5 minute read

Ticaret hayatı bir alanda daha dijitale taşınıyor

Köşe yazısı

Timuçin ARAL Sistem Analist timucinaral@cozbim.com.tr GSM:0535 610 40 25 Ticaret hayatı bir alanda daha dijitale taşınıyor

Advertisement

Ticaret hayatı bir alanda daha dijitale taşınıyor : e-İrsaliye E-Fatura, E-Arşiv, E-Defter derken gün geldi, irsaliye de kağıt ortamından digitale döndü. Bir yazılımcı olarak en sevindiğim kâğıtları en aza indireceğiz. Bu konuda da yazılım dünyası ticari hayata çok önemli katkıda bulunmuştur. Şimdi birkaç soruyla e-irsaliyeyi anlatmak isterim. Peki e-irsaliye nedir?

e-İrsaliye belgesi, yeni bir belge türü olmayıp, kâğıt ortamdaki “Sevk İrsaliyesi” belgesi ile aynı hukuki niteliklere sahiptir. Mal hareketlerinin elektronik ortamda düzenli bir şekilde izlenebilmesi amacıyla, hali hazırda kâğıt ortamda düzenlenmekte olan “Sevk İrsaliyesi” belgesinin, elektronik belge olarak elektronik ortamda düzenlenmesi, alıcısına elektronik ortamda iletilmesi ve elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine ilişkin bir elektronik belgedir. e-İrsaliye 2 şekilde uygulanacaktır. e-İrsaliye mükellefine sistemden direkt gönderme ve e-İrsaliye mükellefi olmayana ortak VKN den gönderme. Teknik alt yapısı ve işleyişi E-Faturaya benzer, kapalı sistemdir, yani göndericisi ve alıcısı GİB ya da özel entegratör sistemlerine bağlantıyla gönderir alır. e-İrsaliye kimlere düzenlenir? e-İrsaliye kesmek için gönderici ve alıcının e-irsaliye uygulamasına kayıtlı olması gerekir. Şayet taraflardan biri e-İrsaliye kullanıcısı değilse, e-Arşiv Fatura veya sevk irsaliyesi düzenlenir. e-İrsaliye Zorunlu mu? Aşağıdaki kapsama girenler için Evet;

● Hal kayıt sistemine kayıtlı taze sebze ve meyve tüccarları ve komisyoncuları ● 25 Milyon TL ve üzeri yıllık cirosu olan mükellefler. Tütün, alkol, kolalı gazozların üretici, dağıtıcıları ve bayileri ●EPDK lisanslı üretici ve dağıtıcı kurumlar (Elektrik üreticisi, akaryakıt dağıtıcısı vb) - Gübre Takip Sistemi’ne kayıtlı kullanıcılar. ● E-Fatura mükellefi olup şekerin imalini gerçekleştiren mükellefler (Beyaz şeker, yarı beyaz şeker vb). - E-Fatura mükellefi maden, demir ve çelik (GTİP 72) demir ve çelikten eşya (GTİP 73)imali, ithali ve ihracı faaliyetleri Malın sevki sırasında araçta e-İrsaliye çıktısı bulundurmak zorunlu mu? Üzerinde KareKod bulunan kağıt çıktısı yada elektronik kopyasının bulundurulması zorunludur. e-Irsaliye ne gibi kolaylıklar sağlar?

Geçmiş dönemlerde hazırlanan irsaliyelere ulaşım ya da denetim ve kontrol anlarında, elektronik ortamda yer alan E-İrsaliyelere ulaşım süresi saniyelerle ölçülür. E-İrsaliye üzerinde barkod bulunur ve yol polisleri el terminalleri marifetiyle şoförün cep telefonundaki dijital ya da kağıt barkodu okutarak irsaliyenin detaylarına ulaşırlar. E-İrsaliye kamyonların plaka bilgileri ile eşleşik ve ağırlık ölçme istasyonları ile entegre olacağından kamyonlar durdurulmadan da nakliye yapılabileceklerdir. e-İrsaliyenin 5 avantajı 1. e-Fatura ya da e-Arşiv uygulamalarıyla birlikte faturalama süreçlerinizi dijitalleştirir. 2. Sevk süreçlerinizi hızlandırıp pratik hale getirir; verimliliğinizi artırır. 3. Baskı, kargo gibi süreçleri ortadan kaldırır; vakit ve nakitten tasarruf ettirir. 4. Arşivlemeyi ve erişimi kolaylaştırır. 5. Kağıt kullanımını azaltır, doğayı korumaya yardım eder. Çözbim Yazılım olarak e-Irsaliye modülümüzü geliştirdik. Catering sektörü için geliştirdiğimiz YEMEKÇİ MRP/ERP Üretim Sistemimize entegre edildi. Sistemimizi kullanan firmalarımız kolaylıkla e-irsaliyelerini toplu oluşturup, toplu olarak entegratör üzerinden e-irsaliyelerini sistem üzerinden gönderebileceklerdir. Yemek fabrikalarımızın her gün çok büyük zamanını alan irsaliye oluşumu çok kolaylaştırılmıştır. Üretiminiz, finansal işlemleriniz, İnsan kaynaklarınız, e-fatura, e-arşiv, e-irsaliye işlemleriniz, muhasebesel işlemleriniz, maliyet analizleri, sınırsız sorgulama teknikleriyle tek çatı altında takibini yapabildiğiniz sektörün en geniş detay ve kolaylığına sahip olan YEMEKÇİ MRP/ERP sistemimizle tanışmanız dileklerimizle.

