MALL REPORT Başbakan Binali Yıldırım’ın KDV alacakları ile ilgili müjdesini çok olumlu karşıladıklarını bildiren BMD Başkanı Sinan Öncel, “Tahsil edeceğimiz KDV alacakları yeni mağaza, yeni yatırım demek” diye konuştu. KDV alacaklarının tahsil edilmesiyle birlikte işletmelere önemli bir sermaye girişi olacağını vurgulayan BMD Başkanı Sinan Öncel, “Markalarımız bu sermayeyi finansman sıkıntısı nedeniyle ertelemek durumunda kaldıkları yatırımlar için kullanacaklar” dedi. bu konuda adım beklediklerini hatırlatan Öncel, şu görüşlere yer verdi:
KDV müjdesi
perakendecileri sevindirdi Başbakan Binali Yıldırım’ın 33 yıllık KDV düzenlemesinde değişikliğe gidileceğini ve biriken alacakların ödeneceğini açıklaması, perakende sektöründe büyük bir memnuniyet yarattı.
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, KDV alacaklarının iade edilmesinin markalar için yeni mağaza açmak ve mevcutları yenilemek anlamına geleceğini vurguladı. Devletten uzun zamandır
“KDV alacakları konusunu bir yıldır hemen her platformda dile getiriyoruz. Çünkü devletten yüklü miktarda KDV alacağımız olduğu halde finansman ihtiyacımızı karşılayabilmek için bankaların kapısını aşındırmak durumunda kalıyoruz. Hükümetimizin sonunda çağrılarımıza kulak vermesinden mutluyuz. Başbakanımızın KDV alacaklarını ödeyeceklerinin müjdesini vermesini sektör olarak çok olumlu karşıladık. KDV alacaklarının tahsil edilmesiyle birlikte işletmelerimize önemli bir sermaye girişi olacak. Markalarımız bu sermayeyi finansman sıkıntısı nedeniyle ertelemek durumunda kaldıkları yatırımlar için kullanacaklar. Bir başka ifadeyle tahsil edeceğimiz KDV alacakları yeni mağaza, yeni yatırım demek. Elbette bu yatırımlar ekonomimize önemli bir canlılık kazandıracak.”
Demircan Reklam Ajansı Yayıncılık ve Matbaa Hiz. San. Tic. Ltd. Şti Adına Genel Yayın Yönetmeni Metin Tahnal Yazı İşleri Müdürü Adem Ünce Genel Koordinatör Turgut Tahnal Editör Ece Kırdudu haber@mallreport.com.tr Görsel Yönetmen Cihan Albay Reklam Müdürü Fisun Dilek Reklam ve Pazarlama Uzmanı İkbal Demirok Öznur Yılmaz Hülya Girgin Elif Sayın Gür İngiltere Sorumlusu: Suzan Doğan Ankara Sorumlusu: M. Serdar Burkan Abone Semiha Kale abone@demircanmedya.com.tr Baskı Yeni Devir Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş. Cemal Ulusoy Cd. Bahçelievler / İstanbul Tel : 0212 697 10 00
Yönetim Merkezi
Beşyol Mahallesi İnönü Caddesi No: 18 Kat: 4/8 Sefaköy - K.Çekmece İstanbul T: 0212 451 51 60 - 63 F: 0212 451 51 64 info@mallreport.com.tr www.mallreport.com.tr www.demircanmedya.com.tr
TÜRKİYE’DE ALIŞVERİŞ TURİZMİ Sevgili Mall Report Okuyucuları, yine kapsamlı bir sayıyla karşınızdayız. Alışveriş turizminden tutun da, franchise ile büyümeye, eğlence alanlarında hijyen standartlarına ve yaz dönemi etkinliklerine kadar pek çok araştırma sizlere yol gösterici olacak diyebiliriz. Yaz aylarına yaklaştığımız şu günlerde yaza hazırlık alışverişleri de başlıyor. AVM’lerin ziyaretçi sayıları şu günlerde en yüksek seviyede… Peki, ülkemize alışveriş için yurt dışından kimler geliyor? Alışveriş turizminin ülkemize katkısı oluyor mu? Tüm bu soruların cevaplarını alışveriş turizmi üzerine yapılan araştırmamızda bulabilirsiniz.
FİRMALAR FRANCHİSE İLE BÜYÜYOR
Franchising, firmaların büyüme hedeflerine ulaşmasında önemli stratejik yöntemlerden birisidir. Türkiye’de onlarca şirket, franchise vererek yüksek düzeylerde iş hacmine ve karlılığa ulaşıyor. Bu ayki sayımızda franchise’ın firmaların büyümelerine olan etkileri, franchise veren markaların franchise verirken dikkat ettiği unsurlar ve hedefleri üzerine bir araştırma yaparak, çok sayıda gıda firması ile kapsamlı bir çalışma yaptık.
EĞLENCE ALANLARINDA HİJYEN SAĞLAMA
Eğlence merkezleri çocukların ortak kullanım alanlarından biri… Bu yüzden hijyen standartlarının üst düzeyde sağlanması gerekiyor. Hijyen sağlanırken aynı zamanda kullanılan temizlik ürünlerinin insan sağlığına özellikle çocukların sağlığına zararlı olmaması da büyük önem taşıyor. Nisan sayımızda eğlence merkezlerinin; softplay alanlarda hijyeni nasıl sağladığını, nasıl ürünler kullandıklarını ve hangi periyodlarla hijyen uygulaması yaptıkları üzerine bir çalışma gerçekleştirdik.
BAHAR VE YAZ DÖNEMİ ETKİNLİKLERİ
Yoğun geçen kış döneminin ardından havaların ısınmaya başlamasıyla; kış dönemini, kapalı mekan etkinlikleriyle geçiren şirketler ve bireysel ziyaretçiler dış alan aktivitelere yönelmeye başlıyor. Baharın gelmesi, havaların ısınması, insanların güneşin tadını çıkarmak ve bol oksijenden yararlanmak istemesiyle organizasyon şirketlerinin etkinlikleri de ona göre şekillenmeye başlıyor. Bu sayımızda organizasyon şirketlerinin bahar ve yaz aylarında düzenledikleri etkinlikler hakkında bilgi sahibi olacağız. Tüm bu konuları ve daha fazlasını Nisan sayımızda keyifle okumanız dileğiyle… GENEL YAYIN YÖNETMENİ // METİN TAHNAL
Yayın Türü Yerel süreli yayın. Her hakkı saklıdır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan kaynak belirtmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Basılan ilanların sorumluluğu ilan verene, makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir. ISSN 1307 66 47
İÇİNDEKİLER 10 - 2020 SONUNA KADAR 44 AVM GELİYOR 18 - İSTMARİNA AVM KAPILARINI ZİYARETE AÇTI 48 - ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ KENDİ İÇİNDE BİR DÜNYA… 56 - Hazır giyimin kaptanları global tanıtım için kenetlendi 62 - Emsan ilk mağazasını VIaport Avm’de açtı 78 - ‘DEMLİK’ FRANCHISE ŞUBELERİ İLE BÜYÜMESİNİ SÜRDÜRECEK 84 - DÜNYANIN EN HIZLI BÜYÜYEN MCDONALD’S’I: TÜRKİYE 99 - 6. ACE of M.I.C.E. AWARDS 2018 SAHİPLERİNİ BULDU 106 - ATALIAN BİR NUMARALI ENTEGRE TESİS YÖNETİMİ FİRMASI OLMAYI HEDEFLİYOR
ARAŞTIRMA
2020 sonuna kadar
44 AVM geliyor Ticari gayrimenkulde özgün profesyonel hizmetler sunan JLL Türkiye’nin ‘Ticari Gayrimenkul Pazarı Görünümü’ raporuna göre perakende sektörü 2017’nin ilk yarısında benimsediği ‘BekleGör’ yaklaşımından yılın ikinci yarısındaki canlanma ile vazgeçiyor. JLL’nin raporundaki değerlendirmeye göre 2018, AVM’lerde ‘Uzmanlaşma ve Yenilenme’, perakende sektörü için ise ‘Deneyimsel Alışveriş’ yılı olacak.
AVM SAYISI 445’E ÇIKACAK İstanbul’da şu anda 114 AVM’de yaklaşık 4,4 milyon metrekare ticari kiralanabilir alan bulunuyor. Mega şehirde şu anda inşaat halinde olan 22 AVM’nin ise 2020’nin sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Bu AVM’lerin tamamlanmasıyla İstanbul’daki toplam AVM sayısı 136’ya, ticari kiralanabilir alan ise 5,3 milyon metrekareye çıkmış olacak. Ankara’da ise 39 AVM’de toplam 1,6 milyon metrekare ticari kiralanabilir alan yer alıyor. Başkentte şu anda inşaat halinde olan AVM sayısı ise 8. Türkiye’deki toplam AVM sayısının 3 yıl içerisinde 445’e çıkacağı belirtiliyor.
2018’İN ANA TEMASI ‘YENİLENME’ JLL’nin raporunda AVM ve perakende sektörleri için 2018 tahminleri de yer aldı. Yeni alışveriş merkezi projelerinin sayısın-
JLL TÜRKİYE’NİN 2017 YILINI KAPSAYAN “TİCARİ GAYRİMENKUL PAZARI GÖRÜNÜMÜ” RAPORUNA GÖRE TÜRKİYE GENELİNDEKİ 401 ALIŞVERİŞ MERKEZİNDE YAKLAŞIK 12,2 MİLYON METREKARE TİCARİ KİRALANABİLİR ALAN YER ALIYOR. İNŞAAT HALİNDE OLAN 44 AVM’NİN İSE 2020’NİN SONUNA KADAR TAMAMLANMASI BEKLENİYOR. da görülen kademeli düşüş nedeniyle mevcut alışveriş merkezlerinde yeniden kiralama ve eskiyen alışveriş merkezlerinde ise yenilenme süreçlerinin önümüzdeki yıllarda gündeme gelmesi bekleniyor. Alışveriş merkezi arzının yüksek olduğu İstanbul ve Ankara gibi şehirlerde görülen rekabet
ve bölgeselleşme nedeniyle ‘Farklılaşma’nın önemi 2018’de de artmaya devam edecek. E-ticaret ve omni-channel eğiliminin alışveriş alışkanlıklarını değiştirmeye devam edeceği ve deneyimsel mağazacılık konseptinin öneminin giderek artacağı öngörülüyor.
Lojistikte yüzde 73’lük büyüme, turizmde canlı günlere dönüş sinyalleri Lojistik kiralama işlemlerinde 2017’de 644 bin metrekare ile 2016’ya göre yüzde 73 oranında artış kaydedildi. Depo ihtiyaçları özellikle yılın ilk 4 ayında belirginleşirken, bu durum kiralama işlemi sayılarına pozitif olarak yansıdı. Orta ve alt gelir grubuna hitap eden perakendecilerin daha verimli ve daha düşük maliyetli stok takibi işleri için 20 bin metrekare ve üzeri büyüklükteki depolara yöneldiği görüldü. Özellikle e-ticaretin getirdiği aynı gün teslimat koşulları nedeniyle depoların fiziksel özelliklerinde değişime neden oldu. Bu durum sektörde kent içi dağıtım depolarına ve konsolidasyon merkezlerine ihtiyacı doğurdu. JLL’nin raporuna göre 2016’da keskin düşüş kaydeden turizm sektörü eski canlı günlerine dönüş sinyalleri veriyor. Uluslararası ziyaretçi sayısı, bir yıl öncesine göre yüzde 28 oranında artarak 2017’de 32,4 milyona yükseldi. Otellerdeki doluluk yüzde 18 oranında artarak yüzde 60 seviyelerine gelirken, 2017 yılında Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı üzerinden İstanbul’a gelen toplam yolcu sayısı 2016 yılının aynı dönemine göre yüzde 6 artarak yaklaşık 95 milyona yükseldi.
10
ARAŞTIRMA
Kart kullanım
alışkanlıklarında
çarpıcı sonuçlar! ARAŞTIRMAYA GÖRE HER 10 KİŞİDEN 7’SİNİN ÖDEME ARACI OLARAK KREDİ KARTI KULLANMAYI TERCİH ETTİĞİ GÖRÜLÜRKEN, BANKA KARTINI PARA ÇEKMEKTENSE ÖDEME ARACI OLARAK KULLANANLARIN SAYISI DA ARTIYOR. GELECEKTE ÖDEMELERİNİ CEP TELEFONU İLE YAPMAK İSTEYENLERİN ORANI BU YIL YÜZDE 67’YE YÜKSELİRKEN, TEMASSIZ ÖDEME TEKNOLOJİSİNİ KULLANANLARIN ORANININ SON 2 YILDA YAKLAŞIK 3 KATINA ÇIKTIĞI GÖZLENİYOR.
12
B
ankalararası Kart Merkezi’nin ülkemizdeki kart kullanım alışkanlıklarını ölçmek için bu yıl 8’incisini TROY’un katkılarıyla gerçekleştirdiği Kart Monitör Araştırması’nda dikkat çeken verilere ulaşıldı. Ipsos tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, kart kullanım bilincimizin hızla arttığı görülüyor.
10 KİŞİDEN 7’SİNİN ÖDEME TERCİHİ KREDİ KARTI Kredi kartı, Türkiye’de ödeme anlayışının dijital dönüşümünde en etkili ödeme yöntemlerinin başında geliyor. Verilere göre, 2015 yılında “Alışveriş yaparken en çok tercih ettiğiniz ödeme yöntemi nedir?” sorusuna yüzde 61 oranla kredi kartı yanıtı verilirken, 2017 yılında bu oranın yüzde 68’e yükseldiği göze çarpıyor. Kredi kartı tercihindeki bu yükseliş, nakit para kullanımının azalışıyla da paralellik gösteriyor. 2015’te alışveriş yaparken en çok tercih edilen ödeme yöntemi olarak nakiti görenlerin oranı yüzde 35 iken, 2017’de bu oran yüzde 27’ye düşmüş durumda.
KREDİ KARTI ALMAYI DÜŞÜNENLERİN SAYISI ARTIYOR Türkiye’de bir banka hesabı ya da kredi kartı bulunmayan 20 milyonu aşkın tüketici bulunuyor. Kredi kartı almayı düşünen tüketicilerin sayısında 2015’e kıyasla ciddi bir artış var. 2015’te hiç kartı olmayan ve kart almayı düşünenlerin oranı yüzde 11 iken, 2017’de bu oran yüzde 37’ye yükselmiş bulunuyor.
BANKA KARTLARI MAAŞ KARTINDAN ÖDEME ARACINA DÖNDÜ ATM kartı ya da maaş kartı olarak tanıdığımız banka kartları bu yerleşik algılarını yitiriyor, birer ödeme aracı olarak daha fazla tercih ediliyorlar. Araştırmada bir banka kartına sahip olduğunu ve onu kullandığını söyleyenlerin oranı yüzde 58 olarak ölçülürken, bu kesimin yüzde 19’u banka kartını alışveriş amaçlı olarak kullandığını belirtiyor. Banka kartını alışverişlerinde kullanmayanların gerekçelerinde ise kredi kartının taksit ve puan gibi avantajları göze çarpıyor. “Kredi kartı ile taksit kullanarak ödeme yapmayı tercih ediyorum” diyenlerin oranı 2015’te yüzde 6 iken, 2017’de bu oran yüzde 26’ya yükselmiş bulunuyor.
MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİN YOLU KART KABULÜNDEN GEÇİYOR Kart kabul eden iş yerlerine sorulduğunda, kredi kartı ya da banka kartı ile satış
ARAŞTIRMA ARAŞTIRMA
yapmalarındaki en önemli gerekçenin müşteri memnuniyeti sağlamak olduğu görülüyor. Kart kabul eden iş yerlerinin yüzde 44’ü müşteri memnuniyetini en önemli gerekçe olarak gösterirken, yüzde 14’ü kredi ve banka kartlarının pratik ve hızlı bir ödeme yöntemi olmasını ön plana çıkarıyor. Kart kabul etmeyen iş yerleri ise kart kabul etmeleri durumunda görecekleri en önemli faydanın müşteri sayılarının artması olduğu görüşündeler.
yöntemi olarak kartları kullandığımız alanların sayısı, gelişen teknoloji ve değişen müşteri talepleriyle her geçen gün artıyor. Araştırma sonuçlarında ise bir ödeme aracı, hepsinin önünde yer alıyor: Mobil. 2015’te “Gelecekte ödemenizi hangi araçla yapmak istersiniz?” sorusuna “Cep telefonu” yanıtını verenlerin oranı yüzde 42 iken, 2017’de bu oranın yüzde 67’ye yükseldiği görülüyor.
TEMASSIZLA ÖDEME HIZINDA SINIRLARI AŞIYORUZ
İNTERNETTE EN ÇOK GİYİM VE AKSESUAR ALIŞVERİŞİ YAPIYORUZ
Öte yandan mikro ödemelerde kredi kartı şifresi girme gerekliliğini ortadan kaldıran, kartı elden çıkmadan, saniyeler içerisinde ödeme yapmamızı sağlayan ‘Temassız Ödeme’ teknolojisinin kullanımı da giderek artıyor. Son iki yılda temassız kullanan kart sahiplerinin oranı yaklaşık 3 katına çıkarken temassız ödemeden memnun kalanların oranının da yüzde 64’ten yüzde 77’ye yükseldiği gözleniyor.
