükünün giderek arttığı ve eşit rekabet koşullarının oluşmadığı gibi dikkat çekici sonuçlar ortaya kondu. Hazırlanan raporda, telekomünikasyon sektörünün içinde bulunduğu durumun düzeltilmesi için atılması gereken adımlar da açıklandı. TELKODER tarafından düzenlenen raporda Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün 2014 yılındaki toplam büyüklüğü 16,21 milyar dolar olarak belirtildi. 2013 yılında 16,78 milyar dolar büyüklüğünde olan sektörün 2008 yılından bu yana 16 - 17 milyar dolar aralığında kaldığına dikkat çekildi. Sektörün büyümemesinin yanı sıra işletmecilerin kârlılıklarını da hazırladığı raporda ortaya koyan TELKODER, sektör toplam kârlarının 2010 yılından 2013’e kadar %43 oranında azaldığına dikkat çekerek bu durumun sektörün geleceği açısından bir tehdit olduğunu belirtti. Raporda üzerinde durulan bir diğer nokta ise serbestleşme sürecinin üzerinden 13 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen yeni nesil işletmecilerin gelirlerinin toplam gelirin %6’sı seviyesinde kalması oldu. Hazırlanan rapor hakkında açıklamalarda bulunan TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata ARIAK, “Türkiye’de elektronik haberleşme sektöründe son birkaç yıla bakacak olursak dolar bazında sektör gelirlerinin artmadığını hatta 2014 yılında bir miktar gerilediğini görüyoruz. GSM firmaları ve Türk Telekom’un kârlılıklarına bakıldığında,
2008 yılından itibaren toplam kâr miktarlarının %60 oranında eridiğini görüyoruz. Sonuç; gelirler artmıyor, kârlılık azalıyor. Bu veriler ışığında sektörün ciddi bir tehlike altında olduğunu söylemek yanlış olmaz.” diyerek Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün içinde bulunduğu durumu özetledi. “2013 yılında sektörden devlete kazandırılan paranın yaklaşık 14,6 milyar dolar gibi muazzam bir rakam olduğuna şaşkınlık içerisinde tanıklık ettik. Neredeyse sektörün kendi büyüklüğü kadar bir miktar para devlete aktarılıyor. Bu mali yükü azalttığımızı düşündüğümüzde, sektörün büyüme hızını ne kadar etkileyeceğini dikkate almamız gerekiyor.” ifadelerini kullanan ARIAK, tüketici hakları adı altında yapılan aşırı düzenlemelerin işletmecileri çok zor durumda bıraktığını ve uzun vadede tüketiciye de fayda değil zarar verdiğine de dikkat çekti. 4G sürecinin yaklaştığı ve 5G tartışmalarının yaşandığı bu dönemde Türkiye’deki fiber yaygınlık oranının yeterli oranda olmadığına ve yatırımların azaldığına dikkat çeken Yusuf Ata ARIAK, “4G ve bir sonraki adım olan 5G teknolojileri ancak fiber şebekelerin yaygınlaşmasıyla etkin olarak kullanılabilir. Bu amaçla, fiber şebekelerin hızla yaygınlaşması, isteyen işletmelerin herhangi bir şart olmadan fiber şebeke tesis edebilmesi gereklidir. Belediyeler ise bu konudaki engelleyici tavırlarından vazgeçip tüm dünyada olduğu gibi teşvik edici olmalı. Var olan yer altı tesisleri makul şartlarda kiralanabilmeli.” şeklinde konuştu.
29
özel haber
Ali Yavuz ŞAHİN yavuz@btgunlugu.com
Güç EMC’nin Elinde EMC World 2015 etkinliği ile birlikte yeni ürün ve stratejilerini gün yüzüne çıkartan EMC veri konusunda ne kadar etkin işler yaptığını bir kere daha bizlere gösterdi. Kurumların gücünü sahip oldukları verilerden alacağını savunan firma depolama, güvenlik, Bulut Bilişim ve daha birçok yeni ürünü ile birlikte yeni dünyanın yaratılmasında kurumların yanında olmak istiyor. 4-7 Mayıs 2015 tarihleri arasında ABD’nin Las Vegas kentinde gerçekleştirilen EMC World etkinliği geçtiğimiz yıllara nazaran daha yüksek bir katılıma sahipti. 165 basın mensubu tüm dünyayı yakından ilgilendiren bu olayı yerinde takip etti. Türkiye’den katılan dört basın kuruluşunun temsilci arasında BT Günlüğü olarak yerimizi aldık. EMC World 2015 etkinliğinin mottosu ise “Redifine.Next” olarak belirlenmiş. Geçtiğimiz yıl bu mottonun “Redifine” olduğunu belirtmemizde fayda. EMC birçok firma gibi gelişen teknoloji ile birlikte yeni bir dünyanın kapılarının açıldığını ve bu kapıdan geçmek için kurumların teknolojiye ayak uydurmaları gerekliliğini savunuyor. Bu konuda da onlarda ürün geliştirmiş ve kurumların beğenisine sunmuş durumda. Hem yazılım hem de donanım geliştiren firmanın kapsama alanı dikkate aldandığında rakip tanımadığını söyleyebiliriz. EMC’nin ürün geliştirdiği alanlarda faaliyet gösteren birçok rakip firma var fakat bunların hemen hemen hepsi EMC kadar farklı alan ve konuda çözüm üretemiyor. Gelelim EMC World 2015’e. On binin üstünde katılımcı ile gerçekleşen gösterişli açılışta EMC’nin CEO’su David Goulden söz aldı ve EMC’de neler yapmaya çalıştıklarından bahsetti. Esprili bir dille anlatım yapan David Goulden’nin tüm sözlerini sizlere buradan aktarmayacağız fakat EMC’nin yapmaya çalıştığı
30
şeylerden bir tanesini “CIO’ların çektiği sancılara son vermek” olarak açıklıyor. Ayrıca geçmiş dönemden bugüne kadar uzanan büyük ölçekli firmaların hayatta kalma istatistiğini oraya koyan David Goulden bu konuda da gelişen teknolojinin altını çiziyor ve kurumların gelecek kaygısını en aza indirmesi için gelişen teknoloji yerinde ve zamanında kullanmaları gerektiğini belirtiyor.
Yeni Ürünler Saymakla Bitmiyor Tabii ki yeni ürünlere değinmemek olmaz. EMC World 2015’in açılış konuşmasını yapan David Goulden firmanın yeni ürünlerini de gün yüzüne çıkardı. XtremIO, VMAX3, VCE, VNX, Data Domain ve Data Protection Suite portföyünde önemli güncelleştirmeler gerçekleşti. Müşteriler tarafından “Canavar” olarak isimlendirilen XtremIO, sınırları zorlayan bir performans, otomasyon ve aynı çizgide veri hizmeti seçenekleri sunuyor. Hatta sunum sırasında verilen canavar sesleri de katılımcıları biraz ürkütmedi değil.
ve her ikisinin de var olması gerektiği bir masal. EMC, müşterilerinin dönüşüm süreçlerinde günümüzün veri merkezlerini optimize etmelerine yardımcı oluyor. Böylece daha düşük maliyetler ve artan hizmet seviyeleriyle her zaman erişilebilir uygulamalar ve verinin sağlanmasına yardımcı olacak verimliliği kazandırıyor” dedi.
EMC BT’yi Sadeleştiriyor EMC, sektörün lider ürünü, tamamı flash katmanından oluşan XtremIO ve kurumsal veri hizmet platformu VMAX3 sadece üstün performans, otomasyon ve veri hizmet yetenekleri sunmakla kalmazken, aynı zamanda yönetim zorluklarını önemli ölçüde düşürmek, genel görevleri gerçekleştirmek için ayrılan zamanı saatlerden dakikalara indirmek ya da tamamen ortadan kaldırmak için özel olarak tasarlandı.
EMC’nin elindeki en büyük kozlardan bir diğeri ise VMAX3. Bu yeni ürün ile birlikte otomasyon, modernizasyon ve konsolidasyonun yeni seviyeleri kullanıcıların beğenisine sunulmuş oldu. VCE VxRack ürünü özelinde ise büyük işletmeler ve servis sağlayıcı veri merkezleri için endüstrinin ilk raf ölçeğinde hiper-yakınsanmış sistemi tanıtıldı. EMC’nin hassas olduğu konulardan bir diğeri ise Veri Koruma. EMC’nin tanıttığı yeni platformlar ve hizmetler veri merkezinde, veri merkezinden buluta giden yolda ve bulut içerisinde veri koruması tam anlamıyla sağlaması için geliştirilmiş. EMC Ürün ve Pazarlama Başkanı Jeremy Burton yaptığı konuşmada “Tüm sektörlerdeki liderler, kendi iş modellerini yeniden tanımlayarak müşterilerin taleplerini çevrimiçi ortamda, mobil cihazlar üzerinde ve daha yetenekli, akıllı ve erişilebilir uygulamalarla karşılamak istiyor. BT birimleri dönüşmek zorunda ama yatırımlarının çoğu geleneksel altyapı ve uygulamalara bağlanıp kalmış durumda. İki dünya olduğu
VCE, işletmelerin ve hizmet sağlayıcıların yeni nesil mobil, bulut ve dağıtık Tier 2 uygulamalarının kurulumunu önemli ölçüde sadeleştiren Hiper Yakınsanmış Raf Ölçeğinde Sistemler (Hyper-Converged RackScale Systems) ailesini tanıttı. VxRack sistemi, en yüksek performansı ve $/IOPS (saniyede IO başına düşen dolar ) verimliliğini garanti ederken, müşterilerin düzinelerce sunucudan, onlarca petabayt depolama kapasitesi sunan binlerce sunucuya kadar ölçekleme yapabilmesine olanak tanıyor. Tüm bunlara ek olarak BT organizasyonları yazılım tanımlı depolama sayesinde, geliştirme ve operasyonel (DevOps) ortamlarını çevik ve esnek hale getirme arayışındalar. EMC, ilk kez tamamen sanallaştırılmış EMC VNXe yazılım yığınını piyasaya sürdüğünü duyurdu. EMC vVNX Community Edition, müşterilerin hiçbir depolama donanım sistemine bağlı çalışmadan VNXe depolama üzerindeki test ve geliştirme ortamları oluşturabilme fırsatı veriyor. Ayrıca endüstri standardı sunucu donanımı kullanarak çoklu sanal VNXe oluşumu karşısında maliyet etkin durma imkanı tanıyor. VNX ailesinin yanı sıra EMC, yeni VNXe3200 all-flash modelini piyasaya sürüyor. EMC’nin İş Ortağı Programı (Business Partner Program) ağı üzerinden satışa sunulan 3 TB VNXe3200, 25 bin doların altından başlayan fiyatlarıyla piyasanın tamamı flash katmanlı tümleşik çözümleri arasında en erişilebilir ürün olarak öne çıkıyor.
31
özel haber
Piyasadaki Akıllı Saat Alternatifleri Akıllı saat deyince aklınıza sadece Apple Watch geliyorsa diğer önemli alternatifleri gözden kaçırmışsınız demektir.
A
pple, büyük bir tanıtım kampanyasıyla Apple Wathc’u duyurmuş olsa da, akıllı saat piyasasına geç kaldığı inkar edilemez. Piyasada halihazırda çok sayıda akıllı saat bulunuyor ve bunların çoğunun Apple Watch’tan daha mantıklı seçenekler olduğu bile söylenebilir. Eğer akıllı saat edinmek istiyorsanız, ihtiyaçlarınıza cevap verebilecek bir model seçmeniz sizin için yararlı olacaktır. Saatiniz üzerinden e-postalarınızı okumak, SMS’lerinizi görmek, cevap yazmak istiyorsanız, gösterişine aldanacağınız bir egzersiz saatinin işinize yaramayacağını hatırlatalım. Veya akıllı saatin tüm gün boyunca
32
size hizmet etmesini, adımlarınızı saymasını, kalori yakmanıza yardımcı olmasını, sağlık verilerinizi kontrol altında tutmasını istiyorsanız, pili bir gün bile dayanmayan bir akıllı saatin işinizi görmeyeceğini tahmin edebilirsiniz. İşte, piyasadaki ilginizi çekebilecek akıllı saat modelleri...
Moto 360 Yuvarlak tasarıma sahip Moto 360 bu formuyla piyasadaki diğer akıllı saatlerden ayrılıyor. Motorola’nın, teknolojiyi düşük fiyatla geniş kitlelere ulaştırma felsefesine uygun olarak rakiplerine göre daha uygun fiyat etiketine sahip olan Moto 360,
kullanıcılarının övgüyle bahsettiği bir ürün. Android Wear işletim sistemiyle çalışan Moto 360 akıllı telefonla bağlantılı halde çalışıyor ve sosyal medya hesaplarınızdaki tüm gelişmeleri bildirim olarak saat ekranına taşıyor. Google Voice hizmeti sayesinde, saate konuşarak kumanda edebiliyorsunuz ve istediğiniz aramayı saatiniz üzerinden gerçekleştirebiliyorsunuz. Moto 360’da adım sayar ve kalp ritminizi anlık ölçmenizi sağlayan sensörler yer alıyor. Ancak diğer saatlerde yer alan uyku takibi yapan sensörler mevcut değil. Cihazın pil süresi yoğun bir kullanımda 1 gün çok sık kullanmadığınız ve geceleri kapattığınız zaman ise 3 güne kadar idare
edebiliyor. Moto 360 ‘ın kablosuz şarj olduğunu ve şarj süresini 1 saat gibi kısa bir sürede tamamladığının altını çizelim.
Sony SmartBand Talk Şarj sorunu canınızı sıkıyorsa ve uzun süre şarj olmadan çalışacak bir saat arıyorsunuz, Sony SmartBand Talk derdinize çare olabilir zira e-ink teknolojisi kullanan saatin ekranı çok az enerji tüketiyor. Bu da saatin tek bir şarjla 3 gün boyunca çalışmasını sağlıyor. 1.4 inçlik ekranın çözünürlüğü 296 x128 piksel ve e-ink teknolojisi kullandığı için ekran sadece siyah beyaz. Ancak saat ekranınızda sinema filmi seyretmeyeceğinize göre, ihtiyacınız olan bilgileri göstermek için bu kadarı yeterli. Cihazın fiyatı ise 149 dolar.
öncesinde, doktorunuza danışmayı da ihmal etmemelisiniz.
Asus Zenwatch Asus Zenwatch, pil ömrü veya yetenekleri konusunda rakiplerinin biraz gerisinde kalsa da şık bir klasik saat görünümündeki tasarımıyla beğeni topluyor. Android Wear işletim sistemine sahip saat dikdörtgen ekranıyla mail ve SMS okumayı kolaylaştırıyor. Rakipleri gibi yine Google Now desteği olan saat, şık gecelerde takım elbiselerin altında sırıtmadığı için de tercih edilebiliyor.
Apple Watch
Samsung Gear Live 1.63-inç Super AMOLED ekrana sahip Samsung Gear Live, Android Wear işletim sistemiyle geliyor. 320 x 320 piksel ekran çözünürlüğüne sahip saatin Google Now sayesinde kontrolünü sesli komutlarla sağlamak mümkün. Saatin ayrıca kalp ritmi sensörü sayesinde egzersizlerinizde kalp ritminizi kontrol ederek, yağ yakmak için gerekli olan doğru kalp ritmini yakalamanız kolaylaşıyor. Ancak bu tür egzersizler
yaller sayesinde kullanıcının sağlık durumu hakkında da analizler yapabiliyor. Saati prestij için kullanmak isteyenlere özel altın kaplamalı ve yüksek fiyatlı bir modeli de bulunuyor ancak Apple Watch’ın en düşük modeli, 350 dolar fiyat etiketiyle satılıyor. Apple’ın zengin uygulama desteğine sahip olan saat, prestijli imajı ve zengin yetenekleri nedeniyle çok tercih edilecek gibi görünüyor ancak piyasaya henüz çıkmış olmasına rağmen, kullanıcıları şimdiden pil performansından şikayet etmeye başladı. Zaman geçtikçe pilin eskiyeceğini ve çok daha fazla şarj isteyeceğini de unutmamak gerekiyor.
Sony Smartwatch 3 Herkes, onu bekliyordu. Apple’ın piyasaya süreceği akıllı saatle devrim yaratacağı ve diğer saatlerin onu taklit etmeye başlayacağı düşünülüyordu ancak işler pek öyle olmadı. Pil sorunu nedeniyle adeta ölü doğan Apple Watch, yoğun kullanımda günde iki kere şarj etmeyi gerektiren zayıf performansı ile insanların kollarında taşıdığı işlevsiz bir ağırlığa dönüşebiliyor. Apple Watch eğer tüm gün boyunca çalışmayı başaracak olursa bile gece yine şarj olmak istiyor. Aksi halde ertesi gün onu çalıştırmak mümkün değil. Şarj sorunu dışında saatin yetenekleri etkileyici. Çok sayıda sensöre sahip olan saat, deri üzerinden aldığı sin-
Akıllı telefon pazarındaki en önemli oyunculardan biri Sony. Smartwatch serisiyle uzun zamandır akıllı saat üreten Sony’nin Smartwatch 3 ürünü çok güçlü bir cihaz.1.2GHz dört çekirdekli işlemcisi ve 512MB RAM’i ile dikkat çeken saatin dahili bir GPS sensörü de bulunuyor. Böylece spor yaparken ne kadar mesafe kat ettiğiniz çok daha hassas şekilde ölçülebiliyor veya saatinizi bir navigasyon cihazı olarak da kullanabiliyorsunuz. 249 dolar etiketle satılan saatin tasarımını beğenmeyenler için, ayrıca çelik çerçeveli bir kılıf da bulunuyor. Böylece kolunuza metal bir saat takmışsınız gibi görünüyorsunuz.
33
Süleyman SERTKAYA
pratik 10
info@btgunlugu.com
Dünyanın En Çok Para Kazanan Büyük Veri Firmaları Verinin değeri her geçen gün artıyor. Veriden değer yaratan firmalar da gün geçtikçe karlarını arttırıyorlar. Peki, dünyanın en çok kar eden Büyük Veri firması konusunda bir bilginiz var mı? Wikibon’un yaptığı araştırma bu firmaları gözler önüne seriyor. Bakın dünyanın en çok para kazanan Büyük veri firmaları hangileri.
) ers yli oop bir ha 312 C e us liri ini rho kend eri ge kamı e t ra yıl Wa kV rice ğimiz Büyü ın bu diğer P ( n . i t i C a a PW a geç rumd n firm %41’ iyor l e u Firm uş d lar ola sadec tan ge m o k r n ı i d o l n y n liri yon ma mil am ge danış l top m ise ü böl
1 2 4
Veyük iyor. ü B el si 50’ ktan g lde % ı e in anl lar ibi rin ure elirle anışm on Do SAP g t n d e y g , Acc anın ’si ise 15 mil racle O m 0 4 r , 5 i t n f F n % ride oso ride ük Ve Micr ıyor. ş a Büy firm le çalı n r ede nerle t r a p
3
in eliri rin g irle Veri nın l e g ı k n ü a y d la e asa or. Bü şma a rist v m l ö y ı ı l r o l r a e a ağ ın ç ili. T lizle ns n firm a tir n bir veride firma rle ilg in an n a e e l ç l i n a k n . t a ı k P e bili üyü r ol arıl ma üm Çok ’sini b Dola e hük rı bul ça baş n a 0 s %5 milyo mü i apanl olduk ü y 418 ük böl caret onuda i büy dışı t a bu k a yas an firm yap ma ula n g y u na ı ve cle anı Ora taban unda t olan i uVer konus n biri i kon r r a ı e l r v rd oa la ala üyük on D mda. m r y B l u şfi mi cle dur ı Ora da 491 tmiş m sat e ı u n n e n u a s ld don uğu ar. ir e gel anın iyi old yda v a Firm ın da izde f n ları rtmem i bel
en ının ri olan s a zek n bi mili ve nde a. 0 SAS alitiğ mleri en 48 rumd n u i d i a a s d i r d n e ı İş iş arıl yük V e etm azılım ı ise ş a y b eld , Bü ’si ısm SAS Dolar n %62 alan k . i e yon rlerin anın k lmekt i l e m e G fir den g en gel etler m hiz
34
5
iyi a en ata d n u ad Ter a nus dat arı ko i olan üyük lir a r Te amb n bir de B lar ge i Ver alarda dönem n Do liro firm iğimiz 8 mily da. Ge an, t 1 m ç 5 e u ımd g n dur nan 34’ü ide Ver etmiş 6’sı do ve % anın n e eld in %3 lımda en firm emek l ı n leri ’u yaz en ge rdı etm d 0 r 3 z ö a % tle me esini g z i h üm büy kiyor. e ger
6 8 0 1
de erin diz ü jisi me olo deva 545 n k a en te rl NA dımla Verid n firP A A S a, H in a üyük ede 76’sı Firm na em da B ir elde ın % nlık n m a u l yol Topla lar ge plamı nışm a . o yor on do irler t 4’ü d . 2 y l r e % eliyo mil ın ge nv g n ma lımda nden ı i yaz etler m z i h
7 9
riirle l e g ş olu l’in Del münü eri e ,v lü yin l Del anım bir bö unucu stek e s n k d e l’in Do büyü ell’in m v r. Del i ise ı D n i n . r n uyo irler ona uyo tur kezi, d bulun ili gel r. a i r g me etler i ile il n dol o m r y hiz ük ve 2 mil Büy am 65 l top
leri elir or. g ve iy eye am ed lirm ü v e HP a büy ya de Veri g yon a l Firmrttırm üyük 69 mi B 8 a n i ı n i ı n en n an plam liri ind Firm in to lam ge etler anım n m leri r. Top T hiz ın don lerina B l do ’ünü firman seviye 4 %4 eden e %42 e eld rleri is i e g l de.
irle gel n i k e e r md ola ağm öne sına r lyar d fird miz şama .3 mi alan et 1 r a tiği IBM a geç eme y sunda ada ye e hizm . l r m i u ı r r i s n m v ediyor F ge i ko ilk anı de r rin ük Ve nyada , don evam d m ü Büy r ile d yazılı arına l i gel Firma satış a . ma usund n o k
35
kapak konusu
Bulut Çağına Hazır mısınız?
Kurumların inovasyona, işlerini büyütmeye, rekabet etmeye odaklanmaları için teknolojiyi en kolay, en az maliyetli ve en güncel biçimiyle kullanabilecekleri ve asıl işlerine odaklanabilecekleri fırsatlara ihtiyaçları var. Bu fırsatların başında da Bulut Bilişim geliyor.
30
B
ulut sembolü 1990’lı yılların ortalarına kadar interneti temsil etmekteydi. Ardından bu kavram yavaş yavaş farklı hizmetler için kullanılmaya başlandı. 2000’li yıllar ile birlikte web servisleri kendilerini Bulut olarak adlandırdılar. 2008 yılında ise kurumsal yapılar için Bulut hizmetleri kavramı ortaya çıktı. 2010 yılına geldiğimizde tüm dünya Bulut konuşuyor ve Bulut üzerinden kullanılacak hizmetler ile ilgili bilgiler ortaya çıkıyordu. O zamanlarda sadece depolama servisleri için Bulut tabiri kullanılsa da, Bulut’un asıl anlamı şimdilerde anlaşılmış durumda.
Kullandığı Kadar Öde Kullandığın kadar öde mantığıyla çalışan Bulut servisleri geçtiğimiz dönemde birçok kurum tarafından kullanıldı. Türk şirketler Bulut’a pek fazla ısınmamış olsa da 2014 ve 2015 yılı ile birlikte bu servisleri sunan firmaların artışı sektörü tetikledi ve kurumlar Bulut’un maliyet avantajlarını göz ardı edemediler. Tabii ki bu durumun başrollerini hizmet sağlayan firmalar üstlenmiş durumda. Eğer kurumlar sağlayacağı yararları bilmezlerse teknolojiyi kullanmıyorlar. Bulut hizmet sağlayıcıları da 2014 yılı ile birlikte Türkiye’deki potansiyeli fark etti ve çalışmalarını hızlandırarak yeni ürün ve servisleri devreye aldılar. Bundan sonra iş Bu yeni ürün ve servisleri kurumlara tanıtmak olmalı. Ticari yapıların birinci kuralı kar etmek. Ve siz birisine bunu kullanırsanız kar edeceksiniz dediğinizde çetin rekabet ortamında onu kullanmaktan başka çaresi yoktur. Hali hazırda Bulut Bilişim bu seviyelere gelmiş durumda. Şirketler ilk olarak test ve deneme servislerini Bulut servisleri üzerine geçirecekler. Ardından yavaş yavaş iş kritik uygulamalar gelecek.
Özel Sunucular Bulut’tan Kiralanabiliyor Geçtiğimiz dönem NetApp tanıttığı yeni ürün ve servisi ile bizleri şaşırtmıştı. Artık Amazon’un Bulut servisinden NetApp sunucu kiralayabiliyorsunuz. Bu sayede NetApp üzerinde çalıştırmak istediğiniz uygulamaları yüksek maliyetler altına girmeden istediğiniz süreler çerçevesinde kiralayarak çalıştırmanız mümkün. İhtiyacınız olmadığında aldığımız servisi kesebiliyor veya ihtiyacınız arttığında makine sayınızı çoğaltabiliyorsunuz. Bu ve bunun gibi hizmetler önümüzdeki dönemde çok daha artacak ve yeni sunucu türlerinin de Bulut servisleriyle sunulacağını göreceğiz. Tabii ki Bulut Bilişim hizmetlerinin kullanım oranının artması sadece sektörü takip eden bizlerini dikkatini çekmemiş durumda. Sizler de bu konuyu yakından takip ediyor ve gerekli bilgileri topluyorsunuz. IDC’nin geçtiğimiz dönemde sizleri dinleyerek yaptığı araştırma da dikkat çekici sonuçları gün yüzüne çıkarmış durumda. Firmanın SaaS (Software as a Service) adı altındaki araştırması Doğu Avrupa, Orta Asya ve Afrika’da 160 firmadan 500’den fazla CIO katılımı ile gerçekleştirilmiş. Araştırmada görülen sonuçlar sırasına göre; daha iyi teknolojilere erişim (%58), hızlı BT yaygınlaştırılması (%53), işe alım yapmadan daha fazla proje uygulama imkanı (%51), standardizasyon (%50), daha iyi kalitede BT imkanları (%49) ve en yeni yazılım ve tekniklere erişim imkanı (%48) SaaS kullanımının başlıca nedenleri olarak ortaya çıkıyor. Araştırmaya göre belli sektördeki firmaların önde gelenlerinin %60 gibi bir çoğunluğu bulut çözümlerini kullanıyor veya kullanıma geçmek üzere çalışmalarını başlatmış olduğunu söylüyor. Katılımcıların %69’u bulutun yüksek ölçüde somut kazanç sağlandığını, %55’i katma
31
kapak konusu
değer elde ettiklerini vurguluyor. Firmaların %48’i SaaS teknolojilerini kullandığını, %31’i bir iki yıl içerisinde kullanmaya başlayacaklarını, %22’si PaaS kullandıklarını ve %36’sı yakın gelecekte PaaS kullanacaklarını belirtiyor. Bankacılık sektörüne bakıldığında veriler bankaların %59’unun somut avantajlar elde ettiğini, %52’sinin hâlihazırda SaaS kullandığını gösteriyor. %87 ise daha iyi teknolojiye erişimin bankalarında üretkenliği arttırdığını belirtiyor.
Bulut’a Geçiş Hızla Artıyor Zenium tarafından İngiltere, Almanya ve Türkiye pazarlarında gerçekleştirilen bağımsız araştırma da şirketlerin Bulut’a geçiş konusunda hızlı hareket ettiğini gözler önüne seriyor. “Büyüme, Risk ve Bulut Yönetimi” adlı araştırmaya göre 3 pazarda faaliyet gösteren şirketlerin yarıya yakını (%44) veri merkezi operatörlerinin geçmişini inceliyor. Ancak operatörün kredi geçmişini ve geçmiş müşterilerin deneyimlerini merak edip araştırdıklarını belirten şirketlerin oranı yüzde 36’da kalıyor. Türkiye özelinde kredi geçmişini araştıran şirketlerin oranı ise sadece yüzde 29. Veri merkezinin bir
32
üçüncü parti tarafından yönetilip yönetilmediğini soran şirketlerin 3 ülkede ortalaması, yüzde 33 olarak dikkat çekiyor. Yani her 3 şirketten sadece 1’i bu soruyu soruyor. Veri merkezinin fiziksel özellikleri konusunda Türk şirketlerin daha hassas olduğu görülüyor. Türkiye’de şirketlerin yarıdan fazlası (yüzde 53), veri merkezinin fiziksel özelliklerini merak ederken, Almanya ve İngiltere’de bu oran sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 39 olarak gerçekleşti. Araştırmaya Türkiye’den katılan şirketlerin yüzde 43’ü, bulut servis sağlayıcısı seçerken altyapılarını barındıracak veri merkezi tesislerini bizzat ziyaret ettiğini söylüyor. İngiltere’deki şirketlerde bu rakam yüzde 39 iken, Alman şirketlerinde yüzde 34 olarak dikkat çekiyor. Türk şirketlerinin yarıdan fazlası (%55) üçüncü parti ile çalışmaya başlamadan önce verilerini yönetecek olan ekiple tanışırken; Almanya’da bu oran yüzde 40 ve İngiltere’de ise yüzde 43 seviyesinde kalıyor. Zenium’un araştırması, bulut ortamında yönetilen kurumsal verilerin hızla arttığı günümüz iş dünyasında şirketlerin veri merkezlerine karar verirken daha titiz ve kapsamlı
değerlendirme yapması gerektiğini ortaya koyuyor. Üç ülkede araştırmaya katılan ve verilerini hâlihazırda bulut üzerinde depolayan şirketlerin yüzde 83’ü, bu servisleri kullanmaya devam edeceklerini belirtiyor. Yaklaşık her 4 BT profesyonelinden 3’ü de (%71), hızla büyüyen verilerini yönetmek için bulut hizmetlerine geçmeyi planladığını söylüyor. Türkiye’de veri depolama ve yönetimi konusunda bulut hizmetlerine geçmeyi planlayan BT profesyonellerinin oranı yüzde 78 iken; Almanya yüzde 69 ile ikinci, İngiltere de yüzde 65 ile üçüncü sırada yer alıyor. Bu durum, her 3 ülkede de müşterilerine sundukları sistemleri en verimli şekilde çalıştırma ve yönetme konusunda veri merkezlerinin üzerindeki baskının artacağını gösteriyor. Oysa servis sağlayıcısının saygınlığı ve bulut hizmetlerine geçiş konusunda işi tamamen şansa bırakmasalar da, şirketlerin değerlendirme kriterlerinde belirgin eksikliklerin var olmaya devam ettiği görülüyor. Üç ülkede şirketlerin neredeyse tamamı (%98) yukarıda sözü geçen kontrol mekanizmalarından sadece birini gerçekleştirirken, kriterlerin tamamını göz önüne alıp gerçekleştirdiklerini belirten şirketlerin oranı sadece yüzde 5.
Finans Sektörü Daha Titiz Araştırmaya göre özel (private) bulut çözümlerini tercih eden şirketler, bulut servis sağlayıcılarını değerlendirirken genel (public) ve melez (hybrid) çözümler kullanan şirketlere göre daha titiz davranıyor. Değerlendirme süreci sektör bazında incelendiğinde de, finansal hizmet sunan şirketlerin kamu kurumlarına veya kâr amacı gütmeyen organizasyonlara oranla daha kapsamlı kontroller gerçekleştirdiği görülüyor.
Karma Bulut’a Talep Artıyor Vanson Bourne tarafından dünya çapında 33 ülkeden BT konusunda karar verme yetkisine sahip 10 bin 451 BT yöneticisinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma sonuçları bulut bilişimin dünya çapında her geçen gün daha fazla benimsendiğini ortaya koymuş durumda. Araştırmaya katılanların çoğu karma bulutun daha fazla çeviklik ve güvenlik sağlaması sebebiyle tercih ettikleri seçenek olduğunu belirtmiş. Araştırmaya katılanlar, BT departmanlarının iş hedeflerine ulaşmada daha önce hiç olmadığı kadar etken rol oynadığına ancak harcamalar konusundaki kontrolü kaybettiğine inanıyor. Katılımcıların çoğunluğu BT departmanlarının işte büyümeyi desteklemeye yardımcı olmak için talebe bağlı hizmetlerin kurum içi aracı sağlayıcısı olarak görev görmesi gerektiğini düşünüyor. BT departmanları üzerindeki bu baskı ve BT becerilerindeki eksiklik BT uzmanlarının karma buluta yönelik
ilgilerinin artmasında rol oynuyor gibi görünüyor. Araştırmanın kritik önem taşıyan sonuçlarına baktığımızda: Katılımcıların yüzde 71’i BT departmanlarının talebe bağlı hizmetleri sağlayacak kurum içi bir aracı görevi görmesine yönelik bir stratejiyi onaylarken, araştırmadan elde edilen bulgular BT departmanlarının işte büyümeye yardımcı olma konusundaki becerilerine güvenilmediğini ortaya koymuş durumda. Yüzde 35’i parçası oldukları BT departmanının işle ilgili kilit önem taşıyan öncelikleri yerine getirme konusunda uygun düzeyde bilgi ve beceriye sahip olmadığına inanıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 69’u BT çalışanlarının bulut, mobil teknolojiler, sosyal medya ve Büyük Veri gibi mega trendlerin olası sonuçları konusunda eğitilmesinin önümüzdeki 1-2 sene içinde BT departmanları için aşılması gereken bir zorluk olacağını düşünüyor. Karma Bulut’un benimsenme oranı
2013’ten günümüze yüzde 9 artış gösterdi. Tüm dünyada ise yüzde 27’lik bir yükselme gösteren Karma Bulut en yüksek EMEA bölgesinde (yüzde 28) ardından da Güney Amerika (yüzde 24) ve Asya Pasifik ve Japonya bölgelerinde (yüzde 24) benimsendi. Araştırmaya dünyanın dört bir yanından katılanların yaklaşık üçte ikisi (yüzde 64) sunduğu çeviklik ve güvenlik nedeniyle karma buluta ihtiyaç duyduklarını ifade etti. Yüzde 74’ü altyapılarında otomasyonu artırmanın işte büyüme için elzem olduğuna inanıyor.
Genel Buluta Şüpheci Yaklaşım İşletmelerin buluta geçişi gün geçtikçe artarken, katılımcıların yalnızca yüzde 16’sı genel bulut üzerine herhangi bir uygulamayı koyma konusunda istekli olduğunu ifade etmiş durumda. Katılımcıların genel buluta koyma konusunda en çok çekince gösterdikleri uygulamalar, finansal planlama (yüzde 39), insan sermayesi yönetimi (yüzde 35) ve ERP (yüzde 32) olmuş. Daha ileri düzeyde BT ekonomisine sahip gelişmiş pazarlar bulut bilişimin benimsenmesine öncülük ederken, gelişmekte olan pazarlar riskten daha çok kaçınıyor ve buna bağlı olarak da bulut platformlarının benimsenme düzeyinin daha düşük olduğu görülüyor. Ancak gelişmekte olan pazarlar BT departmanları ve karma bulut konusunda daha olumlular- yüzde 79’u bulut, mobil teknolojiler, sosyal medya ve Büyük Veri gibi mega trendlerden rekabet avantajı sağlamayı bekliyor. (Bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 75) Yüzde 67’si genel ve özel bulut platformlarını bir araya getirerek güvenliği ve çevikliği artırabileceklerini düşünüyor. (Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 60)
33
internet Avşar Özgen
info@btgunlugu.com
Seçim Öncesi “İnternete Sansür Yasası” Yeniden Gündemde Düşünce kuruluşu Freedom House’un Türkiye’deki interneti ‘Özgür Değil’ biçiminde açıklamasından 5 ay bile geçmeden internete sansür yeniden gündemde.
T
ürkiye’de, “İnternete sansür yasası” olarak bilinen ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) geçen yıl “temel hak ve hürriyetleri kısıtladığı” gerekçesiyle iptal ettiği düzenlemenin genişletilerek tekrar yasalaştırılmaya çalışılması tartışma yarattı. Muhalefete göre, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler öncesi sosyal medyada muhalif sesleri “sindirerek” kendisini güvence altına almaya çalışıyor.Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, “Bu düzenlemenin amacı, internetin yargıya rağmen kontrol altında tutulacağı bir seçim süreci geçirmek” dedi. Erdal Aksünger, AYM’nin, teklifin
40
bu haliyle yasalaşması durumunda yine iptal kararı vereceği görüşünde olduğunu söyledi. Aksünger, daha önce iptal edilen bir yasanın genişletilerek yeniden Meclis’e getirilmesinin hukuk devleti açısından kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Devlet İlkeleri Çiğneniyor Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İnternet Teknolojileri Derneği Başkanı Doç. Dr. Mustafa Akgül de, AKP’nin hukuk devleti ilkelerini çiğnediği kanısını taşıyor. Hükümetin “Kişisel haklara, aileye saldırı olduğunda bunu nasıl engelleyeceğiz?” söylemini dile getirdiğini söyleyen Akgül, “Hukuk devletinde bu, hakim kararıyla olur. Kurallar çok açık yazılır ve siyasiler karar vermez. Bu teklifte bakanlık iste-
diği zaman en erken iki gün sonra mahkeme karar verecek ama bunun ne zaman uygulanacağını da bilmiyoruz çünkü yazılı değil” diye konuştu.
AKP’li Yücel: AYM İptal Etmez Teklife yönelik eleştirilerle ilgili olarak, AKP Isparta Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Recep Özel ise “Kişisel hak ve özgürlükler, bilginin paylaşılması gibi sözler kulağa hoş geliyor. Ancak aslı olmayan paylaşım çok hızlı bir şekilde herkese ulaşıyor” dedi. Özel, teklifin yasalaşması halinde Başbakana ve bakanlara “savcı-hakim yetkisi değil, içeriği durdurma yetkisi” verildiğine ve Sulh Ceza Hakimliği’ne gidileceği için de yargı denetiminin öngörüldüğüne dikkat
çekiyor. AKP’li Recep Özel, CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in aksine, AYM’nin teklifin yasalaşması halinde iptal kararı almayacağını söyledi. Özel, teklifin seçimlerden önce Meclis’e getirilmesinin de özel bir amacı olmadığını belirtti.
“Torba Kanun Teklifi” Genişletildi Bu arada TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Torba Kanun teklifine yapılan ekle, Başbakanlık veya ilgili bakanlıklar, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) içeriğin kaldırılması ve erişimin engellenmesini talep edebilecek. Buna göre, başbakanlık, bakanlıklar, bağlı ve ilgili kuruluşlar ile düzenleyici ve denetleyici kurumlar, TMSF’de üst düzey yönetici kadro ve pozisyonunda bulunanların görev süreleri sona erdiğinde veya görevden alındıklarında atanacakları kadro ve pozisyonlar standart hale getirildi. Atamalar için uygun boş kadro ve pozisyon bulunamaması halinde, başka bir işleme gerek kalmaksızın söz konusu kadro ve pozisyonlar ihdas edilmiş ve kurumların kadro ve pozisyon cetvellerinin ilgili bölümlerine eklenmiş sayılacak. Bu şekilde ihdas edilmiş sayılan kadrolar ve pozisyonlar boşalması halinde herhangi bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılacak. Anılan kadro ve pozisyonlara atananlar atamaya yetkili amirler tarafından belirlenen birimlerde istihdam edilecek.
Erişimin Engellenmesi Yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması sebeplerinden bir veya bir kaçına bağlı olarak hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, başbakanlık veya milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın
korunmasıyla ilgili bakanlıkların talebi üzerine TİB tarafından internet ortamında yer alan yayınla ilgili olarak içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı verilebilecek. Karar, başkanlık tarafından derhal erişim sağlayıcılara ve ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilecek. İçerik çıkartılması veya erişimin engellenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren 4 saat içinde yerine getirilecek. Söz konusu içerikler çıkarılıncaya kadar erişimin engellenmesi tedbirine devam edilecek.
fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 3 bin günden 10 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak. Verilen içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararın gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara 50 bin liradan 500 bin liraya kadar idari para cezası verilecek. Ayrıca, içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararının uygulanmaması sonucunda devlet veya kişiler zarara uğramış ise, zararın niteliği ve derecesine göre Başkanlığın talebi üzerine Kurum tarafından yetkilendirmenin iptaline de karar verilebilecek.
Başbakan ve Bakan Talebiyle İçerik Çıkarılabilecek
Kişisel Verilerin İşlenmesi
Başbakanlık veya ilgili bakanlıkların talebi üzerine başkanlık tarafından verilen içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı, başkanlık tarafından, 24 saat içinde sulh ceza hakiminin onayına sunulacak. Hakim, kararını 48 saat içinde açıklayacak; aksi halde, karar kendiliğinden kalkacak. Bu madde kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilecek. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilecek. Bu madde kapsamındaki suça konu internet içeriklerini oluşturan ve yayanlar hakkında başkanlık tarafından, cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacak. Bu suçların faillerine ulaşmak için gerekli olan bilgiler içerik, yer ve erişim sağlayıcılar tarafından hakim kararı üzerine adli mercilere verilecek. Bu bilgileri vermeyen içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları,
Kişisel verilerin işlenmesinde; hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olması, doğru ve gerektiğinde güncel olması, belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenmesi, işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olması ile işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmesi ilkelerine uyulacak. Elektronik haberleşmenin ve ilgili trafik verisinin gizliliği esas olacak. İlgili mevzuatın ve yargı kararlarının öngördüğü durumlar haricinde, haberleşmeye taraf olanların tamamının rızası olmaksızın haberleşmenin dinlenmesi, kaydedilmesi, saklanması, kesilmesi ve takip edilmesi yasak olacak. Elektronik haberleşme şebekeleri, haberleşmenin sağlanması dışında, abonelerin terminal cihazlarında bilgi saklamak ya da saklanan bilgilere erişim sağlamak amacıyla işletmeciler tarafından ancak ilgili abonelerin, verilerin işlenmesi hakkında açık ve kapsamlı olarak bilgilendirilmeleri ve açık rızalarının alınması kaydıyla kullanılabilecek. İşletmeciler, şebekelerinin, abonelerine ait kişisel verilerin ve sundukları hizmetlerin güvenliğini sağlamak amacıyla uygun teknik ve idari tedbirleri alacak.
41
internet CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger
sınırlı olmak kaydıyla işlenebilecek. Abone şikayetlerinin incelenmesi ve denetim faaliyetleri kapsamında trafik ve konum verileri ile kişisel veriler belirtilen faaliyetlerle sınırlı olmak kaydıyla işlenebilecek.
Verilerin Saklanma Süreleri
Verilerin İşlenmesinde İlgili Kişilerin Rızası Aranacak Şeffaflığın sağlanması ve bilgilendirme kapsamında ve kamu yararının sağlanması amacıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından işletmelere getirilen yükümlülüklerin yerine getirebilmesi için kişisel veriler işlenebilecek. Kişisel verilerin yurt dışına aktarılmasına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, trafik ve konum verileri, ancak ilgili kişilerin açık rızaları alınmak koşuluyla yurt dışına aktarılabilecek. Trafik verileri, trafiğin yönetimi, arabağlantı, faturalama, usulsüzlük, dolandırıcılık tespitleri ve benzeri işlemleri gerçekleştirmek ya da tüketici şikayetleri ile arabağlantı ve faturalama anlaşmazlıkları başta olmak üzere, uzlaşmazlıkların çözümü amacıyla, sadece işletmeci tarafından yetkilendirilen kişilerle sınırlı kalmak kaydıyla işlenecek. Bu uzlaşmazlıkların çözüm süreci
42
tamamlanıncaya kadar gizliliği ve bütünlüğü sağlanarak saklanacak. Katma değerli elektronik haberleşme hizmetlerinin sunulması ya da elektronik haberleşme hizmetlerinin pazarlanması amacıyla ihtiyaç duyulan trafik verileri ile konum verileri anonim hale getirilerek ya da ilgili abonelerin açık rızasının alınması ve sadece işletmeci tarafından yetkilendirilen kişilerle sınırlı kalmak kaydıyla belirtilen faaliyetlerin gerektirdiği ölçü ve sürede işlenebilecek. Elektronik haberleşme hizmeti sunan şirketin işletmecileri konum verilerinin işlenmesinde abonelere bu verilerin işlenmesini reddetme imkanı sağlayacak. İlgili mevzuat ve yargı kararlarının öngördüğü durumlar haricinde, ancak acil yadım çağrıları ile afet ve acil durum hallerinde, abonelerin açık rızası aranmaksızın konum verileri ve ilgili kişilerin kimlik bilgileri işletmeci tarafından yetkilendirilen kişilere
Kanun kapsamında sunulan hizmetlerle ilişkin olarak, veri kategorileri ile haberleşmenin yapıldığı tarihten itibaren bir yıldan daha az ve iki yıldan daha fazla olmamak üzere verilerin saklanma süreleri yönetmelikle belirlenecek. Soruşturma, inceleme, denetleme ya da uyuşmazlığa konu olan kişisel veriler ilgili süreç tamamlanıncaya kadar; kişisel verilere ve ilişkili diğer sistemlere yapılan erişimlere ilişkin işlem kayıtları iki yıl; kişisel verilerin işlenmesine yönelik abonelerin rızalarını gösteren kayıtlar asgari olarak abonelik süresince saklanacak. İşletmeciler, tahsilata ilişkin riskin yönetilmesi ve kötü niyetli kullanımların önlenmesi amacıyla abonelerin elektronik haberleşme hizmetlerine yönelik fatura tutarı ve ödeme bilgilerini diğer işletmecilerle paylaşabilecek ve işleyebilecek. Kanun kapsamında, kişisel verilerin gizliliğinin, güvenliğinin ve amacı doğrultusunda kullanılmasının temininden işletmeciler sorumlu olacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın görevleri arasında, ulusal kamu entegre veri merkezlerine yönelik politika, strateji ve hedefleri belirlemek, eylem planlarını hazırlamak, e-devlet hizmetlerinde kullanılan verilerin ve sistemlerin barındırıldığı veri merkezlerini kamu entegre veri merkezlerinde toplamak amacıyla gerekli altyapıları kurmak da olacak.
AYM İptal Etmişti Eylül 2014’te Meclis’te kabul edilen torba yasada, internet içeriğine erişimin engellenmesi yetkisi, TİB Başkanının talimatıyla ve mahkeme kararı olmaksızın 4 saat içinde gerçekleşecek şekilde düzenlenmişti. Bu düzenlemeye göre içeriğe erişim önce engelleniyor, sonra mahkemeye taşınıyordu. Yasaya gerekçe olarak da “Milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi nedenlerinden bir veya birkaçına bağlı olarak, gecikmesinde sakınca bulunan haller” gösterilmişti. Anayasa Mahkemesi ise 2 Ekim 2014’te yeni teklifin daha dar kapsamlı olan halini iptal etmişti. AYM iptal kararı ile internet sitelerinin idare tarafından değil ancak yargı kararıyla kapatılabileceğini de hükme bağlamıştı.
Türkiye 2013 yılında aynı alanda 58’inci sırada bulunuyordu. Türkiye’nin 2013 yılına göre kaydettiği ilerlemede internete erişimde kadınlara fırsat eşitliği tanınmasının rolü olduğu ifade edilmişti. Raporda birçok gelişmiş ülkede dahi internet üzerinden kadınlara baskının yoğunlaştığı vurgusu yapılmıştı. Raporda, intikam pornosu olarak adlandırılan ve eski partnerlerin çektiği özel görüntüleri internet ortamında paylaşması olarak bilinen olaylarda ciddi artış yaşandığı, emniyet güçlerinin bu vakaları önleme konusunda yetersiz kaldığı ifade edilmişti. İnternette kişilerin mahremiyetinin korunması konusunda Türkiye dahil pek çok ülkenin 10 üzerinden 3 puanın altında kaldığı da belirtiliyordu.
Şeffaflık Yok Raporda eleştirilen bir diğer nokta ise emniyet güçlerinin internet sağlayıcısı firmalardan kullanıcı bilgilerini isteyip, bu konuyu gizli tutmayı tercih etmesi olmuştu. “İnternette güvenliğin sağlanmasında şeffaflık başlangıç noktası olmalı” denilen raporda, Türkiye dahil birçok ülkede yetkililerin kullanıcı bilgilerini hiçbir yerde açıklama yapmadan şirketlerden talep ettiği de ifade edilmişti. Sosyal medya üzerinden organize edilen protesto gösterilerinin etkinliği alanında ise Türkiye’nin yanı sıra Şili, Meksika ve ABD’nin giderek daha etkin hale geldiği de raporda yer alan yorumlar arasında yer almıştı.
Türkiye İnternet Özgürlüğünde 6 Basamak Yükselmişti Aslında çok da değil, daha bundan birkaç ay önce Aralık 2014’te internetin ülkelerin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkısını ölçen Dünya İnternet Endeksi 2014 raporunda Türkiye’nin bir yıl öncesine göre daha iyi durumda olduğu belirtiliyordu. Genel endeks sıralamasında Türkiye 100 üzerinden 53,30 puan alarak 86 ülke içinde 38’inci olmuştu. Alt endeks gruplarından ‘Özgürlük ve Şeffaflık’ alanında ise Türkiye’nin sıralamadaki yeri 52’ncilik olarak belirlenmişti. World Wide Web Vakfı tarafından hazırlanan yıllık raporlarda
AKP Isparta Milletvekili Recep Özel
43
sektörden
Avşar Özgen
info@btgunlugu.com
BİT Sektöründe Nitelikli İnsan Gücü Talebi Artıyor Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) bazı iş alanlarının ortadan kalkmasına neden olurken yeni iş alanlarının ortaya çıkmasına imkân tanıyor ve uzaktan çalışma ve esnek çalışma biçimlerinin gelişmesini sağlıyor.
B
İT sayesinde işgücünde verimlilik artışları görülürken engelliler, ev kadınları ve öğrenciler gibi kesimler için daha iyi bir yaşam dengesi ve işletmeler için de düşük maliyetler sağlanabiliyor. Diğer yandan, BİT destekli otomasyon sistemleri ve yeni iş modellerinin ortaya çıkması mevcut insan kaynağının yetkinliklerinin gelişmesini de zorunlu kılıyor.BİT, otomasyonu yaygınlaştırmasıyla düşük eğitimli işgücünün istihdamında ve rutin işlemler gerçekleştiren orta seviyede eğitimli kişi istihdamında azalmaya sebep olmakla birlikte, eğitimli işgücü açısından yeni iş kollarının ortaya çıkmasına da vesile oluyor. 2012 yılında 30 ülke dikkate alınarak yapılan bir araştırmaya göre internetin gelişimiyle beraber kaybolan 1 işin karşılığı olarak 3,1 yeni işin ortaya çıktığı görüldü. Türkiye’nin de içinde bulunduğu 8 ülke (Türkiye, Arjantin, Macaristan, Malezya, Meksika, Fas, Tayvan, Vietnam) için bu oran 3,2 iken Rusya, Hindistan ve Çin’de 3,5 seviyesinde bulunuyor.
BT Hizmetlerinin İstihdamı Giderek Artıyor BİT sektöründe nitelikli insan gücü talebi dünya genelinde artıyor. Buna paralel olarak BİT sek-
44
töründeki istihdam artışı diğer sektörlere oranla daha yüksek gerçekleşiyor. 2009-2011 döneminde AB ülkelerinde istihdam edilen toplam kişi sayısı yüzde 0,2 azalırken, BİT sektöründe yüzde 2,1’lik istihdam artışı meydana geldiği görülüyor. OECD ülkelerinde ise 2009 yılı itibarıyla özel kesim istihdamının yüzde 6’sını oluşturan BİT sektöründe 1995-2009 döneminde yıllık yüzde 0,8 istihdam artışı gerçekleşirken, bu rakamın toplam özel kesim istihdam artışından yüksek olduğu görülüyor. BİT sektöründe sağlanan bu artış, yazılım ve Bilişim Teknolojileri (BT) hizmetlerinden kaynaklanıyor. OECD ülkelerinde, donanım istihdamı giderek azalan bir eğilim gösterirken, yazılım ve BT hizmetlerinin istihdamı giderek artıyor. 1995-2009 yılları arasında OECD ülkeleri genelinde yazılım ve BT hizmetlerinde yüzde 2’lik bir istihdam artışı yaşanırken aynı dönemde donanım sektöründe yüzde 1,9’luk azalma oldu. Ülke örneklerine bakıldığında 2008-2011 yılları arasında İngiltere’de donanım sektöründe yüzde 6,5 istihdam kaybı yaşanırken, Almanya’da yazılım ve BT hizmetlerinde yüzde 3’lük istihdam artışı meydana geldi.
BİT sektöründeki artan işgücü talebine karşın arzın bu konuda nitelik ve nicelik olarak yetersiz kaldığı görülüyor. AB’de 2010-2015 dönemi için yapılan senaryo bazlı tahminlerde BİT alanında ihtiyaç duyulan niteliklerde insan kaynağı arzının sağlanamayacağı öngörülmüştü. 2015 yılında, düşük ekonomik büyümenin esas alındığı senaryoda 86 bin 500 nitelikli eleman açığı tahmin edilirken BİT tabanlı yeniliklerin sektörlere çok hızlı nüfuz ettiği senaryoda bu açığın 669 bin olması bekleniyor. İşgücü talebindeki artışın nitelik ve nicelik olarak karşılanabilmesi amacıyla ülkeler kendi koşullarını dikkate alan stratejiler geliştiriyor. Avrupa için Sayısal Gündem kapsamında nitelikli işgücü yetiştirmeye yönelik eylemlere yer verilirken, üye ülkeler ise bu doğrultuda kendi stratejilerini belirliyor. Örneğin, Avusturya BİT eğitiminin kalitesini artırmayı, öğrencilere dijital yetkinlik kazandırmayı, e-yetenekleri geliştirmeyi ve e-içerme faaliyetlerine ağırlık vermeyi temel hedefler olarak belirledi. Ayrıca, AB Dijital İşler İçin Büyük Koalisyon Programı ile nitelikli BİT uzmanlarının arzının artmasını ve nitelik uyuşmazlığını en aza indirmeyi hedefliyor. Program kapsamında, BİT alanında kariyerin cazibesinin artırılması ve eğitim programlarının oluşturulması, öğrenci ve işverenlerin beklentileri doğrultusunda mesleki eğitimdeki ve üniversitelerdeki müfredatın gözden geçirilmesi gibi faaliyetlere yer veriliyor.
