Horeca mag

Page 1



SAYFA-1-5.indd 1

04.11.2013 04:16:25


SAYFA-1-5.indd 2

05.11.2013 02:01:35


SAYFA-1-5.indd 3

04.11.2013 04:16:28


SAYFA-1-5.indd 4

04.11.2013 04:16:30


SAYFA-1-5.indd 5

04.11.2013 04:16:32


Hotel Finder

HORECA mag İçindekiler

Wyndham Kalamış

Holiday Inn

Hotel Finder

horeca mag

26 Masaüstü ekipmanlarında

sadelik ön plana geçiyor

36

30 MED Yapım’ın 20. yıl

kutlamasında ünlüler geçidi

34 Osman Serim

‘Bir Uzakdoğu Seyahatinin Düşündürdükleri’

40

36 Funda Pekkutsal

Mekânlarda Feng Shui esintisi

40 Röportaj Asil, Zarif ve Güzel:

Melisa Savgı Kanatlı

6

İÇİNDEKİLER.indd 6

04.11.2013 04:18:17


horeca 50 mag 44 Frima Variocooking Center ile 3 kat daha hızlı ve ekonomik pişirin!

50 Eset Siber

Dolandırıcılığı Anlama Kılavuzu

52 diyetkolik.com sunar:

Kilo problemi girişimci yaptı

58 KIYI DENETİMİ

GÖLGESİNDE SEZON FİNALİ!

HORECA mag İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Berk ALTINIŞIK berk@horecadergi.com Yayın Danışmanı Yasa ÇELİKTAŞ yasa@yasaceliktas.com Reklam Müdürü Banu TAŞAN banu@horecadergi.com Sosyal Medya Okay KARAÇAY okay@mottoiletisim.com Bilgi Teknolojileri Ufuk EKER Yapım

mo o Yayın Türü Ulusal, Süreli Abonelik T: 0212 222 77 77 / abone@horecadergi.com Baskı Veritas Merkez Mah. Kemerburgaz Caddesi, Tatlıpınar Sk. No: 13 Mart Plaza, Nurtepe, Kâğıthane-İstanbul T: 0212 294 50 20 F: 0212 294 99 33

70 Türkiye’nin Köfte Envanteri

Dağıtım Sürat Kargo Yönetim Yeri Haydar Aliyev Cad. No: 66/6 Tarabya, Sarıyer, İstanbul T: 0212 222 77 77 F: 0212 320 79 60 E-Posta: info@horecadergi.com HORECA Mag, Motto İletişim tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Derginin isim ve yayın hakları Motto İletişim’e aittir. Yayınlanan yazı, fotoğraf, harita, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz.

İÇİNDEKİLER.indd 7

04.11.2013 21:19:08


İÇİNDEKİLER.indd 8

04.11.2013 04:18:25


İÇİNDEKİLER.indd 9

04.11.2013 04:18:27


Editör

HO RE CA MAG

Ev dışı tüketim sektöründeki üreticiler ve işletmeler arasında iletişim kurmak, var olan iletişimi güçlendirmek, sektörün kurumsallaşmasına destek olacak bilgi birikimini artırmak amacıyla yola çıktığımız ‘Yiyecek İçecek ve Konaklama Profesyonellerinin Dergisi’ HORECA Mag, ilk sayısında farkını ortaya koyuyor. Gerek tasarımı gerek içeriği ile sadece sektör profesyonellerinin değil, günceli takip etmek isteyen hemen her okuyucuyu içine çekebilecek bir yayın olarak dikkat çeken HORECA Mag’in sayfalarını şöyle bir karıştırınca ne demek istediğimi çok iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Önsöz niteliğindeki bu yazımda derginin adını biraz açmak gerekirse, HORECA; Ho (Otel) Re (Restoran) ve Ca (Catering) kelimelerinden türetilmiş, Mag ise dergi; yani magazinin kısaltılmışı olduğunu not düşmeliyim. Bir sektör dergisi olmasına rağmen alışagelmiş sektör dergilerinden farklı olarak otelde, restoranda, kafede, yolda, ofisinizde hatta evinizde okuyabileceğiniz, içinde teknoloji, sağlık, mekân, ünlü röportajları gibi güncel konulara yer veren dergimiz iki ayda bir sizlerle buluşacak. Yeni yılın ilk günlerinde yeniden buluşmak dileğiyle…

Berk Altınışık

Pınar Fidan Işık

10

EDİTÖR.indd 10

04.11.2013 04:22:15


EDİTÖR.indd 11

04.11.2013 04:22:16


Kısa

Burak Özbaşoğlu

g2m’de E

RATIONAL

v dışı tüketim sektörünün önemli tedarikçilerinden g2m’nin yeni Genel Müdürü Burak Özbaşoğlu oldu. Eğitimini Southern New Hampshire University ve Ankara’da Bilkent Üniversitesi’nde tamamlayan Burak Özbaşoğlu, pazarlama ve ekonomi bölümlerini bitirdi. Kariyerine Unilever’de başlayan Özbaşoğlu, satış ve pazarlamada farklı pozisyonlarda çalıştıktan sonra sırasıyla Nestlé Professional, Abdi İbrahim ve MSD’de görev aldı. Burak Özbaşoğlu g2m’ye katılmadan önce Esas Holding bünyesinde Gıdaser Şirketi Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel müdürü olarak görev yapıyordu.

40.YILINI Şeflerle Kutlıuyor!

E

ndüstriyel mutfaklar için kombi fırın üretimi yapan,dünya market ve teknoloji lideri olan RATIONAL, bu yıl 40.yılını kutluyor. 40. yılına özel sınırlı sayıda üretim gerçekleştirecek olan RATIONAL bu kampanyasını şeflerle kutlayacak. 1973 yılında faaliyetlerine başlayan RATIONAL tam 40 yıldır sadece buharlı kombi fırını üretiyor. Yeniliklere öncülük etmesiyle RATIONAL, Güney Almanya`da bir kuruluş olmaktan çıkıp dünya market ve teknoloji lideri olmuştur. RATIONAL`ın amacı dünyadaki profesyonel mutfaklarda yemekler için ısı kullanan şef ve müşterilere maksimum fayda sağlamak. Dünya market ve teknoloji lideri RATIONAL, 40.yılı dolayısıyla Türkiye’de çeşitli kampanyalara ev sahipliği yapacak. Ağustos, Eylül, Ekim ve Kasım aylarında RATIONAL ünitesi alacak olan tüm kullanıcılarına /aşçılarına sınırlı sayıda özel üretim olan 40.yıl logolu ürününü getirecek. Gelen her ürünün içinde şefe özel paketlenmiş bir de sürpriz hediye paketi bulunacak. Yeni SelfCookingCenter® whitefficiency® ünitesiyle, müşteriler RATIONAL`ın 40 yıllık tecrübesini mutfaklarında yaşayacaklar. Endüstriyel mutfaklarda lider olan RATIONAL’ın Ülke Müdürü Gürkan Dişçeken, “Biz aşçıların şirketiyiz. Onlarla büyümemizi sürdürüyoruz. Ürünümüzün ismi SSC WE adından da anlaşıldığı gibi ‘beyaz verimliliK‘ beyaz rengi aşçıların renginden geliyor, herkes bizi takip etsin, 2014 Türkiye’de RATIONAL’ın yılı olacak” dedi.

OKAN ÜNİVERSİTESİ’nden

Gastronomi ve turizm alanında dev işbirliği!

T

ürkiye’nin en büyük gastronomi uygulama mutfağına sahip olan Okan Üniversitesi ile gastronomi ve turizm alanında dünyanın en başarılı üniversitelerinden West London arasında çift diploma programları başta olmak üzere yeni açılacak sertifika programlarını da kapsayan bir işbirliği gerçekleştirildi. Protokol kapsamında 3 yıl Okan Üniversitesi’nin gastronomi veya turizm ve otelcilik bölümlerinde okuyan öğrenciler, eğitimlerinin

1 yılını West London Üniversitesi’nde tamamlayarak çift diploma ile mezun olmaya hak kazanacaklar. Protokol kapsamında ayrıca, Okan Üniversitesi gastronomi ve turizm alanlarında açılacak olan sertifika programlarında, West London’ın sertifikasyon haklarına sahip olacak. West London, Buckingham Sarayı ve İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in uluslararası yiyecek-içecek operasyonlarını yönetmesiyle tanınıyor.

12

KISALAR.indd 12

04.11.2013 04:25:37


KISALAR.indd 13

04.11.2013 04:25:38


Kısa

The Marmara

Taksim Foursquare’de bir adım önde

T

he Marmara Otelleri sosyal medyada yenilikçi, öncü adımlar atmaya devam ediyor. The Marmara Taksim, Temmuz ayında reklam uygulamasına başlayan Foursquare’de reklam veren ilk Türk şirketlerden biri oldu. Yenilikçi ve yaratıcı uygulamalarla sosyal medyada güçlü bir varlık gösteren The Marmara Taksim, Foursquare’de de ilk Türk reklamveren kuruluşlarından biri olarak yerini aldı. Bu uygulama sayesinde The Marmara Taklsim ve Tuti Restaurant mekan aramalarında daha öncelikli yer alıyor. Sınırlı sayıda firmaya reklam olanağı sağlayan Foursquare’in Türkiye’den seçtiği ilk firmalardan biri The Marmara Taksim oldu. The Marmara Otelleri Facebook, Twitter, Youtube, Instagram ve LinkedIn gibi sosyal ağlarda hayata geçirdiği yaratıcı uygulamalarla halen geniş bir kitleye etkili ve başarılı bir şekilde ulaşıyor. www.themarmaracollection.com

33. YILINI Çalışanlarıyla Kutladı İNOKSAN

E

ndüstriyel mutfak sektörünün devi İnoksan, 33. yılını üretim tesislerinde gerçekleştirdiği etkinlikle kutladı. Organizasyona İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık ve yönetim kurulu üyeleri de katıldı. Markaya uzun yıllardır hizmet veren tüm çalışanlara teşekkür edildiği akşamda, İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, İnoksan’ın dünden bugüne her geçen gün büyümesinin ve sektördeki lider marka konumunu korumasını perdenin arkasında olan çalışanlara borçlu olduklarını belirtti. Konuşmasında her zaman en önemli varlıklarının İnoksan çalışanları olduğunu vurgulayan Varlık, markanın gücünü çalışanlarının emeğinden aldığını ekleyerek, tüm İnoksan personeline emekleri için saygı ve şükranlarını sunduğunu dile getirdi.

Ev Dışı Tüketim harcamaları

2013’TE %24 ARTTI

t

ürkiye istatistik Kurumu (tÜiK), 2013 yılı ilk çeyreğindeki büyüme rakamlarını açıkladı. ilk üç ayda, ev dışı tüketim noktalarından sadece oteller ve lokantalardaki tüketim harcamaları, 2012 yılı ilk çeyreğine oranla %23,7 oranında arttı. tÜiK verilerine göre; ilk çeyrekte en çok artan harcama kalemlerinden birisi de otel ve lokantalar oldu. tüketiciler, 2012’nin ilk çeyreğinde 11,6 milyar liralık lokanta ve otel harcaması yaparken, bu tutar 2013’ün aynı döneminde %23,7 artarak, 14,5 milyar liraya yükseldi.

14

KISALAR.indd 14

04.11.2013 04:25:39


KISALAR.indd 15

04.11.2013 04:25:40


Kısa

Kristal Endüstriyel

Şef Gökçen Yıldırım’ı

Türkiye Danışman Şefliğine Getirdi! Şef Gökçen Yıldırım, Endüstriyel mutfak sektöründe dünyaca ünlü birçok lider markanın da Türkiye distribütörlüğünü de yapan Kristal Endüstriyel’in Türkiye Danışman şefliği görevine getirildi. Ulusal ve uluslararası birçok başarıya sahip olan genç şef, bundan sonraki dönemde firmanın Ar-Ge ve lansmanlarının Avrupa ve Türkiye ayağında aktif rol oynayacak. Bunun yanı sıra firmanın bölgesel demo merkezlerini kurarak, şefleri yeni ürünleri ile buluşturacak.

Zeki Açıköz

3.kez başkanlığa seçildi

T

ürkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Başkanı Zeki Açıköz, TAFED 4. Olağan Genel Kurulu başkanlık seçiminde 3. kez başkan seçildi. Yapılan genel kurula, federasyona üye olan 19 dernek katılım gösterdi. Federasyona 3 yıl daha başkanlık yapacak olan Zeki Açıköz, seçimin ardından, “Beni başkanlığa layık gören herkese çok teşekkür ediyorum. Hedeflerimizi her geçen gün daha da büyüterek ilerliyoruz. Aşçılık mesleğine gönül vermiş gençlerimize eğitim ve dahası anlamında desteklerimizi göstermeye devam edeceğiz. Federasyonumuzun bütçelerini artırarak Türkiye geneline yayılacağız. Ve en önemlisi, Türk mutfağına verdiğimiz değeri daha da ortaya koymak için çalışarak, tüm dünyaya tanıtacağız” dedi.

Doğuş Çay’a

Frutarom ve Etol

Türkiye ile güçlerini birleştirdi

G

ebze’de 5 bin metrekarelik kapalı alanda kurulu; ARGE ve Kalite Laboratuvarları, Pilot Tesis, Üretim ve Depolama tesislerinin açılışını yapan Frutarom ve Etol Türkiye, yollarına birlikte devam edecek. Gıda sektörüne sunduğu geniş aroma, çeşni ve fonksiyonel ürün seçenekleriyle tüm dünyadaki müşterilerine yaklaşık 1 asırdır hizmet vermekte olan Frutarom ve Etol; aroma ve lezzet ortaklığı yolunda operasyon birleşimini Türkiye’de de tamamladı. Frutarom ve Etol, bundan böyle marka hikâyelerine birlikte devam edecek. Firma, “Lezzete ve Sağlığa olan Tutku” sloganı ile de vurguladığı gibi; içecek, şekerleme, atıştırmalık ürünler (çerezler, cipsler), süt ürünleri, et ve balık ürünleri ve ilaç endüstrisine yönelik; aroma, emülsiyon, çeşni, starter kültürler ve doğal fonksiyonel gıda katkılarının yanısıra, doğal meyve tozu, doğal aroma ekstraktları, esansiyel yağlar, ilaç ve gıda endüstrisine yönelik doğal bitki ekstraktlarını da müşterilerinin hizmetine sunuyor.

Yeni Genel Müdür Yardımcısı

D

oğuş Çay ve Gıda’nın Genel Müdür Yardımcılığı görevine Haluk B. Yıldız atandı. 1980 yılında Galatasaray Lisesi’nden mezun olan ve ardından İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde İşletme Lisansı yapan Haluk B.Yıldız, 1986 yılında kariyerine Anomak Ltd.Şti’nde Satış Müdürü olarak başladı. Sırasıyla Endüstriyel Ürünler

San. ve Tic. A.Ş’de Satış ve Pazarlama Müdürlüğü, C.P. Piliç’te Satış ve Pazarlama Müdürlüğü, Düzey Pazarlama’da Perakende Satışlar Müdürlüğü (19941998), Eti Gıda’da Satış Direktörlüğü (1998-2006), Kraft Gıda Türkiye’de Satış Direktörlüğü (2006-2013) yapan Haluk Yıldız, Doğuş Çay ve Gıda’ya katılmadan önce Tamek Gıda’nın Satış Direktörlüğü’nü yürütüyordu.

16

KISALAR.indd 16

04.11.2013 20:58:48


KISALAR.indd 17

04.11.2013 04:25:42


K覺sa

18

KISALAR.indd 18

04.11.2013 20:59:15


KISALAR.indd 19

04.11.2013 04:25:45


Kısa Kent Boringer

ev dışı tüketim ürünleri

artık yepyeni

ambalajlarında!

S

ürekli gelişmekte olan gıda sektörüne yeni teknolojilerle uyum sağlayan Soyyiğit Group, yeniliklerine devam ediyor. Ev dışı tüketim ürünlerine eklediği pandispanya, sebzeli çeşni gibi ürünler ile yepyeni tatlar sunan Kent Boringer, mevcut ürünlerinde de ambalajlarını yeniliyor. Ustaların bir defada tüketmediği, az miktarlarda birçok defa kullandığı ürünlere yönelik hazırlanmış bu yeni ambalajlar, kullanım esnasında kolaylık sağlamakla kalmayıp, saklama amaçlı kullanıldığında da yer kazancı ve estetik bir görüntü ortaya koyuyor. Yeni ambalajlar; şekerli vanilin, hamur kabartma tozu, kakao, dark kakao, krem şanti, galeta unu, sıcak çikolata, salep, çıtır pane harcı, demi glace sos, et bulyon, tavuk bulyon, domatesli soğanlı çeşni, sarımsaklı çeşni, sebzeli çeşni, sütlü patates püresi, köfte harcı ürünlerinde var olup, ürün özelliğine göre 750 g ya da 1 kg ağırlıklarında sunuluyor.

Üzüm Suyu

Kalbi Koruyor

U

zmanlara göre bitkisel süt olarak tanımlanan üzüm suyu, kan yapıcı ve antioksidan özelliğinin yanı sıra vücudun kalp ve damar hastalıklarından korunmasına da yardımcı oluyor. Üzüm ve üzüm suyunun kan yapıcı ve antioksidan özelliklerinin yanı sıra uzmanlar, vitamin ve mineral bakımından oldukça zengin olan üzüm suyunun kalp hastalıklarına karşı kalkan etkisi oluşturduğunu belirtiyor. A, B ve C vitaminleri, potasyum ve demir açısından oldukça zengin olan üzüm suyu, vücudun hastalıklara karşı direncini artırıyor. Bu özelliğinin yanı sıra kanda oksijen taşıyan hemoglobin hücrelerinin oluşumunda gerekli olan demir ve potasyum zenginliğine sahip üzüm suyunun kalp sağlığını koruduğunu ifade eden Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, üzüm suyunun kan sulandırıcı özelliği ile de kalp krizi riskini azalttığını söyledi.

Anadolu’nun en büyük

Termal Tesisi M

akissos Thermal&Spa Hotel, Kırşehir merkezde yaklaşık 100 milyon liralık yatırımla tamamlandı. Anadolu’nun en büyük termal tesisi unvanına sahip olan otel, hem termal özelliği, hem de kongre turizmine uygunluğuyla dikkat çekiyor. Coğrafi olarak Türkiye’nin tam ortasında yer alan otel, Ankara’ya 2, Konya’ya 2.5, Kayseri’ye 1.5, Nevşehir’e 1 saatlik uzaklıkta bulunuyor. Anadolu’nun en büyük termal yatırımında,198 odanın yanında tuz odası, kneipp refleks havuzu, spor merkezi, sauna, buhar odası, açık, kapalı yüzme havuzları, termal havuzlar, kova, macera duşları, kar çeşmesi, şok havuzu, çocuk havuzları, VIP aile odaları, aquapark; Kırşehir manzarasına sahip roof restoran gibi bölümler bulunuyor.

Titanic Business Kartal Oteli’nin Genel Müdürü

Mutfak Şefi Abdullah Özcan oldu

T

ürk turizm tarihinde bir ilk gerçekleşti ve Titanic Business Hotel Kartal İstanbul’un Genel Müdürlük görevine mutfak şefi Abdullah Özcan getirildi. Titanic Business Hotel Kartal’ın genel müdürü Ahmet Can Yeşildağ’ın görevden ayrılmasıyla Titanic Business Kartal’da yeni Genel Müdür olan Abdullah Özcan uzun yıllardır mutfak koordinatörü olarak görev yapıyordu.

20

KISALAR.indd 20

04.11.2013 04:25:46


KISALAR.indd 21

04.11.2013 04:25:47


Kısa

22. KALİTE KONGRESİ 12-13 kasım’da düzenleniyor

K

alDer ve TÜSİAD işbirliği ile düzenlenen 22. Kalite Kongresi 12-13 Kasım tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bu yıl “Mükemmelliği Paylaşmak” temasının ele alınacağı 22. Kalite Kongresi, iş dünyasının önemli isimlerini ağırlayacak. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz’ın konuşmaları ile başlayacak kongrenin ilginç isimleri arasında Starbucks’ın Kurucu Eski Başkanı Howard Behar, Coca Cola Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Bölüm Başkanı Galya Frayman Molinas, Koç Holding CEO’su Turgay Durak, Eczacıbaşı Holding CEO’su Erdal Karamercan ve Avrupa Kalite Yönetim Vakfı (EFQM) CEO’su Marc Amblard da yer alıyor. Oturumlarda yurtiçinden ve yurtdışından gelen, her bir sektörünün en başarılı şirketlerinin CEO’ları ve üst düzey yöneticileri görüşlerini aktarırken, başarılı gazeteciler, sanatçılar da yaşam biçimi olarak kalite konusunu ele alacak. KalDer ve TÜSİAD işbirliği ile 21 yıl önce Ulusal Kalite Ödülü ismi ile başlayan Türkiye Mükemmellik Ödülleri’nin ödül töreni de 22. Kalite Kongresi’nde yapılacak ve kazanan markalar ilan edilecek.

İnoksan adana mutfak Festivali’ne

damga Vurdu!

M

utfak yarışmalarına sağladığı desteklerle her daim aşçıların yanında olan İnoksan, Adana’da mutfak kültürünün hatırlanması adına ilk kez düzenlenen ‘Adana Mutfak Festivali’ne sponsor oldu. İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık’ın da katıldığı 28-29 Ekim tarihlerinde gerçekleşen mutfak festivalinde ev hanımları yemek yarışması, engelsiz şeflerden yemek resitali, ünlü aşçılardan görsel şovlar gibi birbirinden lezzetli yarışmalar ve etkinlikler düzenlendi. Adana mutfak kültürünün yaşatılması ve mutfak turizminin canlanması sebebiyle gerçekleşen etkinlikte konuşan Vehbi Varlık, “Adana gibi bir mutfağın ülkemiz açısından önemi tartışılamaz. Gerçekleşen bu anlamlı ve değerli etkinliğe İnoksan olarak mutfaklarımızla destek verdik ve bundan gurur duyuyoruz. İnoksan ailesi olarak her zaman bu tarz anlamlı faaliyetlerin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

eczacıbaşı topluluğu

ev dışı tüketim sektöründe

BÜYÜME HEDEFLİYOR

e

v dışı tüketim sektörünün önde gelen üretici ve tedarikçileri arasında yer aldıklarını söyleyen eczacıbaşı tüketim Ürünleri Grubu başkanı Hakan uyanık, “türkiye’de hane sayısındaki artış, 10 yılda 4 kat artarak 300’e ulaşan aVm sayısı ve 32 milyon turist ev dışı tüketim pazarını 16 milyar dolara ulaştırdı” dedi. Hakan uyanık, edt pazarındaki büyümede ulusal ve uluslararası alandaki değişen tercihlerin önemli rol oynadığını belirterek, “ev dışı kullanım sektörü, eczacıbaşı topluluğu’nun önemli büyüme alanlarından biri olarak belirlendi. bu alandaki büyümemiz bundan sonraki yıllarda da devam edecek. 2013 yılını %30’luk büyümeyle kapatmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

22

KISALAR.indd 22

04.11.2013 04:25:48


KISALAR.indd 23

04.11.2013 04:25:49


Haber

A N O M O S İ L E HELAL BELG HA ÇOK TÜKETİCİ DA ğbet ediyor

ra

B

ugüne kadar zaten hijyenik koşullarda kesilip, paketlenerek tüketiciye ulaşan Norveçli Somon Balığı, “helal sertifikası” ile de hammaddeden mamul aşamasına kadar geçen süreçte hijyenik ve sağlık şartlarını yerine getirdiğini bir kez daha tescillemiş oldu. Bu paralelde tüketicinin hijyenik şartlarda hazırlanan somon balığına ilgisi ve farkındalığı artış gösterdi. Taze ve işlenmiş Somon Balığı’nın yanı sıra, Alarko-Leröy’ün Balık ve Balık Ürünleri Grubu’ndaki Alabalık, Denizalası, Halibut, Cod, Uskumru, Saithe, Fener Balığı da Helal Belgesine sahip. Şirket, bugüne kadar hijyen ve İslami koşullara uygun gerçekleştirdiği işlenmiş ithal balık üretimini kayıt altına alarak, sektöründe bir ilke imza atmıştı. Helal belgelendirme, ürünleri katkı maddelerini, hazırlama ve işleme yöntemlerini, temizlik ve sağlık şartlarını,

Su ürünleri sektöründe Alarko-Leröy’ün, geçtiğimiz yıl aldığı Helal Belgesi ile Somon Balığı tüketiminde artış gözlendi. Özellikle Helal Belgeli gıdalar hijyenik ve sağlıklı ortamlarda ve İslami koşullara uygun üretiminin güvencesi olması nedeniyle tüketicide kaliteli ve güvenilir ürün algısını güçlendiriyor. Bu tür bir belgelendirme tüketicilere tercihleri doğrultusunda bilinçli bir seçim yapma olanağı da sağlıyor. katı güvenlik kuralları içinde denetleyen tarafsız bir bilirkişi hizmeti sunuyor. Bu durum ise tüketicinin ürüne güven duygusunu perçinliyor. Helal sertifikası ürünün sadece helal yasası gereklerine uyduğuna değil, aynı zamanda üretimde gıda güvenliği ve hijyen uygulamalarının da katı bir şekilde uygulandığının işareti oluyor. Helal Belgesinin özellikle Türk Standartları Enstitüsü (TSE) gibi saygınlığı kabul gören kurumlardan alınmış olması da ayrı bir önem taşıyor.

24

HELAL GIDA.indd 24

04.11.2013 04:27:21


Haber

yönünü

evin dışına çevirdi

Gıda şirketi olma yolunda yeni adımlar atan Pakmaya, 200 milyon dolarlık pastacılık pazarına girdi. Önümüzdeki 3 yıl pastacılık ürünlerine yoğunlaşacak olan Pakmaya, Türkiye’deki 30 bin pastaneyi hedefliyor. Pastacılık alanında 3 yıllık strateji belirleyen Pakmaya, 2014 sonunda şu an 65 olan ürün portföyünü 200’e çıkarmış olacak.

Eyüp Doruk

D

ünyanın en büyük 3 maya üreticisinden biri olan Pakmaya, gıda şirketi olma yolunda yeni adımlar atıyor. Şubat ayında 200 milyon dolarlık profesyonel pastacılık ürünleri pazarına giren Pakmaya, 3 yıllık bir strateji belirledi. Buna göre önümüzdeki 3 yıl boyunda üretiminin yüzde 80’ini pastacılık ürünlerine ayıracak olan Pakmaya, Türkiye genelindeki 30 bin pastane işletmesini hedefliyor. Pakmaya aynı hedefler doğrultusunda şu an 65 olan pastacılık ürün portföyünü 2014 yılı sonunda 200’e çıkarmış olacak. Türkiye genelinde 30 bini aşkın pastacılık işletmesine karşın 100’e yakın üretici firma bulunuyor. Yüzde 75’inin İstanbul ve Ankara’da bulunduğu pastaneler ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi’ne yayılmış durumda.

Öncelikli hedef pastaneler Gıda sektöründeki yeni stratejileri ile ilgili bilgiler veren Pakmaya Pastacılık Ürünleri Satış ve Pazarlama Müdürü Eyüp Doruk,

bu yılın Şubat ayında tatlı piyasasına giriş yaptıklarını hatırlatarak, “Bugüne kadar sanayi endüstrisi için üretim yapan bir şirkettik. Şu an ise üretim ve satış şirketi olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Şubat ayında pastacılık alanına 40 ürün ile girmeyi planlarken, şu an ürün portföyümüzü 65’e çıkardık. Her 3 ayda bir yeni ürünlerimizi portföyümüze katmayı planlıyoruz. 2014 sonuna kadar pastacılık ürün portföyümüzü 200’e çıkaracağız. Buradan da anlaşılacağı üzere, öncelikli hedefimiz pastaneler” dedi. Pastacılık sektöründe en hareketli dönemin Eylül – Aralık aylarında yaşandığını ifade eden Eyüp Doruk, bu dönem için de hazırlıkların sürdüğünü ifade etti.

Pakmaya markası gıda sektöründe de ilgi görecek Pakmaya’nın kendi branşında dünya çapında bir şirket olduğuna dikkat çeken Eyüp Doruk, “Bir Türk sermayesinin kendi sektöründe dünyada ilk 3 arasında yer alması bizim için gurur verici. Bu özelliğimiz de bize yaptığımız her işi çok iyi yapma sorumluluğu veriyor” dedi. Pastacılık sektörüne girerken tüketiciler nezdinde bir algı araştırması yaptırdıklarını açıklayan Eyüp Doruk, “Pakmaya’nın marka

bilinirliği yüzde 99, marka güvenirliği ise yüzde 95’e çıktı. Gıda sektöründe oldukça zor elde edilen bu oranlar, Pakmaya markasını tüm ürünlerimizde kullanmamıza karar vermemizi sağladı. Gıda alanında da markamızı büyüteceğiz. Tıpkı maya sektöründe olduğu gibi bu alanda da çok doğru bir yerde duran iyi bir marka algısını oluşturacağız” diye konuştu.

Rakamlarla Pastacılık Sektörü Yüzde 60’ı ölçülebilir durumda olan pazarın büyüklüğü 200 milyon doların üzerinde. Sektörde 100’e yakın üretici bulunurken, sektörün yüzde 40’ına 5 firma sahip. Özellikle keyif tüketimi olan ürünler olması nedeniyle pastacılık sektörü tüketicilerin her geçen gün kalite anlayışını değiştiriyor ve geliştiriyor. Türkiye genelinde 30 binin üzerinde pastane işletmesi bulunuyor. Üretim ve tüketimin yüzde 75’i İstanbul ve Ankara’da gerçekleşirken, kalan yüzde 25’lik kısmını ise Türkiye’nin diğer illeri paylaşıyor. Birçok sektörde olduğu gibi üretim ve tüketimin yarısı Marmara Bölgesi’nde gerçekleşiyor. Üretimin her geçen gün büyüdüğü sektörde, buna paralel kalite de sürekli artıyor Sektörde şubeleşme oldukça yaygın olmakla birlikte, özellikle Marmara Bölgesi’nde 100’ün üzerinde marka şubeleşme için adeta yarışıyor.

25

PAKMAYA.indd 25

04.11.2013 04:28:28


Röportaj

Tercihlerinde

Masaüstü Ekipman

O

‘Sadelik’

Ön Plana Geçiyor Endüstriyel mutfak sektöründe yarım yüzyılı aşkın süredir faaliyet gösteren, müşterilerinin beklentileri doğrultusunda endüstriyel mutfak teknolojileri konusundaki uzmanlığını 4 bin 500’ü aşkın üründe yaptığı inovasyonlarla güçlendiren Öztiryakiler, HORECA (Hotel-RestaurantCatering) sektörünün en büyük çözüm ortaklarından biri. Şirketin Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Tahsin Öztiryaki ile otel masaüstü ekipmanlarına ve sektöre yönelik bir sohbet gerçekleştirdik.

O

tellere masaüstü ekipmanları alanında kaç çeşit ürün veriyorsunuz? Otelciler daha çok hangi ürünleri tercih ediyor?

Turizm sektörünün mutfak ve servis tarafındaki tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek ürün çeşitliliğine sahibiz. İthal ürünlerle beraber 10.000’i bulan zengin bir ürün gamımız var. Bilindiği üzere turizm en fazla ürün kullanılan hizmet sektörlerinden biridir; birçok birim bir araya geldiği için binlerle ifade edilen ürün kalemleri sıralanabilir. Üstelik günümüz anlayışına göre oteller, yalnızca

geceleme amacına yönelik tesisler değil, içinde yaşanılan ve günlük yaşamın hemen hemen tüm gereksinimlerinin karşılanabildiği işletmelerdir. Bu sektörde gastronominin öneminin giderek artması ile beraber hem turistlerin hem işletmelerin beklentileri artmıştır. Turistik işletmeler için anahtar teslim projelerden işletmenin F&B demirbaş ihtiyaçlarına kadar gerek yerli üretim gerekse ithal ettiğimiz ürünlerle binlerce çözüm üretebiliyoruz. Otel işletmelerinin masa üstü ekipman tedariki konusunda farklı beklentileri olabiliyor. Porselen, çatal-bıçak ve cam grubunda özellikle yerli üretim

26

ÖZTİRYAKİLER.indd 26

04.11.2013 04:29:23


Röportaj

tercih edenler yanında bir o kadar da tüm dünyada markasını ispatlamış ithal ürünlerimizi talep eden işletmeler olduğunu görüyoruz.

5 yıldızlı veya 4 yıldızlı bir otelin masaüstü ekipmanlarının ortalama maliyeti nedir? Masaüstü ekipmanlarında maliyetleri düşürmek için farklı çalışmalar yapılıyor mu? 5 ve 4 yıldızlı oteller kapasite olarak beklentinin fazla olduğu turistik işletmelerdir biliyorsunuz. Mekan sayısı, pansiyon türü gibi birtakım faktörler ekipman sayısını ve fiyatı çok geniş bir yelpazeye yayar. Böylesi esnek bir tabloda rakam telaffuz etmek ise yanıltıcı olabilir. Turizm yatırımcısının marka ve fiyat algısı yukarıda olmasına rağmen, yarım asrı aşkın tecrübemiz ve kalitemiz ile müşteri odaklı bir yaklaşım benimseyerek çözüm ortağı olmayı sürdürüyoruz; müşterilerimize gerçek ihtiyacı kadar adet hesaplaması yapıyor ve uzun ömürlü satış hedefliyoruz.

Masa üstü ekipmanları tercihlerinde otelcilerin kıstasları nelerdir? Profesyonel işletmeler öncelikle kalitelerini yansıtacak ürünleri tercih ediyorlar. Satış sonrasında sağlanan servis hizmeti, uzun ömürlülük ve fiyat daha sonraki kriterler denebilir. Ancak fiyatı merkeze alan ve kaliteyi ikinci sıraya taşıyan işletmeler de olacaktır. Serbest piyasanın koşulu bu. Müşteri nasıl bizim kalite ve fiyat dengemizi biliyorsa turistler de o işletmelerin kıstas önceliğini görür ve ona göre tercih yapar.

Turizm sektörü sürekli gelişiyor. Bu anlamda masaüstü ekipmanlarında da değişiklik oluyordur. Son yıllarda masaüstü ekipmanlarında trend nedir? Son dönemlerde turistik işletmelerin masa üstü ekipman tercihlerinde sadeliğe doğru bir yönelim var.

Porselen, çatal-bıçak, kadeh, masa örtüsü, peçete gibi her ekipman birbiri içerisinde kombine olduğunda öncelikli göze hitap eden sofralar tüketicinin ilgi odağı oluyor. Son yıllarda sade ve yalın hatlar ön planda tutuluyor; süslemeli, özenli silverware kullanımına ilginin azaldığı bir dönemdeyiz. Fırınlanabilen porselen, yekpare cam kadehler, modern tasarımlı çatal-bıçaklarda sıklıkla tercih edilen ürünler arasında göze çarpıyor.

Sektördeki bu trendler neye göre ve kimler tarafından belirleniyor? Trendler oluşurken sadece ürünün estetiği değil ürünün fonksiyonelliği, kalitesi ve müşteriye sunduğu ayrıcalıklar da dikkate alınıyor. Gelişim ve yeniliğin karşısında doğal süreç ‘değişim’ olarak ortaya çıkıyor. Bu bağlamda işletmeler sunumlarında son trendleri yakından takip ediyor. Yabancı girişim veya yabancı ortaklı otel işletmeleri ile zincir oteller niteliklilik konusunda net çizgilerle kıstaslarını belirliyor. Son trenler yakından izleniyor. Yerli yatırım otel

O

işletmelerinde ve yerli zincir otellerde ise bu kadar yoğun bir takip olduğunu görmüyoruz.

Otellerde masaüstü ekipmanları ne kadar sürede yenileniyor? Otelin diğer ekipmanlarının yenileme süreleriyle karşılaştırıldığında nasıl bir fark var?

Turistik işletmelerde demirbaş olarak görülen tüm ekipmanlar içerisinde masa üstü ekipmanlar sanırım en fazla kırılan ve zayi olan eşyalardır. Özellikle porselen ve cam grubunda hızlı bir tüketim gözlemliyoruz. Otelciler bu durumu elbette daha doğru yorumlayacaklardır; malzemenin kalitesi, onu kullanan personelin ve müşterinin nitelikleri işletmelerin yenilenme isteği dışındaki faktörlerdir ve bu faktörler değişimi zorunlu hale getirebilirler. Çelik grubu ürünlerde ise herhangi bir kırılma söz konusu olmadığı için kullanım ömrü yıllar boyu sürebilir. Otellerde kullanılan mobilya, tekstil gibi diğer ekipmanlara gelince bunlar masa üstü gereçleri kadar hızlı tüketilmeyen ancak kullanımdan ve trendlerden etkilenen malzemelerdir.

27

ÖZTİRYAKİLER.indd 27

04.11.2013 04:29:25


Catering

SİZ İSTEYİN;

EVİNİZ YA DA BAHÇENİZ eşsiz bir davetin büyüleyici sahnesi olsun Avantgarde Collection çatısı altında Levent/Taksim/Yalıkavak otelleriyle genç, dinamik ve modern bir çizgi izleyen Avantgarde, markanın kalite çizgisini catering sektörüne de taşıdı. Avantgarde Catering ev ve ofis partilerini bir lezzet şölenine dönüştürüyor...

A

vantgarde Collection çatısı altında Levent’te hizmet veren Ace Restaurant ile Taksim’de bulunan Ace Bar&Lounge menülerinde yer alan uluslararası yemekleri, Türk mutfağından lezzetler katarak yeniden yorumlayan usta şeflerin çağdaş dokunuşlarıyla size özel mekânlara taşıyor. Doğumgünü, düğün, nişan, mezuniyet töreni, baby shower, evlilik yıldönümü, açılış, davet, protokol törenleri fark etmiyor. Avantgarde Catering, davetin ihtiyacına en uygun servisi, dilenen adrese ulaştırıyor. Dileyenler için Avantgarde otellerinin toplantı ve balo salonları da, davetin niteliğine göre yeniden düzenleniyor. Avantgarde Yalıkavak, zengin menüsünde yer alan lezzetleri, sadece açılışlara, davetlere değil Yalıkavak ve civarındaki koyları ziyaret eden dünyaca ünlü isimlerin yatlarına da taşıyor. Şık güverteleri eşsiz bir ziyafet salonuna dönüştürüyor.

Avantgarde Collection çatısı altında yer alan markaların seçkin hizmetleri hakkında daha detaylı bilgilere avantgardecollection.com adresinden de ulaşabilirsiniz.

28

AVANTGARDE CATERING.indd 28

04.11.2013 04:30:17


Haber

İstanbul’un

büyüleyici semtleri DİVAN’IN YILBAŞI

Galata

Haliç

SEPETLERİNDE

Divan Pastanelerinin yılbaşı koleksiyonu; tarih ve gizem kokan İstanbul’un semtlerinden esinlenerek hazırlandı. Topkapı’dan Karaköy’e, Galata’dan Kanlıca’ya kadar uzanan bu rengârenk büyüleyici yılbaşı setleri ve sepetlerinde; Divan Pastaneleri’nin geleneksel lezzetlerinin yanı sıra, gümüş tepsiler, el yapımı işlemeli kadehler, zarif deseniyle özel tasarımlı pasta tabakları, göz alıcı karaflar ve dekoratif süsler gibi yılbaşı ruhunu yansıtan parçalar da yer alıyor.

D

ivan Pastanelerinin bu yıla özel hazırladığı “İstanbul’un Semtleri” koleksiyonunda; tarihi ve kültürel özellikleriyle İstanbul’a değer katan semtleri simgeleyen yılbaşı setleri ve sepetleri bulunuyor. Şık ve zarif sepetler, geniş bir renk yelpazesiyle yılbaşı ruhunu yaşatıyor. Kırmızının en göz alıcısına bürünmüş Çengelköy, gümüş gibi ışıl ışıl Nuru Osmaniye, mor ve altın renginin asaletini ve gücünü simgeleyen Topkapı ile tozpembe çehresiyle sanatın ve modanın kalbi Cihangir, semtlerin kendilerine özgü karakterlerini yansıtıyor.

Koleksiyonda; pralin, madlen, çikolatalı krep ve lokum gibi Divan Pastanelerinin tadı damaklarda yer etmiş geleneksel lezzetleri yer alıyor. Şık gümüş tepsilerden, zarif karaflara, dekoratif mumluklardan, altın varaklı el yapımı işlemeli kadehlere kadar hayal ettiğiniz tüm yılbaşı hediyelerini içeren ve deri sandıklardan süet özel kutulara kadar birçok farklı formda hazırlanan yılbaşı sepetleri, 380 TL’den 890 TL’ye uzanan farklı fiyat seçenekleriyle satışa sunuluyor. Sepetlerle aynı isimleri taşıyan ve içerisinde özel tasarımlı kupalar, deri ajandalar, şık mumlar bulunan setlerin fiyatları ise, 130 TL ile 290 TL arasında değişiyor. www.divanpastaneleri.com.tr

Nuru Osmaniye 29

DİVAN YILBAŞI.indd 29

04.11.2013 04:31:07


Eğlence

MED YAPIM

20.YAŞ ÜNLÜLER GEÇİDİ

PARTİSİ

Armağan Çağlayan-Fatih Aksoy

Mehmet Aslantuğ-Arzum Onan

Ertuğrul Özkök

Sinan Çetin-Kenan Işık

Türkiye’nin önde gelen yapım şirketlerinden Med Yapım, sektördeki 20. yılını İstanbul gece hayatının yeni eğlence mekânı Chanta’da kutladı. Gülben Ergen’den Mehmet Aslantuğ’a pek çok ünlü ismin davetli olduğu gecede Fatih Aksoy ve Med Yapım Genel Müdürü Armağan Çağlayan tüm konuklarla özel olarak ilgilendi.

30

MED YAPIM.indd 30

04.11.2013 04:32:09


Behzat Uygur Ceyda Düvenci

Ece Gürsel Metin Arolat

T

ürkiye televizyon tarihinde yapımcısı olduğu işlerle çok önemli bir yere sahip olan Med Yapım, geçtiğimiz gece verilen partiyle sektördeki 20. yaşını kutladı. 90’lı yıllarda,”Laf Lafı Açıyor”la Türkiye’yi talk show’la eğlendiren, “Teketek”le ülke gündemini belirleyen, 2000’lerin başında ilk yerli sitcom olan “Dadı”ya imza atan, “Tatlı Hayat”la starları komedide buluşturan, fenomen bilgi yarışması “Kim 500 Milyar İster”le bilgilerimizi tazeleyen, “Film Gibi”yle ayrılanları kavuşturan , “Pop Star Türkiye”yle milyonları ekrana bağlan ve son yıllarda “Adını Feriha Koydum”, “Doktorlar”, “Umutsuz Ev Kadınları” gibi çok izlenen dramalara imza attan Med Yapım’ın 20. yaş kutlama partisine katılım büyüktü. Med Yapım’a kamera önünde ve arkasında emek veren isimler Chanta’da düzenlenen partide sabahın ilk ışıklarına kadar eğlendi.