GELECEĞİN ÖDEMESİ ‘MOBİL ÖDEME’ POS cihazları, e-ticaret siteleri ve cep telefonu uygulaması gibi ödeme
Kart Monitör Araştırması’na göre kredi kartı kullanıcıları arasında internetten alışveriş yapma sıklığı ayda ortalama 2,1’e ulaşmış durumda. 2015’te bu sayının 1,5 olduğu düşünüldüğünde, internetten alışveriş yapma alışkanlığının ne kadar büyük bir hızla arttığı ortaya çıkıyor. Kredi kartı sahiplerinin yüzde 32’si internetten giyim ve aksesuar ürünlerini satın aldıklarını söylerken, bu kategorileri yüzde 14’le yemek siparişi, yüzde 10’la market, elektronik ve gıda, yüzde 8’le havayolu/seyahat harcamaları takip ediyor.
“TÜRKİYE, ÖDEME TEKNOLOJİLERİNİN DİJİTAL ÇAĞINA YÖN VERECEK” Türkiye’nin Ödeme Yöntemi TROY’un katkılarıyla hazırlanan Kart Monitör Araştırması’nın sonuçlarını değerlendiren BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko şunları söyledi: “Ödeme teknolojileri, tüm dünyayı etkisi altına alan dijital dönüşüm çağına en hızlı uyum sağlayan sektörlerin başında geliyor. 2008’den bu yana yayınladığımız Kart Monitör Araştırması ilk günden bugüne incelendiğinde çok çarpıcı bir gerçeği ortaya koyuyor. Ülkemizde her yıl ödemelerde nakit kullanım oranı düşerken başta kredi kartı olmak üzere yenilikçi ödeme yöntemlerinin kullanım oranı hızla artıyor. Bu sonuçlar bize gösteriyor ki; ödemelerin dijital dönüşümü ve bunun nihai sonucu olan ‘nakitsiz ödemeler toplumu’ birçok ülke için henüz hayalken, ülkemiz için artık sağlam bir ekosistemin desteklediği, ulaşılabilir ve somut bir hedef haline gelmiş durumda. Araştırmanın da ortaya koyduğu üzere, Türkiye’nin bu gelişmelerle yön verdiği ödeme sistemlerinin dijital dönüşüm süreci 2018’de de devam edecek ve Türkiye ödeme teknolojilerinde dünyaya ilham vermeyi sürdürecek.”
13
ARAŞTIRMA
Tüketicinin harcama kriteri değişti KPMG, ‘BEN, HAYATIM VE CÜZDANIM’ ARAŞTIRMASIYLA TÜKETİCİNİN ALIŞVERİŞ YAPARKEN VERDİĞİ KARARLARI İNCELEDİ. TÜKETİCİ ÜRÜNLERİ VE PERAKENDE SEKTÖR LİDERİ FİKRET ÇETİNKAYA, “GÜÇ ŞİRKETLERDEN TÜKETİCİLERE GEÇTİ. KARAR ALMA SÜRECİ DEĞİŞEN MÜŞTERİLER, SEKTÖRE YÖN VERİYOR. KPMG BU ARAŞTIRMASINDA, DAVRANIŞSAL, FİNANSAL VE DEMOGRAFİK BOYUTLARDA TÜKETİCİLERİN KARAR VERME SÜRECİNİ İNCELEYEREK ŞİRKETLERİN TÜKETİCİYİ DOĞRU OKUMASINI SAĞLIYOR” DEDİ.
14
ARAŞTIRMA
Y
ıkıcı bir hızla ilerleyen teknoloji alışveriş alışkanlıklarını temelden değiştiriyor. KPMG; ABD, Hindistan, İngiltere ve Çin’de üç kuşaktan 10 bin tüketiciyle görüştü, alışverişin nereye evrildiğini inceledi. Araştırma, geçmişte şirketlerin yönettiği sektörde artık gücün tüketicilere geçtiğini gösteriyor. En değerli kaynağın bilgi olduğu günümüzde tüketiciler kolayca bilgi sahibi oluyor, dilediği ürün ya da hizmete ulaşabiliyor, paylaşımlarıyla diğer tüketicilerin tercihlerini değiştirebiliyor. KPMG bu araştırmasıyla tüketicilerin cüzdanının ne zaman, neden ve ne için açıldığına yönelik geleneksel varsayımların artık geçerli olmadığını belirledi ve bulgulardan yola çıkarak yepyeni üç katmanlı bir model geliştirdi. Beşli ‘Benim’ Çerçevesi, ‘Müşterinin Cüzdanı’ ve ‘Jenerasyonların Sörfü’ adı verilen davranışsal, finansal ve demografik boyutları kapsayan bu modelde insanların gündelik hayatını etkileyen çok sayıda faktöre bakılarak tüketicilerin nasıl karar verdiği inceleniyor.
BEŞLİ ‘BENİM’ ÇERÇEVESİ TÜKETİCİYİ ANALİZ EDİYOR Beşli ‘Benim’ Çerçevesi ‘benim motivasyonum, benim dikkatim, benim bağlantım, benim zamanım ve benim cüzdanım’ boyutlarına odaklanıyor ve tüketicilerin satın alma kararını verirken ne için neden fedakarlık yaptıklarına ışık tutuyor. Tüketiciler karar verirken güven, gerçeklik ve toplumsal değerlere önem veriyor ve bu noktalar ‘benim motivasyonum’ başlığı altında toplanıyor. ‘Benim dikkatim’ boyutu, müşterinin ulaşabildiği geniş içerik hacmi karşısında şirketlerin tüketicinin ilgisini çekme mücadelesi olarak belirleniyor. ‘Benim bağlantım’ tüketicinin bilgiye ve birbirine bağlanma şeklini; ‘benim zamanım’ da müşterilerin kısıtlı zamanda karar alırken yönlendirilmesi anlayışına dayanıyor. ‘Benim cüzdanım’ başlığında da tüketicinin yaşam evrelerinde değişen harcama dengesine dikkat çekiliyor. Beşli ‘Benim’ Çerçevesi, tüketicinin hikayesinin bütününü görebilmek için bu beş boyutun bir arada değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
ALIŞKANLIKLAR NESİLDEN NESİLE DEĞİŞİYOR Araştırmanın ikinci ayağını oluşturan ‘Müşterinin Cüzdanı’; gelir, harcamalar ve tasarruflar arasındaki dengenin yaşamsal olaylara ve nesillere göre nasıl değiştiğini inceliyor. Hala birçok şirketin kendilerine en büyük rakip olarak bir başka şirketi gördüğünü, oysa bugün şirketlerin en büyük rakibinin aslında tüketicinin cüzdanı olduğunu ortaya koyuyor. Şirketler için ‘pusula’ görevini gören araştırmanın bu ayağı, nesillerde değişen harcama alışkanlıklarının fotoğrafını çekiyor. Örneğin ‘Baby boomers’ kuşağı (1940-65) harcamalarının yüzde 43’ünü ‘ev giderlerine’ harcarken, ‘Y’ kuşağı (1980-2000) bütçesinin yüzde 33’ünü bu kaleme ayırmış durumda. Kazançlarının yüzde 15’ini biriktiren X (1965-80) ve Y kuşakları en tutumlu kuşaklar olurken Baby Boomers’larda bu oran yüzde 12’ de kalıyor. Bütçeleri yüzdelik dilimlere böldüğümüzde ise Baby Boomers cüzdanının yüzde 80’ini zorunlu, yüzde 20’sini lüks harcamalarda kullanıyor. X kuşağı yüzde 73’ü zorunlu, yüzde 27’yi lüks harcamalara ayırıyor. Y kuşağı da zorunlu harcamalarını minimumda tutup (yüzde 71), lüks harcamalarına yüzde 29’la en fazla pay ayıran nesil oldu.
EHLİYET SAHİPLİĞİ YERİNİ AKILLI TELEFONA BIRAKTI ‘Jenerasyonların Sörfü’ ise insan yaşamındaki belirleyici evrelerden geçişlerin jenerasyonlar arasında nasıl farklılaşmaya başladığının ve ortaya çıkan yeni yaşam evrelerinin izini sürüyor. Araştırma, tüketicinin yaşamdaki önemli evrelerini anlayıp, değişime ayak uyduran şirketlerin başarıya daha yakın olduğunun altını çiziyor. Yaşam evreleri sabit kalsa da jenerasyonların bu evrelere yaklaşımı değişiyor. Örneğin geçmişte ehliyet almak, insan yaşamı için önemli bir evreydi. Şimdi ‘ilk akıllı telefona sahip olmak’, ehliyetin yerini aldı. Ev satın almak da jenerasyonlar arasındaki en önemli farklardan biri… Y kuşağı katılımcılarının üçte ikisinin henüz bir evi bulunmuyor. Bu nesil, geçmişe göre ev sahipliği sorumluluğuna girmeyip, daha çok eğlence, seyahat ya da serbest zaman aktivitelerine zaman ayırmayı tercih ediyor.
