Türkiye’nin tüm aileyi kucaklayan ilk online dergisi
FAMILY HUG www.familyhug.us
Mayıs 2014 Yıl 2 Sayı 4
Family Hug Biradambirbebek
İMTİYAZ SAHİBİ Turcreative adına Cesur Doruk GENEL YAYIN YÖNETMENİ Cesur Doruk REKLAM Turcreative BÖLÜM EDİTÖRÜ Pemra Uğural BÖLÜM EDİTÖRÜ Görkem Pamukçu YAZARLAR Pemra Uğural Tuğçe Acaröz Oğuz Ayşegül İşlekeller Bozca İrem Doruk Anneysen İlknur Karabel Eğitim Bölümü İçin Özel Sezin Okulları’na Teşekkürler ONLİNE DAĞITIM familyhug.us Turkcell Dergilik İLETİŞİM bilgi@turcreative.com
4 | FAMILY HUG
annecim ben korkuyorum Başlık sizi yanıltmasın, bu bir anneler günü yazısıdır. Bu lafı eden de benim, zira son zamanlarda anne olmanın korkmak olduğuna kanaat getirdim. Evet, evet ben korkuyorum... Anne olduktan sonra hayata bakışın değişir, duyguların incelir, daha hisli ve düşünceli olursun, bunlar hep söylenir zaten. Hepsi de
oldu, hepsini de yaşıyorum tüm anneler gibi. Gelin görün ki bunların üstüne bir de korkular musallat oldu başıma. Ya bana birşey olursa, ya kızım yalnız kalırsa, kim bakar ona kim benim kadar sever ya da düşünür onu, nasıl dayanır bu hayata. Tamamen psikolojik bir sorun örneği olabilir bu hislerim belki de ama hiç önemli değil.
FAMILY HUG | 5 Arabayı hızla kullanırken bir viraja girdiğimde ya şimdi birşey olursa diye düşünüp hızlıca film şeridi gibi yazılan dramatik senaryolar mı dersiniz, gazetede okuduğum, hayatımızın pamuk ipliğine bağlı olduğunu doğrulayan olayların yarattığı iç sıkıntısı mı dersiniz, ya gece aniden deprem olursa hızlıca hangi adımlarını uygulamanız gerektiğini ara ara kendime tekrarlamam mı dersiniz, hepsi var. Hepsi bu korkunun neticeleri.
Bu kadar gerçeklikten öte, benim derdim kontrol edemediğim “ya öyle olursa ya böyle olursa” durumları ile ilgili daha çok bu aralar. Bir anne gözünden sakınır bebeğini. Hayatta ne olursa olsun, her kötülük kendisine gelsin de sırf yavrusu iyi olsun ister. Çocuğu hastayken içi parçalanır, evladına biri kötü baksa, laf etse yırtıcı kuş olur, onu kimselere emanet edemez, bir tek kendi koruyacak sanır. Yıllar yıllar önce, ben küçük bir çocukken, annemden evimize nispeten daha uzak olan parka gitmek için izin almışken... İzin aldığım sürenin farkında olmayan
ben parktan da uzağa gidip eve geç kalınca, annem çıkmış beni aramaya. Ben yaptığımın farkına varıp eve döndüğümde, zaten işten yorgun argın gelen annem, tüm çevrede beni arayıp bulamamanın endişesi ile eve geldiğinde ben, korkudan ne yapacağımı bilememiş, benden daha çok korkmuş olan annemden de sağlam bir şaplak yemiştim. Şimdi öyle bir anlıyorum ki o korku ne demektir, o korku anneliğin gerçeğidir, hiç bir zaman bitmeyecek olan. Annelerimizin öper, anneler kutlarım
İrem Doruk
ellerinden gününüzü
Kızım biraz daha büyüdüğünde onu nasıl tek başına bir yere gönderebilirim, toplu taşıma aracına ne zaman tek başına binebilir, arkadaşları ile tatile çıkmak istediğinde ne yaparım, biliyorum ki bu korkuyla karışık sorular da zamanla beynimdeki yerlerini almaya başlayacak. Elbette biliyorum çocuğunuzu kendine güvenen, güçlü, akıllı yetiştirirseniz tek başına ayakları üzerinde durmak için çok zorlanmaz. İyi de ben bu dünyaya güvenmiyorum ki...
6 | FAMILY HUG
FAMILY HUG | 7
8 | FAMILY HUG
Ne var? Ne yok? Borusan Asım Kocabıyık Lisesi öğrencileri ABD’deki robot geliştirme yarışmasından ödülle döndü. Borusan Asım Kocabıyık Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi (TEML) öğrenci ve öğretmenleri ABD’de büyük bir başarıya imza attılar. ABD Uzay Bilimleri Dairesi NASA’nın desteği ile Chicago kentinde düzenlenen “First Robotics Competition Midwest” yarışmasında Borusan Asım Kocabıyık TEML ekibi “Rookie Inspiration Award” ödülüne layık görüldü. Üstelik bu başarı, yarışmaya bir gün kala robotu tekrar yapma zorunluluğu doğmasına rağmen elde edildi. Öğrencilerin bilime ve keşfetmeye olan ilgilerini artırmak ve teknoloji geliştirmeye teşvik etmek amacıyla 20 yıldır düzenlenen First Robotics Competition yarışmalarına her yıl dünyanın dört bir yanından binlerce okul ve yüzbinlerce genç katılıyor. Bu yıl düzenlenen yarışmanın konusu “basketbol oynayan robot” geliştirmekti.
Tüm dünyadan yaklaşık 5 bin okulun başvuruda bulunduğu yarışmada 53 okul finallere katılmaya hak kazandı. Türkiye’den finale kalan 4 okul arasında devlet okulu statüsünde sadece Borusan Asım Kocabıyık Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi yer aldı. Yarışma kuralları gereğince robotun yarışma kurulu tarafından gönderilen malzemelerden yapılması gerekirken, bu malzemelerin ABD’den gönderiminde yaşanan gecikme nedeni ile Borusan Asım Kocabıyık TEML ekibi bazı parçaları Türkiye’de kendileri üreterek robotu tamamladı. Ancak yapılan iş ABD’de görenlerde hayranlık uyandırsa da kurallara uymadığı için, yarışma kurulu eksik parçaları vererek ertesi güne kadar robotun bu parçalarla yeniden yapılmasını istedi. Borusan Asım Kocabıyık TEML ekibi 14 saatte robotu tamamladı, ancak deneme yapma olanağı bulamadan yarışmaya katıldı.
Ekibin savunma ve asist yapmak üzere geliştirdiği robot iki gün boyunca yapılan 10 maçta büyük performans gösterdi ve izleyenlerin takdirini kazandı. Son anda karşılaştığı zorluklara ve robotu kısa süre içinde yeniden yapmak zorunda kalmasına rağmen gösterdiği başarı Borusan Asım Kocabıyık TEML ekibine “Rookie Inspiration Award” ödülünü getirdi.
FAMILY HUG | 9
“Minopolis Çocuk Şehri’nde, 4-14 yaş arası çocuklar çeşitli işlerde çalışarak kendi paralarını kazanacak” Merakla beklenen Minopolis “Yaklaşık 5 milyon Euro yatırımla kurulan; binaları, Çocuk Şehri 7 Mayıs sokakları, hareket eden taşıtları ile gerçek bir şehir görünümünde Minopolis“ Çarşamba günü açılıyor! Arel Eğitim Kurumları tarafından İstanbul Marmara Forum’da Garden Office -1. katta açılacak Minopolis Çocuk Şehri için geri sayım başladı. Avusturya-Viyana menşeli Minopolis, minik misafirleri için 7 Mayıs Çarşamba günü kapılarını açmaya hazırlanıyor. Çocuklar, kendileri için tasarlanmış bu çocuk şehrinde çeşitli meslekler üstlenecek ve yaptıkları işler karşılığında para kazanacaklar. Yaklaşık 5 milyon Euro yatırımla kurulan; binaları, sokakları, hareket eden taşıtları ile gerçek bir şehir görünümünde olan Minopolis’le ilgili bilgi veren Arel Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gözükara; “Minopolis’te çocuklar, kendileri için uygun boyutlarda tasarlanmış hastane, TV stüdyosu, banka ve daha birçok kurumda rol oynama yoluyla çeşitli meslekleri canlandırarak hayatı deneyimleyecekler.
4500 metrekarelik kapalı alanda yer alan ve kendi para birimine (Minos’a) sahip olan Minopolis Çocuk Şehri’nde, 4-14 yaş arası çocuklar çeşitli işlerde çalışarak kendi paralarını kazanacak ve kazandıkları parayı Minopolis içerisinde harcayacaklar. Çocukların Minos paraları bittiğinde veya daha fazla Minos kazanmak istediklerinde, para kazanmak için yine çeşitli işlerde çalışacaklar. Ayrıca, Minopolis Üniversitesi’nden mezun olarak veya bir kursu tamamlayarak kazançlarını arttırabilecekler” diye konuştu.
Minopolis’te fırın, çikolata fabrikası, bisküvi fabrikası, meyve suyu fabrikası, süt fabrikası, market, polis istasyonu, itfaiye istasyonu, televizyon stüdyosu, radyo stüdyosu, otel gibi 30’un üstünde istasyon ve 100’ün üstünde meslek var” dedi. Çocukların yaklaşık 6 saat boyunca keyifli vakit geçirebilecekleri, yaratıcılıklarını geliştirecekleri ve sosyalleşme anlamında kendilerine katkı sağlayacakları Minopolis projesi kendisi Viyana Üniversitesi tarafından Avusturya’da tasarlanmış, burada Türk kültürüne Türk yapısına uygun bir hale getirilmiş.
10 | FAMILY HUG
Volvo'dan Şişme Bebek Koltuğu 40 saniyede hazır, 5 kg'dan hafif, pratik, yer kaplamayan yepyeni bir konsept. Teknoloji ebeveynlerin hayatını daha fazla kolaylaştıramazdı. Bluetooth bağlantısı ile uzaktan da şişirebileceğiniz bu yenilikçi bebek koltuğu tahmin edildiğininden çok daha fazla güvenli. Özellikle seyahatlerde hayat kurtaracak gibi gözüküyor. Uçakta, takside veya kiralık arabada kısacası kalıcı olmayacak tüm ulaşım araçlarında bebeğinizin rahatını ve güvenliğini sağlayacak bir ürün. Kullanılan kumaş baskıya son derece dayanıklı, teknelerde veya askeri uçaklarda şişme bot olarak kullanılan materyallerden üretilmiş. Koltuğun altında yer alan düğme sayesinde koltuktaki hava dışarı çıkıyor ve koltuk sönüyor. Katlayıp çantasına koymanız an meselesi. Detayları izlemek için videoya tık tık
FAMILY HUG | 11 Çocuklar İçin Doğada Oyun Ve Sanat Kampı Çizgi Çocuk Atölyesi” ve “Yeşim’in Müzik Odası” bu yaz da çocuklarla Fethiye’nin Yanıklar Köy’ünde Pastoral Vadi Organik Tarım ve Ekolojik Yaşam Çiftliği’nde buluşuyor! Tavuklar, keçiler, koyunlar ve bitkilerin arasında şehir yaşamının onlara sunduğu sanal dünyadan uzaklaşma imkanı buluyor. Atölyelerde Pastoral’in güzellikleri içerisinde resim heykele, heykel müziğe, müzik oyuna, oyun sanata dönüşecek. ATÖLYE PROGRAMI 08.30 – 09.30 Kahvaltı 10.00 – 12.00 Atölye 12.30 – 13.30 Öğle Yemeği 15.00 – 15.30 Atıştırma* 15.30.-16.30 Serbest Atölye** 19.00 – 20.00 Akşam Yemeği 20.00 – 20.30 Sohbet** YEMEK (Tam Pansiyon) Pastoral Vadi’de tam pansiyona, sabah, öğle, akşam yemekleri, ara öğünler, mutfakta, bahçede ve atölyelerde üretilen bütün yiyecek ve içecekler ile çay – kahve – bitki çayı gibi ikramlar da dahil. Ayrıca Pastoral Vadi’de organik limonata, kek, poğaca ve dövme dondurma gibi güzel süprizler de var. Pastoral Vadi’nin yemek anlayışı kısaca şöyle: Pastoral Vadi‘nin konuklarına çiftlikte organik olarak üretilen ürünlerden yöresel – geleneksel yöntemlerle hazırlanan ve sağlıklı Akdeniz mutfağının özelliklerini taşıyan yemekler sunuluyor.
12 | FAMILY HUG Çiftlikte yetiştirilmeyen ürünler ise, bölgede Pastoral Vadi’nin önderliğinde oluşturulan “Organik Tarım Üreticileri Birliği” üyelerinin bahçe ve tarlalarından sağlanıyor. Sebze ve meyvelerin besin değerlerinin korunarak ve doğal lezzetleriyle tüketilmesi, Pastoral Vadi’nin ekolojik yaşam ilkelerinden biri… Taş fırınında kendi ekmeğini yapan, yemeklerini tandır ve ocakta odun ateşi kullanarak, geleneksel yöntemlerle pişiren Pastoral Vadi’de organik olarak üretilen ürünlerle, yöresel Akdeniz mutfağına özgü, geleneksel-yerel tatlar taşıyan yemeklerle kokular ve tadlarda da sınır yok. KAMPLAR VE TARİHLER 1. Kamp 4-6 yaş : 29 Haziran Pazar giriş – 5 Temmuz Cumartesi çıkış 2. Kamp 7-9 yaş : 6 Temmuz Pazar giriş- 12 Temmuz Cumartesi çıkış KONAKLAMA VE ATÖLYE KATILIM ÜCRETLERİ Atölye Katılım Ücreti: Her kamp için atölyelere çocuk katılım ücreti 500 TL. 2. çocuklar için %20 indirimli katılım ücreti var. Kamp Konaklama İmkan ve Ücretleri Pastoral Vadi, kent yaşamının ve teknolojinin getirdiği stres ve sıkıntıları doğal, sakin ve huzurlu bir ortamda unutmak isteyenler için “köye dönüş” tadında bir tatil çiftliği. Ekolojik mimarî yaklaşımıyla tasarlanan çiftliğin Kargı Deresi kenarındaki ahşap evleri ile yamaca dayalı taş ve kerpiç evlerinde kalmak mümkün. Toplam 14 eve sahip Pastoral Vadi’de tek odalı ve iki oda+ salonlu çeşitli konaklama imkanları var: 1 Ebeveyn + 1 çocuk, (2+1 evlerde, banyoyu bir başka ebeveyn ve çocukla paylaşarak): 150 TL x 6: 900 TL 1 Ebeveyn + 1 çocuk, (tek odalı evlerde): 245 TL x 6: 1470 TL 2 Ebeveyn + 1 çocuk (bir ya da iki odalı evlerde, oda durumuna bağlı olarak): 275TL x 6: 1650 TL 2 Ebeveyn+ 2 çocuk: 330TL x 6: 1980TL Kamp Hakkında detaylı bilgi için : Yasemin Erdin Tavukçu : 90 532 263 37 61 bilgi@cizgicocukatolyesi.com
FAMILY HUG | 13
14 | FAMILY HUG
AKRAN ÇATIŞMASI İnsanoğlu çevresi ile uyumlu ilişkiler kurabildiği ölçüde gelişir, değişir ve sosyalleşir. İlişki kurma sürecinde yaşadığı deneyimler kişinin psikolojik, sosyal ve bilişsel gelişimine katkıda bulunur. Çocukların sosyalleşmeye başladıkları ilk ortam okul dur. Anaokulundan itibaren çocuklar hem birbirleri hem de öğretmenleri ile sürekli iletişim halinde olur ve zaman zaman da çatışmalar yaşarlar. Her öğrencinin birbirinden farklı özellikleri, yaşamları, alışkanlıkları, değer ve inanç sistemleri olduğu düşünüldüğünde aralarında çatışma yaşamaları da doğal görülebilir.
FAMILY HUG | 15
Çocukların çatışması olumsuz bir şey midir? Çatışma günlük yaşamın doğal ve kaçınılmaz bir parçasıdır aslında. Hem yapıcı hem de yıkıcı sonuçlar doğurabilecek bir olgudur. Doğru biçimde ele alındığında çocuk için gelişmek, olgunlaşmak, öğrenmek ve daha sonra yaşayabileceği çatışmalar için referans oluşturabilecek bir deneyimdir. Yani kişilerin çatışmayı ele alış biçimi onu olumlu ya da olumsuz hale getirebilir.
Çocuklar yaşadıkları çatışmaları nasıl çözerler? Araştırmalar çocukların okulda veya oyun ortamlarında; sınıfta, bahçede, serviste, derste ve daha da sıklıkla oyun oynarken çatışmalar yaşayabildiklerini ve bunları genellikle ya çözemedikleri ya da yıkıcı yöntemlerle çözmeye çalıştıklarını göstermektedir. Çocuklar kişiler arası çatışma ile nasıl baş edeceklerini bilmedikleri ve onlara doğru çatışma çözme yöntemleri öğretilmediği için genellikle ya şiddet kullanmakta ya da çatışmadan kaçınmaktadırlar.
16 | FAMILY HUG
Hangi yaş dönemlerinde ne tür çatışmalar yaşanır? Sosyalleşmenin gerçek anlamda ilk deneyimlendiği yaşlar olan okul öncesi dönemde çocuklar başkalarının varlığını, onların da istek ve ihtiyaçlarının kendisinin ki kadar önemli olduğunun farkına varmaya başlar. Bu dönemde daha çok oyun malzemeleri, materyal, arkadaş ve öğretmeninin ilgisini paylaşma konularında çatışmalar görülür. İlkokul çağında ise akranlarıyla daha çok zaman geçirmeye başlayan çocuklarda grup içinde kabul görme, lider olma, başarılı olma ve en sevdiği arkadaşını paylaşma gibi konularda çatışmalar yaşanabilmektedir.
Her anne baba çocuğunun geleceği için çırpınır...
Ergenlik dönemi akran çatışması açısından riskli bir dönem midir? Evet çünkü bu dönemde çocuklar büyüme ile birlikte başkalarının düşüncelerine, dışardan nasıl göründüklerine dair daha hassas bir sürece girerler.
Duyguların oldukça yoğunlaştığı, öfke ve yıkıcı tavırların artabildiği bir dönem olduğu için bu yaşlarda yaşanan çatışmalar sonuçları itibarıyla dikkatle ele alınması gereken süreçlerdir. Çocukları Çatışmalardan Uzak Tutmak Doğru mudur? Her anne baba çocuğunun geleceği için çırpınır. Onları hayata her açıdan hazırlamak isteriz. Kuşkusuz hayata hazırlık sadece belli imkanlar, eğitimler ve ortam sağlayarak olamaz.
FAMILY HUG | 17 Tüm bunları kullanabilmek için de yaşam becerileri dediğimiz beceriler kazanmak gerekir. İşte çocuklarımızı çatışmalardan, sorunlardan uzak tuttuğumuz zaman onların sorun ve çatışma çözme becerilerini maalesef geliştiremiyoruz.” Mutlu olsunlar, üzülmesinler, sorun yaşamasınlar” diye düşünüp onları hayatın kaçınılmaz olgularından uzak tutmaya çalıştığımız ölçüde, bunlarla baş etme becerilerinin gelişmesini engellediğimizi unutmamalıyız. Akran çatışmalarında anne-babaların taraf olması çocukları nasıl etkiler? Çocuklar arasındaki çatışmalarda anne-babaların taraf olması, sorunu çözmek için devreye girmesi sıkça gördüğümüz bir durum. Bu tutum öncelikle çocuğa sorunu kendisinin çözemeyeceği yönünde bir alt mesaj içermesi açısından doğru değildir. Ayrıca yetişkinler yaşananlara sadece olay çerçevesinden değil kendi yaşanmışlıkları ve geçmiş deneyimleri çerçevesinden baktıkları için sorunu olduğundan farklı düşünüp davranabilirler. Yaşanan çatışmanın türüne göre öncelikle çocuğun düşündüğü çözüm yollarını öğrenip uygulaması için cesaretlendirmek ve süreci takip etmek en doğru yöntem olabilir. Anne-babalar bu konuda neler yapmalı? Çatışma çözme becerisi öğrenilebilen ve çocuklara öğretilmesi gereken bir beceridir. Burada öncelikle karşısındakini dinleme ve empati kurma önemlidir. Çocuklarımıza kendi istek ve duygularını uygun bir dille ifade etmesini ve karşısındakini de aynı şekilde anlamaya çalışmasını öğretmeliyiz. Kendi davranışlarının sorumluluğunu alıp çatışma çözümünde fiziksel ve duygusal şiddete başvurmadan önce sorun çözümü için işbirliği yapmanın önemini anlatmalıyız. Tabii sorunu çözerken de her iki tarafın ihtiyacını karşılayacak bir çözüm yolu üretebilmesi için yönlendirmeliyiz.
Çatışmalarda çocuklar nasıl davranmalı? Öncelikle çatışmanın yaşamın içinde doğal bir süreç olduğu, doğru yönetilebilirse her iki tarafa da katkısı olabileceği akılda tutulmalı. Çocuklar şu altı adımı gerçekleştirebilirlerse sanırım bu konuda büyüklere de örnek olacaklardır. 1. Kızgınsanız sakinleşmeye çalışın. Çok kızgın ve öfkeliyken sonradan pişman olacağınız şeyler söyler ve yapabilirsiniz. Bunun için bulunduğunuz ortamdan biraz uzaklaşabilir,derin birkaç nefes alabilir veya 10 a kadar sayabilirsiniz. 2. Sakinleşince karşınızdakine ne istediğinizi ve ne hissettiğinizi nedenleri ile anlatın 3. Karşınızdaki kişiyi dinleyip anlamaya çalışın, olaya bir de onun açısından bakın. 4. Birlikte problemin ne olduğunu belirleyin. 5. Birlikte çözüm yolları üretin 6. En uygun çözümü seçin. Bunun ikinizin de mutlu olacağı bir çözüm olmasına dikkat edin. Akran çatışması ve zorbalık nasıl ayırt edilebilir? Okullarda yaşanan çatışmalar fark edilmediğinde zorbalığa dönüşebilmektedir. Ya da tam tersi zorbalık olarak tanımlanabilecek davranışlar basit çatışmalar olarak algılanabilmektedir. Öncelikle zorbalıkta taraflar arasında bir güç dengesizliği vardır. Bir taraf diğerinden fiziksel, sosyal, yaşça veya başka bir sebeple daha güçlüdür. Çatışmalar anlık anlaşmazlıklardan kaynaklanır. Zorbalıkta ise süreklilik söz konusudur. Çatışmada genellikle her iki taraf birbirine tepkide bulunur. Zorbalıkta ise bir tarafın üstünde baskı kurulur. Çatışmada taraflar sorunu çözmek için çaba harcar ve yaşananlardan dolayı pişmanlık duyarlar. Zorbalıkta ise kişi sorunu çözmek için çaba harcamadığı gibi yaptıklarından da hiçbir pişmanlık duymaz.
18 | FAMILY HUG
Bu konuda okullar ne yapabilir? Ülkemizde yapılan çalışmalar öğrencilerin akranları ile yaşadıkları çatışmaları genellikle kaba kuvvet kullanarak, yıkıcı ya da yararsız çatışma çözme stratejilerini kullanarak çözmeye çalıştıklarını göstermektedir. Yapıcı çatışma çözme yollarının ilkokul yıllarından itibaren programlı bir şekilde okullarda öğretilmesi gerekmektedir. Duyguları ifade etme ve anlama, kendisini karşısındaki yerine koyarak düşünebilme ve her iki tarafında kendini iyi hissedeceği bir yol bulabilme gibi becerilerin okul yıllarında çocuklara kazandırılması, okul içinde yapılan uygulamalar ve yetişkin davranışları ile model olunması son derece önemlidir. Her çocuğun kendini değerli, önemli, güvende ve mutlu hissettiği bir okul ortamı yaratmak okulların temel hedefi olmalıdır. Psikolog İlknur Karabel Sezin İlk-Orta Okulu Rehberlik Koordinatörü
FAMILY HUG | 19
20 | FAMILY HUG
FAMILY HUG | 21
22 | FAMILY HUG
#atölyedeChiccovar Chicco’nun 2014 İlkbahar / Yaz koleksiyonu ile eşzamanlı bir sürprizi var; “yeni TO BE koleksiyonu”… İlhamını günlük hayattan alan TO BE İlkbahar / Yaz 2014 koleksiyonu 2 – 6 yaş arası küçük bey ve bayanlara hitap ediyor. Bu özel koleksiyon, en moda renkler ve desenleri, Chicco kalitesi ile buluşturuyor.
Lansmanı Family Hug Atölye’de Blogger annelerin çocukları ile beraber makarna yaptıkları harika bir etkinlik ile gerçekleşen “To Be” kolleksiyonu rengarenk ve eğlenceli tasarımları ile çok beğenildi.
Blogger anneler önce Chicco ekibi ile makarna yaptı daha sonra çocuk gelişimi uzmanı ve Family Hug yazarı Tuğçe Acaröz Oğuz’dan evde minikler ile kaliteli vakit geçirme ile ilgili ipuçları aldı.
FAMILY HUG | 23 TO BE’nin kız çocuk koleksiyonunda en rahat taytlar, en moda desenlerle ve renklerle buluşuyor. Pembe, mint yeşili ve açık maviler puantiyelerle ve hareketli çizgilerle kendini gösteriyor. Günlük yaşamın hızına uyum sağlayan t-shirt, tulum ve pantolon koleksiyonu fazla sayıda kombin seçeneği sunuyor. Koleksiyonu aynı canlı renklerdeki aksesuar ve ayakkabılarla tamamlamak da mümkün… TO BE erkek çocuk koleksiyonu ise son yılların en trendy ürünü denim gömleklerin yanı sıra kareli veya düz spor gömlekler de sunuyor. Rahat eşofman altlarını dilerseniz sweatshirtlerle, dilerseniz karikatür baskılı t-shirtlerle tamamlayabilirsiniz. Koleksiyonun hem denim hem koton pantolonlardaki geniş seçenekleri, polo yaka t-shirtlerle uyum içinde tasarlanmış.
Yeşil ve kırmızı ve mavinin tonları, denimin kendine özgü tarzı ile uyumu yakalamış. Bermudalar ise küçük beylere rahat ve şık bir yaz vaat ediyor. Hem kız, hem erkek TO BE koleksiyonundaki eşofman takımları, aktivite saatlerinde hem fonksiyonellik hem de rahatlık sağlıyor. Baharı ve yazı rengarenk, rahat ve şık geçirmek için günlük yaşamın tüm giyim ihtiyaçlarını eğlenceli tasarımlarla birleştiren TO BE koleksiyonunu Chicco mağazalarında görebilirsiniz.
24 | FAMILY HUG
Çocuklarda korku!!!
Korku, her canlının kendini bilmediği, tanımadığı ve kendisi için tehlikeli olduğunu düşündüğü durumlarda hissettiği bir duygudur. Kişileri risklerden ve olası tehlikelerden koruduğu için ve savunma sistemini aktif tuttuğu için aslında yararlı sayılabilecek bir mekanizmadır. Yani genel algının aksine korkmak, zayıflık değildir. Yaşamın içindeki tüm duygular gibi doğal ve tüm duygular kadar normal bir histir.
FAMILY HUG | 25
Bebeklikten itibaren korkular yaşamla ve deneyim lerle değişiklik gösterirler. Ilk zamanlardaki ilkel korkular yerini yaşantılardan ve öğrenilmiş durumlardan kalan yeni korkulara bırakır. Bu nedenle herkes böceklerden korkmaz ya da karanlık hepimiz için ürkütücü değildir. Bebeklikten yetişkinliğe dek genel korku sebeplerine bakarsak;
ÇOCUKLARDA KORKU Gelişme Periyodu
Örnek korkular
Bebeklik (0-2 Yaş) • Ayrılık kaygısı • ‘Yabancı tehlikesi’ • Yüksek sesler • Büyük objeler Erken Çocukluk (3-6 yaş) • Hayali yaratıklar (örn. Hayaletler, canavarlar) • Sesler • Yalnız uyuma • Karanlık • Yaralanmalar (vücut) • Hayvanlar • Doktor/Hastane • Gök gürültüsü ve diğer doğal olaylar Orta Çocukluk Dönemi • Gök gürültüsü ve diğer doğal olaylar • Okul başarı(sız)lıkları • Sağlık • Ölüm • Sosyal yeterlikler Büyüme Çağı Dönemi • Yeni deneyimler • Okul başarı(sız)lıkları • Sağlık • Doğal afetler • Sosyal yeterlikler
26 | FAMILY HUG Bu genel korku sebeplerinden de anlaşılacağı gibi, ilkel ve içgüdüsel olan ilk korkular zamanla yerini kötü tecrübeler ve başka kişilerden öğrenilen farklı korkulara bırakarak derinleşebiliyor. Çocukların korkuları endişe verici boyutlara ulaşmadığı ve yaşamı ciddi bir şekilde olumsuz etkilemediği durumlarda, evdeki pozitif yaklaşımlarla kontrol edilebilir. Çocukların korkularını azaltabilmek ve kontrol edebilmelerini sağlayabilmek için nasıl davranılmalıdır? 1. Kabul edin / reddetmeyin : Korku yaşayan birini reddederek avutmak mümkün değildir. Aksine reddetmeniz direnci arttırır ve size karşı olan güveni zedeler. Size saçma, mantıksız, komik ve garip de gelse, çocuğunuzun korkusunu ciddiye almanız ve onu kabul ettiğinizi hissettirmeniz çocuğunuzun çözüm için sizinle işbirliği yapmasını kolaylaştıracaktır. 2. Ciddiye alın/ Alay etmeyin: Yatağın altında canar olma ihtimalinin olmadığını hepimiz biliyoruz ama çocuğunuz bundan korkuyorsa, onu dinleyin. Alay ederek, korkusunu küçümseyerek ve dalga geçerek yaklaşmanız çocuğunuzu hem üzer hem de kendisini değersiz hissetmesine neden olabilir. 3. Gözlemleyin/ Gözden kaçırmayın: Korkular, endişeler ya da tedirginlikler bazen çok da ortada olmayabilir. Çocuklar her yaşadığı duyguyu dışa vururlar ama bu dışavurum her zaman çok net bir şekilde olmayabilir. Bu gibi durumlarda çocukların davranışlarının ve tepkilerinin iyi bir şekilde gözlemlenmesi ve dikkatli olunması gerekir. Aile çocukla ilgili gözlemi yapabilecek en iyi kaynaktır ve bu nedenle annebabanın dikkatli olması önemlidir.
FAMILY HUG | 27 4. Adım adım ilerleyin/ Acele Etmeyin: Çocuğun korkusunu farketmeniz çok önemli ve bir adımdır ancak müdahale etmek için aceleci davranmaalısınız. Aceleci yaklaşımlarla hemen çözüm elde etmek için uğraşmanız iyi niyetli bir çaba olsa da, genellikle işe yaramaz. Aceleci davranışlar çocuğun panik yapmasına ve korkusunu fazlaca önemsemesine sebep olacaktır. Bu nedenle köpekten korkan bir çocuğunuz varsa hemen kocaman bir köpeği sevmesi için yanına götürmek yerine önce küçük adımarla ilermeyi tercih etmelisiniz. Köpeklerle ilgili bir kaç film izlemek, kitaplardan göstermek, uzaktan izleyebileceği bir yerlere götürmek gibi küçük küçük alıştırmalar yapılması daha olumlu sonuçlar verecektir. Biraz uzun zaman alsa da, daha kalıcı sonuçlar için bu sabrın gerektiği unutulmamalıdır. 5. Sakin olun/ Panik yapmayın: Çocuğunuz parkta oynarken düştüğünde endişelenmeniz ve korkmanız normaldir ancak bu korkunuzu çocuğunuza yansıtmamalısınız. Yetişkinlerin korkularının çocuklara hızla bulaşacağı ve onların endişelerini arttırdığını unutulmamalıdır. Arının çocuğunuzun kolunda gezmesine izin vermeyin ama çığlıklar atarak gazete vb. Şeylerle arıya vurmaya da çalışmayın. Çocuğun arıdan korkması değil korunması gerekir. Korkuların artması ve derinleşmesi uzman yardımının gerektiğini gösteren işaretlerdir. Ancak normal gelişim düzeni içinde görülen korkuların büyümenin bir işareti olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle çocuğun yanında olmak, davranışlarını gözlemlemek ve her koşulda destek olmak ebeveynin temel görevlerindendir. Sevgi ve anlayışla çözülmeyecek sorun, altından kalkılmayacak problem sayısı oldukça sınırlıdır. Bu sebeple sevgi, sabır ve empatiyle karşılanan tüm sorunların kısa süre sonra sorun olmaktan çıktığını gözlemleyebilirsiniz.
Tuğçe Acaröz Oğuz Çocuk Gelişim Uzmanı https://twitter.com/tugceacaroz https://www.facebook.com/tugce.acarozoguz www.10dakikamola.com
28 | FAMILY HUG
Çocuğunuza Sebzeleri Sevdirecek 4 Farklı Yöntem Çocuklara "en çok sevdiğin yemek ne?" diye sorduğumuzda aldığımız yanıt genellikler aynıdır "köfte-makarna". Çoğu herhangi bir sebzenin ismini söylemez. Sofrada sizin ile oturup sebze yemesini istemez misiniz? İşte size çocuklarınıza sebzeleri sevdirecek 4 farklı yöntem.
1- Unla, Fırınla... Sebzeleri önce yumurta sarısına sonrada una bulayıp önceden ısıtılmış 250 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirebilirsiniz. Bu işlemi yaparken tuz yerine çocuğunuzun sevdiği aromaları da kullanabilirsiniz. Eğer çocuğunuz et tadını çok seviyorsa sebzeleri önceden hazırladığınız et suyuna batırıp unlayın, daha sonra yumurta sarısına batırıp tekrar unlayın. Eğer baharatları veya ketçap tadını seviyorsa aynı işlemi diğer aromalar için uygulayabilirsiniz.
