Mall report Nisan 2017

Page 1


DOSYA

4


DOSYA

5


DOSYA

6


DOSYA

7


mall report

YATIRIM İÇİN TÜRKİYE HALA POTANSİYEL! “2017’de AVM sayısının 385 olacağını öngörüyoruz” diyen AYD Başkanı Hulusi Belgü, Türkiye’de hala AVM yatırımı açısından potansiyel olduğunu dile getirdi. Ayrıca Belgü, yatırım potansiyelinin daha çok, Anadolu şehirlerine kaydığının da altını çizdi. AVM yatırımlarının geldiği son durumu değerlendirir misiniz? AVM yatırımları açısından 2017 nasıl bir yıl olacak? Türkiye’de hala AVM yatırımları konusunda yeni fırsatlar var mı? Ülkemizde şu anda 379 AVM faaliyet gösteriyor. Türkiye’de sadece AYD’ye üye 124 AVM, 53,5 milyar dolarlık bir yatırımı ve 480 bin nitelikli istihdamı temsil ediyor. YASED verilerine göre son 10 yılda yabancı yatırımcıların gerçekleştirdiği 150 milyar dolarlık yatırımın 14 milyar dolarını AVM’lerin oluşturduğunu görüyoruz. 2017’de AVM sayısının 385 olacağını öngörüyoruz. Avrupa ülkeleri ile Türkiye’deki kiralanabilir alanları kıyasladığımızda Türkiye’de hala AVM yatırımı açısından potansiyel olduğu aşikar. Yatırım potansiyelinin de daha çok Anadolu şehirlerine kaydığını ifade edebiliriz. İstanbul’daki alışveriş merkezi enflasyonunu değerlendirmenizi istesek, neler söylersiniz? İstanbul’da mevcut AVM sayısı 108. İstanbul yaklaşık 15 milyon nüfusu olan çok büyük bir şehir. Dolayısıyla böylesi büyük ve gelişimin devam ettiği bir şehirde oluşan talep doğrultusunda AVM yatırımları da devam edecek. Bunun yanı sıra Türkiye’de caddelerde mağaza açmaya uygun şehirleşmenin olmaması nedeniyle AVM yatırımları bu yönüyle de bir ihtiyaçtan kaynaklanmakta. İstanbul için alışveriş merkezi

8

enflasyonundan çok belli bölgelerde yoğunlaşmadan söz etmek mümkün olabilir. Büyümenin ve şehirleşmenin devam ettiği bölgelerde ise yatırımlar sürecek. IX.AVM Yatırımları Konferansı’nda tartışılan bir konuda AVM’lerin TL’ye geçmesi üzerineydi. Sizce bu düzenleme ne kadar mümkün? Bunun için öncelikle yapılması gerekenler sizce neler? Elbette ki biz yatırımcılar da TL ile işlem yapmayı arzu ederiz. Her fırsatta belirttiğim üzere AVM yatırımcıları bu yatırımları banka kredileri kullanarak hayata geçirdi. Yatırımcıların ciddi bir bölümü döviz ile kredi ödüyor. Banka bizim ayrılmaz bir parçamız.

Bu konuda görüşmelerimiz devam ediyor, kur fixleme, vade uzatılması gibi konular konuşuluyor. Ancak öncelikle bankaların da tavsiye ettiği perakendecinin hedge ile dövizdeki dalgalanmaya karşı kendilerini korumaları. Yoksa biz de TL’ye dönmeyi arzu ederiz ama bunun tek muhatabı biz değiliz, bankalar da bu konuda önemli. Son olarak 2008 yılından bu yana sektörün nabzını tutan ve bu ay 100. sayısını çıkartan Mall Report dergisi hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz? Mall Report dergisinin başarılı yayın hayatını kutluyor ve devamını diliyorum. Zengin içeriği ile bizim de başvurabileceğimiz bir bilgi kaynağı niteliğinde. Emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum.

AVM sektörünün yaşadığı temel sorunlar neler? Bu konu ya da konularda ne gibi çözüm önerileri sunabilirsiniz? AVM yatırımları yapılırken yatırımcılarının çok ciddi KDV alacağı birikiyor. Burada devletimiz bize yardımcı olabilirse bu gelirden elde ettiğimiz, tabii ki önce tahsil ettiğimiz için faiz avantajımız olacaktır. Bunu perakendeci ile her zaman paylaşmaya hazırız. Aynı şekilde perakendecilerimizin ödediği kiraların KDV miktarının tekrar gözden geçirilmesinin hepimiz için faydalı olacağını düşünüyoruz. Son günlerde sektörümüzde çok konuşulan konulardan biri de ortak giderler konusu. Bu konuyla ilgili hem perakendeciyi hem de AVM yatırımcısını memnun edecek şekilde yeniden düşünüleceğine ve bir orta yol bulunacağına inanıyoruz. Doğru olduğuna inandığımız sistem, tüm dünyada uygulanan daha önce de federasyonda 5 dernek tarafından imzalanan sistemdir. Perakendeci ile biz ortak çözümler üretmeliyiz, daha sık bir araya gelmeliyiz. AVM yatırımcısı elinden geldiği kadar perakendeciye kur sabitleyerek, indirim yaparak yardımcı oluyor, ama bir noktada herkesin bir sınırı var. Perakendeci o senenin karlılığına odaklanmış durumda oysa AVM yatırımcısı 15 yıllık gelirlerine odaklanıyor. Örneğin sıkıntılı dönemde 1 sene indirim verilebilir ama sonrasında perakendeci 5 yılda 10 yılda geri ödeme şeklinde kiralarında bir artışı kabul edebilir. Önemli konulardan biri de ticari gayrimenkul ve konut kiraları aynı kanunda aynı şekilde olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Konutta devlet bireyleri korumak zorunda… Oysa biz ticari gayrimenkullerle ilgili kiralamalar yaptığımızda devletin her iki ticaret adamına eşit uzaklıkta olması gerektiğini düşünüyoruz. Bir de perakendenin çok dile getirdiği AVM’lerden erken çıkış konusu var. Bu konuda oturup uzlaşmak lazım… Belki yarı yarıya belki 3’te 2’de uzlaşılabileceğini düşünüyorum.



SUNUŞ

“DÜNDEN BUGÜNE…”

Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına Genel Yayın Yönetmeni Metin Tahnal Yazı İşleri Müdürü Adem Ünce Genel Koordinatör Turgut Tahnal Editör Başak Tanrıverdi haber@mallreport.com.tr Görsel Yönetmen Cihan Albay grafik@hizmetix.com.tr Grafik Tasarım Nur Banu Çelebi Reklam Müdürü Fisun Dilek Reklam ve Pazarlama Uzmanı İkbal Demirok Aylin Demirci Hanife Sinen İngiltere Sorumlusu: Suzan Doğan Ankara Sorumlusu: M. Serdar Burkan

Abone Semiha Kale abone@demircanmedya.com.tr Baskı Yeni Devir Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. Cemal Ulusoy Cd. Bahçelievler / İstanbul Tel : 0212 697 10 00 Yönetim Merkezi Beşyol Mahallesi İnönü Caddesi No: 18 Kat: 4/8 Sefaköy - K.Çekmece İstanbul T: 0212 451 51 60 - 63 F: 0212 451 51 64 E-Mail: info@mallreport.com.tr www.mallreport.com.tr www.demircanmedya.com.tr Yayın Türü Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47

Yıl 2008, aylardan ise Kasım… AVM ve perakende sektörünün en önemli iletişim mecralarından Mall Report’un doğum günü… Alışveriş merkezleri, perakende sektörü ve çözüm ortaklarını buluşturmayı hedefleyerek yola çıkan ve bugün koymuş olduğu hedefi tam anlamıyla yerine getiren Mall Report, bu ay 100. sayısını kutluyor! Dile kolay, tam 100 sayı…100 aydır Mall Report, Türkiye’nin sektörel yayıncılık sahnesinde. Yayıncılıkta yola çıkmak ve ilk 100 sayıyı okur ile buluşturmak, cesaret ister, emek ister, çaba ister, güç ister, her şeyden önemlisi de kararlılık ister. Bu kararlılığı AVM ve perakende sektöründe hayata geçirdiği başarılı işlerle ortaya koyan Mall Report, yayıncılıktaki ilk 100 metrelik yarışını tamamladı. AVM ve perakende sektörünün son 9 yılına ışık tutan arşiv niteliğinde bir başvuru kaynağı olma hedefini 100 aydır yerine getiren ve getirmeye devam eden Mall Report, ilerlediği yolda bir sektörel yayıncılık markasına dönüşerek, üzerine düşen rolü AVM ve perakende sektörünün yarattığı sinerji ile başarılı bir şekilde oynadı. 9 yıl boyunca her ay kaliteli yayıncılık anlayışı ve özgün içeriğiyle okuyucularına ulaşmaya devam eden Mall Report’un dergi tarihinde gezinti yaptığımız, en özel röportajlara ve haberlere yer verdiğimiz, pek çok derneğin görüşlerini aldığımız ve daha birçok çalışmanın gerçekleştiği 100. sayımızı keyifle okumanız dileğiyle…

TEŞEKKÜRLER…

Mall Report dergisinin sektörel gücüne inanan ve yayıncılık hayatımız boyunca desteklerini bizden esirgemeyen iş ortaklarımıza sonsuz teşekkürler… Başarılarımızın ve işbirliğimizin devamı dileğiyle… GENEL YAYIN YÖNETMENİ // METİN TAHNAL

10



İÇİNDEKİLER 12

14 // YENİ TÜKETİCİ DEVRİMİ KAPIDA

64 116

34 // EMAAR SQUARE MALL’UN AÇILIŞ TARİHİ BELLİ OLDU 36 // SONAE SIERRA YENİ KADROSUYLA ÇOK DAHA GÜÇLÜ… 40 // DERNEKLERDEN GÖRÜŞLER 58 // MÜŞTERİ MUTLU OLMAK İÇİN NE İSTER? 68 // TÜKETİCİLERİN HAYATLARI İÇİNDE OLMALIYIZ… 102 // MALL REPORT EKİBİNİ YAKINDAN TANIYALIM 106 // MALL REPORT’TA İLKLER

152

110 // MALL REPORT GÖRÜŞLER 124 // BIONDINA İLE KADINLAR HEM ŞIK HEM RAHAT... 130 // “ORGANİZASYON BİZİM İŞİMİZ…”

156



ARAŞTIRMA

Yatırımcı arayan girişimcilere ipuçları

Yatırımcıların bilgi birikiminden ve kapasitesinden etkilendikleri, şirketinin ve sektörünün dinamiklerine hakim kişilere yatırım yapmak istediklerini söyleyen 500 İstanbul Yardımcı Ortağı Enis Hulli, girişimcilere ipuçları verdi.

Türkiye’nin ilk Silikon Vadisi merkezli girişim sermayesi fonu olan 500 İstanbul’un Yardımcı Ortağı Enis Hulli, yatırımcı arayışında olan girişimcilere ipuçları verdi. Yatırımcıların her şeyden önce, bilgi birikiminden ve kapasitesinden etkilendikleri, şirketinin ve sektörünün dinamiklerine hakim kişilere yatırım yapmak istediklerine dikkat çeken Hulli, “Yatırımcının soracağı sorulara hazır olan, cevaplarını ve sebeplerini bilen girişimci, güçlü ve güçsüz olduğu noktaların da farkındadır. Özellikle erken aşama yatırım almak için bu farkındalık seviyesine ulaşıp, şirketin risk seviyelerini anlamış olan bir girişimci, yatırımcıyı etkilemeyi başarır” dedi.

“500 İstanbul olarak aktif olarak yatırım yaptığımız yedi aylık süreçte binden fazla girişimi inceledik ve bunların 20’sine yatırım yaptık” diye konuşan Enis Hulli, 2017 yılında da hızlanarak yatırımlarına devam edeceklerini söyledi. Yatırım fırsatı değerlendirmelerinde dört ana noktayı incelediklerini belirten Hulli, “Girişimcilerin yatırımcıları etkilemek adına, geliştirdikleri ürün ya da serviste bu noktalara dikkat ediyor olmaları çok önemli” diyerek şöyle konuştu:

TAKIM “Takımı oluşturan kişilerin gerek sektörel gerekse teknik bilgi birikimine ve uzmanlığa sahip olması yatırımcıya da güven aşılar. Bunun dışında, takımın tam zamanlı olarak kendisini şirkete vermiş olması ve daha önce de beraber çalışmış kişilerden oluşması güven tazeleyici bir unsur olur. Özellikle erken aşama yatırımların çoğunda, girişimcilerin aldığı risk (fırsat ve zaman maliyeti), yatırımcının aldığı maddi riskten daha büyüktür.

ÜRÜNÜN DURUMU Ürünün en basit hali ile hazırlanmış olması teknolojik riskleri azaltacağı gibi, ekibin teknik yeterliliğini de gösterir. Ancak bundan da öte, yatırımcıların ürünü hazır girişimlere bakmalarının temel nedeni, ürün üzerindeki kullanıcı

14

davranışlarını ve oluşan kullanım metriklerini inceleyip, analiz edebilmektir.

KULLANIM VE CİRO Ürünün müşteriler tarafından aktif olarak kullanılıyor olması, gerçekten bir sorunu çözdüğüne işaret eder. Yatırımcı, ürün ve spesifik özellikleri üzerinde oluşmuş kullanıcı metriklerini detaylı şekilde incelemek isteyecektir. Zamana bağlı kullanım oranları, müşterilerin geri gelme (tekrar) oranı ve kalıcılığı, yatırımcının talep edeceği rakamlardan bazıları olacaktır. Finansal rakamlara bakıldığında ise, ürünün elde ettiği ciro ve bu ciro üzerindeki birim fiyat analizi ön plana çıkar. Ürün maliyeti ve müşteri kazanma maliyeti gibi giderlerinin tümü karşılaştırılabilir hale gelir. Gelecek olan yatırım ile pazarlama bütçesi harcanıp, müşteri sayısı artırılacaksa, yatırımcı birim fiyat analizinin pozitif olduğundan emin olmak ister.

PAZAR HEDEFİ VE BÜYÜKLÜĞÜ Hedeflenen müşteri tipleri, farklı satış kanalları ve fiyatları ile beraber bir şirketin içinde bulunduğu toplam pazar büyüklüğü belli olur. Pazarın ne kadar dağınık olduğu, rakiplerin pazar payları, coğrafi büyümeye elverişli olup olmadığı dikkat edilmesi konulardan bazılarıdır.”



ARAŞTIRMA

Perakendecilere, ziyaretçileri müşteriye çevirmeleri için 7 ipucu

7 ipucu GODADDY, PERAKENDE İŞLETMELERİ İÇİN ZİYARETÇİLERİ MÜŞTERİYE ÇEVİRECEK BİR WEB SİTESİ KURMANIN 7 İPUCUNU VERİYOR.

16


ARAŞTIRMA

Dünyanın en büyük küçük işletme odaklı teknoloji sağlayıcısı GoDaddy, perakende sektöründeki şirketlerin işlerini büyütmelerine fayda sağlayacak web siteleri oluşturabilmelerine yönelik 7 ipucu paylaştı. Perakendeciler, itibarlı ve güvenilir bir web sitesi oluşturarak yeni potansiyel müşterilere ulaşabilir, talep yaratabilir ve siteyi ziyaret edenleri müşteriye dönüştürebilir. GoDaddy EMEA Bölge Başkan Yardımcısı Stefano Maruzzi, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Dijital dünya, her zamankinden daha hızlı bir şekilde gelişiyor ve artık online olmayan bir işletmenin keşfedilmesinin daha zor olduğunu çok iyi biliyoruz. Çoğu işletmenin bilmediği şey ise bir web sitesi oluşturmanın pahalı olmadığı ve sürecin teknoloji profesyonellerine teslim edilmesinin gerekmediği… Her işletme, dijital varlıklarını güçlendirecek ve daha fazla müşteriye ulaşmalarını, potansiyel müşterileri müdavimlere çevirmelerini sağlayacak bir web sitesi oluşturabilir. GoDaddy olarak Türkiye’deki KOBİ’lere bunu gerçekleştirmeleri için ihtiyaçları olacak online araçları ve ödüllü, Türkçe müşteri hizmeti sunuyoruz.” GoDaddy’nin işlerini dijital ortamlarda da büyütmek için web sitesi oluşturmayı düşünen işletmeler için hazırladığı 7 ipucu şöyle: 1. Ana sayfanızı iyice inceleyin Web sitenizin ana sayfasını dükkanınızın vitrini gibi düşünün. Vitrininize bakan insanların içeride ne olduğunu merak etmesini ancak dekoru basit tutarak ne bekleyeceklerini de bilmesini istersiniz. Ana sayfanızda da basit, net bir navigasyon kullanırsanız, ziyaretçileriniz kendileri için önemli olan şeyleri kolaylıkla bulabilirler. GoDaddy, ilk etapta toplamda beş sayfalık bir siteyle başlanmasını öneriyor: ana sayfa, hakkında, iletişim, hizmetler ve müşteri görüşleri. 2. Hikayenizi anlatın Müşterilerinizin güvenini kazanma yo-

lundaki önemli bir adım da hikayenizi net bir şekilde anlatmak. Kim olduğunuzu, ne yaptığınızı, yaptığınız işi neden yaptığınızı ve müşterilerinize neler sunduğunuzu açıklayın. Ziyaretçilerin, neden farklı olduğunuzu görmenizi sağlayın ve onlara özel şeyler sunduğunuzu belirtin. Kişisel olun, tutkulu olun, fotoğraf ve video kullanın. 3. Bir eylem çağrısı belirleyin Başlangıç olarak sitenize telefon numaranız ve dükkanınızın adresi gibi iletişim bilgilerini girebilirsiniz. Böylece sitenizi ziyaret edenler sizi nerede bulacaklarını ve size nasıl ulaşacaklarını görebilirler. Perakendecilerin göz önünde bulundurabileceği diğer eylem çağrıları arasında ise müşterilerinin soruları olması durumunda arayabilecekleri bir numara, haber bültenine üyelik, özel teklifler veya işletmeyi ve ürünleri anlatan bir video olabilir. 4. Müşteri görüşlerini toplayın ve yayınlayın Sizin yerinize başka insanların işletmenizden, işinizi ne kadar iyi yaptığınızdan bahsetmesi her zaman daha dikkat çekici ve inandırıcıdır. Web sitenizi ziyaret edenlerin başkalarının iyi deneyimlerini görmesi, sizinle iş yapma şanslarını artırır. Müşteri görüşlerini toplamak için direkt olarak müşterilerinizden görüşlerini isteyebilir veya interneti kullanabilirsiniz. İşletmenizin Facebook’ta, yerel rehberlerde ve sosyal medya platformlarında aldığı yorumlara bir göz atın. Buralara iyi yorumlar bırakan insanlarla iletişime geçerek yazdıklarını web sitenizde kullanıp kullanamayacağınızı sorun. 5. Ziyaretçilerin güvenli hissetmesini sağlayın Özellikle web sitenizin e-ticaret özelliği olması durumunda ziyaretçilerin sitenizden güvenli bir şekilde alışveriş yapabileceğinden emin olmalısınız. Unutmayın ki, bugün dijital dünyada e-ticaret söz konusu olduğunda güven-

lik en önemli önceliklerden biri. Web sitenizin güvenliğine yatırım yapmamanızın riski oldukça fazla çünkü herhangi bir siber saldırı sermaye kaybı, marka itibarının zedelenmesi ve tüketicilerde güven kaybına neden olabilir. GoDaddy gibi, işletmeler için web sitesi güvenliği konusunda kapsamlı ürün ve hizmetler sunan şirketler, ihtiyaçlarınıza en uygun çözümü seçmenize yardımcı olabilir. 6. Bir e-posta pazarlama aracına yatırım yapın E-posta pazarlama kullanmayı değerlendirmeniz gerektiğini gösteren beş gerçek şöyle: •E-posta pazarlamanın yatırım getirisi yüzde 3 bin 800. •Bir e-posta kampanyasından elde edilebilecek tıklanma oranı, bir tweetinkinden 6 kat daha yüksek. •Sosyal medya, posta gibi pazarlama mesajlarıyla karşılaştırıldığında e-posta yüzde 66 ile en yüksek dönüşüm oranına sahip. Bunlara ek olarak e-posta pazarlama e-posta adresleri toplamanızı ve mevcut ve potansiyel müşterileriniz için daha fazla kişiselleştirilmiş mesajlar oluşturmanızı sağlar. Farklı kitlelere, onlara uygun farklı türde mesajlar gönderebilirsiniz. 7. Sosyal medyayı entegre edin Araştırmalar, çevrimiçi alışverişlerin yüzde 20’sinin sosyal medyada gezindikten sonra yapıldığını gösteriyor. Facebook ve Twitter gibi sosyal medya hesaplarınızı web sitenize entegre ederek bundan yararlanabilirsiniz. Müşterileriniz ile aranızda bir güven oluşturduğunuzda ve sayfanızı beğendiklerinde onlarla iletişime geçmek için size yeni bir yol açılmış olur. Ziyaretçilerinizin içeriklerinizi sosyal medyada paylaşmasını kolaylaştırdığınızda mevcut müşterilerinizin sizin pazarlamanızı yapmaya başladığını görebilirsiniz.

17


ARAŞTIRMA

Yeni tüketici devrimi kapıda

Tüketiciler artık ürün satın alırken toplum için yararlı olanı değil “Benim için yararlı” olanı seçiyor.

Tüketicilerin şirketlerle ilgili öne çıkan düşünceleri “Benim için Yararlı” Tüketicilerin sık/ düzenli olarak aralarında konuştukları konular

“Herkes için Yararlı”

Şirketlerin ne kadar sağlıklı Şirketlerin çevreyi korumak/olumlu veya iyi ürün/hizmet ürettiği katkılar sunmak için neler yaptıkları (yüzde 34) (yüzde 47) Satın alınan ürün/hizmetle- Şirketlerin önemli toplumsal meserin tüketicilere kendilerini lelere ilişkin katkıları (yüzde 34) nasıl hissettirdiği (yüzde 47) Şirketin çalışanlarına nasıl davranŞirket hakkında genel olarak dığı (yüzde 33) nasıl hissedildiği (yüzde 41) Şirketlerin yardım kuruluşlarını desteklemek amacıyla yaptıkları (yüzde 31)

Şirketlerin faaliyet gösterdiği topluma katkıları (yüzde 28) Şirketlerin farklı etnik gruptan insanları işe alıp almadığı (yüzde 26)

Geçmişe göre şimdi daha çok yapılanlar

Mutlu hissettiren şirket ve Toplumsal bir amacı olan veya dünmarkaların tercih edilmesi yaya olumlu bir katkıda bulunmaya çalışan şirketlerin tercih edilmesi (yüzde 46) Tüketicilerin sağlığını düşü- (yüzde 30) nen şirketlerin tercih edilmesi (yüzde 43)

18

Lider global halkla ilişkiler şirketi Weber Shandwick, dünya çapında Türkiye’nin de dahil olduğu 21 ülkede markaların arkasındaki şirketlerin tüketicilerin satın alma davranışlarını nasıl etkilediğini inceleyen “Markaların Arkasındaki Şirketler: Güvendiğimiz İyimserlik (The Company Behind the Brand II: In Goodness We Trust)” adlı araştırma sonuçlarını açıkladı. Weber Shandwick’in KRC araştırma şirketiyle birlikte 2 bin 100 tüketici ve bin 50 üst düzey yönetici arasında gerçekleştirdiği araştırmaya göre tüketiciler nezdinde bir şirketin kurumsal itibarı, ürettiği ürünün ne kadar yararlı ya da sağlıklı olduğuna ve tüketicileri ne kadar mutlu ettiğine göre şekilleniyor. Tüketicilerin satın alma davranışlarında artık “Benim için Yararlı” kriterinin “Herkes için Yararlı” kriterinin yerine geçtiğine işaret eden araştırmayla ilgili Weber Shandwick CEO'su Andy Polansky şunları söylüyor: "Bu araştırmaya göre tüketiciler artık şirketlerden kişiye özel hikayeler duymak istiyor. Günümüzde bu tür hikayeler, şirketlerin toplumsal konulara bakış açılarını ortaya koyarken tüketicilerin kendilerini iyi hissetmelerini sağlıyor. Şirketlerin itibarına katkı sunan bu yeni paradigmasının başarıya ulaşması için iletişim, pazarlama ve Ar-Ge'nin her zamankinden daha fazla içiçe çalışmaları gerekiyor.”



ARAŞTIRMA TÜRKİYE’DEKİ TÜKETİCİLER, ÜRÜN VE HİZMET SEÇERKEN ‘SAĞLIKLI’ KRİTERİNİ ÖN PLANDA TUTUYOR Araştırmaya göre; tüketicilerin yüzde 47'si kendi aralarında sağlıklı ve iyi şirket ürünlerinin/hizmetlerinin ne olduğunu konuşuyor ve yüzde 46'sı ürün/hizmet satın alırken kendilerini iyi hissettiren şirketleri tercih ediyor. Bu oran Türkiye’de daha da yükseliyor. Türkiye’deki tüketicilerin yüzde 71’i satın alma davranışlarında, şirketlerin ürün ve hizmetlerinin ne kadar iyi ve sağlıklı olduğuna göre karar veriyor. Weber Shandwick’e göre tüketicinin satın alma kararı vermesinde ve bunu kalıcı hale getirmesinde en önemli faktör ise o ürünün kişiye özel olarak sunduğu faydalar.

1981-1997 yılları arasında doğan milenyum tüketicileri, ürün/hizmet seçerken “benim için yararlı” ve “herkes için yararlı” kriterlerinin her ikisine de yakın bir yaklaşım göstermiş olsalar da araştırmanın genelinde “benim için yararlı” kriteri daha çok öne çıkıyor. Türkiye’de tüketicilerin yüzde 47’si ürün/ hizmet seçerken “benim için yararlı” kriterine göre davranıyor.

20

Araştırmaya göre şirket yöneticileri de “benim için yararlı” algısının güçlü bir şirket itibarının göstergesi olduğunun farkında. Saygın şirketlerdeki üst düzey yöneticiler, ürünlerinin/hizmetlerinin ne kadar sağlıklı veya iyi olduğunu dile getirmenin önemli olduğunu düşünüyor (yüzde 70). Bu oran daha az saygın şirketlerde yüzde 55 civarında. İyilik konusunun şirket itibarına sunduğu katkılar söz konusu olduğunda ise son tüketiciye ürün satan şirketlerle (B2C) ve işletmeler arası ticaret yapan şirketler satanlar (B2B) arasında önemli bir fark olmadığı görülüyor (yüzde 64’e, yüzde 61).

ŞİRKETLERİN KRİZE VERDİKLERİ TEPKİLER, TÜKETİCİ DAVRANIŞINI ETKİLİYOR Weber Shandwick’in araştırması, tüketicilerin şirketlerin faaliyetlerini yakından takip ettiğini gösteriyor. Tüketiciler, markayla ilgili fikir edinirken, sadece müşterilerin markayla ilgili ne düşündüklerinden değil (yüzde 88), aynı zamanda şirketlerin krizlere verdikleri tepkilerden de (yüzde 85) etkileniyor. Şirket duyarlılığının önemli olduğuna ilişkin bu bulgu, algı yö-

netimi konusunda büyükküçük her şirketin dikkate alması gereken önemli bir değişim olarak dikkat çekiyor. Küresel tüketicilerin üçte birinden fazlası (yüzde 36), şirketlerin kurumsal bir skandala ya da krize verdiği tepkinin, markaya ilişkin bağlılıklarını, güvenlerini ve marka güvenilirliğini etkilediğini söylüyor. Aslında, algı yönetiminde şirketlerin krizlere verdikleri tepki-



ARAŞTIRMA lerin, medyanın (yüzde 76), çalışanların (yüzde 76) ya da şirketin kendi hakkında söylediklerinen (yüzde 68) veya reklam faaliyetlerinin yarattığı algıdan (yüzde 61) daha etkili olduğunu ortaya çıkıyor. “Proaktif itibar yönetimi hiçbir zaman bugün olduğu kadar önemli olmamıştı. Bu çerçevede olası sorunların ve krizlerin nasıl ele alınacağına yönelik bir hazırlık yapılması ve plan oluşturulması önemli bir gerekliliktir” diyen Weber Shandwick Global Kurumsal Başkanı Micho Spring şöyle devam ediyor: “Weber Shandwick’in kurumsal itibar üzerine yaptrdığı bu araştırma, şirket itibarını etkileyen faktörlerin değiştiğini gösteriyor. Bu değişikliği fark edip buna hızlı adapte olan şirketler, tüketicilerin kalbini ve aklını kazanma konusunda diğerlerini geride bırakacaktır.”

TÜRKİYE’DE TÜKETİCİLERİN YÜZDE 84’Ü SATIN ALDIKLARI ÜRÜNÜN ARKASINDAKİ ŞİRKETİ BİLMEK İSTİYOR Şirket itibarı, o şirketin ürettiği ürün veya hizmeti satın alma konusunda olumlu veya olumsuz bir etki yaratıyor. Yaklaşık her 10 tüketiciden dördü (yüzde 38), bir şirketin genel itibarının o şirketin ürettiği bir ürünü veya hizmeti satın alırken kararını etkilediğini söylüyor. Yönetici tarafında ise, yaklaşık her 10 küresel yöneticiden dokuzu, (yüzde 86) güçlü bir kurumsal itibarın, güçlü ürün ve markalar kadar önemli olduğunu belirtiyor. Katılanların yüzde 83’ü, ürün ve markaların daha şeffaf olması gerektiğini ve yüzde 73’ü ise tüketicilerin bu ürün ve markaların sahibi olan şirketleri önemsediğini söylüyor. Bu oran Türkiye’de yüzde 84’e yükseliyor. Bu bulgular B2C ve B2B yöneticileri için benzerlik gösteriyor. Yöneticiler, tüketicilerin, günümüz dünyasında bir ürünü sadece işlevinden dolayı değil, aynı zamanda o ürünü üreten şirketin itibarına göre de satın aldığını farketmiş durumdalar. Araştırmaya katılan yöneticilerin çoğunluğu (yüzde 69), farklı ülkeler, diller ve kültürlerde şirket itibarını yaymanın zor olduğunu belirtiyor. Şirket itibarını yurt dışında yaymanın zor olmadığını düşünen yöneticilerin çoğunluğu ise, şirket ve marka itibarına odaklanmış şirketlerde çalışıyor. Bu durum, özellikle küresel şirketler için şirket itibarıyla o şirketin ürettiği ürün-marka itibarının birbirine bağlı olduğunu gösteriyor.

DEĞİŞEN TÜKETİCİ REFLEKSLERİNİN ŞİRKETLERE ETKİLERİ Markaların Arkasındaki Şirketler: Güvendiğimiz İyimserlik raporu, dünyanın tüketici devriminin eşiğinde olduğunu gösteriyor. Tüketiciler, şirketleri etkileme konusunda ellerini güçlendirmiş durumda ve bu güçlerini sözcük ve eylemlere nasıl dökeceklerini

biliyorlar. Bugünün başarılı iletişimcileri ve pazarlamacıları, bu dinamik temelindeki kurumsal zorunluluğun iki yönlü olduğunun farkına varmalılar. •Tüketiciler ürün tercih ederken fonksiyonellik ve kalite ekseninden sağlık, güvenlik veya sadece ‘senin için iyi’ konseptine geçiş yaparak kendilerini iyi hissettiren ürünlere yöneliyor. Bu bağlamda, pazarlamacılar, kişisel ve amaca yönelik iletişime ağırlık verip, şirket itibarının o şirketin ürettiği ürünün tüketiciye sunduğu mutlulukla doğru orantılı olduğunu fark etmeliler. •Kurumsal seviyede ise, duyarlılık eşittir itibar demektir. Yönetimler, itibar riskleriyle fazla ilgilenmelerine rağmen, hiçbir kurumsal marka bir kriz eylem planı veya olası sorunlarla ilgili bir ön değerlendirmeye sahip olmadan ayakta kalamaz. Markalar, daha mikro seviyede ise, paydaşlarıyla düzenli ve aktif bir iletişim içerisinde olmalılar. Değişen pazar dinamiklerini takip etmeyen ve hala tüketici önceliklerini ve olası riskleri irdelemekle zaman kaybetmeye devam eden şirketlerin, bir an önce yeni trendleri yakalamaları ve rekabet edebilmek için yeni fırsatları değerlendirmeleri gerekiyor. “Araştırma, tüketicilerin kendilerini iyi hissetmelerinin ve ‘benim için iyi’ düşüncesinin pazarlama ve iletişimdeki önemini gösteriyor. Tüketiciler, artık her bir yeni ürün ve hizmet için ‘burada bana özel ne var?’ diye soruyor” diyen Weber Shandwick Baş İtibar Stratejisti Dr. Leslie Gaines Ross, kendi kurumsal itibarlarını önemseyen şirketlerin bu soruya yanıt vermek üzere çalışmaya devam ettiklerini belirtiyor. Not: Araştırma Kuzey Amerika’da ABD ve Kanada, Latin Amerika’da Brezilya ve Meksika, Avrupa ve Orta Doğu’da İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya, İsveç, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Güney Afrika, Asya ve Pasifik’te ise Çin, Hindistan, Hong Kong, Avustralya, Endonezya, Japonya, Singapur, Güney Kore ve Tayland’I kapsıyor.

22



YATIRIM

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği’nde yeni dönem AYD (Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği)’nin 9’uncu Olağan Genel Kurul Toplantısı, geçtiğimiz günlerde Orjin Maslak’ta gerçekleştirildi. Dernek üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, derneğin gelecek dönem stratejileri ve sektöre ilişkin son durum da masaya yatırıldı. Türkiye’deki yerli ve yabancı 124 üye AVM’yi, 53,5 milyar dolarlık yatırımı ve haklarını temsil eden tek çatı kuruluş olan AYD, yeni döneme geçtiğimiz günlerde Orjin Maslak’ta düzenlediği Genel Kurul Toplantısı ile başladı. Organize perakende sektörüne yön veren; milli, toplumsal ve ekonomik fayda sağlayan AVM’lerin sözcüsü konumunda bulunan AYD’de, yeni dönem ile birlikte Başkanlık görevini üçüncü kez Hulusi Belgü üstlendi. AYD Olağan Genel Kurulu’nda yapılan oylamalarda oy birliği ile göreve seçilen yeni Yönetim, Denetim ve Danışma Kurulu, alışveriş merkezlerini her platformda temsilcisi olacak. Toplantıda 2017-2019 dönemine ilişkin yorumlarını paylaşan Hulusi Belgü; “2016 gerek ülkemiz gerekse ekonomimiz için zor bir yıl oldu. Yeni yıl ve AYD’nin yeni dönemi ile birlikte ülkemizin ekonomisine, istihdamına ve sektörümüzün geleceğine destek olmak için çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Gelecek hedeflerine ilişkin de bilgiler paylaşan Belgü konuşmasına şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yılı 100 Milyar Türk Lirası’nın üzerinde ciro ile kapattık. Bu yıl sonunda ciro hedefimiz 110 Milyar Türk Lirası. 2023’te ise 200 Milyar Türk Lirası’nı hedefliyoruz. Türkiye genelindeki AVM sa-

yımızı yerli ve yabancı yatırımcılarımızın desteği ile bu yıl sonunda 385-390’a 2023’te ise 475’e yükseleceğini görüyoruz. Yine yıl sonuna kadar kiralanabilir alanlarımızı 11,1 milyon metrekareden 11,9’a, 2023’e kadar 15 milyon metrekareye yükseltebilmeyi amaçlıyoruz. Ziyaretçi sayılarımız 2016 sonunda 2,1 milyardı. 2017’yi 2,16, 2023’ü ise 2,8 milyar ziyaret ile kapatmayı arzu ediyoruz.” AYD’nin yeni dönem yönetim kurulundaki isimler ise şu şekilde; Nuri Şapkacı, Avraam Alkaş, Fuat Atalay, Mustafa Cem Eriç, Gökşin Durusoy, Yurdaer Kahraman, Artuğ Çetin, Cenk Arson, Kemal Osman İllez, Hakan Kurt, Kazım Köseoğlu, Mehran Khoi, Gündüz Bayer, Nuh Acar, Levent Kirman, Samim Hatipoğlu, Didem Aydın, Hayal Olcay, Alison Ergüven, Gökhan Çetinsaya ve Orhan Murat İzci oldu. Danışma Kurulu Üyeleri ise Zafer Kurşun, Murat Özyeğin, Yüksel Mermer, Özcan Tahincioğlu, Mustafa Bayraktar, Avni Çelik, Gürcan Oral, Salih Bezci, Süleyman Çetinsaya ve Hüseyin Özdilek olarak belirlendi. Serhan Ercivelek, Elif Gemgirli, Orhan Demir, Sami Milli, Aydan Ormancı ve Murat Kayman ise Denetim Kurulu Üyeleri olarak AYD’nin çalışmalarına destek olacak.

24



YATIRIM

Anadolu’da avm yatırımı sermayedar için iyi bir fırsat Sermayedarlar için Anadolu’da arazi ve AVM yatırımı yapmanın iyi bir fırsat olduğunu belirten NTS Danışmanlık Kurucusu Behiye Savaşkan, Anadolu şehirlerinde doğru konumlandırılan AVM’lerin İstanbul’daki AVM’lerle yarışabilecek potansiyele sahip olduklarını dile getirdi. “Son yıllarda Anadolu şehirlerinde yerel kültüre uygun AVM artışı hızla devam ediyor, bu da büyükşehirlerde yaşanan rekabetten daha az bir ortamın oluştuğu, yatırım geri dönüşünün daha yüksek olduğu ve perakendeci açısından da yeni müşteri kitlesinin meydana geldiği anlamına geliyor. Aynı zamanda Anadolu’da AVM yatırımı yapmak isteyen pek çok sermayedar için iyi bir fırsat…” açıklamasında bulunan NTS Danışmanlık Kurucusu Behiye Savaşkan, “Alışveriş alışkanlarını değiştiren, kentlerin mecburiyet caddelerine alternatif, yeni sosyal alanlar kazandıran alışveriş merkezleri Anadolu’nun vazgeçilmezi haline gelmeye başladı. Yatırımların Anadolu’ya çevrilmesinde ise pek çok sebep var. İstanbul’da ve nüfus yoğunluğu fazla olan büyükşehirlerde artan AVM rekabeti, Andolu’da AVM yatırımlarının daha çok artmasına ve kriterlerinin değişmesine sebep oldu. Metrekare büyüklüğü, erişilebilirlik, konsept ve rekabet kriterlerine daha analitik ve dikkatli yaklaşan yatırımcı adayları, potansiyel AVM arazileri konusunda daha seçici hale gelmiş durumda” dedi.

ANADOLU’DA DOĞRU KONUMLANDIRILAN AVM’LER İSTANBUL’DAKİLERLE YARIŞACAK POTANSİYELDE! “Projelere başlanırken göz önünde bulundurulması gereken bir husus da sadece şehirdeki nüfus yoğunluğunu baz alarak AVM yatırım kararı almak değil” diyen Savaşkan, “Nüfusun ekonomik gücü, turizm potansiyeli, komşu illerdeki rekabet yoğunluğu ve ulaşım

da yatırım kararını önemli ölçüde etkiliyor” dedi ve sözlerine devam etti: “Tüm bunlar aynı zamanda alışveriş merkezinde oluşturulacak marka karmasını da belirliyor. Hangi kiracının nerede konumlanacağı, finansal planlama, marka karması, müşteri segmentinin belirlenmesi gibi… Özellikle anchor mağaza seçiminin, şehirde ilk defa yer alması planlanan markalar ile ulusal ve yerel marka karmasının çok iyi kurgulanması gerekir. Bu kurgunun iyi bir şekilde yapılmaması durumunda; ciro kayıplarının yaşanması, beklenen ciroları yapmayan mutsuz kiracıların ve dolayısıyla mutsuz yatırımcıların oluşması adeta kaçınılmazdır. Burada önemli olan o bölgenin gelir düzeyine göre hareket etmek ve bölgenin alım gücüne göre bir marka karması oluşturmak. Doğru yapılan projelerde görüyoruz ki her ne kadar İstanbul’un verimlilik oranı daha yüksek görünse de, Anadolu şehirlerinde doğru konumlandırılan AVM’ler neredeyse İstanbul’la yarışıyor.”

YATIRIMLARA DEĞER KAZANDIRMAYI HEDEFLİYORUZ… “Danışman şirketlerin yatırımcı ve kiracı arasında iyi bir denge unsuru olduğunu düşünüyorum” ifadesinden bulunan Savaşkan, “Daha önceki yıllarda yapılan AVM yatırımlarından 5-6 yıl gibi kısa sürelerde geri dönüş alınıyordu. Günümüzde ise yatırımın geri dönüşü 10 ile 15 yıl arasında değişebiliyor. NTS Danışmanlık olarak, bu konuda yatırımcılarımızı daha gerçekçi ve doğru yönlendirerek, yatırımlara değer kazandırmayı hedefliyoruz” dedi.

26



YATIRIM

Özdilek Holding’den 12 milyon dolarlık yatırım Geçtiğimiz günlerde Bursa Nilüfer’de 50 milyon dolarlık yatırımla ÖzdilekPark konseptine sahip üçüncü AVM’sini misafirleriyle buluşturan Özdilek Holding, yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. AVM ile 12’ye çıkaran Özdilek Holding’in bunlara ilave olarak; Bursa’nın 6 noktasında hipermarketleri, 3 farklı lokasyonda departman mağazaları, Türkiye’nin 112 noktasında ev tekstili mağazaları ve 7/24 tüm Türkiye’nin hizmetindeki Özdilekteyim.com çevrimiçi satış operasyonu bulunuyor. Özdilek Holding, Türkiye genelindeki 14’üncü AVM’sini Düzce’de açtı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Düzce Valisi Zülkif Dağlı, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Çakır’ın katıldığı Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek, Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili E. Murat Özdilek ve projede görevli üst düzey yöneticilerinin ev sahipliği yaptığı açılışta, projenin tüm detaylarının yanı sıra holdingin 2017 hedefleri anlatıldı. Düzce Akçakoca Yolu üzerinde 11 bin metrekare kapalı alana sahip Özdilek Düzce AVM, en iyi hizmeti en uygun fiyatlarla sunma hedefiyle misafirlerini; hipermarket, departman mağaza, kafe-restoran, sinema ve çocuk-eğlence merkezi ile buluşturuyor. Rahat ve aydınlık bir yapıda olmasının yanı sıra misafirlerinin konforu düşünülerek tasarlanan Özdilek Düzce AVM, ulaşım kolaylığıyla da dikkat çekiyor. Şu ana kadar bünyesinde departman mağaza ve hipermarketlerinin de yer aldığı, Türkiye’nin 11 ilindeki alışveriş merkezlerini Özdilek Düzce

28

“AMACIMIZ DAHA ÇOK KİŞİYLE ÖZDİLEK KALİTESİNİ BULUŞTURMAK” Açılışa ilişkin değerlendirmede bulunan Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek, “Özdilek Holding olarak, bugüne kadarki 14’üncü AVM’mizi Düzce’de açmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Departman mağazamız, hipermarketimiz, kaferestoranımız, sinemamız ve çocuk-eğlence merkezimizle Düzceli misafirlerimizin yanı sıra yolu Akçakoca yoluna düşen tüm takipçilerimizin rahatını ve huzurunu düşünerek bir konsept oluşturduk. Çünkü istediğimiz şey; AVM’mizle misafirlerimizin her türlü ihtiyacına cevap verebilmek. Bundan sonraki hedefimiz, Özdilek kalitesini niteliğinden ödün vermeden yatırımlarımıza devam etmek. Bölgenin kalkınmasına da yarar sağlayacak olan yeni yatırımımızla 225 kişiye istihdam sağladık. Dolayısıyla yeni yatırımımızın öncelikle ülkemize sonrasında ise Düzce ve çevre illerdeki ziyaretçilerimize hayırlı olmasını dileriz” dedi.



YATIRIM

Ankara Tren Garı Alışverİş Merkezİ (ATG AVM), ATG Ofİs ve Otel Genel Müdürü Pınar pekperdahcı, “ATG İşletmecİlİĞİ, bİRBİRİne entegre Yüksek Hızlı Tren Garı, ATG Alışverİş Merkezİ, ATG Bulvar kafe/restoranları, yenİ çalışma alanları sağlayan ATG Ofİslerİ, konaklama ve organİzasyon İmkanı sağlayan The Ankara Hotelİ İle çok yönlü bİr yaşam merkezİ konumunda farklılığını ortaya koyuyor” dİyor.

ATG AVM, mağazaları, restoranları, ofisleri, toplantı salonları, oteli, otoparkı ve peronlarıyla Ankara’nın çekim merkezlerinden birisi konumunda. Kompleksinizin diğer AVM’lere nazaran farklı ve ayrıcalıklı yanlarından bahseder misiniz? Temmuz 2016 da hizmete giren ATG İşletmeciliği’nin yapımı ülkemizin önde gelen inşaat firmaları arasında yer alan, her biri yurt içi ve yurt dışında büyük ölçekli altyapı ve üstyapı projelerine imza atan Cengiz-Limak-Kolin konsorsiyumu tarafından gerçekleştirildi. ATG İşletmeciliği, birbirine entegre Yüksek Hızlı Tren Garı, ATG Alışveriş Merkezi, ATG Bulvar kafe/ restorantları, yeni çalışma alanları sağlayan ATG Ofisleri, konaklama ve organizasyon imkanı sağlayan The Ankara Hoteli ile çok yönlü bir yaşam merkezi konumunda farklılığını ortaya koyuyor.

30

ÇOK YÖNLÜ BİR YAŞAM MERKEZİ;

ATG AVM

ATG AVM’nin mimarisine baktığımızda altında peronların yer aldığını görüyoruz. Böyle bir mimari yapı nasıl ortaya çıktı, AVM’nin mimarisini kısaca anlatır mısınız? ATG, Türkiye’nin ilk ulaşım üssü özelliğini taşıyor. Ankara’dan Eskişehir, Konya ve İstanbul’a hızlı trenler ATG içerisinde yer alan Yüksek Hızlı Tren Garı içerisinden işliyor. Yapının Cumhuriyet dönemi mimarlık ve kent kültüründeki yeri, ayrıca kentinkentlinin hafızasındaki yeri ve önemi de düşünülerek, bu yaklaşımlar üzerinden hareketle ATG binası tasarlandı. Dışarıdan bakıldığında, Yüksek Hızlı Tren görünümünde, bulvar boyunca uzanan dev bir mimariye sahip. Yapıda büyük ana giriş holü ve her katta devam eden atriumlar, çatı kabuğunda

açılan ışıklıklar ile dolaşım mekanlarına ferahlık ve aydınlık veriyor. AVM’niz lokasyon olarak ne gibi avantajlara sahip? Lokasyonunuzun misafir portföyüne ne gibi etkileri oluyor? Başkent’in en merkezi bölgesi, Ulus ve Kızılay’a yürüyüş mesafesinde, şehir içi ulaşım ağıyla yaklaşık 400 bin Ankaralı’nın on dakika içinde ulaşabileceği bir konumda yer alıyoruz. Yakın lokasyonda çok sayıda kamu kurumu, hastane ve üniversite bulunuyor. Son olarak, Nisan ayında ATG AVM ne gibi etkinliklere ev sahipliği yapacak? Nisan ayını çocuklar üzerine kurguladık. Her hafta sonu gerçekleşecek etkinliklerle, yüzlerce çocuğumuza ev sahipliği yapacağız. 23 Nisan’da çocukların sevgilisi Niloya ve sürpriz hediyeler ile onlara unutulmaz bir bayram yaşatmak istiyoruz.



YATIRIM

“Yatırımlarımız devam edecek” TÜRKİYE’NİN ÖNDE GELEN TİCARİ GAYRİMENKUL YATIRIMCILARINDAN FIBA COMMERCIAL PROPERTIES, İNEGÖL AVM YATIRIMI SONRASI İLK TANIŞMA TOPLANTISINI DÜZENLEDİ. ORGANİZASYONDA KONUŞAN FİBA COMMERCIAL PROPERTIES CEO’SU VE YÖNETİM KURULU ÜYESİ YURDAER KAHRAMAN, “İNEGÖL’ÜN SAHİP OLDUĞU POTANSİYELE İNANIYORUZ. TÜRKİYE’NİN FARKLI BÖLGELERİNDE YATIRIMLARIMIZ DEVAM EDECEK” DEDİ. Dört ülkede gerçekleştirdiği alışveriş merkezi, ofis binası ve rezidans kompleksi yatırımlarıyla ticari gayrimenkul alanında faaliyet gösteren Fiba Commercial Properties (Fiba CP), son yatırımı olan İnegöl AVM için İnegöl’de özel bir tanışma toplantısı düzenledi. Geniş katılımla gerçekleşen toplantıya Fiba Commercial Properties CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Yurdaer Kahraman ve şirket yöneticileri ev sahipliği yaptı. İnegöl AVM’de kahvaltı ve AVM gezisi ile başlayan organizasyon sonrasında düzenlenen basın toplantısı ile devam etti. Toplantıda konuşan Fiba Commercial Properties CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Yurdaer Kahraman, “Şirket olarak yaptığımız tüm yatırımlara gönülden inanırız. İnegöl’ün sahip olduğu

potansiyel bu kararı almamızdaki en önemli etmenlerden biri oldu. İnegöl AVM’nin bölge için ne kadar değerli bir proje olduğunun bilincindeyiz. Önümüzdeki dönemde bu çıtayı daha yukarı çekmek için elimizden geleni yapacağız” dedi. Türkiye’nin en büyük meydanlı alışveriş merkezlerinden birinin İnegöl AVM olduğunu anlatan Kahraman; “Alışveriş trendinin etkileyici bir mimari örneği olarak inşa edilen İnegöl AVM, Türkiye’nin en büyük meydanlı açık alışveriş merkezlerinden biri. Ayda ortalama 600 bini aşkın kişi tarafından ziyaret ediliyor. Yüzde 77’si yerli olmak üzere pek çok markaya ev sahipliği yapıyor. İnegöl’de yaptığımız bağımsız bir araştırmaya göre katılımcıların yüzde 60’ı bir AVM’ye gideceği zaman sadece bizi tercih ediyor. Yine aynı araştırmaya göre ziyaretçilerimizin yüzde 58’i mer-

32



YATIRIM

AVM’lerimize ek katma değer sağlıyoruz. Örneğin, yatırımlarımızdan biri olan, M1 Adana AVM’mizin alanı 77 bin metrekareden 90 bine çıktı. Bu yeni alanın yüzde 95’i şimdiden kiralandı” dedi. 2017 yılından umutlu olduklarına değinen Kahraman, “Satın alma kabiliyeti yüksek bir markayız. Emin adımlar atıyoruz. Bu sene de yeni yatırımlarımıza devam edeceğiz” dedi.

20 YILLIK SEKTÖR DENEYİMİ…

kezimizin sunduğu hizmetleri iyi ve yeterli buluyor. Bizim amacımız bu oranı daha da yükseltmek olacaktır. Deneyimli ekibimizle bu kıymetli proje için çalışacak olmak bizi çok mutlu ediyor” dedi. İnegöl’deki ihracat rakamlarının hızla arttığına dikkat çeken Kahraman, “İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası kısa bir süre önce geçen yıl 1 milyar 121 milyon dolar tutarında dış ticaret yapıldığını açıkladı. Bu ticaret hacmi ile şehir 20. sıraya yerleşti. İnegöl, 2016 yılında 433 milyon dolar dış ticaret fazlası vererek bu alanda da Türkiye’de 7. sıraya yükseldi. İthalatını ise 269 milyon dolardan 344 milyon dolara çıkarttı. Önemli bir potansiyele sahip bu şehrimiz emin adımlarla büyüyor, gelişiyor. Ülke ekonomisi için daha da değerli bir konuma geliyor. Dolayısıyla tüketici beklentileri de artı-

34

yor. Şu anda yaptığımız saha araştırmaları ile halkımızın beklenti ve ihtiyaçlarının neler olduğunu analiz ediyoruz. Bu sonuçlara göre önümüzdeki dönemde planlamalarımızı yapacağız. İnegöl büyüyor. Biz de bu büyümeye eşlik edersek, bir parçası olursak ne mutlu bize” dedi.

“SEKTÖRE MOTİVASYON KAZANDIRDIK” İnegöl yatırımına karar vermeden önce yaklaşık sekiz ay boyunca ön araştırma yaptıklarına, sektör temsilcileri ile görüş alışverişinde bulunduklarına değinen Kahraman, “Bir yatırım yapacağımız zaman söz konusu ürünün sürdürülebilir olması gerekir. Doğru ürün, doğru lokasyon ve doğru insan kaynağının bir arada olmasına önem veriyoruz. Organik büyümeye inanıyoruz” dedi.

İnegöl yatırımlarıyla sektöre motivasyon kazandırdıklarına dikkat çeken Kahraman, “Pek çok yabancı şirketin piyasadan çekilme sinyalleri verdiği bir dönemde, biz bir AVM satın alarak önemli bir yatırım yaptık. Bu yatırımımızla sektöre motivasyon kazandırdık. İnegöl’ün potansiyeline yürekten inanıyoruz. Gittiğimiz şehirlere değer katmayı seviyoruz. İnegöl’ün değerine de değer katacağız” dedi. Toplantıda diğer yatırımlarına da değinen Yurdaer Kahraman, “Şu anda 9 AVM yatırımımız bulunuyor. Türkiye, Çin, Romanya ve Moldova’da faaliyet gösteriyoruz. 900’den fazla marka ve mağaza, 530 bin metrekareden fazla kiralanabilir alan ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yurt dışında önemli yenileme projelerine imza attık. Türkiye’de de satın aldığımız

5 Ocak 2017’den itibaren yoluna Fiba Commercial Properties’in tecrübeli ekibi ile devam eden İnegöl AVM, sahip olduğu açık AVM konseptiyle farklı bir alışveriş deneyimi sunuyor. Sokakları ve marka karması ile bölgenin en iddialı alışveriş merkezleri arasında yer alan AVM, 45 bin metrekarelik alana yayılan özel bir peyzaja da sahip. Türkiye’nin önde gelen ticari gayrimenkul yatırımcılarından Fiba Commercial Properties ise Fiba Grubu’nun 30 yıla yakın finans ve finans dışı sektör tecrübesini, 20 senelik gayrimenkul bilgisi ile birleştiriyor. Yurt içinde İstanbul, Bursa, Adana, Konya, Gaziantep ve yurt dışında; Çin, Romanya, ve Moldova’da alışveriş merkezi, ofis ve rezidans yatırımları yapan marka ticari gayrimenkul alanındaki iddialı şirketler arasında yer alıyor.



Makale lerinin sinerjilerini de artırıyor. Karma projelerde AVM, ofis ve rezidans ile birlikte otel, hastane vb. ünitelerin de yer alması projeye renk katıp, AVM’nin kiralanmasında ve kiracılarında cirolarında olumlu etki sağlayabiliyor. Tabii her karma proje de aynı sonuçlar alınamayabilir. Projenin öncelikle ‘lokasyona, hedef kitleye, ihtiyaca, ulaşıma, bölgenin sosyal ve ekonomik’ durumuna göre şekillenmesi lazım. Engin Yıldırım

Karma projelere ilgi artıyor Karma projeler ofis, AVM, konut, rezidans, hotel, hastane, marina... fonksiyonlarının tamamını ya da birkaçını barındıran projeler olarak tanımlanmakla beraber, “mix use” olarak da ifade edilmektedir. Aslında eski “mahalle kültürünün” modernize edilmiş, kullanışlı ve sıkıştırılmış hali, karma projelerde yerini alır. Türkiye’de son yıllarda bu tür projelere olan ilgi artmış durumda. Çünkü aynı ortamda ofis, rezidans ve otel gibi fonksiyonların bulunması proje sakinlerinin hayatlarını kolaylaştırıyor. Örneğin karma projenin ofisinde yer alan bir şirket başka kentlerden ya da yurt dışından gelen müşterilerini proje içinde konumlanan otelde misafir edebiliyor. Tüketicinin yaşam standartlarının, beğeni ve beklentilerinin değişmesi gayrimenkul yatırımlarına da yansıyor. İçinde alışveriş merkezinden ofislere, konutlardan hastaneye, otelden okula vb. yer alan karma projeler adeta şehir içinde bir mahalle gibi yükseliyor. Öyle büyük karma projeler var ki içinde yaşayan, çalışan ve günlük ziyaretçileri ile birlikte birçok ilçeden, mahalleden daha kalabalık nüfus barındırıyor. Karma projelerin ilgi görmeye başlamasındaki en önemli iki etken, farklı getiri ve gayrimenkul seçeneklerini bir arada sunması ve bir yaşam stilinin pazarlanmasıdır. Günlük yaşam koşullarının zorlaşması, özellikle büyükşehirlerde yaşayanların trafikte çok zaman geçirmesi, kendimize ayırdığımız zamanın azalması, ev dışı tüketimin artması, tüketiciyi konut seçiminde farklı beklentiler içerisine sokuyor. Akşamları işten eğlenceye, alışverişe, spor salonuna ya da güzellik merkezine gidip oradan da eve dönmek adeta bir ızdırap oluyor. Karma projelerde bütün bu ihtiyaçlar karşılandığı için projede yaşayanların hayatı kolaylaşıyor. Ayrıca farklı fonksiyonlar birbir-

Karma projelerin bir nevi amiral gemisi diyebileceğimiz AVM’lerin konsepti ve mağaza karması da önem arz etmektedir. Üstü açık, sokak görünümlü ve yeşil çevreci AVM’ler konut geliştiricilerinin yeni trendlerin başında geliyor. AVM projedeki ‘konut, ofis, hotel’deki yerleşimlerden sonra açılacak ise, özellikle konutlarda yaşayan ailelerin temel ihtiyaç ve hizmetlerini karşılamak için ‘geçici kiralamalar’ yapılır. Mini market, kuaför, sucu, eczane, terzi, anahtarcı, lostra, perdeci, ATM vb. dükkanlar öncelikli açılır. AVM’nin açılışıyla beraber örneğin mini market mağaza karmasındaki gerçek yerine büyük ölçekli olarak geçer. Geçici kiralamalarda kimi kiracılar da (sucu, terzi, lostra vb.) shop mix’e uygun yerlerde ise oldukları dükkanlarda kalabilirler. Karma projelerin yönetimini ve pazarlamasını yapan ‘üst düzey yöneticinin öncelikli olarak; iletişim kabiliyeti yüksek, birbirinden farklı işlerde görev alan ekibini (yönetim ekibi ve taşeronlardan oluşan ekibi) verimli ve eş zamanlı koordine edebilen, üst düzey pazarlama yeteneği olan, ünitelerin ortak ve farklı kullanılan alt yapılarını en verimli şekilde işleten, ortak alan giderlerini en doğru şekilde pay edebilen, takipdenetleme ve raporlamayı iyi bilen, kaliteli hizmeti olabildiğince minimum giderle sağlayabilen… vb. özellikleri bünyesinde barındırması gerekir.

YATIRIM ARACI OLARAK KARMA PROJELER Yatırım aracı olarak karma projelerin tercih edilmesinin en önemli sebebi, proje içinde pek çok seçeneğin sunuluyor olması. Tüketiciler, konut için farklı tipler, ofisler için farklı tipler ve ticari üniteler için de farklı tip ve fiyat seçenekleri arasında kendilerine en uygununu tercih edebilir. Karma proje yakın çevresindeki gelişim ve ilk çıkış fiyatı ile doğru orantılı olarak prim de yapıyor. Karma projelere yatırım yaparken, en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan biri lokasyondur. Projenin yapıldığı bölgenin sadece konut için değil, örneğin ofis için de uygun olup olmadığına dikkat edilmesi gerekir. Uzun vadede, karma bir projedeki bir unsur, örneğin konut öne çıkar, diğer unsurlar geride kalırsa, yatırım olarak dönüşü de çok olumlu olmayabilir. Türkiye’de gayrimenkul yatırımı yapan yabancılar da bu projelere, yurt dışındaki benzerlerinden aşina oldukları için ilgi gösteriyorlar.

ENGİN YILDIRIM KİMDİR? 21 yıldır alışveriş merkezleri ve gayrimenkul sektörlerinin önemli projelerinde Genel Müdür, Koordinatör vb. üst düzey yönetici olarak çalışan; kiralama ve yönetim danışmanlığı hizmeti de veren, AVM’lerin yönetim ve kiralamasına dair yazdığı 3 kitabı ile tanınan Engin Yıldırım, halen PerAVM Kiralama ve Yönetim Danışmanlık’ın Genel Müdürlüğünü yürütüyor.

36



YATIRIM

Emaar Square Mall’un açılış tarihi belli oldu Dünyanın önde gelen gayrimenkul geliştirme şirketinin karma projesi Emaar Square Mall, ziyaretçilerine kapılarını açmaya hazırlanıyor.

38

İnşaat çalışmaları 2012’de başlayan Emaar Square Mall, açılış tarihini açıkladı. Dünyanın önde gelen gayrimenkul geliştirme şirketlerinden biri olan ve dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa, dünyanın en büyük alışveriş merkezi The Dubai Mail gibi görkemli projelere imza atan Emaar’ın Türkiye’deki ikinci projesi Emaar Square, İstanbul Çamlıca’da 28 Nisan 2017 tarihinde kapılarını açıyor. Emaar Square binden fazla konut, 183 odalı beş yıldızlı The Address Hotel’in yanı sıra içinde Galleries LaFayette gibi Türkiye’de ilk kez faaliyet gösterecek markaların da bulunduğu Türkiye’nin en büyük alışveriş merkezine sahip olacak. Projenin içinde prestijli bir yere sahip Emaar Square Alışveriş Merkezi’nde yalnızca proje sakinlerine değil, tüm İstanbullulara hizmet veren dünya standartlarında bir alışveriş ve eğlence mekanı sunulacak. Toplam kiralanabilir alanı 150 bin metrekareden fazla olan AVM’de, ziyaretçiler için eğlence ve çocuk oyun merkezleri, buz pisti ve bir benzeri Dubai Mall’da bulunan sualtı hayvanat bahçesi gibi çok çeşitli seçenekler yer alırken 2 bin 400 koltuklu mega sinema kompleksi, yalnızca AVM’ye özel 4 bin 500 araçlık otopark da bulunuyor.


YATIRIM “DAKİKADA 100 KİŞİ EMAAR SQUARE MALL’A GİRİŞ YAPACAK” Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcılar Derneği’nin (AYD) düzenlediği IX. AVM Yatırımları Konferansı’nda konuşan Emaar Türkiye’nin Satış, Pazarlama ve Kiralamalardan Sorumlu Kıdemli Direktörü Arzu Uludağ Elazığ, Emaar Square Mall’un 5 bin kişiye istihdam sağlayacağını ve yılda 25 milyon ziyaretçi beklediklerini söyledi. Dubai merkezli Emaar Properties’in dünyanın en büyük gayrimenkul şirketlerinden biri olduğunu ifade eden Arzu Uludağ Elazığ, “Emaar, alışveriş merkezleri alanında kendini kanıtlamış, güçlü bir deneyime sahip. Emaar’ın alışveriş merkezlerine yaptığı toplam yatırımı 4 milyar dolardan fazla ve alışveriş merkezlerini yılda 125 milyondan fazla kişi ziyaret ediyor. Faaliyette ve gelişim aşamasında olan yaklaşık 1 milyon metrekare mülke sahip. Emaar’ın alışveriş merkezleri ve perakende grubu, 2016’da yatırımlarını bir önceki yıla oranla yüzde 13 artırarak 510 milyon dolara çıkardı. Türkiye, Dubai, Mısır, Suudi Arabistan gibi önemli pazarlarda aktif olarak alışveriş merkezleri geliştiriyor ve işletiyor” dedi.

Square Mall’a taşıyacaklarını ve ülkenin bugününe ve geleceğine güvenerek iddialı hedefler koyduklarını söyledi. Uludağ ayrıca “Emaar Türkiye olarak, Emaar Square Mall’a yılda 25 milyon ziyaretçi bekliyoruz. Dakikada 100 kişi Emaar Square Mall’un kapılarından geçecek. Sanılanın aksine, Türkiye ve İstanbul, alışveriş merkezle-

rine henüz doymadı. Ayrıca hedeflerimizi sadece iç tüketimden beslenerek yapmayacağız. Şu anda AVM’lerde yabancı ziyaretçilerin oranı ortalama yüzde 2. Dubai deneyimine güvenerek, kendimize önemli bir hedef koyduk: 2023’e kadar kendi yabancı ziyaretçi oranımızı yüzde 10’a çıkarmak istiyoruz” dedi.

HER ZİYARETÇİ KİŞİSELLEŞMİŞ BİR DENEYİM YAŞAYACAK Emaar Square Mall’u bir alışveriş merkezi olarak tanımlamanın yeterli olmayacağını dile getiren Arzu Uludağ Elazığ, Emaar Square Mall’un ziyaretçilerine sıra dışı bir deneyim yaşatacağını, farklı ihtiyaçlara sahip her yaş grubundan ziyaretçisine hem şehirli hem de geleneksel, bir o kadar dinamik ve her durumda kişiselleşmiş bir deneyim yaşatacaklarını kaydetti.

“DUBAI MALL MÜŞTERİ DENEYİMİNİ TÜRKİYE’YE TAŞIYORUZ” Emaar’ın Dubai Mall için geliştirdiği ve yüksek başarı elde ettiği müşteri deneyimini şimdi de Emaar Square Mall’la İstanbul’a taşıyacağını kaydeden Uludağ “Neredeyse Türkiye nüfusu kadar, yani yılda 80 milyon kişi, Dubai Mall’u ziyaret ediyor ve Dubai, dünya haritasında bir destinasyon haline geldi” dedi. 350 bin metrekare kiralanabilir alanda, dünyanın önde gelen gayrimenkul geliştirme şirketi Emaar Properties’in deneyimini Nisan’da açılacak Emaar

İSTANBUL’UN PARLAYAN YILDIZI ANADOLU YAKASI’NDAYIZ Emaar Square ve Emaar Square Mall projesinin yer aldığı Anadolu Yakası’nın, İstanbul’un parlayan yıldızı olduğunu ifade eden Arzu Uludağ Elazığ “Üsküdar, Haydarpaşa, Kadıköy, Kurtköy ve Marmara Denizi’nin doğu kıyısı, şehrin bu yönde büyümesiyle birlikte, çok daha değerli bir yaşam merkezine dönüşmeye başladı. Kozyatağı’nda yükselen iş merkezleri, Kurtköy’deki İstanbul Park motor sporları pisti ve Sabiha Gökçen Havalimanı, İstanbul’un hızla gelişen önemli merkezlerini temsil ediyor. İstanbul’un üç büyük gelişim arterinden ikisi ve 3,7 milyon metrekare mevcut A tipi ofis arzının neredeyse yarısı, İstanbul Finans Merkezi sebebiyle, 2,7 milyon metrekarelik inşaat halindeki ofis stoğunun yüzde 63’ü Anadolu yakasında yer alıyor” diye konuştu.

39


YATIRIM

Sonae Sıerra

yeni kadrosuyla çok daha güçlü…

Sonae Sierra’nın kiralama ve yönetim hizmetlerini üstlendiği İldem Park AVM, geçtiğimiz günlerde kapılarını ziyaretçilerine açtı. Biz de hem İldem Erciyes Toplu Konut Yapı Kooperatifi tarafından Kayseri’de hayata geçirilen İldem Park AVM hem de Sonae Sierra’nın çalışmaları hakkında bilgi almak için Sonae Sierra’nın Genel Müdürü Maxence Liagre ile görüştük. Bu arada şirketin yönetim kadrosunda da bir değişiklik söz konusu… Sektörün iki önemli ismi Buğra Köse’yi ve Burcu Aktuğ’u bünyesine katan Sonae Sierra, uluslararası gücünü bu iki isimle lokal bir şekilde kullanmayı hedefliyor. Şirkette Gayrimenkul Yönetimi Müdürü koltuğuna Buğra Bey, Kiralama Direktörü koltuğuna ise Burcu Hanım oturdu. Konuyla ilgili Maxence Liagre, “Gerçekleştirdiğimiz güçlü ekiple daha başarılı, güçlü ve yerel olacağımızı düşünüyorum” dedi.

40


YATIRIM Maxence Liagre: Projenin sözleşmesini yaklaşık iki buçuk sene önce imzaladık. Tabii sözleşme imzalanınca henüz ortada bir şey yoktu, sadece genel bir fikrin varlığından bahsedebiliriz. Tüm programları sözleşme sonrasında oluşturuyoruz; kira seviyeleri, mağaza karması gibi… O yüzden aktif bir şekilde kiralama yaklaşık bir buçuk sene sürdü diyebiliriz. Ancak bu süre piyasaların durumuna göre değişkenlik gösterebiliyor. Çok sıcak piyasalarda bazen bir AVM altı ya da sekiz ayda kiralanabilirken, piyasanın durgun olduğu dönemlerde ise bu şekilde bir buçuk seneye kadar uzanan zaman diliminden bahsedebiliyorsunuz. Açıkçası bu süre on sene de olabilir, çünkü işin içinde mükemmele ulaşmak da var. SONAE SIERRA GENEL MÜDÜRÜ Maxence Lıagre

Öncelikle Sonae Sierra’nın yeni yatırımı İldem Park hakkında bilgi alalım? AVM ne zaman kapılarını açtı? Açılış için özel çalışmalar oldu mu? Maxence Liagre: İldem Park için oldukça özel bir açılış gerçekleştirdik. Biliyorsunuz son zamanlarda piyasalardaki açılışlar biraz durgundu. Ancak bu durgunluğun etkisini biz çok fazla yaşamadık diyebilirim. Alışveriş merkezi yüzde 70’e yakın bir doluluk oranı ile açıldı, şu an ise yüzde 85’in üstünde, yüzde 90’a yakın bir doluluk oranından bahsedebiliriz. Bu proje için asıl çalışma bu esasında. Çünkü piyasada güzel işlere ihtiyaç vardı ve bana göre biz bunu verdik. Buğra Köse: İldem Park’ın açılışı 12 Mart 2017 tarihinde gerçekleşti. Açılışımıza Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri Valisi Süleyman Kamçı, değerli milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımız katıldı. Sunuculuğu Vatan Şaşmaz yaptı ve konser sanatçısı olarak da sahnede Mustafa Ceceli vardı. Tahmini 15 binin üzerinde sadece konser için bir katılım oldu. AVM açılış günü problemsiz bir şekilde gerçekleştirildi ve gerçekten güzel bir kalabalık meydana geldi. Genel olarak açılış özelinde bunları aktarabilirim size. Yüzde 85’lik bir doluluk oranından bahsediyorsunuz. Peki, AVM’nin bu denli doluluk oranına ulaşması ne kadarlık bir süreci kapsıyor?

Peki, İldem Park ile Kayseri’ye gelen yeni markalar oldu mu? Burcu Aktuğ: Evet, farklı markaların varlığından söz etmek mümkün… Üç farklı marka Kayseri’ye ilk kez İldem Park ile geldi. Bunlardan biri 12 şubesi olan ve eğlence sektöründe faaliyet gösteren Antalyalı bir firma; Ops!Co… Bunun dışında Global adında erkek giyim markamız olacak. Onlar da yeni yeni büyüyen güçlü bir zincir, oldukça uygun fiyatlı ürünleri var. Markanın Kayserililer için ciddi bir çekim gücünün olacağını düşünüyoruz. Bir de sinema markamız Cinefora var, o da Mayıs ayının başında açılacak. Cinefora; Gazi Sinemaları ve Avşar Film’in ortaklığından oluşan bir sinema markası... Bu nedenle sinema markamızın da oldukça katkısı olacağını düşünüyoruz.

metre kalınlığında taşlar varmış. Dönemin valisi Saffet Arıkan Bedük ile burada neler yapılabileceğine dair bir çalışma yapılmış ve zemin taş olduğu için konut yapımına uygun olduğuna karar verilmiş. Onun üzerine burada İldem Erciyes Toplu Konut Yapımı Kooperatifi’ni kurmuşlar. 96’dan günümüze kadarki süreçte de kooperatif 10 bin konut yapmış bölgeye. Konut yapımı arttıkça bölgeye ilgi de artmış, daha sonrasında 5 bin konutta özel sektör yapmış. Şu an 2 bin konut daha yapılıyor. Bütün bu konutlarla birlikte bölgede şu an 150 bine yakın bir popülasyon var. Nüfusun artmasıyla bölgede haliyle sosyal alanlara ihtiyaç duyulmuş. İnsanlar bu ihtiyaçlarını karşılamak adına daha çok ulaşım araçları vasıtasıyla şehir merkezine gidiyorlarmış. Ancak şehir merkezine gelmeleri demek 13 km yol katetmeleri demek… Bölgede böyle ihtiyaç olunca yatırımcımız da modern bir AVM’nin yapılması için bir adım atmış. Sonraki adımda ise devreye biz girdik. Bölgede planlamayı yaparken bizim ilk hedefimiz mevcut AVM’lerle rekabet değildi. Daha çok bölgeye baktık ve bölgeyle alakalı çeşitli araştırmalar yaptık. Yapılan araştırmalar bölgedeki profilin daha çok çocuklu aileler olduğunu gösterdi bize. Birçok kişi evlenip, İldem’e yerleşmiş ve çocukları olmuş. Ayrıca bölgede yine emekli bir kesim de mevcut. Tüm bu verilerden yola çıkarak konsepti gerçekleşmeye çalıştık ve başarılı da olduk.

İldem Park AVM’nin lokasyonu için neden Kayseri seçildi? Malum Kayseri’de halihazırda AVM’ler mevcut… Varolan AVM’ler Kayseri halkı için yetersiz mi kalıyordu? Lokasyon seçiminde öne çıkan unsurlar neler oldu? Maxence Liagre: Öncelikle şunu belirtmemiz gerekiyor; bölgeyi biz seçmedik. Yatırımcımız İldem Erciyes Toplu Konut Yapı Kooperatifi bu bölgeyi çok iyi bildiği ve tanıdığı için buradaki ihtiyacı görmüş ve o şekilde projeye karar vermiş. Burcu Aktuğ: İlk olarak ben size bölgeyi anlatayım. İldem Park’ın şu an bulunduğu bölge 96 yılında tamamen taş ocaklarından oluşuyormuş. Bir tek insanın ve bitkinin yaşamadığı bir yermiş, hatta 15

SONAE SIERRA Gayrimenkul Yönetimi Müdürü BUĞRA KÖSE

41


YATIRIM

ve ihtiyaç var. Bu nedenle ziyaretçiler de hızlı bir şekilde benimsedi İldem Park’ı… Öte yandan kontratlarımızı TL olarak yapıyoruz. Bu önemli ve güzel bir avantaj… Ayrıca Çevre Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin de belirttiği üzere; deprem tehlikesinden ötürü şehir doğuya doğru büyüyor. Bu nedenle İldem gelecekte daha da büyüyecek ve potansiyeli artacak bir bölge diyebiliriz.

SONAE SIERRA KİRALAMA DİREKTÖRÜ BURCU AKTUĞ

Sonucunda mevcut AVM’lere de rakip olacak bir konsept yarattık. AVM’nin içi oldukça ferah… Ticari olarak da yine güzel bir AVM İldem Park. Herhangi bir dip nokta, ölü koridor alanı yok. Mağazalar gayet görülebilir ve ulaşılabilir noktada. Ziyaretçilerin gayet rahat bir şekilde gezebileceği bir şekilde tasarlandı. Alışveriş merkezimiz 16 bin metrekare ve 4 ticari kattan oluşuyor. 83’e yakın mağazası var. Ayrıca 500 araçlık da otoparkı mevcut. Food court’umuz 800 kişi kapasiteli, 10 adet de ünitemiz var. Sinemamız ise 6 salonlu. Alışveriş merkezimizde 8 anchor mağazamız var. Mağaza karmasında yabancı markaların dışında pek çok ulusal ve yerel markalarda bulunuyor. Bölgenin ihtiyaçlarını tam olarak yakalayabilmek adına bu üçünden eşit bir karma oluşturmaya çalıştık. Müşteri profiline yakın bir karma oluştu diye düşünüyorum. Peki, Kayseri’de yatırım yapmayı düşünenlere İldem Park projesi ne gibi avantajlar sunacak? Özellikle cadde mağazacılığından AVM’ye geçen markalara ne gibi katkılar sağlayacak? Burcu Aktuğ: İldem Park özellikle konum olarak rakipsiz… Daha doğrusu AVM yoğunluğunun olduğu şehir merkezlerine daha uzak. Tabii ki bölgede bir beklenti

42

Sonae Sierra’nın yönetim tarafında da bir takım değişikler oldu diye biliyoruz. Peki, neden böyle bir yönetimsel değişikliğe gidildi? Maxence Liagre: Sonae Sierra şu an 14 ülkede yer alan ve 4 kıtada faaliyetlerini sürdüren bir şirket. Tüm gücünü uluslararası yapısından alıyor. Ancak biz globalliğin yanında lokalliğe de oldukça önem veriyor, bu gücü lokal bir şekilde kullanmak istiyoruz. Bunu yapabilmemiz için geldiğimiz piyasalardaki tecrübeli insanların bizimle çalışması gerekiyor. Bu nedenden ötürü Burcu Hanım ve Buğra Bey’le çalışma kararı aldık. Biz Türkiye’yi seviyoruz ve ülkeye güveniyoruz. Türkiye’de çok büyük bir potansiyel gördüğümüz için yatırım yapıyoruz. En önemli yatırımın da insana yapılan yatırım olduğunun farkındayız. Çünkü bizim şirket bir hizmet şirketi. O nedenle her şeyden önce insana yatırım yapılması gerekiyor. Burcu Hanım ve Buğra Bey’le çalışmak bunun en güzel göstergesi. Gerçekleştirdiğimiz güçlü ekiple daha başarılı, güçlü ve yerel olacağımızı düşünüyorum. Ayrıca bir önemli nokta daha var, o da deneyim… İkisi de 10 yıldan fazla bu piyasada yer alıyor. Yani başlangıçtan bu yana piyasayı seyredebilme şansını yakalamışlar. Piyasasının hem sıcak hem de soğuk hallerini görmüşler. Bu nedenle hangi koşulda nasıl davranmaları gerektiğini ve nasıl bir strateji izleyeceklerini biliyorlar. Bu bizim çok önemli… Çünkü bunu satın alamazsınız ya da bir günde öğrenemezsiniz. Az öncede söylediğim gibi biz hizmet veren bir şirketiz, bizim asıl yatırımımız ve sermayemiz insanlar olmalı…

Sonae Sierra’nın gelecek dönem plan ve projelerinden bahsedebilir miyiz? Neler yapılmak isteniyor? Malum 2016 oldukça zor bir yıldı. 2017’de bir önceki yılın izlerini kısmen de olsa taşıyor gibi… Maxence Liagre: Bizim için 2016 o kadar zor geçmedi açıkçası. Sadece çok çalıştık, o anlamda zor geçti diyebilirim. 2016 yılında biz 3 açılış gerçekleştirdik; bunlardan biri Bursa’da, diğeri Ereğli’de sonuncusu ise Kayseri’de gerçekleşti. Dediğiniz gibi piyasa kolay değil, ama tüm bu engelleri aşmak ve güzel açılışlar gerçekleştirmek için biz doğru stratejiyi bulabildik. Şimdi başka projelere bakıyoruz. Çünkü bizim şirket sadece kiralama yapmıyor. Biz de AVM ile ilgili bütün hizmetler var. Bunları yavaş yavaş Türkiye’ye getirmek istiyor ve üçüncü kişilere de faydalı olmak istiyoruz. Şu ana kadar pazar araştırma, kiralama ve yönetim hizmetleri sunduk. Şimdi ise mevcut ve yeni açılacak AVM’ler için fonksiyonel tasarım analizleri ve çeşitli değişiklikler yapmak istiyoruz. Bu sadece tasarımla olmuyor tabi, bu bir bütün. Tasarım, kiralama ve yönetim bir arada çözüm oluşturabiliriz. Şu an bu tip hizmetlere odaklanmış durumdayız. Bu nedenle daha büyük projeler peşindeyiz. TL ile kiralamalar daha öncede çok konuşuldu, çok tartışıldı. Sizce TL ile kiralamalar daha ne kadar sürecek? Dövizle kiralamalara yeniden geçilebilir mi? Bu geçici bir rüzgar mı, yoksa destek mi? TL ya da dövizle kiralamak, kullandığınız kaynakla alakalıdır. Öz kaynağınızı kullanıyorsanız ve yerel bir şirketseniz, hiçbir sıkıntı yok TL’ye geçişte. Çünkü her şey dengeli bir şekilde yürüyor. Eğer kaynağınız döviz yani dolar ve euro üzerindense aynı dövizde kiralama yapmak durumunda kalıyorsunuz. Evet, satışlar TL üzerinden yapılıyor ve gelir TL üzerinden sağlanıyor. Bu nedenle burada bir problem var ama sorunun asıl nedenini krediler oluşturuyor. Bu sorunun önüne geçmek için bence kredilerin TL’ye çevrilmesi şart. Krediyi TL olarak çekmemiz gerekiyor ki bütün piyasa TL üzerinden çalışsın. Bir tek bu gerçek var.



DERNEKLER

Global alışveriş destinasyonu olma avantajımızı korumalıyız “Global alışveriş destinasyonu olma avantajımızı kaçırmamak için gerekli önlem ve teşvikler hızla gündeme gelmelidir” açıklamasında bulunan TMd Başkanı Hülya Aslantaş, “Biz de dernek olarak, bu sorunları ve çözüm önerilerini araştırarak ilgili mercilerin dikkatine sunmak için bir çalışma başlattık” dedi.

44

Sektörde TMd’nin yeri ve önemini öğrenebilir miyiz? Tescilli Markalar Derneği (TMd), markaların taklit üretimleri, sahtecilik, haksız rekabet, paralel ithalat, vergi kaybını önleme ve yabancı markaların Türkiye’deki prestij ve haklarının korunmasının yanı sıra yatırımlarını artırma ve üretime geçmeye teşviklendirme amacı ile 2001 yılında kuruldu. Türkiye’de milyonlarca dolara ulaşan taklit üretimi ve sahte mal ihracatına karşı toplu bir şekilde mücadelenin daha etkin olacağı düşüncesinden yola çıkılarak kurulan dernek; sadece hazır giyim ve aksesuarları değil, taklidi fazla miktarda üretilen kozmetik, saat, gözlük ve mücevher ürünlerinin de haklarının savunulmasında etkin olmayı amaçlıyor. Ayrıca derneğimiz, marka bilincinin gelişmesi ve kadınların perakande sektöründeki istihdamının artırılmasına yönelik çalışmalara da destek veriyor. Sektörün şu anki durumunu gerek yatırımlar, gerek büyüme grafiği açısından kısaca değerlendirir misiniz? Ülkemizin 2016 yılında karşılaştığı çeşitli sorunlar, tüm piyasaları olduğu gibi perakendeyi de kısmen etkiledi. Bir yandan güvenlik endişesi ile azalan yabancı ziyaretçi sayılarının etkisi diğer yandan iç piyasadaki kısmi durgunluk, organize perakendenin hızını bir miktar kesti gibi görünüyor. Bu arada yabancı markalar


DERNEKLER

ve ithalat açısından da bazı endişeler belirdi. Yaşanan belirsizliklere ilaveten, son 2-3 yıldır ithalata getirilen ek vergi ve yeni bazı uygulamalar yabancı markaları etkiledi. C&A, Douglas Parfümeri, Polo Ralph Lauren gibi bazı markalar 2016 da maalesef buradaki faaliyetlerini durdurdular. Özellikle İstanbul’un son yıllarda yakaladığı, bölgenin önemli “alışveriş destinasyonu” olma hedefi bu açıdan da değerlendirilmeli. İstanbul’un tarihi ve turistik değerlerine ilaveten, birbirinden keyifli ve zengin marka miksi ile ön plana çıkan AVM’lerimiz, alışveriş amacıyla gelen yabancı ziyaretçilerin artmasında önemli etken oldu. Dolayısıyla, içinden geçtiğimiz bu zor dönemde, konulara daha geniş açıdan bakabilmeli ve globalleşen alışveriş pazarında, yabancı markaların katkısını doğru değerlendirmeliyiz diye düşünüyorum. TMd’nin taklit ve sahte ürünlere karşı yürütmüş olduğu çalışmalardan kısaca bahseder misiniz? Bu oldukça önemli bir sorun çünkü… Bu konuya yönelik ne gibi çözüm önerileri sunabilirsiniz? Kaçak, taklit ve sahte ürün olarak ifade ettiğimiz yasadışı üretim faaliyetlerinin bugün dünyada 1 trilyon dolara ulaştığı ifade ediliyor. Teknolojideki hızlı gelişmeler, taklit ürünlerin üretimini kolaylaştırıp ucuzlatırken, internet kullanımı da üretim bilgilerine erişimi ve ürünlerin satışını kolaylaştırıyor. Ülkemiz maalesef, Çin’den sonra en çok taklit ve sahte ürün üreten ve bulunan bir pazar haline geldi. Her şeyden önce

ülkemizin prestiji açısından bu konu çok önemli. Türkiye’de yerli taklit piyasasının takribi büyüklüğü 7 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Ayrıca ithalat ve diğer yollarla ülkeye giren sahte, taklit ve kaçak ürünler de hesaba dahil edildiğinde, bu piyasanın büyüklüğü yaklaşık 20 milyon dolara ulaşıyor. Bu durum her şeyden önce organize perakende için ciddi bir haksız rekabet ortamı yaratırken, devlet açısından da doğrudan vergi kaybı anlamına geliyor. Hiç şüphesiz derneğimizin bu devasa sorunla tek başına mücadele etmesi mümkün değil. Bu açıdan üstlendiğimiz en önemli görev, konuyu gündemde tutmak ve gerek devlet kademeleri gerekse tüketiciler nezdinde bilinçlenmeye katkıda bulunarak, tedbirlerin alınmasını sağlamak. Bu konu aynı zamanda halk sağlığını da tehdit ediyor. Bu mücadelenin daha etkili yapılabilmesi için, yasal düzenlemelerin yanı sıra cezaların caydırıcılığının artırılması, kolluk kuvvetleri arasındaki işbirliğinin iyileştirilmesi ve toplumun eğitilmesine yönelik çalışmalar önemli. AVM ve perakende sektörlerinin gündeminde olan kiralamanın döviz üzerinden olmasından kaynaklanan sorunlara yönelik sizin görüşleriniz nelerdir? Bu konu gerçekten son dönemde hızla değişen kur dengeleri nedeniyle gündemimizde.Türkiye’de yabancı para cinsinden fiyatlandırma, hızlı enflasyon dönemlerinden kalan bir alışkanlık. Ekonomimiz sağlıklı temellere ve istikrarlı

bir çizgiye oturabilse, zaten TL ile fiyatlama herkes için daha doğru olacaktır. Bugün perakendeci haklı olarak yakınırken bazı yeni biten AVM yatırımcıları da döviz cinsinden borçlanmış iseler, onlar da kendi açılarından olaya bakıyorlar. İçinden çıkılması zor bir sorun ama karşılıklı iyi niyetle yapılan görüşmelerde çözüm bulunuyor. TMd’nin, yabancı markaların Türkiye’deki prestij ve haklarının korunmasının yanı sıra yatırımlarını artırma ve üretime geçmeye teşviklendirme amacı da bulunuyor. Peki, 2017 yılı yabancı yatırımlar açısından nasıl bir yıl olacak? 2016 yılının getirdiği duraklama dönemi korkarım 2017 yılında da devam edecek. Ülkemizdeki belirsizlikler, güvenlik sorunları, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık algısı, ithalata getirilen ek vergi ve uygulamalar, yabancı yatırımcı açısından önemli faktörler. Ancak biraz evvel de belirttiğim gibi, yakaladığımız “global alışveriş destinasyonu” olma avantajımızı kaçırmamak için gerekli önlem ve teşvikler hızla gündeme gelmelidir. Biz de dernek olarak, bu sorunlar ve çözüm önerilerini araştırarak ilgili mercilerin dikkatine sunmak için bir çalışma başlattık.

Son olarak 2008 yılından bu yana sektörün nabzını tutan ve bu ay 100. sayısını çıkartan Mall Report dergisi hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz? Alışveriş merkezleri ve organize perakendenin tüm paydaşları arasında iletişimi sağlayan bu yayın, sektörün geniş yelpazesinde yer alan aktörlerin sesini duyurması açısından önemli bir görev üstleniyor. Başarılarınızın ve verimli katkılarınızın devamını dileklerimle 100. sayınızı kutluyor, tüm yayın kurulunu tebrik ediyorum.

45


DERNEKLER SIKINTILI GEÇEN 2016 YILINDAN SONRA, 2017’DE VERİMLİLİĞİN EN ÖNEMLİ GÜNDEM OLACAĞINI BELİRTEN KATEGORİ MAĞAZACILIĞI DERNEĞİ (KMD) YÖNETİM KURULU BAŞKANI TEKİN ACAR, “VERİMLİLİĞİ ÖN PLANDA TUTARAK YENİ KONSEPTLER, FORMATLAR GELİŞTİRİLİYOR, OMNİ CHANNEL MAĞAZACILIK YATIRIMLARI ÖNE ÇIKIYOR. MÜŞTERİMİZ BEĞENDİĞİ BİR ÜRÜNE HER YERDEN AYNI ŞEKİLDE, AYNI HİZMET KALİTESİYLE ULAŞMAK İSTİYOR. BUNU SAĞLAMAK İÇİN DOĞRU ANALİZ YAPMAK VE TEKNOLOJİYE KARAR VERMEK BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR” DEDİ.

2017’de verimlilik

en önemli gündem konusu

Öncelikle sektörde KMD’nin yeri ve önemini öğrenebilir miyiz? 2012 yılında kurulan derneğimiz, gıda ve hazır giyim dışında kalan modern perakende kanallarını temsil ediyor. Dernek üyelerimiz; ev geliştirme, yapı market, teknoloji, beyaz eşya, küçük ev aletleri, telekomünikasyon, kişisel bakım, kozmetik, aksesuar, hobi, kırtasiye, eğlence kategorilerindeki önde gelen modern perakendeciler ve çözüm ortaklarımızdan oluşuyor. Çok farklı kategoriden üyemizin olması çalışmalarımızı da çeşitlendiriyor. KMD olarak hem kategori bazlı konularda hem de sektörün tümünü ilgilendiren konularda aktif çalışmalar sürdürüyoruz. İç operasyonları, ürün çeşitlilikleri, mağaza formatları farklı farklı olsa da, temelde tüketici taleplerini en hızlı ve güvenli bir şekilde, uygun fiyat ve kalitede ürün-hizmetle sağlamaya çalışan perakendeciler olarak, sektörümüzün gelişimine ve verimliliğe yönelik çalışmalara ağırlık veriyoruz. Kendi süreçlerimizi geliştirirken işgücümüzün de eğitim seviyesini yükseltecek projelere imza atıyoruz. Bu projelerin sürdürülebilir olması, tüm sektörün faydalanabilmesi, geleceğe yapılan yatırım niteliğinde olması da öne çıkan özellikleri oluyor. İSMEK Perakende Okulu, İŞ-PER Kariyer Platformu, E-Learn Retail Perakende Eğitimi ve PERAVOC Perakendede Mesleki Yeterlilik Belgelendirme Merkezi projelerimiz, başarıyla sürdürdüğümüz ve sonuçlarından tüm üyelerimizin faydalandığı önemli işlerimiz arasında yer alıyor. Bu çalışmalarımızı daha da geliştirmek, arasına yenilerini katmak için çalışıyoruz. KMD olarak görev edindiğimiz bir diğer konu ise teknoloji alanında trendleri belirlemek. Üyelerimizin hepsini ilgilendiren konulara baktığımızda, teknoloji yatırımlarının ortak bir gündem olduğunu gördük. Bu yıl dördüncüsünü düzenleyeceğimiz KMD Perakende Teknolojileri Sempozyumu, teknolojideki son gelişmeleri, trendleri, firmaların gelecekteki teknoloji yatırımlarını ele alması ve geliştirilen teknoloji çözümlerinin örneklerle anlatılması bakımından öne çıkıyor. Perakende özelinde teknolojik çözümlerin, bu çözümü uygulayan bir perakendeci ile birlikte sahnede anlatılması ise, sempozyumun başarısını katlıyor.

46

Sektörün son durumunu değerlendirerek, sektörün yakın geleceğine dair görüşlerinizi bizlerle paylaşır mısınız? Perakende sektörü, tüketici davranışlarından son derece hızlı etkilenen bir sektör… Tüketicinin morali, davranışları ve alışkanlıkları bizim süreçlerimizi doğrudan ilgilendiriyor. Son dönemdeki sıkıntılı durum, dolayısıyla perakendeyi de olumsuz etkiliyor. Buna rağmen KMD üyesi perakende kategorilerinde yüzde 8-10 bandında büyüme olduğunu görüyoruz. Modern perakende, yoğun rekabetin olduğu ve fiyat avantajının önem kazandığı bir sektör… Bir yandan rakiplerimize karşı avantaj sağlamaya çalışırken diğer yandan da daha çok tüketiciye ulaşabilmek amacıyla yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Bununla beraber müşterilerimizin memnuniyetini ve sürekliliğini de sağlamak için operasyonlarımızda devamlı iyileştirme çalışmaları yapılıyor.


DERNEKLER Sektörün yaşadığı temel sorunlar neler? Bu konu ya da konularda ne gibi çözüm önerileri sunabilirsiniz? Sektörün temel sorunları; kayıt dışı ekonomi, sahte ve taklitçilik, haksız rekabet ve kontrol edilemez hale gelen maliyetler. Tüm süreçleri kayıtlı, kurallı ve denetlenebilir olan modern perakendeciler, bu yapılarıyla kayıt dışı ekonomi ile mücadelede büyük rol oynuyorlar. Vergisini düzgün ödemeyen, çalışanının haklarını korumayan bir kesim ile rekabet eden modern perakendeciler dolayısıyla büyük bir haksız rekabet içindeler. Ülkemizin de önemli bir sorunu olan sahte ve taklit ile yeterli mücadele edilmemesi, biz perakendecilerin de gündeminde çok önemli bir yer tutuyor. Sahte ve taklit ürün ticaretine yaptırımın şikayete bağlı olması ve cezaların caydırıcı olmaması maalesef haksız rekabete yol açarken, daha da önemlisi insan sağlığına karşı bir tehdit oluşturuyor. Son dönemde dövizdeki ani ve hızlı dalgalanmalar neticesinde kontrol edilemez hale gelen maliyetler ise, tüm perakendecileri olumsuz etkileyen diğer bir sıkıntı olarak karşımıza çıkıyor. Birçok maliyet kalemimizin dövize endeksli olması, alınan önlemlere karşın giderlerin artmasına ve karlılığın düşmesine neden oluyor. Bir diğer sorunumuz ise istihdam ile ilgili. Yoğun istihdam yaratan perakende sektörü, özellikle mavi yaka personel bulmada zorluk çekiyor. Sektörde kariyer fırsatlarının yeterince değerlendirilememesi ve yüksek sirkülasyon bizleri sürekli olarak yeni personel arayışına itiyor. Bununla beraber istihdam yüklerinin de ağır olması, sektör oyuncularını zorlayabiliyor.

Teknoloji kullanımı, yatırımlarımızda gün geçtikçe daha çok öne çıkıyor. Mağaza içi operasyonlarımızda, müşterimizin alışkanlıklarını takip etmekte, stok kontrolünde, maliyet analizlerimizde, raflarımızın yerleşiminde, pazarlamada ve hatta insan kaynakları yönetiminde her geçen gün daha çok teknoloji kullanıyoruz. Gelecekte de bu kullanımın ve dijital mağazalar ile fiziksel mağazaların iç içe geçişinin katlanarak artacağını söyleyebiliriz. Sizce 2017, sektördeki yatırımlar açısından nasıl bir yıl olacak? Sıkıntılı geçen 2016 yılından sonra, 2017’de verimliliğin en önemli gündem olacağını söyleyebiliriz. Verimliliği ön planda tutarak yeni konseptler, formatlar geliştiriliyor, omni channel mağazacılık yatırımları öne çıkıyor. Müşterimiz beğendiği bir ürüne her yerden aynı şekilde, aynı hizmet kalitesiyle ulaşmak istiyor. Bunu sağlamak için doğru analiz yapmak ve teknolojiye karar vermek büyük önem taşıyor. Yeni mağazaların yanı sıra, mağaza içlerinde de yeni geliştirme yatırımları yapmamız gerekiyor. Müşterimizi mağazada daha çok tutabilmek, farklı deneyimler yaşatmak, ama aynı zamanda satın alma ve ödeme işlemlerini de en hızlı şekilde yapabilmelerini sağlamak için sürekli iyileştirmeler yapıyoruz. Teknoloji ile birlikte işgücüne yatırım yapmak da her geçen gün daha çok önem kazanıyor. Sirkülasyonun yüksek olduğu bir sektör olarak eğitim, çalışanlarımızın işine bağlılığını artırmada ve kariyer fırsatlarını görmelerinde de büyük önem taşıyor.

Perakende de dijitalleşmenin ve trendlere uymanın öneminden bahsederek, markaların dijital dünyada ‘bende varım!’ demek adına neler yapmaları gerektiği noktasında bizlere bilgi verir misiniz? Dijitalleşme ve trendleri yakından takip etmek artık vazgeçilmezimiz. Yaşamımızın her alanına girmiş olan teknolojiden sonuna kadar faydalanmak zorundayız. Sadece fiziksel ortamda veya dijital ortamda görünür kılmak da yetmiyor artık, ikisini birden aynı kalitede sürdürmek gerekiyor. Müşterimiz her iki ortamda da aynı ürün veya hizmete aynı kalitede sahip olmak istiyor. Sosyal medyayı hem pazarlamada hem satışta son derece iyi kullanmak, bunun arkasında da çok sağlam bir müşteri veri bankasına ve stok yönetimine sahip olmak gerekiyor. Perakende sektörünün güncel konularının ve sektörün geleceğine ilişkin stratejilerin tartışıldığı Perakende Teknolojileri Sempozyumu’na da kısaca değinmek isteriz. Sempozyumun amacı nedir? Sempozyumun 2017 için tarihi belli oldu mu? Perakende Teknolojileri Sempozyumu, perakendeciler ile teknoloji çözüm ortaklarının bir araya geldiği, teknolojik yenilikleri ve trendleri konuştukları, birlikte geliştirdikleri bir çözümü sahneye çıkıp beraber anlattıkları bir ortam yaratması açısından önem taşıyor. Sempozyum, perakendecilerin ufkunu açmayı hedeflerken, çözüm ortaklarımızı da daha büyük arenalara taşımayı amaçlıyor. Bu yıl dördüncüsünü düzenleyeceğimiz Perakende Teknolojileri Sempozyumu’nu 3

Ekim’de yapmayı planlıyoruz. Her seferinde daha da büyüyen etkinliğimiz bu yıl yine sektörü buluşturmaya devam edecek. AVM ve perakende sektörlerinin gündeminde olan kiralamanın döviz üzerinden olmasından kaynaklanan sorunlara yönelik görüşleriniz nelerdir? Ortak bir çözüm için neler yapılabilir? Dövizdeki ani ve kontrolsüz dalgalanma tüm maliyetler gibi doğal olarak kira maliyetlerimizi de olumsuz etkiliyor. AVM yönetimleriyle bu konu çeşitli platformlarda ele alınıyor. Borcu biten AVM’lerin TL’ye dönmeleri konusunda daha önce görüşlerimizi iletmiştik. AVM’ler ile birlikte birçok ortak çözüm geliştirdiğimiz konu oldu. Bu sorunun da kısa sürede çözüleceğine inanıyoruz. Bazı AVM yönetimleri daha hızlı aksiyon alarak kur sabitleme, TL’ye dönme gibi çözümler geliştirdiler. Bu ve benzeri yapıcı uygulamaların yayılmasını umuyoruz. Hiçbirimiz mağazalarımızı kapatmak seçeneğiyle hareket etmek istemiyoruz, bunu AVM yönetimlerinin de istemediğini biliyoruz. Son olarak 2008 yılından bu yana sektörün nabzını tutan ve bu ay 100. sayısını çıkartan Mall Report dergisi hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz? Bir yayın için 100. sayıya ulaşmak çok keyifli bir durum. Bu sayı zaten sizin başarınızı kanıtlıyor. Sektörün tüm oyuncularını bir araya getiren, konuları faklı açılardan ele alan Mall Report dergisinin başarısının devamını dileriz.

47




DERNEKLER

“2017 yılında verimliliğe daha çok ağırlık vereceğiz” 2017 yılında verimliliğe daha çok ağırlık vereceklerini ve bu anlamda hem büyüme hem de süreç iyileştirme yatırımlarının devam ettiklerini belirten Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Songör, “Verimli olabilmek için doğru teknolojiyi, doğru işgücünü, doğru lokasyonu seçmek ve onu geliştirmek, büyük önem taşıyor” dedi.

50

Öncelikle gıda perakendeciliği sektöründe GPD’nin yeri ve önemini öğrenebilir miyiz? GPD, modern gıda perakende sektörünün temsilcisi konumunda bir dernek. Ulusal ve bölgesel tüm marketler ile gıda servis zincirleri derneğimizin üyesi. Aynı zamanda bu gruba destek sağlayan çözüm ortaklarımız da üyemiz arasında bulunuyor. Derneğimiz, 2012 yılında kuruldu. Ancak gerek üyelerimizin cirosal büyüklüğü ve istihdam gücü, gerekse de gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla sektörde önemli bir yere geldik. 105 milyar TL ciro ve 300 binin üzerinde istihdamı temsil ediyoruz. Türkiye’nin hemen hemen her şehrinde, yaklaşık 35 bin satış noktasında tüketicilere kaliteli ve güvenilir hizmet ulaştıran GPD üyeleri, günde 15 milyon kişiyle doğrudan temasta bulunuyor. Çalışmalarımızda sektörün gelişiminin önünü açmaya ve verimliliğe yönelik konulara odaklanıyoruz. Dolayısıyla kayıtlı ekonomiye ve istihdama katkı yapacak sonuçlara ulaşmayı hedefliyoruz. Projelerimizin sürdürülebilir ve sektörün faydasına olmasına özellikle

dikkat ediyoruz. GPD, bu özellikleriyle öne çıkıyor diyebiliriz. 2017’de dördüncüsünü düzenleyeceğimiz Ortak Gelişim Kongresi, derneğimizin en öne çıkan ve ses getiren etkinliği. Perakendeciler ile tedarikçilerini bir araya getirip aynı sahneyi paylaştıran bir etkinlik olmasıyla da önem taşıyor. “Tüketici Odaklı Tedarikçi ve Perakendeci Verimliliği” fikriyle oluşturulan kongre içeriğimiz, her yıl farklı bir temayla, özünde tüketiciye dokunan verimlilik çalışmalarını gündeme getiriyor. Gıda perakendeciliğinin son durumunu değerlendirir misiniz? Gıda perakendeciliği, temel ihtiyaçlara yönelik olduğu için doğal olarak en güçlü kategori. Kurumsallaşmış ve modern yapı, sektörümüzün daha sağlam hareket edebilmesine olanak sağlıyor. Bununla beraber tüketicimizin tarafında da çok olumlu bir duruşumuz var. Müşteri memnuniyeti çalışmaları-


DERNEKLER

mız ürün ve hizmet kalitemizi de sürekli iyileştirmemizi sağlıyor. Bu sağlam ve güçlü yapımızla, modern marketler ve gıda servis zincirleri olarak daha çok tüketiciye kaliteli ürün ve hizmet sunabilmek amacıyla sürekli gelişiyoruz, büyüyoruz. Modern gıda perakendesinin 2016 yılında yüzde 10-11 seviyesinde büyüdüğünü söyleyebiliriz. Burada daha da önemli olan, cirosal büyümemizin yanında yeni açılan satış noktalarımızla birlikte istihdama sürekli bir katkı sağlıyor olmamız. Perakende sektörünün her kategorisi, istihdam için önemli bir alan. İşsizlikle mücadelede perakendenin yıllardır sürdürdüğü katkı, aynı hızla devam ediyor. Diğer bir önemli katkımız ise tüm işleyişimizin kayıtlı, kurallı ve denetlenebilir olması. Modern perakende geliştikçe dolaylı olarak tedarikçilerini, çözüm ortaklarını ve hizmet aldığı diğer sektörleri de kendisi gibi kayıtlı ve denetlenebilir düzene çekiyor. Bu özelliğiyle de kayıt dışı ile mücadelede büyük önem taşıyor. Gıda perakendeciliği yatırımları açısından sizce 2017 nasıl bir yıl olacak? 2017 yılında verimliliğe daha çok ağırlık vereceğiz. Hem büyüme hem de süreç iyileştirme yatırımlarımız devam edecek. Tüketici ihtiyaçlarını hızlıca belirlemek, talepleri karşılamak için doğru analiz ve hızlı hareket etmek büyük önem kazanıyor artık. Stok yönetimi, mağaza içi alan yönetimi ve ürün çeşitliliğinin sağlanması için teknolojiden her geçen gün daha çok faydalanıyoruz. Verimli olabilmek için doğru teknolojiyi, doğru işgücünü, doğru lokasyonu seçmek ve onu geliştirmek, büyük önem taşıyor. Daha çok tüketiciye ulaşmak için yeni formatlar, farklı konseptler geliştiriyo-

ruz; ufak metrekareli mağazaların çoğaldığını görüyoruz. Farklı ekonomik gruplara ulaşmak için özel konseptlerde mağazalar ve hizmetler tasarlanmaya başlanıyor. Bununla beraber, mağaza içinde farklı deneyimler yaşatmak için yeni sistemler geliştiriliyor. Bir yandan tüketiciyi mağaza içinde daha fazla tutmak için çalışılırken, özellikle ödeme ve kasa işlemlerinde hız kazandıracak sistemler geliştiriliyor. Tüm bunlar yeni yatırımlarla, insan gücümüzün daha da geliştirilmesiyle oluyor. Gıda servis zincirlerinde, Türk damak tadına uygun yeni ürünler geliştiriliyor, tüketiciyi çekmek için etkinlikler düzenleniyor. İyi-sağlıklı ürün kavramı yaygınlaşıyor, doğal ürünlerin ağırlığı artıyor. Ürünlerin izlenebilirliği, tüketici şikayetlerinin değerlendirilmesi gibi hizmetler, farklılık yaratmada öne çıkıyor. 2017 yılında yatırımlarımızı planlarken tüm bu konuları dikkate alıp özenle değerlendireceğiz. Gıda perakendeciliği sektörünün yaşadığı temel sorunlar neler? Bu konu ya da konularda ne gibi çözüm önerileri sunabilirsiniz? Sektörümüzün en temel sorunu, haksız rekabet… Tamamıyla kayıtlı ve denetlenebilir şekilde tüm operasyonlarını sürdüren modern perakendecilerin, kayıtsız çalışan, vergisini düzgün ödemeyen, işçisinin haklarını tam sağlamayan bir kesim ile rekabet içinde olması çok üzücü. Gıda fiyatlarındaki artışlar ve sebzemeyve fiyatları gibi konularda maalesef halen modern gıda perakendecilerinde hedef gösteriliyor. Halbuki tüm pazara baktığımızda gıdanın içinde modern kanalların payı yüzde 25-26 seviyelerinde.

mızda, istihdam yüklerinin ve işgücü sirkülasyonunun yüksekliği öne çıkıyor. Sektörümüz, yoğun bir istihdam sağlarken, kariyer fırsatlarının maalesef yeterince değerlendirilememesinden dolayı sirkülasyon çok fazla. Bunun için hem üyelerimiz hem de derneğimiz, eğitim-istihdam projelerine ağırlık veriyor. İSMEK Perakende Okulu, E-Learn Retail uzaktan eğitim programımız, İŞ-PER Kariyer Platformumuz ve son olarak PERAVOC Perakendede Mesleki Yeterlilik Belgelendirme Merkezi projelerimiz, bu amaçla sürdürdüğümüz başlıca projeler. Sektörün oturmuş süreçlerine uymayan ve hızlıca yürürlüğe alınan bazı mevzuat da sıkıntı yaratabiliyor. Ancak Bakanlıklarımız ve yerel yönetimlerle ilişkilerimiz sayesinde, GPD’nin görüşlerine başvuruluyor olunması ve özel sektörle işbirliklerinin artması, sevindirici. AVM ve perakende sektörlerinin gündeminde olan, kiralamanın döviz üzerinden olmasından kaynaklanan sorunlara yönelik görüşleriniz nelerdir? Ortak bir çözüm için neler yapılabilir? AVM’ler ve mağazacılar, her zaman aynı gemide yer aldılar. Perakendenin birbirinden ayrılmaz bu iki oyuncusu, şimdiye kadar ortaya çıkan her soruna ortak bir akılla çözüm geliştirdiler. Bu sorunun da çözümünün ortak akılla bulunacağını düşünüyoruz. Döviz kurlarındaki dalgalanma nedeniyle belirsizlik, kira ve diğer maliyetlerdeki kontrolsüz artış, sektörün bir sorunu. AVM yönetimleri, doğal olarak kendi yatırımlarını da koruyacak şekilde, kiracılarına kur sabitleme veya indirim gibi düzenlemelerle zaten yardımcı oluyorlar.

Kendi içimizdeki sıkıntılara baktığı-

Son olarak 2008 yılından bu yana sektörün nabzını tutan ve bu ay 100. sayısını çıkartan Mall Report dergisi hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz? İlgiyle takip ettiğimiz ve sektörün farklı taraflarından görüşlerini izleyebildiğimiz Mall Report dergisinin 100. sayısını kutlarız. Sosyal medyanın ve dijital yayınların yanı sıra rakip dergilerin de çoğaldığı bir ortamda, 100 sayıya ulaşmış ve kalitesini devamlı artırmış yayınızda, başarılarınızın devamını dileriz.

51


DERNEKLER

Sektörün bir arada bulunması şart HEM TESDER HEM DE SEKTÖRÜN ŞU ANKİ DURUMU HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİ ALDIĞIMIZ TESDER BAŞKANI FIRAT KASAPOĞLU: “HER İŞİN OLMAZSA OLMAZLARINI BİRLİKTE BELİRLEYİP, KURALLARI KOYABİLMEK ADINA SEKTÖRÜN BİR ARADA OLDUĞU BİR PLATFORMDA BULUNMAK GEREKİYOR” DEDİ.

52


DERNEKLER

Bizlere kısaca TESDER hakkında bilgi verir misiniz? Faaliyetleri nelerdir? Etkinlik ve eğlence sektörünü kapsayan derneğimiz, 2007 yılından bu yana faaliyetlerini sürdürüyor. Kurulma amacı öncelikle canlı etkinlik sektörünü bir araya getirmek ve sorunlarına ortak çözüm yolları bulmak. Eğlence isim olarak hafif algılanan bir kelime ama arkasında çok ciddi ve disiplinli bir çalışma var. Sektörün ciddiye alınması konusunda yıllardır savaşıyoruz, herkes eğlenmeyi bildiği için eğlence sektörünü de gayet iyi bildiğini düşünüyor. Oysa bu çok otobüse binenlerin iyi otobüs kullanacaklarını düşünmesi gibi bir şey, her işin kendi kuralları ve olmazsa olmazları var, her işi yoldan geçen herkes yapamaz, bir şekilde bu konu ülkemizde yanlış anlaşılmış durumda. Bu nedenle derneğimiz sektör hakkındaki farkındalığın artırılması için çalışmalarını sürdürüyor. Sektörün kurallarının oluşturulmasından lisanslamalara kadar giden uzun bir yolculuktayız. Zaman içinde attığımız adımların meyvelerini sektör olarak alacağımıza inancımız tam. Firmalar TESDER’e neden üye olmalıdır? Derneğin sektördeki önemi nedir? Derneğimizin en önemli yetisi bilgi paylaşımı oldu bugüne kadar, dernek üyesi olsun olmasın her bilgi ihtiyacı

olana en doğru yolu ve yöntemi göstermeye çalışıyoruz. Sonuçta yapılan her etkinliğin doğru şekilde yapılması etkinliklere olan ilginin artması ve sektörün büyümesine imkan sağlayacaktır. Bu sektöre yeni girenlerin ya da sektör içinde yıllarını verenlerin bilgi birikimlerini paylaşabiliyor olması ilerleme için çok önemli. 2017 yılı etkinlik sektörü yatırımları için sizce nasıl bir yıl olacak? Yatırımlar konusunda bu yıl biraz geride kalacak sektörümüz, geçtiğimiz son iki sene art arda seçimlerin ve yaşadığımız tatsız olayların etkisi ile etkinlik sektöründe ciddi bir küçülme yaşadık. Turizmin düşmesi ve birçok diğer negatif oluşumun etkisini en çok ve ilk yaşayan sektörlerdeniz. Pazarlama harcamalarının azalması kısılması, etkinliklerin azalmasının en önemli nedenlerinin başında geliyor. 2017 yılında ülkemizin son yıllardaki olumsuz şartlardan kurtulması en büyük dileğimiz, bir stabilizasyon oluşması ile tekrar eski rakamlara çıkabileceğimizi ve onları da zaman içinde hızlı bir şekilde geçeceğimizi düşünüyoruz. Etkinlik sektörünün en fazla karşılaştığı sorunlar nelerdir? TESDER üyelerine bu sorunların çözümü hakkında nasıl bir yaptırım ya da çözüm sunuyor?

Bu konuya iki taraflı bakmak lazım; bir tarafta sektörün en önemli sorunlarından biri bugünkü ortam, diğer tarafta sektörün iç dinamikleri açısından değerlendirdiğimizde son yıllarda gelişen bir takım trendler problem olarak karşımıza çıkıyor. Bu trendlerden en başta geleni maliyetlerin sürekli aşağı çekilmeye çalışılması, bunu yapabilmek için de sektöre girmek ya da iş kaçırmamak adına projelerin regülasyonlardan uzak, kalitesiz hale gelmesi. En son ne zaman “bu etkinlik A’dan Z’ye çok güzel” dediniz? Bir sorun kendinize… Mutlaka eksikleri olan, yer yer iş güvenliğinden ya da sigortadan uzaklaşmış etkinlikler türedi her tarafta. İşte bu nedenle birlikte olmak ve sektöre sahip çıkmak adına dernek çatısı altında toplanmamız önemli. Her işin olmazsa olmazlarını birlikte belirleyip, kuralları koyabilmek adına sektörün bir arada olduğu bir platformda bulunmak gerekiyor. Etkinlik sektöründe en fazla konuşulan sorunlardan birisi de maliyetler ve bunun firmalara yansımaları. Düşük bütçelerle yapılan etkinliklerin başarılı ve ses getirir olması mümkün mü? Daha öncede değindiğim gibi düşük bütçeden ziyade olması gereken bütçe önemli. Çok büyük ses getirmek için o sesi

çıkaracak bütçenin ortaya konması gerekiyor. “Personele az para verelim ama onlarda bütün gün bizim ürünümüzü neşeli ve güzel bir şekilde sunsunlar” diye bir şey yok, reel değil. İyi bir şeyleri iyi şekilde yapmak planlama ve detay çalışma gerektirir. İki günlük etkinlik bazen altı ay vaktinizi alır ama sonunda iki gün için “bu para çok demek!” olayı kavramamaktan kaynaklanır. Son olarak 2008 yılından bu yana sektörün nabzını tutan ve bu ay 100. sayısını çıkartan Mall Report dergisi hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz? Her sektörün gelişmesinde önemli dönüm noktaları vardır, Türkiye’de sinema sektörünün gelişmesindeki en önemli pay AVM’lerdedir. Her açılan AVM’nin içinde sinema olması ve talebin arz ile artmasının doğal bir sonucudur. Aynı şekilde etkinlik işlerinin de artmasında AVM’lerin yeri çok büyük. Bu doğrultuda sektörün nabzını tutması ve ortak bir bilgi paylaşım platformu olmasından dolayı Mall Report’da bizler için çok önemli bir görev üstlenmiş durumda. İyi olanın görülmesi, paylaşılması her zaman daha iyi yapmaya iter insanları, daha iyiye giden yolda yol gösteren olmak çok önemli bir görev.

Eklemek istedikleriniz… Sektörümüz kültür, yaratıcılık, teknoloji ve birçok diğer unsuru birlikte işleyen multi disiplin bir sektör. Bu yönü ile diğer sektörlerden ayrılan etkinlik ve eğlence sektörünün de gelişen Türkiye’de layık olduğu konuma gelmesi için çalışmalarımız devam ediyor ve edecek.

53


AVM

Tepe Nautilus 15 yaşında! “Tepe Nautilus AVM olarak İstanbul’un en köklü alışveriş merkezlerinden biriyiz” açıklamasında bulunan Tepe Nautilus AVM Müdürü Deniz Bozan, “Açıldığımız ilk günden bu yana hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyetinden ödün vermeden sektörde birçok alanda öncü olmaya çalışıyor, farklı ve başarılı projeler gerçekleştirmeye gayret ediyoruz” dedi ve sözlerine bu yılın anlamının kendileri için oldukça büyük olduğundan bahsederek devam etti: “Bu yılın bizim için anlamı çok büyük, çünkü 15. yaşımızı kutluyoruz. Ziyaretçilerimizle aramızda kuvvetli bir bağ oluşturduğumuz dolu dolu 15 yılı geride bıraktık. Bundan sonraki süreçte de markamıza, kurum kimliğimize ve ziyaretçi profilimize yakışır, kaliteli güzel projelere imza atmak ve 15 yıllık başarılı imajımızı devam ettirmek en büyük amacımız.”

15. YILA ÖZEL OLARAK PLANLANAN BİRÇOK PROJE TEPE NAUTILUS’TA! “Tepe Nautilus olarak; İstanbul’un Avrupa ve Asya kıtalarını buluşturan, iki yakayı bağlayan bir noktada bulunmamız sebebiyle bir anlamda cazibe merkezi olduk. Biz de açıldığımız ilk günden bu yana olduğu gibi müşteri memnuniyetini ve hizmeti en üst seviyede tutuyoruz, ziyaretçilerimizin taleplerini ilgiyle dinliyo-

ruz, kendimizi sürekli yeniliyoruz ve yeni uygulamalar gerçekleştiriyoruz” diyen Bozan, “Tepe Nautilus; etkinlikleri, düzenli olarak gerçekleştirdiği konserler, sergiler ve kültürel aktiviteleri ile alışverişin yanı sıra yaşayan bir mekan. Anadolu Yakası’nın en çok ziyaret edilen noktalarından biri olması nedeniyle bu anlamda zaten çok büyük bir sorumluluğumuz var. Bunun için; ziyaretçilerimize sergi, müzayede gibi sanat etkinliklerinden, çocuklar için atölye çalışmalarına, eğlenceli konserlerden ünlü söyleşilerine, sosyal sorumluluğumuza yönelik aktivitelerden tüm ailelerin katılabileceği her yaş grubuna özel, farklı ve eğlenceli birçok etkinlik düzenliyoruz. Bu çerçevede 15. yılımıza özel olarak birçok projemiz var. Mini Kitap Şenliğimiz bu yıl 10. kez çocuklarla buluştu. Geçtiğimiz ay, müzik ve nostalji tutkunları için Müzik Pazarımızı kurduk. Özel koleksiyon plaklar, kasetler, CD’ler, DVD’ler ve müzik ekipmanları ile ziyaretçilerimizle birlikte adeta geçmişe yolculuk yaptık. 8 Mart Kadınlar Günü’nde ünlü keman sanatçısı Ceren Aksan, elektro kemanıyla muhteşem bir canlı performans sergiledi. Birbirinden özel isimleri her ay ziyaretçilerimiz ile Metin Özülkü ev sahipliğinde buluşturduğumuz ‘Tepedekiler’ projemizde son olarak yılların eskitemediği birçok ünlü ismi ağırladık” dedi.

Tepe Nautilus olarak, Nisan ayında Sunay Akın’ın oyuncak müzesine ev sahipliği yapacaklarını belirten Bozan, “Evcilik oynadığınız bebeklerden kurşun askerlere, metal arabalardan misketlere, yüz yaşındaki teneke oyuncaklardan porselen bebeklere birçok oyuncak bu özel müzede görücüye çıkacak. 22 Nisan’da da Sunay Akın keyifli söyleşisi ile Tepe Nautilus’ta olacak. Önümüzdeki günlerde de 15. yılımıza özel farklı etkinliklerle ziyaretçilerimize çok özel sürprizlerimiz olacak” dedi.

MİSAFİRLERİYLE ARASINDA DUYGUSAL BİR BAĞ KURUYOR Bozan sosyal sorumluluk projelerine verdikleri önemi vurgulayarak, “Tepe Nautilus olarak, yaşadığımız topluma ve çevremize sorumluluk bilinciyle sosyal sorumluluk projelerine de yer vermeye gayret ediyoruz. Misafirlerimiz gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerine her zaman çok ilgi gösteriyor, katılımda bulunuyorlar ve bizi her zaman bu projelerde destekliyorlar. Güzel sonuçlar ve geri dönüşler elde ettiğimiz bu projeler, belki de diğer AVM’lerden farklılaşarak misafirlerimiz ile aramızda duygusal bir bağ kurmamızı ve onların burada daimi vakit geçirmek isteyecekleri yaşam alanları oluşturmamızı sağlıyor” dedi.

54


AVM İldem Park AVM kapılarını açtı. 40 bin metrekarelik brüt inşaat alanı üzerinde 16 bin metrekare kiralanabilir alana sahip İldem Park AVM, görkemli bir törenle açıldı.

İldem Park AVM açıldı

İ

ldem Erciyes Toplu Konut Yapı Kooperatifi tarafından Kayseri’de hayata geçirilen İldem Park AVM, görkemli bir törenle kapılarını açtı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin de katıldığı açılışa çok sayıda Kayserili katıldı. Açılış programının sunuculuğunu Vatan Şaşmaz’ın üstlendiği törenin ardından Mustafa Ceceli konseri gerçekleşti. İldem Park AVM açılış töreninde konuşan S.S İldem Erciyes Toplu Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ağca, “İldem Park AVM, bölgenin ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra istihdama da destek verecek. Ayrıca Kayseri’nin sosyal hayatına da katkıda bulunacak” diye konuştu.

16 BİN METREKARE KİRALANABİLİR ALAN İldem Park AVM, 40 bin metrekarelik brüt inşaat alanı üzerinde, 16 bin metrekare kiralanabilir alanı, 4 katlı bina içerisinde 83 mağazası ve açık-kapalı otopark alanı ile hizmet verecek. Kayseri Melikgazi’de konumlanan İldem Park AVM, keyifli bir alışveriş deneyimi ve zengin sosyal yaşam seçenekleri sunuyor. İldem Park AVM’ye, avantajlı lokasyonu sayesinde, şehir merkezinden ve çevre ilçelerden araba, tramvay, otobüs vasıtasıyla kolaylıkla ulaşım sağlanacak. Ziyaretçilerine Türkiye’nin en bilinen markalarını ve ulusal isimleri sunmaya hazırlanan, bölgenin en yeni ve en modern yaşam merkezi olacak olan İldem Park AVM, iç ve dış mekanda bulunan geniş terasları ve koridorları ile rahat bir alışveriş mekanı olarak dikkat çekiyor.

İldem Park AVM, modern mimari konsepti ile ziyaretçilere ve özellikle sinema ve eğlence-hobi seçenekleriyle ailelere, keyifli bir alışveriş deneyimi sunmayı hedefliyor.

750 KİŞİYE İSTİHDAM Bölgede yaşayanların yerel kültür, yaşam tarzı, ihtiyaç ve alışkanlıklarını dikkate alınarak oluşturulan mağaza karmasıyla hizmet verecek İldem Park AVM, yılın her döneminde sosyal yaşama keyif katacak özel aktivite alanları ve etkinlikleri ile bölgede farklılık yaratmayı hedefliyor. AVM’nin kiralama ve yönetim hizmetleri, Sonae Sierra tarafından gerçekleştiriliyor. İldem Park AVM, 750 kişiye istihdam yarattı.

55


AVM

56


AVM

57


AVM

Masallar Ülkesi Capacity’de Her ay çocukları renkli etkinliklerle buluşturan Capacity Alışveriş Merkezi, Nisan ayında minik ziyaretçilerini Masallar Ülkesine, en çok bilinen masalların kahramanı olmaya davet ediyor. Alışveriş ve yaşam merkezi Capacity’de Nisan ayında 22-30 Nisan tarihleri arasında kurulacak Masallar Ülkesi’nde, Rapunzel, Külkedisi, Pinokyo, Pamuk Prenses, Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurt gibi en sevilen masal kahramanları küçük konuklarını ağırlayacak. Alışveriş merkezinin ortak alanında kurulacak Masallar Ülkesi’nde çocuklar, Rapunzel’in meşhur kulesine tırmanmaktan Külkedisi’nin Balkabağı Arabasına binmeye, Gepetto’nun Pinokyo’yu yarattığı atölyesinde çalışmaktan, Aladdin’in Sihirli Sarayı’nda gezinmeye dek pek çok masalın büyülü dünyasına adım atma şansını yakalayacaklar. Masallar Ülkesi’nin küçük ziyaretçileri, dünyaca tanınmış masalların Capacity Alışveriş Merkezi’nde kurulu platolarında masalları yeniden canlandırırken, atölyelerle yaratıcılıkları konuşturacak, sürpriz hediyeler ve gösterilerle eğlenceye doyacaklar. Masallar Ülkesi’nin büyülü dünyasında; •Rapunzel’in Kulesinde Tırmanma Aktivitesi •Külkedisi’nin Bal Kabağı Arabası Fotoğraf Çektirme Etkinliği •Gepetto’nun Pinokyo’yu Yaptığı Tezgahta Pinokyo Temalı Atölye Çalışmaları •Karga ile Tilki Kukla Gösterisi •Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Sergisi •Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurt Masal Dinletisi ve Sohbet •Alaadin’in Sarayı Sahne Gösterisi gibi etkinlikler ile birbirinden eğlenceli masal kahramanları, sahne ve alan gösterileri çocuklarla buluşacak. Bakırköy’ün merkezinde yer alan ve yılda ortalama 22 milyon kişiyi misafir eden Capacity, ünlü marka karması, kafeleri, gece saat 02:00’a kadar açık restoranları, sanatsal etkinlikleri ve özel günlerdeki aktiviteleri ile hem alışverişin, hem yaşamın merkezi olmayı sürdürüyor.

Sur Yapı Tanınmış Marka statüsüne alındı! Sur Yapı Türkiye Patent Enstitüsü tarafından Tanınmış Marka statüsüne alındı ve ülke genelinde bilinirliğini bir kez daha kanıtladı. Kurulduğu günden bu yana prestijli projeleri hayata geçiren Sur Yapı, Türkiye Patent Enstitüsü tarafından yapılan değerlendirme ve araştırmalar sonucunda tüm Türkiye’de duyulduğunda hatırlatma gerekmeden refleks uyandırması, belirli bir kalite standardı sağlaması, ülke genelinde herkes tarafından bilinmesi gibi birçok parametre değerlendirilerek ‘Tanınmış Marka’ statüsüne alındı. 1992 yılından bu yana her geçen gün büyüyen iş hacmi ile sürdürülebilir büyüme hedeflerini yakalayarak ilerleyen Sur Yapı, ‘Tanınmış Marka’ statüsü ile ülke genelinde bilinirliğini bir kez daha kanıtladı. Çeyrek asır boyunca 127 farklı projede yönetim ve iş merkezleri, endüstriyel tesisler,

58

villa, konut, rezidans, alışveriş merkezi gibi farklı formlarda yaşam alanları üreten Sur Yapı, sektördeki iddiasını bu başarısıyla bir kez daha ortaya koymuş oldu. Türk Patent Enstitüsü, ‘Tanınmış Marka’ tescili için, duyulduğunda hatırlatma gerekmeden refleks uyandırması, belirli bir kalite standardı sağlanması, ülke genelinde herkes tarafından bilinmesi gibi birçok parametreyi değerlendirerek Tanınmış Marka statüsünü veriyor. Ulusal ve uluslararası markaların sahip olduğu ‘Tanınmış Marka’lar arasında Sur Yapı da yerini aldı. ‘Tanınmış Marka’ statüsü ile ayrıcalıklı konuma yükselen Sur Yapı, başarılarına yenilerini eklemeye devam ediyor.



AVM

Buyaka’dan eğitime yatırım

BUYAKA, NİTELİKLİ İNSAN GÜCÜNE YATIRIM YAPARAK KALİTELİ ALIŞVERİŞ KAVRAMININ GELİŞİMİNE KATKI SAĞLADI. Kaliteli ve ferah alışverişin adresi Buyaka, her yaptığı proje ve çalışmada ilkleri yaparak öncü olmaya devam ediyor. Buyaka’nın eğitim projesi olan ‘Buyaka Akademi’ Türkiye’de ilk kez bir üniversiteyle gerçekleştirdiği işbirliği sonucu hem mağaza çalışanlarının motivasyonunu hem de mağaza cirolarını artırmayı hedefliyor. ‘Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’ işbirliğiyle; perakende sektörünün ön cephesindeki satış yetkililerinin farklı profilde müşterilerle iletişim, hizmet kalitesi, deneyim ve perakende matematiği konularında bilgilerini pekiştirmek amaçlanıyor. Eğitim içeriği aynı zamanda çalışanların yetkinliklerinin geliştirilmesini de hedefliyor. Türkiye’de bir üniversite ile anlaşıp mağaza çalışanlarına eğitim veren ilk kuruluş olan ‘Buyaka’, öncelikle çalışanların ne durumda olduğunu tam olarak görmek için bir gizli müşteri araştırması yaptırdı. Bu araştırmadan yola çıkarak eğitim sürecini şekillendiren Buyaka yönetimi, eğitimin maliyetini de tamamen kendi bütçesinden karşıladı.

BUYAKA AKADEMİ İLK MEZUNLARINI VERDİ… Yönetim tarafından her yıl verilmesi kararı alınan eğitim, 4 modülden oluştu. Modüller, ezberden ziyade mağaza çalışanlarını motive ederek günlük hayatlarına katkı sağlayacak şekilde düzenlendi. 1 ay süren eğitim, 100 öğrencinin katılımıyla gerçekleşti. Çalışanların dikkatini eğitimde toplamak isteyen Sabancı Üniversitesi hocaları, eğitimi eğlenceli ve etkileşimli bir şekilde tasarladı.

60

Daha profesyonel ve işini severek yapan çalışanlar yetiştirmek için ‘Sabancı Üniversitesi EDU Yönetici Geliştirme Birimi’ ile işbirliği yaptıklarını anlatan Buyaka Alışveriş Merkezi Müdürü Leyla Özdemir; eğitimin amacı ve çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Özdemir, “Temelde mağaza çalışanlarına verilmek istenen; ‘bu iş sizin sayenizde yapılıyor, siz çalışanlar bu denklemde çok önemlisiniz’ mesajıdır. Eğitim sonunda yaptıkları işin önemini kavrayan mağaza çalışanları, kariyerlerinin ne kadar önemli olduğunun farkına vardılar. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğimiz törenle ilk mezunlarımızı verdik. İçinde bulunduğumuz zor koşullarda kaliteyi arttırarak ve işimize odaklanarak daha ileri bir noktaya ulaşmayı hedefledik. Bunu yapmanın yolunun eğitimden ve motivasyondan geçtiğini gördük. Mağaza çalışanlarının hikayenin kahramanları olduğunu ve onlara yapılacak yatırımın en doğru sonucu vereceği gerçeğinden yola çıkarak projeyi gerçekleştirdik. Eğitimin temel amacı; çalışanlara değer katmak, bütünün parçası olduklarını vurgulamak, bu bütünün içinde konumlarını kavramalarına yardımcı olmak, mağazaların müşterilerine verdiği sözleri tutmasında çalışanın rolünün ne kadar önemli olduğunu anlatmaktır” diye konuştu. Eğitim programı sonunda mağaza cirolarında da ciddi artış gözlemlediklerini belirten Özdemir, alışveriş merkezi olarak bir eğitim bütçesi ayırdıklarını ve sektör için ellerini taşın altına koyduklarını söyledi. Özdemir, “Bu projede bize ilham veren düşünce; bir personel ya da müdür değiştiğinde mağaza cirosunun yüzde 50 arttığını gördük. Perakendenin temelinin çalışana yapılan yatırım olduğunu anladık. Günümüzde organize perakende içerisinde birçok marka çalışanına yatırım yapıyor ancak biz AVM yönetimi olarak ‘Buyaka Akademi’ projesi ile bu işe farklı bir boyut katmak istedik. Yaptığımız bu çalışmalar ile birlikte ciro artışı ve müşteri memnuniyetini hedefliyoruz” dedi.


AVM

Forum Trabzon, Trabzonluların tercihi olmaya devam ediyor!

Bölgenin buluşma noktası Forum Trabzon, gitmekten keyif alınan ve şehre renk katan bir adres olmaya devam ediyor. Yapılan bir araştırmaya göre, sunduğu avantajlı kampanyalar ve eğlenceli etkinliklerle her yaş grubuna keyifli vakit geçirme fırsatı sunan Forum Trabzon'un Trabzonluların yarısına yakın kısmının (ankete katılan il sakinlerinin yüzde 42’si) her hafta bir kere uğradığı bir adres olduğunu ortaya koydu. Forum Trabzon'u ayda bir kere ziyaret edenlerin oranı yüzde 36 olurken, yüzde 14'ün alışveriş merkezine haftada birden fazla uğradığı öğrenildi. Şubat ayında SOR Samimi&Ortalan Research araştırma şirketi tarafından 1850 yaş aralığında yapılan algı araştırmasına göre Trabzonluların yüzde 44'ü alışveriş merkezine hafta sonu giderken, yüzde 37'si hem hafta sonu hem de hafta içi gidiyor. Forum Trabzon'a gelenlerin yarısından fazlası (yüzde 55) alışveriş merkezinde 1-3 saat vakit geçirirken, yüzde 33'ünün 3-5 saat kaldığı ortaya çıktı. Araştırmada öne çıkan bir başka nokta ise Forum Trabzon'a yüzde 69'lük bir kesimin arkadaşlarıyla, yüzde 52'lik bir kesimin ailesiyle, yüzde 44 oranında bir kesimin ise eşiyle geldiği.

MODERN, FERAH VE BÜYÜK Araştırmaya katılanların yüzde 93'ü alışveriş yapmak için Forum Trabzon'u tercih ettiğini belirtirken, yüzde 86'sı yemek yemek için, yüzde 66'sı gezmek ve dolaşmak için Forum Trabzon'a geldiğini söyledi. Etkinlik ve kampanyalar için Forum Trabzon'u tercih edenlerin oranı yüzde 61 olurken, yüzde 50'lik bir kesim arkadaşlarla buluşmak için alışveriş merkezine geldiğini belirtti. Forum Trabzon, araştırmaya katılanların yüzde 90'ı tarafından modern, ferah ve büyük olarak nitelendirildi. Forum Trabzon'da olması istenen hususlar hakkında da sorulan soruya cevap veren katılımcıların tamamına yakını (yüzde 97), alışveriş merkezinde bulamadıkları bir şey olmadığını ifade etti.

ŞEHRİN ALIŞVERİŞ VE EĞLENCE MERKEZİ FORUM TRABZON, TRABZONLULARIN HAFTANIN HER GÜNÜ TERCİH ETTİĞİ ADRES OLMAYA DEVAM EDİYOR. YAKIN TARİHTE YAPILAN KAPSAMLI BİR ANKETE GÖRE TRABZON HALKININ YARISINA YAKIN KISMI, HAFTADA EN AZ BİR KEZ FORUM TRABZON’U ZİYARET EDİYOR. duğunu ortaya koyuyor. Buna ek olarak araştırmaya katılanların tamamına yakını Forum Trabzon’un şehrimize renk kattığını düşünüyor. Trabzon için ekonomik, sosyal ve kültürel bir değer olan alışveriş merkezimiz, Trabzonlulara layık olmak için onların hayatlarına dokunan kampanyalar, etkinlikler ve türlü hizmetler ile faaliyetlerine devam edecek."

'FORUM TRABZON ŞEHRE RENK KATIYOR' Trabzonlulara avantajlı alışverişin yanı sıra eğlenceli aktivitelerle sosyalleşme fırsatı sunmaya devam edeceklerini belirten Forum Trabzon Alışveriş Merkezi Yönetim Ekibi şunları iletti: "Yapılan bu araştırma, alışveriş merkezimizin Trabzonluların gitmekten keyif aldığı bir adres ve en sevilen eğlence mekanı ol-

61


AVM Seyahat endüstrisinin dünyadaki en büyük buluşmalarından biri olan ITB Berlin Turizm Fuarı’nda Türkiye standı içerisinde yer alan Vialand’e ilgi büyük oldu. Vialand Alışveriş Merkezi, Vialand Palace Hotel ve Vialand Tema Park konseptiyle turistlere dünyada olmayan bütüncül bir konsept sunan Vialand, Türkiye standının en fazla ziyaret edilen markalarından biri oldu. Turizm sektörünün en önemli buluşma noktalarından biri olan ITB Turizm Borsası Fuarı Almanya'nın başkenti Berlin'de 50. kez kapılarını ziyaretçilerine açtı. Fuara, 80'den fazla ülkeden tur operatörleri, uçak şirketleri, turizm acenteleri başta olmak üzere turizm örgütleri, bakanlıklar ve yerel yönetimler katıldı. Fuarın en iddialı ülkesi ise 3 bin metrekareden büyük stant ile Türkiye oldu. Bünyesinde bulundurduğu alışveriş caddeleri, nostaljik tramvayı, Tema Park, Vialand Palace Hotel, Jungle İstanbul gibi keyfin ve heyecanın bir arada olduğu Türkiye'nin en fazla ziyaret edilen yaşam alanı Vialand de her yıl olduğu Türkiye standında yerini alarak ülke tanıtımına katkı sağladı.

Vıaland Tema Park'tan

İstanbul'un tanıtımına büyük katkı

lerek Türk turizmine ve ekonomisine büyük katkı sunan Vialand Tema Park'ın renkli standı, fuarın en ilgi çeken alanlarından biri oldu. Fuarda, farklı ülkelerden turizm yatırımcıları ve tur operatörleri Vialand Tema Park’ın standını ziyaret ederek, bölgede böylesine büyük bir yatırıma imza atan Vialand yönetimi ile bir araya geldi ve yeni iş birliği projeleri ile ilgili görüşmelerde bulundu. 2016 yılında Avrupa’da 800 Tema Park arasında ikinci defa “En İyi 10 Tema Park” arasına girerek bu konudaki başarısını ortaya koyan Vialand’in standını, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı ve TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy da ziyaret ederek, Vialand Tema Park’ın Türk turizminin gelişmesindeki çalışmalarını inceledi.

VIALAND, YENİ ÜNİTE YATIRIMLARI İLE BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK…

120 bin metrekarelik alanda kurulu olan Vialand Tema Park’ta 30’u aşkın eğlence ünitesi bulunuyor. Aynı anda 15 bin kişilik kapasiteye sahip Tema Park, 7’den 77’ye her yaşa sınırsız eğlence sunuyor. Vialand Tema Park ziyaretçilerine farklı seçeneklerde eğlence imkanı tanırken, isteyen herkes tek biletle tüm ünitelerden sınırsız faydalanabiliyor.

Vialand Tema Park, geçtiğimiz yıl 20 milyon TL’lik yatırım yaparak açtığı “İstanbul’un Sırları” ünitesine ek olarak yaklaşık bir milyon TL yatırımla outdoor eğlence ve adrenalin oyunları sunan “Adventureland” ile 8 Milyon TL yatırımla Vahşi Yaşam Yolcuğuna çıkartan “Jungle İstanbul” ünitelerini ekledi. Buz Devri ve AngryBirds 4D sinema ve simülasyon üniteleri ve Cartoon Network kanalının sevilen karakterlerinin canlı gösterileri ile her yaştan ziyaretçilere unutulmaz Her yıl Ortadoğu'dan Balkanlar'a anlar yaşatıyor. Ayrıca ziyaretçilerin gözde ünitelerinden olan King Kong, yeni sezonda Tema binlerce kişi tarafından ziyaret edi- Park’ta kendisine özel olarak oluşturulan yeni yerinde misafirlerle buluşacak.

VIALAND, ORTADOĞU VE DOĞU AVRUPA’NIN AİLECE EĞLENCE MERKEZİ Vialand Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Özlem Ersoylu Mutluer, İstanbul’un tarihi ve turistik yerlerinin yanı sıra, destinasyon pazarlamasında Tema Park’ın da önemli bir etken oluşturduğunu belirterek, bu nedenle önde gelen uluslararası turizm fuarlarında oteller ve havayolları gibi Vialand Tema Park’ın da yer almasına özen gösterdiklerinin altını çizdi. Mutluer, “Özellikle Ortadoğu, Körfez Ülkeleri, Balkanlar ve İran acentelerinin paket turları ve günübirlik tur programları arasında yer alıyoruz. Rusya, Kuzey Afrika gibi pazarlarda da daha yoğun yer almak için çalışıyoruz. Vialand Tema Park olarak, farklı yaş gruplarında ziyaretçiler için zengin eğlence seçenekleri sunmanın yanı sıra Ortadoğulu misafirler için de ‘Ailece Eğlencenin Merkezi’ olmayı hedefliyoruz” dedi.

62



GÜNDEM

Müşteri mutlu olmak için

AVM’ler için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Dijitalleşmeyi alışveriş merkezlerinde de destekliyoruz; ziyaretçilerin ilgisini çekebilmek için dönüşmek ve yeni sistemlere ayak uydurmak gerekiyor. Alışveriş merkezlerinde bulunan dokunmatik ekranlar, otomasyon sistemleri, yönlendirmeler, LED reklam üniteleri, otopark sensörleri, CRM uygulamaları ve mobil uygulamalar dijitalleşmede atılmış ilk adımlar. Yönetimini yaptığımız AVM’lerde bizler dijitali etkinliklerimizin içine entegre ederek işe başladık. Green box, virtual reality, digital painting, oculus gibi teknolojileri gerçekleştirdiğimiz etkinliklerde ziyaretçilerimiz ile buluşturuyoruz. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak AVM’lere ne katar? Yenilikçi AVM olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Trendleri yakından takip etmek, genç ziyaretçi ile duygusal bağ kurmanın en kolay yolu. 2017 yılının en önemli trendlerinden biri olan influencer marketing stratejisini tüm AVM’lerimizde uygulamaya başladık ve bunun faydalarını görüyoruz. Diğer yandan JLL’nin global yapısının faydalarını fazlasıyla görüyor, daha yenilikçi olmak adına 80 ülkeden meslektaşlarımızla birlikte çalışıyoruz.

64

Başarılı AVM’lerin en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen AVM neler yapar? Alışveriş merkezlerinde yapılan en basit hatalardan biri hedef kitleye uygun etkinlik yapılmamasıdır. Mevcut ve potansiyel müşteri araştırmaları ve seçilecek etkinlik ve kampanyalarda, AVM’nin sosyal medya hesapları üzerinden yapılabilecek basit anketlerle bunun önüne geçilebileceğini düşünüyorum. Araştırma metotlarının yanı sıra düzenli kiracı görüşmeleri ve saha gezileri, ayrıca kampanya sonuçlarının doğru analiz edilmesi hedef kitleyi tanımak için mutlaka yapılması gereken çalışmalar. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Tüketici davranışlarını incelediğimizde herkesin ayrıcalıklı olmak ve özel hissetmek istediğini gözlemleyebiliyoruz. Bu durum her ses grubu için geçerli… Mağazadaki personelin güler yüzlülüğünden tuvalet temizliğine, iletişim ağlarının kullanımından etkinlik seçimine kadar her alanda hizmet kalitesini yükseltmek mutlu müşteriler yaratacaktır.

Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, AVM’ler bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Yönetimini yürüttüğümüz alışveriş merkezlerinin performanslarını incelediğimizde sıkıntılı günleri geride bırakmaya başladığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Ülke olarak kolay olmayan bir süreçten geçtik ancak hayatımızı gelecek kaygısı ve karamsarlık içerisinde devam ettiremeyiz. İşimize dört elle sarılıp, pozitif enerji yaydığımız bir dünya yaratabilirsek, geleceğe umutla bakabiliriz.

ne ister?

“TÜKETİCİ DAVRANIŞLARINI İNCELEDİĞİMİZDE HERKESİN AYRICALIKLI OLMAK VE ÖZEL HİSSETMEK İSTEDİĞİNİ GÖZLEMLEYEBİLİYORUZ. BU DURUM HER SES GRUBU İÇİN GEÇERLİ…” DİYEN JLL TÜRKİYE MÜLK YÖNETİMİ PAZARLAMA DİREKTÖRÜ MİRAY KANIK, “MAĞAZADAKİ PERSONELİN GÜLER YÜZLÜLÜĞÜNDEN TUVALET TEMİZLİĞİNE, İLETİŞİM AĞLARININ KULLANIMINDAN ETKİNLİK SEÇİMİNE KADAR HER ALANDA HİZMET KALİTESİNİ YÜKSELTMEK MUTLU MÜŞTERİLER YARATACAKTIR” DEDİ.


GÜNDEM

Başarıda üç unsur;

kaliteli ürün, uygun fiyat ve yüksek hizmet Bayraktar Gayrimenkul Geliştirme A.Ş. Genel Müdürü K. Osman İllez, “Müşteriye beklenti ve arzu ettikleri şekilde alışveriş yapma olanağı sunulduğunda onun sadık bir müşteri haline gelmesi, bunun tabii sonucu olarak da mutlu müşteri yaratmaya katkı sağlaması kaçınılmaz olur” dedi. AVM’ler için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Müşteri beklentilerinin çoğunluğunu yerine getirdiğinizde kemikleşmiş müşteri sayısı da gün geçtikçe artacaktır. Henüz ulaşılamamış müşterileri de kendinize çekmek için her kesime hitap edecek çeşitli yollar gözden kaçırılmamalıdır. Son dönemde hemen hemen her kesimin bağımlılık derecesinde takip ettiği sosyal mecralarda var olmak bilinirliği artırır ve insanların bilinçaltlarında yer bulmanızı da kolaylaştırır. Biz de, son zamanlarda vazgeçilmez olan sosyal medyadaki paylaşım sitelerinde yerimizi aldık. Facebook’un yanı sıra Twitter, Instagram ve Foursquare gibi sosyal paylaşım sayfalarında da Outlet Center İzmit olarak tüm geri dönüşleri alabiliyoruz. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak AVM’lere ne katar? Yenilikçi AVM olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Hızla gelişen teknolojiyi aynı hızla takip edenlerin sektörden beklentileri farklılaşacaktır. Teknolojik gelişmeleri takip ederek, yenilikleri ve ileride vazgeçilmez hale gelebilecek alışkanlıkları önceden kestirebilmek önemli olacak ve bu da sektörde ön plana çıkılmasını olağan kılacak. Örnek verecek olursak; görsel-işitsel medya gibi geleneksel

iletişim yolları ile birlikte özellikle genç neslin iletişim ve bilgilendirmesi için sosyal medya kanalları da aktif olarak kullanılacak. Başarılı AVM’lerin en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen AVM neler yapar? Alışveriş öncesi ve sırasında müşterilerin beklentileri göreceli gibi gözükse de, birçok nokta vardır ki müşterilerin profili ne olursa olsun ortak beklentiler içerir. Bunu anlamak için müşteri gibi düşünmek gerekli... Örneğin; bizim müşterimizin yaklaşık yüzde 38’i İstanbul’dan geliyor. Bu da gösteriyor ki, müşterilerimizin alışverişten ortak beklentisi; kolay ulaşılabilen, trafik ve park sorunu olmayan, kapalı yerlerin iç mekan gürültüsünden uzak olduğu kısacası rahat ve yormayan bir alışveriş imkanına sahip olabilmek. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Müşteriye beklenti ve arzu ettikleri şekilde alışveriş yapma olanağı sunulduğunda onun sadık bir müşteri haline gelmesi, bunun tabii sonucu olarak da mutlu müşteri yaratmaya katkı sağlaması kaçınılmaz olur. Her müşterinin arzu ettiği; kaliteli ürün, uygun fiyat ve hizmetteki yüksek beklentiyi devamlı olarak sağlayabilmek de kesinlikle çok önemli.

Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, AVM’ler bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Globalleşen dünyada özellikle ekonomide yaşanan değişimleri ülkemizden ayrı tutabilmek mümkün değil. Yaşanan makroekonomik gelişmeler Türkiye’yi de mutlaka etkiliyor. Son dönemde yaşanan belirsizliklerin, önümüzdeki dönemde yaşanması beklenen istikrarla birlikte daha olumlu bir havaya bürüneceğine ve AVM sektörünü olumlu yönde etkileyeceğine inanıyoruz.

65


GÜNDEM

Başarı için Başarı için,

her zaman güncel ve

dinamik olmalısınız

“Her şeyin bu kadar hızlı tüketildiği günümüzde değişim, değişmeyen tek şey…” açıklamasında bulunan Arcadium Alışveriş Merkezi Müdürü Sevda Adalı Akbaşoğlu, “Değişen trendlere hep yakın olmak ve kendinizi yenilemek zorundasınız. Her yıl yeni stratejiler ile ziyaretçilerin gözünde fresh kalmalısınız” dedi. AVM’ler için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Her şeyin bu kadar hızlı tüketildiği günümüzde değişim, değişmeyen tek şey… Maliyetlerin perakendenin büyüme hızından daha hızlı büyüdüğünü düşünecek olursak kaynakları daha efektif kullanabilmek için dijitalleşme iyi bir kaynak oldu. Dijital pazarlama reklam formlarını kullanarak marka, ürün veya hizmet pazarlamasını geliştirmek için iyi bir hamle olmaya başladı. Son yıllarda daha da önem kazanmaya başlayan dijital pazarlama, televizyon, radyo, internet, mobil cihazlar gibi iletişim araçlarını kullanarak, zamanında müşteriye ulaşıp, personel ve maliyet giderlerini minimize edebileceğimiz etkin bir mecra olması nedeniyle önemli. Dijital mecraların ölçülebilir olması, verilerin raporlanabilir olması elde edilen verilerle nitelikli ölçümleme yapılmasını kolaylaştırıyor. Hedef kitlenizi tanımanızı ona göre aksiyon almanızı sağlıyor. Reklam araçlarının dijital olması işin operasyon kısmına da hız kazandırıyor. Baskı asım vs. süreçlerini sıfıra indiriyor. Sabit görsellerde değişim neredeyse imkansızken dijital mecralarda görsellerde anlık değişimler her zaman mümkün olabilmekte. Arcadium ise son iki yıldır dijital dün-

66

yada biz de varız diyerek, dijital pazarlamanın yapı taşlarından olan SEO hizmeti almaya başladı. Arcadium Web sayfası hızla yenilendi ve dijital dünyaya uygun hale getirildi. Arcadium Blog sayfası oluşturuldu. Sayfa yaşama dair konuları içine alıyor, mevsim geçişleri, moda, kendin yap pratik bilgileri ve özel günler gibi birçok konuyu içine alan keyifli bir mecra olarak makaleler sunuyor. Sosyal medya hesaplarımız işinin profesyonelleri tarafından yönetiliyor. Son iki yıldır dijital ekranları daha yoğun kullanmaya başladık ve duyurumlarla ilgili daha çok mesaj vererek verimliliğimizi artırdık. Dijital ekranlar aynı anda birden fazla etkinliği duyurmada yardımcı olduğu için sıkça kullandığımız mecra oldu. Bina içerisine dijital ekranlar yerleştirildi. Hepimizin vazgeçilmezi akıllı cihazlar için reklam satın almaları yapıldı. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak AVM’lere ne katar? Yenilikçi AVM olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak, AVM’lerin güncel kalmasını ve dinamik olmasını sağlıyor. Son günlerde dijital dünyanın etkin güçleri, takipçi sayısı yüksek youtuberları AVM’lerde etkinlikler yapmaya başladı. Bir noktadan sonra işler kendisini çok tekrar etmeye başlıyor. Yeni projeler AVM’lerin

tercih edilebilirliğini artırıyor. Aynı yaptığınız etkinlik seçimleriyle de kendinize hedeflediğiniz müşteri kitlesine de ayrıca temas etmiş ve sadakati perçinlemiş oluyorsunuz. Değişen trendlere hep yakın olmak ve kendinizi yenilemek zorundasınız. Her yıl yeni stratejiler ile ziyaretçilerin gözünde fresh kalmalısınız. Başarılı AVM’lerin en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen AVM neler yapar? Alışveriş merkezleri müşterilerini iyi tanımalı ve marka karmasını, etkinliklerini, kampanyalarını bu doğrultuda hazırlamalı. Beklentileri hedef müşteri anketleriyle doğrudan öğrenmek en hızlı yöntemlerden birisi. Hedef odaklı kampanya ve etkinlikler de müşteri beklentilerini ölçmede oldukça etkilidir. Ayrıca danışma noktalarında yapılan anketlerde ziyaretçileri tanımak için en eski sistemlerden. Bina içerisinde yapılan anketler ayrıca ziyaretçi ile hep yeniden bağ kurmanızı sağlıyor. Sosyal medya hesaplarındaki etkileşimler de müşterileri tanımada oldukça etkili takip sistemlerinden. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Biz AVM çalışanlarının da aslında birer müşteri olduğundan yola çıkarak empati kurmak yeterli olacaktır. Aslında yaşamın mutluluğu da bu değil midir? Her zaman biraz empati mutluluğa, huzura, birbirimizi anlamaya giden en mutlu yol… Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, AVM’ler bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Ülkemiz oldukça sıkıntılı günlerden geçiyor. Perakende cadde mağazaları, alışveriş merkezleri, aslında ticari hayatın neredeyse tamamı çok zor süreçler geçiriyor. Güçlü bir aile gibi ülke olarak da birbirimizin yanında durmalı ve büyük bir aile gibi birbirimize kenetlenmeliyiz.



GÜNDEM Dijital teknolojilerin AVM’lerin her departmanında önem kazandığına dikkat çeken Erzurum Palerium AVM Genel Müdürü Musa Keskin, “Dijital dönüşüme ayak uyduran ve inovatif yaklaşımlar geliştirebilen AVM'ler, müşteri sadakatinin sürdürülmesi, yeni müşteri kazanılması ve AVM'nin sürdürülebilir olması bağlamında önemli avantaj sağlıyor” dedi. Başarılı AVM’lerin en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen AVM neler yapar? Müşteri memnuniyetini artırmak için, müşterinin ne istediğini, hangi uygulamadan ne derece memnun olduğunu yakinen takip etmek ve müşteriyi AVM yönetiminin bir paydaşı haline getirmek çağdaş yönetim teorilerinin sıkça vurguladığı hususlardan biridir. Bunun için de başarılı bir CRM süreci yürütmek ve müşteri ile daha yakın iletişim kurmak gerekir. Başarılı bir CRM için de, dijitalleşmenin getirdiği kolaylıklardan faydalanmak kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu aynı zamanda mutlu müşteriyi de yaratacaktır.

AVM’ler için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Gelişmiş ülkelerin artık endüstri 3.0'ı da bitirerek, endüstri 4.0'a geçiş yaptıkları bu dönemde, yazılım sistemleri ile bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan devrim niteliğindeki teknolojik gelişmeler, perakende sektöründe de önemli değişimleri beraberinde getirdi. Bir ürün veya hizmetin tasarım aşamasından, üretim, satış ve pazarlama ile satış sonrası verilen hizmetler sürecindeki aşamalar tamamen dijital teknolojilerle yürütülebiliyor. Bu kapsamda her türlü veri daha kolaylıkla toplanıyor ve bilimsel olarak analiz edilebiliyor. Dijital teknolojiler, daha geniş müşteri kitlesine ulaşmak ve yapılan kampanyaları ve etkinlikleri daha geniş kesimlere duyurabilmek, müşteri memnuniyetini artırmak gibi maksatlarla pazarlama departmanlarında öne çıkan bir kavram gibi görünse de, muhasebe departmanından güvenlik alanına kadar bir AVM'nin her departmanında büyük önem kazandı.

dijitalleşmek

Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak AVM’lere ne katar? Yenilikçi AVM olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Başarılı bir AVM'nin özelliklerinden biri de, müşteri memnuniyetini artırması, bunun için de müşterisini tanımasıdır. Bu anlamda dijital dönüşüme ayak uyduran ve inovatif yaklaşımlar geliştirebilen AVM'ler, müşteri sadakatinin sürdürülmesi, yeni müşteri kazanılması ve AVM'nin sürdürülebilir olması bağlamında önemli avantaj sağlıyor. Örneğin sadece mağazalarda değil, AVM yönetiminde de, artık geleneksel pazarlama stratejileri yerine, omni-channel pazarlama stratejisinin kullanılması, sürekli yürütülen CRM uygulamaları, gelişmiş muhasebe programları ve gelişmiş güvenlik sistemlerinin kullanılması bu kapsamda önem arz ediyor. Bilişim teknolojilerindeki bu tür değişen trendlere ayak uyduran ve bu yönde yönetim tarzı uygulanan AVM'lerde müşteri

memnuniyeti artacak, bu da müşterinin AVM'yi daha sık ziyaret ederek ve alışveriş yaparak AVM'nin sürdürülebilir olmasına katkı sağlayacaktır. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, AVM’ler bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? İçinden geçtiğimiz bu zorlu sürecin AVM’lerde en az hasarla atlatılması için, müşteriyi tedirginliğe sevk eden güvenlik sorunlarının AVM’de olmadığına dair müşterilerde yaratılacak algı ile ekonomik durgunluğu azaltacak ve alışverişte canlılık yaratacak kampanya ve etkinlikler yoğun bir şekilde devam etmelidir. Yaratılmak istenilen güvenlik algısı ile yapılan etkinliklerin müşteriye duyurulması ve müşteri beklentilerinin analizinde ise dijital sistemler ve yazılımlar AVM yönetimlerinin en büyük yardımcısı olacaktır.

artık her alanda önemli 68


GÜNDEM Dijital dünyada ben de varım demek için, sosyal medya pazarlamasını en iyi şekilde kullanmak gerekir. Bu, bizlerin müşterilerimizle iletişim kurmamızın en ideal yollarından biridir. Bunun için hedef kitlemizle etkileşime girebileceğiniz içerikler üretmeniz gerekiyor. Ziyaretçilerin ilgisini çekecek, onlara değer üretecek, kullanabilecekleri içerikleri oluşturup paylaşarak marka ve müşteri güveni inşa etmek gereklidir. Bunları başardığımızda ziyaretçilerimiz satın almak için harekete geçmiş olacak.

Ziyaretçileri

memnun etmek,

geleceğe yatırım… “Ziyaretçileri her an ve özellikle de şimdilerde memnun etmek, geleceğe yatırım olarak değerlendiriliyor” diyen Mardin Movapark AVM Genel Müdürü N. Nazlı Özdemir, “Mutlu müşteriler ve ziyaretçiler için ulaşılabilir olmalı ve sosyal medyayı iyi kullanarak nimetlerinden faydalanmalısınız” dedi.

AVM’ler için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Günümüzde bilgiye kolay ulaşılabilirlik çok önemli, dijital çağ ile birlikte insanlar değişiyor, hangi sektörde olursanız olun sunduğunuz ürün ve hizmetler için çevrimiçi varlığınızı inşa etmeniz gerekiyor. Böylece rahatlıkla erişilebilir olmanın ve iyi tanımanın bütün nimetlerinden yararlanabilirsiniz. Müşteri mutluluğu, müşterinin internet üzerinde alışveriş merkezine ve var olan işletmelere ne kadar gelir sağlayacağını belirleyen en büyük etkenlerden biri, dolayısıyla her ziyaretçi oldukça öneme sahip.

Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak AVM’lere ne katar? Yenilikçi AVM olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? AVM'ler de kendi aralarında birer marka ve bu marka AVM’ler şu anki kimliklerinden sıyrılarak gelecek yıllarda klasik normların dışına çıkacak ve müşteri ile duygusal bağ kuracak noktaya gelecek. Bu nedenle de marka AVM’lerin hikayelerinin olması önem kazanacak ve markalar o hikayeleri müşteri çekmek için anlatacak. Sadakat kartı sayesinde müşteri AVM’ye veya mağazaya girdiğinde kendisine adıyla hitap edilecek ve bu kartlar sayesinde daha önce neler aldığını, hangi mağazaları ziyaret ettiği ve yeni alışverişinde hangi ürünleri tercih edebileceğini de görebileceğimiz bir yeniliğin kapısı açılacak. Tüm bu teknolojiyle birlikte hizmet verebilmek için AVM’ler de dijitalleşmeye entegre olacaklar ve müşterilerine farklı temaların olduğu alanlarla hizmet vereceklerdir. Projelerin metrekareleri büyüyecek ve bu alanlarda çocukların ve gençlerin, Z kuşağı dediğimiz hedef kitlenin daha fazla yer aldığı hizmet alanları yaratılacak.

Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Ziyaretçileri her an ve özellikle de şimdilerde memnun etmek, geleceğe yatırım olarak değerlendiriliyor. Mutlu müşteriler ve ziyaretçiler için ulaşılabilir olmalı ve sosyal medyayı iyi kullanarak nimetlerinden faydalanmalısınız. Ayrıca mutlu müşteriyi yaratmanın en büyük sırlarından biri de alışveriş zamanını, kampanya ve fırsatları, mutlu özgün yaşam alanlarının rahatlığı ile müşteriye sunulmasını sağlayabilmektir. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, AVM’ler bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Ülkemiz genelinde 377 adet AVM var ve yeni açılması planlanan AVM’lerde hayata geçmeye hazırlanıyor. Döviz rakamlarının dalgalanması ile birlikte birçok projede kur sabitlemelerine gidildi. 2016 yılı tüm bu kur sabitlemesine ve TL’ye geçilmesi çağrısına uyulmasına rağmen yalnızca yüzde 4’lük büyüme ile yılı tamamladı. 2017 yılında da yapılan iyileştirme politikalarına devam ediliyor ve hem perakendeciler hem de AVM yatırımcıları en az riskle yılı tamamlama hesapları yapıyorlar. Sektördeki dernek ve kuruluşlarımız sürekli bu konuyu tartışıyor, fakat tek sorun kira rakamlarının döviz olması değil, perakendecilerimizin gümrük vergi artışları, lojistik maliyetleri de yükleri artırıyor. Ayrıca AVM’lerin yatırımları da, kredileri de döviz üzerinden olunca kiralamalarda döviz oluyor. AVM yatırımcısı da kiracı da aynı gemide olunca çözüm bulunması zorunluluğu da kaçınılmazdır.

69


GÜNDEM

“Yeniliğe yatırım yapıyoruz” “Marka olmak önemli ama markayı korumak daha önemli…” açıklamasında bulunan Naramaxx Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Özkarakaşlı, “Bunun için de hep daha özenli, dikkatli ve daha çalışkanız” dedi. Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Aslında hiçbir zaman başardık diyemeyiz. Kalıcı olabilmek adına çok özverili ve sabırlı bir şekilde çalışıyoruz. Biz hep şuna inanıyoruz; marka olmak önemli ama markayı korumak daha önemli. Bunun için de hep daha özenli, dikkatli ve daha çalışkanız. Ürünlerimizi farklılaştırarak daha yaratıcı olmaya çalışıyoruz. Bir marka olduktan sonra sorumluluğunuz çok artıyor ve aldığınız her kararda “marka zarar görür mü” diye iki kere düşünmeniz gerekiyor. Başarılı olmanın en önemli kurallarından biri de takım ruhumuz. Ancak bir ekip olarak çalıştığınız zaman kalıcı oluyorsunuz. Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Dijital ortamda var olmadan markalaşmak zor. Müşteri kitleniz sizi dijital dünyada da yakalayabilmeli. Artık pek çok insan hayatlarının bir bölümünü online ortamda geçiriyor ve sevdikleri markaları da orada görmek istiyor. Markayı daha iyi tanımak ve güven duygusu hissetmek için, artık öncelikle dijital mecralar kullanılıyor. Sosyal medyada adını duyurmak, dijital dünyada pazarlama ve reklam

70

faaliyetleri yürütmek, markanızın her an ulaşılabilecek yakınlıkta olduğunu göstermek marka ve müşteri arasında olumlu bir bağ oluşmasına yardımcı olur. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Taleplerimiz her geçen gün artıyor, değişiyor. Memnuniyetimiz, tercihlerimiz en küçük ayrıntıyla farklı yönlere kayabiliyor. Pazarı doğru okumak, markayı ihtiyaca göre konumlandırmak ve değişen trendlere ayak uydurmak markayı her zaman güçlü kılar ve marka değerini yükseltir. Yeni ürün geliştirme ve onu ilgili pazarda konumlandırma süreci oldukça hassas bir süreçtir. Biz gelecekteki trendlere göre plan yaparak heyecan verici yeni deneyimler sunabilmenin yolunu arıyoruz. Empati yapmanın kazandırdığına inandığımız için, tüketicinin ilgi alanına girip fark yaratmaya çalışıyoruz. Yenilik becerimizi sürekli güçlendirirken, yeniliğe rakiplerimizden iki kat fazla yatırım yapıyoruz. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Yeni müşteri edinmenin, mevcut müşteriyi elde tutmaktan daha pahalı olduğuna inanıyoruz ve bu yüzden

biz müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Aldıkları hizmetlerden memnun olan müşteriler hem sadık müşteriler oluyorlar hem de bu memnuniyetlerini çevrelerindekilerle paylaşarak yeni müşteriler kazandırıyorlar. Müşterilerimizle kurduğumuz iletişimin markamız için olumlu geri dönüşler sağlayacağına inanıyoruz. Her şeyden önce müşterilerimizin bize ulaşabilmesini sağlıyor ve onların bizimle paylaştıkları fikirlere değer veriyoruz. Müşterilerin beklentileri, ihtiyaçları, önyargıları ve hayallerini anlamak için araştırmalar yaparak bu doğrultuda ürün tasarlıyoruz. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Son zamanlar Türkiye açısından çok zorlu geçiyor gerçekten. Döviz kurlarının hızla yükselmesi pek çok sektörü olumsuz etkiledi. En çok istihdam sağlayan alanlardan biri olan hazır giyim ve tekstil sektörü de bu yaşananlardan olumsuz etkilendi. Küresel dünyada ve ülkemizde yaşanmakta olan siyasi ve ekonomik hareketliliği dikkate alarak sektörde yeni koşullar oluşturmalı ve mevcut koşulların seyrini değiştirmek için inisiyatif

kullanmalıyız. Kısaca proaktif bir çalışma içinde olmalıyız. Çok daha fazla tasarıma, inovasyona odaklanmalıyız. Yenilik ve kalite her zaman başarı getirir. Biz her türlü olumsuzluğa rağmen genel anlamda çok daha umutluyuz. Hayallerimizden vazgeçmiyoruz. Bizi motive eden, her zaman geleceğe inancımız oldu.



GÜNDEM

“Müşterimizi fark yaratan hizmetler ve ayrıcalıklarla buluşturuyoruz” “Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Başarılı marka olmanın temel kuralı, önceliğinizi net olarak belirlemekten geçiyor. Bizim önceliğimiz, müşteri memnuniyeti… Müşteriyi merkeze alan yaklaşımımızla, vizyonumuzu Türkiye’nin en çok tercih edilen çok kanallı elektronik perakendecisi olma üzerine kurduk. Tüm yatırımlarımızı da müşterilerimizin beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda planlayıp uyguladık ve uygulamaya da devam ediyoruz. Diğer bir kural, gündemi ve geleceği yakın takip ederek iş modelinizi ve süreçlerinizi markanıza değer katacak şekilde ileriye taşımak. Biz MediaMarkt çatısı altında yenilikleri ve trendleri takip edip bunların ilk uygulayıcısı oluyoruz. Bu anlamda avantajımız ise geçmişi uzun yıllara dayanan lider bir marka olmamız. Dijital teknolojileri mağazalarımıza ve hizmetlerimize başarıyla entegre ediyoruz, yüksek teknoloji ürünlerine odaklanıp ürün gamımızı inovatif ürünlerle çeşitlendiriyoruz. Böylece, MediaMarkt markası tüketicide de dijitalleşen dünyaya kendini adapte eden, yeniliklerin ve inovatif ürünlerin ilk adresi olarak konumlandı.

“Başarılı marka olmanın temel kuralı, önceliğinizi net olarak belirlemekten geçiyor. Bizim önceliğimiz, müşteri memnuniyeti…” diyen MediaMarkt Türkiye İcra Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım, “Müşteriyi merkeze alan yaklaşımımızla, vizyonumuzu Türkiye’nin en çok tercih edilen çok kanallı elektronik perakendecisi olma üzerine kurduk” dedi.

72

“Biz başardık” diyebilmenin olmazsa olmazı ise tek takım ve tek yürek olabilmek. Biz bunun için sadece tüketicilerimizi değil, çalışanlarımızı ve paydaşlarımızı da tüm süreçlerimizin merkezine koyuyoruz. Onları dinliyor ve onların katkılarıyla cesur adımlar atıyoruz. Müşteri odaklı bir şirketin önde gelen yatırım alanlarından biri de kendi çalışanlarıdır. Bizim amacımız, sadece tüketicinin değil, çalışanların da en çok tercih ettiği perakendeci olmak. Eğitimlerle


GÜNDEM

desteklediğimiz 2 bin çalışanımıza, 2016 yılında toplam 17 bin saat eğitim verdik, bu yıl bu rakamı ikiye katlamayı planlıyoruz. Onların hem müşteriye hem hayata daha yakın olabilmeleri için genel merkezimizi Levent, Sanayi Mahallesi’ne taşıdık. Sahip olduğumuz en önemli değeri binamızın cephesine yansıtmak istedik ve ön cepheyi çalışanlarımızın fotoğraflarıyla süsledik. Onlara önemli bir kariyer yolculuğu fırsatı sunmanın gururunu yaşıyoruz. Perakende sektöründe sıfırdan başlayıp, üst düzey yöneticiliğe kadar ilerleme olanağı tanıyan nadir oyunculardan biriyiz. Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Günümüzde dijital teknolojiler yaşamımızın her alanında kendisini gösterirken, yaşam biçimimizi kökten değiştirmişken, markaların bu dönüşüme ayak uydurmaması elbette söz konusu olamaz. Bugün artık dev şirketlerden küçük ölçekli işletmelere kadar tüm kuruluşlar dijitalleşme zorunluluğu ile yüz yüze. MediaMarkt hem dünyada hem Türkiye’de, dijital teknolojiyi iş süreçlerine başarıyla entegre eden öncü şirketlerden biridir. E-ticaret kanalımızın her yıl kayda değer bir ivmeyle büyümesi ve çok kanallı bir oyuncu olarak tüketicilerimize kanal bağımsız uçtan uca deneyim yaşatmaya yönelik hizmetlerimiz, bunun en önemli göstergesi. Dijitalleşme, iş yapış biçimlerimizi değiştirip hizmetleri-

mize yeni bir şekil vermemizi de sağladı. Örneğin, mediamarkt.com.tr’den sipariş verdikleri ürünü kendilerine en yakın mağazadan teslim alabilme olanağı sağlayan, bizi ayrıştıran, fark yaratan hizmetler yarattık. Dijitalleşmeyle birlikte, markaların sadece ürün satmaları yetmiyor artık. Komple bir alışveriş deneyimi sunabilmesi gerekiyor. Mesela, mediamarkt.com.tr’ye giriş yapan bir ziyaretçi, sadece ürünle değil, ürünün teknolojisi ve sunduklarıyla ilgili ayrıntılı bilgiye de sahip olabiliyor. MediaMarkt’ta dijitalleşme konusunda cesur adımlar attık. 1 yılda 4 milyon Euro değerinde bir yatırımla tüm mağazalarımıza elektronik raf etiketleri yerleştirdik. Her bir mağazamıza sonsuz raf dediğimiz ve sınırsız sayıda ürün gösterebilen dijital kiosk'lar koyduk. Geçtiğimiz dönemde ürün gamımızı yoğun teknolojik ürünlerle birleştirdik. Müşterimizin dinlenebildik-

leri, tabletlerden istedikleri ürüne bakıp satın alabildikleri çok kanallı lounge alanları yaptık. Her mağazamızda ücretsiz internet sunuyoruz. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Mutlu müşteriler yaratmanın tek bir formülü var; o da onlara kulak vermek, ihtiyaçlarını doğru analiz etmek ve iş modelinizi müşterinin beklentilerine uygun kurabilmek. MediaMarkt Türkiye olarak müşterilerimizin beklentilerini ve ihtiyaçlarını belirleyebilmek için araştırmalar yapıyoruz. 360 derece müşteri memnuniyeti için mağaza içi ve online memnuniyet araştırmalarından, gizli müşteri, sosyal medya gibi çok kanallı müşteri deneyim takip sistemimizi kurduk. Bu doğrultuda tüm mağazalarımıza müşteri deneyimi yöneticileri atadık. Genel Merkezimizde Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörlüğümüze bağlı bir Müşteri Deneyim Ekibi oluşturduk.

Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Sadece ülkemiz için söz konusu olan bir durum değil aslında; tüm dünyada birtakım gelişmeler yaşanıyor, bu gelişmelerin Türkiye’ye de yansımaları oluyor. Elektronik perakende pazarı, büyüyen bir pazar… Tüketici, teknolojiye sırtını dönmek istemiyor. Ayrıca, belli başlı tüketici elektroniği ürünleri de temel ihtiyaçlar kadar hayati bir önem kazandı artık. Akıllı telefonsuz, akıllı TV’siz yapamıyoruz artık. Bilgisayarlarımız, tabletlerimiz olmazsa yaşam pratiğimiz sekteye uğruyor. Tüketim devam ediyor, fakat bu noktada değişen müşteri yaklaşımı şu; tüketici artık ürünleri kıyaslamak, uzman personelden bilgi almak, farklı ürünleri aynı ortamdan alıp ihtiyaçlarını tek seferde gidermek istiyor. Biz de yatırımlarımızı bu yönde oluşturduk. Müşterimizi fark yaratan hizmetler ve ayrıcalıklarla buluşturuyoruz.

Müşteri deneyim takip sistemimiz ve bu ekiplerimizle beraber belirlediğimiz kriterlerde çok güzel gelişmeler yaşadık. Müşterilerin bizleri tavsiye etme oranını ortaya koyan Müşteri Tavsiye Skoru’nda yüzde 62 iyileşme sağladık. 22 adet projeyi hayata geçirip, bunlarla 30 milyon TL’lik ek bir değer yarattık. Bu yıl da müşteriyi merkeze alan büyüme stratejimize hız kesmeden devam ediyoruz. MediaMarkt olarak müşteri memnuniyetini sağlamak için büyük veriyi de etkin bir şekilde kullanıyoruz. Talep planlama optimizasyonu, dinamik stok yönetimi ve fiyatlandırma sistemi ile talep edilen ürünün her zaman en uygun fiyata stoklarda yer almasını sağlıyoruz. Toplanan veriler sayesinde geliştirilen akıllı sistemle, talebin arttığı ürünlerin en doğru mağazada yer alması için analitik bir yaklaşım sunuyoruz. Günümüzde, perakendede başarıya ulaşmak için tüketiciye sadece kalitesi yüksek ürünler satmak yetmiyor; müşterinin bu ürünlere her kanaldan ulaşabileceği, bilgilenebileceği ve ayrıcalıklı hizmetler alabileceği bir kanal yapısı oluşturmanız gerekiyor. Biz, tüketiciyi içeriksel anlamda da çok besleyen bir ticaret kanalı yaratmayı başardık. Geçtiğimiz finansal yılda, online satışlarımız toplam grup ciromuzun yüzde 9’unu oluşturdu. Grup içinde online satışlar itibariyle de en fazla büyüyen ülkelerden biri olduk. Bu yıl online kanalda bir önceki yıla göre yüzde 30 büyüme kaydettik.

73


GÜNDEM

Tüketicilerin hayatları içinde OLMALIYIZ… Başarılı marka olabilmenin kurallarını sorduğumuz ve bilgi aldığımız Samsung Mobile/Samsung Mağazalar Kanal Yöneticisi İlker Özçetin,“Başarılı bir marka olabilmek için ilk şart, tüketicilerin hayatlarının içinde yer alabilmek ve müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmayı başarabilmektir” dedi. Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Başarılı bir marka olabilmek için ilk şart, tüketicilerin hayatlarının içinde yer alabilmek ve müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmayı başarabilmektir. Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Her geçen gün hızla dijitalleşen dünyada tüketicilerine ulaşmak adına hiçbir markanın bu trendin gerisinde kalma lüksü yok, aksi takdirde rakiplerinin arkasında kalma, fark yaratamama ve hatta yok olma riski bile söz konusu. Dijital dünyada yer almak adına öncelikle bu değişimi iyi anlamak, uzman bir kadro ile yola çıkmak çok önemli. Sosyal ağların kendi dinamiklerine uygun stratejiler geliştirmek, marka ve tüketici arasında interaktif bir bağ kurabilmek, doğru marka elçilerini oluşturabilmek, markaya özgü hedef kitle ile örtüşen özgün içeriklere yer vermek ve en önemlisi hedef kitlenizi iyi tanımlamak ben de varım demek için iyi bir başlangıç.

Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Her şeyden önce değişen trendlere ayak uydurabilmek şirketleri devamlı formda tutacak bir formüldür. Aksi durumda rekabetin arkasında kalmak, tüketicilerin memnuniyetini kaybetmek ve sonuç olarak küçülerek yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmak vazgeçilmez son olabilir. Yenilikçi markalar sadece günü değil, geleceği okuyabilen pozisyonlar alarak projeler geliştirmelidir. Ayrıca markaların bu stratejileri kurgulayacak proaktif yapıya sahip olmaları gerekir. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Markalar müşterilerinin duygusal ve fiziksel beklentilerini anlayarak, bu beklentileri onların her bir duyusuna hitap edebilecek ölçüde karşılamayı ilk hedef olarak belirlemeli. Müşterinin ürünü alması, deneyimlemesi ve sonrasındaki tüm sürecin her adımı planlanmış olmalı. Müşterilerle sürekli ulaşılabilir bir iletişim kanalının sağlanması onların markaya olan memnuniyetini ve sadakatini artıracaktır. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Müşterilerinin beklentilerini iyi anlayabilen markalar aynı dönemlerde de stratejilerini bu anlamda proaktif olarak şekillendireceklerdir. Markalar bu süreçte duyarlı, hızlı ve hazır olmalılar.

74



GÜNDEM

Değişimlere ayak uydurmak gerekir “PERAKENDECİLİK RUTİN BİR SEKTÖR DEĞİL. MODA DEĞİŞİYOR, TEKNOLOJİ DEĞİŞİYOR, MÜŞTERİLERİN YAKLAŞIMLARI DEĞİŞİYOR, HATTA ÇALIŞANLARINIZIN BEKLENTİLERİ DE DEĞİŞİYOR” DİYEN GÖKHANER DANIŞMANLIK KURUCUSU GÖKHAN ER, “REKABET ORTAMININ ÇOK YOĞUN OLDUĞU BU SEKTÖRDE TERCİH EDİLMEK İSTİYORSANIZ ORTAYA ÇIKAN DEĞİŞİMLERE AYAK UYDURMAK ZORUNDASINIZ” DEDİ. “Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Tüketicinin ihtiyaç ve isteklerini çeşitli yollarla en iyi şekilde anlayarak, ürün ya da hizmetleri onlara en iyi şekilde sunabilmek başarılı bir marka olmanın temel kuralıdır diyebiliriz. Marka olarak bu sunumu gerçekleştirirken mükemmel müşteri deneyimi de yaşatabiliyorsanız başarıya ulaşma şansınız tabii ki daha fazla.

Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Gelişen teknoloji ile birlikte perakendecilikte de bir takım değişimler söz konusu. Yukarıda da bahsettiğim gibi dijital platformlar aynı zamanda tüketicilerin arzularını, ihtiyaç ve isteklerini anlayabilmeniz için de bir yol, bu sayede tüketicilerinizi izleyebilir, değişen yaklaşımları takip edebilirsiniz.

müşterilerin yaklaşımları değişiyor hatta çalışanlarınızın beklentileri değişiyor. Şayet rekabet ortamının çok yoğun olduğu bu sektörde tercih edilmek istiyorsanız ortaya çıkan bu değişimlere ayak uydurmak zorundasınız. Müşterilerinize, markanız ile ilgili “acaba yeni ne var?” sorusunu sordurabiliyorsanız ve onları olumlu yönde şaşırtabiliyorsanız rakiplerinizin bir adım önüne geçme şansınız var.

Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Perakendecilik rutin bir sektör değil. Moda değişiyor, teknoloji değişiyor,

Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Kesinlikle mutlu çalışanlardır. Mutlu çalışanlar mutlu müşteriler yaratır...

Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Uzun vadeli planlar yerine kısa vadeli planlar ve hedefler belirleyerek, aksiyona geçmeliler ve yaptıkları her aksiyon verimlilik odaklı olmalı. Operasyonel faaliyetleri çok çok önem taşıdığı bir dönemden geçiyoruz. Dolayısıyla özellikle saha ve müşteri odaklı olarak bu operasyonel faaliyetlerini yürütmeliler.

76


GÜNDEM

Müşterini dinle ve Halihazırda 145 mağazası olan ve franchising ile büyümesine devam eden Bargello, bu başarısını markasına yaptığı yatırım ile yakalamış... Konuyla ilgili Bargello Pazarlama Müdürü Şebnem Kıvanç, “Bizi rakiplerimizden bir adım öne taşıyan unsur; en başından beri markamıza yatırım yapmak oldu. Marka stratejilerimizi belirlerken globaldeki trendleri takip ediyor, pazarın nabzını tutuyoruz ve en önemlisi tüketicimizi dinliyoruz” dedi.

onları mutlu et…

“Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Bargello bugün toplam 25 ülkede faaliyet gösteren bir marka. Yurt içinde toplam 145 mağazamız var ve franchising ile hızla büyümeye devam ediyoruz. Büyüme sürecinde bizi rakiplerimizden bir adım öne taşıyan unsur; en başından beri markamıza yatırım yapmak oldu. Marka stratejilerimizi belirlerken globaldeki trendleri takip ediyor, pazarın nabzını tutuyoruz ve en önemlisi tüketicimizi dinliyoruz. Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Yükselen dijitalleşme trendine ayak uyduramayan dev global markaların çok kısa sürede yok olduğunu hepimiz gördük. Bu nedenle ilk iş olarak e-bargello online satış sitemizi kurarak tüketicilerimize ‘bir tıkla’ ürünlerimize ulaşma imkanı sunduk. Bargello marka kimliğimiz ile örtüşen, hedef kitlemizle buluşabildiğimiz sosyal mecralarda aktif olarak iletişimi sürdürüyoruz. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Trendlere uymak bir markanın mevcut ve potansiyel müşterilerinin algısında canlı kalmasını sağlar. Parfüm sektöründe globaldeki trendleri ve modayı izlemek çok önemli. Bursa’da-

ki fabrikamızın yanı sıra dünyanın parfüm merkezi sayılan Fransa’daki birçok laboratuvarlarda Ar-Ge çalışmaları yaptırıyoruz. Sektörümüzle ilgili dünyada yeni ne varsa Türkiye’ye ilk getiren olmaya çalışıyoruz. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı çok basit, onları dinlemek… Müşteri ihtiyaçlarının doğru analiz edilmesi ve buna yönelik hizmet ve ürün sunulması, ürünlerinizin arkasında durarak satış sonrasında da aynı kalitede hizmeti veriyor olmak, mutlu müşteriler yaratmanın önemli unsurlarıdır aslında.

Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Bargello olarak biz, global pazarda reka-

bet eden güçlü bir Türk markası olma vizyonuyla yola çıkmıştık. Bu vizyon doğrultusunda ülkemizin geçirdiği sıkıntılı süreçlerde de hem yurt içinde, hem yurt dışında hız kesmeden yatırım yapmaya devam ediyoruz.

77


GÜNDEM

Çalışan memnuniyeti beraberinde müşteri memnuniyetini getiriyor Türkiye seksen milyon nüfusa sahip, büyük bir ülke... Yaklaşık on üç milyon genç nüfus var (15-24 yaş). Bu toplam nüfusun yüzde 16’sı demek... Yani hala gelişmekte olan ülkemizde üretime katkıda bulunacak çok ciddi bir genç nüfusumuz var. Bu genç popülasyonun aynı zamanda çok iyi bir tüketici olduğunu da unutmamak gerekir. Buradan hareketle iyi bir iş planı ve strateji ile bu tüketici grubunun alışkanlıkları dahilinde hareket ederken, var olan sistemimizi ve insan kaynağımızı da doğru yönlendirerek buradan az hasarla çıkabiliriz.

“DÜNYANIN EN İYİ SİSTEMLERİNİ KURABİLİR, EN VERİMLİ MAKİNE PARKURUNU OLUŞTURABİLİR VEYA EN MODERN YAZILIMLARI KULLANABİLİRSİNİZ. FAKAT GÜNÜN SONUNDA İŞİN İÇİNDE HER ZAMAN ‘KİŞİLER’ VAR” DİYEN FM KAHVE GENEL KOORDİNATÖRÜ FATİH ÇAKIR, “DOLAYISIYLA MÜŞTERİ MUTLULUĞUNA GİDEN YOL, ÇALIŞANLARIN MEMNUNİYETİNDEN GEÇİYOR” DEDİ.

“Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Bizce başarılı olabilmenin cevabı sorunun kendisinde gizli… Marka oluştururken bazen bir kişi bazen de birkaç kişi beraber yola çıkıyor. Başlangıçta tek bir kişi ile çıkılan yolda zaman içinde farklı farklı kişiler işe dahil olmaya başlıyor. Siz bu farklılıkları bir güç olarak birleştirerek uyum içinde çalıştırıp ortak bir hedef ve amaç oluşturabilirseniz başarı zaten kendiliğinden geliyor, bu da sizi başarılı bir marka yapmaya yetiyor. Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Yaptığımız işte sürdürülebilir bir model yürütmek istiyorsanız, bunu ancak hizmet verdiğimiz sektördeki müşteri alışkanlıklarını, tarzını ve beklentilerini çok iyi analiz ederek başarabilirsiniz. İyi bir hizmetin birçok adımı olabilir, ama biz ihtiyacı doğru analiz etmenin en önemlisi olduğunu düşünüyoruz. Bunu yapabilmek içinde iyi yönetilen bir müşteri ilişkileri ekibine ve sistemine ihtiyaç vardır. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler?

78

Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Biz bunun, “Bir gün değil her gün hizmet verebilme” felsefesi ile “müşteri değil misafir gibi görme” mottosundan geçtiğini düşünüyoruz. Kendimizin de birilerinin müşterisi olduğunu unutmamalıyız. “Biz karşılığını ödediğimiz bir hizmetten ne bekliyoruz ve nasıl mutlu oluruz” sorularını yanıtladığımızda aslında cevabı da buluyoruz. 65 bin çalışanlı Virgin Group’un CEO’su Richard Branson Enterpreneur.com’da yayınlanan bir yazısında “Çalışanların memnuniyetini sağlarsak müşteri memnuniyeti de kendiliğinden geliyor, dolayısıyla iş yeri sahipleri de memnun oluyor” diyor. Görüş hakkındaki görüşlerinizi almak istesek neler söylersiniz? Biz de bu konuda aynı düşüncedeyiz. Dünyanın en iyi sistemlerini kurabilir, en verimli makine parkurunu oluşturabilir veya en modern yazılımları kullanabilirsiniz. Fakat günün sonunda işin içinde her zaman ‘kişiler’ var. Dolayısıyla müşteri mutluluğuna giden yol, çalışanların memnuniyetinden geçiyor. Çalışan memnuniyeti, üretkenlik ve şirket bağlılığı sağlayarak hizmet değerini, müşteri memnuniyetini ve karlılık fırsatlarını artırıyor.



GÜNDEM “Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Bukalemunun renk değiştirme özelliğini tasarladığı ürünlerine yansıtan Buka Sofa olarak, 8 milyon euroluk bir yatırımla 2015 yılında kurulduk. Kendi geliştirdiğimiz değişebilir kılıf sistemi ile müşterilere farklı ve günümüzün ihtiyacı olan bir mobilya anlayışı sunuyoruz. İlk mağazamızı ise geçtiğimiz Eylül ayında Avcılar’da açtık. 2017 yılının henüz başında olmamıza rağmen İzmit’te açtığımız yeni mağazamız ve yine yeni açtığımız online satış sitemizle dekorasyon tutkunlarına daha fazla noktada ulaşabileceğiz. Yeni faaliyete başlayan bir marka olarak hem İstanbul’daki mağazamız hem de diğer illerde geliştirdiğimiz işbirlikleriyle sektörde emin adımlarla ilerlediğimizi düşünüyoruz. Yeni mağazalar açarak büyümeyi hedefliyoruz. Başarılı marka olabilmenin kuralının ise iyi bir müşteri ilişkileri yönetiminden ve gelişen dünyanın trendlerini takip edebilmekten geçtiğine inanıyoruz.

“ARTIK SADECE KALİTELİ ÜRÜN ÜRETMEK YETERLİ OLMUYOR!” BUKA SOFA GENEL MÜDÜRÜ GAMZE STÖGER, “YENİ NESİLLERİN BEKLENTİLERİNİ İYİ ANLAYARAK, HEM İNOVATİF HEM DE FONKSİYONEL ÜRÜNLERİ ULAŞILABİLİR FİYATLARA SUNAN MARKALAR BAŞARIYI YAKALAYACAK” DEDİ. 80

Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Teknolojinin ve dijitalleşmenin hızla ilerlediği günümüzde dijital marka olmak klasik pazarlama modellerinin yanı sıra yeni kuşağın beklentilerini iyi anlayarak dijital dünyaya ayak uydurmaktan geçiyor. Bunun için ise markaların sadece sosyal medya yönetimi değil; online mağazacılık ve müşteri ilişkileri yönetimi, mobil pazarlama, yeni teknolojilerin markaya ve pazarlama süreçlerine entegrasyonu gibi birçok farklı alanlarda çalışmalar gerçekleştirmesi gerekiyor. Biz de müşterilerimize hızlı ve pratik bir alışveriş deneyimi yaşatmak üzere hizmet ağımızı online’a taşıdık. Türkiye’nin her yerinden SSL ödeme sistemi ile güvenli alışveriş imkanı sunan online mağazamız, ürün yelpazemizde bulunan tüm ürünleri online olarak satın alma imkanı sunuyor.


GÜNDEM

Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Sürekli gelişen dünya trendleri ve değişen müşteri ihtiyaçları karşısında teknolojik gelişmelere ve yeni kuşağın beklentilerine ayak uydurmak artık firmaların olmazsa olmazı haline geldi. Mobilya sektöründe de dünyada markalaşabilmek için artık sadece kaliteli ürün üretmek yeterli olmuyor. Yeni nesillerin beklentilerini iyi anlayarak, hem inovatif hem de fonksiyonel ürünleri ulaşılabilir fiyatlara sunan markalar başarıyı yakalayacak. Buka Sofa olarak özellikle Y kuşağının beklentilerini dikkate alarak yola çıktık. Mobilya koleksiyonlarımızla şehir yaşamının hızına ve konforuna uygun ürünler sunuyoruz. Ulaşılabilir tasarımı her bütçeye uygun fiyatlarla tüketicilerle buluşturuyoruz. Buka Sofa koltuklarından alanlar sunulan farklı kumaş koleksiyonundan ilave kılıflar alarak tarzını istediği zaman özgürce değiştirebiliyor ve mekana bambaşka bir hava getirebiliyor.

kiler kurmaları gerektiğine inanıyoruz. Firmalar müşterilerinin tüm beklentilerini anlayarak, bu beklentileri onların her bir duyusuna hitap edebilecek ölçüde karşılamayı hedeflemeliler diye düşünüyoruz. Ayrıca müşterilerin markalara anında ulaşabilmesi ve isteklerine doğru bir şekilde cevap bulabilmesi de çok önemli. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler?

2016 yılı Türkiye için her yönden zor bir yıl oldu. Biz böyle bir dönemde faaliyete başlayan bir firma olarak ilk mağazamızın açılışından itibaren planlarımızı tekrar gözden geçirdik. Heyecanlı ve büyük hedeflerimiz olmasına rağmen sağlam adımlar atarak, ayağımızı yere basarak ilerlemek istiyoruz. Özellikle konut sektöründeki hızlı artışın ve ofis kullanımının yaygınlaşmasının 2017 yılında sektörü canlandıracağını düşünüyoruz.

Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Günümüzde markaların ürün satmanın ve hizmet sağlamanın yanı sıra müşterileriyle farklı ve çeşitli boyutlarda iliş-

81


GÜNDEM

Yatsan İcra Kurulu Üyesi Erdem Altay: “Bizi başarılı bir marka yapan en büyük kriter, sektörümüzde müşterisi tarafından en çok tavsiye edilen marka olmamız…” dedi.

En önemli başarı kriteri; müşteri tavsiyesi…

“Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Yatsan olarak biz tüm işlerimizi, hangi pozisyon ya da görevde olursa olsun tüm çalışma arkadaşlarımızla birlikte müşteri odaklılık ilkesine göre yürütüyoruz. Başarılı bir marka olduğumuzu bize söyleyen ticari birçok performans kriteri var ama bizi başarılı bir marka yapan en büyük kriter, sektörümüzde müşterisi tarafından en çok tavsiye edilen marka olmamız… Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Dünyada internet kullanımın yaygınlaşması, Türkiye’nin de internet ve mobil kullanımda listenin başlarında olması, tüketicilerin sokakta gezerek geçirdiği zamandan daha çoğunu internette harcadığını bize gösteriyor. Dijital dünyada iyi bir konuma sahip olmak isteyen markaların öncelikle müşterilerini çok iyi anlayıp, onların hangi niyetle dijital dünyada vakit geçirdiğini sürekli iyi analiz etmesi ve müşterilerin her birine ayrı ayrı ihtiyaç

ve amaçlarına hizmet edecek şekilde içerik geliştiriyor olması şart. Kişiselleştirilmiş marka deneyimi dijital dünyada olmazsa olmaz olacak. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Bu konu geçtiğinde dünyanın en büyük mobil markası Nokia’nın birkaç yılda yok olması ve CEO’sunun çıkıp, “Aslında biz yanlış bir şey yapmadık” demesi aklıma geliyor. Evet, onlar yanlış yapmadı ama başkası geleceğe yön verecek yeni bir trend yarattı ve müşteriler bunu takip etti. Yatsan olarak biz de kendimizi ve yaptıklarımızı kıyaslarken; daha çok dünyadaki rakiplere odaklanıyor, “yaptığımız işi dünyadaki rakiplerden daha iyi, daha farklı nasıl yaparız?” gibi sorulara kafa yoruyoruz. Bu da ister istemez yeni fikir, ürün ve deneyimleri beraberinde getiriyor. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Mutlu müşteriler yaratmak için, ona ilk dokunduğunuz andan sizin ürününüzün kullanıcısı olduğu hatta sorun yaşadığında servis müşteriniz olduğu ana kadar sürekli onu dinlemeniz ve bu uçtan uca müşteri deneyimini daha iyi nasıl yöneteceğinize odaklanarak süreci mükemmelleştirmeye çalışmanız gerekiyor. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Bu dönemlerde öncelikle şirketler maliyet yönetimine, kısaca harcadıkları parayı azaltmaya odaklanıyorlar, burada dikkat edilmesi gereken müşteri deneyimini ve memnuniyetini etkileyebilecek en küçük bir harcamadan vazgeçilmemesi. Çünkü bugün “Bu isteğe de cevap vermesek ne olur?” derseniz, her şey normale döndüğünde konuşacak bir müşteri bulamayabilirsiniz.

82



GÜNDEM

Onu siz mi yaptınız? “Farklı olmak, yapılmayanı yapmak, ‘Evet biliyorum, onu siz mi yaptınız?’ sorusunu duymak hepimizin ortak amacı…” açıklamasında bulunan Elli5 Event Ajans Başkanı Fatih Türe, “Bunun içinde farklı ve esnek düşünmeye, monotonluktan uzak, gerçekleştirilebilir ve sürdürülebilir fikirlerin, başarılı bir uygulama ile sunulmasına ihtiyaç var, ancak bu unsurları karşıladığımızda ön plana çıkabiliriz” dedi.

Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Yaptığımız işin profesyonelleri olarak, geleceğin etkinlik dünyasına şekil verme çabasındayız. Farklı olmak, yapılmayanı yapmak, “Evet biliyorum, onu siz mi yaptınız?” sorusunu duymak hepimizin ortak amacı… Birçoğumuzun hayali binlerce kişinin katıldığı, milyonlarca insanın ilgisini çeken projelere imza atabilmek… Bunun içinde farklı ve esnek düşünmeye, monotonluktan uzak, gerçekleştirilebilir ve sürdürülebilir fikirlerin, başarılı bir uygulama ile sunulmasına ihtiyaç var, ancak bu unsurları karşıladığımızda ön plana çıkabiliriz. Tüketicilere yaşatılan interaktif, teknolojik deneyimlerin ve bunlara paralel eş zamanlı sosyal medya iletişimlerinin daha aktif olacağını öngörüyoruz. Son yıllarda en çok ses getiren pazarlama aktivitelerinin deneyim odaklı olduğunu gördük. Önümüzdeki dönemde de kişisel deneyimlerin kitleler ile paylaşıldığı etkinliklerin, iş sonuçlarında farklılaşmayı ve başarıyı getireceğini düşünüyoruz. Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? Doğru marka iletişimi, doğru strateji geliştirerek olabilir. Yani; hedef kitle odaklı, sürdürülebilir ve trend yaratabilir olmak gerekiyor. Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar?

84

Müşterinin karar verdiği stratejiye, bütçeye ve istenilen sonuçlara en uygun fikirler, sürdürülebilir ve gerektiğinde farklı mecralara entegre edilebilir olmalıdır. Sonuç olarak iyi proje; müşteri ile ele ele verdiğimiz, markanın imajını, sektör içindeki yerini, rakiplerini ve hedef kitlesini iyi analiz ettiğimiz, etkinliğin hedeflenen amacına ulaşmasında en önemli etkendir. Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Doğru rakip analizlerinin oluşturulması için sizce neler yapılmalı, nelere dikkat etmeli? Amerika ve Avrupa’ da gerçekleşen sektör fuar ve konferanslarına Elli5 Event olarak katılıyor ve dünyadaki etkinlik sektörünü yerinde analiz edip, gün geçtikçe değişen, gelişen konsept ve trendleri eş zamanlı olarak takip ederek, projelerimizde hayata geçiriyoruz. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? 2016 gerçekten zor bir yıldı Türkiye için… Toplumun içinde bulunduğu duygu durumundan direkt etkilenen bir sektörüz. Yaşadığımız her travmanın arkasından gelen dönemde doğal olarak sessiz kalmak, kimi projeleri başlatmamak, içinde bulunduğumuz ortamının getirdiği gerçeklerle hareket etmek gibi bir sınavdan geçtik ve bu sadece bizim sektörü değil, bütün ekonomileri etkiledi. 2017 yılının, daha aktif ve yükselen bir dönem olacağını bekliyor ve umuyoruz.


GÜNDEM

Krizler kimi markalar için fırsatlar doğurabilir Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Rekabetin yüksek olduğu bir sektördeyiz. Alışveriş merkezi pazarına yeni giriş yapmak isteyen ancak devamlılığı olmayan firmalar tarafından fiyatlar çok düşürülüyor. Bu nedenle rekabette bu geçici aktörler tarafından zarar görmemek için en büyük silah farklılaşmak. Farklılaşmak için tasarım ve teknolojiyi birleştirerek deneyim oluşturmak çok önemli. Her ajansın yapabildiği sanatçı imza ve mini konser günleri, söyleşiler ya da çocuk atölyeleri yerine konsepti ve hikayesi olan katma değerli projelere yer vermek gerekiyor. Her etkinliğin bir kimliği olması gerekiyor. Kimlikli yani katma değerli etkinlik demek ise hatırlanmak ve farkındalık yaratmak anlamına geliyor. Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Günümüzde müşterileri tanımak gerekiyor. Çünkü pazar koşulları çok hızlı değişiyor. Markaları dijital trendlere göre kolaylıkla izleyebilen müşterinin de ihtiyaç ve davranışları kolaylıkla değişebiliyor.Bu nedenle iletişim departmanları ve markaların da

çok hızlı hareket ediyor olması gerekiyor. Markalar trendleri takip emeli, hatta trendler gerçekleşmeden potansiyelleri değerlendirmeli. Müşteri yorumlarını takip etmek için çok iyi bir data yönetimi gerekiyor, ama datada detaylara inmek ve analizi derinleştirmek fark yaratan taraf haline geliyor. Artan alışverişler hangi kiracı markaların özelinde oluyor, AVM içindeki yoğunluk ve müşteri izdüşümleri hangi bölümlerde gerçekleşiyor, bir müşteri alışverişte kaç saat harcıyor ve demografik yapısı ne kadar etkili oluyor gibi detaylar fark yaratıyor. Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Doğru rakip analizlerinin oluşturulması için sizce neler yapılmalı, nelere dikkat etmeli? Bir markanın pazar payını kaybetmesindeki en önemli etken pazara yeni giriş yapan agresif marka ya da mevcut rakip markanın yeni bir atılım yapması olarak değerlendiriliyor. Bu kayıplar gerçekleştikten sonra markanızın hareket etmesi ve kaybedilen payı geri alması daha zor oluyor, ama rakibi tanıyan ve önceden tahminde bulunan marka kendi payına yapılan saldırıları kolaylıkla savurabiliyor.

Biz Marketing Toys olarak yeni teknoloji ve konseptleri getiren taraf olsak da mutlaka bu farka güvenmeyerek rakiplerimizi de yakından takip ediyoruz. Yapılan etkinlikleri inceleyerek ilerde rekabetimizi zorlayacak etkenleri dikkate alıyoruz. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Zor dönemler markalar için öldürücü dönemlerdir. Özellikle kriz dönemleri için altyapısı sağlam olmayan ve anlık döner sermayelere güvenen markalar hızlı bir çöküş içerisine girebiliyor, ama kriz aynı zamanda birçok marka için de bir fırsata dönüşebilir. Kriz dönemlerinde marka olarak ekonomik alt yapıyı kuvvetli tutarak geri çekilmek yerine ön plana çıkmamız durumunda zor günler sonrası tek ayakta olan marka olma şansına sahip olabilirsiniz. Bu tür dönemleri, rakiplerin doğal olarak elendiği bir süreç olarak kabul edebilirsiniz. Bu büyük bir emek ve yatırım gerektiren bir süreçte olsa kriz dönemlerindeki markaların cesareti mutlaka ödüllendirilecektir.

“Kriz dönemlerinde marka olarak ekonomik alt yapıyı kuvvetli tutarak geri çekilmek yerine ön plana çıkmamız durumunda zor günler sonrası tek ayakta olan marka olma şansına sahip olabilirsiniz” diyen Marketing Toys Şirket Sahibi Koray Özdemir, “Bu tür dönemleri, rakiplerin doğal olarak elendiği bir süreç olarak kabul edebilirsiniz” dedi. 85


GÜNDEM

Sıradanlıktan kurtulun, farkınızı gösterin! “GÜNÜMÜZ REKABET ORTAMINDA AYNI ÜRÜNLERİ FARKLI POZİSYONLARDA KULLANARAK FARKINIZI GÖSTEREMEZSENİZ, SIRADAN FİRMALARDAN OLURSUNUZ” DİYEN OSCAR PARTY CLUB YÖNETİM KURULU BAŞKANI KEREM CAN APAYDIN, “İNOVASYON, ARGE ÇALIŞMALARI İLE KENDİSİNİ GELİŞTİREN FİRMALAR İSE HER ZAMAN BİR ADIM ÖNDE OLUR VE BUNU POTANSİYELE DÖNÜŞTÜRÜR” DEDİ.

86

Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Firmaları rakiplerinden ayıran en önemli unsurlardan biridir farklı olmak… Farklı olan firma, karşı tarafa ayrıcalıklı ve özel hizmetler sunabileceğini gösterir, böylece müşteriyi kendisine çeker. Günümüz rekabet ortamında aynı ürünleri farklı pozisyonlarda kullanarak farkınızı gösteremezseniz, sıradan firmalardan olursunuz. İnovasyon, Ar-Ge çalışmaları ile kendisini geliştiren firmalar ise her zaman bir adım önde olur ve bunu potansiyele dönüştürür. Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? Firmalar net bir şekilde ne iş ile uğraştıklarını, hizmetlerinin neler olduğunu çok net şekilde belirlemeli ve belirtmelidirler. Firmaların uzman olmadıkları konuları uzmanmış gibi açıklamaları zamanla hem kendilerine hem de müşterilerine zarar verir. Bu nedenle, günümüzde doğru bilinirlik gerçekten önemlidir. Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Anadolu esnafı arasında bir tabir vardır; “müşteri velinimetimizdir.” Gerçekten müşteri işletmelerin can damarıdır. Müşteri

olmazsa, neyi üretirseniz üretin sonuç alamazsınız. Müşteriyi iyi tanımak, huyunu, özelliklerini bilmek, istediği malın cinsini iyi bilmek ve önemsemek gerekir. Müşterinin bir kerelik değil, sürekli şekilde alışveriş yapması esastır. Bu nedenle firmalar, müşterinin firmaya bağımlılık sağlaması için müşteri sadakatini her detayı ile uygulamalılar. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Markaların sıkıntılı süreçleri ve krizleri atlatmaları çok önemli stratejileri uygulamalarına bağlıdır. Kimi firmaların kampanyalarla, kimi firmaların üretimlerin sayısını ayarlayarak kimisinin de bütçelerini dengeleyerek krizleri atlatmaları gerekir. Stok ve satış kontrolünün çok önemli olduğu kriz dönemlerinde satın alma ve insan kaynakları ile ilgili her türlü harcama detayına çok dikkat edilmesi gerekir. Kriz veya sonrası her dönem markaların çok iyi korunması ve geleceklerini çok iyi programlaması şart... Prestij, itibar ve kalite markaların en önemli kaleleridir. Bu nedenle firmalar bu konulara kriz dönemlerinde ve sonrasında da dikkat etmeleri gerekir.



GÜNDEM “MÜŞTERİNİN VE MÜŞTERİNİZİN HİTAP ETTİĞİ KESİMİN NE İSTEDİĞİ ÇOK ÖNEMLİDİR. BU NEDENDE MUTLAKA ARAŞTIRMA YAPMALISINIZ” DİYEN TURNAGÖL TİYATROSU FİRMA SAHİBİ CİHAN TURNAGÖL, “GEREKİRSE MARKA SAHİBİNİN NORMAL HAYATINDA NELERDEN HOŞLANDIĞINI VE DÜNYA GÖRÜŞÜNÜ BİLE İYİ ARAŞTIRMALISINIZ. O ZAMAN HEDEFİ ON İKİDEN VURMUŞSUNUZ DEMEKTİR” DEDİ.

Hedefi 12’den vurmak için… Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Farklı olmak kişiye ve markaya manevi anlamda çok şey kaybettirir. Çünkü insanlar tek düze bir eğlence ve hayat şekline alışmışken, siz onlara yeni bir şey sunarsınız, bunu anlatabilmek ve anlaşılabilmek yorucudur. Ancak eğer farklı olup, akılda kalmak istiyorsanız işinizin ustası olmanız gerekir. Sunum yaptığınız kişiden daha fazla konuya ve bilgiye hakim olmalısınız. İşinizde eğer yetenek gerekiyorsa, siz en iyisi olmalısınız. Ön plana çıkmak için çok yönlü düşünüp, işin önce kendi içinize sinmesini sağlamalısınız. Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? İmaj kolay kazanılacak bir yapı değil. İmaj için istikrar ve işinizde bilgi sahibi olmalısınız. İnsan ilişkileri imaj için önemlidir. Kişiler ile bir toplantıda nasıl konuşacağınızı ya da onların neyi istediğini bilmelisiniz. Akılda, yaptığınız işlerin kalitesi ile imaj yaratırsınız. Firma olarak her zaman bir duruşunuz olmalı. Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Eğer müşterilerinizi tanımazsanız, onlarla çalışamazsınız. Çünkü müşterinin ve müşterinizin hitap ettiği kesimin ne istediği çok önemlidir. Bu nedende mutlaka araştırma yapmalısınız. Gerekirse marka sahibinin normal hayatında nelerden hoşlandığını ve dünya görüşünü bile iyi araştırmalısınız. O zaman hedefi on ikiden vurmuşsunuz demektir. Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Doğru rakip analizlerinin oluşturulması için sizce neler yapılmalı, nelere dikkat etmeli? Ben rakiplerimi incelerken neleri yapmadığına bakarım. Genelde sanatçı bakış açımla yaklaştığım için onların önünde olurum. Yapılmamış bir projeyi hayata geçirmek hep ilgi çeker. Müşteri en çok bunu tercih eder. Müşteri nasıl araştırılıyorsa, tüm rakiplerinizi de iyi analiz etmelisiniz. Onların eksikleri size artı olarak döner.

88

Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Ülkenin sıkıntılı süreçlerinin tek sorumlusu siyasilerdir. Onların hatalarını bizler ödüyoruz. Bu süreçte markalar projelerine devam etmeli. İnsanları mutlu edecek, eğlenmelerini sağlayacak proje, ürün ve etkinlikler oluşturmalılar. Eğer eğlence sektörü bir ülkede çökerse, ekonomiye büyük zarar verir. Mutsuz insan üretemez, çalışamaz. Özellikle AVM’ler müşterileri için yenilikçi yapılara özen göstermeli. Renkli ve güzel AVM’ler yapılmalı. Farklı markalara şans tanınmalı. Biz ülke olarak mutlu olmayı hak ediyoruz.


GÜNDEM

“Tercih edilmek istiyorsan farklı olmalısın…” “Alışılmışlara bağlı kalmayı kesinlikle doğru bulmuyorum” açıklamasında bulunan Aşkım Organizasyon Şirket Sahibi Aşkım Bayuk, “Yeniliklere açık olmak, küçük risklerle denemek ve yeni fikirler doğurmak, çalıştığımız firmaları bugüne dek bizlere kazandırdı” dedi.

F

arklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Bulunduğumuz sektörde yeni projeler üretmek, hayal edileni hayata geçirmek ve projeyi beklenenden üstün bir hizmet kalitesi ile sunmak bu işin olmazsa olmazıdır. İçinde yaşadığımız en büyük politikadır aslında, tercih edilmek istiyorsan farklı olmalısın… Farkını fikrinle, yaratıcılığınla ve hizmet kalitenle yaşatmalısın, ama en önemli çizgi farklı olduğunda insanlar seni biraz daha zor kabul eder ve bazılarına kolay gelen alışılmış durumlardır, onlar risk almaz, korkar ve sadece seyirci kalırlar. Fakat bu esnada farklılığı yaratanla, ona inanan işletme gücü birleştiğinde ortaya hem işletme hem de ziyaretçinin memnuniyetini aynı anda sağlandığı bir başarı ortaya çıkar. Alışılmışlara bağlı kalmayı kesinlikle doğru bulmuyorum. Yeniliklere açık olmak, küçük risklerle denemek ve yeni fikirler doğurmak, çalıştığımız firmaları bugüne dek bizlere kazandırdı. Bir şirketi insan hayatı ile kıyaslayıp biyolojik olarak analiz etmeliyiz. Gençken neler üretmez, neler denemez ve neler yapmayız. Fakat yaş ilerlediğinde daha sakin oluruz ve korkarız, bir şirketi de insan gibi her geçen zamanda genç tutmak gerekir ki başarısı ile müşterisine kazandırsın. Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? Bunun için en önemlisi güvendir, bulunduğumuz sektörde yapmış olduğumuz hizmeti müşteriye bir ürün gibi elle tutulabilir bir şekilde sunamıyoruz, çok kaliteli ve eğlenceli bir organizasyonu görsellerle belki de eksik anlatıyoruz, fakat uygulama aşaması bizim için altın değerindedir. En iyi imajınızı, gerçekleştirdiğiniz hizmetin unutulmaz anları ile sağlarsınız.

Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Müşterinizi ne kadar iyi tanırsanız, her geçen gün ona bir o kadar fazla kazandırırsınız. Dünyanın her yerinde farklı bir kültür vardır. Herkes aynı karakter, beklenti ve arzu içerisinde değil. Hizmet sektörü keyiftir, misafirini beklediği eğlenceyle doyurmalı ve yaşatmalısın. Bu yüzden birçok yerde gerek kültür gerek yaşam tarzından kaynaklı farklı talepler bulunur ve siz hizmet ettiğiniz kitleyi tanırsanız, yaptığınız işte karşı tarafın istediğini mutluluk olarak ona hediye etmiş olursunuz. İyi bir gözlemci olursanız, analizle-

riniz doğrultusunda çok kısa sürede müşterinizin beklentilerini hayata geçirirsiniz. Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Doğru rakip analizlerinin oluşturulması için sizce neler yapılmalı, nelere dikkat etmeli? Her firma kendi çizgisini ve kendi işletme politikasını kesinlikle bozmamalı, aslının dışı olmaya çalışmamalıdır. Mağazacılık veya restoran işletmeciliğinde oluyor, fakat biz hizmet satıyoruz, bu yüzden rakip analizini kabul etmiyorum, rakibini analiz edenden korkarım çünkü yaratıcılığı bitmiş ve fikir hırsızlığına başladığını düşünürüm.

89


GÜNDEM

Kurumsallık ve doğru iletişim riske atılacak kavramlar değil… Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Aslında farklı olmak kelimenin kendi içinde taşıdığı anlamdan da anlaşılacağı üzere tek bir kritere bağlı değildir. Kalite, fiyat, yenilik, teknoloji, müşteri ilişkileri, konsept ve daha sayamayacağımız pek çok şey fark yaratır, ama bence asıl fark hepsinden aynı anda en fazla barındırabilmektir. Yani fiyatınızı en ucuz yapmak ya da mağazanızda en pahalı ürünleri satmak ya da sadece güleryüz tek başına yeterli olmaz. Ön plana çıkmak için tümünü sağlamaya çalışmak gerekir, işte o zaman fark yaratırsınız. Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? Hani diyorlar ya “reklamın iyisi kötüsü olmaz”, maalesef belki bazı durumlarda geçerli olsa da bizim için yani hizmet sektöründe çok da geçerli değil. Yanlış bilinmek ve marka imajını zedelemek, 1 yanlış bilineni ancak 5 doğru ile düzeltmek ve açıklamak zorunda olduğunuz bir kabus aslında... Çünkü ürün iadesi yok, zamanı geri veremezsiniz. Mutsuz bir müşteriyi tekrar kazanmak da hiç kolay değil… O sebeple gerek yeniliklerden gerekse markanızdan sürekli bilgiler vermek, haberdar etmek, reklam çalışmaları yapmak bu kapsamda olmazsa olmazlar zaten. Şirketin kapsamı

90

“ŞİRKETİN KAPSAMI VE BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE PROFESYONEL DESTEK ALINMASINDAN YANAYIM” AÇIKLAMASINDA BULUNAN BOWLİNGO ŞİRKET SAHİBİ M. FATİH KEÇEBİR, “KURUMSALLIK VE DOĞRU İLETİŞİM ÇOK DA FAZLA AMATÖRCE YAPILIP, RİSKE ATILABİLECEK KAVRAMLAR DEĞİL” DEDİ.

önemlidir ama hizmet sektörü için bu çok daha majör bir gereksinim. Sonuçta hizmet sektöründe bir fiziki ürün ya da değişimi yapılabilecek, iade edilebilecek bir paket yok. Siz ve müşteri varsınız, bir de sadece müşterinin geçireceği zaman... Müşterinizi ve isteklerini bilmez, tanımaz, standart bir yaklaşımla hizmet verirseniz yavaştan sorunları görmeye başlar, her şey ortaya çıktığında ve müşterilerinizi tanımanız gerektiğinizi anladığınızda çok geç olduğunu farkedersiniz.

ve büyüklüğüne göre ise ciddi anlamda profesyonel destek alınmasından yanayım. Kurumsallık ve doğru iletişim çok da fazla amatörce yapılıp, riske atılabilecek kavramlar değil. Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Doğru, her sektör için müşteriyi tanımak

Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Doğru rakip analizlerinin oluşturulması için sizce neler yapılmalı, nelere dikkat etmeli? Rakibi incelemek aslında en başta sorduğunuz sorunun bir gerekliliği yani farklı olmak, fark yaratmak… Diğerinin nasıl olduğunu bilmeden farklı olma şansınız yok. Rekabet her sektörün vazgeçilmezi, aslına bakarsanız birazda kırbacı diyebiliriz. Rekabetin olmadığı bir yerde istisnalar dışında kalite ve gelişmeden bahsetmek imkansızlaşır. Bunun için müşterileriniz kadar rakiplerinizi tanımak ve takip etmek zorundasınız.

Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Maalesef ülkemiz için bu süreç bir gerçek ve devam etmekte, ancak her şeyi durdurmak, frene basmak ya da panikle küçülmeye çalışmak emin olun çok daha vahim sonuçlar doğurabilir. Biz bu kapsamda elbette adımlarımızı çok daha dikkatli atıyoruz ama hiçbir şekilde yatırımlarımıza ara vermedik ya da dondurmadık. Bu gibi süreçler ferdi olarak atlatılamaz. Hep birlikte olmalı ve aynı gemide olduğumuzu unutmamalıyız. Birbirimize destek olarak, empati kurarak süreci atlamak zorundayız. Bu hem mağaza-müşteri ikilisi için hem de firma-AVM yatırımcısı ikilisi içinde geçerli.



GÜNDEM

“Yakaladığımız başarıda herkesin bir payı var” Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Ops!Playkids, uzun yıllardır eğlence sektöründe farkındalık yaratan ilklerin markasıdır. Gerek marka konseptimiz gerekse sahip olduğumuz hizmet ve kalite anlayışı bizi daima ön plana çıkardı. AVM’lerde kurguladığımız sıradışı birçok konsepti, Türkiye’nin bölge bölge birçok şehrinde belirli bir kurumsal çizgide bir araya getiriyor olmamız aslında Ops!Playkids olarak bu sektörde yapmış olduğumuz en faydalı işlerden biri... Eğlence sektörü Ops!Playkids ile bir kurumsallığa kavuştu diyebiliriz. Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? Ops!Playkids marka yöneticileri olarak, bizim en çok üzerinde durduğumuz konu hedef kitlemiz ile markamız arasındaki doğru ilişki. En başta, bizler markamızın omurgasını, Ops!Playkids denince hedef kitlenin zihninde oluşacak imajı düşünerek oluşturmayı hedefledik; çünkü marka iletişimi ve ziyaretçilerimiz ile Ops!Playkids arasındaki bağ bizler için her zaman çok hassas bir konu oldu. Bugün, yakalamış olduğumuz bu bağ sayesinde tercih edilirlik ve bilinirlik oranımız çok yüksek. Ops!Playkids dediğimizde kimin aklına rengarenk, güvenli ve te-

92

ğim gibi, hedef kitlemizin istekleri ve eleştirileri doğrultusunda marka stratejilerimizi en optimal seviyeye getirip, sektörde lider marka konumumuzu korumak en büyük gayemiz. Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Doğru rakip analizlerinin oluşturulması için sizce neler yapılmalı, nelere dikkat etmeli? Bugün baktığımızda Ops!Playkids, oluşturduğu konsept ile sektör lideridir. Uzun yıllara dayanan tecrübesi, tedarik zinciri, ithalat operasyonu, teknik altyapı desteği ve uzman kadrosu ile yelkenine bu anlamda havayı çoktan doldurdu. Ancak geriye döndüğümüzde ise bunun altında uzun yıllara dayanan bir rekabet, emek ve işgücü yattığını tabii ki göreceksiniz. Başarı ve farkındalık, her zaman rakibini tanıyarak, alternatiflerin artılarını süzerek, sektörünü ve değişen dünya trendini yakından takip ederek sağlanır.

miz eğlence alanları gelmiyor ki? O yüzden önemli olan, marka ile tüketici arasındaki bu bağı ve olumlu imajı yaratmak, korumak… Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Markalar hiçbir zaman kuruldukları tüzel kişilik sayesinde marka haline gelemezler. Ziyaretçiler, markaların gelişimlerine olumlu ya da olumsuz katkıda bulunurlar. Ops!Playkids tedarikçileri, müşterileri, bayileri, çalışanları ile kocaman bir ailedir. Yakalamış olduğumuz başarıda herkesin bir payı var. Bugün, Türkiye’de 20’ye yakın noktada binlerce ziyaretçi yorumları ile bizim gelişimimize katkıda bulunuyor, onlar olmadan Ops!Playkids olamazdı. Her zaman belirtti-

Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Evet, uzun süredir etkisi devam eden özellikle de kurdaki sert hareketlenmelerden kaynaklı ekonomik dalgalanma, perakende dünyasını ciddi anlamda tehdit ediyor. Markaların sabit maliyetlerinde inanılmaz artışlar söz konusu. Her ne kadar bu anlamda belirli yasal düzenlemeler yapılmış olsa da daralan piyasada alım gücü bir hayli azalmış durumda. Perakendecinin de maliyetlerindeki artış, azalan kar marjı endişesiyle zam olarak tekrar tüketiceye dönüyor. Bu durumda kısır bir döngü yaratıyor. Bu süreçte öncelikli olarak yapılabilecek en rasyonel davranış, ülkemizdeki birlik ve beraberliği tekrar sağlayıp ekonomimizi stabil hale getirmek olacaktır.

“Ops!Playkids tedarikçileri, müşterileri, bayileri, çalışanları ile kocaman bir ailedir” diyen Ops!Co Group Yönetim Kurulu Başkanı Koray Dilmaç, “Yakalamış olduğumuz başarıda herkesin bir payı var. Bugün, Türkiye’de 20’ye yakın noktada binlerce ziyaretçi yorumları ile bizim gelişimimize katkıda bulunuyor” dedi.


GÜNDEM

Farklılaşmanın temeli; “yenilik”

Dal Lunapark Genel Müdürü Mustafa Dal, “Bizim için farklılaşmanın temelini ‘yenilik’ oluşturur. Dünya trendlerini kendi üretim anlayışımızla harmanlayarak farklılaşmayı sağlayabilen bir şirket olmayı başarabildik” dedi. aynı zamanda pazarlama inovasyonu da farklılığımızın ve başarımızın önemli bir ayağını oluşturuyor. Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? Dal Lunapark olarak sektörün en uzun soluklu firmalarından biriyiz. Ülkemizde hatta dünya lunapark araçları üretimi dalında varlığımızı ve bilinirliğimizi kanıtlayabildik. Her yıl gittikçe artan yatırım faaliyetlerimiz var.

Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Dünyada rekabetin güçlü ve hızlı ilerlediği bir süreç yaşıyoruz. Bizler, Dal Lunapark olarak, ürünlerimizi, hizmetlerimizi ve üretim modellerimizi sürekli olarak yenilememiz gerektiğine inanıyoruz. Bizim için farklılaşmanın temelini “yenilik” oluşturur. Dünya trendlerini kendi üretim anlayışımızla harmanlayarak farklılaşmayı sağlayabilen bir şirket olmayı başarabildik. Yeniliğin kendi dinamizmi, farklılığı ve beraberinde başarıyı getirir. Ar-Ge gelişim ve yenilik için önemli bir ayaktır, teknoloji tabanlı bir farklılık yaratırken

Bizler yatırım ve üretim faaliyetlerimizin yanı sıra marka değerimize de yatırım yapmayı ihmal etmiyoruz. Bizim için marka yatırımı yapmak kurumsal geleceğe yatırım yapmaktır. Markanız pazarda ne kadar aktifse, ne derece göz önündeyse kitleler nezdinde de etkiniz o derece yüksektir. Şirket olarak marka yatırım faaliyetleriniz ne denli fazla olursa, müşterilerinize görünür olmanız pozitif yönde o derece artar. Bizler “Yaşayan Marka” kavramına inanan bir şirketiz. Bu anlamda ulusal ve uluslararası önemli fuarların hepsinde gerek katılımcı gerekse ziyaretçi olarak mutlaka var oluruz. Diğer yandan, reklam ve PR faaliyetleri bizim için önemli... Bu yönde, ulusal ve uluslararası yayınlarda olmaya özen gösteriyoruz. Şirket olarak kendi alanında ilerleme ve başarı göstermiş PR ve Reklam Danışmanları ile çalışmalar gerçekleştiriyoruz.

Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Yaşanan süreç hepimiz için zorlayıcı bir etki gösteriyor. Ancak bizler, üretimin koşullar ne olursa olsun durmadan devam etmesi gerektiğine inanan bir şirketiz. Yaşanılan bu süreç bizim yatırımlarımıza engel olmadı. Aksine yatırım faaliyetlerimize hız kazandırdık. Şu anda üretim dalında 5 adet yeni makine dizayn ediyor ve işletme olarak Erzurum MNG Mall’ da Anadolu’nun en büyük kapalı tema parkını inşa ediyoruz. Ülkemize inanıyoruz. Bu zorlu süreçleri daha çok çalışıp, daha çok üreterek aşacağımızı düşünüyorum.

Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Müşteriyi iyi tanımak, eksiklerinin ve ihtiyaçlarının neler olduğunu görmenize zemin hazırlar. Bu yöndeki çabanız kendilerine ne kadar değer verdiğinizi gösterir. Müşteri kendini özel ve anlamlı hisseder. Pazarda uzun yıllardır faaliyet gösteriyor olmamız, pazarın ve müşterilerin ihtiyaçlarını hızlı bir şekilde görmek ve ihtiyaçları daha ortaya çıkmadan fark etme başarısını bizlere kazandırdı. Araştırma-geliştirme faaliyetlerimiz sadece zamanın ihtiyaçlarını değil, sonraki yıllarda da oluşacak beklentileri karşılayabilecek düzeyde hareket etmemizi sağlıyor. Bizler kendimize ve müşterilerimize inanarak büyümeyi hedefledik ve bunu başarabildik. Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Doğru rakip analizlerinin oluşturulması için sizce neler yapılmalı, nelere dikkat etmeli? Rakip analizi yapmanın en önemli avantajı, pazardaki elinizi güçlendirmesidir. Böyle bir analiz, sizi her duruma karşı hazırlar. Rakip analizi, yaptığınız diğer tüm faaliyetler gibi yalnızca bir defalık değil, sürekli güncellenmesi gereken bir eylemdir. Bu çalışmalarla, rakiplerimizi tanırız, rakiplerimizin hangi ürünleri bizimkinden farklı bunları biliriz, pazar paylarını ölçümleyebiliriz, geçmişteki başarıları ve hataları görebiliriz, üretim, reklam, pazarlama stratejilerini görebiliriz, rakiplerimizin güçlü ve zayıf yanlarını ölçümleyebiliriz. Bütün bu çalışmalar ve araştırmalar bizim pazardaki gücümüzü ve yerimizi sağlamlaştırır.

93


GÜNDEM Farklı olmanın günümüz ekonomisinde şirketlerin rakiplerinin karşısında güçlü durabilmeleri için olmazsa olmaz koşullardan biri olduğunu belirten Bursapark Fabrika Müdürü Şevket Uzunlar, bu farklılığı yaratabilmenin sanıldığı gibi büyük işler gerçekleştirmek veya büyük harcamalarda bulunmaktan değil, farklı düşünüp farklı işler yapmaktan geçtiğini dile getirdi.

Rekabet taklit ile değil, inovasyonla yapılmalı Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Farklı olmak, rekabetin gittikçe arttığı ve ekonomik şartların her gün biraz daha zorlaştığı günümüz ekonomisinde şirketlerin, rakiplerinin karşısında güçlü durabilmeleri için olmazsa olmaz koşullardan birini ifade ediyor. Bu farklılığı yaratabilmek sanıldığı gibi büyük işler gerçekleştirmek veya büyük harcamalarda bulunmaktan değil, farklı düşünüp, farklı işler yapmaktan geçiyor. Bizler Bursapark olarak her zaman rekabetin taklit ile değil, inovasyon yoluyla yapılması gerektiğine inandık.

Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? Markalaşmak, bilinirliği artırmak için her zaman önemlidir. Ancak marka iletişiminin doğru bir şekilde yapılması markalar adına çok hassas bir konu. Bu durumun tersi olduğunda marka bilindiği halde tercih edilmiyor olabilir. Bursapark markasıyla geçen 10 yılda müşterilerimizin ihtiyaçlarını en iyi şekilde analiz ederek ve en iyi hizmeti vererek onlara doğru marka ile çalıştıklarını her zaman hissettirdik. Bu şekilde müşterilerimizde marka sadakatini oluşturduk.

Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Müşteri gözünde bir farklılık oluşturabilmek ve bağlılık yaratabilmek için öncelikle müşterileri çok iyi tanımak, anlamak gerekir. Müşteri hakkında en ayrıntılı bilgilere sahip olup, herkesin istediği şekilde özel bir pazarlama yapmadığınız sürece rekabette kazanma şansınız giderek azalacaktır. Özellikle bizim gibi proje satan firmaların müşterilerinin ne istediğini çok iyi bilmesi gerekir. Bunu için de satıştan sonra müşteri geri dönüşlerinin çok iyi analiz edilmesi gerekiyor.

94

Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Doğru rakip analizlerinin oluşturulması için sizce neler yapılmalı, nelere dikkat etmeli? Her şirket rakiplerinden bir adım önde olmayı ister, bunun için de rakipler sürekli takip edilir. Rakiplerin güçlü ve zayıf yönlerini iyi analiz ederek bu doğrultuda çalışmalar yapılmalıdır. Bir firmanın büyümesi ve gelişmesi için rekabet her zaman önemlidir. Rakip firmaların verdiği reklamlar, katıldığı fuarlar, yeni ürünleri, pazar payları sürekli takip altında olmalıdır. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Markaların krizleri fırsata çevirmesi gerektiğine inanıyorum. Kriz dönemindeki belirsizlikten dolayı iptal edilen siparişlerimiz oldu. Ancak bizler bu dönemde yılmadan daha çok çalıştık. Hep ‘neler yapabiliriz?’i düşündük. Bu dönemde daha çok yurt dışı reklam çalışmalarına ağırlık vererek yurt dışı satışlara yöneldik.



GÜNDEM “Markaların da tıpkı insanlar gibi karakteristik özellikleri vardır. Dolayısıyla sadece sunulan ürünlerin özellikleri ile değil, hedef kitlenize vermek istediğiniz mesajı da içerisine alan markanıza özel bir iletişim dili geliştirmeniz gerekiyor” açıklamasında bulunan AMEGA Kurumsal İletişim&Pazarlama Müdürü Tuğçe Yaral Mercan, “Bizim AMEGA olarak kendimizi ve markalarımızı ifade ederken tasarladığımız ve kullandığımız iletişim dili, farkımızı ortaya koyan en güçlü yanlarımızdan” dedi. Eğlence endüstrisi başta olmak üzere pek çok sektör için hareket teknolojileri ve simülasyon alanında üst düzey projelendirme, üretim ve mühendislik çözümleri sunan AMEGA, üstün teknolojik kabiliyetini, kurumsal bakış açısı, ilerici vizyonu ve markasına yaptığı yatırım ile ileriye taşıyor. İmalatını kendi gerçekleştirdiği inovatif ürünleri ile şu an 24 ülkede varlığını sürdürürken yatırım ve hedeflerinde de hız kesmiyor. Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Dünyanın hızla küçüldüğü, dijitalleşmenin sınırları kaldırdığı bir çağda yaşıyoruz. Eğer vizyonunuz, hedefleriniz, deneyimleriniz ve elbette becerileriniz buna elveriyorsa, dünya klasmanında boy gösterme şansı yakalıyorsunuz. Ancak bu kolay değil... Dünya üzerinde sizinle aynı işi yapan sayısız şirket ve marka arasından ayırt edilebilmeniz, dolayısıyla farklılaşma-

nız gerekiyor. Farklılaşmanın ön şartı firmanın kendi kimliğini, hedeflerini iyi tanımlaması, sektörü ve müşterisini de iyi tanıması olarak özetlenebilir. Sonraki aşama ise bu yapıyı destekleyen bir strateji belirleyip diğerlerinden nasıl ayrıştığınızı ortaya koymak. “Farklılaşmak” için önce “fark yaratmak” lazım. Pazara sunduğunuz ürünlerin kalitesi ve isim özellikleri elbette çok önemli. Ancak günümüz dünyasında zirveye oynamak için daha fazlasına ihtiyaç var. Hem marka iletişiminiz hem de sunduğunuz hizmetler ile bunu tamamlamanız gerekiyor. Bu sayede ürünleriniz süreç içinde markanızın gücü ile birleşerek daha güçlü bir konuma gelecektir. Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı?

Markaların da tıpkı insanlar gibi karakteristik özellikleri vardır. Bu özellikleri tanımlayıp buna uygun bir kimlik oturtmakla başlıyor her şey. Sadece sunulan ürünlerin özellikleri ile değil, hedef kitlenize vermek istediğiniz mesajı da içerisine alan markanıza özel bir iletişim dili geliştirmek gerekiyor. Bizim AMEGA olarak kendimizi ve markalarımızı ifade ederken tasarladığımız ve kullandığımız iletişim dili, farkımızı ortaya koyan en güçlü yanlarımızdan. Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar?

“Farklılaşmak için,

önce fark yaratmak lazım” 96

Müşterilerin, öncelik ve beklentilerini kavramak için etkileşimde olabileceğiniz tüm iletişim kanallarını açık tutmak gerekiyor. Bu çift yönlü iletişim ışığında izleyeceğiniz müşteri odaklı yaklaşım, müşteri memnuniyetini de beraberinde getirecektir. Sonraki aşama ise müşteri sadakati… Biz AMEGA’da, kurumsal hedeflerimiz gereği müşterilerimizin ihtiyaçlarını gözeterek onların beklentilerine yönelik, yenilikçi çözümler sunmayı esas alıyoruz. Hatta bunun için çok yakında lansmanını yapacağımız mobil uygulama üzerinden çalışan “FunLord” isimli özel bir “müşteri sadakat programı” geliştirdik. Müşteri segmentimizin çok önemli bir parçası olan aile eğlence merkezleri için geliştirdiğimiz bu program, bu merkezlere gelen ziyaretçilerin mekanda daha fazla zaman harcayıp daha aktif olmasını motive ederken, tekrar geri gelmelerini de teşvik ediyor.


GÜNDEM

Kendi yazılımı ile

müzik yayını yapan tek şirket SMG YÖNETİM KURULU BAŞKANI GÜL GÜRER ALİMGİL: “HENÜZ SEKİZ YILLIK BİR ŞİRKET OLMAMIZA RAĞMEN, 8 BİN 500 NOKTADA HİZMET VERİYOR OLMAMIZ, HEDEFLEDİĞİMİZ GİBİ MUTLU MÜŞTERİLER YARATTIĞIMIZIN BİR GÖSTERGESİ” DEDİ. Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? SMG olarak markalara, müziği teknoloji ile birleştiren çözümler sunuyoruz. Sürekli yenilenen ve hızla gelişen bir platformda yer aldığımız için, ‘biz başardık’ diyerek nokta koymamız söz konusu değil ancak kuruluş tarihimiz olan 2009 yılından bu yana sektörü birçok yenilikle tanıştırmış olmamızın, bizi başarılı bir marka yaptığını düşünüyorum. Kapalı devrede yasal müzik yayınını Türkiye’de dijital ortamda gerçekleştiren ilk şirket olma özelliğimizin yanı sıra, kendi yazılımı ile müzik yayını yapan tek şirketiz. Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Bir teknoloji şirketi olduğumuz için dijital çağın gerekliliklerini kuruluş aşamamızdan itibaren yakından takip ediyor ve hayata geçiriyoruz. Günümüzde artık neredeyse hiçbir sektörde dijitalleşme sü-

recini kaçırmış şirketlerin başarısından söz etmek mümkün değilken, bizler için bu konu ekstra önem arz ediyor. Kendi sitemizin tasarımından müşterilere sunduğumuz özel uygulamalara kadar dijitalleşmeyi hayatımızın her noktasında en verimli ve yaratıcı şekilde kullanıyoruz. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Değişen trendlere ayak uydurmak ve hızlı aksiyon almak, firmayı kendi sektöründe öncü yaptığı gibi hizmet verdiği müşterileri de rakipleri içerisinde bir adım öne çıkartıyor. Biz sektörümüzde bu yenilikçi yaklaşımı korumak için kendi yazılımımızı kullanıyoruz. Bunun yanı sıra ana konumuz olan müzikle birlikte anons, reklam, yazılım, ses sistemi ve görüntü hizmetlerimizle markaların tüm ihtiyaçlarını tek bir noktadan çözmelerine yardımcı oluyoruz.

Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Dünya markalarının yeni yeni vermeye başladığı kapalı devrede yasal müzik yayını hizmetini, biz yıllardır depolaçal, music-box gibi sistemlerle müşterilerimizin hayatını kolaylaştırarak ve zenginleştirerek sunuyoruz. Henüz sekiz yıllık bir şirket olmamıza rağmen, 8 bin 500 noktada hizmet veriyor olmamız da, hedeflediğimiz gibi mutlu müşteriler yarattığımızın bir göstergesi. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Her olumsuz gelişmede ‘bekleyip ne olacağını görelim’ denilirse, hiç şüphesiz rakipler karşısında geri kalınır ve müşterilerin gözünde oluşturulan değer de kaybedilir. Yapılması gereken uzun vadeli kararlar alıp, tüm süreçlerin kusursuz bir şekilde yönetilmesini sağlamaktır.

97


GÜNDEM

Krizler dönüm noktası olabilir! “Genel anlamda, her krizin, birbirinden ayrılamayan iki bileşen olarak tehlike ve fırsat içerdiğini düşünürüm” diyen Mimar/ AsOs Mimarlık Kurucusu Aktuğ Sivrioğlu, “Ben sıkıntılı süreçlerin ve krizlerin aslında dönüm noktası olabileceğine ve zayıf olan noktaları güçlendirerek çıkma olasılığı taşıdığına inanmayı tercih ediyorum” dedi.

98

“Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Başarılı marka olmanın kuralları, doğru hedef kitleye odaklanmak, kullanıcı gereksinimlerine uygun ürün ortaya çıkartmak ve tasarımdan satış sonrası hizmetlere kadar uzanan süreçte toptan kaliteyi gözetmek demektir. Hatırda kalabilmek ve sadakat, bizim için başarı unsurudur. Bana göre, kullanıcı ile samimi ve dürüst bir ilişki kuran, müşteri memnuniyetine odaklı bir marka; benzer rakipleri arasından farklılaşmayı, bir sonraki işte akla gelmeyi ve marka sadakatini sağlamayı başarabilir. Mimari olarak da başarılı bir marka yaratmanın formülü bundan farklı değil. Ortaya koyduğunuz projeler işveren ve kullanıcı memnuniyeti gözetilerek tasarlanıp inşa edildiğinde “başarmış” olmaya çok yakınsınızdır. Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişiyor, akıllı telefon kullanıcıları, internete bağlı kişi sayısı hızla artıyor. Teknolojiye olan yatkınlıkları ile bilinen Y kuşağı artık iş hayatında yerini almaya başladı. Markaların tüketicilerle kurduğu bağı, tüketicilerinin değişmesine paralel bir şekilde geliştirmesi gerekir. Dolayısıyla her marka, dijital dünyada kendi kimliğine uygun doğru mecrayı seçmeli ve yine müşteriyi odağa koymalı. Bu kapsamda net ve anlaşılır bir dijital stratejiye sahip olmak ve bütünsel ve interaktif bir süreç yönetimi, dijital dünyada var olmanın en önemli koşulu bence. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Sürekli değişmek herhangi bir marka adına pek iyi bir strateji olmasa gerek. Sabit değerlerinizin olması ve çağın koşullarına göre bunlarda bazı değişiklikler yaratmanız ve inovasyon marka stratejisi için daha uzun soluklu bir yol çizer. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Müşteriyi anlamak, süreci doğru planlayıp yönetmek ve kali-

te… Örneğin, biz öncelikle işverenlerin olmazsa olmazlarını ve beklentilerini çok iyi analiz ediyoruz. Projelerimizi, yatırımcı için kritik olan maliyet/performans dengelerini koruyarak taahhüt ettiğimiz program dilimlerinde teslim etmeye dikkat ediyoruz. Bu teslimlerin devamında bina hizmete açılana dek yatırımcının yanında hizmet vermeye bilhassa önem veriyoruz. Dolayısıyla tüm süreçte yapı verimliliğinin sağlanmasını, maliyet-gelir dengesini, yatırımcı-işveren- kullanıcı memnuniyetini gözetiyoruz. Sonuç da her iki taraf için fazlasıyla tatmin edici oluyor. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Genel anlamda, her krizin, birbirinden ayrılamayan iki bileşen olarak tehlike ve fırsat içerdiğini düşünürüm. Ben sıkıntılı süreçlerin ve krizlerin aslında dönüm noktası olabileceğine ve zayıf olan noktaları güçlendirerek çıkma olasılığı taşıdığına inanmayı tercih ediyorum. Verimli üretim ve hızlı iletişim odaklı günümüz dünyasında kaçınamayacağınız ve sizi de etkileyen küresel veya ulusal krizler bir anlamda durup düşünmek, enerji toplamak ve yenilenmek için mola anları gibi düşünülmeli.



GÜNDEM

“Kriz zamanlarında büyümeye devam ettik” “Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Öncelikle, “başardık” dememek birinci kural olmalı. KNS olarak, devamlı öğrenmeye açık oluşumuz ve bu konuda mütevazi duruşumuz bize çok şey kazandırdı. Başarının kesinlikle tesadüf olmadığını düşünüyorum. Başarılı bir marka olmak için öncelikle birbirine güvenen, herkesin aynı hedef için koştuğuna emin olduğunuz bir ekibiniz olmalı. Uzun soluklu stratejik planlamalar yaparken, bir yandan da değişime de hızlıca ayak uydurabiliyor olmalısınız. Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Dijital dünyada olmak önemli ama işinize ve hedef kitlenize uygun dijital platformlarda bulunmanız gerekir. İster sosyal medya olsun isterse dijital teknolojik araçlar olsun, önce hedef kitlenizi netleştirmeniz gerekir ve ancak bunun akabinde hangi platformların size fayda sağlayacağına karar verebilirsiniz. Dijital dünyaya girmiş olmak için girilmemeli. Adımınızı sağlam basıp, uzun soluklu planlar yapmalısınız. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Değişen trendlere ayak uydurmak bir seçim değil, başlı başına bir strateji olmalı. Özellikle içinde bulunduğumuz bu dönemde, değişimlere ayak uyduramamak bir firmanın sonu olabilir. Yeniliklere açık olmak ve bu yeniliklere hızlıca entegre olmak her zaman fark yaratmanızı sağlayacaktır.

Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Son zamanlarda bir yurt dışı projemiz için hazırlanan vaka çalışmasında (Case Study) müşterimizin bizim hakkımızda söylediği paylaşım bizi çok mutlu etti. Neden KNS’yi seçtiniz sorusu üzerine “They work to make you happy” yani sizi mutlu etmek için çalışıyorlar cevabını verdiler. Bu cümle, kulağa ne kadar kolay gelse de arkasında büyük bir emeği açıklıyor. Empati kurup, samimiyetle müşterilerimize yaklaştığımız zaman mutlu olmaları otomatik olarak gelişiyor. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Ekonomik ya da politik, sıkıntılı süreçler her zaman oldu ve olmaya da devam edecek. Yaptığınız işe tüm gücünüzle konsantre olmak ve etrafı gerektiği kadar umursamak gerekir. Kriz zamanları fırsatları da beraberinde getirir. Biz bu sürece hep bu pencereden bakmayı tercih ettik ve bu şekilde kriz zamanlarında büyümeye devam ettik.

“Kriz zamanları fırsatları da beraberinde getirir” açıklamasında bulunan KNS Bilişim Yönetici Ortağı Kürşad Arman, “Biz bu sürece hep bu pencereden bakmayı tercih ettik ve bu şekilde kriz zamanlarında büyümeye devam ettik” dedi.

100


GÜNDEM

ZAMANI İYİ KULLANAN FİRMA BİR ADIM ÖNDE… Farklı olmanın ve ön plana çıkmanın insan odaklı sektörlerde sunulan hizmetin yarattığı memnuniyetle doğru orantılı olduğunu dile getiren Bata Tesis Yönetimi ve Güvenlik Genel Müdürü M. Timuçin Altıer, zamanı iyi kullanan firmaların müşteri memnuniyeti yaratarak bir adım öne geçtiklerini, dolayısıyla kendilerine farklılık kattıklarını belirtti. Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Yaşadığımız dünyada artık ‘zaman yönetimi’ en önemli konu haline geldi. Çünkü zamanlamadaki en küçük kayıplar büyük sorunlara sebebiyet veriyor. Bu yüzden günümüzdeki rakip firmaların çoğu ağır bir yapı içinde çalışmakta ve müşteriye zaman kaybettirmektedir, böylelikle zamanı iyi kullanan bir firma müşterisini memnun ederek zaten bir adım önde olup, kendisine farklılık katmaktadır. Farklı olmak ve ön plana çıkmak insan odaklı sektörlerde, sunulan hizmetin yarattığı memnuniyet ile doğru orantılıdır. Temel değeri en başta insan olan Bata Group, bu politikayı benimseyerek her zaman ön planda olma yolunda ilerliyor. Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? Doğru bilinirliğe sahip olmak ve kendimizi karşı tarafa iyi anlatabilmek için marka imajını reklam, fuar ve pazarlama gibi durumlarla desteklememiz gerekiyor. Sektöre kendimizi doğru bir şekilde enjekte etmeli ve doğru müşteri portföyünü yakalayarak iletişim kurmalıyız. Ayrıca şirketin verdiği hizmetin tam anlamıyla müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarına uygun olması marka iletişimi ve imajı için gereklidir. Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Bata Group, öncelikle müşteri fizibilitesi yaparak hem nasıl bir yol takip edeceğini saptıyor hem de müşterinin kaynaklarını, yönetim anlayışını, hiyerarşisini çözerek sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik durumunu belirliyor. Tabii ki en önemli etkenlerden birisi de ikili ilişkilerin doğru ve zamanında işi etkileyecek şekilde kurulması, devamlı doğru kişilerle, doğru kontaklarda bulunulmasıdır.

Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Doğru rakip analizlerinin oluşturulması için sizce neler yapılmalı, nelere dikkat etmeli? Bata Group sektördeki rakiplerini sürekli olarak basın, gazete, dergi, yapmış olduğu projeler ve web tabanlı mecralar vasıtasıyla takip eden bir firma… Firmaların kullandıkları personel kılık kıyafetleri ve elektronik alet-edevatları, yurt dışı ve yurt içinde yapmış oldukları işleri mercek altına alarak, karşılaştırma imkanı buluyoruz. Böylelikle doğru rakip analizlerini yaparak, şirket olarak sektörde nasıl bir yerimizin olduğu, eksilerimizin ve tabii ki artılarımızın neler olduğunu tespit ederek ona göre adımlar atıyor, varsa eksiklerimizi gidermeye çalışıyoruz. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Ülkemiz 2016 yılını oldukça zor şartlarda geçirdi, özellikle hizmet sektörü çok büyük sekteye uğradı. Bata Group olarak, negatif bir şekilde önümüze çıkan durumları pozitif duruma getirmek için pazar koşullarını takip edip kabul edilebilir fiyat politikaları uygulamamız gerektiğinin, güvenlik ve hizmetin birer lüks değil ihtiyaç olduğunun ve insan hayatına verilen değeri ön planda tutarak

hareket edilmesi gerektiğinin farkındaydık. Bu farkındalıkla da çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Ayrıca hedeflenen kaliteden ödün vermeden, merkez giderlerini minimuma çekip ve tabii ki yapmış olduğumuz projelerde de bunu uygulayıp, müşteri memnuniyetini sağlayarak, mevcut projeleri elimizde tutarak ve yeni projeler üreterek bu tür süreçlerin altından kalktık. Bata Group insan odaklı şirket politikası, sorumluluklarının bilincindeki yapısı ve değerlerini temsil eden personeli ile müşterilerine özgüvenle şunu söyler; ‘yaşam alanlarınız bize emanet…’

101


GÜNDEM

Müşteriniz sizi nasıl görüyor? “Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Aranan marka olduğunuz an “biz başardık” diyebilirsiniz. Müşterinin başka markalardan dönüp sizi tercih etmesi ve mevcut sözleşmesini yenilemesi başarıdır. Bizim için başarılı olmanın altın kurallarının başında dürüstlük ve şeffaflık gelir. Bunun yanında güvenilir olmak, sağlam bir imaj vermek, istikrar, takım ruhu ve sosyal sorumluluk başarının vazgeçilmezleridir. Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada "ben de varım" demek adına neler yapılmalı? Yaşadığımız devirde profesyonel veya özel hayat artık dijital ortama taşındı. Dijitalleşmeyen, teknolojik üstünlükler edinmeyen markaların bundan çok kısa bir süre sonra yok olacağına ya da el değiştireceğine inanıyoruz. Dijitalleşmek markaların cirolarında da hızlı ve olumlu sonuçlar ortaya çıkarabiliyor. Dijital marka olmak için öncelikle klasik pazarlama modellerinden sıyrılıp bugünün sosyolojik gerçeklerini anlamak, online eylemler alarak markanın proaktif olmasını ve değer kazanarak fark yaratmaya başlamasını sağlamak lazım. Bugünün ticaret dünyası deneyim ve kullanıcı referansına dayalı. Sizin kendinizi nasıl gördüğünüz değil, müşterinin sizi nasıl gördüğü önemli… Müşterinin dokunduğu dijital ve gerçek ortamlarda müşteriye yakın olmak gerekiyor. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Değişen trendlere ayak uydurmak, yenilenerek müşteriye fayda getirecek seçenekler sağlamak önemlidir. Değişim süresince bilinmesi ve anlaşılması

102

gereken en önemli konu toplum yapısında ve iletişim süreçlerinde ortaya çıkan değişimleri iyi analiz etmek ve bu değişimlere karşı markayı adaptasyon sürecine dahil etmek. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? İnsanlar genelde ne dediğinizi veya ne yaptığınızı hatırlamazlar, ancak onları nasıl hissettirdiğinizi kesinlikle hatırlarlar. “Güven” 21. yüzyılın en güçlü para birimidir. Müşteri kendisini özel hissetmeli, sizin diğerlerinden farklı olduğunuzu kavrayarak, artılarınızı hissetmelidir.

“BUGÜNÜN TİCARET DÜNYASI DENEYİM VE KULLANICI REFERANSINA DAYALI” DİYEN VIAVIS GENEL MÜDÜRÜ UFUK BORALI, “SİZİN KENDİNİZİ NASIL GÖRDÜĞÜNÜZ DEĞİL, MÜŞTERİNİN SİZİ NASIL GÖRDÜĞÜ ÖNEMLİ… MÜŞTERİNİN DOKUNDUĞU DİJİTAL VE GERÇEK ORTAMLARDA MÜŞTERİYE YAKIN OLMAK GEREKİYOR” DEDİ.

Satın alma kararı çoğunlukla psikolojik ve duygusal bir karardır. Müşterinin satın alırken markanızdan çok kendisini iyi hissetmesini sağlamak, vermiş olduğu kararın iyi ve doğru karar olduğunu hissetmesi önemlidir. Bu da yaratılan güvenle sağlanır. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Sıkıntılı günlerde moraller düşebilir, ancak müşteri ile iletişim devam etmeli. Markalar müşterinin kendini iyi hissedeceği deneyimler tasarlamalı, inovasyon ve Ar-Ge'lere devam ederek müşterinin özel ürünlere odaklanmasını sağlamalıdır. Personel giderleri de önemli. Biz mağazalara giren kişilerin sayısını mağazalara veriyoruz. Buradan mağazalar, mağaza ziyaretçi sayısına bakarak personel çizelgesini ziyaretçi yoğunluğuna göre yeniden planlayabiliyorlar. Böylece tenha saatlerde daha az personel, yoğun saatlerde daha fazla personel çalıştırarak maliyet kontrolünü ellerinde bulundurabiliyorlar.



GÜNDEM “Farklılaşmak, firmaya içinde bulunduğu iş piyasasında rakipleri karşısında güçlü durabilmeyi ve diğer firmaların da size olan inancını da yükseltir” diyen MaproWorld İş Geliştirme Sorumlusu Ayfer Garip, aynı zamanda firmaların farklılaşma ile daha çok müşteri kazanacağını dile getirdi.

Farklı olmak ne kazandırır?

Farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Farklı olmamak, daha doğrusu ürünler, sunulan hizmet, vs. gibi unsurların taklit edilmesi ve giderek birbirine benzemesi müşteri sadakatini azaltır ve fiyatları düşürür. Bu da karlılığı büyük ölçüde ortadan kaldıran ciddi bir sorundur. Farklılaşmak ise; firmaya içinde bulunduğu iş piyasasında rakipleri karşısında güçlü durabilmeyi ve diğer firmaların da size olan inancını da yükseltir. Tasarımda, sunulan hizmet şeklinde fark yaratmak, yenilikleri takip edip bunları hızlı bir şekilde uygulamak firmanın kapasitesini artıracak ve ön planda olmasını sağlayacaktır. Farklılaşmak, firmanın daha çok müşteri kazanmasına ve daha çok fiyat yükseltebileceği anlamına gelir.

Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? Doğru marka iletişimi ve imaj için marka tescille koruma altına alınmalı ve kalıcı bir değer yaratılmalı... Doğru marka iletişimi tanıtım ile sağlanır. Birçok firma tanıtım çalışmaları yapar, ama marka olamamıştır. Marka, tüketicinin zihninde bir kelimeye sahip olmaya çalışmalıdır. Kelimeye sahip olduktan sonra, rakibin o kelimeyi o markadan söküp atması imkansız... Önemli olan ticari başarıyı yakalamak, verimlilik ve toplam kaliteyi sağlamaktır. Müşterinin bir ürünü satın alabilmesi için, o ürünün farkında olması gerekir. Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Müşterinin ne istediğini bildiğiniz, rakibinin henüz yapmadığını yapmaya başladığınız anda farklılaşma başlar. Müşterinin istediklerini, müşterinin gözünden bir bakış açısıyla yaklaşmak gerekiyor. Bunun için müşteri ile birebir temasa geçilmeli, kimlik ve iletişim bilgileri alınmalı ve tüm bunların bir veri tabanında toplanması gerekir. Müşteri memnuniyet ve şikayetlerinin alınıp değerlendirilmesi, sürekli müşteri sadakatinin sağlanabilmesi için önemli kriterlerdendir. Satın alma ve karar süreci her ürün veya hizmet için aynı olmayacağı gibi, müşteriden müşteriye de değişkenlik gösterir. Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Doğru rakip analizlerinin oluşturulması için sizce neler yapılmalı, nelere dikkat etmeli? Firmalar pazara girmeden önce ürün veya hizmetin geliştirilme yolunun belirlenmesi, pazara girdikten sonra ise rakiplerinizin herhangi yeni bir durum karşısında yapacakları eylemleri tahmin etmemize yarar. Rakip analizi yapmak pazarda elimizi güçlendirir ve her duruma karşı hazır olmamızı sağlar. Doğru rakip analizlerin yapılması için rakiplerin müşteri gözüyle incelenmesi, güçlü ve zayıf yanlarının çıkartılması gerekir. Örneğin; toplumsal bir değişimde rakip nasıl ayakta durur? Bu değişim onlar veya sizin için bir fırsat mı yoksa tehdit mi oluşturuyor? gibi soruların yanıtlarını elde etmiş olursunuz.

Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Markalar hızlı hareket etmeli, gelişmeleri yakından izlemeli, müşteri memnuniyetini ön planda tutmalı, ürünlerin gerçek değerini fiyatlara yansıtmalı ve nakit akışına önem vermelidirler. Ürün geliştirmek ve var olan ürünleri nasıl daha verimli hale getirebiliriz üzerinde çalışmalıdırlar.

104


GÜNDEM

BAŞARIYA MUTSUZ BİR EKİPLE

ERİŞEMEZSİNİZ! “Sadakat sistemleri odağımızda uluslararası bir marka olma yolunda emin adımlar ile yürürken ekibimizin de dengeli ve tatminkar bir hayat sürebilmesi başarı tanımımızın bir parçası” diyen OmegaBigdata İş Geliştirme DirektörüYönetici Ortağı Vehbi Çelme, “Bu tür bir başarıya mutsuz, gelişim motivasyonu olmayan bir ekip ile erişilemeyeceğinin bilincindeyiz” dedi. “Biz başardık” demenin ve başarılı marka olmanın kuralları sizce nelerdir? Bir vizyon toplantımızda, alanında ülkemizdeki en yetkin profesyonellerden olan CTO’muz Cihan Yakar, “Üzerinde güneş batmayan çözümler” ile başlayan bir cümle kurmuştu. Sadakat sistemleri odağımızda uluslararası bir marka olma yolunda emin adımlar ile yürürken ekibimizin de dengeli ve tatminkar bir hayat sürebilmesi başarı tanımımızın bir parçası. Bu tür bir başarının mutsuz, gelişim motivasyonu olmayan bir ekip ile erişilemeyeceğinin bilincindeyiz.

se de (PR gücü, prestij, gösteriş) hızla rafa kaldırılmakta ve kaynak kayıplarına neden olmaktadır. Dolayısıyla dijital dünyada “ben de varım” demek adına her marka öncelikle kendi gerçek acılarını tanımlar ve geliştirdiği çözümler ile kaynak uyumluluğunu (iş gücü, finans, fiziksel şartlar, kurum kültürü vb.) planlarsa sorun kalmayacaktır. Sürekli değişen trendlere ayak uydurmak firmaya ne katar? Yenilikçi marka olmak adına ne gibi stratejiler izleniyor? Doğru eğilimlere ancak doğru zamanda ayak uydurabilmenin sürdürülebilir katma değer getirebileceğine inanıyoruz. Ünlü araştırma şirketi Gartner’ın her yıl yayınladığı teknolojiler için Abartılı Reklam Eğrisi (Hype Cycle) bazı teknolojilerin abartılı olarak konuşulduğu fakat gerçek faydayı nasıl ürettiğinin anlaşılamadığı, zirvedeki balon noktalarına atıfta bulunur. Öte yandan eğrinin devamında zamanla bu tek-

nolojiler düşüşe geçer ve gerçek sorunlara çözüm ürettiği noktada gerçek değerini bulmaya başlar. Yenilikçi marka olmak adına izlenebilecek en doğru stratejinin yine gerçek acılara çözüm üretebilen ve yeterince teknoloji içeren çözümler ile ilerlemek olduğuna inanıyoruz. Mutlu müşteriler yaratmanın sırrı nedir? Hem akıllı, hem güzel hem de çekici çözümler ile mutlu müşteriler yaratabileceğimize inanıyoruz. Mutluluğun sürekliliği için ise bu ilişkinin; mevcut kaynaklar ve doğru iletişim ile sürekli ihtiyaçların giderilmesi neticesinde elde edilecek katma değerlerden beslenmesi gerektiğini savunuyoruz. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Değerli zamanını ayırıp Teknoloji Girişimciliği Yüksek Lisansı dersimize katılan Hüsnü Özyeğin, 2002 krizinden Finansbank’ın çıkışında; ekibin motivasyonunu yüksek tutmak adına üniversite yıllarında aldığı tiyatro eğitiminin çok faydalı olduğunu belirtmişti. Markaların net ve ölçümlenebilir hedeflere tüm ekip ve paydaşlar olarak motive şekilde ilerleyebilmesinin katkısına çok inanıyoruz. Bu yüzden AVM ve mağaza yönetimlerinin birbirlerine sağladıkları katma değeri ölçümleyerek, çözüm odaklı iletişim kurmalarının sektör için önemine işaret etmeye çabalıyoruz.

Markalar için dijitalleşme neden önemlidir? Dijital dünyada “ben de varım” demek adına neler yapılmalı? Teknolojinin, çözüm getiriyorsa anlamlı olduğuna inanıyoruz. Gerçek bir acıyı çözmeyen teknoloji anlık faydalar getir-

105


GÜNDEM

106


GÜNDEM

107


GÜNDEM

Müşteri merkezli bir marka

olmak lazım!

Ticari faaliyetlerin müşteri odaklı olması gerektiğini ve firmaların sadece kazanca dayalı bir amaç güttüğünde yarınlarının muallakta kaldığını dile getiren Fantom Professional Ürün Müdürü Serdar Suna, “Bu yüzden müşterilerini iyi tanıma noktasında; mevcut durumu sorgulayan bir marka, kısa vadede olmayabilir ancak uzun vadede çok iyi yerlere gelecektir” dedi.

Sizce farklı olmak firmaya ne kazandırır? Farklı olmak ve ön plana çıkmak ne gerektirir? Farklı olmak firmaya çok şey kazandırabileceği gibi, çok şeyler de alıp götürebilir. Farklı olmak ve ön plana çıkmak derken klişe bir tabir olarak fark yaratmak üzerinden düşünülebilir. Mesela sektör ayrımı yapmaksızın bulunduğunuz mecrada ne kadar yenilikçi ve yararlı bir meta ortaya çıkarırsanız, o ölçüde farklı olmakla beraber ön plana çıkabilirsiniz. Bu yüzden yerinde saymak yerine ihtiyaçlar doğrultusunda en verimli olacak şekilde vizyonunuzu üst düzey tuttuğunuzda zaten bulunduğunuz noktada hep farklı olarak göz önünde olacaksınızdır. Önemli olan bilinirlik değil, doğru bilinirliktir. Bu anlamda doğru marka iletişimi ve imaj için neler yapılmalı? Kesinlikle doğru bir yaklaşım… ‘Reklamın iyisi kötüsü olmaz’ deyimi her zaman geçerli değil. Piyasada markanız kötü bir algı oluşturmuş ise bunu ortadan kaldırmak gerçekten zor bir sorundur. Bu yüzden satılan mal veya hizmet üzerinden konuşacak olursak, pazarlama faaliyetlerinizin yanında ayrıca satış sonrası geri dönüşlerinizin de üst düzey olması gerekir. Ayrıca müşteri ihtiyaçlarının en optimum zaman ve koşulda karşılanması, firmaları bilinirlik noktasında çok iyi yerlere getireceği kanaatindeyim. Başarılı markaların en belirgin özelliklerinin müşterilerini iyi tanımaları olduğunu dile getirirler. Peki, neden müşteriler iyi tanınmalı? Müşterisini iyi tanımak isteyen marka neler yapar? Yukarıda da bu konuya değindim. Sonuçta sizin ticari faaliyetleriniz müşteri odaklı olmalıdır. Sadece kazanca dayalı bir amaç güderseniz günü kurtarmış olursunuz, ancak yarınlar muallakta kalır. Bu yüzden müşterilerini iyi tanıma noktasında; “Acaba müşterilerimin ihtiyaçları neler? Daha verimli ürünlerimizden nasıl faydalanabilirler veya sattığımız ürün konusunda müşterilerimiz gerçekten bizim markamızdan memnun mudur?” gibi soruları akla getiren ve mevcut durumu sorgulayan bir marka, kısa vadede olmayabilir ancak uzun vadede çok iyi yerlere gelecektir.

108

Her firma yer aldığı sektördeki rakiplerini mutlaka inceler ve analiz eder. Peki, rakip analizlerinin yapılması firmaya ne katıyor? Firmalar neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor? Firmaların diğer aktörleri tanıması kıyaslama açısından önemli bir kırılma noktasıdır. Çünkü rakipleri tanırsanız piyasanın analizini yapmış olursunuz ve bu direkt olarak sizin piyasa performansınızı sınamanız demek oluyor ki, böylece daha fazla ne yapılabileceği de bu şekilde öngörülebiliyor. Malum ülkemiz oldukça sıkıntılı süreçlerden geçti, hala bu süreçlerin etkisi de devam ediyor. Peki, markalar bu süreçleri en az hasarla nasıl atlatabilir? Yapılması gerekenler neler? Ülkemizin bulunduğu konjonktür gereği bu tür dalgalanmalar olacaktır. Bunlar geçici durumlar olmakla beraber, her sürecin sancılı anları olabilir. Önemli olan herkesin bu ülkeye ve devletine güveninin sarsılmadan destek vermesidir. Markalar noktasında bu destek tamamen faaliyetlere devam etmektir. Ayrıca 21. yüzyılın mottosu haline gelen inovasyon her daim markaların en öncelikli işletme kültürü olmalı... Böylece hem bulunduğunuz piyasaya hem de genel bütün piyasalara pozitif yönde bir ivme kazandırmış olursunuz. Bu yüzden Ar-Ge faaliyetlerinin durum ne olursa olsun devam etmesinden yana bir duruşu tercih ediyorum.



MALL REPORT EKİBİNİ YAKINDAN TANIYALIM

Yıl 2008, aylardan ise Kasım… AVM ve perakende sektörünün en önemli iletişim mecralarından Mall Report’un doğum günü… Alışveriş merkezleri, perakende sektörü ve çözüm ortaklarını buluşturmayı hedefleyerek yola çıkan ve bugün koymuş olduğu hedefi tam anlamıyla yerine getiren Mall Report, bu ay 100. sayısını kutluyor! Dile kolay, tam 100 sayı…100 aydır Mall Report, Türkiye’nin sektörel yayıncılık sahnesinde. Yayıncılıkta yola çıkmak ve ilk 100 sayıyı okur ile buluşturmak, cesaret ister, emek ister, çaba ister, güç ister, her şeyden önemlisi de kararlılık ister. Bu kararlılığı AVM ve perakende sektöründe hayata geçirdiği başarılı işlerle ortaya koyan Mall Report, yayıncılıktaki ilk 100 metrelik yarışını tamamladı.

MALL REPORT 100


METİN TAHNAL:

FİSUN DİLEK:

İki kız babası ve Karasu sevdalısı Metin Tahnal, Mall Report’un 2008 yılında temellerini atarak, AVM ve perakende sektöründeki önemli bir açığı kapatmış bir isim. Cömertliğiyle dikkat çeken Tahnal, her patron gibi mükemmelliyetçi bir yapıya sahip. En az 3 plan (A, B ve C planı) yapmadan rahat edemeyen Tahnal, pazarlama konusunda da uzmanlaşmış bir yönetici. Adeta pazarlama ruhuna işlemiş denilebilir. Aynı zamanda gayrimenkul sektörüne de adım atan Tahnal, bu aralar Sakarya’da bu işlere yoğunlaşmış durumda.

Mall Report’un AVM ve yatırım bölümleriyle ilgilenen Fisun Dilek, aynı zamanda Reklam Müdürü olarak dergide görevini sürdürüyor. Mall Report’un sektöre ilk adım attığı dönemlerden bu yana tüm desteğiyle dergide yer alan Dilek’in, her konuya hakim olma gibi bir özelliği var. Sabırlı bir kişiliğe sahip olan Dilek, sabrı taşınca bulunduğu yerde fırtına da estirmiyor değil. Ekibini iyi organize eden ve onları her koşulda korumaya çalışan Dilek, çoğu kişinin Mall Report ekibinde olması için bir sebep aslında… Zamanlama konusunda sıkıntıları olan Dilek, Müdür egosunu bir tarafa koymuş nadir insanlardan biridir. Zarif, estetik, kibar, adaletli, yaratıcı, yol gösterici, yardımsever, uzlaşmacı, iyi niyetli, paylaşımcı… gibi pek çok kelime sayılabilir Fisun Dilek’i tanımlamak için aslında, ancak en kısa tanımla ekibinin göz bebeği diyebiliriz…

TURGUT TAHNAL: Mall Report’un ikinci patronu Turgut Tahnal, her şeyden önce biri kız diğeri ise erkek iki çocuk sahibi bir baba. Yeniliğe açık ve iyimser yapısıyla ön plana çıkan Tahnal, satış konusunda uzmanlaşmış bir isim. Çalışanlarına bir patron gibi değil, arkadaş olarak yaklaşan Tahnal, çalışkan ve çözüm odaklı olmakla beraber, aynı zamanda güvenilirdir de… Şirkette gerçekleşecek kutlamalar noktasında ilk akla gelen isim olan Tahnal, çalışanlarını motive etme özelliğine sahip.

SEMİHA KALE: Ofisimizin mali işleriyle haşır neşir olan Semiha Kale için kısaca fatura delisi diyebiliriz. Doğum günü organizasyonlarının mali kaynağı olan Kale, aynı zamanda sıkı bir Beşiktaşlı… Yüksek enerjisi ve pozitifliğiyle Kale, ofisimizin adeta neşesi…

MALL REPORT 100


BAŞAK TANRIVERDİ: Mall Report’un Speedy Gonzales’i, yenilikçi ve pratik editörü… Derginin her cümlesinde büyük emeği olan Başak Tanrıverdi en yoğun sayıların ve zorlu mesailerin altından başarıyla çıkan bir isim. Hızlı ve pratik olduğu kadar neşeli ve esprili yapısıyla da dikkat çeken Tanrıverdi bulunduğu ortamın pozitif enerjisini anında yükseltiyor. Sadece içerik anlamında değil yeri geldiğinde pazarlama konusunda da reklam ekibine desteğini esirgemeyen Tanrıverdi egosuz, gerçek ve samimi kişiliğiyle kalpleri kazanıyor ama yeri geldiğinde sivri dilini de kimseden esirgemiyor. Bunların yanı sıra ofise gelinlik dahil pek çok kıyafet alışverişini de getirten Başak Tanrıverdi’nin bu kadar kıyafeti nereye sığdırdığıysa tam bir merak konusu. Taklitleri ve çizim yeteneğiyle ofisteki kahkahalarda büyük payı olan Başak’ın zayıf bağışıklık sistemini bir an önce güçlendirmesini ve yüksek lisans tezini bir an önce tamamlamasını diliyoruz.

CİHAN ALBAY: Stajyer olarak Mall Report’ta iş hayatına başlayan Cihan Albay, şu an derginin Görsel Yönetmen koltuğunda oturan bir arkadaşımız. Azimle çalışarak hedefe ulaşmanın güzel örneklerinden Albay; fedakar, yardımsever, esprili, sabırlı, adaletli ve sorumluluk sahibi yapısıyla ekibin gönlünde yer edindi. Ekibin tek erkek çalışanı olan Albay, her daim yüksek motivasyonuyla dergi cirosuna da katkı sağlıyor. Öngörü yeteneği oldukça yüksek olan Albay, ekibin en hoş sohbetli karakteri olarak tanımlansa da, atarlı tarafı da yok değil… Sır tutma konusunda sonsuz güveneceğiniz Albay, ilginç kombinleriyle de oldukça dikkat çekiyor. Sayfa tasarımlarında kırmızı renkten vazgeçiremediğimiz Albay’ın bir konu hakkında betimle yapma özelliği ise takdire şayan. Candan Erçetin dinlemeden mesai yapmayan Albay, Mall Report’u farklı bakış açısıyla bugünlere getiren önemli kişilerden…

NURBANU ÇELEBİ: Mall Report’un güzel sayfa tasarımlarında en önemli paya sahip olan isimdir Nurbanu Çelebi... Ekibin en genç üyesi olan Çelebi, oldukça duygusal ve hassas bir karaktere sahip… Hayır demeyi sevmeyen arkadaşımız için tatlı ve karbonhidrat hastası diyebiliriz. Oldukça iştahlı olan Çelebi’nin formunu ise spor aşkına bağlıyoruz. Her işe elinden geldiğince koşmaya çalışan Çelebi, adeta herkesin asistanı gibi… Çabuk öğrenebilen ve işini oldukça hızlı bir şekilde tamamlayan Çelebi’nin en önemli sorunu ise aşırı heyecanlı yapısı. Aşırı derecede panik olma gibi bir yapıya sahip olan Çelebi, sinirlenince ise adeta kitleniyor. Çelebi için son olarak soğuk havayı seven nadir insanlardan biri diyebiliriz.

MALL REPORT 100


İKBAL DEMİROK: Mall Report’un eğlence, organizasyon ve temizlik bölümleriyle ilgilenen İkbal Demirok, iş konusunda oldukça hırslı, çalışkan ve azimli arkadaşımızdan… Müşterilerinin her türlü sorunuyla ilgilenen, adeta onları ailesi olarak gören Demirok, aynı zamanda oldukça gösterişli bir yapıya sahip. Süsü, süslenmeyi çok sever. Boşnak olması bundaki en önemli etmen sanırım… Yerinde duramayan ve sürekli aktif halde bulunan Demirok’un kusuru ise; maalesef son dakikacı olması… Derginin baskı sürecinin uzamasındaki başkarakter diyebiliriz.

AYLİN DEMİRCİ: Mall Report’un AVM, perakende, bilişim ve ajans bölümleriyle ilgilenen Aylin Demirci, feminist yapısıyla dikkat çeken arkadaşlarımızdan… Haliyle mor rengi çok seviyor tabii ki… Şu dönemlerde düğün hazırlıklarıyla haşır neşir olan Demirci, kibar ve yardımsever yapısıyla hemen dikkatleri üzerine çekebiliyor. Denge kurabilme yetisi de en önemli özelliklerinden; yerine göre kurumsal yerine göre ise eğlenceli bir karaktere bürünebiliyor. Araştırmacı bir ruha sahip olan Demirci’nin hafızası da oldukça güçlü. Ayrıca işle ilgili bağlantıları iyi kuruyor, pozitif bir düşünceyle en sıkıntılı durumlarda bile çözümler üretebiliyor. Tatlı ve kahveyi çok seven Demirci, topukluyla hızlı bir şekilde yürümesiyle herkesi kendine hayran bıraktırıyor. Öyle ki yürürken kimsenin ona yetişmesi mümkün değil...

HANİFE SİNEN: Mall Report ekibine yeni dahil olan Hanife Sinen, bundan sonraki süreçlerde gıda bölümünü en güzel şekilde temsil edeceğini düşündüğümüz samimi, tatlı dilli ve güler yüzlü arkadaşlarımızdan. Hızlı öğrenme yetisine sahip olan Sinen, çözüm odaklı yapısıyla da dikkat çekiyor. Yemek yapmayı çok seven, sevmekle kalmayıp güzel yemekler yapan Sinen, bir o kadar yediğine ve içtiğine de dikkat ediyor.

NURCAN DEMİR: Yemekleri ile tüm ekibin gönlünü fethetmiş bir isim Nurcan Demir… Giyinmeyi ve süslenmeyi çok sever. Aynı zamanda üç kız annesi olan Demir’in şefkatli yapısı da anneliğinden geliyor olmalı. Oldukça duygusal bir karaktere sahip olan Demir, kısaca ofisimizin her şeyi…

MALL REPORT 100


PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP Mall Report’un 100. sayısına özel gerçekleştirmiş olduğumuz çalışmalardan biri de Mall Report’ta İlkler… Mall Report’un MARKANTALYA AVM buNEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON geçmişine yolculuk yaptığımız bölüm, henüz kapılarını açmadan önce ya da kapılarını açar açmaz Mall Report’a kapak olan AVM derlemelerini kapsıyor. Mall Report dergisinin sektörel gücüne inanarak, ilk tanıtım çalışmalarını bizlerle PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA yürüten ve yayıncılık hayatımızda desteklerini bizden esirgemeyen AVM’lerimize sonsuz teşekkürler… AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON

MALL REPORT’TA İLKLER


PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS TRUMP AVM / MAYIS 2012 İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından Doğan Grup yatırımı olan Trump AlışMARKANTALYA AVM / KASIM 2013 MALL TRUMP AVMalışveriş ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP veriş Merkezi, sınırsız keyfinin Bir Kadıahmetoğulları projesi olan yanı sıra gerçekleştirdiği etkinliklerle Alışveriş Merkezi, MARKANTALYA AVM NEXT LEVELMarkAntalya AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON İstanbulluların öncelikli tercihleri araAntalya’yı yerlisi ve yabancısıyla sında yer alıyor. Yerli ve yabancı pek çok yeniden şehrin tam kalbinde bu- SİVAS PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL PODIUM ANKARA markanın bulunduğu Trump Alışveriş luşturuyor. Moda, eğlence, lezzet Merkezi, alışverişle birlikte eğlence alve teknoloji için atan AVM kalplere İLDEM PARK PARK AXİS AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK ternatifleri, yeme-içme alanları, sinema, tam 51 bin metrekare kiralanabilir tiyatro sahnesi, sergi salonu, özel çocuk alanda hizmet veriyor. Modern AVM miİSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL MARKA AVM PRIME katı gibi özellikleriyle öne çıkıyor. mari tasarımı, teras alanları, şehrin MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AXIS en büyükAVM ve en modern otoparkıy- PRIME MALL GAZİANTEP la MarkAntalya AVM, alışveriş sonMARKANTALYA AVM NEXT LEVELrasını AVM PARK AFYON da keyfeGİMART dönüştürüyor. OUTLET AVM PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME NEXT LEVEL AVM / ARALIK 2013 MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL Prestijli konumu ve ödüllüGAZİANTEP mimarisi ile Ankara’nın ilk karma yaşam MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM projesi Next Level; ofis, PARK rezidans veAFYON alışveriş merkezi ile şehrin en gePARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA lişmiş lokasyonu Söğütözü’nde, Esve Konya yollarının kesişme AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM kişehir İLDEM PARK PARK AXİS noktasında yer alıyor. Ankara’nın ENDÜLÜS PARK AVM / EKİM 2012 kentsel yaşamında ilkleri bir araRezidans hayatını bir keyife dönüştüİSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME ya getiren bu projenin bir parçası ren alışveriş anlayışla Endülüs Park, olarak Next Level Alışveriş Merkesabahın erkenAVM saatlerinden başlayaMALL TRUMP ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP zi, lüks oteller, kongre ve fuar merrak konuklarına sıradışı bir alışveriş kezi, akademik yerleşkeler, iş ve fi-AFYON MARKANTALYA AVM AVM PARK deneyimi sunuyor. MevsimNEXT ayırt et- LEVEL AVM GİMART OUTLET nans dünyasının genel merkezleri meksizin hayatın keyfini çıkarabilecearasındaki konumuyla öne çıkıyor. PARKYİRMİÜÇ AVM PARK PODIUM ANKARA ğiniz, doğayla iç içe bir ortam sunan VERA AVM PRIMEMALL SİVAS Next Level, seçkin markaları bir Endülüs Park’ta; gerek yazın üstü açık araya getiren mağaza karması ile AVM AMASYA AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS gerekse kışınPARK üstü kapanan şeffaf kış lüksü, ziyaretçileri için ulaşılabilir bahçesinde, şık mağazalardan alışvehale getiriyor.AVM PRIME İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA rişinizi yaparken dört mevsimin de tadını çıkarabilirsiniz. MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON

MALL REPORT’TA İLKLER


PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA AVM / KASIM 2014 AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM PARKYİRMİÜÇ İLDEM PARK PARK AXİS 2014 yılında 34 bin 500 metrekare İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME inşaat, 18 bin metrekare kiralanabilir metrekare kiralanabilir alanı, ulualanı ile ziyaretçilerine kapılarını açan MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK120AVM PRIMEAlışveriş MALL GAZİANTEP sal ve uluslararası markası ile AXIS ParkYirmiüç Merkezi, Elazığ’ın Sivas’ın ilk ve tek alışveriş merkezi ilk alışveriş merkezi olarak hizmete MARKANTALYA AVM NEXTolarak LEVEL AVMSivas’ın GİMART OUTLET PARK AFYON hizmet veriyor. ye2014 sonu AVM başladı. Yumakgil A.Ş. tararel mimari dokusundan esinlenefından hizmete geçirilen ParkYirmiüç, PARKYİRMİÜÇ AVM PARK rek VERA AVM SİVAS öndePODIUM ANKARA oluşturulan; modernPRIMEMALL çizgilerle Türkiye’nin gelen 75 mağazası kente değer katmak amacıyla kurElazığlılara hizmet veriyor. Kalite ve AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVMile İLDEM PARK PARK AXİS gulanan Primemall Sivas, Sivas ve güven ilkesi ile yola çıkan AVM, kolay illerden gelen ziyaretçiler ulaşılabilir konumu ve 650 araç kapaİSTANBUL METROMALL AVMçevre SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME için önemli bir çekim noktası. Zensiteli otoparkı ile alışverişi keyfe dönüşgin mağaza karması, etkinlikleri, türüyor. MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP mimarisi, kafe-restoranları, yemealanları, terasları, sineması, MARKANTALYA AVM NEXTiçme LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON çocuk oyun alanı ile her yaştan PRIMEMALL SİVAS / EYLÜL 2015 keyifli bir yaşam alaPARKYİRMİÜÇ AVM PARK ziyaretçi VERAiçinAVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA Sivas kentinin gelişen bölgesinde nı sunan Primemall Sivas, Sivas’ta yeni bir hayatın açtı. yer alan Primemall Sivas, 36 bin NEVA AVM AMASYA PARK AVM AVMyolunu CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP PARK AFYON / EKİM 2014 NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM MARKANTALYA AVM PARK AFYON Park Afyon, Batı Anadolu’da bir kavşak noktası olan Afyonkarahisar’ın PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA şehir merkezinde, eski otobüs termiAVM AMASYA nali arazisindePARK inşa edilenAVM bir alışve-NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS riş ve yaşam merkezi olarak 10 Eylül OUTLET AVM / EYLÜL 2014 İSTANBUL METROMALL SEMBOL İSTANBUL AVMGİMART MARKA AVM PRIME 2015’te hayata merhaba dedi. 45AVM bin Anadolu Bulvarı ile İstanbul metrekare kiralanabilir alan üzerinYolu’nun kesiştiği yerdeGAZİANTEP inşa ediMALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL de 4 kata yayılmış 160 mağazadan len Gimart Outlet; 20 bin metreoluşan Park Afyon’da, pek çok Türk ve karesi açık alan olmak üzere topMARKANTALYA AVM NEXT PARK AFYON dünya markası yer alıyor. Park Afyon, LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM lamda 77 bin metrekare bir alanda şehrin tam merkezindeki konumu, Ankaralıları PODIUM ünlü markalar ANKARA ile PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS güçlü marka karması, yenilikçi mibuluşturuyor. Gimart Outlet; fonkmarisi, etkin yönetim anlayışı ile siyon zenginliği, ulaşımPARK kolaylığı, AXİS AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK şehrin alışveriş, buluşma ve eğlence sıcak, samimi ve ferah ortamı ile noktası; Afyonluların yaşamının vazİSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVMAnkara’nın MARKA AVMçekimPRIME vazgeçilmez geçilmez bir parçası… alanlarından… MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON

MALL REPORT’TA İLKLER


PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON PODIUM ANKARA AVM / EKİM 2015 PARKYİRMİÜÇ PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA Ekim ayındaAVM kapılarını başkentlilere açan Podium Ankara, güçlü marAVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS ka karması, ana yolların kesiştiği merkezi konumu, modern mimarisi, İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME açık ve kapalı sosyal yaşam alanları ile öne çıkıyor. Podium Ankara, uluMALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP sal ve uluslararası öncü markalara ev sahipliği yapan 180 mağazaya MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON ve 70 bin metrekarelik kiralanabilir alana sahip.AVM Tüm ihtiyaçları karşı- VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PARKYİRMİÜÇ PARK PODIUM ANKARA layacak bir alışveriş ortamı olarak tasarlanan Podium Ankara, ziyaret-NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS AVM AMASYA PARK AVM çilere keyifli bir dünya sunuyor. İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME METROMALL AVM / EYLÜL 2016 MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS Bölgenin en büyük karma projesi PRIME MALL GAZİANTEP olan MetroMall; rezidans, ofis ve MARKANTALYA AVM NEXT LEVELalışveriş AVMimkanlarıyla GİMART OUTLET AVM PARK AFYON Ankara’nın yükselen değeri Eryaman’da yerini PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL PODIUM ANKARA aldı. 397 bin 830 metrekare inşaat SİVAS alanına sahip olan MetroMall, 5 AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK PARK AXİS Blok ve 1 Alışveriş Merkezi olarak tasarlandı. Yerli ve uluslararası İSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME markaların yer aldığı 218 bin 709 metrekarelik alan üzerine kurulu MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP AVM, bölgenin alışveriş ihtiyaçlakarşılarken, diğer yandan geMARKANTALYA AVM NEXT LEVELrını AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON niş sosyal alanlarıyla kafe ve restobir ilk olan kapanır tavan sistemi ranların bulunduğu proje kimliğiyle ve metro ilePODIUM rahat ulaşılabilirliği AMASYA PARK AVM / ARALIK 2015 VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PARKYİRMİÜÇ AVM PARK ANKARA bölgeye değer katıyor. MetroMall sayesinde, farklı beklentilere cevap Amasya ili ve ilçelerinin yanı sıra AVM; modern mimari dili, zengin verebilecek çok yönlü bir tasarım AXİS AVM AMASYA PARK AVM PARK PARK Karadeniz Bölgesi içinde cazibeNEVA AVM CANPARK AVM İLDEM iç mekan peyzaj öğeleri, Ankara’da sürecinin sonucu… merkezi haline gelen Amasya Park İSTANBUL AVM SEMBOL İSTANBUL AVM MARKA AVM PRIME AVM,METROMALL 3 Eylül 2015 tarihinde kapılarını açtı. Her yaşa, her tarza, her MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP alışkanlığa hitap eden bir yaşam na sahip olan Sembol İstanbul merkezi olan Amasya Park AVM, MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM projesi, sahip olduğuPARK ayrıcalıklarAFYON Amasya halkının teveccühünü kaile farkını ortaya koyuyor. 22 bin zanarak yolculuğuna her geçen PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA metrekarelik kiralanabilir alana gün büyüyerek devam ediyor. sahip olan Sembol İstanbul AlışAVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK AVM İLDEM PARK veriş MerkeziPARK 50 mağazadan olu- AXİS şuyor. Bölgenin ihtiyaçları dikkaİSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL İSTANBUL AVMte alınarak MARKA AVM PRIME ulusal ve uluslararası markalar ile kiralamaların yapılMALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP dığı AVM’de, markalar kendilerini ifade ettikleri son ve en büyük MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON konseptleri ile yer alacak. Tüm Esenyurt ve çevre ilçelere hizmet PARKYİRMİÜÇ AVM PARK VERA AVM PRIMEMALL SİVAS PODIUM ANKARA SEMBOL İSTANBUL AVM / EKİM 2016 verecek olan AVM’de, ilçenin hem yüksek hem orta alım gücüne sa- AXİS Tüm önemli merkezlere AVM kolayca İLDEM AVM AMASYA PARK AVM NEVA AVM CANPARK PARK PARK hip kitlesine hitap edecek şekilde ulaşabilecek bir konumda yer alan karması planlandı. ve 158 bin İSTANBUL metrekare inşaat alanıİSTANBUL METROMALL AVM SEMBOL AVMmarkaMARKA AVM PRIME MALL TRUMP AVM ENDÜLÜS PARK AVM AXIS PRIME MALL GAZİANTEP MARKANTALYA AVM NEXT LEVEL AVM GİMART OUTLET AVM PARK AFYON

MALL REPORT’TA İLKLER


GÖRÜŞLER Esas 67 Burda Alışveriş Merkezi Müdürü Kubilay Cem Kabacan: “Derginiz sayesinde özellikle 2 büyük şehir dışında bulunan sektör temsilcilerinin networklerinin güncellenmesine, sektörü ve sektördeki gelişmeleri yakından takip edilmesine olan katkınızdan dolayı teşekkür ederim. Nice 100. sayılar çıkarmanız dileğiyle…”

Forum Trabzon AVM Müdürü Uğur Arısoy: “Sektörün önemli mecralarından olan Mall Report’un 100. sayısını öncelikle tebrik ederim. Güncel trendlerin paylaşıldığı, sektör ilgililerinin deneyimlerinin aktarıldığı ve AVM’ler özelindeki geleceğimize dair vizyonların paylaşıldığı değerli bir oluşum. Başarılarınızın devamını dilerim.”

NTS Danışmanlık Yönetim Kurucusu Behiye Savaşkan: “Mall Report dergisi, ilk sayısından bugüne kadar yayınladığı tüm haberleri ilk, tarafsız ve özgün bir şekilde ele alarak sektöre ışık tuttu. Yayın hayatına başladığı günden bu yana alışveriş merkezi, yatırımcı, perakende ve destek sektörlerini bir araya getiren tüm ekibi ve Mall Report’un 100. sayısını en içten dileklerimle kutlarım.”

118

Akademetre Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Halil İbrahim Zeytin: “Günümüzde kurumsal yapılar için en önemli başarı ölçütü kuşkusuz ‘süreklilik’tir. Mall Report, AVM ve prakende sektöründe işte bu başarıyı sağlayan, markalaşmayı sağlamış yayınların başında geliyor. Aslında yalnızca bir sektör dergisi değil Mall Report; yuvarlak masa toplantıları, AVM Workshop’ları gibi aktivitelerle sektörün gündemini oluşturan, buluşturan, birleştiren, çözüm önerilerinin oluşmasına olanak sağlayan bir fonksiyonu da var. Ayrıca, araştırmaya ve analitik düşünceye verdiği önem de Mall Report’u ayrıştıran bir yönü. Kısacası, sektörel anlamda gözümüz, kulağımız, sesimiz oldu. 100. sayısında 100 bin kere maşallah derken, tüm Mall Report ekibinin emeğine ve yüreğine sağlık diyorum.”


GÖRÜŞLER Arcadium Alışveriş Merkezi Müdürü Sevda Adalı Akbaşoğlu: “Mall Report ailemizin önemli bir parçası. Alışveriş merkezleri ve perakendenin göz bebeği… Mall Report birlikte çalışmaktan çok keyif aldığımız, her projemizde desteklerini hep yanımızda hissettiğimiz değerli iş ortağımız. Daha nice sayılar diliyoruz.”

Mor Danışmanlık Genel Müdürü Filiz Özek: “ 2008 yılında ilk sayınız ile başladığınız Mall Report’un yayınına, aralıksız ve içerik olarak artan bir performans ile devam etmenizi keyifle izliyorum. Perakendecileri, AVM yatırımcılarını, danışmanları, hizmet sağlayıcıları, çözüm ortaklarını bir araya getirerek, karşılıklı bilgilendirerek, sektörün önemli bir açığını kapatıyorsunuz. 200. sayınızı merakla bekliyor olacağım, nice sayılara…”

Masa İletişim / Mimar Özlem Ceylan: “Mall Report için sektörün nabzını tutan ve sektörel yayınlar arasında kaliteli bir çizgisi olan bir dergi diyebilirim tek cümle ile…”

SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil: “2014 yılından beri Mall Report ile iş birliğimiz devam ediyor. Bize her zaman destek oldular ve çalışmalarından çok memnunuz. En güncel gelişmeleri okuyuculara aktarıyorlar. Sektöre kattıkları değerlerden ötürü kutlarız. Nice 100. sayılara…”

Carousel AVM Halkla İlişkiler Yöneticisi Tuba Sarışen: “Sektöre ışık tutan, yenilikleri ve gündemi tarafsız şekilde takip eden Mall Report dergisinin 100. sayısını kutluyorum. Daha nice sayılarda başarılarınızın devamını diliyorum.”

119


GÖRÜŞLER Watergarden İstanbul Genel Müdürü Serhat Mermer: “2008 yılından bu yana AVM ve perakende dünyasının mevcut durumu hakkındaki tespitleri, birleştirici ve tarafsız duruşu ve AVM’lerin tanıtımı yönünde yaptığı çalışmalarla sektöre ışık tutan Mall Report Dergisi’nin 100. sayısını en içten dileklerimizle kutluyor, daha nice 100. sayılarda birlikte olmayı diliyoruz.”

Ops!Playkids Marka Direktörü Buğra Erkaya: “Birlikte çok önemli çalışmalara imza attığımız en önemli iş ortaklarımızdan Mall Report dergisinin 100. sayısını en samimi duygularımla kutlarım. Bugüne dek, Ops!Co Şirketler Grubu ve öncü markamız Ops!Playkids'in marka gelişim sürecinin bir numaralı tanığı oldunuz. Kurmuş olduğumuz güçlü işbirliği doğrultusunda marka bilinirliğimize yapmış olduğunuz katkı hiçbir zaman yadsınamaz. Bu sebeple, bizim için yeriniz her zaman özel… Mall Report’u bugünlere taşıyan o güçlü ekibi tekrar tebrik eder, başarılarınızın ve işbirliğimizin devamını dilerim…”

M1 Adana Alışveriş Merkezi Müdürü Yalçın Öz: “Mall Report dergisini ilk sayısından bu yana takip ediyorum. 2008 yılından bu yana gerçekleştirdiği bir çok

Park Afyon Alışveriş Merkezi Kıdemli Alışveriş Merkez Müdürü K.Enver Şavkay: “Mall Report dergisi çalışanlarını 100. sayı dolayısıyla kutluyorum. Mall Report ülkemizde hızla gelişen alışveriş merkezleri alanında öncü yayınlardan biri. Birçok şeyin çok hızlı tüketildiği günümüzde başarılarınızın devamını diliyorum…”

120

organizasyonlarla, projelerle alışveriş merkezleri ve perakende sektörünün nabzını tutmuş, sektördeki yenilikleri, gelişmeleri, trendleri güncel olarak herkesten önce okuyucularına aktarmıştır. Mall Report dergisi gerçekleştirmiş olduğu haberler, organizasyonlar ve röportajlarla alışveriş merkezleri ve perakende sektöründe çalışanlar arasında iletişim kurulmasına, iş alanlarında kendilerine yeni görüşler, yeni bakış açısı kazanmalarına vesile olmuştur. Mall Report dergisinin 100. sayı ile gelmiş olduğu başarıyı kutlar, devamını dilerim…”


GÖRÜŞLER Meysu Outlet Alışveriş Merkezi Alışveriş Merkezi Müdürü Adnan Gördüm: “Sektörümüzün sesi ve gözü kulağı olan derginizin prensipli duruşu her zaman takdire değerdir. Biz de bu değerli derginin sayfalarına müteaddit defalar konuk olduk görüşlerimizi, fikirlerimizi söyledik. Sektördeki derneklerin, firma yöneticilerinin, alışveriş merkezi yöneticisi arkadaşlarımızın fikirlerini sayenizde öğrenme fırsatı bulduk. Bu sebeple sizlere teşekkürlerimizi sunuyorum. Umarım 200. sayınızı da aynı başarı ve coşku ile kutlama fırsatı buluruz. Sağlıcakla kalın”

Oasis AVM Müdürü M. Mazhar Vardar “Mall Report’un uzun soluklu yayın hayatını kutluyor ve devamını diliyorum. Özellikle sektörel yayınlarda, uzun süre ve başarılı bir çizgide yayın yapabilmek gerçekten kutlanacak bir başarıdır. Sektörümüzün bu yöndeki ihtiyacına olumlu katkısı nedeniyle, Mall Report’a önümüzdeki sayılarında da başarılar diliyorum.”

Dal Temapark Genel Müdürü Mustafa Dal: “Sektörü ve ihtiyaçlarını en iyi bilen yayınlardan bir tanesi Mall Report… Bizler yayın grubunuzu ve çalışmalarınızı oldukça takdir edip beğeni ile takip ediyoruz. Sektöre yönelik her türlü bilgiyi ve aktüaliteyi takip etmek için güzel bir mecra. Güncel konular, yatırımlar, firmaların kendilerini doğru ve başarılı bir şekilde ifade edebilecekleri bir yayın olarak görüyoruz. Başarılarınızın devamını diliyoruz.”

Plato AVM Genel Müdürü Salih Tolan: “Organize perakende kavramının vücut bulmuş hali olan ‘alışveriş merkezleri’ şu anki formatıyla 30 yıl önce hayatımıza girdi ve yıllar geçtikçe önce büyük şehirlere sonra da Anadolu'ya yayıldı. Ulusal ve uluslar arası markalarla nitelikli yatırımcıları buluşturan sektörün, oluşumu ve gelişimi için yatırımcılar, markalar, kiralamacılar ve medya tarafından yoğun mesai harcandı, büyük fedakarlıklar yapıldı. Sektörün atağa kalktığı yıllarda başlayan yayın hayatı boyunca, yatırımcı ile perakendeciyi düzenli ve doğru olarak bilgilendiren ve bu vesileyle sektörün gelişimine ve iletişimine olumlu katkılar sağlayan değerli Demircan Medya ailesini ve güzide yayınları Mall Report'u 100. sayıları için kutluyor, başarılarının ve özverili çalışmalarının devamını diliyorum.”

121


GÖRÜŞLER

Antalya Migros Alışveriş Merkezi Müdürü Sertaç Yeğin: “Hayatın hızlı temposu içerisinde, başkaları için sadece birer binadan ibaret olan, sektörün içerisinde ki bizler için ise adete evimizden farksız düşündüğümüz alışveriş merkezlerinin nabzını sürekli tutan, en son gelişmelerden bizleri haberdar eden, bu sektörün en önemli yol arkadaşlarından biri olan Mall Report dergisinin, 100. sayısını kutluyor, daha nice başarılı, mutlu seneler, nice 100 sayılara ulaşmasını temenni ediyorum.”

F&M Data İletişim Ajans Başkanı Fülay Yaşa Keskin:

122

Fantom Professional Ürün Müdürü Serdar Suna: “Mall Report dergisiyle, Fantom Professional markası olarak yaklaşık beş yıl önce bu sektöre ilk adımımızı attığımız dönemde tanışmıştık. Sektörde sağlam bir yer edinmemizde ve ayrıca sektörü tanımamız adına

bu güzide derginin çok faydası olmuş ve olmaya devam ediyor. Ayrıca sektör dergilerinin aksine Mall Report dergisi günden güne kendini yenilemekte ve zamanın gerekliliklerini yerine getirebildiğini de ayrıca gözlemlemekteyiz. 100. sayı önemli olmakla beraber aslında editöryal anlamda çok yararlı bir dergi ve sektörde bir başvuru kaynağı olmaya devam etmesi temennisiyle nice 100 sayılara Mall Report…”

AMEGA Kurumsal İletişim&Pazarlama Müdürü Tuğçe Yaral Mercan: “Sektörel medyanın özellikle B2B segmenti için önemi çok büyük. Mall Report gerek AVM gerekse bu segmenti besleyen eğlence, perakende, F&B gibi sektörlerin etkileşim haline girebildiği en önemli buluşma adreslerinden. Üstelik sadece haber üretmekle kalmıyor. Hazırladığı özel dosyalar ile sektörün önde gelen firma ve kanaat önderlerinin görüşlerini bir araya getirerek sektöre ışık da tutuyor”

“Perakende ve AVM dünyasında gündemi ve sektörün geleceğini habercilik değerleriyle sunarak önemli bir işlevi yerine getiren sayılı yayınlardan biri olan Mall Report’un 100. sayısına ulaşması, biz iletişimcileri sevindiren bir durum. Tüm Mall Report ekibini kutluyor, başarılarınızın devamını diliyoruz.”


123


PERAKENDE

AVM’lere kattığı değeri mağazalarındaki yoğun müşteri trafiği ile hemen belli eden Shuev.com, farklı ürün gruplarında sunduğu alternatif ürünlerle müşterilerinin ihtiyaçlarına çözümler sunuyor.

ALIŞVERİŞİN EN KEYİFLİ ADRESİ Shuev.COM 2015 yılında ilk mağazasını Doğuş Grubu’na ait Gebze Center AVM’de açan Shuev.com, Bayraktar İnşaat Tuzla Viaport Marina’da ikinci mağazasını, Esas Holding 41 Burda’da üçüncü mağazasını ve yine Bayraktar İnşaat’ın Viaport Asia Alışveriş Merkezi’nde ise dördüncü mağazasını açarak bir sene içinde dört mağazaya ulaştı. Yer alacağı projeleri büyük bir titizlikle seçerek inandığı AVM’lerde yer almaya özen gösteren marka şimdiye kadar aynı lokasyonda bilinirliğini artırma hedefinde iken şu anda İstanbul ve diğer illerde mağaza sayısını artırmayı planlaması içine aldı. Bu bağlamda AVM’lerden markalarına gelen yoğun talepler içinden marka kimliklerine ve müşteri profillerine uygun farklı projeleri değerlendirmeye devam ediyor.

MAYIS SONU İTİBARİYLE MAĞAZA SAYISI 9’A ÇIKACAK Türkiye’nin her yerine hızla yayılan Shuev.com’un bu sene sonu hedefi mağaza sayısını minimum 10 mağazaya yükseltmek. Bu bağlamda Shuev.com, Kocaeli ve İstanbul Anadolu Yakası’nda yoğunlaşan ilk dört mağaza sonrası İstanbul Avrupa Yakası’nda Trump Towers, Afyon’da Afium, Ankara’da Nata Vega ve Zonguldak’ta 67 Burda AVM’de yeni mağaza anlaşmalarını tamamladı. Ayrıca Shuev.com, ürün gamına kattığı yeni ürün ve markalarla artık bin metrekarelik büyük mağazalarla müşterilerinin karşısına çıkıyor olacak.

124


PERAKENDE

MAĞAZA İÇİNDE MAĞAZA Shuev.com, konseptine yeni ürünler ve kategoriler eklemeye devam ederken özellikle mutfakta ürün alternatiflerini artırıyor. Ev dekorasyonunda onbinlerce alternatif sunan Shuev. com, öncü markalara mağazalarında marka kimliklerini yaratacakları alanlar vererek mağaza içinde mağazalar yarattı. Group SEB ile yapılan işbirliği sonucunda Tefal, Rowenta, Lagostina ve Krups markalı ürünler artık Shuev.com’da. Ayrıca Zorlu Grubu ile de anlaşarak Pierre Cardin ürünlerine mağazalarında yer verecek olan Shuev.com, yeni konseptinde eğlenceli mutfak ürünlerini, Tantitoni’nin küçük, sıcak, renkli mağaza konsepti ile müşterilerine sunarak bir ilki gerçekleşmiş oldu.

5 BİN METREKARELİK YENİ MERKEZ BİNASI Artan mağaza sayısı doğrultusunda önemli hale gelen lojistik ve sevkiyat alanında hizmet kalitesini artırmak ve sürekli değişen alternatif ürünleri müşterilerine hızla servis verebilmek için Shuev.com, yeni merkez ofisine geçti. 5 bin metrekarelik açık ve kapalı alanları ile yeni merkez binası aynı zamanda showroom görevini de görecek.

Mağaza İçinde Mağaza Tefal

Mağaza İçinde Mağaza Pierre Cardin Viaport Marina Mağazası

41 Burda Mağazası

Mağaza İçinde Mağaza Tantitoni

FARKLILAŞMAYA DEVAM! Shuev.com, farklılık arayışında olan müşterilerinin zevklerine hitap eden ürünleri takip ettikleri trend fuarlardan ithal ettikleri ürünlerle karşılıyor. Maison Object, Ambiante ve Trend başta olmak üzere Uzakdoğu ve Avrupa’daki fuarlardan özenle seçilmiş ürünlerle ev dekorasyonunda ürün boşluğunu dolduruyor.

125


PERAKENDE

İki genç yıldız DeFacto için buluştu DeFacto reklam filminde bir araya gelen Hande Erçel ve Aras Bulut İynemli markanın tanıtım yüzü oldu.

Y

eni sezon tanıtımı için reklam filmi çekimlerine başlayan DeFacto, iki sürpriz isimle iş birliği yaptı. Reklam yüzleri ile çok konuşturan DeFacto, koleksiyonlarının tanıtımı için yeni bir iş birliğine imza attı. Genç neslin başarılı oyuncuları Aras Bulut İynemli ve Hande Erçel, DeFacto’nun marka yüzleri oldu. İki oyuncu ile özel anlaşma yapan şirket, yıl boyunca sürprizlerine devam edecek. DeFacto’nun koleksiyonlarının tanıtımı için birlikte ilk kez kamera karşısına geçen Erçel ve İynemli ikilisinin, reklam filmi çekimleri boyunca son derece uyumlu performansları dikkat çekti. Genç kızların sevgilisi İynemli sette sıcakkanlı ve eğlenceli halleri ile herkesi kendine hayran bıraktı. Çekimlerde güzelliği ile göz kamaştıran Erçel de, sette çok eğlenerek çalıştıklarını ve sürprizlerinin devam edeceğini söyledi. DeFacto’nun yeni koleksiyonunun tanıtımı için Erçel ve İynemli ile çekilen ilk reklam filmi önümüzdeki günlerde ekranlarda yer alacak.

Çetinkaya Kahramanmaraş Piazza AVM’de açıldı! 60 yıllık köklü geçmişe sahip Çetinkaya Şirketler Grubu, yeni mağazasında da en kaliteli ürünü en makul fiyatlarla ziyaretçilerine sunmaya devam ediyor. Kahramanmaraş Piazza AVM’de hizmet veren mağaza, ürün gamının yanı sıra fiyat ve kalitesiyle de Kahramanmaraş’ ta fark yaratmaya devam ediyor. Ayakkabıdan gömleğe, kabandan kemere A’dan Z’ye binlerce ürünün yer aldığı mağaza, bir ailenin tüm bireyleri için bütçe dostu kazançlı alışveriş imkanlarını sunuyor. 2017’nin trend koleksiyonlarından oluşan tekstil ürünleri; Miyamira, Mentality, Fithit, Fitkid ve Fitclub ve ulusal markalarıyla bayan, erkek, çocuk, aktif spor ve casual giyim için birbirinden özel tasarımlarıyla reyonlarda yerini alıyor. Ve bir Çetinkaya geleneği haline gelen kazançlı alışveriş imkanı Kahramanmaraş Piazza AVM mağazasıyla canlanıyor.

126

Çetinkaya Grubu’nun Kahramanmaraş mağazası, Piazza AVM’ de 1 Nisan 2017’de hizmete girdi.



Makale Perakende sektöründe siber güvenlik için bu önlemleri alın

Y

eni sezon ve tatil alışverişi dönemi yaklaşmak üzere… Perakende sektöründe hareketlilik bekleniyor. Bununla birlikte güvenlik tehditlerinde de doğru orantılı bir artış söz konusu. İnternet üzerinden alışveriş trendi ne kadar yükselse de, siber saldırganlar için mağaza satışları da bir fırsat teşkil ediyor. Birçok perakende satıcısı satış noktası (POS) cihazlarının “dilsiz” olduğunu düşünür ve onları dikkatlice korumayı ihmal ederler. Bu durum, POS cihazlarını kredi kartlarına yönelik kötü amaçlı yazılımları da içeren bir dizi saldırıya açık hale getirir. Son günlerde POS cihazlarına zarar verebilecek yeni bir kötü amaçlı yazılım olan FlokiBot'u inceledik. Bu kötü amaçlı yazılım, bankalara yönelik Zeus adındaki Trojan ailesinin farklı bir türevi olarak karşımıza çıkıyor. Perakende, konaklama ve yiyecek hizmet şirketlerine karşı kullanılabiliyor. Zeus tabanlı kötü amaçlı yazılımlar 2009'dan beri faaliyetteler ve bu zaman zarfında birçok sürümü ile türevi çıkmış durumda. Bu, tehdit aktörlerinin kullanmaya devam ettiği, bankalara yönelik yeni bir kötü amaçlı yazılım üretmek istediklerinde başvuru kaynağı olarak gördükleri denenmiş ve gerçek bir kötü amaçlı yazılım platformudur. Bugüne kadar POS'ları hedef alan kötü amaçlı yazılımlar toplam 534 saldırıda kullanıldı. Bunlardan 525 tanesinde verilerin çalındığı doğrulanmış bulunuyor (2016 Verizon Veri İhlali İnceleme Raporu'na göre). Bu durumdan anlaşıldığı üzere hedefler çekiciliklerini koruduğu için saldırganların yenilikleri de sürüyor. FlokiBot tipik Zeus türevlerinde nadiren görülen birtakım özelliklere sahiptir. Bunlara biraz daha yakından bakalım: •POS BELLEĞİNİ DÖKME Diğer birçok kötü amaçlı yazılım ailesinin POS yetenekleri bulunur ancak bu, araştırma ekibinin daha önce bir Zeus türevinde gördüğü bir özellik değildir. Mağaza müşterinin kredi kartını taradığı zaman bu tür bir veri ortaya çıkar. Manyetik şeritte bulunan bilgi POS cihazının hafızasına kaydedilir. POS'a yönelik kötü amaçlı yazılım (bu örnekte FlokiBot) bilgisayarın belleğini tarayarak, kredi kartı verilerinin biçimi ile eşleşen bir veri kalıbı bulmaya çalışır. Olası bir eşleşme bulursa, verileri tehdit aktörüne gönderir. Tehdit aktörü de verileri kullanarak kendi sahte kredi kartlarını oluşturabilir veya yasa dışı forumlarda verileri satar. •ONLİNE ERİŞİLEBİLİRLİĞİ ENGELLEMEYE YÖNELİK SALDIRILAR Bu, Zeus tabanlı bir kötü amaçlı yazılım türevi için alışılmamış bir özelliktir. Bu tarz kötü amaçlı yazılım bir ağa eriştiğinde DDoS saldırısı başlat-

128

Makale Yazarı: Arbor Networks Türkiye Müşteri İlişkileri Yöneticisi Melih Artar mak için POS terminalleri gibi bağlı cihazları kullanabilir. Tatil alışverişi sezonunda sadece bir günlük kesinti bile perakende satıcılarını milyonlarca dolarlık zarara uğratabilir. Bu tür bir saldırı, değerli veriyi çalmak gibi zararlı bir etkinliği yürütmenin yanı sıra güvenlik ekibinin dikkatini dağıtmak için de kullanılabilir. •TOR YAPILANDIRMASI FlokiBot, TOR tabanlı komutlarla yapılandırılabilir ve .onion uzantılı sitelerin URL'lerini kontrol edebilir. Kötü amaçlı yazılım komuta ve kontrol sunucusuyla iletişim kurmak isteyip bunun .onion uzantılı bir ana bilgisayar olduğunu fark ettiğinde trafiği TOR üzerinden yönlendirir. Saldırıya uğrayanda TOR yüklü değilse TOR'u kendisi indirir, yükler ve yapılandırır. Bu sayede botmaster'ın komuta ve kontrol sunucusu gizli tutmasına yardımcı olup, güvenlik firmaları tarafından kara listeye alınmasını önler.

PERAKENDE SATICILARININ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMALARI GEREKEN ALANLAR Her ölçekten kuruluşun bütün POS dağıtım altyapılarında güvenlik incelemesi yapmalarını önemle tavsiye ediyoruz. Bunun amacı var olan ihlalleri algılamak, saldırı becerilerini yaymaya ve genişletmeye devam eden bir düşmana karşı savunmaları güçlendirmektir. PCI-DSS standartlarına uyum, iyi bir başlangıç noktası olarak alınabilir. Perakende satıcılarının göz önünde bulundurmaları gereken birkaç alan daha bulunuyor:


Makale

• İŞ ORTAKLARI 2016 yılında, çalınan kimlik bilgilerini kapsayan ihlallerin yüzde 97'si meşru iş ortağı erişimini kullanmıştır. Kuruluşların ağ saldırısı yüzeyini azaltmak amacıyla her türlü uzaktan erişim bağlantısını dikkatle denetlemesi ve sınırlandırması gereklidir. •ÖZEL MAKİNELER POS yazılımını çalıştıran temel makine göreve özel olarak ayrılmalı; açık bağlantı noktalarını kısıtlamak ve yalnızca temel işlevler için gereken uygulamaların kullanımıyla sınırlandırmak üzere dağıtımdan önce güçlendirilmelidir. •İNTERNET'TEN AYRI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER POS sistemlerinin kendileri de temel işlevselliği kolaylaştırmaya yetecek gelen ve giden bağlantı ile, ağın geri kalanından ayrılmalıdır. POS makineleri veya arka uç altyapısına, denetlenmemiş ve en az PCI-DSS standartlarında tam güvenlik denetimi ile oluşturulmamış hiçbir kablosuz ağ tarafından erişilememelidir. •DİKKAT Önemli test aşamalarından sonra, kötü amaçlı yazılımlara karşı geliştirilen uygulamalar potansiyel bilinmeyen kötü amaçlı yazılımları algılayabilmek için POS makineleri üzerinde agresif modda çalıştırılmalıdır. POS makinesi Windows tabanlı ise, mümkün olduğunda Gelişmiş Etki Azaltma Deneyimi Araç Seti (EMET) dağıtılmalı ve işletim sisteminin ve üçüncü taraf yazılımların tüm yönleri ile dikkatle ayarlanmalıdır. •TRAFİK GERÇEKTİR İleri düzey saldırganlar bir ihlal noktasını, ihlal edilebilecek di-

ğer noktalara ulaşmak için kullanır. Bu ikincil hareket dikkatli bir kuruluş tarafından algılanabilen ağ etkinliği izleri bırakır. •TOR ÜZERİNDEKİ KÖTÜ AMAÇLI YAZILIM ETKİNLİĞİNİ ALGILAMA Kuruluşların beklenmeyen bir TOR varlığını algılamaları teşvik edilmelidir. Güvenlik ekibi, POS ikili sistemi içinde TOR tarayıcısının bulunabilmesi nedeniyle ağ düzeyinde TOR tarayıcısı için güçlü bir algılama yöntemi kullanmalıdır. Ağda bir TOR trafiği görülüyorsa ve bu trafik özellikle POS ortamından geliyorsa araştırılması gerekir. •DIŞARI SIZMA ALGILANMALIDIR Bir ağ yalnızca gerçekten gereken trafiğe izin verecek şekilde doğru yapılandırılmadıysa, verilerin dışarı sızdırılmasına uygun zemin hazırlayan sistemlerin sayısı artar. Bu da tehdit aktörlerinin kampanyalarının derinliği ile dayanıklılığını artırma çabasıyla trafiklerini gizleyebilecekleri daha fazla seçeneğe ve alana sahip olmalarını sağlar. FlokiBot'un daha önce Zeus tabanlı bir türevinde nadiren görülen özelliklere sahip olması nedeniyle, öngörülebilir tehdit avlama çözümü bulunan ve POS makinelerinden gelen/giden trafiğini kontrol etmek amacıyla sağlam ağ izleme sistemi kuran kuruluşlar tehditlere hızlı ve etkili bir biçimde yanıt verip etkilerini azaltabilirler. Bu tatil sezonunda, satışlardan doğan banka işlem hacimlerinin tehdit aktörlerinin iştahını kabarttığı ve artan trafik nedeniyle şüpheli hareketlerin tanımlanması zorlaştığı için güvenlik ekipleri tetikte olmalı ve ekiplerini doğru kişilerden oluşturmalıdır.

129


PERAKENDE

Tekzen’den yeni mağaza atağı

T

ürkiye’nin en yaygın ve yüzde 100 yerli sermayeli yapı perakende zinciri Tekzen, yurt içi ve yurt dışındaki mağazalarıyla büyümeye devam ediyor. Tekzen, 212 İstanbul AVM’deki 2 bin 89 metrekarelik mağazasıyla, Marmara Bölgesi’ndeki mağaza sayısını 13’e, Türkiye genelinde ise 118’e çıkardı. 212 İstanbul AVM’deki Tekzen mağazası açılış töreninde, yatırımlarına hız kesmeden devam edeceklerini belirten Tekzen CEO’su Murat Gigin yeni yatırımlara ilişkin şu bilgileri verdi: “Perakende Türkiye’nin 4. büyük sektörü… Tekzen olarak Türkiye’nin en yaygın yapı market zinciriyiz. Hız kesmeden büyümeye devam ediyoruz. 2016 yılında 12 yeni mağaza açarak 114 mağazaya ulaştık. Türkiye ekonomisinin ve perakende sektörünün üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. 2017 sonuna kadar mağaza sayısını 130’a çıkarmayı planlıyoruz. Bir yandan yeni mağaza açarken, var olan mağazalarımızı da müşterilerimize daha ferah alışveriş ortamı sunmak için yenilemeye devam ediyoruz. Hedefimiz Tekzen’i tüm illerimize taşımak.”

“MUTLU MÜŞTERİ 2,5 YENİ MÜŞTERİ GETİRİR, MUTSUZ MÜŞTERİ İSE 7 MÜŞTERİ KAYBETTİRİR” Yeni mağazaya ilişkin konuşmasını sürdüren Murat Gigin: “Bu mağazamızın açılışında birçok kişinin emeği var. Tüm iş ortaklarımıza teşekkür ederim. Her ne kadar dijital dünyaya doğru ilerlesek de bazı şeyler değişmiyor. Müşteri memnuniyeti bizim için çok önemli. Hizmet

130

sektörünün en önemli alanında çalışıyor, ihtiyaçları karşılıyoruz. Müşteriyi anlayan, ihtiyacına uygun tavsiyeler veren, fazladan ürün satmak yerine ihtiyaç doğrultusunda ürün tavsiyesinde bulunan, güler yüzlü, dürüst ve bilgili personel istihdam ediyoruz. Ve çalışanlarımızı bu değerler doğrultusunda eğitiyoruz. Çünkü her zaman müşteri memnuniyetini ön planda tutuyoruz. Bizim için öncelikli olan, mağazaya giren ziyaretçilerimizin buradan son derece memnun olarak ayrılması… Biliyoruz ki mağazalarımızdan mutlu ayrılan müşterilerimiz bize 2,5 yeni müşteri sağlıyor, mutsuz ayrılanlar ise 7 müşteri kaybettiriyor. Çalışanlarımıza verdiğimiz en önemli tavsiye müşterilerinin alışverişlerinden pişmanlık duymamaları için ihtiyacı olmayan ürünleri almaları konusunda ısrarcı davranmamaları, ihtiyaçları doğrultusunda ürün ve çözüm tavsiyesinde bulunmaları yönünde oluyor” dedi.

TÜRKİYE’NİN EN YAYGIN EV GÜZELLEŞTİRME MERKEZİ TEKZEN İSTANBUL’DAKİ 13. MAĞAZASINI 212 İSTANBUL AVM’DE AÇTI. YATIRIMLARINA ARALIK VERMEYEN TEKZEN’İN BÖYLECE YURT GELİNDEKİ MAĞAZA SAYISI 118’E ULAŞTI. 2017 SONUNA KADAR 12 YENİ MAĞAZA DAHA AÇILMASI HEDEFLENİYOR. Tekzen CEO’su Murat Gigin, Tekzen Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Onur Mertoğlu, İcra Kurulu Başkanı Ahmet Işıkgece, Tekzen Pazarlama Müdürü Mehmet Cem Kızılkaya, Mağazalar Kurulum Müdürü Hasan Şener Bilge, Operasyon Müdürü Hüseyin Menteşe, Satın alma Müdürü Hasan Özgür Küçükçetin, Bölge Müdürü Ali Aksoy, 212 AVM yönetimi ve Tekzen tedarikçilerinin katıldığı açılış töreni büyük ilgi gördü.



PERAKENDE

Bıondına ile kadınlar hem şık hem rahat... Spor tutkuları, stilleri ve güzellikleri ile fark yaratan iki yakın dostun, Burcu Esmersoy ve Merve Göknar İnal’ın hayat verdiği, isminin anlamını İtalyancada sarışın anlamına gelen ifadeden alan “Biondina”, özgünlüğü, fonksiyonelliği ve yaratıcılığı ile spor giyimde trendlere imza atıyor! Biondina markası nasıl doğdu? Biz spor aşığı iki arkadaşız. Biondina ise üç yıllık bir proje, iki yıldır da hayattayız. Spor yaparken hep benzer şeyler giydiğimizi fark ettik. T-shirt’leri taytları aynı yerden kesip, aynı şeylerden şikayet ediyorduk. Sonunda kendi beklentilerimizi ve zevkimizi yansıtacak kendi markamız olan Biondina’yı kurmaya karar verdik. Kendimizi hazır hissettiğimiz noktada bizi seven merak eden müşterilerimize, dokunarak alışveriş yapabilme imkanı sunduk.

lanmayı tercih ediyoruz… Kendimizin giymeyi tercih etmediği hiçbir parçaya koleksiyonlarımızda yer vermiyoruz. Tasarımları yapıp, renkleri seçerken en çok içgüdülerimize ve hayal güçlerimize güveniyoruz.

Tasarımlar ve koleksiyon tamamen size ait değil mi? Tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz? Evet, tasarımlar bize ait. Biz aslında gardırobumuzdaki parçalardan yola çıktık, en çok neleri kullanıyoruz, neler kul-

Farklı alanlarda da tasarımlar yapmayı planlıyor musunuz? Şu an için sadece kadın koleksiyonları yapıyoruz. Ancak farklı spor malzemelerimizle yakında birkaç sürprizimiz de olacak.

132

Biondina kadınını nasıl tarif edersiniz? Sağlıklı yaşamı bir hayat felsefesi olarak gören, kendine güvenen, eğlenceli ve zeki bir kadın… Nerelerde satış yapıyorsunuz? İnternet satışında iki süper ortağımız var. 365ist.com ve Lidyana.com. Şu sıralarda Türkiye’nin önde gelen markalarından Akmerkez’de bulunan Wepublic’le işbirliği yapıyoruz. Bunun dışında Antrum Crossfit, Cihangir Yoga ve Niche Pilates gibi spor ve yoga salonlarında da bize ulaşabilirsiniz.


PERAKENDE

LC WaIkIkI’nin

e-ticaret cirosu

yüzde 69 arttı

TÜRKİYE‘DEN 44 ÜLKEYE ONLİNE SATIŞ YAPAN LC WAIKIKI, 2016 YILINDA E-TİCARET SİTESİ ZİYARET SAYISINDA YÜZDE 80 ARTIŞ SAĞLADI, CİROSUNU YÜZDE 69 ARTIRDI. E-TİCARET ÜZERİNDEN EN ÇOK ALIŞVERİŞ YAPAN ÜLKE RUSYA OLDU.

Türkiye’nin lider moda perakende firması LC Waikiki, Türkiye ve dünya çapındaki yaygınlığını her geçen gün artıran, daha fazla müşterinin hayatına dokunan ürün ve hizmetleriyle büyümeye devam ediyor. LC Waikiki, 2016 yılında site üzerinden 2 milyon 45 bin 248 siparişe karşılık 7 milyon 642 bin 500 ürün sattı. LC Waikiki’nin online satış kanalında ziyaret sayısı yüzde 80 artarken ziyaretçiler sitede 15,2 milyon saat vakit geçirdi. Bundan 6 yıl önce, 2011 yılında başladıkları e-ticaret yolculuğunda bugüne kadar milyonlarca ürün satışında bulunduklarını söyleyen LC Waikiki E-Ticaret Direktörü Salih Yılmaz konuya ilişkin yaptığı açıklamada; “LC Waikiki olarak, dijital trendlerdeki yenilikleri ve teknolojileri yakından takip eden bir markayız. Geleceğe ulaşmak adına bu kanalda yer almak bizim için önemli. Online satışın, ciro içindeki payı ve etkileşimi hızla artıyor. Çok uzun zamandır online kanaldan yaptığımız satışlarımız, en yüksek cirolu fiziki mağaza satışından daha fazla geri dönüşüm sağlıyor. Dolayısıyla, internet kanalımız en çok ciro yapan mağazamız konumunda. İnternet üzerinden yaptığımız satışların tutarı ortalama olarak 15 mağaza ciromuza eşdeğer. 2016 yılında ziyaret sayımızda yüzde 80 artış gözlendi ve bu ciromuzda yüzde 69 gibi önemli artış sağlayarak geri dönüşümü sağladı. Toplam e-ticaret ciromuz ise 160 milyon TL oldu” dedi. LC Waikiki’nin e-ticaret alanında ciddi yatırımlarının olduğunu söyleyen Yılmaz; “Konuya sadece online satış değil, dijital dönüşüm penceresinden de bakıyoruz. Müşterinin online-offline alışveriş deneyimini birbirine bağlayan ve bu ayrımı yıkan bir yaklaşımla ilerliyoruz. Son 1 ayda mobil, uygulama ve tabletten toplam yaklaşık 11 milyon ziyarete karşılık 9,5 milyon TL’lik sipariş almamız da doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Bunun yanında online kanalı, 2009 yılında başlattığımız yurtdışı mağazacılık faaliyetlerimize de taşıyacağız. Hali hazırda 44 ülkeye Türkiye’den online satış yapabiliyoruz. 2017’de artık uluslararası pazarlarda yerel operasyonlarımız başlayacak” dedi. LC Waikiki’nin e-ticaret alanındaki hedefi dijital kanalların toplam satıştan aldığı payı artırmak ve bu rakamı 2023’te yüzde 15’e ulaştırmak.

133


PERAKENDE

MINISO, Türkiye’ye gelişini ve

yeni mağazalarla büyümesini kutladı Kaliteli yaşamın herkesin hakkı olduğu felsefesini savunan; kendisini kaliteli, yaratıcı ve eğlenceli tasarımları, ulaşılabilir fiyatlara tedarik etmeye adamış global bir marka olan MINISO, her hafta yenilenen ürün gruplarını müşterileri ile Türkiye’de buluşmaya devam ediyor. Tokyo genel merkezli Japon ‘fast fashion’ tasarım markası MINISO, baş tasarımcısı olan Miyake Jyunya ve genç girişimci Ye Guofu tarafından kurulan MINISO, tüketiciye ‘basit, doğal ve kaliteli’ yaşam felsefesini ve ‘basit ve özüne dönen’ bir marka sunmayı hedefliyor.

DÜNYA GENELİNDE 2 BİNİ AŞKIN MAĞAZASI BULUNAN MINISO, TÜRK EKONOMİSİNE DUYDUĞU GÜVENLE YENİ MAĞAZALAR AÇARAK, TÜRKİYE’DE DE BÜYÜYOR. MINISO, TÜRKİYE’YE GELİŞİNİ KANYON’DAKİ MAĞAZASINDA DÜZENLEDİĞİ RENKLİ BİR ETKİNLİKLE KUTLADI.

MINISO, Türkiye’ye ve Türk ekonomisine duyduğu güvenle gerçekleştirdiği yatırımlar sonucunda yeni mağazalar açarak büyüyor. Üçüncü mağazasını açan MINISO, Türkiye’ye gelişini kutlamak için Kanyon’da renkli bir etkinlik gerçekleştirdi. MINISO’nun kurucu ve baş tasarımcıları Miyake Junya ve Jackie Yip ile Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta’nın katıldığı etkinlikte, markanın Türkiye yatırımlarına devam edeceği açıklandı. Etkinliğin sunumunu Mert Palavaroğlu yaparken, davetliler Japon davul gösteri ekibi Taiko Drumming’i izleme fırsatı buldu. Sanatçı Gökhan Keser de, izleyiciler için mini bir konser verdi.

TÜRKİYE, MINISO İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR ÜLKE MINISO’nun kurucusu Miyake Junya açılışta yaptığı konuşmada, MINISO’nun kurulduğu 2013 yılından bu yana 2 binden fazla mağaza açtığını, satış gelirlerinin 2016 yılı için 2 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirterek şunları söyledi: “MINISO’nun ‘doğaya ve ürünlerin özüne geri dönülmesi’ felsefesi tüketiciler tarafından büyük bir kabul gördü. Ürünlerimiz, tasarımı abartılı olan ve çevreye zararlı olanlardan çok, yaşam için en temel ve makul taleplerin çıktılarıdır. Ayrıca fiyat rasyonelliğine dikkat ediyor, her tüketicinin kaliteli ürünleri rahatlıkla satın almasına özen gösteriyoruz. MINISO'nun 2017 sonuna kadar 100'den fazla ülkede mağazaları açması ve 2020 yılına kadar 6 bin mağazaya ulaşması ve toplamda 9 milyar dolarlık küresel gelir elde etmesini öngörüyoruz. Türkiye dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerinden biri olarak MINISO'nun gelişimi için önemli bir pozisyonda. Türkiye'deki MINISO mağazaları ve MINISO'nun özel çalışma felsefesi ve mükemmel ürünleri ile dünyanın her yerinden ziyaretçilerinin benzersiz alışveriş deneyiminin tadını çıkarmasını, MINISO'yu sevmesini umut ediyoruz.”

TÜRKİYE’DE MAĞAZA YATIRIMLARIYLA BÜYÜYOR Ataşehir Watergarden, Kanyon’da ve Ümraniye Meydan AVM’deki mağazalarını müşterileriyle buluşturan MINISO, üzerinde çalıştığı yeni projeleriyle yıl içinde mağaza sayısını katlayarak artırmayı ve yılsonunda 10 mağazaya ulaşmayı hedefliyor. İstanbul’un ardından Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir gibi metropollerden sonra tüm Türkiye’de perakende pazarında güçlenmeyi planlayan markanın sonraki hedefi ise Doğu Avrupa, Afrika ve Orta Doğu’da yer almak.

134



PERAKENDE

Panino Pizza ailesine yeni şubeler ekliyor Panino Pizza, kurduğu ailesini genişletmeye devam ediyor. Müşteri odaklı firma, konusunda uzman kadrosu ile bugün itibariyle şube sayısını 26’ya çıkardı. Panino Pizza’nın 2017 yılında hedefi şube sayısını 50’ye çıkarmak…

P

anino Pizza 17 yıl boyunca pizza ve çeşitli restoran/ kafe işletmeciliği yapan, Ege Üniversitesi Gıda Bölümü mezunu Ferhat Turan tarafından 2009 yılında İzmir de kurulan bir firma… Ege Bölgesi genelinde ve Türkiye'de hızla artan şubeleriyle, gıda güvenliği ve kaliteden ödün vermeden; lezzetli, sağlıklı ve ekonomik ürünlerini, hızlı ve güler yüzle sunarak sektörde önemli bir yer edinen Panino Pizza’nın hedefi ise Türkiye’nin her bölgesinde yer almak.

HEDEF; 2017 YILINDA ŞUBE SAYISINI 50’YE ÇIKARMAK Hiçbir katkı maddesi kullanmaksızın, günlük sütle yoğrulan taze hamurla hazırlanan, özel soslar eşliğinde her katı ayrı bir tatla harmanlandırılan pizza çeşitleri, çalışanları, müşterileri ve şubeleri ile Panino Pizza, kurduğu ailesini genişletmeye devam ediyor. Müşteri odaklı firma, konusunda uzman kadrosu ile bugün itibariyle şube sayısını 26’ya çıkardı. Yılların vermiş olduğu tecrübe ile tüm ArGe çalışmaları tamamlanmış lojistik hizmeti, profesyonel yönetim ekibi ve eğitim destek kadrosu ile kurulmuş olan sistemde Panino Pizza hedefini, ülke genelinde en az her ilde bir restoran olarak belirlemiş... Panino Pizza’nın 2017 yılında hedefi ise şube sayısını 50’ye çıkarmak. Rekabetin yoğun olduğu pazarda, hedeflediğiniz ticari başarıyı yakalamak için doğru marka ile çalışıyor olmak çok önemlidir. Bu anlamda tecrübesini ve bilgi birikimini özveri ile bayilerine aktaran Panino Pizza, her geçen gün ailesine yeni şubeler ekliyor. Sektörde hızlı büyüyen marka, tüketiciler tarafından tercih edilen ve beğenilen firma olmayı başardı.

136



Özel

Röportaj “Organizasyon bizim işimiz…” Meslekte 23 yılı geride bıraktınız... Alışveriş merkezleri etkinlikleri, açılışlar, defileler, organizasyonlar denilince akla siz geliyorsunuz. Tercih edilme sebebinizi neye bağlıyorsunuz? 23 yıl geçmiş ama bana dün başlamışım gibi geliyor. Yaptığım iş hayatta en zevk aldığım konu olunca sanırım böyle oldu. Stres ve adrenalin bana iyi geliyor. Her an kalp çarpıntısı içinde ‘aman ne olacak, iş nasıl bitecek?’ endişesi olsa da işim hayatım benim. AVM'lerde 2000 yılından bu yana çalışıyorum. Bu konu uzmanlık alanım oldu. İşin mutfağını da bildiğim için bizleri tercih eden yöneticilerle aynı dili konuşuyorum. Bu da işimizi kolaylaştırıyor. AVM'ler yeni yaşam merkezleri... Hayatımızda yokken ne yapıyormuşuz bilmiyorum, nereye gidip nasıl vakit geçiriyormuşuz. İşte o nasıl vakit geçiriyormuşuz lafını dedirtebilmek, misafirlere ayak alışkanlığı kazandırmak için 17 yıldır gece gündüz çalışıyoruz. Sanırım pek de hiçe sayılmayacak kadar emeğim var bu sektörde. Defileler, şovlar, konserler, imza günleri ve daha yüzlerce değişik projeyi Türkiye'nin dört bir şehrine götürdük. Ne şahane anılarımız var bilseniz. AVM'lerin bizi tercih etmeleri; güvenmeleri demek... Bundan daha önemli ne olabilir. Tecrübe parayla satın alınamayacak bir şey. Oluşabilecek bir krizde tek çare tecrübelerinizi kullanarak bulacağınız çözümler olacaktır. Yönetici de bunu göz ardı etmeyip, işi ehline teslim edince buluşabiliyoruz. Son dönemde organizasyon işi yapmak isteyenlere sıkça rastlıyoruz. Ancak sizin farkınız sürekliliğiniz. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Tam da damarıma bastınız bu soruyla... İş güç bulamayan herkes 'ben de organizasyon yaparım' deyip sektöre girmeye çalışıyor. Bir sürü küçük organizatörcüklerle doldu sektör. Biraz geçmişlerini sorun anlatsınlar, 2-3 adam tanıyan bu işe giriyor. Hep yalan dolan. Sektörü de ters yüz ettiler. Çok kızgınım konuşturmayın beni. Bu iş süreklilik ister. Çok ameliyat yapan cerrah gibi, ne kadar çok vaka görürse hepsi tecrübe olacak. Bunca yıldır görmediğim ve yapmadığım organizasyon neredeyse kalmadı. Kongreden lansmana, defileden yabancı starlara, yarışmadan konserlere, imza günlerine, ser-

138


Özel

Röportaj

gilere kadar daha sayamadığım sayısız işe imza attım. Bu meslekte kalıcı olmak o kadar kolay değil sanırım... Kalıcı olmak elbette zor, ama her önüne gelen vizesiz bu işe girdikçe daha da karmaşık bir hale geliyor bizim sektörümüz. Herkes organizatör, herkes basın danışmanı, herkes menajer... Neyse konuşturmayın beni, gerçekten siz sordukça ben sakin olamıyorum. Gerçi bir süre sonra anlaşılıyor kimin işi nasıl yaptığı, ne işler çevirdiği ama anlaşılıncaya kadar o marka onun referansları arasına girmiş oluyor. O kadar çok taklit ediliyorum ki sinir olmuyor değilim. Neden üretip kafa çalıştırmazlar da hep kopyalamak için takip ederler bilmiyorum. Hoş değil takip etmek, ama koşsalar da arkamdan yetişemezler. Başarınızın sırrını açıklar mısınız? Çok çalışmak hatta uykunda bile çalışmak, çok araştırmak ve dünyayı gezmek ve daha iyi ne yapabilirim diye meslek büyükleriyle istişareler yapmak ve üretmek. Sinan Akçıl'ın bir etkinlikte beni 'organizasyon dünyasının Messi'si' diye anons etmesi pek hoşuma gitmişti doğrusu. Organizasyonlarınızda en çok sizin koşturduğunuza basın mensubu olarak biz de şahit oluyoruz. Ben patronum, ekibim çalışsın demiyor musunuz? Ben hiç patron olmadım olamam da zaten. Masa başında olduğumda sorumluluklarım gereği öyle gözükebilirim ama uygulamada en ağır işçi benim. Ekibime sorun onlar da bana katılacaklardır. Zaten olması gereken de böylesi. Adımı koyarak aldığım her iş, tecrübeme güvenilerek bana teslim ediliyorsa benim de mahcup olmamak için herkesten daha

fazla çalışıp o işi tamamlamam lazım. Oturduğun yerden olmaz bu iş. Organizasyon işi iyi planlama ve sahada doğru uygulama gerektirir 'ben yaptım oldu' ile olmaz. Sizinle çalışmak kolay mı zor mu? Dışarıdan zor bir insan olarak göründüğünüzü itiraf etmeliyim... Zorum çünkü işimi hatasız yapmaya çalışırım. Pardonu yok bizim işimizin. Canım cicimle olmaz bu iş. Zaten etrafta bolca canım cicimle iş alıp yapan var, ben bunlardan olmadım olmam da... Zorum çünkü işime saygı duyuyorum, zorum çünkü prensiplerim var, zorum çünkü laubaliliğe sorumsuzluğa gelemiyorum, zorum çünkü yalan dolanla iş yapmıyorum, zorum çünkü tek başıma çalışmıyorum, birçok çalışanım sorumluluklarım var. Kaç eve ekmek gidiyor nasıl rahat olabilirim ki... Zorum çünkü evladıma alın terimle kazandığım ekmeği yedirme mecburiyetim var. Hırslı mısınız? Öyle sanılabilirim ama aslında hırslı hiç değilim. Yarışım mücadelem hep kendimle. Bunun adı da hırs değil. Başarı odaklıyım evet, başarısızlığı kabul edemiyorum ama öyle gözü dönmüş her şey mübah diye bakan biri asla olamam. Vicdanım ve merhamet duygum beni en çok yoran özelliklerim. Hal böyle iken hırs mırs olmuyor. Ekibinizden biraz bahseder misiniz? Kaç kişilik bir ekipsiniz, birlikte çalıştığınız insanlarda en çok hangi konulara önem verirsiniz? Çekirdek kadromun dışında bazen 100, bazen daha fazla sayıda ekip yönettiğim oluyor. Hepsinde istediğim şey önce işlerine saygıları, zaman yönetimlerini doğru yapmaları. İşten kaytarmaya çalı-

Banu Noyan Event Office büyük bir marka, bu markayı korumak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Valla doğrusu hem dua hem çok çalışmayla yapıyorum işlerimi. Planlama ve doğru ekiple, teknik direktörü olduğum spor takımı gibi çalışıyoruz. Büyük küçük iş diye bakmam. Benim için her iş itina ister. Dedim ya pardonu olmayan bir iş benim işim. Sağlığım el verdikçe de işimin başında olarak çalışacağım. Allah ne kadar nasip ederse…

şan, tembel ve bahanesi bol hiç kimseye katlanamam. Öyle olduğunu fark edersem güle güle derim. Zaten onlardan da hiçbir şey olmaz. Bırakın benimle çalışmasını öyle bir insandan kimseye fayda gelmez. Ancak benden öğrendikleriyle birkaç işe girerler ama sonra bir şey olmadıkları anlaşılır ve kapıyı gösterirler. Zaten unutmayın, ustalar son en önemli metotlarını kimseye öğretmezler. Eğlence ve sanat dünyasının merkezi İstanbul… Ancak siz Türkiye'nin en batısından, en doğusuna kadar uzanıyorsunuz. Bu kadar geniş bir çalışma ağı sizi zorlamıyor mu? Evet, Türkiyemizi dolaşıyor ve organizasyonlarımızla her şehrimize ulaşmaya çalışıyoruz. Ben ülkeme ve milletime aşığım. Öyle misafirperver bir milletiz ki... İstanbul elbette muhteşem ama Anadolu'da yaşadıklarım bir başka oluyor. Yorgunluk falan kalmıyor. Dün Adana'daydım bugün Konya'da. Bu da mesleğim sayesinde, Allah'ın bana bir lütfu. Her gün şükürle yatıp şükürle kalkıyorum. İş ve özel hayatınızda olmazsa olmazınız nedir? Benim hayatım sevgi üzerine inşa edilmiş. Hep sevdiğim ve sevildiğim yerde olmak isterim. Öyle göründüğüm kadar sert biri de değilim. Sadece arkadan konuşmam küsseler de kişinin yüzüne söylerim düşündüklerimi. Bunun için biraz çekinildiğimin farkındayım ama öyle bence dostluk budur. Arkadaşım olmayan birinin benim arkadaşım olduğunu söylemesine dayanamam. Her tanıştığım kişi nasıl arkadaşım olabilir ki... Sahte ilişkiler çok ama ben olabildiğince uzak tutuyorum kendimi. Güzel enerji yayarsak her şey sorunsuz bitiyor, tersi durumda aksilikler bitmiyor. İleriye dönük hedeflerinizde, hayallerinizde neler var? Bir sanat akademisi planlıyorum, artık tek hedefim bu. İnşallah kısa bir zamanda girişimde bulunacağım. Aslında tüm proje ve detaylar hazır iş sadece uygulamaya kaldı.

139


ORGANİZASYON “Dünya Turu-Çocuklar Firarda” oyununda ise minikler farklı ülkelerin kültürünü, müziklerini, yemeklerini, sembol şehirlerini ve o ülkeye özgü farklı çocuk oyunlarını öğrenebilecek. Çocuklar ülkeleri keşfetmeye başlamadan önce isimlerine özel pasaportları alarak ilgili ülkeye giriş yapacak. Çocuklar etkinlik sonunda ülkelerin yerel müzikleri ve danslarına eşlik ederek alandan ayrılacak.

Çocuklar hem oyun oynayacak hem de sosyal fayda sağlayacak Uzun yıllardır alışveriş merkezlerine birçok özgün konseptli projeler sunan TM Etkinlik Ajansı, dev gemi maketiyle büyük ilgi gören “Uçan Hollandalı” etkinliğinden sonra şimdi de “Kırık Oyuncakçı Dükkanı” ve “Dünya TuruÇocuklar Firarda” etkinliklerini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Projeler, çocukların eğlenerek öğrenmesinin yanında sosyal fayda oluşturmayı da amaçlıyor.

140

Uzun süreli sektör tecrübesi ve bilgi birikimini çocuk etkinlikleri ve tiyatroları alanlarına taşıyan TM Etkinlik Ajansı, yaratıcı konseptini kendi üstlendiği “Kırık Oyuncakçı Dükkanı” ve “Dünya Turu-Çocuklar Firarda” isimli iki yeni çocuk etkinliğini görücüye çıkarıyor. AVM’leri ziyaret eden ailelere ideal bir hafta sonu seçeneği olacak organizasyonda, çocuklar eğitici oyunlarla öğrenirken Anadolu’daki kardeşlerine de oyuncaklarını gönderecek. AVM’lerde 150 metrekare alan içerisine konumlandırılacak özel bir dekorda yer alan “Kırık Oyuncakçı Dükkanı” etkinliğinde çocuklar oyuncak tamircisi Piko Amca ile tanışacak ve onlara oyuncağının kırılma hikayesini anlatacak. Ardından Piko Amca ile birlikte oyuncaklarını tamir etmeye başlayan çocuklar, oyuncaklarını Anadolu’daki oyun arkadaşlarına gönderilmek üzere gönderim havuzuna bırakacak. Toplanan oyuncaklar, Anadolu’daki çocuklara gönderilmek üzere sivil toplum kuruluşlarına ulaştırılacak. Sosyal fayda yaratmayı hedefleyen etkinlik ile oyuna katılan çocuklar farklı şehirlerdeki çocuklara oyuncaklarıyla ışık olacak.

TM Etkinlik Ajans Başkanı Murat Kalaman, “Faaliyetlerimize Kale Outlet Center çocuk etkinlikleri ile başlayarak yıllar içerisinde birçok AVM’de hizmet verdik. Sektörde uzun yıllardır edindiğimiz bilgi birikimi ve tecrübe birçok yaratıcı işi de beraberinde getirdi. TM’nin en önemli farkı çocuk etkinlikleri üzerine 7/24 hizmet veren uzman bir ekibinin olması. Büyük ilgi gören ve dev bir gemi maketi ile çocukların korsan rolüne girdiği ‘Uçan Hollandalı’ oyununu, Capitol, Özdilek İzmir, İzmir Park AVM, NCity Diyarbakır AVM’de hayata geçirdik. Diyarbakır’da özellikle sokak çatışmaların korkuttuğu bir dönemde ‘Uçan Hollandalı’ oradaki çocuklarla buluştu. Basında çıkan ‘Çocuklar travmadan kurtuldu’ manşetleri bizim için büyük bir gurur kaynağı oldu. Her etkinlik sonunda ailelerden ve çocuklardan aldığımız olumlu tepkiler bizi yeni çocuk etkinlikleri yapmaya yöneltti. Ekibimizle uzun mesailer sonunda iki yeni projemiz olan ‘Kırık Oyuncakçı Dükkanı’ ve ‘Dünya Turu-Çocuklar Firarda’ oyunlarını tasarladık. Bu iki yeni etkinlik kurgusu çocukların; eğlenirken öğrenmesini, fiziksel aktivitelerinin artmasını ve sosyal beceri kazanmalarını sağlıyor” dedi.


Makale

DOÇ.DR KEREM YILDIRIM ŞİMŞEK

AVM’LERDE ETKİNLİK DÜZENLEYEN FİRMALARA TAVSİYELER Türkiye’de yapılan çeşitli rekreatif organizasyonlar sayesinde rekreasyon olgusunun gün geçtikçe daha anlaşılabilir hale geldiği görülüyor. Günümüz Türkiye’sinde bunun en güzel örneklerinden biri alışveriş rekreasyonudur. AVM’de gerçekleştirilen rekreatif etkinliklere verilen destek artmış ve ticari amaçlara ulaşabilmek için rekreasyonel aktiviteler bir araç olarak kullanılmaya başlanmıştır. AVM’lerin ve etkinlik firmalarının alışveriş rekreasyonuna vermiş olduğu destek sayesinde hem toplumun hem de AVM işletmelerinin rekreasyonel etkinliklerden faydalanma isteği gün geçtikçe artıyor. Ticari amaçlı alışveriş rekreasyonu organizasyonlarının çeşitlenmesi, yaygınlaşması ve hem etkinlik firmaları hem de AVM’ler arasındaki rekabetin artması, ortaya koyulan rekreatif hizmetin kalitesini de beraberinde getiriyor. Özellikle piyasada kalıcı olabilme, tüketici edinme, tüketici tatmini ve memnuniyetinde hizmet kalitesi, ticari amaçlı rekreatif organizasyon yapan etkinlik firmaları tarafından dikkate alınması gereken önemli bir unsurdur. Bu bağlamda, alışveriş rekreasyonu kapsamında AVM’lerde etkinlik düzenleyen firmaların icra ettikleri etkinliklerin hizmet kalitesinin artırılması sektörün gelişmesine, tüketici beklentilerinin karşılanmasına, uzman personelin yetişmesine, uzman personelin istihdamına ve sektör içerisinde yeni iş alanlarının açılmasına önemli katkılar sağlayacak. Alışveriş rekreasyonu kapsamındaki AVM etkinliklerinin temel amaçları ve örnekleri; 1) AVM içerisindeki tüketicilere yeni ürünlerin tanıtılması, 2) Tüketicilerin daha rahat alışveriş yapabilmesini sağlamak için çocuklarıyla sosyal etkinlik adı altında ilgilenilmesi, 3) Özel günlerin ya da hafta sonlarının (anneler günü, tiyatro haftası, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, sevgililer günü) tüketici odaklı değerlendirilmesi (dans gösterileri, çocuk tiyatroları, yarışmalar, söyleşi, sergi, el sanatları, resim, müzik, spor, tiyatro vb. eğitimler) olarak sıralanabilir.

Bu sayede, tüketiciler (aileler) AVM içerisine çekilerek alışveriş ortamının oluşması sağlanmaktadır. AVM içerisinde sosyal amaçlı yapılan etkinliklerin birçoğu çocuklar ile ilgilidir. AVM’lerde çocuklar üzerinde bu kadar yoğun durulmasının başlıca sebeplerinde biri aktiviteye katılmak isteyen çocuğun beraberinde ailesini de getirecek olmasıdır. Bir diğeri ise AVM ile ilgili aidiyet duygusunun çocuklara yerleştirilmesidir. Bu sayede AVM’ye yönelik aidiyet duygusu gelişmiş bir çocuğun yetişkin olduktan sonra alışveriş için aynı AVM’yi tercih etmesi olasıdır. AVM’ler içerisinde düzenlenen bu tür organizasyonlarda etkinlik firmalarının görevleri etkinlik alt yapısını oluşturmak (amaca yönelik etkinlik projesinin oluşturulması, eğitmen/ lider/personel, ulaşım, araç-gereç, vb.), AVM yönetimi ile birlikte etkinliğin reklamını yapmak ve işbirliği içinde çalışmaktır. Bu görevlerin yerine getirilmesindeki en önemli unsur etkinlik uzmanı personelinin sağlanmasıdır. Bu konuda, rekreasyon alanında uzmanlaşmış kişilerden yararlanılması etkinliğin kalitesi ile doğrudan ilişkilidir. Çünkü, etkinlikler üzerine uzmanlaşmış olan rekreasyon liderlerinin yapacağı aktivite uygulamalarının sonuçları tüketicilerin beklentilerini karşılayabilecektir. AVM’lerdeki birçok etkinliğin uygulanmasında problemler olduğu aşikar. Özellikle yapılan aktivitenin ve tüketicinin genel özelliklerine (aktivite yönetimi, personel iletişimi, becerisi, aidiyeti, liderliği vb. tüketicinin yaşı, cinsiyeti, gelir durumu vb.) vakıf olmayan personel seçimi hem AVM yönetimini hem etkinlik firmasını hem de tüketicileri birebir etkileyerek karşılıklı memnuniyetsizliği ortaya çıkarır. Bu memnuniyetsizliğin ortadan kaldırılması için hizmet kalitesini artıracak olan rekreasyon uzmanlarını dikkate alan organizasyonlara ağırlık verilmesi ve hizmet kalitesini geliştirici önlemlerin ve tekniklerin uygulanması hem AVM’ler hem de etkinlik firmaları için hayati öneme sahiptir. Hizmet kalitesini etkileyecek bir diğer konu ise sektör içerisindeki firmaların acaba hangi tekniği ya da teknikleri kullanabileceğidir. Bu problemi şu şekilde açıklamakta fayda var. AVM içerisindeki bir hizmetin ya da ürünün tutundurma çalışmaları söz konusu ise bu ürünün ya da hizmetin eğlendirerek eğitim uygulamalarından yararlanarak tüketiciye ulaştırılması önemlidir ki bu uygulamalarda üzerinde durulması gereken en önemli şey tüketicinin ürünü ya da hizmeti deneyimlemesini sağlamaktır. Örneğin, AVM’ler içerisinde çocuklar için düzenlenen bir tiyatro oyununun eğiten, öğreten, deneyim sağlayan, güncel teması olan, interaktif özellikler sergileyen, sponsoru/sponsorları olan, ürün promosyonuna destek veren ve gerektiğinde ailelerin çocuklarını emanet edebileceği özelliklere sahip olması gerekir. Böylece, çocuk tiyatrosu ile birlikte çocuklar güncel tema ile ilgili eğitim almış, interaktif yaklaşımla deneyim sağlamış, ürün ya da hizmet tanıtılmış, sponsor firmaların reklamı yapılmış ve çocukların eğlenerek geçirmiş olduğu süre içerisinde aileleri de AVM’nin diğer noktalarında alış veriş yapabilmiş olacaktır.

141


EĞLENCE

KILINÇ LUNAPARK, İŞLETMEKTE OLDUĞU LUNAPARKLARA İKİ YENİ DAHA ŞUBE EKLEDİ.

Kılınç Lunapark’tan iki yeni şube daha Yeni eğlence merkezi açarken yaşamış oldukları zorluklara da değinen Kılınç, “Kılınç Lunapark olarak birçok AVM ve belediyelerle çalışıyoruz. İşletmekte olduğumuz kurumlar bizden son derece memnunlar, ama bizimde AVM ve belediyelerden beklentilerimiz var. Beklentimiz ise; AVM’lerin ve belediyelerin eğlence yerlerini kiraya verirken, kirayı yüksek verene değil, işi daha güzel yapana vermeleri yönünde. Onun için AVM ve belediyelerin önce iyice araştırma yapmaları, firmanın bu işi yapabilecek kapasiteye sahip olup olmadığını kontrol etmeleri ve daha önce nerede iş yerleri olup olmadığını araştırıp, o şekilde karar vermeleri gerekiyor” dedi ve sözlerine ekledi: “Eğlence işi bizim işimiz… Ailelerin rahat ve huzurlu bir ortamda eğlenmelerini sağlıyor ve akıllarda kalacak ilgi ve alakayı onlara gösteriyoruz. Böylece müşteri nezdinde memnuniyeti ve sürekliliği de sağlamış oluyoruz. Tabii ki işimizi güzel yapmamız AVM’lerin ve belediyelerin de kazançlı olmasını sağlıyor.”

1

969 yılında Gaziantep’te kurulan Kılınç Lunapark, 45 yıllık deneyimi sayesinde ülkemizin birçok ilinde eğlence sektöründe adından söz ettiriyor. Lunapark hizmeti ile birlikte lunapark ekipmanları üretimi de yapmakta olan firma; Sivas merkez başta olmak üzere, Malatya Park AVM ve Gaziantep M1 AVM önünde, Gaziantep Yeşilvadi 1. ve 2. Etap’da, Hatay Primemall AVM ve Mardin Movapark AVM önünde lunapark hizmeti veriyor. “Türkiye’nin yedi ilinde işletmekte olduğumuz lunaparklara, Türkiye’nin en büyük parkı olan Gaziantep Şahinbey Yeşilvadi Parkı’nın 1. ve 2. Etabı’nda açtığımız iki yeni şubemizi daha eklemiş bulunuyoruz” diyen Kılınç Lunapark Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Kılınç, “Öncelikle Yeşilvadi Parkı’nın yapılışında büyük emekleri olan Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğluna sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Gaziantepli hemşerilerimizin ve il dışından gelecek misafirlerimizin mutlaka Yeşilvadi Parkı’nı ziyaret etmelerini öneriyoruz” dedi.

142



EĞLENCE

Oyun ve eğlence sektörünün

çözüm ortağı

Karınca Park Firma Sahibi Seçkin Sütşurup: “Çocuk Lunapark makinaları imalatı ve işletmeciliğine ağırlık veren, birçok firmanın yedek parça temini ve çözüm ortağı olan Karınca Park firması, ithal oyuncak ve eksperlik hizmetleriyle AVM sektöründe yurt içi ve ağırlıkla yurt dışı çalışmalarıyla büyük başarılar kaydetti” dedi.

144

Karıncapark’ı tanıyabilir miyiz? Ne zaman kuruldu? Hangi sektörler ve firmalarla çalışıyorsunuz? Karınca Park 1998 yılında kurulan bir firma. Jetonlu oyuncak makine imalatıyla sektöre adım atan ve faaliyetlerini bu şekilde devam ettiren firmamızın üretim süreci zaman içinde çok çeşitli oyuncak üretimleriyle büyüdü. Yıllar içinde çocuk lunapark makinaları imalatlarına ağırlık veren Karınca Park, bu alanda Türkiye’nin büyük ve çeşitlilik üreten firmalarından biri olmayı başardı. Yeni kurduğumuz iki fabrika ile seri üretim hızımızı artırdığımızı da belirtmek isterim. Ürünlerinizden bahseder misiniz? Müşterilerinize hangi çözümleri sunuyorsunuz? Çocuk Lunapark makinaları imalatı ve işletmeciliğine ağırlık veren, birçok firmanın yedek parça temini ve çözüm ortağı olan Karınca Park firması, ithal oyuncak ve eksperlik hizmetleriyle AVM sektöründe yurt içi ve ağırlıkla yurt dışı çalışmalarıyla büyük başarılar kaydetti.

Yeni ürünlerinizden bahseder misiniz? Var olan ürünleriniz üzerinden geliştirmeler mi yoksa tamamen yeni ürünler mi sunuyorsunuz? Şu an ağırlıkla çocuk lunapark oyuncakları üreten firmamız, hem varolan ürünleri geliştirerek hem de yeni ürünler imal ederek müşterilerine ulaşıyor. Mini lunapark alanları hangi yapılar için daha uygun? AVM’lere bu konuda hangi ürünler sunuyorsunuz? Mini lunapark oyuncaklarının her AVM’de önemli bir talep oluşturmasından ötürü mutlaka olması gerektiğini düşünüyorum. Çocuklar her geçen gün gelişen teknolojiden, akıllı telefonlardan, video oyunlardan ve ekranlı simülatörlerden sonra artık eğlenebilecekleri, hareket edebilecekleri mini lunapark makinalarını tercih ediyor. Mini lunapark ürünlerimizin açık alanda kullanıldığı alışılagelmiş bir durum olduğu gibi artık AVM içi ya da kapalı alanlarda da kullanımı mümkün olup, yaygınlaşmaya başlamıştır.



ÜRÜN & HİZMET

Tüm kurum ve kuruluşlarda zorunlu!

Resmi Gazete yayınlanan İlkyardım Yönetmeliği’ne göre tüm kurum ve kuruluşlar istihdam edilen personel için, bu yönetmeliğe göre yetkilendirilmiş merkezden en az ‘Temel İlkyardım Eğitimi’ sertifikası almış ilkyardımcı bulundurmak zorunda! Konuyla ilgili görüştüğümüz TRN Assistance Kurucu Ortağı Serkan Turan, hem yönetmelik hem de verilen eğitimler doğrultusunda bizleri aydınlatırken, bu zorunluluğu yerine getirmeyen firmalar için uygulanan cezai yaptırımlar hakkında da bilgiler verdi.

Kurumların çalışanlarına ilkyardım eğitimi vermeleri zorunlu mu? Evet, zorunludur. Resmi Gazete yayınlanan İlkyardım Yönetmeliği’ne göre; tüm kurum ve kuruluşlarda istihdam edilen her yirmi personel için bir, ilgili mevzuata göre ağır ve tehlikeli işler kapsamında bulunan işyerlerinde her on personel için bir olmak üzere, bu yönetmeliğe göre yetkilendirilmiş merkezden en az ‘Temel İlkyardım Eğitimi’ sertifikası almış ilkyardımcının bulundurulması zorunlu. Bu eğitimler için belirli prosedürler var mıdır? Evet, bu eğitimler için Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen belirli prosedürler var. Mesela katılımcı başına eğitimlerde en az 3,5 metrekare alan olması ya da 7 katılımcıya bir eğitmen olması ve en fazla 21 kişilik sınavların gerçekleştirilmesi gibi. İlkyardımcı sayısı, iş yerlerinin tehlike seviyesine göre az tehlikeli iş yerlerinde 20, tehlikelilerde 15, çok tehlikelilerde ise her 10 çalışan için bir ilk yardımcı olarak belirlendi. İlkyardım eğitimlerine kurumsal olarak başvurular mı daha fazla yoksa bireysel olarak da başvurular alabiliyor musunuz?

146

olduğumuz eğitimlerde eğitim almış ve müdahale yapmış katılımcılarımızla gurur duyduğumuz birçok an oldu. Alınan ilkyardım eğitimlerinin belirli bir süresi var mıdır? Sonrasında güncelleme gerekli midir? Evet, verdiğimiz eğitimlerin yasal süresi 3 yıldır. 3 yıl sonra, 1 günlük güncelleme eğitimi vererek, belgelerin süresini yeniden 3 yıl uzatmış oluyoruz.

Her iki türlü başvuru alıyoruz. Bu anlamda firma olarak yürüttüğümüz ‘sen de kahraman ol’ sloganımızla bireysel başvurulara da ayrı bir önem veriyoruz. Bu eğitimler kaç gün sürüyor ve çalışanlar hangi bilgileri alıyorlar? İlkyardım eğitiminde süre ve sorular Sağlık Bakanlığı tarafından standart hale getirildi. Toplam 16 saat ve 2 gün (katılım zorunlu ). A’dan Z’ye tüm ilkyardım konularını hem teorik hem de pratik olarak veriyoruz. İlkyardım müdahalesinde bulunacak biri için 2 günlük eğitim yeterli mi sizce? Yüzde 100 yeterli demek doğru olmaz, ama bir farkındalık yarattığı kesin. İlkyardım eğitimlerinin kurum içinde nasıl bir katkısı oluyor? Kurumlar öncelikle kanuni zorunluluklarını yerine getirmiş oluyorlar. Bireyler ve çalışanlar ise günlük çalışma ve yaşam şartlarında, karşılaşmış oldukları sıkıntılı anlarda, almış oldukları eğitimle bir adım öne çıkararak arkadaşına, eşine, dostuna, ailesine çare olmak hissini yaşamış oluyorlar. Bugüne kadar vermiş

Çalışanlarına ilkyardım eğitimi vermeyen bir işletme için yaptırımlar nelerdir? 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda çokça belirtildiği üzere bu yükümlülüğü yerine getirmeyen firmalara uyulmayan her bir yükümlülük için bin 78 Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktarda idari para cezası verilir. TRN ilkyardım olarak; ilk yardımın önemi konusunda farkındalık oluşturacak etkinlikler düzenleyerek toplumsal bilinç oluşmasına katkı sağlamak ve ilk yardım bilincinin geliştirilmesi, ilkyardım eğitimi almış kişilerin sayısının artırılması ve konuya gereken duyarlılığın gösterilmesi ve eğitimi geniş kitlelere ulaştırmak hedeflerimiz arasındadır.


ÜRÜN & HİZMET

Anahtar teslim hizmetler… Ertuğ Reklam CEO’su Sacit Ertuğ: “Topluma ve çevreye duyarlı bir üretim anlayışı ile müşterilerimizin ihtiyaçlarına en iyi ve en güncel çözümleri sunarak sektördeki etkin pozisyonumuzu daha da perçinlemeyi arzuluyoruz” dedi. Öncelikle kısaca sizi tanıyalım… Bizlere kısaca Ertuğ Reklam hakkında bilgi verir misiniz? Hizmet alanı nedir, neler yapar? Ertuğ Reklam olarak, ulusal ve uluslararası zincir markaların bayilik çalışmalarında kurumsal kimlik projelerine uygun olarak gerek dış cephe giydirme ve tabela işlerinde gerekse iç mekan shop fitting uygulamalarında çözüm ortağı olarak hizmet veriyoruz.

Peki, hangi sektöre hizmet ediyorsunuz? Müşteri portföyümüzün önemli bir bölümünü bluechip diye tabir edilen yüksek marka değerine sahip otomotiv şirketleri, bankalar, akaryakıt şirketleri, fast food vb. zincir mağazalar oluşturuyor. Özellikle outdoor reklamda yoğun bir rekabet söz konusu… Peki, rekabetin bu denli fazla yaşandığı sektörde ön plana çıkmak adına neler yapıyorsunuz? Sektörde öne çıkmamızı sağlayan özelliklerimizi ana başlıklar altında toplayacak olursak; -Öncelikle fiyat-kalite paritesinde müşterimize daima en doğru ürünü sunuyoruz. Planlanan bütçe içinde kalabilecek, en dayanıklı, en çekici malzeme ile en uygun tasarımın uygulanması şart. Bu konuda şeffaf bir şekilde müşterilerimizin doğru seçimi yapabilmeleri için elimizdeki

tüm bilgi birikimi ve tecrübelerimizden faydalanmalarını sağlıyoruz. -Bir diğeri; üretim dışında proje yönetimi, danışmanlık ve kontrolörlük hizmetleri de sunmamız Ertuğ Reklam’ı müşterileri için anahtar teslimi hizmetler sunan bir çözüm ortağı haline getiriyor. Sektördeki pek çok farklı projede değişik bakış açıları ve tecrübe kazanmış kadromuz ile müşterilerimizin üzerindeki yükün büyük bir bölümünü omuzlayarak sunduğumuz hizmet sayesinde, kendi asli işlerine daha rahat konsantre olmalarını sağlıyoruz. Ayrıca kendi bünyemizde yer alan, montaj ekip ve ekipmanlarımız sayesinde ürünlerimizin son aşamasına kadar kalitesinden ödün vermeden gerek tüm Türkiye’ de gerekse yurt dışında montajını en üst seviyede gerçekleştiriyoruz. -Müşterilerimize ERP sistemimiz sayesinde operasyonel efektif stratejilerini daha rahat uygulayabilmelerini sağlıyoruz. -Çalışanlarımızı daimi eğitime tabii tutarak en doğru hizmeti ve garantileri vermek şirket politikamızdır. Bir örnek verecek olursam; alüminyum kaynakçılarımız Lloyds sertifika testine sahiptirler. -Bu taahhütlerimizi en doğru

şekilde gerçekleştirmek için almış olduğumuz Unicert DIN EN ISO 14001:2009, Unicert EN ISO 9001:2008 ve Unicert BS OHSAS 18001:2007 kalite belgeleri ve güvenlik eğitimleri en büyük teminatımız… Peki, “diğerlerinden farklı olarak bunları da yapıyoruz” dediğiniz çalışmalar var mı? Kalite kriterlerimiz, günümüzün ihtiyaçlarına uygun olarak en yeni malzeme ve teknolojiyle sürekli olarak yenileniyor. Tüketiciye dinamik bir şekilde ulaşmayı sağlayan interaktif mekatronik reklam platformlarını üniversiteler ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge işbirlikleri sayesinde daha ileri seviyelere taşıyarak, son kullanıcıyı yüksek seviyede etkileyip cezbeden ve bağ kurmasını sağlayan reklam sektörünün modern ve inovatif çözümlerini yaratmak şirketimizin temel ilkesidir. Reklam noktasında yeni mecraları kullanma veya kullanamama konusunda neler söylenebilir? Sürekli değişen ve gelişen günümüz piyasa koşullarında marka bilinilirliğini artırmak ve sürekli gelişen yapımızı anlatabilmek adına yeni mecralarda yer almak, yeniliklere açık firma kültürümüze uyan bir yaklaşımdır.

Firmanızın geleceği ile ilgili planlarınız hakkında da son olarak biraz bilgi alabilir miyiz? Kurulduğumuz günden bugüne, mükemmeliyetçi bakış açımızla harmanladığımız değer odaklı felsefemiz; projelerinin büyüklüğünden bağımsız olarak, tüm müşterilerimize eşit hizmet vermek üzerine kuruludur. Topluma ve çevreye duyarlı bir üretim anlayışı ile müşterilerimizin ihtiyaçlarına en iyi ve en güncel çözümleri sunarak sektördeki etkin pozisyonumuzu daha da perçinlemeyi arzuluyoruz.

147


ÜRÜN & HİZMET

Plaka tanıma sistemleri noktasında AVM’ler doğru yönlendirilmeli YENİ YASA KAPSAMINDA GÜNDEME GELEN PLAKA TANIMA SİSTEMLERİ VE BU KONUYA YÖNELİK AVM’LERE SAĞLADIKLARI DESTEKLERLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİ ALDIĞIMIZ AÇIK KART GENEL MÜDÜRÜ MURAT KİBAROĞULLARI, “SÜRECİN PEK ÇOK DETAYI İÇERMESİ NEDENİYLE YAKLAŞIMIMIZ BU SÜREÇTE AVM’LERİ DOĞRU YÖNLENDİRMEK VE YAPTIKLARI YATIRIMIN TÜM BİLEŞENLERLE BİRLİKTE SAĞLIKLI OLMASINI TEMİN ETMEK” DEDİ.

Yeni yasa kapsamında gündeme gelen plaka tanıma sistemleri AVM’lere ne gibi güvenlik tedbirleri alma zorunluluğu getiriyor? AVM ziyaretçileri bu durumdan nasıl etkilenecek? Bilindiği üzere 30 Aralık 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliği takiben Şubat sonu itibariyle her bir AVM‘nin bağlı bulunduğu Emniyet birimleri tarafından ilgili yönetmeliğe istinaden esas, gereklilik ve “Teknik Şartname”yi de kapsayan resmi dokümanlar AVM’lere elden teslim edilmeye başlandı. Böylece AVM’lerde yer alan açık ve kapalı otoparklar, mal kabul girişleri gibi araç giriş ve çıkışlarının sağlandığı her türlü noktanın kontrol altına alınması Emniyet tarafından belirlenen Teknik Şartname’ye istinaden AVM’ler nezdinde bir zorunluluk haline getirilmiş oldu. Dünyada ve ülkemizde son zamanlarda yaşanan terör olayları nedeni ile zor günler geçirdik. Bu zor günleri birebir yaşayan vatandaşlarımız artık güvenliği daha da öne alarak ziyaret tercihlerinde bu faktörü önde tutmaya başladılar. Alışveriş merkezleri gibi ziyaretçilerin yoğun olduğu ve insanların uzun süreli zaman geçirdiği alanlarda ne kadar güvenlik faktörüne önem verilirse ziyaretçiler geldikleri ortamda o denli huzurlu ve mutlu hissedeceklerdir.

148


ÜRÜN & HİZMET

Açık Kart olarak plaka tanıma sistemleri kapsamında ne gibi ürün-hizmet ve ayrıcalıklar sunuyorsunuz? AVM’ler bu uygulamaya geçtiklerinde onları nasıl bir maliyet bekliyor? Açık Kart’ın sunduğu AVM Plaka Tanıma Sistemleri, tüm yazılım, donanım, montaj, devreye alma, servis, garanti ve danışmanlık hizmetlerini kapsıyor. Sunmuş olduğumuz AVM Plaka Tanıma sistemleri son yayımlanan Teknik Şartname ile yüzde 100 uyumludur. Açık Kart olarak sürecin başından beri temas halinde olduğumuz AVM’leri konu hakkında doğru yönlendirmeyi esas aldık. Yaklaşımımız, her bir AVM’nin ihtiyaçlarının Emniyet tarafından kendilerine teslim edilen “Teknik Şartname” dokümanlarına uygun olarak değerlendirilmesi ve yatırımın bu değerlendirmeye istinaden yapılmasının sağlanması. Emniyet tarafından yapılan keşifler sonucunda, her bir AVM bazında olması gereken teknik gereklilikler ve hizmet kapsamı net bir şekilde ifade ediliyor. Dolayısıyla Açık Kart olarak bizler de her bir AVM’yi ayrı bir proje olarak ele almakta, proje ekibimizle sürecin yönetimini keşif, teklif, kurulum, montaj ve servis aşamaları dahil olarak danışmanlık kapsamında anahtar teslim yapmaktayız. Sürecin pek çok detayı içermesi nedeniyle yaklaşımımız bu süreçte AVM’leri doğru yönlendirmek ve yaptıkları yatırımın tüm bileşenlerle birlikte sağlıklı olmasını temin etmek. Plaka tanıma sistemlerinde oldukça düşük maliyetli çözümleri bulmak mümkün, ancak ucuz ve teknik yeterliliği iyi sorgulanmamış çözümlerle mevzuata uyum sağlanamayacaktır. Burada mevzuata tam anlamıyla uyumlu olmalısınız ve emniyet birimlerimizin beklentilerini karşılayacak bir sistem çözümüne sahip olmalısınız. Bu nedenle nispeten daha maliyetli olan, ancak uzun yıllar çalışma veriminden herhangi bir şey kaybetme-

yecek sorunsuz, etkili ve emniyetten kabul alabilecek güvenli bir sisteme yatırım yapılması gerekiyor. Son olarak plaka tanıma sistemleri haricinde 2017 yılında Açık Kart’ı hangi çalışmalarıyla/yatırımlarıyla göreceğiz? 2017 hedefleri, katılacağınız fuar ve zirveler neler kısaca bahseder misiniz? Açık Kart olarak bugüne kadar müşterilerimize kaliteli ve yenilikçi ‘loyaltech’ çözümlerini sunduk. Geçtiğimiz yıl yaptığımız yatırımlarla, gelişen teknolojilerden faydalandık ve çözümlerimizi dijitalleştirdik. Farklı ve yenilikçi mobil çözümler sunuyoruz. Tüketici-çalışan sadakati ve ödül yönetimi ya da bayi satış teşvik programları ve önemli markalardan oluşan indirim networkümüzdeki uygulamalarımıza ödeme fonksiyonu da ekliyoruz. Böylece ‘fintech’ çözümlerini de uygulayarak uçtan uca müşteri deneyimini yaşatıyoruz. 23 kategoride 283 projenin yarıştığı ve 30 Mart 2017’de sahiplerini bulan Doğrudan Pazarla İletişimcileri Derneği’nin DPID Ödülleri’nde “Sadakat Program Yönetim Danışmanlığı“ kapsamında, hizmetlerini sunduğumuz İçerenköy Carrefoursa AVM shop&win sadakat

programı projesiyle zorlu rakiplerin arasından sıyrılarak “Sadakat Uygulamaları” kategorisinde 3.’lük ödülünü aldık, böylece “Sadakat Program Yönetim Danışmanlığı” hizmetlerimiz de tescillenmiş oldu. Yine shop&win projesiyle dünyanın önde gelen ve prestijli sadakat otoritelerinden Loyalty Magazine Awards Londra’da “Yılın Sadakat Programı“ kategorisinde finaldeyiz. Keza Fintech girişimlerimizden “Açık Kart Payment Gateway” ile “Fintech innovation of the year” kategorisinde Seamless Awards Middle East 2017’de de finalistiz. Dolayısıyla bu sene gerçekleştirmiş olduğumuz hizmetlerin inovatifliği, doğruluğu da otoriteler tarafından tescilleniyor. Bu da bizim açımızdan oldukça gurur verici gelişmeler. 4-6 Nisan’da Dubai’de gerçekleşen World Retail Congress’te standımızla yer alıyor ve ayrıca panellerde konuşmacı olarak yer alıyoruz. Bu kongrede de perakende ve AVM dünyasının nabzını tutuyor, perakendede dünyanın sayılı dev markalarıyla görüşüyor, yeni müşterilerle ve yeni iş ortaklarıyla tanışıyor olacağız.

Bugün itibariyle AVM’ler plaka tanıma sistemlerine nasıl bakıyor? Bu kapsamda hizmet verdiğiniz AVM’ler var mı süreç nasıl ilerliyor? Resmi Gazete’de yayımlandığı günden bugüne kadar geçen sürede AVM yöneticileri ve yatırımcıları tarafından süreç ilgi ile takip ediliyor. Devlet tarafından zorunlu hale getirilen konu olması sebebiyle her bir AVM bu konuda oldukça hassas ve bu ihtiyacı sağlamak için gerekli çalışmalara başlamış durumda. Şubat sonu itibariyle Teknik Şartname AVM’lerle paylaşıldı ve Emniyet birimleri AVM bazında keşiflere başladı, sistem kurulumunun Teknik Şartname’ye uyum ve sistemin sağlıklı hayata geçirilmesi emniyet birimlerinin kabullerini kapsaması nedeniyle Açık Kart olarak sağlıklı keşif yapılmasını önemsiyoruz. Dolayısıyla sürecimizde teklif aşamasından önce keşifleri gerçekleştiriyoruz akabinde tekliflerimizi sunuyoruz. Bu kapsamda özellikle birden çok AVM’yi bünyesinde barındıran yönetim firmaları ve AVM yatırımcıları ile sözleşmelerimizi imzalamaya başladık.

149


ÜRÜN & HİZMET

Güvenlik ihtiyaçlarI

tek bir çözümde birleştirildi Güvenlik kadrolarının AVM’lerdeki rolü nedir? Özel güvenliğin sadece AVM’lerde değil bulunduğu tüm yerlerdeki rolü, asayişi sağlamak ve kolluk kuvvetlerimize destek olmaktır. Özel güvenlik, asayişin sağlanması ve hırsızlık gibi bazı adi suçların önlenmesi konusunda kolluk güçlerine destek olur. Şüpheli gördüğü durumları izler, gereğinde ise müdahale eder.

“ENTEGRE GÜVENLİK ÇÖZÜMLERİ MODELİ, İŞ ORTAKLARININ GÜVENLİK İHTİYAÇLARINI TEK BİR ÇÖZÜMDE BİRLEŞTİREREK HEM RİSKLERİ HEM DE MALİYETİ OPTİMİZE EDİYOR” DİYEN SECURITAS Türkiye Güvenlİk Süreçlerİ ve Kalİte Koordİnatörü Hüseyİn Erİm, “BÖYLECE İŞ ORTAKLARIMIZIN, İHTİYAÇLARI DIŞINDA BİR YATIRIM YAPMALARININ ÖNÜNE GEÇİLİYOR” DEDİ.

150

Güvenlik hizmetlerini tek bir çözümde birleştirmenin avantajlarından kısaca bahseder misiniz? Güvenlik konusunda alınan hizmet ve yapılması gereken yatırımlar, bir güvenlik konseptinin içerisinde kurgulanmadığı zaman, verimliliği düşürür, kaynakların israf edilmesine ve maliyetlerin yükselmesine sebep olabilir. “Entegre Güvenlik Çözümleri” modeli, iş ortaklarının güvenlik ihtiyaçlarını tek bir çözümde birleştirerek hem riskleri hem de maliyeti optimize ediyor. Böylece iş ortaklarımızın, ihtiyaçları dışında bir yatırım yapmalarının önü-

Securitas’ın güvenlik çözümleri neler? Segmente özel güvenlik çözümleri ve iş ortaklarına sadece güvenlik hizmetleri sunan Securitas, bilgi, insan ve teknolojiyi bir araya getirerek güvenlik çözümleri sunuyor. Uzaktan izleme hizmetleri, insanlı güvenlik, acil durum müdahale hizmetleri, kontrollü geçişler, itfaiye hizmetleri, mobil çözümler, resepsiyon hizmetleri sunduğumuz hizmetler arasında yer alıyor.

ne geçiyor. Entegre Güvenlik Çözümleri ile güvenlik hizmeti verdiğimiz projelerimizde göreve başlamadan önce masa başında iş ortaklarımızla birlikte projenin yapısı, takvimi ve ihtiyaçlarını ortaya koyuyor sonrasında saha ziyareti gerçekleştiriyoruz. Proje ziyaretiyle güvenlik bakış açısı ile risk analizleri yaparak sahanın güçlü ve zayıf yönlerini ortaya çıkartıyoruz. İhtiyaçları tespit etmek ve bu ihtiyaçları iş ortağının firma kültür ve yapısına, projenin gereğine göre şekillendirmek Securitas’ın çözüm hazırlama sürecinde önemli bir rol oynuyor. Güvenlik sektörün kullandığı yeni ürünler ve teknolojiler neler? Hem düşük maliyetli hem de etkin çözümlerden bahsedebilir miyiz? Securitas olarak, özellikle AVM güvenliğinde teknoloji kullanımında çok ileride olduğumuzu söyleyebiliriz. Türkiye’nin önde gelen AVM’lerinde kullandığımız teknoloji Avrupa’daki Securitas toplantılarında örnek proje olarak gösteriliyor.

Teknolojiyi yine Entegre Güvenlik Çözümleri içerisinde yer alan Uzaktan İzleme Hizmetleri kapsamında değerlendiriyoruz. Mekanlar özel yazılımlı akıllı kameralar tarafından izleniyor. Bu özel kameralar sıra dışı bir durum tespit ettiğinde ilgili görüntüyü anında Securitas Uzaktan İzleme Merkezi’ne ulaştırıyor. Merkezdeki operatör de gerekli ihbarı ya da yönlendirmeyi yaparak olayı sonuçlandırıyor. Gereksiz müdahale ortadan kalkarken, erken uyarı ile pek çok olay daha gerçekleşmeden önleniyor. Proje maliyetlerini düşürerek riski azaltan bu sistemler müşterinin ihtiyacına göre Securitas tarafından projelendiriliyor, kuruluyor ve işletiliyor. Sizce geleceğin güvenlik sistemleri neler olacak? Gelecekte teknoloji hayatımıza daha da fazla girecek ancak insan faktörü her zaman riski analiz etmek için sistemde yer alacak. Yazılımlar, yeni nesil kamera sistemleri daha da geliştirilirken, drone’lar gibi yeni oyuncaklar hayatımıza girecek.



ÜRÜN & HİZMET

AVM’LERDE 52 YILLIK DENEYİM Sunduğunuz hizmetlerin farkı, iddiası nedir? Form Şirketler Grubu olarak, 52 yıllık deneyimin getirdiği kuvvetli teknik alt yapı ve satış sonrası verdiğimiz hizmet kalitemizle müşterilerimizin hep yanında olduk. Türkiye genelinde özellikle AVM’lere yönelik olarak uzmanlaşmış ayrı bir teknik ekiple yüksek standartlarda bakım hizmeti veriyoruz. Ticari iklimlendirme sektöründe kalitesiyle dünyaca tanınan kuvvetli markaların çok uzun yıllardır distribütörlüğünü yapıyoruz. Örneğin LENNOX, dünyada paket klima konusunda en fazla tanınan firmalardan biri. CLIMATE MASTER ise, AVM’lerde özellikle tercih edilen ısı pompası cihazlarında çok büyük bir firma.

çalıştığımız firma olduğundan dolayı perakende sektörü ile yoğun ilişki içindeyiz.

AVM’lerde iklimlendirme projeleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Projelendirme çalışmalarınızın süreçlerini anlatır mısınız? 1995 yılından itibaren Türkiye'de ısı pompasını CLIMATE MASTER ile anlatmaya başladık. İlk yaptığımız proje, ısı pompası kullanılarak yapılan Mayadrom Alışveriş Merkezi’ydi. 90'lı yıllarda çok fazla ısı pompası ve AVM projesi yoktu. 2006 yılına gelindiğinde ise AVM’lerin inşasında ciddi bir artış yaşandı. Biz bu AVM artışını tam başında yakaladık. Çünkü 10 yıl öncesinde AVM’lerin iklimlendirilmesinde ısı pompası konseptinin Bizim perakende anlamında ise çok uygun olduğunu anlamaya başbaşlangıcımız paket klimalarla lamıştık. İlk birkaç projeden sonra başlıyor. Türkiye'ye ilk olarak paket (örneğin İstinye Park) bizim cihazklima konseptini getiren firmayız. larımız tercih edilince gerisi de gel90'lı yıllarda ilk olarak Migroslardi. Türkiye'de yapılan AVM projelela iklimlendirme uygulamalarının rinin yüzde 60-70'i ısı pompası ile yurt dışında paket klimalarla çöyapıldı. Biz, bu AVM projelerinin çok zülmeye başladığını anlatmaya büyük bir kısmında yer aldık. Dolabaşladık. Türkiye’de ilk paket kliyısıyla Türkiye'de çok geniş bir AVM ma kullanan grup Migros'tur. Daha referansımız oluştu. Hemen hemen sonra ağırlıklı olarak Migros'un ana 4 AVM’den 3’ü bizim cihaz verdiğitedarikçilerinden biri olduk. Armiz AVM'ler... dından Türkiye'ye Carrefour geldi. Carrefour'un da yıllardır tedarikçisi AVM'ler en büyük çalışma alankonumundayız. Yine önemli zincir- larımızdan birini oluşturuyor. Solerden ve sonrasında Migros tara- ğutma grupları bizim eskiden beri fından satın alınan Tesco Kipalar'la mesela oteller döneminde ya da da çalışıyorduk. Tesco Kipalar paket ondan önce 65'ten beri yaptığımız klimada LENNOX'un cihazlarını bir konsept. Farklı markalarla daha kullanıyordu. Birçok orta boy mar- niş konuları çalıştığımız için oradakette de çok sayıda paket klima ki pazar paylarımız paket klima ya cihazı verdik. Bu konuda Türkiye’de da ısı pompası kadar değil. Bugün çok geniş bir pazar payımız var. orta ve büyük ölçekli marketlere Hem paket klima konseptini geliş- ya da AVM'lere baktığımızda klasik tiren hem de bu konuda çok fazla merkezi sistem kullanan AVM'lerin

152

Türkiye genelinde başta AVM’ler olmak üzere 52 yıldır iklimlendirme üzerine hizmet veren Form Şirketler Grubu, bugün oldukça geniş bir pazar payına sahip… AVM konusunda oldukça geniş referansa sahip olan firma, hemen hemen 4 AVM’den 3’üne ürün tedarik ediyor. AVM sektörüne yönelik sunmuş oldukları hizmetlere yönelik görüşlerini aldığımız Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, ayrıca son dönem çalışmaları hakkında da bilgiler verdi. sayısı yüzde 20 -30'u geçmiyor. Yüzde 70'i ısı pompası ve paket klima tarzında çalışıyor dolayısıyla onlarda bizim çok büyük müşterilerimiz. 2017’de hangi yeni ürün veya hizmetleri sunmayı planlıyorsunuz? Varsa kısaca yeni ürününüzün özellikleri neler olacak? Geçen senelerde lansmanını gerçekleştirdiğimiz LENNOX Energy serisi paket klima ve DECSA CTI Sertifikalı Soğutma Kulesi, sektörde yenilikçi ve yüksek verimle çalışan ürünlerimizden. Yine tüm dünyada kalitesiyle bilinen, uzun ömürlü ve düşük bakım maliyetiyle fiyatını hak eden CLIMATE MASTER ısı pom-


ÜRÜN & HİZMET

paları yine ürün gamımız içerisinde bulunuyor. 2017 içerisinde Mitsubishi Heavy VRF yeni Airflex Kaset Tipi klimalarımızı tanıtacağız. Dünyada bir ilk olma özelliğine sahip Airflex Kanat Dizaynı sayesinde tavana paralel üfleme yaparak hava konforunu maksimize ediyor. Ayrıca 4 yöne üfleme özelliğine sahip Airflex Kaset Tipi klima modellerinde her kanat birbirinden bağımsız olarak isteğe göre farklı açılarda ayarlanabiliyor. Kendi üretimimiz olan Sunvia Doğal Aydınlatma Sistemleri sıfır enerji tüketimiyle, yapay aydınlatmalardan kaynaklı doğaya salınan karbon miktarını azaltan doğa dostu bir sistemdir. Örneğin İzmit Migros’ta Sunvia Doğal Aydınlatma Sistemi kullanılarak sıfır enerji ile aydınlatma sağlanıyor.

paket klimalarla sağlanıyor. İzmir Karşıyaka-Mavişehir’de inşa edilen MaviBahçe AVM’de de LENNOX paket klimalarımız kullanılıyor. Bunlar dışında Park Adana AVM, Meydan AVM, Mall of İstanbul AVM, Brandium AVM, Optimum AVM, Akbatı AVM, Maltepe Park AVM, Park Afyon AVM, Trump Tower AVM, İstinye Park AVM, Terracity AVM gibi birçok AVM’de ürünlerimiz bulunuyor. Isı pompaları ve paket klimalar AVM’ler tarafından neden tercih edilmeli, faydaları nelerdir? AVM'ler gibi büyük yapılarda merkezi iklimlendirme sistemi seçilirken enerjinin en etkin ve verimli kullanıldığı sistemlerin seçilmesi gerekiyor. LENNOX paket klimalar ise tek bir cihazla taze hava ihtiyacı ve otomasyonu karşılayarak, ısıtma-

soğutma-nem alma yapabilir. Kolay kullanım ve bakım imkanı sunan LENNOX paket klimalar direkt genleşmeli çalışma ile ortam havasının ısıtılıp soğutulması sayesinde yüksek verimle çalışır. AVM benzeri uygulamalarda bina içi aydınlatma ve insan faktörleri nedeniyle geçiş mevsimleri ve kış sezonunda da soğutma talebi olmakta ve mağazalarda kullanılan ısı pompası cihazları ile soğutulmakta. Aynı zamanda taze havanın ısıtılması için kullanılan paket klimaların su soğutmalı olması, kondenserler arasında ısı geri kazanım yapılmasını sağlamakta ve bu da enerji tüketimini azaltarak ortak giderlerin azalmasını sağlamaktadır. Su soğutmalı paket klimalar bina içerisine kapalı alanlara da yerleştirilebildiği için bina dışında oluşabilecek görüntü kirliliği de engellen-

miş oluyor. Paket klimaların üfleme ve emiş fanları frekans kontrollü olarak seçildiğinden kısmi yüklerdeki enerji tüketimleri de azaltılabiliyor. AVM içerisinde bulunacak insan sayısının fazla olması nedeniyle ihtiyaç duyulan taze hava oranı da oldukça yüksek. Ancak paket klimalarda kullanılan hava kalite sensörü sayesinde taze hava oranı, içerideki insan sayısına göre otomatik olarak ayarlanabiliyor, bu sayede gereksiz taze hava alınmasının önüne geçilmiş olup önemli oranda enerji tasarrufu sağlanıyor. CLIMATEMASTER ısı pompaları ise her mağazanın bağımsız olarak ısıtma ve soğutma yapabilmesine imkan sağlar. Isıtma ile soğutmanın aynı anda yapıldığı zamanlarda ısı geri kazanım sayesinde yüksek verimli çalışma sağlanır.

AVM sektörüne yönelik güncel son dönem referanslarınız nelerdir? Son dönem projelerimizden Axis İstanbul Alışveriş Merkezi, iklimlendirme ihtiyacını enerji verimliliği yüksek ve çevreci CLIMATE MASTER sudan havaya ısı pompaları ve LENNOX su ve hava soğutmalı paket klima cihazları ile sağlıyor. Yine önemli AVM projelerinden Akasya Acıbadem Alışveriş Merkezi’nin ısıtma-soğutma ihtiyacı CLIMATE MASTER ısı pompaları ile LENNOX

153


ÜRÜN & HİZMET

Passware ile her şey kontrol altında! İş yerinize her gün çok sayıda çalışan ve ziyaretçi giriş çıkış yapıyor. Peki, ne kadarını takip edebiliyorsunuz? Sensormatic tarafından geliştirilen yeni bir yazılımla sadece giriş çıkışları takip etmekle kalmıyor, bordrolamaya veri sağlıyor, kişilerin ofis içindeki yol haritalarını görüyor, lokasyonlarını belirliyor, acil durumda yoklama yapabiliyor, gelen ziyaretçiden anında e-posta ile haberdar oluyor ve hatta otopark yönetimi bile yapabiliyorsunuz. Yeni yazılım hakkında bilgi aldığımız Sensormatic Pazarlama Direktörü Pelin Yelkencioğlu, “Sensormatic olarak çözüm tasarlarken önceliğimiz işletmelerin karlılığına ve verimliliğine pozitif katkıda bulunmasıdır. Passware’i de son dönemde artan güvenlik ve verimlilik ihtiyacına paralel olarak geliştirdik. Passware, elektronik güvenlik sistemleri ile entegre çalışarak giriş-çıkış güvenliğini sağlamanın yanı sıra, ek raporlamaları ile de verimliliğe katkı sağlıyor” dedi. Passware isimli yeni yazılımın ana özelliklerine kısaca bir göz atalım.

ZİYARETÇİ BİLGİLERİNİZ E-POSTANIZDA! Günlük akış içinde iş yerinize gelen ziyaretçileriniz genellikle resepsiyondan gelen bir telefonla bildirilir. Passware ile ziyaretçiniz geldiği anda, isim bilgisi ve fotoğrafının yer aldığı bir e-posta ile anında bilgilendiriliyorsunuz. Hem size ulaşılamayan durumlarda misafirinizden anında haberdar oluyor hem de istediğiniz zaman aralığında kabul ettiğiniz ziyaretçi bilgilerinizi raporlayabiliyorsunuz. Raporda personel, departman, tarih ya da ziyaretçinin firması bazında filtreler uygulayabiliyorsunuz.

154

PASSWARE RAPORLARI İLE BORDROLAMANIZI KOLAYCA YAPIN Passware’in yaptığı analiz sonucunda, sistemde tanımlanan mesai saatlerine göre, çalışanlarınızın saat kaçta, hangi kapılardan giriş-çıkış yaptığını gösteren raporu, günlük, haftalık, aylık ve yıllık filtrelere göre oluşturabiliyorsunuz. Çalışanların ofis içi ve ofis dışında kalma sürelerini görüntüleyebiliyor, yönetici, personel, departman ve kapı bazında detaylı filtre uygulanabiliyorsunuz. Bu sayede, bir yandan bordrolama işlemlerinizi kolaylaştırıyor bir yandan da işyeri verimliliğinizi artırmak için gerekli aksiyon kararları almak üzere detaylı veri elde edebiliyorsunuz.

ACİL DURUMLARDA İŞLETMENİZ KONTROLÜNÜZDE OLSUN

Acil bir durumda, çalışan ve ziyaretçilerinizin tahliyesini sağladınız, ama içeride

hala birisi kaldı mı, emin olamıyorsunuz. Bina tahliyesinden sonra Passware, yetkili personele içeride kalan kişilerin kimler olduğu bilgisini lokasyonu ile birlikte anında e-posta olarak bildiriyor. Benzer şekilde acil durum sonrası binayı terk eden kişiler, toplanma alanında istenilen konuma yerleştirilebilen mobil okuyuculara kartlarını okutabiliyorlar. Bu sayede de dışarıya çıkan ve içeride kalan personel bilgisini çift taraflı kontrolle kesinleştirilmiş oluyor.

OTOPARKINIZI ZİYARETÇİLERİNİZE GÖRE YÖNETİN Passware yazılımı, otopark bariyer sistemi ile entegre edilebiliyor. İş yerinizde bulunan ziyaretçi trafiği ile otopark trafik bilgilerini karşılaştıran sistem sayesinde gelen ziyaretçilerinizi uygun otopark alanlarına yönlendirebiliyorsunuz. Bu şekilde özellikle VİP ziyaretçileriniz için özel uygulamalar gerçekleştirebiliyorsunuz.

ZİYARETÇİNİZ, BELİRLEDİĞİNİZ ALANLARDA ÖZGÜRCE DOLAŞSIN Çalışanlarınıza olduğu gibi, ziyaretçilerinize de işyeri içinde dolaşım için belirli kapılardan kullanıcı giriş-çıkış yetkileri tanımlayabiliyorsunuz. İhtiyaç halinde, geriye dönük olarak ziyaretçilerinizin hangi saatte kapıları kullandığı raporunu edinebiliyorsunuz. Bu özellik ile bir yandan ziyaretçileriniz sizin belirlediğiniz alanlarda özgürce dolaşabilirken diğer yandan güvenlik için gerekli giriş çıkış bilgilerini de raporlayabiliyorsunuz.



ÜRÜN & HİZMET

Finansal teknoloji lideri ininal,

BDDK’dan e-para lisansını aldı!

Bireysel ve kurumsal müşterilerin finansal ihtiyaçlarına cevap veren ödeme platformları geliştiren bölgenin lider finansal teknoloji şirketi ininal, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) Elektronik Para lisansını aldı. 2012 yılında “finansal servisler platformu” olma vizyonuyla kurulan ve geçtiğimiz yıl çoğunluk hissesi Up Group iştiraklerinden Multinet Up tarafından satın alınan ininal, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) elektronik para lisansını aldı. Bireysel kullanıcılara sunduğu ön ödemeli MasterCard ve mobil cüzdan servisleriyle 1 milyonu aşkın müşterisi bulunan ininal’ın aldığı bu lisans, 29 Mart 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile resmi olarak da duyuruldu. BDDK’nın 6493 sayılı kanununun yürürlüğe girmesinden önce faaliyetlerine başlayan ininal, bu sayede ödeme hizmetleri ve elektronik para lisansı sahibi olan şirketlerin arasındaki yerini aldı.

“ININAL’IN FİNANSAL ÇÖZÜMLERİNİ AVRUPA’YA İHRAÇ EDECEĞİZ” ininal’ın bağlı bulunduğu Fransız kökenli uluslararası Up Group Bölge Başkanı ve ininal Yönetim Kurulu Başkanı Julien Anglade BDDK lisansının alınması vesilesi ile yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Türkiye’deki yatırımlarımız bizim için yüksek geri dönüşleri olan ve grup içerisinde başarılara önderlik eden yatırımlar oldu. Türkiye’de sektör lideri Multinet Up ile 2010 yılından bu

156

yana yarattığımız sinerjiyi ve belirlenen ortak inovatif vizyonu, e-para lisansının da alınmasıyla birlikte iştirakimiz ininal üzerinden Avrupa’ya ihraç edeceğiz.” Türkiye’ye nazaran bankasız oranının Avrupa’da çok daha düşük olduğunu belirten Anglade, ön ödemeli sistemleri kullanmaya alışkın olan kitlelere ininal üzerinden sunulacak olan yenilikçi çözümlerle Avrupa arenasında da fark yaratacaklarının altını çizdi.

“FİNANSAL SERVİSLERE ULAŞMAKTA FIRSAT EŞİTLİĞİ SUNUYORUZ” ininal adına konuşan ininal Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Suner ise, bugüne kadar bankacılık sisteminin dışında kalan yüzbinlerce insanı kartlandırdıklarını ve farklı sektörlerden pek çok şirkete de finansal alt yapı çözümlerini sunduklarını ifade ederek, “Türkiye’nin bankacılık ve ödeme platformları konusundaki yenilikçiliği tartışılmaz. Ancak Türkiye’deki nüfusun yüzde 42’sinin halen bankasız ya da banka hizmetlerine erişiminin limitli olduğu tahmin ediliyor. Biz ininal olarak bu büyük kitleyi temel bankacılık ürünlerinin sunduğu finansal ekosisteme ulaşabilir hale getiriyor, düşük maliyetlerle ve kullanımı son derece kolay ürünler olarak hizmetlerine sunuyoruz. Bugün tüketiciler ininal kartları Migros, PTT, D&R, Teknosa ve Yaysat bayileri gibi kendilerine en yakın noktalardan alarak içine nakit para yükleyebilir ve dünyada MasterCard’ın geçtiği her yerde güvenle harcama yapabilirler. En büyük motivasyonumuz ise hem ‘bankasız’ diye adlandırdığımız bu büyük kitlenin finansal okuryazarlığını artırmak, hem de bu kitlenin güvenli ve pratik şekilde internetten ve fiziksel noktalardan alışveriş yapabilmelerini sağlayarak finansal servislere erişimde fırsat eşitliği yaratmak.” şeklinde konuştu.

LİSANS SONRASI ININAL’DA BÜYÜK YENİLİKLER YOLDA Lisans sürecinin sonuçlanmasıyla birlikte ininal hesaplarının ve kartlarının özelliklerinde de pek çok yenilik ve geliştirme yapılacağını bildiren Ömer Suner sözlerine, “Bugün yüzbinlerce müşterimizin bizden sıkça talep ettiği bazı özellikleri lisansımızın da çıkmasıyla birlikte hızlıca yayına alacak, ininal’ı beklentilerinin çok daha ötesinde bir ödeme platormu haline getireceğiz. Planlanan yeniliklerimiz ve eklenecek ürün özelliklerimizle birlikte ininal’ın hem mevcut hem de yeni müşterilerimiz için tek ihtiyaç duydukları ödeme platformu olacağına inanıyoruz” şeklinde devam etti.

ININAL’DAN ŞİRKETLER İÇİN GÜVENLİ VE ZAHMETSİZ FİNANSAL ALT YAPI ÇÖZÜMLERİ Tüketici ürünü olan ön ödemeli kartlar ve mobil cüzdan servisi dışında ininal’ın kurumsal markalara, startup’lara ve tüm girişimlere zahmetsiz, ekonomik ve güvenli finansal alt yapı çözümleri yaratmaya odaklandığını belirten Ömer Suner, “API’lerimiz sayesinde şirketlerin kendi ihtiyaçlarına uygun finansal çözümler, ortak markalı kartlar sayesinde de markaların sadakat programlarını geliştirebilmelerini sağlamamız kabiliyetlerimizden sadece birkaçı. Önümüzdeki dönemde duyuracağımız yeni işbirliklerimizin farklı sektörlerden pek çok markanın dikkatini çekeceğini düşünüyoruz. Bilgi birikimimiz ve teknolojimizden sadece büyük markalar değil, Türkiye’deki girişim ekosisteminin de yararlanmasını sağlamak, yeni girişimleri de desteklemek için yapacağımız önemli hamleler olacak” diye konuştu.


ÜRÜN & HİZMET

Kolay, hızlı ve güvenli bir geçiş için… PLAKA TANIMA SİSTEMLERİ KAPSAMINDA SUNMUŞ OLDUKLARI ÜRÜN VE AYRICALIKLARI BİZLERE AKTARAN FIDELTUS GENEL MÜDÜRÜ MURAT ASLAN ATİK, “BU ÇOK DÜŞÜK MALİYETLİ BİR İŞ DEĞİL, AMA YATIRIMCILAR BİR KEZ İYİ ÜRÜN SATIN ALARAK SİSTEMİ TAMAMLAMALARI DURUMUNDA, İLERİDE SORUNSUZ BİR ŞEKİLDE SİSTEMİN ÇALIŞMASINA OLANAK TANIRLAR” DEDİ. Yeni yasa kapsamında gündeme gelen plaka tanıma sistemleri AVM’lere ne gibi güvenlik tedbirleri alma zorunluluğu getiriyor? AVM ziyaretçileri bu durumdan nasıl etkilenecek? AVM’lerin tüm giriş ve çıkışlarına EGM Teknik Şartnamesi’ne uygun marka, model ve sınıflandırma da yapılabilen plaka tanıma sistemleri kurma zorunluluğu getiriyor. Herhangi bir sebepten aranan aracın AVM’ye giriş veya çıkışı tespit edilecek. Ziyaretçilerin güvenliği ile ilgili pozitif bir durum, doğrudan onları etkileyen bir durum söz konusu değil, sistem tamamen otomatik olarak çalıştığından AVM otoparklarına giriş ve çıkışlarda yavaşlama olmayacak.

kurum ve kuruluşlarının istediği çok ileri teknoloji ürünleri sunuyoruz. Bu çok düşük maliyetli bir iş değil, ama yatırımcılar bir kez iyi ürün satın alarak, sistemi tamamlamaları durumunda ileride sorunsuz bir şekilde sistemin çalışmasına olanak tanırlar.

Plaka tanıma sistemleri kapsamında ne gibi ürün-hizmet ve ayrıcalıklar sunuyorsunuz? AVM’ler bu uygulamaya geçtiklerinde onları nasıl bir maliyet bekliyor? Fideltus olarak; kendi yazılımımız Platar ile temsilciliğini yaptığımız İtalyan Tattile firmasının plaka tanıma sistemi ürünlerinin satışını yapıyoruz. Tattile firması konunun uzmanı ve dünyada önde gelen firmalardan. Yaklaşık 30 bin sistemi çeşitli ülkelerde çalışıyor. Başta EGM olmak üzere tüm güvenlik

Sizce alınan önlemler güvenliğin sağlanmasında yeterli mi? Yeterli değilse, bu konuya yönelik sizin çözüm önerileriniz neler olabilir? Tabii ki bir ileri adım, bazı avantajları var ancak güvenliğin sağlanmasında çok da yeterli olmayabilir. Bu zorunlulukla kurula-

Bugün itibariyle AVM’ler plaka tanıma sistemlerine nasıl bakıyor? Bu kapsamda hizmet verdiğiniz AVM’ler var mı süreç nasıl ilerliyor? Yönetmelik öncesinde de bazı sistemler bazı AVM’lerde kullanılıyordu ancak şimdi yönetmelikle bu durum mecburi hale getirildi. Şu anda herkes hazırlık ve keşif aşamasında, ilgili emniyet birimleri AVM yetkilileri ile yapılması gerekenleri belirliyorlar.

cak sistemlerden gelen bilgi il emniyet müdürlüklerindeki KGYS merkezlerine iletilecek ancak idare AVM yönetimine sistemdeki görüntüleri vermiyor. Bu noktalar bir KGYS/mobese noktası olarak kabul edildiği için gelen veri sadece emniyette olacak, sadece İstanbul’da yüze yakın AVM var, en az ikişer kapılarının olduğunu kabul etsek iki yüz nokta yapar. Bu durumda aranan bir araç geldiğinde, AVM’ye girecek, emniyet merkezine alarm gidecek ancak çoğu büyük olan otoparklarda aracı bulmak ayrı bir sorun. Bu alarm durumlarında emniyet merkezinin hemen AVM’yi bilgilendirmesi gerekir ki gerekli önlemler alınsın. Bu arada tabii ki çok katlı otoparklarda araç bulmak zor olacağı için kat geçişlerine de sistemin konulması zorunlu hale geliyor. Sisteme gelen alarmların bir şekilde hızlıca AVM yönetimine gelmesi çok önemli yoksa aracın durdurulması ya da içeride bulunması zor olur, ama şartname gereği görüntüler şu an için sadece emniyet birimine gidecek.

157


ÜRÜN & HİZMET “Bizim iki vazgeçilmezimiz var; birincisi güvenlik, ikincisi de kalite...” diyen KONE Türkiye Genel Müdürü Haldun Ulusoy; asansör, yürüyen merdiven, yürüyen rampa ve yürüyen yollarda güvenlik noktasında dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı…

İki vazgeçilmez; güvenlik ve kalite Öncelikle asansörlerde ve yürüyen merdivenlerde güvenlik konusuna değinmek isterim… KONE Asansör; yürüyen merdiven, yürüyen rampa ve yürüyen yollarıyla her gün milyonlarca insan taşıyor. Bu nedenle güvenlik, bizim için son derece büyük bir önem arz ediyor. Asansör ve yürüyen merdiven güvenliğinin ortak bir çaba olduğunu söylememiz gerekiyor. Teknoloji üreticileri, ekipmanlarını ilgili kanun ve standartlara uygun bir şekilde üretmek zorunda. Bina sahiplerinin ve bakım servis sağlayıcılarının da ekipmanların bakımlarının profesyonel bir şekilde gerçekleştirilmesini ve iyi durumda muhafaza edilmelerini temin etme sorumluluğu bulunuyor. Teknisyenlerimizin asansörlerin montaj ve bakım süreçlerinde gösterdikleri özen, ekipmanın güvenli bir şekilde hizmette kalmasını sağlıyor. Satış personelimiz, asansörler ve yürüyen merdivenlerde yeni güvenlik özellikleri hakkında mevcut ve potansiyel müşterilerimiz ile aktif olarak iletişime geçiyor. Bununla birlikte müşterilerimizin riskler konusunda bilgi sahibi olmasını sağlayarak, onların da kendi müşterilerinin güvenliğini sağlamak için uygun modernizasyon kararlarını almalarını kolaylaştırıyor. Fabrikalarımızdaki çalışanlar, tedarik edilen aksamların ve ürünlerin, tasarımda öngörülen spesifikasyonları karşılamasını sağlayarak ürünlerimizin kalitesini ve bütünlüğünü temin ediyor.

158

Herkes, müşterileri ve toplumu güvenli asansör kullanım davranışına teşvik ederek, asansörlerin ve yürüyen merdivenlerin uygunsuz şekilde kullanımından kaynaklanan son kullanıcı kazalarının sayısını azaltabilir. Nelere dikkat etmeliyiz? Asansör ve yürüyen merdivenleri düzgün şekilde kullanmak, herkes için güvenli ve konforlu bir erişim sağlayacaktır. Çocukların, asansörün içinde ve çevresinde oynamaları doğru değil... Yangın ve deprem gibi acil durumlarda asansörleri kullanmamak gerekir; bunun yerine acil durum merdivenleri kullanılmalıdır. Gözlemci olmak ve uygun şekilde hareket etmek asansör yaralanmalarını önleyebilir. Büyük eşyalar asansörde taşınmamalıdır. Kapıları açık tutmaya ya da içeride kalındığında yardım almadan dışarıya çıkmaya çalışmak kazalara neden olabilir. Duyarlı olmak ve sorumlu şekilde hareket etmek yürüyen merdiven kazalarını önler. Yürüyen merdivende oturmamak gerekir, oyun oynamak ya da ters yönde gitmeye çalışmak da kazalara davetiye çıkarmak demek. Eğer çocuk arabası kullanıyorsanız, fiziksel hareketliliğiniz kısıtlı ise ya da büyük eşyalar taşıyorsanız, bu durumda yakındaki asansörü kullanmanız önerilir. Ne gibi önlemler alabiliriz? Ekipmanların aylık periyodik bakımlarının yanı sıra, ilgili tesis/bina sahibi/yönetimi tarafından yıllık periyodik kontrollerinin de yaptırılmış olması,

can ve mal güvenliği açısından önem taşıyor. Güvenlik açısından küçük şeyler, büyük öneme sahiptir. Bina sahipleri, tesis yöneticileri ve işletmecilere yönelik olarak hazırlanmış olan güvenlik kılavuzlarımız; yürüyen merdiven, yürüyen rampa veya yürüyen yolların kullanıma sunulması öncesinde, her gün gerçekleştirilmesi gereken görsel ve fonksiyonel güvenlik kontrollerini açıklıyor. Ekipmanların düzenli olarak kontrol edilmesini temin ederek, herkes için güvenliği, sorunsuz ve kesintisiz hizmetleri muhafaza edebilirsiniz. KONE Asansör olarak, güvenlik risklerini müşteri, çözüm yaratma, montaj ve bakım süreçlerimizin parçası şeklinde ele alıp baştan aşağı değerlendirmekte, böylelikle ürünlerimizin ve hizmetlerimizin güvenliğini sürekli artırma gayreti içerisindeyiz. Bu ürünlerin bakımı nasıl yapılmalı? Asansör ve yürüyen merdivenler, dünya genelinde belli standartları olan, bu standartlara da yüzde 100 uyulması gereken çözüm ve ürünler arasında.

Bunun en önemli sebeplerinden biri, bu ürünlerin 5 yaşındaki çocuğumuzdan, 80 yaşındaki annemize kadar her yaştan, her eğitim seviyesinden kişi tarafından insan erişimi için kullanılması. Aynı sebeplerden asansör ve yürüyen merdivenlere doğru bakım ve kontrol yapılması da son derece önemli ve kritik bir işlem… Türkiye’de tüm asansör ve yürüyen merdivenlerin standartları TSE tarafından belirleniyor ve TSE ise EN standartlarını kullanıyor. Bu anlamda bizce Türkiye’de standart ve yönetmeliklerde bir eksiklik yok. Ürünlerin standartlar çerçevesinde olması, yönetmeliklere tam uyum sağlaması konularında geçmişte sıkıntılar yaşansa da giderek artan kontrol ve bilinçlenen tüketiciler ile bu konuda da oldukça ilerleme sağlandı. KONE olarak, tüm ürünlerimizi yurt dışındaki fabrikalarımızdan getiriyoruz ve yürürlükteki standartlara titizlikle uyuyoruz. Bizim iki vazgeçilmezimiz var; birincisi güvenlik, ikincisi de kalite... Bu standartlar ve yönetmelikler, hizmet ve ürünlerde güvenlik ile kalitenin ayrılmaz bir parçası olduğu için olmazsa olmazlarımızdan.


ÜRÜN & HİZMET

AVM'lerin acil sağlık üniteleri Medline güvencesinde

Medline Sağlık Grubu CEO'su Gürkan Ergenekon, alışveriş merkezlerinin iyileştirilmesi düzenlemelerinde acil sağlık hizmetleri standartlarını global ölçüde sunan Medline'ın Türkiye'nin öncü kuruluşlarından biri olduğunu ifade etti.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca geçtiğimiz sene yayımlanan yönetmeliğe göre Türkiye’de tüm alışveriş merkezleri için yeni zorunluluklar getirildi. AVM’lerin özellikle acil sağlık konusundaki zorunlulukları yerine getirmesi için verilen süre geçtiğimiz şubat ayında doldu ancak düzenlemelere devam eden AVM'ler halen bulunuyor. Söz konusu yönetmeliğe göre artık tüm AVM’lerde acil tıbbi müdahale ünitesi ve bu ünitelerde sağlık personeli bulundurulması zorunlu hale geldi. Ayrıca acil tıbbi müdahale ünitesinin yönlendirme levhalarıyla belirtilmesi, AVM içinde kolay ulaşılabilir bir yerde olması, yeterli derecede ilkyardım malzemesi bulundurması gerekiyor. Bir diğer önemli yenilik ise, ortak kullanım alanlarının ve 400 metrekareden büyük mağazaların görünür kısımlarına acil tıbbi müdahale ünitesiyle iletişimi sağlayacak acil tıbbi durum butonunun yerleştirilmesi oldu. Söz konusu yönetmelikle alışveriş merkezi ziyaretçilerinin kendilerini daha güvende hissedeceğini ifade eden Medline Sağlık Grubu CEO'su Gürkan Ergenekon, alışveriş merkezlerinin iyileştirilmesi düzenlemelerinde acil sağlık hizmetleri standartlarını global ölçüde sunan Medline'ın Türkiye'nin öncü kuruluşlarından biri olduğunu ifa-

de etti. Bir Esas Holding kuruluşu olan ve evde sağlık hizmetleri ile ilkyardım eğitim hizmetleri de sunan Medline Acil Sağlık, 1995'ten bugüne uzun yıllara dayanan tecrübesiyle yönetmelik gereği AVM yönetimlerinin alışveriş merkezlerinde kurmakla yükümlü oldukları acil tıbbi müdahale ünitesi hizmetlerinin organizasyonunu üstleniyor. Ayrıca buralarda görev alacak sağlık personelinin acil sağlık hizmetleri konusunda deneyimli ve nitelikli personel olmasına özen gösteren Medline, gerekli durumlarda en kısa sürede ambulansın olay yerine intikal etmesini sağlıyor. Medline; Trump Towers, Akasya, Canpark ve Watergarden gibi sağlık hizmeti sunduğu alışveriş merkezlerine yenilerini eklemeye devam ediyor.

159


Özel

Röportaj Şarkıları aslında sırları…

160


Özel

Röportaj

Adı Eylül… Söz ve müziği kendisine ait olan ‘Kalk Git’ ve ‘Beni Yak’ parçalarıyla müzik dünyasına giriş yaptı. Henüz 24 yaşında ve Ankaralı. İngiltere’de Nottingham Üniversitesi’nde felsefe okumuş. Farklı bir biri… Kendi tabiri ile biraz da çekingen. Çok küçük yaştan beri piyano eğitimi ve müzik teorisi dersleri alan Eylül, beste yapmaya da ortaokul yıllarında başlamış… Felsefeci olması beklenen Eylül’ün “Kalk Git” isimli parçası yapımcısı Soner Sarıkabadayı’nın ilgisini çekince, Eylül de ters köşe yaparak müzik sektörüne adım atmış… Yavaş ancak emin adımlarla listelerde yükselen Eylül, müzik dünyasında adından sıkça bahsettirecek gibi duruyor. Kendisine bu uzun yolculukta başarılar diliyoruz… Bizlere Eylül’den kısaca bahseder misin? Nasıl bir karakterdir? Neler yapmayı sever ya da sevmez? Ben Ankara doğumluyum, ortaokul ve liseyi Ankara’da okudum. Sonrasında İngiltere’de hukuk bölümünü kazandım ve İngiltere’ye gittim, 2 sene hukuk okudum ve bölüm değiştirerek felsefeye geçtim, felsefeden mezun olup Türkiye’ye döndüm, İstanbul’a taşındım. İnsanın kendi karakterini anlatması zor, ama dürüst ve çekingen bir insan olduğumu düşünüyorum. Dürüstlük kıymetli bir şey bence ve çekingenlik kimi zaman dürüst olmayı zor kılabiliyor. Okumayı, evde vakit geçirmeyi ve sevdiğim insanlarla beraber olmayı seviyorum. Gezmekle tozmakla pek işim yok ama kendimi yeni yerler görmek konusunda biraz zorluyorum, çünkü kendi kendime vakit geçirmeyi sevmem biraz üşengeçliğimden kaynaklı sanırım… 2 şarkıdan oluşan “Kalk Git” isimli çalışman hakkında bizlere kısaca bilgi verebilir misin? Projede kimlerle çalıştın? Müzik severler bu çalışmada neler bulacak? “Kalk Git” isimli parçam yapımcım Soner Sarıkabadayı’nın ilgisini çekti. Benim de en sevdiğim hareketli parçam diyebiliriz. Düzenlemesi ise Osman Çetin’e ait. Şarkı yaşadığım bir ayrılıkla ilgili… Kalp kırıklığından ziyade kendini ve çevresini ayrılık sonucunda ‘iyi’ olduğunu inandır-

mayan çalışan bir insanın, yani benim ağzımdan. ITunes, Spotify vb. dijital müzik marketlerin yanı sıra Youtube’dan da ulaşabilirsiniz.

Evet, söz ve müzik bana ait. Henüz yayınlamadığımız bir sürü şarkım var, dinleyiciler ile paylaşmayı heyecanla bekliyorum.

“Kalk Git!”in klip çalışması kimin imzasını taşıyor? Kaç gün sürdü çalışmalar? Kalk Git’in klibini Işıl Reina yönetmenliğinde çektik. Kendisiyle çalışmak çok keyifliydi. Şarkıda vermek istediğim duyguyu görsel olarak aktarmakta kendisini çok başarılı buldum. Klip çekmek çok uzun sürüyormuş; hazırlık süreci bir ayı buldu, çekim ise 15-16 saat…

Peki, seni yazmaya sevk eden şeyler neler oluyor? Yazmak için nelerden besleniyorsun? Beni şarkı yapmaya sevk eden şey genellikle sesli söyleyemediğim kuvvetli duygular oluyor. Şarkı yaptığımda sanki birileri beni duymuş ve anlamış gibi hissediyorum. Sırlarım gibi yani… Yoğunlukla kalp kırıklığı beni bu konuda besliyor.

Gerek şarkıya gerekse klip çalışmasına yönelik nasıl tepkiler alıyorsun? Aldığım tepkilerin büyük çoğunluğu olumlu, bu yüzden tabii ki kendimi iyi hissediyorum. İnsanlar parçayı da klibi de değişik buldu, bu da beni ayrıca sevindiriyor.

Yazma konusunda “bir gün tükenecek miyim?” korkusu yaşıyor musun ya da hiç yaşadın mı? Açıkçası böyle bir korku yaşamadım. Hayat her zaman insanın önüne beklenmedik şeylerle geliyor, hayatın sunduğu durumlar da insana farklı zamanlarda farklı şeyler hissettiriyor. Her zaman çok üretken olamasak da duygularını sanat ile aktaran insanların yaratıcılık damarının tükenebileceğini düşünmüyorum.

Sanırım projedeki şarkıların söz ve müzikleri sana ait… Bu parçalar dışında da mevcut olan çalışmaların var mı?

Müzik yolculuğun nasıl ve ne zaman başladı? İlkokul yıllarında piyano çalmaya ve müzik eğitimi derslerine başladım; teori, solfej, müzik tarihi vs… Ortaokul yıllarında ise ergenlikle beraber beste yapmaya başladım, hiç de bırakmadım. Bunun yanı sıra birkaç sene bandoda trombon çaldım, koroda şarkı söyledim. Lisede ise kompozisyon dersleri aldım. Üniversite sonrası da müzikle profesyonel olarak ilgilenmek istediğime karar verdim.

161


Özel

Röportaj

Eylül’ün müzik kariyerinde gelmek istediği nokta nedir? Bunun için neler yapıyor ya da yapmayı planlıyor? Müzik kariyerinde gelebileceğim en başarılı nokta dinleyicilerimle kurduğum iletişimin en kuvvetli olduğu nokta bence. Sesimin ve bestelerimin insanların hayatının bir parçası olması sanırım benim hedefim… Beni bu noktaya getirecek şey ise kendimi müzikal olarak geliştirmek ve durmadan çalışmak sanırım.

Eklemek istediklerin… Dinleyicilerim bana eylofficial ismi ile Instagram ve Twitter üzerinden ulaşabilir, yeni çalışmalar veya performanslarımız hakkında bu kanallar üzerinden bilgi alabilir.

162



KÜLTÜR & SANAT

Raftakiler

Kahraman Tazeoğlu / Simru: Nereden çıktın yine karşıma? Tamamlayamadığın hangi vicdansızlığın için döndün? Geçmişim olamamıştın, şimdi geleceğimde olmak için mi geldin? Artık benim için sen bir “fark etmez”sin. Fırtınada kaybolmuş bir yelkenli için rüzgarın nereden estiği önemli değildir. Geçti artık o günler… Mezarıma çiçekle gelmen, beni öldürmüş olman gerçeğini değiştirmiyor.

Sessiz çığlıkları vardır kırılan kalbimizin ve onları yalnızca Allah duyar. Senin duymadığın ve hiçbir zaman duyamayacaklarından bahsediyorum. Umarım beni anlıyorsundur. Keşke biraz düşünebilseydin. Düşünmediğin için şimdi kalbin acıyor biliyor musun? Beynin düşünemediği her şeyin cezasını kalp çeker. Düşünmek beyni acıtmaz ama düşünmemek kalbi yorar. Şu hayatın bize en büyük darbesi beklediklerimizin hiçbir zaman gelmemesi, gelenlerin ise bizi hak etmemesidir. Bazı insanlar hiç başlamayan hayatlarının bitmesinden korkarlar… Neyi biriktirebilmişler ki kaybetsinler? Sen de onlardansın bana göre. Elinde avucunda hiçbir şey kalmamış ama hala yitirmekten korkuyorsun. Kolların boşluğa alışmış ama benimle doldurmaya çalışıyorsun. Bitmişsin ama hiç başlamamış olduğunu anlayamamışsın… Bana gelince… İyiyim ben. Aşkta özgürlüğün tutsaklıkla başladığını ve aynı zamanda da hayatta aşktan daha önemli şeyler olduğunu öğrendim. Mesela insan olmak… (Tanıtım Bülteninden) Stefan Zweig / Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu: Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920'li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun “gönderen”inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: “Sana, beni asla tanımamış olan sana…” Kadın büyük tutkusunu hep bir “bilinmeyen”olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde “taraflar” değil, sadece tek bir “taraf” vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda “mutlak aşk” kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal! (Tanıtım Bülteninden)

Emre Alkin / Seve Seve Aldattım: Alıştığın mutsuzluk için keşfetmediğin mutluluktan vazgeçme… “Aşk şudur... Aşk budur...” Sıkılmadın mı dinlemekten bu tarifleri? Sıkıldın tabii… Sana on dört tane aşk hikayesi yazdım o yüzden. Her biri birbirinden ayrı. Başkasına delicesine aşık olan da var, kendine aşık olan da. Kendinden başka herkesi kandıran da var, sadece kendini kandıran da… Unutulmaz aşklar da var, unutulup gidenler de... Tarif yok, ders yok, ana fikir yok... Olduğu gibi oku diye… Kararını sen ver, tarifi sen yap… ya da yapma... Hikayenin kahramanlarını tanırken “Tam da ben” diyeceksin belki… “Tam da benimki” de diyebilirsin. Onu, bunu, şunu değil… “Bizi” yazdım aslında... Üzerine alınan olabilir... Bilemem… Bildiğim tek şey var… Aşk güzel şey… Acıtan aşk değil… “Aşk” diye tarif ettiğimiz, aşkla alakası olmayan duygular... Onları da bulacaksın bu kitapta... Hepsini anlattım... Sevgiyle ve keyifle... (Tanıtım Bülteninden)

164


KÜLTÜR & SANAT

Kapalıçarşı’nın yaşayan

insan hazinelerinin izinde Kapalıçarşı’nın köklü kuyumculuk geleneğİnİn öyküsü, 30 Nİsan 2017 tarİHİne kadar Rezan Has Müzesİ’nde sergİlenecek.

“Seni ne rehabilite eder?”

İstanbul’un yaşayan en önemli finansal ayaklarından Kapalıçarşı kuyumculuğunun perde arkası Rezan Has Müzesi’nde ziyarete açılıyor. Bir devrin toplumsal, ekonomik ve kültürel ahvalinin izini; Kapalıçarşı’nın en önemli unsurlarından kuyumculuk zanaatını Osmanlı’dan günümüze, yaklaşık 550 yıldır geleneksel yöntemlerle yaşatan ustaların hikâyeleri üzerinden süren sergi, Rezan Has Müzesi’nde ziyaret edilebilecek. Sanatseverler “Cevher ve Zanaat: Kapalıçarşı Kuyumculuğunun İzinde” sergisi ile cevherin en yalın halden mücevherin en göz alıcı haline bürünmesinin yolculuğuna tanıklık edecek. İstanbul’un bir başka önemli kültürel miras merkezi Kadir Has Üniversitesi içinde yer alan Rezan Has Müzesi’nde ziyaretçisiyle buluşacak olan ve TÜBİTAK destekli bilimsel bir projenin bulgularından beslenen Cevher ve Zanaat: Kapalıçarşı Ustalarının İzinde, Kapalıçarşı’nın kapsamlı bir restorasyondan geçtiği şu günlerde sadekarlık, mıhlayıcılık, cilacılık, kalemkarlık, minecilik gibi geleneksel üretim kollarına da ışık tutuyor. Usta ve çırak ellerin cevhere kendi karakterlerini yansıtan dokunuşları, tecrübe ve yaşanmışlığın neredeyse dile gelmiş hali olan mücevherin biricikliği ve paha biçilemezliği; bir geleneğin sürdürülebilirliği ve usta-çırak ilişkisi ekseninde öyküleştiriliyor.

Sanat ne işe yarar diyenlere söylenecek cevaplardan biri bu sergide; mekan ve sanat ilişkisinin insan ruhunu yenileyen ve geliştiren tarafına değinen bir proje… Sanatı bir yönüyle, bizi günlük koşuşturma ve kaygılarımızın ötesine taşıyan, hızla akan yaşamımızda rahatlatan bir es olarak düşünebiliriz. Sanat rehabilite eder! Yaşam alanlarımızda, sanat eserlerine yer vermenin mekâna estetik katkılarının yanı sıra orada yaşayanların ruhuna da iyi geliyor. 29 Nisan tarihine kadar gerçekleştirilecek sergi, içmimar Özlem Eres’ın seçkisiyle ve çok değerli sanatçılarımızın katılımıyla özel bir sunuma dönüştü. Eserleriyle katılan sanatçılar; Aslıhan Kaplan Bayrak, Birim Aksüyek, Emine Akbucak, Enis Malik Duran, H. Avni Öztopçu, Hayri Ağan ve Öznur Eren. “Seni ne rehabilite eder?”

sorusuyla bu sergi, sanatın iyileştirici, yenileyici ve geliştirici yönünü hatırlatarak çağrı yapmaktadır. Ve bu sebeple sergi mekânı olarak da içmimar Özlem Eres’in tasarladığı ve dekore etmiş olduğu BUDE Psikoterapi Merkezi seçildi. Resim ve fotoğraf çalışmalarından oluşan sergi, katılan sanatçıların kendi özgün konularıyla çalıştıkları işlerden oluşmaktadır, “Seni ne rehabilite eder?” sorusu sergilenen işlerin teması değil, mekan ve sanat ilişkisinin insan ruhunu yenileyen ve geliştiren tarafını vurgulayan bir yaklaşımla sanata dikkatleri çekmek için yöneltildi. Bude Psikoterapi Merkezi’nde, “Seni ne rehabilite eder” sergisi, 29 Nisan’a kadar, PazartesiCuma günlerinde 10:00-20:00 saatleri arasında ziyaretçilere açık olacak ve merkezle iletişim kurulduktan sonra ziyaret edilmesi öneriliyor.

165


KÜLTÜR & SANAT

Peri Sharpe ‘Olağan-İçi’ Sergisi Anel Grup tarafından desteklenen Galeri 5, Peri Sharpe’nin ‘Olağan-içi’ başlıklı ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Başlığını, Georges Perec’in aynı adlı kitabından alan sergi, gündelik ve sıradan olanın ayrıntısı ve estetiği üzerine kurgulanıyor. Peri Sharpe’nin fotoğrafları kelimenin tam anlamıyla yaşamdan kareler: yere düşmüş bir eldiven, çamurlu bir ayakkabının asfalttaki izi, düğümlenmiş perdeler, apartman girişine yansıyan ışık. Sanatçı, yaşam akıp giderken, gündelikteki duran, akan, bozulan, kaybolan, buluşan anları ve detayları fotoğraflayarak, yokluğun varlığına dikkat çekiyor. George Perec’in 1974’te “Bir Paris Mekanını Tüketme Girişimi ’isimli kitabında yazdığı gibi: “Hiçbir şey olmadığında olan bu işte; zaman, insanlar, arabalar, bulutlar.” Sanatta olduğu gibi yaşamda da, daima olağanüstünü, sıra dışını, enderi, görülmemiş, duyulmamış olanı arzuladığımız ve kovaladığımız bir zamanda, Peri Sharpe’nin ayrıntılarda gizli fotoğrafları, izleyici büyük resme bakmaya ve yaşamın ta kendisini, en sıradan ve gündelik haliyle kutlamaya davet ediyor.

“Mersad Berber: Bir Bosna Alegorisi” Pera Müzesi, “Balkanlardan Gelen Soğuk Hava” sergisi ile Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Romanya, Sırbistan ve Slovenya’dan çağdaş sanatçıların eserlerine yer veriyor. Sergi Balkan kültürü ve sanatının etkilerini hafızalarda yeniden canlandırıyor. Pera Müzesi’nin “Balkanlardan Gelen Soğuk Hava” sergisi, farklı kuşaklardan Balkan sanatçılara odaklanıyor. Lübliyana Müzesi ve Galerileri iş birliğiyle düzenlenen sergi, bölgenin kaçınılmaz olarak akla gelen siyasi çağrışımları

166

göz önünde bulundurulmaksızın, bir doğa olayı üzerinden biçimleniyor: Rüzgar. Maja Bajevic, Braco Dimitrijevic, Vadim Fiskin, IRWIN, Laibach, Mladen Miljanovic, Ivan Moudov, OHO, Dan Perjovschi, Mladen Stilinovic, Ulay ve Sislej Xhafa gibi sanatçıların kendilerini çevreleyen sosyal, politik ve kültürel izlenimlerine yer veren sergi, videodan fotoğrafa, çizimden yerleştirmeye farklı mecralardan çarpıcı eserleri bir araya getiriyor. Böylece sergiyle, farklı nesillerden Balkan sanatçılar arasında yeni bir diyalog oluşturulması hedefleniyor.





KÜLTÜR & SANAT

170


KÜLTÜR & SANAT

171



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.