aydabir. NİSAN 15
“Kids of Nicosia” -Ali Faruk İmre
04 Ev
Ne Güzeldir Yollarda Olmak Şİmdİ
Hasretİnden Prangalar Eskİttİm
Seslİ Harfler
Bİr Toprak Hİkâyesİ
Küba & Portekİz
Doğu Ekspresİ
Uçan Süpürge
SIMPLICITY
1
aydabir.
ay
bir Genç İşi Kooperatif girişimi
Görüyorsun değil mi Ne kadar inceldi kent Nerdeyse şuracıktan Ansızın bir kent daha görünecek. -Edip Cansever
Katkı Sunanlar editor@aydabirdergi.com
reklam@aydabirdergi.com
Bilgenur Baloğlu
Berkin Şafak Şener (İdari ve Mali Editör) Semuhi Sinanoğlu
Baran Bayraktar (Teknik İşler Koordinatörü)
(İçerik Editörü)
Elif Özgür (Sosyal Medya Koordinatörü)
Burçin Ceren Olçum
Emre Bostancı (Görsel Danışmanı)
(Tasarım Editörü)
Ayşe Su Polat Elif Yılmaz Ece Kural Jeyan İdil Aslan Doğa Can Coşar
Ezgi Mutluer (Görsel Danışmanı)
Elif Ülkü
SIMPLICITY
2
Başlarken...
04 SEMUHİ SİNANOĞLU @semuhi
İlk sözler kıymetlidir. Sevdiğiniz kadına,
kadına özlendiğini söyleyememek gizli
“Ne ettiysen sen ettin bana!” dediğinizde özneyle bile… O ölmeden son bir kez ilk… Sonra tanımadığınız biri, “bir kızınız
söyleyememiş olmak anneannenize Eğin
oldu!” dediğinde siz sigaranızla birlikte
Türküsünü…
tüterken… Babanız size ilk baba nasi-
hatini verdiğinde… Kızınız, size “baba”
Tanrı, kenz-i mahfiydi, yani saklı bir ha-
dediğinde küçük adımlarla adınızı hece-
zine. Bilinmek için yarattı âlemi. Ve önce
leyip…
kelâm yaratıldı. Yani her başlangıcın bir sözü, her sözün bir başlangıcı vardı.
Her sonun bir sözü, her sözün bir sonu vardır. Sevdiğiniz kadın, “Gidiyorum”
Söyleyemediğimiz söz, saklı hazine-
dediğinde denizaşırı ülkelere yol alırken… mizdir. Açtığınız dalda hâlâ sözünüz Babanız size son baba nasihatini
geçerken, büyük boş evlerde yalnız
verdiğinde, siz “Acaba toprağın altında
değilken hâlâ, henüz terk edilmemişken,
nasıl nefes alacak?” diye kederlenirken…
elinizde radyo koşturmak zorunda
Ya da “Eğin Türküsü” her çaldığında,
değilken bir mezara, yani hâlâ çok geç
anneannenizin mezarına yetiştirirken
değilken… Söyleyin. İlk kez söylüyormuş
radyoyu Deli Emin gibi… Kimisi terk
gibi heyecanlı, son kez duyacakmış gibi
ederek, kimisi nasihat ederek, kimisi bir
titreyerek…
türküyü söyleyerek sonlandırır işte. Son-
larda söylenmiş sözler, sözlerle getirilmiş Dördüncü sayımız oldu. Ama bizim size sonlar kıymetlidir.
söylemek istediğimiz en güzel söz,
henüz söylememiş olduğumuz sözdür.
Söylenmemiş sözler de vardır elbet. Siz ancak geceleri uyurken başınızı
Bu sayı, toprağa ve gitmeye dairdir
okşamayı bilen eski bir adama diyeme-
ve söylenmemiş sözleri olanlara ithaf
mek onu sevdiğinizi… Çok uzaklardaki bir edilmiştir.
01
SIMPLICITY
3
02
SIMPLICITY
4
Ne Güzeldir Yollarda Olmak Şimdi
02
SIMPLICITY
5
-Angkor wat’ta bir apsara
BİLGENUR BALOĞLU @BilgenurBal
Pol Pot ve Kızıl Khmerler Kamboçya’yı ziyaretimde çekmiş olduğum bu video, Siam Reap’taki dünyanın en eski tapınağı Angkor Wat’ta mayın gazisi müzisyenleri ve Phnom Penh’teki Toul Sleng soykırım müzesinde, soykırımda hayatını kaybetmişlerin fotoğraflarını gösteriyor. İzlemeden Olmaz
İlk önce babamı öldürdüler, dedi
başlıyor. Kamboçya’nın orta sınıfından
Loung Ung. Pol Pot yönetimindeki
diyebileceğimiz dokuz kişilik büyük bir
Maocu çizgideki radikal komünist ha- ailesi ve her normal çocuk gibi sokakta reket Kızıl Khmer’lerin Kamboçya’da
yaşıtlarıyla oynayabildiği bir yaşantısı
1975-79 arasında yaptığı soykırımı
var Loung’un, ta ki siyah üniforma
çocuk gözüyle anlattığı kitabında.
ve kırmızı poşulu asker ordusu şehre girene dek.
Kitabına, küçük tozlu sokakları ve Mekong Nehri’nden gelen
Pol Pot döneminde şehirden kırsala
envaiçeşit su ürünleriyle yörenin
yolculuklarında çokça kuru mevsim ve
tarımsal aktivitesinin ürünü olan
yağmur mevsimi deneyimliyorlar ve
meyvelerin satıldığı halk pazarlarıyla
Kamboçya yeşil cennetten sarının ha-
Kamboçya’nın başkenti Phnom
kim olduğu kurak topraklara dönüyor.
Penh’i resmettiği satırlarıyla
Pol Pot’un ideası Kamboçya’yı sıfır
04
SIMPLICITY
6
yılına döndürmek, yani çiftçiliğin ha-
ülkenin pek çok yerine döşenmiş
20. yüzyılın en kanlı dönemlerinden
kim meslek olduğu bir ülke yapmak.
mayın tarlaları dolayısıyla pek çok
biri olan Kızıl Khmerler dönemin-
Bu nedenle Kızıl Khmerler bilimi,
insan sakat bırakılıyor.
de anne babası, iki kız kardeşi ve
teknolojiyi ve mekanik olan her
yirmi akrabasını kaybetmiş ama
şeyi ideolojilerine düşman görüyor
Kamboçya’yı ziyaretimde çekmiş
kendi kurtulmuş olan Loung Ung
ve hastaneler, okullar, tapınaklar
olduğum bu video, Siam Reap’taki
ise hayatına, kara mayınlarının
ve bankaları yakıp yıkıyor. Eğitimli
dünyanın en eski tapınağı Angkor
yasaklanması ve savaşzedelerin
nüfusu da ortadan kaldırmayı
Wat’ta mayın gazisi müzisyenleri ve
desteklenmesi gibi konularda çalışan
hedefledikleri rejimlerinin sonunda
Phnom Penh’teki Toul Sleng soykırım
örgütlerde insan hakları aktivisti
Kamboçya’da ölüm tarlalarında 1,5
müzesinde, soykırımda hayatını
olarak devam ediyor.
milyon civarı insan öldürülüyor ve
kaybetmişlerin fotoğraflarını gösteriyor.
-Tuol sleng soykırım müzesi
05
SIMPLICITY
7
Bilgenur Baloğlu, Angkor Wat gündoğumu
SIMPLICITY
8
Bilgenur Baloğlu, Phnom Penh halk pazarı SIMPLICITY
9
Bir Reklamd覺r
SIMPLICITY
10
AYŞE SU POLAT
@AysePo
Bir Liman Şehrinden Diğerine:
Bir Tur Şefinin Tripadvisor İle İmtihanı Elimizin bir uzantısı haline gelmiş
tericisi ve paylaşım alanı olarak;
tin Tripadvisor ile dikte edilmiş
akıllı telefonların ve onun içinde
kendisinin (bile) olmayan bir şehir ve
sorularına cevap vermek için döktüğü
işleyen birkaç adet programın bilgiyi
bir hayat hakkında üretilen bilgiye
dilleri aktarmamızdan ibarettir.
nasıl ürettiğimizi ve dağıttığımızı
katkıda bulunması, hatta ve hatta
İstanbul’un en güzel manzarasının,
tamamıyla değiştirdiği aşikar. Buna
o bilginin üretimine hakim olmasını
en iyi ekmek arası hamsinin veyahut
bilgiyi demokratikleştirmek bile
sağlayabiliyor.
en sert Türk kahvesinin nerede
diyebiliriz elbet. Misal tripadvisor
bulunduğu hakkında hiç bir fikri ol-
programı, turist milletinin her yerde
Size sunduğumuz diyalog, iyi niyetli
mayan bir avuç şehir çocuğu olarak,
ve her anda yardımcısı, yol gös-
bir Lizbonlunun bir düzine turis-
acısını paylaşıyoruz.
9
SIMPLICITY
11
Lizbon’da yaşamanın ilk kuralı, dostlarım, asla ama asla elinizde akıllı telefonlarınızla yaşlı hanımların pencere önlerinde asılı iç çamaşırlarının fotoğraflarını çekerek etrafı gezmeyin. “Yerel Hayattan Kareler” çekmek çin nereleri gezmeli? Lizbon’da yaşamanın ilk kuralı, dostlarım, asla ama asla elinizde akıllı telefonlarınızla yaşlı hanımların pencere önlerinde asılı iç çamaşırlarının fotoğraflarını çekerek etrafı gezmeyin. Eminim fotoğrafta çok sevimli duruyordur, ama Alfonso amcamızın yetmiş yaşı geçtikten sonra daha az kıskanç olacağını düşünüyorsanız sizi uyarmak zorundayım. Selfie’nizin arka planında size bağırmaktan yüzü kıpkırmızı olmuş yaşlı adam sizi “photobomb”lamıyor. Yanındaki o sevimli kuçu kuçu da pencereden üzerinize atlamaya korkacak bir ev köpeği değil.
