1
style röportaj
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Sevgili Hemşerilerim, Değerli Dostlarım, Ankara Style Dergisi’ni, Batman’ımızın tarihsel, sosyal ve kültürel açıdan tanıtımına yönelik katkıları nedeniyle kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum. Batman Milletvekili olduktan sonra bu aziz şehirle olan manevi bağlarımın gittikçe somuta indirgenmesiyle birlikte; bütün imkanlarımızı seferber ederek, Batman’ın kabuğunu kırması, kalkınma hamleleriyle yarışa devam etmesi ve yatırımlarla yeni bir boyuta geçmesi konusunda yoğun çalışmalarımız ve katkılarımız oldu. Ancak süreç devam ediyor ve bundan sonraki dönemde de aynı heyecan ve gayretle Batman’ımız için hep birlikte, omuz omuza ve kardeşlik hukuku içerisinde değişim ve dönüşümün birer aktörü olarak ülkemize ve dünya milletlerine daha iyi bir yaşam temin etmek adına var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Kuşkusuz ki hemşerilerimizin de süreçte bize verdikleri desteklerin bu hizmet maratonunda büyük katkısı olmuştur. Bu manada değerli hemşerilerimizin emek ve gayretlerini takdir ve şükranla karşılıyorum. Petrol diyarını ilim ve irfan, teknoloji ve sanayileşme, uyum ve hoşgörü zeminine çevirme konusunda attığımız ve atacağımız adımların çoğunda sizlerin etkisi ve katkısı olduğu gerçeğini hiç kimse gözardı 2
edemez. İnşallah geldiğimiz noktada durmayıp çok daha iyi seviyelere ulaşma konusunda da çalışmalarımızı aynı heyecan ve iradeyle devam ettireceğiz. Birinci aşamasını 2023 olarak belirlediğimiz vizyonumuzun ikinci etabı 2071. Çıtayı bu şekilde yüksek tutmamızın nedeni, gelecek Türkiye’sinin inşasında, başlattığımız hamlelerin tam olarak amacına ulaşması şekil ve sebeplerine dayanmaktadır. Hedefimiz, bizden sonraki nesillerin de aynı bilinç ve heyecanla, halka hizmeti Hakk’a hizmet noktasından hareketle Devleti halkın hizmetkarı yapmak, ülkemizi dünya liginde hak ettiği en iyi noktaya ulaştırmak için mücadele güç ve heyecanlarına katkı sağlamaktır. Sevgili Dostlarım, Her zaman hep birlikte, canla başla çalışmalıyız, geceyi gündüze katarak yolumuza devam etmeliyiz. Nice zorluğun üstesinden geldiğimiz gibi bundan sonra da arkamızda hoş bir sada bırakmak için mücadeleye devam edeceğiz. Sizler, bu süreçte üstünüze düşen vazifeyi en iyi şekilde ifa edecek donanım, zihniyet ve ritüellere sahip ayrıcalıklı bir camiasınız. Allah yolumuzu açık etsin. Allah yar ve yardımcımız olsun. Selam ve sevgilerimle.
3
style röportaj
BATSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI: ABDULKADİR DEMİR Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1964 Batman doğumluyum.Evli ve 4 çocuk babasıyım.2004 yılında AK Parti il genel meclis üyeliğine seçildim. 2004-2009 yılları arası Batman İl Genel Meclis Başkanlığı yaptım. 2009 seçimlerinde yeniden İl Genel Meclis üyeliğine seçildim ve bu görevdeyken Batman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığına seçildim ve halen bu görevi yürütmekteyim. BATSO başkanı olmaya nasıl karar verdiniz? BATSO Başkanlığına aday olmam için hem üyelerimizin hem de çevremin yoğun bir baskısı oldu.Ben de bir Batman sevdalısı olarak BATSO Başkanlığına aday oldum.Oda üyelerimiz de büyük bir teveccüh göstererek beni bu göreve layık gördüler. Adaylığınız sürecinde karşılaştığınız zorluklardan bahseder misiniz? Muhakkak her seçimin bir zorluğu vardır.Bu seçimde de oldu. Türkiye’nin en çok aday çıkaran iliydik. Karşımızda çok güçlü adaylar ve birleşmeler vardı ama ben üyelerimize ve ekibime güveniyordum, çok çalışıp başardık. 4
BATSO olarak kaç üyeye sahipsiniz? 4000’i faal olmak üzere 7120 üyeye sahibiz. Göreve geldiğinizde yeni yapılanmaya girdiniz mi? Göreve geleli çok kısa bir süre olmasına karşın, bir çok konuda yapılanmaya gittik ama yeterli görmüyoruz. Asıl yapacaklarımızı henüz yapamadık ama yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla sürekli çalışıyoruz. İnşallah ilerleyen zamanlarda tüm projelerimizi gerçekleştirip Batman’ı hak ettiği yere getireceğiz. BATSO olarak üyelerinizin sizden ne gibi talepleri oluyor? En yoğun talep yeni bir hizmet binasındadır. Ayrıca her konuda bilgilendirilme ve belge ücretlerinde indirim için yoğun talepler oldu. Biz de bu taleplere cevap vermek adına çalışmalarımız artırarak yeni bir hizmet binası için ilk adımımızı atarak yer tahsisini sağladık, belgelerden ücreti kaldırdık ve üyelerle daha iyi iletişim kurabilmek için gerekli altyapı çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
‘Çok güzel bir seçim süreci yaşadık.Bu seçimin galibi Türkiye’dir, Açılım ve Barış sürecidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşları Barış süreci için hükümete ve başta Başbakana sınırsız yetki vermiştir. Aynı zamanda sonuçlar Referandum niteliğini de taşımaktadır.’ www.batso.org.tr
Gıda Bankası diye çok güzel bir çalışmanız var. Bize bundan biraz bahseder misiniz? Gıda Bankası daha önceden kurulmuş ve mevcut 400 aileye yardım yapan bir kuruluştu. Biz seçildikten sonra ciddi olarak desteğimiz arttırdık ve şu an 700 aileye düzenli bir şekilde yardım yapıyoruz. Hedefimiz; 1000 aileye düzenli yardım sağlamaktır. Yeni sonuçlanan yerel seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çok güzel bir seçim süreci yaşadık.Bu seçimin galibi Türkiye’dir, Açılım ve Barış sürecidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşları Barış süreci için hükümete ve başta Başbakana sınırsız yetki vermiştir. Aynı zamanda sonuçlar Referandum niteliğini de taşımaktadır. Başkanlığınız süresince neler yapmak istiyorsunuz? Hedeflerinizi kısaca anlatabilir misiniz? Öncelikle Batman’ın imajını değiştirmek, odamızın imajını değiştirmek, belge veren değil, üreten oda olmak, yeni bir hizmet binası yapmak,
üyeleri bilgilendirmek ve yönlendirmek için Beyaz masa oluşturmak, Elektronik Arşiv çalışmamızı tamamlayarak, Elektronik İmza ile belge vermek, ikinci OSB’yi kurmak, Gümrük binası ve sahası kazandırmaktır. Ankara Style Dergisi olarak size bundan sonraki süreçte başarılar dileriz. Son olarak ne söylemek istersiniz? Yeni teşvik sisteminin 6. Bölgesinde yer alan, Ortadoğu pazarına yakınlık, geniş tarım arazileri, sol sahil sulama projesiyle sulanabilir arazi yapısının artması sonucu potansiyel tarımsal altyapısının güçlenmesi, elverişli iklim koşulları, ulaşım imkanları, bölgenin en büyük ve en modern havalimanına sahip olması, demiryolu ve karayolu ulaşımında jeopolitik konumu, ülkenin en genç nüfus oranına sahip illerinden biri olmasına paralel olarak çok sayıda iş gücünün olması, sanayi ve üretim odaklı hızlı gelişme çizgisiyle cazip bir yatırım merkezi haline gelen Batmanımıza tüm değerli yatırımcılarımızı bekleriz. Size ve ekibinize başarılar dilerim. 5
6
Derginin Sahibi Posta Kutusu Kargo Taşımacılık Yayıncılık Ajans Bilişim Temizlik San. Tic. Ltd. Şti. Adına Muhammet KARA Yazı İşleri Müdürü Muhammet KARA Genel Koordinatör Ayhan KARAHİSAR Editör Rabia KARAHİSAR Grafik Tasarım Deniz ÇAKMAK Reklam Departmanı Dilara AKYÜREK Özkan İÇTEN Abone Sorumlusu Ebru KARA Özkan İÇTEN Dağıtım Posta Kutusu Basım Başak Matbaacılık ve Tan. Hiz. Ltd. Şti. Anadolu Bulvarı Meka Plaza No:5/15 Gimat – Yenimahalle / ANKARA 0 (312) 397 16 17 www.basakmatbaa.com Basım Tarihi Aralık 2013 İmtiyaz Sahibi Posta Kutusu Kargo Taşımacılık Yayıncılık Ajans Bilişim Temizlik San. Tic. Ltd. Şti. Ragıp Tüzün Cad. 161/6 Yenimahalle - ANKARA Tel: 0 312 335 17 68 Faks: 0 312 335 17 86 styleankara@gmail.com www.ankarastyledergisi.com Dergimizde yayınlanan yazı ile reklamlardaki tüm sorumluluk yazarlarına ve firma sahiplerine aittir. ISSN 1307-7759 Yayın Türü Süreli Yayın
Güneşle kucaklaşmaya hazır mısınız? Bulutların arasında gizlenen güneş iyiden iyiye kendini göstermeye başladı. Yarı güneşli, yarı yağmurlu havalar bize merhaba dedi. Yağmurla kucaklaşan doğa açılmaya, renk cümbüşü oluşturmaya başladı. Doğanın dinamik yapısı insanları da yorgunluğa, halsizliğe davet ediyor. Bunun tek çözümü; doğayla kucaklaşmak oksijen terapisiyle kendimizi bulmak. Kış mevsiminden sonra baharla birlikte, sosyal yaşantımız da hareketlenmeye başladı. Evlerimizden çıkıp etrafımıza bakındığımızda; parklar, göl kenarları insanlarla dolmaya başladı. İnsan olarak suyun olduğu her yerde varız, “Su hayattır.” Van’dan sonra rotamızı kültür ve tabiat şehri Batman’a çevirdik. Bu sayımızda bu güzel kenti dolaştık. Güneydoğunun şehirlerindeki misafirperverliği doyasıya yaşamanın tadıyla bu cümleleri yazıyorum. Hasankeyf ve ören yerlerinde dolaşmak gerçekten insana ayrı bir keyif veriyor. Yemekleri, havası, tabiatıyla kendinizi tarihten çıkmış gibi hissediyorsunuz. Sizler için özel sayımızda Batman’dan bahsettik. Konserlerden, moda, yaşam, sinema, sağlıktan bahsettik. Ve insana ait olan gözümüze ilişenlerden... Bizim için, tüm toplum için, kendinize iyi davranın daha fazla yaşam için. Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere hep mutlu kalın… RABİA KARAHİSAR EDİTÖR info@ankarastyledergisi.com
7
İçindekiler İçindekiler 2- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 4- Batso Yönetim Kurulu Başkanı: Abdulkadir Demir 10- Gözümüze İlişenler 14- MÜSİAD Başkanı: Suat Özdemir 18- Hubble Çok Uzakları Görüntüledi 19- Çinli Yazar MoYan İstanbul’da 21- THY Genel Müdürü Kotil’e “Yılın Lideri Ödülü” 22- Anneler Mama ve Bebek Bezini Bakın Nerden Alıyor? 24- The Ancıent Mesopotamia Hotel 26- Moda 32- Röportaj: Funda Arar 36- 13 Yaşındaki Şampiyondan Muhteşem Gösteri 38-Çocuğunuza Öfkelendiğinizde Ne Yapmalısınız? 40- Kadınların Kariyerinin Önündeki Engeller 44- Avrupa’nın Medar-ı İftiharı (!) 50- Medical Park Batman 52- Röportaj:Sibel Can 78- Diyeti Bozmadan Dışarıda Yemek 82- İşte Avea’nın Yeni Akıllı Cebi 88- Neil Young 15 Temmuz’da İstanbul’da 90-Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu 92- Kitap 94- Astroloji’
8
ankarastyle B İ R
K E N T
D E R G İ S İ
9
style gözümüze ilişenler
Bond’a Türk hamamı Fransa’nın başkenti Paris’teki bir otel, özel olarak hazırlanan James Bond odasıyla Bond hayranlarına hizmet veriyor. Seven Hotel’de bulunan süper lüks dairede yatağın başucunda dev bir 007 Bond film afişi bulunuyor. Türk hamamının dahi bulunduğu odanın aynalı tavanı, altın silah şeklinde lambaları var. Duvarlar ise Bond filmlerinden sahnelerle dolu.Geceliği yaklaşık 1000 TL olan odada Bond serisine dair her türlü bilgi ve kataloğu bulmak da mümkün. Seven Hotel’de meraklıları için aynı zamanda “Alice Harikalar Diyarında” ve “Marie Antoinette” suitleri de bulunuyor.
Araplar Nebahat Çehre‘nin peşinde Nebahat Çehre; genç ve güzel görünümüyle Arap hayranlarını büyülüyor. Rol aldığı diziler Ortadoğu’da yayınlanmaya başladıktan sonra büyük bir hayran kitlesi edinen Nebahat Çehre’nin zarif görünümüne sahip olmak isteyenler için bir klavuz hazırlandı. Arap dergisi Sayidaty, bir beslenme uzmanından Nebahat Çehre gibi genç, zarif ve güzel görünmenin yollarını araştırmasını istedi. Beslenme uzmanı; kadınların Nebahat Çehre gibi nasıl görünebileceğini tek tek anlattı. Beslenme uzmanı konuyla ilgili şunları söyledi: “Kızarmış yiyeceklerden uzak durun. Çiğ gıdalar yiyin. Bol su için, susuzluk duygusu hissetmeyin. Gıdaları iyi çiğneyin. Mevsimlik meyve ve sebze tüketin. 30-45 dakika arasında değişen sürelerde her egzersiz yapın. Dergide ayrıca Nebahat Çehre’nin fotoğraflarına da bol bol yer verildi. 10
style magazin
Özkan Uğur: ‘Öbür tarafa gittim geldim‘ Nasılsınız? Çok iyiyim.
bozulurdu, kötü hissederdim. Allah göstermesin kimseye...
Lenfoma meselesi bitti mi? Nasıl başladı bu süreç önce onu anlatın isterseniz... Kasığımda ufak bir beze oluştu. Fazla üstünde durmadım. Sonra doktora gösterdim. “Takip edelim” dediler. Daha sonradan ağrılı bir hale geldi o kitle. Biyopsi yapıldı. Anlaşıldı ki işin başındaymışız. Benimki yavaş seyirlilerin arasında en yavaş olanıymış.
‘HAYIR’ DEMEYİ ÖĞRENDİM
‘AH VAH ÇEKMENİN ANLAMI YOK’ Ne hissettiniz? Tamam dedim, başımıza gelecekmiş. Yapacak bir şey yok. Hiç ah vah çekmenin de bir anlamı yok. Atlatacağız aslanlar gibi diyerek devreye girdim, gitarımı aldım, kapandım. Nasıl kapandınız? Odaya kapandım. Slide gitar öğrendim. O sırada Türkiye’de çok kötü olaylar oluyordu. Olaylar da benim moralimi bozuyordu. Moralimi nasıl yüksek tutacağım; vücudumla toplantı halindeydim. Vücudumun güney bölgesi nedir, doğu bölgesi nedir, batı nedir, ne haldedir, ne var, ne oluyor, nasıl derli toplu tutabilirim diye düşündüm. Doktoruma inandım... Allah’tan geç kalmamıştık. İlerlemiş olsaydı moralim
Gitarla kapanmak size iyi gelmiş... En büyük meditasyon gitar... Meditasyon da değil, meditasyonda böyle şey yaparsın (ommm iimmm diye ses çıkarıyor). Gitar çalarken hiçbir şey düşünmüyorsun. Bu da en büyük ilacım oldu. Bütün gün odaya kapanıp tamamen kendimi ona verdim. ‘Tanrım beni baştan yarat’ dönemine girdim yani. Altı ay kadar sürdü... Siz hastanedeyken dışarıda kıyamet kopuyordu. Nasıl bir histi o? Kendi hayatımı düşünüyordum. İlacımı düşünüyordum, oh yavrum inşallah tümörler bilmem neler iyice yok olur diye... Kendime akil oldum. Hani akil insanlar yaptı ya toplantı, ben de kendi vücudumla akil toplantılar yaptım. Gittim geldim diyorum ya... Hayata bakışınızda değişiklik oldu mu? Değer yargılarım değişti. Hatta Ferrari’sini satan adam oluyorsun bir zaman sonra. (Gülüyor) Bir de hayır demek yoktu bende, her şeye evet! Memlekette de o şey pek yok. O bize de işlemiş, hayır diyemiyorsun; niye diyemiyorsun, ayıp mı olur, olmaz...
11
style gözümüze ilişenler
Sinema sektörüne “Recep İvedik” dopingi Geçen yılı rekor seyirci sayısıyla kapatan sinema sektörü, “Recep İvedik 4”ün gösterime girdiği 8. hafta sonunda, seyirci artış hızını yüzde 19,5’e çıktı. AA muhabirinin Box Office Türkiye verilerinden derlediği bilgiye göre, yönetmenliğini Togan Gökbakar’ın yaptığı, Şahan Gökbakar’ın başrolünde oynadığı “Recep İvedik 4”, gösterime girdiği cuma gününden itibaren 865 sinema salonunda, 2 milyon 857 bin 19 kişi tarafından seyredildi. Hem “İlk haftada en çok izlenen film” unvanını alan, hem de sadece bir haftada topladığı seyirciyle 1989’dan günümüze en çok izlenen filmler arasında 16. sıraya yerleşen serinin 4. filminin bir haftalık hasılatı da 28 milyon 480 bin 48 liraya ulaştı.
12
İlk 7 haftada geçen yıla göre yüzde 4,8 fazla bilet satan sinema sektörü, “Recep İvedik 4”ün gösterime girmesiyle seyirci artış hızını, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,5’e çıkardı.Bu yılın 8 haftasında sinema salonları 15 milyon 883 bin 612 seyirciyi ağırlarken, geçen yılın aynı döneminde 13 milyon 287 bin 983 bilet satılmıştı. “Recep İvedik” serisinin ilk 3 filmi ise toplamda 11 milyon 960 bin 750 kişi tarafından izlenmişti.1989’dan günümüze en çok izlenen film unvanını geçen hafta sonunda “Fetih 1453”ün elinden alan Selçuk Aydemir’in yönettiği “Düğün Dernek” ise toplamda, 6 milyon 633 bin 278 seyirciye ulaştı. Bu yılın en çok izlenen filmi ise Ata Demirer ve Demet Akbağ’ın başrollerini paylaştığı “Eyyvah Eyvah 3” oldu. 31 Ocak’ta vizyona giren filmi, 3 milyon 108 bin 337 kişi izledi.
style röportaj
SUAT ÖZDEMİR MÜSİAD BAŞKANI www.müsiad.org.tr
‘Yapmamız gereken görevi, elimizden geldiğince iyi yapmaya çalışıyoruz’ Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1977 Batman doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Batman’da tamamladım. Batman Üniversitesi’ nde Ön lisans okumaktayım. Geçmişte kalan 13 yıllık futbol oyunculuğum oldu. Tuğla Fabrikası, Otel ve Enerji sektörlerinin bir arada olduğu şirkette Yönetim kurulu üyeliğinde aktif olarak gereken çalışmaları yapmaktayım. 4 yıl önce kurucu başkanlığını yaptığım MÜSİAD Batman şubesinde halen Şube başkanlığı görevine devam ediyorum. Batman halkı tarafından çok sevilen bir başkansınız. Bu sevgi ve güvenilirliği neye borçlusunuz? Bu Batmanlı hemşerilerimizin teveccühüdür. Biz sadece yapmamız gereken görevi elimizden geldiğince iyi yapmaya çalışıyoruz, Batman için yararlı olacağını düşündüğümüz çalışmaları yaparak katkı sağlamaya özen gösteriyoruz. Yaptığımız faaliyetlerde şeffaf olup, güvenilirliğimizi ispat ediyoruz. Sanırım halkımız samimiyeti önemsiyor. MÜSİAD Batman’da faaliyetlerini hangi çerçevede yürütülüyor? 14
Şube olarak Yaptığımız Çalışmaları; Ekonomi faaliyetleri, Sosyal faaliyetler, Eğitim Faaliyetleri, Üyelerimize Yönelik faaliyetler ve İlimizin sorunlarına Çözüm üreten faaliyetler olarak sıralaya biliriz. Ekonomi faaliyetlerine örnek verecek olursak; Maliye bakanımız Mehmet Şimşek’in ve Ali Bayramoğlu’nun katılımıyla Batmanlı iş adamlarımıza yönelik Ekonomi Paneli Düzenledik. Eğitim Alanında her yıl Mesleki Eğitimlerimiz yapılmaktadır. Genç Girişimcilerimize destek olmak adına Uygulamalı Girişimcilik eğitimleri, sanayicimizin ihtiyacına yönelik, kalifiyeli eleman yetiştirmek için Mesleki eğitimler vermekteyiz. Sosyal Alanda Batmanlı yüzlerce Öğrencilerimize Burs verilmekte ve Yardıma muhtaç ailelere gıda yardımları yapılmaktadır. MÜSİAD’ın Batman’da kaç üyesi var? Şuan 71 üyemiz bulunmaktadır. Ekonominin güçlenmesi açısından MÜSİAD olarak önerileriniz nelerdir? Ülkemizde istenmeyen hadiseler, beklenmeyen gelişmeler yaşanmaktadır. Tüm bunlar yatırımcıyı tedirgin etmekte, piyasalara durgunluk getirmektedir.
Umuyoruz ki ülkemiz bir an önce arzu edilen huzura kavuşur. Ekonominin güçlenmesindeki en büyük etken huzur, güven ve istikrar ortamının korunmasının sağlanmasıdır. Çözüm süreci ve demokratikleşme paketi bunun öncelikli adımıdır. Hükümetin KOBİ’leri destekleyecek, istihdamı, yatırımları ve dolayısıyla büyümeyi artıracak tedbirleri almalıdır. Faiz artırımının derhal durdurulması gerekir, yapılan faiz artırımlarının, kredi faizlerine hemen aşırı şekilde yansıtılarak, iş adamları ve halkın üzerine haksız bir yük getirmesine engel olunmalıdır. Aksi takdirde, 2014 büyümesi üzerinde olumsuz etki oluşturacaktır.
MÜSİAD’ın bundan sonraki proje ve hedefleri hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? MÜSİAD Batman şubesi olarak, Üyeler arası ilişkileri güçlendirmek ve ilimizin kalkınmasına yönelik çok ortaklı yatırımlar yapılması yönünde çalışmalar başlatmayı hedeflemekteyiz. Ekonomi bilgilendirme toplantıları, Sosyal Faaliyetler ve Eğitim faaliyetleri gibi önceki yıllarda yapmış olduğumuz proje ve faaliyetleri bundan sonraki yıllarda geliştirerek daha verimli bir şekilde yapmaya çalışacağız.İlke ve değerleri paylaşan üye sayısını artırmak, üyeler arasındaki dayanışmayı geliştirmek ve kendi içinde sağladığı bu birlik ve beraberlik ruhuyla ülkemizin Şu anda il bazında Batman MÜSİAD’ı nerelerde maddi ve manevi yönden gelişmesine katkıda görüyorsunuz? bulunacağız. İş dünyasına olduğu kadar toplumun MÜSİAD Batman şubesi 4 yıla yakın bir süredir diğer kesimleri için de örnek bir eğitim, rehberlik, Batman’a Hizmet vermektedir. Kuruluşundan bu yana danışmanlık merkezi haline gelen, uygulama ve Batmana görülmemiş bir hareketlilik getirdi. MÜSİAD çalışmalarını profesyonel düşünce zeminine oturtan, Batman’da Sivil toplum kuruluşlarına öncülük etti kamu yararına dernek statüsüne sahip güçlü bir Sivil diyebiliriz. Yapılan faaliyetler, Projeler hep takdir Toplum Kuruluşu olmayı hedeflemekteyiz. gördü ve beğenildi. MÜSİAD Batman Şubesi olarak Yoğun temponuzda bize zaman ayırdığınız için Yönetim Kurulumuzla ve Üyelerimizle daha önce teşekkür ederiz. Son olarak okuyucularımıza neler yaptığımız hizmetleri, önümüzdeki dönemlerde söylemek istersiniz? arttırarak yapmaya devam edeceğiz. Kolay ele geçirilmeyen huzur ve istikrarın korunmaya Sizce Türkiye’de girişimci olmak için sermaye mi da ihtiyacı var. Duygusal olmadan, ötekileştirme yoksa fikir mi daha önemlidir? denilen kavramın içerisine girmeden birbirimize Eskiden olsa sermaye derdim, ama şimdi fikir anlamaya çalışalım. Dil, Din ve mezhep ayırımı daha önemli diye düşünüyorum. Dünya geneline yapmadan Ülkemizin kalkınmasına yönelik bıkmadan, baktığımızda AR-GE ye çok önem veriliyor, son usanmadan hep beraber çalışalım. yıllarda ülkemizde de yeni fikirlere ve ARGE Gösterdiğiniz ilgi ve alakadan dolayı, MÜSİAD Çalışmalarına Destekler verilmektedir. Batman Üyeleri adına tüm Ankara Style Dergisi Çalışanlarına teşekkür ederim.
style gözümüze ilişenler
Kenan İmirzalıoğlu’ndan ‘Karadayı’ açıklaması! Dizi süreleriyle ilgili şikayetini bir süre önce “Mevcut dizi süreleri devam ederse seneye ekranda yokum” sözleriyle açıklayan Kenan İmirzalioğlu, kararının ‘Karadayı’ dizisini kapsamadığını açıkladı. Karadayı dizisinin yıldızı Kenan İmirzalıoğlu önceki gün Etiler’de yemek yedi. Mekâna yeni aldığı GMC marka vip minibüsüyle gelen İmirzalioğlu,’Ezel’ dizisindeki rol arkadaşı Burçin Terzioğlu ile buluştu. Mekânda 4 saate yakın kalan oyuncu mekânın arka kapı çıkışı gazetecileri kırmayarak ayaküstü mini bir röportaj yaptı. İmirzalıoğlu dizi süreleriyle ilgili açıklamasıyla ilgili şunları söyledi: “Arkadaşlar benim açıklamam şuydu, Karadayı’dan sonra diziler 60 dakika olmaz ise ben
16
oynamayacağım diye bir karar almıştım. Türkiye’deki diziler dünyada 80 ülkeye ihraç ediliyor. Yani böyle bir değeri korumamız için bu süreleri kısaltıp sektördeki insanların mutlu bir şekilde çalışmasını sağlamamız lazım. Ben sadece kendi konforum adına söylemiyorum bunu bu sektörde çalışan insanların mutlu yaşaması adına söylüyorum.” TİLMAÇ’A DESTEK İmirzalıoğlu geçtiğimiz hafta ‘2. Sayfa’ adlı programına Sümer Tilmaç’ın yaptığı “Genç oyuncuların 65 bin TL’ye oynadığı yerde ben neden 500 TL’ye figüranlık yapıyım ki” sözlerini hatırlatan muhabire İmirzalıoğlu “Çok doğru söylemiş, o parayı teklif edenin terbiyesizliği” diyerek Sümer Tilmaç’ın yaptığı açıklamaları destekledi.
17
style gündem
Hubble, çok uzakları görüntüledi NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu, 13,2 milyar yıl öncesine ait olan ve daha önce hiç gözlemlenmemiş 3 bin yeni galaksi (yıldız kümesi) görüntüledi. Bir galaksinin içinde 10 milyon ila 100 trilyon arasında yıldız bulunabiliyor. Amerikan Astronomi Topluluğu’nun Washington’da dün düzenlediği konferansta verilen bilgilere göre, fotoğraflar Büyük Patlama’dan (Big Bang) sadece 500 milyon yıl sonraki bir evreni gözler önüne seriyor. Bu dönemde bebek galaksilerin büyük bölümünün hacminin, bizim galaksimiz Samanyolu’nun yüzde biri kadar olduğu sanılıyor. Yeni gözlemler, 23 yıllık emektar Hubble uzay teleskopunun evrenin karanlık köşelerini 20 kat daha net bir şekilde görebilme kapasitesini artıran fiziksel düzenlemeler ile elde edildi. Konferansta konuşan Hubble astronomu Jennifer Lotz, “Bunu kozmik bir şafak olarak nitelemek istiyorum. Bugünden farklı olarak, yıldız oluşumlarının hızla arttığı bir dönemi görüntüledik. Herşey küme ve yığınlardan oluşmuş bir şekildeydi ve farklıydı” dedi. 18
California Üniversitesi’nden Garth Illingworth ise, “Büyük Patlama’dan sadece 500 milyon yıl sonrasına gittiğinizi ve gökyüzüne baktığınızı düşünün. Galaksiler birbirlerine daha yakın ve daha küçük. Mavi ışık yayıyorlar ve her yerdeler. Birçok element henüz yoktu, gezegenler yoktu. Muhtemelen şu an Samanyolu’ndaki hiçbir şeye benzemiyorlardı” diye konuştu. Hubble’ın elde ettiği fotoğraflarda yaklaşık 3 bin çok eski galaksi yer alıyor. Bunların büyük çoğunluğu Samanyolu’ndan bin kat daha küçük durumda. Büyüklüğüne göre bir galaksinin içinde 10 milyon ila 100 trilyon arasında yıldız bulunabiliyor. Yıldızlardan yayılan ışık, bir yıl içerisinde 9,6 trilyon kilometre yol kat ediyor. Bu da, ışığı tespit eden teleskopun aslında milyonlarca ya da milyarlarca yıl geçmişi görüntülediği anlamına geliyor. Elde edilen verilerin, evrenin gelişimini inceleyen bilim insanları için bir kilometre taşı niteliğinde olduğu belirtiliyor.
style yaşam
Çinli Yazar
MoYan
İstanbul’da 2013 Çin’de Türkiye Kültür Yılı etkinlikleri çerçevesinde başlatılan 100 Çinli entelektüelin ülkemizde ağırlanması projesi kapsamında Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Nobel ödüllü yazar Mo Yan İstanbul ziyaretine başladı. Ünlü yazar, İstanbul ve Ankara olmak üzere iki ayaktan oluşan ziyaret programıyla ülkemizin kültürünü ve tarihi güzelliklerini yakından tanıyacak. Mo Yan, İstanbul turunun ilk gününde “Metrelik Adana Kebabı” yiyerek hem göz hem damak ziyafeti yaptı. Türk mutfağının dünya çapında isim yapmış baklavasını ve Türk kahvesi de keşfettiği lezzetler arasında yerini aldı. Mo Yan ve eşi yarın gerçekleştirecekleri Boğaz turu ile martı kanadında, vapur düdüğünde belki de bir sonraki kitabında betimleyeceği iki kıtanın eşsiz güzelliklerini yaşayacak.
19
style gündem
Suriye’deki savaş 6 milyon çocuğu etkiledi UNICEF Türkiye Temsilcisi Dr. Abulaban, Suriye’de 3 yıldır süren iç savaştan etkilenen yaklaşık 6 milyon çocuğun çok büyük bir travma yaşadığını belirtti. UNICEF Türkiye Temsilcisi Dr. Ayman Abulaban, yaptığı açıklamada, savaşların her zaman başta çocuklar ile kadınları etkilediğini, yaşanan travmaların etkisinin ise ömür boyunca devam ettiğini söyledi. Savaşa tanık olan çocukların, savaşın izlerini hayatları boyunca taşıdığını, bunun bazen bedenlerinde herkesin görebileceği şekilde olabildiğine dikkati çeken Abulaban, “En önemlisi ise hepsinin ruh sağlığının olumsuz etkilenmesi sonucu gelecekte sorunlu yetişkinler olma ihtimallerinin bulunmasıdır” dedi.
20
Abulaban, Suriye krizinin yaşanmaya başladığı 3 yıl içinde bugüne kadar yaklaşık “6 milyon çocuğun etkilendiğini” vurgulayarak, “Şu anda toplam 12 milyon Suriyeli bu savaştan doğrudan etkilendi. Bu tür krizlerde rakamın yarısını çocuk olarak kabul ediyoruz. Şu an Türkiye’de de resmi olmayan rakamlara göre 1 milyon Suriyeli olduğu öngörülüyor. Bunun yaklaşık 400-500 bin kadarını da 0-18 yaş grubu alıyor” dedi.
style ekonomi
THY Genel Müdürü Kotil’e
“Yılın Lideri Ödülü” Çırağan Sarayı’nda dünya havacılık sektörünün üst düzey temsilcileri ve yöneticilerinin katılımıyla basına kapalı düzenlenen ödül töreninde, THY Genel Müdürü Kotil, ödülünü Air Transport News Genel Müdürü Dr. Kostas Iatrou’nun elinden aldı. AA muhabirine açıklama yapan Kotil, ödül almasının onur verici olduğunu söyledi. Ödülün bugüne kadar aldığı en büyük ödül olduğunu belirten Kotil, “Ödül, dünyada havacılık sektörünün en otoriter ödüllerinden biri. Bu ödül Türkiye, THY ve benim için çok önemli. Ödülü Türkiye, 30 bin çalışanımız ve THY yolcuları adına aldım” dedi.
“Bu alanda otorite olduğumuzu dünya da onaylamış oldu” Kotil, bu yılın başında 2 yıllığına Avrupa Havacılık Derneği Başkanlığı’na da seçildiğini dile getirerek, “Avrupa’daki havacılığı da biz kontrol ediyoruz. THY’nin 10 yıldır devam eden bir başarı trendi var. Ödülün bize verilmesinde bu durum da etkili oldu. Havacılık sektörü, dünyanın en önemli sektörlerinden biri çünkü insanları buluşturuyor” diye konuştu. Kotil, ödülün kendilerine yeni sorumluluklar yüklediğini ifade ederek, ödülün sorumluluk yüklediği gibi fırsatlar da getirdiğini, bu alanda otorite olduklarını dünyanın da onaylamış olduğunu sözlerine ekledi.
21
style ekonomi
Anneler mama ve bebek bezini bakın nerden alıyor? Anneler çocuklarının mama, bez ve bir çok ihtiyacını bakın nerelerden alıyorlar.Mompery. com’un Üst Yöneticisi Hakan Mısırlıoğlu, annelerin alışveriş sitesi üzerinden en çok tekstil, mama, bebek bezi, ayakkabı ve çanta gibi ürünleri satın aldığını belirtti.
E-ticaret sektörünün çok hızlı bir şekilde büyüdüğünü aktaran Mısırlıoğlu, tekstil sektörünün e -ticarete girmesiyle atıl şekilde bulunan stokların eritilebilmesi için fırsat çıktığını, piyasa ve teknolojinin de klasik satışları e-ticaret üzerine yönlendirdiğini dile getirdi.
Mısırlıoğlu, e-ticaret sektörü ve Mompery. com’un yatırımlarına ilişkin düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, piyasada en önemli pazarlardan birinin anne ve çocuk segmentinin henüz ciddi boyuta gelmediğini söyleyerek, bu pazarın çok aç bir pazar olduğunu ancak doğru stratejilerle yatırım yapan sağlam oyuncuların olmadığını kaydetti.
Mısırlıoğlu, mağazacılığın ileride daha çok tanıtım için ve butik tarzı olacağını ifade ederek, mağazaların ulaşamadığı kesime e-ticaret vesilesiyle ulaşıldığını, gelecek 5 yıl içerisinde toplam pazarın yüzde 70’inin e-ticaret üzerinden yapılacağını düşündüğünü söyledi.
Türkiye’de hazır giyim sektörünün toplamda 30-35 milyar lira olduğunu ve yaklaşık yüzde 2,5 büyüdüğünü ifade eden Mısırlıoğlu, anne ve çocuk alanında yüzde 14 büyüme gerçekleştiğini, annelerin mama ve bebek bezini artık internetten aldığını dile getirdi. Mısırlıoğlu, anne ve çocuk alanında zaruri ihtiyaçların karşılandığını anlatarak, “Anneler çocukları için bakım, sağlık, giyim gibi birçok alanlarla ilgileniyor. Uygun fiyatla doğru insanlara, doğru şekilde ulaştırmak çok önemli. Bu pazarda, sistemi doğru kurgulayıp, müşteriyi iyi tanırsanız hedeflerinize mutlaka ulaşabilirsiniz” diye konuştu. 22
Mompery.com’da siteye üye olmadan ve kargo ücreti ödemeden alışveriş yapılabileceğini belirten Mısırlıoğlu, 2014 yılında günlük ortalama 2 bin sipariş ile yılda 15 milyon dolar ciro hedeflediklerini kaydetti. Mısırlıoğlu, bin 400 tedarikçi ile çalıştıklarına dikkati çekerek, sitenin 100 bin üyesinin bulunduğunu, alışveriş sitesi üzerinden en çok tekstil, mama, bebek bezi, ayakkabı ve çanta ürünlerinin satıldığını aktardı. Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerine e-ticaret üzerinden ihracat yapmayı hedeflediklerini vurgulayan Mısırlıoğlu, “14 ülkeye online satışa başlayıp 1 milyon sipariş ile 50 milyon dolarlık ciro elde etmeyi planlıyoruz” dedi.
23
style yaşam
THE ANCIENT
MESOPOTAMİA HOTEL THE ANCIENT MESOPOTAMİA hotel olarak sürekli geliştirme ve iyileştirme politikaları uygulayarak, sektörde önemli bir marka olmak, Batman’ın en gözde otelleri arasında yer almak, güneydoğu Anadolu bölgemizin tanıtım ve gelişmesine destek olan bir işletme olarak, yaratıcı ve yenilikçi dünya çapında müşterisi olan kısa zamanda hızla büyüyen bir firma haline gelip, kurumsal ve bireysel pazarda müşteri portföyü edinip THE ANCIENT MESOPOTAMİA hotel kalite hizmet güven ve memnuniyet sunmaya özen göstermekteyiz. Otelimiz; şehrin en merkezi yerinde olup kentin her yönüne ulaşım kolaylığı imkânıyla otogar 1 km, havalimanına 3 km yakınlıktadır.Daha önce Avrupa’daki Hilton ve Accor grubuna ait otellerde üst yöneticilik yapan ve sonra Antalya bölgesinde çeşitli 5 yıldızlı otellerinde üst düzey yöneticilik yapan Mezopotamya oteli genel koordinatörü Hamit ballı kaya; vizyonlarının; etik davranışlara sahip olan çalışanlarıyla öncü yaratıcı üretici sürekli düşünen geliştiren dünya otelcilik anlayışına ayak uydurmaya
24
çalışan ve örnek gösterilen bir turizm firması olarak gösterilmeyi hedeflediklerini insan değerine inanır ve insana yatırım yaptıklarını Kalıcı konuklar edinmenin değerine inanıyor, konuklarımızla aramızdaki dostluğa uzun vadeli bakıyoruz, konuklarımızın yerine düşünüyor, konuklarımızın ihtiyaçlarına uygun, değer katan çözümler üretiyoruz, konuklarımızın ihtiyaç ve beklentilerini, beklediklerinden daha kaliteli bir hizmet anlayışı ile karşılamak temel hedefimizdir. Otelimiz;4 yıldız standarlarında olup 1 king,1 v.i.p,1 engelli,6 suit,71 standart oda olmak üzere 202 yatak kapasitelidir.Otelimizin aktivitelerinden kapalı sıcak soğuk havuz-sauna-hamam-buhar odasıtuz-odası-fitness salonu ücretsiz olarak konaklayan misafirlerimizin hizmetine sunmaktayız. Ayrıca tüm odalarımızda;minibar,lcd ekran TV, merkezi klima,450 kanal merkezi uydu sistemi, emanet kasa, ütü ve ütü masası, kettle ve çay çeşitleri, saç kurutma makinası,sert yumuşak yastık tercihi,wifi hizmetlerini sunmaktayız. www.hotelmesopotamia.com
www.hotelmesopotamia.com info@hotelmesopotamia.com Rezervasyon@hotelmesopotamia.com
Tel: 0 488 212 24 34 0 488 212 24 35 Fax: 0 488 212 24 36
25
Ziya Gökalp Mah. Turgut Özal Bulvarı No: 170 / BATMAN
style moda
Deride ‘isyan’ var
Yılın favori parçası deri, en cesur ve sofistike haliyle gardırobunuza yansıyor. Ceketlerden taytlara, tişörtlerden aksesuarlara uzanan bu yolda, deri kendine mutlaka yer buluyor. Üstelik yalnızca günlük kullanımda değil, gece de aksesuar kalıbından sıyrılıp, elbise ya da pantolonda kullanılarak size seksi ve alımlı bir görünüm kazandırıyor. İster gümüş, ister dore takıyla uyum sağlıyor ve sizi zirveye taşıyor… Aman indirimde deri ürünleri kaçırmayın! İşte Mango, Park Bravo, Zara, Koton, Batik ve İpekyol’dan sizin için seçtiğim birkaç şık parça. Keyifli alışverişler…
26
27
style moda
Moda dünyasının gizemli tasarımcısı Ted Baker
Moda dünyasının gizemli tasarımcısı,Ted Baker, İlkbahar Yaz sezonunda, romantik ve çekici tasarımların yer aldığı göz alıcı bir koleksiyonla karşımıza çıkıyor. Ted’in her zaman zarafet dolu ve şık kadın giyim koleksiyonunda çarpıcı baskılar, güçlü silüetler ve baştan çıkaran renkler öne çıkıyor. Koleksiyonda kullanılan romantik tonlar, pembe, lila, limon sarısı ve nane yeşili gibi canlı renklerin yanında metalik geçişlerle stil sahibi bir görünüm yaratıyor. Çiçek deseni baskıları ise kreasyondaki her parçada karşımıza çıkıyor. Renk seçimlerinde ve kumaşlarda modern stil kendini gösterirken, omuzlarda alelade bir şekilde taşınan ceketler, blazerlar ve ince kabanlar koleksiyona cool bir hava katıyor. İncecik feminen kumaşlar ve elbiselerdeki zarif pliseler öne çıkarken, sade uçuşan elbiseler ve taşlarla süslenmiş üstler koleksiyona şıklık katıyor.
28
style moda
29
style moda
Erkek modasında Prada 2014
Kravat yerine boyuna bağlanan kuşakları bol bol 2014 koleksiyonunda kullanan Prada’nın renk paleti bu sefer birazcık daha geniş. Modern hayatın günümüz erkeğinden şaşmayarak, diğer bazı markalar gibi belli bir zamana götürmüyor. Götürse daha iyi olurdu sanki Prada’nın asla vazgeçemediği bir de koyu kahve tonları var, neyse ki yeni akım renkleri ile kombinliyor. Kahverengi dünyasının renkli sentezi desek daha doğru olur.Miuccia Prada 2014 Erkek Koleksiyonu için çok efor sarf edildiği söyleniyor ama yine ceketleri bir kenara atmamış. Ceket, ‘olmazsa olmaz’ ı. Kimi marka ‘ceket’ i ‘saygıdeğerlik’ simgesi gibi ölçüt alıyor ve de bu çemberin dışına çıkamayabiliyorlar. Aslında erkek modasında çok da stilize düşünmeye gerek yok, cesur olmak yeter.
30
31
style magazin
32
Funda Arar:
‘Ünlü olmak stresli ve zor’
Pop denizinde boğulmak pahasına kendi tarzını oluşturan ve bunca sene terk etmeyen Funda Arar; son projesini, anneliği, Türk Sanat Müziği sevgisini ve ünlü biri olmayı anlattı.
33
style röportaj
Son zamanların en iyi şarkılarından birine imza attınız. Hafıza… Nasıl karar verdiniz? Behzat (Gerçeker) hep birlikte bir şeyler yapmak istiyordu. İyi bir şarkı olursa neden olmasın diyordum. Bir gün Samsun Demir ‘iyi bir şarkı var, bir de senin dinlemeni istiyoruz’ dedi. Dinledim ve çok beğendim. Adeta benim için yazılmıştı. Ses tınıma, duruşuma o kadar uygundu ki… Sinan Akçıl-Funda Arar pek de birbiriyle örtüşecek iki isim gibi durmuyor gibiydi aslında… (Gülüyor) Sinan’ın çok hiti oldu ama bana sorarsanız bu en iyi şarkısı. Haftalardır zirvede, yılın şarkısı olma yolunda. Çok örtüşmüyor gibi görünsek de kimyamız tuttu. Müzik, sözler müthiş. Febyo da çok doğru bir aranje yaptı ve sonuç ortada… Pop müzikte yol alsanız da Türk Müziği eğitimli olduğunuzu biliyoruz. Hatta bir de albüm yaptınız. O çok konuşulan konuyu sorayım size, TSM eriyor mu? Dışarıdan öyle görünüyor ama erimiyor. Çok fazla dinleyen ve seven var. Açıkhava konserlerimde söylediğim eserler hep bir ağızdan söyleniyor. Özellikle gençlere dikkat ediyorum, büyük bir keyifle eşlik ediyorlar. Peki dışarıdan öyle görünmesinin sebebi ne? Mecrasızlık. Çünkü alaturka okuyan bir solist radyo ve televizyonlarda yeteri kadar yer bulamıyor. Zaten ‘alaturka’ yayın yapan bir iki radyo çalıyor, o kadar. Majör kanallar yer vermiyor. Bakın, ben bir TSM albümü yaptım. Hiç promosyon yapmamamıza rağmen çok iyi sattı. Keza Sertab Erener bir sanat
34
müziği albümü yaptı, onca popüler işin arasında haftalarca liste başı kaldı.
ÖNEMLİ OLAN AMACA ULAŞMAK Beğendiniz mi Sertab Erener’in albümünü? Beğenmenin ötesinde bir şey var. O da amaca ulaşması. O, kültür mirasını yeni nesile ulaştırdı ya, önemli olan o. Herkes Türk Müziği söyleyemez, zordur. Söyleyebilenlerin böyle albümler yapması çok önemli. Yeni bir şey yapacak mısınız? 12 Mart’ta bir Türk Sanat Müziği konseri vereceğiz İş Sanat’ta. TSM albümümden sonra ilk kez böyle bir konser vereceğim.
ANNELİK VE ŞARKICILIK ZOR Annelik ve iş hayatı bir arada zor muymuş? Hafıza’yı kaydederken yeni anneydim. Bir yandan emzirip bir yandan demo yaptık. Bir gün stüdyoya Aras’ı da alıp gittik. Hem şarkı söyledim hem çocuğumu emzirdim. Ben çalışmayı seviyorum. Ne olursa olsun çocuğu sırtlıyorum işimi de hallediyorum. Hep derler ya sahne tozu yutmak, anne müzisyen baba müzisyen diye sizce bu durum o tarafa gider mi? Ben klasikçi olmasını isterim, çok iyi bir virtüöz olsun isterim. Berlin Senfoni gibi büyük bir orkestrada çalmasını isterim ve hep böyle şeyler hayal ediyorum ama bu durumu engelleyemezsin, derse ki ben bu piyasaya atılmak istiyorum bunu bilemem zaman gösterir. Belki de çok alakasız hiç ilgi duymayabilir, şu an zaten iş adamı gibi duruyor. Doktor olsun yaşlanınca bize bakar.
Müzik dışında herhangi bir projede sizi görebilecek miyiz? Reklam ve sinema ile ilgili teklifler alıyorum ama içimize sinen bir şey olmadı şimdiye kadar. Dizi de olabiliyor ama ben çok konser veren biriyim, 4-5 gün sette yapamam. Onları öteleyemem o zaman müzikten uzaklaşmış oluyorum esas işim müzik ve müzikten uzaklaşamam . Ün ve popülerlik kolay sürdürülebilir kavramlar değil, nasıl başarıyorsunuz? Marka yönetmek zor bir iş, her şeyi düşünmek zorundasınız. Vereceğiniz röportajı düzgün seçmekten tutun, ortalarda gereksiz yere görünmemeye kadar bir çok değişeni var. Her gelen işe evet dememek, üzerine düşünmek gerekiyor. En önemli şeylerden biri ise ‘para’ odaklı olmamak. Önceliğiniz para kazanmak olunca bir kariyer uçup gidebiliyor. Markayı iyi yönetmek
zaten beraberinde kazancı getiriyor. Markamıza ters düşme riski gördüğümüz yüksek rakamlı bir çok işi, ekibimizle konuşup geri çevirmişliğimiz var.
TERCİH EDİLİYOR, ÇÜNKÜ... Röportaj arasında konserden konsere koşan Arar’ın neden bu kadar çok tercih edildiğini sordum menajeri Can Talanioğlu’na. İşte menajerinin gözünden Funda Arar; “Funda Hanım her şeyden önce prensipleri olan bir solist. Bir konserde 90 dakika sahnede kalmak üzere anlaştıysak 89 dakika kalmaz. Hep üzerine çıkar. En önemlisi aşkla yapar işini bu da her gittiği yere bir kez daha davet edilmesini sağlar. Biletli bir konser için anlaştıysak asla o bölgede, yakın zaman içinde bir halk konseri teklifini kabul etmez. Çok iyi bir repertuvara sahiptir ve dinleyicisiyle iletişimi çok kuvvetlidir.” 35
style spor
36
13 yaşındaki şampiyondan muhteşem gösteri Türkiye ve Avrupa’da katıldığı süpermoto ve motokros yarışlarında bugüne kadar çeşitli kategorilerde dereceler elde eden Asrın Rodi Pak, Uşak’ta yapımı süren motokros pistinde gösteri atlayışı yaptı. Motosiklet kullanmaya küçük yaşlarda başlayan ve 8 yaşından itibaren Türkiye ve Avrupa’da katıldığı süpermoto ve motokros yarışlarında bugüne kadar çeşitli kategorilerde dereceler elde eden Asrın Rodi Pak, Uşak’ta yapımı süren motokros pistinde gösteri atlayışı yaptı. Uşak Belediyesi tarafından yaptırılan İzmir-Ankara karayolu üzerindeki motokros pistinde motosikletiyle gösteri sunan Asrın Rodi Pak, zorlu engeller üzerinden atlayışlar gerçekleştirdi. Pak, birkaç metre yükseğe havalandığı motosikletini yan yatırarak kendisini izlemeye gelenlere de heyecanlı anlar yaşattı.
Pak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, motosiklet kullanmaya bugüne kadar yarışlarda çeşitli kategorilerde 180 derece elde ettiğini söyledi. Türkiye’de motor yarışlarına olan ilginin her geçen yıl arttığını, yetenekli sporcuların Avrupa ve dünyada Türkiye’yi tanıttığını ifade eden Pak, “Ülkemizde motor sporlarının gelişmesi için pist sayısını artması gerekli. Bunun dışında sporculara sponsor desteği sağlanmalı. Ben 13 yaşındayım ve sadece pistlerde yarışmak istiyorum. Bunun için benim gibi sporculara destek olacak sponsorlara ihtiyacımız var. Neredeyse 15 günde bir yarışa katılıyorum” dedi. 37
style eÄ&#x;itim
38
Çocuğunuza öfkelendiğinizde ne yapmalısınız? Zor ve gergin anlarda çocuğunuzu kırmamak, onu korkutmamak için bunları düşünün! Anne-Baba olmak, dünyanın en güzel değerlerinden biridir. Bir insan dünyaya getirmek, bebeğiyle, çocuğuyla birbirinden güzel anlar yaşamak herkesin başına gelmesi gereken en mutlu duygudur; ama iş bununla bitmiyor, zaman zaman sabrın taştığı ve kontrolün kaybolduğu anlar olabiliyor. Yorgun bir gün sonrası çocuğunuz durmadan ağlıyorsa, siz hastayken etrafınızda aynı soruyu durmadan soruyorsa, bulaşıkları yıkarken ayağınızdan çekiyorsa, yeni yıkanmış tertemiz çamaşırları balkona fırlatıyorsa ona sinirlenebilirsiniz. Saymakla bitmez bu anlarda, anneler hem içinde bulundukları sıkışık duruma hem de çocuklarına kızarlar ve bazen ufak bazense çok ciddi tepkiler verirler. Peki, bu zor anlarda anneleri ne kurtarabilir, zor ve gergin anlarda miniğinizi kırmamak, onu korkutmamak için neler düşünebilirsiniz? * Çocuğunuz hastayken durmadan ağladığında ve sizi
istediğinde çocuğunuzun: “Annecim, sana ihtiyacım var, tek ilacım sensin, ne olur yakın olalım” * Çocuğunuz bulaşıkları, çamaşırları, çekmeceleri birbirine karıştırıp döktüğünde: “Annecim, her şeyi senin gibi yapmak istiyorum” * En sevdiğiniz diziyi sabote ettiğinde: “Bugün bana az vakit ayırdın, galiba seni yanımda istiyorum” “Seni sevmiyorum” dediğinde aslında: “Senin beni çok sevmediğini düşünüp korkuyorum” demek istediğini düşünün. Şunu lütfen hiç unutmayın: “O, sizin bu dünyaya getirdiğiniz emanetiniz.” Sabırla, sevgiyle ve tutarlı bir disiplinle atlatılan krizlerin, ileride sağlıklı bir yetişkin yaratacağını da sıkça hatırlayın. 39
style yaĹ&#x;am
40
Kadınların kariyerinin
önündeki engeller Günümüz iş hayatında pek çok engelle karşılaşan kadınlar, ötesine geçemedikleri bir “cam tavan”ın altında çalışmak zorunda kalmaktadır. Cam tavan; kadınların belirli bir seviyede birtakım engellere takılması anlamına gelmekte ki cam tavan kullanımıyla kastedilen karşılaşılan sorunların belirsizliğidir. Kadınlar için çalışma hayatının en büyük engeli olan bu cam tavanın üç boyutu bulunmaktadır; yani bahsedilen üç basamaklı bir cam tavandır. Bu cam tavanın boyutlarının ortaya çıkmasındaki belirgin faktörler çoğunlukla sosyo-kültürel nitelikte olup, sosyalleşme süreci; normlar, kanunlar ve kurumsal düzenlemeler; eğitim düzeyi ve endüstriyel gelişim seviyesi ile birebir ilişkilidir. Cam tavanın 3 boyutunu oluşturan 3 ana engel vardır ki kadınlar bu bariyerler doğrultusunda kariyer gelişimlerini belirlemektedir. Bu engeller: • Erkek yöneticiler tarafından konulan engeller • Kadın yöneticiler tarafından konulan engeller • Kişinin kendi kendine koyduğu
engellerdir.Erkek Yöneticiler Tarafından Konulan Engeller: Cam tavan literatüründe en çok erkekler tarafından konan engellerden bahsedilmektedir. • Tarafsızlık ilkesi: Cinsiyetler arasındaki fark kabul edilirken bir üstünlüğün olmadığının kabul edilmesi durumu. • Cinsiyet körlüğü: Kadın-erkek farkı yok; “insan” görüşü hakim. • Koruma, kollama içgüdüsü (iyi niyetli ayrımcılık): Kadın birtakım mazeretlerle (“Ailesi çok önemli, çok iş vermeyelim”gibi) kollanır. • Kadınlara yönelik önyargılar: Çoğu negatif olan bu önyargılar kadınların verilen üst düzey işleri yapamayacağına dair görüşleri içerir. Kişilik, kararlılık ve azim açısından yetersiz olarak değerlendirilirler. • Kadınlarla kurulan iletişim zorluğu • Gücü elde tutma isteğiKadın yöneticiler tarafından konulan engeller: Kadınların %50-60’ı daha çok erkek yöneticilerle çalışmak istiyorlar. Daha çok erkek yöneticilerin koyduğu engeller tartışılırken kadın yöneticilerin koyduğu engeller göz ardı ediliyor.
41
style g端zellik
42
Bir Kadın ? ı l a m k o K l ı Nas BİR KADININ KOKUSU NASIL OLMALI? Bir kadın için kendisine uygun koku seçmek başlıca bir iştir. Kendimden bilirim. Ne zaman kendim için bir koku seçecek olsam, onlarca test eder denerim. Tabi bu arada kokular bir birine karışır karar vermek daha da zorlaşır. Şaka bir yana da ben burada aslında; bir kadının kendi kokusu nasıl olmalı? Onu vurgulamak için bu örneği vermek istedim. Yani kadının kokusunun güzel olması için illada parfüme de gerek yok çoğu zaman. Bir kadının kokusu nasıl olmalı? Öncelikle bir kadının kokusu her şeyden önce ona kendini iyi hissettirmeli. Tabi, kadın için güzel kokmak her şeyden önemlidir. Bu yüzden kadınlar kendilerine koku alırken hep bir arayış içindeler. Çünkü kadın için seçeceği koku işte bu dedirtmeli. Çünkü her kadının kendine has bir kokusu vardır. Bunun için birkaç ufak tüyo vermeden geçemeyeceğiz.
Havuz ve deniz gibi ortak kullanılan alanlar için Hijyen: Havuz ya da deniz sonrası vajinal mantar iltihabına karşı Vajinal bölge sürekli temizlenmeli ve temiz olmayan havuzlara girmemek. Ter ve Kötü Vücut kokusu için Hijyen: Düzenli Duş almak Ter ve kötü vücut kokusuna karşı günlük bakımlarını ihmal etmemek Duş alınmadığı durumlarda ıslak mendil, rol on, sabun, duş jelleri ile gerekli Hijyeni sağlamak. Ağız ve diş bakımı için Hijyen: Ağız ve diş sağlığı olası ve ağız kokusu önlemek için dişlerinizi sürekli olarak temiz tutmak. Düzenli olarak fırçalamak. Ayak ve tırnak için Hijyen: El ve ayak bakımı kadın için çok önemlidir. Bakımlı el ve ayaklar için manikür pedikür, yaptırabilirsiniz. El ve ayaklarınızı için cilt tipinize uygun losyon ve kremler kullanabilirsiniz. Genital bölgede temizlik için Hijyen: Bu bölgenin temiz kalması kadınların küçük yaşlardan itibaren dikkat etmesi gereken bir konudur. Kadınların bunu algılayıp kendi sağlıkları için dikkat etmeli. 43
style gezi
AVRUPA’NIN MEDAR-I İFTİHARI (!) Kaçımızın Almanya’dan çikolata getiren bir teyzesi, halası, tanıdığı yok ki? Bu yıllardır süren tanışıklığın getirdiği derinleştirme ihtiyacı duymadığımız Berlin gezisi neredeyse her giden için düşük beklentili başlıyor, tam da bu yüzden olsa gerek hayal edilmeyen sürprizlerle karşılıyor bizi 3,5 milyonluk Alman başkenti.
44
style batman
45
style gezi
Kaçımızın Almanya’dan çikolata getiren bir teyzesi, halası, tanıdığı yok ki? Bu yıllardır süren tanışıklığın getirdiği derinleştirme ihtiyacı duymadığımız Berlin gezisi neredeyse her giden için düşük beklentili başlıyor, tam da bu yüzden olsa gerek hayal edilmeyen sürprizlerle karşılıyor bizi 3,5 milyonluk Alman başkenti. İnsanlardan otomatlara kadar Türkçe’nin İngilizce’den daha geçerli olduğu Berlin tam 46
bir kültür, tarih, endüstri, düzen başkenti. 180’den fazla müzesi, Spree Nehri ile Berlin’de yapılacak çok şey var. Nüfusun %59’dan fazlasının agnostik ve ateist olduğu da not düşelim, Berlin gece hayatını canlandıran sosyolojik bir durum. Dönerken artık çikolata, Nutella falan getirmezsiniz sanırız ama yeni modayı hatırlatalım, Türk firmaların ürettiği %100 helal belgeli sucuklar çok leziz ve ne yazık ki
style batman
Türkiye’nin dörtte beşte biri fiyatta. BERLİN’DE ULAŞIM
Şu an Tegel ve Schnöfeld olmak üzere iki havalimanı var. İkisinden de toplu taşıma ile hızlı ve ekonomik yollarla merkeze gidilebilir. Üçüncüsü de açılmak üzere. Şehir içi olağanüstü ulaşım ağında tek bilet (4 tane alınması durumunda) 2 Euro. 2 saat boyunca otobüs, metro, urban ağı arasında ulaşım sağlar. BERLİN’DE GEZİLECEK YERLER
Brandenburg Kapısı: Berlin’in simgesidir. Hem görkemli duruşuyla hem de tarihi detaylarıyla birkaç asrın izdüşümü. Tarihini okuyun. Holocaust Denkmal (Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı) : Tasarımcısının “Kafa karıştırıcı ve rahatsız edici” olarak inşa ettiği, İkinci Dünya Savaşı’nın utanç anıtı. Mezarlık misali ancak hiçbir isim bulunmayan 2711 bloktan oluşan bu bölge, anmak, utanmak, üzülmek, şöyle sessizce birkaç saat düşünmek için birebir bir ziyaret noktası.
Museumsinsel (Müzeler adası): 4 müze, 1 kilise, 1 galeriden oluşan adacık. Perşembe 18:00 – 22:00 arası ücretsiz. Normal zamanlarda ücretlidir. Pergamonmuseum (Bergama Müzesi): Özellikle Bergama ve Milet’ten getirilen eserlerin yer aldığı, ada içindeki müzelerden biri. Siegessäule(Zafer Anıtı): Merkezde haşmetli bir anıt. Mutlaka Zafer Anıtı’na çıkın ve enfes panoramayı fotoğraflayın. Tiergarten: Anıtın hemen yanındaki büyük park. Almanya’nın en büyük parkı, keyifli bir dinlenme için birebir. Park içinde çıplak kişileri görürseniz rahat olun, nüdistler. Checkpoint Charlie: Doğu Berlin – Batı Berlin geçiş noktalarından biri, maksat turistlere eğlence olsun. Amerikan bayrakları ve asker kıyafetli küçük girişimcilerle fotoğraf çektirebilir, Dünya Savaşı ürünlerini satın alabilirsiniz. Reichstag (Parlamento Binası): 1894’ten beri Alman meclisi. Ayrıca doğru bir kadrajdan devasa Berliner Fernsehtrum‘u (TV kulesi) görebilirsiniz. 47
style güzellik
Pürüzsüz bir cilt için 10 tavsiye Doğal nemini ve ışıltısını koruyan, sivilcesiz bir cilde sahip olmak için yapmanız gereken bazı şeyler var. 1- Düzenli Uyku… Cilt hücreleri, gece uyku esnasında yenilenir. Geç yatmak, metabolizmayı yorar. 2- Narenciye Tüketin! İçinde bol miktarda C vitamini olan meyveler, cildinizi besler ve cildinizin sağlıklı görünmesini sağlar. 3- Cilt masajı… Uyumadan önce cildinize nemlendirici bir krem sürün ve masaj yapın. 4- Güneşin zararlı etkilerinden korunun! Özellikle yazın, güneşin zararlı ışınlarından cildinizi korumak için “yüksek faktörlü” güneş kremleri kullanın. 5- Sivilcelerinizi sıkmayın! Sivilcelerinizi sıkmak, cildinizin zarar görmesine ve
48
cildinizde iz kalmasına neden olur. 6- Siyah nokta temizliği… Burun, çene ve alın bölgesindeki siyah noktalar, sivilce oluşumuna zemin hazırlar. 7- Çikolata tüketin! Günde küçük bir parça bitter çikolata yiyin. Antioksidan özelliği olduğundan cildin genç kalmasını sağlar. 8- Bol su için! Günde 2 litre su için. Cildinizi besler. 9- Egzersiz yapmayı unutmayın! Egzersiz yapmak, cilde parlaklık katar. 10- Düzenli bir cinsel hayat… Düzenli seks hayatı, cilt sağlığını da olumlu biçimde etkiler.