Keremcem-Seda Güven

Gülben Ergen-Armağan Cağla yan

Pınar Altuğ-Yağmur Atacan

Burak Kut

Arzum Onan-Songül Öd en 31

MED YAPIM.indd 31

04.11.2013 04:32:17


Otel

i r e l k e m e Ege y a d a d m ı kas N � � Y � ! E ����� D ’ Y � I � L � � İS���

H

oliday Inn İstanbul City, yoğun istek üzerine sizi Kasım ayı boyunca da Çarşamba ve Perşembe günleri ünlü sanatçı Ege’nin yaratmış olduğu organik zeytinyağı markası Egeolive ile yapılmış lezzetli Ege mezeleri ile harika bir akşam yemeği için Naar Restoran’a bekliyor. İstanbul’da Ege yemeklerine hasret kalanlar için özel olarak hazırlanan menüde, radika otundan çipes otuna, kabak çiçeği dolmasından turp otu salatasına kadar birbirinden özel lezzetler yer alıyor. Naar Restoran’ın huzurlu atmosferinde zeytinyağlı enginar ve hardal otunun tadına bakarken kışın soğuk günlerinde kendinizi Ege sahillerinde hissedeceksiniz.

32

HOLIDAYNN.indd 32

04.11.2013 04:33:03


Otel

Enşehirşıkoteli ödülü

MARTI İSTANBUL’UN

H

er yıl 8 farklı kategoride, o yılın turizm trendlerini de göz önünde bulundurarak 7 bin 500 destinasyondaki 17.000 otel arasından en iyi 100 dünya otelini seçen Fodor’s editörleri ve seyahat eksperleri, 2013 yılında da kategorilerinin en iyilerini belirledi. Dünyaca ünlü tasarımcı Zeynep Fadıllıoğlu tarafından dizayn edilen Martı İstanbul Hotel; farklı özelliklerin önem taşıdığı, en iyi yeme-içme otelinden en egzotik otellere kadar birbirinden farklı kategorilerde birçok otelin özenle incelendiği değerlendirmeler sonucu, yüksek standartlardaki lüks hizmet anlayışı, üstün konforu ve şıklığı ile “Sleek City Addresses” (En Şık Şehir Oteli) kategorisinde 2013’ün “En İyi 100 Fodor Oteli” ödülüne layık görüldü. Bu kriterler ile dünya çapında

benzerlerinden farklılaşan ve ilk 100 otel arasına giren Martı İstanbul Hotel’in Genel Müdürü Sedat Nemli “Şehrin kültür dokusuna uygun, özellikle kültür ve sanat merkezi Taksim’in ruhuna uyumlu, farklı özellikleri ile de dikkat çeken kişilikli bir şehir oteli Martı Istanbul Hotel. “2013 Fodor’s 100 Hotel Award” ile bu değerlerimizi belgelemiş olmaktan gurur duyuyoruz. İlerleyen süreçte bir şehir oteli olarak çok iyi bir ev sahibi olmakla kalmayacak, kültür, sanat ve gurme alanlarında şehrimizin hareketli yaşamına aktiviteler ile yeni renkler, yeni tatlar katacağız” dedi.

Geçtiğimiz bir yıl içinde dünyanın sayılı önemli ödüllerinin sahibi olan Martı Istanbul Hotel; 77 yıldır seyahat rehberlerinin dünyanın en önde gelen ismi, Fodor’s Travel tarafından verilen “2013 En İyi 100 Fodor Oteli” (2013 Fodor’s 100 Hotel Awards) ödülünü, Türkiye’den tek otel olarak, almaya hak kazandı.

Martı İstanbul Hotel, farklı kategorilerde, lüks döşenmiş ve büyüklükleriyle dikkat çeken 31’i suit 270 odaya sahip. Otel, her biri gün ışığı alan toplantı salonları, uluslararası lezzetleri yerel tatlarla harmanlayan mutfağı, tarifsiz bir İstanbul manzarasına hâkim terası, spası ve fitness alanları ile de dikkat çekiyor.

33

MARTI İSTANBUL.indd 33

04.11.2013 21:26:34


Köşe Yazısı

Bir Uzakdoğu Seyahatinin

DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Osman Serim

İ

YSAD Üyelerinin esas uğraş ve ilgi alanının Türkiye dahilindeki yiyecek – içecek dünyası olduğunu tabii ki biliyorum ama ister istemez yeni döndüğüm Uzakdoğu seyahatinde karşılaştığım, konumuzla ilgili birkaç anekdot ve intibaı sizlerle paylaşmak geliyor içimden…

Örneğin; çikolata olarak satılan maddeyi inanın bugün en kötü kasaba pastanesinde bile satamazsınız. Aşçı ve işletmecilerimizin neredeyse tamamı, usta – kalfa – çırak sisteminde yetişmiş, çok az eğitimli, hiç yabancı dil bilmeyen, Dünya’yı tanımayan arkadaşlardı. Zengin ve eğitimli bir burjuva çocuğunun, bırakın bir kızı, erkeğin bile değil aşçılık, işletmeciliğe dahi merak sarmasına neredeyse hiç rastlanmazdı.

Yazımı bu satırlara kadar okuyan yaşı otuzlarında arkadaşlar ister inansınlar, ister abarttığımı düşünsünler durum böyleydi. Ama şunu da söylemekte yarar var, bırakın üçüncü dünya ülkelerini batıda bile durum bizdekinden bazı konularda çok da ileride değildi. Mutfak ve sofra sanatları son derece tutucu kuralları olan ve tabiri caiz ise herkesin “kendi mahallesinde” oynadığı sanattan ziyade zenaate yakın bir hizmet mesleği idi…

Mesleğe adım attığım geç yetmişli yıllar ile yaşamakta olduğumuz dünya arasında her konuda muazzam farklar olduğu gibi yiyecek – içecek alanında da hem içerde hem de dışarıda çok şey değişti doğal olarak. O yılların kendi içine kapanık üçüncü dünya ülkesi Türkiye’ye yılda bir milyon turist gelirdi, şimdi otuzüç milyon ile ilk yedi ülke arasındayız, yurtdışına çıkmak için iki yıl beklemek gerekirdi, ikiyüz dolar döviz hakkınız vardı, koca İstanbul’da iki – üç adet beş yıldızlı otel ya var ya yoktu, yurtdışında okuyan parmakla sayılırdı. “Almancı” olarak adlandırılan işçilerimiz daha oralara yeni alışıyor ve tamamı işçi olarak çalışıyordu. Yine İstanbul’da benim bildiğim iki Rus, bir İtalyan, bir-iki Çin, onlar da “Allah kabul etsin” nevinden dört veya beş yabancı lokanta az sayıda “meraklıya” hizmet verirdi. Yabancı içki ithalatı yasak, yerli alkoller Tekel, türk şarapları çok kötüydü. İthal malzeme neredeyse hiç yoktu.

34

OSMAN SERİM.indd 34

04.11.2013 04:34:43


Köşe Yazısı

Sonra birdenbire her şey sürat ile değişmeye başladı. Fransa’da bir grup genç aşçının başını çektiği “nouvelle cuisine” akımı tabaklara bir sanat eseri gibi son şekillerini mutfaklarda vermeye, her şeyi az pişmeye, yöresel ürünlerin ön plana çıkartmaya, kısacası bu son derece muhafazakâr oyunun kurallarını değiştirmeye başladılar. Her ülkeden insanlar artık basmakalıp birkaç turistik “baş” şehri değil akla gelmedik yerleri merak etmeye ve oralara gidip bu sıra dışı kültürleri mercek altına almaya ve tabii ki bu arada mutlaka özel bir ilgi göstermeye başladılar. Yabancı işçiler çalışmak için batı ülkelerine önemli göçler gerçekleştirdiler. Büyük metropoller dünyanın her tarafında çok kültürlü hale geldiler. Erkeklerin mutfağa girmesi kabul görmekle kalmadı, kadınların iş hayatına girmesiyle bir mecburiyet halini aldı. Mutfak ve yiyecek – içeceğe artan ilginin farkına varan yayınevleri yüzlerce kitap yayınladılar, o tarihlerde iyice yaygınlaşan televizyonlar konuya saatler ayırdılar. Bugün geldiğimiz noktada bırakın sık seyahat eden veya yurtdışında yaşayanları, sıradan bir büyükşehir yaşayanının bile İtalyan kahvelerinin değişik versiyonlarını ismen bilmemesi, şnitselin de, pizzanın da, profiterolün de, malt viskinin de tamamen yabancısı olması neredeyse imkânsız. Türkiye kabul etmemiz lazım ki inanılmaz aşamalar kaydetti ve ediyor. Turist sayısındaki artıştan bahsetmiştik, Antalya bütün Akdeniz’in en büyük turizm merkezi, Dünya genelinde ilk on arasında sayılıyor. Yaklaşık ellibin gencimiz yurtdışında üniversitelerde okuyor. “Almancılarımız” artık “Euroturk” oldular, ikinci ve üçüncü nesillerin önemli bir kısmı artık işçi değil, girişimci ve patron konumundalar. Avrupa genelinde Finlandiyalıdan çok Türk yaşıyor, yaklaşık beş milyon. Türk Hava Yolları ikiyüzden fazla uçağı ile Dünya’nın en büyükleri arasında yer alıyor ve yılda otuzbeş milyona yakın yolcu taşıyor ve nihayet Türkiye Dünyanın ilk yirmi ekonomisinin içinde. Kırkpınar yağlı güreşi tabiri ile artık “başaltında” mücadelesini sürdürüyor. Bu durum tespiti belki gereğinden uzun oldu ama nereden

karşılaştırılamaz bile, tabii onların lehine… Gelelim Asya’ya, Avrupa’da bile bu sorunları halledememişken Asya’da güllük gülistanlık olmasını beklemek saflık olur. Ama bakın Asya şu anda Dünyanın en dinamik ekonomik alanı, ne kadar iş kolu ve marka varsa hepsinin ilk önceliği bu sürat ile gelişen, zenginleşen pazarda bir yer edinebilmek. Şanghay, Taipei ve Singapur’da çarşı - pazar gezdim, raflarda bir tek Türk markasına rastlamadım… İtalyan, Fransız, Amerikan, hadi bunları bırakın İsveç, Alman, Yunan markaları ibadullah… Birkaç tane son derece sıradan lokanta, o da gerçekten inat edip arayınca bulunuyor.

nereye geldiğimizin bundan sonra da nerelere gelmemiz gerektiğini, tabii konumuzla ilgili ama neredeyse her disiplin için geçerli, söylemeden önce hatırlatmakta yarar gördüm. Sevgili dostlar artık Türk mutfağının Dünya mutfakları arasında hak ettiği yeri almasının zamanı geldi hem de yüksek seviyelerde… Türkiye önemli bir tarım ülkesi, direkt olarak tarım sektöründe yer alanların oranı hala yüzde yirmilerde. Buna rağmen biz hala ihraç ettiğimiz tarım ürünlerine katma değer ilave edemiyor ve “dökme – çuval” seviyesinde, maliyet fiyatına çabalayıp duruyoruz. Bizimle neredeyse aynı coğrafyayı paylaşan İtalya benzer ürünleri allayıp, pullayıp şık ambalajlar ile üstelik her yerde tanınan markalar yaratarak satarken biz Dünyaca tanınan bir gıda markası bile yaratamadık. Almanya başta olmak üzere binlerce dönercimiz var ama dünyaca tanınan bir tek yiyecek – içecek zincirimiz yok. Dünyaca tanınan karizmatik bir şef yetiştiremedik. Gerçekten çok zengin bir mutfağımız olmasına rağmen bu konudaki imajımız yok hatta daha da kötüsü eski dilde “nakıs” yani negatif. Türk mutfağını uydurma yerlerde satılan kötü bir dönerden ibaret sanıyor sokaktaki insanlar, tabii ki yabancılardan bahsediyorum. Yirminci yüzyıla kadar tebaamız olan iki ülkenin, Lübnan ve Yunanistan’ın bu konudaki imajları bizimki ile

Singapur gibi Uzakdoğu’nun eğlence ve turizm başşehrinde, Shiraz (Şiraz) ismi ile İranlı bir grup sayısız kebap ve dönerci dükkânı açmış, pazarı ele geçirmiş. Uzakdoğu’daki önemli Budist vejetaryenleri hesaba katan Lübnan firması “Pita” ismiyle bir zincir oluşturmuş. Pide ekmeğine bizim bildiğimiz soğuk mezeleri doldurup sandviçler oluşturuyor, önü kuyruk. Moralim dibe vurmuşken Singapur’un işlek bir sokağında bir çıngırak sesi ile irkildim. Birde ne göreyim “MADO”. Erzurumlu olduğunu sonradan öğrendiğim dondurmacısı o meşhur, külahı geri çekme numarasını yapıyor! Ne kadar sevindim anlatamam. Başlangıca geri dönecek olursak Türkiye artık eski üçüncü dünya ülkesi değil. Okullar dolusu pırıl pırıl, lisan bilen aşçılarımız, konuya yatırım yapan büyük sermaye gruplarımız, yurtdışında yaşayan milyonlarca vatandaşımız var. Üstelik bizim mutfağımız ıssız bir okyanus adasının izole ve marjinal mutfağı değil. İtalya sınırından Kafkaslara, Balkanlardan Ortadoğu’ya yaklaşık ikiyüzmilyon kişi, kabaca eski Osmanlı coğrafyası olarak adlandırılabileceğimiz bu topraklarda yaşıyor ve kahveden, kebaba çok benzer mutfak kültürünü paylaşıyoruz. Yani bu insanların tamamı bizim potansiyel müşteri kitlemiz içinde doğal olarak yer alıyor. Bu fırsatları kaçırmayalım. Türk mutfağının imajının yükseltilmesi ve yaygınlaştırılmasını bir Devlet ve özel sektör politikası olarak ele alalım ve mutfağımızı hak ettiği yere getirelim. Bu hem kendi popüler kültürümüze olan borcumuz hem de dev bir ekonomik proje, düşünmeye değer!

35

OSMAN SERİM.indd 35

04.11.2013 04:34:43


Konsept

Funda Pekkutsal İçmimar / Feng Shui Uzmanı rengezadesign.com

F

eng Shui Bir Hayal Ürünümü?

“Düşler Tarlası” filmi, güçlü bir oyuncu kadrosu ile 1989 yılında vizyona girdiğinde, geleceğimizi yaratacak güçleri harekete geçirmeye dair olan bütün enstrümanları bir kenara bırakacak, çok güçlü bir temayı dünyaya sundu. “Eğer yaparsan, gelecekler” diyen ısrarlı bir fısıltıyı duyan filmin kahramanı, bir mısır üreticisiydi ve hayallerinin peşinden gidecek cesareti vardı. Ona sahip olduğu mısır tarlasının yerine bir beysbol sahası inşa ederse, geleceklerini söylüyordu fısıltı, ama kimin geleceğini söylemiyordu. Senaryonun akışı içinde, geçmişin en iyi beysbol oyuncularının yavaş yavaş geldiği ve bu sayede bütün dünyanın o sahaya aktığı bir düşü gerçekleştiren kahraman, bize yaşadığımız ruhsal dinamikleri de sorgulattı. Burada yaşadığımız mekânın, varlığından emin olmadığımız başka bir mekan ile kesiştiği bir sınırın varlığını biraz daha keskinleştirdik. Üstelik buna dokunabileceğimizi ve geleceği şekillendirebileceğimizi güçlü bir şekilde hissettik. Bilgisayarlar yardımı ile bilgi paylaşımında bulunmayı hedefleyerek, bütün dünyayı birbirine bağlayan internetin ilk indeksi ise 1989 yılında yaratıldı. Film ile aynı yıl gerçekleşen bu çağın kriterlerini değiştiren gelişim sonrasında, birbirimize her anlamda bağlı olduğumuzu anlatan pek çok yeni çağ akımının geçerliliğinin de kapılarını açtı. Adını dinsel iletileri okurken ya da dinlerken andığımız zamanlar hariç, birey olarak ne kadar çok şeyin gücünü elimizde tuttuğumuzu bize anlatan yeni çağın bütün öğretileri aklımıza aktı. Kısa bir süre ne

yapacağımızı şaşırdıktan sonra, elimize sihirli değneğimizi aldık ve geleceğe dokunduk. Feng Shui’nin mazisi ise 6000 yıl, ya da civarı. İnsanın ilk temas ettiği alana değer biçerken, en büyük şablonu, güneş çevresinde dönmekte olan gezegenin üzerinde oluşan manyetik alan kafesi olarak gördü. İmparatorların güçlerini, neredeyse sonsuza kadar sürdürmelerini sağlamaya özel olarak hizmet etmiş Feng Shui, yaşayan ve yaşamak enerjisini tüketmiş her şeyi organize ediyor. Esas amacı, kaliteli yaşam imkânlarının farkına varılmasını sağlamak. Feng Shui bir düş değil, gerçek bir tarlada, dünya bahçesi diye adlandırdığım tarlada geçiyor. Enerjiler gerçek, sonuçlar gerçek. Elimizde geleceğin şartlarını kendi lehimize çevirebilecek harika bir enstrüman var; Feng Shui.

Feng Shui neyi nasıl yapıyor? Feng Shui, yaşam ve ölüm arasındaki çizginin keskinleşmediği, iç içe geçtiği ve sadece bu yüzden ayırdına varamadığımız enerji alanları

“Bahçenizde gelenlere ne sunuyorsunuz, onları ne ile davet ediyorsunuz?”

içinde, insanın yaşam kalitesini hak ettiği seviyede tutacağı yerleri kurmamızı sağlıyor. Yaşadığımız gezegenin bir manyetik alanı var. Bu alan, ortalama her 5 metrekarelik kareler ile çevremizi sarıyor. Bu miktarın 2 metrekareye kadar düştüğü de oluyor. Çok daha geniş alanlar umsak da, bazen bir odanın içinde huzurlu bir köşe bulamadığımız zamanlarla kendini çok kolay gösteren enerjiler, mesele para kazanacağınız, ticaret yapacağınız, insanlara yemek ve uyuma alanı sağlayacağınız yerleri seçmeye gelince risk değerini arttırıyor. Kişisel seçimlerinizdeki Feng Shui eksiği sadece kendinize zarar verirken, kalabalıklara açmayı hedeflediğiniz alanlarda toplu bir zararın kapısını da aralamış olabiliyorsunuz. Merak edenler bu alanları Hartmann ve Curry hatlarını araştırarak daha yakından tanıyabilirler. Feng Shui bu adı geçen enerji kafesinin içinde, yaşam kurmaya çalışan insanın en iyi şekilde yaşaması için en doğru alanı seçmesini sağlıyor.

36

FUNDA PEKKUTSAL.indd 36

04.11.2013 04:35:39


Konsept

Mekan Mekan

Nasıl Bir Mekân Fark Yaratabilir?

İçmimarlık ile Feng Shui ayrılmaz bir bütün. Mekân psikolojisi de buna eşlik ediyor. Tek başına kendi adının altında hepsini barındırıyor olsa da ben gruplayarak, Feng Shui’nin bakışını daha anlaşılır kılmaya çalışacağım. Feng Shui, mekân yaratmanın bir enstrümanı ve onun müziğini duymak için, çevresine de en az içi kadar odaklanmak gerekli. Konu bir otel ya da restoran ise;

1. 2. 3.

Ticari unsurlar içeren ve çok sayıda insana hizmet edecek yaşam alanlarının bulunduğu yerlerin öncelikle, o mekâna nasıl ulaşılacağına karar vermek ile başlıyor.

Feng Shui’siz Restorana Gidilir mi? Yemek yemek arzusu, çağlar hangi kimliğe bürünürse bürünsün hep ratingleri en yüksek duyguydu. Mideleri burkan bu beklentiyi karşılamaya çalışırken, bir başka şeyi de tatmin etmeye çalıştığımız gerçek. Bedenin ve ruhsal varlığın başka beklentilerini de doyurmaya çalışmadan yemek yemek içimizden gelmiyor. Anneannelerin dolması, evdeki geleneksel resimler ile süslü tabakta belki daha lezzetli ama bir yerde buluşup yemek yemek gerektiğinde bunlar yeterli olmuyor. Feng Shui işte burada devrede. Nerede yemek gerektiği ile ilgili kriterler, aktif ve pasif enerjilerin şekillendirdiği yaşam alanlarını doğru seçmek ile oluşuyor. Feng Shui’siz restorana gidilir ama Feng Shui’li restorana daha çok gidilir.

Otel ya da bir restoranın yaratacağı fark, Feng Shui ile seçilmiş en doğru yer ile hakkını bulur.

Kapı, her mekânın nefes aldığı ve içeri neyin girmesine karar vereceğiniz en önemli alandır. Tıpkı bir insanın ağzı gibi. Özellikle konu otel ya da restoran olduğunda kapı ve giriş alanı olarak organize olacak her yer, her köşe özel bir anlam ifade eder. Bir seferde kaç kişi yan yana geçebilir ve girmeden ve girdikten sonra sunduğunuz alanda yarattığınız psikoloji nasıl? İşte bu mutlaka çok iyi düşünülmesi gereken durumlardır.

4.

“Girişinizde seçeceğiniz her şey ve hatta bırakacağınız boşluk da bir anlam ifade eder. Doğru adım, doğru enerjiyi besler”

Kapıdan içeri girdikten sonra, sizi karşılayacak olan şey ne olursa olsun, onun aydınlık düzeyi amaca uygun hazırlanmış olmalıdır. Davetkâr olabilmesi için, mekânın hikâyesinin ne kadarını, hangi aşamada sunduğunuz

önemli iken, bunu hangi ışık düzeyi ile sunduğunuz da çok önemlidir. Girişteki aydınlatmaya dikkat.

