Genel Müdür Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com
Editörden
İmtiyaz Sahibi İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık
Yayın Editörü Aslıhan Yıldız aslihan.yildiz@img.com.tr Reklam Müdürü Mehtap Akyel mehtap.akyel@img.com.tr Grafik Tasarım Sami Aktaş sami.aktas@img.com.tr Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Yusuf Okçu yusuf.okcu@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe ve Finans Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr CTP-Baskı İhlas Gazetecilik A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul Tel: 0 212 454 30 00 Adres İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat: 4 Güneşli - Bağcılar / İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35
Sorumlular ve sorunlular… Bu ay yeni yılın ilk ayı… Bu ay anne-bebek sektöründe fuarlar ayı… Bu ay yarışmalar ve ödüller ayı... Bu ay yeni trendlerin, yeni koleksiyonların ve yepyeni ürünlerin görücüye çıktıkları ay... Bizim sektörümüz geleneksel olarak CBME Anne Bebek Çocuk Gereçleri fuarı ile yeni yıla başlıyor. 2016 yılında aynı tarihlerde Bursa Junio Show ve yine bu sayımızın kapsamında 11-13 Şubat 2016’da düzenlenecek olan TİGSAD Linexpo Moda Günleri var... Geçen yıl Koelnmesse’nin Kind & Jugend fuarı ile işbirliği halinde uluslararası büyük bir yarışmaya imza atan Baby & Kid Store dergisi, bu yıl CBME Baby & Kid Store Türkiye Tüketici Ödülü Yarışmasını organize etti ve 7 kategoride ödüle layık görülenleri seçti. Birinci olanlar fuarın ilk günü plaketlerini alacaklar. Ödül kazanan anne babalara fuar alanında düzenlenecek özel bir törenle ödülleri verilecek. Bu sayımızda dergide 2016 hazır giyimde moda trendleri dosyasını işledik. Profesyonellerin fazlaca dikkatini çekecek olan sayfalarımız gelecek aylara bu anlamda ışık tutacak. Türkiye’nin büyük markalarının temsilcileriyle başarı hikayelerini konuştuk. Güzel derslerin çıkarılacağı bu keyifli röportajlar da genç işadamlarının ilgisini çekecek. Sektörde nelerin olup bittiğini de sayfalarımızda göreceksiniz. Gerek fuarlar, gerek reklamlar, gerek vitrinler gösteriyor ki yeni doğanlarımız için her şeyin en güzelini sunmak konusunda hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz ama onlara veremediğimiz en önemli şey ise barış ve kardeşliğin hakim olduğu bir çevre, içinde mutlulukla yaşanabilen bir dünya... Dünyanın çoğunda yürekleri yakan çığlıklar, yaşam savaşı ve umuda yolculuklarda heder olan hayatlar var. Sahile vuran çocuk cesetlerinin olmadığı iyi bir dünyanın da fuarı ve ticareti olsaydı herhalde en büyük bedeli verip alırdık ama maalesef onun satıldığı bir ortam yok. Herkesin sorumlu olması gerekirken birçoklarının sorunlu olduğu sıkıntılı bir dönem, dertli bir bölge ve hüzünlü bir coğrafyanın ortasında bulunuyoruz. Yine de şükür ki ülkemizde genel olarak barış ve istikrar hakim. Mevcut can sıkan olayların da biterek çocukların eğitime, eğlenceye ve yaşama, büyüklerin de ekonomiye, gelişmeye, huzura ve barışa odaklandığı bir kutsal vatan sıcaklığının herkesi sarması dileğiyle bütün okuyucularımızın yeni yılını kutluyor çok verimli fuarlar ve ticaretler diliyoruz.
RÖPORTAJ
Elsima Tekstil ‘İnternet rakip değil, yardımcı bir satış kanalı’ Tasarım sürecini ve yeni yıldaki planlarını konuştuğumuz Elsima Firma Yetkilisi Eşref Geyik, sektördeki gelişmelere de değindi. Günümüzde internetin her alanda olduğu gibi perakende mağazacılıkta da yeni çözümler sunduğunu ifade eden Eşref Geyik, “İnternetten satış ve diğer internet hizmetlerini destek olarak kullanan firmalar, perakende mağazacılıkta zamanla öne geçecektir.
olarak bunu dikkate alıp son 2 yıldır Rusya dışındaki alternatif pazarlara yöneldik. Sayın Başbakanımızın işaret ettiği pazarlarda bunların içerisindedir” dedi. Biz Türk firmaları olarak, öncelikle kendi marka değerimizi ve ticari ağlarımızı iyi bilmemiz gerekti-
Bu sebeple internet rakip olarak değil, yardımcı bir satış kanalı olarak görülmelidir. Biz de gerek web siteleri gerek sosyal medya aracılığıyla yoğun bir çalışma sürdürmekteyiz” diye belirtti.
ğini söyleyen Geyik, böylece hedef pazarları doğru seçebileceğimizi işaret etti.
‘Rusya 2 yıldır sinyal veriyordu’ Rusya ile son günlerde yaşanılan hadiselere dikkat çeken Geyik, “Rusya’daki ekonomik yavaşlama yaşadığı devalüasyonla birlikte 2 senedir yaşanıyor. Biz firma
12
‘Trendleri takip eden ve ilham alan bir tasarım ekibimiz var’ Ülkemizin üretim kalitesinin tüm dünyada bilindiğin ve kaliteli ürün üretmek için Türkiye’nin doğru adreslerden birisi olduğunu anlatan Geyik, sözlerini şöyle sürdürdü;
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
“Bunun yanında Türk markaları dünyada gün geçtikçe daha da tanınmaktadır. Bizim hedefimiz kendi markalarımızı dünyaya ihraç etmek olmalıdır. Yıllık ihracat raporları da bu yolda ilerlediğimizi göstermektedir.” Tasarımın firmanın en çok önemsediği aşamalardan birisi olduğunu ve senede iki koleksiyon tasarlayan profesyonel bir tasarım ekibine sahip olduklarını aktaran Geyik, bu ekibin sezonun trendlerini takip etmekle birlikte bunlardan ilham alarak bir kaç farklı kompozisyonla ürünlerini oluş olduklarını belirtti.
‘Doğru planlama ve proje ile 2016 yılından umutluyuz’ 2016 yılının ülkede sağlanan ekonomik ve siyasal istikrarın da desteğiyle başarılı bir yıl olmasını hedeflediklerini bizimle paylaşan Geyik, “Yıl boyunca yapılacak projelerimizi hazırladık. Bunların içerisinde yurt içi ve yurt dışı fuarlar, yeni koleksiyon çalışmaları ve sektörel çeşitli etkinlikler bulunmaktadır. Ocak ayındaki Çocuk Moda Fuarımız ve Paris Mode City fuarı bunlardan birkaçıdır. Doğru planlama ve projeler ile bu yılı başarılı geçireceğimizi düşünmekteyim” diye noktaladı.
RÖPORTAJ
Linexpo İstanbul İç Giyim Moda Günleri 2016’ya büyük talep!’
Türkiye’nin en önemli iç giyim, yatak ve plaj kıyafetleri markalarını ve bu ürünlerin yan sanayi ve aksesuar firmalarını bir araya getirecek, Tüm İç Giyim Sanayiciler Derneği (TİGSAD) tarafından organize edilen, Linexpo İstanbul İç Giyim Moda Günleri, 11-13 Şubat 2016 tarihleri ara-
sında İstanbul Fuar Merkezi, (İFM)’nde gerçekleştirilecek. Etkinliğin büyük ve önemli 5 stant alanı için gerçekleştirilen açık arttırmada, stantların normal fiyatından altı katına kiralandığı belirtildi. Etkinlik için, 52 ülkeye tanıtım turlarının düzenleneceği ve alım heyetlerinin getirtileceği
vurgulandı. Ayrıca etkinlik kapsamında bir de tanıtım çalışması düzenlenecek. Katılımcı firmaların beklentilerini üst düzeyde karşılamak amacıyla TİGSAD olarak 52 ülkeye yurtdışı gezileri düzenleyerek alım heyetleri getirmeyi planladıklarını vurgulayan TİGSAD Başkan Yardımcısı Eşref Geyik, etkinlikle ilgili şunları söyledi: “10.000 m2’nin üstünde bir alanda düzenleyeceğimiz etkinliğimize 131 firmamız katılım sağlayacak. Kasım ayı içinde yapılan açık arttırmada bazı stantlar normal fiyatının yaklaşık altı katına kiralandı. Sektör tarafından etkinliğimize gösterilecek ilgiden emindik ama bu kadarı bizim içinde hoş bir sürpriz oldu.”
3.TİGSAD İÇ GİYİM TASARIM YARIŞMASI 2016 “ZAMANDA YOLCULUK”
Türk iç giyim sektörünün dün-
ya pazarındaki payını artırmak ve global markalarla rekabet edebilmek, güçlü bir tasarım altyapısına sahip olmak ve katma değerli ürünler üretmekle mümkün olacaktır. Ülkemizin uluslararası arenadaki markalaşma sürecinde ihtiyacımız olan özgün tasarımcıları iç giyim sektörüyle buluşturmak, genç kabiliyetleri sektöre kazandırmak ve iç giyim sektörümüzü tasarım odaklı başarı hedefine yönlendirmek amacıyla, iç giyim tasarım yarışmasının bu yıl 3.sünü düzenlenecek. 12 Şubat 2015 Cuma akşamı final defilesi ve ödül töreniyle son bulacak olan yarışmanın çalışmaları başlamıştır. Bağlı olduğumuz kurumlar, üniversiteler, eğitim kurumları, iç giyim sektörünün mensupları ile birlikte basın huzurunda yapılacak. Türkiye iç giyimi adına önemli bulduğumuz bu etkinliğine katkı sağlayacak herkese sektörümüz adına şimdiden teşekkür ederiz.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
13
RÖPORTAJ
“Etkili pazarlama stratejileri ile fonksiyonel ve yeni ürünler, hedef kitle ile buluşuyor” Firmanın geleceğe dair planlarını konuştuğumuz Veta Yönetim Kurulu Başkanı Enes Genç, fuar öncesi hazırlıkları ve sektördeki gelişmeleri bizimle paylaştı. Veta Dış Ticaret olarak lokomotif markaları olan Pierre Cardin ve Kanz ile ülke genelinde önemli bir marka bilinirliği ve güvenine sahip olduklarını belirten Genç, “Markalarımızın uzun ve güzel bir geçmişi var. En güzeli de hem bayilerimizle hem de son tüketici ile anlatılması zor bir sadakat
bağı var. Bizlerde sahip olduğumuz değerlerin üzerine değerler katmaya çalışıyoruz. Kısa sürede önemli adımlar attık. Şuan ki konumuzdan memnun olmakla birlikte çok yakın zamanda bugünkü durumdan çok farklı bir yerde olacağımız kanaatindeyim” ifadelerine yer verdi.
Hedef, bayiler kanalı ile büyümek Gündemlerinde mağaza açmaya yönelik bir hedefleri olup olmadığını sorduğumuz Enes Genç, “Kendi alanımızda yeterli ürün çeşitliliğine sahibiz. Buna rağmen mağaza açmak bebeğin tüm ihtiyaçlarına cevap vermeyi gerektirdiği için kısa vadede böyle bir plan oluşturmadık. Bayi kanalında başarılı bir grafik çiziyoruz bu nedenle de biz bayilerimizle büyümek ve kazanmak istiyoruz” diye yanıtladı. Markalarının altında çok çeşitli ürün grupları olduğunu, çanta ya da tekstil ağırlıklı grupları yerli üretici firmalar ile çalışırken gereç tarafında Uzak Doğu’yla çalışma yaptıklarını ifade eden Genç, bunun yanı sıra daha kaliteli ve daha uygun ürünler çıkartabilmek adına hem yurtiçi hem yurtdışı her türlü alternatif üzerinde durduklarını da ekledi.
Dengeli fiyat politikası Bir takım ürünler için artan %50 vergi artışının ev içi ürün grubu
14
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
dediğimiz yani mama sandalyesi, yürüteç, oto koltuğu, taşıma gibi ürünlere geldiğinin altını çizen Genç, “Yapılan bu uygulamayı hiç sağlıklı bulmuyorum. Kaldı ki devletimizin de bunu bizim sektörü hesaba katarak yaptığını düşünmüyorum. İçeride üretici yok ya da standart yok iken kimi koruyacaksınız ki? Ayrıca bir taraftan üç çocuk tavsiyesi olurken diğer taraftan Oto Güvenlik Koltuklarına getirilen vergi artışlarını ve denetlenmeyen bir kanunları da üzüntüyle izliyorum” açıklamalarında bulundu. Enes Genç, firma olarak bu bağlamda uyguladıkları fiyat politikasında, olabildiğince anne ve babaları da düşünerek fon artışlarını fiyatlarına dengeli bir şekilde yansıttıklarını da sözlerine ekledi.
Ürünlere her noktadan kolay ulaşım Sektörde e ticaret alanında etkin rol oynayan bir firma olduklarını ve bu konuda gelişen e ticaret gibi kendilerini devamlı geliş-
RÖPORTAJ
tirdiklerini ve pazar paylarını devamlı arttırdıklarını belirten Genç, devamında şunları kaydetti; “Omni channel marketing (çoklu kanal pazarlaması) ile kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Bunula ilgili son tüketiciye her kanaldan ulaşamayı hedefliyoruz. Sosyal medya çalışmalarımız planlandı, mobil uygulamalar ile ilgili planlarımızı yaptık fuar sonrası aksiyon alıyoruz, pazarlama birimimiz ile CRM çalışmalarımızı yürüteceğiz, bayilerimiz ile fiziksel mağazalarda gelişeceğiz ve network alanımızı arttırıyoruz. Arkadaşlarımıza hep şunu söylüyoruz, her yerde değilseniz hiçbir yerde değilsinizdir. Ve nihayetinde de online tarafta da iş ortaklılıklarıyla hızlıca büyüyoruz.” İnternetten alışverişin hepimizin hayatının ayrılmaz bir parçası olduğunu ve günümüzde artık kadınların da erkekler kadar yoğun iş hayatının içerisinde olduklarını bunun satın alma şekillerini etkilediğini belirten Genç, tüketicilerin gezerek incelemeye vakit bulamadıkları ürünleri gerek videolarını izleyerek gerekse kullanıcı deneyimlerini okuyarak
çok daha kısa sürede yakından tanıma fırsatı bulduğuna dikkat çekti. Genç devamında ROBO (research online buy offline) dediğimiz sistemin en çok tercih edilen uygulama olmaya devam ettiğini, insanların internet ortamında karar verdikleri ürünleri mağaza ortamında satın alma eğiliminde olmasının her iki kanalında eş zamanlı büyümesi demek olduğunu sözlerine ekledi.
Fonksiyonel Hero 5 in 1 ile iddialıyız Pierre Cardin ve Kanz markalarının fuarda yerini alarak misafirlerini beklediğini ve bu yıl fuarda sergileyecekleri bir çok yeni ürün olduğunu dile getiren Genç, “Bu ürünlerden en iddalısı Hero 5 in 1. Annelerin yeni kahramanı olmaya aday çok fonksiyonlu bir ürün olan Hero 5 in 1 tek bir üründe birçok çözüm sunuyor. 3 in 1 Travel Sistemin yanı sıra üzerine takılan farklı aparatlar sayesinde Mama sandalyesi ve Sallanan Beşik olarak da kullanılabiliyor” dedi. Bir diğer önemli ürünlerinin Khalessi olduğunu, bu ürünün de
tekerlekler ve portbebe arasında bulunan mekanizma sayesinde basit bir hareket ile kendi çevresinde dönebildiğini ve kolların her durumda öne arkaya giderek bebeği hiç rahatsız etmeden yüzü anneye dönük ya da dışarı dönük hale getirilebildiğini anlattı.
Bayi toplantısıyla yeni yol haritamızı çizdik Sektördeki en öncelikli problemin artan ve esasında fazla olan ekstra vergi ve fonların olduğunu aktaran Genç, bunu dışında yerli ya da ithal kalitenin standart olmasının ve kanunların özellikle oto koltuğunda denetlenmemesinin diğer iyileştirilmesi gereken konular olduğunu ifade etti. Düzenlenen Bayi toplantısına ilişkin bizimle bilgi paylaşan Genç, “Bayi toplantımızı her yıl Kasım ayında gerçekleştirirken bu yıl biraz daha erkene çekerek Ekim ayı başında gerçekleştirdik. Büyük bir aile olarak hep birlikte istişare edelim, geleceğimizi beraber planlayalım istedik. Beklediğimiz gibi de geçti. İş ortaklarımızla oldukça sıcak ve samimi bir ortamda sohbet etme imkânı bulduk” dedi.
2015 yılı içinde yaşanan gerek siyasi belirsizlik gerekse de terör olaylarından dolayı ülke için tatsız bir yıl olduğunu belirten Genç, “Bu havanın ticarete yansıması kaçınılmazdı. Bu sebeple herkesin yatırımlarını daha temkinli yaptığı, önünü görebilmek için beklemede kaldığı günler yaşadık. Yaşanan fon artışları ve dolar kurundaki dalgalanmalar sektörümüzü de ayrıca bir durgunluğa itti. Ne var ki bizler açısından durum biraz daha farklıydı, hedeflerimizi neredeyse yakaladık diyebiliriz. Akıntıya karşı yüzmek zorunda kalsak da iş ortaklarımızla birlikte güzel işlere imza attık diye düşünüyorum” diye açıkladı. Enes Genç son olarak, “2016 yılına umut ve heyecanla bakıyoruz. Her ne kadar ilk çeyrek zor geçeceks gibi görünse de bu sektörün yıl ortalamasını çok fazla etkileyeceği kanaatinde değilim. Bayi toplantımızda da ifade ettiğimiz üzere ülkede istikrar bir şekilde yine devam edeceğini ve düzelen dünya piyasalarını da göz önüne aldığımızda bunun etkilerini de yıl içerisinde göreceğiz” diye noktaladı.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
15
MAKALE
2016 Yılı Pazarlama Trendleri Koca bir yılı yeniden geride bıraktık. 2015 yılı birçok açıdan hem Dünya hem de Türkiye için farklı bir yıl oldu. Gelenek olduğu üzere, bu sene de her sene yaptığım gibi yılın son ayında bir sonraki yıla damgasını vuracak olan pazarlama trendlerini bir araya getirdim. 2016 yılı ile ilgili pazarlama planlarınızı yaparken, yeni yılda gerçekleştireceğiniz pazarlama stratejilerinizi belirlerken bu trendleri göz önüne almanızda büyük fayda olacaktır. 1-İlişki pazarlaması daha da değerlenecek Tüm pazarlamacılar artık müşterileri hakkında çok geniş bir bilgi setine sahip, dolayısıyla tarihte hiç olmadıkları kadar çok müşte-
rilerini tanıyorlar. Müşterilerin bu kadar iyi tanınması ile kişiselleştirilmiş pazarlama uygulamaları daha da artacak, müşterileri daha uzun süre markaya bağlı tutacak ama gerçekten müşteri gözünde değerli uygulamaların sayısı 2016 yılında artacak. Kitlesel pazarlamanın belki de en hızlı düşüşünü 2016 yılında beraberce deneyimleyeceğiz. 2-Geçici pazarlama (ephemeral marketing) yaygınlaşacak Geçici pazarlama (ephemeral marketing) saniyeler içerisinde oluşturulan ve yine saniyeler içerisinde yok olan pazarlama aktiviteleri anlamına geliyor. Yeni dünya düzeninde, herşeyin çok hızlı değiştiği bir dünyada son kullanma tarihi
olmayan bir pazarlama aktivitesi olamaz. İşte geçici pazarlamanın mantığı da tam olarak bu mantık üzerine kurulmuş durumda. Artık uzun vadeli, izler bırakan pazarlama aktiviteleri değil, çok kısa süreli, anlık ve iz bırakmayan pazarlama aktiviteleri daha da yaygınlaşacak (Bu konuda en yaygın uygulama hala Snapchat). 3-Video reklamların kullanımı ve etkinliği en üst seviyeye tırmanacak Video reklamları kesinlikle yeni bir şey değil, özellikle internetin hızlanmasından bu yana video ile internette reklam yapmak zaten kullanılan bir özellik. 2016 yılında video reklamların kullanımında ciddi bir artış olacak. YouTube, Bing ve Facebook zaten video reklamların kullanıldığı alanlardı. Hatta
Zeki Yüksekbilgili Pazarlama Danışmanı ve Eğitmen http://www.yuksekbilgili.com
Facebook üzerinde otomatik olarak oynamaya başlayan videolara alıştık bile. 2016 yılında video reklamların Google tarafından da kullanımıyla hem yaygınlığı hem de etkinliği ciddi olarak artacak. 4-Mobil platformlar masaüstü platformları açık ara ile geçecek Mobil platformların kullanımı sürekli artıyor, bunu tüm pazarlamacılar biliyor ve uzun zamandır bu değişime ayak uydurabilmek için değişiklikler yapıyorlar; özellikle mobil uyumlu siteler en temel değişimin başlangıç ayakları oldular. 2016 yılında mobil platformlar üzerinden internete bağlanma, masaüstü platformları açık ara geçecek. Bu yüzden mobil uyumlu içerikler daha da değerli hale gelecek. 5-Giyilebilen teknolojilerin kullanımı artacak 2016 yılında birçok yeni giyilebilir teknoloji ürünü ile karşılaşacağız. Bu ürünlerin yaygınlaşması ile bu ürünlere uyumlu pazarlama araçlarının geliştirilmesine sebep olacak. Özellikle bu ürünlerin yaygınlaşması ile çevrimdışı (offline) ve çevrimiçi (online) pazarlama arasındaki çizgi daha da incelecek.
22
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
RÖPORTAJ
Amerika’nın devlerinden Carter’s, Türkiye’de büyüyor Amerika’da alanında en iyiler arasında yer alan Carter’s markasının ürünlerini Türk annelerle buluşturan Türkiye Distribütörü Pazarlama Müdürü Filiz Bekik bize markanın başlangıç serüvenini anlattı.
Carter’s, 1865 yılında William Carter isimli bir terzi tarafından Amerika Atlanta’da kurulmuştur. Kendinden eldivenli tulumlar, baskılı desenler ve bebeğin vücuduna tam oturan bodyler gibi alanında birçok ilke imza atarak, Amerika’nın bebek ve çocuk giyiminde 1 numaralı markası olmuştur.
Amerikan’ın ödüllü markasının Türkiye’ye geliş öyküsü Carter’s markasının Türkiye macerası 5 yıl öncesine dayanıyor.
İzmirli iki aile tarafından ilk kez Türkiye’ye getirilen marka, bayilik sistemiyle çalışıyor. Markayı bugün geldiği konuma çok kısa sürede getiren Yönetim Kurulu Başkanı İpek Özilhan Özkan’ın bu başarısını, Filiz Bekik şöyle anlatıyor; “İpek Özilhan Özkan yaklaşık iki sene önce kendi işini kurmak üzere çeşitli markalarla iletişime geçiyor. Bu arada kendisinin de 4 yaşında bir kızı var, onu büyütürken hep Amerika’dan Carter’s ürünlerini alıp giydiriyor. Çok yakından tanıdıkları, kullan-
dıkları ve çok memnun kaldıkları bu markayı neden Türkiye’ye getirip buradaki annelere de bu imkânı sunmayalım diyerek, Carter’s markasının Türkiye’deki ana bayilik haklarını alıyorlar.” Amerika’da anneler tarafından en çok sevilen ve tercih edilen Carter’s bebek giyim markasının 150 yıllık kalite ve güven üzerine kurulu mirasına sahip çıktıklarını ifade eden Bekik, “Türkiye’de bir numaralı bebek giyim markası oluşturmak amacıyla keyifli bir yolculuğa çıktık. Şu an için gerek artan marka bilinirliğimiz gerekse annelerin bize duyduğu güven ve yakın çevrelerine tavsiye ettikleri bir marka olmaktan dolayı çok mutluyuz. 11 Mağaza olarak devaraldığımız eski yapıyı, şimdi 15 mağazalı ve online satışı da olan (www.carters.com.tr) çok daha büyük ölçekli bir kuruluşa çevirerek, bebek giyim sektörünün önde gelen firmalarından biri olduk” dedi.
Hedef, toptan satış ve kendi mağazaları ile büyümek Doğum oranları yüksek ve gelişmiş 3 büyük şehir İs-
tanbul’da 11, Ankara’da 2 ve İzmir’de 2 mağazaları olduğuna ve bu bölgelerin marka için önemli yerler olduğuna vurgu yapan Bekik, mağazaların müşteri potansiyelini tam karşılayamaması nedeniyle, doğru lokasyonlar belirlenerek mağaza açmaya devam edeceklerini belirtti. Bayilik sistemlerinin olmayacağının altını çizen Bekik, kendi mağazalarıyla ve özellikle toptan satışla büyüyeceklerini ve Bursa, Adana ve Antalya’nın yer almak istedikleri diğer öncelikli şehirler olduğunu ifade etti. Toptan satış kanalı olan Joker ve Boyner gibi köklü yapıların yanında, kendi mağazasında multi-brand satan ve karşılıklı güven duyabilecekleri işbirliği imkânlarını da göz önüne aldıklarını dile getiren Bekik, çok mağazalı olmasına gerek olmadan iyi lokasyonlarda, 1 ya da 2 şubeli de olsa olası toptan satış potansiyellerini mutlaka değerlendirdiklerinin altını çizdi.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
23
RÖPORTAJ
Avmler büyük potansiyel 2015 yılında İstanbul’da Akmerkez, Mall Of İstanbul, Cevahir ve Forum İstanbul’da; İzmir’de ise Mavibahçe AVM’de mağaza açtıklarını aktaran Bekik, “AVM’leri seçerken özellikle hedef kitlemiz olan bebekli ve çocuklu ailelerin rahatlıkla alışveriş yapabildiği, toplu taşımaya yakın AVM’leri tercih ediyoruz. Tabi kira ve ortak giderler de etkileyen önemli faktörler arasındadır. Günümüzde AVM’ler yaptıkları birçok etkinlikle kendi müşteri trafiklerini oluşturabiliyorlar. Bizlere düşen de AVM’ye girmiş hedef tüketicilerimizi çeşitli pazarlama aktviteleri ve kampanyalarla kendi mağazamıza yönlendirmek oluyor. Bu nedenle AVM’ler bizim için büyük potansiyel taşıyor” ifadelerine yer verdi. Diğer yandan Carter’s markasının hem ürün gamı hem de tanıtım faaliyetleri anlamında yaklaşık 1 senedir aktif bir şekilde Türkiye’de temsil ediliyor olduğunu ve buna rağmen geldikleri noktanın çok iyi olduğunu belirten Filiz Bekik, ürünlerini bir kez deneyen annelerin vazgeçilmez markası olduğunu ifade etti. Carter’s markasının özellikle 0-24 ay arası bebek giyiminde (hastane çıkışları, bodyler, arkası desenli 2’li ve 3’lü takımlar ve uyku tulumları) iddialı olduklarını dile getiren bunun yanında ürünlerini kullanan annelerin de aynı zamanda marka elçileri olduklarını anlatan Bekik, yakın arkadaş çevrelerine ve diğer annelere de ürünlerini tavsiye ettiklerini belirtti. Filiz Bekik, sosyal medya hesaplarının da 1 sene geçmeden toplamda 50 bin kişiye yaklaşmış olmasının markanın başarılarının bir göstergesi olduğuna da işaret etti.
24
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Baby Shower Partileri için özel ‘Carter’s Hediye Kutuları’ Markanın amacının annelere ve anne adaylarına Carter’s kalitesini ulaşılabilir fiyatlarla sunmak olduğunu söyleyen Bekik, “Çünkü her doğan bebeğin en sağlıklı ve güvenli şekilde giydirilmesi bizim marka olarak önceliğimizdir. Yerli üretimimiz olmamasına rağmen fiyatlarımız en yakın rakiplerimizin bile altında yer alıyor. Ayrıca, mağazalarımızda ve online satışımızda da sürekli indirim ve çek kampanyalarımızla müşterilerimizin Carter’s ürünlerini zorlanmadan almalarını hedefliyoruz” açıklamalarına yer verdi. Carter’s markası olarak son yıllarda hamileler arasında oldukça trend olan Baby Shower Partilerinin ve yine annelerin olmazsa olmazlarından doğum günü partilerinin vazgeçilmez markası olmak için de kolları sıvadıklarını söyleyen Bekik, sözlerine şöyle devam etti; “Bu amaçla özel hazırladığımız “Carter’s Hediye Kutuları” kızlar için pembe erkekler için dışı bej
içi mavi ve unisex renk alternatifi olarak da yine dışı bej içi sarı renk olacak şekilde hazırlandı ve mağazalarımızdan siparişe hazır hale getirildi.”
Y kuşağı annelerle interaktif iletişim Filiz Bekik, sosyal medyanın kendileri için olmazsa olmaz bir mecra olduğunu belirtirken, yeni çağın Y kuşağı annelerinin gerek bilgi almak gerek de alışveriş yapmak için neredeyse tamamen dijital kanalları kullandıklarını ifade etti. Markanın gerek online satış sitesinden gerekse Facebook, Instagram ve Twitter üzerinden annelerle ve anne adaylarıyla sürekli iletişim halinde olduklarını aktaran Bekik, “Annelerin hem merak ettikleri soruları cevaplıyoruz, hem bilgilendiriyoruz hem de yarışmalarımızla eğlendirip hediyeler kazandırıyoruz. 1 senesi dolmadan instagram hesabımız 33bin kişiye ulaştı. Yine Facebook hesabımız da 20bin kişiye yaklaşmış durumdadır. Marka bilinirliği çok daha yüksek olan birçok rakibimizi bu konuda çok geride bıraktığımızı söyleyebiliriz” dedi.
‘Güvenle başlar herşey’ 2015 yılının marka için biraz daha gelecek döneme hazırlık çalışmalarıyla geçtiğini ve bu evrede en ince ayrıntısına kadar her şeyi özenle planladıklarını anlatan Bekik, “Örneğin eski firmadan devraldığımız 10 tane mağazanın hepsinde tüketicilerimize aynı mesajı vermek için tüm mağaza içini ve görsellerini yeniledik. Ana sloganımız olan “Güvenle Başlar Herşey” söylemini artık herhangi bir mağazamıza giden her müşterimize aynı şekilde yansıtıyoruz. Ayrıca 2015 yılında büyük potansiyel gördüğümüz 5 yeni mağazanın ve yine artık markalar için bir vazgeçilmez olan www.carters. com.tr online satış sitemizin açılışını yaptık” diye belirtti. Filiz Bekik, 2016 yılının kendileri için artık markaya daha fazla yatırım yapacakları, mevcut mağazaların en iyi performansla çalışmasını sağlayacakları ve özellikle toptan kanalda yeni iş ortaklıkları kuracakları bir yıl olacağını dile getirerek sözlerine son verdi.
RÖPORTAJ
“Bir gemi hedefsiz yol alamaz, 2016 yılı hedeflerimiz büyük” Her yıl bebek çocuk sektöründe büyümeye devam eden Bebe Çeyiz Sarayı’nın Firma Yetkilisi Dursun Yılmaz ile son dönemdeki faaliyetlerini ve genel anlamda sektörün durumunu konuştuk. Ürettikleri ürünlerin bebeklere yönelik olması nedeniyle ürünlerin moda olgusundan ziyade sağlıklı olmasının öncelikli olduğunu belirten Dursun Yılmaz, “Moda anne babaların görsel zevklerine hitap eden bir trend ama sağlık biz firmaların göz önünde bulundurması gereken bir unsurdur. Bizim bünyemizde 0-3 yaş arası bebek çocuk giyimi olduğu için
26
önceliğimiz sağlık oluyor” ifadelerine yer verdi.
Müşteri eğilimlerinde perakende bir ölçüt
Firma olarak hem perakende hem de toptan kanalında faaliyette bulunduklarını ve perakende ayağının müşteri eğilimlerini belirlemede firma için bir ölçü olduğunu paylaşan Yılmaz, “Müşteri
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
ihtiyaçlarını bu sayede doğru analiz edip, toptan tarafında da buna göre bir strateji belirliyoruz. Müşteri talebinde yurt içi ile yurt dışının isteklerinde farklılık olması nedeniyle bu iki kanalı birbirinden ayrı tutmak gerekiyor. Bu anlamda Türkiye içerisinde bile yöreye göre farklılıklar meydana gelmektedir. Örnek vermek gerekirse, Suudi Ara-
bistan’dan gibi sıcak iklimli bir ülkedeki firma ile daha kuzeyde olan Rusya’daki bir firmanın siparişte bulunacağı kıyafet aynı olmayacaktır. Bizimde satış politikamızda bölge ve ülke olarak birbirinden farklı, her yerde aynı ürünü satılamıyor” dedi. Bebek çocuk gereçleri alanına adım attıkları ilk yıllarda ürünlerin daha az miktarda olmak üzere şehir mağazalarında satıldığını ifade eden Yılmaz, o zaman ki analizlere göre 17 – 18 çeşit ürün olduğunu söyledi. Günümüzde yapılan tespitlere göre ise birbiri ile alakası olmayan 170 ürün bulunduğunu ve pijama takımı, tulum, hastane çıkışı hepsini ayrı bir sınıf olarak ele aldıklarını ileten Yılmaz, şöyle devam etti; “Arz talep ilişkisi ile bağlantılı olarak ürün portföyü de artıyor, bizde bu doğrultuda müşterilere ürün çeşitliliği sunuyoruz. Türkiye, özellikle tekstil alanında öncü bir ülkedir. Bebek araç gereç grubundan tekstil, biberon ve beslenme ekipmanlarına kadar çok fazla marka ve ürün çeşidi var. Bu işin gereklerinden biri de hem dünya markaları hem de çeşitleri bünyenizde bulundurabilmektir.”
RÖPORTAJ
İhracatta tercih edilmemizin sebebi, ürün çeşitliliğimiz İmalatını gerçekleştirdikleri Sebi markası ve Marmara Distribütörü oldukları Chicco markası ile fuara katılacaklarını ifade eden Yılmaz, 35 bin ürün gamından 15, 20 bin ürünü orada sergileyerek muazzam seremoni gerçekleştirmeyi planladıklarını belirtti. İhracatta özellikte yurt dışı müşterilerinin kendilerini bularak temas sağladığını dile getiren Yılmaz, “Yabancı müşterilerin bizi bulmasında internet kanalının da etkisi var. Bizi tercih etmelerindeki en önemli sebep ise, zengin ürün çeşitliliğimiz olmasıdır. Dünyanın hiçbir noktasında bu kadar ürün çeşitliliğin bir arada sunulduğunu sanmıyorum. Amerika, Şili, Rusya gibi ülkelerin yanında Çin gibi üretimin oldukça fazla olduğu bir ülkeye bile ihracat faaliyetinde bulunuyoruz. Bu noktada bizim farkımız, kaliteli ürün sunuyor olmamızdır” açıklamalarına yer verdi.
Rusya’nın yokluğuna alışmıştık Bir markanın bünyemizde yer alabilmesi için ilk ve en önemli şartlarının sağlıklı ürünler olması olduğunun altını çizen Yılmaz, bu kriteri beslenme ekipmanların-
dan tekstile, araç gereçten bakım ürünlerine kadar her ürün grubu için aradıklarını aktardı. Dursun Yılmaz, sağlık faktörünün olmadığı ürünleri değerlendirmeye bile almadıklarını ve bunun dışında kullanışlı ve kaliteli olmasının da aranan diğer özellikler olduğunu belirtti. Geçmişe bakıldığında, Rusya ile sıkı diyalogların olduğunu fakat iki senedir ülke olarak zaten Rusya’nın yokluğuna alıştığımızı anlatan Yılmaz, “Özellikle bebek çocuk sektörü olarak, eskisi kadar etkin bir aktör olmayan Rusya’ya alıştığımız için doğrusunu söylemek gerekirse yaşanan gerginlik bizi çok fazla etkilemedi. Bunun yanında genel anlamda ele almak gerekirse mutlaka piyasa bu durumdan olumsuz etkilenmiştir. Sektörden Rusya ile sıkı diyalogları olan orada mağazaları bulunan firmalar, bize nazaran daha çok etkilenmiştir” dedi. 1994 yılından bu zamana gelinceye kadar hedeflerinin hep yükseldiğini ifade eden Yılmaz, 2016 yılında şartlar neticesinde büyüme hızlarında düşüş yaşansa bile firma olarak büyümeye devam edecekleri kanaatinde olduğunu
ve bu yıldan geçen yıla kıyasla daha umutlu olduklarını aktardı.
Malezya ve Endonezya’ya doğru açılım Farklı ülke pazarları konusunun gündeme gelmesi için ülkemizin buna kapı açması gerektiğini ifade eden Yılmaz, bunun içinde özellikle Rusya’nın boşluğunun kapatılması için farklı pazarlara yönelik teşvik ve çalışmalar yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Alternatif ülke pazarlarına yönelmeden önce pazar analizinin iyi yapılması gerektiğini anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü; “Örneğin Avrupa’da nüfus artışının az olması sebebiyle bu bölgeye ihracat daha yavaştır. Biz rota belirlerken bu gibi kriterleri göz önünde bulunduruyoruz. İhracat yapılacak ülkede nüfus artışının fazla ve gelir düzeyinin yüksek olması önemlidir. Malezya ve Endonezya gibi ülkeler, daha zengin ve bakir topraklar olduğu için buralara açılmalıyız. Afrika’da
da bu anlamda çok fazla zengin ülke ve en önemlisi artan bir nüfus var. Ülkedeki bazı bölgeler zenginlikleri ve gelişmiş yapıları ile fakir ülke algısını kırıyor. Baktığınızda İstanbul’dan farkı olmayan yerler var. Bu ülkelere açılma noktasında ülkemizin yol göstererek, destek olması önemlidir. ”
Toptanda faaliyete devam Dursun Yılmaz, çok fazla büyüme yolunda ilerlenenince kaliteden ödün vermek zorunda kalındığını ve şuan da etkili bir müşteri portföyleri olması nedeniyle ağırlıklı olarak toptan satış kanalında faaliyette bulunmaya devam edeceklerini ifade etti. Her sene düzenledikleri etkinliklere bu yıl da yenilerini eklemeye devam edeceklerini dile getiren Yılmaz, bir geminin hedefsiz yol alamayacağını, hedeflerinin ucunun olmadığını ve bu alanda çalışmalara devam edeceklerini belirterek sözlerine son verdi.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
27
RÖPORTAJ
Bebe ve Çocuk Hazır Giyimine Yüksek Katma Değer Sağlaması Beklenen JUNIOSHOW Fuarı Görkemli Bir Platformda Açılıyor Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde 13 – 17 Ocak 2016 Tarihleri Arasında Düzenlenecek Fuar, 4 Ayrı Salonda Toplam 20.000 m2 Alanda Bebe Çocuk Sektörünü Aynı Çatı Altında Toplayacak İlhan Ersözlü; “Vişne Caddesinin Modasını Belirlediği, Bebe - Çocuk Hazır Giyim Sektörünün Kalbinde Düzenlenecek Fuar Başlıyor”
İlhan ERSÖZLÜ TÜYAP Bursa Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü
Kuruluşumuz, Tüyap Bursa Fuarcılık Anonim Şirketi tarafından, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve Bebe Çocuk Konfeksiyon Sektörü Sanayici ve İşadamları Derneği (BEKSİAD) işbirliğinde, T.C. Ekonomi Bakanlığı, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA),
32
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve KOSGEB’in değerli destekleri alınarak hazırlanan JUNIOSHOW Bursa Bebe, Çocuk Hazır Giyim & Çocuk İhtiyaçları Fuarı, 13 – 17 Ocak 2016 tarihleri arasında Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecektir.
Sektörün uzun süredir beklediği, bebek ve çocuk sektörüne yeni bir soluk getirecek ve hazır giyim alanında Bursa’daki potansiyele dikkat çekecek olan bir fuar olduğunu belirten Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, ‘Junioshow bebe ve çocuk hazır giyim sektöründeki 150’nin üzerinde üretici ve ihracatçı ayağında lider firmalar ile alıcıları, 4 salondan oluşan 20 bin m2 lik platformda bir araya getirecek. Küçük üreticiden seri üretim yapan büyük tesislere kadar birçok firmanın faaliyet gösterdiği, bu alanda Türkiye’deki üretimin % 70’ini sağlayan, ürün kalitesi ve çeşitliliği ile hızlı bir şekilde markalaşarak dünya pazarında da önemli bir paya sahip olan Bursa şehrinde düzenlenerek fuar sektörün nabzını tutacaktır. ‘dedi. 0 – 12 yaş arası bebe ve çocuk hazır giyim sektöründe modasının en son trendlerinin sergileneceği Junioshow, 5 gün boyunca toptancılar, perakendeciler, zincir mağazaların satın alma yönetici-
leri, mağaza / market sahipleri, ihracat yapan dış ticaret firmalarının yöneticileri, bayilik almak isteyen girişimciler ve profesyonel yurtdışı ziyaretçilerinden oluşan hedef kitleyi ağırlayacaktır.
Junioshow, Vişne caddesinin modasını belirlediği bebe çocuk sektörü alıcılarını Tüyap Bursa da bekliyor… Bursa üreticilerin belirlediği tekstil modası yeni trendleri son modelleri ile alıcılarını bekliyor. Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Ortadoğu’ya kadar geniş coğrafya yapılan tanıtımlar ile organize edilen alım heyetleri fuarımızı ziyaret edecekler. Tüyap yurtdışı ofisleri, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve T.C. Ekonomi Bakanlığı ve koordinasyonu ile sektör ticaretinin hareketli olduğu Almanya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna – Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Filistin, Fransa, Güney Afrika Cumhuriyeti, Gürcistan, Hollanda, İran, İspanya, İtalya, Kırgızistan, Kosova, Kuveyt, Libya, Lübnan, Macaristan, Makedonya, Polonya, Rusya, Sudan, Suudi Arabistan, Tunus, Ukrayna ve Yunanistan’dan davetli olan iş adamlarının katılımcı firmalar ile buluşmasından ortaya çıkacak
RÖPORTAJ
olan sinerji ile Fuarda iş bağlantılarının kurulmasına, siparişlerin verilmesine, iç piyasa satışlarının büyütülmesine ve dış piyasada bağlantıların güçlendirilerek sektörün ihracat gelirlerini arttırmasına olanak sağlayacaktır.
olacağının ipuçları firmalara yol gösterici olacak. Fuarın ilk günü 15 Ocak 2016 tarihinde düzenlenecek olan Junio Defile, trend uzmanlarının hazırlayacağı 2016-2017 kreasyonlardan örnekler sunuyor.
Uluslararası arenada referans olarak kabul edilen Vişne Caddesi üreticilerinin, modasını belirlediği Bebe sektörü ürünleri podyumda hayat bulacak. Katılımcı firmalarımız, fuar boyunca düzenlenecek olan trend sohbetlerine katılarak, uzman tasarımcılardan 20162017 moda ve trend akımları hakkında firmaları için çok fay-
dalı bilgiler edinebilecek olup, inovatif ürün ve fikirler sunulacağı söyleşiler ile tasarım ve ürünlerin beraberinde sektörün geleceği tartışılacak.Yüzlerce üretici binlerce model ile sektöre yeni bir soluk getirecek olan Junioshow Fuarı,13 – 17 Ocak 2016 tarihlerinde 10.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecektir.
Fuara renkli etkinlikler damga vuracak
Hazır giyimden aksesuara, çocuk araç gereçlerinden gıda ve eğitime kadar birçok sektörden önemli üretici firmaları bünyesinde buluşturacak fuarın salon dağılımına baktığımız zaman Salon 1, 2, 3’te Bebe Çocuk Konfeksiyonu, Salon 4’te ise Aksesuar, Tekstil, Eğitici Ürünler vb ürün grubundan firmaların yer aldığını görmekteyiz. Günümüzde, çocuk modası da yetişkin modası kadar dikkat çekiyor. Fuarda, Bursa üreticilerinin belirlediği çocuk modasında fırtına gibi esecek olan çocuk kıyafetleri ve tasarımları sunulacak. Dünyaca ünlü trend uzmanları tarafından, fuar katılımcısı firmalarımızın inovatif ve tasarım odaklı, 2016 - 2017 trendlerine uygun ürünlerinden seçilerek düzenlenecek olan Trend Alanı’nda sektördeki trendler anlatılarak, hazırlanacak koleksiyonlarda hangi renk kodlarının, dokuların, tekstürlerin trend olduğunun ve
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
33
RÖPORTAJ
First Step, ‘Ekilen tecrübe ve birikimler 2016’da filizleniyor…’ Her sene hedeflerine bir adım daha yaklaşan ve sektörde sağlam adımlarla ilerleyen First Step markasına dair Bektay Ayakkabı Yönetim Kurulu Başkanı İlker Bektay ile konuşurken yeni koleksiyona dair ipuçlarını Genel Koordinatör ve Kreatif Sorumlusu Sinem Bektay’dan dinledik. Trendler hızlı değişiyor ve yeni nesil annelerin tüketim noktasında talepleri farklılık gösteriyor. Bu konuda tüketici eğilimlerinin, on senede bir değişen bir nesil farkına bağlı olarak değiştiğini dile getiren İlker Bektay, “Öncelikle trendin etkisinden önce ne yönde olduğunu bilmek gerekiyor. Günümüz annelerinin tüketim ve beğeni alışkanlıkları eskiye göre çok fazla değişti. Bizde bu noktada, bebek sektöründe de yaklaşık 50 anneden oluşan, her modeli göstererek nabız tuttuğumuz, bilgi aldı-
ğımız bir havuz oluşturduk. Onların beğenileri doğrultusunda hareket ediyor ve bu beğeniler doğrultusunda trendlerin yönünü net olarak saptamış oluyoruz” dedi.
‘Riski minimalize etmek için tüketicinin nabzını tutuyoruz’ Bundan daha evvel modayı takip ederken kendi görüşleri ile doğrultusunda da hareket ettiklerini belirten Bektay, sözlerine şöyle devam etti; “Neticede üretici bir firma olarak alıp satmadığımız için, riski daha minimalize etmek
adına havuz yöntemini hayata geçirdik. Bir ürünü aldınız, satmıyorsa bir daha o üründen almazsınız, riskinizde bu kadardır. Ama üretimde öyle değil, bütün Türkiye’ye satış yapıyorsanız, yaklaşık olarak her noktasına ürün veriyorsanız ve seçkin mağazalarda bulunuyorsanız bu ciddi bir adet anlamına geliyor ve siz baştan bunun riskine girmiş oluyorsunuz. Bir modelden 1000 metre kumaş girdiğinizde, o model tutmadığı zaman bütün malzeme ziyan olabiliyor. Dolayısıyla bu riski de azaltmak adına biz artık çok ince eleyip sık dokuyoruz. Bu yaklaşık olarak iki, üç senedir uyguladığımız bir yöntemdir.” ‘Dünya bir köy oldu’ sözünde dedikleri gibi Brezilya ve Çin’deki bir modelin etkileyebildiğini, hepsini nazara alıp ortak bir şeyler ortaya koyduklarını dile getiren İlker Bektay, ortaya çıkardıkları ürünün üretimine geçilmesinden evvel mutlaka annelere nabız ölçüp üretime girdiklerini söyledi.
En iyisinin peşindeyiz…
Gelişim ve değişimin sonu olmadığını, önde olmanın rehavetine girmeden daha iyisi nasıl olabiliriz
36
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
onun arayışı içerisinde olmak gerektiğini ifade eden Bektay, “ Bu iş tam anlamıyla deneme yanılma metodudur. Bu malzemeyi denesek, bu modelde nasıl durur mantığı ile hareket ediliyor. Şu malzemeyi denesek terleme ile alakalı daha iyi sonuç verir mi? Çocukların ayağının terlememesine yönelik laminasyonlar, kumaşlar, malzemeler her gördüğümüz yeni bir şeyi sürekli deniye yanıla, tabi burada deneme bizim kendi içimizde oluyor. Deneme neticesinde başarılı olursa, yine aynı şekilde üretime gidiyoruz” diye açıkladı. Dışardan bakan bir gözün çok fazla fark edemediğini ama kumaşların içeriğine bağlı olarak esasında bir sürü değişik özelliğin barındığını anlatan Bektay, bunun tasarımın dışında bir şey olduğunu ve ayakkabı tabanıyla, kimyasıyla ilgili daha yumuşak ve esnek formülleri hammaddenin kimyagerleri ile aradıklarını söyledi. Keten enjeksiyon bölümünde Türkiye’nin en sağlıklı ürünlerini ürettiklerini belirten Bektay, “Keten ayakkabıların laminasyonlarının %90’ında ayağa nefes aldırmayan eva var. Bizde kulla-
RÖPORTAJ
nılan kumaş pamuk olduğu için atlet gibi teri emer. İçerisinde laminasyon olduğunda, çocuğun ayağında terleme oluyor. Örnek vermek gerekirse, kadife kumaş dik durmaz bunun için o kumaşın lamine edilmesi gerekir. Eva, dimdik duruşuyla görüntü olarak güzel tutuyor ama nefes aldırmıyor. Tüketicinin gördüğü görsellik olunca, içeriğini tam olarak bilemiyor. Kullanınca, terletip terletmemesine göre belli oluyor” diye paylaştı.
Türkiye ayakkabıda İtalya’ya fark atıyor
Bebek ayakkabısının çok farklı sekmentleri bulunması ile birlikte marka olarak işin yeni doğan, keten enjeksiyon ve tekstil bölümünde yer aldıklarını aktaran Bektay, “Bir de Rusya’nın iyi bir talebi olan deri bölümleri var. Ayakkabıda dünyada en önde ülkelerden birisi olan İtalya, bu anlamda düzenlediği Milano fuarıyla da dikkat çekiyor. Fakat bebek ve çocuk ayakkabıları konusunda Türkiye’nin, İtalya’dan bile önde olduğu görüşündeyim. Brezilya’da ise ar-ge alanında çok iyi teknolojik ürünler var. Türkiye, üretim alanında lider Çin gibi, deri bölümünde çok iyi durumdadır. Ürettiğimiz sekment keten ağırlıklı emilsiyon için çok kuvvetli bir pazardır. Çünkü orada emek
yoğun, böyle işlerde de kalitesi anlamında değil, girdi maliyetleri anlamında daha iyi olduğu ve emek bakımından daha ucuz olduğu için Çin’in eli kuvvetli” dedi. Fakat 2014 yılının Ağustos ayında gelen bir anti damping ile ilgili vergi çalışmasının kendilerini rahatlattığını, firma olarak kalite konusunda iyi oldukları için etkilenmediklerini söyleyen Bektay, piyasadaki oyuncu sayısında bir azalma ile ithalatçı firmaların bir anda saf dışı kalarak pazarın üreticilere kaldığını aktardı.
Çin faktörü, haksız rekabeti tetikliyor
İlker Bektay, yurtdışındaki firmaların talepleri doğrultusunda İngiltere, Almanya, Fransa, AB Ülkelerinden, Afrika Ülkeleri ve Yugoslavya, Romanya, Polonya gibi Doğu Blok Ülkelerine kadar ürün satışları olduğunu ve Amerika ile Japonya haricinde bir çok bölgeye ihracat yaptıklarını dile getirdi. Dünyada inanılmaz bir hegomanyanın kurulduğundan ve sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada haksız rekabet gibi bir kavramın oluştuğundan bahseden Bektay, “Çin’de bulunduğum dönemde 50 dolara bir ay çalışan işçilerin olduğunu gördüm. Bununla rekabet etmek mümkün değil. Evden işe bisikletle gidiyorlar, pilav yiyor-
‘Satış noktalarını seçerken güven, sorunsuz ödeme ve kalite önemli’
lar başka bir şey yok ve senede yalnızca üç beş gün tatilleri var. Fakat artık yavaş yavaş bu durum değişmeye başladı. Çin’de insanların maaşları yükselip, onlarda daha fazla maaşlar talep etmeye başladı. Döviz kurundaki artışla beraber biraz daha rekabet edebilir hale geldik. Şayet bu haksız rekabet ortadan kalkarsa, Bektay Ayakkabı olarak üretim kapasitemizi arttırmayı düşünürüm” açıklamalarında bulundu. Satış olmadan üretim kapasitesini arttırmanın sadece masrafları yükseltmek olduğunu ve önümüzdeki şartların nasıl hareket edeceklerini belirleyeceğini dile getiren Bektay, üzerinde ciddi çalışılıp hammadde seçilirse satışın mümkün olduğunu belirtti.
Fuara özel koleksiyon, Pixy Love
2016 bebe patik - ayakkabı yaz kreasyonu ile iddialı olduğunu anlatan Sinem Bektay, ayrıca lansamanını ilk defa fuarda yapacağı pixy love aksesuar patik kombinleriyle görücüye çıkmaya hazırlanıyor. Pixy love markasıyla birlikte yürüttüğü bu yeni proje için; iki alanında tecrübeli firmanın bir araya gelip uyumlu bir ekip çalışmasıyla ortaya çıkardığı özel tasarımlı, trendy ürün yelpazesi geniş tasarımlar yaptıklarını söyledi.
Ürünlerin tüketici ile buluşma noktası satış merkezlerini seçerken tüm üretici ve satıcıların ilk beklediği unsurun önce güven ve ödemede sorun yaşamamak olduğunu aktaran Bektay, “Dikkat ettiğimiz bir diğer hususta bu noktaların sattığı ürünlerin kalitesinin bizim ürünlerden düşük olmamasıdır. Sadece fiyat odaklı değil, iyi hizmet alabilmeyi de önemsemesi lazım” açıklamalarında bulundu. Firmanın istikrarlı bir büyümeye sahip olduğunu, tecrübe ve birikimlerinin en üst noktasında olduğunu vurgulayan Bektay, sözlerini şöyle noktaladı; “2016 bunların meyveye dönüşeceği bir yıl. Bir örnekle anlatmak gerekirse; Bir bambu ağacını toprağa ektiğinizde birkaç yıl sularsınız ve bir şey çıkmaz. Yedinci yılda bir başlar, altı ayda yaklaşık 16, 17 metre büyür. Aslında ağaç altı ayda değil, tıpkı firmamız gibi 7 senede büyüdü. 2016 yılı için firma olarak bizimde yedinci senemize girdiğimizi düşünün. Geçmiş yılların birikim ve tecrübesini çıkaracak bir yıl olarak ümit ediyoruz.”
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
37
MAKALE
Reklamın sıradışı olanı makbuldür
ekleyebilmek için oyuncak mağazalarındaki raflara hücum ederek oyuncakların hemen tükenmesiyle rekor kırmışlardı. Denk geldiği her mecrada Star Wars temalı bir pazarlama çalışmasıyla karşılaşan tüketiciler, bu kadar çok markanın pazarlama kampanyasında filmi kullanmasından şikayetçi olsa da filmin yarattığı 30 milyar dolarlık ekonomiden her markaya bir pay düşeceği kesin.
Dijital Reklamcılık Savaşı Kazandı
Reklamın yaratıcı olanı makbul olsa da bazı sektör ve ürünlerin yaratıcılığın önüne diğerlerine kıyasla daha yıkılmaz duvarlar ördükleri de bir gerçek. Öte yandan, bu sarsılmaz duvarları aşmak ne kadar zor olursa, duvarın ardındaki yaratıcılık da bir o kadar ışıltılı olabiliyor.
Reklamı eğlence aracına dönüştürmek
İngiliz Reckitt Benckiser’ın temizlik ürünleri markası Cillit Bang, İngiltere semalarında yayınladığı pek de ilgi çekici olmayan reklamlarla tanınıyor. Makus talihini döndürmek ve reklamlarının izleyiciler tarafından birer eğlence aracına dönüştürülmesine son verip onu izleyicilere doğrudan bir eğlence aracı olarak sunmak isteyen marka, “cleantertainment” adını verdiği yeni bir türü yeni bir reklam filmiyle duyurdu. Dans figürlerinin büyük bir ustalıkla sergilendiği reklam filmi yeni bir akıma imza atıyor. Popüler
40
kültürün kendine özgü trendlerinin harmanlandığı Michael Sembello’nun 80’ler müziğinin nadide örneklerinden biri olmasının yanı sıra Flashdance filminin de soundtrack’indeki kıymetli parçalardan biri olan şarkısı Maniac eşliğinde dans eden Daniel Cloud Campos’un -ki kendisi Madonna’nın dansçılarından biri olur- yer aldığı reklam filmi hareketli bir dans ve reklam örneğine imza atıyor.
Markalar bu savaşı bekliyormuş
Bilim kurgu deyince ilk akla gelen serilerden birisi olan ve 38 yılı geride bırakan Star Wars (Yıldız Savaşları) filmi, markaların pazarlama çalışmalarını renklendirdi. STAR Wars serisinin yaratıcısı ABD’li yapımcı ve yönetmen George Lucas’ın, filmin haklarını Disney’e satmasının ardından 6 bölümlük serinin 7. filmle devam edeceği duyurulduğunda film, markaların yıllık pazarlama planlarına çoktan adapte edilmişti.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Filmin zamanlaması hem filmin izlenme oranı hem de yeni yıl hediyeleri için fikir arayan tüketiciler hedeflenerek Aralık ayına denk getirildi. Zira Yüzüklerin Efendisi, Labirent, Açlık Oyunları, Game of Thrones gibi popüler film ve diziler gibi dünya genelinde milyonlarca hayranı olan filmin Star Wars: The Force Awakens (Star Wars: Güç Uyanıyor) serisini heyecanla bekleyen kitle için portakaldan bisküviye otomobilden teknoloji marketine pek çok marka, pazarlama stratejilerini filmin vizyona gireceği tarihe göre konumlandırdı. Dünya genelinde ise Star Wars temalı lego setleri, yemek kitapları, PlayStation’lar, tost makineleri, bavullar, ojeler her yerde! Geçmişte Star Wars filmlerinin üçüncü serisi olarak çekilen I-Phantom Menace s filmin içeriğiyle gündem yaratmış, Star Wars hayranları ‘retro pazarlama’ teknikleri sonunda eski Star Wars koleksiyonlarına, yeni Star Wars oyuncaklarını
Geleneksel medya olarak adlandırdığımız televizyon, radyo, gazete gibi kitle iletişim araçlarının, sağladığı tek yönlü iletişim, artık zamanının çoğunu dijital ve mobil ortamda geçiren katılımcı ve sosyal kullanıcılara ulaşmak için yeterli olmayabiliyor. Bunun farkına varan işletmeler potansiyel müşterilerine ulaşmak için geleneksel reklam harcamalarını yavaş yavaş dijital mecralara aktarıyor. Reklamcılar Derneği’nin hazırladığı Türkiye’deki reklam yatırımları çalışmasının 2015 yılı ilk 6 ay sonuçları açıklandı. Verilere göre ilk 6 aylık dönemde dijital reklam yatırımları yazılı basın reklam yatırımlarını geçti. 2014’ün ilk 6 ayına göre yüzde 7,81 büyüyen reklam yatırımları toplamı 4.282 milyon TL’yi buldu. Yatırımların yüzde 52’sini televizyon, yüzde 17.38’ini yazılı basın, yüzde 20.62’sini dijital, yüzde 6.7’sini açıkhava, yüzde 1.95’ini radyo ve yüzde 1.28’ini ise sinema reklamları oluşturdu. Dijital büyümeyi istikrarlı bir şekilde sürdürüyor. Yılın ilk yarısında dijital reklam yatırımı yüzde 22 oranında arttı. Geçen yılın ilk yarısında 541 milyon TL olarak gerçekleşen dijital reklam yatırımı bu yılın ilk 6 ayında 662 milyon TL’ye ulaştı. Bu rakamlara arama motorları da dâhil. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki firmalar geleneksel pazarlama bütçelerini azaltarak, dijital pazarlama stratejilerini başarıya ulaştıracak olan dijital reklamlara ağırlık veriyorlar.
RÖPORTAJ
İngiltere büyük bebeklere kazanç vaat ediyor İngiltere’nin en büyük bebe çocuk ürünleri fuarı Harrogate Uluslararası Çocuk Fuarı 20 – 22 Mart 2016 tarihinde Harrogate Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek
Nispeten küçük boyutuna rağmen, Birleşik Krallık dünyanın en zengin ülkelerinden biri ve Avrupa Birliği ülkelerinin üç çeyreğinden daha büyük bir oranda 3 veya daha fazla çocuğu olan ailelere sahip. Bu nedenle, İngiltere’nin tek Bebe Çocuk Ürünleri Fuarı - Harrogate Uluslararası Çocuk Ürünleri Fuarı uluslararası şirketlere kazançlı yeni pazarlara girmeleri için ideal bir platform sunuyor.
lüğüne bakıldığında daha küçük çapta gözükebilir. Ama bu fuara İtalya, Polonya, İspanya ve Türkiye gibi ülkelerden en kaliteli ürünleri almak için gelen satın almacılar ve perakendeciler katılıyor.” İngiltere’nin en etkili çocuk ürünleri perakendecileri, alıcı firmaları geçen yapılan toplantıda ürünleri tedarik ederken özellikle bebe kıyafetleri, yatak ve tekerlekli ürünlere yoğun ilgi gösterdiler.
En kaliteli ürünler
‘Fuarı asla kaçırmıyorum’
Harrogate Uluslararası Çocuk Ürünleri Fuarı organizatörü Adrian Sneyd diyor ki, “ABD ve Çin’deki fuarlarla kıyaslandığında İngiltere fuarı ülkemizin büyük-
52
Liverpool merkezli Babylicious bebek mağazası sahibi Ian Davidson şunları söyledi: “Benim müşterilerim her zaman heyecan verici yeni ürünler arıyorlar ve ben
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
onlara dünya çapında tedarikçilerden biraz farklı bir şeyler sunmak istiyorum. Ben Harrogate Uluslararası Bebe Çocuk Ürünleri Fuarını asla kaçırmıyorum ve diğer ülkelerden katılan uluslararası firmaların stantlarını gezerek yeni ürünleri ziyaret etme fırsatım oluyor.” Yenilik ve yüksek kaliteleriyle dünya çapında tüketiciler tarafından beğenilen ve istenen İngiliz tasarımlı ürünlerin teşhir edildiği Harrogate Uluslararası Bebek Çocuk Fuarı satışlarını artıracak yeni ürünler isteyen uluslararası perakendeciler ve alıcılar için ideal bir platform. Bu yıl, “Müşteriyle Görüş” programı düzenlenecek ve uluslararası ziyaretçilerin ihtiyaçlarını bulmada onlara yardımcı olacak spesifik ürünler tanıtılacak.
Bu programa katılmayla ilgili daha fazla bilgi kısa süre içinde fuar firmasının web sitesinde yayınlanacak.
45 yılı aşkın süredir
20 – 22 Mart 2016 tarihinde Kuzey Yorkshire’da yer alan Harrogate Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek fuara katılmak ücretsiz. Bu fuar 45 yılı aşkın süredir düzenleniyor. Bu fuar İngiltere’nin hemen hemen tamamının ve pekçok Avrupa ülkesinin satın alma firmaları için anahtar bir etkinlik. Fuarla ilgili ulaşım, konaklama, ön kayıt, fuar standı ücretleri ve rezervasyon formları için www.nurseryfair.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.
RÖPORTAJ
Lrc Larice Kids ‘Sıradışı renklerin ahengini yakalayan özgün çalışmalar’ Başarılı bir kadın girişimci olarak Lrc Larice Kids Firma Kurucu Ortağı Yasemin Melek Fındıkçı, yaptıkların işin hassasiyetini, hazırlanan yeni koleksiyonu ve sektördeki gelişmeleri anlattı. Lrc Larice Kids hayallerini yaptıkları işe yansıtarak yoluna devam eden bir markadır. Bu işte hayal etmenin önemli bir detay olduğuna vurgu yapan Yasemin Melek Fındıkçı, “İnsanlar davranışsal doğası gereği hayal ederek yoluna devam ediyor. İnsanlar ki kurumları kurum yapan, yöneten, organize eden kişiler hayal etmeden yaşayamazlar. Larice Kids her olarak zaman ileriye dönük yeni yapılacak projelerle var olma
60
motivasyonu taşıyoruz. LARİCE KİDS in de salt bir kurum olmanın ötesinde sektörde de uzun yıllar var olacak bir marka olma hayalimiz hep var. Bunun için her zaman çok çalışmamız gerektiğini biliyoruz” diye belirtti.
Kadın girişimcilerin başarı sırrı, sorumluluk duygusu ile motivasyon Kadın bir girişimci olarak, ‘Nedir bu kadın girişimcilerin başarı-
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
larının sırrı?’ diye merak ederek yönelttiğimiz sorumuza Yasemin Melek Fındıkçı, “Kadın girişimciler sorumluluk alma konusunda becerikli ve istekli olup, bir işi başarma noktasında da yüksek motivasyona sahiplerdir. Bu sebeple kadınların elinden çıkan her iş en ince detaylarına kadar takip edilerek yapılmıştır. Kadınların bu özellikleri onlara iş dünyasında başarının kapısını açıyor” diye yanıt veriyor. Kadının toplumdaki yerine göre bulunduğu dezavantajlarını da ele alan Melek Fındıkçı; “İş-yaşam dengesi oldukça mühim bir konu. İş hayatı, aile hayatı, özel hayat üçlü bir saç ayağı gibi dengeli götürülmesi gereken ve kadının çok ciddi sorumluluğunda olan bir sistem bütünü. Bu sebeple birçok kadın girişimcilik noktasında konfor alanlarını terk edemiyor. Bu da kadın girişimcilerin çoğunlukla küçük işletmelerde var olmasını sağlıyor. Söylediğim gibi burada kadının toplum hayatında ki sosyolojik durumu çok önemli bir etkendir” dedi. Hayatlarındaki mevcut rollerin yükünün kadınları yeni sorumluluklar almaktan alıkoyabildiğine
vurgu yapan Melek Fındıkçı, ancak devlet uygulamalarının bir takım yenilikler sunduğunu ve bunu yakın zamanda gözlemlemiş olacağımızı da sözlerine ekledi.
Zıt renklerin uyumu ve sıradışı renklerin ahengi…
Mevcut teknolojileri ve yenilenen her teknolojik değişikliği takip etmenin işlerinin bir parçası olduğunu ve bunu yapılan çalışmalara da yansıttıklarını dile getiren Yasemin Melek Fındıkçı, “Hazırlık evresi işimizin en uzun çalışma sürecini kapsamaktadır. Tekrar tekrar üzerinden geçtiğimiz en iyisi olması için çaba gösterdiğimiz bir süreç. Koleksiyonlarımızı hazırlarken temalar ve renkler üzerine kurguluyoruz. Zıt renklerin uyumlu dansını ürünlerde görmek, sıradışı renklerin ahengini yakalayan özgün çalışmalar yapmaktan da çok keyif alıyoruz. Tabi bunu yaparken de sezonun trendlerini de dikkate alıyoruz. Aslında bizi Larice Kids’i ifade eden en güzel tarif bu ‘’ sıradışı renklerin ahengini yakalayan özgün çalışmalar” diye anlattı. Markanın 13 – 17 Ocak 2016 tarihleri arasında gerçekleşen İs-
RÖPORTAJ
tanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı’na dair yapılan hazırlıklarını Yasemin Melek Fındıkçı’dan dinledik; “Fuarlara hazırlanırken, genel olarak benzer stratejiler üzerinden yola devam ediyoruz. Her sezon da olduğu gibi bu sezonda yenilikler ve farklılıklar katarak yeni koleksiyonumuzu hazırladık… Bu koleksiyonumuz olmazsa olmaz parçaların bütünleştiği özel bir koleksiyon. Tasarımlarımızı büyük emek ve titizlikle hazırladık. Kıymetli müşterilerimize sunmak için gerçekten sabırsızlanıyoruz.”
Annelik hassasiyetiyle yaklaşım…
Üretmenin meşakkatli bir sorumluluk olduğunu ve söz konusu çocuklar olunca bir anne olarak yaptığı işe de annelik hassasiyeti ile yaklaştığını belirten Melek Fındıkçı, “Ben de bir anne olarak ürünlerimizin tasarım ve üretim süreçlerinde her zaman bu ürünü çocuğuma giydirir miyim sorusunu soruyorum. Bu etik sorumluluk üzerinden ürünlerimizin üretmekteyiz. Organik ürün sadece organik kumaş kullanmakla
olmuyor, bunun boyası, baskısı, ipliği, pamuğu, etiketi, ambalajı aklına gelen tüm detaylarıyla bir bütündür. Bunun yanısıra yeni dönem ebeveynleri artık çok araştırmacı ve yenilikleri takip eden bireyler. Çocukları için en iyisini araştırarak bulma ve alma gayretindeler. Alışveriş tercihlerini yaparken birçok krıterleri göz önünde bulundurmaktadırlar” ifadelerinde bulundu.
Çevre ve insan sağlığıyla dost organik ürünler
Sürdürülebilir giyim, bebe çocuk giyim sektörüne yansımalarını da değerlendiren Melek Fındıkçı, ‘’ Bu gün tekstilde iki yönde bir sürdürülebilirlikten söz edebiliriz. Birincisi çevreyle ve insan sağlığıyla dost organik ürünler, ikincisi tasarımsal sürdürülebilirlik. İşi çocuk üzerine olan her tekstilcinin bu konu üzerinde titizlikle durarak çalışmalarına yansıtması gerekir. Biz de Lrc Larice Kids olarak insan sağlığına zarar vermeyecek ipliklerle dokunmuş kumaşlar kullanmaktayız. Tedarikçilerimizi buna göre seçmekteyiz. Yine kullandığımız baskılarımızda
da bu titizliği göstermekteyiz. Tasarımsal sürdürülebilirliğimiz ise sürekli yenilenen ürünlerimizle her daim yeni bir ürün bulabileceğiniz bir çalışma sistemi içerisindeyiz’’ açıklamasında bulundu.
İhracatta, Orta doğu ile yakın temas…
Melek Fındıkçı, Larice Kids markasının ürünlerinin müşterilerle buluştuğu ülke pazarlarının öncelikle Türkiye de toptan satış noktaları başta olmak üzere, Rusya, Libya, Irak, İran, Suudi Arabistan, Fas, Cezayir bölgelerine satışları olduğunu belirtti. Sosyal medyanın dünya üzerinde etkinliğinin bilinciyle mevcut sosyal ağların kullanımına önem verdiklerini anlatan Melek Fındık-
çı buradan ürünlerini beğenen, kullanan müşterilerden geri bildirimler alabildiklerini de sözlerine ekledi. Geride bıraktığımız 2015 yılının Dünya ve Türkiye açısından zorlu geçen bir yıl olduğunu ifade eden Melek Fındıkçı, “Bu bağlamda Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik durum, komşularında yaşanan olumsuzluklar ihracat boyutunda bir çok sektörü de zorladı. Olası kriz durumlarında ilk etkilenen sektörlerin başında tekstil gelmektedir. Bu duruma gerçekçi bir yaklaşımla baktığımızda ekonomik olarak zorlayıcı olması sebebiyle stabil stratejiler üzerinden hareket etmeye yöneltmektedir” dedi.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
61
RÖPORTAJ
‘Günümüz annelerinin tercihleri çok daha seçici ve bilinçli’ 2016 yılına yeni projelerle adım atan Moje markasından Firma Ortağı Hande Kap ile sektörü de mercek altına aldık. Günümüz annelerinin tercihlerinin çok daha seçici ve bilinçli olduğunu belirten Hande Kap, “Ürünlerin sağlığa zararlı olup olmadıklarını, doğallıklarını sorguluyorlar. Müşterileriniz ile gerek yüz yüze gerek internet ve sosyal medya üzerinden interaktif bir iletişim ağımız var. İnternet üzerinden satışlarımız mevcut. İnternet üzerinden bize gelen her türlü soruya bizzat cevap veriyoruz. Sanal ticaret gerçekten çok fazla gelişti. Maliyetlerin daha düşük olması insanları sanal ticarete sürüklüyor. Önümüzdeki yıllarda mağazacılık sektörü yerini sanal ticarete bırakabilir” ifadelerine yer verdi.
‘Amerika ve Afrika alternatif pazar değil, Arap ülkeleri ivme kazanıyor’ Kendi bünyelerinde ürettikleri ürünleri tüketici ile buluşturan satış noktalarını seçerken bölgelerinde tercih edilen bebe mağazaları olup olmadıklarına dikkat ettiklerini anlatan Kap, “Potansiyelleri bizim için önemli. Tabi markamızı nasıl sundukları da… Ülkemizde son dönem yaşanan sıkıntılar ihracatı fazlasıyla etkiledi. Birçok firmanın portföyüne pazar eklemekten ziyade pazar kaybettiğini düşünüyorum. 2016, umarız bu sıkıntıların aşıldığı bir yıl olur. Rusya ile ekonomik açıdan yaşanan gerginlik sonrası yeni rota olarak,
Afrika ve Amerika pazarları işaret ediliyor. Fakat Rusya pazarının kaybından ülke olarak zarar göreceğimiz kesin” dedi. Diğer yandan çocuk sektöründe Afrika ve Amerika’nın alternatif pazar olduğunu düşünmediklerini dile getiren Kap, sözlerine şöyle devam etti; “Arap ülkeleri ile ticaretin daha yoğun gelişeceğini düşünüyorum. Çin’de haksız rekabet ve ucuz, kalitesiz üretim, yatırımcıların üretim açısından farklı ülke pazarlarına yönelmesini sağlıyor. Bence yeterli alt yapı oluşturulursa, Türkiye için bu bir fırsat olabilir. Devletinde üreticiyi desteklemesi kaydıyla tabii... 2015 iyi bir yıl değildi.” Her açıdan bakılınca ciddi bir krizin ortasından 2016 yılına geçtiğimizi hatırlatan Kap, ekonomik istikrarın bu yıl dengesini korumasını umduklarını da sözlerine ekledi.
‘Organik ürün aslında işlem görmeyen saf doğal olanın sizinle uyumlu olmasıdır’ Çağın yeni gözdesinin sosyal medya olduğunu ve bu platformda bu yıl yeni yatırımlar ve reklamlar yapmak için bütçeler ayırdıklarından bahseden Kap, “Markalaşmanın en önemli hali artık sanal
66
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
ortam. Üretici, işin mutfağını çok iyi bilen bir firma olarak, üretim noktasında özellikle dikkat ettiğimiz yerler var. Öncelikle Organik ürün deyince ebeveynlerde sağlıklı ürün algısı oluşuyor. Organik ürün derken, buradaki kasıt aslında işlem görmeyen saf doğal olanın sizinle uyumlu olması anlamını taşıyor. Aslında birazda eskiye dönüş demek daha doğru olur” diye açıkladı. Gelişen teknolojinin, zamanın getirdiği her şeyin içeriğini bozduğunu ifade eden Kap, buna uygun ürünler üretebilmek için kimyasaldan uzak ürünlere yönelmeyi tercih ettiklerini ilave etti.
‘Her yıla iyi bir enerji ve iyi projelerle ile başlıyoruz’ Her yıl olduğu gibi bu yılda fuara katıldıklarını belirten Hande Kap, sözlerine şöyle son verdi; “Ürünlerimiz aksesuar üzerine olmasına karşın, bu yıl Ahşap beşik, Taşıma koltuğu ve Anne bebek çantalarında değişik seçenekler ekledik. Yine aksesuar grubunda eksik olan tamamladığınız farklı ürünler var. Her yıla iyi bir enerji ve iyi projelerle ile başlıyoruz. Bu yılın ilk yarısından sonra farklı projelerimizi sektöre sunmanın heyecanı içerisinde olacağız.”
RÖPORTAJ
2016’da büyümeyi hedefleyen bir ‘Dear Baby!’ Firmanın Yetkilisi Saniye Demir ile girişimci bir kadın olarak zorluklarla kurduğu markasının bugün geldiği noktayı ve yeni koleksiyonlarının nasıl ortaya çıktığını konuştuk.
Çocukları renkli bir peri masalına sürükleyen, onların hayal dünyasını yansıtan iddialı tasarımları ile dikkat çeken Dear Baby, adım adım büyüyerek ve özenle hazırladıkları yeni koleksiyonu ile yola devam ediyor. Dear Baby markası, girişimci bir kadının hayalini gerçeğe dönüştürme hikâyesinin en güzel örneği diyebiliriz. Saniye Demir, hayal ederek ve inanarak başladığı yolculukta bugün geldiği noktayı anlatırken bu işin bel kemiğini, yaptığın işi sevmek ve aşkla yapmak diye anlatıyor. Demir, sonrasında sözlerine şöyle devam ediyor; “Mesleğimi aşkla yaptığım için, bu da ortaya çıkan tasarımlara yansıyor. Bunu zincirleme bir döngü olarak düşünebiliriz. Sevginizi ve emeğinizi ortaya koyduğunuzda, oraya çıkan tasarım ve aldığınız geri dönüşler de sizi aynı oranda mutlu ediyor. Elbette bir çok zorluk karşınıza çıkabiliyor ama istek ve azim birleşince kendi yolunuzu kendiniz şekillendiriyorsunuz. Önemli olan bu yolculuğa ilk adım attınız anda kurduğunuz hayallere sadık kalmak.” Sıfırdan başlanılan bir işi belli bir yere getirmenin kolay olmadığını da dile getiren Demir, Dear Baby markasını ilk kurdukları zaman, dört elle sarılıp, azimle mücadele ederek yaptıkları tasarımlara sahip çıktıklarında bunun imkânsız olmadığını gördüklerini belirtti. Bebek abiye giyimde en iddialı oldukları noktanın kalite olduğuna vurgu yapan Saniye Demir, en
76
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
büyük gayelerinin de Dear Baby’nin kalitesiyle ön planda olan bir marka olması yolunda sağlam adımlar atabilmek olduğunu anlattı. Demir, bebek ve çocuk abiyesi gibi spesifik bir alanda üretim yaptıkları için abiye grubunda ilk akla gelen en iyi markalar arasında olmayı hedeflediklerini de aktardı.
Tasarımlardaki tema, masumiyet…
Günümüz trendlerine ve çocukların hayallerine uzak kalmamak için modayı yakından takip ettiklerini, tasarımda sürekli kendini tekrar etmemek, her zaman yeni ve farklı ürünler ortaya çıkartmak gerektiğini ifade eden Demir, uzun süre aynı
modelle devam edildiğinde modelin çok çabuk eskidiğini belirtti. Demir, Modanın hızlı değiştiği bir dönemde her zaman dinamik ve canlı olmak gerektiğinin de altını çizdi. Koleksiyonlarımızdaki tasarımlarının çocukların masumiyeti üzerine kurulu olduğunu belirten Demir, “Bu temayı koruyarak onların en saf ve masum duygularını simgeleyen, kıyafetlerin içerisindeyken kendilerini prenses gibi hissedecekleri elbiseler tasarlıyoruz. Önemli olan onların mutluluğunu, gözlerindeki o sıcacık ışığı tasarımlara yansıtarak çocukluklarını korumak” dedi. Demir, bu yılki tasarımlarında, etek kısmı oldukça kabarık, el işi dantel, tül ve çiçek motifleri ile soft ve canlı renklerin iç içe kullanılmasının dikkat çektiğini ekledi.
Ekonomide, tablonun geneline bakmalı
2015 yılında yaşanan ekonomik bir takım sıkıntıların ve Rusya ile yaşanan gerginliğin etkisiyle, 2016 senesinin sektör için belirsiz bir yıl olacağını beklediklerini ifade eden Demir, “Özellikle bu durumdan en çok etkilenen alanlardan biri tekstil sektörü oldu diyebiliz. Rusya ile en çok alışverişi bulunan Laleli piyasasına tam toparlanma evresindeyken bu durum olumsuz yansıdı. Bundan 1 yıl öncesinde de Rusya’nın kendi iç savaşı nedeniyle zaten Lalelide Rus müşteride azalma yaşanmıştı. Fakat bu tabloda özele değil, genele bakmak gerekir. Bu durumda
ülke ekonomisinin ayakta durmasının daha önemli olduğu kanaatindeyim. Neticede gelişmeyen ve kalkınamayan bir ülkede bununla paralel olarak ticaretin gelişmesi de beklenemez” dedi.
Beklentiler yüksek…
2016 yılında kendinden biraz daha emin ve güçlü bir Dear Baby olarak Ocak ayındaki Anne, Bebek ve Çocuk Gereçleri Fuarına katıldıklarını ifade eden Demir, fuar için özel olarak hazırlanan koleksiyonda iddialı ve güzel parçaların olması nedeniyle bu yıl beklentilerinin yüksek olduğunun altını çizdi. Demir, her müşterinin kendini özel hissetmek istediğini, bu sebeple de müşterilerine kendilerini özel hissedeceği tasarımlar sunduklarını belirtti.
RÖPORTAJ
Bebekevi üretimde teknolojik yenilikleri takip ediyor Bursa’da bebek tekstili alanında faaliyetini sürdüren Bebekevi markasının sektördeki yeri ve yaptıkları çalışmaları Firma Yetkisi Serkan Çetintaş anlattı.
Teknolojik gelişmeler mercek altında Firma olarak gerek kurumsal anlamda gerekse imalat bandında gelişen teknolojiyi yakından takip ettiklerini ve vakit kaybetmeden bu alanda gerekenleri yapıklarını söyleyen Çetintaş, “Teknolojiden uzak bir firmanın maalesef büyüme, gelişme ve yol kat etme anlamında ciddi sıkıntılar yaşayacağını düşünüyoruz. Bunun bilincinde olarak sektördeki gelişmeleri mercek altına alarak yaptığımız üretim ve çalışmalara yansıtıyoruz” diye açıkladı. Bebekevi markası ile çıktıkları yolda hedeflerini % 70 oranında gerçekleştirmiş bulunduklarını fakat bu oranın şu anda firma için yeterli olmadığını düşündüklerini aktaran Serkan Çetintaş hızlı ama sağlam adımlarla ilerlemeyi amaçladıklarını paylaştı. Hedefleriyle birlikte kurumsallaşmaya da önem vererek hızla ilerleme kaydettiklerini belirten Çetintaş, “2016 yılı sonu itibariyle kurumsallaşmamızı da tamamlayarak hedeflerimize ulaşacağımızı ve bu hedeflerimize yeni projelerde ekleyeceğimizi düşünüyoruz” dedi.
82
%100 pamuk kullanımı Dünyadaki bebek ürünlerini fuarlar, düzenlenen seyahatler ve sosyal medya aracılığı ile yakından takip ettikleri ifade eden Çetintaş, “Koleksiyonlarımızı da markamız adı altında üretilen ürünlerimizde anne çocuk ihtiyaçlarına göre yenilikler yaparak revize ediyor ya da yeni ürünlerin tasarımlarını yaptırarak firmamız adına tescil belgelerini alıyoruz. Kendi markamıza ait tasarımların yanında müşterilerimizin talepleri doğrultusunda da tasarımlar yapabiliyoruz” dedi.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Üretimde öncelikle dikkat ettikleri hususun kalite olduğunu dile getiren Çetintaş, anne ve çocuk sağlığına zararı olmayan, test belgelerinin bulunduğunu ve yüzde yüz pamuk hammadde kullanarak imalat yapıldığını belirtti. Sosyal medya platformunda her alanda ürünlerin ve markanın tanıtımının yapıldığını söyleyen Çetintaş, diğer bir hususunda henüz alt yapı çalışmaları devam etmekte olan online satış hizmet ağı kurma üzerindeki yoğun çalışmaları olduğunu sözlerine ekledi.
Sektör etkili ar-ge çalışmaları ile gelişecek 2015 yılı firmaların kendilerini gözden geçirdiği bir yıl olduğunu ve bu anlamda firma olarak kurumsal yapılanmalarını tamamlamak için çaba sarf ettiklerini anlatan Çetintaş, 2016 yılına ait öngörüde bebe sektörünün arge projeleri desteğiyle büyüyerek, gelişeceğine işaret etti. Çetintaş, ihracat ve ithalat yaparken piyasada çok fazla bir problem ile karşılaşmadıklarını ve firma olarak bir çok ülkeye direk ihracat faaliyettin de bulunduklarını aktardı.
Yerli ürün, ithal ürünlere kıyasla daha kaliteli Tasarım açısında ele alındığında ithal ürünlerin, yurtiçi tasarımlarına kıyasla anne ve çocuk grubu ürünlere daha fazla hitap ettiğini dile getiren Çetintaş, kalite anlamında ise yerli ürünlerin ithallere oranla ciddi anlamda önde olduğunu vurguladı. Serkan Çetintaş, 2016 yılında yurtdışında ve yurtiçinde daha fazla aktif olarak, daha fazla ön planda olmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
ADVERTORİAL
Büyüyen çocuklar için ekstra korumalı yeni araç güvenliği; Secure Guard PR
Araba yolculukları, meraklı çocuklar için mükemmel bir keşif yolculuğu olabilir. Cam ardından her zaman bakılacak bir şey vardır. Pencerenin dışında ilginç şeyler oluyor ya da arabanın içinde bir şey dikkatlerini çekebiliyor. Çocuklar büyüyor ve dolayısıyla daha hareketli ve bağımsız hale geliyor. Arka koltuk onların mekânı oluyor. Yolculuk boyunca oyun oynadıkları, okuma yaptıkları, uyukladıkları, aşağıya veya karşıya uzandıkları bir yer. Britax Römer markası olarak, cansız mankenlerle ürünlerimizi
84
test etmekle kalmayıp, gerçek çocuklara ve ihtiyaçlarına da bakarak gözlem yapıyoruz. Yola çıkarken çocukların leğen kemiği üzerine doğru bir şekilde yerleştirilse bile 3 noktalı yetişkin emniyet kemeri ile sabitlenmiş yüksek sırtlı bebek koltuğunda oturan bir çocuk için kıpırdanmanın, uyumanın, oyun esnasındaki itişip kakışmaların ve dönmenin, karın emniyet kemerinin daha yukarı kaymasına neden olabileceğini fark ettik. Britax Römer hali hazırda piyasadaki en güvenli yüksek sırtlı bebek
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
koltuklarının bazılarını sunmaktadır. Son çıkan yeniliğimiz – SecureGuard - yetişkin emniyet kemerine 4. bir nokta ekleyerek yüksek sırtlı bebek koltuklarımızı daha güvenli hale getirmektedir. Bu, karın emniyet kemerinin leğen kemikleri üzerinde ideal konumda kalmasına yardımcı olur ve önden çarpmalardaki darbe enerjisini daha iyi şekilde dağıtır. * KIDFIX XP SICT – Grup 2/3’te en iyi (1,7), Stiftung Warentest, 11/2013 KIDFIX XP – İyi (2,0), Stiftung Warentest, 6/2014
KIDFIX SL SICT – Diğer iki araba koltuğu ile yapılan testte en iyi (1,8), Stiftung Warentest, 6/2015 SecureGuard – ise ekstra olarak önden çarpma anında karın bölgesindeki kuvveti %35’e kadar azaltmaya yardımcı olur. Britax Römer, 50 yıldır çocuk emniyeti gelişmelerinde ön planda olmakla birlikte, bu zaman boyunca çocukları güvende tutmak için çığır açan yenilikler getirdik. Son çıkan yeniliğimiz – SecureGuard – daha büyük çocuğun hassas karın bölgesini korumaya yardımcı olur. SecureGuard, standart 3 noktalı yetişkin emniyet kemerine ekstra 4. bir temas noktası ekler. Bu 4. bağlantı noktası, yetişkin karın kemerinin leğen kemikleri üzerinde ideal konumda kalmasına ve önden çarpma durumunda karın bölgesindeki kuvvetleri %35’e kadar azaltmaya yardımcı olur. Aynı zamanda bu, yolculuk sırasında kıpırdanan küçüklerimize hareket özgürlüğü sağlar. Çocuklar büyürken, yerleşik engelleme sistemine sahip araç koltuğundan aracın 3 noktalı yetişkin emniyet kemerini kullanan yüksek sırtlı bebek koltuğuna geçiş yaparken SecureGuard ekstra koruma sağlar. Bebekler ve yeni yürümeye başlayan çocuklar için koltukta omuzlarını ve kalçalarını sıkıca emniyet altına aldığından her zaman mümkün olduğunca uzun süre 5 noktalı emniyet kemerinin kullanımını tavsiye ediyoruz.
ADVERTORİAL
Son araç koltuğuna geçerken büyüyen çocuklar için niye SecureGuard kullanılmalı? Britax Römer’de normal koltukların yeterince güvenli olduğuna inanmıyoruz. Bu nedenle, şu anki güvenlik standartların gerekliliklerini aşan çeşitli yüksek sırtlı bebek koltukları tasarladık. Fakat araç güvenliği uzmanları olarak, çocuğun mümkün olduğunca çok korunması için koltuklarımızın performansını artırmaya her zaman önem veriyoruz.
Araştırmalar karın yaralanmalarının yaklaşık %30’unun, önden çarpma sırasında bebek koltuklarında oturan çocuklar için kendi başına en büyük sakatlık riskini taşıdığını göstermektedir. Kendimize sorduğumuz soru şu:
daha büyük bir çocuğun ihtiyaç duyduğu hareket esnekliğine sahip 5 noktalı emniyet kemerini oluşturmak nasıl mümkün olabilir? Britax Römer’deki güvenlik uzmanlarımız bu soruya cevap bulabilmek için çok çalıştılar ve test merkezimizde cansız mankenle ve gerçek hayatta gerçek çocuklarla birçok kez yaptıkları denemelerle yeni teknolojimizi test ettiler. Sonuç ise büyüyen çocuğunuz için korumayı bir üst seviyeye taşıyan yenilikçi SecureGuard. Yüksek sırtlı bebek koltuğuyla kullanıldığında 3 noktalı yetişkin emniyet kemeri için doğru konum nedir? Aracınızın 3 noktalı yetişkin emniyet kemerleri yetişkinleri emniyet
altında tutmak için tasarlanmıştır. 3 noktalı yetişkin emniyet kemerini doğru bir şekilde çocuğun vücuduna konumlandırdığından büyüyen bir çocuk, yüksek sırtlı bebek koltuğuyla 3 noktalı yetişkin emniyet kemerini kullanabilir. Yolculuk sırasında çocuk hareket etmeyi sevdiğinden yetişkin emniyet kemeri, leğen kemiği bölgesi boyunca güvenli bir şekilde konumlanmış halde kalamayabilir. Aksine karın emniyet kemeri karın bölgesine kayabilir. Doğru karın emniyet kemeri konumu - karın emniyet kemeri, sert leğen kemiği bölgesi boyunca doğru bir şekilde konumlandırılır. Yanlış karın emniyet kemeri konumu - karın emniyet kemeri, hassas karın bölgesi boyunca konumlandırılır.
SecureGuard, güvenli bir koltuğu daha güvenli hale getirir ve en popüler oto koltuğu serilerimiz olan ADVANSAFIX II serisi ve KIDFIX II XP serisinden dört üründe mevcuttur. ADVANSAFIX II serisi, çocuğunuz anakucağını bırakmaya hazır olur olmaz başlangıçta yaklaşık 25 kg’a ulaşana kadar çocuğunuz için kullanabileceğiniz 5 noktalı emniyet kemeri ile kullanılabilir. Ondan sonra koltuğu Grup 3 moduna değiştirebilir ve 12 yaşına kadar aracın yeni SecureGuard ile birleştirilmiş 3 noktalı emniyet kemeriyle çocuğunuzu emniyet altında tutabilirsiniz. Çocuğunuzu koruyan bir oto koltuğunuz zaten varsa ödüllü KID serimiz sizin için doğru bir seçim. Son çıkan güvenlik yeniliğimiz – SecureGuard – KIDFIX II XP koltuklarında bulunmaktadır. Grup 2/3 KID serisi koltukları, çocuğunuz yaklaşık 4 yaşına geldiğinde (15 kg olduğunda) kullanılabilir.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
85
ADVERTORİAL
BR – Yeni Koleksiyon Çocuklar ve bebekler. Onlar bizim en değerli aynı zamanda en narin yolcularımızdır. Bebeklerin hassas ciltleri, bağışıklık sistemlerinin gelişmekte olması nedeni ile her geçen gün etraflarındaki dünyaya uyum sağlıyorlar. Bu yüzden, seyahat eden çocuklara yönelik en iyi korumanın, aynı zamanda en hassas olan olduğunu ve araç koltukları söz konusu olduğunda daha temiz kumaşların daha iyi kumaşlar olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden araç koltuğu malzemelerinin, saflık ve temizlik için yasal standartların ötesine geçmesini sağlamak için, elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyoruz. Ürünlerimiz başından sonuna kadar saflık garantilidir. Çocuklarınızı güvende tutmak için bize güveniyorsunuz. Dolayısıyla, işimiz sadece bir çarpma durumunda çocuklarınızı korumak değil, aynı zamanda küçüklerimiz için temiz ürünler oluşturmada liderlik yapmaktır. Bu yüzden, araç koltuğu kumaşı partnerimiz Avrupa’da yerleşiktir. Bu yüzden, ipliği aldığımız günden, koltuklar tamamlanıp perakende satıcılarımızın raflarında yerini aldığı güne kadar kendileriyle el ele çalışıyoruz. Bu yüzden, daima neyin en iyi olduğu konusunda ısrarcıyız - hiçbir zaman neyin en hızlı, en ucuz ya da en kolay olduğuyla ilgilenmiyoruz. İmalat sırasında çok aşamalı, zorlu bağımsız testlerimiz asgari gerekliliklerin mevzuata dayalı ana esasların çok ötesine geçmesinin nedeni bizim her zaman en iyiyi yapmaya çalışmamızdır. Çalıştığımız her partnerimizle oluşturduğumuz katı kalite kontrol standartlarımızın değişmezliği de bunun bir göstergesidir. Standartlarımızı bu kadar yüksek tutmamızın nedeni çocukların daha azını hak ettiğini düşünmememizdir. Ürünlerimiz Avrupa da ve özenle üretilmiştir.
86
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
RÖPORTAJ
BBS Çorap, “Yeni müşteri portföyü oluşmada pazar araştırması önemli” Çocukları sağlıklı ürünlerle buluşturmayı ilke edinen BBS Çorap firmasının Firma Sahibi Bayram Bozdoğan ile konuştuk. E- Ticaretin günümüz şartları koşulunda oluşan bir piyasa aktörü olduğunu belirten Bayram Bozdoğan, “Bunu iyi anlamak ve yorumlayabilmek gerekir. İnternet’in popüler kültürde ivme kazanması ve tüm kitleleri peşinden koşturması beraberinde geleneksel ticaret yöntemlerin darbe yemesine neden olmuştur. Gelecek yıllarda daha farklı ve gelişmiş e ticari yöntemlerin oluşacağı kanaatindeyim. Bu şartlarda, bizlere düşen duruma adaptasyon sağlamaktır” ifade-
lerine yer verdi. Bozdoğan, tek hedeflerinin tüm çocuklara, sağlıklı ve en iyisini ‘HİLESİZ’ bir üretim anlayışıyla yapmak olduğunu belirtti.
Geliştirilen ürünler mutlaka test ediliyor
larını bu nedenle sıkıntılı pazarların marka üzerinde etkisinin söz konusu olmadığını belirtirken, 2015 yılının beklediklerinden daha sancılı geçtiğini ve 2016 yılında da bu sürecin devam edeceğine işaret etti.
Firma bünyesinde etkili bir arge bölümünün faaliyet gösterdiğini ve geliştirilen ürünleri öncelikle ilk kendi çocukları üzerinde test ettikten sonra geliştirdiklerini anlatan Bozdoğan, aynı zamanda bu çalışmaları müşterilerinin bilgisine danışarak tamamladıklarını aktardı. Bayram Bozdoğan, her yıl yeni bir ülke ve pazar araştırması yaparak farklı müşteri kitleleri oluşturduklarını ve piyasaların son dönemdeki ortak sıkıntısı siyasi ve bürokrasi gerilim olduğunu sözlerine ekledi. Firmanın uzun yıllardır edindiği prensip gereği tek ülke ve ya bölge amaçlamadık-
Aras Bebe; “Müşterileri, uygun fiyatlı, kaliteli ve sağlıklı ürünlerle buluşturuyoruz” Tekstil alanında uzun yıllardır faaliyette bulunan Aras Bebe firmasını daha yakından tanımak adına Firma Yetkilisi Turan Aras sorularımızı yanıtladı.
1989 yılında Aras plastik adı altında kurulan bir aile şirketi olduklarını ifade eden Turan Aras, 1993 yılında plastik sektörünün yanında tekstil sektörüne de Aras bebe markası ile adım attıklarını belirtti.
88
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Firmanın kuruluşundan bu yana edindiği kaliteli üretim prensibi ve daima iyi fiyat-kalite çizgisiyle müşteriye hitap eden ürünleri sunmayı amaçladıklarını anlatan Aras, bu doğrultuda müşterilerden aldıkları geri dönüşlerin doğru yolda olduklarının en güzel göstergesi olduğunu dile getirdi. Sektördeki ticari hayatını ilk başladıkları dönemlerde port bebe, anne malzeme çantası, kanguru, anakucağı imalatı faaliyetinde bulunduklarını ifade eden Aras, sonrasında da aynı ürün yelpazesi ile devam ettikleri üretime son yıllarda bebek beşik örtüsünü eklediklerini söyledi. Turan Aras, bunun yanında müşteri memnuniyetini dikkate alarak sürekli yeni modellerle
devam edeceklerini de sözlerine ekledi. Firmanın ihracat yaptıkları ülke pazarlarını sorduğumuz Turan Aras, şöyle yanıtladı; “Başlıca Arnavutluk, Almanya, Hollanda, Belçika, Kosova, Bosna Hersek, Makedonya, Filistin, Kuveyt, Gürcistan ve Azerbaycan gibi ülke pazarlarına ihracat yapmaktayız. Kullandığımız malzemelerin temininde, Avrupa standartlarına uygun üretim yapan firmalarla çalışmaya özen gösteriyoruz. Sağlığın her şeyden önemli olduğu bilinciyle hareket ederek, bu kriterlere önem veriyoruz. Diğer yandan 2015 yılını değerlendirmek gerekirse, ikinci yarısının durgun geçmesine rağmen genel tabloya baktığımızda iyi bir yıldı.”
RÖPORTAJ
Luggi Baby; Anne Dokunuşu Gibi…
Yıllardır farklı markalar adı altında üretim, toptan ve perakende satış alanlarında faaliyet gösteren firma, şimdi yeni markasıyla pazarda yerini alıyor. Yılların tecrübe ve birikimini yeni markası Luggibaby ile yansıtmaya çalışacaktır. Geçmiş dönemde tüketicinin güvenini kazanan marka aynı kararlılık sorumluluk ve emin adımlarla sektörde söz sahibi olmayı hedeflemektedir. Yeni markası ile eski tecrübelerini birleştirerek bu doğrultuda tüketicilere daha kaliteli ürünler sunarak ürünler sunmayı amaçlamaktadır. “En değerlisi bizim için de değerlidir” sloganı ile yola çıkan Luggibaby, her kesimi kucaklıyor. Bebekleri özel hissettirmeyi ilke edinen marka, %100 pamuk olan sağlıklı ürünleriyle bebeklere rahatlık, huzur ve mutluluk katmayı amaçlıyor. Luggıbaby daha çok kazanç yerine “sağlıklı kaliteli ürün ve müşteri memnuniyeti” anlayışını prensip edinerek üretimde de bu kriterleri göz önüne alıyor. KOŞULSUZ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ’ni ilke edinmiş olan Luggıbaby, üretim kalitesi uzman kadrosu ve sosyal sorumluluk bilinci ile pazarlardaki payını her geçen gün müşterilerine sunduğu iyi hizmet ile arttırmayı amaçlamaktadır. Ürün grubu yelpazesiyle ne kadar hassas bir noktada olduğunu bilen Luggibaby, bütün üretim ve satış aşamalarında bu sorumluluk bilincini göz ardı etmeden hareket etmektedir. Çalışanı, üreticisi ve tüketicisi ile el ele vererek geleceğin büyük insanlarının küçücük bedenlerini sımsıcak saracak; kimyasal katkı maddesi olmayan sağlıklı naturel ürünler üretmeye kararlılık ile devam edecektir. Başarının kalite ile birlikte geldiğini ve söz konusu çocuklar olduğunda hassas davranarak onların mutluluğu ve sağlığı için 2016 yılında da yeni ürünlere ve projelere imza atacak. Birlikte üretip, birlikte kazanmak dileğiyle…
92
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
RÖPORTAJ
LC Waikiki; ‘İyi Giyinmek Herkesin Hakkı’ Çocukları kaliteli giyimle buluşturan, kısa sürede başarı grafiğini yükselten ve dünya markası olma yolunda efsane yazan Lc Waikiki, ‘İyi Giyinmek Herkesin Hakkı’ sloganıyla tüm kesimi kucaklıyor. Markaya dair, Üründen Sorumlu Genel Müdür Maria Comfort ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Fransa’da doğan, Türkiye’de gelişen uluslararası bir marka Başlangıç öyküsü Fransa’ya dayanan Lc Waikiki markasını 1985 yılından beri tanıyoruz. Marka, Türkiye ve dünyadaki etkinliğini ise, 1997 yılından sonra arttırdı. Markanın gelişim evresini ve bugün geldiği noktayı bizimle paylaşan Maria Comfort, Fransız markası olarak doğan LC Waikiki’yi 1997 yılında satın alarak bir Türk markası haline getirdiklerini belirtti. Sonrasında yaptıkları çalışmalara değinen Comfort, “İlk
olarak,1990 yılında fason ihracat odaklı çalışan sistemimizi bayilik sistemine geçirdik. 2001’den sonra markamızı bayilik sisteminden bir perakende markasına dönüştürdük. Konfeksiyon sektörünün ihracat odaklı bir döneminde yabancı bir markanın isim haklarını alarak, 7’den 70’e herkesin sevdiği bir marka ortaya çıkarttık. Bugün Fransa’da doğan, Türkiye’de gelişen, yurt dışında da global bir marka olma yolunda hızlı bir şekilde büyümeye devam eden bir markayız ve Türkiye hazır giyim sektörünün lideri konumunda olduğumuzu belirte-
bilirim” ifadelerine yer verdi. LC Waikiki olarak, 90’lı yıllardan bu yana yapılan yatırımların ardından bugün moda ve perakende sektöründe en gözde ve etkili marka olduklarını belirten Comfort, “Bu konum, LC Waikiki’nin sektörün gelişimi ve büyümesine yönelik sorumluluklarının da önemli bir göstergesi. Bu sorumluluğun bilincinde olarak sektörün gelişimine değer sağlamaya özen gösteriyoruz. Dünyanın ve Türkiye’nin de içinde olduğu birçok ülkede, farklı pazarlarda, farklı kültürlere ulaşmayı başardık. “İyi Giyinmek Herkesin Hakkı” misyonumuzu
ülke sınırlarımızın ötesine taşıdık” diye aktardı. Her segmentte ürünlerinin olması da marka başarılarının yadsınamayacak gerçeklerinden olduğuna dikkat çeken Comfort, mağazalarının, hem kendine hem sevdiklerine uygun fiyatta ve kaliteli ürünler almak isteyenler için en iyi alternatiflerden olduğunu ifade eden Comfort, tüm aile bireylerinin LC Waikiki’den kendisine uygun bir ürün rahatlıkla bulabildiğine işaret etti. Maria Comfort, kadın, erkek, çocuk, genç, bebek ve hamile koleksiyonlarının ürün yelpazesi açısından da oldukça geniş, her yaşa ve her zevke hitap ettiğini de sözlerine ekledi.
Güvenlikte şeffaflık Ürünlerde güvenlik ve rahatlık konusunda oldukça dikkatli olduklarını ve bunun anneler için son derece önemli bir kriter olduğunu ifade eden Comfort, marka olarak ürünlerinin bebek ve çocuk ürünleri güvenliği konusunda Avrupa Yönetmeliği’ne uygun olduğundan emin olarak bu durumu epey ciddiye aldıklarını açıkladı. Ürün güvenliği testlerini kendi bünyesindeki laboratuvarlarda yapabilmek amacıyla ciddi yatırımlarda bulunduklarını, ürünlerinin güvenliği açısından kendi kendi-
96
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
RÖPORTAJ
lerini kontrol edebilmek istediklerini sözlerine ekleyen Comfort, testlerin nasıl yapıldığı ve yaptıkları ekolojik testlerin çeşitleri konusunda çok şeffaf olduklarının da altını çizdi.
mumuzu oluşturmak adına bu unsurlar etrafında beyin fırtınası yapıyor. Ayrıca müşterilerimizin yenilik ve trend beklentilerini karşılamak için her hafta yeni ürün lansmanları yapıyoruz” dedi.
Lc Waikiki, tasarımda kendi imzasını atıyor
Tema doğa odaklı, rahatlık
LC Waikiki markasının, Bebek Giyim ve Çocuk Giyim sektöründe başı çeken global bir marka olduğunu belirten Comfort, “Türkiye’de ise bebek ve çocuk giyim alanında pazar lideriyiz. Müşterilerimize oldukça yakınız ve onların ihtiyaçlarını anlayarak ürün çeşitliliği, kalitesi ve yenilik açısından beklentilerini karşılamak adına bebek ve yeni doğan ürün yelpazemizi geliştiriyoruz” ifadelerine yer verdi. Öncelikle trendlerin farklı sanat alanlardaki ana akımlardan, yaratıcı işlerden ve Catwalk’lardan geldiğini anlatan Comfort, “LC Waikiki olarak biz bunları yakından takip ediyoruz ve marka kimliğimize ve pazarımıza uygun olanları seçiyoruz. Ardından tasarım ekibi yeni koleksiyonumuz için kendi el yazımızı ve yoru-
2016 yılının trendleri arasından kumaşları kat kat kombinlemek dikkat çekiyor. 2015 yılının yaz aylarında rahatlık ön planda olan tasarımları, gelecek yılda çok fazla göreceğiz. Maria Comfort bize yeni yılda Lc Waikiki vitrinlerinde öne çıkan parçalara dair ipucu verdi; “2016’da uyumlu, kat kat, yumuşak ve hafif kumaşların modası önemli ölçüde vurgulanıyor. Siluetler rahatlık odaklı, harekete izin veren türden. Sanatçı ve çevre dostu ilhamlarla birlikte doğa ön plana çıkıyor. Renk olarak canlı ve hareketli renk tonlarını kullanmaya devam ediyoruz ancak siyah, haki ve yumuşak pastel renklerin yeni tonlarını da kullanacağız. Yoğun yıkamalı, yamalı ve zımpara detaylı denim pantolonların yanı sıra jogger pantolonlar da elzem bir siluet. Kız çocukta rahat modellerde
feminen detaylar yenilenerek ön plana çıkıyor.”
E- ticarette hızlı atılım Markanın, önemli bir mecra olan e- ticarete yönelik adımları 2011 yılında başlamış. Bugün e- ticaret kanalında da kayda değer bir büyüme yaşadıklarına vurgu yapan Comfort, e- ticaret anlamında her geçen gün büyüyerek devam ettiklerini belirtti. Comfort, LC Waikiki olarak, Türkiye’de e-ticaret pazarına girdiklerinde sektördeki rakiplerinin henüz bu adımı atmamış olduklarını ve bu alanda sektörde öncülük eden şirket olduklarını ifade etti. Lc Waikiki markasına sosyal mecralardan da ulaşmak çok kolay. Global marka iletişimlerinin en kritik öğeleri olarak gördükleri hem sosyal medya hem de bütünleşik dijital stratejilerini netleştirdiklerini anlatan Comfort, Türkiye’de 400’e yakın mağazaları ile her gün binlerce kişiye ulaşan markanın, başarısını e-ticarette de sürdürdüklerini paylaştı. Sonrasında internet verilerini de aktaran Maria Comfort,
“LC Waikiki olarak, internet mağaza lcwaikiki.com ziyaretçi sayımızdan oldukça memnunuz ve bu sürekli gelişme gösteren bir ivmede devam etmektedir. Kullanıcıların site içinde geçirdikleri ortalama süre 8 dakika” dedi.
Etkili içerik pazarlama ile tüketici memnuniyeti Sosyal medyanın gücünü önemsediklerini ve bu alanda çok ciddi çalışmalar yaptıklarını ifade eden Comfort, “Sosyal medya hesaplarımız üzerinden de periyodik olarak tüketicilerimize çeşitli fırsatlar sunuyoruz. Mesela şu sıralar internet sitemiz üzerinden 50 TL ve üzeri alışverişlerde kargo ücretsiz. Öte yandan internet üzerinden yapılan alışverişlerde çekilişle çeşitli hediyeler de vermeye devam ediyoruz. Böylece internet kanalında da tüketici ile interaktif bir iletişim içerisindeyiz” dedi. Maria Comfort, gelecek yıllarda yapacakları çalışmalarda hedeflerinin ağırlıklı olarak son kullanıcının ihtiyacı olan içerikler ile örülü bir içerik pazarlama stratejisi olduğunun altını çizerek sözlerine son verdi.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
97
RÖPORTAJ
2016 yılına yeni ürün gamı ve farklı projelerle hazırız! Aybi Baby markasının çıkış noktasının farklılık olduğunu anlatan Firma Yetkilisi Özge Uzmay ile bu yolculukta marka olarak bugüne kadar neler yaptıklarını ve sektördeki gelişmeleri konuştuk.
Üretim ve bugüne değin tüm çalışmaların merkezine özgünlüğü konumlandıran Aybi Baby markasının, Ar-Ge çalışmaları sonucunda bugünkü noktaya geldiğini anlatan Özge Uzmay, buna ek olarak son çıkan tasarım trendlerini ve sektörel yayınları takip ederek kendi kaynaklarını aslında kendileri oluşturduğunu ve bazen, hayattaki ufacık bir şeyden bile ilham alabildiklerini söyledi.
Y kuşağı anneleri, takip eden dinamik bir nesil
Özge Uzmay, günümüz Y kuşağı annelerinin meraklı olduklarını ve dolayısıyla araştıran, sorgulayan aynı zamanda da pratik, kullanım kolaylığı olan ürünleri tercih eden ve bu ürünlerinde trendleri yakalamış olması koşulunu arayan son derece dinamik bir grup olduğunu belirtti. Bunun yanında annelerin sosyal medyayı hem çok iyi kullandıklarını hem de bir yandan sıkı takip ettiklerini dile getiren Uzmay, “Aybi Baby olarak, Facebook ve instagram hesaplarımızı aktif olarak kullanıyoruz ve yeni sosyal medya ağlarını da interaktif iletişimize ekleyeceğiz. Amacımız müşterilerimize dokunabilmek, anlayabilmek ve kendimizi anla-
98
tabilmektir” diye aktardı. Ve sözlerine şöyle devam etti; “Bunun yanında, 2016 yılı içerisinde müşterilerle yüz yüze iletişim kurabilecekleri, bayilerimizle birlikte ortak platformda çeşitli aktiviteler düzenleyeceğimiz projelerimiz yer alacaktır.”
İnternetten satış desteği
Kurumsal web siteleri olan www. aybibaby.com adresinin aynı zamanda e-ticaret portalı olduğunu söyleyen Uzmay, “E- ticaret oldukça hızlı gelişmekte olan ve gelecekte de önü son derece açık olan bir platform. Yoğun hayat ve iş temposu aynı zamanla bütün ürünlerin tek bir tıkla karşınızda alternatifli bir şekilde ulaşılabilirliği e- ticareti etkin kılmaya devam edecektir” ifadelerine yer verdi.
Güçlü ekonomi için güçlü marka şart!
Ekonomik büyümenin, Dünya ülkeleri arasında rekabetçi bir
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
konuma gelebilmenin ön koşulunu oluşturduğunu ve bunun için geçmişe değil geleceğe bakmak gerektiğini aktaran Uzmay, güçlü ekonomilerin güçlü markalarla oluşturulabileceğine, bu yüzden herkesin daha çok çalışması gerektiğine vurgu yaptı. Yunanistan, İran, Irak, Suudi Arabistan, Ermenistan, Mısır ve Ukrayna’ya ihracat yaptıklarını ifade eden Uzmay, “Kendi markamız ve özgün modellerimizle gerçekleştirdiğimiz yurt dışı satışlarımız ile marka değerimizi korumaya özen gösteriyoruz . 2016 yılında yurt dışı fuarlara katılım göstererek, yurtdışı satışlarımızı arttırmayı hedefliyoruz” dedi. Özge Uzmay, 2016 yılının Aybi Baby için yeniliklerle dolu proje, dinamizm yılı olacağını ve koleksiyon ile ürün yapılarındaki değişiklikleri Ocak ayında duyuracaklarını sözlerine ekledi.
Mevcut bebek uyku seti ve bebek odası aksesuarlarına halı grubunu da eklediklerini paylaşan Uzmay, bebek ve anne güvenlik ürünlerine; bebek hastane çıkışı gruplarına ağırlık vereceklerini ve mevcutta 520 adet olan ürün çeşitliliğini arttırarak daha iyi bir hizmet sunacaklarını da ilave etti. Gerek kolleksiyon yapıları gerekse kullandıkları hammaddeleri geliştirerek yenileneceklerini belirten Uzmay, “Nano teknolojik kumaşlar, antialerjik ve antibakteriyel özellikli kumaşlar kullanılarak üretilmiş ürünlere daha çok yer vererek, nakış ve baskıda son teknolojileri uygulamaya devam edeceğiz. 2007 yılında almış olduğumuz inovasyon ödülümüzün bayrağını taşımayı sürdüreceğiz. Ayrıca, çalışma durumu olmayan kadınlarımızı destekleme ve onları döngünün içerisine katma konusunda yola devam” diyerek sözlerini sonlandırdı.
HABER
İngiltere, Türk şirketlere kapılarını açıyor Birleşik Krallık, GREAT kampanyası kapsamında Türk şirketleri için GREAT Scale-up yarışmasına imza atıyor. Bu yarışma ile Türk girişimciler İngiltere’ye davet ediliyor. Birleşik Krallık, Mart 2013 yılından beri gerçekleştirdiği GREAT kampanyasını bu yılda düzenliyor. Bu projeyle Britanya ve Türkiye arasındaki başta sağlık, eğitim ve enerji gibi pek çok farklı sektörlerde yatırım ilişkilerini geliştirmek amaçlanıyor. Kampanya ile hızlı büyüme gösteren ve başarı grafiği yüksek girişimcileri Britanya’ya çekmek hedefleniyor. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen GREAT Start-up yarışmasında çıkan sonuçlardaki başarının ardından bu yıl düzenlenecek GREAT Scale yarışması, birinci olan şirketleri uluslararası arenada büyümek ve girişimci bir arena oluşturmalarını sağlayacak. GREAT Scale-up yarışmasını duyuracak olmaktan dolayı duyduğu heyecanı dile getiren Birleşik Krallık İstanbul Başkon-
100
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
solosu Leigh Turner, “Türkiye ve Birleşik Krallık tüm sektörler genelinde girişimci ve yenilikçi şirketlere sahip. Birleşik Krallık olarak biz fikir ve ticaret alışverişinin istikrar ve refaha katkı sağladığına inanıyoruz. Bu yüzden Türk ve İngiliz şirketlerini her fırsatta bir araya getirmeye çabalıyoruz.” dedi. Yarışmaya dair bir kaç detay paylaşan Leigh Turner, “Kendi işletmelerini İngiltere’de büyütmek ve geliştirmek isteyen şirketler, Türk CEO’lardan oluşan güçlü bir heyet tarafından değerlendirilecek ve iş fikri, niteliği ve İngiltere’deki büyüme potansiyeli gibi kriterlere baz alınarak katılımcılar arasından 5 girişimci şirket belirlenecek. Şirketlerin hayallerini gerçekleştirme ve ufuklarını genişletme fırsatı bulacağı bu yarışmanın iki ülke arasındaki
bağları daha da güçlendireceğine inanıyoruz” diye konuştu. Kadın Girişimci, Anadolu’dan Girişimci, Sosyal Girişimci, Yenilikçi İşletme ve Jüri Özel Ödülü kategorileri için yarışacak adaylar başvurular için 20 Kasım – 24 Ocak tarihleri arasında yarışmanın web sitesi üzerinden başvuruda bulunabilirler. Kategori birincilerini belirleyecek olan jüri Şubat ayının ikinci haftası bir araya gelecek ve kazananları belirleyecek. Yarışmanın sonuçları ise Mart 2016’da ödül töreniyle duyurulacak. Başvuru sahiplerinin değerlendirilmeye tabii tutulacağı kriterler; Birleşik Krallık piyasasında uygulanabilir, pratik ve karlı bir iş fikrine sahip olunması (yüzde 25), şirketin Birleşik Krallık’ta başarılı olma isteği ve potansiyeline sahip olması (yüzde 25), derinle-
mesine analiz veya pazar araştırması gibi iş fikrini destekleyici nitelikli verilere sahip olunması (yüzde 20), fiili veya öngörülen getiriler ve büyüme potansiyeline sahip olunması (yüzde 20) ve şirketin Birleşik Krallık’ta faaliyete geçmeye hazır olması (yüzde 10) gibi özelliklerdir. Kazanan şirketler için yarışmanın kılavuzunda Birleşik Krallık’ta özel bir işletme programı hazırlanacak ve Londra’ya üç günlük bir iş seyahati yapacak olan girişimcilere bu kapsamda bilet ve barınma giderleri, uzman muhasebeci ve avukatlardan Birleşik Krallık’ta işletme kurma, çalışma vizesi ve vergi konularında danışmanlık, yakın zamanda Londra’da kurulan Türk şirketlerle randevular, UKTI tarafından Birleşik Krallık’taki fırsatlara ilişkin brifingler verilecek.
RÖPORTAJ
Elif Bebe; “Kaliteyi özgün tasarımlı ürünlerle buluşturuyoruz” Eminönü’nde faaliyette bulunan ve yaklaşık on yıldır sektörün içinde bulunan Elif Bebe firmasını daha yakından tanımak istedik. Markaya dair sorularımızı yönelttiğimiz Firma Yetkilisi Abdullah Burak Azizler markanın kuruluş öyküsünü ve gelecek faaliyetlerini bizimle paylaştı. 0-1 yaş arası yeni doğandan annenin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek bütün ürünleri bünyelerinde bulundurduklarını belirten Abdullah Burak Azizler, sektöre ilk adımı nasıl attığını anlattı; “1998-99 yılları arasında yaklaşık 16 yaşlarında bebek sektörüne girdim. 2005 – 2006 yılları arasında kendi işimi yapma gayesiyle Elif Bebe firmasını faaliyete geçirdim. Yaklaşık dört beş senedir de imalat tarafından kendi ürünlerimizi üretmeye başladık. Bebeklere yönelik tulum, badi, pijama takımı ve pantolon gibi tekstil
ürünleri üretiyoruz.” Tüm bunların yanında toptan kanalı ve internet mecrasında da çalışmaları olduğunu aktaran Azizler, sanal platformda en etkin kullanılan Markafoni, Trendyol ve Gittigidiyor gibi web siteleri üzerinden müşterilerle buluştuklarını ve toptan kanalında da çeşitli ve geniş bir müşteri portföyüne sahip olduklarını ifade etti.
Müşteriye %100 garanti Üretimde en çok üzerinde durdukları noktanın kalite olduğunu dile getiren Azizler, “Bu ürünleri
üretirken, alırken ya da satarken en başta kendimizin ve bebeklerimizin sağlığını düşünüyoruz. Kullandığımız ürünlerin hiç birinde kaliteden ödün vermiyoruz. Ürünlerin içeriğinin %100 pamuk olmasına, çıt çıtından ipliğine kadar kullanılan her malzemenin kanserojen madde içermemesine dikkat ediyoruz” dedi. Azizler, ürünleri için müşterilerine %100 garanti imkânı sunduklarını ve çıt çıtında kopma, solma ve renk atma gibi her durumlara karşı da garanti verdiklerini sözlerine ekledi.
2016 yılında ümitliyiz… Marka olma yolunda emin adımlar attıklarını ve bu alanda çalışmalarını sürdürdüklerini paylaşan Azizler, “Bazı firmalar yaptığı ürünün kalitesine bakmadan 5 ay gibi kısa bir süre içerisinde marka olmaya çalışıyor. Bu sebeple biz ayaklarımız daha sağlam yere basarak emin adımlarla ilerleme taraftarıyız. Önce bir Minisse markamızı ve ürünlerimizi geliştirerek hatalarımızı görmeye çalışıyoruz. Bunun haricinde sosyal medyada bazı reklam çalışmalarımız oluyor. Dergi tarafındaki çalışmalara da Baby & Kid Store
106
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
ile adım atıyoruz” diye belirtti. Elif Bebe firması ile yaklaşık olarak 10 yıldır sektörün içerisinde olduğunu ifade eden Azizler, “Sektörde eskiden beri olmama rağmen belirtebilirim ki, 2015 senesi diğer yıllara nazaran çok daha sıkıntılı geçti. Dolar, Euro kurunun yükselmesinden kaynaklanan artışlardan dolayı ve rekabet ortamının da etkisiyle olumsuz bir hava hâkimdi. Bunun yanında, 2015 yılında çok fazla markanın ve büyük metrekare mağazaların çıkmasının da etkisi olduğu kanaatindeyim. 2016 yılından daha umutluyuz” açıklamalarında bulundu.
Yeni koleksiyonda baskılı ürünler dikkat çekiyor Geçtiğimiz yaz polo yaka ürünlerinin müşteriler tarafında ilgi gördüğünü belirten Abdullah Burak Azizler, bu kış aynı ürünün uzun kollusunu tasarladıklarını ve yeni koleksiyonda baskılı, esprili yazıların olduğu bebek badi ve tulumlarının ön planda olduğunu dile getirdi. Azizler sözlerine yeni koleksiyonda canlı, renkli ve cıvıl cıvıl tasarımlarıyla markanın adından söz ettireceğini belirterek son verdi.
RÖPORTAJ
Wonder Kids; “Aileleri sağlıklı ve kaliteli ürünlerle buluşturma noktasında bizim gibi markalara büyük sorumluluk düşüyor” Wonder Kids markasının 2015 yılında yapılan çalışmalarını ve 2016 S/S koleksiyonlarını Ermoda Tekstil Marka Tasarım Sorumlusu Melek Yuka ile konuştuk. lığın yanı sıra, onların rahatlığı ve sağlığının da kendileri için çok önemli olduğuna değinen Yuka ‘’Sağlıklı ürünler konusunda hassas olan anneleri çok iyi anlıyor ve yarınlarımızın güvencesi çocuklarımız için iplikten, düğmeye kadar tüm materyellerimizi kanserojen olmayan, azo ve fitalat içermeyen hammaddelerden seçiyoruz’’ diyerek üretimdeki hassasiyetlerini anlattı.
“Müşterilerimizin her zaman yanındayız”
Tekstil sektöründe 30 yılı aşkın süre dünyanın önde gelen yabancı markaları için üretim yapan ve edindiği bilgi ve tecrübelerle de 2009 yılında kendi markaları olan WONDER KIDS’i oluşturan Ermoda Tekstil’in gelişim süreci ile ilgili olarak , ‘’Wonder Kids, kısa sürede her yaş grubundan çocukların temel giyim ihtiyaçlarını karşılayan bir marka haline geldi. 0-12 yaş iç giyim ve dış giyim alanlarında yüksek kalitede ürünleri en uygun fiyatlarla satışa sunmamız, adımızı hem yurtiçinde hem de yurtdışında duyurmamıza olanak sağladı. Her sezon newborn -toddler ve kids gruplarına ayrı ayrı hazırlanan 200 parçalık koleksiyonumuzla müşterilerimize hizmet vermekteyiz’’ diyor.
112
“Tasarımda kullanılan aksesuarların sağlıklı olması konusunda hassasız”
Pazarda çok tercih edilme nedenlerini, tecrübelerini, annelerden ve uzmanlardan öğrendikleri bilgilerle harmanlayıp kullanışlı, güvenli giysiler üretmelerine ve her sezon birbirinden şık, farklı temalarla oluşturulan koleksiyonlarıyla ilişkilendiren Yuka, ‘’ Kolay ulaşılabilir olmamız ve özellikle hem üretimde, hem de sevkiyatlar konusunda hızlı hizmet vermemiz, bizi sektördeki rakiplerimizden ayırıp, öne çıkaran bir özelliğimiz olmuştur’’ ifadelerini kullandı. Wonder Kids olarak bebekler ve çocuklar için sağladıkları şık-
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Yuka, “Katıldığımız tüm fuar ve tanıtımlarda yakın ilgimiz ve gülümseyen yüzümüzle müşterilerimizin yanında oluruz. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını biliriz ve en kaliteli ürünlerimizi en uygun fiyatlarla sunarız. Katalog ve reklam çekimleriyle de satış ve pazarlama desteği veririz” dedi. Uluslararası Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı için de 2016 için hazırladıkları birbirinden şık, rahat ve renkli giysileri müşterileriyle buluşturacaklarını söyleyen Yuka, ‘’İşbirliği içerisinde olduğumuz tüm müşterilerimizi bu fuara davet ediyoruz. Heyecanla hazırlanan bu yeni koleksiyonu tüm müşterilerimizle paylaşmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Ayrıca fuarda müşterilerimiz için hazırladığımız sürprizlerimiz olacak’’ dedi. Yuka ayrıca, 2016 yılı içinde İran, Cezayir, Azerbaycan, Kazakistan, Irak, Libya, Bahreyn, Lübnan, Almanya, Hong Kong, gibi ülkelerde gerçekleşecek fuarlara katılmayı da planladıklarını ve bu ülkelerde 2015 yılında ekspozisyonlar düzenlediklerini dile getirdi.
Aileler kalite ve ucuzluğu bir arada istiyor
Hızla büyüyen Anne, bebek ve çocuk sektörü hakkındaki görüşlerini ise şöyle sıraladı; ‘’Anneler artık bilinçli tüketiciler olarak kaliteli ve güzel ürünleri ucuza almayı hedefliyorlar. Firma olarak bizim de çalışmalarımız, kaliteden taviz vermeden, ürünlerimizi tüketiciye en uygun şekilde sunmak yönünde hızla ilerlemektedir.’’ Yeni trendler konusunda yaptıkları çalışmalara da değinen Yuka, ‘’ Trendler konusunda yurtdışı forecast firmaları ile çalışmaktayız. Farklı temalarla hazırlanan birbirinden güzel elbiseler, şık takımlar, cıvıl cıvıl renklerle ve baskılarla hazırlanmış cool t-shirtler, şortlar, pantolonlar, pijamalar ve daha bir çok ürün Wonder Kids ve Wonder Baby etiketleriyle 0-12 yaş arası tarz sahibi miniklerle buluşacak’’ dedi. ‘’Sektörün en büyük sorunu bilinçsiz üreticiler ve tüketicilerin olmasıdır’’ diyen Yuka, yakın gelecekte Wonder Kids gibi markaların, alt tedarikçilerini ve tüketiciyi, kalitesi yüksek ve sağlığı tehdit etmeyen ürünlerle buluşturmasının sektörü daha iyi yerlere getireceğini belirtti. 2015 yılının kendileri için gayet verimli geçirdiğini söyleyen Yuka, ‘’İstanbul merkezli firmamızın, Merter ve merkez toptan satışları, internet satışları, yurtiçi ve yurtdışı tecrübeli satış ağı ile iç ve dış piyasada marka bilinirliğini ve pazar payını her geçen gün daha da arttırmaktadır. Zevkle tasarlayıp, özenle ürettiğimiz Wonder Kids ürünlerini tercih eden annelerin ve çocukların mutluluğu bizi işimize her geçen gün daha da bağlamaktadır’’ diyerek başarı grafiklerinin yükseleceğine vurgu yaptı.
RÖPORTAJ
‘2016’da rekabetçi yapımızı koruyarak daha fazla yatırım yapacağız’ Birlik Çeyiz Şirket Sahibi ve Genel Müdürü Tamer Çimencioğlu ile yeni yıldaki hedeflerini ve sektörde yaşanan son gelişmeleri konuştuk. Birlik Çeyiz Firması Happy Baby markası ile İzmir’de uzun yıllardır faaliyet gösterirken 2010 senesinden bu zamana da Bebek çocuk sektöründe hizmet veriyor. Geleceğe yönelik hedeflerini sorduğumuz Tamer Çimencioğlu, yurt dışı pazarının ilgi duydukları ve gerekli gördüklerini yanıtlayarak sözlerine şöyle devam etti; “Birkaç yıldır yurtdışından ürün talepleri geliyordu, firma olarak bu talepleri yerine getirmek için yeni atılımlar planladık ve gerçekleştirmek üzere harekete geçtik. 2015 yılı içerisinde ithalat alanında alınan gümrük kararları, ithalat faaliyetlerine olumsuz
120
etki yaptı. Diğer yandan üretici bir firma olarak bizler için avantaj oluşturdu.” Yerli üretim kalitesinin istenilen düzeyde olmadığını belirten Çimencioğlu, bu bakımdan teknolojiyi ve kaliteyi ön plana çıkaran firmaların daha çabuk amacına ulaşacağını ifade etti.
Fonksiyonel ürünlere yönelim Ürün grubunda talebin her zaman devam edeceğini aynı zamandan ithalatçıların daha özel ve fonksiyonel ürünlere yöneleceklerini söyleyen Çimencioğlu, ülke olarak üst düzey üretim ve kaliteyi yakalamak için daha çok çalışma-
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
mız gerektiğinin altını çizdi. Teknolojik ürünlerin Türkiye’de üretimi konusunda istenilen seviyede olmadığımızı ve bu sebeple ithalat desteği olmadan üreticilerin bu ürünlere ulaşımının zor olduğunu aktaran Çimencioğlu, ülke olarak bu alanda üretim noktasında daha fazla gelişmek gerektiğini belirtti.
Ar-ge çalışmalarında devlet desteği şart Arge çalışmalarının en önde tutmaları gereken girişimlerden olduğunu anlatan Tamer Çimencioğlu, “Ar-ge bizim için ve ülkemizin gelişmesi için olmazsa
olmazımız olmalıdır. Devletimiz bizim gibi üretici firmalara gerekli desteği sağlamaktadır. Bize de sadece daha fazla çalışmak düşüyor” dedi. Siyasi olumsuzlukların her daim ülke olarak etrafımızda olduğunu belirten Tamer Çimencioğlu, “Bundan sonraki süreçte de bu durum devam edecektir. Suların durulması kısa sürede olmayacaktır. Her şeyi göz önüne alarak, farklı pazarların bulunması gerekildiği görüşündeyim” diye açıkladı. Birçok bayilerinin internet üzerinden ürün satışı gerçekleştirdiğini paylaşan Çimencioğlu, “Biz de ürünlerimizi öne çıkartacak çalışmalar yapıyoruz. Güven ve sorunsuzluk en önemli kriterler olarak kabul ediyoruz. 2015 öngördüğümüz gibi çok zor geçti ve hala devam ediyor. Hedeflerimize bu yıl için ekonomik zorluklar yaşamış olsak da ulaştık diyebiliriz” ifadelerine yer verdi. 2016 daha zor olur mu sorusuna her şeyin olabileceği yanıtını veren Tamer Çimencioğlu, daha rekabetçi bir yapıyla ve yatırımla bu zorlukları aşmayı hedefleyerek, sektörün baş aktörlerinden olmayı planladıklarını sözlerine ekledi.
RÖPORTAJ
Zeyland; Hayalleri gerçeğe dönüştürmek için ‘durmak yok’ Sektör hayatında 45 yılı geride bırakan Zeyland markasının bugün geldiği konumu Firma Yetkilisi Zeynep Benli ile konuştuk.
Lütfü Kullelioglu tarafından kurulan ve halen çocukları Alp Kullelioglu ve Zeynep Benli ile yürütülen aile şirketi Zeynep Giyimin faaliyet hayatı 1970 yılına dayanıyor.ww İsmini Zeynep Benli’den alan firma sonrasında Zeyland oldu. Firma, hayal ettiklerini gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşarken, bir yandan yeni projelerini hayata geçirirken diğer yandan ‘durmak yok’ diyen Zeynep Benli, hayallerinin sonu olmadığını belirtti. Kadın girişimci olmanın avantajları olduğunu bizimle paylaşan Benli, “Sektör moda, tasarım, anne ve çocuk iç içe olduğundan dolayı avantajları var. Yaşarken üretebileceğiniz ve tecrübelerinizi işinizde kullanabildiğiniz bir sektör. Aynı zamanda birçok da dezavantajı var, erkekler yalnızca işlerine konsantre olurken sizin düşüneceğiniz birçok konu var; ev, yemek, çocuklar, dersleri, okulları, vs… Böyle olunca birkaç parçaya bölünmek ve bazı şeylere öncelik
vermek durumunda kalıyorsunuz. Ancak güzel bir ekip ile bunların da üstesinden gelmek mümkün” ifadelerine yer verdi.
Gelişen dijital baskı makineleri, hızlı sonuç
Hızlı tüketilen bir zamanda yenilikleri takip etmenin bir ihtiyaç değil, aslında bir zorunluluk olduğunu dile getiren Benli, işinizi daha iyi yapmak, zamana uymak, günümüz hızlı tüketim trendlerini yakalayabilmek için buna mecbur olduğumuzu söyledi. Bu doğrultuda dijital baskı dünyasındaki yenilikleri kullandıklarını aktaran Benli, dijital baskı makinaları ile eskiden 2-3 günde yapılan bir numuneyi şimdi 2 saat gibi kısa bir zamanda hızlıca yapabildiklerini de sözlerine ekledi. Benli, WGSN trend sitesine üye olmanın getirdiği avantajlar olduğunu, bu sayede yaklaşık 1,5 sene öncesinden renklerin ve trendlerin sıkı bir şekilde takip edildiğini belirtti.
‘Organik’ ürün isim olarak kullanılıyor
İşin mutfağında, üretim ayağında olmanın sorumluluğu ile işin ilk aşamalarından itibaren çocuk ve çevre sağlığı konularının en önemli detaylar olduğunu söyleyen Benli, ürünlerini bu standartlara göre üreterek, sertifikalandırdıklarını ifade etti. Organik ürünün aslında biraz ticari olarak kullanıldığına ve bilinçli tüketiciler tarafından tam olarak organik olamadığı bilindiğinden dolayı çok fazla değer bulamadığına dikkat çeken Benli, “Çünkü gerçekten organik olabilmesi için pamuğun yetişme sürecinden itibaren her safhanın bu organik tanımına uygun olması gerekiyor. Piyasadaki birçok ürünün bu şekilde olmadığını ve isim olarak organik ürün dendiği kanaatindeyim” diye paylaştı. Mağazaların lokasyonunu belirlerken en önemlisinin müşteriye ulaşmak olduğunu belirten Benli, “Bunun için de mağaza seçerken mutlaka ön çalışmalar yapılıyor. Mekânın ayak sayısının fazlalığı, kira/ciro oranları, m2 verimlilik analizleri dikkate alınıyor. Markamız Rusya , Avrupa bölgesinde birçok ülkede satılmaktadır” dedi.
2016 yılında e- ticarette yenilik
Yaklaşık 4 senedir kendi e-ticaret siteleri olduğunu ve her geçen gün bu alanda daha da geliştiklerini anlatan Benli, e ticarette büyük
124
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
mecralardan sayılan N11 ve hepsiburada.com gibi sitelerle çalışmanın yanında 2016 yılında e ticarette farklı bir şekilde yaygınlaşma ve hayata geçirilmeyi bekleyen bir çok proje olduğunu söyledi.
Tekstil’de ithal ürün kısıtlamaları, üreticilere olumlu yansıdı
Markalaşmanın sabır ve yatırım gerektiren uzun bir süreç olduğunu ifade eden Benli, sözlerini şöyle sürdürdü; “İstikrarlı bir şekilde yurtdışı fuarlara katılmak ve marka bilinirliliği üzerine çalışmak gerekiyor. Ancak eskisine nazaran sosyal medya sayesinde birçok kanala daha rahat ulaşabiliyor ve markanız adına farklı çalışmalar yapabiliyorsunuz.” Komşu ülkelerle olan sıkıntıların düzelmesi durumunda daha rahat bir ihracat ortamı oluşacağını ifade eden Benli, “Tekstilde ithal üründe oldukça kısıtlama var. Bundan 4, 5 sene öncesine nazaran artık yurtdışından ürün ithal etmek çok zorlaştı, gelenler ise çok pahalı. Bu durum bizim içinde yer aldığımız Türk üretici firmalar açısından iyi oldu. Ülkemizde çok kaliteli üretimler yapılmakta ancak işgücü ve giderlerin pahalı olması ithal gelen ürün ile rekabet etme şansımızı yok ediyordu. Şimdi kendi ürünlerimizi, kendi markalarımızı çok iyi bir şekilde üretebiliyoruz, bunun ülke olarak desteklenmesi lazım” diyerek sözlerini noktaladı.
RÖPORTAJ
Atılgan tekstil; ‘’Müşteri ve kalite merkezli yenilenen bir marka” Atılgan Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Atılgan ile yeni bir yıl öncesinde sektörün değerlendirmesini ve bu doğrultuda izledikleri yol haritasını konuştuk. 1980 Yılında kurulan Atılgan Tekstil’in, 100’ e yakın seçkin marka ve firmanın bölge bayiliklerini yapmakta olduğunu ifade eden Ramazan Atılgan, müşteri ve kalite odaklı hizmet anlayışı ile her yıl büyüyerek, Akdeniz Bölgesi’nin en büyük tekstil firması haline geldiğini ve kalitelerinden ödün vermeden, hizmet vermeye devam edeceklerini belirtti.
Kalite, hizmet ve güvenilirlikle ön plandayız Atılgan, kendilerini rakiplerinden ayırıp, ön plana çıkaran hususlar konusunda, ‘’Tüm markalarımızda oldukça iddialıyız. Hem kalite, hem de fiyat konusunda mutlak bir şekilde takip edilen, öncü bir firmayız. Bizi sektördeki firmalardan farklı kılan özelliklerimiz, kalite, hizmet, güvenirlik, doğruluk ve dürüstlük gibi kavramlarla açıklanabilir’’ diye konuştu.
Dünya fuarları mercek altında… Bu yıl gerçekleşecek olan İstanbul Anne Bebek ve Çocuk Ürünleri Fuarı için hazırlıklarını yapmış olduklarını belirten Atılgan, müşterilerini fuar katılmak üzere birebir davet ettiklerini ve kendilerini bu konu hakkında bilgilendirdiklerini ifade etti. Atılgan ayrıca, yurtdışında da Almanya, Fransa, Hollanda ve İngiltere fuarlarına da katıldıklarını ve dünyadaki tüm önemli fuarları birebir takip edip, neredeyse günlük olarak perakende rafları yakından izlediklerini söyledi.
Avrupa Pazarı gelişmeli Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri sektörünün hem de yurt içi hem de yurtdışı pazarları konusundaki düşüncelerini sorduğumuz Atılgan, ‘’Anne, Bebek ve Çocuk Ürünleri Sektöründe ihracatımızı artırmamız gerekiyor. İthalat konusunda da
Kaliteyi doğru fiyatla buluşturma Ürünlerinde öncelikli olarak dikkat ettikleri hususları da dile getiren Atılgan, ‘’Kalite ve standart fiyat Konusunda oldukça hassasız. Kalitemizdeki istikrarımızın yanı sıra, fiyat politikamız da kurulduğumuz günden bu güne kadar aynı kalmıştır. Tek bir fiyatımız olur ve müşterilerimiz aynı kaliteye her zaman en doğru fiyatla ulaşmanın güvencesiyle karşılaşırlar’’ ifadelerine yer verdi.
126
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
tam tersi bir yol izlememiz gerektiğine inanıyorum.’’ dedi. Atılgan sektörde var olan sıkıntılar konusunda da, ‘’Sektörde kümeleşme yok. Kalite standartlarına da önem verilmelidir. Bu sektörün profesyonelleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizce, ülkemizde sektörde bir dağınıklık söz konusu. Üretmek veya geliştirmek yerine var olanı kopyalayarak, kaliteyi ve fiyatı düşürmek gibi genel bir strateji takip edildiğini ve bunun sektöre zarar verdiğini izliyoruz. Sektörde Türkiye gelişiyor. Ancak sektör, Rusya ve Körfez ülkeleri hariç olmak üzere, özellikle Avrupa’da çok zayıf. Avrupa pazarını geliştirmek gerekiyor’’ açıklamasında bulundu.
Ar-Ge ve inovasyon çalışmarıyla yeniliğin peşinde… Atılgan, sürdürülebilir giyimin, tekstil sektöründe önem kazanmasıyla birlikte, bunun bebe
çocuk giyim sektörüne de yansımaları olduğunu ve bu konuda kendilerinin de marka ve Ar-Ge çalışmaları yaptıklarını söyledi. Atılgan, markalaşma sürecinin kendileri için öncelikle pazarı, pazarın eksiklerini ve kendi doğrularını bir arada değerlendirmekle başladığını, bünyelerinde bulunan markaların da kalitesine ve kalitesini korumasına her zaman çok önem verdiklerini dile getirdi. Atılgan ayrıca, sektördeki son trendleri Ar-Ge birimlerinin yenilikçilik anlayışıyla ve dikkatle takip ettiğini belirtti. Atılgan son olarak, 2015 yılının kendileri için ticari açıdan olumlu geçtiğini, 2016 yılında da Ar-Ge ve İnovasyonla markaya değer veren tutumlarıyla, yenilikleri takip ederek yola devam edeceklerini ifade etti. Ramazan Atılgan, 2016 yılının bütün sektörlere bol kazançlı olmasını temenni etti.
RÖPORTAJ
Ar-ge ve teknoloji M&Y Collection’da buluşuyor Markanın yeniliklerini ve çalışmalarını My Collection Firma Yetkilisi Melih Yeşilçiçek’den dinledik. içi müşterilerine ulaşmayı planladıklarını anlatan Yeşilçiçek, “Fuar uzun soluklu bir maratondur. Hedef kitlenize ulaşmanın en hızlı yolu bizim için fuarcılıktır. Fuara hazırlanmaya yaklaşık bir sene öncesinden başlıyoruz. Fuarda sunulacak yeni ürünlerimizi dünya ve müşteri trendlerinden tespit ederek, Ar-Ge bölümüzdeki tecrübeli eleman kadrosumuz ile koleksiyonumuzu hazırlıyoruz. Bu sene ürün gamımıza anne ve bebeklerin kullanabileceği rahat, güvenli, şık, günlük hayatta da kullanılabilecek ürünler tasarladık. Ürünlerimiz her yaşa ve her alım gücüne hitap ediyor” dedi. Tüketicilerin en iyi markayı en uygun fiyata alması için çalıştıklarını, Junioshow Fuarı’nda (Bursa Bebe, Çocuk Hazır Giyim ve Çocuk İhtiyaçları Fuarı) sektörle buluşacakları için heyecanlı olduklarını aktaran Yeşilçiçek, sonrasında Almanya Kind - Jugend fuarına katılmayı planladıklarını belirtti.”
alabilmesi için mutlaka Ar-Ge ve teknolojik yatırımlara ağırlık vermeleri gerektiğini ifade eden Yeşilçiçek, “İnsan sağlığını koruyan ürünler üreterek dünyada markalaşmaya önem vermeliyiz. Sektör olarak 2016’nın Ocak ayında Junioshow adı altında Bursa’da bebe imalatçıları olarak bir araya gelecek ve dünya pazarlarında yeni ufuklar açılmak adına görüşmelerde bulunacağız. Hedefimiz Rusya pazarı ile olan sıkıntıyı başka pazarlarda arayarak gidermek” açıklamalarında bulundu.
‘e-Ticaret’e yatırım yapıyoruz’
1998 yılında baba Yeşilçiçek tarafından temelleri atılan M&Y Collection’ı 2003 yılından itibaren oğul Melih Yeşilçiçek yönetiyor. Markalaşma arzusunu babasından öğrendikleri ile birleştiren Melih Yeşilçiçek firma adına büyük ve bir o kadar yenilikçi adımlara imza atıyor. Şu an birçok ünlü marka ile çalışmakta olan M&Y Collection müşterilerinin memnuniyetinden taviz vermeyen politikası ve yeni teknolojileri kullanarak kalite standartları her geçen gün yükseltmeyi hedefliyor.
‘Koşulsuz müşteri memnuniyeti’ Rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerinin kuvvetli bir Ar-Ge
128
sonucunda çıkarttıkları ürünlerin olduğunu ifade eden Yeşilçiçek, “Bu ürünler anneler tarafından çok beğeniliyor. Bunun yanında kalifiye üretim elemanlarınız ve pazarlamacılarımızla koşulsuz müşteri memnuniyetini hedefleyen bir firma olma prensibimiz var. Ürünlerimizi tasarlarken kullanıcı kitlemiz anne ve çocuk olduğu için her şeyden önce güvenliğe ve insan sağlığına dikkat ediyoruz” diye belirtti.
‘Fuar öncesi uzun bir hazırlık evresi’ Firmalarının fuar çalışmalarına yaklaşık 3 sene önce başlamış olduklarını ve ilk hedef olarak yurt
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
21. yüzyılın internet çağı olduğunu ve günümüzde e- ticaretin giderek yaygınlaştığını dile getiren Yeşilçiçek, sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye de 37 milyon internet kullanıcısı bulunuyor. Bizde bu verilere göre pazarlamamızı e-ticaret kısmına yatırım yaparak geliştirmeyi hedefliyoruz. Online satış sitesi kurarak (www.mybabybayi.com) ve online satış siteleri ile anlaşmalar yaparak, M&Y Collection ürünlerini tüketiciyle hızlı bir şekilde buluşturuyoruz. Gelişmek için internet üzerinden ticaret yapan siteleri takip ediyoruz. Yurt dışında toptan satış yapan firmaları ziyaret ederek ürün tanıtımı yapıyoruz.”
‘Dünya pazarında yer almak için Ar-ge ve teknolojik yatırımlara ağırlık verilmeli’ Sektörün dünya pazarında yer
‘2016 yılında ürünlerimizi müşterilerimizle daha rahat buluşturmak öncelikli hedefimiz’ 2015 yılının firma açısından zor geçtiğini belirten Yeşilçiçek sözlerini şöyle noktaladı; “2016 yılında ürünlerimizi müşterilerimizle daha rahat buluşturmak öncelikli hedefimiz. 2015 yılında ilk toptan satış mağazamızı kurduk. Fuar sonrasında müşterilerimize daha rahat bir ortamda ürünlerimizi sunacağız. 2016 yılında doğru planlamalar yaparak ve teknolojik gelişmelere uyum sağlayarak istihdam oluşturmaya çalışacağız.”
RÖPORTAJ
Chippolino, 2016’da adım adım zirveye yürüyor… Bebek çocuk gereçleri sektörünün genel durumuna dair açıklamalarda bulunan Chippolino markası Firma Ortağı Ercan Dost ile bir söyleşi gerçekleştirdik. 2016 yılının ülkemiz ve tüm dünya için huzur dolu, sağlıklı ve bol kazançlı geçmesini temmeni eden Ercan Dost, geride bıraktığımız yılın iş dünyası ve bilhassa bebek çocuk gereçleri sektörü açısından iç açıcı bir yıl olmadığını belirtti. Dost, yıl içerisinde yaşanılan iki seçimin, Ortadoğu ve ülkemizde gerçekleşen terör olaylarının tüm iş dünyasını ve aynı zamanda sektörü de derinden olumsuz etkilediğini de sözlerine ekledi. Ercan Dost, yıl içinde döviz kurlarının çok fazla iniş ve çıkış halinde oluşunun, ithalatçı bir firma olarak kendilerini etkilediğini ve bayilerin, müşterilere istikrarlı bir fiyat düzlemi sunma konusunda sıkıntıya girmesinin yılı zararlarla kapatmanın yegâne sebebi olduğunu ifade etti.
nın bir göstergesidir” dedi. Dost, yıllardır kaliteli ürünlerin ülkemize ithal edilmesini savunan biri olarak bu gün de aynı çizgide olduğunu sözlerine ekledi.
Zengin çeşitli ve kaliteli bir koleksiyon Sadece para kazanmak amacı güderek yarınların teminatı çocukların sağlıklarını ve konforlarını hiçe saymanın son derece yanlış bir ticari zihniyet olduğunun altını çizen Dost, “Tek dileğim, tüm sektör mensuplarının da aynı görüşle bakmaları ve aramızdaki tatlı rekabetin sadece ürün kalitelerimizle ve vereceğimiz satış sonrası hizmet ile yarışacağı bir kulvar da olmasıdır” dedi.
Fiyata endeksli ticaret son buluyor… 2015 yılının bebek gereçleri sektöründe çok geçerli olan kimi kalemlere ağır vergi yükünü de beraberinde getirdiğini ve son 15 yılda görülmemiş oranda artan ek mali yükümlülük karşısında bilhassa Çin’den ithalat yapan firmaların da sıkıntıya girdiğini aktaran Dost, “Bu konuda benim şahsi kanaatim olumlu yöndedir. Zira bu gibi konular, sektörümüzün ne denli önemli bir lokomotif olduğunu ve tamamen fiyata endeksli ticaretin son bulacağı-
130
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Dost, 2016 yılı için bütün bir yıl çalışıp çok ciddi emekler sarf ederek, müşterilerin taktirini kazanacağına inandıkları zengin çeşitli ve çok kaliteli bir koleksiyon hazırladıklarını da sözlerine ekledi. Bu yıl ki koleksiyonlarının büyük beğeni ile karşılanacağını ümit ettiğini ve bu yıla damgasını vuracağını belirten Dost, sözlerine şöyle devam etti; “İddialı modellerle yine sizlerin hizmetinde olacağımız ve yine bir Chipolino klasiği yaşatacağımız için çok mutlu ve onurluyuz. Geçmişte olduğu gibi tüm ürünlerimiz, Avrupa standartları ile donatılmış ve tüm sertifikaları sektörümüzün dünyada ki en önemli kuruluşlarından alınarak siz değerli bayilerimizin hizmetine sunulmaktadır. Chipolino, Avrupa’da vermiş olduğu hizmet ve ürün kalitesini çok üst düzeyde tutarak tüketicinin beğenisini ve en önemlisi çok ciddi güvenini kazanarak kullanıcılara verdiği önemi her zaman vurgulamış ve tüm dünyada hak ettiği yere gelmiş bu kriterleri 2011 yılından beridir ülkemizde de geçerli kılmayı başarmıştır.”
İthal ürünlere gelen ek vergiler, yerli üreticiyi güldürdü Geçtiğimiz dönemlerde uzak doğudan gelen son derece kalitesiz ve sağlıksız ürünlerle tamamen ticari düşüncelerle ithal edilen ürünler yüzünden Chipolino markasının Avrupa’da üretim yapmasını ve ürün kalitesinin getirdiği haklı fiyat farkları yüzünden kendilerini iyi ifade edemediklerini paylaşan Dost, “Fiyat rekabeti halinde geçen yıllarımızın ardından, nihayet yerli üretimi desteklemek için çıkan yeni kanunlarla ek vergi ve fonlar kalitesi düşük ürünlerinde fiyatlarının artışına sebep olmuştur. Bu da bizleri bir adım öne çıkarmıştır” diye aktardı. Ercan Dost sözlerini söyle sonlandırdı; “Dolayısı ile gerçekten kalitesiyle kendini ispat etmiş ve tüm sağlık sertifikaları olan ürünlerimizi kullanıcılara ulaşabilecek bir mecrayı sağlayacak olduğunu görmek bizi ilerisi için çok ümitlendirmiş, olmakla birlikte konuyu tamamen ticari zihniyetten çıkartarak Chipolino ile tüketicilerimizi mutlaka buluşturacaktır. 2016 yılında sektördeki herkese sağlık, huzurlu bir yaşam ile birlikte çok kazançlı hayırlı işler diliyorum.”
RÖPORTAJ
Başarının anahtarı; “Hedef kitleye doğru ürünü sunabilmek ve süreklilik sağlayabilmek” Stylo Çanta markası Yönetim Kurulu Ortağı Orhan Çelik ile gelecek yıl hedeflerini, tasarım ve üretim çalışmalarındaki detayları konuştuk. Sektörde uzun yıllardır faaliyette bulunan Stylo Çanta marka başarısının sırrını Orhan Çelik, kalite, fiyat ve tüketicinin talebi doğrultusunda ürün yelpazesi sunmak olarak belirterek bu üç kriterin yanında altın kuralın ise süreklilik olduğunu ifade etti. Markanın üretim sürecinin nasıl işlediğini sorduğumuz Çelik, “Üretim yelpazemizde bulunan
ürünler bilgisayar ortamında ve farklı programlarla geliştirerek tasarlanmaktadır. Üretim aşamasında da hatalarımızı minimuma indirmek için, son teknoloji makinalar kullanmaktayız” diye yanıtladı.
Müşterilerle interaktif iletişim Satış noktasını belirlerken dikkat ettikleri kriterler olduğunu anla-
tan Çelik, satış noktalarının ulaştığı müşteri yoğunluğu ve müşteri sınıfının, en önemlisi ise teşhir ettiği alan ile Stylo ürünlerinin nitelik ve özelliklerini tanıtması olduğunu belirtti. Sosyal medya mecrasında aktif Facebook hesaplarının olduğunu ve bu platformda yer almanın müşteri ilişkilerinde ve marka güvenirliliğinde firmaya katma değer sağladığını ifade eden Çelik, bu alandan müşterilerin sorularına anlık geri dönüşler sağlayabildiklerini ve 2016 yılında çok daha aktif olacaklarını söyledi.
Kalite ve fiyat denklemi
‘Pahalı Olan İyidir’ kavramının doğruluk payının olmamakla birlikte doğru hedef kitle alım gücünün iyi incelenmesi ve hedef kitleye göre model kalite ve fiyat denkleminin oturtulması gerektiğinin altını çizen Çelik, çalışmalara dair satış noktalarından alınan raporların hayati bilgiler barındırdığını aktardı. Üretici bir firma olarak e-ticaretin her sene %12 oranla yükselerek artışta olduğunu gözlemlediklerini paylaşan Çelik, önümüzdeki yıllarda bu platformun perakende alanda daralmalara yol açacağını ve
geleceğin alışverişinin e-ticarette yattığını vurguladı.
2016’da hedeflerimiz büyük
2015 senesinde ilk 6 aylık donemin verimli geçmekle birlikte ikinci yarı yılın durağan geçtiğini dile getiren Çelik, siyasi konjonktür sağlıklı olarak yerine oturduğundan dolayı gelecek yılın çok daha verimli olacağını belirtti. Orhan Çelik, markaları açısından 2016 yılını çıta yükseltecekleri bir dönem olarak gördüklerini, bu zaman içerisinde tüm hedef kitleye ulaşma noktasında etkili satış stratejileri yapacaklarını iletti.
Yerli üretim değerlendi
Çelik, Rusya ile yaşanan gergin sürecin bebek sektörünün tüm noktalarında olduğu gibi kendilerini de dolaylı ve direk etkilediği belirtirken farklı pazarlarla çalışmaya devam ettiklerini de söyledi. Çin menşeili ürünlerin kalitesiz malzemeler olmasının haksız rekabete yol açtığının altını çizen Çelik, 2016 yılında Gümrük Bakanlığı’nın Çin sanayi ürünlerine ekstra kota getirmesinin yerli üretimi daha değerli kıldığını ve bunun Türkiye için önemli bir fırsat olduğunu dile getirdi.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
131
RÖPORTAJ
“Perakende ve toptanda sağlam adımlarla ilerliyoruz” Aile şirketi olarak kurulan Aslan Baby City Firma Ortaklarından Yunus Aslan, yeni kurulan Tiny Binimo markasından ve firmanın faaliyetlerinden bahsetti.
Tiny Binimo markasının hem üretim hem satış faaliyetlerini yürüten Aslan Baby City firması Yaşar Aslan tarafında kuruldu. Şuanda firmanın başında olan Yunus Aslan, bugün gelinen noktada harcanan emeklerin ve geçen zamanın payının büyük olduğunu belirtti.
Yeni marka Tiny Binimo fuarda görücüye çıkıyor
Tekstil sektöründe temellerini 1996 senesinde imalatçı olarak attıklarını ve ilk olarak bayan modelleri üreterek yola çıktıklarını
ifade eden Aslan, “Beş yıl sonrasında alanımızda bilgi sahibi olarak ve tecrübeler ışında uzmanlaşarak hali hazırdaki üretimimize, toptan satış kanalını da ekledik. 2010 yılında bizi Çocuk Giyim İmalat ve Toptan Satışa yönelten bu alanda gelen yoğun taleplerdi. İlk çocuk giyim mağazamızı 2010 senesinde Zeytinburnu’nda açmanın heyecanı ile tahminlerimizin üzerinde tercih edilmemiz ve hızlı bir müşteri ağına sahip olmamızın da etkisiyle ikinci mağazamızın da faaliyetini başlattık. Böylece farklı ülkelerde bulunan
müşterilerimize farklı seçenekler sunmaktayız” dedi. Aslan Baby City adı altında çalışmalarını gerçekleştiren firmanın 04-16 yaş aralığındaki kız ve erkek çocuk giyiminde geniş ürün çeşidi ile sektörde önemli bir yeri olduğunu dile getiren Aslan, üretime yeni başladıkları ‘’ TİNY BİNİMO’’ markaları ile fuarda yeni sezon modellerini yerli ve yabancı müşterilerinin beğenisine sunacaklarını sözlerine ekledi.
Modada öncü ülkelerden ilham alan, özgün tasarımlar
Firmanın model ve renk konusunda çağın modasını ürünlere yansıtmak adına bünyelerindeki modelist ve tasarımcılar ile araştırmalar yaptıklarını anlatan Aslan, “Sezon başlarında modanın öncü ülkelerinin bazı önemli şehirlerini ziyaret edip insanların tercih ettiği renkler, kumaşlar ürün aksesuarları ve benzeri materyalleri gözlemliyor ve daha sonra bu verileri tasarım ve stilistlerimiz kombinasyon haline getirmek için çalışmalara başlıyor” ifadelerine yer verdi.
Kullanılan aksesuarlarda güvenlik bizim için önemli
Çocuklara yönelik renk, tasarım
136
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
ve aksesuar seçiminin daha fazla titizlik gerektirdiğini aktaran Aslan, “Giysiler üzerinde fazla aksesuar bulundurmak tehlikeli olabilir. Ürünler ufak çocuklara hitap ettiği için boncuk, küçük işlemeli ürünlerde çocuk tarafında koparılarak yutulma riski olabilir. Bu durumda kullanılan aksesuar ve materyallerde daha hassas davranarak tüm riskleri ortadan kalmaya yönelik üretimler yapıyoruz. Renk konusunda ise, küçük çocuklarda renkler biraz daha canlıyken büyüklerde biraz daha sadelik ve patlamayan renkleri tercih etmekteyiz” diye paylaştı.
Kaliteyi önemsemeden ucuz ürün üretilmemeli
Türkiye nüfusunun yaklaşık %30’unun 0-17 yaş arası çocukların oluşturduğunu, Avrupa’da ise bu oranın %19’larda kaldığını anlatan Aslan, sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye, doğum oranı Avrupa Birliği Ülkeleri ile karşılaştırıldığında yaklaşık olarak 2 kat fazla seviyededir. Buda çocuk sayısının çok olduğu bir ülkede ihtiyaca gereksinim olduğundan dolayı bu alanda girişimci ve imalatçının da fazla olmasını gerektiriyor. Bebek çocuk ürünleri konusunda ülkemizde oldukça
RÖPORTAJ
ciddi girişimler görülmektedir. Bu yüzden model konusunda zorlanmıyor değiliz, bu yüzden farklılığı korumak adına dünyayı yakından takip ediyoruz. Tüketici hem farklı, kaliteli, sağlıklı hem de ekonomik ürünler tercih etmektedir.” Tüketici talepleri doğrultusunda üretim yapılsa da, bazen beklenilen oranda geri dönüş alınmadığını bunun en büyük sebebinin sektörde çok fazla imalatçı ile çok sayıda mağazanın yer alması olduğunu söyleyen Aslan, “Bu da beraberinde bazı firmaların rekabet ortamında sıyrılmak için benzer ürünleri kalitesiz kumaşlar satışa sunmasını doğuruyor. Üretim maliyetlerini düşük, kalitenin geri planda olduğu ürünleri tercih edenlerin sayısı da hiç azımsanacak gibi değil. Sektördeki her üretici üretiminde kalitesinden, beden standartları ve kumaşına kadar hiçbir şeyden ödün vermeden özenle üretim gerçekleştirirse, ülkemiz çocuk giyim konusunda öncü olan bir çok ülkeyi geride bırakabiliriz” dedi Çocuk giyimi konusunda liderliğini korumaya devam eden Çin ve beraberinde birkaç ülkenin bu konuda iddialı olduğunu fakat bir
ülke tasarımı ile ön plana çıkarken diğerinin kalite ile ön planda olduğunu da sözlerine ekleyen Aslan, her ülkenin kendi alanlarında öncü olduğu parkurların olduğunu dile getirdi.
Kumaşta %100 Pamuk kullanılıyor
Yunus Aslan, pamuklu kumaşın gerek yetişkin gerekse çocuklar için en sağlıklı hammadde olduğu-
nu ve terleme başta olmak üzere bir çok konuda daha konforlu ve sağlıklı olması nedeniyle özellikle %100 pamuklu kumaşları tercih ettiklerini belirtti. Avrupa’daki tüketicilerinde satın almada bu unsuru dikkate aldıklarını ifade eden Aslan, bu konuda son yıllarda Türk tüketicilerinde gerekli hassasiyeti gösterdiğini bu durumun firmaların reklam ve promosyon çalışmalarına da yansıdığını aktardı.
2016 yılında hedef, marka bilinirliliğini arttırmak…
Markalaşmada bir firma olarak üretim ve ürün gamı yeterliliğinin öneminin altını çizen Aslan, “Diyelim ki ürünleriniz az, üretiminizi belirli bir seviyede yapabiliyorsunuz ve markalaşma yoluna gittiniz ve sonuç olarak markalaştınız. Gelen talepleri karşılamak için alt yapınız uygun değilse bu firma için bir intihar olur. ASLAN BABY olarak markalaşma yoluna girmek için öncelikle üretim gücümüzü gözden geçirip ürün ve model çeşitlerimizi inceleyerek, mevcut müşteri ağımıza ve extradan gelebilecek yüksek sipariş oranı yada müşteri potansiyalini hesaplayarak adım atmak için programlar yaptık” dedi. Firma olarak gelecek yüksek sipariş oranlarını kaldırabilecek güçte ve geniş ve yüksek ürün gamında olmalarına rağmen sorunsuz ve daha güvenli ilerlemek istediklerini belirten Aslan, yeni sezonda Aslan Baby City ve markaları Tiny Binimo ile markalaşma yolunda önemli adımlar atacaklarını dile getirdi.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
137
RÖPORTAJ
BabyJem; “Güçlenen sosyal ağlar ve internet karşısında mağazacılık değer kaybediyor!” Satışın sanal dünyaya kaydığı günümüzde BabyJem, e- ticaret alanında da etkin rol oynuyor. Markanın faaliyetlerini daha yakından tanımak için firmanın Genel Müdür Yardımcısı Ferah Küskü sorularımızı yanıtladı. ‘Y’ kuşağının 1980 ile 1999 yılları arası doğanlar için belirtilen bir simge olduğunu ve kuşaklar arasında farkın en keskin hatlarla belirlendiği neslin, değiştirdiği geleneksel tüketim alışkanlıkları ile dikkat çektiğini belirten Ferah Küskü, geleneksellikten yeniliğe doğru bir akım meydana getirerek sosyal medyanın gücü ile marka ve kalite anlayışını yükselttiklerini ifade etti.
Bilgisayar, tablet ve telefonlardan aranan ürüne bu kadar kolay erişim imkanı varken online satışı göz ardı etmenin hata olacağının altını çizen Küskü, “Ebeveynler için ürünün kalitesi, kullanışlı olması kadar; ürüne kolay ulaşmakta bir o kadar önemli. Ürünlerine kolay ulaşılabilen markalar, ebeveynler için sempatik markalar olarak akılda kalıcılık
kazanıyor. Biz de bu konuda çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz. Ebeveynlerle daha iyi iletişim kurmak için sosyal medya hesaplarımız üzerinden takipçimiz olan ebeveynlerimiz ile güzel birliktelikler oluşturduk” dedi. Küskü, onların sempatisi, beğenisi, desteği ve fikirlerini sosyal medya üzerinden hızlıca ve geri dönüşümlü olarak alabilmenin kendileri için büyük bir keyif olduğunu da sözlerine ekledi.
İnternet ile mağazacılık devri değer kaybediyor Sürekli yenilenen ve değişen dünyaya ayak uydururken aslında pek çok şeye vakit ayırmanın giderek zorlaştığını hatırlatan Küskü, “Alışveriş yapmakta özellikle bayanlar için büyük bir keyif iken, çalışma hayatında giderek artan kadın payı ile alışverişe ayırdığı vakit ister istemez daralıyor. Yeni nesil anne ve babalar da sonuç olarak artık kısıtlı zamanda alışveriş yapabiliyorlar. Giyim alışverişleri kadar gıda alanında da durum böyle ve pek çok insan, artık tüm sektörlerde alışverişlerini internet üzerinden yapıyor” diye aktardı.
140
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Bu durumun da mağazacılık alanında bir düşüş ibaresi oluşturduğunu belirten Küskü, bu şekilde artan internet alışverişleri ile mağazacılık sektörünün ister istemez eskisine oranla düşüş yaşayacağını söyledi.
Kalite kadar satış noktasının seçimi de önemli Tüketici tarafından bilinen bir marka olunca belli beklentileri karşılamak zorunda kalındığını ve bu alanda da çalışmalar yapmak bilinirliği yakalamış tüm markalar için geçerli bir durum olduğunu paylaşan Küskü, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ürünleriniz, üretiminde kullanılan malzemelerden, paketlenip tüketici ile buluşana değin her aşama titizlikle hazırlanmak zorunda. Tüm bunları hazırladıktan sonra ise, ürünlerinin tüketici ile buluştuğu yerleri, satış noktalarını çok iyi seçmeniz gerekmekte ki, tüketicide oluşan kaliteli marka imajını sarsmamalısınız. Söz konusu üretimler bir bebek için yapıldığında da tüm sorumluluklar iki katına çıkıyor.” Bu sebeple de güven imajını yakalamış, bilinirliği olan, ebeveynlerin talep ve şikayetlerini rahatça
RÖPORTAJ
kendilerine ulaştırabilecek satış noktaları seçmeye önem verdiklerini ifade eden Küskü, ürünlerinin kalitelileri için gösterdikleri hassasiyetin aynısını satış noktalarını seçerken de göstermek zorunda olduklarını söyledi.
Afrika ülkelerinde BabyJem markasına ilgi yoğun Her yıl Türkiye’de ve yurtdışında birçok fuara katıldıklarını, farklı ürün çeşitleri ve geniş kolleksiyonları ile Türkiye’de olduğu gibi başka ülkelerdeki bebek mağazalarının da dikkatini çektiklerini anlatan Küskü, şu anda aktif olarak 25 ülkeye Babyjem markası ile ihracat yaptıklarını ve 2016 yılı için yeni açılacakları bölgeler ve ülkeleri planladıklarını belirtti. Afrika ülkelerinden BabyJem markasına ilginin fazla olduğunu aktaran Küskü, devamında şunları paylaştı; “Almanya fuarında kurduğumuz bir bağlantı ile Mozambik’ e yüklü bir ihracat yaptık ve ülkenin iyi bilinen bir zincirinde ürünlerimizi satışa çıkarttık. Sa-
dece tek bir ülkeye ihracat yapan birçok firma Rusya krizinden çok etkilendi ve maalesef sıkıntılı bir sürece girdi. Biz hem Türkiye’de hem de yurtdışında birçok farklı noktaya ürünlerimizi satarak marka bilinirliğimizi arttırıyor ve Dünya Markası olma yolunda ilerliyoruz.” Kaliteyi her zaman ön planda tutarak, üretimin yanında ürünlerini tüketicilerle kaliteli pazarlarda buluşturmanın da önemli olduğunu ifade eden Küskü, “Bunu bir avantaj ya da dezavantaj olarak görmüyoruz. Her bebeğin kaliteli ürünler kullanmasının en büyük hakkı olduğunu düşünüyoruz “dedi.
İnternette müşterilerle interaktif iletişim 2015 yılının marka için büyük adımların atıldığı güzel bir yıl olarak belirten Küskü, “Zaman zaman ülkemiz adına yaşanan zorluklar ister istemez ticari alanda dalgalanmalara sebep oldu. Bu krizi en az zararla yönetmeyi başararak, kendimizi
geliştirip yenileyerek, artan satış noktalarımız, ürün çeşitlerimiz ve geçen yıllara oranla artış gösteren ihracatımızla dolu dolu geçirdiğimiz verimli bir sene oldu. 2016 yılının da gelişerek ve büyüyerek geçireceğimiz bir yıl olmasını diliyoruz” ifadelerine yer verdi. Marka olmanın yalnızca bilinir olmaktan ziyade tüketicinin size ne kadar ulaştığı ile de alakalı bir durum olduğu görüşünde bulunan Küskü, günümüzde ebeveynlerin sıklıkla seçtiği ulaşım ve iletişim yolunun da sosyal medya ve internet olduğunu göz ardı etmeden, bu alanda çalışmalarını devam ettireceklerini aktardı. Tüketiciye ulaşarak onların fikrini, beğenisini, şikayetlerini alabilmenin ve onlarla birebir iletişimde olabilmenin önemli olduğuna vurgu yapan Küskü, internet satışları, ebeveynlere ürünlerini daha kolay tanıtıp, onlarla birebir iletişime geçebilecekleri sosyal
medya ağını online tutmanın ebeveynlerin kendilerine ulaşmasında önemli olduğunu paylaştı.
2016 yılında ürünler daha fonksiyonel Küskü, Ocak ayında Cnr Expo’da gerçekleştirilecek olan Anne Bebek&Çocuk Fuarı’na pek çok büyük marka gibi kendilerinin de katıldığını, fuar için yaptıkları hazırlıkların son hızla devam ettiğini, yeni ürünlerini tanıtmak, yeni iş birlikleri ve yeni pazarlar ile tanışıp buluşmanın sabırsızlığını yaşadıklarını açıkladı. Küskü, 2016 yılında sunacakları pek çok yeni ürünün olduğunu ve tüm ürünlerde olduğu gibi anne & bebek sağlığını ön planda tutarak, çoklu kullanıma uygun ürünler ürettiklerini ve yeni desenler, modeller, tasarımlar ile yeni ürünlerini 2016 yılında da anne ve bebeklerin beğenisine sunacaklarını belirtti.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
141
RÖPORTAJ
Toker Bebe, Ankara’daki yeni mağazasıyla hizmete devam ediyor Steppo bebek ayakkabısı alanında iddialı
Ankara’nın ilk bebek mağazalarından olan ve anne-bebek ürünleri üzerine uzmanlaşan Toker Bebe, 1968 yılından itibaren sektörde önemli bir marka olarak yoluna devam ediyor. Bebek bakımı ve anneliğe dair tüm ihtiyaçları mevcut perakende satış mağazaları ve www.e-toker.com online satış sitesi ile müşterilerine sunan marka, toplamda 12000m2’yi aşan satış alanı ile Avrupa’nın en büyük bebek alışveriş merkezlerinden biridir. Çağın gerekliliklerini yakından takip eden ve AR-GE çalışmaları üzerine yüksek yatırımlar yapan firma, bir alışveriş platformundan ziyade ebeveyn ve çocuklar için sosyal alanlarla donatılmış bir yaşam alanı oluşturma hedefin-
142
dedir. Yarım asırlık tecrübesini yeniliklerle buluşturarak sektöre yön veren Toker Bebe, pek çok konuda ilklere imza atıyor. Özellikle geçtiğimiz ay içerisinde açılışını gerçekleştirdikleri Ankara Gimart Outlet mağazalarında yer verdikleri Aşerme Standı bunlardan biridir. Anne adaylarının her an ulaşamadıkları ancak aşerdikleri pek çok yiyecek bu stantta yer almaktadır. Ürün ve marka çeşitliliği, hızlı ve sorunsuz teslimat, kolay iade imkânı, güvenli ve avantajlı ödeme, satış sonrası destek ile anne ve anne adaylarına ekonomik ve sorunsuz bir alışveriş imkânı sağlamaya devam edecek olan Toker Bebe ile yollarınızın bir gün kesişmesini dileriz.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Steppo, yarım asırlık güvenilir bir marka olan Toker Bebe tarafından 2014 yılında hayat bulmuştur. Toker Bebe, ebeveynlerin çocuk ayakkabısından beklediği çeşitlilik ve markayı Steppo bünyesi altında toplamıştır. Sektöre güzel bir giriş yapan Steppo, çizgisini yalnızca deri ve ortopedik ayakkabı üzerine kurmuş ve tüm çocuklarımıza sağlıklı, konforlu ve şık ayakkabılar giydirmeyi hedef edinmiştir. Steppo, ayakkabılarında kullanılan malzemeleri özenle seçmekte, sağlıklı ve rahat adımlar için tecrübesi ve özel tasarımları ürüne değer katmaktadır. Çocuklarınızın renkli dünyalarına yakışır; şık ve en az hayal güçleri kadar muntazam ayakkabılar ile kısa sürede annelerin güvenini
kazanmıştır. Çocuklarımızın fiziksel aktivitelerine zarar vermeyecek, ayaklarını terletmeyecek, aktif ortamlarında hareketlerini engellemeyecek ayakkabı modelleri sunan Steppo, moda ve trendlerin de takipçisi olarak hizmet vermektedir. Çocuklarımızın ilk adımlarına da eşlik edebilmek üzere, en güzel armağanlardan biri olan ‘ilk adım ayakkabı’nın da merkezi olma yolunda hızla ilerlemektedir. Sağlıklı ayak gelişimini destekleyen modelleri, geniş ürün yelpazesi ve özel günlerde olduğu gibi günlük kullanım için de elverişli çeşitliliği, çocuklarımızın düşleri kadar eğlenceli, anne ve babaların tercihleri kadar isabetli ürünlerden oluşan Steppo dünyası, daha rahat ulaşabilmeniz umuduyla www.steppo. com.tr ile online olarak da hizmet vermektedir.
RÖPORTAJ
Kanz Oyuncak için ‘Türkiye’ pilot bölge 25 yıl önce temelleri atılan ve oyuncak alanında faaliyette bulunan Enfal Dış Ticaret Genel Müdürü Ahmet Hamdi Karaduman, firmayı daha yakından tanımak adına distribütörlüğünü yaptıkları Kanz Oyuncak ürünlerini, markanın çalışmalarını ve sektörü anlattı.
Eğitici oyuncaklara yönelim
Bir aile şirketi olarak faaliyet hayatına adım atan Enfal Dış Ticaret firmasının oyuncak sektöründe köklü bir geçmişi var. Bundan 4, 5 yıl öncesine kadar ‘no name’ denilen yaş grubuna uygun ürünler üretirken, şimdiyse 3 yaş grubuna yönelik eğitici, öğretici ve geliştirici oyuncaklara yöneldi.
Kanz, eğitici oyuncakları ailelerle buluşturuyor
Bünyelerine Alman menşeili Kanz firmasının distribütörlüğünü aldıklarını belirten Ahmet Hamdi Karaduman, “Markanın 3 yaş altı oyuncaklarını yaparak, ülkemize ve ebeveynlere daha kaliteli hizmet sunmaya çalışıyoruz. Köklü bir firma olduğumuz ve müşte-
144
rilerimize o güven duygusunu geçirebildiğimiz için, piyasada markaya karşı bir güven var. Tüm bunların yanında satış stratejimiz ile müşterilerle olan diyaloglarımızda bizi başarıya taşıyan ana etkenlerdendir” ifadelerine yer verdi. Distribütörlüğünü yaptıkları Kanz markasının oyuncak alanı Türkiye’de ilk kez denendiği için, Türkiye’nin pilot bölge olduğunu aktaran Karaduman, diğer yandan Rusya, Kuzey Irak, Azerbaycan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi bazı ülkelerde distribütörlükleri olduğunu ve ihracata yönelik daha fazla girişimlerinin olmasının yanında önceliklerinin Türkiye olduğunu belirtti.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Ekonomik sıkıntılar ve 2014 yılından beri yaşanan belirsizlik, oyuncak sektöründe yaprak dökümü etkisi oluşturduğunu ifade eden Karaduman, “Kurun yükselmesi, yatırımlarda ileri dönük gelişmelerin yaşanmasını engelledi. Seçim döneminde yaşanan belirsizlik ve istikrarsızlığın da olumsuz yönde bir etkisi oldu. Ülkede yaşanan en ufak bir hadise direk olarak ekonomiyi ve satışları etkiliyor” dedi.
2015 yılının da bir önceki seneden çok farksız geçmediğini söyleyen Karaduman, iki yılı kapsayan bu dönemin ardından 2016’nın toparlanma, 2017 yılını ise parlama senesi olacağına işaret etti. Bilinçli ailelerin olması, oyuncakların daha teknolojik ve işlevsel olmasına ve bununda ürün gamının çeşitlenmesine yol açtığını aktaran Karaduman, “Tüm ürünlerin üzerine yaş ve ay aralığı ile ürün özelliklerini yazıyoruz. Bunun yanında ithalatçı firma, CE
RÖPORTAJ
sertifikası ve ebeveynleri bilinçlendirici bazı açıklamalarda yer alıyor. Böylece anneyi bu oyuncağı nasıl bilinçli kullanabileceği konusunda yönlendiriyoruz” diyerek devamında ise şunları kaydetti; “Bebeklerin gelişmesinde duyu, el, göz koordinasyonu ve motor gelişimi gibi bazı önemli kavramlar var. İnternet çağında olduğumuz için anneler bu mecradan rahatlıkla faydalanıyor. Bu durum hem annelerin tercihlerine ve hem de biz üreticilerin daha farklı ürün gamlarında oyuncak üretmemize yansıyor.”
Kalite ve tasarımı buluşturan üretim
Ülkemizde diğer ülkelere kıyasla çocuk sayısı oranlarının daha yüksek olması ve bunun yanında genç nüfus ve ailelerin yoğun ilgisinin oyuncak satışlarını olumlu etkilediğini aktaran Karaduman, sözlerine şöyle devam etti; “Aileler bir çocuk için 20 -30 oyuncak alabiliyor. Yurt dışında Türkiye’ye kıyasla oyuncak satışlarının yüksek olmasının en önemli sebebi, alım gücü ve bilinçli ailelerdir. Özellikle Amerika’da oyuncak ürünleri pahalı bile olsa tercih ediliyor. Bunun en büyük sebebi ise ailelerin ürünün fiyatından çok sunduğu özellikleri, sağladığı faydaları ve kalitesini dikkate almalarıdır.”
Oyuncakta ilk dikkat ettikleri Türkiye’nin sektörde tek
sıkıntısı seri üretim
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının oyuncak sektörüne dair bazı proje ve iyileştirme
çalışmaları neticesinde kurulması beklenen ihtisas bölgesi konusuna olumlu baktıklarını anlatan Karaduman, “Bu projenin gelişmesi durumunda sektör ve ülke ekonomisi olumlu etkilenecektir. Oyuncak üretiminde etkili ülkelerden biri olabiliriz. Çin’deki hammadde fiyatı ve çalışan personelin geliri bizdekiyle hemen hemen aynı, yurtdışına satış yapamadığımız ve ürünlerden fazla üretilmediği için bizim tek sıkıntımız seri üretimdir. Basit yapıdaki plastik oyuncakları zaten üretebiliyoruz fakat elektronik aksamlı, teknolojik alt yapı gerektiren pilli, ışıklı, kumandalı daha üst düzey diyebileceğimiz oyuncakların üretimini gerçekleştiremiyoruz. Tüm dünyanın ithalatını yaptığı Çin ile kıyasladığımızda, orada belli bir bant sistemi var, biri tekerlek üretirken diğeri kumanda başka
biri ise pil üretiyor. Türkiye’de de belirli bir sistem oturtulabilirse biz de sektörde gelişebiliriz” diyerek sözlerine son verdi.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
145
RÖPORTAJ
Cantoy Tekstil; “Toptan ticaret kanalının yanında, üretim alanında da sektörde iz bırakmayı planlıyoruz” Babydoll markası ile adım attıkları üretim alanının yanında başarıyla yürüttükleri toptan ticaret tarafına dair Cantoy Tekstil Genel Müdürü Yunus Emre Otman ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Moda olgusundan önce Babydoll ve Cantoy Tekstil firmaları olarak; bebe ve çocuk giyiminde kullanılan kumaşların ürün kalitesine ve bebeğin sağlığına zararlı materyaller içermemesine dikkat ettiklerini belirten Yunus Emre Otman, “Bu konuda hassasiyet bizim için her şeyden önemli. Moda bundan sonraki konudur. Bizim hedefimiz bebek sağlığını göz ardı etmeden moda ekseninde üretimlerde bulunmak, sağlık ve modayı aynı karede buluşturmaktır. Amacımız bu doğrultuda olduğu için
bu konulara hassasiyet gösteren firmalarla çalışıyoruz” dedi.
Tasarımda doğru renk tercihi ürünü parlatır Firmalarının değişen şartlara uyumlu, daima kendini yenileyen, geliştiren ve aynı zamanda da oluşabilecek risklere karşı hazır tutan bir yapıda planlama oluşturduklarını anlatan Otman, kalite ve çizgilerinden ödün vermeden kendilerini değişikliklerin öncüsü ve modayı tasarlayan, bir firma haline getirmeye çalıştıklarını paylaştı.
Otman, tasarımdaki tüm renklerin doğru kullanıldığı zaman eşsiz bir güzelliğe sahip olmasıyla birlikte, ürünü ön plana çıkartmada en etkili araçlardan olduğunu ifade etti. Cantoy Tekstil olarak Ar-Ge’ye ehemmiyet verdiklerini ve sektörel gelişmeleri takip etmenin önemli olduğunu dile getiren Otman, “Geride kalmamak, gelişmeleri takip edip uygun olanları şirket bünyesine aktarabilmek; gelişmek ve ilerlemek adına önemli bir adım atmak olacaktır. Bu alanda organize edilen toplantılara, seminerlere iştirak etmek ileriyi görmek adına bizlere ışık tutuyor” dedi.
“Doğru ticaret için dışarıya açık bir politikaya sahip olmak şart”
Genel olarak üst sekmentlere ürün pazarlayan bir firma oldukları için bu kategoride yeni marka bulmakta zorlandıklarını belirten Otman, ancak yapılan araştırmalar sonucunda koleksiyonlarına uyabilecek markaları değerlendirme altına aldıklarını söyledi. Günümüzde ticaretin şekil değiştirdiğini ve dışarıya açık bir politikaya sahip olmanın beraberinde doğru ticareti getirdiğini ifade eden Otman, sözlerini şöyle sürdürdü; “Diğer yandan entelektüel olmak, dünyayı iyi izleyip doğru
148
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
analizler yapmak ve işin geleceğini doğru planlamak gerekiyor. İçinde bulunduğumuz durumlar, ülkelerde gelişen olaylara bakacak olursak, zamanla eskisinden daha büyük riskler ve sorunlarla dolu bir piyasa oluşacağa benziyor. Rusya bizim sektörün önemli bir portföyü. Ancak dünya Rusya’dan ibaret değil. Biz diyoruz ki, ‘En iyisini, en yenisini, en iyi fiyata satışa sunabilirsek alıcısı mutlaka çıkacaktır.” Bunlara ilaveten dünya da savaş olsa bile bebeklerin doğmaya devam ettiğine dikkat çeken Otman, çok da karamsar olmamak gerektiğini ve ‘neticede rızkı veren Allah’tır’ diyerek çalışmanın, en güzelini ortaya çıkarmanın ve neticeyi ise Allah’tan beklemenin en doğrusu dolduğunu belirtti.
Yeni yılda, Babydoll markası ile iddialıyız
2016 yılında yaptığımız işi daha dikkatli, daha bilinçli, ölçüp tartarak ve daha iyi bir hesapla yapmayı planladıklarını aktaran Yunus Emre Otman sözlerini şöyle sonlandırdı; “Tabiri caiz ise işimizi mühendislik ilmini kullanarak planlıyoruz. Babydoll markası ile yaptığımız üretimler için; yeni yılda güzel hedeflerimiz var. İnşallah yoğun çalışmalarımız sonucunda ortaya çıkan bu emekleri birlikte görürüz.”
RÖPORTAJ
FIMI mükemmel çocuk modası yaşatacak İspanya’nın en büyük Çocuk ve Genç Moda Fuarı Fimi, bu yıl 82. kez 22-24 Ocak 2016 tarihinde Madrid’te gerçekleşecek Uluslararası Çocuk ve Genç Moda Fuarı Fimi 22-24 Ocak 2016 tarihinde gerçekleşecek. 2016-17 sonbahar-kış sezonu için öncü uluslararası ve İspanyol tasarımcıların meydana getirdiği önemli eğilimler Madrid Casa de Campo’da Glass Pavilion’da anahtar trendler olarak karşımıza çıkacak. Çocuk moda endüstrisi için İspanya’nın tek uluslararası fuarı olan Fimi’ye katılmak için 200 tane marka başvurdu. Barcarola, Bóboli, Foque, J.V. José Varón, Losan, Villalobos + Nieves Álvarez ve Yoedu gibi İspanyol markalarını
Belçika, Çin, Almanya, Hollanda, Hindistan, İtalya, Portekiz ve Birleşik Krallık gibi ülkelerin Ada Gatti, Lion of Porches, Oilily o Tiffosi gibi markalarını uluslararası arenada büyük role sahip diğer pekçok marka tamamladı.
Uluslararası alıcılar için ICEX ve ASEPRI ile kampanya Yurt dışından potansiyel alıcılar ile biraraya gelmek isteyen müşterilerimiz için olabildiğince çalışmalarımız tam hızıyla devam ediyor. Şu ana kadar Belçika, Kosta Rika, Çek Cumhuriyeti, Dominik Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan,
Yunanistan, Hollanda, İrlanda, İsrail, İtalya, Lübnan, Meksika, Portekiz, Romanya, Güney Afrika, Türkiye ve İngiltere’den uluslararası alıcılar Fimi’de neler var diye görmek için kayıt yaptırdı. Fuar organizatörleri, ICEX ve ticaret birliği ASEPRI ile kalitesi ve kârlılığıyla beğeni kazanan İspanyol modasını uluslararası alıcılar için daha cazip hale getirecek kampanyalar sunuyor.
SEE ME, NEW FIMI, nuditos ve FIMI SOLIDARIA Fimi, SEE ME (GÖR BENİ), NEW FIMI (YENİLİKLER) ve nuditos (beslenme) gibi üç önemli konuyu ön plana çıkarıyor. Moda dünyasında önemli güçlerden biri olan Satış Acenteleri için yaklaşan fuar için FIMI & Agents yeni bir alan olacak. Son ama en son olmayan FIMI SOLIDARIA ise sonraki Fimi’de ortaya çıkacak bir dizi proje üzerinde çeşitli vakıflarla çalışmaya devam ediyor.
24 ülkeden 150’den fazla alıcı en son çocuk modasını görmek için Fimi’ye akın ediyor Yaklaşan Uluslararası Çocuk ve Genç Moda Fuarını 24 ülkeden 150’den fazla alıcı ziyaret edecek. 22 - 24 Ocak 2016’da gerçekleşecek
150
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
FIMI çocuk modası dünyasında yer alan tüm profesyoneller için kaçırılmaması gereken bir fuar. Cezayir, Belçika, Kosta Rika, Kolombiya, Çin, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Dominik Cumhuriyeti, Fransa, Gürcistan, Almanya, Yunanistan, Hollanda, İrlanda, İsrail, İtalya, Japonya, Lübnan, Meksika dökme olacak Portekiz, Romanya, Türkiye, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’nden kaliteli alıcılar fuara yağacak. Bu onlar için 200’den fazla İspanyol ve uluslararası pekçok markanın 2016-2017 sonbahar-kış koleksiyonlarını görmeleri için bir randevu. Fimi’nin, tasarımları ve değer oluşturan yönleriyle ilgi çeken İspanyol modasını uluslararası yabancı alıcılar için daha cazip hale getirecek çalışmaları ICEX ve ASEPRI işbirliğiyle ile devam ediyor. Fimi sezonun trendlerini ilk elden görmek için ülkenin değişik bölgelerinden fuara gelen İspanyol alıcılara yön gösterecek.
Uluslararası satışta % 13’lük artış ASEPRI tarafından yayımlanan son fuar rakamları bir önceki yıla göre uluslararası satışta % 13’lük, yurtiçi satışta % 2’lik bir artış gösteriyor.
RÖPORTAJ
30. Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı İçin Geri Sayım Başladı Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı CBME Türkiye, 30 yaşını “Hayata Güvenle Başlamak” ana temasıyla düzenlediği etkinlikler ile kutlayacak. En yeni ve trend ürünlerin tanıtılacağı fuarda, 2016 yılı yaz çocuk modası düzenlenen defileler ile annelerin beğenisine sunulacak. Sektörün en uzun soluklu ve deneyimli lider fuarı Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı CBME Türkiye, 13 – 17 Ocak tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi CNR Expo Center’da kapılarını 30’ncu kez ziyarete açıyor. 37 bin m2 alanda gerçekleşecek fuarda, ateş ölçebilen bebek kıyafetlerinden çivisiz ve vidasız mobilyalara, eklem gelişimine destek veren kangurulardan, en güvenli bebek araç koltuklarına kadar en yeni ve trend ürünler tanıtılacak. Ayrı-
152
ca, tüketici salonunda “Hayata Güvenle Başlamak” ana temasıyla düzenlenen bebeklerde ilkyardım, çocuklarımızı sanal alemde bekleyen tuzaklar, Aydın Üniversitesi’nin sergileyeceği trafikte güvenliğe dikkat çekecek tasarımlar, nefes teknikleri, doğum koçu, tasarımcı çocuk temalı workshoplar, ceo anneler söyleşileri, Hande Kazanova ile çocuğunuzla yıldızınız barışsın gibi hem eğlenceli hem eğitici eğitimler ile 2016 yılının yaz çocuk modasının sergileneceği
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
defileler, kanguru ve zumba dansları ebeveynlerin ilgi odağı olacak.
Türkiye, anne, bebek, çocuk ürünleri sektöründe yeni pazarlar arayan firmaların ilgi odağı..
CBME Türkiye’nin 30 yıldır sektöre aralıksız hizmet belirten UBM ICC Genel Müdürü Erdal Baykara, “Türkiye, sürekli büyüyen ve güçlenen ekonomisi, genç nüfusu ve bulunduğu stratejik coğrafi konumu sayesinde yeni pazarlar arayan ulusal ve uluslararası firmaların öncelikli gündeminde ve hedeflerinde yer alıyor. Avrupa’nın en yüksek doğum oranına sahip ülkesiyiz. 0-3 yaş arası bebek ve küçük çocuk sayımız 4,7 milyon iken, 0-5 yaş arası çocuk sayımız 7 milyona ulaşmış durumda. Aileler bebekleri için ayda 60 ve yılda da ortalama 720 dolar harcıyorlar ve sektörün ticari hacminin ortalama 400 milyon dolara ulaştığı tahmin ediliyor. CBME markası, Çin, Singapur ve Hindistan’da benzer konseptte düzenlediği ihtisas fuarları ile global düzeyde sektöre yön veriyor. Biz de CBME Türkiye olarak sektör için her yıl ortalama 60 milyar
dolar iş hacmi yaratıyoruz. Amacımız bu ortalamaları yükseltmek ve sektörün hakettiği yere ulaşmasına katkı sağlamaya devam etmek” dedi. Baykara, ayrıca bilet satışlarından elde edilen gelirin bir bölümünün otizmli çocukları topluma kazandırmak için çalışan Tohum Otizm Vakfı’na bağışlanacağını sözlerine ekledi.
Anneler, bebekleri için en sıradışı ve en güvenilir ürünleri seçti…
30.Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı, bu yıl düzenlediği ilgi çekici ve renkli etkinliklerin yanı sıra, CBME Tüketici Ödülleri (Consumer Awards) ile anneler için sektörün en yaratıcı ve güvenilir ürünlerini belirledi. UBM ICC ve Baby & Kid Store dergisi tarafından sosyal medya üzerinden düzenlenen yarışmaya katılan anneler, bebek arabası, mobilyası, oto koltuğu, taşıma ürünleri, en faydalı yaratıcı ürün gibi toplam 7 kategoride oy kullandı. Dereceye giren ürünler ve yarışmada oylamaya katılarak hediye kazanan annelere ödülleri 16 Ocak’ta fuar alanında düzenlenen törenle takdim edilecek.
RÖPORTAJ
“Gelecek yıl, oto koltuğu alanına yönelmeyi hedefliyoruz” Üretim ve perakende alanında faaliyette bulunan Dolphin Firma Yetkilisi Yunus Emre Küçük ile farklı ürün sekmentlerine yönelimlerini ve sektördeki gelişmelerikonuştuk. 1987’den beri bebek çocuk sektöründe faaliyet gösteren Dolphin, bebeklerin her dönemlerinde sağlıklı ve güvenli büyümelerine destek olmak için onların yanında oluyor. Kaliteli ürünleri ekonomik fiyat imkânıyla buluşturan firma, ilk taşıma koltuğu ile sektöre adım atmış. Üretilen ürünlerin güvenli olmasının en önemli öncelikleri olduklarını ifade eden Yunus Emre Küçük, “Bunun için
ürünlerde güvenliği destekleyen emniyet kemeri gibi bir çok farklı aparatların olmasına özen gösteriyoruz. Ürünlerde kullanılan ham maddelerin kimyasallardan uzak, sağlıklı olması da ailelerin güven faktörünü etkilen en önemli kriter olduğu için bu konuda da oldukça hassas davranıyoruz. Bu hususta ürettiğimiz ürünlerin ve bünyemizde yer alan diğer markaların da doğa dostu sağlıklı
ürünler olmasına dikkat ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Kaliteyi yükseltmek, rekabeti düşürmek şart
Türkiye’de bebek çocuk sektörü henüz gelişme evresini tamamlamış, gelişmekte olan bir sektör olduğunu dile getiren Küçük, bu anlamda güzel adımların atıldığını ve uzun vadede verimli bir döneme girileceğini umut ettiklerini belirtti. Küçük, sektörün gelişmesinin sırrını, kaliteyi yükseltmek ve yakalanılan bu ivmeyi düşürmeden rekabeti ortadan kaldırmak şeklinde açıkladı. 2015 yılının piyasalarda yaşanan sıkıntılara rağmen firma olarak dengede geçen bir yıl olduğunu aktaran Küçük, “2016 yılında da bu dengeyi devam ettirerek, ürün gamını çoğaltarak sektörde farklı ve yeni ürünler ortaya çıkartmayı hedefliyoruz. Oto koltuğu alanında da 2016 yılı içerisinde faaliyette bulunmayı planlamaktayız” dedi. İç piyasadaki en önemli sıkıntının üretim ayağında olduğu görüşünü paylaşan Küçük, bunun yanında dolar sıkıntısının sektörü zorladığı ve hammadde konusundaki bir takım sıkıntılar ile vadenin zorlayıcı etkisinin de ticareti olumsuz etkilediğini söyledi.
Bayi toplantıları fuarlardan daha verimli geçiyor 2016 yılındaki hedeflerini bizimle
154
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
paylaşan Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü; “Yurt dışında bir çok noktaya ihracat faaliyetinde bulunmaktayız. Türkiye’de Kuzey Irak ve Balkanlardan müşterilerimiz ve satışların yanında güzel görüşmelerimiz de var. Fakat yurt dışına direk firma adı altında ihracat faaliyetinde henüz bir adım atmadık. Yeni yıldaki ilk hedeflerimizden biri bu alanı geliştirmektir. “ Fuarların eski etkisi kalmadığını ve artık tüm olayın bayi toplantılarına döndüğünü anlatan Küçük,
“Fuarların tek etkisi yurt dışı ziyaretçisi ile buluşmaya imkân sağlamasıdır. Üretici firmaların fuarlarda yer almasının en büyük sebebi ise yurt dışı müşterisi ile temas kurmaktır. Bayi toplantılarının yanında fuarların artık bir tık daha geride kaldığını söyleyebiliriz” diye sözlerini sonlandırdı.
RÖPORTAJ
Funny Patik; “Y kuşağı anneleri sağlıklı ürünler buluşturuyor” Funny Patik firmasını Pendik’teki yeni yerinde ziyaret ettik. Sektöre dair güzel bir sohbet gerçekleştirdiğimiz Genel Müdür Yardımcısı Dilek Kutlu ile firmanın geldiği noktayı ve dikkat ettikleri kriterleri de ele aldık.
Firmanın ürün grubunun ayakkabı olması sebebiyle öncelikle ayakkabının cırtlı ve bağcıklı olması gibi bir ayrımın söz konusu olduğunu ve bu noktada ailelerin dikkat ettiği hususun kolaylık olduğu için genellikle cırtlı ayakkabıları tercih ettiklerini söyleyen Kutlu, tam tersine ayakkabının ayaktan kolay çıkmamasının ve bağcıklı olmasının daha önemli olduğuna dikkat çekti.
Sanılanın aksine bağcıklı ayakkabı daha sağlıklı Ayakkabı anatomisi açısından bakıldığında yürüyen çocuk için en sağlıklısının bağcıklı ayakkabı olduğunu ifade eden Kutlu, “Çünkü ayağı iyi kavrayıp, sarıyor. 4 yaşından sonra çocuk kendi kendine ayakkabıyı giymeye başladığında bağlamakta zorlandığı için, o dönemde ayakkabının cırtlı olması, giyimini kolaylaştıracağı için tercih edilebilir. Sonraki dönemlerde
ise bağcıklı ayakkabı ile devam edilmesinin daha sağlıklı olduğu görüşündeyim” diye paylaştı. Günümüze baktığımızda kolay olanın tercih edildiğini ve zaten Y kuşağının tercihinin kolaylık olduğunu anlatan Kutlu, sözlerini şöyle sürdürdü; “X ve Y kuşağı arasında çok ciddi farklılıklar olduğunu görmekteyiz. Günümüz anneleri ağırlıklı olarak Y kuşağı olduğu için, onları daha iyi anlamak adına düzenlenen seminerlere katılmaktayız. Hedef kitle içerisinde çok fazla X kuşağından anne kalmadığı için ürünlerimizin hedefinde Y kuşağı anneleri var. Beğenilen ve tercih edilen ürünlerin olması da bu hedef kitleye ulaşabildiğimizin en önemli göstergesidir.”
Bebek ayakkabısında moda, renklerde doğallık Dilek Kutlu, 0-1 yaş arası bebek ayakkabısı ve yumuşak tabanlı 1 buçuk yaşa göre ilk adım ayakkabılarının ürün portföylerinde olduğunu belirtti. Yaptıkları ürünlerin daha çok, yetişkin ayakkabısının çocuğa uyarlanmış hali gibi olduğunu belirten Kutlu,
156
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
bununla paralel olarak eskiden daha bebeksi olan giysilerin de artık günümüzde farklı bir çizgide ilerlediğini ifade etti. Dilek Kutlu, “Bizim ürettiğimiz ürünlerde çocuğun zevki ön planda olamıyor. Son tüketicimiz bebekler olduğu için, onların yerine tercihi anne yada babaları yapıyorlar. Dolayısıyla da tasarımlarımızı daha çok anne ve babanın zevkine göre yapıyoruz. Günümüzde anne ve babalar kendi giydiklerini, kendi beğenilerini, çocuklarının üzerinde görmek istiyorlar. Biz de tasarımlarımızı yaparken bunları dikkate alarak yapıyoruz. Aynı zamanda ürünlerimiz, bebeğin kıyafetini tamamlayacak aksesuarlar olduğu için çocuk modasını da yakından takip etmemiz gerekiyor. Hangi renkler ve desenlerin moda olduğunu analiz etmeliyiz ki, giysilerin altına uygun ayakkabılar üretelim” dedi. Günümüzde ‘Bebek modası’ kavramında gerçeklik payı olduğunu belirten Kutlu, bunu örneklerle anlattı; “Çok eskiden kırmızı, yavruağzı ve mint yeşili oldukça modaydı. Yine bir başka tercih
RÖPORTAJ
edilen renk kırmızı ise günümüzde o dönemdeki popülerliğini kaybetmiş durumda. Bir dönem onun yerini pembe almıştı, daha sonrasında pembe de açılarak uçuk pembeye döndü. Şuanda ise pudra rengi hatta ondan daha çok ekru rengi tasarımlarda öne çıkıyor. Toparlamak gerekirse, renkler git gide sadeleşiyor.” Ülkemizde eskiden tasarımlarda pembeler ve fuşyalar kullanılırken, Avrupa’nın ise tam tersine daha açık renkleri talep ettiğini ifade eden Kutlu, “Burada diğer önemli bir detay, hitap ettiğiniz hedef kitle oluyor. Belli bir kesim daha albenili ve dikkat çekici ürünleri beğenirken diğer kesim ise daha sade ve elit ayakkabıları tercih edebiliyor. Bu anlamda marka olarak her kitleye ulaşmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken her rengi üretimimizde de kullanmamız mümkün olmuyor. Mesela bir kız ayakkabısında mavi rengi kullanamıyoruz, sadece belki bir çiçeğinde ya da az bir aksesuarında kullanabiliyoruz” dedi.
Üretimden sonrasına kadar her aşamada sağlık ilk kural Hedef kitleleri anneler, ürettikleri ürünler de bebeklere yönelik olunca zararlı madde kullanımı noktasında daha hassas davrandıkları belirten Kutlu, “Üretimde kullanacağımız hammaddelerin sipariş formunun yarısı istemediğimiz yasaklı ve kısıtlı kimya-
salların listesinden oluşuyor. Hammaddeler hazırlanıp bize geldiğinde, depoda bekleterek üretime almadan önce teste gönderiyoruz. Geçtiğine dair onaylı test raporu gelmesi durumunda ürünleri üretime alıyoruz” diye paylaştı. “Bazı Tüketici Ürünlerinin Tehlikeli Kimyasal Madde İçeriğine Yönelik Piyasa Gözetimi ve Denetimine İlişkin İlk tebliğin 2011 yılında çıktığını, 2015 yılında tekrar genişletilerek bir tebliğ yayınlandığını ifade eden Kutlu, Funny Patik olarak, 2011 yılındaki tebliğinden öncede %90 sağlıklı ve kararlara uygun üretim yaptıkları için bu durumun kendilerini etkilemediğini belirtti. Artık üretimlerinin %100 sağlıklı olduğunu aktaran Kutlu, “Çocuğun giydiği şey direk tene temas ettiği için sağlıklı olması lazım. İnsan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen ürünler üretmek ve ekolojik ürünlerin tüketicilere sunulması, Funny Baby’nin öncelikli hedefleri arasındadır. Bu bağlamda biz sorumluluklarını yerine getiren bir firma olarak her iki aşamayı da göz önünde bulunduruyoruz. Bunun dışında çocuk güvenliği vazgeçilmez kurallarımızın başında geliyor. Üretimimizin her aşamasında, üretimden kullanılan aksesuara kadar, çocuğa zarar verir mi, koparır mı, yutulur mu diye düşünmemiz gerekiyor. Bunun için üretilen nu-
Funny Patik Genel Müdürü Necip Güngör
muneleri kendimiz de mutlaka test ediyoruz. Tüm ürünlerimiz metal dedektöründen geçirilerek üretim aşamasında ayakkabının içinde kalma ihtimali olan kırık iğne vb. gibi çocuk sağlığına direk zarar verebilecek materyaller bertaraf ediliyor. Öncelikle bir insan sonrasında da bir üretici olarak her olasılığı düşünerek, bebek ve çocuk sağlığından çevre sağlığına kadar sorumluyuz” açıklamalarında bulundu. Anne babaların web sitesi üzerinden ürünlerine ulaşabildiğini ve web sitesinden online satış faaliyetleri olduğunu ifade eden Kutlu, “İnternet sitemiz üzerinden özel tasarımlı ayakkabıları da ebeveynler ile buluşturuyoruz. Müşterilerin istekleriyle doğru orantılı bir şekilde ne talep ediyorlarsa ayakkabıların üzerine yazarak, onlara kalıcı bir hatıra bırakıyoruz. Bu satışı internet kanalımızdan gerçekleştirmekteyiz” diye belirtti. Bir çocuk için hatıra olarak saklanan en son şeyin ayakkabı olduğuna dikkat çeken Kutlu, “Tüm eşyalardan geriye en son ayakkabı kalıyor. Bizim için çocuklarının hayatına dair bazı önemli anlar vardır, ilk adım atması, yürümesi gibi… O günlerin hatırasını taşıyan ayakkabıların yeri de farklı olması
sebebiyle uzun süre saklanır. Bu da bir bakıma ihtiyacın yanında manevi bir yanı olduğunu gösteriyor” ifadelerine yer verdi.
Geniş pazarlama ağı; ihracat, toptan zincir ve internet Ayakkabı seçiminin hayatımızın her anında önemli olduğunu vurgulayan Kutlu, özellikle çocuklara yönelik ayakkabı seçiminde bunun daha fazla önem teşkil ettiğini dile getirdi. Dilek Kutlu, ağır ayakkabı seçiminin çocuğun yürümesine engel teşkil ettiğini ve bunun da çocukları psikolojik olarak olumsuz etkilediğini paylaştı; “Yanlış ayakkabı seçimi yüzünden çocuklar yürüyebilecekken adım atamayınca, bu durum uzmanlar tarafından da belirtildiği gibi ileriki dönemlerde öz güven sorunu meydana getiriyor.” Pazarlama ağlarının; ihracat ayağında, yurtiçinde toptan ve zincir kanallarıyla ve internet tarafında web sitesi üzerinden yapıldığını sözlerine ekleyen Kutlu, “Yurtdışı kanalında da azımsanmayacak oranlarda satış grafiğimiz var. İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ağırlıkta Avrupa Ülkeleri olmakla birlikte Balkan Ülkeleri, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu ülkeleri ile çalışıyoruz.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
157
RÖPORTAJ
Beneto, “Farkımız kendimizi sürekli yenileyerek, kaliteden ödün vermememiz” Üretimde kalite ve sağlıktan ödün vermeden yoluna devam eden Rota Çocuk Gereçleri firmasının çalışmalarını ve yeni projelerini Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Demirel’den dinledik. 1979 yılında 200 metrekarelik bir atölyede başladığımız mesleki serüvenine bugün yurt genelindeki üç yüz elli bayi ağıyla ve birbirinden çeşitli ürünleriyle hizmet veren Rota Çocuk Gereçleri, kendi markası olan Beneto ile üretimlerine ara vermeden devam ediyor. Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Demirel, zaman içerisinde katlanarak büyüyen başarılarını yenilikten yana bir yol çizmekle ilişkilendiriyor ve bu durumu; ‘’Kendimizi sürekli yenilememiz, bizi diğer firmalardan ayırıyor’’ diyerek özetliyor. 35 yılı aşkın meslek tecrübesine sahip olan Rota Çocuk Gereçleri, 2004 yılında şirketleşip Rota Çocuk Gereçleri ismini almış. Şu anda Beneto, Rosso, McRae, Babıla, Funny Duck adı altında bulunan markaları ile üretim yaptıklarının altını çizen Yalçın Demirel, 40 yıldır sektörün içinde olduğunu ve her zaman kaliteli işçiliği ve kaliteli malzemeyi tercih ettik-
158
lerini belirtti. Üretim tesislerinin ISO 9001 – 2008 kalite yönetim belgesine sahip olduğunu söyleyen Demirel, metalden mamul her türlü ürünü üretebilecek tam entegre bir tesise sahip olduklarına da işaret etti.
Üretimde sağlık ve yenilik esas
Tamamen yerli üretim yapan firmanın, ithalat çalışması bulunmuyor. “Kurulduğumuzdan beri plastik, kumaş ve diğer maddelerin anti-kanserojen olmasına dikkat ediyoruz. Kısacası bebek sağlığına zarar vermeyen yeni ürünler üretme çabasındayız’’ diyerek yenilikçi anlayışla sürdürdükleri üretimi açıklıyor. Yaptıkları oyun parklarında ve bazı başka ürünlerde özellikle alüminyum kullanmayı tercih ettiklerini belirten Demirel, ‘’Alüminyum, sektörde çok fazla kullanılan bir madde değildir. Metalin zaman içinde paslanabilmesinden dolayı alüminyumu seçtik. Maliyetleri yükseltti bu durum, ama bizim için önemli olan sağlık ve kalite’’ dedi. Bebe araç ve gereçlerine gelen % 50’lik gümrük vergisinin ithal gelen ürünlerin fiyatlarının artmasıyla beraber, imalat yapan firmaları daha değerleri kılacağını belirten Demirel, talebin Türk malı ürünlerinin üzerine yoğunlaştıracağına dikkat çekti.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Döviz ve vergi kotalarındaki artış, yerli üretimi arttırdı
Yalçın Demirel, sektörde üretim faaliyetlerini değerlendirdi; “Üretimde ana gider kalemi olan işçilik veÇin’deki ucuz ürünlerin Avrupa ve ya diğer ülkelerde daha yüksek maliyetli olması ve bu ülkelerden gelecek ürünlerin fiyatların yüksek olacağından, yerli malı olan ürünlere talep artacaktır. Ayrıca Avrupa’dan gelen ürünleri bizim hedef kitlemize hitap etmemesinden dolayı imalatçıları çok etkilemeyecektir.” 2015 yılındaki döviz ve vergi kotalarındaki artış tamamen yerli üretim yapan firmaların ürünlerine talebi arttırdığını sözlerine ekleyen Demirel, Bosna Hersek, Irak ve Tunus’a ihracat yaptıklarını dile getirdi. Demirel, sosyal medyada özellikle yerli üretim “MADE İN TURKEY” algısını oluşturmak ve bebeklerin kullanacağı ürünlerin üzerinde, üretim şartlarını bildikleri konserojen madde içermeyen ürünleri tüketmenin daha önemli olduğunun altını çizdi.
Zamandan tasarruf için alışveriş rotası, e- ticaret
Yukarıda belirtmiş oldukları sebeplerden dolayı 2016 yılının yerli üretici için daha iyi olacağını umut ettiklerini belirten Demirel, Rusya ile yaşanan gerginliğin bebe çocuk gereçleri sektöründe çok
etkili olacağını düşünmediklerini söyledi. Mutlaka her yıl olduğu gibi yeni yılda da yeni çalışmalar olacaktır. Fuara katılıyoruz. Fuara katılan ziyaretçilerin göreceği üzere yeni modeller sergileyeceğiz ve her yeni ürünün farklı özellikleri mevcut olup www.beneto.com.tr adresinden takip edebilirler. E-Ticaret kanalı bizim içinde önemli olmakla beraber Türkiye genelinde 3 firma ile sözleşmesi yaptık ve satışlar devam etmektedir. İnsanların zamanları değerli olduğu için E-Ticaret daha önemli hale gelmiştir.
RÖPORTAJ
Şan Bebe; “2016 yılında hedef yeni iş birlikleri...” Türkiye’de ve yurtdışında aktif bir marka olan Şan Bebe’nin geleceğe yönelik hedeflerini Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Alasan’dan dinledik. Şan Bebe firmasının sektöre adım atma sürecini bizimle paylaşan Ramazan Alasan, “1975 yılında bebek çocuk sektöründe faaliyet hayatımıza başladık. İlk yıllarda üretim alanında değilken, sonraki yıllarda model geliştirme, üretim, nakış gibi bölümleri bünyemize kattık. Başlarda belirli bir coğrafyaya hitap ederken, geçen yıl itibari ile bu alanı genişleterek farklı ülke pazarlarına açıldık” ifadelerine yer verdi.
Farklı ülke pazarlarından müşteri çeşitliliği Onlarca ülke pazarlarında bir-
birinden farklı kıtalarda müşterileri bulunduğunu, bunda müşteri pörtfoylerini her geçen gün arttırmak için katıldıkları yurt içi ve yurt dışı fuarlarının da etkili rol oynadığını dile getiren Alasan, “Modelleme ve üretimin kendi bünyemizde olmasının getirdiği avantajla kaliteli ürünler üretmekteyiz. Her sezon değişen koleksiyonumuzla ve çok çeşitli ürün yelpazemizle, kalitemizden taviz vermeden ürünlerimizi müşterilerimizin beğenisine sunmaktayız” dedi. Ramazan Alasan, kısaca özetlemek gerekirse, ilk başladıkları
yıllara bakarak şu an gelişen müşteri pörtföylerinin, ürün guruplarında çeşitlilik ve kaliteli ürünler olduğunu ve kendilerinden emin adımlarla yollarına devam ettiklerini paylaştı.
‘Soysal medyadaki etkinliğimizi arttırmayı planlıyoruz’
Teknoloji ile kaliteli ve hızlı üretim Üretim sektöründe en önemli hususlardan birinin hızlı ve kaliteli ürün çıkartmak olduğuna dikkat çeken Alasan, “Bunu sağlamak içinde cağın en önemli unsuru ve başarıda en etkili silah olan teknolojik aletlerden yararlandıklarını, gerek tasarım aşamasında, gerek üretim aşamasında teknolojiyi takip ederek, iş gücünü azaltmaya çalışıyoruz. Böylelikle hem kaliteli hem de hızlı bir şekilde üretimimizi gerçekleştiriyoruz” açıklamalarında bulundu. Şan bebe firması olarak en önemli unsurlarının kendi çizgilerini değiştirmeden, yeni trend ve renkleri takip ederek bir koleksıyon hazırlamak olduğunun altını çizen Alasan, sezonun son moda renk ve tasarımlarını takip ederek, bilgi ve birikimlerini katarak tasarımlarını gerçekleştirdiklerini belirtti.
Şan bebe firması olarak kendimizi seçkin müşterilere farklı ve kaliteli ürünler sunan bir bebek markası olarak tanımladıkları, “Avrupa’da Fransa, İtalya, Almanya ve Yunanistan başta olmak üzere genel olarak Avrupa ve Arap ülkelerine ihracat yapmakla birlikte 2016 hedeflerimizde yeni işbirliklerine imza atmak var. Böylece yeni pazarlarda aktif bir oyuncu olarak mevcut bulunduğumuz pazarlardaki payımızı da arttırmayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Firma, sosyal medyanın günümüzde ne kadar önemli bir pay sahibi olduğunun bilincinde olarak bu doğrultuda çalışmalarını daha da arttıracaklarını açıklayan Ramazan Alasan, sözlerine şöyle devam etti; “Şan bebe markamızın Facebook ve Instagram hesaplarını aktif bir şekilde kullanıyoruz. Hedefimiz, sosyal medya gibi hedef kitleye ulaşımın çok daha kolay olduğu bir platformda müşterilerimizle olan diyaloğumuzu arttırarak daha ileri seviyelere taşımak. Bu noktada hızlı bir çalışma planımız olduğunu belirtebilirim.”
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
159
RÖPORTAJ
C&A ‘Nesillerdir modayı şekillendiriyor’ Hollanda’dan Türkiye’ye uzanan yolculukta, perakende alanında Türk müşterisinin güvenini kazanan C&A markasının Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fatma Koçak ile şu an 24 mağazaya ulaşan başarılarını ve ülkemizdeki faaliyetlerini konuştuk.
160
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
‘Nesillerdir modayı şekillendiriyor’ sloganı ile yola çıkan C&A markasının hikâyesi 1841 yılında Hollanda’nın Sneek şehrinde başlamış. Avrupa’nın ilk hazır giyim markası olan C&A, 20. yüzyılda modanın demokratikleşmesine çok büyük katkı sağlamanın yanında perakende sektöründe pek çok ürünün tüketiciyle buluşmasını sağlayan öncü bir marka haline gelmiş. Şu an Avrupa’nın 21 ülkesinde 1600’e yakın mağazayla faaliyet gösteren dev perakende markalarından biridir. Türkiye pazarına 2007 yılının Mayıs ayında giriş yaptıklarını anlatan Fatma Koçak, şu an 24 mağazayla müşterilere, uygun fiyatla kaliteli modayı buluşturduklarını ifade etti.
mizi dinlediğimiz, onların ihtiyaçlarını belirlediğimiz çalışmalar yapıldı; buna göre markamızın yol haritasını çizdik; onların ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermek için tüm departmanlarımızda pek çok proje üretildi. Ve şu an da birçok projeyi uygulama aşamasındayız” dedi. Ayrıca online anketlerle müşterilerinden mağazaları ve ürünleri ile ilgili düzenli geri bildirimler topladıklarını paylaşan Koçak, “Bu yorumlar sayesinde mağaza bazında müşterilerimizin memnuniyetlerini ve memnuniyetsizliklerini değerlendirip gelecek için aksiyonlar alıyoruz. Bu yorumlar, kendimizi müşteri gözünden görmemize yardım ediyor” diye belirtti.
Markanın çıkış noktası, müşterilerin talepleri
Bebek sağlığı için organik pamuk kumaşlar tercih ediliyor
Müşterileri dinleyip onların ihtiyaçlarını anlayarak, kendi markalarının güçlü yönlerini bu tabloya doğru şekilde oturttuklarını böylelikle doğru hedef kitlesinin belirlenebileceğini anlatan Koçak, “Bu nedenle de müşterilerinizi çok iyi analiz etmeniz gerekir. Bizim tüm ülkelerde müşterileri-
Tüm aile için tercih edilen bir marka olmayı amaç edinen C&A’da bu nedenle her segment için ayrı bir ihtiyaç- beklenti tablosu yapıp bunları karşılamaya çalıştıklarını dile getiren Koçak, “Ürün portföyümüzde her zaman her segment için uygun fiyata en kaliteli ürünü sunmayı he-
RÖPORTAJ Xmas • Baby Boy • size 21 x 29,7 cm • layout 210 x 297 mm
defliyoruz; kesinlikle düşük fiyat yapabilmek adına kaliteden ödün vermiyoruz. Mesela çocuk bölümünde önceliğimiz, bebeklerin ve çocukların en kaliteli kumaşı giymesidir. Bu nedenle bu bölümde koleksiyonun çok büyük bir kısmı organik pamuk kumaşlardan üretilir. Ayrıca organik pamuk kalitesindeki ürünleri müşterilerimiz için en uygun fiyata sunmayı hedefliyoruz” diye anlattı. Koçak, koleksiyonlarında organik pamuk kalitesiyle sundukları ürünlerin fiyatlarının, rakiplerinin pamuk kalitesiyle sunduğu fiyatlardan daha uygun olduğunun fark edildiğini de sözlerine ekledi. Tüketicilerin markayla ilgili geri bildirimlerinin genelde pozitif yönde olduğunu, bazı müşterilerin markayı yurtdışı seyahatlerinden ya da daha önce yaşadıkları diğer Avrupa ülkelerinden bildiklerini ifade eden Koçak, “Önceden markamızı tanıyanlar, C&A’yı Türkiye’de bulunca çok mutlu oluyorlar. Genelde ürün çeşitliliğimizin fazla olmasından çok memnunlar; araştırmalarda da öne çıkan en önemli özelliğimiz, fiyat-kalite ilişkimizi çok takdir ediyorlar olmalarıdır. AR-GE çalışmalarımız, tüm ülkelerdeki müşterilerin geri bildirimleri toplanarak, gelecek olan trendler takip edilerek ve sezonun öne çıkan kumaş türleri analiz edilerek yapılıyor” dedi. Avrupa’da ürün geliştirmek için çalışan çok büyük bir ekibimiz olduğunu aktaran Koçak, önceliklerinin hedef müşterilerin ihtiyaçlarını var olan trendler ışığında en iyi şekilde karşılamak olduğunu belirtti.
Lisanslı ürünlere ağırlık vereceğiz Bebek ve çocuk sektöründe markalarının Türkiye pazarındaki ve müşterinin kalbindeki yerinin çok kuvvetli olduğu belirten Koçak, “Çünkü biz bebeğinize ve çocuğunuza özen gösteren ve onlar için en fazla alternatifi en iyi fiyata
sunmayı hedeflemiş bir markayız. Tüm ürünlerimiz çok aşamalı testlerden geçtikten sonra çocuğunuzun sağlığı için onaylanıyor. Bahsettiğim gibi, özellikle bebek ürünlerinde bebeğinizin sağlığı için en uygun fiyata organik pamuk kıyafetleri sunuyoruz” açıklamalarında bulundu. Ürünlerinde sadece işlevsellik değil, eğlence ve çeşitliliğin de ön planda tutulduğunu ve koleksiyonun en yeni trendleri yansıtmasının da öncelikleri arasında olduğunu paylaşan Koçak, markanın önümüzdeki yıllarda lisanslı ürünlere daha fazla ağırlık vererek, koleksiyonlarda Star Wars gibi gündemde olan lisanslı ürünlerin çok daha geniş yer alacağını söyledi.
En önemli kural, bebek sağlığı ve güvenliği Doğal kaynakları adına, insanlar için güvenli olan malzemeler ve üretim süreçlerinin kullanılarak üretilen dayanıklı ve kaliteli ürünler hedeflediklerini ifade eden Koçak, sözlerini şöyle sürdürdü; “C&A olarak üretim yaptırdığımız tüm firmaların çocuk işçi çalıştırmamasına, üretim yapılan yerde belirli standartlara sahip olmasına çok dikkat ediyoruz. Çalışacağımız firmaların tüm bu yüksek standarttaki koşullardan başarıyla geçmiş olması gerekiyor. Üretim esnasında ise tüm ürünlerimiz için kullanılan malzemelerin sağlığa zararlı olmaması bizim için en büyük kriter; üretim sırasında ve üretim sonrasında yaptığımız testler ile tüm malzemelerin ve süreçlerin güvenli olduğunu garanti altına alıyoruz.” Bebek ve çocuk ürünlerindeki sağlık koşullarının ve güvenliğinin daha fazla hassasiyet gerektirdiğine dikkat çeken Koçak, kullandıkları aksesuarların, bebekler ve çocuklar için her koşulda güvenli olduğunu temin etmenin öncelikli görevleri olduğunu, çocuklar için bir T-Shirt üzerinde kullanılan
düğmenin bile risk oluşturabildiğini söyledi.
Yerel markalar Türk müşterisini çok iyi tanıyor Marka olarak Türk pazarını nasıl bulduklarını sorduğumuz Fatma Koçak, “Türk pazarı çok zengin bir pazar; çok çeşitli ve çok başarılı oyuncular var. Yerel markalar, bu dinamik pazarın ritmini anlamış ve Türk müşterisinin taleplerine, ihtiyaçlarına göre kendi formüllerini çok iyi bir konumda yerleştirmişler. Ve tüm bu yerel markalar, yabancı markaları da çok iyi takip ederek
kendilerini her geçen gün geliştiriyorlar. Yabancı rekabetin de çok kuvvetli olduğu bu pazarda rekabet ortamıyla çok güzel işler yapılıyor” diye yanıtladı.
C&A, Almanya pazarında güçlü
Koçak, C&A’nın Avrupa’da en güçlü olduğu pazarın Almanya olduğu ifade ederken sonrasında bunu İsviçre ve Fransa gibi ülkelerin takip ettiğini belirtti. Konvansiyonel mecraların yanı sıra hedef kitlenin takip ettiği sosyal mecraları da kullandıklarını ve yaptıkları araştırmalar hedef
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
161
RÖPORTAJ
C&A Türkiye büyüyen bir marka…
kitlelerinin en çok Facebook üzerinde aktif olduğunu gösterdiğini belirten Koçak, “Bu nedenle global dijital stratejimizi öncelikli olarak bu kanala yoğunlaştırdık. Her ne kadar ülkelerin kendi dillerinde birer C&A Facebook sayfaları olsa da içeriklerimiz için Almanya’da büyük ve profesyonel
162
bir ekip çalışıyor. Burada yalnızca ürün, kampanya ve fiyat değil, müşterimizin günlük yaşamına dokunacak, ona ilham verecek, kendini özel hissettirecek, zaman zaman ailesiyle eğlenceli vakit geçirmesine yardımcı olacak çok farklı içerikler kurgulanıyor. Ayıca yeni dönemde hem C&A hem de
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
genç line’ımız olan Clockhouse için oluşturulmuş Instagram hesapları var. Burada da yine hedef kitlenin hoşlanacağı hem ürün hem de trend gösteren içerikler kurgulanıyor ve takipçi sayıları da buna bağlı olarak her geçen gün artıyor” dedi.
Herkesin iyi bir yaşamı hak ettiği felsefesiyle ve duyarlılığı ile yola çıkan C&A’nın bir çok sosyal sorumluluk projesinde aktif rol oynadığını anlatan Koçak, “C&A Foundation, merkezi İsviçre’de olan ve sadece C&A içindeki sosyal sorumluluk projelerini ve yardımları yönetmek için kurulmuş, kar amacı gütmeyen bir vakıftır. Bu kurum da sosyal sorumluluğun, C&A markası için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Zor durumdaki anneler ve çocuklarına yardım etmeyi amaçlayan ve pek çok ülkede faaliyet gösteren global yardım kuruluşu “Save the Children” ile 2015 yılından başlayarak 3 yıllık bir yardım kampanyası başlatıldı; her yıl şirket içindeki çeşitli projeler kapsamında bu kuruluşa yardımlar yapılıyor” ifadelerine yer verdi. Bu kurumla birlikte, 2015 yılında Suriyeli anne ve çocuklara çeşitli yardımların yapıldığını da sözlerine ekleyen Koçak, “C&A Foundation’ın globalde yürüttüğü projelerin yani sıra, her ülkenin lokal yardım projeleri de oluyor. C&A Türkiye olarak, bugüne kadar LÖSEV ve Koruncuk Vakfı gibi kurumlarla birlikte çalışarak çeşitli yardım projeleri gerçekleştirdik. Bu projelerimiz gelecek yıllarda da devam edecek” diye açıkladı. 2015 yılının Türkiye’de oldukça hareketli ve zorlu bir yıl olduğunu buna ilaveten küresel ısınma ve mevsimlerdeki kaymanın 2015 kış sezonunu daha da zorlayıcı hale getirdiğini belirten Fatma Koçak, “Kasım ayında havaların sıcaklık seyretmesi tüm tekstil sektöründe zorlanmaya neden oldu. Tüm bu zorluklara rağmen, C&A olarak biz büyüme planlarımızı gerçekleştirdik. C&A Türkiye büyümeye devam eden bir marka; planladığımız büyümelerle hedefimiz gelecek yıllarda mağaza sayılarımızı da artırmaktır” diye sözlerini noktaladı.
RÖPORTAJ
BTSO, Bursa’da fuarcılığa yeni bir vizyon kazandırdı Türkiye ekonomisinin lokomotif kenti Bursa, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde fuarcılık atağına kalktı. Kente ulusal ve uluslararası nitelikte 12 fuar kazandırmayı hedefleyen BTSO, üretimde, sanayide ve ihracatta olduğu gibi fuarcılık alanında da Bursa’yı bölgenin merkezi haline getirmek istiyor. BTSO, Türkiye’de fuarcılık anlayışına yeni bir vizyon kazandırdı. BTSO, ürettiği katma değer ve hedeflere yaptığı öncülükle ülke ekonomisinin lider şehirleri arasında bulunan Bursa’yı uluslararası rekabette ön sıralara taşıyacak sektörlerde, güçlü firmaları nitelikli alıcılarla buluşturuyor. BTSO’nun TÜYAP Bursa Fuarcılık AŞ ile gerçekleştirdiği stratejik işbirliğinin ilk meyvesi Bursa İnşaat Fuarı oldu.
İnşaat Fuarı %60 büyüdü Bu yıl 13. kez kapılarını açan Bursa İnşaat Fuarı’nı ilk kez ‘Gayrimenkul’ özel bölümü ile düzenleyen BTSO, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Suudi Arabistan’dan dünyaca ünlü projelere hayat veren gayrimenkul yatırımcılarını da Bursa’da ağırladı. BTSO’nun özel organizasyonunda Suudi Arabistan Prenslerinden Saud Bin Abdulaziz Bin Mohammed Al Faisal Al Saud ile Körfez ülkelerinden büyükelçilerin de katılımıyla üst düzeyde gerçekleştirilen ziyaretlerde, yatırımcılarla Bursa’daki sektör temsilcileri bir araya geldi. Rekor ziyaretçi sayısına ulaşan Bursa İnşaat Fuarı, 2014 yılına göre yüzde 60 büyüme kaydetti.
Ev&Stil’de hayaller gerçeğe dönüştü Bursa İnovasyon ve Tasarım Buluşmaları kapsamında mayıs ayında gerçekleştirilen Ev&Stil Fuarı da BTSO’nun Bursa’ya kazandırdığı en önemli fuar organizasyonlarından biri oldu. Türkiye’de benzeri olmayan Ev&Stil Fuarı’nda ev tekstilinden, mobilyaya; aydınlatmalardan, zücaciyeye; vitrifiye ürünlerinden bahçe ve banyo ekipmanlarına kadar bir evin içinde olabilecek her türlü tasarım sergilendi. ‘Hayallerinizdeki evi gerçeğe dönüştürecek her şey bu fuarda’ sloganıyla gerçekleştirilen fuar kapsamında ayrıca mimarlar özel bölümü de hazırlandı. Fuara katılan firmaların memnuniyet oranı ise yüzde 80 oldu.
“Bursa’yı fuarcılığın merkezi haline getirmek istiyoruz” BTSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsmail Kuş, modern pazarlama stratejileri arasında bulunan fuarların sektörler için büyük önem taşıdığını kaydetti. İsmail Kuş, “Fuar olmadan turizmi de ticareti de istediğimiz seviyeye taşımamız mümkün değil. Dünyada fuarcılığın en önemli merkezlerinden biri olan Frankfurt, yılda ortalama 3 milyon endüstriyel fuar ziyaretçisini ağırlamakta. Ürettiğimiz değere talep oluşturmanın yolu fuarcılıktan geçiyor” diye konuştu.
BTSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsmail Kuş
“Bursa nitelikli fuarlarla buluşuyor” “Türkiye’nin üretimine, ticaretine ve ihracatına yön verdiğimiz Bursa’mızı fuarcılıkta bir merkez haline getirmek istiyoruz” diyen Başkan Vekili İsmail Kuş, TÜYAP ile işbirliği içerisinde Bursa’da fuarcılık alanında yol haritalarını belirlediklerini dile getirdi. İsmail Kuş, “Danışma Kurulumuz ile birlikte kentin güçlü olduğu alanlarda ulusal ve uluslararası nitelikte belirlediğimiz 12 fuar, kentimizin fuarcılık vizyonuna yeni bir bakış açısı getirdi” dedi.
JunioShow Bebe-Çocuk Konfeksiyonu Sektörünün gücünü gösterecek BTSO Başkan Vekili İsmail Kuş, Türkiye’de bebe ve çocuk konfeksiyon üretiminin yüzde 80’ini karşılayan Bursa’da BTSO öncülüğünde 5 yıllık bir aranın ardından Bebe ve Çocuk İhtiyaçları Fuarı’nı (Junioshow) düzenleyeceklerini söyledi. İsmail Kuş, Junioshow’un Büyükşehir Belediyesi, Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve Bebe-Çocuk Konfeksiyonu
Sektörü Sanayici ve İşadamları Derneği (BEKSİAD) ile TÜYAP Bursa Fuarcılık AŞ işbirliğinde 13-17 Ocak 2016 tarihlerinde gerçekleştirileceğini ifade etti. İsmail Kuş, fuarda üretiminin yüzde 60’ını 3 kıtaya ihraç eden Bursalı firmalarla uluslararası şirketlerin satın alma yetkililerini, perakende mağazaları sahiplerini, bayilik almak isteyen girişimcileri ve zincir mağazaların satın alma yöneticilerini buluşturacaklarını kaydetti.
Yeni ticari köprüler kurulacak Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya, Rusya, Norveç, Tunus ve Kanada gibi hedef ülkelerin belirlendiği ve alım heyetlerinin düzenleneceği fuar kapsamında katılımcılar, bebe ve çocuk sektöründeki son trendleri, yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri yakından takip edebilecek. Junioshow, 0-12 yaş arası bebe ve çocuk hazır giyim sektöründe ilkbahar ve yaz dönemi trendlerinin de sergilendiği bir platform olacak. Firmalar, fuar kapsamında sektörün nabzını tutarken, yeni iş bağlantıları ve ortaklıkların da yolunu arayacak.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
163
YARIŞMA
Türkiye En İyi Ürünlerini Seçti! UBM ICC ve Baby & Kid Store dergisinin ortaklaşa imza attığı ‘Türkiye Tüketici Ödülü Yarışması’ sonuçlandı. Yarışmada 7 farklı kategoride her biri alanında en iyi olan ürünler yarıştı. Türkiye’nin dört bir yanında birçok anne babanın oy kullandığı anket, http://www.baby-kidstore.com/anket/ internet sitemiz üzerinden gerçekleşti. Kategori birincisi olan ürünler, 13 Ocak tarihinde gerçekleşecek CBME Anne Bebek Çocuk Gereçleri Fuarı’nda sergilenerek, birincilere fuar alanında plaketleri takdim edilecek. Yarışma sonucunda her bir kategoride ödül kazanan şanslı 7 anne babaya hediyeleri fuarda verilecik.
Hediye kazanan 500. şanslı kişi: Meltem İnci Hediye kazanan 1000. şanslı kişi: Neslihan Koçak Hediye kazanan 1500. şanslı kişi: Gülhan Sancı Hediye kazanan 2000. şanslı kişi: Ebru Bozdağ Hediye kazanan 2500. şanslı kişi: Nermin Saın Hediye kazanan 3000. şanslı kişi: Pınar Keskin Hediye kazanan 3500. şanslı kişi: Cihan Cavdar
‘Mobilya Kategorisi’
‘Oyun Parkı Kategorisi’
‘Oto Koltuğu Kategorisi’
BabyBjörn - Seyahat Yatağı
Maxi Cossi – Pebble Plus
Agashi - Akvaryum Bebek Beşiği
4Moms – Breeze
Koala – İnofix
Happy Baby - Mantar Beşik
Joie - Excursion Change&Rock
Cybex – Sirona
Kidboo - Asansörlü Beşik
Lorelli - Nanny Oyun Parkı
Recaro - Monza Nova 2 Seatfix
Tahterevalli - Culle Masif Bebek Sepeti
KAZANAN
KAZANAN
KAZANAN
Prego - 8026 COSMOS
Britax Römer – Trifix
Aymini - Okyanus Bebek Odası
Pierre Cardin – Montepellier Tiny Love - Gymini 5 Hareket Merkezi Oyun Halısı
164
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
YARIŞMA
‘Bebek Arabası Kategorisi’
‘Bebek Taşıma Kategorisi’
Bugaboo – Bee
The Baba Sling - Kanguru
Cypex – Priam
Cybex - 2go
Quinny - ZappXtra 2 Britax Römer - B-Agile Lorelli – Luna Travel Sistem Pierre Cardin – Stark Prego - 2055 Nirvana Beneto – BT 2040 Nuna - Pepp Bebek Arabası Joie - Litetrax 4 Bebek Arabası
Lassig – Neckline MYCey - Sling Tiny Love - 3 ü 1 Arada Ana Kucağı Stylo Çanta – Bebek Bakım Çantası Nuna - Pipa 0-13 Kg Oto Koltuğu
‘Beslenme Ekipmanları Kategorisi’
Mamajoo - Çekim Ayarlı Elektronik Göğüs Pompası
Bebedor – Isıya Dirençli Cam Biberon
Joie - Serina 2 in 1 Ana Kucağı
Neavita – Özel Yemek Seti
Kidboo - 9 Parça Uyku Seti
Mamajoo – Pes Biberon MYCey - Beslenme Yardımcısı
Mama Love - Yürüteç Hoppala ve Yürüme Yardımcım
Nuk - First Choice Plus Cam Biberon
Mami Power - Emziren Anne İçeceği
Skip Hop - Pipetli Suluk
MYCey - Mama Kaşığı Pierre Cardin - Hero Travel
SUAVİNEX - Haute Couture
Momeasy - 120x120cm Müslin
Wee Baby - Isıya Dayanıklı Geniş Ağızlı Cam Biberon
Tiny Love - Sihirli Gece Dönencesi ve Projektör
Baby & Plus - Eco Friendly Mama Seti
KAZANAN 4Moms – Origami
KAZANAN BabyBjörn - One Kanguru
‘En Faydalı Ürün Kategorisi’
Prego - 4034 GABY Stylo Çanta - Cold&Hot Thermo Çanta
KAZANAN Dr Browns – Geniş Ağız Biberonlar
Suavinex - Seyahat Seti
KAZANAN Bebevo - VM901 Video Bebek Monitörü
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
165
MAKALE
Kurumunuzun kârını artırın! Giderleri arttırmadan, üstelik tasarruf kararları da almadan gelirleri arttırabilmeyi, yani kârlılığı yükseltmeyi nasıl başaracağız? Kırılgan bir ekonomimiz var. 2 lokomotif sektörümüz olan turizm ve inşaat sektörleri henüz, katma değer üreten, orta ve uzun vadede kapsamlı yenilenebilir gelir kaynaklarına sahip değil. Komşularımızla ticaretimizin yavaşlaması ve Rusya’nın tutumu çoğu insanı düşündürüyor. Bu gibi dönemlerde insanların ilk aklına gelen tasarruf, yani giderlerin kısılması oluyor. Farklı farklı kişi ve kurumların zincirleme olarak devreye sokacağı tasarruf tedbirleri ise ekonomik durgunluğu besleyen ve büyüten
166
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
en büyük kriterlerden biri. Peki bunun çözümü ne? Giderleri arttırmadan, üstelik tasarruf kararları da almadan gelirleri arttırabilmeyi, yani karlılığı yükseltmeyi nasıl başaracağız?
Rasyonel tasarruf tedbirleri uygulayın
Personel sayısını azaltmak, reklam kampanyalarını durdurmak gibi adımları 2 kere düşünün. İlk etapta lüks ve gereksiz olabileceğini düşündüşünüz giderleri azaltın. Aylık araç giderlerinizi azaltabilir misiniz? İletişim faturlarınızı düşürebilir misiniz?
Durgunluk dönemlerinde en sık yapılan hatalardan biri de indirim yapmaktır. Müşteri adedinizin düşeceğini öngördüğünüz bir ortamda bir de fiyatları düşürdüğünüzde kaybınız iki misli olacaktır. Tamamlayıcı ürün ve hizmetler Mevcut müşterilerinize satabileceğiniz, kendi hizmet ve ürünlerinizin tamamlayıcısı ürün ve hizmetler neler? Bunlardan hangilerini herhangi bir ek operasyon maliyeti gerekmeden satabilirsiniz?
Yeni ürün ve hizmetler
Sahip olduğunuz müşteri port-
föyünü analiz ederek, bu portföye sunulabilecek yeni ürün ve hizmetler oluşturabilirsiniz.
Pazar payınızı arttırın
Pazar payını arttırmanın en etkili yolu reklam ve diğer pazarlama faaliyetlerine ara vermemektir. Özellikle rakiplerinizin panikle reklamlarını durdurduğu dönemlerde sizin pazarlama faaliyetlerine devam etmeniz pazar payınızı arttıracaktır. Ancak nereye ne kadar harcama yapacağınızı iyi düşünün ve hesaplayın. Bir B2B şirketiyseniz Facebook reklamlarına çuvalla para harcamayın!
MAKALE
Girişimcilere 50 Bin TL Hibe Desteği müjdesi 50 Bin TL hibe için başvuran girişimcilere verilecek olan 100 Bin TL’ye kadar faizsiz kredi desteği başvuru koşulları ve diğer gerekli şartlar netleşti. Devlet desteği ile iş kurmak isteyen girişimciler için araştırdığımız detayları haberimizde bulabilirsiniz.
Teçhizat, makine ve ofis harcamaları İşiniz için gerekli teçhizat, makine ve ofisiniz için gerekli harcamalar için üst limit 25 bin TL olarak verilmektedir. Ofisiniz için gerekli donanım malzemeleri, makine veya işiniz için bu alanda gerekli diğer harcamalarınız için 25 bin TL’ye kadar hibe desteği veriliyor.
İşletme giderleri için destek
50 Bin TL hibe için başvuran girişimcilere verilecek olan 100 Bin TL’ye kadar faizsiz kredi desteği başvuru koşulları ve diğer gerekli şartlar netleşti. Devlet desteği ile iş kurmak isteyen girişimciler için araştırdığımız detayları haberimizde bulabilirsiniz. Son zamanlarda özellikle seçim vaatlerinde gündeme gelen girişimcilere yönelik 50 bin TL hibe, 100 TL’ye kadar da faizsiz kredi desteği alabilmek için olması gereken şartlar belirlendi. Aşağıda yer alan gerekli şartların olması durumunda herkes bu destekten yararlanabilecek. KOSGEB’in sıfırdan iş kurmak isteyenler için sağladığı 30 bin TL girişimcilik destek payı 50 bin TL’ye çıkarıldı. Sabit yatırım desteği altında verilen 70 bin TL destek ise 100 bin TL oldu. Girişimciler için verilecek hibe desteği için ilk adım 24 Aralık
2015 Perşembe günü atılmıştı. Destek başvuru süreci birkaç ay içerisinde başlayacak olsa da girişimcilere verilecek hibe desteğinde başvuru için gerekli şartlar önceden netleşti. Girişimcilere hibe ve faizsiz kredi desteği; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı olan KOSGEB kuruluşu tarafından sağlanıyor. KOSGEB; girişimci, küçük ve orta ölçekteki işletmelere finansal hibe veya kredi desteği sağlayan bir kuruluştur.
ise 29 olarak belirtildi. Hibe yani geri ödemesiz destek üst limiti 50 bin TL. İşinizi kurmak için bu miktarın yeterli gelmemesi halinde üst limiti 100 bin TL olan uygun geri ödeme koşullarıyla faizsiz kredi desteğinden de yararlanabiliyorsunuz. Bu desteğin işletme kuruluş desteği, makine ve ofis desteği ve işletme giderleri desteği olarak kendi içinde limitleri bulunuyor.
Hibe desteği için başvuru şartları neler?
Kuruluş desteği 5 bin TL
Desteklerin genç girişimcilere yönelik verileceği belirtilmiş olsa da netleşen bilgilere göre, başvuru şartlarını sağlaması durumunda herkesin, 50 bin TL hibe ve 100 bin TL faizsiz kredi desteğine başvurabileceği açıklandı. Desteklere başvuru için üst yaş sınırı
İşletme kuruluş desteği olarak en üst 5 bin TL limit veriliyor. İşletme kuruluş desteği; işinizi kurmaya yönelik teknik, hukuki, mali danışmanlık, iş planı, fizibilite çalışması gibi harcamalarınız için verilen bir tutardır.
İşinizi kurduğunuz andan itibaren kira, personel maaşları gibi işletme giderlerine yönelik 20 bin TL’ye kadar işletme giderleri desteği sağlanıyor. Bu destek sayesinde işletmeniz faaliyet halindeyken personel, kira gibi işletmenize ait giderler geri ödemesiz olarak veriliyor. Özetlemek gerekirse; • Kuruluş giderleri için 5.000 TL, • Makine, Teçhizat ve Ofis donanım giderleri için 25.000 TL, • İşletme giderleri için 20.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL’ye kadar geri ödemesiz hibe desteği alabiliyorsunuz. İşinizi kurmanız için 50 bin TL destek yeterli gelmiyorsa geri ödemesiz hibe desteğinin yanı sıra 100 bin TL’ye kadar geri ödemeli faizsiz kredi desteğine de aynı anda başvuru yapabiliyorsunuz.
Hibe ve kredi desteklerine başvuru şartları, nasıl başvuru yapılıyor? Desteklere başvuru için 29 yaşından küçük olmak gerekiyor. Bunun dışında başvuru için izlenmesi gereken yollar şu şekilde: 1.Girişimcilik eğitimi alınacak. 2. Proje sunulacak. 3. Kurul onayı beklenecek. 4.Projeniz kabul edilirse destek alınacak.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
167
RÖPORTAJ
Prima’nın başarısının sırrı, hedef kitleyi doğru analiz etmek Türkiye’de bu yıl 30. senesini kutlayan Prima, ilk hazır çocuk bebek beziyle 1986 yılından beri bebeklerin sağlıklı ve mutlu gelişimini destekliyor. Prima Türkiye ve Kafkaslar Marka İletişim Müdürü Cansu Türkay ile markanın faaliyetlerini ve sundukları hizmetleri konuştuk.
Prima, anne ve bebeklerin ihtiyaçlarını dinleyerek, gözlemleyerek ve bilim adamları, dermatologlar ve çocuk doktorları eşliğinde sürekli olarak ürünlerini geliştirerek, Dünya’da ve Türkiye’de ilklere imza atıyor. 1999 yılında Prima’ya özgü “losyon bakım şeritleri”ni, 2000 yılında da ilk kez “nefes alan pamuksu dış yüzeyi” Türk tüketicisine sunduklarını aktaran Cansu Türkay, sözlerine şöyle devam etti; “2003’de Prima, Tam Koruma ile daha geniş bel bantları ve daha yüksek emicilik gücü ile sızıntıları önleyerek, bebeklerin daha
168
rahat etmesini sağladı. 2004’te piyasaya sunduğumuz “Prima New Baby Yenidoğan” ürünü ise “İkili Koruma” Sistemi ile idrarın yanı sıra, yenidoğana özgü yumuşak dışkının da emilmesini sağlayan yenidoğana özel ilk bebek bezi oldu. 2005 yılında hem ürün gamını Türkiye’nin ilk ve tek anatomik şekilli ürün gamı haline getirip, hem de bebeklerin değişik gelişim aşamalarındaki farklı ihtiyaçlarının aynı bebek bezi ile karşılanamayacağı tüketici içgüdüsünden yola çıkarak, bebeklerinin gelişimlerinin her aşaması için farklı teknolojileri ile üretilmiş farklı ürünler geliştirdik.” Türkay, yakın tarihlere geldiğimizde, 2010 yılında Prima’nın en kuru ve en ince bezi, yeni Dry Max Teknolojisi ile Prima Premium Care’i annelere sunduklarını ve şimdi de kendilerini çok heyecanlandıran Yeni Prima Premium Care ile Türkiye’deki ilk emici kanallara sahip bebek bezini annelerle buluşturacaklarının müjdesini verdi.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Geniş ürün gamıyla ailelerin tercihi Bugün Prima Dünyası’nın Yeni Bebek, Aktif Bebek, İlk Adım, Uyu Oyna, Premium Care bebek bezleri ve Islak Mendilleri’nden oluşan geniş ürün gamıyla tüm beklentileri karşıladığını belirten Türkay, 1986 yılından beri bebeklerin mutlu ve sağlıklı gelişimini destekleyerek annelerin tercihlerinde ilk sırada olduklarını söyledi. Prima markasının, üretimden tasarıma her aşamasındaki görev alanların anne ve babalardan oluştuğunu anlatan Türkay, “Kendi bebeklerinden, kendi deneyimlerinden öğrenen ve her zaman için anne ve bebeklerin sağlıklı ve mutlu gelişimini amaçlayan insanlar bu stratejiyi oluşturuyor. Böylece, her zaman en üstün performanslı ürünleri geliştirmek ve bunu annelere en doğru şekilde anlatmak için çalışan bir ekip ortaya çıkıyor. İşimizi sadece bebeklere yeni ve geliştirilmiş bebek bezleri üretmek olarak görmüyoruz. Daha da çok anne
ve bebeğin hayata mutlu, sağlıklı başlangıçlar yapabilmesi için dünyanın her yerindeki annelere ve bebeklere fayda sağlayan, geniş kapsamlı programlara da yatırımlar yapıyor, sosyal sorumluluk projelerimizle anne ve bebeklerin bu muhteşem yolculuklarında onların yanında olmayı amaçlıyoruz” dedi
1 UNICEF Logolu Paket = Hayat Kurtaran 1 Aşı ve ‘Mobil Klinik Projesi’ Cansu Türkay, Prima olarak hayata geçirdikleri sosyal sorumluluk projelerinden birinin bugün ve yarının bebeklerinin sağlıklı ve mutlu gelişimini sağlamak amacıyla UNICEF’le birlikte, Anne ve Yenidoğan Tetanosu’nu tüm dünyada bertaraf etmek için 2006 yılında başlattıkları 1 UNICEF Logolu Paket = Hayat Kurtaran 1 Aşı kampanyası olduğunu anlattı. Bugüne kadar bu kampanya ile 300 milyon aşı bağışlanarak 100 milyon anne ve yenidoğan bebekleri koruma altına aldıklarını ve 500 bin yenidoğan hayatın kurta-
RÖPORTAJ
rıldığını paylaşan Türkay, “Sosyal medya kanalı ile de elde edilen 1 aşı bedelini UNICEF’e bağışlıyoruz. Kampanya neticesinde bugüne kadar 17 ülkede anne ve yenidoğan tetanosu ortadan kaldırıldı. Aynı zamanda bu kampanya ile IBS Anne bebek fuarı’nda aldığımız ‘Yılın en iyi sosyal sorumluluk projesi’ ödülü gurur verici” diye açıkladı. Türkiye’de uyguladıkları bir diğer heyecan verici projenin ‘Mobil Klinik Projesi’ olduğunu anlatan Türkay, “Prima mobil klinikler, Türkiye’de özellikle anne-bebek sağlığı konusunda bilgilendirmeye ihtiyaç duyan illeri birer birer dolaşarak, doktorlarımız eşliğinde anneleri bilgilendiriyor. Projemizin 2015 durakları arasında Antalya, Mersin, Hatay, Antep, Maraş, Adıyaman, Urfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt, Van, Erzurum, Muş, Elazığ, Malatya, Sivas, Tokat, Kayseri, Niğde, Aksaray ve Konya yer aldı. Ayrıca markamızla birçok sosyal sorumluluk projesine destek oluyor, hastanelerde yeni doğum yapan annelerimize hazırlanan paketlere ürünlerimizle destek oluyoruz” diye belirtti.
Bezi kuru tutabilmek için özel sıvı Bütün Prima Bebek Bezlerinin yumuşak ve bebeğin poposunun hava almasını sağlayan malzemelerden yapıldığını, önceliklerinin bebeklerin uyurken ve oynarken rahat olmalarını sağlamak olduğunu ifade eden Türkay, sözlerine şöyle sürdürdü; “Prima’nın sahip olduğu çok katlı yapı, sıvının katlar arasında hareket ederek bebeklerin poposunun kuru kalmasını sağlıyor. Çünkü bu katmanlı yapı bezin emicilik kapasitesini artırıyor. Sıvıyı emme hızından daha da önem verdi-
ğimiz nokta, Prima’nın sıvıyı emdikten sonra üst yüzeyinde ıslaklık bırakmaması. Çünkü genel inanışın aksine, bezin yalnızca sıvıyı hızlı bir şekilde emmesi, bebeğin altının kuru kalması için yeterli olmuyor; dışarıdan kuru gibi görünen bez de her zaman için üst yüzeyinin kuru olduğuna işaret etmiyor. Bu yüzden de bebeğin poposu ile temas eden bölgeyi kuru tutabilmek, bizim için büyük önem taşıyor.” Bunun yanında Prima’nın iç yüzeyinde ince ve hafif bir losyonla yumuşatılmış malzeme kullanıldığını, bu yüzey sayesinde bebeğin cildi korunup, kuru tutulduğunu paylaşan Türkay, sıvının aktarıldığı ikinci emici katmanın, kumaşımsı polyester liflerinden üretildiğini ve bu katmanın sıvıyı emerek bebeğin cildinden uzak tuttuğunu belirtti. Bezin dış yüzeyinin ise hava alabilen, yine kumaş benzeri yumuşak liflerden üretildiğini ve amacı sıvının dışarıya sızmasını engellemek olduğunu aktaran Türkay, “Prima bebek bezlerindeki en önemli malzemelerden biri olan emici jel, bebeğin cildini korumayı amaçlıyor. Sıvıyı bir katmanda hapsederek bebeğin cildinden uzak tutuyor ve böylece pişikleri engelliyor. Jel toksin özelliğe sahip olmadığı için bebeğe de zarar vermiyor. Süper-emici malzeme tam 400 farklı testten geçiriliyor. Islak mendillerimizde de aynı hassasiyeti gösteriyor, ıslak mendillerimizin kumaşa en yakın dokunuş etkisine sahip dokusu, cilt bakımı sağlayan içerik, etkili temizlik sağlayan yüzeyi ve cildin pH dengesini sağlayan özel formülü sayesinde ıslak mendillerimizi
annelerin güvenle kullandığını biliyoruz” diye ifade etti.
Yeni yıla, yeni ürün; Prima Premium Care Çok özel bir yenilikle 2016 yılına start verdiklerini paylaşan Türkay, “Uzun süredir üzerinde çalıştığımız yeni Prima Premium Care ürünleri ile Türkiye’de ilk defa bir bezde emici kanal teknolojisi kullanıldı. Geliştirdiğimiz emici kanal teknolojisinin yanı sıra ipeksi yumuşaklık sağlayan yeni Prima Premium Care ile artık anneler arasında “beyaz paket” olarak da bilinen Prima’nın en ileri teknoloji ürününe ulaştığını söyleyebiliriz. Tabii ki teknolojiyi, bebekler için en rahat ve altlarını uzun süreler kuru tutan ürünler geliştirmekte kullanırken, aynı zamanda annelerin içgüdüsünü alarak da ilerliyoruz. Bu yüzden, artık Prima Premium Care’de, bütün boylarda ıslaklık göstergesi isteyen annelerimiz için, ıslaklık göstergesi bulunuyor” diye belirtti. P&G olarak yalnızca Prima için değil, tüm ürünleri ile Türkiye’deki hanelerin %95’ine en az 1 ürünleri ile girdiklerini ifade
eden Türkay, bölge, lokasyon farkı gözetmeksizin ulusal, yerel süpermarketlerde ve online satış platformlarında tüketicilerle buluştuklarını belirtti. Prima olarak sosyal medyayı çok etkin kullandıklarını ifade eden Türkay, sözlerini şöyle noktaladı; “Özellikle doğrudan etki alanımıza giren gelişmeleri de yakından takip ederek annelerden gelen geri bildirimlere önem veriyoruz. Çünkü onların görüşleri ve beklentileri yapacağımız yeniliklere yön veriyor. Özellikle Y kuşağı anneler hem ikincil ekran kullanımı-örneğin televizyon izlerken bir yandan telefondan internete girmesiyüksek, hem de sosyal medyada aktif bir şekilde paylaşım yapan, öğrenen ve tavsiye veren anneler. Bizim annelerimizi anlamamız ve onları dinlememiz için bize inanılmaz bir fırsat sunuyor. Marka olarak hiçbir zaman tek yönlü bir monologdan yana değiliz. Ürünlerimiz, yalnızca teknolojinin değil, aynı zamanda tüketicilerimizin de eseri. Anne ve bebekleri anlayarak, onlarla konuşarak, hep birlikte gelişmeye devam ediyoruz.”
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
169
RÖPORTAJ
2016 yılında ambalajlar yenileniyor Değişen ürünlerle birlikte ambalaj tasarımlarında da yenilikler oluyor. Rafa çıkardığı her projesinde markalarına ölçümlenebilir ve sürdürülebilir başarılı pazarlama sonuçları sağlayan Tasarist ekibi ambalajda 2016 trendlerini değerlendirdi.
terimi” diyor ve ekliyor “Pek çok insan yeme-içme ihtiyacını hareket halindeyken karşılıyor. Hal böyle olunca açması, kapaması, taşıması kolay ambalajlar gıda ve içecek kategorilerinde daha çok tercih edilecek. Yaşam alanlarının küçüldüğü, aile nüfusunun azaldığı günümüzde kompakt ambalajlara yönelim de hızla artacak.”
Daha Yeşil
Birlikte çalıştığı markalara trend analizinden, tasarım öğelerinin bu analize göre şekillendirilmesine kadar önemli avantajlar sunan tasarım ajansı Tasarist, genç ekibiyle müşterilere farklı çözüm olanakları sunuyor. Bünyesinde yer alan hali hazırdaki tüketicileri koruyan, trendleri ve modayı sıkı takip eden Tasarist, gücünü ambalaj tasarımı konusundaki yetkinliğinden alıyor. Markalarına her projesinde sunduğu ölçümlenebilir ve sürdürülebilir başarılı pazarlama sonuçları sağlayan Tasarist ekibi ambalajda 2016
170
yılında görülmesi beklenen yeni trendleri değerlendirdi.
Daha Fonksiyonel
Dünyada artık daha şehirli ve yaşlanan bir nüfus var. Bu nüfusun yaşam standartları eskiye oranla yüksek ama vakitleri ve tahammülleri daha az. Bu yüzden, kullanım kolaylığı sağlayan, mümkün olduğunca işlevsel ve akıllı ambalaj modelleri 2016’da da yükselişte olacak. Tasarist Kreaktif Yönetmeni Musa Çelik; “On the go packaging artık daha sık karşılaşacağımız bir ambalaj
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Tasarist’e göre, sürdürülebilirlik ve sağlıklı yaşam önümüzdeki süreçte etkisini görmeye devam edeceğimiz bir diğer önemli trendler arasında yer alıyor. Tasarist Genel Koordinatörü Reşan İlhan bu durumu; “İnsanların ihtiyaç ve istekleri sınırsız, ancak dünya üzerindeki enerji ve hammadde kaynakları oldukça sınırlı ve her geçen gün tükenmektedir. Toplumda artan bilinç düzeyi ile insanlar artık çevreye daha duyarlı oldular. Daha az malzeme kullanılarak üretilen geri dönüştürülebilir ambalajlar, satın alma noktasında tercih edilmenin yadsınama aktörlerinden biri haline gelecek” diye özetliyor.
Daha Estetik
Konu ambalaj tasarımı olunca, fonksiyonellik ve çevreye duyarlılık yanında artan estetik algısı ve yükselen beklentiler de göz önünde tutulması gereken hayati faktörler. Sosyal paylaşım platformları ve online mecraların yaygınlaşmasıyla tüketici-
lerin sadece kendine sunulanla sınırlı olmadığı bir dönem başladı. Selfie akımının etkisiyle de her an, her yerde fotoğraflanmaya hazır olma algısı oluştu. Tasarist ekibi, özellikle genç neslin elinde tuttuğu veya masasına koyduğu ambalajları artık stilini tamamlayan bir aksesuar olarak gördüğünün altını çiziyor ve belirtiyor; “Bunun kaçınılmaz sonucu olarak karakter sahibi, iyi görünümlü ve modaya uygun ambalaj tasarımları eskiye oranla çok daha fazla rağbet görecek”.
RÖPORTAJ
Koton, kaliteyi modern şehir yaşamı ile buluşturuyor Hazır giyim sektöründe basamakları teker teker tırmanıp bugün uluslararası bir marka olmanın haklı gururunu yaşayan markanın bu zorlu serüvenini Koton Pazarlama Direktörü Aslı Südor’dan dinledik. eğilimlerine göre yapması ve gerektiğinde müşterileri yönlendirebilmesi olduğunu ifade etti. Markanın bugün geldiği konumu değerlendiren Südor, “Yüksek kalitede ürün çeşitliliği ve orijinal moda trendlerini sunan Koton’un hedef kitlesi, modern şehir yaşamını benimsemiş kadın ve erkek gruplarından oluşuyor. Bu strateji ile ilerlediğimiz bu yolda da büyümemizin ve gelişimimizin iyi bir noktada olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Türk ve Avrupalı tüketicileri kucaklayan bir marka
Koton ticari hayatına 1988 yılında Kuzguncuk’ta açılan 25 m2’lik mağaza ile başladı. Koton’un marka olma serüvenini Aslı Südor şöyle anlattı; “Gülden Yılmaz’ın yaz tatilini değerlendirmek üzere girdiği bu iş, zaman geçtikçe ve sektörü de sevdikçe bir marka olma yolunda ciddi adımlar atılmasına vesile olmuş. Gülden Yılmaz ve Yılmaz Yılmaz’ın sektörde başarılara imza atmak için daha somut ve büyük hedefler koyarak yol aldıkları bu yolda, hem hayaller hem de hedefler gerçekleştirerek Koton’un ticari hacmini bugün ki noktaya ulaştırmışlardır.” Südor, Koton markasının en önemli gücünün; tüm planlarını müşteri gereksinimlerine ve
172
Müşterilerden alınan geri bildirimler ışığında marka stratejisinin belirlendiğini anlatan Südor, “2000 yılında 10.000 katılımcı ile yaptırdığımız müşteri beklentileri anketinden 3 ana konu öne çıktı. Müşterilerimiz bizden bol çeşit, ferah mağaza ortamları ve uygun fiyat bekliyordu. Stratejimiz hazırdı. Koleksiyonu büyüttük, tasarıma yatırım yaptık. Mağaza konseptini yeniledik ve büyüttük” diye belirtti. Markanın global arenadaki serüveninden bahseden Südor, “2000 yılından itibaren kazandığımız ivmenin, Koton için esas dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. Yurtdışına açılmakla sadece Türk tüketicisine değil, aynı zamanda Avrupalı moda severlerin zevklerine uygun koleksiyonlar hazırlama gerekliliği, bu ivmenin tetikleyicisi oldu”
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Uygun ve dengeli fiyat stratejisi Tüm hedef kitleye hitap edebilmek amacıyla fiyat seviyelerini hep uygun tuttuklarını dile getiren Südor, bu strateji ile bugün yılda 30.000 farklı çeşit yapan bir marka haline geldiklerini ve 434 farklı mağaza ile hizmet vermeye devam ettiklerini paylaştı. Çağın gerekliliklerinden olan ve hemen herkesin zaman geçirmek yanında artık alışveriş içinde yöneldiği platform
internet için yaptıklarını çalışmalarını sorduğumu Südor, “Şu aşamada internet satış kanalımız koton.com ile bu alana hızlı bir giriş yaptık. Firmamızın her türlü sosyal medya hesapları (Facebook, Twitter, Instagram, Periscope..) da bulunuyor. Bu hesaplardan yeni koleksiyonlarımızı, kapsül koleksiyonlarımızı, indirim haberlerimizi takipçilerimizle paylaşmanın yanı sıra interaktif yarışmalar da düzen-
leyerek müşterilerimizle iletişim kuruyoruz” şeklinde yanıtladı.
Online satış kanalıyla interaktif iletişim Online satış kanallarını 2015 Eylül ayında devreye soktuklarını anlatan Südor, “Lansman veya özel bir duyuru yapmamamıza rağmen şu anda müşterilerimizden çok yoğun bir ilgi görüyoruz. Online satış kanalının en kısa zamanda toplam satışın %5 ‘ i seviyelerine ulaşmasını, 3-4 sene içinde de %10 seviyesine yaklaşmasını hedefliyoruz. Bunun dışında da asıl faydayı, bütünleşik ve çok kanallı bir perakendecilik yaklaşımıyla her noktada kesintisiz bir müşteri deneyimi yaşatmakta görüyoruz” ifadelerine yer verdi. Online satışın içeriğinin mağaza satışına göre çok farklı olmamasına rağmen, sadece kadın ve
genç ürünlerinin ağırlıkta olduğunu belirten Südor, üst ürün gruplarının payının daha yüksek olduğunu söyleyebileceklerini aktardı.
2016’da hedef %55 büyümek 2015 yılını bir önceki yıla göre değerlendirdiklerinde Koton için büyümelerini artırarak devam ettirdikleri bir sene olduğunu ifade eden Südor, “2015 yılında, yurtiçinde 53 ve yurtdışında 30 olmak üzere toplam 83 yeni mazağa açtık. Satışlarımız 2014’e göre %30 artış sağladı. 2015 Eylül sonu itibariyle de yatırım miktarımız 155 milyon TL’yi bularak, bir önceki seneye göre %47 artış gösterdi. 2015 yatırımlarının yaklaşık 7 milyon TL’si lojistik; 3 milyon TL’si ise e-ticaret yatırımlarıdır” diye belirtti. 2016 yılında %55 büyümeyi hedeflediklerinin altını çizen Aslı Südor, bu
hedefe hem mevcut mağazalarında büyüyerek, hem de yeni mağaza
yatırımları yaparak ulaşmayı planladıklarını sözlerine ekledi.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
173
AKTÜEL
Öğren, Tecrübelerinden Ders Al Ve Mutluluğun Peşinden Git! Baltamızı bilemek İki arkadaşlar ormanda ağaç kesme işi almışlardı. Birinci adam işe oldukça hızlı başlamıştı. Sabah erkenden kalkıyor, hiç durup dinlenmeden, hatta öğle yemeği bile yemeden çalışıyor, akşamda evine diğer arkadaşından geç gidiyordu. İkinci adam arkadaşı kadar çok çalışmıyordu. Yorulduğunda mola veriyor ve akşam hava kararmaya başlayınca da evinin yolunu tutuyordu. Bir hafta geçmişti çalışmaya başlayalı. Birinci adam ne kadar çalıştığını göstermek için, “Kestiğimiz ağaçları sayalım” teklifinde bulundu. Saydılar. Sonuç şaşırtıcıydı. İkinci adam arkadaşından daha fazla ağaç kesmişti. Birinci adam öfkelendi: “Bu nasıl olabilir? Bir hafta boyunca durup dinlenmeden çalıştım. Ama sen işe benden geç gelip, erken gittin, gün boyunca verdiğin molalarla dinlendin. Bu nasıl adalet ve nasıl iştir ki senin kestiğin ağaçlar benimkinden fazla?” İkinci adam sakın ve kendinden emin bir tavırla arkadaşını yanıtladı: “Bunda anlaşılmayacak bir şey yok; sen durmadan çalışırken, ben arada bir dinleniyor, bir yandan da baltamı biliyordum. İnsanın baltası keskin olunca, ağaçları daha az çabayla kesebiliyor.”
Öğrenmenin zevki Tarihin en ünlü filozoflarından biri olan Sokrates (MÖ. 470 – MÖ. 399), Atina kanunlarına göre yargılanıp ölüme mahkûm edildi. Sokrates, onu son kez görmeye gelen öğrencilerinden birinin elinde bir saz gördü. Sazın nasıl çalınacağını öğrenmek istediğinde öğrencisi hayretle: “Üstadım! Ama nasıl olur? Az sonra zehri içeceksiniz, çalmaya vaktiniz olmayacak ve bir zevk duymayacaksınız.” dedi. Sokrates, ölmeden önce son dersini verdi: “Evladım! Asıl zevk çalmakta değil, çalmayı öğrenmektedir…”
Kitaplar ve dağlara tırmanmak Amerikalı eğitim uzmanı ve felsefeci John Dewey, 90. Doğum gününde bir gazeteci ile yaptığı röportaj sırasında söz kitaplara gelmiş. Gazeteci sormuş: “Yıllardır kitap okuyorsunuz. Okuduğunuz onca kitabın size ne faydası oluyor?” John Dewey, okuduklarının yaşamına ne denli katkıda bulunduğunu şu ilginç sözlerle anlatmış: “Dağlara tırmanmama yardım ediyor” Gazeteci: “Dağlara tırmanmak mı? Dağlara tırmanın ne faydası var?” Filozof sözlerini şöyle açıklamış: “Tırmanacağınız diğer zirveleri görebilmek için, dağlara tırmanmak gerekir. Bundan vazgeçtiğiniz an, kaç yaşında olursanız olunuz, yaşamınız sona ermiş demektir…”
174
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
AKTÜEL
Esin kaynağı kitaplar Dünyanın tanıdığı mucitlerin birçoğuna kitaplar esin kaynağı oluşturmuştur: Telefonu icat eden Alexander Graham Bell, Alman yazar Helmholtz’un “Ses” hakkında yazdığı bir eserden esinlenmiştir(1876). İlk güç kaynaklı uçağı icat eden Wright Kardeşler (1903), düşüncelerini bir kitabın yardımıyla gerçekleştirebilmişlerdir. Elektrik ilminin babası Faraday’a da bir kimya kitabı esin kaynağı olmuştur. Henry Ford otomobil yapma fikrini bir Fransız yazarın makalesinden almıştır. O makalenin bir ziraat makalesinde yayımlandığını söylersem zannederim şaşırırsınız. Şimendifer frenlerinin mucidi George Westinghouse, bu icadını The Livingage adlı İngiliz dergisine borçludur. Okumaya ve öğrenmeye ayrılan zaman daima kendisini öder. Herbert N. Gasson
On milyon dolarlık eğitim IBM’nin kurucusu Tom Watson’un yardımcılarından biri, şirkete on milyon dolara mal olan büyük bir hata yapar. Derhal patronun bürosuna çağrılır. Odaya girer girmez, “Sanırım istifa etmemi istiyorsunuz?” diye soran yardımcısına Watson, yapılan hatalardan alınacak derslerin en iyi eğitim olduğunu anlatan şu cevabı verir: “Şaka mı yapıyorsun? Sadece eğitimin için 10 milyon dolar harcadık. Ve eğitimine bu kadar para harcadığımız birinin işten ayrılmasına asla izin vermem…”
Bir Uzakdoğu inanışı Öykü yüzyıllar önce gözlemlenen bir olayı nakletmektedir. Bir keşiş araştırma yapmak için köye gitmişti. Önce o köyün mezarlığına girdi. Çünkü kültürlerin, yaşam felsefisinin böyle yerlerde gizli olduğuna inanıyordu. Gözleri birden mezar taşlarının üzerindeki rakamlara takıldı. Mezartaşlarında 5, 867, 900, 20003, 4979, 7, 421 örneği, birbiriyle hiçte bağlantısı olmayan rakamlar vardı. Uzun uzun düşündü fakat bu rakamların anlamını çözemedi. Köyün en bilge kişisine gitti, ona sordu: “Nedir bu rakamlar Tanrı aşkına?” dedi. “Bu rakamların gösterdikleri ay mıdır, yıl mıdır, saat midir?” Bilge kişi gülümseyerek yanıtladı: “Bizler bebeklerimiz doğduğu zaman, bellerine bir ip bağlarız,” dedi. “Yaşamı boyunca her güldüğü an, o ipe bir düğüm atarız. Öldükten sonra ise, bellerindeki düğümleri sayar, düğümün sayısını mezartaşına yazarız.” Bilge kişi, karşısındaki kişinin bir şey anlamadığını görünce açıklamasını sürdürdü: “Böylece onun, ne kadar yaşamış olduğunu anlarız.”
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
175
AKTÜEL
Bir tapınak yazıtı Gürültü patırtının ortasında, sükûnetle dolaş; sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en güzel karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma. İçten ol; telaşsız anlat. Kısa açık ve net konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Yalnız yaptığın planların değil, başarılarının da tadını çıkar. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen; hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen, hayatın boyunca bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle sev ki; başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken, yaptıklarında yepyeni hayatlar başlatmış olsun. Olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama asla hükmetmeye kalkma. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki insanlığın asırlardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir. Aşka burun kıvırma sakın, o çöl ortasında yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma. Kaybetmeyi, ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür. Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe… Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir. Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkânsızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol. Hatırlar mısın doğduğun zamanları? Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. Sabırlı, sevecen ve erdemli ol. Eninde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekânıdır. Xsentius, M.Ö. IX. yy.
The Singer, not the Song... (Şarkıcı, şarkı değil…) “Eski bir filmden alınacak dersi size aktarmak istedim: Kanun kaçağı kasabaya tayin edilen tüm papazları çeşitli entrikalar yaparak yıldırır ve kasamadan kaçırır. Kasabaya son gelen papazın insancıl davranışları sayesinde kanun kaçağı onu sever, ona boyun eğer. Arkadaş olurlar. Papaz, kanun kaçağını adalete teslim olmaya ikan eder, şerifle konuşur. Hiç kimsenin burnu kanamadan yapılacak bir düzenleme ile kanun kaçağının teslim olabilmesi için şeriften söz alır. Papaz, kanun kaçağını teslim olacağı yere getirir. Şerif, kanun kaçağını vurmayacağı konusunda papaza söz vermiş olmasına rağmen “Ateş!” emri verir. İlk kurşun kanun kaçağına saplanır. Papaz, kanun kaçağını kurşunlardan korumaya çalışırken o da vurulur, yere düşer. Yerde ikisinde sürünerek birbirine yaklaşırlar ve el ele tutuşurlar. Son nefeslerini vermeden önce papazın suçluluk duyan gözlerinin içine bakan kanun kaçağı son enerjisini kullanarak ona şu sözleir fısıldar: -I trusted the singer not the song! (Şarkıcıya inanmıştım. Şarkıya değil.) Kıssadan hisse: Sakın sadece ‘şarkıcıya’ inanarak bir işe kalkışmayın. Sukutu hayale uğrayabilirsiniz. ‘Şarkıcı’ kadar ‘şarkının’ da önemi büyüktür.”
176
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
AKTÜEL
İki damla yağ ve mutluluğun gizi… Bir tüccar Mutluluğun Gizi’ni öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konuşu bilge burada yaşıyormuş. Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzara ile karşılaşmış: Tüccarlar girip çıkıyor, insanlar bir köşede sohbet ediyor, bir orkestra tatlı ezgiler çalıyormuş; dünyanın dört bir yanında gelmiş lezzetli yiyeceklerle dolu bir masada varmış. Bilge sırayla bu insanlarla konuşuyormuş. Bizim delikanlı kendi sırasının gelmesi için iki saat beklemek zorunda kalmış. Delikanlının ziyaret nedenini açıklamasını dikkatlice dinlemiş bilge, ama Mutluluğun Gizi’ni açıklayacak zamanı olmadığını söylemiş ona. Gidip sarayda dolaşmasını, kendisini iki saat sonra görmeye gelmesini salık vermiş. “Ama sizden bir rica da bulunacağım,” diye eklemiş bilge, delikanlının eline bir kaşık verip, sonra bu kaşığa iki damla sıvı yağ koymuş. “Sarayda dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı dökmeyeceksiniz.” Delikanlı sarayın merdivenlerini inip çıkamaya başlamış, gözünü kaşıktan ayırmıyormuş. İki saat sonra bilgenin huzuruna çıkmış. “Güzel,” demiş bilge, “peki yemek salonumdaki Acem halılarını gördünüz mü? Bahçıvan başının yapmak için on yıl çalıştığı bahçeyi gördünüz mü? Kütüphanemdeki güzel parşömenleri fark ettiniz mi?” Utanan delikanlı hiçbir şey görmediğini itiraf etmek zorunda kalmış. Çünkü bilgenin kendisine verdiği iki damla yağı dökmemeye çabalamış, başka bir şeye dikkat edememiş. “Öyleyse git, evrenimin harikalarını tanı,” demiş ona bilge. “Oturduğu evi tanımadan bir insana güvenemezsin.” İçi rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye çıkmış. Bu kez, duvarlara asılmış, tavanları süsleyen sanat yapıtlarına dikkat ediyormuş. Bahçeleri, çevredeki dağları, çiçeklerin güzelliğini, bulundukları yerlere yakışan sanat eserlerinin zarafetini görmüş. Bilgenin yanına dönünce, gördüklerini bütün ayrıntıları ile anlatmış. “Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede?” diye sormuş bilge. Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş. “Peki” demiş bunun üzerine bilgeler bilgesi, “sana vereceğim tek bir öğüt var: Mutluluğun Gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan…” Paulo Coelho
Dünyaya bir daha gelecek olsam
“Ben işe gitmezsem dünya batar” diyerek hasta hasta işe gitmek yerine yatağıma girer ve iyileşinceye kadar da yataktan çıkmam. Daha az konuşur, daha çok dinlerim. Evimizdeki halı ve koltuk takımlarının eski oluşuna aldırmaz, arkadaşlarımı evime rahatlıkla davet ederim. Dedemin gençlik dönemi anılarını dinlemeye daha çok zaman ayırırım. Daha sık ve daha çok “Seni Seviyorum” derim. Yaşamımın bir daha geri gelmeyeceğini bildiğim her dakikasını, gözlerimle görerek, kulaklarımla duyarak, ellerimle tutarak yaşarım. Erma Bombeck
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
177
KİTAP
Pazarlama Dünyasında Etkili Yöntemler Pazarlama, bizi satın almada bir adım öne geçiren en etkili yöntemdir. İş dünyasında rakiplerinizi saf dışı bırakmak için pazarlama tek-
niklerini sonuna kadar kullanmalısınız. Satışın bel kemiğini oluşturan pazarlama konusunu bu sayımızda derinlemesine ele alıyoruz. Sizin
Pazarlamada Yeni Ustalık Modern hayatın belki de bize sağladığı en büyük yüklerden biri tercih etme zorunluluklarımız. Üstelik tercihlerimizin sayısı artmaya devam ediyor. Peki, satın alma kararlarımız bunca tercihten nasıl etkileniyor? İşte pazarlamacıların sürekli kendilerine sormaları gereken soru tam olarak da bu olmalı. Artık üreticilerin ve biz pazarlamacıların elinde çok fazla seçenek kalmadı. Çevresinde neler olduğunu hızla anlamaya çalışıp zaman kaybetmeden bir şeylerin değiştiğini kabul edenler, gıpta edilecek bir verimlilik kazanacaklar. Bu kitap pazarlama planlarını bu yeni dünyaya göre yeniden uyarlamak isteyenler için gerçek bir rehber. Kitap, satışta karar verme, satışta en çok yapılan büyük hatalar, internet ve telefonda satış, satışları arttırmak için önemli tavsiyeler ve reklamda satış faktörü gibi bir çok alana değiniyor.
için doğru pazarlama yönetmelerini, bu işin tekniğini ve bu alanda günümüz trendlerini ele alan kitapları derledik. Keyifli Okumalar…
Pazarlamanın 22 Kuralı “Pazarlama konusunda yazılmış en iyi kitaplardan biri.” Bu yalnızca bizim değil pek çok pazarlama duayeninin ortak fikri. Pazarlamanın kuralları hiç bu kadar iyi özetlenmemişti. Dünyanın en çok tanınan pazarlama danışmanları Ries ve Trout yapacaklarını yaptılar. Pazarlamanın kitabını yazdılar. Tüketicilerin zihnine, oradan da kalbine giden yolda sizin için bir el haritası hazırladılar. Pazarlamanın 22 Kuralı var. Bunların hepsi bu kitabın sayfalarının arasında yer alıyor. Net, kolay ve anlaşılır... En iyi olmak mı, ilk olmak mı? Ürün markası mı, şirket markası mı? Bu ve daha pek çok sorunun cevabı bu kitapta bulabilirsiniz. Rakiplerinizin bu kitabı okumamasını dileyeceksiniz.
