SEKTÖR
“Anne, Bebek ve Çocuk Fuarı’nda gerçekleştirilen trafikte çocuk güvenliği panelinden çıkan sonuç: “Trafikte çocuk koltuğu kullanma alışkanlığımız yok”
15 Ocak’ta CNR’da açılan “Anne Bebek ve çocuk Fuarı”nın ilk gününde, oyuncu ve blogger Ayşe Tolga’nın moderatörlüğünde “Trafikte Çocuk Güveliği” konulu bir panel düzenlendi. İtameks, bu paneli ile ‘Trafikte çocuk güvenliği’ sosyal sorumluluk projesine start verdi. Panele Ayşe Tolga’ın yanı sıra Volkan Işık Akademi Genel Koordinatörü ‘Ünal
8
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Tezel’ ve Itameks CEO’su İsmail Delemen katıldı. Panelde, ülkemizde trafik kazalarında %20 oranında ölen ya da yaralanan çocuklarımızın olması üzerinde duruldu ve bu durumun nedenleri incelendi. Bu durumun başlıca nedenleri arasında, otomobillerde çocuk güvenlik koltuğu kullanma alışkanlığının olmaması göste-
rildi. Trafikte bebek ve çocuk güvenliği için çocuk güvenlik koltuğu kullanımının arttırılmasının ve halkımızı trafikte çocuk güvenliği konusunda bilinçlendirmenin yolları konuşuldu. Panelde çocuk güvelik koltuğu konusunda bilgilendirme yapıldı ve araç içi güvenliği maksimum düzeye çıkartmak için doğru çocuk güvenlik koltuğu seçimi ve
gerekliliği konusunda aşağıda ki başlıklara dikkat çekildi; Çocuğunuzu tartın ve boyunu ölçün Çocuk emniyet koltukları, çocukların ağırlığına ve boylarına göre gruplandırılmıştır. Elbette ki yaş da önemlidir fakat maksimum emniyet için, doğru koltuğu seçerken çocuğunuzun boyunu ve kilosunu bilmelisiniz. Arabanıza en uygun bağlantı sistemli koltukları tercih edin Birçok yeni arabada ve 2011’den akabinde üretimi yapılan tüm arabalarda ISOFIX ve Top Tether bulunmaktadır. Bu sıfatı göz önünde bulundurarak kemerli ya da ISOFIX sistemli bir çocuk emniyet koltuğu tercih edebilirsiniz. İhtiyaçlarınızı belirleyin Çocuk emniyet koltuklarının sunduğu özellikler farklıdır, dolayısıyla günlük kullanımınız açısından en önemli özelliklerin neler olduğunu belirlemek için vakit ayırın. Dikkat etmeniz lazım gelen Tekli grup koltukları bilhassa düşük kilo aralığı için tasarlanmıştır ve netice olarak,
bu yaş ve boy aralığında olan çocuğunuz için mümkün olan en iyi uyumu sağlamaktadır. Çoklu grup koltukları çocuğunuzun boyu ve kilosuna göre ayarlanabilmektedir ve çocuğunuzla beraber büyür. Bu koltuklar, değişik yaşlardaki çocukları ile düzenli araba kullananlar ya da her yaşta kullanılabilen bir koltuk almayı tercih edenler için idealdir.
Neden çocuk güvenlik koltuğu kullanmalı?
- Araç güvenliği ve güven sistemleri, yetişkinler düşünülerek tasarlanmıştır... - Çocukların kemik yapısı yetişkinlere göre çok fazla daha hassastır. - Kaza esnasında çarpışma etkisiyle bir tonun üzerinde güç ortaya çıkar. - Türkiye’de vasıta içindeki yolculuklarda çocukların % 80’inin seyahat güvenliği sağlanmamaktadır. - Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, çocukların maruz kaldığı trafik kazaları endüstrileşmiş dünyadaki en ciddi sıhhat problemidir. - 0-14 yaş grubu içerisindeki ölüm neden-
lerini % 25-50 oranında kazalar oluşturmaktadır ve bunların yaklaşık olarak yarısı trafik kazasıdır. - 2010 Haziran’da çıkarılan kanuna göre çocuk emniyet koltuğu kullanımı mecbur hale gelmiştir. Çocuk Güvenlik Koltuğunun Faydaları? - Çocuğunuzun yaşına göre, vasıtada en emniyetli pozisyonda yolculuk etmesini sağlamak, kazalarda yaralanma riskini ortadan kaldırmak ya da en aza indirmek için... - Çocuğunuzun konforlu ve sevinçli bir yolculuk sürmesini sağlar. - Çocuğunuzun sürücüyü keyifsiz etmeyecek biçimde yolculuk yapmasına muavin olur. Yapılan araştırmalara göre, bu durumun başlıca nedenleri arasında, otomobillerde çocuk emniyet koltuğu kullanma alışkanlığının olmaması gösteriliyor. Düzenlenen panelin, trafikte bebek ve çocuk güvenliği için çocuk emniyet koltuğunun farkındalığını artırılması hususunda. Bununla beraber, bu panel “Trafikte Çocuk Güvenliği” konulu
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
9
RÖPORTAJ
sosyal sorumluluk projesinin de ilk adımını oluşturmakta. Bu sosyal sorumluluk projesi çatısı altında sene içerisinde, “Trafikte Çocuk Güvenliği” hususunda bilgilendirme ve bilinçlendirme kampanyaları devam edecek projenin amacı, ülkemizde trafik kazalarında yaralanan ya da hayatını kaybeden çocuk sayısını en aza indirmek için aileleri bilinçlendirmek. Bu konuda hassasiyetini dile getiren Itameks CEO’su İsmail Delemen, trafikte çocuk güvenliği konusunda bir sosyal sorumluluk projesini başlatmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ve yıl içerisinde çeşitli aktiviteler ile halkımızın ‘trafikte çocuk güvenliği’ konusunda bilinçlendirilmesi için Itameks tarafından çeşitli çalışmalar yapılacağı iletildi.
İTAMEKS, 1982 yılında kurulan İtameks, çocuk güvenliği ve gereçleri sektörü ile otomotiv sektöründe Türkiye ve Rusya merkezli olarak faaliyet göstermektedir. 10 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Çocuk Gereçleri Sektöründe İtameks “Çocuklarınız Bizimle Güvende”
İtameks, 1996 yılında çocuk gereç pazarında dünya lideri olan ve güvenlik konusundaki teknolojilere öncülük eden Britax Römer markasıyla çocuk gereçleri sektöründe yerini almıştır. Britax Römer tüm otomotiv üreticilerinin %64’ünün EURO NCAP çarpışma testlerinde en çok tercih edilen ve en çok güvenilen marka olma özelliğini taşımaktadır. 2007 yılında çocuk koltuğu üretiminde kendi markası Koala’yı yaratmış ve satışına başlamıştır. Koala markasının pazara sunumunda güvenlik ve estetik unsurları ön plana çıkartılmıştır. Renault, Tofaş ve Ford markaları tüketicilerine Koala markasını önermektedir ayrıca Amerikan 4Moms markasının distribütörüdür. 15 -19 Ocak 2015 tarihlerinde CNR Fuar Merkezinde 25’ncisi düzenlenecek “Anne Bebek ve Çocuk Fuarı”nın ilk gününde, ünlü oyuncu Ayşe Tolga’nın moderatörlüğünde “Trafikte Çocuk Güvenliği” konulu bir panel düzenlendi ve
İtameks’in bu konuda ki sosyal sorumluluk projesinin ilk adımını attı. Önümüzde ki dönemde de halkımızı bu konuda bilinçlendirmek için çeşitli aktivitelerinin olacağının mesajını verdi.
Otomotiv Sektöründe İtameks
İtameks, yurt içindeki ana üretici ve distribütörlerin kauçuk ve halı paspas ürün gruplarında ihtiyaçlarını karşılarken; yurt dışında da Hyundai, Kia, Renault, Nissan, Toyota, Lexus, Peugeot, Subaru, Land Rover gibi firmaların paspas ürün grubunda ana tedarikçi konumunda bulunmaktadır. İtameks, Pufi markasıyla ürün gruplarını satış sonrası pazarına sunmaktadır. Toyota Motor Avrupa’nın (TME) 11 Mart 2010’da düzenlenen Supplier 2010 toplantısında 200’den fazla firma arasından yapılan 5 ayrı kategorideki değerlendirmesi sonucu, Itameks ilk beş üretici firma arasına girerek “Supply Achievement” ödülünü almıştır.
Genel Müdür Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com
Editörden
İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık
Yayın Editörü Aslıhan Yıldız aslihan.yildiz@img.com.tr Reklam Müdürü Mehtap Akyel mehtap.akyel@img.com.tr Grafik Tasarım Sami Aktaş sami.aktas@img.com.tr
Size 2 haberimiz var; biri iyi, diğeri daha iyi!
Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr
* İyi haber şu: Kölnmesse ile birlikte Türkiye’nin en iyilerini seçiyoruz. Kind & Jugend Fuarı’nın çözüm ortağı sıfatıyla Baby & Kid Store dergisi, yapacağı tüketici anketleriyle 9 kategoride Türkiye’nin en iyilerini seçecek!
Dış İlişkiler Müdürü Hakan Kurt hakan.kurt@img.com.tr
* Daha iyi haber de şu: Artık Baby & Kid Store dergisi dış pazarlarda da çok etkin olacak. Eylül ayında Kind & Jugend’de ve 2 Moskova fuarında “Baby & Kid Store Exports” fırtınası esecek!
Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr
Sektör için prestij sağlayan projelere imza atmaya devam ediyoruz. Baby & Kid Store, tüketici oylaması ile Türkiye’nin En İyi Ürünler Tüketici Ödülü’nü vermeye hazırlanıyor. Uluslararası arenada bebek, çocuk gereçleri sektörünün duayeni olan ve Köln Messe tarafından organize edilen Kind & Jugend Fuarı ile çözüm ortaklığı çerçevesinde yürütülecek bu projede sektöre hizmet eden birçok firma kendi kategorisinde yarışacak. İlgili kategorileri ve yarışmaya katılımcı firmaları bir sonraki sayımızda sizlere aktaracağız. Anne, bebek ve çocuk sektörünün günümüzde değeri ve önemi artıyor. Teknoloji ve imkanlar hızla gelişti ve ailelerin ilgisinin de artmasıyla firmalar artık birbirinden farklı ve işlevsel ürünleri piyasaya sunmaya başladı. Günümüz ebeveynleri artık çocuklarının ihtiyacı olan her ürüne ulaşabiliyor. Üstelik her bütçeye uygun fiyat aralığını bulmak da mümkün… Geçen sayımızda Türkiye’nin en prestijli platformu olan, 28. Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı’nın haberine yer vermiştik. Sektörü buluşturma misyonu üstlenen bu organizasyonun ardından fuar katılımcıları ile yaptığımız değerlendirmeleri bu sayımızda sizlerle paylaşıyoruz. Genel görüşlerden yola çıkarsak vardığımız nokta şu; yurt dışı pazarlarının rotası farklı yerlere yöneliyor. Dünya ekonomisinin ve uluslararası dengelerin hızlı değiştiği bu dönemde birçok araştırma şirketi, bankalar ve uluslararası niteliğe sahip toplulukların açıkladığı veriler ve genel olarak piyasanın gidişatı gösteriyor ki, gelişmekte olan ülkeler artı yönde değer kazanıyor. 29. Uluslararası Bebek, Çocuk Hazır Giyim ve Aksesuarları Fuarı, 03 - 06 Haziran 2015 İstanbul Kids Fashion’da buluşmak üzere…
Muhasebe ve Finans Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com Abone Zekeriya Aydoğan zekeriya.aydogan@img.com.tr CTP-Baskı İhlas Gazetecilik A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul Tel: 0 212 454 30 00 Adres İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat: 4 Güneşli - Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35
FUAR
28. Uluslararası İstanbul Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı hakkında değerledirmeler Bu yıl 28. kez düzenlenen Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı; Asya, Avrupa ve Ortadoğu başta olmak üzere dünyada bu alandaki önde firmaları buluşturdu
14 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen CBME, Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı, 700 marka, 350 katılımcı ve 13.500 ziyaretçi ile sektör bazında dünyanın en büyük fuarı niteliğindedir. Fuar sonrası alınan verilere göre; 12.200 ticari alıcı, kaliteli ürün ve güvenilir tedarikçi bulmak için fuarı
ziyaret etmiştir. Alıcıların % 75’i ise, bu dört günlük etkinlikte siparişlerini oluşturmuştur. Ürün grubu bazında katılımcı dağılımı sonuçları gösteriyor ki, ilk sırada %46 ‘Bebek ve Çocuk Hazır Giyim ve Aksesuarları’, sonrasında %19’luk bir yüzde ile ‘Bebek, Çocuk Taşıma ve Güvenlik Araç Gereçleri’ geliyor. Son
sırada ise %3’lük bir yüzde ile Anne ve Hamile ürünleri yer aldı. Sektörün gelişmesine büyük katkısı bulunan bu fuarın yansımalarını, alanında uzman sektör yetkililerinden dinledik. Yapılan değerlendirmelerde ki genel kanı, geçen yıllara kıyasla yurt dışından daha fazla katılımcı ve ziyaretçinin olduğuydu.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
15
RÖPORTAJ
“Bu kreasyonda, cıvıl cıvıl bir yaz temasıyla yola çıktık” Anne, Bebek ve Çocuk fuarına dair izlenimlerine yer verdiğimiz Bektay Bebe firması Genel Koordinatörü Sinem Bektay, sektör hakkında genel açıklamalarda bulundu
Siyaset her ne kadar ekonomiden ayrı gibi görünse de aslında birbirlerini etkileyen unsurlar olduğu görüşünü dile getiren Bektay, sözlerine şöyle devam etti; “Dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmelerin etkisi, iç piyasaya da durgunluk şeklinde yansımaktadır. Tüm bunların iz düşümlerinin fuara kadar etki ettiğini gördük. Bütün bu tespitleri yaptıktan sonra fuarla alakalı beklentilerimizi çok yüksek tutmamamıza rağmen, özellikle yerli ve Ortadoğu ülkelerinden gelen müşterilerimizden oldukça memnun kaldık,” dedi Bektay, “Bebek tekstili, yükselen bir ivmeye sahip. Firmalar gün geçtikçe kendilerini geliştirmekte. Fuarlar da firmaların markalarını, ürünlerini en güzel tanıtabileceği, müşterileriyle ve özellikle
16 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
tüketiciyle birebir iletişim kurabileceği ortamlardır. Her geçen yıl katılımcı sayısı artmakta ve firmalar fuar için özel hazırlıklar yapmaktadır. Bunun yanında, giderek globalleşen ve yerli yabancı birçok ziyaretçiye hitap eden bir fuar şeklini almaya başlamıştır,” ifadelerinde bulundu. Markalaşma yolunda atılacak en önemli adım Ar-ge çalışmaları olduğuna değinen Bektay, “Dünya trendlerini takip ederek, bunu kaliteli malzeme ve işçilikle buluşturup tüketiciye sunabilen firmalar, önce iç piyasada sonra da dış piyasada emin adımlarla ilerlemektedirler. Markalaşmak için, uzun soluklu bir maraton gibi çok emek vermek, istikrarlı olmak ve en önemlisi bütçelemeyi iyi yapmak gerekiyor,” diye ekledi. Kendi markaları hakkında ise, “Bektay Ayakkabı olarak “First Step” markamızla oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahibiz. 0-12 aylık ve 1-3 yaş grubuna yönelik ürünlerimizle; bu kreasyonda cıvıl cıvıl bir yaz temasıyla yola çıktık. Gerek patik gruplarımız gerekse keten ayakkabı gruplarımızda, kalıplaşmış bebek renklerinin dışında farklı ve canlı birçok renk seçeneği sunuyoruz. Gördüğümüz ilgiden de oldukça memnunuz,” açıklamasında bulundu. Bebek ve Çocuk gereçleri aksesuarlarının sektör içinde gelişme gösteren bir alan olduğuna dikkat çeken firma yetkilisi, bu
konudaki düşüncelerini de bizimle paylaştı: “Firmaların, emin adımlarla sosyo-ekonomik gelişmeleri takip ederek hareket etmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda, bizim 2015 yılı ile alakalı hedefimiz, var olan müşteri portföyümüzü korumak suretiyle yabancı müşteri sayımızı arttırmaktır. Bunun için, özellikle Ortadoğu, Arap ve Afrika pazarlarında yeni müşteriler bulup, ülkemizi ve markamızı en iyi şekilde temsil etmek istiyoruz,” dedi. Son olarak, çocukların geleceğe güvenli adımlar atması için, üretim tesislerinde gerekli hassasiyeti ve sorumluluğu gösterdiklerini dile getiren Bektay, bu konuda sektöre hizmet eden bütün firmaları bu hususlara ciddiyetle önem vermesi gerektiğini vurguladı.
RÖPORTAJ
“Fuarda görmek istediğimiz profil, mağaza sahibi esnaflardır” Mayoral firmasının Türkiye Ofisi Genel Müdürü Mehmet Soyer, Anne, Bebe, Çocuk Gereçleri Fuarı hakkındaki gözlemlerini bizlere değerlendirdi
Soyer, “Fuar geçtiğimiz senelere göre daha yavaş bir tempoda geçti. Gelen ziyaretçilerin sektöre olan ilgisinin, geçtiğimiz sezonlardaki kadar yüksek olmadığını gözlemledik. Özellikle yabancı ziyaretçilerin katılım oranında yaşanan düşüş, ülkemiz adına, sektör adına bizi üzdü” ifadeleriyle durumu değerlendirip, “Ama yine de kendi adımıza fuar verimliydi ve amacımıza ulaştık diyebiliriz” diye ekledi. Özellikle son dönemlerde gerek uluslara-
rası gerek ülkemiz içerisinde düzenlenen fuarlarla sektörü canlı tutmak amaçlanıyor. Bu konuya dikkati çeken Soyer, “Sektörün canlanması için fuarlara daha da fazla rağbet olmalı ve bu konuda çok daha duyarlı davranılmalıdır. Fuarı ziyaret amacı duymayan, ülkenin her köşesinden yüzlerce perakendeci var. Oysa fuara katılımın artması, sektörün geleceğini olumlu etkileyecektir” dedi. Diğer yandan ziyaretçi profili konusuna da değinerek, “Bir toptancı olarak fuarda görmek istediğimiz profil, mağaza sahibi esnaflardır. Bu anlamda bizce ziyaretçi profilinin çok doğru olduğunu da belirtmeliyim. Ancak hedef; fuara gelme alışkanlığı edinmemiş firmaları ve daha fazla kesimi de fuar alanına yöneltmek olmalıdır” dedi. Sergilenen ürün grubunun çeşitliğinden de bahseden Soyer, “1500 parçadan oluşan, 0-18 yaş grubuna hitap eden geniş bir
koleksiyonumuz var. Fuarda da spesifik bir ürün grubuna odaklanmak yerine, her yaş grubundan bizi temsil ettiğini düşündüğümüz, daha genel aile ürün gruplarını sergiledik. Her zamanki gibi koleksiyonumuz ziyaretçilerden büyük beğeni topladı” ifadelerine yer verdi. Markalaşma konusu için ise Soyer, “Markalaşmak için bir firmanın tasarım, koleksiyon ve lojistik anlamında sektördeki diğer firmalardan gözle görülür biçimde farklılaşması gerektiğini düşünüyorum. Tekstil alanında bunu başarmış firmalar var, ancak henüz tam anlamıyla istenilen düzeyde değildir. Bunun nedeninin, planların geleceğe yönelik değil de sezonluk yapılmasından kaynaklandığı görüşündeyim” ifadesinde bulundu. Mehmet Soyer son olarak, iç pazar konusunda temkinli adımlar atılmasının gerektiğini de vurguladı.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
17
RÖPORTAJ
“Türk moda sektörü kendi tarzını oluşturacak kadar çok motif ve detaya sahip” Lrc Larice Kids Firma Sahibi Yasemin Melek Fındıkçı, CBME Türkiye fuar değerlendirmelerini paylaştı
Fuarın beklentilerini ne ölçüde karşıladığını sorduğumuz Yasemin Melek Fındıkçı, ‘’Genel olarak fuarın beklentimizi yeterince karşıladığını düşünüyoruz. Her koşulda yeni müşteri edinilebilir bir ortamın varlığının oluşması kurumumuz açısından başarı ile yürütülmüş bir süreci göstermektedir. Bunun yanı sıra mevcut müşterilerimizin, bizleri ziyareti ve devamlılığı, Larice Kids’e bağlılığı, ortaya koyduğumuz güvenilirlik stratejimizin mutlu eden sonuçlarıdır’’ yanıtını verdi. Melek Fındıkçı, “Çevre ülkelerde yaşanan sıkıntıların fuara davetli olarak katılması beklenen kişi ya da müşterilerin de hissedilir bir fark vardı elbette. Ancak buna rağmen bu bölgelerden yeni müşteri edinmiş olmak bizim için büyük bir fırsat’’ diyen Fındıkçı, daha çok Ortadoğu ülkelerinin ziyaretçi profiline girdiğini dikkat çekti. Sektördeki firmaların fuara katılımı ve ziyareti konusunda görüşlerini dile getiren Yasemin Melek Fındıkçı, “Dünya fuarlarını incelediğimiz de sektöre yön veren, modayı yönetebilen fuarların olduğunu hepimiz biliyoruz. Bence Türk modası, tasarım olarak özgün ürünler yapabilecek potansiyelde iken, hala takip eden pozisyonda… Oysa Türk moda sektörü
18 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
içerisinde kendi tarzını oluşturabilecek o kadar çok motif, detay var ki… İşte bu özgün çalışmaların, Türkiye’de ya da yurtdışındaki Türk moda fuarlarına taşıyarak, kendini ortaya koyması gereklidir. Bu durum ürününüz ne olursa olsun, ayrım yapmadan ‘Koleksiyonunuz içerisindeki her bir parça, en değerli parçadır’
algısıyla yapıldığında, gerçek bir özgün tasarıma dönüşmektedir’’ ifadelerine yer verdi. Fuarda ön plana çıkardıkları ürün grubu ve buna olan ilgiyi de bizlerle paylaşan Yasemin Melek Fındıkçı, “Bu koleksiyonda hazırladığımız ürünlerimiz oldukça talep gördü. Organik ürünlerle hazırladığımız bu koleksiyona ilgi de büyüktü. Ziyarete gelen müşteri ve misafirlerimiz tarafından oldukça çok beğeni ile karşılaştık. Bu durum bir bakıma kullandığımız kumaşların ve baskıların organik olması sebebiyle, yine Larice Kids farkını gösterdi. En özgün tasarımlı ürünleri, en iyi kalitede, en iyi fiyatla müşterilerimize ulaştırıyoruz’’ diye konuştu. Sektörün 2014 yılını nasıl geçirdiğine bir cümle ile değinen ve Pazar arayışları konusunda da değerlendirmede bulunan Fındıkçı, “Sektör durgun bir yılı geride bırakmıştır evet, ama 2015 ve 2016’nın çok daha iyi olacağını söyleyebiliriz. Yeni pazar arayışı bir işletme için her daim olması gerekir. En yakın komşu ülkelerde pazar çeşitliliği oluşturulabilir” ifadelerinde bulundu. Son olarak Fındıkçı, tüm tekstil çalışanları ve emek verenleri olarak herkese başarılarla dolu keyifli bir sezon diledi.
RÖPORTAJ
“Alternatif piyasada hedef bölge; Amerika” Funny Patik Firma Sahibi, Necip Güngör ile Anne, Bebek ve Çocuk Gereçleri Fuarı’nı değerlendirdik Özellikle ihracat gerçekleştirdikleri ülkelerde yaşanan olumsuzlukların sektöre yansımalarını değerlendiren Güngör, sözlerine şöyle devam etti; “Malum Ukrayna ve Rusya arasında siyasi bir gerginlik yaşanmaktadır. Bunun yanında Ukrayna’da yaşanan iç çatışmalar ve Avrupa Birliği ile ABD tarafından başlatılan ekonomik ve siyasi yaptırımlarda düşünülürse, bu hadiseler Rusya ekonomisini sarsmaya devam ediyor.” Rusya’nın, Türkiye için en önemli ihracat partnerlerinden biri olduğunun altını çizen Güngör, Rusya’da yaşanan ekonomik krizin direk olarak Türkiye’yi de etkilediğini vurguladı. Güngör ayrıca, önceki yılın aynı dönemine kıyasla, Türkiye’nin Rusya’ya gerçekleştirdiği tekstil ihracatın, yüzde 25 düşerek bu durumdan en fazla Laleli esnafını etkilendiğini ve fuara daha temkinli yaklaştıklarını belirtti. Uluslararası bir fuar olduğu için yurt dışından gelen müşterilerin daha fazla olduğuna dikkat çeken yetkili, ancak yurt içi ziyaretçi sayısının beklentinin altında kaldığını vurguladı. Fuarların önemi ve katılımcı çeşitliliği hususundaki görüşlerini de sorduğumuz Güngör, “Maalesef hala fuarların önemi, tam olarak kavranamamıştır. Sektörümüzün hem katılımcı bazında, hem de ziyaretçi bazında fuarlara karşı yeterince ilgili olamadığı görüşündeyim. Fuarımızı, yurt dışında düzenle-
nen, sektörümüzle ilgili uluslararası fuarların büyüklüğü ile karşılaştırdığımızda; bizim katılımcı oranımız oldukça az kalmaktadır. Bu fuarda 3 tane hall ancak doldurulabiliyor. İlaveten yurt dışı fuarlarının da önemle takip edilmesi gerekiyor” dedi. Yurt dışındaki uluslararası fuarların dünyanın birçok ülkesinden ziyaretçi aldığına değinen Güngör, “Ancak bizim fuarımızda sadece belli bölgelerden ziyaretçi görüyoruz. 2014 yılındaki fuarımızda daha çok Rusya ağırlıklı olmasına rağmen, 2015 yılındaki fuarımızda Arap ülkelerden ziyaretçi daha fazlaydı. Oysaki sadece belli bölgelerden değil, dünyanın farklı farklı ülkelerinden katılım olmalı. Bununla ilgili daha fazla çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerinde bulundu. Fuarda beğeniye sundukları koleksiyonlarının oldukça dikkat çektiğini belirten Güngör, “2015 İlkbahar-Yaz kreasyonumuzda, her zamanki klasik çalışmalarımıza ilaveten daha önce denemediğimiz farklı tarz ve modellerimizi de bu sene müşterilerimize
sunduk” diyerek detaylı bilgi verdi. “%100 deri olarak üretilen bu natürel ürün grubumuz, şık ve ergonomik olmasının yanı sıra ayağı hem korumakta hem de terletmeden nefes almasını sağlamaktadır. Yumuşak eko-derisi ile ayak topuğu ve bileğini sararken, ayağın şeklini almaktadır. Böylece ayakların kısıtlanmadan büyümesine ve rahat hareket etmesine imkân sağlamaktadır. Yumuşak süet deri taban ise, kaygan zeminde kaymayı önlemektedir. Doğal esnek yapısı sayesinde yalınayak hissi verir. Bu ürünümüz fuarda ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi gördü.” 2014 yılında firma olarak, sektörel bazda ekonomik bir durgunluk yaşamadıklarını belirten Güngör, ancak, 2015 yılında Rusya ve Ukrayna’nın piyasadaki eksikliğinden dolayı, tüm sektörlerde bir daralma yaşanacağına işaret etti. Bu durgunluktan fazla etkilenmemek için, alternatif piyasa araştırması yaptıklarını belirtirken hedef bölge olarak da, Amerika’yı seçtiklerinin altını çizen Güngör, piyasanın yeni rotası için Amerika’yı hedef gösterdi. Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
19
RÖPORTAJ
“Doğu Avrupa Ülkeleri alternatif pazar olmaya aday” Goose Firma Sahibi, Mahinur Sarı ile sektör bazında fuarı değerlendirdik Fuarın genel durumu için görüşlerini öne süren Sarı, “Ukrayna ve Rusya’nın içerisinde bulunduğu gerginlik, kendi ekonomilerini büyük oranda etkilediği gibi diğer yandan bizler gibi tedarikçi firmaları da olumsuz etkiledi. Örneğin fuara, Ortadoğu pazarından ziyaretçiler geldiği halde, beklenilen düzeyde verim sağlayamadılar. Bize yansıması ise şöyle oldu: Var olan müşterilerimiz siparişlerini arttırdılar fakat portföyümüze yeni bir yabancı müşteri eklenmedi. Yeni müşteri edindiğimiz alan İç piyasa oldu” dedi. Fuarda stantların etkisine dikkati çekerek, “Fuarda stant hazırlama olayı, sergi alanından ziyade firmalar açısından daha çok bir güç gösterisine dönüşüyor. Avrupa fuarlarında, stantlar son derece naif ve
20 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
sıradan oluşuyla dikkat çekmektedir. Firmaların stantlarıyla değil, ürünleriyle ön planda olması gerektiğini belirten Sarı, şöyle devam etti: Fuara katılım ise, Avrupa fuarlarına kıyasla alıcının az olduğu bir profil çiziliyor. Yeni alıcılar, fuar alanında sipariş vermek yerine, showroomda sipariş vermeyi tercih etmektedir. Bu sebeple ileriye dönük üretim planlama için feed-back yaratılamıyor” ifadelerine yer verdi. Fiyat politikalarında geçen seneye göre değişim gerçekleşmediğini, ayrıca fuarda katma değerli ürünlerdense, pahalı ürünlerden daha fazla sipariş aldıklarını belirtti. Sarı, “Her sektörde oyuncular zaman içerisinde yer değiştirir. Girişimcilerin bir
kısmı, bir sektörden çıktıktan sonra, yerini yeni girişimciler alır. Burada önemli olan husus ise, benzer üründen ziyade farklı ürün ortaya koyabilmektir. Sektörün hep birbirinin benzerleri ile dolu olduğunu göz önünde bulundurursak bu durumu doğru bulmadığımı belirtmeliyim. Amaç sektör içerisinde çok kazanç elde etmek değil, bu yolda kalıcı olmaya dayalı ürünler ortaya çıkartabilmektir. Biz firmamız olarak hep bu hususta üretim yaptık ve yapmaya devam etmeyi planlıyoruz” dedi. Araç gereç alanında ise, benzer ve taklit ürünlerin çok fazlalaştığı dikkat çeken Sarı, “Bu anlamda markalaşmış bir firmanın olmadığı kanaatindeyim. Ayrıca sektördeki müşteri yanılgısı da en büyük sorunlardan biridir. Firmalar fuarda müşteriye sundukları showroom ürünlerde değişiklik yaptıklarından dolayı, sipariş sonrası gelen ürün karşısında müşteri haklı olarak o pazardan uzaklaşıyor. Bu gibi durumların yaşanmaması adına, firmaların işini iyi yapmaları gerekir” diye ekledi. Son olarak daha uyguna üretildiği için Türk markalarının tercih edildiğini vurgulayan Sarı, “Nitekim içinde bulunduğumuz bu belirsiz süreç, bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Orta Doğu, Avrupa ürünleri yerine daha uygun fiyatlı olduğu için, Türk markalarını tercih ediyor. Biz de, Doğu Avrupa ülkelerine ürün satmaya başladık. Sırbistan/Belgrad’ta GOOSE mağazamız var. Bu anlamda Doğu Avrupa ülkeleri alternatif pazar olmaya aday diye düşünüyorum” dedi.
RÖPORTAJ
“Hedefimiz: Fuarlar sayesinde daha geniş kitlelere ulaşmak” Fuara dair genel görüşlerini ve sektörün nabzını paylaşan Crest firma sahibi, Nuri Dalmızrak sorularımızı yanıtladı
Fuardaki en büyük eksiklikle söze başlayan Dalmızrak, “Fuara, bu seneki katılım sayısının gecen yıllara göre beklenen düzeyde olmadığı kanaatindeyiz. Tabi bu durumun sebebi yalnızca iç ve dışta yaşanan krizler değildi. Ürün fiyatlarının yüksek olması ve buna bağlı olarak ziyaretçilerin fuara karşı tereddütlü yaklaşmasını sağladı” ifadelerinde bulundu. Kendileri tarafından da fuarı değerlendirerek, “Kendi firmamız açısından, bu fuarı değerlendirmeye alırsak, bizim için başarılı ve verimli bir fuardı. Bunda firmamızın yenilikçi yönü de göz ardı edilemez” diye belirtti. Yabancı sermayenin, bizim sermayemizi etkilediği görüşünü benimseyen Dalmızrak, “Ağırlıkta olarak, iç Pazardaki
müşteri yoğunluğunu üst seviyede tutup aynı zamanda Orta Asya ülkelerinden gelen müşteri portföyünde de, bir adımda olsa ilerleme kaydettiğimizi gözlemledik. Hedefimiz ve umudumuz şu ki, Asya ve Avrupa ticaretinde bağlayıcı olan ülkemizin, fuarcılık anlamında, daha geniş kitlelere ulaşabilmesidir. Özellikle yabancı sermaye girişinde, fuarın bu konuda bağlayıcı olması temennimizdir” dedi. Fuardaki ürünler hakkında ise, “Fuarda bu sene ön planda, ahşap beşiklerimiz vardı. Geçen yıllara göre oyun parkını ve gereçlerini sunan firmamız, ahşap beşiklere olan ilgi ve talepten, memnun olarak fuardan ayrıldı” diyerek müşterilerin talepleri yönünde hareket ettiklerini belirten Dalmızrak, “Hedefimiz, yeniliğe
ve gelişime açık olan çizgimizi bozmadan istikrarlı bir şekilde her sene büyümektir. İlaveten, annelerin üzerindeki yükü azaltmak adına, hayatı kolaylaştıran araç gereçleri kalitesinden ödün vermeden, üretmektir. Kullanıcı müşterilerimizin talep ve önerileri de bizi bu konuda yönlendirmektedir” ifadelerine yer verdi. Sektör ve gelecek planlarıyla sözlerini noktalayan Dalmızrak, “Yerli sektör içindeki amacımız ve gayemiz, çıtayı hep yükseltmektir. Yerli pazarında, dünya pazarlarında hak ettiği yeri bulacağı konusunda umutluyuz. 2015 fuarında bu anlamdaki hedefimiz, daha çok tanıtımlar yaparak, dış pazar ziyaretçi sayısının, en az iç pazardaki kadar tatmin edici olmasını sağlamaktır. Sektördeki firmalar ile ortak temennimiz, daha ileri bir düzeyde üretim yapabilmek ve kalitenin sağladığı prestiji, koruyabilmektir” dedi.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
21
RÖPORTAJ
“Yeni pazar arayışlarının adresi; Afrika Ülkeleri” Anne, Bebek ve Çocuk Gereçleri Fuarı için sorularımızı yönelttiğimiz Ciciko firma sahibi, Sabri Acar, fuar, sektör ve markalaşma konusuna dair görüşlerini paylaştı
Uluslararası alanda yaşanan sıkıntılara, genel piyasa bazında bakan Acar, “Çevre ülkelerdeki ekonomik ve siyasi sıkıntıları aslında yalnızca, İstanbul Anne ve Bebek Fuarı ile sınırlandıramayız. Bu durumun, Avrupa’nın göbeğindeki ülkelerde olması, dünyadaki dolar kurlarını etkilemesi nedeniyle, tüm ülkeleri etkisi altına almıştır. Bu da her ülkenin, kendilerine göre bazı kurallar koymasına neden olmuştur” açıklamasında bulundu. Fuara müşteri memnuniyeti odaklı baktıklarını belirten Acar, “Bu fuar müşterilerimiz ile yeni ürünler paylaşmış olmak ve onların yorumlarını, memnuniyetlerini analiz etmemize olanak sağlaması adına önemlidir” dedi.
22 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Fuarı uluslararası alanda değerlendiren Acar, “Ülkemizde yapılan anne, bebek fuarlarını başarılı buluyorum. Hem reklamlar olsun hem standların kuruluşu, göz doldurucu ve özenli. Bu bakımdan yurtdışı fuarlarına kıyasla yurtiçindeki fuarlar, daha fazla ürün sergilemek adına daha avantajlı. Ama tabi ki daha fazla gerek televizyon gerek gazete, dergi reklamı yapılabileceğini de düşünüyorum,” ifadelerine yer verirken aynı zamanda fuardaki ziyaretçiler için ise, “Fuarda Kazakistan, Yunanistan, Ukrayna, Fas, Cezayir ve Irak gibi ülkeler standımızı ziyaret etti” diye açıkladı. Fuarda sergiledikleri ürünlerin özellikle çocuk beşiği grubundaki yeni beşikleri olduğunu ve ziyaretçilerin tepkilerinin de olumlu olduğunu belirtti. Acar, “Bir çocuğun doğması, büyümesi, gelişimi tüm bu süreç çocuk sektörü piyasasını etkileyen şeyler… Buna bağlı olarak da, sürekli yeni ve kendini yetiştiren bir sektör olmalı ki çocuklara yetişebilsin. Önümüzdeki yıllarda önü en açık sektörlerden biri olduğunu düşünüyorum” ifadelerinin yanında markalaşma için ise, “Markalaşma demek bana göre ürün kalitesi demektir. Markalaşma eşittir, kaliteli ürün… Zaten marka-
laşınca, kötü ürün üretmek söz konusu olmuyor” ifadelerinde bulundu. Yeni azar arayışları konusunda Afrika’nın gelecek vaat ettiğini belirterek, “Fas, Tunus, Cezayir kültür olarak bize çok yakın ülkelerdir. Buralarda ciddi anlamda bir piyasanın olduğunu düşünüyorum” dedi. Türkiye ekonomisiyle, ticaretiyle artık geçmişin izlerini tamamen silme yolunda adımlar attığı bu dönemde, ticari ilişkilerimizin gelişmesinin bu hususta payı büyüktür. Bunu baz aldığımızda, dış piyasanın önemi artıyor. Acar bu konuda, “Sektör olarak iç piyasadan çok dışarı açılmak gerekiyor. Hem yabancı ülkelerde ürünlerimizin sergilenmesi gurur verici hem de bunun yanında gündemden hiç düşmeyen bir ülke olarak iş yapmak zevkli olacaktır” ifadelerine yer verdi.
RÖPORTAJ
“Fuara katılımcı çeşitliliği sağlandıkça, alternatif bölgelerden ziyaretçi sayısı artacaktır” Cantoy Tekstil Genel Müdürü Yunus Emre Otman, fuar ile ilgili değerlendirmeler yaptı
Çevre ülkelerdeki ekonomik ve siyasi sıkıntıların bu fuara yansımalarına değinerek, ‘’ Özellikle Rusya ve Ukrayna bölgesinde bulunan ülkelerdeki sıkıntılar ticareti durma noktasına getirdi. Bu nedenle fuarda ziyaretçi sayısında ciddi
oranda azalmalar oldu. Bu da sektörümüzün ortalama % 50’sini oluşturan potansiyelin kaybolması anlamına geliyor. Diğer bölgelerde tamamen sorunsuz sayılmaz. Ancak buna rağmen fuarın gerek katılımcı olarak, gerekse ziyaretçi olarak kötü geçtiğini söyleyemeyiz’’ dedi. Otman, tüm bu faktörlere rağmen fuarın beklentilerini karşılamış olduğunu sözlerine ekledi. Sektördeki firmaların fuara katılımı ve ziyareti konusunda uluslararası pazardaki diğer fuarlarla karşılaştırıldığında ortaya çıkan tablo ile ilgili görüşlerini da dile getiren Otman, ‘’ Bizce fuar süreklilik gerektiren, toplam kaliteyi sağlamak adına sektörün önemli yapı taşlarının devamlı iştirak etmesi gereken bir organizasyondur. Türkiye’de yapılan sektörün en büyük fuarı olan CBME Anne Bebe ve Çocuk Fuarı, Ocaktaki performansını Haziran ayına da taşıdığı takdirde dünyanın vazgeçilmez fuarları arasında yer alacaktır’’ ifadelerine yer verdi. Otman, sözlerine şöyle devam etti; ‘’ Fuarlardaki ziyaretçi kalitesini ve çeşitliliğini bize katılımcı kalitesi ve çeşitliliği söyler. Bu fuarda şunu gördük ki; Arap firmalarının katılımının artmasıyla birlikte, Arap ziyaretçi sayısında ekonomik ve siyasi sorunlara rağmen geçen yıla oranla pek bir düşüş yaşanmadı. Organizasyon firmaları katılımcı çeşitliliğini sağladıkça alternatif bölgelerden ziyaretçi sayısı çoğalacaktır. Bizce, keşfedilme-
miş ülkeler ve pazarlar fethedilemez. Bir şeyi yapmadan önce öğrenmeliyiz’’ Sektörün yerli üretimdeki markalaşma faaliyetleri konusundaki düşüncelerini de bizlerle paylaşan Otman, ‘’Tekstil sektörünü değerlendirecek olursak markalaşma hususunda yeterince profesyonel olamayan, oldukça kırılgan bir yapıya sahip olduğumuzu düşünüyorum. En ufak bir ekonomik değişim tüm planlarımızı çok çabuk etkileyebiliyor. Bunundu markalaşma yolunda ciddi bir zaaf olduğunu düşünüyorum’’ dedi. Son olarak, ‘’ Herkes kaybettikleriyle değil, elindekilerle neler yapabileceğine bakmalı’’ ifadesini kullanan Otman, “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır(Necm: 39)’’ deyip, Kur’an-ı Kerim’den bir alıntıda bulunarak sözlerini noktaladı.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
23
RÖPORTAJ
“Dövizdeki artış dalgalanmaları, üreticiyi sarstı” CBME Fuarı için, My Collection Firma Sahibi, Melih Yeşilçiçek açıklamalarda bulundu
üreticiler için umut kaynağı oldu,” ifadelerine yer verdi. Aynı zamanda fuar alanında uluslararası statüde olabilmek için, fuarların tanıtım seviyesinin arttırılması ve ziyaretçi olarak gelecek olan alım heyetlerinin belirlenmesinin önemini de vurguladı. Fuara gelen ziyaretçi yoğunluğunun yeteri kadar olmadığını gözlemlediklerini sözlerine ekleyen Yeşilçiçek, “Ziyaretçi profilinden bahsetmek gerekirse, açıkçası ciddi anlamda yüklü bir alıcı firmaların varlığından bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle de biraz daha perakende sektöründe, satış firmalarına ağırlık verilmesi talebindeyiz. Bu anlamda tam olarak istenilen seviyede olduğumuzu söyleyemem. Bu nedenle de, Arap dünyasında büyük
Üreticiyi vuran döviz konusundan bahsederek sözlerine başlayan Yeşilçiçek, “Dünyadaki ekonomik ve siyasi problemler, bizim coğrafyamızı da her anlamda etkiledi. Özellikle, komşu ülkemiz olan Rusya’da meydana gelen, dövizdeki artış dalgalanmaları, ciddi anlamda üreticiler için sarsıcı oldu. Diğer yandan ise, ‘en kötü fuar en iyi fuar’ sloganı biz üreticiler için bir bakıma fırsat kapısı oldu. Çünkü fuar demek, bütün dünyaya hitap etmek demektir. Rusya Federasyonu’nun kötü olmasıyla birlikte, Arap dünyasından alımların gelmesi, fuarda bir nebzede olsa
24 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
alıcılara ulaşılması gerektiğini düşünüyorum,” sözleriyle ülkemizde istikrarın korunmasının önemine de dikkat çekti. Yeşilçiçek sözlerine şöyle devam etti; “Ülkemizde istikrarın korunması gerekiyor. Ancak bu durumda, üreticilerin korkulu rüyası olan dövizin, sakinleşmesi beklenebilir. İstihdama dair de kalifiye eleman yetiştirilmelidir. Böylece, sektörün gelişmesiyle birlikte, biz üreticilerin bilinçlenmesi ve gelişmesi adına seminerler de gerçekleştirilebilir.” Haziran ayındaki, İstanbul Kids Fashion fuarına katılma kararı aldıklarını da duyurarak, “Meslektaşlarıma belirtmeliyim ki, ar-ge çalışmaları ve bunun yanında teknolojik yatırımı takip etmek gerektiği kanaatindeyim,” dedi.
RÖPORTAJ
“İthalatı zorlaştırıcı kaideler, firmaları üretim yapmaya teşvik ediyor” Anne Bebek ve Çocuk Ürünleri fuar değerlendirmesi üzerine Baby Chippo firması ortağı, Ercan Dost ile konuştuk
Sözlerine sektördekilere ‘teşekkür’ ile başlayan Dost, “Uluslararası Anne Bebek ve Çocuk Ürünleri fuarını geride bıraktığımız şu tarihlerde, fuar esnasında standımızı ziyaret eden değerli sektör mensuplarına çok teşekkür ederiz” deyip, sözlerine şöyle devam etti. Dost; “Her geçen yıl daha da kötüye giden dünya ekonomisinden, ülkemiz de doğrudan etkilemektedir. Dolayısıyla katılımcı olarak iştirak ettiğimiz bu fuarda, aslında bunun göstergesi oldu. Arzu ettiğimiz verimi, tam anlamıyla sağlayamamış olmanın verdiği, düşük motivasyon ile sezona girmiş bulunmaktayız. Bunun yanında, her şeye rağmen iyi hizmet anlayışını kendisine ilke edinen firmamız, ithal ettiği ürünlerin kalite standartlarını çok üst seviyelerde tutarak, Avrupa normlarına sadık kalıp ve tüm sağlık sertifikalarını ürünlerinde barındırmak koşulu ile yola
devam etmektedir. Firmamız her zaman kaliteyi ön planda, kar sağlamayı ikinci planda tutmaya devam edecektir” ifadelerinde bulundu. Sektörde üretilen ürünlerin kalitesi noktasına da değinen Dost, “Tüm dünyada ve bütün sektörlerde yaşanan kıyasıya rekabet, ithal edilen ürünlerin kalite standartlarını fazlasıyla alt seviyelere düşürmüştür. Firma olarak sektör arasındaki rekabetin, her koşulda yalnızca ürün kalitesiyle olması gerektiği kanaatindeyiz. Şu hususu da, net olarak dile getirmeliyim ki ürünlerimiz, fiyatlarının tam karşılığını yansıtmaktadır” dedi Dost; üretimde ülke içerisine yönelim olduğunu vurgulayarak, “Önümüzdeki yıldan itibaren; İthalat rejimindeki zorluklar, devletimizin koymuş olduğu, ithalatı zorlaştırıcı kaideler ve gözetimler, anti-damping çalışmaları, bizleri ülkemiz içerisinde üretim faaliyetlerine geçme konusunda teşvik etmektedir. Bizlerde, bu hususla ile ilgili çalışmalarımızı şimdiden başlatmış bulunmaktayız. Bebek çocuk gereçleri
sektörünün, bilindiği üzere muazzam bir hacmi var. Türkiye deki sektör liderleri ise, bu konuya sadece kazanç sağlama amacıyla yaklaşmaktadırlar. Bu eğilimleri sektörümüzün sağlıklı büyüme trendini, doğrudan olumsuz olarak etkilemektedir. Bu durumda, yurt dışından sadece fiyata endeksli, son derece sağlıksız ve bebek sağlığını olumsuz yönde etkileyecek ürünler de ülkemize gelmektedir. Şüphesiz bu da sektörün iyi yönde gelişmesine engel olmaktadır” dedi. Sektörde birlik anlayışının olmasına dikkat çeken Dost, “Bu son fuarda gördük ki, bu yıl için daha iyi ve verimli geçmesi yönündeki beklentiler, maalesef bir sonraki yıla ertelenmiştir. Bunun nedenlerinden bir tanesi ve aynı zamanda en önemlisi ise, sektörümüzde birliktelik anlayışının olmamasıdır. Ortak sorunların çözümleri ancak birlikte hareket ederek, belirli standartları ve kararları birlikte hayata geçirerek mümkün olacaktır. Bu hassas konuda firmamız, arzu edildiğinde her konuda uzlaşmacı ve sorun çözücü misyonunu sonuna kadar ortaya koyacaktır” açıklamasında bulundu.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
25
RÖPORTAJ
“Firma olarak alanında uzman olduğumuz işi yapmaktan yanayız” Anne, Bebek, Çocuk fuarını ele aldığımız, Özgül Çocuk Gereçleri Firma Ortağı, Özlem Özgül ile sektördeki olumlu gelişmeleri ve fuarı değerlendirdik
İlk olarak fuar hakkında genel izlenimleriyle sözlerine başlayan Özgül, “Bu sene her zamankinden daha fazla yabancı misafir ağırladık. Bu açıdan ele aldığımızda fuar verimli geçti. Yabancı misafirin katılımının diğer yıllara kıyasla artması, sektörün bu anlamda geliştiğini ve ihracatın daha iyi seviyelere geleceğinin de işaretidir ” dedi. Fuarda ön plana çıkardıkları ürünlerden bahseden Özgül, şöyle devam etti; “Pasha Baby koleksiyonunun temel taşları olan salıncak, beşik ve ana dizi ürün gruplarımız arasındadır. Biz alanında uzman olduğumuz işi yapmaktan yana bir firmayız. Bu anlamda yatırımlarımızı da ürünlerimize en yarar sağlayacak şekilde gerçekleştiriyoruz. Fuardan aldığımız
26 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
geri dönüşler, ürünlerimizin kalitesini göstermektedir. Bu da elbette bizi memnun etti.”
Özgül, “Sektöre bakıldığında markalaşmaya giden firmalar var. Bunu desteklemek adına gerekli reklamlar yapılıyor ve fuar organizasyonları düzenleniyor. Yabancı ülkelerde, daha gelişmiş ve büyük fuar organizasyonları düzenlendiğini baz alırsak, Türkiye’de de bu anlamda beklentimiz yüksek ve sektörün gösterdiği gelişmeden umutluyuz” dedi. Özgül, “2014 durgun geçti fakat 2015’ten sektör ve kendi adımıza hedeflerimiz ve beklentilerimiz yüksek… Her geçen yıl teknolojiyle de birlikte gelişen bir sektörüz. Sektör içinde zaman zaman durgunluklar yaşansa bile yine de gelecek vaat etmektedir” dedi. Her firmanın kendi ürün dizaynını yapması gerektiğini savunan firma yetkilisi, “Böylece ürün çeşitliliği artacak, sektör gelişimine katkı sağlanacaktır” dedi.
RÖPORTAJ
“Günümüzde, Güney Amerika ülkeleri büyüme ivmesi gösteriyor” Losan Firma Yetkilisi Melih Arslan, CBME Fuarı için genel değerlendirmelerini belirterek diğer yandan sektöre dair açıklamalarda bulundu
Ağırlıklı olarak yurt içi piyasasına odaklandıklarını belirten Çelik, “Losan Türkiye olarak, yurt içi piyasaya odaklandığımızdan çevre ülkelerde yaşanan ekonomik krizlerden direkt olarak etkilenmedik. Diğer yandan yurt dışındaki kriz etkisi ile yerli üreticilerin de, iç piyasaya daha çok yöneldiğini gözlemliyoruz. Bu bakımdan fuarın nasıl geçtiği hususunda, geçtiğimiz iki aya baktığımızda bizim için oldukça verimli geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu. Uzun vadeli planlama yapmanın önemine dikkati çekerek, “Organizasyon açısından maalesef yurt dışı fuarlarının çok gerisindeyiz. Geliştirmemiz gereken oldukça fırsat var, umarım bu konuda organizatörler artık uzun vadeli düşünerek aksayan noktalara yatırım yaparlar. Böylelikle gerek ziyaretçi sayısında gerek nitelikli katılımcı noktasında çok daha fazla yol
kat etmiş oluruz” dedi. Sürekli değişim gösteren bir dünya piyasası olduğu için, ‘alternatif piyasa’ kavramına da katılmadığını belirten Çelik, şöyle devam etti;
“Bugün için her ne kadar Losan Türkiye firması olarak, sorumluluk alanımız içerisinde yer almasa da, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu’dan yoğun bir katılım vardı. Bunun yanı sıra internet üzerinden satış yapan firmaların da azımsanmayacak ölçüde olduğunu söyleyebiliriz. Fakat diğer yandan, dünyada her yıl bir ülke veya coğrafya ekonomik krize giriyor. Alternatif Pazar kavramına tam olarak katılmıyorum, her zaman risklerinizi dağıtmalısınız. Ancak günümüz için Güney Amerika ülkelerinin büyüme ivmesinde olduğunu görebilirsiniz.” Çelik, fuarda Losan firması olarak, 20152016 Yaz ve Kış Kreasyonlarını sergilediklerini belirtti ve ayrıca bir sonraki yılın kış kreasyonunu sergileyen tek marka olduklarını da ifade etti. Losan olarak her yıl ondan fazla fuara katıldıklarını belirten yetkili, “Sektörün büyümesine destek veren, farklılıklar oluşturan tüm firmalara iyi bir yıl diliyorum” dedi.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
27
RÖPORTAJ
“Dünya markaları üretimlerini Türkiye’ye kaydırdı” Baby Jem firması Genel Müdür Yardımcısı Ferah Küskü, fuara dair görüşlerini açıkladı
Sıkıntılı bir süreçten geçildiğinin altını çizen Küskü, “Bu fuar; yeni müşteriler kazanmak, yeni alışveriş ortamlarında bulunabilmek için tüm sektörün göz bebeğidir. Komşu ülkelerimizdeki sıkıntılı süreçler, ister istemez bu fuarı da bizleri de olumsuz etkiledi. Hiç yaşanmamasını temenni ederdik. İnsanlık tarihi adına kötü anıların bırakılmasına sebep oldu. Buna rağmen fuarı firmamız adına değerlendirecek olursak, bu yıl standımızın ziyaretçi sayısı oldukça yüksekti. Gerek yurtiçindeki müşterilerimiz gerek Avrupa ve Orta Asya’da halen çalışmakta olduğumuz bayilerimiz ile olan anlaşmalarımızın yanı sıra, birçok yeni ülke ile de anlaşma sağladık. Fuarda perakende salonunun ayrı tutulmuş olması, profesyonel müşteriyi hem yormadı, hem de kalabalıktan uzak daha sakin geçmesini sağladı.” diyerek sözlerine devam etti. Aynı zamanda bu problemlerin, üreticileri yeni pazarlara arayışlarına da yönlendirdi-
28 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
ğini belirten Küskü, ”Önemli olan bu zor ve sıkıntılı süreç, en az hasarla atlatılmalıdır. Bunun için firmalar gereken hassasiyeti gösterilmeli ve gerekli sorumluluklar
alınmalıdırlar” dedi. Bu konuda kendilerinin yaptığı çalışmalara da değinen Küskü, İthalat ve ihracata önem verdiklerini belirterek, “Kurduğumuz temelleri daha da sağlamlaştırmaya çalışan bir firmayız. Marka bilinirliliğimizde göz önünde bulundurulunca, kalitemiz ve satışlarımız ile bu sıkıntılı süreci atlatmayı başardık” açıklamasında bulundu. Fuar hakkındaki görüşlerini de bizimle paylaşan Küskü, “Fuarımız, Anne, bebek sektörünün en eski ve etkili fuarı olup, bu yıl 25. yılını tamamladı. Fuar organizasyon şirketinin, son yıllarda yurtdışında yaptığı tanıtım çalışmaları ve katılımcı firmaların da kendi müşterilerini davet etmesi sonucunda, fuarımız son yıllarda uluslararası alanda oldukça güçlendi. Fakat temennimiz, önümüzdeki yıllarda daha büyük salonlarda, daha çok katılımcı firma ve yurtdışı müşterisi ile açılış yapmaktır” dedi. Küskü sözlerine şöyle devam etti, “Bu bağlamda, gündemi takip etmek, trendleri
yakalamak için, birçok ülkedeki sektörel fuarları takip ediyoruz. Bu fuar için yapılması gereken en önemli değişikliğin fuar yapıldığı günler aralığı konusunda olduğunu düşünüyoruz. Bildiğiniz üzere Perşembe başlayıp, Pazar günü sona eriyor. Oysa Çarşamba günü başlayıp Cumartesi günü sona ermesinin daha sağlıklı olacağı kanaatindeyiz. Çünkü bu değişikliğin ziyaretçi açısından olumlu yansıyacağını düşünüyoruz.” Bebek tekstilinden, aksesuarına, anne ürünlerinden, bebek banyo grubuna kadar uzanan geniş ürün yelpazesiyle sektöre hizmet eden Baby Jem, yeni ürünlerini de fuarda tanıtma fırsatı buldu. Olumlu geri dönüşler alan firma, buna karşılık olarak daha fazla ve farklı çeşit ürünle sektörde yoluna devam etmek istiyor. Bu durumu Küskü, “Mutlu ettikçe mutlu olmayı öğrendiğimiz için, hep daha fazla mutluluk için çabalıyoruz” diyerek özetliyor. “Üretim felsefelerinin özü; ebeveyni hayatının akışını değiştiren, o küçük bireye sahip olmasıyla başlayan serüvene, bizlerinde ortak olmasıdır. Dünyanın en güzel varlıklarına hizmet vermek çok heyecan verici. Onların heyecanını, bizde hissederek üretim yapıyoruz. Ülkemizde her yıl 1,500,000 bebek dünyaya geliyor. Aslında bu rakam sektörün büyüklüğünü açıkça ifade ediyor. Bizde Babyjem olarak, sektör için yüksek kaliteli şık ambalajlı ürünler tasarlayarak büyümeyi hedefliyor ve tüm dünyada aranan bir marka olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyoruz. Bu
özveri ve hassasiyet ile çalışmaya devam ettikçe, anneler ve bebeklerin her zaman en büyük yardımcısı olmaya devam edeceğiz,” diye sözlerine devam etti. Araç gereçte tüm dünyayı avucunda tutan Çin gerçeğini dile getirerek, “Türkiye’de bu alanda yol almaya başlamıştır. Çin’deki düşük kalite, üretim sürelerinin uzunluğu, nakliye masrafları ve sadakatsiz ticaret anlayışı birçok dünya markasının üretimlerini Türkiye’ye kaydırmasına sebep oldu. Bu fırsatla birlikte, Türkiye’de de bebe sektöründe bir dünya markası çıkmasına çok az kaldı,” dedi. Küskü son olarak, 2015’ten beklentilerinin geçtiğimiz yıllara oranla daha fazla olduğunu belirtip, “Biz emek harcadıkça,
çalışmaya ve üretmeye devam ettikçe, 2015 yılının da bizim yılımızın olmasını diliyoruz” dedi. Rusya’daki sıkıntının bu yılın ortalarına doğru sona ereceğini öngördüklerini belirten Küskü sözlerine şöyle tamamladı; “Bu süreçte kuşkusuz, ayakta kalmayı başarabilen firmalar kazanacaktır. Biz Babyjem markasını sadece tek bir bölge ile sınırlandırmadığımız için, bu tip krizlerden daha az yara alarak kurtulmayı başarabiliyoruz. Şu anda 25 farklı ülkeye ihracat yapıyoruz ve her geçen gün yurtdışı bayi sayımızı arttırarak iç piyasada ya da herhangi bir bölgede yaşanabilecek sorunlara karşı risk oranımızı azaltıyoruz.”
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
29
RÖPORTAJ
“Türkiye kalite anlamında, Avrupa ile rekabet edebilecek noktada” ARS Bebek Kozmetik Yönetim Kurulu Üyesi Emre Eroğlu ile sektörün genel gidişatını ve fuarın bu anlamda etkisini konuştuk
Çevre ülkelerde yaşanan ekonomik sorunların ve istikrarsızlığın ihracat rakamlarına olumsuz etkisi ile sözlerine başlayan Emre Eroğlu, “Aynı zamanda petrol fiyatlarının düşmesi, alıcı ülkelerin alım gücünü de düşürdü. Hem Ortadoğu ülkeleri hem de Rusya ve Ukrayna pazarları, ekonomik istikrarsızlık yaşıyor. Türkiye’nin yakın çevresinde yaşanan iç çatışmalar ve siyasi sorunlar da haliyle ihracatı zorlaştırıyor” ifadeleriyle devam etti. Fuarın olumlu yönde etkisine dikkati çekerek, “Anne, Bebek, Çocuk Gereçleri Fuarı, geniş kapsamlı ve güzel bir fuar oldu. Bu bağlamda, firmaların tanıtım ve iş bağlantısı yönündeki katkıları çok büyük bir etkendi. Bu fuarı, sektördeki en yeni ve modern ürünlerin sunulduğu, tüm tanınmış markaların yer aldığı bir platform olarak görüyoruz. SUAVINEX firması olarak, fuara katılmanın faydasını gördük” ifadelerinde bulundu. Dünden bugüne gelindiğinde, Türkiye ekonomisinin ne kadar kalkındığı ve hızla büyüdüğü göz önüne alınınca, uluslararası sektör alanında rekabet gücünün ne kadar
30 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
büyüdüğü yadsınamaz bir gerçektir. Bu anlamda sektörün analizini gerçekleştiren Eroğlu, “Fuar sektörü, Türkiye’nin büyüyen ekonomisinde geniş bir yere hâkim. Sektörümüzün de kendini aşarak kalite anlamında Avrupa ile rekabet edebilecek konuma geldiğini ifade etmek mümkündür. Hızlı büyüyen ve Türkiye ekonomisi içerisinde, her geçen gün payını arttıran bebek - çocuk pazarının, sektörü olumlu anlamda geliştireceğine inanıyoruz,” diye açıkladı. Emre Eroğlu, “Türkiye’de her yıl yaklaşık 1 milyon 250 bin bebek doğuyor, bu da saatte ortalama 160 bebeğe denk geliyor. En az bir çocuğu olan hane halkı sayısı toplam hane sayısının % 54,2’sidir. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de aileler bebek başına, 2 yaşına kadar aylık ortalama 60$ - 70$, yıllık 720$ - 840$ harcama
yapıyor. Bilinç düzeyinin yükselmesi, anne babaların çocuklarını da sağlıklı büyütme isteği ile yeni ürün ve hizmet arayışına itiyor. Diğer taraftan her alanda dünya ortalamasının altında seyreden bebek başına harcama tutarlarının, çok yüksek potansiyel barındırması, yerli ve yabancı şirketleri pazara çekmektedir. Diğer sektörlerle karşılaştırıldığında 3 - 5 kat daha hızlı büyüyen bebek - çocuk pazarı Türkiye ekonomisi içerisinde her geçen gün payını arttırmaktadır. 30 yıllık İspanyol markası SUAVINEX, artık Türkiye’de hızla büyüyen bu pazarda, Türk müşterilerinin beğenisine sunulmuştur. Fuarda bu anlamda, SUAVINEX markamıza ziyaretçilerin ilgisi çok yüksekti. Bu ilgi de bizleri gururlandırmıştır,” diyerek Türkiye pazarının ve bebek-çocuk pazarının, muazzam bir hızla büyüdüğüne vurgu yaptı.
RÖPORTAJ
“Kuzey Afrika ve Körfez ülkeleri iyi bir pazar’’ Aydınlı Grup ve U.S Polo Assn. adına fuar ile ilgili olarak bizlere değerlendirmelerini firmanın Lisanslama-Toptan-Toptan İhracat Direktörü Sezgin Işık sundu.
Arslan, ‘’Fuarda lansmanını yaptığımız 0-3 yaş bebek giyim koleksiyonumuza ziyaretçilerin gösterdiği ilgi memnun ediciydi. Ayrıca, yurtiçi ve yurtdışından birçok satın alma noktası ile bağlantımız oldu. Fuarın bize katkılarını ilerleyen zamanlarda daha net görmüş olacağız’’ ifadelerinde bulundu. Çevre ülkelerdeki ekonomik ve siyasi sıkıntıların bu fuara yansımalarını da değerlendiren Arslan, ‘’Rusya, Ukrayna ve çevremizdeki ülkelerde yaşanan sarsıntılar, ticari ve finansal olarak en fazla ilişki içerisinde oldukları ülkeleri, derinden etkileme potansiyeli bulunuyor. Bu çerçevede en fazla etkilenecek ülkelerin başında da, Türkiye gelmekte. Fuarda da bunun olumsuz etkilerini gördük’’ açıklamasına yer verdi. Ayrıca Arslan, ‘’Sadece
bu fuar için değil, diğer yerel ve uluslararası fuarlarda da sektörlerin ilgisi her geçen gün azalmaktadır. Fuara yurtdışı
ziyaretçisi çekmek için yapılan yatırımlar belli oluyor fakat bu konuya daha fazla yoğunlaşmak gerekiyor. Bu bağlamda ise, sektör için özellikle Kuzey Afrika ve Körfez ülkeleri önümüzdeki zamanda iyi bir alternatif pazar olacaktır’’ açıklamalarıyla bu konuya eğilmek önemle gerekiyor diye ekledi.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
31
RÖPORTAJ
“Sadece yurt dışı pazarı değil, yurt içi pazarı da sıkıntılı” Anne, Bebek ve Çocuk fuarı için, Moje Firma Sahibi, Hande Çalışkan ile sektöre de kısaca değinerek fuarı ele aldık
Fuarın, ihracat beklentisi konusunda zayıf kaldığını belirten Çalışkan, “Fuar yabancı müşterilerin sağlayabileceği katkı açısından çok durgun geçti ve beklentilerimizi istediğimiz düzeyde karşılamadı. Fakat Yurt içi ziyaretçi ve katılımcı açısından çok daha iyi geçti. Bu da gösteriyor ki fuar, yurt içinde hassasiyetle üzerinde durulan bir konudur. Buna rağmen bu yıl, ekonomideki sıkıntılar nedeniyle sektör katılımı önceki yıllara göre daha azdı” dedi. Fuar ile ilgili ziyaretçi profilinde de değinen Çalışkan, şöyle devam etti; “Fuara her yıl aynı katılımcılar dâhil oluyor. Dolayısıyla da fuar bu katılımcıların ziyaretçilerini ağırlıyor. Oysa katılımcı çeşitliliği sağlandığında, yeni firmalar fuara dahil edildiğinde organizasyonun
32 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
daha verimli geçeceğini düşünüyorum. Çünkü her yeni firma kendi ziyaretçilerini de fuara getirecektir. Böylece ulaşamadığımız noktalarında fuara ziyarete gelmesi sağlanacaktır.” Fuardaki ürün grupları için ise, “2015 fuarında, ön plana çıkan ürün gruplarımızın çoğu ziyaretçilerden oldukça ilgi gördü. Bu açıdan baktığımızda, bizim için emeklerimizi aldığımız, memnun edici bir fuar oldu diyebiliriz” ifadelerine yer verdi. Markalaşma çalışmalarına önem veriyoruz diyen Çalışkan; “ Sektöre güncel çalışmalarla hizmet etmek için yenilikleri takip ederek, bu yeniliklere paralel yatırımlar yapıyoruz. Günümüzde bu alanda firmalar, son yıllarda biraz daha sıkıntılı diye düşünüyorum. Yeni olup da marka değeri kazanan firma sayısı yok denecek kadar azdır. Haliyle buda bir bakıma markalaşma faaliyetlerinin ve bu alana yapılan yatırımın yetersiz kaldığını göstermektedir” dedi. Son olarak Çalışkan sözlerini şöyle tamamladı; “2014 yılı, Rusya ve Ukrayna
pazarında yaşanan sıkıntılar sebebi ile durgun geçti. Fakat biz, sadece Yurt dışı pazarının sıkıntılı değil, Yurt içi pazarının da çok sıkıntılı olduğunu düşünüyoruz. Bu yıl bu anlamda daha temkinli gidilmesi gerekiyor.”
RÖPORTAJ
“Arap ülkelerinden katılımın yoğun olması, uluslararası pazardaki yerimizin öneminin kanıtıdır” Cool Baby Firma Sahibi Erman Köse, Uluslararası İstanbul Anne Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı ile ilgili görüş ve değerlendirmelerini sundu
Erman Köse, fuarda ön plana çıkan ürün grubu ve ürünlerine olan ilgiyi değerlen-
dirirken, ‘’ Fuarda sergilediğimiz ürün gruplarımızın başında bebek arabaları, ana kucakları ve mama sandalyeleri yer aldı. Bunlara olan ilgi gayet yüksekti. Ürünlerimizin kaliteli ve Avrupa onaylı oluşunun hedef kitlenin ilgisini çektiğini düşünüyorum ve tabi ki her zaman söylediğimiz gibi geniş renk seçenekleri tüketicinin daha çok dikkatini çekmektedir’’ ifadelerine yer verdi. Fuardaki ziyaretçi profili için ise Köse, ‘’Fuarda gerçekten pazarı bilen ve pazarın içerisinde yer alan kesim vardı. Biz firma olarak, genel anlamda bilgi sahibi, ne istediğini bilen ve ürünlerden anlayan bir ziyaretçi profili ile karşılaştık’’ dedi. Fuarın pozitif etkisi olduğunu da savunarak, “Hem ülkemizden hem de yurt dışından katılım yüksekti. Fuarda Arap ülkelerinden katılımın da yoğun olması, uluslar arası
pazardaki yerimizin öneminin kanıtıdır. Komşu ülkelerimiz ve Arap ülkelerindeki yoğun Pazar hacmiyle 2015 yılının daha canlı bir yıl olacağını öngörüyoruz. Temennimiz, ülkemiz adına ve sektördeki tüm firmalar adına, 2015 yılının bol şans ve kazançla geçmesidir”açıklamasında bulundu. Yurtiçinde kendi üreticimizin kalite konusunda, daha çok kendini geliştirmesi gerektiğini söyleyerek, “Yerli üretimde, tekstil alanında gayet iyi konumdayız. Fakat araç-gereç konusuna gelindiğinde henüz usta olma aşamasına oldukça yolumuz var. Bunun da markalaşma sürecindeki en büyük engellerden biri olduğunu düşünüyorum. Yatırımların yurt genelinde olması bu alanda atılması gereken adımlardan biridir. Biz Türkiye’nin dört bir yanında hizmet vermek isteriz” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
33
RÖPORTAJ
“Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, lisanslı arabalara 3 yıl garanti verdik” Dalpa firması İthalat ve İhracat Departman Müdürü Muharrem Dalmızrak ile yaptığımız söyleşide, fuardan yola çıkarak sektörü de mercek altına aldık Geride bıraktığımız 2014 yılı içerisinde yaşanan ekonomik ve özellikle siyasi sıkıntıların, fuarı olumsuz yönde etkilediğini savunan Dalmızrak,“Fakat tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen her geçen yıl Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı uluslararası bir yapıya bürünmektedir. Diğer ülkelerden gelen katılımcı ve ziyaretçi sayısının, gözle görülür bir şekilde artış göstermiş olması, bu gözlemimi güçlendiren bir kanıt niteliğindedir. Önümüzdeki yıllarda bu artış devam edecek ve fuarımız daha uluslararası bir platforma
34 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
taşınacaktır” ifadelerine yer verdi. Bu sektörün önemli aktörlerinden biri olduklarını ve beklentilerinin yüksek olduğunu belirten Dalmızrak, şöyle devam etti; “Bahsini ettiğimiz bu yüksek beklentilerin önemli ölçüde karşılandığını söyleyebilirim. Fuarda iletişime geçtiğimiz yurt dışından gelen firmalar aracılığı ile markalarımızı, yurt dışına ihraç edebilmek adına çalışmalarımız devam etmektedir.” Diğer yandan fuarların gelecek vaat ettiğinin altını çizerek, “Bizlerin ziyaretçi
olarak katıldığı yurtdışı fuarları genel olarak, dünya genelindeki en gelişmiş ve en ünlü fuarlar oldukları için kıyaslama yapmak çok doğru değildir. Fakat fuarcılık anlamında doğru yolda olduğumuzu ve fuarımızın sürekli olarak geliştiğini düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllarda sektörün yerli aktörlerinin fuara olan ilgileri bir hayli düşmüştü. Fakat yakın zamanda bu fuarın önemi hepsi tarafından kavrandı ve sahip çıkılması gereken bir organizasyon olduğu anlaşıldı” dedi. Yabancı katılımcı ve ziyaretçi sayısının arttığına dikkat çeken Dalmızrak, fakat daha fazla yurt dışı tanıtımı yapılarak bu artışın hızlanmasının amaçlanması gerektiğinin altını çizdi. Sahip oldukları tüm ürün gruplarında iddialı olduklarını da belirterek, “Bu yıl için akülü arabalar, oto koltukları ve bebek oyuncakları grupları en büyük sürprizler arasında yer aldı. Bahsettiğim bu gruplarda ciddi bir ivme kazanacağımıza inanıyorum. Ayrıca Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, lisanslı akülü arabalarımıza 3 yıl garanti vermiş bulunmaktayız. Yapmış olduğumuz bu hamle ürünümüzün kalitesine olan güvenimizden kaynaklanmaktadır. 3 yıl garanti kampanyasının Türkiye genelinde ses getirdiğini ve rakiplerimizin bu durumdan olumsuz etkilendiğini görmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Sektörün, dünya genelinde büyüme eğiliminde olduğunu belirtirken, Dalmızrak sözlerini şöyle sürdürdü; “Girişimci arkadaşlarımıza tavsiyem; Eğer bu sektöre girmeyi düşünüyorlarsa fizibilite çalışmalarını daha dikkatli yapmaları olacaktır. Çünkü sektörde belli başlı oturmuş ve bilinen firmalar var. Bu firmalar pazardaki yerlerini korumak adına çok ciddi bir efor
sarf etmektedirler. Dolayısı ile sektöre girmek ve yer edinmek pekte kolay olmayacaktır.” Markalaşmanın uzun soluklu ve ciddi yatırımlar isteyen bir olgu olduğunu savunan firma yetkilisi,“Bunu başarmak zannedilenden çok daha zor bir iştir. Ürün kalitesi, satış sonrası kaliteli hizmet, maliyet, yoğunlaşma ve profesyonellik unsurlarının tamamını bir arada barındırmanız gerekmektedir. Bu anlamda sektörümüzde çok az sayıda firma ilerleme kaydedebilmektedir. Kendi adımıza bu konuda ciddi bir yol kat ettiğimize inanıyorum” dedi. 2014 yılındaki tüm olumsuzluklara rağmen Dalpa olarak hedeflerine çok yakın bir yerde seneyi tamamladıklarını belirten Dalmızrak,“2015 yılı içinde yine belirlemiş olduğumuz hedeflerin altında kalmayacağımız kanaatindeyim. Bununla birlikte sürekli olarak yeni pazar araştırmalarımız da devem etmektedir” dedi. Ayrıca sektörde, tadında yapılan rekabetin herkes için yararlı olduğunu da savunan yetkili, “Tüm firmalar el ele verip, sorumluluk duygusu ile hareket etmelidir. Aksi yönde yapılan hareketlerin firmalarımızı, ürün kalitemizi, hizmet anlayışımızı ve çocuklarımızın sağlığını olumsuz yönde etkileyeceği kanaatindeyim. Sektöre gönül vermiş tüm arkadaşlarıma başarılar diliyorum” şeklinde sözlerini noktaladı.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
35
RÖPORTAJ
“Katma değeri yüksek ürün üretmek, tek çıkış noktamız” Sektöre dair ve CBME fuarı hakkında sorularımızı yönelttiğimiz Asilgüç
Firma Yetkilisi, Mümin Asilgüç, genel değerlendirmelerini bizlerle paylaştı
36 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Malum yakın çevremizde yaşanan siyasi hadiseler, ticarette de hissedildi. Bu konu hakkında Asilgüç, “Bu dönemde Rusya da yaşanan ekonomik ve siyasi olayların yansımalarını çok net hissettik. Fuara gelen, özelikle bölge ülkesi ziyaretçilerinde kayda değer bir azalma gözlemlendi. Fakat Rusya bölgesinden, ziyaretçi sayısında düşüş olmasına rağmen, Arap coğrafyasında fuara gelen ziyaretçi sayısında, ciddi bir artış olduğu dikkat çekti. Bir fuarın beklentileri karşılama oranını anlık değil, dönemsel ele almak gerekiyor. Bu bakımdan bizim açımızdan, katıldığımız ve firmamızı doğru temsil ettiğimiz her fuar, beklentilerimizi karşılamış sayılmaktadır“ dedi. Bu bağlamda, Türk sektörünün geldiği noktaya da dikkat
çekerek, “Öncelikle belirtmeliyim ki bu fuarda ülkemizin, etkinliğini gözlemledik. Şöyle ki, ülkemizin konumu ve yaşanan gelişmeler çerçevesinde, artık hem Rusya hem de Arap coğrafyasında etkili olan bir fuar konumundayız. Haliyle bu durum da, bizim gibi üretici firmaların, sektördeki farklı pazarlara uygun koleksiyon hazırlamalarını ve belirtilen zamanlarda üretim yapmalarını gerektiriyor” dedi. Ayrıca Asilgüç, “Arap Coğrafyasının da bu fuara dâhil olmasıdır. Fuarın tanıtımı için yapılan faaliyetlerin faydalarını gözlemliyoruz. Bu faaliyetlerin arttırılması gerektiğine inanıyorum” açıklamalarında bulundu. Firma olarak, en çok kız grubunda, ağırlıklı üretim yaptıklarını ve bu yıl özellikle
elbise gruplarına ağırlık verdiklerini de ekledi. Asilgüç, “Her sektörde olduğu gibi, bizim sektörde de artan rekabet kaçınılmaz bir durum. Pazarlarımızın çeşitlenmesi bizim için, bu pazarlara uygun olan ürünü üretme zorunluluğunu ortaya çıkartıyor. Daha hızlı ve ekonomik üretim gerçekleştirmek zorundayız” diyerek bu rekabet içerisinde markalaşmanın önemine de vurgu yaptı. Ayrıca, “Ne yazık ki sektörümüzün markalaşma konusunda çok geride olduğunu ifade edebiliriz. Üretim noktasında sahip olduğumuz avantajlara rağmen, ülkemizden uluslararası bir marka henüz çıkmamıştır. Bunun öğrenilen bir süreç olduğunu ve önümüzdeki dönemde firmalarımızın bu alanda daha ciddi adımlar atacağına inanıyorum. Sektöre, katma değeri yüksek ürün üretmek, bizim tek çıkış yolumuz olacaktır” açıklamalarında bulundu. 2015 yılı için ise, “Bu yıl, genel anlamda tabloda çok büyük bir değişiklik olacağını beklemiyoruz. 2014 yılı sonunda başlayan sıkıntılı durumun, 2015 yılında da devam edeceğini öngörüyoruz. Yeni pazar arayışının sadece sıkıntılı dönemlerde değil, sürekli yapılması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Hedefler noktasında ise Asilgüç, “Önümüzdeki 2015 Haziran ayında İstanbul’da düzenlenecek olan fuara katılmayı hedefliyoruz. 2016 yılı itibari ile de hedefimiz, uluslararası fuarlarda da katılım sağlamaktır. Aynı zamanda Bebe Çocuk Sektö-
rünün, ülkemizin konumu, değişen Pazar koşulları ve piyasa beklentileri konusunda dinamizmini devam ettireceğine inanıyoruz. Ancak, bizlerin bu değişime mümkün olan en kısa sürede uyum sağlamamız gerekmektedir” ifadelerine yer verdi.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
37
RÖPORTAJ
“Alternatif piyasalara yönelerek açığı kapatmak mümkün” Fulya Kids firma sahibi Sevim Dinçer ile fuarı mercek altına aldık Dinçer, “Sektör her geçen gün daha çok gelişme kaydediyor ve umudumuz bu durumun süreklilik arz etmesidir” diyerek bunun yanında bilinçli tüketici profilinin varlığına da değinen Dinçer, “Tüketici artık çok bilinçli. Bir marka aldığı zaman, ürünün arkasında güçlü bir firma olduğunun bilinci ve güveniyle hareket ediyor. Bu sebeple markalaşmaya ve var olan markamızı güçlendirmeye yönelik faaliyetlerde bulunmalıyız” dedi. Fuar sayesinde iç piyasaya odaklandıklarını ve mevcut müşterilerini koruduklarını dile getirerek, “Öncelikli hedefimiz mevcut müşterilerimizi korumak. Çevre ülkelerde yaşanan, olumsuz siyasi ve ekonomik sıkıntıları da baz alırsak, bu negatif etkileşimden alternatif piyasalara yönelerek kurtulmak mümkün. Bu anlamda hedefimiz bu açığı kapatmak olacaktır” ifadelerinde bulundu. Sergiledikleri ürünlere gelen talepten yana memnun olduklarını belirtirken, bebek patiklerinin ön planda olduklarını da vurguladı.
“Reklam ve sosyal medyanın gücü kullanılmalı” Maxi Cosi firması Satış Müdür Yardımcısı, Sibel Türkyılmaz Berber’e sorularımızı yönelterek, fuar hakkında kısa bir söyleşi gerçekleştirdik Fuara dair ilk görüşlerini dile getiren Berber, “Siyasi ve ekonomik sıkıntılar, bizi fazla etkilemedi. Standımızı ziyaret eden ve bağlantı sağlayan çok fazla sayıda yabancı ziyaretçimiz vardı. Bu anlamda çok faydalı bir fuar geçirdiğimizi düşünüyorum. Aynı zamanda gittikçe büyümekte olan firmamızın bünyesine, yeni bayileri katmış olmak da sevindiriciydi” açıklamasında bulundu. Reklamlar bir anlamda satışın ilk aşamasıdır. Aslında bir bakıma reklamların gücüyle birlikte, tüketicide ilk satın alma düşüncesi başlar. Sibel Türkyılmaz Berber de bunun önemine değinerek, “Böyle sektörü buluşturan fuarlara katılımı arttırmak adına, çok daha fazla reklam yapılmalıdır. Aynı zamanda sosyal medyanın gücü de bu alamda, hafife alınılmayacak kadar etkilidir” dedi. Firmanın ihracatı konusunda ise, “Piyasanın, 2015 yılında çok daha iyi olacağını öngörüyoruz. Şuanda Çin, Tunus gibi ülkelere ihracatımız başladı. Almanya’da ofis ve depomuz mevcut ve Amazon üzerinde de Türk ürünleri olan Mamajoo satışları başlamıştır,” ifadelerine yer verdi.
38 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
“Fuarların etkisi ile marka olma yolunda hızlı adımlar atılıyor” Anne, Bebek ve Çocuk Gereçleri fuarına dair bilgi veren Elsima Firma Yetkilisi Eşref Geyik, sektörü ve markalaşma çalışmalarını değerlendirdi Geyik, sözlerine fuarın olumlu geçtiğini belirterek başladı; “Bu yıl ki fuar, sektör ve bizim için verimliydi. Böylece fuarda yeni sezon ürünlerimizi de tanıtma imkânı bulduğumuz organizasyonda yeni trende uygun ve kalitelisine özen gösterdiğimiz ürün gruplarımızı standımızda ön plana çıkardık.” Firma yetkilisi, piyasada bulunmakta olan ülkelerin yanında, fuarın her kesimi buluşturucu etkisiyle birlikte yeni ülkelerin de dâhil olduğunu belirtti. Böyle bir plartformda kaliteli ürün sunmanın yanında uluslararası tanınırlık kazanmanın önemine şöyle dikkat çekti; “Bu da dünyada marka olma yolunda hızlı adımlar atıldığının göstergesidir.” Bununla birlikte fuara yeni katılan firmaların, özenli ve hazırlıklı gelmelerinin önemine de vurgu yapan Geyik, “Daha çok reklam tanıtımı yapılmalı, yurtdışı müşterileri bu konuda bilgilendirmeli” diye belirtti. Moda ve ticareti etkileyen faktörlerin başında görsellik geliyor. Bebek araç gereklerinin bu görsel gücüne vurgu yapan firma yetkilisi, “Tekstil ve bebek araç gereç gruplarının aynı fuarda sergilenmesinin görsellik açısından birbirini destekleyen unsurlar olduklarını düşünüyorum” dedi. Son olarak 2014 sezonunun nasıl geçtiği sorusunu yönelttiğimiz Geyik, “2014 genel itibari ile durgun geçen bir yıldı. Fakat bunun yanında önümüzdeki dönemlerde piyasanın düzelerek, hareketlenmesini umuyoruz” diye yanıtladı.
“Nihai hedefimiz; daha fazla satış noktasına ulaşmak” Kendileri açısından fuarın olumlu geçtiğini belirten Stylo Çanta Genel Müdürü Mehmet Ali Çelik, fuara dair genel görüşlerini bizimle paylaştı Bebe çocuk gereçleri sektörü, piyasanın iş hacmi ve yeni girişimci firmalar açısından bakıldığında büyümekte olan bir sektör… Bu bağlamda bizde elbette sektör içerisinde yatırımlar yapmak istiyoruz diyen Çelik, “Fakat üretilen ucuz ve kalitesiz ürünler, sektörü bu anlamda olumsuz etkiliyor. Bunun içinde üretilen ürünler daha nitelikli olmalı ve bu alanda AR&GE çalışmalarına daha fazla ağırlık verilmelidir Bizim hedefimiz ise, kaliteli ürün üreterek, daha fazla satış noktasına ulaşmaktır. Bu anlamda bizimde yatırımlarımıza yön verecek olan yol haritası, istikrarlı büyüme hacmimizdir.” dedi. Fuarda sergiledikleri ürünleri kaliteli ve makul fiyata sunduklarını da sözlerine ekleyen firma yetkilisi, “Fuarda birçok ürünümüz sergilendi. Bu ürünlere ziyaretçilerin ilgisi yoğundu. Ayrıca fuara daha fazla yabancı ziyaretçi gelmesini sağlayabilirsek ihracat satışlarımızda buna bağlı olarak artacaktır” ifadelerine yer verdi. Çevre ülkelerde yaşanan ekonomik ve siyasal sıkıntıların, fuarı olumsuz yansıdığından bahsederek, “Bu durum en çok da ürünlerin, satışını etkiledi. Yine de iç pazardaki yatırımlarımızı ertelemeyi düşünmüyoruz” dedi. Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
39
RÖPORTAJ
“Arap ve Kuzey Afrika bölgesi, ihracatta Avrupa’nın açığını kapattı” MYCey Yönetici Ortağı Sezin Aksin, değişen sektöre ve fuara yönelik görüşlerini aktardı Geçmiş yıllara göre fuar değerlendirmesi yapan Aksin, “Özellikle Avrupa’dan gelen ziyaretçi sayısı geçmiş yıllara göre daha azdı. Önceki yıllarda Fransa, Almanya gibi gelişmiş ülkelerden daha fazla firma standımızı ziyaret ederdi. Bu sene Arap ve Kuzey Afrika ülkelerinden gelen ziyaretçiler ihracatta hedef ve beklentilerimizin karşılanmasında, Avrupa’nın açığını kapattı diyebiliriz” dedi.Akın şöyle devam etti; “İç pazardaki talebe istinaden 2014’te biz büyümeye devam ettik. İhracat müşterilerimize Türki Cumhuriyetler, Arap ülkeleri ve Afrika ülkelerinden yeni iş ortakları ekledik.”Fuardaki ziyaretçi profiline de değinen Aksin, “Ülkemizdeki firmalar fuarı biz nezaket ziyareti olarak görebiliyorlar. Yurt dışındaki fuarlarla karşılaştırdığımızda ziyaretler plansız ve birebir görüşmeler daha kısa sürmektedir” dedi. Güvenlik ve beslenme ürünlerini ön plana çıkarttıklarını belirten yetkili, her fuara yeni ve kaliteli ürünleri lanse etmek için hazırlanarak katıldıklarını vurguladı. Bununda ziyaretçilerin ilgisini canlı tuttuğuna inanan Aksin, “Portföyümüzdeki ürünleri, var olduğu-
muz güçlü kategoriler bazında genişletmeyi hedefliyoruz. 2015 yılı içinde iç pazardaki talebe istinaden aynı gayreti sarf edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
“Fuar genel anlamda, Türkiye içindeki toptan satışa hitap etmektedir” Maya Bebek Gereçleri yetkilisi Yasin Doğanlar’a, CBME Anne, Bebek ve Çocuk fuarının değerlendirmesini sorduk Fuar için genel izlenimleri ile sözlerine başlayan Doğanlar, “Fuar genel anlamda, Türkiye içindeki toptan satışa yönelik bir organizasyondur. İç piyasanın her zaman yenilik ve tazelik istediği göz önünde bulundurulursa, bu fuar beklentilerimizi karşıladı” dedi. Yasin Doğanlar, çevre ülkelerde yaşanan ekonomik ve siyasi sıkıntıların, ciddi anlamda sektörde etkisi olduğunu dile getirdi. Bunun yanında piyasayı destekleyici unsurlar hakkında, “Piyasayı kaliteli ürün ve uygun belirlenen fiyat etiketi çok etkilemektedir. Kalite ve fiyat politikası uygulanmasıyla, daha olumlu bir süreç yaşanacağının kanaatindeyim. Yurt dışındaki fuar katılımcılarımızı da düşünürsek, bu konuda başarıya doğru ilerlemekte olan bir dönem içerisindeyiz” açıklamasında bulundu. Fuara katılanlar için ise, “Ziyaretçilerin birçoğu daha önceden bayiliklerini tazelemiş olup, bu fuarda da yeni bir ürün bulabilmek amacıyla gezen müşterilerdir” diyerek en çok ilgi çeken ürünü için Doğanlar, “Patentli modelimiz olan Mercury Gloria Ahşap Beşik ürünümüz, ziyaretçilerden tam not aldı” dedi.
40 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
RÖPORTAJ
“Doğru müşteri kitlesine ulaşabilmek için, daha aktif çalışmalara imza atılmalı” Pierre Cardin Bebek Tekstil Lisansörü, Aykin Tekstil Firma Sahibi Mahir Aydın ile fuara dair… Fuara ilk olarak bu yıl katıldıklarını belirten Aydın, Fuar organizasyonu için yapılan çalışmaları gözlemlediklerini ve her yıl gelişme gösterdiğini dile getirirken, “Fuarda daha fazla ve doğru müşteri kitlesine ulaşabilmemiz için, daha aktif ve reel çalışmalara imza atılmalıdır” dedi. Tüm koleksiyonlarını sergileme imkânı buldukları bu fuarda, müşterilerin ürün ve markaya olan tepkilerinin sevindirici ve teşvik edici olduğunu ekledi. Bebek sağlığını düşünerek yeni doğan ve 0-3 yaş bebek ürünlerimizi deneyimli ekibimizle Türkiye genelinde yeni satış noktaları ile hizmet verdiklerini ifade etti. Son sözlerini iyi dilek temennileri ile sonlandırmak isteyen Aydın, sektöre bol kazançlı, dikkatli ve temkinli bir yıl diledi…
“Özel tasarım ve el yapımı ürünlerimize ilgi yoğundu’’ Anne Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı’na bu yıl ilk defa Bebarts adına, Firma Sahibi Siber Boz katıldı Anne Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı’na bu yıl ilk defa katılan Bebarts adına, Firma Sahibi Siber Boz, fuarın perakende bölümde yer alan ‘Bebarts’ standına ziyaretçi ebeveynlerden büyük ilgi olduğunu belirtti. Boz, bu ilginin sebebini ise, stanttaki tüm ürünlerinin tamamen el yapımı ve özel tasarımlardan oluşması ile ilgili olmasına bağladı. Boz; ‘’Tüm ürünlerimiz büyük titizlikle ve el yapımı olarak hazırlandığı için, fuar ziyaretçileri, adeta sanat galerisi gezer gibi, Bebarts standını gezmeleri bizi gururlandırdı” dedi. Boz ayrıca, özellikle bebek odası hazırlama, hastane odası süsleme, baby shower organizasyonu konularında da gelecek yıllarda yatırım yapmayı planladıklarını belirtti. Sektördeki diğer firmalar için bazı önerilerde bulunan Boz, ‘’Sektördeki firmaların markalaşmaya yatırım, reklama yatırım, hedef kitleye göre ürün kalitesine yatırım gibi alanlardaki çalışmalarına ağırlık vermeleri gerektiği kanaatindeyiz’’ dedi. Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
41
RÖPORTAJ
“Alternatif pazar olarak Kuzey Afrika ve Arap ülkelerine yönelme olacak” Mirada Baby firmasının Genel Müdürü Özlem Güleç ile sektör ve fuar hakkında konuştuk
larla tanıştık. En son çıkan ürünlerimizi sergileme imkânı bulduğumuz bu fuar, bizim için verimli geçti” diyebiliriz dedi. Fuara gelen yabancı ziyaretçi sayılarının arttırılması gerektiğine vurgu yapan Güleç, “Yurt içindeki müşterilere ulaşabilmek çok daha kolay, bu sebeple öncelikli amacımız yurt dışındaki ziyaretçileri çekmek olmalıdır. Bu anlamda yapılacak tanıtım çalışmaları fuarların bize sağladığı katkıyı arttıracak” dedi. Güleç, Türkiye’de her yıl yaklaşık olarak 1 milyon 250 bin bebeğin doğduğunu ve bununda ortalama 160 bebeğe denk geldiğini belirtti. Bu sayede sektörün durmadan büyüdüğünü de sözlerine ekleyerek,
Özlem Güleç, sınır komşuları ve yakın ülkelerde (Rusya, Ukrayna, Irak, Suriye, Mısır) yaşanan siyasi karışıklık ve krizlerin, Türkiye’nin komşu ülkeleriyle olan ticaret açılımını olumsuz etkilediğini belirtti. Bu sebeple de fuardan beklentilerini ticari anlamda geçen yıllara kıyasla daha düşük tuttuklarını belirten Güleç, “Diğer yandan fuar, hem yurt içi hem yurt dışındaki müşterilerimiz ile bir araya gelmemizde köprü oldu. Bu bakımdan sektör ile ticari ilişkilerimizi canlı tuttuk ve yeni firma-
42 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
şöyle devam etti: “Ancak ekonomik sıkıntılar her sektörde olduğu gibi bu sektördeki yatırımları da yavaşlatıyor. Bu sebeple de özellikle ithalat ayağında daralmalar yaşanabileceğini öngörüyoruz.” Ülkemizde markalaşma konusu firmalar açısından yeterince oturmamış ve yatırımın az olduğu bir alan olduğunu dile getiren Güleç, “Markalaşma için, araştırma-geliştirme faaliyetlerine önem verip, farklı ve yeni ürünler geliştirmeliyiz. Bu anlamda sektör olarak gerekli adımları atamıyoruz” ifadelerinde bulundu. Özlem Güleç, alternatif pazar arayışları için Kuzey Afrika ve Arap ülkelerine yönelme olacağını belirterek sözlerine son verdi.
RÖPORTAJ
“Arap ülkelerine ağırlık vermemiz gerekli” Best Kids Firması Genel Müdürü Yusuf Gürel ile Anne Bebe Çocuk Gereçleri Fuarını ve bu alanda yapılan çalışmaların yararını görüştük dolayı çok etkilendi. Ziyaretçi sayısında ise evvelki senelere göre azalma görüldü. Buna bağlı olarak, 2015 yılının daha zor geçeceği ve Rusya ile Ukrayna pazarındaki sıkıntıların devam edeceği kanaatindeyim. Ve bu durumda, Arap ülkelerine ağırlık vermemiz gerektiğini düşünüyorum” diye belirtti. Son olarak sektördeki firmalara önerileri ile devam eden Gürel, “Türkiye şartlarında tekstil zor bir süreçten geçiyor, firmalar olarak çok dikkatli adım atmamız gerektiğini ve üretimimizi müşterilerin talepleri doğrultusunda gerçekleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum” ifadesinde bulundu.
Best Kids Firması Genel Müdürü Yusuf Gürel ile Anne Bebe Çocuk Gereçleri Fuarını ve bu alanda yapılan çalışmaların yararını mercek altına aldık. Fuar beklentilerini karşıladı mı sorusunu yönelttiğimiz Gürel, “Evvelki senelere göre ziyaretçi sayısında azalma görüldü. Fuar bizim açımızdan beklentilerimizi tam anlamıyla karşılamasa bile, olması gerektiği gibi bir fuar olduğunu düşünüyorum” açıklamasında bulundu. Sektörün, fuara ilgisine de değinerek, “Her sene fuara katılan firmalar çoğalıyor ve hazırladıkları koleksiyonlarını en iyi şekilde sunmak için büyük çaba sarf ediyorlar. İlaveten fuara ziyarete gelenler,
genelde Türkiye ile daha evvel alışveriş yapmış olan mağazacılardan oluşuyor. Yeni müşterilere ulaşabilmek için yurtdışı tanıtım çalışmalarının daha aktif olması gerektiği görüşündeyim” diyerek sözlerine devam etti. Fuarda yeni koleksiyonu tanıttıklarını belirterek, “Biz BEST KIDS markası olarak, fuarda 2015 ilkbahar yaz sezonumuzu müşterilerimize sunduk. Fuara gelen ziyaretçilerin de koleksiyona olan ilgisi bizim için önemliydi” dedi. Çevre ülkelerdeki ekonomik ve siyasal sıkıntıların bu fuara yansımalarını ise şöyle özetledi: “Fuar, Avrupa, özellikle de Rusya ve Ukrayna’daki krizden Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
43
RÖPORTAJ
“Hedef en iyiyi yapmaya çalışmak” Kardeş Bisiklet ve Çocuk Gereçleri Firma Sahibi Tamer Çakan, 2015 Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı değerlendirmelerini paylaştı Çevre ülkelerdeki sıkıntıların fuara yansımaları
“Dünyada genel anlamda olan gizli kriz bazı ülkelerde kendini açığa çıkardı. Maalesef sadece bizim bulunmuş olduğumuz sektör için değil tüm sektörler için oluşan olumsuz bir durumdur. Doların istikrarsız bir yön çizmesi, komşu ülkelerde yaşanan siyasi ve ekonomik kriz insanların alım gücünü etkileyen en önemli unsurdur.”
Beklentilerini karşılama
“Yaşanılan olumsuzlukların tabikî etkisi var. Ancak bizim bulunduğumuz sektör, hiçbir zaman alıcısını kaybetmeyen her zaman yenilenmek zorunda olan ve gittikçe kaliteyi daha iyi anlayan, araştıran tüketici grubuna hitap etmektedir. Bu bağlamda fuarımız verimli geçti.”
Sektördeki firmaların fuara katılımı ve ziyareti konusunda uluslararası pazardaki diğer fuarlara göre fuarın durumu
“Öncelikle bu sektörün en eski firmalarından olarak ve düzenli bir şekilde fuara katıldığımızı da göz önde bulundurursak fuarın tarihinin bizim sektör için doğru bir zaman olmadığını söyleyebiliriz. Durum böyle olunca öncelikle fuarla ilgili beklentileri göz önünde tutup iyileştirme yoluna gidildiğinde diğer firmaların da daha duyarlı olacağı kanısındayım.”
Fuardaki ziyaretçi profili
“Fuardaki ziyaretçi profili genellikle ciddi alıcılardan ziyade yeni çıkan ürünleri görmek isteyen, aynı zaman-
48 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
da çalışmış olduğu firmalarında fuara katılmasını beklemektedir. Ayrıca fuarın zamanlama hatasından, hava koşulları ve sezonun daha başlamamasından, müşterilerin stok maliyeti kaygıları vb. unsurların etkisinden dolayı beklenilen düzeyde bir ziyaretçi profiline ulaştığımızı söyleyemeyiz. Bu unsurlar dikkat edilirse farklı sonuçlar olacağını düşünüyorum.”
Fuarda ön plana çıkardığı ürünler ve aldığı ilgi
“Firmamız fuara 3 çift yönlü bebek arabası, 3 baston bebek arabası çeşidi ve taşıma koltuğuyla fuara katıldık. Bu fuarda yeni sezon için hazırlamış olduğumuz beyaz alüminyum çift yönlü bebek arabamız, Kalitesi ve tarzıyla piyasada adından söz ettiren tam yatar baston pusetimiz en çok talep gören başlıca ürünlerimizdir.”
Yatırımlarınıza yön verecek olan ve sizi etkileyen hususlar
“Bebe çocuk gereçleri sektörü iş hacmi ve yeni girişimci firmalar açısından büyümekte olan bir sektör. Lakin Türkiye koşullarında imalat yapmak gerçekten çok zor. Ancak firmamızın sahip olduğu tecrübe, donanımlı tesis, güvenirlik ve kaliteden ödün vermeyen politikasıyla dünyadaki en hassas varlıklar için elimizden gelen en iyi yerli arabayı imal etmeye çalışıyoruz. Bunun için dünyada ve Türkiye’de olan yenilikleri takip ederek, sahip olduğumuz tesisi en iyi şekilde değerlendirmek, hizmet kalitesi ve satış sonrası memnuniyete önem göstermekteyiz.”
Yerli üretimde sektördeki markalaşma
“Türkiye’de halkın tekrardan yerli üreticiyle kucaklaşmaya başladığını düşünüyorum. Biz ve bizim gibi yerli üretim yapan firmalar bunu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışacaktır. Tüketicilere yerli malın kaliteli, kullanışlı ve güzel tasarımlarla sunulduğunda daha parlak bir gelecek olacağını umut ederek belirtmek isterim.”
2015 yılına dair beklentiler ve alternatif pazar arayışları
“2015 yılı için umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz. Dışardaki sorunlar tabiî ki her sektörü olumsuz etkiledi. Ancak Türkiye’nin de iç piyasa olarak iyi bir pazar olduğu da bir gerçektir. Alternatif pazarı biraz da kendiniz ortaya çıkarırsınız, iyi ürün kendini her yerde sattırır ve hak ettiği ilgiyi görür. Bu yüzden firma olarak ilk hedefimiz en iyisini yapmaya çalışmaktır.”
Firmalara önerileri ve eklemek istedikleri
“Bu sektörde emeği geçen, yeni ürünler yeni pazarlar katabilen yerli üretimi destekleyen ve iyi işlerle uğraşan insanlarla aynı sektörde olmak en büyük temennimizdir. Sektörde kaliteden ve güvenden ödün vermeyen firmaları görmek bizi gururlandırır. Biz 2015 için umutlu, yenilikçi, duyarlı, araştırmacı ve tecrübeli kadromuzla bu sezonda iddialı bir şekilde adımızdan söz etmeyi hedefliyoruz.”
SEKTÖR
Carter’s Akmerkez defilesinde çocuklar anneleriyle podyuma çıktı UNICEF’in Türkiye’deki “Okul Öncesi Eğitim Projesi”ni küçük adımlarıyla desteklediler Güvenle başlar her şey sloganıyla, Amerika’nın bebek ve çocuk giyiminde lider markası Carter’s ve UNICEF Türkiye, çocukların hayatlarına fark katmak için Akmerkez’ de gerçekleşen defileyle anlamlı bir iş birliğini hayata geçirdiler. UNICEF’in Türkiye’deki “Okul Öncesi Eğitim” projesi kapsamında yıl boyunca gerçekleştirilecek çalışmalarla, çocukların okul öncesi eğitimine katkıda bulunulması hedefleniyor. Çalışmalar kapsamında organize edilen ve Carter’s Yönetim Kurulu Başkanı İpek Özilhan Özkan’ın evsahipliğinde gerçekleştirilen defilede, cemiyet, sanat ve basın dünyasından anneler dışında, markayı sosyal medyada takip eden anne ve çocuklar da podyuma çıktı. İpek Özilhan Özkan, projeye destek olan tüm annelere ve çocuklara teşekkür ettiği konuşmasında; Carter’s olarak UNI-
CEF Türkiye’nin “Okul Öncesi Eğitim” projesine destek vermekten duydukları mutluluğu ifade etti. Özkan ayrıca, 150 yıllık köklü geçmişiyle, nesiller boyunca ailelerin güvenini kazanmış, yenilikçi bir marka olan Carter’s’ın neşe ve sevgiden ilham alarak hazırladığı ilkbahar-yaz koleksiyonunu, düzenlenen defileyle davetlilerle paylaşmaktan dolayı heyecanlı olduğunu belirtti. Defileye, otuz anne ve çocuk birlikte podyumda yürüyerek destek verdiler. Carter’s İlkbahar Yaz Koleksiyonu’na, yurt genelindeki 11 mağazası ve www. carters.com.tr den ulaşabilirsiniz. Carter’s Hakkında; 150 yıllık köklü geçmişiyle, nesiller boyunca ailelerin güvenini kazanan, yenilikçi ve saygın temeller üzerine kurulmuş Carter’s, bebek ve çocuklar için Amerika’nın lider giyim, hediye ve
aksesuar markasıdır. Carter’s, çocukluğun bir kutlama olduğu inancıyla tasarlamış olduğu rengarenk desenleri ve şirin karakterleri oluştururken çocukların hayatlarımıza getirdikleri neşe ve sevgiden ilham alıyor. Carter’s; aileler, çocuklar ve bebeklerin ihtiyaçlarına cevap verecek, en seçkin malzemelerden üretilen tasarımları ve pratik alışveriş seçenekleriyle çocuk olmayı kutluyor. Carter’s, yıllar boyunca güven felsefesiyle tasarladığı, bebeklerin kendilerine zarar vermesine engel olan eldivenli bodyleri, boyundan kolaylıkla geçen kıyafetleri ile bebekleri şefkatle kucaklarken, annelerin de işlerini kolaylaştırıyor. Carter’s Türkiye toptan satış kanalında da hızla büyüyerek Anadolu’ya da açılmak istiyor. Bu konudaki talepleri iletisim@minicotex.com adresine gönderebilirsiniz.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
49
MAKALE
Yeni pazarlama değişimlerinin sonucu ortaya çıkan sorunlar, tüm pazarlamanın yeniden ele alınmasını gerektiriyor. Bu sorunlar büyük.
Tüketicilerin hemen hemen her probleminin çözülmüş olması:
Tüketiciler, yani bizler sürekli olarak değişiyoruz, gelişiyoruz. Bu değişime trendler, teknoloji, bakış açıları, deneyimler, eğitim, bilinç, politika, çevre, iletişim, etkileşim, rekabet ve daha binlerce fonksiyon sebep oluyor. Tüketiciler değiştikçe, tüketicileri etkilemek için çabalayan pazarlama da sürekli değişiyor, gelişiyor, yenileniyor. Pazarlamanın bu gününde, tüketicilerin
Pazarlamanın ana konusu, yıllardır tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzerine kurulmuştur. Bu ihtiyacı anlayan, buna uygun mal ve hizmet geliştiren firmalar başarılı olmuşlardır. Sorun şu ki, artık tüketicilerin satın alma davranışlarını etkileyenler ihtiyaçlar değil istekler! Hemen hemen her tüketicinin basit ihtiyaçları karşılandı; hepimizin giyinme ihtiyacını karşılayacak kadar kıyafeti, mobil iletişim ihtiyacını karşılayacak –hatta sadece bununla yetinmeyip fotoğraf çeken, e-posta gönderen, internete bağlanan- en az bir tane cep telefonu var. Artık sorunlarımız bu kadar basit değil. Çok daha karmaşık ve çözülmesi de bir o kadar zor.
Artık ürün ve hizmetleri umursamayan tüketicilere ulaşmak:
Sunulan ürünlerin, bunların alternatiflerinin çok olması, bu ürünlerin tanıtımıyla ilgili inanılmaz bir bolluk hatta kirlilik yarattı. Bu çokluk içerisinde, firmaların sundukları ürün ve hizmetleri tanıtabilmek amacıyla kullandıkları mecralar,
tüketiciler tarafından umursanmaz hale geldi. Pazarlamanın en büyük silahlarından biri olan kitle iletişim araçları, umarsanmamaya başlandı. Hemen hemen hepimiz TV’de binlerce dolar harcanarak yayınlanan reklamları seyretmiyoruz, gazetelerdeki ve dergideki ilanların olduğu saygfaları bir çırpıda geçiyoruz, her gün geçtiğimiz yol üzerinde bulunan billboradlarda bulunan afişlerin ne olduğuna dahi bakmıyoruz. Kitle iletişim araçları ile ulaşılamayan tüketicilere, pazarlamacılar alternative olarak izinli medyayı denediler, ama yine başarılı olamadılar. Hepimiz her gün binlerce teklif içeren e-postalar alıyoruz ama daha okumadan siliyoruz. Cep telefonumuza SMS yoluyla gelen teklifler bizi hiç ilgilendirmiyor, harekete geçirmiyor.
Memnun kalsa dahi ürün ve hizmetler hakkında konuşmayan tüketiciler.
Bir ürün veya hizmetin tanıtımda en etkin yöntem, tanıdığımız, bildiğimiz, inandığımız veya güvendiğimiz kişilerin kullandıkları ürün hakkındaki deneyimleridir. Aktarılan bu deneyimler, satın alma kararlarını etkiler. Bu mekanizmanın işleyebilmesi için ise, ürün veya hizmet ile ilgili deneyimlerin paylaşılması gerekir. Sorun şu ki, artık sunumlardan çok memnun olan müşteriler dahi bu deneyimlerini çevreleriyle paylaşmıyorlar. Dolayısıyla, müşterilerini memnun edebilmek adına sistemler kuran, para ve zaman harcayan firmalar, başarılı olsalar dahi bu başarılarını yayamıyorlar. İşte tüm bu sorunlar, pazarlamacıları yeni trendler, yeni stratejiler geliştirmeye itiyor. Bu sorunların çözümü amacıyla geliştirlen yenilikler, yoğun teknoloji ve internet kullanımı ile desteklendiğinde, artık tüm dünyada kullanılmakta olan bir süreç ortaya çıkıyor. Zeki Yüksekbilgili Pazarlama Danışmanı ve Eğitmen www.yuksekbilgili.com zeki@yuksekbilgili.com
50 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
MAKALE
2050 yılının zenginleri şimdiden belli! Gelecekte 2050 yılında hangi ülkeler zengin olacak dersiniz?
‘Therichest’ sitesinin yaptığı araştırmada eğitim sistemi, demokratik haklar, doğum oranı, hukukun üstünlüğü gibi kriterler baz alındı. Analistler ülkelerin büyüme oranlarına göre ekonomik büyüklüklerinin ulaşacağı seviyeleri tahminde bulundu. Yapılan bu araştırma ile birlikte 2050 yılına gelindiğinde, devletlerarası güç dengeleri bir hayli
değişecek gibi duruyor. Haliyle ekonomi ve ticaret dengelerinde de değişimler olacaktır. İlk üç sırada yer alacak ülkelerin sırasıyla; Çin, ABD ve Hindistan olarak görünmesi sebebiyle ekonomik üstünlük ve ticaretin rotası da bu ülkelere kayacak gibi duruyor. Bugüne kadar, özellikle ülkemizle de ticari ilişkileri yoğun olan aynı zamanda da dünyada
da etkin devletlerden biri olan Rusya, 15. sırada yer alarak sonuncu oldu. İstihdam ve ekonomideki gelişmemiz ile Türkiye’de listeye 12. sıradan girdi. Bu liste, ekonomik krizin dünyayı vurduğu şu karışık dönemlerde, 2050 yılına gelinceye kadar dünyada, ekonomide ve ticarette birçok değişim yaşanacağının sinyallerini veriyor.
‘Therichest’ sitesinin, 2050 yılı en zengin ülkeleri
1. Çin
2 . ABD
3. Hindistan
4. Japonya
6. İngiltere
11. İtalya
5. Almanya
7. Brezilya
8. Meksika
9. Fransa
10. Kanada
12. Türkiye
13. Güney Kore
14. İspanya
15. Rusya
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
51
MAKALE
2015 yılı pazarlama trendleri Pazarlama Ölçümleri Daha Fazla Önem Kazanacak:
2014 yılını geride bıraktık. Özellikle sayısal pazarlamanın etkinliğinin belki de hiç olmadığı kadar yükseldiği bir yıl tamamlandı. 2014 yılından aldığımız dersler bize 2015 yılında pazarlamaya yön verecek pazarlama trendlerin neler olacağı konusunda ciddi ipuçları verdi. İşte yeni yıla damgasını vuracak olan pazarlama trendleri;
İçerikle Pazarlama (Content Marketing) Daha Fazla Önemli Olacak:
İçerikle Pazarlama, sosyal medya sürecinin önemli bir parçası olup, markaların pazarlama sürecinde önem kazanan yeni nesil dijital iletişim ve pazarlama süreci olarak tanımlanabilir. İçerikle pazarlama, markaların yazı, ses, görüntü (fotoğraf/video), grafik, infografik ile hazırlanmış içeriklerin hedef kitlelerin dikkatini çekerek ve bu içeriklerle onlarla bağ kurmalarını sağlamayı hedefleyen yeni nesil pazarlamadır. Dolayısıyla daha çok işletme, kendisini tanıtmak için yüksek kalitede ve müşterinin bilmek istediği içeriği sunmak için daha fazla çalışacak. İçerikle pazarlamanın ne kadar değerli olduğunu gösteren bir istatistiği sizlerle paylaşmak isterim; kurumsal (B2B) satış yapan ve blogları
olan işletmeler, olmayanlara göre internet üzerinden ayda %67 daha fazla satış teklifi alıyorlar.
Çevrimiçi (online) ve Çevrimdışı (offline) Medyalar Daha Fazla Entegre Olacak:
Bu güne kadar birçok işletme, pazarlama stratejilerini belirlerken çevrimiçi ve çevrimdışını ayrı ayrı planlar, ayrı ayrı uygulardı, hatta birçok işletme bu iki kanal için ayrı ayrı ajanslarla bile çalışmayı tercih etmişti. Artık durum çok ama çok hızlı bir şekilde değişti; artık çevrimiçi ve çevrimdışı birbirine çok daha entegre, hatta neredeyse birbirinden ayrılamaz hale gelmiş durumda. Kampanyalar kimi zaman billboardlarda başlayıp, çevrimiçi mağazalarda tamamlanıyor, bazen de mikro lokasyon teknolojileri sayesinde belirlenmiş alanlarda anında geliştirilen mobil kampanyalar ile mağazalara müşteri akını sağlanabiliyor. 2015 yılında bu tür medyaların daha da fazla alternatiflerinin olduğunu ve hiç olmadığı kadar birbiri ile entegre olacağını artık biliyoruz. Hele bir de giyilebilir teknolojilerin yaygınlaşması ile çevrimiçi ve çevrimdışı medyalarda sınır tamamen ortadan kalkacak!
Zeki Yüksekbilgili Pazarlama Danışmanı ve Eğitmen
54
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
John Wanamaker “Reklama harcadığım paranın yarısı boşa gidiyor ama hangi yarısı olduğunu kestiremiyorum.” demişti, aslında bu söz artık geçerliliğini yitirmeye başladı. Artık özellikle çevrimiçi pazarlama faaliyetleri sayesinde çok detaylı ve gerçek zamanlı ölçümlemeler yapmak mümkün. 2015 yılında pazarlama faaliyetleri ile ilgili ölçümler daha da artacak. Aynı şekilde pazarlama otomasyon sistemleri daha da yaygınlaşacak. 2015 yılında pazarlama otomasyon sistemlerinde en az %50 artış bekleniyor. Artık işletmeler ellerindeki müşteri datasını işlemek, bu dataya özel pazarlama faaliyetleri yapmak için çok daha istekli olacaklar. 2015 yılında data büyüklüğü değil bu datanın işlenerek müşteriye özel pazarlama faaliyetleri haline gelmesi önemli olacak.
Pazarlamada Videoların Kullanımı Artacak
Eldeki mevcut teknolojiler ile mobil kanallardan bile video ile pazarlama yapmak için her türlü altyapı hazır durumda. İşte bunun sonucunda pazarlamada video kullanımı hiç olmadığı kadar çok artacak. 2014 yılında her dakikada sadece YouTube’a yüklenen video süresi 100 saate ulaştı. YouTube’a mobil kanallardan gelen trafik, tüm trafiğin % 40’ını oluşturuyor. Üstelik 2013 Fortune 500‘deki şirketlerin 345’inin aktif YouTube hesabı var.
Mobil Kullanım Daha Da Artacak
Mobil kanalların kullanımı daha da artacak dolayısıyla tüm içeriğin mobil sistemlere uyumlu hale getirilmesi çok daha fazla önem kazanacak. 2015 yılında internet erişiminde mobil cihazlarla erişimin tarihte ilk defa bilgisayar ile kullanımı yakalayacağına inanılıyor. 2015 yılında bu gelişmeler olurken, bizlerin düşünmesi gereken en önemli şey ise; “Benim işletmemin pazarlaması bu değişimlere ne kadar hazır?” sorusunun cevabı olmalı.
www.yuksekbilgili.com zeki@yuksekbilgili.com
MAKALE
İyi pazarlık sonunda kazanç getirir Ticaretin özünde pazarlık olduğu bilinen bir gerçektir. Birçok firma kar sağlayabilmek adına, ince eleyip sık dokur. İşte tamda bu noktada, pazarlık olayı devreye girer. Peki, bir firma olarak nasıl kar sağlayabiliriz? İyi bir pazarlığın püf noktaları nelerdir? İlk olarak “pazarlık” teriminin tam olarak ne ifade ettiği ile başlamak gerekir. Pazarlık; Bir ürünün alım-satım işleminde, bir takım kriterler doğrultusunda belirlenmiş fiyatı esnetme girişimidir. Pazarlıklarda genellikle alıcı kişi, fiyatı aşağı çekmeye çalışır. Satıcının ilk söylediği rakamdan daha yukarı çıkması pazarlık değil, çeşitli opsiyonların fiyata olan etkisidir.
İyi bir pazarlık nasıl olmalıdır?
İlk kural; ürün hakkında piyasa bilgisine sahip olmaktır. Almayı düşündüğünüz ürünün, başka markalardaki özellikleri, fiyatı hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Ayrıca almak istediğiniz ürünün satılan diğer mağazalarda ne kadara satıldığını da bilmelisiniz. Bu sayede alacağınız ürünün değeri hakkında bilgi sahibi olarak, etik bir şekilde pazarlık yapabilirsiniz. Büyük bir mağazalar zinciri, araba satıcısı ya da otel ile pazarlık yapmak istediğiniz zaman uygulayabileceğiniz en iyi taktik rakip firmanın fiyatlarını bilmektir.
58 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Bu davranış, alıcı tarafından yapılan standart piyasa araştırmasıdır. Ancak piyasayı bilirseniz fiyata itiraz edebilir, satıcı olan tarafa bilinçli olduğunuzu hissettirebilirsiniz. Fiyat aralığı hakkında bilgi sahibi olduktan sonraki ilk adım, satıcı ile yüz yüze gerçekleştirdiğiniz diyaloglarla başlar. Siz normal şartlarda satıcının size nasıl
davranmasını bekliyorsanız, sizde aynı şekilde davranmalısınız. Ne olursa olsun nezaket kurallarına uymak gerekir. Her ne kadar “Müşteri her zaman haklıdır” söylemi olsa bile unutulmaması gereken bir diğer şey ise, istediği fiyata satma yetkisi olan satıcıdır. Diğer yandan, kaba olmak, sinirlenmek ve bağırmak pazarlığı imkânsız hale getirir. Sonraki adım ürüne alıcı olarak yaklaşmaktır. Ürünü satan kişi sizin gerçekten almaya niyetli ve ciddi olduğunuzu bilirse daha çözüm odaklı davranacaktır. Ürünün piyasadaki diğer fiyatlarını bilerek, satıcıya neden bu fiyat sorusunu yöneltin. Bunu yaparken ilgilendiğinizi belli edin fakat asla %100 alacağınızı belli etmemelisiniz. Eğer satıcı sizin ne olursa olsun ürünü %100 alacağınızı bilirse, o zaman pazarlık payı konusu ortadan kalkar. Ayrıca alınacak olan ürünü kötülemek de satışı olumsuz etkiler. Satıcıya sadakatli ve referanslı bir müşteri olabileceğinizi hissettirmek gerekir. Böylece hem satıcı için hem alıcı için daha sağlıklı ve karlı bir pazarlık gerçekleşir. Aynı zamanda aldığınız ürünün yanında ekstra promosyon ya da hediye ürün alarak da karlı pazarlık gerçekleştirilebilir.
HABER
Samsun Arın Bebek, 2. şubesini açtı Sektörde toptan ve perakende satışta faaliyet gösteren Arın Bebek, bir atılım gerçekleştirerek yeni mağazasının kapılarını, müşterilerine açtı. Arın Bebek firmasının ilk mağaza serüveni, Ocak 2015’te Samsun Ulugazi Mahallesinde başlamıştı. İki ay içerisinde daha fazla kitleye hitap edebilmek adına, Samsun Ağabali Caddesinde 2. Şubelerini açmış bulunmaktalar. 30 yılık iş tecrübesi ile
perakende sektörüne hizmet eden Arın Bebek Genel Müdürü,Hüseyin Albayrak hedeflerinin; Samsun başta olmak üzere tüm Karadeniz Bölge’si illerinde bayilikler açmak olduğunu belirtti. Böylece bu sayede toptan ve perakende satışta yer almak asıl hedefleridir. Bu bağlamda firma müşterilerine ürün, stok yönetimi, pazarlama desteği, sezon sonunda marş sağlamak ayrıca perso-
nel alımı ve eğitimi konusunda çeşitli danışmanlık desteği de sağlayacaktır. Mağaza konsepti 0-3 yaşa hitap eden araç gereçten tekstile anne ve bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ürün grubudur. https://www.facebook.com/arinnbebek https://twitter.com/arinbebek www.arinbebek.com
Aybi Baby, inovasyon ödülüne sahip olmanın haklı gururunu yaşıyor Bebeklerin sağlıklı gelişimi için iyi bir bakımı ve gelişimi destekleyecek uyarıcı bir çevreye ihtiyacı vardır. Bebekler zamanın büyük bir bölümünü uykuya hazırlanırken, uyurken ve uykudan uyanırken odasında yatağında geçiriyor. Bebeklerin beyin gelişimi için odanın dekorasyonu, uyku setinin kalitesi önem taşıyor. Bebekler çok hassas olduğu için uyku setinin kumaşı kaliteli ve dayanıklı olmalıdır. Çocuğun yumuşak ve hassas tenine zarar vermemelidir. Bunun yanı sıra renklerin uyumu ve canlılığı da önemli bir etkendir. Birkaç yıkamadan sonra renkler akmamalı veya solmamalıdır. Bu özelliklerinin hepsine hatta daha fazlasına sahip olan marka Aybi Baby, kaliteli ürün üretmenin yanında bebeklerin gelişimine de katkı sağlıyor. Bu amaçla bebeklerin gelişimini desteklen 2/3 boyutlu, müzikli, hareketli cisimlerin bulunduğu uyku setleri tasarlamıştır. Bu sebeple de 2007 yılında inovasyon ödülünü almıştır. Çocukların beyin gelişiminin % 80’ni 0-3 yaş döneminde tamamlandığı
düşünüldüğünde bebeklik döneminde çocukların gelişimini desteklemek daha da önem kazanıyor. Bu bilinçle Aybi Baby uyku setleri şu özellikleriyle bebeklerin gelişimine destek olmayı amaçlamıştır; -Musical (Müzikli): Müzik, bebeklerin sakinleşmesini, yatağında geçirdiği ortamdan keyif almasını sağlarken ipini çekerken de neden-sonuç ilişkilerini kav-
ramasına yardımcı olmaktadır. -3D Applique (2 ve 3 Boyutlu): Üç boyutlu cisimler, bebeklerin hayal dünyalarının gelişmesine yardımcı olmaktadır. -Moving Parts (Hareketli): Hareketli cisimler ise bebeklerin motor aktivitelerini geliştirmeye yardımcı olmaktadır. -Handmade (El Yapımı): El işlerimizi yapmak için ihtiyaç sahibi kadınlarımıza ulaştık. Böylece kadınların bireysel ve toplumsal yaşamlarını iyileştirme çabalarını desteklemeye çalıştık. Aybi Baby markası, bebeklerin gelişimine katkı sağlamayı amaçlarken aynı zamanda sosyal sorumluluk projesi değerinde bir uygulamaya da imza atmaktadır. Şöyle ki; Aybi Baby,uyku setlerinin el işçiliği gerektiren kısımlarını ihtiyacı olan ev hanımlarına kendi evlerinde çalışma imkanı tanıyarak, aile bütçelerine katkı sağlamalarına yardımcı oluyor. Ayrıca ürünler geliştirmek için alandaki çalışmaları takip edip, uzmanlarla birlikte çalışmaktadır. Daha fazla bilgi için www.aybibaby.com Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
59
MAKALE
2015’te ekonomiye yönelik 10 tahmin! Uluslararası ekonomi analiz şirketi IHS, global ekonomiye ilişkin 10 tahminini açıkladı:
1. ABD ekonomisi daha da güçlenecek Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD ekonomisi, özellikle tüketicilerin harcamaları nedeniyle artan ülke içi talep sayesinde diğer ülkeleri geride bırakmaya devam edecek. Gayrı safi yurt içi hasılanın %70’ini oluşturan tüketici harcamalarının ardındaki dinamikler (istihdamda artış, hanelerin finansal durumunda iyileşme, petrol fiyatlarında düşüş) olumlu yönde ilerlemeyi sürdürecek. IHS tahminlerine göre ekonomi %2,5-3 oranında büyüyecek.
2. Euro bölgesi mücadeleye devam edecek Euro bölgesi zayıf iş gücü piyasasıyla mücadeleye devam edecek ancak petrol fiyatlarındaki düşüş, Euro’nun zayıflaması, mali sıkıntıların azalması, kamu borçlarının düşmesi ve uyumlu para politikası sayesinde biraz toparlanacak. IHS, Euro bölgesinde 2015’te %1,4 büyüme bekliyor. (2014’teki büyüme %0,8)
3. Japonya’daki durgunluk sona erecek Son 6 yılda, 4 kez ekonomik durgunluk yaşayan Japon ekonomisi, %1 oranında olsa bile bir sıçrama yaşayacak. Bank of Japan’in (BOJ) ek hükümet teşvikleri ve enerji fiyatlarındaki düşüş, büyümeyi yeniden artı seviyeye çekecek.
62 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
4. Çin yavaşlamaya devam edecek IHS’e göre para ve finans politikalarındaki destek bile, Çin ekonomisindeki yavaşlamaya engel olamayacak. 2015’te Çin ekonomisinde %6,5 büyüme bekleniyor. Büyük ekonomilerin çoğu için bu oran çok iyi olsa da, Çin standartlarına göre oldukça düşük.
5. Gelişmekte olan piyasalarda karma bir manzara var Petrol fiyatlarının düşmesi, global likiditenin artması, ABD ve Avrupa’daki büyümenin hızlanması sayesinde, gelişmekte olan ekonomilerin çoğu 2015’te daha fazla büyüme kaydedecek. En çok büyümeyi Avrupa, Latin Amerika, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Sahra’nın güneyindeki Afrika bölgeleri yaşayacak. Öte yandan, ticari yaptırımlar, petrol fiyatlarındaki düşüş ve sermayenin kaçması nedeniyle Rusya sıkıntı yaşamaya devam edecek.
6. Ürün fiyatları düşecek Petrol fiyatları yaz aylarından bu yana yaklaşık %40 düştü ve bu arada global talep zayıf seyrederken, arzda büyük bir artış yaşandı. IHS’e göre talebin anahtarı Çin’de. Ülkedeki büyüme biraz daha azalırsa fiyatlar yine düşecek.
7. Dezenflasyon tehdidi Ürün fiyatları düşüp, global büyüme yetersiz kalırken, gelişmiş dünyada dezenflasyon konusu gündeme geliyor. Rusya gibi gelişmekte olan piyasalarda ise enflasyonun artması bekleniyor.
8. Faizleri önce FED yükseltecek 9. Dolar krallığını koruyacak ABD doları, FED faiz artırımı beklentisiyle güçlenmeye devam edecek. ECB ve BOJ’den beklenen ek ivme sayesinde Euro ve Yen 2015’te değer kaybetmeyi sürdürecek. 2015 sonbaharında Euro-Dolar $1,15–1,20’ye düşerken, Dolar-Yen paritesi de 120–125 arasında işlem görecek.
Federal Reserve, Bank of England ve Bank of Canada sırasıyla Haziran, Ağustos ve Ekim 2015’te faizleri yükseltmeye başlayacak. Buna karşılık European Central Bank (ECB), Bank of Japan (BOJ) ve People’s Bank of China faiz oranlarını daha da düşürecek ve/veya likiditeyi artıracak.
10. Uzun süredir devam eden aşağı yönlü riskler azalıyor Global ölçekte yaşanan iyileşme geçtiğimiz yıllarda pek çok olumsuzlukla (kamu ve özel sektör borçlarındaki artış dâhil) karşılaştı. Ancak bazı ülkelerde, özellikle de ABD ve İngiltere’de bu zorluklar hafiflemeye başladı.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
63
SEKTÖR
Kobiler, ekonominin ana aktörleri KOSGEB Genel Başkanı Recep Biçer
Türkiye’de KOBİ’lerin oranı %99’un üzerindedir. KOBİ’ler ayrıca ekonomimizde, toplam istihdamın %76’sını, toplam katma değerin %55’ini, toplam cironun %64’ünü gerçekleştirirken, toplam yatırımların ise % 54’ünü gerçekleştirmektedir. KOBİ’lerin toplam ihracattaki payı ise %60’dır.
Türkiye’nin en büyük avantajı girişimci ruhu Kobiler Ekonominin Girişimci Ruhu
Avrupa Komisyonu tarafından yaptırılan bir araştırma, 27 AB ülkesindeki bireylerin %58’inin istihdam edilmek, % 37’sinin ise patron olmak istediğini göstermektedir. Aynı araştırmanın Türkiye sonuçları ise oldukça farklıdır. Buna göre ülkemizde istihdam edilmek istenenlerin
oranı %18, kendi işinin patronu olmak isteyenlerin oranı ise % 85’tir.
Nasıl bir sanayileşme? 3Y…
Sanayisiyle dünya ihracatından daha fazla pay alan, özgün tasarımlı, yüksek katma değerli ürünleri çoğaltmak ve çevreye duyarlı bir sanayi anlayışına geçişi hızlandırmaktır. Biz bunu Üç Y “Yerli, Yenilikçi ve Yeşil” üretim şeklinde formüle ediyoruz. Yerli, Yenilikçi ve Yeşil üretimi artırmak ve üretirken de kalkınmada sürdürülebilirliği sağlamak istiyoruz. Hedefimiz, bugün %4’ler düzeyinde olan yüksek teknolojili ürünlerin ihracatımız içindeki payını AB ülkelerinde olduğu gibi en az %15’ler seviyesine çıkarmaktır.
KOSGEB destekleri neler?
Destek programımızın ilk aşaması,
girişimcilik eğitimlerinden yararlanmaktır. Bu eğitim programlarının içeriğini KOSGEB belirliyor ve bugünkü örneğimizde olduğu gibi belediyeler veya sivil toplum kuruluşları eğitim programlarını düzenliyor. Son 3 yıl içinde girişimcilik eğitimlerinden yararlananların sayısı 125 bine ulaşmış durumdadır. KOSGEB bu dönemde işletmelere, girişimcilere, KOBİ’lere yönelik projeleri olan meslek kuruluşlarına ve işletici kuruluşlara, geri ödemeli ve geri ödemesiz olmak üzere; Genel Destek Programı, KOBİ Proje Destek Programı, Tematik Proje Destek Programı, Girişimcilik Destek Programı, Ar-Ge, Inovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı, İşbirliği Güç birliği Destek Programı ve Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı başlıkları altında destekler sağlamaktadır.. KOSGEB’in bu destek programları dışında, İşletmelerin; üretim, kalite ve standartlarını artırmaları, finansman sorunlarının çözümü, istihdam yaratmaları, uluslararası düzeyde rekabet edebilmelerini teminen; KOSGEB KOBİ Kredi Faiz Desteği Yönetmeliği çerçevesinde “Kredi Faiz Destek Programları” bulunmaktadır.
Girişimcilere 100 bin lira
30 bin liraya kadar hibe desteği, 70 bin liraya kadar da geri ödemeli destek sağlıyoruz. 70 bin lira kredi, sıfır
68 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
faizli, ilk 2 yılı ödemesiz olmak üzere 4 yıl vadeyle sağlanıyor. Bu şartlarda bir krediyi, artık insana babası bile vermiyor ama devlet baba veriyor. Şunun da altını çizmek istiyorum: Kadın ve engelli girişimcilerimize pozitif ayrımcılık yapıyor ve oransal olarak yüzde 10 daha fazla destek sağlıyoruz.
Hikâyeler oluşmaya başladı
Bu girişimcilik destekleri sayesinde gerçekten de çok güzel başarı hikâyeleri de yaşanmaktadır. Mesela Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde yaşayan 68 yaşındaki Sultan Daniş, KOSGEB desteğinden yararlanarak bir süt işleme tesisi kurmuş. Sultan ablamızın söylediği çok güzel bir söz var var: Bu destek olmasaydı, ben evimde bir köşeye çekilmiş, ölümü bekliyor olacaktım. İşte böyle hikâyeleri, böyle cümleleri duydukça, bizim de çalışma azmimiz artıyor.
Üniversiteler girişimciliği müfredatına aldı
2013 yılında 83 üniversitede girişimcilik dersleri müfredata alınarak ders olarak okutulmuş, bu dersleri başarı ile geçen adaylara “Girişimcilik Sertifikası” verilmiştir. Üniversitelerde “Girişimcilik” dersinin müfredata konularak okutulması KOSGEB için son derece önemlidir.
İşi kurduk ama pazar ve ar-ge aşamasında yine KOSGEB…
KOBİ’ler için yeni pazar oluşturmak, rekabet yaratmak için, Ar-Ge ve İnovasyonun geliştirilmesi de önemli bir husustur. Küreselleşen dünya yenilikçi ürün ve hizmet üretmeyi gerektirmektedir. KOBİ’ler ve inovasyon kavramının kesişiminde bulunan bir kamu kuruluşu olarak KOSGEB, inovasyon alanında önemli bir yere sahiptir. Bu faaliyet döneminde de KOSGEB olarak Teknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER) İşbirliği Protokolleri ve Ar-Ge İnovasyon İşbirliği Protokolleri
vasıtası ile girişimcilerin ve KOBİ’lerin Ar-Ge, inovasyon ve endüstriyel uygulama projelerine destek sağlamıştır. Yine aynı dönemde KOSGEB, hizmet ve desteklerimizi hedef kitlemize yerinde sunabilmek için açılan 10 yeni Hizmet Merkezi Müdürlüğü açılmış, böylelikle 81 ilde, 88 hizmet merkezi müdürlüğü ile hizmet vermeye devam etmektedir. 27 İlde 44 TEKMER kurulmuştur…
Holdingler lokomotif Kobiler yük vagonu…
Devlet ve Büyük Holdinglerimizi geleceğe doğru hiç durmadan ilerleyen, ekspres bir lokomotife benzetecek olursak, KOBİ’leri de öyle sanıyorum ki ülkenin yükünü taşıyan, birbirlerine piyasa şartlarında eklenmiş ve her biri diğerlerinden farklı ve birbirinden değerli malzemeler taşıyan yük vagonlarına benzetebiliriz.
KOSGEB destekleri global rakamları
• 2010’dan bugüne 70 bine yakın işletmeye 1,2 milyardan fazla destek… • 17 bin kişi KOSGEB destekleriyle girişimci oldu, 271 bin lira destek verildi… • 2500 işletmeye ar-ge desteği verildi… • 182 işletme KOSGEB destekleriyle işbirliği yaptı… • KOSGEB veri tabanına kayıtlı 778 bin 905 işletme var.. Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
69
MAKALE
İşe gitmek tarih oluyor Çalışanlar ofise gitmeyecek, ofis çalışanların ayağına gelecek
Unify tarafından yapılan araştırmaya göre, beş yıl içerisinde toplantıların yüzde 94’ünün internet ortamında yapılacağı tahmin ediliyor. Mobil hayat tarzını benimseyen Y kuşağının yüzde 89’unun tam zamanlı bir iş yerinden çok esnek çalışma saatleri sunan firmaları tercih edeceği belirtiliyor. Y ve Z kuşağının; mobilite, esnek çalışma ve her yerden çalışma gereksinimlerini karşılayamayan geleneksel firmaların yakın gelecekte istihdam sorunu ile karşı karşıya kalması bekleniyor. Kurumsal görüntülü görüşme teknolojileri sayesinde dünyanın neresinde olunursa olunsun, iş süreçlerine katılmak artık eskisi kadar zor değil. Kurumların internet üzerinden toplantı yapmalarını ve seyahat masraflarını en aza indirerek önemli tasarruflar elde edilmesini mümkün kılan Circuit ile çalışanlar ofise değil, ofis çalışanların ayağına geliyor. Unify tarafından gelecekteki iletişim ihtiyaçları gözetilerek geliştirilen ürün, herhangi bir proje üzerinde çalışırken görüntülü görüş-
menin yanı sıra, sunum, demo gösterimi gibi paylaşımları aynı masa etrafındaymışçasına yapabilmesini mümkün kılıyor. Ürün sayesinde kurum çalışanları uzun iş seyahatlerinde geçirecekleri zamanı azaltıyor, daha verimli ve hızlı karar alabilme süreçlerine sahip olabiliyorlar.
2020 yılında toplantıların yüzde 94’ü internetten yapılacak
Erda Tütüncüoğlu Unify Türkiye Ülke Müdürü
72 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Unify tarafından yapılan araştırmaya göre, 2020 yılında toplantıların yüzde 94’ü tamamen internet ortamında yapılacak. Mobil çalışanların geçmiş dönemde artış hızı dikkate alındığında, 2020 yılında işgücünün yüzde 50’sinin esnek çalışma sistemine geçeceği öngörülüyor. Unify tarafından geliştirilen Circuit ürünü, internet tarayıcısı üzerinden kolayca ses, video, masaüstü ekran paylaşımı yapmayı sağlayan yeni ve gerçek
zamanlı iletişim olanağı sağlıyor. Circuit, herhangi bir kurulum ihtiyacı olmadan, PC veya istenilen mobil cihazdan erişecekleri internet tarayıcısı üzerinden kolaylıkla kullanılabilen, özellikle internet ve mobilitenin ön planda olduğu günümüzde iletişim ihtiyaçlarının tamamını karşılayan yeni bir teknoloji standardı.
Mobil çalışma planlamasının yapıldığı şirketlerde verimlilik daha yüksek
Fortune Global 500 listesindeki şirketlerin yaklaşık yüzde 75’ine tümleşik iletişim çözümleri sağlayan, dünyanın önde gelen iletişim yazılım ve hizmetleri şirketi Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu, Türkiye’nin gelecek 5 yılına ilişkin projeksiyonlarının hazır olduğuna dikkat çekerek, “Günümüzde internet
ortamının bize sunduğu nimetler giderek artıyor. Kurumlar ve bireyler iş saatlerinde daha özgür ve daha esnek çalışma imkânları elde etmek istiyor. Mobil hayat tarzını benimseyen Y kuşağının yüzde 89’u 09:00-17:00 zamanlı bir iş yerinden çok daha esnek çalışma saatleri sunan firmaları tercih ediyor. Mobil çalışma planlamasının yapıldığı şirketlerde, verimliliğin giderek daha yüksek seviyelere ulaştığı gözlemleniyor. Gelişen teknolojiler yeni yeni fırsatların yakalanmasına olanak yaratıyor.” açıklamasında bulundu.
Devir mobil çalışan devri
Özellikle son yıllarda kurumların ve bireylerin iletişim alışkanlıklarının dikkat çekici bir şekilde değiştiğine ve dönüştüğüne dikkat çeken Tütüncüoğlu; “Çalışanlar, eskiye oranla çok daha fazla hareket halinde. Kullanımı iyice artan akıllı telefon ve tabletler ise kullanıcı beklentilerini üst düzeye çıkarmış durumda. İletişim artık pek çok farklı kanal (ses, chat, video vs.) kullanılarak gerçekleştiriliyor. Müşterilerimize eski sistemlerinden Unify çözümüne geçerken bunu kademeli olarak gerçekleştirebilme ve sorunsuz entegrasyon olanağı sunuyoruz. Çözümlerimizin odağında kuruluşların verimlilik-
lerini artırmak yatıyor. Böylece çalışanlar işi organize etmekten çok, iş yapmaya odaklanabiliyorlar. KOBİ’ler başta olmak üzere, bütün kurum ve kuruluşların yenilikçi ürün ve hizmetlerden yararlanmasının ülkemize gerek istihdam gerekse mali yönden katkı sağlayacağı inancındayız. KOBİ çözümlerinde çok zengin ve esnek
bir ürün ailesine ve yüksek performans düşük fiyat değerlerine sahibiz.” dedi.
Orta ve küçük ölçekli firmalarda mobil çalışan sayısı artacak
Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan “2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planına göre, bilgi iletişim teknolojileriyle destekli uzaktan çalışma koşullarının oluşturulması için çeşitli adımlar atıldığını da vurgulayan Tütüncüoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Ülkemizde mobil çalışan sayısı hızlı bir şekilde artıyor. Bu konuda bilhassa büyük ölçekli kurumların ipi göğüslediğini; satış, pazarlama, iş geliştirme, içerik ve tasarım gibi çalışmaların daha çok mobil çalışanlar tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. Bu eğilimin giderek yaygınlaşacağını, orta ve küçük ölçekli firmalarda mobil çalışan sayısının artacağı öngörülüyor. Ekonominin gelişmesi ve korunması açısından yenilikçi teknolojilerin her alanda kullanılması ve teşvik edilmesi gerekiyor. Genç nüfusa ve dinamik bir coğrafyaya sahip olduğumuz göz önüne alındığında, bu teknolojilerin ne denli önem arz ettiğini görebiliriz.” Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
73
SEKTÖR
Çocuk gereçlerinde güvenlik Çocuklarımızın güvenliği onları emanet ettiğimiz bebek ve çocuk gereçlerinin sağlamlığına ve dolayısıyla üretimde kaliteli bağlantı elemanlarının kullanımına bağlı hep beraber çalışıyoruz. Ben kendimi makineler konusunda geliştirdim. Makinelerle ve üretimle ilgili her şeyin kontrolü benden geçiyor. Bir makinenin sesinden her türlü aksaklığı ya da ayarlarının doğru olup, olmadığını anlayabilirim. Çok titiz ve mükemmeliyetçi bir insanım ve bu işime de yansıyor.
Özperçin şirketi hangi sektörlere, neler üretiyor? Ürünlerinizin kalitesini nasıl garantiliyorsunuz?
Anne babalar çocuklarının güvenli ve rahat yolculuk etmesi, uyuması, yemek yemesi, eğlenmesi, öğrenmesi, büyümesi ve gelişimi için hiçbir masraftan kaçınmayarak çeşit çeşit gereçler satın alıyorlar. En değerli hazinemiz çocuklarımızın güvenliği bizim için her şeyden önemli. Dolayısıyla bebek ve çocuk gereçleri üreticileri bağlantı elemanlarının seçiminde kalite ve sağlamlıktan şaşmalı. Üreticiler maliyeti düşürmek için kalitesiz bağlantı elemanlarını tercih ettiğinde bebek arabaları, yürüteçler, bisikletler, ana kucakları, araba koltukları, salıncaklar, mama sandalyeleri, beşikler vb. güvenli olmaktan çıkıyor. Bu önemli konuyu 43 yıldır ağırlıklı olarak bebek ve çocuk gereçleri sektörüne bağlantı elemanları üreten Özperçin Cıvata ve Perçin Sanayi şirketinin imalattan sorumlu yöneticisi Polat Müker’le konuştuk.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Polat Müker, babam tarafından ben daha doğmadan önce kurulan bu şirkette büyüdüm, diyebilirim. Çünkü rahmetli babam işini çok severdi ve bizi de küçük yaşlardan itibaren her fırsatta üretimin içine sokarak, işi çekirdekten öğrenmemizi sağladı. Biz tam bir aile şirketiyiz. Kardeşlerim, amcam ve amcamın çocukları
74 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Özperçin 3-11 çaplar arasında yüksek mukavemetli standart ve özel bağlantı elemanlarını soğuk dövme teknolojisi ile üretmektedir. Üretimimiz ağırlıklı olarak bisiklet, bebek ve çocuk gereçleri, büro mobilyaları, otomotiv ve yan sanayilerine yöneliktir. Ayrıca talebe göre özel cıvata, perçin vb. tüm bağlantı elemanlarının imalatını yapıyoruz. Üretimin yönlendirilmesinde ve kalite kontrolünün sağlıklı olarak yapılabilmesinde en önemli faktör gerekli testlerin istenen doğrulukta ve duyarlılıkta gerçekleştirilmesidir. Özperçin olarak malzeme testlerini test laboratuvarlarımızda gerçekleştiriyor ve raporları müşterilerimizle paylaşıyoruz. Müşterilerimize iyi ve kaliteli hizmet sunmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Kaliteli bir bağlantı elemanı nasıl olmalı?
Üretimde ham madde kalitesi çok önemlidir.
Kaliteli hammaddeden üretilen bağlantı elemanları dayanıklı ve sağlam olur. Civata ve perçin üretiminde ara tavlı malzeme kullanılması gerekir. Tavsız ve metal değeri düşük malzeme kullanılırsa üretilen bağlantı elemanları dayanıksız olur.
Kalitesiz bağlantı elemanı kullanımı maliyeti büyük ölçüde etkiler mi? Büyük miktarlarda üretim yapanlar için maliyetin çok etkileneceğini söyleyebiliriz. Ancak ben sektördeki hiçbir firmanın böyle bir hata yapacağına inanmıyorum ve bu güne kadar hiç tanık olmadım. Çalıştığımız firmaların hepsi kaliteye çok önem verir. Yanlış bir tercihin sonuçları hem insani açıdan, hem de şirket itibarı açısından üzücü olur.
Bebek ve çocuk gereçleri üreticilerine önerileriniz nelerdir? Bağlantı elemanları bebek ve çocuk gereçlerinin omurgasıdır. Bu konuda kaliteden vazgeçmemeliler.
Anne babalara neler öneriyorsunuz? Bebek ve çocuk gereçlerini satın alırken nelere dikkat etmeliler? Ebeveynler çocukları için her şeyin en iyisini isterler. Ancak iyi görünen ve şık olan her zaman iyi demek değildir. Bence sağlamlık ve kalite daha önemlidir. Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.
MAKALE
IMF’den 2015 yılı küresel ekonomi tahminleri IMF Dünyanın bu yılki ekonomik durumu hakkındaki tahminlerini yayınladı. Bu rapora göre, ekonomik riskler son 6 ayda arttı, dolar yükselmesini koruyacak, önümüzdeki dönemlerde de dünyanın genel sorunu işsizlik olacak.
Finansal riskler gelişen ülkelere doğru kayıyor
IMF’nin yılda iki kez yayımladığı Küresel Mali İstikrar Raporu’nun Nisan 2015 sayısı ABD’de kamuoyuna duyuruldu. Finansal risklerin son 6 ayda düşük faiz ortamı, döviz kurlarındaki dalgalanma ve emtia fiyatlarındaki gerileme nedeniyle arttığına işaret edilen raporda, bu durumun özellikle yükselen piyasa ekonomilerini olumsuz etkilediği belirtildi. Bununla birlikte, artan risklerin odağının, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olanlara ve geleneksel bankacılık sisteminden “gölge bankacılık” sistemine kaymakta olduğuna dikkat çekilen raporda, bu durumun ek önlemler alınmasını gerektirdiği kaydedildi. Ayrıca raporda, yükselen piyasa ekonomilerine, kırılgan sektörlere yönelik denetimlerin arttırması tavsiyesine yer
76 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
verdi. Raporda IMF tarafından şöyle ifade edildi: “Yükselen piyasa ekonomilerine ilişkin borçların büyük bölümünü yabancı para cinsinden kredilerin oluşturması, makro ve mikro ihtiyati tedbirlerin şoklardan kaynaklanan riskleri azaltmakta önemli role sahip olduğu anlamına geliyor. Regülatörler, döviz ve emtia fiyatlarından kaynaklanan risklere yönelik banka stres testleri uygulamalı ve kurumsal kaldıraçlar ile döviz kurundan etkilenme riskini yakından takip etmeli.”
Dolarda son 34 yılın en büyük artışı
Raporda dolar için, son 9 ayda büyük merkez bankaları tarafından uygulanan farklı para politikaları nedeniyle 1981’den bu yana en yüksek artışı gösterdiği vur-
gulandı. IMF tarafından raporda, artışın, yabancı para cinsinden borçlu ülkelere yönelik baskıyı artırabileceği de belirtildi. Ülkelere ilişkin büyüme beklentileri ve düşen petrol fiyatlarının etkisini de yansıtan reel döviz kuru dalgalarının bazı yükselen piyasa ekonomilerinde sermaye çıkışını arttırdığı ifade edilen raporda, ikili ve çoklu swap anlaşmalarının döviz kurundaki dalgalanmalar için kullanılabileceği önerisinde bulunuldu.
İşsizlik oranı 2015 ve 2016’da yüzde 11’in üzerinde kalacak
IMF “Dünya Ekonomik Görünümü” raporunda Türkiye’de enflasyon ve işsizlik oranlarıyla ilgili öngörülerde de bulundu. Uluslararası Para Fonu(IMF), Türkiye’de işsizlik oranının bu yıl ve önümüzdeki yıl yüzde 11’in üzerinde
kalacağını tahmin ediyor. IMF “Dünya Ekonomik Görünümü” raporunda Türkiye’de geçen yıl yüzde 9,9 olan işsizliğin 2015 yılında yüzde 11,4’e ve 2016 yılında da yüzde 11,6’ya çıkacağı yer alıyor. Türkiye ekonomisinde ise büyümenin bu yıl yüzde 3,1 ve gelecek yıl da yüzde 3,6 olması bekleniyor. Fon’un önceki raporunda her iki yıl için yüzde 3,4 büyüme öngörülmüştü. IMF raporunda, Türkiye’de enflasyon oranı da bu yıl için yüzde 6,6 ve gelecek yıl için de yüzde 6,5 olarak yer aldı. Uluslararası Para Fonu, bu yıl için yüzde 3,5 ve gelecek yıl için de yüzde 3.8 düzeyindeki küresel ekonomik büyüme tahminlerini ise değiştirmeden sabit tuttu. Bu yıl ve önümüzdeki yıl ekonomik büyümenin gelişmiş ülkelerde güç kazanırken, gelişmekte olan ülkelerde zayıflayacağı uyarısında bulunan IMF, küresel düzeyde makro riskler azalırken, finansal ve jeopolitik risklerin artacağına da dikkat çekildi. IMF Ekonomi Danışmanı ve Küresel Ekonomik Görünüm araştırmasının Direktörü David Barchard, raporun sunumunun yapıldığı basın toplantısında, “Bir grup karmaşık güç, küresel düzeyde gelişmeleri şekillendiriyor” dedi ve ekledi. “Zayıf bankalar ile kamunun yüksek borçları nedeniyle ortaya çıkan finansal sorunlar ve Euro bölgesi krizi, bazı
ülkelerde hâlâ harcamalar ve ekonomik büyüme üzerinde yük oluyor. Buna bağlı olarak da büyüme sürecini yavaşlatıyor.”
TL’deki değer kaybı vurgusu
İşsizlik konusunda ise IMF’nin beklentileri kötümserleşiyor. Fonun 2015 işsizlik tahmini yüzde 9,9’dan yüzde 11,4’e yükseltildi. IMF raporunda Türkiye’de enflasyonun düşen petrol fiyatlarına bağlı olarak gerilediği ifade edilse de “Ancak para birimindeki değer kaybı, para politikasındaki gevşeme ve iç pazardaki yüksek gıda fiyatları, enflasyondaki düşüşü sınırlıyor” dedi. Merkez Bankası’nın faiz politikasına da değinen IMF yorumlarına, “Para poli-
tikasının daha fazla gevşetilmesi ancak enflasyon beklentileri Merkez Bankası hedefleriyle uyumlu hale gelirse düşünülmeli. Ayrıca reel faizlerin de açık biçimde pozitif bölgeye geçmesi gerekiyor” diyerek devam etti. Mali disipline de dikkat çeken IMF, hükümetin açıkladığı orta vadeli programda da öngörüldüğü şekilde daha sıkı maliye politikalarının iç-dış talep dengesizliğini azaltacağını ve Merkez Bankası üzerindeki baskıları hafifleteceğini öngörüyor.
Brezilya ve Rusya’da manzara kötü
IMF raporunun küresel ekonomiye dair bölümlerinde ise başta ABD ve Kanada olmak üzere gelişmiş ekonomilerde toparlanmanın daha belirgin hale geldiği ifade ediliyor. Özellikle petrol ihraç eden ekonomiler için IMF’nin beklentileri olumsuza dönmüş durumda. Petroldeki düşüş ve yaptırımların etkisi altındaki Rusya için 2015 büyüme tahmini yüzde 0,5’ten daralmaya döndü. IMF, Rus ekonomisinde bu yıl yüzde 3,8 daralma bekliyor. Rusya’da jeopolitik görünüme dair belirsizlikler ve yaptırımların uzun süre devam etme olasılığının ülke ekonomisini uzun süre olumsuz etkileyebileceği uyarısını yapıyor. Büyüme beklentileri sert biçimde aşağı yönde revize edilen bir diğer ülke ise Brezilya. Petrobras şirketindeki yolsuzluk soruşturmasından bu yana özel sektör güveninde toparlanma olmadığını ifade eden IMF, Brezilya ekonomisinde yüzde 1’lik daralma bekliyor. Bir önceki raporda tahmin yüzde 1,5’lik büyüme yönündeydi. Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
77
SEKTÖR
Toksöz Grup, “evolvia” markası ile “Bebek beslenmesi” sektöründe! Sanset Gıda ile Tadelle, Sarelle, L’era Fresca, Sagra, Gol, Pernigotti ve Zumosol markalarıyla gıda sektöründe, Sanovel ilaç ile de ilaç sektöründe başarıyla faaliyet gösteren Toksöz Grup, Montero Gıda ile bebek beslenmesi sektörüne adım attı
Düzenlenen toplantıya ev sahipliği yapan Sanset Gıda Pazarlama Direktörü Aslı Eren Şengezer ile Montero Pazarlama ve Satış Müdürü Dr. Hakan Öztekin, Toksöz Grup ve bu sektörde faaliyet gösterecekleri Montero şirketinin hedefleri ve bebek beslenmesi alanında ilk ürünü olan Evolvia NutriPRO hakkında bilgi verdi. Sanset Gıda Pazarlama Direktörü Aslı Eren Şengezer, “Toksöz Grup olarak 4000 çalışanımız ile ilaç üretim ve dağıtım, hızlı tüketim sektörlerinde faaliyet gösterirken şimdi de bebek beslenmesi sektörüne adım atıyoruz. Grup şirketlerimiz faaliyetlerini, uluslararası standartlarda üretim, pazarlama ve satış yapabilecek
80 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
şekilde geliştirmiştir. Eczacı Erol Toksöz tarafından kurulan yüzde yüz Türk sermayeli şirketimiz Sanovel İlaç, 40 yıllık tecrübesi ile ilaç sektöründe başarılı şirketler arasında yer alıyor. Silivri Çantaköy’de yer alan modern teknoloji ile donatılmış fabrikamız ilaç sektöründe örnek teşkil ediyor. Hepinizin bildiği üzere TMSF’den Eylül 2007 tarihinde Tadelle, Sarelle, Gol ve Sagra markalarını alarak gıda sektörüne adım attık. 2011 yılında da L’era Fresca markası ile dondurma sektöründe faaliyet göstermeye başladık. İç pazarda geleneksel lezzetleri tüketiciyle buluşturan Toksöz Grup, gıda sektöründe globalleşme yatırımlarının ilk adımını İtalya’nın 150 yıllık geleneksel çikolata ve dondurma markası olan Pernigotti’yi satın alarak atmıştır. Uluslararası oyuncu olma yolunda diğer yatırımımız ise İspanyol Zumos Palma… İspanya’nın yüzde yüz doğal meyve suyu markası Zumosol, Kasım 2013 itibariyle Toksöz Grup bünyesine katıldı. Faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörlerde çevreye ve insana saygı bilinci ile hareket eden Toksöz Grup, doğallığı, kaliteyi ve yeniliği tüm birimlerinde ilke edinmiştir. Grubumuz bünyesindeki bir diğer şirketimiz Arven ise, 2013 yılında kuruldu. Yüksek teknoloji ürünleri üretmek üzere kurulan Arven, Kırklareli’nde faaliyete geçecek yeni üretim tesisi ile önümüzdeki yıl içerisinde solunum ürünlerinin yanı sıra, biyoteknoloji ilaçları gibi spesifik ilaçlar da üretebilen bir şirket olarak faaliyetlerini sürdürecektir. Yaptığımız son yatırımlarla birlikte grup büyüklüğümüz 700 milyon euroya ulaştı. Toksöz Grup olarak yeni yatırımlarımızla global bir şirket olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz.” dedi. Montero Gıda ile bebekler ve anneleri için, sağlıklı yaşam süreçlerine yardımcı olan yüksek kaliteli besin ve destek ürünleri sunmayı hedeflediklerini belirten Dr. Hakan Öztekin, bebek beslenmesindeki ilk ürünleri olan Evolvia NutriPRO®’yu piyasa sunduklarını söyledi. Montero Pazarlama ve Satış Müdürü Dr. Hakan Öztekin yaptığı açıklamada; “Toksöz Grup olarak bebek beslenmesi sektörüne girmenin heyecanı içerisindeyiz. Montero Gıda ile öncelikli hedefimiz, bilimsel araştırma ve inovatif çözümler ile bebek ve annelerin ihtiyaçlarını karşılayacak ürünleri geliştirmek. Yüzde yüz bir Türk markası olan Evolvia NutriPRO®’nun üretimini, stratejik ortağımız Ordesa ile beraber yapıyoruz. Ürünümüzün
bütün gelişim süreci, İspanya’da 70 yılın üzerinde deneyime sahip Ordesa Laboratuarları’nın Barselona Science Park Merkezi’nde tamamlandı. Evolvia NutriPRO®, anne sütünün yokluğunda veya eksikliğinde anne sütüne takviye olarak kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Doğumdan itibaren 6. aya kadar Bebek Sütü, 6. aydan itibaren Devam Sütü ve 12. aydan itibaren katı gıdalara ek olarak kullanılan Devam Sütü olmak üzere 3 farklı ürünümüz, eczanelerde, yerel ve ulusal zincir mağazalarda satışa sunulmaktadır. Kaliteli ve kapsamlı formülü ile fark yaratacağımız bebek beslenmesi sektörüne olan yatırımlarımız, önümüzdeki dönemde devam edecek. Bebek beslenmesi dışında gebelik ve emzirme dönemlerinde, anne ve bebeklerin sağlıklı yaşam süreçlerini desteklemeyi amaçlayan yeni ürünlerimizi, Montero Gıda güvencesiyle tüketicilerimize sunacağız. Bununla birlikte prematüre bebekler ve bazı tıbbi ihtiyaçları olan bebekler için formüle edilmiş bebek mamaları ile tahıllı kaşık mamalarını da Evolvia’nın ürün portföyüne ekleyeceğiz. Toksöz Grup olarak büyüyen bebek beslenmesi pazarında yatırımlarımızla büyümeyi hedefliyoruz.” açıklamasında bulundu. Evolvia NutriRPO reklam filmlerinin stratejisini hakkında da bilgi veren Sanset Pazarlama Direktörü Aslı Eren Şengezer “Masalsı dünya konseptinden yola çıkarak tasarlanan reklam filmlerimizde, masalsı dünyayı reel hayat ile bağdaştırarak ürünlerimiz hakkında anneleri ve ebeveynleri bilgilendirdik. 2015 yılı, markamızın bilinirliğini arttırmak adına yoğun İletişim yapacağımız bir yıl olacak. Bir yandan ağırlıklı olarak TV mecrasını kullanıyor diğer yandan da digital dünyada anneler ile iletişim kurmaya devam ediyoruz. Tüm bunların yanı sıra satış noktalarında da uzman hemşirelerimiz ile birlikte tüketicilerimize anne sütünün önemini ve anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda güvenle kullanabileceği devam sütü Evolvia NutriPRO® ürünlerimiz hakkında bilgi veriyoruz” dedi.
hastalığı üzerinde olumlu etkisi vardır. Evolvia NutriPRO® Alfa-laktalbumin ile zenginleştirilmiş protein içeriğine sahiptir. Alfa-laktalbumin anne sütünün başlıca whey proteinidir. Whey proteinleri, bebekler için besinsel değeri yüksek proteinlerdir. Bol miktarda esansiyel aminoasit içerirler. Evolvia NutriPRO® Omega-3 yağ asitleri içerir. Uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri (LC-PUFA) bebek beslenmesinde önemli rol oynarlar. Omega-3 yağ asitleri beyin ve retina gelişimi için elzemdir. Bu nedenle gebelikte ve doğum sonrasında bebeğin gelişimi için yeterli miktarda Omega-3 yağ asidi alınması önerilmektedir. Evolvia NutriPRO® Nükleotid ilavelidir. Nükleotidler anne sütünde yüksek konsantrasyonda bulunurlar ve bebeklerde bağırsak mikroflorasının kompozisyonunu iyileştirir ve anne sütü alanlara benzer hale getirirler.
Şimdiye kadar üretilen en kaliteli ve kapsamlı devam sütü: Evolvia NutriPRO
-Evolvia NutriPRO® 1: Doğumdan itibaren 6. aya kadar Bebek Sütü, -Evolvia NutriPRO® 2: 6.aydan itibaren Devam Sütü, -Evolvia NutriPRO® 3: 12. aydan itibaren katı gıdalara ek olarak kullanılan Devam Sütü, İçerik; Evolvia NutriPRO® Prebiyotik Lif ve Probiyotik ilavelidir. Anne sütünde prebiyotikler bulunmaktadır ve ana görevi bebeğin bağırsaklarında sağlıklı bakteri florasının oluşumunu sağlamaktır. Prebiyotik bileşenler, sindirim sistemini düzenlemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olan probiyotik mikroorganizmaların bağırsakta gelişimini ve yaşamını destekler. Probiyotikler kişinin sağlık durumunda olumlu etkiler yapan canlı mikroorganizmalar olarak tanımlanabilirler. Probiyotik mikroorganizmalar sindirim sistemini düzenlemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olur. Probiyotiklerin birçok bebeklik ve çocukluk Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
81
RÖPORTAJ
Levent Kızıltoprak yeni girdikleri bebek, çocuk sektöründe büyümeyi hedefliyor Levent Kızıltoprak firmasından Gizem Kızıltoprak ile toptan ve perakende faaliyetlerine dair, sizler için bir söyleşi gerçekleştirdik 2010 yılı itibariyle Mert ve Eray Kızıltoprak tarafından bir aile şirketi olarak kurulan firma, ebeveyn ve çocuklara yönelik tekstil ürünleriyle sektöre hizmet etmektedir. Firma, ‘Levent Kızıltoprak’ markası ile imalatını yaptıkları anne takımları ve pijamaların yanı sıra, Dagi, Eros, Elsima gibi markaların ve Chicco, Walt Disney, Spirderman gibi lisanslı ürünlerin de toptan ve İzmir’deki ‘Sanimini’ mağazaları vesilesiyle de perakende satışını yapmaktadır.
dettiğinin önemine dikkat çeken Gizem Kızıltoprak, “Çocuk ürünlerinde % 100 pamuk olması önceliğimizdir. Günümüzde anneler çocuklarına ürün satın alma konusunda çok daha bilinçli davranıyor. Bir ürün alırken öncelikle iç etiketine bakmayı ihmal etmiyor. Bu bağlamda önem verdikleri husus ürünün fiyatı değil, sağlık faktörü ve kalitesi oluyor” dedi. Aynı zamanda çalıştıkları markaları seçerken, etikette belirttikleri kriterlerin doğruluğundan emin oldukları markaları tercih ettiklerini de belirtti.
%100 Pamuk olması önceliğimiz
İzmir’de Sani Mini çocuk mağazamız faaliyette…
Ailelerin artık bilinçli olduğunun ve sektöründe bu yönde bir gelişme kay-
Gizem Kızıltoprak, günümüzde eskiye
kıyasla bebek sektörünün çok hızlı geliştiğini belirtti. Bu ilerlemede reklamın çok büyük bir pazar payı olduğunun altını çizen firma yetkilisi, sözlerine şöyle devam etti; “ Eski dönemlerde yürüteç, örümcek gibi ürünler yasaktı. Bu bağlamda artık sınırlamalar kalmadı. Zamanla ihtiyaca bağlı olarak yeni yeni ürünler piyasaya çıktı. Aileler de çocukları için gerekli olan her ürünü alıyorlar.” Bu bağlamda sözlerini sürdüren Kızıltoprak, “ İzmir’in Göztepe semtinde yönetimini Orçun Berk’in yaptığı Sanimini adında bir çocuk mağazamız var. Buradan da gördüğümüz şu ki, aileler tarafından çok fazla gerece yönelme var. Önceleri yalnızca bir tane ürün alınırdı. Aynı ürün ile birkaç çocuk büyür, yıllarca kullanılırdı. Şimdi ise, aileler her çocuğu için ayrı ayrı ürün alıyorlar” dedi.
“İlk elden müşterilerle birebir iletişimde bulunduğumuz için daha güvenilir geliyoruz” Büyük bebek markaları ile rekabetin zor olduğunu belirten yetkili, “ Bilinen bebek markalarının yüksek metrekareleri ve içerilerinde bulunan kocaman oyun alanları olması rekabeti zorlaştırıyor. Diğer yandan bizim ise, fiyat politikamızın farklı oluşu müşterileri cezbediyor. Büyük markaların kalıplaşmış taksit
84 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
seçeneklerinin yanında bizim daha fazla taksit imkânımız var. Bir diğer fark ise, ürün değişiminde daha fazla kolaylık sağlayabilmemiz. Aynı zamanda müşteri ile birebir iletişimde bulunduğumuz için daha güvenilir ve sıcak geliyor” ifadelerine yer verdi. Kızıltoprak, Alışveriş Merkezleri’nde personellerin müşteriler ile yeteri kadar ilgilenip, yardımcı olmadıklarını belirtti. Diğer yandan, bu noktada firma olarak müşterilerine daha fazla yardımcı olduklarını ve eve kurulum aşamasına kadar da destek sağladıklarını ekledi. Firma yetkilisi, dış pazarda daha çok tanınmak için, daha fazla yenilik yapmayı planladıklarını dile getirdi. Bu bağlamda dış pazardaki ticaret firmalarının kendilerine çok yardımları olduğunu da sözlerine ekleyen Kızıltoprak, şöyle devam etti; “Mısır, İran ve Tunus gibi ülkelerden gelen yeni bir müşteri, bizden aldığı ürünü ülkesine götürdüğünde, küçük yerler olduğu için herkesin ürünü tanıma şansı oluyor. Diğer toptan firmalarına göre biz yabancı müşterilerimizin başka yerden aldıkları ürünü de kendi ürünlerimizle birlikte göndererek onlara daha fazla yardımcı oluyoruz. Bu gibi durumlara önem verdikleri için bir puanın bile iskonto olarak önemi oluyor.”
Bebek Sektöründe, İran, Tunus ve Mısır önde
Bebek sektöründe daha çok İran, Tunus ve Mısır’ın önde gittiğini vurgulayan Kızıltoprak, “Bu ülkeler bizden çok ürün alıyorlar. Rusya buna kıyasla bebek alanında o kadar etkin olmamasına rağmen
kriz olarak etkiledi. Mısır bu alanda çok daha hızlı büyüdüğü için bizim açımızdan daha önemli bir ülkedir” diye belirtti. Yetkili, “Levent Kızıltoprak” olarak kendi markaları olduğunu ama çocuk ürünü olarak daha başlamadıklarını dile getirdi. Bu anlamda Sanimini ve Lienna olarak çalışmalarının olduğunu ve hedeflerinin öncelikle iç piyasa olduğunu belirtti. Firma yetkilisi, kendi markalarının ürünlerini yabancı ülkelere ihracat yaptıklarını ve dış piyasaya daha fazla açılma planları olduğunu dile getirdi. Bunun yanında İran, Mısır, Tunus gibi ülkeler başta olmak üzere birçok ülkeye ihracat yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti; “ Aynı zamanda Ortadoğu ve Arap ülkeleri de genel ihracat yaptığımız bölgelerdir. Dubai’den de gelen
müşterilerimiz var. Diğer yandan ithal ürünlerinde satışını gerçekleştiriyoruz.”
Devletin koyduğu kota sınırı İthalatı olumsuz etkiliyor
Sektörde ortak bir ithalat sıkıntısı olduğunu belirten Kızıltoprak, “Devletin belirlediği ithalat kotası yurt dışına ürün satışımızı olumsuz etkiliyor. Ülkemizden alışveriş yapan yabancı firmalar, maksimum para kotasının üzerine çıktıklarında parayı firmalara ulaştıramıyorlar. Belirlenmiş olan meblağı geçerlerse, o parayı havaalanında bırakmak zorunda kaldıklarından dolayı, bu durum bizden ürün almalarını engelliyor. Türk piyasasında kendi ürünlerimizi yurtdışına satacak güç varken, hükümetin koyduğu ambargodan dolayı sıkıntı çıkıyor” dedi. Piyasada ithal ürünlerin yanında artık yerli ürünlerinde çok iyi olduğunu belirtti. Ayrıca çocuk kıyafetlerinde yurt dışı piyasasına nazaran, Türk ürünlerin iç etiketlerinin ve lastiklerinin çok daha doğru ve kaliteli olduğunu da ekledi. Tekstil alanında ülkemizin, dünya piyasasına kıyasla çok önde olduğunu dile getiren Kızıltoprak, “Dünya’nın her yerinden ülkemize akın etmiş bir dış piyasa var. Rusya’da tekstil alanında ülkemizdeki kadar alışveriş yapılmıyor” ifadesinde bulundu. Sözlerine bu yıl firmaların sektörde sağlam adımlar atmaları, ne satıp ne ödeyebileceğinin iyi analizini yapmaları gerektiğini vurgulayarak son verdi.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
85
AKTÜEL
Bir Lider, Yönetici Olmak… Çelik Kralı Andrew Carnegie Ünlü iş adamı, Çelik Kralı Andrew Carnegie’nin mezar taşında şunlar yazmaktadır: “Burada kendinden çok daha akıllı insanları etrafında toplayarak başarıya ulaşmış, basit bir insan yatıyor.”
General Electric’in başkanı General Electric’in ünlü başkanı Jack Welch’ten yöneticilere tavsiyeler: • Yönetmeyi bırakıp liderliğe başlamalıdırlar. • Gerçekle yüzleşmelidirler. • Eyleme geçmelidirler. • Basit ve tutarlı olmalıdırlar. • Bürokrasiden vazgeçmelidirler. • Çalışanları yönetime katmalıdırlar. • Kaliteyi her çalışanın işi haline getirmelidirler.
Yönetim ve çalışan sayısı ilişkisi 100 çalışanınız varsa, en önde yer alırsınız. Onlara bağırsanız, vursanız bile, sizi takip ederler. Eğer grup 1000 kişiye çıkarsa, önde değil, ortada bir yerde olmalısınız. Organizasyon 10.000 kişiye ulaşınca, huşu içinde arkada kalır teşekkürlerinizi sunarsınız. Konosuke Matsushita
Yanınızda çalıştırdığınız insanlara güvenmelisiniz
Dönemin teknolojisine göre çok tehlikeli bir iş yapan, vahşi hayvanların fotoğraflarını oldukça yakından çeken bir adam vardı. Ünlü Kodak firmasının kurucusu Mr. Eastman. 1930’lu yıllarda basit bir film makineleri kullanarak Afrika’daki vahşi hayvanların fotoğraflarını yanlarına yaklaşarak çekme cesareti gösteren bu adama, dostları bunu nasıl gerçekleştirdiğini sordular. Mr. Eastman şöyle açıkladı: “Yanıma güvendiğim bir avcı aldım. Makinemin 10 metre kadar önüne bir çizgi çizdim. Avcıya, ben film çekerken herhangi bir hayvan bu çizgiyi geçme teşebbüsünde bulunursa derhal vurmasını söyledim.” Bu kez dostlar daha da heyecanlanarak: “Ya avcı vurmasaydı? Onun, söyleyeceklerinizi yerine getireceğinden nasıl bu kadar emin oldunuz? Canınızı nasıl bu kadar kolayca tehlikeye atabiliyorsunuz?” diye sorduklarında Mr. Eastman şöyle cevap verdi: “Dostlarım! Hayatta başarılı olmak istiyorsanız, yanınızda çalıştırdığınız insanlara güvenmeyi öğrenmelisiniz.”
88 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Vehbi Koç’un yöneticiler hakkındaki görüşü Sermaye ne kadar önemliyse, adam yetiştirmekte o kadar önemlidir. Eskiden önem bakımından sermaye ve eleman oranlarını yarı yarıya kabul ederdim. Bugün, sermayenin önemi %40, elemanın önemini %60 olarak düşünüyorum. Bir kuruluşun kilit noktasındaki yöneticiler ne kadar güçlü olursa, o kuruluşun verimi, o kadar artar.
Bandocu başı Daha on üç yaşında olmama karşın kendime oldukça güvenen bir çocuktum. Bu nedenle de o yıl küçük kasabamızın davul ve borazan topluluğu “The Apple Arrows” bandosunun önünde yürümeye gönüllü oldum. Çubuk çevirme konusunda pek iyi değildim. Yürüyüş çalışmalarında da tökezlememe karşın jimnastik becerilerim nedeniyle bu önemli görevin bana verildiğini düşünüyordum. Sonunda büyük yürüyüş günü geldi ve ben çubuğumu atmaya, çevirmeye, bandomu kalabalık yürüyüş yolu boyunca yürütmeye başladım. Ailem, arkadaşlarım hatta en sevdiğim öğretmenlerim bu yeni görevimde beni alkışlamak için gelmişlerdi. Bu benim için çok büyük bir deneyimdi; düşümün gerçekleşmesinin tadını çıkarıyordum. Birden omzumda sert bir el duyumsadım ve kulağımın dibinde rahatsız edici bir ses duydum. Bu el ve ses bando müdürüne aitti. Beni tam zamanında çevirmişti. Ben de böylece bandonun iki blok ötedeki yöne doğru ilerlediğimi görebildim. O gün aldığım derslere gelince: • Kendinizi çok ciddiye almayın. • Lider olabilmek için içgüdü ve kendini beğenmişliğin ötesinde şeyler gerekir. • İyi bir lider okların doğru yönü gösterdiğinden emin olmak için arada sırada arkasına da bakar. • Ne kadar koşarsanız koşun ters yönde ilerleyen bir grubu yakalamanız zordur!
Candis Fancher
Bir liderin büyüklüğü: İnançlarının derinliği, Heveslerinin yüksekliği, Görüşünün genişliği Ve sevgisinin menzili ile ölçülür.
D.N. Jackson
“Herkes mesleğinde ve hayatında birçok karanlık yoldan geçmeye mecburdur. Ancak bu yolları ellinde bir ışık olmadan geçmeye çalışmaktansa, başkalarının tecrübe meşalelerinden faydalanarak yürümek daha kolay ve karlı değil midir?”
John Wanamaker
“İnsanların zamanını satın alamazsınız; belli bir yerde fiziksel varlıklarını satın alabilirsiniz; hatta saat başına belli miktarda kas hareketlerini bile satın alabilirsiniz. Ama coşkuyu satın alamazsınız… Sadakati satın alamazsınız… Yüreklerindeki bağlılığı satın alamazsınız. Bunları kazanmanız gerekir.” Clarence Francis
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
89
AKTÜEL
Henry Ford’un başarı sırları • Her şeyden önce çalışanlarıma, insanlığın evrensel ilkesi olan sevgimi verdim. Onlara samimi davranıp sadakat gösterdim. • Onlara güvenimi daima sürdürdüm. • Alınlarının teri kurumadan hak ettikleri ücreti fazlasıyla verdim. • Onlarla aynı sofrada yemek yedim. • Çalışanlarımı evlatlarım gibi gözetip, onların her türlü sıkıntılarıyla içtenlikle ilgilenmeye çalıştım. • İnsanlara iyilik yatırımında bulunarak faydalı olmaya gayret ettim. • Yaratılış gayemin gereğini yerine getirmeye çalıştım. • Hiçbir insanı hor görmeyip hep aziz bildim, merhametli davrandım. Çalışmaktan yılmadım. Bir adım attım; iki adım yaklaştılar. • Bütün bunların karşılığı mı? İşte Ford fabrikası…
Sıfırın önündeki bir… Vehbi Koç anlatıyor: “Hayat mektebinde yetişen ve yaşlanan bir iş adamı, istikbal gördüğü küçük oğluna öğüt veriyordu: Sana, bu ileri yaşımda hayat görüşümü sayılarla anlatmak istiyorum. Bilesin ki, sağlık insan hayatı için çok anlamlı bir değerdir. Onun için elindeki kâğıda sağlık için ‘1’ sayısını yaz. Bu yıl liseyi bitireceksin, bu da bir başarıdır. Bu başarı için de bir sayısının yanına ‘0’ ilave et. Sonra sende üniversite eğitimini tamamlayacaksın. Bu başarın için kâğıda iki sıfır ilave et. Sıra askerlik görevini yapmana gelecek. Bunun da değeri iki sıfırdır. Çalışmaya başlayacaksın, yükseleceksin, bu aşamaların her biri için yazdığın sayının yanına birer sıfır daha eklemeye devam et. Yıllar geçtikçe sayına daha bir sürü sıfır ilave edeceksin. Yazdığın sayı büyüdükçe büyüyecek, dedi. İhtiyar iş adamı bu sözlerinden sonra oğluna ders olacak şu sözlerle hikâyesini bitirdi: - Oğlum! Sayının değeri çok büyüdü diye sakın hemen sevinme. Unutma ki bu değer, sayının başındaki ‘1’ rakamı durduğu sürece bir değer ifade edecektir. Onun için ‘sağlığın’ insanın en değerli parçası olduğunu sakın unutma!...
Güney Kutbu’nun kâşifinin sırrı… Ünlü kâşif Ernest Shackleton, Güney Kutbu’nu keşif için yola çıkmaya karar verdiğinde yıl 1907 idi. Kendisi yola çıkmaya hazırdı ama bu zor yolculuk için mürettebata da ihtiyacı vardı. O yıllarda böyle bir yolculuğa çıkmak, geri dönmemek riskini almak anlamına da geliyordu. Ağızdan ağza mürettebat bulamadığı için London Times gazetesine ilan verdi. İlanda şu duyuruyu yapıyordu: “Tehlikeli bir yolculuğa çıkacak elemanlar aranıyor. Üstelik ücretler çok düşük. Aşırı soğuk olacak, saatlerce zifiri karanlıkta yol alacağız. Sağ olarak dönüş de belli değil. Başarı halinde ise şan ve şöhret sizi bekliyor.” İlanın yayınlandığı günün sabahında 5 binden fazla erkeğin gazete yazıhanesinin önünde kuyruk olmuş. Sadece 3-5 kişilik bir mürettebat bulmayı amaçlayan, ancak “meydan okuma” içeren bir ilan için, binlerce kişi başvurmuştu.
Size harika bir yönetici olmak için ne gerektiğini anlatayım Harika bir yönetici, oyuncularına olduklarından daha iyi olduklarını düşündürme marifetine sahiptir. Sizi kendinizi iyi görmeye zorlar. Size inandığını söyler. Kendinizden daha çok faydalanmanızı sağlar. Ve gerçekten ne kadar iyi olduğunuzu bir kez öğrendikten sonra elinizden gelenin en iyi sinden azını yapmaya asla razı olmazsınız. Reggie Jackson
90 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
AKTÜEL
Işığı yaymak Genç bir adam orta halli bir şehirde kendi işini kurmuştu. Şehrin caddelerinden birinde, bir perakende dükkânıydı açtığı. Fakat kendisi hem dürüst, hem de dost canlısı olduğundan; fazla kâra da tamah etmeyip dükkânındaki malları biraz ucuza sattığından kısa zamanda şehirdeki herkesin uğrak yeri haline gelmişti dükkânı. Zaman içinde dükkânının ünü o kadar yayıldı ki, civar şehirlerden olup yolu bu şehre düşen hemen herkes de ona gelip alışveriş yapmaya başlamıştı. Gelen giden, “Ne zaman bizim oralarda dükkân açmayı düşünüyorsunuz?” diye sorduğundan, sermayesi çoğaldığında genç adam civar şehirlere de yaymaya başladı işini. Sonra başka şehirler derken, büyük bir marketler zincirinin sahibi haline geldi. Ancak, bu arada, onca seneler geçmiş, bizim genç perakendeci yavaş yavaş bir ayağının çukurda olduğunu hissettiği senelere gelmişti. Nitekim bir gün şiddetli bir rahatsızlık geçirip apar topar hastaneye kaldırmışlardı kendisini. Hastanede kaldığı günlerden birinde, onun yokluğunda işleri götürmeye çalışan her üç oğlunu yanına çağırdı adam. Artık yaşlandığından, Allah’ın ona daha uzun seneler yaşamayı nasip etmesi mümkün olduğu gibi yakın zamanda ölmesinin de pekâlâ mümkün olduğundan başlayarak, aklı başında her yaşlının söylediği birtakım cümleleri sıraladıktan sonra: “Üçünüz de benim oğlumsunuz” dedi. “İçinizden hangisi şirketimizin başına geçecek, buna karar vermem zor. Ben öldükten sonra da bu yüzden birbirinizle kötü olmanızı hiç istemiyorum. O yüzden, hanginizin işin başında olmayı hak ettiğine karar vermek için sizi sınamaya karar verdim. Üçünüze de on dolar vereceğim. Şimdi gidip yalnızca bu on dolarla öyle bir şey alacaksınız ki, akşam getirdiğinizde şu odamı bir uçtan bir uca dolduracak. Haydi, şimdi yola düşün bakalım.” Çocuklar, babalarının yanından ayrıldılar ve her biri ayrı bir sokaktan yola koyulup alacakları şeyi düşünmeye başladılar. Akşam geri döndüklerinde babaları: “Evlatlarım, on dolarla ne yaptınız?” diye sorduğunda, birinci çocuk: “Arkadaşımın çiftliğine gittim, on dolarımı verdim ve ondan iki balya saman aldım” diye cevap verdi ve odadan dışarı çıkıp aldığı samanları içeri getirdi, çuvalı açtı ve samanları havaya savurmaya başladı. Odanın her tarafı bir anda samanla doldu. Ama az sonra samanların tamamı yere indi ve böylece, bu oğlunun babasının istediği şekilde odayı bir uçtan öbür uca dolduramadığı görülmüş oldu. Bunun üzerine, adam ikinci çocuğuna yönelip: “Peki, oğlum,” dedi, “sen paranla ne yaptın?” Çocuk: “Yorgancıya gittim. Ondan on dolarlık kuştüyü aldım” diye cevap verdi ve çuvalını içeri getirip içindeki bütün tüyleri savurmaya başladı. Birkaç dakikalığına neredeyse bütün oda tüylerle doldu, ama samanlar gibi tüyler de yavaş yavaş yere indiler ve böylece bu çocuğun da odayı dolduramadığı görülmüş oldu. Sıra, son çocuğa gelmişti. Hasta yatağında hafifçe doğrulan adam:
“Sen evladım” dedi ona, “Sen paranı ne yaptın?” Çocuk, “Babacığım!” dedi, “On dolarımı cebime koyup, senin yıllar önce açtığın ilk dükkâna benzeyen küçük bir dükkâna gittim. Dükkânın sahibine parayı verdim ve bozmasını istedim. Sonra, beş dolarını bir hayır kurumunun kumbarasına bıraktım, dört dolarıyla yolda gördüğüm iki muhtaç insana yiyecekleri bir şey alıp verdim, kalan bir dolarla da iki şey aldım.” Bunu der demez, elini cebine atıp bir çakmak ve bir mum çıkardı çocuk. Odanın lambasını kapatıp mumu yakınca, bütün oda mumun yaydığı ışıkla doldu. Saman veya tüy on dolarla odayı doldurmaya yetmemişti, ama bir dolara alınan mum ile çakmak bütün odayı bir uçtan öbür uca ışıkla doldurmuştu. Bunun üzerine, memnun bir yüz ifadesiyle, “Çok iyi oğlum!” dedi baba. “Benden sonra işlerimin ve ailemin başında sen olacaksın. Çünkü hayata dair çok önemli bir şeyi, ışığını yaymayı öğrenmişsin.”
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
91
MAKALE
Alışveriş deyince anneler bir adım önde geliyor
Alışveriş ve internet üzerinden ürün araştırma konusunda yapılan analizler gösteriyor ki anneler bir adım önde gidiyor. Kadın e-ticaret kullanıcılarının önemli bir bölümünü oluşturan annelerin, Thinkretail sonuçlarına göre, ürün araştırma ve satın almak için interneti oldukça aktif kullandıkları ortaya çıktı. Araştırmaya göre, arama motoru kullanıcılarının yüzde 80’inden fazlası ve annelerin yüzde 90’ı gıda, giyim ve aksesuar, ev bakımı, kişisel bakım ve kozmetik kategorilerinden ürün satın alıyor. Peki, en çok hangi alanda araştırma yapıyorlar dersiniz? Kişisel bakım ve ev aletleri kategorisi en çok araştırma yapılan kategoride başı çekiyor.
Google’ın bu araştırması ise, internette en çok araştırma yaptığımız kategoriyi elektronik olarak gösterirken, beyaz eşya, giyim aksesuar ve kişisel bakım & kozmetik kategorilerine özel araştırmaların da, yükseldiğini gösteriyor. Başlık: E- Ticaret Diyince En Büyük
94 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Korku “Gerçeklik Duygusu” Yapılan bu araştırmalar, ticarete yön vermesi açısından yol gösterici niteliktedir. Artık günümüzde internetin hayatımızın bu kadar çok içerisinde olduğunu göz önünde bulundurursak, sonuçlar şaşırtıcı sayılmaz. Fakat diğer yandan, hala
internet üzerinden alışveriş yapmakta çekinen bir kitle varlığı da söz konusudur. İşte bu noktada Google’un yaptığı başka bir araştırma var. Neden internetten ürün almıyoruz? Normalde ilk akla gelebilecek seçeneklerden biri olan “güvenlik endişesi” yerine, yapılan araştırmalar
gösteriyor ki, ilk sırayı “gerçeklik duygusu” almaktadır. Yani, tüketici kitle, alacağı ürünü görmek ve dokunmak istiyor. Aslına bakarsanız güvenlik endişesinin ilk sırada gelmesi pek de doğru olmazdı. Zira artık e-ticaret siteleri oldukça güvenli satış süreçleri tasarlayabiliyor ve kullanıcılar dilerse kapıda veya havale ile ödeme yapabiliyor. Araştırmada bir diğer öne çıkan başlık ise yükselen kategori ürünleri… “Önümüzdeki 12 ay içerisinde internet üzerinden alışveriş yapmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna yüzde 60 oranında olumlu yanıt veren katılımcılar elektronik eşya, beyaz eşya, giyim/aksesuar ve kozmetik kategorilerinin yükselişine kanıt oluşturuyor.
Anneler bazında ele alınarak yapılan bu internet ticareti araştırmaları gösteriyor ki, internet üzerinden alışveriş hız kesmeden devam edecek. Google Popülerliği, Uzman Mağazaların Web Sitelerine Mi Kaptırıyor? Arama motorları ilk başvuru kaynağı olarak göze çarpsa da, uzman mağazaların web siteleri ilk sırayı zorluyor. Rekabete bakılırsa, Google’ın ilk sırayı koruması için ürün arama özelliğini daha fazla öne çıkarması gerekiyor. Sıralama üreticilerin/markaların web siteleri, ürün/fiyat karşılaştırma siteleri vb.. şeklinde uzuyor ve sosyal ağlar yüzde 15’in üzerinde bir pay alarak sondan 3. sırada geliyor.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
95
MAKALE
Bebek mobilyası üretiminde öne çıkan konular; sağlık ve fonksiyonellik Bebek odası dekorasyonunda genellikle rnkli ve masalsı bir dünya kurulmak istenir. Aileler çocuklarının her şeyin en güzeline ve en iyisine sahip olmasını istedikleri için bu hummalı hazırlıklara erkenden başlarlar. İşin içine sağlık ve güvenlik de girince doğru ürünlerin seçimi önem kazanır. Peki, günümüzde bebek
98 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
odası seçiminde ailelerin hassasiyetle üzerinde durduğu noktalar nelerdir?
Ailelerin tercihi; sağlıklı ürünler
Aileler için en zevkli ve detaylı alışverişler doğacak bebekleri için yapılanlardır. Birbirinden renkli ve eğlenceli ürünler arasından seçim yapmak zor olsa da bu
alışverişlerde harcanan zaman ailelere yorucu gelmez. Seçilecek ürünlerin estetik ve dekoratif olmalarının yanı sıra, sağlıklı olmaları da aileler için öncelik teşkil eder. Peki, aileler bu ürünleri seçerken sağlık açısından nelere dikkat ediyorlar? Günümüzde, her alanda doğal ürünlerin tercih ediliyor olduğu bir gerçek. Özellikle de
şanmış, üzücü sonuçları olmuştur. Amerika’da 2000 senesinde en az 32 bebek ölümü yaşandığından, 2011 yılının Haziran ayından itibaren korkulukları çıkarılabilen tarzda karyola satışı yasaklanmıştır. Aynı zamanda yatağın parmaklıkları arasına geçirilen kenar parmaklıkları (bumper pad) bebeklerde boğulma tehlikesine yol açtığı için, Amerikan Pediatri Akademisi tarafından artık tavsiye edilmemektedir. Diğer önemli konu ise, boğulma tehlikesinden dolayı bebeğin yatağının çok yumuşak olmaması gerektiğidir. Günümüzde üreticiler de bilinçlenmiş ve bebek ürünleri üretiminde bu tip hususlara dikkat edilmeye başlanmıştır. Piyasada mevcut bebek mobilyalarının çoğu bu önemli hususlara dikkat edilerek üretilmektedir. hassas ve korunmaya muhtaç bedenleriyle bebekler sağlığa zararlı maddelerden kolayca etkileniyorlar. Bebekleri dış etkenlerden ve kimyasallardan korumak için aileler mobilya seçiminde hammaddesinden boyasına kadar her türlü detayın üzerinde duruyorlar. Sunta ya da kontrplak yerine sertifikalı doğal ahşaptan üretilmiş mobilyalar tercih sebebi, aynı şekilde su bazlı boyalarla boyandığı ve doğal verniklerin kullanıldığı belgelenen mobilyalar revaçta. Boya ve vernik gibi mobilyanın üst katmanını oluşturan malzemelerin kurşun vb. toksik maddeler içermemesi, kokusuz ve sağlığa zararsız olması büyük önem taşıyor.
Güvenlik
Bebekler korumaya muhtaç olduklarından aileler güvenilir ve sağlam ürünleri tercih ediyorlar. Özellikle mobilyaların kenar ve köşe malzemelerinin sivri olmamasına, kıvrımlı olmasına dikkat ediliyor. Diğer bir önemli husus ise; karyolaların parmaklık aralıklarının tehlike oluşturmayan şekilde ayarlanmış olması. Bebeklerin başlarını sokabilecekleri kadar mesafe olmaması; aralıkların ne çok geniş, ne de çok dar olması gerekir. Bu konuda yapılan yanlış seçimler sonucu; bazı kazalar ya-
Fonksiyonellik
Teknolojik gelişmelerin hız kazandığı bir devirde yaşıyoruz. Mobilya tasarımlarında kullanılan teknolojiler tasarımlara fonksiyonellik katıyor. Birçok fonksiyonu bir arada barındıran ürünler uzun yıllar kullanılabilmeleri ve yer kazandırmaları nedeniyle ailelerin öncelikli tercihleri arasında. Bebek odalarında birden fazla ürünün yerini tutan ve farklı ürünlere dönüşebilen mobilyalar sayesinde hızlı büyüyen bebeklerin değişen ihtiyaçlarına cevap vermek için sık sık yeni ürünler alınmasına gerek kalmadığı için bu tarz ürünleri tercih etmek aileler için oldukça ekonomik. Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
99
RÖPORTAJ
Doğu - Batı sentezini buluşturan Çilek Mobilya; 2015’te büyüme yolunda Çocuk mobilyasında isim yapmış bir Türk markası olan Çilek Mobilya’nın Yönetim Kurulu üyesi Talha Çilek ile 20 yıllık bir serüveni konuştuk
Çilek, Türkiye’de ilk kez çocuk grubuna özel tasarım üreten marka
Çilek markası, çok eski yıllardan beri çocukların dünyasını renklendiriyor. Markanın, kuruluşundan bu zamana hızlı yükselişini ve gelecek planlarını sorduğumuz Talha Çilek, 90’lı yıllarda başlayan bu serüveni şöyle anlattı: “Çilek markasının kuruluş öyküsü, farklı tecrübelere sahip İnegöllü kardeşler, Muzaffer, Mustafa ve Muharrem Çilek’in bir araya gelip, ayrı ayrı dereler halinde akmak yerine, bir nehir oluşturma fikriyle başladı. Mobilya sektöründe kendilerine yeni bir alan belirlemek isteyen kardeşler, Türkiye’de ve dünyada bebek, çocuk ve genç odası kategorisinin ihmal edildiğini fark ederek kendilerini bu alanda geliştirmeye karar verdi. Araştırmalar ve yapılan çalışmalar
100 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
doğrultusunda, 1995 yılında, soyadlarını verdikleri Çilek markası doğdu.” Çek-yatlarda büyüyen bir nesli ve ailelerini, çocuk odası kültürüyle buluşturduklarını dile getiren Çilek, “Yurt içi ve yurt dışı pazarda; piyasadaki düz, sade ve aynı renkteki heyecansız mobilyaların aksine çocuk ve gençlerin hayallerindeki odaları tasarlamaya başladı. Kendini bir dünya markası olarak konumlayan Çilek, henüz bir yaşındayken yurt dışı fuarlarına katılarak pastadan dilimini almayı başardı. Bugün, Çilek, tüm dünyada, belirli bir yaş grubuna özel tasarım ve üretim fikrini hayata geçiren kendi sektöründeki ilk marka olarak yer alıyor” ifadelerinde bulundu.
Talha Çilek, bebek, çocuk ve gençlere yönelik temalı mobilya ve oda atmosferleri tasarladıklarını ve Çilek Mobilya’nın bugün 5 kıtada 66 ülkede 444 satış noktasıyla hizmet verdiğini belirtti. Aynı zamanda Çilek Mobilya’nın yurt içinde 177 yurt dışında 267 satış noktası bulunduğunu da sözlerine ekledi. Mobilya sektörünün son yıllarda gelişen teknolojinin de etkisiyle büyük gelişme gösterdiğini vurgulayan Çilek, sözlerine şöyle devam etti: “Firma olarak biz de 20 yıllık süreçte büyük yol kat ettik. Markamız, genç Türk tasarımcılarıyla Doğu-Batı sentezinde evrensel dizaynları hayata geçiriyor. Türkiye’de belirli bir yaş grubuna özel tasarım ve üretim fikrini uygulayan firmamız, kendi sektörü içerisindeki ilk marka olma özelliğine sahiptir. Bu misyonuyla uzun yıllardır kendi alanında lider olan markamız genel olarak mobilya sektöründeki ilk, ihracat alanında ikinci mobilya markası konumundadır.”
Çilek Mobilya; ISO 14001, ISO 9001 ve GS sertifikalı
Çilek ürünlerinin sağlık kriterlerine önem vererek ve AB standartlarına göre üretildiğini belirten Talha Çilek, “Firmamız, Almanya’da LGA tarafından yüksek güvenlik ve kalite standartlarına uygun ürünlere verilen GS Kalite Belgesi’ni almıştır. Bir markanın alabileceği en ileri
ürün güvenliği ve kalite belgesi olan GS’ye göre: Çilek ürünleri; ileri çocuk güvenliği standartlarına göre tasarlanmakta, Avrupa Birliği standartlarına uygun anti-kanserojen ve anti-bakteriyel malzemelerden kullanılarak ileri teknoloji ile üretilmektedir” ifadelerine yer verdi. Çilek mobilya olarak 2015 yılında ürün portföylerine uçuş temasına sahip First Class, futbol temalı Football, yarış arabası temalı Champion Racer ve saray konseptli Sultan serilerini eklediklerini belirtti. Ayrıca yetkili, “Çilek mobilya ile özdeşleşmiş olan araba karyolalarımızı yenileyerek birçok farklı özellik kattık” diye ekledi.
Hedef 2015’te %30 büyüme 400 milyon TL ciro
Çilek, uluslararası pazarlarda da başarılarını sürdüren bir marka olarak; ABD, Almanya, Avustralya, Bosna & Hersek, Güney Kore, Hindistan, Irak, İngiltere, Japonya, Kazakistan, Kolombiya, Kuveyt, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan’da Türkiye Mobilya Sektörünü başarıyla temsil ettiklerini belirtti. Bu bağlamda Talha Çilek, bu yıl için hedeflerini şöyle dile getirdi: “Çilek Mobilya 2015 yılında %30 büyüme ve 35 yeni satış noktası ile 400 milyon TL ciro hedeflemektedir. Çilek 2015’te ABD, İran, Hindistan ve Rusya’daki büyümesini de sürdürme hedefindedir.”
İhracatta en büyük sorun Navlun meselesi
Hedefleri arasında kurum imajını olumlu yönde etkileyecek çalışmalar yapmak ve istikrarlı bir şekilde ilerlemek olduğunu belirten Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “Örneğin çalışma ve üretim koşullarımızı Avrupa standartlarına göre planlıyoruz. Dünyanın her yerinde tüketiciye aynı kaliteyi sunuyoruz. Kullandığımız malzemeler ve ürün modellerimizde daima insan sağlığını ve güvenliğini ön planda tutuyoruz. Çeşitli kurum ve kuruluşların verdiği ödüllerle de başarılarımızı taçlandırıyoruz.”
Tanıtım çalışmaları olarak, PR, reklam ve sosyal medya alanlarını kullandıklarını da ekledi. Sektörü ve ülke ekonomisini etkileyen en önemli faktörlerin başında ihracatın geldiğini dile getiren firma yetkilisi, “Bu anlamda ihracatımızı daha da güçlendirmek için sektörün önemli bir sorunu olan navlun meselesine önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle mobilya sektörünün 10 milyar Dolar olan 2023 yılı ihracat hedefine ulaşması için bu konuya gereken hassasiyetin gösterilmesi kanaatindeyiz” açıklamasında bulundu.
Türkiye Mobilya ihracatında 15. Sıraya yükseldi
Firma yetkilisi, Türkiye’nin, özellikle ihracat alanında gösterdiği başarılı çalışmalar kapsamında, mobilya ihraç eden ülkeler sıralamasında son 5 yılda 6 sıra yükselerek 15. sıraya yerleştiğini vurguladı. Çilek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülkemiz için büyük bir başarıdır. Tabii genel duruma baktığımız da Türkiye mobilya sektörünün dünyadaki mobilya pastasından sadece %1-1.5 luk bir dilimine sahip olduğunu görmekteyiz.” Talha Çilek, “Firma olarak, 2014 yılını yurt içi ve yurt dışında toplamda %18 büyüme göstererek 300 milyon TL ciro ile kapattık ve mağaza sayımızı artırarak 35 yeni satış noktasını hizmete açtık. 2015 yılında ise %30 büyüme ve 35 yeni satış noktası ile 400 milyon TL ciro hedefliyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı. Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
101
RÖPORTAJ
Newjoy; “Yeni nesil çocukların dünyasını yansıtan bir marka” ‘Yeni nesil çocukların’ hayallerini süsleyen Newjoy markasını ve faaliyetlerini, Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Birol Öner ile konuştuk 2003 yılında ‘EL-MOB’ markası olarak Sony, Eurosia, Beko, Arçelik, Bosch, Siemens, Profilo ve Vestel gibi önde gelen markalara tv sehpası üretimi ile sektöre ilk olarak adım attıklarını belirten Birol Öner, “ Bu alanda halen ticari faaliyetlerimiz devam etmektedir. Ayrıca EL-MOB markası ile 5 kıtada yaklaşık 40 ülkeye ihracatta bulunduk. Bu anlamda yurt dışında da marka tanınırlığımızı sağlamak adına 2005 yılından beri IFA BERLİN, ‘LAS VEGAS CES elektronik fuarı’ ve CANTON Çin İhraç Ürünleri Fuarına katılıyoruz” diye ifade etti. 2012 yılında ise mobilya sektöründe
daha büyük projelere imza atmak için sektörü profesyonel bir şekilde analiz ettiklerini dile getiren Öner, sözlerine şöyle devam etti: “Bu sebeple bebek, çocuk, genç mobilya segmentine odaklandık. Ve bu alanda markalaşma kararı alarak ‘NEWJOY’ markamızı sektöre sunduk.”
Newjoy, uluslararası arenada 25 farklı ülke ve Türkiye’de 52 satış noktası ile çocukların hayallerini renklendiriyor Yönetim Kurulu Başkanı, 3 ayrı yaş kategorisine yönelik üretim yaptıkları
‘yeni nesil mobilyaları’ yurt içinde farklı illerde bulunan 52 Newjoy konsept mağazalarında tüketiciler ile buluşturduklarını belirtti. Öner, ‘Newjoy’ markası ile Köln, Belçika, Dubai, Libya, S. Arabistan, Çin ve İstanbul mobilya fuarlarında yer alıp, firma ve markalarını tüm dünyaya tanıttıklarının altını çizerek, “Şu an için İngiltere, Hollanda, Rusya, Fransa, Cezayir, Libya, Arabistan, Kuveyt, Dubai, Güney Afrika gibi ülkeler başlıca ihracat yaptığımız pazarlarımızı oluşturmakla birlikte, 25 ülkede Newjoy markamızla yeni neslin hayallerini renklendirmekteyiz” ifadelerinde bulundu. Sağlık ve güvenliğinin şirket politikalarını oluşturduğunu önemle vurgulayan Öner, “E1, TSE, İSO kalite belgelerimiz ile TÜV tarafından GS güvenlik testleri yapılmış dünya kalite standartlarındaki ürünlerimizi 7 yıl garantili olarak tüketicilerimize sunmaktayız” dedi.
CRM, bizim için önemli
Newjoy markasının rakiplerinden ayrılan en önemli özelliğinin şirketlerindeki güçlü bir bilgi işlem alt yapısı olması olduğuna dikkat çeken Öner, “Şu anda NEWJOY bilgi işlem departmanı tarafından projelendirilmiş tablet üzerinde uygulanan interaktif yazılım sayesinde, müşterilerimizin ve bayilerimizin tüm
102 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
sipariş ve CRM süreçlerini rahatlıkla takip edebiliyoruz” diye belirtti. Birol Öner, günümüzde tüketim alışkanlıklarının farklı bir boyut kazanmasının artık göz ardı edilemeyecek bir gerçek olduğunu belirtti. Tüketicilerin bir ürün hakkında karar verme ve satın alma süreçlerinin de değişiklik gösterdiğini vurgulayarak, “Özellikle yeni kuşağın kendi kullanacağı eşyaları iyice araştırdığı, karar verme süreçlerinde interneti yoğun olarak kullandığını belirtti. Bu durumun da hedef kitlenin markadan beklentisinin artmasını beraberinde getirdiğini sözlerin ekleyen Öner, “Sonuç olarak mükemmeliyetçi bir çizgiyle tüketicinin taleplerine cevap verebilmek başarının sırrı haline geliyor” ifadelerine yer verdi.
“Yeni Nesil Gençleri” anlamak için projeler geliştiriyoruz
Newjoy markası olarak gençlerin beklentilerini takip edip daha başarılı çalışmalara imza atabileceklerini ve markanın konumlandırmasını, “yeni gençler” adını verdikleri 7-15 yaş aralığı üzerinden şekillendirmek istediklerini belirtti. Bu “erken bireyleşmiş” kuşağın artık satın almada da ebeveynine bağımlı değil, direkt kendi tercihlerini kendi yapan, satın almaya karar veren konumda olduklarını da ekledi. Bu sebeple Newjoy olarak bu kuşağı önce anlama ve dinleme, daha sonra da onların ihtiyaçlarına göre üretim yapma hususuna önem göstereceklerini belirten Öner, “Yeni gençlerle bir araya geleceğimiz onların istek ve taleplerini özümseyebileceğimiz projeler üzerinde
ekibimiz ile yoğun olarak değerlendirmeler yapıyoruz. Bu çalışmalar doğrultusunda ortaya çıkardığımız; “Newjoy Yaratıcı Gençler Hareketi’ ’platformunun ilk işi olan ‘Gelecek Benim!’ projesi çok inandığımız bir çalışmadır. Bu proje ile sosyal medya üzerinde gençlerin gelecek hayallerini sorduğumuz bir yarışma düzenliyoruz. Aynı zamanda bu gibi projelerin ve bunu takip edecek diğer çalışmaların da markamıza büyük katkısı olacağı kanaatindeyiz” dedi.
açıkladı. Kendi sektörümüz açısından değerlendirdiğimizde ‘çocuk mobilyası’ ülkemizde artık ebeveynlerin öncelikleri arasında yerini aldığını ifade eden Öner, “Çocuklar da kendi dünyalarını oluşturmak ve yansıtmak konusunda çok heyecanlılar. Bu da, bebek, çocuk ve genç mobilyasının genel mobilya pazarının içerisindeki payının gün geçtikçe daha da gelişeceğinin ve bu alandaki markalaşmaların öneminin artacağının göstergesidir.” Sektördeki en büyük sıkıntının başında kayıt dışı yapılan çalışmaların olduğunubelirten Öner, “Ancak günümüzde bilinçli tüketicilerimizin markalı mobil-
Bebek, çocuk ve genç mobilya segmenti daha da büyüyecek Türkiye’de 15 yaş altındaki grubun toplam nüfusun yaklaşık %25 ini oluşturduğunu, yani bununda yaklaşık olarak 20 milyon kişi demek olduğunu dile getiren Öner, “Ülkemizde her yıl ortalama 1,3 milyon bebek doğuyor. Avrupa ülkelerine göre çok daha genç bir nüfusa sahibiz, dolayısıyla çocuklarla ilgili pazarın ülkemizde canlılığını koruyarak büyüyeceği ortadadır” diye
yalara olan güveni ve tercih etme oranı her geçen gün artıyor. Bu da kayıt dışı yapılan çalışmaların önüne geçecek en büyük etken olacaktır” diye sonlandırdı.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
103
MAKALE
Beklemeden “canlı birine” ulaşmak istiyoruz! GSM operatörüne bilgi almak ya da soru sormak için ulaşmaya çalıştığımızda ilk muhatabımız çağrı merkezleri oluyor. Çağrı merkezleriyle ilgili çoğumuzunyaşadığı sıkıntılar üzerine bir araştırma yapan UNIQ, bu konudaki pürüzlere itinayla işaret ediyor
UNIQ tarafından yaptırılan ‘’Türkiye Çağrı Merkezi Müşteri Deneyimi Araştırması’’ sonuçlarına göre memnuniyetsizlikte ilk sırada canlı birine bağlanabilmek için uzun süre kuyrukta beklemek yer alıyor. 100 kişiden 47’si beklemekten memnun değil. UNIQ Eğitim ve Danışmanlık, Türkiye’de ilk kez gerçekleşen ve çağrı merkezi sektörünün nabzını ölçen araştırma ile müşterilerin çağrı merkezlerinden nelerden memnun, nelerden daha az memnun olduklarını sonuçlarıyla birlikte ortaya koydu.
İnsandan Robotik Hizmete Gidildikçe Memnuniyet Azalıyor
Araştırma sonuçlarına göre Çağrı Merkezleri, müşterilerin en temel beklentisi olan ‘ulaşılabilirlik’ konusunda zayıf. Araştırma verileri, çağrı merkezlerinde insandan robotik hizmete gidildikçe memnuniyet düzeyinin azaldığını gösteriyor. Bekleme süresi konusunda 100 kişiden 47’si memnun değil. Canlı bir müşteri temsilcisine ulaşma süresinin en kısa olduğu sektör Kamu olarak ifade ediliyor.
104 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Diğer memnuniyetsizlik nedenleri ise işin ilk aramada çözülmemesi (%18), müşteri temsilcisinin çözüm odaklı olmaması (%17), menüde kaybolmak (%15) olarak sıralanıyor.
“Bekleme Müziği” Diğer Bir Memnuniyetsizlik Sebebi
Müşteriler beklemekten memnun ol-
mamanın yanı sıra bekleme müziği konusunda da memnuniyetsizlik ifade ediyorlar. Fon müziğinden sadece 3 kişiden 1’i memnun. İhtiyacım Olmayan Ürün, Yanlış Zamanda, Israrla Satılmaya Çalışılıyor! Çağrı merkezi tarafından aranma deneyiminde neredeyse her 2 kişiden biri ise memnun olmadığını ifade ediyor. Memnuniyetsizliğin en önemli nedeni; müşterilere ihtiyacı olmayan bir ürün satılmaya çalışılması. Bunu, aranma zamanlaması (%26) ve müşteri temsilcisinin ısrarcı yaklaşımı (%11) izliyor. Her 10 kişiden 3’ü aranmak istemediğini söylemesine rağmen, 2’si tekrar aranıyor. Alp Kohen, her memnuniyetsizlik nedeninin daha iyisini yapmak, hataları görmek, düzeltmek için fırsat olarak görülmesi gerektiğinin önemini vurguluyor. Araştırmanın çağrı merkezi sektöründe çok çarpıcı sonuçları ortaya koyduğunu ifade eden Alp Kohen, çağrı merkezlerinin sundukları hizmetle birlikte daha başarılı olmaları için ulaşılabilir olmanın, işi ilk aramada çözmenin ve doğru zamanda, doğru hizmetle ilgili aramanın çok önemli olduğunun altını çiziyor.
SEKTÖR
Anne ve bebek sektörü BAGİDER ile güvende! Sektörde yer alan firmaların öncülüğünde kurulan BAGİDER (Bebek Araç Gereçleri Üretici, İthalatçı ve Perakendecileri Derneği) anne-bebek sektöründeki sorunların çözümü için çalışıyor. Anne-bebek sektörüne destek vermek amacıyla bu sektörün içerisinde yer alan 18 firmanın desteğiyle kurulan BAGİDER; Türkiye’deki tüm anne-bebeklerin gerekli korumaya ve bakıma sahip olma haklarının savunucusu olarak, onlara sağlıklı ve güvenli ürünlerin sunulmasını sağlıyor. BAGİDER Geçici Yönetim Kurulu Üyeleri derneğin kuruluş amacıyla ilgili şöyle diyor: “Derneğimiz, anne-bebek sektöründe karşılaşılan sorunlar ve
giderilmesi gereken eksikliklerle mücadele için kuruldu. Sektörde yer alan 18 firma; resmi makamlar ve kamuoyu karşısında bir sivil toplum kuruluşu olarak birleşti. BAGİDER’in misyonunu şu şekilde tanımlayabiliriz; anne-bebek sektöründeki üreticilerin, ithalatçıların ve distribütörlerinin hizmet kalitesini yükseltmek ve markaların pazarlama çalışmalarını iyileştirmek.” BAGİDER bu misyon ile yola çıkarak anne-bebeklerin haklarını korumak
BAGİDER aşağıda isimleri bulunan 18 sektör mensubu firma öncülüğünde kurulmuştur:
Anıl Çocuk Ürünleri İth. İhr. San.ve Tic. Ltd. Şti. Artsana Turkey Bebek Ve Sağlık Ürünleri A.Ş. Atak Dış Ticaret A.Ş. Ayça Akkaya Birlik Dış Ticaret A.Ş. Enucuz Pazarlama Turizm Reklam ve Teleksyn Tic. A.Ş. Gnr Elektronik Dış Ticaret Ltd. Şti Grımoor Dış Ticaret Ltd. Şti Grup Elektronik İş ve Dış Tic. Ltd. Şti. Nil Deniz Ve Sağlık Gereçleri Ticaret ve San. A.Ş. Opera Tannaz Eğlence Ve Sağlık Ürünleri İth. İhr. Tic. Ltd. Şti. Özelcan Anadolu Kuaför Malzemeleri Mobilya Dekorasyon Taahhüt Tic. ve San. Ltd. Şti. Pembe Mavi Bebek Ürünleri Ltd. Şti. Sns Dış Ticaret Ltd. Şti.
amacıyla mevcut ürün ve hizmetlerin de Avrupa Birliği kurallarına uygun olması için gerekli zemini hazırlıyor. Bebek sektöründe güçlü ve pozitif bir imaj geliştirmek için; aralarında ebeveynlerin, medyanın, hükümet birimlerinin, temsil organlarının, akademisyenlerin yer aldığı ana iş ortaklarının desteğiyle kaliteye ve güvene dayalı bir hareket oluşturmak için çalışıyor.
Tümler Mobilya İnşaat ve Turizm. Ltd. Şti. Ulusal Elektronik Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş. Verdino Dış Ticaret Ltd. Şti. Yataş Yatak ve Yorgan San. Tic. A.Ş.
BAGİDER kuruluşunu takiben aşağıda isimleri bulunan Geçici Yönetim Kurulu Üyeleri ile tüm sektör mensuplarını dernek çatısı altında toplamak arzusuyla faaliyetlerine başlamıştır: Perviz Aran, Sami Herman, Halil Erdoğmuş, Özlem Güleç, Ceyhun Müstecaplıoğlu, Ayşe Yeşil, Mustafa Demirci.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015 105
MAKALE
Pazarlıkta sözler kadar beden dili de etkiliyor
Pazarlık yaparken kontrolü elden bırakmamak gerekir. Pazarlık yapmak da bir sanattır. Pazarlık yaparken, kontrolü elinizde bulundurmak, aynı zamanda size istediğinizi elde etmek yolunda anahtardır. İçsel kontrolünüzü sağlayamadığınız da bile, dıştaki kontrolü daima elde tutmanız gerekir. Dışınızdaki kontrolü elinizde bulundurduğunuzu düşündüğünüz zaman, içsel kontrolünüzü de elinizde tutuyormuş gibi hissedeceksiniz. Bu konudaki diğer püf noktalar ise; • Pazarlığın altın kuralı, asla ne düşündüğünüzü karşı tarafa belli etmeyin, yoksa karşınızdaki de esas isteklerini mutlaka
106 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
sizden saklayacaktır. Yüzünüz ifadesiz olmamalı ama bunu yaparken de bir yandan duygularınızı bastırmaya çalışmayın. Pazarlığa başlamadan önce poker suratınızı geliştirmek bu konuda size yardımcı olacaktır. • Beden dili siz farkında olmadan sizi ele verir. Bu sebeple her zaman ellerinizi önünüzde kavuşturun böylece beden dilinizi biraz olsun gizlemiş olursunuz. Diğer önemli husus ise, kollarınızı asla kavuşturmayın, çünkü bunu yapmak da pazarlık sırasında gereğinden fazla saldırgan duruşunuza sebep olur. • Her zaman kurtarıcı bir faktör; Gülümseyin. Her ne kadar yüzünüz ifadesiz olmak zorundaysa da, gülümsemek karşınızdakinin size karşı daha sıcak bakışını sağlayacaktır. Bir gülümseyiş sizi, sıcak ve dost canlısı gösterir, pazarlık sırasında öyle olmasanız bile! • Beden dili, tüm düşüncelerinizi dışa vurur. Omuzlarınızı rahat bırakın, beden diliniz zaten ardından gelecektir. Yalnız kambur durmaktan kaçının, bu karşınızdakini rahatsız edecektir ve sizi umursamaz göstereceği için karşınızdakine ayıp olabilir ve sizi yanlış anlayabilir. • Sakın öne doğru eğilmeyin. Bu rahatsız edicidir ve yapmak isteyeceğiniz son şey karşınızdakinin tehdit edilmiş hissetmesine neden olmaktır. Karşınızdaki size olan saygısını kaybedecek ve bu da pazarlığın aleyhinize sonuçlanacaktır. • Önemli noktalardan sonra pazarlık yaptığınız kişiyi başınızla onaylayın. Başınızla karşınızdakini onaylamak söylediklerine önem verdiğinizi ve gerçekten ilgilendiğinizi gösterir, çünkü karşınızdakini dinlemiyor bile olsanız, ağızlarından çıkan her kelimeyi dikkatle dinliyormuşsunuz izlenimini vermektedir. • Karşınızdakini ne kadar dinlerseniz, o kadar kafanızda pazarlığın gidişine dair bir yol haritası belirleyebilirsiniz.
runda olduğunuz Ses Tonu ve Beden Dili işaretleri de vardır. Konuşanın, konuştuğu konudan ya da konuşma tarzından sıkılmış olsanız da tepkilerinize dikkat edin. Toplantı sırasında toplantıya katılanlardan bazıları önemli konulara değindiğinde, başınızı sallayarak onları onayladığınızdan emin olun. Dinlemiyor bile olsanız diğer insanları görmezden gelmek kabalıktır. Başınızı sallayarak onaylamak ise, bir kişi bile olsa birilerinin konuşan kişiyi dinlediğini gösterir ve konuşan kişiye güven verir. Bu sizi ayrıca utanılacak bir duruma düşmekten de kurtarabilir, çünkü insanlar bu tip durumlarda genelde kendilerini dinlemediklerini düşündükleri kişilere soru sorarlar. • Öne veya arkaya eğilmeden dik bir pozisyonda oturun. Bu duruş, sizin dikkatli ve toplantıda söz almaya hazır olduğunuzu gösterir. Ayrıca sinirlerinize hakim oluşunuzu sağlar ve sizi sırt ağrısından da kurtarır! Her şey hesaba katıldığında dik durmak bir toplantıda
sergileyebileceğiniz en önemli beden dili unsurudur. • Açık bir Beden Dili sergileyin. Açık bir beden dili sergilemek, yeni fikirlere ve önerilere açık olduğunuzun bir işaretidir ki, bir toplantı sırasında olması gereken de kesinlikle budur. Böyle bir duruş toplantıda varılan bir konuya katıldığınızı göstermek istediğinizde de sizi fazla saldırgan veya korkutucu durmaktan koruyacaktır. Bunun yerine daha mantıklı görünebilirsiniz. • Yapılan her şakaya veya buzları kırmaya yönelik sözlere gülün. Komik olduklarını düşünmeseniz bile, karşınızdaki bireyin suyuna gitmek zorundasınız. Şakayı yapan kişi toplantıda olduğu için gergin olabilir, fakat bir espri yapıldığında oluşacak bir ölüm sessizliği durumu daha kötü yapacaktır. Her ne olursa olsun gülümser ve ardından onaylarcasına başınızı sallarsanız, ortama sıcaklık ve güven aşılar, sözü geçen kişinin de kendisine güvenini geri kazanmasını sağlayabilirsiniz.
Toplantı sırasında beden diliniz nasıl olmalı?
Bir toplantıya katıldığınızda, kullanmak zorunda olduğunuz Ses Tonu ve Beden Dili işaretleri olduğu gibi, kaçınmak zo-
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
107
TEBLİĞ
Ek-1 KISITLAMAYA TABİ MADDELER KISITLAMA ŞARTLARI VE KAPSAMDAKİ ÜRÜNLER MADDENİN, MADDE GRUBUNUN VEYA KARIŞIMIN ADI
1
AZORENKLENDİRİCİLER VE AZOBOYARLAR
KISITLAMALAR
ÜRÜNLER
İnsan cildi veya ağız boşluğuyla doğrudan veya uzun süreli temas edebilen tekstil ve deri ürünler, bir veya daha fazla azo grubunun indirgenmesiyle ayrılan, ek-2’de yer alan aromatik aminlerin bir veya daha fazlası tespit edilebilen nihai ürünlerde veya bunların boyalı kısımlarında 30 mg/kg’ın(ağırlıkça %0,003) üzerinde azoboyar içermeleri halinde piyasaya arz edilemez.
Tekstil veya deri oyuncaklar ile tekstil veya deri kıyafet içeren oyuncaklar Oyuncak kapsamında değerlendirilecek kırtasiye ürünleri Giyim eşyaları, yatak takımları, havlu, şapka, uyku tulumları, çocuk bezi ve diğer hijyenik kağıt ürünler Ayakkabı, eldiven, kol saati kayışı, el çantası, cüzdan/çanta, evrak çantası, boyna takılan para çantası Nihai kullanıcının kullanımına yönelik iplik ve kumaş Sandalye örtüsü, mobilyaların tekstil ve deri içeren bölümleri
FİTALATLAR (a) Bis (2-etilheksil) fitalat (DEHP)
Plastik materyali içinde ağırlıkça % 0.1’den daha yüksek konsantrasyonlarda sayılan fitalatları içeren ürünler piyasaya arz edilemez.
ve
bakım
Oyuncaklar
(b) Dibütil fitalat (DBP)
Oyuncak kapsamında değerlendirilecek kırtasiye ürünleri
CAS No: 84-74-2
Ayakkabılar
CAS No: 117-81-7
2
Çocuk kullanım ürünleri
(c) Benzil butyl fitalat (BBP) CAS No: 85-68-7
(ç) Di-‘izononil’ fitalat (DINP) CAS No: 28553-12-0 ve 68515-48-0 (d) di-‘izodesill’ fitalat (DIDP)
108 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Plastik materyali içinde ağırlıkça % 0.1’den daha yüksek konsantrasyonlarda sayılan fitalatları içeren çocukların ağızlarına koyabilecekleri ürünler piyasaya arz edilemez.
Çocuk kullanım ürünleri
ve
bakım
Oyuncaklar Oyuncak kapsamında değerlendirilecek kırtasiye
CAS No: 26761-40-0 ve 68515-49-1
ürünleri
(e) di-n-oktil fitalat (DNOP) CAS No: 117-84-0
ALEV GECİKTİRİCİLER (a) Tris(aziridinil) Fosfinoksit (TEPA) 3
Ciltle temas edecek giysi, iç çamaşırı ve çarşaf gibi tekstil ürünleri sayılan alev geciktiricileri içermeleri halinde piyasaya arz edilemez.
Deriyle temas edecek giysi, iç çamaşırı ve çarşaf gibi tekstil ürünleri
CAS No: 545-55-1 (b) Polibromobifeniller (PBB’ler) CAS No: 59536-65-1 (c) Tris(2,3dibromopropil) fosfat (TRIS) CAS No: 126-72-7
KADMİYUM 4
CAS No: 7440–43–9 ve bileşikleri
-Vinil klorür polimerleri veya kopolimerleri (PVC) -Poliüretan (PUR) -Renkli masterbeç üretimi haricinde kullanılan düşük yoğunluklu polietilen hariç olmak üzere düşük yoğunluklu polietilen -Selüloz asetat (CA) -Selüloz asetat bütirat (CAB) -Epoksi reçine -Melamin-formaldehid (MF) reçineleri -Üre-formaldehid (UF) reçineleri -Doymamış polyesterler (UP) -Polietilen terefitalat (PET) -Polietilen terefitalat (PBT) -Saydam/genel amaçlı polistiren -Akrilonitril metilmetakrilat (AMMA) -Çapraz bağlı polietilen (VPE) -Yüksek-etkili polistiren -Polipropilen (PP)
Ambalaj malzemeleri Okul ve büro malzemeleri Mobilya, karoser ya da benzerleri için tasarlanmış bağlantı malzemeleri Giyim eşyaları ve giysi aksesuarları (eldivenler dahil) Emprenye edilmiş, kaplanmış, örtülmüş veya lamine edilmiş tekstil kumaşları Suni deri
Yukarıda sıralanan sentetik organik polimerlerden (Bundan sonra plastik malzeme olarak anılacaktır.) üretilen karışımlar ve ürünler, plastik malzemenin ağırlıkça %0,01’ine eşit veya yüksek konsantrasyonda kadmiyum içermeleri halinde piyasaya arz edilemez. Boyanmış ürünler, boyanmış kısımlarının ağırlıkça %0,1’e eşit veya yüksek
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
109
TEBLİĞ
konsantrasyonlarda kadmiyum halinde piyasaya arz edilemez.
NİKEL
5
içermeleri
Yanda sayılan ürünler, metal ağırlığının %0,01’ine eşit veya daha yüksek konsantrasyonlarda kadmiyum içermeleri halinde piyasaya arz edilemez.
Takı yapımında kullanılan metal boncuk veya diğer metal parçaları
-Takı eşyalarından nikel salınma oranının 0.2 mikrogram / cm² /hafta’dan (göç sınırı) daha az olmaması halinde delinmiş kulaklara ve insan bedeninin başka delinmiş kısımlarına takılan tüm takı eşyaları,
Küpe
-Eğer ürünlerin deriyle doğrudan ve uzun süreli temas eden kısımlarından nikel salınma oranı 0.5 µg/cm²/hafta’dan daha fazla ise yanda sayılan ürünler ve benzerleri,
CAS No: 7440–02–0 ve bileşikleri
Bilezik, kolye, yüzük, kulağa ve vücudun diğer kısımlarına delinerek takılan takılar, kol saati, saat kordonu, broş ve kol düğmeleri de dahil olmak üzere mücevherat veya imitasyon takı eşyaları ile saç aksesuarlarının metal parçaları
Kolye, bilezik halhal, yüzük Kol saati, saat sıkılaştırıcısı
ve
kayışı
piyasaya arz edilemez.
6
ORGANOSTANİK BİLEŞİKLER
110 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
ve
Giysilerde kullanılmaları halinde perçin düğmesi, sıkılaştırıcı, perçin, fermuar ve metal damga
-Eğer nikel dışındaki kaplama, ürünün normal bir biçimde kullanıldığı en az iki yıllık süre boyunca ciltle doğrudan ve uzun süreli temas halindeki kısımlardan nikel açığa çıkışının 0.5 µg/cm²/hafta’dan az olmasını sağlamıyorsa nikel dışındaki bir kaplamaya sahip yanda sayılan ve benzeri ürünler
Tekstil ve deri ürünleri, ürün ya da ürün parçalarında kalay içeriği ağırlıkça %0.1’den daha yüksek tributiltin (TBT) ve trifeniltin (TPT) gibi üç grup bağlı organostanik bileşikler içermeleri halinde piyasaya arz edilemez.
zincir,
Tekstil ve deri ürünleri
Tekstil ve deri ürünleri; karışım, ürün ya da ürün parçalarında kalay içeriği ağırlıkça %0.1’den daha yüksek dibutiltin (DBT) bileşikleri içermeleri halinde halka satılmak üzere piyasaya arz edilemez.
Sayılan ürünler; karışım, ürün ya da ürün parçalarında kalay içeriği ağırlıkça %0.1’den daha yüksek dioktiltin (DOT) bileşikleri içermeleri halinde halka satılmak üzere piyasaya arz edilemez.
Tene temas etmesi öngörülen tekstil ürünleri Eldivenler Tene temas etmesi öngörülen ayağa giyilen ürünler ya da ayağa giyilen ürünlerin parçaları Çocuk kullanım ürünleri
ve
bakım
Tampon, hijyenik ped, göğüs pedi, çocuk bezi ve benzeri ürünler 7
PERFLOROOKTAN SÜLFANATLAR
1 µg/m² ve daha yüksek konsantrasyonlarda perflorooktan sülfanat içermeleri halinde sayılan ürünler piyasaya arz edilemez.
Tekstil ve diğer kaplanmış ürünler
Aşağıdaki amaçlar için madde veya karışımın ağırlıkça %0,1’ine eşit veya daha yüksek Deterjanlar konsantrasyonlarda nonil fenol ve nonil fenol Tekstil ve deri ürünleri etoksilat içermeleri halinde, sayılan ürünler Kağıt ürünler piyasaya arz edilemez.
NONİL FENOL VE NONİL FENOL ETOKSİLATLAR
8
NONİL FENOL CAS No: 25154-52-3 NONİLFENOL ETOKSİLATLAR
- Yıkama sıvılarının geri dönüştürüldüğü ya da tamamen yok edildiği kontrollü kapalı kuru temizleme sistemleri ya da yıkama sıvılarının geri dönüştürüldüğü ya da tamamen yok edildiği özel işlemli temizleme sistemleri hariç olmak üzere endüstriyel veya kurumsal temizlik, - Ev temizliği, - Atık suya herhangi bir salınım yapılmaksızın işleme veya biyolojik atık su arıtması yapılmadan önce işlem suyundan organik kısmı tamamen ayırmak için ön işleme tabi tutulduğu özel işlemli sistemler (koyun derisinin yağının alınması) hariç olmak üzere tekstil ve deri işlemede, - Kağıt hamuru ve kağıt üretiminde.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
111
TEBLİĞ
9
Cıva Bileşikleri
10
Arsenik Bileşikleri
Ahşabın korunması amacıyla kullanılan Ahşap Ürünler madde veya karışımlar, cıva bileşikleri içermeleri halinde sayılan ürünler piyasaya arz edilemez.
Ahşabın korunmasında, arsenik bileşikleri Ahşap Ürünler içermeleri halinde sayılan ürünler piyasaya arz edilemez.
Ek-2 AZORENKLENDİRİCİLER - AROMATİK AMİN LİSTESİ
1.
CAS No
Index No
EC No
Madde Adı (İngilizce)
Madde Adı (Türkçe)
92-67-1
612-072-00-6
202-177-1
biphenyl-4-ylamine
bifenil-4-ilamin
4-aminobiphenyl xenylamine
4-aminobifenil ksenilamin
202-199-1
benzidine
benzidin
202-441-6
4-chloro-o-toluidine
4-kloro-o-toluidin
2.
92-87-5
3.
95-69-2
4.
91-59-8
612-022-00-3
202-080-4
2-naphthylamine
2-naftilamin
5.
97-56-3
611-006-00-3
202-591-2
o-aminoazotoluene
o-aminoazotoluen
4-amino-2',3dimethylazobenzene
4-amino-2',3dimetilazobenzen;
4-o-tolylazo-o-toluidine
4-o-tolilazo-o-toluidin;
202-765-8
5-nitro-o-toluidine
5-nitro-o-toluidin
203-401-0
4-chloroaniline
4-kloroanilin
210-406-1
4-methoxy-mphenylenediamine
4-metoksi-mfenilendiamin
202-974-4
4,4'-methylenedianiline
4,4'-metilendianilin;
4,4'- diaminodiphenylmethane
4,4'-diaminodifenilmetan
3,3'-dichlorobenzidine
3,3'-diklorobenzidin;
3,3'-dichlorobiphenyl-4,4'ylenediamin
3,3'-diklorobifenil4,4'ilendiamin
3,3'-dimethoxybenzidine
3,3'-dimetoksibenzidin;
6.
99-55-8
7.
106-47-8
8.
615-05-4
9.
101-77-9
10.
91-94-1
612-042-00-2
612-137-00-9
612-051-00-1
612-068-00-4
202-109-0
112 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015 11.
119-90-4
612-036-00-X
204-355-4
8.
615-05-4
9.
101-77-9
10.
11.
12.
91-94-1
119-90-4
119-93-7
13.
838-88-0
14.
120-71-8
15.
101-14-4
612-051-00-1
612-068-00-4
612-036-00-X
612-041-00-7
612-085-00-7
612-078-00-9
210-406-1
4-methoxy-mphenylenediamine
4-metoksi-mfenilendiamin
202-974-4
4,4'-methylenedianiline
4,4'-metilendianilin;
4,4'- diaminodiphenylmethane
4,4'-diaminodifenilmetan
3,3'-dichlorobenzidine
3,3'-diklorobenzidin;
3,3'-dichlorobiphenyl-4,4'ylenediamin
3,3'-diklorobifenil4,4'ilendiamin
3,3'-dimethoxybenzidine
3,3'-dimetoksibenzidin;
o-dianisidine
o-dianisidin
3,3'-dimethylbenzidine
3,3'-dimetilbenzidin;
4,4'-bi-o-toluidine
4,4'-bi-o-toluidin
212-658-8
4,4'-methylenedi-o- toluidine
4,4'-metilendi-o-toluidin
204-419-1
6-methoxy-m-toluidine
6-metoksi-m-toluidin;
p-cresidine
p-kresidin
202-109-0
204-355-4
204-358-0
202-918-9
4,4'-methylene-bis-(2aniline) 2,2'-dichloro-4,4'dianiline
chloromethylene
4,4'-metilenbis(2kloroanilin); 2,2'-dikloro-4,4'metilendianilin
16.
101-80-4
202-977-0
4,4'-oxydianiline
4,4'-oksidianilin
17.
139-65-1
205-370-9
4,4'-thiodianiline
4,4'-tiyodianilin
18.
95-53-4
202-429-0
o-toluidine
o-toluidin;
2-aminotoluene
2-aminotoluen
202-453-1
4-methyl-m- phenylenediamine
4-metil-m-fenilendiamin
205-282-0
2,4,5-trimethylaniline
2,4,5-trimetilanilin
201-963-1
o-anisidine
o-anisidin;
2-methoxyaniline
2-metoksi-anilin;
4-amino azobenzene
4-aminoazobenzen
19.
95-80-7
20.
137-17-7
21.
90-04-0
22.
60-09-3
612-091-00-X
612-099-00-3
612-035-00-4
611-008-00-4
200-453-6
Baby & Kid Store Nisan / May覺s 2015
113
MAKALE
Patent incelemesine teşvik yüzde 50 arttı TÜBİTAK, Türk Patent Enstitüsü’ne yapılan patent başvurularına yurtdışında araştırma ve inceleme raporu düzenlenmesi için başvuru sahiplerine verdiği teşvik oranını yüzde 50 arttırdı . Ocak 2015 tarihinden itibaren geçerli olan teşvik miktarı 400 Avro’dan 600 Avro’ya çıktı “TÜBİTAK Patent Destek Programı” kapsamında, Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) yapılan patent başvurularına yurtdışında (Avusturya, İsveç, Danimarka, Avrupa Patent Ofisi) araştırma ve inceleme raporu düzenlenmesi için başvuru sahiplerine verilen teşvik yüzde 50 oranında arttı. Buna göre 400 Avro olan TÜBİTAK desteği, Ocak 2015 tarihi itibariyle 600 Avro’ya çıktı.
Amaç patent başvurularının artması
Destek Patent Ar-Ge ve Eğitim Danışmanı Hakan Özcan, patent başvurularında düzenlenmesi gereken Araştırma ve İnceleme Raporlarına TÜBİTAK tarafından verilen desteğin, Türkiye’de ulusal ve uluslararası patent başvurularının sayısının artırılması, kişilerin patent başvurusu yapmaya teşvik edilmesi ve ülkemizde fikri ve sınaî haklar tescili konusunda bilinçlenmeye katkıda bulunduğunu belirtti. Özcan, patent kapsamında öngörülen desteklerden ilgili patent ofislerinin herhangi birisine veya bilfiil TPE’ye başvuru yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının veya Türkiye sınırları içerisinde faaliyet gösteren, Türk kanunlarına göre kurulmuş ve Türk tabiiyetinde olan şirketler, üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşlarının yararlanabileceğini söyledi.
114 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
TPE, başvuruları yurtdışına yönlendirebilir
Destek Patent Uzmanı Hakan Özcan konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “TÜBİTAK tarafından sağlanan patent başvurusu desteğinden tüzel kişiler en fazla 20 başvuru için, gerçek kişiler ise 5 başvuru için yararlanabilir.” “Patent alma aşamasında düzenlenmesi gereken araştırma raporu Türk Patent Enstitüsü tarafından hazırlanacak ise normalde 300 TL bir ücret ödenmesi gerekir. Eğer bu rapor için Türk Patent Ofisi kendi dışında bir ofis seçilmesini talep ederse bu raporun hazırlanması için Rusya, Avusturya, İsveç, Avrupa Patent ve bazı patent sınıfları içinde Danimarka Patent Ofisi seçilebilir.”
En uygun araştırma raporu Rusya’da
Araştırma raporu için genelde Rusya Patent Ofisi’nin tercih edildiğini belirten Hakan Özcan, bunun sebebini, 354 USD’lik bedelin TÜBİTAK tarafından karşılanması ve en az bedelle raporun düzenlenmesi olarak gösterdi. Özcan açıklamasında: “Diğer ülkelerde farklı ücretler var. TÜBİTAK, daha önce Rusya haricinde bir patent ofisi seçildiğinde 400 Avro’luk bir destek sağlıyordu. Kalan kısım başvuru sahibi tarafından gerekli ücrete tamamlanıyordu. Yeni düzenlemeyle bu destek 200 Avro artırılarak 600 Avro’ya çıktı. Bu teşvik artışı patent başvurularını olumlu yönde etkileyecek” dedi.
SAĞLIK
Stresiniz Sizi hasta ediyor olabilir?