5.

Trafiğin yoğun olduğu yerlerde, trafik akış yönünün ne tarafında olduğunuz, cepheye ne açıda bir kapı sahibi olduğunuz önemlidir. Bu ticari gelirlerinizi tamamen değiştirecek bir kriterdir. HSBC bankasının Honkong’taki binası tamamı ile Feng Shui’ye göre yapılmıştır. Binanın önündeki açıklık, trafik yönü, her şeyi ile göz önüne alınarak yapılmıştır. Müşteri ve çalışanların girdiği kapılar farklı olup, kurumun avantajları ön planda tutulacak şekilde Feng Shui yapılmıştır. Sökülebilir bir bina olup, Feng Shui’nin her 20 yılda bir değişen alan şanslarına göre taşınmasına ihtimal bırakılmıştır.

37

FUNDA PEKKUTSAL.indd 37

04.11.2013 04:35:40


Konsept Kısa bir yazıda ana temalara değinirken, bir maddeyi basit başına bir başlık yapmak isterim.

Prestij, Güven ve Şefkat Bu üçlünün, otel ve restoranlarda özel bir önemi vardır. Kişinin kendini, o mekânı seçtiği için özel hissetmesini prestij gücü ile sağlarken, orayı seçtiği için ve içinde bulunduğu sürece kendini ve alanı paylaştığı insanları güven içinde hissetmek ister. Şefkat ise, yiyeceğin ana konu olduğu midenin enerji alanı rengi olan turuncu ve sarı ile ilişkilidir ve dikkatle kullanılmalıdır. Bu üçlüden en az biri diğerine göre baskın olacaktır. Çoğu zaman, bir uçurumun kenarında altınızda cam ile yemek yiyebilirsiniz. Prestijin, karizmanın sınırlarını zorlayabilirsiniz. Ancak güven veya şefkat unsurunu unutmalısınız.

Restaurant

Seçkinlik, Hizmet ve Atmosfer

“Her mekânı bir çiçek onurlandırır. Her hikâyenin anlatıcısı farklıdır. Mekânınızın konseptini taşıyan çiçeği seçmelisiniz”

6.

Mekân içinde seçilen renkler, insanların orada ne kadar kalmak isteyeceğini belirler. Birbiri ile uyumun yanı sıra, özellikle o renklerin seçiminin, mekânın ana amacını ve konseptini desteklemesi gereklidir. Renkler psikolojik sonuçları yüksek değerlerdir. Her hangi bir eşyanın tasarımından ya da nerede durduğundan daha fazla rengi önemlidir. Kan kırmızı, vişneçürüğü, portakal rengi, patlıcan moru gibi, yiyecekler ile kolayca özdeşleşen renklerin bedenimiz ve midemizin arzuları açısından büyük önemi vardır.

Bu üçlü de birbirleri ile özel ilişkidedir. Merkezi hizmet olan seçkinlik arzusunun aracı atmosferdir ve özellikle bu aşamada Feng Shui’ye ihtiyaç duyar. Sağlıklı, uzun süreli kaliteyi tattıran seçimleri yaratmak ve yeniden talep edilmek için atmosferi Feng Shui desteği ile yaratmak gereklidir. Detaylar, bütün hikâyeyi değiştirecektir. Feng Shui de bütün resmi oluştururken, gözden kaçabilecek detayları çözer ve avantaja çevirir.

Stil Tek başına bir başlık ve herkesi ilk düşündüğü şey olduğu için hatalara sürükleyen şey. Victor Hugo “Hiçbir şey mimarlığa, moda kadar zarar vermemiştir” demiştir. Kalıcılık, yeniden tercih edilmek, olumlu temalar içeren reklam, nesiller boyu aktarılacak bir hikâyenin sahibi olmak kolay elde edilen değerler değildir. Sunumunu yaptığınız, reklamını tekrar ettiğiniz ve bir çağrı ile insanları davet ettiğiniz yerlerin, hikâyesini en iyi şekilde oluşturmak zorunluluğunuz vardır. Bu da, stilinizi oluştururken, moda kurbanı olmadan, size siz yapan şeyleri en iyi şekilde ortaya çıkararak gerçekleşecektir. Feng Shui sizin stilinizin ne olacağını da size söyleyecektir.

38

FUNDA PEKKUTSAL.indd 38

04.11.2013 04:35:40


Mekan

“İşten Eve” Rutinini

Bozmak İsteyenlere:

BAR BAR ROSSA by DİVAN B

ar Bar Rossa by Divan; iş günü yorgunluğunu sıradışı, eğlenceli ve bol sürprizli bir mekânda atmak isteyenleri tarihi Haliç kıyısına davet ediyor. Rahmi M. Koç Müzesi içerisinde yer alan Bar Bar Rossa by Divan’ın tarihi yarımadaya hâkim nefis konumu görenleri hayran bırakıyor. Bir teknenin içerisindeymiş hissi veren, denizcilikle ilgili antikalarla bezenmiş mekan, ayrıca birçok özel organizasyon için de ideal bir ortam sağlıyor. Tekne konseptinde tasarlanmış, İngiliz Pub tarzında döşenmiş farklı dekorasyonuyla Bar Bar Rossa by Divan misafirlerine, eğlenceyi ve konforu aynı anda sunuyor. Zengin içki menüsüyle dikkat çeken mekânın en çok tercih edilen lezzetleri ise, farklı tatları ve modern sunumlu kokteylleri. Kapalı olduğu Pazartesi günleri hariç her gün 18.00 – 20.00 saatleri arasında “happy hour”yapılıyor ve konuklara tüm içkiler %25 indirimli olarak sunuluyor. Limitli bir sayıda katılımcıyla, doğum günleri gibi farklı organizasyonların düzenlenebileceği Bar Bar Rossa by Divan, konuklarına heyecanlı ve eğlenceli dakikalar vaat ediyor.

Bar Bar Rossa by Divan: 0212 369 66 16 Açılış Kapanış Saatleri: 15:30 - 01:30 (Pazartesi günleri kapalıdır) Rahmi M. Koç Müzesi Hasköy Caddesi No: 5 Hasköy - İstanbul Müzesi

39

BAR BAR ROSSA BY DİVAN.indd 39

04.11.2013 04:36:45


Röportaj

ASİL,

ZARİF VE

GÜZEL MELİSA SAVGI KANATLI “Eğer modayı belirli bir süre etkin olan ve bir şeye karşı gösterilen geçici düşkünlük olarak kabul edersek, modayı çok az takip ettiğimi söyleyebilirim ancak stilime uygun parçaları ayırarak, moda olanın içinden kendim olduğum tarzı yakalarım.”

40

MELİSA SAYGI KANATLI.indd 40

04.11.2013 04:37:52


Röportaj

H

er zaman sade şıklığınız ile dikkat çekiyorsunuz. Bize biraz tarzınızdan bahseder misiniz?

Ben eski dönemleri, nostaljiyi, benim önüme geçmeyen fakat benimle bütünleşen kıyafetleri severim. Aksesuar olarak şapkalara ayrı bir merakım var. Hele o şapkanın üzerine hatırası olan bir iğne takıyorsam, işte o tam benlik oluyor o zaman. Ailemden ve eşimin ailesinden kendilerine ait bana hediye edilen, yaşanmışlığı olan parçaları daima kıymet vererek kullanmaktan büyük zevk ve gurur duyarım. Yeri gelince, lüks bir markayı “High Street Fashion” markalarda keşfettiğim parçalarla birlikte kullanmaya bayılırım. Gündüz son derece rahat giyinip, gece katıldığım herhangi bir davet için sade fakat feminen kıyafetlerimi mücevher ile tamamlamaktan hoşlanırım.

Alışveriş yaparken nelere dikkat edersiniz? Babam tekstil sektörünün duayenlerinden biridir. Onunla beraber çalışmış, hem de giyinmeyi seven biri olarak, şunu biliyorum ki; moda ticarete sunulmuş hareketlilik ve tüketim aracıdır.

Ben geçici trendler ile klasikleşecek ürünleri iyi ayırt edebildiğimi düşünüyorum. Böylelikle alışverişlerimde çoğu zaman her dönem kullanılabilecek, evladiyelik ve işçiliği kuvvetli parçaları tercih ediyorum. Ve her zaman severek kullanacağım, kendimi rahat hissettiğim ürünlere yöneliyorum.

Modayı yakın takip etmek iyi giyinmek için yeterli midir? Moda da hayatımızdaki her şey gibi, doğru ve yerine göre kullanıldığı zaman göze hoş gelir. Bence yerine uygun giyinmek çok güzel bir kibarlık göstergesidir. Doğru yerde doğru giyinmek ve özen göstermek bir adap ve görgü işidir. Örnek vermek gerekirse, insanların büyük emek harcayarak ev sahipliği yaptıkları tiyatro, sergi, davet gibi organizasyonlara moda diye neredeyse eşofman ile katılan insanları görünce çok yadırgıyorum. Öte yandan bir öğle yemeğine, neredeyse bir kokteyle gider gibi abartılarak giyinilmesi de beni aynı şekilde rahatsız ediyor.

41

MELİSA SAYGI KANATLI.indd 41

04.11.2013 04:37:53


Röportaj

Sosyal sorumluluk projelerine nasıl bakıyorsunuz? Sosyal sorumluluk projelerini her zaman destekliyorum. Sonuç olarak gönüllülük esası ile yapılan bu çalışmalara saygı duyulması gerekir. Burada sağlanan faydalara odaklanmak gerekir. Çünkü projeyi gerçekleştirmek; çoğu zaman uzun, meşakkatli ve yorucu bir süreçten sonra başarılabiliyor. 24 yaşındayken Türk Kalp Vakfı’nın Gençlik Kolu Başkanı olarak, o zaman çalıştığım arkadaşlarım ile beraber birçok başarılı projeye imza attık. Bu süreçte yaşanan bütün zorlukları şahsen tecrübe etme fırsatına sahip oldum. Daha sonra belli bir süre sosyal projelere dışardan aktif destek vermeye devam ettim. Şu anda kardeşimin de yönetiminde olduğu EPOS 7’nin üyelerindenim.

Davetlerde tercih ettiğiniz gece kıyafetleri ile dikkat çekiyorsunuz. Giymekten hoşlandığınız markalar nelerdir? Bu soru beni her zaman mutlu ediyor. Bir iki istisna hariç, bütün tuvaletlerimin çizimleri bana aittir. Hem çevremin, hem beni tanımayanların, giydiklerim ile ilgili beğenileri bu yüzden beni daha da mutlu ediyor ve bu kabiliyetimi işe dönüştürmem için yüreklendirici talepler alıyorum.

Bilinmeyen yönlerinizden bahsetmenizi istesek neler söylersiniz? Her ne kadar üniversitede Siyasal Bilimler okuyup, Master derecemi de Avrupa Birliği ve Siyaset Bilimi üzerine yapmış olsam da her zaman sanatsal bir yanım oldu. Daha önceden de söylediğim gibi kıyafetleri ve kumaşları hayal etmeyi, çizmeyi ve tasarlamayı seviyorum. İyi derecede kara kalem ve yağlı boya resim yapıyorum. Yaptığım resimlerin bazılarını evimin duvarlarında görebilirsiniz. Ayrıca nerdeyse bir kitap çıkaracak sayıda yazdığım hikâye ve şiirlerim var. Sanat benim duyarlılıklarımın karşılık bulduğu, kendimi yaratma ve yansıtma biçimimin en güzel hali.

Sanat benim duyarlılıklarımın karşılık bulduğu, kendimi yaratma ve yansıtma biçimimin en güzel hali Çok duru ve saf bir güzelliğe sahipsiniz. Cilt bakımı için özel bir ürün kullanıyor musunuz? Okurlarımız için tavsiyeleriniz var mı? Öncelikle düşünceniz için teşekkür ederim. Hassas bir cildim olduğu için doğru ürünleri bulmaya çalışıyorum. Dermalogica’nın ürünlerinden çok memnunum. Bazı dönemler gül suyu ve sodayı karıştırarak tonik ve Bepanthol’ü nemlendirici olarak kullanıyorum. Yaz ve kış aylarında muhakkak yüksek faktörlü güneş koruyucu kullanırım. Maalesef cildim alerjik reaksiyon verdiği için güneşe çok çıkmam. Ve ne olursa olsun, gece yatmadan önce her zaman cilt temizliğimi yaparım.

Röportaj: Birge Uzan / MAG Dergi

42

MELİSA SAYGI KANATLI.indd 42

04.11.2013 04:37:53


Mekan

İş çıkışında

keyifli bir akşam Garden Pub

Windowist Tower’da bulunan ve Maslak Gezi İstanbul bünyesindeki ‘Garden Pub’ rahat ve samimi atmosferi, maç yayını yapan büyük ekranları, leziz atıştırmalıkları ve serinletici içki menüsü ile özellikle iş çıkışı rahatlamak isteyenler için ideal bir mekân!

S

unduğu hazır ofis sistemleri ile girişimcilerin, uluslararası / yerel şirketlerin ve üst düzey yöneticilerin hayatını kolaylaştıran Windowist Tower, hem Maslak’ta iş dünyasının kalbi olmaya hem de benzersiz projeleriyle, şehrin ritmini profesyonellerin ayağına getirmeye devam ediyor. 26 katlı akıllı binanın giriş katında Gezi İstanbul’un bünyesinde yer alan ‘Garden Pub’, özellikle iş çıkış saatleri ile özdeşleşen “pub kültürü”nü yaşamak isteyen çalışanlar için ideal bir mekân. Modern ve rahatlatıcı atmosferi ile iş yorgunluğunu üzerinizden dakikalar içinde alan Garden Pub, işi işte bırakmanıza yardımcı olan en keyifli adreslerden biri. Yaz akşamlarınızı serinleten, ruhunuzu dinlendiren Garden Pub’da leziz menüler ve serinletici içkiler eşliğinde arkadaşlarınızla uzun sohbetlerin keyfini çıkarabilirsiniz. İş çıkışı randevularının en keyifli adresi Garden Pub, İTÜ Ayazağa metro istasyonunun hemen yanı başında bulunan lokasyonuyla ulaşım açısından da son derece cazip.

Windowist Tower Eski Büyükdere Cad. No: 26 Maslak İstanbul +90 212 214 70 00 Metro: İTÜ Ayazağa, Windowist Tower Çıkışı

43

GARDEN.indd 43

04.11.2013 04:40:01


Röportaj

Tabldot ve catering mutfaklarında maliyetleri büyük oranlarda düşüren Frima VarioCooking Center ile tanışmaya hazır mısınız?

FRIMA VARIOCOOKING CENTER ile

3 KAT DAHA HIZLI ve EKONOMİK PİŞİRİN! Toplu yemek üretiminde rakipsiz modern bir pişirici olan VarioCooking Center “Cooking Live Günleri” başladı. Frima Demo Şef’i Sedef Ozan Kıvanç, Cooking Live Günleri’nde tabldot ve catering firmalarının yöneticileri başta olmak üzere tüm şeflerimizi VarioCooking Center’ı kullanarak nefis mönüler pişirmeye davet ediyor. Frima VairoCooking Center, endüstriyel mutfaklar için üretilen son derece gelişmiş modern bir pişirici... Bize, Frima VairoCooking Center’ı anlatır mısınız? Kıvanç: Frima VarioCooking Center, endüstriyel mutfaklar için üretilen profesyonel bir pişirme ünitesidir. Öncelikle birkaç cümle ile Frima markasından söz etmek isterim. Frima, sanayi mutfaklarında pişirme cihazlarındaki üstün teknolojisi ile tanınan köklü bir şirkettir. VarioCooking Center ise Frima’nın endüstriyel mutfaklarla birlikte otel, restoran, catering, tabldot ya da fast food türünde üretim yapan mutfaklar için ürettiği özel bir pişiricidir. Şöyle ki; klasik mutfağınızda bulundurmanız gereken kazan, tencere, tava, fritöz, ocak gibi geleneksel pişirme ve kızartma ekipmanları, VarioCooking Center’da üstün bir teknoloji ile şefin hizmetine sunulmaktadır. Modern bir pişirici olarak da tanımlayabileceğimiz VarioCooking Center, neredeyse bütün bir gününü mutfakta geçiren biz şeflerin de hayatını kolaylaştırıyor. Homojen ısı dağılımı, tam derecesine ayarlanabilen ısı kumandası, en hızlı ön ısıtma -90 saniyede 200 derece ısıtma- ile soğutma süresi ve en önemlisi üç kat daha hızlı pişirme fonksiyonu sayesinde zaman ve maliyet kazanımı ciddi oranlarda yükseliyor. VarioCooking Center’ı mutfağında

44

FRİMA.indd 44

04.11.2013 04:41:04


Röportaj

ile doldursanız bile yemeğinizi ayarladığınız ısıya uygun olarak pişiriyorsunuz. Isıtma gücü ve rezervleri o kadar geniş verilmiş ki, yemek pişirmek için ihtiyacınız olan enerji anında yükseliyor, azalıyor ya da istenilen ısı sabit tutuluyor.

kullanan bir işletmenin, şunu söyleyebilirim ki, maliyetleri yüzde seksen oranına kadar düşüyor. Ayrıca VarioCooking Center, hijyen olarak da son derece profesyonel bir pişirme ünitesidir.

Kazan ısısının 90 saniyede 200 dereceye ulaştığını söylediniz. Bu özelliği açıklayabilir misiniz?

Kıvanç: Evet, VarioCooking Center’ın kazanları, sadece 90 saniyede 200 dereceye ulaşıyor. Pişirme ünitesinin sahip olduğu patentli VarioBoost ısıtma sistemi sayesinde kazanınızı büyük miktarlarda soğuk malzeme

Bir pişirmeden diğerine geçişte uzun bekleme süreleri olmadan en az üç kat daha hızlı yemek pişirebiliyorsunuz. Dar örülmüş bir ağ şeklinde tabana yerleşmiş VarioBoost ısıyı tabandan malzemelere eşit şekilde vererek gıdanın yanmasını engelliyor. Aynı hızda da soğuyarak bir sonraki üretiminiz için hazır hale geliyor. Bununla birlikte enerji direkt olarak pişirdiğiniz ürüne geçiyor. Aşırı ısınmış tencere ve kazanlarda el yakma ve çok pahalı olan enerjinin boşa harcanması devri böylece sona eriyor.

Avrupa’nın pek çok ülkesinde, özellikle büyük otel zincirlerinin mutfaklarında VarioCooking Center yerini almış durumda... Ürün, Türkiye endüstriyel mutfaklar pazarında da hızla tanınıyor. Kıvanç: Evet, son derece doğru bir tespitte bulundunuz. Dünyada birçok uluslararası otel zinciri ve restoranlar mutfaklarında Frima VarioCooking Center’ı kullanılıyor. Bu da VarioCooking Center’ın dünya şefleri tarafından tercih edildiğinin bir göstergesi…

Türkiye endüstriyel mutfak pazarı hakkında neler düşünüyorsunuz? VarioCooking Center, Türkiye’de catering, oteller, restoranlar & kafeteryalar ve benzeri büyük yemek üretimi yapan şirket ve mekanlar için uygun bir pişirici mi?

Kıvanç: Türkiye’de endüstriyel mutfak sektörü büyük bir pastanın, büyük bir dilimidir. Yerli ya da yabancı markaların tümü, bu pasta içerisinde yer almak ve dilimini daha da büyütmek için çaba sarf ediyor. Frima, tüm dünyada tanınan bir marka olmasına karşın Türkiye’de henüz yolun başındadır.

Sedef Ozan Kıvanç - Şef Nicolas Makowski

Ancak VarioCooking Center’ın kısa süre içerisinde endüstriyel mutfaklarda yerini alacağından eminiz… Endüstriyel mutfaklar için böylesine büyük kazançlar sağlayan -maliyet, hız, lezzet- modern bir pişiricinin catering ve tabldot mutfaklarındaki maliyeti ciddi boyutlarda aşağıya çektiğini kısa zaman içerisinde şefler ve yöneticiler de görecekler.

Türkiye’de tabldot yemek üretimi son derece yaygın bir sistem. Bu bağlamda VarioCooking Center, taşıma yemek servisi, yerinde yemek pişirme, kumanya ve paket yemek üretimlerinde maliyet açısından nasıl bir kazanç sağlıyor? Bu tür bir maliyet hesaplaması ile örnek verebilir misiniz?

Kıvanç: Tabldot üretim, Türkiye’de oldukça yaygın bir sistem… VarioCooking Center’ın tabldot üretim yapan firmalara büyük maliyet kazançları sağlayan özel bir pişirici… Maliyet kazancını dile getirebileceğimiz pek çok örnek var. Ben size, catering firmalarının yaşadığı sorunlardan biri olan “et kaybı”ndan söz etmek istiyorum. Şöyle ki; pişirme esnasında en çok kaybı ette yaşarız. Bir kilogram eti haşladığımızda yaklaşık olarak 20-25 gr kadar kaybımız olur. Etin kilogramı artıkça kayıp oranı daha da büyür. Etteki kayıp, yüksek oranlarda yemek pişiren catering ve tabldotlar için büyük bir maliyet kaybıdır. Oysa VarioCooking Center’da etteki kayıp sadece 5 gr’a iner… Bu nasıl olabiliyor, diye soracaksınız. Şöyle; VarioCooking Center’da ısı, 90 saniyede 200 dereceye gelir. Et, hızlı ısı yükselmesinden dolayı hızlı bir şekilde

45

FRİMA.indd 45

04.11.2013 04:41:07


Röportaj

pişirilir. Böylece et suyunu kaybetmez, içinde barındırmaya devam eder. Bu da etteki kaybı maksimum ölçüde azaltır. Bu pişirme yöntemi VarioCooking Center’ın özelliklerinden sadece bir tanesi…

Türkiye’de endüstriyel mutfak ile profesyonel mutfaklarda şefler, aşçılar ve ekipleri oldukça yoğun tempoda çalışıyorlar. Mutfağında VarioCooking Center olan bir şef, zaman, lezzet ve maliyet açısından kazanç sağlayabilecek mi? Kıvanç: Elbette, az önce de söylediğim gibi VarioCooking Center ile profesyonel mutfaklarda her anlamda maksimum kazancınız var. Şöyle bir örnek verelim; stewardlar da dahil on kişinin çalıştığı bir mutfak düşünelim… Herkesin ayrı bir bölümü, kendine ait tavası, tenceresi, fritözü var. Bu da 10 eleman, 10 tencere ve en az 10 tava demek… Hizmet sayısının günlük olarak 100 kişi olduğunu varsayalım ki, profesyonel mutfaklar, cateringler ve tabldot üretim yapan tesislerde yemek üretiminde maliyet kazancı çok daha yüksek olacaktır. Örnek verdiğimiz otel mutfağı, Vario CookingCenter’ı kullanmaya başladığında eleman sayısını sadece 2 aşçıya düşecektir. Demek istediğim şu; sekiz aşçı ya da ekip çalışanı yok, iki steward yok! Çünkü VarioCooking Center’ın temizliğini aşçı kolayca kendisi yapıyor. Bunun yanı sıra VarioCooking Center’ın sahip olduğu pişirme tekniğiyle aynı alanda üç farklı ürünü -tavuk, balık, et- farklı derecelerde, lezzetleri birbirine karışmadan istediğiniz kıvamda pişirebiliyor ve sadece 13 dakikada servise hazır hale getirebiliyorsunuz. Tüm bunlar mutfaktaki şefe çok ciddi bir zaman kazancı sağlıyor. Bunun yanı sıra, hızlı pişirme sayesinde mekanın çok daha fazla kişiye hizmet verme potansiyeli artıyor.

Aynı zamanda şefler ve aşçılar için Cooking Live Günleri düzenliyorsunuz. Bu etkinlikler hakkında bilgi verir misiniz? Kıvanç: Şeflerimizin, aşçılarımızın ve mutfakta çalışan personelin modern bir

pişirici olan VarioCooking Center’la tanışmaları gerekiyor. Yakın gelecekte mutfaktaki herkes yemeklerini modern pişiricilerle hazırlayacak. Frima olarak şimdiden tüm şeflerimizi ve mutfak ekiplerini VairoCooking Center’ı kullanarak uygulama mutfağımızda nefis mönüler hazırlamaya davet ediyoruz. Ben de Cooking Live Günleri’nde şeflerimize, Frima Demo Şef’i olarak eşlik etmekten mutluluk duyacağım. Cooking Live Günleri’nde aynı zamanda kısa bir seminerimiz oluyor. Uygulama mutfağımızda gerçekleşen bu seminerin ardından şeflerimizin bize daha önce gönderdikleri mönü listesini VarioCooking Center’ı kullanarak uygulamaya başlıyoruz. Cooking Live Günleri’nin en büyük amacı bu üstün teknoloji ile şeflerimizi buluşturmak ve VarioCooking Center’ı kullanarak yemek pişirmenin kolaylık ve avantajlarını göstermek. Şurası çok önemli ki, ne kadar modern bir pişirici kullanırsanız kullanın, en temel ihtiyacınız ustalığınız… İyi bir şef ve aşçı, VarioCooking Center’ı kullanarak Türk mutfağının nefis lezzetleri başta olmak üzere dünya mutfaklarından tüm mönüleri pişirebilir. Ayrıca şeflerimiz Türk mutfağı ve dünya mutfaklarında oldukça başarılılar

ve ben inanıyorum ki dünya şeflerinden çok daha iyi işlere imza atıyorlar. Bu nedenle modern teknolojilere olumlu yaklaşmalarını arzu ediyorum. Şeflerimiz lütfen modern pişirme teknolojilerine uzak durmasınlar… Son olarak Frima Türk Yemekleri kitabımızdan söz etmek isterim. Editörlüğünü Şebnem Atılgan’ın yaptığı Frima VarioCooking Türk Mutfağı kitabımızda, şeflerimizin uygulama mutfağımızda pişirdiği yemekler tarifleri ve fotoğraflarıyla birlikte yer alacaklar. Tüm şeflerimizi VarioCooking Center’ı kullanarak nefis mönüler pişirmeye ve kitabımıza konuk olmaya davet ediyorum.

46

FRİMA.indd 46

04.11.2013 04:41:10


Mekan

Bosphorus

BREWING COMPANY (BBC)

G

eçtiğimiz yılın sonlarında Gayrettepe’de açılan Bosphorus Brewing Company (BBC), hazır yemek sektörünün duayenlerinden Sedat Zincirkıran ve İngiliz Philip Hall imzası taşıyor. Bosphorus Brewing Company müşterilerine her gün taze, sağlıklı ve ev yapımı olan ürünleri, güler yüzlü ve samimi servisiyle sürdürüyor. Bosphorus Brewing Co. Şefi Çiğdem Alagök Coşkun, “Mutfağımızda hemen her şeyi kendimiz üretmeye özen gösteriyoruz, başta mutfağın baş tacı olmazsa olmazı buğday - un - ekmek serüveninde ekmeğimizi kendi pişirdiğimiz biralar ile tekrar hayata geçiriyoruz, servis ettiğimiz tüm sosları mutfağımızda hazırlıyoruz, Pubların olmazsa olmazı Fish&Chips, kendi üretimimiz olan 52 günlük dryaged Antrikot, mini paprikalı sosisler, deniz ürünleri, fırın yemekleri ve birbirinden lezzetli tatlılarımız ile pub ruhunu İstanbul’da yaşatmayı amaçlıyoruz” diyor. Barın arkasındaki iki devasa kazan buzdağının görünen kısmı; burada üst kattaki bir dizi kazanın içinde 5000 litre bira fermente ediliyor. BBC’de tüm biralar Norfolk’tan getirilen şerbetçiotuyla yapılıyor ve biraların hiçbiri filtreden geçirilmiyor. İhtisas alanları ‘ale’. Bu da şehirdeki büyük bir eksikliğin giderildiği anlamına geliyor.

Bira çeşitleri:

Lezzetli yiyecekler ve özel yapım bira eşliğinde keyifli zaman geçirmek için Bosphorus Brewing Company doğru adres.

Brew 81 Lager;

geniş gövdeli diğer biralarımızdan daha kabarcıklı Istanbul Pale Ale;

meyvemsi aromalı yumuşak içimli

Bosphorus Brewing Company (BBC) Yıldız Posta Caddesi Emekli Subay Evleri 1/1A, Gayrettepe, Beşiktaş Telefon: (212) 288 64 99 www.bosphorus-brewing.com

Haliç Gold Ale;

Belçika arpası ile hazırlanan zengin aromalı Karbon Stout;

kavrulmuş siyah arpadan hazırladığımız kalın kremamsı köpüklü Sümer Ale Weisen;

buğdaydan hazırlanan yumuşak içimli, bulanık görünümlü 47

BOSPHORUS.indd 47

04.11.2013 04:43:31


Söyleşi

GIDA’NIN YAZILIMI

SİMGE BİLİŞİM’DEN SORULUR

Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF)’nun sponsorlarından Simge Bilişim, sektörel çözümleriyle dikkat çekiyor. Hazır yemek sektörüne sunduğu Foodsoft ile firmaların verimliğini ve kârlılığını artıran Simge Bilişim’in Genel Müdürü İbrahim Kaymak ile A’dan Z’ye ürün ve hizmetlerini konuştuk…

S

imge Bilişim’i kısaca tanıttıktan sonra özellikle yemek sanayicilerine yönelik başta Foodsoft olmak üzere ürün ve hizmetlerinizden söz eder misiniz?

Simge Bilişim sektörel yazılımlar yapan bir yazılım firmasıdır. Yazılım konusunda uzman kadrosuyla birçok işletmeye yazılım desteği sağlamaktadır. Üniversite hocalarının da bulunduğu geniş bir danışman kadrosuna sahiptir. Sahadan topladığı bilgi ve tecrübe ile bilimsel analizleri birleştirerek hazırladığı yazılımları insanlığın hizmetine sunmaktadır. Bu yazılımlar insanların hayatını

kolaylaştırıp onlara zaman ve para kazandırmaktadır. Yazılımları kullanan çalışanlar gereksiz ve rutin iş yükünden kurtulmaktadır. İşletme sahipleri de geleceği planlayabilen, anlık durumları kontrol edebilen ve geçmişin analizini doğru yapabilen daha kolay yönetilebilir firmalara sahip olmaktadırlar. Yemek sanayicileri için üç yazılımımız mevcuttur. Yerinde ve taşımalı yemek üreten Catering firmaları için tam bir üretim çözümü olan FOODSOFT. Unlu mamuller, unlu ve sütlü tatlılar ile meze üretimini kapsayan ikinci üretim çözümümüz ve tam bir besin analizi yaparak kalori, karbonhidrat, yağ ve protein değerlerine göre menü planlaması yapan KALORİ çözümümüz mevcuttur.

48

FOOD SOFT.indd 48

04.11.2013 04:44:07


Söyleşi

Foodsoft Nedir? FoodSoft ERP sistemi; Catering sektörünün lider firmalarıyla yıllardır yapılan çalışmalar sonucunda geliştirilmiş, sektöre özel bir yazılımdır. Her ölçekteki Catering işletmesine en etkili yönetim imkânları sunmaktadır. Menü plânlama, menü maliyetleri, depo, stok, satın alma, etiket, irsaliye, fatura, sevkiyat, müşteri ve genel bazda kârlılık raporları gibi mutlaka yapılması lazım gelen fonksiyonları üstlenir. Programın temelde dört hedefi vardır. Mutfağı yönetir. Programın içinde yedi yüzün üzerinde yemek reçetesi muhasebe sistemine göre kodlanarak açılmış durumdadır. Ayrıca gruplanmış olarak stok kartları da mevcuttur. Aşçı, depocu, şoför ve ön hazırlık elemanlarının iş emirlerini üretir. Mutfakta o gün kimin neyi yapacağı yönetim tarafından belirlenmiş olur. Muhasebe birimini organize eder. Menü, menü plânlama, sayı alma, irsaliye, fatura, kap etiketleri, cari hesaplar, satın alma gibi muhasebe departmanının yapacağı tüm işler bu programda çok kolay, hızlı ve hatasız yapılır. Yönetime maliyet raporları verir. Yeni sözleşme ve tekliflerde fiyatların belirlenmesi çok önemlidir. FoodSoft

gerçek maliyet raporlarıyla yönetime doğru fiyat verme konusunda yardımcı olur. Yemek siparişlerinin internet üzerinden alınmasını sağlayan web modülü firmaya modern bir görünüm ve ciddiyet kazandırmaktadır. Gelen şikâyet ve önerileri web ara yüzüyle kullanıcıdan alarak tedbir alınması gereken konuların gizlenmesini önler. Yine web ara yüzüyle müşterilere seçmeli menülerini kendilerinin yapmasına izin vererek müşteri memnuniyeti sağlar.

Programlarınızı kullanan firmalar ne tür avantajlar sağlıyor?

Programı kullanan firmalar belirsizlikten kurtularak büyüme trendine girmektedirler. Daha az personel ile daha çok müşteriye zamanında ve hatasız hizmet sunma imlanı bulmaktadırlar. Optimum stok ve etkin satın alma yönetimi, kaloriye bağlı bilimsel kriterlere uygun menü planlama, günlük, aylık, yıllık genel ve müşteri bazında kârlılık raporları alma imkânına kavuşmaktadırlar.

Siz Türkiye’nin pek çok bölgesindeki yemek sanayicilerine hizmet veriyorsunuz. Yemek sanayicilerinin teknolojiye ve bilişim altyapısına bakışından söz eder misiniz? Önceki yıllarda çok zorlandığımız anlar oldu. “Ben her şeyi bilirim, maliyetler benim kafamda” diyen yöneticiler dahi artık değişime direnmiyor, bilakis kadrolarını da değişime zorluyor. Yemek firmalarının ortalama ömrü altı yıl olduğu düşünülürse değişime direnmenin anlamsızlığı açıkça ortaya çıkmaktadır. Son zamanlarda tüm yemek sanayi yöneticilerinin rekabet ortamına göre firmalarını yapılandırmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Geçmişte yaşadıkları amatörce ve başarısız otomasyon deneyimlerin çekingenliğini saymazsak yazılım talebinin oldukça yüksek düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Bu yıldan itibaren yazılımlarımız üniversitelerin gıda bölümlerinde ders olarak okutulmaya başlanacaktır. Bu da eğitilmiş iş gücü desteği olarak yemek sanayicimize önemli bir katkı sağlayacaktır.

49

FOOD SOFT.indd 49

04.11.2013 21:03:01


Bilişim

Siber dolandırıcılığı anlama kılavuzu

BANKANIZIN ASLA YAPMAYACAĞI AMA

SİBER SUÇLULARIN YAPTIĞI

10 ŞEY R Teknolojiler değişse de siber suçlular, ister e-posta yoluyla, ister kısa mesaj veya telefon yoluyla olsun, banka bilgilerini ele geçirmek için kullanıcıları kandırmanın yeni yollarını her zaman buluyorlar. Antivirüs yazılım kuruluşu ESET’in iletişim platformu WeLiveSecurity.com’un editörlerinden Rob Waugh, bankanızın asla yapmayacağı, fakat siber dolandırıcıların yapacağı 10 şeyi sıraladı.

ob Waugh’e göre son zamanlarda siber suçlular; arama, kısa mesaj hatta kurye yoluyla kullanıcının parasını ele geçirmeye çalışıyor. Bu saldırıların çoğu çok ikna edici görünebiliyor; en azından ilk bakışta. “Güvende kalmanın anahtarı, gelen mesajların üslubunu ayırt etmektir“ diyen Waugh, kullanıcıları dikkatli olmaya çağırdı ve bankaların asla yapmayacağı, fakat bir dolandırıcının veya hırsızın yapacağı 10 hamleyi aktardı.

50

ESET.indd 50

04.11.2013 04:44:42


Bilişim

1) Mesajla sizin, siz olduğunuzu doğrulamak için bilgilerinizin istenmesi Bankalar kesinlikle mesaj yoluyla bilgilerinizi doğrulamanızı veya şifrenizi göndermenizi istemez. Ayrıca bankalar, uygulamalarını bu şekilde güncellemezler. Mesaj yoluyla gelen linklere tıklamayın ve gelen mesajdaki herhangi bir numarayı aramayın. Onun yerine bankanızın normal numarasını arayın.

2) Banka hesabınızın kendisini silmemesi için 24 saat sürenizin olduğunun söylenmesi Zaman sınırlaması olan bütün mesajlara çok şüpheli yaklaşılmalıdır. Siber suçlular hızlı çalışmak zorundadırlar. Çünkü web siteleri işaretlenebilir, bloke edilebilir veya hızlıca kapatılabilir. O nedenle düşünmeden tıklamanızı sağlamaları gerekir. Bankalarsa sadece iletişime geçmenizi bekler, genellikle zaman sınırlaması belirlemezler.

3) Bankacılık uygulamanızın yeni bir sürümünü içeren link yollanması Örneğin, ESET tarafından keşfedilen bankacılık truva atı Hesperbot, kullanıcıların cep telefonu numaralarını girmelerini isteyen kötü amaçlı bir web sayfası kullanıyor. Bankanız uygulamalarını bu şekilde paylaşmaz. Onun yerine resmi uygulama mağazalarından indirerek uygulamanızın güncel olmasını sağlar. Ayrıca yeni sürümlerle ilgili link de paylaşmaz.

4) E-postada kısaltılmış bir web adresi (URL adresi) kullanılması Siber suçlular, sözde bankanızdan gelen e-postadaki zararlı web sayfalarının

daha gerçek görünmesini sağlamak için çeşitli numaralar kullanırlar. Bunların en basitlerinden biri URL kısaltma servisleridir. Bankanızdan e-posta veya kısa mesaj yoluyla gelen kısa linklere asla tıklamayın. Onun yerine bankanızın her zaman kullandığınız web sitesine gidin (her zaman kullandığınız URL adresinden) veya e-postadaki numaradan değil resmi numarasından bankanızı arayın.

7) Hiçbir uyarı yapmadan yeni bir e-posta adresinize mesaj yollanması

5) Sahte banka kartınızı alması için kurye gönderilmesi

Gerçek bir banka sayfasındaysanız, tarayıcınızın adres çubuğunda sayfanın güvenli olduğunu gösteren, asma kilit veya kırılmamış anahtar gibi bir sembol olmalıdır. Eğer sembol görünmüyorsa çok çok dikkatli olun. Banka sitelerine kişisel bilgisayarınızdaki tarayıcıdan girmenin en iyi yöntem olma sebeplerinden biri budur. Akıllı telefon tarayıcılarından hangi sayfaların güvenli olduğunu anlamanız daha zor olabilir.

Özellikle İngiltere’de görülen kurye dolandırıcılığı oldukça yeni bir yöntem. Telefonunuz çalar, arayan bankanızdır ve sahte bir banka kartını değiştirmeleri gerektiğini söylerler. Kurye ile değiştirmeyi teklif ederler ve bankanız, sahte kartları toplayan kuryenin kısa bir süre içinde size ulaşacağını söyler. Kurye geldiğinde “doğrulamak” için kartınızın şifresini ister ve paranız sihirli bir şekilde ortadan kaybolur. Eğer kartınız sahteyse, bankanız sizi kartı imha etmeniz gerektiği konusunda bilgilendirir ve yenisini size posta yoluyla gönderir.

6) Banka olduklarını kanıtlamak için sabit hattınızı arayıp, onları geri aramanızın istenmesi Yeni dolandırıcılık yöntemlerinden biri de, polis veya bankanız tarafından aranıp, kartınızdan yapılmış geçersiz bir işlem tespit edildiğinin söylenmesidir. Bunun ardından suçlular kim olduklarını kanıtlamak için telefonu kapatarak normal numarasından bankanızı aramanızı isterler fakat aslında telefonu kapatmayıp size çevir sesi dinletirler. O sırada bankanızın numarasını tuşlarsınız ve karşınıza yine aynı çete çıkıp sizden kredi kartı detaylarınızı ve şifrenizi ister.

Bankanız aniden, normalde kullandıklarından farklı bir e-posta adresinizden sizinle iletişime geçerse, kuşkulanın! Bankalar kafalarına göre yeni e-posta adresleri eklemezler.

8) Güvenli olmayan bir web sayfasının kullanılması

9) Size “Sayın Müşteri” veya “Sayın e-postaadresiniz@gmail.com” şeklinde hitap edilmesi Bankalar genellikle size adınız ve ünvanınızla hitap ederler ve genellikle hesap numaranızın son 4 hanesi gibi başka bir güvenlik katmanı ekleyerek bunun gerçek bir e-posta olduğu, oltalama olmadığı güvencesini verirler. “Sayın müşteri” veya “Sayın e-posta adresiniz” şeklinde hitap eden herhangi bir e-postadan hemen şüphelenin! Büyük miktarlarda yollanan otomatik spam mesajlar, sizi gafil avlamaya çalışır.

10) Annenizin kızlık soyadını istemek için e-posta gönderilmesi Bankalar iletişime geçtiğinde örneğin dolandırıcılık şüphesiyle - bir parola veya gizli bir numara isteyebilirler. Ancak bütün bilgilerinizi sormayacaklardır. Eğer bilgilerinizin çoğunu soran bir form görürseniz linki kapatın ve bankanızı arayın.

51

ESET.indd 51

04.11.2013 04:44:42


Sağlık

52

SAĞLIK.indd 52

04.11.2013 04:45:36


Sağlık

53

SAĞLIK.indd 53

04.11.2013 04:45:37


Sağlık

54

SAĞLIK.indd 54

04.11.2013 04:45:39


Sağlık

55

SAĞLIK.indd 55

04.11.2013 04:45:40


Sağlık

56

SAĞLIK.indd 56

04.11.2013 04:45:41


Haber

FAGOR’DAN YENİ

&

COOK

CHILL KONSEPTİ

Fırın ve Soğutma ekipmanlarında uzman Fagor Endüstriyel’den yeni bir çözüm;

COOK&CHILL.

C

ook & Chill konsepti ile yemekler 65º den 3º ye çok hızlı olarak ulaştığından yemeklerde bakteri oluşumu engelleniyor ve yemeklerin tad ve koku moleküllerinin aynı kalması sağlanıyor. Cook & Chill konsepti, yiyeceklerin ihtiyaç duyulan ana kadar, mükemmel kontrollü bir şekilde gıda için gerekli olan ideal sıcaklıkta muhafaza edilmesini sağlıyor. Özellikle yemek servis hizmet sayısının yüksek olduğu yerlerde, yemeğin tekrar ısınması ile besin değerinin kaybolmasını engellediğinden yoğun profesyonel mutfaklar için giderek daha gerekli hale gelecek. Cook & Chill, yemeklerde bakterilerin oluşmasına engel olan, uzun gıda muhafaza süresi ile yemeklerin kurumasını engelleyen ve böylelikle yemeklerin lezzetini ve başarısını arttıran bir sistemdir. Fagor fırın ve blast chiller sisteminin birarada sunulması profesyonellere daha geniş ve esnek bir ürün yelpazesinin yanı sıra yemeklerinin kalitesini artırmaya olanak sağlıyor.

Cook & Chill Modeller Fagor markasının tarihinde ilk kez biraraya gelen fırın ve şok soğutma sistemi, bölümlerin ortak çalışması sonucunda ortaya çıkmıştır. Fagor Endüstriyel Cook & Chill konspeti ile kendini yeniden keşfediyor. Yeni konsept Advance Serisi altında 3 yeni sıcaklıkta hızlı soğutucu ile piyasaya sunuyor.

Yeni nesil kombi fırınlar ve şok soğutucular profesyonel mutfaklarda verimliliği ve üretkenliği optimize ediyor. 10 GN1/1 veya GN2/1 Tepsi Iki durumda, da iki cihazın mükemmel kombinasyonu çok belirgindir. Yan yana getirildiklerinde, simetrik tasarımı ve kullanım kolaylığını görmek mümkündür.

6 GN1/1 Tepsi 2 cihazın üst üste konulması alandan da tasarruf etmeye olanak sağlıyor. Küresel doğa ile paralel olarak tasarlanan bu sistemin önemini bir kez daha vurgulamak isteriz.

AKILLI HAREKET Kapı açıklıkları, bileşenlerin yüksekliklerine kadar her bir detay mutfak alanındaki hareketleri kolaylaştırmak ve daha güvenli olunabilmesi için tasarlanmıştır.

GENİŞ AKSESUAR YELPAZESİ Cook & Chill cihazlarına ilave olarak, her iki modelle de mükemmel uyum sağlayabilen geniş aksesuar yelpazesi sunuyoruz.

KOLAY DOKUNUŞ Kontrol panellerinin konumlandirma ve tasarım mantığı, Cook & Chill sisteminin birleşik programını gerçek yapar.

TASARIM Entegre sistemin bir sembolü olarak, 2 modelin paralel çizgileri profesyonel mutfaklar için tek bir yönetim sistemi oluşturma arzusunu yansıtmaktadır.

57

FAGOR.indd 57

04.11.2013 04:46:27


Haber

KIYI DENETİMİ GÖLGESİNDE

SEZON FİNALİ!

Dünyanın en ünlü golf oyuncalarından Tiger Woods’un da aralarında bulunduğu 70’ten fazla golfçü, Turkish Airline Open 2013 Golf Turnuvası’na katılmak için Antalya’ya geliyor.

P POYD Başkanı Ali Kızıldağ

rofesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Maxx Royal Otel’de düzenlenen toplantıda sezonu değerlendirdi. POYD Başkanı Ali Kızıldağ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının talimatıyla başlatılan kıyı denetimlerinin turizm temsilcilerini tedirgin ettiğini söyledi. 2013 turizm sezonunun genel olarak iyi geçtiğini belirten Ali Kızıldağ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın talimatıyla başlatılan kıyı denetimlerinden

tedirgin olduklarını, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekiplerinin denetimlere ve ölçümlere başladığını, kendilerinin de sonucunu merakla beklediklerini ifade etti. Kızıldağ, “Önümüzde koskoca destinasyonun yönetilmesine ilişkin o kadar sorun, sıkıntı, proje, strateji varken bir takım denetimler, genelgeler, talimatlarla uğraşıp duruyoruz. İnşallah kamusal bazı baskılar durur da biraz kendi işimizi yaparız. Kıyı denetimleri bizi tedirgin ediyor” dedi.

58

POYD.indd 58

04.11.2013 04:47:05


Haber

Cornelia De Luxe Resort Oteli Genel Müdürü Ali Şahin de 7-10 Kasım tarihlerinde Turkish Airline Open 2013 Golf Turnuvası’nın yapılacağını hatırlatarak, dünyanın en ünlü golf oyuncalarından Tiger Woods’un da aralarında bulunduğu 70’in üzerinde golfçünün Antalya’ya geleceğini bildirdi. Woods’a 2 milyon 850 bin dolar ayakbastı parası ödeneceğini, ödül kazanırsa ayrıca ödeme yapılacağını belirten Şahin, “Woods’un oynadığı maçları gösteren televizyonların izlenme oranı çok yüksek. Bunun bölgenin tanınırlığına büyük katkısı olacağını düşünüyoruz” diye konuştu. Lara’da faaliyet gösteren Baia Otel Genel Müdürü Özgür Bayrak, kıyı kenar çizgisi denetimlerinin devam ettiğini ve 12 Kasım’da yıkım kararlarının açıklanacağını vurgulayarak, “Lara bölgesinde çok enteresan bir kıyı kenar çizgisi var. Bazı oteller ilk otel olması sebebiyle daha yüksek, bazı otellerde de daha düşük bir kıyı kenar hesaplaması var. Bunlar çok rahatsız edici” diye konuştu. Titanic Otel Lara Genel Müdürü Hediye Çete, Barut otelleri, Rixos otelleri ve birkaç otelin yönetim kurulunun bugün kıyı kenar çizgisi sorununu görüşmek üzere Ankara’da temaslarda bulunacağını bildirdi. Toplantıda konuşan Alanya’dan The Inn Resort Hotel Genel Müdürü Hayrettin

Beşcanlar, özellikle erken rezervasyon döneminde çok iyi satışlar yaptıklarını, temmuz ayında herkesin yaşadığı kapasite düşüşünü bölge otellerinin de yaşadığını, Ramazan Bayramı’ndan sonra ise toparlandıklarını söyledi. Gazipaşa Havalimanı’na Avrupalı tur operatörlerinin ilgi göstermeye başladığını anlatan Beşcanlar, söz konusu havalimanının turizme büyük katkı sağlayacağına inandıklarını bildirdi. Side’den Hemera Otel Genel Müdürü Nuri İnce, Side’ye bu dönemde ilk kez Rusya pazarından müşteri gelmeye başladığını belirterek, “Bu, biraz Mısır ve diğer bölgelerdeki sorunlar nedeniyle uçakların Antalya’ya yönelmesinden kaynaklandı” dedi. River And Lake Otel Genel Müdürü Yavuz Durmaz, bölgede yatak kapasitesi artışından endişe duyduklarını dile getirdi. Side’de Alman hegemonyasının yıkıldığını söyleyen Durmaz, yatak kapasitesindeki

artışın ister istemez kendilerini Rus pazarına yönelttiğini kaydetti. Kundu’dan Green Palace Genel Müdürü Derya Billur, temmuz ayının Gezi olayları nedeniyle kötü geçtiğini, ağustosta belli bir toparlanma olduğunu, eylülün ise Mısır’ın etkisiyle iyi geçtiğini söyledi. 2 Ekim’de Mısır’da, Tahrir’de yaşanan olayları acentelerin tekrar yorumladığını, bunun üzerine Mısır hükümetinin de yüzde 85 uçak sübvansiye kararını açıkladığını belirten Billur, “Biz devletten bugüne kadar böyle bir destek hiç görmedik” diye konuştu. Majesty Kemer Beach Genel Müdürü Ülkay Atmaca da Mısır’daki olaylar nedeniyle bazı rezevasyonların Türkiye’ye kaydığını belirterek, şöyle devam etti: “Lüks segmentteki oteller Mısır’ın faydasını göremedi ama bizim gibi ekonomik ve iyi hizmet-fiyat dengesi oluşturan ucuz tesisler büyük fayda gördü. Majesty Kemer Beach’i 18 yıldır işletiyoruz, ekimde böyle bir rakam görmedik. Otelimiz dolu. Hem karlılıkta hem doluluk anlamında 4 yıldır en iyi sezonumuzu geçiriyoruz ve ilk kez kapanışımız 1 Kasım’ı bulacak.”

59

POYD.indd 59

04.11.2013 04:47:06


Otel

WORLDHOTELS LİDERLİK KONFERANSI

İstanbul’da Gerçekleşti

Ata Eremsoy

T

he Marmara Taksim, İstanbul’un ev sahipliği yaptığı Wordhotels Leadership Konferansı kapsamında dünyanın birçok ülkesinden İstanbul’a gelen CEO ve otel sahiplerini Türk ve dünya mutfağının seçkin örneklerini sunan Tuti Restaurant’da ağırladı. Avrupa ve EMEA (Europe, Middle East and Africa) bölgelerinden sorumlu yeni Satış ve İş Geliştirme Başkanı Sven Doliwa önderliğinde, ilgili bölgelerdeki portfolyoyu geliştirmeyi ve zincire lüks segmentte bağımsız ve seçkin yeni oteller katmayı hedefleyen Worldhotels Organizasyonu, Liderlik Konferansını İstanbul’da gerçekleştirdi.

Tuti Restaurant tam not aldı The Marmara Taksim Genel Müdürü Ata Eremsoy, Liderlik Konferansı’nın turizm sektörü için her yıl ilgiyle beklenen çok önemli bir organizasyon olduğunu ifade etti. Eremsoy, Tuti Restaurant’ın Türk ve dünya mutfağından örnekleri barındıran zengin menüsüyle böyle önemli bir davete ev sahipliği yapmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Eremsoy ayrıca, ödüllü Tuti Restaurant mutfağının sektörün duayeni sayılan isimler tarafından da tam not aldığını sözlerine ekledi. Liderlik Konferansı kapsamında İstanbul’da bulunan dünyanın birçok ülkesinden gelen CEO ve otel yöneticileri, turizm sektörünü değerlendirdi. Sektörün geleceğini de masaya yatıran CEO ve otel yöneticileri, turizm sektörüne yön veren kararları aldı.

60

WORLD HOTEL.indd 60

04.11.2013 05:06:26


Mekan

SUADİYE

Derya kuzuları bu kez bambaşka bir mekânı mesken tuttu. Şaşkın Balık Suadiye, farklı reçeteleri ve alışkın olduğumuz lezzetleri ile Suadiye Tonozlu Sokak’ta...

Y

enilenen dekorasyonu ve parmak ısırtan menüsüyle balık severlere, sıcacık atmosferi ve samimi servis anlayışıyla hizmet veren Şaşkın Balık, yaratıcı yemeklerine yenilerini ekledi. Şaşkın Nazik, Balık Mantı, Levrek Sarma ve Şaşkın İçli Köfte ile “İlla ki balık” diyenler için, tanıdık lezzetlere balık tadı veren Şaşkın Balık, soğuk mezeleri, ege otları, ara sıcakları ve salatalarıyla özlemi duyulan eski balıkçılarla hasret gidermenizi sağlıyor. Tava, ızgara ve buğulama teknikleriyle pişirilen balıklar, mevsimine göre çeşitlilik kazanıyor. Taze sebzelerle hazırlanan balık Çorbası ve Karaköy’ün “Balık Ekmek”i de Şaşkın Balık’ın menüsündeki yerlerini alıyor. Şaşkın Balık, güzel bir balık menüsünün ardından, ağzınızı tatlandırmayı da ihmal etmiyor. Menüde yer alan Ayva, İncir ve Kabak Tatlılarını, Şaşkın Baklava takip ediyor.

Sunduğu tüm lezzetleri, çalışanlarının samimiyeti, sıcacık iç mekânı ve ağaçların gölgesinde tahta masalı bahçesiyle büyüten Şaşkın Balık, aileniz ve dostlarınızla neşeli hatıralarınıza ev sahipliği yaparken, paket servis hizmeti ile lezzetlerini evinize de ulaştırıyor.

61

ŞAŞKIN BALIK.indd 61

04.11.2013 04:48:54


Haber

LEZZET HAFTASI

GASTRONOMİ DÜNYASININ Ünlülerini Ağırlıyor Danièle Mazet-Delpeuch

1990’dan bu yana geleneksel olarak Fransa’da yapılmakta olan ‘Lezzet Haftası’, Türkiye’de ilk kez Le Cordon Bleu İstanbul ve Fransız Kültür Merkezi işbirliği ile 4-8 Kasım tarihleri arasında Özyeğin Üniversitesi’nde ve Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek.

D

eğişen yeme içme alışkanlıkları, yiyecek içecek sektöründeki endüstriyelleşme nedeniyle kaybolan lezzet anlayışı ve unutulan yerel ürünler, gastronomi dünyasından ünlü konukların vereceği konferanslar, gastro-show’lar ve gastronomi ile ilgili filmlerle zenginleştirilmiş bir programla “Lezzet Haftası” tanıtılacak.

Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın özel aşçısı Danièle Mazet-Delpeuch Istanbul’da Lezzet alanında eğitimi desteklemek üzere düzenlenen Lezzet Haftası kapsamında, İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Le Cordon Bleu 5 Kasım 2013 tarihinde İstanbul Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın özel aşçısı Danièle MazetDelpeuch’ü ağırlıyor. Etkinlik, Fransız Başkonsolosu Muriel Domenach, FİBA Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ayşecan Özyeğin Oktay’ın ev sahipliğinde düzenlenen ve Fransız Eski Cumhurbaşkanlarından François Mitterand’ın Özel Aşçısı Mme Daniele Mazet-Delpeuch’ün ilham kaynağı olduğu “Saveur du Palais – Sarayın Lezzetleri” filmi özel gösterimli gala olarak gerçekleşiyor. 19:00’da gösterilecek filmin

mutfak sanatıyla ilgili zihinlere yer etmiş Sarayın Lezzetleri, Julie ve Julia, Bras’lar Arasında, Büyük Restoran, Bir Tutam Baharat gibi dünyanın en önemli filmleri de gösterilecek. Lezzet Haftası kapsamında, Gastronomiye ilgi duyan öğrenciler interaktif ve tadımlarla zenginleştirilen sunumları izleyecek, workshoplara katılacak ve Le Cordon Bleu Şefleri tarafından yapılan gastro-show’ları izleme şansını elde edecekler. ardından Danièle Mazet-Delpeuch, Le Cordon Bleu Dersler, “Meilleur Ouvrier De France” Master Chef’i Gilles Company ile birlikte katılacağı demodan sonra “Carnets de cuisine du Périgord à ünvanlı şeflerden Le Cordon Bleu Programları dünya çapında l’Élysée” adlı kitabını imzalayacak. prestijli yarışmalarda ödüller kazanmış, “Meilleur Ouvrier de France” gibi unvanları Türkiye’nin en büyük kahve ithalatçılarından elde eden isimler tarafından veriliyor. Master Kivahan’ın kurucusu Özen Demircioğlu, Osmanlı Chef Gilles Company mutfak derslerini, Master Mutfak Kültürü üzerine yaptığı incelemeler ve Chef Christophe Bidault pastacılık derslerini çeşitli gazetelerdeki köse yazılarıyla tanınan yönetiyor. akademisyen ve yazar Artun Ünsal, Türkiye’nin Gourmet Ödüllü en iyi sağlık ve beslenme kitabı “Beyaz Unsuz, Şekersiz Hamur İşleri”nin yazarı Arzu Aygen, yazar Nedim Atillla, yazar Ayfer Lavi gibi ünlüleri ağırlayacak.

Yemek Kültürünün Dünya Filmleri Lezzet Haftası kapsamında yemek kültürü ve

Şefler, sadece klasik Fransız Mutfağını değil, dünya mutfaklarını ve uluslararası aşçılık tekniklerine ait bilgi ve deneyimlerini Le Cordon Bleu öğrencileriyle paylaşıyor. Lezzet Haftası ve program hakkında detaylı bilgi www.ozyegin. edu.tr/lecordonbleuistanbul adresinden veya 216 564 93 98 numaralı telefondan alınabilir

62

LE CORDON.indd 62

04.11.2013 04:49:31


Otel

l ı s a n r otelle

HOTEL FINDER’DA İnternet devi Google’ın otel arama platformundaki sıralamanızı etkileyecek

5 önemli faktör 1. Yorumların sayısı ve kalitesi

üst sıralara çıkar? sayıda, kaliteli fotoğrafla var olmak sıralamadaki yerinizi hızla yükseltecektir. Elbette fotoğrafların gerçekleri yansıtması koşuluyla.

5. Şehir merkezine yakınlık

Google Hotel Finder’da sıralamayı etkileyen en önemli faktörlerden biri yorumlar. Yorumlarda 4 yıldızın altında sonuç almış otelleri bulmak zor. Bu fark da tamamen yapılan yorum sayısı ve yorumların kalitesi nedeniyle oluşmakta. Eğer yorumlar Google+ adlı sosyal medya platformuna üye kişiler tarafından yapılırsa daha da etkili oluyor.

Fiyatlamanın Hotel Finder sonuçlarına diğer etkisi fahiş fiyatlarla alakalı. Google müşterilerine fahiş fiyat sunan otelleri sıralamada üst sıralarda göstermiyor.

2. Fiyatlama

3. Google+’ta var olmak

Google Hotel Finder’da fiyatlama iki yönden etkili. Birincisi Google ilk başta fiyat çeşitliliğini ortaya koymak adına bir eğilim sergiliyor. Ancak sonrasında fiyatlama sonuçları kullanıcının davranışlarına göre ayarlanıyor. Özetle, kullanıcı belli bir bölge ya da fiyat aralığından otel aramışsa bir sonraki arayışında çoğunlukla bu kriterlere göre oteller öneriliyor.

Hotel Finder, yazılımı gereği aramasına şehir merkezinden başlar. Merkez noktasından dış bölgelere doğru spiral bir şekilde yayılarak listelemeye devam eder. Bu nedenle otelinizin şehir merkezine yakınlığı sıralamada etkilidir.

Google+ Local adlı platformda yer almak Google Hotel Finder’da görünmek ve üst sıralarda yer almak için neredeyse ön şart halinde. Google Google+ sayfası olan otellere torpil yapıyor!

4. Fotoğraf kalitesi Her internet tabanlı platformda olduğu gibi Google Hotel Finder’da da çok

63

GOOGLE OTEL.indd 63

04.11.2013 04:50:41


Otel

Otel müşterisi

en

çok

GÜRÜLTÜDEN RAHATSIZ Otellerde konaklayan turistlerin otel değerlendirme sitelerine bıraktıkları yorumlar üzerinden belirlenen Global Review Index açıklandı. 20 şehrin yer aldığı listede İstanbul otelleri, yüzde 79,6’lık memnuniyet oranıyla listenin 11’inci sırasında kendine yer buldu.

A

naliz şirketi ReviewPro tarafından 20 destinasyonda 5 bin 683 otel müşterisinin online mecralardaki otel yorumlarından yola çıkılarak oluşturulan Global Review Index araştırmasına göre, turistlerin kaldıkları otelde en çok rahatsız oldukları şey gürültü. Yapılan araştırmada, TripAdvisor ve benzeri 100 tane seyahat sitesindeki kullanıcı yorumları esas alındı. Araştırmaya dâhil olan seyahatçilerin en çok şikâyet ettikleri ikinci konu otel asansörleri olurken, üçüncü konu ise otellerdeki kokular oldu. Otellerdeki ısıtma ve soğutma sistemleri de misafirlerin en çok şikâyet ettikleri bir diğer konu. Araştırmaya konu olan şehirler, en çok yorum alan otellerin bulunduğu kentlerden oluşurken İstanbul, Global Review Index sıralamasında 11, sırada yer aldı.

Istanbul: %79.6

1- Cape Town: %86

11- Istanbul: %79.6

2- Melbourne: %84.4

12- Moscow: %78.9

3- Saint Petersburg: %82.9

13- Lyon: %78.6

4- Sydney: %82.2

14- Bangkok: %78.4

5- Dublin: %81.6

15- Milan: %77.8

6- Athens: %81.3

16- London: %77.6

7- Barcelona: %81

17- Rome: %77.6

8- Berlin: %80.7

18- New Delhi: %77.3

9- Madrid: %80.7

19- Brussels: %77.2

10- Mexico City: %80.1

20- Paris: %77.2

64

OTEL YORUM.indd 64

04.11.2013 04:51:29


Otel

r e to ell

argos

En güzel

seçildi

Türkiye’nin en başarılı turizm yatırımcıları ödülleri düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

B

u yıl dördüncüsü düzenlenen Türkiye’nin en başarılı Turizm yatırımcıları ödülleri Esma Sultan yalısında düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Ödül töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Türkiye’nin turizm alanında gelişmesinde Turizm yatırımcılarının büyük rolü olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin 1980’li yıllarda başlayan turizm trendi 2000’li yıllarda dünyanın en seçkin 10 ülkesi arasına girmesi ve bugün de ilk altı içinde yer alması turizm yatırımcılarının büyük çabalarıyla olmuştur. Eğer 1980 yılında 327 milyon dolar olan turizm gelirimiz 2012 yılında yaklaşık 79 kat artarak 29,3 milyar dolara yükselmişse bunda turizm yatırımcılarının çok büyük emeği ve katkısı var” dedi. Capital ve The Ekonomist dergileri tarafından düzenlenen toplam 13 kategoride yapılan ödül töreninde

birincilik ödüllerini, Beş yıldızlı oteller ve Büyük kent otelleri kategorisinde, Divan İstanbul Asya Kent, Otel işletmeleri kategorisinde JW Mariott Ankara, kongre otelleri işletmeleri kategorisinde, Cornelia Diamont Golf Resort & Spa, butik oteller işletmesi kategorisinde, Argos in Cappadocia, marina İşletmeleri kategorisinde D-Marin Göçek Marina, Kültür Turizmi işletmeleri kategorisinde, Museum Hotel Cappadocia, Sağlık turizmi kategorisi, Güral Sapanca Wellness Park, Doğa Turizmi işletmeleri kategorisinde, Güral Sapanca Wellness Park, Spor Turizmi İşletmeleri kategorisinde, Xanadu Snowwhite, Çevreci oteller işletmeleri kategorisinde, Cornelia de Luxe Resort, Beş yıldızlı oteller, Kıyı bölgesi otelleri kategorisinde, Titanik Deluxe Belek,Türkiye’nin en büyük Turizm yatırımları kategorisinde ise Maxx Royal Belek Golf& Spa havayolları şirketleri kategorisinde, Türk Hava Yolları, birincilik ödüllerini kazandılar.

divan istanbul

JW Mariott Ankara

65

OTELLER.indd 65

04.11.2013 21:05:22


Otel

Turizm Oskarları’nda Türkiye’nin En İyi İş Oteli Ödülü

Wyndham İstanbul Kalamış Marina Adres: Kalamış Fener Caddesi 38 - Kalamış İstanbul Rezervasyon: (0216) 400 00 00

WYNDHAM KALAMIŞ Marina’ya Geldi Anadolu Yakası’ndaki ayrıcalıklı konumu ile açıldığı günden itibaren misafirlerinin gözde adresi haline gelen Wyndham Kalamış, Turizm Oskarları olarak kabul edilen ve bu sene 20. kez düzenlenen World Travel Awards’ta turizm profesyonelleri tarafından oylanarak ‘’Türkiye’nin En İyi İş Oteli” ödülüne layık görüldü. Wyndham Kalamış, İş Dünyasının da Tercihi!

Alper Can Bulcum

G

eçtiğimiz yıl hizmete açılan Wyndham Kalamış; Kalamış Marina’daki benzersiz konumu ve muhteşem deniz manzarası, şehir yaşamı ile bütünleşen lokasyonu, şık restoranları, spa ve spor tesisleri, toplantı ve kongre salonları, seçkin dekorasyonu ve dikkat çekici iç mimarisiyle, Anadolu Yakası’nın sembolü haline gelmeyi başardı. Uluslararası Wyndham Oteller Grubu’nun bu marka ile Türkiye’deki ilk yatırımı olan Wyndham Kalamış, ilk yılında aldığı bu prestijli ödül ile grubun dünya çapındaki liderliğini perçinlemiş oldu.

Misafirlerine sunduğu ayrıcalıklı konaklama ve yeme-içme hizmetlerinin ötesinde kongre ve toplantı salonları ile fark yaratan Wyndham Kalamış; açıldığından bu yana yerli ve yabancı profesyonellerin de tercihi oldu. Yüksek teknoloji ve ekipmanlarla donatılmış, modern ve şık çizgilerle tasarlanan 14 adet toplantı salonu, 300 ve 600 kişilik sütunsuz balo salonları ile önemli organizasyonlara da sahne olan Wyndham Kalamış, bu alandaki üstünlüğünü “Türkiye’nin En İyi İş Oteli” olarak en çok oyu alarak kanıtlamış oldu.

Turizmin Kırmızı Halısı, Antalya’daydı! 31 Ağustos’ta Antalya’da gerçekleşen

ödül töreni, uluslararası turizmcilerin ve basının ilgi odağı oldu. Bu yıl 20. kez gerçekleşen Dünya Seyahat Ödülleri’nde, görkemli bir gala gecesi ile dağıtılan ödüller, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen turizm sektörünün en iyilerini bir araya getirdi. Türkiye’nin En İyi İş Oteli ödülüne layık görülen Wyndham Kalamış’ın ödülünü almak üzere Antalya’da bulunan Genel Müdür Alper Can Bulcum “Wyndham Otel Grubu’nun Türkiye’deki ilk yatırımı olarak birinci yılımızda bu kadar prestijli bir ödüle layık görüldüğümüz için çok mutluyuz. Amacımız Anadolu yakasının en gözde oteli olan Wyndham Kalamış Marina’yı dünyanın bildiği bir otel haline getirmek. Bizlere oy veren herkese çok teşekkür ederiz” dedi.

66

WYNDHAM KALAMIŞ.indd 66

04.11.2013 04:53:17


Haber

DOĞADAN GELEN

TASARIMLAR

M

Zücaciye sektöründeki faaliyetlerine 2012 yılının ilk aylarında başlayan İnterni, horeca sektörüne yönelik ilk adımını Pordamsa Porcelain ve 100%Chef ile atıyor. Sıra dışı çizgilerin markası Pordamsa Porcelain tabaklarını profesyonel işletmelere giriş yapan firma, 100%Chef ile moleküler mutfaklardaki yerini alıyor.

utfak ve sofra aksesuarlarından oluşan ürün gamıyla zücaciye sektörüne yönelik tasarımlar yapan İnterni, iki yeni markayla horeca sektörüne yöneliyor. Sıra dışı çizgisi ve farklı formlardaki tabaklarıyla bilinen Girona/İspanya markası Podamsa Porcelain ve moleküler mutfakların yardımcı markası 100%Chef’i Türkiye’ye getiren İnterni, profesyonel işletmelerin sunumlarına farklı bir soluk getirmeye hazırlanıyor.

zaman stokların mevcut olmasını ve dolayısıyla da teslimatların çok kısa sürede yapılabilmesini sağlıyor. Üretim ve hizmet kalitesinin vermiş olduğu güvenle 25 yıldır dünya genelinde hizmet veren ve uluslararası fuarlara katılan Pordamsa bu sayede dünyanın birçok bölgesinde tanınıyor. Özellikle İspanyol-Tapas türü yemek sunumlarına odaklanana marka, genellikle Michelin yıldızlı şeflerin uğrak mekânı olarak adlandırılıyor.

Seramik üretimiyle nam salan Barcelona’nın Girona bölgesinde 1976 yılında kurulan Pordamsa Porcelain, saflığa ve özel sadık kalarak beklentilerini yüksek tutan şefler için tasarımlar yapıyor. Fabrikanın amacı dünyanın en iyi mineralleriyle yüksek kalitede ve saf porselenlerini üretip ilgi çekici tasarımlar haline getirmek. Üretimin sürekliliği, her

Pordamsa’nın ürünlerine doğanın tasarımları işleniyor. Marka, yanardağ, balpeteği, dalgalar ve dokular doğada bulunan detayları sunumlarla birleştirerek tabaklara yansıtıyor. Pordamsa Porcelain’in tasarım ekibinde, Manel Puigdemont, Francisco Pannon, Bernard Vichet, Isabella Lesczynska ve Nancy Robbins gibi isimler bulunuyor.

67

İNTERNİ.indd 67

04.11.2013 04:54:03


Haber

MSA’DAN

TÜRK

MUTFAĞI ÇIKARMASI “Dünyaya Türk Mutfağı Hareketi” ile ilk kez uluslararası akreditasyona sahip Profesyonel Türk Mutfağı eğitimini Amerika’nın saygın aşçılık okulu Johnson & Wales Üniversitesi’nin müfredatına girmesini sağlayan MSA, ikinci büyük adımı da İtalya’da attı.

M

utfak Sanatları Akademisi’nin (MSA) başlattığı Dünyaya Türk Mutfağı Hareketi’nin ilk adımı, Türkiye’nin uluslararası akreditasyona sahip diplomalı ilk Profesyonel Türk Mutfağı Eğitimi’ni Amerika’nın en önemli profesyonel aşçılık okulu Johnson & Wales Üniversitesi’nin müfredatına almasıyla atılmıştı. MSA’nın eğitmen şefleri bu kez İtalya’nın en büyük aşçılık okulu Alma La Scuola Internazionale di Cucina Italiana’da her yıl gerçekleştirilen ve 16 ülkeden lider profesyonel aşçılık okullarının katıldığı konferansta, Türk Mutfağı konulu seminer vererek, özel bir demo sundu. MSA, önümüzdeki 2 yıl içinde Türk Mutfağı ve Anadolu Yöresel Halk Mutfakları eğitimini 20’ye yakın uluslararası aşçılık okulunun müfredatına sokmayı ve genç şef adaylarına Türk Mutfağı’nı daha yakından tanıtmayı hedefliyor. Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası diplomalı profesyonel mutfak okulu Mutfak Sanatları Akademisi (MSA), Türk Mutfağı’nı akademik ve kültürel anlamda dünyaya tanıtmak üzere “Dünyaya Türk Mutfağı Hareketi” olarak tanımladığı projesini geçen yıl başlatmıştı. Dünyanın önde gelen profesyonel aşçılık okullarının müfredatına girmesinin amaçlandığı Türk Mutfağı eğitimini ilk olarak Amerika’nın en büyük profesyonel aşçılık okulu olan Johnson & Wales Üniversitesi müfredatına dahil etmişti. ABD’den ilk öğrenci grubu ise önümüzdeki Eylül ayında MSA’ya gelerek Türk Mutfağı Eğitimi’ni alacak.

68

MSA.indd 68

04.11.2013 04:54:37


Haber

Dünyaya Türk Mutfağı Hareketi’nin ikinci adımı ise Haziran ayı içinde İtalya’da atıldı. MSA şefleri, İtalya’nın saygın aşçılık okulu Alma La Scuola Internazionale di Cucina Italiana’da gerçekleştirilen uluslararası konferansta, Türk Mutfağı konulu bir seminer vererek hem mutfak ve sofra kültürümüzün gelişimini aktardı, hem de seçilen 4 farklı yemek ile özel bir pişirme demosu ve tadımını gerçekleştirdi. Arjantin’den Maussi Sebess, Japonya’dan Ecole d’art Culinaire, Kore’den Il Cuoco, Hong Kong’dan VTC, Tayvan’dan Ming Tai, Malezya’dan KDU, Avustralya’dan NSI, Hindistan’dan Acharya, Güney Afrika’dan Prue leith, Slovenya’dan BEC, İngiltere’den Westminster Kingsway College, Brezilya’dan Senac, Meksika’dan Cessa, ABD’den The International Culinary Center ve Kanada’dan George Brown College profesyonel aşçılık okullarının yönetici ve şeflerinin katıldığı toplantıda Türk Mutfağı sunumu yoğun ilgi görürken, demosu yapılan ve seyircilere ikram edilen kuru mantı, testi kebabı, demir tatlısı ve salepli dondurma özellikle pişirme teknikleri anlamında büyük ilgi gördü ve tam

not aldı. Ravioli ve dondurması ile ünlü İtalyan mutfağının temsilcileri, kuru mantı ve salepli dondurma uygulamaları hakkında beğenilerini dile getirdiler. MSA, bu projeyle Türk Mutfağı’nın dünyanın pek çok ülkesinde doğru tanıtılması, dünyanın önemli profesyonel mutfakları ve şeflerine ilham vermesi, doğru, güncel uygulamalarla dünyanın en iyi restoranlarında temsil edilmesi ve daha da önemlisi, pişirme teknikleri, malzemeleri ve sofra kültürü ile genç şef adaylarına ışık tutmasını amaçlıyor.

Türk Mutfağı Eğitimi araştırması üç yıl sürdü Milli Eğitim Bakanlığı onayı ve City & Guilds akreditasyonu ile 2004 yılından bu yana profesyonel aşçılık, profesyonel pasta-ekmekçilik, profesyonel yiyecekiçecek işletmeciliği konularında uluslararası geçerlilikte mesleki eğitimler veren MSA’nın yürüttüğü Türk Mutfağı eğitiminin araştırmaları üç yıl sürdü. MSA eğitmen şefleri ve danışmanları Türkiye’nin değişik bölgelerini dolaşarak, farklı gastronomik bölgeler bazında sayısız reçete ve ürün topladı, araştırma yaptı. Elde edilen veriler titizlikle kategorize edilerek kayıt altına alındı ve akademik çalışmalar

MSA Eğitmeni Şef Ömer Tezel başladı. Türk Mutfağı’nı uluslararası aşçılık üniversiteleri ile yüksek okulların müfredatına uygun bir metodoloji ve içerik ile hazırlamak için bu alanda uzman eğitim akreditörleri, okullar ve danışmanlar ile iş birliği yapıldı. Sadece profesyonel aşçılık okulu öğrencileri ve mezunlarının katılabildiği 2 haftalık çok yoğun bir programdan oluşan Türk Mutfağı eğitimi, Türk Mutfağı’nı dünyaya taşıyabilecek lezzet elçilerini hedefliyor. MSA, geleceğin şef adaylarının “Türk Mutfağı’nın temel pişirme teknikleri”, “Gastronomik yerel ürün ve malzemeler”, “Klasik Türk Mutfağı’nın temel reçeteleri”, “Anadolu Yöresel Halk Mutfakları’nın bölgesel anlamda karakteristik özellikleri” ve “Kahraman yemekleri” gibi başlıklarda bilgi sahibi olmasının yanı sıra; Türk Mutfağı’nın uluslararası profesyonel mutfaklara doğru bir tanımla girmesini de amaçlıyor. Eğitimler öncelikli olarak İstanbul’da MSA’da devam edecek ve programa dahil olan uluslararası aşçılık öğrencileri MSA’da eğitim alırken, programın bir parçası olarak pazarlar, lokantalar ve üreticileri ziyaret ederek hem yerel mutfak ve sofra kültürünü, hem de İstanbul’u yakından tanıma fırsatı bulacaklar.

69

MSA.indd 69

04.11.2013 04:54:39


Haber

TÜRKİYE’nin

KÖFTE İ R E T N ENVA

70

KÖFTE ENVANTERİ.indd 70

04.11.2013 04:55:32


Haber

D

ünyanın önde gelen mutfakları arasında yer alan Türk mutfağının en geniş kategorilerinden birini şüphesiz köfteler oluşturuyor. Bir kısmı anonim, önemli bir kısmı ise yöresel özellikler taşıyan yüzlerce köfte, mutfak envanterimiz içinde yer alıyor. Başka hiçbir milli mutfağın köfte çeşitliliği konusunda Türk mutfağının yanına bile yaklaşamadığı, konunun uzmanları tarafından bilinen ve dile getirilen bir gerçek... Fairy bu kez Yiyecek içecek Danışmanı Osman Serim ile birlikte bir kısmı anonim bir kısmı yöresel özellikler taşıyan Türkiye’nin 7 bölgesine ait 50’ye yakın köfte tarifini, “Türkiye’nin Köfteleri” kitabında buluşturdu. Akdeniz’in Antalya Şiş Köftesi’nden Doğu Anadolu’nun Abdigor Köftesi’ne, Ege’nin İnegöl Köftesi’nden Güneydoğu Anadolu’nun Fellah Köftesi’ne, İç Anadolu’nun Afyon Sucuk Köftesi’nden Karadeniz’in Akçaabat ve Marmara’nın Tekirdağ Köftesi’ne kadar yapımı kolay malzemesi makul fiyatlı, üstelik çok lezzetli bir yemek kategorisi oluşturan kitaptaki 50’ye yakın köfte hem evde hem ev dışında 7’de 70’e herkesin en sevdiği günlük yemekler arasında yer alıyor.

Mutfağımızın “Başyapıt”ları köfteler... Mutfağımızda kırmızı veya beyaz etlerden, kuru ve yaş sebzelerden oluşturulan yumruların çeşitli teknikler ile çiğ veya pişmiş olarak sunulmasına jenerik olarak “köfte” deniliyor. Yani köfte bir yemeğin değil bir kategorinin adı aynen tencere yemekleri veya zeytinyağlılar gibi...Dövülmüş, ezilmiş, yoğrulmuş ve kıyılmış özellikleri, köftelerin çiğnemesi ve sindirmesi kolay yemekler haline gelmesine de neden oluyor. Dolayısı ile köfteler, 7’den 70’e herkesin en sevdiği yiyecekler arasında yer alıyor. Bir masa etrafında yenilebildikleri gibi ekmek arası tabir ettiğimiz sandviç ve piknik yemeklerinin

de “Başyapıt”ları aynı zamanda köfteler... Ülkemizin özellikle Güneydoğu mutfaklarının vazgeçilmezi olan “kıyma kebabı” tabir ettiğimiz kebapları da aslında bir nevi köftelerden oluşuyor. Osman Serim, başka hiçbir milli mutfağın köfte çeşitliliği konusunda Türk mutfağının yanına bile yaklaşamadığı konunun uzmanları tarafından bilinen ve dile getirilen bir gerçek olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Rahatlıkla başka hiçbir milli mutfakta bu sayıda ve çeşitlilikte köfte olmadığını söyleyebiliriz. Zaten bunu sadece biz değil çok saygın uluslararası uzmanlar da birçok kez ifade ediyorlar. Fairy, sayıları yüzleri bulan köftelerin belki de en çok bilinen 50’ye yakınını bir kitapta toplayarak, günün birinde mutlaka akademik çevrelerce gerçekleştirilmesi gereken Türk mutfağının

“Mutlu Mutfaklar” fikri ile yola çıkan ve mutlu sofraların en zorlu bulaşıklarını temizleyen Fairy, bu kez Yiyecek İçecek Danışmanı Osman Serim ile birlikte bir kısmı anonim bir kısmı yöresel özellikler taşıyan Türkiye’nin 7 bölgesine ait 50’ye yakın köfte tarifini “Türkiye’nin Köfteleri” kitabında buluşturdu.

büyük envanterine küçük de olsa bir katkıda bulunmayı hedefledi. Türk mutfağının zenginliğini, yemek kültürümüzü tanıtmak, bilmek ve yaymak çok önemli. Umarım bu gibi projelerin devamı gelir ve sofralarımıza gelen birbirinden güzel lezzetleri geniş kitlelerle paylaşmaya devam edilir.”

71

KÖFTE ENVANTERİ.indd 71

04.11.2013 21:09:47


Haber

Randstad, workmonitor araştırması ile iş dünyasının nabzını ölçmeye devam ediyor. Türkiye’nin de dahil olduğu 32 ülkeyi kapsayan yılın ikinci araştırmasında yeni bir iş bulmada eğitimden ziyade deneyimin daha önemli olduğu ortaya çıktı.

Altuğ Yaka

İşe alımlarda deneyim,

EĞİTİMDEN DAHA ÖNEMLİ ÇIKTI A

raştırmaya katılan işveren ve çalışanların yüzde 81’i, yeni bir iş bulmada eğitimden ziyade deneyimin önemli olduğunu söylerken, küresel olarak çalışanlarda işini kaybetme korkusu gözlemlendi. Genç ve yaşlı istihdamı, kişisel motivasyon, iş gücü dolaşımının da ölçümlendiği ikinci workmonitor sonuçlarına göre çalışanların işsiz kalmaktansa, eğitim düzeyinin altında ya da geçici bir işte çalışmayı tercih edeceği ortaya çıktı. Dünyanın lider insan kaynakları danışmanlık şirketlerinden Randstad, Avrupa, Asya Pasifik ve Amerika kıtalarını içeren, Türkiye’nin de dahil olduğu 32 ülkeyi kapsayan yılın

ikinci workmonitor araştırmasını yayınladı. 10 yıldır aralıksız olarak yılda 4 kez iş dünyası eğilimlerinin ölçümlendiği araştırma sonuçlarına göre, uygun bir iş bulmada deneyimin eğitimden daha önemli olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya katılan işveren ve çalışanların yüzde 81’i, yeni bir iş bulmada eğitimden ziyade deneyimin daha önemli olduğuna inandığını söyledi. On binlerce çalışanın katıldığı araştırmada en çok deneyimli işçi arayan ülke % 92 ile Çin olurken, Hindistan ve Birleşik Krallık % 91 ile ikinciliği paylaştı. Türkiye’de ise bu oran % 85 olarak ölçümlendi. Danimarka ve Norveç’te çalışanların yarısı ise eğitime karşı deneyimin ağır bastığına inanıyor.

72

RANDSTAD.indd 72

04.11.2013 04:56:12


Haber

İŞ BULMA GENÇLER İÇİN Mİ? YAŞLILAR İÇİN Mİ DAHA ZOR?

İş dünyasında önemli bulguların ve ilgi çekici sonuçların ortaya çıktığı Workmonitor araştırmasında, küresel olarak araştırmaya katılanların üçte ikisi, 25 yaşın altındaki gençlerin uygun bir iş bulmada her geçen gün daha da zorlandığını belirtti. X kuşağının ardından Y kuşağının da iş hayatına girmesi ile birlikte üç farklı kuşaktan insanın birlikte çalıştığını ve hızlı bir değişimin başladığını söyleyen Randstad Türkiye Genel Müdürü Altuğ Yaka, “Günümüz iş dünyasına baktığımızda teknolojinin damgasını vurduğu, 3 kuşaklı şirketlerin arttığı, önemli bir dönüşümün başladığı dönemece girdik. Yılın ikinci workmonitor araştırmasında 25 yaş altındaki gençlerin deneyimleri nedeni ile iş bulmakta zorluk çektiği ortaya çıksa da, küresel olarak şirketlerin dörtte üçü genç çalışanları istihdam etmek istiyor. Meksika, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya Norveç ve Türkiye’deki şirketlerin % 80’den fazlası gençlerle yürümeyi, Macaristan, Singapur, ABD, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Doğu Avrupa’da ise 25 yaş üstü, deneyimli çalışanlarla ilerlemeyi düşünüyor. Araştırmadaki diğer önemli bir bulgu ise küresel olarak gençlerin % 80’lik bir bölümü genellikle eğitim seviyelerinin altındaki işleri kabul etmesiydi” açıklamasını yaptı.

İŞSİZ KALMAKTANSA GEÇİCİ BİR İŞİM OLMASINI TERCİH EDERİM Tüm dünyada çalışanların neredeyse % 75’i geçici işlerin kadrolu iş için bir atlama taşı olabileceğini düşünüyor. Bu düşüncenin en fazla olduğu ülkelerin başında % 89’la Malezya, % 88’le Fransa ve Polonya geliyor. Geçici iş ilişkisine Çek Cumhuriyeti, Yunanistan ve Macaristanlı çalışanların sıcak bakmadığını belirten Altuğ Yaka, “Küresel olarak çalışanların % 70’ten fazlası geçici işin, kadrolu işe geçişte bir atlama taşı olabileceğini düşünüyor ve işsiz kalmaktansa geçici bir işlerinin olmasını tercih edeceklerini belirtiyor. Türkiye’de de bu oran % 79’la hayli yüksek. Öte yandan mobilite, internet ve sosyal ağ kullanımının yaygınlaşması ile çalışanlar istihdam şirketlerine daha fazla yönelmeye başladı. Mobilite merkezli yaşam sürecinde, neredeyse kimseyi masa başında yakalayamadığınız bugünlerde iş başvuruları artık cep telefonlarından, tabletlerden gerçekleştiriliyor. Dünya genelinde iş bulmak için yaklaşık her 10 çalışandan 8’i bu altyapıya sahip olan istihdam şirketini tercih ediyor. Bu oran Brezilya’da %93, Meksika’da %89, İspanya’da % 87, Türkiye’de %79, İsveç’te 55, Almanya’da ise %56” dedi.

İŞİNİ KAYBETME KORKUSU ARTIYOR

Workmonitor araştırmasında öne çıkan diğer bir konu ise iş sürekliliğindeki güven üzerineydi. Küresel olarak işinin güvende olduğuna inananların sayısı oldukça düşük çıktı. Ekonomik koşulların kötü olduğu Yunanistan’daki çalışanların % 94’ü işlerinin güvencede olmadığını belirtirken Macaristan % 93 ile ikinci sırada, İspanya ise % 91 ile üçüncü sırada yer aldı. Türkiye’de ise bu oran %75’i geçmedi. Brezilya, Norveç ve İsveçli çalışanlar ise diğer ülkelere nazaran kendilerini daha güvende hissettiklerini belirtti.

73

RANDSTAD.indd 73

04.11.2013 04:56:12


bi l a K Haber

Turizm Sektörünün

İzmir’de Atacak

Türkiye’nin turizm alanındaki önemli buluşmalarından biri olan Travel Turkey İzmir-Turizm Fuar ve Konferansı, 5-8 Aralık tarihinde 7. kez düzenleniyor.

T

ürkiye’nin ve değişik ülkelerle bölgelerin turizm zenginliklerini, farklı destinasyonlarını yerli ve yabancı turizm yatırımcılarına, acentalara, satın alıcılara ve tatil planı yapmakta olan son tüketicilere göstermeyi hedefleyen fuar, 7’nci yılında da farklı destinasyonlardan çok sayıda katılımcıya ev sahipliği yapacak. Turizm sektörünün önemli organizasyonlarından Travel Turkey İzmir’de, Turizm Fuar ve Konferansı’nın Partner Ülkesi Mısır, turizm potansiyelinden, tarihi

geçmişine, coğrafi zenginliğinden, kültürel çeşitliliğine pek çok yönüyle kendisini fuarda tanıtacak. 2007 yılından buyana partner ülke seçen Turizm Fuar ve Konferansı’nda bugüne değin sırasıyla Yunanistan, KKTC, Saraybosna Kantonu, Hırvatistan / Zagreb, Hollanda ve Karadağ partner ülke oldu. Şanlıurfa ile başlayan Partner İl uygulaması bu yıl Çanakkale ile devam edecek. Partner İl Çanakkale, Turizm Fuar ve Konferansında tarihsel zenginlikleri, yöresel kültürü, yemekleri, el sanatları, örf, adetleri ve diğer tüm yönleriyle, kendisini tanıtma ve sergileme olanağını bulacak. Turizm Fuar ve Konferansı’nda Trabzon, Denizli, Ordu Osmaniye, Kütahya ve Kastamonu Partner İl olarak yer aldı. Organizasyonun konferans ayağı ise sektör temsilcilerini İzmir’de buluşturacak. Türk turizm sektöründeki yenilikler ve gelişmelerin ele alınacağı konferans, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamaları Birliği (ETİK) tarafından organize ediliyor. Giriş ücreti 3 TL olarak belirlenen fuar, 10.00 - 18.30 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Geçtiğimiz yıl4 gün süren Turizm Fuar ve Konferası’nda; 47 ülkeden ve Türkiye’nin 54 şehrindengelen 25 bin 915 kişigelecekteki turizm potansiyelini planlamak ve değerlendirmek üzere İzmir’e geldi. Karadağ’ın Partner Ülke, Kastamonu’nun Partner İl olduğu fuara,778 firma katılmıştı.

74

TURİZM.indd 74

04.11.2013 04:57:03


Haber

Selen Ersü

Eric A. Danziger

Dünyanın önde gelen zincir otelleriyle yatırım ve işletmecilik alanında ortak projelere imza atan Ever Turizm, Wyndham Hotel Group işbirliği ile 30 yeni otel açacak.

O

telcilik sektörüne, 2006 yılında Ankara’daki Mega Residence Hotel ile adım atan Ever Turizm, Türkiye pazarına kazandırdıkları Ramada Encore markasıyla bu sektörde büyüme kararı aldı. Yatırım ve işletmecilik alanında dünyanın en büyük otel zincirleriyle işbirliklerine imza atan Ever Turizm, Wyndham Hotel Group ile 10 yılda 30 Ramada Encore açmak için anlaşma imzaladı. Dört yıldızlı Ramada Encore markası için yapılan anlaşma kapsamında Türkiye’deki ilk otel, İzmir Balçova’da hayata geçiyor. 10 yıl içinde işletecekleri otel sayısını 33, yatak kapasitesini ise 5 bine çıkarmayı hedefleyen Ever Turizm, 30 yeni Ramada Encore için 320 milyon Euro’luk yatırım yapmayı öngörüyor. Yeni otellere uygun lokasyonlarda arsa, kaba inşaatı bitmiş bina ve otel için tasarlanmış yapıları kiralamak için araştırma yaptıklarını kaydeden Ever Turizm Yönetim Kurulu Başkanı

’DEN OTEL YATIRIMI

10YILDA

320 MİLYON Selen Ersü, Ramada Encore için turizm, sanayi ve ticaretin aktif olduğu şehirlere yönelmeyi planladıklarını belirtti. Ramada Encore ile hedef kitlelerinin gerek turistik gerek iş için sık seyahat edenlerden oluştuğunu kaydeden Ersü, “Ramada Encore markası, 5 yıldızlı otel kalitesini ve konforunu, konuklama maliyetlerini orta segmentte tutan bir konsepte sahip. Bu konsept, büyümek isteyen ama maliyetlerini kontrol altında tutmak zorunda olan işletmeler ve yöneticileri, aynı zamanda uygun fiyata konaklamak isteyen turistlere büyük avantaj sağlayacak ‘’ dedi.

2 yılda 4 yeni otel Selen Ersü, 2023 yılına kadar Türkiye’de işletmeye alacakları otel sayısının 33, yatak kapasitesinin ise 5000 e ulaşmasını hedeflediklerini de söyledi. 2013 yılı tamamlanmadan, İstanbul Avrupa yakasında bir otel projesi için imza atacaklarının altını çizen Ersü, “Bu otel 2014 te hayata geçecek.

Devamında ise İzmit, Samsun ve Çanakkale de üç ayrı konseptte oteli, 2015 yılında hayata geçirmeyi planlıyoruz . 2016 – 2023 hedeflerimiz arasında potansiyeli olan Anadolu’daki şehirler. Ever Turizm olarak yeni otel projelerimiz için Anadolu’ya yöneleceğiz. Şanlıurfa, Gaziantep, Çorum, Tekirdağ, Kayseri, Hatay, Eskişehir, İzmir – Aliağa, Sinop, Konya, Ordu, Van ve Malatya planlarımız arasındaki şehirlerden bazıları”’ diye konuştu. 67 ülkede, 7 bin 410 otel ve 635 bin 100 oda ile hizmet veren dünyanın en büyük otel zincirlerinde olan Wyndham Hotel Group CEO su Eric Danziger ise, “Türkiye’deki ilk Ramada Encore’u açtığımız için büyük heyecan duyuyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu kavramı ülke geneline yaymak için sabırsızlanıyoruz. Seyahat eden çalışanlar için sade, rahat ve konforlu hizmet veren Ramada Encore un, Avrupa ve Asya da popüler olacağından eminiz” şeklinde konuştu.

75

EVER TURİZM.indd 75

04.11.2013 04:57:43


Haber

5 şikâyetten

4’Ü HİKÂYE!

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, gıda güvenliğini korumak amacıyla hizmete sunduğu ‘Alo 174 Gıda’ hattına birbirinden ilginç şikâyetler geliyor. Şikâyetler arasında vatandaşın; “Muhabbet kuşum ötmüyor” diyerek yardım istemesi, kedisinin ölmesine neden olduğunu iddia ettiği tavuk ciğerini üreten firmanın denetlenmesini istemesi de yer alıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2009 yılında faaliyete aldığı “Alo 174 Gıda” hattına bugüne kadar 988 bin 644 çağrı yapıldı. Bakanlık, yapılan çağrılardan sadece 187 bin 99’unu gıda ihbar ve şikâyet kapsamında olduğu için kayıt altına aldı ve bu başvuruların 183 bin 774’ünü sonuçlandırdı. Hatta yapılan başvurular arasında birbirinden ilginç şikâyetler yer alıyor. Bu kapsamdaki başvurulardan birinde, muhabbet kuşu ötmeyen vatandaş şikâyetini şu şekilde dile getiriyor: “Beyaz muhabbet kuşum var, evime götürdüm, kuşum ötmüyor, konuşturamıyorum, yardım edin.” Bir başka vatandaş ise aldığı tavuk ciğerinin kedisini öldürmesinden şikâyetçi oluyor.Veterinerin gıda zehirlenmesi teşhisi koyduğunu söyleyen vatandaş ciğeri aldığı firmanın denetlenmesini istiyor. Şikâyetçilerden biri de üretim izni olmayan eşinden şikâyetçi oluyor. Duyarlı vatandaş, eşini şikâyet ederken şu ifadeleri kullanıyor: “Üretim izin belgesi ve hiçbir resmi evrakı yok. Daha önce mühürlendi ancak mührü kırıp faaliyet gösteriyor. Ben ‘yapma’ dedim ama hala yapmaya devam ediyor. Vicdanım rahat değil onun için şikâyetçi olmak istiyorum.” Alo Gıda hattını arayan başka bir tüketici, bir marketin unlu mamuller bölümünde timsah, kaplumbağa gibi yabani hayvanlar şeklinde ekmek yapılmasından, ekmeğin hayvanlara benzetilmesinden şikâyetçi oluyor. Hatta yapılan bir başka şikâyette ise, tüketici ekmek aldığında para verdiği kişinin hem parayı tutup hem ekmeği vermesinden dolayı rahatsızlığını dile getiriyor. Ekmek veren kişiyle para alan kişinin

a y r ı olması gerektiğini belirten tüketici, açıkta ekmek satışının yasak olması gerektiğini söylüyor. Şikâyetini dile getiren tüketicilerden biri ise Ankara’daki bar, gece kulübü gibi yerlerde bira bardaklarının içine nitrik asit sürüldüğünü iddia ediyor ve bunun Türklerin soyunu kurutmak için yapıldığını düşünüyor.

KURALLARA UYMAYANLARA CEZA Şikâyet hattına, tahıl, un ve unlu mamullerde 33 bin 737, et ve et ürünlerinde 27 bin 816 ve tasnif dışı gıdalarda 14 bin 80 adet başvuru yapıldı. En fazla başvuru, İstanbul (40.083), Ankara (13.802), İzmir (10.578), Antalya (10.335), Konya (6112), Bursa (5257), Adana (4081), Gaziantep (3951), Kayseri (3409) ve Eskişehir (3052) il müdürlüklerine yapıldı. Bakanlığın yaptığı denetimler sonucunda, 26 bin 64 başvuru hakkında cezai işlem uygulandı. Cezai işlemlerin 21 bin 573’ü idari para cezası, 3 bin 581’i üretim/faaliyetten men olarak gerçekleşirken, Cumhuriyet Savcılığı’na 910 suç duyurusu yapıldı.

ALO 174 GIDA HATTI Alo 174 Gıda hattına genellikle gıda üreten ve satan işletmelerin hijyen kurallarına aykırı faaliyetler gösterdikleri, ürünlerin içerisinde yabancı maddelerin çıkması, ürünlerin etiket bilgilerinde yeterli bilgi bulunmaması ve haksız rekabete neden olan ifadeler içeren etiketler, son tüketim tarihi geçmiş ürünlerin satışı, gıda zehirlenmesi şüphesi, izinsiz gıda satışı gibi konularda şikâyetler geliyor.

76

ALO GIDA.indd 76

04.11.2013 04:58:17


Teknoloji

Türkiye’nin teknoloji sayfası

Koray Öztürkler

Turkcell Blog yayında

Turkcell’in teknoloji tutkunlarını zengin bir içerikle karşıladığı yeni blogu yayına girdi. Turkcell Blog’da hem güncel teknolojik gelişmelere, hem de Turkcell’in kendi ürün ve servislerine dair yazılar yer alıyor.

T

ürkiye’nin lider iletişim ve teknoloji şirketi yenilenen ve yeni bir içerik stratejisiyle hayata geçirilen Turkcell, kurumsal blogunu yayına soktu. http://blog.turkcell.com.tr adresi üzerinden erişilebilen Turkcell Blog’da, şirketin üst yöneticileri ve çalışanlarının yanı sıra teknoloji dünyasının önde gelen isimleri de yazılarıyla yer alacak. Temmuz ayında yayına başlayan ve 3 ay içinde 98 farklı yazardan 230 makaleyle zenginleşen Turkcell Blog, başta mobil teknolojiler olmak üzere teknolojinin hemen her alanında içerik sağlıyor. Akıllı cihazlar için optimize edilmiş yeni nesil tasarımıyla yayına geçen blog, hem blog yazıları hem de videolarla ziyaretçilerine zengin bir içerik sunuyor..

Kurumların ürün ve servisleri hakkında müşterilerine birinci elden doğru ve eksiksiz bilgi verebilmelerinin önemine dikkat çeken Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler, kurumsal blog fikrine neden değer verdiklerini şöyle açıkladı: “Kurumsal bloglar artık ‘dijital kimlik’ açısından dünya çapında pek çok şirketin vazgeçilmezleri arasına girmiş durumda. Yoğun içerik bombardımanı arasında müşteriye doğru bilgiyi birinci elden ulaştırabilmek yalnızca şirketler açısından değil, tüketici hakları açısından da büyük bir sorumluluk. Biz Turkcell olarak müşterilerimiz için her kanaldan erişilebilir olmayı çok

önemsiyoruz. O nedenle Facebook, Twitter, Foursquare ve Google+ gibi kanalları Türkiye’de en etkili kullanan şirketlerin başında geliyoruz. Bu doğrultuda sosyal medyada paylaşılan mesajların bir içerikle ilişkilendirilmesi bizim için büyük önem taşıyor. İşteTurkcell Blog, bizlerin bu ilişikilendirmeyi en doğru şekilde yapabilmemizi sağlayacak bir mecra. Turkcell Blog bunun yanında, teknoloji yazarlarının ve teknoloji dünyasından profesyonellerin katkılarıyla vizyon sunan bir mecra özelliği de taşıyor. Böylece teknoloji alanında Türkçe içeriğin gelişimine önemli bir katkı sunduğumuza inanıyoruz.”

77

TURKCELL BLOG.indd 77

04.11.2013 05:08:17


Haber

ilaç çalışanları DİYABETLİLER VE AİLELERİ İÇİN MUTFAKTA Dünyanın önde gelen ilaç şirketlerinden Lilly’nin 2008’den bu yana gerçekleştirdiği “Gönüllülük Günü”, 60 ülkede 20 bin Lilly çalışanının katılımıyla bu yıl 10 Ekim’de tüm dünyada eşzamanlı olarak düzenlendi. Diyabet farkındalığı için

L

illy İlaç çalışanları, Lilly’nin dünya genelinde uyguladığı kurumsal sorumluluk programı “Gönüllülük Günü” kapsamında diyabetten etkilenen ailelerle diyabet dostu yemek atölyesinde buluştu. Lilly gönüllüleri, “Sizin için mutfaktayız” konseptiyle diyabetliler için aileleriyle birlikte diyabetik tatlılar yaptılar. Diyabetle Yaşam Derneği ve Türkiye Diyabet Vakfı desteği ile gerçekleşen projede, sağlıkta bilinçlendirme amacıyla, 100 Lilly çalışanı ve diyabetten etkilenen aile bir araya gelerek belki de daha önce hiç diyabetik tatlı yeme imkanı bulamayan diyabetliler için diyabetik tatlılar yaptılar.

Kurumsal sorumluluğun kuruluşundan bu yana Lilly’nin kurumsal kimliğinin en önemli parçalarından biri olduğunu belirten Lilly İlaç Kurumsal İlişkiler Direktörü Nurgün Örgen Özelçi, 2008’den bu yana Lilly çalışanlarının yaklaşık 625 bin saatlerini içinde yaşadıkları toplumun öncelikli sorunlarının çözümüne destek olacak “Gönülülük Günü” projelerine ayırdıklarını belirterek, bu çabanın “Gönüllülük Günü”nü dünya genelinde en büyük tek günlük gönüllülük programı haline getirdiğini kaydetti. Dünyada giderek büyük bir tehdit haline gelen diyabete ve diyabette doğru beslenmenin önemine dikkat çekmek üzere “Sizin için Mutfaktayız” projesini gerçekleştirdiklerini anlatan Özelçi, şunları söyledi: “Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun verilerine göre 2012’de dünyada 371 milyon diyabetli hasta 187 milyon da tanı konulmamış hasta tespit edilmiştir ve 2030’da bu sayının 552 milyona ulaşması beklenmektedir. 2010 yılında açıklanan “Türkiye Diyabet Epidemiyolojisi Çalışması II” (TURDEP II) sonuçlarına göre ise Türkiye’de 90’ların sonunda yüzde 7.2 olan diyabet görülme sıklığının yüzde 13.7’ye yükseldiği ortaya çıkmıştır.”

78

LILLLY İLAÇ.indd 78

04.11.2013 04:59:01


Haber

EKOL CULINARY GASTRONOMİ DÜNYASINA katkı yapacak

A

çılışta konuşan Ekol Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Önder Bilen, “Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türk gastronomisine hizmet vermeyi hedefliyoruz. Mutfağımızda, demo çalışmaları, workshoplar ve uzman sunumları gerçekleştireceğiz” dedi. Ekol Gıda olarak yüksek müşteri memnuniyeti, üstün kaliteli hizmet verme anlayışıyla her geçen gün kendini yenileyen, geliştiren ve büyüyen bir firma olduklarını kaydeden Bilen, “Vizyonumuz büyüyen, gelişen Türkiye ekonomisi içinde kendi sektörünün önde gelen firmalarından birisi olarak sektöre yön

vermek ve öncü bir şirket olmaktır. Yakın bir gelecekte daha büyük bir lojistik merkezi oluşturarak ve farklı ürünlerin üretimini gerçekleştirerek ürün çeşitliliğimizi artırmak amacındayız. Daha fazla bölgede yer almak, hizmet ağımızı hem yurt içinde hem yurt dışında geliştirmek istiyoruz. Bugün açılışını yaptığımız uygulamaların devamında müşterilerimiz, paydaşlarımız ve iş ortaklarımızla daha çok bir araya gelerek, paylaşımda bulunarak, konuşarak ve dinleyerek daha etkili ve verimli bir iş modeli yaratmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bayram, gelecekte konsept gıda grubu oluşturan firmaların daha da gelişeceğini, gıda sektörünün dünya ekonomisindeki payı ve sürekliliği nedeniyle tükenmeyecek endüstrilerden biri olduğunu söyledi.

YEMEK İŞİ GIDA ENDÜSTRİSİNİN

T

üketici gruplarının göçler sebebiyle lokal ve etnik tüketimden farklı bir global yapıya geçebileceğinin altını çizen Bayram, “Firmalar da bu etnik yapılara göre ürün yelpazesini değiştirmeleri gerekecektir. Temel olarak geleneksel tüketiminden daha çok belki de tekdüze global tatlar ve ürünler pazarın şeklini belirleyecektir. Değişen diğer bir durum ise

Uzun süredir planlaması yapılan Ekol Culinary deneysel mutfak açıldı. Yaklaşık 400 davetlinin katıldığı açılışta davetlilere mutfağın ve çeşitli ürünlerin tanıtımı yapıldı.

Baskın Sektörü Olacak

alım gücünün artması. Ayrıca kadınların iş hayatında daha fazla yer alması, aile yapılarının küçülmesi gibi faktörler de belirleyici olacaktır. Bu açıdan bakıldığı zaman, ev ortamında yemek pişirmekten ziyade insanlar hazır gıdaya doğru bir geçiş yapacaklardır. Belki de uzun vade de evlerde mutfak da ortadan kalkabilecektir. Hazır yemek, lokanta, evlere servis, aç-ye endüstrisi bu bağlamda gelecekte gıda sektörünün baskın sektörleri olacaktır” diye konuştu. Bayram, dünyadaki büyük firma ve global aktörlerin yerel pazarlara daha hızlı girmek için o bölgelerde faaliyet gösteren küçük şirketleri satın almalarına

daha çok rastlanacağını dille getirdi. Şirket evliliklerinin de bir argüman olmaya devam edeceğini ifade eden Bayram, bu süreçte tüm büyük firmaların en büyük kozunun arge, yeni ürün dizaynı ve geliştirme güçleri olacağını sözlerine ekledi.

79

EKOL.indd 79

04.11.2013 21:11:21


ABONE FORMU.indd 80

04.11.2013 05:03:36




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.