Family Hug Ocak 2014

Page 1

Türkiye’nin tüm aileyi kucaklayan ilk online dergisi

FAMILY HUG www.familyhug.us

Biradambirbebek

“Zaten güzeliz”

Ocak 2014 Yıl 1 Sayı 12

FAMILY HUG

BİR

ZEYNEP KARAMEHMET GÖNENÇ İLE TÜRKİYE’NİN YENİ MARKASINI KONUŞTUK

yeni yıl yeni kelimeler

YAŞINDA

‘anne-baba’lık

REKOR!!!

Dünyada eğİtİmİ olmayan tek meslek

1.036.558


NELER VAR BAŞKA NE VAR GRİP Mİ SOĞUK ALGINLIĞI MI? Çoğumuz için grip ve soğuk algınlığı aynı hastalıktır. Oysa ikisi benzer belirtiler gösterselerde farklı hastalıklardır.

KİTAP/FİLM/GÖSTERİ Ocak ayınde ne okumalı? Ne izlemeli? Ne dinlemeli? İşte detaylar

DOSYALAR

09 10 14

ÇOCUĞUMA NASIL YOGA ÖĞRETEBİLİRİM YENİ ÜRÜNLER

Pemra Uğural’dan yeni çıkan ürünler...

DÜNYADA EĞİTİMİ OLMAYAN TEK MESLEK ANNE-BABALIK Dünyaya getirdiğiniz eşsiz varlığın parıldayıp ışımasına fırsat verin

RÖPORTAJ

20

ZEYNEP KARAMEHMET GÖNENÇ Mama Mio markası geçtiğimiz günlerde ünlü anne-bebek bloggerları ile keyifli bir kahvaltıda buluştu. Markayı Türk kadınları ile buluşturan Zeynep Karamehmet Gönenç ile kahvaltı sonrası Mama Mio ’yu konuştuk.

26 40

YAZARLAR TUĞÇE ACARÖZ OĞUZ Yeni yıl yeni kelimeler

MELİS DURASİ

Tanrı’yı güldürmek istiyorsan ona yeni yıl planlarından bahset

AYŞEGÜL İŞLEKELLER BOZCA Yarıyıl tatili

DORUK CAN

Müzik sektörüne değer vermeliyiz

22 28 34 42


Family Hug Biradambirbebek

İMTİYAZ SAHİBİ Turcreative adına Cesur Doruk

Cesur Doruk

Y eni yıl yeni umutlar Bu sayı çok değerli. Hem yeni yılın ilk sayısı hem de dergimizin 12.sayısı. Bundan bir sene önce başlayan maceramız bugün bir yılını doldurdu. Bir yılda onlarca konu işledik, sayısız röportaja imza attık. Bu güzel geçen yıl içinde öncelikli teşekkürüm dergi maceramda yanımda olan editörlerime, hem daimi hem konuk yazarlarıma ve uzman konuklarıma. En büyük teşekkür ise Aralık sayısında 1.000.000 sayfa gösterimi sayısını aşmamızı sağlayan bu satırları okuyan sizlere. İyi ki varsınız... Yeni yılın bu ilk sayısını da keyifle okumanız dileğiyle sevgiler cesur d.

GENEL YAYIN YÖNETMENİ Cesur Doruk REKLAM Turcreative GENEL EDİTÖR İrem Gürel BÖLÜM EDİTÖRÜ Pemra Uğural BÖLÜM EDİTÖRÜ Görkem Pamukçu YAZARLAR Pemra Uğural Tuğçe Acaröz Oğuz Ayşegül İşlekeller Bozca Melis Durasi KONUK YAZAR Doruk Can ONLİNE DAĞITIM familyhug.us biradambirbebek.com issue.com İLETİŞİM dergi@familyhug.us


Yeni yıla gird Aralık a

1.036

sayfa gö içi

teşekk


a rekorla dik ayındaki

6.558

österimi in

kürler




8 | FAMILY HUG

Pemra Uğural

2014 geldi. İşte size yeni yılda yapmanız için bir kaç öneri.


FAMILY HUG | 9

Başak Yüksel ile 'Çocuğuma Nasıl Yoga Öğretebilirim?' Bir varmış, bir yokmuş…Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde kocaman bir şehirde yaşayan bir anne varmış. Bu annenin de dünyalar güzeli küçücük bir çocuğu. Şehir zormuş, şartlar çetinmiş; hiçbir şeye vakit yokmuş. Anne çocuğunu özlermiş, çocuk da annesini. Birlikte geçirdikleri o azıcık zamanlarda oyun oynarlar, sadece onların bildikleri kendi dillerinde sohbet ederlermiş. Sonra bir gün anne, çocuğun dikkatinin biraz dağınık olduğunu, o kocaman çantaları taşırken bedeninin zorlandığını, nefesinin kesik kesik ve kısa olduğunu, kendini ifade ederken bazen zorlandığını fark etmiş. O 'en sevdiğim' için ne yapabilirim diye düşünmüş. Çocuk Yogası diye bir şey bulmuş. Yoganın meditatif ve güçlendiren taraflarının çocuklar için uyarlanmış haliymiş. Bol hikâye ve oyun varmış içinde. Bol sohbet, bol duygu ve bol hareket. Sonra 4-10 yaşa uygun kurs aramaya başlamış. Gökten üç elma düşmüş. Birisi, tüm yoğunluğuna rağmen önceliği çocuğu olan o annenin, diğeri Çocuk Yogası’nı icad edenin, diğeri de; anne ve çocuk arasındaki yakınlığı, Yoga’nın şifası ile zenginleştirmeyi kalpten dileyen Başak Yüksel ve ekibinin başına... Ebeveyn ve çocuk arasındaki muhteşem iletişimi yakalama fırsatı sunan eğitimin başlıkları ise şöyle : - Eğlenceli nefes çalışmaları - Dikkat ve dengeyi artıran ikili, üçlü Yoga uygulamaları - Çocuklara uygun Yoga duruşları - Hikâye ile Yoga duruşlarının öğretilmesi - Yoga oyunları Eğitim 18. Ocak. 2014 tarihinde Başak Yüksel eğitmenliğinde Cihangir Yoga, İstinye'de yer alacaktır. Ücret 135 tl. Kaçırmayın!


