Hizmetix Aralık 2016

Page 1


EKONOMİ

4 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix


EKONOMİ

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 5


EKONOMİ

6 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix


EKONOMİ

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 7


GÜNDEM

ZEYBEKCİ: REFORMLARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, cari açık verisini yorumlayarak, bu yıl hizmet ticaretindeki durumun gelirleri azalttığını söyledi. Zeybekci, daha fazla yabancı yatırım çekmek için iş dünyamızın ihtiyaçlarına cevap veren, yatırım ortamını iyileştiren reformlarını sürdüreceklerini ifade etti.

8 •

E

konomi Bakanı Nihat Zeybekci, cari ödemeler dengesi rakamlarını yorumladı. Zeybekci, iş dünyasının ihtiyaçlarına cevap veren, yatırım ortamını iyileştiren reformları sürdüreceklerini söyledi. Zeybekci, ödemeler dengesi rakamları ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “2016’nın ilk 9 ayında cari açığımız yüzde 1 artarak 24,8 milyar dolar olurken, 12 aylık cari açık ise aynı dönem itibariyle 32,4 milyar dolar oldu. Bizim için asıl olan, dış ticaret açığımızdaki azalışı kalıcı hale getirip cari açığı çok daha düşük

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

seviyelere indirmek. Bunu yaparken dış kaynak ihtiyacımızı azaltıcı ve iç tasarruflarımızı artırıcı reformlarımız en etkili araçlarımız olacak. Hizmet ticaretinde bu yılın genelinde sözkonusu olan durum, sektörel elde ettiğimiz gelirleri de azaltıyor. Bilhassa turizm sektörümüzde beraber hizmet gelirlerimizi önümüzdeki yıl yeniden artışa geçireceğiz. 2015’in ilk üç çeyreğinde ülkemizden 11,5 milyar dolar net portföy yatırımı çıkarken, bu yıl aynı dönemde 8,7 milyar dolar net giriş oldu. Daha fazla yabancı yatırım çekmek için iş dünyamızın ihtiyaçlarına cevap veren, yatırım ortamını iyileştiren reformlarımızı sürdüreceğiz.”



EKONOMİ

HERŞEY DİJİTALLEŞİYOR TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk, teknolojinin çok hızlı geliştiğini belirterek, “Herşeyin dijitalleştiği ve sanattan spora ezberlerin bozulduğu bir döneme doğru hızla ilerliyoruz” dedi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk, 25. Kalite Kongresi’nde yaptığı konuşmada, dünyanın büyük bir değişim geçirdiğini, bu değişimin sancılarını üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen hala içinden tam anlamıyla çıkamadığımız küresel ekonomik krizde derinden hissettiklerini söyleyerek, “Krizi takip eden büyük durgunluk, düşük büyümeyi beraberinde getirdi. Eskiden Türkiye ekonomisi hızlı büyür, krize girdiğinde hızla daralır ama sonrasında hızla toparlanırdı. Son beş yıldır potansiyelimiz olan yüzde 5’in çok altında yüzde 3 civarında büyüyoruz. Küresel düzeyde de yavaşlama çok açık, Çin’in büyüme oranı yüzde 10’lardan yüzde 6’lara kadar düştü. Avrupa ve Japonya’da kreatif faiz uygulamalarına geçilmek zorunda kalındı. Emtia fiyatları ve petrol son derece düşük seviyelerde. Küresel boyutta düşük büyümeyle ciddi bir mücadele verilmeye çalışılsa da ne olağanüstü para politikaları ne de borç yükünün altında ezilen gelişmiş ülkelerin maliye politikaları büyümeyi canlandırmayı başaramadı. Yapısal reformlar ise sürekli ertelenmeye devam etti. Küresel düzeyde bu çıkmazın siyasi gelişmelere nasıl yansıdığını da kaygıyla izliyoruz.

10 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

Popülist akımların yükselmesi, kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor. Bu da dünyada korumacı ve giderek içe kapanan bir politika anlayışını ne yazık ki beraberinde getiriyor” dedi.

“TÜM ŞİRKETLER DİJİTALLEŞMEYLE YÜZLEŞECEK” Küreselleşmenin 2000’li yılların başında yarattığı heyecan, yüksek büyüme ve ticaret hacminin artık olmadığına işaret eden Ünlütürk, “Yeni normalde bütün dünya için büyüme daha aşağıda dengeye gelecek gibi görünüyor. Eski büyümeyi yakalamak mümkün olmadığı gibi ticaret de eskisi kadar canlı olmayacak. Düşük büyüme ortamı beraberinde şu soruyu getiriyor: Düşük büyümeyi nasıl yöneteceğiz? TÜSİAD olarak 2013 yılında ilk defa düşük büyüme yönetiminin önemine işaret etmiştik. Günümüzde teknoloji çok

hızlı gelişiyor, daha önce filmlerde izlediğimiz, aklımızın sınırlarını zorlayan teknoloji artık hayatımıza giriyor. Herşeyin dijitalleştiği ve sanattan spora ezberlerin bozulduğu bir döneme doğru hızla ilerliyoruz. İş dünyasına baktığımızda, dijitalleşme ve internet ile sağlıktan finansa enerjiden gıdaya tüm sektörlerin üretim metotları ve iş yapış biçimleri değişiyor. Teknoloji önce insanları ardından makine ve nesneleri birbirine bağladı. Hayallerimizin de ötesinde akıllı endüstriler, akıllı şehirler ve sonunda umarım ki daha akıllı bir yeryüzüyle tanışacağız. Tüm bu gelişmeler sanayiyi de yeni bir evreye taşıyor. Er ya da geç tüm şirketler iş modellerinde, üretim süreçlerinde dijitalleşmeyle yüzleşmek durumunda kalacak. Dijitalleşmenin baş döndüren seyri, yeni dünyanın para biriminin ‘hız’ olduğunu açıkça ortaya koyuyor” diye konuştu.



MAKALE

Deniz Gökçe

İstihdam ve işsizlik incelemesi Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi BETAM her ay olduğu gibi 15 Kasım tarihinde açıklanan işsizlik ve istihdam verilerini de inceledi. BETAM çok güvenilir olamayan tarım verilerini bir yana bırakarak tarım dışı istihdamı araştırıyor. İşsizlik verileri ise her ay üç ayın ortalaması olarak alınıyor. S. Gürsel, G. Uysal ve de S. Köksal tarafından yapılan araştırmanın özeti şöyle aktarılmış. Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü verilerine göre tarım dışı işsizlik oranı Ağustos 2016 döneminde bir önceki döneme kıyasla 0,2 yüzde puan artarak yüzde 13,5 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde istihdam tarımda 57 bin, hizmetlerde 15 bin artmış, sanayi sektöründe ise 30 bin azalmıştır. Bu gelişmeler doğrultusunda tarım dışı işsiz sayısı 55 bin artarak 3 milyon 404 bine ulaşmıştır. Nisan 2016 döneminde yüzde 11,8 olan işsizlik son dört dönemde 1,7 yüzde puan artarak Ağustos 2016’da yüzde 13,5’e çıkmıştır. Betam tahmin modeli tarım dışı işsizlik oranının eylül döneminde sabit kalacağını öngörmektedir.

12 •

w w w. h i z m e t i x . c o m.tr > > Hizmetix

Son dört dönemdir işsizlikte yaşanan yüksek artışın dikkat çekici özelliği işgücü artışında yavaşlamaya rağmen gerçekleşmiş olmasıdır. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre Aralık-Nisan döneminde 344 bin olan tarım dışı işgücü artışı son dönemde 269 binle sınırlı kalmıştır. Buna karşılık tarım dışı istihdamda sert bir azalma söz konusudur. Aralık-Nisan döneminde 426 bin artan istihdam Nisan-Ağustos döneminde 191 bin azalmıştır. Tarım dışı işsiz sayısındaki artış yavaşlamakla birlikte devam etmektedir. Nisan-Temmuz döneminde ortalama yaklaşık 135 bin artan tarım dışı işsiz sayısı Ağustos 2016 döneminde işgücünün 32 bin artması, istihdamın ise 23 bin azalması sonucu 55 bin artmasıyla 3 milyon 404 bine ulaşmıştır. Betam tahmin modeli mevsim etkilerinden arındırılmış tarım dışı işsizliğin 0,1 puan yükselerek Ağustos döneminde yüzde 13,3 seviyesine yükseleceğini tahmin etmişti. Temmuz ayındaki mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış tarım dışı işsizlik oranı TÜİK tarafından yüzde 13,2’den yüzde 13,3’e revize edildi. Ağustos 2016 döneminde tarım dışı işsizlik oranı da tahmine paralel olarak Temmuz 2016 dönemine kıyasla yüzde 0,2 puan artarak yüzde 13,5 olarak gerçekleşti. Betam tahmin modeli Eylül 2016 döneminde mevsim etkilerinden arındırılmış tarım dışı işsizlik oranının değişmeyerek yüzde 13,5 olacağını öngörmektedir. Tahmin modelinin ayrıntılarına Betam internet sitesinden ulaşılabilir. Tahmin modelinde kullanılan Kariyer.net verilerinde ilan başına başvuru sayısı gösterilmektedir. Kariyer.net’in verileri Betam tahmin modelinin girdilerinden biri olmakla birlikte tek etken değildir. Tahminde kullanılan ekonometrik modelde İŞKUR verileri, reel kesim güven endeksi, kapasite kullanım oranı gibi farklı birçok değişken kullanılmaktadır. Bütün etkenler değerlendirilerek oluşturulan tahmine göre Ağustos 2016 döneminde tarım dışı işsizliğin artmaya devam etmesi beklenmektedir. (Kaynak: Akşam)



İÇİNDEKİLER

54

AVIVASA BES’TE LİDER

58

BİLGİYİ ÜRETMELİYİZ

24 EKONOMİ

66 SAĞLIK

ALİ SABANCI: DÜNYANIN EN İYİ GİRİŞİMCİSİYİM

DOKU VE ORGAN BAĞIŞI

38 KAPAK KONUĞU

UTİKAD, YENİ YÖNETİMİNİ BELİRLEDİ

84 LOJİSTİK

ZİRVEYE ÖZKAYNAKLARIMIZLA ULAŞTIK

42 FİNANS TOPLAM KREDİ STOKU 1,9 TRİLYON TL

26 14 •

ORTA GELİR TUZAĞI’NA DÜŞMEYELİM

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

102 OTOMOTİV OTOMOBİL VE HAFİF TİCARİ ARAÇ PAZARI KASIMDA ARTTI

134

“HACCP’Yİ UYGULAMALARIMIZA BÜTÜN OLARAK YANSITIYORUZ”



EDİTÖR

Kasımda İhracat artışı sevİndİrdİ

GENEL YAYIN YÖNETMENİ

Turgut Tahnal

Kasım ayında ihracat miktar bazında yüzde 5,2 artarak 9,1 milyon ton olurken, yılın ilk 11 ayında gerçekleştirilen 94,8 milyon ton ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1 artışa işaret etti. Sektör bazında miktar olarak kasım ayında 16 sektörde artış, 11 sektörde de azalış gözlendi. İhracat verilerini açıklayan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye’nin her şeye rağmen diğer ülkelere kıyasla ihracatta olumlu bir performans ortaya koyduğuna işaret ediyor.

KOBİ YATIRIM KREDİLERİ Finans bölümümüzde bankaların KOBİ’lere sağladığı destek kredilerinin kapsamına yer vererek, “Bankaların KOBİ’lere sağladığı destek kredilerinin kapsamı nedir? KOBİ’lere sağlanan vade ve ödeme koşulları nelerdir? Kredilerin kullanım kriterleri ve avantajları nelerdir?” gibi sorulara bankalardan aldığımız bilgiler doğrultusunda cevaplar aradık.

KAPAK KONUĞU; SAĞLIK LOJİSTİK İCRA KURULU BAŞKANI ZAHİT SAĞLIK Bu ay ‘Kapak Konuğu’ olarak sayfalarımıza Sağlık Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Zahit Sağlık’ın başarı öyküsünü

taşıdık. Zahit Sağlık, “Şirketimizin bugünlere kadar gelmesinde özkaynaklarıyla büyümesi çok önem taşıyor. Özkaynaklarımızla bugünlere kadar geldik. Başarımızın kriterleri; çok azimli, hırslı, çok hızlı ve kaliteli çalışmak, aynı zamanda müşterilere özel hizmet sunabilmek. Müşterinin malını alıp, uçak hızıyla yarışarak onu en kısa zamanda teslim ediyoruz. Yani emaneti en kısa zamanda teslim etmek ilkesiyle çalışıyoruz. Sektörümüzde şirketimizin çalışkanlığı ve hızlılığı herkes tarafından biliniyor” diyor.

DİJİTAL DÖNÜŞÜM Dijital dönüşüme ayak uyduran firmalar, gerek yerel gerekse küresel pazarda marka algısını güçlendiriyor ve bu sayede rekabet gücünü artırıyor. Peki, firmalar dijital dönüşüme ayak uydurmak ve marka algılarını güçlendirmek adına neler yapıyor? Dijital dönüşüm konusunda bireysel, kurumsal ve toplumsal standartlar nasıl belirleniyor? Firmalar dijitalleşme seviyesini nasıl artırıyor? Dijital dönüşüme dair pek çok sorunun cevabını dergimizde bulabileceksiniz. Bir sonraki sayımızda buluşmak dileğiyle…

Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına İMTİYAZ SAHİBİ Metin Tahnal

REKLAM MÜDÜRÜ Yusuf Sezigen

GENEL YAYIN YÖNETMENİ Turgut Tahnal

REKLAM & PAZARLAMA Öznur Yılmaz Erdinç Sözbir Berna Yiğit

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Adem Ünce EDİTÖR Sinan Saygı haber@hizmetix.com.tr GÖRSEL YÖNETMEN Cihan Albay grafik@hizmetix.com.tr GRAFİK TASARIM Medine Tahnal

16 •

ABONE SORUMLUSU Meryem Demirok

abone@demircanmedya.com.tr

İNGİLTERE SORUMLUSU Suzan Doğan KATKIDA BULUNANLAR Atilla Yıldıztekin Taner Berksoy Osman Arolat

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

BASKI Milsan Matbaacılık ve Gazetecilik AŞ YÖNETİM MERKEZİ Beşyol Mah. İnönü Cad. No:18 K:4/8 Sefaköy - Küçükçekmece / İST. T: 0212 451 51 60 - 63 F: 0212 451 51 64 www.hizmetix.com.tr www.demircanmedya.com.tr

Yayın Türü: Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47



YATIRIM

Klüh CEO’su Altınay Gökşin, “Klüh Ailesi, destek hizmetlerimizde önemli yabancı şirketleri bünyesine katarak; üretim destek, personel hizmeti, bordrolama, şoförlük hizmeti, posta odası yönetimi, sekreter hizmeti ve arşivleme personel hizmetlerinde verdiği kaliteli hizmet ile ciddi adımlarla büyümeye devam etti” diye konuştu.

KLÜH’TEN BÜYÜMEYE DEVAM Klüh olarak catering, temizlik ve güvenlik hizmetlerinizde önem vererek uyguladığınız kriterlerden bahseder misiniz? Temizlik hizmetlerimizde hizmet başlatacağımız lokasyonlarda

“MÜŞTERİ ODAKLI ÇALIŞIYORUZ”

oluşturacağımız sayısal modeller, organizasyon yapısı, proje ihtiyaçları, risk analizi çalışmalarımız ve Klüh standartlarına uygun proje için belirlenmiş kadro yapılanması bizim olmazsa olmaz ayrıntılarımız olarak sayılabilir. Catering hizmeti verirken yemek üretim süreçlerinin kontrolünü sağlayarak; hijyenik ve lezzetli yemekler üretme, sağlıklı ve güvenilir ürünler sunma, çalışanlarımızın kişisel yeteneklerini geliştirip onlardan en etkin şekilde yararlanabilmek amacıyla sürekli eğitimlerden geçmelerini sağlama, insan sağlığına ve çevreye önem veren bir yapı oluşturma ve bunu sürekli kılma politikası uyguluyoruz. Güvenlik hizmetlerimizi sunarken ise personel oryantasyon, özel ve diğer eğitim planlarını hazırlayarak senelik eğitim periyodu belirliyoruz. Verilen eğitimlerin sonunda personeli sınava tabi tutarak bilgi seviyesini ölçüyoruz.

Catering hizmetlerinizde gıda güvenliği ve hijyen konusundaki çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Klüh Catering’de müşteri odaklı çalışmak ve müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmak ana prensiptir. Bu sebeple gıda güvenliği ve hijyen konularına çok büyük önem veriyoruz. Mal kabulünden yemek servisine kadarki tüm proseslerimizi İSO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi ile takip ediyoruz. Tüm bu aşamalarda HACCP kuralları uygulanıyor. Bu uygulamalar iç ve dış denetimler ile sık sık denetleniyor. Yönetim ve sürdürülebilirlik konularında ne gibi stratejiler uyguluyorsunuz? Yönetim ve sürdürülebilirlik stratejilerimizi, çevresel ve sosyal riskleri belirleyerek, bunların şirketimize değer katmasını sağlayacak şekilde uygulamaya alıyoruz. Örneğin projelerimizde kullandığımız ürünlerle ilgili bir önlem almamız gerekiyorsa, öncelikli olarak çalışan personelimizin sağlığını ve ürün güvenliğini olumsuz etkilememesine dikkat ediyoruz. Hedefe ulaşmak, süreçleri belirlemek ve uygulamak sonrasında geri bildirimleri toplamak ve paylaşmak suretiyle, kurum içinde kapasite geliştirme, çalışanların konuyu sahiplenmesini sağlayarak kurum kültürüne entegrasyon sağlıyoruz.

Klüh olarak 2016 yılını nasıl geçirdiniz, ne gibi yatırımlara imza attınız?

Klüh Ailesi, destek hizmetlerimizde önemli yabancı şirketleri bünyesine katarak; üretim destek, personel hizmeti, bordrolama, şoförlük hizmeti, posta odası yönetimi, sekreter hizmeti ve arşivleme personel hizmetlerinde verdiği kaliteli hizmet ile ciddi adımlarla büyümeye devam etti. Klüh Profesyonel Hizmetleri olan temizlik, ilaçlama, peyzaj ve bahçe bakım işlerinde, yeni müşterilerimizi ailemize katarak büyüme trendi içinde devam etmekle birlikte, catering ve güvenlik hizmetlerimizde mevcut müşteri portföyümüzü genişlettiğimiz bir yıl oldu. Devam eden büyüme trendimizin 2017 yılında artarak süreceğine inanıyoruz. Çok önemli start-up’lar yapacağımız bir yıl olacak.

18 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix



YATIRIM

GENCALLAR YENİ MAĞAZALARLA BÜYÜYOR Gencallar Genel Müdürü Ahmed Gencal, 2017 yılında 2 yeni mağaza projelerinin olduğunu söyleyerek, “İzmit ve Pendik’te mağaza açacağız. İzmit binamız şu anda inşaat halinde ve Mart ayında açılıyor olacak. İki mağaza da bin 800 metrekare civarında ve 50’şer kişiye yeni istihdam sağlayacak’ dedi.

G

encallar olarak 2016 yılını 146 milyon 200 bin TL ve bir önceki yıla göre yüzde 19,8 oranında sektör ortalamasının üzerinde bir büyüme ile kapatacaklarını belirten Gencallar Genel Müdürü Ahmed Gencal, hedef bütçelerinin yüzde 98’ini gerçekleştirmiş olacaklarını kaydetti. 2 bin metrekarelik ilk AVM mağazaları olan Axis İstanbul AVM’yi açtıklarını ifade eden Gencal, “Caddelerde olmak ana stratejimiz ancak büyüme projeksiyonumuzda olup caddelerde büyük metrekareli emlak bulmakta zorlandığımız yerlerde AVM yatırımlarına devam edebiliriz. Perakende operasyonumuz dışında kurumsal pazarlama

20 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

işimiz de giderek büyüyor. THY, İETT, İSPARK gibi birçok kurumun personelini biz giydiriyoruz. AVM’lerde yatırım geri dönüş süreci cadde mağazalarına göre daha geç oluyor zira AVM’nin kapı girişlerinin optimum noktaya gelmesi zaman alıyor. Ancak biz AVM’yi sadece adres olarak kullanıyoruz ve kendi pazarlama faaliyetimizi kendimiz yapıyoruz. Mağazanın 2 aylık inşaat sürecinde 25 bin kişiye TaxitCard pazarladık. Mağaza açıldığı gün 25 bin müşterisi hazırdı. Yıl sonu için mağazaya koyduğumuz hedefi Kasım sonuna yakaladık” dedi.

“2023 PROJEKSİYONUMUZDAN ÖDÜN VERMİYORUZ” 2023 projeksiyonundan hiç ödün vermediklerine değinen Gencal, “Planlanmış tüm yatırımların emlak, konsept, tedarik ve insan kaynağı planlamasını ajandaya uygun olarak kurguluyoruz. Gencallar Akademi geleceğin mağaza yöneticilerini yetiştirirken, kurum içi eğitim sistemi ile Akademiye yeni yıldız adayları kazandırıyo-

ruz. Tedarikçilerimizle verimlilik odaklı iş geliştirme modelleri üzerine çalışıyoruz. Müşterilerimizi ise her geçen gün daha çok kişiselleştiriyoruz. Örneğin taksit ödemek için mağazaya gelmiş müşteri henüz mağazadan ayrılmadan SMS ile o gün yapacağı alışverişi taksitlerinin azaldığı Mayıs ayına erteleyeceğimiz müjdesini verebiliyoruz. Her ürüne indirim ya da kampanya yapmak yerine müşterimizin almaktan keyif aldığı ürünlere sadece o müşteri için kampanya tasarlayabiliyoruz. 750 bin müşterilik database’imizi her geçen gün daha da verimli hale getiriyoruz. Bunu yapabilmek için her gün daha çok ERP ve CRM yatırımı yapıyoruz. Bunların yanında Katılımcı Yönetim Anlayışını her geçen gün daha fazla önemsiyoruz. Şirketimizi ilgilendiren önemli kararlar öncesi mutlaka sahanın sesini dinliyoruz. Her kademeden insan kaynağımızı farklı metotlarla karara dahil ediyoruz. Kararın parçası olma duygusu ile organizasyon çok daha fazla sahiplenici oluyor” diye konuştu.



ARAŞTIRMA

KİŞİSEL VERİYİ KORUMAYAN YANACAK 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” kapsamında şirketlere uyum çalışmaları için verilen 6 aylık süre 7 Ekim’de doluyor. KPMG Türkiye Bilgi Sistemleri Risk Yönetimi Bölüm Başkanı ve Şirket Ortağı Sinem Cantürk, bu tarihten sonra yasada öngörülen şartlara ve veri işlemeye dair koşulları yerine getirmeyen şirketlerin ciddi cezalarla karşı karşıya kalacağını söyledi.

Avrupa Birliği’nin direktiflerine uygun olarak kişisel verilere dair çerçeve bir düzenleme getirmeyi amaçlayan “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe girdi. Şirketlerin kanuna uyumlu hale gelmesi için verilen süre ise 7 Ekim 2016 tarihinde sona eriyor. Buna göre yükümlülüklere uyum

22 •

sağlamayan şirketleri idari ve cezai yaptırımlar bekliyor. KPMG Türkiye Bilgi Sistemleri Risk Yönetimi Bölüm Başkanı ve Şirket Ortağı Sinem Cantürk konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede “Şirketlerin uyum yükümlülüklerini yerine getirmesi için öncelikle mevcut durumlarını analiz etmesi, işledikleri kişisel verileri bir envanter olarak ortaya koyması, kanuna uygun olacak şekilde kişisel veri işleme prosedürlerini oluşturması ve mevcut sözleşmelerini güncellemesi gerekiyor” dedi. Yasada 7 Ekim 2016 tarihine kadar 6 aylık cezasız bir dönem öngörüldüğünden, veri sorumlusu şirketlerin belirtilen tarihe kadar yasada öngörülen şartlara ve veri işlemeye dair kurallara uyum çalışmalarını tamamlamış olurlarsa, kanundaki cezai yaptırımlara konu olmayabileceğini belirten Cantürk, “İhlal durumunda, ihlalin tipine göre ihlal başına 5 bin TL’den 1 milyon TL’ye kadar idari para cezası verilebilmekte; yine ihlalin niteliğine göre 1 yıldan 4.5 yıla kadar hapis cezasıyla sonuçlanabilmektedir” dedi.

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

YASA NE DİYOR? Yasaya göre kişisel verinin, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade ettiğini söyleyen Sinem Cantürk, “Bu bilgiler çalışanlarınıza, müşterilerinize veya iş ortaklarınıza ait olabilir. Yasa sadece gerçek kişilere ait kişisel verileri koruma altına aldığından,

tüzel kişilere ait veriler yasa kapsamında değil. Yasada tanımlanan ‘özel nitelikli kişisel veriler’ (sağlık, biyometrik özellikler, üyelikler, cinsel yaşam, ırk, din, vs.) ise daha az istisnadan yararlanabiliyor ve işlenmeleri belli kurallara bağlı” dedi. Cantürk “Kişisel verilerin ve özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin ‘açık rızası’ olmaksızın işlen-


ARAŞTIRMA

mesi yasak olup, üçüncü kişilere veya yurtdışına aktarılmamalı ve kullanım amaçları bittiğinde silinmeli veya anonimleştirilmelidir. Ancak kanunda sayılan çok sınırlı haller ile ve yeterli önlemlerin alınması şartıyla açık rıza kuralına bazı istisnalar getirilmiştir” uyarısını da yaptı. “Veri işleme” yasada açıkça tanımlanmış teknik bir terim ve verilerin elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlemi ifade etmek için kullanılıyor.

UYUM YÜKÜMLÜLÜKLERİ Kanunun hem özel sektör, hem de belirli sınırlamalara tabi olarak kamu sektörü için kişisel verilerin korunması ve işlenmesine dair süreçler ile yüküm-

lülükleri düzenlediğini belirten Sinem Cantürk, yükümlülükleri ise şöyle sıraladı: - Aydınlatma: Veri sorumlusu veya yetkilendirdiği kişinin, veri sorumlusunun ve varsa temsilcisinin kimliği, kişisel verilerin hangi amaçla işleneceği, işlenen kişisel verilerin kimlere ve hangi amaçla aktarılabileceği, kişisel veri toplamanın yöntemi ve hukuki sebebi ile yasanın 11’inci maddesinde ilgili kişiye sağlanan haklara dair, kişileri bilgilendirmesi ve aydınlatması gereklidir.

CEZAİ YAPTIRIMLAR KAPIDA Yasanın, uyum açısından sadece, 7 Nisan 2016 tari-

- Veri güvenliğinin sağlanması: Veri sorumlusu şirketler; kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek, kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek ve kişisel verilerin muhafazasını sağlamak amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü

hinden önce işlenmiş olan kişisel veriler için bir istisna getirmiş olduğuna dikkat çeken Sinem Cantürk, bu verilerin işlenme süreçlerinin de 7 Nisan 2018’e kadar sürecek bir uyum dönemi içinde kanun hükümlerine uygun hâle getirilmesinin beklendiğini belirtti. Yasaya göre yükümlülüklerini yerine getirmeyen şirketleri 5 bin TL’den başlayıp 1 milyon TL’ye kadar çıkabilen idari yaptırımlar ile 1 yıldan 4.5 yıla kadar çıkabilen cezai yaptırımlar bekliyor.

teknik ve idari tedbirleri almak zorundadır. - Verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi: Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak işlenmiş olmasına rağmen, verinin işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması halinde, kişisel verilerin resen veya ilgili kişinin talebi üzerine veri sorumlusu tarafından silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi gereklidir. - Yurtdışına veri aktarımı: Yasa uyarınca kural olarak ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurt dışına veriler aktarılamaz. Kişisel veriler, ancak yasada sayılan sınırlı hallerde ve kişisel verinin aktarılacağı yabancı ülkede yeterli korumanın bulunması durumunda mümkün olmaktadır.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 23


YATIRIM

2016 YATAŞ’IN ALTIN YILI Yataş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Altop, 2016 yılında 2015 yılına göre yüzde 50 büyümeyi hedeflediklerini söyleyerek, “Bu oran sektör ortalamasının çok üzerinde. Bundan dolayı içinde bulunduğumuz yılı, altın

“YURTİÇİNDE 2017 SONUNA KADAR 80 MAĞAZA DAHA AÇACAĞIZ” 2016 yılı başından itibaren yurtiçinde 40 mağaza açtıklarını ve şu anda inşaatı devam eden mağazalarıyla 2017 yılı sonuna kadar 80 mağaza daha açmayı hedeflediklerini ifade eden Altop, “Yurtdışında ise yılbaşından itibaren 10 mağaza açtık, 2017 sonuna kadar da şu anda inşaatı ve görüşmeleri devam eden 22 mağaza daha açmayı planlıyoruz.

Diğer markalarımızı da dikkate aldığımızda yurtiçinde ve yurtdışında toplam 460 satış noktamız bulunuyor. Özellikle modüler mobilyakoltuk üretim ve satışında yakaladığımız büyük başarının, önümüzdeki dönemlerde de artarak devam edeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

“40. YILIMIZI KUTLUYORUZ” 40. yıllarını kutladıkları 2016 yılı için Yataş Grup’un yatırım yılı olacağını söylediklerini kaydeden Altop, bunu gerçekleştirmek için çalışmalara devam ettiklerini belirtti. Altop, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ndeki kanepe fabrikalarının kapasitesinin yetersiz noktaya ulaşmasından dolayı 30 bin metrekarelik kapalı alanda yeni bir kanepe fabrikasını yine bu yılın sonuna kadar faaliyete geçirmeyi planladıklarını dile getirdi.

yılımız olarak niteliyoruz” şeklinde konuştu.

Y

ataş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Altop, 2017 yılı sonuna kadar 100 yeni mağaza açmayı ve yüzde 50 büyümeyle 750 milyon TL ciroya ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti. 2019 yılının sonunda ise 1 milyar TL’yi geçerek Türkiye’nin en büyük ilk 100 firması arasına girmeyi hedeflediklerini söyleyen Altop, “2015’in ilk 9 ayına göre yüzde 51 bir büyüme oldu. Buna göre 2016 sonu itibariyle yaklaşık 500 milyon TL’lik bir ciro gerçekleştireceğimizi düşünüyoruz. Bu da 2015 yılına göre yaklaşık yüzde 50’lik bir büyümeye işaret ediyor. Bu oran sektör ortalamasının çok üzerinde. Bu gelişmeden dolayı içinde bulunduğumuz yılı, altın yılımız olarak niteliyoruz” dedi.

24 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

“2016’DA İHRACATI YÜZDE 61 ARTIRDIK” Altop, sözlerine şöyle devam etti: “Bu başarımız 2012 yılından beri başladığımız yenileme süreci doğrultusunda oluşturduğumuz, Enza Home ve Yataş Bedding markalarımızın yeniden konumlandırılmaları, ürün portföyünün güncellenmesi ve mağaza konseptlerinin yenilenmesi sonucudur. Bugün markamızı uluslararası alanda daha da tanınır hale getirme gayret ve çabası içerisindeyiz. 2016 yılında ihracatımızı bir önceki yıla oranla yüzde 61 artırdık. 5 yıl içerisinde yurtdışı ciromuzun yurtiçi ciromuza oranla yüzde 20’sini, 10 yıl içerisinde de yüzde 50’sini yurtdışı faaliyetlerimizle sağlamayı hedefliyoruz.”


HABER

Parıltım Yemek’in son projesi ‘Mutfağı Keşfet’ hayata geçti. İlk uygulaması yapılan etkinlikte, öğrenciler farklı atölyeler ile mutfağa ait bilgiler elde ettiler. Proje detaylarını Parıltım Yemek Müşteri İlişkileri ve Kurumsal İletişim Direktörü Büşra Aydın ile görüştük.

PARILTIM YEMEK ÇOCUKLARA MUTFAKLARINI KEŞFETTİRİYOR

P

arıltım Yemek, Özel Sektör Gönüllüleri Derneği ile 4 yıldır Meslek Koçları Programı kapsamında meslek liselerinde okuyan aşçılık ve pastacılık öğrencilerine koçluk yapıyor. Bu sene projenin Eskişehir ayağını da hayata geçirdiklerini belirten Parıltım Yemek Müşteri İlişkileri ve Kurumsal İletişim Direktörü Büşra Aydın, “İki sınıf mezun ettik, bu sene iki yeni sınıfla daha yolumuza devam ediyoruz. Eğitime olan inancımız ve desteğimiz hep devam edecek” dedi.

‘MUTFAĞINI KEŞFET’ PROJESİ Parıltım Yemek, Kasım ayı içerisinde beslenme ve besin maddeleri konusunda öğrencileri bilinçlendirmeye yönelik bir etkinlik gerçekleştirdi. Projenin ismi ‘Mutfağını Keşfet’. Öğrencilerin farklı yaş gruplarına göre hazırlanan atölyelerde, öğrenciler mutfak

ile etkileşime geçtiler; duyularına hitap eden aktiviteler ile mutfağı keşfettiler. İlk gün ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin yer aldığı, ikinci günün ise lise öğrencilerine ayrıldığı iki günlük bir etkinlik düzenlendi. Proje ile ilgili biraz daha detay veren Aydın, “İlkokul öğrencilerimizi dört temel tat ile tanıştırdık. Bunlar acı, tatlı, tuzlu ve ekşi. Buradaki istasyonlarda öğrencilerimiz her tada yönelik ürünleri gördüler ve dil haritalarını incelediler. Her istasyonda belli tadımlarda bulunduk. Örneğin; tuz istasyonunda öğrencilerimiz tuzun hem kaya halini hem de sofra tuzu halini gördüler” dedi. Ortaokul öğrencilerinin atölyesi ise temel baharatlar ve aromalar üzerine planlandı. Öğrenciler sarımsak, soğan, turp, kereviz gibi aromalara dokundular; aromalar hakkında bilgi aldılar; aromaları koklayarak ayırt ettiler ve tattılar. Aynı şekilde baharatları da incelediler. Proje içerisinde Birleşmiş Milletler’in ilan ettiği 2016

Dünya Bakliyat Yılı’nı unutmayan Parıltım Yemek, baklagiller üzerine de yarattığı atölye ile öğrencileri sürdürülebilir bir tarım ve sağlıklı beslenme için vazgeçilmez olan baklagiller ile tanıştırdı. Lise öğrencileri ise temel mutfak teknikleri atölyesinde, hamur, bıçak ve pişirme teknikleri üzerine aktiviteler yaptılar. Etkinliğin başarıyla sonuçlandığını ve yoğun ilgi ile karşılandığını belirten Aydın, “Farklı yaş gruplarına, farklı aktiviteler ile ulaşmamız çok önemliydi. Çocuklara bir şeyleri göstermek ve onların keşfetmesini sağlamak; anlatmaktan daha etkili oluyor. Öğrencilerimizin 5 duyusuna aynı anda hitap ederek, interaktif öğrenmeyi destekliyoruz. Mutfak ve gastronomi üzerine aktivitelerin okullarda yer almasından yanayız. Beslenme bilinci çocuk yaşta oluşur ve sonrasında ömür boyu devam eder. Bilinçli tüketiciler yetiştirebiliriz. Aynı zamanda, son sınıf öğrencileri, meslek seçiminden önce mutfakla tanışıyor ve aşçılarımız ile bir araya geliyorlar. Projemiz Türkiye genelindeki okullarımızda devam edecek ve ilerleyen senelerde daha da genişleyecek” şeklinde konuştu.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 25


YATIRIM

İNOVATİF ÇÖZÜMLER...

Türk Henkel Yapıştırıcı Teknolojileri Başkanı İsmail Akkoçoğlu, “Yapıştırıcı Teknolojileri olarak başarımızın sırrı, müşterilerimize inovatif, teknolojik ve sürdürülebilir katma değeri yüksek çözümler sunmamız” dedi.

H

enkel olarak 2016 yılı performansınızı rakamsal verilerle özetler misiniz? Ne oranda büyüdünüz, ne gibi yatırımlara imza attınız? Henkel dünya genelinde yapıştırıcılar, sızdırmazlık ürünleri ve fonksiyonel kaplamalarıyla lider bir çözüm sağlayıcı ve dünyanın bir numaralı yapıştırıcı üreticisi konumunda. Henkel, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde de güçlü ticari performansını sürdürdü. 2016’nın ilk dokuz ayında Henkel global olarak, tüm Henkel iş birimlerinin katkısıyla yüzde 3’lük bir organik büyüme gösterdi ve dünya genelinde satışlarımız 13 milyar 858 milyon Euro’ya yükseldi. Bu çerçevede faaliyet karımız yüzde 6,9 oranında artışla 2 milyar 407 milyon Euro’ya; düzeltilmiş satış karlılığımız ise yüzde 16,4’ten yüzde

26 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

17,4’e yükseldi. Yapıştırıcı Teknolojileri iş birimimiz ise üçüncü çeyrekte global olarak yüzde 2,5’lik güçlü bir organik büyüme ile 2 milyar 272 milyon Euro satış gerçekleştirdi ve ilk 9 aydaki 6,7 milyar Euro cirosu ile Henkel’in yaklaşık yüzde 50 cirosunu oluşturmaya ve şirketin toplam performansına olan güçlü katkısını başarı ile sürdürdü. Yapıştırıcı Teknolojileri olarak başarımızın sırrı, müşterilerimize inovatif, teknolojik ve sürdürülebilir katma değeri yüksek çözümler sunmamız. Bu bağlamda, geçtiğimiz günlerde yeni fabrikamızın temelini Gebze-Dilovası’nda attık. Henkel’in Orta ve Doğu Afrika Bölgesi’ndeki en büyük Endüstriyel Yapıştırıcılar fabrikasının temellerini ülkemizde attık. Yeni üretim tesisimiz, Henkel’in Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki en büyük Endüstriyel Yapıştırıcılar fabrikası olacak ve ayrıca üretim proseslerinde Endüstri 4.0 gibi üstün teknolojiyi kullanacak şekilde planlandı.

Teknolojiye ve ArGe’ye yaptığınız yatırımlar hakkında bilgi verir misiniz? Ar-Ge yatırımlarınız bütçenizin ne kadarlık bölümünü kapsıyor? Henkel için Ar-Ge ve inovasyon son derece önemli ve Ar-Ge çalışmalarını dünyada 13 noktadaki belirli Ar-Ge merkez-

‘Büyüme’ ve ‘sürdürülebilirlik’ anlamında ne gibi stratejiler uyguluyorsunuz? Sürdürülebilirlik bizim için ekonomik başarı, çevre koruma ve sosyal sorumluluk arasındaki dengenin korunması anlamına geliyor. Bunun için sürdürülebilirlik stratejimiz “daha az tüketerek, daha fazlasını başarmak”. Bu konuda 2030 yılına kadar tüm ürün ve üretim süreçlerinde bugün olduğundan üç kat daha verimli olmayı hedefliyoruz. Yeni fabrikamız LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) sertifikasını hedefleyen yeşil bir bina olarak projelendirildi. İlk etapta 10 bin metrekare solar panel yatırımı yapılarak, enerji ihtiyacının ilk etapta yüzde 30’luk kısmını yenilenebilir enerji yoluyla tedarik edecek. Ayrıca yağmur suyunun toplanarak kullanılmasına imkan sağlayacak altyapı planlandı. Yani “daha az tüketim ile daha fazla değer” yaratmak için herşeyi yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.

lerinde yürütüyoruz. Henkel dünya çapında Ar-Ge harcamalarına 478 milyon Euro ayırıyor ve bu rakam satışlarının yüzde 2,6’sını oluşturuyor. Henkel’in Ar-Ge harcamalarının yüzde 63’ü ise Yapıştırıcı Teknolojileri alanında.

2017 yılına yönelik yatırım hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Henkel, Türkiye’de 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyor ve piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda düzenli kapasiteyi genişletici yatırımlar yapıyoruz. 2017 yılı için önceliğimiz bu fabrikanın hayata geçirilmesi olacak.



EKONOMİ

E

sas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, “Konuşmamın başlıkları: Cesaret, açık sözlülük ve girişim. Cesaret kelimesi Fransızca kökenli, kalbin gücü demek. Bunu bir meditasyon seansında öğrendim. Korkmayla alakası yok, cesur olmak gün ve gün, tam bize uyuyor. Beni anons eden genç kardeşim girişimci olarak çağırdı. Tevazu göstermiyorum. Evet, dünyanın en iyi girişimcisiyim” dedi.

“OLMADAN OLDUM DEMEYECEKSİN” Sabancı, Perakende Günleri’nde yaptığı ko-

nuşmada, “18 yaşında üniversiteye girdim. Sonra New York’a taşındım. İki sene önemli bir bankada çalıştım. Sonra önemli bir üniversitede finans masterı yaptım. Türkiye’ye dönmeden New York’ta parka bakan apartmanımda kendimi şöyle değerlendiriyordum: Türkiye senin gibi bir evladı olduğu için çok şanslı. Niye? Yaş 25, genler tamam, iyi okumuşum, iyi tecrübem var. Türkiye’ye dönünce ne oldum biliyor musunuz? Akbank Bahçekapı Şubesi’ne veznedar. Küçümsediğim için değil; olmadan oldum demeyeceksin” diye konuştu.

DÜNYANIN EN İYİ

GİRİŞİMCİSİYİM

“Dijital dönüşümü gerçekleştirmek istiyoruz” Perakende Günleri’nde konuşma yapan Doğan Online ve hepsiburada Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner, hepsiburada olarak perakende sektörü ile rekabet etmek yerine sektörle birlikte hareket ederek, dijital dönüşümü gerçekleştirmek istediklerini söyledi. Hepsiburada’nın hem Türkiye’nin hem de bölgenin en büyük e-ticaret operasyonu olduğunu belirten Doğan Boyner şunları söyledi: “Ayda 60 milyon kez ziyaret edilen ve müşterilerin 3 milyondan fazla

28 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

tekil ürüne ulaşabildiği hepsiburada’yı perakende sektöründen ayrı konumlandırmıyoruz. Tam tersine hepsiburada’yı perakendenin kaldıracı, bir tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Markalar bizi sadece bir online satış kanalı olarak değil aynı zamanda müşterileri ile etkin iletişim sağlayabilecekleri, dijital dönüşümü birlikte gerçekleştirebilecekleri bir kanal olarak görebilirler. Platformumuzu müşterilerin ve markaların hayatını kolaylaştıran bir oyuncu ve sektör için değer yaratan fırsat alanı olarak konumlandırdık.”



EKONOMİ

Fotoğraflar: Sinan SAYGI

ORTA GELİR

TUZAĞI’NA

DÜŞMEYELİM Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 25. Kalite Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye olarak orta gelir tuzağının içine düşmemek zorundayız. Orta gelire alıştığınızda, buna razı olduğunuzda, bu sizi tatmin ettiğinde bundan kurtulamazsınız. Asla mevcut normlara alışmamak gerekir” dedi.

30 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix


EKONOMİ

T

ü r k i y e Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yenilikleri gerçekleştirebilmek için büyük bir çalışma içerisinde olunması gerektiğine işaret ederek, “Bütün bu uğraşların nihai amacı da gerek fert olarak gerek toplum olarak ve gerekse ülke olarak mutlu olmak ve netice itibariyle güçlü olmak. Ama her şeyden önce gelişmeyi sürdürülebilir hale getirmek için, içinde bulunduğumuz çevre faktörleri bunların oluşmasına en büyük katkıyı sağlıyor. Çevre dediğimizde siyasi, hukuki bütün kurallar, iklim ve özetle içinde bulunduğumuz memleketin bütün şartlarını içine alabiliriz. Dikkat ederseniz kaliteli iş yapmak, kaliteli hizmet yapmak kaliteli ülkelerde gerçekleşiyor. Öyleyse nasıl daha kaliteli mal ve hizmet üreten bir ülke haline gelebiliriz, bunu amaçlamalıyız” dedi.

KalDer’in düzenlediği 25. Kalite Kongresi’nde konuşan Gül, Cumhuriyetin 100. yılına yaklaşıldığını, 100 yıllık Cumhuriyet dönemi geçmişimize baktığımızda, siyasi ve ekonomik sınavlardan geçtiğimizin görüleceğini belirterek, “Büyük başarıların yanında çok büyük fırsatları da kaçırdığımızı görüyoruz. 1960’lı yıllarda, hemen hemen aynı seviyede olduğumuz Mısır ve Kore gibi ülkelerle karşılaştırdığımızda, birinde büyük hüznü diğerinde ise gelişmişliği görüyoruz. Hepimizin hem fikir olduğu ve hepimizin gayret içerisinde olduğu şey, muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmak. Cumhuriyetin başından beri bütün devlet adamlarının söylediği, bugünkü anlamda çağdaş, demokratik gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaşmak. Bunun bir siyaset ayağı bir de ekonomik ayağı var. En büyük çıtamız şüphesiz ki, siyaset ayağına baktığımızda Cum-

huriyet idaresini ne kadar çok demokrasiyle taçlandırırız, ne kadar ileri demokratik standartlarla bir araya getirebiliriz, en büyük sınavımız şüphesiz budur” diye konuştu. Özellikle 1980’li yıllarda Türk ekonomisinin dünya ile birleşmesinin, Türkiye’nin gelişmiş ülkelerin hukuk standartlarına adaptasyonuna mecbur ettiğine değinen Gül, “2000’li yıllardan sonra köklü anayasa değişiklikleri yapıldı, özellikle 2002 yılından sonra çok önemli ekonomik, demokratik gelişmeler yaşandı. Bugün orta gelirli bir ülke konumuna geldik, her ne kadar son dönemde milli gelirimiz 800 milyar doların altına düşse de bundan birkaç sene öncesine kadar 850 milyar dolara çıkan, fert

başına milli geliri 10 bin doları aşan bir seviyeye geldi. Ekonomik açıdan bakıldığında gelişmekte olan bir ülkeyiz. 188 ülke içerisinde insani gelişmişlik anlamında maalesef ortalardayız. Dolayısıyla önümüzdeki büyük sınav nedir? Orta gelirli ya da orta gelirin üstünde bir ülke olarak devam etmek mi, yoksa önümüzdeki kritik eşiği aşarak, üst gelir gruplarının içinde olan ülkelerin arasına katılabilmek mi? Şüphesiz ki hedefimiz gelişmiş ülkeler seviyesine gelmek, şüphesiz ki hedefimiz muhasır medeniyetler ve çağdaş gelişmiş demokratik ülkeler seviyesine gelmek. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz orta gelirden kurtulmak” şeklinde konuştu.

“YÜZDE 5’TEN DAHA FAZLA BÜYÜME SAĞLANMALI” Gül, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye nüfusu 80 milyonu aşmış durumda ve yüzde 40’ı 25 yaşın altında, nüfusun yüzde 25’i ise 15 yaşın altında. Türkiye’nin, bu artan nüfusuna her sene iş bulabilmesi için yıllık yüzde 5’lik büyümenin üstünü muhakkak gerçekleştirmesi gerekir. Türkiye’nin bu büyümeyi gerçekleştirebilmesi için; demokratik ve ekonomik reformları yaptığı döneme tekrar dönmesi ve bu reformları güçlü bir şekilde başlatmasının şart olduğuna inananlardanım. Bizim genç ve çalışkan nüfusumuzu ancak demokratik standartlarla, hukukla birleştirdiğimizde üretkenliği elde edebiliriz.”

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 31


EKONOMİ

LEYLA ALATON’A ONUR ÖDÜLÜ Her yıl kadınların iş hayatında ilerlemesi için rol model olan, yaratıcı fikirleri ve sosyal sorumluluk projeleriyle toplumun ilerlemesine katkıda bulunan kadınları ödüllendiren Tescilli Markalar Derneği’nin “2016 Yılı Özel Onur Ödülü”, Alarko Holding ve Alvimedica Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton’a verildi. Tescilli Markalar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hülya Aslantaş, Perakende Günleri 2016 kapsamında düzenlenen ödül törenindeki konuşmasında, “Her platformda kadın girişimcileri desteklemek üzere sağladığı katkılar, sanat, kadın hakları ve farklı sosyal sorumluluk projelerinde oynadığı aktif rollerle örnek çalışmalarından dolayı Tescilli Markalar Derneği olarak tüm kadınlar adına Sayın Leyla Alaton’a teşekkür ediyoruz” dedi. Ödülü almaktan gurur duyduğunu söyleyen Leyla Alaton, törendeki konuşmasında her fırsatta kadın girişimcileri desteklemeye devam edeceğini belirterek, kadın hakları ve sosyal sorumluluk alanında ülkece kadınların yanında olmanın önemine dikkat çekti.

32 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

Anadolu Efes’in yeni CEO’su Gavin Hudson Anadolu Efes Bira Grubu Başkanı ve Anadolu Efes İcra Başkanı (CEO) olarak görev yapan Robin Michael Goetzsche görevinden istifa etti. Efes Rusya Genel Müdürü olarak görev yapan John Gavin Hudson ise 1 Ocak 2017 tarihinden geçerli olmak üzere Anadolu Efes Bira Grubu Başkanı ve Anadolu Efes İcra Başkanı (CEO) olarak atandı. Şirketten konuyla ilgili KAP’a yapılan açıklama şöyle: “2015 yılının Kasım ayından beri Anadolu Efes Bira Grubu Başkanı ve Anadolu Efes İcra Başkanı (CEO) olarak görev yapmakta olan Sayın Robin Michael Goetzsche şahsi nedenlerden ötürü 31 Aralık 2016 tarihinde görevini bırakacaktır. Efes Rusya Genel Müdürü olarak görev yapmakta olan Sayın John Gavin Hudson ise 1 Ocak 2017 tarihinden geçerli olmak

üzere Anadolu Efes Bira Grubu Başkanı ve Anadolu Efes İcra Başkanı (CEO) olarak atanacaktır. Sayın Hudson Anadolu Efes Yönetim Kurulu’na doğrudan raporlayacaktır. Efes Rusya Mali İşler Direktörlüğü görevini yürüten Sayın Roy Alan Cornish mevcut görevlerinin yanısıra Efes Rusya Genel Müdürlüğü görevine vekaleten atanacaktır. Sayın Hudson SABMiller Güney Afrika’ya 1992 yılında katılmış olup SABMiller’da Pazarlama, Satış, Dağıtım ve Yönetim pozisyonları gibi çeşitli üst düzey görevlerde bulunmuştur. 2011 yılından 2016 yılına kadar SABMiller Kolombiya Satış Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Sayın Hudson 2016 yılının Ocak ayında Efes Rusya Genel Müdürlüğü’ne atanmıştır ve halen bu görevini sürdürmektedir.görevlerinin yanısıra Efes Rusya Genel Müdürlüğü görevine vekaleten atanacaktır. Sayın Hudson SABMiller Güney Afrika’ya 1992 yılında katılmış olup SABMiller’da Pazarlama, Satış, Dağıtım ve Yönetim pozisyonları gibi çeşitli üst düzey görevlerde bulunmuştur. 2011 yılından 2016 yılına kadar SABMiller Kolombiya Satış Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Sayın Hudson 2016 yılının Ocak ayında Efes Rusya Genel Müdürlüğü’ne atanmıştır ve halen bu görevini sürdürmektedir.”



EKONOMİ

SÜREKLİ ÖĞRENMEYE

YÖNELMELİYİZ

KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, dijitalleşmenin iletişim alışkanlıklarını değiştireceğini ve çok ciddi bir kurumsal altyapıya gereksinim olduğunu belirterek, “Öğrenmeye, sürekli öğrenmeye yönelmeliyiz ve unutmamalıyız ki, geleceğin cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil, yeniden öğrenemeyenler olacak” diye konuştu.

K

alDer tarafından organize edilen 25. Kalite Kongresi, 15-16 Kasım’da Hilton İstanbul Bosphorus Convention Center’da ‘Yeni Normal’ temasıyla gerçekleştirildi. 25. Kalite Kongresi’nde konuşan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, yeni dünya ekonomisinin, verimlilik ve tasarruf üzerinde şekillendiğini söyleyerek, “Farklılaşma aracı olarak tasarım hiç olmadığı kadar önem kazanıyor. İyi tasarımın hayatı kolaylaştırdığını ve yaşam kalitemizi yükselttiğini, üniversite yıllarında öğrenen bir mimarım. Gerçekten de ihtiyaca cevap veren, yeni sorunlar yaratmayan, çevreye uyumlu, estetik açıdan üstün nitelikler taşıyan ürünler, liderliğini ilan etti bile” dedi. İş dünyasında diğer önemli bir başlığın ise ‘esinlenme’ olduğunu belirten Pilavcı, “Farklı disiplinler birbirini tetikliyor. Sanat ve tasarım, inovasyonun yeni metodları haline geliyor. Artık açık inovasyondan ve bakış açısı transferlerinden bahsediyoruz. Şimdiden bu konuda öncü olan şirketler, geleceğin en büyük şirketleri olma iddiasıyla karşımızdalar. Dijitalleşmeyle gelen paylaşım ekonomisi çözümlerinden de bahsetmeden geçmemeliyiz. 2020’de takas ticareti ekonomiye 1.1 trilyon dolar tasarruf getirecek. Böylesi bir dijitalleşme, iletişim alışkanlıklarını da değiştireceğinden çok ciddi bir kurumsal altyapı gerektiriyor. Öğrenmeye, sürekli öğrenmeye yönelmeliyiz ve unutmamalıyız ki, geleceğin cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil, yeniden öğrenemeyenler olacak” diye konuştu.

34 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

“ÖDÜL FİRMALARIN GELECEĞİNİ ŞEKİLLENDİRİYOR” İş, bilim, akademi, medya ve sanat dünyasından bini aşkın kişinin katıldığı kongreye, KalDer’in 24 yıldan bu yana istikrarlı bir şekilde organize ettiği ‘Türkiye Mükemmellik Ödülleri’ damgasını vurdu. KalDer’in 24 yıldan bu yana kesintisiz olarak verdiği Türkiye Mükemmellik Ödülleri’nin iş dünyasında ayrıcalıklı ve prestijli bir konuma sahip olduğunu belirten KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, mükemmellik yolculuğuna çıkan firma ve kurumların geleceklerinin şekillenmesinde önemli bir paya sahip olduğunu söyledi.

Ödül sahibi kurum ve kuruluşları tebrik eden ve mükemmellik yolculuğunda başarılar dileyen Buket Eminoğlu Pilavcı, “EFQM Modeli, kurumların başarılarının sürdürülebilir olmasında ve büyümesinde, verimli iş modelleri geliştirmelerinde, stratejik planlama süreçlerinde önemli bir rehber. Bu durum hem kamu hem de özel sektör için geçerli. Rekabetin boyutlarının hızla arttığı bir çağda küresel yönetim modellerini kullanmak kaçınılmaz olacaktır. KalDer olarak bu çerçevede amacımız Türkiye’nin tüm bölgelerinde mükemmellik kültürünü içselleştirmiş, rekabetçi kurum ve kuruluşlar yaratılmasına katkıda bulunmak. Bu anlamda pusulamız EFQM Mükemmellik Modeli” şeklinde konuştu.



MAKALE

Taner Berksoy

Üç sinyal Türkiye ekonomisi zor bir yıl geçiriyor. Zorluğun bir kısmı bizim dışımızdaki gelişmelerden kaynaklanıyor. Örneğin, Avrupa’nın bir türlü düzlüğe çıkamaması bize olumsuz yansıyor. Şimdi buna Birleşik Krallığın (İngiltere) AB’den ayrılma kararı da (Brexit) eklendi. Belirsizliklerle dolu bu resme ABD seçimlerinin sonunda sürpriz bir şekilde Trump’ın başkan seçilmesi de eklendi. Dışımızda oluşup bize çok güçlü biçimde yansıyan en önemli gelişme ise güneyimizdeki kargaşa ve sıcak çatışma ortamı kuşkusuz. İçine daha çok çekilmeye başladığımız bu ortam en büyük belirsizlik ve risk kaynağı. İsterseniz bütün bunlara FED’in faiz arttırma olasılığını da ekleyin dışarıdan yansıyan olumsuzluklar tamamlanmış olur. Türkiye ekonomisinde inatçı bir işsizlik olduğunu biliyoruz. İşsizliğin 2008 kriz sürecinde ciddi ölçüde yükseldiği ve işsizlik oranının yüzde 13-14, tarım dışı işsizlik oranlarının da yüzde 18 civarına çıktığı malumumuz. İşsizlik oranı ancak 2011 yılının ilkbaharında tek haneli sayılara geriledi ve bir süre yüzde 7-9 bandında dolaştı. Bu tarihten sonra işsizlik tekrar yükseldi ve bahar aylarındaki sınırlı gerilemeler dışında yüzde 10- 12 bandında bir düzeye yerleşti. 2016 yılının temmuz ayında işsizlik oranı yüzde 10.7, tarım dışı işsizlik oranı yüzde 13, genç nüfusta işsizlik ise yüzde 19.8 olarak ölçüldü. Bu haftanın

36 •

w w w. h i z m e t i x . c o m.tr > > Hizmetix

başında açıklanan ağustos ayı (temmuz-ağustos-eylül ayları ortalaması) istihdam verileri sonbaharda işsizlikte ciddi bir yükselme olduğunu gösteriyor. Ağustos ayı işsizlik oranının yüzde 11.3, tarım dışı işsizliğin yüzde 13.7 ve genç nüfus işsizlik oranının da yüzde 19.9 düzeylerine çıktığı anlaşılıyor. İşsizlik birçok gelişmeden etkileniyor kuşkusuz ama büyüme performansı ile işsizlik arasında ciddi bir bağlantı olduğu kabul edilir. Dolayısıyla, son ölçümlerde yükselen işsizliğin büyümede yavaşlama yönünde sinyal verdiğini söylemek yanlış olmaz. Bunun 2016 yılı için önemli bir olumsuzluk işareti olduğu kanısındayım. Hafta içinde açıklanan eylül ayı dış denge verileri de benzer bir sinyal veriyor gibi görünüyor. Eylül ayında cari denge açığı 1.7 milyar dolar, ocak-eylül döneminde cari açık ise 24,8 milyar dolar olarak ölçülmüş. Bir önceki yılın aynı döneminde dokuz aylık açık 24.5 milyar dolardır. Dikkat ederseniz cari açıktaki daralma sonlanmış gibi görünmektedir. Bir süredir ekonomideki yavaş büyüme ve petrol fiyatlarındaki hacimli gerileme cari açığın küçülmesine imkan verdi. Bu imkan dış finansmanda da rahatlama sağladı. Şimdi bu sürecin sonuna gelindiği anlaşılmaktadır. Cari açıktaki büyüme eğilimi ithalatta bir yavaşlamadan çok ihracat ve turizm gelirlerindeki gerilemeden kaynaklanmıştır. Bu gelişme iki etkiyi de beraberinde getirecektir. Dış talepteki yetersizlik artarak sürmektedir. Bu bir. Açık daralsa da dış finansmanda tıkanma olasılığı artmıştır. Bu da iki. Bu iki olgu da ileriye dönük sorun sinyali vermektedir. Üçüncü bir sinyal merkezi yönetim bütçesinden gelmiştir. 2015 yılı ekim ayı itibariyle merkezi yönetim bütçesinde 7.2 milyar lira fazla verilmiştir. Bu yılın ekim ayında ise bütçede 104 milyon lira açık vardır. Açık büyük ölçüde merkezi yönetim bütçe gelirlerindeki küçük ölçekli bir gerilemeye karşılık harcamalarda yüzde 19 artış olmasından kaynaklanmıştır. Benzer bir gelişme faiz dışı denge açısından da söz konusudur. Gördüğünüz gibi 2016 yılı zor geçiyor. Dışarıdan yansıyan ve içeride üreyen sorunlar böyle bir sonuç yarattı demek yanlış olmaz diye düşünüyorum.


GALATAPORT EKONOMİYE

EKONOMİ

YÖN VEREN PROJELER

GALATAPORT Karaköy Rıhtımı’ndan Fındıklı’ya kadar uzanan Galataport projesi, 1.2 kilometrelik sahil şeridinde 112 bin 147 metrekarelik bir alanı kapsıyor. Proje tamamlandığında boğazın silueti de değişmiş olacak. Kamuoyunda “Galataport” olarak bilinen Salı Pazarı Kruvaziyer Limanı Projesi, Karaköy Rıhtımı’ndan Mimar Sinan Üniversitesi Fındıklı Kampüsü’ne kadar uzanan 1.2 kilometrelik sahil şeridini, 112 bin 147 metrekarelik alanı kapsıyor. Bu alandaki tüm binaların turistik ve ticari amaçlarla onarılması ya da yıkılarak

yeni binalara yer açılması amaçlanıyor. Sahil şeridinde yapılacak olan otel, restoran ve diğer ticari işletmeler ile bölgenin geçmişteki dokusunu tamamen değiştirecek projeyle sahil şeridinin turistik bir cazibe merkezi haline getirilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında restore edilecek ya da yıkılarak yeniden yapılacak olan binaların

işletmeleri, ticari olarak bu binaları kiralayan şirketlere tahsis edilecek.

GALATAPORT PROJESİ NEYİ KAPSIYOR? - Denize 10 metrelik dolgu alan inşa edilecek. Bu alan 12 bin metre kareye denk geliyor. - TDİ Genel Müdürlük binası, yolcu terminali, Çinili Han ve Paket

Postanesi’nde restorasyon, tadilat ve güçlendirme çalışmaları yapılacak ve bu binalar mağaza ve restorana dönüştürülecek. - 4 numaralı Antrepo’da bulunan İstanbul Modern ve S numaralı Antrepo’da bulunun Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, TDİ ile olan 2B yıllık kira sözleşmesi nedeniyle proje kapsamı dışında tutulacak. - İstanbul Modern’in sergi sarayı olarak kullandığı 3 numaralı Antrepo, Kıyı Emniyet Müdürlüğü’ne ait 6 ve 7 numaralı Antrepo, yolcu salonu olarak kullanılan 1 ve 2 numaralı Antrepo, 20 numaralı Antrepo ve nargilecilerin yer aldığı bölge yıkılacak. 108 bin metrekarelik otel, mağaza, restoran, ofis gibi zeminüstü inşaat yapılacak. - Nusretiye Saat Kulesi çevresine 13 bin 934 metrekarelik meydan ve rekreasyon alanı (yeşil alan) yapılacak. Toplam rekreasyon ve meydan alanı ise 65 bin 732 metrekare.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 37


Röportaj: Sinan SAYGI

Özel Röportaj

38 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix


Özel Röportaj

KRİZLERDEN

GÜÇLENEREK ÇIKIYORUZ Turkısh Cargo Başkanı Şeref Kazancı, sürdürülebilir büyümeyi hedeflediklerini söyleyerek, “Yatırımlarımız hız kesmeden devam ediyor. Filomuz her geçen yıl daha da genişliyor. Kriz zamanlarında hızlı kararlar alarak operasyonun devamını sağlıyoruz. Krizlerden güçlenerek çıkmayı başardık” dedi.

Turkish Cargo’nun 2016 yılı performansını rakamsal verilerle özetler misiniz? Kaç nokta ve ülkeye sefer gerçekleştiriyorsunuz? Uçak filonuz hakkında bilgi verir misiniz? 13 kargo uçağıyla 64 noktaya, toplam 330 uçağın üzerindeki filosuyla 114 ülkede 290’dan fazla noktaya uçarak iş

ortaklarımıza, müşterilerimize dünya çapında kargo servis hizmeti veriyoruz. Ayrıca Turkish Cargo, dünya üzerinde 2 bin 200’den fazla kamyon destinasyonu ve 150’ye yakın havayolu ile yapılan S.P.A. ile müşterilerine işlerini dünyaya açmada eşsiz bağlantı olanakları sunuyor. Turkish Cargo’nun 2017 yılında gerek filo gerekse uçuş ağı anlamındaki hedefleri nelerdir? Turkish Cargo, filosuna 2017 yılında filoya katılması beklenen uçaklarla birlikte özellikle Uzakdoğu, Avrupa, Ortadoğu noktalarında yeni seferlere başlanarak 64 kargo uçağı destinasyonuna uçmayı hedefliyor.

Böylelikle kapasite ihtiyacı olan pazarlarda ve beyond noktalarda kapasite ihtiyacını karşılamayı planlıyor. Turkish Cargo’nun ‘büyüme ve yönetim’ stratejilerinden kısaca bahseder misiniz? Sektördeki rekabette ön planda yer alabilmek için ne gibi stratejiler izliyorsunuz? 2016’da dinamik kapasite çalışması yaparak kapasitemizi daha verimli kullandık. Global ağımızda iş hacminin arttığı ülke ve bölgelerdeki operasyonumuza odaklandık, oralardaki arzımızı artırdık. İşbirliği ve anlaşma gibi süreçlerde çok daha dinamik kararlar aldık. Taşımalarımızın arttığı noktalarda ücret seviye-

mizi düşürmeden daha iyi bir hizmet verdik. Sürdürülebilir bir büyüme hedefimiz var, bu anlamda yatırımlarımız hız kesmeden devam ediyor. Filomuz her geçen yıl daha da genişliyor. Büyük ve rekabeti bol bir sektörde iş yapıyorsanız, güvenilir ve hızlı olmalısınız. Turkish Cargo ailesi olarak buna önem veriyoruz. Kriz zamanlarında hızlı kararlar alarak operasyonun devamını sağlıyoruz. Krizlerden güçlenerek çıkmayı başardık. Kargo sektöründe belli başlı sorunlar nelerdir? Lojistik sektörü devasa şekilde büyüyor ve gelişiyor. Önümüzde ne kadar fırsat varsa o kadar da tehditin mevcut olduğunu bilmeli ve hazırlıklı olmalıyız. Dünyadaki ekonomik dalgalanmaları yakından takip etmek ve piyasa okuması yapmak en önemli kuraldır. Ayrıca sektörel anlamda etkilendiğimiz önemli bir husus da; petrol birim fiyatlarındaki artıştır. Global bir sorun halini alan terör olaylarından etkilenmemek imkansızdır ancak bu etkiyi en aza indirdiğimizi düşünüyoruz. Uçuş yapılan ülkelerdeki siyasi olaylar ve toplumsal kargaşalar, savaşlar vb. olaylar hava kargo sektörünü tehtid eden, olumsuz etkileyen başkaca unsurlardır.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 39


EKONOMİ

İhracat kasımda 12 milyar dolar kasım ayında 16 sektörde artış, 11 sektörde de azalış gözlendi. Kasım ayında ihracatını bir önceki yılın aynı ayına göre miktar olarak en çok artıran sektörler yüzde 27,8 artış ile yaş meyve ve sebze ile yüzde 24,4 artışla mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörleri oldu. İlk 11 ayda ise miktar bazında en yüksek ihracat artış yüzde 19,7 ile hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü ve yüzde 16,8 artışla çimento, cam, seramik ve toprak ürünlerinde görüldü.

Türkiye’nin kasım ayı ihracatı yüzde 5 artışla 11 milyar 952 milyon dolar oldu. Yılın ilk 11 aylık döneminde ihracat yüzde 2.4 azaldı: 129 milyar dolar.

BÜYÜKEKŞİ: PERFORMANSIMIZ DİĞER ÜLKELERDEN DAHA İYİ Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), kasım ayı ihracat verilerini Hyundai Assan’ın Kocaeli’nde bulunan fabrikasında açıkladı. TİM verilerine göre mücevher dışındaki altın ihracatı hariç tutularak yapılan hesaplamalarda, kasım ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5 artışla 11 milyar 952 milyon dolar oldu. Ocak-kasım dönemini kapsayan ilk 11 aylık dönemde ihracat yüzde 2,4 azalışla 128 milyar 973 milyon dolar olur-

ken, son 12 aylık dönemde ise ihracat yüzde 3,2 düşüşle 140 milyar 724 milyon dolar olarak gerçekleşti.

MİKTAR BAZINDA İHRACAT İLK 11 AYDA ARTTI Kasım ayında ihracat miktar bazında yüzde 5,2 artarak 9,1 milyon ton olurken, yılın ilk 11 ayında gerçekleştirilen 94,8 milyon ton ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1 artışa işaret etti. Sektör bazında miktar olarak

İhracat verilerini açıklayan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, dünya ticaretindeki daralmaya dikkat çekerek “DTÖ tarafından açıklanan güncel verilere göre ocak-eylül döneminde küresel ticaret yüzde 4,1 daraldı. Aynı dönemde, Güney Kore’nin ihracatında yüzde 8,5, İngiltere’de yüzde 12,3, Rusya’da yüzde 23,4, Çin’de yüzde 8,2 ve ABD’de yüzde 5 düşüş var. Ülkemiz ise her şeye rağmen diğer ülkelere kıyasla olumlu bir performans ortaya koyuyor” diye konuştu.

“İHRACATTA ARTIŞ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DEVAM EDECEK” Büyükekşi, “Kasım ayında artışa geçen ihracatımızın, önümüzdeki dönemde, petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün son bulması ile başta Rusya olmak üzere, çevre ülkelere olan ihracatımızın

40 •

toparlanması ile artışının devam edeceğini göreceğiz. Önümüzdeki dönemde, Rus ekonomisinin de tekrar büyümeye geçmesiyle birlikte Rusya’ya ihracatımızın artışa geçmesini bekliyoruz. Bun-

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

larla birlikte, Hükümetimizin attığı çok önemli reform ve destek adımları var. Son dönemde ihracatçılara sağlanan cesur destek adımlarının yanında, son olarak proje bazlı Süper Teşvik Paketi

açıklandı. Hükümetimizin daha önce atmış olduğu adımları tamamlayıcı nitelikle olan bu paketle birlikte, ülkemizde yatırımlarda artış yaşanmasını bekliyoruz” diye konuştu.



Röportaj: Sinan SAYGI

KAPAK KONUĞU

ZİRVEYE

ÖZKAYNAKLARIMIZLA ULAŞTIK Sağlık Lojistik İCRA Kurulu Başkanı Zahit Sağlık, “Şirketimizin bugünlere kadar gelmesinde özkaynaklarıMIZla büyümeMİZ çok önem taşıyor. Başarımızın kriterleri; çok azimli, hırslı, çok hızlı ve kaliteli çalışmak, aynı zamanda müşterilere özel hizmet sunabilmek. Müşterinin YÜKÜNÜ alıp, ZAMANLA yarışarak onu en kısa zamanda teslim ediyoruz” dedi. 42 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix


S

ağlık Lojistik’in kuruluş öyküsünü ve kurulduğu günden bu yana kaydettiği aşamaları kilometre taşlarıyla özetler mi-

siniz? Sağlık Lojistik, babam Süleyman Sağlık tarafından kuruldu. Lojistik sektöründe 1972 yılında sadece bir TIR’la faaliyetlerimize başladık. 1978 yılına kadar TIR sayımız 5’e ulaştı ve transport şirketini 1978 yılında kurduk, bugün 38 yılımızı doldurmuş durumdayız. Süleyman Sağlık, 1972 yılında lojistik sektörüne girdiği zaman Türkiye’de 300500 adet treyler yoktu. Türkiye’de treylerin ne olduğu bilinmezken sektöre girdik ve o günlerden bugünlere kadar geldik. Sunduğunuz hizmetlerde önem verip uyguladığınız kriterlerden bahseder misiniz? Modern tesislerimizde serbest depolama hizmetlerinin yanısıra gümrük, gümrüklü antrepo ve üreticiden tüketiciye nakliye hizmetleri veriyoruz. Yenibosna, Bahçeşehir ve Orhanlı Tuzla’da depo ve antrepolarımız bulunuyor, oldukça stratejik lokasyona sahipler. Antrepolarımızın ve serbest depolarımızın aynı tesis içinde bulunması müşterilerimizin ürünlerinin hızla ve hasarsız bir şekilde, düşük maliyetlerle tahsis edilebilmesini sağlıyor. Aynı zamanda müşterilerimizin adına paketleme ve elleçleme hizmetleri de sunuyoruz. Bunlar da oldukça önemli hizmetler. Zahit Sağlık olarak kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Nasıl bir eğitim gördünüz, iş hayatına ne zaman başladınız? İlkokulu Sakarya’da okudum. İstanbul Üsküdar’da ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra Anadolu Üniversitesi’ne devam ettim. Eğitimim esnasında her zaman lojistik sektörünün içindeydim. 1978 yılında çocuk yaşta babam Süleyman Sağlık’ın yanında okul tatillerinde

muavin olarak yurtdışına çıktım. İş dünyasında 2. kuşağız. 1990’larda ise Saffet Ulusoy ile beraber sektörde devam ettim. RODER Kombine Taşımacılar Derneği’nde sektör temsilciliği ve başkan yardımcılığı görevlerini yürüttüm. 1995 yılında UN RO-RO şirketiyle ortaklığımız başladı. 1997-98 yıllarında UN RO-RO’nun yönetim kurulu üyesi oldum. Ondan sonra UN RO-RO’nun Amerikalılar’a satılmasıyla birlikte ve RODER’de iki derneği birleştirme kararından sonra biz UND bünyesinde birleştik. 2 yıl UND bünyesinde sektörü birleştirmek, sektörün sorunlarını bir nebze çözüme kavuşturmak için görev aldım. Ticaret odasında sektör temsilciliği yaptım. Şu anda Slovenya-Türkiye İş Konseyi’nde göreve devam ediyorum. DEİK İş Konseyi bünyesindeki görevim gereği 2 ülke arasındaki ticaret hacmini artırmak, ticaretin önündeki sorunları bir nebze gidermek ve ticaretin üst seviyelere çıkmasını sağlamayı amaçlıyoruz.

“LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN İLK 10 FİRMASI İÇİNDEYİZ” Sağlık Lojistik şu anda hangi durumda? Hangi hizmet ve çözümlerle ön plana çıkıyorsunuz? Lojistik sektörünün ilk 10 firması içindeyiz. Intermodal taşımacılığı en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz.

KAPAK KONUĞU Depo ve antrepo yatırımlarıyla ön planda yer alıyoruz. Yatırımlarımızı özkaynaklarımızla yapıyoruz. Kiralama sistemini kullanmıyoruz. Araçlarımızla, müşterilerimize özel, dünyanın çok büyük markalı firmaların mikro dağıtım sistemlerini gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de gerçekleştiriyoruz. Bugün geldiğimiz noktada 550 personel ve 500 treylere sahibiz.

“FARKLI TAŞIMA MODLARI GELİŞTİRECEĞİZ” Intermodal taşımacılıkta dünyaya ayak uydurabilmek çok önemli. Müşteriye özel çözümler üretebilmek durumundasınız. Bu bağlamda mevcut depo, antrepo ve TIR yatırımlarımızın yanında müşterilerin beğenisini kazanacağını düşündüğümüz farklı taşıma modları geliştirmek istiyoruz. Gerek yurtdışında gerek yurtiçinde son 2 yıl içinde 50 milyon Euro yatırım yaptık. Bahçeşehir ve Orhanlı bölgelerinde ofis, gümrüklü ve gümrüksüz antrepo, park ve alanlarıyla ciddi yatırımlar gerçekleştirdik. Lojistik sektöründen geliyoruz, sektörün daha ileriye gideceğine inandığımız için yatırımlarımıza aralıksız devam ediyoruz. Sağlık

“ÖZKAYNAKLARIMIZLA BÜYÜDÜK” Sağlık Lojistik olarak iş dünyasında bugüne kadar önemli başarılara imza attınız. İş hayatınızda yakaladığınız başarıyı neye borçlusunuz, başarınızın sırrını açıklar mısınız? Şirketimizin bugünlere kadar gelmesinde özkay-

naklarımızla büyümemiz çok önem taşıyor. Özkaynaklarımızla bugünlere kadar geldik. Başarımızın kriterleri; çok azimli, hırslı, çok hızlı ve kaliteli çalışmak, aynı zamanda müşterilere özel hizmet sunabilmek.

Müşterinin yükünü alıp, zamanla yarışarak onu en kısa zamanda teslim ediyoruz. Yani emaneti en kısa zamanda teslim etmek ilkesiyle çalışıyoruz. Sektörümüzde şirketimizin çalışkanlığı ve hızlılığı herkes tarafından biliniyor.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 43


KAPAK KONUĞU Lojistik olarak 38. yılımıza girdik. Hem aile şirketiyiz hem de kurumsallık konusunda önemli noktalara geldik. Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerinde olmazsa olmaz önemli bir aktör olarak yerimizi almak istiyoruz. Şirketin kurumsal çalışmalarını bitirmeyi hedefliyoruz. Rakiplerimizin çoğu kiralama sistemiyle büyürken biz özkaynaklarımızla büyüme yolunu seçtik. Devletten bugüne kadar hiç teşvik almadık.

“2017’DE YÜZDE 25 BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ” Sağlık Lojistik olarak 2016 yılını nasıl geçiriyorsunuz, büyüme oranınızı paylaşır mısınız? 2016 yılı sonuna yönelik hedeflerinizi açıklar mısınız? Bulunduğumuz konjonktür, stratejik konumumuz ve ülkemizin malum ekonomik göstergeleri ortada. 2016’da geçen seneyle aynı paralelde kalma noktasında çaba gösteriyoruz. Ümit ederim ki, önümüzdeki yıl stratejik konumumuz ve ülkenin bulunduğu konjonktür gereği sıkıntılar en kısa zamanda biter. 2017 yılında en az yüzde 25 büyümeyi hedefliyoruz. 3. Köprü’nün taşıma maliyetleri üzerine ne gibi etkileri oldu? Henüz 3. Köprü açılırken, diğer yollarla, tünellerle hatta ileride yapılması muhtemel 4. ve 5. Köprü ile entegre edecek şekilde planlama yapmak gerekiyor. 3. Köprü’nün Mahmutbey’den gelip, Ümraniye’ye çıkması, son derece yanlış. Bir TIR İstanbul içinde 140 km yol yapıyor. Şu an geçici tedbirlerle Çatalca’dan hemen girip, Kurtköy’e kadar gidilebilecek bir güzergah var. Sadece birkaç kilometrenin revize edilmesi gerekiyor.

44 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

Bu yol bağlansa, bir TIR 60 km ile gideceği yere varacak. Yani 65 km’yi gitmemiş olacak. Bizim maliyetimiz düşmüş olacak. Benim bir TIR’ımın Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçiş maliyeti 137 Euro. Holding olarak 2017 yılına yönelik büyüme ve yatırım hedeflerinizden bahseder misiniz? Kara, deniz, hava ve demiryolları taşımacılığı ile akıllı depolama ve akıllı lojistik çözümler faaliyeti gösteren Sağlık Lojistik, 2017

yılında intermodal lojistiğin yanı sıra; özel taşıma modlarının geliştirilmesi ve özel müşteri projeleri üretilmesi konularında müşteri memnuniyetini üst seviyelere taşımak, ülke ekonomisine ve istihdama katkılarda bulunmak için ciddi yatırımlar yapacak. Mevcut tesislerimize ek olarak; Hadımköy’de ve Gebze’de toplamda 300 bin metrekare alanı kapsayacak yeni yatırımları da 2017 yılında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Yeni yatı-

“GENÇLER, HER ŞEYDEN ÖNCE İŞLERİNİ ÇOK SEVMELİ” Özellikle genç girişimcilere tavsiye ve önerileriniz neler olacak? Gençler nasıl hareket ederlerse başarıya ulaşabilir? Genç girişimciler, herşeyden önce işlerini çok sevmeli, işlerine aşık olmalı. Ürettikleri malın arkasında durabilecek kadar onu sevmeleri lazım. Aşk; sadece sevgilerde değil işlerde de olur. O zaman da mutluluk zaten kesinlikle arkasından gelir. Gençler, işlerini sevsinler ve işlerine çok ehemmiyet versinler. İşlerine çok ciddi bir şekilde zaman ayırsınlar, sorumluluk alsınlar. Başarı zaten arkasından gelecektir.


KAPAK KONUĞU Meslek eğitimini daha etkin hale getirmek de önemli. Verimli, akıllı, güzel insanlar yetiştirmemiz gerekiyor. rımlarımız dahilinde; araç filomuz 500 araçlık kapasiteye ulaştırıldı. Araçlarımız, son teknolojinin kullanıldığı çevreci özellikler taşımakta olup, karbondioksit salınımını ve gürültüyü azaltıcı hassasiyete sahip. Çevreye olan duyarlılığımızı ve çevre bilincimizi de 2017 yılında artırmaya devam edeceğiz. Son teknolojiyle donatılmış araç filosu, modern tesislerimiz ve artan istihdamımızla birlikte daha büyük hedeflere ulaşmak için çalışmaya devam edeceğiz. Sadece lojistik sektöründe yüzde 25 büyümeyi hedefliyoruz. Ama lojistiğin diğer alanında da ciddi projelerimizi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bunlar çok büyük ve etkin projeler.

“EN ÖNEMLİ STRATEJİMİZ; KURUMSALLAŞMAK” Uyguladığınız ‘yönetim’ ve ‘sürdürülebilir büyüme’ stratejilerinizin şirketinizin büyümesine olan yansımalarını özetler misiniz? Geçmişteki en büyük stratejimiz; aile şirketi olmaktı. Bir de aile şirketi olarak biraz kalabalık olmaktı. Ama aile şirketinin kalabalıklığı, ilk başta çok iyi, fakat ikinci noktada eğer kurumsallaşmazsanız o kazanımlarınızı

yok ediyor. Dolayısıyla aile şirketi olarak yola çıktık ama uyguladığımız en önemli strateji; bana göre kurumsallaşmak. Yani bugün çok güçlü aile yapısıyla yola çıkıp, bunu kurumsala dönüştürmek, en büyük kazanımımız ve stratejimiz.

“LOJİSTİKTE EN BÜYÜK SORUN; BÜROKRASİ” Lojistik sektöründeki belli başlı sorunlar nelerdir? Neler yapılması lazım? Devletten beklentileriniz nelerdir? Lojistik sektöründe en büyük sorun; bürokrasi. Bürokrasiyi azaltma konusunda cesaretsizlik var. Devlet olarak Türk milletine güvenmek zorundasınız. Devlet olarak insanlara onur katmazsanız, milletinize güvenmezseniz, bir ülke varolamaz. Dolayısıyla biz lojistik sektöründe bürokrasiden çok şikayetçiyiz. Bürokrasi, bizim giderlerimizin yüzde 20, verimsizliğimizin de yüzde 30’unu oluşturuyor. Bu çok önemli. Daha etkin ve verimli olmak için bürokrasi noktasında çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bu da güvene dayalı planlamaların varlığını ortaya çıkarıyor. Burada devletimizin yapacağı tek şey; kanun çıkarmak ve bunun takipçisi olmak.

“FİLOMUZUN TAMAMI EURO 5 VE EURO 6 ARAÇLARDAN OLUŞUYOR” Lojistik sektöründe çevreci yatırımlar artıyor. Yeşil lojistik konusundaki hedeflerinizi paylaşır mısınız? Öncelikle tüm araçlarımızı yenilemekle başlıyoruz. Yeni yatırımlarımızla birlikte 500 adede ulaştırdığımız filomuzun tamamı Euro 5 ve Euro 6 araçlardan oluşuyor. Araçlarımız çevreci özellikler taşımakla birlikte, karbondioksit salınımını ve gürültü azaltıcı hassasiyete sahip. Taşımacı olarak yatırımın öncelikle müşteriye hizmet verdiğimiz araçlardan başladığına inanıyorum. Hem içinde taşıdığımız yüke hem de çevreye duyduğumuz saygıdan ve sorumluluktan ötürü bu yatırımlarımızı hiç aksatmadan devam ettiriyoruz. Diğer taraftan, şirketimizin pazarlama departmanında çalışma arkadaşlarımız test amaçlı müşterilerimize elektrikli arabalarla ziyarete başladı. Depolarımızda da çevreci ofis konseptine bağlı olarak, elektrikli forklift kullanımı mevcut. Yoğun çalışan birisi olarak bir iş gününüz nasıl geçiyor, güne nasıl başlıyorsunuz? Neler yapıyorsunuz? Çok erken yatıp, erken kalkan bir insanım. Mümkün olduğu kadar akşam 10.30’da uyumuş, sabah da 6.00-6.30 arasında evden çıkmış oluyorum. İşe başlamadan önce 2 saat ciddi program yapmak o günü kurtarmak ve verimli kılmak anlamına geliyor. Bence başarı buradan başlıyor. İşe mümkün olduğu kadar erken gelip, program yapmak çok önemli, bu da güne erken başlamaktan geçiyor.

Sağlık Lojistik İCRA Kurulu Başkanı Zahit Sağlık, editör arkadaşımız Sinan SAYGI’ya Sağlık Lojistik’in faaliyetlerini ve başarı öyküsünü anlattı. Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 45


FİNANS

TOPLAM KREDİ STOKU

1,9 TRİLYON TL T

ürkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi Üyesi kur u l u şl ar tarafından doğrudan kullandırılan nakit krediler 2016 yılı Eylül ayı itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 artarak 1.925 milyar TL oldu. Krediler bir önceki aya göre göre yüzde 0,8 artış gösterdi. Nakit kredilerin 1.842 milyar TL’lik bölümü bankalar, 36 milyar TL’si finansal kiralama şirketleri, 26 milyar TL’si finansman şirketleri ve 22 milyar TL’si ise faktoring şirketleri tarafından kullandırıldı. Tasfiye olunacak alacaklar, Eylül 2016 itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 35 artarak 65 milyar TL oldu. Öte yandan, tasfiye olunacak alacakların kredilere oranı, bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 3,2 düzeyinde gerçekleşti. Bu oran bankalarda yüzde 3,1, faktoring şirketlerinde yüzde 7,3, finansal kiralama şirketlerinde ise

46 •

yüzde 7,0 ve finansman şirketlerinde yüzde 3,7. Kurumsal kredilerin nakit krediler içindeki payı Eylül 2016 itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,4 puan artarak yüzde 77,4 oldu. İmalât sanayi yüzde 26,1 ile kurumsal krediler içinde en yüksek paya sahip olan sektör

olurken, perakende ticaret sektörü yüzde 17,3 ve inşaat sektörü yüzde 10,8 oranında paya sahip. Taşımacılık, depolama ve haberleşme sektörü yüzde 23,5’lik kredi büyüme hızıyla dikkat çekti. Krediler içinde en yüksek paya sahip imalat sanayine sağlanan kredi-

ler, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,9 oranında azaldı. Elektrik, gaz ve su kaynakları sektörü yüzde 59,2 ile tasfiye olunacak alacakların en fazla arttığı sektör oldu. Sözkonusu sektördeki tasfiye olunacak alacakların kredilere oranı yüzde 1.

Nakit Krediler Bankalar

Milyar TL

Pay (%)

1,842

95.7

Finansal Kiralama Şirketleri

36

1.9

Finansman Şirketleri

26

1.4

Faktoring Şirketleri

22

1.1

Toplam

1,925

100

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix


FİNANS

BİREYSEL KREDİLER 435 MİLYAR TL Bankalar ve banka dışı finansal kuruluşlar tarafından kullandırılan bireysel krediler bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,8 oranında artarak 435 milyar TL oldu. Bireysel krediler içinde en yüksek artış yüzde 10,3 ile konut kredilerinde görüldü. Bireysel krediler, Ağustos ayına göre yüzde 0,3 artış gösterirken, konut kredileri yüzde 2,4 oranında arttı. Eylül ayı itibarıyla, bireysel kredilerin yüzde 37,5’ini konut kredileri, yüzde 37,3’ünü ihtiyaç kredileri, yüzde 18,4’ünü kredi kartları ve yüzde 6,9’unu taşıt kredileri oluşturdu.

BİREYSEL KREDİ MÜŞTERİ SAYISI 27 MİLYON KİŞİ Bireysel kredi kullanan kişi sayısı son bir yılda 1,7 milyon artarak 26,7 milyon kişi olurken, ortalama bireysel kredi miktarı ise 16,3 bin TL düzeyinde gerçekleşti.

BİREYSEL KREDİLERİN PAYI AZALDI Bireysel kredilerin toplam krediler içindeki payı 2016 yılı Eylül ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,4 puan azalarak yüzde 22,6 olarak gerçekleşti. Bireysel kredilerin toplam kredilere oranı, 2015 yıl sonunda yüzde 23,3’e yükseldikten sonra 2016 yılı Mart, Ağustos ve Eylül dönemlerinde bu seviyenin altında kaldı.

Bireysel Krediler Kişi Sayısı

( Milyon )

Kişi Başına Ortalama Kredi

Tasfiye Olunacak Alacaklar

( Bin TL )

Krediler (%)

Toplam

26,7

16,3

4,8

Konut Kredileri

2,3

70,5

0,5

Bireysel Kredi Kartı

22,0

3,6

9,7

İhtiyaç ve Diğer Krediler

19,4

8,3

6,6

Taşıt Kredileri

0,8

37,2

3,8

İSTANBUL EN YÜKSEK BİREYSEL KREDİ OLAN İL Bireysel kredi bakiyesinin en yüksek olduğu il İstanbul oldu. İstanbul’da 154 milyar TL, Ankara’da 43 milyar TL ve İzmir’de 28 milyar TL

tutarında bireysel kredi kullanıldı. Ardahan, yüzde 10,8 ile son 12 ayda bireysel kredi kullanımı en çok artan il oldu. Kişi başına ortalama bireysel kredi miktarı en yüksek iller ise sırasıyla, Van, Ankara ve İçel (Mersin) oldu.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 47


FİNANS

KOBİ’LERE ÖZEL ÜRÜN VE KAMPANYALAR

Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Murat Bilgiç, “KOBİ’lerin karar alma süreçlerinde zorlanmaması, doğru yatırım kararları alabilmeleri ve iş yapma süreçlerinde pratik çözümler üretmelerine yardımcı olabilmek için onların çözüm ortağı gibi hareket ediyoruz” dedi. 2016 yılı 3. çeyrek verilerine göre özel bankalar arasında 140,4 milyar TL ticari kredi büyüklüğü ile nakdi ticari kredilerde ilk sırayı

48 •

aldıklarını belirten Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Murat Bilgiç, “Ticari kredilerimizin yüzde 29,6’sını KOBİ kredileri oluşturuyor. KOBİ müşterilerimizin nakdi krediler toplamı 41,5 milyar TL olup, takip oranlarımız 2016 üçüncü çeyrek verilerine göre yüzde 4,6 olan sektörün altında, yüzde 3,6 seviyesinde bulunuyor” diye konuştu.

“UYGUN FAİZ ORANLARIYLA KREDİ SAĞLIYORUZ” İş Bankası olarak 92 yıldır Türkiye’nin Bankası olma vasfını sorumluluk ve

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

özveriyle koruduklarına değinen Bilgiç, “Köklü geçmişimizle bugüne kadar Türkiye ekonomisinin büyümesine yönelik her aşamada katkı sağladık, sağlamaya da aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Türkiye’nin Bankası olarak taşıt, konut, ihtiyaç ve esnaf kredilerinde faiz oranlarını aşağı çekerek ekonomimize destek sağlayacak öncü adımları attık. Öte yandan esnafımızın ihtiyaçlarına yönelik yıl boyunca Esnafa Destek Kredisi kampanyaları düzenliyor, bu kampanyalarımız ile esnaf müşterilerimize uygun faiz oranlarıyla kredi sağlıyoruz” şeklinde konuştu. Bilgiç, sözlerine şöyle devam etti: “Esnaflarımızın aynı zamanda hem pratik hem de hesaplı bir uygulama olan Sabit Tarifeli POS’tan faydalanmalarını öneriyoruz. Bu uygulama, aylık 21,90TL’den başlayan sabit bir ücret ödeyerek, tarife dahilinde belirli bir üst limite kadar kartla yapılan satışları ertesi iş günü kesintisiz olarak tahsil etme imkânı veriyor. Üstelik yenilikçi ve esnaf dostu özellikleri ile POS paketlerimiz limit aşım konusunda da çözüm sunuyor.”

DIŞ TİCARETTE YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER Kredi ve POS hizmetlerinin yanı sıra, KOBİ’ler için bir diğer önemli konuyu da dış ticaret faaliyetlerinin oluşturduğuna işaret eden Bilgiç, “İthalat ve ihracat yapan müşterilerimize özel, onların dış ticaret işlemlerinin sağlıklı ilerlemesi ve ihtiyaçlarını en doğru çözümlerle karşılayabilmek adına hem yurtiçinde hem de yurt dışındaki yaygın şube ağımızla en iyi hizmeti sunmaya devam ediyoruz. Bölge satış müdürlüklerimizde faaliyet gösteren dış ticaret uzmanı yöneticilerimizle dış ticaret firmalarımızla çok daha yakın temas halindeyiz” dedi.

“KADIN GİRİŞİMCİLİĞİN ARTMASINA DESTEK OLUYORUZ” Bilgiç, İhracatçı KOBİ’lere özel hazırladığımız ‘İhracatçı Kart’ ile KOBİ’ler Türkiye’de bir ilk olarak hem şirket kredi kartının tüm özelliklerinden faydalanıyor, hem de İş Bankası aracılığı ile gerçekleştirdikleri ihracat işlemlerinden MaxiPuan kazanıyorlar.

Kadınların hem iş gücü hem de ekonomiye katılımına İş Bankası olarak önem verdiklerini ifade eden Bilgiç, “Kadın işletmelere destek amacıyla hem kendi kaynaklarımızdan hem de yurt dışından kaynak temini ile uygun faiz ve ödeme koşullarıyla kredi imkanı sunuyoruz. Bunun yanında kadın girişimcilerimizin vizyon ve ufuklarını genişletecek eğitim projeleri ve seminerler düzenliyoruz” değerlendirmesini yaptı.



FİNANS

QNB Finansbank KOBİ ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Onur Özkan, kendilerini KOBİ’lerin ileriye dönük yol haritaları oluşturmalarına uzun vadede destek olan bir takım arkadaşı olarak görerek çalışmalarını bu doğrultuda hayata geçirdiklerini belirtti.

KOBİ’LERİN TAKIM ARKADAŞI QNB Finansbank KOBİ ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Onur Özkan, 2016 Eylül itibariyle KOBİ kredilerinin geçen yıla göre yüzde 6.5 büyüme gösterdiğini söyleyerek, “Bu oran 2014-2015 Eylül döneminde yüzde 22.5 olarak gerçekleşmişti. Bankamızda da ilk 9 ay rakamlarımıza baktığımızda KOBİ Bankacılığı’nda toplam kredilerde 24 milyar TL seviyelerine ulaştığımızı söyleyebiliriz” dedi.

UZUN VADEDE KREDİ SEÇENEKLERİ QNB Finansbank KOBİ Bankacılığı olarak kendilerini KOBİ’lerin ileriye dönük yol haritaları oluşturmalarına uzun vadede destek olan bir takım arkadaşı olarak görerek çalışmalarını bu doğrultuda hayata geçirdiklerini belirten Özkan, “KOBİ’lere sağladığımız finansman desteğini zenginleştirmek, çeşitlendirmek, Bankamızın en güçlü iş-

50 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

birlikleri olan KOBİ’lerimize fayda sağlamak adına yeni projeler çalışmaya devam ediyoruz. Müşterilerimizin sadece işletme giderlerini/sermaye ihtiyacını değil işlerini büyütmeleri için gereken farklı yatırım ihtiyaçlarında da uzun vadeye yaygın kredi seçenekleri ile de destekliyoruz. Avrupa Yatırım Fonu (AYF) garantörlüğü, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası fonu gibi güçlü iş ortaklıklarımız sayesinde yeni kurulan KOBİ’lerden Türkiye’de tarımsal bölgelerde faaliyet gösteren KOBİ’lere; kadınlar tarafından yönetilen KOBİ’lerden kredilendirmede notu kötü olan KOBİ’lere kadar özel finansman destekleri sağlıyoruz. Bununla birlikte önümüzdeki dönemde faizlerin düşüş trendinde olacağı öngörüsünden yola çıkarak, yatırım kredilerinde de bir miktar artış olacağına inanıyoruz” diye konuştu. QNB Finansbank KOBİ Bankacılığı olarak kredi çözümlerini müşterilerinin nakit akışını baz alarak hazırlamayı öncelikleri olarak belirlediklerine değinen Özkan, “Sektörün dinamiğine önem veren, müşterimizin nakit akışında akılcı yönlendirmelerle iş döngüsünün yara almadan, istikrarlı bir şekilde kar üreterek çarkı döndürmesine olanak sağlamayı

hedefleyen bir vade yapısını karşılıklı konuşuyoruz. Yatırım amaçlı finansman desteğimizi 120 aya yaygın, sezonsal özelikler sergileyen bir sektördeki müşterilerimizi ise ara dönem ödemeli veya ödemesiz dönemli seçenekler ile destekliyoruz” şeklinde konuştu. Öncelikle müşterisini iyi tanıyan bir yol arkadaşı olarak kredinin vade yapısını müşterilerinin bilançosu ve sektörün dinamiklerine göre belirlediklerine işaret eden Özkan, “Bunların yanı sıra yine müşterimizin teminat yapısına göre avantajlı faiz oranlarını sunuyor, Bankamızın sermaye yapısının güçlenmesiyle beraber yakaladığımız ivmeyi de müşterilerimize düşük maliyetli kredi kullanma; kaliteli ve hızlı hizmet alma anlamında yansıtmaya özen gösteriyoruz. Özellikle teknoloji anlamında yapmış olduğumuz yatırımlarla birlikte KOBİ’lere her şeyden önemlisi de zaman kazandırıyor. Cepten kredi başvurusu yapma imkânından Tüzel İnternet Şubesi’nden ve KOBİ Rahat Tüzel Çağrı Merkezi’nden kredi kullanma fırsatına kadar işinin başından ayrılmadan finansmana erişim sağlamamızı en önemli avantajımız olarak söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.



FİNANS

“KOBİ’LERİ ÖZEL MÜŞTERİ OLARAK TANIMLIYORUZ” Bankanızın KOBİ’lere sağladığı destek kredilerinin kapsamından bahseder misiniz? Ekonominin en önemli parçası olan KOBİ’lerin gelişmesi ve sıhhatli bir büyüme göstermesi için kaynaklar üretip ve yeni ürünler sunuyoruz. Özellikle katılım bankacılığının ana ürünleri olan Kurumsal Finansman Desteği ve Leasing paketlerimizle KOBİ’lerin ihtiyacı olan makine, teçhizat, hammadde, ara madde alımlarını finanse ediyoruz. Sektör ve meslek ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hazırladığımız destek paketlerimizle de KOBİ’lere sunduğumuz hizmetleri çeşitlendiriyoruz. Bu kapsamda farklı ihtiyaçlara yönelik hazırladığımız Eko KOBİ, Süper KOBİ ve Full KOBİ paketleriyle KOBİ’lerin ticari faaliyetlerinde ihtiyaç duyabileceği ürünlere avantajlı fiyatlarla sahip olmalarını sağlıyoruz. Girişimci KOBİ’lerimizin finansal ihtiyaçlarını karşılayacak “Franchise Destek Paketi”ni hizmete sunduk. Franchise girişiminde bulunan firmaların finansal ihtiyaçları gözetilerek hazırlanan Franchise Paketi ile müşterilerimizin ihtiyacı olan tüm enstrümanları uygun koşullarda bir arada sunuyoruz. KOBİ’lerimizin dış ticaret hacmini geliştirmelerine destek amaçlı İhracatçı KOBİ’lere Dış Ticaret Paketi adında yeni bir ürün paketi hazırladık. Diğer sektörel ve finansal destek paketlerimiz olan; Gıda Toptancıları Paketi, Kırtasiye Paketi, DBS Paketi ile KOBİ’lere hizmet sunmaktayız. Albaraka olarak Findeks Ticari paketlerini Türkiye’de hizmete alan ilk beş bankadan biriyiz. Piyasa risklerinin yüksek olduğu dönemlerde firmalar portföylerini verimli yönetmek ve alacaklarının kalitesini artırmak zorundalar. Firmalar ticari faaliyette bulundukları kişi ve kurumların finansal performanslarını ve aldıkları çeklerin güvenirliklerini Findeks Ticari Paketleriyle kontrol edebilirler. Firmalar, özellikle yeni bayi ve müşteri kabulünde “gerçek” finansal değerlendirme fırsatı bulurlar. Kredi hizmetlerimiz dışında, danışmanlık hizmetlerimizle KOBİ’lere katma değer sağlamaya çalışıyoruz.

52 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, “KOBİ’leri sıradan değil özel müşteri olarak tanımlıyoruz. Finansal ihtiyaçların yanı sıra KOBİ’lerin şirket değer döngülerinin her aşamasında destekleyici hizmet ve ürünler geliştiriyoruz” dedi.

KOBİ’lere sunduğunuz kredi çözümlerinizde sunduğunuz vade ve ödeme koşulları nelerdir? KOBİ’lerimize en iyi ve en uygun hizmeti sağlamak adına KOBİ ihtiyaçlarını analiz ediyoruz. Piyasada kendi sektöründe tecrübeli, istihbaratı olumlu olan KOBİ müşterilerimize 48 aya varan vadelerle kurumsal finansman desteği, 60 aya varan vadelerle leasing hizmeti sunuyoruz. Firmalar ihtiyaç duyduğu finansal desteği nakit akışına uygun geri ödeme seçenekleriyle bizden temin edebiliyorlar. Farklı sektörlerde yer alan benzer büyüklükteki firmaların finansal ihtiyaçları birbirinden çok farklı olabiliyor. Bu amaçla sektörlere özel ödemesiz dönemler içeren geri ödeme planlarıyla KOBİ’ lerimizin ticaretine destek sağlıyoruz.

Kullandırdığınız kredilerin KOBİ’lere sağladığı avantajlar hakkında bilgi verir misiniz? Albaraka Türk, katılım bankacılığı prensipleri doğrultusunda üretimin ve ticaretin finansmanı misyonunu en etkin şekilde faaliyetlerine yansıtıyor. Katılım bankaları, genetik yapısı gereği KOBİ bankacılığına uygun. Bizim bir borcu yeni bir borçla kapatmak gibi bir felsefemiz yok. Biz doğrudan üretim faktörlerini finanse etmek durumundayız, bu da bizi doğal KOBİ bankası haline getiriyor. KOBİ’leri sıradan değil özel müşteri olarak tanımlıyoruz. Finansal ihtiyaçların yanı sıra KOBİ’lerin şirket değer döngülerinin her aşamasında destekleyici hizmet ve ürünler geliştiriyoruz. Bizimle çalışan müşteriler farklı sağlayıcılardan temin edecekleri hizmetleri tek noktadan alabilecekler.



FİNANS

Y

apı Kredi KOBİ ve Tarım Bankacılığı Grup Direktörü Aslı Düzenli, esnaf ve KOBİ müşterilerine hizmet verirken öncelikle müşterileri tanımaya odaklandıklarını söyleyerek, “Müşteri kitlemizin birbirinden farklı ihtiyaçlarına göre şekillendirdiğimiz ürünlerimiz, hizmetlerimiz ve segment bazlı servis modelimiz sayesinde KOBİ bankacılığı alanında öncü bir rol üstlenmeye devam ediyoruz. Hedefimiz KOBİ’lere sağladığımız finansal desteği artırarak hem firmaları hem de faaliyet gösterdikleri sektörleri en iyi şekilde desteklemek” dedi. KOBİ bankacılığı kapsamında müşterilerinin yatırım ve işletme sermayesi ihtiyaçlarına özel pek çok farklı kredi ürünlerinin bulunduğunu belirten Düzenli, “Müşterilerimize, yatırım kredilerinde o yatırıma özel ödeme planı sunarken işletme sermayesine yönelik kredilerimizde ise müşterilerin nakit ihtiyacı ile sektörlerin nakit akışına göre ödeme planı sunan finansman ürünlerimiz bulunuyor. Esnaf ve KOBİ’lerin nakit ihtiyaçlarını karşılamak için yılın belirli dönemlerinde kredi kampanyaları da düzenliyoruz” diye konuştu.

“KOBİ PAKETLERİNE 250 BİNİN ÜZERİNDE ÜYE OLDU” Kredi ürünlerinin yanı sıra müşterilerin tüm bankacılık ihtiyaçlarını bir arada sundukları KOBİ bankacılığı paketlerine bugüne kadar 250 binin üzerinde müşterinin üye olduğuna değinen Düzenli, “KOBİ müşterilerimizin hâlihazırda aldığı tüm temel bankacılık hizmet ve ürünlerini bir arada sağladığımız KOBİ Bankacılığı paketlerimizle onlara tüm ihtiyaçları için tek bir banka ile çalışmanın konforunu yaşatıyor ve bankacılıkla ilgili

54 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

KOBİ BANKACILIĞINDA

ÖNCÜ ROL

Yapı Kredi KOBİ ve

Tarım Bankacılığı Grup Direktörü Aslı Düzenli, “Müşteri kitlemizin birbirinden farklı ihtiyaçlarına göre şekillendirdiğimiz ürünlerimiz, hizmetlerimiz ve segment bazlı servis modelimiz sayesinde KOBİ bankacılığı alanında öncü bir rol üstlenmeye devam ediyoruz” dedi.

ödedikleri masraf ve komisyonları kontrol altında tutmalarını sağlıyoruz. Yoğun ve orta yoğunlukta bankacılık işlemlerine sahip KOBİ’lere sunduğumuz Çam ve Sedir paketlerimizle internet ve telefon bankacılığında ücretsiz EFT ve havale, hesap işletim ücreti muafiyeti, nakit destek kredisinde özel fiyatlama, üye iş yeri aidatı muafiyeti gibi çeşitli avantajlar sağlıyoruz. Çam ve Sedir paketlerimize ek olarak, işlem yoğunlu-

ğu daha az olan müşterilerimiz için Defne, turizm sektöründe faaliyet gösteren müşterilerimiz için Palmiye ve tarım sektöründeki müşterilerimiz için de Nar paketlerimiz bulunuyor” şeklinde konuştu. Düzenli, sözlerine şöyle devam etti: “İşletmelerin bankacılık ihtiyaçlarının yanı sıra dış ticaret işlemlerinde de avantaj sunmak için yakın zamanda Sedir Dış Ticaret paketlerini müşterilerimize sunduk. Sıkça ya-

pılan dış ticaret işlemlerine göre oluşturduğumuz ve işletmenin dış ticaret işlem yoğunluğuna göre mini ve maksi seçenekleri bulunan paketlerimiz ile ithalat ve ihracat işlemlerinden doğan farklı masraf ve komisyonlarda önemli avantaj ve muafiyetler sağlıyoruz. Böylece ‘Sedir Dış Ticaret’ paketleriyle KOBİ’lerimize bankacılık ve dış ticaret işlemlerini bir yıl boyunca yalnızca tek bir ücret ödeyerek gerçekleştirme imkânı veriyoruz.”


FİNANS

KİŞİYE ÖZEL BANKACILIK...

Odeabank KOBİ Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun, ‘Kişiye Özel Bankacılık’ ilkesi çerçevesinde müşterilerimize yatırım finansmanı, proje bazlı krediler, büyüme döneminde kısa vadeli kredi kullanması nedeniyle, üzerinde sermaye baskısı yaşayan işletmelerin finansmanına kadar çok geniş bir kapsamda destekler sağladıklarını ifade etti. Bankanızın KOBİ’lere sağladığı destek kredilerinin kapsamından bahseder misiniz? Odeabank KOBİ Bankacılığı olarak “Kişiye Özel Bankacılık” ilkemiz çerçevesinde müşterilerimize yatırım finansmanı, proje bazlı krediler, büyüme döneminde kısa vadeli kredi kullanması nedeniyle, üzerinde sermaye baskısı yaşayan işletmelerin finansmanına kadar çok geniş bir kapsamda destekler sağlıyoruz. KOBİ’lere sunduğunuz kredi çözümlerinizde sunduğunuz vade ve ödeme koşulları nelerdir?

Önemli olan KOBİ’lere uzun vadeli kaynak tahsis edebilmek. Biz 10 yıla varan vadelerle kaynak sağlayabiliyoruz. Doğru projeyse çok rahatlıkla 5 veya 7 yıllık vadelerde finansman çözümleri sunabiliyoruz. Kullandırdığınız kredilerin KOBİ’lere sağladığı avantajlar hakkında bilgi verir misiniz? KOBİ’lerin kendine yakın hissettiği bir bankacılık hizmeti sunuyoruz.

KOBİ’lerin yoğunlukla faaliyet gösterdiği ve özenle seçilmiş, merkezi, rahat ulaşılabilecek, son derece modern lokasyonlarımızda rakiplerimizden farklı olarak hızlı, sektörün ihtiyaç duyduğu uzun vadeli krediler ile finansman sağlıyoruz. Müşteriye limit açarken onunla kurduğumuz ilişkide esas olan çalışma süremiz değil şirketin geleceğine olan inancımız.

2016 yılında KOBİ’lere sunduğunuz kredi miktarını rakamsal verilerle özetler misiniz?

2016 yılının 10 aylık döneminde KOBİ nakdi kredileri geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6 artış göstermesine karşın aynı dönemde Odeabank KOBİ Bankacılığı olarak nakit kredilerde sektör ortalamasının çok üstünde yaklaşık yüzde 20 büyüme sağladık. Bu yıl içerisinde KOBİ müşterilerin işletme sermayesi ve/veya yatırım projelerine uygun maliyetli kaynak yaratmak amacıyla “European Fund for Souteast Europe” EFSE’den kaynak sağladık ve sadece Eylül ayı içerisinde TL 50 m seviyesinde bir kaynağı bu amaçla ilgili kapsamda kalan müşterilerimize kullandırdık.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 55


Özel Röportaj Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, “Tekstil 2017 yılında da Holdingin amiral gemisi olmaya devam edecek, bununla birlikte inşaat sektöründe de artık dünya çapında kabul gören bir marka haline gelme yolunda ilerlemeye devam ediyoruz” diyor.

AMİRAL GEMİMİZ 56 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

‘TEKSTİL’


Özel Röportaj hayata geçirilen proje, konumuyla cezbediyor.

H

oldinginizin 2016 yılı performansını rakamsal verilerle özetler misiniz? Ne oranda büyüdünüz, ne gibi yatırımlara imza attınız? Eroğlu Holding’in geçtiğimiz yıl 1 milyar 500 milyon dolar seviyesinde kaydedilen konsolide cirosunda tekstil şirketlerinin payı yüzde 80 olarak gerçekleşti. Geriye kalan yüzde 20’lik pay inşaatta gerçekleştirilen ciroya denk geliyor. Bu yılı 1,61,7 milyar dolar seviyelerinde kapatmayı planlıyoruz. Son dönemde ülkemize yaptığımız yatırımların başında Aksaray’da kurduğumuz 15 milyon dolarlık konfeksiyon üretim tesisimiz ve Düzce’de gerçekleştirdiğimiz 7 milyon dolarlık örme yatırımımız geliyor. Gayrimenkulde ise Seyrantepe’deki 800 milyon dolar yatırımla hayata geçirdiğimiz 10 projeye bedel karma projemiz Skyland İstanbul bizim çok önemli. Her geçen gün çehresi değişen ve prestij kazanan Seyrantepe bölgesinde, Seyrantepe TT Arena Stadı’na’ya komşu bir lokasyonda

Teknolojiye ve ArGe’ye yaptığınız yatırımlar hakkında bilgi verir misiniz? Ar-Ge yatırımlarınız bütçenizin ne kadarlık bölümünü kapsıyor? Tekstilde uluslararası standartlara dayalı bir sistem anlayışı ve son teknoloji makinalar ile doğal kaynakları en verimli şekilde kullanarak, çevreye duyarlı şekilde hizmet vermeyi hedefliyoruz. DNM fabrikasında sıfır atıkla çalışma ve su tüketiminin en aza indirmek üzere, geleneksel biyolojik arıtma sistemi yerine, kapalı devre arıtma sistemi tercih edilerek ZLD adı verilen sıfır sıvı atık hedefiyle çalışan sistem kullanılıyor. Bu sistemde su, 7 ayrı filtreleme işlemiyle tekrar kullanılmak üzere üretime kazandırılarak yüzde 85 oranında su tasarrufu sağıyor. Eroğlu Giyim faaliyetlerinde yürüttüğü ölçme, izleme ve iyileştirme çalışmalarıyla elde ettiği başarılı sonuçların neticesinde dünyanın önde gelen hazır giyim markalarından Marks&Spencer tarafından Eroğlu Giyim’in Çorlu fabrikasındaki yıkama ünitesine “Eco

Laundry” sertifikası verildi. Marks&Spencer’ın verdiği “Eco Laundry” Ekolojik Yıkama Ünitesi sertifikasını alan ilk firma olan Eroğlu Giyim, dünya üzerindeki standartları belirleyen ilk üretici firma oldu. ‘Büyüme’ ve ‘sürdürülebilirlik’ anlamında uyguladığınız stratejiler hakkında bilgi verir misiniz? Eroğlu Holding ve şirketleri sürdürülebilir olma ve çevreye saygı değerlerine hassasiyet göstererek faaliyetlerini sürdürüyor

ve bu kapsamda büyümeyi hedefliyor. Eroğlu Gayrimenkul tüm projelerinde çevrenin en az oranda etkilenmesi ve kirlenmenin asgari oranda tutulmasını sağlamak amacıyla doğal kaynakları optimum seviyede kullanmaya özen gösteriyor. İnşaat sırasında ve sonrasında çevreyi korumak ve muhtemel zararları önlemek adına gerekli tedbirleri alıyor. Eroğlu Gayrimenkul’ün projelerinde doğayla iç içe yeşili koruyan ve çevreye uyumlu yapılar öne çıkıyor.

2017 yılına yönelik yatırım hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Tekstil 2017 yılında da Holdingin amiral gemisi olmaya devam edecek, bununla birlikte inşaat sektöründe de artık dünya çapında kabul gören bir marka haline gelme yolunda ilerlemeye devam ediyoruz. 2017 yılında büyüme hızımızı koruyarak mevcut yatırımlarımızın sonuçlarını görmeyi, tüm iş süreçlerinde verimliğinizi artırmayı ve çevre konularındaki duyarlılığımıza dikkat çekmeyi hedefliyoruz. 2017’de tekstil markalarında yeni mağazalar açma atağımıza hız vereceğiz. Perakendede özellikle Uzakdoğu (Hindistan) ve İran pazarlarındaki yatırımlarımızı artırarak; bu büyümeyi hedefliyoruz. Colin’s’in Avrupa operasyonunu gerçekleştirmek üzere başta İngiltere ve İskandinav ülkelerinde faaliyete geçmeyi planlıyoruz. Rusya’da her yıl yüzde 20 büyüyoruz. Marka ve perakende alanında faaliyetlerimize hız vermeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda Colin’s’in Rusya’daki mağaza sayılarını artırmaya devam edeceğiz. Mısır Dimyat’ta bulunan fabrikamız DNM’in ikinci fazı için de 150 milyon USD’lik bir yatırıma hazırlanıyoruz. Eroğlu Giyim’in Mısır’daki mevcut DNM fabrikasına entegre olarak Aksaray’da 65 bin metrekare alanda denim kumaş üretim fabrikası kurulması planlanıyor. Aksaray’daki mevcut konfeksiyon üretimi bölümüne 20 bin metrekare ilave yapılacak. Moskova ve St. Petersburg’ta da gayrimenkul alanında 100 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyoruz. 2017’de tamamlanacak Skyland İstanbul’daki özel konseptli alışveriş merkezinin de perakende sektöründe fark yaratacağına ve tüketicilerden büyük ilgi göreceğine inanıyoruz. 2017’de tamamlanacak diğer alışveriş merkezi projemiz Erasta Edirne ile de şehrin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda gelişimine katkıda bulunacağız.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 57


SİGORTA

AvIvaSA olarak, toplam 18 şirketin faaliyet gösterdiği bireysel emeklilik sektöründe, devlet katkısı dAhil 11,3 milyar TL ile fon büyüklüğünde lider konumda olduklarını vurgulayan Kurdaş, “Türkiye’de 2 bini aşkın kurum BES’te bizi tercih ediyor. Yurt genelindeki en büyük kurumsal satış ekibine sahibiz” dedi.

AVIVASA BES’TE LİDER 58 •

w w w . h iz m etix . com.tr >> Hizmetix


SİGORTA

AVRUPA VE TÜRKİYE EMEKLİLİK DÖNEMİ TASARRUF AÇIĞI RAPORU BES ve Otomatik Katılımın sağlayacağı en büyük faydanın, ülkemizin, Avrupa’nın ve belki de dünyanın yaşadığı emeklilik dönemi tasarruf açığına sunacağı katkı olacağını düşündüklerini söyleyen Kurdaş, “AvivaSA olarak bu konuda sorumluluk aldık ve ortağımız Aviva’nın, Deloitte işbirliğiyle, Avrupa’nın, Türkiye dahil seçilmiş 9 ülkesinde gerçekleştirdiği ‘Emeklilik Dönemi Tasarruf Açığı’ araştırmasının sonuçlarını açıkladık. Emeklilik tasarruf açığı tüm Avrupa için sorun… Türkiye’nin her yıl kişi başı 3.200 Euro, toplamda ise 125,2 milyar Euro ek tasarruf yapması gerekiyor. Bu rakam, GSYİH’nin yüzde 19’una denk geliyor. 125,2 milyar Euro ile ülkemiz, emeklilik tasarruf açığında 5.sırada ama GSYİH ile kıyaslandığında açığı en fazla olan ülke. 2010 yılında yapılan aynı araştırmada ise, ülke olarak yapmamız gereken yıllık ek tasarruf 91 milyar Euro; kişi başına düşen tasarruf açığı ise 2.400 Euro çıkmıştı” diye konuştu. Araştırmanın, emeklilik dönemi tasarruf açıklarının kıta genelinde toplam 2 trilyon Euro’ya dayandığını gösterdiğine işaret eden Kurdaş, şöyle devam etti: “ Emeklilik tasarruf açığı veren ülkeler arasında ilk sırayı 461 milyar Euro ile Almanya alırken, İngiltere, 365 milyar Euro’luk açıkla ikinci ve Fransa ise 241 milyar Euro ile üçüncü sırada yer alıyor. 2010 yılında yapılan araştırmada emeklilik dönemi tasarruf açığı kıta genelinde toplam 1,9 trilyon Euro çıkmıştı. Almanya’nın açığı 468, 8 milyar Euro, İngiltere’nin açığı 379 milyar Euro ve Fransa’nın açığı ise, 243,5 milyar Euro çıkmıştı.”

AvivaSA Emeklilik ve Hayat CEO’su Meral Eredenk Kurdaş, 2023 yılında bireysel emeklilik pazarının 400 milyar TL’nin üzerinde bir büyüklüğe ulaşacağının öngörüldüğünü ifade ederek, “Sektörün beklediği birtakım gelişmelerin de gerçekleşmesiyle 2023 hedeflerinde BES’e ayrılan payın büyük oranda gerçekleşeceğini söyleyebiliriz. Bireysel emeklilik sistemi geçtiğimiz birkaç yıla bakıldığında her yıl yaklaşık 1 milyon net yeni katılımcı kazanıyor. 18 yaş altı nüfusa ilişkin kararın ve Otomatik Katılımın hayata geçmesi durumunda bu noktada yakalanan ivmenin önemli derecede artacağını düşünüyoruz. Özellikle Otomatik Katılım uygulaması kamunun ülkemizdeki tasarruf oranını yukarı çekmek adına ön plana aldığı önemli reform niteliğinde” dedi.

10 YILLIK DÖNEMDE 90 MİLYAR TL TASARRUF Otomatik Katılımı, geniş kitlelerin kolay bir biçim-

de BES’e dahil olmalarını ve ülkemizde tasarruf açığının azaltılmasını sağlayacak önemli bir uygulama olarak değerlendirdiklerini söyleyen Kurdaş, “Bu uygulama, toplumdaki tasarruf kültürünü canlandırmaya katkı sağlayarak uzun vadeli tasarrufların artırılmasına, bireylerin daha iyi bir gelecek kurmalarına ve Türkiye’nin finansal istikrarına olumlu etki edecektir. Otomatik katılımın hayata geçmesi ile birlikte sisteme kademeli olarak 13 milyon kişinin katılması bekleniyor. Bu düzenlemeyle 10 yıllık dönemde 90 milyar TL’lik tasarruf oluşturulması öngörülüyor” diye konuştu. Kurdaş, sözlerine şöyle devam etti: “Hükümetimizin yeni yılla birlikte uygulamaya koyacağı Otomatik Katılım ile Bireysel Emeklilik sisteminde olumlu bir yeni adımın atılmış olduğunu düşünüyoruz. Otomatik Katılım sistemi; ABD, İngiltere, Yeni Zelanda, İtalya gibi birçok ülkede uygulanıyor ve hiçbir ülkede,

yüzde 25 gibi yüksek bir devlet katkı payı bulunmuyor bunu da çok önemsiyoruz. Otomatik Katılım sözleşmelerine yüzde 25 devlet katkısının yanında sisteme girişte bir defaya mahsus bin TL verilecektir. Emeklilik hakkının kullanılması halinde ise, hesabında bulunan birikimi en az 10 yıllık, yıllık gelir sigortası sözleşmesi kapsamında almayı tercih eden çalışana, birikimin yüzde 5’i karşılığı ek devlet katkısı ödemesi yapılacaktır.”

“OTOMATİK KATILIMDA HAZIRLIKLARI TAMAMLADIK” AvivaSA olarak, Otomatik Katılım uygulaması için hazırlıkları tamamladıklarına değinen Kurdaş, “Ama sistemin tam olarak oturması biraz zaman alacak gibi görünüyor. İşleyiş mekanizmasının netleşeceği ikincil mevzuatın ve yönetmeliklerin çıkmasını bekliyoruz. Hazine de bu konuda yoğun mesai

harcıyor. Aralık ayının ortasına doğru, bu yönetmeliklerin ve detayların çıkmasını bekliyoruz. Ama biz mevcut durum üzerinden alt yapı hazırlıklarımızı tamamladık. Yüzlerce şirketle görüşüyoruz, çalışmalar yürütüyoruz. Kurumların, şirketlerin, sektördeki tüm paydaşların bilgiye ihtiyacı var, bu konuda herkes bilgi toplamaya çalışıyor. Sektörde belki de ilk defa bu kadar yoğun bir bilgilenme talebi var. İnsan Kaynakları zirveleri gibi çeşitli etkinliklerde yer alarak ve eğitimler vererek, karar alıcıların sorularını yanıtlamaya çalışıyor, onlara çözümler sunuyoruz. Otomatik katılım için özel oluşturduğumuz uzman saha ekibi, hızlı ve kolay İK çözümleri sunan platformumuz, her zaman her yerden ulaşılabilir yaygın satış kadromuz ve özel kurumsal hizmet merkezimiz işverenlerin ve katılımcıların işini kolaylaştırmak için hazır bekliyor. Hissedarlarımız Sabancı Holding’in güvencesi ve İngiliz ortağımız Aviva’nın yıllardır İngiltere’de edindiği otomatik katılım tecrübesi de bizi daha güçlü kılıyor” şeklinde konuştu. AvivaSA olarak, toplam 18 şirketin faaliyet gösterdiği bireysel emeklilik sektöründe, devlet katkısı dâhil 11,3 milyar TL ile fon büyüklüğünde lider konumda olduklarını vurgulayan Kurdaş, “Türkiye’de 2 bini aşkın kurum BES’te bizi tercih ediyor. Yurt genelindeki en büyük kurumsal satış ekibine sahibiz” dedi.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 59


SİGORTA

OTOMATİK KATILIM İLE SEKTÖR HIZLI BÜYÜYECEK

B

ireysel Emeklilik Sistemi (BES)’nde ‘Yeni Dönem Otomatik Katılım’ süreci hakkında değerlendirme yapar mısınız? 2017 yılı başında yürürlüğe girecek Bireysel Emeklilik’te Otomatik Katılım sektörün hızlı bir biçimde büyümesine neden olacak. Otomatik katılım vasıtasıyla önümüzdeki yıl yaklaşık 6 milyon kişinin sisteme katılması ve bu kişilerden 5 milyonunun sistemde kalmaya devam etmesi durumunda, sistemdeki katılımcı sayısının 2017 yılı sonunda 11 milyonu aşmasını bekliyoruz. Otomatik katılımın yürürlüğe girmesiyle, çalışanların prime esas kazançlarının yüzde 3’ü oranında katkı payı ödenecek. Örneğin asgari ücretli bir çalışanın sisteme dahil olarak bir yıl boyunca katkı payı ödemesi halinde hesabındaki birikim, bin TL ilave ve yüzde 25 devlet katkısı teşvikleriyle birlikte, getiri dahi eklenmeden, sadece bir yılın sonunda ödediği tutarın yaklaşık 3 katı büyüklüğe ulaşacak. BES, emeklilere ne gibi avantajlar sağlıyor? Sistemin biriktirme evresinin sonucunda emeklilik hakkı kazanan katılımcılarımız “Emeklilik Gelir Planı’’ ürünümüz ile birikimlerini düzenli gelire dönüştürebiliyor. Ürünümüz kapsamında birikimler emeklilik yatırım fonlarında değerlenmeye devam ederken, katılımcımız ihtiyaç duyduğu düzenli gelir süre veya tutarını belir-

60 •

w w w . h iz m etix . com.tr >> Hizmetix

Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M. Uğur Erkan, “2017 yılı başında yürürlüğe girecek Bireysel Emeklilik’te Otomatik Katılım sektörün hızlı bir biçimde büyümesine neden olacak. Sistemdeki katılımcı sayısının 2017 yılı sonunda 11 milyonu aşmasını bekliyoruz” dedi.

leyerek programlı bir geri ödeme planı oluşturabiliyor. Emeklilik Gelir Planı, emeklilik hakkı kazanan müşterilere, sistem içinde kalarak, tespit edilecek geri ödeme programı çerçevesinde birikimini geri alabilme imkânı sağlıyor ve birikimler vergi avantajlarıyla emeklilik yatırım fonlarında değerlenmeye devam ediyor. Ürünümüzde gelir alma sıklığına müşterilerimiz karar veriyor. Planın sunduğu avantajlardan bir diğeri de katılımcıların fon tercihlerini yapmakta özgür olmaları. Üstelik katılımcılarımız ücretsiz acil ambulans ve sağlık danışmanlığı hizmeti ve Şirketimizin anlaşmalı olduğu sağlık kuruluşlarında indirimli fiyatlardan yararlanma imkânına sahip oluyorlar.

Sistemin getirilerinden kısaca bahseder misiniz? 2004 yılı başından 2016 yılı Ekim ayı sonuna kadar geçen dönem için değerlendirme yaparsak, emeklilik yatırım fonlarının kümülatif ağırlıklı ortalama getirilerinin nominal yüzde 340, reel olarak da yüzde 60 seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. 2016 yılının ilk 10 ayı itibariyle getirilere baktığımızda; hisse fonlarının getirisi yüzde 11 seviyesinde ölçülürken, kamu borçlanma araçları ve esnek fonların yüzde 10, uluslararası dövize endeksli fonların ise yüzde 9 getiri sağladığı görülmüştür. Emeklilik yatırım fonları yapısı gereği uzun vadeli değerlendirilmeli. Sistemin fon getirileri anlamında başarılı performansını faaliyete başladığı tarihten bu yana istikrarlı bir şekilde sürdürdüğünü söyleyebiliriz.


SİGORTA

TUR ASSIST SİTESİNİ YENİLEDİ

Tur Assıst’ten ‘Joker’ hizmet

20 yıldır sigorta şirketleri için katma değer yaratan, müşterilerinin ise hayatını kolaylaştıran destek hizmetler ve ürünler sunan Tur Assist’ten ‘Joker’ hizmet. Sektör verilerine göre trafiğe kayıtlı

20 milyon adet araçtan 6 milyon adedinin kasko poliçesi olduğunu tespit eden şirket, kasko poliçesi olmaması sebebiyle bazı hizmetlerden yararlanamayan müşteriler için sektörde bir ilki gerçekleştirerek genişletilmiş bir hizmet paketi hazırladı ve adını ‘Joker’ koydu. Tur Assist sigorta

OTOMATİK KATILIN Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Özgür Obalı, 1 Ocak 2017 tarihinde uygulamaya girecek olan Otomatik Katılım uygulaması ile vatandaşların emeklilik döneminde refah seviyesinin artacağını, tasarruf alışkanlığının gelişeceğini ve bu alışkanlığın Türkiye’de tabana yayılacağını söyledi.

Emeklilik ve hayat sigortacılığı sektörünün öncü şirketi Vakıf Emeklilik, 16-17 Kasım 2016 tarihlerinde Uşak ve Denizli’de Bireysel Emeklilik Sistemi’nde Otomatik Katılım Uygulaması konulu iki toplantı düzenledi. Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Özgür

şirketlerinin ciro ve karlılığını artırmaya katkıda bulunacak ve operasyonel verimliliği maksimum seviyeye çekecek, acentelerin de komisyon gelirlerini artıracak yeni bir ürünü hizmete sunuyor. Bu hizmet ile kasko poliçesi olmayan müşterilerin ihtiyaçlarını önemli ölçüde karşılamayı, asistans hizmetleri ile tanışmalarını sağlamayı hedefliyor.

Yol yardımdan çekiciye, konut onarımdan hava ambulansına, seyahat acentesinden marangoza kadar farklı alanlarda toplam 8 bini aşkın hizmet birimi ile müşterilerinin yanında yer alan Tur Assist, internet sitesini yeniledi. İspanyol Mapfre’nin iştiraklerinden olan ve Türkiye’de 20. yılını kutlayan şirket, www.turassist.com üzerinde yaptığı yenilikler ile iş ortakları ve müşterilerine site içi dolaşımda kolaylık sağlarken, bilgiye pratik ve hızlı bir biçimde ulaşma imkanı sunuyor.

Obalı, toplantılarda; Türkiye’de BES’in geldiği noktayı, Otomatik Katılım ile ilgili uygulama detaylarını ve Vakıf Emeklilik’in bu alandaki deneyimlerini paylaştı. Bireysel Emeklilik Sistemi’nde 6 milyon 486 binden fazla BES katılımcısı bulunduğunu belirten Obalı, fon miktarının ise 58 milyar lirayı aştığını söyledi. 2017 yılında hayata geçecek olan Otomatik Katılım uygulaması ile birlikte bu rakamların çok daha yukarıya taşınacağını ifade eden Obalı, “Otomatik Katılım uygulamasının hem bireyler hem de ülke için önemli bir katkı sağlayacağına inancımız tam. Bu uygulama ile vatandaşımızın emeklilik döneminde refah seviyesinin artacağını, tasarruf alışkanlığının gelişeceğini ve bu alışkanlığın Türkiye’de tabana yayılacağını düşünüyoruz” dedi. Vakıf Emeklilik olarak çeyrek asrı geride bıraktıklarını belirten Obalı, şunları kaydetti: “Bireysel Emeklilik sektörünün öncü şirketiyiz. Otomatik Katılım uygulamasının ilk başarılı örneklerinden birini de 2014 yılında biz gerçekleştirdik. Kasım ayı itibariyle, toplam katılımcı sayısında 450 bini, fon büyüklüğünde ise 4,5 milyar TL’yi geçmiş durumdayız.”

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 61


İLETİŞİM

BİLGİYİ ÜRETMELİYİZ Bilişim Zirvesi, “Dijital Evrim ile Endüstri 4.0” ana teması, “No way out! (Kaçış yok)” mottosu ile Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Açılış konuşmasında bilişim sektörüne ve Türkiye’nin bu alandaki atılımlarına dair önemli açıklamalarda bulunan Binalı Yıldırım, “Bugün içinde bulunduğumuz dönem Endüstri 4.0 sanayi devrimi olarak ifade ediliyor. Zamanın da bir ruhu var ve onu dost veya düşman edinmek bizim elimizde. Türk toplumunu bilgi toplumuna dönüştürme çabası bu sektörü daha da önemli kılıyor. Şu anda eğitimde, sağlıkta, tarımda bin 700’ün üzerinde

Bilişim Zirvesi’16 - ICT Summit etkinliği bu yıl

“Dijital Evrim ile Endüstri 4.0” ana temasında ve “Kaçış Yok!” mottosu ile 22-23 Kasım tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Zirvenin açılışına katılan Başbakan Binali Yıldırım, sektöre ve Türkiye’nin bilişim sektöründe geldiği noktaya dair önemli açıklamalarda bulundu. hizmet e-devlet üzerinden veriliyor. Bu sayede vatandaş devlet dairesi ile olan işlerini online çok rahat yapar hale geldi. Ülkemizi mobil internet ile tanıştırdıktan sonra her vatandaş için internet daha ulaşılabilir halde. Operatörlerin ulaşamadığı bin 800’ün üzerinde

yerleşim yerine devlet baz istasyonu kurdu. 2015 yılında 4.5 G lisans ihalesini gerçekleştirdik. Bundan sonra 5 G için hazırlıkları tamamlayacağız. 31 Mart 2016’yı 1 Nisan’a bağlayan gece Türkiye’nin 81 ilinde 4.5 G erişimi mümkün hale geldi. 2002 yılında 20 milyar olan sektör 90 milyara yükseldi ve dört katın üzerinde büyüdü” dedi. Teknolojiyi üreten ülke olmak için tüm imkanları seferber ediyoruz

diyen Başbakan Binali Yıldırım, “64 tekno parkımızda 41 binin üzerinde mühendisimiz var. Son 15 yılda ses tekeli kaldırıldı; sektör vergilerinde düzenlemeler yapıldı; internet erişimi yaygınlaştırıldı. Sektörde kayıt dışılığın önüne geçen düzenlemeler yapıldı. Verginin bilişim sektörünün önünde ayak bağı olmasının önüne geçeceğiz. Şimdi para değil bilgi zamanı. Bilgiye sahipsen bir adım öne geçiyorsun. Bilgiyi satın alan değil bilgiyi üreten ülke olmamız şart. Bilginin üretilmesi kadar bilginin ülkemizde kalması da önemlidir. Siber güvenlik ile ilgili de düzenlemeler yapıldı. Bu konuda eylem planı devreye girmiş durumda. Önümüzdeki süreçte sadece siber savunma değil, siber caydırıcılık alanında da faaliyet göstereceğiz” diye konuştu.

AHMET ARSLAN: BİLİŞİM OLMADAN EKONOMİK GELİŞMİŞLİK OLMAZ Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bugün dünyada kullanımda olan telefonların yüzde 56’sını akıllı telefonlar oluşturuyor. Satılan telefonların ise yüzde 80’i akıllı. Mobil veri trafiğini 50 kat artırarak fiber altyapısını 88 binden 278 bine çıkardık. Bilişim olmadan ekonomik gelişmişlik ve büyümenin olmayacağının bilinciyle buradayız. Bu sektör dünyanın ve ülkemizin geleceğini değiştirecek bir sektör. Dünden bu güne bir başarımız var ama bu başarıyı katlayarak büyütmemiz lazım.”

62 •

w w w . h iz m etix . com.tr >> Hizmetix


İLETİŞİM

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 63


İLETİŞİM

Turkcell Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan, tüm zorluklara rağmen 1 milyon müşteriye ulaştıklarını söyleyerek, “Fiber yatırımlarına Turkcell yön veriyor. Türkiye’de toplam fiber kullanıcılarının yüzde 88.6’sının Turkcell Superonline’ın bulunduğu yerlerde olduğunu görüyoruz” dedi.

F

iber yatırımlarını müşteriye dönüştürme oranında Avrupa ülkelerini bile geçerek yüzde 40,2’yi yakalayan ve lider olan Turkcell 1 milyonuncu fiber müşteriye ulaştı. Turkcell Superonline’ın ilk fiber müşterisi Bülent Solakoğlu ve 1 milyonuncu fiber müşterisi Onur Yalçın’ın katıldığı kutlama töreninde Turkcell Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan, fiber müşterilerine 100 Mbps hız müjdesi verdi. Erkan, 1 milyona ulaşmanın mutluluğunu müşterileriyle birlikte yaşamak istediklerini ifade ederek, “Bugün hem fiberde hem de Turkcell TV+’da 1 milyon müşteriye ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu çifte mutluluğu müşterilerimizle paylaşmak istedik. Fiber müşterilerimizin hızlarını hiçbir koşul olmaksızın Aralık ayı boyunca 100 Mbps’ye

64 •

1 MİLYON MÜŞTERİ... yükseltiyoruz. Yine Aralık ayı boyunca fiber altyapımız üzerinden televizyon hizmeti alan müşterilerimiz en üst TV+ paketinden yararlanarak tüm kanalları izleyebilecek” dedi.

EVLERE HAVADAN 4.5G HIZINDA İNTERNET Turkcell’in fiber altyapı kurulumunda yaşanan tüm zorluklara rağmen en yüksek müşteri sayısına ulaştığını ve yeni fiber illeri Tekirdağ, Denizli ve Manisa’yla birlikte Türkiye’nin 18 kentine ışık hızında interneti götürdüklerini belirten Erkan, “Fiberi olmayan evlere de havadan 4.5G hızında internet götürmek için test çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’de fiber yatırımların Turkcell

w w w . h iz m etix . com.tr >> Hizmetix

Superonline’ın olduğu illere yapıldığını görüyoruz. Bunu nereden biliyoruz. Mayıs ayında yayınlanan BTK il raporuna baktığımızda, Türkiye’de eve kadar giden toplam fiber yatırımlarının bizim olduğumuz illere yapıldığını görüyoruz. Toplam fiber kullanıcılarının yüzde 88.6’sı bizim yatırım yaptığımız illerde bulunuyor. Biz Türkiye’de çeşitli nedenlerle fiber götürülemeyen evlere de ulaşmanın peşindeyiz. Bunun için evlere havadan 4.5G hızında internet sağlayacak WTTH (Wireless to the home) teknolojisi üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’de bir ilki daha gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyoruz” diye konuştu. Erkan,

bugüne kadar fibere 4.2 milyar TL yatırımla 36 bin 300 kilometreyi aşan fiber ağına ulaştıklarını ve 2.6 milyon hanenin kapısına ışık hızında interneti götürdüklerini sözlerine ekledi. WTTH teknolojisinin Turkcell’in güçlü altyapısını kullanarak hanelere ulaşan 4.5G kapsamasını ev içerisinde Wi-Fi ile dağıtabileceğini ve ADSL’den daha hızlı olacağını ifade eden Erkan, şunları söyledi: “Modemin üzerinde bir SIM kart olacak. Son kullanıcı başka herhangi internet şebekesine ihtiyacı olmadan SIM takılı WTTH modem üzerinden bulunduğu yerdeki 4.5G baz istasyonuna bağlanıp, internet hizmeti alabilecek.”



İLETİŞİM

ŞİRKETLERE

DİJİTAL FORMÜL

66 •

w w w . h iz m etix . com.tr >> Hizmetix


İLETİŞİM

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Buruk, “Vodafone olarak 30 yılı aşan global deneyimimizle, Türkiye’de dijitalleşmek isteyen her şirketin yanındayız. Accenture işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Yarına Hazırım Platformu ile Türkiye’de işletmelerin dijital haritasını çıkarıyoruz. Şirketlere Dijital Dönüşümlerini gerçekleştirebilmeleri için ihtiyaç duyacakları ‘dijital formülü’ sunuyoruz” dedi.

D

ünyanın giderek dijitalleştiği günümüzde dijitalleşmenin ödeme sistemlerine olan etkilerinden bahseder misiniz? Dijital dönüşümü göz önüne aldığımızda ödeme sistemlerini sizce nasıl bir gelecek bekliyor? Vodafone olarak, ülkemizde öncülüğünü yapmayı hedeflediğimiz Dijital Dönüşümün en önemli aşamalarından birinin mobil finansal servisler olanaklarının yaygınlaştığı bir topluma geçmek olduğuna inanıyoruz. Günümüzde, teknoloji ile birlikte nakit paranın hayatımızdaki yeri de değişiyor. Kağıt ve bozuk paraların kullanım oranı hızlı bir şekilde düşüyor. Tüm dünyada mobil ödeme sistemlerine geçiş hızlanıyor. Dijitalleşme ve mobil finansal servisler sayesinde, bankacılık hizmetlerine erişimi olmayan insanlara ulaşılabiliyor ve finansal hayata katılım oranı yükseliyor. Vodafone olarak biz de bu doğrultuda tüketicilerimizin hayatını kolaylaştıracak güvenli mobil ödeme altyapılarına yatırım yapmaya devam ediyoruz. Vodafone Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri Anonim Şirke-

ti ile müşterilerimize mobil ödeme hizmetleri sunuyoruz. Para havalesi, elektronik para ihraç edilmesi ve fatura ödemeleri gibi konularda aracılık edilmesi dahil geniş bir yelpazede hizmet sağlıyoruz. Vodafone Mobil Ödeme, Vodafone Cep Cüzdan ve Cep Nakit Kart ürünleriyle fatura ödemeden online alışverişe ve para transferine kadar tüm mobil finansal servislerin güvenli bir şekilde yürütülmesini sağlıyoruz. Vodafone aboneleri herhangi bir kredi kartını uygulama aracılığıyla taratarak kolay ve güvenli şekilde Cep Cüzdan’a ekleyebiliyor. Eklenen kredi kartı ile Cep Cüzdan ve Multinet anlaşması sayesinde 20 bin restoranda kolayca ödeme yapılıyor. Ayrıca, cepten cebe para gönderme işlemleri de Cep Cüzdan uygulaması üzerinden gerçekleştirilebiliyor. Vodafone Cep Cüzdan uygulaması kapsamında, kullanıcılar banka müşterisi olmalarına gerek kalmaksızın ön ödemeli bir Cep Nakit Kart’a sahip olabiliyor. Cep Nakit Kart ile banka müşterisi olmayan kişiler rahatlıkla internet gibi kanallarda işlem yapabiliyor, PTT ATM’lerinden para çekebiliyor. Ek olarak, “Cep Nakit Kart” ile Vodafone Cep Cüzdan uygulaması üze-

rinden elektrik, su, doğalgaz gibi faturaların da ödenmesine imkan tanıyoruz. Dijital dönüşüme kurumların sağlıklı bir şekilde entegre olabilmesi için nasıl bir strateji uygulamaları gerekiyor? Her işte olduğu gibi, sağlıklı bir dijitalleşme süreci için de önce ölçmek gerekiyor. Her şeyden önce dijitalleşmenin neresinde bulunduğunuzu bilmeli, bir konum ve durum tespiti yapmalısınız. Vodafone olarak, 30 yılı aşan global deneyimimizle, Türkiye’de dijitalleşmek isteyen her şirketin yanındayız. Accenture işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Yarına Hazırım Platformu ile Türkiye’de işletmelerin dijital haritasını çıkarıyoruz. 100 puan üzerinden işletmelerin Dijitalleşme Endeksini hesaplıyoruz. Bu platform sayesinde otomotivden beyaz eşyaya her sektörden işletmenin ihtiyaçlarını analiz edebiliyoruz. Yaptığımız bu analize dayanarak, işletmelere verimliliklerini artırarak değişen iş dünyasında yarına hazır olabilmelerine yardımcı olacak çözümler sunuyoruz. Özetle, Yarına Hazırım girişimimizle şirketlere Dijital Dönüşümlerini gerçekleştirebilmeleri için ihtiyaç duyacakları “dijital formülü” sunuyoruz.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 67


İLETİŞİM

DIGITAL PLANET’TEN DEVRİM GİBİ ÜRÜN D

igital Planet Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Vural, Digital Planet olarak bugüne kadar Türkiye’de pek çok ilke imza attıklarını, ‘Cutu’yla da iş dünyasında devrim yaratacaklarını söyledi. Digital Planet’in müşteri iletişimi yönetimi (CCM), e-fatura, hybrid mail, kişiye özel sınav otomasyonu, yüksek sıkıştırmalı sayısal arşiv uygulaması gibi çoğu ihraç edilen ödüllü teknolojilerle faaliyet gösterdiği sektörde öncü rol üstlendiğinin altını çizen Adnan Vural,

E-dönüşüm sektörünün en kapsamlı platforma ve en yüksek işlem hacmine sahip özel entegratör şirketi Digital Planet, yazılım entegrasyonuna ihtiyaç duymadan dokümanları yüzde 98’e kadar sıkıştıran en yeni teknoloji ürünü ‘Cutu’yla büyük verileri küçültecek. “E-dönüşüm sektörünün en kapsamlı ve en yüksek işlem hacmine sahibiz. Kapsamlı ve güvenilir çözümler sunmakla birlikte benzersiz teknolojiler de üretiyoruz. Yazılım entegrasyonuna ve kurulumuna ihtiyaç duymadan dokümanları yüzde 98’e kadar

sıkıştıran ‘Cutu’yla Ar-Ge ve teknoloji gücümüzü bir kez daha ortaya koyduk. Tamamen kendi Ar-Ge laboratuvarımızda geliştirdiğimiz Cutu ile ‘Büyük Veri Artık Büyük Veri Değil” diyebiliyoruz” dedi. Digital Planet olarak büyük dataların nasıl yö-

netilmesi gerektiğini çok iyi bildiklerini ifade eden Adnan Vural, en hassas finansal operasyonları olağanüstü düşük maliyetlerle yönetebildiklerinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her gün üretilen veri miktarı çok büyük oranda artarken, depolama alanı ihtiyacı doğuyor. Tüm bunlar verilere erişim süresini artırıyor. Cutu’nun çıkış noktası da işte tam burada… Linux bazlı Cutu, yazılım entegrasyonuna ve kurulumuna ihtiyaç duymadan dokümanları sıkıştıran bağımsız bir platformdur. Dosya işlemleri yani kopyalama devam ederken sıkıştırma yapılabilir ve belge türlerine göre farklı yöntemler kullanılabilir. İhtiyaç duyulduğunda orijinal dokümanlara erişilebilir ve platform mevcut depolama çözümlerine entegre edilebilir.”

“ARTIK UZAYA GİTMEK İÇİN ASTRONOT OLMAK GEREKMİYOR” “Eskiden uzaya gitmek için astronot olmak gerekiyordu. Artık turistik amaçlı gezilerle isteyen herkesin uzaya gitmesi mümkün” diye devam eden Adnan Vural, Cutu sayesinde şirketlerin kuruma özel kritik uygulamaları ve güvenlik politikalarını normal şartlarda yazılımı çok zorlu olan kernel (çekirdek) seviyesinin benzersiz imkânlarından kolayca faydalanarak işletim sistemini kişiselleştirebileceğini anlattı. Cutu’nun Türkiye’deki sıkıştırmalı arşivleme ürünleri arasında birinci sırada olduğunu belirten Adnan Vural, sürücü seviyesinde çalışan ürünün mevcut depolama çözümleriyle entegre olduğunu söyledi. Patent başvurusunda bulundukları Cutu’nun belgeleri bir yazılım entegrasyonuna gerek duymadan sıkıştırabilmesinin en önemli avantajı olduğunu ifade eden Adnan Vural, sıkıştırma performansının veri giriş formatına bağlı olarak değişebildiğini, ancak yapılan testlerde Cutu’nun belgeleri yüzde 98, ses ve video dosyalarını ise yüzde 40’a kadar kayıpsız sıkıştırabildiğini açıkladı. Tamamen bağımsız bir platform olan Cutu’nun istendiği anda orijinal veriye kayıpsız ulaşma imkânı sunduğunu ifade eden Adnan Vural, “Cutu sayesinde şirketler disk alanında çok ciddi tasarruf sağlayacak. Dosya işlemlerini çok daha hızlı gerçekleştirecek, operasyonel maliyetler, lisanslar, yazılımlar ve enerji tüketiminden tasarruf sağlayacak” diye konuştu. ‘Cutu’da hedef sektörlerinin telekomünikasyon, sigorta, finans ve çağrı merkezleri olduğunu ifade eden Adnan Vural, büyük verilerle çalışan ve çalışmak zorunda olan tüm şirketlerin ‘Cutu’ya ilgi göstereceğini söyledi.

68 •

w w w . h iz m etix . com.tr >> Hizmetix


MAKALE

Osman Arolat

Yüzümüzü Çin ve Hindistan’a dönerken... Anadolu iş dünyasının önde gelen bir firmasının yöneticisiyle sohbet ederken, kendileri için bu dönemde en çok ilgi uyandıran iki ülkenin Hindistan ve Çin olduğunu söyledi. Nedenini sorduğumda, “Bizler bugüne kadar hep Batı’ya dönük durduk. İlişkilerimizi ağırlıklı olarak Avrupalılarla kurduk. Bu dönemde ürünlerimizin ihracatımızın önemli bölümü de AB pazarına dönük. Hala orada fırsatlar kolluyoruz. Ama oradaki firmaların genç yöneticilerinde garip bir doymuşluk var. Hırslarını kaybetmişler” dedi. Ardından buna örnek olarak yaşadığı bir olayı anlattı: “Geçenlerde çok önemli milyar dolarlık bir yatırım işbirliği anlaşması için Almanya’ya gittik. Belirlenen randevu saatinde firmaya gidip görüşmelere başladık. Görüşmede firmanın kurucuları iki yaşlı kardeş ile onlardan birinin 30 yaşın biraz üzerindeki firmanın yönetiminde yer alan oğlu oturuyordu. Görüşme 1-1.5 saat kadar sürmüştü. Genç, trenle kent değiştireceğini belirtip ayrılacağını söyledi. Babasının yüzü biraz kasıldı, amcasına baktı. Hiçbir şey söylemediler. Genç bizlere veda edip gitti. Ben, gideceği kente her saat tren olduğunu biliyordum, şaşırdım. Ben, rahmetli babamla bir iş görüşmesindeyken bunu hiçbir zaman yapmadığımı, görüşme saatlerce de sürse yerimden kıpırdamadığımı düşündüm. Çin’de

bir süre önce yine çok büyük bir firma ile işbirliği görüşmesine gittiğimizde, onların da bizim gibi işi bağlamak için zamanı unutarak saatlerce sonuç almak için müzakereyi sürdürdüklerini hatırladım. Onun için yavaş yavaş da olsa doymuş Batı yerine yüzümüzü Doğu’ya dönmeliyiz.” Bu sözleri duyunca 2000 yılında iş dünyasında başlatmak istediğim Çin ve Hindistan’a burslu öğrenci göndermek ve o ülkelerden gelecek öğrencilere burs verilmesine dayanan önerimi hatırladım. O konuda üst üste birkaç yazı yazarak ülkemizin Çin ve Hindistan açılımına destek olmaları için işadamlarının Çin ve Hindistan’dan 5-10 öğrenciyi Türkiye’ye davet edip üniversite veya yüksek lisans masraflarını karşılamalarını, aynı şekilde 5-10 Türk öğrenciyi de o ülkelerdeki eğitiminlerinde mali olarak desteklenmelerini önermiştim. 1000’er Çinli ve Hintli öğrencinin ülkemizdeki eğitim masrafları ile Çin ve Hindistan’da 1000’er Türk öğrencinin masraflarının iş dünyasınca karşılanmasıyla, yarınımıza yatırım yapabileceğimizi belirtmiştim. Yazılarım dışında sohbetlerde de o dönemde bu konuyu sık sık dile getirmiştim. Sadece bir genç işadamı 3 öğrenciyi Çin’e eğitim yapmaya ve dil öğrenmeye gönderdiğini, onların vasıtasıyla üç Çinli genci, Türkiye’ye eğitim ve dil öğrenmek için davet edip masraflarını karşılayacağını söylemişti. Gündelik hay huy içerisinde ben de bu olayın izini sürmemiştim. 2030 yılında Çin’in, 2050 yılında Hindistan’ın dünya lideri olacağı ilk sıralarda yer alacağı öngörüsünü içeren haberleri okudukça bunun için hala geç olmadığını, 1000 Çinli, 1000 Hintli gencin ülkemizde 1000’er Türk gencinin de Hindistan ve Çin’de eğitimlerinin desteklenmesinin önümüzdeki 30 yılda ülkemizin, dünya ekonomisinin ilk sırasında yer alacak bu iki ülke ile ilişkileri açısından büyük önem taşıdığına inanıyorum. Belki 2000 yılında bu önerim ütopikti, zamansızdı, erkendi. Ama sanırım bugün zamanlı gelmiştir ve gereklidir... (Kaynak: Dünya)

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 69


SAĞLIK

BELKİ DE BİRİLERİNİN

YAŞAM UMUDUSUNUZ!

Ülkemizde her yıl 3-9 Kasım tarihleri ‘Organ Bağışı Haftası’ olarak anılıyor.

Organ bağışına dikkat çekmek için düzenlenen bu hafta farkındalık oluşturmak adına da oldukça önem arz ediyor. Ülkemizde birçok organ nakli bekleyen hasta olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat bu konuda ne kadar bilinçliyiz? Ya da organ bağışı bekleyen hastalar bu kadar fazlayken bağış oranının bu kadar düşük olmasının sebepleri neler? En önemli sağlık sorunlarımızdan biri olan organ nakli için ülkemizde 22 bin 159 böbrek hastası, 2 bin 218 karaciğer hastası, 2 bin 935 kornea ve 623 kalp hastası nakil için bekleme sırasında kayıtlı. Fakat nakil sayısı ise böbrek için 2 bin 589, karaciğer için 974, kornea için 2 bin 491 ve kalp nakli içinse 72. Organ nakli beklerken hayatını kaybedenlerin sayısı ise azımsanamayacak kadar fazla. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Cerrahi Tıp Bölümü Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sabri Tekin, ‘Organ Bağışı Haftası’ kapsamında farkındalık oluşturmak adına önemli açıklamalarda bulundu.

70 •

BİNLERCE HASTA BAĞIŞ BEKLİYOR “Son yıllarda bağış oranı ve bilinçlendirmenin artması adına Sağlık Bakanlığımızın çok ciddi çabaları var” diyen Yrd. Doç. Dr. Sabri Tekin, “Bu amaçla hemen hemen her şehirde görevlendirilmiş organ nakli koordinatörleri var. Bu kişiler sürekli olarak yoğun bakımlarla diyalog halindeler. Toplumsal bilinçlendirmeyi artırmak adına reklam ve diğer aktivitelere çok önem veriliyor. Ama buna rağmen organ bağışı ve bilinçlenme arzu ettiğimiz düzeyde değil. Hastaların önemli bir kısmı organ nakli şansını bulamıyor” ifadelerini kullandı.

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

Türkiye’de kronik organ yetmezliğine bağlı olarak nakil bekleyen binlerce hasta olduğunun altını çizen Yrd. Doç. Dr. Tekin, “Organ bağışı listelerindeki bu kişiler kadavra ya da canlılardan yapılacak bağışı bekliyor. Çoğunluğunu böbrek yetmezliği olan hastalar oluşturuyor. Böbrek yetmezliği teşhisi konulan hastaların hayatlarını devam ettirmesi için diyaliz tedavisi gibi bir şansları var. Ama karaciğer ya da kalp yetmezliği gibi hastalıkları olan kişilerin böyle bir tedavi seçeneği yok. Bu türden hastalar maalesef gerekli organ bulunamadığı zaman adım adım ölüme yaklaşıyor. Listedeki hastalara cevap verebilmek için yeterince organ bağışı yok. Ülkemizdeki yıllık ortalama organ bağışı 500 civarında. Kalan hastaların sağlığına kavuşması için daha çok canlıdan yapılan nakil şansını değerlendirmeye çalışıyoruz. Ama Türkiye’de yapılan yıllık nakil sayısı maalesef bekleme listelerindeki her gün artan sayıyı karşılamaktan çok uzak. Hasta artmakta fakat listedekilerin çoğu nakil şansı bulamadıkları için hayatlarını kaybediyor” diye konuştu. Sözlerine son olarak “Nakil şansını artırmak için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bütün sağlık çalışanları çok ciddi bir çaba içerisindeyiz” diyerek devam eden Yrd. Doç. Dr. Tekin, “Bizim nakil yapabilmemiz için de organ bağışının olması gerekiyor. Organ bağışı olmadığı zaman da bizim yapabileceğimiz bir şey kalmıyor” şeklinde konuştu.



SAĞLIK

“700’E YAKIN NAKİL GERÇEKLEŞTİRDİK” Medicalpark Göztepe Hastanesi Organ Nakli Merkez Başkanı Yrd. Doç. Dr. Volkan Turunç, “Medicalpark Göztepe Hastane kompleksi bünyesinde 2010 yılında faaliyete geçen böbrek nakli merkezimizde şu ana kadar 700’e yakın nakil gerçekleştirildi. Merkezimiz, çocuk böbrek nakilleri ve çapraz nakiller konusunda ülkemizdeki en deneyimli merkezlerden birisi” dedi.

Gerek Türkiye gerekse hastanenizde organ bağışı istatistiklerine bakacak olursak nasıl bir tabloyla karşılaşıyoruz? Türkiye’de özellikle son 10 yılda organ nakli sayısında ciddi artış yaşandı. Ülkemizde yılda ortalama 4 bin 500 nakil yapılıyor. En fazla yapılan nakil türü, yılda ortalama 3 bin hastaya yapılan böbrek naklidir. Medicalpark Göztepe Hastane kompleksi bünyesinde 2010 yılında faaliyete geçen böbrek nakli merkezimizde şu ana kadar 700’e yakın nakil gerçekleştirildi. Merkezimiz, çocuk böbrek nakilleri ve çapraz nakiller konusunda ülkemizdeki en deneyimli merkezlerden birisi.

72 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

Medicalpark Göztepe Hastane kompleksi olarak organ nakli bölümünün diğer hastanelerle kıyaslandığında ayrıcalıklı hizmetlerini anlatır mısınız? Hastane olarak böbrek naklini, sadece bir ameliyat olarak görmüyoruz. Böbrek yetmezlikli hastaların ve vericilerinin nakil öncesi ve sonrası dönemde ciddi psikososyal problemleri ve bilinçsiz beslenme alışkanlıkları olabiliyor. Bu hastaların nakil cerrahları ve nefrolog takibi kadar, bu alanda deneyimli psikolog ve diyetisyenler tarafından takibinin de önemli olduğunu düşünüyoruz. O yüzden de organ nakli konusunda hepsi birbirinden deneyimli genel cerrahlar, ürologlar, nefrologlar, koordinatörler, psikologlar ve diyetisyenlerden oluşan kalabalık ve güçlü bir ekip oluşturduk. Gerek ameliyat öncesi hazırlık, gerek ameliyat sonrası hastanede yatış ve gerekse taburculuk sonrası poliklinik takibi süreçlerinde hastaların ve vericilerinin en iyi şekilde değerlendirilmesi için çaba gösteriyoruz. Son yıllarda tüm dünyada “sensitize hasta” dediğimiz, vücudunda nakil edilecek organın reddine yol açma ihtimali yüksek antikorlar dolaşan, immunolojik yönden yüksek riskli hastalarla sıkça karşılaşmaya başladık. Artık böbrek nakli için merkezlere başvuran neredeyse 3 hastanın 1 tanesinde bu problemle karşılaşıyoruz. Birkaç yıl öncesine kadar bu hastaların

büyük çoğunluğuna ne yazık ki yüksek organ reddi riski nedeniyle nakil yapamıyorduk. Ancak özellikle son 2 yıldır “desensitizasyon tedavisi” olarak adlandırılan, nakil öncesi dönemde hastaya uygulanan bir tedavi yardımıyla hastanın vücudundaki antikorlar temizlenerek, immunolojik açıdan yüksek riskli hastalara da başarılı nakiller uygulanmaya başlandı. Bizim merkezimiz, çok ciddi deneyim ve sıkı hasta takibi gerektirdiğinden az sayıda merkezin uygulayabildiği desensitizasyon tedavisini Türkiye’de uygulayan 2-3 merkezden biri konumunda. Son 2 yıldır bu yöntemle gerçekleştirdiğimiz 16 nakilin hiçbirinde organ kaybı yaşamadık. Hastanenizde yılda kaç nakil gerçekleştiriyorsunuz? Hastanemizde şu anda hematologlarımızın yaptığı erişkin ve pediatrik kemik iliği nakilleri dışında sadece böbrek nakli yapılıyor. Yıllık ortalama böbrek nakli sayımız 100 civarında. Böbrek nakilleri dışında, nakilli hastalarımızın her türlü cerrahi problemlerinin çözümü konusunda da yardımcı oluyoruz. Türkiye’nin organ naklinde gelişmiş ülkelere nazaran sahip olduğu konumu risk faktörü açısından değerlendirir misiniz? Ülkemiz özellikle son 10 yılda sayısı hızla artan başarılı organ nakilleri sayesinde, dünyada organ nakli konusunda söz sahibi bir konuma gelmiştir. Özellikle böbrek ve karaciğer nakilleri için dünyanın birçok ülkesinden hasta


SAĞLIK

daha çok verici ameliyatını daha güvenilir kılmaya yönelik çabalar üzerine yoğunlaşıldı. Artık neredeyse her merkezde verici ameliyatları kapalı yöntemle (laparoskopik cerrahi) yapılıyor. Bu yöntem, ameliyat sonrası ağrının daha az ve hastanede kalış süresinin daha kısa olması, ilerleyen dönemde ameliyat bölgesinde fıtıklaşma riskinin çok düşük olması nedeniyle açık cerrahiye oranla daha çok tercih ediliyor. Laparoskopik yöntem, kendi içinde total laparoskopi, el yardımlı laparoskopi ve retroperitoneoskopi olarak ayrılıyor. Biz hastanemizde total laparoskopik yöntemi uyguluyoruz.

başvuruyor. Gerek hastanelerimizin fiziki koşulları ve hizmet kalitesi, gerek organ nakliyle uğraşan cerrahlarımızın ve diğer hekimlerimizin bilgi ve tecrübeleri, gerekse uygulanan nakillerdeki başarı oranları açısından dünyada önde gelen ülkeler arasına girmiş bulunuyoruz. Şu anda dünyada organ naklinde uygulanan teknik, kullanılan ilaç ve teçhizat anlamında ne varsa ülkemizde de uygulanıyor ve kullanılıyor. Organ naklinde uyguladığınız cerrahi ve medikal yöntemler nelerdir? Böbrek nakli cerrahisinde teknik olarak yıllar içinde değişen pek

fazla bir şey olmadı. Ufak tefek farklılıklar olsa da bütün merkezlerce uygulanan cerrahi teknik hemen hemen aynı. Son yıllarda

Türkiye’de organ bağışı sizce yeterli mi? Bu konuda neler yapılması gerekiyor? Organ bağışındaki yetersizlik, sadece ülkemizin değil tüm dünya ülkelerinin sorunu. Amerika Birleşik Devletleri, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde dahi organ bekleme listelerindeki hastaların ortalama bekleme süreleri 7 yıl. Ülkemizi gelişmiş ülkelerden ayıran faktör, ne yazık ki kadavra verici sayımızın düşüklüğü. Gelişmiş ülkelerde organ nakillerinde kadavra verici oranı yüzde 50 civarındayken, ülkemizde sadece yüzde 20’lerde. Bir başka deyişle, ülkemizde gerçekleşen nakillerin yüzde 80’ini canlı vericilerden gerçekleştiriyoruz.

Organ bağışı konusunda insanlara mesajınız olacak mı?

Organ yetmezlikleri, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir problem ve sağlık bütçesine büyük yük konumunda. Organ yetmezliği nedeniyle her yıl bekleme listelerine 3-4 bin yeni hasta ekleniyor. Organ bulunamadığı için binlerce hasta da kaybediliyor. Organ bağışı konusunda halkımızdan beklentimiz, bir gün kendilerinin ve yakınlarının da aynı şekilde organ yetmezliği nedeniyle bekleme listelerinde organ bağışı beklemek durumunda kalma ihtimalinin hiç de düşük olmadığı gerçeğini unutmamaları ve bu konuda duyarlı olmaları. Bir insanın öldükten sonra bırakabileceği en güzel miras, bağışladığı organları sayesinde başka hayatlara vesile olması.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 73


SAĞLIK

BİLİNÇALTI PROGRAMLAMA SANATI... Aktif Yaşam Koçluk Akademisi (AYKA)’nin Sahibi Özlem Özcan Sezer, “NLP için bir anlamda ‘bilinçaltını programlama sanatı’ diyebiliriz. Bu anlamda beş duyu ile algıladığımız dünyamızda, alışkanlıklarımızı, duygularımızı, korkularımızı değiştirebilmek NLP ile mümkün” diyor.

A

ktif Yaşam Koçluk Akademisi (AYKA)’nin Sahibi Özlem Özcan Sezer, NLP hakkında şu bilgileri veriyor: “NLP nedir? Öncelikle kelime anlamına bakalım. Neuro ile insanların görme, işitme, hissetme, koklama ve tatma duyuları ve bu duyuların yönetildiği beyin ve sinir sistemi; Linguistic ile yaşam deneyimlerinin dil vasıtası ile kodlanması, dilin

ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİRMEK MÜMKÜN NLP için bir anlamda ‘bilinçaltını programlama sanatı’ da diyebiliriz. Bu anlamda beş duyu ile algıladığımız dünyamızda, alışkanlıklarımızı, duygularımızı, korkularımızı değiştirebilmek NLP ile mümkün. İnsan doğduğunda zihni boş bir bilgisayar gibidir.

74 •

deneyim edinme ve değişim süreçlerindeki etkisi; Programming ile arzu edilen değişiklikleri gerçekleştirmek üzere, duygu, düşünce ve davranışlarımız üzerinde, bilinçli veya bilinçdışı akıl yardımıyla yapılan yeniden düzenleme biçimi vurgulanıyor.

NLP, 70’Lİ YILLARIN SONLARINDA AMERİKA’DA GELİŞTİRİLDİ NLP, yaşamımızda üzerinde düşünmeden, otomatik olarak gerçekleştirmiş olduğumuz algılama, düşünme ve davranış süreçlerini, bilinçli hale getirme ve geliştirmede üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, zihnin işleyişi ile ilgili, 70’li yılların sonlarına doğru Amerika’da geliştirilmiş bir model ve metodoloji. Dilbilimci Prof. John Grinder ve Matematikci - Gestalt Terapisi uzmanı Dr. Richard Bandler tarafından olağan üstün başarılı terapi uzmanlarının analiz edilmesi ile model haline getirilen NLP teknikleri, dışında, yönetim, eğitim, sağlık, aile, satış ve spor bilimlerinde de başarılı bir şekilde kullanıla-

Yaşamı çevresinden öğrenir, algılar, anlamlandırır. Neyi sever, neden korkar, onu ne heyecanlandırır, nelere cesaret eder, ne olmak ister, kim olmak ister? Bütün bu cevaplar kişinin doğduğu coğrafyanın yapısına göre değişir, şekillenir. Bir daha hayata geliyor olsaydınız neleri farklı yapmak isterdiniz? Nasıl bir yaşamınız olurdu? Neleri asla yapmazdınız? Hangi alan-

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

biliyor. NLP’nin altyapısını, insanların çevrelerini nasıl algılayıp ne şekilde tepki gösterdikleri, nasıl iletişim kurdukları ve davranış kalıpları üzerinde yapılan araştırmalar oluşturur. NLP de bu tür araştırmalar özellikle kendi alanlarında çok başarılı olan insanların stratejileri üzerinde yoğunlaştırılmıştır. Buna NLP de “Modelleme” (Modelling) denir ve günümüzde NLP, zihnin işleyiş biçimini algılayarak, yaşamımızda istediğimiz değişimleri, hayata bakış açımızı değiştirerek oluşturabilmenin yollarını bize öğretir.

larda risk alır, yeniliklere kendinizi açardınız? Korkularınızı yenerdiniz? Peki şu an farklı bir ortamda, farklı bir ülkede, farklı bir ailenin çocuğu olarak doğsaydınız, kendi hayatınızda neyi farklı yapar ve yaşardınız? Siz hangi versiyonunuzu yaşamak isterdiniz? İşte NLP bu soruların cevaplarını bulmamıza ve eyleme geçmemize yardımcı olur.

Şartlar ve koşullar ne olursa olsun, kendinizden farklı bir ben oluşturmak, kendi potansiyelinizi ortaya çıkarmak, kendi mükemmelliğinizi yaşamak mümkün! İşte NLP tam da bunu yapıyor. Sizi koşullandırmalardan çıkarıp, zihninizin özgürleştirerek, olasılıklarla dolu seçimler dünyasına davet ediyor.



SAĞLIK

TÜRKİYE’DE ORGAN BEKLEMEK...

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, Türkiye’de başta böbrek ve karaciğer olmak üzere kalp, akciğer, pankreas gibi organ nakillerinin başarı ile uygulandığını belirterek, “Ancak her türlü organ naklini başarı ile yapabilecek hekim, personel ve donanımlı hastane olması-

Ayhan Dinçkan, Türkiye’de 22 bin 68 böbrek, 2 bin 239 karaciğer, 727 kalp, 272 pankreas ve 50 civarında akciğer nakli olmayı umutla bekleyen hasta olduğu bilgisini veriyor.

76 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

na rağmen nakillerin yüzde 80’ini canlı vericilerden yapıyoruz. Oysaki bunun tersi yani nakillerin çoğunu kadavra vericilerinden temin edilen organlar ile yapmamız gerekiyor. Bu durum başta hastaların ve hekimlerin elini kolunu bağlıyor. Çünkü genel organ sorununun büyük çoğunluğunu canlı vericiler ile çözemiyoruz” dedi. Nakil için ihtiyaç duyulan başta kalp, akciğer, pankreas ve bazı dokular için tek kaynağın kadavra vericiden elde edilen organlar olduğunu belirten Dinçkan, “Bunun dışında canlı vericiler ile karşılanmaya çalışılan böbrek ve karaciğer gibi organ ihtiyaçları da bekleme listesinde olanların ihtiyaçlarını karşılayamıyor veya herkesin bir canlı vericisi bulunamıyor. Diğer bir sorun da organ nakline ihtiyaç duyan çocuk hastalarımız canlı verici sıkıntısı çektiği zaman zaten az olan kadavra çocuk bağışı nedeni ile çaresizlik içinde hayatlarının baharında hayata küsmek zorunda kalıyorlar. Bir diğer sorun birden fazla organa ihtiyaç duyulduğu zaman tek organ bile bulmanın zor olduğu bu sistemde ihtiyaç duyulan iki organın bulunması ise mucizeden öte geçemiyor. Bizim gibi birden fazla organ nakli yapan hekimlerin hastalar adına en çok zorlandığı konulardan biridir bu kombine nakil konusu. İşte bu yüzden sadece bağışa evet demediğimiz için hastalarımız açısından Türkiye’de organ beklemenin zorlukları olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu. Ülkemizde 22 bin 68 böbrek, 2 bin 239 karaciğer, 727 kalp, 272 pankreas ve 50 civarında akciğer nakli olmayı umutla bekleyen hasta olduğu bilgisini veren Dinçkan, “Bu tabloyu esasında


SAĞLIK

şöyle yorumlamak gerekir. Bu hastaların her biri ihtiyaç duyduğu organ açısından kronik bir hastalık ile mücadele ederken sadece kendileri değil, ailesi, akrabaları ile bu zorlu süreci göğüslemeye çalışıyor yani binlerce vatandaşımız etkileniyor. Ne yazık ki bekleme listelerindeki hastalarımızın çoğu organ beklerken hayatını kaybediyor. Nerede ise piyango değerindeki organın kime takılacağı belli kurallar çerçevesinde yapılıyor. Her organ nakli merkezi kadavradan karaciğer nakli yapılacak alıcı adaylarının belirlenmesini Sağlık Bakanlığı tarafından merkeze gönderilen listelerdeki hastalar arasından adaletli bir puanlamaya göre yapıyor” şeklinde konuştu.

“BAĞIŞ ORANI GÜNÜMÜZDE 6.3 SEVİYESİNDE” Dinçkan, şöyle devam etti: “Kadavra bağışı ile organ temini açısından yetersiz olduğumuzu ifade ederken bazı ilerlemeleri de gözden kaçırmamak gerekir. 10 yıl öncesine göre şu anda yüzde yüz bir ilerleme ile yıllık beyin ölümü bildirimini iki bine yaklaştırdık. Bu bildirimlerin 400’ünden fazlasından da organ kullanımı açısından aile izni alın-

mıştır. Sağlık Bakanlığı gerek bu sayıların artması, gerekse de çıkan organların en uygun ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında organizasyon ve başta ulaşım gibi teknik desteğini her geçen gün artırıyor. Ancak ulaşılan bu beyin ölümü bildirimi sayısını ülke nüfusuna oranladığımızda yetersiz olduğunu söylemek gerekir. Milyon nüfus başına olması gereken sayıya ulaşabilmemiz için gerek beyin ölümü bildirim

sayısını, gerekse de aile izni onayını 4-5 kat daha artırmamız gerekiyor. Rakamsal olarak bir kez daha vurgulamak gerekirse yıllar önce milyon nüfus başına 2 olan bağış oranı günümüzde 6.3 seviyelerine çıkmıştır. 3-9 Kasım organ bağış haftasında ve her zaman bu oranı milyon nüfus başına 25’lerin üzerine çıkarmak için toplum olarak çaba göstermemiz gerekiyor.”

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 77


SAĞLIK

Sedef hastalığı kâbusunuz olmasın Avrupa Şafak Hastanesi Dermatoloji Uzm. Dr. Emine Özge Ayabakan, günümüz dünyasında sedef hastalığının giderek arttığını söyleyerek, sedef hastalığının tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirtti. Ayabakan, “308 Excimer Sistem, 308 nm dalga boyu ile psoriasis ve vitiligo gibi otoimmün cilt hastalıklarında etkili, güvenli ve düşük maliyetli bir tedavi” dedi.

A

vrupa Şafak Hastanesi Dermatoloji Uzm. Dr. Emine Özge Ayabakan, sedef hastalığının tedavisinde kullanılan 308 Excimer Sistem’in psoriasis hastalığından muzdarip kişilere, ilaç kullanımı olmadan, birkaç kısa seansta etkili şekilde tedavi alternatifi sunduğunu söyleyerek, “Yüksek güç yoğunluğu ve lokal lezyon uygulaması ile 308 Excimer, diz ve dirseklerde, el/ayak, kafa derisinde yer alan lokal ve dirençli sedef plakları

için mucizevî bir tedavi seçeneği. Klinik testlerde sadece 8-10 seans sonra dirençli sedef plaklarının bile ciddi ölçüde azaldığı ve tamamen yok olduğu ispatlanmış durumda. 308 Excimer Sistem, psoriasis ve vitiligo gibi UV duyarlı cilt hastalıkları için uygun. Sistem aynı zamanda bağışıklık sistemi kaynaklı saç kıran, egzema, alerjik dermatit, geçmeyen kaşıntı gibi diğer cilt hastalıklarında da kullanılabilir. İmmün yapılandırma etkisine sahip ve hücreleri normalleştirebilen 308 Excimer Sistem ile hastalarımız 2 buçuk ila 3 buçuk ay süresi zarfında sedef hastalığından kurtuluyor” diyor.

başlayıp süre gittikçe hastalarının toleransına göre tedavinin dozu artırılıyor.” Avrupa Şafak Hastanesi Cildiye Kliniği bünyesinde yer alan 308 Excimer Sistem’in hastalar arasında değişmekle birlikte genellikle haftada 2 -3 kez uygulandığını ve tedavi süresinin en az 2-3 ay olduğunu belirten Dr. Emine Özge Ayabakan, “Ancak uygulama süresi hastaların tedaviye verdikleri cevaba göre değişebiliyor. 308 Excimer Sistem, egzemada tamamına yakın deri iyileşmesi sağlıyor. Klinik olarak ispatlı etkinlik, FDA onayına sahip” bilgilerini veriyor.

EGZEMA HASTALIĞINI DERT ETMEYİN Dr. Emine Özge Ayabakan, egzema hastalarında da yine bu yöntemi uygulayabildiklerine işaret ederek, şu bilgileri veriyor: “Saçkıran ve bazı deri kanseri olan hastalarımıza bu tedaviyi sunuyoruz. Kısa süre ile

VİTİLİGO HASTALARINA MÜJDE Dr. Emine Özge Ayabakan, yine halk arasında ala hastalığı olarak bilinen vitiligo hastalarında bu cihazı oldukça sık kullandıklarına değinerek, “Vitiligo nedeniyle cilt pigmenti (rengi) kaybının herhangi bir tedavisi olmadığına dair genel olarak yanlış bir algı vardır. 308 Excimer Sistem, vitiligo tedavisinde minimum yan etki ile en başarılı yaklaşım olduğu akademik çevrelerce belirtiliyor. 308 Excimer uygulaması, sadece etkilenmiş alanların tedavisini sağlayarak, hem sağlıklı dokuda yan etki riskini kaldırır hem de tedavi süresini ciddi ölçüde azaltır” diye konuşuyor.

78 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix



RÖPORTAJ: SİNAN SAYGI

SAĞLIK

“HERKESİ ORGAN BAĞIŞINA DAVET EDİYORUZ” Türkiye Organ Nakli Vakfı (TONV) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eyüp Kahveci, “Her yıl yaklaşık 2 bin kişi uygun organ bulamadığı ve nakil olamadığı için hayatının kaybediyor. Mevcut bağış oranı ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Daha çok organ bağışına ihtiyacımız var. Bu nedenle herkesi organ bağışına davet ediyoruz” diyor.

Türkiye Organ Nakli Vakfı ne zaman ve hangi amaçla kuruldu? Organ nakli konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Vakfımız, 1995 Türkiye Böbrek Nakli ve Diyaliz Hastalarına Hizmet Vakfı olarak kurulup; 2013 Mart ayında isim ve senet değişikliğine giderek, Türkiye Organ Nakli Vakfı adıyla hizmet vermeye başladı. Ulusal ve uluslararası projeler yürüterek Türkiye’de organ naklinin gelişmesi ve organ bağış farkındalığının artması için çalışıyoruz. Projelerimiz; 70 ülkeyi kapsayan Türkiye merkezli İnternational Transplant Network (uluslaarası Organ Nakli Ağı Projesi), Halen TV’lerde yayımlanan 2 adet zorunlu kamu spotu, her bağışçı için birer fidan dikilerek oluşturulan Hayat Devam Etsin Ormanı projesi öne çıkan projelerimiz. Türkiye’de organ nakli bekleyen hasta sayısı hakkında bilgi verir misiniz? 31.10.2016 itibariyle Türkiye’de toplamda 25 bin 361 kişi organ

80 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

nakli için sıra bekliyor. Bunların 22 bin 62’si böbrek, 2 bin 236’sı karaciğer, 729’u kalp, 272’si pankreas, 46’sı akciğer, 11’i böbrek-pankreas, 3 kalp kapağı, 2 ince bağırsak. Türkiye’nin organ ve doku naklinde gelişmiş ülkelere nazaran sahip olduğu konumu risk faktörü açısından değerlendirir misiniz? Coğrafi anlamda herhangi bir risk olduğu söylenemez. Zira bu anlamda alınan önlemler üst seviyede. Gelişmiş ülkelere göre farkımız organ bağış azlığımız. Bizim için en önemli risk faktörü budur.

Türkiye’de organ ve doku bağışı sizce yeterli mi? Bu konuda neler yapılması gerekiyor? Son 3 yılda Türkiye’de 209 bin 568 organ bağışçısı oldu. Bunun yeterli bir sayı olduğunu söylemek mümkün değil. Öte yandan 2015 yılında yoğun bakımlarda bin 969 beyin ölümü gerçekleşti. Sadece 4’te birine aileleri organ bağışı için izin verdi. Bu konuda önceliğimiz toplumsal farkındalık oluşturmak. Toplumumuzun bu anlamdaki bilincini artırmalıyız.

Organ ve doku bağışı konusunda insanlara mesajınız olacak mı? Her yıl yaklaşık 2 bin kişi uygun organ bulamadığı ve nakil olamadığı için hayatının kaybediyor. Her yıl yaklaşık 4 bin kişi organ nakli bekleme sırasına ekleniyor. Organ naklinde tıbbi açıdan her türlü teknolojik altyapıya sahibiz. Hekimlerimiz üst düzey deneyime sahip. Organ bağışı yetersizliğinden dolayı hekimlerimiz canlıdan organ nakline yöneldi. Bu anlamda canlıdan organ naklinde Türkiye böbrekte dünyada birinci, karaciğerde 3’üncü sırada. Diğer organlar için canlıdan nakil yapmak mümkün değil. Bu nedenle organ bağışına ihtiyacımız var. Mevcut bağış oranı ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Daha çok organ bağışına ihtiyacımız var. Bu nedenle herkesi organ bağışına davet ediyoruz. Beyin ölümü gerçekleşen bir kişi ortalama 4-5 kişiye hayat veriyor. Organlarınız toprak olmasın, yeni bedenlerde hayat bulsun.


SAĞLIK

ALİ BIDI SAĞLIKLI YAŞAM AŞ

FUARDA İLGİ ODAĞI OLDU

Ali Bıdı Sağlıklı Yaşam AŞ firması, Physiotherm Derin Isı Kabinleri, Casada Masaj ve Fitness Cihazları ve Aquafree Su Hijyeni ürünleriyle 4. Hastane Donanımları, Medikal Cihaz ve Bütünleşik Sağlık Hizmetleri Fuarı’nda yerini aldı. Firma sahibi, aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, distribütörlüğünü yaptıkları markalar için ne kadar doğru bir seçimde bulunduklarını, sağlıklı yaşamı baz aldıklarını ve bunu müşterilerine sunmanın gururunu yaşadıklarını dile getirdi. 2013 yılında Physiotherm Derin Isı Kabinleri’ni Türkiye’ye getirerek, sağlıklı yaşam alanında bir ilke imza atan Ali Bıdı, ürünlerini, Dr. Cenk Pala, Koray Yurtsal ve Beyza Öziç ile birlikte ziyaretçilere tanıttı. Kabinler, fuarda en çok ilgi gören ürünler arasında yerini aldı.

“PHYSIOTHERM KABİNLERİ SAUNA DEĞİL” Physiotherm kabinleri, “SAUNA” değildir ve klasik saunaların aksine vücudu strese sokmadan ısıtır. 80100°C gibi yüksek sauna sıcaklıkları kalp ve dolaşım sistemi için stres yaratır ve çok yüksek olan sıcaklık hissinden dolayı kişi gerekli terleme gerçekleşmeden ortamdan ayrılma ihtiyacı duyar. Ayrıca sağlık sorunu olanlar için yüksek sıcaklık riskli olabilir. Physiotherm kabinlerin de ise TNZ (Thermal Neutral Zone) prensibi ile vücudun dengesini bozmadan infrared (kızılötesi) C ışınlarını kullanarak gerekli ısı yumuşak bir şekilde verilir ve daha yoğun bir terleme sağlanır. Maksimum 37 derece kabin sıcaklığı ile sauna etkisi oluşturan bir sistemdir. Omurga bölgesinden uygulanan ısı, kan ve lenf dolaşımıyla tüm vücudu ısıtarak terlemeyi sağlar. Kişinin kendini daha sağlıklı hissetmesi için stres oluşturmayan, doğal bir ısı verme yöntemidir. Güneşten gelen ve dünyamızdaki yaşamı destekleyen INRARED (kızılötesi) C ışınlarını kullanan Physiotherm kabinleri, kan dolaşımının artmasında, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde ve metabolizmanın hızlanmasıyla sağlıklı kilo verilmesinde güvenli bir yardımcıdır. Toksinleri atmayı sağlayan, eklem ağrıları ve romatizmayı rahatlatan Physiotherm Derin Isı Kabinleri, 150 binin üzerinde özel müşteri ve 7 binin

CNR EXPO Yeşilköy’de 24-26 Kasım 2016 tarihleri arasında 4.kez düzenlenen İstanbul Health Expo sağlığın bileşenlerini bir araya getirdi. Ali Bıdı Sağlıklı Yaşam AŞ firması ürünleriyle fuarda ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. üzerinde ticari işletmeler (oteller, spor merkezleri, SPA’lar, tatil köyleri, sağlık merkezleri, rehabilitasyon merkezleri, kaplıcalar vb.) tarafından kullanılıyor. Fuarda en çok ilgi gören diğer bir marka da, Casada masaj ve fitness cihazları oldu. Ürünleri denemek için sıraya giren ziyaretçiler yerlerini vermekte zorlandılar. Aynı ziyaretçiler, masaj aletlerini tekrar denemek için Ali BIDI

Sağlıkla Yaşam A.Ş.’nin standını ikinci kez ziyaret etti. Özellikle yoğun geçen günün sonunda rahatlamamızı sağlayan, adeta masör etkisi yaratan Dr. Mind Kafa Masaj Cihazı, Quattromed Sırt Masaj Cihazı ve Canoo Ayak ve Bacak Masaj Cihazı en fazla ilgi gören ürünler oldu. Ayrıca fuarda, sağlık kuruluşlarının yöneticileri ve sağlık bakanlığı yetkilileri tarafından yoğun ilgi odağı olan diğer bir marka ise, Aquafree Su Hijyeni ürünleri oldu.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 81


SAĞLIK

Saç dökülmesine karşı Zigavus narlı şampuan NAR EKSTRAKTLI ŞAMPUAN

Zigavus ürünlerinden ‘Narlı şampuan,’kırılarak dökülmelerin önlenmesine, saçların doğal ve

Narlı şampuan kırılarak dökülmelerin önlenmesine, saçların doğal ve hızlı uzamasına yardımcı olur. Nar ekstraktında bulunan punisik asit, saç hücreleri ve saç derisinin ihtiyaç duyduğu besin kaynağını sağlar. Narlı şampuan, saçlardaki kırıkların, boya nedeniyle yanmış saçların ve çevre kirliliğinin neden olduğu saç deformasyonlarının onarılmasına katkı sağlar. Diğer özelliği boyalı saçların renginin korunmasıdır. Saçların doğal ve parlak görünümü şampuanın içeriğinde bulunan nar çekirdeği yağının etkisiyle ortaya çıkar. Ph değeri saç derisi ve cilde uygun olup irritasyona neden olmaz. (Fiyat: 40 TL - 450ml)

hızlı uzamasına yardımcı oluyor. Argan yağlı yoğun el bakımı kremi de cildi nemlendiriyor, elastikiyetini geliştiriyor, doğal dengesini koruyor ve besliyoR. Jojoba yağı da Aynısefa çiçeği ve aloe veralı içeriği ile kuru/ çatlamış dudaklar için ideal bakım sağlıyor.

ARGAN OIL EL BAKIM KREMİ Argan yağlı yoğun el bakımı kremi cildi nemlendirir, elastikiyetini geliştirir, doğal dengesini korur ve besler. Argan yağının yumuşatıcı etkisi

kuru eller ve kolay kırılan tırnaklar için idealdir. Kolayca emilir ve yağlılık ve rahatsızlık hissi

bırakmadığı için harika bir doğal nemlendiricidir. Argan yağının antioksidan özelliğe sahip

DUDAK KORUYUCU SPF8 Jojoba yağı, Aynısefa çiçeği ve aloe veralı içeriği ile kuru/çatlamış dudaklar için ideal bakım sağlar. Dudakları yumuşatır ve düzenli kullanım halinde kurumalarını engeller. Bileşiminde bulunan aktif yumuşatıcılar sayesinde besleyerek bakım yapar. SPF 8 özelliği ile ultraviyole ışınlarının zararından korur. * Her mevsim kullanılabilir. * Bay ve bayanların kullanımına uygundur. (Fiyat: 7,9 TL)

82 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

olması yaşlılık karşıtı ürün olarak kullanımını ideal hale getirmiştir. (Fiyat: 12,90 TL - 100ml)


SAĞLIK

ğini ve beslenme bozukluğuna bağlı komplikasyonların önüne geçileceğini ifade etti. Özellikle uzuv kopmalı kazalar sonrası gerçekleştirilen uzun ve zahmetli operasyonlarda, uzvun iyileşebilmesi için dolaşımın sağlıklı olup olmadığının hemen anlaşılabileceğini ve uzvun beslenme bozukluğuna bağlı bir hasara maruz kalmasının önüne geçilebileceğini belirten Prof. Dr. Türker Özkan, kurtarılan uzuvların hastanın yaşam kalitesini ve üretime geri kazanılmasının oranını artıracağını kaydetti. Özkan, bu sistemin plastik ve rekonstrüktif cerrahi dışında meme cerrahisinden kalp damar cerrahisine, transplantasyon cerrahisinden onkolojik cerrahiye kadar bir çok farklı cerrahi alanda kan dolaşımı, safra yolları, lenfatik ve bazı tümörlerin görüntülemesinde de kullanıldığının altını çizdi.

SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR? Ameliyat sırasında dokularda kan dolaşım bozukluğu olup olmadığı ameliyat sona ermeden, dakikalar içinde görülebilecek.

AMELİYAT SONUCUNA

IŞIK TUTAN SİSTEM

T

İSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı’nın, 4 kamu hastanesine bağışladığı SPY Floresans görüntüleme sistemi sayesinde gerçekleştirilen mikrocerrahi operasyonların başarılı olup olmadığı, hastanın doku beslenmesine bağlı sıkıntı yaşayıp yaşamayacağı aynı anda anlaşılabilecek. Problem sözkonusuysa cerrah tarafından hemen müdahale edilebilecek. Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağışlanan cihazın teslim töreninde konuşan Vakfın Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Türker Özkan, mikrocerrahi operasyonlarında operasyon alanının kan dolaşımının dokunun yada organın yaşaması için yaşamsal önemde olduğunu, bağışlanan SPY Floresans Görüntüleme ve Perfüzyon Değerlendirme Sistemi sayesinde operasyon sırasında yada sonrasında dakikalar içinde gerçek zamanlı olarak kan akımının doğrulanabilece-

Sistemin zararlı bir ışın yaymadığını ve mobil olduğunu vurgulayan Özkan, bu sayede ameliyathane dışında da gerektiğinde acilde, yoğun bakımda poliklinik ya da hasta odasında kullanılabildiğini sözlerine ekledi. Sistemi üreten Novadaq firmasının Türkiye Temsilcisi Volkan Uyanık da sistemin nasıl çalıştığını şu sözlerle anlattı: “Ameliyat sırasında hastaya damar yolundan bir madde veriliyor. Enjekte edilen 1-2 CC’lik madde dakikalar içinde ameliyat olan noktaya gidiyor, verilen maddenin yaydığı ışık insan gözü tarafından görülmese de SPY tarafından görülebiliyor. İlgili noktadaki dokunun ya da organın kan dolaşımı hemen gerçek zamanlı kontrol ediliyor. İlgili alana yayılıyor ve ışık gibi aydınlanıyorsa doku ya da organın kanlanıp beslenmesinde bir sorun

olmadığı ve ameliyatla istenilen dokunun başarılı bir şekilde yerine dikildiği anlamına geliyor. Ancak madde ilgili alana yayılmıyor ve bölge karanlıksa bir kan akımı ve beslenme sorunu olduğu anlamına geliyor. Bu da cerrahımıza hemen, daha ameliyathanedeyken tekrar müdahale etme şansı veriyor. Bu sayede dokuda ya da organda beslenme bozukluğuna bağlı bir hasar oluşmadan müdahale etme imkanı tanıyıp doku ve organ kaybının önüne geçiyor. Ayrıca tekrar ameliyatları engelleyerek hastane bütçesine katkıda bulunuyor.” TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı, aynı sistemi Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin dışında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ne, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ve Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne de bağışladı.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 83


Özel Röportaj

SOSYAL ASANSÖR...

Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi CEO’su Ahmet Zeytinoğlu, “Özellikle İK alanında Sodexo olarak, şirket içinde çeşitlilik ve eşitlik ilkelerine çok önem veriyor ve çalışanlarımız için ‘Sosyal Asansör’ olmayı hedefliyoruz. Çalışanlarımıza çok yoğun eğitim programları uyguluyoruz” diye konuştu.

84 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix


Özel Röportaj

H

oldinginizin 2016 yılı performansını rakamsal verilerle özetler misiniz? Ne oranda büyüdünüz, ne gibi yatırımlara imza attınız? Yaşadığımız tüm olumsuz gelişmelere rağmen 2016’yı ülkemizin gücüne ve potansiyeline inanarak büyüme planlarımızı sürdürdüğümüz ve yeni yatırımlardan vazgeçmediğimiz bir yıl olarak geride bırakmaya hazırlanıyoruz. Genel konjonktür çerçevesinde değerlendirdiğimizde, 2016’nın özellikle yönetimsel strateji ve kararlı yatırım planlarının daha da önem kazandığı bir yıl olarak dikkat çektiğini söyleyebiliriz. Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi olarak yatırım ve büyüme noktasında 2014 yılında hayata geçirdiğimiz ve son iki yıldır da büyük bir kararlılıkla yönettiğimiz “3 yılda 3 kat büyüme” planımızı, 2016 yılında da ara vermeden sürdürdük. Hedeflerimizdeki bu kararlılık ve doğru strateji ise bize 2015 yılında olduğu gibi 2016 yılında da başarıyı beraberinde getirdi ve ikinci yılın sonunda yüzde 100 büyüme oranına ulaştık. En büyük yatırımımızı ‘İnsan Kaynağı’na yapmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz sene tüm işletme müdürlerimizi 128 saat eğitime tabi tuttuk ve eğitimde başarılı olanları gelecekte daha üst pozisyonlara getirmek üzere belirledik. Aynı zamanda

T

eknolojiye ve Ar-Ge’ye yaptığınız yatırımlar hakkında bilgi verir misiniz? Ar-Ge yatırımlarının bütçenizin ne kadarlık bölümünü kapsıyor? Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi olarak Ar-Ge ve teknolojiye önem veriyor, toplam ciromuzun yaklaşık yüzde 2’sini bu kapsamdaki yatırımlara ayırıyoruz. Yatırımlarımızı; organizasyon, yazılım ve eğitim olarak gruplandırırken yatırım miktarları arasındaki en büyük paya, organizasyon içerisindeki “Süreç İyileştirmeleri”nin sahip olduğunu söyleyebiliriz.

hem içten terfiler ile hem de dışardan istihdamlar ile organizasyonumuzu güçlendirdik ve gelecek yıllara hazır hale getirdik. ‘Büyüme’ ve ‘sürdürülebilirlik’ anlamında uyguladığınız stratejiler hakkında bilgi verir misiniz? Sodexo olarak “Bireylerin yaşam kalitesini artırma” misyonumuzla hem çalışanlarımıza hem de hizmet verdiğimiz insanlara gelecek vadeden bir hayat sağlamaya çalışıyoruz. Bu kapsamda ise Sodexo Global’in “The Better Tomorrow Plan” adıyla 2009 yılında hayata

geçirdiği; şeffaflık, kurumsal yönetim, çevre, çalışan mutluluğu ve sağlık gibi birçok konuda tutarlı planları esas alan kurumsal sorumluluk yol haritasıyla hareket ediyoruz. Sürdürülebilirlik noktasında da hem çevre, hem de İK alanında yürüttüğümüz projelerin ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Özellikle İK alanında Sodexo olarak, şirket içinde çeşitlilik ve eşitlik ilkelerine çok önem veriyor ve çalışanlarımız için “Sosyal Asansör” olmayı hedefliyoruz. Çalışanlarımıza çok yoğun eğitim programları uyguluyo-

ruz. Onları daha yetenekli oldukları alanlara yönlendirerek hem daha çok verim alıyor, hem de çalışan mutluluğunu sağlayabiliyoruz. Ayrıca uyguladığımız bu projelerle, Avrupa Bölgesinin en yüksek çalışan bağlılığı değerlerine sahip olurken, çalışanlarımızın oylarıyla almaya hak kazandığımız 2016 Aon Hewitt “En İyi İşyeri” unvanının da haklı gururunu yaşıyoruz. Sodexo olarak “Sorumlu işveren” olmanın yanı sıra; çevre, yerel toplum, beslenme, sağlık ve iyi yaşam noktasında da uyguladığımız stratejilerle sürdürülebilirliğe önem veriyoruz. Dünya çapında üst üste aldığımız ödüllerin bu noktadaki başarımızı ve kararlılığımızı ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde 11 yıldır liderliğimizi korurken, RobecoSAM 2016 Sürdürülebilirlik Yıllığı’nda ise “Endüstri Liderliği” ile birlikte Altın Madalya’nın da sahibi olduk.

2017 yılına yönelik yatırım hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi olarak 2017 yılında, 2 yıldır istikrarlı bir şekilde sürdürdüğümüz büyümeyi 3’e katlamayı, 1.000 kişiye daha istihdam sağlamayı ve iş dünyasının yükselen trendi haline gelen entegre hizmet yönetimi kalitesini çok daha fazla kurumla tanıştırmayı hedefliyoruz. Türkiye özelinde değerlendirdiğimizde entegre hizmetin sağladığı avantajları fark eden kurumların sayısı her geçen yıl artış gösteriyor. Bu noktada Sodexo Entegre olarak biz de kurum kültürüne ve ihtiyaçlarına özel olarak planladığımız hizmetler bütününü, uzun vadeli iş ortaklıklarıyla sunmayı önemsiyoruz. İhtiyaç duydukları tüm hizmetleri tek bir elden almalarını esas alan ve Hizmet Düzeyi Sözleşmesi (SLA) ile tamamen kuruma özel planladığımız bu hizmetler bütünüyle de iş ortaklarımızın verimliliklerini yüzde 7’ye kadar artırmalarını sağlıyoruz.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 85


Hedef, balık ekmeğin global markası olmak

Advertorial

Hamsi Finger Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dilek Gediz, “Dünya çapında bir marka olabilmek için öncelikle kendi ülkesindeki her müşteriye ulaşmayı hedefleyen Hamsi Finger, bu hedef doğrultusunda 81 ilde en az 81 Hamsi Finger şubesi açmayı planlıyor” dedi.

“Yaşam tarzı ve sosyal yapıda oluşan gelişmelerle fastfood yerini, sağlıklı beslenmeye bırakmaya başladı. Sağlıklı beslenme denilince akla ilk gelen yiyecek balıktır. Türkiye’nin en büyük balık ekmek zinciri olan Hamsi Finger, sağlıklı fastfood sloganıyla büyümesine devam ediyor” açıklamasında bulunan Hamsi Finger Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dilek Gediz, “20 şube ile yılda 1,5 milyon kişiye hizmet veren Hamsi Finger dünya çapında da balık ekmeğin markası olmayı hedefliyor. Dünya çapında bir marka olabilmek için öncelikle kendi ülkesindeki her müşteriye ulaşmayı hedefleyen Hamsi Finger, bu hedef doğrultusunda 81 ilde en az 81 Hamsi Finger şubesi açmayı planlıyor” dedi. Büyümesini franchise sistemiyle sürdüren Hamsi Finger, kurulduğu ilk günden bu yana sistemin kusursuzca işlemesi, her şubesinde aynı kalitede ürün ve hizmet verilebil-

mesi için titizlikle çalışıyor. Franchise konusunda taleplerin yoğun olmasına rağmen Hamsi Finger’ın bu konuda çok seçici davrandığını dile getiren Gediz, firmanın, lokasyon konusunda geniş araştırma ve özel fizibilite çalışmaları yapıldıktan sonra onay verdiğini belirtti. Franchise verilecek kişinin markanın vizyonuna ve girişimci ruhuna uygun olması da bir diğer önemli kriter… “Özel baharatlarla harmanlanmış, farklı soslarla sunulan Hamsi Finger ürünleri kendine özgü lezzetleri, doyurucu menüleri ve uygun fiyatları ile sektörde adından söz ettirmeye devam ediyor” diyen Gediz, “Hizmet ve gıda sektöründe müşteri memnuniyetinin önemini bilen Hamsi Finger, gelen müşteri görüş ve talepleri doğrultusunda Ar-Ge çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Hamsi Finger, 2016 yılında menüsüne eklediği mezeli balık porsiyonları ile 2017 yılında da Türk damak tadına uygun yeni ve farklı menülerle balık ekmeğe yeni anlayışlar getirme konusunda iddiasını devam ettiriyor” açıklamasını yaptı.



LOJİSTİK

UTİKAD, yeni yönetimini belirledi

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD)’nin 34. Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Turgut Erkeskin, başkanlık bayrağını Emre Eldener’e devretti. UTİKAD üyelerinin katılımıyla gerçekleşen Genel Kurul’da Dr. Cengiz Tavukçuoğlu, “4. Endüstriyel Devrim Açısından Lojistik Öngörüleri” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Genel Kurul’da yapılan seçimlerin ardından 2010-2016 yılları arasında UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Turgut Erkeskin, başkanlık bayrağını Emre Eldener’e devretti. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği’nin (UTİKAD) 34. Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda UTİKAD başkanlık bayrağı el değiştirdi. UTİKAD üyelerinin yoğun katılımı ile gerçekleşen Genel Kurul’da yapılan seçimlerin ardından Turgut Erkeskin, Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Emre Eldener’e devretti. 34. Seçimli Olağan Genel Kurulu Toplantısı UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Erkeskin’in konuşmasıyla başladı. Erkeskin konuşmasında lojistik sektörüne dair değerlendirmelerini katılımcılar ile paylaştı.

88 •

UTİKAD üyelerinin taşımacılık ve lojistiğin mimarları olduğunun altını çizen Erkeskin, “Ülkemizin ve dünyanın gelişmesinde, büyümesinde, refah seviyesini yükseltmesinde en büyük ve etkili faktörlerden biriyiz. Ancak gerek ülkemizdeki gerekse de çevre ülkelerdeki politik ve ekonomik koşulları değerlendirdiğimizde çok büyük zorluklar içindeyiz” dedi.

YENİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI EMRE ELDENER OLDU UTİKAD’ın 34. Seçimli Olağan Genel Kurulu Toplantısı’nda bütçe görüşmeleri, yönetim ve

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

denetim kurullarının ibra edilmesinin ardından Yönetim Kurulu seçimine geçildi. Yapılan seçimlerin ardından UTİKAD’ın yeni yönetim kurulu da belirlendi. UTİKAD’ın yeni yönetim kurulu şöyle gerçekleşti: Emre Eldener - (Kıta Ulaştırma Hizmetleri), Turgut Erkeskin - (Genel Transport), Nil Pakyürek - (Transorient Uluslararası Taşımacılık), Cihan Yusufi - (Globelink Ünimar Lojistik), Ekin Tırman - (Aktifsped Uluslararası Nakliyat), İbrahim Dölen - (Borusan Lojistik), Koral Karşılıklı - (Merden Lojistik), Mehmet Özal

- (Ekol Lojistik), Rıdvan Haliloğlu - (Mundoimex Global Lojistik), Serkan Eren - (MNG Havayolları), Taner İzmirlioğlu (GNV Lojistik). Seçimlerin ardından UTİKAD’ın yeni yönetim kurulu adına konuşma yapan UTİKAD’ın yeni Başkanı Emre Eldener, “Turgut Başkan hem sektörümüz hem de derneğimiz adına çok büyük başarılara imza attı. Kendisinden devraldığımız bayrağı en iyi şekilde taşıyacak, lojistik sektörünün gelişimi için çalışmalarımızı aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz” diye konuştu.



LOJİSTİK

ASSAN LOJİSTİK’İN

20. YILI

20. YILI

A

Kibar Holding iştiraki olan Assan Lojistik’in bu yıl sektörde 20’nci yılını kutladığını söyleyen Assan Lojistik Genel Müdürü Halil Özendi, “2016’yı zorluklarla mücadele ederek geçirdik. 2017’de yüzde 20’ye varan bir ciro artışı bekliyoruz” diye konuştu.

ssan Lojistik olarak sunduğunuz lojistik çözümlerden kısaca bahseder misiniz? Kibar Holding iştiraki olan firmamız, bu yıl sektörde 20’nci yılını kutluyor. Bir kısmı Kibar Holding iştiraki olan önemli müşterilerimize yurtiçi ve uluslararası tedarik zinciri yönetimi ve kontrat lojistiği hizmetleri sunuyoruz. Uluslararası Karayolu ve İntermodal’de tüm Avrupa, CIS ve doğu trafiklerine parsiyel/komple/ ekspres taşımacılık, denizyolunda ise FCL, LCL, Break bulk, proje lojistiği, gabari dışı yüklemeler, nakliye sigortası, online rezervasyon hizmetleri (INTRA vb.) veriyoruz. Yurtiçinde ise komple taşımalar, liman hizmetleri,

90 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

limanlara ve limanlardan yapılan ara nakliye, milkrun/ inbound operasyon hizmetimiz var. Ağır endüstri taşımalarına uygun 66 çekici+ yarı römorktan oluşan özmal filosuna sahibiz. İskenderun, Mersin, K. Maraş, G. Antep’te şube ve ofislerimiz bulunuyor. İskenderun’da grup iştirakimiz Assan Port’un hemen karşısında 7 bin metrekare kapalı alana sahip konsolidasyon depomuz var. Bursa, Gemlik, İzmit, Derince, Dilovası, Gebze, Tuzla yine şube ve ofislerimizin olduğu, yoğun hizmet verdiğimiz bir bölge. Tuzla’da 5 bin metrekarelik A tipi antrepomuzda açık saha depolamasına ihtiyacı olan müşterilere hizmet veriyoruz. Ayrıca Çorlu şubemiz Batı Marmara operasyonlarını yürütüyor.


LOJİSTİK

“2016’YI ZORLUKLARLA MÜCADELE EDEREK GEÇİRDİK” Assan Lojistik olarak 2016 nasıl bir yıl oldu? Ne gibi yatırımlara imza attınız? 2016’yı zorluklarla mücadele ederek geçirdik. Zorunlu trafik mali mesuliyet sigortası ve asgari ücretteki yeni düzenlemeler, müşteri sözleşmelerimizde ön göremediğimiz maliyet artışlarıydı. Alacaklarımızın tahsilatı her zamankinden zordu. Tüm bölgesel ve ülkemizde yaşanan olumsuz gelişmeleri de dikkate alırsak bütçemizdeki satış gerçekleşmelerinden yine de memnunuz. Tüm zorlukların geride kaldığı bir 2017 diliyoruz. Lojistik sektörünün genel değerlendirmesini yapacak olursak nasıl bir tablo karşımıza çıkıyor? Sektördeki rekabetin hizmet kalitesine olan etkilerini değerlendirir misiniz? Rekabetin boyutu artık firmalar arası rekabeti aşmış durumda. Dağıtım kanalları ve taşıma modlarının

kıyasıya rekabetine tanık oluyoruz. Bu sebeple hizmeti çeşitlendirmek, inovatif yaklaşımlar çok önemli. Teknolojiyi iyi kullanmak, çalışana yapılan yatırım her zamanki gibi rekabet avantajı getiriyor. Bir tarafta inovasyonun gerektirdiği yatırım ihtiyacı, bir tarafta maliyete odaklanmak çelişki gibi duruyor. Zaten bu problemi çözebilenler sektörde kalıcı olacak. Logitrans Fuarı’na her yıl katılıyor musunuz? Fuar ile ilgili izlenimleriniz nelerdir? Logitrans Fuarı’na bu sene ilk defa katıldık. Sektörün birçok temsilcisi ile buluşma fırsatı bulduk. Standımıza olan potansiyel müşteri ilgisinden de memnunuz. Almanya ve Avusturya lojistik firmalarının fuara ülke katılımı ve bakanlık seviyesinde temsili önemliydi. Sektör derneklerimiz ile Almanya ve Avusturya üst düzey yetkilileri görüş alışverişinde bulunma fırsatı buldu. Umarız bu fırsat, mevcut problemlerin aşılmasına hızla katkı sağlar.

“2017’DE YÜZDE 20 CİRO ARTIŞI HEDEFLİYORUZ” Assan Lojistik olarak 2017 yılına yönelik yatırım hedeflerinizi paylaşır mısınız? Bu yıl kazanılan yeni kontratlarla, bizi 2017’de yüzde 20’ye varan bir ciro artışı bekliyor. Katma değer yaratabileceğimiz alanlarda satış çabamız devam edecek. Kesinleşmiş yeni hacmi daha doğru yönetebilmek için, yurtdışı acente ağı/ bilgi teknolojileri/ organizasyon/süreç iyileştirmelerine odaklanacağız. Özmal araç filomuza 30 çekici ve römorktan oluşan ek bir kapasite ile çalışanlarımıza eğitim yatırımı planlıyoruz. 2017’de daha yetkin, hizmet çeşitliliği artmış, müşterilerine daha fazla katma değer üreten bir Assan Lojistik hedefliyoruz.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 91


LOJİSTİK

AVRUPA’YI TÜRKİYE’YE BAĞLIYORUZ Rail Cargo Lojistik Türkiye Satış Müdürü Pervin Altındağ, “Düzenli olarak her hafta 3 gün çıkış yapan karşılıklı intermodal blok trenlerimiz ile Avusturya, Almanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’yı hem ekonomik hem de çevre dostu bir yöntemle Türkiye’ye bağlıyoruz” dedi.

R

ail Cargo Lojistik Türkiye Satış Müdürü Pervin Altındağ, demiryolu ve diğer taşımacılık yöntemlerini kullanarak tüm Avrupa ülkelerine taşımacılık hizmeti verdiklerini söyleyerek, “Ana firmamız Rail Cargo, Avusturya’nın gelişmiş acente ağı sayesinde müşterilerimize düzenli bilgi akışı sağlıyor. Oluşturduğumuz servis standardı sayesinde müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmaya çalışıyoruz. Düzenli olarak her hafta 3 gün çıkış yapan karşılıklı intermodal blok trenlerimiz ile Avusturya, Almanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’yı hem ekonomik hem de çevre dostu bir yöntemle Türkiye’ye bağlıyoruz” dedi. 2015 yılı başından beri devam eden blok trenler ile otomobil taşımacılığı konusunda önemli tecrübeler edindiklerini belirten

92 •

Altındağ, “Rail Cargo Lojistik Türkiye olarak hem operasyonel işleyiş hem de araçların son noktaya taşınmaları konusunda gelişim sağladık. Mevcut potansiyelimizi artıracak yeni girişimlerde bulunmak ve sonuna yaklaştığımız 2016 yılı boyunca devam eden projemizin 2017 yılı içinde de yeni anlaşmalarla beraber gelişerek devam etmesini sağlamak en önemli hedeflerimizden birisi olacak” diye konuştu.

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE STANDARTLARI Rail Cargo Lojistik olarak uzun vadeli ekonomik başarıların ancak sosyal sorumluluk, toplum ve çevreye duyarlılık ilkeleri sayesinde gerçekleşebileceğinin bilincinde olduklarına değinen Altındağ, “Müşterilerimiz de çevresel sorumluluklar konusunda bizlerle aynı düşünüyorlar ve demiryolu taşımacılığının çevreye duyarlı, ekonomik ve

en temiz yöntem olduğu konusunda bizimle hemfikirler. Lojistik hizmetleri karbon salınımını ortaya çıkaran en önemli kaynaklarından birisi. Sürdürülebilir çevre standartları ve ekonomik bir çözüm olması açısından oluşturulan intermodal demiryolu sistemlerimiz sayesinde uluslararası karayolu taşımacılığına alternatif yeşil lojistik çözümlerini müşterilerimizin düzenli kullanımına sunuyor ve haftanın belli günleri çıkış yapan karşılıklı intermodal seferler ile sürdürülebilir çevre standartlarına uygun hizmet ile alternatif yaratabiliyoruz” şeklinde konuştu. Rail Cargo Lojistik’in prensip edindiği standartlar ve kurumsal yapı içerisine entegre edilmiş çevre politikaları sayesinde aldığı ISO 14001 sertifikası ile yeşil taşımacılık ve sürdürülebilir çevre politikaları sorumluluğunu eğitimli personeli ile daha ileriye taşıdığına işaret eden Altındağ, “Sürdürülebilir çevre standartları ve yeşil lojistik gibi kavramlar birçok firma tarafından incelenmiş ve standart olarak benimsenmiştir. Teknolojik gelişmeler ve yeni iletişim imkanları sayesinde bu önemli kavramları kurumsal yapılarının önemli prensiplerinden biri olarak kabul eden firma sayısı her geçen gün daha da artıyor. Rail Cargo Lojistik hem ISO 14001 standartları hem de ana aktivitesi olan Demiryolu taşımacılığının kendi içinde yarattığı karbon emisyon ekonomisi sayesinde ‘Yeşil Lojistik’ ve ‘Yeşil Yol Haritası’ gibi kavramların tam ortasında bulunuyor. Rail Cargo Group çevre ve sosyal sorumluluk prensipleri doğrultusunda hareket eden ve yatırımlarını bu önemli değerleri referans alarak sürdüren bir firma, ama en önemlisi çevre bilinci ile donatılmış eğitimli Rail Cargo Group çalışanları sürdürülebilir başarının anahtarının sürdürülebilir çevre olduğunu çok iyi biliyorlar” dedi.



LOJİSTİK

DÜNYAYLA REKABET EDİYOR “DÜNYA TİCARETİNE YÖN VERİYORUZ”

Yeşilyurt Liman İşletmeleri Müdür Yardımcısı Salih Cengiz, 2006 yılında Yeşilyurt Grup tarafından hizmete açılan Yeşilyurt Limanı’nın yıllık 8 milyon ton yük elleçleme ve bin 500 adet gemi kabul kapasitesine sahip olduğunu söyleyerek, “2006 yılından bu zamana kadar geçen zamanda Yeşilyurt Limanı’nda yaklaşık 35 milyon ton yük elleçlemesi gerçekleştirildi” dedi.

Y

eşilyurt Limanı’nın bin metreyi bulan yanaşma rıhtımı ve 20 metre derinliği ile büyük groslu gemilere rahatlıkla hizmet verebildiğini ifade eden Yeşilyurt Liman İşletmeleri Müdür Yardımcısı Salih Cengiz, “Bu bağlamda Karadeniz Bölgesi’nin en büyük limanlarından birisiyiz. Bu bölgede daha öncelerden yüksek tonajlı ve özellikle panamax tipi gemilerin yanaşması, mevcut limanlarda uygun derinlik olmamasından ötürü gerçekleştirilmiyordu. Yeşilyurt Liman İşletmeleri olarak bu eksikliği ortadan kaldırarak bölgeyi dünya ticaretine entegre ettik. Bununla paralel olarak bu büyüklükte gemilere hizmet verebilecek makine parkımız, modern altyapımız, deneyimli personelimiz ve açık-kapalı depolama alanlarımızla müşterilerimize her türlü kolaylıkları sağlıyoruz” diye konuştu.

94 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix

“DEPOLAMA KAPASİTESİ OLARAK ÖNEMLİ YERE SAHİBİZ” Yaklaşık 134 bin metrekare alan üzerine kurulu olan Yeşilyurt Liman İşletmeleri’nin depolama kapasitesi bakımından da önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Cengiz, “70 bin ton kapasiteli kapalı ambar ve antrepolar, 35 bin ton kapasiteli hububat siloları, 60 bin metrekare açık beton ve toprak depolama sahaları mevcut. Yine devam eden geri saha çalışmamız var. Yaklaşık olarak 70 dönüm ilave alanın işletmemize dahil olmasıyla birlikte depolama olarak mevcut kapasitemizde birebir bir artış sağlanacak. Yeşilyurt Limanı, vinç ve makine bakımından da en son teknolojik ekipmanlarla donatılmış durumda. Yüksek kaldırma kapasiteli mobil vinçleri ve elleçleme ekipmanlarıyla yükleme-boşaltma işlemleri sürat ve güvenli bir şekilde gerçekleştiriliyor” şeklinde konuştu.

Yeşilyurt Liman İşletmeleri’nde pilotaj-römorkaj hizmetleri, katı-sıvı atık alımı, tatlı su, elektirik, kantar, gümrük hizmetlerinin kaliteli ve güvenilir bir şekilde verildiğini hatırlatan Cengiz, sözlerine şöyle devam etti: “İşletmemizde genel olarak dökme yükler elleçlendiğinden ötürü müşteri portföyümüzü hububatçılar, kömürcüler, maden sektörü, inşaat sektörü, gıda ve tarım sektörü oluşturuyor. Bununla birlikte kendi demir çelik fabrikalarımızın hammadde ithalatı ve mamul ihracı da doğal olarak limanımızda gerçekleştiriliyor. Limanımız konumu itibariyle Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Romanya ve diğer birçok ülke limanlarına yakınlığı ile bölgesel ticaret hacmine ve dünya ticaretine yön vermiş durumda. Bugün Türkiye’ye giren gübrenin, kömürün, tahılın, hurdanın, orman ürünlerinin çok önemli bir bölümü başta Rusya olmak üzere Karadeniz ülkelerinden Samsun’a geliyor ve büyük kısmı Yeşilyurt Liman İşletmeleri’nde elleçleniyor. Batı ile doğu arasındaki ticaret hattında bir üst olma görevini üstlenen Yeşilyurt Liman İşletmeleri, faaliyetine başladığı günden itibaren bölge ticaret hacmine yıllık baz da yaklaşık 3-4 milyon ton bir ilave yük giriş çıkışı sağladı. Yeşilyurt Liman İşletmeleri demir çelik alanında olduğu gibi limancılık alanında da diğer dünya limanları ile rekabet edebilir seviyeye gelmiş bulunuyor.”



LOJİSTİK

SOĞUK ZİNCİR... Murat Lojistik Ekspres Taş. Tic. ve San. Ltd. Şti. Genel Müdürü Selçuk Yüksel, “Soğuk zincir dağıtım işiyle ilgileniyoruz. Zincir mağaza dağıtımlarına yoğunlaşmış durumdayız. Sektörde soğuk zincir dağıtımıyla ilgili filo ve dağıtım hizmeti anlamında ilk 5 firma arasındayız. Şu anda 400 Özmal, bin 200 civarında da kiralık aracımız var” dedi.

M

urat Lojistik Ekspres Taş. Tic. ve San. Ltd. Şti. Genel Müdürü Selçuk Yüksel, Murat Lojistik’in 1959 yılında Erzurum’da kurulduğunu söyleyerek, “Daha sonra liman şehri olan ve ticaretin biraz daha hareketli olduğu Samsun’a taşınarak nakliye hayatımıza başladık. Lojistik sektörüne kuru yük taşımacılığıyla giriş yaptık, son 20 yıldır ise soğuk zincir

dağıtım işiyle ilgileniyoruz. Zincir mağaza dağıtımlarına yoğunlaşmış durumdayız. Sektörde soğuk zincir dağıtımıyla ilgili filo ve dağıtım hizmeti anlamında ilk 5 firma arasındayız. Şu anda 400 Özmal, bin 400 civarında da kiralık aracımız var” dedi.

“SAĞLAM ALDIĞIMIZ MALI SAĞLAM TESLİM EDİYORUZ” Soğuk zincir dağıtımında ürünün doğru derecelerle, doğru zamanda son noktaya ulaştırılmasının oldukça önemli ol-

duğunu belirten Yüksel, “İyi ekipman, iyi kasa ve iyi klima kullanılması çok önemli. Çünkü müşterilerin özenle hazırladığı ve ürettiği ürünler aynı güven

içerisinde son noktaya ulaşmalı. Bunun için de bizlere düşen görev iyi ekipman, iyi araç ve iyi sürücüyle sağlam aldığımız malı sağlam şekilde son noktaya teslim etmek” diye konuştu.

“SOĞUK ZİNCİRDE KUVVETLİ REKABET VAR” Soğuk hava taşımacılığında sektörde kuvvetli bir rekabet olduğuna değinen Yüksel, “Sektörde oldukça kuvvetli oyun-

96 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix


LOJİSTİK

cular var. Sektör bundan 10 yıl öncesi gibi değil. Bu da bizleri işimizi daha iyi yapmaya sevkediyor. Ne kadar kuvvetli rakibiniz olursa işinizi daha iyi, daha yenilikçi yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da bize güven veriyor. Soğuk zincir dağıtımı Türkiye’de çok yeni olan bir iş kolu. O yüzden belli hassasiyetler yeni yeni oluşuyor. Bu hassasiyetler, önümüzdeki 10 yıl içerisinde oturduğu zaman hem bizler hem piyasa hem de

müşteriler bundan daha da fazla verim alacak” şeklinde konuştu. Murat Lojistik olarak müşteri portföylerinin Migros, A101, Şok ve Tat gibi büyük kuruluşlardan oluştuğu bilgisini veren Yüksel, “Genelde süt, yoğurt, peynir, sucuk, salam ve şarküteri ürünlerini taşıyoruz. Ağırlıklı olarak sebze ve meyve ağırlıklı çalışıyoruz. İç piyasada sebze meyve dağıtımı yapıyoruz ve yine depolardan market dağıtımları gerçekleştiriyoruz” açıklamasını yaptı.

“SEKTÖRE DESTEK VERİLMELİ” Sektörün gelişmesi açısından hükümetin lojistik sektörüne destek olması gerektiğini savunan Yüksel, “Yakıt fiyatlarında anlık değişimler sözkonusu, bu da sektör açısından problem doğuruyor, plan yapamıyorsunuz.

Bir yıllık bir çalışma planı çıkardığınız zaman mazot etkisini öngöremiyorsunuz. Orada da bir açık kapınız oluşuyor. Ama karayollarıyla ilgili son 10 yıldır geldiğimiz nokta iyi. Hükümetinin yaptığı düzenlemeleri, aldığı önlemleri gayet iyi buluyorum” dedi.

“MALİYETLERİMİZ ARTTI AMA SONUNDA DÜZELECEK” 3. Köprü’nün maliyetlerimizi artırdığını belirten Yüksel, şöyle devam etti: “Ben de tüm sektör gibi bundan yana şikayetçiyim ama zamanla oturacağını düşünüyorum. Bir müddet bunun acısını çekeceğiz, ama böyle bir yatırım yapılmış, yatırımın karşılığında çekmemiz gereken bir bedel varsa çekeceğiz. Ama sonunda düzeleceğini düşünüyorum” değerlendirmesini yaptı.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 97


LOJİSTİK

2’nci 360 LOJİ&TED Konferansı 18 Ocak’ta 360 CNP Organizasyon tarafından “Just in Time” parolasıyla düzenlenen “2’nci 360 LOJİ&TED” Konferansı 18 Ocak 2017 tarihinde Steigenberger Hotel Maslak İstanbul’da gerçekleştirilecek. Konferansın gündemini müşteri isteğini karşılayabilmek ve pazarda kalıcı olabilmek için en büyük

savaşın verildiği iki ana süreç olan ‘tedarik’ ve ‘lojistik’ oluşturuyor.

20 SEKTÖRDEN 125’İN ÜZERİNDE ŞİRKET KATILIYOR 360 CNP Organizasyon Genel Müdürü Özlem Alkan, şu bilgileri verdi: “Yakın gelecekte teda-

2’nci 360 LOJİ&TED Konferansı, 18 Ocak 2017 tarihinde Steigenberger Hotel Maslak İstanbul’da gerçekleştirilecek. Konferansın gündemini ‘tedarik’ ve ‘lojistik’ süreçleri oluşturuyor. rik zincirlerinin rekabet edeceği dünyada, tedarik zincirleri iyi olan işletmeler ayakta kalmayı başarırlarken, kötü olan işletmeler maliyetler karşısında daha fazla direnemeyecek. 2’nci 360 LOJİ&TED Konferansı’nda gerçek dünya dersleri ve tecrübelerinden oluşan ve başka bir yerde bulunamayacak bir içerik,

yeni nesil uygulamalar, güncel know-how’lar, inovasyonel çalışmalar ve sonuç veren örnekler katılımcıları bekliyor. Konfreransla 20 farklı sektörden 125’in üzerinde şirketten profesyonellere stratejik bilgi alışverişi, deneyim, networking ve eş düzey kişilerin direkt irtibata geçmelerine zemin sağlamak hedefleniyor.”

Global ve ulusal ekonomik gelişmelerin lojistik sektörüne yansıması -Tedarik zinciri dönüşüyor -Tedarik zinciri ve lojistik yönetiminde inovasyon -Taşımacılıkta intermodal çözümler -Tedarik zinciri yönetiminde kamçı etkisi -Depolar için otomasyon çözümleri & verimlilik & maliyet -Lojistik insan kaynakları yönetimi -Lojistikte yeni nesil pazarlama

98 •

w w w . h izm e tix . c o m.tr >> Hizmetix



LOJİSTİK

Rizeport Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı K. Faysal Çillioğlu, işlettikleri Rize Limanı’nda 2016 yılında yüzde 20 büyüme sağladıklarını söyleyerek, “2016’da limancılıkta kapasitemizi artırdık. Ticarette olduğunuz yerde sayarsanız kaybedersiniz. 5 milyon Euro yatırım gerçekleştirdik. Kriz var ama yine yatırım yapmak zorundayız” dedi.

“LİMANCILIKTA

5 MİLYON EURO YATIRIM YAPTIK”

100 •

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix

Rizeport Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı K. Faysal Çillioğlu, Ri Şirketler Grubu olarak Riport ve Rizeport Lojistik olmak üzere iki şirketle faaliyetlerine devam ettiklerini belirterek, “Riport olarak Rize Limanı’nın işletmeciliğini yapıyoruz. Şirketin yönetim kurulu başkanlığını ağabeyim Asım Çillioğlu yürütüyor. Rizeport Lojistik olarak da uluslararası kara taşımacılığı yapıyoruz. İki şirketimizle hem limancılık hem de lojistik sektörlerinde yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Rize Limanı’nda 2016 yılında yüzde 20 büyüme sağladık, kapasitemizi artırdık ve 5 milyon Euro yatırım yaptık. Mevcut krize rağmen yatırımlarımıza devam ediyoruz” dedi.

“RİZEPORT LOJİSTİK OLARAK İÇ NAKLİYEYE YÖNELDİK” Rizeport Lojistik olarak Türkiye’nin komşuları olan Suriye, Irak ve İran’daki iç karışıklıklar ve sorunlardan olumsuz etkilendiklerini kaydeden Çillioğlu, “Bu anlamda karayolu ve lojistik proje taşımacılığında bir düşüş ivmesiyle karşı


LOJİSTİK

karşıyayız. Bundan dolayı şirket politikası gereği iç nakliyeye ve liman çevresinde limana taşınacak olan malların taşınmasına yöneldik. 2017 yılı için ümitliyiz. Ekonomik veriler kötü gözükse de Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın denizcilik sektöründen gelmesi ve üç söyleminden birisinin lojistik olması bizleri ümitlendiriyor” diye konuştu.

“EKONOMİYE YILDA 1 MİLYAR DOLARLIK KATKI HEDEFLİYORUZ” Rize Limanı’nın genişleme sahasında futbol sahası kurulmaya çalışıldığından yakınan Çillioğlu, “Bunu düşünenler ufku geniş, akıllı ve mantıklı düşünmüyor. Bu projeye karşı bölge idari mahkemesinde dava açtık. Limana 8 km uzaklıkta bulunan Rize Serbest Bölgesi’nin Rize Limanı’nın yanına taşınması burada en uygun karar olacaktır. Eğer bu karar alınırsa bölge ve ülke ekonomisine yılda

1 milyar dolarlık katkı sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca Rize’ye organik hububat entegre deposu kurmak istiyoruz. Bu proje Rize ve bölgesini hareketlendirip, atağa kaldıracak bir proje” şeklinde konuştu.

“YANLIŞ ÇOKTUR AMA DOĞRU BİRDİR” Çillioğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Denizcilik-

te 3. kuşağız. Bu yüzden denizcilik sektöründe herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Gerek Riport gerekse Rizeport Lojistik olarak sektörde bir farklılık yaratıyoruz. Ne iş yaparsak yapalım, dürüst olmak gerekiyor. Babamın meşhur bir lafı var: Doğru birdir, yanlış çoktur. Marka değerimizi koruyoruz. Bizden sonraki nesillere iyi marka bırakabilir-

sek bizim için büyük bir başarı olacak.” C2 belgesine sahip olduklarını ve daha çok Gürcistan ve Azerbaycan’a çalıştıklarını ifade eden Çillioğlu, 18 adet Özmal aracın yanında 30’a yakın da dorselerinin olduğunu ayrıca Rize ve bölgesinde iş makinesi kiralaması da yaptıklarını kaydetti. Çillioğlu, şu anda yapımı devam eden Ovit Tüneli’nin bitmesiyle Doğu Karadeniz Bölgesi’nin hinterlandının değişeceğini söyleyerek, “Bugün Rize’den Erzurum’a veya doğuya gitmek istediğinizde ya Hopa ya da Trabzon üzerinden gitmek zorundasınız. Rize olarak Ovit dağının kapalı olmasıyla biz 6 ay Erzurum’a hiçbir şekilde ulaşım sağlayamıyorduk. 2017’de Ovit Tüneli açıldığında bölge epeyce hareketlenecek” değerlendirmesini yaptı.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 10 1


LOJİSTİK

EKOL,

GÖNÜLLÜLÜK GÜNÜ’NÜ

PROJELERİYLE KUTLUYOR

Kurulduğu günden bugüne “daha iyi bir dünya için lojistik” söylemi ile çalışmalarını yürüten Ekol Lojistik, 14 ülkede bulunan 6 bin 500 çok uluslu çalışanı ile “Ekol Gönüllüleri” projesini hayata geçirdi ve 5 Aralık Birleşmiş Milletler Gönüllülük Günü’nü “Ekol Gönüllülük Günü” olarak kutlamaya başladı.

102 •

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix

“Ekol Gönüllüleri” projesi kapsamında fidan dikimi, yetiştirme yurdu ve hastane ziyaretleri, kan-kök hücre bağışı, mültecilere ve evsizlere yardım, okullara ve çocuklara kıyafet ve kitap bağışı, bakım evi ziyaretleri, oyuncak bağışları, açık artırma, mavi kapak toplama, engellilerle atölye çalışmaları, barınak ziyaretleri gibi geniş bir yelpazede Ekol çalışanları tarafından 14 ülkede birbirinden çok farklı coğraflarda, farklı dillerde, farklı ihtiyaçları karşılamak için toplam 38 gönüllülük projesi gerçekleştirildi.

EKOL GÖNÜLLÜLÜK GÜNÜ İçinde bulundukları çevreye ve topluma değer katarak iz bırakmayı hedeflediklerini belirten Ekol Lojistik Kurumsal Pazarlama ve İletişim Direktörü Arzu Tan, “Ekol olarak ‘toplumun geleceğine olumlu katkı sağlamak’ ilkesiyle kurumsal sosyal sorumluluk politikamızı güncelledik ve 5 Aralık Birleşmiş Milletler Dünya Gönüllülük Günü’nden yola çıkarak, 5 Aralık’ta Ekol Gönüllülük Günü’nü kutlamak için çalışmalar başlattık. Bu ça-

lışmamız ile tüm çalışanlarımızın kendi bulundukları ülke veya bölgenin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak departman, tesis ya da ülke müdürlüğü olarak hareket edip bir gönüllülük projesini gerçekleştirmelerini teşvik ettik. Tek bir Ekol ruhu ile dünyanın her bir noktasına dokunmayı hedefledik. Bu sene ilkini gerçekleştirdiğimiz ‘Ekol Gönüllüleri’ projelerimizi sürdürülebilir kılmak adına, çalışmalarımızı heyecanla yürütürken, her yıl 5 Aralık’ta Ekol Gönüllülük Günü’nü kutlamaya devam edeceğiz” dedi.


LOJİSTİK

Mars Logistics’ten çifte takip sistemi Mars Logistics, teknolojik altyapısına gerçekleştirdiği yatırımlar kapsamında çekicilerde bulunan araç takip sistemine tüm römorklarını da dahil etti. Türkiye’de ve globalde farklı taşıma modelleriyle müşterilerine hizmet veren Mars Logistics, teknolojik altyapısına yatırımlar gerçekleştirmeyi sürdürüyor. Daha önce sadece çekicilerinde bulunan takip sistemini kullanan Mars Logistics, bu sistemi artık tüm römorklarına da entegre ediyor. Römork takip sistem ile müşterilerine yüklerini gerçek zamanlı görüntüleme imkânı sunacak olan Mars Logistics, böylece hem filo yönetim verimliliğini ve araç güvenliğini, hem de müşterilerine çok daha detaylı bir takip sistemi hizmeti sunmayı hedefliyor.

“DİJİTAL YATIRIMLARIMIZ DEVAM EDECEK” Endüstri 4.0 devrimi ile Türkiye’de dijital teknolojinin değerinin daha da arttığına dikkat çeken Mars Logistics Genel Müdürü Ali Tulgar, “Gerçekleştirmiş olduğumuz bu yatırımla müşterilerimiz 5 dakika aralıklarla konum bilgisi alıp, harita üzerinden de görsel olarak yükünün bulunduğu yerleri görüyor olacak. Mars Logistics olarak bu yatırımla müşterilerimize kesintisiz bilgi akışı sağlayarak, lojistik süreçlerini hızlandırmayı ve ciddi bir zaman tasarrufu sağlamayı hedefledik. İlerleyen süreçte de bu tür dijital yatırımlarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.

“MÜŞTERİ, YÜKÜNÜN NEREDE OLDUĞUNU GÖREBİLECEK” Sistem, taşımanın başından sonuna kadar tüm sürecin her aşamasında veri akışı sağlayacak. Müşteri, yükü trende veya gemide olsa dahi, konum bilgisini görebilecek. Bunun yanı sıra yükleme ile ilgili belgeleri sistem üzerinden görüntüleyebilecek ve indirebilecek. 5 dakikada bir kendini güncelleyerek görüntü akışı sağlayan sistem, aracın belirlenen süreden fazla hareketsiz kalması, rota dışına çıkması ya da hız limitleri aşımı gibi durumlarda da eş zamanlı raporlama yapabilecek. Sistem sadece WEB üzerinden değil IOS ve Android işletim sistemlerinden de takip edilebilecek.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 10 3


Röportaj: Sinan SAYGI

Özel Röportaj

5 KITADA

90’DAN FAZLA ÜLKEYE İHRACAT

Yiğit Akü AŞ olarak 2016 yılını nasıl geçiriyorsunuz? Yatırım anlamında nasıl bir performans gösterdiniz? Yiğit Akü, 35 yılı aşkın üretim hayatı boyunca, öncelikli hedeflerini her zaman “ileriye götürür” felsefesi ile planlıyor. Geliştirdiği inovatif ürünleriyle sektörde fark

104 •

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix

yaratmaya yüzde 100 Türk firması ünvanı ile dünyada ve global alanda adından söz ettirmeyi hedefleri arasına almış bir kurum. Bugün 5 kıtada 90’dan fazla ülkeye ihracat yapan Yiğit Akü, 2016 yılı itibari ile 7 milyon adet akü üretim kapasitesine sahip. Türkiye’de ise; 100 ana bayi ve 6 bin tali bayi ile

Yiğit Akü AŞ Genel Müdürü Erinç Çetin Miser, “Bugün 5 kıtada 90’dan fazla ülkeye ihracat yapan Yiğit Akü, 2016 yılı itibari ile 7 milyon adet akü üretim kapasitesine sahip. Türkiye’de ise; 100 ana bayi ve 6 bin tali bayi ile hizmet veriyor” dedi.

hizmet veriyor. Dünya akü sektöründe Platin, Tunç, Macpower, Helden, Distalong markalarıyla anılıyor. 40 bin metrekarelik alanda 620 personel ile çalışan kurumumuz, bayilerindeki çalışanları da eklendiğinde Türkiye’de önemli bir istihdam alanı yaratıyor. Ülke dışında ortaklık ve iş birlikleriyle, Ortadoğu ve Afrika Bölgeleri dahil toplam 4 fabrikada faaliyet gösteriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne gerçekleştirdiği akü tedarikinin yanı sıra, 2008 yılından bu yana da Fransa, İspanya, Kanada ve Şili ordularına da akü tedariki gerçekleştiriyor. İç piyasada yüzde 20’nin üzerinde bir pay ile yoluna devam eden Yiğit Akü, yaklaşık 110 milyon dolarlık bir ciro ile 2016 yılını tamamlamış bulunuyor. Yiğit Akü’nün yıllık satışlarının yüzde 55’i, 90’dan fazla ülkeye yaptığı ihracatı kapsıyor. Yiğit Akü, uluslararası arenada hem teknolojik hem de ticari olarak Türkiye’yi ön plana çıkaracak ve tanıtacak işlere imza atma hedefi ile her geçen yıl ihra-


Özel Röportaj “YİĞİT AKÜ İÇİN AR-GE VE ÜR-GE ÇOK ÖNEMLİ” cat yaptığı ülke sayısını ve ihracat rakamlarını artırıyor. Yiğit Akü, ihracatımızın çatı örgütü olan Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin “2015 İhracat İlk 1000” raporunda ilk 500’de 239. sırada yer alarak büyük bir başarı elde etmiştir. Yiğit Akü, 2012 yılında uluslararası marka değerlendirme şirketi Brand Finance’ın hazırladığı “Türkiye’nin en değerli markaları” listesinde, 13 milyon dolarlık marka değeri ile ilk 100’de yer alıyor. Yüzde 100 Türk sermayesi olarak kurulan ve kaliteli/çevre dostu ürünler üretmek için son teknoloji ile donatılmış üretim tesisleri kuran Yiğit Akü, “Türkiye’nin Ar-Ge şampiyonları” listesinde de 250 firma arasında 99. sırada, Ankara firmaları arasında ise 10. sırada bulunuyor. Kısaca Yiğit Akü’nün 2016 yılı hem kurumsal açıdan, hem sektör nezdinde hem de marka hacmimiz açısından başarılar ile dolu geçiyor. Yiğit Akü olarak 2016 yılında özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik enerji depolama ve endüstriyel aküler için Ar-Ge çalışmalarını ağırlık vererek, bütçemizde yüzde 3,6 oranında bir kaynak geliştirmiş, Ar-Ge projeleri için bu yıl sonuna kadar da yatırımlarımıza devam edeceğiz. 2017 bütçemizde ise; bu oranın yüzde 4 seviyesinde olacağını öngörüyoruz.

Gerek büyüme gerekse yatırım olarak 2017 yılı planlarınız nelerdir? Yiğit Akü olarak dünya standartları ve normlarında hizmet ve üretime sahibiz. Bu bilinç ile yatırımlarımızda önce insan odaklı olduğumuzu belirtmek isterim. Yiğit Akü çatısı altında görev yapan teknik personellerimiz, uzmanlarımız, mühendislerimizin gelişimini destekleyecek eğitimler ile gündemler oluşturuyoruz. Çevreye duyarlı bir üretim, sürdürülebilir bir nesil için tüm faaliyetlerimizde titizlikle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Elbette Yiğit Akü için Ar-Ge ve Ür-Ge yatırımlarımız önemli. Yatırımlarımızı bu yönde planlıyor, kalıcı değerler bırakmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin enerji depolama alanındaki lider ülke olmasını sağlamak adına her alanda girişim, yenilik ve iş birliktelikleri ile ülkemizin kalkınması için elimizden geleni yapıyoruz. 2017 yılında ise yüzde 10 oranında büyüme göstermeyi planlıyoruz.

İş dünyasının Türkiye ekonomisine olan bakış açısı nedir? Türkiye’de çok büyük ve lider üreticiler mevcut. Devletin sanayi, bankacılık, ulaşım ve iletişim sektörlerinde önemli gelişmeler ve yatırımlar yapılıyor. İktisadi gelişimler ve beraberinde süre gelen değişim ve yenilikler kalkınmaya neden oluyor. İş dünyasındaki öngörülerimiz ise; yatırımların ülke genelinde ve global alanda da artması yönünde. İş gelişimi, üretimi ve farkındalığı olan her alanda ülkemizin fikir girişimlere açık olması kanaatindeyim.

‘Yönetim’ ve ‘sürdürülebilir büyüme’ stratejilerinizin şirketinizin büyümesine ne gibi katkıları oluyor? Yiğit Akü’nün Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirilen faydalarını, yaygınlaştırma stratejisi ile sürdü-

rülebilir bir büyüme çizelgesi yansıtmak istiyoruz. Daha rekabetçi şartlar ile koşullarımızı her geçen gün zorluyoruz. İnsan kaynaklarının önemi ile küresel alanda çıkaracağımız ürünlerle markalaşmamız stratejilerini planlıyoruz.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 10 5


OTOMOTİV

Otomobil ve hafif ticari araç pazarı

kasımda arttı

Otomotiv Distribütörleri Derneği Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce, otomobil ve hafif ticari araç pazarının 2016 yılı Ocak-Kasım döneminde yüzde 4 arttığını belirterek, “Otomobil pazarı yüzde 6 arttı, hafif ticari araç pazarı yüzde 4 azaldı. Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2016 yılı on bir aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,69 artarak 841 bin 808 adet olarak gerçekleşti. 2015

yılı on bir aylık dönemde 811 bin 844 adet toplam pazar gerçekleşmişti. Otomobil satışları, 2016 yılı on bir aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,16 artarak 648 bin 894 adete ulaştı. 2015 yılı aynı dönemde 611 bin 256 adet satış gerçekleşmişti. Hafif ticari araç pazarı, 2016 yılı on bir aylık döneminde geçen yıla göre yüzde 3,83 oranında azalarak 192 bin 914 adete geriledi. Geçen yıl aynı

dönemde 200 bin 588 adet satış gerçekleşmişti” dedi.

HAFİF TİCARİ ARAÇ PAZARI YÜZDE 19,5 ARTTI Otomobil ve hafif ticari araç pazarının 2016 yılı kasım ayında yüzde 44,6 arttığı bilgisini veren Erce, “Otomobil pazarı yüzde 53,5, hafif ticari araç pazarı yüzde 19,5 arttı. 2016 yılı Kasım

ayı otomobil ve hafif ticari araç pazarı 122 bin 309 adet oldu. 84 bin 601 adet olan 2015 yılı Kasım ayı otomobil ve hafif ticari araç pazar toplamına göre satışlar yüzde 44,57 oranında büyüdü. 2016 yılı Kasım ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 53,51 arttı ve 95 bin 783 adet oldu. Geçen sene 62 bin 397 adet satış gerçekleşmişti. 2016 yılı Kasım ayında hafif ticari araç pazarı 2015 yılının Kasım ayına göre yüzde 19,46 arttı ve 26 bin 526 adet oldu. Geçen sene 22 bin 204 adet satış gerçekleşmişti” diye konuştu. 2016 yılı Kasım sonu itibari ile 1600cc altındaki otomobil satışlarında yüzde 6,7, 16002000cc aralığında motor hacmine sahip otomobil satışlarında yüzde 1,7 artış izlendi. 2000cc üstü otomobillerde ise yüzde 30,6 azalış görüldü. 2016 yılı on bir aylık döneminde 42 adet elektrikli ve 913 adet hibrit otomobil satışı gerçekleşti. 2016 yılı Kasım sonunda otomobil pazarında ortalama emisyon değerlerine göre en yüksek paya yüzde 44,97 oranıyla 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 291 bin 825 adet ile sahip oldu.

Otomotiv Distribütörleri Derneği Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce, “Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2016 yılı kasım ayında yüzde 44,6 arttı. Otomobil pazarı yüzde 53,5, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 19,5 artış gösterdi. 2016 yılı Kasım ayı otomobil ve hafif ticari araç pazarı 122 bin 309 adet oldu” dedi.

106 •

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix


OTOMOTİV

Tüm Makam Şoförleri Derneği (TMSDER) Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, “Makam şoförleri gizli kahramanlardır. Günümüzde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve çok önemli işadamlarının arkasında hep bu gizli kahramanlar dediğimiz makam şoförleri vardır” diyor.

TMSDER nasıl kuruldu? TMSDER’in hedefleri nelerdir? Bakan, müsteşar, belediye başkanı, rektör, yönetim kurulu başkanı, CEO, genel müdür şoförlerinden oluşan kurucu kadromuzla Ceynak Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ali Avcı’nın desteği ile TMSDER’i kurduk. Hedeflerimiz; sektörde nitelikli makam şoförlerini bir araya getirmek, daha kaliteli, güvenilir, sadık ve işin ehli makam şoförleri yetiştirmek, iş istihdamı sağlamak ve makam şoförü ihtiyacı duyan kurum ve kuruluş-

MAKAM ŞOFÖRLERİ lara aracılık yapmak, değişen ve gelişen koşullara uyum sağlayarak, sürekli öğrenen ve paylaşan bir kuruluş haline gelmek. Makam şoförleri hangi vasıflara sahip olmalı? Öncelikle makam şoförü demek, makama hizmet eden, kılık kıyafet ve konuşmasına dikkat eden, mesleki eğitimini almış kişilerdir. Unutulmamalıdır ki hizmet edilen kişinin pozisyonu gereği iyi ve güzel bir şekilde temsil edilmelidir. İstanbul’ da makam şoförleri ne gibi zorluklar ile karşılaşıyorlar? Günümüzde İstanbul trafiği bilinen bir gerçek, biz makam şoförleri havalimanı, toplantı ve davetlere zamanında ulaşabilmek için yol durumunu göz önünde bulundurarak en hızlı ve rahat gidilebilecek yolları tespit ederek hareket ederiz. Eğer buna dikkat etmeden hareket eden makam şoförleri makamın uçağı kaçırmasına, toplantı ve davetlere geç gitmesine neden olabilir. Bu durum makamdaki kişinin tepki vermesine sebep olur ve kesinlikle affedilemez bir durumdur. İstanbul gibi büyük şehirlerde işadamlarını bekleyen riskler olabileceğini düşünerek her zaman makamın yanında tedbirli ve dikkatli olunması gerekir.

GİZLİ KAHRAMANLAR...

“MAKAM ŞOFÖRÜ SADECE ŞOFÖR DEĞİLDİR” Makam şoförünün görevleri nelerdir? Makam şoförü genelde şoför olarak düşünülür. Ama aslında makam şoförlüğü hizmetleri içinde sadece bir görevdir. Peki makam şoförü başka ne iş yapar diye sorarsanız kısaca şöyle tanımlamak isterim; makam şoförü; araç içinde ve dışında makamın korumasıdır,

makamın kurum içinde veya kurum dışında Asistan ve Özel Kalemidir, makamın evinde, işyerinde ve her gittiği yerde yanından ayrılmayan, duruşu, davranışı, kılık kıyafeti ile makamını her yerde temsil eden kişidir. Makam şoförleri gizli kahramanlardır. Günümüzde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve çok önemli işadamlarının arkasında hep bu gizli kahramanlar dediğimiz makam şoförleri vardır.

Dernek olarak ne tür eğitimleriniz olacak, eğitimlere kimler katılabilecek? Makam şoförü eğitimi, ileri sürüş teknikleri eğitimi gibi kurslar oluşturduk, buradan makam şoförü olmak isteyen, makam şoförü olup kendini yetiştirmek isteyen, kurum ve kuruluşların bünyesindeki makam şoförleri bizden destek alarak bu kurslara katılabilirler. Önümüzdeki dönemde Mercedes Benz ve Borusan Otomotiv’le görüşmeler yapıp makam şoförü arkadaşlara makam araçları hakkında bilgi seminerleri verilmesini sağlayacak projelerimiz var. Bu eğitimlere bay ve bayan ayırmaksızın herkes katılabilir.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 10 7


OTOMOTİV

TOYOTA C-HR’A AVRUPA’DAN YOĞUN TALEP

Toyota Plaza Sonkar Avcılar Genel Müdürü Aykan Ceylan, kasım ayında görücüye çıkan Toyota C-HR’a Avrupa’dan 80 bin adet talep geldiğine işaret ederek, “Türkiye’de üretilen Toyota C-HR, Türkiye’nin ihracatta gözbebeği olacak gibi gözüküyor. Türkiye’den ise 20 bin adet talep var” dedi. beğenildi. Ama 2017’ye baktığımızda, Corolla’dan sonra Toyota C-HR gözbebeği olacak. İnanılmaz bir beğeni topladı ve müthiş bir talep var. İnsanlar farklı bir otomobil dizaynını özlemiş, öyle gözüküyor. Toyota’nın kalitesi ve sorunsuzluğunun yanında dizaynı da güzelleştirilince talep patlaması oldu. Gelecek yıl gözde modellerimiz Corolla ve C-HR olacak diye düşünüyorum.

Toyota Sonkar olarak 2016 yılı performansınızı rakamsal verilerle anlatır mısınız? 2017 yılına yönelik hedefleriniz nelerdir? Toyota Sonkar, 2016 yılında satış hedeflerinin yüzde 100 tuttursa da gelir anlamında belirlediği hedeflere ulaşmakta yüzde 25 geride kaldı. Sonkar Grup olarak 2016 yılında toplam satmayı planladığımız araç sayısı 2 bin 500 civarında. Şu anda hedeflediğimiz rakamlara baktığımızda da 2 bin 200 civarında otomobil satacağız gibi gözüküyor. Karlılığı biraz feda ederek hatta hiç kar etmeyerek bu adetlere ulaşabiliyoruz. 2017 yılında Toyota’da hangi modeller ağırlıkta olacak? Showroom’larda hangi modelleri göreceğiz? 2016’da Corolla büyük bir atağa geçerek büyük beğeni topladı. Aynı şekilde Auris ve Yaris de çok

108 •

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix

Toyota C-HR kasım ayında görücüye çıktı. Toyota C-HR, hangi özelliklere sahip ve kullanıcılara ne gibi avantajlar sunuyor? Toyota C-HR’nin hedeflediği kitle gençlerdi. Ama gördüğüm kadarıyla genç ve orta genç dediğimiz kesimi kapsıyor. Bu arabanın en büyük özelliği otomobil konforunda bir SUV olması. 1.2 turbo benzinli motoru inanılmaz güçlü. Size 1.6’dan da kuvvetliymiş hissi yaratıyor. SUV olmasına rağmen ağırlık dengesi çok iyi hesaplanmış, yol tutuşu mükemmel. İçerideki dizayn sanki size özel tasarlanmış izlenimi veriyor. Kullandıkları malzemenin kalitesi, çok lüks bir araç kullanıyorsunuz hissi veriyor. Toyota, hibrid olarak zaten dünyada 1 numara. En çok hibrid satan marka. Dünyaya hibridi yayan marka. C-HR’ın bir özelliği de yerli olması. Yani Türkiye’de üretiliyor olması. Çok sessiz bir otomobil. 2 tane motoru var, benzinli ve elektrikli. Yakıt tüketimi çok tasarruflu. Özellikle şehir için planlanmış bir araba. Sessizliği, yakıt ekonomisindeki performansı, çevreye en az miktarda saldığı zehir miktarı, onu kendi sınıfında ön plana çıkaracak.


OTOMOTİV

İHRACATIN GÖZBEBEĞİ OLACAK... C-HR ile ilgili ihracat hedeflerinizi açıklar mısınız? Gelecek yılla ilgili Avrupa’dan 80 bin talep geldi. Dolayısıyla Türkiye’nin de ihracatta gözbebeği olacak gibi gözüküyor. Türkiye içerisinde de 20 bin talep gözüküyor. Dolayısıyla gelecek yıl Türkiye ekonomisine de ihracatıyla katkı sağlayacak bir model. Otomotiv sektöründe yapılan ÖTV zammını değerlendirir misiniz? Toyota Sonkar olarak satışlarınızda ve hedeflerinizde bir değişikliğe gidecek misiniz? ÖTV zammından önce 1600 cc’ye kadar olan araçlarda ÖTV oranı yüzde 45, 1601 ve 2000 cc arası olan araçlarda yüzde 90, 2001 cc ve üstünde ise yüzde 145’ti. Yeni ÖTV zammıyla 1600 cc’ye kadar olan araçlarda ÖTV oranı yüzde 60, 1601 ve 2000 cc arası olan araçlarda yüzde 110, 2001 ve üstündeki araçlarda yüzde 160’a çıkartıldı. Düzenleme sadece motor hacmine göre değil, ithal ve yerli otomobillerde navlun bedeline göre yeniden oranladı. 1600 cc’ye kadar olan araçlarda 40 bine kadar olan yüzde 45, 40-70 bin arası yüzde 50, 70 bin üzeri yüzde 60 ile sınırlandı. ÖTV artışının neden yapıldığı konusunda net bir fikrimiz yok. Türkiye, dünyada otomobil üzerinden en çok vergi alan 5 ülkeden bir tanesi. Yeni ÖTV zammıyla birlikte ilk 3’te yer alıyor. Bu her yıl yapılan bir zam değil. Türkiye’de 2016 ocak-ekim arasında 719 bin 499 otomobil satıldı. Bunun toplam 220 bin 764’ü yerli, 498 bin 735’i ithal. Her satılan 100 arabanın 71 tanesi ithal, 29 tanesi yerli. ÖTV zammıyla ithal aracın önüne geçmek amaçlanıyorsa tedbir yine yeterli değil. ÖTV zammının ikinci sebebi ise ÖTV kaybı olabilir. Ama bu sefer de otomobil satışları azalacağından dolayı hedefe ulaşmada sıkıntı yaşanacak gibi gözüküyor. Bir önceki ÖTV oranlarıy-

la otomobil satışlarında toplam hafif ticariyle beraber yüzde 1 azalma sözkonusu. 2015’e göre toplam 7 bin 744 araba azalmış görünüyor. Otomobil satışları bazında baktığınızda 4 bin 400 daha fazla araç satılmış. Yani azalma hafif ticari

“ARALIKTA OTOMOBİL FİYATLARI ARTACAK” ÖTV zammı otomobil fiyatlarına ne şekilde yansıyacak? 24 Kasım itibariyle yeni oranlar yürürlüğe girdi. 2016 Kasım ayı sonuna kadar birçok marka aradaki ÖTV farkını karından taviz vere-

araçlarda gözüküyor. 2015’e göre 12 bin tane daha az araç satılmış. Dolayısıyla ÖTV zammıyla alınan tedbir, hafif ticari araçlara yönelik olması gerekirken, otomobillere yönelik gerçekleşti. Yani atılan adım doğru değildir.

rek üstlenmeye çalıştı, fiyatlara yansıtmamak için elinden geleni yaptı. Ama 1 Aralık 2016 itibariyle bunu yapamayacağı gibi uzun süredir durağanlıktan dolayı kur farkını fiyatlara yansıtmayan otomobil firmaları, kur farkını da fiyatlara

yansıtacaklar. Dolayısıyla Aralık ayı itibariyle otomobil fiyatlarında inanılmaz derecede artışlar yaşanacak. 2017 yılı itibariyle otomobil satışlarının yüzde 20-25 arasında azalacağını düşünüyorum. Bu da devlete büyük bir ÖTV kaybı yaşatacaktır.

Toyota Sonkar olarak 2017 yılı hedefleriniz nelerdir? Toyota Sonkar olarak 2017 yılında ‘Mavi Okyanus’ stratejisini uygulayacağız. Bu strateji genelde riskin boyutuna göre bazı tedbirler almayı gerektiriyor. Biz de böyle yapacağız. 2017’de Toyota Sonkar olarak Yenibosna’da devam etmeyi öngörüyoruz. Avcılar ayağında ise farklı bir oluşuma gideceğiz.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 10 9




AVM

KAMPANYA VE ETKİNLİKLERE DEVAM

Palerium AVM Genel Müdürü Musa Keskin, “Kampanya ve etkinliklerin sıklığı, bir sosyal yaşam alanı haline gelen AVM’lerin, ziyaretçiler tarafından daha sık ziyaret edilmesine ve alışverişte canlılık yaşanmasına

Palerium AVM Genel Müdürü Musa Keskin, her yıl alışveriş merkezlerinin büyük kampanyalar yapmasının, artık hem ziyaretçilerin hem de AVM kiracılarının beklentisi haline geldiğine değinerek, “Özellikle araba kampanyası, tüm AVM’ler tarafından uygulanması adeta zorunlu bir kampanya haline dönüştü. Erzurum Palerium AVM olarak biz de, 2014 yılında açılan yeni bir AVM olmamıza rağmen, açıldığımız ilk yıl 3 araba, 3 LCD TV, 3 cep telefonu ve 3 tableti aynı anda hediye ederek çok güzel bir kampanyaya imza attık. Sonraki süreçte de, sinema bileti, hediye kitap gibi kampanyalarla bu süreci devam ettirdik. Alışveriş kampanyalarına ilave olarak sevilen yazarları ziyaretçilerimizle buluşturduğumuz kitap imza günleri, sanatçı konserleri, devlet kurumlarıyla gerçekleştirdiğimiz özel günlere yönelik kutlama etkinlikleri ile sosyal ve kültürel faaliyetlerle bu süreci zenginleştirdik” dedi. Alışveriş kampanyalarını planlarken, benzer kampanyanın geçmiş yıllarda ziyaretçi sayısına ve cirolara olan etkisini göz önünde bulundurarak planlama yaptıklarına işaret eden Keskin, “Ayrıca; ziyaretçilerin profilini, tüketim alışkanlıklarını, gelir seviyesini ve kiracılar ile ziyaretçilerin beklentilerini de göz önünde bulunduruyoruz. Kampanyanın zamanlaması ve kitle iletişim araçlarıyla duyurulması da göz önünde bulundurduğumuz diğer bir unsur. Sosyal sorumluluk projelerimizi kapsayan etkinliklerde ise, faaliyetin konusu ve amacına ulaşması bizim için en önemli etken” diye konuştu.

neden oluyor” dedi.

“2017’DE ARAÇ KAMPANYASINI TEKRARLAYACAĞIZ” 2017 yılında büyük ilgi gören araç kampanyasını tekrarlayacakları bilgisini veren Keskin, “Bunun yanında mağazalarımızdan alışveriş yapan müşterilerimize, mağazalarımızın ürünlerinden oluşan bir hediyeyi çekiliş ile verme şeklinde ikinci bir kampanya daha yapacağız. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Dünya Çocuk Hakları Günü, Anneler Günü gibi etkinlikleri de, çocuk ve ailelerinin katılımıyla ve kurumlarla işbirliği içerisinde icra etmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda, AVM’de yaptığımız şenlikler ve sergiler oldukça yoğun ziyaretçi girişine yol açıyor. Sinema, bowling, lazer oyunu, cafe ve restoranın da yer aldığı, AVM’mizde bulunan Doğunun en büyük eğlence merkezi dmix’te geçen yıl, çevre il ve ilçelerden ziyaretçilerin de geldiği konserler düzenledik. Önümüzdeki dönemde de, halkımızın sevdiği sanatçıların konserlerine AVM’mizde devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“KAMPANYA VE ETKİNLİKLER ALIŞVERİŞİ CANLANDIRIYOR” Keskin, şöyle devam etti: “Özellikle benchmarkı olan AVM’lerde ziyaretçi sayılarının ve ciroların artırılması noktasında kampanyalar ve etkinlikler büyük önem arz ediyor. Bu tür kampanya ve etkinliklerin sıklığı, bir sosyal yaşam alanı haline gelen AVM’lerin, ziyaretçiler tarafından daha sık ziyaret edilmesine ve alışverişte canlılık yaşanmasına neden oluyor.”

112 •

w w w . h iz m etix.com.tr >> Hizmetix



AVM

SULTANGAZİ’NİN İLK AVM’Sİ

NEVA İdeas AVM Kiralama ve Yönetim Danışmanlığı Kurucu Genel Müdürü Sibel Kardeşler, “24 Aralık 2016 tarihinde hizmete girecek olan Neva AVM, bulunduğu bölgenin alışveriş ve yaşam alışkanlıklarında önemli değişimler gerçekleştirecek. Kentin ilk AVM’si olması sebebiyle bayrağı elinde taşıyacak olan Neva AVM, ruhunu ve gücünü Sultangazi’den alıyor” dedi.

114 •

N

e v a AVM’yi kısaca tanıyabilir m i y i z ? Neva AVM, hangi farklılık ve ayrıcalıklarıyla ön plana çıkıyor? Neva AVM, bulunduğu bölgenin ticari, sosyal ve kültürel merkezi olmak üzere planlanarak hayata geçirilmiş bir AVM projesi. Sultangazi Kent Meydanı projesinin en önemli parçası. Kent Meydanı projesi Sultangazi’nin yeni yüzü olarak hayata geçiyor. Bir meydan düşünün ki ilçeye ait ne varsa o meydana komşu olsun… İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Sağlık MYO, Sosyal Bilimler MYO, Sultangazi Belediyesi Ana Hizmet Binası, nikah salonları, 870 yataklı Şehir Hastanesi (200 Ya-

w w w . h iz m etix.com.tr >> Hizmetix

taklı Doğum Hastanesi), Hükümet Konağı, Emniyet Müdürlüğü, Cebeci Spor Kompleksi ile Neva AVM, Sultangazi’nin göz bebeği olacak. Tek katta 22 bin metrekare kiralanabilir alana sahip olması sebebiyle katlı AVM’lere nazaran çok daha keyifli bir mekan olacak. Neva AVM, Sultangazi’deki insanların alışveriş ve yaşam alışkanlıkları üzerinde nasıl bir değişim getirecek? Neva AVM, bulunduğu bölgenin alışveriş ve yaşam alışkanlıklarında önemli değişimler gerçekleştirecek. Kentin ilk AVM’si olması sebebiyle bayrağı elinde taşıyacak. Bunu önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz. Kentin üzerinde etkilerimiz kaçınılmaz olsa da Neva AVM ruhunu ve

gücünü alıyor.

Sultangazi’den

Neva AVM’nin sizce tercih edilme nedenleri neler olacak? Tek katlı bir AVM olmamız sebebi ile ziyaretçilerimiz için çok daha konforlu bir alışveriş imkanı sunacağız. Ulaşılabilirlik, servis, ücretsiz vale ve otopark, sosyal etkinliklerin yanı sıra bence tercih edilmemizdeki ana etken: “Neva Sultangazi’linin AVM’si’’ olarak anılmamızı sağlayacak hizmetler bütünü olacak. Ziyaretçilerinizi Neva AVM’de ne tür etkinlikler ve kampanyalar bekliyor? Alışılagelmiş, sıradan ve sıkıcı etkinliklerden sıyrılarak yeni ve taze bir nefes ile hizmet etmek istiyoruz. İhtiyaç ve beklentilerin karşılandığı,


AVM

kaliteli ve etkileşimli bir etkinlik anlayışı izleyeceğiz. Etkinlik programlarımız kenti sarıp sarmalayan, birey, çocuk, kadın, erkek, aile ve toplum bilinç ve kültürüne katkı sağlayan unsurlar barındıracak. Bu anlamda üzerimize düşen sorumlulukların farkında olduğumuzun bilinmesini isteriz. Kısa ve orta vadede hangi hedefler doğrultusunda bir strateji geliştirmeyi planlıyorsunuz? Neva AVM olarak kısa vadede Sultangazi için doğru hizmet operasyonlarını gerçekleştirerek halkımızın güzel vakit geçireceği bir mekan yaratmayı hedefliyoruz. Orta vadede sadık müşteri kitlesi ve marka karması oturmuş, sosyal etkinlik projeleri ile çevre kurum ve kuruluşlar ile bütünleşik hizmet veren bir yapıyı tesis etmeyi hedefliyoruz.

İdees AVM Kiralama ve Yönetim Danışmanlığı olarak perakende sektörüne doğru projeler kazandırarak yatırımcılarımıza ve değerli markalarımıza kazançlı hizmet noktaları ve halkımıza kaliteli zaman geçirebilecekleri sosyal mekanlar kazandırmayı amaçlıyoruz. Bölgedeki gelişim ve değişimi şahsım ve ekibim ile bizzat 3,5 yıl süre ile bir fiil takip ettiğimi belirtmek isterim. Perakende sektörünün İstanbul’un neresinde olduğunu bilmediği bir ilçeden ‘’pilot’’ bölge olarak isimlendirebileceğimiz, yeni yatırım ve hizmet noktaları ile yepyeni bir Sultangazi’ye doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Bu son dönemlerde benim gözlemlediğim en anlamlı yatırım hamlelerinden biri ve birçoklarına da örnek olmalı.

Gelecek dönemde hangi stratejileri uygulayan AVM’ler ayakta kalacak? Sektörü nasıl bir gelecek bekliyor? Teknoloji, değişim ve gelişimin insanlığa etkisi her geçen gün daha da artıyor. Dünyanın ve özellikle yakın coğrafyamızın dinmeyen ekonomik ve siyasi çalkantıları perakende sektöründe olduğu gibi ticaretin ve hayatın tüm bileşenleri üzerinde de negatif bir durum oluşturuyor. Yaşanan bu olumsuz şartlar bir de rekabetin acımasız koşullarıyla birleşince daha da zorlu koşulları karşımıza çıkarıyor. Şehirler büyüdükçe ‘zaman’ da değerini artırıyor. Kolay ulaşılabilir, bölgesi ile doğru iletişime girerek kendini sürekli dinamik tutan, sunduğu avantajlar ile fark yaratan AVM’ler her zaman ayakta kalacaktır.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 11 5


AVM

MOLACITY AVM’NİN ZİYARETÇİ SAYISI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR Molacity AVM Genel Müdürü Gizen Özer, “Molacity AVM, butik bir tarzda düşünülmüş, içerisinde ulusal ve yerelde başarılı markaları barındıran bir alışveriş merkezi. Oluşumundaki markalarla alışveriş çeşitliliği ve çekiciliğini artırmakla beraber misafirlerine sunduğu ferah ve sosyal alanlarla kültürel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor” dedi. Muğla’nın ilk alışveriş merkezi olma özelliğini taşıyan Molacity AVM, Muğlalılar’ın alışveriş alışkanlıkları üzerinde nasıl bir değişime neden oldu? Muğla, Türkiye’de turizmin en önemli noktalarından olmasına rağmen AVM açmakta hayli geç kaldı. Bodrum, Marmaris gibi yabancı turistlerin yıl boyu eksik olmadığı yerlere yakın olması ve AVM’lerin sunduğu hizmetlere buralarda kolaylıkla ulaşılabilir olmasının yanında, Muğla’nın geleneksel sosyal yaşamını ve haliyle alışveriş alışkanlıklarını bir mahalle kültürü içinde sürdürüyor olması da yatırımcıyı AVM açmak riskinden uzak tutmuş olabilir. Açılışından bu yana

116 •

yaklaşık 4 yıllık süreçte AVM’leri benimseyen kesimin alışkanlık kazanmasıyla her geçen gün daha fazla ziyaretçi alan bir yer haline dönüştü Molacity. Bulunduğumuz bölgede daha sonra farklı AVM’lerin açılmasıyla rekabet yaşanmaya başladı. Türkiye’de AVM’lerin hızla çoğalmasına paralel bu gelişimin Muğla halkının klasik alışveriş anlayışını değiştirmek yolunda da etkisi olmuştur. Molacity AVM gerek konsept gerekse mimari özellikleriyle misafirlerine nasıl bir yaşam alanı sunuyor? Molacity AVM, butik bir tarzda düşünülmüş, içerisinde ulusal ve yerelde başarılı markaları barındıran bir alışveriş merkezi. Oluşumundaki markalarla alışveriş çeşitliliği ve çekiciliğini artırmakla beraber misafirlerine sunduğu ferah ve sosyal alanlarla kültürel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Misafirlerinize yönelik ne gibi etkinlik ve kampanyalar yapıyorsunuz? Etkinlik ve kampanyaların misafir çekimine olan etkilerini değerlendirir misiniz? Yılın belirli dönemlerinde mağazalarımızın yaptığı indirimleri, çeşitli hediyelerin verildiği kampanyalar haline dönüştürerek destekliyoruz. Muğla ilinde çekilişle ilk otomobil veren işletme oluşumuz şehrimizde büyük bir heyecan yarattı ve yan-

w w w . h iz m etix.com.tr >> Hizmetix

sımasını uzun vadede almaya devam ettik. Çocuklarımız için de oyun alanları oluşturduk. Aileleri alışveriş yaparken onların emniyetle vakit geçirebileceği alanlarda gösteriler düzenliyoruz. AVM’mizde çeşitli dans gösterileri, sergi ve kermesler, küçük konserler ve el sanatları konusunda izleyenleri de katmaya özen gösterdiğimiz etkinlikler yapıyoruz. Geri dönüşlerini ziyaretçi sayımızdaki ciddi artışlarla alıyoruz. Molacity AVM’yi lokasyon olarak değerlendirdiğimizde nasıl bir tablo karşımıza çıkıyor? Lokasyonunuzun misafir portföyüne olan etkilerinden söz eder misiniz? Molacity, Muğla-Marmaris karayolu üzerinde, şehir merkezine ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’ne yürüme mesafesinde olmasından dolayı hem şehir hem de yol AVM’si olma özelliklerini bünyesinde taşıyor. Bu yakınlık özellikle araçları olmayan misafirlerimizin de bizi ziyaret etmesini kolaylaştırıyor. Bahar ve yaz aylarında tatil bölgelerine gelen yerli-yabancı turistlerin yol güzergahında olmasından dolayı ziyaretçi profili değişkenlik gösteriyor. Bulunduğu lokasyon Molacity AVM’yi her mevsim farklı ziyaretçiler ağırlayan fakat ziyaret eden kişi sayısının azalmadığı bir AVM haline dönüştürüyor.


AVM

TÜRKİYE’NİN İLK AÇIK HAVA DESIGNER OUTLETİ; OASIS Nurol GYO Genel Müdürü Samim Hatipoğlu, Oasis Designer Outlet’in 2017 ilkbaharında açılacağını söyleyerek, yerli ve yabancı birçok üst segment markayı gerçek indirim fiyatlarıyla tüketiciye ulaştırmayı hedeflediklerini kaydetti. Nurol GYO Genel Müdürü Samim Hatipoğlu, 50 yılı aşkın birikimleriyle 3 kıta, 16 ülke ve 40’dan fazla şirketleriyle faaliyet gösterdiklerini söyleyerek, “Nurol GYO, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, Türkiye’nin farklı yerlerinde, A+ segmentin, seçkin diplomat, işadamları ve sanayiciler arasında ilk tercih ettiği önemli bir marka. Her projede fark yaratacak özellikler katmaya özen gösteren Nurol GYO olarak büyüyen Türkiye ekonomisine duyduğumuz güveni İstanbul'a yaptığımız yeni AVM yatırımıyla taçlandırıyoruz. İstanbul'un yeni çekim merkezlerinden Güneşli'de Basın Ekspres üzerinde kurulan Oasis Designer Outlet'te dünyaca ünlü, tasarımda güçlü, perakende dünyasının lokomotif markaları, yerli ve yabancı tüketicilerle buluşacak” dedi. Türkiye’nin ilk designer outleti olan Nurol Park Oasis Designer Outlet’i sektöre kazandırdıklarını kaydeden Hatipoğlu, projenin üç yılda 300 milyon TL’lik iş hacmi yaratmasının hedeflendiğini belirterek, “Perakende ve hizmet sektörlerinde birçok üst segment mağazaya ev sahipliği yapacak yatırım, tamamlandığında en az bin kişiye

istihdam sağlanmış olacak. Cazip kiralama stratejisiyle yatırımcısına da avantaj sağlayacak Oasis Designer Outlet'i, günde 50 bin kişinin ziyaret etmesi hedefleniyor” şeklinde konuştu.

kısaltmaya çalıştıklarına değinen Hatipoğlu, “Projenin her iki ana caddeye açılan kapılarının hemen ortasında yer alan süpermarket, rahat otopark ulaşımı sağlanacak şekilde konumlandırıldı. Hızlı kasaların bulunduğu bölüm DÜNYACA ÜNLÜ ise Türkiye'de ilk kez uyMARKALAR YER ALACAK gulanan Shop&Drive kon2017 İlkbaharında açıla- septiyle, tüketicileri tanışcak olan Oasis Designer tıracak” açıklamasını yaptı. Outlet’in sadece tasarımlarıyla öne çıkmış, dünyaca TÜRKİYE’NİN İLK ünlü markaların yer alabildiği ve seçkin koleksi- KISS&FLY KONSEPTLİ AÇIK yonlarını uygun fiyatlarla HAVA AVM’Sİ tüketicilerle buluşturabileAçık havada bulunan tacekleri bir yer olacağı bilgisarım markalarıyla keyifli sini veren Hatipoğlu, “Her yemek alanlarını birleştiregün 2 milyona yakın aracın rek misafirlerimizin havageçiş yaptığı TEM otoyolimanında yaşadıkları yollu üzerinde kurulan Oasis culuk stresini hafifletmek Designer Outlet, Türkiye'yi istediklerine işaret eden yeni perakende konseptle- Hatipoğlu, sözlerine şöyle riyle tanıştırmaya hazırla- devam etti: “Oasis Designıyor. Eğlence, yeme-içme, süpermarket ve dekorasyon bölümlerinden oluşan dört ana anchor'un bulunduğu açıkhava AVM'sinde her şey, müşterilerin rahat ve eğlenerek alışveriş yapmaları için tasarlanmış durumda” dedi.

ner Outlet, havalimanlarına yakın konumuyla yurtdışındaki moda kentlerinde büyük ilgi gören Kiss&Fly anlayışını ön plana çıkarıyor. Uçuş öncesi hızla pek çok markayı bir arada bulabilecek olan müşteriler, otomobilleriyle AVM içine kontrollu bir şekilde girecekler, araçlarını mağazaların önünde bulunan vale park hizmetine verip, süratle alışverişlerini tamamlayıp, uçaklarını yakalayabilecekler. Eğlence ve yemek dünyada yapılan pek çok araştırmada insanı mutlu eden iki unsur olarak öne çıkıyor. Oasis Designer Outlet, bu gerçekten hareketle tasarladığı yeme-içme alanında İstanbul’lulara tam bir Foodtainment deneyimi yaşatacak. Yemek ve eğlence aktiviteleri ortak bir alanda buluşacak.”

TÜRKİYE’DE BİR İLK; SHOP&DRIVE Projede otopark ve AVM arasında harcanan zamanı

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 11 7


AVM

Taurus AVM yılbaşında daire veriyor Taurus AVM Müdürü Ebru Sonel, “2016-2017 Yeni Yıl Kampanyası’nda HER YIL OLDUĞU GİBİ BİR daire veriyoruz. 15 Kasım-15 Şubat tarihleri arasında aynı günde 100 TL alışveriş yapan Taura Card sahibi tüm ziyaretçilerimiz bir çekiliş hakkı kazanıyor” dedi.

Y

eni yılın yaklaşmasıyla birlikte alışveriş merkezlerinin kampanyaları da hız kazanmaya başladı. 2017 yılında yapacağınız kampanya ve etkinlikler hakkında bilgi verir misiniz? Her yıl olduğu gibi bu yıl da Taurus AVM, 2017’de kampanya ve etkinlikler ile dolu bir yıla hazırlanıyor. 2016-2017 Yeni Yıl Kampanyası’nda her yıl olduğu gibi bir daire veriyoruz. 15 Kasım-15 Şubat tarihleri arasında aynı günde 100 TL alışveriş yapan Taura Card sahibi tüm ziyaretçilerimiz bir çekiliş hakkı kazanıyor. Bunun dışında yıl boyunca çocuklar için resim, kostüm yarışmaları ve etkinlikler planlandı. Ayrıca yıl içerisinde ziyaretçilerimize anında kazan kampanyaları da yapılacak.

118 •

w w w . h iz m etix.com.tr >> Hizmetix

Kampanya ve etkinliklerinizde hangi kriterleri baz alıyorsunuz? Taurus AVM ekibi olarak, hem kampanya hem de etkinliklerimizi belirlerken dikkat ettiğimiz en önemli kriter, öncelikle ziyaretçi portföyümüze uygun olması. Çocuk etkinliklerinde ise çocukların interaktif olabileceği ve kendilerinin bir şeyler üretebileceği etkinlikler olmasını dikkate alıyoruz. Gerçekleştirdiğiniz etkinliklerin, yaptığınız kampanyaların müşteri çekimine olan etkilerini değerlendirir misiniz? Yıl içerisinde yapılan kampanya ve etkinliklerin ziyaretçilerimize etkisi olumlu yönde oluyor. Özellikle kampanya dönemlerinde alışveriş karşılığında verilen hediyelerin ziyaretçilerimiz üzerinde olumlu etkisi olduğunu gözlemliyoruz.


AVM

67 BURDA AVM, 2017’Yİ DOLU DOLU GEÇİRECEK

67 Burda AVM Müdürü Kubilay Cem Kabacan, “2017 yılı içerisinde her ay düzenli olarak sosyal medya

kampanyaları, satış kampanyaları, lisanslı çocuk etkinlikleri, gençlere yönelik konserler ile 2017 yılını dolu dolu gerçekleştireceğimiz bir etkinlik takvimi oluşturduk” dedi.

67 Burda AVM Müdürü Kubilay Cem Kabacan, 1 Aralık 2016 tarihinde başlayıp, 28 Şubat 2017 tarihleri arasında gerçekleştirecekleri araç kampanyası için 1 adet Hyundai Tucson ve 1 adet Mondial RX3İ motor hediye edeceklerini ifade ederek, “2017 yılı içerisinde her ay düzenli olarak sosyal medya kampanyaları, satış kampanyaları, lisanslı çocuk etkinlikleri, gençlere yönelik konserler ile 2017 yılını dolu dolu gerçekleştireceğimiz bir etkinlik takvimi oluşturduk” dedi.

“KAMPANYA VE ETKİNLİKLER HEDEF KİTLE VE BÖLGEYE GÖRE SEÇİLİYOR” AVM içerisinde gerçekleşen tüm kampanya ve etkinliklerin öncelikli olarak hedef kitle ile bölgeye uygunluğuna bakılarak seçildiğine işaret eden Kabacan, “AVM’ye gelen ziyaretçilerimizin ve

kiracılarımızın talep ile isteklerini de gözönünde bulundurarak yapılan kampanyalardaki kişi başı harcamalar, cirolar, sepet ortalamalarına da dikkat ederek tüm aksiyonları alıp, kurgular oluşturuyoruz” diye konuştu. Öncelikli olarak AVM ziyaretçileri ve kiracıları için memnuniyet sağlayarak hedef kitleye

ulaştıklarının altını çizen Kabacan, şöyle devam etti: “Yapılan her türlü etkinlik ve kampanyanın marka bilinirliğini, potansiyel müşterinin mevcut müşteriye dönüşmesini sağlayarak katılım oranına, kapı girişlerindeki artışa bakılarak ziyaretçi ve kiracıya sağladığı faydaya bakıyoruz.”

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 11 9


AVM

CAPACITY’DE MERCEDES KAZANMA ŞANSI Bakırköy’ün buluşma noktası Capacity, yılbaşı çekilişi ile 100 TL’lik alışveriş yapan talihli iki misafirine birer Mercedes Benz C180 AMG hediye edecek.

120 •

A

lışveriş ve yaşam merkezi Capacity’nin, “Yılbaşı Kampanyası” 1 Aralık 2016-19 Şubat 2017 tarihleri arasında sürecek. Ortalama olarak, günde yaklaşık 50 bin ziyaretin gerçekleştiği Capacity’den, sadece 100 TL’lik alışveriş yapan

w w w . h iz m etix.com.tr >> Hizmetix

herkes bu iki yıldız otomobilin sahibi olabilecek. Kampanyanın şanslı iki misafiri, 25 Şubat 2017 tarihinde, Capacity etkinlik alanında gerçekleşecek çekiliş ile belirlenecek ve özel pakete sahip Mercedes Benz C180 AMG otomobillerine kavuşacak. Şanslılar, 3 Mart 2017 tarihinde, Capacity Alışveriş ve Yaşam Merkezi kurumsal web sitesinde ve Posta gazetesinde duyurulacak.

YILDA 22 MİLYON KİŞİYİ MİSAFİR EDİYOR Bakırköy’ün merkezinde yer alan ve yılda ortalama 22 milyon kişiyi misafir eden Capacity, ünlü marka karması, cafeleri, gece saat 02:00’a kadar açık restoranları, sanatsal etkinlikleri ve özel günlerdeki aktiviteleri ile hem alışverişin, hem yaşamın merkezi olmayı sürdürüyor.



AKILLI ŞEHİRLER

AKILLI ÇÖZÜMLER

Tesan Tedarik Zinciri Yönetici Yardımcısı Oğuz Marmara, “İhtiyaca yönelik en yeni teknoloji için gerekli akıllı çözümleri kendi proje ekibimizle birlikte hayata geçiriyoruz. Gerek kendi markamız ttec, gerekse distribitorlüğünü yaptığımız, alanlarının en iyileri markalarla akıllı analiz uygulamalarını bünyesinde bulunduran CCTV sistemlerini sağlıyoruz” diye konuştu.

A

kıllı şehirleri; güvenli binalardan otomasyon destekli enerji kaynaklarına, ulaşımdan kamu güvenliğine kadar birçok fonksiyonu barındıran insan ve altyapı odaklı şehirler olarak tanımlayabiliriz. Türkiye’deki şehirler bu potansiyele sahip mi? Bahsetmiş olduğunuz gibi akıllı şehirler tüm teknolojik gelişimler kullanılarak ulaşım, güvenlik, çevre düzeni, yönetim, barınma, entegrasyon ve iletişim kurabilen sistemlerin tamamını içerisinde bulunduruyor. Altyapı ve bağlı olunan sistemler; teknolojik bilgi ve iletişimi de kullanarak birbirleri ile haberleşiyor ve bizzat yönetilmelere imkan sunuyor. Birçok fonksiyonu akıllı uygulamalar sayesinde ve bir merkez üzerinden yönetmek mümkün olacak. Türkiye’de birbirinden bağımsız, başarı ile çalışan projeler her geçen gün artış gösteriyor. Artık tüm sistemleri birbiri ile entegre çalışmaya başlamış olup, sağlıktan veri bilgilendirmeye, ulaşımdan güvenliğe, istenilen tüm alanlara uygulamalar üzerinden kolaylıkla erişim sağlanmış durumda. Örneğin akıllı şehir uygulamaları ile güvenlik ihlali yapan suçluların, güvenlik kategorisinde takibi yapılarak ve sistem üzerinden gerçekleştirilecek aramalarla, bulundukları noktalara ve kişilere gerekli veri gönderilerek takibinin yapılması ve yakalanmaları kolaylıkla mümkün.

Türkiye’nin birçok ilinde, akıllı otopark ve durak, hasta takibi-sağlık hizmetleri, akıllı bina sayaç takibi, kablosuz internet ve bilgi ulaşımı, CCTV ve alarm çözümlerine ulaşmak mümkün. Türkiye örneklerini inceleyecek olursak; Karaman’da, akıllı şehir uygulamaları için pilot çalışma ile akıllı şehirleşme hareketi başlatıldı. Bu projede ulaşım konusunda araçların varış ve hareket zamanları ölçülebiliyor. Ankara’da, akıllı kavşaklar üzerinden trafik yoğunluğu kontrol edilerek, yoğunluğun daha az olduğu alanlara yönlendirme yapılıyor. İstanbul, Denizli, Bursa gibi şehirlerimizde entegre sistemler ve akıllı lambalar sayesinde elektrik tasarrufu sağlanıyor. Bunun yanında CCTV sistemleri üzerinden yol güvenliği ve takibi sağlanıyor. ‘Akıllı Şehirler’in kurulmasına yönelik ne gibi hizmet ve çözümler sunuyorsunuz? Tesan İletişim olarak, ihtiyaca yönelik en yeni teknoloji için gerekli akıllı çözümleri kendi proje ekibimizle birlikte hayata geçiriyoruz. Gerek kendi markamız ttec, gerekse distribitorlüğünü yaptığımız, alanlarının en iyileri markalar ile; akıllı analiz uygulamalarını bünyesinde bulunduran CCTV sistemleri sağlıyoruz. Bu sistemlerin alarm güvenlik - entegreli merkez yönetimi ile raporlamalarını alabiliyoruz. En doğru akıllı sistemleri mimarisini dışarıdan gelecek ataklara karşı koruyup, tüm bu nesnel iletişimli cihazların alt yapı hizmetlerini de sağlayarak uçtan uca birleştiriyoruz.

‘Akıllı Güvenlik’ alanında sunduğunuz çözümlerde hangi kriterler ön plana çıkıyor? Akıllı güvenlik uygulamaları için ihtiyaç duyulan enerji tasarrufu, gelir kazanımı, güvenlik sorunlarının çözümü, yol trafik izleme, maliyet azaltılması, yaşam kalite ve bilgi erişim hızı gibi kriterler ön plana çıkıyor.

122 •

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix



AKILLI ŞEHİRLER

TÜRKİYE’DEKİ ŞEHİRLER POTANSİYELİNE SAHİP

‘AKILLI ŞEHİR’

Proline Strateji ve İş

“YEREL YÖNETİMLERE ÖNEMLİ

Geliştirme Müdürü

GÖREVLER DÜŞÜYOR”

Serhan Ünalan,

Kentsel dönüşüm projelerinin hızlı bir şekilde başladığı ülkemizde, yeniden yapılanan şehirlerimizin güvenli ve akıllı şehirlere geçiş sürecinde özellikle yerel yönetimlere önemli görevler düştüğüne değinen Ünalan, yapılacak yatırımlar ve uygulanacak doğru stratejilerle Türkiye’deki şehirlerin akıllı şehir konseptini başarı ile uygulayacak potansiyele sahip olduğunu kaydetti.

yapılacak yatırımlar ve uygulanacak doğru stratejilerle Türkiye’deki şehirlerin akıllı şehir konseptini başarı ile uygulayacak potansiyele sahip olduğunu kaydetti. Proline Strateji ve İş Geliştirme Müdürü Serhan Ünalan, akıllı şehirlerin güvenli binalardan otomasyon destekli enerji kaynaklarına, ulaşımdan kamu güvenliğine kadar birçok fonksiyonu barındıran insan ve altyapı odaklı şehirler olarak tanımlanabileceğini söyleyerek, “Bir şehrin akıllı olabilmesi için dört temel üzerine inşa edilmesi gerekiyor; Veri, altyapı, sensör ve enerji. Bu dört temel unsur dışında bir şehrin akıllı olabilmesi için akıllı devlet, akıllı eğitim, akıllı güvenlik, akıllı enerji, akıllı altyapı, akıllı ulaşım, akıllı sağlık, akıllı bina, akıllı teknoloji, akıllı vatandaş olmak üzere on farklı dikey segmentin de o şehirde var olması gerekiyor. Kısacası bir şehir, bahsetmiş olduğumuz dikeylere ait çözümlere ne kadar sahipse, o derece akıllanmış oluyor” dedi.

124 •

“AKILLI ŞEHİR YÖNETİM SÜREÇLERİNE İHTİYAÇ VAR” Günümüzde çevre kirliliğinin azaltılmasından suçların çözümlenmesine, hatta suçun oluşmadan engellenmesine, kurumlar arasındaki bilgi paylaşımından vatandaşların bilgilendirilmesine, ulaşım problemlerinden enerji şebekelerine kadar pek çok alanda ‘akıllı şehir yönetim sistemlerine’ ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Ünalan, “Türkiye’deki akıllı şehir farkındalığı son zamanlarda ciddi ivme kazanmıştır, bununla beraber daha atılması gereken pek çok adım var. Zira Akıllı şehrin olmazsa olmaz çıktılarından birisi ‘Açık Veri’ konsepti ve bu henüz tam anlamıyla hayata geçmedi. Bu konseptin henüz hayata geçmemiş olması sadece Türkiye için değil tüm dünya ülkeleri için geçerli” diye konuştu.

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix

Sürekli inovasyona inanan bir şirket olarak stratejik Ar-Ge yapılanmalarını ‘Akıllı Devlet’, ‘Akıllı Şehir’, ‘Güvenli Şehir’ ve ‘Güvenli Alan’ konseptleri doğrultusunda yürüttüklerine dikkat çeken Ünalan, sözlerine şöyle devam etti: “2016 yılının ikinci çeyreğinde Proline olarak ‘Güvenli ve Akıllı Şehirler’ kavramının temel bileşeni ‘Akıllı Güvenlik’ alanında ‘Akıllı Güvenlik Yönetim Sistemi’ (iSIM – Intelligent Security Information Management) yazılımının lansmanını Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nda gerçekleştirdik. Tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirilen, alanında Türkiye’de tek olan ve mevcut sistemlerle entegre olabilme kabiliyetine sahip yerli yazılımımız ile şehirler, ‘Güvenli ve Akıllı Şe-

hirler’ kriterlerine uygun güvenlik seviyesine yükselirken tek bir noktadan merkezi yönetim de sağlanıyor. Tüm dünya için her geçen gün daha fazla önem kazanan ‘Güvenli ve Akıllı Şehirler’ yapılarının tek bir merkezden etkin ve verimli yönetimi için bir ilki gerçekleştirmenin heyecanını ve gururunu yaşıyoruz. Bu çözümümüz ile Katar’ın başkenti Doha’yı ‘Akıllı ve Güvenli Şehirler’ kriterlerine uygun güvenlik seviyesine taşıdık. 200 km’nin üzerinde fiber optik altyapı üzerine güvenlik kameraları, sensörler ve video analitik sistemler içeren güvenlik çözümünü, komuta&kontrol merkezinde çalışan akıllı yazılımlar ile destekleyerek 2015 yılı Ekim ayında Katarlı yetkililere başarıyla teslim ettik.”



BANKA GÜVENLİĞİ

BANTAŞ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR Bantaş İş Geliştirme ve Müşteri Hizmetleri Müdürü M. Levent KocabıyıK, “400 zırhlı aracımız her gün ülkenin her köşesindeki binlerce noktaya para nakil hizmetleri veriyor. 2016 sonu itibarı ile Bantaş’ın toplam çalışan sayısı bin 500’e yaklaşmış olup şirketimiz istikrarlı ve kararlı şekilde büyümeye devam ediyor” dedi.

126 •

B

ankalara sunduğunuz güvenlik hizmet ve çözümlerinde hangi kriterler ön plana çıkıyor? 2009 yılında Denizbank, QNB Finansbank ve Türkiye Ekonomi Bankası (TEB) ortaklığında kurulan Bantaş AŞ, 5188 sayılı kanun kapsamında Özel Güvenlik lisansına sahip bir güvenli lojistik firması olarak bankacılık sektörüne nakit taşıma, işleme ve saklama hizmetleri veriyor. Bankacılık yanında, perakende zincirleri de diğer bir müşteri kitlesini oluşturuyor. Nakit operasyonlarına destek kapsamındaki bu hizmetlerimizle ilgili temel kriterlerimiz rekabetçi fiyatlar, üstün hizmet kalitesi ve yüksek güvenlik anlayışı etrafında şekillenmiştir. Bu kapsamda, kaynak verimliliği, eğitimli personel, yaygın hizmet ağı, geniş hizmet gamı, yüksek güvenlik standartları, kapsamlı sigorta güvencesi gibi öncelikli kriterlerimiz bulunuyor.

Bankalar ve finans sektörünün güvenlik konusunda ne gibi beklentileri oluyor? Beklentileri karşılamak noktasında nasıl bir strateji uyguluyorsunuz? Bantaş benzeri firmalar özel güvenlik önlemleri altında, yüksek riskli kıymet taşıma ve işleme hizmetleri veriyor. Bankacılık sektörünün nakit destek operasyonlarındaki temel beklentisi, yüksek güvenlik standartları, uluslararası geçerliliği olan kapsamlı bir sigorta poliçesi ve bu güvence çerçevesinde kaliteli hizmetlerdir. Kalite ve güvenli hizmetlerin en uygun fiyata alınması da doğal ve nihai amaçlarıdır. Güvenli lojistikte risk yönetimi bizler gibi firmaların temel odak noktası olmakla birlikte, müşte-

riler esas olarak hizmetlerin uygun sigorta ile güvence alınmasını beklerler; bir kayıp halinde kıymetlerinin nasıl ve hangi koşullar altında tazmin edileceği ile ilgilenirler. Bu konu ise, esasen güvenli lojistik firmaları ile sigorta kurumları arasındaki kontrat kapsamını ilgilendirir. Taşınan ve işlenen hacimlerin büyüklüğünden dolayı Londra Lloyd’s piyasasından alınabilen sigorta poliçeleri karşılığında güvenli lojistik firmaları olarak bizler güvenlik, kayıp önleme ve risk yönetimi konusunda çok yönlü teknolojik ve organizasyonel önlemler aldığımızı sigorta kurumlarına göstermek durumundayız. Bunun yanında, sürekli eğitim, driller ve iş disiplini anlamında bir kurum kültürünü oluşturmak ve yaşatmak gayreti içerisindeyiz.

Kaç şubeye sahipsiniz? Araç filonuz ve makine parkurunuz hakkında bilgi verir misiniz? Genel Müdürlüğü İstanbul’da bulunan Bantaş halihazırda, Türkiye ve KKTC’de yüksek teknoloji ürünü sistem ve cihazlar ile donatılmış toplam 49 şubeye sahip. Her biri farklı büyüklükte olan, yüksek güvenlikli para işleme ve kasalama özelliğine sahip bu şubeler, pratik ihtiyaçlar gereği Türkiye çapında TCMB hizmetlerinin bulunduğu illerde faaliyet gösteriyor. Şubelerimizden şehirler arası transferler ile ülkenin her noktasına hizmet verme imkanımız bulunuyor. Şubelerimize bağlı olarak çalışan ve özel güvenlik standartlarına göre hazırlanmış 400 zırhlı aracımız her gün ülkenin her köşesindeki binlerce noktaya para nakil hizmetleri veriyor. 2016 sonu itibarı ile Bantaş’ın toplam çalışan sayısı bin 500’e yaklaşmış olup şirketimiz istikrarlı ve kararlı şekilde büyümeye devam ediyor.

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix


BANKA GÜVENLİĞİ

BİLGİYE VE TEKNOLOJİYE YATIRIM... Senkron Güvenlik Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Çobanoğlu, “Elektronik, bilgisayar ve iletişim sektörlerindeki gelişmeler, elektronik güvenlik sektörünü bu gelişime ayak uydurmaya zorluyor. Sektörde özellikle insan altyapısında bilgiye ve teknolojiye yatırım yapan firmalar ayakta duruyor” dedi.

S

enkron Güvenlik Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Çobanoğlu, günümüzde bankalarda halen caydırıcı ve önleyici amaçlı üst düzey fiziki güvenlik önlemlerinin ön planda olmasına rağmen uzun bir süredir bankalara yapılan silahlı soygunların sayısının ters orantılı olarak azaldığını söyleyerek, tersine elektronik bankacılık sistemlerine yapılan girişimlere ve özellikle ATM Kiosk’lar, nakit merkezleri, zırhlı taşıyıcılar ve şubelerdeki kasa dairelerine yönelik soygunlara dönüştüğünü ifade etti. Bu girişimleri elektronik güvenlik sis-

temlerinin desteğini almadan önlemenin imkansız hale geldiğine değinen Çobanoğlu, “Özellikle büyük soygunlar incelenmiş, soygunu planlayan veya uygulayan kişilerin kurumların içinden yardım ve destek aldıkları ortaya çıkartılmıştır” dedi. BT güvenliği, elektronik güvenlik ve fiziki güvenliğin banka güvenliğinin birbirinden ayrılmaz üçlü sac ayağı olduğunu, aynı zamanda kuvvetler ayrılığı prensibine uygun şekilde birbirlerini denetleyebilir ve izleyebilir özelliklere sahip olduğunu ifade eden Çobanoğlu, bu sistemin güçlü kurulduğu takdirde yapılan soygun girişimlerinin planlama aşamasındayken önlenebileceğini kaydetti.

“BİLGİYE VE TEKNOLOJİYE YATIRIM YAPAN FİRMALAR AYAKTA KALIYOR” Elektronik, bilgisayar ve iletişim sektörlerindeki gelişmelerin elektronik güvenlik sektörünü bu gelişime ayak uydurmaya zorladığına işaret eden Çobanoğlu, “Bu sektörde özellikle insan altyapısında bilgiye ve teknolojiye yatırım yapan firmalar ayakta duruyor. Bu yatırımları zamanında yapamazsanız iş geliştirme alanında pazar kaybediyorsunuz ve yeni projeler üretemiyorsunuz. Dolayısıyla isminiz eskiyor ve unutuluyorsunuz. Bizim gibi sistem entegratörü firmaların yapacağı en iyi şey; altyapı teknolojilerini yenilemek ve çalışanlarının bilgi seviyesini günümüz teknolojisine yaklaştırmaktır. Teknolojinin her sektörde gelişmesi ile birlikte küçük şirketlerden holding seviyesindeki şirketlere kadar bütün şirketler yatırım ve işletme bütçelerini mutlaka güvenlik kalemini ilave ediyorlar. Ancak bu yatırımlarının doğruluğu sistemin arızalanması veya tamamen devreden çıkması durumunda sorgulanmakta ve bu durumda müşteri memnuniyeti ortaya çıkmaktadır. Biz entegratör firmaların ayak uydurması gereken en önemli konu uzmanlığımızın kurulum ve servis aşamasında yüzde 100 müşteri memnuniyetini sağlayacak şekilde satış sonrası servis kalitesini yakalamak ve devam ettirmektir. Özellikle teknoloji sektöründe başarılı firma olabilmek servis aşamasındaki memnuniyetle orantılı. Bu nedenle elektronik güvenlik sistemleri kuran bütün entegratör firmaların özellikle bir çağrı merkezinden destek alması uygun bir CRM programı kullanması işe uygun teknik personeli zamanında göndermesi ve teknik personeli anlık bilgi akışı ile donatması zorunlu” diye konuştu.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 12 7


BANKA GÜVENLİĞİ

HER YIL YÜZDE 50

BÜYÜYORUZ

Loomis Türkiye Ülke Başkanı Sarp Tarhanacı, her yıl yüzde 50 büyüme hızıyla bugün 33 ilde 39 şube, bine yakın çalışan ve 295 zırhlı araç ile Türkiye’nin yüzde 90’ına hizmet verdiklerini söyledi.

”CHS İŞİNİN ÇOK YÜKSEK” ”CHS İŞİNİN RİSKİRİSKİ ÇOK YÜKSEK” Tarhanacı, sözlerine şöyle devam etti: ”Daha önceleri sunduğumuz hizmete CIT (Cash in Transit – Nakit Taşıma) adı veriliyordu ve şirketler kısaca CIT şirketleri olarak tanımlanıyordu. Ancak verilen hizmetlerin sadece taşımadan ibaret olmaması ve her geçen gün gelişmesi nedeni ile tüm dünyada artık CHS (Cash Handling Sevices, Nakit ve Değerli Eşya Yönetimi Hizmetleri) kısaltması kullanılıyor. CHS araçları, personeli ve nakit işleme merkezlerine saldırılar hem çok fazla sayıda hem de organize. Yani CHS işinin riski hem nitelik ve hem de nicelik olarak çok yüksek. Dolayısıyla hem bankalar hem de nakit taşıması ve işlenmesi hizmetine ihtiyaç duyan diğer kurum ve şirketler bu riski CHS şirketlerinin yüklenmesini daha doğru, uygun, etkili ve maliyet etkin görüyorlar. Ülkemizde sözkonusu risk daha düşük ancak trendin nasıl değişeceğini bilmek pek de mümkün değil. CHS şirketlerinin yakın gelecekte pazarın çok büyük bir kısmına hizmet vereceklerini ve bunun sonucu olarak da verilen hizmetin kalitesinin daha da yükseleceğini öngörüyoruz. ”

128 •

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix

Günde yaklaşık 10 milyar Euro değerinde nakdin yönetimini sağlayan Loomis’in 1995 yılından itibaren sektörde hizmet veren Erk Armored Güvenlik Hizmetleri AŞ’nin hisselerini satın alarak resmi olarak 15 Temmuz 2011’de Türkiye pazarına girdiğini belirten Loomis Türkiye Ülke Başkanı Sarp Tarhanacı, ”Günlük nakit ve altın lojistiği yüksek seviyede olan ve ekonomik istikrarıyla sürekli büyüyen, hareketli ve rekabetçi Türkiye pazarına küresel bir güç olarak giren Loomis, Türkiye operasyonlarını pazarın ihtiyaçlarına göre her geçen gün daha ileriye taşıyor. Loomis bu kapasiteyle, tüm değerli iş ortaklarına ayda yaklaşık 300 bin adet servis veriyor” dedi.

”NAKİT TAŞIMANIN YANISIRA PARA SAYMA HİZMETİMİZ DE VAR” Loomis Türkiye olarak para ve değerli eşya taşıma, işleme (sayma+ayrıştırma+paketleme) ve kasalama hizmetleri, ATM ikmal ve bakım hizmetleri, değerli küçük paket taşıma hizmeti, uluslararası hizmetler ve mücevher fuarlarına yönelik gümrükleme, taşıma ve kasalama hizmetleri vermenin yanında alternatif hizmetler adı altında akıllı kasa çözümü ve elektronik kilit çözümü sundukları bilgisini veren Tarhanacı, ”Nakit taşımanın yanı sıra para sayımı hizmeti de veriyoruz. Paranın sayılması çok zahmetli ve büyük sorumluluk gerektiren bir iş. İlgili lokasyonlarda gerekli ekipmana sahip, gerekli eğitimi almış personel ve nakit işleme merkezlerinizin olması gerekir. Parayı kasalamak için güvenlik kriterlerine sahip kasalar olmalı, kasaları güvence altında tutacak sigorta poliçesi ve yeterli limitlerin olması gerekir. Bu hizmetlerin hepsini Loomis çatısı altında veriyoruz” şeklinde konuştu.



BANKA GÜVENLİĞİ

Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Bankalar Direktörü Mehmet Varol, bankaların en sık karşı karşıya kaldığı güvenlik riskinin silahlı soygun olayları olduğunu belirterek, “Bankaların tüm risklere karşı korunabilmesi için öncelikle risk analizinin çok iyi yapılması gerekiyor” dedi. Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Bankalar Direktörü Mehmet Varol, çalışanların ve müşterilerin hayatı ve sağlığı başta olmak üzere, nakit ve kıymetleri hedef alan terörist eylemler ve politik saldırılar, soygunlar, doğal afet ve kazalar, itibarı zedeleyici ve güven sarsıcı olaylar, bilgi hırsızlığına ve fiziki güvenliğe yönelik teknolojik sistemsel risklerin, bankaların karşı karşıya olduğu en önemli güvenlik riskleri arasında yer aldığını söyledi.

SİLAHLI SOYGUN OLAYLARI Bankaların en sık karşı karşıya kaldığı güvenlik riskinin silahlı soygun olayları olduğunu belirten Varol, “Bankaların tüm bu risklere karşı korunabilmesi için öncelikle risk analizinin çok iyi yapılması gerekiyor. Koruma ve iş sürekliliği planlarının hazırlanması, bankalara gerekli teknolojik sistemlerin kurulması ve yeterli teçhizatla donatılan çalışanların eğitilmesi de önleyici ve koruyucu tedbirler olarak büyük önem taşıyor. Banka işleyişinin ideal şartlar altında sürebilmesi için banka güvenlik görevlilerinin her an dikkatli olması ve tedbiri elden bırakmaması gerekiyor. Tepe Savunma ve Güvenlik olarak banka projelerimizde çalışan personelimizi her an tetikte olacak şekilde eğitiyoruz” dedi.

130 •

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix

RİSK ANALİZİ ÇOK İYİ YAPILMALI

“EĞİTİM, BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR” Bankalarda güvenlik sisteminin aksaksız işleyebilmesi için, banka güvenlik personelinin gerekli eğitimleri almış olmasının büyük önem taşıdığına değinen Varol, “Biz sözkonusu eğitimleri hem kendi bünyemizde hem de profesyonel eğitmenler aracılığıyla sağlıyoruz. Güvenlik personelinin göreviyle ilgili yasaları ve mevzuatı bilmesi; gerektiğinde üçüncü kişilere aktarabilmesi ve çalıştığı kurumun misyon ve vizyonuna uygun davranışlarda bulunması eğitimlerde öncelikli bir yere sahip. Banka güvenlik personeli ; ilgili yasal mevzuat, saldırı, soygun, rehin alma, şüpheli durum, eşkal tespiti, yangın, tahliye, ilkyardım, müşteri ilişkileri ve iletişim, öfke kontrolü, stresle başa çıkma, x-ray ve diğer teknik cihazların kullanımına yönelik çok sayıda eğitimden geçiyor. Ayrıca çalışanlarımız sahada senaryolu sızma testlerine tâbi tutularak görev başı eğitimler de alıyorlar.

Uzman denetim ekiplerinin bilgi güvenliğine yönelik gerçekleştirdiği bu testlerde, banka güvenlik personelinin şüpheli eşya ve durum tespitine yaklaşımları ölçülür ve değerlendirilir” diye konuştu. Banka güvenliğinde iyi bir güvenlik politikası ile mutlaka elektronik ve fiziki güvenlik çemberi oluşturulması gerektiğine dikkat çeken Varol, şöyle devam etti: “Bu nedenle fiziki, elektronik ve siber güvenlik teknolojileri bankacılıkta geniş

anlamda kullanılıyor. Bu sayede çalışanlar ve müşteriler kendileri ve kıymetlerinin daha güvende olduğunu hissediyor. Biz hem fiziki hem de elektronik güvenlik çözümlerini bir arada sunabiliyoruz. Ayrıca Alarm İzleme Merkezi’miz 7/24 işbaşında . Öncelikli sorumluluğu insan hayatını korumak ve güvenliğini sağlamak olan şirketimiz, banka güvenliği konusunda Türkiye’nin önde gelen kurumlarıyla birlikte çalışıyor.”


ÖZEL GÜVENLİK

ÜNİVERSİTE-ÖZEL SEKTÖR

İŞBİRLİĞİ...

CSG Cıty Securıty Group Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Osman Öztürk, Bahçeşehir Üniversitesi Özel Güvenlik ve Koruma Programı ile CO-OP ortamında yaptıkları işbirliği ile teori ve pratiği birleştirerek, öğrencilere staj ve iş olanakları sağladıklarını söyleyerek, üniversite ve özel güvenlik sektörü işbirliğinde öncü bir rol üstlendiklerini ifade etti.

M

arka değerlerinin bir gereği olarak personel seçiminde titiz davrandıklarına değinen CSG City Security Group Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Osman Öztürk, “Personelimize akademik ve alan eğitimini periyodik olarak veriyor, çalışma iklimini sürekli geliştiriyoruz. Güvenlik hizmeti verdiğimiz önemli kurumların başında gelen Bahçeşehir Üniversitesi ve Bahçeşehir Eğitim Kurumları’nın, bir dünya okulu ve ülkemizin en seçkin eğitim kurumlarından olmaları, kurumsal yapımızın ve çalışanlarımızın gelişim ve verimliliğini artıran en önemli etmenlerden biri olmuştur. CSG olarak, güvenlik risklerinin yükseldiği bir dönemde güvenlik farkındalığımızı tüm bileşenleri ve paydaşları ile etkin bir uyumluluk ve güvenli bir iklimsellik oluşturarak ortaya koymak istiyoruz” dedi.

“EN ÖNEMLİ SORUN EĞİTİM” Özel güvenlik çalışanlarının en önemli sorunlarından birisinin eğitim sorunu olduğuna değinen Öztürk, “Özel güvenlik şirketlerinin vermiş olduğu üç haftalık eğitim yani 100-120 saatlik eğitimle ve test usulü sınav neticesinde kişi özel güvenlik alanında yetişmiş kabul ediliyor. Her beş yılda bir yenilenen sertifika ile dar alanda belirli bilgilerin öğrenilmesinin ötesine geçilemiyor.

Ülkemizde özel güvenlik eğitimleri İl Emniyet Müdürlüklerinin denetim ve kontrolünde 120 saat silahlı veya 100 saat silahsız olarak, 5188 Sayılı Kanunda belirlenen kriterleri taşıyan her Türk vatandaşına veriliyor. Ancak risk ve tehditlerin her geçen gün arttığı güvenlik sektöründe bilimsel ve akademik bir bakışa sahip olmayan bir eğitim yapısıyla kişi ve binaların güvenliğini sağlayacak yetkinliğe ulaşılması olası değildir. Öncelikle özel güvenlik eğitim ve sertifikalarının ülkemizin her şehrinde faaliyet gösteren üniversiteler tarafından verilmesi güvenlik sektöründeki akademik farkındalığı artıracaktır. Diğer bir sorun ve eksiklikte özel güvenlik alanında uzmanlaşmanın sağlanamamış olması. Bir eğitim kurumundan aldıkları bir sertifika ile çok yönlü, disiplinli ve farklı uzmanlıkları ve mevzuatları içeren alanlarda başarılı olmak mümkün değil. Özel güvenlik görevlileri hizmet verdikleri güvenlik alanlarına yönelik bir eğitim ve uzmanlık standardına sahip olmalı” diye konuştu.

“ÖZEL GÜVENLİĞİN SORUMLULUK ALANI BÜYÜYECEK” Toplumun güvenlik ihtiyacı büyüdüğü sürece özel güvenliğin sorumluluk alanının da büyüyeceğini, önem ve değerinin artacağını ifade eden Öztürk, “Bu durumu değişen güvenlik algılamalarına, suçluluğun geçirdiği değişime bağlayabiliriz. Bu sebeple alanında uzmanlaşmış, eğitimli elemanlara ihtiyaç duyuluyor” şeklinde konuştu.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 13 1


CATERİNG

İNSAN SAĞLIĞINI ÖNEMSİYORUZ “HİZMETİ SİSTEM VE STANDARTA GÖRE YAPIYORUZ”

S

ardunya Hazır Yemek İcra Kurulu Üyesi Sanlı Kıral, müşteri memnuniyeti, personel eğitimleri ve gıda güvenliği çalışmaları ile yemek sektörünün kalite çıtasını sürekli yukarı çeken firma olmak için çalıştıklarını belirterek, insan sağlığını önemsediklerini ve birinci sınıf malzeme temininde bulunduklarını ifade etti.

Sardunya olarak hazır yemek hizmetini bir sisteme ve standarta göre yaptıklarına işaret eden Kıral, “Tüketicilerin bilinçli ve seçici olmaları kaliteyi ve güvenli gıda tüketmeyi daha ön plana çıkarıyor. Bu durumda satın alma ile başlayan süreç, mal kabul-depolama- sürekli kontrol-doğru planlama ve sıcak, soğuk zincirin korunması ile devam ediyor. Kalite departmanımız tarafından da sürekli iyileştirme denetimleri yapılarak müşterilerimiz bilgilendiriliyor. Böylelikle şeffaflığımızdan ödün vermeden müşteri güveni ve memnuniyetini sağlıyoruz. Aynı zamanda gelecekte müşterilerimizin bizden talep edebileceği hizmetleri onlara sunabilmek, gelişen şartlara, değişime ayak uydurmak, sürekli iyileşmek, sürekli gelişmek de kaliteli bir firmanın sahip olması gereken özelliklerinden biridir. Kalitemizin iyi seviyelerde olması müşteri isteklerine cevap verebiliyor olmamız bize doğal olarak birçok artı değer kazandırıyor” dedi.

HAKSIZ REKABET SORUNU Hazır yemek sektöründeki sorunlara da değinen Kıral, “Aşırı düzeyde haksız rekabet yaşanan, toplu beslenme sistemi ile direkt ilgili hazır yemek sektörü, yüzde 70-75’i bulan kayıt dışı üretim nedeniyle yüksek fiyat kırmalara da sebep oluyor. Sektörde ayakta kalabilmenin amacı, hizmet kalitesi ve hedeflerinden ödün vermemek olmalı. Bu nedenle biz Sardunya ailesi olarak sektörde olan bitenden kendimizi izole edip, yüzümüzü müşterilerimize döndük ve en iyisi olmak için çalışıyoruz” açıklamasını yaptı.

Sardunya HAZIR YEMEK İcra Kurulu Üyesi Sanlı Kıral, insan sağlığını önemsediklerini söyleyerek, “Müşteri memnuniyeti, personel eğitimleri ve gıda güvenliği çalışmalarıyla yemek sektörünün kalite çıtasını sürekli yukarı çeken firma olmak için çalışıyoruz” dedi.

132 •

w w w . h iz m etix.com.tr >> Hizmetix



CATERİNG

HACCP ile standart ve

sağlıklı üretim...

T

Keyveni Catering Genel Müdürü Sadık Çelik, “Standart ve sağlıklı üretim tüm aşamaların prosedürler ile belirlenmesiyle sağlanabiliyor. Kim, nerede, ne zaman, nasıl, niçin soruları sorularak tam olarak cevaplanıp, tüm tehlikeler saptanıp ona göre süreçler yönetildiğinde hata otomatik olarak minimize oluyor. HACCP, bu minimizasyonu gıda sektöründe yapmamızı sağlayan sistem” dedi.

Catering sektöründe hangi sorunlar ön plana çıkıyor? Firmanızın uyguladığı stratejiler nelerdir? Ülkemizdeki gıda işletmelerinin en temel sorunları; yerleşim plan-

134 •

oplu yemek üretiminde sağlıklı şartların oluşturulması ve hijyen sağlanması noktasında hangi prosedürleri uyguluyorsunuz? Keyveni’de mal kabulden sevkiyata kadar tüm aşamalarda gıda mühendislerimiz kontrol ve gözetim çalışmalarında bulunuyor. Her kattan sorumlu gıda mühendisi arkadaşlarımız üretim öncesi, üretim ve sonrasında gerekli fiziksel ve duyusal kontrolleri yaparak süreçleri yönetiyor. Belirli periyotlarla dış laboratuvar analizleri ile ürünlerimiz mikrobiyolojik olarak kontrol ediliyor. Tüm süreçlerimiz temizlik, pişirme, sevkiyat, depolama prosedürleri tanımlanmış durumda ve prosedürlere uygun olarak süreçler yönetiliyor. Tüm üretim personelimiz Halk Eğitim Merkezleri’nden

larının gıdaya uygun olmaması, yetersiz alet-ekipman ve kalifiye olmayan personel. Ülkemizde işletmelerin büyük çoğunluğunu oluşturan küçük ölçekli işletmeler planlanmadan kurulup birkaç yıl sonra

w w w . h iz m etix.com.tr >> Hizmetix

tesisleşme aşamasına geçildiği için kontaminasyon ve tehlike noktaları ile dolu oluyor. Küçük işletmeler maddi imkansızlıklardan dolayı ekipman ve personele de yatırım yapamıyor. Düzenli ve sürekli eğitimler vererek kendi kalifiye elemanlarımızı yaratıp,

onaylı ‘hijyen sertifikası’na sahip ve 6 ayda bir portör taramaları ile kontrolleri yapılıyor. Şirket doktorumuz tarafından sürekli ortam ve çalışanlar denetleniyor. Şirketimiz, TSE tarafından verilmiş ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetimi ve ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi belgelerine sahip.

HACCP prosedürlerinin sektöre olan kazanımlarından bahseder misiniz? Standart ve sağlıklı üretim tüm aşamaların prosedürler ile belirlenmesiyle sağlanabiliyor. Kim, nerede, ne zaman, nasıl, niçin soruları sorularak tam olarak cevaplanıp, tüm tehlikeler saptanıp ona göre süreçler yönetildiğinde hata otomatik olarak minimize oluyor. HACCP, bu minimizasyonu gıda sektöründe yapmamızı sağlayan sistem.

onlarla uzun yıllar çalışmaya çalışıyoruz. Şirketimizde kurulduğumuz günden beri bizimle çalışan, 20-30 yıl bizimle birlikte yürüyen arkadaşlarımız var. Planlı büyüme kapsamında sürekli teknolojiyi ve yenilikleri yakalamak için ekipman ve teknoloji altyapısı oluşturmaya çalışıyoruz.



CATERİNG

HACCP

HİJYEN BİLİNCİNİ GELİŞTİRİYOR

Biltur Caterıng Genel Müdür Yardımcısı Sezai Sarıkcı, “Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi ve HACCP uygulamalarının toplu yemek sektörüne en büyük katkısı, sektör çalışanlarının, dolayısıyla da toplumun hijyen bilincinin gelişmesi” diye konuştu.

136 •

T

oplu yemek üretiminde sağlıklı şartların oluşturulması ve hijyen sağlanması noktasında hangi prosedürleri uyguluyorsunuz? Yemek üretimimizde ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi tüm üretim ve servis mutfaklarımızda uygulanıyor. Bu yönetim sistemimiz dâhilinde Gıda Güvenliği ve GMP prosedürlerimiz oluşturulmuş; bina altyapısından su ve hava kalitesine, mal kabulünden yemek servisine kadar tüm aşamalar için gıda güvenliği önlemleri tanımlanmıştır. Gıda Güvenliği Yönetim Sistemimizin haricinde mutfaklarımızda ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, ISO 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi kurularak, prosedürleri oluşturuldu. Tüm bu yönetim sistemlerinin uygulanması ile Entegre Kalite Yönetim Sistemimizin devamı sağlanıyor. Tüm mutfaklarımızın altyapısı olması gereken yasal ve asgari şartlar düşünülerek düzenleniyor, GMP prosedürümüz ile personel hijyeni, temizlik ve dezenfeksiyon, haşere ile mücadele, hava/su kalitesi gibi

w w w . h iz m etix.com.tr >> Hizmetix

konu başlıklarımız yönetiliyor. Mutfaklarımızda kullanılan sular Ters Osmos ve UV olmak üzere çift arıtmadan geçiyor, her ay düzenli analizler ile takip ediliyor. Tüm mutfaklarımız akredite ilaçlama firmamızın belirlediği master planı dâhilinde, uzman ve eğitimli kadrolar tarafından haşerelere karşı ilaçlanıyor. HACCP prosedürlerinin sektöre olan kazanımlarından bahseder misiniz? HACCP diye adlandırdığımız Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Kritik Kontrol Noktalarında Tehlike Analizleri olarak tanımlanıyor. TSE tarafından ilk olarak ISO 13001 HACCP Yönetim Sistemi olarak standardı yayınlanmış, sonrasında ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi olarak geliştirilmiştir. Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi ve HACCP uygulamalarının toplu yemek sektörüne en büyük katkısı, sektör çalışanlarının, dolayısıyla da toplumun hijyen bilincinin gelişmesi denilebilir. Bunun yanı sıra gıda mühendislerinin sektörde daha fazla söz sahibi olması, yemek hizmeti alan müşterinin de bu paralelde bilinçlenmesi, gıda güvenliği risklerinin elemine edilmesi için tedarikçi, müşteri ve yemek firması üçgeninde işbirliği yapılıyor olması, sorgulanan bir gıda güvenliği üretimi ile aynı zamanda bizimle birlikte tedarikçilerimizin de gelişmesi HACCP uygulamalarının en büyük katkılarından.

Catering sektöründe hangi sorunlar ön plana çıkıyor? Firmanızın uyguladığı stratejiler nelerdir? Sektörde aynı tip menü ve yemeklerin tekrar etmesi ile ilgili sorunlar yaşanıyor. Bu çerçevede Biltur Catering olarak bünyemizde oluşturduğumuz AR-GE departmanı çalışmalar yapıyor ve yemek listelerimize yeni menü ve ürünler dâhil oluyor. Tüm hammadde ve tedarik zincirinde marka değeri yüksek üretici ve tedarikçilerimizden hizmet alıyor, yemek üretimimizde bu ürünleri kullanarak yemeklerimizi üretiyoruz. Ayrıca ekmek hariç tüm ürünleri kendi mutfaklarımızda üretiyor, hazır köfte, hazır kıyma, hazır tatlı vb. kullanmıyoruz. Catering sektöründeki en büyük sorunlardan birisi atık yağlar. Biltur Catering, çevre dostu olarak sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde atık yağları, kullanılmış kâğıtları doğaya terk etmeyip geri dönüşümünü sağlıyor. Sektörde yaşanan bir diğer sorun ise müşteri herhangi bir sağlık sorunu yaşadığında ilk akla gelenin yemek firması olması. Bu konuyla ilgili müşterimizin tüm şüphelerini ortadan kaldırmak amacıyla günlük üretilen tüm yemeklerimizden alınan şahit numunelerimiz saklanıyor, gerek görüldüğünde analize gönderiliyor ve analiz sonuçları müşteri ile paylaşılıyor. Öte yandan mutfaklarımız, her daim müşterilerimizin ziyaretlerine açık.



Resport Caterıng Kalite Yönetim Temsilcisi Zeynep Coşkun, “Yalnızca HACCP sistemi uygulamanın ötesinde inovasyon çağına ve gelişen dünya düzenine kolay adaptasyon sağlayabilmek, müşterilerimize en sağlıklı ve güvenilir gıdayı sunabilmek için HACCP ve ilgili kalite sistemlerini uygulamalarımıza bir bütün olarak yansıtıyoruz” dedi.

CATERİNG

Toplu yemek üretiminde sağlıklı şartların oluşturulması ve hijyen sağlanması noktasında hangi prosedürleri uyguluyorsunuz? Resport Catering olarak toplu yemek sektöründe güvenilir ve sağlıklı gıda üretebilmek için sektörümüze özgü çalışmaları kalite sistemlerimiz çerçevesinde oluşturuyoruz. ISO 9001:2008, ISO 22000:2005, ISO 14001:2004, ISO 10002:2014, OHSAS 18001:2007’den oluşan beş kalite sisteminin tüm prosedürlerini entegre olarak uygulamalarımıza yansıtıyor, müşterilerimize sistem uygulamalarımızın getirdiği avantajlarla hizmet sunuyoruz. HACCP prosedürlerinin sektöre olan kazanımlarından bahseder misiniz? Konu sağlıklı gıda olduğunda ürettiğiniz ürünün her aşamasını kayıt altına almak ve izlemek zorun-

138 •

dasınız. Müşteri memnuniyeti, güvenilir ve sağlıklı gıda üretimi, şeffaflık esasına dayalı bir sistem yürütmek isteyen her firmanın kalite sistem prosedürleri uygulaması en büyük kazanımları olacaktır. Kalite sistemleri incelendiğinde özellikle catering sektöründe yer alan firmaların hammadde kabulünden son ürünün sunumuna hatta müşteri geri bildirimlerine kadar olan proseslerinin takibini, kontrolünü, kayıtlarını ve izlenebilirliğini sağlayarak ilgili taraflara şeffaflık ilkesine dayalı bir hizmet vermelerine katkı sağladığı görülecektir. Resport Catering olarak yalnızca HACCP sistemi uygulamanın ötesinde inovasyon çağına ve gelişen dünya düzenine kolay adaptasyon sağlayabilmek, müşterilerimize en sağlıklı ve güvenilir gıdayı sunabilmek için HACCP ve ilgili kalite sistemlerini uygulamala-

w w w . h iz m etix.com.tr >> Hizmetix

rımıza bir bütün olarak yansıtıyoruz. Catering sektöründe hangi sorunlar ön plana çıkıyor? Firmanızın uyguladığı stratejiler nelerdir? Gıda sektöründe bütünüyle taklit ve tağşişlerin yoğun olarak yaşandığı biliniyor. Catering sektöründe de ne yazık ki bu sıkıntıların yaşanmakta olduğunu, tüketilmesi sağlık açısından uygun olmayan ürünlerin tüketiciye sunularak gıda zehirlenmesi yaşamalarına sebebiyet verildiğini üzülerek görüyoruz.

Şirket olarak insan sağlığı odaklı çalışmalar yürütmekte ve bu anlamda öncelikle takip sistemimizin en önemli kaynağı olan personellerimizin bilgilerini artırmak ve sağlıklı uygulamalar elde edebilmek için eğitimler gerçekleştiriyoruz. Müşterilerimize sağlıklı gıdalar sunabilmenin ikinci adımında ise tüm proses kontrollerimizi hammadde temininden itibaren tedarikçi, depolama, üretim, sunum aşamalarında rutin bir plan ve program çerçevesinde GMP (İyi Üretim Uygulamaları) denetimleriyle gerekse laboratuar destekli çalışmalarla takip ediyoruz.

“HACCP’yi uygulamalarımıza bütün olarak yansıtıyoruz”



CATERİNG

HACCP KAYIPLARI ENGELLİYOR

yor. Artık marketlerden alışveriş yapan insanların son kullanma tarihlerini ve ürünlerin kalite belgelerini sorguladıklarını görmeye başladık” diye konuştu.

APLUS Entegre Kalite Yönetim Sistemleri Müdürü Sevda Samancı, “HACCP prosedürleri ilk olarak ürün ve zaman kayıplarını engelliyor” dedi.

GÜVENLİ GIDA ÜRETİMİ

A

Plus Entegre Kalite Yönetim Sistemleri Müdürü Sevda Samancı, yerinde tedarikçi denetimlerinden başlanarak üretimin, riskli bulunan her aşamasının kontrol edildiği, kayıtlarının tutulduğu entegre bir kalite yönetim sistemine sahip olduklarını ifade ederek, “Günlük-haftalık-aylık ve yıllık olmak üzere farklı derinliklerde kalite denetimleri gerçekleştiriyoruz. Hızlı soğutma, cam kırıkları, allerjen gıdaların kontrolü, meyve sebze dezenfeksiyonu, ekipman spesifikasyonu, yağda polar madde ölçümü, her ay yapılan personel el, ekipman, yüzey, gıda, su mikrobiyolojik analizleri, tüm cihazların periyodik kalibrasyonu, aylık ekipman bakımları, periyodik hammadde analizleri ve sürekli personel eğitimleri düzenli olarak uyguladığımız prosedürlerden bir kaçı” dedi.

“HACCP İLE MALİYETLER AZALTILIP KAR ORANLARI ARTIRILDI” HACCP prosedürlerinin sektöre olan kazanımlarından bahseden Samancı, “HACCP prosedürleri ilk olarak ürün ve zaman kayıplarını engelliyor. Yine bu prosedürler

140 •

w w w . h iz m etix.com.tr >> Hizmetix

sayesinde olumsuz sağlık koşulları önceden kontrol altına alınabildiği ve riskler yönetilebildiği için artık geçmiş yıllara oranla atık oranlarının çok daha azaldığını söylemek mümkün. Bu doğrultuda HACCP ile birlikte maliyetler azaltılıp kar oranları artırıldı. Aynı şekilde üretim, zaman kayıpları ve gıda zehirlenmelerinin, fiziksel yolla olan yaralanmaların sayısını da azalttı. HACCP’nin personel için de var olan kötü çalışma koşullarının değişmesinde etkili bir rol izlediğini söylememiz gerekiyor. Daha hijyenik, rahat ve güvenli alanlarda çalışma imkanı oluşuyor. HACCP’in ISO 22000 standartları ile birlikte daha kapsamlı hale gelmesi ile sektör de bu standartlar doğrultusunda bilinçlendi. Kurumlar için kalite belgeleri kavramları öncelik kazandı ve bunu bir kazanım olarak insanlara duyurmaya başladılar. Bu da topyekûn toplum bilinci olarak geri dönmeye başlı-

Yiyecek içecek konusunun direkt sağlığımızla ilgili bir süreç olduğuna değinen Samancı, “Lezzet önemli bir kriter olmakla birlikte, bizce catering sektöründe kaliteli bir hizmetin temelini oluşturan en önemli faktörlerin başında hijyenik üretim ve eğitimli personelle çalışmak geliyor. APlus Catering olarak en öncelikli stratejilerimizi de bu bilinçle oluşturduk. Sürekli verilen eğitimlerle personel bilincimizi artırıp, kalite ve hijyen standartları ile güvenli gıda üretimini temin ediyoruz. Eğitimler gerek kurum içi gerek kurum dışı olarak yılın başında planlanarak sürdürülür. Her personel iş başlangıcında alanı ile ilgili eğitimleri alıyor. Verilen eğitimlerin etkinliği ise periyodik saha kontrolleri ve online sınavlarla kontrol ediliyor” dedi.

SEKTÖRDE MERDİVENALTI SORUNU Catering sektöründeki sorunlara da değinen Samancı, “Sektörde çok farklı büyüklük ve küçüklükte firmalar yer alıyor. Her iş kolunda olduğu gibi bu alanda da kalitesi ile öne çıkan firmalar olduğu gibi, merdivenaltı dediğimiz şekilde çalışan firmalarda ne yazık ki bulunuyor. Bu da sektöre olan güveni olumsuz etkileyen bir faktör ve önemli bir sorun” şeklinde konuştu.


HABER

Electrolux Profesyonel MSA’nın mutfağını yeniledi MSA, öğrencilerine ve ziyaretçilerine daha büyük bir alanda hizmet verebilmek için genişlemeye karar verdi ve toplamda bin 800 metrekareden 3 bin 500 metrekarelik alana ulaştı. MSA’nın mutfak alanları Electrolux Profesyonel ekipmanlarıyla tekrar yenilendi. Yiyecek içecek sektörünün nabzını tutan ve düzenlediği aktivitelerle sektöre öncülük eden MSA, Electrolux Profesyonel tarafından yenilenen mutfak alan-

larıyla daha fazla ziyaretçiyi ağırlıyor ve daha verimli bir hizmet sunuyor. MSA ziyaretçileri; Electrolux Auditorium, profesyonel aşçılık, pastacılık, artisan çikolata atölyesi, şarküteri sınıfı gibi bölümlerde Electrolux Profesyonel’in sunduğu üstün teknolojiye sahip ekipmanlarla çalışmanın ayrıcalığını yaşıyor.

convect fırınlar, air-oconvect Bakery fırınlar, XP serisi pişirme grupları, ecostore buzdolapları, buz makineleri, green&clean bulaşık makineleri, paket tip soğuk odalar, çalışma tezgahları, paslanmaz tezgahlar, raflar, davlumbaz sistemleri, hazırlık ekipmanları gibi geniş bir ürün serisi bulunuyor.

MSA, sektörün her gün değişen ihtiyaçlarına göre eğitim sistemini devamlı olarak güçlendiriyor ve güncellerken, öğrencilerinin, mezunların ve hatta sektör çalışanlarının her seviyede en kaliteli altyapıyla bu eğitimleri almalarına özen göstermekte ve bu anlamda önemli yatırımlar yapıyor.

GENİŞ BİR ÜRÜN SERİSİNE SAHİP E l e c t r o l u x Profesyonel’in el işçiliği ile üretilen Molteni marka pişirme grubu, air-o-steam Touchline kombi fırınlar, air-o-

Arap Bacı etkinliğine yoğun ilgi

C

arrefourSA, 1993 yılında hizmete açtığı ve Türkiye’nin ilk hipermarketi olan İçerenköy CarrefourSA’nın 23’üncü yaşını kutladı. Kutlamada Vissmate stand kurarak Doğal Sıvı Arap Sabunu’nun reklam filminde oynattığı Arap Bacı karakterini müşterilerle buluşturdu. Etkinlikte, Vissmate Doğal Sıvı Arap Sabunu alan müşterilere sürpriz hediyeler dağıtan Arap Bacı, etkinlikte eğlenceli anlar yaşanmasına neden oldu. CarrefourSA ziyaretçi ve çalışanlarının yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, Doğal Sıvı Arap Sabunu hakkında çeşitli bilgiler ziyaretçilerle paylaşıldı. Ahşap, doğal taş, fayans gibi her türlü yüzeyde iz ve yapışkanlık bırakmadan ışıl ışıl parlaklık sağlayan Vissmate Doğal Sıvı Arap Sabunu, banyo, mutfak, halı ve koltuklarda da doğal temizlik sağladığı gibi mis gibi beyaz sabun kokusuyla da bütün evlerin vazgeçilmezi olacak.

Bitkisel yağlardan üretilen Vissmate Doğal Sıvı Arap Sabunu, tüm yüzeylerin temizliğinde kullanılabilen sağlıklı ve doğa dostu bir temizlik ürünü olmasının yanında soğuk suda bile çok hızlı bir şekilde karışıp köpürüyor ve pratik kullanım sağlıyor.

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 14 1


SAĞLIK

142 •

w w w . h izm e tix .com.tr >> Hizmetix


SAĞLIK

Hizmetix >> www.hizmetix.com.tr

• 14 3



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.