49
style köşe
Rad. Dr. Mahmut AKDAĞ
Batman Medicalpark Hastanesi Genel Müdürü www.medicalpark.com.tr
BATMAN SAĞLIĞI
Batman ilinde sağlık hizmet sunumundaki gelişimi daha iyi anlayabilmek için 1980’li yılların başına gitmek gerektiğini düşünüyorum. Zira o tarihlerde tüm siyasi ve ekonomik teşviklere rağmen ülkemizin doğu ve özellikle de güneydoğu bölgesine hekim gitmesi sağlanamadığı için hükümet mecburi hizmet yasasını uygulamaya geçirmişti. Batman ilinde sağlık hizmet sunumundaki gelişimi daha iyi anlayabilmek için 1980’li yılların başına gitmek gerektiğini düşünüyorum. Zira o tarihlerde tüm siyasi ve ekonomik teşviklere rağmen ülkemizin doğu ve özellikle de güneydoğu bölgesine hekim gitmesi sağlanamadığı için hükümet mecburi hizmet yasasını uygulamaya geçirmişti. Bu yasaya göre tıp fakültesinden mezun olan veya uzmanlığını tamamlayan her hekim aldığı eğitimin karşılığında, devlet ve milletine karşı vatandaşlık görevini, 2 yıl süreyle sağlık hizmet sunumunda güçlük çekilen yurt bölgelerinde ifa etmek durumunda bırakılıyordu. Bu görevi yerine getirmeyen hekimlere diploma hakkı tanınmaması yasanın en can alıcı özelliği idi. Bu yasa sayesinde alt yapısında ciddi eksiklikler olmasına rağmen, en azından insan gücü faktörü açısından sağlık hizmet sunumundaki olanaklar kırsal bölgelere; doğal olarak Batman’a da ulaşmış oldu. Bu dönemlerde hükümet tabiplikleri ve sağlık ocakları nerdeyse sadece koruyucu sağlık hizmeti kamu kurumları eliyle ulaştırılıyordu. İkinci basamak sağlık kuruluşu mahiyetindeki hastaneler Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Sigortalar Kurumu hastaneleri olmak üzere birbirinden bağımsız iki çatı altında toplanıyordu. SSK sosyal güvencesi olmayan vatandaşlar her
50
ne koşul altında olursa olsun SSK hastanelerinden yararlanamıyordu. Üniversite hastaneleri ise sayılarının azlığı sadece batıdaki büyük şehirlerde bulunmaları nedeniyle pek çok kişi için ulaşılması uzak bir hayalden ibaretti. Özel hastanelere gelince ülkemizde olduğu gibi Batman’da da varlıkları söz konusu değildi. Bu yapı içerisinde tedavi edici sağlık hizmeti son derece kötü işleyen, olağan üstü kısıtlı olanaklara sahip kamu hastanelerinde ve yasaların izin vermesi sayesinde hekimlerin mesleklerini serbest ifa etmelerine imkan sağlayan özel muayenehanelerde sunuluyordu. 1990’lı yılların başında mecburi hizmetimi tamamlamış olarak Batman’a geldiğimde küçük bir ilçe düzeyinde işlev gören sağlık kuruluşu alt yapısı ile karşılaştım. Bir petrol üretim şehri olması nedeniyle bölgede faaliyet gösteren Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Bölge Müdürlüğü ve Batman Petrol Rafinerisi’nde çalışan işçilere yönelik tesis edilmiş olan ve şehir merkezinde bulunan ve işçi statüsünde olup SSK güvence kapsamında olmayan vatandaşların yararlanamadığı SSK Hastanesi şehrin tek ciddi sağlık kuruluşu idi. Sağlık Bakanlığı Devlet Hastanesi henüz yeni açılmıştı. Ciddi alt yapı, malzeme ve nitelikli insan gücü eksiği olması nedeniyle hastaya yaklaşım oldukça yüzeysel ve yetersizdi. Ağır vakalar genellikle Diyarbakır’daki
üniversite hastanesine veya Ankara-İstanbul’daki üniversite hastanelerine, senatoryumlara sevk ediliyordu. Tüm ülkede olduğu gibi Batman’da da doksanlı yılların ortalarında kamu hastaneleri gelişme trendine girdi. Ancak bu gelişmede sağlık hizmet sunumunda ciddi açlık içinde olan kırsal bölgelerdeki gelişme büyük şehirlerdeki gelişmeden daha hızlı oldu. Hizmet sunumunun geliştirilmesinde özel sağlık işletmelerinin dinamik gücünü göz önünde bulunduran siyasi iktidar, özel hastaneciliğin önünü açacak yasal düzenlemeler ve teşvikler uygulayarak sürecin hızlı ilerlemesini sağladı. Böylece mecburi hizmet nedeniyle değil; tamamen gönüllülük çerçevesinde bölgede kalıcı sağlık personeli ve sağlık işletmeleri oluşumunun önü açılmış oldu. Aynı dönemde ben de çiçeği burnunda, genç ve dinamik bir radyoloji uzmanı olarak ortağı olduğum BATOM Tıp Merkezi adıyla ileri radyoloji ve görüntüleme merkezini faaliyete geçirdim. Bu merkez sayesinde sadece Batman’a değil; gelişmiş radyolojik tetkik cihaz donanımı ile Şırnak, Bitlis, Siirt, Mardin, Muş ve Diyarbakır gibi çevre illerde yaşayan vatandaşlarımıza da hizmet ulaştırmaya başladık. Doksanlı yılların ikinci yarısında Batman’ın ilk hastanesi olan Özel Batman Şifa Hastanesi’ni kurarak BATOM Tıp Merkezi ile kazandığımız bilgi ve tecrübeyi daha ciddi bir aşamaya taşımış olduk. Özel Batman Şifa Hastanesi ile Batman ve civar illerdeki sağlığa bakış açısını değiştirmenin yanı sıra ülkemizde kurumsal yapısı olan ciddi hastanecilik hizmeti ile hem özel sağlık hizmet sektörünün öncülerinden olduk; hem de doğu ve güneydoğuya bakış açısında ciddi değişikliğe neden olduk. Zira gerek oluşturduğumuz istihdam
nedenli batı şehirlerinden Batman’a kazandırdığımız hekim kitlesi; gerekse organizasyon yapımız nedeniyle temasa girdiğimiz sektör temsilcilerinin bölgemize geliş-gidişleri sayesinde Batman’ın değişen yüzünü tanıtma ve ülkeye duyurma imkanı yarattık. Özel Batman Şifa Hastanesi yönetimi olarak, sektörün gelişimi konusunda yaptığımız değerlendirmeler sonucunda ciddi bir atılım gerçekleştirmek iddiasıyla 2007 yılında Medicalpark Hastaneler Grubuyla ortaklık kurarak ileri yatırım planlarını uygulamaya aldık. Bunu takiben bizleri bu noktaya ulaştıran ülkemiz ve özellikle bölgemiz halkına karşı vefa borcumuzu ödemek ve kaliteli sağlık hizmetini tüm yurda yaymak iddiasıyla önce Gaziantep, sonra Van ve en son olarak da İzmir Medicalpark Hastanesi’ ni bünyemize katarak çalışmalarımızı devam ettirdik. Yakın zamanda İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi olarak tescilini aldığımız İzmir Hastanemizin varlığı bizler için ayrı bir gurur kaynağı olmuştur. Ancak her ne kadar büyük işlere imza atmış olursak olalım, bu işin temelinin Batman olduğunu unutmadığımız gibi; Batman’a büyük bir özveri ve sevgiyle bağlılığımızın devam ettiğini vurgulamayı şiddetle önemsiyorum. Zira Batman sahip olduğu insan sıcaklığıyla, her konuda olduğu gibi sağlıkta da her zaman en iyiye layıktır. Tüm insanlara sağlık ve mutluluk dileklerimle; saygılar sunarım. Atatürk Bulvarı No: 141 Batman Telefon: 0 (488) 213 44 44 Faks: 0 (488) 213 60 70 51
style rรถportaj
52
Sibel Can:
“Çocuklarım benim gibi gizlice evlenmesin” Sibel Can, sanat hayatının 25. yılını kutluyor. İlk albümünü 1987’de çıkaran Can, aradan geçen 25 yılda 19 albüm çıkararak bir rekor kırdı. Kendi jenerasyonunda en çok albüm çıkaran sanatçı olan Can, aynı zamanda en çok konser veren, en çok program yapan sanatçıların başında geliyor. Bir başka deyişle Can’ın cephesinde işler tıkırında. Peki ya özel hayatında? Bugüne kadar iki evlilik yapan ve üç çocuğu olan Can, çocuklarıyla çok mutlu bir yaşam sürdüğünü söylüyor... Sanat hayatınızdaki 25. yıla girdiniz. ‘Gümüş yıl’ınız için neler hissediyorsunuz? ‘Gümüş yıl, her sanatçı için olduğu gibi benim için de çok önemli. Hâlâ inanamıyorum. Şöyle geriye baktığımda onur duyacağım birçok işe imza attığımı görüyorum. Yıllarca Orhan Gencebay’ın denetiminde hazırladığım albümler beni ben yaparak bugünlere getirdi. Rahmetli babamın albümlere büyük katkısı oldu. Çünkü her zaman işin başındaydı. Bana katkısı olan herkese duacıyım. Kendimle gurur duyuyorum. ‘Hiç hırslı olmadım’ Hayat sürekli değişiyor ancak size olan ilgi hiç değişmiyor; azalmıyor. Nedir bu Sibel Can büyüsü? Ortada büyü müyü yok. Sırrı işimi sevmem, yaptıklarıma saygı duymam. Klasik bir sözdür ama hâlâ işe yeni başlıyormuşum gibi heyecanlıyım. Şarkılar güzelmiş, ses güzelmiş... Bunlar başarılı
olmanın ana etmenleri değildir. Yorum güzel değilse başarılı olmanın olanağı yoktur. Yorumun güzel olmasının tek nedeni ise duyulan heyecandır. Sizce önemli olan çok şeye sahip olmak mı, az şeye ihtiyaç duymak mı? En fazla nelere sahip olmak istersiniz? Hiçbir zaman her şeye sahip olma adına hırslarım olmadı. ‘Az olsun, öz olsun’ felsefesiyle yetiştirildim. Bu nedenle beni mutlu eden, çok şeye sahip olmak değil az şeylere ihtiyaç duymak. Mutlaka sahip olmak istediğiniz bir şeyler vardır… Vardı. Çok şükür hepsine sahip oldum. Bana “Ne olmak istiyorsun?” diye sorduklarında “Anne olmak istiyorum. Bir sürü çocuk doğurmak, onlara bakmak istiyorum” derdim. 3 çocuk doğurdum. Yaptığım işte başarılı olmak istiyordum. Kanımca yaptığım 53
style röportaj
Peki şimdi? Üçüncü kez evlenme isteğiniz var mı? Hayatımın her döneminde aile olmak önceliğim olmuştur. Üçüncü evliliğe gelince; o iş bitti. “Asla” demeyi sevmem, ama asla bir daha evlenmem. Çocuklarım kocaman oldu artık. Tutucu yanlarım vardır. Bu saatten sonra bir daha evlenenem. ‘Bu saatten sonra’ derken; henüz gençsiniz... Bir daha evlenmek istemememin nedeni yaşla ilgili değil, öyle bir yapım yok. Şimdi hayatımı dolu dolu yaşıyorum zaten. Evliliği aklımın ucuna bile getirmiyorum. Çocuklarımla ve işimle bütün duyguları yaşıyorum. Bu yeter de artar bana. Yeni bir insan... Allah korusun. Hiçbir zaman öyle bir niyetim yok. Hayatınıza bir erkek girerse bu tutkulu bir âşık mı olur, yoksa hayat arkadaşı mı? İkisi de olmaz. Çünkü düşünmüyorum. Düşünmediğim bir şeyi neden konuşalım ki? Çocuklarınızın yaşlarındayken siz neler yaptınız da onların yapmasını istemezsiniz? Annemle babam benim hiçbir arkadaşımda kalmama izin vermezlerdi. Sadece Zerrin Özer’in evinde kalmama rıza gösterirlerdi. Gel gör ki ben annemden babamdan gizli olarak Zerrin’in evinde evlendim. Kendimi annemin babamın yerine koyuyorum da çıldırıyorum. Ama çocukluktan mıdır çılgınlıktan mıdır, çocuk yaşta gizli gizli evlendim. Çocuklarımın gizli gizli evlenmelerini 54
istemem. Hakan’la tanıştıktan 17 gün sonra evlendim. Çünkü flört edemezdik. Şimdi şartlar öyle değil, bu nedenle gizli evlilikler yapacaklarını sanmıyorum. Çocuklarınız başkalarının evinde kalabiliyorlar mı? Hayır, çocuklarımı kimsenin evine yatıya göndermem. Kendimden biliyorum. Yatıya kalmam için izin verilen yegâne ev olan Zerrin’in evinde annemden babamdan gizli evlendim. Annemle babam çok kırıldılar, ama hep de sahip çıktılar. Kendilerinden habersiz evlenmeme rağmen bana sahip çıktılar ya, yerin dibine girseydim daha iyiydi. Çocuklar ne diyor peki? O kadar da sıkmıyorum canım. O dönem diskolar vardı. Ben de hep gitmek isterdim. Annemle babam haklı olarak kaygı duyuyordu. Ben de gidemediğim için ağlardım. Ben çocuklarımı o kadar sıkmıyorum. Şimdi Melisa bir gece kulübüne gitmek istiyor, rezervasyonu ben yaptırıyorum. Sonuçta bildiğim, güvendiğimiz yerler. Zaten kızıma da sonsuz güven duyuyorum. Eğlenmek onun da haklı. Engincan’da durum farklı tabii. Ben “Yap oğlum” diyorum. ‘Kendimle gurur duyuyorum’ Sahnedeki Sibel Can, işin mutfağında neler yapıyor? Titizlik gösterdiğim konulardan biri şarkı seçimleri. Albüm öncesi yüzlerce şarkı seslendiriyorum. Sonra seslendirdiklerimi değişik zamanlarda tekrar tekrar dinliyorum. İçime sinen şarkıları repertuvarıma
55
style rรถportaj
56
alıyorum. Hatta parasını ödediğim halde sonradan içime sinmediği için seslendirmediğim birçok şarkı var. “Ben Sibel Can’ım. Önüme gelen 10 şarkıyı seslendiririm olur biter” deseydim her sahneye çıktığımda dünyanın en mutlu insanı olduğumu hissetmeseydim bugün o Sibel Can’ın Can’ı olmazdı. Her devrin kadını olmak nasıl bir his? Böyle kabul ediliyorsa kendimi iyi hissederim, mutlu olurum; elbette gurur duyuyorum. Gururun nedeni çok küçük yaşta şöhret olmama rağmen şımarmamış olmam. Bir de hayatımı istediğim şekilde yaşayabiliyorum. Sahnede istediğim Sibel Can oluyorum, evde istediğim Sibel oluyorum. ‘Sibel Can acayip eğlenceli bir kadındır’ Dışarıdan biri olarak Sibel Can’a baktığınızı düşünelim. Ne görüyorsunuz? Sibel Can’la neler yapmak isterdiniz? Aklı başında, şarkı söylemeyi dans etmeyi çok seven çocuklarıyla mutlu bir yaşam süren bir kadın görüyorum. Sibel Can’la tatil yapmak isterim. Kendisiyle tatil yapmak büyük bir keyiftir. Acayip eğlenceli bir tatil geçiririm. Bir de sahneye çıkıp birlikte düet yapmak isterim. Kadının sesi cidden çok güzel. Ayrıca Sibel Can’ın çocuğu olmak isterdim. Gerçekten çok iyi bir annedir. Yakından bili yorum (Gülüyor). Güzel ve seksi olmak hangi durumlar da avantaj hangi durumlarda başa beladır? Açıkçası ben kendimi çok güzel ve seksi bir kadın olarak görmüyorum. Sanıyorum ben insanlara bir bütün olarak güzel ve seksi geliyorum. Sesim ve yorumum güzel olmasaydı, herhangi bir iş yapsaydım acaba insanlar yine beni güzel ve seksi bulacaklar mıydı? Güzellik de seksapel de bir yere kadar. Hiçbir zaman bunlar ön plan da olsun istemedim. İşte o zaman başa beladır.
‘Evlilik benim değil çocukların gündeminde’ Belki de kırklı yaşların ortasında torun sahibi olacaksınız... Bana bunlarla gel işte. Daha bugün Engincan’la kahvaltıda evliliği konuştuk. “Daha dur anne. Ne yapıyorsun?” dedi. Ama ben her zaman torun sahibi olmaya hazırım. Çok da isterim. Bu arada Emir konuşmanın arasına girip “Anne ben evlenmeyeceğim. Düğünler çok pahalı” demesin mi? Engincan da cevap veriyor; “Evet, öyle büyük düğünler yapmamak gerek. Sade bir nikâhla evlenmek gere k” diye. Gördüğün gibi evlilik benim değil çocuklarımın gündeminde. Bu yaşta torun sahibi olursam öyle mutlu olurum ki. 57
style yaşam
Fikir veren evler Yılın bu günlerinde enerjisinin çok yüksek olduğu harika bir ev paylaşacağım sizlerle... Bu evde renkler ön planda.Çok dinamik bir mekan ve evde bulunan iki çocuk içinse bir oyun alanı.
58
59
style lezzet
İncirli ve bademli mini kek Malzemesi :
Yapılışı :
175 gr kek unu 175 gr tereyağı 175 gr toz şeker 175 gr toz badem 1 yemek kaşığı gül suyu 3 yumurta 5 olgun incir File badem
Un, tereyağ ı , şeker, toz badem, gül suyu ve yumurtaları çukur bir kaba alıp çırpın. Yağ lanmı ş küçük kek kalıplarına payla ştırın. İncirleri ince dilimleyip kek harçlarına hafifçe batırarak ekleyin. File badem serpin. önceden ısıtılmış 160 derece fırında 30 dakika piş irin. Ilık servis yapın.İncirli ve bademli mini kek artık hazır, afiyet olsun.
60
0
54
3
54
7
Araรง Kiralamada 61
27
29
style sağlık
Alkolden daha az etkilenmek için neler yapılmalı? İçki sonrası oluşan baş ağrısı ve mide bulantısının nedenleri… Özel günlerde yapılan kutlamalar alkol alımını da beraberinde getirebilir. İçki fazla kaçınca ertesi gün mide bulantısı ve baş ağrısı gibi şikayetler artar. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ferin Batman bu şikayetlerin neden kaynaklandığını anlattı ve alkolden daha az etkilenmek için tavsiyelerde bulundu. Halk arasındaki deyimle “akşamdan kalma” olanların ortak şikayetleri genel olarak; şiddetli baş ağrısı, yorgunluk, mide bulantısı, halsizlik, ufak çapta depresyon ve susuzluktur. Alkol sonrası neden baş ağrısı olur? Alkol ürünlerinin tümünde etil alkol (etanol) vardır. Biralarda alkol oranı yüzde 4-7 arası değişirken, viskilerde bu oran yüzde 55’lere kadar çıkabilir. Vücudumuzda suyun tutulmasını, böbreklerden geri emilerek dolaşımda kalmasını sağlayan vazopressin adlı hormon, etil alkolün etkisiyle işlevini yitirir ve çok düşük bir seviyede çalışmaya başlar. Düşen vazopressin etkinliği sonrasında su, böbreklerden geri emilemez ve idrarla birlikte dışarı atılır. Susuzluk, çalışmak için suya ciddi derecede ihtiyaç duyan beyni etkiler. Beyin, böbrek üstü bezlerden, yağı karbonhidrata dönüştürerek su açığa çıkmasını sağlayan adrenalin hormonunun salgılanmasını sağlar ancak bu yeterli değildir. Adrenalinin yanında 62
histamin hormonu da salgılanır. Histamin, damarların genişlemesine ve böylece daha çok kanın beyne taşınmasına yarar. Bu durum iyi bir çözüm gibi görünse de beynimizdeki damarların genişlemesi, aynı zamanda kafatası içerisindeki basıncı da artırır. Ağrı sinirleri artan basıncı algılar ve baş ağrısı ortaya çıkar. Başınızı sağa sola salladığınızda oluşan ağrı, artan basıncın ağrı sinirlerine baskı yapmasından kaynaklanır. Alkol, mide mukozasını tahriş ederek mide asidi üretimini artırır ve midenin boşalmasını geciktirir. Bu faktörler karın ağrısı, bulantı ve kusmaya neden olabilir. Alkollü içeceklerde; tat, koku ve renk veren kimyasal maddeler vardır. Bu kimyasalların akşamdan kalmalık haline katkıda bulunduğu fikri yaygındır. Renkli içkilerde, renksiz veya açık renkli içkilere göre bu maddelerden daha fazla vardır. Örneğin, beyaz şarap kişiyi daha az etkilerken, kırmızı şarap farklı etkiler yaratır. Bazı kişilerde tek bir bardak kırmızı şaraptan 15 dakika kadar sonra başlayan baş ağrısına, bulantı ve yüz kızarması da eşlik edebilir.
Alkol sonrası doktora danışmadan ağrı kesici almayın Baş ağrısı için kesinlikle doktorunuza danışmadan ağrı kesici almayın. Pek çok ağrı kesici veya benzeri ilaç, alkolle beraber beklenmeyen etkiler yapabilir. Örneğin alkol içenler, günlük yaşamda sık kullanılan ve etkin maddesi asetaminofen olan ağrı kesicileri kullandıklarında karaciğer hasarı riski artar. Önce yemek: Vücudumuz, yemeği sindirmek ince bağırsağa giden kapakçığı kapar. İnce bağırsak da alkolün en çok emilip kana karıştığı yerdir. Böylece alkolden daha az etkilenmiş olursunuz Önce bir şeyler yiyin. Mideniz boşsa alkol daha kolay emilir. Açık renk içkileri tercih edin: Kırmızı şarap, viski gibi koyu renkli
içkilerde; votka, cin ve beyaz şarap gibi içkilere oranla akşamdan kalma durumunu tetikleyecek kimyasallardan daha çok bulunur. Karışımlara dikkat: Enerji içekleri ve kolada bulunan kafein sizi enerjik yapacağından ne zaman sınıra geldiğinizin farkına varamayabilirsiniz. Ayrıca diyet kola mideyi daha hızlı boşaltır ve boş mideye içmiş olursunuz. Bu nedenle içecekleri birbirine karıştırmamanızda fayda vardır. Yavaş gidin: Kendi hızınızı belirleyin, size dokunacak kadar hızlı içmeyin. Arada su için: Su içerek alkolün yol açtığı su kaybını azaltmış olursunuz. Ayrıca su içmek midenizi dolduracağından daha az alkol almanızı sağlar. Limitinizi bilin: Belirli bir sürede ne kadar içeceğinize karar verin ve buna uyun. Kendinizi içmek zorundaymış gibi hissetmeyin. Çevrenizin bu konudaki dolduruşlarına da aldırmayın. 63
style sağlık
Doğum sonrası ince görünmenin püf noktaları Anne olmak bir kadının en güzel duygusudur. Sakın bu duyguyu kilolu olduğunuzu dert ederek bozmayın. Anneliğinizin tadını çıkartmaya bakın kilolarınızı nasıl olsa bir şekilde geri verirsiniz. Kilolu olduğunuz dönemlerde de bir kaç püf noktasıyla daha ince görünmeyi başarabilirsiniz. Kıyafet seçiminde öncelikli renginiz siyah gibi koyu renkli giysiler olmalıdır. Siyah her zaman sizi daha ince gösterecektir.
Kıyafet seçiminde cepli ve çok desenli kıyafetlere asla yer vermeyin. Gömlek ve bluz seçiminiz de özellikle bu noktada daha dikkatli olun.
Kıyafet seçiminde siyah rengi seçtiğinizde kolye, küpe , fular gibi aksesuarlarınızın daima daha renkli olmasına özen gösterin. Böylece kendinizi daha renkli ve daha mutlu hissedersiniz.
Pantolon boyunun çok uzun olması sizin daha kilolu ve kısa görünmenize neden olacaktır. Pantolon boyunuzun en ideal boyu için topuğunuzun yarısına kadar olması yeterlidir.
Renkli aksesuar seçiminin diğer bir faydası da etrafınızdaki kişilerin dikkatini başka yöne çekmektir. Etrafınızdaki kişiler sizin fazla kilolarınızdan çok takılarınızdan bahsedeceklerdir.
Gömlek ve bluz seçiminde V yaka sizin için en uygun olanıdır. Çünkü V yaka boynunuzu ortaya çıkartarak sizin daha zayıf görünmenize yardım edecektir.
64
65
style batman
Kültür ve doğal tabiat kapısı Batman
Yıl içerisinde birçok araştırmacının adresi olan ve turistler tarafından sürekli ziyaret edilen Hasankeyf, tarihinin yanı sıra doğal güzelliğini de sunar misafirlerine. 66
67
style batman
İl Merkez İlçenin kurulu olduğu alan, Dicle Nehri ve bu nehrin yan kolları olan Batman ve Garzan Çayları arasında kalan Batman Ovası üzerindedir. Dicle Nehri ve onun yan kolları olan Batman ve Garzan çayları arasındaki havzada kurulmuş, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini Orta doğuya bağlayan karayolunun kenarında iskâna açılmıştır. Orta Çağda bu bölgede dolaşan Evliya Çelebi, Şerefhan Bidlisi ve Moltke gibi Müslüman ve Ecnebi Gezginlerin tümü, yazdıkları gezi 68
notlarında ve yayınladıkları eserlerinde, Batman isminden sıkça bahsetmektedirler. Batman Nehri kenarındaki Batman Köyü, Batman Eyaleti veya Batman Beyliği gibi meskûn yerleşim birimlerinden bahisle, Maiferkeyn (Silvan) ve Hezo (Kozluk) Beyleri ile olan çatışmalarından, talan ve ganimetlerinden söz etmektedirler. Bilimsel bir kanıt olan bu örneklerde görüldüğü gibi, Batman ismi Orta Çağdan beri kullanıla gelmiş ve Batman Çayı ile bütünleşen bir isim
olarak karşımıza çıkmıştır. Tarihi kaynaklara bakıldığı zaman, insanların ilk defa yerleşik hayata geçiş yaptığı ve akabinde medeniyetler kurduğu yerlerin başında Mezopotamya havzasını teşkil eden Dicle ve Fırat Nehirleri arasıda kalan bol alüvyonlu ovalar ve bereketli topraklar geldiği görülecektir eserin bulunma ihtimali kuvvetlidir. Bu bölgede görülen kültür ve tabiat varlığı niteliğindeki tarihi eserler, höyükler, tümülüsler, kaya mezarları ve mağara konutlar, insanların bu nehirler kıyısındaki on bin yıllık yerleşimlerinin bir kanıtı ve göstergesidir. On bin yıllık bir kültür birikimine sahip Batman da kurulu bulunan petrol sanayii ve tesislerine paralel olarak artan yatırımlar, “Altına Hücum” gibi insanların buraya göç etmesine neden olmuştur. Batman’a yapılan bu göç, beraberinde farklı bir kültürü de getirmiştir. Bu sosyal ve kültürel doku ile folklorik yaşam tarzı, bir laboratuarda birbiriyle karıştırılmış gibi Batman’da kendini göstermektedir. Her alanda kendini gösteren bu zengin kültürel
potansiyelin varlığı, Batman için bir şans olarak kabul edilmesi gerekir. Güneydoğu Anadolu bölgesinin tipik bir kenti olan Batman ve bağlı yerleşim alanlarında çok sayıda görülmesi gereken tarihi ve turistik alanlar vardır.Buyrun bunları tanıtmaya çalışalım. Hasankeyf Diclenin kıyısında, zamanında medreseler, rasathane, darüşşifa ve diğer eğitim kurumlarıyla bölgenin ilim ve kültür merkezi olan Hasankeyf, ulaşım yolları ve ticaret merkezlerinin yer değiştirmesiyle günümüzde önemini yitirmiştir. İlçe, sahip olduğu zengin tarihsel yapılar nedeniyle 1981 yılında bütünüyle sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. GAP projesi kapsamında bulunan Ilısu Barajı nedeniyle bu tarihsel yapılar bütünüyle sular altında kalacaktır.Bu konuda çalışmalar Kültür Bakanlığı ve DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Hasankeyf Ören yeri Hasankeyf ören yerini güney ve güneydoğudan çevreleyen kalkerli arazi yapısının verdiği imkânlarla, sanki doğa ve insanın burada 69
style batman
el ele vererek giriştikleri ortak bir çalışma sonucu meydana getirdikleri mağara evler ile oluşturulan derin ve heybetli kanyonlar, muhteşem bir yeryüzü şeklini meydana getirmiştir. Dört bini aşkın mağaranın bulunduğu bu bölge, dünyada benzeri az bulunan bir doğa harikasıdır. Dicle Nehrinin menderesler çizerek aktığı binlerce yıllık süreçte oluşan dar vadiler ve sel sularının yamaçlardan akarak Dicle’ye ulaştığı bölgelerde meydana gelen derin çukurlar ve buna bağlı olarak ortaya çıkan engebeli yapının biçimlendirdiği yeryüzü şekillerinin seyrine doyum olmuyor. Hasankeyf Mağaraları Tarihin karanlık çağlarından beri veya insanlığın yerleşik hayata uyum sağladığı tarihten bu yana bir barınma ve iskân yeri olarak kullanılan Hasankeyf’teki bu mağaralar, yapılış biçimlerinden hiçbir şey kaybetmeden günümüze kadar gelmiş ve her devirde bu çok fonksiyonlu özelliklerini korumuşlardır. Hasankeyf’teki su medeniyeti içinde görmek, her zaman mümkündür. Hasankeyf’teki Yol Geçen Hanı Bilindiği üzere kültürümüzde meşhur bir darbi mesel vardır, “ YOLGEÇEN HANI.” Yaşantımızın birçok anında birbirimize karşı söylediğimiz bu nükteli deyim, aslında bir gerçeği de ifade etmektedir. Çünkü gireni çıkanı, geleni gideni belli olmayan mekanlar için kullanılan bu deyimin aslını teşkil eden “Burası Yol Geçen Hanımı?” olayındaki han, Batman ilinin antik kenti Hasankeyf ilçesinde bulunmaktadır. Yüzyıllardan beri halk arasında YOLGEÇEN HANI olarak bilinen ve yaklaşık bin kişi kapasiteli olan bu doğal mağara, yekpare taştan yapılmış Hasankeyf kalesinin altında bulunmakta olup ağzı Dicle Nehrine doğru açılmaktadır.
70
Bu doğal mağaranın içinde su stok etmek için bir mahzen ve kaleye çıkmak için de bir gizli yol vardır. Ulaşımın suyolları ile yapıldığı devirlerde, Dicle Nehrinin karşı sahiline gidip gelmek için ulaşım aracı olan Sal ve Keleklerin önünde sıralarını bekleyen insanların dinlendiği ve geceye kalanların da burada yatarak sabahladığı bu loş ve egzotik mekânın içindeki hava akımı, insanın bünyesine uygun bir özellik taşımaktadır. Yazın serin, kışın ılık olan mağaranın içindeki bu atmosfer, bugün de aynı özelliğini korumakta ve dinlenmek için insanları kendine çekmektedir. Bu nedenledir ki dini, dili, ırkı anlaşılmayan, geleni-gideni, gireni-çıkanı belli olmayan ancak her zaman yoğun bir insan trafiğine sahne olan bu mağaraya binlerce yıldan beri YOLGEÇEN HANI denilmiş Zeynel Bey Kümbeti Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey için yapılmış olup Akkoyunlu Beyliği devrinden (14601487) kalma bir anıt mezardır. Anadolu’daki anıt mezar geleneğinin ilk örneği olan Zeynel Bey Kümbetinin kuzey kapısı üzerindeki kitabede “11 Ağustos 1473 yılındaki Otlukbeli Savaşında şehit düşen Bahadır Han Hasan Bey in oğlu Zeynel Bey için yapıldığı” anlatılır. Daire planlı mezar odasının üzerinde, dıştan daire plan içten de sekizgen plan devam edilerek esas gövde yapısı yükseltilmiştir. Hallan Çemi Höyüğü Batman’ın Kozluk ilçesi Kaletepe köyü sınırları içinde kalan Batman çayı kıyısındaki bu höyük, neolitik döneme ait olup 10.000 yıllık bir geçmişi vardır.
71
style batman
Hallan Çemi Höyüğü Batman’ın Kozluk ilçesi Kaletepe köyü sınırları içinde kalan Batman çayı kıyısındaki bu höyük, neolitik döneme ait olup 10.000 yıllık bir geçmişi vardır. İnsanlığın yerleşik hayata geçiş yaptığı yerlerin başında gelir. Burada yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen buluntular, insanların ilk defa tarımla uğraştığı ve yabani tohum ekerek mercimek ve bezelye elde ettikleri anlaşılmıştır. Görülmesi gereken yerler Pertükân Kalesi Beksi Kalesi Kandil Kalesi Rabat Kalesi Hasankeyf Köprüsü, Memikan Köprüsü Bozikân Kalesi Kozluk (Hezo) Kalesi 72
Hasankeyf Kalesi Büyük Saray, Mor Kiryakus Manastırı Mor Aho Manastırı Hızır Bey Camii İbrahim Bey Camii Sultan Süleyman Camiii El-Rızk Camii, Koç Camii Kızlar Camii İmam Abdullah Türbesi Yörede özel El Sanatlarının satıldığı yer Hasankeyf ilçesidir. Özellikle el dokuması tiftik battaniye, yün örgü işi, heybe, ine oyası, kaneviçe üzeri nakış, keçe ve motifli yün çoraplar dikkati çeker. Ayrıca ahşap el sanatı olarak minyatür beşik, havan ve keklik kafesi gibi ürünlerde rağbet görmektedir Yapmadan Dönme Batman (Malabadi) Köprüsünü,Tarihi Hasankeyf İlçesi
ören yerini (Zeynel Bey Kümbeti, İmam Abdullah Zaviyesi, Dicle Köprüsü, Kale Kapıları, Büyük ve Küçük Saraylar, Ulu Camii, Mağara Kiliseler, Mağara Mescitler, Arkeolojik Kazı Alanları, Su yolları ve top yekûn Hasankeyf Harabeleri) ile Mor-Kiryakus manastırı, Mor Aho Manastırı, •Kozluk Kalesi ile Kozluk ve Sason ilçe merkezlerinde ve kırsalında bulunan kale, manastır ve camileri, •Petrol mahzeni Raman Dağlarını görmeden, Batman Mutfağı Güneydoğuya has lezzetli yemeklerin tümü Batman’da pişirilmekte ve çok nezih ortamlarda misafirlere ikram edilmektedir. Temel besin kaynaklarını oluşturan et ve süt ürünleri ile hamur işlerinden oluşan yemekler, özellik arz etmektedir. Bol yağlı et yemekleri yanında, içli köfteler, taze ve kurutulmuş sumaklı dolmalar, bumbar ve bağırsak dolmaları, Şam börekler ve çok yaygın olan çiğ köfte ile birlikte yöreye özgü çamurdan yapılan tandırlarda pişirilen tandır ekmeği, perde pilav, mercimek ve yayla çorbaları Batman il mutfağının başlıca yemekleri arasında yer alır Batman’da El Sanatları Batman ve yöresinde geleneksel el sanatları olarak
önem arz edenlerin başında dokumacılık gelmektedir. Dokuma fabrikalarının henüz gelişmediği dönemlerde, Hasankeyf ilçemizde bulunan kaledeki mağaralarda yaşayan halk, bu meskûn mağara evlerinde kurdukları tezgahlarda bugün şile bezi olarak adlandırılan şeffaf kumaştan dokuyorlardı. Yaklaşık 70 yıl öncesine kadar Hasankeyf’teki bu dokuma işi 300 ün üzerindeki tezgâhlarda dokunuyor ve halkın geçimi bununla sağlanıyordu. Hasankeyf tezgâhlarında dokunan kumaşlar, çevre köy ve kasabalarda büyük rağbet görüyordu. Erkek ve kadın giysisi olarak kullanılan bu dokuma işi kumaşların üretimi, zamanla gelişen teknolojiye ve tekstil sanayine yenik düşmüş ve bugün için bu ilkel tezgâhlardaki üretim durmuştur. Ancak, halen Hasankeyf’te bu dokuma işi ile uğraşan 5-6 esnaf bu sanatı icra etmektedir. Batman ve yöresindeki el sanatlarını şöyle sıralamak mümkündür: Kadınlar tarafından evlerde yapılan ine oyası, dantel, kaneviçe üzerinde nakış, yün çorap, kazak ve benzeri el örme işleri çok yaygındır. Bunun dışında son yıllarda çok kazançlı bir hal alan kilim ve halı dokumacılığına büyük bir rağbet vardır. Gerek resmi ve gerekse özel sektör tarafından Batman merkez ve ilçelerinde kilim ve halı dokuma tezgâhları kurulmuş bu alanda eğitici temin etmek için kurslar açılmış ve bu kurslar sonunda yetişen eğiticiler başta Beşiri ilçemiz olmak üzere birçok yerde kilim ve halı dokumaya başlamıştır. Bu dokuma işi ilimizde başlı başına bir sektör haline gelmiş olup, İlimizde dokunan halı ve kilimler yurt içi ve yurt dışında pazarlanmaktadır. 73
style magazin
Öykü Karayel hakkında hiç duymadıklarınız Dizi sektörü onu tiyatro sahnesinde keşfetti. İlk TV işi ‘Kuzey Güney’de Kıvanç Tatlıtuğ’un büyük aşkını oynadı... Ve yıldızı bir anda parladı. Ama o şöhrete mesafeli. All dergisine konuşan Öykü Karayel, kendisini ünlü gibi hissetmediğini, şöhretin kadınlardan çok erkekleri bozduğunu söylüyor. Çocukken de oyunculukla ilgili miydiniz? - Sürekli tiyatroya giden bir çocuktum. Her zaman izlemekten çok keyif aldığım oyuncular vardı. Büyüdüğüm zaman tiyatrocu olmak gibi bir hayalim yoktu, hatta sanki başka alanlara kaydı aklım. Lisedeyken güzel sanatlara ve resime de ilgim vardı. Fakat şimdi geriye dönüp baktığımda tiyatrocu olacağımın işaretlerini verdiğimi görebiliyorum. Lise son sınıfa geldiğimde Akademi Kenter’de tiyatro eğitimi aldım ve okul bittikten sonra da konservatuvara girdim. Ve sonra keşfedilip ‘Kuzey Güney’e dahil olma hikayeniz başlıyor... - Evet, Krek’te ‘Güzel Şeyler Bizim Tarafta’ oyunundaydım. ‘Kuzey Güney’in senaristlerinden Ece Yörenç ile yapımcı Kerem Çatay oyunu izlediler. Sonrasında da kadroya girdim. İlk televizyon projenizde Kıvanç Tatlıtuğ ile karşılıklı oynamak size neler hissettirdi? - Mutluluktan çok tedirginliğim vardı. Becerip beceremeyeceğimi çok merak ediyordum. Televizyon tiyatrodan çok farklı ve o alanda ne kadar başarılı olabileceğimi bilmiyordum. Peki şimdi dönüp baktığınızda neler düşünüyorsunuz? - Başlarda tabii ki zorlandım ama yönetmenlerimizin memnun kaldıklarını duyduğum zamanlar da oldu. Bu 74
insana kendini iyi hissettiren bir şey. Sonuçta Türkiye şartlarına bakıldığında dizi çekmenin çok keyifli bir iş olduğunu söyleyemeyeceğim. Tabii ki sahneleri oynamaktan keyif alıyorum. Almasam yapılabilecek bir iş değil fakat tiyatro daha keyifli, daha huzurlu bir iş. Böyle düşünmem uzun saatler çalışmamızdan kaynaklanıyor. Bu koşulların da zamanla değişeceğine inanıyorum. Bu şekilde devam edemez. DÖRT DÖRTLÜK OYUNCU OLMAMA DAHA ÇOK VAR Yeni yılın ilk ayıyla birlikte yeni tiyatro oyununuz başlıyor. - ‘Katil Joe’yu 15 Ocak’ta Moda Sahnesi’nde oynamaya başlayacağız. Yozlaşmış bir Amerikan ailesinin varoluş sıkıntılarını anlatan, bu durumun komedisini çıkaran bir oyun. Günümüz insanlarının iletişimsizliğinden dem vuran bir konusu var. Aslında eski bir oyun olsa da güncel sorunlara değiniyor. Nasıl bir rolü canlandırmak sizi zorlar? - Şu anda yolun başında olduğum için hiçbir rolü kolayca oynayamıyorum. Hâlâ zorluk çektiğimi
75
style magazin söyleyebilirim açıkçası. Kişisel anlamda, teknik anlamda sıkıntılarım var. Sakin yanım oyunculuğuma da yansıyor diye düşünüyorum ve aslında yansımaması gerekiyor. Dört dörtlük bir oyuncu olmama daha çok var. Sakinliğinizin yanı sıra kontrolcüsünüz de sanki? - Eskiden çok daha kontrolcüydüm ve kendimi çok fazla yönetmene bırakamıyordum. Zamanla kendimi ona bırakmayı öğrendim. Yönetmenin beynimde başka bakış açıları açması hoşuma gidiyor. YURT DIŞINDA KÖTÜ OYUNCU YOK Birkaç ay yurt dışı maceranız olmuş, eğitim için miydi? - Evet, beş ay değişim programıyla birlikte Londra’ya tiyatro okumaya gitmiştim. Fakat insanın başka bir dilde oyunculuk yapması çok zor. Ya da ben çok zorlandım diyebilirim. Hani şiirler kendi dillerinde güzeldir ya, bana oyunculuk da öyle geldi. Çünkü başka bir dilde oynarken sözcükleri değişiyor ama sizin alışık olduğunuz tonlamalar değişmiyor. Halbuki o tonlamalar, o dilde hiçbir şey ifade etmiyor olabilir. Bir oyuncu olarak orayla burayı kıyaslamanızı istesek... - Türkiye’de bence çok fazla iyi oyuncu var. Yurt dışında ise neredeyse kötü oyuncu yok, hepsi belli bir ortalamanın üstünde. Teknik yönleri çok gelişmiş oradaki oyuncuların. Bizim teknik eksiğimiz çok fazla. Bizdeki doğu kültüründen mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama o mistik yapı hepimizin içinden gelen duyguları dışarı çıkarmamızı sağlıyor. Yurt dışında da bu duyguları içinden çıkarabilen oyuncular var ve az önce bahsettiğim teknikle birleştirdiklerinde ortaya mükemmel işler çıkıyor. İKİZİMİ BEN SANIP İMZA İSTEYEN ÇOK Kendi tiyatro oyununuzu ya da sinema filminizi yazsanız nasıl bir konusu olurdu? - Eğer aklımda bir konu olsaydı oturup hemen
76
yazardım. David Beckham cadılar bayramına kostümsüz katılmış. Yani kendi kendisinin kostümü olmuş da diyebiliriz. Siz şöhret konusunda ne düşünüyorsunuz? - Onun yaptığı biraz enteresan bir davranış olmuş sanki. Şöhretle ilgili pek bir şey düşünmüyorum aslında. Mesela kendimi hiç ünlü olarak görmüyorum. Gerçi sanki erkekler şöhreti kaldırmakta kadınlara göre daha zorlanıyorlar. Onları daha çok bozuyor (gülüyor). Kendinizi korumak ve şöhretin girdabına kapılmamak için neler yapıyorsunuz? - Aslında kendimi unutmayayım, bozmayayım gibi bir tavrım yok. Sadece olduğum gibiyim. Hayatımda çok fazla şey değişmedi. Değişen tek şey ayrı bir eve çıkmam. İkizimle yaşıyoruz. Onu siz sanıp imza isteyenler oluyor mu? - Tabii, çok... Çok hasta olsanız ve mutlaka gitmeniz gereken bir çekim olsa, onu göndermeye cesaret eder misiniz? - Asla! Hayatımız boyunca hiç yapmadık böyle bir şey. Okulda da sınıf değiştirip değiştirmediğimizi çok sorarlardı ama öyle bir şeye hiç kalkışmadık. O neler yapıyor? - Ezgi güzel sanatlarda endüstriyel tasarım okuyor. YAPTIĞIM EN EKSTREM ŞEY DALMAK Çok sakin bir yapınız var bu sakinlikle bir yerde patlama ihtiyacı hissetmiyor musunuz? Mesela sporda? - Dalış yapıyorum, hayatımda en ekstrem sayılabilecek şey bu sanırım. Suyun altında vakit geçirmek çok keyifli. Kaş’ta öğrendim, sertifikamı da orada aldım. Sosyal medyayla aranız nasıl? - Hiç iyi değil maalesef. Hiçbir yerde de yokum, gizli isimle bile!
77
style sağlık
Diyeti bozmadan dışarıda yemek Her zaman dışarıda yemek yemek sağlıksız beslenmek anlamına gelmez. Geliştireceğiniz küçük taktikler sayesinde sağlıklı beslenmeden uzaklaşmadan da dışarıda yemek yiyebilirsiniz. Her zaman dışarıda yemek yemek sağlıksız beslenmek anlamına gelmez. Geliştireceğiniz küçük taktikler sayesinde sağlıklı beslenmeden uzaklaşmadan da dışarıda yemek yiyebilirsiniz. Nerede yemeli? Öncelikli olarak, yemek yemeye karar verdiğiniz andan itibaren nerede yemek yiyeceğinizi iyi planlamalısınız. -Sıcak havalarda, gıdaların bozulma riski artığından, yemek yediğiniz yerin gıda hijyeni açısından güvenilir bir yer olmasına dikkat ediniz. -Gıda zehirlenmelerinden korunmak için, temizliğine güvenmediğiniz yerlerde, krema, yumurta gibi besinleri içeren çabuk bozulabilen gıdaları tüketmekten kaçınınız. -Gittiğiniz restoran, cafe veya benzeri yerler 78
arasından size mönüsü ile daha çok seçme şansı sunan yerleri tercih ediniz. Ne yemeli? - Tercih edeceğiniz yemeğin kalorisini tahmin edebilmek için, size sunulan mönü içerisine giren gıdaları iyice okuyunuz. Bazen yemeklerin içerisine konan her şey mönüye yazılmayabilir. Bu yüzden size servis yapan garsondan, yemeğin yapılış yöntemi, ekstradan sos veya yağ içerip içermediği ile ilgili mutlaka bilgi alınız. - Çok acıksanız bile standart porsiyonun üzerine de çıkmamaya özen gösteriniz. Çünkü, porsiyonlar büyüdükçe almış olduğunuz kalori de artacaktır. Yediğiniz ilk lokma ile son lokma arasında lezzet farkı olmadığını unutmayınız. - Masaya yemekten önce gelen aperatiflerden sakınınız.
79
style güzellik
Sarışınlara özel makyaj ipuçları Güzellik uzmanları, sarışın bayanların karakteristik özelliklerini, kullanmaları ve uzak durmaları gereken renkleri anlatıp hem sarışın hem de güzel olmak için dikkat edilmesi gereken ipuçlarını sıralıyor. İşte Dünyaca ünlü mineral makyaj markası Jane Iredale’in kurucusu Jane Iredale tarafından sarışınlar için hazırlanan güzellik tüyoları… Sarışın da olsan esmer de olsan iyi bir makyaj için öncelikle iyi bir zemin hazırlaman gerek ki bu da cildin için doğru olan fondöteni seçmen anlamına geliyor. Ve fondöteni cilt tonuna göre seçmelisin, saç rengine göre değil. Bunun yanı sıra çoğu kadın yüzünde güneş değmiş gibi bir hava yaratmak için bronzlaştırıcı kullanıyor. Fakat bunun alt çene hattında yarattığı renk far-kını hatırlatmamız gerekecek.
Önce gözler
Peki, ten rengine uygun fondöteni nasıl seçeceksin?
Kahve veya bronz tonlarda bir eye liner gözlerini vurgulamanı tek bir hamleyle sağlayacak. Platin rengi saçlarda gri kahve tonlarında renkler son derece etkileyici. Daha derin renklerin teninde iyi bir etki yaratmayacağını düşünüyorsan yanılıyorsun. Fakat bu tür renkleri gözlerin dış köselerine uygulamanda fayda var. Rimelini sakın unutayım deme. Koyu renklerle buğulu gözler yaratmak, ekstrem renkler uygulamak veya retro bir tarz denemek senin elinde. Fakat bunun sana yakıştığından emin olmalısın. Eğer kırmızı veya lila renklerinde bir uygulama istiyorsan, elmacık kemiklerinde hafife kaçman gerektiğini de unutma.
Alt çene hattında deneyerek; elinin üzerinde değil. Çünkü elinin rengi yüzünün renginden en az bir ton daha koyudur. Dolayısıyla elinin üzerinde ya da bileğinde aldığın sonuç senin teninle bütün olacak fondöten değildir. Eğer sen de birazcık bronzluk isteyenlerdensen toprak tonlarında ya da daha açık tonlarda bir göz farı ve allık uygula. Böylelikle küçük dokunuşlarla istediğin bronzluğa kavuşmuş olacaksın.
80
Doğru renkler özelliklerini gözler önüne serecek, zira teninin kaldırmayacağı renk yok denecek kadar az.Fakat makyajını yapıp hiç makyaj yapmamış gibi solgun görünmek de var. Bu yüzden sen orta tonlarda renkleri tercih etmelisin; örneğin, kahveler ve altın tonları tam sana göre.
81
style teknoloji
İşte Avea’nın yeni akıllı cebi Avea, kendi markasını taşıyan üçüncü akıllı telefonu “Avea inTouch 3”ü satışa sundu. Gelişmiş kamera özellikleri, çift çekirdekli işlemcisi ile dikkat çeken Avea inTouch 3, operatör markalı “ilk 4,5 inç ekranlı” akıllı telefon olma özelliğine sahip.
Kamera: 5 MP auto focus flashlı Arka-0.3 MP Ön Kamera
Gerek gelişmiş özellikleri gerekse çok uygun fiyatı ile piyasadaki akıllı telefonlar arasında dikkat çeken Avea inTouch 3, eğlenceden sosyal medyaya kadar günlük yaşamın bir parçası olup, kullanıcının hayatını kolaylaştıracak ve bir çok ön yüklü uygulaması ile akıllı telefon deneyimi yaşamak isteyen müşterilere hitap ediyor.