FAMILY HUG | 29
2- Fırınla, Çıtır çıtır ye... Çocukların cipsi sevdiği gerçeğini hepimiz biliyoruz. Sizde evde sebzelerinizi fırınlanmış cips haline getirebilirsiniz. Sebzelerini 1mm den daha ince dilimler haline getiriniz ve ayçiçek yağı ile yağlayınız... Çocuğunuz aroma seviyor ise kekik, karabiber gibi baharatlarla lezzetlendiriniz ve önceden ısıtılmış 250 derece fırında yaklaşık 30 dakika kızartınız. Bu işlemi patates, havuç, taze fasulye gibi sebzeler için uygulayabilirsiniz.
3- Ekmek ve yumurta...
4- Meyve ve sebzeyi karıştıralım...
Harika ikili... Çocuğunuz sebzeyi görünce pişirme yöntemi fark etmeksizin yemiyorsa sizde kamuflaj yöntemini uygulayabilirsiniz. Sebzeyi çok küçük doğrayınız veya rendeleyiniz. Daha sonra sütle ezilmiş ekmekle, biraz sıvı yağ ve yumurta ile karıştırınız. Fırça ile yağlanmış krep tavasında her iki tarafı da kızarıncaya kadar pişiriniz. Bu yöntemi büyün sebzeler için uygulayabilirsiniz.
Çocuğunuz sebzeleri aslında tatlı olmadığı için sevmiyorsa sizde en sağlıklı şekilde tatlandırın. Bunun için en büyük yardımcınız meyveler olabilir. Bir blender yardımı ile salatalık ve kabağı (kabuklarını soyduktan sonra) karıştırın. Daha sonra üzerine çilek ve şeftali ekleyin. Tekrar karıştırın. Bu karışıma 1 tatlı kaşığı pudra şekeri, çırpılmış ve sulandırılmış yoğurdu ekleyiniz ve tekrar karıştırınız. Harika bir ara öğün içeceği...
Özge Kelebek Uzman diyetisyen
30 | FAMILY HUG
Özgüveli Çocuk Yetiştirmek için 10 Öneri
Mayıs Sayımızla Merhabalar, Bu ayki sayımızda hayatımızı neredeyse her alanda etkileyen ve çocuklukta şekillenen özgüven konusunu değerlendireceğiz.
Özgüveni yüksek, bu yüzden yaptıklarından emin başarılı kişilerin bu özellikleri çocukluklarında şekillenmiştir. Özgüven kendiniz hakkında nasıl düşündüğünüz ve kendinizi ne kadar değerli gördüğünüzdür. Aslında özgüven başkaları için anlam ifade etmeyecek öznel bir değerlendirmedir. Bu öznel değerlendirme bizim davranışlarımızda, hareketlerimizde ortaya çıkar, başkaları tarafında ancak bu şekilde fark edilir. Özgüvenin önemi Amerika’da 1960’lı yıllarda tüm okullara konuyla ilgili ders konacak kadar irdelendi. Özgüven nasıl oluşur? Özgüvene doğumumuzla sahip olamayız. Bebeklik döneminden itibaren ilerleyen bir özelliktir. Özgüvenin ilerleyişi 10 yaşa kadar devam eder. Özgüven gelişimini neler etkiler? Çocuğun özgüvenini en çok etkileyen annebabadır. İkincil etkileyenler ise içinde yaşadığı çevre ve toplumdur. Yaşanan hayal kırıklıkları, travmalar, baskıcı ve aşırı himayeci yetiştirme, yanlış yönlendirmeler özgüveni zedelemektedir.
FAMILY HUG | 31 Aşırı Özgüven olumsuz mudur? Özgüven eksikliğinde nasıl ki kişi; sürekli tedirgin ya da endişeli, ne yapacağına tam olarak karar veremiyor, yeteneklerinin durum için yeterli olup olmadığından emin olamıyorsa, aşırı özgüven durumu da karşı tarafı rahatsız edebilir ya da kişinin kendini doğru değerlendirmesini, yanlışlarını görmesini engelleyebilir. En iyiyi sadece ben bilirim, düşüncesi ile farklı düşüncelere kulak tıkanması kişiyi hayatta başarısızlığa sürükleyebilir. Özgüven konusunda bakış açımız ne olmalıdır? Çocuklarımızda inşa edeceğimiz özgüven onların hayat karşısında güçlü olmalarını sağlayacaktır. İnisiyatif alabilen, aldığı kararların arkasında duran, yeniliklerden ve farklılıklardan korkmayan, kendi fikirlerini doğru şekilde savunabilen, dürüst çocuklar yetiştirmek bizim hedefimiz. Çocuklarımıza hata yapabileceğimizi bunlar karşısında mazeretler bulmak ya da görmezden gelmek yerine yaptıklarımızdan nasıl dersler çıkarmamız gerektiğini öğretmeliyiz. Bizlerin onlara her zaman destek olacağımızı fakat fiziksel olarak sürekli yanlarında olamayacağımızı da bilmeliler. Kendi kendilerine yetebilmeyi öğretmeliyiz. Bunun çalışmalarına küçük sorumluluklarla evde başlayabiliriz.
32 | FAMILY HUG Çocuklarımızda Özgüveni yerleştirmek ve 3. Yaşadığı ortamın kurallarının öğretilmesi geliştirmek 10 öneri ve tutarlı olunması çocuğun güvende hissetmesini sağlar. 1. Hayallerine saygı duymalıyız. Her evin kendi kuralları vardır. Çocuğa evin Yaratıcılığının hızla geliştiği çocukluk dö- kurallarını doğru ve açık anlatmazsak ne yapnemine hayaller eşlik eder. Küçük yaşlarda ması gerektiğini anlayamayacaktır. Kuralları hayaller gerçeklerle karıştırılabilir. (Yalan anlamlandıramadığı için kurallara uymayan söyleme konusunun detaylarını Nisan sa- çocuk evde ya da okulda sürekli yanlışlar yayımızda bulabilirsiniz. ) Düğmesini ilikle- pan, çevresindekileri hayal kırıklığına uğratan meyi öğrenme kadar doğal kabul edilen biri olarak etiketlenecektir. Bu etiketlenme küçük yaşta yalan söyleme konusunda tep- çocukların özgüvenlerini giderek düşürecek, kilerimizi kontrol etmeliyiz. Bunun bir sü- psikolojik olarak olumsuzluklara sebep olareç olduğunu bilmeliyiz. “Yalan söyleme! “ caktır. ya da “Sen yalancısın” gibi yargılamalarda bulunmak yerine “Birlikte bir kez daha dü- 4. Sorumluluklar vermeli ve yaptıkları için şünelim, gel birlikte bakalım ve emin ola- takdir etmeliyiz. lım” gibi yapıcı cümlelerle çocuğumuzun özgüvenini desteklemeliyiz. Bu konuda en önemli nokta ise yine verilen sorumlulukta çocuktan ne beklendiğinin açık 2. Model olmalıyız. bir şekilde belirtilmesidir. Yaşına ve yeteneklerine uygun sorumluluklarını yerine getiren Her konuda olduğu gibi özgüven konu- çocuklarımızı takdir etmeli, ne kadar güzel sunda da çocuğumuza model olmalıyız. başardığını söylemeden geçmemeliyiz. Kendimize güvenmeli, tutarlı olmalı, kendimizi rahatça ifade edebilmek için çaba Sorumluluklar aynı zamanda evde yaşanan göstermeliyiz. sorunları da azaltmak ya da yok etmek için mükemmel fırsatlardır. Kardeşini kıskanan çocuk, resimlerine bakarak bir kitabı kardeşine anlatabilir. Yemek yemek istemeyen bir çocuk yemeği ya da masayı sizinle birlikte hazırlayabilir. 5. Kendine ne şekilde ve nasıl yeteceği alıştırmaları yapın. Özgüven sahibi olması için bir başka öneri de evde ve dışarıda kendi kendine yetebilmesinin öğretilmesidir. Evde kendi için yapabilecekleri mutlaka olmalıdır. Küçük yaşlar için; oyuncaklarını toplamak, elleri kirlendiğinde ellerini yıkamak gibi. Daha büyük çocuklar için ise bıçak kullanmadan sandviç yapabilmek, banyo yapabilmek gibi listeyi uzatabiliriz. Bu çocuğun “ben büyüyorum ve kendime yetiyorum” düşüncesini oluşturacak, özgüvenini geliştirecektir.
Aşırı korumacı ve himayeci olunması çocuklarda özgüveni azaltmaktadır. Bunun yerine yabancılara karşı ne yapması gerektiği, polisin her zaman ona yardım edeceğini bilmesi gerekir. BU gibi tehlikelere karşı yapabilecekleri üzerine evde küçük dramalar yapılabilir. 6. Doğru düşünmeyi öğretmeliyiz. Olumsuzlukların içinde her zaman olumlu tarafı görebilmeliyiz. Çocuğumuzun da olaylardaki iyi yönleri görebilmelerini sağlamalıyız. “Çevrendekilerin her zaman onayını kazanmalısın.” Düşüncesi nasıl ki bizleri geriyorsa çocuklarımızı da olumsuz etkileyecektir. Her zaman, hiçbir zaman gibi genellemeler kişide gerginlik yaratacaktır. Bunun yerine yaşadıklarımızda daha anlayışlı ve hoşgörülü olma desteklenmelidir. 7. Farklılıklara saygılı ve yeni fikirlere açık olmasını desteklemeliyiz. Her zaman kendi düşündüklerinin kabul edilemeyeceği ama doğru bildiklerini de savunması gereği üzerinde durmalıyız. Öncelikle evde sadece çocuğunuzun değil sizin de düşünceleriniz olduğunu ona hissettirin bunu oyun oynarken ya da televizyon izlemek için bir kanal seçerken bile yapabilirsiniz. Bunlar birlikte karar vermenin aslında daha eğlenceli olduğu, fikirlerini nasıl söylemesi gerektiği ile ilgili güzel fırsatlardır. 8. Her öykü de en az iki tarafın olacağı ile ilgili konuşun. Bir yayınevinin Deniz kızı’ nın öyküsünü farklı iki bakış açısıyla ele alan bir kitabına rastladım geçenlerde. Kitabın bir tarafında Deniz kızı’ nın gözünden klasik bilinen masalı okuyorsunuz, kitabı ters çevirdiğinizde ise Cadı Ursula’nın gözünden görebiliyorsunuz. Çizgi filmlerdeki ya da kitaplardaki olayların iki yönünü de tartışabileceğimiz küçük sohbetler yapabiliriz.
FAMILY HUG | 33
34 | FAMILY HUG 9. Bir topluluğa karşı konuşma konusunda onu cesaretlendirin. Okuldaki öğretmeniyle konuşun, sınıf içinde konuşmakta çekingen olup olmadığını öğrenin. Öğretmeni bu konuda herhangi bir gözlem yapmamışsa sınıf önünde konuşurken rahat olup olmadığını gözlemlemesini rica edin. Sınıfta öğretmenin bazı etkinliklerinde tartışma grupları yapıp yapamayacağını sorun. Kendini ifade etmesini gerektirecek ortamlar yaratın. Sınıf tartışmalarıyla ilerleyen, istediği kısa bir kurs gibi. Bu toplum karşısında nasıl konuşması gerektiğini de öğrenebileceği ve geliştireceği bir ortam sağlayacaktır. 10. Zamanını nasıl yöneteceğini ve nasıl planlama yapılacağını eğlenerek öğretin. Bazen ödevlerini nasıl yetiştiremediğine inanamıyorsunuz ya da yapması gerekenleri yapmaması sizi kızdırıyor. Planlama öğrenilmesi gereken bir davranıştır. Planlı olmayı ya da zamanını nasıl kullanacağını öğrettik mi ki bekliyoruz? Plan yapma ile ilgili renkli kağıtlarla ya da boyalarla basit planlamalar yapın. Ne zaman uyanacağı, genelde ne zaman yemek yeneceği, televizyon izleneceği gibi. Bu başlıklar altında özgüven ile ilgili yapılabilecek daha fazla etkinlik için aysegul@aysegulislekeller.com mail yollamanız yeterli. Sağlıklı, mutlu bir mayıs ayı diliyorum
Ayşegül İŞLEKELLER BOZCA Eğitim Uzmanı
FAMILY HUG | 35
36 | FAMILY HUG
İKİ KARDEŞ AYNI ODAYI PAYLAŞABİLİR Mİ?
FAMILY HUG | 37 İki kardeş aynı odayı paylaşmak durumunda kalırsa ne olur? Çoğunlukla ebeveynler eğer ki iki kardeş aynı odayı paylaşırsa çocukların uyku düzeninin bozulacağını ya da çocuklara uyku eğitimi vermenin daha da zorlaşacağını düşünürler. Bu endişeler haklı olduğu kadar bu durumda yapılabilecek ve oda paylaşım tecrübesini pozitif hale getirebilecek şeyler de mevcut. İki kardeşi aynı odaya yerleştirmeden önce bu değişikliği neden yaptığınızı gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Belki yeni bir eve, belki de başka şehre taşınıyorsunuz ya da yolda yeni bir bebek var. Şunu akılda tutmak gerekir ki büyük değişiklikler çocuğunuzu mutlaka etkileyecektir. Aynı anda birden fazla değişimle başa çıkmaları kolay olmayacaktır.
Mümkün olduğunca her bir çocuğunuzun kendine ait uyku güncesinden sapmamaya çalışın. Özellikle de aralarındaki yaş farkı fazla ise,.yatak saatinde öncelikle küçük olan çocuğunuzu uyutup sonra büyük olanı yatırabilirsiniz.