Hayvanlar Aleminden Sevimli Bloklar : Animal Stackers Yaratıcılıkla eğlenceyi birleştiren blok oyunlarının en büyük fanatiği olmuşumdur hep. Rengarenk boyanmış çeşit çeşit hayvan figürlerinden oluşan bu ahşap bloklar şekilden şekile giriyorlar. Çocuğunuza akıllı oyuncak seçerken kız-erkek diye ayırım yapmadan veya yaşına uygun olup olmadığını düşünmeden hemen alıp gideceğiniz bir oyun. Genelde erkek çocuklar inşa etmeyi, kız çocuklar ise hikayesi olan oyunları severler. İkisinin birleştiği, birlikte de keyifle oynayabilecekleri bir oyun seti. A nimal Stackers ne yaşa, ne cinsiyete göre tasarlanmış. Kendinizi de onlarla oynuyor bulursanız sakın şaşırmayın. Bu sevimli hayvanlar birbirlerini sırtlarında taşıyabiliyor, hayallerin hikayesi neyse her forma girerek içiçe geçiyorlar. Böcekten deniz yaratıklarına kadar her çocuğun sevdiği bir hayvana denk gelebileceği bloklar son derece sağlam ve doğal ahşaptan üretilmiş; kullanılan boya çocuk dostu. Animal Stackers yaz aylarında piyasada satışa sunulacak. Detayları merak ediyorsanız bu video'ya hızlıca bir tık tık….


Philippe Starck Çocuklar İçin Tasarladı : Le Chien Savant Çocuklara ders çalışmayı sevdirecek multi fonksiyonel tasarım Le Chien Savant'ı bakın ne düşünerek yaratmış Philippe Starck : 'Çocukken okulu hiç sevmezdim, ama köpekleri hep sevdim. Eğer o yaşlarda benim de böyle eğitimli bir köpeğim olsaydı, okulda kesinlikle başarılı olurdum. Bu fırsatı kaçırdım elbet, ama eğitimli köpek artık aramızda. Ancak maalesef sadece çocuklar için. Çok geç…' Yeşil, füme, turuncu ve toz pembe olmak üzere dört ayrı renkte mevcut. Şekillendirilmiş polietilenden üretilen Le Chien Savant, dış mekanlarda da kullanıma uygun. Çocuklar ister üzerinde ödevlerini yapabilir, ister yemek yiyebilir veya bol bol oyun oynayabilirler. Son derece estetik ve şirin tasarımın uzun oturum için ne kadar rahat olduğuna dair şüphelerim var doğrusu.


12 | FAMILY HUG

Alanında deneyimli uzman eğitimciler tarafından hazırlanan yepyeni bir seri!

4 + 3= 7

Disney Okulda Başarı serisi çocuğunuzun okul başarısına yönelik çok önemli beceriler kazandıracak ve öğrenme sürecinde fark yaratacak... © Disney

Şekiller ve Diziler Ölçüler Toplama ve Çıkarma Sayılar ve Sayma Problem Çözme Okuduğunu Anlama Yazı Yazma

Haydi Öğrenelim! 4-5, 5-6, 6-7, 7-8 yaş gruplarına özel 22 kitap

www.de.com.tr


FAMILY HUG | 13


14 | FAMILY HUG

Anneysen

Dünyaya getirdiğiniz eşsiz varlığın parıldayıp ışımasına fırsat verin! Dr.Thomas Gordon’un şöyle bir görüşü vardır ; “Dünyada eğitimi olmayan tek meslek anne-baba’lıktır.” Gerçekten de düşündüğünüzde her mesleğin bir eğitimi vardır, bir işe başlamadan önce eğitime ihtiyaç olan bir meslek olmasa bile kısa bir bilgilendirme, yol, yöntem gösterme ve adaptasyon süreci ile karşılaşırsınız. Birileri size neyi nasıl yapmanız gerektiğini anlatır, öğretir, gösterir vs… Peki ya iş anneliğe gelince, neler olur ? Fizyolojik bakım konusunda yine de fena değilizdir. Olmazsa olmaz belli başlı “Bebeğimi beklerken”, “ Bebek gelişimi”… kitapları alınır, bazen sadece göz gezdirilir, bazen okunur, çeşitli anne paylaşım sitelerinden, tecrübeli arkadaşlardan, eş dosttan... Yani bebek bakımı konusunda bir çok bilgiye erişilir. Sağ olsun konusunda uzman anneanne ve babaanneler zaten bebekle birlikte bir süreliğine yardımcı kuvvet olarak annenin yanına taşınır ve konu hakkındaki uzmanlıklarını itina ile torun üzerinde uygularlar. Zaten ilk sene her ay yapılan doktor ziyaretleri ile anneler bebeklerinin gelişimini; gram, gram kilo alışları ve cm, cm uzayışları ile takip ederler.

Ve bu böyle devam eder; benimki çok abur cubur yiyor, sebze seçiyor, balık yemiyor, süt içmiyor, giyinmiyor, soyunmuyor, uyumuyor , uyanmıyor derken anneler bir bakmış bebekler çocuk, çocuklar ergen, ergenler genç olmuş... Peki bu yolculukta anneler fizyolojik bakım konusunda kafayı yercesine itina gösterirken hangi yaklaşımla çocuklarını büyütürler? Ruhlarına , kalplerine nasıl dokunurlar? Hep hayal ettikleri, vazgeçilmez hedefleri “kendine güvenen, sorumluluk sahibi çocuk” yetiştirmek için ne yaparlar? Sebze çorbası yapımı konusunda kırk tarif alırken, ilk düştüğünde, ilk canı yandığında, ilk yemek istemediği için tabağı fırlattığında, ilk anneden ayrı kaldığında, ilk ağlama krizinde, ilk isyanında, ilk birisine vurduğunda, ilk birisinden tokat yediğinde, ilk vedasında, ilk hayal kırıklığında, ilk başarısızlığında, ilk kalbi kırıldığında nasıl yaklaşacağı konusunda kimden tarif alırlar, kimlere danışırlar? Nereye, kimlere başvururlar? Bilmezler mi bu zamanların da geleceğini, ilk diş çıkarma huzursuzluklarının geldiği gibi? Diş çıkarmaya dair her şeyi bilirlerken, bunları göz ardı ettiren nedir annelere?


FAMILY HUG | 15

Bakın ne diyor Henry Cloud “Yapılan annelik yetersiz olunca, tüm yaşamımız boyunca güvensiz oluruz. Gereksinimlerimizi ve eksikliklerimizi gizleriz. Kavgaya hazır ve saldırgan oluruz. Denetlenemeyeceğimizi göstermek için başkalarını denetleriz. Bu liste uzar gider… “


Yani ne yazık ki tek hedefimiz olan “kendine güvenen, sorumluluk sahibi çocuk “ yetiştirmek için kırk tarif sebze çorbası yetmiyor! Benim mesleki misyonum, anne-babalara dünyaya getirdikleri eşsiz varlıklara kendilerini bulmalarına, kendileri olmalarına, parıldayıp ışıldamalarına fırsat tanıyacak anne-baba olma yolunda farkındalık yaratmak ve onlara bu yolculuklarında eşlik etmek. Yani “kendine güvenen, sorumluluk sahibi çocuk” yetiştirmek için gerekli becerileri mümkün olduğunca anne-babalarla paylaşmak. Bu yolda en büyük destekçim, Gordon International’ın “E.A.E. (Etkili Anne-Baba Eğitimi)” ve “Koçvari Annelik” yaklaşımı. “Görevimiz Annelik Farkındalık Yolculuğu” ve “E.A.E. “ eğitimlerini ve danışmanlıklarımı bireysel, grup, kurumsal olarak sürdürmekle beraber, E.A.E. eğitimini aynı zamanda Arel Üniversitesi işbirliği ile vermeye devam etmekteyim.

Eğitimler ve bireysel danışmanlıklar yaparken ve yeni eğitimlere katılırken yaşadıklarımı, öğrendiklerimi yazarak paylaşmak hep hayalimdi. Bu hayalim anneysen.com sitesinde yazarlık ve uzman danışmanlık yapma firsatım ile küçük küçük gerçekleşti. Ayrıca samimi paylaşımlarda bulunmak; belki bir kitap, belki bir film belki de bir sohbetten çıkarımları bile yazabileceğim bir ortam için de blog açmaya karar vererek adını “Görevimiz Annelik” koydum. Peki neden “Görevimiz Annelik”? Pozitif Psikoloji kurucusu Martin Seligman şöyle der; “Bir işi sonunda alacağınız maaş için yaparsınız. Ondan başka ödüller beklemezsiniz. Bir kariyer ise daha derinden kişisel bir yatırım gerektirir. Başarılarınıza parayla ve ilerlemekle damganızı vurursunuz. Görev ise tutkulu bir bağlılıktır. Kişiler görev aşkını daha büyük bir iyiliğe, kendilerinden daha büyük bir şeye katkıda bulunmak olarak görürler. Görev aşkı, paraya veya ilerlemeye bakılmaksızın kendi içinde tatmin edicidir.” Evet, ne işimiz, ne de kariyemizdir annelik! Annelik biz kadınların anne olduktan sonra tutkuyla bağlı olduğumuz belki de tek görevdir. İşte sevgili bloğum “Görevimiz Annelik”de böyle doğdu :)) Tüm bu yolculukta kendi deneyimlerimi paylaşmak ve de ailelerde farkındalıklar oluşturabilmek ise hala en büyük mutluluğum! Tuğba Darıcı Boztepe Aile ve Öğrenci Koçu ve E.A.E. Eğitmeni 05323255731 Cemil Topuzlu Caddesi İş Bankası Blokları F Blok D:2 Fenerbahçe-İstanbul



18 | FAMILY HUG


FAMILY HUG | 19


20 | FAMILY HUG

“Zaten güzeliz” MAMA MİO Mama Mio markası geçtiğimiz günlerde ünlü annebebek bloggerları ile keyifli bir kahvaltıda buluştu. Markayı Türk kadınları ile buluşturan Zeynep Karamehmet Gönenç ile kahvaltı sonrası Mama Mio ’yu konuştuk. Mamamio nasıl doğdu?

markası Sırasıyla

Mama Mio markası, Londra’da 4 yakın arkadaşın, hamilelikleri esnasında güvenle kullanacakları ve etkisinden emin oldukları bir çatlak kremi arayışlarından doğdu aslında. Yarattıkları Tummy Rub Butter’ın çevrelerinde çok sevilmesi ve hamile bakımı kategorisindeki tüm ödülleri toplamasıyla, cilt bakımı konusunda güvenlerinin pekişmesi ve değişen hayatlarına yönelik “kendilerini bir kadın olarak anlayacak” bir cilt bakım markası bulamamaları yüzünden bebekleri gibi büyüttükleri bir marka oldu.

geliştirdikleri farklı kategorilerdeki tüm ürünler, çalışan annelerin veya yoğun şehir hayatı yaşayan tüm kadınların ihtiyaçlarına yönelik olarak tamamen pratik bir bakış açısı, güvenilir ve sonuç odaklı olarak yaratıldı. Formüllerinin yüksek kalitesi, ürünlerin içerisindeki aktif maddeleri kullanabilecekleri en yüksek dozda kullanmaları, dürüst ve sonuç odaklı yaklaşımları Mama Mio markasını kısa sürede İngiltere’nin en hızlı büyüyen cilt bakım markası haline getirdi. Tabii hiçbir üründe zararlı olabilecek maddeleri kullanmamaları, tüm müşterilerine son derece özel ve kişisel

yaklaşımları bence diğer markalardan bir adım öne taşıyor onları.

Ürün çeşitliliği nasıl? Kadınlar tarafından kadınlar için yaratılmış bir marka olduğu için, Mama Mio’nun yaratıcıları her ürünü “ihtiyaçtan” ve “kadınsal bir içsezi” ile ortaya çıkarttılar. Yüksek proteinli yüz bakımı, günlük omega bakım serisi, hamile bakım ürünleri, yüksek performanslı selülit bakımı, sıkılaştırma ve yenileme ürünleri ve Pratik kullanım için kitleri ile bir kadının yaşam boyu çeşitli yaş dönemlerinde ihtiyacı olabilecek, kullanması gerekebilecek tüm ürünleri yaratıyorlar.

“Zaten güzeliz” iki manada da çok hoşumuza gitti, hem içinde yaşadığımız bedenimizi seviyor, beğeniyor ve ona saygı duyuyoruz, hem de “kafamız-içimiz güzel”!

2014’de hiçbir markanın sahip olmadığı birçok yeni özellik kattıkları yeni ürünle gelecekler ve gene paraben, sulfat, petrolyum gibi zararlı hiçbir maddeyi ürünlerine sokmuyorlar.

“Zaten güzeliz” sloganının çıkış noktası nedir? Mama mio kadınların kendilerine güvenmeleri konusunda çok hassas. Yaratıcıları kadınlar tüm kadınların güçlü, güvenli ve sağlam olmaları konusunda taviz vermeyecek bir duruşa sahipler. Güzelliğin de özgüvenden geldiğini hepimiz biliyoruz, bilmeliyiz. Kadınlar hayatın her noktasında kendilerine güvendikleri takdirde hem daha başarılı, hem


FAMILY HUG | 21

de daha “güzel” oluyorlar. Bu anlayış çerçevesinde bir güzellik markasının sadece içi boş “dış güzellik” etrafında kurgulanması düşünülemez. Biz kendimizi bileceğiz, kendimize güveneceğiz ki içimizdeki ışık, özgüven yüzümüze, cildimize yansısın. İngilizler sloganlarında bu anlayışı yansıtacak, esprili bir dil yakalamışlardı. Biz de Türkiye’de çeviride ifadeyi bozmayacak bir slogan aramaya başladık. “Zaten güzeliz” iki manada da çok hoşumuza gitti, hem içinde yaşadığımız bedenimizi seviyor, beğeniyor ve ona saygı duyuyoruz, hem de “kafamız-içimiz güzel”!

Türkiye yapılanmasını nasıl planlıyorsunuz?

Hedefler nedir? Bu soruya cevap vermeden önce bizim Mama mio ile olan ilişkimize değinmek isterim. Biz de aynı mama mio yaratıcıları gibi 2 çok yakın arkadaşız ve ikimizin de aslında kozmetikle bir alakası yok. Biz hem aynı mama mio yaratıcıları gibi hamileliklerde güvendiğimiz ürünler bulamadık, hem de mama mio markasını çok beğendik, bayıldık. Kendi memnuniyetimiz üzerine getirdik Türkiye’ye. Dolayısıyla yolculuğumuza bizim gibi mama mio’ya inanan ve doğru anlatabilecek partnerlerle devam etmek istiyoruz.

Markamızın 2014’de birçok yeni sürprizi olacak, tamamen Fit Body, Fit Skin anlayışı üzerine yoğunlaşacak ve çok özellikli ürünler getiriyor olacağız. Hedefimiz Türkiye’nin ençok satılan markası değil, “kızların” birbirine en çok tavsiye ettiği marka olmak.


22 | FAMILY HUG


FAMILY HUG | 23

Yeni yıl yeni kelimeler Çocuğunuz ilk ‘’Anne’’ mi dedi yoksa ‘’Baba’’ mı? Sizi bilmem ama benim kızımın ilk kelimesi bir fiildi. Elindeki kutuyu gösterip ‘’Aç’’ dedi. Arkasından anne, babayı beklerken ‘’Ağaç’’ ve ‘’Havuç’’ geldi. Şimdi de benim 15 aylık Öykü’m bir papağan gibi etrafında duyduğu tüm sözleri ilk hecelerinden tekrar ederek kendini ifade etmeye başladı.


24 | FAMILY HUG Öykü ilk anlamlı kelimelerini kullanmaya başlayana dek neler oldu ve bundan sonra dil gelişimi nasıl ilerleyecek bir bakalım; devam edecek. 4-5 yaşına • Önce sürekli ağladı, sonra sıkıtısı olunca ağladı. gelen bir çocuğun kelime hazinesi yaklaşık 1000 adettir. Yetişkin erkeklerin • 6 aylık civarında bir yaklaşık 2000 kelime ie dönem sesini keşfetti ve tüm apartmana ispatladı. konuştuğunu düşünürsek • Sesler çıkardı, çıkardıkça biz kadınların çok eğlendi. Bir hindi gibi ‘’glu konuştuğumuzu düşünmekte haksız sayılmazlar aslında. glu‘’ yapan bir bebekti. • 9. Aydan sonra yavaş yavaş hindi gitti kekeme acemi bir kuş geldi. Aynı sesleri arka arkaya söyledi durdu. Ma-ma, ba-ba, ta-ta… anlamlı bir kelime bulamadık biz içinden.

Peki dil gelişimindeki bu aşamalar sırasında ve sonrasında bizim katkımız ve etkimiz nedir?

• Minik papağan hızla ve durmadan tekrar edecek, ardından sıkça ve bıkmadan ‘’Bu ne?’’ ya da ‘’Anne bu?’’ diye herşeyi defalarca soracak.

Sabredin: Eğer doktor kontrolleri düzenli olarak yapılıyorsa ve çocuğunuzda zihinsel, fiziksel ya da duygusal bir sorun yoksa konuşma konusunda sakin ve destekleyici olmak yeterlidir. Konuştuktan sonra aileler azıcık susmaları için yalvarıyorlar adeta. Bu nedenle her anın tadını çıkarmak lazım.

Bol bol Konuşun: Konuşma taklitle öğrenilir, bu nedenle çocuklarımızla • 12. Ay civarında genelde konuşmalıyız. ‘’Anlamaz’’ diyenlere inat anlatın. 1 – 2 kelime söyleyen Anlatamaz ama anlar. bebekler var elbet ama Gördüğü, işittiği her şeyi benim kızım o dönem emen dev bir sünger gibidir enerjisini yürümek için harcadığından kelimelerini çocuklarımınız alıcılar. 1-2 ay sonraya sakladı. Kıyaslamayın: Kitaplardan dil gelişimi • 18 ay civarında yanı önümüzdeki dönemde iki aşamalarına şöyle bir gözatın ancak bu aşamaların kelime yanyana gelmeye başlayacak. Bunlardan biri tam belirtildiği sırayla isim biri eylem olur büyük ve belirtildiği aylarda ihtimalle. Bizim ufaklığın olmasını beklemeyin. ‘’Anne al’’, ‘’baba ver’’, ‘’kapı Her çocuk farklıdır ve gelişimleri kendi içlerinde aç ‘‘vb. emirlerine hazır değerlendirilmelidir. olacağız.

• 2-3 yaş döneminde üç ve dafa fazla sözcükle konuşmaya başlayacak ve umarım sesi ve neşesi hiç azalmadan ömür boyu


FAMILY HUG | 25

İzin Verin: Çocuğumuz için en iyi olan her şeyi onun yerine yapmak değildir. Konuşma çabasında ve diğer gelişim adımlarında da ailenin ilk görevi sabretmek ve destek olmaktır tamamlamak değil.

Okuyun: Kitap okumak dil gelişimi ve kelime öğrenilmesi için oldukça etkilidir. Kitap sevgisi ne kadar erken kazanılırsa sonrasında okuma kültürü ve kendini ifade etme de o kadar rahat olur.

Dikkat Edin: Dil taklitle öğrenildiği için evde ve dışarda duyduğu herşeyi taklit edeceğini unutmadan artık kullandığımız kelimelere daha fazla dikkat etmeliyiz. Eğer 1 yaşından büyük bir bebeğiniz varsa ve araba kullanıyorsanız artık trafikte yaşayacağınız sıkıntılarda kelimelerinizi daha itinayla safetmek zorundasınız demektir.

Sosyal Olun: Televizyon, tablet ya da bilgisayardan dil öğrenimi gerçekleşiyor olsaydı bugün hepimiz eğitim cd’leri ile 4-5 dil konuşuyor olurduk. Dolayısıyla kendimizi ikna etmeye çalışmayalım; Televizyon pasif bir aktivitedir ve sadece karşıdan yüklenme olur halbuki yaşam aktiftir ve alış-veriş içerir. Bu nedenle parkların, sohbetlerin, kitapların, oyunların, şarkıların ve tabi ki insanların dil gelişiminde pozitif katkılar sağlayacağı unutulmamalıdır.

Örnek Olun: ‘’Otur yerine Otuy’’, ‘’Süt yerine Füt’’ gibi telaffuzlar kulağa sevimli gelebilir ama ufaklığın bize yetişmesi gerekiyor bizim ufalmamız değil. Yetişkinlerin her zaman doğrusunu söylemek konusunda kararlı olmalılar. Ancak bu kararlılık çocuğu her seferinde uyararak değil sık sık doğru şeklini söyleyerek olmalı. Köstek Olmayın: Korkutmak, alay etmek, kızmak, sürekli düzeltmek vb. davranışlar çocuğu daha iyi konuşturmadığı gibi üstüne hata yapmaktan korkutup daha az konuşmasına neden olacaktır. Az kelime az hata diye düşünen çocuk kendini korumaya çalışacaktır. Ya da tepki olarak bilerek yanlış telaffuz edecektir.

Sohbet edeceğim günleri heyecanla beklerken, sukunet içeren dakikaları hasretle özleyeceğimi biliyorum. Ama kendi ayakları üzerinde bana ‘’Annnneeee’’ diyerek koşan ve boynuma minik ellerini dolayıp yanağıma öpücük konduran bir cıvıltım olduğu için ne kadar şanslı olduğumu unutmuyorum. Herkesin kendi hayatcıvıltısı ile bol keyifli anılar biriktirmesini diliyorum.

Tuğçe Acaröz Oğuz Çocuk Gelişim Uzmanı https://twitter.com/tugceacaroz https://www.facebook.com/tugce.acarozoguz www.10dakikamola.com


26 | FAMILY HUG

Kışın gelmesi ile şu günlerde grip ve soğuk algınlığı vakalarında artış meydan gelmekte. Çoğumuz için grip ve soğuk algınlığı aynı hastalıktır. Oysa ikisi benzer belirtiler gösterselerde farklı hastalıklardır. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Arzu Yalçın grip ve soğuk algınlığının farklarını anlattı. Soğuk algınlığı , diğer adıyla nezle genellikle kış aylarında görülür. 1'den fazla virüs bu hastalığa neden olabilir. 2 - 5 günlük kuluçka dönemi sonrası, şeffaf burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, yutak bölgesinde rahatsızlık hissi, öksürük, kırgınlık ve hafif baş ağrısıyla kendini gösterir. Tablo genellikle 1 hafta sürer. Genellikle ateşsiz seyreder. Titreme, boğaz ağrısı, boyunda büyümüş lenf nodu genellikle gözlenmez. Hastalık süresi 14 günü geçiyorsa ikincil bakteriyel enfeksiyonlar düşünülmelidir. Grip ise bir başka virüs olan İnfluenza'nın neden olduğu bir enfeksiyondur. Oldukça değişik alt grupları olabilen bir virüstür. En önemli özelliği 39 - 40 C 'leri bulabilen ateşe sebep olabilmesidir. En yaygın belirtisi eklem ve kas ağrılarıdır. Ateş inatçıdır, eşlik eden şeffaf burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğazda rahatsızlık hissi, baş ağrısı; hatta ishal, bulantı, kusma gibi mide - bağırsak belirtileriyle de kendini gösterebilir. Soğuk algınlığına göre çok daha ciddi bir enfeksiyondur. Pandemik yani dünya çapında salgınlar yapabilir. Geçmişte bu salgınlarda ciddi ölümler görülmüştür. Özellikle yaşlı, bakıma muhtaç, diyabetik, KOAH, astım, kronik kalp hastalığı gibi hastalıkları olanların, toplu yerlerde yaşayanların , sağlık ekibi gibi riskleri olanların aşılanması gerekmektedir. Ek hastalıkları olan kişilerde pnömoni, yani zatüree, çocuklarda orta kulak iltihabı, sinüzit gibi ikincil bakteriyel enfeksiyonlara neden olabilmektedir.


FAMILY HUG | 27

Grip mi yoksa soğuk algınlığı mı?


28 | FAMILY HUG

TANRI’YI GÜLDÜR ONA YENİ YIL PLAN


FAMILY HUG | 29

RMEK İSTİYORSAN NLARINDAN BAHSET


Hiç bir zaman yeni yılda büyük kararlar alan, yeni yıl planları yapan bir insan olmadım, ancak her zaman inandığım tek bir şey vardır ki o da hayatta kesin ve net hedefleri olması gerektiğiydi insanın, yani demek istediğim yeni yılın gelmesini beklemezdim eğer kendi hayatım hakkında değiştirmek istediğim yoluna koymak veya rayından çıkarmak istediğim konular hakkında düşünebilmek ve hedefler koyabilmek için. Bir şekilde alışkanlık edinip, plan ve hedeflerimi yazdığımı farkettiğimde ve bilmeden de olsa bunun aslında ne kadar da doğru bir eylem olduğunu öğrendiğimde, bende yeni bir farkındalık uyanmıştı. Demek ki insanın 5 duyusu da birbiriyle uyum içerisinde çalışmakta. Görmek, duymak, hissetmek... Bu beş duyumuzu da aktif hale getirebilmek için de bizim bunun için birşeyler yapmamız gerekiyor. Aslında yapmamız gereken o kadar basit ki, “sadece ve sadece” büyük kararlar almak ve bu büyük kararların ağırlığı altında ezilmek yerine neden küçük şeylerden, bizi yormayacak aklımızı ruhumuzu hafif kılacak, bizim duyularımızın hassasiyetini arttıracak ve bağını kuvvetlendirecek olanlardan başlamıyoruz. Nedir mi bunlar? Aslında çok basit, sadece biraz kendimiz hakkında farkına varmamız gereken şeyler. Hadi başlayalım... Kendimize büyük hedefler belirlemeyi bırakıyoruz. Aldığımız kararlar bizi oyalamaktan başka bir işe yaramıyor, çünkü bu kararları alırken içinde bulunduğumuz durumun parametrelerinin sabitliğinden kesinlikle emin olamayız. Kaldı ki hiçbir zaman sabitlik söz konusu değildir. Hayat tam tersine kaotik ve oldukça da meşguldür. O yüzden hayatımızı her yıl başında hazırladığımız kararlar listesine göre yaşamak (ki bunu ancak birkaç hafta sürdürebiliriz, nitekim bir yıl sadece birkaç haftadan değil 48 haftadan, 365 günden oluşmaktadır), günlerimizi kalıplara sokmak, esnek olmayan katı kurallar koymak... bu bize huzur ve sağlıktan ziyade stres ve huzursuzluk kapılarının anahtarlarını verecektir. Çünkü neden? Aklımızın bir köşesinde o aldığımız kararları uygulayamıyor veya aksatıyor olmanın getirdiği vicdani rahatsızlık bizi yiyip bitirecektir, bizi anlam veremediğimiz bir içsel huzursuzluğun içerisine sürükleyecektir. Eminim çünkü aynı şeyleri yaptım ve artık ben de bunu değiştirmeye karar verdim.

koruyarak, arasındaki dengeyi sağlayarak nasıl yapacağız? Yeni hedefler, yapamayacağımız planları ardıardına dizip aklımızı meşgul etmek yerine, günlük hayatın ağırlığına ek olarak yeni yükler eklemek yerine, neden en kolayından başlamıyoruz bir düşünelim... Hayatımızda sadece ve sadece kumandasına sahip olduğumuz ve tamemen bizim kontrol edebileceğimiz şey nedir? Cevap çok basit, kendimiz. Kendimizi değiştireceğiz, alışkanlıklarımızı değiştirerek kendimizin, kişiliğimizin bu hayatta üstlendiği rolü ya daha da güçlendirecek ya da gelişmesini istediğimiz yöne doğru değiştireceğiz yönünü. Plan yapmak neden anlamsız, olur mu öyle şey, insanın hedefi olmazsa yolnu yönünü kaybeder diye isyan edenleriniz, benimle aynı fikride olmayanlarınız olabilir elbette. Ancak bir de şu pencereden bakalım. Hayat sürprizlerle dolu değil mi? Sadece birkaç saniye, birkaç dakika sonra bile ne olacağını telefonumuzu kimin ne amaçla çaldıracağını, kiminle karşılaşacağımızı, bir beyin fırtınası yaşarken aklımıza hangi fikrin Newton’un bir ağacın altında uyurken başına düşen ve onu uykusundan uyandıran bir elma gibi düşmeyeceğini kim, ne şekilde, nasıl planlayabilir ki? Kurulan dostluklar, edinilen arkadaşlıklar, yaşanılan aşklar, alınan yeni bir iş teklifi... bunların hangi birini planlayarak yaşadık, yaşayabiliyoruz ve yaşayabileceğiz ki... Evet Tanrı’yı güldürmek istiyorsan ona planlarından bahsedebiliriz sanırım... Ben hayatımda henüz kısa bir süre de olsa fazlasıyla olumlu gelişmelere yol açan, çok küçük görünen ama aslında etkisi oldukça fazla olan birkaç şey değiştirdim. Kesinlikle hayatımın değiştiğini söyleyebilirim. Büyük farklar yaratan bu küçük şeyler nedir peki?

Erken Kalkın ! Evet uykuyu bu kadar seven bir insan olarak benim için erken kalkmak, güneşi selamlamak oldukça zor oldu, bu sefer de o bana selam versin niye hep ben diye bir mantalite oluşturmuşken hele. Kış günlerinde o sıcacık yatağından çıkması kadar zor daha ne olabilir ki değil mi? Ben de aynı fikirdeydim evet, kabul ediyorum. Ancak bir süre sonra vücudum buna alıştı, sabah kalkıp bir bardak yeşil çayımı içtikten sonra artık oldukça zinde hissediyorum ve en önemlisi de herşeye zamanım kalıyor. Çünkü modern dünyada düşünürseniz insanların en şikayetçi olduğu şey zaman kısıtlığı. Eğer hayatınızı değiştirmek istiyorsanız herkesin ihtiyacı olduğundan daha çok zamana ihtiyacınız olacaktır. Herkes uyurken sizin çalışıyor olduğunuz Eğer öyleyse ve ancak hayatımızda da değişiklikler saatler inanın en verimli saatleriniz olacaktır. yapmak istiyorsak bunu ruh ve beden sağlığımızı


Gereğinden fazla yükümlülük alın ! Bunu söylerken taşıyamayacağınız kadar sorumluluk yüklenin demiyorum ancak şöyle de bir gerçek var ki insanoğlu tembelleşmeye meyilli. Kendimizi zorlamadığımız, sınırlarımıza baskı uygulamadığımız müddetçe gelişmek biraz zor. Gerçekten fark yaratmak istiyorsanız, sınırlarınızı zorlayın. Siz sınırlarınızı zorladıkça, kapasiteniz artacaktır ve kendinizin bile inanamadığı düşünemediği alanlara ulaşacaktır. Siz bile şaşıracaksınız. Sadece biraz sabır...Sabrınızın ve emeklerinizin karşılığını almaya başladığınızda kendinize olan güveniniz de artacaktır. İnsanlarla iletişim kurun, konuşun! Dünyamızı ilişkiler üzerine kuruyoruz. İletişim, değirmeni döndüren temel etkenlerden bir tanesi. Kariyeriniz için, kişisel ve içsel iyiliğiniz ve huzurunuz için bunu deneyin. Belki iletişim kurmakta, etrafınızla paylaşım yapmakta zorluk çekiyorsunuzdur ya da bu konuda kendinize güveniniz yoktur ancak biraz çaba sarfederek kendinizi geliştirebilirsiniz. Pek çok yazılı kaynak var, okuyun, okumakla yetinmeyip uygulayın. Kişisel gelişimin sonu yok, ne kadar zorlarsanız, ne kadar açık olursanız ufkunuz da, olaylara bakış açınız da, insanlara kendinizi ifade etme şekliniz veya onları doğru anlama oranınız da o kadar artış gösterecektir emin olun...


32 | FAMILY HUG

Cömert olun! Sadece maddi anlamda değil, manevi olarak da cömert olun. Zamanınızı, paranızı, sahip olduğunuz olanaklarınızı, fikirlerinizi paylaşın, verici olun. Günümüzde o kadar almaya ve sadece tüketmeye odaklandık ki... Bizler, canlı varlıklar olarak birbirimizi, ruhlarımızı tüketiyoruz. Biraz da vermeyi deneyelim. Bir sabah gülümseyerek “günaydın” demeyi, gülümseyerek “merhaba” diyerek selamlaşmayı üzerinde yaşadığımız dünyaya, içerisinde yaşadığımız topluluğa çok görmeyerek başlayabiliriz sanıyorum, sonrası çorap söküğü gibi gelecektir. Böylelikle insanlar size güvenmeyi öğrenecek, gerçek yardımın anlamını göreceklerdir ve sizin samimiyetinize inananlar da diğerlerine bundan bahsedecektir. Bu sizin kendinize güveninizi arttıracak, aynı zamanda bulunduğunuz topluluk içerisinde üstlendiğiniz role de değer katacaktır.

Zamanla etrafınızda sadece samimi olan, içtenliğine güvenebileceğiniz insanlar olacaktır ve belki de birkaç insan daha kazanacaksınızdır hayatınıza. Uzun lafın kısası ne ekersek, onu biçeriz bu hayatta. Biraz da insana yatırım yapmayı deneyelim derim... Bir süredir ben de bu alışkanlıkları kazanmak üzerine çalışmaktayım, kendimi zorluyorum. Kolay gibi görünen ama aslında yeterince de zorlayıcı olan bir süreç. Çünkü kendimizden sorumluyuz ve kendimizle ilgili olan şeyleri değiştirmek veya değiştirmemek bizim elimizde ve bahanelerle kendimizi kandırmamızı gerektirecek hiçbir durum söz konusu değil. Burda gelecek planlarından, hedeflerden bahsetmedim farkedersiniz ki...Sizleri halihazırda o planlara, aklınızda kurduğunuz hedeflere ulaştıracak sizi onlara bağlayacak olan etkenlerden temel faktörlerden bahsettim.

Bunlarla sınırlı kalmak zorunda da değiliz, kendi hayatınıza, günlük rutininize, kişiliğinize göre yaratıcılığınızı da kullanarak iyi bir analizle aslında neyin değişmesi gerektiğini, bu hayatı nasıl daha mutlu, daha huzurlu yaşayabileceğinizi bulabilirsiniz, bunu da siz yapacaksınız, çünkü en iyi dostunuz da düşmanınız da kendinizden başka kimse değildir...

Melis Durası m.durasi@gmail.com


FAMILY HUG | 33


34 | FAMILY HUG

YARIYIL TATİLİ Yepyeni bir yılda Ocak sayısı ile merhabalar, Hepimiz ay sonundaki yarıyıl tatilini iple çekiyoruz. Peki tatilde çocuğunuz neler yapacak? Tatili nasıl geçirmesi onun için daha faydalı? Ders çalışmalı mı? Sadece oyun mu oynamalı? Bu sayımızda tatilde yapabileceklerimiz üzerine yazmak istedim. Öğrencilik yıllarında heyecanla beklenen, çoğu zaman nasıl değerlendirileceği bilinmeyen ve nasıl geçtiği anlaşılmayan tatillerimiz. Bir süredir araştırmalarım için Amerikadayım ve aynı sorunun burada da yaşandığını gözlemliyorum.


FAMILY HUG | 35


36 | FAMILY HUG

Tatilde çocuklarının ne yaptığını sorduğum bir çok ebeveynden aldığım genel cevaplar “bilgisayarda oyun oynadı, araştırma yaptı ya da X kursuna gitti” oluyor. Yoğun kurslarla değerlendirilmiş, bol bol ders çalışılmış bir tatil mi yoksa televizyon ve bilgisayar başında geçirilmiş bir tatil mi çocuklarımız için daha uygun? Söz konusu çocuklarımız olunca bazen tatilin ne olduğunu unutabiliyoruz? Tatillerini en iyi şekilde geçirmelerini istiyoruz elbette, fakat tatil her şeyden önce dinlenme zamanıdır bunun yanında iş ya da okul zamanında yapmak istediğimiz ve ertelediğimiz işleri yapma fırsatıdır. Tatilde nelere dikkat etmeliyiz? Neler yapabiliriz? • Okul sorunlarını tatile taşımayın. Kritik olmayan okul sorunlarını tatile taşımayın. Zamanın geçmesine izin verin. Bu konuda okul psikolojik danışmanından destek alın. • Yüksek beklentiler içinde olmayın. Ebeveyn olarak tatilde çocuğunuzun yapacakları konusunda yüksek beklentiler içinde olmayın. 5 kitap bitirecek, tüm konular tekrar edilecek gibi planları bırakın öğretmeni yapsın. Bu konuda öğretmeniyle görüşün. • Okul zamanında yapmak isteyip de yapamadıkları üzerinde durun. Uzun zamandır gitmek istediği fakat gündüz gösterimde olan film ya da sahnelenen tiyatro oyunu, arkadaşlarıyla gitmek istediği hamburgerci gibi. • Birlikte kitapçıya gidin. Son yıllarda çıkan çocuk kitapları gerçekten etkileyici ve vizyon açıcı. Birlikte kitap seçip, tatil boyunca birlikte okuyabilirsiniz. Kitap seçiminde çocuğunuzun ilgi alanına ve onun isteğine göre kitapların seçilmesi üzerinde durabilirsiniz. Hatırlatmadan geçemeyeceğim, yaş kitap seçiminde tek ölçüt değildir. İlgi alanlarını dikkate almalısınız. • Oyuncakçıya gidin. Ailece oynanabilecek oyunlar ya da zeka oyunlarının üzerinde durabilirsiniz. Oyuncakçı ziyaretlerinde sorun yaşıyorsanız seveceği zeka geliştirici bir oyuncağı tatil hediyesi olarak alabilirisiniz.


FAMILY HUG | 37

• Sizin de vakit geçirebileceğiniz arkadaşlarının aileleri ile birlikte plan yapın. Okul dışındaki zamanlarda arkadaşlarıyla görüşmek çocuklar için heyecan vericidir. Arkadaşlarının farklı yönlerini görme fırsatı sağlar. Siz de yeni arkadaşlar ile tanışabilir ya da çocuğunuzun arkadaşı ile ilgili daha çok bilgi edinebilirsiniz. • Ailenin diğer üyelerini görmek için mükemmel bir fırsattır tatil. Fakat çoğu zaman bir zorunlulukmuş gibi düşünülür tatilde aileyle bir arada olmak. Bu düşünce görüşmelerin değerini düşürür. Gerçekten çocuğunuzun bunu isteyip istemediğini nedenleri ile anlamaya çalışın. Sevdiği aile bireyleriyle vakit geçirmesini sağlayın. • Tatil karakter gelişimine destek olmanız için de bir fırsattır. Okuduğu kitaplardaki karakterler üzerine konuşabilir ya da daha önce yaşadığı olayları tekrar birlikte değerlendirebilirsiniz. Konuya önceki sayılarımızda değinmiştik.

• Kitaplığını ve odasını düzenleyebilmek için bir şans! Eğlenceli etkinlikler planlayabilirsiniz. Kitaplığında kütüphane oluşturabilirsiniz. Kitaplarını listeleyebilir. Okuduğu ve tekrar kullanmayacağı kitapları okul kitaplığına bağışlayabilir. Odasına misafir olarak geleceğiniz, üzerine bir oyun kurgulayabilirsiniz. İkinci dönem için kitaplarının toplanması onu da rahatlatacaktır. • Yeteneği olan ya da istediği bir kursa gidebilir ya da aktiviteye katılabilir. Kursun her gün uzun saatler olmaması önemli, çünkü çocuğunuzun tatile de ihtiyacı var. Kurs konusunda kesinlikle baskı yapılmamalı, bu konu çocuğun isteğine bırakılmalıdır. • Ödevler bitecek de daha fazla ders çalışmalı mı? Çocuğunuz ders çalışmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorsa istediği saatlerde istediği kadar çalışabilir. Bu onun tatili! • Tatilde yapmak istedikleri üzerine birlikte bir liste oluşturabilirsiniz. Ocağın ilk günlerinden başlayıp aklına geldikçe yapmak istediklerini ekleyeceği bir liste sizi ve çocuğunuzu “tatilde ne yapsak acaba?” diye düşünmekten kurtaracaktır.

Uzm. Ayşegül İŞLKELLER BOZCA aysegul@aysegulislekeller.com




40 | FAMILY HUG

kİTAP / fİLM / mÜZİK KOŞMASAYDIM YAZA HARUKİ MURAKAMİ

Haruki Murakami’den olarak koşmak ve bu terbiye edilen yazma erine eşsiz bir metin...

“Murakami Bey, insan sağlıklı bir yaşam sü manla roman yaza gelmez mi?” DOĞAN KİTAP

Monster High Eğlenceli Oyunlar Çıkartmalı Faaliyet Kitabı Korkunç havalı Monster High Lisesi’nin öğrencisi olmaya hazır mısın? Bu kitapta en sevdiğin Monster High öğrencilerine dair testler, bulmacalar, oyunlar ve yaratıcılığını konuşturacağın faaliyetler seni bekliyor!

Disney Violetta Gizli GünlüğümSırlarım Ve Hayallerim Günlüğünü elinden düşürmeyen on altı yaşında bir genç kız... En büyük hayali küçük yaşta kaybettiği annesi gibi şarkı söylemek. Yıllarca babasıyla yurtdışında yaşadıktan sonra doğduğu şehre geri dönüyor.

DOĞAN EGMONT

DOĞAN EGMONT

KARLAR ÜLKESİ

GARFIELD

Krallık, Karlar Kraliçesi (Snow Queen)’nin laneti sonrasında ebediyen sürecek bir kış mevsimine mahkum edilmiştir. Bu krallıkta yaşamakta olan maceracı ve iyi kalpli Anna, Karlar Kraliçesi’ni bulup laneti sona erdirmesini sağlayarak, şehrinde yaşayan insanları eski güzel günlerine döndürmeye karar verir.

Bu müzikal için hazırlanmış muhteşem danslar, özel kostümler, ses, ışık efektleri, zengin oyuncu ve dansçı kadrosuyla kahramanımız Garfield ve sevimli arkadaşı Odie, sizleri gizemli bir masalın içinde eğlenceli bir yolculuğa çıkaracaklar.


FAMILY HUG | 41

MAZDIM

ULUSLARIN DÜŞÜŞÜ Daron Acemoğlu & James Robinson

n bir tutku u tutkuyla eylemi üz-

Ulusların Düşüşü, tarih boyunca ulusların, özellikle de birbirine benzeyen ulusların ekonomik ve politik gelişmeleri arasında neden büyük farklılıklar olduğuna dair bir tartışma yürütüyor.

n sizin gibi ürünce zaamaz hale DOĞAN KİTAP

USTAM VE BEN ELİF ŞAFAK Tarihimizin en önemli ve çalkantılı dönemlerinden biri olan 16. yüzyılda İstanbul… Hindistan’dan gelen beyaz bir fil ve onun sırlarla dolu bakıcısı: Çota ile Cihan. Filbaz aynı zamanda bir üstadın çırağı. Ustası ise Sinan. Bu toprakların yetiştirdiği en büyük mimar.

DOĞAN KİTAP

...okumadan ayı bitirme


42 | FAMILY HUG

Müzik sektörüne değer vermeliyiz... Konuk yazar: Doruk Can


FAMILY HUG | 43


44 | FAMILY HUG Her geçen gün birçok şeyi kolayca tüketir hale geldik. Peki müzik bunun neresinde? Hiç düşündünüz mü??? Taş plaklar, 45'likler, 33'lük plaklardan sonra kaset dönemi başladı.Daha sonrasında CD ile tanıştık.Internet'in aktifleşmesiyle birlikte sıkıştırılmış müzik formatı MP3 giriverdi hayatımıza. Walkman ve Discman'den sonra MP3 playerların çıkmasını kimse yadırgamamıştı. Günümüze baktığımızda teknolojik gelişimin yararımıza olduğu kadar, yapımcıların ve sanatçıların zararına olduğunu görmekteyiz. Internet aracılığıyla yapılan eserlere yasal olmayan yollarla erişip kolayca temin edebiliyoruz.Yapımcılar bu işe ciddi anlamda paralar yatırıp geri toplamayı beklerken korsan gerçeği ile karşılaşıyorlar. Sanatçılar eskisi kadar albüm satışlarından gelir elde edemiyorlar.Bu yüzden konserlere daha çok önem veriyorlar. Bir eserin kopyalanmasına ya da internetten temin edilmesine hırsızlık olarak kimse görmez. Göremez ! Alışmamışız soyut hırsızlığa...Birçok insan interneti bedava içerik kaynağı olarak görüyor.Aslında haksız da sayılmazlar hani. İstediğinize ulaşmanız sadece bir tıka bakıyor.Yapımcıların ve sanatçıların şikayetleri üzerine Fikri Mülkiyet Hakları ülkemizde MESAM ve MÜ-YAP'ın çalışmalarıyla daha yeni yeni oturmaya başladı. Türkiye'den iTunes'a erişim sağlanmasındaki en büyük etken de bu kuruluşların Kültür Bakanlığı'na yaptığı baskıdır. Ülkemizde yasalar her zaman teknolojinin arkasından gelmiştir. Yapılan işbirlikleriyle birlikte bu yasalar yürürlüğe girdi. Daha yeni bir yapılanma olmasına rağmen Internet kullanıcıları yasal şekilde müzik temin etmeye başladılar. Müzik sektörüne değer vermeliyiz... Doruk Can Eksen Group Müzik Direktörü


FAMILY HUG | 45



Hatırlatma Dergi içeriği sadece bilgilendirme amaçlı olup hiç bir şekilde tıbbi öneride bulunma amacı taşımaz. Derginin okuyucuları riski tamamen kendilerine ait olmak üzere dergi ve içeriğine erişmeyi kabul ederler. Derginin yazılması ve yayınlanmasında görev alan ve üçüncü kişiler erişimden ve/veya dergideki bilgilere güvenmelerinden kaynaklanan herhangi bir zarar ve/veya kayıptan sorumlu tutulamazlar. Dergi, diğer web sitelerine linkler ve köprüler içermektedir. Family Hug, söz konusu sitelerinin içeriklerinden ve bu sitelerden dolayı kaynaklanan herhangi maddi ve manevi zarar ve kayıplardan sorumlu tutulamaz. İçerikteki yazı ve resimlerin izin alınmadan, izin alındıktan sonra da kaynak gösterilmeden yayınlanması yasaktır.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.