Araştırmaya göre bir diğer önemli trend ise ‘emekliye ayrılmamak’. Birçok ülkede insanlar emekliye ayrılma yaş sınırını geçtikten sonra da çalışmaya devam ediyor. Bunun ardındaki neden işlerinden zevk almak, aktif hayata devam etme isteği olabildiği gibi geçmişten farklı bir şekilde Baby Boomer kuşağı aynı anda hem Y kuşağı çocuklarına hem de kendi annebabalarına maddi destek vermek zorunda kalabiliyor.
MÜŞTERİYE KARŞILIK VEREN KAZANIYOR KPMG Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Fikret Çetinkaya, “Geçmişte şirketler tüketicileri sadece yaş, bölge, gelir durumu gibi demografik özelliklere göre sınıflandırıyor ve onlara bu şekilde sesleniyordu. Ancak artık hayat çok değişti ve tek başına demografik özellikler karar verme sürecinin farklı katmanlarını gözden kaçırıyor. Aynı yaşta, aynı bölgede, aynı gelir seviyesindeki iki kişi çok farklı motivasyon ve ilgi alanlarına sahip olabiliyor. Müşteri artık motivasyonunu güven üzerine kuruyor. Ayrıca zenginleşen içerik hacmi, şirketlerin tüketicilerin dikkatini çekme savaşı haline dönüştü. Bugünün teknolojisi insanları birbirine bağlayarak davranışların yönünü değiştirebiliyor. Zamanın sınırını anlayan ve hayata etkilerini analiz eden şirketler tüketicilerin ihtiyaçlarına anında karşılık verebiliyor.
ARTIK DİREKSİYON TÜKETİCİDE Çetinkaya, “Bunlar için şirketlerin ayrıntılı çalışması, tüketiciye kulak vermesi gerekiyor. Tüketiciler önemsendiğini hissetmek, aynı sorularla tekrar tekrar karşılaşmamak, mümkün olduğunca kolay bir şekilde hizmeti ve ürünü almak istiyor. Şirketler, geçmişe göre daha bilinçli ve farkındalık sahibi müşterilerle karşı karşıya. Her kuşaktan müşteri, teknolojiyi doğru kullanarak şirketlere üstünlük kuruyor” dedi. Çetinkaya, “Geçmişteki ‘Müşteri her zaman haklıdır’ kavramı şekil değiştiriyor. Haklılığını yanına alan müşteriler artık şirketlere ‘nasıl çalışmaları gerektiğini de’ anlatıyor. Müşteriye kulak vermeyen şirketler kaybetmeye mahkum” yorumunu yaptı.
15
AVM
ECE Türkiye, geleceğin AVM’LERİ için başarıya giden yolları ortaya koydu Etkinlik, ECE Yönetim Kurulu üyeleri Joanna Fisher, Steffen Eric Friedlein, ECE Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Pınar Yalçınkaya Hacaoğlu ve ECE Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve CFO’su Nuri Şapkacı ev sahipliğinde yapıldı. Toplantıda, ECE’nin yatırım yaptığı konuların başında gelen dijitalleşmenin alışveriş merkezlerine entegrasyonu ve beraberinde getirdiği yenilikler ve dönüşümler konuklara aktarıldı.
İNOVASYON, SEKTÖRÜ ŞEKİLLENDİRECEK ECE Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Pınar Yalçınkaya Hacaoğlu, konuşmasına sektörün geçmiş 30 yılını ve geleceğe dair öngörülerini masaya yatırarak başladı. Sektörün ana paydaşları olan yatırımcılar, perakendeciler, müşteriler ve bunların arasındaki dengeyi korumaya odaklanan hizmet şirketleri için yeni bir evreye geçildiğini aktaran Hacaoğlu, ECE Türkiye olarak yapıcı işbirliklerinin, nicelik yerine niteliğe odaklanmanın, uzun vadeli stratejik planlamaların, değişen müşteri taleplerini doğru anlamanın, farklılaştıran hizmetler sunmanın, alışveriş merkezlerinde teknolojiyi etkin kullanmanın ve inovasyonun önümüzdeki dönemde sektörü şekillendireceğini öngördüklerini belirtti.
Uluslararası konuşmacıları ve Türkiye’deki perakendecileri buluşturan, sektöre vizyon katan ‘ECE Türkiye Uluslararası Perakende Kiralama Günü’nün 10.’su Beşiktaş’taki Four Seasons Otel’de gerçekleşti. 450’nin üzerinde katılımcıyla perakende dünyasının önemli aktörlerini buluşturan organizasyon, ‘Geleceğin Alışveriş Merkezleri’ gündemiyle gerçekleşti. deneyim odaklı ve müşteriler için daha çekici AVM’lere ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Fisher, “ Müşterilerle etkileşimimizi artıran mobil uygulamalarla, henüz evlerindeyken onlarla iletişim kurmaya başladığımız bir döneme giriyoruz” dedi. ECE Kiralamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Steffen Eric Friedlein ise konuşmasında, “ Ziyaretçiler, geleneksel alışverişin ötesine geçecek yeni deneyimler arıyorlar. AVM’ler de dijitalleşmeyle birlikte online ve offline’ı birleştiren platformlar olarak öne çıkıyorlar. Online-offline’ın başarılı örneklerini AVM’lerde daha sık göreceğiz. Türk perakendecileri de dünyayla entegre bir şekilde gelişiyorlar” dedi.
AVM’LER ŞEHRİN EĞLENCE VE GASTRONOMİ MERKEZİ OLACAK Uluslarası Perakende Kiralama Günü’nde, ECE’nin yenilikçi ‘We Love Food’ konseptini yöneten, uluslararası alanda tanınmış gastronomi uzmanı ve ECE Global Gastronomi Direktörü Jonathan Doughty’de AVM’lerde
en fazla inovasyon yapılan alanlardan birinin de ‘yemek ve eğlence’ olduğuna dikkat çekti. Doughty, “Geleneksel food court anlayışından uzaklaşılması gerekiyor. Artık AVM’ler, akıllı restoranlar, müşterinin keyifle deneyimleyeceği keşif mönüleri, rahatlığın öne çıktığı oturma konseptleriyle şehrin eğlence ve gastronomi merkezi olacak. ECE de bu konuya büyük yatırım yapıyor” dedi. Etkinlikte ayrıca ‘Perakendenin Geleceği’ başlıklı bir panel de düzenlendi. ECE Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve CFO’su Nuri Şapkacı moderatörlüğünde gerçekleşen panele, perakende sektörünün önde gelen isimlerinden Midpoint Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Çarıkçılar, Teknosa CEO’su Bülent Gürcan, Boyner Grup Başkan Yardımcısı ve İcra Komitesi Üyesi Serdar Sunay ve Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu katıldı. Panelistler, son beş yılda müşteri davranışlarındaki değişimi, sektörün farklı kollarında buna bağlı olarak yaşanan dönüşümü ve geleceğe yönelik planlamalarını katılımcılara aktardı.
ECE, AVM Yönetiminden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Joanna Fisher, Avrupa’daki alışveriş merkezlerinde yükselen trendlere değindiği konuşmasında, artan rekabet ortamında farklılaşmak adına,
16
Pınar Yalçınkaya Hacaoğlu
Nuri Şapkacı
AVM
İSTMARİNA AVM KAPILARINI ZİYARETE AÇTI
MODA, EĞLENCE VE LEZZET KEYFİNİ DENİZ ÜSTÜNE TAŞIYAN İSTMARİNA AVM, 28 MART’TA GERÇEKLEŞEN TÖRENLE KAPILARINI ZİYARETE AÇTI. Bugünün ve yarının ihtiyaçları göz önünde bulundurularak inşa edilen, kapalı alan konforunu ve açık alan ferahlığını aynı anda sunan, Anadolu Yakası’nın sahil cephesi en geniş alışveriş merkezi İstMarina AVM açıldı.
İSTMARİNA AVM SOSYAL YAŞAM ALANI OLACAK DAP Yapı tarafından Kartal’da hayata geçirilen İstMarina AVM’nin kiralama ve yönetimini JLL Türkiye üstleniyor. İstMarina AVM açılış töreni kapsamında konuşan DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, “DAP Holding olarak; ülkemize ve insanımıza değer katan yaşam alanları üretiyor; yaşam kalitesini olabilecek en iyi seviyeye taşıyabilmek, böylelikle ülke insanının refahına katkı sunmak için çalışıyoruz. İstMarina AVM de geleceğin yapılarını inşa eden DAP Yapı’nın Kartal’da 250 milyon Euro gibi büyük bir yatırımla hayata geçirdiği çok değerli bir proje. İstMarina AVM, yalnızca alışveriş
18
merkezi değil, bir sosyal yaşam alanı olacak. Havaalanının yanı başında, Türkiye’nin içinden hızlı tren geçen ilk alışveriş ve yaşam merkezi olarak hizmet verecek. Böylesine değerli bir projenin yatırımcısı olmaktan dolayı gururluyuz. Bu değerli yatırımın ülkemize ve tüm Türkiye vatandaşlarına hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi. AVM açılış günü etkinleri kapsamında; Su Altı Dünyası çocuk etkinlikleri ve Türkiye’nin ilk Dijital Akvaryum etkinliğinin yanı sıra caz grubu Brassolist ve VR Boat & Photobooth etkinliği de gerçekleştirildi.
AVM
Adana Optimum’da
sihirli baloncukların dünyası keşfedildi Bubble Room Eğlence Arenası, Optimum’un minik ziyaretçilerine rüya gibi üç gün yaşattı. baloncukların sihrini de keşfettiler.
Sabun ve su karışımını ellerindeki halkalarla üfleyip onlarca baloncukları havada uçuşturan Adana Optimum Alışveriş ve Eğlence Merkezi’nin minik ziyaretçileri, Buble Room Eğlence Arena’sında, unutulmaz anılar yaşadılar. Kadın, erkek, yaşlı, genç ve çocuk her yaş grubundan bireylere; bol seçenek sunan Optimum, çocukları çok mutlu eden bir etkinliğe daha ev sahipliği yaptı. Çocuklar, AVM’nin ortak kullanım alanında kurulan Bubble Room Eğlence Arena’sında, kendi dev baloncuklarını yaparak sıra dışı ve büyüleyici bir deneyim yaşadılar.
Tamamen ücretsiz olarak tam 3 gün boyunca minik konuklarını ağırlayan Bubble Room Eğlence Arena’sında, sabun ve sudan oluşan bir havuza daldırdıkları halkaları hafifçe üfleyerek, irili ufaklı onlarca baloncuk elde eden çocuklar, sıra dışı bir gün geçirdiler. Baloncuklarını patlatarak eğlencelerini doruğa çıkartan minik ziyaretçiler, 20’şer kişilik gruplar halinde alındıkları arenada, çocukluklarını doya doya yaşadılar. Yetişkinlerin de çocukları mutluluk ve heyecanla izledikleri etkinlik, üç gün boyunca ücretsiz olarak hizmet verdi. Baloncukların sihirli dünyasında yolculuğa çıkan minik ziyaretçiler, baloncuklarla hoşça vakit geçirirken, onları izleyen aileleri de bu unutulmaz anları cep telefonlarının kameraları ile ölümsüzleştirdiler.
BALONCUKLARIN SIRRI KEŞFEDİLDİ 4-13 yaş arası çocuklar, dev baloncuklar yaparak eğlenmekle kalmayıp, kendilerine eşlik eden eğitmenlerden
20
Bubble Room Eğlence Arenası ’nın duvarında yer alan ve katılımcıları bilgilendirmeyi amaçlayan yazıda ise şu ifadeler yer aldı: “İki baloncuk kaynaştığında çevreledikleri havanın hacmiyle uyumlu olarak ve yüzey alanları olabilecek en küçük değerde bir şekil ortaya çıkar. Eğer baloncuklar eşit büyüklüğe sahipse ortak duvarları düzlemseldir. Eğer eşit büyüklüğe sahip değillerse, ortak duvarları daha büyük olan baloncuğun içindeki şişkinliktir. Çünkü küçük olan büyük olana göre daha büyük iç basınca sahiptir. Bu tahmin Young Laplace denklemi olarak da bilinir.”
ETKİNLİK 23 NİSAN’DA TEKRARLANACAK Çocuklara unutulmaz üç gün yaşatan etkinlik; yoğun talep nedeniyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda da tekrarlanacak. AVM Yönetimi, Bubble Room Eğlence Arenası’nın Optimum’un minik ziyaretçilerine bayram armağanı olacağı bilgisini verdiler.
AVM
22
AVM
23
AVM
İstanbul’un 4. nesil alışveriş merkezi… 4. Nesil alışveriş merkezi dinamikleriyle tasarlanan Vadistanbul AVM’nin mimari özelliklerinden kısaca bahsedebilir misiniz? Bir yaşam kompleksi olarak inşa edilen Vadistanbul; Artaş, Evyap ve İnvest İnşaat’ın ortak girişimleriyle eski Evyap Fabrikası arsası üzerinde hayata geçirildi. Toplam inşaat alanıyla İstanbul’un en büyük karma projelerinden olan Vadistanbul’da bin 915 konut, 300 bin metrekare yüksek donatılı ofis alanı, 20 bin metrekare rezidans ile 25 bin 500 metrekare alana sahip 5 yıldızlı otel, 103 bin metrekare büyüklüğündeki kiralanabilir alana sahip alışveriş merkezi, cadde mağazalarının bulunduğu 760 metre uzunluğunda alışveriş caddesi, festival ve park alanları gibi yaşam alanları bulunuyor. Vadistanbul AVM ise günümüz ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayan, alışveriş deneyimini en üst seviyeye taşıyacak şekilde tasarlandı ve bu projede Türkiye’nin ödüllü mimarlık ofisi İki Design ve A.B.D.’nin dünyaca ünlü projelerine imza atmış SOM Architecture ile birlikte çalışıldı. Ayrıca Vadistanbul AVM otoparkı 275 bin metrekarelik alanı ile Atatürk Havalimanı’ndan sonra en büyük metrekareye sahip. Bizim projemizde, üzerinde özellikle durduğumuz nokta, misafirlerimizin daha önce yapılmamış bir şekilde doğayla iç içe güzel bir gün
BİR YAŞAM KOMPLEKSİ OLAN VADİSTABUL AVM’NİN MİMARİ ÖZELLİKLERİNDEN BAHSEDEN VADİSTANBUL AVM GENEL MÜDÜRÜ ÖZGEN ÖZYURT, TÜRKİYE’DE BİR İLK OLAN ‘HAVARAY’ YATIRIMLARI HAKKINDA DA BİLGİ VERDİ.
geçirmesi. Bu nedenle kapalı alanlarımızda bile Avrupa’nın en büyük freeform cam tavanını tasarlayarak gün ışığında, mavi gökyüzü altında alışveriş yapmalarını sağladık. Kapalılık hissi yaşatmadan nefes alacak, üstü açık alışveriş caddesinden, modanın öncü markalarından,
eğlence ve dünya lezzetlerinin en güzel örneklerine, özel tasarlanmış ışık ve ses gösterileri sunan havuzuna kadar her şey Vadistanbul’da müşteri odaklı… 14 Eylül 2017’de hizmet vermeye başlayan Vadistanbul AVM, Sign of the City Awards’tan ‘En İyi Bölgesel Merkezli AVM’ ve Havaray ile ‘En İyi Ulaştırma ve Alt Yapı Hizmetleri’ dallarında ödüle layık görüldü. Bulunduğunuz lokasyon bakımından avantajlı bir durumda mısınız? Bizim projemiz, bölgede başlayan ilk projelerden biri. Dolayısıyla hem bölgesel olarak avantajlarımız var, hem de bölgeye kattığımız büyük avantajlar var. Vadistanbul markası şu anda bölgenin adıyla özdeşleşmiş durumda. Devam eden ve 2 yıl içinde bölgede yapılacak yeni projelerle birlikte bölgede yaşayan kişi sayısı 120 binleri bulacak. Vadistanbul projesi,
24
AVM
içinde barındırdığı farklı konseptlerle, AVM, ofis, otel, festival alanı gibi noktalarla kısa sürede hem bu bölgede yaşayan insanlar, hem de İstanbul nüfusu için alternatif sunabilecek bir yaşam alanı haline geldi. Vadistanbul AVM, şu anda İstanbul’un neredeyse her bölgesinden misafiri ağırlıyor. AVM’de kaç mağaza bulunuyor? Marka karmanız ne durumda? Vadistanbul’da şu an 270’i aşkın marka bulunuyor. Avrupa yakasında ilk mağazasıyla Vadistanbul’da yer alacak olan GaleriesLafayette’i örnek verebiliriz. 10 bin metrekare alan içerisinde en büyük departman store olacak. Ayrıca, Vadistanbul’da bizim en iddialı yanlarımızdan biri, açık alanda orman manzarasına hakim farklı konseptte ve marka karmasına son derece dikkat ettiğimiz restoranlarımız. Bu alanda birçoğu ‘finedining’ hizmet veren yaklaşık 20 gözde mekan bulunuyor. Burada sushiden kebaba, nargileden Fransız mutfağına, İrlanda publarına dek uzanan çok farklı alanlarda kaliteli servis sunan kozmopo-
lit bir restoran ve kafe karması yer alıyor. Ayrıca 12 Ocak 2018’de açılan ve birçok önemli ismin sahne aldığı Vadistanbul Jolly Joker, şimdiden eğlence ve keyfin yeni adresi oldu bile. Ziyaretçi kapasitenizden bahseder misiniz? 2018 yılında ziyaretçi hedefimiz aylık 1.5 milyon. 2018 yılının sonunda yaklaşık 17 milyon ziyaretçiye ulaşmayı hedefliyoruz. Türkiye’de bir ilk olan Havaray yatırımınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Havaray, Aralık 2017’de açıldı. O günden bu yana yaklaşık olarak 300 bine yakın kişiyi taşıdı. Yol kısaltma konusunda bölgenin özellikle toplu taşımadaki ulaşım koşullarını değerlendirdiğimizde hem zaman hem de fiziksel olarak ciddi bir katkıda bulunduğunu inkar edemeyiz. Bugün Seyrantepe metrosundan bindiğinizde yalnızca 3 dakikada Vadistanbul’a ulaşabiliyorsunuz. Bölgede böyle büyük bir yatırım yapınca, 100 bin kişilik bir nüfusun yaşayacağı
bir yerde altyapı sorunlarını da çözmemiz gerekiyordu. Bölgedeki altyapı ve üstyapı maliyetlerini de biz üstlendik. Vadistanbul’un çevresine harcadığımız bütçe 138 milyon TL’yi buldu. Bunun 65 milyon TL’lik kısmını ise Havaray oluşturdu. Havaray, AVM’mizin 2’nci katından Galatasaray Stadı’nın avlusuna ve Seyrantepe metro istasyonuna giden, viyadüklerin üzerine rayları döşediğimiz yatay bir asansör. Bunun bir benzeri Taksim’deki nostaljik tramvay. Sadece bizimkisi karadan değil havadan gidiyor. Saatte 3 bin 500 kişi taşıma kapasitesine sahip. Galatasaray stadının oraya metroyla gelince, oradan Havaray’a bağlanıp, AVM’nin içinde inilebiliyor. Şu anda ücretsiz olarak bu hizmeti biz sunuyoruz. İleride de Ulaşım A.Ş.’ye devrini yapacağız. 2018 hedefleriniz nelerdir? 2018’de Vadistanbul’u eğlence ve kültür sanat anlamında etkinlikleri ile İstanbul’un merkezi haline getirecek projelerimiz var. Üzerinde çalıştığımız 2 büyük projemiz var, çok yakında lanse etmeyi planlıyoruz.