İki kardeşi aynı odaya koymadan önce mümkünse her ikisinin de uyku eğitimi almış olmasını sağlamanız iyi olacaktır. Başka bir deyişle her ikisinin de kendi kendine uyumayı biliyor olması önemli. Her iki çocuğunuza da uyku eğitimi verecekseniz ayrı ayrı vermenizi öneririm. Özellikle,aralarında yaş farkı varsa iki çocuğunuza aynı oda içerisinde uyku eğitimi vermek kolay olmayacaktır. Eğer şansınız varsa öncelikle onları ayrı odalarda tutun ve uyku sorunu daha fazla olan çocuğunuza odaklanın. Bu, uyku sorunu olan çocuğunuzun diğerini uyandırmasını ya da sizin de stres olup o sırada güzel bir şekilde uyuyan diğer çocuğunuzun uyanmaması için her yolu denemenizi (diğer çocuğunuzu uyutmak için emzirmek, sallamak gibi) engelleyecektir.
Uyku sorunu olan çocuğunuz diğerini uyandırmasın diye hemen yanına koşup geri uyutmaya çalışırsanız çocuğunuzun gece uyanmalarının devam etmesine ve hatta artmasına sebep verirsiniz. Bunu yaptğınız zaman aslında çocuğunuza “Eğer ağlarsan ya da bağırırsan, annen hemen yanına gelir ve seni kucağına alır” mesajını öğretmiş olursunuz. Bebekler ve çocuklarımız sandığımızdan daha akıllılar çünkü. İki çocuğunuzu birden, ayrı ayrı uyku eğitimi veremeyeceksiniz o zaman bu görevi eşinizle, bakıcınızla ya da bir diğer aile ferdi ile paylaşmanızı öneririm. Siz bir çocuğunuza eğitim verirken diğer kişi de öbür çocuğunuza eğitim vermeyi deneyebilir.
Her iki çocuğunuzun da alması gereken uykuyu aldığından emin olmak için gündüz uykusunda onları ayırmayı deneyebilirsiniz. Bu özellikle küçük çocuğunuzun daha uzun uyuduğu, büyüğün arasıra gündüz uykusu yaptığı zamanlar için geçerlidir. Bunun da sebebi gündüz uykusunun gece uykusundan farklı oluşudur. Gece aynı odayı paylaşmak isteyen çocuklarınız gündüz buna istekli olmayabilir ve birbirlerinin uykularını olumsuz etkileyebilirler.
Çocuklarınızı aynı odaya yerleştirdiğiniz ilk zamanlarda en küçük bir seste sürekli birbirlerini uyandırabilirler. Bu doğaldır. Onlara zaman tanıyın Bu duruma zamanla alıştıklarını, küçük çocuğunuz yatağın köşesine sıkışan uyku arkadaşını almak için epey ses yaparken büyük olanın bu durumdan hiç etkilenmediğini göreceksiniz.
Gülüm Ardahan anneysen.com uzmanlarından Uyku Meleği Danışmanı ve Koçu
Haziran 2014
42 | FAMILY HUG
FAMILY HUG | 43
44 | FAMILY HUG
kİTAP / fİLM / mÜZİK Sağlığına Format At M. Barış Muslu Kilo sorunlarından diyabete, yüksek tansiyondan romatizmaya, alerjilerden kalp krizine ve hatta kansere kadar tüm hastalıklar beynimizde bir şalterin yukarı kalkmasıyla başlıyor. Ben şimdi size o şalteri geri indirmenin yöntemini anlatacağım.
DOĞAN KİTAP
Disney Eğitsel- Bilgiye Yolculuk- Uzay Uzayın derinliklerine yolculuk, meraklı ve öğrenmeyi seven çocuklar için başlıyor! Disney’in neşeli karakterleri ve muhteşem uzay fotoğraflarıyla süslü Bilgiye Yolculuk–Uzay birbirinden ilginç bilgiler içeriyor.
DOĞAN EGMONT
aile ağacı Oyunun kahramanı Penny’nin ailesinde herkes bir şey için para ister. Kendisi bütün cep harçlığını, en sevdiği çizgi romanın ilk baskısını almak için biriktirir. Küçük kardeşi Luke oyuncaklarından bıkmıştır ve yeni bir oyuncak alacak parası kalmamıştır. Penny’nin annesi ise pahalı parfümler ve yeni elbiseler almaya bayılmaktadır. Evin her tarafı, en son çıkan elektronik eşyalarla doludur. Beraber oldukları boş zamanlarında, birlikte vakit geçirmek yerine hep bunlarla oynamaktadırlar.
...okumadan ayı bitirme
FAMILY HUG | 45
Angelopolis Danielle Trussoni
Stephen’la Hayatım Jane Hawking
Asi Melekler’i nefes nefese okuyan okurlar, fantastikle gerçeğin iç içe geçtiği bu macerada da soluksuz kalacaklar.
Jane Hawking, bizlere bir dâhinin olduğu kadar kırılgan bir adamın da portresini sunuyor.
Evangeline Brooklyn Köprüsü’nde kaybolalı on bir yıl geçti. Verlaine, onu son kez gördüğünden bu yana, Melekbilim Akademisi’nin en sıkı Nefil avcılarından biri oldu. DOĞAN KİTAP
DOĞAN KİTAP
Timmy Fiyasko Ben Nerde Yanlış Yaptım? Benim adım Fiyasko. Timmy Fiyasko. Bir dedektiflik bürosunun kurucusu ve müdürüyüm. Şehirdeki en iyi şirketin sahibiyim. Hatta belki de bütün ülkedeki. DOĞAN EGMONT
İnanılmaz örümcek adam 2 Peter Parker’ın hayatı oldukça yoğun. Bir yandan Örümcek Adam olarak kötü adamları yakalıyor diğer yandan ise aşkı Gwen’le vakit geçiriyordur. Peter, Gwen’ın babasına kızından uzak durarak onu koruyacağına dair verdiği sözü de unutmamıştır. Fakat bu tutmakta zorlandığı bir sözdür. Kötücül Electro’nun ortaya çıkması, eski arkadaşı Harry Osborn geri dönüşü ve Peter’ın geçmişine dair yeni ipuçlarının ortaya çıkması Örümcek Adam’ın hayatını değiştirecektir.
Hatırlatma Dergi içeriği sadece bilgilendirme amaçlı olup hiç bir şekilde tıbbi öneride bulunma amacı taşımaz. Derginin okuyucuları riski tamamen kendilerine ait olmak üzere dergi ve içeriğine erişmeyi kabul ederler. Derginin yazılması ve yayınlanmasında görev alan ve üçüncü kişiler erişimden ve/veya dergideki bilgilere güvenmelerinden kaynaklanan herhangi bir zarar ve/veya kayıptan sorumlu tutulamazlar. Dergi, diğer web sitelerine linkler ve köprüler içermektedir. Family Hug, söz konusu sitelerinin içeriklerinden ve bu sitelerden dolayı kaynaklanan herhangi maddi ve manevi zarar ve kayıplardan sorumlu tutulamaz. İçerikteki yazı ve resimlerin izin alınmadan, izin alındıktan sonra da kaynak gösterilmeden yayınlanması yasaktır.