Bașlarken...
06 SEMUHİ SİNANOĞLU @semuhi
Kuvözdeki kardeșine baktı küçük
6 sayıdır, insanların hikâyelerini
parmaklarını cama değdirip. Öyle
anlattık sizlere. Yüzlerindeki her
küçük, öyle masumdu ki. Sanki bir an
çizginin tarihten bir yaprağı
bașını çevirse, kanatlanıp
anlattığı insanların, yitip giden dillerin,
havalanacak, gözden kaybolacaktı.
gidilecek yolların hayallerini
“Allah’ım”, dedi, “çocuklar ölüyormuș
kuranların, bașka türlü bir șey benim
bu ülkede. O ölmesin, olur mu?”
istediğim diyenlerin… Ve çocukların…
Bir küçük çocuk, kendi yașadığı ülkede
Ve arkadaș sofralarında
çocukların öldüğünün farkına
kurtardığımız,
varmıștır artık. Kardeș șefkatidir: 16
ettiğimiz ve delice sevdiğimiz bu
kiloda eriyen bir beden, bir küçük
memleketin…
çocuğun duasında böyle can bulur
Editör olarak son yazım bu. Dilimde
yeniden. Bir küçük çocuğun duasına
çocukça bir duayla ayrılıyorum.
hangi Tanrı hayır diyebilir?
Bu sayıyı, “Artık bu ülkede çocuklar
yitirdiğimiz,
nefret
ölmesin!” diyen güzel yürekli
Çocuk duası nedir, bilir misiniz? Putlar
insanlara ithaf ediyorum.
devirir, devasa ateșlerden peygamber kurtarır, firavunları secdeye getirir, soluk vicdanları alevlendirir. Çocuk duasıdır, uçurumda açan
çiçektir, özetler zor yılları tek cümlede.
01
SIMPLICITY
3
‘‘ZOR YILLAR’’ SIMPLICITY
4
Bașka Türlü Bir Șey Benim İstediğim Elif Yılmaz
ELİF YILMAZ
@dimplelif
Bașka Türlü Bir Șey Benim İstediğim Sayımız önemli değildi belki, bir avuç
șeyleri
değiștirebiliriz
insandık orada ama biz de oradan
büyürken, her șeyin aynı kaldığı,
muzun da… Belki de çok imkânsızı
ses çıkarmak istedik, sadece
hiçbir șeyin değișmediği/
hayal ettim ve hayal etmeye de
sesimizi duyurmak. Polislerin bizim
değișemediği ve daha da kötüye
devam edeceğim.
korumamızı sağladığı bir ülkede,
gittiği bir dönemden geçtim.
Hayallere kimsenin karıștığı yok nasıl
kendi ülkemiz için haykırmak…
Üniversitede yine aynı heyecanla
olsa ya da en azından șimdilik!
tercih ettiğim siyaset bilimi ve
Üniversitemin bana kattığı çok güzel
Gezi Parkı içimde hala bir ukdedir.
uluslararası ilișkiler bölümünü
șeyler oldu elbette ama iki șeyden
Neden mi? Liseden itibaren
okuduktan sonra her șeyin daha da
bahsedeceğim benim için çok önemli
siyasete olan ilgim ve özellikle de
kötü bir halde olduğunu fark
olan.
gençliğin vermiș olduğu belki bazı
etmiștim.
03
hissiyatıyla
Ve umutların tükendiği yerde olduğu-
SIMPLICITY
5
İlk olarak hep bahsedilir Boğaziçi’nin
kalacaktır. Ancak öyle bir zaman geldi
çıkarıyordu çünkü varlığını
özgür ruhlu kampüsü ve kapılarının
ki oradayken bir an önce Türkiye’ye
hissettirmesi gerekiyordu. İște böyle
herkese açık olușu. Evet, böyle bir
gitmem gerektiğini hissettim ama
bir zamanda Türkiye’de olamamak
kampüste eğitim almak belki
gidememiștim. Ne zaman mı? Bir
bana çok koymuștu. Son 10 gün
Türkiye’de bașka hiçbir yerde
șeylerin gerçekten değișebileceğini
boyunca odamdan çıkmadım, sürekli
bulamayacağım imkânlar sağladı ve
hissettiğim bir zamandı bu, Gezi Parkı
internetten naklen izlemeye
değiștim. Geçirdiğim her günde
zamanıydı.
çalıșıyordum olayları. Herkes bir
önceki gün ne kadar da yanlıș
șeyler yaparken ben oturmayı
düșündüğümü anladım. İkinci önemli
İște böyle bir zamanda Türkiye’de
kendime
șeye gelince ise üniversitemin bana
olamamak bana çok koymuștu. Son
elimden bașka da bir șey gelmiyordu.
farklı bir ülkede bir dönem boyunca
10 gün boyunca odamdan çıkmadım,
Sadece umut ediyordum, bir șeyler
eğitim olanağı sunmasıydı.
sürekli internetten naklen izlemeye
artık değișsin diye umut ediyordum.
Ben hakkımı sosyal demokrat bir
çalıșıyordum olayları.
ülkeden (ve burada mütevazı
konduramamıștım
ama
Önemli bir not: İsveç’te Gothenburg
olamayacağım) İskandinavya’nın
Yıllardır olan biten birçok șeyin
șehrinde benim gibi düșünen Türk
incisi İsveç’ten yana kullanmıștım.
farkında olan bir halk vardı ama sesi
aileler ve öğrenci arkadașlarla bir
Farklılıklara bu kadar açık olan,
çıkmayan/çıkamayan.
araya gelerek Gezi Parkı’na küçük
hoșgörüyle böylesine
Parkı’ndaki olayların cereyan
çaplı bir destek sunmak istedik.
yașayabileceğim ve demokrasinin
etmeye bașlamasıyla seslerin
Sayımız önemli değildi belki bir avuç
en güzel örneklerinden birini sunan
yükselmesi de bir olmuștu. Yılların
insandık orada ama biz de oradan ses
bir ülkeydi İsveç. Memleket hasreti
vermiș olduğu yorgunluk,
çıkarmak istedik, sadece sesimizi
bașka bir șey tabi ki. Türkiye’yi
suskunluk ve içine kapanmıșlık ne
duyurmak. Polislerin bizim
özlediğim oldu ancak İsveç’te
pahasına olursa olsun Türkiye’nin
korumamızı sağladığı bir ülkede
yașadığım bir dönem benim her
büyük kesimini sokaklara çıkarmıștı.
kendi ülkemiz için haykırmak…
zaman peri masalım olarak
Herkes bağırıyordu artık, ses
04
Ancak
Gezi
SIMPLICITY
6
JEYAN İDİL ASLAN
Portreler
@jeyanaslan
Gezi protestoları dönemi, hepimiz için farklı bir tecrübeydi. Meydanlarda polise karșı direnenlerden tutun, șu anki halimize bakıp üzülenlere kadar farklı perdelerde birçok görüș var. Size Gezi’ye dair bir portreler seçkisi sunuyoruz. Ayrıca Gezi, Gezi Parkı’ndan ibaret değildi. Bunu da anımsatmak adına Kızılay’dan da ses veriyoruz! Anne merak etme, biz arkalardayız.
Tulû Sezer Gezi Parkı’nın huku ki sonuçlarına bakıldığında aslında Oktay Kaynarca’nın çok da yanlıș bir tespit yaptığını söylemek mümkün değil. Gezi Parkı hakkında farklı çevrelerde sıkça hepimizin kulak dolgunluğu olan bir cümle telaffuz ediliyor: Türk milletinin uyanıșı! Oysa bozuk düzenlerde, ișleyișinde problem olan sistemlerde halkın tepkisiyle er ya da geç karșılașılıyor aslında, tarih boyunca bunun pek çok örneğini görmek mümkün. Gezi Parkı’nı özel kılan hususlardan biriyse bu direnișin, pek çoğu hayatında ilk defa meydanlara çıkan, özgürlüğüne çokça düșkün, belki de
bir nebze pragmatist 90 kușağının
Kaynarca’nın çok da yanlıș bir tespit
büyük katılımıyla
yaptığını söylemek mümkün değil.
gerçekleșmesiydi. Apolitik olmakla suçlanan büyük bir kesim belki de
Binlerce insanın maruz kaldığı
ilk defa tepkilerini böyle bir birlik ve
toplu gözaltılar, fișlenme gibi
beraberlik içinde ortaya koydu, birey
bireyin hayatımı ciddi boyutta
olmayı
etkileyen karamsar bir tablo
Çok iyi bilen kișiler toplu
duruyor șu an önümüzde. Oldukça
hareket etmeyi öğrendi. Gezi’nin
kabarık bir liste halini almıș olan Gezi
ikinci yıl dönümünde bir de
șehitlerimiz ise hepimizin ortak bir
sonuçlarına değinmekte fayda
yarası. Geçtiğimiz yerel seçimler ve
olduğunu düșünüyorum. Bundan
Cumhurbașkanlığı seçiminde oylarda
bir süre önce Oktay Kaynarca “Gezi
büyük bir farklılık olmadığı malum,
Parkı Türkiye için büyük bir hataydı”
fakat 7 Haziran Seçimleri’nde
dedi ve bu cümle oldukça yanlıș
toplumun yeni fikirlere pek de açık
anlașıldı, büyük tepkiler aldı.
olmayan kesimini ne yönde
Gezi Parkı’nın hukuki sonuçlarına
etkileyeceğini ise hep birlikte
bakıldığında aslında Oktay
göreceğiz.
05
SIMPLICITY
7
Eda Kirișçioğlu çoğunlukçu baskıya maruz kalanların
argümana malzeme edilerek
gösterdikleri bir tepkiydi. Ancak o
radikalleștirildi.
günlerde sorgulanmadan kabul
Ayrılıkçı politik söylemlerden
Gezi-yanlısı ve Gezi-karșıtı
edilen ve dillere pelesenk olan
rahatsızlık
gruplarca da, protestolar her türlü
“demokratik” ve “çağdaș” Türkiye
ayrılıkçı söylemleri için güzel bir sos
argümana malzeme edilerek
profili, “yüzünü Batı’ya dönerek
hazırlamıș oldu.
radikalleștirildi.
modernleșme” yanılgısından
Gezi Parkı protestoları ilk
öteye geçemedi. Toplumda “laf
Bana kalırsa, o günlerde bunları
günlerinde benim için
salatası” yapmaktan öte vasfı
düșünmedik ve bugün gelinen nokta
“demokratik” olduğu iddia
olmayan Gezi-yanlısı ve Gezi-karșıtı
pek de “güzel ülkemin güzel
edilen siyasal iktidara karșı,
gruplarca da, protestolar her türlü
insanları” kıvamında değil, ne yazık ki.
Toplumda “laf salatası” yapmaktan
öte
vasfı
olmayan
duyanlar,
politikacılara
Pınar Güngör Biricik, yeni ve uçsuz bucaksızdı
için önemli. Kurulu olandan dıșarı
bulunmadım ama orada alternatif
hem coșkusunu hem bilinmezin
adımımızı atıp “bu da varmıș”
bir kurguyu deneyimledi insanlar.
(ya da belki bilinenin) korkusunu
diyebildiğimiz için. Ne bileyim;
Gezi Parkı bir keșif olması
yașadık.
biricik, yeni ve uçsuz bucaksızdı
yönünden önemli, insanlar
Gezi Parkı olayları ile alakalı șunları
hem coșkusunu hem bilinmezin
kafasında belli șeylerle oraya gitti
söyleyebilirim, benim için Gezi
(ya da belki bilinenin) korkusunu
ve onların nasıl bașka șeylere
özgürleștirici bir kalkıșma olduğu
yașadık. Ben İstanbul’da
evirildiğini gördü.
06
SIMPLICITY
8
Doğancan Demirtaș Kendimi ne bir millete, ne bir dine, ne de bașka bir “kutsal” değere ait hisseden ben, o gün Kızılay Meydanının bir parçasıydım. Gezi
eylemlerinden
haberim,
eylemlere katılan büyük çoğunluk gibi, kırmızı elbiseli kadın fotoğrafıyla oldu. İlk günlerinde pek fazla
Öykü Göğer
önemsememiș,
ne
yaparsak
korkuluklar
üzerinde
çıkardığı
yapalım o ağaçlar kesilir, yerine
sesler, biber gazıyla karıșmıș
de Topçu Kıșlası yapılır
yanık kokusu, “Önlere gelin, size
demiștim. Sonra birkaç
ihtiyacımız var!” çağrıları halen
arkadașımla beraber alana çıktık.
kulağımda.
O zamana kadar yașamadığım
Hayatımın hem en güzel, hem de
duyguların hepsini bir anda
en üzücü günleriydi.
hissettim. Kendimi ne bir
Kardeșlerimizi kaybetmeseydik,
millete, ne bir dine, ne de bașka
çok daha mutlu olabilirdik ama
bir “kutsal” değere ait hisseden
umudumuzu kaybetmedik,
ben, o gün Kızılay Meydanının bir
yitirdiklerimizi yașatmaya devam
parçasıydım. Tașların demir
ediyoruz.
görmemiș olanlarla birlikte ‘gri
bizlerin aslında gerektiğinde nasıl
șehir, memur kenti’ denen
birlik olabileceğinin göstergesi.
Zaman zaman umutsuzluğa
Ankara’yı birlikte direniș
Zaman zaman umutsuzluğa
kapıldığımızda içimize dönüp o
renklerine boyadık. Kızılay’dan
kapıldığımızda içimize dönüp o
zamanki “umudu” yeniden
Taksim’e uzanacak kadar çok
zamanki “umudu” yeniden
hatırladığımız koca direniș.
lafımız, dostluğumuz oldu.
hatırladığımız koca direniș.
Bundan 2 yıl önce aslında ne
Orantısız zeka, kırmızılı kadın,
Yașanırken yazılan tarihin belki de
olduğunu çok da anlamadan
Talcid’li su, limon, duran adam,
ilk kez bu kadar içinde olduk ama
bașladığımız Gezi Direniși’nin
kesin bilgi... Birbirinden çok da
merak etme anne ben
özellikle Ankara ayağında,
haberi olmadan yașadığı
arkalardayım!
hayatında Gezi Parkı’nı belki de hiç
zannedilen 20’li yașlarında
07
SIMPLICITY
9
Bir Reklamd覺r
SIMPLICITY
10
AYȘE SU POLAT
Tencere Tava Havaları ya da Bir Demokrasi Atölyesi?
@AysePo
N: Geziden beri sokakta neler
solu belli mi Allah așkına, oturup
olana kulağını verip ona destek
değiști anlatmamı istiyorsun. Müzik
bașlıyorsun çalmaya iki dakika sonra
olmaya, yeniden o kritik eșiği
yapmanın rengi sesi nasıl değiști,
yan tarafta tamirat bașlıyor. Ha git
așmaya çalıșırdın, bașkaları da belki
değișebildi mi? Gerçekten
yerini değiștir istersen, iki sokak
katılmak isterse duyabilsinler diye.
bilmiyorum. Keșke. Ama o süreç
arkada bina filan yıkılıyor yakılıyor
N: Sırf bașı ya da sonu değil,
içinde sokakta müzik yapmanın sekli
artık ne ișse.
bence bütün süreç böyleydi geceleri;
șemali değiști onu diyebilirim sana.
İstediğin kadar duymak istemediğin
bașkalarını -iste isteme- dinlemeyi
Benim için mesela o ilk haftalardaki
takırtılar sesler olsun etrafta; elinde
öğrenmek konusunda günlük
tencere tavalar sokak müzisyeni
olan tek șey onlar üzerine bir șey
alıștırmalardı hepsi. Ama
yetiștirme atölyesiydi.
yazabilmek, üzerine bir șey
demek istediğim bu șey değil; hani
A: Evet...?
kurabilmek. Metronom hiç bir zaman
laflarına taban tabana zıt olduğum
N: Çok basit aslında; uzun zaman
sende değil, ama sokakta; hep
insanlar yanında kendi telimden
İstanbul’da çalıp çırptıktan sonra
dinlemek, hep konușmak zorundasın
çalıyordum değil; duymak
öğrendiğin bir șey varsa, o da sokağı
o ritimle. Sıkıyorsa yapma tabii, ama
istemesen de bütün o seslerle bir
dinleyerek o müziği çalmayı
korkunç duyuluyor.
ilișkiye girmek zorundaydın çünkü.
öğrenmek. Bence bütün o tencere
Söylesene, sen de çalmadın mı
Yok sayamazsın. Konușmak
tava havaları hiç olmazsa, o süreçte
yapmadın mı bunları? Tencere tava
zorunda, bir diyalog olușturmak
bunu öğretti insanlara.
ilk bașlarken geceleri hiç dinledin mi?
zorundasın.
A: Yok, ben hep sonradan
Bunu öğretti bence Gezi. Daha
A :Sokağı dinlemek derken baya
ekleniyordum. Ama haklısın, en
doğrusu, en azından tencere tava
pamuk seker tadında bir șey diyoruz
azından nasıl bitiremediğimizi
havaları bir sure böyle böyle
ama hacıt, biliyorsun de mi?
hatırlıyorum. Seslerin arası açılır,
etütlerini çaldırdı insanlara.
N: Değil, valla değil. İstanbul’un sağı
çalanlar vuranlar azalırdı. En ısrarcı
09
SIMPLICITY
11
Geriye bundan ne kaldı, onu
yerden az buçuk numara kapama-
kurabilmen. Yeni bir șeyler
bilmiyorum ben.
dığımıza yanarım. Meydan’ı izlerken
üretebilme ihtimalin. Bu gerçekten
Ama bir șeylerin kaldığını
dank etti; ilk defa farklı ritimlerde
bir repertuvar meselesi çünkü; yeni
ummak istiyorum.
atılan sloganlar duydum yahu...
laflar, formlar çıkartabilmek
Belki sokak müzisyenleri artmıștır.
N: İște, tam da o yüzden;
meselesi. Tek bir ölçüyü bütün
Belki artacaktır. Kim bilir?
tencere tava! Gerçekten. Bak
laflara, sloganlara yedirme, kesinlikle
Gerçekten. Bak denedim, ‘Mustafa
denedim, ‘Mustafa Kemal’in
değil. Bir çakıșma çatıșma olacak,
Kemal’in Askerleriyiz’ diye bașlanan
Askerleriyiz’ diye bașlanan her
olmalı da.Yoksa emin ol benim de
her slogan’da o ölçünün üzerine
slogan’da o ölçünün üzerine
Demirören’in inșaatından gelen
oynayıp gir, bak ne güzel dağılıyor
oynayıp gir, bak ne güzel dağılıyor
taktukla çatıșmacı olmayan bir ilgim
etraf. Allaaah - göbek üstüne göbek.
etraf. Allaaah - göbek üstüne göbek.
alakam yoktu. Bașkalarını bastırarak
Askere ve kendini asker
Askere ve kendini asker
değil de onlara rağmen onlarla var
zannedenlere oryantal
zannedenlere oryantal
olabilirsen, tam olarak da bu
yaptırabilseydik son otuz yılda neler
yaptırabilseydik son otuz yılda neler
demokrasi değil midir? Bunu
olurdu düșünsene?
olurdu düșünsene?
öğrenmek değil mi zaten yapmamız gereken? Siyaset bilimci, anlat hadi.
A:Yalnız bunu demen tuhafıma
A: Bak, demokrasinin nerede ve nasıl
A: Bir de repertuvar meselesi var
gitmedi değil. Çünkü onların lafına
olmadığını çok güzel anlatırım sana;
bizde bence. Misal, her sloganda aynı
girince, bozunca bu gerçekten
bunu yaparken çok eğlenebilirim de,
ritmik yapıyı kullanmamız çok acıklı
demokratik bir șey mi sence
ama bana nerede bulunacağını
değil mi hacıt?
mesela?
sorma. Bu soruyu ben daha kendime
Demiyorum ki dokuz sekiz de göbek
N:Yine onların ölçüsüne oynuyorsun
de soramadım.
atalım da la bilmem kaç yıldır
ki. Önemli olan onların neyi
N:Belki sizin için de bunu
bölgede slogandan çok șey
söylemeye devam ettiği değil
değiștirmiștir Gezi?
üretilmedi; yanarım da Tahrir’den bir
sonuçta, senin onun üzerine bir șey
A:Belki.
10
SIMPLICITY
12
BERKİN ȘAFAK ȘENER
@safaksener
‘‘Bütün bayraklarımı çektim
Sonu nereye varır, bilmeden,
gönderlere,
sormadan
Kanımın sıcak rengine boyadım kenti.
sokaklardan. Bilinçli bir bașıboșluk
Kent nefes alıyordu, herșeye rağmen.
Tașlar döședim öfkelere giden yola,
manzarasıydı. Çok da irdelemeye
Yalnız Pera değil, büsbütün nefes
Elimin tersiyle düzledim kuleleri.
kalkıșmadan karșı durmalıydı.
alıyordu tüm yorgun șehirler. Baharı
Sevgiyi dörde böldüm,
Bir aks-i sada misali öfkeden
kaçırdığından telașlı erguvanlar gibi
doğu, batı, kuzey
köpürüyordu kent.
alelacele uyanıyordu șehirler.
ama
güvenle
öncesi köpekler havlıyordu. Gene. taștık
Güney, sıçraman için bir uçtan bir uca…’’
Uyandıkça korkuyordu, öfkeye ‘‘Oradaydık hep biz, orada, derinde,
meyyal sefiller.
Gemilerin ihtiyar köpüklerinde.’’ Ahmet Muhip Dranas diye yazmıș Oktay Rifat geçen yüzyılda. Bir deliliğin sene-i
Bilmezlerdi belli ki. Kamu nizamını
Korksunlardı. Korkutmaktan
devriyesinde anmaya ve defalarca
tesis eden kolluk, icap eden önlemi
korksunlardı bundan böyle. Sahibi
sevmeye değer satırlar.
almakla mükellef… falan filan.
belli sokaklarda, el belli, ev belliydi. Binaenaleyh, yalnızlık, korkunun
Mayıs’ın 28’inde bir arkadașa bakıp
Yok saymakla, yok olunmayacağının
çıkacaktık Gündoğdu’dan. Çıkamadık.
kanıtıydı kanımızın sıcak rengine
O akșam, așkın rüzgarlarla gelen
müsebbibiydi.
boyanan kent. Filhakika, kanımız da
‘‘Bir fiskede devirdik sildik yalnızlığı,
rengarenkti; merdivenlere aksetti.
Kendi sütümüzle büyüyoruz
akșam yağmuruna tutulduk.
ölmezliğe
Kapalıydı dükkanlar, sundurmalarına
Pür-i pak bir güzellemeden ibaret
sığındık.
değildi, elbet hareket. Öldüler. Tarih
Toprakta otlar, ağaçlar, ıslak yarınlar.’’
SIMPLICITY
11
13
12
SIMPLICITY
14
Memleketimden İnsan Manzaraları Fotoğraf : Adnan Dönmez
13
SIMPLICITY
15
Kars’ta Bir Âșık Bazen bırakıp gitmek istersin memleketi. Sonra içinde bir șeyler kırılır, ezilir, ayak sürersin, gidemezsin. İște bir memleket havasıdır seni çeken. Bu da öyle bir șey iște. Kars’ta bir âșık, aldı sazı eline, misafirleri için söyledi. ECE KURAL
SEMUHİ SİNANOĞLU @semuhi
14
SIMPLICITY
16
Bir Reklamd覺r
SIMPLICITY
19
DOĞA CAN COȘAR
Dilek Öğretmen
@dogacancosar
Çünkü o sadece bir öğretmen değil
cesaretine sahip olanlardır.
Dilek Livaneli, bir köy okulu
benim için ve onu gören gözler için.
İște böylesine cesur bir kadınla
öğretmeni. 34 yașında, mesleğine
O bir mücadelenin tecessüm etmiș
tanıștım geçtiğimiz hafta. Kocaman
bașlayalı ise sadece on üç sene
hali. Sanki Namık Kemallerin, Hasan
bir salonda sadece “öğretmen”
olmuș. Ama o bu süre zarfında öyle
Ali Yücellerin ve Türkan Saylanların meșalesini tașıyor. Öğrenmenin ve
sıfatıyla çıktı karșıma. Ve ben onu
ișlere kalkıșmıș ki dünyanın en iyi 50
tanıyana kadar öğretmenliğin ne
öğretmeni arasına girmiș. Ve bunu șu
öğretmenin așkını!
denli kutsal ve toplumları
anda öğretmeni olduğu çocukların bu
değiștirecek etkiye sahip olduğunu
ülkeye ve topluma faydalı olmaları
Hayatım boyunca ilgimi çeken çoğu
sanırım kavrayamamıștım. O yüzden
için canını dișine takıp gece gündüz
insanın en önemli özellikleri
daha tanıștığımız ilk gün o çok
çalıșmaya devam ediyor. Böyle cesur
hayalperest olmalarıydı çünkü
sevdiği
insanların korkuları var mıdır merak
hayalgücü cesaretin dıșavurumudur.
gösterdi bana ve farklı bir gözle
etmișimdir hep ve onun da bir
Zorluklar karșısında kafasını kuma
bakmamı sağladı olaylara.
korkusu var. Köy okulu öğretmeni
gömüp, kendisini umutsuzluğun
Bir öğretmen düșünün ki sizi
olduğu için 4 farklı sınıfa aynı
çaresiz kollarına bırakanlardansa
olduğunuz yerden alıp umuda, inanca
zamanda ders veriyor ama sayı
hayalleriyle kendine yol açanlar her
ve hayal kurmaya tașıyan. Bence o
azlığından ya okulum kapanırsa diye
zaman ilham vermiștir bana. Lakin
sadece bir öğretmen değil, aynı
korkuyor!
bundan daha önemli olanıysa
zamanda hayatına değdiği onlarca
kurduğu hayali gerçekleștirebilme
çocuğun da kahramanı.
mesleğininin
16
hünerlerine
SIMPLICITY
18
Dilek öğretmen eğitim fakültesi
Az sayıda öğrencisi var ve nasıl olsa
Sadece okulunun içini değil dıșını da
bitirmiș klasik bir öğretmen değil. O
köy okulundayım diye öğretme așkını
değiștirmiș. Köyün algısını yerle bir
öğretmenin felsefesine vakıf olmuș
bırakmamıș, aksine zorluklar onun
etmiș. Bașımıza iș çıkaracak diyen
birisi. Öğrenmenin sınıf sıralarında ve
dopingi olmuș.
köy halkını okula çekmeye bașlamıș.
belli bir saatte olmayacağını,
Sadece çocukları eğitmekle
kișinin ancak çevresiyle ve arzu
Evvela o küçücük okulu öğrencileri
kalmamıș, çocuklarla dersten arta
ederse öğrenebileceğini görmüș.
için bir yuva haline getirmiș.
kalan zamanda annelerine okuma
Ve yıllardır verdiği tüm mücadeleyi
Uğrașmıș, koșturmuș en
yazma öğretmiș.
de bunun üzerine kurmuș. Peki neler
nihayetinde
yapmıș da dünya üzerindeki on
okulunu baștan yaptırmıș.
lojmanını köyün çalıșmayan
milyonlarca, ülkemizdeki yüz binlerce
Öğrencileri için bir hobi ve oyun
kadınları için bir atölye haline
öğretmen arasından sıyrılıp dünyanın
köșesi yaratmıș. Okulunun çoğu
getirmiș ve onlara ekonomik
en iyi 50 öğretmeni arasına girmiș?