İşlemci: 1,3 GHz çift çekirdekli işlemci
Avea inTouch 3’e 24 ay taahhütle tarifeye ek ayda 1 TL’den başlayan fiyatlarla veya peşin 549 TL ödeyerek sahip olunabilecek. Kampanya kapsamında Avea inTouch 3’ü satın alanlara ise, Avea Bulut’ta 12 ay boyunca 4GB saklama alanı ve 3 ay boyunca aylık 50 Şarkı İndirme Paketi de hediye edilecek. Avea inTouch 3’ün teknik özellikleri Ekran: 4,5 inç (480*854) 82
Kamera Özellikleri: Yüz Tanıma, Gülümseme Tanıma, Panaromik Resim çekme, HDR kalitesinde çekim yapabilme
RAM: 1 GB Dahili Hafıza: 4GB Pil: 1800 mAh İşletim Sistemi: Android 4.2.2 Jelly Bean Boyutlar: 135 x67,5 x9.2 mm Ağırlık: 140 gr. Renk Seçeneği: Siyah, Beyaz
style teknoloji
Yaralar elektrik akımıyla daha hızlı iyileşecek Elektrik akımı kullanılarak hücrelerin bir noktadan diğerine hareket ettirilebileceğini gösteren Amerikalı bilim adamları, biyomühendislik sahasında önemli bir başarıya imza attı. Araştırmacılar, dokuların daha denetimli biçimlerde düzenlenmesine imkan veren buluşun, elektrik akımını yaraların daha hızlı iyileşmesini sağlayacak şekilde kullanan “akıllı” sargı bezleri üretilmesi gibi pratik uygulamalarının bulunduğuna işaret etti. Bilim adamları, birbirlerine bağlanarak deri, böbrek, kornea ve diğer organları kaplayan sağlam zarlar üretilmesini sağlayan epitel hücrelerden oluşan küçük bir tabaka üzerinde yaptıkları deneylerde, bu hücrelerin santimetreye yaklaşık 5 volt elektrik akımı verilmek suretiyle doğru akım alanı boyunca hareket ettirilebileceğini gösterdi. Yaraların, vücutta bulundukları bölgelerde elektrik alanlarını değiştirdiğinin 1843’ten beri bilindiğini belirten araştırmacılar, bu buluşu, yaraların iyileşme sürecindeki biyoelektrik işaretleri belirlemek amacıyla sürdürdükleri
84
çalışmalar sırasında yaptıklarını kaydetti. Daniel Cohen başkanlığındaki California ÜniversitesiBerkeley’den (UC-Berkeley) bilim adamlarının yaptığı araştırma, Nature Materials adlı bilimsel dergide yayımlandı. Cohen araştırmalarının, doğru akım alanlarının epitel hücre tabakalarının hassas bir şekilde hareket ettirilebileceğini gösteren ilk veri olması bakımından önem taşıdığını vurguladı. Yaraların oluştuğu ve iyileştiği zamanlardaki elektrik akımlarını saptamak suretiyle iyileşme sürecinin hızlandırılabileceğine ve geliştirilebileceğine dikkati çeken Cohen, bulgularının “akıllı” sargı bezlerinin üretilmesi için ihtiyaç duyulan tipte hücresel denetimin sağlanabileceğini açıkça ortaya koyduğunun altını çizdi. Cohen, araştırmalarındaki bir sonraki aşamanın bunu gerçek yaralar üzerinde denemek olacağını bildirdi.
85
style teknoloji
1 litre benzinle 1000 km Gediz Üniversitesi öğrencileri, motordaki atıl ısıl enerjisini kullanarak 1 litre benzinle 1000 kilometre giden araç tasarladı. Gedizli Üniversitesi öğrencileri, tasarladıkları araçla Hollanda’daki uluslararası yarışa Türkiye’den katılmaya hak kazanan tek ekip oldu. Otomotiv teknolojileri üzerine araştırmalarını sürdüren, Gediz Teknoloji Takımı (G-TECH), yakıt tüketimi azaltılmış, performansı ise artırılmış seri hibrit araçlar üzerinde çalışıyor. Makine ve elektrik-elektronik mühendisliği öğrencileri, danışman hocalarıyla 1 litre benzinle bin kilometre gidebilen otomobil tasarladı. Benzinin önce elektriğe, ardından da mekanik enerjiye çevrildiği, yakıt kaybının en aza çekilip, yüksek verimliliğin elde edildiği sistem, yurt dışında yankı buldu. Gedizli gençler, 15-18 Mayıs tarihleri arasında Hollanda’da yapılacak Shell Eco-Maraton’a prototip benzinli araçlar kategorisinde Türkiye’den katılmaya hak kazanan tek ekip oldu. 86
G-TECH, montajına başladıkları Gediz Gasoline Car 2 (GGC2) adını taşıyacak otomobilleriyle, 26 Avrupa ülkesinden 229 takım arasında Türkiye’yi temsil edecek. Gediz Üniversitesi Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Solmaz, GGC2’nin kategorisinde seri hibrit mimarisini taşıyan tek araç olarak dikkatleri çektiğini açıklayarak, şunları kaydetti: “Bu sene benzin motorunun atıl ısıl enerjisini geri kazandıran ve enerji verimliliği sağlama özelliği bulunan daha gelişmiş bir araç tasarladık. Aerodinamiği, yürüyen aksamı ve direksiyon sistemiyle üstün özelliklere sahip. Otomotiv sektörünün yakından takip ettiği, önümüzdeki süreçte yaygın kullanıma başlanması planlanan hibrit araçlar teknolojisine katkımızı daha yukarıya taşımak istiyoruz. Bu amaçla tamamen bizim üretimimiz olacak, yeni ve yüksek verimli bir benzinli motor yapıp, bir litre benzinle 5 bin kilometreye varan menzile ulaşmayı hedefliyoruz. Otomotiv teknolojilerine meraklı öğrencilerimizle beraber buna da başaracağımıza inanıyoruz.”
style yaĹ&#x;am
87
style kültür-sanat
Neil Young 15 Temmuz’da İstanbul’da Rock müziğinin büyük ismi Neil Young, İstanbul’daki ilk konserini Crazy Horse topluluğuyla 15 Temmuz akşamı KüçükÇiftlik Park’ta verecek. İstanbul Kültür Sanat Vakfı, Vodafone Red sponsorluğunda, müzikseverlerin yıllardır merakla beklediği, efsane bir ismi ağırlayacak. Rock müziğinin büyük ismi, unutulmaz şarkıların sahibi Kanadalı müzisyen Neil Young, İstanbul’daki ilk konserini Crazy Horse topluluğuyla 15 Temmuz akşamı KüçükÇiftlik Park’ta verecek. İlk solo albümünü yayımladığı 1968 yılından bu yana birçok müzisyenin ilham kaynağı olan Neil Young, akıldan çıkmayan yüksek perdeli tenor sesi,
88
elektrogitardaki kendine özgü stili, harmonika, piyano gibi çeşitli enstrümanlardaki başarısıyla güncel müzik tarihinin en büyük isimlerinden. Bu ay içerisinde Carnegie Hall’da dört gece üst üste solo konserler veren Neil Young’ın hayranları salonu dört gece de tıklım tıklım doldurdu. Her biri iki buçuk saat süren bu konserlerde ilk dönem şarkılarına ağırlık vererek hayranlarını mest eden Neil Young, İstanbul’daki konserinde de müzikseverlere benzer bir program sunacak.
89
style kültür-sanat
Oscar ödülleri sahiplerini buldu 86. Oscar Ödülleri sahiplerini buldu. En İyi Film ödülünü ‘12 Years A Slave’ alırken, ‘Gravity’ En İyi Yönetmen dahil toplam 7 ödül kazanarak geceye damgasını vurdu. En İyi Erkek Oyuncu Matthew McConaughey ve En İyi Kadın Oyuncu Cate Blanchett seçildi. 90
Sinema dünyasının en prestijli ödülleri Oscar’lar, ABD’nin Los Angeles kentindeki Dolby Tiyatrosu’nda sahiplerini buldu. Los Angeles’ta yağmurlu bir günde yapılan Oscar töreni, ünlü kadın komedyen Ellen Degeneres’in esprili şeklide adayları tek tek tanıtmasıyla başladı. DeGeneres, yaptığı monologlarla salonu kahkahalara boğdu. DeGeneres daha önce de 2007 yılında aynı salonda eğlenceli bir Oscar töreni sunmuştu. Gecenin ilerleyen saatlerinde bir ara ‘’karnı aç olan var mı’’ diye soran DeGeneres’in sözlerini şaka zanneden izleyiciler, birden salona bir pizza dağıtıcısının girmesiyle şaşkına döndüler. Gelen bir kaç kutu pizzayı katılımcılara dilim dilim dağıtan ünlü komedyen, bir süre sonra pizza dağıttığı
katılımcılardan pizzaların parasını şapkasına toplayarak şakalarına devam etti. BEKLENEN ÖDÜLLER En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar’ı Dallas Buyers Club ile Jared Leto’nun, En Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar’ı ise 12 Years A Slave’deki rolüyle Lupita Nyong’o’nun oldu. İtalyan yapımı ‘Great Beauty’ Yabancı Film kategorisinde ödüle ulaştı. En İyi Orijinal Senaryo Oscar’ını Her ile Spike Jonze, Uyarlama Senaryo Oscar’ını ise 12 Years a Slave ile John Ridley kazandı. OSCAR’DA BİR İLK Bu yılki törende, ilk kez siyahi bir yönetmenin (Steve McQueen) filmi En İyi Film ödülüne layık görüldü. 91
style kitap
“Balkanlardan Anadolu’ya Evvel Zaman Hikayeleri” Ailesi Balkan kökenli yazar Zerrin Dağcı ilk kitabı “Balkanlar’dan Anadolu’ya Evvel Zaman Hikayeleri” ile yakın tarihimize samimi bir dille ayna tutuyor. 1800’lü yılların sonundan itibaren Osmanlı toprakları içinde göç etmek zorunda kalan bir ailenin yaşadıklarını, ailenin çeşitli fertlerinin gözünden anlatan Zerrin Dağcı kitabında, geçmişten bugüne sosyal ve politik olarak karışık bir coğrafya olan Balkanlar’da dengeleri değiştiren gerçek olaylara yer veriyor. Destek Yayınlarından çıkan ilk kitabı “Balkanlar’dan Anadolu’ya Evvel Zaman Hikayeleri” için kendi ailesinden yola çıkan Zerrin Dağcı, kitabında 1900’lü yılların başlangıcında değişen dünya dengeleri arasında var olma mücadelesi veren bir ailenin öyküsünü anlatıyor.
Erkekler ne ister?
İlişki Terapisi alanında uzmanlaşan Psikolog Mustafa Topkara’nın 9. kitabı “Erkekler Ne İster” Hem erkekler hem kadınlar için karşı cinsle iletişimi geliştirecek, beklentilerini karşılamasına yardımcı olacak pratik bir rehber olma iddiasını taşıyor. İlişkilerde sorun yaratan; bağlanma korkusu, aldatma, kıskançlık gibi konuları “Erkek tarafı” olarak masaya yatıran kitap, erkeğin doğası ve toplumsal konumunun çelişen taleplerinin nasıl karşılanacağına, karşı cinsle ilişkilerin nasıl daha sağlıklı kurulacağına dair ipuçları sunuyor. Mustafa Topkara; “Özellikle ataerkil baskılarla yetişen erkek; keyif alacağı ilişkileri kalıcılaştıramıyor, bu türden kadınlar erkeği korkutuyor; çevrenin beklentileri ve ataerkil baskılar sonucu birlikte olduğu kadınla da arzuya, paylaşıma dayalı bir hayat yaşayamıyor. Bu tek başına hayatı mutsuz etmeye yetecek bir çelişkidir” diyor. Çözüm ise karşı cinsten önce kendini tanımaktan geçiyor.
92
www.kunefendi.com
style kitap
Eşekler Kasabası
Bu kasaba şehirlerden uzakta, ormanlarla kaplı dağlar arasında, tabiatın bozulmadığı bir vadide kurulmuş. Düzgün yolları, köprüleri yoktu. Çoğu yere patika yollarla ulaşım sağlanıyordu. Şehre giden yol ise yalnız yağmur yağmayan yaz günlerinde birkaç ay çalışıyordu. Su getirmek için her gün iki kilometre yol yürürlerdi. Kasabalılar, dünyada olan bitenden çok zaman haberleri olmazdı. Kasabada bütün canlılar birbirini seviyordu. Kimse kimseden üstün değil, kimse kimseye hükmetmiyordu. Karşılıklı ilişkilerle hayat devam ediyordu. Bütün canlılar gelenek ve töreleriyle idare ediliyorlardı. Huzuru bozacak hiçbir hareket hoş karşılanmıyordu.
Savcı
Başarılı bir savcı olan Carolyn evinde ölü bulunur. Onunla aynı departmanda çalışan meslektaşı Savcı Rustyden davayı üstlenmesi istenir. Rusty, soruşturmanın derinliklerine indikçe, Carolynin hayatındaki tuhaf sırları da tek tek kazımaya başlar. Ancak kendisinin de bir sırrı vardır. Carolynin eski erkek arkadaşlarından biridir ve ona kurtulamadığı bir tutkuyla bağlıdır. Sırrı kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıktığında, tüm oklar onu göstermeye başlar. Kadının evinde bulunan kan örneği, bardaktaki parmak izleri, olay gecesi telefon kayıtları… Bulduğu ipuçları onu adım adım gerçek katilin kendisi olduğu gerçeğine götürdüğünde Rusty, şeytani bir oyunun ortasında kaldığını anlar. Nevrotik bir kadınla tek çocuklu mutsuz bir evlilik süren Rusty, seçimlerde kaybettiği için onu suçlayan başsavcının baskısı altında ezilip, kendini aklamaya çalışırken en büyük kavgası kendi iç sesiyle olacaktır. Dönen bir girdabın içine çekildikçe, gerçek katile ne kadar yakın olduğunu fark eder.
93
style sinema
İzlenmeye Değer! Mandela: Özgürlüğe Giden Uzun Yol Dünyaya ilham vermiş, bir liderin etkileyici gerçek hayat hikayesi. Filmde Nelson Mandela´yı Idris Elba oynuyor. 5 Aralık 2013 tarihinde hayata gözlerini yuman, Güney Afrika´nın efsaneleşen özgürlük savunucusu Nelson Mandela´nın yaşamını kronolojik biçimde takip eden film, Mandela´nın bir taşra kasabasındaki çocukluğundan başlayarak, Güney Afrika´nın demokratik seçimlerle iş başına gelen ilk başkanı olmasına kadar geçen sürecini sinemaya taşıyor.
Baskın 2 Tahmin ettiğinden çok daha zorlu olan baskın operasyonuyla çeteyi çökerten Rama, yeraltı dünyasının çok daha büyük isimlerinin dikkatini çeker. Ailesi tehlike altındadır, karısını ve yeni doğmuş bebeğini korumanın tek bir yolu vardır. Yeraltı dünyasına casus olarak girecek ve yozlaşmış sistemin çürük halkalarını oluşturan en tepedeki politikacı ve polisleri açığa çıkarmak için aralarına sızacaktır. Ancak Rama bu gizli görev için başka bir kimlik altında hapishaneye düşerek çete liderinin oğlunun ekibine girebilmelidir. Sandığından çok daha tehlikeli olan bu operasyon için bütün hayatını riske atacak ve tek başına tüm yeraltı dünyasına karşı savaşacaktır.
94
Mandıra Filozofu Çekimleri doğal güzellikleriyle dünya çapında ünlenmiş Bodrum Çökertme Köyü’nde gerçekleştirilen filmde Robinson Crusoe hayatı yaşayan Mustafa Ali (Mandıra Filozofu) ve zengin iş adamı Cavit bey (Rasim Öztekin)’in karşılaşmalarını ve köydeki aile içi çekişmeler eğlenceli bir dil ile anlatılıyor.
Aşk Oyunu Aşk Oyunu, 28 yaşında İstanbul’da yaşayan Mengenli profesyonel bir aşçı olan Cevat’ın, bir gece rüyasında vefat etmiş babasını görmesi ve onun direktiflerinin peşinden gidişini perdeye taşıyor. Cevat, rüyasına giren babasından Galatasaray’ın şampiyon olma tüyolarını alır ve işe koyulur. Fakat Cevat ve arkadaşlarının hiç hesaba katmadığı bir şey olacak ve genç adamın hayatı ve ilişkisinin arasında patlak verecek bir maceraya yelken açacaktır.
95