Sağlıcakla kalın.

tarım Yerli buğdayda üretim üç yılda 400 tonu aştı "Sorgül Buğdayı" hasadı gerçekleşti

Mezopotamya’nın en eski buğdayı olan Sorgül ’ün yeniden canlandırılması için 2017’de başlatılan “Yaşayan Toprak Yerel Tohum” projesi kapsamında bu yıl üçüncü kez hasat gerçekleşti. İlk yıl 102 dönüm arazide 20 ton hasadın elde edildiği projede bu yıl bin 400 dönümde 400 tondan fazla Sorgül buğdayı elde edildi. Yerli tohum kullanımı çabalarında bir aşama daha kaydedildi. 2017 yılında 2 ton Sorgül buğdayının ekimiyle başlayan projenin ilk yılında 35’i mülteci olmak üzere 70 kadın yer almış, 102 dönüm arazide 20 ton rekolte elde edilmişti. Bu yıl üçüncüsü gerçekleşen hasatta ise 17 gönüllü çiftinin bin 400 dönümlük arazisinde yapılan ekimde rekolte 400 tonu aştı. . Susuz tarım maliyetleri de düşürüyor

Sorgül buğdayı hasadı, bu yıl Coronavirüs önlemleri nedeniyle projenin yürütücüsü Ebru Baybara Demir ve çiftçi kadınların katılımı ile gerçekleşti. Şef Ebru Baybara Demir, “Yerel tohumlarla doğaya, insana saygılı tarımın mümkün olabileceğini, susuz tarımın su kaynaklarını korumada ve tarım girdi maliyetlerini azaltmada ne kadar önemli olduğunu Sorgül buğdayı ile deneyimlemeye devam ediyoruz” dedi. “Hayatın devamı için tarımın önemini anladık”

Hasatta proje hakkında bilgi veren Demir açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “2017 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile başladığımız projemize AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’nın destekleriyle devam ediyoruz. Şükraan Ekonomik Tarımsal Kalkınmayı ve Sosyal Gelişimi Destekleme Derneği olarak yürüttüğümüz projede amacımız her türlü doğa koşuluna ve hastalıklara dayanıklı olan bu tohumları ekerek, kuraklık başta olmak üzere bizi bekleyen tehlikelere karşı önlem almanın önemini göstermekti. Projemizde toprağın korunması, iyi tarım uygulamaları, yerel tohumların bulunması, çoğaltılması ve gelecek nesillere aktarılması için bölgedeki toprak sahipleri, iyi tarım uygulamalarını deneyimleyerek projeye destek vermeye devam ediyor." “Coronavirüs sürecinde kadınlar üretmeye devam etti”

“Bu projede tohum ve toprağımıza sahip çıktığımız kadar topraktan düzenli gelir etmeye başlayan kadınlarımızla geleceğimizi de güçlendiriyoruz. Salgın döneminde Mardin’de üretimin durduğu süreçte kadınlarımız tarlada çalışmaya ve üretmeye devam ederek istihdamlarını korudular. 13 bin yıllık tohum

Hasat sırasında Sorgül buğdayı hakkında bilgi de veren Şef Demir, “Anadolu’da tarihi 13 bin yıl öncesine dayandığı bilinen buğday tarımının anavatanı Mezopotamya’dır. Sorgül Mezopotamya ovasında yetişen, bilinen en eski buğday türü. Adını kehribar sarısından kırmızıyı yansıtan renginden alan Sorgül, tane yapısı camsı, kırmızıya dönen sarı renkte, mükemmel bir koku ve aromaya sahip. 140 cm ’e ulaşan boyu ile yüksek saman verimine de sahip Sorgül ’ün kimyasal gübreye ve sulamaya tepkisi de düşük. Kök yapısı derin ve kuvvetli olduğu için yağışa dayalı şartlarda ve organik yetiştirilmeye uygun olan Sorgül, gelecekte kuraklık tehlikesine karşı susuz tarıma da elverişlidir” dedi. “Pandemi sürecinde tarımın, tohumun ve gıdanın önemini bir kez daha anladık”

Coronavirüs önlemleri kapsamında bu yıl hasat şenliğine katılamayan AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ise şunları söyledi: “Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Mardin’de yürütülen, Türkiye’nin en geniş kapsamlı yerel tohum projesinde Mezopotamya’nın en eski buğdayı olan Sorgül ’ü üç yıl önce yerel dinamiklerle birlikte yeniden canlandırdık. Yaşayan Toprak Yerel Tohum projesi, Türkiye’deki ve dünyadaki uygulamalara bir model oluştururken ölçülebilir sonuçları ve elde ettiği başarılarıyla, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası örgütlerin doğru projede bir araya gelmesinin toplumun sürdürülebilir kalkınmasına sağladığı faydanın da en önemli kanıtıdır. Projenin devamı ve kadın çiftçilerimizin başarısının sürdürülebilir olması için desteğimiz artarak devam edecektir.”

This article is from: