Şafakta güneşin doğuşunu seyredince sanki
Yarin yanağı görünür gece mahşeri azabda
Zülfl eri yüzünü sarmış bulut örtmüş dolunayı
Deryayı seyrettim güya misli yansımış mehtabda
Kaşı üstüne perçemi dökülmüş durur alnında
Sanki nurdan bir kandil asmışlar parlar mihrabda
Dolunayı yıldızlarıyla seyran ederken gördüm
Ashabıyla gece gezer yar hayalimde serabda
Gözümün çoşkun ırmakları dalga dalga yayılır
Gönül kayığım dümen kırmış boğuşur girdabda
İçimde yanar bir ateş ki görse sakar kızarır
Yakar cehennemin narını kimse kalmaz azabda
Hicran ateşiyle gece öyle çok ahlar ettim ki
Felekte miktarını hiç kimse sayamaz hesabda
Kapısında ah u fi gan kılmamaya ihtiyar yok
Dizginimi tutamam beni mazur görün bu babda
Yarin yolunu tutup izleseydi Allahu alem
Cihanda hiçbir hane ve ocak olmazdı harabda