Her seferinde birileri bana en iyi Morina’yı nerede yerim diye soruyor ama ger-çek-ten hiç bir fikrim yok! Alıyoruz tuzluyoruz buğuluyoruz kızartıyoruz. Nereden bilelim reken üç şey var... İlk kural: Asla çok hangisi “daha iyi”? temiz bir masaya oturmayın. Eğer
damak tadına bakın, temizliğine değil.
“Lizbon’un En İyi Restoranı” hangisi-
masa az buz dağınıksa mekanın ge-
dir?
leni gideni çok demektir. Garsonların
İkinci şart? Geldim oraya, bakın bu
Ne? Bak Restoran işi öyle işlemiyor
da işi başından aşkın. Derdiniz
çok önemli. Garsonların en az yüzde
burada. Bir restoranda bakmanız ge-
Lizbonlu gibi yemekse Lizbonluların
yetmişi bıyıklı olmak zorunda. Hayır
10
SIMPLICITY
12
demiyorum ki o bıyıklar yemeğinizde
bana en iyi Morina’yı nerede yerim
“Lizbon’un En Güzel Manzarası” İçin
olacak... Bıyığı daha çıkmamış benim
diye soruyor ama ger-çek-ten hiç
Aziz George Kalesini mi ziyaret
gibi bir grup işsiz genç ne kadar çok
bir fikrim yok! Alıyoruz tuzluyoruz
etmeli, yoksa Santa Justa Asansörü-
bu ülkede biliyor musunuz? İkinci
buğuluyoruz kızartıyoruz. Nereden
ne mi çıkmalı?
şarta uymuyorsa o Restoran, sahibi-
bilelim hangisi “daha iyi”?
Eğer Lizbon’da manzara görmek
nin yarı zamanlı olarak McDonalds’da
için para ödemeniz gerektiğinize “En İyi Balık Yemeği” nerede
inanıyorsanız, geldiğiniz ülke için
yenir desek?
üzüntünüzü paylaşıyorum dostlar...
Üçüncü kural? Asla en iyi Morina
Hayır, Morina balık değil, balığı ayrı
Hayır, o kaleye çıkmayacaksınız.
yemeğinden istemeyin. Kesin sabit
sorun zaten. Hakaret etmeyin gide-
Hayır, o saçma sapan asansöre
365 tane resmi tarifi var, 400’ün
rayak, ben bile alınırım. Morina’nın
çıkmak için 5 euro vereceğinize pilav
üzerinde farklı restoran var bak,
kendi dünyası var, işte pilavla, ekmek
üstü Morina yiyin. Yemin ederim
gerçekten, turistlerle ilgili en büyük
arası, tavası, ızgarası, köftesi, tatlısı,
anlamıyorum nedir bu derdiniz, çıkın
sorunum bu – Her seferinde birileri
tuzlusu, keki de var...
bir tepeye yeter…
köle tacirliği yaptığına yemin ederim.
11
SIMPLICITY
13
“Kategorisi Tripadvisor’da Bulunama-
çevreleyen hat. Benim evim o hattın
doğru giderken bir turist gibi his-
yan” son bir soru: Şikayet ettiğimden
sonunda. Günde bir saate yakın
setmek istemiyorum, o yüzden.
değil ama, neden bu kadar “yerel
tramvayın çember yapmadığından
Ben bir turist gibi hissedeceğime siz
takılın” diye tüyo verdin bize? Ne
bile bihaber bir grup turistle yolculuk
Lizbonlu gibi hissedin. Yeğdir bu. Tam
bileyim, yapay gelmiyor mu, bir
yapıyorum. Camdan dışarısını ancak
da bu yüzden.
grup yabancının sizden biri gibi
bir başka turistin akıllı telefonu-
davranması senin sinirini bozmuyor
nun ekranından görebiliyorsun o
mu? Şimdi, bir bahşiş meselesi vardı ya? Hani tek maaşım o, o yüzden söylüyorum... Şaka bir yana önemli bir soru! 28 hatlı tramvay’ı biliyorsun? En güzel manzaralara sahip, Lizbon’u
Elbet de demiyoruz ki Tripadvisor’ı silelim, ve turist tramvayda. milliyetçiliği ile ilgili bütün O hata bineceksen de akşam bin, bak sorunlar bir anda son bulsun. geceleyin de çok güzel Lizbon! Işıklar, Ama bir şehri ziyaret etmek falan filan, köprümüz de var! Saat altı ve işgal etmek arasındaki ince çizgide, sorduğumuz soruların yedi arası çok sakindir hem. rolünü görmekle başlarsak, Neden bu gibi şeyleri söylüyorum, belki bu bile kafidir. size yardım ediyorum? Kendi evime
12
SIMPLICITY
14
Bir Reklamd覺r
SIMPLICITY
15
ELİF YILMAZ
@dimplelif
Küçük Şeyler Atölyesi: Küba Uzun yıllar Latin Amerika’da yaşamış Mehmet (Yanık). Son aylarda Amerika’nın keşfi tartışmaları, siyasilerin ziyaretiyle Türkiye’de gündeme oturan Küba’yı bir de oranın havasını suyunu tatmış birinden duyalım istedik.
Latin Amerika gibi egzotik bir bölge-
sağlanıyor, sokaklar güvenli mi?
de Küba daha farklı bir havaya sahip
Güvenlik işte öylesine bir güven-
politik ve ekonomik olarak. Birçok
lik. Sokaklar güvenli yani insanlar
yılını bu bölgede geçirmiş birinden
kötü değil. Yapı olarak insanlar naif.
Küba ile ilgili izlenimlerini duymak
Adamların senden tek istedikleri
isteriz. Küba’da hayat nasıl?
ekmek, yani yemek istiyorlar senden.
Göze ilk çarpan şeylerden bahse-
Sokakta falan çevirip sana şey der
tmem gerekirse öncelikle Küba’da
yani kandırır seni anladın mı? Der
insanlar çok fakirler. Karakolda bile
ki şu bakkaldan çocuğuma süt tozu
sadece bir tane masa, bir tane san-
(toz gibi bir şeyleri var onların) ya
dalye var o kadar.
da süt alacağım. Bana verme parayı hani gel sen kendin al falan diye şey
Peki bu ülkede güvenlik nasıl
14
yaparlar. Bir şekilde yolunu buluyor-
SIMPLICITY
16
lar böyle ufak tefek şeyler için ama
Küba’ya giderken herhangi bir sıkıntı
ekmeği üç pesoya alıyorsa sen otuz
istedikleri de masum bir para biliyor
yaşadınız mı peki?
pesoya alıyorsun yani on katı.
musun, küçük bir para. Ama şey yok
Ben Meksika’dan gitmiştim,
mesela, silah çekip para istemek yok.
Cancun’dan bir kâğıt veriyorlar, o
Yaşam ucuzdu, iki çeşit para birimi vardı; bir kendilerinin kullandığı peso, bir de misafirler için ayrı basılmış peso.
kâğıtla gidiyorsun. Vize gibi bir şey o kağıt ve pasaportuna dokunmuyor senin ki sıkıntı olmasın Amerika’yla
Küçük şeylerden zevk alıyorlar, büyük şeyler ellerinde olmadığı için hala o küçük şeylerle yetiniyorlar.
diye. Eğlence hayatı nasıldı? Yaşam nasıldı, ucuz mu?
Çok güzeldi, gerçekten eğlenmesini
Sokaklar nasıl, insanlar?
Yaşam ucuzdu, iki çeşit para birimi
biliyor insanlar orada. Küçük
Sokakların her bir tarafında Che’nin
vardı; bir kendilerinin kullandığı peso,
şeylerden zevk alıyorlar, büyük
büstlerini, resimlerini, duvarda
bir de misafirler için ayrı basılmış
şeyler ellerinde olmadığı için hala
figürlerini görebilirsin. Onun dışında
peso. Orada dolar kullanamıyorsun,
o küçük şeylerle yetiniyorlar. Puro
her yerde eski arabalardan gör-
havaalanında değişim yaparken sana
fabrikası vardı, çantayla girmek
mek mümkün ama az da olsa yeni
yerli halkın kullandığı değil de turist-
yasak içeri ve içeride alışveriş
model arabalar da var çünkü artık
ler için özel basılmış olan para biri-
yapmak da yasak. İçeri girdik, cep
yabancılar da yerleşmeye başlıyor
minden veriyorlar. Yüz doları onların
telefonu falan yok orada tabi insan-
oraya.
bin doları gibi düşünebiliriz. Ve onlar
lar ankesörlü telefonların başında
15
SIMPLICITY
17
saatlerce konuşuyorlar. Telefonla çok
İnsanlar nasıl para kazanıyorlar,
eğlenmeye para harcıyorlar, çok fazla
konuşuyorlardı, sürekli doluydu o te-
genel olarak baktığımızda geçim
paraya da ihtiyaçları olmuyor aslında.
lefonlar benim gördüğüm kadarıyla.
kaynakları ne peki?
Şimdi fabrikada turlar oluyor ve
Kendi evlerini kiraya verebiliyorlar
O zaman Küba için hayat paradan
biz de gezerken arkada elemanlar
turistlere, Casa Particular deniyor
değil, mutluluktan ibarettir diyebilir
rakamları yazmışlar ve sana daha
buna. Otelde kalmak yerine bir aile-
miyiz?
ucuz fiyat göstererek gizli gizli sat-
nin yanında kalıyorsun ve böylelikle
Tam olarak öyle söyleyebiliriz çünkü
maya çalışıyorlar ki kendi ceplerine
onlar da para kazanmış oluyorlar.
para mutluluk getirmiyor orada,
para girsin. Fabrikada çalışanların
Sokakta turistlerden çok fazla para
yaşayabileceğin kadarı kafi.
günde üç puro dışarı çıkarma hakları
kazanıyorlar ama bu benim dediğim
var ve akşama kadar da istedikleri
Havana için geçerli tabi, diğer yerler
Röpörtaj ve fotoğraflar için Mehmet
gibi puro içebiliyorlar çalışırlarken.
için bir şey söyleyemem. İnsanlar
Yanık’a teşekkür ederiz.
zaten sadece yemeye, içmeye ve
16
SIMPLICITY
18
Bir Reklamd覺r
SIMPLICITY
19
SEMUHİ SİNANOĞLU @semuhi
ECE KURAL
Doğu Ekspresi: Hasretinden Prangalar Eskittim Bazı insanlar için hayat, çilingir sofralarının bitip tren raylarının başladığı yerin ekseninde döner durur. Bir önceki sayımızda Ankara’da Gar Lokantasını anlatmıştık size. Bir gar lokantası sonrası Doğu Ekspresi hikâyesi bu… Sevgilisinin saçlarına kan gülleri takmayı bilenler okusun diye…
“Senin sofranda olmak da çok
“Çok sevdim be abi” dedi. Hafif
güzel” dedi, bir yandan onun elin-
sarhoş görünüyordu. Yalpalamıyordu
den meyve yerken bir yandan da
henüz ama bir dertten içtiği belliydi.
zamanı durdurmuş gar lokantasıyla
Rakı içen adamları tanırsınız uzaktan.
uyuşmayan bilgisayarında bir şeyler
Sanki bir trenin içinde gidiyormuş
yazmaya çalışıyordu. Ayla Hanım, gar
gibi sarsılarak karşılarlar hayatı.
lokantasından ayrılmıştı, o yüzden
Sarsılırlar ama belli etmek iste-
kederli olsa da birazdan trene
mezler, sadece onlar istediği vakit
bineceğimiz için huzurluydu.
fark edersiniz aslında bir trende
***
olduklarını. Yolda olduklarını ancak
İlki Gökhan’dı bu tren insanlarının. Bizi de en az kendisi kadar kaçak görmüş olmalı ki yemekli vagonda karşılıklı otururken anlatmaya başlamıştı kaçırdığı kızı bize.
onlar rıza gösterdiğinde anlarsınız.
18
Anlamayacak birine pencerelerini açmazlar zaten, aralamazlar bile.
SIMPLICITY
20
Bir başka zaman dilimine doğru,
trende çalışan birinin kaçmayı bece-
Doğu Ekspresi’nde, Kars’a doğru
rememesini anlamasak da arabasını
yol alıyoruz. Gökhan dertlene-
satıp eline geçen tüm parayı bir
rek anlatıyor kaçırdığı kızı. Doğu
ayda rakıya harcadığını biliyoruz.
Ekspresi’nin insanları da en az bu
Sonrasında da sadece iki bembe-
tren gibi başkalarının gerçekliğini
yaz sevgilisi olmuştu Gökhan’ın;
esnetip kendilerine açtıkları küçük
biri Doğu’nun karları, diğeri kardan
alanlarda yaşıyorlardı. İlki Gökhan’dı
da beyaz rakısı. Onun gerçek adı bu
bu tren insanlarının. Bizi de en az
değil. Fotoğrafını çekmemize ya da
kendisi kadar kaçak görmüş olmalı ki
görüntüsünü almamıza da izin ver-
yemekli vagonda karşılıklı otururken
medi üstelik. Ama Erzurum istasyo-
anlatmaya başlamıştı kaçırdığı kızı
nunda bir tespih hediye etti bize. Bir
bize. Kız kaçırmak deyince çekinme-
fotoğrafı olmasa da bizde, anlattığı
yin sakın Gökhan’dan, en az Doğu
hikâyesi ve kehribar tespihidir
Ekspresi’nin geçtiği yollardaki karlar
elimizde avucumuzda kalan. Böyle
kadar yumuşaktı Gökhan’ın yüreği.
böyle geçip durduk karanlık tüneller-
Aileler istememiş çiftlerin birlikte
den, şahit olduğumuz, yaşadığımız
olmasını. Kızı kaçırmış kaçırmasına
hikâyelerle.
ama sonra geri götürmüş evine. Becerememişler yani kaçmayı. Bir
19
SIMPLICITY
21
Zaman durur sanmıştık biz bu trende ama yılları geçivermişti Hüseyin Abi’nin bu vagonlarda. Doğu Ekspresi ile gitmek, sade gitmek değildi. Giderken geçtiğin istasyonları, misketlerini biriktiren bir çocuk gibi biriktirmekti. Filanca şehirde olmalıydı bu istasyon. “Görüyorsun değil mi” diyordu, “Ne kadar inceldi kent / Neredeyse şuracıktan / Ansızın bir kent daha görünecek”. Doğu Ekspresi yolculuğu, başını alıp gitmek değildi, bir seyahat bile değildi üstelik. Kendini geride bırakıp gidebilmenin, varmak yerine uzaklara gitmek isteyenlerin eviydi Doğu Ekspresi. Foucault Sarkacı’na binip de dönüp durmaktı bu trende yolcu
Zaman durur sanmıştık biz bu trende
Küfemizde böyle hikâyelerle indik
ama yılları geçivermişti Hüseyin
trenden. Geceydi. Bir yolculuğun bitip
Abi’nin bu vagonlarda. Gördükle-
diğerinin başladığı andı işte.
rini duyduklarını herkes anlatır da
“Her şey çok güzel olacak” dedi
Hüseyin Abi gibi kendisini, hayatını
kadın. “Devamını bir sonraki sayıda
anlatan az bulunurdu.
anlatırız”. Kars’taydılar.
olmak.
20
SIMPLICITY
22
DOĞA CAN COŞAR @dogacancosar
Aşk Üzerine Söylenmiş Her Şey Dünya var olduğu günden bu yana
dinlediği her çoban kavalında onların
dükten sonra çekmecesinde “Ölüm-
aşk da var oldu. Uğruna nice ömür-
aşkını anmadan nasıl geçebilir? Ya da
süz Sevgiliye” adlı bir mektup bulun-
ler harcandı, nice canlar soldu gitti,
Dante’nin şaheseri İlahi Komedya’yı
duysa, veya İngiltere Kralı 8. Edward
nice eserler bırakıldı. Kimi aşıklar
sevgilisi Beatrice için yazdığını bilen
deli gibi aşık olduğu Amerikalı Wallis
kavuştu, aşkları dilden dile dolaştı;
gözler, o eseri okurken bir aşkın
Simpson ile evlenmek için tahttan
kimi aşıklarsa birbirine hasret bir
cehennem alevlerinden bile daha
inmişse demek ki aşk diye bir şey
ömür yaşadı. Aşk her insanın tatması
sıcak olduğunu nasıl görmezden
var. Ve bu öyle kuvvetli, öyle heybetli
gereken bir duygu derler ya, belki
gelebilir? Aşkı için hadım olan Abe-
bir his ki bir insana her türlü deliliği
gerçekten de öyle. Yoksa nasıl anla-
lard ve Heloise’nin aşkını dinleyenler
yaptırıyor. Zaten acının ve kederin kol
yabiliriz ki kendinden tam anlamıyla
ve aşkın bir vücut uzvundan ibaret
gezdiği bu dünyada biraz delirmeden
vazgeçebilmeyi, güzel olana ulaşmak
olmadığını bilenler, bir kadına zorla
nasıl yaşayabilir ki insan?
için kolayı değil zoru seçmeyi veya
sahip olmak isteyen erkeklere nasıl
günü 24 saat yaşamayı?
adam diyebilir? Dünyaya ve savaş
Ama sanırım nasıl bizim de sayılı
meydanlarına ismini kazıyan adam
günümüz varsa aşk da çok insansı
Bakmayın, bu satırları yazan ben,
Napolyon’un aşık olduğu kadın Jo-
bir his. Doğuyor, büyüyor ve ölüyor.
daha bu duyguyu yaşayabilmiş birisi
sephine tarafından hor görüldüğünü
Öyle olmasaydı 17 sene boyunca -ki
değilim. Sadece okuduklarıyla bu
bilsek, aşkın makamın veya gücün
çoğunu hapiste geçirirken- uğruna
hissi biraz biraz tatmaya çalışan
değil sadece gönlün önünde diz
yüzlerce mektup yazdığı kadını
bir delikanlıyım. Mesela Afrodit
çöktüğünü nasıl göz ardı edebiliriz ki?
bırakıp başkasına gidebilir miydi
ile Venüs’ün hikayesini bilen birisi
Büyük besteci Beethoven’ın bile öl-
Nazım Hikmet?
21
SIMPLICITY
23
sen bu şiiri okurken ben belki başka bir şehirde olurum kötü geçen bir güzü ve umutsuz bir aşkı anlatan rüzgarla savrulan kağıt parçalarına yazılmış dağıtılamamış bildiriler gibi uzun bir yolculuğa hazırlanan yalnız bir yolculuğa. çünkü beyaz bir gemidir ölüm siyah denizlerin hep çağırdığı batık bir gemi sönmüş yıldızlar gibidir yitik adreslere benzer ölüm yanık otlar gibi. sen bu şiiri okurken ben belki başka bir şehirde ölürüm. 22
SIMPLICITY
24
ELİF ÜLKÜ
Ev Babamdan sonra belki artık ölüme üzülmüyorum. Özlüyorum onu. Onu bir dost, bir aile kavuşmasına benzetiyorum artık, belki bir eve. Kahvaltıların kurulup, bir kavga ertesi masada öylece bırakılmadığı, hep birlikte oturulup yendiği bir eve...
İnsanın en sevdiklerinin daimi olarak
Toprağı tanıyınca anlıyor insan
yan yana olması hissini bilirsiniz. Bel- yaşadığını, öldüğünü. Biliyor ki dağın ki de bilmezsiniz. Ben yeni tanıdım.
yükseldiği de odur, ağacın yeşerdiği
Seven kimse onların yanında olmasa
de, çiçeğin solduğu da, dünyanın
da, onların orada, yan yana olması bir devamı da. Uzaklık yoktur demiyoşeyler hissettirirmiş insana. Yan yana
rum, uzaklık toprakta da vardır. Ama
olacaklarını bilmeden ama ‘ölümü-
toprak olan için ayrılık gayrılık yoktur.
ne’ umut ettikleri gibi aralarında
Topraktır toprak, topraktadır. Şili de
yalnızca bir karış toprağın bulunduğu
topraktadır, Çin de, İzlanda da. Ba-
yanyanalıktan bahsediyorum. Ki
bam da topraktadır, büyükannem de,
toprak, bilirsiniz, ayırmaz. Belki yalnız
15 yıl ömrünü insanla paylaşmaktan
o, araya girmesine rağmen, ayırmaz.
sakınmamış kuş da, ben de,
Gökyüzü bile bir çeper örer boşlukla
hayatımdan gelip geçmekte olan nice
insanın arasına ya, görünmese de
sevdiklerim de. Toprağın ayrı ölçüsü,
içinden ve diğer ucuna yollar açar.
ayrı nizamı vardır.
Ziyaret kabul eder gökyüzü, sonra yukarı ya da aşağı, ya da daha ileri
Bir dostuma mezarlık hikâyesi
kusar insanı. Oysa toprak diyo-
yazacağıma söz verdiğimin birinci
rum, ziyarete açık değildir. Daimi ve
haftasında kavuştu toprağa, ha-
birleştiricidir.
yattayken belki bana en yadigâr kalan. 23
SIMPLICITY
25
İnsanın doğduğu, o bir aralıktan ışıklı
Babamdan sonra belki artık ölüme
bir dünyaya kendini fırlattığı andan
üzülmüyorum. Özlüyorum onu.
itibaren yanında olanlar; kökleridir
Onu bir dost, bir aile kavuşmasına
insanın. Bir köküm daha koptu. Ben
benzetiyorum artık, belki bir eve.
onun hikâyesini anlatamam, ben
Kahvaltıların kurulup, bir kavga
onun beni dâhil ettiği birkaç anı anla-
ertesi masada öylece bırakılmadığı,
tabilirim ancak. Şimdi sınırın ötesin-
hep birlikte oturulup yendiği bir
de kalan bir yerde doğup, toprağın
eve... Maaş sabahları kıymalı börek
üstünde uzunca süre sürüklendikten
kokusuyla, hep güvende, bitimsiz
sonra oğlunun yanında öldü. Ben
bir uyanışa... Şimdi babaannem
sadece piyonum. Şimdi elimdeki
babamın yanında yatıyor, buradan
tülbendin kokusu da geçecek az
250 km uzakta ve bastığım toprağın
biraz sonra, içime çekiyorum, fakat
devamında. Babam annesine
saklayamıyorum onu. Eskiler biri
kavuştu, annesinin şimdi toprağın
öldüğünde, “Sakladınız” derler.
üstünde saklayamayacağım o köy,
“Babaannemi sakladık.” Bu kokuyu
o kadın kokusuna... İnanın, yan yana
da sakladı toprak, bana sormadı, söz
iki mezar görmek bu kadar huzur
hakkım olmadan yazıyorum. Bir anıyı
veremez insana. –Günah mı bu
başka bir anıya saklıyorum, yaşamın
söylediğim bilmiyorum.-
toprak, yaşamın ölüm, yaşamın sonsuzluk karşısındaki eşsiz acizliğinin
Toprakta yalnızlık olmaz elbet ya,
bir kanıtı daha.
belki daha az yalnızlık vardır.
24
SIMPLICITY
26
Bir Reklamd覺r
SIMPLICITY
27
DR. BEGONVİL
Bu Köşe Yaş Köşesi Çocukluğunla konuşursun, korkma dersin, sınavlarda en yüksek not senin, gıpta edecek arkadaşların. Hayır der öteki, kimse kıskanmasın; sevsinler beni sadece.
Siz de dergimize hayat hikayenize dair yazılarınızı gönderin, yayımlayalım!
Evet 50 yaşındayım.
yıllarına takılıp kaldıysan iyice zor.
Bir başka deyişle yarım asırdır
Hayal kırıklıkları ve ölümler yüzü-
bu hayatın içindeyim. Duyunca
ne vursa da gerçeği bazen, so-
şaşırdıkları için midir yoksa öyle
nuç değişmez: 50 yaş kılığında
hissettiğimden mi bilmem bir türlü
bir öğrencisindir bu hayatta. Bir
yakalayamadım içinde bulunduğum
farkla ama: Artık aşk için dökülen
yaşı; on yaşındayken evin bebeği,
gözyaşları anlamsız gelir insana
lisedeyken küçük çocuk… Zor
(sahi aşk için ağlayan kaldı mı?).
olur ruhla bedenin aynı yaşta
Gözyaşların daha değerlidir mesela
buluşamaması. Hele bir de fakülte
bu yaşta. Biraz bencilce akıtırsın
26
SIMPLICITY
28
onları. Akşam duygusal bir film
Hayır der öteki, kimse kıskanmasın;
Bir büyüsem de ben de süslensem.
sahnesinde gözlerin dolsa bile,
sevsinler beni sadece.
Ama fakülte bitmeden yasak, kızar
servet harcadığın kremlerin zarar görmesin diye rahatça akıtamazsın
annem. İşte babam geldi.
gözlerinden yanaklarına.
Büyüdüm aslında, hem de epeyce -Bugün kaç mekik çektin?
Tıpkı şizofren anlarında olduğu gibi;
-(50 ama 100 desem n’olur sanki?
çocukluğunla konuşursun, korkma
Zaten göbeğim eridi ki.)
dersin, sınavlarda en yüksek not senin, gıpta edecek arkadaşların.
büyüdüm de neyse… Hem artık yaşlanmak yasak değil mi? Yaş almak doğrusu canım, isteyen
Annem gözlerini boyuyor aynada.
27
alır istemeyen almaz.
SIMPLICITY
29
Sesli Harfler podcast’inde her ay ilginç röportajlar sizleri bekliyor!
Sesli Harfler
JEYAN İDİL ASLAN
@jeyanaslan
18. Yılında Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali
birisi. Ancak bu festivali sıradan bir
ye nüfusunun %17’sini oluşturan
sanat olayından ayıran en önemli
gençlerin sorunlarına eğildikleri Çok
yönü, Süpürge’nin toplumsal cin-
18; eğitim, istihdam, nesiller arası
siyet eşitliğini hayatın her alanında
çatışmalar ve demokratikleşme
sağlama ve herkes için daha adil bir
sürecinin etkilerini inceliyor. Tek 18
Bir kadın olarak, ülkem yok. Bir kadın
dünya yaratma vizyonu!
ise, hepimizin iple çektiği, yaşamak için gün saydığı 18 yaşın biricikliğine
olarak, bir ülkem olsun istemiyorum. Bir kadın olarak, bütün dünya benim
Bu sene festivalin 18. yılı… “Gençle-
ülkem. – Virgina Wolf
rin ve daima genç kalanların” festivali olma gayesi ile yola çıkan Uçan
adanmış durumda. Festivalin bu seneki dinamiz-
Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festiva-
Süpürge ekibi; insan hayatında büyük mi sadece teması ile sınırlı değil.
li, sadece Türkiye’nin değil; dünyanın
önemler atfedilen bu eşiği; dört farklı
Farklı üniversitelerden temsilcilerin
en prestijli film festivallerinden biri…
aşamada inceliyor: Hep 18, Hiç 18,
oluşturduğu Genç Kurul, gençleri
1998’ten beri her yıl düzenlenen
Çok 18 ve Tek 18. Hep 18 ile yaşı
organizasyon sürecine dâhil edi-
festival; her sene özel bir tema
kaç olursa olsun, kendini her daim
yor. Kurulun başkanlığını ise, 2010
etrafında şekillenen köşeleri, 100’ün
18 hisseden; Hiç 18 ile ise bu önemli
yılında “Bornova Bornova” filmin-
üzerinde film gösterimi ve zengin
eşiği erken evlilikler, şiddet, savaş
deki başarılı performansıyla “Genç
etkinlik programı ile Ankara’da yılın
gibi nedenlerle yaşayamayanların
Cadı” ödülünü alan Damla Sönmez
en önemli sanat etkinliklerinden
hikâyelerini konu ediyorlar. Türki-
üstleniyor
28
SIMPLICITY
30
18’in etrafında şekillenen bu bölümlerin yanı sıra, festivalin gelenekselleşen bölümleri ile de izleyiciye farklı seçenekler sunuyor. LGBT filmleri köşesi “Pembesiz Mavisiz”, kadın konusu ile aile kavramına dair sorgulamaların yapıldığı “Olay Yeri Aile”, “Kısa Olmazsa Olmaz”, “Sinema Tarihinden” ve “Belgeseller” bölümleri, festivalin devam eden köşeleri arasında. 2015 Uçan Süpürge Onur Ödülü,
Devlet Opera ve Bale Sahnesi’nde
Ankara’da baharın “hakiki” habercisi
“Hep 18” kalabilmeye örnek bir
gerçekleştirilecek 18. Uçan Süpürge
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın
yaşam ve sanat pratiğine sahip
Uluslararası Kadın Filmleri Festivali
Filmleri Festivali, Mayıs ayında sine-
olmasının yanı sıra, toplumsal cinsi-
Açılış Gecesi’nde Onur Ödülü’ne
maseverlerle buluşuyor!
yet kalıplarına sıkışmayı reddederek
kavuşacak.
“Adım Kadın” diyen Hümeyra’ya
takdim ediliyor. Müzikten tiyatroya
Bu özel festival öncesinde, Uçan
sinemadan dizi sektörüne birçok
Süpürge ekibinden Özlem Kınal,
Viel Mehr Geht Nicht
alandaki varlığıyla akıllara kazınan
İclal Can ve Karaca Yiğit Pehlivanlı
From My Skinny Sister
nadir sanatçılardan olan Hüme-
ile festivalin geçmişi ve bugününe
yra, 8 Mayıs Cuma akşamı Ankara
dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
29
Çalan Parçalar:
SIMPLICITY
31
Bir Reklamd覺r
05
SIMPLICITY
32