3 minute read

çözüm ortağıyız Türkiye´de pek bilinmeyen veya gerekli değer

Konuk Yazar

Türkiye´de pek bilinmeyen veya gerekli değer verilmeyen Avrupa Türk & Etnik Gıda Sektörü

Advertisement

Volkan AYDIN Avrupa Türk Gıdacılar ve Perakendeciler Platformu Koordinatörü

Avrupa Türk/Etnik gıda sektöründen herkese selam ve saygılar. Avrupa Türk / Etnik sektörü Türklerin işci olarak gelmesiyle başlayan bugün 50 yıllık bir sektör olarak görebiliriz. Gıda sektöründe dokuz bine yakın market, sekiz yüz civarında toptancı ve beşyüz civarında üretici ile Avrupa Türk gıda sektörü ciddi iş yapılan bir sektör resmi araştırma olmasada yirmi milyar € luk bir cirosu olduğu söyleniyor. Gıda Sektörünün yanında Gastronomi sektörü de çok ciddi iş yapılan bir sektör, en büyük payı tabiki döner oluşturuyor. Avrupanın her ülkesine ve Avrupa dışında yüz bine yakın döner dükkanı olduğu söyleniyor. Sadece Almanyada 500 civarında büyük döner fabrikası var, diğer ülkerlerle beraber bin civarında. Bugün Almanya´daki döner fabrikaları en modern fabrikalar, Alman makina sanayide bu sektöre önem vermiş ve önemli makinalar Almanlar tarafından üretiliyor. Fabrikasyon ve çeşitlilik açısından Almanya tüm diğer ülkelerden çok daha ileri. Sadece döner cirosunun 8 milyar olduğu söyleniyor maalesef burada da yine sağlam bir araştırma yok. Tüm bu sektörlerin yanında ciddi miktarda Türk restaurantları var, Türkler sadece Türk restaurantı işletmiyor İtalyan, Thai, Alman ve farklı kültürleri işleten Türkler de var. Catering şirketleride son yıllarda çoğalmaya başladı. Pastane ve kahvaltı salonları son yıllarda ciddi bir büyümeye doğru gitiyor. Burada en büyük etken Türkiye´den donmuş pastane ve fırın ürünlerinin daha çok Avrupa´ya ihracat edilmesinden kaynaklı bir durum sözkonusu. Artık simit başta olmak üzere tüm unlu pastane ürünleri donmuş olarak Avrupa ülkelerine geliyor. Genel olarak sektöre baktığımız zaman çok başarılı tarafı olmasına rağmen halen daha organize olmamış kendini yenilemesi gereken tarafı daha ağır bastığını görüyoruz. Bu kadar büyük sektör olmasına rağmen halen daha tam profesyonel sektörel birliktelikler olmaması sektörün gelişmesi acısından büyük eksiklik. Türk yemek kültürünün devamlılığını sağlayacak aşcı okulları maalesef daha yok. Mutfakda çalışanların çoğu bir şekilde işin içine girmiş ve sonradan öğrenmiş insanlar. Profesyonel işletilen mekanların sayısı az daha çok klasik devam ediliyor. Ağırlıklı olarak döner ve kebab üzerine kurulu bir yapı sözkonusu. Son dönemlerde farklı Türk yemekleri açılmasına rağmen yeterli değil. Avrupa ev dışı tüketim sektörü çok büyük olmakla beraber her alanda iş yapmak için büyük fırsatlar barındırıyor. Ayrıca Türk yemek kültürünü tanıtmak ve dünyaya açma konusunda önemli bir sektör, Türk işletmeleri ile bu anlamda bir çok proje yapılabilir. Ticari açıdan da çok önemli bir sektör özellikle Gastronomi, Catering firmalarına hizmet eden mutfak ve fabrika malzemeleri firmalarının Avrupaya açılması açısından değerlendirilmesi gereken bir sektör. Türk yemek kültürüne ilgi tüm Avrupa ülkelerinde ciddi çekilde var bu alanda özellikle hazır yemek konusunda ciddi eksiklikler mevcut bu durumu Catering Fabrikları değerlendirebilir. Türkiye Avrupa arası farklı beraber yürütülecek projelere ihtiyaç var. Bir tarafta ciddi bir ev dışı tüketimi olan 510 milyonluk Avrupa bir tarafta çok çeşitli mutfağı olan Türkiye. Özet olarak Türkiye´deki Gastronomi ve Catering sektörü Avrupada varolan Gastronomi ve Catering sektörü ile ilişkilerini geliştirmeli ve iki tarafa da faydası olacak çalışmaları hayata geçirir ise iki taraf içinde her anlamda verimli iş birliktelikleri ortaya çıkar.

Hijyenik yiyecek ihtiyacı, SEFERTASI'nı baş tacı yaptı

Salgın sosyal, ekonomik yaşamın yanında gıda tüketimi ve gıda satın alma tercihlerini de değiştirdi. Sağlıklı gıda tüketme arzusu eski dönem alışkanlıklarını günümüze taşıdı. Evde pişirilen ve hijyen açısından güvenli yiyeceklerin iş yerine ya da okula taşınması, nostaljik sefer tasını yeniden günlük hayatımıza getirdi. Sefer tasında olmazsa olmazlar arasında C vitamini ve bakliyat geliyor.

Yeni tip koronavirüs kişilerde ekonomik yaşamların yanı sıra gıda tüketimi ve gıda satın alma tercihlerini de değiştiriyor. Geçmişin orta direğinin vazgeçilmezi sefer tasları, nostaljik bir eşya olmaya yüz tutmuşken yaşanılan pandemiyle birlikte yeniden hayatlarımıza girip, kendini hatırlattı. Öğle yemekler inin daha güvenilir olması için özellikle memur, emekli, esnaf gibi meslek gruplarının bir dönem sık kullandığı sefer tasları yeniden gözde oldu.

Salata ve sandviç vazgeçilmez

Korona sebebiyle önem kazanan hijyen ve sağlıklı gıda kavramının kişileri artık eski alışkanlıklarına yönelttiğine dikkat çeken İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Dilistan Shipman, “Pandemi bize sağlıklı ve sağlığa uygun gıda tüketme arzusunu öğretti. Bunlardan en nostaljik olanı ise sefer tası konseptinin geri gelmesi oldu çünkü kişi, evde pişirilen ve hijyen açısından güvendiği yiyecekleri iş yerine götürmek istiyor. Günümüzde yiyecekleri ortalama dört saat sıcak ya da soğuk tutan sefer tasları işleri daha kolaylaştırıyor. Önümüz yaz ve sıcak günler bizleri bekliyor. O nedenle hem içinizi ferahlatacak hem de yapılması pratik tarifleri tercih etmek önemli ” dedi.

This article is from: