EKİM 2021 NO:20
..
.
MUzikte n korkma #herseyealternatif
SENA ŞENER-CHRISTIAN LÖFFLER-KORAY CANDEMİR-DOLU KADEHİ TERS TUT
İÇİNDEKİLER
22
BoS'tan iç dökme seansları Dergi formatında görüşmeyeli çok oldu sevgili okur...
İSTANBUL CAZ FESTIVALİ DİREKTÖRÜNDEN AÇIK MEKTUP
6 8 14 20 38
En sevdiğimiz şarkılara sıkı sıkı sarılarak, festival günlerinin geri gelmesini uzun zamandır bekledik. Aşı tartışmalarının gölgesinde, festivaller düzenlenmeye başladı. Festival bu ya, steril ortamlarda tadı kaçar diye düşünüyorduk herkes gibi ancak hepimizin buna ihtiyacı varmış. Favori şarkısına eşlik ederken mutluluktan ağlayanlarla, omuz omuza zıplayarak dans etmek umudun üstündeki bir parmak tozu alıverdi.
SENA ŞENER
Hepsi, bu süreçte üreten, üretilenleri müzikseverlerle buluşturmak için çalışan müzik sektörü emekçileri sayesinde. *****
CHRISTIAN LÖFFLER
Bu ayki sayıda, hasret giderdik birçok müzisyenle bir araya geldik, yazıştık, konuştuk ve ortaya bir sürü röportaj çıktı. Kapak ise Sarı Kanat'ın müzik sektöründen son zamanlarda işittikleri, gördükleri ve anlattıklarından bir esinlenme.
KORAY CANDEMİR
DOLU KADEHİ TERS TUT
İyi okumalar!
Tanışmadıysak
UMUT ADAN
9 30 31 22-23 ARAŞTIRMA KONUSU:
MEKANLAR YÖNETİCİLERİNİN RUHUNU TAŞIR MI?
EMOJİ ATLASI: LEE "SCRATCH" PERRY PANDEMİNİN MÜZİK SEKTÖRÜNDEKİ ETKILERI AŞIDA SON DURUM
Genç yaşlarda, çalıştığımız yayınlar kapanmaya başlayınca sevdiğimiz işi yapmaya devam etmek için Kasım 2018’de karşınıza Back on Stage ile çıktık. Dijital mecra olmanın sınırsızlığından faydalanırken, araştırmacı yanımızı eğlenmeyi unutmadan yansıtmaya çalışıyoruz. Bu dergiyi poster biriktiren, konserleri en önden izlemek için çırpınan, vaktini müzikle geçiren genç bir ekip hazırlıyor. Konularımızı seçerken yıldız isimler kadar önemli olan sahne arkası isimlere yer vermeye çalışıyoruz. Araştırmalarımızda uzmanlara danışıyoruz. Dergide ve yellowbos.com'da bolca sarı rengi göreceksiniz. Yıllarca ana akım medyada çalıştık ama her gazetecinin elinde olması gereken sarı basın kartının ucunu bile göremedik. Medyada sarı basın kartı kimileri için önemsiz bir detay, kimileri içinse bir statü göstergesi oldu. Gazetecilikte ‘sarı huydur’, biz de o alışkanlığımızı Back on Stage’e taşıdık.
T
TAKİP E
@yellow.bos yellowbos yellow_bos yellowbos
www.yellowbos.com
Ekim 2021 Sayı: 20 Aylık süreli dijital dergi
Genel yayın yönetmeni Ece Ulusum Yazı işleri müdürü Çağatay Yılmaz Dergi Tasarım İrem Akcan Kapak Sarı Kanat Baş Editör Zeynep Toker Muhabir Ahmet Yatğın, Batuhan K. Ocakçı, Selin Sanlı
Yayın ve yönetim merkezi Nisbetiye Mah. Gazi Güçnar Sk. Uygur İş Merkezi No:4 Beşiktaş/İstanbul İletişim +90 (212) 337 57 70 iletisim@yellowbos.com
PANO
EKİM 2021
EDIS'İN IŞILTISI NETFLIX’TE! Netflix, Edis’in hayatını anlatan Starlight belgeselini yayınladı. 140Journos tarafından hayata geçirilen belgesel, Edis'in kariyerinin ilk dönemlerinden şimdiye uzanıyor. Belgeselde aynı zamanda sanatçının çocukluğundan, gençliğinden ve konserlerinden de görüntüler yer alıyor.
3
200 bin
2-11 Eylül 2022’de gerçekleşecek Rock In Rio Festivali, bir saat içerisinde iki yüz bin bilet satarak ön satış rekorunu kırdı.
NICK CAVE’DEN 2022 YILINDA YENİ BİR KİTAP Nick Cave, 2015 yılında kaybettiği 15 yaşındaki oğlu Arthur’un ölümünden sonra, yaşadığı son 6 yılını tek bir kitapta anlatıyor. Faith, Hope and Carnage isimli kitap, gazeteci Sean O'Hagan ile 40 saatten fazla süren röportajlardan yola çıkarak hazırlandı. Cave, 40 saatlik görüşmeden sonra, hayatının bu dönemi hakkında daha fazla konuşmayı planlamadığını belirtti. Kitap, 2022 sonbaharında yayınlanacak.
DAVE GROHL ANI KİTABI ÇIKARIYOR İLK ALTIN SAÇLI RAPÇİ
NIGEL KENNEDY, ROYAL ALBERT HALL'DAKI KONSERİNİ İPTAL ETTİ İngiliz kemancı Nigel Kennedy, Classic FM radyo istasyonunun Jimi Hendrix çalmasını engellediği için Royal Albert Hall'daki konserini iptal ettiğini duyurdu. Hendrix parçalarının radyo dinleyicileri için uygun olmadığını söyleyen Classic FM, Vivaldi'nin Four Seasons eserinin çalınmasını tercih etti. Bunun üzerine bunun bir müzikal ayrım olduğunu söyleyen Kennedy, “İnsanlara uygulansaydı, yasa dışı olurdu. Sanatta bu tür bir zihniyet yaygınsa, o zaman hala ön yargı sorununu çözmedik." dedi.
80
Los Angeles merkezli MediaLab.Ai Inc., New York merkezli şarkı sözü şirketi Genius'u 80 milyon dolara satın aldı.
Meksikalı rap müzisyen Dan Sur, oldukça ilginç hatta bi’ o kadar da korkutucu tarzıyla dikkat çekiyor. 23 yaşındaki genç müzisyen, cerrahi operasyonla kafa derisine kancalardan sarkan altın zincirler yerleştirdi. Sur, herkesin saçını boyadığını gördüğü için farklı bir şey yapmak istemiş ve bu yüzden de böyle bir tarza karar vermiş.
Dave Grohl’un anı kitabı Dave Grohl: The Storyteller, 5 Ekim’de yayınlandı. Çocukluğu, gençlik yılları ve müzik dünyasına girişine kadar, tüm anılarını toplayan Grohl, kitapta aynı zamanda Nirvana, Foo Fighters, Iggy Pop, AC/DC, Tom Petty, Paul McCartney gibi birçok isimle anısına da yer veriyor.
ED SHEERAN STADYUM TURU’NDA Ed Sheeran, 2022 stadyum turunu duyurdu. Büyük Britanya ve Avrupa genelinde 11 ülkeyi kapsayan Mathematics Tour veya + – = ÷ x Tour olarak adlandıralan turne 12 Mayıs'ta Belfast'ta başlayacak. Cardiff, Sunderland, Manchester ve Glasgow'un ardından, Londra'daki Wembley Stadyumu'nda üç gecelik performanstan sonra Büyük Britanya ayağını sonlandıracak. Turne, eklenecek 15 konser tarihi ile 11 Avrupa ülkesinde devam edecek.
STRANGER THINGS, FAR CRY 6’DA Ubisoft’un en başarılı serilerinden olan Far Cry, 7 Ekim’de çıkacak olan 6. oyununun yol haritası videoyla duyurdu. Videoda farklı dizi ve film evrenlerinden alınacak karakterler içeren görevlerden, serinin eski kötülerine kadar birçok içerikten bahsedildi. Aralık ayında oyuna, sevilen oyuncu Danny Trejo gelecek. Şubat ayında Rambo teması işlenecek. Mart ayında ise oyuna son zamanların popüler dizilerinden biri olan, Stranger Things dizisi eklenecek.
4
PANO
EKİM 2021
70
Spotify’da dünya genelinde, kullanıcıların keşfetmesini bekleyen yetmiş milyondan fazla şarkı var. Üstelik platforma her gün, yaklaşık altmış bin yeni şarkı ekleniyor.
JAKUZI’DEN BLACK METAL’E Jakuzi grubundan tanıdığımız Kutay Soyocak’ın black metal projesi Vov in Rama, ikinci single’ı Possession’u Tamar Records etiketi ve GRGDN Müzik temsilciğiliyle yayınladı. Within the Womb ve Possession parçalarının ardından bir EP ile ilerleyeceklerini belirten grup, şartların normale döneceği günlerde ekip olarak sahne almayı da planlıyor.
DAVID BOWIE, 2023’TEN İTİBAREN WARNER MUSIC’TE Warner Music, 2023 yılından itibaren David Bowie’nin tüm kataloğunu alacağını duyurdu. Bowie'nin 1968 sonrası tüm kayıtlarını (belirsiz süre için) lisanslayacak olan Warner Music, kataloğun içerisinde nadir ve canlı kayıtların olduğu eserlerin de yer alacağını söyledi.
VAN GOGH’TAN YENİ ESER Amsterdam'daki Van Gogh Müzesi, başı ellerinde, bitkin görünen çökmüş yaşlı bir adamın resmedildiği karakalem çizimin, Vincent van Gogh'un bir eseri olduğunu doğruladı. Yaklaşık 1910'dan beri Hollanda'daki özel bir koleksiyonda bulunan çizim, 2 Ocak 2022’ye kadar Amsterdam’daki müzede sergiye açık olacak. Ardından sergiden kaldırılacak eser, sahibinin koleksiyonuna geri dönecek.
GASPARD AUGÉ’DEN TÜRKİYE’DE ÇEKİLMİŞ 5 KLİP Fransız elektronik müzik grubu Justice’den tanıdğımız Gaspard Augé, ilk solo albümü Escapades için Türkiye’de 5 ayrı video klip çekti. Filip Nilsson yönetmenliğinde çekilen kliplerde, üç zil ustası tarafından 1996 yılında kurulan Bosphorus Cymbals fabrikasından görüntülerle birlikte, bozkırda keman çalan Moğol atlısını ve Bolu’nun yarım kalan şato evli hayalet kasabası projesini görüyoruz. Videoların kamera arkasını Justice’ın YouTube kanalından izleyebilirsiniz.
MC’LER CAZ VE ROCK İLE BIR ARADA MC’lerin sevilen şarkıları ile caz ve rock sound’unu bir araya getiren Nazdrave x Rap projesi, Hayyam Stüdyoları’nda canlı olarak kaydettikleri Live at Hayyam albümünü Lin Records etiketiyle yayınladı. Grubun turne öncesi prova için bir araya geldikleri performanslardan oluşan albüm, yedi parçadan oluşuyor.
BU ZAMANDA TİYATRO OLUR MU? HANS ZIMMER İMZALI SOUNDTRACK Denis Villeneuve’ün yönetmenliğinde çekilen Dune, 22 Ekim’de vizyona girecek. Hem sinemada hem de HBO Max’te izleyebileceğimiz filmin Hans Zimmer imzalı müzikleri ise filmden önce dijital platformlardaki yerini aldı.
ID&T'YI SATIN ALDI Sziget, Elrow, Parookaville, Wacken Open Air ve Boardmasters gibi markaları içeren İngiltere merkezli konser organizasyonu firması Superstruct, Hollanda merkezli canlı elektronik müzik devi ID&T'yi satın aldığını duyurdu. Hollanda merkezli finans yayını Het Financieele Dagblad'ın içeriden aldığı bilgiler doğrultusunda, Superstruct’ın ID&T'yi Axar Capital'den 150-200 milyon dolar arasında satın aldığı söyleniyor.
“Bu Zamanda Tiyatro” sloganıyla 25. İstanbul Tiyatro Festivali 22 Ekim - 20 Kasım tarihlerinde kapılarını tiyatroseverlere açıyor. Festivalde yer alacak 25 yerli ve uluslararası yapımın bir bölümü çevrimiçi gösterime açık olacakken bir bölümü de Alan Kadıköy, Atlas 1948 Sineması, Profilo Kültür Merkezi Batı Ana Sahne, Duru Ataşehir, Moda Sahnesi, Caddebostan Kültür Merkezi, Müze Gazhane, Yapı Kredi bomontiada ve Zorlu PSM'de izleyicileriyle buluşacak. Çevrimiçi gösterimler festival boyunca passostudio. com adresinden izlenebilecek.
HABER
EKİM 2021
Yeni nesil
ABBA
Twitch, müzik yayıncılarıyla anlaştı
7
0’lerin en popüler gruplarından biri olan ABBA, Voyage ile geri dönüyor. En son 1982 yılında Under Attack’i yayınlayan grup, 40 yıl sonra geri dönüşlerini I Still Have Faith In You ve Don't Shut Me Down parçalarıyla müjdeledi. 5 Kasım 2021’de çıkacak albümleri sonrası, 2022’de Londra Queen Elizabeth Olympic Park'ta özel olarak inşa edilecek ABBA Arena'da verecekleri konserin haberini paylaşan grup, sahnede hologramlarının yer alacağını ve kendilerine 10 kişilik canlı bir grubun eşlik edeceğini duyurdu. Valla ne diyelim 40 yıl önce diskolarda, 40 yıl sonra da dijital dünyada coşacağız gibi gözüküyor. Takipteyiz!
400 milyon
ABBA’nın dünya çapında sattığı albüm sayısı
U
lusal Müzik Yayıncıları Derneği (NMPA) ve canlı yayın platformu Twitch, yaptıkları bir açıklamada, platformda lisanslı müziğin kullanımı için finansal bir anlaşma yaptıklarını duyurdu. Kullanılan müziğin hak sahibi bir akışı rapor ettiğinde, Twitch bir uyarı verecek ve izinsiz müzik içeren klipleri kaldıracak. Konserlerin yeniden yayınlanması ve yayınlanmamış parçaların sızdırılması gibi bariz bir ihlal durumunda Twitch, kullanıcının geçmişine bağlı olarak doğrudan bir ceza verebilecek. Ayrıca bunun dışında Twitch, yayıncılarını müziklerdeki telif sorunundan kurtarmak için farklı türlerde 1 milyondan fazla müziği içeren yeni servisi Soundtrack by Twitch’i yayıncılarına tamamen ücretsiz bir şekilde sundu.
Müzik için harcanan 250 milyon saat
Y
ouTube CEO’su Robert Kyncl, İngiltere’de gerçekleştirilen medya ve eğlence endüstrisine yönelik bir panelde, YouTube izleyici saati dağılımı ile ilgili olarak, platformun küresel izlenme süresinin dörtte birinin müzikten, % 25’inin medya şirketlerinden ve kalan yarısının da kullanıcı tarafından oluşturulan içerikten geldiğini söyledi. YouTube’un içerik oluşturucu içeriğinin önemli bir bölümünün müzik ve müzikle ilgili medya içerdiği belirtilirken, sosyal medya yönetim platformu Hootsuite, YouTube’da en çok aranan terimin “Şarkı” olduğunu söyledi.
2milyon
Dünyanın en büyük lisans alan şirketi olduklarını söyleyen YouTube, yaklaşık 2 milyon içerik oluşturucuya son üç yılda 30 milyar dolar ödendiğini ifade etti.
K
Klasik müzik artık Apple Music’te
lasik müzik tutkunları artık Apple Music’te klasik müziğe doyacak. Ünlü klasik müzik yayın servisi Primephonic’i satın alan Apple, Apple Music abonelerine Primephonic çalma listelerini ve özel ses içeriklerini kullanma imkanı sağlıyor. “Primephonic’in en iyi özelliklerini Apple Music abonelerine ulaştırmak klasik müzik sektörü için çok büyük bir gelişme,” diyen Primephonic’in kurucu ortağı ve CEO’su Thomas Steffens, sanatçıların Primephonic servisini ve klasik müzik alanında yaptıklarını sevdiklerini belirtirken, klasik müziği ana akıma taşıdıklarını da söylüyor.
5
6
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Önce insan, müzisyen, daha sonra kadın’ Ece ULUSUM
V
okal yeteneklerini blues türündeki Benimle Yan parçasıyla gösteren Sena Şener, şarkısıyla karanlık ama güçlü bir etki bırakıyor. Aşklardaki yüzseyselliğe dokunan parçada Efe Demiral’ın dokunuşları var. Parçanın hikayesini Sena Şener’den dinledik. ❏ Blues türünün çok seven ekip olarak şarkıdaki gitar sololar, altyapı ve yorumunuzu çok sevdik. Yaz dönemi için biraz karanlık bir aşk parçası, siz ne dersiniz? Çok teşekkürler, ne mutlu bize. Döneme göre müzik yaparsam benden pek şarkı duyamayabilirsiniz. Aslında eski şarkılarıma kıyasla karanlık değil de biraz cinsel enerjisi yüksek bir şarkı diyebiliriz. Ayrıca herkesin yazı “Alaçatı’ya akalım” değil sonuç olarak, zaman zaman yazlar da karanlık olabilir. ❏ Efe Demiral’in parçaya yaptığı dokunuşları nasıl anlatırsınız? Efe ile yaklaşık iki senedir de aynı sahneyi paylaşıyoruz. Bu yüzden müzikal anlamda ortak bir zevkimiz var. Benim kalbim 6/8 atıyor. Sevmemeliyiz, Ölsem gibi şarkılarım da 6/8. Blues esintileriyle rock birleşimini çok seviyorum ve şarkı yazmam çok kolay oluyor. Benimle Yan’ı da ortaya çıkarıp taslak gitarlar çalmıştım, Efe’de kendi yorumuyla düzenlemeye dahil oldu. Efe, gitar hakimiyetinin yanı sıra pedal biriktiren, sound’u üzerine de düşünen biri. Benim müziğimde de bu çok önemli bir kısım. Şarkıda elektronik sesler de kullandım, böylelikle keyifli bir harman oldu. ❏ Yeni tekliler gelecek mi? Sizden daha çok blues parça duyacak mıyız? Mix-mastering aşamasında birçok şarkı var. İngilizce, Türkçe… Beklemedeyiz. Saf bir blues şarkı olmasa da aromasını hissedeceğiz diyebilirim. ❏ Şarkının sözlerindeki “İnsanlar ne garip, yüzeysel” diyorsunuz. Bunu en çok ne zaman ya da hangi durumlarda düşünüyorsunuz? Çoğu durumda bunu hissediyorum ama Benimle Yan’ın odak noktası sözde aşktaki yüzeysellik. Bu cümleyi “…benim gönlüm derinlerde.” takip ediyor. Her şeyi yoğun ve derinlerde yaşayan bir insanım, aşkın da bunu hak ettiğini düşünüyorum. Zizek’in dediği gibi, insanlar artık “Aşka düşüş” olayından “düşüş”ü atıp sadece aşkı yaşamak istiyorlar. Her şeyin dümdüz ve zorluksuz olanını istiyorlar. Ama gerçek olan hiçbir şey dikensiz olmaz. Yanıp kül olmak lazım. Bağlanmak acıtır diye korkarsak derinlerin güzelliğinden mahrum kalıp her şeyin köpüğüyle idare ederiz. ❏ Pandemi döneminde müzisyenler yalnız bırakıldı, mekanlar kapatıldı. Bu size nasıl hissettirdi? Müzisyenler en hassas zamanlarda, belki kimse yokken, insanların yanında. Ağlarken
yatak odasında, kimseyle paylaşamadığı sonra kadın olarak algılanmak istiyorum. duygularında. O yüzden müzisyenler yalnız Fakat algı o kadar yanlış bir odakta ki bir bırakılamaz. Fakat bu duygusallığın yanı insan hiçbir şey olmadan asılsız toplumsal sıra müzisyenlik bir meslek, ilk cinsiyet beklentileriyle sarmalanıyor. önce bunun anlaşılması gerektiğini Kötülük bu ön koşullanmadan ortaya düşünüyorum. Duygularınıza direkt çıkıyor. Kadın olmam, müzik yapıyor olarak yönelmesi bir mesleği daha olmamdan daha önemli ya da daha az ciddi kılmaz. Sahne sadece sahne odakta olmamalı. Kadına şiddet, üzerindeki ekipten de ibaret değil. insanlar şort giyen bir kadını linç Birçok insan ve onların aileleri var. edebilme haddini kendinde bulduğu 2021 ❏ Genç bir kadını şort giydi anda başlıyor. Benimle Yan Pasaj Müzik diye linç edilmeye çalışılıyor, ❏ Bundan sonraki planlarınız kadına şiddet, kadın cinayetleri neler? Konserler olacak mı? gibi insan hakları ihlalleri Türkçe teklilerimin takibinde ortasında ilham yakalamaya, işinizi İngilizce teklilerimi paylaşmaya yapmaya çalışan bir müzisyensiniz. başlayacağım. Konserler de sağlık koşulları Böyle bir dünyada nasıl hissediyorsunuz? dikkate alınarak düzenleniyor. Heyecanla Müziğiniz nasıl etkileniyor? bekliyoruz. Aslında anlatılacak ne çok şey var, ilham yakalamaya bile gerek yok. Duyulması gereken, günötede kalan bizler. Özgürlük ve eşitlik insan dünyasında en önemli kavramlar. Ben ilk önce insan, müzisyen, daha
14
1
Çıkarmış olduğu tekli sayısı.
milyon
Spotify’daki aylık dinleyici sayısı.
72
milyon
Sena Şener’in Tuna Kiremitçi ile seslendirdiği Birden Geldin Aklıma parçasının YouTube görüntülenme sayısı.
Sena Şener
RÖPORTAJ
EKİM 2021
7
‘Kendi müziğimin peşinden gittim’ Zeynep TOKER
K
arantinadaki yalnızlık sürecinizi bir boks terimi ile ifade etmek hiç aklınıza geldi mi? Tamburada, DANdadaDAN, Marika, Konstrukt ve Korhan Futacı ve Kara Orkestra gibi ayrı ayrı projelerle karşımıza çıkan Korhan Futacı, İstanbul’un insansız halini deneyimledikten sonra, bu yalnızlığı gölge boksuyla ifade etmeye karar verdi. Yeni albümü Shadow Boxing’i müzikseverlerle paylaşan Futacı, albüm sürecini ve hikayesini Back on Stage’e anlattı. ❏ İçerisinde bulunduğumuz şu 1.5 sene hepimiz için oldukça zor geçti ve geçmeye de devam ediyor. Peki bu süre zarfında siz neler yaptınız? Hem kişisel olarak hem de müzik üretiminizde bu sürecin ne gibi etkisi oldu? Pandemi bütün insanlık olarak hep birlikte deneyimlediğimiz sıradışı bir durum gerçekten de.Bu gerçeği kabullenme safhasını atlattıktan sonra ortaya çıkan sonsuz boş zamanımı telaşsız bir şekilde üretmeye ayırdığımı söyleyebilirim. Öncelikle kapanmanın ilk döneminde Instagram hesabım üzerinden Radyo Karantina adını verdiğim bir seri yayınladım. Hiç tahmin etmiyordum işin nerelere varacağını ancak tam 38 gün süren bir maceranın içinde buldum kendimi. Her gün bir dakika uzunluğunda o gün yazılmış, bestelenmiş ve de icra edilmiş bir şarkıyı yine o gün kurgulanmış videosu ile birlikte yayınladım. O dönem en azından bir süre kafayı meşgul tutmayı başardık. Daha sonra Londralı plak şirketi State 51 için sevgili dostum Burak Irmak ile beraber Shadow Boxing isimli bir albüm kaydettim ve10 Eylül’de yayınlandı. Uzun zamandır biriktirdiğim sözlü şarkılarımın bir kısmını yine bu süreçte değerli grup arkadaşlarımla beraber kendi stüdyomuzda kaydettik ve çok yakın zamanda tekliler halinde yayınlamayı planlıyorum. Sevdiklerimiz için endişelenmeyi saymazsak, konser ve günlük hayatın koşturmacası içinde zaman yaratamayıp ertelediğim yazma çizme işlerini bir yola koyma açısından oldukça iyi geldi diyebilirim bu kapanma süreci. ❏ Shadow Boxing albümünün adını, konseptini ve hazırlık sürecini sizden dinleyebilir miyiz? Bu albüm aslında uzun zamandır yapmayı istediğim kafada bir albüm oldu. Burak Irmak ile birlikte pandeminin en karanlık günlerinde buluşup bilgisayar
ortamında yarattığımız seslerle ördüğümüz altyapıların üstüne soprano saksafonum ile üfledim. Feryin Kaya miksledi ve masterladı. Kapanma döneminin yalnızlığını anlatabilmesi için de boks antremanlarının vazgeçilmez formlarından biri olan gölge boksu teriminin ingilizcesi olan Shadow Boxing adını verdim bu albüme. Zira gölge boksu boksörün karşısındaki hayali rakibi ile dövüşmesine verilen isimdir. Seyircisiz ve sahnesiz kalmanın müzisyenler üzerindeki etkisi biraz da böyle bir şey. ❏ Müzisyenlerin bir odaya kapanıp kayıt almasına pek sıcak bakmadığınızı, dinleyicilerin konsere gelip o ana şahit olmaları gerektiğini söylemişsiniz. Bu durum sizin açınızdan da böyle mi? Yani dijitaldeki dinleme sayıları sizi tatmin ediyor mu yoksa sizin olayınız konsere gelen dinleyicinin reaksiyonu mu? Müzik en iyi canlı dinlenir. Seyirci ve müzisyen bir aradayken ortaya çıkan enerji neredeyse elle tutulur bir hale geliyor. Alemler ötesi bir yolculuğa çıkmak gibi adeta iyi bir performans seyretmek. Sizi alır götürür ve tekrar güvenle olduğunuz yere geri bırakır. Kayıt teknolojisinin bugün geldiği nokta her ne kadar tatmin edici gibi gözükse de aslında gerçeğin iki boyutlu cılız bir kopyası olmaktan maalesef daha öteye gidemiyor. ❏ Farklı tarzlarda birçok sanatçı ile de sahne aldınız, kayda girdiniz. Farklı şeyler denemek sizi nasıl besliyor? İş birliği yaptığım sanatçı dostlarımla aynı frekansta olduğumuz için kozmik güçlerin bizi bir araya getirdiğini düşünüyorum. Öğrenmenin ve yaratmanın gerçekten bir sonu yok. Birbirimizden öğrendiğimiz kadar çok şey oluyor ki… Heyecan verici bir durum bu. Genellikle de ömür boyu sürecek dostluklara da gebe oluyor bu bir araya gelmeler. ❏ “Kendinize has” denilen o tarzı nasıl yakaladınız? Bugüne kadar her zaman kendi müziğimin ve içgüdülerimin peşinden gittim. Bu yolda da kendi çaldığım notaların ve cümlelerinin uzmanı olmam gerektiğini öğrendim. Tek bir nota bile üflesem çıkan ses beni, meselelerimi ve dünya görüşümü yansıtmalı. Sanırım bu içgüdü özgünlüğün oluşmasında önemli bir yer tutuyor.
Korhan Futacı
‘Hükümetin sanatçıya olan tavrı ortada’ ❏ Müziğin bir tedavi olduğunu söylemiştiniz. Siz kendinizi iyi hissetmek, “tedavi etmek” için kimleri dinliyorsunuz? Çok farklı türlerden çok farklı müzikler dinliyorum, ancak söz konusu iyileşmek ise siyahi müzikleri tercih ettiğimi söyleyebilirim. ❏ Her olayda olduğu gibi bu süreçte de müzik sektörü oldukça sıkıntı yaşadı. Siz bir müzisyen olarak tüm bu süreç içerisinde yalnız bırakıldığınızı düşündünüz mü? Benim için çok da sürpriz olmadı. Hükümetin sanata ve sanatçıya olan tavrı ortada zaten. Fazla bir beklentiye girmenin lüzumu yok.
6
2021 Shadow Boxing GRGDN Müzik
Shadow Boxing albümünde yer alan parça sayısı
8
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Pandemi ilhamımı öldürdü’ A Ece ULUSUM
Christian Löffler
lmanya'nın önde gelen elektronik müzisyeni ve yapımcısı Christian Löffler, deneysel tekno müziğin son yıllarda en sevilen isimleri arasında yer alıyor. Sahnede kendi ürettiği videoları da kullanan Löffler, yeni sahne tasarımında stüdyo havasının olacağını, böylelikle dinleyicilerinin üretimini sahnede canlı olarak deneyimleyebileceğini söylüyor. 3 Ekim’de Sonar İstanbul kapsamında Zorlu PSM’de sahne alan müzisyenle, festival öncesinde konuştuk. ❏ İlham aramaktan sıklıkla söz ediyorsunuz. Ry’ın üretiminde de zorlandığınızı söylemiştiniz. Pandemi yeni şeyler öğretti mi sizce? Başta iyiydi, evde olmak ve çevremdeki daha önce pek gitmediğim yerleri keşfetmek yenileyiciydi. Ancak Parallels albümünü bitirdikten sonra seyahat etmeyi çok özlediğimi fark ettim. Üretmek için asıl kaynağım yeni yerler görmek, insanlarla tanışmak, yeni şeyler keşfetmek. Pandemi biraz ilhamımı öldürdü diyebilirim. ❏ Bazı parçalarınızda kalimba duyduk. Yeni enstrümanlarla deney yapıyor musunuz? Şu an yeni bir tasarım üzerinde çalışıyorum, ahşaptan kendi yaptığım enstrümanları kullanacağım. Sahnede canlı kayıt alacağım, Klasik synth’ler de olacak, sahneden çok stüdyo havası olur. ❏ Parallels:Shelalc Reworks kendi şirketinizden çıkmadı. Nasıl bir deneyim oldu?
Farklı bir şirketle çalışmak işinizi etkiledi mi? Hiç düşünmemiştim aslında. Kendi şirketimizde tüm kararlar elimizdeydi ama Deutsche Grammophon’la çalışmak da yaratıcılık açısından çok iyi oldu. Başkalarıyla çalışmak farklı tabii ama böyle olmasa yapamayacağım bir projeydi. ❏ Albümden bahsetmişken, kapağının hikayesi ne? Berlin’i, Staatsoper’i görüyoruz kapakta. Ünlü bir konser alanı, bir arkadaşımla birlikte ziyaret etme ve fotoğraf çekme şansımız oldu. Modern ve geleneksellik arasındaki farkı gösterirken bir yandan da alandaki tarihi ve enerjiyi yansıtmak istedim. Orada yürümek yapılan tüm harika konserleri düşündürüyor. ❏ Sahnenin tasarımıyla da ilgileniyorsunuz, önümüzdeki sahneler için bir planınız var mı? Kendi ürettiğim videoları sahnede kullanıyorum. Bahsettiğim yeni sahne tasarımına odaklıyım, stüdyo havası taşısın istiyorum. İnsanların üretimimi sahnede canlı görmesi ilginç olacak. Misafir olmuşsunuz gibi. ❏ Belki sizi görsel dünyada farklı disiplinlerde görürüz. Löffler’in kürasyonunda bir artırılmış gerçeklik projesi ya da NFT’ler… İyi fikirmiş! Önümüzdeki yıl farklı şehirlerde çizimlerimin sergilerini planlıyorum. Yeni bir dünya. Oyun ve VR’a da çok ilgiliyim, yakında o alanlarda da bir şeyler üretirim!
‘İstanbul’da dolaşmayı seviyorum’
Ahmet YATĞIN
L
ondra’lı müzik grubu Kerala Dust yepyeni kitlelere müziklerini sevdirmeye devam ediyor. 2016 yılında ortaya çıkan üç kişilik elektronik müzik grubu, vokalde Edmund Kenny, klavyede Harvey Grant ve gitarda Lawrance Howarth’tan oluşuyor. Motions şarkılarıyla kendilerini keşfetmiş ve o günden bu yana ilgi ile takibimi sürdürmüştüm. Nihayetinde keyifli bir söyleşi gerçekleştirme imkanımız oldu. Hemen başlayalım. ❏ Sizi Motions ile keşfetmiştim. Biraz o şarkıdan bahsedebilir miyiz? Motions’ı yazdığımız günlere bakınca çok uzun zaman olmuş gibi geliyor! Şarkıyı aslında 2015 senesinde Harvey ile birlikte Londra’da doğaçlama yaparken çıkardık. O kuyruklu piyanoda bir şeyler çalarken ben de perküsyonu yazdım. Harvey bazen piano ile transa giriyor ki bu inanılmaz bir maceraya sürüklüyor bizi. İşte o anlardan birini, Motions parçasına sıkıştırdık. ❏ Sanat yaşamınızda, “ya bir daha büyük eser yazamazsak” diye bir endişe taşıyor musunuz? Hiç. David Lynch bir keresinde şöyle demişti. “Eğer olmadığına inanırsanız yazar tıkanıklığı yaşamazsınız.” Bence en büyük tehlike geçmişte yaşadığımız o “Evreka!” anlarını yaratmaya çalışmak. Müzikal anlamda sürekli ilerlemeye, yeni enstrümanlar ve şarkı formları keşfetmeye çalışırsanız; yepyeni bir zemine bastığınız için bu korkuları yaşamazsınız. Bazen hiçbir şeyin yolunda gitmediği zamanlarda yeni bir şeyler
muhteşem olduğunu anlatamam. Gerçek başarı işte bu. Müzik yapmamızın nedeni bu. Aynı şey sahnede doğaçlama yaparken de oluyor, hep birlikte yeni bir şey buluyor ve onu seyirciyle paylaşıyoruz. ❏ Son albümde Amsterdam isminde bir şarkınız var. İlk bakışta İstanbul ve Amsterdam arasındaki farktan söz edelim mi? Eski kız arkadaş meseleleri… Öncelikle bu iki şehirden birini seçseydim İstanbul’u seçerdim. Amsterdam’daki kanallar iyi hoş ama ben kültürle dolu, genişleyen, hareketli şehirleri ve hayatın her kesiminden insanı severim. İstanbul’da bu duygu var. Gerçek bir metropol. Alabildiğine büyük binalar! Doğu ve batının tam göbeğinde, dünyanın çok ilginç bir yerinde bulunuyor ve bu resmen içinize işliyor. İstanbul’da dolaşmayı ve o duyguyu içime çekmeyi seviyorum. ❏ Çağımızın ortak probleminden bahsederek söyleşimizi tamamlayalım. Stres’ten bahsediyorum. Siz nasıl baş ediyorsunuz? İnsanlara nasıl hissettiğinizi söylemek, meditasyon yapmak, iyi yemek yemek ve egzersiz… Bunlar işe yarıyor. Egzersizin ne kadar yardımcı olduğunu söyleyemem. Bazen etrafımda olup biten her şeyi fazla fazla özümsediğimi hissediyorum. Bir de bu anlamsız kaygılarım hiç beklemediğim bir anda ortaya çıkıyor. Bu endişeleri yönetmek ve bilinç altınızın bir kısmını doğru şeylere -müzik gibi- aktarmak çok çaba gerektiriyor.
Kerala Dust çıkarmak çok zor olabilir ama bunun sürecin doğal halinde olduğunu bilecek kadar yapıyorum bu işi. Sürecin kendisine inanıyorum. Doğru netlikte ve iyi niyetle yaklaşırsam değerli bir şeyler çıkacağına inanıyorum. ❏ “Başarı”yı pek önemsemediğinizden bahsetmişsiniz. Bu politik görüşünüz mü yoksa başka bir açıdan mı yaklaştınız, biraz açıklayabilir misiniz? İnsanların bizim müziğimizi dinlemesini önemsiyorum. Müziğinizi dinliyorlar ve bir şeyler hissediyorlar… Evet bu “başarı”nın değerli bir türü. Ama bence en büyük başarı gecenin 3’ünde stüdyoda oluyor; şarkıyı henüz bitirmişsiniz ve daha kimse dinlememiş. Özel bir şeyleri doğru ifade edebildiğinizde başarmış hissediyorsunuz. Şarkıda kendinizin size yansıdığını hissediyorsunuz, bir şekilde bu dünyada biraz daha gerçek hissediyorsunuz. Bu hissin ne kadar
EMOJİ ATLASI
EKİM 2021
LEE “SCRATCH” PERRY
9
G
eçtiğimiz ağutos ayında aramızda ayrılan, imza attığı eserler ve icat ettiği prodüksiyon teknikleriyle dub ve reggae müziğinin öncü isimlerinden biri olan Lee “Scratch” Perry'yi emojilerle hatırlıyoruz.
Studio One ve Amalgamated Records maceralarının ardından, 1968 yılında Upsetter Records'ı kurarak, Bob Marley & The Wailers'ın ilk kayıtları olmak üzere Reggae müziğinin önemli albümlerini yayınladı.
2012'de Jamaika Devlet’i tarafından verilen, ulusal onur nişanı, Üstünlük Nişanı'nı aldı.
20 Mart 1936'da Rainford Hugh Perry adıyla, Jamaika'da doğdu.
5 kez Grammy Adayı olarak gösterilen Perry, 2002'de, Jamaican E.T ile Grammy Ödülü’ne sahip oldu.
2015'te İsviçre'de kurmuş olduğu stüdyosu Secret Laboratory, kaza sonucu sahne kostümleriyle birlikte yandı.
30 senenin ardından, İsviçre'yi “çok soğuk olduğu” ve “kötü enerjiye sahip olduğu” gerekçeleriyle terkederek Jamaika'ya döndü.
3000'e yakın çalışmada, müzisyen, prodüktör, remixer, görsel sanatçı ve teknisyen olarak yer aldı.
80'lerin sonunda tanıştığı, Mireille Campbell-Rüegg ile 1991 yılında evlendi. 2 çocukları oldu.
Bu olayın ardından, Jamaika'yı terkeden Perry, önce Amerika Birleşik Devletleri'ne, sonra sırasıyla Amsterdam'a, Londra'ya ve en sonunda İsviçre'ye taşındı.
Müzik kariyerine, 50'li yıllarda önemli reggae prodüktörlerinden Coxsone Dodd'un yanında asistan olarak çalışmaya başladı.
1979 yılında, gangsterlerin haraç isteklerini arttırmasından dolayı, Perry, efsanevi stüdyosunu kendi elleriyle yaktı.
Birleşik Krallık merkezli Trojan Records ile imzaladığı dağıtımcılık anlaşmasının ardından, 1969 yılında yayınladığı Return of Django Birleşik Krallık'ta hit oldu.
1973 yılında ailesinin evinin bahçesinde kurduğu Black Ark Studios'ta hem Jamaika'nın hem de Paul McCartney ve The Clash gibi dünyanın önemli müziyenlerine ev sahipliği yaptı. Stüdyo aynı zamanda dub ve reggae müziğindeki bir çok prodüksiyon tekniğinin icat edildiği yer olarak kayıtlara geçti.
Adına yapılan 6 tane belgesel film çalışmasının yanında, 1 tanesi GTA V olmak üzere sayısız yapımda da karşımızda çıktı.
29 Ağustos 2021 tarihinde, 85 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Ölümünden 16 gün önce, Ral Ston ile birlikte yaptığı parçası "No Bloody Friends" yayınlandı.
10
ALBÜM AJANDA
EKİM 2021
İngiliz heavy metal grubu Iron Maiden, 6 sene sonra 17. stüdyo albümü Senjutsu’yu Parlaphone etiketiyle yayınladı. 10 parçadan oluşan albüm, adını grubun basçısı Steve Harris’in önerisiyle aldı ve albüm görseli için Japon kültüründen ilham alan bir konsept geliştirildi. Her albüm kapağında farklı tarzlarda gördüğümüz grubun maskotu Eddie, bu kez bir samuray kılığında karşımıza çıkıyor.
Iron Maiden Senjutsu Heavy metal Parlophone Records 10 şarkı, 1’ 21”
Islandman Godless Ceremony Elektronik Music for Dreams 10 şarkı, 51’
Bullet for My Valentine Shatter Heavy/Metalcore Universal Music Group 3 şarkı, 12’
Ed Sheeran Shivers Pop Asylum Records 2 şarkı, 7’ 18”
The Rasmus, Apocalyptica Venomous Moon Rock Playground Music Scandinavia 1 şarkı, 3’ 45”
Drake Certified Lover Boy R&B Universal Music Group 21 şarkı, 1’ 26”
Kanye West Donda Hip-hop Universal Music Group 27 şarkı, 1’ 48”
Surf Arabesk Hayal Etmek Güzel Psychedelic Rock Universal Music Turkey 1 şarkı, 4’ 29”
Yüzyüzeyken Konuşuruz Son Seslenişim Indie Sony Music Turkey 1 şarkı, 4’ 36”
Aga B Doktor Primo Rap Debboy 1 şarkı, 3’ 20”
Coldplay & BTS My Universe Rock/K-Pop Parlophone Records 2 şarkı, 7’ 35”
Zen-G Zengbej Müzikhol 2 (Hüküm) Rap Sony Music Turkey 1 şarkı, 3’ 56”
Carcass Torn Arteries Extrem metal Nuclear Blast 10 şarkı, 49’
11
LİSTE
EKİM 2021
WISHLISH
DUNE: ÇÖL GEZEGENİ Frank Herbert'ın bilim kurgu klasiği haline gelen romanı Dune, 22 Ekim'de beyaz perdede olacak. Denis Villeneuve yönetmenliğinde çekilen film; Uzak bir gelecekte, ailesi çöl gezegeni Arrakis’in kontrolüne sahip olan Paul Atreides’in hikayesini anlatıyor.
Gayriresmi Harry Potter Yemek Kitabı / 49,80 TL Hadi itiraf edelim, Harry Potter izlerken hepimizin canı kaymak birası ve Hagrid’in kaya gibi üzümlü kurabiyelerinden çekiyordu. Neyseki Gayriresmi Harry Potter Yemek Kitabı biz Muggle’ların imdadına yetişti. 150’den fazla tarif bulunan kitapta aynı zamanda bunları Harry Potter serisinin hangi bölümlerinde bulabileceğiniz de yazıyor.
MALINCHE: BİR MÜZİKALİN PERDE ARKASI Netflix’in orijinal belgesellerine bir yenisi ekleniyor. 12 Ekim’de yayınlacanak olan Malinche: Bir Müzikalin Perde Arkası, Malinche ve Hernán Cortés'in iki farklı dünyayı bir araya getiren aşk öyküsünden uyarlandı. Bu yeni belgeselde, Nacho Cano imzalı müzikalin ardındaki yaratıcı sürece yakından tanık oluyoruz.
KİTAP AJANDA The Grunge Diaries: Seattle, 1990–1994
Funko Pop Rocks Lemmy Kilmister / 109,90 TL Motörhead efsanesi Lemmy Kilmister ait Funko Pop’a sahip olmak isteyen koleksiyoncu arkadaşları bu tarafa alalım. Yalnız son zamanlarda gördüğümüz TikTok akımına dahil olup Funko Pop’un kafasını kesip içinden çıkan beyini almak ister misiniz onu bilemedik. Şahsen biz asla kıyamazdık.
Papershoot Croz Kamera Seti – Vanguard / 870 TL Instagram sağ olsun günümüzde fotoğraf çekmenin hayatımızda çok büyük bir önemi var. E tabii, vereceğimiz poz kadar fotoğrafı çekecek makine de mühim. Özellikle retro fotoğrafları sevenler için; Paper Shoot Croz Kamera Seti gayet iyi iş görür gibi. Hem yanımızda taşıyabilecek kadar küçük hem dijital hem de analog hissi yaratıyor.
Dave Thompson Araştırma 328 sayfa
90’lı yıllarda Amerika’nın en etkili alternatif rock dergisi “Alternative Press”in yazarlarından Dave Thompson’ın grunge müziğin kalbi Seattle’da Nirvana’dan Pearl Jam’e; Mudhoney’den Soundgarden’a tanıklık ettiği tüm grup ve olayları ele aldığı araştırmaları ve kişisel dosyalarından oluşan; The Grunge Diaries: Seattle, 1990–1994, dönemin müzik ve gruplarını ayrıntılı bir şekilde ele alıyor.
Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme Barış Bıçakçı Öykü İletişim Yayıncılık 99 sayfa
Veganizm Valéry Giroux, Renan Larue Çev.: Z. Hazal Louze Politika / Siyaset İletişim Yayıncılık 104 sayfa
Sinema’da Elektronik Müzik Ufuk Güral Sinema Eleştiri / Araştırma Detay Yayıncılık 168 sayfa
12
TEKNOLOJİ
EKİM 2021
DAVULCULARIN ELEKTRONİK DAVULDA ÖNCELİK: ALESIS NITRO MESH
Nitro Kit'in daha hızlı tuşa cevabı sağlayan, yeni nesil file teknolojisiyle donatılmış Alesis Nitro Mesh, özellikle sert tuşeli, modern müzikler çalan davulcular için fiyat-performans ürünü olarak öne çıkıyor. Trampet, tom aksamı ve zilleriyle 8 parçalık klasik kit olarak satışa sunulan ürün, aynı zamanda önceki nesilden farklı olarak ekstra ses bankaları içeren davul modülü ile birlikte geliyor. Kurulum aksamı, kablolar, adaptör ve davul anahtarı da dahil olan bu set, davulcuların elektronik davulda önceliği olabilir.
AUDIOENGINE HD4 İLE MÜZİĞE KOLAY ULAŞIN Herhangi bir uygulama veya cihazdaki müziğinize tam olarak erişimli sağlayan HD4’e bilgisayarınızdan USB girişi, ile telefonunuzdan Bluetooth aptX-HD ile ya da pikap ile analog girişle çok çeşitli kablolu veya kablosuz bağlanabiliyorsunuz. AudioEngine HD4, özellikle birden fazla cihazda müzik dinleyenler için ideal bir ürün.
PROFESYONEL DJ’LER İÇİN UYGUN KULAKLIK Çin merkezli teknoloji şirketi OneOdio, yeni kablosuz kulaküstü kulaklığı A70’i satışa sundu. Hem kablosuz hem de kablolu olarak kullanılabilen kulaklığa, 3,5mm ya da 6,5mm’lik girişler ile kablo takılabiliyor. Böylece profesyonel olarak DJ’lik yapanlar da bu kulaklığı tercih edebilir. 50 saate kadar kesintisiz kullanım imkanı sunan kulaklığı katlanabilir şekilde rahatça taşıyabliyorsunuz.
EARFUN AIR PRO TRUE WIRELESS KULAK İÇİ Bluetooth Kulaklık, özel geliştirilmiş gürültü filtreleme algoritmasıyla telefon görüşmelerinde net konuşmayı sağlarken, 32 saate kadar da kullanım süresi sağlıyor. Hızlı şarj özelliği olan kulaklığı, sadece 10 dakika ile 2 saat kullanabiliyorsunuz. Suya dayanıklı bu kulaklığın fiyatı ise 859 TL.
SQUIER PARANORMAL TORONADO 2020'de duyurulan Squier Paranormal Serisi, unutulmuş Fender modellerini tekrar gün yüzüne çıkarıyor. İlk olarak, 1998'de piyasaya sürülen Toronado çift humbucker manyetikli yeni ofset gövdeyle tekrar canlandı. Gibson benzeri, 24.75” skala uzunluğuna sahip, C profil boyun ile satışa sunulan gitar, yüksek çıkışlı Atomic humbucker manyetiklere sahip.
HER ZAMAN HER YERDE MÜZIK YAPABİLİRSİNİZ Roland'ın GO: KEYS klavyesi, müzik yapmak isterken aynı zamanda eğlenceli bir yol arayanlar için tasarlanmış. Loop Mix ile klavyede notalar çalarak şarkı oluşturmanıza olanak tanımasıyla birlikte akıllı telefonunuza veya tabletinize bağlamak için Bluetooth Audio / MIDI desteği de sağlıyor. 500'den fazla ses içeren bankasında, piyanolar, synth'ler, yaylılar, bas, üflemeliler ve daha fazlasını sunan klavye ile her zaman her yerde müzik yapabilirsiniz
13
TOP 10
EKİM 2021
TOP 10
1
İÇİNDE VİSKİ GEÇEN 10 ŞARKI
The Who Whiskey Man
The Who'nun basçısı John Entwistle'ın yazdığı parça, her içki içtiğinde ortaya çıkan hayali bir arkadaşıyla konuşurken aklını kaçıran bir adamın ağzından yazıldı. Adam içmeye başlar ve Whiskey Man çıkagelir: "Doktorlar onun benim kaçık aklımın bir ürünü olduğunu söylüyorlar. Viski adamımı göremiyorlarsa, kör olmalılar."
2
Willie Nelson Whiskey River
Katıksız bir Texas country şarkısı: Güney aksanlı bir adam, basit bir düzenleme ve viski hakkında sözler! Whiskey River hem bestecisi Johnny Bush hem de Willie Nelson için büyük bir hit olmuştu. Şarkının etkisi o kadar büyüktü ki GTA V'in soundtracklerinde dahi kendine yer buldu.
7
Thin Lizzy Whiskey In The Jar
8
Van Halen Take Your Whiskey Home
Amerika'da nasıl Güney viskinin memleketi ise, Avrupa'da da bu şan Britanya'ya aittir. Orjinali İrlanda folk şarkısı olan bu parça hem Thin Lizzy hem de Metallica için hit oldu. Hatta Metallica'ya 2000 yılında Grammy bile kazandırdı.
6
Bir yerde alkolle ilgili bir şarkı yazılıyorsa tabii ki doğası gereği Teoman’da orada olur! Teoman’ın bir otelin 32. katında gecenin üçünde bir kadınla viski içtiğinden bahseden anlatısı, aslında bir şarkıdan ziyade spoken word formunda yazılmış bir atro gibi.
AC/DC Have a Drink on Me
Etrafına bir içki ısmarlamaya çalışan bir adamı anlatan bu parça, alkolden hayatını kaybeden Bon Scott'un ölümünden 5 ay sonra yayınlandı. Belki başka bir grup olsa, hüzünlü bir ballad yazıp kaybettikleri arkadaşlarına adardı ama AC/DC bunu yapmadı. Her zaman olduğu gibi yüksek enerjili rock'n roll müziğini yaparak, Bon Scott'ın varlığını neşeyle andılar.
9
Alice Cooper Lace and Whiskey
Lynyrd Skynyrd her zaman içki üstüne yazdı. Viskileriyle ünlü Amerika'nın Güney eyaletlerinden birinden çıkıp da viskiden bahsetmemek şaşırtıcı olurdu herhalde. Şarkı, klişe bir Rock'n Roll hikayesini anlatır: Bir Rock'n Roll müzisyeni, kadınlar ve kilometrelerce yol.
Teoman Viski ve Lazanya
80'lerde bir rockstar ile beraberseniz, bunun aynı anda ne denli eğlenceli ve yorucu olabileceğini hiç düşündünüz mü? Vokalist David Lee Roth'un şarkıda anlattığına göre hayatındaki kadın, tüm o eğlenceli anlara rağmen onun viski ile olan ilişkisinden tamamen bıkmış.
10
3
Lynyrd Skynyrd Whiskey Rock-A-Roller
5
4
Alice Cooper'ın alkolizm sorunu yaşayan bir özel dedektif personasına büründüğü, Maurice Escargot isimli karakterinin ağzından yazdığı parça aslında gerçekte kendisinin de durumunu ifade ediyordu. Alkolizmden muzdarip olan sanatçı, aynı albümün turnesi sırasında bir klinikte tedavi bile görmüştü.
Maroon 5 Whiskey ft. A$AP Rocky
Maroon 5’ın A$AP Rocky ile yaptığı bu şarkı hüzünlü bir sonbahar şarkısı. Maroon 5 üyeleri bu şarkıda, bir kadının öpücüğünü viski sarhoşluğuna benzetiyor.
George Thorogood One Bourbon, One Scotch, One Beer
Şarkı yıkık bir adamın hikayesidir. Adam, terkedilmiştir, işsizdir ve evinden atılır. Her şeyi biraz olsun unutmak için bir bara girer. Biz hikayeyi dinlerken, nakaratta barmene seslenir. Barmen ne istediğini sorar ve o hep aynı cevabı verir: "Bir bourbon viski, bir skoç viski, bir bira."
14
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Ne kadar dinledi, kaç saniyesi dinlendi, nereden dinlendi?’ Çağatay YILMAZ
B
ir süredir özel etkinlikler ve DasDas koridorları dışında göremiyorduk Koray Candemir’i. 2020’de İhtimaller parçasını yayınlayarak geri döndüğünü müjdeledi. Derken araya pandemiyle birlikte zaman girdi. Kimileri parçasını bu yaz çıkardı. Üstelik sözleri yazıp çıkardıktan sonra bu sefer işin içine daha çok dinleyiciye bırakıyorum, pop ve sytnh de çünkü herkes kendisine göre var.Söz ve müziği yorumlayabiliyor. Koray Candemir’e ❏ Kimileri’nde banjo sesi ait olan ‘Kimileri’ne duyduk, banjo sesini çok Kargo’dan sevdiğimiz bir enstrüman. Bizim tanıdığımız Serkan naçizane yorumumuz, Türkiye’de Çeliköz synthleri biraz daha duysak. Ne dersiniz? ve aranjörlüğü ile Banjo çok eğlenceli bir enstrüman. eşlik etti. Kayıtlarını Cümbüş falan da öyledir, onlar Cem Şahin’in yaptığı farklı medeniyet. Bu albümde şarkının mix’ini şarkıların prodüktörlüğünü kendim ülkenin değerli yapıyorum. Sound’u duyuyorum, prodüktörlerinden “Burada banjo sesini bununla Tarkan Gözübüyük birleştirsek” diyorum. Sonra deneyip, üstlendi. Mastering’i olduğunu gördüğün zaman şahane Güven Ersoysal oluyor. Önceki albümde bağlama tarafından yapılan kullandık, farklı etnik enstrümanları ‘Kimileri’nin her zaman deneyebilirim, o konulara kayıtlarında çok açığım. davulları Kurban’dan ❏ İhtimaller ve Kimileri’nin tanıdığımız Burak kliplerinden bahsetmek istiyorum. Gürpınar çalarken, Kliplerinizde bir hikaye anlatılıyor. bas gitarda Cemre DasDas yani tiyatro deneyiminizin Kabaş, gitarlarda Cem kliplere etkisi var mı? Şahin’i görüyoruz. Video bu büyük salonda çekildi. Bu arkası kalabalık O zaten kendi içinde kimyasını parçanın şerefine barındırıyor. Cast olayını da Koray Candemir ile yönetmen Doğan Tanyer ile kurduk. DasDas’ta buluştuk. Biraz böyle hafif bi’ İngiliz havası ❏ En son var, görüntüsü de hafif böyle soğuk sizden Kimileri’ni renkler. Biraz mükemmeliyetçi dinledik. Sözlerinde takılıyoruz. Kimileri’de animasyon başkalarından, videosu bir şey anlatmasından daha tutulan taraflardan, çok şarkıya eşlikçi gibi oldu. yalnızlıktan bahsediyorsunuz. Siz bu yalnızlığın hangi tarafındasınız? Yalnızlığı severim. Senelerdir tek başına yaşayan bir adamım. Ama insanlarla temas etmeyi, arkadaşlarımı da severim. Yani yalnızlığa gömüldüm, karanlıktayım yoktur bende. Yalnızlığı severim ama daha aydınlık tarafları da değerlendiririm. ❏ Parçada ‘’Kimileri siyah sever, onlara dokunmayın’’ diyorsunuz. Kim bu siyah severler? Niye dokunmasınlar? Siyah sevenler benim, gördüğün gibi. Herkes öyle dönemler yaşıyor, siyah giymek dediğim şey bir gönderme Maskot ile 1, Kargo yani. Esasında orada yazan şey, o ile 6 solo kariyerinde dönemi yaşayan insanları yargılamak 2 albüme imza attı. yerine birazcık onu yaşamasına izin vermek ve ondan güzel bir şekilde çıkmasını sağlamak gibi. Normalde
9
2020 Hayvan Gibi
25 Candemir, yirmi beş yıldır müzik dünyasında.
Koray Candemir
RÖPORTAJ
15
EKİM 2021
‘Yeni bir albüme başlamak istiyorum’
‘Şimdilerde sabır, çalışma, iş disiplini var mı emin değilim’ ❏ Kimileri’nde synth`ler, poplar duyuyoruz. Bu deneysel mi? Bunu dijital ajansla anlaşıp kendi şarkılarını deneyeyim mi, yoksa yayınlayabilirsin. Eğer bir de takipçin falan birazcık daha “klasik rock” varsa kendin medya gibisin. Şimdi bu bütün sanatlarından biraz daha dinamikleri değiştiriyor, olayı hızlandırıyor. buralara kayayım gibi bir Öbür tarafında da konsept albüm dediğimiz düşünce mi? şeyi yapmak için stüdyoya kapanman, Bu tamamen bir tazelenme aylarca çalışman gerek. Şimdilerde bu sabır, durumu. Deneme gibi de çalışma, iş disiplini var mı ondan emin biraz. Şarkıyı kayderken önce değilim. bir iskelet kuruyor sonra ❏ Dijital platformlardaki dinlenme harekete geçiriyoruz. Son haline sayısı başarı sayılıyor ya sizce bu doğru getirdiğimizde bize yetmedi o bir ölçüm yöntemi mi? Siz dikkate alıyor öyle söyleyeyim. Daha farklı musunuz? şeyler istedi şarkı. Serkan Mekanik dağıtımdaki bütün Çeliköz’e yolladık, bu dağıtım şirketlerinin yerini dokunuşunu yaptı. dijital dağıtımcılar aldı. Onların İstediğimiz şey oydu, bulunduğu pozisyon, elde birazcık daha taze bir ettikleri gelir, kestikleri yüzde, sound. Devamı gelecek. sunum şekilleri, algoritmaları, İhtimaller ile Kimileri’ni 2021 yazılımları hep sorgulanacak, birbirlerinden çok uzak Kimileri hiç bitmeyecek. Çünkü karanlık bulanlar var ama aslında GRGDN Müzik noktalar var işin içinde. öyle değil. Yaptığım Bundan 30 sene sonra dönüp şarkıları arka arkaya baktığımızda böyle daha farklı algılanacak koyduğumda albüm formatı bu dönemler. Çünkü mekanikte şöyle bir şey içinde yoğruluyor, hepsi bir vardı; CD, kaset, plak dükkanda satılıyor. torbanın içinde oluyor. Net belli olay. Şimdi burada stream olduğu ❏ Single hikaye anlatımını için adam dinledi tık yazdı. İçinde onun öldürdü mü? antin kuntin ne kadar var? Bir şeyi sürekli Öldürdü, öldürmez olur dinlettirdin, programladın, onu sayıyor mu? mu? Şarkıların, albümlerin Ne kadar dinledi, kaç saniyesi dinlendi, yapılış şeklinden sunum şekline nereden dinlendi? Bunların raporları da kadar bütün aşaması değişti. geliyor ama yani ne kadar gerçek bunlar tabi Dijital platformlardan önce ondan tam emin değiliz. Çünkü elle tutulan müzik yapmak şöyle bir şeydi: bir şey yok. Türkiye’de YouTube’da 100 Sen ya bir grup olarak bir milyon dinleme bir iş çıkıyor. Şimdi nasıl araya geliyorsun ya da tek. iyi dinlenmiş abi 100 milyon? Ülkenin nüfusu bir yorumcusun, şarkıcısın. 83 milyon zaten. 100 milyon dinlenebilir O şarkıların oluşması için ama buna güvenebilecek miyiz? profesyonel stüdyoya girmen gerekiyordu. Sonra onun basılması, dağıtılması ve bunun PR’ının yapılması gerekiyordu. Şu anda evine o stüdyoyu kuruyorsun, şarkıyı yayınlanabilecek son haline getirebiliyorsun. Bireysel olarak bir
❏ Pandemi sürecinde müzik sektörünün yaşadığı sıkıntıları ve birlik olamamalarını görünce şeyi düşündüm; Ben şu an 19 yaşında müzisyenliğe heveslenen biri olsam, bu sektöre girmem. Onla ilgili bizim Tarkan Gözübüyük’ün duvara yazılacak bir cümlesi vardır. ‘’Müzik yapmadan durabiliyorsanız müzik yapmayın.’’ Gerçekten çok zorlayacağı bir iş bu, yani iş olduğunu anlamıyorsun başında gençken girdiğinde sonradan görüyorsun ortamı. Zor, evet bu ülkede sanatın herhangi bir koluyla uğraşmak. En büyük, birinci nedenlerden biri bu ekonominin kayıt dışı yürütülmesi. Birçok enstrümanist, müzisyen, emekçi, kayıt altında değil, böyle bir kriz yaşandığında yardımı kime neye göre vereceksin? Sistemde o kadar boşluk var ki...Şimdi şöyle de bir şey var, adam 3 kuruş para kazanıyor. Onu kayıt altına alsan adamın parasının yarısını vergiye alacaksın, yani adamın yaşamından kesiyorsun. Müzik sektöründe çok büyük paralar kazanılmıyor. Müzik sektöründen çok büyük paralar kazanan insanlar, senelerdir çok çalışıp markalarını bir yere getirmiş insanlar. ❏ Cover sever misiniz? Hem kendi parçalarınızın hem başka parçaların cover’larını dinlemeyi seviyor musunuz? Cover’ın böyle bir anlamı, bir özelliği olmalı. Yani bizim için hep öyleydi. Kargo ile cover albüm yaptığımızda bile bazı şarkılarda benim çok hevesim yoktu. Yıldızların Altında ve Sen Ağlama’yı cover’lamıştık. Serkan getirdi bir düzenleme yaptık, şarkıları önce sahnede çalmaya başladık. Oradan bir geri dönüş geldi ve sonra parçaları albüme taşıdık. Son solo albümümde, Keklik İdim Vurdular’ı cover’ladım. Çok sevdiğim bir türküdür. Ekip olarak yaptığımız, en sevdiğim cover’lardan biri. Özel hikayesi vardır. Çıkışı, geldiği yol, bir şey hissettirmesi lazım, cover’ı öyle seviyorum. ❏ Son olarak yine, sizin hakkınızda bitirelim. Sıradaki planlar ne var? Koray Candemir ne yapacak? Bu son 3-4 senedir yeni şarkılara uğraşıyoruz, sürekli kayıt alıyoruz tatmin olmuyoruz yenilerini yapıyoruz falan. Birazcık daha sık paylaşım ve sık üreteyim kafasındayım şu anda. Kendime onu motive etmeye çalışıyorum. Elimizde zaten şarkılar var onları paylaşacağım. Şu albümü çıkardıktan sonra hemen arkasından yeni bir albüm, bir proje, yeni bir şeye başlamak istiyorum.
16
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Albüme daha vakit var diyebiliriz’
Zeynep TOKER
A
rtun Özoğlu, Sarper Sonbay, Hüseyin Tosun ve Barış Kutlu’dan oluşan Yaşlı Amca grubunun adı, Ankara’da Bestekar ve Tunalı’nın kesişiminde, her gün gitar çalan yaşlı bir amcadan geliyor. Son single çalışmaları Eymir ile hayranlarının karşısına çıkan Yaşlı Amca, Eymir Gölü’ne yaptıkları güzellemeyle, Ankara’dan ilham almaya tam gaz devam ediyor. ❏ 2020’nin başında yeni albümü yayınladınız ve iki ay sonra evlere girdik. Sahneden bu kadar süre ayrı olmak size ne hissettirdi? Değerini anladık. Yazık oldu albüme ama olsun, biz vakti geldiğinde yine yapacağız. Sanırım sahnenin değerini daha iyi bilmemiz lazım, sonuna kadar. ❏ Şu son 1.5 yılın üretiminiz üzerindeki etkileri neler oldu? Çok çok uzun süren bir süreç olmasaydı üretime yardım etti vakit yarattı diyebilirdik ama insanlık bu iki yılda çok şey yaşadı. Türkiye zaten bu dönemde müzmin karışıktı, hala da öyle. O kadar anlatılacak şey birikti ki… ❏ Müzisyenlerin evlerinde kurdukları küçük bir stüdyoda tek başına müzik üretmeye çalıştıkları şu dönemde siz bir grup olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz? 2021 Bizim parçalar şu zamana kadar Eymir genelde stüdyo ortamında canlı Y.A Records kanlı gelişti. Daha organik,eski toprak bir kayıt kültürümüz olduğundan ve pandemide de çok buluşma fırsatımız olmadığından fazla kayıt yapamadık. Yapsaydık da influencer/müzisyen temposunu yakalamamız mümkün değil gibi görünüyor. İstemeyiz de ama bu dönem birtakım tekliler gelmeye devam edecek.
Yaşlı Amca Bakalım şarkılar bizi nereye götürür. ❏ Sosyal medyada takipçileriniz konserleriniz az olmasından dolayı serzenişlerde bulunmuş. Yakın zamanda planlarınız neler? Ekim ayı içerisinde sizi nerelerde dinleyebiliriz? Bize kalsa her yerde çalarız. Ama bu ayarlamaları biz yapmıyoruz. İlerde umarım daha sık ve herkesin gelebileceği konserler verebiliriz. Hepinizi de bekleriz.
❏ Artun Özoğlu’nu tek başına dinlediğimiz Eymir parçasının hikayesi nedir? Şarkı kendi hikayesini anlatmaya çalışıyor zaten kendi çapında, ama bu akustik ve sade, kuru güzel bir hatıra olsun diye çıkardığımız bir parça. Umarız sevilir. ❏ Son single kapaklarınıza baktığımızda single ismini sanki bi’ altyazı gibiymiş görüyoruz, bir konseptin kesitleri gibi. Tüm hepsinin bağlanacağı bir nokta var mı? Bir albümde birleşme gibi? Albüme daha vakit var diyebiliriz. Ama bir yere varma konusunda biz de meraklıyız.
37
milyon
Spotify’da en fazla dinlenmeye ulaşan parçaları: Giderdi Hoşuma
‘Kendimizi sınırlandırmamayı seçtik’
Zeynep TOKER
2
014 yılında Alaçatı’da tanışıp çok yakın arkadaş olan Defne Angın ve Selin Dumlugöl, yıllar boyunca birlikte iş yapmanın hayalini kurdular ve en sonunda Manitas ile bir araya geldiler. Kendilerini tek bir tarza bağlamayan ikiliyle müzikal yolculuklarını konuştuk. ❏ Karar verme ve uygulama konusunda grup ile üretim yapmak bana hep zor bir iş olarak gelmiştir. Sizin açınızdan bu durum nasıl? İş bölümü ve planlama konusunda nasıl ilerliyorsunuz? Defne: Bence harika bir takımız. Kalp ve beyin. Aynı fikirde olmadığımızda da üçüncümüze -menajerimizedanışıyoruz. Selin: Kesinlikle kolay değil. Fakat bir şeyi paylaşıyor olmak ve bunun üzerine iki beynin farklı düşüncelerle sağlamlaştırıyor olması hali bizim hoşumuza gidiyor. ❏ Tek bir tarza bağlı kalmak istemediğinizi
Manitas belirtmişsiniz. Sizden her şarkıda farklı bir müzik tarzı mı duyacağız? Defne: Ben bu konuda genre-fluid (akışkan janr) bir yaklaşım benimsedim. Üretim sürecini zaman dışında -bazen onunla bile- bir kriterle sınırlamak yerine içimizden gelenleri keşfetmek ve yeni şeyler denemek gerektiğini düşünüyorum.
2021 Kim? Wonder Wheel Live
Selin: Çocukluğumdan beri müziğin fazlaca içindeyim ve hep çok farklı şeyler dinledim hala da öyle. Hayatta bir şeylere bağlı kalmak zaten bana göre değil bu yüzden kendimizi sınırlandırmamayı seçtik. Aslında biraz da keşfederek gidiyoruz bizden neler çıkıyor ona bakıyoruz. ❏ Kim? Parçasının klibinde yer alan isimler, styling nasıl belirlendi? Selin: Kim? klibinin bütün süreci özellikle çekim aşaması gerçekten bir sinema filmi tadında. Yönetmenliğini ben yapmak istedim. Uzun zamandır tatlı bir yerde hayalimdi. Bizi yalnız bırakmayan görüntü yönetmenimiz Orkun Göntem ve kostüm/sanat yönetmenimiz Deniz Eslek en az bizim kadar sahiplendiler işi. Klipte gördüğünüz herkes gerçek anlamda biriktirilmiş dostlar hepsini çok seviyorum. Kafamdaki resmin aynısını yansıtmamı sağladılar.
RÖPORTAJ
Ece ULUSUM
17
EKİM 2021
‘Sezen Aksu, Frida gibi sonsuza kadar yaşayacak’
B
9
1977 Sezen’li Şarkılar albümünde yer alan parçaların sayısı
Emir Ersoy
irazdan okuyacağınız röportajda bolca avantajları vardı tabii ki. Kamera karşısındaki tavırları, rahatlıkları, mimikleri… Tabii ufak Sezen Aksu’dan bahsedileceğini şimdiden 1-2 nazarlığımız olmadı değil. Aslı İnandık, duyuralım. Bir an için “Acaba Sezen tam parçanın en güzel yerinde ani bi’ hareket röportajı mı okuyorum?” gibi düşünebilirsiniz yapınca kaydı ve düştü. O anı da arkadaşımız ama böyle olmasının çok geçerli bir sebebi boomerang olarak çekiyormuş. Aslı ile çok var. Türkiye’de Latin müzik üzerine yaptığı güldük halimize. Albümün nazarlığı yaptık o çalışmalarla bilinen Emir Ersoy, Sezen Aksu’nun anı. yazdığı ve yorumladığı parçalarından oluşan ❏ Bir müzisyen arkadaşım Cem bir cover albümü ile müzikseverlerle buluştu. Yılmaz ile yaptığınız Cambaz Gülse Birsel, Gökçe Bahadır, Aslı İnandık, Seda düetini şarkının ruhuna aykırı Bakan, Belçim Bilgin ve Oya Başar gibi birçok bulduğunu söylemişti. Şarkı başarılı kadın oyuncu Sezen Aksu sözlerine nefes sözlerinin etkisini azalttığını oldu. düşünüyordu. Siz ne dersiniz? ❏ 70'li yılları seçmenizin sebebi neydi? Aslında arkadaşınız haklı. Sonuç O yılların sound’larını çok seviyorum. Biraz itibariyle rock müzik demek isyan funk, biraz pop ezgileri içersin ama Latin olsun demek, asilik demek, başkaldırı diyordum. Sonra bunun üzerine kafa yormaya demek. O şarkının sözlerinde başladım ve ses tekniği, enstrüman kullanımı de bu anlamlar var. Normalde olarak 1970'leri yaşatabilmek için o besteyi Latin müzik türünde dönemin sound’larına çalıştık. yapan biri o şekilde söz yazmaz ❏ Kadın oyuncularla bir araya ama cover yapılırken, dünya bu gelme fikri ilk nasıl çıktı? Albümde durumları biraz esnetiyor artık. yer alan isimlere bu teklifle Metallica cover’ları, Guns'n Roses gittiğinizde nasıl karşıladılar? cover’ları hem Latin hem caz Sezen Aksu’nun dokunduğu 2021 versiyonlarla yapılıyor. Rock şarkıları, kadınlar her zaman daha 1977 Sezen’li dinleyicisi çok katı ve çok güzel yorumlamıştır. Açıkçası çok Şarkılar fanatik. Bildikleri bir rock Sony Music ciddi bir ikna süreci yaşamadım, Turkey şarkısının hiçbir farklı şarkılar kadınları ikna etti gibi oldu. versiyonunu kabul Sadece süreç açısından, Gökçe etmiyor ama rock dinleyicisi Bahadır kendi albümünü yaptığı için projede olmayan kesim ise bildiği olmak ister mi istemez mi derken o da bizimle rock parçalarının farklı oldu. Bir de Seda Bakan bir albümde şarkı türlerdeki versiyonlarından söylemek konusunda çok emin değildi ama çok keyif alıyor. kendisini dinleyince ikna oldu. ❏ Sezen Aksu ile ❏ Bu albümün yıldızı Sezen Aksu'nun gündeme gelen, kaynak sizdeki yerini, bizzat sizden dinlemek isterim. göstererek YouTube Sezen Aksu sadece benim için değil tüm embed linki konulsa müzikseverler için çok özel biri. Hiçbir dahi telif ihlali olduğu zaman durmamış, hayatını müziğe adamış ve iddiasıyla kültür-sanat bulunduğu yeri fazlasıyla hak etmiş özel bir sitelerine dava açıldı. insan. Çocukluğumdan beri çalıştığım tüm Sizin kanalınızdan bir şarkıcılar sahnede hep Sezen şarkıları söylerlerdi videoyu sitesine koyan hâlâ da öyle. Türk pop müzik tarihinin bir web sitesi, sizce telif yaratıcılarındandı, o yüzden tıpkı Picasso, Dali, ödemeli mi? Frida gibi sonsuza kadar yaşayacak. Telif konusu ❏ Şarkıları seçme sürecinden söz eder Türkiye'de yıllarca büyük misiniz? bir sorundu. Daha Projeye başlarken Sezen ekibinden Çağdaş yeni yeni bir düzene Kurdoğlu ile konuşuyordum ve bana Sezen giriyor. Bence telif eseri Aksu eserlerini liste halinde mail attı. Yaklaşık yaratan kişinindir. 500'den fazla eser vardı. Biz sahnede Seni Onu paylaşanların İstiyorum’u zaten çok büyük keyifle çalıyorduk telifleri belki çok düşük dolayısıyla o zaten repertuvarda olacaktı. oranlarda olabilir Gelen listeden de kalan şarkıları seçtim. Latin ama ana gelir eser müziğine uyabilecek olanların demolarını sahibinin olmalı diye yapmaya başladım. düşünüyorum. Sonuçta ❏ Her şarkının videosu da var. Çekimler bir şey yaratıyorsunuz nasıl geçti? Oyuncularla kamera karşısında ve herkes ondan gelir olmanın bir konforu var mıydı? elde etmeye çalışıyor. Çekimler sırasında biz çok keyifli zaman Telif sistemi sanırım geçirdik. Oyunculara klip çekimine gelirken birkaç sene içerisinde 70’leri andıran kıyafetler getirmelerini rica çok daha şeffaf işler hale ettik. Hepsi de özenle bu seçimleri yapıp gelecek. geldi. Ayrıca hepsinin oyuncu olmasının
18
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Geleceği düşünmek korku yaratıyordu’ D
Çağatay YILMAZ
efter parçasıyla çıkış yapan Merve Çalkan, yeni parçası Tekinsiz ile karşımızda. Sözü ve bestesi Mabel Matiz’e ait olan parçayı ilk dinlediğinizde sesini Mabel’e benzetenler epeyce fazla. Yalnız şöyle bir durum var ki dinleyicilerin bir kısmı bu durumun Çalkan’ın başka parçalarında da var olduğunu düşünüyor. Peki gerçekten de öyle mi? Merve Çalkan yanıtladı. ❏ Her tekli kapağı farklı bir hikaye, şarkılarınızda olduğu gibi. Ama hepsinin bir cümle hikayesini sizden 2021 almak isteriz. Tekinsiz Bir cümle zor olabilir. Pose Records Tekinsiz’ i anlatayım; aşk sarhoşluğunu anlatan bir şarkının içindeyken aynı zamanda bir düşün içine de hapsoluşu anlatan bir kapak fotoğrafımız var. Kırmızı bir plakanın özellikle plakasız bir kısmı var mesela, o kırmızının sadece bir bakış açısı olduğunu anlatıyor. Çevredeki el yazısı şarkı sözleri de kendi haykırışının, düşüncelerinin içinde yüzüp durduğunu ifade ediyor. ❏ Sesinizi Mabel Matiz'e benzetenler var. YouTube algoritmaları da sizi dinlerken
benim müziğimi de onun müziğine yakın görüp sevenler. ❏ IG'de Salon İKSV'deki ilk konser anınızı okudum. Salon'un sizin için önemi nedir? Önemi; Lisedeyken Brazzaville hayranıydım, hâlâ da öyleyim. Onun konserine gitmiştim birkaç defa ve içimden, sahnede ışığın altında gitar çalarak bir insanın kendi sözlerini söylemesi ne büyülü diye geçirmiştim. Kahverengi deri ceketiyle David Brown ve Morning Light söyleyişi hiç aklımdan çıkmaz. O gün orada o heves büyük bir istekmiş ve o isteği duyup kendime inanmışım. ❏ Meslekte yükselişte olduğunuz dönemde, mekanlar kapandı. Hükümet müzisyenler için adım atmadı. Nasıl hissettiniz? İlk başta şaşkındım, açıkçası pandemi olmasa ve bunları yaşasam sürekli psikolojimi başarısızlık hissinden uzak tutmaya çalışırdım. O yüzden pandemide de maalesef hissiyat olarak oralara düştüğüm oldu; yine aynı şekilde kendimi motive etmeye çalıştım. Geleceği düşünmek korku yaratıyordu, sürekli günü nasıl geçirdiğimle ilgilenmek durumunda kaldım. Elime geçen fırsatları değerlendirip müzik dışında başka birkaç iş yaptım. Maddi olarak sürekli bir akışta olmaya çabaladım.
Merve Çalkan Mabel Matiz'in parçasını öneriyor. Sizce bu benzetilmenin avantajı ve dezavantajı nedir? Mabel, benim müzik zevkimin en çok uyuştuğu isim. Birlikte çalışırken o hayranlığım katbekat artıyor çünkü mutfağına da tanık oluyorum. Mabel ile alakası olmayan bir şarkıma bile “İşte Mabel tınıları” diye bir yorum gelmişti. Bence burada ortak bir dil ve zevk var. Şarkıyı yorumlama kısmında ise ikimizin de önemsediği bir detay olarak kendine özgü olmak var. Beni daha iyi tanıdıkça bu kulak yanılsaması şekil alacaktır. Dezavantaj sayılabilecek bir durum da yok, avantajı şöyle olabilir; “Ne güzel bir sesle tanıştık, iyi ki tanıştık” diye mesajlar alıyorum. Bu insanlar, Mabel’e duydukları hayranlıkla
‘Müzisyenler iş gelsin diye bekler oldu’ K
Gizem ERTÜRK
aradeniz müziğinin yeni nesil temsilcisi değerli ve hem müzisyen hem bir abi olan Özenç Çelik, Salladım Çemberimi Çağatay Kadı yaptı. şarkısını dinleyiciyle paylaştı. Söz ❏ Serkan Aydın ile yollarınız nasıl kesişti? ve müziği Hülya Polat’a ait olan Salladım Serkan çok küçük yaşlardan beri Karadeniz Çemberimi'nin yorumunu Özenç Çelik ve müziğinin içinde olan ve tanıdığım birisiydi. Serkan Aydın yaptı. Parçaya ait tüm Tesadüfen 5 yıl önce Nişantaşı'nda bir detaylar Back on Stage’de. mekanda arkadaş ortamında denk geldik. ❏ Yeni single’ın Salladım İki Karadenizli bir araya gelince uzun uzun Çemberimi’nin hikayesi nedir? sohbete daldık ve frekanslarımız çok uyuştu. Salladım Çemberimi, Karadeniz’in Dostluğumuz o günden beri devam eder ve değerli sanatçılarından Hülya sık sık görüşürüz. Polat‘ın bir eseri. Hikayenin en güzel ❏ Karadeniz müziğinin günümüzdeki kısmı ondadır diye düşünüyorum. temsillerini, karşılığını nasıl Benim şarkıyla olan hikayemse; 2019 buluyorsunuz? yazında Artvin’deyken, elimde gitarla Bu soru çok farklı şekillerde yorumlanıp kaydedecek bir şarkı düşünüyordum. Salladım Çemberimi cevaplanabilir. Ben sanat ve politika konusu parçası YouTube'da Biraz daha yavaş metronomlu, ile cevap vermek istiyorum. Yüksek konser 14 bin kez duygusal bir şarkı. Nedense içimden biletleri, yüksek yiyecek-içecek fiyatları en görüntülendi. bu melodi geldi ve yanımda da güçlü isimlerin sahnelerini bile etkiliyor. müzisyen bir arkadaşım vardı. Çift İnsanlar eskisi gibi konserlere gidemiyor. ses yaptık ikimizde ve birden yeni şarkı bulmuş Müzisyenler belediyeden iş gelsin diye halk da gibi heyecanlandık. Kaydettik ve dinlettiğimiz belediye konser düzenlesin diye bekler oldu. arkadaşlarımız da beğendi. Buna bağlı olarak da yeterli insana ulaşamayan ❏ Ne kadar sürede ortaya çıktı, kimlerle Karadeniz müzisyenleri hak ettiği ve ihtiyacı olan çalıştın anlatır mısın biraz? karşılığı bulamıyor diye düşünüyorum. 3-4 ay gibi bir sürede çıktı. Pandemi Siz bu kültüre/mirasa nasıl katkılar sunmayı koşulları sebebiyle biraz uzun sürdü diyebiliriz. hedefliyorsunuz? Toplamda 3 parça yaptık. Her biri çok başarılı ve Kendi bestelerimi ve yorumlamalarımı sık sık yetenekli olan müzisyenlerle çalıştım. Kayıtları paylaşmayı düşünüyorum. Bu kültürün içinde Aycan Yeter’in stüdyosu moda101’de aldık. bulunan insanlara ulaşmak ve kalıcı olmak her Düzenlemelerini ve gitarlarını benim için çok müzisyenin olduğu gibi benim de ilk hedefimdir.
14bin
RÖPORTAJ
19
EKİM 2021
'Dinleyiciler basit şeylerden zevk almaya başladı'
Çağatay YILMAZ
R
yönetmenimiz, ekibiyle bu konsepti fantastik ap müzisyen DJ Sivo ile Şampiyonlar bir hikayeye çevirdi, çok orijinal bir iş oldu. Ligi misali bir ekipten oluşan yeni Khontkar ve Anıl Piyancı’nın düet yaptığı albümü Griot hakkında konuştuk. Korsan, tamamen bir yaz parçası olduğu Ceza, Gazapizm, Ben Fero, Cash Flow, Aga B, için sadece sanatçıları gördüğümüz, başka K"st ve daha fazlası tek bir albümde. DJ Sivo figüranların olmadığı, sıcak ve renkli bir boşuna film gibi albüm yaptım demiyor. Hem performans videosu yapmak istedik. şarkılar hem de klipler bunun kanıtı. Detayları ❏ Diğerleri nasıl oldu? kendisinden dinledik. Asil, Hazel ve Zen-G’nin eşlik ettiği, ❏ Griot dinleyiciye ne anlatan bir albüm? Ablalarla Gez parçasında 3 farklı stilin Griot, bir film gibi bütünüyle buluşması ve Asil’in nakaratındaki değerlendirilmesi, dinlenmesi gereken sözlerin üzerine klip temasını bir albüm. Herkesin kendisinden bir çıkardık. “Ablalarla gez, altında parça bulacağına inanıyorum. Bu da kiralık otomatik Benz…” nedenle birçok farklı şey anlatabilir. Albümün çıkış parçası olan Ceza ❏ Griot'un yayınlanan tüm ve Gazapizm’in Baskın parçası kliplerinde büyük bir ekip çalışmış. ise sözler üzerinden gidersek bir Sıkı bütçeli iş gibi görünüyor. 2021 gövde gösterisi. Klibinde de bunu Griot Kliplerin hikayesinin ortaya çıkışı yansıtması gerektiğini düşündük bu neydi? yüzden arabalar, motorlar, alevler Öncelikle, Yabadabadu parçasından gibi iddialı birçok şey kullandık. Ölürüm bahsedeyim. Ankara menşeili, daha önce parçasında birlikte çalıştığım Hugo yeni bir bir araya gelmemiş iki sanatçıyı aynı şarkıda isim, Türkçe rap dünyasına kazandırmak buluşturmaktan çok mutluyum (Aga B ve istediğim bir sanatçı. Bu nedenle ilk klibini Kst). İki sanatçı da tarz ve stil olarak çok rahmetli Boe B’nin yaşadağı yer olan Berlin, farklılar, iki farklı renk. Parçanın altyapılarını Kreuzberg’de çekilmesini istedim. önceden hazırlamıştım, beat’in havası polisiye, ❏ Parçalara da klip gelecek mi? ajan hissiyatındaydı. Stüdyoda konuşurken Sıka Sıka ve Kick Snare Bass parçalarına 1-2 şarkıyla ilgili fikrimi paylaşarak “Acaba klip daha gelebilir. hip-hop kültürünün polisi veya ajanı mı ❏ Albümde size eşlik eden isimlerin dahil olsanız?” diye sordum. Bunun üzerine sanatçı oluş süreci nasıl gerçekleşti? Arkadaşlıktan arkadaşlarım şarkı sözlerini yazdılar. Ardından doğan bir albüm mü yoksa arkadaş kazandıran bir albüm mü oldu sizin için? Böyle bir albüm yapmak uzun süredir aklımdaydı ancak konser yoğunluğu
nedeniyle istediğim kadar zaman ayıramıyordum. Pandeminin yaratmış olduğu boş zamanı, Griot albümünü hayata geçirmek için kullandım. Sanatçı arkadaşlarıma ulaştım ve hepsi albümde bulunmak istediklerini belirttiler. Arkadaşlıktan öte birbirimize saygımızdan oluşan bir albüm, çünkü hepimiz hip-hop’a katkıda bulunmuş olduk. ❏ Baskın parçasında Gazapizm, "Rap yok dedikodu var" diyor. Ablalarla Gez'de Asil’de "Rapçilerin nesli tükeniyor bütün balinalar vuruyorlar karaya" diyor. Rap müziğin hit olmasıyla benzer yorumları yapanları da duymuştuk. Siz ne dersiniz? Müziğin üretimi daha ulaşılabilir ve kolay hale geldi. Dinleyiciler de basit şeylerden zevk almaya başladı. Kimse oyuncu değil ama herkes sahnede oynuyor artık, rap değişiyor. Liriklerin kalitesinin önemli olduğu bir dönemden müziğin daha çok öne geçtiği bir döneme doğru gidiyoruz. Herkesin istediği gibi üretmesi ve tüketmesi gerektiğini düşünüyorum. ❏ Bundan sonra neler olacak? Hugo ile yeni bir çalışma çıkarmayı planlıyorum. Şimdilik Türkiye’de bilinmeyen bir sanatçı ancak star olabileceğine inanıyorum. Onunla yapacağımız projeler üzerine çalışıyorum.
DJ Sivo
20
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Türkçe müzik yapabileceğimizi hayal edemiyorduk’ Zeynep TOKER
Dolu Kadehi Ters Tut
D
olu Kadehi Ters Tut, 7 yıllık müzik yolculuğunda kendine geniş kitle edinmeyi başaran alternatif müzik grupları arasında. Diğerlerinden farkı bu yıl pop müzik sahnesinin kalesi sayılan Harbiye Açık Hava’da konser vermeleri oldu. Üstelik konser biletleri kısa sürede bitti. Onların konseri Harbiye’nin yeni müzik türlerine açık olduğunu da gösterdi. Kısacası Zor’u başardılar diyebiliriz. Çıkardıkları son parçayla da! Geçen ay Dilan Balkay ile Zor şarkısını yayınladılar. Yalnız parçanın şöyle bir özelliği var; her zaman trompetiyle dinlemeye alışık olduğumuz Dilan Balkayı’ı bu sefer vokaliyle dinliyoruz. Detayları Dolu Kadehi Ters Tut anlattı. ❏ Uzun bir aradan sonra ilk konseriniz Harbiye Açık Hava’da gerçekleşti, aynı zamanda Harbiye’deki ilk konserinizdi. Hem Harbiye’de olmak hem de uzun zamandan sonra sahnede olmak nasıl bir duyguydu? Uğurhan Özay: Yaklaşık bir buçuk seneden sonra konser vermek bize çok iyi geldi. Özellikle ilk defa Harbiye’de olmak ve sevgili müzisyen arkadaşlarımız Deniz Tekin, Sedef Sebüktekin ve Canozan ile ilk kez hep birlikte aynı sahneyi paylaşmak bizim için bu konseri iyice özel kıldı. Bağımsız bir grup olarak Türkiye’nin en büyük sahnelerinden birinde yer alıp bütün biletlerin bitmesi bizim için ayrıca gurur vericiydi. Konsersiz geçen aylar sonrasında dinleyicilerimiz de enerjisini toplamış olacak ki seyirciler çok iyiydi! ❏ 2020-21 üretim konusunda Dolu Kadehi Ters Tut, oldukça aktif bir gruptu. Bu durum pandeminin en başından beri böyle miydi? Yoksa belli bir dönem hiçbir şey yapmayıp sadece beklediniz mi? Oğulcan Ava: Bizim zaten albüm yapma planımız vardı. Hazırlıklara da başlamıştık. Pandemi daha sonra gelişti aslında. Normal şartlarda yoğun konser takvimimize bir ara verip albüme gireşecekken birden vaktimiz oldu. Biz de albüm hazırlığımıza odaklandık. Kaş’a albüm yapmaya gittiğimizde çok kısa sürede çok fazla şarkı çıkardık Uğurhan’la birlikte. Daha çok şarkıları elemekle uğraştık bile diyebiliriz. Pandeminin ilk başlarında hem bir anda çok boş zamanımız olduğundan hem de albüme hazırlık olması için iyi olur dediğimizden ben solo bir albüm de yaptım. O yüzden üretkenlik konusunda sıkıntı yaşadığımızı söyleyemem. Evde kaldığımız dönem planlarımıza daha net odaklanmamıza sebep oldu. ❏ Geçen ay Dilan Balkay ile yapmış olduğunuz Zor isimli parçayı yayınladınız. Parçanın hazırlık süreci nasıldı? Parçaya dair her şey aslında ikinizin ve Dilan Balkay’ın elinden çıkmış gözüküyor. Aynı anda bütün her şeyi kontrol etmek, planlamak ve uygulamak yorucu değil mi? U. Ö.: Parçayı Dilan Balkay ile oluşturduk. Zor, Dilan’la birlikte yaptığımız ikinci çalışma. 2018’de Siz Bana Aldırmayın’ı yayınlamıştık ama sadece trompet çalmıştı. Bizimle birlikte Dilan’ın vokalinin olduğu ilk single Zor oldu. O
26
Sizin böyle bir planınız var mı? İngilizce bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? Her sene bulundukları yaşla O. A.: Neredeyse 10 yıldır Uğurhan’la birlikte ilgili parça çıkaran grubun müzik yapıyoruz. Bunun ilk yarısı İngilizce en son çıkardıkları parça. besteler ve cover’lar yaparak geçti. Hatta o zamanlar Türkçe müzik yapabileceğimizi çok yüzden de Zor’un ayrı bir yeri var bizde. hayal edemiyorduk, beceremiyorduk Dilan yakın arkadaşımız olduğu için da. Daha sonra Türkçe sözlü müzik birlikte çalışmak çok heyecan vericiydi. yapmaya başlayınca önümüzde çok Parçanın kapağını Gizem Güner, geniş bir kapı açılmış gibi oldu. Uzun YouTube animasyonunu ise Hazal süredir keyifle üretiyoruz. Şu anda Günal çizdi. Bir süredir çalıştığımız Lu İngilizce şarkı yapma fikrimiz ya da Community ekibi de styling tarafını gündemimiz yok ama gelecek neler 2021 üstlendi. Fotoğrafları ise Ogün Akgül getirir bilemiyoruz, her şey olabilir. Zor çekti. Yıllardır çalışma sistemimiz hep Eurovision’a katılırsak neden olmasın. Dolu Kadehi Ters Tut aynı. Bu şekilde kendimizi daha rahat ❏ Önümüzdeki dönem için hissediyoruz. Elbette yorucu oluyor planlarınız ne? ama işler ortaya çıktığında yorgunluğun U. Ö.: Çalışmaya devam ediyoruz. pek bir önemi kalmıyor. Şarkıyı yapıp Önümüzdeki günlerde solo single’ımız Öylece yayınladığımızda, insanlarla birlikte bir kere Durdun yayınlanacak. Sürpriz parçalarımız söyleyince tekrar üretmek için motive oluyoruz. da var. Başka iş birliklerimiz olacak. Konserler ❏ Tolga Akyıldız, bir köşe yazısında yapmaya, dinleyicilerimizle buluşmaya “İngilizce söz yazma ve şarkı okuma üzerine devam ediyoruz. Gerçekten çok heyecanlıyız çalışmak da yerinde olabilir Dolu Kadehi önümüzdeki işler için. Her şey çok yolunda. Ters Tut için.” yorumunda bulunmuştu. Enerjimiz yüksek.
21
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Dinleyicilerimle dijital mektup arkadaşlığı başlattım’
Ece ULUSUM
S
imge Pınar’ı birçoğumuz Sofar İstanbul’da keşfettik. Sonrasında single çalışmalarını yayınlayan müzisyen, geçtiğimiz sene Harun Tekin’in prodüktörlüğünü üstlendiği ilk albümü, Güzel Şeyler’i müzikseverlerle paylaştı. Biz de ikinci albümünün ilk single’ı Cevap için bir araya geldik. ❏ Boş koltuklar karşısında klip için bile olsa çalmak nasıl hissettirdi? İkinci albümümün ilk teklisi, Cevap’ın klibi Ses Tiyatrosu’nda çekildi. Her ne kadar boş koltuklara söylesem de benim için o büyüleyici sahnede olmak çok büyük bir şanstı. Pandemi sebebiyle yaklaşık bir buçuk senedir konser veremeyen bir müzisyen olarak, sahnede olmayı çok özlediğim için buruk bir sevinç yaşadım. ❏ Cevap parçasının sözleri nasıl bir ruh halinde çıktı? Cevap’ı yazdığım zamanlar benim için bulanık. O dönem hissettiklerimle bugün şarkıya bakışım çok farklı. O vakitler hüzünlü bir aşk şarkısı olan Cevap, şimdilerde bende çok farklı hisler uyandırıyor. Cevapların kendi içimde olduğunu bilerek söylemeyi seviyorum. ❏ Konserlere daha sık çıktığın dönem sonrası pandemi araya girdi. Bu süreç motivasyonununuz nasıl etkiledi? Bu süreç benim için çok inişli çıkışlıydı. Bazı günler evde ve yalnız olmak çok iyi geldi. Oturup düşündüm, kendimi daha çok tanıdım, ne istediğimi daha iyi anlamaya başladım. Kendime döndüm ve bana iyi gelen şeylere çevirdim yüzümü. Bazen hiçbir şey üretemedim, bazen de şaşırtıcı şekilde konsantre olmayı başardım. Covid sebebiyle çok sevdiğim halamı kaybettim. İstemeden de olsa ölüm, yaşam, kendini gerçekleştirme, zamanın uçuculuğu ve bunun gibi pek çok ağır konu üzerine bolca kafa yordum. ❏ Müzikseverlerle Mektup başlığında bir iletişiminiz oldu. Çıkış noktası nasıldı? Yıllar içerisinde pek çok yakın arkadaşım İstanbul’dan çok uzaklara taşındı. Onlarla sık sık mektuplaşıyordum. Bir yandan dijital mektup arkadaşlıklarım da sürüyordu. Hiç tanımadığım ama birbirimize gönderdiğimiz mektuplar sayesinde arkadaş yakınlığı kurduğum birkaç kişi vardı. Bundan dört sene önce, dinleyicilerimin de hoşuna gidebileceğini düşündüğüm için bir dijital mektup arkadaşlığı başlattım. Yaklaşık 50 kişiyle başladık. Birbirimizle hayatımızın en özel anlarını, günlerimizi, sevdiğimiz kitapları, şarkıları paylaşıyoruz. Bana gelen her mektubu okuyorum. Elbette kendi şarkılarımı, konser duyurularımı da ilk onlarla paylaşıyorum. Arada bir sürpriz kayıtlar atıyorum. ❏ Efe Demiral ile birbirinizi müzikal açıdan nasıl besliyorsunuz? Evdeki akustik proje ortaya nasıl çıktı? Efe, hem müzisyen olarak hem de insan olarak çok hayran olduğum biri. Ondan çok şey öğreniyorum. Yıllar içerisinde birçok konserde
beraberdik ve şarkılarımın akustik versiyonlarını sıklıkla çalıyorduk. Pandemi döneminde bu çaldığımız versiyonlardan dört tanesini bir akustik EP’de buluşturmaya karar verdik. Bir yandan da evden kayıt işini kotarabilir miyiz görmek istedik ve ortaya böyle bir kayıt çıktı. Efe, kayıtları bitirdikten kısa bir süre sonra akustik albümü kaydettiğimiz, Fenerbahçe’deki evinden çıkmak zorunda kaldı ve Güzel Şeyler Akustik o evden çıkan son albüm oldu. ❏ Kapanma sürecinde senin için en unutulmaz olan an hangisiydi? Yüksek lisansa başlamaktı. Akustik albüm kayıtları esnasında müzik konusunda daha çok derinleşmeye ihtiyacım olduğunu hissettim ve birkaç ay boyunca yüksek lisansa hazırlandım. En sonunda İTÜ MIAM’da Ses Mühendisliği ve Tasarımı yüksek lisansına kabul edildim.
Simge Pınar
‘Üretim halinde olmayı planlıyorum’ ❏ Bundan sonraki süreçte neler yapmayı planlıyorsunuz? İkinci albümümü tamamlayacağım, albümün öncüsü birkaç tekli yayınlayacağım. Sürekli bir üretim halinde olmayı planlıyorum. Güzel bir ev stüdyosu kurduk, bol bol kayıt yapmak, şarkı yazmak ve konserler vermek istiyorum.
51bin
Cevap parçasının Spotify'da ulaştığı dinlenmeye sayısı.
22
ARAŞTIRMA
EKİM 2021
Zeynep TOKER
Mekanlar yöneticilerinin ruhunu taşır mı?
O
çok sevdiğiniz grubu dinlemeye gittiğiniz, arkadaşlarınızla deli gibi eğlendiğiniz ya da müdavimi olduğunuz mekanın bir ruhu olduğunu hiç düşündünüz mü? Yapılan organizasyonlar, sahne alan isimler bunların hepsi kimin tarzını yansıtıyor? Sizin mi mekanın mı yoksa mekan yöneticisinin mi? Bu konuyu zaten merak ediyorduk ama geçenlerde bir etkinlik takvimini görmemiz üstüne daha da düşünmemize sebep oldu. Bir gün ofiste oturmuş İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş’nin düzenlediği etkinliklere bakıyorduk, düzenlenen konser ve festivallerde “Pozitif havası”nın olduğunu fark ettik. Bunun üstüne Murat Abbas’ın Pozitif, Zorlu PSM ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş’de düzenlemiş olduğu etkinliklere kısaca bir göz atmak istedik. Murat Abbas’ın Pozitif zamanında yaptığı işlere baktığımızda; Rihanna’dan Justin Bieber’a, Red Hot Chili Peppers’dan Iron Maiden’a, Efes Pilsen One Love Festival’den, Rock’n Coke’a birçok yerli-yabancı isimle çalışıp festivallere hayat verdiğini görüyoruz. Zorlu PSM’de bulunduğu yıllara baktığımızda ise, farklı tarzda müzik yapan yerli-yabancı birçok müzisyenin sahne aldığı PSM, görsel sanatların da izlenebileceği favori mekanlardan olup aynı zamanda da Sonar İstanbul’a ev sahipliği yaptı. Günümüzde ise bu durumun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinliklerde de var olduğunu düşünüyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramı kapsamında Yenikapı’da gerçekleşen konserler hakkında birçok yerde “festival gibi etkinlik” yorumları yapıldı, gözümüzden kaçmadı. Yapılan organizasyonlarda yer alan isimlere baktığımızda görünen tablo, haber başlığımıza; “Evet, mekanlar yöneticilerin ruhunu yansıtır.” cevabını veriyor. Peki neden böyle? Bunun bilimsel bir karşılığı var mı diye merak ettik ve araştırmaya koyulduk. Konuyla doğrudan bağlantılı bir kaynak bulamasak da şirketlerde CEO/Yönetici/Lider rolünde olan kişilerin, vizyonunun ve çalışma stratejisinin nasıl olması gerektiğine dair birkaç makale bulduk.
HER YÖNETİCİ KENDİ VİZYONUYLA GELİYOR Hemen hemen yönetim ile ilgili yazılan her metin ve araştırma, beraber çalıştıkları ekibe rağmen, zaten en büyük sorumluluğun -tahmin edileceği gibi- en üst düzey yöneticiye verildiğini yazıyor. McKinsey'nin önemli partnerlerinin yazdığı, "The Mindsets
yönetici, kendi vizyonuyla geliyor. Tüm bunlarla beraber, yönetimsel yetkinliklerin yanında, bir yöneticinin çalışma ortamı ve şirket kültürünü dahi doğrudan etkilediğini, Steve Jobs gibi artık ikonik olmuş örneklerden de biliyoruz. Forbes’ta yer alan “Company Culture Is A Mirror - Here's What Yours Should Reflect” isimli makalede ise, yöneticinin bu alandaki sorumluluğunun altını çizen Jason Kulpa, şirket kültürünün sadece işin bir yansımasının olmadığını aynı zamanda liderin bir yansıması olduğundan söz ediyor. Bir yönetici, aslında sadece yönetimsel stratejiyle veya rakamlarla ilgilenmekle kalmıyor, çoğu zaman şirketin kendisini doğrudan temsil ediyor.
KENDİ EKOLÜMÜ YARATTIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM Yapılan araştırmalar yöneticilerin gittikleri mekanda kendi vizyonlarını oluşturduklarını, görev aldıkları şirkette onlardan izler görebileceğimizi gösteriyor. Peki bu durum İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş Genel Müdürü Murat Abbas için de böyle mi? Mekanlar yöneticilerin ruhunu taşır mı? Bir mekanda yöneticinin tarzına göre mi yoksa dinleyicinin talebine göre mi etkinlikler düzenlenmeli? sorusunu kendisine yönelttiğimizde, mekan ve kurumların yöneticilerin ruhlarından, and Practices of Excellent CEOs" isimli bilgilerinden ve vizyonlarından direkt tavsiye makalesinde, bir yöneticinin tüm etkilendiğini, bu durumun da kurumsallığa sorumluluklarının yanına şu cümleyi aykırı bir şey olarak görmediğini söyleyen ekliyorlar: "CEO, bir şirketin vizyonunu Abbas, “İster küçük bir caz kulübü, ister belirleme konusunda nihai karar vericidir." büyük bir müzik salonu, performans sanatları Yine, McKinsey & Company’de yer alan merkezi, hatta isterse bir opera salonu olsun, “How New CEOs Can Boost Their Odds of yöneticiler kendi imzalarını atarlar. Bu her Success” başlıklı makalede, Amerika Birleşik zaman kayıtsız şartsız böyle olur diyemem. Devletleri'nin ilk 500 şirketinde 2004-2014 Kimi zaman köklü kurumların ortodoks yılları arasında görev alan 600'e yakın CEO yapıları buna müsade etmez kimi zaman da grubunu analiz ederek edindiği verilere tepedeki yöneticinin imzasını atacak ne bilgisi göre, üst düzey yöneticilerin yaygın olarak ne vizyonu olur. Kendi adıma konuşacak yaptığı dokuz stratejik hamle hakkında olursam imza atmaya bayılırım.” diyor. bilgi toplamışlar. Her şirketin, yeni Mekanlarda gerçekleşecek etkinliklerin CEO'nun gelişinden önce sektördeki de bir denge içerisinde olmasını performanslarına göre, üç kategoriye söyleyen Murat Abbas, program ne ayırmışlar. Bu kategorilerin her birinde tamamen yöneticinin tarzına göre ne şirketlerin hareketlerini incelediklerinde de tamamen dinleyicinin talebine göre ortaya şöyle bir sonuç çıkmış; yeni gelen şekillenmeli diyor. CEO'lar göreve geldikleri kurumun iyi “Pozitif ruhunu” çalıştığı Murat Abbas’ın veya kötü performansı farketmeksizin Zorlu PSM’de diğer mekanlara da yansıttığını genel müdür sıklıkta benzer şekilde davranıyorlar. düşündüğümüzü söylediğimizde, olarak görev CEO'ların aldıkları kararların ve Pozitif ve Babylon’da yönetici olarak aldığı yıl sayısı. eylemlerin etkileri eşit olmasa da, genel beş sene çalışmış olsa da ilişkilerinin çerçevede benzer yöntemler izliyorlar. daha uzun senelere dayandığını ama Yani yöneticiler, kendilerinden önceki buna rağmen kendini “Pozitif ruhu” olarak yönetimin durumundan bağımsız olarak tanımlanan dünyanın bütünleşik bir paydaşı kendi vizyonlarını ve kişisel özelliklerini ortaya olarak tanımlayamadığını dile getiriyor ve koymak için benzer hamleler yapıyorlar. Her
6
23
ARAŞTIRMA
ekliyor: “Pozitif öncesi 10-12 senelik dönemde de etkinlik, festival, organizasyon işlerindeydim. Pozitif sonrası transfer olduğum Zorlu PSM’de ise güzel ve güçlü bir ekiple, belki iddialı gelebilir ama kendi ekolümü yarattığımı düşünüyorum. Bundan sonraki yolculuğumda da hem kendimi hem benimle birlikte bu yolculukta yer alan arkadaşlarımı geliştirmeyi ümit ediyorum.” Zorlu PSM’de beraber çalıştığı ekip arkadaşlarını İBB Kültür A.Ş takımında yine birlikte gördüğümüz Murat Abbas’a “Yöneticilerin ekiplerinin ruhu da mekanlara ya da organizasyona yansır mı?” diye sorduğumuzda öncelikle böyle bir ekiple çalıştığı için kendini çok şanslı ve mutlu hissettiğini söylüyor, ülkedeki şartlar olumlu anlamda değiştiği anda ekibi ile dünya çapında projelere imza atacağına inanan Abbas, yöneticilerin ve ekiplerinin ruhunun mekanlara da organizasyonlara da yüzde yüz yansıdığını dile getiriyor.
BU İŞLETMELER İÇİN ÖNEMLİ OLAN PARA KAZANMAKTIR Konuyla ilgili müzik yazarı Tolga Akyıldız ise istisnai olanlar dışında ülkemizde bellirli bir tür ve sound’a sadık performans mekanının yok denilecek kadar az olduğunu düşünüyor ve bunu iki sebebe bağlıyor: “İlki her isim para kazandıracak kadar bilet satamıyor. İkincisi ise artık dijital müzik platformları
EKİM 2021
tüm sound’ları ortada buluşturuyor. Çalma listeleri bile sound’dan çok ruh halleri üzerinden oluşturuluyor. Artık mekanların işi de aslında müzik üzerinden bir ruh hali satmak.” Mekanların yöneticilerinin bir müzik zevki ve sektörel bakış açısı olduğunu söyleyen Akyıldız, yöneticilerin kurduğu ilişkilerle birlikte başka bir mekana gittiğini ve yeni mekanların da yöneticiyi bu kapsamda başarılı bulduğu için kabul ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Bu işletmeler için önemli olan para kazanmaktır. Ancak sandığınız gibi genel müşteri talebinin dışında ya da onu görmezden gelen bir tavırla para kazanmaları mümkün değildir. Diğer bir deyişle, mekanların tarzı değişiyorsa bu yönetici inisiyatifinden önce müşteri beklentisidir. Yönetici bu talebe göre gelir ve uygular. Eğer eğlence sektörü ekonomik anlamda güçlü olursa yeniden mekanların ruhundan da söz edebiliriz.”
MEKANIN RUHUNA UYGUN ETKİNLİKLER DÜZENLEMELİ Müzik sektöründe önemli pozisyonlarda görev alan Şafak Ongan, günümüzde mekanların yöneticilerin ruhunu taşıdığını, yöneticiyle beraber İçerik ve üslubun da değiştiğini düşünüyor. Fakat mekanların kendi ruhu, konsepti olması geretiğini ve mekana uygun etkinlikler yapılması gerektiğini söyleyen Ongan, “Yöneticiler o mekanın ruhuna uygun içeriklerle etkinlikler düzenlemeli” diyor.
YENİ BİR DİNAMİZM GELDİ Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur’a İBB Kültür A.Ş içindeki hızlı dönüşümü ve Murat Abbas’ın nasıl bir etkisi olduğunu sorduğumuzda Kültür A.Ş’de Murat Abbas ve yeni daire başkanı Figen Ayhan Karakelle ile önemli bir dönüşüm yaşandığını, her ikisinin sanat dünyasından geliyor olmasının, diyaloğu ve işleyişi etkili hale getirdiğini ve yeni bir dinamizm geldiğini söylüyor. Doğrudan müzik sektörüyle alakalı olmasa da bir kurumun/ şirketin yönetimiyle alakalı yapılan araştırmalar gösteriyor ki yöneticiler gittikleri şirketlere kendi vizyonlarıyla etki ediyor. Mekan ve kurumların yöneticilerin ruhlarından, bilgilerinden ve vizyonlarından direkt etkilendiğini söyleyen Murat Abbas’ın görüşleri de bu araştırmaları destekler nitelikte. Öte yandan fikirlerini aldığımız sanatçı ve müzik yazarlarının bir kısmı mekanların yöneticilerin tarzını benimsemesinde bir sorun görmezken bir kısmı da mekanların kendi tarzını yansıtması gerektiği düşüncesinde.
24
FESTİVAL
EKİM 2021
İstanbul Caz Festivali’nden
Açık Mektup
U
zun zamandır festivallere hasret kaldık. edememişler, senaryoda ancak 2030 yılına En azından fiziki olarak etkinlik alanında gelirken bir salgın haberi geçiyordu ama o kadar. bulunup, eş dostla eğlenip, sabaha karşı Tam da böyle zamanlarda yaşıyoruz, büyük eve dönmeler hepimiz için eski güzel bir anıydı. değişimlerin kestirilmesi zor eşiğinde olduğumuz Fakat 2021 yılında yavaş yavaş ve sosyal mesafeli bir dönemdeyiz. Bir yandan hayata tutunmaya de olsak bu anlara dönmeye başladık. 28. İstanbul çalışıyoruz, diğer taraftan insan olmanın anlamını Caz Festivali’de bunlardan biri. E konu caz olunca da sorgulamaktayız. Bütün bunların ortasında eğlenmeye enerjimiz olmaz mı? “2021 yılında nasıl bir İstanbul Caz Line-up’ı gördüğümüzde içimizde Festivali yapmalı?” sorusu gerçekten çok festival afişindeki gibi çiçekler alakasızmış gibi durabilir ama belki de açtı. İstanbul’un dört bir tarafında değil. gerçekleşen festivalde; Angelique Bu yıl festivalin görsel kimliği Kidjo, Karsu, Mabel Matiz Feat. için tasarımcılarımıza böyle zor bir Niels Boors, Kenan Doğulu, dönemden sonra seyircimizin karşısına Altın Gün, Stefano Di Battista iyi hissettirecek, yormayacak bir mesajla gibi performanslarıyla bizi çok çıkmak istediğimizi söylemiştik. Onlar heyecanlandıran isimler yer aldı. 1-24 da çok güzel bir sloganla geldiler; Eylül tarihleri arasında gerçekleşen kendini iyi/güzel/mutlu hissetmekten Harun İzer festivalin bu seneki mottosu ise “caz yola çıkarak, #cazhissediyorum hissediyorum.” dediler. Bu, aslında bende sonradan Peki caz hissediyorum nereden çıktı? başka bir çağrışıma daha yol açtı; Bu sorunun cevabını ise İstanbul Caz Festivali müziği sadece olumlu hislerin değil, olumsuz Direktörü Harun İzer, açık mektubunda yanıtladı. hislerimizin de tercümanı olarak kullandığımızı Bundan birkaç hafta önce hafif distopik bir düşündüm. Bazen bir kaçış imkânı olarak, bazen dizi izlemiştim: İngiltere’de yaşayan dört kardeş, o umutsuzlukları aşmak için, bazen de sadece onların geniş aileleri ve ilişkileri üzerinden arınmak için; ama kötü hissettiğimizde de müzik önümüzdeki on yılı anlatan bir dizi. Bir yandan yanımızda. Dolayısıyla #cazhissediyorum derken bilim ve teknoloji ilerlerken, diğer taraftan hiç aslında bunların da hepsini kapsıyoruz. Aynen beklenmedik toplumsal krizler, uluslararası cazın ve müziğin kapsadığı gibi. çatışmalar, ekonomik problemler herkesin Bu yıl festivalde yine çok özel anılarımız hayatını alt üst ediyordu. Dizi 2019 yılında olacağına eminim, birbirinden güzel ve farklı çekilmiş, tabii şu yaşadığımız salgını tahmin mekanlarda, belki planlı veya plansız bir şekilde şehrin farklı köşelerinde. Belki “Oh be aylar sonra ilk konserim” diye heyecanla geleceksiniz, belki merakla “Bakalım şu bahsettikleri proje gerçekten iyi miymiş” diyerek. Belki bütün günün yorgunluğu, işyerindeki problem ve kaygılarınızla geleceksiniz veya “Üf bu insanların peşinden niye sürüklendim ben bu konsere” diyerek. Umarım bunların hepsini o konserde olduğunuz birkaç saati içinde unutur, birkaç saatliğine bambaşka yerlere gider, heyecanlanır, hüzünlenir, duygulanır ve oradan “Vay be, ben ne yaşadım” diyerek kalkarsınız. Umarım o anın bütün hisleri, sonrasında ilhamınız olur. Sanıyorum caz hissetmek de böyle bir şey olsa gerek…
FESTİVAL
25
EKİM 2021
‘Doğanın hükümdarı değil ufak bir parçasıyız’ A
ğustos ayında, kapılarını 49. kez de hangi statüde, nasıl bir hayatın içerisinde müzikseverlere açan İstanbul Müzik ne yapıyorsak ve kim olursak olalım bize tek Festivali, bizlere Eylül ayına kadar başımıza var olamayacağımızı, birbirimize muhtaç kapsamlı bir müzik şöleni yaşattı. Pandeminin olduğumuzu ve hepsinden önemlisi özümüze de etkisiyle bu yıl festivalde yer alan ekipler, dönmemiz; gezegenin ve doğanın hükümdarı kadrolarında daha az nefesli enstrümana ve değil ufak bir parçası olduğumuzu hatırlamamız daha az müzisyene yer verdi. Tekfen Filarmoni gerektiğini çok keskin bir şekilde gösterdi. Orkestrası & Anna Vinnitskaya konseri ile açılış Tüm bu tahribatın ortasında kültür ve sanatın yapan festivalde; Fazıl Say, Borusan İstanbul toplumda yaratabileceği gücün farkındalığıyla; Filarmoni Orkestrası & Khatia Buniatishvili, izleyicilerimizden, destekçilerimize tüm Borusan Quartet & Paul Meyer, ve Simon paydaşlarımızı kendimizle birlikte dönüştürmeyi, Ghraichy gibi isimler yer aldı. Festival öncesi düşündürmeyi hedefleyerek birlik ve dayanışma İstanbul Müzik Festivali Direktörü Efruz ile kurulacak yeni bir gelecek için umut içeren bir Çakırkaya’dan festival programının çağrıda bulunmak istedik. Hâlâ ve şimdi hazırlık sürecini ve festivalin “Başka Bir Dünya Mümkün!” “başka”sının nereden geldiğini dinledik. ❏ Basın toplantısında “Zarar ❏ Bu yıl festival programı verdiğimiz dünyayı, doğayı hazırlanırken nasıl bir yol izlendi? iyileştirebilmek için müzikten nasıl İsimler belirlenirken programın faydalanırız?” sorusunun üzerine müzikseverlere ne vadetmesini düşünmeyi hedeflediğinizi söylediniz. istediniz? Bu süreçte kendinize verebildiğiniz bir Son iki yıldır, dijital olsun fiziki cevap var mı? olsun yeni yollar izledik. Öncelikle Elbette var, bu bir değişim-dönüşüm yurt dışından çok büyük orkestraların Efruz Çakırkaya süreci başlangıcı. Sanatın, müziğin yerine daha ufak toplulukların ve düşündüren, yol gösteren, ufuk açan yıldız isimlerin davet edildiği bir program etkilerini azımsamamak gerekiyor. Konu üzerinde oldu. Bu konuk sanatçıları yerli orkestralar derinleştikçe, attığımız her adımın neye sebebiyet ve müzisyenlerle bir araya getireceğimiz verebileceğini daha iyi fark ettikçe hem kendi içerikler oluşturduk. Aynı şekilde konserlerde hayatımızı ve aksiyonlarımızı hem de çevremizi ve seslendirilecek eserler de -müzisyenlerin kapalı paydaşlarımızı konu üzerinde düşünüp harekete alanlarda yapacakları uzun provalar göz önünde geçirmek konusunda önemli adımlar attığımızı bulundurarak- içinde daha az nefesli sazın görüyorum. Bu anlamda örneğin İKSV’nin 2021yer aldığı, daha ufak kadrolarla çalınabilecek 2023 stratejik hedefleri arasında “Tüm süreçleri repertuvarlardan seçildi. İçeriklerde geleneksel iklim değişikliği ve etkileri ile mücadele edecek müzik, çağdaş, klasik ve barok repertuvar gibi şekilde planlamak” yer alıyor. Bu kapsamda farklı türlerden seçerek herkesin kendisine bir danışmanlık firmasının da desteğiyle bu ay yakın bulacağı en az bir konserin programda yer içinde yapılacak bir seri çalıştay ile İKSV’nin almasına özen gösterdik. tüm etkinlikleri için çevre ve sürdürülebilirlik ❏ Festivalin “başka”sı nereden geliyor? konusunda stratejik bir yol haritası çizilecek Tüm insanlık olarak salgın, seller, kuraklık, ve bu yol haritasının etkinliklerimize önemli savaşlar, zorunlu göçler gibi birçok felaketle karşı yansımaları olacak. karşıyayız. Son 1,5 yıldır yaşadığımız pandemi
Açılış Konseri- Tekfen Filarmoni Orkestrası
Fazıl Say - Doğanın Sesi
BİFO ÖZEL: Borusan Quartet & Paul Meyer
26
EKIM 2021
RÖPORTAJ
‘Talep yaratmadığınız sürece satış da yapamazsınız’ Ece ULUSUM
N
e zaman bir etkinlikle Akdeniz aynı zamanda tamamen güvene dayalı bir iş esintisi görsem altında aynı imzayı ilişkisi var. Sizin de sorunun içinde söylediğiniz görüyorum; Pasion Turca. 2000’de gibi artık birbirimizi çok iyi tanıyor ve neyi kurulan bu uluslararası İspanyol organizasyon isteyip istemediğimizi çok iyi biliyoruz. İyi bir ve menajerlik şirketinin Türkiye’ye getirdiği ekip olmanın işimize yansımalarını da hayata isimler arasında Pink Martini, Buika, Loreena geçirdiğimiz birçok proje ile 20 yıl içerisinde Mckennitt gibi dev isimler var. 20’nci yıl gördük. kutlamalarına çoktan başladılar. Müziğin ❏ Logonun hikayesini de merak ediyorum. başrolde olduğu bu etkinliklerin yanı sıra bir Arşivlere baktığımda bununla ilgili bir televizyon projesi de yolda. Şirketin CEO’su detay göremedim. 20'nci yıla özel logo Sinan Ufuk Nergis, Pasion Turca’nın 20 yıllık uyarlamaları, merch'ler olacak mı? macerasını ve kutlamalarının detaylarını 20. yıla özel bir logomuz da var tabii ki. anlattı. Merch’ler hazırlamayı da planlıyoruz. Ama ❏ Pasion Turca'nın sektördeki 20. yılı, maalesef ki 20. yıl pandemi sürecine denk geldi. öncelikle bu denli sağlam adımlarla yola Niyetimizde yapmak istediğimiz çok şey var. devam ettiğiniz için tebrik ederim. Kaseti Pandemi şartları izin verdiği ölçüde hepsini başa saracak olursak, ilk yılınızı anlatır hayata geçireceğiz. mısınız? ❏ 20. yıl sürprizlerini bir bir İlk konserimiz 20 yıl öncesine açıklıyorsunuz. Daha neler olacak? dayanıyor. Türkiye’de de halen konserlerini 20’nci yıl kutlamalarımızı bu yıl hayata gerçekleştirdiğimiz ve büyük bir hayran kitlesi geçireceğimiz sürpriz turneler ve projelerle olan Pink Martini ile başlamıştık. Hatta Pink bütün bir yıla yaymak istedik. 20’nci yıl Martini CD’sine bir fuar sırasında rastlamıştım. kutlamaları çerçevesinde Buika, Pink Martini, CD’nin üzerinde “Je ne veux pas travailler” Loreena Mckennitt turnelerine hazırlanıyoruz. (Çalışmak istemiyorum) yazıyordu. Ama Aynı zamanda planladığımız konserler arasında ben onlarla çalışmak istiyordum! Gruba dünyaca ünlü şarkıcı LP’de var. Bunun dışında ulaştığımda Türkiye’den birinin aramasına Pasion Turca olarak yeni televizyon formatları onlar bile şaşırmıştı. Çünkü henüz yeni yeni da yaratmaya başladık. Önümüzdeki dönemde tanınıyorlardı. İlk büyük konserimi Pink televizyon için de farklı projelerle bu kez Martini ile Atina’da yaptım. Sonrasında izleyici karşısında olacağız. İstanbul Caz Festivali için İstanbul’da sahne ❏ Ne çok hikaye ve içerik birikmiştir. aldılar. İlk konserimizde 250 kişilik bir izleyici Günümüz belgesel devri. Bir Pasion Turca topluluğu varken yıllar sonra tekrar Yunanistan’a video serisi ya da belgeseli olmaz mı? gittiğimizde salonda biletli 12 Çalıştığınız isimlerden görüşlerle bin kişi vardı. bir koleksiyon kitabı bile olur. ❏ Vito Montaruli ile Aslında 20. yıl projelerini yollarınız nasıl kesişti? bütün bir yıla yayma nedenimiz Bunca yıl sonra aranızdaki biraz da bu. Yapılacak o kadar dostluk işinize de yansımıştır çok şey var ki. Hatta üniversite sanıyorum. yıllarımda Candan Erçetin’den Vito ile tanışma hikayemiz Levent Yüksel’in ilk radyo çok ilginç. Bir gün dünya programlarına kadar Türkiye’nin haritasını açtım ve rastgele en önemli isimleriyle yaptığım bir ülke seçtim. Gözümü radyo programlarının kasetlerini açtığımda parmağım İspanya’yı bile saklamışım. 20 yılda gösteriyordu. İspanya’da çalıştığımız isimlerden anı olarak zaman geçirirken, cüzdanımda sakladığımız fotoğraflar nerdeyse İstanbul’dayken izlediğim bir almanak gibi arşivimizde bir Flamenko topluluğunun duruyor. Ama biz bunca yıldır menajerinin kartvizitini bizi organizasyonlarımızda yalnız buldum. O kartvizitin bırakmayan dinleyicilerimizle sahibi şimdiki ortağım Vito birlikte kutlayacağımız projeleri Montaruli idi. Ben Boğaziçi hayata geçireceğiz. Sinan Ufuk Nergis & Vito Montaruli Üniversitesi Matematik ❏ Tüm bu pandemi Bölümü mezunuyum. sürecinde mekanlar açılırken Üniversitede 5 yıl boyunca 400 kadar Türk bilet fiyatları gündeme geldi. Konser sanatçı ile radyo programları yaptım. Vito biletlerine zam geldi. Sosyal medyada Montaruli de o dönem dans toplulukları sektörden isimlerin bir kısmı bunu doğal ile çalışıyordu. Müzik dünyası ile ilişkilerim karşılarken bir kısmı sanatçı kaşelerinin sayesinde acaba ortak bir şeyler yapabilir miyiz yükselmesinin herkesi olumsuz diye düşünürken Vito’yu aradım ve İspanya’da etkilediğini söyledi. Siz ne dersiniz? bir araya geldik. Birlikte sohbet edip kahve Elbette ki pandeminin dünya içerken Pasion Turca’nın temellerini de atmış ekonomisi üzerinde ve birçok sektörde olduk. Aramızda 20 yılı aşan bir dostluk ve benzer yansımaları oldu. Organizasyon
27
RÖPORTAJ
EKİM 2021
10 gün 100 sanatçı 31. Akbank Caz Festivali
C
sektörü özelinde yurt içi ve yurt dışı olarak ikiye ayırmamız gerekiyor. Yurt dışında Euro üzerinden bir organizasyon düzenlediğinizde daha stabil olarak kalabiliyorsunuz. Ama yurtdışından bir sanatçı ile ülkemizde bir organizasyon gerçekleştirmeye kalktığınızda kur farkı ilk etapta göze almanız gereken noktalardan biri. Eğer bir sponsor desteğiniz yoksa bu farklılık ister istemez bilet fiyatlarına da yansıyor. Ülkemiz özelinde ise pandemi süreci sanatçılar açısından çok zor geçti. Sektör uzun süre durdu. Hayatın pahalılığı ve bu noktada hayatlarını idame ettirmek adına bilet fiyatlarında revize yapılmasını normal buluyorum. ❏ Pandemi sonrası, booking sürecinde ne gibi değişiklikler oldu? Bence bu süreçte bizleri en çok zorlayan şey belirsizlik oldu. Yaptığımız organizasyonlar çok önceden planlanmaya başlıyor. Pandemi bu anlamda bütün planları altüst etmiş oldu. Birçok konser ile ilgili iptal ve ertelemeler yaşadık. Ekonomik olarak da kayıplar yaşamamak adına titiz bir çalışma yapmamız gerekti. Bu anlamda çalıştığımız isimler ya da mekanlarla karşılıklı iyi niyet çerçevesi içinde çözümler bulduk. Dünyayı etkileyen bir süreç olduğu için farklı ülkelerde de benzer durumlar yaşandı bu yüzden uluslararası turneleri gerçekleştirmek zaten imkansız hale geldi. ❏ Albüm satışlarının istenen ölçülerde olmamasının sebebinin sanatçıların web sitelerinin zayıf olması olarak yorumluyorum. Özellikle Türkiye'de. Yalnızca bir Spotify ve YouTube yönlendirmesi yeterli değil. Oysa albüm, merch gibi sanatçı ürünlerinin satışların yapılabildiği alanlar web siteler. Ben uluslararası müzisyenlerin ürünlerini oradan alıyorum. Sizin deneyiminizle bu duruma
yorumunuzu merak ediyorum. Artık albüm satışı diye bir kavram kalmadı. Dijital platformlarla anında dünya sahnesinde yerinizi alabiliyorsunuz. Tabii ki aynı zamanda devasa bir üretim de söz konusu. Mecralar artarken, ürünlerin o mecralar içerisinde kaybolma riski de artıyor. Bu noktada hem üretiminiz hem de pazarlama stratejinizle fark yaratmanız gerek. Merchandising, web siteleri, sosyal platformlar elbette çok önemli ama asıl önemli olan müziği, sanatçıyı bir marka gibi algılayıp en baştan itibaren o markayı doğru inşa edebilmek. Konumlandırmayı doğru yaptığınızda ve ardından başarılı üretimler sunduğunuz sürece dinleyici sizin farkınıza varıyor. Talep yaratmadığınız sürece satış da yapamazsınız. Bu noktada geleneksel pazarlama anlayışını tecrübeleriniz ve sektörün dinamikleri doğrultusunda dijital pazarlama araçlarına uygulamanız gerekiyor. ❏ Siz bir yandan etkinlik yapıyorsunuz ancak bir diğer yandan da dünyanın dört bir yanından isimleri ülkemize getirerek bir çeşit ülke tanıtımı da sağlıyorsunuz. Pasion Turca'nın ülke tanıtımında sizin şahit olduğunuz etkileri neler oldu? Aslında kültür sanat aktiviteleri ile sağladığımız tanıtım dışında, 9 yıl boyunca resmi olarak Türkiye’nin Madrid Turizm Ofisi’nin PR şirketiydik. Çalıştığımız dünyaca ünlü sanatçılarımızı Türkiye’de ağırladık. Lolita, Monica Molina, Rosario Flores gibi İspanya’nın divalarını getirdik ve bu röportajları da İspanyol basınına verdik. Bu isimler aynı zamanda Latin Amerika’da da ünlü oldukları için bir taşla birkaç kuş vurmak gibi oldu. Onlarca monografik sayı, Lonely Planet özel İstanbul sayısı yaptık ve yapılan tüm çalışmalar bir örnek teşkil etti. Bu çalışmalar sonucunda turist sayısı 100 binlerden 400 binlere çıktı. Ama en önemlisi Türkiye’nin güzel bir imajı oluştu. ❏ Pasion Turca'nın etkinliklerinden bir unutulmaz 5'li seçseniz, hangileri olurdu? Montserrat Caballe Kazakistan Barış ve Uzlaşma Sarayı Açılış Konseri Pink Martini Kuruçeşme Arena Açılış Konseri, Innis Türkiye Promo Turnesi Tango Flamenco 100 gösterilik ABD, Kanada ve Meksika Turnesi Paco De Lucia Turneleri.
az müzik ile buluşmaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Pozitif iş birliğiyle gerçekleşen 31. Akbank Caz Festivali, 1-10 Ekim tarihleri arasında 10 farklı mekanda 100’ün üzerinde sanatçıyla müzikseverlerle buluşmaya hazır! Geçtiğimiz festivallerde konserlerin tadını çıkardığımız Babylon, Zorlu PSM, The Badau, Nardis Jazz Club ve Bova’ya bu yıl Galataport İstanbul Paket Postanesi, Müze Gazhane, Swissotel Sultan Park, callinghouse ve Bizim Tepe’de dahil oldu. Festival bu yıl, dikkat çeken özel projelere de ev sahipliği yapıyor Açılış konseri, 1 Ekim’de Galataport İstanbul Paket Postanesi’nde Elif Çağlar’ın festival için Defjen Daf Ensemble ile hazırlamış olduğu özel proje ile gerçekleşecek. Festivalin diğer projeleri arasında ise OttoJazz Ensemble ile Cenk Erdoğan, Muhammed Ceylan ve Emre Erdal’ı; Babadan Oğula Bir Gırnata Efsanesi ile Ramazan Sesler, Anıl Şallıel ve Kaan Bıyıkoğlu’nu; Selen Gülün’ün Kadınlar Matinesi projesiyle de Çağıl Kaya, Özge Fışkın ve Jülide Özçelik’i birlikte göreceğiz. Klasik ve modern cazın yanı sıra elektronik müzik ve dünya müziğinin farklı projelerini de 30 yıl içerisinde göreceğimiz bu Akbank Caz Festivali’nde festivalde aynı gerçekleşen konser zamanda, Da Poet, sayısı Barış Demirel, Kamufle ve Lara Di Lara’da müzikseverlerle birlikte olacak. 31. Akbank Caz Festivali konserlerinin biletlerini Biletix’ten alabilir, festival hakkında detaylı bilgiyi ise www. akbanksanat.com ve www.akbankcaz.com adreslerinden öğrenebilirsiniz.
773
28
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Güzel içerik hazırlıyoruz ama daima B planıyla’
Ece ULUSUM
P
andemi birçok şeyi değiştirdi. Bunlardan biri de kendimizi iyileştirmemizi, dünya dertlerinden birkaç saat de olsa uzaklaşmamızı sağlayan konserlerin fiyatları. Şu sıralar epey gündemde olan konuya noktayı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu koyuyor. Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur, yeni sezonda CRR Orkestrası’nın Harbiye Açık Hava konserlerinin standart bilet fiyatlarıyla gayet uygun olduğunu söylüyor. Biletlere şöyle bi’ göz attık da doğrusu bizce de gayet uygun. Sonunda maaile bir etkinlikte yer alabileceğiz! ❏ Dijitalden açık hava alanlara taşınıyoruz. Açık hava konserlerinde sizce nasıl bir ortam olacak? İnsanlar müziği, bir arada olmayı çok özledi… Dijital olanlara tam olarak konser demiyorduk, yavaş yavaş yayın demeye alıştık. Konserler, birlikte nefes alıp verdiğimiz, ortak bir duygusal frekansa kilitlendiğimiz olaylar. Biz de dinleyenlerle gerçek iletişimde olmayı çok özledik. ❏ CRR’yi yeni bir dönem bekliyor. Sezonu hazırlarken dinleyiciye neler vadetmesini arzuladınız? Çok şey vadetmek isterdim, güzel bir içerik de hazırlıyoruz ama daima B planıyla. Sezonda ne kadar dinleyiciye izin verilecek, bütçenin ne kadarı kısıtlı dinleyici varken harcanmalı vs. birçok dikkat edilmesi gereken nokta var. Umuyorum ki; Ekim ayında, fazla az olmayan bir kapasiteyle, her tür müziğin en iyisiyle bir araya gelebileceğiz. ❏ Bu yıl bilet fiyatları uygun, konserlerin bir kısmı da ücretsiz olan çok güzel konserler var. Ücretsiz olmasıyla katılımcıların ilgisinin nasıl olacağını öngörüyorsunuz? Ücretsiz gösteri olayı her zaman ilginç. Bir şeyin bedava olmasıyla değersiz olması bazen birbirine karıştırılabiliyor. Biz Harbiye konserlerini, CRR orkestrasının
Cem Mansur
standart bilet fiyatlarıyla yapıyoruz, evet çok uygun fiyatlar. Bu da sanatı gerçek bir kamu hizmeti olarak görmemizin ifadesi. Ücretsiz konserler park gibi yerlerde, burada da mümkün olduğunca dinleyiciye bu dünyanın kapsını aralamayı umuyoruz. ❏ Basın bülteninde CRR Konser Salonu’nun programıyla müzikseverlere “Klasik olan ne, müzik neden zamansız ve neden klasik olurmuş” sorularının yanıtının verileceği yazıyordu. Bu soruların ortaya çıkışı nasıl oldu? Etkinliklerle cevaplama süreci nasıl gelişecek? Bence konserlere gelenler için sorunun cevabı çok basit. Müziğin zamansızlığını sözcüklerle ifade etmek imkansız, canlı olarak yaşanınca ne kadar sihirli bir deneyim olduğu görülüyor. Uygarlık tarihinde değişmeyen değerle ve gerçeklerin taşıyıcısı büyük klasik gelenek. ❏ Yine sizinle yaptığımız röportajda; doğaya yapılan geri dönüşü olmayan hatalar sizi çok üzeceğini söylemiştiniz. Örnek olarak da Kanal İstanbul’u vermiştiniz. Bugün yangınlar, müsilaj gibi korkunç olaylar söz konusu. Bu sizi nasıl etkiliyor? Bu gibi üzücü durumlar müzisyen ruh halini etkiler mi? Müsilaj, doğanın “On yıllardır alarm veriyorum, şimdi mi anladınız?” der gibi yüzümüze tükürüşü. Benim yaz aylarım iki yaşımdan beri Burgazada’da geçti, bu yıl ilk defa orada denize giremeyeceğiz. Çocukluğum, gençliğim gasbedilmiş gibi
hissediyorum. Müzisyenin de müzisyen olmayanın da ruh halini etkileyen olaylar o kadar çok ki… Türkiye için ne istiyorsun dendiğinde “Şu kanal yapılamasın da…” diyorum. ❏ Günümüzde tüm iş kollarında olduğu gibi kültür-sanat dünyasında da sürdürülebilirlik konuşuluyor. Konser mekanları, müzisyenler, organizatörler karbon ayak izini azaltmak için yöntemler arıyor. CRR’de de böyle bir dönem başlayacak mı? Pandemi öncesinde de 90 kişilik bir orkestranın, kargosuyla birlikte Avrupa’nın ta öteki ucundan gelip 1000 kişiye çalıp gitmesinin artık doğru olmadığını düşünüyordum. CRR’de geçen yıl düşündüğüm ve dinleyici ile açıldığımızda uygulamayı çok istediğim bir şey; sanatçılara, otel veya soyunma odalarında solacak çiçekler yerine, ağaç dikimine yönelik bir bağışı temsil eden bir belge vermek.
32
CRR Konser Salonu 1989 yılından bu yana otuz iki yıldır faaliyet göstermekte.
88
CRR etkinliklerinin bilet fiyatları genellikle 22.50 ila 88 lira arasında.
29
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘AKM’nin opera salonu doğal akustik amaçlanarak tasarlandı’
Zeynep TOKER
T
aksim’in ikonik kültür sanat yapısı Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) akibeti hakkında yıllarca konuşuldu, tartışıldı. Uzun sürenin altından, AKM yeniden yükseldi. İçinde nasıl etkinlikler olacak, her sanatçıya yer açılacak mı ya da etkinlik bilet fiyatları ne olacak gibi sorular var aklımızda ancak bunu açıldıktan sonra öğreneceğiz. 29 Ekim’de açılış yapacak binanın, kültür-sanat etkinkliklerine hakkıyla ev sahipliği yapabilmesi ise içindeki mimari tasarım sayesinde mümkün. Kültürel mimarlık alanında öncü olan Desmus imzasını taşıyan projenin detaylarını George Andreou, Back on Stage’e anlattı. ❏ AKM'nin orijinal projesini çok değiştirmediğinizi belirtmişsiniz. Yeni projedeki salon ve kapasitesinde ne gibi değişiklikler oldu? Yeni AKM projesinde 2 bin 40 kişilik opera salonu, 804 kişilik tiyatro salonu var. Bunlara ek olarak 1 sinema salonu, 1 çok amaçlı salon, 1 sergi salonu, 1 müze, 1 kütüphane, 1 çocuk sanat merkezi, 2 stüdyo kayıt alanı ve prova alanları eklenmiş durumda. ❏ Spesifik olarak, kültürel mimarinin müzik ile olan ilişkisini de sormak istiyorum. Hem AKM özelinde hem de diğer projelerde akustik tasarımı yaparken ne tür bir yol izliyorsunuz? Bir projenin tasarım aşamasındaki en öncelikli adımımızda binanın kullanım amacını belirlemenin, hangi etkinliklere hangi sıklıkla ev sahipliği yapılacağı konusunda kararın verilmesi üzerine yoğunlaşıyoruz. Yurt içi projelerimizde binanın yapılış amacını netleştirmek için aldığımız cevaplar genelde “her şeyi yapmak istiyoruz” olsa da akustik tasarım da dahil olmak üzere tüm sistemler için ana/ağırlıklı etkinlik
duyabileceği en esnek altyapı oluşturuldu. ❏ Yatırımcının isteklerinden bağımsız olarak, bir konser mekanı tasarlarken öncelik olarak nelere dikkat edersiniz? Tüm unsular neredeyse eşit derecede önemli. Genel olarak mimari şartlar, arzu edilen özellikler, yangın gibi çok önemli olan uluslararası standartlar, yapım maliyeti gibi birçok faktör göz önünde bulundurulup en faydalı tasarım oluşturuluyor. İhtiyaçlar arasında iki konuyu öne çıkarabiliriz. Çok sayıda insanın bir araya gelerek izlediği, önemli sayıda çalışan ve sanatçının da sahne-sahne arkasında çalıştığı bir etkinlik için güvenlik ve binanın esnek çözümler sunabilmesi tasarımlarımızın vazgeçilmez konularıdır. ❏ Projelerin, hayata geçiş aşamasında ne gibi sorumluluklar üstleniyorsunuz? Özellikle kültürel mimari projelerinde, bu sorumluluğu da düşünerek, nasıl bir bilinçle yaklaşıyorsunuz? İçinde yaşadığımız dünyanın kültür ve sanatla grubuna göre tasarımımızı oluşturuyoruz. Bunun kalkınacağını ve bu yolla daha güzel bir yer yanında olası diğer ihtiyaçlara da uygun alt yapı olacağına inanıyoruz. Bireysel ve kurumsal tasarımları gerçekleştirerek en faydalı ve en esnek olarak tüm hassasiyetlerimizi toplumsal faydaya çözümler geliştiriyoruz. AKM özelinde opera göre önceliklendirmemiz gerektiğinin de salonu tamamen doğal akustik amaçlanarak bilincindeyiz. Topluma kazandırılmış her kültür tasarlandı. Diğer etkinliklere de ev sanat mekanın hem bugün hem de sahipliği yapılabilmesi için ihtiyaca göre gelecek için önemli bir yatırım olduğunu kullanılabilecek donanımlı bir alt yapı düşünüyor ve tasarımlarımızda mekanın oluşturuldu. birçok etkinliğe ev sahipliği yapabilmesini ❏ AKM’nin konser salonları sağlamak, yapının verimli kullanılması Demus, mimar ve tasarımında sahne ve akustik için en uygun alt yapıyı oluşturmanın mühendislerden oluşan tasarımında müzik türlerinden mi yola on kişilik ana tasarım sürdürülebilirlik anlamında da önemli ekibiyle çalışmalarına olduğuna inanarak ilerliyoruz. Her çıktınız? devam ediyor. AKM salonları tek bir müzik türüne koşulda hem mekan kullanıcıları hem de bağlı kalınarak tasarlanmadı. Ana etkinlik sanat izleyicileri için maksimum faydayı türüne bağlı kalınarak, diğer türlerin de ihtiyaç elde etmek adına çalışıyoruz.
10
30
ARAŞTIRMA
EKİM 2021
Zeynep TOKER
M
Pandeminin müzik sektöründeki etkileri
art 2020’den bu yana geçen bir buçuk senelik süreçte kapalı olan konser mekanları ve uygulanan kısıtlamalardan dolayı müzik sektörü çalışanları gelirlerinin çok büyük bir kısmını kaybetti. Bu durumun 1 Temmuz 2021’de yayınlanan genelgeyle değişeceğini umuyorduk fakat birçok konser mekanı açılmış olmasına rağmen sanatçılar mevcut problemlerden tam anlamıyla kurtulamadı. Hem uzun süredir iş yapamayan mekanlardaki kapasite sınırlaması hem de artan prodüksiyon maliyetleri bilet fiyatlarının yükselmesine sebep oluyor. Bununla birlikte, artan içki ve yemek fiyatları zaten etkinlik seçmek durumunda kalan dinleyicileri, canlı performanslardan uzak tutmaya devam ediyor.
BİLET FİYATLARINDAKİ ARTIŞ Önceki dönemlerde de bilet fiyatlarındaki artış dinleyicilerin tepkilerini çekiyordu. Ancak, bir buçuk senin ardından hayata dönmeye çalışan canlı müzik sektöründeki yükselen maliyetler bilet fiyatlarının artışına sebep oluyor. Prodüksiyon, booking, menajer vs. gibi kalemlerin maliyetlerinin artması, müzisyenlerin/ organizasyon şirketlerinin ister istemez bilet fiyatlarını arttırmasına sebep oldu. Ancak öte yandan, dinleyicilerin birçoğu ayda birkaç konsere giderken belki de şimdi konserler arasında seçim yapmak zorunda kalıyor. Yani bu durum, sektör çalışanlarını, hem müzisyenleri ve dinleyicileri olumsuz yönde etkiliyor. Büyük konser mekanlarının, o mekanı doldurabilecek sanatçılarla çalışmak istemeleri ise görece daha küçük bir kitleye hitap eden müzisyenler ve ekipleri için aynı sıkıntılar hala devam etmekte. Kaşe alamayan ve gelirini bilet satışından sağlayan müzisyenler, tüm bu sürecin sonunda, belki sahneye çıkıp kitlelerinin bir kısmı ile bir araya gelebiliyor ancak elde edilen gelirler, belki o gece ekibin kaşesini bile çıkaramayabiliyor. Konserler dışında, dijital platformlardan da gelir sağlayan müzisyenler bu süreçte hemen hemen iki hafta bir single yayınlamaya başladı. Bu durum gelir elde etme açısından şu süreçte mantıklı görünse de bizce bu kadar sık ve hızlı üretim yapıyor olmak, kontrollü ve kaliteli işlerin ortaya çıkmasını biraz engelliyor. Hem bilet fiyatlarının artışı hem de bu kadar sık üretimin geçekleşiyor olmasıyla ilgili sektörden birinin düşüncelerini almak istedik ve Zoom Müzik’in kurucusu, menajer ve yapımcı Engin Akıncı’dan görüş aldık. Engin Akıncı’ya bilet fiyatlarındaki artışının sebebini sorduğumuzda, fiyatların sanatçının dinleyici tarafından gördüğü ilgi ve talebe bağlı olduğunu, ne kadar hit parçalar yapıp gündemde yer alıyorsa bu durumun kaşe fiyatlarına etki ettiğini söyledi. Pandemi dönemine geldiğimizde ise alınan tedbirlerden ötürü konser mekanlarında dinleyici sayısının yarı yarıya indirilmesinden dolayı ister istemez satılan bilet adedine göre, bilet fiyatlarının yükseldiğini söyleyen Akıncı, “Bir konser için organizasyon
giderleri, mekan giderleri, çalışanların maliyetleri, belediye rüsum vergileri, mekanlardan alınan MESAM, MSG gibi meslek birliği kesintileri, tanıtım ve pazarlama harcamaları vb. gibi onlarca maliyet kalemi varken ve ülkemizde genelde her şeyin fiyatının arttığı bir dönemde bilet fiyatlarının da artması bence bu süreç için kaçınılmaz bir gerçeklik.” diyor.
DİNLEYİCİLERİN TEPKİLERİNİ ANLIYORUZ Bu duruma dinleyiciler tarafından baktığımızda, artan bilet fiyatları hakkında gösterilen tepkilere ise “Tepkilerini elbette anlayabiliyoruz ve müşterilerimiz olarak onlarla empati kurabiliyoruz. Ancak dinleyicilerin ve mekanların da artan diğer maliyetleri, bir müzisyen ve ekibinin bir konser için yaptığı ve yapacağı harcamaların da ne kadar arttığını düşünmeleri ve empati kurmaları şart.” diyen Engin Akıncı, pandemi öncesi belli bir ücretle kiralanabilen kültür merkezleri ve konser salonlarına daha az sayıda sınırlı şekilde seyirci alınıp bilet satılmasına rağmen başta yerel yönetimler olmak üzere, resmi kuruluşların hiçbir şekilde kiralama ücretlerinde indirim yapmadıklarını dile getiriyor.
Sanatçıların bu süreçte seri bir üretim haline girmesini bir yapımcı olarak nasıl yorumladığını merak ettiğimizde, bu durumu dijital müzik dinleme platformlarının talebine ve dayattığı algoritmaya bağlıyor.Mevcut modeli, müzik dünyası ve sanatçıların üretimleri için endişeli bulan Akıncı, “İşin sanatsal ve kaliteli üretim boyutunun atlanarak, ‘ne olursa olsun bir şarkı çıksın ama algoritmam zayıflamasın, ben unutulmayayım, aylık dinleyicimi kaybetmeyeyim’ diyen her sanatçı bence uzun vadede onlara da zarar verecek bu durumun içine girdi. Kaliteli üretim, daha iyi beste ve söz yazmak, daha iyi bir prodüksiyon ve stüdyoda geçirilen zaman gibi faktörler maalesef ikinci plana itildi.” diyor. Müzik sektörünün yaşadığı sıkıntılar ne zaman son bulacak bilmiyoruz ama yakın zamanda olumlu anlamda majör bir değişiklik görebileceğimizi sanmıyoruz. Umarız en kısa sürede tüm müzik sektörü olarak aydınlık günlere ulaşabiliriz.
31
ARAŞTIRMA
EKİM 2021
Aşıda son durum U
zun bir sürenin ardından 2021 yazı itibarıyla konser, tiyatro ve sinema salonlarına kavuştuk. Fakat bildiğiniz gibi bu kavuşmadan bir süre sonra konser, tiyatro ve sinema salonlarına aşı kartı ve 48 saat önce yapılmış negatif PCR testi zorunluluğu geldi. Bu durum iki ayrı görüşün ortaya çıkmasına sebep oldu. Aşı olanlar durumdan gayet memnun olduklarını dile getirse de aşı karşıtları durumdan bi’ hayli şikayetçi olup, sosyal medya hesaplarında genelgeyi paylaşan mekanlara tepki gösterdiler. Siz durumla ilgili ne düşünüyorsunuz, hangi taraftan yanasınız ya da bi’ taraf mısınız bilmiyoruz ama konuyla ilgili mekan, sanatçı ve takipçi yorumlarının bazılarını aşağıda sizin için derledik.
Etkinlik Mekanları IF Performance Hall: Yeniden sizlerden uzak kalmak istemiyoruz. Kendimizin ve sevdiklerimizin sağlığı için lütfen aşı takvimimize uymaya özen gösterelim. Aşı yoksa biz de yokuz! Değerli misafirlerimiz; İçişleri Bakanlığı genelgesi doğrultusunda katılacağınız etkinliklerimizde aşı kartı ya da negatif PCR testi uygulamamız vardır. Konuyla ilgili anlayışınız için teşekkür ederiz. Zorlu PSM: Seyircisiz sahne olmaz! Sanatı birlikte yaşayabilmek için sizleri aşı olmaya ve sağlıklı bir şekilde salonlarımızda buluşmaya davet ediyoruz. #sanatiçinaşı
Hayal Kahvesi: Misafirlerimizin dikkatine; Konserlere getirilen aşı ya da aşılanmamış misafirlerimizin negatif PCR testi sunması zorunluluğu Sağlık Bakanlığı tarafından kararnameyle getirilmiştir. Hayal Kahvesi işletmelerinin aldığı bir karar değildir. Öte yandan bu zorunluluk şu an için sadece konserleri kapsamaktadır, cafe ve restoranlar bu kapsamda değildir. Diğer hizmetlerimizi eskisi gibi tüm misafirlerimize sunmaya devam edeceğiz.
Dorock XL Kadıköy: Misafirlerimizin Dikkatine; İçişleri Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu genelgeye istinaden 06 Eylül Pazartesi günü itibariyle etkinlik katılımlarında aşı olmayan kişilerin 48 saat içerisinde yapılmış negative PCR testi sonucunu göstermeleri zorunludur. Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Takipçi Yorumları Aşı varsa ben yokum. Biletlerin satışında düşüş yaşarsanız niye böyle diye üzülmeyin sonra.
Harbiye Açıkhava: T.C İçişleri Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu genelgeye göre 6 Eylül 2021 tarihinden sonra düzenlenecek olan konser ve tiyaro etkinliklerimize katılımınızda fotoğraflı kimlik kartınız ile birlikte en az iki doz aşı kartınızı, aşı olunmadıysa en geç 48 saat önce yapılmış ve negative sonucu olan PCR testlerinin belgelerini ibraz etmeleri zorunlu olacaktır. Aşısı ve negative PCR testi sunmayan misafirlerimiz etkinliklere kabul edilemeyecektir.
Tebrikler, çok doğru bir karar. Faşistlik bu. Bu genelgeye sorgusuz sualsiz itaat eden kurumları kınıyorum. Sanata engelsiniz siz. Kendiniz kaybedersiniz net. En doğru karar.
Yönetici/Sanatçı Yorumları Görgün Taner: Çok önemli. Bilim insanları aşının önemini vurguluyor. Rakamlarda şunu gösteriyor ki, aşı olursak hastalığa yakalanma riskimiz azalıyor. Kültür sanat dünyası için izleyicilerin aşılanması ve salonlara aşılı gelmesi çok önemli. Öyleyse #sanatiçinaşı Filiz Ova: Sanatı birlikte sağlıklı sıhhatli yaşayabilmek için #sanatiçinaşı Hayko Cepkin: Aşı konserlerei sahalara, sinemalara, tiyatrolara kısacası hayata açılan kapımız. Bu kapının tekrar kapanmaması ve yarınlarımızın sağlıklı olması için hepimiz alı
olmak zorundayız. (Sağlık Bakanlığı reklam filmi) Cahit Berkay: Ben aşı oldum ama olamayanlar var. Bütün toplumun, belli bir yüzdenin aşı olması lazım ki atlatalım. Ben 74 yaşındayım. Aşı karşıtlarına ne diyeyim? Allah akıl fikir versin bu süreçte. Pandeminin ölümcül olduğunu hala idrak edemiyorlar demek ki. Tarkan: Ne yalan söyliyeyim, benim de bir çok insan gibi bu aşıyla ilgili soru işaretlerim, kuşkularım vardı, kafam karışıktı. Ama
görüyorum ki her gün binlerce insanın hayatını kurtarıyor. Aşıyı olmamak için direnmenin manası yok. Bu salgın hastalıkla baş etmenin, sağlıklı kalmanın aşıdan başka yolu da yok. Geçmişteki pandemilerde de bu böyleydi şimdi de böyle. Aşılarımızı olalım, umutla yarınlara bakalım. Haluk Levent: Bilime inanın. Doktorlara inanın. Aşı olalım. Lütfen aşınızı olun, başkaları da zarar görmesin. Ben Haluk abiniz olarak aşı hakkında olumsuz görüş içeren komplo teorilerine inanmam.
32
RÖPORTAJ
EKİM 2021
G
‘İsmimin kaynağı Cem Sultan’
el Gör Beni’yi bir de elektronik altyapıda dinlemeye ne dersiniz? Yunus Emre’nin Gel Gör Beni ilahisini Yolcular’ın yorumundan ilham alarak cover’layan Jön Sultan ile parçanın kendisinde yarattığı etkisini konuştuk. ❏ İsminizin hikayesi nedir? Bir önceki projem olan Jeune Malade ile gerçek ismimin kaynağı olan Cem Sultan’ın bir karışımı. Fransa’da eğitim ve gurbet amaçlı bulunduğum dönemde “Hasta Genç” anlamına gelen bu ismi seçmiştim, yine o dönemde de Cem Sultan’ın hayatına olan ilgim artmıştı. Kendisinin de zamanında yolu Fransa’ya düştüğünden bir benzerlik kurmuştum. Müzisyen ismimi Türkçeleştirmek istediğim vakit, böyle bir füzyon oluştu. ❏ 2014’ten bu yana müziğinizin izlediği yolu nasıl tarif edersiniz? Lisede bir öğretmenim bana Garage Band isimli programı göstermişti ve kurcalamam için tabletini bir süre ödünç vermişti. Zehri alır almaz ilk parçamı yaptım ve hemen bilgisayarıma bir DAW indirdim. Müziğe dair hiçbir eğitimim ve bilgim yokken başladığım bu süreçteki ilk parçalarım kontrol edilemeyen bir enerji gibidir. 2019 yılında Mutlu Rüya parçasını yaptıktan sonra bu gelişimin artık sadece kendi kendine değil, benim de katkımla ilerlemesi gerektiğine karar verdim ve teknik olarak kendimi geliştirmeye odaklandım. Müziğime vokal ekledim; gitar, bendir ve hatta ney ile akustik müziğin dünyasına göz
attım. Pandeminin de verdiği boşlukla, bir albüm yapma girişimim Radikal ile sonuçlandı. ❏ Gel Gör Beni’yi yeniden yorumlama nasıl gelişti? Gel Gör Beni; temposu, manevi yönü, verdiği mesaj ve çağdaş müziğe olan uygunluğu gibi sebeplerle yeniden yorumlamak için ideal bir parça. Asıl etken, sözlerinden dolayı benim Frenk diyarında yaşadığım süreci özetlemesi oldu. Parçadaki aşk, benim için hayata ve hayatın özü olan yaratım gücüne olan aşktır. İlham aldığım versiyonu Yolcular’ın yorumudur. Parçayı yaptıktan sonra, grubun vokalistine ulaşarak parçayı onunla da paylaştım ve kendisinin de olumlu geri dönüşüyle içimdeki süreç tamamlanmış oldu. ❏ Birçok ülke ziyaretiniz olduğunu gördüm IG hesabınızdan. Seyahatler nasıl deneyimler söz konusu mu? Klişe olacak ama hiçbir ön beklentim ve bilgim olmadan gittiğim Hindistan böyle bir duruma yol açtı. Dünyaya meraklı olan her insan, dünyanın gizemli güzelliklerinin bir parçası olan inançlara ve öğretilere mutlaka uğrayacaktır. O rengarenk tapınakların şaşırtıcı etkisi sonrasında, inanç-sanat ve maneviyat-estetik arasındaki ilişki yıllarca zihnimde yer etti ve bugünlere kadar da peşimi bırakmadı. Yurt dışından Türkiye’ye her döndüğümde, bu topraklara dair güzel bir şey fark ediyorum ve bana kalırsa gezilerin en güzel etkilerinden biri de bu.
2021 Radikal
Jön Sultan
‘Kendinle savaşma, kendini kabul et’
P
andemi hayatımıza mesafeler koyarak ayrı düşmemize sebep olsa da bazılarımızı da bir araya getirdi. Bunlardan biri de İstanbullu Indie/Post-punk grubu, Vince the Moon. Can Ersalıcı, Can Karakaya ve Elif Şeker’den oluşan grup, Yeni şarkılarını yayınlayan grupla konuştuk. ❏ Artık çok fazla müzik üretimi var, sürekli yeni şarkılar ortaya çıkıyor. Hatta şarkı yayınlama sıklığı takipçi kasar gibi dinleyici toplamaya benzer diyen var. Siz ne dersiniz? Bu üretim bolluğunda kaybolma endişeniz var mı? Müzik üretimini ve paylaşımını destekleyen birçok online platform var ve hem üreticiler hem de dinleyiciler bu platformlarda herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan bir araya gelebiliyor. Artışın bir nedeni bu. Tabii bu kolaylık müziğin ünlü olmak ya da takipçi kasmak adına kullanılmasını sağlıyor olabilir ama amacı sadece kendini ifade etmek, müziğini diğer insanlarla bir iletişim aracı olarak kullanmak ya da üretken kalmak olan insanların da bu durumdan
Vince the Moon faydalandığını düşünüyoruz. Bizim amacımız da müzik üretiyor olmak ve kendimizi bize has bir şekilde ifade etmek. Yaratıcı olmak ve insanların bunu fark ediyor olması bizim hoşumuza gidiyor. ❏ Void parçasının hikayesi nedir? Bazen kendi benliğimizi saklı tutmak pahasına başkalarının olmamızı beklediği kişi olmaya çalışırız ve bu bizi kendi
özgürlüğümüzün önündeki bir engel haline getirir. İçten içe bunun yanlış olduğunu bildiğimiz halde kendimizde bunu kabullenecek özgüveni bulamayabiliriz. Çoğu insan gibi kabul görmemekten ve yalnız kalmaktan korkarız. Bu hayatım boyunca zaman zaman içinde bulunduğum bir durumdu. Ben de böyle hisseden herkesin iç sesinin dile gelmiş hali olarak Void’i yazmak istedim. Bu ses yüzleşemediğimiz gerçekleri yüzümüze vuruyor ve bize yapmamız gereken doğru seçimi hatırlatıyor. Void için; “Kendinle savaşma, kendini kabul et” temalı bir şarkı diyebiliriz. ❏ Bundan sonra neler planlıyorsunuz? Sonbaharda bir EP yayınlayacağız. Bunu takiben de 2021 çokça konser vermek istiyoruz. akın Void bir tarihte canlı performanslara Hexe Music geçeceğimiz bir dönem olacak.
33
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘İnsanlar tutkulu olduğu şeyi yapsın yeter’
2
lk EP'si Lighthouse ile geçen yıl çıkış tecrübe edilesi albümlerin varlığını seviyoruz. yapan genç ekip ,the Golden Shore, yeni İş iyi oldukça da çok önemi kalmıyor, insanlar teklisi "Don't Let Me Down"ı Deniz tutkulu olduğu şeyi yapsın yeter. Yurtdaş ile birlikte Dizzy Sounds Studios'da Emir: Üreticinin de dinleyicinin beklentisinin kaydetti, mixledi, master'ladı ve Hexe Music farkında olması, müziği doğrudan etkilemese etiketi ile kainata saldı. Albüm kapak görseli bile en azından içinde bulunduğu süreci Robert Couse-Baker imzası taşıyor. Gerisini anlamasında yardımcı olacağını düşünüyorum. ekipten dinleyin. Bizim için de hareket ederken bu “yeni ❏ Okurlarımıza The Golden müzik bolluğu” içerisindeki müzikleri Shore’u anlatın. dinleyen kitleyi anlamak önemli. Yiğit: Gallows adlı konserler ❏ Make Mama Proud ile nasıl bir dostluk var? Müzikal açıdan size ne gibi verdiğimiz bir projemiz vardı. Grup katkıları oldu? dağılınca Deniz ve ben yeni sound Berk: Deniz’in MMP albümünü home arayışıyla bir grup kurmak istedik. Şu 2021 stüdyosunda kaydettiğini öğrenince anki gitaristimiz ve vokalimiz Berk Don’t Let Me “Neden bizi de kaydetmesin ki?” diye Utku’yu davet ettik. Grup ismi Golden Down Hexe Music düşündük. Teklif ettik, kendisi de onay Shore ise okuduğum bir kitaptan verince birlikte çalışmaya başladık. Şu geliyor. İngiliz gözüksün diye başına an işlettiği DizzySound’un ilk adımlarını The koyduk. Lighthouse konsepti de atıyordu o zaman, ismi falan yoktu. Kendisi aynı kitaptan geliyor. aslında gizli üyemiz gibi, yaptığımız işlerde ❏ Don’t Let Me Down’nin albüm kapağının hikayesi nedir? bayağı parmağı var. Hatta Lighthouse’da İsminden ötürü sarı ve maviyi gruba Deniz’in gitar çaldığı bir kısım bile mevcut, yakıştırdık, müzik işlerinin belirli bir görsel Kerem’de vokal yapıyor. düzeni olması hoşumuza gidiyor. Şu anlık TGS ❏ Pandemi sizi ve üretiminizi nasıl etkiledi? görsel işlerini hafif melankolik, sarı ve mavi Berk: Lighthouse’un son kayıtlarını pandemi tonlarında devam ettiriyoruz. Don’t Let Me döneminde almamız gerekti. Daha uzun süre Down için de RHCP’nin Californication kapağı ayırmak, daha sağlıklı çalışmak isterdik fakat gibi bir estetik oluşturmaya çalıştık. sokağa çıkma yasakları arasında Dizzysound’a ❏ Sürekli yeni şarkılar ortaya çıkıyor. Bu kaça kaça hallettik bir şekilde. üretim bolluğunda kaybolma endişeniz var mı? Emir: En zorlandığımız kısımlardan biri Berk: Artık albüm devri bitti gibi duruyor. motivasyonumuzu kaybetmeden, uzaktan da Single’lar ve sert sosyal medya PR kampanyaları olsa bir araya gelerek müzik işlerini kovalamak işliyor. Biz, “Arkada çalsın öyle”den ziyade, oldu.
İ
Çıkarmış oldukları single sayısı.
‘Vokalin iyi duyulmaması bizim tercihimiz’ şarkı üretiyoruz. Yüzlerce yayınlanmamış şarkımız var. ❏ Parçalarda vokalin sesi çok uzaktan geliyor gibi. Bu bir tercih mi? Bu bizim tercihimiz. Vokalin iyi duyulmaması, dinleyicide mırıldanırken kendi kendine uydurduğu cümlelere dönüşüyor. Dinleyenler şarkı sözlerini adeta kendileri yazıyor. ❏ Laura Palmer ve Audrey Horne parçalarınızdan Twin Peaks sevginizi anlıyoruz. Nedir sizdeki yeri? Laura dizinin en başından beri ölü ama Lynch öyle güzel bir senaryo yazmış ki, her zaman hayattaymış gibi hissediyoruz. Audrey ise herkesin küçük gördüğü, çocuksu bulduğu çok zeki bir kadın. Otobüste sessiz sedasız otururken aklından binlerce melodi geçen Audrey olarak görüyoruz kendimizi. ❏ Bundan sonraki planlarınız neler? Konserler olacak mı? 2021 sonu ve 2022'de 2021 No Idea sahnelerde kendimizi bol bol Hexe Music göstereceğiz.
Astrovelvet
A
strovelvet'i dinlerken, vokali notalar arasında saklanıyor da bulmak için biraz dikkat kesilmemiz gerekiyor. 2020'de kurulan grup, Erkan Özçam'ın melodilerini dışa vurma isteğiyle kuruldu. İlk albüm sonrası Yudum Yaşar'ın dahil olmasıyla bugünkü halini aldı. Hexe Music etiketiyle 2 yılda 3 albüm yayınladılar. Shoegaze ve dream pop şarkıları yapan topluluğun son şarkısı Lahmacun işe bir tutam yerellik katıyor. Hadi tanışalım... ❏ Adınızın hikayesi nedir? Scott Cortez'in Astrobrite'ı ve Warhol'un müthiş projesi Velvet Underground'un birleşimi. ❏ Ürettiğiniz türe sadık mı ilerleyeceksiniz? Bu çizgiyi bozmayı pek düşünmüyoruz ama birkaç tık Lovesliescrushing gibi Ethereal havaya girmeyi düşünüyoruz. Bu, farklı tarzlar yapmak istemediğimiz anlamına gelmiyor, çok yakında iki kişilik bir Garage Rock Revival projemizle karşınızda olacağız. ❏ Tekliler çıkararak pazarlama
yöntemine başvurulurken siz albümler yayınladınız. Bu tercihin altında ne var? Bu stratejik bir hata olabilir ama amacımız piyasanın içerisinde yer almaktan çok bundan 20 yıl sonra da bir şeyler yapabilmişiz diyebilmek. Neredeyse 2 günde 1
34
RÖPORTAJ
EKİM 2021
'İşin her yönünü bildiğim için denge kurmakta zorlanmadım' Ş Zeynep TOKER
afak Ongan ile yeni yapım şirketi çok az bütçeler düşüyor. Bu da TV’ye SO Müzik çatısı altında göreceğimiz yapacağın kaliteli iyi ve pahalı içeriğin isimleri ve arayışta olduğu müzik ekonomik olarak geri dönüşü olmayacağı tarzları hakkında konuştuk. gerçeğini ortaya çıkarıyor. O yüzden var Şafak Ongan deyince akla ilk olarak olan kanallar minimum maliyetle çarkı CNN Türk’te yapmış olduğu Frekans döndürmeye çalışyorlar. Artık iş YouTube programı geliyor. Burada yerli-yabancı ve benzeri alternatiflerde. Zaten bu içeriğe birçok isimle yapmış olduğu başarılı meraklı kitle de TV yerine daha çok röportajlara şahit olurken aynı zamanda bu mecraları takip ediyor. Çok düzgün dönemin festivallerinin nabzını birlikte içerikler yapan genç arkadaşlar görüyorum. tuttuk. Kurucusu ve uzun yıllar genel yayın YouTube’da daha çok özel içeriklerin ön yönetmenliğini üstlendiği Dream TV zamanı plana çıkması lazım, sonuçta şarkıyı herkes ise Türkçe alternatif sahnede yeni isimleri biliyor. Biz eskiden şarkıyı da tanıtırdık, keşfedip aynı zamanda çok sağlam işleri şimdi izleyici detaylar peşinde. izleme fırsatı bulduk. Televizyon sektörünün ❏ SO Müzik adında bir yapım şirketi hemen hemen her alanında görev yapmış kurduğunuzu müjdelediniz. İlk olarak bu fikir nasıl ortaya çıktı ve gelişti? Uzun olan Şafak Ongan, günümüz müzik yıllar, soru soran tarafken şimdi yapım yayıncılığının geldiği noktayı ve yeni yapım tarafında olmak nasıl? Dengeyi nasıl şirketi SO Müzik’i anlattı. kuruyorsunuz? ❏ 2019 yılında Doğan Egmont Müzik kanalları ve radyolar genel etiketiyle, Türkiye’nin ilk Türkçe rap dergisi olan Türkçe Rap’i yayınladınız. müdürlüğünden ayrıldıktan sonra daha Fakat yayın hayatı pek uzun soluklu çok etkinliklere yönelmiştim. Daha sonra olmadı. Derginin sonlanmasının tekrar profesyonel yöneticiliğe sebebi ne oldu? döndüm ve Olay TV’nin program Dergi, Doğan Egmont’un ve radyo müdürü olmuştum. projesiydi. Daha önce uzun Ama sizin de bildiğiniz gibi çok yıllar, birlikte Dream Dergi’yi kısa sürdü ve sonu da biraz hayal yapmıştık. Çok heyecenla giriştik kırıklığı oldu benim için. Ardından işe ama maalesef ilk sayının uzun zamandır aklımda olan Şafak Ongan’ın satışları tahminlerin çok altında müzik şirketimi kurdum. Aslında kurucusu ve genel yayın yönetmeni olunca Doğan Egmont, 2. sayı hep yapım işininde içindeydim olduğu Dream TV’nin için riske girmek istemedi ve tek arkadaşlarım sayesinde çok yayın hayatı, 17. sayısı yayınlanan koleksiyonerlerin yabancılık çekmedim. Zaten sektöre yılında son buldu. aradığı bir dergi olarak tarihteki yıllarını vermiş yakın arkadaşlarımın yerini aldı. Bence en az 3-4 sayı da her zaman desteğini ve fikirlerini denenmeliydi ama yönetim kararı o yönde de alıyorum. İşin her yönünü bildiğim için idi. denge kurmakta zorlanmadım. ❏ Dream TV’nin benim hayatımdaki ❏ Yaptığınız açıklamadan yeri bambaşkadır. 12-13 yaşlarımda gördüğümüz kadarıyla, SO Müzik ile başlayan bu hikayede, tüm gün sadece “alternatif sahnede” janr/müzisyen Dream TV izler ve müzisyenlerle röportaj ayırt etmeksizin geniş bir alan yaptığımı hayal ederdim. Gençleri bu açmak istiyorsunuz. SO Müzik adına kadar etkiliyor olmanız aslında yaptığınız beklentiniz nedir? SO Müzik çatısı işlerin ne kadar nitelikli olduğunu altında hem yerel hem de global çapta gösteriyor. Peki günümüzde, yayıncıların isimler görecek miyiz? (TV/YouTube) nasıl bir profil izlemesi Sektörde 20 yılı aşkın tecrübemle, gerekiyor sizce? Neyi ne kadar işlemeleri Türkiye müzik sektörüne önemli yeni gerekiyor ama ne kadarı düzgün isimler kazandıracağıma inanıyorum. yapılıyor? Şu anda piyasa ilk olarak rap sanatçıları Dream TV’nin ben ayrıldıktan sonra Ahkam ve Infokey’i çıkardım. Yakında tamamen kapanması ardından, benzer indie tarzda yeni bir isim Emre Uludoğan o kadar çok övgü ve teşekkür dolu geri bence çok beğenilecek. Uluslararası bir dönüş aldım ki birilerinin hayatına dans single’ı için de çalışmalarımız bitti, olumlu anlamda dokunmanın yakında duyarsınız. Harıl harıl çalışan mutluluğunu ve gururunu yaşıyorum yeni rap şarkıcılarımız var. Nefis genç açıkçası. Çok gencin müzik zevkini bir etnik jazz grubuyla görüşmelerimiz olumlu yönde geliştirdiğimiz için devam ediyor. Yeni genç bir rock grubu çok mutluyum. Günümüzde arayışlarım devam ediyor. Kendi söz klasik TV modelinin işi müziğini yazan enstrümanını çalan kadın zor. Zaten küçülen TV şarkıcıları dikkatle izliyorum. Şimdilik bu reklam pastasından müzik kadar. Umarım 1 yıl sonra çıkardığım yeni kanallarının payına isimler üzerine de bir söyleşi yaparız.
17
Şafak Ongan
35
RÖPORTAJ
EKİM 2021
Müzik sektöründe kadın eşitliği: Spotify EQUAL
Balamir Nazlıca
‘Gezegeni yarat uzmanlara teslim et’
Ahmet YATĞIN
Ö
nemli kurumların yüksek ❏ Soaked isimli grubunuz var. Orada pozisyonlarında görev alan, yaptığınız işler sizi tatmin etmedi mi? çocukluğundan beri bırakmadığı Gezi Park’ı öncesi birçok nedenden tutkusunun peşinden gidiyor. 2003 ayrıldık. Üretim süreçleri sorumluluklar yılında Soaked isimli müzik grubu ile ve iş yükü dağılımı açısından bir müzik piyasasına giriş yapan Nazlıca, solo dengesizliğimiz vardı. Onu da sağlıklı projelere imza atarak kariyerini yalnız yönetecek kadar tecrübemiz yoktu. Yalnız sürdürmeyi tercih ediyor. Yalnız dediyse çalışmanın avantajı her şey baştan sona yapayalnız sanmayın, arkasında hem tasarlayabiliyorsunuz. Şu anki çalışma görsel olarak hem de işitsel olarak geniş bir modeli benim için daha uygun. Gezegeni ekibi var. Şimdilerde indie-pop türünde yarat sonra uzmanlara teslim et mantığı. Wave Goodbye isminde yepyeni bir tekli ❏ Göremediğimiz kısımda, yani tüm yayınlayan sanatçı, parçanın hem bunları üretirken nasıl birisiniz? müziği hem de görseli ile gelecek Örneğin her şeye müdahale eder olan West Coast adlı EP üzerinde misiniz? heyecan uyandırıyor. Üretirken kaotik bir ruh hali içinde ❏ Wave Goodbye güçlü bir olurum. Her şey çok dağınıktır. altyapıya sahip. Nasıl oldu bu? Dağınıklığın içinde estetik olarak Emre Nişancı ile Soaked anlam ifade eden görsel ve işitsel işler 2021 projesinde çalışmıştık. Almanya’ya çıkarmaya çalışıyorum. Dışarıdan West Coast Balamir Nazlıca taşındı ama çalışmaya devam ettik. gözlemleyen için kaotik, düzensiz bir Wave Goodbye 4 parçalık EP’nin ritim gibi gözükür. Hızlı ve sprint ilk teklisi. Tüm parçaları Emre halinde çalışırım. Tüm dağınık ile online hazırladık. Önce ana fikirleri düşünceler sonra bir anda birleşmeye üretiyorum o da önemli dokunuşları ve başlar. O birleşmeden bazen müthiş parçanın aranjmanını üstleniyor. Ayrıca işler çıkıyor bazen de hiçbir şey ve tekrar burada davullarda Kerem Öktem, baslarda baştan başlarım. Uzun odaklı çalışmalara Feryin Kaya, back’lerde Selin Sümbültepe inanmıyorum. İlham veya fikir hareket ve Alper Anık ve mastering’de Dinçer halindeyken çıkar. Durağan yerde hiçbir Demirci gibi isimlerle çalıştık. zaman fikrin çıkmadığını gözlemledim. ❏ Parçanın görselinde Joy Division'un Ana fikirleri ve işin şablonunu oturduktan efsane albüm kapağına bir gönderme mi sonra beraber çalıştığım insanlara sonuna var? kadar güvenir ve tekrar kreatif sürece Tasarım Tuğrul Şalcı ve Tuğçan başlarım. Tüm fikirler orada. Ündemir’e ait. Çizgiler gürültü algoritma tekniği kullanarak yaratıldı ve Wave Soaked Goodbye’ın görsel yansıması olarak isimli değerlendirildi. Aslında Joy Division’a grubuyla Müzik iki albüm direkt bir gönderme yok en azından bilinçli yolculuğuna yayımladı. bir şekilde. 30 yıl sonra belki subliminal bir beş yaşında piyano ile şekilde yaptığım müzik ister istemez görsel başladı. sanatçılarına aynı yere geri taşıyor olabilir.
2 5
S
potify, müzik dünyasında global cinsiyet eşitliğini güçlendirmek için hazırlamış olduğu EQUAL girişimini, 29 Nisan’da tanıtmıştı. Müzik sektöründe yer alan kadın içerik oluşturucuları tek bir marka altında destekleyen bu global program, müzik dünyasında cinsiyet eşitliğini güçlendirmek üzere tasarlandı. Spotify ülkelerinde her ay güncellenen 35 adet yeni ve lokal EQUAL çalma listesi, her ay farklı ülkelerden kadınları bir araya getiren global EQUAL çalma listesi ve kadın sanatçıların müziklerini platform dışında da öne çıkaracak çeşitli pazarlama kampanyalarını içeriyor. Ayın sanatçısı seçilen isimler, Times Meydanı'ndaki reklam panosunda yer alıyor. EQUAL Global çalma listelerine, EQUAL Türkiye listesinde de yer alan 10 Türk sanatçı eklendi. Bu 10 sanatçıdan Ayın Sanatçısı seçilen 5’i, Times Meydanı'ndaki reklam panosunda yer aldı. Bu reklam kampanyasında yer alan ilk Türk sanatçı ise Melike Şahin olmuştu. Daha sonrasında Göksel, Hadise, Nova Norda ve Sibel Can da Times Meydanı'ndaki reklam panosunda yer aldı.
400 bin 120 Toplam 400 binin üzerinde kullanıcı, bir sanatçıyı EQUAL Türkiye çalma listesi sayesinde keşfetti.
EQUAL Türkiye'de 170 şarkı ve 120 sanatçı EQUAL çalma listesine eklendi.
36
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Daha güçlü ve emin adımlar atabildim’ M
2021 Tek Başıma
Melis Karaduman
elis Karaduman’ın müzikle buluşması 10 yaşında, Antalya Devlet Opera ve Balesi’nde çocuk korosuna girmesiyle başlıyor. Lisede Güzel Sanatlar Lisesi’ni kazanmasıyla devam eden bu serüven, şimdi de Bilgi Üniversitesi Müzik bölümünde devam etmekte. Pandemi süreciyle müzik üretimini müzikseverlerle paylaşmaya başlayan Melis, son olarak Veys Çolak ile yapmış olduğu Tek Başıma isimli single ile karşımıza çıktı. ❏ Kariyerine baktığımızda küçük yaşlardan beri müzikle uğraştığını ve aldığın eğitimlerin hep bu yönde olduğunu görüyoruz. Müzikle iç içe büyümenin kariyerine ne gibi getirisi oldu? Bir şeyleri erken tecrübe etmem bana stepleri daha hızlı atlamama sebebiyet verdi. Kendimi, duygularımı müzikle daha rahat ifade etmeyi öğrendim bu da müzik kariyerim açısından yönümü daha kolay bulmamı sağladı. Bu nedenle de daha hızlı daha güçlü ve daha emin adımlar atabildim. Müzik benim için ders gibi değildi bu yüzden dinlemek, üretmek, söylemek ya da yazmak bana hiçbir zaman iş gibi gelmedi. Müziğin hayatımın her alanına sıçraması, bunu iş olmaktan daha da çıkartıp her şeyim olmasına itti. ❏ Canay Doğan ile birlikte üretim yapıyorsunuz. Nasıl bir araya geldiniz?
Biz aynı lisede okuyarak arkadaş olduk. Ara sıra beraber müzik yaptık ancak üniversite de aynı evi paylaşmaya başlamamız bizi hem müzikal olarak hem de dostluk olarak çok daha yakınlaştırdı. Bu projenin ortaya çıkmasında ise pandemi büyük rol oynuyor. İkimiz de pandemi döneminden önce kendi şarkılarımızı yapmak istiyorduk ancak ne yazmaya ne de bunları paylaşmaya cesaretimiz vardı. Pandemi dönemi bizi o kadar içimize döndürdü ki hem tek başımıza hem de beraber üretmeye itti. ❏ Yıl içerisinde birkaç single yayınladınız. Bunu bir strateji olarak mı belirlediniz? Sevdiğim ve yapmak istediğim çok fazla tarz var bu yüzden bu süreçte onları deneyip daha sonra bu denediğim şeyleri harmanlayarak bir albüm yapmak istiyorum. 2022 yılında akustik bir EP yapma planımı buradan duyurmak isterim. Bu EP daha önce göstermediğim bir yanım olacağı için beni oldukça heyecanlandırıyor. ❏ Yıl içerisinde sizi nerelerde dinleyebiliriz? İstanbul içerisinde yoğunlukla da Kadıköy civarında sahnelerde görebileceksiniz. Şehir dışı planlarım da var. Sosyal medyada tüm etkinliklerimizi önceden haber veriyor olacağım.
‘Gezegenden nazikçe yürüyüp gitmeyi tarif ediyorum’
Sercan MERİÇ
H
ayal kırıklıkları ve dargınlıklar yaşadığı bir dönem Çiçek Gibi parçasını yazan Bade Nosa, müzik yolculuğunu Back on Stage'e
anlattı. Biraz korkuları yenme hikayesi Bade Nosa'nın ki... Boğaziçi Üniversitesi'nde yolları kesişen Emre Can ile doktora yapacakken Behçet Necatigil'in şiirlerini bestledi. Müziğe olan aşkının ardında durmaya karar verince, her şey iplik gibi çözüldü. Müziğini ve hayallerini Bade Nosa'dan dinledik. ❏ Bade Nosa'nın hikayesiyle başlayalım... Kendimi bildim bileli hayatımda müzik farklı formlarda var. Ancak düzenlilik sağlayamıyor, önüme engeller koyuyordum. 3 yıl önce Bodrum’da “Şimdi otuzlu yaşlar kafasıyla yeniden başlayalım” diyerek Bade Nosa ismiyle şarkılarımı içime sinen düzenleme ve görsellerle paylaştım. ❏ Beste yazan Bade Nosa'yı anlatır mısınız? Yerli yabancı ayırt etmeksizin, dünya müziği, alternatif müzik, bağımsız müzik, caz ve ‘hisli elektro’ diye genelleyebileceğim elektronik müzik türlerini takip ediyor, ilhamlık şarkılar listesi oluşturuyorum. Şarkı sözü yazmaya oturduğumda, fonda o listeden şarkılar çalar, duygu dünyamı o şarkılarınkiyle ortaklaştırırım. Hemen her şarkı sözümün, başkasına ait fon
müziği/şarkısı var. ❏ Çiçek Gibi parçası ne anlatıyor? Epey yakın ilişkilerimde üst üste hayal kırıklıkları, şaşırdığım dargınlıklar yaşadığım 1,5 yıl geçirdim. Geçen kış, kalbimin kırıldığını hissettiğim bir gün telefonumdaki not defterine “Çiçek gibi insanlar kondur yoluma ömrüm, kalbimden caymak istemiyorum” yazmıştım. Şarkının geri kalan sözlerini ise daha önce yazmıştım. Hepsi, şu an ömrümün geri kalanından temennilerimdir; ne eksik ne fazla. ❏"Epey bir insanla ortak tınlayabilecek hayat beklentilerini" seslendirdiğinizi söylüyorsun. Sizin beklentiniz nedir? Korkmadan yaşamayı öğrendiğinizde, titremek yalnızca soğuktan kaynaklı. Hayatınızı vampirlerin elinden kurtarıp başkalarının bahçesinde kurutmamayı öğrendiğinizde, her anı sizin keyfinize amade. Aynen şarkıda anlattığım gibi, bu gezegenden nazikçe yürüyüp gitmeyi tarif ediyorum aslında; kendimden beklentim ve hayattan temennim böyle bir ömrün hikayesi. Keçisi, kedisi, çiçek gibi insanları eksik olmadan. ❏ Sırada neler var? Her ayın ruhuna uygun bir tekli çıkarma planım var.
2021 Greyfurt Ağacı
Bade Nosa
37
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Türkiye'den taşınıyorum’ S
ırp kökenli genç müzisyen Hilal Mey Erden, namı diğer MEY ile tanışmaya hazır mısınız? Elektronik tarzda müzik yapan MEY, müziğin yanı sıra grafik tasarım ile de uğraşıyor. Albüm kapaklarında yer alan çilek, karpuz, ananas gibi meyveler dikkatimizi çekmişti. Kendisinden öğrendiğimize göre bu meyveler parçalarla bağlantısı olan kişilerin sevdiği meyvelermiş. Tüm kapak tasarımları MEY’in imzasını taşırken, gelin hikayenin devamını kendisinden dinleyelim. ❏ Bize kısaca MEY’den bahseder misin? Müzik kariyerinde yolculuğun nasıl başladı? Müzik kariyerimdeki yolculuğum, ortaokul 7. sınıftayken başladı. NMUN için bir gösteri yapılıyordu ve ben de bu gösterideki dansçılardan bir tanesiydim. Gösteri ekibinin müzik kısmında sıra arkadaşım vardı. Onun gitar çalışını izleyip bana da göstermesini istemiştim. O an provada bana gösterdiği bir adet akor, bir de vuruş şekilleri vardı. Ben de eve gidip herkesin evinde olmasına rağmen kullanılmayan o gitarı öğrenmeye başladım ve her şey böyle başladı. Ardından prova stüdyolarına gidip oradaki enstrümanları kendi kendime öğrenmeye başladım. 2017’de kendi parçalarımı yapmak için birçok çalışmaya girdim ama tüm çalışmalara en sağlıklı şekilde 2018'de başladım. 2018'den bugüne kadar da prodüksiyon koltuğundan hiç kalkmadım. ❏ Variety’nin ve klibinin hikayesi nedir? Variety parçasının hikayesi bir ayrılık hikayesi aslında. Ama iki kişinin birbirinden
Sercan MERİÇ
M
MEY ayrılığı değil de kendi içinizde yaşadığınız bir duygudan ayrılık durumu. Klipte ise farklı bir mesaj var. Şarkının temel taşı ayrılık iken klibinki birleştirmek. Şarkının çıktığı zamandan klibin çekildiği zamana kadar üretimim olmadı. Klipte de içimde var olan ve beni üretime itmeye çalışan iki karakter görüyorsunuz aslında. ❏ Albüm kapaklarını kim tasarlıyor? Her kapağın bir mesajı var mı? Tüm kapaklarımı ben tasarladım. Hepsinin
de bir hikayesi var tabii ki. Mesela ilk 6 parçamda bulunan meyveler aslında o parçalarla bağlantısı olan kişilerin en sevdiği meyveler. Variety albümünün kapak tasarımı ise çok sevdiğim ve albümle çok bağdaştığını hissettiğim bir tablo. ❏ Sana ilham olan, yol gösteren şeyler var mı? Sanırım tam olarak neyin bana ilham verdiğini söyleyemem çünkü “İlham geldi hemen çalışmam lazım” gibi bir şey hiç yaşamadım. Bilgisayarın karşısına oturup yeni bir proje açtığımda o an hangi şarkıyı dinlemek istiyorsam o şarkıyı kendime yaratıyorum aslında. Tamamen ruhumu besleyecek şeyi yaratmaya çalışıyorum. Hazır hissettiğim zaman da dinleyicilerle paylaşıyorum. ❏ 2020 yılı üretim açısından oldukça yoğun geçmiş gibi gözüküyor. 2021 yılı için bu durum nedir? Bu yıl şu anlık iki release yaptım, fakat kasım ayında 27 parçalık bir albüm çıkaracağım. Ardından aralık ayında da 2 adet EP çıkarıp seneyi o şekilde kapatmayı hedefliyorum. ❏ Önümüzdeki dönemde neler yapacaksın? 2022 Ocak ayı itibarıyla aldığım iş teklifinden ötürü Türkiye'den taşınıyorum. Hem yeni işim, hem de yeni hayatım için heyecanlıyım fakat hala gerçekliğine 2021 inanamadığım için magazine went bankrupt herhangi bir plan GRF Sounds yapmadım.