șehir öğrencilerinin ayak sürüyerek
özgürlüklerini kazanma șansını
Öncelikli olarak inanmıș. Köyün
gittiği gibi bir yer olmasına
vermiș.
kentten daha değersiz olmadığını
müsaade etmemiș, kahkahalarla ve
savunmuș!
mutlu yüzlerle donatmıș okulunu.
bulduğu
17
desteklerle
Yetmemiș okulun yanındaki
SIMPLICITY
19
Samsun’un Kumköy’ünde belki
korkmayan, aksine ağacıyla
getirtmiș! Ve daha niceleri…
de ömründe hiç sinema, müze ve
hayvanıyla doğayı bir bütün olarak
İnanın Dilek Öğretmeni bir sayfaya
hayvanat bahçesi görmeyecek
gören ve seven bir nesil. Tabii bu
ya da bir yazıya sığdırmak çok zor.
olan çocukları almıș farklı gözlerle
ziyaretleri sadece öğrencileriyle
Çünkü o sadece bir öğretmen değil
bakmalarını sağlamıș hayata. Onu
yapmamıș Dilek Öğretmen. Aynı
benim için ve onu gören gözler için.
en üzen soru bu ziyaretlerinde bir
zamanda annelerini alıp çocukların
O bir mücadelenin tecessüm etmiș
öğrencisinin sorduğu “Niye
hayatlarındaki ilk operaya götürmüș.
hali. Sanki Namık Kemallerin, Hasan
hayvanlar rahat rahat gezmek yerine
Öyle Mozart’ın veya Beethoven’ın
Ali Yücellerin ve Türkan Saylanların
kafesin arkasındakiler ki?” olmuș.
eserlerini dinletmeye de değil,
meșalesini tașıyor.
Çünkü onun öğrencileri biz
Anadolu’nun Sesleri’ne. Köyün
Öğrenmenin ve öğretmenin așkını!
șehirdekiler gibi hayvanları kürkü
erkekleri eșlerinden duydukları
veya diğer lüks ihtiyaçları için
operayı çok merak edince bu sefer
kullanmayan veya hayvandan
de Dilek Öğretmen köye opera
SIMPLICITY
18
20
‘‘Bazen zorluklar seni bulur, Bazen de sen zorluklara gönüllü..’’
Fotoğraf : mmgyerlikaya
19
SIMPLICITY
21
Bir Reklamd覺r
SIMPLICITY
15
Bir Reklamd覺r
SIMPLICITY
27
AHMET SERCAN ERGÜN @mail
Sporda Örgütlü Mücadele ve Metin Kurt Spor dergiciliği Türkiye’de ne
bütün kalemler ciddi para
durumda? Gidișatı nasıl
gerektiriyor. Bu nedenle insanlar
görüyorsunuz?
artık dijiyal mecralara yöneliyorlar, internetin olanaklarından
Alev Doğan : Genel olarak basılı
faydalanmaya çalıșıyorlar.
yayınların çok zor șartlar altında ayakta kaldığını belirterek bașlamak istiyorum söze. Ayakta kalanların
Spor dergiciliğine gelecek olursak ;
dıșında çok nitelikli olan ancak
Türkiye’de spor medyasının genel
finansal olarak zor durumda olduğu
olarak halini sizler de biliyorsunuz
için kapanmak zorunda olan onlarca,
zaten. İçlerinde bizim de takip
yüzlerce yayın var.
ettiğimiz, severek okuduğumuz
Günümüzde yayıncılığın genel olarak
yayınlar olmakla beraber, var olan
durumu bu maalesef. Yalnızca spor
tablonun pek de iyi olmadığını
alanında değil bütün dallarda,
söylemek zorundayım. Bu kötü
herhangi bir medya tekeline gebe
gidișatı ise, yeni bir spor kültürü
kalmadan yayıncılık yapmaya
yaratmak
çalıșmak çok zor. Dağıtım ağından
kalemlerin yan yana geliși ile
tutun da, baskıya, reklama kadar
çözebiliriz ancak.
22
için
çırpınan
namuslu
SIMPLICITY
24
Son yıllarda tribünlerde yükselen ırkçı
Ancakırkçı söylemleri, bu futbol
söylemler hakkında ne
ikliminden ayrı tutarsak sorunun
düșünüyorsunuz?
kaynağından uzaklașmıș, dolayısıyla hiçbir çözüm üretmeden
Gürkan Özocak: Bu hususu futbolun
aynı șeyin etrafında dönüp durmuș
para endeksli bir endüstri haline
oluruz.
gelmesi ve tribünlerin yozlașmasından ayrı düșünmememiz
E-bilet uygulaması ve PassoLig
gerekir. Irkçılık, șiddet gibi durumların
konusunda biz, taraftarlar olarak ne
yașanmadığı ve rakip taraftarların
gibi refleksler gerçekleștirebiliriz?
birlikte, yan yana maç izleyebildikleri eski dönemlerden, birbirini öldüren
Gürkan Özocak: E-bilet ve Passolig
vahși insan toplulukları haline
düzenlemelerinin gerek spor
geldik. Bu, neden özellikle son 20-25
kültürüne, gerekse de kișisel veriler
yılın konusu buna bakmak gerekiyor.
vb. birçok sebeple hukuka aykırı
Futbolun reklam ve sponsor
olduğu tartıșmasız. Bununla ilgili de
gelirlerinin güdümüne girmesi, 1990’lı
onlarca, yüzlerce șey söylendi.
yılların bașı itibariyle sosyalist Doğu
Bilindiği üzere, Taraf-Der’in Ankara’da
bloku ülkelerinin çözülmesi ile sporun
Tüketici Mahkemesinde açtığı dava
tamamen paraya terkedilmesi,
da, düzenlemenin iptali istemiyle
taraftardan birer “müșteri” profili
Anayasa Mahkemesi’ne gönderildi.
yaratılması gibi çok çeșitli sebepler sıralanabilir. Müșteri haline getirilen taraftarlar, kulüpleri için daha çok para harcayan, daha çok sertleșen ve buna paralel olarak, rakibinden daha çok nefret eden bir hale büründü. Bu yoz kültür de beraberinde ırkçılık gibi nefret söylemlerini getirdi.
‘‘Takım, renk sevgisi birçok sevginin, tu-
İșin yaptırım boyutu bir yana;
tkunun ötesinde, ancak
ırkçı söylemlere en ağır cezalar
bugün Passolig’i önümüze dayatan
öngörülmeli, örneğin ırkçı
sermaye ve futbol egemenleri
söylemlerde bulunan taraftarlara çok
geriletilmezse, yarın uğrunda
uzun süreli, tekrar eden taraftarlara
haykırılacak renkler ve tribünler de kal-
ise ömür boyu seyirden men
mayacak. Bu nedenle boykot
cezaları verilebilir, kulüplere de
meselesini çok önemsiyor ve
yaptırım uygulanabilir.
destekliyoruz’’
23
SIMPLICITY
25
Günümüzde Metin Kurt gibi devrimci
mücadeleyi Metin Kurt, üstelik
futbol ikliminin futbolcuyu küçük
söylemlere sahip futbolcular/
sendika ve futbolcuların
yaștan itibaren endüstriyel ilișkilerin
sporcular artık yok mu, varsa da
örgütlenmesi bağlamında,
ortasında bırakması, futbolcuların
neredeler?
1970’lerde ön plana çıkarmıș ve
eğitimle, okumakla vs. bir ilgilerinin
Galatasaray’dan da bu yüzden
bulunmayacağı șeklindeki yaygın
Gürkan Özocak: Çok yoklar. Özellikle
koparılmıștı. Türkiye’de Metin Oktay
anlayıș, buna paralel olarak da
alt liglere inildikçe mutlaka politik
gibi veya geçmișteki Șenol Güneș
özellikle üst liglerdeki futbolcuların
görüș olarak sol, sosyalist çizgide
gibi sola meyleden futbolcular varsa
paraya endeksli bir yașam tarzına
duran sporcular vardır, ama
da, ikinci bir Metin Kurt bulmak zor.
sahip olmaları.
özellikle futbolda, üst liglere çıkıldıkça
Derdimiz zaten bașka Metin Kurt’lar
bu sayı azalıyor. Aslında eskiden de
çıkmasını sağlamak.
bu futbolcuların çok sayıda olduğunu söyleyemeyiz. Metin Kurt, ülkenin en
Dünya ölçeğinde de bazıları eylem,
önemli takımlarından birinin ve milli
bazılarıysa söylem bazında devrimci
takımın yıldızı olan bir sporcu olarak
karaktere sahip futbol adamları
ve devrimciliği söylem çizgisinden
bulabiliriz. Paul Breitner, Lucarelli,
eyleme tașıyan bir sporcu olarak,
Zanetti, Socrates, Brian Clough gibi
istisnai bir örnekti. Metin Kurt sadece
isimler akla geliyor. Bir dönem
Türkiye’deki futbol için değil, Dünya
Bursaspor forması giymiș Ivan
‘‘Bu tabloda, hak mücadelesine,
açısından bir değerdi. Örneğin
Ergic’i de listeye ekleyebiliriz. Ama
sınıf mücadelesine kafa yoran,
Belçikalı
dediğimiz gibi, sayıları çok değil.
hatta bu konuları aklına getiren
1990’larda verdiği ve neticede
Bunun nedeni ise, yine az önce
futbolcu bulmak çok zorlașıyor,
sporcu hakları açısından devrim
belirttiğimiz gibi, Dünyada da
sporculara küçüklüklerinden
niteliğinde kararlar aldırdığı
Türkiye’de de, içinde bulunduğumuz
itibaren bașka bir yol bırakılmıyor.’’
futbolcu
Bosman’ın
24
SIMPLICITY
26
Genel olarak, futbol-siyaset
Futbol gerçekten kitleleri peșinden
Sportmence Dergisi yayın hayatına
ilișkisinde tam olarak neredeyiz?
sürükleyen bir șölen mi, yoksa klișe
yalnızca dijital mecrada mı devam
tabirle kitlelerin afyonu mu?
edecek yoksa tekrar sayı çıkartacak
Alev Doğan: Sevgili Metin Kurt, Metin
mısınız? Bu konuda yașadığınız
ağabeyimiz, siyasetin futbolun baba
Alev Doğan: Bu sorunun cevabı
zorluklar nelerdir?
ocağı olduğunu söylerdi. Futbolda
ülkenin genel siyasi atmosferi, daha
yașanan tüm gelișmelerde bu
doğrusu halkın ne istediği ile
Alev Doğan: Öncelikle ben ve yayın
önermeyi doğrular nitelikte. İktidarın,
doğrudan alakalı. Futbol kuralları son
kurulundaki
‘futbola siyaset karıștırmayın’ ısrarı
derece basit bir oyundur, oynamanız
basılı matbu kültürüne inanan ve bu
ise, sosyalizmin, eșitlik ve özgürlük
için bir top ve geniș bir alana ve
kültürü seven insanlarız. Bu neden
algısının sirayet etmesini
elbette oynayacak arkadașlara sahip
Sportmence basılı bir halde çıkmaya
engellemek. Yoksa onların
olmanız yeterlidir. Bu nedenle dünya
devam edecek. Sportmence.org
tribünlerde, sahada yașanan ırkçı,
genelinde oldukça sevilen, oynanan
sitesi ise anlık gelișmeleri takip
gerici, piyasacı söylemler, tavırlar ve
ve takip edilen bir oyun halini almıștır.
edebileceğimiz ve hızlı refleksler
hareketler ile herhangi bir dertleri
İktidarların, kimi dönemlerde kitleleri
üretebileceğimiz bir internet yayını
yok.
uyutmak için futbolu bir araç olarak
olarak dergi ile eșzamanlı bir biçimde
kullandığı gerçeği bir kenarda dursun
kendini var edecek.İlk sorunuza
ama üzerinden atlayamayacağımız
verdiğim cevapta, bu ișin
bir gerçek var ki, artık futbol izleyicisi
zorluklarına dair ufak bir girizgah
-özellikle Türkiye’de- bir direnç odağı
yapmıștım zaten. Sizler de yayıncılık
haline gelmiștir.
ile ilgilendiğiniz için biliyorsunuz; bir
diğer
arkadașlarım,
derginin basımı ve okuyucu ile bulușması ciddi emek ve para isteyen süreçler.. İçerik olușturmak için masa bașında geçirdiğiniz saatler ișin en kolay kısmı. Dergi matbaaya gitmeye hazır olduğu anda ise asıl zorluklar bașlıyor. Baskı, dağıtım gibi kalemler yani ürünün okuyucu ile bulușması ișin
‘‘Onların rahatsız olduğu șey,
zor kısmı. Ama biz bu zorluklarla baș
taraftarların artık spor alanında AKP’yi
edeceğiz, Sportmence’yi hak ettiği
ve onun temsil ettiği düzeni
yere tașıyacağız.
istememesi. ‘‘
25
SIMPLICITY
27
Sporda örgütlü mücadele neden
getirilmesi, diğer haklarının
sporun da bir iș kolu olarak
önemli? Sendikal mücadele ile Türk
düzenlenmesi için sendikal
düzenlenmemiș olması. Metin Kurt
sporu nasıl bir ilerleme kaydedebilir?
mücadele çok önemli. Bunun yanı
hayatının büyük bir kısmını
sıra, kendi hakları için mücadele
sporcuların ișçi statüsünde sayılması
Gürkan Özocak: Öncelikle, sporcu
veren sporcuların bulunduğu bir spor
ve örgütlenmesi için çalıșarak geçirdi.
haklarının teminat altına
ortamında daha bilinçli sporcuların
Onun mirası olan Spor Emekçileri
alınabilmesi için sendikal
yeșereceğini ve bașta
Sendikası’nın da öncelikli hedefleri
mücadele șart. Özellikle alt liglerde
kirlenmișliğinden en çok dem
bir Spor İș Yasası kaleme alınması
oynayan sporcular hiçbir iș
vurduğumuz futbol olmak üzere, tüm
ve İș Kanunu, Sendikalar Kanunu gibi
güvencesi veya sosyal güvencesi
sporlar yönünden sağlıklı bir spor
diğer ilgili yasalardaki hükümlerin de
olmadan yașıyorlar ve büyük
ortamının olușacağını öngörmek de
buna paralel olarak değiștirilerek,
çoğunluğu artık sistem tarafından
zor değil.
sporcuların öncelikle “ne olduklarının”
“ișe yaramaz” olarak
Sporun bir meslek dalı olarak
tanımlanması, bu bağlamda özlük
sınıflandırıldıktan sonra ekonomik
tanınma talebi, 2015 yılı için
haklarının ve sosyal güvencelerinin
sıkıntılar yașıyor, bunlar da
güncel bir konu. Bu talep, özellikle
tanınması, sendikal haklarının
sporcular nezdinde travma yaratıyor.
genel seçim yılında ne kadar
verilmesi ve buna göre sporcuların
Futbol özelinde konușacak olursak,
gerçekçi?
örgütlenmesinin
bu spor dalı, endüstriyel ilișkilerin
sağlanması.
Bu
talebin de bir genel seçim vaadi
neredeyse tek belirleyen olduğu,
Gürkan Özocak: Esasen temel
çerçevesinde
Dünyada onmilyarlarca dolar paranın
derdimiz bir meslek dalı olmasının
bütün dönemler için güncelliğini
döndüğü ve emek sömürüsünün çok
ötesinde, bir “iș kolu” olarak
koruduğunu ve tüm siyasi partilerin
keskin olduğu bir alan. Bu durumda,
tanınması. Çünkü ülkede sporcuların
titizlikle üzerinde durması gereken
örgütlenmeyen ve kendi hakları için
temel sosyal güvencelerden yoksun
bir husus olduğunu düșünüyoruz.
mücadele vermeyen sporcuların
olmasının ve
ciddi sorunlar yașaması mümkün. Bu
sendikalașamamasının en büyük
nedenle sporcuların tanımının
engellerinden biri İș Kanunu’nda
yapılması, iș güvencelerinin
sporcunun ișçi olarak sayılmaması ve
26
harcanamayacağını,
SIMPLICITY
28
Dinlemeden Olmaz!
Çağrılmayan Yakup Memleket hikayesi anlatırken, o toprağın șairlerine de dokunmak gerek. Edip Cansever, 28 Mayıs’ta göçüp gitmiș aramızdan. “Ve kendine bilinmeyenler yaratan Yakubum ben, iyi ya Durduğum bir gündü, diyorum, bütün ilgiler sizin olsun Her türlü bir șeyler sizin olsun, ben artık Hep böyle istiyorum, ayıp değil ya Durduğum bir gündü, diyorum, yüzümü göğe doğurduğum Bir gündü ve yașar gibi kaldığım bir yașama içinde Ve yollarda ölü baykușlar bulduğum Bir ölünün günü boyayan renginde Çürük evler bulduğum, içleri sonsuz kayalar Kayalardan dondurmalar sorduğum…”
27 24
SIMPLICITY
29