25
AVM
HEDEF, MARKANIN KÜLTÜR VE DEĞERLERİNİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KILMAK 2017’nin sonu itibariyle Tepe Nautilus’un yeni AVM müdürü olarak göreve başlayan Ertuğ Turan, AVM’de yapacağı değişimler ve gelecek dönem projelerinden bahsetti. Tepe Nautilus’un, sektördeki 15 yıllık serüvenini İstanbul’a taşıyan bir adres olduğuna değinen Tepe Nautilus AVM Müdürü Ertuğ Turan, “2000’lerin başında Antalya’da başlayan kariyer yolculuğum Ankara, Bursa, Antakya, İzmit ve ardından İstanbul’a getirdi beni. Farklı coğrafyalardan edindiğim deneyimleri bir araya getirip, dünyanın belki de en kozmopolit şehirlerinden biri olan İstanbul’un kalbinde bir alışveriş merkezinin ziyaretçilerine daha iyi hizmet vermek için kullanı-
26
yorum” dedi. Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi’nde Fransızca Dili Öğretmenliği alanında tamamladığını ancak sonrasında iş hayatına atılmasıyla beraber perakendenin dinamik yapısının kendi arayışları ve kariyeri için çok daha doğru bir alan olduğunu anlayarak kendini bu alanda geliştirmeye başladığını söyleyen Turan, “Farklı illerde alışveriş merkezi müdürü olarak görev aldım. Kiralama, inşa pilotaj ve ticari ilişkilerin yürütülmesinde liderlik ettim, bir AVM’nin açılışından renovasyonuna kadar farklı aşamalarda birçok projede görev aldım” diye belirtti.
PROJELERİN PUSULASI ZİYARETÇİLER Tepe Nautilus’un sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin ilkleri arasında yer alan bir alışveriş merkezi olduğunu ifade eden Turan, “Bu başarıyı sağlayan yılların getirdiği deneyim, İstanbulluda oluşmuş güven bulunduğum konumda bana ağır bir sorumluluk yüklüyor. Hedefim Tepe Nautilus’un her misafirine kaliteli hizmet sunmak için bir arada bulunan bu ekibi daha
ileriye taşımak, 15 yılı aşmış markanın kültür ve değerlerini sürdürülebilir kılarak geleceğe aktarmak” dedi. Planladıkları projelerin pusulasının ziyaretçiler olduğuna dikkat çeken Turan, “ Hem mevcut ziyaretçilerimizi memnun edecek hem de İstanbul’un her noktasına ulaşarak çekim yaratacak projeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz. En yeni projemiz ise Tepe Nautilus Card... Ziyaretçilerimize anında harcayabilecekleri tutarlar kazandırmak, kart üzerine yüklenen tutarın tekrar mağazalara dönmesi projemizin doğru planlamayla ilerlediğini gösteriyor” dedi.
“AVM’LER ARTIK YAŞAM BİÇİMİNİN BİR PARÇASI” Sektörde rekabetin çok yoğun olduğuna da değinen Turan, alışveriş merkezlerinin artık yaşam biçiminin bir parçası haline geldiğini ve sadece İstanbul için değil Türkiye’nin her ilinde insanların ailece vakit geçirdiği alanlar olduğunu söyledi. Sektör olarak kendilerine düşen görevin, en iyi deneyimi en iyi alanlar ile sunmak olduğunu belirten Turan, “Tepe Nautilus ailesi olarak ziyaretçilerimizin mutluluğu ve konforu için sürekli yeni projeler geliştirmeye odaklanarak, sektörde ilklere imza atmaya devam edeceğiz” ifadelerinde bulundu.
AVM
ZİYARETÇİLERİNE ALIŞVERİŞ DENEYİMİNİN YANI SIRA, GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ ETKİNLİKLER VE SUNULAN HİZMET İLE BİR YAŞAM MERKEZİ DENEYİMİ YAŞATTIKLARINI İFADE EDEN 17 BURDA AVM MÜDÜRÜ EROL YILDIZ, ŞEHRİN BULUŞMA YERİ VE ÇEKİM NOKTASI HALİNE GELDİKLERİNİ BELİRTTİ.