Yeni Mesleklere Talebin Artması Bekleniyor İrlanda’da nitelikli BİT uzmanı ve yönetici açığını gidermek amacıyla kamu kurumları ve meslek birlikleri işbirliği ile bir eylem planı hazırlandı. Bu kapsamda, kısa vadede, staj programları, iş arayan kişilere destek programı oluşturulması, uzun vadede ise lisans bölümlerinde eğitim görenlerin matematik yeteneğinin geliştirilmesi, lisans eğitimlerinin özel sektör işbirliği ile güçlendirilmesi gibi eylemlere yer verildi. BİT alanında sektörün yapısını ve işleyişini değiştiren yeni alanlardaki mesleklere olan talebin artması bekleniyor. Bu kapsamda büyük veri alanında veri bilimcileri, bilgi güvenliği alanında siber güvenlik uzmanları ve çeşitli sektörlerdeki akıllı uygulamaları geliştirecek uzmanlar gibi talebin yüksek olacağı alanlar göze çarpıyor.
BİT alanındaki eğitimin geliştirilmesi yanında ülkeler, eğitim politikalarında bilişim teknolojileri yetkinlikleri genel seviyesini artırmak amacıyla farklı yaklaşımlar da benimseyebiliyor. Bunlardan en dikkat çekeni, ABD’de orta öğretim düzeyinde yazılım kodu geliştirmeyi özendirmeye yönelik olarak başlatılan program. BİT’in istihdam piyasasına olan bir diğer etkisi de iş bulma platformları üzerinden iş arayanlarla işverenleri buluşturması. Bu sayede işin gerektirdiği niteliklere uygun eleman hızlı ve etkin şekilde bulunabiliyor. Bu platformların kullanım yaygınlığının dünya genelinde artmakta olduğu gözleniyor.
BİT’in Topluma Nüfuzu BİT’in kullanımı dünya genelinde hızla yaygınlaşıyor. Ancak kullanım yoğunluğu ve niteliği açısından bölgeler ve ülkeler arasında belirgin farklılıklar bulunuyor. İnternet kullanım oranları yıldan yıla artmakla beraber halen dünya genelinde 4 milyarın üzerinde insan henüz internetle tanışmadı. Pek çok ülke BİT’in kullanımını yaygınlaştırmak için kapsamlı politikalar yürütüyor. Gelişmekte olan ülkeler erişim altyapısının yaygınlaştırılmasına, cihaz ve erişim fiyatlarının düşürülmesine, bireylere temel BİT becerilerinin kazandırılmasına odaklanırken, gelişmiş ülkeler bireylerin sayısal yetkinliklerinin geliştirilmesine, dezavantajlı kesimlerin BİT ile tanışmasına ve içerik ve uygulama ekosisteminin gelişmesine yönelik çalışmalar yürütüyor. Telemerkezler, bireylerin erişim imkânlarının artırılmasında ve sayısal becerilerinin geliştirilmesinde pek çok ülkede etkili bir araç olarak kullanılıyor. Çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere farklı adlar altında faaliyet gösteren yaklaşık 500 bin telemerkezden yılda ortalama 1 milyar insan faydalanıyor. Bu merkezler özellikle eğitim amacıyla gelişmiş ülkelerde de kullanılıyor. Örneğin, İngiltere’de 2010-2012 döneminde 4 binin üzerinde telemerkezde erişim imkânı sunuldu ve yaklaşık 1,2 milyon insana bu merkezlerde eğitim verildi. Kısacası dünyada BİT sektöründe nitelikli insan gücüne talebin artmasıyla BİT’in eğitim-öğretimin tüm aşamalarında erişim ve verimliliği artırıcı bir unsur olarak kullanılmasına ilişkin pek çok yaklaşım da geliştiriliyor.
45
iletişim
Avşar ÖZGEN info@btgunlugu.com
Numara Taşıma Türkiye Nüfusunu Geçti UDH Bakanı Feridun Bilgin, bugüne kadar toplam 80 milyon numara taşıma işlemi gerçekleştirildiğini bildirdi.
U
laştırma, Denizcilik ve Haberleşme (UDH) Bakanı Feridun Bilgin yaptığı açıklamada, bilgi teknolojileri ve iletişim sektörünün geçen yıl da büyümeye ve gelişmeye devam ettiğini ifade ederek, 2013’te 500 olan sektörde hizmet veren işletmeci sayısının, geçen yıl 672’ye yükseldiğini bildirdi. Sabit telefon abone sayısının geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 7 azalarak 13,5 milyondan 12,5 milyona gerilediğini belirten Bakan Bilgin, “Buna karşın mobil telefon abone sayısında artış olduğu görülmektedir. 2013 yılı sonu itibariyle 69,7 milyon olan mobil abone sayısı, yüzde 3’lük artışla 72 milyona yaklaştı. Aralık 2014 itibarıyla Türkiye’de yaklaşık yüzde 92,5 penetrasyon oranına karşılık gelen toplam 71 milyon 888 bin 416 mobil abone bulunuyor” diye konuştu. Bakan Bilgin, 9 yaşın üzerindeki nüfus dikkate alındığında mobil penetrasyon oranının yüzde 100’ün üzerine çıktığına dikkati çekerek, 2008’de 6 milyon olan geniş bant internet abone sayısının 2013 sonu itibariyle 32,6 milyon olarak gerçekleştiğini kaydetti. Geçen yılsonu itibariyle ise geniş bant internet abone sayısının 2013 yılına göre yüzde 27’lik artışla 41,3 milyona yükseldiğini dile getiren Feridun Bilgin, “2008 yılında ülkemizde 6 milyon geniş bant internet abonesi
46
sayısının bugün gelinen noktada 41 milyonu aşması büyük bir başarıdır” dedi.
3G Abone Sayısı Yüzde 18 Arttı 2009 yılı Temmuz ayından itibaren hizmete sunulan 3G’de, abone sayısında kısa sürede büyük bir artış yaşandığını vurgulayan UDH Bakanı Feridun Bilgin, 2013’te 49,3 milyon olan 3G mobil abone sayısının, geçen yıl, yüzde 18 artışla 58,3 milyona yükseldiğini söyledi.Fiber kablo uzunluğunda da büyük bir artış yaşandığına dikkati çeken Bilgin, 2013’te 181 bin 973 kilometre olan Türk Telekom’un fiber kablo uzunluğunun geçen yıl 192 bin 671 kilometreye, 45 bin 440 kilometre olan alternatif işletmecilerin toplam fiber uzunluğunun ise 52 bin 176 kilometreye ulaştığını bildirdi.
İnternette Yüzde 39’luk Artış UDH Bakanı Bilgin, 2013 yılında 3 milyon 33 bin 830 TByte olan sabit geniş bant internet kullanım miktarının, geçen yıl yüzde 39 artışla 4 milyon 225 bin 172 TByte olarak gerçekleştiğini de belirtti. Bakan Bilgin, mobil internet trafiğindeki artış oranının daha hızlı olduğunu
belirterek, mobil geniş bant kullanım miktarının, söz konusu dönemde yüzde 109 artarak 141 bin 637 TByte’dan 295 bin 756 TByte’a çıktığını kaydetti. Faturalı hat kullanan abone sayısında da artış yaşandığına dikkati çeken Feridun Bilgin, 2013 yılı sonunda abonelerin yüzde 59’u ön ödemeli iken, geçen yılsonu itibarıyla bu oranın yüzde 55’e gerilediğini bildirdi. Bilgin, abone başı gelirler göz önüne alındığında faturalı abonelerdeki artışın sektör açısından önemli olduğunu vurguladı. Sektörde oluşan rekabet ortamı ve operatörlerin cazip kampanyaları sonucunda mobil numara taşıma sayısının da hızla arttığını ifade eden Bilgin, bugüne kadar toplam 80 milyon numara taşıma işleminin gerçekleştirildiğini bildirdi. Bilgin, 2013 yılında 185,9 milyar dakika olan toplam mobil ses trafik hacminin yüzde 10’luk artışla 2014’te 205,1 milyar dakikaya yükseldiğini dile getirdi. Sektördeki büyümeye bağlı olarak işletmecilerin gelirlerinde de artış yaşandığına dikkati çeken UDH Bakanı Feridun Bilgin, şöyle konuştu: “2013 yılında 18,8 milyar lira olan mobil işletmecilerin net satış gelirleri, yüzde 9’luk artışla 2014 yılında yaklaşık 20,4 milyar lira olarak gerçekleşti. 2014 yılında işletmeciler tarafından sektöre toplam 5 milyar 670 milyon lira yatırım yapıldı. 2013 yılındaki 5 milyar 462 milyon liralık yatırım miktarına göre yüzde 3,8 artış gerçekleşti. Geçen yıl Türk Telekom, mobil şebeke işletmecileri ve diğer işletmecilerin toplam gelirleri 35,5 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. 2013 yılının 32,3 milyar liralık gelir seviyesine göre yüzde 10’luk artış söz konusu.”
Elektronik Haberleşme Sektörü 2014 yılı 4. Çeyrek Pazar Verileri Raporu’na göre, Türk Telekom ve mobil şebeke işletmeciler 2014’te bir önceki yıla göre yüzde 8,6 artışla yaklaşık 28,1 milyar lira net gelir elde etti. Söz konusu işletmecilerin 2013 yılındaki net satış gelirleri 25,9 milyar lira olmuştu. Bilindiği gibi BTK’nın 2014 yılı 3. Çeyrek Üç Aylık Pazar Verileri Raporu da mobil internet ve görüşme sürelerinin hızla arttığını gösteriyordu. Geçen yıl Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan verilere göre Türkiye 370 dakika olan aylık ortalama mobil görüşme süresi (MoU) ile Avrupa ülkelerine kıyasla en fazla görüşme yapan ülke olmuştu. Pazarda Türk Telekom ve mobil şebeke işletmecileri haricindeki işletmecilerin net satış gelirleri bir önceki yıla göre 16’lık artışla 7,4 milyar lira düzeyine çıktı. Sektörün toplam net satış geliri de bir önceki yıla göre yüzde 10 arttı. Böylece “Alo”ya geçen yıl 35,5 milyar lira harcandı. Geçen yıl toplam gelirlerin yaklaşık yüzde 26,4’ünü Turkcell, yüzde 21,69’unu Türk Telekom, yüzde 19,01’ünü Vodafone, yüzde 12,15’ini Avea ve yüzde 20,76’sını diğer işletmeciler elde etti. Geçen yılın son çeyreğinde ise Türk Telekom ve mobil şebeke işletmecilerinin net satış gelirleri yaklaşık 7,4 milyar lira oldu. Türk Telekom ve mobil şebeke
işletmecileri haricindeki işletmecilerin söz konusu dönemde 1,9 milyar lira net satış geliri elde etti. Böylece sektörde faaliyet gösteren tüm işletmecilerin toplam gelirleri 2014’ün 4’üncü çeyreğinde yaklaşık 9,3 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.
Konuşma ve Mesaj Trafiği Sabit ve mobil telefon trafiği miktarı, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 8 artarak 219,25 milyar dakikaya ulaştı. Söz konusu trafiğin 14,07 milyar dakikasını sabit hatlardan yapılan görüşmeler oluştururken, sabit trafik 2013’e göre yüzde 16 azalış gösterdi. Mobil telefonlardan yapılan görüşme miktarı ise 2014’te bir önceki yıla göre yüzde 10 artarak 205,18 milyar dakika oldu. Son üç senedir kişi başına ortalama aylık mobil telefonla konuşma süresinde Avrupa’nın zirvesinde yer alan Türkiye’de, 2014’te bu süre yüzde 10,91 artışla 366 dakikaya çıktı. WhatsApp ve benzeri uygulamalarla internet ortamında mesajlaşmanın yaygınlaşması, kısa mesaj (SMS) sayılarındaki artış oranının yavaşlamasına neden oldu. 2014 yılı ilk çeyreğindeki 34,5 milyon olan SMS sayısı 2014 yılı son çeyreğinde yüzde 21,2 azalışla 27,2 milyona geriledi. Geçen yıl 124 milyar 323 milyon SMS gönderildi.
Ses, Veri ve Mesaj Trafiğine 35,5 Milyar Lira Harcandı Bu arada Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) açıkladığı rakamlara göre, Türkiye’de geçen yıl ses, data ve mesaj trafiğine 35,5 milyar lira harcandı. BTK’nın Türkiye
47
Hizmet Süresiyle Orantılı Ücret Dönemi Başladı İnternet ve telefon abonelerinin, yararlandıkları hizmetin süresi ve miktarıyla orantılı ücret ödemesiyle ilgili düzenleme yürürlüğe girdi.
B
ilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK), internet ve telefon abonelerinin yararlandıkları hizmetin süresi ve miktarıyla orantılı ücret ödemesiyle ilgili düzenlemesi yürürlüğe girdi.Abonelik sözleşmelerine ve sözleşmelere bağlı süresi devam eden taahhütnamelere, şirketlerinin internet sayfaları üzerinden erişilebilme imkânı da başlatıldı. BTK’nın, fatura dönemi içinde tüketicilerin aldığı hizmetlerin tamamından yararlandırılmış gibi ücretlendirilmelerine yönelik şikâyetler üzerine düzenleme yapmıştı. Yürürlüğe giren düzlenmeye göre, aboneler kullanmadıkları hizmetler için ücret ödemeyecek. Ücretler, yararlanılan hizmetin süresi ve miktarıyla orantılı hesaplanacak. Ücretler, hizmetten faydalanılan gün sayısı, kullanılan dakika ve veriyle orantılı olarak belirlenecek. Kıst ücret adı verilen uygulama, faturalı aboneliklerdeki ses, kısa mesaj ve veri hizmetleri için geçerli olacak. Abonelik tesisi, abonelik feshi/numara taşıma, aboneliğin don-
50
durulması, abonelik devri, nakil gibi durumlarda kıst ücret uygulanacak. İşletmeciler, kıst ücret uygulamasına ilişkin hesaplamayı, sadece süre bazlı olarak ya da abone tarafından gerçekleştirilen kullanım miktarı ve kullanım süresini göz önünde bulundurarak yapabilecek.
1 Temmuz 2014 Öncesi Sözleşmeler Elektronik Ortama Aktarılacak Kurulun, tüketicilere abonesi bulundukları işletmecilerinin internet siteleri üzerinden imzaladıkları abonelik sözleşmelerine ve taahhütnamelere erişebilme imkânı getirdiği düzenleme de başladı. Düzenleme çerçevesinde işletmecilerce, 1 Temmuz 2014’ten önce imzalanan abonelik sözleşmeleri ve sözleşmelere bağlı süresi devam eden taahhütnameler elektronik ortama aktarılacak. İşletmeciler, bu tarihten sonra imzalanan abonelik sözleşmelerinin ve sözleşmelere bağlı taahhütnamelerin bir suretinin elektronik ortama aktarılması işlemini ise 3 ay içinde tamamlayacak.
Tayfun Acarer’den Açıklama Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan BTK Başkanı Tayfun Acarer de, sabit ve mobil telefon ile internet abonesi milyonlarca vatandaşın, sunulan hizmetten yararlandıkları süre ve miktar kadar ücret ödeyeceğini belirtti. BTK Başkanı Tayfun Acarer, yazılı açıklamasında, vatandaşların elektronik haberleşme sektöründe abonelik tesisi, numara taşıma, aboneliğini feshetmek istemeleri durumunda mağduriyet yaşadıklarını hatırlatarak, “Vatandaşlarımız abonelik tesisi, numara taşıma, aboneliğini feshetmek istemeleri gibi durumlarda almış oldukları hizmetlerin tamamından yararlandırılmış gibi ücret ödemek zorunda kalıyordu. Aboneliğini sona erdirmek veya numarasını taşımak isteyen bir tüketici 1 gün veya 1 hafta hizmet almış olsa bile 1 aylık hizmet almış gibi fatura ödemek zorunda kalıyordu. Bu durum haklı olarak tüketicilerimizin mağduriyetine ve çok sayıda şikâyetine konu olmaktadır” ifadesini kullandı.
Aboneler Kullandıkları Kadar Ödeyecek Tüketicileri mağdur eden bu uygulamaya 1 Nisan’dan itibaren son verildiğini belirten Acarer, yeni düzenlemeye göre abonelerin yararlanmadıkları bir hizmetin bedelini ödemek zorunda kalmayacaklarını bildirdi. BTK’nın hazırladığı, Elektronik Haberleşme Sektöründe Kıst Ücrete İlişkin Uygulama Esasları’na ilişkin düzenlemenin ayrıntıları hakkında bilgi veren Acarer şunları kaydetti: “Kıst ücreti uygulaması getiriyoruz. Kıst ücreti, hizmetten faydalanılan gün sayısı, kullanılan dakika, veri ile orantılı olarak hesaplanan tahakkuka esas ücreti ifade etmektedir. Artık aboneler kullandıkları gün sayısı, kullanılan dakika ve veri ile orantılı olarak hesaplanan fatura ödeyecek.
Kullanmadıkları telefon ve internetin faturasını ödeyerek mağdur olmayacak. Kıst ücret uygulamasının, hizmetin sunumunu takiben ücretin tüketiciden tahsil edildiği aboneliklerdeki yani faturalı temel elektronik haberleşme hizmetleri ses, SMS ve veri için geçerli olacak. Abonelik tesisi, abonelik feshi, numara taşıma, aboneliğin dondurulması, abonelik devri, nakil gibi durumlarda kıst ücret uygulanacaktır.”