Satışın Yeni Kuralları Müşteri Kazanma Teknikleri
Müşterinin tatmin olması artık yeterli değil. İşin doğrusu, müşteriler bizim değil. Sadece arabalarını bizim dükkânlarımızın önüne park etmişler. Daha iyi bir park yeri bulduklarında, bizden memnuniyetle ayrılıp gideceklerdir. Bundan hepimiz emin olabiliriz. Eğer müşterilerimize gerçekten sahip olmak istiyorsak; hele bugünün rekabet koşullarında işimizin gelişmesini istiyorsak, bizlere memnun müşterilerden fazlası gerek. Fanatik müşteriler oluşturmamız gerekiyor. Bu konuda size rehberlik etmek için, işte kitaptan bazı başlıklar: Satışta işletme yöneticisine düşünler, müşteriyi kaybetme nedenleri, insanlar neden alışveriş yaparlar, NPL’ye göre müşteri çeşitleri, satıcının kimliği, pazarlamacılara tavsiyeler, satışta beden dili, müşterinin tuzakları, satışta renk faktörü ve nöro pazarlama.
180
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
“Bazılarınız gerçek anlamda satış işindesiniz; müşterileri sigorta poliçesi yaptırmaya, cep telefonu almaya ikna etmeye çalışıyor veya taze ev yapımı keklerinizi pazarlıyorsunuz. Ama hepiniz iş arkadaşlarınızı yönlendirmek, yatırımcı bulmak veya çocukları razı etmek için tahmininizin üzerinde vakit harcıyorsunuz. Yani, beğenseniz de beğenmeseniz de hepimiz satış işindeyiz.” Drive ve Aklın Yeni Sınırları’nın yazarı Daniel H. Pink yeni kitabında satış dünyasına eğiliyor. Pink, önceki kitaplarında olduğu gibi yine iç görülerini zengin sosyal bilim araştırmalarıyla destekliyor ve ne pahasına olursa olsun satış yapma anlayışının eskidiği günümüz dünyasında satışın yeni alfabesini yazıyor. Bilgi asimetrisinden bilgi eşitliğine geçişin toplumsal dinamiklerini, etkili sunumun yeni altı yolunu, başkalarını anlamanın üç kuralını, mesajınızı daha iyi iletmenin beş çerçevesini ve daha fazlasını bu kitapta bulacaksınız. İnsanları harekete geçirme konusunda yeni imkânlar sunan Satışın Yeni Kuralları, iş ve özel yaşamınızı dönüştürecek bir rehber.
KİTAP
Satış ve Pazarlama Stratejileri Satışta başarılı olmak için, tam donanımlı satış temsilcileri çalıştırmak ve iyi planlanmış bir satış stratejisi oluşturmak gerekmektedir. Ürünlerimizin hangi ihtiyaçlara karşılık geldiğini iyi bilmeli ve bu yönlerini ön plana çıkarmalıyız. Profesyonel bir satış yöneticisi, müşteri gibi düşünmelidir. Satışta tek taraflı kazanç sağlama arzusu kısa süreli ve güven vermeyen bir yaklaşımdır. Karşılıklı kazanma stratejisi uygulanmalıdır. Firmanın başarısı yalnızca kontrolü altındaki pazarlama karması elemanlarına değil, kontrolü dışındaki elemanlardan oluşan pazarlama çevresindeki trend ve gelişmelere bağlıdır. Bu kapsamda kontrolü en geç elemanlar, müşterilerdir. Günümüzde ürün ve hizmetlerdeki kalite ile birlikte müşteri ilişkileri ile müşteri hizmetleri de, firmaların hem şu andaki hem de gelecekte bulunmak istedikleri nokta için daha da önemli hale gelmiştir.
Pazarlamada Fiyat Davranışsal Bir Yaklaşım Fiyat, işletmelerin karlılığındaki etkisinin yanı sıra, tüketicilerin satın alma davranışlarına olan etkisiyle incelenmesi gerekli bir konudur. Geçmişte ağırlıklı olarak ekonomi, muhasebe ve finansın konusu bağlamında incelenen fiyatın çok disiplinli bir yapıya sahip olduğu söylenebilmektedir. Diğer yandan pazarlama alanının da temel unsurlarından biri olan fiyatın, çoğunlukla, ekonomik sistemin yapı taşları olan işletmelerin bakış açılarıyla incelendiği görülmektedir. Günümüzde fiyatın, işletmelerin başarılarında itici güç olarak görülen tüketicilerin bakış açılarıyla da değerlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu durumda fiyat konusu, edilgen bir yapı olmaktan çıkmakta ve tüketicilerin, işletmelerin fiyat ile ilgili çalışmalarda aktif rol oynadığı bir unsur haline gelmektedir. Fiyat ve fiyatlandırma konularının sistematik olarak ele alındığı ve “tüketici odaklı pazarlama” konularını destekler nitelikteki ilk baskısı gerçekleştirilen bu kitapta geçmişten günümüze kadar pazarlama alanında fiyat konusunda yapılan çalışmalar özetlenmiştir.
Pazarlama 3.0 Yeni Çağın Pazarlama Yaklaşımı Bazı şirketler neden başarılıdır? Bazıları neden başarısız olur? Neden insanlar bazı ürünlerin veya hizmetlerin peşinden tutkuyla koşar da diğerlerine dönüp bakmaz bile? İnsanların ilgisini çekmeyi başaranlarla başaramayanlar arasındaki fark nedir? Sizin ürününüzün ve sizin şirketinizin de bu kadar başarılı olması için ne yapmanız gerekir? Bu soruların yanıtını hangi patron, hangi yönetici, hangi pazarlama uzmanı merak etmez ki? Pazarlama 3.0, ikibinli yıllarda şekillenen ve önümüzdeki 20-30 yıla damgasını vuracak yeni pazarlama anlayışının şifrelerini çözüyor. Son on yılda pazarlama dünyasında tartışılan temel konuları ve teknolojinin getirdiği değişim dinamiklerini ele alan Pazarlama 3.0, bu yeni pazarlama anlayışının şirketlerde nasıl ele alınması, anlaşılması ve uygulanması gerektiğini ortaya koyuyor. Pazarlama 3.0 Güventürk Görgülü ve Nesteren Şencan Görgülü kaleminden, yalnızca pazarlama dünyasının geldiği yeni aşamayı işaret etmekle kalmıyor, bu yeni aşamada başarılı olmak için gereken, en temel bakış açısını ve işin “olmazsa olmaz” kurallarını da okuyucuya aktarıyor.
Pazarlama Bi’tanedir ‘Pazarlama Bi’Tanedir’ alışılmışın dışında bir pazarlama kitabı. Pazarlamanın adını duyan, biraz tanıyan, onu daha derinden anlamak ve daha kapsamlı kavramak isteyenlere sesleniyor. Pazarlama, az ya da çok, bir şekilde herkesi ilgilendiriyor. Mesleği, alanı, konusu, müşterisi kim olursa olsun, işini iyi yapmak ve işinde başarılı olmak isteyenler, pazarlamaya bakıyor, ondan destek bekliyor. Kitapta tanıtılan yüzlerce pazarlamadan bir bölümü, farklı alanlardaki uzmanlıkların pazarlamayla birlikteliğinden, bir bölümü de pazarlamayı daha farklı uygulamak arayışları sonunda ortaya çıktı, gelişti. Gelecekte yeni uzmanlıklarla buluşmalarından yeni yeni pazarlamalar doğacak. Bir işi ve bir uzmanlığı olan herkes, Prof. Dr. İsmail Kaya’nın kaleme aldığı bu kitapta kendisini düşündüren, ilham veren, harekete çağıran bir şeyler bulabilecek.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
181
SAĞLIK
Ofis hastalıklarından korunmak mümkün!
Ofis yaşamı birçok açıdan avantaj-
lı olsa da hareketsizliğin getirdiği bazı rahatsızlıklardan kaçamıyoruz maalesef... Bir çok hastalığı hareketsiz ve sağlıksız yaşam tetikliyor. Ofis ortamında çalışanların karşılaşabileceği birkaç hastalığı ve nasıl önlem alınabileceğini araştırdık.
Oturma pozisyonu çok önemli Masa başında uzun süre oturmak çalışmayan kaslarınızın uyuşmasına ve çeşitli bölgelerde eklem ağrıları oluşmasına sebep olur. Otururken ayaklarınız yere basılı şekilde 90 derece açıyla oturmalı ve masa yüksekliğinin dirsek seviyesinde olmasına dikkat etmelisiniz. Daha da rahat etmek isterseniz bel veya boyun yastığı takviyesi yapabilirsiniz. Bu önlemleri almadığınız taktirde eklem ağrıları kapıda demektir. Bu ağrıların ilerlemesi sonunda, sırt, bel ve boyun fıtığına kadar gidiyor. Uzmanlar, şiddetli ağrılar
182
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
sonucunda iş gücünde kayıp ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olan bu hastalığın hafife alınmaması konusunda uyarıyor.
Masa başında çalışanlar dikkat! Masa başında hareketsiz saatler harcamak geri dönüşü olmayan hastalıklara yol açabiliyor. Özellikle bel ve boyun fıtığının bir numaralı nedenlerinin masa başında yanlış oturmak ve uzun süre hareketsiz kalmak olduğunu belirtebiliriz. Doğru oturma pozisyonu ve dikkat edilecek noktaları bilmelisiniz. • Oturduğunuz masanın, bilgisa-
yarın, klavye, ekran ve mause’un yüksekliğini kendinize göre belirlemelisiniz. • Mönitörün tam karşısında oturmalısınız. Yamuk bir açıda oturmak sürekli bir tarafa ağırlığınızı vermenize ve zamanla ağrı çekmenize neden olur. • Uzun süre sabit oturulmamalıdır. Omurga üzerine baskı olmasının yanında uzun süre oturmak kan dolaşımının zayıflaması nedeniyle de sakıncalıdır. Özellikle kol ve bacaklarda kan dolşımı zayıflar. • Otururken kesinlikle dik bir pozisyon tercih edilmelidir. Bel boşluğuna bir takviye yapılarak desteklenmelidir. Oturma pozis-
yonunda ayaklar yere değmelidir. Oturma pozisyonundayken kalça ve dizler aynı seviyede olmalıdır. Bilgisayarda uzun saatler çalışmak zorunda kalıyorsanız doktorların önerdiği gibi kısa zaman dilimlerinde egzersizler yapabilirsiniz. 5 – 10 dakika gibi kısa molalarda uygulayabileceğiniz bu egzersiz zinde olmanızı sağlar. Boyun Egzersizi; Nefes alıp başı yana döndürüp tekrar nefes vererek, doğal pozisyona getirin. Başı nefes alıp yavaşça yukarı kaldırıp, nefes vererek çene göğse değecekmiş gibi aşağı indirin. Başı saat yönünde ve aksi yönde başı omuzlara değecekmiş gibi döndürün. Otururken ellerinizi arkada birleştirip, dirsekleri iyice geriye alın, derin nefes alıp 30 saniye bekleyin. Nefes verin ve gevşeyin. Omuz egzersizleri; Omuzları kulaklara yaklaştırır gibi yukarı kaldırın, 3 saniye bu şekilde bekleyin. Omuzları kendi ekseni etrafında arkaya ve aşağı doğru, daha sonra öne ve aşağı doğru döndürün. Otururken ellerinizi başın arkasında birleştirin, dirsekleri iyice geriye alın derin nefes alıp 30 sabiye bekleyin. Nefes verin ve gevşeyin. El bileği egzersizi; Parmaklar yukarı bakacak şekilde kolları dümdüz öne uzatın. Bir elinizle diğer elin parmaklarını kendinize doğru çekin. 20 saniye bekledikten sonra bırakın ve gevşeyin. Aynı hareketi diğer eliniz içinde uygulayın.
SAĞLIK
Gözlerinizi dinlendirmelisiniz Uzun zaman ekrana bakmak gözlerinizi yorar göz ağrısına, batma, yanma ve kızarıklık gibi rahatsızlıklar oluşabilir ve bu rahatsızlık zamanla göz tembelliğine ve göz kuruluğuna dönüşebilir. Bu gibi rahatsızlıklardan korunmak için gözlerinizi sık sık kırpmalısınız ve göz kapaklarınızı dinlendirmelisiniz. Fırsat buldukça gözlerinizi ekrandan ayırarak camdan dışarı bakmaya ve temiz hava almaya çalışmanız sizi rahatlatacaktır.
Klavye ve fare kullanımına dikkat Klavye ve monitörü tam önünüze yerleştirin. Fare da onlarla aynı hizada bulunsun. Doğru kullanım için klavye ve fare aynı hizada konumlanmalıdır. Bileğinizin düz çizgide olmasına özen gösterin. Elinizi iyi destekleyin ve omzunu-
zu rahat bir pozisyonda tutun belirli aralıklarla ellerinizi ve kollarınızı gevşek bırakın ve rahatlayın.Sürekli yazı yazmak yerine, kısa yol tuşlarından sıklıkla faydalanın. Sürekli yazı yazmak bileğinizde daimi bir baskı yaratacak ve yaralanma riskinizi kayda değer biçimde yükseltecektir. Ellerinizi ve direğinizi sert yüzeylere temas ettirmemeye özen gösterin.
olacaktır tabi dozunu kaçırmamaya dikkat ettiğiniz takdirde. Özellikle kafeini fazla kaçırmamaya özen göstermelisiniz çünkü herkesçe bilinir ki ofis ortamının vazgeçilmezi kahvedir ve çok tüketiminde sonuçları uyku sorunlarına kadar gidebilir. Onun yerine hareketsizliğin sindirim sisteminizi olumsuz olarak etkilemesini önlemek için yeşil çay tüketebilirsiniz.
Kendinizi fast-fooda kaptırmayın
Mümkünse spor yapın
Çalışırken odaklandığınızda ne kadar yediğinizi farketmeseniz ve o an için rahatsızlık hissetmeseniz bile inanın ki bu beslenme şekli oldukça sağlıksız. Özellikle de yedikleriniz çikolata, kek, kola vs. olunca hemen kontrolü ele almalısınız. Sonrasında bu yedikleriniz hem midenize zarar verecek hemde kilo olarak geri dönüş yapacaktır. Bunun yerine yağsız ve organik ürünler tüketmeye çalışın kuruyemiş, badem vs. daha sağlıklı yiyeceklere yönelmeniz faydanıza
Uzmanlar ofis ortamında her yarım saatte bir kalkıp kısa yürüyüşler yapmanızı öneriyor mümkün olmadığının farkındayız. Daha makul bir önerimiz var haftanın en az iki gününü spora ayırın çünkü bütün gün masa başında hareketsiz kalan vücudunuz kendine gelmek için bunu hakediyor. Eğer spor yapmaya vaktiniz ve fırsatınız yoksa haftasonlarında kısa yürüyüşler yapmalısınız. Böylece vücudunuzun hamlamasını biraz olsun önleyebilirsiniz. Hazırlayan: Gizem Yıldız
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
183
AKTÜEL
Güçlü kadınları anlatan filmler Zaman zaman boşluğa düşeriz ve azmedenlerin hikayesi başarıya dair umut verir bize... İşte böyle bir an yaşarsak hepsi çok güçlü anılan ve herkesçe bilinen kadınlarımızın zorlu başarı öykülerini izleyerek azme giden yolu bulabiliriz.
THE IRON LADY 1982’de Arjantin’in Falkland ve Güney Georgia Adalarını işgal etmesi ile başlayan Falkland Savaşı’nda yaşanan krizi odak noktasına alan film, İngiltere’nin Demir Leydi lakaplı başbakanı Margaret Thatcher’in erkek hegemonyası altında, sınıf ve cinsiyet mücadelesi içinde verdiği güç savaşını anlatıyor. Avrupa’nın ilk kadın başbakanı Thatcher’ı ve yaşananları beyazperdeye taşıyan filmde, Demir Leydi’yi Meryl Streep canlandırıyor. 20. yüzyılın en etkili ve ünlü kadınlarından Thatcher, erkek egemen bir dünyada, sınıf ve cinsiyet engellerini çökerten bir kadın olarak bilinmesinin yanı sıra, aldığı sosyal ve politik kararlar yüzünden hayli sert eleştirilere maruz kalmıştı…
FRIDA Meksikalı dahi ressam Frida, sürdürdüğü yorucu ama oldukça çarpıcı yaşamıyla resim sanatının en önemli isimlerinden olmuştur. Feminist ve güçlü yapısıyla hayat boyunca çektiği sıkıntıları resmine yansıtmış, resminin de baş unsuru olarak sık sık kendisini kullanmıştır. Genç yaşında geçirdiği trafik kazasından sonra tüm ömrü boyunca sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalmış, acılarıyla beslediği resimleri resim sanatına yeni boyutlar kazandırmıştır. Kimileri tarafından sürrealist olarak kabul edilen Frida Kahlo’nun yaşamını anlatan “Frida” filminde ressamı, Salma Hayek oldukça başarılı bir şekilde oynamış ve Oscar’a aday olmuştur. Böylesine dolu bir yaşamın hakkını vererek çekilmiş filmi 6 dalda Oscar’a aday olup, ikisini kazanmıştır.
KALDIRIM SERÇESİ Marion Cotillard’ın performansıyla Oscar, Altın Küre ve Bafta ödüllerini kucakladığı, Fransa’nın en sevilen sanatçılarından Edith Piaf’ın yaşamının konu edildiği “Kaldırım Serçesi” Piaf’ın yaşamı kadar renkli, hüzünlü ve masum. İnanılmaz şarkıları ve sesiyle sadece Fransa’yı değil dünyayı kendisine hayran bıraktıran Kaldırım Serçesini Cotillard tüm hakkını vererek oynamış, bizlere de bu muhteşem yaşamı ve sesi severek izlemek kalıyor.
184
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
AKTÜEL
COCO CHANEL’DEN ÖNCE Madem her alanda mücadele vermiş emekçi kadınlardan bahsediyoruz, dişiyle tırnağıyla kendisine isim yapmış, kendisinden sonra bile dünya markası haline gelen adını koruyan modanın en önemli isimlerinden Coco Chanel’i unutmamak lazım. Chanel’i filmde Amelie filminden tanıyıp çokta sevdiğinize emin olduğum Audrey Tautou canlandırıyor.
AMELİA Amelia’yı Amelie ile karıştırmayınız, Atlas Okyanusu’nu uçakla tek başına geçen ilk kadın pilot Amelia Earhart’tan bahsediyorum. 1937 yılında uçakla çıktığı dünya turunda kaybolan Amelia’nın izine bir daha rastlanmadı. O dönemde ve aslına bakarsanız günümüzde bile erkeklerin egemen olduğu bir sektörde alışılagelmişin dışında bir kadının tüm önyargıları kırarak başarıya gitmesi anlatılıyor. Film de Amelia’yı yetenekli oyuncu Hilary Swank canlandırıyor.
MİSS POTTER – BEATRİX POTTER Kadınların onaylanmadığı yayın sektörüne ilüstrasyonları ve çocuklar için ürettiği hikâyelerle dâhil olan bu Beatrix Potter‘ın hayatını konu alan filmde, Potter’ı göz dolduran performansıyla Renee Zellweger canlandırmaktadır. Yılmayan azmi ve hayalleriyle başarıya giden bir kadının öyküsü anlatılıyor.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
185
GEZİ
Keşfedilmeyi bekleyen
hazine, Türkiye
Türkiye, tarihin bilinen coğrafi ve kültürel boyutta en köklü hazinelerinden… Türkiye, bereketli toprakları, tarihi zenginliği, özgün ve yöresel lezzetleri, birbirinden farklı kültürleri ve sıcacık insanıyla keşfedilmeyi bekleyen gizemli bir coğrafyadır. Bir sonraki tatil rotanızı Türkiye çevirmeye ne dersiniz? Baştan uca her yeri ayrı bir mevsim, doğa harikası olan bu coğrafya dört mevsim tatil alternatifi ve ülkenin her bölgesinde farklı bir atmosfer ve deneyim yaşama garantisi ile sizi bekliyor. Türkiye, Asya ve Avrupa kıtalarını bağlayan, üç bir yanı denizlerle çevrili, dağları ovaları, her bir bölgesinde yetişen birbirinden farklı bitkisi ve iklimi ile en gözde yerlerdendir. Yüzyıllar boyu farklı uygarlıkların Anadolu’da hüküm sürmesi nedeniyle, dünyanın birçok yerine nispeten daha geniş bir tarihe ve güzelliğe sahip. Batısındaki Ege, Güneydoğusundaki Mardin, Şanlıurfa ve Hatay gibi şehirlerinde yer alan tarihi antik kentler, farklı atmosferi ve ruhuyla görülmeye değer. Günümüzde bile hala geçmiş çağlardan kalma tarihi esere ve kalıntılara saptanmaktadır. Yalnızca zengin tarihi ile değil, farklı coğrafi özellikleri de dikkat çeken ülke, doğa harikası olan Yedigöller, Peribacaları, Damlataş, Pamukkale ve niceleri, masallar diyarı görünümü ile sizi büyüleyecek.
186
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
Günümüzde hala varlığını sürdüren ve zaman içinde kaybolmuş tüm dinlerin buluşma noktası olan Anadolu, pek çok dini kültürün de izlerini taşıyan yapılara ve miraslara sahip. Farklı dinlerin simgeleri ve kutsal yapıları olan sinagog, kilise ve camiler ihtişamları ile göz dolduruyor. Müslüman bir ülke olarak, toprakların her bir köşesinde yüzlerce cami görmeniz mümkün. Yıllardır ayakta kalan, tarihin gizli tanıkları camiler, eşsiz mimarileri ve görkemleri ile dünyanın birçok yerinden gelen turistlerin ilgi odağıdır. Diğer yandan Hristiyanlığa göre kutsal sayılan 7 önemli kilise; Efes, İzmir, Bergama, Salihli, Alaşehir, Denizli ve Akhisar olarak belirlenmiş ve bu rotayı tamamlayanların Hac görevlerini yerine getirdiği varsayılmıştır.
Gizemli Antik Kentlere yolculuk
Türkiye’nin tarihte uzun yıllar boyunca farklı uygarlıkların yaşam alanı olması beraberinde zengin bir tarihide getiriyor. Özellikle Ege, Akdeniz, Marmara ve Güneydoğu bölgelerinde birçok antik kent boy gösterirken, diğer yandan gizli kalmış keşfedilmeyi bekleyen yerlerde var. Çanakkale kentindeki Truva, UNESCO Dünya mirasları listesinde yer alması ve üzerine birçok efsaneler anlatılması ile dikkat çekiyor. Bunlardan biri de, güzeller güzeli Helen uğruna birbirine düşen iki prens Paris ve Menelaos arasında çıkan savaştır. İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan Efes Antik Kenti, içerisinde birçok önemli yapıyı barındırıyor. M.Ö 6 bin yıllında kurulan şehrin içerisinde Artemis Tapınağı, Celsus
Kütüphanesi, Meryem Ana Evi, Ashab-ı Keyf Mağarası bulunmaktadır. İzmir’de Pitane Antik Kenti, Aigai Antik Kenti, Kyme Antik Kenti, Myrna Antik Kenti, Gryneion Antik Kenti, Panaztepe, Larissa Antik Kenti, Phokaia Antik Kenti, Pergamon Antik Kenti diğer bulunan önemli yerler arasındadır. Sanatsal olarak da en dikkat çeken yerlerden biri Aydın ilinde yer alan Milat Tiyatrosudur. Aydın, ülkemizde en çok Antik Kentin bulunan yerlerdendir. Bu Antik Kentler, Nysa Antik kenti, Tralleis Antik Kenti, Magnesia Antik Kenti, Alabanda Antik Kenti, Didyma Antik Kenti, Alinda Antik Kenti, Priene Antik Kenti ve Aphrodisias Antik Kenti’dir. Antik Kent bakımından neredeyse 45 kent ile en zengin yer Antalya ilidir. Bunlar içerisinde en önemli
GEZİ
ve dikkat çekenleri ise, Phaselis Antik Kenti, Limyra antik Kent, Termessos Antik Kenti, Perge Antik Kenti, Myra Antik Kenti, Olympos Antik Kenti, Kalamaki Antik Kenti, Aspendos Antik Kenti, Apollonia Antik Kenti, Tlos Antik Kenti, Ariassos Antik Kenti, Attaleia Antik Kentidir. Andeniz ve Ege Bölgeleri dışında Çorum’da Alacahöyük ve Hattuşaş, Adana’da Anavarza, Gaziantep’te Zeugma, Denizli’de Colossae, Konya’da Çatalhöyük Antik Kentlerini de görmelisiniz.
Deniz, Kum ve Güneş…
Yaz sıcaklarında tatilciler için birçok alternatif barındıran Türkiye, size en güzel tatil beldelerinde keyifli bir tatil vaat ediyor. Karadeniz, Akdeniz, Ege ve Marmara denizleri ile tam bir su sporları ve ya tatil merkezidir. En dikkat çeken tatil beldeleri ise, Bodrum, Çeşme, Kuşadası, Antalya, Alanya, Didim, Marmaris, Fethiye, Tekirdağ, Edirne, Balıkesir ve Ağva’dır. Bu tatil yerleri, atmosferleri ve sunduğu imkânlar bakımında yaz aylarında cıvıl cıvıl
bir görünüme bürünür. Buralarda yapabileceğiniz birbirinden güzel su sporları ile tatilinizi renklendirebilirsiniz. Rafting, Sualtı dalışı, yelken ve daha niceleri sizi bekleyen eğlenceli sporlar. Antalya’da Kaş, İzmir’de Çeşme, Muğla’da Bodrum ve Fethiye gibi gözde merkezlerde, birbirinden çeşitli balık türleri, mercan resifleri, batıklar ve sualtına dair tüm güzellikler dalış severleri bekliyor. Dalgaların savurduğu raftlarda devrilmeden, bir takım sporu
olarak yapılan rafting, Türkiye’nin kuzeyden güneye pek çok bölgesinde yapılıyor. Antalya’da Manavgat, Rize’de Fırtına, Artvin’de Çoruh gibi pek çok nehirde, zorluk dereceleri 1’den 6’ya kadar değişen nehirlerde yapılan rafting, köpük köpük suların arasında eğlenceli zamanlar geçirmeniz için sizleri Türkiye’ye davet ediyor.
Türkiye macera severler için eşsiz bir parkur Türkiye iklim ve yer şekilleri iti-
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
187
RÖPORTAJ
lirsiniz.
Zengin mutfak kültürü
bari ile dört mevsim spor konusunda elverişli bir ülkedir. Sizde adrenalin ve macera düşkünüyseniz, birbirinden farklı alternatifler ile doğa, su ve kış sporları sizleri bekliyor. Doğa sporlarına merakınız varsa, doğru yerdesiniz. Ülkenin birçok farklı bölgesinde, oldukça çeşitli doğa sporları yapabilirsiniz. Doğanın içinde ve şehir merkezinden uzaklaşmadan güzel bir trekking için çok uzağa gitmeden İstanbul’da Belgrad Ormanı, Yalova’da Su Düşen Şelalesi ve Erikli Yaylası, Kocaeli’nde Çene Dağı, Bolu’da Yedigöller’deki keyifle parkurların tadını çıkarın. Türkiye’de farklı yüksekliklerde birçok dağ, doğasever dağcıları ağırlıyor. Bursa’da Uludağ, Rize’de Kaçkar, Kayseri’de Erciyes, Antalya’da Toroslar adrenalin tutkunuzu yaşayabileceğiniz alternatifler arasında… Türkiye’deki birbirinden güzel gizemli mağaraları gezin. Antalya’da Karain, Burdur’da İnsuyu, İzmir’de Kurudağ gibi 30’dan fazla turizme açık mağara var. Özel ekipman ve rehber alternatifi de mevcut. Semalarda özgürce yükselme hayaliniz mi var? Adrenalinin tırmandığı, benzersiz deneyim
188
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
için en iyi doğa sporu Paraşüt. Yamaç paraşütü, serbest atlama ve akrobasi ekipleri seçenekler arasında yer alıyor. Muğla’da Fethiye, Kayseri’de Erciyes, Denizli’de Pamukkale, İzmir’de Efes gibi pek çok yüksek rakımlı bölgeden, boşluğa süzülebilirsiniz. Tüm bunların dışında Balıkesir’de Altınkamp, İzmir’de Emeksiz, Muğla’da Kabak Koyu gibi alanlarda kamp kurabilirsiniz.
Kışın sıcacık aktiviteler, Kayak ve Snowboard
Türkiye’de 4 mevsim yapacak aktivite var. Sadece yazın değil, kışında keyifli bir tatil planı yapmak istiyorsanız, dünyanın en iyi kayak pistleri sizi bekliyor. Tüm kış sezonu boyunca kayak imkânı sunan bu pistler için rotanızı, Uludağ Kayak Pisti ile Palandöken Kayak Pistine çevirin. Sarıkamış, Kartepe, Erciyes ve Saklıkent diğer kayak merkezleridir. En yeni ekipmanlar ile donatılan ve her yıl kış aylarında tatilcilerin en uğrak yerleri olan bu pistleri fethedin. Bu geniş ve verimli pistlerde serbest stil kayma dallarından biri olarak dikkat çeken Snowboard yapabilirsiniz. Ekipmanları gittiğiniz kayak pistlerinden kiralayabi-
Yemeği ve yedirmeyi seven bir millet olarak haliyle zengin bir yemek kültürüne sahibiz. İddialı bir yemek menüsüne sahip olmamızın en önemli sebebi, Osmanlı gibi köklü bir tarihten geriye bugüne gelen geleneksel lezzetler... Yüzyıllar boyunca gelişen Türk Mutfağı’na son şeklini veren, Osmanlı döneminin en önemli mirası Saray Mutfağı, günümüzde hala yaşatılmaya devam ediyor. 19. Yüzyılda en parlak dönemini yaşamış olan bu mutfak kültürü, Osmanlı İmparatorluğu’nun Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarına yayılan sınırlarıyla gelişmiş, farklı tatlar ve tariflerle çeşitlenmiştir. Bu çeşitlilikte, elbette verimli toprakta yaşamamızın ve her bir bölgemizde birbirinden farklı iklim ve bitki örtüsünün hâkim olması da etkili. Ege’de Akdeniz ikliminin sıcaklığı sebebiyle daha hafif lezzetler varken, Doğu’da soğuk iklimin etkisi ile daha et ağırlıklı tatlar ön plana çıkıyor. Türk yemek kültüründe et, balık, sebze, hamur işi ve şerbetli tatlılar geniş yer tutuyor. Belli başlı Türk lezzetleri, farklı ve güzel tatlarıyla her dönem dünyada adından söz ettirdi. Türk mutfağı denilince akılda canlanan ilk şey ise, baklava ve Türk kahvesidir. Bunun yanında bazı illerimize has, onlarla özdeşleşen yemekler var. Bursa’nın meşhur İnegöl köftesi, Kayseri Mantısı, Adana ve Urfa kebap, Erzurum’a özgü Cağ kebabı, Boşnak böreği en meşhur lezzetlerden yalnızca bir kaçı arasında yer alıyor. Bazı yörelere has yemekler mutlaka yerinde yenmelidir. Zira bir Kumruyu İzmir’de, bir içli köfteyi Güneydoğu’da, bir mıhlamayı ise Karadeniz’de yemenin tadı başkadır. Sağlığın ve lezzetin elçileri zeytinyağlı yemekler, Akdeniz ve Ege
bölgesine özgü lezzetler... Soğuk sunum şekli ile dikkat çeken zeytinyağlıların baş tacı, sarma… En özel günlerin vazgeçilmezi bu tadın dışında, Zeytinyağlı fasulye, dolma, enginar da ege sofraları başta olmak üzere, tüm sofralarda yerini alan pek çok lezzetler, sizde bu iddialı yemekler ile tanışmalısınız. Amerika kıtasının keşfiyle tüm dünya mutfaklarına giriş yapmış olan bazı lezzetler, Saray Mutfağı’na da sonradan girmiştir. Domates, salça, fasulye, patates, hindi ve kakao, bu büyük kıtanın keşfedilmesiyle Anadolu topraklarına ulaşmış ve zaman geçmeden eşsiz tariflerdeki yerlerini almıştır. Özellikle ülkenin Güneydoğu bölgesi başta olmak üzere yemeklere birbirinden farklı baharatlar eşlik ediyor. Yemeğe ruhunu kazandıran geniş bir baharat kültürümüz var. Lezzetli yemeklerin sırrı, karabiberinden, kırmızıbibere, kekiğinden nanesi, kimyonuna kadar tüm bu lezzetli baharatlarda gizli… Bunların yanında daha tatlı olan tarçın ise tatlıların vazgeçilmezidir.
Kahve Kokusu Eşliğinde Lezzetler
Ünü ülke sınırlarını aşan vazgeçilmez lezzet, Türk kahvesi en keyifli sohbetlerinize eşlik eder. Türklere özgü özel pişirme yöntemi ile yapılan kahvenin lezzetli olmasının püf noktası, bol köpüklü olmasıdır. “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” sözüyle önemi perçinlenen bu özel kahve, su, Türk lokumu ve likör gibi farklı tatlar eşliğinde servis edilebilir. Çiğ kahve çekirdeklerinin kavrulup dövülmesi sonrasında bakır cezve ya da közde pişirilmesi gibi zahmetli bir uğraş sonunda hazırlanmaktadır. Yemek sonrası tatlı kültürü olan bir millet olarak zengin bir tatlı menüsüne de sahibiz. Şerbetli, sütlü ve hamurlu olmak üzere üç farklı türde
RÖPORTAJ
yapılan tatlılar herkesin damak tadına hitap ediyor. Türk kültürüne has lezzetlerin başında gelen Baklava, Kadayıf, Revani gibi şerbetli tatlıların yanında, Sütlaç, Kazandibi, Künefe gibi hafif sütlü tatlılar damaklarda unutulmayacak birbirinden güzel tatlar bırakır.
Türkiye’nin İncisi, İstanbul
“İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı, Serin serin Kapalıçarşı, Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa, Güvercin dolu avlular, Çekiç sesleri geliyor doklardan, Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları; İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı…” Tarih boyunca İmparatorlukların gözdesi, kültürlerin buluşma noktası, şairlerin şiirlerine konu olan büyülü şehir… Ünlü şair Orhan Veli’nin “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı, cıvıl cıvıl Mahmutpaşa…” şiirindeki gibi derin, kimi zaman hüzünlü çoğu zaman ise renkli bir tablo görünümünde benzersiz bir şehir. Doğayı, yeşili, denizi, tarihi, sanatı ve dört mevsimi yaşatan, ülkenin kalbinin attığı bu yerde benzersiz ve ilginç bir tatil sizi bekliyor. Gündüz de gece de yaşamın durmandan aktığı şehrin her bir karesini gezip, o havayı solumalısınız. İstanbul’a gelip de vapurda martılar eşliğinde bir çay simit klasiği yapmadan, boğazı seyre dalmadan ayrılmak olmaz. Önce Taksim ve Ortaköy’de sanat ve tarih içerisinde kaybolmalı, hemen ardından Eminönü’nde balık ekmek yedikten sonra tura kaldığınız yerden devam etmelisiniz. Taksimde birbirinden şirin kafelerde dinlenebilir, Galata Kulesinde keyifli bir keşfe çıkabilir ve Taksim meydanında yer alan Sent Antuan kilisesini gezebilirsiniz. Birçok müzeye ev sahipliği yapan Taksim’de, sanatın en modern ve gözde parçalarının sergilendiği Pera Güzel Sanatlar ile Doğançay Müzesini ziyaret edebilirsiniz. Taksim’in hareketliğinden sonra
Eminönü’nde deniz eşliğinde huzur bularak günü noktalayın. Eminönü dini, tarihi ve sanatı bir arada bulundurması ile sizi şaşırtacak. İstanbul’daki en iyi camilerden biri olan Yeni Camii, mimarisi ve içeri girdiğinizde sizi saran atmosferi ve duygusuyla etkileyici bir yapı… Bu görkemli camiyi gezdikten sonra kendinizi Kapalıçarşı ve Mısır çarşısına atabilirsiniz. Bu çarşıda, sevdikleriniz içinde hediye alabileceğiniz, Osmanlı’dan kalma ve Türk kültürünü yansıtan eşyalarla karşı karşıya kalacaksınız. Eminönü’ne gittiyseniz, birçok ayrılığa ve kavuşmaya sahne olan Sirkeci Tren Garını görmelisiniz. 1890 yılında inşa edilen tren garında nostaljik bir yolculuk sizi bekliyor. Tarihi mekânlara merakınız varsa, İstanbul’da gezilebilecek birçok müze var. İhtişamlı mimarisiyle dikkatleri çeken ve mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelen Topkapı Sarayı, 400 yıllık tarihe tanıklık ediyor. Bizanslar tarafından yaptırılan, sonrasında Osmanlı tarafından camiye dönüştürülen, iki farklı kültürün izlerini taşıyan Ayasofya, nefes kesen mimari ve tarihi atmosfere sahip... Bizans İmparatorluğu döneminden kalma bir başka dikkat çekici yapıt, Yerebatan Sarnıcı. O dönemde sarayın su ihtiyacını karşılayabilmek için yapılan sarnıçta, suların içinden sütunlar yükseliyor. Hakkında birçok efsane anlatılan sarnıç için bir rivayet ise, sütunların üzerindeki şekillerin gözyaşlarını andırması, o dönemde yapım aşamasında kaybedilen kölelerin dramını temsil ettiğidir. Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu yer olarak büyük öneme sahip olan Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı’dan kalan izleriyle de dikkat çeken bir yer… Görülmesi gereken bu ihtişamlı yapı, tarihi dokusu ile etkisi altına alıyor. İstanbul’un birbirine komşu iki güzide yeri Anadolu ve Rumeli
Hisarı, denize nazır bir kahvaltı ya da meşhur lezzetimiz Türk Kahvesini yudumlamak için en iyi alternatiflerdendir. Biri Anadolu Yakasında diğeri Avrupa Yakasında boy gösteren iki görkemli saray, Beylerbeyi ve Çırağan Sarayı İstanbul’un nadide güzelliklerindendir. Ziyarete açık bu saraylar, her yıl ülkeye gelen yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerleri arasında yer alıyor. Tiyatro ve Sahne sanatları severlerin keyifle gezeceği mekânlardan olan Yıldız Sarayı, aynı zamanda Sultan II. Abdülhamit’in kişisel eşyalarına da ev sahipliği yapıyor. Eski İstanbul ruhunun ve yaşam tarzının hala devam ettiği Adalar, tüm gün boyunca zaman geçirilecek ender yerlerdendir. Fayton eşliğinde tüm adayı gezerek güzel anılar yaşayın. Son olarak İstanbul’unda simgesi olan ve denizin ortasında yükselen kız kulesi denizin sultanı olarak dikkat çekiyor. Üzerine hikâyeler anlatılan
ve birçok romantik sahneye şahit olan kale, mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
Gezi Notları
• Dünyanın en önemli boğazlarında olan İstanbul Boğazı’nda bir tekne turu yapmadan ve martılara simit atmadan dönmeyin. • Türkiye’nin birçok bölgesinde yer alan tarihi ve geleneksel hamamlara uğramalısınız. • Kahverenginin en güzel tonuyla bürülü Kapadokya’da balon turu ile gökyüzünden bölgeyi kuşbakışı seyre dalın. • İstanbul boğazının iki yakasında bulunan lezzet durakları, Beylerbeyi, Anadolu Kavağı, Üsküdar, Tarabya, Sarıyer, Kuruçeşme ve Karaköy’de en iyi balıkçılarda yemek yemelisiniz. • Tarihte en çetin çatışmaların yaşandığı ve insanlık örneklerine şahit olunan tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki anıt ve mezarları ziyaret edin.
Baby & Kid Store Ocak - Şubat 2016
189