Çanakkalelilerin buluşma yeri:
17 Burda AVM
17 Burda AVM bu yıl 3. yaşını kutlayacak. Açıldığınız günden bu yana geçirdiğiniz süreci anlatır mısınız? 17 Burda AVM, Türkiye’nin en güzel kentlerinden biri olan Çanakkale’de, Esas Gayrimenkulün ilk AVM’si olarak 2015 yılında faaliyetine başladı. 35 bin metrekare kiralanabilir alan ile bölgenin bu ölçekteki ilk AVM’ sidir. Geçirdiğimiz üç yıl içerisinde alışveriş merkezimiz, ziyaretçilerimize alışveriş deneyiminin yanı sıra, gerçekleştirdiğimiz etkinlikler ve sunulan hizmet ile bir yaşam merkezi deneyimi yaşattı. 2 yılın sonunda 17 Burda AVM, şehrin sosyal buluşma yeri ve çekim noktası haline geldi. Ciro, kişi başı harcama ve ziyaretçi sayıları gibi KPI’larda geçtiğimiz seneye göre yüzde 28’in üstünde bir artış yaşandı. Bu da Çanakkalelilerin alışveriş merkezimizi şehrin
28
alışveriş ve yaşam merkezi olarak benimsediğini bizlere gösterdi. Ziyaretçi kapasitenizden bahseder misiniz? 2018 ziyaretçi beklentiniz nedir? 2017 yılında 5 milyon 500 bin ziyaretçi ağırladık. 2018 hedefimiz ise 6 milyon… AVM’de kaç mağazanız bulunuyor? 17 Burda AVM ile birlikte bölgeye ilk defa gelen markalar var mı? 114 mağazamız bulunuyor. Birçok mağazamız bölgeye ilk gelen marka özelliğini taşıyor. Bunların arasında başlıca H&M, Boyner, D&R’ı sayabiliriz. Ziyaretçilerinize yönelik kampanyalar düzenliyor musunuz? Ziyaretçilerimize yönelik, şehrin dinamiklerine göre planlanan kampanyalar ve
AVM
etkinlikler düzenliyoruz. Yılbaşı dönemlerinde gerçekleştirdiğimiz araç kampanyaları, özel günler için düzenlediğimiz daha kısa süren kampanyalar ya da belirli hedef kitleye yönelik kampanyalar yapıyoruz. Üniversitelilere yönelik kurguladığımız sinema bileti kampanyamız, gençler için hazırladığımız 60 bisiklet hediyeli bisiklet kampanyamız ve 40 yaş üstü ziyaretçilerimiz için düzenlediğimiz ücretsiz check-up kampanyamız hedef kitleye yönelik yaptığımız kampanyalarımızdan birkaçı… Ayrıca sevgililer günü, anneler günü gibi özel günler için kurguladığımız ve ziyaretçilerimizin de birebir oyun sürecinde katılabildikleri dijital kampanyalar gerçekleştiriyoruz. Açık ve kapalı konseptli mimarisi olan geniş bir etkinlik alanına sahipsiniz. Şimdiye kadar yaptığınız etkinliklerden bahseder misiniz? Açık alanlarımızda; özellikle sahnemiz ‘Sahne 17’nin avantajını kullandığımız büyük konserler, kortejler, kamu kuruluşları, STK’lar ile gerçekleştirdiğimiz sergi, tiyatro ve gösteriler, çocuk şenlikleri, lisanslı çocuk etkinlikleri ve spor gösterileri düzenliyoruz. Alışveriş merkezimizin açık alanında
bulunan havuz bölgemizde o bölgede düzenlenen sergi ve etkinliklerde genel görünüme oldukça katkı sağlıyor. Kapalı alanlarımızı daha çok küçük çaplı müzik etkinlikleri ve sergilerimizde kullanıyoruz. Önemli etkinliklerimiz arasında; Yeni Türkü Konseri ve 2. yıl kutlama kortejimiz, Yöresel Lezzetler Fuarımız, Kitap Festivalimiz, 90’lar konseptli yılbaşı parti organizasyonumuz, Transformers etkinliğimiz, 23 Nisan Çocuk Şenliğimiz ve Turkcell Maratonuna ev sahipliği yapmamız gösterilebilir. 2018 hedefleriniz nelerdir? Hedeflerimiz, 17 Burda’nın artık yerleşmiş olan şehrin alış-
veriş merkezi olduğu imajını desteklemek, Çanakkalelilerin bizlere verdiği güveni, kendilerine sunduğumuz hizmet ile sağlamlaştırmak, etkin CRM ile veri tabanımızda toplanan verilerin etkinlik ve kampan-
yalarımızda verimli kullanımını sağlamak, başarılı olduğu bizlerce kanıtlanan hizmet ve pazarlama stratejilerimizi devam ettirmek ve yüzde 98 olan doluluk oranımızı yüzde 100’e taşımak…
29
AVM
Yönetim ve kiralama operasyonları; gayrimenkul çözümleri konusunda Avrupa’da lider firmalar arasında yer alan Apleona Real Estate Management tarafından yapılan, Antalya’nın en renkli Alışveriş Merkezi MarkAntalya’da Nevruz Bayramı nedeniyle tatillerini Antalya’da geçiren İranlı turistlere yönelik gerçekleştirilen geleneksel Persian Shopping Fest, 2018 yılında da renkli görüntülere sahne oldu.
MARKANTALYA’DA
PERSIAN SHOPPING FEST’E YOĞUN İLGİ 30
AVM
hayranlarıyla buluşturan AVM yetkilileri, gördükleri yoğun ilgiden oldukça memnun kaldıklarını dile getirdi.
ALIŞVERİŞ TURİZMİNİ TAKİP EDENLER İLGİ GÖSTERDİ MarkAntalya Alışveriş Merkezi Müdürü Necati Ufuk Toydemir, geleneksel hale gelen ve bu sene 4.’sü gerçekleştirilen festivalin hem İranlılar hem de alışveriş turizmini takip eden ziyaretçiler tarafından ilgiyle beklendiğini belirtti.
ANTALYA’DAKİ EN BÜYÜK ALIŞVERİŞ FESTİVALİ Necati Ufuk Toydemir
ALIŞVERİŞ KEYFE DÖNÜŞTÜ
UZUN KUYRUKLAR OLUŞTU
18 Mart’ta başlayan festival kapsamında MarkAntalya alışveriş merkezindeki birçok mağazanın festivale özel kampanyalar ve avantajlar sunduğu organizasyon, İran televizyonları da dahil yoğun bir medya planı ile duyuruldu. Persian Shopping Fest; İran pazarında faaliyet gösteren acenteler aracılığıyla ve münferit gelen yerli ya da yabancı tüm ziyaretçiler için alışverişi, nevruz süresince ihtiyaçlardan öte keyfe dönüştürdü.
İran’ın ünlü sanatçıları Sepideh, Leila ve Tohi; AVM’de gerçekleştirilen organizasyonda hayranlarıyla buluştu. Ünlü sanatçı Sepideh hayranları ile Türkiye’de buluşmaktan duyduğu mutluluğu dile getirirken, bu buluşmaya olanak tanıyan AVM yetkililerine teşekkürlerini sundu. Leila’nın hayranları ile buluştuğu organizasyonda ise zor anlar yaşandı. Ünlü sanatçı ile fotoğraf çektirmek isteyen turistler uzun kuyruklar oluşturdu. Son olarak yakışıklı sanatçı Tohi’yi
Alışveriş Merkezi Pazarlama ve Halkla İlişkiler Yöneticisi Itır Elif Bayarı ise, bu yıl 4.’sü düzenlenen festivalin 2018 itibarıyla Antalya’da düzenlenen en büyük alışveriş festivallerinden biri olduğunu sözlerine ekledi.
Itır Elif Bayarı
31
AVM
Hızlı kirpi SonIc’den 23 Nisan’a özel şov… Ülkemizin yanı sıra dünya çocuklarının da çok sevdiği çizgi film Sonic Boom’un baş karakteri hızlı kirpi Sonic, özel şovuyla Türkiye’de ilk kez Trump AVM sahnesinde olacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında Trump AVM’de çocuklarla buluşacak olan Sonic, onlarla bol bol dans edip fotoğraflar da çektirecek. Gösteri 21 – 23 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek ve tüm çocukların ücretsiz katılımına açık olacak. Trump Alışveriş Merkezi’nin çocuk katı Trumpland’de kurulacak sahnede özel gösterisini sergileyecek olan hızlı kirpi Sonic, çocukları eğlenceye doyuracak. Sonic, çocuklarla dans edecek, neşeli aktiviteler gerçekleştirecek ve bol bol fotoğraf çektirecek. Çizgi filmin posteri hediye edilecek 21-23 Nisan tarihleri arasında her gün 12:00/14:00/16:00/18:00 saatlerinde gerçekleşecek olan şovda tüm çocuklar hızlı kirpi Sonic ile 23 Nisan’ın tadını çıkaracak. Gösteri sonunda hızlı Kirpi Sonic ile fotoğraf çektirme fırsatını yakalayacak olan çocuklara ayrıca ünlü çizgi filmin posterleri de hediye edilecek.
32
KidzMondo’dan çocuklara 23 Nisan sürprizi! Çocukların eğlence & öğrence şehri KidzMondo, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na özel birbirinden renkli etkinlikler düzenliyor. 20-30 Nisan tarihleri arasında; Hip-Hop ve R&B dans gösterileri, yaratıcılık atölyeleri, bando turları, yüz boyama etkinlikleri ve daha pek çok aktivite KidzMondo’da çocuklarla buluşacak. Türkiye’nin ilk çocuk şehri KidzMondo’da, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlanacak. Ebeveynler de çocuklarıyla birlikte aktivitelere katılıp KidzMondo’da gönüllerince eğlenebilecek. 20-30 Nisan tarihleri arasın-
da gerçekleşecek etkinliklerde; çocuklar KidzMondo’da özel dans şovları ile coşacak, Özgür Kürsü’de dilediklerince kendilerini ifade edebilecekler. ‘En İyi Arkadaşım’ ve ‘Gizemli Ev’ tiyatro oyunları KidzMondo Sahne’de minik tiyatro severlerle buluşacak. Bando gösterisi şenlik boyunca KidzMondo içinde çocuklarla birlikte tur atacak. Radyoculuk atölyesinde ise çocuklar Slowturk’ün ünlü DJ’i Sarışeker Sema ile keyifli zaman geçirecekler. Ebeveynler şenlik süresince çocuklarıyla birlikte aktivitelere katılıp yıllar sonra çocukluk günlerine geri dönecekler.
AVM
GELECEĞİN SANATÇILARI 23 NİSAN HAFTASINDA AKASYA’DA Çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusu, bu yıl uzun sürecek. İstanbul Modern Çocuk Atölyeleri’nin Akasya’da düzenleyeceği etkinliklerle minik misafirler, 14-29 Nisan tarihleri arasında -1. Kat etkinlik alanında toplam üç hafta sonu boyunca sanatla buluşacak.