TÜSODER Başkanı: “Elektronik Haberleşmede Taksimetre Uygulaması” Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Başkanı Aydın Ağaoğlu ise, “BTK tarafından yapılan yeni düzenlemeyle, aboneliğini fesih eden ya da numarasını başka operatöre taşıyan tüketicilerin hesabına bir aylık paket ücreti yansıtılmayacak” açıklamasında bulundu. TÜSODER Başkanı Ağaoğlu, numarasını taşıyan ya da aboneliğini sonlandıran abonelerden gelen şikâyetler ve tüketicinin örgütlerinin talebi üzerine BTK’nın Elektronik Haberleşme Sektöründe Kıst Ücrete İlişkin Uygulama Esasları’na ilişkin düzenleme yaptığını söyledi. Bu düzenlemenin 1 Nisan’dan itibaren geçerli olduğunu ifade eden Ağaoğlu, şöyle konuştu: “Yapılan düzenlemeye göre aboneliğini fesih eden ya da numarasını başka operatöre taşıyan tüketicilerin hesabına bir aylık paket ücreti yansıtılmayacak. Bilindiği gibi aboneliğin feshi ve numara taşıma taleplerinin gerçekleşmesi fatura kesim tarihleriyle aynı güne denk gelmiyor. Bu durumda tüketiciye bazen bir gün bazen de birkaç gün için hiç kullanmadığı halde bir aylık tam ücret yansıtılıyordu. Yeni düzenlemeyle kıst ücret uygulaması hayata geçti. Cep telefonu ve internet servis sağlayıcıları yani elektronik haberleş-
me sektöründe hizmet sunan tüm işletmeler, tüketicilerin aboneliğini sonlandırma veya numara taşıma talebinden sonra çıkaracakları faturalara sadece feshin ya da taşımanın gerçekleştiği güne kadar geçen ücret yansıtabilecekler.” Bu uygulamanın büyük bir mağduriyeti önlediğini ve tüketicileri sevindirdiğini belirten Ağaoğlu, “Elektronik haberleşmede taksimetre uygulaması’ olarak nitelendirilebilecek düzenlemeyle tüketiciler, kullanmadıkları hizmetin parasını ödemek zorunda kalmayacak. Örneğin, aylık paket ücreti 60 lira olan tüketicinin fesih ya da numara taşıma talebi, hesap kesim tarihinden 3 gün sonra gerçekleştirilmişse, 3 günlük bedele tekabül eden 6 liralık ücret faturalandırılabilecek. Bu uygulama, kullanılan dakika, SMS ve veri için de hesaplanacak ve faturalara kullanılamayan kısımlar için ücret yansıtılmayacak” dedi.
Tüketici İstenmeyen Kısa Mesajlardan Kurtulamayacak Bu arada TÜSODER Hukuk Komisyonu Üyesi Rıdvan Yıldız da, kısa mesajlarla ilgili önemli yaptırım getirecek kanunda bazı boşluklar bulunduğunu öne sürerek, “Vatandaşlar istenmeyen kısa mesajlardan kurtulamayacak” dedi. Yıldız, son zamanlarda “05” ile başlayan ve bireysel gibi görünen statik telefon numaralarından cep telefonlarına reklam mesajları gelmeye başladığını söyledi. İstenmeyen kısa mesajlarla ilgili çalışma yapıldığını anımsatan Yıldız, “Elektronik ticaretle ilgili yürürlüğe girecek kanundaki para cezalarının kimler tarafından gönderildiğinin tespiti güç, kısa mesajlara uygulanması zor. GSM firmalarının da bu mesajları engellemeleri mümkün değildir” görüşünü savundu.
51
Avşar Özgen
internet
info@btgunlugu.com
Türkiye’nin İnternet Yasaklarıyla Sınavı Sosyal medyaya getirilen yasaklarla yeniden dünya gündemine oturan Türkiye’de iletişim özgürlüğü tartışmaları alevlenirken, yasağın Google’a kadar uzanmasına tepki büyük.
3
1 Mart’ta İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınıp öldürülmesiyle sonuçlanan olayla ilgili gelişmeleri izlerken hükümet yetkililerinden gelen, “Savcının başına silah dayanmış görüntülerini yayımlamak etik değil. O görüntülerin engellenmesi için her şeyi yapacağız” açıklaması, yasaklarla somutlaştı. Savcının görüntülerinin yer aldığı içerikleri yayımlayan Facebook, Twitter ve Youtube’a erişim mahkeme kararıyla engellendi. İçeriklerin kaldırılmasıyla birlikte sırasıyla Facebook ve Twitter, 6 saatlik erişim engelinden sonra ulaşıma açıldı. Facebook ve Twitter’da yaşanan bu erişim engelinin arama motoru Go-
50
ogle’a da sıçrayacağı haberleri de ‘sosyal medyaya yasak’ endişelerini artırdı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı; Twitter, Youtube ve bazı haber sitelerindeki Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınmasıyla ilgili görüntülerin kaldırılmasını istedikten sonra Google’dan da ilgili içeriklerin kaldırılması için 6. Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurdu. Bu isteği değerlendiren mahkeme, savcıyla ilgili bazı görüntülerin kaldırılması, kaldırılmadığı takdirde Google’a erişimin tamamen engellenmesini kararlaştırdı. Savcılığın isteği doğrultusunda mahkemenin aldığı karar Youtube’u da içeriyordu. Kararın uygulanması için Google ve Youtube’e 4 saatlik süre verildi. Youtube, Savcı Kiraz’la ilgili görüntülere Türkiye’den erişimi engelledi. Bunun ardından da
Youtube yeniden erişime açıldı.
Hükümete Büyük Tepki Google’un da içerikleri kaldırmaması durumunda erişimin engellenmesi bekleniyordu. Ancak Google’un da kısa bir süre sonra savcıyla ilgili görüntüleri kaldırdığı ve erişimin engellenmesinin yolunu kapattığı görüldü. Google’la ilgili karara Twitter üzerinden yapılan eleştirilerin hedefinde hükümet vardı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de hükümetin sansürü meşru kılma çabasında olduğunu duyurdu. Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, “Savcının görüntülerini yayımlamak, sosyal medyaya erişimi kesmeyi meşru kılar mı?” sorusunu yanıtlarken, AKP hükümetinin Savcı Kiraz’ın ölümü-
Kaboğlu: “Türkiye İçin Büyük Talihsizlik”
lerin yayımlanması rahatsız edici bulunmuş olabilir ama bu durum tüm internet sitelerine toptan bir yasağı meşru kılmaz” diyen Kaboğlu, AKP hükümetinin Anayasa Mahkemesi kararlarını içselleştirmediğini aksine Anayasa’ya aykırı davranmayı alışkanlık haline getirdiğini söyledi. Savcının hakkını korumak isteyen AKP hükümetinin aynı dönemde iç güvenlik paketini gündeme getirdiğini belirten Kaboğlu, “Bir yanda sokağı boşaltma çabası var, bir yanda da sanal ortamı tamamen kapatmak çabası. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı da, hükümetin arka bahçesi gibi çalışıyor. Alınan önlemler ile özgürlük kısıtlamaları arasında tamamen bir ters orantı var. Ne yazık ki bu durum, Türkiye için büyük talihsizliktir” yorumunda bulundu. Kaboğlu, yaklaşan parlamento seçimleri öncesi Türkiye’de yaşananların kamuoyuna doğru yansıtılması için hükümetin de sorumluluğu olduğuna dikkat çekerken, “Oysa ağır bir yasakçı zihniyet kendini göstermektedir. Halkın bu zihniyetten olumsuz etkileneceği, kaos ortamının genişleyeceği ve bunun toplumda sorunlar yaratacağı hesaplanabilmelidir. Hükümetten beklenen; anayasaya uygun hareket etmesi ve sağduyulu davranmasıdır” uyarısında da bulundu.
Hükümetin sosyal medya yasağıyla savcının hakkını gerçekten korumaya mı çalıştığı ya da kişi hak ve hürriyeti korunurken yasakların meşru olup olmadığıyla ilgili görüşlerini açıklayan Marmara Üniversitesi’nden İnsan Hakları Hukuku Uzmanı İbrahim Kaboğlu, Twitter’a yasağın geçen yıl da getirildiğini ve Anayasa Mahkemesi’nin 2 Nisan 2014’te aldığı kararla bu yasağı ‘temel hak ve hürriyetlerin ihlali’ saydığını hatırlattı. “Savcıyla ilgili fotoğraf ve görüntü-
Savcı Kiraz’ın kafasına silah dayanmış halde gösteren fotoğrafın bazı basın yayın organlarında kullanılmasına en sert tepkileri Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu verdi. Erdoğan, “Bu görüntüleri yayınlamak suretiyle ne elde edeceksiniz? Neyi kazanacaksınız? Yani arkadan bunlarla ilgili hemen anında bazı yasaklar gelmemiş olsa bunları gün boyu yayınlamaya devam edecekler. Böyle bir anlayış olamaz. Bu anlayış insani değildir, bu anla-
nü bahane ederek iletişim özgürlüğünü sınırlandırmayı kendine hak gördüğünü savundu. Abakay, “Medyanın büyük kısmını kendine bağlayan, diğer kısmını da ceza ve tehditlerle sindirmeye çalışan AKP, sosyal medya kanallarıyla yayılmaya çalışılan bilgiyi de engelleme çabasındadır. Savcının ölümüyle ilgili de kamuoyundaki soruların yanıtlanması engellenmiştir. AKP hükümetinin derdi; kişi hak ve özgürlükleri değildir, yasakları yaygınlaştırıp-iktidar pekiştirmektedir” değerlendirmesi yaptı. AKP’nin her uygulamasıyla kişi temel hak ve özgürlükleri konusunda ‘tek yönlü ve çıkarcı’ hareket ettiğinin bugün toplumun daha geniş kitleleri tarafından anlaşılmaya başlandığını söyleyen Abakay, gazetecilik örgütlerinin sansür ve yasaklara karşı direncinin engellenemeyeceğine dikkat çekti. Yasakların internet ortamında hakim kılınması çabasının da hükümetin ‘seçim paniği’ olarak görülmesi gerektiğini anlatan Abakay, “Türkiye’de iletişim özgürlüğü karnesi her geçen daha da kararmaktadır. AKP, yasakçı zihniyetini bir an önce sonlandırmak durumundadır. Aksi durumda toplumdaki kaos ortamı genişleyecektir” dedi.
yış vicdani değildir” ifadelerini kullanmıştı.
Akreditasyon Krizi de Yaşandı Ancak tepkiler açıklamayla sınırlı kalmadı. Önce Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın talebiyle rehine krizinin yaşandığı gün basına ‘geçici yayın yasağı’ getirildi. Ardından ise Başbakan Davutoğlu’nun talimatıyla, düzenlenen operasyonda iki militan ile birlikte hayatını kaybeden Savcı Kiraz’ın cenaze töreninde akreditasyon uygulaması yapıldı ve söz konusu fotoğrafı basan yayın organları içeriye alınmadı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da fotoğrafı birinci sayfasında genişçe kullanan Cumhuriyet, Bugün, Posta gibi gazeteler hakkında soruşturma başlattı. Başbakan Davutoğlu ise tartışma yaratan fotoğrafı kullanan yayın organlarını sert bir dille eleştirdi. Söz konusu resmi yayınlamanın savcının ailesi ve kamuoyuna karşı “ahlaksızlık, nezaketsizlik” olduğunu öne süren Davutoğlu, akreditasyon uygulamasını savundu. Davutoğlu, “Herkes insanların acısına saygı duyacak. Teröristlerin propagandasını yapmayacaklar. Bundan sonra herkes dikkat edecek. Onları bugün o cenazeye katılma hakları yoktu, o çocuğun karşına çıkmalarına hakları yoktu” dedi. Hükümete yakınlığı ile bilinen yayın organları getirilen yasaklardan yana tavır alırken, muhalif basın kuruluşları ve basın örgütleri hükümetin tavrını protesto etti. Çağdaş Gazeteciler Derneği’nden yapılan açıklamada, AKP hükümetlerinin yıllardır basın üzerinde uyguladığı sansür ve baskının bu olayda da yaşandığı belirtildi ve “Bu anlayış, görevlerini yapmak isteyen meslektaşlarımıza da olay sırasında engel olmaya çalışmaktan kaçınmadı. Ülkeyi karartmaya
51
internet örgüt amblemlerinin ve silahın belirginliğini azaltarak da o ortamı yansıtabilir” şeklinde konuştu. Türkiye medyasında herhangi bir siyasi polemiğin parçası olmadan gazetecilik etiğini tartışmanın mümkün olmadığına işaret eden Önderoğlu, “Basın kuruluşları, siyasi tavırlarını akla getirmeyecek standart bir yayın çizgisine sahip olmalı. Ancak Türkiye’de gazeteciler arasında gelişmesi gereken etik tartışması ceza tehdidi altında köreltiliyor. Terörle Mücadele Yasası ve Ceza Kanunları nedeniyle gazeteciler profesyonel tartışma ortamı yaratamıyor” diye konuştu.
Yayın Yasağı ve Akreditasyon Basın Özgürlüğü İhlali
çalışsanız da o gerçekleri halka duyurma kararlılığını sürdüreceğiz” denildi.
Hiçbir Haber Başbakan Talimatıyla Gizlenemez Hükümetin topa tuttuğu muhalif yayın organlarının başında gelen Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan başyazıda ise “Çağımızda hiçbir haber, Başbakan talimatıyla gizlenemez. Bir gazeteye hangi fotoğrafın basılacağına Başbakan karar veremez. O karar, gazetecilere aittir” ifadelerine yer verildi. Söz konusu fotoğrafı basarak gazetecilik görevini yerine getirdiklerini söyleyen Cumhuriyet Gazetesi Haber Koordinatörü Murat Sabuncu yaptığı açıklamada, “Fotoğrafı kullanan gazetecileri ahlaksız olarak niteleyen Davutoğlu, önce devlet terörü konusunda adım atmalı. Meslektaşımız Hrant Dink cinayetinin arkasındaki isimler hala bulunamadı. Berkin Elvan’ı öldüren po-
52
lisler hala açığa çıkarılmadı” dedi. Fotoğrafı kullanırken büyük üzüntü yaşasalar da tüm okuyuculara karşı duydukları sorumluluk gereği hareket ettiklerini anlatan Sabuncu, artık günümüzde sosyal medyanın her haberi yayabilme özgürlüğü olduğuna da dikkat çekti. Sabuncu, “Dünyadaki pek çok yayın kuruluşu yayın yaparken, Türkiye’de yayın yasağı getiriliyor. Hükümet adalet sistemindeki zaafların acısını gazetecilerden çıkarmaya çalışıyor” diye konuştu.
Silah ve Yüzler Örtülebilirdi Öte yandan basın dünyası içinde, söz konusu fotoğrafın herhangi bir süzgeçten geçirilmeden kullanılmasına itiraz edenler oldu. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, “Sorun fotoğrafın yayınlanmasından çok, nasıl bir teknik müdahaleden geçtiği. Bir basın kuruluşu fotoğrafı dümdüz basmak yerine yüzlerin,
Devletin tüm medyanın gözünün önünde gerçekleşen bir olaya ilişkin yayın yasağı ve akreditasyon uygulaması getirerek basın özgürlüğünü defalarca ihlal ettiğinin altını çizen Önderoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Hükümet yanlısı yayın organlarındaki etik ihlallerine karşı hiçbir şey yapılmıyor. Medya ancak özgür olduğu zaman kendi standartlarını ortaya koyabilir. Gazetecilerin bir standarda ihtiyacı var ama siyaset ve yargının da basın ile ilişkilerde bir standarda ihtiyacı var. Charlie Hebdo katliamında ve sonraki rehine olaylarında Fransız yetkililer öyle ayrıntılı ve her soruya yanıt veren basın toplantıları yaptılar ki, muhabirler haber merkezlerine sayfalar dolusu bilgi ile döndü. Türkiye’de ise verilen eksik ve şaibeli bilgiler nedeniyle gazeteci haberi verirken risk almak zorunda kalıyor.”
Medya Özgürlüğü İçin “Online” Platform Ülkemizde bu tartışmalar yaşanır-
ken, Avrupa ülkelerinde gazetecilere yönelik fiziksel ve hukuksal tehditlere karşı Avrupa Konseyi ve uluslararası basın kuruluşları tarafından “online” platform oluşturuldu. Dünyada bir ilk olan platform sayesinde, Avrupa coğrafyasında tehdit altında olan gazetecilerin durumu internet ortamında duyurulacak, Avrupa Konseyi derhal harekete geçebilecek. Platform projesi, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 47 Avrupa ülkesini çatısı altında toplayan Avrupa Konseyi’nin girişimiyle doğdu. Hükümetlerarası bir teşkilat olan Avrupa Konseyi’nin temel misyonu Avrupa kıtasında demokrasi, insan hakları ve hukuk devletini güvence altına almak. İfade ve medya özgürlükleri bu nedenle Avrupa Konseyi’nde en önem verilen konular arasında. Avrupa Konseyi’nin değişik organları tarafından son yıllarda toplanan veriler, Avrupa genelinde gazetecilere yönelik fiziksel ve hukuksal baskıların giderek arttığını gösteriyor.
Enstitüsü ve OSI-Media) arasında Aralık 2014’te Paris’te bir anlaşma imzalandı.
Düzenli Raporlar Hazırlanacak Anlaşma kapsamında; Avrupa’da tehdit altındaki gazeteciler konusunda basın örgütlerinin toplayacağı güvenilir verilerin Avrupa Konseyi’nin oluşturacağı ve barındıracağı özel bir internet sitesi üzerinden yayımlanması kararlaştırıldı. Buna göre; ölüm tehdidi, fiziksel saldırı, siyasi baskı, sansür, haksız yere işten atılma gibi medya mensuplarının maruz kaldığı sıkıntılar, uluslararası basın örgütleri tarafından değişik kaynaklar aracılığıyla teyit edildikten sonra Avrupa Konseyi’nin internet sitesinde yayımlanacak. Kamuoyunda önceden duyulmuş bilgiler dışında, tehdit altındaki medya mensuplarının yaşadıkları sıkıntılar sadece onların rızasıyla yayımlanacak. Bu veriler temelinde, sadece Avrupa Konseyi değil, AB, AGİT ve hatta BM, gerektiği zaman ivedi olarak gazeteciler için harekete geçebilecek. Avrupa
Konseyi, toplanan verilerle ilgili düzenli raporlar hazırlayacak.
