Mall Report Mart 2018

Page 1






MALL REPORT

AVM Ciro Endeksi yüzde 15,5 artış gösterdi

AYD ve Akademetre Research tarafından oluşturulan AVM Endeksi’nin 2017 Aralık sonuçları açıklandı. AVM Ciro Endeksi, 2017’nin son ayını yüzde 15,5 artışla kapattı.

dönemine göre enflasyondan arındırılmadan yüzde 34,6’lık artış kaydetti.

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği ile Akademetre Research tarafından ortaklaşa oluşturulan AVM Endeksi’nin Aralık ayı sonuçları açıklandı. Her ay düzenli olarak yayınlanan verilere göre ciro endeksi 2017 Aralık döneminde bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında ve enflasyondan arındırılmadan incelendiğinde yüzde 15,5 artış kaydetti ve 276 puana ulaştı.

(*Diğer kategorisi; yapı market, mobilya, ev tekstili, hediyelik eşya, oyuncak, sinema, kişisel bakım ve kozmetik, kuyum, hoby, petshop, terzi ve ayakkabı tamir servisleri, döviz büro-

AVM’lerde kiralanabilir alan (metrekare) başına düşen cirolar Aralık 2017’de İstanbul’da bin 244 TL, Anadolu’da 925 TL olarak gerçekleşirken, Türkiye geneli metrekare verimliliği ise Aralık 2017’de 919 TL olarak gözlemlendi.

TEKNOLOJİ KATEGORİSİ YIL SONUNDA LİDERLİĞİ KAPTIRMADI Aralık ayında, kategoriler bazında en yüksek ciro artışı teknoloji kategorisinde yaşandı. Teknoloji kategorisi geçtiğimiz yılın aynı

4

Geçtiğimiz yılın aralık ayı ile karşılaştırıldığında AVM’lerdeki diğer* alanlar kategori ciroları yüzde 22,5, yiyecek içecek kategori ciroları yüzde 16,5, giyim kategori ciroları yüzde 11,4, hipermarket kategori ciroları yüzde 7,0 ayakkabı kategori ciroları ise yüzde 1,9 artış gösterdi.

su, kuru temizleme, eczane gibi mağazalardan oluşmaktadır.)

ZİYARET SAYISI ARALIK’TA TOPARLANDI… Aralık 2017 verileri bir önceki dönemin aynı ayı ile karşılaştırıldığında ziyaret sayısı endeksinde yüzde 1,8’lik bir artış yaşandığı gözlemlendi.

“2018’E UMUTLA BAKIYORUZ” AVM Endeksi Aralık ayı verilerini değerlendiren AYD Başkanı Hulusi Belgü, “Aralık ayı endeksi, beklentilerimiz doğrultusunda yüzde 15,5’le yüksek bir artış gösterdi. Bu yükselişte yeni yıl alışverişlerinin büyük etkisi olduğunu söylemek mümkün… Teknoloji kategorisinde kasım ayından bu yana yaşanan artış, ziyaretçilerimizin hızla gelişen teknolojiyi yakından takip ettiğini, ek olarak vergi indirimi sonrasında da alışverişlerine devam ettiğini gösteriyor. Diğer yandan ekim ve kasım aylarında ziyaret sayısında yaşanan düşüş, aralık ayında yerini yüzde 1,8’lik bir artışa bıraktı. Perakende markalarımız açısından değerlendirdiğimizde 2016 yılında ülkemizin yaşadığı menfur darbe girişiminin ardından 2017 bir toparlanma yılı olmuştu. Üçüncü çeyrekte yaşanan yüzde 11,1’lik büyümenin etkilerinin yeni yıl ile birlikte devam etmesini bekliyoruz ve 2018’e umutla bakıyoruz” yorumlarında bulundu.



Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına

Genel Yayın Yönetmeni Metin Tahnal Yazı İşleri Müdürü Adem Ünce Genel Koordinatör Turgut Tahnal Editör Ece Kırdudu haber@mallreport.com.tr Görsel Yönetmen Cihan Albay Reklam Müdürü Fisun Dilek Reklam ve Pazarlama Uzmanı İkbal Demirok Eda Güleş Yahşi Öznur Yılmaz Hülya Girgin Elif Sayın Gür İngiltere Sorumlusu: Suzan Doğan Ankara Sorumlusu: M. Serdar Burkan Abone Semiha Kale abone@demircanmedya.com.tr Baskı Yeni Devir Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. Cemal Ulusoy Cd. Bahçelievler / İstanbul Tel : 0212 697 10 00

Yönetim Merkezi

Beşyol Mahallesi İnönü Caddesi No: 18 Kat: 4/8 Sefaköy - K.Çekmece İstanbul T: 0212 451 51 60 - 63 F: 0212 451 51 64 info@mallreport.com.tr www.mallreport.com.tr www.demircanmedya.com.tr

YENİ NESİL AVM’LERDE

ENERJİ VERİMLİLİĞİ YATIRIMLARI Alışveriş merkezleri, perakende dünyası, eğlence sektörü, yeme içme alanları ve bu sektörlere ürün& hizmet sağlayan firmaların en önemli iletişim mecrası olan Mall Report Dergisi olarak, yer verdiğimiz özel haberler, araştırmalar ve röportajlar eşliğinde sektörün bilgi kaynağı olmaya devam ediyoruz. Sektörün nabzını tuttuğumuz ve en güncel konuları işlediğimiz Mart sayımızda; AVM’lerde enerji verimliliği sağlamak adına kullanılan sistemler neler? Hangi bölümlerde nasıl tasarruf yapılıyor? Özellikle yeni nesil AVM’lerde bunun için ne gibi yatırımlar yapılmalı? gibi soruların yanıtlarını Mart sayımızda okumanız mümkün…

PERAKENDE SEKTÖRÜNÜN 2017 DEĞERLENDİRMESİ VE SEKTÖRÜN GELECEĞİ

Perakende sektörü değişen tüketici taleplerine zamanlı ve doğru bir şekilde cevap verebilmek için hızlı olmak ve farklı satış kanallarını koordineli bir şekilde yürütmek zorundadır. Bu nedenle bilgi teknolojileri ve gerekli alt yapı yatırımları hayati önem taşımaktadır. Dönem dönem yaşanan dalgalanmalara rağmen, perakende sektörü istikrarlı büyüme performansına devam etmektedir. Perakende sektörünü ve geleceğini derinlemesine incelediğimiz Mall Report’un Mart sayısında, perakende yöneticilerinden konuya ilişkin görüşler alıp, ayrıca 2017’yi değerlendirmelerini istedik.

HER GÜN KADINLARIMIZIN GÜNÜ OLSUN…

Kadın olmak hem narin olup hem güçlü olabilmektir. Kadın hemen pes etmez, sevgisi ile yapamayacağı şey yoktur. Kadın emekçidir, hem evinde hem iş hayatında… Savaş kadına göre değildir. Yalnızca sevgi için savaşır kadın veya sevdiklerini korumak için… Dediğim gibi sevgi ile yapamayacağı şey yoktur ki kadının… Her kadın içindeki küçük kızla buluşsun... Kadın olmaktan mutlu ve memnun olsun. Kadın bedeninde olmayı sevsin... Yaşamını sınırlandıran tüm duygu, korku ve inançlardan özgürleşsin. Tüm kadınlarımızın Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarız. GENEL YAYIN YÖNETMENİ // METİN TAHNAL

Yayın Türü Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47



İÇİNDEKİLER 14 - PAZARLAMANIN YENİ ADI: DENEYİM EKONOMİSİ 28 - MARKANTALYA AVM ZİYARETÇİLERİN GÖZDESİ OLDU 46 - “KENTLERE DEĞER KATACAK PROJELERE İMZA ATIYORUZ” 56 - SEKTÖRÜN BÜYÜMESİ TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİ DEMEK 67 - HAZIR GİYİMDE HEDEF, 5 YILDA 25 MİLYAR DOLAR İHRACAT 86- SON KULLANICI MEMNUNSA MÜŞTERİDE MEMNUN… 96 - EĞLENCE MERKEZLERİNE LUNAPARK TEMASI… 110 - PROMASAJ İLE EN SIRA DIŞI AVM HİZMETİ 126 - HİZMET KALİTESİNİN OLMAZSA OLMAZI PERSONEL EĞİTİMİ 146 - “BEYNİNİZİ DEĞİŞTİRİN, SAĞLIĞINIZ DEĞİŞSİN!”



ARAŞTIRMA

Perakende sektörünün geleceğinde neler olacak? Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, dijital dönüşümden en çok etkilenecek sektörlerin başında gelen perakende sektörünü yakın zamanda bekleyen gelişmeleri ve yenilikleri paylaştı. 10



ARAŞTIRMA

D

ijital dünyanın fikirlerimizi, alışkanlıklarımızı, çalışma biçimlerimizi, iş süreçlerini ve satın alma davranışlarımızı etkilediği ve yeni bir dönemin içinde olduğumuzu belirten Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, bu dönüşümden en çok etkilenecek sektörlerin başında gelen perakende sektörünü yakın zamanda bekleyen gelişmeleri ve yenilikleri paylaştı. Dijital dönüşümün gelecekte daha da artarak tüketicilerin sosyal ve kişisel hayatlarını büyük oranda etkileyeceğini ve bu dönüşümden küçüklü, büyüklü tüm perakende kuruluşlarının etkileneceğini belirten Erdör, perakende sektörünü bekleyen gelişmeleri şu şekilde sıraladı:

İçeride çalışanların olmadığı, QR code ile ürünlerin okutularak ödeme yapılabildiği ve işlemlerin çok daha hızlı yapıldığı çalışansız dükkanların ilk adımları yakın zamanda atıldı. Mağazadan tüketicinin aldığı ürünleri tespit etmek için yazılım altyapısı ve sensörler kullanarak çalışan bu dükkanlara girerken tüketicilerin yapması gereken tek şey, markanın oluşturduğu aplikasyonunun kullanması olacak.

Müşterilerine yeni deneyimler sunmaya çalışan perakende markaların kullanmaya başladığı, Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) son zamanların öne çıkan, perakende sektörünün popüler konularından biri. Cihazların cisim tanıma özelliği kullanılarak, sanal nesnelerin gerçek görüntülerin üzerine bindirilmesi olarak tanımlayabileceğimiz Artırılmış Gerçeklik, müşterilerle bağlantı kurma ve katılımı artırma açısından yenilikçi ve yaratıcı bir yol olarak kabul ediliyor. Bu teknolojinin yaratacağı pazarın, 2022 yılına kadar 117.4 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

SHOPPABLE VİDEOS

QR KOD KULLANIMI ARTACAK

Tüketicilerin firma tarafından yayınlanan video üzerinden beğendiği ürünü sanki web sayfasındaymış gibi seçip sepete atarak alışverişini tamamlayabildiği Shoppable Videos gelecekte e-perakende sektöründe sıkça kullanılan uygulamalar arasında yerini alacak.

Eskisinden daha kolay kullanımı olan ve her cihazdan rahatlıkla okunabilen kodlar yani QR Kod kullanımı artacak. Markalar vermek istedikleri pazarlama mesajlarının veya web sayfa adreslerinin olduğu bu kodları ambalaj üzerine yerleştirmeye başlayacaklar.

YÜZ TANIMA SİSTEMİ

Stoksuz satış olarak da ifade edilen ve son zamanların e-ticarette yükselen trendlerinden olan Dropshipping’e ilgi daha da artacak. Stok tutmak yerine, ürünlerin tedarikçinin deposundan müşteriye ulaşmasını sağlayan Dropshipping modelini kullanarak e-perakende yapacak marka sayısı artış gösterecek.

ÇALIŞANSIZ DÜKKANLAR

Walmart’ın uygulamaya başladığı ve müşterilerinin mutlu olup olmadığını gözlemleyerek müşteri deneyimlerini iyileştirmeyi amaçladığı Yüz Tanıma Sistemi (Facial Recognition Camera) gelecekte perakende sektöründe yaygın olarak kullanılacak.

12

ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK

DROPSHİPPİNG’E İLGİ ARTACAK

DAHA ÇOK CHATBOTS, DAHA ÇOK İLETİŞİM 2017 Chatbot Raporu’na göre, tüketicilerin çoğunluğu (yüzde 57) chatbot’ların varlığından haberdar, üçte biri ise (yüzde 35) chatbotsların daha fazla marka tarafından kullanıldığını görmek istiyor. Yapay zeka formlarının hayatlarımıza girmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz Chatbotslar, telefon ve bilgisayarlarımızı kullanma biçimimizi kesin olarak değiştirecek gibi gözüküyor. Chatbotslar, gelecekte tüketicilerin söylediklerini çok kısa sürede analiz edecek ve tüketicilerin isteklerini yerine getirmek için onları yönlendirecek uygulamalar olarak perakende sektörünü etkileyecek.

SES İLE ARAMA ÖZELLİĞİ YAYGINLAŞACAK Kelime ile aramanın daha da gelişmiş hali olan ‘görselle arama’, e-perakendenin yükselen trendlerinden biri olacak. Örneğin elinizde beğendiğiniz montun bir resmi varsa, dilediğiniz bir e-perakende sitesine girerek, resmi bu siteye yükselebileceksiniz. Site yüklediğiniz resme yakın tüm ürünleri ekranınızda size sunuyor olacak. 2020’ye doğru ise ‘ses’ ile arama özelliği e-ticaret sitelerinde arama opsiyonu olarak karşımıza çıkacak. Sesli arama özelliğiyle istediğimiz ürünleri kolayca aratabileceğiz.



ARAŞTIRMA

Pazarlamanın yeni adı:

Deneyim ekonomisi

PAZARLAMA DÜNYASINDA TEKNOLOJİNİN GETİRDİĞİ YIKICI DÖNÜŞÜM, MÜŞTERİ DENEYİMİNİ ÇEPEÇEVRE SARARKEN, EUROMESSAGE, VISILABS VE SEMANTICUM MARKALARI İLE OMNI-KANAL PAZARLAMA TEKNOLOJİLERİNİ BÜNYESİNDE TOPLAYAN RELATED DIGITAL, 2018 YILINA DAMGASINI VURACAK OMNI KANAL PAZARLAMA TRENDLERİNİ ALTI ANA BAŞLIK ALTINDA RAPORLADI.

14



ARAŞTIRMA

D

ijital teknolojilerin en fazla etki ettiği alanların başında gelen pazarlama dünyası, müşteriyle her kanaldan temas kuran omni kanal iletişim anlayışıyla yeni trendler meydana getiriyor. Geleneksel perakende pazarlamanın yanı sıra, dijital, mobil, e-posta, sosyal medya ve içerik yoluyla pazarlama kanallarında gelişen teknolojinin yıkıcı etkilerini görmek mümkün. Related Digital tarafından yayımlanan 2018 Pazarlama Trendleri raporu, markaların ve tüketicilerin 2018’de karşılaşacakları yeni ve trend uygulamaları listeliyor.

İKİ ALIŞVERİŞTEN BİRİNİ MOBİLDEN YAPIYORUZ Sosyal ağların yüzde 90’a varan oranlarda mobil cihazlardan takip edildiği günümüzde, e-posta iletişimi ve alışveriş gibi işlemleri de yüzde 50 oranında mobil aygıtlar üzerinden gerçekleştiriyoruz. Bu durum pazarlama açısından mobili cazip bir kanal haline getirirken, yeni trendlerin de ortaya çıkmasına neden oluyor. Related Digital raporuna göre 2018 yılında sadece mobil cihazlar baz alınarak tasarlanan yeni nesil web sitelerinin yükselişine tanık olacağız.

MAĞAZALAR BİRER CEMİYETE DÖNÜŞÜYOR

PAZARLAMA TRENDİ: INFLUENCER MARKETİNG

Teknoloji devleri geleneksel mağazacılığı bir deneyim merkezine dönüştürme trendine öncülük ediyor. Sanatsal aktiviteler ve teknoloji atölyeleriyle zenginleştirilmiş yaşam alanları, tüketiciler için de birer cazibe merkezi halini alıyor. 2018 Pazarlama Trendleri raporuna göre insanların rahatlayabileceği, arkadaşlarıyla buluşacağı ve hafta sonları yerel sanatçıları dinleyebileceği açık hava plazaları perakende pazarlamanın yeni trendi olmaya aday.

Tüketicilerin güven temelli bir bağ kurabildiği kanaat önderi sosyal medya kullanıcıları, yani influencer’lar, toplulukların alışveriş alışkanlıklarına yön vermeye 2018 yılında da devam edecek. Markalar için de Z kuşağına ulaşmada en etkili yöntemlerden biri olan influencer marketing, sosyal medya kanalıyla gerçekleştirilen pazarlama aktivitelerinin temel unsurlarından biri olmayı sürdürecek.

WHATSAPP REKLAMLARINA HAZIR MISINIZ? Dijital pazarlamanın kişiselleştirilmiş ve katılımcı bir alışveriş deneyimi sunma çabasının, son kullanıcılar için daha karmaşık ve kompleks bir tecrübeye dönüşmemesi gerekiyor. Bu nedenle 2018 yılında dijital pazarlamayla başlayıp, satın almayla tamamlanan süreci en basite indirgeyebilen markalar rekabette öne sıyrılacak. Related Digital 2018 Pazarlama Trendleri raporunda ayrıca 2018 yılı içinde Facebook Messenger ve WhatsApp gibi anlık mesajlaşma uygulamalarının önümüzdeki dönemde bir reklam mecrası haline geleceği belirtiliyor. Şirketlerin artık tüketiciye ulaşmak için anlık mesajlaşma ve chatbot gibi yeni nesil teknolojileri devreye aldığına vurgu yapan rapor, yapay zekanın önümüzdeki dönemde dijital pazarlamanın vazgeçilmezi olacağını öngörüyor.

16

İÇERİK SAYISI AZALSA DA NİTELİK ARTIYOR Omni kanal pazarlamanın en kritik bileşenlerinden biri olan içerik pazarlamasında yapılan araştırmalar, en başarılı blog sahiplerinin artık daha az ve daha dolu içerik yayımladığını gösteriyor. Related Digital, 2018 Pazarlama Trendleri raporunda markaların yenilikçi hikayelere yoğunlaşarak, bu içerikleri doğru insanlarla buluşturmak için gerekli yatırımları yapmasını öneriyor.



araştırma

E-ticaret büyümeye devam ediyor

2

018’in gidişatının merakla takip edildiği bugünlerde Dopigo, e-ticaret sektörünün ekonomik ve ticari beklentilerini bizzat e-ticaret sektörünün oyuncularından, değişik platform ve web sitelerinden satış yapan şirketlerin yöneticilerinin gözünden değerlendirdi. Dopigo üzerinden e-ticaretini yöneten 100’den fazla farklı kullanıcının 2017 sonuçlarını değerlendirdiği ve 2018 beklentilerini ortaya koyduğu ‘E-ticaret Görünüm Araştırması’ serisinin ilki yayımlandı. Bu araştırmanın dönemsel olarak tekrarlanarak, beklentilerin ve gerçekleşmelerin takip edilmesi planlanıyor.

İNTERNET PAZAR YERLERİ EN POPÜLER SATIŞ KANALI Çoğunlukla sokak mağazacılığı yapan araştırma katılımcılarının yüzde 70’i 5 yıldan daha az bir süredir e-ticaret ile uğraşıyor. n11.com, GittiGidiyor.com, Hepsiburada.com gibi Pazar yerlerinde satış yaptıklarını belirtirken, katılımcıların yüzde 40’ı ayrıca bir e-ticaret sitesine de sahip.

DOPIGO, TÜRKİYE ÇAPINDA HAZIRLADIĞI VE 100’DEN FAZLA E-TİCARET GİRİŞİMCİSİNİN KATILIMI İLE İLKİNİ GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ‘E-TİCARET GÖRÜNÜM ARAŞTIRMASI’NI YAYIMLADI. İNTERNET ÜZERİNDEN SATIŞ YAPAN TÜM GİRİŞİMCİLERİN E-TİCARET OPERASYONLARINI TEK BİR NOKTADAN YÖNETMELERİNİ SAĞLAYAN BULUT BİR E-TİCARET ÇÖZÜMÜ OLAN DOPIGO’NUN KULLANICILARININ KATILDIĞI ARAŞTIRMADA 2017 SONUÇLARINA VE 2018 DEĞERLENDİRMELERİNE YER VERİLDİ. Katılımcılar, fiziksel, toptan ya da e-ticaret satış kanallarını dikkate aldıklarında en çok geliri e-ticaret üzerinden elde ettiklerini belirtiyor. E-ticaret üzerinden en çok geliri elde ettiğini ifade eden katılımcıların oranı yüzde 55 iken, fiziksel mağazadan daha fazla gelir elde ettiğini belirtenlerin oranı yüzde 20, toptan satış ise yüzde 25 ile çok daha düşük bir paya sahip.

E-TİCARETİN OLMAZSA OLMAZI: YENİ SATIŞ KANALI VE YENİ ÜRÜN BULMA Araştırma katılımcılarının yüzde 70’e yakını geçtiğimiz 12 ayda hem yeni satış kanalları hem de yeni ürün bularak genişlemeye gittiğini belirtiyor. Bu genişleme alanlarını, yüzde 50 ile yeni teknoloji satın alma, yüzde 35 ile yeni ofis/mağaza açma ve yaklaşık yüzde 25 ile yeni çalışanları işe almak izliyor.

E-TİCARET KARLI OLMAYA DEVAM EDİYOR! Geçtiğimiz yıl e-ticarete yaptıkları yatırımları değerlendirmeleri istendiğinde, katılımcıların yüzde 50’si yaptığı yatırım kadar kazancı olduğunu, yüzde 15’i ise yaptığı yatırımdan daha az kazanç elde ettiğini belirtirken, yüzde 15’i yaptığı yatırımın 5 katını, yüzde 20’si ise yatırımının 2 katını kazandığını ifade ediyor. Önümüzdeki 12 ayda e-ticaret yatırımlarından bekledikleri getiriyi değerlendiren katılımcıların yüzde 55’i yatırımlarından 2 kat, yüzde 30’u ise 5 kat fazla gelir beklediğini ifade ederken, yüzde 15’i ise yaptığı yatırım kadar veya daha az kazancı olmasını beklediğini belirtiyor. Katılımcıların yarısından fazlası, 2017 yılında e-ticaretteki ortalama faaliyet büyüklüklerinin yüzde 30’dan fazla arttığını belirtti. Bunun yanı sıra tüm katılımcılar gelecek 1 yıl içinde e-ticaret faaliyetlerinde bir artış bekliyor.

18


araştırma E-TİCARET YAPANLARIN ORTAK PROBLEMİ: OPERASYON VE TAKİP Araştırma katılımcılarının yüzde 55’i, geçtiğimiz yıl boyunca e-ticaret yaparken en çok zamanlarını alan konuları şöyle sıralıyor: paketleme, fatura kesme, stok takibi ve ürün araştırma. E-ticaretten elde ettikleri gelirler sorulduğunda, 2017 yılında katılımcıların yüzde 36,8’i gelirlerinin yüzde 30 oranında arttığını belirtiyor. Daha da önemlisi katılımcılar önümüzdeki yıl da benzer oranda bir gelir artışı beklediklerini ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 29,4’ü, 2017 yılında mobil site ve uygulamaların getirdiği gelirlerin bir önceki sene ile aynı kaldığını, kalanı ise gelirlerin değişik oranlarda artış gösterdiğini düşünüyor.

NE OLURSA OLSUN EKONOMİK BEKLENTİLER HEP OLUMLU! ‘E-ticaret Görünüm Araştırması’ kapsamında e-ticaretle ilgilenen satıcılara Türkiye ekonomisi ile ilgili düşünceleri ve beklentileri de soruldu. Katılımcıların yüzde 58’i 2017 yılının ekonomik büyüme beklentilerini karşıladığını belirtiyor. 2018 yılına ilişkin öngörülere bakıldığında, katılımcıların yarısı Türkiye ekonomisinde yüzde 30’a varan oranda bir büyüme beklediğini ifade ederken, yüzde 30’u Türkiye ekonomisindeki büyümenin aynı kalacağını vurguluyor. Araştırma katılımcılarının sadece yüzde 20’si ekonominin büyümesinde yüzde 10’a kadar bir düşüş öngörüyor.

EN BÜYÜK RİSKLER: DÖVİZ KURU, ENFLASYON VE KOMİSYON ORANLARI 2018 yılında bekledikleri en büyük riskin döviz kurunun yükselmesi olduğunu belirten katılımcılar ayrıca pazaryeri komisyon oranlarının ve enflasyonun yükselmesinden de endişe duyuyor. Katılımcıların yüzde 45’i için en büyük risk döviz kurunun yükselmesi iken, bunu yüzde 15 ile enflasyon ve pazaryeri komisyon oranları izliyor. Müşterilerin e-ticaret harcamalarının düşmesi ise katılımcılara göre en düşük risk (yüzde 5) olarak dikkat çekiyor. Araştırma kapsamında katılımcılardan giderlerinin bir sıralamasını yapmaları da istendi. Geçtiğimiz sene en yüksek gideri satın alma ve operasyonel maliyetler (depo, kira, çalışan ücreti gibi) oluştururken, en az harcama yapılan alanın ise reklam olduğunu görülüyor. Buna karşılık katılımcıların 2018 yılındaki e-ticaret stratejilerinde satın alma ve operasyonel harcamalarını devam ettirirken reklam bütçesini artırma yolunu seçtiği de dikkat çekiyor. Araştırma sonuçlarını değerlendiren Dopigo CEO’su M.Engin Şatana; “Genel olarak baktığımızda, geçen senelerde elde ettikleri tecrübelerden yola çıkarak, satıcılarda e-ticaretin gelişmesi ve getirdiği gelir açısından bir artış beklentisi söz konusu. Türkiye ekonomisine yönelik beklentilerin ne olursa olsun olumlu yönde olduğu, risklerin her sektörde olduğu gibi benzer konular etrafında döndüğünü görülüyor. E-ticaretle ilgili ortak problemin ucuza ürün bulma ve operasyonel sorunlar olduğunu da araştırmamızın sonucundan çıkarabiliriz” dedi. M.Engin Şatana konuyla ilgili e-ticaret satıcılarına tavsiyelerde de bulundu, “Satıcılar 2018 stratejilerini hem çok satan ve ucuza mal edebilecekleri ürünleri bulma ve onları pazarlama yolunda hem de gün içinde onlara zaman kaybettiren operasyonel işleri daha hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirmek üzerine kurmalı.”

19


PIM MIPIM MIPIM ORGANİZASYON

Türkiye, birçok şehriyle

MIPIM’de

dünyayı yöneten şehirler arasında olacak Alkaş Genel Müdürü Yonca Aközer ile 13-16 Mart 2018 tarihlerinde gayrimenkul alanındaki tüm paydaşları Fransa’nın Cannes şehrinde buluşturacak olan MIPIM hakkında konuştuk. Aközer, “Bu yıl ki MIPIM’in konusu Dünya Şehircilik Haritasının Değişimi… Yani bununla şehirlerin ülkeleri yöneten duruma geleceğinden bahsediliyor. Bizde değişen bu dünya haritasında Türkiye olarak bu oyunculardan hatta kuruculardan biri olmak istiyoruz” dedi.

20


MIPIM MIPIM MIP ORGANİZASYON

M

IPIM Fuarı’nın 2017 yansımalarından biraz bahseder misiniz? MIPIM’e 2016’da yaklaşık 850 kişilik bir katılımla gitmiştik. 2017’de kişi sayısı biraz daha düştü ama firma sayısı aynıydı. Yani MIPIM’e katılan firmalar yine aynı firmalar ama bütçelerinde kısıtlama olduğu için iki kişi yerine bir kişi gitti gibi bir geri dönüş aldık. Ama 2017 özelinde şöyle bir durum vardı: 15 Temmuz olaylarına rağmen biz 600 kişilik bir katılımla gittik geçen sene. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’de geldi. 15 Temmuz sonrasında yurt dışındakilere hala dinamik bir yapımız olduğunu kanıtlamış olduk. Çünkü 600 kişiydik, İstanbul Çadırı’mız 600 metrekareydi ve yine şehirlerimizin katılımı vardı. 3 bin 500’e yakın B2B yapılmıştı. 2017 bence MIPIM gözündeki Türkiye olarak başarılı bir yıldı. Sunulan projelere yatırımcıların ilgisi nasıl oluyor? Yabancı yatırımcıların Türk projelerine ilgisi olduğunu düşünüyorum. Buradaki projeleri yabancı yatırımcılar izliyor. Dolayısıyla Türkiye projeleriyle hala ilgi gören bir ülke… Verim alan firmalar tabii ki oluyor. Ama şu unutulmamalıdır ki; MIPIM satış yapılan bir fuar değil. MIPIM’de yaptığınız projelere, proje ortağı bulabilirsiniz. Projenizi

tamamen satın alan kişiler bulabilirsiniz ya da birlikte nasıl daha iyi bir proje yapabiliriz diye ortaklıklara girebilirsiniz. Alkaş’ın Türkiye temsilcisi olduğu, dünyanın en büyük ve önemli gayrimenkul fuarı MIPIM’e bu yıl kimler katılacak? Fuar hakkında genel hatlarıyla bizi bilgilendirebilir misiniz? MIPIM’de dünyanın kendi alanında en büyük oyuncuları kadar yakın gelecekte yeniden şekillenecek dünya haritasın-

da önemli bir rol almaya kararlı şehirler, bir araya gelecek. MIPIM 2018’e 5 bin yatırımcı, 4 bin 500 geliştirici, 5 bin 400 portföy yönetimi, hizmet sektöründen 3 bin 600 şirket, bin 800 mimarlık şirketi ve yakın bir zamanda değişmesine kesin gözüyle bakılan dünya şehircilik haritasında dünyayı yöneten şehirler arasında girmeye kararlı 500 yerel yönetim katılacak. MIPIM’de her yıl olduğu gibi bu yıl da konferans ve oturumlar gerçekleştirilecek. Yine bir Türkiye oturumumuz olacak. Yabancı yatırımcı görüşmelerini yapabilmek için Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Yardımcısı Mehmet Ceylan’da gelecek. Bu yöndeki etkinliklerde 400’ün üzerindeki keynote ve konuşmacı, 100 oturumda hem dünyanın yeni trendlerini hem de fırsatlarını anlatacak. 2018’de mevcut durumu koruyarak biraz daha ilerlemek esas… Türkiye, MIPIM’de toplamda bin 600 metrekare bir alanda gayrimenkul şirketleri, şehirler ve mimarlarla temsil edilecek. Türkiye’nin, fuarda 250 kuruluş ve 700’e yakın kişiyle yer alması bekleniyor. İstanbul Ticaret Odası’nın ev sahipliğini yaptığı 685 metrekarelik İstanbul Gayrimenkul Çadırı, bu yıl uluslararası iş görüşmelerine sahne olmaya hazırlanacak. Geçen sene İstan-

21


PIM MIPIM MIPIM ORGANİZASYON

bul Çadır’ında maket vardı, bu sene maket olmayacak. Bu sene standın içinde firmalara yer verilecek. Çünkü İstanbul Ticaret Odası aslında İstanbul firmalarının çadırı kullanıp birebir görüşmelerini orada yapıp, burayı bir iş platformu olarak kullanmalarını istiyor. İstanbul Çadırı içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kalkınma Ajansı, Tahincioğlu, Teknik Yapı, Aremas, Oyak İnşaat… gibi firmaların stantları yer alacak. Son birkaç yıldır şehir düzeyinde katılımın giderek arttığı MIPIM’de Türkiye bu yıl, Balıkesir, Gaziantep ve Hatay’ın yanı sıra artık bir MIPIM geleneği olan İstanbul ve Beyoğlu ile de temsil edilecek. Gaziantep bu sene ilk defa katılıyor ve kendini bir lojistik üssü olarak da konumlamak istiyor. Bu yıl ki MIPIM’in konusu Dünya Şehircilik Haritasının Değişimi… Yani bununla şehirlerin ülkeleri yöneten duruma geleceğinden bahsediliyor. Biz de değişen bu dünya haritasında Türkiye olarak bu oyunculardan hatta kuruculardan biri olmak istiyoruz. En marka şehrimiz İstanbul’un orada olması ve Londra, Paris Çadırları arasında kalıyor olması çok önemli… Bu sene farklı olarak Turizm Yatırımcıları Derneği de fuara katılıyor. Turizm yatırımcılarının da bu network ’ta olmuş olması yine yabancı yatırımcı ve fon arayışlarında olanlarla işbirliği içinde olması hem bizim yabancı yatırımcıyı çekmemiz açısından hem de onların uluslararası platformlarda yeni işbirlikleri açması açısından önemli.

22

Bu yıl MIPIM’e katılacak ülke sayısında ve ziyaretçi sayısında bir artış söz konusu olacak mı? Bu yıl katılımcı ülke sayısı 90’dan 100’e, fuar alanı 19 binden 20 bin metrekareye ve ziyaretçi sayısı ise 24 bin 200’den 25 bine yükselecek… MIPIM 2017’de kayıtlara 3 bin 500 olarak geçen B2B sayısının bu yıl ki durumu ne yönde olacak? B2B’de bu sene hedef nedir? MIPIM 2017’de kayıtlara 3 bin 500 olarak geçen B2B sayısının yüzde 10 artarak 4 bine yükselmesini hedefliyoruz. MIPIM’a katılanların en az 5 görüşmeyle fuarı tamamlaması gerekiyor. 25 bin ziyaretçi sayısının yanında 1 milyon kart alışverişi var. Herkesin 40 kart alışverişi yaptığını düşünüyoruz. Bu da 20 firma ise günde 4-5 firma ile tanışıyor olmanız demek… Zor bir hedef değil yapılabilir bir hedef. Türk yatırımcıların uluslararası platformlarla görüşmesi gerekiyor. Fuarı ülkemize getirme gibi planlarınız var mı? Tabii bizim en büyük hedefimiz aslında bu fuarı Türkiye’ye getirmek… O yüzden RE360

çok önemli. Çünkü MIPIM potansiyeline yetişemedi ve daha çok potansiyel gördüğü ülkelerde MIPIM’ın küçüklerini yapıyor. Bunlar, MIPIM UK ve MIPIM Asya… Biz de Ortadoğu ve diğer bazı Avrupa ülkelerini de alabileceğimiz MIPIM Türkiye’yi yapmak istiyoruz. Konferansla başlasın ve gittikçe fuara dönsün… Bu fikri Fransa’daki fuar firmasına kabul ettirdik ve sattık. 2017 Eylül’ün de yapılacaktı ama 15 Temmuz sonrasında bunun ötelenmesine karar verildi. RE360 ile bunun ulusalını yaptık. Ne zaman uluslararası duruma gelinirse ve bu potansiyel görülürse o zaman uluslararası fuarı yaparız dedik. Geçen yıl RE360’a 671 kişi getirdik. Yine bütün sektörü bir araya getirdiğimiz bir konferans oldu. Mart’ta tekrar MIPIM Türkiye üzerine konuşuyor olacağız. MIPIM Fuarı’nın Türkiye’ye sağladığı avantajlardan bahsedebilir misiniz? Bütün dünyanın olduğu bir yerde sizde Türkiye olarak sesinizi duyurabiliyorsunuz. Güçlü bir tanıtımla oradayız. Fuar nezdinde Türklerin varlığı orada hissediliyor. Türkiye kendi içinde ekonomik ve siyasi dalgalanmalar yaşasada varlığını sürdürebiliyor ve sürdürülebilirliği bir güven sağlıyor. Güvenilirlikte yabancı yatırımcı için en önemli şeylerden biri. Bize rakam olarak geri dönüş olmuyor ama fuarın artıları mutlaka var. MIPIM Fuarı özelinde ilk 10’a girmiş bir ülkeyiz. Yabancı yatırımcı içinde, bizdeki potansiyeli anlatmamız ve projeleri aktarabilmek için bir fırsat burası. O yüzden şehri temsil eden kişilerin MIPIM Fuarı’nı görmesini şiddetle tavsiye ediyorum.



AVM

“İŞ YAŞAMINDA RİSK ALTINA GİRMEDEN MUHTEMEL SORUN VE DAVA İHTİMALLERİNİ EN AZA İNDİRGEYEREK BAŞARILI BİR İŞ YAŞAMI SÜRDÜREBİLMENİN YOLU ‘KORUYUCU AVUKATLIK’TAN GEÇER” DİYEN BARUH HUKUK DANIŞMANLIK KURUCUSU AVUKAT PELİN ŞENOL BARUH, PERAKENDE SEKTÖRÜNDE BAŞARILI BİR TİCARİ HAYATIN HUKUKİ ÇÖZÜMLERİNİ ANLATTI.

KORUYUCU AVUKATLIK

BİR RİSK YÖNETİMİDİR 24


AVM

Sizi ve Baruh Hukuk ve Danışmanlık’ı kısaca tanıyabilir miyiz? Özellikle AVM ve perakende sektörüne verdiğiniz hizmetler nelerdir? 1988 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesinden mezun olduktan ve avukatlık stajımı tamamladıktan sonra Işıklar Holding’de avukat olarak başladığım meslek hayatıma Akmerkez AVM yönetiminde devam ettim. 1993‘de Akmerkez’in açılışından itibaren yönetim bünyesinde 11 sene kesintisiz Hukuk Müşaviri olarak sektörel bazda uzun soluklu çalışmalar yaptım. Gerek ülke çapında, gerekse uluslararası platformda aldığı sayısız ödüllerle ilklerin alışveriş merkezi olma unvanını hak eden Akmerkez, AVM sektörü ve bu sektör ile paralel bir gelişme gösteren AVM ve perakende yönetimi alanlarında öncülük etmiş ve ışık tutmuştur. Bu sebeple, ben de kendimi bu alanlarda uzmanlaşmış ilk ve sayılı avukatlardan birisi olarak nitelendiriyorum. Aslında AVM kökenli olmama rağmen, yine aynı sektörle bağlantılı çalışmalarıma devam ederek 7 sene boyunca MARS Entertainment Group bünyesinde Hukuk Müşaviri olarak MARS Sinema (Cinebonus/Cinemaximum) ve MARS Sportif (MAC/MAC FIT) adına Türkiye genelinde neredeyse tüm AVM’lerde ve lokasyonlarda kiralama ve sözleşme danışmanlığı yaptım. Bu çalışmalarım neticesinde de perakende sektörüne adım atarak, sinema, eğlence, yeme-içme ve spor faaliyetlerinde de ciddi sektörel deneyim, hukuki bilgi ve tecrübe edindim. 2013 yılında hayata geçirdiğim Baruh Hukuk ve Danışmanlık ile serbest çalışma hayatına geçerek, gerek AVM, gerekse perakende sektörüne ve markalara uzmanlaştığım dallarda Sözleşme Danışmanlığı/Avukatlık ve Hukuki Danışmanlık hizmetleri vermeye başladım. Son yıllarda iş hukuku alanına duyduğum özel ilgi ve bu alandaki hukuki çalışmalarım neticesinde de uzmanlık alanlarıma ek olarak ayrıca şirketlere iş hukuku ve iş davaları alanında da danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyim. Bunun yanında hukuk büromuz; gayrimenkul, ticaret, aile ve miras, borçlar, icraiflas, sözleşmeler, şirketler ve iş hukukun-

da 30 yıla yaklaşan deneyimli kadrosu ile hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetleri vermeye devam ediyor. Amacımız, öncelikle müvekkil/şirket üzerinde oluşturulacak hukuki koruma şemsiyesi ile ihtilaflar oluşmadan önce koruyucu avukatlık ve önleyici hukuk hizmeti verebilmektir. Baruh Hukuk ve Danışmanlık olarak alışveriş merkezleri ve perakende sektörüne hukuk danışmanlığı, markalara AVM’lerde mağaza, açık alan ve benzeri birimlerin önerilmesi ve kiralanması, kiracı/kiraya veren ilişkileri, kira sözleşmelerinin hazırlanması, kiralama esnasında ve sonrasında oluşabilecek hukuki ihtilafların çözümü, yapılmış kira sözleşmelerini revize etmek, franchise almak ya da vermek isteyen markalara da kiralama ve sözleşme danışmanlığı hizmetleri veriyoruz. www.baruhhukuk.com adresimizden tüm hizmet detaylarına ulaşabilirsiniz. AVM ve perakende sektöründe en çok konuşulan ve tartışılan konuların başında kira kontratları geliyor. Bu konuda en çok hangi uyuşmazlıklarda size başvuruyorlar? Kira kontratları ile bize başvurulan uyuşmazlıkların başında kurumsal olmayan ve

üstünkörü okuyarak sözleşmeyi imzalamış markaların sonradan yaşadığı problemler yer alıyor. Kullanım amacı ve marka değişikliği, kira bedeli revizesi, kira süresi, inşaat ve dekorasyondan yaşanan problemler, tazminatlar, erken fesih, devir, tahliye gibi konular AVM yönetimleri ve markaların yaşadığı ihtilafların başında gelmektedir. Genellikle alışveriş merkezleri yönetimleri hazır, matbu, fotokopi ile çoğaltılan, birbirine benzer ve tek tarafı koruyan kira sözleşmeleri ile karşımıza çıkıyorlar. Bunlar her zaman markanın ihtiyacını karşılamaz, bazen de geçersiz hükümler taşıyabilirler. Çoğu perakendeci, markası için önemli gördüğü ve ilk etapta çekici gelen alışveriş merkezini kaçırmamak için sözleşmeleri tam okumadan ve uzun yıllar bağlanacağını düşünmeden, olası sonuçlarını değerlendirmeden bu sözleşmeleri kabul etmekte ve imzalamaktadır. Bu nedenle bu gibi durumlarda kurumsal davranarak bu konuda uzmanlaşmış bir avukattan yardım alarak, birçok hukuki sorunu baştan fark edip önlem alabilirsiniz. AVM kira sözleşmeleri tek taraflı düzenlendiğinden kiraya verene sadece hak ve

25


AVM yetki, kiracıya ise sadece borç ve yükümlülükler getiren metinler olarak nitelendirilmektedir. Borçlar Kanunu bu tür düzenlemeleri ‘’Genel İşlem Koşulları’’ olarak nitelendirmiştir. Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Yasaya göre, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır. Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır. Yine yasaya göre genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler de konulamaz. Doğru ve başarılı bir kiralama süreci için hangi yolların izlenmesi gerekiyor? İlk aşamada alışveriş merkezinin lokasyonu ve lokasyonun hedeflenen kitleye ula-

şıp ulaşmayacağı, o bölgedeki açıklık ve boşluklar, ilk incelenecek hususlar olmalıdır. Kiralama süreci ise alışveriş merkezinin geleceğini ve değerini belirleyen en önemli süreçtir. Bu süreçte yürütülecek kiralama stratejisi ve konsepte uygunluk ile açıklık ve boşluklara uygun ürün ve marka karması ile alışveriş merkezinin değerinin arttırılması hedeflenir. Yapılacak reklam ve tanıtım çalışmaları ile de kiracı profilini yükseltecek yatırım ve yatırımcı bilgileri hedef kitle ve basın ile paylaşılmalıdır. Tüm bunların yanında alışveriş merkezinin dış ve iç mimarisi, tasarımı, mağazaların, eğlence ve sosyal paylaşım alanlarının uygun metrekarelerde konumlandırılması, ortak alanın en verimli ve cazip şekilde kullanılıyor olması, mağaza vitrinlerinin dikkat çekecek şekilde düzenlenmesi gibi konular diğer alışveriş merkezlerine kıyasla avantaj ve farklılık taşımalıdır. Kiracı tarafından baktığımızda ise, öncelikle lokasyon kiracının ürün ve markasına, hedef kitlesine, bölge halkının ekonomik ve sosyal durumuna hitap ediyor olmalı. Bunun yanında alışveriş merkezinde yer alacak diğer markalar, konumlandırılmaları, yatırımcının kimliği ve geçmişteki projeleri ile kiralama şirketinin tecrübesi ve performansı seçimlerde önemli rol oynamalıdır. Hukuki açıdan, kiracının ticari durumu, markasının gücü ve bilinirliği, kira sözleşmesinin süresi, sürenin kira bedeli ile

doğru orantılı ve kiracı tarafından karşılanabilecek olması, sözleşme ile getirilen borç ve yükümlülüklerin ağır olup olmadığı, sözleşmenin genel işlem koşullarından uzak, kiracıyı da koruyan kollayan adil hükümler içermesi, tazminatların ağır olmaması, erken fesih maddesinin mutlaka yer alması, devir ve tahliye şartlarının kiracı için uygun koşullar içermesi kiralama sürecinde kiracı açısından en fazla üzerinde durulması geren hususlardır. AVM yönetimlerinin ve kiracıların kira kontratlarında en çok karşılaşılan ihtilaflar nelerdir? Bu sorunlar nasıl çözümlenmeli? AVM yönetimleri en fazla mağazaların belirlenen sürelerde ticari faaliyete geçememesi, sözleşme ile belirlenen kira bedelinin, ortak alan giderlerinin hiç ödenmemesi ya da eksik veya zamanında ödenmemesi, bunun sonucu olarak da temerrüde düşülerek feshin ve tahliyenin gerçekleşmesi, teminat verilmemesi, izinsiz yapılan devirler, şirket yapısındaki hisse oranlarında onay alınmadan yapılan değişiklikler, marka ve kullanım amacının kiracı tarafından onay alınmadan değiştirilmesi, tamirat ve tadilatlardan doğan problemler ve sözleşmede yer alan edimlere kiracı tarafından uyulmaması ya da ihlal edilmesi gibi ihtilaflarla karşı karşıya kalıyorlar. Kiracıların karşılaştığı en önemli ihtilafların başında ise düzenli ödenmeyen ya da eksik ödenen kira bedeli ve ortak giderlerin icra takibine sebebiyet vermesi ile sonucun fesih ve tahliyeye kadar gitmesi, marka ve kullanım amacı değişikliğine, erken feshe, mecurun devrine, şirket hisse yapısındaki değişikliğe kiraya verenin onay vermemesi üzerine çıkan ihtilaflar ile sözleşmedeki ağır /zorlayıcı maddeler ve sonucunda getirilmiş olan ağır ceza-i şartlardan doğan ihtilaflar sayılabilir. Bu sorunların çözümü için de “Koruyucu Avukatlık “ müessesesinden faydalanmak suretiyle tarafların kiralama ve kira sözleşmesi yapmalarını öneriyorum. Akabinde çıkabilecek tüm ihtilafların hallinde ise önce tarafların karşılıklı görüşmek ve mutabık kalmak suretiyle sulh olmalarını “en kötü anlaşma en iyi davadan

26


AVM

iyidir” mantığı ile hareket edilmesini uygun buluyorum. Zira hemen hemen her marka, ilerleyen zamanlarda bir başka AVM projesinde yine aynı yatırımcı ile tekrar karşılaşabiliyor. Ancak her şeye rağmen sulh olunamaz ise konunun dava sürecine girerek yargıya intikal etmesi de kaçınılmazdır. Koruyucu Avukatlık nedir ve niçin gereklidir? Avukat, hakkını arayan kişinin kılavuzudur. Avukatsız bir yargılamadan söz edilemez. Gelişmeler zaman içinde avukatlığı yalnızca bir savunma işlevi olmaktan da çıkarmış, hukuki ilişkilerin daha başlangıcında hukuka uygun olarak düzenlenmesi, uyuşmazlıkların önceden önlenmesi gibi önemli ve çağdaş bir yaklaşımı yani, “Koruyucu Avukatlık “ yaklaşımını öne almıştır. Koruyucu Avukatlık, bir risk yönetimi olup, uyuşmazlık çıkmadan evvel hukuki yapının sağlam bir şekilde kurulmasını sağlamaya yönelik olarak yapılan avukatlık hizmeti ve ticaret hayatının temel taşı olan sözleşmelerin yapılmasında da hukuki hatayı, sorun ve uyuşmazlık çıkmasını en baştan önleyen bir uygulamadır. İş yaşamında risk altına girmeden muhtemel sorun ve dava ihtimallerini en aza indirgeyerek başarılı bir iş yaşamı sürdürebilmenin yolu “Koruyucu Avukatlık” tan geçer. Ülkemizde, avukata problem ortaya çıktıktan sonra müracaat edilmekte ve sonucunda da uzun yıllar süren zor bir sürece girilmektedir. Halbuki bu gibi durumlarda önceden Koruyucu Avukat’tan yardım alarak, bir çok sorunu başta fark edip önlem alarak dava ve uyuşmazlık ihtimalini en aza indirgemek mümkündür. Ülkemizde avukata ne zaman gidiliyor? Asıl olan, bir yasal işleme karşı en iyi korunmayı en baştan ve problem çıkmayacak şekilde sağlamaktır. Ticaret hayatında da en doğru yaklaşım, uyuşmazlıklar ortaya çıkmadan evvel muhtemel dava ve sorunların önüne geçebilecek tedbirleri almaktır. Avukata başvurmanın ek bir maliyet olduğunun düşünüldüğü ülkemizde, bu ek maliyete katlanmaya karar verilmeden hareket edilmekte ve bunun sonucu olarak da toplumumuzda, tacirlerin çoğu Koruyucu

Avukatlık kavramını acı sonuçların ortaya çıkması ile öğrenmektedir. Ticaretin içinde olmak, ticaretin doğuracağı hukuki sonuçları da bilmek anlamına gelmemektedir. Ne kadar tecrübeli olursa olsun bir tacirin, yasal mevzuatı ve güncel gelişmeleri bir avukat kadar biliyor ve takip ediyor olması beklenemez. Avukatlık Kanununun 35. maddesine göre” her gerçek ve tüzel kişi adliyede kendi davasını açabilir ve takip edebilir. “ Yani ülkemizde avukatla temsil zorunluluğu yoktur. Ancak işlerin kişi ve işletmeler adına vekaletle takibi veya dava takip edilmesi söz konusu ise bu yalnızca avukatlar vası-

tasıyla yapılabilir. Kısacası “adliyelerde” vekaletle yalnızca avukatlar iş ve dava takip edebilirler. Yine Avukatlık Kanunu‘nun 35. maddesine göre; “anonim şirketler ve üye sayısı 100 veya daha fazla olan kooperatifler, sözleşmeli avukat bulundurmak zorundadırlar.” Bulundurmamaları suç olarak düzenlenmiştir. Eğer anonim şirket ve belirttiğim kooperatiflerin avukatları yoksa Cumhuriyet Savcısı tarafından kendilerine, avukatla sözleşme yapmadıkları her ay için 16 yaşından küçük işçiler için uygulanan brüt asgari ücret tutarında idari para cezası verilir.

