1 minute read

Ruh

Next Article
Koridor Boyunca

Koridor Boyunca

Ruh Bir çağ deliniyor, Ben de fedaisi gibi Görünmemişlerin askeri oldum. Alacakaranlığın o keskin soğuğunu Sabahları sevdiğinin yüzünü görenler değil, Kuşluk vakti gökyüzüne bakanlar hisseder. Belki mor bulutlar bizim, Belki isimlerimiz, Konulduğu günden bu yana kaderimiz olmuş. Ya çok fazla sevmişiz, Ya da “popüler” sevememişiz. Güvercin gerdanlığı misali, hiç çıkmayacak. Kahrolası canımızı da alacak -kiSe-ve-seve-vereceğiz. İşte en asil Aşklar, Ruhlarımızın tek seferde üflendiği gibi, En büyük makamda yaşanmış. Bana kalırsa, artık gömülelim. Haksız değiliz, Ama güçlü de değiliz Ney’(i)z. Ne olduğumuzu bilmeden Neyin peşine düşmüşüz? “Gel” diye bir ses duysak, Bütün “gel”leri toplayarak gidecektik oysa Tavizsizlik, tavır ve duruş belası (!) Daha büyük sevdaların müptelası yaptı. Şu sessizliğin uğuldaması ne acı, Ne acı duvarlara bağırınca yankı yapmaması! Terk-i diyar değiliz “İnsanız be! Nerede kaybettik insafımızı Aslında sadece “ham, piş, yan” değil, Korken köze nasıl döneceğimizi, Körken göze nasıl döneceğimizi Aslında, aslında öze nasıl döneceğimizi Bütün efkârımın yıkıldığı gün anlatacağım.

Furkan Özsavaş

Advertisement

This article is from: