Mall Report

Page 1








MALL REPORT

TL İLE SÖZLEŞME TEBLİĞİ RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANDI HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞININ TÜRK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINI İÇEREN TEBLİĞİ, RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANDI.

DÖVİZE ENDEKSLİ KARARLAŞTIRILABİLECEK SÖZLEŞMELER Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında yapacakları sözleşmeler dışında kalan menkul satış ve kiralama sözleşmelerinde, bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmelerinde, donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmelerinde, gemilere ilişkin finansal kiralama (leasing) sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilecek. Türkiye Cumhuriyeti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmelerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmelerde, kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler, sözleşmeler ve milletlerarası ant-

laşmaların ifası kapsamında olmak kaydıyla; yüklenicilerin üçüncü taraflarla akdedeceği gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmelerde, Hazine ve Maliye Bakanlığının gerçekleştirdiği işlemlerle ilgili olarak bankaların taraf olduğu sözleşmelerde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilecek. Sermaye Piyasası Kanunu ile bu kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülükleri döviz cinsinden kararlaştırılabilecek. Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler ile serbest bölgelerdeki şirketlerin

taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilecek. Türkiye’de yerleşik yolcu, yük veya posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari hava yolu işletmeleri; hava taşıma araçlarına, motorlarına ve bunların aksam ve parçalarına yönelik teknik bakım hizmeti veren şirketler; sivil havacılık mevzuatı kapsamında havalimanlarında yer hizmetleri yapmak üzere çalışma ruhsatı alan veya yetkilendirilen kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliği statüsündeki kuruluşlar ile söz konusu kuruluşların kurdukları işletme ve şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinde en az %50 hisse oranına sahip olduğu ortaklıkların Türkiye’de yerleşik kişilerle döviz cinsinden veya dövize endeksli bedeller içeren gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeleri akdedebilecek. Uluslararası piyasalarda fiyatı döviz cinsinden belirlenen kıymetli madenlere veya emtiaya endekslenen ve dolaylı olarak dövize endekslenen sözleşmeler, dövize endeksli sözleşme olarak değerlendirilecek. Akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, tebliğ değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisna sayılacak. Bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan iş makineleri dahil taşıt kiralama sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisna sayılacak. Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin taraflarca Türk parası olarak yeniden belirlenmesi zorunlu olacak.

6



Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına Genel Yayın Yönetmeni Metin Tahnal Yazı İşleri Müdürü Adem Ünce Genel Koordinatör Turgut Tahnal Editör Ece Kırdudu haber@mallreport.com.tr Görsel Yönetmen Cihan Albay Reklam Müdürü Fisun Dilek Reklam ve Pazarlama Uzmanı İkbal Demirok Öznur Yılmaz Elif Sayın Gür İngiltere Sorumlusu: Suzan Doğan Ankara Sorumlusu: M. Serdar Burkan Katkıda Bulunanlar Av. Pelin Baruh Banu Noyan Beyza Ezerel Abone Semiha Kale abone@demircanmedya.com.tr Baskı Yeni Devir Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. Cemal Ulusoy Cd. Bahçelievler / İstanbul Tel : 0212 697 10 00

Yönetim Merkezi Beşyol Mahallesi İnönü Caddesi No: 18 Kat: 4/8 Sefaköy - K.Çekmece İstanbul T: 0212 451 51 60 - 63 F: 0212 451 51 64 info@mallreport.com.tr www.mallreport.com.tr www.demircanmedya.com.tr Yayın Türü Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47

8

Editör Sevgili Mall Report okuyucuları merhaba… Alışveriş merkezleri, perakende dünyası, eğlence sektörü, yeme içme alanları ve bu sektörlere ürün&hizmet sağlayan firmaların en önemli iletişim mecrası olan Mall Report Dergisi olarak Ekim sayımızda yer verdiğimiz özel haberler, araştırmalar ve röportajlar eşliğinde sektörün bilgi kaynağı olmaya devam ediyoruz.

DÖVİZLE KİRALAMA SORUNSALI… Son dönemin en önemli sorunu haline gelen kiralamada döviz kuru sektördekilere gergin günler yaşatmıştı. Ancak döviz üzerinden kiralamalarla ilgili tartışmaları sona erdirecek Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ilgili hazırlanan uygulama tebliği taslağının ayrıntıları netleşti. Taslağa göre 2018’den önce yapılan kira sözleşmelerinde 2 Ocak 2018 tarihindeki kurlar esas alınacak. 2 Ocak 2018’den sonraki kontratlarda ise sözleşme tarihindeki kur üzerinden hesap yapılacak. Dövizle kira sorununu iki yıldır ısrarla gündeme taşıyan BMD Başkanı Sinan Öncel de taslağın talepleri büyük ölçüde karşıladığını söyledi. Tebliğ taslağı ülkemiz ve perakende sektörümüz için olumlu bir şekilde gelişecek mi hep birlikte göreceğiz. Bu ay gündeme yönelik sektörün yetkili isimlerinden dövizle kiralama sorunsalı ve TL’ye geçiş taslağına yönelik değerlendirmelerini alarak siz okuyucularımızla paylaştık.

FRANCHISE VE BAYİLİK Franchise ve bayilikler, firmaların büyüme hedeflerine ulaşmasında önemli stratejik yöntemlerden birisi… Bu yıl da franchise veren firmalar sektörün en önemli fuarı olan 16. Franchising ve Markalı Bayilik fuarı olan “Bayim Olur Musun” da bir araya gelecek. Markaların franchise ve bayilik şartları, büyüme hedefleri ve yeni ürünleri dergimizin “Bayim Olur Musun Fuarı” özel sayısında yer alacak.

GELECEĞİN GÜVENLİK TEKNOLOJİLERİ Her geçen gün gelişen teknoloji ile güvenlik sektörü de gelişen teknolojiyi bireylerin ve kurumların hizmetine sunuyor. 11-14 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan 22. ISAF Güvenlik Fuarı’nda güvenlik sektöründe geleceğin güvenlik çözümleri tanıtılacak. Sektördeki tüm gelişmeleri, yeni yatırımları, bireysel ve kurumlara özel güvenlik çözümlerini Mall Report ISAF Güvenlik Fuarı özel sayısında bulabileceksiniz. Sizleri bu zengin içerikli sayımızla baş başa bırakarak keyifli okumalar diliyorum. Bir sonraki sayı görüşmek dileğiyle,

Genel Yayın Yönetmeni // Metin Tahnal



İÇİNDEKİLER

116

14

84

107

18

12... SOSYAL AĞLAR

73... TAB GIDA TÜRKİYE’DE

ÜZERİNDEN SATIŞ YAPANLARIN

LİDER KONUMDA

SAYISI 1 MİLYONU AŞTI 83... BEREKET DÖNER’DEN ÇOK 24... EGE PERLA 1 YAŞINDA

SEÇENEKLİ FRANCHISE İMKANI

38... ŞEHRİN EN GÖZDE BULUŞMA NOKTASI: FORUM AYDIN

86... ETÇİ MEHMET YURT DIŞI YATIRIMLARINA DEVAM EDECEK

60... TÜRK HUKUKUNDA BAYİLİK VE BAYİLİK SÖZLEŞMESİ NEDİR?

88... KAGİDER İLE KADIN GİRİŞİMCİ SAYISI ARTIYOR

64... KAHVE SOKAĞI 2019’DA 50 ŞUBEYE ULAŞMAYI HEDEFLİYOR

10

107... MICHAEL KORS SAATLERİ İLE İHTİŞAM ZAMANI



ARAŞTIRMA

SOSYAL AĞLAR ÜZERİNDEN SATIŞ YAPANLARIN SAYISI 1 MİLYONU AŞTI

M

edya takibinin öncü kurumu Ajans Press, sosyal ticaret üzerine yapılan araştırmayı inceledi. Ajans Press’in Paym.es verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’de herhangi bir sosyal ağ üzerinden satış yapanların sayısının 1 milyonu aştığı belirlendi. Yapılan satışların da yüzde 86’sını ürün grubu oluştururken, yüzde 14’ünün hizmet temelli olduğu anlaşıldı. Sosyal ticaret yapanlar cinsiyet bakımından incelendiğinde ise kadınların yüzde 58’lik dilimle önde olduğu görüldü. Böylelikle kadınların sosyal ağ üzerinden yapılan ticarette erkeklere göre daha aktif olduğu gözlendi.

SEPET ORTALAMASI 127 TL Ajans Press ve PRNet’in gerçekleştirdiği medya araştırmasında konu ile ilgili yazılı basına yansıyan haber adetleri de belli oldu. Gerçekleştirilen medya araştırmasında sosyal mecralarla ilgili yıl içerisinde 110 bin 710 haber çıkışı tespit edildi. Medyaya yansıyan haber başlıkları in-

12

celendiğinde, sosyal mecralar içerisinde en çok Twitter’ın yansıma bulduğu belirlendi. Türkiye’de yapılan sosyal ticaret, Facebook, Instagram gibi sosyal ağları kapsarken, Instagram’dan yapılan sosyal ticaretin sepet ortalaması 127 TL olarak belirlendi. Çalışanların da yüzde 22’lik bölümünün ek iş olarak el emeği ürünleri satışa çıkardıkları görüldü. Elde edilen veriler neticesinde ayrıca sosyal ticaretin son 5 yılda 10 kat büyüdüğü gözlenirken, dünya genelindeki hacminin 50 milyar dolara yükseldiği saptandı. Her geçen gün büyümesi beklenen bu sektörün 2021 yılında 165 milyar doları aşacağı öngörülen bilgiler arasında yer aldı. Öte yandan sosyal ağ kullanıcılarının 51 milyona yaklaştığı Türkiye’de 44 milyon kişinin akıllı telefonları üzerinden sosyal mecraları kullandığı tespit edildi. İnternet kullanıcılarının ise yüzde 30’unun alışverişte mobil cihazları tercih ettiği gözlendi.

TÜRKİYE’DE HERHANGİ BİR SOSYAL AĞ ÜZERİNDEN SATIŞ YAPANLARIN SAYISI 1 MİLYONU AŞARKEN, KADINLARIN YÜZDE 58’LİK ORANLA SOSYAL TİCARETTE ÖNDE OLDUĞU GÖRÜLDÜ.



ARAŞTIRMA

Y KUŞAĞI İÇİN EN ÖNEMLİ KRİTER

“DOĞALLIK”

44 ÜLKEDE 4,5 MİLYAR TÜKETİCİYE ULAŞAN VE TÜRKİYE’DE BU YIL 3. KEZ GERÇEKLEŞEN “YILIN SEÇİLMİŞ ÜRÜNÜ” PROGRAMINI DÜZENLEYEN YILIN ÜRÜNÜ TÜRKİYE’NİN KURUCUSU ÇİĞDEM MİCOZKADIOĞLU, ARAŞTIRMA ŞİRKETİ NIELSEN’İN TÜRKİYE GENELİNDE YAPTIĞI ANKET EKSENİNDE ORTAYA ÇIKAN TÜKETİCİ BEKLENTİLERİNİ AÇIKLADI.

4.053 tüketici ile yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmaya göre X,Y ve Z kuşağı tüketicilerinin ürün seçimlerinde farklı dinamikleri dikkate aldıklarını ve her bir kuşağın keskin çizgilerinin olduğunu belirten Micozkadıoğlu, araştırma sonuçlarına göre yenilikçi ürünlerden beklentilerin ilk sırasında “doğallık” olduğunu belirtti. Tüketici grupları arasında, en çok gençlerin doğallığa önem verdiğini ve Y kuşağı için doğallığın en önemli nokta olduğunu ifade eden Micozkadıoğlu, yenilikçi ürünlerin güvenilir bir marka tarafından sunuluyor olmasının ise X kuşağı açısından önem taşıdığını aktardı.

TÜRKİYE’DE ÜRETİLMİŞ OLMASI ÖNEMLİ Araştırma ve sonuçlarıyla ilgili bilgiler sunan Micozkadıoğlu, ürünün sağlıklı olması, tadının

güzel olması (gıda ürünlerinde), kullanım pratikliği ve Türkiye’de üretilmiş olmasının tüketicilerin diğer beklentileri olduğunu, özellikle 35-44 yaş aralığı için bu olgunun önem taşıdığını belirterek, ürünün içeriğinin/dokusunun iyi olması, dayanıklılığı, yeni ve farklı tasarıma sahip olması, ambalajının pratikliği ve çevreye duyarlı olması gibi faktörlerin ise tüketiciler için ikincil beklentiler olduğunu ifade etti.

YENİ ÜRÜNÜN FİYATI DA SATIN ALMAYI ETKİLİYOR Tüketicilerin yarısından fazlası yeni ürünleri denemeyi tercih etse de, ürünün fiyatının uygun olması, arkadaş ve iş çevresindeki bireylerin yönlendirmeleri, yeni ürünleri deneme isteği gibi dinamikler de satın alma kararını etkiliyor. Araştırma, kadın tüketicilerin erkeklere kıyasla, “yeni” etiketli bir ürün satın almaya daha eğilimli olduğunu da ortaya koyuyor. Ürün memnuniyeti AB grubu tüketicilerde kilit önem taşırken, memnun kalabilecekleri yeni bir ürün için daha fazla ödeme yapabileceklerini belirtiyorlar.

14



ARAŞTIRMA

4 PERAKENDE DEVİNDEN 3’Ü E-TİCARET İLE GÜÇLENİYOR TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK 100 PERAKENDECİSİNİ İNCELEYEN UNIVERA, E-TİCARET YAPAN ŞİRKET SAYISININ SON BİR YILDA YÜZDE 15 ARTARAK 75’E YÜKSELDİĞİNİ AÇIKLADI. E-TİCARET YAPISINI SATIŞ KANALLARINA ENTEGRE EDEN MARKALAR DİJİTAL DÖNÜŞÜM SAYESİNDE SATIŞ AĞINI GENİŞLETEREK GELİRLERİNİ 3 KATA KADAR ARTIRIYOR.

Kurumsal teknoloji çözümleri sunan Univera, satış hacmi bakımından Türkiye’nin en büyük 100 perakendecisinin e-ticaret operasyonlarını inceledi. Araştırmaya göre, toplam net satış hacmi, 105 milyar TL’yi aşan perakende devlerinin yüzde 65’i geçen sene doğrudan e-ticaret faaliyeti yürütürken, 2018 yılının ilk üççeyreğinde bu oran yüzde 75’e ulaştı. 25 perakende devi ise geleneksel mağazacılık anlayışıyla müşterilerine tek kanaldan hizmet vermeye devam ediyor. Geniş ürün gamının yönetimi, e-ticarete entegrasyonu ve bu süreçleri otomatize edecek altyapı eksikliği, markaların çoklu kanal satışına geçememesinde en büyük neden olarak görülüyor. Sunduğu dijital çözümlerle perakendecilerin e-ticarete geçiş sürecini kolaylaştıran Univera, geliştirdiği CommercePortal modülü sayesinde hem B2B hem de B2C satış süreçlerinin yönetilmesine olanak tanıyor. Tek portal üzerinden bayi veya distribütörün yanı sıra son kullanıcının da satın alma yap-

masını sağlayan CommercePortal çoklu kanal satış yönetimini dijitalleştiriyor. Fiziki satışlardan elde edilen gelirin çoklu kanal satış yönetimiyle artırılabileceğini belirten Univera Ürün Müdürü Emre Çelik,“Ülkemizdeki dev perakendecilerin yüzde 25’i e-ticaret faaliyetlerine girmeyerek yalnızca fiziksel satış gerçekleştiriyorlar. Hâlbuki ürettikleri toplam net satışın oranı yüzde 40. Böylesi satış rakamlarına sahip markalar, yeni satış kanallarıyla perakende sektörünü canlandıracaktır. Özellikle perakendecilerin dijital altyapı sorunlarına çözüm olarak geliştirdiğimiz EnRoute çoklu kanal satış yönetimi modüllerinden CommercePortal ile B2B ve B2C satış süreçlerini dijitale taşımanın yanı sıra, teslimata kadarki sipariş, sevkiyat ve tahsilat gibi farklı ihtiyaçları da kolaylıkla yönetiyor.” dedi.

E-TİCARET FAALİYETLERİ FİZİKSEL SATIŞLARI DA ARTIRIYOR Google’ın yaptığı bir araştırmaya göre, tüketicilerin yüzde 51’i internet üzerinden araştırma yaptıktan sonra beğendiği ürünleri fiziksel mağazalardan satın alıyor. Tek kanallı satış sürecine sahip olan şirketlerin satış öncesi, ürünle ilgili online araştırma ve deneyimleme imkanı sunmaması, satın alma davranışını olumsuz etkiliyor. Bir diğer veriye göre, alışveriş öncesi markaların internet sitelerini inceleyerek alışveriş listesi hazırlayan tüketicilerin de 3 kat daha fazla alışveriş yaptığı görülüyor. Tüketicilerin markayla ilişkide olduğu süre boyunca markaya kazandıracağı tahmin edilen finansal tutar olarak tanımlanan müşteri yaşam süresi değeri, çoklu kanaldan alışveriş yapan müşterilerde, tek kanaldan alışveriş yapan müşterilere göre yüzde 30 daha fazla gerçekleşiyor.

16



Makale

Engin Yıldırım

GÜVENLİ VE TEMİZ ORTAMDA ALIŞVERİŞ Ziyaretçilerin alışveriş merkezini tercih etmesinin en önemli nedenlerinden ikisi merkezin “güvenli ve temiz’ olmasıdır. Bu nedenle güvenliği ve temizliği sağlayan ekiplere son derece önemli görevler düşüyor. AVM’lerde güvenlik ve temizlik ekiplerinin varlığı hissedilmemeli, ama hizmetlerinin yaşamsal önemi olduğu da unutulmamalıdır. Alışveriş merkezlerinde çalışan güvenlik ve temizlik personelinin seçimi ve eğitiminde çok titiz olunmalıdır. Bu titizliği personelin haklarını korurken de göstermek lazımdır. Böylelikle personelin memnuniyetinin sağlanarak sirkülasyonun düşeceğine ve personelin yaptığı hataların azaltılacağına inanıyorum. Güvenlik ve temizlik ‘hizmet sektörü’ işidir. Bu nedenle işin profesyonelce ve profesyonel kuruluşlarca yapılması çok önemlidir. Güvenlik ihtiyacı insanlık tarihi kadar eskidir. Kamu güvenliğini tamamlayıcı nitelikteki özel güvenlik sektöründe çok sayıda eleman görev almaktadır. Bu elemanlarında nitelikli olanlardan seçilmesi ve maaşlarının da ona göre belirlenmesi gerekir. Alışveriş merkezi güvenlik görevlisi, bodyguard değildir. Alışveriş merkezi güvenlik görevlisi öncelikle güler yüzlü olmalıdır. İkincisi alışveriş merkezinde çalışacak güvenlik elemanlarının prezantabl olması ve itimat telkin etmesi gerekir. Yine alışveriş merkezlerinde güvenlik görevlileri, aynı zamanda yönetime teknik destek de sağlamalıdır. Bütün bu işleri gereği gibi yerine getirmesi için personele işe başlamadan önce ve görev sırasında yoğun güvenlik eğitimleri verilmelidir. Eğitimler sırasında personelin gerekli uzmanlık bilgilerinin yanında; Mesleki formasyonlarını oluşturacak gözlem ve muhakeme yetilerini artıracak, beşeri ilişkilerini ve psikolojik dayanıklılıklarını geliştirecek bilgiler de aktarılmalıdır. Alışveriş merkezinin kapısındaki güvenlik görevlisi, içeriye giren

18

kişiyi almış olduğu eğitimle filtre edip, süzüp, ziyaretçiyi rahatsız etmeden takip altında telsizle arkadaşlarıyla paylaşıp, o kişiyi eylemine kadar takip altında tutup amacına ulaşmadan reaksiyon gösterebiliyor olmalıdır. Alışveriş merkezi yönetiminde yer alan işletme müdürü ve/veya şefinin güvenlik-temizlik konuları ile ilgili iş tarifine kısaca değinmek isterim: - Güvenlik-temizlik konularında taşeron şirketlerle, danışmanlarla gerekli koordinasyon kurularak görevin en iyi şekilde yürümesini sağlar. - Taşeron şirketlerin elemanlarının görevlerini talimat ve emirler çerçevesinde yürütmelerini yakından denetler. Örneğin; eleman formlarının tutulması ve eleman dağılımının kontrolü; Elemanların kılık kıyafet ve teçhizatlarının tam ve emirlere uygun olmasının denetlenmesi vs. - Taşeron firma tarafından günlük olarak tutulan güvenlik olay takip formunun ve merkezdeki rutin temizlenen alanların kontrol listelerini takip eder. - Güvenlik ve temizlik ekiplerinin kullandıkları makinaların düzenli bakımının yapılmasını, sarf malzemelerin ihtiyaca göre alınması ve stoklandırılmasını takip eder.


Makale

- Alışveriş merkezinde her şey yolunda giderken ansızın panikler çıkabilir. Böyle bir durumda olayın, diğer müşterileri ve genel huzuru bozmadan bertaraf edilmesi çok önemlidir. Güvenlik elemanlarının olaylar karşısında reaksiyon hızlarını artıracak çeşitli durumlarda yeni doğacak olaylara karşı alternatif müdahaleler yapabilecek düzeye gelebilmeleri için senaryolar üretilmesi sağlanır. - Hijyen kuralları içerisinde bina içi ve dışı (koridor ve teras) temizliklerin yapılması, yangın çıkışlarının, mal giriş rampaları ve park sahalarının temiz, düzenli ve işler olmasını sağlamak; Bu maksatla kullanılan teçhizatın sağlamlığı ve bakımlı olmasını takip ve kontrol eder. Çöplerin zamanında ve düzenli toplanması, kompaktörlerin daima çalışır olması, mahallerin temiz ve düzenli olması için her türlü alınacak tedbirin denetimini yapar. Temizlik tüketim malzemesinin takibini sağlar, denetleme yöntemleri geliştirir ve hizmetin en ekonomik düzeyde yürütülmesini sağlar. Bölümü içindeki birimlerle haftada bir defa genel konuları ve çözüm tarzlarını ihtiva eden toplantılarla birimler arasında yeterli bilgi aktarımı yapılmasını sağlar. Birimlerin eğitim düzeyinin arttırılması için eğitim programlarını koordine eder. - Kritik günler ve alışveriş merkezi yönetimince yapılan özel günlere mahsus promosyon faaliyetlerinde ek güvenlik, temizlik vs. gibi ilave tedbirler alarak herhangi bir aksaklık olmaması için her tedbiri alır. Hafta sonu gibi yoğun zamanlarda takviye temizlik personeli çalıştırılmalıdır. Mağazaların çöpleri belirli saatlerde toplanmalı, gün içinde genel merkez kapandıktan sonra ise daha detaylı temizlik yapılmalıdır. Çöp konteynırları çöpün içeriğine göre (kağıt-karton, cam, plastik vb.) ayrılmalıdır. Gerek alışveriş merkezinin ortak alan temizliği, gerekse mağazalarımızın temizliği alışveriş merkezi açıldığında tamamlanmış olmalıdır. Önemli bir konunun altını da çizmek istiyorum: Güvenlik ve temizlik elemanlarına asli görevi ha-

rici ne kadar çok iş yaptırırsak verimliliği düşer ve işinden soğur hale gelir. Çeşitli işlere müracaat etmiş ama netice alamamış birçok kişi, ‘bari güvenlik veya temizlik görevlisi olayım da geçici bir işim olsun’ diye düşünerek işe yılgın ve isteksiz giriyor. İşte bu profildeki insanlar ile bir alışveriş merkezinin çok önemli iki ekibi oluşturuluyor. Fakat tüm temizlik ve güvenlik firmalarının ekipleri bu şekilde oluşturuluyor demek istemiyorum. Peki bu durumda ne yapmalıyız? Onların kendi kafalarında kendi yorumlarıyla bitirdikleri bu görev kimlikleri onlara bizler kazandırmalıyız. Yaptıkları işin alışveriş merkezi işleyişi, ziyaretçiler, mağazalar için ne denli önemli olduğunu anlatmalıyız. Bu ekiplerle bu düşüncelerimizi paylaşmalı ve onlara bu düşünceleri aşılamalıyız ki, onlar bu fiziki güç ile istenilen hizmeti kendilerinden beklendiği gibi yapabilsinler. Belki de en önemlisi günümüz şartları geçim şartları paralelinde ücret aralığını ödemeliyiz ki bu işi uzun vadeli düşünebilsinler ve işte kendilerinden bekleneni verebilsinler.

19


AVM

“ZİYARETÇİLERİN TALEPLERİNE ÖNCELİK VERİYORUZ”

Ziyaretçilerin isteklerine öncelik vererek ilerlediklerini söyleyen Novada Menemen AVM Pazarlama Müdürü Özge Arısoy, sonbahar döneminde de ziyaretçi taleplerini karşılayacak etkinlik ve kampanyalara devam edeceklerini ifade etti. TİCARİ KAMPANYALAR ZİYARETÇİ TALEPLERİNİ KARŞILIYOR Sonbahar döneminde planlanan etkinlik ve kampanyalarınız var mı? Müşterilerinizin bu konuda talepleri nasıl? Sonbahar dönemi için planlamakta olduğumuz etkinlik ve kampanyalarımız elbette var. Yaz ayları boyunca rutin yapmış olduğumuz çocuk etkinliklerimize bu yıl sonuna kadar devam edeceğiz. Ayrı olarak kasım ayı içinde planlayacağımız “Anında Kazan” kampanyası ile gelen ziyaretçilerimizi renkli oyunlar ile eğlendirerek hediyeler dağıtacağız. Yapmış olduğumuz kampanyalarda aldığımız tepkiler sonucunda, ticari kampanyaları daha fazla gerçekleştiriyor olmamız ziyaretçilerin taleplerini karşılayacaktır. Etkinlikler; çocukların fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal becerilerinin gelişimini doğrudan desteklemektedir. Novada Menemen olarak çocuklar için ne tür etkinlikler düzenliyorsunuz? Novada Menemen AVM olarak, söz konusu çocuklar olduğu zaman et-

20

kinlikleri hem eğlenmeleri, eğlenirken de öğrenmeleri, sosyalleşmeleri ve kendini ifade etme yeteneklerini ortaya çıkarmaları amacı ile planlıyoruz. Yaz boyunca el becerilerini geliştirdikleri birçok etkinlik yaptık. Önümüzdeki süreç içinde bu tarz etkinlikleri devam ettiriyor olacağız. Tabi bu etkinliklerin dışında yakın zaman da yapmış olduğumuz okula dönüş kampanyasında olduğu gibi hiçbir talep de bulunmadan alışveriş merkezimize gelen yüzlerce çocuğa kırtasiye seti hediye ettik. Etkinliklerimize çocuklarımızın yüzünü güldürecek şekilde devam ediyor olacağız.

TÜKETİCİ İHTİYACINI KARŞILAMAK GİRİŞ SAYISINI ARTIRIYOR Sektörde sınıfta kalmak istemeyen AVM’ler bu ihtiyaçları ve beklentileri karşılamak adına ne gibi çalışmalar yapmalı, tüketiciye nasıl ayak uydurmalılar? Tüketicinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamak için öncelikle swot analizi çıkartarak eksikleri ve ihtiyaçları belirlemek, yapılacak olan planlamaları bu yol üzerinden yapmak doğru yola götürecektir. Tüketicinin süre gelen zaman diliminde ih-

tiyaçlarına göre yapılacak olan kampanya vs. için öngörülen zamanda planlamalar ile ihtiyaçlar karşılanabilir. Bu sayede giriş sayılarını daha fazla sayıya çıkarabiliriz. Eklemek istedikleriniz… Novada Menemen Alışveriş ve Yaşam Merkezi olarak, ziyaretçilerimizin istek ve taleplerine öncelik vererek, bu doğrultu da ilerlemekteyiz. Sosyal medyanın da desteği ile kişiler ile birebir iletişim halinde olmak, sorunları hızlı şekilde çözmek ve talepleri birebir almak hem tüketiciyi hem de bizleri mutlu etmektedir.



AVM

Bir Yılda 19 Milyon Ziyaretçi

Doğu’nun en büyük alışveriş merkezi olan Erzurum MNG Alışveriş ve Yaşam Merkezi, ilk yılında tam 19 milyon ziyaretçiyi ağırladı. Yurt dışı ve yakın illerden de ilgi gören MNG AVYM ilk doğum gününü, geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen renkli konserler ve cazip kampanyalarına ilgi gösteren coşkulu bir kalabalıkla kutladı. 30 Eylül 2017’de kapılarını Erzurumlulara açan MNG Alışveriş ve Yaşam Merkezi ilk yaşında neşeli bir kalabalığı ağırladı. Hafta sonu boyunca 2 günde 16 ilden 350 bin ziyaretçi ağırlayan MNG AVYM, Okan Karacan ve Şebnem Schaefer’in dinamik sunumu ile konuklarını coşturdu. Alışveriş yapanların altın yağmuruna tutulduğu organizasyonda akşamları konserlerle renklendi. MNG AVYM ziyaretçileri Karadeniz müziğinin prensleri olarak anılan Koliva ve rock tınıları ile vazgeçilmez gruplardan biri olan Manga’yı dinleme fırsatı buldular. Sevilen sunucu Okan Karacan’ın eşine sürpriz doğum günü partisi de yaptığı kutlamalarla sırasında konser alanı dolup taştı. Açık otoparkın sınırlarını aşıp çimenlerin üzerinden keyifle konserlere eşlik eden konuklar, dostluğu ve mutluluğu paylaşmanın tadını çıkarttılar.

Başarının Sırrı, Kazandıran İşletme Olmak MNG Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Aydoğan Süer, Türkiye’nin 16 şehrinden bu or-

22

ganizasyon için gelen konuklara ve alışveriş merkezinin çalışkan ekibine teşekkür ettiklerini vurgularken, ilk günden bu yana Erzurum’a, perakendeciye ve tüketiciye kazandıran bir alışveriş merkezi kurmayı hedeflediklerini söyledi. Seçkin markalar ve şık bir alışveriş merkezi sunarak, şehrin standartlarını yükselten, çocuklar ve gençler için vizyon açan MNG Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin Erzurum’a hareket getirdiğini belirten Süer, “Sadece Erzurum’da değil Doğu Anadolu genelinde ticaret ve sosyal hayata renk kattığımıza inanıyoruz” dedi.


AVM

ATLASPARK, CITYSCAPE AWARDS’TA YARIŞACAK

Sultanbeyli’deki güzide alışveriş merkezlerinden biri olan Atlaspark AVM, Dubai’de düzenlenecek olan 14. CityScape Ödülleri’nde finalist oldu.

Atlaspark, “inşa edilmiş en iyi AVM” dalında 5 adaydan biri olarak finalist seçildi. Böylece, gayrimenkul alanında uluslararası yatırımcıları ve mimarları bir araya getiren 14. Cityscape Awards’da Atlaspark AVM de yarışacak. Dünyanın en önemli gayrimenkul ve mimarlık buluşmalarından biri olarak kabul edilen “Cityscape Global” kapsamında düzenlenen Cityscape Awards 2018, bu yıl 14’sü kez düzenleniyor. Cityscape Awards 2018’de “Retail Project Award” (Perakende Projesi) kategorisinde yarışacak projeler arasında 2015 yılında Sultanbeyli’de hizmete açılan Atlaspark AVM de yer alıyor. 14. Cityscape Awards, 2 – 4 Ekim 2018 tarihleri arasında Dubai’de düzenlenecek. “Cityscape Fuarı” kapsamında düzenlenecek ödül töreninde çeşitli kategorilerde projeler ve inşa edilmiş yapılar yarışacak. Finale kalan projeler 30 Eylül 2018 tarihinde mimar ve işveren tarafından yapılacak sunumlar ile uluslararası jürinin karşısına çıkacak. Ödüller, 2 Ekim’de InterContinental Dubai Festival City’de düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.

23


AVM

EGE PERLA 1 YAŞINDA Alışveriş ihtiyacının yanı sıra misafirlerinin tüm sosyal ihtiyaçlarına da cevap vermek üzere 1 yıl önce hayata geçirilen Ege Perla, kapılarının açıldığı ilk günden bu yana kendine özgü konsepti ve yaşattığı sıra dışı deneyimlerle İzmir’in en gözde alışveriş ve yaşam merkezlerinden biri oldu. İzmir şehir hayatına en özel ve en seçkin etkinliklerle katkı sağlayan Ege Perla, 1 yıl boyunca düzenlediği Sertap Erener’den Candan Erçetin’e, Erol Evgin’den, Mabel Matiz’e, Ozan Doğulu’dan, Pinhani’ye onlarca konser ve yüzlerce etkinlikle misafirlerine eğlenceyi yerinde yaşattı. Birbirinden başarılı tiyatro oyunları, oyunculuk, yazarlık atölyeleri ve stand up şovlarına ev sahipliği yapan Toy İzmir Ege Perla, İzmir’in kültür ve sanat dünyasına yep-

yeni bir soluk getirdi. Meltem Cumbul ile Oyunculuk Atölyesi, Kemal Hamamcıoğlu ile Yaratıcı Yazarlık Atölyesi, Pınar Bulut ile Senaryo Yazarlığı Atölyesi, Dolunay Soysert’in tek kişilik etkileyici performansıyla Kul oyunu, Şebnem Bozoklu’nun başrolünü üstlendiği Kaplan Sarılması ve daha birçoğu, sanatsever Ege Perla misafirleriyle buluştu. Çağla Şıkel ile Masal Okuma, Gomyap Atölyesi, Uçurtma Şenliği, Tırtıl Kids ile Yaratıcı Çocuk Atölyeleri, Lego Etkinlikleri gibi birbirinden farklı onlarca çocuk etkinliği, moda, yemek ve sağlıklı yaşam sohbetleri, imza günleri ve çok daha fazlasıyla İzmirliler, Ege Perla’da farklı bir alışveriş deneyimi yaşamanın keyfini çıkardı. Ağırladığı milyonlarca misafiriyle bolca sevgi, binlerce anı bir o kadar da keyif ve coşkuyu pay-

laşmanın sevincini yaşayan Ege Perla, lezzetten, modaya, iyi yaşamdan, eğlenceye pek çok alanda adından söz ettirmeye ve İzmirlileri yeniliklerle buluşturmaya devam edecek.

VADİSTANBUL

KAPILARINI AÇALI TAM

1 YIL OLDU

V

adistanbul, 1 yaşında! Bu bir yıl içerisinde milyonlarca misafir ağırladı, 13 uluslararası ödülün sahibi oldu, çocuklardan gençlere, maceraperestlerden maçkoliklere, sinemaseverlerden lezzet tutkunlarına, herkese hitap eden ve çok konuşulan etkinliklere ev sahipliği yaptı.

24

Vadistanbul açıldığı günden beri, Seyrantepe metrosundan AVM’nin içine kadar giden havadan giden raylı sistem ‘Havaray’ı, 270’i aşkın mağazası, eğlence ve sinema alanları, orman manzaralı kafe ve restoranları ve 760 m. uzunluğundaki alışveriş caddesi ve Avrupa Yakası’nın en büyüğü olan gösteri havuzuyla misafirlerine keyifli bir deneyim yaşatıyor. Birinci yaşını yeni açılan mağazalar, restoranlar, etkinlikler ve konserlerle dolduran Vadistanbul; mutluluğu, huzuru, tutkuları paylaşacağı misafirlerini bekliyor!



AVM

“BÖLGESEL BİR ALIŞVERİŞ VE YAŞAM MERKEZİYİZ” Özgün mimarisinin yanı sıra, 55 bin metrekare kiralanabilir alanda; yerel, ulusal ve uluslararası 140 seçkin markası ile açıldığı 10 Haziran 2015 tarihinden bu yana farklı, marka algısı yüksek, zengin damak zevklerine sahip lezzetler sunan, alışverişin yanı sıra yaşam merkezi iddiası nedeniyle; her yaşa hitap eden sanatsal ve kültürel etkinlikleri sürekli gelişim gösteren bölgesel bir alışveriş ve yaşam merkezi iddiasıyla yoluna devam ediyor. Alışveriş merkezimiz; 30 bin metrekarelik perakende mağaza, 2 bin 500 metrekarelik hipermarket, 6 bin 700 metrekarelik yapı market, 8 salonlu modern sinema ve çocuk oyun ve eğlence merkezi, bowling salonu ile birlikte toplam 4 bin 900 metrekarelik eğlence alanının yanında 5 bin metrekareye yayılmış kafe ve restoranları ile geniş marka ve hizmet karması ile şehrin ve bölgenin ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Forum Diyarbakır Alışveriş Merkezinin önemli bir farklılığı da, bünyesinde yer alan ve Diyarbakır ve yakın bölgemizde ilk kez açılmış birçok seçkin markamızın gücünden gelmektedir.

Geniş marka ve hizmet karması ile şehrin ilgi odağı olduklarını ve bölgenin insan kaynağını işin merkezinde tutarak yola devam edeceklerini söyleyen Forum Diyarbakır Alışveriş Merkezi Genel Müdürü Erdinç Bulut, sosyal sorumluluk projeleri ve kampanyalarından da bahsetti. Alışveriş merkezinin genel yapısı ve lokasyonu hakkında bilgi alabilir miyiz? Forum Diyarbakır Alışveriş Merkezi, yöresel mimariden esinlenerek inşa edilmiş iç avlusu, teras ve açık oturum alanları ile Diyarbakır’a özgü bazalt taşları kullanılarak ve Diyarbakır surlarını andıran dış cephesi ile mimari açıdan farklı tasarımı ile ön plana çıkıyor.

26

Koçtaş, Paul&Shark, Matmazel, Ramsey-Kıp, Ruck&Maul, SısleyJeanslab-Glocal, Rue, Tommy Hılfıger, Vakko, W Collectıon, Adidas-Adidas Kids, Ekol, Kayra, Levis, Columbia, D’S Damat, Roman, Suwen, G-Lingerie, Porland, Linens, Kahve Dünyası, Glorıa Jeans Coffee, Simit Sarayı sadece Forum Diyarbakır’da yer alan markalarımız olarak sayılabilir. Alışveriş merkezimiz şehrin yeni yerleşim bölgesi ve ana arterlerinden olan Elazığ Bulvarı’nda bulunmakta olup, yeni şehir planlamasının olduğu kuzey tarafında yer alıyor. Diyarbakır’ın en büyük merkez ilçeleri Kayapınar ve Yenişehir arasında yer alan konumu, her geçen gün gelişen ve büyüyen kentleşme güzergâhı üzerinde yer alan alışveriş merkezimiz, bu konumu sayesinde sadece şehir içinden değil, Elazığ-BatmanMardin başta olmak üzere çevre il ve ilçelerden de önemli sayıda ziyaretçi ağırlıyor.


AVM

Forum Diyarbakır olarak alışveriş merkezinizin kapı giriş sayıları ve buna bağlı olarak cirolarınızdaki yükselişlerden bahsedebilir misiniz? Öncelikle, alışveriş merkezi yönetimi olarak 2018 yılı başında yeniden yapılanmaya gittiğimizi belirtmek isterim. Bu yapılanma ile birlikte kısa ve orta vadeli hedeflerimizi de gözden geçirmek ve önceliklerimizi belirleme fırsatımız oldu. Alışveriş merkezimizin kiralama ve yönetimini Yirmi Sekiz Emlak Geliştirme Yatırım İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi tüzel kişiliğimiz üzerinden kendi bünyemizde yapıyoruz. 2018 Eylül ayı itibariyle, ilk 9 aylık ziyaretçi ve ciro performansımıza baktığımızda geçen yıl aynı dönemle karşılaştırıldığında alışveriş merkezimizin ziyaretçi sayısında yüzde 20 oranında bir artış gerçekleştirdiğini, bununla birlikte ciro performansının ise yaklaşık yüzde 40 oranında büyüdüğünü görüyoruz. Elazığ Bulvarı üzerindeki kentleşmenin gelişmesi ve yeni yaşam alanlarının artmasıyla birlikte gelişen ulaşım ve erişim kolaylığı ile birlikte hedef kitlemizdeki ziyaretçi sayılarımız da hızla artırıyor.

Yönetimi” başlıklı eğitimimize 100 markamızdan 250 çalışma arkadaşımız katıldı. Güvenilir ve konforlu alışveriş deneyiminin yanı sıra, Forum Çocuk ve Kadın Kulüplerimiz bünyesinde gerçekleştirdiğimiz, tematik etkinlikler, sergiler, seminerler ile birlikte ünlü misafirlerimizi ağırladığımız, imza günü söyleşi ve konserlerle de misafirlerimizin daha keyifli zaman geçirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde de ziyaretçilerimizin kendilerinden bir şeyler bulacağı ve interaktif olarak katılım sağlayacağı etkinliklerde, yaşadığımız kentin ve bölgenin insan kaynağını işin merkezinde tutarak yolumuza devam edeceğiz. Kampanyalar, alışveriş merkezlerinin olmazsa olmaz unsurları. Forum Diyarbakır Alışveriş Merkezi olarak, ziyaretçilerimizin alışverişlerini kazanca dönüştürecekleri ticari kampanyalarımızın yanı sıra, anında kazan ve yarış kazan kurgusuyla planladığımız kampanyalar düzenliyoruz.

Şehre ve bölgeye sosyo-kültürel anlamda ne gibi katkılarınız oldu? Ziyaretçilerimizin beklentilerini iyi analiz ederek, AVM-Marka iletişim ve işbirliği içerisinde çalışmaya özen gösteriyoruz. Sürdürülebilir ticari büyüme hedeflerimizi gerçekleştirebilmek adına, keyifli ve kazançlı alışveriş imkânının yanı sıra ziyaretçisiyle çalışanıyla aidiyet duygusu yüksek, daha rahat ve özgür bir yaşam alanı olma öncelikli hedefimizdir. Bu anlamda, şehrimizde organize perakendenin gelişimi ve nitelikli iş gücü istihdamının öneminin farkında olarak alışveriş merkezimizdeki çalışma arkadaşlarımızın deneyimlerini geliştirmek, hizmet kalitelerini artırmak amacıyla sektörel eğitim ve seminerler düzenliyoruz. Ağustos ayında gerçekleştirdiğimiz “Perakendede Müşteri İlişkileri ve Satış

27


AVM

3. yaşımızı kutladığımız bu yıl, 3 araç hediye ettiğimiz kampanyamızın çekiliş etkinliğini 16 Eylül’de Hande Yener konseri ile taçlandırdık. 18 yıl sonra ilk kez bu etkinliğimiz sayesinde Diyarbakır’a gelen Hande Yener konserine ilgi gerçekten muhteşem ve görülmeye değerdi. Sosyal sorumluluk projelerinizden kısaca bahseder misiniz? Yıllık pazarlama ve tanıtım planlarımızı hazırlarken göz önünde bulundurduğumuz öncelikli kriterlerden biri de yaşadığımız kentin dinamiklerini, hassasiyetlerini ve ziyaretçilerimizin beklenti ve önceliklerini de gözeten bir iş akışı oluşturabilmektir. Bu nedenle bütçemizden mutlaka sosyal sorumluluk projeleri içinde bir pay ayırarak, bazen bir farkındalık yaratabilme bazen de bilhassa sorunların çözümüne katkı sağlayacak destek olmaya çalışıyoruz. Özellikle geniş katılımlı ve gündem oluşturacak bölgesel ve ulusal medyanın da dikkatini çekecek sürdürülebilir projelere öncelik veriyoruz. Bu anlamda, yaşadığımız bu güzide kente değer katmak üzere birbirimizi ve ortak değerlerimizi güçlendirmek adına; başta şehrimizin fikir önderleri, mülki idareleri olmak üzere, tüm kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları, kültür sanat dernekleri, ticaret kuruluşları, spor camiası, meslek örgütleri ile birlikte iletişimde ve işbirliği içinde olma, ziyaretçilerimizle de bizzat sürece katkı sağlayabilecekleri sosyal ve kültürel projelerle birlikte iletişim ve etkileşime devam etme gayretinde olacağız. Ziyaretçilerimizin ve markalarımızın da desteği ile Diyarbakır Valiliği ve Büyükşehir Belediyesinin de katkılarıyla hayata geçirdiğimiz “Dilek Ağacı” ve “Kitap Kumbarası” isimli, Diyarbakır’daki köy okullarımızdaki öğrenci kardeşlerimizin eğitici ve öğretici kitap ile gündelik ihtiyaçlarını karşılanmasına yönelik çalışmalarımızı, sosyal sorumluluk projelerimize örnek olarak verebiliriz. Bu yılda projelerimiz devam etti. Yine bir köy okulundan minik ziyaretçilerimizi alışveriş merkezide ağırlayarak gönüllerince bir gün geçirmelerini sağladık. Orman İl Müdürlüğümüzün de desteği ile tedarik ettiğimiz fidanları alışveriş merkezi etrafına kiracılarımız ile birlikte dikerek daha yeşil bir dünya için katkı sağladık. Alışveriş merkezimizin çevresindeki kamusal alanlardaki çevre düzenleme ve peyzaj çalışmalarını Yenişehir Belediyemiz ile koordineli takip ediyoruz. Üzerinde çalıştığımız yeni bir sosyal sorumluluk projemizde, birçok iş ortağımız ve destekçimizle birlikte çok sayıda okul çağındaki çocuğumuzun kişisel ve okul ihtiyacının karşılanmasına yönelik yeni bir çalışmayı bu yıl sonuna kadar hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bir pazarlama stratejisi olarak düzenlediğiniz kampanyalar neler? Geçtiğimiz yıl içinde hediye ettiğimiz 3+1 daire kampanyamızın ardından bu yıl da sırayla Mercedes ve 3 Ford Fiesta kampanyalarımızı yoğun katılımla ve başarıla tamamladık. Büyük ticari kampanyalarımızın yanı sıra; özel gün ve dönemlere ilişkin, belli yaş ve meslek gruplarına yönelik anında kazan kurgusuyla, alışverişlerin hem yarışıp eğlenceye hem de ödül ve kazanca dönüştüğü

28


AVM

dönemsel kampanyalarımız oldu. Salı ve perşembe günleri kahve ve sinema bileti kampanyalarımız, çarşamba günleri oto yıkama ve bakım hizmeti ödüllü kampanyamız, hafta içi günlerde en fazla alışveriş yapan ilk 3 ziyaretçimize 2 günlük araç kiralama kampanyamız ile Forum Plus Sadakat kartı projemiz başarıyla devam eden kampanyalarımıza örnektir. Okulların açılmasıyla birlikte 10 gün süreli kampanyamızda okul alışverişlerine karşılık yaklaşık bin 500 öğrencimize kırtasiye seti hediye ettik. Yakın dönem içerisinde yeni kiralama projeleriniz var mıdır? Kiralama stratejimizi, mevcut ekonomik koşullar ve sektörümüzün de dinamiklerini de yakından takip ederek 2 şekilde belirledik. 1.’si mevcut markalarımızla işbirliğimizi güçlendirerek devam ettirmek, bu amaçla yer değişikliği, büyüme alternatifleri üzerinde çalıştığımız markalarımız var.

Forum Plus adında bir müşteri sadakat kartınız var. Bu kartın özelliği nedir? Mayıs ayında hayata geçirdiğimiz Forum Plus Card projemiz, alışverişin puana, puanın ise çok geniş bir yelpazede ürün ve hizmet olarak hediyeye dönüştüğü bir ödüllendirme sistemidir. Bugün itibariyle yaklaşık 60 bin ziyaretçimizin kart sahibi olduğu bu projemiz kapsamında, ziyaretçilerimize gerek mesleki gerekse farklı yaş gruplarına yönelik, dönemsel ekstra puanlar kazanımı imkânı sağlıyoruz. Dijital platformlarda ve mobil telefonları üzerinden takip edecekleri puanları ve ürün hizmet stoklarımıza aynı zamanda AVM’mizde açtığımız Forum Shop mağazamızı da ziyaret ederek yerinde bilgi alabiliyor, hediyelerini görerek seçme şansı bulabiliyorlar. Ziyaretçilerimize, yıl boyunca biriktirilen puanları sayesinde, mağazalarda ekstra indirim ve alışveriş şansının yanı sıra alışveriş merkezimizin düzenlediği etkinliklere katılma ve ayrıcalık imkanı da sağlayan Forum Plus Card sayesinde, alışveriş hareketlerini, mağaza performanslarını da yakından takip etme şansını buluyoruz. Bu bilgiler bize, pazarlama planımızda yol gösterici çok önemli veriler sunuyor. Aynı zamanda ziyaretçilerimizle hızlı ve etkin iletişim kurma şansına sahip olabiliyoruz.

2.’si ise marka karmamızı daha da güçlendirecek markalarla yeni projeler hayata geçirmek adına fırsatlar oluşturmak. Bu konuda da ziyaretçilerimizin beklentilerini karşılayacak, öncelikli sektör ve kategori temsilcisi önemli markalarla devam edegelen görüşmelerimiz var. Yeni dönemde ne tür pazarlama çalışmaları yapmayı düşünüyorsunuz? Forum Diyarbakır Alışveriş Merkezi olarak pazarlama çalışmalarına son derece önem veriyoruz. Yeni planladığımız büyük ticari kampanyalarımızın yanı sıra, tüm ziyaretçilerimize; bir yandan keyifli vakit geçirebilecekleri alanlar ve zamanlar oluştururken, birlikte unutulmaz eğlenceler yaşayabilecekleri etkinlikleri, Forum Plus Kart Kampanyalarımız ile de ayrıcalıklı ve kazançlı alışveriş fırsatları sunmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde sosyal medya da üzerinde özellikle duracağımız bir konu. Özellikle 2018 ilk çeyreği ile birlikte yenilenen web sitemiz ve her geçen gün takipçi sayımızı artırdığımız sosyal iletişim mecralarımız üzerinden ziyaretçilerimizi alışveriş merkezimizde ve mağazalarımızdaki tüm değişim ve gelişmelerden anında haberdar etmeye, onları dinlemeye ve bu platformlar üzerinden düzenleyeceğimiz kampanya ve yarışmalarla kazandırmaya devam edeceğiz. Popüler yıldızları dinleme ve onlarla tanışma fırsatı yakalayacakları konserler ve imza günleri, sosyal sorumluluk projeleri ve daha birçok sürprizlerle dolu ve capcanlı bir yıl yaşatmayı arzuluyoruz.

29


AVM

OSMANİYE’NİN SİMGESİ VE MARKASI: PARK 328 Bulundukları lokasyon ile şehrin çekim merkezi haline geldiklerini belirten Park 328 AVM Müdürü Mustafa Yalçın, “Amacımız Osmaniye için her anlamda fark yaratmaktı ve bu anlamda Park 328 AVM, Osmaniye’nin simgesi ve markası oldu.” dedi. Park 328’i anlatmanızı istesek neler söylemek istersiniz? Nasıl bir AVM Park 328? 49 bin metrekare alan üzerine 60 milyon dolar yatırım ile gerçekleştirilen Park 328 AVM, 28 Ekim 2011 tarihinden itibaren Osmaniye’de hizmet vermektedir. Park 328 AVM, yaklaşık 21 bin metrekare kiralanabilir alanı ile bulunduğu bölgenin tek modern alışveriş merkezidir. Alışveriş merkezi olmasının yanında ayrıca eğlence, kültür, sanat, moda gibi birçok faaliyete ev sahipliği yapmakta olup, açılışından bu yana birçok sosyal sorumluluk projesi ile bölge halkıyla buluşmuştur. Alışveriş merkezimizde marka karması oluşturulurken ziyaretçilerimizin ihtiyaç ve alışveriş alışkanlıkları göz önünde bulundurulmuş ve bu bağlamda öncelikli olarak misafirlerimize en çok hitap eden markalar ile anlaşılmıştır. Park 328 AVM, depreme dayanaklı tekniklerle ve en son modern teknoloji ile inşa edilmiş Alışveriş merkezi olmasının yanı

sıra, havalandırma-klima sistemleri, yangın algılama-söndürme ve gaz alarm sistemleri, kapılarda x-ray cihazları, otopark girişi Plaka Tanıma Sistemi(PTS), panoramik asansörleri ve yürüyen merdivenleri ile emniyet ve konfor arttıran birçok tesisat ile donatılmıştır.

ŞEHRİN ÇEKİM MERKEZİ Park 328 şehrin ilk yaşam merkezi… AVM ile birlikte bölgeye ne gibi katkılarınız oldu? Marka karmamızla, düzenlediğimiz etkinlikler, kampanyalar, imza günleri ve kültürel organizasyonlarla ziyaretçilerimize mutlu anlar yaşattık. Park 328 AVM bünyesinde bulunan sinema, bowling salonları; düzenlenen çocuk etkinlikleri, sosyal ve kültürel faaliyetleri ile sosyalleşmek için tercih edilen bir mekan haline geldi. Park 328 AVM bulunduğu lokasyon itibari ile de şehrin çekim merkezi olmaya devam ediyor. Alışveriş merkezi çevresinde, AVM açılışından sonra artan konutlaşma, iş merkezleri ve sağladığımız iş olanakları ile de Osmaniye’de kayıtlı istihdam için de önemli bir paya sahibiz. Amacımız Osmaniye için her anlamda fark yaratmaktı ve bu anlamda Park 328 AVM, Osmaniye’nin simgesi ve markası oldu. Marka olmada en büyük katkı elbette ki çalışanlarımız, ziyaretçilerimiz ve kiracılarımıza aittir bu vesile ile herkese teşekkür ederiz. AVM’niz kurulduğu günden bu yana ne kadar ziyaretçi ağırladı ve bu süre içerisinde AVM nasıl bir gelişim gösterdi? Açılıştan bu yana her yıl bir önceki yıldan farklı, müşteriye heyecan verici ve müşterinin alışverişini keyfe dönüştüren kampanyalar ve etkinlikler gerçekleştirdik. Kampanyalarımızı ve

30


AVM

etkinliklerimizi planlarken ziyaretçilerimize uyguladığımız anketlerimizi değerlendirerek, ziyaretçi beklentileri doğrultusunda çalışmalarımıza yön verdik. 7. yılımız olması nedeni ile de önceki yıllardan farklı kampanya ve etkinlikler planlayarak hem müşteri sadakatimizi hem de kiracılarımızın memnuniyetini artıracağız. Bu yıl ziyaretçilerimizin kampanyaya ve birbirinden farklı etkinliklere doyacağı bir yıl olacaktır. Park 328 AVM; 7 yıl boyunca moda, eğlence, lezzet ve teknolojinin kalbi olarak toplam 36 milyon ziyaretçiyi ağırlamış bulunmaktadır.7 yıl içerisinde yapmış olduğumuz etkinlikler, kampanyalar ve CRM programımızla edinmiş olduğumuz veriler ışığında hizmet ettiğimiz müşteri kitlesini daha iyi tanımaya ve müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmaya özen gösterdik. 7 yıl için koyduğumuz(ciro, ziyaretçi sayıları, araç sayıları vs.) hedeflerimizin üzerinde seyreden artışlarla birlikte, müşteri algısı üzerindeki marka değerimizi ve aidiyet duygusunu istediğimiz seviyeye getirmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Bundan sonraki süreçte tüm çalışmalarımızı müşteri beklentileri ve kiracı memnuniyetine göre planlıyoruz. Bu bağlamda 2019 bizler için misafirlerimizle daha çok iletişim kurduğumuz bir yıl olacaktır.

ŞEHRE DEĞER KATACAK ETKİNLİKLER DÜZENLENECEK 7. yıl dönümünüze yönelik planlanan özel çalışmalarınız (özel hediyeler, kampanyalar, indirimler… vs.) var mı? Ziyaretçilerimizin alışveriş merkezinde sosyal faaliyetlerimizle güzel vakit geçirmeleri ve yeni deneyimler kazanmaları açısından yıldönümümüzde planlanan kampanyalar ve özel hediyelerimiz elbette var. Alışveriş merkezimizde şehre sosyal, kültürel ve sanatsal anlamda değer katacak

birçok etkinlikler planlamaktayız. Her hafta sonu düzenli olarak gerçekleşen çocuk ve aile temalı atölye çalışmalarımız ile çocukların eğlenerek öğrenmesini sağlıyoruz. İmza günleri ve mini konserler ile sevilen sanatçıları hayranları ile buluşturuyoruz. Önümüzdeki günlerde yine sürpriz sanatçıları ağırlamaya devam edeceğiz. Ayrıca önümüzdeki aylarda bir araç kampanyamız olacak. Özel günleri içeren temalı etkinliklere, sergilere ve sosyal sorumluluk projelerine yer vermeye devam edeceğiz. Bayanlara yönelik moda ve sanat günleri; meslek gruplarına yönelik mesleki faaliyetler; sağlık kuruluşları iş birliği ile eğitici ve faydalı etkinliklerimiz; okullarımız ile yaptığımız ortak projelerle ziyaretçilerimizi buluşturmaya devam edeceğiz.

31


ETKİNLİK

ANATOLIUM MARMARA AVM’DE ALEYNA TİLKİ FIRTINASI Banu Noyan organizasyonuyla gerçekleşen konserde, Anatolium Marmara AVM konser alanını hınca hınç dolduran binlerce Aleyna Tilki hayranı unutulmaz bir gün yaşadı. Şarkılarıyla muhteşem kalabalığı coşturan Aleyna Tilki, sahne şovuyla dakikalarca alkışlandı. Son şarkısı ‘Dipsiz Kuyum’ ile büyük bir başarı yakalayan ve dijital platformda kısa bir sürede 50 milyon izlenme rakamına ulaşan Aleyna Tilki’ye hayranları “Aleyna Baba” diye seslendi. Konser alanına Aleyna Tilki yastıkları ve tişörtleriyle gelen hayranları, “Aleyna Baba sen çok yaşa” diye bağırdı. Bir hayranı “Aleyna Babamız, Dipsiz Kuyu Evimiz” pankartı açarak, genç yıldızın ‘baba’lığını tescillemiş oldu.

İSTANBUL ANADOLU YAKASI’NIN EN YENİ ALIŞVERİŞ VE YAŞAM MERKEZİ ANATOLİUM MARMARA, POP MÜZİĞİN YILDIZI ALEYNA TİLKİ KONSERİNE EV SAHİPLİĞİ YAPTI.

Emrah Karaduman’ın albümünde yer alan ‘Dipsiz Kuyum’ şarkısı büyük ilgi gören Aleyna Tilki, aynı albümde seslendirdiği ‘Sevmek Yok’ isimli şarkıyı da ilk kez seslendirdi. Piyasaya yeni çıkan şarkısını hayranlarının ‘Oku oku’ diye bağırması üzerine canlı söyledi. Aleyna Tilki, büyük bir coşku içinde geçen konserde, sesiyle konser alanını inletti.

BİLKENT CENTER DANSLA RENKLENDİ Ankara’nın sosyal etkinlikleriyle öne çıkan alışveriş merkezi Bilkent Center, hafta sonu düzenlenen Bilkent Center Dans Günleriyle çocukların muhteşem performanslarına ev sahipliği yaptı.

dans eden çocuklar tangodan salsaya, sambadan rumbaya kadar birçok farklı dans türünü ziyaretçilerin beğenisine sundu.

‘Okula Dönüş’ etkinlikleri kapsamında organize edilen Bilkent Center Dans Günleri, 2223 Eylül’de dans tutkunlarını bir araya getirdi. Ankara’da bulunan dans okullarının performanslarından oluşan gösterilere ev sahipliği yapan etkinlikte

Ankara’nın önemli dans okulları arasında bulunan Fame Dans, Ankara Dans, Rüya Bale Okulu, Oya Akın Dans Okulu, Dansera, Bir Yanım Sanat Dans Okulu ve Line Dans öğrencilerinin sergiledikleri performansları, Bilkent Center ziyaretçilerinden büyük alkış aldı.

ETKİNLİĞİ İLGİYLE TAKİP ETTİLER


ETKİNLİK

CARREFOURSA BURSA’DA SİNAN AKÇIL FIRTINASI ESTİ Banu Noyan organizasyonuyla Bursalılarla buluşan Sinan Akçıl, en sevilen şarkılarını Bursa ve çevre illerden gelen hayranlarıyla birlikte seslendirdi. Sadece sesi ve şarkılarıyla değil, ünlü isimlere verdiği bestelerle de müzik dünyasında çok ayrı bir yere sahip olan hit şarkıların yazarı Sinan Akçıl, Bursa’da büyük bir coşkuyla karşılandı. Konser alanını hınca hınç dolduran hayranları ünlü sanatçıyı görebilmek için birbirleriyle yarıştı.

“BURSA’DAN EV ALACAĞIM AMA DOLARLA DEĞİL” Şarkı aralarında hayranlarıyla sohbet eden Sinan Akçıl, “Bursa’ya bugün bir kez daha aşık oldum sayenizde... Benim gözlerim yeşil ve bu gözlerle gördüğüm sizin sevginiz bembeyaz... Kısaca yaşasın yeşil-beyaz Bursa diyorum. Bursa’dan ev alacağım ama dolarla değil. Dolara karşıyım artık. Türk Lirası’yla alacağım.” dedi.

“8 YILDIR SENİ BEKLİYORUM SİNAN” Konserde oldukça duygusal bir buluşma da yaşandı. Konser öncesi sosyal medyadan Sinan Akçıl’a mesaj atarak, “11 yaşımdan beri hayalimdin. Seninle büyüdüm. 8 yıldır seni görmeyi bekliyorum.” yazan 19 yaşındaki Müşerref Gürel ile sahnede buluştu. Genç kız Sinan Akçıl’ı karşısında görünce heyecandan titredi. Dakikalarca ünlü sanatçıya sarılan Gürel, “Bu benim en büyük hayalimdi. Gerçekleştiğine inanamıyorum. Gerçekten sen misin? 8 yıldır seni bekliyorum.” diyerek mutluluğunu dile getirdi. Bir başka hayranı da kollarına Sinan Akçıl’ın dövmelerinden yaptırarak ünlü sanatçıya hayranlığını gösterdi.

ÖZDİLEKPARK İSTANBUL’DA

OĞUZHAN KOÇ RÜZGARI ÖzdilekPark İstanbul, Türk pop müziğinin genç ve yetenekli sanatçısı Oğuzhan Koç’u hayranlarıyla buluşturmanın keyfini yaşadı. Yaz boyunca konserlerine hız kesmeden devam eden başarılı sanatçı Oğuzhan Koç, ÖzdilekPark İstanbul’da sahne aldı. Konser alanını hınca hınç dolduran müzikseverler sanatçının bütün şarkılarına coşkuyla eşlik etti. Seyircilerle yapmış olduğu samimi ve esprili diyaloglarla konsere başlamadan önce sevenlerinin yüzünü güldüren Oğuzhan Koç, konseri AVM’nin en üst katından izleyen izleyicilere, “Oo bütün İstanbul buradaymış, oradan konser mi izlenir ya ben Mustafa Ceceli’yim inanın” diyerek etkinlik alanındaki herkesi kahkahalara boğdu. Kendi telefonu ile izleyicileri videoya alan ünlü şarkıcı, hayranlarıyla birlikte ‘Küsme Aşka’ şarkısını söyledi. 22 Eylül Cumartesi günü saat 19.00’da gerçekleşen konserde, “Beni İyi Sanıyorlar” ve “Vermem Seni Ellere Vermem” gibi sevilen şarkılarını seslendiren Oğuzhan Koç, konser öncesinde ÖzdilekPark İstanbul instagram hesabını takip eden 3 şanslı seveniyle tanıştı.


ETKİNLİK

İSTANBUL CEVAHİR’DE HAYVANLARIN SESİNİ HERKES DUYACAK Cevahir AVM, hayvanlar için farkındalık yaratacak bir projeyi daha hayata geçiriyor. Herkes Duysun projesini Bana Göz Kulak Ol Derneği işbirliğiyle yürüten İstanbul Cevahir, dernek üyeleri olan Aslı Tandoğan, Ayça Varlıer ve Özge Özder’in yanı sıra Ahmet Mümtaz Taylan, Anıl Altan, Begüm Birgören, Bennu Yıldırımlar, Burak Deniz, Gözde Kansu, İpek Karapınar, Keremcem, Melis Birkan, Pelin Akil, Sinan Güleryüz gibi birçok hayvansever ünlünün katılımıyla Mehmet Turgut yönetiminde, hayvan haklarına dikkat

çekecek özel bir video ve fotoğraf çekimi gerçekleştirdi. Doğan Duru’nun projeye özel bestelediği ve müziğini yaptığı Herkes Duysun şarkısını, Ferman Akgül seslendirerek projenin etkisini artırdılar.

ÜNLÜLER VE ÇOCUKLAR, HAYVAN DOSTLARI İÇİN İŞBAŞINDA Proje kapsamında, 28 Eylül-7 Ekim tarihleri arasında İstanbul Cevahir’de yer alan Hayvan Hakları Çocuk Atölyesi alanına gelen hayvansever çocuklar, PATİDAŞ ve HAKİM’in birbirinden eğitici, keyifli atölyelerine katılmanın

MARMARA FORUM’DAN BİNLERCE MİL HEDİYE Her ay milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan İstanbul’un alışveriş ve eğlence merkezi Marmara Forum, Global Miles ile işbirliği kapsamında binlerce uçuş mili kazandırıyor. Aynı gün içinde 250 TL ve üzeri alışveriş yapan herkesin mil kazanacağı kampanya kapsamında, alışveriş tutarı artıkça kazanılan miller de katlanıyor. 250 TL – 499,90 TL arasına 250 mil, 500 TL – 749,90 TL arasına 600 mil, 750 TL – 999,90 TL arasına 900 mil ve 1000 TL ve üzeri alışverişlere tam 1.250 mil kazandıran çok özel kampanya, stoklarla sınırlı. Alışveriş keyfini seyahatlerinde kullanabileceği uçuş milleriyle eğlenceli ve kazançlı bir deneyime dönüştürmek isteyen herkes, Marmara Forum’a davetli!

yanı sıra Özge Özder ve Ayça Varlıer’den hikaye dinledi, Sinan Güleryüz ile müzik etkinlikleri gerçekleştirdiler. Yardıma muhtaç minik dostları için bir araya gelen çocuklar, atölye alanında; kedi ve kuş evleri, köpek kulübeleri yaparak, mama paketlerini süslediler.Ayrıca paketlerini süsledikleri mamaları ve kuş yemlerini yanlarına alarak sokaktaki hayvanları beslediler.

ÜNLÜ İSİMLERLE HAYVAN HAKLARI PANELİ Bütün hayvanların yaşam haklarına saygıyı pekiştirmeyi amaçlayan Cevahir AVM, Bana Göz Kulak Ol Derneği ile birlikte 6 Ekim’de gerçekleştirdiği ve birçok hayvan sever ünlünün katıldığı Hayvan Hakları Paneli ile Herkes Duysun’u taçlandırdı.


ETKİNLİK

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA’DA “ŞEKER KÖY” ŞENLİĞİ KAHRAMANMARAŞ’IN TEK, BÖLGENİN EN BÜYÜK AVM’Sİ OLAN PİAZZA’NIN ÇOCUKLARA YÖNELİK DÜZENLEDİĞİ “ŞEKER KÖY” ETKİNLİĞİ, ŞENLİK HAVASINDA GERÇEKLEŞTİ.

İNEGÖL AVM’DE YENİLENME DÖNEMİ YILMAZ VE DURMAZ USTA İLE RENKLENİYOR ALIŞVERİŞİ SOSYAL YAŞAMIN KALBİNE TAŞIYAN İNEGÖL AVM, YENİLENME DÖNEMİ MASKOTLARI YILMAZ VE DURMAZ USTAYI ZİYARETÇİLERİ İLE BULUŞTURDU. YILMAZ VE DURMAZ USTA YENİLENME SÜRESİNCE HEM MİSAFİRLERE HOŞ VAKİT GEÇİRTECEK HEM DE ONLARA HEDİYELER KAZANDIRACAK. Zengin etkinlik programı, geniş yerli ve yabancı marka karması ile her yaşa seslenen İnegöl AVM, 7’den 70’e tüm misafirlerinin keyifle vakit geçireceği yeni maskotları Yılmaz ve Durmaz ustayı ziyaretçileri ile buluşturdu. İnegöl AVM’de geçen aylarda başlayan yenileme çalışmaları süresince AVM misafirleri ile buluşacak Yılmaz ve Durmaz usta, bu süre zarfında çocuklara hem çeşitli hediyeler dağıtıyor hem de sempatik görünümleriyle İnegöl AVM’nin rengine renk katıyor. İnegöl AVM’den alışveriş yapan ziyaretçiler, Yılmaz ve Durmaz usta ile tablet üzerinden oyunlar oynayarak sürpriz armağanların sahibi oluyor. İsimleri; sosyal medya üzerinden yapılan bir anketle belirlenen Yılmaz ve Durmaz usta ile tanışmak ve onlarla oyun oynayarak hediyeler kazanmak için İnegöl AVM’yi ziyaret etmeyi unutmayın!

Ulusal ve uluslararası geniş marka karmasıyla; hesaplı ve bol seçenekli alışveriş imkânı sunmanın yanı sıra eğlenceli aktiviteleriyle de Kahramanmaraş halkının buluşma noktası haline gelen Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi, minik ziyaretçilerini “Şeker Köy”de bir araya getirdi. Piazza’nın 4-12 yaş arasındaki ziyaretçileri, “Şeker Köy”ün dev lolipopları, şekerden ev-

leri ve dev dondurmalarıyla, masalsı bir eğlencenin tadını çıkarıp, birbirinden eğlenceli oyunlar ve atölyelerle yaz tatilinin son günlerinde doyasıya eğlenme imkânı buldu. AVM’nin eğlenceli olduğu kadar bir o kadar da heyecan verici etkinliğine katılan çocukların yaşadığı mutluluk, aileleri tarafından cep telefonlarıyla çekilen fotoğraflar ve video görüntüleriyle de kayıt altına alındı.


ETKİNLİK

İBİ&TOSİ’YE YOĞUN İLGİ Podium Ankara Alışveriş Merkezi, sevilen çocuk etkinliklerine bir yenisini daha ekledi ve 13-16 Eylül tarihlerinde okula dönüş heyecanını birlikte yaşalım diye ziyaretçileri için muhteşem bir program hazırladı. Türkiye’nin ünlü çizgi filmi,TRT Çocuk ekranlarının fenomen kahramanları İBİ &TOSİ canlı gösterisi çocuklarla buluştu. Düzenlenen sahne etkinliği ile İBİ ve TOSİ maskot karakterleri ile eğlenceli anlar Podium Ankara miniklerini karşıladı.

KEMAL SUNAL SERGİSİ MARMARA PARK’TA TÜRKİYE’NİN YETİŞTİRDİĞİ EN BÜYÜK KOMEDİ USTALARINDAN BİRİ OLAN KEMAL SUNAL’IN SANAT HAYATININ ÖNEMLİ KESİTLERİ, ÖZEL EŞYALARI, FİLM AFİŞLERİ MARMARA PARK ALIŞVERİŞ MERKEZİ’NDE ÖZEL BİR SERGİDE BULUŞUYOR. SERGİ 21 EKİM TARİHİNE KADAR GÖRÜLEBİLECEK.

A

çılışını 5 Ekim 2018 tarihinde Gül Sunal’ın yaptığı sergi 21 Ekim 2018 tarihine kadar Marmara Park AVM ziyaretçileriyle buluşacak.

Türk sinemasının unutulmaz ismi Kemal Sunal’ın kişisel eşyaları, aksesuarları, film afişleri ve filmlerde kullandığı giysilerinden oluşan sergi ECE Türkiye yönetiminde bulunan, Türkiye’nin ilk uzay temalı alışveriş merkezi Marmara Park AVM’de sevenleriyle bir araya geliyor. Toplam 82 filmde oynamış, oynadığı karakterlerle izleyicinin kalbinde yer edinmiş, Yeşilçam’ın gülen yüzü Kemal Sunal’ın hayatına dair sergi Marmara Park’ta nostalji rüzgarı estirecek. 7’den 70’e herkesin sevdiği ve Türk sinemasında önemli yer tutan film afişleri büyük sanatçının sinema yaşamını da yeniden gözler önüne seriyor.

Hayran miniklerin her seansta yoğun ilgi gösterdiği lisanslı etkinlikte, sevimli karakterlerin dansları, Tosi ve İbi’nin canlı gösterisi ve fotoğraf çekimleri ile minikler doyasıya eğlendiler,keşfettiler.

HERKESE OKUL SETİ HEDİYE Okula dönüş heyecanı yaşanırken, Podium Ankara Alışveriş Merkezi okul alışverişlerine destek oldu. 13 ve 16 Eylül tarihlerinde tek seferde 150 TL alışveriş yapan herkese ,boyama kaleminden deftere özel kutusunda okul seti hediye etti.



MODANIN VE SOSYAL YAŞAMIN KALBİNİN ATTIĞI BİR KONUMDA OLAN FORUM AYDIN, AYDIN’IN EGE MİMARİSİ SICAKLIĞIYLA AÇIK HAVADA ALIŞVERİŞ YAPMA KEYFİ SUNAN İLK VE TEK ALIŞVERİŞ MERKEZİ. FORUM AYDIN’IN, BU YÖNÜYLE AYDINLILARIN KALBİNDE ÇOK DEĞERLİ VE ÖNEMLİ BİR YER EDİNDİĞİNİ İFADE EDEN FORUM AYDIN ALIŞVERİŞ MERKEZİ MÜDÜRÜ EZGİ ÇUBUKÇU, “ŞEHRİN EN GÖZDE BULUŞMA NOKTASI VE SOSYAL HAYATIN NABZININ ATTIĞI BİR YER OLDUK” DİYOR.

38


ŞEHRİN EN GÖZDE BULUŞMA NOKTASI:

FORUM AYDIN

39


yakınında ve bizim için en az bu destinasyonlar kadar değerli olan Aydın Arkeoloji Müzesi’nin tam karşısındayız. İzmir – Denizli karayolu üzerinde bulunduğumuz için hem tarifi hem de ulaşımı çok kolay bir lokasyonda bulunuyoruz diyebiliriz.

Gülşah Sedef Yönetim Asistanı

Ceyda Durak Pazarlama Yöneticisi Hakan Karadan Operasyonlar Yöneticisi Forum Aydın Alışveriş Merkezi Müdürü Ezgi Çubukçu

F

orum Aydın AVM’yi kısaca tanıyabilir miyiz? Kaç metrekare alan üzerine kurulu? Toplam kiralanabilir alanınız nedir? Forum Aydın, Aydınlıların ve yakın bölgedeki şehir ve ilçelerin buluşma noktası olmak üzere 23 Eylül 2008 tarihinde açılmış olan, 76 bin metrekare toplam alan üzerine kurulu yaklaşık 30 bin metrekare kiralanabilir alanı ve sokaklarında Ege mimarisinin sıcaklığıyla açık havada alışveriş yapma keyfi sunan Aydın’ın ilk ve tek alışveriş merkezidir.

40

Forum Aydın ile birlikte bölgeye ilk defa gelen markalar var mı? Markalarımızın çoğunluğu Forum Aydın’ın açılışı ile birlikte Aydın’a ve hatta bölgeye ilk defa gelmiş markalardır. İlerleyen yıllarda caddelerde ve yakın ilçelerde yer alsalarda çoğu markamız yakın bölgede hala tektir. İlk akla gelen örnekler Cinemaximum, Boyner, Mediamarkt ve Starbucks diyebiliriz. Toplam 90 tane ulusal ve uluslararası farklı marka ile yolumuza devam ederken, yakın dönemde aramıza katılacak yeni markalarla birlikte bu sayıyı 100’e çıkarmayı hedefliyoruz. Forum Aydın’ın mimari ve lokasyon özelliklerinden bahseder misiniz? Aydın şehir merkezine 1 kilometre mesafede, Adnan Menderes Üniversitesi kampüsünün çok

Forum Aydın’da Ege ve Akdeniz’in güzel mimarisi modern çizgilerle bütünleşmiş durumda, doğal taş ve ahşabın uyumu, değerli sanat eserleri olan heykellerimiz, renkli peyzajımız; ziyaretçilerimize adeta bir sahil kasabasında gezdiği hissini yaşatıyor.

ŞEHRİN SOKAKLARINDA GEZİYORMUŞ HİSSİ… Açık alanlı bir AVM olmasının avantajlarından bahseder misiniz? Aydın gibi yılın çoğunu ılık ve güneşli geçiren bir şehirde açık hava konseptine sahip olmak büyük bir avantaj. Bu sayede minimize edilmiş bir şehrin sokaklarında geziyormuş hissi sizi hiç yalnız bırakmıyor. Özellikle baharda çiçek kokularıyla, yaz akşamlarının ışıltısıyla burada olmak ziyaretçilerimize büyük bir keyif ve mutluluk veriyor. Bir diğer yandan da statik elektrik ve yoğun ses konusu da mevzu dışı kalmış oluyor. Hem bazen yağmurda ıslanmak da çok güzel bir duygu! Yılın ilk üç çeyreğini bitirmek üzereyiz. Forum Aydın bu süre içerisinde plan ve hedeflerini gerçekleştirebildi mi? Değerlendirme alabilir miyiz? İlk 9 ay bizim için hedeflerimize ulaştığımız, hatta dönem dönem aştığımız bir yıl oldu. Yaşam seyri boyunca, rakamlar


bazında her yıl bir önceki yılın ilerisine giden bir alışveriş merkezi olduk. Bunu sürdürmek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Dönemsel olarak, gündeme ve gelişmelere bağlı dalgalanmalar olsa da yıl ortalamalarında bu seyri görebilmek önemli, bunu da bugüne dek başarıyla gerçekleştirmiş olmanının gurununu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Yılbaşından bu yana ziyaretçi sayınız nedir? 2018 yılı ocak ayından bu yana yaklaşık 6 milyon ziyaretçimizi ağırladık ve bu yılı 8 milyonu aşkın ziyaretçi ile kapatmayı hedefliyoruz. Bu 10 yıllık serüven boyunca da toplam 75 milyon ziyaretçi ağırladık. Aydın dışında civar illerden de ziyaretçi alıyor musunuz? Aydın’ın merkez ve çevre ilçelerinin yanında, ilk sırada Muğla olmak üzere Denizli, İzmir ve yaz aylarında Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen ziyaretçilerimiz oluyor. Yazın tatil bölgelerine giden yolların üzerinde olduğumuz için neredeyse 81 ilden ziyaretçi geliyor diyebiliriz.

“AYDINLILARIN BİRÇOK ANISINA EV SAHİPLİĞİ YAPTIK” Bu yıl 10. yaşınızı kutlayacaksınız. Geçtiğimiz bu 10 yıl içerisinde Forum Aydın’da neler değişti ve gelişti? Tabii şimdi koskoca 10 yılı bu cevabın içine sığdırmak çok zor olacak ama en yalın özetiyle neler değişmedi ki? Öncelikle ülke olarak çok farklı evrelerden geçtik bu 10 yıllık yolculuk boyunca... Bu süreç boyunca aramızdan ayrılan markalarımız olduğu gibi, yolun farklı dönemlerinde aramıza yeni katılan markalar da oldu ve hayat devam ettikçe bu değişimde devam edecektir. Günün sonunda geldiğimiz noktada Aydınlıların kalbinde çok değerli ve önemli bir yer edindik. Şehrin gerçek anlamda en önemli buluşma noktası ve sosyal hayatın nabzının attığı bir yer olduk. Aydınlıların birçok anısına ve özel gününe ev sahipliği yaptık ve onların takdiriyle bu günlere geldik.

41


“ZİYARETÇİLERİMİZLE DİREKT İLETİŞİM HALİNDEYİZ” Sosyal medya kanalları potansiyel müşterilere ulaşmanın en kısa yolu. Sosyal medya yönetiminizden bahseder misiniz? Sosyal medya yönetimini, konusunda uzman bir sosyal medya ajansı ile birlikte gerçekleştiriyoruz. Çok önem verdiğimiz bir alan sosyal medya… Trendleri, etkinliklerimizi, kampanyalarımızı duyurduğumuz, ziyaretçilerimizle direkt iletişim halinde olduğumuz bir mecra bizim için. İletişimin önemi tartışılmaz, günümüzün iletişimi ise yoğunlukla sosyal medya aracılığıyla gerçekleşiyor. Biz de elimizden geldiğince, en hızlı ve en doğru şekilde ziyaretçilerimizle direkt iletişimde olmaya büyük gayret gösteriyoruz.

GÜNDEMDEKİ TRENDLER YAKINDAN TAKİP EDİLİYOR Tüketicilerin her geçen gün ihtiyaç ve beklentileri değişiyor. Özellikle gençler kısa sürede top olan trendlere anında ulaşmak / yaşamak istiyorlar. Bu beklentileri karşılamada Forum Aydın neler yapıyor? Bu konuda Aydın özelinde birlikte çalıştığımız blogger vlogger arkadaşlarımız mevcut. Onlarla birlikte hem sosyal medya içeriklerini oluşturuyoruz hem de yerel bir dergide “ayın favorileri” köşesinde takipçilerimize gündemdeki trendleri Forum Aydın’da nasıl yakalayabilecekleri konusunda fikir ve ilham veriyoruz. Sıkı bir trend takipçisi olarak en güncel trendleri Forum Aydın ziyaretçilerine sunmaya çalışıyoruz. Zaten Aydın’da modanın ve sosyal yaşamın kalbinin attığı yer konumunda olmamızı da yenilikleri bu kadar yakından takip etmemize ve hatta yeniliklerin merkezinde olmamıza borçluyuz. Aydınlıların kampanya ve etkinliklerinize ilgisi nasıl? Bu konuda oldukça şanslıyız, Aydınlılar 10 yıldır her etkinliğimize, kampanyamıza ve sosyal sorumluluk projelerimize oldukça yoğun ilgi gösteriyorlar. Bu konuda değişime ve yeniliklere oldukça duyar-

İlk 10 yılı geride bıraktınız. Bundan sonraki yıllar için hedefleriniz neler? Aydınlılara ilkleri ve farklılıkları yaşatmaya ve kalplerinde ‘ilk’ olarak edindiğimiz o özel yeri korumaya devam etmek. Birlikte edindiğimiz ve biriktirdiğimiz anılara her geçen gün ve yıl yenilerini eklemek. İyi ki doğmuşuz, iyi ki Aydınlı olmuşuz!

lı ve modern bir şehir Aydın, bu anlamda kendimizi oldukça şanslı da görüyoruz. Sonuçta yapılan iş ne kadar büyük olursa olsun bulduğu karşılık kadar değerli oluyor. Ne mutlu bize ki bugüne kadar büyük bir özen ve istekle yaptığımız birçok işin karşılığı bugün Aydınlıların kalbinde ve gözünde edindiğimiz o kıymetli ve değerli yer oldu. Aydınlıların kalbinde önemli bir yer edinmiş olmanın sırrı nedir? Bunu neye borçlusunuz? İnsanların kalbine girebilme ve gönlünde yer edinebilme olgusu birçok büyük dev markanın bugün hala üzerine çokca kafa yorduğu bir konu. Eminiz ki bunun cevabını birçok ‘lovemark’ da veremiyordur çünkü bunun çok net sırrı yok maalesef. Bizim bakış açımızda fark yarattığını düşündüğümüz en önemli nokta kendimizi işimizin her anında bu AVM’nin bir çalışanı değil de en titiz ve dikkatli ziyaretçisi olarak görebilmek. Kendimizi bolca eleştirebilmek, eleştiriyi kabul edebilmek, değişime çok direnmemek ve yeniliklere çabuk adapte olabilmek bizim formülümüz. Tabii bir de günün sonunda eğlenceyi ve coşkuyu sonuna kadar ziyaretçilerimizle birlikte yaşamaktan, konserlerde onlarla hep bir ağızdan şarkı söylemekten, birlikte dans etmekten, gerektiğinde sahnede de yerimizi almaktan büyük bir haz ve mutluluk duyuyoruz. Alışveriş merkezleri için enerji maliyetleri önemli bir bütçe kalemidir. Hem bütçeyi minimuma indirmek hem de çevreyi korumak adına neler yapıyorsunuz? Bu konuya sadece Forum Aydın olarak değil tüm Multi Turkey ekibi olarak büyük önem veriyoruz. Enerji tüketimlerimizi düzenli olarak takip etmekle kalmıyoruz, özel bir enerji danışmanlık firması tarafından periyodik ziyaretler ile sürekli iyileştirme planları hazır-

42


lıyoruz. Teknik yöneticilerimizin Enerji Yöneticiliği eğitimleri almış kişilerden oluşmasına büyük özen gösteriyoruz. Personellerimize enerji verimliliği konusunda düzenli olarak bilinçlendirme brifingleri veriyoruz. Aydınlatma LED dönüşümü, otomasyon sistem çözümlemelerinde çeşitli yatırımlar ve iyileştirmeler yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Bu disiplin ile birlikte son 5 yıldır düzenli olarak enerji tüketimimizde tasarruflar elde etmekteyiz. Ayrıca bu konuya yalnızca bir tasarruf kalemi olarak değil, üzerinde yaşadığımız gezegene ve gelecek nesillere karşı bir sorumluluk olduğu bilinciyle yaklaşıyoruz.

ORTAK KULLANIM ALANLARI YENİDEN TASARLANDI Perakende yasası gereği AVM’nizde yapmakta olduğunuz düzenlemelerden bahseder misiniz? Perakende yasası gereği ortak alanlarımızdaki tüm kullanım noktaları yeniden ve özenle düzenlenmiştir. Yapılan yenilikler ve iyileştirmeler sonrasında aile tuvaletinden mescide, revirden bebek bakım odalarına, çocuk oyun alanından engelli erişimine kadar tüm ortak kullanım alanları yeniden tasarlanmıştır. Böylece ziyaretçilerimize kendilerini daha rahat ve konforlu hissedebileceği ortak yaşam alanları sunmuş olduk. Ayrıca bu

sayede 10. yaşımızla birlikte ortak alanlar açısından yeni bir çehreye kavuşmuş olduk. Projelerinizin kiralama ve yönetiminde özellikle dikkat ettiğiniz birincil hususlar nelerdir? Bu konuda sektöre yeni dahil olan ya da ülkemize yeni gelen markaları yakından takip ediyoruz ve onları şartlar el verdiği müddetçe Aydınlılarla buluşturmaya gayret ediyoruz. Yeniliklerin her zaman en sıkı takipçisiyiz ve bunlardan şehrin dinamiklerine uygun olacağını düşündüklerimizi Forum Aydın’a kazandırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Yönetim olarak gerek iş ortaklarımızla gerekse yerel basın ve sivil toplum örgütleriyle sürekli yakın temas halindeyiz. Kurduğumuz bu güçlü iletişim hayatımızı ciddi ölçüde kolaylaştırıyor. Ziyaretçilerimizden de farklı araştırma yöntemleriyle sürekli geri bildirim alıyoruz.

Bu sayede eksiklerimizi ya da neyi çok iyi yaptığımızı ölçümleme şansımız oluyor.

“10.YILDA FORUM MUSIC FEST’İ HAYATA GEÇİRDİK” 10. yıl alışveriş merkezleri için her zaman en özel yıldönümleri olmuştur. Sizin bu yıldönümünüzde ziyaretçilerinize özel sürprizleriniz olacak mı? Elbette, bu fırsatı, hem Multi Turkey’in yeni bir markası olan Forum Music Fest’i hayata geçirerek hem de bu yılın temasını 90’lar olarak belirleyerek ve herkesi çocukluğuna götürerek en iyi şekilde değerlendirdiğimizi düşünüyoruz. 10. yaşımızı kutlarken biraz nostalji iyi gider diye düşündük ve o dönemin birbirinden renkli isimlerinden olan: Yonca Evcimik’den Mansur Ark’a, Burak Kut’dan Tayfun’a, İzel’den Ah Canım Ahmet’e kadar çok farklı isimlere ev sahipliği yaptı, Forum Music Fest sahnesi. Eskiler hep çok özeldir ama eskimeden özel kalabilmek paha biçilemez.

Aydın Orta Merkez Mahalle, Müze bulvarı, No:1 AYDIN ForumAydinAlisverisMerkezi

FORUMAYDINAVM

T. +90 256 218 14 00 forumaydin

www.forumaydin.com

43


GÜNDEM

Dövizle kiralamanın öngörülemeyen artışlarından kurtulduk Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı. AVM ve perakende sektöründe yoğun bir mesai dönemi başlıyor. Yeni karar neleri getirecek? Dünden bu güne neler yaşandı ve perakendecinin bu kararı nasıl değerlendirdiğini Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel Mall Report’a anlattı.

Döviz ile kiralama dönemini sonlandıran tebliğ yakın zamanda yayınlandı. Perakende sektörünün uzun zamandır beklediği bir karardı. BMD olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’deki 400’ün üzerindeki AVM’nin yaklaşık üçte birinde devam eden sıkıntılarımız vardı. Kontratlardaki ağır yaptırımlar nedeni ile markalarımız zarar ettikleri halde mağazalarını kapatamıyorlardı. Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından hazırlanan kira sözleşmelerinde dövizden TL’ye geçiş tebliği taslağını markalarımızın bu zorlu süreci aşmaları noktasında çok önemli bir kilometre taşı olarak görüyorum. Zaten son iki yılda açılan 40 civarında AVM’nin neredeyse tamamında tebliğ taslağında yer alan kur civarında bir denge oturmuş bulunuyor. Biz Türkiye’nin

44

markaları olarak tebliğ taslağını ülkemiz ve perakende sektörümüz için çok önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. Tebliğin aynen kabul edilmesi halinde markalarımız yeni yatırım ve yeni istihdam imkânına kavuşacak. Maliyetlerdeki düşüş tüketicimiz de ürünlere daha uygun fiyatla erişim imkânı bulacak. Özetle taslağın aynen geçmesi halinde yurt içinde ve yurt dışında Türk markalarının büyüme hamlelerine tanık olacağız. Markalarımız büyüyecek, Türkiye büyüyecek Bu karar sorunun çözümü olacak mıdır? Çözüm bekleniyor. Zaten perakende marka patronları, girişimciler hangi mağazalarını kapatacaklarını, hangi mağazalarına en fazla ne kadar kira vereceklerini kafalarında tespit etmiş vaziyetteler. Dolayısı ile kapa-

tacakları mağazaları zaten bedava da verilse kapayıp çıkacak. Çalışmak istediği, açık tutmayı düşündüğü mağazayı ise istediği kira bedelini alamadığı takdirde kapayacak veya o mağazayı çok istiyorsa onun için stratejik öneme sahipse belki biraz daha fazla kira vererek elinde tutacak. Dolayısıyla bunun kısa sürede ben sonuçlanacağını tahmin ediyorum. Alt detayların açıklanması zaman aldı. Burada işin can damarı kira ciro oranı. Döviz kuru 4, 5 ya da 6 Lira olabilir. Ancak buradaki temel sorun kira ciro oranları. Zaten bu meselenin dayanılmaz noktaya gelmesindeki en önemli sebep kira ciro oranlarının çok yükselmesi. Bakın ben hep aynı örneği veriyorum ve bu gerçek bir örnek. 2009 yılında 8 bin lira olan bir mağazanın kirası geçen günlerde 32 bin liraya çıkmıştı. Şimdi 47 bin 500 lira. Şimdi bu artışlar daha ne kadar devam ettirilebilir? Cironuz yüzde 20 - 30 artıyor. Normal artışlar bunlar. Ama kiranız ikiye katlanıyor bir anda. Bunun devam ettirilmesi mümkün değil. Bu yüzden


GÜNDEM

perakendeci kafasında kendi mağazasıyla ilgili verebileceği TL tutarını biliyor ve bunu söyleyecek. Bunu söylemesi durumunda da karşılıklı olarak anlaşılamadığı takdirde de kiracı o AVM’den de makul bir süre içinde -ki en fazla bu 3 ay olabilir- çıkıp gidecek. Peki, kontratlarda markaların çıkmak istemesi durumunda tazminat yükümlülüğü var. Yasa ile birlikte erken çıkış hakkı mağazaların elini rahatlattı diyebilir miyiz? AYD’nin açıklamasından bahsetmek istiyorum. Biz bir araya gelsek bu iş hallolurdu diyorlardı özetle. TAMPF federasyonunun vizyon toplantısında herkesin, bütün başkanların ve TAMPF başkanının önünde AYD başkanı “burada kira ve genel gider konuşulduğu takdirde biz yokuz” diyerek federasyonda bu önemli problemin konuşulmasının önünü tıkadı zamanında. Kesinlikle istemiyoruz, burası kira ve genel gider konuşma yeri değil dedi. Sonra da açıklama yaparak diyor ki biz konuşarak anlaşırdık. İkinci konu, biz 20 Ekim 2016’da göreve geldik 25 Ekim 2016’da AYD yönetimi ile toplantı yaptık. St. Regis Hotel’de yaklaşık 20 kişilik bir toplantıydı. Dedik ki biz sizden ne kira indirimi istiyoruz ne de kur sabitleme istiyoruz. Zarar eden üyelerimiz var. 3 ay önceden haber versinler ne olur çıksınlar dedik. 2 sene öncesinde. Sadece bunu istiyoruz bu toplantının tek amacı bu sadece bunu konuşacağız dedik. Toplantıyı biz talep ettik. Kabul etmediler. Şimdi kanun yazılıyor. Kanunda perakendeciye 1 ay içinde çıkma hakkı veriliyor, komedi gibi açıklama yapılıyor 3 ay önceden haber verip çıkılabilir. E kanun zaten 1 ay içinde çıkma hakkı veriyor. Yani sana 3 ay önceden niye haber vereyim. Zaten kanun yazıldı. Haklıysanız ve gerekçeleriniz de haklıysa hiç kimse bir şey diyemiyor. Bu olay şahitler huzurunda gerçekleşti. Biz sadece çıkalım diyoruz biz gitmek istiyoruz. İzin verin gidelim. Zarar ettiğimiz yerde 200 bin 300 bin dolarlık cezalarla beni burada zorla tutma diyoruz. Bundan daha insani ne olabilir. Bu markaların hepsi yurt dışında Türk bayrağını gururla dalgalandıran markalar. Bu markalar hakkına konuşurken önce bir durup düşünmek lazım.

Yatırımcı, “Ben dövizle kredi borcumu ödüyorum. Burada TL üzerinden sözleşme yaptığımda gelirim düşüyor. Bu aradaki zararı nasıl tazmin edebilirim.” sorusuna karşılık hükümete bir talep/yaptırım ya da perakende firmalarında bir yaptırım ortaya çıkartır mı? Reel sektörün 500 milyar dolar döviz borcu var. Bunların içerisinde perakende şirketleri de var. Yani döviz borcu olanlar sadece AVM’ler değil ki. Bizim de döviz borcumuz var. Zaten biz hep şunu söylüyoruz. Son 2 yılda açılmış olan AVM’lerin neredeyse tamamı ya TL ile ya da ciro kirası ile ya da çok cüzi bir Dolar / Euro kuru ile kiralandı. Son 2 yılda yapılan AVM’lere bakın. Son iki yılda açılan AVM’ler döviz borcu kısmını hiç dile getirmiyorlar ama 10 yıl, 15 yıl önce açılmış AVM döviz borcunu sürekli gündeme getiriyor. Bu gerçekten incelenmesi gereken bir durum. Son iki yılda açılan AVM’ler ne yaptı, nasıl çözdüler de bu işi hiç sorun yaşamıyorlar? Bu size de garip gelmiyor mu? MNG Erzurum AVM ciro kirası ile açıldı. Yüzde yüz dolulukla açıldı. Ankara Metromall AVM de ciro kirası ile kiralandı. Ben yer bulamadım. Şimdi yeni nesil yatırımcı ile eski nesil yatırımcıyı bir kıyaslasanıza şöyle. Biz, hiçbir zaman altta kalanın canı çıksın demedik. Böyle bir şey hiçbir zaman söylemeyiz. Ama 3/2’lik bir AVM grubunun borcu yok mu? Biz bu insanlarla hiçbir problem yaşamıyoruz

Dövizle kredi borcu ödeyen AVM’ler için nasıl bir çözüm sunulabilir? Ben Perakende Günleri’nde Suat Bey’in moderatörlüğünde yaptığımız tartışmada şunu söyledim. Oradaki yatırımcılar bunu nasıl yaptıklarını yapamayanlara anlatabilir. Yani 400 AVM’nin 300 tanesi bunu yapıyorsa 100’ü yapamıyorsa bunu bize değil o 300 AVM’ye sormanız lazım. Demek lazım ki “Yapanlar, yapamayanlara nasıl olduğunu anlatır mısınız?” Var onlarda formülü. Yapıyorlar şu anda. Yani şimdi yakın zamanda açılan Metromall AVM ciro kirası ile MNG AVM Erzurum gibi bir yerde yüzde yüz dolulukla açabiliyor. E bunlar yapabiliyorsa 2009 yılında açılmış bir alışveriş merkezi neden yapamıyor? Samimiyetle ben bunu soruyorum. Biz BMD olarak geçen yıl yapılan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Perakende Zirvesi’nde şunu da söyledik. Kredi Garanti Fonu gibi AVM’lere bir fon yaratılarak onlara da yardımcı olunabilir dedik. Ama burada şöyle bir detay da söyledik. Herkes ilgili yatırımı ile ilgili kredi borcunu devlete beyan etsin. Devlet de bu beyanı aldığı takdirde ona göre bir enstrüman geliştirebilir ne olacağına dair ama şunu da altını çizmek istiyorum. Perakende sektörünün de çok ciddi döviz borcu var. Ama biz bunu hiçbir zaman demiyoruz döviz borcumuz var diye.

Dövizle kiralama uzun zamandan beri sektörün konuştuğu birincil konu. Ancak perakendeci şikâyetçi olmasına rağmen açılan AVM’lerde mağaza sayılarını sürekli artırdı. Ancak son günlerde AVM ve perakendeci arasında bir savaşa döndü... 2001 yılından beri bu bir sıkıntı. BMD 2001 yılında kuruldu. BMD’nin ilk başkanı Süleyman Orakçıoğlu da, ondan sonra gelen bütün başkanlar da bu konudan dertli. Konu nereden kaynaklanıyor? TL ile kazanıyorsun dövizle ödüyorsun ve inişli çıkışlı bir ekonomin var. Dövizin hareketli olduğu bir ekonomi var. Şimdi TL ile kazanıyorsun oturduğumuz bu yerde her şey TL ile. Bir mağazanın kirası bu ay 50 bin lira ise önümüzdeki ay 60 bin lira. Yani bu o kadar büyük stres yaratan bir konu ki. Belirsizlik, öngörememek ve bütçe yapamamak. Hadi bu önümüzdeki ay 60 oldu. Bunun garantisi de yok. 65 de olabilir. Ha diyeceksiniz ki 2001-2007 döneminde çok düşüktü kurlar hiç sesiniz çıkmıyordu diyebilirsiniz. O döneminde en büyük sıkıntısı şuydu; 2001 – 2007 döneminde büyük, lüks AVM’lerin dövizin düşük olması sebebi ile inşa edildiği dönemdi. Perakendeci şu iki tehditle karşı karşıyaydı. Bak ben burada bu ikinci alışveriş merkezimi açıyorum. Buraya girmen için burayı 30 dolara tuttun burada fiyatlar 60 oldu oradaki 30 doların da 40’a çıktı. Yüzde 40-50 artış olmadığı takdirde orda sana yer vermem deniyordu.

45


GÜNDEM

Şimdi bize deniyor ki ya o zaman tutmasaydınız. Perakendeci de diyor ki yatırımcıya sen de o zaman döviz kredisi almasaydın, sen Türkiye’de yaşamıyor musun? Türkiye’deki iniş çıkışlardan haberin yok mu? Türkiye ekonomisinin yaşayacağı türbülansları görmüyor musun? Sen niye gidiyorsun o kadar büyük döviz kredisi alıyorsun? Ya da dengeli bir döviz kredisi kullanabilirsin. Evet, ben o dönemin koşulları içerisinde mağazamı açtım ama arkasından darbe girişimi olmuş, çok ciddi Türkiye’de önemli siyasi ve ekonomik çalkantılar olmuş. Hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam edeyim diyorsun. Olmaz ki böyle bir şey. Olamaz yani. Basiretli tüccar olmak lazım. Hani diyorlar ki size kafanıza silah mı dayadık. Bankalar sizin kafanıza silah mı dayadı. Zorla mı kullandırdılar döviz kredisini. Başka türlü açamıyorduk. E açmasaydınız. Perakendeci mi geldi ne olur AVM aç da biz de girelim buraya diye. Sorumluluk varsa hepimiz bunu paylaşacağız. O dönem öyleydi bu dönem böyle. Bizim de bir sürü sıkıntılı olduğumuz maliyet artışları var. Diyeceğim o ki zaten ceketin ilk düğmesi yanlış iliklenmiş ama biz hala iliklemeye çalışıyoruz. TL kazanılan bir pazarda dövizle kira ödenemez. Bakın biz Hindistan’a, Sırbistan’a gittik Fas’a gittik. 1 milyar 100 milyonluk Hindistan’da 420 AVM var aynı Türkiye’deki sayı kadar. Biz dolarla mağaza kiralamak istiyoruz dedik. Hayır dediler Rupi ile kiralayacaksınız, yasak dediler. Çin’e gidiyorsun Yen ile kiralıyorsun. Hangi para birimi ile satıyorsan onunla kiralama yapıyorsun. E bizde baştan bu yanlış yapıldı. Şimdi bu 20 yıllık kurgu değişti. Bazıları buna devrim diyor evet bu bir devrim. Son dönemlerde AVM’lerde boş mağaza sayılarının artmaya başladığını görüyoruz. Birçok AVM’de boş bekleyen mağazalar var. Mağazaların bu kadar uzun süre boş kalmasının sebebi nedir? O mağazaların kiralanmama sebebinin ne olduğunu biliyor musunuz? Şimdi bir AVM’de 2012 yılında 50 dolardan kiralanmış. 2012 yılının şartlarına göre 50 dolar makul bir rakam. Fakat 2018 yılına geldiğiniz zaman 50 dolar hiç makul bir rakam değil. Mağaza iş yapamıyor çıkıyor yeniden aynı mağaza 50 dolara kiralanmaya çalışılıyor. Çünkü şu an rayiç olan 30 dolara kiralanmaya kalksa bu defa yanındaki 50 dolara kiralanmış mağaza ihtilaf yaratılacak. Bu yüzden boş tutuluyor. Ama artık o mağazanın değeri 25-30 dolar. Ama hala 50 dolara verilmeye çalışılıyor. Yanındaki mağaza da bakıyor kaça verilecek diye. Yanındaki mağaza 20’ye verildiği anda tepki daha da büyüyor buna. Çünkü aynı metrekare aynı büyüklük 50 dolardı, yeni kiracı geldiğinde 20’ye verildi. Niye? Çünkü piyasa düştü. Yani şimdi burada serbest piyasa ekonomisi diyoruz arz talep diyoruz. Ama serbest piyasa ekonomisinin kuralları dışında bir takım hareketler yapıyoruz. Bunun yapılmaması lazım. Neden böyle oldu? Çünkü piyasa düştü. Dolar çok yükseldi. 2012’de dolar 1,5 lirayken şimdi oldu 6 lira. Hep aynı örneği veriyoruz ama 9 senede benim kiram 5,5 kat artmış. Ben nasıl yöneteceğim bu işimi. Ayrıca şimdi herkes artık yüze yüz, yüzde doksanın altında verim alacağı bir yere girmek istemiyor. Kaynağını dağıtmak istemiyor. Çünkü perakende sektörü çok ciddi kaynak kaybına uğradı son 2-3

46

senede. Bunun en önemli sebebi hammadde girdi maliyetlerinin çok yükselmesi karlılıkların çok düşmesi. Bu yüzden yüzde 90’ın altında verim alacağı verim alacağı yere girmek istemiyor artık. Borçlar kanununda TL ile kiralama dışında perakendeci açısından farklı değişiklikler bekliyor musunuz? En büyük şikâyet noktası kanun çıkmasına rağmen Genel Gider Yönetmeliği’nin uygulanmaması. Bakanlık yetkilileri sürekli kontroller yapıp cezalar da kesiyor ama genel gider yönetmeliği hala uygulanmıyor. Neden uygulanmıyor onu da anlamak mümkün değil. Yani bir AVM şeffaf bir şekilde genel giderlerini kiracılarıyla neden paylaşmaz? Bir kısım paylaşıyor bir kısım paylaşmıyor. Yani şimdi bu da var. Bu da önemli bir mesele. Sektör ilk yıllarında ciro üzerinden kiralama daha ağırlıktaydı. Sonrasında dövize döndü. Şimdi yeniden ciro üzerinden kiralama dönebilir mi? Bu da çok mantıklı ve çok güzel işleyen bir model. Bu markaların bu AVM’lerin çok önemli kısmı kurumsallaşmış ciddi firmalar. Ama buna karşılık hep şunu öne sürüyorlar. Bazı mağazalar ciroyu eksik beyan ediyor. Sözleşmeye çok ağır madde koyarsınız, denetleme maddesi koyarsınız. Eksik tespitinde bunun 100 katı ceza ödemeyi kabul ediyorum maddesini koyarsınız kimse yapmaz bunu. O riski almaz yani.



GÜNDEM

AYD: “YATIRIMCILARI KORKUTMAYALIM” TÜRKİYE’DEKİ ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ VE YATIRIMLARINI TEMSİL EDEN TEK KURULUŞ ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ VE YATIRIMCILARI DERNEĞİ (AYD), 2 EKİM 2018 TARİHİNDE T.C. HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI TARAFINDAN TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ’NE GÖNDERİLEN VE MEDYADA DA YER ALAN ‘TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ TASLAĞI’ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİMİZİ KAMUOYU İLE PAYLAŞTI. Söz konusu tebliğ taslağında Türk Lirası’na geçişte merakla beklenen kur oranı için şu tanım getirilmiştir: “….sözleşme bedelleri taraflarca Türk parası olarak belirlenirken mutabakata varılamazsa, 02/01/2018 tarihi ve öncesinde akdedilen sözleşmelerde bedeller 02/01/2018 tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak, 02/01/2018 tarihinden sonra akdedilen sözleşmelerde bedeller sözleşme tarihinde geçerli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak belirlenir. Söz konusu tutarlar sözleş-

48

menin yenileme dönemine kadar uygulanmaya devam edilir. Yenileme döneminde tekrar tespit edilecek tutarlar ise, bu fıkranın ilk cümlesi uyarınca belirlenen Türk parası karşılığın, 02/01/2018 tarihinden yenileme tarihine kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarını geçemez.” Bu tebliğ taslağının, yüzlerce milyar dolarlık hacmi olan tüm gayrimenkul sektörünü olumsuz etkileyeceği gibi lojistik ve ofis kiralama türü uygulamalarda da durağanlığa ve yeni yatırımların artık olmamasına sebebiyet vermesinden endişe duymaktayız. Ülkemizde 58 milyar dolarlık alışveriş merkezi yatırımı yapılmıştır. Bu yatırımın yüzde 30’una tekabül eden 17 milyar dolarlık kısmı tamamen

yabancı sermaye tarafından gerçekleştirilmiştir.

DÖVİZLE OLAN BORCU TL İLE ÖDEMEK İMKANSIZ Alışveriş merkezlerinin fonlaması da diğer gayrimenkul yatırımları gibi büyük oranda döviz kredileri ile uzun vadeli olarak yapılmıştır. Dolayısıyla bankalara tüm kredi faizi ve geri ödemeler döviz ile yapılmak zorundadır. Sektörümüzün döviz ile olan borçluluğu ise 15 milyar dolar seviyelerindedir. Dövizle olan borcu Türk Lirası ile üstelik güncel olmayan bir döviz kuru ile toparlamak ve bankalara ödemek imkânsız hale gelecektir. Bu karar sonrası, bankalara temlik olarak verdiğimiz ve AVM’nin değerini gösteren kira kontratlarının değeri de aynı oranda düşeceği için bu durum, bankaların ek teminat

istemelerine de sebep olacaktır. Kontratların güncel olmayan bir kurdan Türk Lirası’na çevrilmesi ve kontrat süresince enflasyonun uygulanamayacak olması da bir başka problemdir. Bu anlamda devletimizin herhangi bir müdahalesi olmadan, serbest piyasa ekonomisinin gereği olarak AVM yatırımcısı ve perakendecinin karşılıklı anlaşacakları bir ortam sağlanmasının gerekliliğine inanıyoruz. Tarafların belirlenen süre zarfında anlaşamaması durumunda yatırımcı ve perakendeciye karşılıklı çıkış hakkının tanınması daha doğru bir uygulama olurken böylelikle serbest piyasa ekonomisine devletimizin müdahale etmemesi sağlanmış olacaktır. Unutulmaması gereken önemli bir husus da AVM’lerde kira kontratlarının dinamiği 5+5 yıl toplam 10


GÜNDEM

yılık bir mantıkla yapılmakta olmasıdır. Dolayısıyla yukarıda bahsedilen karar ile 10 yıllık bir süre zarfında kiralara zam yapılamayacak olması anlaşılmaktadır ki bunun bir ifade hatası olduğunu düşünmekteyiz. Bakanlığımızın normal kontratlarda olduğu gibi senelik artışlara izin vereceğini, hatta alışveriş merkezi yatırımcısının ödeme kabiliyetini artırmak için bu artışların 3 aylık dönemlerle enflasyon artışlarına göre yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yapılmadığı takdirde sektörün sürdürülebilirliğinin tehlikeye atılacağını göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bu karar ile birçok Alışveriş Merkezi yatırımcısının iflas edeceği, banka kredilerinin ödenmesinde büyük sorun yaşanacağı bir gerçektir. Ayrıca ülkemize yatırım yapan ve Türkiye’ye son 10 yılda giren direkt yabancı sermayenin yüzde 12’si alışveriş merkezi yatırımları ile gelmiştir. Bu yönetmelik yabancı yatırımcının Türkiye’de çok ciddi miktarda kayba uğraması ve Türkiye’den uzaklaşması anlamına gelecektir.

uygulamış olmasıdır. Buna karşılık AVM kiralarında 02.01. 2018 tarihli kurdan TL’ye dönüş zorunluluğunun gündeme getirilmesinin hakkaniyetli ve adalete uygun bir tablo sergilemediğini üzülerek belirtmek isteriz. Oysa alışveriş merkezleri perakendecimize, kira -ciro oranını makul seviyelerde tutmak için her zaman gerekli indirimleri vermektedir.

AYD Başkanı Hulusi Belgü kendeciler tarafından da kabul görecek olan uygulama, her kira yılı sonunda bir önceki yılın kira bedelinin enflasyon oranında artırılması ile yeniden belirlenmesidir. Bu düzenleme, etiket fiyatlarını zaten bu enflasyon oranında artıran perakendecinin de itirazı olmayacak makul bir düzenleme olur. Yabancı sermaye çekmek için bunca gayret gösterilirken, bankalarımızın sendikasyon kredileri bile kamuoyunca takip edilirken ülkeye milyarlarca dolar yatırmış yabancı yatırımcıyı küstürür, büyük zararlara uğratırsak bu ülkeye yeni sermayenin nasıl ve kim tarafından getirileceği de akıllara gelen sorular arasında ilk sırada yer alıyor. Üzerinde durulması gereken bir başka nokta da döviz kurlarının yükselmesi ile birlikte perakende markalarımız ekonomimizdeki ve döviz kurlarındaki hareketlilik sebebi ile maliyetlerindeki artışı öne sürerek sattıkları ürünlere yüzde 35- 40 fiyat artışı

DÜZENLEME EKONOMİYE ZARAR VERMEDEN HAZIRLANMALI Ülkesinin menfaatlerini düşünen, bu ülkenin sürdürülebilir büyümesine hizmet eden her kurum gibi Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) olarak ‘Yatırımcıları Korkutmayalım’ diyor bu gerçekleri bir kez daha vurgulamayı bu ülkeye bir borç biliyor, söz konusu tebliğ taslağının milyar dolarlarla ifade edilebilecek gayrimenkul sektörüne ciddi hasar vereceğini ve gereken düzenlemenin yatırımcılara, bankalara dolayısıyla ekonomiye zarar vermeden hazırlanacağını umut ediyoruz.

Gerek AVM yatırımcısı gerekse perakendeci, kira ilişkisi kurarken karşılıklı fayda ve fırsat görerek bu ilişkiyi tesis ederler. Bu kira ilişkisini tesis ederken belirledikleri kira bedeli iki tarafın mutabakatı ile belirlenir. Her yıl bu kira bedelini enflasyona karşı korumak iki taraf için de doğaldır ve tüm dünyadaki uygulamalar kira artışının yıllık bazda belirli bir endeks ile yapılması esasına dayanır. Beklentimiz ve pera-

49


GÜNDEM

PERAKENDECİLER TL’YE GEÇİŞ UYGULAMASINI DESTEKLİYOR Perakende ve bilişim sektörü profesyonelleri Perakende Teknolojileri Konferansı’nda bir araya gelerek, perakendeye özel teknolojik çözümleri ve gelişmeleri değerlendirdi. KMD Başkanı Yenal Gökyıldırım, kira sözleşmelerinin TL’ye geçişiyle ilgili açıklama yaptı. Türk Lirası ile kiralama kararına da değinen KMD Başkanı Yenal Gökyıldırım, “Döviz kurlarına bağlı olarak kontrol edilemeyen şekilde artan kira maliyetleri gündemin en başında yer alıyor. İçinde bulunulan dönemde, dövizdeki aşırı hareketliliğin tüm ülke gündeminde olduğunu ve özellikle AVM ve cadde mağazaları sahipleri ile uzlaşma yolu arandığını ancak çözüme ulaşılamadığını belirtti. Bunun neticesinde kaçınılmaz olarak mağaza kapatmaya varabilecek bir duruma gelindiğini ifade eden Gökyıldırım, geçen ay yapılan düzenleme ile TL’ye geçiş uygulamasını desteklediklerini, bu konuda sevindirici gelişmeler olmasını umut ettiklerini dile getirdi.

50




Makale Hakan YILDIZ Agora Antalya Alışveriş Merkezi Müdürü

Kiralarda Dövizden Vazgeçiş… TL İLE KİRALAMA Ülkemizin mevcut ekonomik modeli para ve maliye politikaları yani faiz ve dövizdir. İhtiyaç olduğunda faizleri artırarak ekonomiyi soğutma veya ekonomi soğuduğu zaman tüketimi artırmak için faizleri düşürme üzerine kuruludur. Bu durumda neticede paranın maliyetini artıran veya düşüren önemli bir unsurdur. Hâlbuki ekonomide çarkların sağlıklı şekilde işlemesi için piyasalarda paranın bol ve ucuz olması dolayısıyla kurların düşük likiditenin ise bol olması lazım ki, çarklar yeniden dönmeye başlasın. Çarklar dönünce büyüme olsun, büyüme olunca da gençlerimize iş imkânı sağlanabilsin. Böylelikle ekonomi ile tüketici ilişkisi ve finans ile yatırımcı ilişkisi dengeli bir şekilde sağlanarak ziyaretçi, kiracı, yatırımcı herkes bu kazan – kazan durumdan yararlanabilsin. Fakat TL’nin yabancı para birimi karşısındaki kırılganlığı nedeniyle oluşan bu yüksek enflasyon ortamında artık bir yatırımı gerçekleştirmek için daha fazla TL’ye ihtiyaç duyulmakta. Bu da projeyi gerçekleştiren yatırımcının “pahalılaşan finansman maliyetleri nedeniyle” daha fazla borçlanması anlamına gelmektedir. 12 Eylül tarihinde yayınlanan kararnameye göre, “Türkiye’de yerleşik kişiler her türlü menkul ve gayrimenkul satış ve kiralamalarını TL üzerinden yapacak. Döviz üzerinden yapılan sözleşmeler bir ay içinde TL’ye dönüştürülecek” uygulaması

akıllarda bir takım sorular oluşturmaktadır. -Döviz kuru ile borçlanarak yatırım yapmış olan yatırımcının kira gelirlerinin TL olması sadece perakendeciyi kurtarırken yatırımcının kur farkı zararı ne olacak? -Mevcut olan tüm sözleşme geçişlerinin kararnamedeki ( 30 gün ) tarihi baz alınarak yapılır ise kur sabitleme oranı + tefe & tüfe artış oranıyla kiracı ile ortak noktada nasıl buluşulacak? -30 günlük sürenin sonu olan 15.10.2018 tarihine kadar kiracı ile anlaşılamaması halinde sözleşme tarihi 02.01.2018 öncesinde ise imza tarihindeki ( 2 Ocak döviz kuru olan 1 Dolar / 3.77 TL & 1 Euro / 4.54 TL geçerli olacaktır. Sözleşme tarihi 02.01.2018 sonrasında ise imza tarihindeki ( döviz kuru ) geçerli olacaktır. -Bu şartlarda yatırımcının TL kira tahsilatı döviz cinsinden kredi borcunu karşılamaya yetmezse ne olacak? Sonuçta yüksek kur & yüksek enflasyon oyunun kurallarını sürekli olarak değiştirir ve para kazanma oyununun yarattığı fırsatlardan yararlanıp “kredi borcunu yapılandırmak ve finansal işlemlerini hedge etmek suretiyle kiralama, gelirler / giderler, nakit akışı, kârlılık ve hisse değerini” yeni duruma göre düzenleyen yatırımcılar her zaman kazanır.

51


GÜNDEM

bundan farklı düşünseniz bile bir AVM inşa etme iradesi ortaya koyup kredi kullanacağım dediğinizde banka sizinle döviz dilinden konuşuyor. Sonraki tüm süreçlerde kullanılan dil döviz dili oluyordu. Bu noktada sormak lazım “neden TL dili konuşulmuyor”. Şimdi sorunuzu tekrar değerlendirirsek döviz ile kiralama AVM sektörünün sorunu değil, varlıkların ekonomik korunması için “seçeneksizliğin” doğal sonucudur. AVM yatırımcısının dövizle kiralama yaptığı için yargılanması, sisteme – “sistemsizliğe” koyulacak tepkinin sonuçlarından korkularak kabaca AVM yatırımcısına “sardırma” halidir. Şimdi bunu Cumhurbaşkanlığı kararı ile değiştirmemiz gerekiyor. Daha önce döviz ile sözleşmelerini düzenlemiş tüm projeler kararname sonrasında birçok soru ile karşı karşıya. Karar gayet net, dövizi TL yapacaksın diyor. Hâlbuki kararın yayınlandığı tarih itibari ile hangi döviz cinsini kullanıyorsa o günün kurunu kullanarak gerekli değişikliği yapmalı bunu bir ek protokole bağlaması gerekirdi, değil mi?

DÖVİZ İLE KİRALAMA “SEÇENEKSİZLİĞİN” DOĞAL BİR SONUCU Döviz ile kiralama uzun zamandır perakende ve AVM sektörünün en önemli sorunu. MALLMARTTURK Danışmanlık Sahibi Mehmet Akalın da kiralamalara ve açıklanan karara yönelik değerlendirmelerini bizlerle paylaştı. Döviz ile kiralama uzun zamandır perakende ve AVM sektörünün en önemli sorunuydu. Açıklanan karar ile bu sorunun çözümü olacak mıdır? Aslında sorun dövizle kiralama değil. AVM’leri buna mecbur bırakan sistem yada sistemsizlik sorun… Varlıklarınızın hangi finansal enstrüman ile değerini koruyarak ve değerlenerek geleceğe taşıyacağınıza karar verirken riskinizi en aza indirecek enstrümanları tercih edersiniz değil mi? Bu noktada, uluslararası düzeyde ekonomik enstrüman maalesef dövizdir. Siz

52

Sözleşme özgürlüğünü! kısaca, kişilerin diledikleri sözleşmeyi geçerli olarak yapabilmek hususunda sahip oldukları özgürlük şeklinde tanımlayabiliriz. Türk Hukuku’nda genel ilke sözleşme özgürlüğü ilkesidir. Zira, gerek Türk Borçlar Kanunu madde 26’daki “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” hükmü, gerekse Anayasa’nın 48. maddesindeki “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir” şeklindeki hüküm sözleşme özgürlüğü ilkesini göstermektedir. AMA yapamıyoruz. Sonuç


GÜNDEM

olarak, Anayasa ve ilgili hukuk disiplinlerine dayanmayan bir kararın sonuçlarının sorunu gidermek yerine başka yeni sorunlar getireceğini düşünüyorum. Meclis’in açılması ile birlikte Borçlar Kanunu’nda TL ile kiralama dışında nasıl değişiklikler olabileceğini öngörüyorsunuz? Beklentimiz tüm taraflar için adil bir yapı kurulmasıdır. Ancak, Ankara kulislerinde, AVM yatırımcıları aleyhine bir takım kesimlerin ciddi lobi faaliyetleri yürüttüğü yönünde duyumlar alıyoruz. AVM yatırımcılarının çatısı durumundaki AYD’nin , her zaman şeffaf ve saygın duruşu ile yaşanmakta olan bu süreci yönetmeye gayret ettiğini düşünüyorum. Diğer yandan, TBK’daki değişiklikler hakkında beklentilerimiz açısından birkaç başlığı da ifade etmek istiyorum. • 01.07. 2020’de yürürlüğe girecek Kira artış oranında üst sınır maddesinin kaldırılması • Kira tespit davalarında mahkemenin sadece ÜFE oranında artışa hükmetmemesi, geçerli olan ekonomik koşulları da dikkate alarak belirlenmesi • 01.07.2020’de yürürlüğe girecek 344/ IV maddesinin yayınlanan kararnameye istinaden yeniden düzenlenmesi • Kiralayana tanınan 10. yıl sonunda fesih hakkının 5. yılda verilmesi • 01.07.2020’de yürürlüğe girecek 325. maddenin yürürlüğe girmesi • Yan giderlerin ödenmemesi fesih ve tahliye sebebi olmalıdır • “Kiracı aleyhine düzenleme” yasağının yeniden taraflar için adil olacak şekilde düzenlenmesi AVM ve perakendeci ortak bir paydada ve kurda buluşamadıkları noktada mağaza kapatmaları gündeme gelir mi? Her kriz döneminde oyunun kartları yeniden dağıtılıyor. Bazıları masanın dışında kalacak. Masada kalanlar ile yola devam edilecek. AVM’ci, perakendeci, tüm iş dünyasının ortak paydası,

kar elde etmektir. Bu hedefe giderken çok doğal olarak sadece kendileri için karlı olacak hususların gerçekleşmesini isterler. Bundan dolayı da birbirimizi yargılamamamız lazım. Mağaza kapatmaya gelirsek; ya AVM yatırımcısı ödeme güçlüğüne düşerse, konkordato ilan ederse, iflas ederse, AVM’nin organize perakende konusunun dışında bir yönetime geçmesi durumunu da sorgulamak lazım. Birbirinin varlığından beslenen adeta hısım akraba olan tüm tarafların bu süreçten en az sıkıntı ile çıkmaları temennimiz. Ancak, sözleşmede tesis edilen anlaşma ortamı tarafların kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmışsa mağaza kapatmak, kapatılmasına müsaade etmek yerinde ve medeni olanıdır. Dövizin benzer şekilde seyretmesi durumunda yıl sonu tahminleriniz nelerdir? Dolar için yıl sonu tahminimiz, 6,89 TL’dir. 7 TL barajını aşma eğilimde olacağından eminiz ancak hükümet bu psikolojik sınırı aşmaması için önlem alacaktır. 2019 yıl sonu tahminimiz de 8.73 TL dir. Sözleşme bağlamında diğer önemli ekonomik veri olan TÜFE içinde 2018 sonunda yüzde 21, 2019 sonunda ise yüzde 18 olacağını öngörmekteyiz. Bu noktada, arz ve talebin dramatik düşüşünün devam edeceğini, büyümenin öne sürülenin dışında ve gerçekte iki çeyrek üst üste negatif seyretmesi halinde (ki bunun ilk çeyreğindeyiz) re-

sesyona girileceğini göz ardı etmemek gerekiyor. Ekonomiyi canlandırmak adına borç verme faiz oranları bu süre zarfında düşürülerek bireysel harcamaların ve tüketimin artırılması hedeflenmelidir. Durgunluğu aşabilmek adına yine tüm taraflar için önemli bir katkıda vergilerle ilgili yapılmalıdır. Tüm iş dünyasının istifade edeceği bir vergi reformu sayesinde artı değer yaratılır böylece iş dünyasında hem yatırım hem de tüketim açısından artışlara sebep olacaktır. Şu anda en çok konuşulan konulardan biri yeni sözleşmede baz alınacak kur. Burada perakendeciyi ve yatırımcı zarara uğratmamak adına nasıl ortak bir uzlaşmaya varmalı? Bildiğim kadarıyla, birkaç şirkete bağlı AVM’ler dışında döviz ile sözleşmesi olan AVM’ler aylardır hatta (net bilgi: 23 aydır) kur sabitleme kullanarak kira faturası kesiyorlar. Dolar’da 3,2 TL, 3.6 TL gibi, Euro’da 4,5 TL, 5 TL gibi rakamları biliyoruz. Şimdi bu durumda, Bakanlık derse ki kararnamenin çıktığı gün ki kuru kullanacaksınız??? Kiracı-Kiralayan tartışması başka bir boyuta geçecek. Bu noktada, yasal zemine oturan bir kur belirlenmeli ki sonrasında “uyarlama” adı verilen davalar açılırsa bu yasal dayanak sebebiyle sürünceme kalınmasın görüşündeyim. Bu nedenle, Yargıtay’ın aldığı “uyarlama” kararlarında kullandığı usul ve ilkeler çerçevesinde bir kur belirlenmesi gerekmektedir.

53


GÜNDEM

“TL İLE KİRALAMAYA GEÇMEK FERAHLATICI OLACAK” 30 EYLÜL’DE BİRİNCİ YAŞINI KUTLAYAN ERZURUM MNG ALIŞVERİŞ VE YAŞAM MERKEZİ’Nİ, İLK YILDA 19 MİLYON KİŞİ ZİYARET EDEREK ALIŞVERİŞ YAPTI. DOĞU’DAKİ 16 İLDEN, YURT İÇİ VE YURT DIŞINDAN KONUKLARI KENDİNE ÇEKEREK BÜYÜK BAŞARI KAZANAN ALIŞVERİŞ MERKEZİNİN YÖNETİCİSİ MNG YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ DR. AYDOĞAN SÜER’E KİRALAMADA YENİ DÖNEM HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİ SORDUK. Döviz ile kiralama uzun zamandır perakende ve AVM sektörünün en önemli sorunuydu. Açıklanan karar ile bu sorunun çözümü olacak mıdır? Söylediğiniz gibi, biz sektör olarak, uzun zamandır tekrar tekrar dövizle kiralamanın bir sorun oluşturduğunu, perakendeci ile yatırım ve yönetim ekiplerini karşı karşıya getirdiğini vurgulamaktaydık. Ayrıca alışveriş merkezlerinin farklı uygulamaları benimsemesi de kiracılar açısından bir huzursuzluk kaynağı oluşturmaktaydı. Döviz ile kiralama sona ererse, “Dolar arttı, Dolar düştü” gibi günlük tansiyonlardan uzaklaşmak mümkün olacaktır. Karlılığı düşünmesi gereken yöneticilerin bütün günü uluslararası ilişkilerdeki son gelişmeleri takip ederek geçirmelerini ve sürekli gergin olmalarını beraberinde getiren şartlar böylece ortadan kalkacaktır. Evini, işyerini Türk Lirası ile kiraya veren sayısız insan ve şirket, nasıl ki bu özel tartışmadan uzak şekilde ticaret yapı-

54

yorsa biz de her gün sorun çıkan bu büyük meseleden kurtulma şansını bulacağız. Özellikle Dolar konusunun küresel dinamiklere bağlı olarak ani çalkantıları beraberinde getirdiği günümüz koşulla-

rında Türk Lirası ile kiralamaya tümüyle geçmek, ferahlatıcı olacaktır. Ancak bu, sadece döviz kuru nedeniyle yaşadığımız spesifik tartışmaların çözümü olur yoksa kimsenin uzun vadeli kazanç ya


GÜNDEM da karlılık hedeflerinde yaşadığı sorunlara çözüm getirmesini beklememek lazım. Aksine hesabını sonsuza kadar Dolar ile kiralama üzerine yapmış olanlar, geçiş sürecinde ek sıkıntılar yaşayabilirler ama bu da şartlara uyum sağlandığında adım adım çözülecektir. AVM yatırımcısı bankalardan uzun vadeli fon ve kredileri sadece dövizle kullanıyor. Böyle bir durumda maliyetler perakendeci ve AVM tarafından en etkin bir şekilde nasıl paylaşılabilir? Biz bu konuda başından beri, yükü birlikte omuzlamamız gerektiğini söylüyoruz. Normalde konu kiralama olduğunda dedik ki, kuru makul bir yerde sabitleyelim, bunun üzerine çıkan farkı, iki taraf eşit şekilde bölüşsün. Biz kendi yönettiğimiz kurumlarda adil bir şekilde bu formülü uyguladık. Ama bu en basit şekilde kiralamada döviz kuru nedeniyle oluşan farkın telafisi için önerdiğimiz formüldür. Yatırımcının bankadan aldığı kredinin ödenmesini sorduğunuz zaman, durum biraz değişiyor. Bu konuda alışveriş merkezi yöneticileri ve perakendeci birlikte masaya oturmalı ve durumu değerlendirmeli. Elbette yatırımcı maliyeti kiracısına yansıtacaktır ama bunu böyle katı formüllerle yapamazsınız. Daha çok kendi öz sermayenize ve ayakta kalma gücünüze güvenmeniz gerekir. Doğrusunu söylemek gerekirse ben böyle gergin bir dönemde yatırımcılara çok sert kararlarla kiracılarını zorlamalarını önermem. Şu anda ağırlıklı olarak perakendeciye tolerans sağlanması gerektiğine inananlardanım. AVM ve organize perakende sektörü ekonomide önemli bir paya sahip. Döviz kurunun dalgalı olduğu bu süreçte maliyetleri ve satışları da hesaba katarsak bu önemli pay sürekliliğini ne kadar devam ettirebilir? Organize perakende sektörü bugün, 390 milyar Dolarlık büyük ciroya sahip önemli bir sektör. Bugün geldiğimiz noktada geçtiğimiz yıl ile bu yıl arasında döviz kurundaki bire bir artış, döviz cinsinden kiralama yapan tüm perakendeciler için önemli bir sorun oluşturuyor. Bilindiği

gibi, Türkiye’de alışveriş merkezi yatırımlarının dörtte 3’ü yerli, dörtte 1’i yabancı… Şu anda alışveriş merkezleri ile perakendecilerin karşı karşıya gelmesini sağlayan en büyük sebep, özellikle orta vadeli ve uzun vadeli borçlanma içerisinde bulunan alışveriş merkezi yatırımcılarının, Dolar ve Euro ile uzun vadeli borçlanma içerisine girmiş olması.

sözleşmelerde, TL ile yapılan sözleşmelerin AVM yatırımcısına getirisi her zaman uzun vadede daha fazla olmuştur. Ancak Türkiye’nin 10-12 yıllık süreçler içerisinde, bir anlık döviz dalgalanmalarında, o 1-2 senelik geçişlerde, ister istemez büyük bir makas ayrımı oluyor. Buralarda biz yatırımcılar ve perakendeciler olarak ortak bir zemini oluşturmak zorundayız.

Peki, bu gibi dalgalanmalarda biz AVM yatırımcıları olarak ne yapıyoruz? Özellikle yerli yatırımcılar perakendecisinin yanında yer alıyor. Ya kurunu sabitliyor ya kirasında iskonto yapıyor. Ama çok etkin lokasyonlarda yer alan alışveriş merkezlerinde, yani yabancı yatırımcının hâkim olduğu yerlerde, yabancı yatırımcılar taviz vermiyor. Oysa gelirini TL ile elde eden perakendeci, kur makası yükseldikçe dövizle kira ödeme konusunda zorlanmakta… Geçen sene ile bu sene arasında, perakendeci 4 milyar TL’ye yakın bir kur farkı ödedi. Tabii, burada perakendecinin taşıyabileceği bir yük var. Ama siz bir perakendeciye, taşıyabileceğinden fazla yük yüklerseniz, perakendeci orada dayanamaz. Zaten Türkiye’de 350 tane marka var. Yani marka sayımız çok kısıtlı. Bizim bu dalgalı dönemlerde, pazarı ayakta tutacak destekleri markalarımıza vermemiz gerekiyor. Bu dörtte üçlük yerli yatırımcı mümkün olduğunca, perakendecisini ayakta tutmak için gerekli çabayı gösteriyor. Eğer yarın döviz 9-10 Lira olursa siz perakendecinize 10 TL’yi yansıtamazsınız. Baktığımızda geçmiş dönemlerde yapılan

Ekonomide çok ciddi karamsar senaryolar gündeme geliyor. Resesyon ve şirket iflasları da bu senaryolar içerisinde yer almakta. Biz, “Ayakları yerde gözleri ufukta” bir yönetim anlayışını benimsiyoruz. Çok iyimser olursanız riskleri göremezsiniz ama fazla karamsar olursanız, karanlık senaryolar içinde boğulur ve belki de gerçekte olmayacak felaketlere güç vermiş olursunuz. O nedenle şu an için, 2018’in sonuna kadar kalan 2 aylık dönemde biraz durgunluk olabileceğini hesaba katarak ilerliyoruz. Bu durgunlukta uzun tatil dönemleri boyunca yapılan harcamalar, kışa girerken ve okul sezonu nedeniyle gerçekleştirilen harcamalar da etkili. Elbette bütçesi zorlanan kesim, bir süre eskisinden daha sınırlı tüketim yapmayı hedefleyebilir. Ama biz alışveriş merkezleri olarak daima yeni etkinliklerle, sosyal yaşamı canlandırmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla şu anda, “Perakende elden gidiyor” tarzı bir söylemin bize katkı sağlamayacağını düşünüyorum. Uzun lafın kısası, panik havasına izin vermezsek, cirolar değişebilir ama totalde perakende sektörünün ekonomideki payı,

55


GÜNDEM

diyelim ki ilk 6 ayda yüzde 5 düşer. Belki buna artı/eksi 3 puan daha ekleyebiliriz. İşini sağlama almak isteyenler en az yüzde 10’luk bir daralma olacağını var sayarak hareket edebilir. Ancak perakende gibi önemli bir sektörün, yüzde 10 gibi oranlarda düşüş yaşaması da ülke adına ciddi olumsuz sonuçları beraberinde getirebilecektir. Yine de biz yüzde 5/10 civarı düşüşleri mesela turizm gibi şu anda daha hareketli olan alanlardan telafi edebiliriz. Öte yandan paniğe kapılırsak, peş peşe teknik iflaslar ve kapanan alışveriş merkezleri gündeme gelirse, bu tablo bizi 6 ayda 10 yıl geriye atar. Dolayısıyla sakin ve temkinli hareket etmekte fayda var. Dövizle kredi borcu ödeyen ve TL ile kira tahsil eden yatırımcıyı önümüzdeki günlerde neler bekliyor? Geçtiğimiz günlerde katılmış olduğum bir canlı yayında, Dolar borcu olan ve Dolara eşit kira beklentisinde ısrar eden yatırımcıları zor günlerin beklediğini söylemiştim. Gerçekten kimi alışveriş merkezlerinin zorla-

nacağı beklentisini taşıyoruz. Çünkü onların durumu elbette ki, uzun vadede sürdürülebilir değil. Ama şu da var. Bir alışveriş merkezinin en büyük geliri, kira geliridir ama tek geliri kira geliri değildir. Bir noktada sorun yaşadığınız zaman, gözünüzü o çemberden çıkmak için size yardım edebilecek farklı alanlara çevirmeniz gerekir. Şu anda alışveriş turizmi, lokasyonu ve marka karması uygun alışveriş merkezlerini gerilimden kurtararak hızlı çözüm sunacak en önemli çıkış noktalarının başında geliyor. Otopark geliriniz var, eğlence merkezleri ve spor salonları gibi direkt işletebileceğiniz alanlar olabilir. Pop up mağazalar açabilirsiniz, alışveriş merkezi genelinde festivaller, kampanyalar yapabilirsiniz. Tüm amacınız daha çok ziyaretçi çekebilmek olmalı. Fast food katınızda, bardakta mısır satan adamın yerine daha yüksek kira ödemeye hazır lüks filtre kahve markasına kiralama yapabiliyor musunuz? Konserler ve etkinliklerinizle alışveriş merkezini eskisinden daha cazip kılarak, perakendecinin gelirini arttırmaya gönüllü müsünüz?

Meclis’in açılması ile birlikte Borçlar Kanunu’a TL ile kiralama dışında nasıl değişiklikler olabileceğini öngörüyorsunuz? Bildiğiniz gibi alışveriş merkezlerini, perakendecileri ve markaları temsilen çalışan dernekler, gerekli duydukları değişiklikleri medya ve ilgili Devlet kuruluşları ile zaman zaman paylaşıyorlar. Dolayısıyla gündeme gelecek değişiklikler, ya ulusal ekonomik kararlara uygun yeni düzenlemeler ya da sektörün kendi talebi olan düzenlemeler olacaktır diye düşünüyorum. Bildiğiniz gibi ben de sık sık sektörün ihtiyacı olan konuları gündeme getiren biriyim ve bunun sonucunda uygun olan taleplerin gerçekleştirileceğine inanıyorum. Bundan sonraki adımda örneğin sürekli tartıştığımız bir başka konu olan ortak alan giderleri ile ilgili değişiklikler yapılabilir. Eğer ekonomide sıkıntı yaşanırsa, kiracıya kollayan düzenlemeler de eklenebilir.

56

Reklam ve tanıtıma bütçe ayırıp yüksek kiralardan şikâyet eden perakendeciyi ona destek olarak mutlu ediyor musunuz? Özetle işler zorlaştığında herkes sorunu konuşuyor. Bu tarz kitlenmeye hazır piyasalardan, soruna bakarak değil gözümüzü çözüme dikerek çıkabiliriz. AVM ve perakendeci ortak bir paydada ve kurda buluşamadıkları noktada mağaza kapatmaları gündeme gelir mi? Ne yazık ki, gelir. Bakın, yatırımcı için bir alışveriş merkezi ya da bir perakende markası için bir mağaza ya da tüm mağazaları kapatmak çok üzücü bir süreçtir. Ancak ticarette bunlar vardır. Ayakta kalamadığınızda mağaza kapatma gündeme gelir. Hatta ekonomiyi iyi okuyamayanlar için beklenenden de hızlı gelir! Ben açıkçası uzlaşma zemini olan her noktada uzlaşma sağlanmasını temenni ederim. Dolardaki yükseliş nedeniyle teknik iflas yaşayan önemli markalara şahit olduk. Ben bu aşamada perakendeci ile avm arasındaki anlaşmazlıktan çok, tüketicinin alışverişindeki durgunluktan korkarım. Mağaza kapatmanın gerçek sebebi, satış olmamasıdır. Onun dışında belirli fedakârlıklarla orta yolların bulunması ve her iki taraf için de durumun sürdürülebilir olması adına çaba harcamamız gerekir. Tekrar tekrar söylüyorum, bir kez daha belirteyim: Şu anda perakendeci ve alışveriş merkezi yatırımcısının, iyi anlaşamama lüksü yok. Kavga ile uğraşacak vakte sahip değiliz. İnsanlar bunun bilinciyle zor zamanlarda daha iyi bile anlaşabilirler.



GÜNDEM

“YATIRIMCI-DEVLET-PERAKENDECİ OLARAK BİZLER AYNI GEMİDEYİZ” OPS!CO ENTERTAINMENT GROUP YÖNETİM KURULU BAŞKANI KORAY DİLMAÇ: “DEVLET, YATIRIMCI VE KİRACIYI ZARARA UĞRATMADAN, KİRALAMA YAPILAN GÜNÜN ŞARTLARI İLE GELDİĞİMİZ GÜNÜN ŞARTLARINI MASAYA YATIRIP YASAL VERİLERİ BAZ ALARAK SÖZLEŞMELERİ TL’YE DÖNÜŞTÜRMELİDİR.” Son çıkan KHK tüm sektörde dalgalanmaya sebep oldu. Siz bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz? Perakendeci açısından değerlendirecek olursak geç kalınmış bir karar açıkçası. Birçok markanın sürekli artan döviz kurlarına bağlı olarak ürün ve yerleşik maliyetleri hızlı bir şekilde artış gösterdi. Buna bağlı olarak satış hacmi düştü ve bırakın kar marjını, birçoğumuz zararına işler yapmak zorunda kaldık. Ülkemizde paranın dolaşımını sağlayan en büyük zincir perakende sektörü ise, markaların devlet tarafından desteklenmesi çok doğal. Bugün baktığımızda yıllardır aktif bir şekilde var olan, yurt dışında birden çok ülkede faaliyet gösteren birçok Türk markası gerçekten zor durumda. Döviz ile kiralama uzun zamandır perakende ve AVM sektörünün en önemli sorunuydu. Açıklanan kararname ile bu sorunun çözümü olacak mıdır? Kararnamenin kapsamı aslında sorunlarımıza tam olarak ne ölçüde yardımcı olacağını gösterecek. Geçmişte döviz üzerinden yapılan kiralamalarda alınacak kıstas bu noktada çok önemli. Döviz kurları günümüzdeki seviyenin neredeyse yarısındayken yapılmış olan sözleşmelere baktığınızda yıllık cirolar giderleri karşılar nitelikteydi. Ancak marka sahipleri ve yönetimlerinden bağımsız şekilde gelişen döviz kurunda yaşanan artış maliyetleri ikiye katlarken yıllık cirolarda aynı düzeyde bir gelişme yaşanmazken aksine ülke genelinde yaratılan kriz havası satışların düşmesine sebep oldu. Alınan kararname ile yasalaşan “Dövizle kiralamaların TL’ye döndürülmesi” hala birçok kiralama şirketi ve AVM yatırımcısı tarafından görmezden gelinmekte ya da bu yönde herhangi bir aksiyon alınmamakta. Mağazasını tahliye etmek isteyen birçok marka sahibinin sözleşmede yer alan cezai

58

şartlarla karşı karşıya bırakılarak böyle bir dayatmanın da varlığından haberdarız. Zarar eden firmaların mağaza kapatması durumunda yapmış oldukları kontratlarda tazminat yükümlülüğü firmaları zarara uğratır mı? Şu anda bu şekilde bir dayatma söz konusu. Birçok markanın mağazasını kapatmak istediğini biliyoruz. Ancak karşı karşıya kaldığımız konu erken tahliye durumunda sözleşme gereği ödemekle yükümlü olduğumuz cezai şartlar ve tazminatlar. Bir markanın kolay doğmadığı ve gelişemediği ülkemizde kendi varlıklarımıza sahip çıkmamız gerekirken hala değerlerimizi baltalamanın peşindeyiz. Ülke olarak daha çok birlik olup bu süreci atlatmamız gereken dönemde, bir kesim hala kendi çıkarlarını ön planda tutarak krizi kendi adına fırsata çevirmenin yollarını arıyor. Unutulmamalı ki, yatırımcı-devlet-perakendeci olarak bizler aynı gemideyiz; eş doğrultuda ilerleyen yapıcı çalışmalar ile ancak bu sıkıntıları atlatabiliriz. Dövizin hızla arttığı dönemde AVM yatırımcıları döviz kurunu belirli bir orana sabitlemişlerdi. Sözleşmelerin TL’ye çevrildiği bu durumda güncel kur ile kiraların revize edilmesi durumunda kiracı zarara uğrar mı? Kiracı, döviz kurlarında yaşanan bu hareketlilik daha ortada yokken zaten belirli riskleri göze alıp döviz ile kiralama yapmaktaydı. Ülkemizde TL ile kiralama yapan çok az sayıda alışveriş merkezi vardı. Ancak o dönemde alınan riskler ve yakalanan satış hacmi birbirini tolere edebilir düzeydeydi. Ani yaşanan döviz artışı ülkemizde alışveriş merkezi yatırımcılarını kira gelirlerini döviz kurunu sabitleyerek tahsil etme yoluna itti ve peraken-


GÜNDEM

deci bir nebze de olsa nefes alabilmişti. İlerleyen süreçte ülke genelinde yaşanan maliyetlerdeki artışlar ve satış hacminin daralması, yapılan kur sabitleme hareketinin anlamını yitirmesine sebep oldu. Kiracı olarak, 1 USD= 3 TL iken yapılan kiralama sözleşmeleri şu an 1 USD=6 TL’den TL sözleşmeye dönüştürüldüğünde kiracının faydasına olabilecek bir durum söz konusu bile değil. Kiralama yapılan günün şartlarından bugüne satış fiyatları ve elden edilen yıllık ciro ikiye katlanmış olsaydı bunu tartışıyor olabilirdik; fakat ciro aynı, maliyetler iki katı artık. Devlet, yatırımcı ve kiracıyı zarara uğratmadan, kiralama yapılan günün şartları ile geldiğimiz günün şartlarını masaya yatırıp yasal verileri baz alarak sözleşmeleri TL’ye dönüştürmelidir. Yapılması gereken kiralama sözleşmesinin yapıldığı tarihten günümüze TÜFE oranı ile artış sağlanarak sözleşmenin Türk Lirasına çevrilmesidir. Aksi halde, alışveriş merkezi yatırımcıları mağazalarını kiralayabilecek marka bulamayacaklar, bu durum da onların zararına olacaktır. Çünkü hiçbir marka güncel kur üzerinden TL sözleşmeyi kabul edebilecek konumda değil şu an. Özellikle dövizle borcu olan yatırımcıların nasıl pozisyon almalarını bekliyorsunuz? Ülkemizde birçok yatırımı olan ulusal veya uluslararası kuruluş mevcut. Yabancı yatırımcı için ülkemiz her zaman güvenilir ve kazançlı bir sığınak olmuştur. Yerli yatırımcılar için de perakende sektörü uzun süredir sürdürülebilir bir kazanç ivmesi yakalamış durumda.

Fakat şöyle bir durum da söz konusu: 2018 yılı itibari ile Türkiye’de faal AVM Sayısı 400’ü aşmış durumda. Büyük kentlerde neredeyse karşı karşıya yapılan, hatta mimari olarak birbirine bağlı alışveriş merkezleri var. Yurt dışı fonlar kullanılarak ülkemizde yanlış yapılanmalar ve kararlar sonucu dengesiz bir alışveriş merkezi popülasyonu yaratıldı. Öncelikle bu durumu ele almak gerekir. Birçok alışveriş merkezi yatırımcısının döviz kredilerle yatırım yapıp yaşanan kur artışında ise bu farkı kiracıdan çıkartmak gibi bir yanılgısı mevcut. Baktığımızda mağazalarda döviz cinsinden satış yapmıyoruz maalesef. Türkiye’de yatırım yapıyoruz, çalışıyoruz, üretiyoruz ancak her birimimiz döviz endeksli olmuş durumda. Devlet bu üçgendeki dengeyi sağlamakla mükellef;

3.taraf olarak yasal düzenlemeleri yapmakla ve Türk Lirasi sirkülasyonunu artırarak para birimimizin kaybetmiş olduğu değerini artırmakla sorumlu. Döviz karşısında düşmüş olduğumuz sıkıntıları aşmamızın tek yolu Türk Lirasının değerini artırmaya çalışmak olacaktır. Dolayısıyla bu anlamda devlet, almış olduğu kararname ile bu yolda en büyük adımı atmış ve yatırımcıya da kiracıya da kendi pozisyonunun ne olduğunun sinyalini vermiştir. Yatırımcıların da bundan sonraki süreçte yatırımlarını bu çerçevede planlamaları faydalarına olacaktır diye düşünüyorum.

59


HUKUK

TÜRK HUKUKUNDA BAYİLİK VE BAYİLİK SÖZLEŞMESİ NEDİR?

B

ayilik ve bayilik sözleşmesi mevcut hukuk düzenlerinin hemen hemen hiç birinde kanunda düzenlenmemiştir.

Bayi kelimesi köken olarak Osmanlıcada “satım” anlamına gelen “bey” kelimesinden gelmekte olup kelime anlamıyla, malvarlığına giren ve başkalarına devredilebilen bir hakkı veya malı satan kimse, dükkân veya kuruluş anlamına gelmektedir. Bayilik sözleşmesi ise kanunda düzenlenmeyen atipik/isimsiz sözleşmelerdendir. Taraflar sözleşme hükümlerini serbestçe kararlaştırırlar. Bayilik sözleşmesinde; üretici malların tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede satmak üzere bayiye göndermeyi, buna karşılık bayi de üreticinin dağıtım ağına dâhil olarak sözleşme konusu mal veya hizmeti kendi adına ve hesabına satmak ve bu mal ile hizmetlerin sürümünü arttıracak faaliyetlerde bulunmak yükümlülüğünü üstlenir. Ayrıca bayi, gerçekleştireceği satış neticesinde, taraflarca anlaşılan oran üzerinden belirlenecek kâr payı bedelini de üreticiye ödemekle yükümlüdür.

BAYİLİK SÖZLEŞMESİ SÜREKLİ BORÇ DOĞURAN BİR SÖZLEŞMEDİR Verilen tanımlardan da anlaşılacağı gibi, bayilik sözleşmesinin özellikleri taraflar arasında kurulan sözleşmenin sürekli borç

60

doğuran bir sözleşme olması, bu sözleşmenin çerçeve niteliği taşıması, bayinin kendi adına ve hesabına hareket etmesi, üreticinin dağıtım ağı ile bütünleşmesi ve sürümü arttırıcı faaliyetlerde bulunmasıdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bayilik sözleşmesi sürekli borç doğuran bir sözleşmedir. Yani, her iki taraf da bu ilişkinin aniden ortadan kalkmayacağına dair güven duymalıdır. Sözleşmenin sürekli nitelik arz etmesi nedeni ile taraflar arasındaki ilişki güvene dayanmalıdır. Mal verme borcu, malların sürümünü arttırma borcu, tarafların karşılıklı menfaatleri koruma borçları, sözleşmeye süreklilik vermektedir. Bu süre belirli veya belirsiz olabilir. Uygulamada çoğunlukla bayilik sözleşmeleri en az bir yıl için akdedilmektedir. Sözleşmenin bir yıl için akdedilmesi sözleşmenin sürekli olma niteliğini ortadan kaldırmaz.


HUKUK

Belirli süreli bir bayilik sözleşmesi sürenin dolmasıyla, kural olarak kendiliğinden sona erecek, belirsiz süreli bir bayilik sözleşmesi söz konusu ise sözleşme olağan fesih yoluyla sona erdirilebilecektir.

BAYİ KENDİ ADINA VE HESABINA HAREKET EDER Bayi, sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına, rizikosu kendine ait olmak üzere satar. Bu unsur bayinin mali yönden bağımız olduğunu gösterir ve onu acente ve komisyondan ayırır. Bayi, üreticinin bir temsilcisi veya onun bir çalışanı değildir. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa da bayinin kendi ad ve hesabına hareket etmesi esastır, bu nedenle de üreticinin temsilcisi olması söz konusu değildir. Üreticiyi bir bayilik sözleşmesi yapmaya iten etkenlerin başında bayinin kendi ad ve hesabına hareket etmesi ve risklerin onun üstünde olması gelmektedir. Üretici, kendi içerisinde bir yapılanmaya gitmek yerine rizikoyu üstlenecek bayiyi tercih etmekte ve böylelikle dağıtım ve satış masraflarından kaçınmaktadır. Firmaların, asıl üretici veya ithalatçı firmadan bayilik alabilmeleri için belli bir miktarda teminat yatırmaları gerekebilir. Asıl firmanın, bayileri denetleme yetkisi de bulunmaktadır. Bayiler malın daha fazla tanıtımı için kendi bölgeleri ile sınırlı olmak üzere alt bayilikler de tanıyabilirler. Asıl firma, bayilerini kendi iç hesaplarını yapma konusunda serbest bırakır. Her bayi kendi pazarlama politikasını kendisi kararlaştırabilir. Ancak bayiler her yılsonunda asıl firmaya veya bağlı oldukları asıl bayilere hesap vermek zorundadırlar.

BAYİLİK SÖZLEŞMESİ ŞEKLE TABİ MİDİR? Bayilik sözleşmesi, kanunda düzenlenen bir sözleşme olmadığından herhangi bir şekil şartı da öngörülmemiştir. Ancak ispat açısından asıl firma ile bayiler arasında yapılacak sözleşme yazılı şekilde yapılmalıdır. Bayilik sözleşmesi imzalayan firmaya, asıl firma veya ana bayi tarafından bayiliği gösteren bir yetki belgesi verilmektedir. Bu belge müşterilerin kolayca görebileceği bir yere asılmalıdır.

BAYİLİK SÖZLEŞMESİNDE ÜRETİCİNİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ 1. Teslim Yükümlülüğü: Bu sözleşme gereği üretici taraf bayiye mal teslim etmek, bayi de bu malları bedelini ödeyerek satın almak ve üçüncü kişilere satmak suretiyle sürümü artırmak yükümlülüğündedir. 2. Sadakat Yükümlülüğü: Bayilik sözleşmesinde, üretici ile bayi arasındaki ilişki, taraflar arasında özel bir güven ilişkisi kurar. Bu da sadakat borcunu doğurur. Tarafların arasındaki güven ilişkisi sonucu üretici, bayiyi desteklemek, yardım etmek, faaliyetlerini kolaylaştırmak ile yükümlüdür. 3. Destekleme Yükümlülüğü: Destekleme yükümlülüğü, reklam veya

Av. Pelin Baruh eğitim şeklinde, bayilik sözleşmesinin konusuna göre farklılık gösterebilecektir. 4. Sözleşme Bölgesinde Satış Yapmama Yükümlülüğü: Bayiye münhasır satış hakkı tanınan bayilik sözleşmelerinde üretici kural olarak, sözleşme konusu malları sözleşme bölgesinde doğrudan doğruya satamaz ve bu sözleşme bölgesine başka dağıtıcılar yerleştiremez.

BAYİLİK SÖZLEŞMESİNDE BAYİNİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ 1. Sözleşme konusu malları satın alma yükü: Bayiye münhasır satış hakkı tanınmamış bile olsa, sözleşmenin amacı malların sürümünün artırılmasıdır. Bu nedenle bayinin satın alma yükümlülüğü her hâlükârda söz konusudur. 2. Asgari alım yükümlülüğü: Bayiyi sürümü arttırma konusunda gayretli bir çalışmaya teşvik etmesi bakımından, üreticinin ise mallarının önceden üretimini planlayabilmesi bakımından gereklidir. 3. Sürümü arttırma yükümlülüğü: Dekorasyon, malların sunum şekli, malların reklamının yapılması,

61


HUKUK

fuar ve kampanyalara katılım gibi faaliyetler bayi tarafından yerine getirilmelidirler.

BAYİLİK SÖZLEŞMESİ NASIL SONA ERER? Bayilik sözleşmesi; 1. Sözleşmenin belirli süreli olması halinde sürenin sona ermesi ile 2. Taraflardan birinin ölümü ile iflası veya fiil ehliyetinin kaybı ile kendiliğinden 3. Hukuki işlem ile sona erer.

BAYİLİK SÖZLEŞMESİ HUKUKİ İŞLEM İLE NASIL SONA ERER ? 1. Sözleşmenin İkale Yoluyla Sona Ermesi: Henüz bütün borçlar sona ermemişken, tarafların borç ilişkisini sona erdirmek için anlaşmasına “ikale” denir. Bayilik sözleşmesinde taraflar, ikale anlaşması ile aralarındaki sözleşmeden doğan alacaklarından ve borçlarından karşılıklı olarak vazgeçebilirler. 2. Sözleşmenin İptali:

rıştırılsa da her iki sözleşmenin getirdiği sistem, uygulamada oldukça net bir biçimde farkını hissettirmektedir. Sistem olarak franchising; belirli özelliklere haiz, marka değeri taşıyan, know how’a sahip firmanın markasını, işletme adını, ticari teknik bilgi, becerisini ve sistemini, belirli süre, koşul ve sınırlar içinde, anlaşma ile bedeli karşılığında kullanmak üzere bağımsız yatırımcılarla paylaştığı uzun vadeli ve sürekli bir iş ortaklığıdır.

FARKLILIKLAR: Franchise sözleşmelerinde, franchise alan sözleşmeye konu iş için kendi adını veya tanıtıcı işaretlerini kullanamayacak olup franchise verene ait marka, işletme adı gibi tanıtıcı işaretleri kullanmakla yükümlüdür ve franchise verene bu isim haklarının kullanımı dolayısı ile bir ücret de öder. Franchise alan ulusal reklam ve tanıtım kampanyalarına mali olarak katılır. Franchise işletmeler gerek işyerinin görüntü ve dekorasyonu olarak, gerekse işletmecilik prensipleri açısından birbirinin tıpatıp aynısıdır.

3. Sözleşmenin Olağanüstü Fesih ile / Haklı Sebeple Sona Ermesi

Bayilik sözleşmelerinde ise kural olarak, bayi kapısına kendi adını asar, üreticinin markasının veya adının yanına kendi işletme adını veya markasını ekleyebilir. Ancak bunun yanında bayiye, üreticinin markasını veya tanıtıcı işaretlerini kullanma hakkı verilmeyebilir.

Taraflar arasındaki hukuki ilişki çekilmez hale geldiğinde, tarafların yükümlülüklerini yerine getirmemeleri durumunda sözleşme haklı sebep ile feshedilebilir.

Bayi bu kullanım için hiçbir ücret ödemeyeceği gibi bayiden franchise sözleşmelerine konu olan giriş bedeli ve reklam katkı payı da istenmez.

Bayilik sözleşmesi, genel hükümler uyarınca irade bozuklukları sebebiyle iptal edilebilir.

BAYİLİK SÖZLEŞMESİ VE FRANCHISE SÖZLEŞMESİ ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NELERDİR? Bayilik ve franchise sözleşmeleri hukuki nitelik itibarıyla birbirlerine benzer özellikler taşısa ve ticari hayatta zaman zaman birbirleriyle ka-

62

Bayi bağımsızdır, oysa franchise alanın bağımsız karar verebileceği konular çok daha sınırlıdır. Bayi seçiminde, bayinin sahip olduğu dükkân veya iş yeri, bayinin mali gücü gibi kriterler önem kazanırken, franchisee seçiminde şahsın kişisel özellikleri ve iş tecrübesi ön plana çıkar.



GIDA

KAHVE SOKAĞI 2019’DA 50 ŞUBEYE ULAŞMAYI HEDEFLİYOR

K

ahve Sokağı hakkında bilgi verebilir misiniz? Kahve Sokağı, 2014 yılının son çeyreğinde Denizli’de kurulmuş bir kahve zincir firmasıdır. İlk şubesini Denizli’nin Çamlık bölgesine vererek hızla iki yıl içerisinde ülkemizin farklı şehirlerinde bayilikle şube sayısını 24’e çıkarmıştır. 2017 yılı itibariyle şirketin ortaklık yapısı değişerek Kahve Sokağı’nı İzmir markası yaptık. Biz; Murat İşlek, Osman Budak ve Emre İşlek Kahve sektörüne franchising sistemini ilk tanıtanlardan olarak Kahve Sokağı markasını daha da büyütmek adına İzmir Karabağlar’da merkez ofisimizi açarak şubeler vermeye başladık. 22 şube ile aldığımız Kahve Sokağı’na 14 şube de biz ekleyerek büyümeye devam ediyoruz. Sözleşmesi imzalanan ve açılacak olan 2 şubemiz daha var. Aslında bu rakam daha fazla da olabilir ama önemli olan doğru noktalara bayilik vermek. Bu yüzden her noktaya değil, doğru noktalara bayilik vermeye özen gösteriyoruz. Bu doğrultuda 2019 yılı için yurt içi şube sayısı hedefimiz 50. Yurt dışı ile de görüşmelerimizi devam ettiriyoruz.

64

Kahve Sokağı Yönetim Kurulu Başkanı Osman Budak - Kahve Sokağı Genel Koordinatörü Emre İşlek

ŞUBELERİNİN KONSEPTİ VE MENÜLERİ HAKKINDA BİLGİ VEREN KAHVE SOKAĞI GENEL KOORDİNATÖRÜ EMRE İŞLEK, “2019 YILI İÇERİSİNDE ŞUBE HEDEFİMİZ DOĞRU YERLERDE VE DOĞRU İNSANLARLA 50 RAKAMINA ULAŞMAK. YENİ YATIRIMCILARLA BU RAKAMA ULAŞABİLMEK İÇİN 10 MİLYON TL’LİK YATIRIM YAPACAĞIZ.” DEDİ.


GIDA

YENİ SLOGAN “SOKAĞI KEŞFET” Nasıl bir konsepte sahipsiniz? Yakın zamanda bir slogan yarışması yaptık internet üzerinden ve “Sokağı Keşfet” yeni sloganımız oldu. Konseptimizi de keşfetmeniz açısından şubelerimizi ziyaret etmenizi öneririz. Anlatacak olursak da, canlı bir konseptimiz var. Bizim için en önemli unsurlardan biri aydınlatmalarımız, sokak lambalarımız. Hareketli caddelerde bu ışıklandırmalarla bizde hareket katıyoruz. Bunun dışında bize özel çalışmalar hazırlayan grafiti sanatçımız var, duvarlara grafiti çalışmaları yaptırıyoruz. Kolonlarımızı kırmızı kafeslerle kaplıyoruz. Yani dolu dolu, modern, canlı konseptimiz var. Şubelerimizi ziyaret eden misafirlerimizin kendilerini daha enerjik ve mutlu hissedebileceklerini söyleyebiliriz. Ayrıca yatırımcılarımızı da düşünerek, kısa sürede deforme olmayacak konseptler üzerine çalışıyoruz. 3 ayrı içerikte menüye sahipsiniz. Bu menülerin özelliklerinden bahseder misiniz? Evet, dediğiniz gibi 3 adet menü çeşidimiz var fakat

bunlar içerik bakımından birbirleriyle aynılar. Sadece fiyat politikası her bölge için farklı olduğundan üç çeşit baskı yaptırıyoruz. Marmara bölgesinde ki illerimizde bulunan şubeler için Avrupa Menüsü, öğrencilerin olduğu bölgelerde ki şubelerimiz için Kampüs Menüsü, diğer bölgelerde ki şubelerimiz için Anadolu Menüsü kullanıyoruz. Söylediğim gibi içerik olarak hepsi aynıdır. Fakat bazen bölgesel bir ürünü satmak isteyen şubelerimize hayır demek yerine ajansımızda onlara özel

görseller, afişler hazırlayarak o şehre özel ürün satışlarımızı gerçekleştiriyoruz.

36 ADET FRANCHISE BAYİLİĞİ Şu an kaç şube ile faaliyet gösteriyorsunuz? Kahve Sokağı markası olarak toplamda 36 adet franchising bayiliği verdik. Bunlardan 4 tanesi kiosk konseptinde işletilirken 32 tanesi Türkiye’nin farklı lokasyonlarında kafe/restoran konseptinde hizmet veriyor. Sözleşmesi imzalanmış, projesine başlanacak 2 adet kafe konseptimiz daha var. Yine farklı lokasyonlarda görüşmelerimizin devam ettiği yatırımcılarımız mevcut.

FRANCHISE FİYATLARINDA KAMPANYA… Franchise şartlarınız ve franchise bedeliniz nedir? Franchise almak isteyen yatırımcıların öncelikle merkezimize başvurmaları gerekiyor. Franchising müdürümüzden gerekli bilgileri aldıktan sonra minimum 200 metrekare dükkan bulmaları gerekiyor. Dükkanların; işlek caddelerde, üniversite bölgelerinde, AVM’lerde yani insan sirkülasyonunun yoğun olduğu noktalarda olması gerekiyor. Dükkanın konumunu ve büyüklüğünü onayladıktan sonra metrekare bazında fiyat veriyoruz. Ekim ayında gerçekleşecek olan franchising fuarına özel kampanyamız ile metrekare birim fiyatımızda indirim yaptık. Eğer yatırımcımız verdiğimiz fiyat teklifini onaylarsa mimar ve ekibini ölçüm alması için noktaya götürüyoruz. Bu esnada bizde 5 yıllık sözleşmemizi imzalayıp, isim bedeli ve proje bedelini alıyoruz. Yine fuara özel kampanyamız ile isim bedelimizde ve proje bedelimizde indirimler yaptık. Kampanyalı fiyatlarımız kasım ayının ortasına kadar geçerli.

65


GIDA

peçeteler, ıslak mendil, stick şeker ve logolu tüm ürünlerin tedariğini bayilerimiz merkez depodan yapıyor. Bunun dışında farklı ürün grupları için anlaşmalı olduğumuz firmalar var, bu firmaları bayilerimize yönlendirerek destek oluyoruz. Şubelerimiz sadece manav, şarküteri ihtiyaçlarını yerel tedarikçilerinden yapıyor.

Ürün ve malzeme tedariği konusunda yatırımcılara destek oluyor musunuz? Kahve Sokağı olarak kendi kahvelerimizi kendimiz kavuruyoruz. Bu ürünler fabrikadan, İzmir Karabağlar’da bulunun merkez depomuza geliyor. Kahve grubu, demleme çay ve bitki çayları, sıcak çikolata-salep toz grubu, sos, şurup, Amerikan servis,

Kahve Sokağı olarak Bayim Olur Musun? Fuarı’na katılıyorsunuz. Bu fuarla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz? Kahve Sokağı olarak bu kadar büyük bir organizasyon olan Bayim Olur Musun? Fuarı’na bizde katılım sağlıyoruz. Bu organizasyona pek çok marka ve yatırımcı katılıyor. Tabii ki bizimde önceliğimiz bayilik vermek. Bunun için iki aydır hazırlık yapıyoruz. Fuarda kıyasıya bir rekabet oluyor, çünkü çok fazla marka var. Türk yatırımcıların yanına yabancı yatırımcılarında katılımı bizim açımızdan çok önemli.

10 MİLYON TL’LİK YATIRIM Yeni yatırım planlarınızı ve hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? 2019 yılı içerisinde şube hedefimiz doğru yerlerde ve doğru insanlarla 50 rakamına ulaşmak. Yeni yatırımcılarla bu rakama ulaşabilmek için 10 milyon TL’lik yatırım yapacağız. Fuara özel uyguladığımız fiyat kampanyasını fuardan sonra bir ay daha devam ettirerek 2018 yılının sonunda da güzel noktalarda şube sayısını artırmayı hedefliyoruz. Yurt dışı görüşmelerimiz de bir yandan devam ediyor. Fuara yabancı yatırımcıların katılımı beklediğimiz gibi olursa bu görüşmelerimize eklenecek yatırımcılar sayesinde “Kahve Sokağı” markasını yurt dışına taşımayı hedefliyoruz. İzmir’de güzel noktalarda en az 10 şube açmak da gelecek dönem planlarımızın arasında.

66



GIDA

MENÜMÜZ YEŞİLÇAM KARAKTERLERİYLE TEBESSÜM ETTİRİYOR her yatırımcımız ikinci şubeyi de açmak istiyorlar.

Yeşilçam Kahve Evi’nin kuruluşundan bahseder misiniz? Yeşilçam Kahve Evi 2013 yılının kasım ayında Gaziantep’te kuruldu. Antep’te 4-5 şube açtıktan sonra yavaş yavaş Türkiye’nin her yerine yayılmaya başladık ve bu zamana kadar geldik.

Müşterilerinizin bu nostaljik ortama ilgisi nasıl? Müşterilerimizin ilgisi çok olumlu yönde. Zaten bunlar açtığımız mağazalardan da anlaşılıyor. Açtığımız tüm mağazalar çok ilgi görüyor. Hepsi çok güzel cirolar yapıyorlar ve çok başarılılar. Mağaza açan

Türk kahvesinin kültürümüzde önemi büyük. Peki, sizin kahvelerinizi özel kılan nedir? Bir defa biz Türk kahvemizi A’dan Z’ye tamamen kendimiz üretiyoruz. Tesislerimize çiğ olarak gelerek kavrulması, işlenmesi, çekilmesi, ambalajlanması hepsi bizim tarafımızdan yapılıyor. Ayrıca bizim diğer markalardan ayırt edilen bir özelliğimiz daha var. Bizim kendimize ait Yeşilçam kahvemiz var. Tamamen reçetesi bize ait olup yine kendi tesislerimizde ürettiğimiz, özel aromalı, 7 çeşit karışımı olan bir kahvedir. Müşterilerimiz kahvelerimizi içtikten sonra ayrıca mağazalarımızdan satın alabiliyorlar.

Peki, konseptinizde dikkat çeken detaylar neler? İsmimizden de anlaşıldığı üzere konseptimiz Yeşilçam üzerine. Mağazalarımızda Yeşilçam karakterlerini kullanıyoruz. Yeşilçam müziklerini, Yeşilçam filmlerini oynatıyoruz. Ayrıca yemeklerimizin ve içeceklerimizin isimleri de hep Yeşilçam isimleriyle özdeşleşmiş isimler. Böyle bir konseptte marka oluşturma fikri nasıl oluştu? Milli bir marka ve 7’den 70’e herkesin bildiği, tanıdığı, yabancılık çekmediği, telaffuz edebildiği bir marka olduğu için Yeşilçam’ı tercih ettim. Bu konuda da herkesin tepkisi olumlu oldu ve beğenildi. Bu yüzden de konseptimiz çok başarılı oldu. Sizi diğer kahve markalarından ayıran özellikleriniz neler? Bizim bir kere konseptimizde her şey var. Çay, kahve, içecekler, dünya mutfağı ve nargile… Hepsi bir arada olduğu için insanlar geldiği zaman muhakkak bir şeyler yiyip içebiliyor. Burada zamanlarını eğlenceli ve mutlu bir şekilde geçirebiliyorlar.

68

MAĞAZA KONSEPTLERİ HAKKINDA BİLGİ VEREN YEŞİLÇAM KAHVE EVİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI ALİ İHSAN DEMİRBİLEK, FRANCHISE ŞARTLARINDAN VE YATIRIM YAPARKEN LOKASYON AÇISINDAN DİKKAT ETTİKLERİ UNSURLARDAN DA BAHSETTİ.


GIDA

Merkezi eğitimimiz olduğu için bütün şeflerimiz ve baristalarımız yeni açılacak mağazadaki kurguyu ve düzeni kurduktan sonra aynı reçeteyi yeni açılacak mağazanın kadrosuna öğretiyorlar. Yani her yerde aynı lezzet ve kaliteyi sağlıyoruz. Menünüzde en dikkat çeken noktalar neler? Müşterilerimiz menümüzü açtığı zaman kesinlikle gülümsüyorlar. Mesela bizim kahvaltılarımızda; Damat Ferit kahvaltısı, Güdük Necmi kahvaltısı gibi Yeşilçam karakterlerine uygun lezzetler var. Müşterilerimiz de bunları gördüğü zaman hoşlarına gidiyor.

kadar büyük olursa o kadar ferah ve rahat oluyor, içerde birçok alternatif sunabiliyoruz: Çocuk oyun alanları, farklı köşeler gibi. Franchise verdiğiniz firmalarda ürün ve hizmet farkı oluyor mu? Hayır, ürün ve hizmet farkı olmuyor. Biz bütün mağazaların A’dan Z’ye tüm yiyecek ve içecek, set üstü gruplarını da temin ediyoruz.

Yakın dönem içerisinde yeni yatırım planlarınız var mı? Yurt dışında Frankfurt, Londra, İran ve Katar’da 4 tane görüşmemiz var. 2019 yılı hedeflerimizde yurt dışında 5 tane mağaza açmayı planlıyoruz. Türkiye genelinde de yine hızlı bir şekilde mağazalarımızı açmaya devam edeceğiz.

Franchise şartlarınızdan bahsedebilir misiniz? Şu anda bizim Türkiye geneli mevcut 50 şubemiz var. Yurt içinde mağaza arayan yaklaşık 20 tane de hazırda yatırımcımız mevcut. 5 yıl için 100 bin Türk Lirası isim bedeli alıyoruz. En az 200 metrekare bir dükkan talep ediyoruz. Şu şartlarda da 2 bin 500 TL+ KDV metrekare birim fiyatımız var. Yani 200 metrekare bir mağazanın ortalama maliyeti 700-750 TL civarı. Yatırım yaparken lokasyon açısından dikkat ettiğiniz unsurlar neler? Hareketli lokasyonlar, geniş cepheli ve geniş kaldırımlı dükkanlar, en az 200 metrekarelik bir alan olması lazım. Çünkü küçük metrekarelerde kendimizi iyi ifade edemiyoruz, sığamıyoruz. Mekan ne

69


GIDA

“BİZ ÇEKİRDEKTEN KAHVECİYİZ” tı, makarna, pizza, ana yemek, tatlı gibi yemek çeşitlerimizin yanı sıra; nitelikli kahve çekirdekleri ile hazırlanmış Türk ve dünya kahvelerinin en lezzetli örneklerini içeren çok zengin bir menümüz var. Tüm misafirlerimize; gün boyu vakit geçirebilecekleri, kendilerini mutlu hissedebilecekleri bir ortam vadediyoruz. Türkiye’nin ilk kahve evi konsepti olmamızın hakkını, farkımızla verdiğimizi söyleyebilirim.

FRANCHISE SİSTEMİNİN MARKALARINI BÜYÜTME KONUSUNDA DESTEK OLDUĞUNU BELİRTEN KOCATEPE KAHVE EVİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE MARKA ORTAĞI ÖZCAN GÖKALP, 2019 YILINDA 50 ŞUBE OLMAYI HEDEFLEDİKLERİNİ SÖYLEDİ. Kocatepe Kahve Evi olarak faaliyet gösterdiğiniz iller ve mevcut şube sayınız nedir? Kocatepe Kahve Evi olarak; Afyon, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bolu, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Isparta, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Samsun ve Tekirdağ’da tam 40 şubemizde misafirlerimizi ağırlıyoruz. Büyüme stratejilerinizden bahseder misiniz? Sektörde büyümek adına neler yapıyorsunuz? Franchise sistemi sayesinde; markamızın prestijini, bu işi tutkuyla yapacak yatırımcılarla buluşturabiliyoruz. Aslında bu yapı ile işimize ve markamıza sahip çıkacak bir aile yapısıyla birlikte bir ortaklık sistemi kurmuş oluyoruz. Bu yüzden, franchise sisteminin markamızı büyütme konusunda bizi destekler nitelikte olduğunu düşünüyoruz. Tüm şubelerimizde müşterilerimizin aynı üstün nitelikli deneyimi yaşaması adına operasyon faaliyetlerimizi sürekli iyileştiriyoruz. Her şeyden önemlisi iyi ve doğru bir kadro ile Türkiye’nin her ye-

70

rinde aynı hizmeti verebilmek adına sürekli olarak ürün geliştirme çalışmalarımıza aktif bir şekilde devam ediyoruz. Pazara katkılarını asla yadsıyamayacağımız gençlerin alışkanlıklarını yakından takip ediyor, dijital mecralarda aktif olmaya özen gösteriyoruz. Tüm bunlar, konuklarımızın ve girişimcilerin bizi tercih etmesini sağlıyor. Peki, franchise şartlarınız neler? “Biz çekirdekten kahveciyiz”, sloganımızla yıllardır verdiğimiz hizmetten mutluluk duyuyoruz. Ailemize katılacak, bizimle beraber markamızı büyütmekten keyif alacak potansiyel yatırımcılarımızdan; mevcut şartları sağlamasının ardından 100 bin TL’lik bir franchise giriş bedeli ödemesini talep ediyoruz. Açılacak şubenin anahtar teslim metrekare maliyeti yaklaşık olarak, 900 dolar.

Kocatepe Kahve Evi’ni diğerlerinden farklı kılan nedir? 1996 yılında, markamızı şu anda misafirlerimizi ağırladığımız konsept ile buluşturduk. Bu yıldan beri de, her sabah aynı mutlulukla işimizin başında oluyoruz. Bizim kahvaltı, gözleme, tost, atıştırmalık, krep, hamburger, dürüm, salata, man-

Son olarak yeni yatırım planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Marka olarak gücümüzü; doğru yatırımcılarla buluşmaya ve doğru stratejik planlamalarımıza borçluyuz. Önümüzdeki sene de yine doğru yatırımcılarla, doğru noktalarda buluşacak 50 şube olmayı hedefliyoruz. Anadolu’nun farklı şehirlerinde yer alan şubelerimize ek olarak; önümüzdeki yıllarda Adana, Kayseri, Bursa, Kırıkkale ve Kütahya’da da kahve severlerle buluşmayı hedefliyoruz.



GIDA

FRANCHISE ŞARTLARINDAN BAHSEDEN ÇNK’S ÖKÜZ BURGER MARKA YARATICISI MUSTAFA UVER, “YENİ YATIRIMCILARIMIZLA BİRLİKTE HEDEFLERİMİZİ BÜYÜTMEK VE ULUSLARARASI BİR MARKA YOLUNDA EMİN ADIMLARLA İLERLEMEK İSTİYORUZ.” DEDİ. Öküz Burger olarak faaliyet gösterdiğiniz iller ve mevcut şube sayınız nedir? Öküz Burger’in Edirne, Lüleburgaz, Çanakkale, Bolu, Balıkesir, Kırıkkale, Çorum, Gaziantep, Konya, Isparta ve Antalya olmak üzere 11 şubesi bulunuyor.

LOKASYONUN İŞLEK OLMASI ÖNEMLİ

FRANCHISE ALACAK KİŞİ MARKAYI TEMSİL EDEBİLMELİ

Franchise şartlarınız neler? Franchise’de verirken öncelikle, franchise alacak kişinin niteliklerine ve markayı temsil yeteneğine bakıyoruz. Lokasyona göre şartlarımız değişkenlik göstermektedir. Şehirlerin tek alışveriş merkezleri veya halkın yoğun olduğu caddeler olmasına dikkat ediyor ve öncelik veriyoruz. Okul, yurt gibi yerlerin çevreleri ve ulaşımın kolay olduğu yerlerde şubeleşmeye devam ediyoruz. AVM’lerde 60-100 metrekare, caddelerde ise 150 metrekare üzerinde olması gerekiyor. Ortalama franchise bedelimiz ise 400 bin ile 800 bin TL arasında değişiyor. Franchise verdiğiniz yatırımcılara hangi konularda destek oluyorsunuz? Yatırımcılara ekipman, personel eğitimi, insan kaynakları ve ham madde olmak üzere tüm konularda destek oluyoruz.

“ÜRÜNLER KENDİ ÇİFTLİĞİMİZDEN…” Peki, sizi farklı kılan nedir? Bizi farklı kılan en önemli özelliğimiz gerçek anne köftesi tadında katkısız hamburgerlerimiz. Kendi çiftliğimizin ürünlerini özel reçetemiz ile günlük ve taze olarak katkısız şekilde sunuma hazırlamaktayız. Öküz Burger self servis ile diğer burger markalarına benzer gibi gözükse de sınırsız içecek ve homemade burger lezzeti ile diğer markalardan ayrılıyor.

“ ULUSLARARASI BİR MARKA OLMAK İSTİYORUZ” Son olarak yeni yatırım planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Franchise vermeye hızlı bir şekilde devam ederek, 2019 yılında Ege ve Marmara Bölgesi’nde büyümeye devam edeceğiz. Yeni yatırımcılarımızla birlikte hedeflerimizi büyütmek ve uluslararası bir marka yolunda emin adımlarla ilerlemek istiyoruz.

72


GIDA

Franchise şartlarınız neler? Franchise yatırımlarımızda girişimci ruhu, başarma hırsı, başarılı bir iş geçmişi ve yönetim tecrübesi olan, yatırımın gerektirdiği finansal kaynaklara sahip işletmeci franchise adaylarını tercih ediyoruz. Seçilen işletmeci adayı, TAB Gıda tarafından verilen eğitim programına katılarak işletmeci olabilme hakkını kazanıyor. Lisans alan kişinin kendisi işletmeci olabildiği gibi bu kişinin tayin edeceği bir işletmeci de restoranın yönetimini yürütebiliyor. TAB Gıda olarak yatırımcılara iki ayrı opsiyon sunuyoruz. Birinci opsiyon AVM dışında yer alan restoranları kapsıyor ve yatırımcılar dilerse inşaat ve ekipman yatırımını kendileri üstleniyor. İkinci opsiyonda ise yatırım tamamen TAB Gıda tarafından yapılarak anahtar teslim modeliyle hayata geçiriliyor.

TAB GIDA TÜRKİYE’DE LİDER KONUMDA TAB Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş Franchise Müdürü İlhan Erkan: “Dünya çapında 2 binin üzerinde restoranımız ve 50 bin civarındaki çalışanımızla, Türkiye ve Çin’de lider hızlı servis restoran zinciri işletmesiyiz.” TAB Gıda’nın, Türkiye’de ve uluslararası alanda fast food pazarındaki yeri nedir? TFI-TAB Gıda Yatırımları (TAB Food Investment) olarak, dünya çapında 2 binin üzerinde restoranımız ve 50 bin civarın-

daki çalışanımızla, Türkiye ve Çin’de lider hızlı servis restoran (QSR) zinciri işletmesiyiz. Türkiye’de sektörümüzde lideriz. 1995 yılında dünyada sektörün öncülerinden biri olan Burger King’in ana geliştirici ve üretici haklarını alarak başladık. Bugün Burger King, Sbarro, Popeyes ve Arby’s gibi dört global, Usta dönerci ve Döner Stop ile de iki ulusal olmak üzere toplam altı markamız ve Türkiye’nin hemen hemen her yerinde bin 200’e yakın restoranımızla Türkiye’de sektör lideriyiz. Türkiye genelinde 650’den fazla Burger King, 80’e yakın Sbarro, 200’ü aşkın Popeyes, 70’den fazla Arby’s, 150’ye yakın Usta Dönerci ve 7 Döner Stop restoranımız bulunuyor.

Peki, bünyenizdeki markaların franchise bedelleri nedir? TAB Gıda markalarında yatırım maliyeti restoranın yerine, tipine, bulunduğu konuma ve büyüklüğüne bağlı olarak değişiyor. Bununla birlikte franchise yatırımları Burger King için 500 bin USD+KDV ’den, Popeyes için 400 bin USD+KDV’den, Sbarro için 250 bin USD+KDV’den, Arby’s için 400 bin USD+KDV ’den, Usta Dönerci için ise 250 bin USD+KDV’den başlıyor. Franchise yatırımcılarınıza salata, ekmek ve patates gibi ürünler ürettiğiniz fabrikalarınızdan bahseder misiniz? TAB Gıda olarak gıda işletmeciliğinde her ihtiyacı kendi içerisinde çözen yüzde 100 yerli bir ekosistem kurmuş bulunuyoruz. İleri teknolojili et işleme tesisi Ekur Et, Türkiye’nin en büyük patates işleme fabrikası AtaKey ve üstün teknolojiye sahip unlu mamüller fabrikası Ekmek Unlu Gıda ve sebzelerin işlendiği Fasdat Sebze Doğrama Fabrikası ekosistemimize büyük bir güç katıyor. Tüm bu üretime yönelik yatırımlarımız sayesinde franchise yatırımcılarımız; kaliteli ve uygun fiyatlı ürün tedarikini TAB Gıda güvencesi ile yapabiliyor. Bu da özellikle gıda alanına yatırım yapmak isteyenler için güvenli ve öngörülebilir bir yatırım anlamına geliyor.

73


GIDA

KAZAN – KAZAN İLİŞKİSİNE DAYALI BİR YATIRIM;

MARMARİS BÜFE 1964

Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan tescil belgesini alarak büyüme serüvenine başlayan Marmaris Büfe, tüketiciye daha kaliteli hizmet sunmak adına çeşitli yatırımlar yapıyor. T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan onaylı imalathanemiz ile lezzetli ürünlerimizi kuşaktan kuşağa aktarmaya devam ediyoruz. Marmaris Büfe ürünleri, kendi imalathanesi bünyesinde üretilip hiçbir katkı maddesi içermemektedir. İmalatta kullandığımız tüm ürünler, haftalık olarak laboratuvar ortamında analiz edilmektedir. Veteriner hekim ve gıda mühendislerimiz önderliğinde oluşturulan bir ekip ile bayilerimizin uygunluğu denetlenmekte ve gerek görülen durumlarda bayilerimize cezai yaptırım uygulanmaktadır.

FAST FOOD SEKTÖRÜNDE AKLA İLK GELEN MARKALARDAN BİRİ OLAN MARMARİS BÜFE 1964, YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLARI VE ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUN ÇALIŞMALARI İLE HIZLA BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR. TOPLAMDA 50’DEN FAZLA ŞUBESİ BULUNAN MARMARİS BÜFE 1964’ÜN FRANCHISE ŞARTLARINI VE HEDEFLERİNİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA SARGIN ANLATTI.

74

F

aaliyet gösterdiğiniz iller ve mevcut şube sayınız nedir? Toplamda 50’den fazla şubesi bulunan Marmaris Büfe 1964; AVM’ler, üniversiteler ve işlek caddelerde yer alıyor. Başta İstanbul olmak üzere Adapazarı, İzmir ve Karabük’te cadde restoranlarımız mevcut. Ayrıca Amerika New Jersey’de de 1 restoranımız var. Türkiye ve yurt dışında franchise vermeye devam ediyoruz. Marmaris Büfe 1964’ten ve ürünlerinizden bahseder misiniz? İlk olarak 1960’lı yıllarda Taksim Cumhuriyet Caddesi’ndeki ilk şubesiyle hizmet vermeye başlayan Marmaris Büfe 1964, özellikle üniversite öğrencilerinin ve Taksim’de faaliyet gösteren eğlence mekânlarında çalışan birçok ünlü sanatçının uğrak yeri olmuş, zamanla tiyatrodan politikaya, sinemadan iş dünyasına birçok ünlü isme, 7’den 70’e yerli yabancı farklı kesimden tüketiciye hitap ederek diğer büfelerden markası ile ayrılmıştır.

Lokasyon seçiminde dikkat ettiğiniz öncelikler nelerdir? Yaya trafiğinin yoğun olduğu işlek caddeler, ziyaretçinin yoğun olduğu alışveriş merkezleri, üniversite kampüsleri, konut ve işyeri yoğunluğunun fazla olduğu, paket servis için yeterli iş potansiyeline sahip bölgeler tercih edilir. Dükkân, mutfak ve depo alanı da düşünülerek minimum 30 metrekare olmalıdır. Dükkân baca sistemi göz önünde bulundurulmalıdır. Dükkânda bahçe ya da açık alan olması tercih sebebimizdir. Franchise şartlarınızdan bahseder misiniz? Bayi ilişkilerimizin temeli kazan-kazan ilkesine dayanmaktadır. Anlaşma sürecinde çözümlerin iki taraf için de yararlı ve tatmin edici olmasını amaçlar. Bizim için doğru yatırımcı markanın kurumsal standardizasyonunun bozulmaması için gereken tüm özen ve ihtimamı göstermelidir. İşin başında durmalı ve zamanını verimli yöneterek düzenli iş takibi yap-


GIDA

malıdır. Müşteri odaklı olmalı ve müşteri memnuniyetini ön planda tutacak kişilerle çalışmak önceliğimizdir. 30 ile 100 metrekare arası bir işletme için her şey dâhil anahtar teslim bedelimiz 300-400 bin TL dolaylarındadır. Dükkanın metrekaresine göre maliyet hesapları yapılıyor. Franchise alan ile Marmaris Büfe 1964 arasında yapılan sözleşmeye göre, işletmenin aylık belirlenen ciro hedefinin üzerine çıkması durumunda; franchise veren, Marmaris Büfe 1964’e yüzde 5 pay ödemektedir. Franchise verdiğiniz yatırımcılara hangi konularda destek oluyorsunuz? Franchise alan işletmelerin personel eğitimleri tarafımızdan karşılanmaktadır. Personellere 30 gün eğitim verdikten sonra sınava tabii tutarak eğitim belgelerini veriyoruz. Mimari ekibimiz mağaza için projeyi çıkarır, fiyatlandırır ve franchise alana sunar. Anlaşma yapıldıktan sonra 4-5 hafta içerisinde dükkan işletmeciye teslim edilir. Ayrıca sürekli yaptığımız denetim ve desteklerle de işletmenin verimliliğini artırma yönünde çalışmalarımız olmaktadır.

Son olarak yeni yatırım planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Marmaris Büfe 1964, fast food sektöründe akla ilk gelen Türk markalarından biridir. Tost kavramının bilinmediği çok eski yıllara dayanan geçmişi ile kalitesini uluslararası gıda güvenlik standartlarına uygun hale getirerek günümüze uyarlayan Marmaris Büfe 1964 markası tüketiciye sunulan hizmetlerin ve ürün çeşitliliğinin simgesi haline gelmiştir. Hedefimiz tam donanımlı, uluslararası standartlara uygun Marmaris Büfe 1964 markasını yeni nesil personel, sistem ve üretim kalitesiyle hak ettiği şekilde tanıtarak saygın dünya markaları arasına taşımaktır.

75


GIDA

BUREK “BOŞNAK BÖREĞİ” İLE

BUREK İŞ GELİŞTİRME

TÜM TÜRKİYE’YE YAYILACAK

SORUMLUSU VE ORTAĞI NINO KAVARA: “ŞU ANDA SADECE İZMİR’DE FAALİYET GÖSTERİYORUZ ANCAK ÜRETİM VE LOJİSTİK ALT YAPIMIZI FRANCHISING SİSTEMİNE UYGUN YAPTIĞIMIZDAN EN KISA SÜREDE TÜM TÜRKİYE’YE YAYILACAĞIZ.”

“GERÇEK BOŞNAK BÖREĞİNİ SUNMAK İSTEDİK” Somunarası markasıyla 5 yıl önce ilk şubenizi açtınız. Peki, Burek markası nasıl doğdu? Boşnak bir aile olarak en iyi bildiğimiz iş köfte ve börek olduğundan ve piyasada ‘’Boşnak Böreği’’ ibaresinin çok haksız yere kullanıldığını düşündüğümüz için böreği çok seven milletimize gerçeğini sunmak istedik.

“TÜRKİYE’YE YAYILACAĞIZ” Nerelerde faaliyet gösteriyorsunuz? Şu anda sadece İzmir’de faliyet gösteriyoruz ancak üretim ve lojistik alt yapımızı franchising sistemine uygun yaptığımızdan en kısa sürede tüm Türkiye’ye yayılacağız. Mevcut şube sayınız nedir? 3 şube ile hizmet veriyoruz.

LOKASYON ÖNEMLİ BİR KRİTER Lokasyon seçiminde dikkat ettiğiniz öncelikler nelerdir?

76

İş merkezlerine veya fabrikalara yakın olması, işe gidiş istikametinde olması, sabahları gölge olması, açık alanı olması gibi birçok kritere dikkat ediyoruz. Türkiye’nin gerçek Boşnak böreğini yapan bir marka olarak franchise şartlarınızdan bahseder misiniz? Uygun gördüğümüz lokasyonda, işe uygun bayi adayi ve fizibil olarak değerlendirdiğimiz kiralama koşullarını birleştirebilmek en önemli koşulumuz. Bunun dışında mali şartlardan bahsedecek olursak bayilik bedeli 50 bin TL ve bir şubenin yaklaşık yatırım maliyeti sadece 250 bin TL’dir

ÜRETİM TESİSLERİ BÜYÜYECEK Son olarak yeni yatırım planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Yatırım maliyetlerin düşük olması beklentimizin çok üstünde bir bayilik talebi ile karşılaşmamıza neden oldu. Bu talepleri doğru değerlendirebilmek adına 2019 başında üretim tesislerimizin kapasitesini artırmak için yatırım planımız hazır.


GIDA

HEDEF 2020 YILINDA 100 ŞUBEYE ULAŞMAK Şu an kaç şube ile faaliyet gösteriyorsunuz? Toplam 41 şube ile hizmet veriyoruz.

DOĞRU LOKASYON, DOĞRU BAYİ PROFİLİ… Franchise şartlarınız ve franchise bedeliniz nedir? Bayilik verirken, doğru lokasyon ve doğru bayi profili bizim için en önemli koşul. Franchise başvurularında herhangi bir ücret talep etmiyoruz. Başvuru yapan her aday ile iletişime geçilip, varsa düşündüğü lokasyon ziyaret edilerek bir fizibilite çalışması yapılıyor. Lokasyonun doğruluğuna inandıktan sonra franchise bedeli olarak 60 bin TL talep ediyoruz. Yatırım maliyetlerimiz ise yaklaşık 2 bin 750/m²’dir. Bu yatırım maliyeti; alt yapı, tesisat, vitrifiye, inşaat işleri, hareketli ve sabit mobilya, mutfak ve bar ekipmanları, pergole sistemi, ses ve kamera sistemi, işletme programı ve ekipmanları, zücaciye vb. işletmenin açılıp faaliyet verebilmesi için gerekli olan her şeyi kapsıyor.

Türkiye genelinde 41 şubeye ulaştıklarını ve ilk günkü çizgileri ile büyümeye devam ettiklerini belirten Kahveland Firma Sahibi Ömer Balaban, hedeflerinin 2020 yılına kadar 100 şubeye ulaşmak olduğunu söyledi.

K

Ürün ve malzeme tedariği konusunda yatırımcılara destek oluyor musunuz? Bayilerimizin tüm ürün ve malzeme tedariği bizim tarafımızdan yapılıyor.

2020 YILINDA HEDEF 100 ŞUBE Yeni yatırım planlarınızı ve hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Yurt dışı master franchise görüşmelerimiz yoğun bir şekilde devam ediyor. Türkiye’de ise şube hedefimiz 2020 yılına kadar 100 şubeye ulaşmak.

ahveland hakkında bilgi verebilir misiniz? 2013 yılında kurulan marka, 2015 yılında Balaban Group’un yatırımcı olarak katılımıyla markanın çıkışına ivme katmıştır. Türkiye genelinde 41 şubeye ulaşan markamız, ilk günkü çizgisi ile büyümeye devam ediyor.

“KALİTEYİ EN UYGUN FİYATA SUNUYORUZ” Müşteriler neden Kahveland’i tercih ediyor? Hem bayilerimize, hem de müşterilerimize kaliteyi en uygun fiyata en iyi şekilde sunmaya çalışıyoruz. Bayilerimiz ve müşterilerimiz ile birlikte hızla büyüyen bir aile gibiyiz. Açılan her franchise noktasını kendi mağazamızmış gibi benimsiyoruz.

77


GIDA

HERKESİN BİR KAHVE KÜLTÜRÜ OLMALI

Türkiye geneli ve yurt dışında yeni şubeleriyle misafirlerini buluşturmayı ve elde etmiş oldukları başarıyı kendi işini kurmayı planlayan girişimci adaylarla paylaşmayı planladıklarını söyleyen Kahve Kültürü Sahibi Kadir Çakay, “Kahve kültürüne yeni bir soluk getirerek Türkiye’nin en çok tercih edilen markası haline gelmek istiyor ve “Herkesin bir kahve kültürü olmalı” diyoruz.” ifadelerinde bulundu.

78

Kısaca Kahve Kültürü hakkında bilgi alabilir miyiz? Çakay Şirketler Grubu olarak piyasa dinamiklerini ve trendlerini de göz önüne alarak ihtiyaç olduğunu düşündüğümüz cafe&restoran sektörüne girmiş olup ilk teşebbüsümüzü 2015 yılında Kırklareli Kahve Kültürü Cafe&Restoran ile gerçekleştirdik. Kısa süre içerisinde hızla başarıya ulaşarak 2015 yılının sonlarında bir diğer şubemizi Edirne’de açtık. Cafe&Restoran ve oyun konseptimiz ile girişimcilere farklı imkânlar sağlayarak her bölgeye kendine has dokuları kullanabilmeyi sağlayan özgürlükler tanıyoruz.

FRANCHISE SÜRECİ VE YATIRIMCIYA VERİLEN DESTEKLER… Franchise sürecinizden bahseder misiniz? Yatırımcı adayına, franchise sistemimiz hakkında ilk bilgiler verilir. Franchise sistemi, Kahve Kültürü ve yatırım koşullarımız hakkında sunum yapılır. Yatırımcı veya Kahve Kültürü tarafından belirlenen mağazanın fizibilitesi yapılır. Franchising sözleşmesi imzalandıktan sonra belirlenen mağaza için, mimarlarımız tarafından proje hazırlanır. Mimarlarımızın hazırlamış olduğu mimari projenin sunumu yapılır. Sözleşme imzalandıktan sonra mağaza franchise alan veya Kahve

Kültürü tarafından yapılır. Taahhüt edilen inşaat süresinin bitimine yakın, İnsan Kaynakları Departmanımız aracılığı ile personel seçimi yapılır. Eğitimleri Kahve Kültürü tarafından verilir. Kahve Kültürü operasyon ekibi, projeye uygun şekilde düzenlemelerini gerçekleştirir ve yatırımcıya mağazanın teslimini yapar. Yatırımcılara verdiğiniz destekler neler? Belirlenen yere uygun mimari tasarım ve projenin hazırlanması, projeye uygun iş akışının belirlenmesi, personele eğitim verilmesi ve sürecin takip edilmesi, personel seçiminde destek olunması, lojistik destek, yatırımcı ile birlikte açılış organizasyonu ve tanıtıcı faaliyetlerin planlanması, yönetim, satış ve muhasebe desteği, periyodik işletme ziyaretleri yatırımcılara verdiğimiz desteklerden.

“TÜRKİYE’NİN EN ÇOK TERCİH EDİLEN MARKASI OLMAK İSTİYORUZ” Yeni yatırım planlarınızı ve hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Türkiye geneli ve yurt dışında yeni şubelerimizle misafirlerimizi buluşturmayı ve elde etmiş olduğumuz başarıyı kendi işini kurmayı planlayan girişimci adaylarla paylaşmayı planlıyoruz. Kahve kültürüne yeni bir soluk getirerek Türkiye’nin en çok tercih edilen markası haline gelmek istiyor ve “Herkesin bir kahve kültürü olmalı” diyoruz.



GIDA

HEDEF 5 YIL İÇERİSİNDE

500

RESTORANA ULAŞMAK SEKTÖRDEKİ 23 YILLIK DENEYİMLERİ İLE DOĞRU STRATEJİLER GELİŞTİREREK BAŞARIYA ULAŞTIKLARINI İFADE EDEN HD HOLDİNG FRANCHISING MÜDÜRÜ EROL IŞIK, “YENİ FRANCHISE SİSTEMİMİZ İLE BÜYÜMEYE VE LİDER MARKALARLA KAZANDIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ” DEDİ.

H

D Holding olarak faaliyet gösterdiğiniz iller ve mevcut şube sayınız nedir? 1995 yılında Ankara’da HD İskender ile başlayan yolculuğumuz markalarımıza 1999 yılında HD Döner, 2010 yılında Pidem ve 2013 yılında Pideko’nun eklenmesiyle devam etti. Şu anda 30’dan fazla ilde 200’den fazla restoranımız bulunuyor. Yılda 25 milyondan fazla misafirimizi geleneksel Türk lezzetleriyle buluşturuyoruz. Büyüme stratejilerinizden bahseder misiniz? Sektörde büyümek adına neler yapıyorsunuz? HD Holding olarak kısa vadeli planlar ve dış etkenler yerine; uzun vadede kendimizi

80

nasıl geliştirebileceğimize ve nasıl daha iyi hizmet sunabileceğimize ilişkin çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu stratejik bakış açısı da her koşulda bizi başarıya taşıyacak bir motivasyon sağlıyor. Sektörde 23 yıllık bir deneyime sahibiz. Bu deneyim, bizim doğru stratejiler geliştirerek başarıya ulaşmada en büyük gücümüz diyebiliriz. Bize ait 2 adet et işleme tesisi bulunuyor. Türkiye genelinde 200’den fazla restoranımız ve güçlü bir dağıtım ağımız var. Üretimden, restorandaki servis sürecine kadar her aşamayı denetliyoruz. Dolayısıyla satın alma gücü, ürün kalitesi ve misafir memnuniyeti sağlamada önemli kaynaklara sahibiz. Tüm bu özelliklerimiz de ürün kalitemizi ve uygun fiyat politikamızı devam ettirebilmemizi sağlıyor. Nerdeyse tüm AVM’lerde yer alıyorsunuz. Gelişiminizde AVM’lerin etkisi nedir? Yer alacağınız AVM’lerde lokasyon seçiminde dikkat ettiğiniz öncelikler nelerdir? Türkiye nüfusunun yarısı dışarıda yemek yiyor. Burada da genelde tercih AVM içerisindeki restoranlar oluyor. Bu yüzden AVM’ler, bizim için önemli lokasyonlar. Restoranlarımızı verimliliği yüksek olan ve daha çok misafir ağırlayabileceğimiz

doğru lokasyonlarda açmayı tercih ediyoruz. Bu noktada da yeni hayata geçireceğimiz franchise sistemimizle doğru lokasyonlarda doğru yatırımcılarla çalışarak hızla büyümeye devam edeceğiz.


GIDA

Türkiye’nin en büyük yerli restoran zinciri HD Holding olarak franchise şartlarınızdan bahseder misiniz? Son dönemde hem tüketicilerin hem de yatırımcıların iskender, döner, pide gibi Türk lezzetlerine olan ilgisi görülür şekilde artmış durumda. Biz de bu alanda lider olan markalarımızla hızla büyümeye devam ediyoruz. Bizimle birlikte büyüyecek ve kazanacak yol arkadaşlarıyla birlikte büyümek, girişimciler için yeni fırsatlar yaratmak istiyoruz. Franchise adaylarında aradığımız özellikler öncelikle alanında lider ve kazançlı markaları temsil etme isteğine sahip olmak, HD Holding’in vazgeçilmez prensipleri olan “Ürün kalitesi odaklı”, “Misafir memnuniyeti odaklı” ve “Her zaman uygun fiyat odaklı” olmayı benimsemiş olmak, Türk lezzetlerini, güçlü bir Türk markası ile daha fazla kişiye ulaştırmanın heyecanına sahip olmak, gerekli olan yatırımı karşılayacak finansal kaynaklara sahip olmak ve zamanını restoranına ayırabilecek olmak. Bizim için bu işe inanmak, zaman ayırmak, hakkıyla yapmak ve sevmek başarıya ulaşmada olmazsa olmazlar. O yüzden öncelikle bu kriterlere uygun girişimcileri bekliyoruz. Franchise verdiğiniz yatırımcılara hangi konularda destek oluyorsunuz? Yatırımcılarımıza kendi et işleme tesislerimizde güvenli bir şekilde ve tüm denetimlerden geçerek hazırladığımız ürün tedariği, sürekli pazarlama desteği, tedarik zinciri yönetimi, insan kaynakları yönetimi, HD Akademi ile çalışan eğitimi ve 23 yıllık operasyonel tecrübemizin yanı sıra satın alma gücümüzden faydalanma imkanı da sağlıyoruz.

• Kaliteli ve en önemlisi özüne uygun olarak sunduğumuz geleneksel Türk lezzetleri • Yirmi yılı aşkın restorancılık deneyimimiz, • Restoranlarımızda sunduğumuz etlerimizi kendi et işleme tesisimizde işlememiz ve hiçbir katkı maddesi kullanmıyor olmamız • İşinin ehli ustalarımızla ve titizlikle yönettiğimiz mutfağımız • Gelenekleri önemseyen, misafirperverliğe değer veren ekiplerimiz • Tüm bunları uygun fiyata sunuyor olmamız HD İskender reklam kampanyanız çok dikkat çekmişti. Tekrar bu tür bir girişiminiz olacak mı? Markalarımıza olan pazarlama yatırımlarımız 2018’de ve ilerleyen dönemlerde sürecek. Sadece TV’de değil dijitalde de farklı projelerimiz olacak. lerine cevap veriyoruz. Örneğin; ilk acılı iskenderi 2017’de nisan ayında misafirlerimizin beğenisine sunduk. Patlıcanlı iskender de yine ilk olarak bizim menümüze eklediğimiz bir lezzet. Peki, sizi farklı kılan nedir? Öncelikle bizler yaptığımız her işi hakkıyla yapmayı seven bir ekibiz. Tüm markalarımızda ortak olan ve Türkiye’nin en büyük yerli restoran zinciri olmamızı sağlayan en önemli özelliklerimiz; • Ürün kalitemize ve misafir memnuniyetine verdiğimiz önem,

Yeni yatırım planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? 2018 yılında 60’a yakın yeni restoran açılışımız oldu, yatırımlarımıza aynı hızla devam ediyoruz. Ayrıca yeni franchise sistemimizle daha da fazla noktaya ulaşmayı hedefliyoruz. Kısa vadede hedefimiz 200’den fazla olan restoran sayımızı 5 yıl içerisinde 500’e çıkarmak. Uzun vadede ise; HD Holding markalarını yurt dışına taşıyarak Türk mutfağının geleneksel lezzetlerinin dünya çapındaki lider temsilcisi olmayı hedefliyoruz.

Ürün çeşitleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Menülerimizde sadece geleneksel Türk lezzetlerine yer veriyoruz. Pazarlama stratejimize ve misafirlerimizin beklentilerine bağlı olarak son dönemde menümüze “köfteli çocuk menüsü” ekledik. Onun dışında ana ürünümüz olan iskender, pide ve dönerden vazgeçmiyoruz. Sadece yeniliklerimizle misafirlerimizin beklenti-

81


GIDA

Günaydın’dan Yepyeni Ekmek Arası Sokak Lezzetleri Türkiye’nin et ve kebap konusundaki en iddialı restoranlarından Günaydın, köfte & döner şubelerinde sunduğu iki lezzetinin sunum ve içeriklerini yenileyerek misafirlerinin beğenisine sunmaya başladı. Sevilen sokak lezzetlerinden ekmek arası köfte ve döner, Günaydın’ın et konusundaki uzmanlığı ile hazırlanarak farkını ortaya koyuyor.

Etin en güvenilir adresi Günaydın, yenilediği ekmek arası lezzetleri ile yine iddialı…

Taş fırında pişirilen ufak somon ekmeği ile Günaydın’ın cızbız köftesi ve sevilen döneri eşsiz bir uyum yakalıyor. 75 gr.’dan başlayan ekmek arası dönerin porsiyonu, 100 gr. ve 150 gr. alternatifleriyle misafirlerin tercihine bırakılıyor. Patates kızartması, domates ve turşunun iştah kabartan birlikteliği ekmek arası köfte ve döner lezzetini ikiye katlıyor.

42 SHOPPING MALL’DA SEAFOOD BARBA İLE BALIK SEZONU AÇILDI Türk, Uzakdoğu ve dünya mutfağına sahip en seçkin restoranları, en leziz kahve ve tatlıları ile her damak tadına ve beklentiye uygun alternatifler sunan 42 Shopping Mall, eylül ayının gelmesi ve av yasağının kaldırılmasıyla birlikte şehirli balıkçı Seafood Barba ile balık sezonunu açtı. Özellikle yoğun çalışma temposu içerisinde olan şehirliler için sağlıklı salata tabakları, güvenle yenebilen midye tava, deniz ürünleri, kokoreç dürüm, paella gibi lezzetler ile zengin bir menü ile ziyaretçilerini ağırlayan Seafood Barba, açık terası ve keyifli ortamı ile

82

de 42 Shopping Mall’a tatlı bir deniz esintisi getirdi. Omega 3’ün yanı sıra protein, vitamin ve mineral deposu olan balıkları mevsiminde tüketmek gerektiği felsefesi ile yola çıkan Seafood Barba’da her daim taze ve günlük deniz ürünleri bulmak mümkün. Bu mevsimde tercih edebileceğiniz balıklar ise; palamut, lüfer ve çinekop. Seafood Barba’nın zengin menüsünde canlı ıstakoz havuzu da bulunuyor. Istakozlu spagetti, mavi yengeçli linguine ve kum midyeli spagetti, deniz ürünleri tutkunları için lezzetli seçeneklerden sadece birkaçı.




GIDA

Dönerde dünyanın en çok bilinen Türk markası haline gelen Bereket Döner, yatırımcılar için franchise seçeneklerine yenilerini ekledi. Genç yatırımcılar için yeni iş imkanları geliştiren Bereket Döner, 5 ayrı franchise modeliyle bütçesi küçük, hedefi büyük yeni nesil girişimcilerin önüne açıyor.

BEREKET DÖNER’DEN ÇOK SEÇENEKLİ FRANCHISE İMKANI

B

ereket Döner CEO’su Muhammet Nezif Emek, kurumsal yatırımlara 2018 yılı boyunca büyük önem verdiklerini belirterek, “Genç yatırımcıları yıllardır ihmal eden büyük kuruluşlar arasında anılmak istemiyoruz. Yatırımcı ruhu canlı tutan gençlerin önünü açmak için, bütçesi küçük, vizyonu, ufku büyük yeni nesil müteşebbislere anahtar teslim iş imkanı sağlıyoruz, geliştirdiğimiz yeni franchise modelleri ile binlerce yatırımcıya cazip iş imkanları kurmayı hedefliyoruz.” dedi.

Döner Paket ve Bereket Döner Express gibi yeni franchise sistemleri hem çok kazandırıyor, hem de hızlı servis ağıyla tercih nedeni oluyor. Bereket Döner olarak beş farklı konsept seçeneği sunmaktayız. Bunlar; Bereket Döner Durak, Bereket Döner Paket, Bereket Döner Express, Bereket Döner ve Bereket Döner Since 1988’dir. Konseptlerin çeşidine göre franchise bedeli hiç almadığımız konseptimiz de bulunmakta, 60 bin TL + KDV, 200 bin + KDV aldığımız konseptler de bulunmakta. Son zamanlarda en çok ilgi gören iki konseptimiz Bereket Döner Durak ve Bereket Döner Express’tir. Bereket Döner Durak konseptinden franchise bedeli almadığımız gibi satışa hazır ürünleri içinde olan anahtar teslim standart bir durak konseptini içindeki ürünlerle birlikte 70 bin TL+ KDV’ye vermekteyiz. Franchise tutarlarımız Ekspres için 60 bin +KDV – Restoran için 100 bin + KDV – Sınce 1989 için 200 bin + KDV olarak belirlenmektedir.” dedi.

PAKET DÖNER SATIŞLARINA ÖZEL YATIRIM Küçük ölçekli yatırımcılar için geliştirilen yeni yatırım modellerinin özellikle İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Bursa ve Konya gibi büyük şehirlerde ilgi göreceğini söyleyen Emek şu bilgileri verdi: “Zamanla yarışan işletmeler için Bereket

83


GIDA

DÜNYANIN EN KALİTELİ KAHVE ÇEKİRDEKLERİNİ MÜŞTERİLERİNE SUNDUKLARINI İFADE EDEN GLORIA JEANS COFFEES KURUMSAL İLETİŞİM DİREKTÖRÜ TUĞBA DİNÇERLER, İSTANBUL YENİ HAVALİMANI GİBİ BÜYÜK BİR PROJEDE 2 ŞUBE AÇACAKLARINI DA BELİRTTİ.

G “KALİTEMİZE VE HİZMETİMİZE

SONSUZ GÜVENİYORUZ”

loria Jeans Coffees’in Türkiye serüveni nasıl başladı? Gloria Jean’s Coffees’in Türkiye serüveni; 1999 yılında İstanbul Mydonose Showland’de ilk şubesini açmasıyla başladı. Genel merkezi Avustralya’da bulunan Gloria Jean’s Coffees, 2012 yılı Haziran ayında Grup DNC Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile resmi master franchise anlaşmasını yeniledi ve Gloria Jean’s Coffees yeni şubelerinde sevenleriyle tekrar buluştu. İlk günden beri sürekli gelişip büyüyen Gloria Jean’s Coffees bugün dünya üzerinde yaklaşık 50 ülkede bin 200’den fazla şubesinde hizmet veriyor ve bu tutkuyu tüm kahve severlerle paylaşıyor. Nasıl bir konsepte sahipsiniz? Mağazalarımızda takeaway(al-götür) konseptinde hizmet veriyoruz. Ancak misafirlerimizin kendilerini diledikleri gibi vakit geçirebilecekleri bir ortamda hissetmeleri için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Örneğin bunu yaratabilmek için karton bardak kullandığımız gibi porselen bardakta kullanıyoruz. Zaten herhangi bir şubemize gittiğiniz zaman bunu kendiniz de gözlemleyebilirsiniz; ders

84

çalışan öğrencileri, bilgisayarıyla beraber gelmiş ve adeta ofisindeymiş gibi çalışan iş insanlarını, kitabıyla beraber kahvesini yudumlayanları ve tabi ki arkadaşlarıyla sohbet eden insanları… Misafirlerimizin şubelerimizde diledikleri gibi vakit geçirebilmeleri bizim için en büyük mutluluktur. Ürünlerinizde sizi farklı kılan özellikler neler? Biz Gloria Jean’s Coffees olarak dünyanın en iyi kahvesine sahip olduğumuzu iddia ediyoruz. Hizmette hata olabilir, lokasyonda hata olabilir ya da personelimiz anlık hata yapabilir. Ama şu bir gerçek ki biz dünyanın en kaliteli kahve çekirdeklerini müşterilerimize sunuyoruz. Dünyada birçok kahve çeşidi var. Gloria Jean’s Coffees’in küreseldeki stratejisi, dünyanın en iyi bölgelerinden en iyi hasadı misafirlerine sunmak. Biz kalitemize ve hizmetimize sonsuz güveniyoruz. İşte bu yüzden de “gurme” kahveci olarak anılıyoruz. Şu an kaç şube ile faaliyet gösteriyorsunuz? Şu anda Türkiye’de 26 şehirde 62 şube ile faaliyet gösteriyoruz. Franchise şartlarınız ve franchise bedeliniz nedir? Gloria Jean’s Coffees ailesine katılmak isteyenlerden 50 bin dolar + KDV franchise bedeli


GIDA

Bu fuarın, yeni yatırım alanları arayan herkes için oldukça faydalı olacağı bilincindeyim. Bizler de bir master franchise olarak, bayilik sisteminin birçok avantajı olduğunu biliyoruz. Hizmetlerini, ürünlerini ve bayilik sistemlerini tanıtmak isteyen firmalarla; bayiliklerle ilgili bilgi almak isteyen insanları buluşturan bir etkinlik olması özelliğiyle bu fuarın verimli geçeceğini düşünüyorum.

alıyoruz. Bu bedelin içinde; isim hakları, personel eğitimi, açılış sürecindeki destek, personel alımları ve operasyon yönetimi gibi konular yer alıyor. Konsept ve mimari çizimi tarafımızdan hazırlanıyor. Bunların dışında; makine ekipman, mobilya grupları, aydınlatmalar, reklam tabela ve görseller gibi tüm malzemeleri biz sağlıyoruz. İsim hakkı hariç toplam 650 bin TL + KDV yatırım bedeli mevcut . Mağaza açıldıktan sonra net cirodan aylık yüzde 6 royalty alıyoruz. Bu bedel mağaza takibi, reklam, operasyon ve eğitim için harcanıyor.

Gloria Jeans olarak Bayim Olur Musun? Fuarı’na katılıyor musunuz? Bu fuarla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz? Gloria Jean’s Coffees’in Avustralya Genel Merkezinde bağlı olduğu RFG Group, Bayim Olur Musun? Fuarı’na katılım sağlayacak. Bünyesinde 10 marka ve dünya üzerinde 2 bin 400’den fazla şubeye sahip olan RFG Group; Brumby’s Bakery, Gloria Jean’s Coffees, Donut King ve Crust Pizza markalarıyla katılım gerçekleştirecektir.

Yeni yatırım planlarınızı ve hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Şu an önümüzdeki dönemlerde açılacak olan 7 adet mağazamızın hazırlık süreçleri devam etmekte. Ancak açıkçası bizi en çok heyecanlandıran İstanbul Yeni Havalimanında açacağımız 2 şubemiz. Bu denli büyük bir projede markamızla yer alabilecek olmak bizlere gurur veriyor. Hedefimiz Türkiye’nin en çok sevilen, en çok saygı duyulan ve en yaygın kahve zinciri olabilmek.

Ürün ve malzeme tedariği konusunda yatırımcılara destek oluyor musunuz? Elbette. Ürünlerin ve malzemelerin satın alınması, tedariği ve tüm bunların kontrolü bizim tarafımızdan yapılmaktadır.

85


GIDA

ETÇİ MEHMET YURT DIŞI YATIRIMLARINA

DEVAM EDECEK

Etçi Mehmet’in kuruluşundan bahseder misiniz? Önceden Nusr-Et’te çalışıyordum. Nusr-Et’te ilk çalıştığım 2 yıl Nusr-Et’in kuruluşuna denk gelmişti. Bu işi ben de yapabilir miyim diye sürekli gözlemliyordum. Nusr-Et Bodrum’a bir dükkan açtı ve o arada da kendime çok büyük bir portföy yapmıştım. 4 ay Bodrum Nusr-Et’te çalıştım. O 4 aylık süreçte kendi işimi kurmaya karar vermiştim ama gerekli sermayeyi bulmam lazımdı. Bankalara başvurdum ve yaklaşık 3 bankadan 5 ayrı kredi kullandım. Şirinevler’de bir restoran açtım. Tabii yeni kurulmuşsun, bulunduğun bölge gelir düzeyi düşük bir yer. Belli bir süre sonra dükkanı istediğim seviyeye getirdim. Bahçelievler’in Ataköy’e, Basın Ekspres ve havaalanına yakın noktasında olduğumuz için yavaş yavaş Türk Hava Yolları personelleri, Ataköy, Florya ve Yeşilköy’de oturan zengin kesim restoranımıza gelmeye başladı. Önceden beğenmediğimiz dükkanda sıralar olmaya başladı. Aslında çok daha hızlı yayılabilirdik ama benim portföyüm bu bölgede değildi. Daha çok Etiler, Nişantaşı, Bebek, Sarıyer bölgelerinde oluşan bir portföyüm vardı. 2 yılın sonunda Bakırköy’de 2. şubeyi açtım. Tam 3.yılımda Florya şubesini açmış oldum. 7 ay önce bir burger şubesi açtım. Şimdi de yaklaşık 15 gün açtığımız burger şubesiyle beraber 5.yılımızı kutladık. Yani 5.yıla 5 şube oldu. Yeni yılda Manchester ve Riyad şubelerimizle birlikte 7 şube olacağız. Etçi Mehmet bugün kurulduysa eğer, içerisinde hiçbir yatırım ortaklığı olmadan kuruldu. Hepsi kendi çabalarımızla oldu. Şu an kaç şube ile nerelerde faaliyet gösteriyorsunuz? Bahçelievlerde Mahmutbey Caddesi’nde bir şubemiz var. Orayı şu an tatlıcıya çevirdik. Hacıbaba tatlılarıyla ortak olarak orda devam ediyoruz. Artık künefe ve tatlı konseptinde ilerliyor. Bakırköy İncirli Caddesi’nde bir steakhouse şubemiz, İstanbul Caddesi’nde burger , Florya’da steakhouse, Avcılar Namık Kemal Caddesi’nde ise burger şubemiz var. İngiltere Manchester’da güzel bir şube açıyoruz. Birde Suudi Arabistan’ın en güzel caddelerinden Riyad’da bin metrekare ve 500 kişilik bir restoran açıyoruz. 2018’i 7 şube ile bitireceğiz. Yurt dışına açılmaya nasıl karar verdiniz? İngiltere’de ilk dükkan açmaya karar verdiğim de bir tane bile tanıdığım yoktu orada. Bir gün düşündüm ve dedim ki ben İngiltere’de olmalıyım. İngiltere dünyanın merkezi, bütün gıda devleri hepsi İngiltere merkezli. İngiltere vizemi aldım ve gittim. 3 gün Londra’da kaldım. 3 günde şehri tanımak için 61 km yol yürüdüm. Şehre resmen aşık oldum. Burada iş yapmaya tamamen karar verdim. Sonra İngiltere’de iş yapabilmenin yollarını aradım. Bir gün bir telefon geldi ve bizimle görüşmek istediler. Bu şekilde İngiltere maceramız başlamış oldu. Arabistan’a ise bir arkadaşım vasıtasıyla gittim.

86

KENDİ ÇABALARIYLA, HİÇBİR YATIRIM ORTAKLIĞI OLMADAN BUGÜNKÜ SEVİYEYE GELDİKLERİNİ BELİRTEN ETÇİ MEHMET FİRMA SAHİBİ MEHMET DAĞ, 2018’İ 7 ŞUBE İLE BİTİRECEKLERİNİ SÖYLEYEREK İNGİLTERE VE SUUDİ ARABİSTAN’DA YATIRIMLARINA DEVAM EDECEKLERİNİ VURGULADI.

Suudi Arabistan çok farklı bir pazar. Gıdada ne istiyorsan var. Ulaşabileceğin kesim var, fazla müşteri var, istediğin fiyat var. Tam benim istediğim yerdi. Birçok kişiyle toplantı yapıp görüştüm derken en son istediğim noktaya ulaştım. Çok büyük bir inşaat firmasıyla ortak oldum. Onlar bir AVM açıyorlar. AVM’nin de en güzel dükkanını bize verdiler. Yakın zamanda açılacak şubeleriniz dışında yeni yatırımlarınız olacak mı? Manchester’da açacağım yer alkolsüz. Alkollü bir popüler gece mekanı açmayı düşünüyorum. Yine restoran olacak ama gecenin belirli saatlerinden sonra hareketli müziğin olduğu yarı kulüp yarı restoran tarzı bir mekan olacak. Çünkü yeni dünya düzeninde bu yemekli, müzikli eğlence olayı daha aktif. Londra’da bir şube açmak istiyorum. İngiltere’de kısa sürede büyüyeceğimize inanıyorum. Suudi Arabistan’da da aynı şekilde. Yatırımlarımıza bundan sonra İngiltere ve Suudi Arabistan’da devam etmek istiyorum.



Özel Röportaj

ÖzelRöportaj

KAGİDER İLE

KADIN GİRİŞİMCİ SAYISI ARTIYOR

Sanem Oktar

Banu Noyan

KAGİDER BAŞKANI SEVGİLİ SANEM OKTAR’LA YOĞUN

ÖYLEYSE FOTOĞRAFIMIZDA SİZLER DE OLUN DEDİM, BENİ KIRMADILAR. DAR ALANLARDA DA OLSA

BİR GÜNÜN SONUNDA

FOTOĞRAFÇIMIZ TAMER ÖZBEK’İN OBJEKTİFİNİN KARŞISINA DİZİLDİK.

BULUŞABİLDİK... ŞANSIMIZA

TÜM ÇALIŞAN HANIMLARA BU VESİLEYLE SESLENMİŞ OLMAK İSTİYORUM, BİRBİRİMİZİ

YÖNETİM KURULUNU DA

KISKANMAK YERİNE İŞTE BÖYLE BİR ARADA OLUNCA BİRÇOK YERE ELİMİZ UZANIR VE GECE

TANIMA FIRSATI BULDUM.

YATAĞIMIZDA RAHAT UYUYACAK FAYDALAR SAĞLAMIŞ OLMANIN HUZURUNU YAŞARIZ. SİZDE

ÇALIŞAN, ÜRETEN, BİRBİRİNDEN

KATILIN VE PROJELERİN HAYATA GEÇMESİ İÇİN BİR ELDE SİZ VERİN. KADIN DAYANIŞMASINA

HOŞ HANIMLARDAN OLUŞAN

İNANIN, BİZ BİR ARAYA GELİNCE BİLİN Kİ BİZİ KİMSE TUTAMAZ. İŞTE BUDUR!

KADRO SÖYLENENİN AKSİNE

SEVGİYLE VE HOŞGÖRÜYLE...

BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR DİYEREK BİR ARADALAR.

88

RÖPORTAJ: BANU NOYAN

FOTOĞRAFLAR: TAMER ÖZBEK


ÖzelRöportaj Özel Röportaj

K

AGİDER’den kısaca bahseder misiniz? Farklı bir kurulma hikayesi var bildiğimiz kadarıyla... KAGİDER, 2002 yılının eylül ayında 37 kadın girişimci tarafından kuruldu. Kadının sadece ekonomik olarak değil politik ve sosyal olarak da güçlenmesini hedefleyen derneğimiz, girişimcilik yoluyla kadının güçlenmesini hedefleyen bir sivil toplum kuruluşu. Kurulduğumuz günden bu yana 16 yıl geçti. Kadın girişimcilerin güçlenmesi için eğitim, rehberlik ve mentörlük desteği veriyor; kadının ekonomik konumunun güçlenmesi ve kadın-erkek fırsat eşitliği konusunda savunu çalışmaları yapıyoruz. Kurulduğumuzda yüzde 4 oranında olan kadın girişimciliğinin bugün yüzde 8’e varmasında çok katkımız olduğu bir gerçek. Kadın girişimciliğine odaklanmamızın sebebi, bu yolla kadınların eşitsiz ve dışlanan toplumsal konumlarının değişeceğine, bu sayede kadınların güçlenmesi ile ekonomik kalkınmanın sağlanacağına olan inancımızdan. Kadın girişimci güçlenir ve kadın istihdamı artar, kadınlar evlerinden çıkıp eşit birer vatandaş olarak sosyal ve ekonomik hayata katılırlarsa, toplumsal cinsiyet eşitliği de sağlanabilir. Kaç üyeniz var? Hangi sektörlerde faaliyetler sürdürüyorsunuz? Pek çok sektörden üyemiz var. Şu an 314 üyemiz bulunuyor.

“DURMADAN ÇALIŞIYORUZ” Şu an yürüttüğünüz projeler var mı? KAGİDER kadın girişimcilerin yine kadın girişimciler ve çalışan kadınlar için bir araya geldiği bir yapı. Dolayısıyla durmadan çalışıyoruz! Şu anda da pek çok projemiz sürüyor. Bazılarını şöyle özetlemeye çalışayım:

Aralık ayında düzenlediğimiz gala gecesiyle kutladığımız 15. yılımız dolayısıyla Proje15 adlı bir çalışma yürütüyoruz. Hem gala gecesinin hem de gazeteci Elif Ergu’nun 15. yılımız için hazırladığı “İlham Veren Kadınlar” kitabının geliri ile kadın girişimciler desteklenecek; kadın girişimcilerin iş fikirleri start-up projeleri olarak hayata geçirilecek. Finans kurumlarını sosyal sorumluluk çalışmalarına özendirmek için Garanti Bankası ve Ekonomist dergisi işbirliğiyle 11 yıldır düzenlediğiniz “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” ile kadın girişimciliği teşvik ediyor ve başarı hikayeleri üzerinden ilham veriyoruz. Yarışmada 34 bin başvuru aldık. KAGİDER Pusula eğitimleri ile kadın girişimci adaylarına temel girişimcilik bilgilerini gerek akademik gerekse deneyim paylaşımı olarak veriyoruz.

kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımını arttırmaktır. GKL kapsamında 20 – 25 yaş aralığında, üniversiteden yeni mezun veya son sınıf öğrencisi başarı potansiyeli yüksek ve eşit fırsata sahip olmayan genç kadınlar seçilir ve bu kadınlara eğitim ve mentörlük desteği verilir. Kadınların teknoloji alanındaki başarılarını desteklemek amacıyla Microsoft ve Aydın Doğan Vakfı işbirliğiyle “Teknolojinin Kadın Liderleri” yarışmasını gerçekleştiriyoruz. Şubat 2017’de KAGİDER olarak Kadın Tedarikçiler Sergi ve Forumu’na (WVEF - Women Vendors Exhibition and Forum) ev sahipliği yaptık. Bu, Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) ortak kuruluşu Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) tarafından beşinci kez düzenlenen çok önemli bir uluslararası etkinliktir.

Hepsiburada.com ile oluşturduğumuz dijital pazar yerinde sıfır maliyetle sanal mağaza açma imkânı, komisyon indirimleri, satış, operasyon, lojistik ve pazarlama desteği gibi avantajlara sahip oluyorlar.

8 Mart 2017’de KAGİDER olarak “Kadından Al-Malı, Memleket Kazanmalı” kampanyasını başlattık. Bu kampanyada hedefimiz kamu ve özel sektörün satın alımlarında daha fazla kadın tedarikçiyi dâhil etmelerini ve bu konuda hedef koymaları yönünde farkındalık yaratmayı sağlamak.

Çalışma hayatındaki kadın çalışan sayısını artırmak için Geleceğin Kadın Liderleri (GKL) projesini başlattık. KAGİDER projeyi 2010 yılında Dünya Bankası desteğiyle, 2011 yılından bu yana ise Sanofi Türkiye desteği ile gerçekleştirmektedir. Amacı

Son olarak, Boyner Grup ve Bank of America Merrill Lynch işbirliğiyle “İyi İşler: Gıda ve Elektronik Dışı Perakendede Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı” eğitimlerini tamamlayıp, katılımcılara sertifikalarını teslim ettik.

8 ana strateji üzerine çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz. Nedir bu 8 ana strateji? Evet, proje ve çalışmalarımızı 8 strateji grubu altında yürütüyoruz. Kadın girişimciler, iş kadınları KAGİDER’e üye olduktan sonra ilgi alanları doğrultusunda Strateji Grupları’nda gönüllü olarak çalışmaya başlıyorlar. Her Strateji Grubu’na asil ve yedek olmak üzere iki yönetim kurulu üyesi başkanlık ediyor. Sorumlu KAGİDER profesyoneli grupların çalışma ve toplantılarının koordinasyonunda görev alıyor. Bu 8 strateji grubumuzun başlıkları şu şekilde: Altyapı geliştirme, eğitim ve mentörlük, özel sektör, savunu, gençlik, uluslararası ilişkiler ve kurumsal iletişim, toplumsal etki, networking.

89


Özel Röportaj

ÖzelRöportaj Kamu ya da özel kurumlardan destek alıyor musunuz? Proje ve çalışmalarımızı özel sektör ve kamu işbirlikleriyle gerçekleştiriyoruz. Destekçilerimiz arasında Zorlu Holding, Vodafone, Garanti Bankası, Accenture, Avrupa Komisyonu, Altadis Vakfı, Dünya Bankası, EY, Intel, KPMG, PWC, Sanofi, Türkiye Vodafone Vakfı, UPS, Sabancı Üniversitesi, Soma Belediyesi, Deloitte ve TEDA yer alıyor. Tüm destekçilerimize ve proje ortaklarımıza kadın girişimciliğini ve kadın istihdamını artırmaya verdikleri önem ve bu alanda sağladıkları katkılar için bir kez daha teşekkür etmek isterim.

“KADIN DOSTU ŞİRKET” SERTİFİKASI… İş hayatında kadınların yaşadığı zorluklara ve ayrımcılığa karşı çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Bu çalışmalarla ilk ya da öncü kararlar alındı mı? KAGİDER Dünya Bankası’yla şirketlere Fırsat Eşitliği Sertifikası veriyor. İki-altı ay arasında değişen bir araştırma, izleme sürecimiz var. Sonuçta, şirket içerisinde insan kaynaklarının yapısını değiştiriyoruz, toplumsal eşitlik eğitimi veriyoruz. Karşılığında da toplumsal fırsat eşitliği sertifikası sunuyoruz. Yani ‘kadın dostu şirketsiniz’ diyoruz. UPS Türkiye ve Turkishwin işbirliğiyle 2014 yılından bu yana devam eden Kadın Liderlik Platformu’nu kurduk. Özel sektörde kadın istihdamını ve liderliğini artırmak üzere çalışan bu platform kapsamında, tüm kurumsal liderlerin, kendi aralarında fikir ve deneyim paylaşımında bulunmalarını amaçlayan ve bu konuda farkındalık yaratmayı hedefleyen buluşmalar düzenliyoruz. Türkiye’de çalışan bir kadının yaşadığı en büyük sorun kariyeri ile anneliği arasında seçim yapmaya zorlanma ya da iş hayatındaki kısıtlı çalışma şartlarıdır. Bu konuda KAGİDER nasıl bir çalışma yapıyor? DANONE Türkiye ile hamilelik ve doğum sonrası işten ayrılan kadınları tekrar iş hayatına kazandırmamız gerektiğinin bilinciyle, her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan

90

Emzirme Haftası’nda Türk şirketlerine “Süt odası lüks değil ihtiyaçtır” sloganıyla çağrı yaptık. Bu kapsamda bir de “Çalışan Annelerin İşe Dönüşü Araştırması”nı gerçekleştirdik. Biliyor musunuz, işten ayrılan kadınların yüzde 60’ı uygun bakım hizmetleri alabildikleri takdirde işe dönebileceklerini söylüyorlar. Bu araştırma da bir kez daha gösteriyor ki çocuk ve yaşlı bakımı desteği kadınları iş gücüne kazandırmada çok ama çok önemli. Bu nedenle, hükümetin uzun yılardır üzerine çalıştığımız kreş desteği kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Gençlere ve iş hayatına atılmak isteyip de maddi / manevi yetersizlikler sebebiyle bunu gerçekleştiremeyen kadınlara yönelik çalışmalarınız var mı? Bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. Çünkü kadın girişimcilerin karşılaştığı engeller arasında en önemlilerinden biri de finansmana ulaşım. Bu konuda pek çok çalışmamız var. Mentörlük verirken finansmana nasıl ulaşacakları konusunda da kadın girişimci adaylarını yönlendiriyoruz. KAGİDER Pusula eğitimlerinde de bu konuya yer veriliyor. Hepsiburada.com ile oluşturduğumuz dijital pazar yerinde sıfır maliyetle sanal mağaza açma imkânı buluyorlar. Proje 15 ile iş fikrini gerçekleştirmek isteyen kadın girişimcilere önce girişimcilik kampında eğitim vereceğiz, ardından iş fikriyle öne çıkan 15 kadın girişimciye finansman sağlayacağız.

“KURUMSAL İLETİŞİM DİLİ EŞİTLİK ÜZERİNE KURULMALI” Sizce kurumsal hayatta kadın erkek eşitliği hangi koşullarda sağlanacak? Kadınlar erkeklerle eşit fırsatlardan yararlanınca. Yönetimde fırsat eşitliği, işe alım ve seçmede fırsat eşitliği, eğitim fırsatlarına erişimde eşitlik, performans değerlendirme ve terfide fırsat eşitliği, kariyer destek uygulamaları, geribildirim ve şikâyetlerin izlenmesi gerekiyor. Kurumsal iletişim dilinin eşitlik üzerine kurulması da elzem. Ayrıca doğum izni ve kreş sürecinde erkeğin de çocuktan sorumlu olduğunu gözeten insan kaynakları politikası geliştirilmeli. Böylece daha çok kadın üst kademelere gelecektir. Profesyonel uzmanlıkları ve birikimlerinin yanı sıra kadınların başka avantajları da var. İş hayatında da bu avantajlarıyla ön plana çıkabiliyorlar. Kadınlar aile içinde üstlendikleri sorumluluklar itibarıyla ile gerçek ekonomiye daha yakınlar, daha fazla alışveriş yapıyorlar ve tüketici psikolojisini aslında erkeklerden daha iyi biliyorlar. Bu bakımdan yönetim kurullarına farklı bir bakış açısı getiriyorlar. Ayrıca o görevlere erkeklerden daha zor koşullarda ve birçok örnekte onlardan daha çok çalışarak ulaşabiliyorlar. Bu da onların mesleki bilgi ve birikimlerine olumlu etki yapıyor.



PERAKENDE

Perakende ve bilişim sektörü profesyonelleri Perakende Teknolojileri Konferansı’nda bir araya gelerek, perakendeye özel teknolojik çözümleri ve gelişmeleri değerlendirdi.

VERİMLİLİK İÇİN TEKNOLOJİ, MALİYETLERLE MÜCADELE İÇİN

DEVLET DESTEĞİ ŞART Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD) tarafından beşincisi düzenlenen “Perakende Teknolojileri Konferansı”nda perakende ve bilişim sektörlerine yön veren profesyoneller bir araya geldi. Bu sene beşincisi düzenlenen konferansın ana konusu teknolojideki büyük dönüşümün sektöre etkileri idi. Perakendenin tüm kategorilerinden profesyoneller ile bilişim sektöründe faaliyet gösteren firmaların ve girişimcilerin katılımcı olduğu konferansta önemli bir network ortamı oluşturuldu. Perakende Teknolojileri Konferansı’nda maliyetlerin kontrolünde ve verimlilik artışında büyük katkı sağlayan teknolojik çözümler, perakende özelindeki örnekleriyle ele alındı.

“TL’YE GEÇİŞ UYGULAMASINI DESTEKLİYORUZ” KMD üyelerinin Türkiye çapında yaklaşık 6 bin satış noktasında 165 bin kişilik bir istihdam ve 82,5 milyar TL seviyesinde ciro yarattığını vurgulayan KMD Yönetim Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım, gündemdeki önemli konulara dikkat çekti. “Döviz kurlarına bağlı olarak kontrol edilemeyen şekilde artan kira maliyetleri gündemin en başında yer alıyor.” şeklinde konuşan Gökyıldırım, içinde bulunulan dönemde, dövizdeki aşırı hareketliliğin tüm ülke gündeminde olduğunu ve özellikle AVM ve cadde mağazaları sahipleri ile uzlaşma yolu arandığını ancak çözüme ulaşılamadığını belirtti. Bunun neticesinde kaçınılmaz olarak mağaza kapatmaya varabilecek bir duruma gelindiğini ifade eden Gökyıldırım, geçen ay

92

yapılan düzenleme ile TL’ye geçiş uygulamasını desteklediklerini, verilen sürenin tamamlanmasına 10 gün kaldığını ve bu konuda sevindirici gelişmeler olmasını umut ettiklerini dile getirdi.

PERAKENDE SEKTÖRÜNÜN TEŞVİKLERLE DESTEKLENMESİ ÖNEM TAŞIYOR Organize perakendecilerin, Türkiye’nin enflasyonla mücadelesinde kilit rol oynadığına dikkat çeken Gökyıldırım, ürün ve hizmeti tedarik ederken oluşan fiyat artışlarının son tüketiciye olabildiğince az yansıtılmaya çalışıldığını vurguladı. Perakendenin ana maliyetlerinden olan personel ve enerji maliyetlerine ilişkin sektörün teşviğe ihtiyacı olduğunu belirten Gökyıldırım, eylül ayında sona eren asgari ücret desteğinin de yeni bir düzenlemeyle daha yüksek bir oranda tekrar yürürlüğe alınması gerektiğini vurguladı. Perakende sektörünün istihdam yaratma gücünün çok önemli olduğunu ifade eden Gökyıldırım;

“Asgari ücrete verilen devlet desteğinin sürmesi, istihdama büyük katkı sağlayan perakende sektörü için büyük önem taşımaktadır. Gelinen noktada karsızlıkla mücadele içinde olan perakendecilerin personel maliyetlerinin artması, hem sektörü büyük zorluğa sokacak hem de dolaylı olarak ülke ekonomisinin gelişimini ve işsizlikle mücadeleyi sekteye uğratacaktır.” şeklinde sözlerini sürdürdü. Gökyıldırım şöyle devam etti: “Konferansımızın ilk yılından beri büyük önem verdiğimiz, Çözüm Oturumları dediğimiz bu özel oturumlarda, perakendeci müşterileriyle beraber çözümlerini paylaşacak olan teknoloji firmalarını sahnede ağırlıyoruz. Burada amacımız, biz perakendecilerin sorunlarına çözüm geliştiren, verimliliğimizi artıran, operasyonlarımızı hızlandıran projeleri ve geliştiricilerini tüm sektöre tanıtabilmek. Böylece, teknoloji firmalarının önünü açarken bu çözümlerin yaygınlaşmasıyla da perakende sektörünün verimliliğini artırmayı hedefliyoruz.”


PERAKENDE

BETA AYAKKABI KONKORDATO İSTEDİ

HOTİÇ VE YEŞİL KUNDURA’DAN SONRA 1980 YILINDA ÜRETİME BAŞLAYAN BETA AYAKKABI DA KONKORDATO İSTEDİ. YILDA 300 BİN ÇİFT AYAKKABI ÜRETEN BETA AYAKKABI’NIN TÜRKİYE GENELİNDE 400 ÇALIŞANI VE 50 MAĞAZASI BULUNUYOR. Beta Ayakkabı konkordato istedi. Beta Ayakkabı Yönetim Kurulu Başkanı Taner İkiışık, konu hakkında şu açıklamayı yaptı: “Türkiye’de sanayileşme sürecinin hızlandığı 70’li yıllarda espadril üretimi ile temellerini attığımız ve 1980’de üretime

geçerek ülkemize bir Türk markası olarak değer katan Beta, bildiğiniz üzere 1985 yılında Nişantaşı’nda açılan ilk mağazası ile perakende sektörüne adım attı. Bu heyecanlı süreç bizim için yeni bir dönemin başlangıcıydı. Ve her zaman daha ileriyi hedefleyerek, büyüme yolunda inançla yürümeye devam ettik. Bu hedef doğrultusunda 1986 yılında ilk ihracatımıza Amerika Birleşik Devletleri ile başladık. Şirketimiz için tarihi olan bu adımla, çok sayıda Avrupa Birliği ülkesinin kapılarını araladık. Geldiğimiz nokta itibariyle şu anda yılda 300 bin çift ayakkabı üretmenin ve bu rakamın yüzde 85’ini dünyanın farklı yerindeki müşterilerimize ulaştırıyor olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Beta olarak bugün, Türkiye’de toplam 400 çalışanımız ve 50 mağazamız ile online kanalımızla yılda 1 milyona yakın müşterilemize hizmet veriyoruz.”

kamuoyuna aksettirmediğimiz fabrikamızda gerçekleşen yangın da tüm bu gelişmeler ile birlikte bizleri zor bir döneme soktu. Bir talihsizlik sonucu yaklaşık 6 ay önce fabrikamızda gerçekleşen yangına karşın, 1 ay içinde yeni makinalar satın alarak ve gerekli düzenlemeleri yaparak müşterilerimize hiç hissettirmeden yolumuza yeniden devam ettik. Fakat artık içinde bulunduğumuz süreç, ticari faaliyetlerimizi de etkiler hale geldi. Piyasa koşullarına uyum sağlamak adına, mevcut ödeme yapımızda sürdürülebilir değişikliklere gitmek, bazı tedbirler almak ve yasal süreçleri devreye koymak adına Yönetim Kurulu kararı ile yeniden yapılandırma sürecini başlatmış bulunmaktayız. Bu doğrultuda AVD Hukuk – Av. Fatih Dönmez ile birlikte gerçekleştirdiğimiz konkordato talebimiz gereğince, ilgili mahkemenin tedbir kararı aldığını açıklamak isteriz. Değerli müşterilerimizin, tedarikçilerimizin ve bayilerimizin sıkıntı yaşamaması amacıyla başlattığımız bu yeniden yapılandırma bilgisini tüm kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. Geçici süreli bu durumu devletimizin de desteği ile başarı ve el birliğiyle geride bırakacağımızı, tüm bu yaşananların ardından yolumuza her zamankinden daha güçlü devam edeceğimizi ve Türk perakende sektörünün milli bir değeri olarak ülke ekonomisine katkı sağlamayı sürdüreceğimizi tüm kamuoyuna duyurmak isteriz.”

YENİDEN YAPILANDIRMA SÜRECİ BAŞLATILDI “Yarım asra yaklaşan tarihimizde Türkiye ekonomisine değer katmak ve ihracat ile de ülke ekonomisine fayda sağlamak için adımlar attık. Ancak son dönemde piyasalarda yaşanan TL’deki değer kaybı, nakit akışı sıkışıklığı, AVM’lerde kiralamaların döviz üzerinden yapılması gibi nedenlerle şirketimiz ödemelerinde kademeli olarak sıkıntı yaşamaya başladı. Geçtiğimiz aylarda hiç

93


PERAKENDE

İSTANBUL’A BİR DECATHLON DAHA Ankara Kent Park, Anatolium AVM, Ankara Ankamall, Ankara Metromall,Antalya Terracity, Forum İstanbul, Marmara Forum Istanbul, Mall of İstanbul, Ataşehir Brandium, Buyaka,Metrocity, Maltepe Ritim İstanbul, İzmir Optimum, Samsun Piazza, Adana Optimum, Mersin Palm City Carrefour, Bodrum Midtown Ortakent, Antalya Muratpaşa, Kocaeli Symbol AVM, İzmir Balçova Ege Park,Çorlu Trend Arena AVM , Antalya Erasta AVM ,İskenderun Prime Mall AVM,Bursa Marka

AVM, Bursa Korupark , Kayseri Park, Vadistanbul AVM , Carousel, Torium ve Viaport mağazaları ve e-ticaret sitesiyle tüm Türkiye’ye sporu ulaştıran Decathlon, şimdi de Optimum’da sporseverlerle buluştu. Decathlon İstanbul’daki 12. mağazasını açarak Türkiye genelinde 32 mağazaya ulaştı. İstanbul Anadolu Yakası’nda, Kadıköy’de bulunan Optimum’da 3 bin metrekarelik yeni mağazasında Decathlon sporseverlere 70’ten fazla spor dalında binlerce ürünü sunacak.

Decathlon Türkiye İş Geliştirme Direktörü Duygu Kög, “Başarılı iş modelimiz sayesinde daha da hızlanarak 5 yıl içerisinde mağaza sayımızı 70’e çıkaracak ve bizi her açılışta sevgiyle kucaklayan kullanıcılarımıza çok daha yakından spor tecrübesi sunacağız. Türkiye’de bu işe başladığımızda spor pazarı yüzde oranında büyürken geçen yıl yüzde 13 büyüdü, şüphesiz ki bizim de Decathlon ailesi olarak sporu erişilebilir kılma konusunda pazar büyümesine etkimiz yadsınamayacak ölçüde büyük.” diye konuştu.

Bilstore Türkiye’deki Mağazalarını Kapattı Bilstore, yaşanan ekonomik koşullar nedeniyle Türkiye’deki 10 adet mağazasını kapattı.

Bilsar’ın Yönetim Kurulu Başkanı Selman Bilal, yaptığı açıklamada, tekstil alanında ihracata yöneldiklerini bu sebeple iç pazarda küçülmeye gittiklerini söyledi. Bilal, “Türkiye’deki tüm Bilstore mağazalarını kapattık. Malum yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle ihracata yöneldik. Bu sebepten dolayı Bilstore mağazalarının faaliyetlerini durdurduk.” dedi.

“MALİ KAYNAKLARI BİR YERDE TOPLAMAK İSTEDİK” Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı uzun vadeli bir önlem aldıklarını belirten Bilsar’ın Yönetim Kurulu Başkanı Selman Bilal, “Bu dönemde mali kaynakları bir yerde toplamak gerekiyor. Bu sebeple iç pazardaki faaliyetlerimizi durdurduk. Daha çok ihracata yöneldik. Bu konuda da başarılıyız. İhracat hacmimiz gayet iyi” yorumunda bulundu. Bilstore mağazası bünyesinde Fred Perry, Nike, Adidas, Costume National, Superga gibi markaların ürünlerini satıyordu.

Bilsar’ın bünyesinde faaliyet gösteren Bilstore Türkiye’deki tüm mağazalarını kapattı. Lifestyle alışveriş konseptini hayata geçiren Bilstore’un Nişantaşı, Kanyon, Erenköy, Akmerkez ve Tünel gibi merkezi lokasyonlarda mağazaları bulunuyordu. Firma 2005 yılından itibaren Türkiye’de hizmet vermeye başlamıştı.

94

ÖZEL MARKALARI BULUNUYORDU Özel markaların exclusive ürünlerini bir araya getiren ve farklı sunuş tarzıyla perakendecilik anlayışına yeni bir kategori ekleyen Bilstore 2005 yılı sonunda kapılarını açan Nişantaşı Abdi İpekçi Bilstore daha sonra Kanyon, Erenköy, Akmerkez ve Tünel’de açtığı mağazaları ile ünlü markaların seçilmiş kıyafetlerini, aksesuardan elektroniğe, CD’den kitaba kadar yüzlerce ilginç ürün seçeneği sunuyordu.



PERAKENDE

Yeşil Kundura Konkordato Başvurusunda Bulundu

Konkordato Listesine Bir Yeni İsim Daha Eklendi! Son dönemde ayakkabı sektöründen gelen konkordato haberlerine bir yenisi daha eklendi. Sabo Ayakkabı da konkordato isteyen şirketler arasına katıldı. Daha önce üç büyük şirketin konkordato ilan ettiği ayakkabı sektöründen bir konkordato haberi daha geldi. Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25 Eylül 2018 tarihli kararına göre Sabo Ayakkabı konkordato başvurusunda bulundu. Sabo’nun başvurusunu değerlendiren mahkeme şirkete yönelik 3 aylık geçici mühlet kararı verdi. Mahkeme Dr. Aydın Çelik, Derya Coşkun ve Aziz Şadi Yanık’ı geçici komiser heyeti olarak atadı. Konkordatonun tasdikine ilişkin davanın ön inceleme ve ilk tahkikat duruşmasının 13 Aralık 2018 günü yapılacağı belirtildi.

1948 yılında kurulan, Türkiye’nin en eski ayakkabı markalarından Yeşil Kundura, konkordato başvurusunda bulundu.

Y

eşil Kundura Konkordato başvurusunda bulundu. Yeşil Kundura Sanayi AŞ, yaşadığı mali darboğazı aşamayınca mahkemeye başvurdu. Mahkeme, şirkete yönelik yeni haciz yapılmasını yasakladı. Şirkete üç ay geçici mühlet veren mahkeme, şirket faaliyetlerinin denetimi ve onayı için de iki kişilik konkordato komiseri atadı. Üç ay geçici mühlet verilen şirket faaliyetlerinin denetimi için de iki kişilik konkordato komiser heyeti atandı.

70 YILLIK AYAKKABI MARKASI Yeşil Kundura’nın temelleri Yeşil Kardeşlerin açtığı ilk ayakkabı atölyesinde 1948 yılında atılmıştı. Dönemin şartlarına göre ayakkabının her aşaması için ayrı bir titizlik ve incelikle çalışan firma 1960 yılında fabrikasyon üretime başlamıştı. Bu aşamadan sonra büyük çaplıretimler gerçekleştiren Yeşil Kundura, üretimden dağıtımına kadar sektörün her alanında faaliyet gösteriyordu. Yeşil Kundura’nın 15 mağazası, 567 satış noktası bulunuyor.

96

İLK MAĞAZANIN ADRESİ BEYOĞLU OLMUŞTU İlk mağazasını İstanbul Beyoğlu’nda açan Sabo, Türkiye’nin tek ahşap ayakkabı kalıbı üreticisi. Sabo, Fransa ve Almanya başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine ihracat gerçekleştiriyor. Clavo markasıyla yurt içinde ve yurt dışında birçok marka için ayakkabı koleksiyonları hazırlayan Sabo, Nando markasıyla da perakende ayakkabı mağazacılığı alanında faaliyet gösteriyor.


PERAKENDE

adidas Türkiye Yeni Genel Müdürü Hakan Atalay Oldu Bu yeni görevle birlikte Hakan Atalay, markanın global stratejisinin, Türkiye’deki adidas ve Reebok kullanıcılarına en iyi deneyimi yaşatacak şekilde uygulanmasını sağlayacak.

adidas Türkiye, 1 Ağustos 2018 itibariyle Genel Müdürlük pozisyonuna Hakan Atalay’ı getirdi. Hakan Atalay, adidas bünyesindeki büyümekte olan pazarlardan sorumlu Direktör Martin Shankland’e bağlı olarak görev yapacak.

Bu görevi üstlenmeden önce PVH Türkiye Genel Müdürü olan Atalay, Levi Strauss, Dockers, Tommy Hilfiger ve Calvin Klein gibi global markalar ile 20 yılı aşkın bir süreyi kapsayan deneyimlerini yeni görevine taşıyor. Atalay’ın mesleki deneyimi, Güney Afrika, Yunanistan, Türkiye ve İsrail gibi gelişmekte olan pazarlarda yeni satış kanalları oluşturmayı da içeriyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü mezunu olan Hakan Atalay aynı zamanda Marmara Üniversitesi’nden yüksek lisans derecesine sahip.

Crate&Barrel Türkiye’den Çekildi ABD’li mobilya perakendecisi Crate and Barrel son mağazasını da kapatarak Türkiye pazarından çekiliyor. İlk mağazasını Zorlu Center’de açan Crate and Barrel,5 yıl içerisinde Akasya, İstinyepark, Next Level, Akmerkez, Galleria ve Oasis Desinger Outlet alışveriş merkezleri ile Nişantaşı’nda mağaza sayısını artırmıştı. Crate and Barrel Türkiye web sitesinden yayımladığı teşekkür mesajında “Türkiye’deki unutulmaz 5 yılın ardından, değerli paydaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimizle 30 Eylül Pazar günü tüm sevenlerimiz vedalaşarak ayrılıyoruz.” ifadelerini kullandı.

97


PERAKENDE

MEDIAMARKT AYNI GÜNDE 2 ŞEHİRDE 2 MAĞAZA AÇTI Avrupa‘nın 1 numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, Türkiye’deki büyümesinde hız kesmiyor. Aynı gün hem İstanbul’da Capacity hem de Ankara’da Atlantis AVM’de birer mağaza açan MediaMarkt, böylece toplam 18 ildeki mağaza sayısını 71’e, toplam metrekaresini ise 152 binin üzerine çıkarttı.

A

vrupa‘nın 1 numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, Türkiye’deki büyümesinde hız kesmeyerek, aynı gün hem İstanbul’da Capacity hem de Ankara’da Atlantis AVM’de birer mağaza açtı. 2018 yılında bugüne kadar 11 ilde 18 yeni mağaza açan MediaMarkt, toplam 18 ildeki mağaza sayısını 71’e, toplam metrekaresini ise 152 binin üzerine çıkartmış oldu. Türkiye’nin en geniş kapsamlı teknoloji perakendecisi konumunda olan ve 2 binden fazla çalışanıyla yılda 150 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan MediaMarkt, Bakırköy Capacity mağazasıyla İstanbul’daki 22’inci; Atlantis AVM’deki mağazasıyla da Ankara’daki 10’uncu mağazasını açmış oldu.

“FARK YARATMAYA DEVAM EDECEĞİZ” MediaMarkt olarak elektronik perakende sektöründeki uluslararası deneyimlerini Türkiye’nin tercih ve ihtiyaçlarıyla harmanlayarak özel bir ürün çeşitliliği ve müşteri deneyimi yarattıklarını belirten MediaMarkt Türkiye İcra Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım; “Türkiye’de müşterilerimizle buluşma noktalarımızı hız kes-

98

meden artırmaya devam ediyoruz. 2018 yılında bugüne kadar, 11 farklı ilde 18 yeni mağaza açtık ve toplamda 18 ilde 71 mağazaya ulaşmış olduk. Elektronik perakende konusunda Türkiye’de ürün çeşitliliği ve uygun fiyat gibi güçlü yönlerimizin yanı sıra uzman ekibimiz ve mağaza içinde yaşattığımız deneyimle de fark yaratmaya devam edeceğiz.” dedi.



PERAKENDE

ATASUN OPTİK 200. MAĞAZASIYLA TEGV DESTEKÇİSİ OLDU Atasun Optik 200. noktası ile yatırım hedeflerini büyütüyor. Son on yılda her yıl artan oranlarda yatırımla 43 ilde 200 mağazaya ulaşan Atasun Optik yeni dönemde Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın bağışçısı olarak 2 bin çocuğun eğitimine destek oluyor. Türkiye’de optik perakende sektörünün öncü markalarından Atasun Optik 200’üncü mağazasının açılışını Ankara Bilkent Center AVM’de gerçekleştirdi. Ankara’da 21, Türkiye genelinde 200 noktaya ulaşan Atasun Optik, yatırımlarına devam ederken TEGV destekçileri arasında da yerini aldı. Açılış, Atasun Optik CEO’su Onur Köksal, Ekim ayında CEO görevini devralacak Nihat Aydın, üst düzey yöneticiler, çalışanlardan oluşan Turuncu Gönüllüler, TEGV gönüllüleri ve TEGV Genel Müdürü Sait Tosyalı’nın katılımı ile gerçekleşti.

“ÇOCUKLARIN GELECEĞİNE KATKI SAĞLAMAYI HEDEFLİYORUZ” 2007 yılından bu yana her yıl ortalama yüzde 20 büyüme hızıyla yatırımını sürdüren Atasun Optik 10 yılda 43 ilde 200

100

noktaya ulaştı. Yıl sonuna kadar 10 yeni Atasun Optik noktasının daha açılışını gerçekleştireceklerini belirten CEO Onur Köksal, “Yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. 2007’den bu yana yatırımlarımızı çift haneli büyüme ile gerçekleştirdik. Hedefimiz yaratacağımız istihdam ve yatırım ile sektörün büyüme hızına katkıda bulunmak. Atasun Optik olarak

sorumluluğumuzun bilincindeyiz, yatırımlarımızla sadece sektörün ve ülkemizin değil, çocuklarımızın da geleceğine katkı sağlamayı hedefliyoruz. TEGV destekçisi olarak, 2 bin çocuğun hem temel hem de yaşam becerilerini geliştirecek, yeteneklerini ortaya çıkarmasını sağlayacak, ihtiyaçlara odaklanmış eğitimler almalarına olanak sağlayacağız. İlerleyen günlerde bu desteğin sürdürülebilir hale gelmesi için özel bir ürünün gelirinin tamamını TEGV’e aktarmayı planlıyoruz.” şeklinde konuştu. Açılışa katılan TEGV Genel Müdürü Sait Tosyalı, Atasun Optik ekibine katkılarından dolayı teşekkür plaketini takdim etti. Türkiye’deki yaygınlığıyla optik perakende sektörünün liderleri arasında bulunan Atasun Optik, her noktaya kaliteli ürün ve kaliteli hizmet sunmaya devam ediyor. Çalışanlarına uyguladığı yılda 16 bin saati aşan eğitim programıyla yaygınlığı kadar, deneyimli ekibiyle de hizmet sunan Atasun Optik her ihtiyaca uygun ve tüm ailenin bütçesini düşünen ekonomik fiyatlı ürünleriyle büyümeye devam edecek.


PERAKENDE

İLK YETKİLİ MI STORE VADİSTANBUL AVM’DE AÇILDI Xiaomi’nin Türkiye’deki ilk yetkili Mi Store’u, EVOFONE tarafından VADİSTANBUL AVM’nin ikinci katında büyük ilgi görerek açıldı. Teknoloji tutkunlarının uzun kuyruklar oluşturduğu açılışta ziyaretçilere Xiaomi markaları ürünler hediye edilirken çok özel indirim seçenekleri de sunuldu. İnovatif ve erişilebilir tasarım anlayışı ile akıllı telefondan televizyona, notebooktan drone’a, bisikletten scooter’a kadar farklı ürün çeşitleri ile teknoloji ekosistemine yön veren Çinli teknoloji devi Xiaomi’nin İstanbul’daki ilk mağazası açıldı.

Mİ 8, AÇILIŞA ÖZEL FİYATIYLA SATIŞTA 2018’in en çok merak edilen akıllı telefonlarından, Xiaomi’nin amiral gemisi Mi 8’in 128 GB’lik versiyonu 5 bin 399 TL, 64 GB’lik versiyonu da 4 bin 999 TL’lik fiyatları ile Mi Store’un açılışına özel satışa sunuldu. Yapay zeka özellikli çift kamerası, 1.4um çözünürlüğü, 20MP ön kamerası, IR Yüz ile kilit açma seçeneği, AIE 845 özellikli Qualcomm Snapdragon TM 845 Amiral gemisi işlemcisi, çift frekanslı GPS özelliği, yüksek doğrulukta navigasyon desteği ve 6,21” AMOLED Sürekli Açık Tam

Ekranı ile büyük beğeni toplayan Mi 8, bir süre daha bu fiyatla satışta olacak. Ayrıca Xiaomi’nin bir başka önemli akıllı telefonu Pocophone F1 de Mi Store’da sergilenmeye başladı. Mi fanlarının Xiaomi uzmanlarından bilgi aldıkları Pocophone F1 de İstanbul’da açılacak ikinci yetkili Mi Store ile birlikte satışa sunulacak.

TEKNOLOJİK ÜRÜNLER Mİ STORE’DA TÜKETİCİLERİ BEKLİYOR Açılış gününde tüketicilerin gösterdikleri ilgiden çok mutlu olduklarını dile getiren EVOFONE Genel Müdür Yardımcısı Onur Çon ise şu açıklamaları yaptı: “EVOFONE olarak Xiaomi’nin Türkiye’deki yetkili distribütörü olduğumuzdan beri bugünü iple çekiyorduk. Akıllı telefon, dizüstü bilgisayar ve akıllı televizyon gibi ürünlerin yanı sıra akıllı tartı, akıllı su ısıtıcısı, pilav makinesi, Bluetooth spor kulaklığı, Bluetooth hoparlör, drone, scooter, şemsi-

ye, güneş gözlüğü ve pek çok kategorideki Xiaomi ürünü, ilk yetkili Mi Store’da tüketicileri bekliyor olacak.”

AÇILIŞA ÖZEL HEDİYE VE İNDİRİMLER… Açılış boyunca bin kişiye Mi Tişört hediye edilirken, Mi Store önünde çektirdikleri fotoğrafları imza duvarında #mistoreistanbul ve #EVOFONE etiketleri ile paylaşan ziyaretçilere Mi markalı sürpriz hediyeler ve ralli heyecanı yaşatan Taxi Drive’a katılma hakkı sunuldu. Ayrıca Mi Store’un ilk gün ziyaretçilerine farklı ürün gruplarında açılışa özel yüzde 15, yüzde 20 ve yüzde 30 olarak üzere indirim seçenekleri sunuldu. VADİSTANBUL’daki ilk yetkili Mi Store ile birlikte Türk tüketicilerin dünya ile aynı anda Xiaomi ürünlerine ulaşmasına olanak tanıyan EVOFONE, Türkiye’deki ikinci yetkili Mi Store mağazasını ise kısa süre içerisinde Forum İstanbul’da açacak.

101


PERAKENDE

YURT DIŞINDAKİ 41. TUDORS MAĞAZASI SOFYA’DA AÇILDI Erkek modasına kendi dinamizmini getiren Tudors Gömlek Krallığı, Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da üçüncü mağazasını açtı. 2012 yılında kurulan Tudors Gömlek Krallığı büyük bir hızla dünya çapında büyümeye devam ediyor.6 yılda, 15 ülkede 212 noktaya ulaşan Tudors, Sofya’daki üçüncü mağazasını Paradise Center’da hizmete açtı. Türkiye’nin Bulgaristan Büyükelçisi Sayın Hasan Ulusoy’un katılımıyla gerçekleştirilen açılış töreninde konuşan Tudors CEO’su Yaşar Ayaydın, Sofya’da haziran ayında ikinci mağazalarını açtıklarını ve talep karşısında üçüncü mağaza yatırımına karar verdiklerini söyledi. Sofya’daki üçüncü mağazayla birlikte

yurt dışındaki mağaza sayısının 41’e ulaştığını anlatan Ayaydın, “Gelecek sene Varna, Burgas ve Plovdiv’de mağaza açmayı da hedefliyoruz. Tudors olarak Bulgaristan dışında Sırbistan, Danimarka, Macaristan, Hırvatistan, Kara-

dağ, Makedonya, Bosna Hersek, Kıbrıs, İran, Irak, Kosova, Pakistan, Lübnan gibi ülkelerde de hizmet veriyoruz. Biz yenilikçi bir markayız ve dünyadaki trendleri çok yakından takip ediyoruz. Yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı ürünlerimizi dünyanın dört bir yanındaki müşterimizle buluşturmaya devam edeceğiz.” dedi.

HEDEF 500 MAĞAZA Sırbistan’da pazar lideri olan markanın mağazalarının yüzde 76’sı caddelerde, yüzde 24’ü ise alışveriş merkezlerinde yer alıyor. Türkiye genelinde toplamda 171 mağaza ile hizmet veren Tudors Gömlek Krallığı, önümüzdeki dönemde İtalya, İngiltere ve Almanya’yada bayrağını taşımayı hedefliyor. Tudors’un 2023 hedefi ise yurt içi ve yurt dışında toplam 500 mağazaya ulaşmak.

102



PERAKENDE

kremi ve Dermier altın parçacıklı gençleştirici yüz bakım kremi, Sinoz tonik, Sinoz gündüz kremi, Sinoz gece kremi, Sinoz saç bakım serumu, Sinoz vücut losyonu bulunuyor.

SİNOZ, GLOBAL ARENADA BÜYÜME PLANLARI YAPIYOR SİNOZ KOZMETİK YÖNETİM KURULU BAŞKANI YASİN ÇÖREKÇİ: “AVRUPA’NIN 3 ÜLKESİNDE BU SENE OFİSLER AÇARAK TÜRKİYE’DE BAŞARDIĞIMIZ SİSTEMİ GLOBAL ARENAYA TAŞIMAYA HAZIRLANIYORUZ.” Sinoz Kozmetik hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? 2005 yılıydı. O zamanlar e-ticaret sitesi ile işlere başladık ama Türkiye’yi derinden etkileyen 2008 krizine, e-ticaret sitesini ayağa kaldırmaya çalışırken yakalandım. Krizden etkilenerek farklı ürün kategorileri için faaliyet gösteren birçok şirket faaliyetlerine son verirken araştırmalarım sonucu kozmetik sektörünün diğer sektörler gibi krizden etkilenmediğini gördüm ve aynı yıl Sinoz Kozmetik markasını hayata geçirdim. İlk ürünümüz de mavi anemon çiçeği kremiydi. AR-GE ekibimizin çalışmaları neticesinde 8 yeni ürünü daha ürün gamımıza ekledik ve 2011 yılında tüketici akademisi tarafından 9 ilde yapılan araştırma sonucunda verilen “Tüketici Kalite Ödülü” ne layık görüldük. Aynı zamanda bu sene Tüm Tüketicileri Koruma Derneği tarafından “Altın Marka Ödülü” nün de sahibi olduk. Sinoz Kozmetik çatısı altında şu an; Sinoz leke kremi, mavi anemon çiçeği kremi, göz çevresi bakım kremi, yüz bakım maskesi, beyazlatıcı krem, tek kullanımlık yüz bakım maskesi, kaş kirpik serumu, yüz temizleme jeli, Sandex şampuan, çatlak

104

Yerli bir marka olarak hangi ülkelere ihracat gerçekleştiriyorsunuz? Hollanda, Azerbaycan, İran, Somali, İngiltere ve global rakiplerimizin bile terör korkusu nedeniyle girmek istemediği Afganistan’a ihracat yapıyoruz. Hollanda’da Avrupa sipariş ofisimizi açtık. Ürünlerimiz Avrupa’ya oradan daha düzenli dağılacak. Danimarka, İsviçre, Almanya ve İngiltere’de bayilik anlaşması için görüşmeler yapıyoruz. Yakın zamanda o görüşmeler de sonuçlanacak. Ayrıca Fas ve Libya ile görüşüyoruz. Halihazırda 6 ülkeye yıllık 100 bin adedin üzerinde ürün ihraç ediyoruz. Önümüzdeki yıl toplamda 15 ülkeye 500 bin ürün ihraç etmeyi hedefliyoruz. Yakın Zamanda Dubai’ye ofis açarak Arap ülkeleri için çalışmalar başlatmayı planlıyoruz. Global markalarla rekabet edebiliyor musunuz? Bunun için neler yapıyorsunuz? Ben ticaret hayatıma 2005 yılında e-ticaretle başladım, Sinoz Kozmetik’te ise hem e- ticaret deneyimimizi hem de kozmetik alanındaki bilgilerimizi harmanlayarak bir oluşum kurduk. Yaklaşık 10 yıldır sosyal medya ve görsel medyada yaptığımız çalışmalarla tüketicilerimize direkt ulaşarak sağlıklı bir büyüme kaydettik, halihazırda Avrupa’nın 3 ülkesinde bu sene ofisler açarak Türkiye’de başardığımız sistemi global arenaya taşımaya hazırlanıyoruz. Sinoz Kozmetik olarak gelecek dönem hedeflerinizde neler var? En hassas ciltlerde bile en iyi sonucu alabilmek için çalışan ekibimiz, bilimsel gelişmeleri yakalamak adına çalışmalarını sürdürüyor. Burada bizim için en önemli durum ürünlerimizi geliştirirken, içerisinde kullanılan etken maddelerin cilt sağlığını tehlikeye atmayacak nitelikte olması. Sinoz Kozmetik olarak bu bizim kırmızı çizgimiz. Tüm üretim süreçlerimiz bu hassasiyetimiz ile devam etmekte.


VİTRİN

Centilmen erkeğin sonbahar-kış seçimlerini keşfedin CESUR VE KARAKTERLİ

‘Centilmen sözünün değeri’ mottosuyla takipçilerini karşılayan Giovane Gentile, kaliteli tasarımlarıyla erkek modasının öncüsü olmayı sürdürüyor. Giovane Gentile’nin mevsim geçişlerinden ilham alarak tasarladığı yeni sonbahar-kış koleksiyonu, erkeklerin günlük hayatlarında ve iş yaşamlarında giyecekleri birbirinden şık seçenekler içeriyor.

cılığıyla da tasarımlarındaki şıklığı desYeni gelen mevsimin heyecanını sente- tekliyor. tik unsurlardan uzak, doğal, hafif, güçlü ve esnek kumaşlarla buluşturan Giovane DOĞAL VE SICAK Gentile, beylerin hem iş hayatında hem Giovane Gentile’in ‘Strong and Sharp’ kode günlük hayatında yerini alıyor. Doğa- leksiyonu ismini güçlü tasarımlardan ve da bulunan dramatik gölgeleri ve neon keskin yaka detaylarından alıyor. ‘Centilyapraklarını vurgulayan renk paletiyle men sözünün değeri’ sloganının hakkını cesur ve şehirli beylere seslenen Giova- veren ürünlerden kesme jakar tasarımlar, ne Gentile, triko ve jakar kumaşlarıyla trikolar, modern kesim takım elbiseler, sonbaharın serin günlerinde içinizi ısıt- keskin V yaka kazaklar, minimalist cepler mak için yola çıkıyor. Geçmişten gelen ve parka ceketler ilk olarak göze çarpıyor. geniş yakaları, pileli pantolonları, eko- Koleksiyondaki kaz tüyü dolgulu montse ve çizgili kumaşları minimize ederek larıyla da dikkat çeken Giovane Gentile, tasarımına kodlayan Giovane Gentile, kaşmir kabanlarıyla da soğuk kış günlerikoleksiyonunda kullandığı renkler ara- ne sıcak bir dokunuş yapıyor.

KİP’TE BU KIŞ TARZINIZ ÇOK DİKKAT ÇEKECEK Erkek moda markası KİP, “Connection” temalı 2018-19 Sonbahar-Kış Koleksiyonu ile erkeklere şık, rahat, trendy ve renkli bir dünya sunuyor. KİP erkeğinin casual görünümünü güçlü bir şekilde destekleyen koleksiyonun anahtar parçaları olarak ceket formundaki triko hırkalar, hafif ve fit kesim ceketler, renkli trikolar, balıkçı yakalar ve örme kabanlar ile özel tasarımlı deri montlar ön plana çıkıyor. Koleksiyonda lacivert, gri, kahve, siyah gibi klasik renklerin yanı sıra bordo, yeşil, mor, petrol mavisi, oranjın kullanımıyla tasarımlar enerjik bir havaya bürünüyor. KİP 2018-19 Sonbahar-Kış Koleksiyonu’nda yer alan armürlü ve farklı dokulara sahip renkli pantolonlar kış aylarında enerji verirken, tek pileli pantolonlar ise klasik formlara trendy dokunuşların tasarıma dönüşmüş hali… Soğuk kış günlerinin vazgeçilmez parçaları arasında yer alan uzun yünlü, pamuklu paltolar, örme kabanlar ve dolgu montlar modern detaylarla güçlenerek KİP erkeğinin stil sahibi duruşuna son dokunuşu yapıyor. Takım elbisede sportif görünüm sağlayan yelekler, denimler de koleksiyonda dikkat çekiyor. Koleksiyonda yer alan tüm tasarımlarla uyumlu ayakkabı, bot, bileklik, eldiven gibi aksesuarlar da KİP erkeğinin tarzını tamamlıyor.

105


VİTRİN

DIESEL SAATLERİNDE CESUR YENİLİK

Saat&Saat’in tek yetkili Türkiye distribütörü olduğu Diesel, Sonbahar 2018 sezonunda yeni koleksiyonunu tanıtmak için heyecan duyuyor. Diesel, klasik tarzından esinlenerek tasarlanan benzersiz kadran ve seçkin kasaya sahip sportif modelini sunar. Diesel Tumbler, mavi şeffaf kasa ve silikon kayışıyla sonbaharın en dikkat çekeni olmaya hazır. Diesel’in ikonik kadın saati Castilia, yeni kaplaması ve cesur detaylarıyla yeniden yorumlanıyor. Siyah ile pembe altının cazibesi kristal taşlı kadran ile bütünleşerek feminen tarzın altını çiziyor.

FOSSIL SAATLERİNDE EMPORIO ARMANI SAATLERİNDE CEZBEDEN ETKİ Saat&Saat’in tek yetkili Türkiye distribütörü olduğu Emporio Armani, Sonbahar 2018 saat ve takı koleksiyonu klasik ama yenilikçi tasarımları ile etkisi altına alıyor. Emporio Armani, ilham veren sofistike tasarımları ve materyalleriyle yeni sezonda taze bir his yaratıyor. Erkek saat modellerinde gri-kahverengi ve tunç-mavi renk kombinasyon, mermer dokulu kadran, deri kayış veya hasır bilezik seçenekleri ile maskülen tarz sunuyor. Takı koleksiyonunda ise metalik gri tonu hakim olurken, orijinal deri üzerine zımba detaylarıyla logo ön plana çıkıyor. Kadın saat koleksiyonunda, kendine özgü feminen tasarımlar yoğun zümrüt yeşili tonları ve etkileyici şekilleriyle karşımıza çıkıyor. İnce kasa, sedefli kadran elegant deri kayış ile zarifçe bütünleşirken yeni koleksiyon moda severleri cezbetmeye hazır.

106

ZAMANSIZ STİL Saat&Saat’ in tek yetkili Türkiye distribütörü olduğu Fossil, Sonbahar 2018 sezonunda klasik stilinden ödün vermeyenlerin vazgeçemeyeceği bir koleksiyon sunuyor. Fossil en popüler saat ve takılarını benzersiz renk uyumu ile yeniden yorumluyor. Kadın saat modelinde pembe altın hasır bilezik ve sedefli kadran zarif bir duruş sergilerken, erkek saat modelinde kahverengi deri kayışa pembe altın uyumla eşlik ediyor. Yeni

sezonda sade ve zamansız tarza sahip saat ve takıları yanınızdan ayırmak istemeyeceksiniz.


VİTRİN

MICHAEL KORS SAATLERİ İLE İHTİŞAM ZAMANI Saat&Saat’ in tek yetkili Türkiye distribütörü olduğu Michael Kors, ikonik saatlerinin modern detaylar ile yeniden yorumladığı Sonbahar 2018 koleksiyonunu sunar.

Eski bir geçmişin ve uzak bir geleceğin hikâyelerini anlatmak ve hayal gücüyle duyuları birlikte harekete geçirirken yeniden icat etmenin en iyi inovasyon yöntemi olduğunu kanıtlamak Swatch’un SonbaharKış 2018 koleksiyonunun özünü oluşturuyor.

Michael Kors ‘un damga vuran saatleri cesur renk ve desenler ile buluşarak sadelikten uzak bir hal alıyor. Pembe altın tasarım, çelik bileziğinde yer alan ışıltılar ve kasasındaki taşlarıyla etkiyi en üste çıkarırken, altın rengi ve tavus kuşunun ihtişamıyla buluşan, ilk bakışta kendini fark ettiren koleksiyonu ile stilinizi konuşturma zamanı.

GC SAATLERİNDE ETKİLEYİCİ ŞIKLIK Saat&Saat'in tek yetkili Türkiye distribütörü olduğu Gc, Sonbahar-Kış 20182019 sezonunda günlük hayattan, özel davetlere stilinize uyumla eşlik ede-

SWATCH SONBAHAR-KIŞ 2018 KOLEKSİYONUNU SUNAR

cek saat modellerini sunar. Gc, son zamanların yükselen yıldızı olan bicolor saatleri ile sezonun trendlerini yansıtıyor. Pembe altın ile çeliğin mükemmel uyumuyla ve İsviçre hassasiyetiyle tasarlanan erkek ve kadın modelleri saat severleri şıklığa davet ediyor.

Her şeyin devamlı birbiriyle bağlantılı olduğu dünyada, mesafeler artık sadece bir tık uzaklığında. Hayal gücünün gerçek olduğu, çok bilinen fikirlerin yeni bir bakış açısıyla yorumlandığı ve sanatın el işçiliğiyle ortak olduğu Swatch yeni sezon Sonbahar-Kış 2018’in ilk teması olan Worldhood koleksiyonu “Dünya senin bir mahallen.” mottosunu farklı yollarla bileğinize taşıyor. Dünyaca ünlü müzeler tarihi sanat eserlerine swatchy bir yaklaşım getirmeleri için markaya kapılarını açarken, örgü görünümdeki saatler geçmişe göz kırpıyor. Ham ve dayanıklı tasarımıyla ön plana çıkan koleksiyondaki siyah-beyaz modeller ise sofistike fırça dokunuşlarıyla markanın hikayesine gönderme yapıyor.

107


VİTRİN

Benetton ile Stilinizi Bir Üst Seviyeye Çıkartın Kurt Cobain’i hatırlayın; İskoçya’nın ekosesini grunge stilin olmazsa olmazı yapmıştı. Benetton’da bu akımdan yola çıkarak kareli deseni esnek kumaşlı pantolonlarla birleştiriyor ve postal botlarla ve deri ceketlerle giyilmek üzere üç farklı renkte karşımıza çıkartıyor.

Neden mi ekose? Çünkü aynı anda hem kullanışlı, zarif ve olgun hem de güncel, bağımsız ve alışılagelmişin dışında. United Colors of Benetton’un yeniden yorumladığı ekoseler ile geçmişten alıntı yapan modern bir görünüm elde edebilirsiniz.

Ekose, kovboy stilinin de esas parçalarından biri. Kasabalı ekose; viskoz gömleklerde, küçük kareli ceketlerde ve farklı kesimlerdeki yapay kürkle detaylandırılmış kabanlarda hayat buluyor. Uzun ekose paltolar hem zamansız bir görünüm sağlayacak hem de yünlü içerikleriyle kışı sımsıcak geçirmenizi sağlayacak. Zamansız ekose deseni klasik kapüşonlu duffle kabanlarda yapay deri ile detaylandırılıyor. United Colors of Benetton, böylesine klasik bir parçanın taşlanmış kotlarla tamamlandığında beklenmedik bir görünüm yaratacağını kanıtlıyor! Erkek modası da minimal montlar, oduncu gömlekler ve pantolonlar gibi zamansız parçalar ile İskoçya’nın ekosesinden en az kadınlar kadar etkileniyor. United Colors of Benetton’un ekoseden aldığı güçle bir araya getirdiği; vintage, punk ve rock stili sayesinde bu sezon hata yapma şansınız yok!

KOTON’DAN “TAM BENİM TARZIM” DEDİRTEN SONBAHAR KOLEKSİYONU

K

oton, 2018-2019 Sonbahar-Kış sezonuna gençlere özel bir kapsül koleksiyonla ‘merhaba’ diyor. Üniversite yaşamının ve gençlere özgü spor şıklığın ilham verdiği koleksiyonda, dinamizm ve enerjiyi yansıtan jean ve sweatshirt alternatifleri yer alıyor. Üniversite ruhunun enerjisini ve rahatlığını sportif detaylarla buluşturan tasarımlarda futbol ve rugby gibi ikonik sporların izlerini taşıyan; zikzaklar, retro grafik desenler, ekose uygulamalarıyla hareket kazanan tasarımlar dikkat çekiyor. Tasarımların yanı sıra renklerle de gençlerin dünyasına odaklanan koleksiyonda kızılımsı mor, kobalt mavisi, şarap rengi, retro hardal tonları ve kırık beyaz gibi doygun renklerin ağırlığı hissedilirken; koyu indigo, siyah ve taşlanmış mavi gibi renklerle yapılan renk bloklamaları güçlü silüetler oluşturuyor.Koleksiyon, günlük giyimde de fark edilir olmanın kodlarını özgün tasarımlarla yansıtıyor. Sezonun anahtar parçaları arasında görülen dar kesim jean’lerin havalı ve rahat kapüşonlu

108

sweatshirt’ler ile buluştuğu kombinler, gençlere mevsim boyunca kullanabilecekleri farklı ve şık seçenekler sunuyor.


VİTRİN

Butigo ile Sonbaharda Göz Alıcı Şıklık Dünya moda akımlarından ve sezon trendlerinden ilham alınarak hazırlanan koleksiyonlarıyla dikkat çeken Butigo ile bu sonbaharda tüm dikkatleri üzerinize çekmeye hazır olun! Rahatlığı ve etkileyici stilleri ile ön plana çıkan 2018-2019 Sonbahar/Kış Koleksiyonu FLO mağazalarındaki yerini aldı. Sezon trendi ayakkabı ve bot modelleri ile hem gündüz hem de geceye uygun şık alternatifler sunan Butigo, yeni sezonun öne çıkan detayları ve renk seçenekleriyle her tarza ve her zevke hitap eden bir çeşitlilik sunuyor. Çizmelerden babetlere, sneaker’lardan chelsea botlara uzanan koleksiyonda,

barok işlemeler, inci detaylar, zincir ve zımba oyunları kadınlara hem sonbaharda hem kış boyu göz alıcı şıklık sağlıyor. Yeni sezonda kendini ispatlayan ve dönemi etkisi altına alan kadife dokular ve çift renk detayları, Butigo’nun özgün modelleriyle stil sahibi kadınları etkisi altına alacak. Sneaker’lardaki küçük ama dikkat çeken detaylar, metalik ve bronz parçalar stilinize derinlik katmaya hazırlanıyor. Sezonun trendi yıldız motifi, zarif ve göz alıcı işlemelerle Butigo modellerinde öne çıkıyor. Sezonun bir diğer öne çıkan trendi olan kare topuklar, ofis şıklığınıza şıklık katacak.

Sonbaharda Hareket Özgürlüğünü Lumberjack ile Yaşayın

Dünya trendlerini konforla birleştirerek ayağınıza taşıyan Lumberjack, her yaşa ve zevke hitap eden modellerin yer aldığı 2018 Sonbahar-Kış Koleksiyonu’nu herkesin beğenisine sunuyor. Spor ve outdoor gruplarıyla aktif ve tarz bir koleksiyon yaratan Lumberjack, doğa için tasarlanan ürünlerinin sağlamlı-

ğını ve fonksiyonelliğini bu sonbaharda da şehre taşımaya devam ediyor. Gri, siyah, bej, lacivert, bordo, kahverengi ve pastel tonların bolca kullanıldığı koleksiyonda günün her anına eşlik edecek rahat, kullanışlı casual ayakkabılar, waterproof özellikli modeller, dayanıklı yapıya sahip ürünler ön plana çıkıyor. Konforu moda ile buluşturan modellerde eskitme malzemeler ön plana çıkarken, bağcık ve trok detaylar ile klasikliğin yanı sıra vintage bir görünüm ile İtalyan modasına vurgu yapılıyor. Spor grubuyla da oldukça dikkat çeken

Lumberjack, sonbahara geçiş döneminde yapacağınız tüm aktivitelere şıklık katıyor. Maximum nefes alabilen üst yüzeyi, bilek desteği sağlayan ayak yakası, sonbahar kombinlerine trend bir görünüm kazandırıyor. Ayağı kavrayan hafif ve şık modellere, dikkat çekici dikişler ve renkli bağcıklar eşlik ediyor. Rahat kesim gömlekler, casual pantolonlar, sonbaharın favorisi denim ceketler ve jean’lerle kolayca kombinlenebilen Lumberjack Sport Grubu, günün her anında ve her ortamda hem şık hem konforlu olmak isteyenlerin tarzının en özel tamamlayıcısı olacak.

109


ÜRÜN HİZMET

GÜVENLİK SEKTÖRÜNDE SİRKÜLASYON YÜZDE 50’LERDE Güvenlik sektörünün Türkiye’deki mevcut durumunu değerlendiren ISS Proser Koruma Hizmetleri A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Atilla Aydemir, sektör sirkülasyonun oldukça yüksek olduğunu söylüyor. Güvenlik sektörünün Türkiye’deki mevcut durumundan ve potansiyelinden kısaca bahseder misiniz? Bir milyon özel güvenlik kimliği olan ve fiili olarak 600 bin güvenlik personelinin çalıştığı bir sektörden bahsediyoruz. Bu rakamlar sezona göre değişkenlik gösteriyor, kriz dönemlerinde geçici iş bakılarak bu alana yönelen çalışan olmakla birlikte, kriz ile birlikte en çok personel azaltılan alanlardan biri de güvenlik hizmetidir. Özellikle önümüzde zor bir dönem var. Asgari ücret artış oranı direk olarak bizi etkileyen bir konu ama şimdiden zam yapmak istemiyoruz diyen birçok müşterimiz var. Her alanda maliyetler arttığı için bu eğilim normal karşılanabilir ancak enflasyonun yüzde 20 hedeflendiği ekonomik yapıda artış yapmamak mümkün değil. Geçmiş yıllarda AVM’ler güvenlik x-ray aramalarını kaldırmayı konuşurken, artan risklerden dolayı olmayan tesislere dahi arama noktaları koyuldu. Bu biraz

110

ülkenin bulunduğu güvenlik durumu ile bağlantılı. Sektörün gelişmesini engelleyen ya da sektörde bir türlü aşılamayan en önemli sorun sizce nedir? Sektör sirkülasyonu maalesef yüzde 50’lerde yani çok yüksek. Kimlikli ve çalışan arasındaki farka da baktığınızda maalesef hala meslekten çok, işsiz kalınan dönemi kurtarıcı bir iş gibi görülüyor. Meslek haline getirmemiz için öncelikle tabii olduğumuz 5188 nolu kanunda yer almayan özlük hakları hususunun ilave edilmesi, iyileştirilmesi şart. Tüm bunlara ilave olarak polislerde olduğu gibi bir sicil numarası ile dijital sistemde takibinin yapılması gerekiyor, bir şirketten çıkarılan görevli başka bir güvenlik firmasında hemen iş bulabiliyor. Bazı hizmet gerekliliklerini sağlayamayan firmaların açılışına ve faaliyetine izin verilmemeli. Denetim, eğitim, risk analizleri yapmak gibi faaliyetler bu sektörde olmazsa olmazlardan ama uygulamayan yüzlerce şirket var. Bu sorunların iyileştirilmesi adına son dönemde İç İşleri Bakanlığı güzel faaliyetlerde bulundu. Eğitim düzenlediler ve güvenlik şirketleri ile bir araya gelerek sorunlarımızı dinlediler. Bu yönde olumlu somut adımların atılacağını düşünüyorum. Gelecek dönemlere ilişkin ne gibi planlar yaptığınızı öğrenebilir miyiz? ISS Proser olarak yakın gelecekte tüm özel güvenlik hizmetlerine destek olacak, maliyetleri düşürüp kaliteyi yukarı taşıyacak nitelikteki

“ISS Proser Güvenlik 4.0” projesini başlattık. 53 ülkede faaliyet gösteren ISS’in dünya çapındaki knowhow’ından da yararlanan projemiz, konvansiyonel güvenlik yaklaşımından çok üstün nitelikte güvenlik hizmeti sunmanın yanı sıra teknik altyapıda büyük gelişme yaratacak, personel ve yatırımla ilgili konularda ise tasarruf sağlayacak, hizmet kalitesini artıracak. Tedbir-izlememüdahale aşamalarını en ileri düzeydeki teknolojiyle bütünleştiren “ISS Proser Güvenlik 4.0” projesinde beyin görevini yapay zekâ üstlenirken, diğer hayati organların işlevini akıllı bileşenler, dijital binalar ve bağlı binalar, müdahale organlarını ise insan gücü ve bu güce üst düzeyde destek veren cihazlar oluşturacak. Bu kapsamda Dron ile güvenlik devriyesine başladık bile.


ÜRÜN HİZMET

BİYOMETRİK TEKNOLOJİ KULLANIMI ARTIYOR fazla biyometri kullanıyor. Biyometrelerin akıllı telefonlar gibi gündelik cihazlarda bile bu kadar popüler hale gelmesi, biyometri ile şifrelerin ne zaman değiştirileceğini akla getiriyor. Parolalar hala yaygın olarak kullanılsa da, biyometrinin yeni standart haline gelmesini isteyen birçok güvenlik uzmanı var. Apple ve Samsung gibi şirketler, yıllardır biyometriyi akıllı telefonlara entegre ediyor. Sonuç olarak, şifreler kısa vadede kalmaya devam etse de, biyometri önümüzdeki yıllarda güvenlik & kimlik doğrulama standartlarının değişimi konusunda büyük rol oynayacaktır.

İşletmelerin artık kimlik doğrulama için giderek daha fazla biyometrik teknolojiyi kullandıklarını ifade eden Ergosis Güvenlik Sistemleri Genel Müdürü Ahmet Kerestecioğlu, “Biyometrik ürünlerin kullanımı her geçen gün genişlemekte, üzerinde çalıştığımız 2 yeni proje ile biyometrik cihazların bugüne kadar kullanılmadığı alanlar için çözümlerimiz çıkacak.” dedi.

Bireysel ve kurumlara özel ne gibi güvenlik çözümleriniz mevcut? Ergosis; geçiş güvenlik, bariyer, kamera, yangın ihbar, acil anons sistemleri gibi bir işletmenin ihtiyacı olabilecek tüm güvenlik çözümlerini anahtar teslim sunan, teknik hizmet & servisini veren bir kuruluştur. On binin üzerinde çalışanı olan dev fabrikalardan beş kişilik işletmelere kadar pek çok şirkete hizmet veriyoruz. Abonelik, satın alma ve kiralama gibi farklı satış modelleri ile çözümlerimizi ekonomik hale getiriyoruz.

Gelecek dönemlre ilişkin ne gibi yatırımlar yaptığınızı öğenebilir miyiz? Ergosis olarak önceliğimiz daima müşterilerimiz oldu bu sebeple ürün kalitesi ve teknik servis bizler için en önemli konu. Bu anlamda ekiplerimiz mevcut çözümlerimizi geliştirirken diğer bir taraftan katma değeri yüksek farklı çözüm arayışlarımız her zaman devam etmekte. Ülkemizde yerli ve milli kavramı her gün önemini artırıyor, bu sebeple yakın zamanda ithal ettiğimiz bazı cihazları Türkiye’de üretmek için girişimlerimiz olacak. Yazılım ve teknik ekibimiz bu konuda araştırmalarına devam ediyor. Biyometrik ürünlerin kullanımı her geçen gün genişlemekte, üzerinde çalıştığımız 2 yeni proje ile biyometrik cihazların bugüne kadar kullanılmadığı alanlar için çözümlerimiz çıkacak. Bu sektörlerden bir tanesi “Servisler”; servis araçlarının takibi uzun zamandır yapılan bir uygulama ancak servisin kullanımının (servisi aktif olarak kaç kişi kullanıyor, ne zaman nereden biniyor, ne zaman nerede iniyor, güzergahlar vs…) takibi uygulanmamış bir çalışma. Bu ihtiyaca yönelik çözümümüzü kısa bir süre sonra piyasaya sunacağız.

Sizce teknolojinin güvenlik sektöründeki payı nedir? Geleceğin güvenlik teknolojilerinde trend ne olacak? Yüz tanıma, iris veya parmak izi taraması gibi biyometrik teknolojiler artık yalnız gizli devlet kurumlarının kullandığı pahalı güvenlik önemleri değil. Gerçek şu ki, işletmeler kimlik doğrulama için giderek daha

111


ÜRÜN HİZMET

INDIGOVISION ÜRÜNLERİ Y3K GÜVENCESİYLE TÜRKİYE’DE olabilmesi. Böylece, bu alanda yatırım yapmak isteyen kurumların toplam sahip olma maliyeti de büyük oranda düşüyor.

UÇTAN UCA EKSİKSİZ BİR ÇÖZÜM Farklı tiplerdeki güvenlik kameralarından, kayıt sistemlerine ve video yönetim yazılımlarına eksiksiz bir portföye sahip video izleme çözümü olan IndigoVision’ın ölçeklenebilir yapısı sayesinde ileride yapılacak iyileştirme ve geliştirme maliyetleri de minimumda tutuluyor. Güvenlik teknolojileri sektörünün tanınmış global markalarından IndigoVision’un video izleme çözümleri konusundaki geniş ürün portföyü Y3K tarafından işletmelere sunulmaya başladı. Y3K’nın tek yetkili distribütör olarak sunduğu IndigoVision markası, 25 yıla yaklaşan geçmişinde elde ettiği sayısız başarı ile sektörün önemli isimlerinden biri konumunda bulunuyor.

SİSTEM MASRAFLARINI YÜZDE 90 AZALTAN TEKNOLOJİ IndigoVision’ın öne çıkan özellikleri arasında üst düzey veri sıkıştırma dikkat çekiyor. Bu da yüksek veri depolama alanlarına ihtiyaç duyan video izleme uygulamalarının çok daha düşük maliyetle saklanabilmesine olanak sağlıyor. Bu sayede veri depolama ve sistem masraflarını yüzde 90’a varan oranda azaltan IndigoVision çözümleri, şirket bünyesinde geliştirilen tescilli SMART. core™ teknolojisi ile yüksek görüntü ve ses kalitesi sunuyor.

ENTEGRASYON YETENEĞİ UYGULAMALARI KOLAYLAŞTIRIYOR IndigoVision’un bir diğer avantajı ise farklı tipteki elektronik güvenlik sistemleri ve markalarıyla kolayca entegre

112

IndigoVision’un benzersiz Dağınık Ağ Mimarisi (Distribüted Network Architecture- DNA), ürünlerin tercih edilmesindeki bir diğer faktör olarak öne çıkıyor. Merkezi bir sunucu ihtiyacını ortadan kaldıran bu yapı sayesinde oluşabilecek bir arıza durumunda bile ağ üzerinde bir veri yoğunluğu oluşmuyor.

EKİM AYINDA ISAF FUARI Y3K STANDINDA IndigoVision’ın özellikli ve teknolojik ürünleri ilk olarak ISAF fuarında, Y3K standında ziyaretçilere tanıtılacak.

DÜNYANIN ÖNDE GELEN VİDEO İZLEME ÇÖZÜMLERİ ÜRETİCİSİ INDIGOVISION, Y3K DİSTRİBÜTÖRLÜĞÜ İLE TÜRKİYE’DE SUNULMAYA BAŞLADI.

Y3K ile tüm yeni ve teknolojik ürünlerini Türkiye pazarına sunacak olan firmanın yeni nesil izleme teknolojileri arasında Frontline2 adında güvenlik amaçlı yaka kamerası ve Integra adlı ufak boyutlu entegre NVR ları bulunuyor. Bugüne kadar 100’den fazla ülkede 15 binden fazla projede kullanılan IndigoVision’un sunduğu ürün ve çözümler yüksek teknoloji içeren özellikleriyle beğeni topluyor. Ölçeklenebilir ve esnek bir yapıyla projelendirilebilen ürünler Y3K’nın elektronik güvenlik sektöründeki deneyimiyle elektronik güvenlik projelerinin profesyonel ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılamayı hedefliyor.



ÜRÜN HİZMET

GÜVENLİK SEKTÖRÜ TEKNOLOJİ İLE GELİŞECEK Potansiyel olarak teknolojiden faydalanarak güvenlik sektörünün daha fazla gelişeceğini söyleyen Sarpada Güvenlik Çözümleri Yetkilisi Armağan Demirel, teknolojik güvenlik çözümleri hakkında da bilgiler verdi. Güvenlik sektörünün Türkiye’deki mevcut durumundan ve potansiyelinden kısaca bahseder misiniz? Ülkemizin son 15 yılda kazandığı ivme güvenlik sektörünü de oldukça büyüttü. Fiziki ve elektronik güvenlik artık zorunlu bir yatırım oldu. Perakende mağazaları, fabrikalar, konutlar, yollar, sokaklar artık her yerde güvenlik karşımıza çıkıyor. Artan talep doğrultusunda da arz edilen ürünler her geçen gün artmakta. Potansiyel olarak teknolojiden faydalanarak güvenlik sektörü daha da gelişecektir. Sektörde daha uzun yıllar hizmet verebilmek için teknolojiye barışık ve yakalamış olmak gerekir. Sizce teknolojinin güvenlik sektöründeki payı nedir? Geleceğin güvenlik teknolojilerinde trend ne olacak? Son yıllarda teknoloji olarak çok hızlı bir zaman dilimine girdik. Her gün yeni bir şey icat ediliyor. Takip etmekte gerçekten zorlanıyorum. Özellikle kişisel kullanım ve güvenlik ön plana çıkıyor. Artık her birimiz ayaklı bir bilgisayarız. Elektronik güvenlik işte burada çok daha fazla önem arz ediyor. İkisinin bir arada kullanıldığı teknolojiler hayatımızda önemli bir yeri almış ve vazgeçilmez olacaktır. Bireysel ve kurumlara özel ne gibi güvenlik çözümleriniz mevcut? 12 yıldır tüm müşterilerimize Sarpada Güvenlik Çözümleri olarak imalatımız olan elektronik ürün gözetleme sistemle-

114

ri, kişi sayma ve RFid teknolojileri sunuyoruz. Radyo frekans ve akustomanyetik ürün koruma sistem ile aksesuarlarının imalat, satış ve sonrası hizmetleri, kişi sayım sistemlerimiz ile perakende mağazalarında ve AVM’ler için verimliliği artıran bilgilere müşterilerimizin ulaşmasını sağlıyoruz. RFid anten, okuyucu, yazıcı, el terminali ve etiketleri ile birçok alanda çözümlerimizi müşterilerimize sunuyoruz. Gelecek dönemlere ilişkin ne gibi yatırımlar yaptığınızı öğrenebilir miyiz? Teknolojinin getirmiş olduğu yenilikleri sistemlerimize adapte ediyoruz. Akıllı telefonlarımızdan artık sistemlerimize bağlanabiliniyor. Mağazalarımızın anlık verilerine ulaşabiliyoruz. Müşterilerin mağaza içerisindeki yoğunluğunu takip edebilecek optimizasyonlarımızı düzenleyebildiğimiz çözümler geliştiriyoruz. RFid teknolojilerinde tamamını yerli üretim yapmak için çalışmalarımız devam ediyor. ISAF Fuarı’nın sektöre neler kattığını düşünüyorsunuz? ISAF Fuarı; Türkiye’nin teknolojide geri de kalmaması için bugüne kadar hayati bir rol oynadı. Yeni ürünleri canlı olarak görebilmek çok önemli. Birçok katılımcının ufkunu genişlettiğinden hiç şüphem yok. Her yıl çok daha iyiye giden bir organizasyon. Ülkemizin güvenlik sektöründe ürettiği ürünü potansiyel müşteri ile bir araya getiren muazzam bir platform.




ÜRÜN HİZMET

PRONET, GÜVENLİKTE “AKILLI KAMERA” DÖNEMİNİ BAŞLATTI PRONET’İN SAYISIZ ÖZELLİĞE SAHİP YENİ GÜVENLİK ÇÖZÜMÜ KAMERAMPRO, EV VE İŞYERLERİNDE ÇOK SAYIDA KAMERANIN İZLEDİĞİ ALANA GİREN KİŞİLERİ VE ARAÇLARI TEK TEK SAYIYOR, BELİRLİ BİR ALANDAN İZİNSİZ ÇIKILDIĞINDA ANINDA HABER VERİYOR. GÜVENLİK SİSTEMLERİNDE “AKILLI KAMERA” DÖNEMİNİ BAŞLATAN KAMERAMPRO, YAKINDA EKLENECEK ÖZELLİKLERİYLE KİŞİLERİ YÜZÜNDEN TANIMAYA DA BAŞLAYACAK.

T

ürkiye’nin lider güvenlik şirketi Pronet, çok noktalı, merkezden yönetilen kurumlardan büyük iş yerlerine, geniş evlerden büyük bahçeli alanlara kadar herkes için en kapsamlı kamera yönetim platformu olan KameramPro’yu kullanıma sundu.

• Kamera seçiminde özgürlük. Marka, model bağımsız tüm IP ve analog kameralarla uyumlu,

teknolojik çözümlerle de dikkat çekiyor. Platformun özellikleri arasında:

• Kullanıcının sahip olduğu mevcut kameraların sisteme dahil edilmesine de olanak sağlayan esnek yapı,

• Önceden tanımlanmış -herhangi bir büyüklükteki- bir alana izinsiz girişler olduğunda alarm üreterek uyarı vermesi,

• Kendine ait mobil uygulama,

• Belirli bir alanın dışına çıkan veya içine giren tüm objeler/kişiler/araçlar için alarm üreterek uyarı sağlaması,

KAMERAMPRO’DA NELER VAR?

İŞ YERİNİZE İZİNSİZ GİRİŞ VE ÇIKIŞLAR ARTIK KONTROLÜNÜZ ALTINDA

• Mobil cihaz üzerinden canlı video izleme, • Kamera ayarlarını değiştirme ve videoların e-posta olarak iletilmesi,

• Her kamera için sınırsız hareket algılama alanı, • Yedekli lokal ve buluta kesintisiz kayıt özelliği, • Kameralar çevrimdışı olduğu taktirde kullanıcıyı uyaran akıllı uyarı sistemi.

