Family Hug Mayis 2015

Page 1

Türkiye’nin tüm aileyi kucaklayan ilk online dergisi

FAMILY HUG www.familyhug.us

Biradambirbebek Mayıs 2015 Yıl 3 Sayı 4

DİSİPLİN Mİ, GÜÇ SAVAŞI MI?

SOSYAL ANNE DİYETİ Cİnsellİkle İlgİlİ İlk eğİtmenler, aİleler


Family Hug Biradambirbebek

İMTİYAZ SAHİBİ Turcreative adına Cesur Doruk GENEL YAYIN YÖNETMENİ Cesur Doruk REKLAM Turcreative BÖLÜM EDİTÖRÜ Pemra Uğural BÖLÜM EDİTÖRÜ Görkem Pamukçu YAZARLAR Pemra Uğural Tuğçe Acaröz Oğuz Ayşegül İşlekeller Bozca Özge Kelebek İ.Melis Durasi

Özge Ar

Opr.Dr.Levent Eminoğlu

ONLİNE DAĞITIM familyhug.us Turkcell Dergilik REKLAM VE İLETİŞİM bilgi@turcreative.com



SOSYAL ANNE DİYETİ Annelik yaparken sosyal hayatından kopamayan, gün, davet ve eğlenceli aktivitelere katılanlar…Bu diyet tam size göre!


Sabah saat 10.00 nasıl olsa tatil ve çocuklarda geç kalkıyor e sizde hali ile geç kalkıyorsunuz… Eşiniz çoktan işe varmıştır bile… Çocukların canı tatilde daha çok krep, omlet ve çikolatalı kahvaltılık gevreklerden istiyor… Peki siz kahvaltıda ne yiyorsunuz? * Omletin ¼ + 2 dilim tam tahıllı ekmek + domates biber salatalık + 1 tatlı kaşığı nutella (çocuklar yerken dayanamadınız) * 1 adet krep ve içerisine 2 dilim beyaz peynir ve bol yeşillik + 3-4 adet zeytin * 1 su bardağı light süt ve 4 yemek kaşığı tam tahıllı fit kahvaltılık gevrek (çocuklara eşlik etmek için) Saat 11.00 de hazırlandınız… Çünkü bugün arkadaş toplantınız var… Saat 11.45 evden çıktınız ama evden çıkarken çantanıza 1 paket tam tahıllı bar attınız… N’olur nolmaz :) Saat 12.30 arkadaşlarınızla buluşacağınız cafeye geldini… Herkes oldukça aç görünüyor zaten cafede de açık büfe ikram var.


Peki siz ne yersiniz? *** Bu tarz toplantılarda muhakkak kilo mevzusu konuşulur… ve herkes yediğine içtiğine dikkat eder… * 2 adet sarma dolma+ 1 servis kaşığı kısır + küçük 1 dilim kek + 2 çeşit 1 er servis kaşığı yoğurtlu salata * 2 adet zeytinyağlı patlıcan dolma + 1 adet kıymalı sigara böreği + 1 küçük dilim cheese cake + bol yeşillik salata * 2 dilim peynirli gözleme + 1 servis kaşığı yoğurtlu salata + 1 dilim yaş pasta * 1 adet içli köfte + 4-5 adet sarma + 2 çeşit 1 er servis kaşığı yoğurtlu salata * 2 çeşit 1 er servis kaşığı yoğurtlu salata + 1 servis kaşığı kısır + 1 küçük dilim cheese cake + 2 parça kurabiye

*** Light içecek, çay veya meyveli çay Saat 13.00 de başlayan yemek muhabbeti saat 16.00 ya kadar sürüyor… Bu arada zaten çok yavaş yediğiniz için tabağınızdakiler hemen bitmiyor… *** Tüyo: Her bir yiyeceği tek tek tabağına koyun ve biri bitince diğeri almak için kalkın… hemen kalkmayın biraz çayınızdan ve içeceğinizden içtikten sonra diğeri almaya kalkın… hem zaman hem de kalori harcayın… Saat 17.00 oldu… çocuklar yoruldu ve uykuları geldi… trafiğe de kalmak istemiyorsunuz… Saat 18.00 işte evdesiniz… 1 saat sonra eşiniz gelecek… Yemek hazırlığı ve bu arada twitter da günün değerlendirmesi… Gün içerisinde zaten İnstagram’da birçok fotoğrafınızı paylaştınız değil mi? :)


Saat 18.30 yoldu , yemek hazırlığıydı derken neredeyse bir şeyler yemeyeli 2,5 saat geçmiş bile… Yemeğe aç girmemek hem de twitter daki muhabbeti bölmemek için hemen 5-6 bademi veya veya çantanıza atıp yiyemediğiniz ½ tam tahıllı barı yediniz bile… Saat 19.30 herkes masada sizde pratik olduğu için fırında İzmir köfte ve cacık yaptınız… Birde dünden kalma mercimek çorbanız vardı… Siz… * 1 kepçe mercimek çorbası + 3 adet köfte + 2 parça patates + 2 kepçe cacık * 2 kepçe mercimek çorbası + 2 adet köfte + 2 kepçe cacık + 1 dilim ekmek * 4 adet köfte + 3 parça patates + 2 kepçe cacık Masada günlük koşturmacanızdan ve çocuklardan bahsederek yemeğinizi yediniz… Saat 21.30 Şimdi sosyallik zamanı deyip bilgisayarınızın başına oturdunuz… Yarım saat internet sörfünden sonra canınız bir şeyler atıştırmak istedi…


Siz… * 8 adet çilek+ 1 çay bardağı kefir veya 1 küçük kutu sadece probiyotik yoğurt * 4 yemek kaşığı dondurma * ½ adet elma veya çantanıza atıp yiyemediğiniz ½ tam tahıllı bar + 2 yemek kaşığı içerisine 1 çay kaşığı tarçın ve bal eklenmiş yoğurt * 5-6 tane kuru üzüm + 1 adet kuru kayısı + 1 küçük armut Saat 24.00 yeni ve sosyal bir güne daha dinç merhaba demek için iyi uykular… Özge Kelebek Uzm.Diyetisyen



Boşanmış Ebeveynlere Röportaj Pemra Uğural

Boşanma, çocuklar ve ailelerle yaptığım çalışmalarda en sık karşılaştığım danışmanlık konularındandır. Boşanma ile ilgili danışmanlık alma ihtyacı duyan çoğu ebeveynin aklında ortak bazı sorular vardır


Bu soruların başında “çocuklar boşanmadan nasıl etkilenir?,” “Çocuğumun boşanmadan zarar görmemesi için nelere dikkat etmeliyim?,” “Boşanmanın çocuğumla olan ilişkimi kötü etkilememesi için ne yapmalıyım?” soruları gelir.

Boşanma sürecinde ve sonrasında ebevynlerin birbirleri ile kavga etmeye, retleşmeye devam etmesi çocukları çok derinden etkiler. Çoğu zaman, çocukların özgüvenini, okul ve arkadaş ilişkilerini ciddi şekilde sekteye uğratır.

Bu soruların boşanma sürecindeki ya da boşanmış bir çok anne babanın da aklını kurcaladığını düşünerek , bu sorulara ve yapılan hatalara ve nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair bazı önemli noktaları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Eğer ebevynler vakit kaybetmeden yeni ve huzurlu bir düzen kurabilirlerse çocuklar da bu duruma daha kolay adapte olurlar.

1. Çocuklar Boşanmadan Nasıl Etkilenir?

Çocuğunuzun boşanmadan zarar görmemesi için kaçınmanız gereken davranışların başında eski evliliğinize ve eski eşinize dair yaşadığınız öfkenin, hayal kırıklıklarının ebeveynliğinizi zehirlemesine izin vermemektir. Çünkü, boşandığınız kişi, ebeveyn ortağınız olarak hayatınızda var olmaya devam edecek.

Boşanma, bir ailenin yaşayabileceği en önemli hayat değişikliklerinden bir tanesidir. Elbette yeni düzene alışmak hem yetişkinler, hem de çocuklar için zaman alacaktır. Ancak, bu sürecin çocuklar için ne kadar travmatik ve sancılı olacağı ebeveynlerin nasıl bir tavır sergileyeceği ile ilgilidir.

2. Çocuğumun Boşanmadan Zarar Görmemesi İçin Nelere Dikkat Etmeliyim?


Çocuğun annesi/babası onun hayatının diğer yarısı olduğunu kabul etmelisiniz. Diğer ebeveyni çocuğun hayatının dışında tutmaya çalışmamalısınız. Boşandığınız ebeveyn size göre yetersiz bir anne/baba olabilir, sorumsuz olabilir, suçlu, boşanmadan sorumlu vb.. olabilir. Ancak onun en önemli vasfı çocuğunuzun annesi/ babası olmaktır. Unutmayın! Bir ebeveyn çocucuğun bir yarısı diğeri de, öteki yarısıdır. Çocuğun her ikisine de ihtiyacı vardır. Çocuk birini diğerine tercih etmek zorunda bırakılmamalıdır. Boşanma sürecinde ve sonrasında bir çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu şey anne ve babasının onun hayatındaki yerinin değişmeyeceği garantisidir. Anne babası arasındaki kaosun ortasında kalan çocuklarda, en sık karşılaştığımız durumlardan bir tanesi çocuğun her iki ebeveyne de diğeri ile ilgili hayali hikayeler anlatarak ebeveynlerini birbirlerine karşı koruma çabası içine girmesidir. Bu çaba çocukların ruh sağlığı gelişimi açısından son derece sağlıksızdır. Anne babalar bu durumu engellemek için çaba sarfetmeli, çocuğunuzu aranızdaki gerginliğin bir parçası haline getirmemelisiniz. Çocuğunuzun hem annesi, hem de baba ile huzursuz olmadan,gerginlik yaşamadan, suçluluk hissetmeden ilişki içinde olmasını sağlamalısınız. 3. Boşanmanın Çocuğumla Olan İlişkimin Etkilememsi İçin Ne Yapmalıyım? Diğer ebeveynle aranızda bir gerginlik yaratmaktan kaçınmak, olabilecek gerginlikleri önlemek için çaba harcamalısınız.


Anne babalar bazen çocuklarına kimin suçlu olduğunu ıspatlama hatasına düşerler. İnanın ki, bu çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyi kendi elinizle yıpratmaktan başka bir işe yaramaz. Kısa vaadede çocuk bunu yapan ebeveyne daha yakın gibi görünse de uzun vaadede çocuğunuzla aranızda tamiri mümkün olmayacak güvensizlikler yaratmış olursunuz. Çocuğunuzu annesinin /babasının suçlu olduğuna inandırmak onun diğer yarısını yaralamaktır. Bu sizin çocuğunuzla olan ilişkinize bir fayda sağlamayacağı gibi, çocuğunuzun ruh sağlığının kötü etkilenmesine neden olacaktır. Bu nedenle bu tür olumsuz ve kırıcı davranışlardan uzak durmalısınız. Çocuğunuzla ilişkinize olumlu katkı sağlamak için birkaç küçük öneri:

• Çocuğunuzun okulunda iletişim bilgilerinizin bulunduğundan emin olun. Çocuğunuzla ilgili yazı vs. Size de iletilmesini isteyin. Çocuğunuzla İkinci bir ev hayatı düzeni oluşturmaya çalışın. Çocukla birklikte yaşayan bir ebeveyn iseniz, • Diğer ebeveyni güncel olaylarla ilgili mutlaka bilgilendirin. (sınavdan en yüksek notu alması, maçı kazanmış olması, vb.) , varsa çocuğun sorunlarını (okulda kavga etmesi, arkadaşıyla küsmüş olması, vb..) Paylaşmalısınız. • Diğer ebeveynin çocukla görüşmesini desteklemeli, çocuğun annesi/babası tarafından alınacağı saatte hazır olmasını sağlamalısınız.

Çocuğunuzla birlikte yaşa• Çocuğunuz diğer ebeveynle buluşacağı zaman, onu içinde en mayan bir ebeveyn iseniz; ufak bir şüphe kalmayacak şekilde güven ve huzur içinde gön• Özellikle, ilk bir yıl içinde dermelisiniz. çocuğunuzla tutarlı ve güve- Her iki tarafından da sadece çocuk için ve çocuğun çıkarları nilir bir ilişki içinde olmalı, doğrultusunda davranması çocukla olan ilişkililerini besleyecek geleceğe dair ona güven ver- ve çocuğun boşanma sonrası hayata çok daha kolay ve mutlu bir şekilde adapte olmasını sağlayacaktır. melisiniz. • Çok mecbur kalmadıkça program değişiklikleri yapmamalısınız. Değişiklik yapmak zorunda kalırsanız çocuğunuzu ve diğer ebeveyni ani gelişen durumla ilgili bilgilendirmeli ve bunu en kısa sürede telafi etmelisiniz.

Mutlu bir çocukluk dileğimizle, Seniha Naşit Gürçağ Uzman Danışman Psikolog ÇINAR DANISMANLIK www.cinarpsikoterapi.com telefon: 0216 330 94 98 cep: 0535 310 44 25




Cİnsellİkle İlgİlİ İlk eğİtmenler, aİleler Cinsellikle alakalı fikirler, duygu ve düşüncelerimizi ifade etmek her zaman çok kolay olmayabilir; özellikle söz konusu çocuklar olduğunda. Peki ailelerin çocuklarına cinsellik ve yakın ilişkilerden bahsetmesi neden önemlidir? Çocukları en iyi tanıyan, onların ihtiyaçlarını en iyi bilen, aileleridir. Yürümek, konuşmak, mimikler, yemek yemek, belli durumlarda nasıl davranılması gerektiği gibi konuları çocuklar önce ailelerinden öğrenir. Cinsel gelişim, cinsellik ve ilişkilere konu gelince de, aileler sağlıklı birer yol gösterici ve danışman olabilir. 1. ‘Bilmiyorum’ deme hakkı Çocuklarla hangi konuları, ne zaman ve nasıl konuşacağını bilemeyen ebeveynler, çözümü genellikle çocuklarına zarar vermemek adına cinsellik konularını geçiştirmekte buluyor. Bu, ebeveynler açısından çok anlaşılır bir çözüm olsa da, çocukların bilgiye erişimi ve kendilerini korumalarını öğrenebilmeleri için tavsiye edilen bir yöntem değil. Bazen en beklenmedik anlarda açık ve net kafaya atılırcasına sorulan sorulara cevap vermek zor olabilir. Çocuğunuz size ‘anne, seks ne demek?’ diye sorduğu zaman, ‘çok ayıp, sakın bir daha duymamayım’ ya da ‘büyüklere özel birşey’ diye geçiştirici ya da azarlayıcı cevaplar vermek yerine, ‘çok güzel bir soru sordun, bunu sana açıklamadan önce bir araştırmam lazım, sana anlatacağım’ demekte bir sorun yoktur. Tabi önemli olan gerçekten çocuğa bu sorunun cevabının sağlıklı bir şekilde verilebilmesidir. Çünkü bir çocuk bir soru soruyorsa, mutlaka bu sorunun cevaplanmasına ihtiyacı vardır.

2. ‘Cinsel eğitim masumiyeti bozar’ algısı Günümüzde çocuklar farklı yaş gruplarında, bazen hazır oldukları bazen de çok hazır olmadıkları zamanlarda cinselliğe, kadın-erkek rollerine ve benzeri konulara dair doğru-yanlış birçok mesajla karşılaşıyorlar. İnterneti ana besin bellemiş bu jenerasyona sağlıkı bir şekilde cinsellikten bahsetmek, daha önce hiç olmadığı kadar gereklidir.


Aileleri bu bilgileri çocuklarıyla paylaşmaktan alıkoyan en önemli sebeplerden biri de, cinsel eğitimin, çocuklara ahlaksız, yaşa uygun olmayan ya da teşvik edici bilgiler verilmesi olarak anlaşılmasıdır. Dünya çapında yapılan araştırmalara göre, kapsamlı cinsel eğitim alan çocuklar, hem daha geç yaşta cinselliği deneyimler, daha az partnerle birlikte olur, hem de istenmeyen gebelik ve enfeksiyonlara karşı daha korunmuş olurlar. 3. Doğru isim, doğru konum kullanmanın önemi Bu konu cinsel eğitimin en tartışılmaz konularındandır. Erkeklerin genital (üreme/ cinsel) bölgelerine ‘pipi’, ‘tabanca’, ‘popo’, ‘çubuk’ değil, ‘penis’ denmelidir. Kız çocuklarının genital bölgelerine de ‘kuku’, ‘kutu’, ‘kayısı’, ‘şekerleme’ gibi isimler değil, ‘vulva’ denmelidir. Vulva, kadın genital gölgesinin genel adı olup, vajina, klitoris, dış dudaklar, iç dudaklar, ve üretra’yı (idrar deliği) kapsar. Bedenlerinin doğru isimlerini öğrenen çocuklar, öncelikle ailelerinden bu bölgelerin garip, sapık ya da olumsuz bölgeler olmadığının mesajını alır. Anatomik olarak bedenlerinin doğru isimlerini öğrenen çocuklar, pozitif beden algısına sahip olur, bedenlerinden utanma, bedenlerine yabancılaşma ihtimalleri daha düşük olur.

Tüm bunlarla bağlantılı olarak da, ‘özel bölge’lerinin doğru ismini bilen çocuklar, kendilerini istenmeyen davranışlara, çocuk istismarına karşı daha iyi koruyabilir. Başka bir değişle, çocukların bedenleri kendilerine ait olur. 4. Erkek çocuklarının dahil edilmesi ‘Erkek adam bilir’ fikirleriyle büyütülen bizler, erkek çocukların cinselliği nedense daha iyi bildiğini, bir şekilde ya arkadaşlarından ya da porno izleyerek bilgileneceğini varsayabiliyoruz. Bu düşünce aslında erkek çocuklarını daha çok bilgisizliğe sürükler. Çünkü zaten bir konuya hakim olması beklenen bir çocuğun, o konu hakkında soru sorma ihtimali azalır. Çocuk çekinebilir, utanabilir ve onların dilinde konuşmak gerekirse, soru sorarsa ’ezik’ olacağından korkabilir. Kız, erkek, hiç farketmez, cinsel eğitim tüm çocuklara, eşit şekilde verilmelidir.


5. Cesurca konuşan ebeveynlerin varlığı İster anne olun, ister baba, ister evli, boşanmış ister büyük aile, her aile çocuğuna cinsel eğitim verebilir. Bunu yapmak adına adım atan, eğitim alan, veya düzenine oturtan her aile büyük bir alkışı hak eder! Hem gençlerde, hem de yetişkinlerde cinsellikle alakalı yaşanan en byük sorunlardan birinin iletişimsizlik olduğunu biliyoruz. Bununla bağlantılı olarak, zaman zaman bir annenin oğluyla, bir babanın da kızıyla cinselliğe dair konuşması, iletişimde olması, çocukların ilerleyen yaşlarda cinselliği partnerleri ile konuşabilme ihtimallerini de arttırır. Anne ve babanın mevcut olduğu ailelerde, herhangi bir ebeveyn herhangi bir cinsiyetteki çocukla cinsellik konuşabilir, cinsel eğitim verebilir. Bazı konuları hemcinslerle konuşmanın kolaylıkları göz ardı edilemese de, kızlarla sadece anneleri konuşmalı, erkeklerle de sadece babaları konuşmalı algısı, kesinlikle uygulanması gereken bir yöntem değildir. Anne konuşabilir, baba konuşabilir, ya da hem anne hem baba konuşabilir. Aile dinamikleri, ebeveynlerin konu ile rahatlıkları ve çocuklarla ilişkileri göz önünde bulundurulabilir. 6. Olmadan önce konuşun Konu ister ergenlik olsun, ister öpüşmek, ister sevgili yapmak, çocuklarla deneyimleyecekleri şeyleri deneyimlemeden önce konuşmak çok büyük önem taşır. Ergenliği, ergenliğe girmeden, ve haliyle çocuk yapmanın ne olduğununu çocuk yapma isteği/zamanı gelmeden anlatmak en sağlıklısıdır. Ebeveynleri yer yer ‘acaba olmadan anlatsam korkar mı, merak edip yapar mı?’ kaygısına düşse de, ilişkiler ve cinselliğe dair kounlarda çocukları bilgilendirmek, onları teşvik etmez, tam tersine meraklarını giderdiği için biliçlendirir. Deneyimlerin olumsuz etkilerini minimalize edebilmek adına, örneğin ergenlik sırasında oluşan psikolojik ve fizyolojik değişikliklerin, menstruasyonun (adet/regl olmak), ıslak rüya görmenin, ereksiyon ve dürtülerin ne olduğunun ergenlik döneminde deği, ergenlik öncesinde anlatılması gerekemektedir. anneysen.com uzmanlarından Rayka Kumru Seksolog & Cinsel Eğitmen


Mayıs sayımızla merhabalar, Bu ayki sayımızda disiplin konusunda önemli ve pratik öneriler sunacağız. Çocuklarda disiplin, çoğu zaman yanlış anlaşılan önemli olduğu kabul edilen fakat nedense çok zor gibi gösterilen bir konu. Konuyla ilgili kafamızı karıştıran bizi sürekli doğru mu yapıyorum dedirten, yaptığımızın yanlış olduğunu söylemeye çalışan, akıl veren büyükler, arkadaşlar, uzmanlar da cabası. Disiplin denince nedense cezalar, küçümsemeler, bitmek bilmeyen öğütler aklımıza geliyor. Aslında disiplin kelimesinin anlamı yapıcı olmak. Bazı

insanların çocuklarıyla ilişkilerine bakıp ben neden yapamıyorum dediğimiz olmuştur. Disiplin her ebeveynin belli dönemlerde yaşadığı sorunlar arasında gösterilebilir. Bakıldığında disiplin eğitimi tarihi bile kendiyle çelişerek farklılıklar göstermektedir. Önceleri “katı olun, taviz vermeyin” tavsiyelerini öğütleyen sistemler şimdi yerini “çocuğunuzdan özür dileyin, onunla göz hizasında konuşun” demektedir.

DİSİPLİN Mİ, GÜÇ SAVAŞI MI?

3-5 yaşındaki oğluma istediğinin olamayacağını söylediğimde önce mızmızlanıyor, kendini yerlere yatıyor, havaya tekmeler atmaya başlıyor hatta öfke nöbetine giriyor. Ne olduğunu anlayamıyorum önce sakinleştirmeye çalışıyorum sonra ben de bağırmaya başlıyorum, diyorsanız disiplin ve kontrol konusunda araştırmaların derlendiği bu çalışmamız sizler için.


Bu tip sinir harbi durumlarda neler yapılmalı? Yapılan araştırmalarda ailelerin %89’u bu durumu yaşıyor ve sonrasında ebeveynler kendini suçlu hissettiğini ve neden farklı yollar deneyerek sorunu çözmediğini kendine sorduğunu söylüyor. Bağırmak tek disiplin aracınız ise belli bir süre sonra etkisini kaybetmeye başlıyor, bunun yanında çocuk da bunu örnek alarak istediklerini daha yüksek sesle bağırarak yaptırabileceği izlenimi oluşuyor. Bunun alışkanlığa dönüşmesi ise bir kabus. Bu durumda ebeveynler ya duygusal bir savaşa ya da bu durumun çözümünden kaçmaya başlıyor. Genelde kullandığımız yollar önceleri vaaz vermek, bağırmak, cezalandırmak, yapılan uygunsuz davranışı zamanla düzelir diyerek görmezden gelmek gibi değişebiliyor. Çocuklar bizlerin sınırlarını zorlayarak en uç noktalarda neler yapabileceğimizi görmek isteyebiliyor bu gibi bazı durumlarda bir nevi güç savaşına dönüyor.

Kahvaltıdan önce çikolata yemek isteyen kızınıza hayır cevabını verdiniz. Ağlarsam annem dayanamayarak bana çikolata verecektir, diye düşünen çocuk her geçen dakika sesini yükselterek ağlamaya başlıyor. Bu noktada ebeveyn kontrolünü kaybediyor o da bağırmaya başladığında, bu durum bir güç savaşına dönüyor ve çift taraflı savaş kaybediliyor. Çocuk ağlıyor, anne ya da baba bağırıyor. Aslında yemekten önce abur cubur yenemeyeceği daha önce konuşulmuştu. Neden kendimizi bağırış çağrışın içinde buluyoruz? Bu sadece çikolata vermemek için mi yoksa kontrol bende demek için mi? Neden savaşıyoruz? Bağırmak bir çözüm mü? Bu noktada tüm araştırmaların odaklandığı en önemli noktalar; Ortak bir çözüm bulmayı denemek; yemekten önce abur cubur yemememiz gerektiğini daha önce konuşmuştuk, hatırlıyor musun? Seçenekler sunmak; istersen kahvaltını hemen yapabilirsin ya da sütle kahvaltı gevreği yiyebilirsin?


Bunlar işe yaramazsa çocukların dikkatinin farklı bir şeyle dağıtılması, birlikte yaptığınız komik bir dans, küçük bir şaka ortamı yumuşatarak tansiyonu düşürür. Yukarıda örneklenen konuşmalarda her şey somuttur ayrıca anlaşılır ve kısa. Uzun uzun yapılan konuşmalar, öğüt vermelerde genelde olumsuz davranışa odaklanılır ve bunun üzerinde konuşulur, bu aslında yapılması istenmeyen davranışın sürekli sözle tekrarlanmasıdır. Bizim amacımız pozitif olmaktır. • İstediklerinin sebeplerini düşünmeli, onu anlamaya çalışmalıyız. • Suçlamalarda bulunmayın bu durum ona sürekli başkalarını suçlamayı öğretecektir. • Kıyas yapmak, küçümsemek, fiziksel şiddet, küsmek, çevreden izole etmek ise ebeveyn olarak asla yapmamamız gereken davranışlardır. Belli dönemlerde her çocuğun disiplin konusunda sıkıntıları olduğu ve sizin sevginizin, çabanızın her şeyden daha değerli ve etkili unutmayın. Gelecek sayımızda görüşmek üzere. Ayşegül İŞLEKELLER BOZCA • "Ideas That Work with Young Children: Avoiding Me Against You Discipline." Young Children (November, 1998): 24-9. • M. Eaton. “Positive discipline:fostering the self-esteem of young children”, Young Children, 52,6,September 1997, s.44. • A.S. Honig, D.S.Wittmer,”Socialization and discipline for infants and young childen.” Early Child Development and Care, 66, 1991, s.65-73. • K. Stephens. “What’s so positive discipline? And other mysteries of child guidance.“ Child Care Information Exchange. 87:1992,30-33.


2011-2015 yılları arasında Hürriyet’in birinci sayfasında siyaseti takip eden karikatürlerden seçmeler... Veni Vidi Cizi. Geldim Gördüm Çizdim.

Eyyy Siyaset Latif Demirci

MASAL TERAPİ Judith Malika Liberman

HANDE ALTAYLI DELİCE

Birini sevince hayat cennet de olur cehennem ay ışığı da dışarıda kaldı. Kırık dökük de. kaldırımlar, tozlu “... Aliço yollar, iğde kokan otların Meryem’i içeri hava, itip kapıyı kapattı arasında bitmiş kır ve ay dışarıda çiçekleri... Hepsi kaldı. kaldı, yıldızlar dışarıda dışarıda kaldı, Ağustosböcekleri,

tembel tembel hışırdayan yapraklar ve o gece usul esen poyraz, onlar da dışarıda kaldı.”

Sevgili yolcu Bu kitap senin için bir pusula olsun diye hayal edildi. Onu çantanda taşı. Kendini bir yol ayrımında bulduğunda, kararsızlık yaşadığında, ruhun yolunu kaybettiğinde kitabı çantandan çıkar. Rasgele bir sayfasını aç. Ve okumaya başla…

Karşına çıkan masal sana yolunu bulmanda yardım edecek. Seni masallarla bir oyun oynamaya davet ediyorum. İçindeki yıldız gözlü oyunbaz çocukla yeniden bağ kurmanın vakti geldi. Bu bir iyileşme oyunudur.


The Phantom of the Opera

TAVSİYE

40 yıldır en iyinin ve en güncelin peşine düşen KüçükÇiftlik Park’ın dostlarına hediyesi 1st Harvest Festival, alışılagelmiş festival anlayışına karşı yıkıcı bir alternatif olacak.

FİLM ANLATICISI KIZ

KüçükÇiftlik Park’ın 31 de aday gösterilen Alt J ve Mayıs’taki hasatına Alt J Danimarka’dan çıkan en güzel geliyor! şeylerden indie rock grubu Mew, KüçükÇiftlik Park’ın 1975’ten beri şehrin hasatında müzikseverleri etkinlik takviminde muhteşem bir canlı müzik yer bulan KüçükÇiftlik deneyimine bekliyor. Park, sevenlerini 40 yıllık emeğinin hasadına KüçükÇiftlik Park’ın çağırıyor. 31 Mayıs’ta bahçesinin tüm alana yayılıp ilki düzenlenecek olan mekanı bostana çevireceği Harvest Festival’ın en ve korkulukların arasında heyecan verici isimleri şekillenecek bu festivalde Türkiye’ye ilk defa gelecek samanlığı seyran edecek diğer olan yabancı gruplardan gruplar ise şöyle: Festivallerin oluşuyor. Breezeblocks, gediklisi reggae band Sattas, Taro, Fitzpleasure şarkıları dinleyip de sevilmemesi milyonlar tarafından mümkün olmayan muhteşem dinlenen, Britanya Mercury üçlü Flört, İstanbullu power Ödüllü, iki Brit Ödülü için trio Kök, bir diğer saykodelik grup Eskiz...

Hernán Rivera Letelier’den küçük bir kızın sinema sevdasına dair büyülü bir masal... Bir filmi anlatmak bir rüyayı anlatmak gibi bir şey... Şili’nin küçük bir kasabasında yaşayan on bir yaşındaki María Margarita’nın film anlatmak gibi garip bir yeteneği vardır. Pampanın göz alabildiğine uzandığı, güherçile madeninin insanların kaderini belirlediği bu kasabaya ne zaman Marilyn Monroe, Gary Cooper ya da Charlton Heston’ın oynadığı bir film gelse hemen bir bilet alınır ve María doğruca sinemaya gönderilir.



Hatırlatma Dergi içeriği sadece bilgilendirme amaçlı olup hiç bir şekilde tıbbi öneride bulunma amacı taşımaz. Derginin okuyucuları riski tamamen kendilerine ait olmak üzere dergi ve içeriğine erişmeyi kabul ederler. Derginin yazılması ve yayınlanmasında görev alan ve üçüncü kişiler erişimden ve/veya dergideki bilgilere güvenmelerinden kaynaklanan herhangi bir zarar ve/veya kayıptan sorumlu tutulamazlar. Dergi, diğer web sitelerine linkler ve köprüler içermektedir. Family Hug, söz konusu sitelerinin içeriklerinden ve bu sitelerden dolayı kaynakla-nan herhangi maddi ve manevi zarar ve kayıplardan sorumlu tutulamaz. İçerikteki yazı ve resimlerin izin alınmadan, izin alındıktan sonra da kaynak gösterilmeden yayınlanması yasaktır.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.