27


AVM

MARKANTALYA AVM ZİYARETÇİLERİN GÖZDESİ OLDU

28


AVM

Bünyesinde yer alan ulusal ve uluslararası büyük markalarla kaliteli bir alışveriş sunmanın yanında, sosyal yaşam merkezi konseptiyle öne çıkan, birbirinden ilginç sosyal aktivitelere, kültürel ve sanatsal etkinliklere imza atan MarkAntalya AVM, Antalya’nın yanı sıra gerek yurdun gerekse de dünyanın her köşesinden gelen misafirlerini de ağırlıyor. Ziyaretçi sayısını her yıl artıran MarkAntalya AVM, her ay 2 milyona yakın ziyaretçisine ev sahipliği yapıyor.

BÖLGENİN POPÜLARİTESİNİ ARTIRAN AVM MarkAntalya AVM Müdürü Necati Ufuk Toydemir, Ağustos 2013 tarihinde önemli bir alışveriş ve yaşam merkezi olarak açılan MarkAntalya AVM’nin, Antalya’nın ve dolayısıyla tüm bölgenin sosyal hayattaki popülaritesini artırmanın yanı sıra, şehire çağdaş bir alışveriş merkeziyle bölgede önemli olanaklar sağladığını söyledi. ”Yaklaşık 55 bin metrekarelik kiralanabilir alanda ulusal ve uluslararası mağazaları, dünya ve Türk damak tadına hitap eden fast food işletmeleri, süper marketi, sinema salonları ve sosyal aktiviteleri ile keyifli ve güvenli bir ortamda alışveriş imkanı sunuyoruz” diyen Toydemir, sadece Antalya’ya değil çevrelerinde bulunan kentlere de hizmet verdiklerini bildirdi.

MARKANTALYA SOSYAL HAYATIN BİR PARÇASI OLDU MarkAntalya’yı ticari işlevi bulunan bir yapı değil, sosyal hayatın bir parçası olarak gördüklerini belirten Toydemir şöyle devam etti: “Hem yaşam hem de eğlence alanı olarak tüketimi keyifli kılacak çalışmalar gerçekleştiriyoruz. İmza günleri, söyleşiler, çekilişler, şenlikler, şiir dinletileri, şovlar gibi birçok etkinlik yapıyoruz. Yaptığımız etkinliklerden son derece pozitif geri dönüşler alıyoruz. Diğer bir ifade ile ziyaretçi memnuniyeti odaklı çalışmalarımızın sonucunu alıyoruz.”

ZİYARETÇİ İLE BİR BAĞ OLUŞTURULUYOR Açıldığı günden bugüne kadar toplam 75 milyona yakın ziyaretçiyi MarkAntalya ’da ağırladıklarını belirten Toydemir ziyaretçileri ile aralarında bir bağ oluşturduklarını ve onlara hizmet vermenin bir adım ötesine geçtiklerini belirtirken sözlerine şu şekilde devam etti: “Bütün veriler MarkAntalya’nın ne kadar güçlü, yaptığımız çalışmaların ne kadar iyi olduğunu ortaya çıkarıyor. Alışveriş merkezimize ailesiyle gelen ve burada

geçirdiği zamanı artıran ziyaretçilerimizin sayısının her geçen gün arttığını gözlemliyoruz. Bu gelişmeler bizim artık sosyal yaşam alanı olarak görüldüğümüzün en büyük göstergesidir.

BİN 500 KİŞİ İSTİHDAM EDİLDİ Mağaza karmasını daha da güçlendirdiklerini, son 2 ay içerisinde Mac Fit, Boyner Sports, Ekol’ün mağazalarını MarkAntalya‘da açtığını anımsatan Toydemir, AVM’deki mağazalarda yaklaşık bin 500 kişinin istihdam edildiğine dikkat çekti.

29


AVM

Apleona Real Estate Management ile

yenilikçi çalışmalara devam… 01 Nisan 2000 tarihinde İstanbul ‘un en büyük ilçelerinden Zeytinburnu’nda kapılarını ziyaretçilere açan Olivium Outlet Alışveriş Merkezi İstanbul’un ilk ve tek outleti olma özelliğini uzunca bir süre koruyup açıldığı günden bu yana ziyaretçilerine modaya, markaya, kaliteye uygun fiyata ulaşmanın imkanlarını sunuyor. Olivium Outlet Center, 01 Ocak 2018 tarihinden itibaren yönetim ve kiralama operasyonlarını, 21 milyon metrekare üzerindeki alan ve yönetiminde bulunan değeri 35 milyar Euro üzerinde olan mülklerin danışmanlığını yapan ve gayrimenkul çözümleri konusunda Avrupa’da lider firmalar arasında yer alan Apleona Real Estate Management ile yaparak ziyaretçilerine hizmet vermeye devam edecek.

yapma imkanı veriyor. 7’den 70’e herkesin kültürel ve sosyal anlamda keyifli vakit geçirmesini sağlamakta olan Olivium Outlet merkez içinin yanı sıra çevresinde de yaşam kültürü yaratıyor.

BÜTÜN İSTANBUL’A HİTAP EDEN OUTLET

A’DAN Z’YE TÜM İHTİYAÇLARI BULMA OLANAĞI

18 yıldır gerçek outlet olma ilkesinden ayrılmadan sadece Zeytinburnu’na değil bütün İstanbul’a her kesimden tüketiciye hitap eden Olivium Outlet ,135 mağazada, yüzlerce yerli ve yabancı marka ile, haftanın yedi günü 10:00 – 22:00 saatleri arasında ziyaretçisine temiz güvenli ve ferah bir ortamda ekonomik alışveriş

30

2000 yılında açılan İstanbul’un ilk, Türkiye’nin ikinci Outlet Projesi Olivium Outlet Center, yönetim ve kiralama operasyonlarını Apleona Real Estate Management Türkiye ile yapacak.

Emintaş Emlak ve İnşaat Tic. A.Ş ve İleri Mensucat ve İnşaat Tic. T.A.Ş ortaklığı

ile kurulmuş olan Olivium Outlet Center 35 bin metrekare kiralanabilir alanı, bin 200 araç kapasiteli açık ve kapalı otoparkı, ücretsiz müşteri servisi, bebek odaları, 6 salonlu sineması, çocuk eğlence alanı, teraslı cafeleri, Carrefour süpermarket, Teknosa teknoloji mağazası ve LCW, De Facto İpekyol, Kemal Tanca, Pierre Cardin, Altınyıldız, İnci, Hotiç, Sarar, Nike, Adidas, Puma, Watsons, Atasun Optik, Colins, D’s Damat, Perspective, Penti, Armağan Oyuncak, US Polo, Mavi Jeans, Koton, Madame Coco, English Home , Burger King, Mc Donalds gibi mağazaları ile ziyaretçilerine rahat ve hesaplı alışveriş, A’dan Z’ye tüm ihtiyaçlarını bir arada bulabilme olanağı sunuyor.

YENİLİKÇİ ÇALIŞMALARA İMZA ATILACAK 2 kıtayı birbirine bağlayan İstanbul’un en büyük projesi Marmaray ile de Anadolu yakasında oturan İstanbullulara sadece 15 dakikalık mesafede olan Olivium Outlet Center bundan sonra Apleona Real Estate Management ile birlikte, 2000 yılından bugüne tüketicileriyle bir aile olmuş olmanın gücü ve güveniyle kendini ve hedeflerini giderek büyüterek; yenilikçi çalışmalara imza atmaya devam edecek.



AVM

ECE TÜRKİYE TARAFINDAN YÖNETİLEN MAVİBAHÇE KIDEMLİ ALIŞVERİŞ MERKEZİ MÜDÜRÜ ALİ VEDAT ÖZEREN, SADIK MÜŞTERİ KİTLESİNE SAHİP, BÖLGENİN EN SEVİLEN ALIŞVERİŞ MERKEZİ OLDUKLARINI, YILDA ORTALAMA 14 MİLYON ZİYARETÇİ SAYISINA ULAŞTIKLARINI İFADE ETTİ.

İzmirlilerin gastronomi ve

keyif merkezi

E

CE Türkiye tarafından yönetilen Mavibahçe AVM bu yıl 2. yaşını kutlayacak. Açıldığınız günden bu yana geçirdiğiniz süreci anlatır mısınız? MaviBahçe açılmadan önce de, açılışı merakla beklenen bir alışveriş merkeziydi. Faaliyete geçtiği ilk günden bu yana da ziyaretçi sayısı artarak ilerleyen bir grafik çizdi. Sadece İzmir’de değil çevre illerden de yoğun ziyaretçi aldı. Mimarisi, kent meydanı, gastronomi destinasyonu

oluşu, yaptığı etkinlikler, marka karması, sosyal sorumluluk projeleri ile 2 sene içerisinde oldukça sadık bir müşteri kitlesine sahip, bölgenin en çok sevilen alışveriş merkezi olduk. Şimdiye kadar birçok platformdan ve daldan ödüller aldınız. Bu ödüllerden ve başarı hikayelerinden bahseder misiniz? MaviBahçe henüz 2 yıllık bir AVM olmasına karşın yaptığı projeler ile birçok ödül aldı. AVM sektöründe önemli yeri olan

Hermes Ödüllerinden 4 altın, 4 platin ödül alan MaviBahçe, dünyada perakende sektörünün oscarı bilinen ICSC Solar Marketing’ten ise gümüş ödülle döndü. Sektörün bir diğer önemli ödül platformu MarCom dan 5 platin ödül almaya hak kazanırken, sektörün diğer önemli ödüllerinden biri olan Stevie’den ise ‘Pazarlama Tecrübesi’, ‘En İyi Kurumsal İmaj’, ‘Yılın PR Ödülü’ gibi farklı dallarda gümüş ve bronz olmak üzere toplamda 5 ödüle layık görüldü. Bu sene başında Shining Star Awards 2018 Eğlence, Etkinlik ve Rekreasyon Ödülleri MaviBahçe Alışveriş ve Yaşam Merkezi, İzmir Salsa Kupası etkinliği ile ‘En Başarılı AVM Etkinliği’ ödülüne layık görüldü. Ayrıca eşsiz mimarimiz ile 2018 ICSC Avrupa Alışveriş Merkezi Ödüllerinde, ‘Yeni Geliştirme- Büyük AVM’ kategorisinde de finalist olduk. Mavibahçe AVM’yi açıldığı günden bu yana kaç kişi ziyaret etti? 2018 ziyaretçi beklentiniz nedir? MaviBahçe’yi yılda ortalama 14 milyon kişi ziyaret ediyor. Tabii ki beklentimiz, her sene artan ziyaretçi sayımızı 2018 yılında daha yukarıya taşımak. Ancak rakamlardan çok, gelen misafirlerimizin AVM içinde uzun ve mutlu zaman geçirmesi, tüm yaş gurubunun beklentilerine cevap verebilmek bizim için çok önemli. Bunları sağladığımız sürece beklentilerimize çok kolay ulaştığımızı görüyoruz.

32


AVM iletişimdeyiz. O yüzden salt duyuru olarak değil, sosyal medyamızı ziyaretçimizi dinleme ve davranışlarını ölçümleme konusunda da diğer dijital bileşenler ile birlikte verimli bir şekilde kullanıyoruz. Markamızın sevilmesi nedeni ile kısa sürede takipçi sayımız ile Türkiye’nin önde gelenlerinden olduk. Ancak en çok önemsediğimiz şey takipçilerimiz ile etkileşimlerimiz…

AVM’de kaç mağazanız bulunuyor? İzmir’de ilk defa ya da özel konseptlerle mağaza açan markalar var mı? 60 bin metrekare kiralanabilir alana sahip MaviBahçe’de, 4 kat üzerinde 250’ye yakın mağaza, 50 restoran ve kafe, 2 bin kişi oturma kapasiteli yeme içme alanı, İzmir’in en geniş çocuk katı ve eğlence alanları ile IMAX teknolojisini İzmirlilerle ilk kez buluşturan 11 salonlu sinema yer alıyor. Bunun dışında çok büyük bir konser ve etkinlik alanına sahip Sold Out Performance Hall şubat ayında kapılarını açtı. H&M, Beymen, Vakko, Boyner Sports, Koton, LC Waikiki, DeFacto, Mango ve Marks&Spencer’ın da aralarında yer aldığı, modaya yön veren markaların yanında Macrocenter, TeknoSA, D&R, Fun Time, Mudo Concept alışveriş merkezi için çekim gücü oluşturuyor.

yaretçilerimiz her gün farklı üç konseri ücretsiz izleyebildiler. Her şeyden önemlisi yapılan sosyal sorumluluk projeleri ve etkinlikler... Görme Engellilerin sergilediği tiyatro oyunları, Haytap ile yaptığımız ortaklaşa projeler, Sevgi Kumbarası, Down Sendromlu çocuklarımızın gerçekleştirdiği sergiler ziyaretçilerimizin en keyif aldığı etkinlikler oldu. Sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanıyorsunuz. Sosyal medyanın ziyaretçi etkilerini nasıl ölçümlüyorsunuz? Bu konuda yerel olmanın yanı sıra, sosyal medyayı doğru kullanmanın önemine inanıyoruz. Sosyal medya pazarlama tutundurma faaliyetlerimiz içerisinde kilit konulardan birisi… Mavibahçe ziyaretçileri ile bu mecralar aracılığı ile sürekli

2018 hedefleriniz nelerdir? MaviBahçe açıldığı günden bu yana yaptığı etkinlikler ile çıtayı oldukça başka bir noktaya taşıdı. Hatta bunu bir sonraki aşamaya taşıyarak İzmirli MaviBahçe’de alışverişini yaparken yine burada yer, içer, eğlenir diyoruz. Bu bizi mutlu ederken, yeni sene ile ilgili de ağır bir sorumluluk veriyor. Beklentiyi karşılayacak, geçmiş senenin önüne geçecek bir yıl olmasını hedefliyoruz. Gerek yapılacak etkinlikler, gerek sosyal sorumluluk projeleri ile sadece alışveriş yapılan bir lokasyondan öte sosyalleşme, kültür ve eğlencenin merkezi olma hedefindeyiz. Geçmiş senede bunu büyük ölçüde başardık. Aynı konumu koruyabilmek ve daha ileriye taşımak 2018 hedefleri arasında. Bunun dışında bu sene sosyal sorumluluk projelerine daha çok ağırlık verilecek. STK’lar ile daha yoğun iş birliği sağlanacak. Tüm ziyaretçilerimizin davetli olduğu spor etkinlikleri ile sağlıklı yaşam algısını daha çok oturtmaya çalışacağız.

Yarı açık alanlı bir alışveriş merkezi ve geniş bir etkinlik alanına sahipsiniz. Şimdiye kadar yaptığınız etkinlikleri ve geri dönüşlerini anlatır mısınız? İzmir’de ilk defa gerçekleşen Gastoronomi Festivalini yapıyoruz. Gastronomi alanında uzman kişilerle söyleşilerin yapıldığı, ünlü markaların dünya mutfağından sunumlarını sergiledikleri 5 günlük bir festival oluyor. Lezzet bloggerlarının da renk kattığı festival finalinde yaptığımız ‘Gökyüzünde Yemek’ etkinliği ile ödüle layık görüldük. Bunun dışında ‘İçimde Sanat Var’ mottosuyla Jazz Festivalini gerçekleştirdik. Jazz müziğinin duayen isimlerini İzmirliler ile buluşturduk. Zi-

33


AVM

Kulesite’de Konya’nın yaşam ve eğlence merkezi Kulesite, 09-18 Şubat 2018 tarihleri arasında ‘7. Dünden Bugüne Geleneksel Türk El Sanatları Geleneksel Şöleni’ne ev sahipliği yaptı. Türk El Sanatları UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ EL SANATLARI KONYA Şöleni HALKI İLE BULUŞTU sayıda davetlinin katılımıyla yapıldı.

B

irbirinden değerli eser ve ustaların yer aldığı serginin açılış töreni 09 Şubat 2018, Cuma günü Konya Vali Yardımcısı Mehmet Usta, Ak Parti Konya Milletvekili Muhammet Uğur Kaleli, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ali Osman Karamercan, Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, İttifak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ünsal Sözbir, Başkan Vekili Tahir Atila, Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Korkmaz, Kulesite Alışveriş Merkezi Müdürü Mustafa Totan, Limon Ağacı yetkilisi Serpil Polat ve çok

34

Konya’nın yaşam ve eğlence merkezi Kulesite 09-18 Şubat 2018 tarihleri arasında ‘7. Dünden Bugüne Geleneksel Türk El Sanatları Şöleni’ne ev sahipliği yaptı. Birbirinden değerli ustaların ve unutulmaya yüz tutmuş geleneksel Türk el sanatlarının incelendiği sergi Konya halkının beğenisine sunuldu. Sergi kapsamında Kündekari, Habbablık, Hattı Gubari, Yemeni yapımı, Sedefçilik, Mütteka gibi yüzyıllar boyunca babadan oğula geçen birçok değerli el sanatı ve bu sanatların çok az sayıdaki önemli ustaları Kulesite’de Konyalılarla buluştu.

“GELENEKSEL DEĞERLERİMİZİN YAŞATILMASI ORTAK SORUMLULUĞUMUZ” Serginin açılışında konuşan İttifak Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Tahir Atila, İttifak Holding olarak yerli ve milli olan değerlere önem verdiklerini ve desteklediklerini söyledi. Geleneksel Tük El Sanatları Şöleni’ni “Dünün bugünle, bugünün yarınla olan İttifak’ı olarak tanımlayan Atila, “Tarihimiz, kültürümüz, değerlerimizle olan ittifakımızın bir göstergesi olan bu anlamlı etkinliğe yedi yıldır ev sahipliği yapıyoruz. Bu güzel organizasyonun halkımızla buluşturulmasında desteklerini esirgemeyen başta valimiz olmak üzere, odalarımızın değerli başkanlarına ve Limon Ağacı Organizasyon’a çok teşekkür ediyorum. Nitekim, geleneksel değerlerimizin yaşatılması hepimizin ortak sorumluluğu. Bu bağlamda, bu güzel organizasyonun birlikte hareket eden bu güzide kurumlarımızın birlikteliği ile meydana geldiğini ifade etmek isterim. Her birine katkılarından ötürü ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Burada sergilenen el emeği göz nuru nadide eserlerin meydana getirilmesini sağlayan değerli sanatçılarımıza, zanaatkarlarımıza da şükran borçluyuz. Geleneksel değerlerimizin gelecek nesillere aktarılması için fedakarca çalışıyorlar, yoğun emek sarf ediyorlar. Bugünün asıl kahramanları onlardır. Kendilerine çok teşekkür ediyorum” dedi.



Makale nans kuruluşlarından Credit Suisse’nin 2017 raporuna göre ABD’deki AVM’lerin yüzde 20-25’i önümüzdeki beş yıl içinde kapanacaktır. 2017 sonu itibarı ile ABD’de kapanan AVM sayısının bin 211 olması bu görüşü ciddiye almamızı destekliyor. Aynı rapora göre şu anda tüm perakende satışlarının yüzde 17’sini tutan e-ticaretin 2030 yılında yüzde 35 seviyesine çıkacağı öngörülüyor. Bu da bize fiziksel mağazaların her daim var olacağı gerçeğini ortaya koyuyor. Yani en iyi bildiğimiz işi en doğru şekilde yapmaya devam edeceğiz. ABD’de bu vurgulamalara rağmen AVM inşaatları devam etmekte... NYC, Staten Island’da Outlet, Hudson Yard ve Oculus bu yeni yatırımlara örnek teşkil ediyor. Bir olumlu vurgulama da, lüks segmentteki AVM’lerin kapanma oranlarının sıfıra yakın olduğu yönünde... Bu AVM’ler açılışta yüksek doluluk oranına erişmeleri halinde kriz dönemlerini en az hasarla göğüsleyebiliyorlar. Dr. M. Vahit İpekçi

Mağaza boşalmalarını tüm çabalara rağmen durduramayan AVM’lerin önünde üç seçenek bulunuyor; -Yenileme

Çözüm Kapatmak mı

-Kapanma

yoksa

Bu seçeneklerden; ‘yenileme’ aynı hatanın tekrarı gibi görüldüğünden ve yatırımcıların yatırımlarına hızlı dönüş istediği ortamda pahalı ve riskli olduğundan pek tercih edilmemektedir. Unutmayalım ki Ankara’da kapanan bir AVM kısa denecek bir süre öncesinde kapsamlı bir yenileme ve genişleme çalışmasından çıkmıştı. ‘Kapanma’ da en son düşünülecek seçenek olduğundan, transformasyon burada ciddi bir çözüm olarak ortaya çıkmaktadır.

Son yıllarda, AVM’lerin boşalması hatta fonksiyonunu yitirmesi sorunu sektörün kabusu haline geldi. Bu problem, Eva Gayrimenkul ve Akademetre’nin, AVM Araştırması 2016-2018 raporunun tanıtımında da özellikle belirtilmiş. Söz konusu titiz çalışmaya göre, yurdumuzda bugüne kadar yapılan yaklaşık 12 milyon metrekare AVM’nin yüzde 10’unun sistemden çıktığı belirtiliyor.

Yurdumuzda son yıllarda depo, hastane, dersane benzeri değişim projelerinin hayata geçmiş olması önemli ancak burada Kuzey Amerika’dan ufkumuzu açacak örneklere değinmek istiyorum; AVM’ciliğin beşiği ABD’nin ilk AVM’si olan tam 188 yıl önce Rhode Island’da kurulmuş olan üç katlı Arcade Providence, girdiği değişim projesi neticesinde 48 stüdyo daire ve yeme/içme yoğunluklu bir mağaza bölümü ile (yıkılmadan) yeniden doğmuştur. Söz konusu daireler için oldukça uzun bir kiracı bekleme kuyruğu oluşması projenin başarısını ortaya koyuyor. Diğer bir örnek ise Texas’tan; boşalmış olan Highland Mall’u, Austin Üniversitesi Teknik Uygulama Laboratuarlarına ve Kütüphaneye çevirmek üzere satın almıştır. İroni olarak görebileceğimiz diğer bir satın alma ise, Cleveland’da bulunan Randal Park Mall’u Amazon’un hizmet amaçlı satın alıp 2 bin kişiye iş yaratmasıdır. Geniş kullanım ve otopark alanlarına sahip olmasından ötürü birçok AVM hastaneye dönüştürülmüş hatta küçük ölçekte olanının diyaliz merkezine çevrildiğine de rastlamaktayız. Bunların haricinde gerektiğinde ara kat ilavesiyle ofise, apartmana, depoya, dağıtım-lojistik merkezlerine, performans sanatları merkezine, uygulamalı teknik laboratuarlarına, call center’a hatta kiliseye çevrilen AVM’lere ve dönüşme projelerine de sıklıkla rastlıyoruz.

dönüştürmek mi ?

Boşalmakta olan veya fonksiyonunu yitirmiş AVM’lerle ilgili problemle başa çıkmak için öncelikle sorunu doğru okumak gerekiyor. İhtiyaç konusunda yeterli piyasa araştırması yapılmadan açılan AVM’ler, çoklukla ekonomik kriz döneminde perakendecilerin yaşadığı finansal sorunlar neticesinde yabancı paritelerdeki yükselişe paralel olarak kiraların ödenemez boyutlara ulaşması ile hızla boşalmaktadır. Sonuçta öncelikle yatırım kredilerini henüz ödememiş olan yatırımlar krizi tüm ağırlığı ile hissetmektedir. Anchor kiracılar ve çok katlı mağazaların AVM’yi terketmeleri ise çarpan etkisi yaratıyor. İsimlerini hepimizin bildiği onlarca markanın son yıllarda piyasadan çekilmesi ile AVM’lerin boşalmasına paralel Bağdat Caddesinde 74, İstiklal’de ise 100’ün üzerinde mağaza boşalmıştı. Gerçi bu sadece bize özel değil, perakendenin beşiği ABD’de Ralph Laurent markası NY, 5. Cadde’deki amiral gemisi mağazasını kapatma kararı aldı, yine Payless 400, Rue 21 bin, Michael Kors 125 mağaza kapatma yoluna gidiyorlar. Çok katlı mağazalarda da durum farklı değil; Macy’s, Sears ve J.C.Penny markaları da yüzlerce mağazalarını kapattılar. Dünyanın önde gelen fi-

36

-Transformasyon/Değişim/Dönüşüm

Sonuç olarak mevcut olumsuzluklara rağmen AVM’ler insanların bir araya gelme alanı olarak var olacaklar ve fonksiyonunu yitirmiş olanlar da en az kayıpla değişimlerini sürdüreceklerdir. Yatırım öncesi atlanmış olan piyasa araştırmasının transformasyon aşaması öncesinde muhakkak yapılması, işin olmazsa olmazıdır. Hoşçakalın,


AVM

AVM artışı rekabeti de beraberinde getiriyor

AVM SEKTÖRÜNÜN SON YILLARIN PARLAYAN YILDIZI OLDUĞUNU VE AVM’LERİN POPÜLARİTESİ İLE BİRLİKTE SAYILARININ HIZLA ARTTIĞINI BELİRTEN AGORA AVM İCRA KURULU BAŞKANI HASAN NOYAN, “YOĞUN BİR ŞEKİLDE GELEN TALEP İLE AVM SAYILARININ GELECEK DÖNEMLERDE DE HIZLI ARTIŞINI SÜRDÜRECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ” DEDİ.

AVM’LERE HALA YOĞUN TALEP VAR AVM sektöründeki yükselişin son zamanlarda göz ardı edilemeyecek kadar fazla olduğunu söyleyen Agora AVM İcra Kurulu Başkanı Hasan Noyan, “AVM sayısındaki artışın hızla ilerlemesi AVM fazlalığı olarak nitelendirilse de, sektördeki arzın hala talepleri tam olarak karşıladığını düşünmüyoruz. AVM’lerin yaşam merkezi haline gelmesi, kişilerin keyifle vakit geçirmelerini sağlayacak alanların oluşturulması ile birlikte AVM’ler sadece alışveriş için değil sosyal faaliyetler açısından da tercih edilir hale gelmiştir. Büyük şehirlerdeki nüfus artışı ile birlikte de kişilerin boş zamanlarını değerlendirmeleri açısından da AVM’ler öncelik teşkil etmektedir. Bu nedenle, AVM fazlalığından söz edilse de yoğun talep AVM ihtiyacını gözler önüne sermektedir” ifadelerinde bulundu.

“İSTİKRARLI BAŞARIMIZI DEVAM ETTİRMEKTEYİZ” “Son birkaç yılda yaşanan olumsuz ekonomik ve siyasi olaylar dönemsel olarak bizlerde de etki gösterdi. Fakat tüm bu olumsuz koşullara rağmen Agora Alışveriş Merkezi olarak istikrarlı başarımızı devam ettirmekteyiz ve yeni yatırımlarımızı sürdürmekteyiz” diye belirten Noyan, “Mart 2003’te açılışını gerçekleştirdiğimiz Agora İzmir’de başarılı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Bunun yanı sıra, Mayıs 2015’te Agora Adapazarı ve Kasım 2017’de ise Agora Antalya yatırımlarımızı hizmete açtık. Antalya’da ikinci fazı Haziran 2018’de hayata geçirmenin heyecanı içerisindeyiz. İkinci faz açılışından sonra Antalya’da Ege ve Akdeniz’in en büyük alışveriş merkezi olarak hizmet vereceğiz. Önümüzdeki dönemlerde ise Agora Karşıyaka projemizi hayata geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.

2018 UMUT VERİCİ BİR YIL OLACAK 2018 yılının Türkiye için sosyo-ekonomik anlamda umut verici olduğunu ifade eden Noyan, Agora Alışveriş Merkezi olarak istikrarlı yönetim ve kaliteli hizmet anlayışları ile tüm süreçlerden başarılı bir şekilde geçeceklerine ve ziyaretçilerine sunacakları farklı ve avantajlı ayrıcalıklar ile bu olumlu havayı pekiştireceklerine inandıklarını söyledi.

KALİTE VE MÜŞTERİ ODAKLI HİZMET SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SAĞLIYOR AVM sektörünün son yılların parlayan yıldızı olduğunu ve AVM’lerin popülaritesi ile birlikte sayılarının da hızla arttığını belirten Noyan, “Yoğun bir şekilde gelen talep ile AVM sayılarının gelecek dönemlerde de hızlı artışını sürdüreceğini düşünüyoruz. Bu durum, AVM’ler arasında ciddi bir rekabete sebep oluyor. Rekabet ortamında sürdürülebilir başarının anahtarı, kaliteli ve müşteri odaklı hizmettir. Müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini doğru bir şekilde yorumlayarak bu doğrultuda aksiyonlar almak başarıyı getirecektir” açıklamalarında bulundu.

YATIRIMCI VE KİRACI İLİŞKİSİ MÜŞTERİLERE DE YANSIYOR Yatırımcı- kiracı ilişkilerinin AVM’nin başarısında büyük rol oynadığına değinen Noyan, “Kiracılarla kurulan sağlam ilişkiler müşterilere de yansıyarak AVM’ye olumlu geri dönüşler sağlamaktadır. Bu noktada da yatırımcı- kiracı arasındaki iyi ilişkiler, karşılıklı anlayış ve saygı bu sorunu aşmak için en iyi çözümdür. Karşılıklı alınacak fikir ve görüş birlikleri ile bu sorun ortadan kalkmaktadır” diyerek sözlerine son verdi.

37


Makale Bütün bunlardan başka nasıl bir alışveriş merkezi istiyoruz? İmajımız ne olmalı, ne olacak? Bu kararlar doğrultusunda mimari tasarlanmalı. İç mimaride profesyonelliğe dikkat edilmeli. Otoparkın yeterli olması en çok dikkat edilmesi gereken hususlardan biridir. Bunun yanı sıra servis koridoru, depolar, mal kabul alanının ihtiyacı karşılayacak büyüklükte olması, otopark girişi çıkışları, yangın merdiveni, ilk yardım odası, mescit, bulaşık yıkama mahali, oto yıkama alanı, bebek emzirme odası ve stand alanları vs. gibi konular başlangıçtaki projede düşünülmüş olmalı.

Doğru Mağaza Karması;

Engin Yıldırım

BAŞARILI ALIŞVERİŞ MERKEZİ PROJESİ Doğrular üzerine kurulmuş alışveriş merkezi, doğru insanların elinde bir kimlik, bir ruh kazanarak hayat bulur ve uzun yıllar başarıyla iş yapar! Başarılı alışveriş merkezi projesi için öncelikle “Doğru yer seçimi + doğru konseptin belirlenmesi + doğru mağaza karması ve doğru yönetim” şarttır. Tabi bu başlıklar ve alt başlıkları çoğaltılabilir ama işin özü ‘doğrularla dolu proje’ başarılı olur.

Doğru Yer Seçimi; -Demografik özellikler (nüfus yoğunluğu, eğitim düzeyi, alışveriş alışkanlıkları, yaş dağılımı, sosyal yapı...), -Ekonomik durum (çalışan nüfus, gelir dağılımı, ticari faaliyetler, konut yapımı, üniversite-fuar gibi özellikler...), -Coğrafi durum (şehir içi ve şehirlerarası ulaşım, toplu taşıma, şehrin kültürel özellikleri, projenin nüfusun yoğun olduğu kesimde veya büyüdüğü kesime dönük olması...) ve -Rekabet analizi (inşaat halinde ve planlanan alışveriş merkezleri ve alışveriş caddeleri...) sonucunda belirlenir.

Doğru Konsept ve Mimari; Yere uygun olan doğru konsept ve mimari belirlenmelidir. Ve tabi bu konsepte uygun mimari projeyi hayata geçirmeniz lazım. Alışveriş merkezinin başarısı için profesyonel bir mimar ile çalışmak gerekiyor. Bu kişinin sektörü çok iyi bilmesi büyük önem taşır. Mağaza / kiracı istek beklentilerini bilmeli, anlamalı ve binanın mimarisi her yerden kolaylıkla fark edilebilmelidir. Her metrekare en iyi şekilde değerlendirilmelidir.

38

Konsepte uygun olarak doğru mağaza karması oluşturulmalı. Özellikle alışveriş merkezinin erişim bölgesinde yaşayanların beğeni ile beklentilerine, alım gücüne, yaşam tarzlarına uygun, rakiplerin durumuna göre mağazaların belirlenmesi. Bu mağazaların katlara dağılımı, mağaza büyüklüğü, hangi mağazanın hangi mağazanın yanında yer alması gerektiği gibi konulara dikkat edilmelidir. Mağaza karması müşterilerin beğeni ve beklentilerine, ihtiyaçlara, sektöre yurt içi ve yurt dışından gelen yeni markalara, renovasyon sonucu değişen mimari koşullara, piyasadan çekilen/ küçülen markalara vs. göre zamanla değişir.

Doğru Yönetim; ‘Doğru Yer’de açılan bir alışveriş merkezi ancak ‘Doğru Yönetim’ ile başarılı olabilir. İki çeşit yönetim vardır: Yatırımcının kendi bünyesinde yönetim kadrosunu oluşturması ve dışarıdan yönetim hizmeti alması. ‘Doğru Yönetim’ öncelikle sektördeki yenilikleri takip etmeli, alışveriş merkezini, rakiplerini, perakendecileri ve hedef kitleyi tanımalıdır. Yönetimin hedefleri ise şunlardır: -Alışveriş merkezlerinde yer alan mağaza sahiplerine en çok satış için konforlu, temiz, güvenli ortamı oluşturarak, ortaklara düzenli, istikrarlı kira geliri sağlamak; -Yönetim giderlerini düşük tutmak; -Ziyaretçilerin alışveriş merkezine gelmesi, rahat etmesi ve alışveriş yapması; -Ziyaretçilere, perakendecilere, yatırımcılara, yönetim kadrosuna ayrı ayrı yaklaşımlar oluşturarak, bu yaklaşımlar arasında koordinasyon sağlamak; -Alışveriş merkezinin değerini arttırmak; -Alışveriş merkezinde yeni ve ileri standartlar oluşturmak; - ‘Doğru Müşteri’nin gelmesi sağlamak ve Başarılı alışveriş merkezi için sihirli formül yok ama yukarıdaki doğrular bir araya geldiğinde yapılması gereken en önemli iş yönetim ekibinin ‘liyakate’ göre ve işini ‘tutku’ ile seven profesyonellerden seçilmesidir. Global düşünüp, yerel hareket edilmeli. Günümüz şartlarında, yoğun rekabet ortamında iyi yönetilen AVM’ler ön plana çıkacak, mülkün değeri artacaktır. Takım çalışmasına uygun işini seven, tecrübeli ve öğrenmeye açık ekiplere kısa, orta ve uzun vadeli planları gerçekleştirmesi için yatırımcılar yöneticilere sabırla tam destek vermeye devam etmelidir.



AVM

İletişimin cennet kapısı: sosyal medya Ereğli’ye sadece alışveriş imkanı değil, vizyon, marka, yaşam tarzı sunan bir yaşam merkezi olduklarını belirten Özdemirpark AVM Genel Müdürü Mehmet Akalın, “Yepyeni markaları, mimari detayları, kullanıcı dostu anlayışı ve farklılık yaratan AVM felsefesiyle Özdemirpark, Ereğli’de sosyal hayatı yeniden tanımlayan bir yaşam biçimi sunmak için yapıldı” dedi. tirmiştir. Avşar Sinemaları Ereğli’de ilk defa, son teknolojilere sahip 7 sinema salonu ile Özdemirpark’ta kapılarını açtı. Yepyeni markaları, mimari detayları, kullanıcı dostu anlayışı ve farklılık yaratan AVM felsefesiyle Özdemirpark, Ereğli’de sosyal hayatı yeniden tanımlayan bir yaşam biçimi sunmak için yapıldı.

Özdemirpark AVM hakkında bilgi verir misiniz? Kiralanabilir alanı ne kadar? Bünyenizde hangi mazağalar bulunuyor? Özdemirpark ile birlikte bölgeye ilk defa gelen markalar var mı? Özdemirpark AVM’ye hayat verenler, Ereğli’nin tüm gereksinimlerini her yönüyle karşılayabilecek bir alışveriş ve yaşam merkezine duyduğu ihtiyacı fark ettiklerinde, Özdemirpark fikri doğmuş, önce projeye, projeden binaya ve en nihayetinde de değerli markaları ile Eylül 2016’da asıl sahibi olan misafirleri ile kucaklaşmıştır. Özdemirpark, ulusal ve uluslararası birçok marka, kafe ve restoranlar, sinema kompleksiyle tüm Ereğli’ye sadece alışveriş imkanı değil, vizyon, marka, yaşam tarzı sunan bir yaşam merkezidir. Kompleks aynı zamanda, tasarımı ve iç mimarisi ile de Ereğli için görsel bir şölen sunuyor. Özdemirpark, bazı markalarla Ereğli’yi ilk kez tanıştırma hedefini D&R, English Home, Armağan Oyuncak, File Market, Sport In Street, Yves Rocher, Deichmann, Sarev, Greyder gibi markalarla gerçekleş-

40

Özdemirpark’a hayat veren Özdemir Boru Profil Aş. Türkiye’nin en büyük bin sanayi kuruluşu arasında olmanın omuzlarına yüklediği sorumluluk ve müşteri memnuniyeti odaklı felsefeleri ile ‘Ereğli’nin Alışveriş Merkezi’ tanımına en uygun karşılığı sunacak bir kurum kimliği yaratmışlardır ki; bu sadece görsel bir kimlik değil, Özdemirpark’ın kurumsal felsefesini ve kurumsal kültürünü de yansıtan bir bütündür. Bu gerçekleşirken de sektörün temel dayanaklarından farklılaşma isteği doğrultusunda, Özdemirpark’ın kurumsal felsefesi gereği yalnızca iyi ile kötü arasında değil, iyi ile en iyi arasında da seçim yapılmıştır. Bu bağlamda Özdemirparklı olmak, alışveriş ve sosyal yaşam adına aradığınız her ne ise en iyisine, daha kolay ve daha eğlenceli ulaşmak demektir. ‘Ereğli’nin Alışveriş Merkezi’ Özdemirpark’ta residance’lar dahil 29 bin metrekare olan kapalı alanın, 11 bin metrekaresi kiralanabilir alandır. Toplam 59 mağazanın yer aldığı Özdemirpark AVM’de, 200 araçlık kapalı otopark mevcuttur. Ziyaretçilerinize yönelik kampanya ve etkinlikler düzenliyor musunuz? Bu konuda ziyaretçilerinizden gelen talepler nasıl? Geri dönüşleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Sosyal medyanın yükselişi ile birlikte müşteri ile birebir iletişim kurma imkanı doğdu. Bunu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Tüm kampanya ve etkinlikleri hazırlarken sanal ortamdaki potansiyel müşteriye ulaşmak, müşteri hakkında ona özel stratejiler geliştirmek, sunmak istediğiniz deneyimden haberdar etmek ve CRM’de bir satır değil gerçekten sadık müşteri olarak konumlandırmak için “İletişimin cennet kapısı, sosyal medyadır” felsefesi ile hareket ediyoruz. Potansiyel müşteriyi evinden çıkartıp AVM’ye getirmek için yeni


AVM

buluşlar yapmaya çalışıyoruz. Müşterinin yanına, gözlerinin önüne kadar gidebilmenin en kestirme yolunun sosyal medya olduğunu biliyoruz. Bu kestirme yolu kullanıp potansiyel müşterimize ulaştığımızda, anlattığımız kampanya ya da etkinliğin başarısının temel taşı oluyor. Yarattığımız cazibeyi müşterimize anlatmaya çalışıyoruz. Anlatırken, müşteriyi anlamaya çalışıyor, ona özel olarak kendimizi geliştiriyoruz. “AVM’ler teknik olarak müşteriye göre konsolide olabilir mi?” sorusunun cevabı bence sosyal medya üzerinden “Evettir.” Bizde bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu temelden hareketle yeme-içme, sanat, kültür ve eğlence kategorilerinde ziyaretçilerimize deneyim sağlayacak etkinlikler geliştiriyoruz. Müşterinin, mutlaka deneyimlemesini sağlamaya çalışıyoruz. Son 4 aydır, neredeyse her 15 günde bir birçok yazarımızı AVM’de kitap tanıtım ve imza günlerinde ağırlayarak okuyucusu ile buluşturuyoruz. Bu aktivitenin yapılma kararında sosyal medya geri bildirimleri çok etkili olduğu gibi duyurulması ve takip edilmesi noktasında da çok etkili oldu.

projesi kapsamında 2 bin 500’ün üzerinde çocuğumuzu köylerinden alıp AVM’ye getirerek sinemalarımızda ağırladık, ağırlamaya da devam ediyoruz. Her üç aktivite içinde hem halkımızdan, hem STK’lardan hem de kamu kurumlarından büyük destek gördük. Yıllık kapı giriş sayılarınız nedir? Bu konuda, çok şeffaf bir şekilde tüm kiracılarımızla giriş sayılarımızı paylaşarak, ticaretlerinde referans değerlendirmeler yapmaya çalışıyoruz. 2017 Ekim’e kadar günde ortalama 5 bin kişi olan giriş sayılarımız, alınan tedbirler ve bahsettiğim uygulamalar neticesinde kasım ayı ile birlikte yükselmeye başlamıştır. Ocak ayı sonu itibari ile günlük 8 bin 800 kişi ortalamasına erişilmiş durumdadır. Son 12 ayda toplam ziyaretçi sa-

yımız 2 milyon 410 bin kişi, otoparka gelen toplam araç sayısı ise 147 bin 170 araç olarak gerçekleşmiştir. 2018 hedeflerinizi alabilir miyiz? Bu vesile ile 2018 için kısa vadeli hedeflerimiz yanında, sonrası için makro planlarımızın temelinde yatan dinamiklerden de bahsetmek isterim. Az önce bahsettiğim sosyal medyanın AVM pazarlama faaliyetlerindeki önemi yanında, çok yakın gelecekte Z Kuşağının pazarda etkin rol almasıyla nasıl değişimler yaşanacağına dair değerlendirmelerimizi de ekleyerek hedeflerimizi belirlemeye çalışıyoruz.

Çocuklarımız için bedensel ve zihinsel yönden geliştirici aktivitelere öncelik veriyoruz. Ortak alanlarımızda haftanın her günü profesyonel kadrolarımızın ve özel okulların rehber öğretmelerinin desteklerini alarak aktivitelerimizi gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık 6 aydır Avşar Sinemaları ile birlikte sinemaya gitmeyen çocuk kalmasın

41


AVM

ULUSLARARASI ÖDÜLLERE LAYIK GÖRÜLEN SIRA DIŞI ETKİNLİKLERİYLE, ANKARA’NIN KÜLTÜR VE SANAT HAYATINA DEĞER KATTIKLARINI SÖYLEYEN NEXT LEVEL AVM MÜDÜRÜ ZEYNEP TARHAN KOÇ, “BU YILIN SONUNDA DÜZENLEYECEĞİMİZ ETKİNLİK VE ÖZEL TİCARİ KAMPANYALAR İLE METREKARE VERİMLİLİĞİ AÇISINDAN SON DERECE OLUMLU BİR BÜYÜME HEDEFLİYORUZ” DEDİ.

Ankara’nın ödüllü karma yaşam kompleksi…

N

ext Level AVM prestijli konumu ve ödüllü mimarisi ile Ankara’nın ilk karma yaşam projesi… Diğer AVM’lerden farklı olarak sizi öne çıkaran özellikler nelerdir? Next Level Alışveriş Merkezi, konum, marka karması ve içinde bulunduğu karma yapı itibariyle özgün bir alışveriş merkezi. Yerli ve yabancı ziyaretçi kitlesinin tüm ihtiyaçlarına yönelik hizmet çeşitliliği ve uluslararası markaların temsil edildiği bir merkez olması Next Level’ı öne çıkaran en önemli özelliği diyebiliriz. Bulunduğunuz lokasyon bakımından avantajlı bir durumda mısınız? Next Level, Ankara’nın en gelişmiş lokasyonu Söğütözü’nde, Eskişehir ve Konya yollarının kesişme noktasında yer alıyor. Çağımızın kentsel yaşamında ilkleri bir araya getiren değerli bir karma projenin de parçası… Lüks oteller, kongre ve fuar merkezi, akademik yerleşkeler, iş ve finans dünyasının merkez yapıları arasındaki konumuyla 24 saat yaşayan dinamik bir yaşam kompleksi. AVM içinde marka karmanız ne durumda? Marka karmamızda modaya yön veren önemli markaların mağazaları yer alıyor. Hepsi kendi alanında lider olan Demsa Grup, Dilasima, Eren Perakende, Doğuş Grubu ve D.ream gibi öncü grupların

42

farklı segmentlerdeki markaları ile seçkin bir marka karmamız var. Ziyaretçi kapasitenizden bahseder misiniz? Açıldığı günden bu yana kaç kişi ziyaret etti? Next Level Alışveriş Merkezi 2018 yılı Ekim ayında 5. yılını dolduracak. Açılış döneminin ardından 2. yılının sonunda ziyaretçi giriş sayıları yüzde 45 oranında büyük bir sıçrayış yaşarken devam eden yıllarda da büyüme yüzde 35’in altına düşmeden önemli bir hızla devam ediyor. Next Level olarak kültür sanat alanında ne gibi etkinlikler yapıyorsunuz? Next Level Alışveriş Merkezi, Ekim 2013 tarihinde kapılarını açtığından beri; uluslararası ödüllere layık görülen sıra dışı etkinlikleriyle, Ankara’nın kültür ve sanat hayatına değer kattı. Ülkemizde ve tüm dünyada tanınmış ünlü sanatçılar ile ziyaretçilerimizi buluşturarak farklı organizasyonlar hazırlamaya özen gösteriyoruz. Konser, sergi, söyleşi, çocuk etkinlikleri, dans gösterileri, moda defileleri ve festivallere ev sahipliği yaptık ve önümüzdeki dönemde de yapacağız.

2015 yılında düzenlenen 18. Uluslararası Ankara Caz Festivali ile En iyi Özel Event, En İyi Pazarlama Kampanyası, En İyi İletişim Çalışmaları alanında aday olan Next Level, uluslararası düzeyde en önemli ödüllerden biri olan Hermes Kreatif Ödülleri’nin de sahibi oldu. 2018 yılı için de yine ziyaretçilerimiz için nitelikli içerikler ile pek çok farklı kulvarda etkinlikler düzenleyeceğiz. 2018 hedefleriniz nelerdir? 2018 yılına mağaza ciroları ve ziyaretçi giriş sayılarıyla hızlı bir başlangıç yaptık. Aramıza yeni katılacak markalar ile işbirliği süreçlerimiz işliyor. Alışveriş merkezimizin içinde ve dışında çeşitli büyüme projeleri yürütüyoruz. 5 yıldır sürdürülen sadakat programı çerçevesinde kazandığımız ve mütemadi ilişkimizi sürdürdüğümüz ziyaretçilerimizle bağımızı güçlendirecek, kampanya etkinlik kurgularımızla ticaret hacmimizi artırarak yolumuza devam edeceğiz. Bu yılın sonunda düzenleyeceğimiz etkinlik ve özel ticari kampanyalar ile metrekare verimliliği açısından son derece olumlu bir büyüme hedefliyoruz.



AVM

AHL PARK’TAN ARABA YAĞMURU 1 KASIM 2017-14 ŞUBAT 2018 TARİHLERİ ARASINDA AHL PARK AVM BÜNYESİNDE 1 YIL İÇERİSİNDE 3.’SÜ DÜZENLENEN ARAÇ KAMPANYASI ÇEKİLİŞİ 24 ŞUBAT 2018 TARİHİNDE 17.00’DA NOTER VE MİLLİ PİYANGO HUZURUNDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ. AHL PARK AVM MÜDÜRÜ CİHANGİR ÖZDEMİR TALİHLİLERE ANAHTARLARI TESLİM ETTİ.

44


AVM Çorum İli ve çevresine yapmış olduğu kampanyalar ve etkinlikler ile ilkleri yaşatan AHL PARK alışveriş merkezi, 24 Şubat tarihinde Milli Piyango ve noter huzurunda gerçekleştirilen araç çekilişi ile birlikte talihlilerini araçları ile buluşturdu.

ARAÇ ÇEKİLİŞİ SONUÇLARI AÇIKLANDI Skoda süperB talihlisi Yeşim Yücel ile canlı telefon bağlantısı yapılarak AHL PARK alışveriş merkezinden araç kazandığı müjdesi verildi. Seat İbiza talihlisi olan Abdullah Güngör çekilişi izleyenler arasındaydı. Her iki talihlinin de heyecanlarını ve mutluluklarını gizleyemedikleri gözlerinden okundu.

15 AYDA 3 ARAÇ KAMPANYASI Düzenlediği kampanyalarla ziyaretçilerin yüzünü güldüren AHL PARK 15 ay içerisinde 3 araç kampanyası gerçekleştirdi. Açılışı ile birlikte son model 5 Volkswagen araç veren AHL PARK sonrasında 2 araç kampanyası ile birlikte toplamda 9 aracı talihlileri ile buluşturmuş oldu.

KAMPANYA VE ETKİNLİKLERLE UNUTULMAZ ANLAR YAŞATMAYA DEVAM EDİLİYOR Açıldığı günden beri düzenlediği kampanya ve etkinliklerle Çorum bölgesinin nabzını tutan, alışverişten öte yaşam merkezi olma bilinci ile hareket eden AHL PARK, 2018 yılı içinde de planladığı kampanya ve etkinliklerle ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatmaya devam ediyor olacak.

Multi Türkiye Alışveriş Merkezleri Yönetimi Direktörü Hakan Altın oldu

Her yıl 160 milyon ziyaretçiye kapılarını açan Türkiye’nin en büyük perakende platformu Multi Türkiye’nin Alışveriş Merkezleri Yönetimi Direktörü Hakan Altın oldu. En son Multi Türkiye bünyesinde yer alan Marmara Forum’un AVM Müdürü olan Altın, 2014 yılından bu yana Multi Türkiye çatısı altında görev yapıyor.

D

okuz Eylül Üniversitesi Ekonomi ve Pazarlama Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlayan Hakan Altın, TÜYAP’ta yerel yönetimde gösterdiği başarılarından ötürü uluslararası yönetim pozisyonuna transfer edildi. TÜYAP’ın ardından Tesco Kipa Balçova Alışveriş Merkezi’nde ve grup bünyesindeki diğer altı alışveriş merkezinin açılış süreçlerinde bölgesel rol aldı. Ardından önce Redevco çatısı altında bulunan ve Qubicon portföyüne geçen Erzurum, Gordion ve Magnesia alışveriş merkezlerinde kıdemli bölgesel üst düzey yönetim görevi yapan Altın, 2014 yılında Multi Türkiye bünyesinde yer alan Marmara Forum’un AVM Müdürü oldu. Hakan Altın bu süreçte Multi-Qubicon portföylerinin entegrasyonunda önemli görev ve sorumluluklar üstlendi. 15 yılı aşkın tecrübesi ile yerel ve uluslararası yönetim pozisyonlarında görev almış Hakan Altın, bundan böyle kariyerine Multi Türkiye’nin Alışveriş Merkezleri Yönetimi Direktörü olarak devam edecek.

45


“KENTLERE DEĞER KATACAK PROJELERE İMZA ATIYORUZ” ANADOLU KENTLERİNDE AVM YATIRIMLARI İÇİN DEĞERLENDİRİLMEYİ BEKLEYEN PEK ÇOK POTANSİYEL ALAN BULUNDUĞUNU BELİRTEN ZEYDEMİR VE MALLMARK CEO’SU AYTAÇ ÖZÇİÇEK, “BUNLAR UZMAN ELLER TARAFINDAN İŞLENDİĞİNDE, O KENTE DEĞER KATAN, ORALILAR İÇİN ANLAM VE DEĞER YARATAN MEKANLAR HALİNİ ALIYOR” DEDİ. ÖZÇİÇEK SÖZLERİNE ŞU ŞEKİLDE DEVAM ETTİ: “BİZİM AMACIMIZ, ANADOLU’DA ÖZGÜN TASARIMLARA SAHİP, ÇAĞI YAKALAYAN, NEFES ALAN, ESTETİK DOKUNUŞU BULUNAN PROJELERE İMZA ATABİLMEK, YATIRIM YAPTIĞIMIZ KENTİN VE BÖLGENİN KÜLTÜREL VE DEMOGRAFİK YAPISINA UYGUN PROJELERLE KENTLERİMİZE PARMAKLA GÖSTERİLECEK ESERLER BIRAKABİLMEK…”

46


KAPAK KONUĞU

Z

eydemir’i yakından tanıyabilir miyiz? Ne zaman kuruldu? Faaliyet alanları nelerdir? Zeydemir bir ticari gayrimenkul geliştirme şirketi. Malta Merkezli Versus Holding’in gayrimenkul yatırım şirketi olan Perla Investment’ın Türkiye’deki oluşumunu da Kar ailesi temsil ediyor. Versus Holding’in ana ticaret faaliyetleri arasında turizm, gayrimenkul, enerji ve fon geliştirme yer alıyor. Özellikle AVM projeleri üzerine odaklanıyoruz. Projelerimizi kendimiz planlıyoruz, kendimiz geliştiriyoruz, kendimiz yatırımını yapıyoruz. Bunun yanı sıra, Zeydemir çatısı altındaki bir diğer markamız olan Mallmark ile de ticari gayrimenkul yönetim ve kiralama hizmeti veriyoruz. Kurulduğunuz günden bu yana nasıl bir gelişim izlediniz? Kurulduğumuz günden bu yana hep iddialı projelere imza attık diyebilirim. Şirketimiz, bünyesinde sektörün önde gelen uzman ve danışmanlarını barındırıyor. Yalnızca merkez ofisimizde 20 kişi çalı-

şıyor. Bu kişilerin her biri, büyük ölçekli yerli ve uluslararası firmalarda tecrübe kazanmış profesyoneller. Ben şahsen 25 yıldan bu yana bu sektörün içerisindeyim. Bu know-how’dan aldığımız güçle, hızla yol aldık. Önceliğimiz Anadolu kentleri... Potansiyel barındıran kentlerde gerçekleştirdiğimiz fizibilitelerin ardından, bu potansiyelleri hayata geçirecek karlı yatırımları hayata geçiriyoruz. Üç yıl içinde toplamda 250 bin metrekare kapalı inşaat alanı, 400 bin metrekare peyzaj alanını geliştirmiş bulunmaktayız. Şimdiye kadar hangi projeleri hayata geçirdiniz? Avlu Şanlıurfa (Novada Park Şanlıurfa) Mart 2017’den itibaren, Avlu Balıkesir’in ilk etabı ise Ekim 2017’den itibaren faaliyet gösteriyor. İnşaatı devam eden ve kiralanma aşamasına gelen 3 projemiz bulunuyor. Bunlar Ordu, Eyüp ve Balıkesir’de ‘Avlu’ konsept ismiyle hayata geçirdiğimiz AVM projelerimiz… Bunun yanında; Fatsa, Hatay, Selçuk, Kırşehir ve Marina projelerimiz bulunuyor. Bunların da geliştirme aşaması tamamlanmış durumda.

Zeydemir olarak çalışmalarınızı değerlendirirsek, yatırıma karar verirken önemli faktörler neler, hangi farklarınızla ön plana çıkıyorsunuz? Zeydemir ve Mallmark olarak hedefimiz, Türkiye’nin değerli noktalarında, çevreye duyarlı, modern ve saygın alışveriş merkezi projeleri geliştirmek. Yatırım yaptığımız kentin ve bölgenin kültürel ve demografik yapısına uygun, çağı yakalayan mimari projeler üreterek kentlerimize her anlamda değer katmak. Yakın zamanda hangi projeler açılacak? Açılışlara özel etkinlik ya da kampanyalar olacak mı? 2019 ilk çeyrekte Avlu Balıkesir’in açılışını gerçekleştireceğiz. İlk etabını Ekim 2017’de açtığımız projemiz için oldukça heyecanlıyız. Şimdiden buluşma ve sosyalleşme noktası olan Avlu Balıkesir’de kente ilk defa gelen markaları Balıkesirlilerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Açılış içinde Balıkesir’de ilk kez gerçekleştirilecek özel gösteri ve kampanya çalışmalarına şimdiden başladık. Avlu Ordu ve Avlu Eyüp projelerimiz için kiralamalarımız başladı. 2019 yılı ilk çeyrekte, ziyaretçilerini ağırlamaya

AVLU BALIKESİR 47


KAPAK KONUĞU başlayacak projelerimiz içinde şehrin ve bölgenin dinamiklerine uygun kampanya ve etkinliklerle adından söz ettirecek açılışlar yapacağız. AVM yatırımlarınıza baktığımızda Anadolu şehirlerinde olduğunuzu görüyoruz. Bunların birçoğu da bölgelerindeki ilk alışveriş merkezleri…. Yatırım için neden özellikle Anadolu seçildi? Anadolu kentlerinde değerlendirilmeyi bekleyen pek çok potansiyel alan bulunuyor. Bunlar uzman eller tarafından işlendiğinde, o kente değer katan, oralılar için anlam ve değer yaratan mekanlar halini alıyor. Bunun tam tersi olarak, yeteri kadar özenli işler yapılmadığında ise tüm kentlerin yüzü birbirine benzemeye başlıyor. Dahası yatırımcı ve perakendeci için hüsranla sonuçlanan projeler hayata geçiriliyor. İşte bizim amacımız, Anadolu’da özgün tasarımlara sahip, çağı yakalayan, nefes alan, estetik dokunuşu bulunan projelere imza atabilmek, yatırım yaptığımız kentin ve bölgenin kültürel ve demografik yapısına uygun projelerle kentlerimize parmakla gösterilecek eserler bırakabilmek. AVM’leri tasarlarken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Özellikle Zeydemir imzası taşıyan birim ya da mimari özellikler var mı? İfade ettiğim gibi, yatırım yaptığımız kentin niteliklerine uygun adımlar atıyoruz. Örneğin; Fatsa için yalnızca ilçenin kullanması-

nı öngördüğümüz bir yapı söz konusu iken Selçuk için turizm potansiyeli nedeniyle daha heterojen bir ziyaretçi profili öngörüyoruz. Hatay sıcak iklimiyle dikkat çekerken, Balıkesir’de gelişen kent dinamikleri belirleyici oluyor. Bu nedenle projelerimizin de kendine has özellikleri oluyor. Ancak, kentlere ve kentliye değer katan, nefes aldıran, kaliteli merkezler yaratma amacımız doğrultusunda, her projemizde belli özelliklerin olmasına da dikkat ediyoruz. Modern ihtiyaçlara hitap eden, çok çeşitli sosyal olanaklar sunan, kaliteli vakit geçirme imkanı sağlayan yaşam alanları inşa ediyoruz.

AVLU EYÜP

48

Bunun en önemli kriterlerinden biri elbette açık alanlar. Bu nedenle projelerimizde açık alanlara özel bir vurgu var. AVLU ismi, açık alanlarda yeni buluşma mekanlarını ifade ediyor. Kısacası, kentlerimizdeki yaşam alanlarını genişletiyoruz diyebiliriz. Portföyünüzde olan AVM’ler hangi farklılıkları ile ön plana çıkacak? AVLU konsepti bizim projelerimiz için ayırt edici olacak. Zengin sosyal olanaklar, ferah ve nefes alan mekanlar, büyük açık alan metrekareleri her daim ön planda olacak. Ayrıca bulunduğu kente özgü geliştirilen marka karması da projelerimizin vazgeçilmezi… Kiralama ve yönetim hizmeti verdiğiniz Mallmark markasından bahseder misiniz? Kısa bir zaman içerisinde birçok alışveriş merkezinin açılışını yapacaksınız. Kiralama çalışmaları nasıl ilerliyor? Kiralama ve yönetim konusunda Mallmark markamız ile ilerliyoruz. Mallmark hem Zeydemir’in tüm projelerinin konsept geliştirme, kiralama ve yönetim işlerini yapıyor hem de bu alanlarda danışmanlık hizmetine ihtiyaç duyan firmalara hizmet veriyor. Şu anda kendi projelerimiz haricinde Ankara’da yeni açılan, sektörün dikkat çekici yatırımlarından Metromall AVM’nin yönetimini, Antalya Manavgat’ta bulunan Novamall AVM’nin yönetim ve kiralamasını, ticaret merkezi kon-


KAPAK KONUĞU septiyle hizmet vermeye devam edecek olan Bayrampaşa Ticaret Merkezi’nin (Bayrampaşa Carrefour) yönetim ve kiralamasını yapıyoruz. Mallmark’ı kurarken en çok özendiğimiz nokta Türkiye’deki en iyi ekibi oluşturmaktı. Tıpkı Zeydemir’deki gibi, alanında en iyi ve en tecrübeli isimleri aynı çatı altına topladık. Uzman ekibimiz ve kendi yatırımlarımızla birlikte Mallmark’ın çok kısa bir süre içerisinde sektörün en önemli oyuncusu olacağına eminiz. Türkiye’nin en iyi yönetim ve kiralama şirketi olma iddiasıyla ilerliyoruz. Tüm projelerinizde bölgeye ilk defa gelecek markalar var mı? Marka karmasını oluştururken kentin ve bölgenin ihtiyaçlarını baz alıyoruz. Projeye göre değişmekle birlikte şehirlere ilk kez bizimle yola çıkarak giren markaların olmasından ayrıca memnuniyet duyuyoruz. Avlu Balıkesir’de Balıkesir’in ilk ve tek Watsons, Deli Kasap ve Starbucks mağazalarıyla hizmet veriyoruz. Diğer projelerimizde de şehirde ilk kez olacak markalarımız bulunuyor. Kiralama yaparken marka seçiminde öncelikle hangi hususlara dikkat ediyorsunuz? Bulunduğumuz lokasyonun niteliklerine göre bir marka ve fonksiyon seçkisi oluşturuyoruz. Daha önce de bahsettiğim gibi örneğin Fatsa gibi ilçe ölçeğinde bir projede, daha ziyade oranın yerlisinin ihtiyaçlarına öncelik verirken, Eyüp veya Selçuk’ta bu merkezleri ziyaret eden turistlerin beklenti ve ihtiyaçlarını ön plana alıyoruz. Projeleriniz tek bir markadan sunulacak. Sizce tüketicilerin markalı AVM’lere bakışı nedir? Projelerimizi geliştirirken üzerine en çok çalıştığımız konulardan birisi markamızın ne olacağı idi. Özellikle Anadolu’da kente değer katan, ziyaretçilerin sosyalleşme ve buluşma noktası olarak görecekleri ve açık alanların ön planda olduğu konseptimizde vizyonumuzu en iyi anlatacak markanın Avlu olduğuna ka-

rar verdik. Farklı şehirlerde olan projelerimiz için de tek bir marka oluşturmamız, ziyaretçilerimize bulundukları yerlerde alışık oldukları konforu ve hizmeti sağlayacak olmamızın göstergesi. Dünya’da ve Türkiye’de örnekleri bulunan markalı AVM algısının ziyaretçiler açısından pozitif olduğunu düşünüyoruz. Perakende ve AVM sektörü, gerek istihdam gerekse ciro olarak en önemli sektörlerden biri olarak ön plana çıkıyor. AYD verilerine göre 2018 ciro hedefi 125 milyar TL. Türkiye’de AVM sektörü doygunluk noktasına ne zaman ulaşır? Türkiye’de bugüne kadar yapılan AVM yatırımları özellikle büyükşehirlerde doygunluğa ulaşmış durumda. Öte yandan baktığımızda henüz AVM yatırımı yapılmamış ya da ihtiyacı olan şehirlerimizin olduğunu görüyoruz. Bizde bu bölgeleri tespit ederek, Anadolu’nun ihtiyaçlarına yönelik AVM’leri geliştiriyoruz, lokasyona göre en uygun marka karmasını oluşturuyoruz. Doygunluk noktasını Türkiye genelinde değil bölgesel bazlı değerlendirmenin daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Dünya’daki trendler ve tüketicilerin her geçen gün değişen ihtiyaçlarına yönelik farklı konseptlerde AVM’lerin gelişeceğini düşünüyoruz. Alışveriş merkezleri yatırımları, yüksek maliyetleri ve geri dönüşümü uzun yıllar alan yatırımlar. Burada yatırımcıyı memnun eden projeler nasıl olmalı? Yatırımcının memnun olabilmesi için, AVM sistemi içerisindeki tüm paydaşların memnun olması gerekiyor. Kiracı, perakendeci, ziyaretçi, çalışan, AVM’nin yer aldığı bölgenin halkı, yöneticileri gibi herkesten bahsediyoruz. Bunun için de projenin en başından itibaren çok özenli bir şekilde ilerlemesi gerek.

gerçekleştiriyoruz.“O bölgede böyle bir yatırıma ihtiyaç var mı?” diye bakıyoruz. Bir yandan rakamsal veriler ve analizleri en detaylı şekilde yaparken, içerideki know-how’ımız sayesinde bu verileri en iyi şekilde yorumlayabiliyor ve doğru öngörülerle yola çıkabiliyoruz. Konsept yaratma anlamında özellikle çalışıyoruz. Ülkemizin her yanına yayılan, benzer konseptlerdeki, birbirini tekrar eden, her yerde ulaşılabilecek, herhangi bir merak ve ilgi uyandırma potansiyeli barındırmayan işlere asla girmiyoruz. Sirkülasyonundan kullanılan renklere, çevre düzenlemesinden malzeme kalitesine, otopark kullanımından dış cephe özelliklerine, ziyaretçilerin ilgisini çekecek, onlara hitap edecek her türlü mimari detayı dikkate alıyoruz. Fonksiyonel, bir gelenin bir kez daha gelmek isteyeceği, içinde kendini iyi hissedeceği mekanlar yaratıyoruz. Bunların yanı sıra, kendimiz de kiralama yaptığımız için doğru mağaza karması yaratma ve kiralama yönetimi anlamında iddialıyız. Halkla ilişkiler ve pazarlama faaliyetleriyle de tamamlayarak süreci yürütüyoruz.

www.mallmark.com.tr

www.zeydemir.com Akat Mah. Budin Sk. No:5 Etiler Beşiktaş/İSTANBUL T: +90 212 801 75 54

Bizler bir işe başladığımızda konum, ulaşım, hedef kitle gibi konularda çok ciddi analizler

AVLU ORDU 49


AVM

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINDAN FAYDALANILMALI… Çelikpark AVM Pazarlama Müdürü Bilgen Koç, AVM’lerde enerji verimliliği sağlamanın avantajları üzerine konuştu. “EN BÜYÜK ENERJİ GİDERİ İKLİMLENDİRME SİSTEMLERİNDEN KAYNAKLANIYOR” Alışveriş merkezlerinde verimliliği sağlamanın içeride şartlandırılmış havayı içerde tutabilmekle başladığını söyleyen Çelikpark AVM Pazarlama Müdürü Bilgen Koç, “Alışveriş merkezlerinin en büyük enerji giderleri iklimlendirme sistemlerinden kaynaklanır. Dolayısıyla öncelikli olarak cephelerde bulunan hava kaçakları önlenmeli, dış alana açılan camlar seçilirken ısı cam kullanılmalı, döner ve kayar kapı girişlerinde hava perdeleri tercih edilmeli, ısınıp doğaya salınacak olan sıcak havalar doğaya salınmadan önce otopark vb. yerlerden geçirilmeli, aydınlatma sistemlerinde LED teknolojileri kullanılmalı, mevsimsel olarak dış alan havalandırma damperleri doğru zamanlarda doğru konumlandırılarak otomasyon sistemlerinden sürekli olarak kontrol edilmelidir” dedi. Elektriksel olarak kurulan kompanzasyon sistemleri ve inverter teknolojili verimli motorların da enerji verimliliğini destekleyen en önemli unsurlardan olduğunu belirten Koç, “Bunların yanı sıra doğal yollardan rüzgar cephelerinde bulunan havalandırma camlarının yaz geceleri açılması, yazları AVM ışıklıklarında ve transparan cephelerde güneş enerjisinin direkt gelmesini engelleyici uygulamalar yapılması gerekmekte, kışın ise olabildiğinde güneş ışığını dik alabilmek ve içerinin sıcaklığını muhafaza etmek de çok önemlidir” ifadelerinde bulundu.

“LED AĞIRLIKLI ÜRÜNLER KULLANIYORUZ” Koç, “Biz verimlilik sağlamak için öncelikli işin kontrol olduğunu düşünüyor ve sürekli olarak sarfiyat değerlerini kontrol ediyor sık sık durum değerlendirmesi yapıp stratejiler oluşturuyoruz. Elektrik ve aydınlatma sisteminde tamamen LED ağırlıklı ürünler kullanıyoruz. Bunun yanı sıra iklimlendirme sistemlerimizde ısı geri kazanım özellikli ürünler tercih ediyoruz ve ısıl kaybı bu sayede minimuma indirmeye çalışıyoruz. Yazları güneş ışınlarının ortak alan ışıklığından içeriyi ısıtmasını engelliyor, yaz akşamları klima santralleri ve havalandırma sistemlerini güneş yüzünü gösterene kadar açık bırakarak içerde doğal bir soğutma sağlıyoruz. Isıl transfer sularımızda, iletkenliği normal suya

50

nazaran çok yüksek olan yağmur suyu kullanmaya gayret gösteriyoruz. Yağmur iniş borularımızdan gelen sular bu sayede değerlendirerek bize verimlilik açısından çok büyük yardım sağlıyor. Bu kadar hassas ayarlar yapabilmemizdeki en büyük yardımcımız tabii ki olmazsa olmazımız olan otomasyon sistemlerimizden sürekli kontrol yapıp anlık değer takibi yapıyoruz” dedi.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MALİYETİ DÜŞÜRÜYOR AVM’lerde enerji verimliliğini sağlamanın AVM bütçesinden ekstra ücret çıkmasını önlediğine de değinen Koç, “Tasarruf sonrası kazanımla müşterilerimizin ilgisini çekecek ve alanda daha yoğun alışveriş yapmalarını sağlayacak etkinlikler kampanyalarda kullanılacaktır. Bu da ciroların dolayısıyla gelirlerin artmasına sebebiyet verecektir. Aynı zamanda enerji verimliliğinin sağlanması çevrenin ve doğal kaynaklarımızın daha uzun ömürlü olmasını sağlayacağı gibi doğaya salınan karbon esaslı gazların da azalarak hava kirliliğinin ve sera etkisinin de azalmasını sağlayacaktır” diye belirtti.

EN VERİMLİ SİSTEMLER SEÇİLMELİ Koç, “Yeni yapılan AVM’lerde mümkünse ek yatırım yapılarak, yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılmalıdır. Bunun yanı sıra AVM cepheleri güzel izole edilmeli, dış alanla AVM bağlantı noktalarında sahanlıklar, rüzgar önleyiciler kullanılmalı, elektrik enerjisi ile çalışan ekipmanların A+ verimlilikte ve düşük sarfiyatlı seçilmesine özen gösterilmelidir. Sürekli gelişmekte olan teknolojiler takip edilip en verimli sistemlerin seçilmesine özen gösterilmelidir” diyerek sözlerine son verdi.



AVM

“Enerji Verimliliği için Yatırımlar Yapıyoruz”

AVM’lerde enerji verimliliği konusunun hem yatırımcılar hem de kiracılar için büyük bir önem taşıdığını vurgulayan Tepe Emlak Yatırım A.Ş. Varlık Yönetimi Direktörü Deniz Bozan, “Yeni yapılacak yatırımlarda enerji verimliliği göz önünde bulundurularak karar veriliyor. Binaların ısıtma/soğutma verimliliğini etkileyen tüm faktörler detaylı incelenerek sürekli iyileştirme çalışmaları yapılıyor” diye belirtti.

52

TİCARET MERKEZLERİ ENERJİ TÜKETİMİNDE İLK SIRALARDA AVM’lerde enerji verimliliği konusunun hem yatırımcılar hem de kiracılar için büyük bir önem taşıdığını belirten ve yapılan araştırmalar ile büyük hacimli binalar arasında özellikle ticaret merkezlerinin enerji tüketim değerleri konusunda ilk sıralarda yer aldığını söyleyen Tepe Emlak Yatırım A.Ş. Varlık Yönetimi Direktörü Deniz Bozan, “Büyük metrekareleri düşündüğümüzde kimi zaman küçük uygulamalar büyük tasarruf dönüşleri sağlayabiliyor. Tüm alışveriş merkezlerinin aynı hassasiyetle projelendirilmesi, Türkiye’nin enerji tasarrufuna büyük destek sağlayacaktır. Bu kapsamda Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) bünyesinde kurulan Sürdürülebilirlik Komitesi ciddi adımlar atıyor. Tepe Emlak Yatırım olarak bizlerin de üyesi olduğu komite çalıştaylar düzenliyor; işin uzmanlarından değerlendirmeler alıyor. AYD ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin ( SKD ) işbirliği kapsamında oluşturulan Binalarda Enerji Verimliliği Bildirgesi’ni de ilk imzalayan şirketlerdeniz. Bu bildirgeyle, kurumların enerji kullanımları konusunda durumlarını tespit etmeleri, enerji ve/veya CO₂ azaltım hedeflerini belirlemeleri, ardından enerji kullanım performansının iyileştirilmesine yönelik şirket politikası

ile uygulama stratejisi belirlemeleri hedefleniyor” dedi.

“ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ ÖN PLANDA TUTAN PROJELERE İMZA ATIYORUZ” Tepe Emlak Yatırım’ın kurulduğu 1996 yılından bu yana toplam 1,5 milyon metrekare arsa üzerine inşa edilen 700 bin metrekare inşaat alanlarında her zaman enerji verimliliğini ve çevreye duyarlılığı ön planda tutan projelere imza attığını belirten Bozan, “En yüksek verimin elde edilmesi için yönetim ve teknik ekiplerin bir arada çalıştığı projelerde ısıtma, soğutma, aydınlatma ve genel enerji kayıplarını minimize edecek uygulamalar hayata geçiriliyor. Enerji verimliliğinde sürdürülebilirlik hedefiyle tamamlanan projelerde sürekli ölçüm, takip ve analizle bina ihtiyaçları, değişen teknolojiler paralelinde yeniden düzenleniyor” ifadelerinde bulundu.

GÜN IŞIĞININ ARTIRILMASI HEDEFLENİYOR “Yeni yapılacak yatırımlarda enerji verimliliği göz önünde bulundurularak karar veriliyor. Binaların ısıtma / soğutma verimliliğini etkileyen tüm faktörler detaylı incelenerek sürekli iyileştirme çalışmaları yapılıyor. Yenilemeler yapılırken gün ışığının kullanımının artması, güneş enerjisinden yararlanılması hedefleniyor” diyen Bozan enerjinin kaliteli ve verimli kullanımı için sürekli gerçekleştirilen ölçümleme sonucunda, 2018 yılı için alışveriş merkezlerinin genelinde sistem yenilemeleri tespit edilerek yıllık planlamaya dahil edildiğini belirtti. Tasarruf için gerçekleştirilmiş alt yapı yatırımından sürekli yüksek verim elde edilmesinin sağlandığını söyleyen Bozan, tüm bu yatırımların yanı sıra periyodik bakım, ölçüm ve değişim süreçlerinin de sıkı takibiyle elektrik ve mekanik sistemlerde oluşabilecek verimsiz ortamların engellenmesi gerektiğini vurguladı.


AVM

“Gün ışığı ile aydınlatmada

verimliliği sağlıyoruz” Doğal kaynakları koruyarak ve kullanarak enerji üretimi sağlamanın, çevreye olan duyarlılığın yanı sıra giderleri de düşüren bir katkıya sahip olduğunu belirten 41 Burda AVM Müdürü Atilla Akay, “Gün ışığından en ideal şekilde faydalanarak aydınlatma sistemimizi en verimli şekilde kullanmaya dikkat ediyoruz” dedi. Alışveriş merkezleri satışı artırmaya yönelik aydınlatmaların çokça kullanıldığı, ısıtma ve soğutma sistemlerinin yaz kış devrede olduğu kuruluşlar… Peki, AVM’lerde enerji verimliliği nasıl sağlanabilir? Kurulu sistemde anlık rejimler yapabilmek için otomasyon sistemi ile gerek tasarruf gerekse verimli kullanım sağlanabilir. Ayrıca kurulacak güneş enerjisi, trijenerasyon gibi üretim sistemleriyle kullanılan enerjinin bir kısmı doğadan faydalanılarak üretilebilir. Yeşil bina sertifikasyonuna sahip binalarda kullanılan yenilenebilir enerji kaynakları (güneş

enerjisi), geri kazanım sistemleri (gri su arıtma) ve kaynakların doğru kullanılması yöntemiyle (bina otomasyon sistemi) enerji verimliliği artırılabilir. Yeni nesil rüzgar enerji gülleri ile çevre, görüntü olarak rahatsız edilmeden enerji üretimi gündeme alınmalıdır. Siz enerji verimliliğini sağlamak adına neler yapıyor, hangi sistemleri kullanıyorsunuz? Güneş panelleriyle elektrik ihtiyacımızın bir kısmını karşılıyoruz. Lavabolarda kullanılan, gri su olarak adlandırdığımız suları arıtarak rezervuar ve bahçe sulamada kullanıyoruz. Aydınlatma otomasyonu ile gün ışığına bağlı olarak aydınlatmalarımızı çalıştırdığımız için boşa harcanan bir enerji olmuyor. Bina otomasyon sistemi ile cihazların verimli çalışma aralıklarında çalışmalarını sağlıyoruz. Yağmur suyu drenaj hattı ile lavabo rezervuarlarının ihtiyacını karşılıyoruz. Bunun yanında AVM içi enerji hatlarının bağlantı ve aktarım nokta kontrolleri sürekli program dahilinde yapılarak enerji kaçakları önleniyor. Termal kameralarla hat ısı kontrolleri ve verimsiz noktalar gözden geçiriliyor. AVM içerisinde hangi bölümlerde, nasıl tasarruf yapılıyor? Yarı açık bir AVM olmamız sebebiyle sıcaklık, gün ışığı gibi dış hava şartlarını takip ederek konfor standartlarından

ödün vermeden, iklimlendirme konusunda doğru rejimi sağlıyor ve gün ışığından en ideal şekilde faydalanarak aydınlatma sistemimizi en verimli şekilde kullanmaya dikkat ediyoruz. AVM’lerde enerji verimliliği sağlamanın yatırımcıya ve çevreye ne gibi katkıları oluyor? Günümüz dünyasında enerji en değerli varlık... Doğal kaynakların korunması ve kullanılması, enerji üretimi sağlamak, çevreye olan duyarlılığımızın göstergesi olmasının yanı sıra giderlerimizi düşüren bir etkiye ve katkıya sahiptir. Bunun da günümüzün konusu olan genel gider sübvansiyonlarına ciddi katkısı olacaktır. Özellikle yeni nesil AVM’lerde bunun için ne gibi yatırımlar yapılmalı? Öncelikle insana yatırım yapılmalı ve enerji verimliliği konusunda tüm personele sürekli eğitimler verilmelidir. Yenilenebilir enerji sistemleri, ileri otomasyon sistemleri ve teknoloji yatırımları yapılmalıdır. Ayrıca alışveriş merkezi proje aşamasından itibaren, açılış sonrası AVM yönetiminde olacak ekibin tecrübe, fikir ve değerlendirmeleri dikkate alınmalı yani proje aşamasında fiili olarak görevde olmalıdırlar. Bunun yanında yanmaz kablo nasıl bir dekorasyon şartnamesi gerekliliği ise LED aydınlatma armatürleri de bu şartnamelerin ayrılmaz bir parçası olmalıdır.

53


AVM

Yenilenebilir enerji kullanımı artırılmalı! AVM içerisinde enerji verimliliğini sağlamak adına yaptıkları çalışmalardan bahseden Novada Menemen AVM Yatırımcısı Hacı Ali Demir, yeni nesil AVM’lere enerji verimliliği için yapmaları gereken yatırımlar hakkında önerilerde bulundu.

Siz enerji verimliliğini sağlamak adına neler yapıyor, hangi sistemleri kullanıyorsunuz? Novada Menemen AVM olarak iç ve dış cephe mantolama yaparak iklimlendirme kaçaklarını asgariye indiriyoruz. İklimlendirmede ve aydınlatmada otomasyon kullanarak sistemi anlık kontrol edip verimliliği sağlayabiliyoruz.

Alışveriş merkezleri satışı artırmaya yönelik aydınlatmaların çokça kullanıldığı, ısıtma ve soğutma sistemlerinin yaz kış devrede olduğu kuruluşlar… Bu yüzden AVM’ler son zamanlarda hem tasarruf hem de doğa içi yatırımlarını enerji verimliliğine doğru kaydırmaya başladı. Peki, AVM’lerde enerji verimliliği nasıl sağlanabilir? AVM’lerde enerji verimliliğinin sağlanmasında en önemli konulardan biri tam teşekküllü bir bina otomasyon sisteminin kurulması, dolayısıyla mekanik ve elektrik sistemin kumandasında insan odaklı hata minimuma indirilerek oldukça iyi tasarruf sağlanmasıdır. Bunun yanı sıra AVM iç, dış aydınlatmasının tamamı LED aydınlatma ürünleri ile aydınlatılarak birçok alanda enerji verimliliği sağlanabilmektedir.

54

AVM içerisinde hangi bölümlerde, nasıl tasarruf yapılıyor? AVM genelinde aydınlatmada tasarruflu ampüllerin kullanılması, iklimlendirmede izolasyon yapılarak verimliliğin artırılması, sistemlerin otomasyon ile takibinin sağlanması ve ısı geri kazanım cihazları kullanıp iklimlendirme verimliliğinin artırılması ile bir çok alanda tasarruf yapabiliyoruz. AVM’lerde enerji verimliliği sağlamanın yatırımcıya ve çevreye ne gibi katkıları oluyor? Enerji verimliliği ile aynı enerji girişini kullanarak daha fazla üretim ve hizmet sağlanıyor veya aynı üretim daha az enerji girişiyle sağlanıyor. Örnek verecek olursak, LED ampullerden geleneksel akkor ampullere kıyasla aynı seviyede ışık alıyoruz ancak yaklaşık yüzde 80 daha az enerji kullanıyorlar ve çok daha uzun ömre sahipler. Genel alanda LED

ampul kullanımının uzun ömürlü olup daha az enerji harcaması yatırımcıda maddi kazanç sağlamaktadır. Enerji verimliliği dünyanın korunmasında önemli bir adımdır. Enerji kullanımı, çevresel etkileri ve sürdürülebilir gelişme açısından değerlendirildiğinde aralarında güçlü bir ilişki olduğu açıktır. Sürdürülebilirliğin oluşabilmesi için yenilenebilir enerji kaynak kullanımının artırılması, çevre kirliliğinin azaltılması, enerji kaynaklarının verimli kullanılması gerekiyor. Enerjinin üretim ve tüketim esnasında ortaya çıkan çevresel problemler en aza indirgenmeli, kaynakların ekonomik ve güvenilir bir şekilde optimum planlaması yapılmalıdır.

Özellikle yeni nesil AVM’lerde bunun için ne gibi yatırımlar yapılmalı? Yeni nesil AVM’lerde verimlilik anlamında, ısıtma suları güneş panellerinden kullanılabilir. Enerji panalleri kullanılarak enerji üretimi yapılabilir. İklimlendirmede ön ısıtma ve soğutma doğa kaynakları kullanılarak enerjide tasarruf sağlanabilir. Bunun gibi yapılacak olan çalışmalar yeni nesil alışveriş merkezleri için faydalı olacaktır.



PERAKENDE

Sektörün büyümesi

Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Altunbilek, perakende sektörünü değerlendirirken aynı zamanda sektörün geleceği hakkında öngörülerde bulundu.

Türkiye’nin

büyümesi demek Perakende sektörü bugüne kadar yükselişini her daim yukarıya taşıyan sektörlerden biri olup her yıl Türkiye ekonomisinin yıllık yaklaşık 2,5 katı oranındaki büyümesini sağlam dinamiklerle sürdürüyor. Peki, siz bunun için nasıl çalışmalar yaptınız? TPF olarak geliştirdiğimiz stratejilerin hepsi insan odaklı. Rekabet çıtasının hayli yüksek olduğu sektörümüzde yarışta ön plana çıkmak, ülkemize daha fazla kazandırmak ve en iyi hizmeti sunmak için Türkiye genelindeki müşterilerimizi tek tek dinliyoruz. Çünkü İzmir’deki müşterimizin isteği ile Gaziantep’teki müşterilerimizin istekleri aynı değil. Bölgesel isteklere yanıt veremezseniz, yerel üreticiyi kucaklayamazsınız. Üreticilerle iş birliği yapamazsanız, tüketicilerinizin isteklerini de karşılayamazsınız. Müşteri isteklerimizin yanı sıra üyelerimizin bölgedeki yer seçimi, insan kaynağı kullanımı, ürün portföyü ve format konularında harcadığımız mesailere ek olarak tüm tedarikçilerimiz ile sık sık görüşüyoruz. Eğitim ise en önemli gündem maddemiz... 3 yıl önce perakende sektörü için eğitim seferberliği başlattık. Kasiyerimizden reyonerimize, şarküteriden mağaza müdürümüz ve İK yöneticilerimize kadar farklı konu başlıkları altında yıllık olarak kurguladığımız eğitimlerimizi Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştiriyoruz. Eğitimcilerimize ile birlikte sektörün duayen isimleriyle çalışanlarımıza 2 günlük eğitimler veriyoruz. Ayrıca sektör adına gördüğümüz eksiklikleri TPF vasıtası ile yerel yönetim ve ilgili bakanlıklarla paylaşıyoruz. Sektörün bayramı olarak nitelendirdiğimiz ‘Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB)’ etkinliğimizin yanı sıra her yıl farklı bir bölge ve şehirde ‘Perakende Zirvesi’ düzenliyoruz. Amacımız sektörümüzün bugününü ve yarınını şekillendirmek. Belirttiğiniz üzere Türkiye’de istihdama önemli oranda katkı sağlayan, krizlerde ekonominin hareketlenmesine en büyük katkılardan birini sağlayan perakende sektöründeki gelişmelere, sorunlara ışık tutmak için üretici, tedarikçi, perakendeci ile STK temsilcilerini buluşturuyoruz. Ülkemizde dönem dönem yaşanan dalgalanmalar (ekonomik ve siyasi olaylar, terör olayları, döviz kurlarındaki yükseliş…) perakende sektörünü nasıl etkiliyor? Son 2 yıldır Avrupa, komşu ülkeler ve ülkemizdeki gelişmeler doğrultusunda unutamayacağımız 2 yılı geride bıraktık. Hatırla-

56

yacağınız üzere son 5 yıldır çift haneli büyüme gerçekleştiriyoruz. Yerel zincirler olarak her ne kadar rekabet koşulları giderek sertleşse de çift haneli büyüme hedefi ile yeni yıla başlıyoruz. Yayımlanan rakamlarını incelediğimizde, sektörümüzün büyüme rakamları, Türkiye’nin büyüme rakamları ile hemen hemen aynı orantıda. Gıda perakendesinde sektörümüzün geneline baktığımızda işletme maliyetlerinde düşüş yaşanmadığı gibi, karlılıklarda da düşüş hızla devam ediyor. Bunun nedeni ise malum... Sektörümüzde ya-


PERAKENDE çok çeşit istiyor. Yerli üretim; daha da ötesi yerel tatları denemek istiyor. Fiyata duyarlılık arttı. Ekonomik paketlerle alışveriş yapmak istiyor. En önemli mesajları ise “Bana sadece ürün satışı yapma. Bana değer yarat” diyorlar. Bu taleplere göz attığımızda yerel üreticimizden dağıtıcımıza kadar sinerjimizi artırmak için 3 yıldır var gücümüz ile çalışıyoruz. 2018 yılı için öngörüleriniz nelerdir peki? Sosyo-ekonomik anlamda 2018’de bizi neler bekliyor olabilir? 2018 için ‘temkinli’ seyrin, ‘verimliliğe’ dönüşeceğini düşünüyoruz. Sayısal büyüme yani “Şu kadar marketimiz var” , değişen tüketici davranışları ve alışveriş trendleri doğrultusunda hızlıca hayatımızdan çıkacak. Ekonomik gelişmeler, yaşanan dönüşüm, e-ticaret sektörünün güçlenmesi karşısında yeni adımların atılması gerekiyor. Bu yıl marketlerinde verimliliğe odaklananlar, karını yönetebilecek. Bu sadece ülkemiz için değil, tüm dünyada böyle. Rekabetin yönü değişiyor. Yurt dışında yeni mağaza açılışları durdu. Şimdi var olan mağazaların değişimi için milyarlarca Euro’luk yatırım gerçekleştiriliyor. Yeni düzenlemelerde müşteri odaklı yaklaşım, etnik ve yerel yönler ön plana çıkıyor. şanan aşırı rekabet. Market sayılarındaki artış, pastayı küçülttüğü gibi, rekabet de artık karlılık odaklı değil. Her yıl, bir önceki yılın cirosuna ulaşılmakta güçlük çekilmesi işletme sahiplerini zorluyor. Hacmin küçülmesi, işletme sahiplerinin planlarında değişikliğe neden oluyor. 2017’yi değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz? Acısıyla tatlısıyla neler yaşandı? 2017 yılının ilk 6 ayında gerçekleşen büyüme sektör için olumluydu. Ancak yaz sezonuna ek olarak, uzun Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri yılın ikinci yarısında satışları düşürdü. Başka bir deyişle alışverişte paha değeri olan ürünler satamadık. Ağustos ayında ise gıdaya yapılan kısmi zamlarla sektör rakamlarında düzelme yaşandı.

Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de çekirdek ailedeki birey sayısı azalıyor. Köy ve kasabalardan şehirlere göç hızla sürüyor. Bu gelişim ve değişime odaklanarak hazırlanmaya başlayanlar önümüzdeki dönemde karını artıracak. Buradaki kastım, yöresel ürünler için marketlerinde özel raf açanlar, yöresel lezzetler için farklı formatlar oluşturup belki büyük mağazaları içerisinde restoran açanlar ön plana çıkacak. Yerel zincirler olarak her platformda dile getirdiğimiz bir hedefimiz var. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 70 milyar TL ciro hedefine ulaşmak. Bu hedefe ancak perakendenin matematiğini doğru kullanarak, çalışanlarımızı eğiterek, üreticiden tedarikçiye tüm paydaşlarımız ile el ele, tek yürek çalışarak ulaşabiliriz. 2017’yi yüzde 12 büyüme ile kapatan yerel zincirlerin 2018 yılı hedefi ise yüzde 15 büyümek.

Bizim büyümemiz, Türkiye’nin büyümesi demek... Tüketici harcamalarının devam ettiği, ekonomiye olan güvenin sürdüğü bir ortam demek. Tüm bunların yanı sıra bizlerin istihdama ve ülke ekonomisine katkımızın artması demek. Bu yaklaşımımız sayesinde toplam market grupları içerisinde istihdam payını yüzde 40’a, satış payını yüzde 35,3’e, toplam gıdadaki satış payını ise yüzde 9,8’e çıkaran TPF üyeleri, 30 milyar TL’yi aşkın ciroya ulaştı. Perakende sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Markaların sürdürülebilirliği neye bağlı? Sizce bu konuda neler yapılması gerekiyor? Sektör büyük bir değişim içinde. Türkiye genelinde var olduğumuz tüm illerde, her gün on binlerce müşterimize dokunuyor, onlarla sohbet ediyoruz, taleplerini dinliyoruz. En büyük değişim alışveriş alışkanlıklarında. Yani market sepetleri artık bölündü. Müşteri sepetini birden fazla marketten doldurabiliyor. Kaliteli ürünün uygun fiyata talep edilmesi birinci öncelik. Öte yandan hız ve kaliteli hizmet beklentisi de hayli yüksek. Diğer satış arası mesajlara göz attığımızda müşterilerimiz marketlerimizde daha

57


PERAKENDE

Sürdürülebilirlik için fark yaratmak şart “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de geleceğinizi ve sürdürülebilir olmanızı sağlayabilmeniz için sürekli değişim, sürekli yenilik ve farklılık yaratmak zorundasınız” diyen Home Store Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serdar Top, sektörel anlamda değişimi yakalayan her firmanın hayatını devam ettirebildiğini söyledi. sürecin en kısa zamanda atlatılması için tepkisini göstermek zorunda. Bu süreçteki temel durgunluğu süreç geçene kadar beklemek yerine agresif tepki ile tüketiciye avantaj haline getirebileceği ortamlar yaratmayan firmaların ayakta kalma ihtimallerinin çok düşük olacağına inanıyoruz” diye konuştu.

“AYAKTA KALMAK İÇİN DOĞRU STRATEJİLER YAPTIK”

HEDEFLERİ TUTTURABİLMEK İÇİN FARKLI STRATEJİLER GELİŞTİRİLDİ Genel hatlarıyla bakıldığı zaman 2017’nin kolay bir yıl olmadığını vurgulayan Home Store Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serdar Top, “Hedeflerimizi tutturabilmek adına birçok kampanya, promosyon, farklı satış stratejileri ve sürekli yeni ürün takviyeleri yaparak aynı zamanda özellikle online satışta çözüm ortaklarımızla beraber farklı stratejiler güderek ağırlık verdik. Ve yine bu süreçte markamıza yeni mağazalar ekledik” dedi.

ÜLKEDE YAŞANAN DALGALANMA GİYİM SEKTÖRÜNE ETKİ EDİYOR Ülke genelinde yaşanan her dalgalanmanın ilk olarak perakende giyim sektöründe etkisini gösterdiğine değinen Top, “Özellikle temel giyim ihtiyacını karşılamayı amaç edinmeyen bizim gibi markalar bu durumlarda acilen aksiyon alarak

58

Zor bir sene geçirdiklerini dile getiren Serdar Top, gerek ülkede yaşanan konjektür, gerek dünyanın diğer ülkelerinin içinde bulunduğu durum sebebiyle tüm sene sürekli ayakta kalmak için değişik aksiyonlar göstermek zorunda kaldıklarını söyledi. Top, “Bu yaşanılan olaylar karşısında doğru adımları atarak bazen büyüme, bazen yerimizi sağlamlaştırmak için doğru stratejiler yaptığımızı düşünüyoruz” ifadesinde bulundu.

DEĞİŞİMİ YAKALAYAN FİRMALAR KALICI OLUYOR “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de geleceğinizi ve sürdürülebilir olmanızı sağlayabilmeniz için sürekli değişim,

sürekli yenilik ve farklılık yaratmak zorundasınız” diyen Top, sektörel anlamda değişimi yakalayan her firmanın hayatını devam ettirebildiğini söyledi. Top, “Doğru ürünü, doğru fiyatla, tüm dünya ile aynı anda mağazalarınızda sevenleriniz ile buluşturmanız ve tüm dünyanın yapmış olduğu yeniliklerin üstüne çıkmanız gerektiği inancındayız” dedi.

“YERİMİZİ KORUYARAK BÜYÜME ADIMLARI ATMALIYIZ” Bu sene içerisinde de sosyo - ekonomik anlamda çok pembe bir tablo beklemediklerini belirten Top, “Ancak 2017 yılından daha güzel bir tablo olacağını ön görüyoruz. Bu nedenle üretim ve ithalat ayağımızda geçen seneye oranla daha yüksek ürün planlamamızı gerçekleştirdik. Her zamanki gibi tedbirli, her zamanki gibi sağlam adımlar ile yerimizi koruyarak büyüme adımları atmak zorunda olduğumuzu düşünüyoruz. Hedefimiz, genel hizmet ve kalite anlayışımızı değiştirmeden, üstüne koyarak doğru noktalarda sevenlerimizin bizi görmek istedikleri yerlerde olmak” diyerek sözlerine son verdi.



PERAKENDE

Flormar’dan 2018’de yüzde 30’luk büyüme hedefi Flormar her 3 yılda kendisini 2 kat büyütebilen dinamik bir yapı. 2017’de şirketimiz yüzde 50’ye yakın bir büyüme yaşadı. En güçlü büyüme ise ihracat kanalımızdan geldi.

Sadece makyaj trendlerini değil, moda alanındaki eğilimleri de öne çıkarmaya özen gösterdiklerini söyleyen Flormar Pazarlama Direktörü Can Dilek, iletişim ve tanıtım yatırımlarına hız kesmeden devam edeceklerini ifade etti. Perakende sektörü bugüne kadar yükselişini her daim yukarıya taşıyan sektörlerden biri olup her yıl Türkiye ekonomisinin yıllık yaklaşık 2,5 katı oranındaki büyümesini sağlam dinamiklerle sürdürüyor. Peki, siz 2017’de hedeflerinizi tutturmak için ne gibi çalışmalar ve yatırımlar yaptınız? Biz hızlı moda alanında faaliyet gösteren giyim markalarına benzer bir model ile koleksiyon çalışmaları yapıyoruz. Bu nedenle sadece makyaj trendlerini değil, moda alanındaki eğilimleri de öne çıkarmaya özen gösteriyoruz. Ürün karmamızı geliştiren, iyileştiren ve çeşitlendiren stratejimizi takip etmeye devam ettik. Mağaza konseptimizi yeniledik ve yenilemeye devam ediyoruz. Ambalaj tasarımlarımızı baştan aşağıya değiştiriyoruz. Uluslararası know-how sahibi danışmanlarla yenilikçi ve piyasada bulunmayan ürünlerin

60

Perakende sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Markaların sürdürülebilirliği neye bağlı? Sizce bu konuda neler yapılması gerekiyor? Artan rekabet ve şehirleşmenin sonucunda tüketicilerin alışveriş için çok daha az zamanı kalacağını öngörüyoruz. Bunun neticesinde de metrekare kullanımının azalacağını, daha minik formatlar göreceğimizi düşünüyoruz. Şüphesiz ‘flagship’ diye adlandırdığımız özel noktaları bu öngörümüzün dışında tutuyoruz. Yapılması gereken en önemli adımın teknoloji ile uyumu maksimize etmek olduğunu ve olabildiğince alışverişçilerin hayatını kolaylaştırmak olduğunu düşünüyoruz.

çıkışını sağladık. Son olarak daha çok iletişim, tanıtım yatırımı yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Ülkemizde dönem dönem yaşanan dalgalanmalar (ekonomik ve siyasi olaylar, terör olayları, döviz kurlarındaki yükseliş…) perakende sektörünü nasıl etkiliyor? Tüketicilere yakın olan perakende sektörünün bahsettiği-

niz gelişmeler karşısında hızla reaksiyon verdiğini söyleyebiliriz. Geride bıraktığımız yıl için bir öncekine kıyasla majör olumsuz bir etkinin olmadığını gördük. 2017’yi değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz? Acısıyla tatlısıyla neler yaşandı? Geride bıraktığımız yıl şirketimiz açısından iyi geçti.

2018 yılı için öngörüleriniz nelerdir peki? Sosyo-ekonomik anlamda 2018’de bizi neler bekliyor olabilir? Bu yıl için de geride bıraktığımız yıldan daha az bir büyüme öngörmüyoruz. Şüphesiz farklı pazarlarda öngörmediğimiz risklerimiz olabilir. Bu riskler sosyal ya da politik olabilir. Bu çerçevede, 2018 sonunda yüzde 30’un üzerinde bir büyüme hedefimiz olduğunu söyleyebiliriz.


PERAKENDE

2018 YILININ SEKTÖR AÇISINDAN VERİMLİ GEÇECEĞİNİ İFADE EDEN BUKA GENEL MÜDÜRÜ GAMZE STÖGER, “2018 SONUNDA YURT İÇİNDE 25 MAĞAZAYA ULAŞMA HEDEFİNDEYİZ. YURT DIŞINDA DA BAYİLİKLE BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ” AÇIKLAMALARINDA BULUNDU.

“Mağazalaşma sürecimize devam edeceğiz” “YIL SONUNDA 25 MAĞAZA HEDEFİNDEYİZ” 2017 sonu itibariyle 2’si kendilerine ait, 8’i bayi mağazası olmak üzere toplam 10 mağazayı faaliyete geçirdiklerini dile getiren Buka Genel Müdürü Gamze Stöger, “Ürünlerimiz müşterilerimizle buluştukça olumlu geribildirimler heyecanımızı daha da artırdı. 2018 sonunda yurt içinde 25 mağazaya ulaşma hedefindeyiz. Yurt dışında da bayilikle büyümeyi hedefliyoruz” dedi.

EKONOMİK VE SİYASİ OLAYLAR TÜM SEKTÖRLERİ İLGİLENDİRİYOR Stöger, “Çok hızlı değişen bir gündemimiz var. Ekonomik ve siyasal olaylar ile döviz kurlarındaki ani değişimler sadece perakende sektörünü değil tüm sektörleri yakından ilgilendiren önemli dinamikler. Bu gibi durumlarda daha temkinli bir şekilde hareket etmenin önemli olacağını düşünüyoruz” ifadelerinde bulundu.

2017 SEKTÖRÜN YENİDEN ŞEKİLLENDİĞİ BİR YIL OLDU 2017 yılının bir önceki yıla göre iyi geçtiğini ifade eden Stöger, “Mobilya sektöründe artık üretim hacmini artırmanın yanında tasarıma da ağırlık veriliyor. 2017 yılının ise sektörün yeniden şekillendiği ve daha da çok gelişeceği bir yıl olduğunu ifade edebiliriz” dedi. Stöger, “Tek bir mağaza ile başladığımız 2017 yılı bizim için önemli gelişmelerin olduğu bir yıl oldu. Henüz çok yeni bir marka olmamıza rağmen, 10 mağazamızı faaliyete geçirdik. Yurt dışından da bayilik talepleri aldık. 2017 yılında elde ettiğimiz kazanımlar bize 2018 çalışmalarımız için güç verdi. İlk günkü heyecanımızla çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırarak devam ediyoruz” diyerek konuşmasına devam etti.

TRENDLERİ TAKİP EDEREK BAŞARIYI YAKALAMAK MÜMKÜN Perakende sektörünün geleceği ve markaların sürdürülebilirliği adına görüşlerini bildiren Stöger, “Günümüzde artık çok hızlı gelişen dünya trendleri ve değişen müşteri ihtiyaçları var. Teknolojik gelişmelere ve yeni kuşağın beklentilerine ayak uydurmak artık firmaların olmazsa olmazı haline geldi. Mobilya sektöründe de dünyada markalaşabilmek için artık sadece kaliteli ürün üretmek yeterli olmuyor. Yeni nesillerin beklentilerini iyi anlayarak hem inovatif hem de fonksiyonel ürünleri ulaşılabilir fiyatlara sunan markalar başarıyı yakalayacak. Başarılı marka olabilmenin kuralının ise iyi bir müşteri ilişkileri yönetiminden ve gelişen dünyanın trendlerini takip edebilmekten geçtiğine inanıyoruz” diye belirtti.

“2018 YILINDA BEKLENTİLER OLUMLU YÖNDE” 2017 yılında bir önceki yılın toparlanma dönemini yaşadıklarını söyleyen Stöger,2018 yılı için de beklentilerin olumlu yönde olduğuna değindi. Buka Genel Müdürü Gamze Stöger konuşmasına şu sözlerle son verdi: “Sektörün önde gelen dernek ve kurumlarının yaptığı açıklamaya göre; 2018 yılı itibariyle perakende sektörünün çift haneli büyümesi bekleniyor. Yapılan bu öngörüler doğrultusunda yılın sektörümüz açısından verimli geçeceğini ifade edebiliriz. Buka olarak bizler de mağazalaşma sürecimize devam edeceğiz.”

61


PERAKENDE

“Büyümemizi

emin adımlarla sürdürüyoruz”

P

erakende sektörü bugüne kadar yükselişini her daim yukarıya taşıyan sektörlerden biri olup her yıl Türkiye ekonomisinin yıllık yaklaşık 2,5 katı oranındaki büyümesini sağlam dinamiklerle sürdürüyor. Peki, siz 2017’de hedeflerinizi tutturmak için ne gibi çalışmalar ve yatırımlar yaptınız? 2017 yılında yurt içindeki hizmet noktalarımızı artırırken yurtdışında da Kahire, Irak, Endonezya ve Almanya’da mağazalar açarak sektörün ihracat rakamlarına katkı yapmaya devam ettik. Yüzde 30 büyüme kat ettik. Türkiye ekonomisi ile birlikte eş zamanlı olarak büyümemizi emin adımlarla sürdürüyoruz. Ülkemizde dönem dönem yaşanan dalgalanmalar (ekonomik ve siyasi olaylar, terör olayları, döviz kurlarındaki yükseliş…) perakende sektörünü nasıl etkiliyor? Söylediğiniz sebeplerle yaşanan durgunlukların büyük ölçüde bağlantısı var ve hemen hemen her sektörden her firma bu durumdan etkileniyor. Zühre olarak markamızın böyle dalgalanmaların oluşturduğu durgunluktan bizleri sarsacak şekilde olumsuz etkilendiği söylenemez. 2017’yi değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz? Acısıyla tatlısıyla neler yaşandı? Üretimden edindiğimiz tecrübe ile en kaliteli ürünleri müşterileriyle buluşturmayı ilke edindik ve 2017 yılı itibariyle satış noktalarımızı Türkiye’de 300, yurt dışında 150’ye çıkardık. Satış ağımızı genişletmenin yanı sıra karlılığa, verimliliğe ve kaliteli hizmet anlayışına odaklandık. Gerçekleştirdiklerimiz, hedeflerimiz doğrultusunda ilerledi. Perakende sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Markaların sürdürülebilirliği neye bağlı? Sizce bu konuda neler yapılması gerekiyor? Perakende sektöründeki sürdürülebilirlik; inovatif yenilikler, Ar-Ge yatırımları ile yurt içi ve yurt dışındaki tanıtımlara bağlı olarak gerçekleşiyor. Bu noktada başarılı olmak içinse; bahsi geçen konulara daha çok yatırım yaparak ve iş gücü imkanı sağlayarak, ayrıca yeni pazar araştırmaları yaparak ilerlenmesi gerekiyor.

62

Bir markanın büyümesi için sadece ürün gamını genişletmesinin yeterli olmadığını vurgulayan Zühre Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Ekin, markaların uzman olduğu konularda gelişim göstererek büyümeyi ve sürdürülebilirliği gerçekleştirebileceğine dikkat çekti. Bir markanın büyümesi için sadece ürün gamını genişletmesi şart değildir. Uzman olduğu noktalarda gelişim göstermesi gerekir. Bu da kontrollü büyümeyi ve sürdürülebilirliği getirir. 2018 yılı için öngörüleriniz nelerdir peki? Sosyo-ekonomik anlamda 2018’de bizi neler bekliyor olabilir? 2018 yılı için kendi markamız adına öngörülerimiz; önümüzdeki dönem için hedefimiz olan, önce Hollanda ve Katar pazarında yer alıp ardından diğer ülkelere de açılarak markayı daha güçlü ve global pazarda etkin bir konuma getirmemizin gerçekleşeceği. Yapacağımız yatırımlar ve açacağımız mağazalarla 2018 yılında sektörümüzün büyüme hedefine ekonomik anlamda önemli katkılar sağlayacağız. Genel sektör için öngörülerimiz ise yıllardır yurt içi pazarının cazibesi sebebiyle yurt dışı yatırımlarına ağırlık vermeyenlerin yakın zamanda bölgesel veya küresel yatırımlara yoğunlaşacaklarıdır. Ayrıca döviz kurlarının düşmesini öngördüğümüz için de ekonomik alım gücünün daha kolaylaşacağını düşünüyoruz.



PERAKENDE

Perakende sektörünün geleceği: E-Ticaret Perakende sektörünün 2017 yılını değerlendiren İstanbul Bilişim Ceo’su Ediz Akın, sektörün geleceği ve markaların sürdürülebilirliği hakkında öngörülerde bulundu. Perakende sektörü bugüne kadar yükselişini her daim yukarıya taşıyan sektörlerden biri olup her yıl Türkiye ekonomisinin yıllık yaklaşık 2,5 katı oranındaki büyümesini sağlam dinamiklerle sürdürüyor. Peki, siz 2017’de hedeflerinizi tutturmak için ne gibi çalışmalar ve yatırımlar yaptınız? 2002’den bu yana Türkiye’nin en köklü e-ticaret firması olarak sektörde varlığımızı sürdürüyoruz. Online’da müşterilerimizin memnuniyetini daha da artırmak için satış sonrası hizmetlerimiz başta olmak üzere teknik alt yapımıza 10 milyon TL’lik bir yatırım yaparken, offline alanda da büyüme stratejimize bağlı mağazalaşma sürecimize hız kazandırdık. 2018’de açacağımız mağazalar için alanında uzman çalışan sayımızı artırdık. İstanbul Çağlayan, Airport AVM, Ümraniye Şerif Ali ve Maslak 42 gibi mevcut mağazalarımızda müşterilerimiz için yeni deneyim alanları oluşturma çalışmalarını sürdürüyoruz. Ülkemizde dönem dönem yaşanan dalgalanmalar (ekonomik ve siyasi olaylar, terör olayları, döviz kurlarındaki yükseliş…) perakende sektörünü nasıl etkiliyor? E-ticaret sektörünün dünya ticaretinde aldığı pay yüzde 15’lere yakın. Ülkemizdeki dalgalanmalar, her sektör gibi perakende sektörünü de derinden etkilemekte. Özellikle perakendeciliğin ülke gündemi ve müşteri reflekslerine bağlı olarak sürekli değişen ve gelişen bir yapısı var. Bizler bu

64

dalgalanmaları fırsata çevirmek, avantajlar yaratmak için çalışıyoruz. 2017’yi değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz? Acısıyla tatlısıyla neler yaşandı? 2017 ülkemiz açısından inişli ve çıkışlı bir yıl oldu. Ülkemizde yaşanan üzücü olaylar hepimizi derinden ekledi. Devletimiz sorunların çözümünde elinden geleni yapıyor. Bizler de markalar olarak elimizden geleni yapmalı, ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacak projelerde daha fazla yer almalıyız. Firmamız açısından 2017 ise, daha dinamik bir yapıya büründüğümüz ve şirket olarak yeni bir yapılanmaya giderek, çalışan sayımızın arttığı ve mağazalaşma sürecine hız kazandırdığımız bir yıl oldu diyebilirim. Perakende sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Markaların sürdürülebilirliği neye bağlı? Sizce bu konuda neler yapılması gerekiyor. Perakende sektörünün geleceğinin e-ticaret olduğu kanaatindeyim. Firma olarak her geçen gün sağlam adımlarla

gelişmek ve yenilikleri beraberinizde getirmek zorundasınız. Perakende sektöründe değişen müşteri ihtiyaçlarına hızlı ve doğru çözümler üretmelisiniz. En önemlisi içinde bulunduğunuz çağa ayak uydurarak tüm gerekliliklerini yerine getirmelisiniz. Müşteriler günün sonunda sektörde onları dinleyen ve onların davranışlarını analiz ederek doğru çözümü sunan markaları hatırlıyor. 2018 yılı için öngörüleriniz nelerdir peki? Sosyo-ekonomik anlamda 2018’de bizi neler bekliyor olabilir? 2018 yılında, uzay ve uzay sanayisinde yaşanan gelişmeleri, kripto paraları, robotları ve hemen hemen her alana nüfuz etmiş yapay zeka uygulamalarını daha çok duyacağız. Mobil alışkanlıkların yükselişi ve nesnelerin internetini de unutmamak gerekiyor. Bu alanlarda yaşanacak gelişmelere bağlı olarak teknoloji, hayatımızın her alanında daha aktif bir rol oynayacak gibi görünüyor.



PERAKENDE

Giovane Gentile’nin özünde doğallık var Giovane Gentile Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Mutkan, “2018 İlkbahar-Yaz koleksiyonumuzda ipek, yün ve pamuğun mükemmel birlikteliğini gün yüzüne çıkaran ve tüm ağırlıkları bir tarafta bırakarak astarsız, vatkasız ve telasız ceketlerle rahatlığın manifestosunu yazıyoruz” dedi.

Giovane Gentile markasından kısaca bahseder misiniz? 1984 yılında İstanbul Beşiktaş’ta küçük bir mağazada ticaret hayatına başlayan Ercem Tekstil olarak, 2001 yılında Giovane Gentile markamızla birlikte hem yurt içi hem de yurt dışı toptan moda ve hazır giyim sektöründe faaliyetlerimizi yürütmeye başladık. Perakende sektöründe edindiğimiz bilgileri ve kalite anlayışımızı, müşterilerimizin beklentilerini dünya trendlerine uygun tasarladığımız koleksiyonlarla birleştirerek; 2005 yılında Giovane Gentile markamıza entegre olarak Giovane G. Designers markasını da üretimimize katarak tüm erkek trendlerini tek çatı altında tüm mağazalarımızda birleştirdik.

66

Yeni koleksiyon çalışmalarınız ile ilgili kısaca bilgi alabilir miyiz? Koleksiyonda öne çıkan unsurlar neler olacak? Yeni gelen mevsimin heyecanını ve sıcaklığını sentetik unsurlardan uzak, doğal, hafif, güçlü ve esnek kumaşlarla buluşturarak yeni sezona taşıdık. Giovane Gentile, beylerin hem iş hayatında hem de günlük hayatında yerini alıyor. Yeni sezon modellerimizde yer alan ve vücut hareketlerini mükemmel şekilde izleyen, organik, kırışmaz ve elastik ‘estratolar’ ile ince hafif ve su itici ‘noW’ kumaşlar kullandık. Farklı dokunuşlara da yer verdiğimiz 2018 İlkbahar-Yaz koleksiyonumuzda ise ipek, yün ve pamuğun mükemmel birlikteliğini gün yüzüne çıkaran ve tüm ağırlıkları bir tarafta bırakarak astarsız, vatkasız ve telasız ceketlerle rahatlığın manifestosunu yazıyoruz.

ürünleri giyebilmek. Sağlık açısından, konfor açısından, rahatlık açısından… Koleksiyonda natürel ürünler var. Moda artık yavaş yavaş ince iplikli, ince bükümlü trikolara döndü ve artık bu tercih ediliyor. Bizim koleksiyonumuzun da yüzde 70’ini bu tarzda trikolar oluşturuyor.

Koleksiyonlarınızı neleri baz alarak hazırlıyorsunuz? Tekstil ve modanın içindeyseniz her zaman bir değişimin içinde olmak, her zaman inovatif ürünleri koleksiyonunuza katmak zorundasınız. Perakende müşterisine hep yenilikleri sunmak gerekiyor ki biz de bunu yapabilen bir firma olduğumuzu düşünüyoruz. Bu noktada biz de ürünlerimizi doğru bir şekilde doğru müşteriyle buluşturmaya gayret gösteriyoruz.

2016 yılından itibaren pazara çok hızlı giriş yaptık. 2017 yılında ise 18 mağaza açarak, mevcut satış alanımızı ikiye katladık. İlk etapta özellikle İstanbul- Ankara- İzmir gibi illerde yapılandık. Şu an İstanbul’da Avrupa yakasında Aqua Florya AVM ve Anadolu yakasında Emaar Square AVM’de olmak üzere iki Flagship mağazamızla birlikte İstanbul’da toplam 13 mağazaya sahibiz. Türkiye genelinde 30 satış noktasına ulaştık. 2018 yılının ilk mağazasını İzmit Symbol AVM’de açtık. 2018 yıl sonunda 40 mağaza sayısına ulaşmayı hedefliyoruz.

Giovane Gentile’nin özünde doğallık var. Bizim en büyük sloganımız tamamen doğal

Gerek yurt içi gerekse yurt dışı olmak üzere 2018 yatırımlarınızı öğrenebilir miyiz? Neler planlanıyor? Giovane Gentile olarak; 24 ülkede toplam 110 satış noktasında müşterilerimizle buluşuyoruz. Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika’da birçok konsept mağaza dışında, aynı zamanda yüzlerce corner mağazalarda koleksiyonlarımızı perakende tüketicisi ile buluşturmaktayız.




PERAKENDE

Hazır giyimde hedef,

5 yılda 25 milyar dolar ihracat “PAZAR PAYIMIZI ARTIRMAK VE YENİ PAZARLAR KEŞFETMEK İSTİYORUZ” Bugün dünyanın 7’nci, Avrupa’nın ise 3’üncü en büyük hazır giyim üreticisi olan hazır giyim sektörünün başarıları ve özellikle dış pazardaki büyüme potansiyelinin tüm ihracatçı sektörlerimize ilham kaynağı olduğuna dikkat çeken Karasu, hazır giyim sektörümüzün başta AB’de olmak üzere büyümeye devam etmek zorunda olduğunu söyledi. Karasu şöyle devam etti: “Türk hazır giyim sektörü hızlı üretim ve tasarım kabiliyetleriyle dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerleyecektir. 2017 yılı itibariyle 17 milyar Dolar olarak gerçekleşen hazır giyim ihracatımız, 2017’de Türkiye’nin 157 milyar Dolar olan toplam ihracatı içinde yüzde 11’lik bir paya sahiptir. Cari açık açısından baktığımızda hemen tüm girdilerin ülkemizde üretilmiş olması nedeniyle tamamı ülke ekonomisine katma değer olan bir sektörden bahsediyoruz.”

TÜRKİYE GİYİM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (TGSD) YÖNETİM KURULU BAŞKANI HADİ KARASU, ÖNÜMÜZDEKİ 5 YILDA TÜRKİYE’NİN HAZIR GİYİM İHRACATINI YAKLAŞIK YÜZDE 50’LİK BÜYÜMEYLE 25 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNE ÇIKARMAYI HEDEFLEDİKLERİNİ BELİRTTİ.

T

ürkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) 21. Dönem Yönetim Kurulu ihracat hedeflerini açıkladı. TGSD Başkanı Hadi Karasu, önümüzdeki 5 yılda Türkiye’nin hazır giyim ihracatını yaklaşık yüzde 50’lik büyümeyle 25 milyar Dolar seviyesine çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. İhracat miktarı kadar değer bakımından da yükseliş beklediklerini ifade eden Karasu, hazır giyimde değer endeksini de kilogram başına 20 Dolar’dan 40 Dolar’a yükseltmeyi amaçladıklarını vurguladı.

2017 yılında hazır giyim endüstrisinin performansı hakkında bilgi veren Karasu, 2017 yılı Türkiye hazır giyim ihracat rakamlarına göre; AB’ye ihracatımızın toplam 11 milyar Dolar seviyesinde olduğunu, ihracat yapılan ülkeler arasında; 2017’de yüzde 2’lik büyümeyle ve 3,2 milyar Dolarla Almanya’nın ilk sıradaki yerini koruduğunu belirtti. Karasu, “En yüksek oranda büyüyen pazar ise yüzde 26,76 ile toplam 715 milyon Dolar ihracat yaptığımız Irak oldu. İspanya’ya ihracatımız yüzde 19’luk bir artış göstererek 2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Hollanda da ihracatta büyüdüğümüz pazarlardan biri oldu. İhracatımızın yüzde 10 seviyesinde büyüdüğü Hollanda’ya 861 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Irak, İspanya ve Hollanda en yüksek büyüme gösterdiğimiz pazarlar. 2018’de İspanya, Hollanda, İsveç, Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Romanya’da artış bekleniyor” dedi.

SEKTÖR, 2018’E İYİ BİR BAŞLANGIÇ YAPTI Hadi Karasu’nun verdiği bilgilere göre; 2018 yılının ilk ayını kapsayan sonuçlar iyimser bir tabloya neden olmuş durumda. 2018 Ocak ayı, 2017’nin aynı ayı ile karşılaştırıldığında hazır giyim ihracatında yüzde 15’lik net bir yükseliş göze çarpıyor. Almanya’ya yaptığımız hazır giyim ihracatımız 2017’nin aynı ayına göre yüzde 13,4 artarken 305,2 milyon Dolar olarak gerçekleşti. Diğer ülkelere ihracatımız ise şöyle; İspanya’ya yüzde 21,4’le 166,5 milyon Dolar, İngiltere’ye yüzde 14,1 ile 156,1 milyon Dolar, Hollanda’ya yüzde 35 ile 94,3 milyon Dolar, Fransa’ya yüzde 17,5 ile 85,2 milyon Dolar, ABD’ye yüzde 22 ile 44,4 milyon Dolar, İtalya’ya yüzde 9,5 ile 62,4 milyon Dolar, Rusya’ya ise yüzde 83’lük bir artışla 22,8 milyon Dolar oldu. Gelişmeleri yorumlayan Karasu, bu rakamlar miktar olarak yüzde 3,93’lük bir artışa işaret ederken, birim fiyat artışının yüzde 10,1 düzeyinde gerçekleşmesinin de sevindirici olduğunu ifade etti.

67


VİTRİN

En Moda Trençkotlar Koton’da Koton, en moda trençkot modelleriyle İlkbahar-Yaz sezonunun kilit parçalarını oluşturuyor.

OXXO’DA BAHAR Oxxo, mevsimin hafifliğini özgün desenlerle ve dokunuşlarla yorumladığı ‘Wonderland’ koleksiyonuyla şehirli kadının stilini tekrar yorumluyor. Bahar aylarına hareket katacak renkli koleksiyonları, baharın kilit parçaları ve tasarımlarıyla rahat, rengarenk bir yaz stili vadediyor. İnce detayları ve çarpıcı renkleriyle dikkat çeken koleksiyon kumaş yapısı ve formuyla da özgürlük sunuyor. Trençkotlar, mid tonlarda bol kesim pantolonlar, asimetrik kesimli, kayık yaka formlu bluzlar sezonun olmazsa olmaz parçalarını bir arada sunuyor. Koleksiyonda canlı renklerde nakışlar barındıran basicler, fırfır detaylar, değişik örgü oyunları ise baharın ruhunu yaşatıyor. Triko modellerde cut out detaylar ile hareketlilik sağlanırken alt gruplarda paça ve dikiş geçişleri göze çarpıyor. Koleksiyona ilkbaharın sıcak renkleri, turuncu, yeşil, beyaz, mavi, pembe tonlarıyla hareket ve dinamizm katarken, askılı çantalar stilinizi tamamlıyor.

68

İlkbahar-Yaz sezonunun kurtarıcı parçaları trençkotlar en moda seçenekleriyle Koton’da yerini alıyor. Farklı tarz ve model seçenekleriyle sezona sunulan tasarımlar bahar kombinlerinin olmazsa olmaz parçaları arasında gösteriliyor. Koton Trençkot Koleksiyonu; uzun, kısa ve midi boy tasarımları farklı renk ve siluetlerle bir araya geti-

riyor. Klasik kesim modellerinde camel ve navy gibi yumuşak renklerin tercih edildiği tasarımlar gardıropların zamansız parçalarını oluştururken, sezonun trendi süet trençkotlar ise pembe ve kırmızı gibi canlı renkleriyle dikkat çekiyor. Süet görünümlü düğmesiz modellerden çift düğme modellerine, süet görünümlü sıfır yaka-tek sıra düğme trençkot tasarımlarından süet görünümlü düğmesiz kısa trençkot tasarımlarına kadar pek çok farklı kullanım seçeneği Koton’un yeni sezon koleksiyonları arasında yer alıyor. Gündüz stilinden, gece şıklığına uzanan Koton Trençkot Koleksiyonu, 129.99199.99 TL fiyat aralığıyla tüm Koton mağazalarında ve online alışveriş sitesinde satışa sunuluyor.


VİTRİN

SNOOPY LEVI’S ÜRÜNLERİYLE BULUŞUYOR ÇOCUKLUĞUMUZUN VAZGEÇİLMEZ VE EN SEVİLEN KARAKTERİ SNOOPY, LEVI’S TİŞÖRT VE AKSESUARLARIYLA TEKRAR HAYATIMIZA GİRİYOR. İlklerin yaratıcısı ikonik marka Levi’s, 2018 İlkbahar/Yaz sezonunda moda severlerin vazgeçilmezi olacak yeni koleksiyonuyla gardıroplarınızda yerini alıyor. Her yaşa ve her tarza yönelik ürünleriyle fark yaratan Levi’s, sizi çocukluk yıllarının olmazsa olmaz

çizgi film karakteri Snoopy ile buluşturuyor. Yeni sezonda Levi’s’ın sektördeki akıllı ve öncü duruşuna kusursuz bir uyum sağlayan çizgi film karakteri Snoopy, unutulmaz görüntüsüyle Levi’s tişört ve aksesuarlarını süslüyor. İkonik karakter, havalı olduğu kadar kendine has kişiliği ve felsefesiyle, günümüzün duygu ve hassasiyetini Levi’s ürünlerine yansıtıyor. Stiline önem verenleri eski günlerine döndürmeyi amaçlayan Snoopy, tişört ve sweatshirtlerde, berelerde, bandanalarda, el çantalarında ve kasketlerde yer alıyor. Snoopy logolu kıyafetlerin yanı sıra aksesuarlarla da çocukluk yıllarınıza dönmenin mutluluğunu yaşayacaksınız. Modanın öncüsü Levi’s; bu sezonda da renkli, eğlenceli ve yepyeni ürünleriyle keyifli bir baharın müjdesini veriyor.

BEYMEN ile Geleceğe Yolculuğa Hazır mısınız? Moda dünyası zamansızlığı, özgünlüğü ve geleceği öngören ‘fütürizm’ akımına kayıtsız kalmadı. Giyilebilir teknoloji, üç boyutlu yazıcılar ile üretilen kıyafetler gibi eskiden sadece filmlerde gördüğümüz fütüristik tasarımlar, bir süredir moda markalarının koleksiyonlarında karşımıza çıkıyor. Dünyaca ünlü markalar da ilkbahar/ yaz 2018 koleksiyonlarında metalik kumaşlar, robotik esintiler, sivri omuzlar, abartılı silüetler ve koza gibi sıradışı formlara ve fütüristik öğelere koleksiyonlarında çok fazla yer verdi. Her sezon farklı ve yaratıcı konseptlerde iletişim kampanyalarına imza atmayı hedefleyen BEYMEN, 2018 İlkbahar/ Yaz sezonunda #BEYMENFuture teması ile geleceğin trendlerini ve modasını BEYMEN’in kalbine taşıyor. Fotoğraf sanatçısı Koray Birand’ın imzasını taşıyan #BEYMENFuture kampanya çekimlerinde bilim kurgu filmlerinden yola çıkarak yaratılan dünyada, ünlü model Daphne Groeneweld hologram özel efektlerle geleceğe göz kırpıyor. Kampanyadaki Academia, Beymen Collection, Ashish, Temperley London, Attico, Balmain, Saint Laurent, Isabel Marant, Zimmermann, Philosophy Di Alberta Ferretti look’lar, Beymen Future ile çok sıradışı bir yaz sezonunun habercisi.

69


VİTRİN

İNCİ’DE ERKEN BAHAR İLE SEZON AÇILDI Baharı özlediğimiz bugünlerde İnci, mevsimin enerjisini, renklerini, canlılığını yansıttığı erken bahar ürünleriyle 2018 İlkbahar - Yaz koleksiyonunu modaseverlerle buluşturuyor.

CESUR VE ÖZGÜVENİ YÜKSEK ADIMLAR Sezonunun anahtar parçalarını oluşturan, rahatlığa

ve şıklığa vurgu yapan sneakerlar, feminen dozu arttıran topuklular, elegan çantalar bahar renkleri, çiçek desenleriyle sezonun modern ve minimal çizgisinden esinleniyor.

ŞIKLIKTA BİR ADIM ÖNDE OLUN! İnci, modern, sade ve ince çizgilerle tasarlanan mevsimin hafifliğini özgün desenlerle ve dokunuşlarla yorumladığı modelleriyle erkekleri şıklıkta bir adım ileri taşıyor. Günlük yaşamında hareket etmeyi seven, konforu elden bırakmayan erkeklere, yalın çizgilerle tasarlanan casual ve sportif modeller sunuluyor.

SEZONA STİL KAZANDIRAN TASARIMLAR Her zaman zarif ve şık tasarımlarla adından söz ettiren Fidan Şimşek, 2018 İlkbahar-Yaz sezonu için hazırladığı birbirinden özel gelinlik ve abiye tasarımlarıyla dikkatleri üstünde toplamaya devam ediyor. Bu sezon ışıltılı ve iddialı detaylarıyla dikkat çeken koleksiyon, stiliyle fark yaratmak isteyenleri birbirinden şık kadınlara dönüştürüyor.

FİDAN ŞİMŞEK İLE SEZONA FEMİNEN DOKUNUŞLAR! Farklı işlemelere sahip dantel detayların ve kadife payetlerin eşlik ettiği renkli kumaşlar, Fidan Şimşek dokunuşuyla yaz aylarının bütün ihtişamını üzerinde taşıyor. En özel davetlerde şıklığınızla ön planda olmanız için her stile uygun 2018 İlkbahar-Yaz koleksiyonunda natürel tonların yanı sıra ışıltılı renkler, iddialı kırmızılar ve yeşillerin yer aldığı tulum ve abiyeler bu yaz davetlerde sizi bir adım öteye taşıyacak. Işıltılı ve kadife payetler, puantiyeli tüller ve dantel detaylarıyla farklı tasarımların yer aldığı yeni Fidan Şimşek koleksiyonu çarpıcı transparan detaylarla da davetlerde iddiasını göstermek isteyenler için harika alternatifler oluşturuyor. 2018 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu ile düğün, mezuniyet ve davet sezonu için ışıltılı ve feminen tarzda hazırlanan gelinlik ve abiyeleriyle Fidan Şimşek tasarımları her ortamda şıklığı ve zarafeti temsil ediyor!

70


VİTRİN

Twıst 2018 İlkbahar

Koleksiyonu ile keşif sezonu Bitmeyen enerjisiyle dolup taşan Twist 2018 İlkbahar Koleksiyonu, bu sezon cool tavrını romantik ve asi detayların mükemmel uyumuyla buluşturuyor. Sokak stilinin favori parçalarından oversize ceketler, trok ve kuşgözü işlemeleriyle Twisterların radarında! Festivallerin dinmeyen enerjisiyle harmanlanan etnik desenler ve bahar çiçekleri bluzlarda ve eteklerde hareket etmek için heyecanlanırken, sportif çizgiler ile ortaya çıkan bomber ceket ve kamuflaj desenli parkalar sokak stiline taze bir vuruş yapıyor. Boncuk ve işlemelerle zenginleşen detayların yanı sıra ilgi çekici danteller, volanlar etek ucunda kendini ortaya çıkararak keşif dolu bir tur atıyor. Baharı “Hazır Ol”da bekleyen pembe ve vişne tonları romantik bir etki yaratırken; ekru, lacivert, gri ve orman yeşili tonları, mevsimin soft renk paletine teslim! Kombinlerin ayrıntılarında kendisini gösteren payet, pul ve simler baştan aşağıya sahnede! Sadece gece değil gündüzden geceye dönüşte de parıltısıyla bakışları üstüne toplayan payet detaylar ve payet bluzlar, tül altından çıkan çizgili trikolar, sezonun must have parçası oluyor. Cropped süet biker ceketler, klasik tasarımını yıkan ve kesimiyle fark yaratan trençkotlar Twist 2018 İlkbahar Koleksiyonu’nun ters köşe parçaları arasında yer alıyor. Retro görünüme gönderme yapan cropped bluzların yanı sıra, Rock’n Roll denilince akıllara gelen trok ve kuşgözü detaylar, 70’lerin Rock furyasını günümüz modasıyla buluşturuyor. Full troklu ve taşlı denim ceketler, mesaj kaygılı sloganlı t-shirt’ler, jean etek ve pantolonlar çabasız bir rockchic stili yaratıyor.

İpekyol’un İlkbahar Koleksiyonu

ile zarif bir yolculuk İlhamını doğadan alan ipekyol 2018 İlkbahar koleksiyonu, modern dokunuşları ve feminen tavrının yanı sıra doğal kumaşları ve kusursuz renk kodlarıyla bir araya gelerek İpekyol kadınına kusursuz bir seçki sunuyor. Geçiş mevsiminin habercisi trençkot ve pardösüler ise yeniden gündeme geliyor… Siyah, beyaz ve bordo hakimiyetinin sürdüğü desenli bluz ve elbiseler, poplin, jakar dökümleri ve tüvit kumaşın hafifliğiyle zenginleşen ceketlerle eşleşiyor. Sportif görünümün çizgi detaylarla desteklendiği koleksiyonda öne çıkan ince trikolar, nakış detaylı parka ve kusursuz görünüm vaat eden pantolonlarla nokta atışı yapıyor. Zengin desen ve dokularla hem lüks hem de spor bir görünüm katan geometrik desenli pilili etekler, elbiseler ve volan detaylı bluzlar bel hattına vurgu yapan kemer detaylarıyla modern silüetle-

re referans veriyor. Asimetrik bağlama detaylı etekler ve cut out triko kombinleri dantel detaylarıyla öne çıkarken, gardırobunuzun kurtarıcısı olmaya devam ediyor. Zarafetin en yalın halini temsil eden parçalar, püskül ve süet detaylardan ilham alan Vahşi Batı esintisiyle karşımıza çıkıyor. Siyah ve beyazın ön planda olduğu etnik desenler; trok, piercing ve işlemelerle buluşarak sizi şık bir stil düellosuna davet ediyor.

71


GIDA

Anne köftesi tadında burger lezzeti ÇNK’S Öküz Burger marka yaratıcısı Mustafa Uver, geliştirdikleri yüzde 100 katkısız gerçek anne köftesi lezzeti ve tüm menülerinde geçerli sınırsız içecek ile birlikte, homemade burger kültürünün temsilcisi olarak rakiplerinden ayrıldıklarını söyledi. Öküz Burger hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? 2004 yılında Zürich’te başlayan Gastronomi yolculuğumuz, 2017 yılında Avrupadaki birikim ve tecrübelerimizin ışığında Türkiye’de faaliyet göstermeye başlamıştır.2017 yılında gerçek anne köftesi lezzetini Isparta ilimizde burger severlerle buluşturan Öküz Burger, geliştirdiği yüzde 100 katkısız gerçek anne köftesi lezzetini ve tüm menülerinde geçerli sınırsız içecek ile birlikte homemade konseptini alışveriş merkezlerinde en doğru şekilde yaparak, uluslararası burger markalarına rakip gösterilen bir marka… Öküz Burger olarak hem sağlıklı, hem doyurucu, hem de hesaplı lezzetlerimizi müşterilerimizle buluşturmaya devam ediyoruz. Hangi şehirlerde şubeniz var? AVM konseptinde hizmet veriyor musunuz? İlk şubesini Çanakkale 17 Burda alışveriş merkezinde açtığımız markamız, AVM’lerde şubeleşmeye devam ediyor. İstanbul, Kırıkkale, Çorum, Edirne, Balıkesir illerinde açılmış ve yapım süreci devam eden şubelerimiz bulunuyor.

Yakın zamanda nerelerde şube açmayı düşünüyorsunuz? Gelecek plan ve yatırımlarınızdan bahsedebilir misiniz? Yapım süreci devam eden İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Konya, şubelerimizin yanı sıra franchise görüşmeleri devam etmekte olan illerimizde bulunuyor. Yerli bir marka olan Öküz Burger ülkemizde uluslararası markalara rakip olarak kendini konumlandırmış durumda…

72

Bayilik veriyor musunuz? Şartları hakkında bilgi verebilir misiniz? Ortalama 70-110 metrekare büyüklüğündeki alışveriş merkezi yemek alanlarına veya caddelerde ki işlek alanlara şubelik vermekteyiz. Ürünlerinizde fark yaratan unsurlar nelerdir? Kendi çiftliğimizin ürünlerini özel reçetemiz ile günlük ve taze olarak katkısız şekilde sunuma hazırlamaktayız. Peki, rakiplerinizden ayrışmak ve markanın tercih edilebilirliğini artırmak için ne gibi farklar yaratıyorsunuz? Ürün ve hizmet farklılıklarınız neler? Ürünlerimiz fabrikasyon olmadığı gibi gerçek anne köftesi lezzetini sınırsız içecek, sınırsız ev yapımı sos konseptiyle birleştirdiğimiz markamız, ismi ile de sempati yaratmaktadır. Alışveriş merkezlerinde homemade burger kültürünün temsilcisi olarak rakiplerimizden ayrılmaktayız. Müşteri memnuniyetini nasıl sağlıyorsunuz, müşterilerin geri bildirimleri ne yönde oluyor? Müşteri memnuniyeti sağlamak için müşterilerin ne istediğini iyi biliyoruz. Bize ulaşmalarını gerek işletmelerimizde gerek sosyal medyada sağlıyor, paylaştıkları fikirlere değer veriyoruz.


GIDA

‘’MİSAFİRLERİMİZİN

BEKLENTİLERİ ÖNCELİĞİMİZDİR’’ Mekan değil, ürün konseptine öncelik vermiş bir marka olduklarını söyleyen Gönül Kahvesi Yönetim Kurulu Başkanı Yaman Yardımcı, “Yeni ürünlerin oluşturulmasında, misafirlerimizin beklentilerine öncelik veriyoruz. Bu sayede tercih edilebilirliğimiz artıyor” dedi. Yeme içme sektöründe ürün ve hizmet farklarının (Yeni, özel yapım ya da farklı ülkelerden getirilen ürünler, yeni sunum şekilleri, hızlı servis, çözümcü elemanlar, konforlu ve temiz bir mekan… vb) markaya etkisi nedir? Satın almada ya da mekan tercihinde bu farklar ne denli önem arz ediyor? Ürün ve hizmette; doğru kurgulanmış, kaliteye odaklanmış yapımız nedeniy-

le, titiz çalışmalar sonucu elde ettiğimiz standartlarımızı, tüm şubelerimizde uygulamak ve uygulatmak ilk önceliğimiz… Mekan değil, ürün konseptine öncelik vermiş bir marka olarak; tüm ürünlerimiz, çok titiz çalışmalar sonrasında misafirlerimize sunuluyor. Peki, siz rakiplerinizden ayrışmak ve markanın tercih edilebilirliğini artırmak için ne gibi farklar yaratıyorsunuz? Ürünlerimizin katkısız olması ilk tercihimiz, mekan da ise; hijyen her zaman önceliğimizdir. Gönül Kahvesi; kaliteye odaklı yapısı, akılcı tabanda kurulmuş sade işleyişi ve riskleri ilk baştan yok edilmiş sistemiyle bir farklılık yarattığı ve kendisini sürekli geliştirdiği için misafirleri tarafından da gönül rahatlığı ile tercih edilmektedir. Müşteri memnuniyeti zamanla değişkenlik gösterebilir ya da kişiden kişiye değişebilir. Memnuniyetin sürdürülebilir olması için yapmış olduğunuz çalışmalar ve dikkat ettiğiniz noktalar neler? Yenilikçi, girişimci ve kaliteye odaklanmış yapımız ile Gönül Kahvesi’ni dünya markası yapmak ve Türk Kahvesi’ni ulusal ve uluslararası arenada kaliteli ve güvenilir

marka olarak vazgeçilmezler zirvesine taşımak vizyon ve misyonuna sahip olduğumuz için; misafir memnuniyetinin sürdürülebilir olması önceliklerimiz arasındadır. ‘’Dünya’da Bir Gün Herkes Türk Kahvesi’ni Tadacak’’ sloganımızla emin adımlar ile ilerliyoruz. İnovasyonun, yani yeni ürünlerin oluşturulmasının tüketicideki etkisi ne oluyor? Yeni ürünler satışları ya da tercihleri ne ölçüde etkiliyor? Yeni ürünlerin oluşturulmasında, misafirlerimizin beklentilerine öncelik veriyoruz. Bu sayede tercih edilebilirliğimiz artıyor. Gönül Kahvesi olarak özel formülleri bulunan özgün ürün gamımız, hizmet anlayışı ve mağaza konseptimiz ile sektöre yenilikçilik anlamında da öncülük ediyoruz.

73


GIDA

Bereket Döner ilk 500’e ‘Holding’ olarak girecek 2019’da Türkiye’nin en büyük ilk 500 sanayi şirketi içinde ‘Holding’ yapılanmasıyla yer almaya hazırlanan Bereket Döner, bu süreçte kurumsal altyapısını her yönüyle tamamlamış olarak Dünya devleri arasında da yerini almak için güçlü ve büyük adımlarla ilerliyor. GLOBAL ŞİRKETLERLE REKABET GÜCÜNÜ ARTIRACAK Bereket Döner CEO’su Muhammet Nezif Emek, kurum içindeki yeni yapılanmanın ve holdingleşme sürecindeki yatırımların 2018 yılı içinde tamamlanacağını belirterek global rekabet gücünü artırmak için sürdürülen çalışmaları anlattı. Emek, Bereket Döner’in, kurumsal yapısının önemli atamalarla güçlendirildiğini belirterek şunları söyledi:

“Hep birlikte büyük emek ve gayret göstererek 2017 yılını sektör ve şirketimizin gelişimi adına başarılı sonuçlarla tamamladık. Geçtiğimiz yıl birçok alanda çok sayıda rekor kırmış olmanın mutluluğunu bolca yaşadık. Şimdi aynı inanç ve yükselen enerjimizle 2018 yılına başladık.”

BEREKET DÖNER TÜRKİYE’NİN İLK 500’Ü İÇİNDE YERİNİ ALACAK “2018 bizim için çok özel bir yıl olacak. 2019 yılında Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu listesine dahil olmayı hedefliyoruz. Tüm oluşum ve yatırımlarımıza hız vererek 2018 yılında bu hedefimizi gerçekleştirmek adına tüm gayretimizle çalışacağız. 2019 yılına Holding yapısı kurulmuş, kurumsal altyapısı tamamlanmış, tüm süreçleri oturmuş bir yapıyla girmek için tüm yapılanmayı kurguladık. Helal ve güvenilir gıda üreticisi Bereket Döner’in hedefi global devlerle anılıp Türk Döneri’nin Dünya’daki ününü ve gücünü artırmaktır.”

KURUM VE YÖNETİM YAPISINDA ÖNEMLİ TRANSFER VE ATAMALAR Bereket Döner, holdingleşme sürecinde yönetim kurulu ve icra kurulu yapısını da güçlendirdi. Kasım ayında başarılı bir transfer ile Bereket Döner’e katılan Mustafa Hilmi Tunç İcra Kurulu Başkan Yardımcısı görevine getirildi. Tunç, Ülker Grubu Mali İşler Müdürlüğü ve Direktörlüğü ile başlayan profesyonel başarı öyküsünde, Turyağ, Ak Gıda, Aytaç ve Akdeniz Toros’ta da uzun yıllar CFO olarak devam etmiş ve 2017 kasım ayında Bereket ailesine katılmıştı. Yeni Yönetim Kurulu ile gücünü artıran şirket; Hayrettin Taşkıran’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nda Muhammet Nezif

74

Emek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak yer alırken, üyeliklere Fatih Taşkıran, Mustafa Hilmi Tunç, Ahmet Aksoy ve Fehmi Dalgıç atandı. Bereket Döner’in holdingleşme sürecinde aktif görev alacak yeni İcra Kurulu da belli oldu. Muhammet Nezif Emek başkanlığındaki İcra Kurulunda; Mustafa Hilmi Tunç İcra Kurulu Başkan Yardımcısı, Ahmet Aksoy, Fehmi Dalgıç, Engin Damla ve Nihat Özbey İcra kurulu üyesi olarak atandılar. İcra Kurulu Genel Sekreterliği görevine ise Hüseyin Girgin atandı.

İKİ YENİ İŞTİRAK DAHA GRUBA DAHİL EDİLDİ Bereket Döner, holdingleşme sürecinde, sektörde yenilikçi vizyonuna uygun, iki yeni iştirakle birlikte yapısını daha da güçlendirdi. Şirkete ait merkez restoranların yönetimi için Beser Restoran Hizmetleri A.Ş. kuruldu ve şirketin yönetimi İsa Taşkıran’a teslim edildi. Tüm restoran konseptlerine mimarlık hizmetleri vermek ve konsept kurgularını da güçlendirmek adına Projet Mimarlık A.Ş. kurularak faaliyete başladı. Projet Mimarlık A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne ise Murat Erin getirildi.



GIDA

HADİ İSKENDER YİYELİM, HD İSKENDER YİYELİM! HD İskender, HD Döner ve Pidem markalarıyla Türkiye’nin en büyük yerli restoran zinciri olan HD Holding, 2018’de HD İskender markası için hazırladığı kampanyası ile iskender severlere hakkıyla yapılmış iskenderi anlatıyor. HD İSKENDER “HADİ İSKENDER YİYELİM” KAMPANYASI İLE YAYINDA Dışarıda hakkıyla yemek yeme deneyimini ulaşılabilir kılan, 23 yıllık restorancılık tecrübesi ile Türkiye’nin köklü markalarından olan HD İskender, yeni reklam kampanyası “Hadi İskender Yiyelim” ile yayına girdi.

2017 yılında şirket gelişimi adına başarılı çalışmalara imza atan HD Holding, 2018 yılında Türkiye’nin farklı illerinde açacağı yeni restoranlarıyla daha fazla misafire ulaşmayı planlarken, 2023 yılında ise tüm markaları ile toplam 500 restorana ve 6 bin 500 çalışana ulaşarak büyümeyi hedefliyor. HD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Demirağ, “HD Holding olarak kurumsal kimliğimizi yeniledik. Sahip olduğumuz markaları, ‘HD Holding’ çatısı altında topladık. Tüm markalarımızın, Türk yemek zinciri denince akla ilk gelen ve en güvenilir markalar olmasını sağlamak istiyoruz. Yaptığımız her yatırıma uzun soluklu yatırımlar olarak bakıyoruz. Sadece HD İskender markamızla değil, HD Döner ve Pidem markalarımızla da yeni yatırımlar yapmaya devam ederek büyümeye devam edeceğiz” dedi.

76

HD İskender’in yeni reklam kampanyasında, genç, yaşlı, anne, çocuktan oluşan, birbirinden bağımsız bir grup insanın dışarıda iyi bir yemek yeme deneyimine; İskender ve HD İskender hakkındaki sohbetlerine yer veriliyor. Reklam filminde, “Hadi İskender Yiyelim, HD İskender Yiyelim” sloganıyla, iskenderi hakkıyla ve ritüellerine uygun yeme deneyimi aktarılırken, markanın bilinen ve sevilen özellikleri izleyiciye anımsatılıyor. Filmde ayrıca, iskenderin lezzeti, kalitesi, uygun fiyatlı oluşu ve insanların HD İskender’i neden tercih ettikleri de aktarılıyor. Farklı yaş gruplarındaki hedef kitleleri ele alan filmde, dışarıda hakkıyla yemek

yemek isteyenlerin aklında oluşabilecek tüm sorulara cevap verilirken, 1 porsiyon iskenderin 17,99 TL’lik uygun fiyatına ve lezzetine dikkat çekiliyor. Reklam filminde kullanılan, “sadece dana eti, yüzde 100 usta eli, yılların HD İskender’i” söylemi ile etin kalitesi, ustasının yetkinliği ve yılların restorancılık deneyimi öne çıkarılıyor. Yeni reklam kampanyası ile daha önce hiç tanışmadıkları misafirleri restoranlarında ağırlamayı hedeflediklerini belirten HD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Demirağ, “HD Holding olarak misafirlerimize, HD İskender, HD Döner ve Pidem markalarımızla 23 yıldır, 200’e yakın noktada hizmet veriyoruz. HD İskender markamızı herkes tanısın, denesin istiyoruz. Yeni kampanyamız ile hedefimiz, herkesin ulaşılabilir fiyata, hakkıyla, geleneklerine uygun, kaliteli ve lezzetli iskender yemesini sağlamak” şeklinde konuştu.

YILIN ‘EN İYİ RESTORANI’ SEÇİLDİ Ocak ayında gerçekleştirilen, AYD - Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği tarafından geleneksel olarak düzenlenen ve perakendenin enlerinin ödüllendirildiği ‘1 Numaralı Markalar’ Ödül Töreni’nde HD İskender, halk oylaması sonucunda ‘Türkiye’nin 1 Numaralı Restoranı’ ödülüne layık görüldü.


GIDA

Krunchy’s ile ayaküstü

tatlı atıştırması Çocuklara ve yetişkinlere yönelik eğlenceli gıda sektörüne yeni bir soluk getirmek amacı ile faaliyete geçtiklerini söyleyen Krunchy’s kurucu ortağı Ali Kolcu, “Fast food kültürü sadece öğle yemeklerinde değil, kahve içerken, tatlı yerken ve yaşamın birçok alanında zaman kazanmak amacı ile tercih ediliyor. Krunchy’s bu alanda ki ayaküstü tatlı atıştırmalık boşluğunu dolduruyor” dedi. Firmanızın kuruluşundan kısaca bahsedebilir misiniz? Krunchy’s markası nasıl oluşturuldu? Uzun yıllar organizasyon sektöründe hizmet gösteren ‘4team Organizasyon’ kurucu ortağı olarak yıllardır birçok firmaya endüstriyel tasarım ve etkinlik tasarımı hizmeti veren ‘TA Design’ kurucu ortağı Tufan Akbay ile çocuklara ve yetişkinlere yönelik eğlenceli gıda sektörüne yeni bir soluk getirmek amacı ile bu firmayı kurduk. 2 yıl boyunca Ar- Ge’si yapılan markamızın kuruluşu için Almanya’da bulunan aynı sektörde ki firmalar ile temaslarda bulunarak Krunchy’s markasını oluşturduk.

Tatlı çerez yapma fikri nasıl oluştu? Neden tatlı çerez? Krunchy’s Almanya’nın Bavyera bölgesinin yerel tatlarından birisi olan, işlenmiş tatlı bir çerez şeklidir. Almanya’dan getirdiğimiz, sadece bu çerez türünün yapımı için özel olarak imal edilmiş makinaları kullanarak ve birçok aromalı baharatı karıştırarak oluşturulmuş özel bir tattır. Almanya’ya uzun yıllar yapmış olduğumuz ziyaretler de, öncelikle bizim vazgeçemediğimiz bir tat olan bu atıştırmalıkları, daha çok tuzlu çereze alışkın olan Türkiye’ye getirmek için kafamızda oluşan fikri 2016 yılında hayata geçirmeye karar verdik. Yapmış olduğumuz Ar- Ge çalışmaların da, insanların

ayaküstü atıştırabilecekleri ve her yaş grubunun severek yiyebileceği bu lezzeti 2017 yılında İzmir Kipa AVM’de hayata geçirdik. Krunchy’s ağırlıklı olarak kimlere hitap ediyor? Krunchy’s 7’den 70’e her yaş grubuna hitap ediyor. Tatlı çerezin daha çok çocuklara hitap edeceği düşünülse de, aromatik kokusu ve leziz tadı ile yetişkinlerin de vazgeçilmez atıştırmalığı oluyor. Peki, müşterilere nasıl bir sunum yapıyorsunuz? Kiosklarımıza alışveriş yapmaya gelen müşterilerimize, her ürün için farklı renklerde bulunan paketler ile servis yapılıyor. Anlaşmalı olduğumuz kahve evlerine özel tasarlanan kutular ile her hafta düzenli olarak toptan ürün satışımız gerçekleşiyor.. Faaliyet gösterdiğiniz alanlar nereler? Lokasyonu nasıl belirliyorsunuz? Krunchy’s; başta tatlı çerez olmak üzere, şekerlemeler ve özel tasarım çikolatalar üzerine üretim ve satış yapıyor. Kioskları açarken ve franchise verirken, franchise isteyen kişinin açmak istediği AVM, firmamız danışmanları tarafından inceleniyor. Kioskun AVM ziyaretçilerinin yoğunlukla ziyaret ettiği alanlar, girişçıkış kapıları ve AVM giriş sayıları göz önünde bulundurularak karar veriliyor. Krunchy’s olarak 2018 hedefleriniz nelerdir? Öncelikle İzmir’de kurulan ve kendini artık ispat etmiş olan Krunchy’s markasını tüm Türkiye’de ki AVM’ler de görmek en büyük hedefimiz. Bu doğrultuda ilk etapta başta İstanbul’da 8 adet, Ege Bölgesin’de 6 adet ve Anadolu AVM’lerinde 10 adet olmak üzere bünyemize 24 adet daha franchise eklemek 2018 hedefimizdir. Eklemek istedikleriniz… Günümüz yaşam tarzında ayaküstü atıştırmalıklar gıda alışkanlığının en büyük oranını oluşturuyor. İnsanların iş yaşamındaki koşuşturmaları, fast food kültürünü sadece öğle yemeklerinde değil, kahve içerken, tatlı yerken ve yaşamın birçok alanında zaman kazanmak amacı ile tercih ettikleri görülüyor. Krunchy’s bu alanda ki ayaküstü tatlı atıştırmalık boşluğunu dolduruyor.

77


GIDA

Paşafırını’nın 2023 hedefi

200 şube

alabileceklerini söylüyoruz. Aynı zamanda işinin başında durabilecek, mağaza yönetecek sosyal ve bölgesini tanıyan girişimcilerle ilerlemek istiyoruz. Günümüzde şehir hayatında yoğun çalışma temposunu yaşayan insanların lezzetli, hızlı ulaşılabilir ve sağlıklı tatlara olan özlemi giderek artırıyor. Bu noktada Paşafırını, lezzetli tatlarını en hızlı şekilde tüketicilere ulaştırıyor. Bu bağlamda kafe-fırın sektörünün gelecekte çok daha rağbet görerek büyüyeceğini düşünüyoruz. Yatırım yapmak isteyenler için önü açık bir sektör olduğuna inanıyoruz. Bu noktada da bu alana yatırım yapmak isteyenler, mağaza lokasyonunu çok iyi araştırmalılar ve yatırım yapmak için çabuk karar vermemeliler.”

PAŞAFIRINI; 2023 YILSONUNA KADAR, 200 ŞUBEYE ULAŞMAYI HEDEFLİYOR. Türkiye’de 1990’lı yılların başında hayatımıza dahil olan AVM’ler, farklı sektörlerin gelişim göstermesine vesile oldu. Kafe-fırın sektörü de bu büyümeden büyük ölçüde etkilendi ve şube sayısını artırmaya başladı. Bu artışla doğru orantılı olarak Türkiye’de kafe-fırın sektörünün büyüklüğü 70 milyar TL civarına ulaştı ve binlerce kişiye istihdam sağlayan bir güç oldu.

“SEKTÖRDE DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 4’Ü ÇALIŞIYOR” Bugün, Türkiye’de 30’u franchise olmak üzere toplam 33 şube, yurt dışında ise 2 şube ile lezzet tutkunlarını karşılayan Paşafırını’nın Yönetim Kurulu Üyesi Mansur Boran, hedeflerinin 2023 yılına kadar 200 şubeye ulaşmak olduğunu söyledi. Türkiye’de kafe-fırın sektöründe yaklaşık 20 adet markalı kurumsal hizmet veren şirket olduğunun altını çizen Boran, “Günümüz Türkiye’sinde kafe-fırın sektörü her geçen gün kendini yeniliyor. Mevcut firmalar da şubeleşmek için bayi arıyor. Bu bakış açısıyla yüksek kazanç vaat eden sektörümüz yeni yatırımcılarını bekliyor. Dolayısıyla dünyada da yaygın olan bu sektör için sadece ABD’de 650 milyar Euro’luk bir pazar hacmi olduğunu söylesek yanılmayız. Sektörde dünya nüfusunun yüzde 4’ü kadar çalışan olduğu öngörülüyor” dedi.

“YATIRIMCILAR, YATIRIM BEDELLERİNİ 24-36 AY ARASINDA ALABİLECEKLER” Paşafırını için ortalama kurulum maliyetinin metrekare başına bin dolar olduğunu aktaran Boran, dükkanın fiziki şartlarına göre fiyatın değişebildiğinin altını çizdi. Sektörde yatırımının geri dönüşünün hızlı bir şekilde olduğunu belirten Boran, “Biz franchise yatırımcılarına yatırım bedellerini 24-36 ay arasında

78

Paşafırını için franchise giriş bedelinin 30 bin dolar, yatırım maliyetimiz ise metrekare başına bin dolar olduğunu belirten Paşafırını Yönetim Kurulu Üyesi Mansur Boran, hedeflenen aylık cironun 180 bin-200 bin TL arası, reklam katkı payını ise bin 250 TL olduğunu açıkladı. Ayrıca markanın aylık royalty bedeli almadıklarını söyleyen Boran, mağaza kira bedelinin ise aylık ortalama 10 bin TL 40 bin TL arası olabileceğinin altını çizdi.



GIDA

Usta Dönerci

Elazığ Park 23’te açılıyor! TAB Gıda’nın küresel hızlı servis sektöründeki başarısından aldığı güçle yarattığı Usta Dönerci, Elazığ Park 23’te yeni şube açtı. Türkiye hızlı servis restoran sektörünün lider markası TAB Gıda bünyesinde 2013 yılında kurulan Usta Dönerci, yurt içindeki restoran ağını genişletmek üzere yatırımlarını sürdürüyor. Usta Dönerci ürünlerini, uygun fiyat ve üstün hizmet kalitesiyle Park 23’te yerli lezzetlerden vazgeçemeyenlere sunuyor. Geleneksel döner lezzetini ülkenin dört bir yanında aynı kalite ve lezzette sunan Usta Dönerci, lezzetli et ve tavuk döner menüleri, tüm damak zevklerine hitap eden tatlı ve salataları, çorba ve içecek seçenekleriyle Elazığlı misafirlerini ağırlıyor.

“2018’DE DÖNER SEKTÖRÜNE DAMGA VURACAĞIZ” Dünya markası olma hedefiyle yola koyulduklarını belirten TAB Gıda Franchising Müdürü İlhan Erkan, “TAB Gıda olarak Türkiye ve dünyadaki deneyimimizi 2013 yılında Usta Dönerci’ye aktararak yüzde yüz yerli sermaye ile güçlü bir marka yarattık. Kurduğumuz güçlü franchise sistemimiz ve yatırımlarımız doğrultusunda ülke çapında hızla büyümeye devam ediyoruz. Bugün 50’ye yakın ilde 120’ye yakın Usta Dönerci restoranı ile hizmet veriyoruz. Uluslararası standartlarda üretim yapan tedarikçilerle çalışıyoruz ve Türk damak tadına uygun lezzetler geliştiriyoruz. Ulusal pazarda kısa sürede başarıyı yakalayan Usta Dönerci’nin bir dünya markası haline geleceğinden kuşkumuz yok. Yüksek kalite ve lezzet standartları ile döneri mümkün olan en uygun fiyata, hızlı bir şekilde sunmayı amaç edinen Usta Dönerci’nin 2018’de döner sektörüne damga vuracağına inanıyoruz” dedi.

80

Dardenia web ve mobil uygulamada müşteri sayısını 2,5 kat artırdı Denizin lezzeti Dardenia, ocak ayında Dardenia.com ve mobil uygulamadan sipariş veren müşteri sayısını yüzde 170 oranında artırarak yeni bir rekora imza attı. Dardenia.com ve Dardenia mobil uygulaması ile ulaşım ağını genişleten Dardenia müşterilerine en hızlı hizmeti sağlıyor.

G

eleneksel balık ekmek lezzetini modern ve yenilikçi bir yorumla sunan Dardenia online siparişle hem çalışanların hayatını kolaylaştırıyor hem de sağlıklı beslenmelerini sağlıyor. Ocak ayında Dardenia.com’da yüzde 170 oranında yeni müşteri artışı sağlandığını açıklayan Dardenia Pazarlama Müdürü Özgün Yalın, “Web sitemizdeki kullanıcı sayısını kasım ayına göre ocak ayında yüzde 247 artırdık. Ocak ayında Dardenia mobil uygulamasının telefona indirilme oranı yüzde 274 artış gösterdi. Kasım ayında toplam ciromuz içerisinde yüzde 7 olan paket servisin payı ise ocak ayında yüzde 11’e ulaştı. Paket servis hizmetimizle müşterilerimizin her an yanında olmayı ve kolay ulaşılabilir olmayı hedefliyoruz. Paketlerde özel ambalaj kullanarak siparişin bulunduğunuz yere sıcak bir şekilde getirilmesine özen gösteriyoruz. Ayrıca Dardenia.com ve mobil uygulamamızdan yapacağınız ilk siparişinizde yüzde 10, pazartesi siparişlerinizde yüzde 10 puan ve vereceğiniz diğer siparişlerinizde yüzde 5 puan kazanabilirsiniz” dedi.


GIDA

Saray Muhallebicisi’nin Lezzet Hikayesini Yazanlar Bir Araya Geldi TÜRKİYE’NİN İLK MUHALLEBİCİ ZİNCİRİ SARAY MUHALLEBİCİSİ, 2017 DEĞERLENDİRME TOPLANTISINI WYNDHAM GRAND LEVENT’TE DÜZENLEDİ. “LEZZETİN HİKAYESİNİ YAZANLAR BULUŞUYOR” MOTTOSUYLA BİR ARAYA GELEN MERKEZ VE ŞUBE ÇALIŞANLARI 2017 YILINI DEĞERLENDİRDİ.

lezzet tutkunlarına 25 şubesiyle hizmet veriyor. Eşsiz ürün ve hizmet kalitesiyle lezzetin hikayesini yazanların bir araya geldiği organizasyonda merkez ve şube çalışanları çeşitli sunum ve konuşmalar ile tecrübelerini paylaştı.

“TEMELİ SAĞLAM BİR GELENEKTEN GELEN, KOCAMAN BİR AİLEYİZ” Toplantıda konuşma yapan Saray Muhallebicisi Yönetim Kurulu Üyesi Turhan Topbaş, temeli sağlam bir gelenekten gelen, mer-

kez ve şubeler olarak her geçen gün büyüyen kocaman bir aile olduklarını belirtti. Aileye katılan profesyonellerle sektördeki liderliklerini taçlandıracaklarını dile getirerek, emeği geçen herkese teşekkür etti.

YENİ YATIRIM VE PROJELERİYLE DİKKAT ÇEKECEK Türkiye’nin en büyük manda çiftliğine sahip olan Saray Muhallebicisi, 83 yıldır aynı tarif ve yapım şekliyle hazırlanıp sunduğu birbirinden nefis sütlü tatlıları ile 2018 yılında yeni yatırım ve projeleriyle ses getirecek.

GALA GECESİNDE BEHZAT GERÇEKER VE ENBE ORKESTRASI… Başarılı şube ve çalışanlarının ödüllendirildiği gala gecesinde, Behzat Gerçeker ile Enbe Orkestrası sahne aldı. Geceye renk katan orkestra üstün performansı ile Saray Muhallebicisi’ne eşsiz bir gece yaşattı.

Türkiye’nin ilk muhallebici zinciri Saray Muhallebicisi, merkez ve şube çalışanlarının katılımıyla Wyndham Grand Levent’te 2017 Değerlendirme Toplantısını geçekleştirdi. “Lezzetin Hikayesini Yazanlar Buluşuyor” mottosuyla bir araya gelen merkez ve şube çalışanları 2017 yılını değerlendirilip 2018 yılı marka iş planı, öngörülen hizmet, değişim ve gelişimleri paylaşılırken markadan beklentiler, fikirler ve öneriler geniş zeminde proaktif olarak ele alındı. Fark yaratan lezzetlerin 83 yıldır değişmez adresi Saray Muhallebicisi, el emeği ve ustalıkla hazırladığı tatlılarıyla İstanbullu

81


GIDA

KasapDöner ‘Üniversiteli’ oldu… Türkiye’nin hızla büyüyen gıda markalarından KasapDöner, Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden olan İstanbul Aydın Üniversitesi’nde yerini aldı.

olanların ilk tercihi olan KasapDöner, işlek caddeler ve önemli AVM’lerden sonra şimdi de Türkiye’nin en çok tercih edilen vakıf üniversitelerinden biri olan ve 40 bin öğrenciye eğitim veren İstanbul Aydın Üniversitesi’nde döner severler ile buluştu.

DÖNERİ DÜNYA MARKASI YAPACAĞIZ

KASAPDÖNER ARTIK İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ’NDE “Hamburger çocuklarına döner yedirmeye geliyoruz” sloganı ve gerçekleştirdiği renkli kampanyalarıyla Türkiye’nin en sıra dışı döner markası olan KasapDöner, hızla büyümeye devam ediyor. Bifteklik etten hazırladığı döneriyle damağına düşkün

82

KasapDöner Genel Müdürü Bahar Özürün, KasapDöner markasının ilk defa bir üniversite kampüsünde yerini aldığını, deyim yerindeyse ‘üniversiteli olduğunu’, ifade ederek, “Amacımız, sadece bifteklik etten yaptığımız dönerimiz ile döneri dünya markası yapmak” dedi.

2018 YILINDA YENİ ŞUBELER HEDEFLENİYOR Özürün, İstanbul’un yanı sıra ve Anadolu’da da büyümeye devam edeceklerini dile getirerek, “2018 yılında da Eskişehir, Bursa, Samsun gibi Anadolu metropollerinde yeni şubeler açmayı hedefliyoruz” diye konuştu.





EĞLENCE

Son

kullanıcı memnunsa müşteride memnun… Kalitesi kanıtlanmış ürünler sattıklarına değinen MERİDYEN Spor firma sahibi Hüseyin Özalp, kaliteli ürünler ile insanların tekrar tekrar salona gelmelerini ve mutlu olmalarını sağladıklarını söyledi.

86

25 YILLIK EĞLENCENİN ADI Meridyen Spor’un Türkiye’deki oyun ve eğlence merkezi kurulumuyla ilgili faaliyet gösteren, sektörün en önemli firmalarından bir tanesi olduğunu söyleyen Hüseyin Özalp, “Yaklaşık 25 senedir Türkiye’de tüm yatırımcılara gerekli olan yer planlaması, yatırım fizibilitesi, yatırım finansmanı ve salonlarının daha iyi hizmet verebilmesi için organizasyonlarını

yapıyoruz. Esas görevimiz bu ama ana görevimiz ekipman tedarikçisi olmamız” dedi.

7’DEN 70’E EĞLENCE MERKEZLERİ İSTENİYOR Dünyada eğlence merkezi yatırımlarının yıldan yıla değişiklik gösterdiğini belirten Özalp, “Amerika, Uzakdoğu ve Avrupa’da olan yeni fuarlar var. Bura-


EĞLENCE

da yeni çıkan oyunları ve ekipmanları Türkiye’ye en kısa zamanda getirip, Türk yatırımcısının beğenisine sunuyoruz. Burada da onların hem daha fazla para kazanmasını sağlıyoruz hem de müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkartıyoruz. Çünkü insanlar artık sıkıcı, sıradan, kendi TV ve bilgisayarlarından oynadığı oyunları eğlence merkezlerinde oynamak istemiyorlar. Yani 7’den 70’e ailenin beraberce gelip eğlenebileceği merkezler istiyorlar. Bunlar bowling, ödüllü oyunlar, trambolin, softplay gibi oyunlar olabilir. Bu salonun büyüklüğüne, o bölgenin ihtiyacına ve yatırımcının bütçesine göre planlanıp sistem devreye alınıyor” ifadelerinde bulundu.

SON KULLANICI MEMNUN OLMALI Müşteri memnuniyetini ön planda tuttuklarına dair konuşan Özalp, “Müşteri memnuniyeti için son kullanıcının memnun olması gerekir. Yani salona gelen insanlar memnunsa müşteri memnun olur. Bunun için ekipman kalitesi çok ön plana çıkıyor. Firmamız olarak daha çok kalitesi kanıtlanmış ürünler satıyoruz. Bu da insanların tekrar tekrar salona gelmesini ve mutlu olmasını sağlıyor. Bunun devamlılığını sağlamak için de tabii ki teknik servis, bakım, yenileme, yedek parça gibi hizmetlerimizi kendi bünyemizdeki depolarımızdan ekipman ve servis teknik elemanlarımızla sağlıyoruz. Nasıl yaklaştığınız, insanların ihtiyaçlarını nasıl çözdüğünüz sürekliliği sağlamakta çok önemli. Fiyatkalite dengesinde, Türk insanının ödeyebileceği çapta, finans edebileceği çapta eğlence merkezleri kuruyoruz” diye belirtti.

zorlanıyor. Alım gücünde ciddi bir azalma var. Bu da tabi belli yatırımcıları piyasadan çıkartıyor. Kısıtlı sayıda yatırımcının yatırım yapmasına imkan sağlıyor. Biz arzu ediyoruz ki Türkiye daha kuvvetli olsun ve alım gücü daha çok yükselsin, bizde herkesin finans edebileceği türde eğlence merkezleri kurabilelim…” dedi.

FUARA DAHA FAZLA YABANCI YATIRIMCI GELMELİ Özalp son olarak sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “ATRAX yatırımcıların ve ekipman tedarikçilerinin buluştuğu yegane bir fuar organizasyonu. Çok gerekli olduğuna inanıyoruz. Tabii ki katılımın

artırılmasıyla ilgili daha fazla çaba gösterilmesi lazım… Yabancı yatırımcı getirilmesi lazım... Bizim kendi çabamızla getirmiş olduğumuz, Balkanlar’dan ve Ortadoğu’dan bazı yatırımcılar var. Bu fuarın Balkanlar’da ve Arap dünyasında daha iyi tanıtılması lazım... Çünkü İstanbul, eskiden beri İpekyolu’nun üzerinde ve ticaret merkezlerinin olduğu bir yerde. Yurt dışındaki insanların böyle bir fuar olduğuna dair bilinçlendirilmesi gerekir. Buraya daha fazla yatırımcı ve alıcı gelirse fuar daha canlı olur. Hem Türkiye kazanır hem satıcılar hem de hem de fuar organizasyonu daha büyük metrekarelerle faaliyet göstermiş olur.”

MUTLU OLMAK İÇİN EĞLENCE ÖNEMLİ “Eğlence, mutlu olmak için her yerde önemli… Devamlı çalışan ve bunu harcayamayan bir insan zaten mutlu olamaz. Ama sizin gelen ziyaretçiyi eğlence merkezinde mutlu edebilmeniz önemli. En önemli hedef bu…” sözleriyle konuşmasını sürdüren Özalp, “Ekonominin getirmiş olduğu zorluklardan dolayı sektör şu an

87


EĞLENCE

Hayatın eğlenceli yanı Atlantis Funny City’de lideri ve işinin uzmanı bir kuruluş olarak hizmet veriyor. Atlantis Funny City olarak hangi AVM’lerde faaliyet gösteriyorsunuz? Canpark AVM Ümraniye, Mall Of İstanbul Başakşehir, Torium AVM Haramidere, Kale Center AVM Güngören, Plato AVM Sultanbeyli olarak 5 ayrı lokasyonda salonlarımız yer alıyor ve bir de Kadıköy rıhtım yakını olarak bir başka bağımsız şubemiz daha bulunuyor. Yılın son çeyreğinde, farklı bir konsept ile bir başka lokasyonda da bambaşka bir tarz ile misafirlerimizle buluşacağız.

Atlantis Funny City 20 yıldır eğlence sektörüne hizmet veren bir kuruluş... Her şikayeti, öneriyi can kulağı ile dinleyip saatlerce değerlendirmelerini yaptıklarını belirten Atlantis Funny City Genel Müdürü Sedat Dönmez, “Sadakat sahibi müşteri portföyü oluşturmanın, güven yaratmanın bizi ne kadar öne taşıyacağını bilen, vizyon sahibi bir firmayız. Tüm revizelerimizi müşterimizi daha çok dinlemek, anlamak üzerine yapıyoruz” ifadelerinde bulundu.

88

A

Ziyaretçi sayılarınız ve hedef kitleniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Eğlence merkezlerinize olan rağbet nasıl? Hafta içi 16 bin, hafta sonları ise yaklaşık 30 bin kişinin ziyaret ettiği salonlarımızda uluslararası şampiyona standartlarında hazırlanmış bowling hatlarının yanı sıra bilardo, masa tenisi, karaoke odaları, çocuklar için oyun alanları ve özel oyun makinaları bulunuyor. Misafirlerimize sunduğumuz hizmeti en üst seviyede ve canlı tutmak için sayısız toplantı yapıyoruz.

Atlantis Funny City yurt dışında 2, Türkiye çapında ise iştirakleri ile beraber işlettiği 9 aile olarak eğlence merkezlerinde hem sattığı ürünleri kalite açısından kontrol etme, hem de en çok ciro yapan oyunları seçip müşterisine sunma fırsatı yakalamış sektör

7’den 70’e her yaştan ziyaretçi kitlesine hitap eden salonlarımızda cafe-bar bölümlerinde yiyecek ve içecek servisimiz bulunuyor. Şeflerimizin özel olarak hazırladığı menülerde pizzadan salata çeşitlerine kadar geniş bir yiyecek yelpazesi var ve her daim fresh tutmak için mutfak üzerine dahi çalışmalar yürütüyoruz.

tlantis Funny City’den bahsedebilir misiniz? Atlantis Funny City olarak bir Evrensel Spor Merkezleri Ltd. Şti. kuruluşu olup 1998 yılından bu yana İstanbul eğlence sektörüne hizmet veriyoruz.


EĞLENCE

Atlantis Funny City olarak salonlarımızda günlük eğlence aktiviteleri dışında doğum günü partileri, şirket turnuvaları ve özel gün organizasyonları sağlanıyor. Özel etkinliklerde kişiye özel menüler hazırlanıyor ve isteğe bağlı farklı aktiviteler de yapıyoruz. Bu yönde çalışmalarımız hız kesmeden devam ediyor. Hep daha iyisini, güncel ve en beğenileni yapma üzerine metodlar geliştiriyoruz. Eğlence Merkezi’nin içinde ziyaretçilerin dinlenebileceği, ailelerin çocuklarını bekleyebileceği ve yemek yiyebilecekleri bölümleriniz var mı? Fiziki şartların yeterliliği doğrultusunda tüm şubelerimizde bu konforu sağlıyoruz. Alan büyüklüğü ve yaptığımız fizibilite neticesinde eğlence alanı ve yeme içme talebinin iç içe ve tamamlayıcı tarafları olduğu yönünde bir tespitimizin olması nedeniyle şubelerimizde bu tamamlayıcı yeterliliğe yüksek oranda özen gösteriyoruz. Müşteri memnuniyetini ve firmanızın sürekliliğini nasıl sağlıyorsunuz? Başarımızdaki en önemli unsurlardan biri ‘Hayatın Eğlenceli Yanı’ sloganımızda da hep yinelediğimiz gibi bizi yükselten değerlerin ne olduğunu biliyoruz.

koşul, kampanya numarası, çekiliş vs. olmaksızın AVM içinde etkinlikler yaptık. Sunucumuz eşliğinde misafirlerimize keyifli saatler sunduk. Ücretsiz oyun imkanları ile hem mevcut hem de yeni müşterilerimize ayrıcalıklı olduklarını bir kez daha hatırlatmak istedik.

İçinde bulunduğumuz sektörde insanlar yoğun tempodaki iş hayatını, trafik, toplantılar, iş ve özel yaşam sorunlarını bir kenara bırakıp kendilerini update etmek adına salonlarımıza misafir oluyorlar. Her şikayeti, öneriyi can kulağı ile dinleyip saatlerce değerlendirmelerini yapıyoruz. En ufak feedback bizim için çok değerli… Sadakat sahibi müşteri portföyü oluşturmanın, güven yaratmanın bizi ne kadar öne taşıyacağını bilen, vizyon sahibi bir firmayız. Tüm revizelerimizi müşterimizi daha çok dinlemek, anlamak üzerine yapıyoruz. Atlantis Funny City olarak eğlence merkezlerinde özel etkinlikler ve aktivitelerde düzenliyorsunuz. Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz? Bizim için misafirlerimizi memnun etmek, en önemli en belirleyici unsur ve biz bu yönde çalışmalarımızı son hız ilerletirken, sektörün de lideri olmanın getirdiği sorumlulukla birtakım aksiyonlar aldık. Yaklaşık 4 aydır Çarkıfelek etkinlikleri yaptık. Şart,

Yine çok şık üniversite etkinlikleri, bahar şenlikleri ve rekabetçi bowling turnuvaları planlamalarımız var. Torium şube açılışımızı da ilk haftalardan beri devam ettirdiğimiz yükselen rota tekniğinden şaşmadan ilerlettik. Torium AVM şubenizin açılışını gerçekleştirdiniz. Açılışa özel gerçekleştirdiğiniz kampanyalar ve etkinlikler oluyor mu? Yeni şubenizde farklılıklara gidecek misiniz? Torium şubemizin açılışı öncesi platformlarda ve hatta diğer AVM etkinliklerimizde dahi yüksek sesle açılışımızı vurguladık. Sosyal medya hesaplarımızda çağrılarımız sıklıkla devam etti. Bu konuda AVM yönetimi de destekler verdi. AVM içinde 15’ten fazla noktada açılışımızı, hizmetlerimizi vurgulayan görsel çalışma konumlandırdık. AVM çalışanlarına özel kampanyamızı hayata geçirdik. Çevrede pek çok firma var, bölgesel çalışmalarımızla üniversite ve büyük firmalarda bilinirlik yaratıyoruz. Bowling turnuvalarını başlattık bile. Tüm parametre hesaplarına baktığınızda doğru bir hamle, karlı bir yatırım olarak büyüyen bir proje olmasını diliyorum.

2018’de ne tür yatırımlar planlıyorsunuz? Atlantis Funny City ailesi olarak teknolojik, iş geliştirme konusunda sektörde bir ilk, dengeleri değiştirecek, yeni bakış açısı getirecek birtakım yatırımlar yapıyoruz. İşimizin dinamiklerinin getirdiği tüm standartları bir anda farklı bir konsepte taşıyacağımız çalışmalar yılın ikinci yarısında tamamen şekillenecek. Bu sıçrama, aksiyon planlaması, mevcut ve yeni açılacak şubelerimizde müşterilerimizi karşılayan çalışanlarımızın şaşırtan önerileri ve çok daha parlak bir çalışmamız olan sürpriz kurgularımızı yakında pek çok haber noktasında göreceğinizi söyleyebilirim.

89


EĞLENCE

Sinema en önemli sosyal aktivitelerden biri… biliyorlar. Lokasyon bazlı seans ve film bilgilerine erişmekten ileri tarihli bilet almaya, indirimli patlamış mısırdan filmde gördüğü karakterin oyuncağını sipariş etmeye, Uber çağırmaktan indirimli restoran aramaya, sinemaya gitme kararı aldıkları ilk andan son ana kadar tüm sinema deneyimini Sinemia Mobil Uygulaması üzerinden planlayabiliyorlar. Ön gösterim ve özel organizasyonlarımıza katılabiliyorlar.

Firmanız hakkında bilgi alabilir miyiz? Sinemia, sinema deneyimini iyileştirmek üzere kurulmuş bir teknoloji şirketi. Türkiye, ABD, İngiltere,

Kanada ve Avustralya’da hizmet veriyoruz. Sinemia Premium üyelerimiz, üyeliklerinin sürdüğü ay boyunca, bulundukları ülkedeki tüm sinema salonlarında dilediklerince film izleye-

Son teknoloji ürün ve hizmetlerinizden bahsedebilir misiniz? En yeni teknolojik gelişmeleri sistemimize entegre etmekte çok hızlıyız. Son olarak 2018 başında Türkiye ve ABD’de aynı anda yayına aldığımız Sinemia Mobil Uygulaması’nda, yapay zeka sayesinde tamamen kişiye özel film önerilerine erişebilme ve artırılmış gerçeklik temelli özel filtrelerle fotoğrafını renklendirerek bunları sosyal medyada paylaşabilme gibi özellikler bulunuyor. Şimdi Blockchain’i temel alan ‘Sinemiacoin’ üzerine çalışıyor, tüm sinemaya gitme deneyiminde kullanılabilen bir ödeme yöntemi sunmayı planlıyoruz. Firmanızın sürekliliğini ve müşteri memnuniyetini nasıl sağlıyorsunuz? Amacımız sinema deneyimini daha kolay, daha uygun fiyatlı ve daha keyifli hale getirmek. Bahsettiğim gibi, kullanıcıla-

90

Sinemia, sinema deneyimini iyileştirmek üzere kurulmuş bir teknoloji şirketi... Sinemia Kurucusu Rıfat Oğuz, sinema deneyimini daha kolay, daha uygun fiyatlı ve daha keyifli hale getirmek için sundukları hizmetlerden bahsetti.

rımıza bu deneyimin tüm aşamalarına yönelik hizmetler sunuyoruz. Hizmetlerimizin çerçevesini sürekli genişletiyor, kullanıcılarımızın talep ve tepkileri ışığında kendimizi hiç durmadan geliştiriyoruz. İleri teknolojimiz sayesinde yeni deneyim alanları açıyoruz. Türkiye’de eğlence sektörünün durumunu değerlendirebilir misiniz? Türkiye’de ve tüm dünyada, spor, konser, tiyatro, festival gibi tüm biletli etkinliklerin toplamından daha fazla bilet satılan en önemli sosyal aktivite sinema. Ülkemizde bir kişinin yılda ortalama sinemaya gitme sıklığı, geçtiğimiz 10 yılda iki katına çıktı. Artan AVM sayısıyla sinemaya erişimin kolaylaşması, güçlü yerli yapımlar ve Sinemia gibi hizmetler sayesinde, bu oran giderek daha büyük bir hızla artıyor. Bu nedenle sektörün ivme kazanarak büyümeyi sürdüreceğine eminim.



EĞLENCE

Ziyaretçiler yaşamadıkları tecrübeleri yaşıyorlar… 3D reklam ürünleri üretmek amacıyla 2010 Mart ayında Açıkhava Fabrikası’nın faaliyete geçtiğini söyleyen Açıkhava Fabrikası Genel Müdürü Suphi Aydıner, “Açıkhava Fabrikası’nda üretim tecrübesini geliştirerek, kurduğu deneyimli tasarım ekibiyle birlikte tasarım, tema üretimi, özel projeler ve danışmanlık hizmetleri vermek suretiyle, temalı park ve müze uygulamaları, özel mimari çözüm gerektiren projelerde yer almaktadır” dedi.

PROJELERDE SON TEKNOLOJİLERE YER VERİLİYOR

Sektördeki gelişmeleri yakından takip ederek, projelerinde son teknolojilere yer verdiklerini belirten Açıkhava Fabrikası Genel Müdürü Suphi Aydıner, satış sonrasında da müşteriye her konuda destek vererek müşteri memnuniyeti ve sürekliliğini sağladıklarını söyledi.

Sektördeki gelişmeleri yakından takip ederek, projelerinde son teknolojilere yer verdiklerini belirten Aydıner, “Müze uygulamalarında, animatronik realistik heykeller, dokunmatik ekranlar ve hologram uygulamaları ile ziyaretçilerimize daha etkin anlatım yolları sunarken, temalı parklarda interaktif üniteleri kullanarak, ziyaretçilerin yaşamadıkları tecrübeler yaşamalarını sağlıyoruz” ifadelerinde bulundu.

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE SÜREKLİLİĞİ SAĞLANIYOR Aydıner, “Üretimimizin yüzde 95’ini proje bazlı üretimler oluşmaktadır. Projelerimizde müşterilerimizle sürekli dirsek teması halindeyiz” diye belirterek, “Projelerimizin hayata geçme ve uygulama sürelerinin uzun soluklu olması, müşterilerimizle güçlü ilişkiler kurmamıza bir sebep. Böylece hem ihtiyaçlarını daha iyi anlıyor ve bunlara bekledikleri cevapları verebiliyoruz, hem de projeleri sahiplenerek satış sonrasında da her konuda destek vererek müşteri memnuniyetini ve sürekliliği sağlıyoruz” dedi.

92

EĞLENCE SEKTÖRÜ GELİŞİME AÇIK BİR SEKTÖR Eğlence sektörünün Türkiye’de gelişime çok açık bir sektör olduğuna dikkat çeken Aydıner, “Eğlence sektörü senelerdir ‘Lunapark’ kültürünün haricinde keşfedilmeyi bekleyen çok büyük bir pazar. Avrupalı üreticilerin çoğu bu pazara girmeye çalışıyor ancak malum sebeplerden dolayı çekinceleri var. Atrax Fuarı ile birlikte, özellikle yurt dışı fuarlara da katılan üreticiler olarak, Türkiye’yi ve bu pazarı her fırsatta tanıtmaya ve geliştirmeye çalışıyoruz” diyerek sözlerine son verdi.



EĞLENCE

“Bir figürün yapımı ortalama 8 ay sürüyor” Tüm dünyada olan Madame Tussauds markasını Türkiye’ye getirme fikri nasıl doğdu? 2007 yılında Merlin Entertainments çatısına giren Madame Tussauds’nun hikayesi tüm dünyaya yayılmaya başladı. Londra’nın ardından Amsterdam, Las Vegas, Hong Kong, New York, Şangay, Washington DC, Berlin, Hollywood, Bangkok, Viyana, Blackpool, Tokyo, Sidney, Tokyo, Beijing, Singapur, Wuhan, Orlando, Chongqing’de yıldızları hayranlarına yakınlaştırdı. Dünyanın en ünlü

94

Merlin Entertainments Grup Türkiye Genel Müdürü Sarper Hilmi Suner, Madame Tussauds İstanbul’da yer alan balmumu figürlerin yapım aşamalarının ayrıntılarını okuyucularla paylaştı. balmumu heykel müzesi olan Madame Tussauds özünde ‘attraction’ tanımlaması ile konumlandırılan bir eğlence merkezi ve seçtiği lokasyonların nerede olacağının kararını tamamen iş hedefleri ve ihtiyaçları kapsamında veriyor. Türkiye’de de aynı durum söz konusu.

Öncesinde yaptığımız pazar araştırmamız ve talepler Türkiye’de yer almamızın en önemli sebeplerinden biri. Merlin Entertainments’ın tüm dünyada uyguladığı ‘cluster’ grup markaları sinerjisi ile Kasım 2016’da Madame Tussauds İstanbul’u Türk halkıyla buluşturduk.


EĞLENCE

Peki, merkeze gösterilen ilgi hakkında bilgi verir misiniz? Nasıl tepkiler alıyorsunuz? Madame Tussauds İstanbul’da yer alan tüm figürler ziyaretçilerimiz tarafından oldukça ilgi görüyor ve genellikle olumlu geri dönüşler alıyoruz. En sık aldığımız tepkilerden biri ise figürlerin asıllarına oldukça benzediği ve gerçeklik hissi yarattığı. İlgi gösterilen figürler ziyaretçilerin yaş grubu ve cinsiyetine göre çeşitlilik gösterebiliyor. Neredeyse tüm figürler çok ilgi çekiyor diyebiliriz. En çok ilgi görenlerin ise bir dönemin en sevilen oyuncularından biri olan ve farklı kuşaklara aynı anda hitap edebilen Adile Naşit, özellikle genç kızların hayranı olduğu Justin Bieber ve Türk ziyaretçilerimizin hemen hepsinin ilgisini çeken, sevgi ve saygı gösterilen Mustafa Kemal Atatürk olduğunu söyleyebiliriz. Hangi figürlerin sergileneceğine nasıl karar veriyorsunuz? Mesela İstanbul için seçim yaparken neleri göz önünde bulundurdunuz? Madame Tussauds İstanbul’da yer alacak ünlülerin seçimi çok uzun araştırmalar sonunda Madame Tussauds ekipleri ve danışmanları ortaklığında seçildi. Madame Tussauds İstanbul olarak siyaset, sanat, spor alanında ünlü isimlerin hangisinin figürünün yapılacağına talepler doğrultusunda karar veriyoruz. Yapılan araştırmayla birlikte figürü yapılacak kişilerin popülaritesi ve ziyaretçiler tarafından da tercih edilmesi bizim için en önemli kriterlerin başında geliyor. Son olarak figürler nasıl hazırlanıyor? Bize bir de işin arka planından bahseder misiniz? 3 saat süren ve ‘sitting’ olarak adlandırılan ölçü alım aşamasında figürü yapılacak kişinin 250’den fazla ölçüsü alınıyor ve 360 açıdan 300’ün üzerinde fotoğrafı çekiliyor. Kişi hayatta değilse ailesinin ya da yasal varislerinin izni ve rehberliği ile kişinin fotoğraf arşivi taranıyor, fotoğraflar üzerinden figüre bir poz belirleniyor ve yine fotoğraflar kullanılarak tasarım süreci tamamlanıyor. Saç ve kıl örnekleri, el şekli ve ölçüleri, göz rengi ve büyüklüğü gibi oldukça ayrıntılı ölçümler figürün aslına benzemesine giden yoldaki önemli bilgiler olarak bizim için çok değerli bir bilgi bankası yaratıyor. Figürün yapım süreci ile ilgili çok ilginç bilgiler var. Örneğin figürün başı normal ölçülerden yüzde 2 daha büyük şekillendiriliyor.

Bunun nedeni balmumunun soğurken az da olsa küçülmesi. Bu yüzde 2’lik fark normal ölçülere dönmesine izin veriyor. Sadece bir figürde yaklaşık 150 kg balmumu kullanılırken harcanan zaman ise 4 – 8 ay arasında değişiyor. Ortalama bir saç ekimi, kaşları da dahil edersek yaklaşık 140 saat sürüyor. Her biri gerçek insan saçı olan saç telleri tek tek figüre dikiliyor. Dikimin ardından şekillendirilen saç yıkanıp şekillendiriliyor. Gerçekçi bir görünüm ve renk kazandırmak için ten rengi yağlı boya ile tutturuluyor. Sadece baş kısmı 50 saatin üzerinde zaman alıyor. Her bir ben, leke, çil, farklı ton 20 farklı renk kullanılarak boyanıyor ve figür en küçük ayrıntısına kadar bire bir gerçeğini yansıtıyor. Yalnızca gözleri boyamak bile 15 saat alırken elle yapılan bu boyama tam olarak figürün sahibinin rengini ve göz özelliklerini yansıtıyor. Dişçilikte kullanılan malzemelerle yapılan dişler, sitting sırasında alınan kalıba göre şekillendiriliyor ve mükemmel renk uyumu yakalanıyor. Bu işlemin yapımı ise 30 saatlik bir çalışma gerektiriyor. Ünlüler figürlerinin kıyafetlerini bağışlayabiliyor ya da bizim stilistlerimiz figüre en uygun kıyafeti hazırlıyor. Bir figürün yapımı ortalama 8 ay kadar sürüyor. Her bir figür, her gün Madame Tussauds’ta bulunan bakım ekipleri tarafından dikkatlice güne hazırlanıyor. Saçların ve kıyafetlerin yıkanması, makyaj ve dövmelerin baştan boyanması gibi birçok iş günlük olarak yapılıyor.

Merkeze son dönemde yeni isimlerin figürleri eklendi mi? En son Tolga Çevik, Neşet Ertaş, Demi Lovato gibi isimlerin figürleri Madame Tussauds İstanbul’da yerlerini aldılar. Yine geçtiğimiz aylarda Murat Boz’un balmumu figürünü yapacağımızın da bilgisini paylaşmıştık. Madame Tussauds İstanbul olarak önümüzdeki süreç içinde de her yıl bünyemize farklı isimler eklemeyi hedefliyoruz.

95


EĞLENCE

Eğlence merkezlerine lunapark teması… İNTERAKTİF ÇAĞ İLE LUNAPARKTA BÜYÜYEN NESLİN AZALDIĞINA DİKKAT ÇEKEN FUNNIVARIUM GENEL MÜDÜRÜ MELİH AYDIN, EĞLENCE SEKTÖRÜNÜN KAPALI ALANLARA DOĞRU KAYDIĞINI BU NEDENLE KENDİLERİNİN DE ÇAĞA AYAK UYDURARAK MÜŞTERİNİN İSTEKLERİ DOĞRULTUSUNDA YATIRIM YAPTIKLARINI İFADE ETTİ. Firmanızdan biraz bahseder misiniz? Funnivarium 2010 yılında marka olarak patentlenmiş şahsıma ait bir firmadır. Lunaparkçı bir aileden geliyoruz. 50-55 yıllık bir geçmişimiz var. Gelişen teknoloji ve artan AVM’lerle birlikte Funnivarium’u tamamen kapalı alanlara entegre ettik. Kapalı alanlarda, ateri salonları gibi olan eğlence merkezlerine lunapark temasını katmak için uğraşan bir firmayız. Lunapark temasıyla birlikte anahtar

96

teslim makineler ve projeler üreterek yatırımcıya destek veriyoruz. Son teknoloji ürün ve hizmetlerinizden bahsedebilir misiniz? Genel anlamda özellikle makinelerin görselliğini değiştirecek ışık ve aksesuar kısmında her sene değişiklikler yapıyoruz.

Çünkü teknoloji ve ışık sistemleri çok hızlı gelişiyor. Kalite, güvenilirlik ve makinenin sağlamlığı açısından zaten hiç taviz vermiyoruz. Önemli olan onun süsü… Daha nasıl değiştirebiliriz, ışıkları nasıl yoğunlaştırabiliriz bunların üzerine çalışıyoruz. Bizim alanda son teknoloji hep bunlara yansır. Biz onun üstünden devam ediyoruz. Sürekliliği ve müşteri memnuniyetini nasıl sağlıyorsunuz? Hem imalatçı hem işletmeci bir firma olduğumuz için, işletmede ne istiyoruz, üretimde ne yapmak gerekiyor bunları ortak yolla çözüyoruz. Ürettiğimiz makineleri öncelikle kendi alanlarımızda da kullandığımız için eksik olduğumuz yerleri görebiliyoruz.


EĞLENCE

O yüzden bizden ürün alan işletmeler de bunun faydasını görüyor. Tamamen onların eksikliklerine yönelik çalışıyoruz. Zaten Funnivarium 7 seneyi devirmiş bir firma… Her sene fuara mutlaka farklı bir makine gelir, hep bir bilinirliği vardır. Kendi işletmelerimiz

sürekli gelişiyor. Bu şekilde de sürdürülebilirliğimizi sağlamış oluyoruz. Türkiye’de eğlence sektörünün durumunu değerlendirebilir misiniz? Bizim çocukluğumuzda yetiştiğimiz lunaparklar artık eskisi kadar rağbet görmüyor maalesef. Çok iyi lunaparklarımız ve makinelerimiz olmasına rağmen, Türkiye’de genel anlamda bu interaktif çağ ile çocukların telefon ve tablet kullanması lunaparkta büyüyen nesli artık azalttı. Bunun yerini AVM’ler, eğlence merkezleri, kapalı alanlar aldı. Türkiye’deki işte buna doğru kaydı. Herkes yatırımını buna göre yapıyor. Açık alanlar, bizim için orda yetiştiğimiz ve işi orda öğrendiğimiz için daha özel ama maalesef biz de çağa ayak uydurarak, müşterinin isteği yönünde yatırımlar yapıyoruz. ATRAX eğlence sektörünün bir araya getiren bir fuar. Fuar ile ilgili neler söylemek istersiniz? Firmanıza ne gibi katkıları oluyor? Herkes aynı zamanda mutlaka işini gücünü ayarlıyor ve bir araya gelerek en azından ticaret, dostluk, muhabbet oluyor. ATRAX bu konuda elinden geleni yapıyor fakat Türkiye’de ki genel ekonomik durumda malum… Yatırımcılar yatırım yapamıyor, işletmeciler yeni yer açamıyor. Bu da tabii herkes gibi bu sektöre, fuara ve gelen ziyaretçi sayısına da yansıyor. Herkes el birliğiyle karşılıklı olarak bir şeyler yapıp bu işin üstesinden gelmeye çalışmalı. Çünkü başka yolu yok. Döviz, durduğu yerde durmadığı için en büyük darbeyi de oradan yiyor herkes.

97


EĞLENCE

PlaykIds yenilikçi anlayışı ile

sektöre öncülük ediyor

Ops!Co Group Yönetim Kurulu Başkanı Koray Dilmaç, Playkids’in yenilikçi anlayışı sayesinde sektörde birçok hizmetin kurucusu ve bu anlamda fikir babası olduğunu belirtti. “DAİMA YENİLİKÇİ OLMAYA ÖZEN GÖSTERİYORUZ” Playkids olarak sektörün öncü eğlence markası olup Türkiye’nin önde gelen alışveriş merkezlerinde hizmet vermekte olduklarını söyleyen Koray Dilmaç, “Eğlence dünyasına bugüne dek katmış olduğumuz birçok yenilikçi hizmet ile hem iş ortaklarımız hem de ziyaretçilerimiz tarafından ‘Türkiye’nin En Çok Sevilen Eğlence Merkezi Markası’ olmak için çabalıyoruz. Ülkemizde tüm bölgelere yayılan bir hizmet ağıyla alışveriş merkezlerinde bu anlamda farkındalık yaratıyor ve edindiğimiz kurumsal çizgi çerçevesinde Playkids’i daima taze ve yenilikçi tutmaya özen gösteriyoruz” ifadelerinde bulundu.

YENİ NESİL EĞLENCE ALANLARI KURGULANIYOR Playkids’in yenilikçi anlayışı sayesinde sektörde birçok hizmetin kurucusu ve

98

bu anlamda fikir babası olduğunu belirten Dilmaç, “Playkids kurumsalı çerçevesinde, belirli pilot mağazalarımızda sürekli yeni nesil eğlence alanları kurguluyoruz ve ziyaretçilerimizin tepkilerini ölçüyoruz. Son zamanlarda yayılan kum oyun alanlarını da böyle bir süreçten geçirip Playkids konseptlerine dahil ettik. Başarıyla birçok bölgede ve alışveriş merkezinde uyguladık, uyguluyoruz. Bizi takip eden sektördeki birçok farklı firma da benzer tarzda uygulamaları deniyorlar.

ÇÖZÜM ODAKLI OLUNMALI Müşteri memnuniyeti ve firma sürekliliği üzerine de konuşan Dilmaç şunları söyledi: “Ziyaretçilerimiz bizim için çok değerli. Stres atmak veya eğlenmek için geldikleri bir mağazadan kırgın ayrılmalarını asla istemeyiz. Bu durumu azami ölçüde engellemek adına deneyimli mağaza yöneticilerimizle sürekli birlikte hareket ediyor, planladığımız oryantasyon eğitimleri ile onların Playkids normlarını üst seviyede

kazanmalarını sağlıyoruz. Problemler tabii ki yaşanabilir ancak ilk önce yapmamız gereken ziyaretçi-yönetici ilişkilerini samimi ve problem çözme odaklı sürdürmek. Bunun dışında hijyen-kalite-güven üçlüsünü çok iyi koordine edip ziyaretçilerimizin mağazalarımıza karşı bir sadakat hissi duymalarını sağlamaya çalışıp ziyaretçi sürekliliğini hedefliyoruz.”

YAPILAN İŞLERİN KALİTESİ SEKTÖRE İVME KAZANDIRDI Ülkemizde eğlence sektörünün yeni yapılan yatırımlarla çok daha farklı bir hüviyete kavuştuğuna değinen Dilmaç, “Kurumsal bakış açısını profesyonel ekiplerle birleştirebilen markalar ön planda. Her ne kadar yatırım maliyetlerimiz çok fazla olsada yapılan işlerin kalitesi ile sektörümüz güzel bir ivme yakaladı. Aylık ve yıllık bazda oluşan kiralama maliyetlerimizin çok daha makul seviyelere gelmesiyle yapılan yatırımların daha da büyüyebileceğini öngörebiliriz” dedi.



EĞLENCE çok önemli. Bizim yöntemimiz bu iki unsur… Devamlılığımızı bu şekilde sağlıyoruz.

Ürün kalitesini sürekli yukarı çıkardıklarını söyleyen ALBA Bilgi Teknolojileri Firma Sahibi Süleyman Erdoğan, “Ürünleri yaşatarak ve piyasada belli bir güven telkin ederek ilerlemek çok önemli” diye belirtti.

F

irmanız hakkında biraz bilgi alabilir miyiz? Alba Bilgi Teknolojileri, bir mühendislik firması… Tamamen kendi Ar-Ge’si ile ürün geliştiren ve sadece ürettiği ürünlerle faaliyet gösteren bir firma. Eğlence sektöründe iki koldan hizmet veriyoruz. Biri çoğunlukla patentleri kendimize ait olan geliştirdiğimiz oyun makinaları, diğeri de OPİS dediğimiz kartlı oyun parkı işletme sistemi. Bu yazılım esaslı, yine tamamen kendi bünyemizde geliştirdiğimiz bir sistem. Türkiye’de bu iki konuda faaliyet gösteriyoruz.

100

“Ürün yapmak zor değil ama yaşatmak zordur” Son teknoloji ürün ve hizmetlerinizden bahsedebilir misiniz? Kartlı sistemimize ‘Kupon Yönetim Sistemi’ni ekledik. Birde Airpon ve Ponto diye patenti kendimize ait iki ürün geliştirdik. Bunlar çocuklara interaktif bir şekilde oynarken enerji harcatan, ailelere de keyif aldıran oyun makinalarımız…

Firmanızın sürekliliğini ve müşteri memnuniyetini nasıl sağlıyorsunuz? Ürün kalitesini sürekli yukarı çıkarıyoruz ve ürünlerimizin arkasında duruyoruz. Hatta şöyle bir sloganımız var: “Ürün yapmak zor değil ama yaşatmak zordur.” O yüzden ürünleri yaşatarak ve piyasada belli bir güven telkin ederek ilerlemek

Peki, Türkiye’de eğlence sektörünün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Eğlence sektörü son yıllara kadar derinleşme eğilimindeydi. Ama şu an müşterilerimizde yatırım iştahı azaldı. Eskiden değişik makinaları, değişik uygulamaları hevesle alırlardı, şimdi çok gerekmedikçe almamaya gayret ediyorlar. Ama yine de belli bir dozda ilerliyor. Fakat geçtiğimiz 2-3 yıl öncesine göre gelişim hızı yavaşlıyor. Birde yatırımcıların genel eğlence sektörüne bakış açısında radikal değişiklikler lazım. Çocukları aileleriyle birlikte eğlendirecek, eğlence merkezine geldiklerine pişman olmayacakları uygulamalar yapmaları lazım. Bu konuda sektörün eski alışkanlıklarına karşı gelişen dirençler var. Eğlence sektörünün biraz daha yol alması gerekiyor. ATRAX sektörü bir araya getiren bir fuar. Fuar ile ilgili neler söylemek istersiniz? Biz fuara ilk yıldan beri katılıyoruz. Çok faydalı oluyor çünkü Türkiye’nin her yerinden yatırımcılar geliyor. Eskiden yurt dışından gelenler daha çok oluyordu. Yurt dışı ziyaretçilerinde biraz azalma görüyoruz. Bu da olası siparişlere etki ediyor. Ama yine de faydalı ve gerekli bir fuar. Sektöre bir toparlanma getirdi. İnsanların her şeyi aynı anda görmesini sağlıyor. Firmaları daha doğru konumlandırıyorlar. Firmalar açısından baktığımız zaman sektörde ayıklanmalara da sebep oluyor. Yani hem bir pazarlama hem bir filtreleme vazifesi görüyor aslında…


EĞLENCE

“ürün kalİtEsine önem veriyoruz” Ürünlerin birebir imalatını yaptıkları için kalitenin çok önemli olduğunu vurgulayan GERMAN Grup şirket sahibi Nurettin Pişkin, “Satış sonrası hizmette kesinlikle şimdiye kadar sattığımız hiçbir ürünün arkasından müşterimizi uğraştırmadık. Müşteri memnuniyet seviyemiz had safhada” diye belirtti. Firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz? 13 yıl önce masaj koltuğu ile sektöre girdik. Son 10 yıldır da çocuk eğlence, genç eğlence merkezlerine ürün tedarik ederek başladık. 4 yıldır da İstanbul Airport AVM ve Brandium AVM’de olmak üzere iki işletmemiz var. 6 yıl önce Çin’de hem ekranlı video game hem de redemption makinelerin imalatını yaparak Türkiye’deki yatırımcılara buradan kaliteli ürünleri getirerek faydada bulunduk. Ayrıca 4 yıl önce Çin’de satış yeri açtık. Son teknoloji ürün ve hizmetlerinizden bahsedebilir misiniz? Müşteri memnuniyetini nasıl sağlıyorsunuz? Kullandığımız ürünlerde, özellikle alt yapımız daha önceden elektronik ve elektrik olduğu için no-name ürünler kullanmadan sadece kaliteli ürünleri kullanıyoruz. Ürünlerimizde LG ekran, orijinal Japon veya Tayvan malı PC kullanıyoruz. Kendimiz birebir imalatını yaptığımız için kalite bizde çok önemli. Satış sonrası hizmette ise kesinlikle şimdiye kadar sattığımız hiçbir ürünün arkasından müşterimizi uğraştırmadık. Müşteri memnuniyet seviyemiz had safhada. Türkiye’de eğlence sektörünün durumunu değerlendirebilir misiniz? Eğlence sektörü 2016’da Türkiye’nin mevcut bulunduğu durumdan dolayı az da olsa etkilendi. Ancak 2017 yine de bizim için çok iyi geçti. 2018’den çok umutluyuz.

ATRAX eğlence sektörünün bir araya getiren bir fuar. Fuar ile ilgili neler söylemek istersiniz? Firmanıza ne gibi katkıları oluyor? ATRAX Fuarı insanların birbirleriyle iletişimlerini sağlıyor. Çünkü Türkiye’de insanlar çok fazla seyahat etmiyor ve firma ziyaretlerini zoraki değilse yapmıyorlar. Biz katılımcı olduğumuz için birçok firmayı tanıyoruz, tabii birçok firmada bizimle ticaret yapıyor. Ama ATRAX Fuarı hiç tanımadığımız insanlar veya sektörden adımızı duyan müşterilerle buluşma noktası oluyor. Onun için ATRAX Fuarı’na ve Tureks firma sahiplerine teşekkür ediyoruz.

101


EĞLENCE

“AVM

yatırımcılarının dostu olmaya devam ediyoruz” AVM yatırımcılarının dostu olduklarını ifade eden Ozzy Eğlence Dünyası Genel Koordinatörü Oğuzhan Dal, “Lunapark ve eğlence oyuncaklarının maliyeti yüksek olduğu için biz bu ürünleri kiralayarak, sıfır maliyetle AVM yatırımcılarına sunuyoruz” dedi. Firmanız hakkında bilgi alabilir misiniz? Firmamız 2004 yılında Masal Park olarak sektöre girdi. 2013 yılında Ozzy Eğlence Dünyası olarak sektöre kiralama olarak yeni bir prestij sağladı. Ozzy Eğlence Dünyası AVM yatırımcılarının dostu olarak bilinmektedir.

102

Biz lunapark ürünlerini AVM yatırımcılarına kiralık olarak veriyoruz. Şu anki lunapark ve eğlence oyuncaklarının maliyeti yüksek olduğu için ve AVM yatırımcıları da bir yer açarken çok fazla masraf içerisine girdikleri için eğlence ürünlerine fazla yatırım yapamıyorlar. Bu yüzden biz bu ürünleri kiralayarak, sıfır maliyetle AVM yatırımcılarına sunuyoruz. Son teknoloji ürün ve hizmetlerinizden bahsedebilir misiniz? 2018 yılında ürünlerimizi belli bir teknolojiye ulaştırmak zorundayız. Bu teknolojiyi; ışık görselleri ve emniyet olarak geliştiriyoruz… Önceki yıllara göre kullandığımız teknoloji ile 2018 yılında kullandığımız teknolojiye dışardan bakıldığı zaman benzer olmasına rağmen çok fazla şeyi değiştirdik. Ürünlerimizin emniyet sistemlerinde teknolojik gelişmeler sağlamış bulunmaktayız. Firmanızın sürekliliği ve müşteri memnuniyetini nasıl sağlıyorsunuz?

Sektörü bir araya getiren ATRAX Fuarı için neler söylemek istersiniz? ATRAX Fuarı’nda sektördeki yeni çıkmış ve farklı ürünleri, yeni çıkmış firmaları görebilme şansını elde ediyoruz. Fuarda bizim gözden kaçırdığımız yeni, güzel, AVM’ler için uygun olan ürünleri keşfediyoruz ve yeni dostluklar, yeni ortaklıklar sağlıyoruz. Eğlence sektörü için gerçekten güzel bir fuar etkinliği…

Biz kiralama firması olduğumuz için kiraladığımız ürünlere 7/24 servis sağlayarak müşterilerimizin memnuniyetini sağlıyoruz. Türkiye’nin yaklaşık yüzde 70’ine hakimiz ve ürün gönderiyoruz. Bu hakimiyeti ise; arayan müşterilerimize 2436 saat içerisinde yerinde hizmet vererek sağlıyoruz. Yetkili servis, yedek parça ücreti almıyoruz ve nerede olursanız olun ister telefonla ister birebir olarak hizmet veriyoruz. Bu ölçüde kiraya verdiğimiz ürünleri arıza yaptığı zaman ulaşım süremizden dolayı maximum 1 gün bekletiyoruz. Kiraladığımız ürünlerin her zaman arkasındayız. Bu yüzden müşteri memnuniyetimiz üst seviyede… Eğlence sektörünü değerlendirebilir misiniz? Sektörün Türkiye’deki son durumu nedir? Sektörde gündemde olan konu yeni açılan AVM’ler… Bizim de yeni AVM’lere yönelik çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Kim AVM’lere yönelik çalışma yaparsa o bu sektörde daha uzun süre devam edebilir. Eğlence sektörü tabii ki Türkiye’de hiç bitmeyecek bir sektör. Genç nüfusumuz arttıkça eğlence sektörüne devam edeceğiz. Tek isteğimiz bu sektörde kalıcı olmak. İyi hizmet vererek ve müşteri memnuniyetini sağlayarak kalıcı olmak mümkün…



KOZMETİK DÜNYASINA HIZLI BİR GİRİŞ YAPAN IVANA SERT GECE GÜNDÜZ BU İŞİ DÜŞÜNÜR OLDU... ÇOK GÜZEL HEYECANLAR BUNLAR. HAYAL ETMEK, ÇOK ÇALIŞMAK VE BAŞARIYA ULAŞMAK İÇİN VAR GÜCÜNLE EMEK VERMEK... ÜNLÜ ORGANİZATÖR BANU NOYAN BU GÜZEL VE ÖZEL KADINLA KEYİFLİ BİR SOHBET GERÇEKLEŞTİREREK OKUYUCULARIMIZLA PAYLAŞTI.

“MARKA YARATIYORSANIZ HAKKINI VERMELİSİNİZ”


Ivana Sert ÖzelRöportaj Sevgili İvana’nın çok heyecanlı olduğu günler yaşadığını yakından bilenlerdenim. Kozmetik dünyasına hızlı bir giriş yaptı ve gece gündüz bu işi düşünür oldu. Ne güzel heyecanlar bunlar… Hayal etmek, çok çalışmak ve başarıya ulaşmak için var gücünle emek vermek... Sizler için bu güzel ve özel kadınla sohbet ettim. Buyurun siz de bize katılın…

Röportaj: Banu Noyan

Ivana Sert kimdir, kısaca kendinden bahseder misin? Öncelikle bir anneyim... Anne, tasarımcı, moda yorumcusu, takı tasarımcısı… Şimdi de kozmetikte bir marka yarattım, Ivana Sert olarak. Show yapan bir kadınım aynı zamanda ve dans eden... Yani show girl diyebiliriz. Hepsi bir arada yani… Yazarım diyemem ama kitabım da çıktı. Ve aynı zamanda 3 tane de filmim var, oyuncu da dense yanlış olmaz sanki. Ülken Sırbistan’da Belgrad Güzeli seçildin. Sence güzellik kavramı nedir? Yani içiniz güzelse her şey de daha güzel oluyor bence. Tabii ki bakımlı olmalısınız, ama en önemlisi içinizin güzel olması ve içinizden gelen o güzel enerjiyi yansıtmak. Benim için gerçek güzellik bu. Yoksa her kadın benim için güzeldir. 2002 yılında Türkiye’ye yerleştin. Seni bu kadar ülkemize bağlayan unsurlar neler? Burayı, bu toprakları çok seviyorum. Kendimi hiçbir zaman yabancı hissetmedim. Her zaman Türk televizyonlarına verdiğim bütün röportajlarda kendimi hep bir Türk gibi hissettim, öyle tanıttım. Bu yüzden burada hakikaten kendi ülkemdeymişim gibi hissediyorum. Programında yarışmacılara herkes çok ağır konuşurken sen hep zarafetini korudun ve hiç kimseyle yüz göz olmadan, son derece itinalı seçtin cümlelerini? Bu durumu nasıl değerlendiriyorsun? Şöyle bir şey var; jüride olan da karşımızda yarışmacı olarak bulunan da, yani hiç kimse doğuştan yetenekli değil. Hepimiz her gün yeni bir şeyler öğreniyoruz. Ben bugüne kadar öğrendiklerimi karşı tarafa da vermek isterim, eğitim olarak. Ve bunu yaparken hiç kimseyi de bu konuyla ilgili kırmak istemem. Çünkü kendim de eskiden yanlışlıklar yaptım ve doğrusunu öğrendim. Şimdi doğrusunu biliyorum ve yapıyorum. Bu şekilde beğeni ve güven kazandım. Bu yüzden herkese insancıl yaklaşıyorum. Peki, marka senin için ne demek? Marka, güven demek aynı zamanda. Yani bir marka yaratmak sadece üzerine isim yazdırmak değildir. Ben ünlüyüm ya da sosyetik bir insanım, o zaman bir ürün yaratayım şeklinde olmaması gerekiyor. Bir ürün yaratmak ya da bir ürüne sahip olmak tabii ki herkesin hoşuna gider, ancak bu işi yapmak isteyenlere bu konuyla ilgili bir tavsiyede bulunmak isterim, güvenilir olmak çok önemli. Bu yüzden bence mutlaka önce o ürünün kalitesinden yüzde 100

emin olmalılar. Çünkü boşu boşuna para harcama riski de var. Önce insanlar üzerinde güven oluşturursanız, size inanmalarını sağlarsanız, sonrasında markanız zaten iyi bir yola giriyor. Tabi bir kerede bitmiyor bu iş. Sürekli üzerinde çalışmak, yeni ürünleri takip etmek gerekiyor. Moda nasıl takip etmeyi gerektiriyorsa, hangi ürünü çıkartıyorsanız sizin de o sektörü sıkı takip etmeniz gerekiyor. Mesela ben Polonya’da bir kozmetik fuarına katılacağım. Oraya gideceğim, çünkü artık kozmetik sektörünün içerisindeyim ve ne gerekiyorsa yapmalıyım. Bir şişenin üzerinde İvana Sert yazıyorsa, ben hem kendimden hem de insanlara karşı mahcup olmayacağımdan emin olmalıyım. Bir marka yaratmak tabii ki zor ama asıl zor olan o markaya adını vermek ve arkasında durmaktır. Özellikle ünlü biriyseniz bu çok daha riskli bir durum... O yüzden bir marka yaratıyorsanız hakkını vermelisiniz. Bir markada olmazsa olmaz nedir? Bir marka kesinlikle bir ürünle kalmamalı. Yani sürekli kendini yenilemesi, modayı, trendleri takip etmesi ve çalışanlarının da sürekli eğitim alması gerekiyor. Çünkü dünya modası sürekli değişiyor. Sadece moda sektörü değil herhangi bir sektörde gündemde olmak çok önemli bir konu…

105


ÖzelRöportaj

Ivana Sert İnsanlar sana güveniyorlar mı yani? Aynen. Dedim ki “Ivana sen bu işe girmelisin” Çünkü ben eskiden beri bütün makyaj malzemelerine çok meraklı bir insanım. Modayla ne kadar ilgiliysem kozmetikle de ilgiliydim. Fuarları gezdim, araştırdım, zaten az çok biliyordum bu konuyu. Bilgim de olduğu için o zaman karar verdim ve çok sorun yaşamayacağımı düşündüm. “Tamam, o zaman bunu en iyi şekilde yaparsın” dedim kendi kendime. 1,5 sene bu ürün için çalıştım. Hiç kimse piyasaya ruj çıkartmamışken, benim ürünlerimin o zaman testerları başlamıştı. İş birliği yaptığım firma zaten bu konuya hakimdi. Yaptığın bir işi beğenmezsen “Bu olmadı” der misin? Ve kanalındaki değişim projeni de anlatır mısın? Tabii ki kesinlikle öyle… Bir Youtube kanalı açtım ve orada insanlara farklı imajlar yaratıyorum. Nasıl seçiyorum bu kişileri söyleyeyim; önce fotoğraf yolluyorlar bana, biraz kendilerini tanıtıyorlar. Ona göre kiminle çalışacağıma ve kiminle en iyi sonucu çıkartabileceğime karar veriyorum. Harika sonuçlar alıyorum. İnsanlar kendi gözlerine inanamıyorlar. İnsanlar için çok güzel bir psikolojik destek, onların iyi hissetmesi için gayret ediyorum.

Seni her zaman yeni yaptığın projelerde takip ediyoruz. Bir projeyi seçerken neye dikkat ediyorsun? İlk dikkat ettiğim konu kaliteli olması. Sonra bu projeye ben ne verebilirim, neler katabilirim ve benim katkım kaç kişiye yararlı olacak diye düşünürüm. Çünkü her zaman katkımın büyük kitlelere ulaşması gerektiğini düşüyorum.

Özelikle İvana SERT rujlarıyla harika bir ikili oldun. Bu projeye nasıl başladın, bize biraz hikayesinden bahseder misin? Ben televizyoncu olarak, 10 seneye yakın bir zamandır kamera ve ışıklar karşısındayım. Sürekli kendi makyajını yapan bir kişiyim. Kullandığım kozmetik ürünler çok kaliteli olmalı. Çünkü ben herhalde 24 saatin bir 15 saatini o çok sert olan kamera ışıklarının karşısında makyajlı olarak geçiriyorum. Ve ben bugüne kadar Türkiye’de ve yurt dışında hep iyi markaların ürünlerini kullandım. Bunları kullanırken fark ettim ki, özellikle rujlar sürekli kullanıldığında kısa zaman sonra siliniyor, bazen akıyor, bazen parçalanıyor. Sürekli aynı problemleri yaşamaktan sıkıldım. Bunu bir marka olarak yapacağım demedim o zamanlar ama insanlar benim dudak makyajımı çok merak ettiler. Sürekli “İvana’nın rujları hangi marka? Nerden alıyor?” sorularını duyuyordum. Ben aslında buradan yola çıktım. Biraz bunun etkisi oldu, onların gücünü de arkamda hissettim.

106

Peki, bundan sonraki hedeflerin nelerdir? Eklemek istediğin notlar varsa onlardan da bahseder misin lütfen? Bütün bunlar bir süreç, bir yol. Ben hiçbir zaman kendime “Sen modacı olacaksın, makyaj yapacaksın ya da oyuncu olacaksın, tasarımcı olacaksın” demedim. Yeteneklerimin olduğunu ve yeteneklerimin bana bu kapıları açtığını düşünüyorum. Kader, her şey kader... Çalışmazsan, disiplinli olmazsan hiçbir şey olmaz. Önce disiplinli olacaksın, sonra işini seveceksin sonrasında zaten başarılı olursun. Bugüne kadar yaptığın ve duygusal olarak “İyi ki bunu yaptım” dediğin bir şey var mı? Anne olmak... İnan bana, ben anne olmasaydım bu kadar başarılı olamazdım. Ateş bana ekstra güç verdi. Çalışmak için daha fazla güç kazandım. Her türlü güç kazandım. Ateş’i AVM’lere götürüyormusun? AVM’lerden alışveriş yapıyor musun? Sürekli. Ateş de çok seviyor zaten giyinmeyi ama daha spor tercih ediyor. Ateş basketbol oynuyor ve bu yüzden basketbol ayakkabıları onun için çok hassas bir konu. Ateş için ya da senin için neler olması lazım bir AVM’de? Yemek güzel olmalı mesela… Suşi mutlaka olmalı. Çünkü Ateş suşi hastası. Birde spor malzemeleri olmalı onun için… Peki, eğlence yerleri nasıl olmalı? Eğlence yerleri değil belki ama güzel bir sinema salonu olmalı mutlaka. Ferah ve temiz olacak.


Ivana Sert

ÖzelRöportaj

Peki, yurt dışı ile Türkiye’yi karşılaştırdığında AVM olarak, bir fark görüyor musun? Hayır, bence bayağı başarılıyız. Projeler gayet iyi. Zorlu Miami’nin projesi mesela... Bayağı aynı. Yani son standartlara göre gidiyoruz. Bir alışveriş merkezi yönetseydin nasıl bir dokunuş yapmak isterdin oraya? Biraz daha yeşillik olsun isterdim. Yani biraz daha doğal olsa güzel olurdu. Zaten binalar içinde her şey metal. Gri tonlar, koyu tonlar hakim. İnsanlar bir AVM’ye girdiği zaman kendilerini biraz daha doğal ve ferah bir ortamda hissetse çok daha güzel olur. Bence biraz daha ortamı ferahlatan renklerin katılması gerekiyor. Ve dediğim gibi doğa... Peki bu kadar güzel giyinmeyi, bu kadar güzel makyaj yapmayı ne zaman öğrendin? Ben zaten küçükken meraklıydım. Küçükken annemin kendine aldıklarını kesip giyerdim. Makyaja da her kız çocuğu gibi meraklıydım. İlk yaptığım makyaj berbattı. Ama tabii zamanla öğreniyorsun. Kendini tanıyorsun, yüzünü öğreniyorsun. Sonrasında bambaşka bir şey oluyor, daha güzel yapıyorsun. Ama çok da yeteneklisin, yetenek lazım… Doğru. Ama yaşla da ilgili… Ben herkese yaş aldıkça makyajı azaltmalarını öneriyorum. Böyle bir kural var. Filminiz ne zaman vizyona giriyor? Antep Fıstığı 16 Şubat’ta vizyona giriyor. Gaziantep’te

bizim galamız olacaktı ama maalesef ülkenin durumundan dolayı olmadı. Ama özel bir şey yapacağız. Askeriyeden geri dönüş geldi, “Biz gelemiyoruz” dediler. “O zaman biz geliriz” dedik. Onlara özel bir gala yapacağız. İnşallah en yakın zamanda hep beraber izleyeceğiz filmi.

Söylemek istediğin bir şey var mı? Türkiye’yi dolaşıp bütün kadınlarla kozmetik hakkında konuşmak ve eğitim vermek istiyorum. Aynı zamanda uygulama da yapmak istiyorum. Makyaj konusunda herkes kendinden emin olabilmeli. Doğru makyaj için sadece makyaj malzemesi almak yeterli değildir, yakıştırmak da önemlidir. Hatta doğru uygulamak daha da önemlidir. Tüm bunları anlatmak istiyorum.

107


ORGANİZASYON

“Çocuklar bizim geleceğimiz” Varyasyon Event Ajans Başkanı Eyüp Bolat, etkinlik düzenlerken göz önünde bulundurdukları unsurlar hakkında konuştu. Etkinlikler; çocukların fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal becerilerinin gelişimini doğrudan desteklemektedir. Siz, bir organizasyon şirketi olarak çocuklar için ne tür etkinlikler düzenliyorsunuz? Biz etkinliklerimizi düzenlerken dört ana değişkeni bir potada eritmeye ve kaynaştırmaya çalışıyoruz. Çocuğun beklentisi, ebeveynin beklentisi, AVM yönetiminin beklentisi ve event şirketi olarak bizim beklentimiz... Varyasyon Event olarak bizler bu dört değişken üzerinde hassasiyetle çalışıyoruz. Etkinlikler oluşturulurken hangi unsurlar göz önünde bulunduruluyor? (Yaş ve gelişim düzeyi, çevresel özellikler, çocuğun ve toplumun ihtiyaçları… ) Yaptığımız her etkinlikte üç ana başlığın altını doldurmamız gerektiğini düşünüyoruz.

108

Hedef Kitle: Alışveriş merkezlerinde yapılan etkinliklerde genellikle yaş aralığına riayet etmek zordur. Bunun sebebi etkinliklerin açık alanda olmasıdır. Pedagojik bir açıdan bakıldığında, “Etkinliğimiz 4 -12 yaşa hitap ediyor” demek bilimsel olmaz. Fakat belirttiğim gibi, her çocuğun gördüğü alan ve her çocuğun katılmak istediği bir etkinlik olunca ortak özellikleri toplamak ve bazı yaş guruplarını görseller ile, bazı yaş guruplarını, müzik veya aksiyonlarla, bazı yaş guruplarını da görevlendirerek yaş yelpazesini genişletmek mümkün. Bütün bu detayları düşünerek ortaya koyduğumuz bir etkinliklerimizin interaktif olmasına gayret gösteriyoruz. Zira katılımcının birebir içinde olduğu etkinlik ya da format her zaman daha kalıcı ve daha eğlenceli olacaktır. Amaç: Etkinliği hazırlayan ya da ortaya çıkaracağı etkinliği ilk düşünmeye başlayan kişinin kendisine sorması gereken ilk soru budur: “Bu etkinlikle ne yapmak istiyoruz?” Bu sorunun cevabı asla ve asla “Para Kazanmak” olmamalıdır. Ve yine bu sorunun cevabı “Alışveriş merkezinin ihtiyacını karşılamak” olmamalıdır. Yaptığımız etkinlikler ticari yanları dolayısı ile hizmet sektörü sınıfında birer ürün sınıfına girmektedirler ve her ürün tüketicisine göre hazırlanır. Tabii ki bu hassasiyette alışveriş merkezi yönetimlerini yok saymak değildir amacımız, buradaki tek amacımız ziyaretçilerin içinde bulundukları AVM yönetimine teşekkür etmeleri gerektiğinin realitesini onlara, ortaya koyduğumuz performansla hatırlatmaktır. Biz bu başarıyı sağladığımız zaman zaten alışveriş merkezi yönetiminin ihtiyacını karşılamış ve uzun vadede bunu başarmış oluyoruz. Bütün bu detaylarla birlikte soracağımız “Bu etkinlikte


ORGANİZASYON ne yapmak istiyoruz” sorusunun cevabı kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Kazanımlar (Sonuç): Etkinlik alanınıza bir anı defteri bırakırsanız kazanımları, etkinliğinizin kalitesini ve alandaki samimiyetinizi etkinliklerinize katılan çocukların velileri gayet açık bir dil ile size anlatıyor. Tabii ki bunun için ortaya koyduğunuz etkinliğe güvenmelisiniz. Zira orada her türlü eleştiri ve övgü yer alır. Tüm bunları yaparsak tüketicimizden notumuz yüksek gelecektir. Bir velimiz bizimle ilgili şöyle bir yorumda bulunmuştu “… etkinlik adı altında gittiğimiz etkinliklere benzemiyor, çünkü ilk kez –dakikalarca olsa da- çocuğumuzu güvenip size emanet ettik. Bizleri ve çocukları önemsediğiniz her şeyden belli. Girişteki bilgilendirme, çocuklara yaka kartı, velilere çocukların teslim edilmesi için teslim fişi, kıyafetlerle o havaya girmeleri… sırayla alıp vermeniz kargaşaya hiç meyil vermedi. İnsan ve çocuk olarak insanlığımızı önemsediğinizi hissettik. Öyle ki çocuk sevmemesine rağmen seviyormuş imajı vermeye çalışanlardan değilsiniz.” Aslında bu velimiz konuşmam gereken her şeyi özetledi. Düzenlenen etkinliklerin, eğlendirirken aynı zamanda öğretici olması çocuklarda olumlu izler bırakıyor. Tabi etkinliklerin her çocukta bıraktığı izler farklıdır. Bu etkinliklerin çocuklarda nasıl izler bıraktığını düşünüyorsunuz? Bu cevabı verirken ülkemin geleceğinin kaygılarını en derinimde hissederek ve M. Kemal Atatürk’ün çocuklar için söylediği “Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.” bu sözü düstur olarak almamız gerektiği bilinciyle cevaplamak istiyorum. Alışveriş Merkezlerinde yapılan etkinliklerin birçoğu pedgojik olarak çocukların ruhsal ve zihinsel gelişimine olumsuz örnek taşıyan birçok unsurla dolu, fakat bu durumun sorumlusu elbette ki Alışveriş Merkezleri yönetimleri değil Event şirketleridir. Daha önceki röportajlarımda da belirtmiştim, Event şirketleri olarak bizler AVM ‘lerin alt yüklenicileri konumundayız bizlere olan güvene istinaden etkinlikler yapıyoruz, eğer bizler yaptığımız işin hassasiyetinin farkında değilsek, bu sorumluluk bilincini taşımıyorsak AVM yönetimlerinin bize olan güvenlerini hiçe sayıp onları ziyaretçilerine karşı mahcup etmemiz de kaçınılmaz olacaktır. Varyasyon Event olarak Alışveriş Merkezi Yönetimlerinden bu konuda bir ricamız olacak. Lütfen önlerine gelen etkinliklerin hassasiyetlerine dikkat etsinler, en azından projeyi sunan Event şirketine mutlaka, yukarıda belirttiğimiz Hedef Kitle, Amaç ve Kazanımlar sorularını sorsunlar. Emin olsunlar ki bir etkinliğin akışı olan bir metni yoksa o etkinlik alt yapısı ve alt metni olmayan etkinliktir ve kesinlikle üzerinde çalışılmamış bir etkinliktir.

tismar edilmesinden hoşlanmaz, “Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır” Atatürk’ün bu sözünü de paylaşıp bu yazıyı okuyan tüm okuyucularımı “Çocuk İstismarı Nedir?” sorusu üzerine internette pedagogların bu konuda yazdıkları birkaç notu okumaya devam ediyorum. Belki çok hoş bir cevap olmadı ama uyanmamız ve hassasiyetlerimizin harekete geçmesi için önemli bir cevap olacağı kanaatindeyim. Son olarak, etkinliklere katılan çocuklara fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal olarak neler katmayı hedefliyorsunuz? Bu sorunuza çok net ve kısa bir cevapla sonlandıralım. Ülkelerine, içinde yaşadıkları topluma faydalı birer birey ve iyi bir insan olarak yetişmelerine katkı sağlamayı hedefliyoruz.

Unutmayalım ki her çocuk bizim kendi çocuğumuzdur ve her çocuk bizim kendi geleceğimizdir aynı zamanda. Bu verdiğim cevap belki birçok meslektaşımın ya da okuyucunun hoşuna gitmeyebilir, fakat ben burada vicdanımın sesini dinleyerek cevap vermek zorundaydım. Çünkü son zamanlarda Event sektöründe çok para kazanılıyor mantığı ile bilen bilmeyen her düşünce etkinlik hazırlar hale geldi. Kimse kendi çocuğunun is-

109


ORGANİZASYON

PROMASAJ İLE

EN SIRA DIŞI AVM HİZMETİ PROFESYONEL MASAJ HİZMETİNE ULAŞMA GÜÇLÜĞÜNÜ PRO-MASAJ KIOSK KONSEPTİ İLE ORTADAN KALDIRDIKLARINI İFADE EDEN PR PARTNERS FİRMA SAHİBİ ALTAN UZUN, MÜŞTERİLERİNİN UZAK MESAFELERDEN MASAJ HİZMETİ ALMAK İÇİN GELDİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ.

PR Partners olarak verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz? PR Partners olarak dijital medya pazarlama, tanıtım, etkinlik, satış organizasyonları dışında; Pro-masaj markası ile alışveriş merkezlerinde sandalye masajı (chair massage) hizmeti vermekteyiz. Türkiye genelinde son 20 yıldır ileri derecede büyüyen AVM sektörü, tüketicileri sadece alışverişe değil, çeşitli hizmet alanlarına da yönlendirmektedir. Bu noktada güvenilir ve sağlıklı masaj hizmetini şehirlerin en büyük kitle çekim alanları olan alışveriş merkezlerinde sunuyoruz. Pro-masaj kiosk konseptiniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Profesyonel masaj hizmetine ulaşma güçlüğünü, nitelikli personellerimiz ve fiyat politikamız ile AVM’lerde görünür şekilde yer alan kiosk konseptimizle ortadan kaldırıyoruz. Dakikası 2 TL olan fiyat politikamız ile verdiğimiz hizmeti cazip kılıp, AVM ziyaretçilerini yoğun olarak çekiyoruz. Bu sebeple şubelerimizde hafta içi, hafta sonu sürekli bir etkinlik havası yaratılıyor.

110

Anatomik anlamda yetkinlikleri ileri seviye olan fizik tedavi personellerimizle, el becerileri iyi olan masör-masöz personellerimizin iş bilgilerini harmanlayarak sağlıklı ve kaliteli hizmet üretiyoruz. Bizimle çalışan her ekip arkadaşımızın kalitesi Pro-masaj markamızın potansiyel kalite değerinin toplamını oluşturuyor. Müşteri portföyümüzün bir kısmı bulunduğumuz AVM’lere 50-100-150 KM mesafelerden sadece masaj hizmeti almak için geliyor. Bu da sunduğumuz hizmetin kalitesini özetliyor. Müşteri portföyümüzün yüzde 82’si daha önce profesyonel masaj hizmeti almamış bireylerden oluşuyor. Bu oran profesyonel masaj hizmetine duyulan ihtiyacı ve sektörel pazar payının ne kadar boş ve büyük olduğunu göstermektedir. Bu boşluğu doğru gözlemleyip, doğru lokasyonlarda yer alan AVM’lerde yakın zamanda yeni şubeler açmayı hedefliyoruz. Alışveriş merkezlerinde daha fazla şube açma gibi bir düşünceniz var mı? Varsa neler yapmayı düşünüyorsunuz? Vizyonumuz gereği ‘’farkımız tarzımız, tarzımız farkımız’’ ilkesi ile hareket edip, yapılmayanı yapma ve ülkemizde olmayan ticari projeleri kendimizce yorumlayıp, hayata geçirme arzusu ile çalışıyoruz. Okul hayatındaki yorucu ve stresli süreçte, aynı zamanda insanların yorucu iş ha-

yatında vücudunda birtakım olumsuz etkiler oluşuyor. Bunun sonucunda insanlar zamanla bedensel ve ruhsal rahatlamaya ihtiyaç duyarlar. Ancak dünyanın birçok ülkesinde alternatif tıp ve terapi hizmeti olarak rağbet gören masaj kültürü toplumumuzda henüz oluşmamıştır. AVM’lerde uyguladığımız bu oluşumun toplumumuzda da yer edinecek bir kültüre dönüşmesini ve Pro-masaj markamızın yakın gelecekte profesyonel masajın tanınmış tek yüzü olmasını hedefliyoruz. Alışveriş merkezlerinde yeni şubelerimizin açılması için, 2018 yılı yarısına kadar kendi bünyemizde 4 olan şube sayımızı artırmayı, gördüğümüz yoğun talepler neticesinde franchise vererek ailemizi daha da genişletmeyi hedefliyoruz.

Firmanızın büyüme ve sürdürülebilirlik stratejilerinden bahsedebilir misiniz? Büyümemiz ve sürdürülebilirliğimizin devamlılığını sadece müşteri memnuniyetine bağlıyoruz. Bir müşteri memnuniyeti, bin müşteriye giden yolun anahtarıdır. Kazandığımız anahtarlar ile açtığımız memnuniyet kapıları bizi başarıya götürmektedir. Hizmet sektörü bu sebeple verilen hizmetin kalitesiyle değer kazanır. AVM’ler ana faaliyet alanlarımız olup, kitle çekim alanı olan AVM’lerde uyguladığımız sandalye masajı (chair massage),kiosk konseptimizin yanı sıra SPA, hamam, refleksoloji, nail art uygulamalarımızın da yer aldığı yepyeni bir AVM hizmet kompleksi üzerinde çalışıp, büyümemizi bu yönde planlıyoruz.



ORGANİZASYON

Çocuklarda pozitif hayal gücü oluşumu sağlanıyor Düzenledikleri etkinliklerle çocukların hayal gücünü pozitif yönde etkilediklerine yönelik geri bildirimler aldıklarını belirten Petek Sanat Organizasyon Firma Sahibi Şaban Taşçı, çocukların hatıralarına güzel izler bıraktıklarını ifade etti.

E

tkinlikler; çocukların fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal becerilerinin gelişimini doğrudan desteklemektedir. Siz, bir organizasyon şirketi olarak çocuklar için ne tür etkinlikler düzenliyorsunuz? Petek Sanat Organizasyon olarak bu yılki etkinliklerimizde ‘pandomim drama’ metodunu ana eksen olarak belirledik. Pandomim özellikle 3-5 ve 5-8 yaş grubu çocukların kolayca taklit edebilmelerini sağladığı için interaktif katılımı daha coşkulu, başarılı ve eğlenceli hale getirmesini sağlamış oluyoruz. Etkinlikler oluşturulurken hangi unsurlar göz önünde bulunduruluyor? (Yaş ve gelişim düzeyi, çevresel özellikler, çocuğun ve toplumun ihtiyaçları… ) Petek Sanat Organizasyon oyunları; ‘proje oyun’lardır. Yani; aynı senaryonun ülke çapında ele alınarak; farklı gösterim ortamlarında (Okul öncesi, İlkokul, Ortaokul, Tiyatro Salonu, AVM etkinlik Alanları) farklı formatlarda, pedagojik formasyona uygun reji düzenlemeleri gözetilerek, sahneleme biçimleriyle sergilenmesi anlayışıdır. Şimdiye kadar sergilenen ilk proje oyunumuz olan RÜYA ADASI Drama-pandomim ( dra-mim ) olarak adlandırdığımız bir teknikle sahnelenmektedir.

112

Bu yıl temamız çevre bilinci, ağaç dikimi ve doğanın korunması olarak belirlendi. Etkinliklerimizde bu tematik farklılığımız TEMA vakfı gibi kurumların da dikkatini çekti ve AVM’lerde sergilediğimiz etkinlikler TEMA Gönüllülerince aktif desteklenerek çocuklara daha somut sosyal mesaj ulaşmasına destek verdiler.

Son olarak, etkinliklere katılan çocuklara fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal olarak neler katmayı hedefliyorsunuz? Etkinliklerimizin interaktif bir yapıda sergilenmesi bir başka vazgeçilmezimiz. Biz sadece oyunu kurguluyoruz ve becerilerini ortaya dökmeleri için çocukları kışkırtıyoruz. Kalan her şeyi çocuklar kotarıyor.

Düzenlenen etkinliklerin, eğlendirirken aynı zamanda öğretici olması çocuklarda olumlu izler bırakıyor. Tabi etkinliklerin her çocukta bıraktığı izler farklıdır. Bu etkinliklerin çocuklarda nasıl izler bıraktığını düşünüyorsunuz? ‘’Mikomim ve mikominilerin Rüya Adası Macerası’’ etkinliklerimizin, ailelerden ve öğretmenlerden aldığımız geri bildirimlere ve anlık gözlemlerimizde oluşturduğumuz tespitlerimize göre çocuklarda pozitif hayal gücü oluşumunun desteklendiğini, uygulamanın; yaratıcı drama özelliği sonucu çocukların hayal güçlerini, pandomim ile tarifle sonsuz değişkenlikte ifade edebilme becerilerini ortaya çıkarmalarına imkan sağladığını görebiliyoruz.

Konsept kostümlerle ekip halinde hareket etme yönelimi sağladığımız için, kişisel becerileri farklı olsa da aynı hedefe, ekiple birlikte çabalayarak ulaşmanın bayrak ve sertifika ile ödüllendirilmesini yaşamaları takım olmanın önemini kavratmış oluyor. Bu eğlenceli oyunda, öğrendikleri de (arkadaşlık, temizlik, hayvan sevgisi, yeşil bir çevre bilinci vb.) unutulamaz. Petek Sanat Organizasyon Mikomim ve Mikominilerin Rüya Adası Macerası oyununda şimdiden binlerce çocuğun hatıralarına böyle bir iz bırakmanın onurunu yaşıyoruz.


ORGANİZASYON

En büyük hedefimiz “Dünyaya gülen gözlerle bakan çocuklar” araçlarındaki gelişmeler çocuklara da yansıdı, çocuklar birçok bilgiyi görsel iletişim araçlarından öğreniyorlar. Biz de bu doğrultuda TRT Çocuk Kanalı’nın sevilen çizgi film kahramanlarını interaktif gösteriler ile çocuklarla buluşturuyoruz. Geçmişimizi de unutmayarak Geleneksel Kukla Karagöz Sanatı’nı yeni nesilllere aktarmaya çalışıyoruz” ifadelerinde bulundu.

Çocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal becerilerinin gelişimi için birçok projeye imza attıklarını söyleyen Sütlaç Prodüksiyon firma sahibi Songül Bağcı, “Planladığımız çeşitli atölye çalışmaları ve workshop’lar ile çocukların ince motor becerilerini geliştirirken aynı zamanda sosyalleşmelerini sağlıyoruz. Böylece yapılan her etkinlik çocuklarda kalıcı izler bırakıp, onlara kazanım sağlıyor” dedi. ÇOCUKLARIN GELİŞİMİ İÇİN BİRÇOK PROJEYE İMZA ATILDI Sütlaç Prodüksiyon olarak 1999 yılından itibaren sektörde faaliyet gösterdiklerini söyleyen Sütlaç Prodüksiyon firma sahibi Songül Bağcı, “Çocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal becerilerinin gelişimi için birçok projeye imza attık. İstanbul merkezli olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde gerek alışveriş merkezleri gerek belediyeler gerekse kültür merkezlerinde lisanslı sahne gösterilerimiz, geleneksel kukla ve karagöz oyunlarımız, atölye çalışmalarımız, animasyonları-

ETKİNLİKLER KALICI İZLER BIRAKIYOR

mız ve benzeri etkinliklerimizle binlerce çocukla buluştuk ve buluşmaya devam ediyoruz. Bunun dışında etkinliklerimize katılamayan çocuklara, sosyal sorumluluk projeleri kapsamında biz ulaşmaya çalışıyoruz” dedi.

KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARINDAKİ GELİŞMELER ÇOCUKLARA YANSIYOR Etkinlikleri planlarken, bugünün çocuklarının istek ve arzularını ayrıca toplumsal koşulları da ön planda tuttuklarını belirten Bağcı, “Günümüz kitle iletişim

“Çocuklar için en iyi öğrenme şekli, yaparak yaşayarak öğrenmedir. İnteraktif sahne gösterilerimizle çocuklar, sevdiği ve hayal dünyasında varolan kahramanları somut olarak karşılarında görüp ,birebir iletişime geçerek eğlenirken kalıcı öğrenmeyi de sağlıyorlar” diyen Bağcı, “Planladığımız çeşitli atölye çalışmaları ve workshop’lar ile çocukların ince motor becerilerini geliştirirken aynı zamanda sosyalleşmelerini sağlıyoruz. Böylece yapılan her etkinlik çocuklarda kalıcı izler bırakıp, onlara kazanım sağlıyor” diye konuştu.

ÇOCUKLAR EĞLENİRKEN ÖĞRENMELİ Günümüz şartlarında çocukların dış ortamda yaşıtlarıyla özgürce vakit geçirebilme imkanlarının çok kısıtlı olduğunu vurgulayan Bağcı, “Kapalı mekan etkinlikleri önem kazanmış durumda. Sütlaç Prodüksiyon olarak bizde alışveriş merkezleri, kültür merkezleri ve bilimum kapalı alanlarda yaptığımız etkinliklerle çocukların fiziksel efor sarfedip rahatlamasını, yaşıtlarıyla vakit geçirip sosyalleşmesini ve eğlenirken öğrenmesini hedeflemekteyiz” dedi. Bağcı konuşmasını şu cümleyle tamamladı: “En büyük hedefimiz “dünyaya gülen gözlerle bakan çocuklar…”

113


ORGANİZASYON

Çocukların hayal dünyasına girebilmek önemli ETKİNLİKLER YAŞ ARALIĞINA GÖRE DÜZENLENMELİ Etkinlik firması olarak ürettikleri projelerde çocukların hem motor gelişimini hem de zihinsel gelişimini önemsediklerini, gelişimlerine önem verdikleri derecede çocukların hayal dünyalarında yer almanın da öncelikleri arasında olduğunu ifade eden Aşkım Bayuk, “Yaş aralığı olarak etkinlikleri düzenlemek önemli bir detay. Her yaş aralığının kendine has bir hayal dünyası mevcut, bizde ona hitaben etkinlikler sunma çabası içerisindeyiz. Bu yüzden birçok etkiyi göz önünde bulundurup olumlu olumsuz değerlendirmeler sağlıyoruz” dedi. Çocuk gelişimini ve onlara eğlenceli zamanlar yaşatmayı göz önünde bulundurarak etkinliklerini sosyal beceri ve hayal dünyalarını geliştirmeleri için planlanmış temalı etkinlik alanları ve sahne gösterilerinden oluşturduklarını belirten Bayuk, “Etkinliklerimiz her zaman AVM konsepti düşünülerek programlanıyor ve kısa zamanda çok fazla çocuğa ulaşıp AVM’yi çocukların hayal dünyasına ait bir eğlence merkezi olduğunu düşündürmeyi başarıyoruz” diye konuştu.

EĞLENDİRİRKEN ÖĞRETMEK ÖNEMLİ BİR DETAY “Etkinlik seçiminde veya hazırlanmasında yaş aralığı ve bu yaş aralığının doğurduğu bedensel ve zihinsel gelişimler en önemli unsurlarımızdan” diyen Bayuk, “Çocuk etkinlikleri çocukların ruhsal gelişimini etkilememeli onları uzaklaştırmak yerine kendine çekmelidir. Yani çocukların hayal dünyasının içine girmek etkinlik seçiminde önemli bir detaydır. Kısacası eğlendirirken; öğretmek, geliştirmek göz önünde bulundurulması gereken önemli detaylardır” diye belirtti.

“ÇOK YÖNLÜ ETKİNLİKLER HAZIRLIYORUZ” Her yaş grubunun ve her farklı ilgisi olan çocuğun hayal dünyasının başka olduğuna dikkat çeken Bayuk, her çocuğun be-

114

Aşkım Organizasyon Yöneticisi Aşkım Bayuk, etkinlik firması olarak ürettikleri projelerde çocukların hem motor gelişimini hem de zihinsel gelişimini önemsediklerini, gelişimlerine önem verdikleri derecede çocukların hayal dünyalarında yer almanın da öncelikleri arasında olduğunu ifade etti. lirli bir yönüne hitap etmeye çalışarak çok yönlü etkinlikler hazırladıklarını ve bu konuda alanında profesyonel ekipleriyle gerekli araştırmalar sonucu etkinlikleri oluşturduklarını söyledi.

ÇOCUKLARIN SOSYALLEŞMESİ SAĞLANIYOR Bayuk, “Çocukların motor gelişimini desteklerken, onlara keyifli dakikalar yaşatmak hem duygusal hem de fiziksel becerilerini geliştirici etkinlikler hazırladığımızı gösteriyor. Etkinlikler içerisinde çevreden yardım almaları veya etkinliği ekip halinde gerçekleştirmeye çalışmaları sosyal olma yönünde bir adım atmalarını sağlıyor. Kısacası ekibimiz gösteri etkinlikleri ve diğer etkinlikleri hazırlarken her temel unsuru göz önünde bulunduruyor” diyerek sözlerine son verdi.



ORGANİZASYON

Hayalgücü ve yaratıcılık etkinliklerin olmazsa olmazı Çocukların hayal güçlerini geliştirecek, zihinsel, duygusal ve bedensel gelişimlerini destekleyecek, eğlenirken öğrenip bakış açılarını geliştirecek etkinlikler düzenlediklerini söyleyen Yoyo Event Kurucu Ortağı Burcu Erkin Yıldızak, bir çocuğun gelişim döneminde yaşadığı her deneyimin, onun gelecekte nasıl bir birey olacağını belirlediğini vurguladı. Etkinlikler; çocukların fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal becerilerinin gelişimini doğrudan desteklemektedir. Siz, bir organizasyon şirketi olarak çocuklar için ne tür etkinlikler düzenliyorsunuz? Çocuk demek hayal etmek, keşfetmek, eğlenmek ve mutlu olmak demek… Biz, Yoyo Events olarak, çocuklara hayallerini gerçekleştirme imkanı sunmanın ve kendilerini ifade ederek isteklerine ulaşabilecekleri bir geleceğin kapılarını aralamalarına zemin oluşturmanın önemine inanıyoruz. İşte bu motivasyonla öncelikle çocukların hayal güçlerini geliştirecek, zihinsel, duygusal ve bedensel gelişimlerini destekleyecek, eğlenirken öğrenip bakış açılarını geliştirecek, deneyimlemelerine fırsat verecek projeler geliştiriyoruz.

116

Etkinlikler oluşturulurken hangi unsurlar göz önünde bulunduruluyor? (Yaş ve gelişim düzeyi, çevresel özellikler, çocuğun ve toplumun ihtiyaçları… ) Miniklerin teknoloji ile iç içe büyüdüğü günümüz enformasyon ve teknoloji çağında, etkinlik içeriklerini oluştururken farklı yönlerden faydaları olan temelde 2 yolumuz var; teknoloji in ya da out. Çünkü hem çocukları oturdukları koltuklardan kaldırmak ya da ellerinin hemen altında duran telefon ya da tabletlerden bir nebze uzaklaşmalarını sağlamak, çocukları harekete geçirmek ve onlara farklı bir deneyim sunmak önemli bir misyon ama öte yandan daha hızlı büyüyen ve öğrenen bir nesile ayak uydurmak için çocukların içine doğup ilk günden aşina oldukları teknoloji ile kodlama, teknik tasarımlama ve 3D yazıcılarla boyutlandırma gibi eğlenceli, yaratıcı, öğrencesi bol etkinlikler yaratmak gerek. Düzenlenen etkinliklerin, eğlendirirken aynı zamanda öğretici olması çocuklarda olumlu izler bırakıyor. Tabi etkinliklerin her çocukta bıraktığı izler farklıdır. Bu etkinliklerin çocuklarda nasıl izler bıraktığını düşünüyorsunuz? Bir çocuğun gelişim döneminde yaşadığı her deneyim, onun gelecekte nasıl bir birey olacağı gelişim merdivenindeki basamaklardır. Biz bu sebeple, projelerimizde iki ana öğeyi mutlaka göz önünde bulun-

duruyoruz; özgürlük ve eşitlik. Etkinliklerimizde katı kurallar yerine teşvik eden mekanikler, çocuğun gerçek potansiyelini keşfetmesini sağlayacak özgürlük alanları yaratma felsefesini benimsiyor ve kızerkek birlikte oyun oynamalarını sağlayan kurgular yaratmaya çalışıyoruz. Çocukların tüm oyun ve oyuncakları deneyimlemeye ihtiyaçları olduğunu düşünerek kendilerini özgür ve güvende hissedecekleri ortamları oluşturuyor, cinsiyet ayrımı yapmadan, kendine güvenen, sorun çözme yetisine sahip, önyargısız bireyler olarak yetişmelerini hayal ediyoruz. Son olarak, etkinliklere katılan çocuklara fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal olarak neler katmayı hedefliyorsunuz? Biz çocuklarımızdan ilham alarak, onların yaratıcılıklarını keşfedip, ortaya çıkaracak, mental ve fiziksel gelişimlerine katkı sağlayacak sıradanlıktan uzak fikirler bulup çocukların dünyasını renklendiren projeleri hayata geçirmek motivasyonumuz ile paylaşmayı, dinlemeyi, araştırma, soruşturma ve keşfetmeyi öğrenecekleri etkinlikler yaratmaya çalışıyoruz. Ancak çocuk etkinliklerinin her zaman çocuklara bir şey öğretmeye yönelik olmasına gerek yok, bazen çocukların gerçekten de özgür olup, o an o dakika keyif almaları, eğlenmeleri ve güzel zaman geçirmelerine yönelik bir deneyim yaşamalarının daha önemli olduğu düşüncesindeyiz.



8

Mart

Dünya Emekçi Kadınlar Günü Orka Holding İş Geliştirme Direktörü Tuğba Sansarcı Kadın olmak; doğuştan sorumluluk almak, üretmek, fayda sağlamak, plan yapmak, organize etmek ve yöneten olmaktır. Kadın olmak; düzen kurmak, sabretmek, azmetmek, problem çözmektir. Kadın; kardeşine bakar sorumluluk alır, annesine ve babasına yardım eder destek olur, evinin düzenini kurar, düzenin sürdürülebilirliğini sağlar, çocuğuna bakar büyütür hayatını, eğitimini, gelişimini planlar, organize eder, ailesinin problemlerine çözüm üretir.

Banu Noyan Event Office Kurucusu Banu Noyan Kadın olmak.... İyi ki kadınım, iyi ki kadın olarak dünyaya gelmişim. Özel bir sebebi yok farklılık ya da bir özellik gibi de gelmiyor bana. Kadın ve erkek iki cinsiyet... Hepimize düşen görevler oluşmuş geçmişten günümüze. Belli roller biçilmiş, biz de şartlar elverdikçe rollerimizi oynamaya çalışıyoruz. Birbirimize güç gösterisi yapmak, hayatı show’a dönüştürmek ne gereksiz. Ne güzel duygular yaşatıyoruz birbirimize. Sevmek, paylaşmak, yeteneklerimizi birbirimizin ve belki de toplumun faydasına kullanmak varken günümüzde hep konuşulan olumsuzluklardan bahsetmek gelmiyor içimden. Günümüz kutlu olsun… Üreten ve başaran kadınlar olalım. En büyük zararı kadınlar birbirlerine verir derler. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz mı gerçekten bilemedim sizce?

118

Duygusal zeka ve psikolojik olarak güçlü olan kadınlar, işlerini daha büyük titizlikle yapmaktadır. Toplumdaki kadın erkek ayrımı ya da kadına olan önyargının kalktığı, kadın ya da erkek olarak değil bireylerin yetenek ve

yetkinliklere göre değerlendirildiği, kadınların daha çok iş ve sosyal yaşamda yer aldığı, daha sağlıklı, daha eğitimli, daha gelişmiş, daha güzel günler dileğiyle…

SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil

taciz vakalarıyla gündeme geliyor ve hak ettikleri hayatı yaşayamıyor.

Dünya Kadınlar Günü nedeniyle özellikle gelişmiş ülkelerde kadın haklarından, özgürlük ve dayanışmadan bahsediliyor. Ancak maalesef ülkemize baktığımızda, eşitlik, özgürlük konuşmanın çok uzağında, kadınlar şiddet,

Oysa ki ulu önderimiz Atatürk, “Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez” demiştir. Atatürk kadının önemini vurgulamış, bugün dünyanın birçok gelişmiş ülkesinden çok daha uzun yıllar önce Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Ülkemizin geleceği için eğitime verilen önemin artırılmasını, kadınların daha çok okuyup, araştırıp, gelişmesini ve güçlenmesini diliyorum. Kadın akıllıdır, güçlüdür, duygu yüklüdür. Sevildikçe güzelleşen ve hayatı da herkese güzelleştirendir. Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun.


Dünya Emekçi Kadınlar Günü Sofra/Compass Group Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Burcu Güvenç

Türkiye’de kadının yeri konusunda gidilecek daha çok yolumuz var. Fırsatları değerlendirecek, fırsat verilmediğinde yaratacak olan yine biz kadınlarız. Hepimizin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.

Mart

Edata Kurumsal Pazarlama ve İletişim Yöneticisi Burcu Uygur Kadın ile erkek bir bütünün iki parçasıdır. İki parçadan biri eksik olduğunda, öbür parçanın da önemini yitirerek zamanla yok olmasına sebebiyet verir. Bu da kadın ve erkeğin toplumsal açıdan çok değerli ve vazgeçilmez unsurlar olduğu gerçeğini ortaya koyar.

Yaşamın her alanını şekillendiren kadınların iş hayatındaki niteliksel katkıları ve başarılı yükselişleri artık göz ardı edilemez bir gerçek olarak karşımızda. Kendine güvenen, becerilerini gösteren, yaratıcılıktan karar verme süreçlerine kadar her kademedeki kadın çalışanların iş dünyasındaki katma değerinin ülkemizde de fark edilmesi mutluluk verici. Sofra/Compass Group Türkiye olarak tüm çalışanlarımızın yüzde 35’i, yönetim kademelerimizin ise yüzde 50’si kadınlardan oluşuyor. Kadın istihdamına önem veren bir grup olarak kadınların daha çok iş hayatında yer almaları için birçok projeyi hayata geçiriyoruz.

8

MK Aydınlatma Görsel İletişim ve Grafik Tasarımcısı Melike Büyük “Kadın Olmak ve Sınırsız Yükseliş” Kadın olmanın bende yarattığı, hayata 1/0 önde başlama heyecanının hiç bitmemesi... Bu var oluşumu karşımda sunulanı alışlarımla kutladım. Sunulmadığında da ben hep savaşıp almaya devam ettim. Hayat terazimi hep pozitiflerle doldurdum. Devam da edeceğim. Özgüvenim ve girişimci ruhum ile yeni kapıları benliğime açık tuttum.

Kadın her şeyden evvel annedir. Eştir, sevgilidir, arkadaştır, evlattır, devamlı çalışan ve üreten insandır. Kadın sevgi doludur; ne kadar narin ve zarif olsa da, bir o kadar da her zorluğa dayanacak kadar güçlüdür. Kadın, hayattaki ilk modelimizdir, onu örnek alarak büyürüz. Sevgiyi, güveni, şefkati, sabrı, inancı, merhameti, adaleti, görgüyü, ahlakı, sevip saymayı ondan öğreniriz. O, neslin devamını sağlayan, geleceğimizi şekillendirecek bireyleri yetiştirendir. Unutmayınız ki; kadınlarımıza verdiğimiz değer, geleceğimize verdiğimiz değerdir. Tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.

Kadının hem beden hem ruh olarak daha ayrıntılı, daha derinlikli, daha incelikli ve daha güçlü tek varlık olduğuna inanıyorum. Onların karşılarında bu hayatta isteyip başaramayacağı hiçbir engel yok. İlham verici bir ruha sahiplerdir. Tüm kadınlara tavsiyem “alın, kapın, yapın…” Nice 8 Martlara

119


8

Mart

Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Saysha(Ten Takısı) Kurucusu Özlem Eriş Taş En güzel kadın, mutlu ve güçlü görünen kadındır. Eğitimli olmak, çalışmak, üretmektir kadına güç katan. Ertuğ Reklam Satış Pazarlama Direktörü Sibel Tedü Dünyaya gözlerini açtığında cinsiyetinin farkında olmadan ayağına giydirilen ilk pembe patikle başlar hikaye… Oysa insan olarak doğarız hepimiz. Eli, kolu ayağı, iç organları aynı olan varlıklarızdır ama kimse ayrıştırmadan duramaz. Toplumdaki rollerimiz biçilir her birimize karış karış… Kız çocuğu, sevgili, iş kadını, ev kadını, anne ve binlerce rütbe ile sürer gider hayatımız… Kadın hakları diye bir şey vardır, insan haklarından farklı düşünülerek. Ne üzücüdür oysa sadece insan olamamak. Güzel anne ve babamın sayesinde, ayakları yere sağlam basan bir kadın olarak; mutlu, üreten, topluma faydalı, değerlerine bağlı, bilim yolunda evlat yetiştirmeye çalışan bir anne olarak; “Bu yüzyılda ‘Kadın olmanın’ zorluklarıyla mücadele edip toplumda yerini bulma çabasındaki tüm hemcinslerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

120

Sevmek, sevilmek, inançlarının arkasında durabilmektir kadını mutlu eden. Mutluluk, güzelleştirir kadını. Ürettikçe, başardıkça, paylaştıkça artar, çoğalır kadın. Etrafını, evini, evlatlarını, dünyayı değiştirir, güzelleştirir kadın...

AGT Marka ve Pazarlama Müdürü Özge Sipahioğlu Her sektör gibi ahşap sektöründe kadın yönetici olmanın da avantaj ve zorlukları var. Ancak kendi açımdan sektörde yaşadığım en büyük avantajın mimar olmam olduğunu düşünüyorum. Bir kadın yönetici olarak mobilya sektöründeki son tüketici ihtiyaçlarını daha belirgin ön görebiliyorsunuz. Kadınların; temizlik, çizilme, aşınma ve kolay silinebilirlikle alakalı hassasiyetlerini daha net algılayabildiğinizden ürünü pazara hazırlarken daha tecrübeli konumda olabiliyorsunuz. Uzun yıllardır iş hayatında yer alan biri olarak toplumun kadına atfettiği sorumluluklar düşünüldüğünde çalışan bir kadın ve hele hele bir anne olmanın bazen zorlayıcı olabildiğini

söyleyebilirim. Çalışan ve üreten bir kadın olarak yaşadığım duygusal tatmin, beni mutlu bir anne olarak da var ediyor…


Dünya Emekçi Kadınlar Günü

8

Mart

1K Kimya Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Sevginar Baştekin Kadınlar, iş hayatında artık daha aktif daha cesur ve daha kararlı. Goethe, “Neyi yapabiliyorsan ya da yapabileceğini hayal ediyorsan başla, cesarette deha, güç ve büyü vardır” demiş. Bence bu cümle tüm kadınlar için bir ilham kaynağı olmalı. Biz 1K Kimya olarak kurulduğumuz günden bu yana kadınların aktif olarak iş hayatında yer almalarını ve herhangi bir ayrım olmadan eşit koşullarda varlıklarını sürdürmelerini önemsiyor ve destekliyoruz. Bu sebepledir ki, toplam çalışan sayımızın yarısından fazlası kadındır. Kadınlarımızı çok daha fazla cesaretlendirmek, haklarını korumak ve onların iş hayatında güçlü adımlarla ilerlemelerini sağlamak adına destekleyici çalışmalarımıza devam ediyor olacağız. Kadın olmanın gücünü keşfeden ve pes etmeden hayallerinin peşinden giden tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.

Hotelya Kurucusu ve Genel Müdürü Yüksek Mimar Zümrüt Doyran Kadın olmak, insan olmak, birey olmaktır aslında. Ama nedense daha çok; insan yerine kadın-erkek kavramı içinde hakları çok geç kendisine verilen birey olmak demek. ‘Öteki’ olmaya zorlanarak hayatının her alanında var olabilmek için mücadele etmek demek. Erkeklerin yaptıklarını yapabilmek, başardıklarını başarabilmek ve onlarla yan yana koşabilmek için çok çalışmak demek. Gücüne sahip çıkmak, dik durmak ve ayakta kalmak için çokça çabalamak, sabretmek demek. Ve kadın olmanın zorluğuna rağmen gülümsemek demek… Hayallerini hedefe dönüştüren, bunlara ulaşmak için tüm gücüyle çalışan, ilerleyen, haklarına sahip çıkan tüm kadınların gününü kutlarım.

YOYO Event Kurucu Ortağı Burcu Erkin Yıldızak Bence, kadın olmak süper kahraman olmaktan farklı bir şey değil … Ev kadını ya da iş kadını farketmez; aynı anda birçok şeyi yönetmeye ve koordine etmeye çalışan, anne, eş, abla, kardeş, dost ve arkadaştır kadın. Emek verir, karşılık beklemeden, içinden gelerek, isteyerek, özveri ile herkesi mutlu etmek için çalışır. Başkalarını mutlu ettikçe o da mutlu olur. Sevdiklerine güzel bir sofra sunmak için o özel yemeği pişirmek uğruna saatlerce uğraşabilir ya da kızına ilk adımını atması için onu cesaretlendirirken asla pes etmez ve vazgeçmez. İşte bu über süper kahramanın sihirli tılsımı, onu besleyen ve ayakta tutan en önemli olan şey sevgidir. Sevgi ile gücü, direnci artar, coşar. Aynaya bakalım, hepimiz aslında bir über süper kahraman kadının eseri değil miyiz? 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.

121


8

Mart

Dünya Emekçi Kadınlar Günü

AE Arma-Elektropanç Rusya ve İngiltere Elektrik İşlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Elif Akyüz Teknik müteahhitlik sektöründe kadın olmak, diğer sektörlere göre daha zordur. Ancak güçlü, kararlı ve hırslı karakterleriyle kadınlar tüm sektörlerde olduğu gibi teknik müteahhitlik sektöründe de her türlü zorluğun üstesinden kolaylıkla gelebiliyor. Ülkemizde okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranının erkeklerden neredeyse 5 kat fazla olduğunu görüyoruz. İstihdam oranına baktığımızda ise erkeklerin oranının yüzde 64, kadınların yüzde 26 olduğu görülüyor. Ülke ve toplum olarak çok daha iyi yerlere gelmek istiyorsak, bu oranları mutlaka değiştirmemiz gerekiyor. Bugün ekonomimiz büyüdükçe kadın istihdam oranının da arttığını görebiliyoruz. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki toplum olarak doğru yoldayız. Ancak elbette unutmamamız gereken çok önemli bir nokta var. Önemli olan asla cinsiyetiniz değil, mesleğinizdeki başarınız, isteğiniz ve azminizdir.

Papatya Mobilya Reklam Ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Fatma Erkaçan Kadın olmak; anne olmak, eş olmak, çalışan olmak gibi pek çok rolü aynı anda layığı ile yürütebilme gücüne sahip olmaktır. Özellikle sosyal medya kullanımının artışı ve dijital platformlar sayesinde artık duyuyor, okuyor ve biliyoruz ki; bu ülkede kadın olmak, ayaklarının üzerine basabilmek çok zor. Ben de varım diyebilmek için eğitim ve kültür seviyesinin iyileştirilmesi, kadınların kendilerinin farkına varmaları, kendine güven duymaları ve ne kadar kıymetli olduklarını bilmeleri gerekiyor. Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı oldukça düşük… Ve genele bakıldığında erkeklere nazaran eğitim seviyeleri daha geride. Özgür, başarılı, kültürel ve ahlaki seviyesi yüksek bir toplum, bunun bilincinde kadınlar ile var olur. Kadın denildiğinde akıllarımıza şiddet, taciz gibi insanlık dışı olayların hiç gelmediği günler umudu ve özlemi ile… 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun!

122


Dünya Emekçi Kadınlar Günü

8

Mart

HER GÜN

Sütlaç Prodüksiyon Firma Sahibi Songül Bağcı Kadın olmak; herşey olmak, bir varlığıyla bin parçaya ayrılmaktır. Kadın olmak; yaratıcı, doğurgan, derleyen, toplayan olmaktır. Kadın olmak; hassas ve şevkatli yüreğiyle dimdik ayakta durmaktır. Yaradılış gereği toplumdaki her birey , bir kadının ellerinde şekillenir. Kadına toplumsal ve sosyal yaşamda düşen görev ve sorumluluklar çok fazladır. Kadın iş yerinde çalışan, üreten; evinde pişiren, derleyen, toplayan; aynı zamanda da eş ve annedir. Günümüz Türkiye’sinde eğitim, sanayi ve kentleşmenin gelişmesiyle birlikte, kadınlar çalışma hayatına büyük oranda katılmış ve daha aktif roller almıştır. Kadınların iş yaşamındaki potansiyelini daha da artırabilmek için farklı politika ve projelere öncelik verilmeli, kadın girişimciliği desteklenmelidir. Fedakar, çalışan ve üreten kadının toplumda hak ettiği sevgi ve saygıyı görmesi dileğiyle…

KADINLARIMIZIN GÜNÜ OLSUN… Kadın olmak hem narin olup hem güçlü olabilmektir. Kadın hemen pes etmez, sevgisi ile yapamayacağı şey yoktur. Kadın emekçidir, hem evinde hem iş hayatında… Savaş kadına göre değildir. Yalnızca sevgi için savaşır kadın veya sevdiklerini korumak için… Dediğim gibi sevgi ile yapamayacağı şey yoktur ki kadının… Yuvayı dişi kuş yapar lafı doğrudur. Betondan bir evi, bir kadın ‘yuva’ yapabilir ancak. Kadın, sevildikçe güzelleşen ve hayatı güzelleştirendir. Aldığını 2 katına çıkarma gücü vardır kadında. Sevgi veren de nefret veren de 2 katını alır… Sonunda yine de sevendir kadın. Bu yüzden çok kıymetlidir. Zariftir, güzeldir, huzurdur, neşedir, hayatın renkli tarafıdır kadın. Yeter ki ihtiyacı olan sevgi, ilgi, şefkat ve güveni alsın karşısından. Kadın olmak en özel ve en güzel şeydir bu yüzden… Her kadın içindeki küçük kızla buluşsun... Kadın olmaktan mutlu ve memnun olsun. Kadın bedeninde olmayı sevsin... Yaşamını sınırlandıran tüm duygu, korku ve inançlardan özgürleşsin. Toplumumuzda kadına karşı olan bakış açılarının değişmesi gerekiyor. Bu da ancak insan olarak birbirimize değer verdiğimiz gün gerçekleşecek ve ancak o zaman kadına gerçek değerini vereceğiz. Emeğini küçümsemediğimiz gün ancak kadının değerini bileceğiz, kadının kadını küçümsemediği gün ancak değerimizi bulacağız. Bize kadına dair görüşlerini ileten, sektörün tüm güzel kadınlarına teşekkür eder, tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarız. EDİTÖR: ECE KIRDUDU

123


ÜRÜN HİZMET

Öncelik personelin

kişisel gelişimini sağlamak HİZMET KALİTESİNİ ARTIRMAK İÇİN PERSONELİN KİŞİSEL GELİŞİMİNİ SAĞLAMANIN ÖNEMİNE DEĞİNEN KÄRCHER ÖZEL MÜŞTERİLER ÜLKE SATIŞ MÜDÜRÜ İSMAİL KORKMAZ; TEKNİSYEN, MÜHENDİS VE SERVİSLERİNE TÜRKİYE VE ALMANYA’DA BULUNAN EĞİTİMCİLER TARAFINDAN DÜZENLİ OLARAK EĞİTİMLER VERİLDİĞİNİ İFADE ETTİ. KÄRCHER İLE YENİLİKÇİ TEMİZLİK ÇÖZÜMLERİ Kärcher 1935 yılında Almanya’da Alfred Kärcher tarafından kurulmuş bir firma... Temizlik makine, ekipman ve aksesuarlarının yanı

sıra, temizlik kimyasalları ve deterjanlarını da üretmekte olan; dünya üzerinde 190’ı aşkın ülkede 40 bin satış noktasından kullanıcılara hizmet sağlayan bir sanayi devi. 10 binin üzerinde çalışanı ile Kärcher, 80 yılı aşkın bir süredir tüm dünyada hem profesyonel kullanıcılara hem de ev kullanıcılarına yenilikçi temizlik çözümleri sunuyor.

SATIŞ SONRASI EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ Kärcher olarak AR-GE’ye ciddi yatırım yapan bir firma olduklarını belirten Kärcher Özel Müşteriler Ülke Satış Müdürü İsmail Korkmaz, “Hali hazırda pazara sunduğumuz ürünlerin yanı sıra yeni çıkan bir ürünün son kullanıcıya en iyi şekilde tanıtılması için yurt içi ve yurt dışında bulunan akademilerimiz tarafından gerçekleştirilen eğitimlerimiz bulunuyor. Ürün eğitimleri işimizin önemli bir parçası fakat hizmet kalitemizi artırmak

için eş zamanlı olarak önem verdiğimiz bir diğer konu personelin kişisel gelişimini sağlamak adına verilen eğitimlerdir” dedi. Ekipman sağlayıcısı firma olarak satış sonrası eğitimlerin ne denli önemli olduğunun bilincinde olduklarını söyleyen Korkmaz, teknisyen, mühendis ve servislerine Türkiye ve Almanya’da bulunan eğitimciler tarafından düzenli olarak eğitimler verildiğini ifade etti.

124

ETKİLİ ÜRÜN SUNUMU İÇİN EĞİTİMLER VERİLİYOR Her ürünümüzün farklı bir fonksiyon ve kullanım alanı olduğu için etkili ürün sunumları gerçekleştirmenin çok önemli olduğuna değinen Korkmaz, “Müşterilerimizin ihtiyaçlarını belirleyerek, onları doğru ürünle buluşturma konusunda danışmanlık hizmeti verdiğimizi söyleyebiliriz. Dolayısıyla doğru temizlik çözümünü müşterilerimize sunmak ve bu konuda satış ekibimizi eğitmek bizim için öncelikli konuların başında geliyor” dedi.


ÜRÜN HİZMET

Personel yetkinliğini artıran 8 aylık eğitim programı… yöneticilerimize yönelik gelişim programlarımızın yanı sıra 2017 yılında uzmanlarımıza yönelik özel bir gelişim programını hayata geçirdik. AGT Uzman Liderler Okulu adıyla ağırlıkla uzman seviyesinde olmak üzere çalışanlarımızın birçok yetkinliğini geliştireceği sekiz aylık bir eğitim programı başlattık. Bu yıl ustabaşı ekip liderlerimiz için benzer kurguda bir gelişim programı başlatmak için düğmeye bastık” dedi.

ANINDA ERİŞİLEBİLİR SİSTEMLER KURGULANIYOR Alp, “2016 yılı itibarıyle ERP değişikliği ile SAP’ye geçişimiz ve sonrasında Success Factors İK programı ve EBA doküman yönetim programlarını da süreçlerimize dahil ederek dijital sistemlerde yürütmeye başladık. Tüm süreçlerimizin web üzerinden de erişilebilir olmasını hedefliyor, bu amaçla daha mobil ve anında erişilebilir sistemler kurguluyoruz” diye belirtti.

EĞİTİMLERİN PRATİK OLMASINA DİKKAT EDİLİYOR

Personellerin gerek teknik ihtiyaçlarına gerekse de yetkinliklerine yönelik gelişimlerini sağlamak için eğitimler verdiklerini söyleyen AGT (Ahşabı Geliştiren Teknoloji) İnsan Kıymetleri Direktörü Cihan Alp, “Verdiğimiz eğitimlerin pratiğe yönelik olmasına özellikle dikkat ediyoruz” diye belirtti.

“8 AYLIK BİR EĞİTİM PROGRAMI BAŞLATTIK” AGT olarak değerleriyle duygusal sermayesini büyüten, paydaşlarının mutluluk ve bağlılığını sağlayan, topluma ve çevreye duyarlı, sektöre yön vererek büyüyen öncü marka olma misyonuyla faaliyetlerini sürdürdüklerini söyleyen AGT İnsan Kıymetleri Direktörü Cihan Alp, “Bizim için çalışanlarımızın duyguları oldukça önemli çünkü onların hislerinin toplamı AGT’nin duygusal sermayesini oluşturuyor. Personellerimizin gerek teknik ihtiyaçlarına gerekse de yetkinliklerine yönelik gelişimlerini sağlamak için eğitimler veriyoruz. Ayrıca Finansal Farkındalık, Çok Boyutlu Liderlik gibi

Verilen eğitimlerin çalışanlar tarafından özümsenmesine ve onların hayatında bir şeyleri değiştirmesine çok önem verdiklerine değinen Alp, “Verdiğimiz eğitimlerin pratiğe yönelik olmasına özellikle dikkat ediyoruz. Uzman Liderler Okulumuzda her ay katılımcıların gelişim alanlarına yönelik yaptığı çalışmalar paylaşılıyor ve takip ediliyor. Aynı zamanda gerek eğitmenlerimizin gerekse katılımcı arkadaşlarımızda davranış değişiklikleri ve farkındalık gelişimiyle ilgili sürekli geri bildirim alıyoruz” açıklamalarında bulundu.

“EĞİTİME YAPILAN YATIRIMIN ÖNEMİNE İNANIYORUZ” “Güven duyduğunuz zaman daha fazlasını yapmak için gerekli motivasyonu da enerjiyi de içimizde hissetmek kolay. Esasında formül oldukça basit. Biz de AGT olarak her noktada bu duyguyu yaratma hedefindeyiz. Çalışanlarımızın yapabileceklerinin en iyisini yapmalarına olanak sağlayacak çalışma kültürü oluşturmak temel amaçlarımızdan birisi. Dolayısıyla çalışanlarımızdan gelen her türlü öneri ve iyileştirmeye de açık bir İK kültürünü destekliyoruz” diyen Alp, “Özellikle eğitime yapılan yatırımın önemine inanıyor ve iç potansiyellerimizin bu noktada gelişimini önemsiyoruz. Bunun sadece şirketimizin değil ülkemizin gelişimi için de katkı yarattığını düşünüyoruz. Çalışanlarımız, onların aileleri, bayilerimiz ve etkileşimde, iletişimde olunan tedarikçilerimizi de düşündüğümüzde aslında büyük bir kitlenin hayatına artı değer katmak ana hedefimiz haline geliyor” dedi.

125


ÜRÜN HİZMET

Hizmet kalitesinin olmazsa olmazı personel eğitimi DETAYBİR, 360 DERECE TESİS YÖNETİM HİZMETİNİN YANINDA KURUMUN İHTİYACINA ÖZEL TEMİZLİK VE GÜVENLİK HİZMETİ ALANINDA ÇÖZÜMLER ÜRETİYOR. KULLANDIKLARI ÜRÜN VE EKİPMANLARDA SON TEKNOLOJİ TERCİH EDERKEN, YÜZDE 100 ÇEVRECİ ÜRÜNLER OLMASINA DA ÖNEM GÖSTERDİKLERİNİ SÖYLEYEN DETAYBİR GENEL MÜDÜRÜ BÜLENT AYDOĞAN, PERSONEL DEVAMLILIĞI ADINA YAPTIĞI ÇALIŞMALAR ÜZERİNE DE KONUŞTU.

D

etaybir’den bahseder misiniz? Ne tür hizmetler vermektesiniz? 1996 yılında “Çözüm üretmek için varız” sloganıyla yola çıkan, Detaybir ailesi olarak, temizlik ve güvenlik başta olmak üzere 360 derece tesis yönetimi ve bordrolama hizmeti vermekteyiz. Amacımız; çalıştığımız kurumların sözde değil gerçekten bir çözüm ortağı olarak hizmet vermek, hizmet kalitemizle sektörde fark yaratan firma olmaktır. 20. yılımızı geride bırakırken en büyük motivasyonumuz; kuruluş yıllarında hizmet verdiğimiz müşterilerimizle yolcuğumuzun devam etmesidir. Kurumsal ancak, ihtiyaca hızlı cevap verebilen butik firma yapımızla, hem 360 derece tesis yönetim hizmeti verirken hem de kurumun ihtiyacına özel temizlik ve güvenlik hizmeti alanında çözümler de üretebiliyoruz. İstanbul merkezli ofisimizle Türkiye genelinde hizmet veriyoruz. Personel devamlılığını sağlamak ve iş süreçlerine teknolojiyi dahil etmek adına yaptığınız çalışmalar neler? Her sektörde olduğu gibi tesis yönetimi alanında da teknolojik gelişmeler ve trendler hızla değişmekte. Özellikle kullandığımız ürün ve ekipmanlar konusunda son teknoloji tercih ederken, yüzde 100 çevreci ürünler olmasına önem veriyoruz. Detaybir olarak, temizlikte, klasik yöntemlerle yetinen bir kurum olmak istemiyoruz. En yeni gelişmeleri yakından takip ediyor ve bunları hiç vakit kaybetmeden kendi işimize transfer ediyoruz. Özellikle, çalışanlarımızın sağlığı bizim açımızdan çok önemli, yaptığımızın işin

126

büyük çoğunluğunu insan kaynağının oluşturduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle, onların daha rahat çalışabilmeleri için ergonomik temizlik araçları üzerinde çalışıyor, tüm yenilikleri takip ediyor, en az fiziki güçle kullanılabilen, en verimli temizlik ekipmanlarını tercih ediyoruz. Hijyen konusunda da aynı şekilde… Dünya çapında, sektördeki teknolojik gelişmeleri takip eden ekibimiz sayesinde, nanoteknoloji ile üretilmiş, insan sağlığına zarar vermeyen, koruyucu ve kalıcı temizlik malzemelerini tercih ediyoruz. Bununla, hem verdiğimiz hizmetimizin kalitesini artırırken hem de personelimizin daha verimli çalışmasını sağlıyoruz. Tedarik firması olarak yüksek kalitede hizmet verebilmek adına personellerinize ne gibi eğitimler veriyorsunuz? Hizmet sektörünün içerisinde en önemli hizmet grubu, temizlik hizmetidir. Günümüzde tesis yönetimi hizmeti veren şirketleri, aynı zamanda bir akademi olarak görmek gerekir. Bunun nedeni şirketler çalıştırdığı personellerin kriterlerini belirlerken en alt seviyeden belirlemek zorunda kalıyor. Bu nedenle bu sektördeki şirketler, bir personeli işe alımı yapıldığında; kimyasal, makine kullanımı, iş yeri çalışma, disiplin, kılık kıyafet, davranış... gibi hem mesleki hem de çalışanın kişisel gelişimini desteklemek amacıyla bir çok konuda eğitim vermek zorundadır. Detaybir ailesi olarak; hizmet kalitemizle fark yaratmanın olmazsa olmazının çalışanlarımızı doğru eğitimlerle desteklemek olduğunun bilincindeyiz. Özellikle AVM, plaza, site gibi yerlerde, hizmet kalitesinin sürdürülebilir olması için eğitim en önem verdiğimiz husustur.



ÜRÜN HİZMET

ATALIAN personel devamlılığı için eğitim ve iletişime önem veriyor İş süreçlerinde hızlı yol almanın iletişimden geçtiğine vurgu yapan ATALIAN Eğitim ve Denetim Müdürü Dicle Bakır, “Olaylara personellerimizin gözünden bakıyoruz” dedi.

T

edarik firması olarak yüksek kalitede hizmet verebilmek adına personellerinize ne gibi eğitimler veriyorsunuz? ATALIAN bünyesinde eğitimler yıllık olarak planlanır ve her yıl güncellenir. Projede çalışacak personel, öncelikle İş Güvenliği Uzmanı tarafından Temel İSG eğitimini alır. Daha sonra proje içi oryantasyon programı dahilinde tamamlaması gereken mesleki eğitimlerini ve saha uygulamalarını proje yöneticisinden veya şefinden alarak hizmete başlar. Bu eğitimin içeriğine şirket tanıtımı, personelin uyması gereken kural ve uygulamalar ile görev tanımları da dahil edilmiştir. Yıl içindeki planlı diğer eğitimler personelin kişisel ve mesleki gelişimlerini sağlayacak konulardan oluşuyor. Ekip çalışması ve iletişim becerileri, kişisel hijyen ve bakım gibi kişisel gelişim eğitimlerinin yanısıra çalışanımızın çevre bilinci ve farkındalığını artırmak için atık yönetimi konusu ile temizlik prensipleri, kimyasallar, renk kodları, tuvalet ve ofis temizliği, makine ekipman tanıtımı, kullanım ve bakımı, zemin ve halı temizliği konularındaki mesleki eğitimler veriliyor. Ayrıca yangın, yüksekte çalışma ve risk değerlendirme eğitimleri de uzman kişilerce planlanıp ve uygulanıyor. Tüm proje yöneticilerimiz ile şef pozisyonunda çalışan yönetici kadromuz da bu eğitimleri ve yetkinlik sınavlarını tamamlayarak görev alıyorlar. Personel devamlılığını sağlamak ve iş süreçlerine teknolojiyi dahil etmek adına yaptığınız çalışmalar neler? ATALIAN’da her çalışanımız bizim için değerlidir. Onların ergonomik koşullarda çalışabilmeleri ve meslek has-

128

talıklarına maruz kalmamaları önemli. Bu nedenle hizmet sunumunda seçilen her ekipman, makine ve sistem titizlikle değerlendiriliyor. Personelin devamlılığı ve aidiyetini sağlamak adına en etkili yol bizim için insan ilişkileri ve iletişimdir. İş süreçlerinde de hızlı aksiyon almanın yolunun da buradan geçtiğine inanıyoruz.

Eğitimlerin personeller üzerindeki değişimleri ne yönde? Bu eğitimler personellerin verdiği hizmet kalitesini artırıyor mu? Eğitimlerde bir arada olmak, ortak bir sinerji yaratıyor. Öncelikle olaylara personellerimizin gözünden bakıyoruz, uygulanması gereken kurallarla birlikte hataları, geçmişten gelen deneyimlerini paylaşıyoruz. Teknik bilgilerle deneyimler, uygulamalar bir arada olunca işi yaparken bunları anımsıyorlar. Farkındalıkları artıyor. Örneğin alanda çapraz bulaşmaya neden olacak bir uygulamanın başkalarına ya da kendisine nasıl zarar vereceğini öğreniyorlar. ATALIAN eğitim süreçleri boyunca sadece işin nasıl yapılacağının değil sonuçlarının ve amacın ne olduğunu anlatmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Çalışanımız da kendisine verilen bu değeri sahada hizmete dönüştürüyor.


ÜRÜN HİZMET hukuku, güvenlik tedbirleri, silah bilgisi ve atış (ihtiyaca göre), patlayıcı maddeler, olay yeri koruma, güvenlik sistemleri ve güvenlik cihazları, alışveriş suçları, risk analizi, tehdit değerlendirmesi ve önlemler, örnek olay çalışmaları, sivil savunma, acil durum plan ve prosedürleri, özel güvenlik etiği, temel ilkyardım, iletişim teknikleri, profesyonel nitelikler ve davranış, protokol eğitimi, yönetici ilişkileri, acil durum iletişimi ve işbaşı oryantasyon eğitimleri.

Hata ve riskleri en aza indirmek için personel eğitimi önemli Personellerine verdikleri eğitimlerden bahseden Sofra/Compass Group Türkiye Destek Hizmetler ve Güvenlik Hizmetlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Alakuştekin, “Uzman eğitim kadromuzla birlikte hizmet sunulan alanlarda verdiğimiz uygulamalı eğitimler önceliklerimiz arasında yer alıyor” diye belirtti. Tedarik firması olarak yüksek kalitede hizmet verebilmek adına personellerinize ne gibi eğitimler veriyorsunuz? Sofra/Compass Group Türkiye’nin destek hizmetler alanındaki markası Euroserve Güvenlik olarak bugün itibarıyla 4 bin kişiyi istihdam ediyoruz. Eğitim süreçlerimizi planlarken, öncelik olarak müşterimizin talepleri, işletmenin faaliyet alanı,

kapasitesi, riskleri, jeolojik konumu, fiziki ve elektronik yapısı ve yasal mevzuatlar gibi başlıklar altında hazırlanan risk analizlerini inceliyoruz. Sonrasında eğitim konuları ve aralıklarını belirleyerek bir yol haritası çıkarıyoruz. Personellerimize verdiğimiz eğitimleri şu şekilde sıralayabiliriz; 5188 sayılı özel güvenlik hizmetlerine dair kanun kapsamında silahsız 90 saat ve silahlı 120 saat temel eğitim, özel güvenlik

Personel devamlılığını sağlamak ve iş süreçlerine teknolojiyi dahil etmek adına yaptığınız çalışmalar neler? Sofra/Compass Group Türkiye olarak personel devamlılığı adına önceliğimiz çalışanlarımızın iş memnuniyetini sağlamak. Bu sektörde edindiğimiz 31 yıllık deneyim, personel seçimlerimizi yaparken özellikle kadromuza yeni dahil edeceğimiz adaylarda referansların bizim için ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Ailemize katılan çalışanlarımıza karşı temel prensiplerimizin başında onların sosyal haklarına saygı, iş sağlığı ve güvenliği, özlük hakları, gelirleri, iş güvencesi gibi unsurlar geliyor. Bu unsurlar aidiyet duygusunu artırdığı gibi sahiplenerek yapılan işin kalitesine de yansıyor. Diğer yandan sektörümüzdeki her yeni gelişmeyi yakından takip ediyoruz. İş süreçlerimizde titizlikle üzerinde durduğumuz konulardan biri de teknolojik yenilikler. Teknoloji alanında yaptığımız yatırımlarla birlikte gelişen teknolojinin ilk uygulama alanlarının projelerimizde olmasına gayret gösteriyoruz.

Eğitimlerin personeller üzerindeki değişimleri ne yönde? Bu eğitimler personellerin verdiği hizmet kalitesini artırıyor mu? Güvenlik sektörü, değişken risklere ve sürekli güncellenen yasal parametrelere sahip bir sektör… Özellikle saha uygulamalarında yapılan her hata, can ve mal güvenliği için büyük risk oluşturuyor. Bu hata ve riskleri en aza hatta sıfıra indirgemek için ilgili personellerin eğitimi büyük önem taşıyor. Eğitimlerimizin her adımının doğru ve eksiksiz uygulanması için çeşitli prosedürler ve iş akışları geliştiriyoruz. Uzman eğitim kadromuzla birlikte hizmet sunulan alanlarda verdiğimiz ‘uygulamalı eğitimler’ önceliklerimiz arasında yer alıyor. Diğer bir yandan eğitim sonrası verilen eğitimlerin hizmete nasıl yansıdığını ölçümleyerek raporlar tutuyoruz. Tüm bu süreçler hizmet kalitesini de gözle görülür bir biçimde artıyor. Geniş katılımlı eğitim organizasyonları ve standart eğitim prosedürleri izliyoruz. Bu durum personellerimizin eğitime olan bakış açısını pozitif yönde etkilerken gerek kariyer hedefleri gerekse daha verimli çalışmaları için eğitimin işimizin vazgeçilmez bir parçası olduğu gerçeğini de ortaya koyuyor.

129


ÜRÜN HİZMET

“Tasarımdaki kaliteniz farkınızı ortaya çıkarıyor” AYDINLATMA DEKORLARI VE KONSEPTLERİ İLE ÇOK KISA BİR SÜRE İÇERİSİNDE ÖN PLANA ÇIKAN MK AYDINLATMA’NIN GENEL MÜDÜRÜ OKTAY SÜREKA İLE GERÇEKLEŞTİRMİŞ OLDUKLARI PROJELER HAKKINDA KONUŞTUK. SÜREKA, “YAPTIĞINIZ SUNUMUN VE YARATTIĞINIZ HİKAYENİN FARKLI OLMASI GEREKİYOR. TASARIMDAKİ KALİTENİZ FARKINIZI ORTAYA ÇIKARAN EN 130

ÖNEMLİ UNSURLARDAN BİRİ OLUYOR” DEDİ.


ÜRÜN HİZMET

S

izden öncelikle MK Illumination’ın 2017 yılında, Türkiye’de gerçekleştirmiş olduğu önemli projeleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Normalde MK’nın yaptığı iş ‘Festive Lighting’ dediğimiz ‘Festival Kutlama Aydınlatmaları’… Ama biraz sezonluk iş kalıbından çıkıp tüm sene yapılacak bir iş formatına getirmek adına belirli girişimlerimiz oldu. Hem tasarım anlamında hem ürün gamı anlamında… Dolayısıyla sadece yılbaşı döneminde olmayan farklı projeleride sene boyunca yapıyoruz. Özellikle belediyelere yönelik belirli alanların güzelleştirilmesi, halka çekici hale getirilmesi adına birçok belediyeyle ciddi çalışmalarımız oldu. Bunların başında Gebze, Tuzla, Kırklareli, Gaziantep, Adana, Ordu, Aydın belediyeleriyle sene boyunca çalışmalar yaptık. Tabii ki ana iş konumuz yılbaşı… Yılbaşı döneminde de özellikle AVM’lere ciddi projeler gerçekleştirdik. Geçtiğimiz sene yaptığımız projelerin hemen hemen hepsine zaten devam ediyoruz. Bunların tekrar kurulumları oluyor, bazı eklentiler oluyor. Ama bunun yanında sıfırdan bu sene yaptığımız projelere gelecek olursak; Emaar Square AVM, Hiltown AVM gibi yeni açılan AVM’ler aydınlatma çalışması yaptığımız yerler oldu. Capacity AVM’ye bu sene yeni dekorlar yaptık. Yine Bursa’da Korupark komple bu sene yatırım yapan alışveriş merkezlerinden… İzmir Optimum ve Ankamall’da da çalışmalar yaptık. Bunun yanında uzun yıllardır çalıştığımız birçok alışveriş merkezi var. Maltepe Park, Panora, Espark, Park Afyon, Next Level, Buyaka, Antalya Migros, Teracity, Marmara Forum, Forum İstanbul bunlarla her sene çalışma yapıyoruz. Bu sene yeni açılan Metro Mall’un çalışmalarını da biz yaptık. Sonrasında birkaç senedir yılbaşı döneminde aktif olarak çalışma yaptığımız Kadıköy Belediyesi, Bağdat Caddesi, Kadıköy Meydanı’nda birçok çalışmalar yapıldı. Dubai’de yaptığımız birkaç proje oldu. Mall of the Emirates’in Ramazan dekorunu yaptık. Onun yanında yine Dubai ve çevresindeki 10’a yakın AVM’nin yılbaşı dekorlarını yapıyoruz. O bölgede bu sene yeni olarak yaptığımız Katar’da Doha Festival City AVM’ nin hem açılış hem Ramazan hem ulusal günlerine hem de yılbaşına yönelik 5 aylık bir proje gerçekleştirdik. Bu sene bir ilk olarak Mısır’da yeni açılan City Center Egypt’ta Hallowen dekoru yaptık. Ekim ayında bunu gerçekleştirdik ve çok keyifli bir dekor oldu.

MK, global anlamda şu anda iş hacmi olarak dünya sıralamasında bir numara. Öncelikle sunduğumuz ürünler sınıfındaki en kaliteli ürünler. Genellikle bir dekorla ilgili yatırım yapıldığında minimum 3-4 sene kullanım ömrü olması öngörülüyor. Her sene bu ürünlerin tekrar tekrar kurulumu gerçekleşiyor. Bu sürede zarar görmesi çok alışılmış bir durumdu eskiden. Ama MK, yarattığı ürünlerin montaj kolaylığı olsun ürün kalitesi olsun buradaki problemleri minimize ederek yatırımcıların uzun vadede ceplerinden tekrar harcama yapmamalarını sağlamış oldu. Bu da bizim ilk etaptaki artılarımız içerisinde geliyor. Bunun haricinde tabii farklılık çok önemli… Artan rekabet ortamında herkes birbirinden bir adım önde olmak istiyor. Dolayısıyla burada yaptığınız sunumun ve yarattığınız hikayenin farklı olması gerekiyor. Tasarımdaki kaliteniz farkınızı ortaya çıkaran en önemli unsurlardan biri oluyor. Biz kendi bünyemizde 8 kişilik bir tasarım ekibi oluşturduk. Burada farklı yetenekleri olan kişileri çalıştırıyoruz. Mimar, iç mimar, endüstri ürünleri tasarımcısı ve grafik tasarımcımız var. Farklı alanlarda fikirlerin birleştiği bir tasarım ekibi yaptık ki hem görsel anlamda hem fiziksel anlamda hem de estetik anlamda birbiriyle örtüşen ve birbirinin eksiklerini

Lübnan ve Beyrut’ta da 3 tane alışveriş merkezi ile çalışma yaptık. İsrail’le de bu sene çalışmaya başladık. İran’da da İsfahan, Tahran, Tebriz şehirlerinde genelde şehir uygulamaları üzerine projeler yaptık. Gürcistan’da yine bir AVM’de çalışmamız oldu. Yunanistan Atina’da Golden Hall AVM’nin komple yılbaşı dekorunu yaptık. Bu sene yaptığımız proje sayısı 20’nin üzerinde diyebilirim. Oluşturmuş olduğunuz aydınlatma dekorları ve konseptleri ile çok kısa bir süre içerisinde ön plana çıktınız. Peki, bu başarıyı yakalamanızdaki faktörler nelerdir? Rakipleriniz arasında nasıl bir fark yaratıyorsunuz?

131


ÜRÜN HİZMET Aydınlatmada kapsamlı olarak hangi alanlara hizmet sunuyorsunuz? Öncelikle alışveriş merkezleri ve belediyelerin aktif olduğu cadde ve sokak dekorasyonlarına hakimiz. Bunun yanında oteller, plazalar, iş merkezleri gibi daha çok hacimli ve popülasyonun yüksek olduğu yapılara hizmet sunuyoruz. Mağaza vitrinleri de kısa vadede ayrı bir birim ile çalışma yapmak istediğimiz bir alan. Bununla ilgili de potansiyelimiz mevcut.

tamamlayan bir tasarım oluşsun. Her aşamayı düşünerek hareket etmek lazım... Bir AVM’NİN mimari yapısını analiz ettikten sonra oraya en uygun, oranın detaylarını ortaya çıkaracak, oradaki eksiklere artı değer katacak bir proje sunmak önemli. Bunun için tasarım tarafına ciddi olarak önem veriyoruz. Büyümeye yönelik karar almamızı gerektiren bir üretim hususu oluştu. Hight Light alt yapımızın da desteğiyle MK için belirli ürünlerin üretimine ilk etapta başladık. 2 sene önce kurmuş olduğumuz üretim tesisiyle hem bizim aktif olduğumuz ülkelere hem de diğer ülkelerde yer alan MK firmalarına Türkiye üzerinden üretim yapıp ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu da bizim yerel olarak rakiplerimiz arasında en ciddi ayrıştığımız nokta haline geliyor. Hem lokal çözümler üretmek adına hem de hızlı cevap vermek ve daha efektif fiyat vermek adına yapılmış bir yatırım oldu ve ciddi anlamda da büyümemize katkısı oldu. Proje ve tasarımlarınızı hayata geçirirken nasıl bir ön çalışma yapıyorsunuz? Projenin kapsamına göre farklı yöntemler izlenebiliyor. Eğer büyük bir projeyse ve yoğun bir çalışma gerektiriyorsa satış ekibimizden arkadaşlarımızla birlikte tasarım ekibimizde projenin başından konuya dahil oluyor. Gerek AVM’ler ile yapılan toplantılara katılıp brifing alma gerekse saha keşfi anlamında ekibimiz en başından beri işin içerisinde yer alıyorlar. Çünkü sahadaki havayı solumadan oradaki eksikleri ya da artıları görmeden bir proje tasarımında yer almak çok doğru olmaz. Sonrasında tabii bilgisayar ortamında çeşitli yazılımlarla yarattığımız sunumları oluşturuyoruz. Bunu AVM ya da yatırımcı tarafında paylaşıyoruz. Yaptığımız tasarımlar, yapılacak olan gerçek uygulamanın yüzde 90-95 oranında aynısı oluyor. Tabii ki revizeler olabiliyor. O süreç içerisinde yatırımcı ile sürekli iletişim halinde oluyoruz. Kabul gördükten sonra ürünlerin üretim safhasına geçiliyor. Gerek Türkiye’de gerek MK’nın farklı üretim yerlerinde üretilen ürünleri önce kendi lojistik merkezimizde topluyoruz. Sonra da hem kendi bünyemizde bulunan hem de çalıştığımız uygulama firmalarının yardımıyla montajını yapıyoruz.

132

Yurt dışında hayata geçirmiş olduğunuz çalışmaların Türkiye’dekilerden farkları oluyor mu? Oluyorsa ne gibi farklılar söz konusu? Yurt dışında aktif olarak çalışmaya başladıktan sonra şunu gördük; her şey Türkiye’den çok daha planlı ilerliyor. Bir kere yatırım yapacak kişiler ne istediğini biraz daha fazla biliyor. Ziyaret ettiğimiz birçok yerde alışveriş merkezi ya da farklı destinasyonlarla ilgili projeler olsun genelde bu işe yönelik bir brifing dosyası her zaman oluyor. Bu dosyada, “Önem verdiğimiz alanlar şunlardır, burada bunları yapmak istiyoruz ve şu kadar bütçemiz var…” gibi yatırımcı hakkında bilmeniz gereken bilgiler bulunuyor. Dolayısıyla bu karşı tarafın önüne koyacağınız projeyi çok daha iyi tasarlamanızı sağlıyor. Türkiye’de genelde müşteriye gittiğiniz zaman önce neler yaptığınızı görelim şeklinde bir yaklaşım oluyor. Tabii böyle bir yaklaşımla sonuca ulaşmak çok zor oluyor. Durum böyle olunca karşı tarafın beklentisini anlayamıyorsunuz. Yurt dışındaki projelerin en büyük artısı ne istediklerini bilmeleri ve bu işle ilgili ne kadar bütçe harcayacaklarını bilmeleri… Çünkü bu bütçe dahilinde doğru ürün ve proje oluşturabiliyorsunuz. Aksi takdirde uçsuz bucaksız bir denizin içerisindesiniz. Türkiye’de net bilgi ve brifing alabildiğimiz yatırımcı sayısı sınırlı. Ancak profesyonelliğe erişmiş belli yönetimlerden bu şekilde yaklaşım alabiliyoruz. Ama genel anlamda bu konuda ciddi sıkıntı çekiyoruz. Birde Türkiye’de yapılan yatırımlar kısa vadeli çözümler üzerinde yoğunlaşıyor. Yurt dışında uzun vadeli projeler oluşturulması isteniyor ve buna göre yaklaşımlar yapılıyor. Bu hem bizim tarafımızdan hem de karşı taraf bakımından birçok şeyi önceden planlayıp rayına sokma imkanı sağlıyor. MK Illumination Türkiye olarak 2018 yılı ile ilgili hedefleriniz nelerdir? 2018’de 2017’ye ek olarak üretim tarafındaki kapasitemizi artırma planımız var. Bunun yanında aktif olduğumuz pazarlara yenilerini eklemek var. Bahsettiğim ülkelerin dışında yeni ülkelere hizmet vermeyi düşünüyoruz. Bunun için çalışmalarımız var.



ÜRÜN HİZMET

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ZİNCİR MARKALARINA HİZMET VEREN HAYPACK AMBALAJ ŞİRKET YETKİLİSİ

Yeni yatırımlarla sektörün en iyisi olacağız

UĞUR HAYTA, HEDEFLERİNİN BÜYÜK OLDUĞUNU SÖYLÜYOR: “ŞU AN ZATEN İYİYİZ. TEK GAYEMİZ, SEKTÖRÜN EN İYİSİ OLMAK.”

H

aypack, Türkiye’nin en büyük zincir markalarına hizmet veren bir ambalaj üretim şirketi. Fabrikası İstanbul Silivri’de. Baskılı kâğıt poşet ve ambalaj üretimiyle başladığı sektörde kısa sürede büyüyüp Türkiye’nin en iyileri arasına girdi. 10 bin metrekare kapalı, 5 bin metrekare açık üretim alanında yerel ve uluslararası pazarlara yüksek kalite ve hızlı üretim felsefesiyle hizmet veriyor. Biz de Haypack Ambalaj Şirket Yetkilisi Uğur Hayta ile hem şirketi hem sektörü hem de başka alanlardaki yatırım planlarını konuştuk. Öncelikle şirketinizle ilgili kısaca bilgi alabilir miyiz? Ne zaman kuruldu, kimlere hizmet veriyorsunuz? 10 yıldır hizmet veriyoruz. Gıda, tekstil, ayakkabı ve alışveriş merkezlerine yönelik kâğıt ve çanta poşet üretimi yapıyoruz. Yaptığımız işler arasında gıda ve tekstile yönelik zincir markalar yoğunlukta. Gıda olarak hamburgerciler, zincir halindeki pastaneler en çok hizmet verdiğimiz müşterile-

134

rimiz. Bunlara kâğıt poşetler, kese kâğıtları, dipli ve dipsiz kâğıtlar, çatal-bıçak kâğıtları, tepsi kâğıtları üretiyoruz. Gıda sektöründe 100-110 şubesi bulunan firmalara bu tür hizmetler veriyoruz. Ürünler hakkında biraz bilgi alabilir miyiz? Ne tür hammaddeler kullanıyorsunuz, hammaddeleri nerelerden temin ediyorsunuz? Bizim tek hammaddemiz kâğıt. Kâğıdı ana bölgesi olan Kanada’nın yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nden temin ediyoruz. Yurt dışında başka bir

şirketimiz var. O şirket aracılığıyla hammaddeyi satın alıp Silivri’deki fabrikamıza sevkiyatını sağlıyoruz. Amerika, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Fas gibi ülkelere ihracat da yapıyoruz. Bu ihracatlarımızı çanta, saplı çanta, kese kâğıtları, baget ekmeklerin ambalajı olarak gerçekleştiriyoruz. Amerika’dan hem kâğıt ithal ediyoruz hem de bu ülkeye işlenmiş kâğıt ihraç ediyoruz. Almanya’da bir depomuz var. Avrupa ülkelerine sevkiyatı genelde buradan gerçekleştiriyoruz.

ARTIK YETER! NAYLON HAYATIMIZDAN ÇIKMALI Talep açısından Türkiye ile bu ülkeler arasında bir fark var mı? Başta Almanya olmak üzere bu ülkelere daha çok kâğıt ambalajlar gönderiyoruz. Türkiye’de de özellikle gıda başta olmak üzere naylon poşetlere eskisi gibi rağbet yok. Çünkü sağlığımıza yeterince zarar verdi. Birçok hastalıklara neden oldu. Bu konudaki bilinçlenme gün geçtikçe artıyor. Bu bilinçlenmeye paralel olarak 2019’dan itibaren Türkiye’de de tama-


ÜRÜN HİZMET

men kalkması gündemde. Biz de bunun bir an evvel yürürlüğe girmesini beklemekteyiz. Çünkü sağlığımız söz konusu. Sonuç olarak naylonun kökeni petrol, kâğıdın kökeni ağaç. Naylon poşetlerin ücretle satılması bir çözüm olabilir mi? Yurt dışında poşetler ücretli. Bizde de bazı marketler poşetleri parayla satmaya başladı. Bu, hayatımızda daha az naylon poşet kullanma adına iyi bir gelişme. Ama dediğim gibi naylon poşetlerin bir an evvel hayatımızdan tamamen çıkması, evlerimize hiç girmemesi gerekiyor. Ambalaj sektöründe dünyadaki trendleri yakından takip ediyor musunuz? O trendleri ürünlerinize yansıtabiliyor musunuz? Makinalarımızı sürekli yeniliyoruz. Dünyayı yakından takip ediyoruz. Her sektör gibi biz de kendimizi yenilemeye mecburuz. Yenilemezsek, teknolojiyi takip etmezsek sınıfta kalırız. Müşteriye sürekli yeni bir şeyler sunmak gerekiyor. Bunun için de elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Şu an en ileri teknolojiye sahip makinalarla çalışıyoruz. Ayrıca, yeni ürünler ve tasarımlar üzerine çalışan ekibimiz var. Yeni ürün ve ta-

sarımlarımızı

müşterilerimize

sunuyoruz. Genelde çok beğeniyorlar. Bazen de ‘şurası şöyle olsa, burası böyle olsa’ diye öneride bulunuyorlar. Biz de bu önerileri dikkate alıyoruz. Tek amacımız müşterilerimize hızlı ve kaliteli hizmet verip onları memnun etmek.

KULLANDIĞIMIZ BÜTÜN ÜRÜNLER BELGELİ Bu işe sürekli yatırım yapan bir işadamı olarak ambalaj sektörünü genel olarak nasıl görüyorsunuz? Baktığınız zaman çok sayıda ambalaj firması var. Fakat birçoğu bu işi yapmak için gerekli

belgelere sahip değil. Merdiven altı diyebileceğimiz çok işletme var. Biz başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere yurt içi ve yurt dışı için birçok belgeye sahibiz. Merdiven altı diyebileceğimiz hijyenik olmayan yerlerde üretim yapılıyor. Sonuç olarak bu ambalajlar gıda sektöründe kullanılıyor, evlere giriyor, insanların eline değiyor. Biz 2 bin 800 metrekarelik kapalı alanımızda sağlıklı koşullarda üretim yapıyoruz. Kullandığımız tutkal ve boyaları, kendi alanlarının en iyileri olan firmalardan alıyoruz. Kullandığımız bütün ürünler kalite belgelidir.

yöneldiği inşaat işine değil de otelcilik sektörüne yatırım yapmayı planlıyoruz. Şu an zaten İstanbul’da bir otelimiz var. Ege tarafında turistik bir otel açmayı düşünüyoruz. Son olarak, ambalaj sektörüyle ilgili hedefleriniz neler? Ambalaj, babadan gelme bir meslek bizim için. Hedefimiz tabii ki ambalaj işini daha da geliştirmek. Şu an zaten iyiyiz. Tek hedefimiz, sektörün en iyisi olmak.

Farklı sektörlerde olmayı düşünüyor musunuz? Elbette düşünüyoruz. Son dönemlerde birçok firmanın

HAYPACK’IN ÜRETTİĞİ AMBALAJ ÜRÜNLERİ - Kese kağıdı

- Ambalaj kâğıtları

- Ekmek poşetleri

- Büküm ve flat saplı kâğıt poşetler

- Pencereli poşetler

- Tepsi kâğıtları

- Hamburger ve dürüm poşetleri - Çatal ve bıçak kâğıtları

135


ÜRÜN HİZMET

Kalite standardından ödün verilmiyor MÜŞTERİLERİN İSTEKLERİ DOĞRULTUSUNDA TASARIM SUNAN ORAL MİMARLIK’IN YÖNETİCİ ORTAKLARI EMRE ORAL VE KEREM ORAL İLE HAYATA GEÇİRDİKLERİ PROJELER VE ALDIKLARI ÖDÜLLER HAKKINDA KONUŞTUK. Oral Mimarlık hakkında bilgi verebilir misiniz? Neler yapar Oral Mimarlık? Emre Oral: 1933 yılında, mimar Muhtar Oral tarafından kurulan Oral Mimarlık; tasarım, inşaat ve müteahhitlik hizmetlerini Türkiye’de ve uluslararası sahada sunan bir mimarlık şirketi. Şirketimiz, günümüzde ağırlıklı olarak üst segment firmaların Türkiye, Ortadoğu, Rusya ve Asya’daki lüks mağazalarına; mimari, proje yönetim ve mobilya alanlarında destek sağlıyor. Proje uygulama, tasarım ve proje yönetimi hizmetini nasıl sağlıyorsunuz? Başarınızın sırrı nedir? Emre Oral: Öncelikle müşterilerimizin isteklerini öğreniyoruz ve bu istekleri doğrultusunda onlara tasarımlarımızı sunuyoruz. Tasarım süreci bittikten sonra bizim için ihale süreci başlıyor. Bu süreçte müşteriler ile yükleniciler arasında köprü oluyoruz. Projenin uygulanmasına başlandığında bütün iş takvimimiz gün gün hazır oluyor. Gerisi ise ekipleri etkili bir şekilde koordine etmek... Başarımızı titiz çalışma prensibimize bağlıyoruz. AVM ve perakende sektörü için konsept hazırlıyor musunuz? Ne gibi projeleriniz oldu? Kerem Oral: Evet, kendi konseptlerimizi de hazırlıyoruz. Bunlardan bizim için en özel olanı kendi markamız olan Palivor Çiftliği’nin Nişantaşı’nda bulunan restoranı…

136

Oral Mimarlık’ın bugüne kadar hayata geçirdiği projelerden bahseder misiniz? Kerem Oral: Christian Dior, Louis Vuitton, Prada ve daha birçok markanın yurt içi ve yurt dışında birçok butik mağazasını yaptık. Kendi emlak geliştirme projemiz Palivor Çiftliği’ni Kırklareli, Demirköy’de kurduk. Palivor Çiftliği projesi için farklı konseptlerde tasarladığımız villalar şu anda dünyanın dört bir yanından konuklar ağırlıyor. Ayrıca tasarladığımız ve müteahhitliğini yap-

tığımız Değer 16 Apartmanı Nişantaşı üst segmente hitap eden lüks projelerimizin en önemlisi. Ödül aldığınız projelerinizden bahsedebilir misiniz? Kerem Oral: 2010’da Değer 16 projesi ile ‘En İyi Ofis Mimarisi’ ödülüne, 2011’de Palivor Çiftliği ile ‘En İyi Müstakil Ev Mimarisi’ ödülüne, 2016’da Sadık Paşa Köşkü ile ‘En İyi Özel İç Mimarisi’ ödülüne layık görüldük.

Müşteri memnuniyetini nasıl bir fark yaratarak sağlıyorsunuz? Emre Oral: Müşteri memnuniyetini sağlayabilmemizin en önemli nedeni kalite standardından hiç ödün vermememiz... Biz lüks markalar için çalışan bir şirketiz. Doğal olarak bu markalar da kusursuz hizmet istiyorlar. Biz de onlara bu kusursuz hizmeti sağlıyoruz.



ÜRÜN HİZMET

ASTEL LED, IS PREPARING TO ENTER THE GLOBAL MARKET Astel LED; Speed up ıts efforts to grow ın the global market with CLARO.

ASTEL LED, GLOBAL PİYASAYA AÇILMAYA HAZIRLANIYOR Astel LED; CLARO ile global pazarda emin adımlarla büyümek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Şirketin temelleri 1992 yılında profesyonel görüntü sistemlerinin Türkiye’de ki küresel ve yerel teknoloji ürünlerini hızlı, güvenli ve kusursuz şekilde gerçekleştirmek üzerine atıldı. ASTEL LED çeyrek yüzyılı aşan süre içerisinde Panasonic, Christie, Philips, Absen gibi pek çok lider profesyonel görüntü sistemleri markalarının, Türkiye’deki dağıtım ve pazarlama faaliyetlerini başarılı şekilde müşterilerine ulaştırırken, sayısız ödüle de layık görüldü.

LED EKRAN SEKTÖRÜNÜN LİDERLERİNDEN BİRİ… 26 yıllık tecrübe ve bilgi birikimi ile müşterilerine uçtan uca ürün teminini sağlamak için 5 bin metrekarelik kapalı alan içerisinde, iç ve dış ortam LED ekranlarının üretimini Claro markası ile piyasaya sürmüş ve kısa sürede yakalanan başarı ile söktörünü domine ederek liderlerinden biri olmuştur.

LED EKRAN DENEYİMİNİ YERİNDE TECRÜBE EDİN! Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede projeyi başarıyla tamamlayan ASTEL LED; deneyimli satış ekibi ve mühendisleriyle sıra dışı uygulamalara imza atmaya devam ederken, Türkiye’nin en büyük Showroom’u ile müşterilerine LED ekran deneyimini yerinde tecrübe etmelerine olanak sağlıyor.

GLOBAL PAZARDA BÜYÜMEK İÇİN ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR Astel LED; CLARO ile global pazarda emin adımlarla büyümek için ARGE çalışmalarına hızla devam ediyor. Katma değerli iş modeli sayesinde müşterilerine değer yaratmaya devam etmek için dijital alt yapısını ürün konumlandırma ve projelendirmede geliştiriyor. Bu doğrultuda müşterilerimiz internet sitesi üzerinden talep formu oluşturarak hızlı bir şekilde taleplerini projelendirebilmektedirler.

138

Astel LED was established in 1992 in Turkey. Our company was built on three main principles to become the fastest, safest and the most impeccable company in Turkey. Astel LED, distributing Panasonic, Christie, Philips and Absen brands, which is the most well known and leader in a professional video system, in Turkey. More than a quarter of a century of experience bring many awards.

ONE OF THE LED DISPLAY MARKET LEADER With 26 years of experience and know-how, Astel LED is producing indoor and outdoor LED displays with the Claro brand within the 5,000 square meters covered area. With the success of the Claro brand, it has dominated the industry and become one of the leaders in the LED Display Market.

EXPERIENCE LED DISPLAY ON-SITE! Astel, which has successfully completed many projects in different countries, especially in Turkey; gives their customers the possibility to experience LED Displays in Turkeys’ largest LED Display Showroom on-site, while they are continuing to undertake extraordinary projects with their experienced sales team and engineers.

WORKS FOR GROWING IN THE GLOBAL MARKET CONTINUES Astel LED continue to increase its’ R & D activities rapidly for growing in the global market with CLARO. Besides its success of the product that reaches the customers directly, Astel LED aims to increase its market share with its value-added solutions. In order to continue creating value for its customers through its value-added business model, they develop its digital sub-system for product positioning and project planning. In this direction, our customers can request a demand form over our web page and respond their projects quickly.



ÜRÜN HİZMET

Dijital ekranlar ile kontrol sizin elinizde…

M

ikrokey hakkında bilgi verebilir misiniz Neler yapar Mikrokey? Mikrokey 1991 yılında bilgisayar sistemleri, kesintisiz güç kaynakları ve dahili çağrı sistemleri konusunda faaliyet göstermek üzere kuruldu. Görüntü ve iletişim teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak 2004 yılından itibaren tamamen bilgi iletişim teknolojileri konusunda yoğunlaştık. LCD ekranlar, onlara bağlı media player veya PC’ler ile birlikte dijital

Mikrokey; reklam panolarının yerini alan, medya dosyalarının dijital ortamda iletildiği ve yüklendiği cihazlar üretiyor. Bilgi duyuru ve reklamların bastırılması, gerekli yerlere gönderilmesi ve asılmasının maliyetleri artırdığını belirten Mikrokey Genel Müdürü Ömer Başdal ile ürünleri ve kullanıcılara sağladığı kolaylıklar hakkında konuştuk. tanıtım sistemleri projeleri gerçekleştiriyoruz. Bu alanda elde ettiğimiz bilgi birikimimiz ile müşterilerimize danışmanlık, yazılım, donanım satışı, altyapı montaj, kurulum hizmetleri veriyoruz. Bu tip projelerin yaygınlaştırılması konusunda bayilerimiz ve çözüm ortaklarımıza da destek vermekteyiz. Ürünlerinizden bahsedebilir misiniz? Bu ürünler kullanıcılara nasıl kolaylık sağlıyor? Ürünlerimiz statik bilgi, duyuru, reklam panolarının yerini alan, medya dosyalarının dijital ortamda iletildiği ve yüklendiği cihazlardır. Bilgi duyuru ve reklamların bastırılması, gerekli yerlere gönderilmesi ve asılması, baskı, dağıtım ve işçilik maliyetlerini artırıyor. Buna karşılık, internet üzerinden, lokal ağ üzerinden veya USB bellek ile cihazlara yüklenen içerik bu maliyetleri minimuma indiriyor, kontrolü kolaylaştırıyor. Ayrıca ekranlarda içeriğin zamanlama planlaması yapılarak yayına verilmesi de önemli bir avantaj. Örneğin 14 Şubat sevgililer gününde afişlerinizi ve etkinliklerinizi aynı gün içinde bütün ekranlarınıza

gönderebiliyor, ertesi gün farklı reklam afişlerinizi yayınlayabiliyorsunuz. LCD ekranlarınızın fark yaratan en önemli özellikleri neler? Ekranlarımızın en önemli özelliği müşteri gereksinimleri doğrultusunda yatay-dikey, ayaklı-duvar tipi, iç mekan-dış mekan, ankastre, ayna arkası vb. üretilebiliyor olması… Hangi alanlara hizmet sağlıyorsunuz? Statik bilgi, duyuru ve reklam panolarının yer aldığı her sektörde hizmet sağlıyoruz. Toplantı salonu ve yönlendirme ekranları ile otel-turizm sektöründe; bilgi, reklam ve yönlendirme ekranlarımız ile hastane, fabrika, AVM, mağaza, okul, üniversitelerde; asansör içi ve pano ekranlarıyla sitelerde yer alıyoruz. En son teknoloji yeni ürünlerinizden bahseder misiniz? İnternet üzerinden kolaylıkla yönetilebilen ekranlarımız, cep telefonları ve tabletler kullanılarak da yönetilebiliyor. Kullanıcılar ekranlarda yayınlanan reklamlarının online görüntülerini alabiliyor, istedikleri reklamın yayına girmesini sağlıyor.

Eklemek istedikleriniz… Teknolojinin hızla değişmesi, yapılan ekran yatırımlarının zaman içerisinde atıl kalmasına yol açıyor. Bu nedenle AVM gibi belirli sektörlerde uzun süreli kiralama yöntemi geliştirdik. Bu yöntemde yatırımcı, 2 ila 4 yıl arası sözleşmeler ile ekranları kiralayabiliyor, kendisine verilen kullanıcı adı ve şifre ile internet üzerinden ekranlara medya dosyalarını isterse tek tek, isterse grup halinde göndererek güncellemelerini yapabiliyorlar.

140



ÜRÜN HİZMET

ATALIAN’ın sunduğu Plaka Tanıma Sistemi Hizmetleri ile AVM’ler şimdi daha güvenli

Plaka tanıma sistemi alanında AVM’ler için ihtiyaç, fiyat, kalite değerlendirmesi içerisinde en akılcı, verimli ve hızlı çözümleri sektörün en köklü kuruluşlarından MOBESE A.Ş ile iş birliği yapan ATALIAN Entegre Tesis Yönetimi sunuyor. Son yıllarda insanlar alışveriş yapmanın yanı sıra yemek, sosyal aktivitede bulunmak ve gün boyu çeşitli nedenlerle zaman geçirmek için de AVM’leri yoğun olarak kullanıyor. Bu da söz konusu alanlar için güvenlik kavramını çok daha önemli hale getiriyor. Daha yüksek güvenlik için yayınlanan 29934 numaralı AVM Plaka Tanıma Sistemleri (PTS) Yönetmeliği de AVM’lere plaka tanıma sistemlerinin kurulmasını zorunlu hale getirdi. Sistem sayesinde AVM’lerin otopark giriş çıkışlarından geçen tüm araçlar tespit edilerek, şüpheli araç takibi yapılıyor ve merkeze anlık uyarılar iletiliyor, böylece Emniyet Genel Müdürlüğü’ne uyum sağlanıyor. Plaka tanıma sistemi alanında AVM’ler için ihtiyaç, fiyat, kalite değerlendirmesi içerisinde en akılcı, verimli ve hızlı çözümleri ise sektörün en köklü kuruluşlarından MOBESE A.Ş ile iş birliği yapan ATALIAN Entegre Tesis Yönetimi sunuyor.

ÇALINTI VE ARANAN ARAÇLARIN YAKALANMASINA OLANAK SAĞLIYOR… Plaka tanıma sistemi; kamera içinde bulunan bütünleşik donanım, yazılım ve plaka tanıma, Emniyet Genel Müdürlüğü merkezi yazılımından oluşuyor. Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) (MOBESE)

142

projelerinde kullanılıyor. Emniyet teşkilatının ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen sistem, çalıntı ve aranan araçların yakalanmasına olanak sağlıyor. Yüksek çözünürlüklü kameralarla araç plaka, marka, model, renk eşleştirme bilgileri kayıt ya da kontrol edilerek anlık olarak KGYS sistemine aktarılıyor. Burada işlenen bilgilerle rapor ya da alarm üretilmesi sağlanıyor.

PLAKA TANIMA SİSTEMLERİ BİRÇOK NOKTADA UYGULANIYOR Plaka tanıma işlemlerini, bütünleşik kamera sistemi POLNET (Polis Networkü) uyumlu plaka tanıma sistemi gerçekleş-

tiriyor ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün merkezi yazılımı ile entegre çalışıyor. Kameralardan alınan araç görüntülerinde plaka bölgesi ayrıştırılıyor, plaka üzerinde bulunan karakterler çeşitli görüntü işleme (OCR) yöntemleriyle okunuyor. Sistem IP veya analog kameralarla ve farklı çözünürlüklerde çalışabiliyor. Plaka tanıma sistemleri; otoyol giriş ve çıkış noktaları, fabrikalar ve sanayi tesisleri, üniversiteler, hastaneler, okullar, alışveriş merkezleri, depolar, siteler, otoyol kontrol noktaları, sınır kapıları, köprü ve gişeler, nizamiye, otogar ve terminaller, havaalanları, araç geçişinin kontrollü yapıldığı bölgeler ve otellerde yaygın olarak kullanılıyor.

ATALIAN, HIZLI VE SORUNSUZ SİSTEMLER KURUYOR… ATALIAN Entegre Tesis Yönetimi’nin plaka tanıma sistemlerinde sunduğu en büyük fark ve avantaj ise MOBESE A.Ş firması ile gerçekleştirdiği güç birliğini çözüm odaklı yaklaşımla müşterilerine sunması oluyor. ATALIAN, 20 yıllık deneyimi, uzman kadrosu ve finansal gücüyle projelendirme ve devreye alma aşamalarını gerçekleştiriyor. Ayrıca İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün hizmetlerini geliştirme ve destekleme amacıyla kurulan MOBESE A.Ş ile kendi konusundaki yetkinliklerini birleştirerek müşterilerine hızlı ve sorunsuz sistemler kuruyor. Plaka tanıma sistemlerine büyük önem veren kuruluş, tüm süreçlere hakim olmasının yanı sıra emniyet kabulü tarafında ise sektörün en sorunsuz hareket eden firması olarak biliniyor.


ÜRÜN HİZMET

“Her türlü çözüm ortaklığı sunuyoruz” Tasarımı yurt içinde veya yurt dışında yapılmış projelerin anahtar teslim tüm uygulama işlerini yaptıklarını söyleyen Novus Tasarım Kurucusu Mimar Seden Akkurt, bugüne kadar hayata geçirmiş oldukları projelerden de bahsetti. ANAHTAR TESLİM TÜM UYGULAMA İŞLERİ YAPILIYOR İç mimari uygulama işleri yapan Novus Tasarım Kurucusu Mimar Seden Akkurt, “Tasarımı yurt içinde veya yurt dışında yapılmış projelerin anahtar teslim tüm uygulama işlerini yapıyoruz. Tüm uygulama derken kaba inşaat sonrası sahayı teslim alıp, en son bardağına kadar bitmiş mekanları teslim ediyoruz. Tasarım olarak, tasarım artı uygulama şeklinde paket olarak gelen projelerde yer alıyoruz. Bize teslim edilen mekanların her türlü tasarımı, planlaması, bütçesi, uygulaması bütün paket halinde bitirip teslim ediyoruz” dedi.

HİZMET KALİTESİ HER GEÇEN GÜN GELİŞİYOR Akkurt, kuruldukları günden bu yana birlikte çalıştıkları takım arkadaşları ile her geçen gün hizmet kalitelerini güncel istekler doğrultusunda geliştirdiklerini belirtti. Uygulama, tasarım, ve proje yönetiminin birbiri ile çok entegre olmasının yanında bir o kadar da farklı uzmanlık alanı gerektirdiğini söyleyen Akkurt, bu üç alan için de ayrı ekiplerinin bulunduğunu ifade etti.

Mağazası (Almaata, Zorlu), Prada (İstinyePark, Zorlu), Adana Sheraton Hotel, Nef 163 (İstanbul) , Zorlu 199 ofisleri projelerimiz dahilinde olan yerlerdir” dedi.

ZAMAN ÇOK ÖNEMLİ Akkurt, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Öncelikle para ile satın alamadığınız ve telafi edemediğiniz tek şey zaman. Para kazandıracak tek şey de zaman. Mağazanın, otelin, projenin zamanında veya zamanından önce bitmesi önemli… Bizler taahhüt ettiğimiz tarihte hatta çoğu zaman daha erken ve taahhüt ettiğimiz bütçede işlerimizi tamamlıyoruz. Uygulama firmasının yanı sıra mimarlık ve iç mimarlık hizmetimiz de olduğu için her türlü çözüm ortaklığı da sunuyoruz.”

AVM VE PERAKENDE SEKTÖRÜNDE DE PROJELER GERÇEKLEŞTİRİLİYOR Akkurt, uygulamaya yönelik bir firma oldukları için AVM ve perakende sektöründe de projeler gerçekleştirdiklerini ve buna yönelik olarak Antalya Terracity’nin ince işlerini, projeleri yurt dışında çizilen mağazaların hareketli sabit mobilyalarını yaptıklarını söyledi. Novus’un bugüne kadar hayata geçirdiği projelerden bahseden Akkurt, “Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu ve Ofisleri, İstanbul Kongre Merkezi, Expo Antalya Kongre Merkezi, Soho House (İstanbul), Terracity Alışveriş Merkezi (Antalya), Kampanaki Yalısı (İstanbul), Pronovias Mağazası (İstinyePark), yine hareketli ve sabit tüm kaplama ve mobilya işlerini yaptığımız Dolce & Gabbana

143


ÜRÜN HİZMET

“Temizleme periyodlarına uymak kasko yaptırmak gibidir”

AB TEKNİK GENEL MÜDÜRÜ BURHANETTİN ÜNVER, DOĞRU BİR ŞEKİLDE KURULAMAYAN MUTFAK BACASININ NE GİBİ SONUÇLAR DOĞURACAĞINI BİZLERE AKTIRIRKEN, YANI ZAMANDA BACALARIN TEMİZLİĞİ NOKTASINDA DA BİZLERE BİLGİLER VERDİ.

A

B Teknik’i tanıyabilir miyiz? 1998 yılında ısıtma, soğutma, havalandırma hizmeti ile kurulan, ilerleyen süreçlerde, müşteriden gelen talepler doğrultusunda baca ve havalandırma kanalı temizliği üzerine hizmeti sunmaya başlayan AB Teknik, şu an hali hazırda 53 personel ile 100’ yakın AVM’ye, zincir restoranlara, otellere, kamu kurumlarına, fabrikalara ve plazalara hizmet veriyor. Edirne den Ardahan’a uzanan müşterilerine; mutfak bacası/yağlı kanal temizleme, robotla havalandırma kanalını temizlime (taze hava, klima kanalları), elektro statik filtre temizleme ve mutfak baca sistemlerinin uygunluğuna yönelik danışmanlık hizmeti veren firma, ayrıca baca güvenliği ve kullanımı noktasında eğitimler de veriyor.

Neden bacaların periyodik olarak temizlenmesi gerekir? Herhangi bir ihmal olması durumunda neler yaşanabilir? Temizleme periyodlarına uymak kasko yaptırmak gibidir. Bacanıza uzun süre bakım yaptırmazsanız yanmayabilir, ama yanmayacağının garantisi yoktur. Her zaman yangınları tetikleyen faktörler olmuştur; kullanıcı faktörü, sistemin çalışmaması, yapılan tadilatlarda çıkan olay-

144

önemli kısmını mutfak baca ve filtre sistemlerine harcıyor. Bu yatırım birde hassas bölgede ise otel plaza hastane vb. yerlere yakınsa o zaman daha maliyetli ve çözüm gerektiren sistemlere ihtiyaç duyuluyor. Burada önemli olan doğru bir mutfak projesi yapmak, doğru bir uygulayıcı bulmak, birde bu kadar pahalı bir sisteme doğru bakım yaptırmak. Bence işin en önemli kısmı doğru bakım yaptırmak hali hazırda piyasada gözlemlediğim bu kadar bedel harcanan bir sistemin sırf bakım maliyetleri yüzünden doğru çalışmadığı. lar vb… Bu yüzden bakımı yapan firmanın ve personelinin yetkin olması, düzgün bakım yapılması ve bakım aralıklarının atlanmaması gerekir. Bakım yapılmazsa; her zaman risk altında olursunuz, mutfak ortamınızda kötü koku olur, olası yangın ve aksi durumda işletme kapalı kalır, bakım yapılmayan sistemler enerji kaybına sebep olur, bakımını düzenli yaptırmayan işletmede çıkacak olan bir yangın sonrası sigorta şirketi hasarınızı karşılamaz. Bakım yapılırsa; riskleriniz azalır, personel ve müşteri alanınızda kötü koku olmaz, enerji tasarrufu sağlamış olursunuz, yasal bir yükümlüğü yerine getirmiş olursunuz, olası bir olumsuzlukta risklerinizi azaltmış olursunuz. Mutfak bacası temizliği maliyetli midir? Gerekli midir? Hepimizin bildiği gibi alışveriş sektörünün en büyüyen işletmeleri yemek içme firmaları oldu alışveriş merkezlerinin vazgeçilmezi oldular. Bununla birlikte birçok yerli yabancı markalar boy gösterdi. Her markanın kendine göre ürün gamı ve pişirme yöntemleri var bu da mutfak yapılarına etki ediyor. Örnek olarak ağır et ürünleri pişiren bir marka yatırımın

Toparlayacak olursak; kurulacak mutfak baca sistemlerinin doğru seçilmesi konusunda uzman bir firma ile çalışmak, sistemlerin bakım yapılabilir halde kurulması, bakım zamanlarının aksatılmaması, bakımı yapacak firmanın doğru seçilmesi çok önemlidir. Unutmayalım ki çalışan her cihaz canlı gibidir, bakım yaparsanız verim alabilirsiniz. Aksi halde mutfak baca sistemleri ummadığınız bir zamanda baca yangını olarak karşınıza çıkar.

BU İŞİ AVM’LER ÜSTLENMELİ Özellikle AVM’lerin bu işi üstlenmeleri gerektiğini vurgulayan Ünver, sebeplerini ise şu şekilde açıklıyor: “Yönetimin bu işi üstlenmesi doğrultusunda AVM’ye tek bir firma bakım yapar. Böylece bilgi akışı da düzgün bir şekilde sağlanmış olur. Ayrıca sistem bilgileri tek bir yerde olduğundan, yetkili muhatap bulmakta zorlanmaz. Aksi durumda her marka kendi firmasını getirirse, bunun takibi zor olur ve adeta bir kargaşa ortamı meydana gelir. Bu nedenle gelen firmanın yetkinliği de takip edilemez.”



Beynin ruhsal ve bedensel sağlık üzerindeki etkileri üzerine araştırmalar yapan M. Barış Muslu’dan kitapları hakkında bilgi aldık. Muslu, “Sorunların kaynağı beynimiz, sağlık sorunları da dahil hayatımızdaki sorunları çözmek için başlamamız gereken yer beynimiz ve travmalarımız. Kitapları işte bu paradigmayı milyonlara anlatabilme şansına kavuşabilmek için yazıyorum” diye ifade etti.

“BEYNİNİZİ DEĞİŞTİRİN, SAĞLIĞINIZ DEĞİŞSİN!” 146


Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? Barış Muslu kimdir? 1975 yılında doğdum. Tarsus Amerikan Koleji’nde lise eğitimini sürdürürken ABD’ye giderek lise ve üniversiteyi bitirdim. 20 yaşında genç bir elektrik-elektronik mühendisi olarak Türkiye’ye döndüm. Profesyonel olarak çalışırken Koç Üniversite’nde işletme mastırını tamamladım. 2001 yılında kendi şirketimi kurdum ve farklı projelerde Türkiye’de ilk kez yüz binlerce kişinin kullandığı teknoloji servislerini kurdum. Bu konuyla 1994 yılında Amerika’da tanıştım. 1994 yılından beri, beynin işleyişi ve beynin ruhsal ve bedensel sağlık üzerindeki etkileri üzerine araştırmalara devam ediyorum. Beynin işleyişi, ruhsal ve bedensel sağlık üzerindeki etkisi üzerine araştırmalar yapma merakınız nasıl gelişti? Aslında, bu konuya 1994 yılında NLP üzerinden başladım. Kişisel gelişimle ilgilenenler NLP’yi sıkça duyar. NLP’yi Türkiye’de ilk öğrenen ve uygulayanlardan biri olduğumu söyleyebilirim. Mühendislik okurken, yaklaşık 20 yıl önce Amerika’da tanıştım bu öğretiyle. Aslında bence orada yolum değişti. NLP kişisel gelişime ve farklı yöntemlere ilgi duymam için başlangıçtı. Hayatım boyunca yaptığım iş ne olursa olsun, bu yönüm her zaman çok baskındı. Ama çok daha detaylı araştırma ve eğitim çalışmalarımı 2004 yılından itibaren yaptım. Yöntemi geliştirmek; 2004 yılında vücudumda yaşamaya başladığım nedeni hiç bir şekilde anlaşılmayan, hiçbir şekilde temizlenmeyen ağrılardan kurtulmak amacıyla girdiğim uzun bir eğitim ve araştırma döneminin sonucunda oldu. İnsan kendi başına ciddi ve çaresiz bir durum gelmeden ne yazık ki, kendini geliştirmeden, büyük zorluklara göğüs germeden, işin kolayına kaçmayı tercih ediyor. Geliştirdiğiniz NeuroFormat sistemi hakkında bilgi verebilir misiniz? NeuroFormat, kelime anlamı olarak, nörolojiyi formatlama, yeniden biçimlendirme anlamına gelmektedir. Aslında yapmaya çalıştığımız şey beynimizdeki kötü olayların etkisini temizlemek. Çünkü nasıl dostlar kötü günde belli oluyorsa, beynimiz de kötü günlerde değişiyor. Kötü günler sonrasında bir şekilde beynimiz travmatik

olaylardan sonra eski haline bir türlü dönemiyor. Biz NeuroFormat ile özellikle yaşanan çok kötü günlerin etkisini beyinden temizliyoruz. Zaten format kelimesinin kullanılmasının nedeni de bu. NeuroFormat hiçbir şekilde hipnoz içermemekte, uygulama sırasında belirli göz hareketleri, vuruşlar ve telkinler tekrar edilmektedir. Mesela, bir sürücü geçirdiği kaza anında çok kısa bir zaman diliminde araba kullanmaktan, hayat boyu korkmayı öğrenebiliyor. Beynimizin, bu durumda sakin kalmayı öğrenmesi için, bu bilginin beyne hızlı şekilde verilmesi gerekiyor. NeuroFormat yöntemleri, istenilen bilginin beyne hızlı olarak öğretilmesi üzerine odaklanmıştır. Yıka Beynini, Beynine Format At ve Sağlığına Format At kitaplarını yazma fikri nasıl ortaya çıktı? Çoğu zaman hayatımızda yaşadığımız kötü dönemlerden sonra, sağlığımızın kötüye gittiğini biliriz ya da en azından çevremizde bunun farkına varmışızdır. Birileri çok kötü

günler yaşar, sonra hasta olur ve hepimiz aslında her şeyin beyinde bittiğini çok iyi biliriz. Size çok enteresan ve ezber bozan bir şey söyleyeceğim. “Beynimiz hastalıkları, büyük bir tehlikede olduğumuzu düşündüğü anlarda kapasiteyi artırmak için tetikliyor.” Bunu şu şekilde anlatayım: Travmalar beynimizin tehlikeli olarak algıladığı anlardır. İşte bu zamanlarda beyin, tıpkı heyecanlandığımız zaman kalp hızını artırmak gibi çeşitli organların da kapasitesini artırmayı seçebiliyor. Kalbin hızlı çarpması aslında, vahşi bir hayvanla karşı karşıya kalındığında iç organlardaki kanın, kollara ve bacaklara hızlı pompalanmasından başka bir şey değil. Kaçmak ya da savaşmak için güçlü olması gereken kol ve bacaklarımıza hızlıca takviye güç gönderiliyor. Beyin aslında milyonlarca yıllık prensiplerle çalışıyor. Mesela, yine kötü bir anda midemizde hissettiğimiz his bunun bir örneği. Bir başka deyişle, beynimiz travmatik anlarda organ-

147


de özellikle organlarımızın, hangi bölümlerinin travmalara nasıl tepki verdiğiyle ilgili çok önemli bir bölüm yer alıyor. Özellikle çözümsüz gözüken, kronikleşmiş sorunlar üzerinde çalışan kişilerin bu bölümden çok faydalanacaklarını düşünüyorum.

larda değişiklikler yapıyor ve bu değişikler travmalar bitip tehlike geçse de geri alınmayabiliyor. Travma sonrası, yıllar boyunca devam eden bu farklı çalışma şekli, vücutta birçok hastalık ve sağlık sorununu ortaya çıkarıyor. Mutsuzluk, korkular ve stresin neden insanı hasta ettiği çok uzun bir konu. Ama gerçek şu ki: “Beyninizi değiştirin, sağlığınız değişsin!” Ben gerçekten çok önemli ve çok az insanın bildiği yepyeni bir paradigmayı anlatıyorum. Bu paradigmaya göre aslında sorunların kaynağı beynimiz, sağlık sorunları da dahil hayatımızdaki sorunları çözmek için başlamamız gereken yer beynimiz ve travmalarımız... Kitapları işte bu paradigmayı milyonlara anlatabilme şansına kavuşabilmek için yazıyorum. Yazarken yaşadığınız zorluklar var mıydı? Varsa hangi noktalarda zorluk yaşadınız? Aslında yazarken değil, çok işe yarayan ve etkili bir sistemi, yepyeni bir paradigmayı insanlara anlatmaya çalışırken sıkıntı yaşıyorum. Çünkü anlattığım düşünce yapısı, kendini çok iyi eğitimli ve yenilikçi olarak görenlerle bile çatışabiliyor. Aslında, kendini en yenilikçi sayanlar bile, biraz de egoları yüzünden yenilikçi fikirlere karşı gelebiliyorlar. Ben de aslında en büyük sorunu, status quo ile yaşıyorum diyebilirim. Kitaplarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Okuyucular bu kitaplarda neler bulabilecek? Yıka Beynini benim konuyla ilgili ilk kitabımdı. Biraz daha teori ağırlıklı bir kitap… Beynine Format At, ilk kitabımdan 3 önemli noktada ayrılıyor. Çok daha fazla uygulama detayını bu kitapta bulacaklar. Bu arada NeuroFormat tekniklerinin uygulamalarını da en etkili ve kapsamlı haliyle yeni kitabımda paylaştım. Ve diğer en önemli noktaysa, beynimizin sağlığımız üzerindeki etkisini anlatan, ilk kez okuyacakları ve şaşıracaklarını düşündüğüm ‘ezber bozan’ bir bölüm yeni kitabımda yer alıyor. Bu bölüm-

148

Sağlığına Format At, benim en sevdiğim kitabım diyebilirim. Bu kitapta yepyeni bir bakış açısından bahsediyorum. Bahsettiğim pozitif düşünce ya da beynin hastalıklar üzerindeki etkisiyle ilgili klişe sözler değil... Benim bahsettiğim konu, hastalıkların daha çok hayatımızda yaşadığımız ‘beklenmedik’ şoklar sırasında beyinde neden ve nasıl tetiklendiği. Hatta hastalıkların çok önemli bölümünün bu şekilde beyin tarafından başlatıldığından bahsediyorum. Bu enteresan bir çelişki, beynin hastalıklara sebep olduğundan bahsediyoruz. Aslında çoğu zaman hastalıklara neden olan şoklar beyinden temizlendiğinde, beyin hastalıkları kendi kendine temizliyor. Buna hiç geçmez

denilen şeker hastalığı, tansiyon, kanser gibi çok ciddi hastalıklar da dahil. Bununla beraber kitapta; kilo sorunları, kalp krizi, cilt sorunları, sindirim sorunları, alerjiler, migren ve daha birçok konuyu detaylıca ele aldım. Bu hastalıklardan korunmak ya da kurtulmak için yapabileceğimizden bahsettim. Geçmez denilen hastalıkların, nasıl sistemli bir şekilde temizlenebildiğini ben ve ekibimin yaşadığı bu ‘mucizevi’ görülen iyileşmeleri detaylarıyla anlattım. Dışarıdan bakan bir göz için bu iyileşmeler mucize olarak görülse de, aslında hastalığa sebep olan beyindeki şokun doğru olarak tespit edilip temizlenmesiyle, zaten sorunun bitmesinin oldukça beklenen bir sonuç olduğunu paylaştım. NeuroAşk kitabım okuması en kolay olanı diyebilirim. Ondaysa aslında aşkın ve ilişkilerin neden günümüzdeki gibi olduğu, kadın ve erkek beyninin neden bunlara farklı baktığı, dünyadaki dengelerin neden bu şekilde oturduğunun detayları var. İlişki dengeleri tamamen aslında milyonlarca yıllık ihtiyaçlarla ilgili. Şunu söyleyebilirim ki bu kitabı okuyan insanlar, ilk kez karşı cinsin neden kendisinden bu kadar farklı olduğunu tam anlamıyla anlayacak. Kitabın diğer bölümleri geçmiş ilişki travmalarını temizleyebilmek ve karşıyı etkileyebilmek için çok etkili beyin oyunlarıyla ilgili.

Yeni kitaplar yazma hedefiniz var mı? Varsa ne tür kitaplar yazacaksınız? NeuroFormat ile birçok konuda oldukça şaşırtıcı sonuçlar aldığımız malum. Benzer çalışmayı özellikle çocukların başarısının önündeki engelleri kaldırmak adına başlattık. NeuroBaşarı; temelde NeuroFormat, NeuroFeedback, NeuroTransform ve NLP gibi daha birçok bireyselleştirmiş teknikten oluşan bir program. Gerçekten beyni başarıya açabilmek için çocuklarımızın geleceklerine müthiş bir katkı sağlamak istiyoruz. Özellikle başarının sınavlarla kanıtlandığı dünyamızda, çocuklarımızın en büyük sıkıntıları arasında gelen sınav kaygısı, başarısızlık korkusu, dikkat eksikliği, çalışma isteksizliği ve hafıza problemleri gibi engelleri, NeuroBaşarı programı temizleyecek ve sonra oturup başarımızı birlikte kutluyor olacağız. Bununla ilgili bir kitap hazırlığım tabii ki var. Özellikle bize ulaşamayan okuyucularımızın hayatına az da olsa bir katkı yapabilmek için bildiklerimi şimdi bu konu üzerine odaklıyorum.



AJANDA

700 YILLIK OSMANLI KÖYÜ: CUMALIKIZIK

H

ani bazı yerler vardır ya yanı başımızdadır ama gitmeye fırsat bulamayız. İşte Cumalıkızık Köyü’de Bursa’ya 15 dakika uzaklıkta sevimli mi sevimli, 700 yıllık bir Osmanlı köyü… İstanbul’a yakın gezilecek yerler arasında yakınlığı ve tarihi ile göz ardı ettiğimiz yerlerden bir tanesi.

CUMALIKIZIK’TA ZAMANDA YOLCULUK Uludağ eteklerine kurulmuş bu köy, kerpiç ve taştan yapılma iki katlı evleri, kestane ve incir ağaçlarıyla, sizinle birlikte bütün köyü dolaşan su yoluyla, mis gibi gözleme kokan sokaklarıyla sizi içine çekiyor, adeta bir zaman kırılması yaşatıyor. Beş Kızık köyünden biri olan Cumalıkızık Köyü, civar kızık köylerindeki cemaatin eskiden cuma namazı için toplandığı yermiş. Köyün, adını buradan aldığı söyleniyor. Bir başka söylence de, Osman Bey’in, köyün kurulduğu günün cuma olması sebebiyle köye bu ismi vermiş olduğu. Bahsettiğimiz bu beş köyden bugün tarihi dokusuyla ayakta kalan tek köy Cumalıkızık Köyü olmuş.

İKİ KATLI, CUMBALI VE RENKLİ EVLER Köyde toplam 270 ev olup bunlardan 176 tanesi tescillidir. Şu anda 180 ev hala kullanımda. Moloz taş, kerpiç ve ağaçtan yapılan evlerde ilk dikkat çeken iki ve iç katlı oluşları, üst katlarda bulunan pencelerin cumbalı oluşu, evlerin dış renklerinin ağırlıklı olarak çivit mavisi olduğu ve bununla birlikte sarı, beyaz ve mor renklerin de dikkat çektiği, alaturka kiremitli çatılarıyla yüzyıllar öncesine yolculuk yapmak için en doğru adresin burası olduğu şüphesiz.

150

GEZERKEN DİKKATİNİZİ ÇEKEN DETAYLAR OLACAK Köyün girişinde ilk karşınıza çıkacak olan yer tescillenmiş Cumalıkızık Mezarlığı. Mezarlığı gerinizde bırakıp köye doğru yürüyünce büyük meydana varılıyor. Meydan Osmanlı sivil mimarisine ait tarihi evlerle çevrelenmiş olup meydana zenginlik katan bir diğer şey de iki çınar ağacının olması. Herhangi bir yerleşim planı olmadan oluşturulan köyün sokaklarıysa yük taşıyan hayvanlar gözetilmek amacıyla yapılmış. Sokaklarını gezerken özellikle dikkat etmeniz gereken, yağmur sularının eve girmesine engel olmak için sokak taşlarının yolun ortasına doğru eğimli döşendiğidir. Yine yağmur suyu için düşünülen bir diğer dahiyane fikir de evlerin saçaklarının geniş ve uzun yapılması olmuş. Bundaki amaç ise yağmur yağdığında sokakların kuru kalmasıymış. Dünya’nın en dar aralıklarından biri olarak kabul edilen Cin aralığı, Cumalıkızık Etnografya Müzesi ve Sanat Evi, Cumalıkızık Cami, Zekeriya Hatun Çeşmesi ve Cumalıkızık Hamamı da görülmesi gereken yerler listenizde yer almalı.

MEŞHUR SERPME KÖY KAHVALTISI Cumalıkızık köyü meşhur serpme köy kahvaltısıyla meşhur. Köy kahvaltısının meşhur olmasının sebebiyse köylü teyzelerin yaptığı gözleme ve sofradaki doğal köy ürünleri. Patatesli, kıymalı, peynirli ve ıspanaklı gözlemelerin kokusu ve lezzeti parmak ısırtan cinsten. Gözlemenin yanındaysa değişik peynir çeşitlerinden, köy reçellerine kadar değişik ürünler servis ediliyor. Bu ürünlerin yanında mevsimine göre meyveler de misafirlere ikram ediliyor. Kahvaltı için en çok tercih edilen yer ise Narlı Bahçe.



AJANDA

Raftakiler

Şahika Feraye / Sinan Akyüz “Abla.”

“Efendim.” “Biliyor musun?” “Neyi?” “Senin kaderin benimkini de yazmş...” Savrulan Hayatların Hikayesi 1900’lü yılların başı, Biga... Savaştan yorgun düşmüş bir millet, bir çiftlik ve zengin bir aile. Bir yemin ve o yeminle vicdanı arasında sıkışıp kalmış bir baba... Gün gelir kader zarını atar ve hayatlar savrulur dört bir tarafa. İncir Kuşları, Piruze-Şam’da Bir Türk Gelin, İki Kişilik Yalnızlık gibi çok okunan kitapların yazarı Sinan Akyüz’ün kaleminden genç yaşta Ürdün’e gelin giden iki kız kardeşin gerçek yaşam öyküsünü soluk soluğa okuyacaksınız. Bu romanı elinizden bırakamayacaksınız... Tarih, kader ve aşkın mükemmel bir karışımı... (Tanıtım Bülteninden)

Kuytu / Murat Tavlı

Hayata en zor yerinden başlayan küçük bir çocuk Ediz. On yaşındayken annesi, babası tarafından gözleri önünde öldürülünce yetimhane günleri başlar. Yetimhanede aynı kaderi paylaştığı çocuklarla kendine yeni bir aile kuran Ediz’in ilkokul öğretmeni kendisini evlatlık almak isteyince hayatı değişir. Yirmili yaşlarına geldiğindeyse artık ülke çapında çok ünlü bir isimdir. Ancak her şey rüya gibi giderken hayatın ona oynadığı oyun henüz bitmemiştir ve yaşamı tekrar karanlığa gömülür. Artık eski Ediz yoktur, bir daha da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Ta ki onun orman yeşili gözlerinde aşkla kaybolana kadar... “Ben toprağa ekilen isyan tohumunun bir filiziyim. Her güneş gördüğünde daha da olgunlaşan intikam duygusunun sesiyim. En güzel mevsimde yağan yağmurum, bir sonbahar gecesi esen poyraz, bir bahar gecesi yere düşen doluyum. Sağanak yağışım barajlara sığmayan, sel olup denize karışan terk edilmiş bir gemiyim. Fırtınayım ben, yıldırımım, şimşeğim. Gökleri yarıp inen gök gürültüsüyüm. Kendimi bildim bileli aklı ile yüreği savaş halinde olan bir içsavaş mağduruyum. Kinim ben, öfkeyim, nefretim! Ağız dolusu küfürüm sessizliğimde. Çin Seddi’nden daha da geniş duvarların sahibiyim. Heyelanım ben hayalleri yerle yeksan eden. Uykunun en güzel yerinde korkuyu iliklerine saplayan depremim.” (Tanıtım Bülteninden)

Ve Kızın Adı Gece / Ertürk Akşun

Bir erkeğe verilebilecek en büyük hediye, zeki, güzel ve cesur bir kadın tarafından sevilmektir. Meyhaneden çıkıp yürümeye başladığımızda serin ve sisliydi hava... Sağ yanımızdan bir ırmak akıyordu. Meriç, Tunca’yla buluşmak için sakin sakin şırıldıyordu yanı başımızdan. Sesinde yüzdük karanlık suyun. Sanki günler boyu yürüdük el ele... Sessiz sedasız, çocuklardık. Meriç’in sisli gecesinde, gökyüzünde hissedilen garip kuşatılmışlık altında, göremediğimiz yıldızların buz tutmuş yalnızlıklarında birbirine sarılan iki ruhtuk. Bu bir meydan okumaydı aslında, ikinin bire meydan okuması. “Benimle ölür müsün?” diye sordum... “Seninle ölürüm” dedi. “Benimle yaşar mısın?” dedim... “Seninle yaşarım...” dedi. “Benimle evlenir misin?” dedim, sustu... Şaşkınlıktan mı, heyecandan mı bilemedim. Daha da büyümüştü gece karanlığı gözleri... “Nasıl yani?” dedi. “Tanışmamızın üzerinden kaç saat geçti ki?” “Binlerce dakika, binlerce mücevher değerinde dakika. İçine dünyalar sığan binlerce dakika” dedim. (Tanıtım Bülteninden)

152






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.