‘Tek tip sound’lar ve akımlar’
ehmet Mutlu ve Zeki Alper’in R&B tarafımız bir diğeri ise nufunk, oluşturduğu Polen, son şarkısı nudisco tarzları diyebiliriz. Yangın Var ile müzikseverlerin ❏ Yangın Var teklisinin hazırlanış karşısına çıktı. Grupla tanışın! sürecini anlatır mısınız? Parçada ❏ Polen’in hikayesi ne zaman insan ilişkilerini konu aldığınızı başladı? söylüyorsunuz. İnsan ilişkileri Ordu’da 2013 yaz ayında içerisinde sizin anlatmak tanıştık fakat aynı yıl Mehmet’in istediğiniz temel dertler, de İstanbul’a gelmesiyle farklı meseleler özetle nedir? tarzlarda üretmeye ve sahnede Yangın Var, geçen yıl yaz 2021 bunları çalmaya başladık. Bir ayında hazırlanmış bir şarkıydı. Aşk Mı Bu Chess Laugh süre bekleyip etrafımızdaki Şubat aylarında daha lo-fi ve Records insanlardan izole olduktan sonra R&B tarzlarda, hikayesi olan ikimiz ne istediğimizi keşfetmeye bir EP hazırladığımız için bu koyulduk ve yayınladığımız parçaları şarkının takvimini yaz ayına saklamak ürettik. istedik. Bir iki ay öncesinde detaylarını, ❏ Grup olarak sound'u nasıl trafiğini ve sözlerini tamamlayıp belirlediniz? yayınladık. Şarkı, yapılan bir işin Sound’umuzu dinlediğimiz, içeriğinden ve niteliğinden bağımsız ne dinlemekten keyif aldığımız tarzlara ve kadar alıcısı olduğuyla değer ve karşılık şarkılara göre belirledik. Bizim için şu görmesini eleştiriyor. Bu mekanizmada anda görünen 2 tarz ön plana çıkıyor. bunu takmadan var olabilmenin Bunlardan birincisi daha dingin lo-fi, yollarının arandığı bir hikayedir.
Polen
38
RÖPORTAJ
EKİM 2021
‘Beni bekleyen fenalıkların farkındaydım’ Zeynep TOKER
Umut Adan
U
2021 Güvercin Şarkısı
mut Adan’a tam manasıyla kulak vermem “Güvercin Şarkısı” ile oldu. Sound’u ve sözleriyle dinlerken beni oldukça keyiflendirdi. Saykodelik Türkçe rock müziğe soluk getiren Umut Adan, The Wire dergisinde “Türk delikanlının çok cool çıkışı” sözleriyle bahsedilirken, 2014 yılında Jack White konserinde ön grup olarak sahne aldı. 2019 yılında çıkarmış olduğu “Bahar” albümü ile Avrupa’da beğenileri toplayan Adan, şimdi ise Zoom Müzik etiketiyle parçalarını yayınlamaya hızla devam ediyor. ❏ Uzun yıllar Avrupa’da müzik yaptıktan sonra şimdi de Türkiye’de bulunuyorsunuz. Ülkenin bulunduğu durum ve müzisyenlerin çektiği sıkıntıları göz önünde bulundurursanız, pişmanlık duyuyor musunuz? Pişmanlık benim pek başıma gelen bir duygu değildir, belirli kararları almak için kendime çok zaman veririm. Yaptığım müziği ülkeme getirmeye karar verdiğimde artık bazı şeyler beni aşmıştı, ilk 45’liğim için The Wire dergisi “Türk delikanlının cool çıkışı” gibi bir yorum yazmıştı. Pandemi olmasa da bizim coğrafyamızda gerek prensiplere sadakat, gerekse pazar ortamı sebebiyle beni bekleyen türlü fenalıkların farkındaydım. ❏ İtalya ve Türkiye’yi kıyaslayacak olursak, her iki ülkede de müzik yapan birinin hem müzik üretiminde hem de sorunlarla başa çıkma konusunda ne gibi avantajları/dezavantajları var? Derin ve derinliğinden kudretlenen insan evlatları geçti bu ülkeden ama örnek oluşturacak bir çoğu “O güzel atlara binip gittiler.” İtalya’da sanatınızı bir yere getirmek için memleketinizden göçmeniz gerekmez. Sanatınız, iletişim ağları ve siyasi yozlaşmaya karşı itina ile sanatı takip eden bir insan kütlesine ulaşabileceğinden buna gerek yoktur. Ülkemiz için bu böyle değil maalesef. Ekonominin gelişmediği bir ülkede müzik, öncelikli olarak müziğin hazırlanmasındaki etapları zorlaştıracak hemen akabinde de üretilen müziğin yayılmasında ve icrası sürecinde tekelleşmelere neden olacaktır.
Avantaj olaraksa: Sürekli insanın yüzüne gün içinde çarpan halk müziği. Orada sonsuz bir memba var. ❏ Açık Radyo’da Bin Kızıl Gelincik isimli programı sunup hazırlıyorsunuz. İtalyan şarkıları tarihini anlattığınız bu program nasıl ortaya çıktı? Öğrencilik yıllarında zevk olsun diye şarkıları tercüme ederdim. Hep “Bir gün bu şarkıları dilimize çevirip, anlatıp, paylaşacağım.” diye heveslenir, hayal kurardım. Böyle bir sunumun da sunulabileceği değerli bir platform var ülkemizde, o da Açık Radyo. Başvurumu yaptıktan sonra, bana programımı yayına almak gibi bir fırsatı verdiler. Bu benim şahsım adına da yapıyor olduğum en değerli şeylerden birisi. ❏ İlk kaydınızı İtalya’da eski bir akıl hastanesine kurulmuş bir stüdyoda aldığınızı belirtmişsiniz. Stüdyo neredeydi? Nasıl bir deneyimdi? Aklı Hastaneleri, 70’lerde yapılan “Basaglia” kanunu ile açık ve kamuya açık yerler haline getirilmişti. Hastanenin çeşitli noktaları kamusal hizmetlere ayrılmıştı. Oranın kültürel faaliyetlerini takip eden güçlü, hepsi bilim-kültür ortamından gelen insanlardan oluşan bir kooperatif vardı. Hastane bir kültür üretim noktası haline gelmişti, binalardan bir tanesinin altında da bir stüdyo vardı. Orada kaydedilmiş bir albümüm var. Şartlar gereğini oluşturursa bir gün ortaya çıkacak. ❏ Üretimin çok hızlı ve bol olduğu bu dönemde seri single’lar mı yayınlamayı düşünüyorsunuz yoksa bir albüm hazırlığı var mı? Benim çalışma şeklimde birden fazla albüm aynı anda yazılır. Bütün şarkılar girmeleri gereken yere “serisine” giderler. O albümler ortaya çıksın ya da çıkmasın. Bu sebepten, benim için albüm zaten otomatik olarak devam eden bir kavram. Şu an bana verilen single yayınlama imkanından da büyük sevinç duyuyorum. Bazı şarkılarımı aralarından seçip her 2-3 ayda bir ortaya atıp sonuçlarını seyretmekten çok mutlu oluyorum. Sık tekrarlanan paylaşımlar, üretmek için yeni heveslere yer açıyor.
AJANDA
SAHNE AJANDA
39
EKİM 2021
❏ Türkiye’nin önde gelen fotoğraf etkinliği 212 Photography Istanbul, 1–11 Ekim tarihleri arasında şehrin farklı noktalarında gerçekleşecek. Yapı Kredi Bomontiada, Akaretler Sıraevleri A 37 – 39, Zülfaris Karaköy, Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı, Yeldeğirmeni Sanat, Müze Gazhane ve Kalyon Kültür’de ücretiz olarak ziyaret edilebilecek festivalin 4. edisyonuna katılacak fotoğrafçılar arasında Levon Biss, Tim Flach, Christian Tagliavini, Scarlett Hooft Graafland, Helena Blomqvist, gibi isimler yer alıyor. ❏ Küratörlüğünü Marcus Graf ’ın üstlendiği, doğa-kent ve birey-toplum arasındaki girift ilişkileri tartışmaya açan Yüzleşme, 24 Ekim’e kadar Pera Müzesi’nde ziyarete açık olacak. ❏ Arter’in Karbon adlı performans salonunda ilk kez izleyici karşısına çıkan Yağmur Ormanı V (varyasyon 3), Melih Fereli küratörlüğünde 30 Ocak 2022’ye kadar online olarak ziyarete açık olacak. ❏ Emre Hüner’in Elektroizolasyon: Bilinmeyen Parametre Kayıt-Dışı başlıklı kişisel serigisi Aslı Seven küratörlüğünde 5 Aralık’a kadar Arter Galeri 1’de. ❏ Kalyon Kültür’ün farklı teknik ve malzemelerle çalışan yedi sanatçıyı bir araya getirdiği Sabırla Bekleyen Büyülü Şeyler isimli sergi, 25 Kasım’a kadar ziyarete açık.
❏ Başrollerini Selçuk Yöntem, Okan Bayülgen ve Özlem Öçalmaz’ın paylaştığı Amadeus, seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Müzik konusunda yüce bir yeteneğe sahip olan Mozart ile Salieri’nin ilişkisine odaklı olan oyun, 10 Ekim, saat 19:30’da Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde. ❏ Oya Başar ve Begüm Birgören’in rol aldığı Plastik Aşklar oyunu 6 Ekim, 20:30’da Kadıköy Belediyesi Selamiçeşme Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro'da izleyicisiyle buluşuyor. ❏ Nikolay Vasilyeviç Gogol tarafından yazılan Bir Delinin Hatıra Defteri, Erdem Topuz’un performansıyla 7 Ekim, 20:30’da Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Eskişehir Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde. ❏ Begüm Öner, Ceyhun Fersoy, Melis İşiten, Sarp Bozkurt ve Şeyda Terzioğlu’nun yer aldığı Suit - Düğün Dündü Bugün Bugün 9 Ekim, 20:30’da Profilo Kültür Merkezi Batı Ana Sahne’de. ❏ Nazım Hikmet'in ölümünün 54. yıl dönümü için Genco Erkal'ın uyarlayıp yönettiği, Tülay Günal’ın da eşlik ettiği Yaşamaya Dair 10 Ekim, saat 21:00’de Kadıköy Belediyesi Selamiçeşme Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro sahnesinde. ❏ Esra Bezen Bilgin, Kürşat Demir ve Haluk Bilginer’in oynadığı Pencere 11 Ekim, saat 20:30’da Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde. ❏ Neslihan Arslan, Nurhan Özenen ve Salih Bademci’nin rol aldığı Fanatik 13 Ekim, 20:30’da Trump Sahne’de tiyatroseverlerle buluşacak. ❏ Reha Özcan'ın sahnelediği Bir Garip Orhan Veli 16 Ekim, 20:30’da Torium Sahne’de izleyicisiyle buluşacak. ❏ Başrollerinde Hakan Yılmaz ve Ebru Cündübeyoğlu’nun yer aldığı, iki perdelik kara komedi oyunu Ölün Bizi Ayırana Denk 20 Ekim, 21:00’de Harbiye Açıkhava’da. ❏ Emre Kınay ve Evrim Alasya’nın yer aldığı, Shanette ile Jack'in komik hikayesini anlatan İki Bekar 29 Ekim, 20:00’de Watergarden Performans Merkezi’nde.
❏ Serkan Taycan’ın Kente Doğru adlı sergisi, Ocak 2022’ye kadar Müze Gazhane’de görülebilir. ❏ Burcu Erden’in heykelin görünürlüğüne ilişkin problemleri araştırdığı Mühür isimli sergisi 25 Ekim’e kadar Art On’da. ❏ Şakir Gökçebağ’ın yeni sergisi REDIMEYD, 24 Ekim’e kadar Ferda Art Platform’da ziyarete açık. ❏ Volkan Aslan’ın Sağlıcakla Kal isimli sergisi, 17 Ekim’e kadar SALT Galata’da. ❏ 48 sanatçının yer aldığı Gelecek Zaman sergisi, Maslak Elgiz Müzesi’nde 23 Ekim’e kadar görülebilir.
SERGİ AJANDA
40
KONSER AJANDA
Sıla
KONSER AJANDA
Synth Pop
Pop
➡ Büyük Ev Ablukada, akustik şekliyle 9 Ekim, 21:00’de DasDas sahnesinde olacak.
➡ Yaşar 8 Ekim, 21:00’de Jolly Joker Kartal İstMarina’da sevenleriyle buluşacak.
Rock
➡ Türkçe pop müziğin başarılı bestecilerinden Levent Yüksel 9 Ekim, 21:00’de Jolly Joker Vadistanbul sahnesinde.
➡ Seni Dert Etmeler parçasıyla büyük ilgi uyandıran Madrigal 8 Ekim, 22:00’de Beyrut Performans’ta.
a
lona
Barce
r chest an Or
lk
Ba Gipsy
➡ Mabel Matiz 16 Ekim, 20:30’da Ankara Atılım Üniversitesi Amfi Tiyatrosu’nda.
➡ Türk rock müziğin en eğlenceli gruplarından biri olan Athena 9 Ekim, 21:00’de Harbiye Açıkhava’da müzikseverlerle buluşacak.
➡ Yalnız Kuş, Depresyondayım, Kurşuni Renkler gibi sevilen parçalarıyla Göksel 13 Ekim, 21:00’de Maximum Uniq Açıkhava sahnesinde.
➡ Emre Aydın 9 Ekim, 21:00’de Dorock XL Kadıköy sahnesinde. ➡ Redd 10 Ekim, 21:00’de IF Performans Hall Beşiktaş’ta dinleyicisiyle buluşacak.
➡ Pop müziğin güçlü kadın vokallerinden Sıla 15 Ekim, 21:00’de Zorlu PSM’de sevenleriyle buluşacak.
➡ Feridun Düzağaç 15 Ekim, 21:00’de Dorock XL Kadıköy’de dinleyicisiyle buluşacak.
➡ Ece Seçkin 15 Ekim, 22:00’de Mask Beach’te sahne alacak.
➡ Son dönemde “O Tarz mı?” podcast’i ve “Oyunlar Holding” programıyla sık sık gördüğümüz Can Bonomo 16 Ekim, 19:30’da IF Performans Hall Beşiktaş sahnesinde yer alacak.
➡ 90’lar Türkçe pop müziğin sevilen ismi Bendeniz 30 Ekim, 21:30’da Beyrut Performans’ta sahne alacak.
➡ Ogün Sanlısoy 20 Ekim, 21:00’de Hayal Kahvesi Atakent’te dinleyicisiyle buluşacak.
➡ 31. Akbank Caz Festivali, 1-10 Ekim tarihleri arasında şehrin çeşitli mekanlarında 100’ün üzerinde sanatçı ile birlikte caz müzikseverlerle buluşacak. Babylon, Zorlu PSM, The Badau, Nardis Jazz Club, Müze Gazhane, Swissotel Sultan Park gibi mekanlarda gerçekleşecek festvalin lineup’ında; Cenk Erdoğan, Ediz Hafızoğlu, Baki Duyarlar, Özge Fışkın, Ceylan Ertem, Kamufle, Lara Di Lara, Arto Tunçboyacıyan, Tolga Bilgin, ve Tamer Temel gibi isimler yer alıyor.
➡ Son zamanlarda yapmış olduğu sosyal sorumluluk projeleriyle dikkat çeken Haluk Levent 22 Ekim, 21:00’de Mask Beach sahnesinde.
ambis
t
Can Bonomo
➡ Fikri Karayel 13 Ekim, 21:00’de Jolly Joker Ankara sahnesinde yer alacak.
➡ Pilli Bebek 8 Ekim, 21:00’de Turcell Vadi’de sahne alacak.
➡ Teoman 22 Ekim, 20:30’da Kemerburgaz YBY Etkinlik Alanı’nda müzikseverlerle buluşacak. Kazy L
000102021
000102021
EKİM 2021
➡ Kendine has sesi ve yorumuyla bu ay dergimizde de yer alan Sena Şener 30 Ekim, 21:00’de ➡ DasDas’ta performans gerçekleştirecek.
Rap ➡ Türkçe Rap’in öncü isimlerinden biri olan Ceza 9 Ekim, 21:00’de Maximum Uniq Açıkhava’da olacak. ➡ Hiza albümüyle büyük kitlelere ulaşan Gazapizm 15 Ekim, 21:00’de Maximum Uniq Açıkhava’da dinleyicisiyle buluşacak.
Festival
➡ Almanya’nın en ünlü festivallerinden Oktoberfest 16 Ekim, 14:00’de Maximum Uniq Açıkhava’da. Sattas, Shangri La, Club Bangkok, Islandman ve Hey! Douglas ile katılımcılar dansa doyacak. ➡ Kampüse Dönüş Festivali’nin ilk ayağında Evrencan Gündüz 20 Ekim, 20:00’de IF Performance Hall Beşiktaş’ta sahne alacak. Sadece öğrencilere özel olan etkinlikte, öğrenci kimliği olmayanlar etkinliğe giriş yapamayacak.
Etnik ➡ Doğu Avrupa’nın geleneksel Roman, Balkan ve Klezmer ezgilerini kendi özgün tarzlarıyla
41
KONSER AJANDA yorumlayan Barcelona Gipsy balKan Orchestra 14 Ekim, 21:00’de Zorlu PSM’de sahne alacak.
Caz ➡ Yekta Kopan’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek Bir Arada Caz ile Şenova Ülker Band feat Sibel Köse & Erdem Özkan, Emir Ersoy, Kaan Düzarat, Kolektif İstanbul ve Manuş-u Ala 10 Ekim, 16:00’da Maximum Uniq Açıkhava’da bir araya geliyor. ➡ 7 Grammy ödüllü basçı Christian McBride ve piyanist Jason Maron kurdukları jazz duo ile 11 Ekim, 21:00’de CRR Konser Salonu’nda.
EKİM 2021
➡ Can Kazaz 23 Ekim, 21:30’da Hayal Kahvesi Emaar sahnesinde dinleyicisiyle buluşacak. ➡ Kafamda Kentsel Dönüşümler parçasıyla büyük beğeni toplayan İkiye On Kala 27 Ekim, 21:00’de Aqua Florya Hayal Kahvesi’nde olacak.
Fantazi ➡ Geçtiğimiz ay, Ayla Çelik ile Seviyoruz Hala isimli parçayı yayınlayan Hakan Altun 9 Ekim, 21:00’de Jolly Joker Kartal İstMarina’da dinleyicisiyle buluşacak. ➡ Yıldız Tilbe 11 Ekim, 21:15’te Harbiye Açıkhava sahnesinde.
➡ 31. Akbank Caz Festivali kapsamında Selen Gülün, Kadınlar Matinesi projesini, 2013’te kaybettiğimiz Mehmet Uluğ anısına düzenlliyor Şimdiye kadar 33 kadın besteci ve şarkı yazarını ağırlayan Kadınlar Matinesi, bu sene Kamucan Yalçın, Ezgi Daloğlu, Ceyda Köybaşıoğlu ve Monika Bulanda’ya Çağıl Kaya, Jülide Özçelik ve Özge Fışkın ile 10 Ekim, 20:30’da Babylon’da olacak.
Türk Halk Müziği
Klasik
➡ An Epic Symphony, ülkemizin önemli rock gruplarından maNga’yı ilk kez 10 Ekim, 20:00’de Harbiye Açıkhava’da Night Flight Symphony eşliğinde ağırlayacak.
➡ Sezonun ilk konserinde CRR Senfoni Orkestrası, Grieg’in, popülaritesini hiç kaybetmeyen eserlerinden biri olan Piyano Konçertosu’nda piyanist Gülsin Onay ile bir araya geliyor. Camille Saint-Saens’a, 100. ölüm yıl dönümünde selam gönderen konser, Cem Mansur’un şefliğinde 12 Ekim, 20:00’de CRR Konser Salonu’nda. ➡ Cumhuriyet Bayramı Konseri kapsamında Filarmonia İstanbul, Naci Özgüç şefliğinde 29 Ekim, 20:00’de CRR Konser Salonu’nda olacak.
Metal ➡ Türk metal müziğin önemli gruplarından Pentagram 16 Ekim, 21:00’de Turkcell Vadi sahnesinde. ➡ KüçükÇiftlik Bahçe konserleri kapsamında, Black Tooth, Engulfed, Hellsodomy 23 Ekim, 18:00’de KüçükÇiftlik Park’ta sahne alacak. Saatlerce headbang yapılacak metal tutkunları, bu konser kaçmaz! ➡ Türk Heavy Metal camiasının kült gruplarından olan Murder King 26 Ekim, 21:00’de Dorock Heavy Metal Club sahnesinde.
Alternatif ➡ Uzunlar parçasıyla kulaklıklarımızı ele geçiren Evdeki Saat 7 Ekim, 19:30’da IF Performance Hall Beşiktaş’ta. ➡ Yüzyüzeyken Konuşuruz 7 Ekim, 21:00’de Harbiye Açıkhava sahnesinde. ➡ Uzun bir aradan sonra geçtiğimiz aylarda bir araya gelen ve konser vermeye başlayan Yedinci Ev 13 Ekim, 21:00’de Dorock XL Kadıköy’de. ➡ Pandemi dönemi çektikleri eğlenceli videolarla hayatımıza giren Pandami Music 13 Ekim, 21:00’de 6:45 KK Ankara sahnesinde.
Gaza
pizm
➡ Alanlarında dünyaca ünlü sanatçılarla hazırladığı albüm ve konser projeleriyle uluslararası bir üne kavuşmuş olan Coşkun Karademir 10 Ekim, 19:00’da CRR Konser Salonu’nda müzikseverlerle buluşacak.
Senfoni
➡ Events Across Turkey’in bir kült haline gelen Oscar Ödüllü filmlerin unutulmaz soundtracklerini Okan Bayülgen’in anlatımıyla, 60 kişilik Nighf Flight Smyphony ve 30 kişilik korosuyla GodFather’dan Kill Bill’e, Titanic’ten Batman’e dinleyicilere büyüleyici bir Hollywood gecesi sunuyor. Senfoni orkestrası eşliğinde Best Of Soundtrack Symphony ilk kez 18 Ekim, 21.00’de Volkswagen Arena’da. ➡ Yoğun istek üzerine An Epic SymphonyHayko Cepkin 29 Ekim, 21:00’de Harbiye Açıkhava’da dinleyicisiyle buluşacak.
Gülsin
Onay
a
Mang
Özgün ➡ Bülent Ortaçgil, Birsen Tezer ve Hüsnü Arkan 15 Ekim. 18:00’de ODTÜ MD Vişnelik Çim Amfi’de müzikseverlerle buluşacak. ➡ Zülfü Livaneli’nin bugüne dek yaptığı film müzikleri ile şarkılarının hikayelerini ve anılarını, Livaneli Filarmoni Orkestrası ile anlatacağı konser 19 Ekim, 21:15’te Harbiye Açıkhava sahnesinde olacak. Orkestra şefliğini Rengim Gökmen'in üstleneceği konserlerde, opera sanatçıları Teyfik Rodos, Zeynep Halvaşi ve Görkem Ezgi Yıldırım solist olarak yer alacak.
Dünya Müziği ➡ Anadolu müziğini batı enstrümanlarıyla birlikte kullanan Ahmet Aslan 23 Ekim, 20:30’da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde dinleyicisiyle buluşacak.
Elektronik ➡ Fransız müzisyen Kazy Lambist 23 Ekim, 20:30'da Zorlu PSM %100 Studio sahnesinde.
Birsen Tezer
26 Eylül Garden x Carnival (Aksak – Reach Geblo – Hemi – Tube & Berger) Hilton İstanbul Boshprous
24 Eylül BaBaZuLa İş Sanat – İş Çıkışı Konserleri
22 Eylül Emir Can İğrek Jolly Joker Vadistanbul
4-26 Eylül Nilüfer +1 Fest Güz Konserleri Göksel
16-17 Eylül İstanbul Caz Festivali – Altın Gün Turkcell Vadi
18 Eylül Sattas IF Performance Hall Beşiktaş
18 Eylül Yedinci Ev Zorlu PSM Turkcell Sahnesi
24 Eylül Mabel Matiz ve Niels Broos / İstanbul Caz Festivali Harbiye Açıkhava
24 Eylül Elektro Hafız Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi
24 Eylül Mor ve Ötesi Fişekhane Deniz Sahnesi
14 Eylül Barabar Maximum Uniq Açıkhava 22 Eylül Can Bonomo / Park Et Seyret İstanbul Açıkhava Gösteri Merkezi, Yenikapı
17-18-19 Eylül Back to School Festivali Samsun Gaye Su Akyol
20 Eylül Karsu Play Atlantic Records / İstanbul Caz Festivali Harbiye Açıkhava
18 Eylül Teoman Harbiye Açıkhava