Kırk Gazeteci İçin Alarm Geçtiğimiz ay yayın hayatına başlayan platformda 12 Avrupa ülkesinden 40 gazeteci için “alarm” veriliyor. Bu alarmlar, gazetecilerin içinde bulunduğu sıkıntıya göre birinci, ikinci ve üçüncü derece olarak sınıflandırılıyor. Birinci derece alarmlar, öldürmeye teşvik ve fiziksel tehdit de dahil olmak üzere en ciddi tehditleri içeriyor. İkinci derece alarmlar, hukuksal ve idari planda medya ile hükümetler arasındaki ilişkileri konu alıyor. Hükümetlerin medya üzerindeki baskıları veya terörle mücadeleyle ilgili yasaların suiistimal edilip ifade özgürlüğünün kısıtlanması gibi durumlar bu derece alarm kategorisinde yer alıyor. Medya yöneticilerinin etik anlayışı ve gazetecilerin çalışma koşulları ise üçüncü derece alarm kategorisinde gösteriliyor. Platformda, tehditlerin “devlet kaynaklı” veya “devlet kaynaklı olmadığı” da belirtiliyor. Türkiye 13 alarm ile ilk sırada yer alıyor.
Gazetecilerin uluslararası bir platformda “online” korunması fikri Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Medya ve Bilgi Toplumu Alt Komitesi’nin Mayıs 2014’te İstanbul’da düzenlediği “Avrupa’da Medya Yönetişiminde Ulusal Parlamentoların Rolü” konulu toplantıda gündeme getirildi. Avrupa Konseyi tarafından derhal benimsenen fikir sonrasında, Konsey ile medya özgürlüğü konusunda uzman altı uluslararası kuruluş (Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, Avrupa Gazeteciler Birliği, Sınır Tanımayan Gazeteciler, Article 19, Uluslararası Haber Güvenliği
53
güvenlik
Mutlu Çavuş
mutlu@btgunlugu.com
En Tehlikeli İnternet Tuzakları İnternet dünyası birçok tuzak ve tehlikelerle dolu. Neredeyse gezdiğimiz birçok site, potansiyel bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Bu yazıda İnternet dünyasında en sık ve en tehlikeli tuzakları sizler için sıraladık.
D
ünyanın en tehlikeli zararlı yazılımlar kuşkusuz Trojan ve Worm tehditleri. Trojanlar, kendilerini fark ettirmeyerek cihazlara saldırıyorlar ve bu cihazlara sessizce yerleşiyorlar. Yerleştikten sonra da cihazları ele geçirip tehlikeli işlemler yapıyorlar. Worm saldırıları ise İnternet ortamında çoğalıyorlar ve İnternete bağlı olan cihazlara bulaşarak zarar veriyorlar. Diğer bir önemli tehdit ise web tabanlı zararlı yazılımlar. Drive By Download olarak da adlandırılan bu yazılımlar Web sitelerine yerleşiyorlar ve bu ziyareti eden cihazlara anında bulaşıyorlar. Eskiden bir elin parmaklarını geçmeyen tehditlerden bahsederdik. Günümüzde durum inanılmaz değişti. Öyle ki yapılan araştırmalara göre her gün 350 000 zararlı yazılım
54
piyasaya sürülüyor. Durum böyle olunca İnternet kullanıcıları, suç işleyen Hacker’lardan tutun meraklı gizli servislere kadar verilerini korumaları gerekiyor. Bu yazımızda İnternet ortamında sıkça rastlanan saldırı ve tehditleri sıraladık. Son kullanıcılardan tutun şirketlere kadar, en çok zarar veren tehditler aşağıdaki gibi.
Trojan ve Worm Saldırıları Listemizin başında Trojan ve Worm saldırıları yer alıyor. Bu saldırılar yıllardır var ve hala en büyük siber tehditlerin başında geliyor. IT endüstrisinin klasik tehditlerinden olan Trojan ve Worm saldırıları sessizce bilgisayar sistemlerine kendisine bir yer ediniyor. Kimse fark etmeden yer edindikten sonra ise hassas veriler ve şifreler kötü niyetli
kişilere yollanıyor. Bununla birlikte de bulaştıkları sistemlerden başka sistemleri de etki altında tutmak için zararlı e-postalar yolluyorlar. Bu yöntem o kadar popüler ki neredeyse her gün 350 000 yeni zararlı yazılım yazılıyor. Güncel Anti Virüs yazılımları bu tehditleri anında algılayıp yok edebiliyorlar. Fakat yapılan bir araştırmaya göre, bilgisayarlara bulaşan zararlı yazılımların neredeyse yarısı algılanamıyor. Uzmanların tavsiyesi, koruma yönteminin sadece son kullanıcı sistemlerde sınırlı kalmaması. Koruma yöntemleri ağ yapılarında da yer almalı ve tehditler son kullanıcı cihaza ulaşmadan ağ tarafından algılanıp yok edilmeli. Bununla birlikte yeni saldırı yöntemleri için her zaman tetikte olunmalı ve bu yöntem sistemlere bulaşmadan önceden önlemler alınmalı.
Web Tabanlı Zararlı Yazılımlar Kullanıcılar, Web siteleri gezerken, farkına varmadan sistemlerine zararlı yazılımlar yükleyebiliyorlar. Bu yazılımlar tarayıcıların Plug In açıklarından sistemlere bulaşıyorlar ve yine tarayıcılara zararlı Plug In’ler yükleyerek yeni güvenlik açıkları oluşturuyorlar. Bu olduktan sonra sistem tamamen ele geçirilmiş oluyor ve kötü niyetli kişiler bu sistemlerde istediklerini yapabiliyorlar. Yapılan bir araştırmaya göre, geçen yıl 145 Milyon zararlı Web sitesi tespit edildi. Genelde siteyi gezerken arka planda Download penceresi açılıyor ve kullanıcı farkına varmadan zararlı yazılımlar sistemine kuruluyor. Bu yüzden bu tehditlere Drive-by-Downloads adı verilmiş durumda ve IT endüstrisinin en büyük tehditlerin arasında yer alıyorlar. Bu saldırı yöntemlerden korunmak için, mutlaka Flash, Java ve Acrobat gibi Plug In’leri en güncel sürümlerine yükseltilmesi şart.
BOTNET Ağları Günümüzde sık kullanan bir saldırı yöntemi Botnet ağları. Botnet ağları, Botmaster tarafından ele geçirilen ve kontrol edilebilen yüzlerce bilgisayardan oluşabiliyor. Botmaster, bu tehditten etkilenen sistemlerin kişisel verilerine ve şifrelerine rahatlıkla ulaşabiliyorlar. Bununla birlikte bu sistemlerden başka sistemlere Spam ve Phising saldırıları düzenleyebiliyor. En büyük tehdit ise ele geçirilen bu bilgisayarları tek bir sisteme saldırmak için de kullanılabiliyor olması. Botnet ağlarını çökertmek için elbette harekete geçilmiş durumda. Öyle ki bazı büyük Botnet ağları tespit edilip yok edildi. Durum böyle olunca kötü niyetli kişiler bu yüzden stratejilerini değiştirmiş durumda. Botmaster, artık sadece bilgisayar sistemlerine saldırmıyorlar. Akıllı
telefonlar, Web sunucular, Router ve Internet’e bağlı olabilen tüm cihazlar hedef haline gelmiş durumda. Bu saldırılardan korumak için mutlaka Firewall özelliği olan bir güvenlik paketi kurulmalı.
Zararlı Web Siteleri ve Mobil Uygulamalar Siber suçlular belli başlı Web sitelere görünümü değiştiren zararlı kodlar yerleştiriyorlar. SQL Injektion olarak adlandırılan bu yöntem ile, bu siteler vasıtasıyla sistemlerde kayıt edilmiş hassas Login verilere ulaşabiliyorlar. Benzer bir durum Akıllı telefon ve Tablet uygulamaları için de geçerli. Bu yöntemden korunmak için mutlaka Javascript ve Flash uygulamaları kapatılmalı. Bununla birlikte sadece emin olduğunuz ve uygulamaları zararlı yazılımlara karşı kontrol eden kaynaklardan uygulamalar indirin.
Phishing Çok kısa bir süre içinde mümkün olduğunca çok veriye ulaşmak. Phishing saldırıların temeli olan bu düşünce, sahte eposta trafiği ile IT sistemlerine bulaşıyor. Sahte eposta hizmeti ve Trojan yardımı ile ile kullanıcıların verilerini çalan bu saldırı yöntemi oldukça yaygın. Siber suçlular özellikle kullanıcıların online bankacılık verilerin peşindeler. Bu yüzden de şüpheli gördüğünüz epostaları mutlaka silin. Bununla birlikte kişisel verilerinizi eposta ortamında paylaşmayın.
Spam Yapılan bir araştırmaya göre her gelen dört e-posta’dan üçü istenmiyor. Spam, günümüzde ciddi anlamda azalmış durumda olmasına rağmen hala en büyük tehditlerden biri. Genelde gelen e-postaların içinde fatura veya online sipariş
bilgileri yer alıyor. Bu bilgilere daha detaylı erişmek için de bir link bulunuyor. Meraklı kişiler, bu linklere tıklayarak zararlı yazılımları sistemlerine indirmiş oluyorlar. Birçok servis sağlayıcı Spam filtreler ile bu tehdittin önüne geçiyorlar. Yine de dikkatli olmakta fayda var. Tanımadığınız bir epostanın içinde yer alan bir Linke kesinlikle tıklanmamalı. Spam tehditi günümüzde sosyal ağlara sıçramış durumda. Social Media Spam olarak adlandırılan bu tehdit mobil uygulamalar ve RSS servislerinden de bulaşabiliyor.
DOS: Denial-of-Service Denial of Service saldırılarının en büyük mantığı bir sunucu sistemini veya bir İnternet hizmetini aşırı yük altında bırakarak erişilemez hale getirmek. Bunu yapabilmek için, oldukça yüksek veri paketleri bir çok sistemden hedeflere gönderiliyor. Birkaç sistemden tutun Botnet ağlara kadar bu saldırılar yönetilebiliyor. Bu saldırılar beklenmedik bir şekilde ortaya çıkıyor ve gün geçtikçe de şiddetleniyorlar. IT mimarisinin farklı yerlerine düzenlenen bu saldırılar ciddi zararalar verebiliyor. Ama bu saldırıların en önemli nedeni, IT yöneticisini farklı bir yöne çekerek oyalamak ve arka planda da IT sisteminin içine zararlı bir yazılım yerleştirerek hassas verilere ulaşmak.
Exploit Kit Virüs oluşturan kitler oldukça popülerler. Kötü niyetli kişiler bu kitler sayesinde siber saldırıları otomatik hale getirebiliyorlar. Oluşturulan bu zararlı yazılımlar bir çok saldırı yöntemine ve yayılma tiplere göre dönüştürülebiliyor. Oldukça kolay bir kullanıma sahip olan bu kitler sayesinde her bir birey potansiyel bir siber saldırgana dönüşebiliyor.
55
Avşar Özgen
mobil
info@btgunlugu.com
4G’yi Beklerken 5G’ye mi Geçiyoruz? GSM operatörleri büyük bir heyecanla 26 Mayıs’taki 4G ihalesine hazırlanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “4G ile zaman kaybederiz. 2 yıl sonra direkt 5G’ye geçilmeli” sözleri piyasada tam anlamıyla şok etkisi yarattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5G konusundaki bu çıkışı Türkiye’deki iletişim, bilişim konusunda uzmanlar arasında gerçekten 2 yıl içinde 5G’ye geçmek mümkün mü tartışmalarını da beraberinde getirdi.
R
esmi Gazete’de 18 Mart 2015 tarihli, yani bundan sadece 1 ay önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da altında imzası bulunan kararla, 4G ihale süreci resmen başlamıştı. BTK, ihalenin 26 Mayıs Salı günü Ankara’da yapılacağını duyurduktan sonra GSM operatörleri harıl harıl bu ihaleye hazırlanıyordu. İhalede belirlenen asgari muhammen bedel de 2 milyar 300 milyon Euro olarak duyurulmuştu. Ancak Türk Telekom’un 175’inci yıl kutlamalarına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kürsüye çıktı ve bir anda gündemi değiştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya 5G’yi
56
konuşuyor, biz 3G’deyiz. 4G ile zaman kaybetmeye gerek yok. İki yılda Türkiye 5G’ye geçmeli. Aksi takdirde Türkiye çöplük olur” sözleri ile hem ihaleye hazırlanan bürokratları hem de GSM şirketi yöneticilerini şoke etti.Şimdi herkes bundan sonra süreç belirlenen takvim üzerinden devam edecek mi yoksa 4G ihalesi iptal mi edilecek diye merak ediyor. Aslında buradaki asıl sorun 4G ihalesinin iptal edilip edilmemesi değil. Konunun uzmanlarına göre asıl sorulması gereken soru; 5G’ye geçiş gerçekten 2 yıl içinde mümkün olabilir mi?
2017’ye Yetişemez Şu bir gerçek ki 5G teknolojisi
henüz geliştirilme aşamasında. Dünyada henüz 5G teknolojisi ile çalışan bir mobil şebeke yok. Avrupa’nın en erken 2021’de bu teknolojiye geçebileceği tahmin ediliyor. Bu teknolojiyi ilk kullanacak ülkenin Güney Kore olması bekleniyor. Güney Kore’nin de ülke genelinde 5G hızına 2020’de ulaşacağı tahmin ediliyor. 2018 Olimpiyatları’nda dar bir alanda 5G teknolojisinin sporseverlere deneyimlendirilmesi amaçlanıyor. Dolayısıyla 4G ihalesini iptal etmek ve bu teknolojiyi atlamak Türkiye’nin en az 4-5 yıl daha 3G teknolojisi ile devam etmesi anlamına geliyor. Yani 2017’de 5G’ye geçmek imkansız gibi görünüyor.
Peki, Türkiye 3G ile 5 yıl daha idare edebilir mi? Uzmanlara göre 3g ile 5 yıl daha devam edilebilmesi aslında mümkün görünüyor. Bunun en önemli nedenlerinde biri de Türkiye’deki 3G’nin aslında dünyadaki 3G teknolojisinden ileride olması. Hatta zaman zaman Türkiye’de kullanılan 3G teknolojisine 3.5G denmesinin bir nedeni de bu. Yani Türkiye 3G teknolojisine diğer birçok gelişmiş ülkeye göre daha geç başladığı için şu anda ülkemizde kullanılan 3G teknolojisi diğerlerine oranla daha ileri bir seviyede bulunuyor diyebiliriz. Fakat bu işin olumsuz tarafları da bulunuyor. Yani Türkiye’de data trafiği çok hızlı arttığı için 3G bantlarını genişletmek imkansız. Hatta daha şimdiden yoğun bölgelerde 3G bağlantılarında sorunlar çıkıyor. Yani ilerlemiş 3G teknolojisiyle bile 5 yıl beklemek ve 5G’ye geçmek çok uzun bir süre. Uzmanlara göre Türkiye 4G’yi atlayıp 5G’yi beklemeye karar verirse, bu yollar artan trafiğe yetmeyebilir. Yani bugünkü kaliteyi koruyamayabiliriz. Ayrıca bir de işin gelir sorunu var. 26 Mayıs’ta yapılması planlanan 4G ihalesinde devletin kasasına en az 2.5 milyar Euro’luk bir gelir girmesi planlanıyor. Yani 4G ihalesinin iptali Türkiye’nin bu gelirden de vazgeçmesi anlamına geliyor. GSM operatörleri tarafından bakıldığında ise işin bir de maliyet analizi bulunuyor. Uzmanlara göre belki şu an operatörler için 4G bile lüks olabilir. Bu durumda yüksek yatırım bedelleriyle karşı karşıya olan operatörleri bunun karşılığını alıp alamama sorusu da endişelendiriyor. Çünkü Türkiye’de ARPU’lar yani abone başına gelirler çok düşük.
3G Atlanıp 4G’den Başlanabilirdi Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan
bu görüşünü 4G ihalesi öncesi değil de 3G ihalesi öncesi belirtseydi, uzmanlara göre o zaman işler çok daha kolay ilerleyebilirdi. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz 3G’yi atlayıp direkt olarak 4G’ye geçiş yapalım” deseydi o seçenek daha ulaşılabilir olabilirdi. Çünkü Türkiye 3G teknolojisi ile tanıştığında yani 2009 yılında dünyada 4G teknolojisi kullanılmaya başlanmıştı. Mesela Almanya 4G’ye 2009’da geçmişti. Ancak Türkiye 3G ile tanışan ilk 100 ülkenin içinde bile olamamıştı. 4G teknolojisinin atlanarak 5G’ye geçmeyi beklemek cep telefonu sektöründe de sıkıntılara yol açabilir. Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İşadamları Derneği Genel Sekreteri Ömer Kavas, 5G tartışmalarının cep telefonu satışlarını frenleyeceğini belirtiyor. “5G uyumlu telefon henüz yok. Standartları oturmamış durumda. Japonya ve Güney Kore’de kullanılabilen modeller var ama onlar da yaygın değil. Bu yılsonunda ancak standartları oturur” diyen Kavas, “Telefon alan herkes artık bunları sormaya başladı. Satıcılar açıklama yapmaya çalışıyor. 4G ihalesi öncesi ve sonrasında piyasada ticari bir hareket bekleniyordu. Eğer 26 Mayıs’taki ihale yapılmazsa bu yaşanmayacak sanırım. Sektör zarar görecek. Ancak kişisel olarak uzun vadede 3G’den 5G’ye geçilmesini tasvip ediyorum” şeklinde konuşuyor.
geçirilebilecek. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse; otomobillerde 5G teknolojisi olursa saliselerle öndeki aracın frene bastığını fark edip araç vites küçültebilecek ya da fren yapabilecek. Ultra hızlı mobil şebeke erişimi genişletilebilecek. 4G’ye göre çok daha hızlı bir teknoloji olan 5G ile dünya üzerinde birbirine bağlanmış durumdaki milyarlarca cihaz, sorunsuz idare edilebilecek akıllı bir iletişim ağı haline gelecek. Telefon ve tabletler, iletişim aracı olmaktan çıkıp portatif birer asistana dönüşecek. İsveç merkezli Ericsson’un liderliğinde devam eden 5G sisteminin geliştirilmesi için Avrupa Birliği’nin yanı sıra Japonya, Güney Kore ve Çin’de de çalışmalar yürütülüyor.2020’ye yönelik bir çalışma olan 5G’nin temel hedefi, herkesin, her yerde her türlü bilgiye sınırsız erişimi ve her türlü veriyi paylaşabilmesi olarak ifade ediliyor. Artan veri boyutu nedeniyle küresel ölçekte 5 yıldır birçok şirket ve resmi kurum, 5G çalışmalarını sürdürüyor. İsveç merkezli Ericsson’un liderliğinde devam eden 5G sisteminin geliştirilmesi için Avrupa Birliği’nin yanı sıra Japonya, Güney Kore ve Çin’de de çalışmalar yürütülüyor. Güney Kore’de 2008’de başlayan 5G çalışmalarının katkısıyla, 2 kilometrelik mesafede 28 Ghz spektrumunda 1 Gbps hıza ulaşıldığı açıklandı. Samsung ise 5G hız rekorunu 7.5 Gbps ile kırdığını Ekim 2014’te duyurdu.