İş dünyasında sıkça karşılaşılan sorunlardan birisi de stresle geçen zamanlar. Stresli dönemlerin süreklilik arz etmeye başlamasıyla kişide ortaya çıkabilecek rahatsızlıklar ya da buna bağlı olarak iş verimliliğinin düşüp, kişinin iş yapamaz hale gelmesi gibi durumlar konusunda, Uzman Psikolog Alanur Özalp, bizler için tavsiyelerde bulundu. Stres konusunda Özalp, ‘’Stres, dokuyu, canlılığı öldüren bir unsurdur. Ancak stressiz yaşama gibi bir lüksümüz de yok. Bir şekilde bir işi yapmaya soyunduysak elbette ister istemez bunun beğenilmesini, başarılı olmasını ve ileriye gitmesini isteriz ve bu da bizi zaman zaman sıkıntıya sokar. Bu da stresi getiriyor. Ancak bu stresin de bir ölçütü olması gerekiyor. Stres süreklilik arz ediyorsa dokuyu bir daha telafi edilmez şekilde de bozacaktır. Kişiler bazen elindeki bir iş nedeniyle
116 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
yoğun stresli bir sürece giriyor, bu sürecin ardından da elindeki iş ya da proje ne ise nihayete erdiriyor. İşin sonuçlanmasının
ardından, bir tatil ya da rahatlamayı içeren bir süreç yaşamaları gerekiyor. Yeni projeye başlamak için dinlenmek şart’’ dedi. Bazen yaşadığımız ruhsal sorunların bedenimizi hasta edebileceğine de işaret eden Özalp, ‘’Kan şekeri ve düzensizlikleri beyin ve ruhsal işlevleri etkilediği gibi tersi de geçerlidir. Ruhsal ve duygusal değişmelerden de kan şekeri etkilenir. Psişik çatışma ve gerginliklerin kan şekerini etkilemesi, bunun nörobiyolojik mekanizmalarının anlaşılması önemlidir.’’ ifadelerini kullandı. Bedensel hastalıklarla ruhsal hastalıklar yakından ilişkili olduğunu vurgulayan Özalp, ‘’ Ruhsal hastalığı olanlarda bedensel yakınmalar daha fazla görüldüğü gibi, psikiyatrik tedavi altında olan hastalarda eşlik eden fiziksel hastalılarda oldukça sıktır. Öte yandan fiziksel hastalığı olanlarda, özellikle anksiyete ve depresyon gibi ruhsal bozukluklar sıklıkla eşlik etmektedir. Bu ilişki değişik biçimlerde açıklanabilir. Ruhsal belirtiler doğrudan hastalığa bağlı biyolojik değişikliklere bağlı olabilir’’ diye konuştu. Özalp, stresli süreçleri atlatmak için hekim desteğinin şart olduğunu belirtti.
SAĞLIK
Gün içerisinde 3 vakit ve her vakit için bir içecek! Birçoğumuz güne, su dışında bir şeyler içme ihtiyacı ile başlıyoruz. Günü 3 parçaya bölüp, her parçayı da bir leziz içecek ile taçlandırmak istedik. İşte sizler için araştırdığımız güne başlarken, gün içerisinde ve günü noktaladığımızda tüketebileceğimiz içecekler…
Portakal Suyu
Portakal suyu, güne başlarken tercih edilebilecek olan belki de en doğru içecektir. Portakal, C vitamini deposudur ancak, hem C vitaminin, hem de portakalın yararları bildiklerimizle sınırlı değil. Portakal, C vitamininin yanı sıra B vitamini, potasyum, kalsiyum, magnezyum içeriyor. Lifler, organik asitler ve şeker açısından da zengin. Portakal, kanseri önlemeden, kanı temizlemesinden karaciğeri çalıştırmaya, cildi güzelleştirmekten anormal doğumları önlemeye kadar pek çok şeye yarıyor. Günlük C vitamini
ihtiyacımız 50-70 miligram arasında değişiyor. Bir portakalda 90 miligram C vitamini bulunuyor. Sigara içenlerde ve enfeksiyonlar sırasında C vitamini ihtiyacı yaklaşık 2 katına çıkıyor. Sabah kahvaltısında içilen bir bardak portakal suyu, güne dinamik başlamak ve pek çok hastalıktan korumak için idealdir.
Siyah Çay
Gün ortasında ya da öğleden sonra enerjiniz düşüp, rehavete kapılmaya başlarsanız, dünya üzerindeki belki de en masum uyarıcı madde kaynağı olan siyah çayı tercih etmek güne zinde devam edebilmeniz için yeterli olacaktır. Camellia sinensis bitkisinden üretilen siyah çay, en çok kafein içeren çaylar arasında yer alıyor. Siyah çay, bu özelliği ile yorgunluk için geçici bir çözüm olabiliyor. 240 ml demlenmiş siyah çayda (2 büyük kupa kadar) yaklaşık 70mg kafein bulunur. Kafeinden dolayı, gebelik ve emzirme dönemindeki kadınlara önerilmeyen siyah çay, gece
saatlerinde içilirse uyku kaçırabilir. Ancak gündüz saatlerinde ve dozunda tüketilen siyah çay, uyku giderici, enerji verici ve dinamizm artırıcı bir özelliğe sahiptir.
Tarhun Otu Çayı
Akşam olduğunda ve evinize çekildiğinizde rahatlamaya dair duyduğunuz ihtiyacı bir fincan Tarhun Otu Çayı ile gidermeniz mümkün. Antioksidan, mineral ve vitamin açısından oldukça zengin bir bitki olan tarhun otu, diğer çayı yapılabilir bitkiler kadar popüler olmasa da faydaları aynı işlevi gören çaylarla denktir. Tarhun otu çayı, günde en fazla 2 fincan tüketildiğinde enerjinizi yükseltiyor, uykusuzluk problemine iyi geliyor ve stres seviyenizi dengeliyor. Günümüzün kentli insanının günlük yorgunluğu ve stresi ile başa çıkma yöntemlerinde küçük de olsa bir rol edinebilen Tarhun Otu Çayı, günün yanı sıra geceye yansıyan stres bozukluğu kaynaklı uykusuzluk sorununa da iyi gelebiliyor. Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015 117
AKTÜEL
Girişimcilik ruhunu yansıtan en iyi filmler! Bu filmler girişimcilik ruhunu korumayı başaran ve mücadele eden dev liderleri anlatıyor. İş dünyasının bitmek bilmez zorlukları ile nasıl mı başa çıkacaksınız? Buna örnek teşkil eden filmleri sizin için derledik
Umudunu Kaybetme (The Pursuit of Happiness) (2006) Bu film Christopher Gardner adındaki bir röntgen cihazı satıcısının gerçek hayat hikâyesine dayanıyor. Alternatiflerinden 2 kat pahalı ve eski bir teknolojiye sahip bu cihazı adeta kendi üretmiş gibi pazarlayan Gardner, ne yaptıysa başarılı olamıyor, aksilikler yakasını bırakmıyor. Karısı onu terk ettiğinde ise oğluyla baş başa kalıyor. Bu yetmezmiş gibi bir de üstüne Gardner ve oğlu evlerinden çıkarılıyor, bundan sonra baba-oğul sokakta yaşamaya mahkûm oluyor. Bu çaresiz durumda bile Gardner, umudunu yitirmeden büyük bir çaba sarf ederek borsacı olmak için bir iş fırsatı yakalıyor. Ancak bu işe kabul edilmesi için Gardner’ın 6 ay boyunca ücretsiz staj yapması, staj sonunda da seçilenler arasında yer alması gerekiyor. Bu zorlu günlerin ardından ise Christopher Gardner milyoner bir girişimci olmayı başarıyor. Yaşanmış bir hayat hikâyesini dayanan bu duygu yüklü film, zor zamanlar geçiren herkes için bir ilham kaynağı niteliği taşıyor.
The Social Network (Sosyal Ağ) (2010)
Wall Street (1987)
Kız arkadaşından ayrılan Mark, hışımla döndüğü öğrenci evinde bilgisayarının başına oturup okulun veri tabanına girer. Harward’daki kızlardan intikamını alacak bir fikir bulmuştur. Tek tek kızların resimlerini bulur, The Facemash adını verdiği siteye yerleştirerek onları güzellik oylamasına açar. Önceleri sadece kendi arkadaşları arasında yapılan bu oylama, giderek popüler olunca sitenin link’i elden ele dolaşır. Birkaç gecede yüzlerce öğrenci siteye üye olur, çok geçmeden sitenin ünü Harward sınırlarını da aşar. Mark sitenin ismini The Facebook olarak değiştirmiştir. Mark Zuckerberg’in kendisine yüz vermeyen bir kızdan intikam alma hırsıyla başlattığı şey, kontrol dışı son yılların en önemli fenomeni hali alır.
Sinema tarihinin mihenk taşı filmlerinden birisi de hiç şüphesiz Wall Street olsa gerek. Genç ve hırslı işletme bankeri olan Bud Fox, New York’un en iyi finansçılarından biri olmak için çabaladığı yolda, Wall Street’te satın alma yöneticisi olan Gordon Gekko’nun himayesinde piyasanın inceliklerini öğrenmeye başlar. Ancak işlerin hiç de göründüğü gibi olmadığını anlayan Fox, kendini büyük bir düzmecenin ortasında bulur. Filmi izlerken finansal konulardan ziyade, iş dünyasında hırslarına yenik düşen insanların düştüğü durumdan çıkarılacak dersler dikkat çekiyor.
118 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
The Aviator (2004) Havacılık endüstrisi dâhisinin hayatını konu alan film, bir hayalin tutkuyla birleştiğinde nasıl bir güce dönüştüğünü anlatıyor. Hughes, babasının matkap ucu fabrikasından kalan serveti, 1. Dünya Savaşında kullanılan uçakları konu alan “Cehennem Melekleri” adında bir film çekmek için kullanmak gibi çılgınca bir karar alır. Bu karar ona büyük bir şöhreti beraberinde getirecektir.
Silikon Vadisi’nin Korsanları – Pirates of Silicon Valley (1999) “Silikon Vadisi Korsanları” filmi günümüzde teknoloji denince akla ilk gelen iki isim Steve Jobs ve Bill Gates ele alıyor. Bill Gates nasıl dünyanın en zengin insanı oldu? Steve Jobs ise dünya devi Apple’ın kurucusu.
Jobs (2013) Apple’ın ilk dönemleri ve Steve Jobs’ın önce büyük ses getirmişti. Gösterime girdikbeklentilerini karşılayabildiğini söylemek dönemlerini merak edenlerin izlemesinde mucidi olarak anılan 2011 yılında hayatını rine kavuşması ve her şeyini kaybetse bile yönetmenliğini Joshua Michael Stern’in kaleme aldı.
hikâyesini anlatan film gösterime girmeden ten sonra ise özellikle Apple hayranlarının zor. Buna rağmen Jobs ve Apple’ın ilk fayda var. Günümüzde bile hala teknoloji kaybeden Steve Jobs’un hayalleri, hayalleyılmadan nasıl devam ettiğini anlatan filmin üstlenirken senaryosunu ise Matt Whiteley
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
119
AKTÜEL
İş dünyasında başarıya tırmanmak için bu kitaplara dikkat! Siz kıymetli okurlarımız için özel olarak hazırladığımız Aktüel dosyalarımız içerisinde ‘’Bir kılıcın bileme taşına ihtiyacı olduğu gibi aklın da kitaplara ihtiyacı vardır’’ sözünden yola çıkarak bir de kitap sayfası hazırlamak iste-
dik. İş dünyasına dair bir yaşam klasiği haline gelmiş olan ‘’vakit yetersizliği’’nizi de göz önünde bulundurarak size önermek üzere yalın anlatımlı, akıcı kitaplar seçmenin yanı sıra bu kitapların iş dünyası ile ilgili olma-
sında da fayda gördük. Hem okuma faaliyetini yerine getirebileceğiniz, hem de iş yaşamına dair yol gösterecek nitelikte fikirlerle tanışacağınız üç ayrı kitap şimdi bu sayfada sizlerle, iyi okumalar…
“İş İnsanlarına, Çalışanlara…’’ Çalışmak yaşamın önemli bir bölümünü oluşturuyor. Çalışma hayatı içinde olumlu olumsuz türlü olayla karşılaşıyoruz. Astlarla, üstlerle diğer gruplarla tatlı tatlı geçinmek her zaman mümkün olmayabiliyor. İş yükü fazla, bazı dönemlerde bu daha da artabiliyor. Bunların her biri gerginlik nedeni olabiliyor. Bu kitabın amacı çalışma hayatı içindeki kişilere biraz olumlu vizyon ve umut vermek, halden anlamak, idealden, erdemden bahsetmek. Sağlam insanların, yaptığı sağlam işlerle, dünya çok daha güzel bir yer olur. Bu nedenle de Dr.Meltem Yaman’ın kaleme aldığı ‘’İş İnsanlarına, Çalışanlara’’ isimli kitabı siz okurlarımıza gönül rahatlığıyla öneriyoruz. Keyifle okumanızı diliyoruz…
“Yatırımcının Pusulası’’ Financial Times’in Seçtiği Tüm Zamanların En iyi 25 Yatırım Klasiğinden Öğrendiklerimiz... “Sizler için Türkçe’ye çevrilen bu eserde, dünya piyasalarındaki büyük yatırımcıların ilginç hikâye ve piyasa deneyimlerinin anlatıldığı 25 yatırım klasiğinin özeti yer almaktadır. Bu eserde yer alan hikâyelerde, piyasaların nasıl işlediğine ilişkin değişik teoriler ile tanışma ve sezgilerinizi kullanarak kendi yatırım tarzınızı değerlendirme fırsatı bulabilirsiniz.
“Sunum Fırsattır’’
İş ve okul hayatınızın kritik anlarında “sunum yapmak” en büyük kâbusunuz mu? Ellerinizin terlemesinden, konuşurken takılmaktan, dinleyicilerin sorularıyla sizi sıkıştırmasından mı çekiniyorsunuz? Bildiklerinizi dinleyicilere aktaramamak, mesajlarınızı sunamamak sizi korkutuyor mu? Korkmanıza hiç gerek yok, ihtiyacınız olan tek şey sunumun inceliklerini öğrenmek ve doğru teknikle hazırlanmak. Doğru teknik, korktuğunuz sunumların altın birer fırsat olduğunu gösterecek size. Kariyerinizde hızla yükseldiğinizi göreceksiniz. Sizi dinleyen kalabalıklar karşısında kendinizi ifade etmekten zevk alacaksınız. Engin sunum tecrübesiyle Adnan Nur Baykal sunum gerçeğinin anatomisini eğlenceli ve akıcı bir dille okurlarına sunuyor, sunumun püf noktalarına işaret ediyor. “Sunum tekniklerini öğrenince, kötü sunum yapma şüpheniz ortadan kalkacak. Kabul edilebilir, ilgiyle izlenebilir sunumlar yapacaksınız. Bu noktada bu kitabın misyonu sona erecek, sunum yaptıkça yeteneğiniz ortaya çıkacak.”
120 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
Girişimcinin El Kitabı – Adım Adım Bir Şirket Kurmak Kitabın yazarı, Steve Blank, Bob Dorf’dur. Bu kitap hayatının altının üstünden daha iyi olabileceğini düşünenler için. Bu kitap bir çığlık… Herkesi aramaya itiyor. Yeni şeyler bulmaya, yeni katma değerler peşinde koşmaya, müşterisini hiç yoktan yaratmaya, bizi mevcut düşünceye mahkûm eden tüm zincirleri kırmaya. Bu kitap devrimin ta kendisi… Her ne kadar isminde manifesto demese de, kitap tamamen yeni bir yönetim felsefesinin temellerini ortaya koyuyor. Bu kitap bir yaşam tarzıdır. Yapılması gereken her adım detaylı olarak anlatılmış. Aynı bir yemek tarifinin nasıl uygulanması gerektiği gibi: Küçük ama hassas adımlarla, emin olarak ve hiç bir adımı atlamadan…
“Nasıl Başardılar? (Öncü Girişimcilerin Yönetim ve Başarı Sırları)”
“Girişimcilik, Sınırları Aşmaktır.” Bugüne kadar bizlere batılı girişimcilerin başarı öyküleri anlatıldı. Oysa kadim medeniyetimizin bizlere miras bıraktığı müstesna değerlere sahibiz. Bunlar Anadolu’nun cesur, çalışkan, dürüst, zeki ve nevi şahsına münhasır insanıyla buluştuğunda inanılmaz başarılar ortaya çıkıyor. Bu kitap öncü girişimcilerimizi ve onların başarı ve yönetim sınırlarını ele almıştır: Bir liralık simidi “Simit Sarayı” adıyla global bir markaya dönüştürdü. Osmanlının Fast-Food’u simidi bütün dünyaya yedirmeyi başaran ve “simit” kelimesini İngilizceye çevirmeden kullanıp herkese ezberleten Simit Sarayı’nın örnek başarısı bu kitapta. Son 4 yıldır üst üste Avrupa’nın en iyi havayolu seçildi. Dünya’da en çok noktaya uçma rekoru da onun elinde. ‘Türkiye’nin Semalarda Yükselen Yıldızı’ THY’nin üstün başarısı bütün detaylarıyla bu kitapta. Öncü girişimcilerimizin, başarı sırlarını bütün yönleriyle ele alan Taşkın Kılıç’ın kaleme aldığı bu kitap; içinizdeki potansiyeli ve başarı duygusunu katmerleştirip özgüven ve cesaretinizin filizlenmesine katkı sunacaktır.
“İçinizdeki Girişimciyi Uyandırın” Küçük işletmelere, KOBİ’lere yol göstermekle ünlü Michael E. Gerber, parayla ve maddiyatla belirlenen iş dünyasına hayali, vizyonu, misyonu dâhil etmekle de tanınıyor. Böylece girişimciliği farklı bir boyuta taşıyan Gerber’in insan doğası hakkındaki bilgeliği ve küçük işletmeler üzerine engin bilgisi gerçekten hayranlık uyandırıyor. Dünyayı değiştiren bir iş ve hayat tasarlamak ve bunu sürdürmek istiyorsanız bu kitap kutsal kitabınız olacaktır. Sıradan insanların nasıl büyük, sıra dışı işler başardıklarının sırlarına vakıf olmak istiyorsanız kitapları bütün dünyada milyonlarca satan Gerber’den daha iyi bir danışman bulamazsınız.
“Patron Değil, Lider Ol”
Başarının Anahtarı Liderin Elinde Başından kriz geçmemiş bir şirkete tarihte hiç rastlanmamış. Zaman değiştikçe ve insanlık geliştikçe bu krizleri atlatmanın, hatta onları birer fırsata dönüştürmenin yolunu bulmak da kaçınılmaz olmuş. İşte, ABD’nin tanınmış motivasyon koçu Simon Sinek yeni kitabında tam da bu konudan hareketle liderlere sesleniyor. Krizlerle, borçlarla, huzursuz ve güvensiz çalışma ortamıyla çalkanan şirketlerin liderlerine işlerini, itibarlarını ve güvenilirliklerini yeniden kazanmanın, dolayısıyla sürdürülebilir başarının yollarını gösteriyor. İşe her sabah mutlu, huzurlu ve güvende hissederek gittiğinizi ve akşam evinize tatminkâr bir neşeyle döndüğünüzü hayal edin. Biraz fazla ütopik geliyor değil mi? Oysa Sinek’e göre tam tersi bu, işyerinin çalışanına sağlaması gereken temel bir insani hak. Simon Sinek’in iyi ve kötü liderlik örnekleriyle zenginleştirdiği Patron Değil, Lider Ol kitabında belki de uzun yıllardır hiç farkında olmadığınız değerlerin, bir arada uyum içinde çalışma prensiplerinin ve en önemlisi hayatınızın büyük bir kısmını geçirdiğiniz işyerinizin nasıl bir güvenlik çemberi içinde olması gerektiğinin önemini keşfedeceksiniz.
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
121
GEZİ
Dans ve müzik kokan bir ülke: İSPANYA
Bu sayımızda, Latin kültürü ile bilinen bir ülkeyi ele alacağız. İspanya’nın gezilecek yerleri, sanatsal eserleri, yemek kültürü ve ulaşımı konusuna sizler için yer verdik. Boğa güreşi, Flamenko dansı, zengin mimarisi ve Akdeniz esintisiyle rotanızı, sanatın ve eğlencenin buluştuğu İspanya’ya çevirmeye ne dersiniz? İlk olarak, tarihin izlerinin korunduğu bu ülkeyi gezmeden önce özümsemek, bilmek gerekir. Aynı zamanda Avrupa içerisinde bize en yakın Akdeniz ülkesi olduğu için, bu ülke insana daha bir sıcak gelir. Yemek kültürlerimiz de bir hayli benzerlik gösteriyor. Bizim mutfağımızda olduğu gibi İspanyolların yemeklerinin de ana öğesi zeytinyağıdır. Bir Akdeniz ülkesi olmayı da, zengin deniz ürünleri mutfağındaki
122 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
başarılarıyla kanıtlıyorlar. Damak tadı bu kadar yakın olunca, yemek konusunda sıkıntı yaşanmayacak yerlerden biridir. İspanya, yemekleri ve yaşam tarzıyla ekonomik bir ülke... Dans ve yaşamında iç içe geçtiği bu ülkede, sıcak ve cana yakın insanlarında olması sebebiyle uyum sağlaması kolay…
ROTAYI BARCELONA’YA ÇEVİRİN Barcelona, Sanatsal Ve Mimari Büyüsünü Koruyor
Barcelona, İspanya’nın ikinci en büyük şehri olmasıyla birlikte, en gözde şehirleri arasında yer almaktadır. Katanlar tarafından başkent olarak nitelendirilen ve katanca dilinin konuşulduğu bu şehir,
tüm enerjisini koruyan La Rambla caddesi, tura devam etmek için iyi bir alternatif olacaktır. Gece ve gündüz turistlerin ilgi odağı olması sebebiyle burada oldukça fazla vakit geçirebilirsiniz. Sanatın izlerini saklayan, ünlü Las Ramblas caddesinde keyifli bir yürüyüş yaparken sizi sürprizler bekliyor. Sokakları boyayan ressamlar, karikatüristler, değişik müzikleriyle müzisyenler, pandomim sanatçıları, dansçılar, teatral performanslar, jonglörler ve canlı heykelleri ile rengârenk bir sokakla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bunun yanında hafta sonuna özel sürprizlerde sizi bekliyor. Bu tatil günlerinde ziyaretçilerin çalabilmesi için caddeye piyano kuruluyor. Bu kadar gezmişken kısa bir mola verip, şehrin alışveriş durağı için, kendinizi Passeig de Gràcia caddesinde bulabilirsiniz. Lüks markaların yer aldığı bu cadde aynı zamanda Gaudi’nin, La Pedrara ve Casa Battlo mimari eserlerini de içerisinde barındırıyor. Diğer bir dikkat çeken yer ise, bir İspanyol köyü olan “Poble Espanyol”dur. 1929 Barcelona Uluslararası Fuarı’na ev sahipliği yapmak üzere kurulmuştur. Burada, özellikle İspanya’nın tüm bölgelerini an-
aynı zamanda Katalunya’nın en meşhur şehridir. Katalanca, İspanyolca, Fransızca ve İngilizce konuşulan diller arasında yer alıyor. Şehirde yaşayan halk kendilerini İspanyol olarak değil, Katan olarak nitelendirir. Bu sebeple de turistler tarafından Katalanca dili konuşulması yerli halkın daha çok hoşlarına gidiyor. Buraya adım attığınız ilk andan itibaren önünüze serilen görkemli heykeller ve büyüleyici mimari eseler sizi etkisi altına alıyor. Yalnızca şehrin bu muazzam sanatsal dokusu için bile, gidilesi bir yerdir. Sanat tutkunları için ise, Salvador Dali ve Pablo Picasso müzeleri sanatın kalbinin attığı yerler... Barcelona, değişim ve yeniliğin hızlı aktığı bir şehir… Metropolitan bir şehir olması nedeniy-
le Barcelona’nın ulaşım ağı oldukça gelişmiştir. En rahat ve hızlı ulaşım uçak olmasının yanında araba, tren ve bot gibi ulaşım araçları da alternatifler arasındadır. İlk olarak şehirde gezi turunuza, sokak ve caddelerden başlayın. Büyülenmek ve tarihte yolculuğa çıkmak istiyorsanız, Gotik mahallesi ve Camp Nou iyi bir başlangıç. Barcelona’nın kalbi olan Gotik Mahallesi, aynı zamanda Ortaçağ mimarisine de ev sahipliği yapıyor. Tarihin miras kaldığı bu mahallede, daracık sokaklar, kafeler ve restorantlar ile eğlencenin hiç durmadığını göreceksiniz. Kulağınıza çalınan melodiler eşliğinde bu turunuzu tamamladığınızda, kabarık ‘gezilecek yerler’ listenize devam edebilirsiniz. Yaşamın tüm hızıyla aktığı, hareketli ve Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015 123
GEZİ
latan tarihi evlerin kurulmuş olması, size o dönemi yaşatıyor. Bu köyde, Galice’den Bask bölgesine, Aragon’dan Endülüs’e her kısma yer verilmeye çalışılmıştır. Kafe ve restorantların yer aldığı bu yerde keyifli zaman geçirebilirsiniz. Tarihe ve sanata sahip çıkan bir şehir olarak bu köyde, Miro, Picasso, Tapies ve diğer ünlü sanatçıların modern sanat eser koleksiyonlarını görme şansına sahipsiniz. Poble Espanyol köyüne giriş ise ücretlidir.
Guadi’nin Dokunduğu Şehir Barcelona
Mimari de ise, Antoni Gaudi’nin eserleri görülmeye değer yapıtlar... Özellikle, La Sagrada Famillia katedrali görkemiyle ziyaretçileri büyülemekte… Bu katedral, Barcelona’nın hatta belki de İspanya’nın en önemli turistik noktasıdır. Kutsal Aile Bazili olarak çevrilebilen bu katedral, Gaudi’nin yapımına 1882 yılında başladığı ancak 1926 yılında trafik kazasında ölmesi nedeni ile tamamlayamadığı ünlü eseridir. Halk arasında “Bitmeyen Kilise” olarak da bilinir. Gaudi’nin ölümünün
124 Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
yüzüncü yılı olan 2026 yılında tamamlanması planlanmaktadır. 8 eseri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Gaudi’nin, süsleme sanatını mimariyle buluşturan bu sıra dışı mimari eserleri, şehre verdiği atmosferle görsel bir şölen yaşatıyor. Guadi’nin ilk eseri olan ve Vicens ailesi için yaptığı ‘Casa Vicens’ adlı yazlık ise, ihtişamı ile göze hitap ediyor. ‘Park Güell’, El Carmel tepesinde yer alan bu parkta mantarı anımsatan kubbe biçimli çatılarıyla iki mükemmel yapıt boy gösteriyor. Barcelona’yı ve denizi seyre dalmak isteyenler için bu park, aynı zamanda kültürel ve toplumsal etkinliklerin de adresi olmuş durumdadır. Saraylar, adeta tarihin canlı birer kanıtları niteliğindelerdir. Guadi de bizlere, ‘Palau Güell’ sarayı ile kısa bir yolculuk vaat ediyor. Bu eser, Kral Eusebi Güell için tasarlanmıştır. Guadi’nin bir başka eseri olan “Casa Batllo”, Modernizm ve Art Nouveau akımlarının yansımalarıyla hayata geçirilmiştir. Bu eserini aslında bir orta sınıf aile için
tasarlamıştır. Buna rağmen usta mimar modern ve sıra dışı bir yapı inşa ederek, her eserinde mükemmelliği ön planda tuttuğunu gözler önüne seriyor.
Akdeniz Sıcaklığında Yemek Kültürü
Barcelona’da yemek saatleri bize göre oldukça farklı ve geç yemek kültürü bulunmaktadır. Diğer yandan, Barcelona’ya gitmişken yemeden olmaz diyebileceğiniz lezzetlerin başında, ünlü tapasları ve paellası gelmektedir. Bununla birlikte, şaraplar, İspanyol şampanyası “Cava”, patatesli meşhur İspanyol omleti “tortilla de patatas”, soğuk domates çorbası “Gazpacho”, İspanyol jambonu “Jamon”, manchego peyniri, salçalı et yemekleri, yahni yemeği “Rabo de toro”, paella, taze deniz mahsulleri ve sangria diğer meşhur lezzetlerindendir. Değişik atmosferi ve kültürüne sıkı sıkıya bağlı bu şehre gitmişken eli boş dönmeyin. Birçok hediye seçeneklerinin bulunduğu bu şehirde, dans eden İspanyol kızı bibloları, Gaudi tarzı süsler, Kupalar,
Magnetler, Flâmenko aksesuarları, rengârenk hayvan figürleri bunlardan yalnızca birkaçı arasındadır.
Önemli Notlar
• Barcelona’ya gittiğinizde mutlaka Guadi’nin eserlerini görmeden şehirden ayrılmamalısınız. Sizi bambaşka bir dünyaya, atmosfere sürükleyeceklerinin garantisini verebilirim. • Şehrin en büyük sorunu güvenlik… Ekonomik krizin vurduğu şehirde, işsiz ve sokakta yaşayan insanları görünce, üzülmeden edemiyorsunuz. İspanya’nın en gelişmiş ve ekonomi getiren şehirlerinden biri olduğu halde, ekonomik krizden ve işsizlikten bu kadar etkilenmesi, kendilerini İspanyol değil de Katan olarak nitelendiren halk tarafından, pekte hoş karşılanmıyor. Suç olayları ve hırsızlık hadiselerinin sıkça yaşandığı bir şehir olması sebebiyle, özellikle dikkat edilmesinde fayda var. • Yemek kültürleri bize çok yakın ve çok lezzetli yemekleri var. Ayrıca bu güzel
lezzetleri makul fiyatlara tadabiliyorsunuz. Barcelona hatta İspanya’da yemek için çok para harcamanıza gerek yok. Birçok yere göre bu konuda, en uygun ülkelerden biridir. • Eğlenceli ve sıcak insanlarını göz önünde bulundurunca, eğlencenin bol olduğu bir şehir olduğunu tahmin etmek hiçte zor değil. Sokaklarda gündüz, gece müzik yapan hatta dans eden insanlar görürseniz hiç şaşırmayın. İspanyollar ve katanlar eğlenmeyi seviyorlar. • Barcelona her mevsim gidilebilecek şehirlerdendir. Hem şehri ve mimariyi gezebileceğiniz hem de deniz ve kumsalda tatil yapabileceğiniz nadir yerlerden… • Barcelona demişken, dünya liginin en iyi takımı ‘Barcelona’nın maçını da, yerinde izlemelisiniz. • Salvador Dali Müzesi, sanatseverler için iyi bir seçenek… Aynı zamanda bu müze, Paris’ten sonra dünyanın en büyük ikinci Dali müzesine, ev sahipliği yapıyor. • İspanya’nın dünyaya tanıttığı, Flamenko dansını yerinde orijinal iz-
lemeden de gitmemeniz tavsiye edilir. • Yine Barcelona’daki Gotik Mahallesinde bir yürüyüşle şehirden ayrılmadan kendinize unutulmaz anılar bırakabilirsiniz. Dar gotik sokaklar, tarih kokan katedral duvarları ve daha fazlası…
Baby & Kid Store Nisan / Mayıs 2015
125
Anne, bebek ve çocuk gereçleri sektörünü buluşturan fuarlar Fuarlar sektörün gelişmesi, bebek ve çocuk markalarını bir platformda toplaması ve ekonominin kalkınması adına büyük bir misyona sahiptir. Bizde bunun öneminin altını çizerek sizler için ‘Fuar Takip Rotası’ adı altında hazırladığımız bu bölümde, gelecek yurt içi ve yurt dışındaki fuarların listesine yer veriyoruz.
şehrinde yapılacak. Fuar yeri ise; Riga International Exhibition Centre’dir. Bu fuarda mobilyadan, giyime, bebek ve çocuk araç gerecine kadar birçok ürün sergilenecek. 150 şirketin katıldığı ve 17.620 ziyaretçinin yer aldığı fuarın uluslararası bir niteliği bulunmaktadır.
1) Child Youth (Kind + Jugend) Fuarı 10- 13 Eylül Almanya Dünya sektöründe en önemli fuarların başında gelen Child Youth (Kind + Jugend) Fuarı, Almanya’nın Köln şehrinde düzenlenecek. Fuarda Anne, bebek ve çocuk araç gereçlerinden birçok ürün ve kategori sergilenecek.
5) CBME India Fuarı, 9 -11 Nisan Hindistan 9 -11 Nisan tarihinde CBME India Fuarı, Mumbai şehrinde düzenlenecek. Hindistan’da düzenlenecek fuar, çocuk ve anne ürünlerini ele almaktadır. Hint ve Asya Perakende sanayisi ürün ve hizmetlerini, küresel tedarikçi ve üreticileriyle buluşturuyor. Fuar geniş bir katılımcı imkânı sağlıyor; Küresel ve yerel üretici, İthalatçı, ihracatçı, perakendeci, toptancı, trader, bayi ve distribütör, ajans & stockiest, e-ticaret servis sağlayıcılarıdır.
2) CBME Kids Fashion Fuarı (29. Uluslararası Bebek, Çocuk Hazır Giyim ve Aksesuarları Fuarı) 03-06 Harizan tarihleri arasında düzenlenecek olan bu fuar, İstanbul Fuar Merkezinde Hall 9 ve 10’da olacak. Aynı zamanda fuarda, çocuk moda defilesi, Türk çocuk kıyafet müzesi ve genç tasarımcılar galerisi de katılımcı ve ziyaretçileri bekleyen sürprizlerdendir. 3) Şanghay Uluslararası Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı (CBME) 22-24 Temmuz 2015| SNIEC, Çin Şanghay’da her yıl düzenlenen, Şanghay Uluslararası Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı (CBME) kendi sektöründe dünyanın en büyük fuarları arasındadır. CBME, 22, 23 ve 24 Temmuz 2015 tarihlerinde Şanghay Yeni Uluslararası Fuar Merkezi (SNIEC) ‘de düzenlenecektir. 200.000 m2 sergi alanı ile fuarda, 2.650 marka ile 1.900 katılımcı yer alacaktır. 4) Baby World Riga Fuarı 17 – 19 Nisan Çek Cumhuriyeti 17 – 19 Nisan tarihinde Baby World Riga fuarı, Letonya’nın Riga
6) Kidex Expo Anne, Çocuk Gereçleri ve Oyuncak Fuarı 14-17 Mayıs Ankara Ankara’nın ilk Anne, Bebek, Çocuk ve Oyuncak Fuarı, 14-17 Mayıs 2015 tarihleri arasında Domino Expo tarafından ATO Congresium’da, T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı destekleri ile düzenlenmektedir. Kidex Expo’da çocukların çok sevdiği Pepee ‘nin 70’şer dakikalık Canlı Müzikal Şovları, Özel Defileler, Eğlenceli Yarışmalar yapılacak. Ayrıca salonlarımız dâhilinde Çocuk Oyun Bakım Alanları ve bazı Blog Anne Gruplarının çeşitli eğlenceli aktiviteleri yer almaktadır. Kidex Expo, 4 gün boyunca Ankara ve civar illerden gerek Toptancı gerekse de Perakende satış yapabilecekleri Nihai Tüketiciler tarafından ziyaret edilecektir.