Raporlama, görüntü kalitesi ve video analiz özellikleri ile Türkiye’deki en kapsamlı ve gelişmiş kamera platformu olan KameramPro, sunduğu

• Belirlenen bir alandaki obje, araç ve insanların sayılması, • Önceden belirlenen ve hareket olduğu anda uyarı verilmesi istenen bir lokasyonda oluşan hareket için alarm üretilmesi gibi hizmetler de yer alıyor. Platform, yakın zamanda sisteme dahil edilecek olan obje algılama ve yüz tanıma özellikleriyle çok noktalı, geniş alanlarda denetimi artıracak.

115


ÜRÜN HİZMET

SENSORMATIC’TEN PERAKENDE SEKTÖRÜNE KOLAYLIK

P

erakende sektörünün karşılaştığı zorluklardan biri, fiyat etiketindeki değişkenlikler nedeniyle etiketleri sıklıkla değiştirmek durumunda kalmaları. Bu nedenle ürünler raftaki konumlarını korusa bile fiyat etiketlerinin mağaza personelleri tarafından güncellenmesi gerekiyor. Perakende sektörüne sunduğu teknolojik çözümlerle bu sorunu giderme yolunda önemli bir kolaylık sağlayan Sensormatic, şimdi de Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan yeni yönetmelikle etiketlere ek bilgiler yerleştirmek durumunda olan sektör temsilcilerine destek oluyor. Akıllı sensörleri ve anlık güncellenebilen dijital fiyat ekranı sayesinde mağaza müşterilerinin doğru bilgilendirilmesinin yanında pek çok ek fayda özelliği sunan Elektronik Fiyat Etiketleri, yeni yönetmeliğe hızlı ve kolay bir şekilde uyum sağlamak isteyen perakendecilere yardımcı oluyor.

PERAKENDE SEKTÖRÜNDE ELEKTRONİK FİYAT ETİKETLERİ İLE ZAMAN VE MALİYET TASARRUFU SAĞLAYAN SENSORMATIC, YENİ YÖNETMELİK SONRASI EK BİLGİLERLE DONATILMASI GEREKEN FİYAT ETİKETLERİNE GEÇİŞİ KOLAYLAŞTIRIYOR.

Yönetmelikle birlikte değişen yeni etiketlerin artık sadece satış fiyatı ve birim fiyatından ibaret olmadığına dikkat çeken Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, getirilen yeni kriterlerin daha fazla bilgi içerdiğini hatırlatıyor. Yeni yönetmeliğe göre etiketlerde üretim yeri, ayırıcı özelliği, tüm vergiler dahil satış fiyatı, birim fiyatı, en son yapılan fiyat değişikliği bilgisi, yerli olup olmadığı bilgisi, ithal olması durumunda üretildiği

ülkenin ismi gibi bilgilerle birlikte daha fazla değişkenin olduğunun altını çizen Uzelli, Elektronik Fiyat Etiketleri çözümünün hem yeni olan hem de gelecekte yapılabilecek yasal düzenlemelere hızlı bir şekilde uyum sağlanmasının kolaylaştıracağını ifade ediyor. Fiyat etiketlerinin ürünün pazarlamanması için önemli bir mecra olduğunu sözlerine ekleyen Uzelli, fiyat etiketlerinde ürün hakkında içerik, kalori v.b. bilgilerin verilmesi ile tüketici için daha cazip bir hale gelmesinin sağlanabileceğinin altını çiziyor.

90 BİN ÜRÜNÜN BİLGİLERİ 1 SAAT İÇİNDE GÜNCELLENEBİLİYOR Özellikle ürün değişiminin sıklıkla yaşandığı büyük market ve mağazalar için ciddi bir tasarruf sağlayan Sensormatic Elektronik Fiyat Etiketleri, hata yapılma riskini de ortadan kaldırıyor. Mağaza personeli için önemli bir zaman ve işgücü kaybına neden olan fiyat güncellemelerinin merkezi bir sistem üzerinden, hızlı ve hatasız yapmayı mümkün kılan çözüm, 90 bin ürünün fiyatının 1 saat içinde değiştirilebilmesine olanak tanıyor. Tüm fiyatların tek merkezden kontrol edilmesi, reyon ve kasa arasındaki her türlü fiyat tutarsızlığının önüne geçiyor. Böylece mağaza içi operasyonlarını iyileştiren perakendeciler, mevcut personellerini daha yüksek katma değere sahip süreçlere yönlendirebiliyor.

MAĞAZA İÇİ PROMOSYONLAR REKABET KOZUNA DÖNÜŞÜYOR Mevsimsel geçişler ya da bayram veya yılbaşı gibi hemen her şirketin kampanya düzenlediği dönemlerde Elektronik

116


ÜRÜN HİZMET

Fiyat Etiketleri’nin avantajı daha da artıyor. Mağaza içi promosyonların yönetimini kolaylaştıran bu çözüm, promosyonlu ürünlere ait akıllı etiketlerin flaş sinyali vermesi, müşterinin dikkatini bu ürünlere çekiyor ve kampanyanın etkisi artırılıyor.

REYON TAMAMLAMA HIZI İKİ KATINA ÇIKIYOR Müşterinin mağaza içinde gezerken sepetine eklediği, ancak herhangi bir sebeple satın almayıp kasada bıraktığı ürünün tekrar kendi rafına dönmesi ve reyonda azalan ürünlerin tamamlanması gerekiyor. Raflarda aynı nitelikte ürünün çok sayıda farklı

modeli bulunduğu için, ürünün ait olduğu reyon bilinse dahi doğru rafı bulmak vakit alabiliyor. Ürünler yanlış raflara konulabiliyor. Ürünün doğru rafa yerleştirecek personelin işini hatasız olarak, çok kısa sürede yapması, Elektronik Fiyat Etiketleri ile mümkün oluyor. Görevli personel ürünü sisteme tarattıktan sonra, mağaza içindeki konumunu kolayca buluyor. İlgili reyona geldiğinde ise ürüne ait Elektronik Fiyat Etiketi ışıklı sinyal vererek, doğru rafı arama sürecini ortadan kaldırıyor. Böylelikle perakendeciler için personel verimliliği kayda değer oranda iyileştiriliyor.

ONLINE SİPARİŞLERİ YÖNETMEK DAHA KOLAY

Tüketicilerin mağazaya gitmeden online olarak verdikleri siparişlerdeki ürünleri mağaza personelinin hızlı bir şekilde reyonlardan toplaması gerekiyor. Mağaza personeli, Elektronik Fiyat Etiketi uygulamasını kullanarak internet üzerinden gelen siparişlerin reyonlardan toplanmasını çok daha kolay ve hızlı gerçekleştiriyor. Her bir ürünün mağaza içindeki konumunu anında tespit eden uygulama, reyonlara eklenmiş Elektronik Fiyat Etiketleriyle iletişim kuruyor ve mağazanın dört bir yanındaki ürünlerin toplanması için en verimli rotayı oluşturuyor. Mağaza personeline düşen tek iş, haritayı takip ederek geldikleri reyonda flaş sinyal veren Elektronik Fiyat Etiketini bulup, ilgili ürünü almak oluyor. Reyondan her bir ürün alındığında, bir sonraki etiket sinyal vermeye başlıyor ve böylelikle gelen siparişler son derece hızlı, hatasız ve verimli biçimde sepette toplanıyor.

117


ÜRÜN HİZMET

KÜÇÜK BOYUTUNA RAĞMEN SINIFININ EN ETKİLİSİ

YENİ BİNİCİLİ TEMİZLİK OTOMATI

KÄRCHER BD 50/70 R CLASSIC Dünyanın lider temizlik teknoloji markası Kärcher, küçük boyutu sayesinde dar alanlarda mükemmel temizlik sağlayan 70-80 litre sınıfındaki binicili zemin otomatı BD 50/70 R’yi tüketicilerinin beğenisine sunuyor. Yüksek manevra kabiliyetine sahip BD 50/70 R Classic, kamu alanlarından perakendeye, otomotiv sektöründen sağlık sektörüne profesyonel temizliğe ihtiyaç duyulan tüm alanlar için ideal.

118

A

lman temizlik devi Kärcher, mikro sürüş sınıfı için üretilmiş binicili zemin otomatı “BD 50/70 R Classic”i profesyonellerin beğenisine sunuyor. Kärcher BD 50/70 R Classic, otomotiv sektöründen sağlık sektörüne, perakende sektöründen kamu alanlarına profesyonel temizlik gerektiren her yerde, ekonomik ve güçlü bir alternatif olarak öne çıkıyor. BD 50/70R Classic, uygun fiyatı, kullanım kolaylığı ve en dar alanlarda bile mucizeler yaratan manevra kabiliyeti sayesinde profesyonel temizliğe ihtiyaç duyulan her yer için en iyi çözümü sunuyor.

Kärcher’in ürün gamındaki en küçük binicili zemin otomatı olmasına rağmen en etkili temizlik performansını sunan BD 50/70 R Classic, kompakt tasarımı, 51 cm yıkam genişliği ve 1,6 metre dönüş çapıyla mağaza içi gibi dar alanlarda bile yüksek manevra kabiliyeti sağlıyor. Sınıfının en hafif makinesi olmasıyla da ayrıca hassas zeminlerde bile güvenle çalıştırılabiliyor. Ayrıca opsiyonel olarak tedarik edilebilen ve makinenin önüne kolaylıkla takılabilen moplama aparatı/çöp torbası ve ayrıca gene opsiyonel olarak alınabilen deterja/sarf malzeme gibi şeyleri bir arada tutmaya yarayan aksesuarlar bulunmaktadır. Geniş aksesuar seçimiyle her türlü profesyonel temizlik ihtiyacına cevap verebilen BD 50/70 R Classic, renk kodlu fonsiyonel çalıştırma aksamlarıyla kolayca kullanılıyor ve kullanmak için ekstra bir eğitim gerektirmiyor. Rahat koltuğu sayesinde tüm çalıştırma aksamına kolayca erişim sağlayan BD 50/70 R Classic, küçük boyutu sayesinde kolay sevk edilebiliyor ve temizlenecek bölgeye iyi bir görüş alanı sağlıyor. Uygun fiyatıyla dikkat çeken BD 50 / 70 R Classic, kontrollerin üzerinde bulunan açıklayıcı simgeleri sayesinde de kullanım hatalarını en aza indiriyor.



ÜRÜN HİZMET

ŞİRKETLER, ATALIAN ENERJİ YÖNETİM SİSTEMİ İLE

TASARRUF SAĞLIYOR ATALIAN GLOBAL SERVICES YILLARA DAYANAN DENEYİMİ, BÜNYESİNDEKİ EVD ENERJİ YÖNETİM ŞİRKETİ VE GLOBAL KNOW-HOW İLE ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ MAKSİMİZE EDECEK ÇÖZÜMLER SUNUYOR. Dünyadaki her canlının hayatı doğal kaynaklara bağlı ve bu kaynaklar her geçen gün tükeniyor. İşte bu noktada sürdürülebilirlik kavramı devreye giriyor. Hayatın gereksinimlerini sağlayarak kalkınmayı sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlayan bu kavram, enerji verimliliğini zorunlu kılıyor. Enerji verimliliği aynı zamanda binalar için konfordan, sanayi için ürün kalitesinden ödün vermeden, aynı işi daha az enerji ile yapabilmek anlamına geliyor. Bunun için de etkili enerji yönetimi gerekiyor. Üretim ve faaliyetlerinde enerji tasarrufu sağlamak isteyen kuruluşlar ise bu konuyu, kendileri adına takip edip planlayacak profesyonellere devretmeye başladı. Ülkemizde enerji yönetimi denilince akla gelen ilk isim ise ATALIAN Entegre Tesis Yönetimi…

ETKİLİ ÇÖZÜMLERLE ENERJİDE YÜZDE 40’A VARAN TASARRUF 2013 yılından bu yana ülkemizde faaliyet gösteren ATALIAN, yıllara dayanan deneyimi, bünyesindeki EVD enerji yönetim şirketi ve global know-how ile enerji verimliliğini maksimize edecek çözümler sunuyor. Bu sayede işletmelerin daha düşük maliyetler ile enerji giderlerini yönetebiliyor, teknik hizmetlerini gerçekleştirebiliyor ve toplam verimliliklerine katkı sağlıyor. Şirketin sağladığı çözümlerle bir tesisin mevcut alt yapısı ve alışkanlıklarına göre genellikle yüzde 5 ile yüzde 20 arasında değişmekle birlikte, yüzde 40’a varan oranlarda enerji tasarrufu mümkün olabiliyor.

DEVİR TASARRUF DEVRİ: HEM MALİYET AVANTAJI HEM ÇEVREYE KATKI Tesislerin enerji tüketimlerinin miktarı, yoğunluğu, tesisin mevcut durumu ve personelin farkındalık seviyesi, enerji tasarrufunda yapılacak çalışmalar açısından ilk değerlendirilen konulardan. Periyodik bakım, kestirimci bakım ve periyodik temizlik de enerji verimliliğini etkileyen çalışmalar arasında. Yüksek bir yatırımın ayrılmadığı durumlarda bile enerji yönetimi ile yaklaşık yüzde 5 oranında bir tasarruf sağlanabiliyor. Kurumlar rekabet gücünü artırmak ve enerji verimliliği çalışmaları yapmak için bugünlerde oldukça istekli. Bu sayede maliyet avantajının yanı sıra karbon salımı azaltılarak çevreye de katkı sağlanıyor. Çevreye duyarlılık, kurumların prestijlerini artıran, sosyal sorumluluk anlamında değer taşıyan ve olumlu yönde kullanılan bir pazarlama argümanı olarak da karşımıza çıkıyor.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ KOBİ’LER İÇİN DE ÖNEMLİ Enerji verimliliği; maliyetlere ve rekabete etkisi, aynı zamanda çevreye olan katkısı nedeniyle tüm sektörler için olduğu gibi KOBİ’ler için de önemli konular arasında… Toplam girişimler içindeki payının yüzde 99 olması da KOBİ’lerde enerji verimliliğinin değerini artırıyor. ATALIAN Entegre Tesis Yönetimi, KOBİ’lere enerji verimliliği kapsamına giren tüm konularda hizmet sağlıyor. Eğitim, farkındalık artırıcı çalışmalar, enerji yönetimi, enerji etüdü, proses ve yardımcı tesislerde verimlilik artırıcı çalışmalar, yeni teknolojilerin ve kontrol sistemlerinin kurulması gibi hizmetler de bunlar arasında...

120



ÜRÜN HİZMET

MULTINET UP VE FAZLA GIDA İŞ BİRLİĞİNE GİDİYOR TÜRKİYE’NİN YENİ NESİL FİNANSAL TEKNOLOJİ ŞİRKETİ MULTINET UP VE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KALKINMA PROGRAMI’NIN SEÇTİĞİ 9 GİRİŞİMDEN BİRİ OLAN TEKNOLOJİ GİRİŞİMİ FAZLA GIDA DÜNYADA ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİ OLAN GIDA İSRAFINI ÖNLEMEK İÇİN İŞ BİRLİĞİNE GİDİYOR.

T

ürkiye’nin lider yeni nesil finansal teknoloji şirketi Multinet Up, Türkiye’de ve dünyada gıda sektörünün önemli konularından biri olan gıda israfını önlemek için önemli bir adım atarak, israfın önlenmesine yönelik teknolojik çözümler sunan etki odaklı teknoloji girişimi Fazla Gıda ile iş birliği yaptı. İş birliği kapsamında, Multinet Up üye iş yerlerinin gıda bağışı vasıtasıyla artan gıdayı ihtiyaç sahipleriyle buluşturmaları hedefleniyor. İlk etapta İstanbul’un belirli bölgelerinde pilot olarak başlayacak olan iş birliği ile, Multinet Up üye iş yerleri gıda bağışı ile sosyal fayda sağlamanın yanı sıra israfı önleyerek ekonomik fayda da yaratan bu çalışmaya dahil olacaklar. Türkiye’nin 81 ilinde, 21 bin kurumsal müşterisi, 2 milyondan fazla kart kullanıcısı ve 40 bin üye iş yeri ağı bulunan

122

Olcay Silahlı Multinet Up, Türkiye’de kurtarılabilir gıda atığının 30 milyar TL seviyesinde olmasından hareketle yola çıkan Fazla Gıda iş birliği ile sadece işletmelere ve ihtiyaç sahiplerine fayda sağlamanın ötesinde, Türkiye ekonomisine de katkı sunmayı amaçlıyor.

AMAÇ GIDA İSRAFINI ÖNLEMEK Yemek kartı sektöründe yenilikçi hizmet ve çözümleriyle fark yaratmayı önemsediklerini vurgulayan Multinet Up CEO’su Demirhan Şener, “Multinet Up olarak gıda israfını önleyerek hem sosyal fayda

Demirhan Şener yaratmak hem de ekonomiye katkı sunmayı önemsiyoruz. Bu amaçla, geniş ekosistemimizin de desteği ve katkısıyla, Fazla Gıda ile yeni bir iş birliğine gidiyoruz. Üye iş yerlerimizi Fazla Gıda sistemi ile tanıştırıyor ve sisteme dahil olmalarını sağlıyoruz. İlk etapta belirlenen pilot bölge ile iş birliğimizi başlatacağız; ardından 40 bin üye iş yerimizin tamamını sisteme davet edeceğiz.” dedi. Fazla Gıda Kurucu Ortağı ve CEO’su Olcay Silahlı, “Dünya’da her yıl 1,3 milyar ton gıda insan tüketimi için üretilip atık oluyor. Fazla

Gıda olarak ülkemizden başlayarak dünyada gıda atığının önlenmesi ve böylece finansal, çevresel ve sosyal açılardan en yüksek faydayı yaratmak için çalışıyoruz. Perakende, toptancı, üretici ve otellerden sonra şimdi de gıda atığını önleyen teknoloji alt yapımızı Multinet Up iş birliği ile restoranların da kullanımına açıyoruz. Restoranlar ev dışı gıda atığı içinde önemli bir yere sahip. Multinet Up desteği ile 40 bin üye iş yerinde atığın önlenmesi için her zaman olduğu gibi ilk olarak satılamayan gıdaların ihtiyaç sahiplerine bağışlanması ile çalışmalarımıza başlıyoruz.” dedi.


ÜRÜN HİZMET

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ PERAKENDE SİSTEMLERİNİ GELİŞTİRİYOR PERAKENDEYE YÖN VEREN 60’TAN FAZLA FİRMA, PERAKENDE TEKNOLOJİ ZİRVESİ’NDE BİR ARAYA GELDİ. ZİRVEDE, SEKTÖREL ÇÖZÜMLER VE YENİ TEKNOLOJİK GELİŞMELER ANALİZ EDİLİRKEN, TECHNOPC YÖNETİCİ ORTAĞI MURAT YÜCEL,“MÜŞTERİNİN MAĞAZA İÇERİSİNDE ÜRÜNE, FİYATA, BİLGİYE DAHA HIZLI, GÜVENİLİR VE KONFORLU ŞEKİLDE ULAŞABİLMESİ

edileceği, güncel güvenlik tehditleri ile tedbirleri ve tümleşik AIO sistemleri gibi teknolojik yenilikler yer aldı.

“AR-GE ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYORUZ” Zirvenin konuşmacılarından Technopc Yönetici Ortağı Murat Yücel, perakende alanında yeni teknolojik ürünlerle müşteri memnuniyetini artırmanın önemine dikkat çekti. Technopc’nin bu doğrultuda Ar-Ge çalışmalarına devam ettiğini belirten Yücel, “Dijitalleşen dünyada en ileri ve yenilikçi teknolojileri kullanarak ve yüksek çevre bilincimizle hareket ederek perakende müşterisinin memnuniyetini artırmak, ürün seçimindeki kolaylığı sağlamak bizim için çok önemli. Müşterinin mağaza içerisinde ürüne, fiyata, bilgiye daha hızlı, güvenilir ve konforlu şekilde ulaşabilmesi ve alışverişini tamamlayabilmesi perakende sistemlerinin kullanımını artırıyor.” dedi.

İLE ALIŞVERİŞİNİ TAMAMLAYABİLMESİ PERAKENDE SİSTEMLERİNİN

ÇEVRECİ VE YÜKSEK PERFORMANSLI ÜRÜNLER

KULLANIMINI ARTIRIYOR.” DİYE KONUŞTU.

Ürün kalitesinin, özgün tasarımların ve çözüm odaklı yaklaşımın da perakende sistemlerinin tercih edilmesinde oldukça etkili olduğunu belirten Yücel, “Biz de teknolojinin tüm imkânlarını kullanarak yenilikçi, çevreci ve yüksek performanslı ürünlerimiz ile son teknolojik Ar-Ge çalışmalarımız ışığında iş ortaklarımız üzerinden perakende için çözümler sunuyoruz.” diye konuştu. Yücel, ayrıca, Technopc’nin perakende alanına yönelik teknolojik çözüm ürünleri hakkında bilgiler verdi. Bunlar arasında; yenilikçi POS cihazları, mini kasa bilgisayarlar, online müzik yayın sistemleri, kamera kayıt sistemleri, dijital bilgi ekranları için player uygulamaları, hızlı anket çözümleri, kiosk ve totemler, mobil el terminalleri, tablet bilgisayarlar ile tümleşik AIO sistemleri yer alıyor.

Perakende sektöründeki önemli teknolojik gelişmeler Perakende Teknoloji Zirvesi’nde masaya yatırıldı. Sayısı 60’tan fazla firmanın katıldığı buluşmada sektör için yenilikçi çözüm önerileri konuşuldu. Technopc, Microsoft, Hewlett Packard Enterprise’ın sponsorluğunda düzenlenen ve Mayasoft Bilgi Sistemleri A.Ş. tarafından NG Sapanca’da gerçekleştirilen dev zirvede perakende mağazacılık alanındaki çözümler anlatıldı, yeni ürünler tanıtıldı. Konuşulan konular arasında; yapay zekâ, mini kasa bilgisayar çözümleri, bulut servisleri, kamera kayıt sistemleri, dijital bilgi ekranlarına yönelik player çözümleri, mobil el terminalleri, modern veri tabanı sistemleriyle nasıl verimlilik elde

123


ÜRÜN HİZMET

“BİRBİRİNDEN FARKLI KONSEPTLERİ SEKTÖRE KAZANDIRDIM” Özel butik salon tasarımları yapan Türkiye’nin ilk kuaför ve güzellik salonu tasarımları şirketini kuran İç Mimar ve Tasarımcı Nihat Yıldız, şimdiye kadar birçok AVM’de de kuaför salonları tasarladı. Nihat Yıldız Kimdir, bu işe nasıl başladı? 15 Eylül 1971 yılında Malatya’da doğdum. 3 yaşında Büyükada’ya yerleştik. Liseye kadar Büyükada’da okudum. Özel İstasyon Sanat Akademisinde Yüksek Mimar Ömer Düzenli ve alanında uzman birçok hocadan eğitim alarak iç mimarlık bölümünden mezun oldum. 2002 yılında mezun olur olmaz kendi şirketimi kurdum. Çalışma hayatında sadece proje çizimleri yapan bir iç mimar olmak istemiyordum. Şantiyelerde uygulama yapmayı ve ticareti de öğrenmek istiyordum. Bu yüzden ilk olarak 2011 yılına kadar Türkiye’de restoran, kafe, bar, villa, konut, ofis ve mağaza projeleriyle kurumsal ve butik birbirinden farklı yüzlerce projeyi hayata geçirdim. Daha sonra spesifik bir alanda uzmanlaşmak istediğimin farkına vardım. Bu yüzden 2012 yılında özel butik salon tasarımları yapan Türkiye’nin ilk kuaför ve güzellik salonu tasarımları şirketi olan Nihat Yıldız Design A.Ş markasını kurdum. Türkiye’deki standart kuaför ve güzellik salon kalıplarını değiştirerek yeni bir bakış açısı getirerek, kuaför salonlarında trend olan birbirinden farklı konsepti sektöre kazandırdım. AVM’lerde gerçekleştirdiğiniz kuaför salonlarının tasarımlarında ön planda tuttuğunuz özellikler nelerdir? Alışveriş merkezlerinde büyük ve kurumsal markalar yer aldığı için salonun önünden geçen insanların ilgisini çekmek için tasarımlarımızda görselliği ön planda tutuyoruz. İnsan sirkülasyonu çok olduğundan bekleme alanlarını az tutup hizmet verilecek üniteleri ve ürün satışı yapılacak alanlara daha çok yer veriyoruz. Hangi markalara hizmet verdiniz? Bugüne kadar kaç kuaför salonu tasarladınız? Bayram Bal, Ali Gür gibi kurumsal kuaför markalarının yanında birçok butik salona tasarımlar yaparak hayata geçirdik. Yurt içinde 300’ün üzerinde salon tasarım ve uygulaması yaptık.

124

AVM kuaför salonlarındaki trendler neler? Alışveriş merkezlerindeki salonlarda kalıplaşmış belli trendler yok diyebilirim. Nihat Yıldız Design olarak biz, alışveriş merkezlerinde yapmış olduğumuz her salonda alışveriş merkezlerinin müşteri kitlesini, tavan yüksekliğini, AVM içindeki cephesi ve konumuna göre en göze çarpacak biçimde tasarlıyoruz. Müşteri memnuniyeti odağında tasarımlarımızı gerçekleştiriyoruz.

Hangi AVM’lerde tasarım yaptınız? Bugüne kadar neredeyse tüm Türkiye’de hizmet verdik diyebiliriz. Hizmet vermiş olduğumuz bazı AVM’ler; Palmarina / Bodrum, Mavibahçe AVM / İzmir, Point AVM / İzmir, Optimum AVM / İzmir, Sembol AVM / İzmit, Brandium AVM / İstanbul, Tema Park / İstanbul, Nurol Park / İstanbul, Profilo AVM / İstanbul, 5.Levent / İstanbul, Darıcapark AVM/ İstanbul diyebiliriz.


ÜRÜN HİZMET

ARAÇTAN MAKSİMUM FAYDA SAĞLANIYOR ARAÇ TAKİP SİSTEMİ VE PERFORMANSLARIYLA İLGİLİ ÇALIŞMALAR YAPTIKLARINI SÖYLEYEN TEKNOLİNE İLETİŞİM ŞİRKET SAHİBİ İHSAN ÇAKIN, İNSANA DEĞER VERMENİN ÖNEMİNE DEĞİNEREK, “ARABAYA DEĞİL, ARABAYI KULLANAN KİŞİNİN GÜVENDE OLUP OLMADIĞINA BAKMAK GEREKİYOR.” DEDİ.

A

raç takip sistemi ve performanslarıyla ilgili çalışmalar yaptıklarını söyleyen Teknoline İletişim Şirket Sahibi İhsan Çakın, “Aracın nasıl kullanıldığıyla ve performansıyla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Yani aracın akselerasyon bilgilerini alarak, hızlanma, yavaşlama, aracın frenleme katsayılarını alıyoruz. Bunları değerlendirerek bir şoförün aracı nasıl performansla kullandığını, doğru kullanıp kullanmadığının raporunu çıkarıyoruz. Bunla birlikte araçtan maksimum fayda sağlanabilecek bir yapı kurmaya çalışıyoruz. Bunların dışında da aracın göstergesinde gördüğünüz her şeyi, yani elektronik beynin okuduğu her şeyi merkezden de okunabilecek hale getiriyoruz. Yani araç arıza yaptıysa, lastik basınçları düştüyse, yakıt seviyesi azaldıysa, servis bakım zamanı geldiyse, emniyet kemerinin takılıp takılmadığı gibi bütün bilgilerin tamamını merkeze aktarıyoruz.” açıklamalarında bulundu.

ÖNCE İNSAN… “Bunun dışında araçların içerisine taktığımız takip cihazlarımız var. Aracın önüne, arkasına ve yanlarına kameralar koyduk. Kamera görüntüleri alıyoruz.” diyen Çakın, Araçların doğru kullanılıp kullanılmadığının, içeride yaşanabilecek problemlerin kayıtlarını tutarak bunları kişilere online olarak izletebildiklerini söyledi. Öncelikle insana değer vermek gerektiğine vurgu yapan Çakın, “ Arabaya değil, arabayı kullanan kişinin güvende olup olmadığına bakmak gerekiyor. Bu takip cihazları gün geçtikçe daha da geliştiriliyor. Geliştikçe daha güçlü hale getiriliyor. Çünkü teknoloji dediğimiz şey durağan bir yapı değil.” dedi.

Öğrenciler için geliştirdikleri üründen de bahseden Çakın, “Veliler okul servisi yola çıktığı andan itibaren bütün güzergahı takip edebiliyorlar. Eve yaklaştığı zaman mail atıyoruz. Eve 50 metre kaldığını öğrenip öğrenciyi aşağıya indiriyorlar. Çocukların boyunlarına kartlar taktık. Kartı okutarak kimin ne zaman nereden bindiği takip ediliyor. Bunu personellere de yapıyoruz. Personel servislerinde de personelin hangi aracı ne kadar sıklıkla kullandığını öğrenebiliyorlar. Bu ürünler; yakıt ve maliyet tasarrufu sağladı.” diye belirtti.

“SÜREKLİ YENİ CİHAZLAR GELİŞTİRİYORUZ” Her an yeni bir şeyler için çalıştıklarını söyleyen Çakın, sim kartsız iletişim üzerine çalışmalar yaptıklarını anlattı. Çakın, “Artık bir sim kart olmayacak. Böylece sadece uydudan direkt hizmetle ilerlemeye başlayacağız. Bununla birlikte baz istasyonları tamamen ortadan kalkacak. Baz istasyonunu kullanmaksızın uydudan nasıl sinyal atabileceğimizin hesaplamasını yapıyoruz. Bu yenilikle birlikte, ne zaman isterseniz tv yayınına girebileceksiniz, televizyon, telefon, internet her şey uyduya bağlanacak.” dedi. Sürekli yeni cihazlar geliştirdiklerini belirten Çakın, ürünleri hakkında şu bilgileri verdi: “Emniyet kemerlerine sensör yapıları kurduk, bağlanıp bağlanmadıklarını kontrol ediyoruz. Araç içerisine kimin girdiğini görmek için kamera sistemleri kurduk. Para taşıyan arabalar için, kapı her açıldığında merkeze görüntü veren sistemler var. Arabayı çalıştırmak için kart okuyucu sistemlerimiz var. Kartı okutmadığın ve şifreyi girmediğiniz sürece arabayı çalıştıramıyorsunuz.

125


EĞLENCE

POLIN, ASYA’NIN EN PRESTİJLİ SU PARKI PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR Hatten Group, Malezya’nın “UNESCO Dünya Mirası Sehirleri Listesi”nde yer alan Melaka kentinde 2020’de tamamlanacak olan ve 198 milyon dolarlık yatırımla gerçekleştireceği Splash World Theme Park projesinin tüm su parkı tasarım, mühendislik, tedarik ve montajını Polin’e verdi. Dünyada 105 ülkede 3 binden fazla gerçekleştirdiği su parkı projesi ile Türk ihracatının önemli oyuncuları arasında yer alan Polin Waterparks, Hatten Group ile yaptığı anlaşma ile Malezya’nın Melaka kıyı şeridi üzerinde ultramodern yeniliklerle inşaası gerçeklesen 30 katlı görkemli yapının 14. katındaki 50 bin metrekarelik alana su parkı kuracak. Splash World Theme Park ismi verilen proje, kendine özel tasarımı ile turizm sektöründe türünün ilk örneği olacak. Şimdiden birçok girişimcinin ilgisini çeken yatırım içerisinde ışıltılı, animasyonlu cephesi, 800 perakende mağazasına sahip, deniz yasamı panoramalarıyla birlikte büyülü ve su altı atmosferi ile bir alışveris merkezi de bulunacak. Yapı içerisinde yer alacak iki kulenin oluşturacağı dev yolcu gemisine benzeyen görüntüsü, bölgenin liman sehri olmasıyla başlayan tarihine olan saygısını gösterme adına tasarlandı. Projenin tasarımı, bünyesinde uluslararası deneyime sahip yaratıcı ekibi ve geniş bir portföye sahip olan inşaat ekibi olan WHZED (WHZ Environmental Design, Malezya) firması tarafından gerçekleştirildi

126

BÖLGENİN EN CAZİP NOKTALARINDAN BİRİNDE OLACAK İnsan yapımı bu tropikal ada, Singapur’dan üç saat ve Kuala Lumpur’dan iki saat sürüş mesafesinde olması sebebiyle bölgenin en cazip noktalarından birinde yer alacak. Olağanüstü otellerin yanı sıra konuklar, Polin Waterparks’ın bu proje için özel tasarladığı eşsiz su kaydırakları ile unutamayacakları anlar yaşayacaklar. 2020’de açılması planlanan 46 bin 452 metrekarelik tesiste birbirine bağlanan iki tembel nehir ve 50’den fazla sulu atraksiyon yer alacak. Splash World’deki atraksiyonlardan 11 tanesi nefes kesici hızları, keskin ve ani dönüşleri olan ekstrem su kaydıraklarından oluşacak. Tesisteki tüm su kaydıraklarının uzunluğu 1 kilometreden fazla olup, saatte 3 km hızla akacak olan eğlence nehri 2 bin metrekareden fazla alanı kaplayacak, adrinalini daha da artırmak için bu alanın içerisinde torrent river ve dalga topu da bulunacak.


EĞLENCE

ATRAX 2019 FUAR TEMASI

“MUTLU ŞEHİRLER” BU YIL 14 -16 ŞUBAT TARİHLERİNDE İSTANBUL FUAR MERKEZİ’NDE GERÇEKLEŞECEK EĞLENCE – ETKİNLİK, PARK – REKREASYON FUARI ATRAX’19’DA TEMA “MUTLU ŞEHİRLER” OLARAK BELİRLENDİ.

B

u yıl 9.’su gerçekleştirilecek olan ATRAX Fuarı her yıl olduğu gibi binlerce sektör profesyonelini bir araya getirmeye hazırlanıyor.

BU YIL “MUTLU ŞEHİRLER” KONUŞULACAK!

kategori kapsamında gerçekleşen başvurular sektörün uzman kişilerinden oluşan jüri tarafından değerlendirilerek ödüllendiriliyor.

Sektörel gelişmelerin ele alındığı ATRAX Konferansı bu yıl da sektör liderlerini, akademisyenleri, dernek başkanlarını, başarılı isimleri ve kurum-kuruluş yöneticilerinin katılımı ile gerçekleşiyor.

ATRAX’19 KATILIMCILARINDAN BAZILARI…

Sponsorluğunun Polin Waterparks tarafından üstlenildiği ATRAX Konferansı’nın bu yıl ki teması “Mutlu Şehirler”. ATRAX 2019 Fuarı teması kapsamında “Mutlu Şehirler” inşa etmenin önemi, eğlence ve rekreasyonun şehir halkının mutluluğuna katkısı konulu konferanslar ve yarışmalar yapılacak, konunun uzmanları ve yerel yönetimler bir araya gelecekler.

Her yıl Türkiye ve komşu ülkelerden eğlence ve rekreasyon sektörünün güçlü oyuncularını ağırlayan ATRAX Fuarı bu yıl da bir birinden iddialı firmalara ev sahipliği yapıyor. ATRAX’19 da sektörün gelişim ve değişimine öncülük edecek proje ve ekipmanları ile Polin Waterparks, Balo, Brunswick, Meridyen Oyun Makinaları, Sukeyna, Dof Robotik gibi sektörün önde gelen firmaları yer alıyor. Türkiye ve Afrika, Balkan ve Ortadoğu Ülkeleri, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türki Cumhuriyetleri’nden yoğun katılım ile gerçekleşen fuarda katılımcı firmalar eğlence ve rekreasyon sektörünün yenilikçi ürün ve teknolojilerini, güncel oyun ekipmanlarını sergileyecek.

SEKTÖRÜN ENLERİ ÖDÜLLENDİRİLECEK Eğlence ve rekreasyon sektörünün öne çıkan projelerinin ödüllendirildiği Shining Star Awards bu yıl 6. kez organize ediliyor. “Eğlencenin Yıldızları ve Etkinliğin Yıldızları” olarak 2 temel

127


ORGANİZASYON

AVM’LERİN İŞLEYİŞ DÜZENİNİ BİLEN

FİRMALARLA ÇALIŞILMALI ETKİNLİKLERDE DOĞRU FİRMA SEÇİMİNİN ÖNEMİNE DEĞİNEN AŞKIM ORGANİZASYON ŞİRKET SAHİBİ AŞKIM BAYUK, AVM’LERE POTANSİYEL ZİYARETÇİ ÇEKMEK İÇİN ÇOCUK ETKİNLİKLERİNİN OLMAZSA OLMAZ OLDUĞUNU İFADE ETTİ. Etkinliklerde doğru firma seçiminin önemi nedir? Öncelikle AVM sektörü bambaşka bir dünya, her etkinlik ajansının hazırlıksız çalışabileceği bir alan değil. Ciddi bir alt yapı, prezantabl bir kadro ve AVM’lerin işleyiş düzenini çok iyi bilen kurumsal geçmişe sahip olmalı… Fakat pazarda maalesef ki yapıyoruz görünen çok fazla firma mevcut, keşke herkes uzmanlığını ve kurumsallığını tamamlayarak rekabet yaratsa, inanın bundan mutlu oluruz. Hizmet satıyoruz, elle tutulamayan, gözle görülemeyen ve yapılacağını vadettiğimiz bir olaydan bahsediyoruz. Hemen ardından da bu işi yaptığını söyleyen bir başka firma çıkıyor ve AVM’ye bizde yaparız diyerek fiyat veriyor. Buraya kadar bir sorun yok. Belki de AVM’ye verdiği cazip fiyatla da işi alıyor. Fakat en önemli nokta şu: Türkiye’de otomobil pazarında satılan birçok marka var. Biri kırk bin liraya otomobilini satıyor, biri yüz elli bin liraya… Evet, her otomobilin amacı bir yerden bir yere ulaşmak ama kalitesini içine bindiğinizde, yol yaparken ve servis hizmetleri ile fark ediyorsunuz. Bizim işimizde aslında tam olarak bu, “siz hangi kalitede bir otomobile binmek istiyorsunuz?” AVM’ler etkinlik satın alırken özellikle firmanın sektörde ki güvenini sorgulamalı, piyasanın güvenini kazanmış hiçbir firma kendine yakışmayan etkinliği ve sahne şovunu satışa sunmaz. Doğru firma seçimini yapan bir AVM, etkinlik günü işin rahat-

lığını yaşar, kafasında soru işaretleri olmaz. Aksilik yaşanacak bir durumla karşılaşmaz. Ne tür etkinlikler AVM’ye kazandırıyor? Her etkinliğin muhakkak ki faydası vardır. Önemli olan düzenli ve programlı bir şekilde sürekliliği sağlamak. Potansiyel ziyaretçi ile bir arada olmak sürekliliği gerektirir. Ayak alışkanlığı dediğimiz tabir kişinin gittiği yerde kendini huzurlu ve mutlu hissetmesi ile başlar. Evet, her etkinliğin faydası vardır ancak potansiyel ziyaretçi

yakalamak için çocuklu aileler en önemlisidir. Çocuklar için yapılan etkinlikler bu işin olmazsa olmazıdır. Çocuk etkinliğini takip ederek gelen ziyaretçi alışveriş yapar, yemek yer ve AVM içerisinde ki bulunma süresi daha yüksektir. Amaç sadece o gün değil ileriye dönük kazanca odaklanmak ise sürekliliği olan bir çocuk programı AVM’nin olmalı… Sadece özel günlerde çocuklara hitap etmek herkesin etkinlik yaptığı bir günde ziyaretçiye tercih yaptırır.

Bütçelere göre etkinliklerin sağladığı faydayı nasıl değerlendirirsiniz? Çok ciddi paralara yapılan entelektüel birçok aktivite mevcut, eğer bulunduğunuz bölgeye hitap ediyor ve bütçeniz el veriyorsa yılda 1 yapılabilir. Konserler iyi PR değeri olan etkinliklerdir ancak alışveriş odaklı değildir. Çocuk etkinliklerini yine över gibi olacağım ama geri dönüşün en fazla alındığı, kazanca odaklı olan ve daha ekonomik bütçeler ile yol alınabilen en doğru nokta atışıdır.

128


ORGANİZASYON

“HER ETKİNLİĞİMİZ BİR SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ” TURNAGÖL TİYATROSU FİRMA SAHİBİ CİHAN TURNAGÖL, SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNE YENİLERİNİ EKLEMEYE DEVAM EDİYOR.

BİR ÇOCUĞA DA SİZ SES OLUR MUSUNUZ? “Bir çocuğa da siz ses olur musunuz?” projesi kapsamında Turnagöl Tiyatrosu’nun, oyunlarda az giyilmiş 2. el kıyafetlerini Şişli’de yapılan bir kermes yoluyla sattıklarını, elde edilen gelir ve Fındıklı Rotary Kulübü’nün bağışları ile 16 Ekim’de işitme engelli çocuklara güzel bir törenle işitme cihazlarını vereceklerini söyleyen Turnagöl Tiyatrosu Firma Sahibi Cihan Turnagöl, “Hizmet Komite Başkanı olduğum Fındıklı Rotary Kulübü olarak bir çocuğada bizler ses olmaya çalıştık. Kermeste herkes gönüllü çalıştı. Fındıklı Rotaractlar ve Rotaryenlerimiz bu güzel proje çok destek oldular.” dedi.

“MAMANI AL ETKİNLİĞE KATIL” Çorum AHL Park ile ortaklaşa güzel bir projeye daha imza attıklarını söyleyen Turnagöl, “İki gün boyunca “Mamanı al etkinliğe katıl” sloganı ile sokak hayvanları için mama topladık. Çocuklar etkinliğe katılmak için en az bir adet mama aldılar. Daha sonra harika etkinliklere katıldılar. Kuş evi ve kukla atölyelerine katılıp eğlenceli bir kukla tiyatrosu izlediler. Bu proje 04 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Haftasına özel, çocuklara ve ailelerine hayvan sevgisini aşılamak

için yapıldı. Bu proje kapsamında yaklaşık 150 adet mama bağışı topladık.” dedi. “Önümüzdeki ay Çorum AHL Park’ta her hafta sonu çocuk karnavalı etkinliğimiz olacak. Çocukların bu aktiviteye katılmak için 1 adet okunmuş kitap getirmeleri yeterli olacak.” diye belirten Turnagöl, “ Ay sonunda toplanan kitaplar ihtiyaç sahibi bir okula bağışlanacak. Turnagöl Tiyatrosu olarak her etkinliğimizi bir sosyal sorumluluk projesi ile sonuçlandıracağız.” İfadelerinde bulundu.

PENDİK KAÇUV EVİ’NE BAĞIŞ Fındıklı Rotary Hizmet Komite Başkanı olarak, Ikea Türkiye Ceo’su Fuat Bey’den de büyük destek alarak yapımı devam eden Pendik Kaçuv Evi için birbirinden güzel eşyaları Kaçuv Evine bağışladıklarını belirten Cihan Turnagöl, Ikea Türkiye’nin sosyal sorumluluk projelerinde kendilerine destek olmaya devam edeceklerini söyledi.

129





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.