4G’nin 3G’den, 5G’nin 4G’den Ne Farkı Var?
Bugünden 100 Kat Hızlı
Araştırmacılar, henüz geliştirme aşamasının ilk evresinde olan 5G teknolojisiyle, mobil şebekelerin hız, esneklik ve sistem zekâsı gibi özelliklerinde köklü gelişmeler yaşanacağını tahmin ediyor. Buna göre, 5G teknolojisiyle birlikte, gecikme süreleri ciddi biçimde kısaltılarak yeni nesil M2M (makinalar arası iletişim) uygulamaları hayata
4G’nin 3G’ye göre teorik olarak 10 kat, 5G’nin de 4G’ye göre 10 kat hızlı olduğu düşünüldüğünde, 5G’nin gelecekte çok daha yüksek hızlara çıkabileceği tahmin ediliyor. Bu da bugünkü 3G hızının tam 100 katı hıza çıkılmış olacağı anlamına geliyor. 5G teknolojisinin tüm dünyada 2020 yılında hizmete sunulması bekleniyor. 5G, şu an için teorik tartışmaları yürütülen ve
57
mobil 2020 gibi ileri tarih için planlanan bir teknoloji ve henüz standartlarının uluslararası kurumlar tarafından oluşturulması gerekiyor. Tabii ayrıca, her teknolojide olduğu gibi 5G’nin kullanımında da bu hizmeti verebilecek cihazların piyasaya çıkması gerekiyor. 4G ilk olarak 2009 yılında lisanslandı ama dünyada genel geçer kullanıma ulaşması 2013 yılını buldu. Bunun nedeni de cep telefonu üreticilerinin bu teknolojiyi destekleyen üretimlerinin zaman alması oldu. Yani tüketiciler de hemen bu ürünlere ulaşamıyor. Bu yüzden her ne kadar 5G’nin 2020’de ticari olarak piyasaya sunulması söz konusu olsa da gerçekten 5G destekli telefonların yaygınlaşması ve kullanılması için bir kaç sene daha beklemek gerekebilir.
Türkiye’nin 5G Yol Haritası Hazır Diğer taraftan Türkiye’nin 5G’ye ilişkin hedeflerinin belirlendiği Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı’na göre, yerli sanayinin alana özendirilmesi amacıyla Ar-Ge kaynakları kullandırılacak. Kalkınma
Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan 2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı’na göre, söz konusu dönemde 5G Ar-Ge ve standart çalışmaları yürütülecek. Çalışmalarda, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, TUBİTAK, Türk Standartları Enstitüsü ve sivil toplum kuruluşları işbirliği yapacak. Bu kapsamda, 5G mobil geniş bant internet için kullanılacak elektronik haberleşme ekipmanlarının Ar-Ge çalışmalarına başlanacak ve 5G için uygulanacak standartların gelişmesi surecine katılım sağlanacak. 5G’ye ilişkin standartların ve tesis edilecek şebekelerin 2020 sonrası için gündeme geleceği öngörülüyor. 5G standartlarının gelişimine paralel olarak AB başta olmak üzere uluslararası platformlardaki Ar-Ge çalışmaları yakından takip edilecek, bu çalışmalara Türkiye adına katılım sağlanması teşvik edilecek. 5G elektronik haberleşme ekipmanlarının Türkiye’de de üretilmesine imkân sağlamak üzere yerli sanayinin bu alana özendi-
rilmesi amacıyla Ar-Ge kaynakları kullandırılacak. 5G’yi gündeme getiren faktörler Dünya genelinde akıllı cihaz sayısındaki hızlı artış, teknolojik gelişmeler ve hız ve kapasite talebi gibi etkenler mobil geniş bant teknolojilerinde sürekli olarak yeni gelişmeleri tetikliyor. İnternete bağlı cihaz sayısındaki hızlı artış, M2M (makinalar arası iletişim) uygulamaları, nesnelerin interneti, haberleşme cihaz ve ekipmanlarındaki enerji verimliliği, artan hız ve kapasite talebi ise 5G’yi gündeme getirdi. 5G’ye ilişkin standartların ve tesis edilecek şebekelerin 2020 sonrası için gündeme geleceği öngörülüyor.
Avrupa Birliği 700 Milyon Euro Bütçe Ayırdı AB ve Güney Kore arasında 5G’ye ilişkin bir anlaşma imzalandı. Anlaşma kapsamında 5G mobil internet teknolojisinin geliştirilmesi için çalışılacak, 5G’nin iletişim ağları ve bulut bilişim üzerindeki etkilerine yönelik değerlendirmelerde bulunulacak, bu teknolojinin getireceği avantaj ve dezavantajlar ele alınacak. AB’nin, bu kapsamda 2020’ye kadar 700 milyon avro yatırım yapması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ne Demişti? Cumhurbaşkanı Erdoğan 4G teknolojisi ile “zaman kaybedilmemesi” gerektiğini iddia etmişti. Geçtiğimiz Nisan ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Telekom’un 175. yıl dönümü etkinliğine katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4G ihalesinin gündemde olmasına rağmen 2 yıl daha beklenip 5G’ye geçilmesi
58
gerektiğini kaydederek, “Buraya gelirken kısa bir brifing aldım. Gündemde 4G ihalesi var. Ama dünya 5G’yi konuşuyor. 4G’yle hiç zaman kaybetmeyelim. O zaman 3G’de 2 yıl daha sabredersek, 5G’ye geçeriz. Aksi takdirde 4G’ye geçersek Türkiye çöplük haline döner” diye konuştu. Dünyanın 2020 yılında 5G teknolojisine geçmesi bekleniyor.
5G nedir? 5. Nesil GSM Hizmeti; bant genişliği açısından son aşama olarak kabul edilen, doğrudan uydu çıkışı yapabilecek (zira şu anki cep telefonları GPS üzerinden konumlama yapabiliyor), dahası dünya çapında coğrafi ve fiziki koşullardan bağımsız olarak ses harici veri transferi yapabilecek GSM hizmetinin adı. Yapılan çeşitli öngörülerde çok uluslu iletişim markalarının bu alanda tek başlarına tekel olabileceği düşünülüyor. Birçok ülkede uyduya çıkış frekansı yasak olduğu için uluslararası bir ticari rekabet ortamı oluştuğu takdirde küresel iletişim anlamında 5G standartlarının zaman içerisinde oturtulabileceği düşünülüyor. BTK’dan Türk Telekom’un ücretsiz internet kampanyasına onay. İletişim sektörü 4G mi 5G mi tartışmalarını yaşarken, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Türk Telekomünikasyon AŞ’nin (Türk Telekom), 1 milyon hanede ve yeni tesis edilecek aboneliklerde geçerli olması öngörülen 4 Mbit/sn hızında ve 4 GB kotalı DSL genişbant internet hizmetinin 24 ay süreyle ücretsiz sunulmasına yönelik kampanyasını onayladı. Kam-
panya kapsamında sunulacak paket, yeni aboneliklerde ve tesis adresinde abonelik iptali üzerinden en az 3 ay geçmiş satışlarda uygulanacak. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun internet sitesinde yer alan kurul kararına göre, Türk Telekom’un 4 Mbit/sn hızında ve 4 GB kotalı DSL genişbant internet hizmetinin 24 ay süreyle ücretsiz sunulmasına yönelik kampanya uygulama esasları onaylandı. Onaylanan kampanya uygulama esaslarının, Türk Telekom tarafından İnternet Servis Sağlayıcılara duyurulmasına karar verildi. Buna göre, kampanya 13 Temmuz 2015’e kadar xDSL Toptan Al-Sat ve IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi modellerinde ve 4 Mbit/sn hız ve 4GB kotalı internet paketinde yapılan yeni satışlarda geçerli olacak. Kampanya kapsamında sunulacak paket, yeni abonelik-
lerde ve tesis adresinde abonelik iptali üzerinden en az 3 ay geçmiş satışlarda uygulanacak. Kampanya bitiminde isteyen abone hattını iptal ettirebilecek. Bu durumda herhangi bir ceza uygulanmayacak. İsteyen abone 4 Mbit/sn 4 GB paketinde kalabilecek, bu durumda tarifede duyurulan paket ücreti üzerinden ücretlendirme yapılacak. Bir milyon hanede ve yeni tesis edilecek aboneliklerde geçerli olması öngörülen kampanyanın, toptan genişbant erişim hizmetlerinin kullanımının teşvik edilmesi yönüyle internet kullanımını yaygınlaştıracağı, ülkede nüfus ve bölgeler arası sayısal uçurumu gidereceği ve sabit internet aboneliği bulunmayan kullanıcıların genişbant internet abonesi olmalarını temin etmek suretiyle elektronik haberleşme hizmetlerine yönelik talebi ve arzı artıracağı değerlendiriliyor.
59
donanım
BT Günlüğü Test Merkezi, bundan böyle her ay yeni çıkan ürünleri mercek altına alıyor. Deneyimli bir kadro ile özellikle mobil hayatın inceliklerine parmak basacak olan BT Günlüğü, sunuculardan tutunda basit bir cep telefonuna kadar düşünebileceğiniz her türden ürünü sizlere anlatmak ve açıklamak için çabalayacak. Eskiden kurumsal ve son kullanıcı olarak iki ayrı ürün grubu pazarı bulunuyordu, fakat son yıllarda bu pazar ayrımı yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Kurumsal pazara hitap eden ürünlerin çalışan kullanıcılar için tasarlandığı bir gerçek. Ama şunu da unutmamamız gerekiyor her kurumsal kullanıcı aynı zamanda bir son kullanıcı ve birçok çalışan kendi özel teknolojik cihazını aynı zamanda işyerinde de kullanıyor. Yapacağımız ürün incelemelerindeki amacımız ise siz değerli okuyucularımıza satın alma kararı konusunda yardımcı olmak. Bu konuda aklınıza gelebilecek herhangi bir soruyu istediğiniz zaman bizlere sorabilirsiniz. E-Posta adresimiz info@btgunlugu.com. 60
Dell XPS 13
12 inç Boyutunda 13.3 inç Dizüstü Dell’in yeni canavarı olan XPS13 yüksek performansı, 4K destekli ekranı ve inceliği ile rakiplerine gözdağı veriyor. Çok kaliteli bir işçiliğe sahip olan Dell XPS 13, Alüminyum alaşımlı bir kasa sistemi kullanıyor. Yaptığımız testlerde bu kasa sisteminin çok stabil olduğunu gördük. Ürünü, kenarlardan bastırdığımızda, herhangi bir çıtırtının duyulmaması çok büyük bir artı. Benzer durum ekran için de geçerli. Kullanılan Gorilla Glass ekranı bükmek gerçekten çok zor. Ekran çerçevenin 1.2 mm değeri ile çok ince olması da ergonomiye ekstra bir güzellik katıyor. Bununla birlikte alt tarafta bulunan lastik ayaklar, hem cihazın kaymadan sağlam oturmasına ve bu alanda bulunan fanların daha rahat çalışmasına neden oluyor. Dizüstü sistemlerde bildiğimiz kamera sistemi, Dell XPS 13’de (720p kamera) ekranın altında yer alıyor. Fakat en önemli değişiklik bu üründe kullanılan Sharp’ın IPS paneli. Bu panelin en büyük özelliği sahip olduğu Igzo teknolojisi sayesinde oldukça ince bir alanda 400 cd/m²’lik bir parlaklığa ulaşması. Bu parlaklık değeri otomatik olarak değişebiliyor. Benzer bir durum kontrast değeri için de geçerli. Örneğin karanlık sahneleri bol olan bir video seyrettiğinizde kontrast ve parlaklık değeri otomatik olarak yükseltiliyor. Birçok kişinin hoşuna gidecek olan bu başarılı özellik ne yazık ki iptal edilemiyor. Unutmadan söyleyelim. Dell XPS 13 iki farklı çözünürlükte satışa sunuluyor. Dokunmatik olmayan ekran 1920x1080 piksel çözünürlüğüne ulaşırken, dokunmatik özellikli ekran 3200x1800 piksel çözünürlüğe ulaşıyor. 4K ekran inanılmaz keskin ve net bir görüntü oluşturuyor. Fakat bazı uygulamalarda görüntüyü 4K’ya yükseltmek, zaman zaman sorunlar yaşatabiliyor. Yüksek Bir Performansa Sahip XPS 13, yüksek performansta çok düşük güç tüketen Intel’in Broadwell teknolojisini kullanıyor. XPS 13’de kullanılan Core i7 5500U işlemcisi sadece 15 Watt’lık bir
Teknik Özellikler: İşlemci: Core i7 5500U (2.4 GHz) Bellek: 8 GByte Depolama Kapasitesi: 256 GByte SSD Ekran Boyutu: 13.3 inç Ekran Çözünürlüğü: 3200 x 1800 piksel Boyut: 200 x 304 x 9-15 mm Ağırlığı: 1.27 kg
güç tüketiyor. Hyperthreading destekli iki çekirdekli bu işlemci (toplam 4 çekirdek) 2.4 ile 3 GHz saat frekansı arasında çalışıyor. HD Graphics 5500 grafik yongası ise günümüzün birçok oyununu rahatlıkla çalıştırabiliyor. Üründe kullanılan 8 GByte büyüklüğündeki DDR3L-RS-1600 bellekler, benzer belleklerle kıyasla Windows 8.1 işletim sistemi altında dörtte bir oranında güç tüketiyor. Yaptığımız testlerde bu zaten hemen belli oluyor. Dell XPS 13’un bataryası yaklaşık 10 saat boyunca kesintisiz çalışabiliyor. Bu batarya iki saat’te dolması önemli bir avantaj. Ultrabook Standardı Yeniden Yazıldı Üründe beğendiğimiz bir özellik, yüksek performansta bile sessizce çalışabilmesi. Bununla birlikte üç kademeli aydınlatmalı klavye önemli bir artı. Kasa sisteminin üzerinde parmak izinin oluşmaması da kullanıcıyı sevindireceğini düşünüyoruz. Çok keskin bir ekrana sahip olan Dell XPS13, uzun çalışma süresi ile de kendisinden söz ettirecek. Son olarak şunu belirtmek isteriz. 4K destekli bir ekran yerine 1080p Matt ekranlı ürünü de rahatlıkla tercih edilebilirsiniz. Bu sayede görüntüyü 4K yükseltme sorunundan kurtulacağınız gibi, pil kullanım süresi de ciddi anlamda artacak.
61
donanım
Quadro Smart Watch S71 Kolunuzdaki Güç
Quadro’nun yeni akıllı saati Smart Watch S71 şık tasarımı ve farklı uygulamalarıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Günlük aktivitelerinizi takip edebilmeniz için içerisinde “Adımsayar”, harcanan kalorilerin ölçülmesi için “Kalori Hesaplayıcı”, uyku düzen ve kalitesinin takibi için “Sleep Monitör”, günlük hayatın içinde hareket etmeyi ve spor yapmayı unutturmayan “Eksersiz Hatırlatıcı” ve kadınlar için “Özel Gün Takvimi” gibi birçok katma değerli uygulama barındıran Smart Watch S71’i kolunuzdan çıkarmayacaksınız. Ürün Android 2.3+, IOS 6.0+ ve Windows Mobile 5.0+ bütün işletim sistemlerini desteklemesinin yanı sıra Bluetooth barındıran bütün akıllı telefonlar ile senkronize edilerek kullanılabiliyor. Görüşme, Mesaj, Rehber, Arama Kayıtları, Müzik, Radyo, Takvim başta olmak üzere bir çok ekstra işlevi bulunan ürünün üzerinde 1.54 inç kapasitif ekran bulunmakta. 240 x 240 piksel çözünürlüğe sahip bu ekranın pil tüketimini olumlu etkilemesi sevindirici. Çünkü Smart Watch S71’in 72 saat bekleme ve 6 saat konuşma süresi bulunuyor. 8 GB’a kadar Micro SD kart desteğine sahip ürünün üzerinde 2 Megapiksel kamera yerleştirilmiş durumda. Bu kameranın görüntü kalitesi vasat seviyede olsada acil durumlar için ideal bir çözüm sunuyor. Peki S71 İle Daha Neler Yapılabiliyor? Adından da anlaşılacağı gibi akıllı saatler normal işlevlerinin yanı sıra birçok akıllı uygulama ile birlikte geliyor. Quadro Smart Watch S71 üzerinde sesli görüşmeler yapabiliyorsunuz, SMS’lerinizi okuyabilir veya cevaplayabilir, arama kayıtlarınıza ulaşabilir, akıllı saatinizden rehberinizde kayıtlı bir numarayı ya da istediğiniz herhangi bir numarayı arayabilir, E-mail, Facebook, Twitter, Instagram, Whatsapp, Wiber, Takvim vb. sosyal medya
62
Teknik Özellikler: Ekran: 1,54 inç Kapasitif Dokunmatik İletişim: Bluetooth Bellek Kart Desteği: 8 GB'a kadar MicroSD Kamera: 2 Mega Pixel G-Sensor: Var Batarya: 3.7V / 450mAh Li-ion Bekleme Süresi: 144 saat Konuşma Süresi: 6 saat Müzik Çalma Süresi: 8 saat
ve iletişim uygulamalarınızdan gelen bildirimleri takip edebilirsiniz. Saatin akıllı özellikleri bununla sınırlı değil. Quadro Smart Watch ile FM frekansında radyo dinleyebiliyorsunuz. Yerleşik video oynatıcı ile ister saatinizde ister telefonunuzda olan videoları da oynatabilirsiniz. Saatin bir diğer önemli özelliklerinden biri ise Bluetooth Camera. Bu sayede akıllı telefonunuzun kamerasına ulaşabiliyor ve saatinizi kullanarak fotoğraf ve video kaydedebiliyorsunuz. Quadro bu saati geliştirirken güvenlik özelliklerini de unutmamış. Saatin üzerinde bulunan Anti- Lost özelliği sayesinde telefonunuz sizden 10 metreden fazla uzaklaştığında akıllı saatiniz size uyarı veriyor. Başarılı tasarımı uygun fiyatı ve sunduğu farklı özellikleri ile bizden geçer not alan Quadro Smart Watch S71, akıllı saat alacakların gözden kaçırmaması gereken bir ürün.
Samsung Galaxy S6 Edge Piyasanın En İddialı Telefonu
Samsung Galaxy S6, kullanılan malzeme, kaliteli işçilik, zeki tasarım ve zengin donanım birleşenleri ile beklentileri fazlasıyla karşılıyor.
Teknik Özellikler: Ekran: 5.1 inç (2560×1440) İşlemci: Exynos 7420 (8 çekirdek) Bellek: 3 GByte Kapasite: 32/64/128 GByte İşletim Sistemi: Android 5.0 Kamera: 16 MP Arka, 5 MP ön Boyutlar: 142.1 x 70.1 x 7 mm Ağırlık: 132 g
Ürüne uzaktan baktığımızda sıra dışı tasarımı ile hemen göze çarpıyor. Galaxy Note Edge’den bildiğimiz kıvrımı ekran bu üründe de kullanıldı. Tek bir fark ile. Galaxy Note Edge’de tek kenar kıvrık iken, Samsung Galaxy S6 Edge’in her iki kenarı kıvrık. Galaxy Note Edge’de yer alan kenar ekrana ekstra fonksiyonlar atabiliyorken, Galaxy S6 Edge’de bu ne yazık ki söz konusu değil. Kenarların kıvrık olması, Galaxy Note Edge deki gibi ekstra bir özellik sunmuyor. Tasarımın böyle olmasının başlıca sebebi, kullanıcıya rahat bir kullanım sunması. Tıpkı iPhone 6 gibi ele çok iyi oturan Galaxy S6 Edge (7 mm), Galaxy S5 ile kıyaslandığında (8.1mm) çok daha ince ve kısa. Galaxy S6 Edge’in arka kısmında bulunan kamera lensi tıpkı Galaxy S6 gibi hafif öne çıkık. Kullanılan 5.1 inç büyüklüğündeki Super-AMOLED ekran güçlü kontrast ve zengin bir renk doygunluğuna ulaşıyor. 2560×1440 Piksel çözünürlüğüne ulaşan bu ekran 577 ppi piksel yoğunluk değeri ile piyasanın en keskin görüntülerinden birini oluşturuyor. Bunda çok şaşırmamak gerekiyor. Çünkü Galaxy S6 Edge, metrekareye düşen 763 Candela parlaklık değeri ile tüm rakiplerini geride bırakıyor.Alüminyum bir gövdeye sahip olan Galaxy S6 Edge, iPhone 6’ya inanılmaz çok benziyor.
Bu üründe hep alıştığımız arka kapak ne yazık ki yok. Dolaysıyla yaklaşık 9 saat kesintisiz konuşma sağlayan 2600 mAH’lik pil de değiştirilemiyor. Bununla birlikte bellek kart yuvası ve Samsung’un Galaxy S5’de hep övündüğü su ve toz’a karı olan teknolojisi ne yazık ki yer almıyor. Sekiz Çekirdekli İşlemci İle Müthiş Performans Galaxy S6 Edge’de sekiz çekirdekli Exynos 7420 işlemcisi yer alıyor. Bu işlemci 3 GByte LPDDR4 bellek ile birleştiğinde müthiş bir performansa ulaşıyor. Kullanım oldukça hızlı ve kolay. Pencereler arası geçişlerde ve uygulamalar anında açılıyor. 802.11ac WLAN teknolojisini (MIMO) destekleyen Samsung Galaxy S6 Edge, 300 Mbps hızında LTE teknolojisine uyumlu. 32,64 ve 128 GByte kapasitelerle piyasaya sunulan Galaxy S6 Edge, UFS 2.0 standardına sahip Flash kullanıyor. SSD disklerde de kullanılan bu Flash, çok daha düşük bir güç ihtiyacı ile benzer ürünlerle neredeyse 3 kat daha hızlı. 16 MP’lik Süper Kamera Galaxy S6 Edge, F1.9 diyafram açıklığı ve optik görüntü sabitleyici 16 MP’lik bir kameraya sahip. Bunun avantajı, düşük ışıklı ortamlarda çok iyi fotoğraflar çekebilmesi ve yapılan video kayıtlarda sarsıntının önlenmesi. HDR fotoğraflar da çekebilen Galaxy S6 Edge, tıpkı iPhone 6 gibi saniyede 240 fotoğraf ile ağır çekim yapabiliyor. 5 MP’lik ön kamera da, F1.9 diyafram açıklığına sahip. Ürünün en büyük özelliği ise 0.7 saniye içinde hızlı fotoğraflar çekebilmesi. Yaptığımız testlerde ise, Galaxy S6 Edge’in en çok düşük ışıklı ortamlarda çok iyi fotoğraflar çekebildiğini gördük. Galaxy S6 Edge, rakipleriyle kıyasla çok daha parlak, keskin ve gren değeri az fotoğraflar çekiyor.
63
donanım
Sony Xperia M4 Aqua Z3’e Yeni Kardeş Geldi
Xperia Z3’e sahip olamayan kişiler Sony’nin yeni ürünü olan Xperia M4 Aqua ile isteklerini karşılayabilecekler. Xperia Z3’ün kırpılmış sürümü olan Xperia M4 Aqua, uygun fiyatı ile dikkatleri üzerine topluyor. Sony’nin yeni ürünü olan Xperia M4 Aqua, özellikle fiyat/performans oranı ile piyasada yer edinmek istiyor. Daha doğrusu, Galaxy S6, HTC One M9 ve Xperia Z3’ün bütçelerini yüksek bulan ama giriş seviyesi telefonları da tercih etmeyen veya istemeyen kullanıcıları hedef alıyor. Xperia Z3’ün kırpılmış kardeşi olan Xperia M4 Aqua, kendi kategorisinde su geçirmez özelliği ve kamerası ile önemli avantajlar sağlıyor. 5 inç büyüklüğünde bir ekrana sahip olan Xperia M4 Aqua, kaliteli işçiliği ve 140 gr ağırlığı ile birçok kişinin beğenisini kazanacak. Sahip olduğu çerçevenin yuvarlatılmış olması, bu ürünün ele çok iyi oturmasına neden oluyor. Xperia M4 Aqua, tek ile çok rahat bir şekilde kullanılabiliyor. Öyle ki Tuş takımı ürünün sağ tarafında yer alıyor. Bununla birlikte kamera için ayrı bir tuşun olması da önemli bir artı. Bundan da önemlisi, kamera tuşuna bastığınızda Stand By modundan anında kamera moduna geçmesi büyük bir avantaj. Sony Xperia M4 Aqua, Xperia Z3’e çok benziyor. Farkı, Cam yüzey ve metal çerçeve yerine plastik malzeme kullanılması. Bununla birlikte tıpkı Xperia Z3 gibi su ve Toz’a karşı koruma sağlayan IP65 ve IP68 sertifikalarına sahip. Üzerinde bulunan Micro USB girişini de artık bir tıpa ile korumanız gerekmiyor. Su geçirmez kasa sisteminin içinde değiştirilemeyen 2400 mAh’lik pil mevcut. Bu pil yaklaşık 2 gün kullanılabiliyor. Xperia M4 Aqua’nın ekranı, M2 Aqua ile kıyasladığımızda, 4.8 inç’den 5 inç’e yükselmiş durumda. Aynı zamanda qHD (960x540) çözünürlük 1280x720 HD çözünürlüğüne çıktı. Bizim beğendiğimiz bir özellik ise, yeni nesil 64 bit Qualcomm Snapdragon 615 işlemcisinin kullanılması. Dört çekirdekli bir işlemci olan Snapdragon 615, 1.5 GHz’lik çalışma frekansı ve 2 GByte
64
Teknik Özellikler: Ekran: 5 inç (1280x720) İşlemci: Snapdragon 615 (1.5 GHz/1 GHz) Bellek/Kapasite: 2 / 8 GByte Kamera: 13 MP Arka, 5 MP ön İşletim Sistemi: Android 5.0 Ağırlık: 140 gr
belleği ile iyi bir performans sergiliyor. Tabi burada kullanılan 64 bit Android 5.0 işletim sisteminin de önemi büyük. Xperia M4 Aqua, menüler arası geçişlerde oldukça hızlı. Yaptığımız uygulama ve oyun testlerinde de iyi bir performans elde ettiğimizi söylemeliyiz. Bu işlemcinin diğer bir avantajı oldukça düşük güç tüketmesi. Bu alanda yaptığımız testlerde, Xperia M4 Aqua’yi iki gün boyunca şarj etmeden kullanabildiğimizi gördük. Unutmadan söyleyelim. Xperia M4 Aqua, 8 Gbyte kapasite ile satılıyor. Bu kapasiteye, üzerinde bulunan microSD kart yuvası sayesinde 128 Gbyte daha eklenebiliyor. Xperia M4 Aqua’yı ucuz telefonlarından ayıran en büyük özelliği sahip olduğu su geçirmez kasa ve otofokuslu kamera özelliği. Su altında fotoğraf çekmenize olanak veren LED ışıklı 13 MP’lik kamera, birçok çekim modu ve fonksiyonlara sahip. Oldukça kaliteli, keskin ve renk doğrulu üst seviyede fotoğraflar çekebilen Xperia M4 Aqua, düşük ışıkta bile iyi bir performans sergiliyor. 5 MP’lik ön kamera, sahip olduğu geniş açı lensi ile grup selfieler için ideal. Sonuç olarak uygun fiyata, iyi bir kameralı akıllı telefon almak isteyen kullanıcılar Xperia M4 Aqua’ya mutlaka bir göz atmalarını tavsiye ederiz. Sahip olduğu donanım birleşenleri bir çok isteğe rahatlıkla karşılık veriyor. Bununla birlikte su ve toza karşı korumalı yapı, rakiplerde pek bulunmayan önemli bir özellik.
Epson L1300
A3 Yazıcı Çözümü Epson, son dönemlerde mürekkep tankına sahip Inkjet yazıcılarıyla tüm ilgiyi kendisine çekmeyi başardı. Öyle ki, geliştirilen bu ürünler Lazer yazıcılardan çok daha az bir maliyet ile baskı yapabilmeleri herkesin dilinde. Epson L1300 işte bu tür bir ürün. Epson L1300, dahili ultra yüksek kapasiteli mürekkep tankı sistemi sayesinde, sayfa başına en düşük maliyetin öncelikli olduğu yerlerde, başarılı bir seçenek sunuyor. Sayfalarca rapor, reklamcılık malzemeleri ve CAD çizimlerini basmak isteyen ofislerin yardımına koşan L1300 (70 ml mürekkep şişeleriyle birlikte veriliyor) siyah beyazda 7.100 renklide de 5.700 sayfaya mürekkebi değiştirmeden basabiliyor. Üründe beğendiğimiz bir nokta, hızlı mürekkep doldurma teknolojisi sayesinde çok kolay, hızlı ve temiz olarak tankların doldurulabilmesi. Epson L1300, 5.706
x 1.440 piksel çözünürlüğünde siyah beyaz baskıda dakikada 30, renkli baskıda 17 sayfa basabiliyor. ISO baskı hızında bu değerler 15 ve 5.5 sayfa olarak değişiyor. USB arabiriminden haberleşen L1300, ne yazık ki Ethernet ve WLAN teknolojilerine sahip değil. Bununla birlikte çift taraflı baskı manuel olarak yapmak gerekiyor. Sonuç olarak zarf boyutundaki kağıtlardan A3 boyutuna kadar baskı yapabilen L1300, kurumsal ofisler, perakende ve eğitim ortamları, reklamcılık malzemeleri ve CAD ofisleri için uygun bir çözüm sunuyor. Teknik Özellikler Arabirim: USB Tür: Mürekkep püskürtme Baskı Çöz: , 5.706 x 1.440 Baskı Hızı: Dakikada 30/17 Siyah Beyaz/renkli Boyut: 705 x 798 x 215 mm Ağırlık: 12.2 kg
Logitech CC3000e
Uygun Fiyatlı Video Konferans Çözümü Logitech ConferenceCam CC3000e, taşınabilir, kolay kullanımlı ve üstelik uygun fiyatlı olan bir video konferans çözümü. 10 kişilik gruplar için geliştirilen bu konferans çözümü yüksek video kalitesi ile de fark yaratıyor. Benzer ürünlerle kıyasla bir ekrana sahip olmayan bu çözüm, ekran ve yazılım seçimini kullanıcıya bırakıyor. Microsoft Lync’ten tutun Cisco Jabber, WebEx, LifeSize UVC Clearsea, Vidyo veya Skype. Logitech ConferenceCam CC3000e hepsini destekliyor. Üç parçadan oluşan bu ürünün kurulumu oldukça basit. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, bu ürünü ekrana bağladığınızda HDMI bağlantısını kullanmak zorunda olmanız. Logitech ne yazık ki eski görüntü bağlantılarını desteklemiyor. Buna karşın, Telekonferans cihazı gürültü ve eko sesleri filtreleyebiliyor. Ayrıca 6 metre çapında tek yönlü olarak Stero ses verebiliyor. Logitech ConferenceCam CC3000e ile birlikte bir Hub cihazı sunuluyor. Bu cihazın özelliği 5 metre ile sınırlı olan USB kablo uzunluğunu 10 metreye kadar çıkarabilmesi. Büyük toplantı odalarının en büyük derdi olan bu sorun, bu Hub cihazı ile gideriliyor. Carl Zeiss lensine sahip olan kamera, 10x zum özelliğine sahip ve 260 derecelik bir dönüş açısı yakalayabiliyor. 90 derecelik bir görüntü açısına sahip olan bu kamera ince detayları rahatlıkla yakalayabiliyor. Üründe beğendiğimiz bir özellik ekrandaki dalgalanmaları yok edebilen görüntü frekansını ayarlanabilmesi (50/60 Hz). Bununla birlikte sahip olduğu NFC ve Bluetooth teknolojisi sayesinde akıllı telefon veya Tablet cihazları bu sisteme entegre edilebiliyor.
Teknik Özellikler Kamera: 1080p, Saniyede 30 resim kayıt Telekonferans cihazı: Bluetooth ve NFC desteği var Hoparlör: 95 dB SPL, 120 Hz–10 kHz Sertifika: Skype, Lync, , Cisco Jabber, WebEx Uyum: UVC var USB: USB 2.0
65
editör
Şifrem Suçluların Ne İşine Yarayacak? Yapılan bir ankete göre Türkiye’de üç İnternet kullanıcısından biri parolalarının siber suçlular için bir değer taşımadığını düşünüyor. Türkiye’de kullanıcıların yüzde 36’sı “şifrem siber suçluların ne işine yarayacak” diye düşünüyor ama hata ediyor.Parolaların ve hesap sahiplerinin kişisel bilgileri, özel hayatları ve hatta paralarının anahtarı olduğu ve çalındığı taktirde meydana gelebilecek sonuçların sadece kullanıcıyı değil, aynı zamanda çevresini de etkileyeceği bir gerçek. Örneğin güvenliği ihlal edilmiş e-postalar, kayıtların başarılı olduğunu bildiren mesajlar veya parola kurtarma taleplerinin yanıtlarını içeren mesajlar aracılığıyla dolandırıcılara, kullanıcının bağlandığı her hesaba erişim olanağı veriyor. Bir sosyal ağ sitesinde güvenli ihlal edilmiş bir hesap, istenmeyen reklamlar ve zararlı bağlantılar yaymayı olanaklı hale getiriyor. Bir çevrimiçi mağaza hesabının parolası siber suçlulara, finansal verileri elde etme ve insanların paralarını harcama fırsatı veriyor. Bununla birlikte katılımcıların sadece yarısı (%54) parolalarını siber suçluların elinde görmek istemeyecekleri değerli bilgiler olarak tanımlamış ve %21’i, parolalarının siber suçlular için hiçbir değer taşımadığını düşündüğünü belirtmiş. Ankette, kullanıcıların genellikle parola oluşturur ve saklarken en kolay yolu tercih ettiği görülmüş. Kullanıcıların sadece %24’ü her hesap için farklı bir parola oluştururken, %7’si özel parola depolama yazılımı kullanmakta. Katılımcıların %18’i parolalarını bir deftere yazdığını, %7’i cihazlarında bir dosyada sakladıklarını ve %14’ü bilgisayarın yanında bir kağıda not aldıklarını belirtmiş. Aynı zamanda kullanıcıların %8’i de kişisel hesap parolalarını aile üyeleri ve arkadaşlarıyla paylaştığını belirtmiş. İstatistikler parola hırsızlığının sık görülen bir vaka olduğunu göstermektedir. 2014 yılında Kaspersky Lab ürünleri 3,5 milyon kişiyi, çeşitli türlerdeki hesapların kullanıcı adları ve parolalarını çalma becerisine sahip zararlı yazılım saldırılarına karşı korudu. 23 ülkeden ankete katılanların %14’ü hesaplarının geçtiğimiz yıl içinde ele geçirildiğini belirtmiş.
66
Ecevit BIKTIM
Yayın Danışmanı ecevit@btgunlugu.com
BT Yรถneticileri Bu Adreste Buluล uyor
BTGunlugu.com