Her zaman minik misafirleriyle özel olarak ilgilenen Akasya, bu yıl onların bayramını İstanbul Modern Çocuk Atölyeleri ile birlikte kutluyor. 14 Nisan Cumartesi itibariyle başlayacak olan çeşitli sanat etkinliklerinde üç hafta sonu boyunca 4-10 yaş arası çocuklar sanatın birbirinden farklı dallarında yaratıcılıklarını keşfedecek. 6-10 yaş aralığındaki minik misafirler, her cumartesi minyatür ve geometrik kuklalar yaparken, kullanılmayan nesneleri geri dönüştürerek farklı bir gezegende yaşayan hayali bir canlı tasarlayacaklar. Pazar günleri
ise 4-6 yaş arası misafirler aileleriyle birlikte katılacakları atölyelerde, çamurlara form verecek, çizgi sanatını öğrenecek ve patates baskısı yapacak.
EYÜBOĞLU KOROSU DA AKASYA’DA 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın bir diğer sürprizi ise Eyüboğlu Korosu’nun vereceği konser olacak. Saat 14.00’da Akasya Meydan’da Eyüboğlu Eğitim Kurumları’nın öğrencilerinden oluşan koro ve orkestra, çocuklarla birlikte birbirinden güzel şarkılarını seslendirecek.
ODDBODSLAR NEŞELİ NOTALAR İLE AKBATI’DA Miniklerin son dönem keşiflerinden, videoları milyonlarca kez izlenen Oddbodslar, Türkiye’de ilk defa Akbatı AVM’de hayranlarıyla buluşuyor. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na özel olarak 21-29 Nisan tarihleri arasında Akbatı’da minik misafirleriyle buluşacak olan Oddbods karakterleri, çocuklara müzik dünyasının inceliklerini öğretecek. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Akbatı AVM, minik misafirlerine unutamayacakları bir sürpriz hazırlıyor. Hayranı oldukları Oddbods karakterleriyle eşsiz bir deneyim yaşayacak olan Akbatı’nın minik misafirleri; ritim ve sesin büyülü dünyası, notalar ve müzik aletleriyle tanışacak. 21-29 Nisan tarihlerinde özel olarak kurulacak alanda, minik müzisyenler kendi müzik aletlerini tasarlayıp, müzik dünyasının tüm inceliklerini öğrenme fırsatını yakalayacak. Etkinlik sonunda ise tasarladıkları müzik aletleriyle Oddboddslar eşliğinde şovlarını sergileme şansını bulacak çocuklar, bayramlarının ta-
dını doyasıya çıkaracak. 12.00-18.00 saatleri arasında gerçekleşecek etkinlik, 4 yaş ve üzeri çocuklar için zemin kat havuz önünde ücretsiz olarak gerçekleşecek.
33
AVM
23 Nisan eğlencesi Akvaryum’da çıkar Dünyanın en büyük tematik akvaryumu olan İstanbul Akvaryum, 22 ve 23 Nisan’da tüm çocuklara Arı Maya ve Robin Hood ile unutamayacakları bir eğlence sunuyor.
23 NİSAN KIDZANIA’DA FESTİVAL HAVASINDA GEÇECEK Dünyanın ilk çocuklar ülkesi KidZania, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı şenliklerle kutlayacak. KidZania karakterlerinin gün boyu çocuklarla birlikte eğleneceği ve festival tadında geçecek günde, hafta boyu devam edecek indirimler de başlayacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın festival tadında kutlanacağı KidZania’da, çocukların gününe özel indirimler de baş-
34
layacak. 23 Nisan Pazartesi günü başlayacak indirimler, hafta boyunca artarak devam ederken, minik misafirler, en eğlenceli ve renkli günü dünyanın ilk çocuklar ülkesinde geçirecek. Nisan ayı boyunca etkinliklerin hız kesmeyeceği KidZania’da, 28-29 Nisan’da ise KidZania’nın doğum günü coşkuyla kutlanacak.
GREENER WORLD BAŞLIYOR! KidZania, nisan ayında ayrıca minik misafirlerini daha mavi bir dünya ve yeşil bir gelecek için düzenleyeceği Greener World etkinlikleriyle de buluşturacak. 7 Nisan – 5 Haziran tarihleri arasında, çocuklar iki ay boyunca birbirinden farklı atölye ve aktivitelerle çevre bilincine dair birçok şeyi öğrenebilecek.
İstanbul Akvaryum, 23 Nisan’a özel gerçekleştirilecek sürpriz etkinliklerin yanı sıra, Türkiye’nin ilk Gentoo soğuk iklim penguenleri ile birlikte 17 bin canlı türünü de keşfetmeye davet ediyor. Dünyanın en büyük tematik akvaryumu, Türkiye’nin ise en büyük akvaryumu olarak 17 bin kara ve deniz canlısına ev sahipliği yapan İstanbul Akvaryum, 22 ve 23 Nisan’da çocukları Arı Maya ve Robin Hood ile bir araya getiriyor. Arı Maya ve Robin Hood, özel aktiviteleri Batı Atlantik ana panel önünde 12:00, 13:30, 15:00, 16:30 olmak üzere iki gün, dört ayrı seansta çocuklar ile buluşacak. Etkinlik alanında gerçekleşecek maskot gösterisi ve çeşitli sürpriz aktiviteler ile çocuklara unutulmaz bir çocuk bayramı ve hafta sonu imkanı sunacak olan İstanbul Akvaryum, 17 tema ve 1 adet yağmur ormanından oluşan gezi güzergahı ile de çocuklara özel bir deneyim yaşatacak.
Makale
şekilde ofisler, rezidanslarla, otellerle birleştirilmesi alışveriş sinerjisi oluşturmak açısından akılcıdır. Ulaşım ağlarına yakın kurulacak AVM’lerle oradan transit geçenleri bile alışverişe özendirmek olanaklıdır. Yatırımlar, ticari gayrimenkul, AVM, rezidans vb. karma yapıda, kendi doğasında devam etmektedir. Türkiye’nin yatırım çekme potansiyeli bulunmakta, ülkemiz AVM’ler açısından yabancı yatırımcılarının ilgi alanı içindedir.
Dr. M. RACİ HOŞGÖR Üst Yönetim Danışmanı
AVM’LER VE MAĞAZALAR
YAŞAMIN ZENGİNLİĞİNE
UFUK AÇIYOR Ülkemizde insan yaşamını kıymetli kılmak ve ekonomik yaşamın zenginliğini artırmak için AVM’lerde 3. jenerasyona geçilmiştir. Dördüncü nesil alışveriş merkezleri de mağaza çeşitliliğini artırmaktadır. Etkinlikler, animasyonlar, yiyecek, içecek, eğlence alanlarının konforu AVM ortamını canlı tutmaktadır. AVM alanının etkin ve aktif olarak kullanılması yatırımcının metrekare başına satış verimliliğini artırmaktadır. Belediye uygulamalarını, yerel uygulamaları daha fazla yabancı yatırımcılara açmak ve Türk markalarını yurt dışına götürebilmek perakendeciliğimizin önünü açacak, niteliksel ve niceliksel büyümelerini sağlayacak gelişmelerdir. Örneğin zevklerimizin, tadımızın çok benzer olduğu bize yakın coğrafyada, AVM’lere aç bölgeler, pazarlar vardır. Bunların saptanması; entegre bir
36
Ülkemiz perakendeciliği; kentleşmeyle birlikte çağdaş mağazaların ve dört yüze yaklaşan AVM’nin açılması, internetin yaygınlaşması ile dijital perakendeciliğin ivmelenmesiyle önem kazanmıştır. Talepleri artan genç nüfus, akıllı cihazların çok gelişmesi, zaman faydası gibi faktörler online perakendecilik kanalının büyüme kapasitesi olduğunun göstergesidir. Perakende de online ve dijital inovasyon, geleneksel alışveriş yolculuğunu alt üst etmekte ve fiziksel mağazalara açıkça meydan okumaktadır. Online perakendecilik fiziksel mağazacılığın sonu değildir. Ancak veriler durumun perakendeciler için zorlu olduğunu gösteriyor. Anda olma, anında tepki vermek, fırsatları değerlendirebilmek, kolaylık ve zaman kazandırmak önemli fırsat pencereleridir. Online pazarlama, geleneksel pazarlamanın yaptığı birçok şeyi daha fazla kişiye ulaşarak, çok daha ucuza ve etkin bir şekilde yapar. Yakında online perakende krallığı başlayabilir. Online pazarlama da yer alan e-ticaret kanalı, satışı artırdığı gibi müşteri etkileşimini de güçlendirmektedir. Online perakendeciliğin derin ürün bilgisi, müşteri yorumları, fiyat karşılaştırmaları, hızlı ödeme faydası ve çift taraflı sosyal etkileşim boyutları zenginlikler içeriyor. Bu talepler birden çok kanaldan tüketiciye ulaşabilmek anlamından çok öte entegre müşteri-marka-perakende kanalı etkileşimini oluşturan çoklu-kanal perakendeciliğini (omni-channel retailing) ortaya çıkarıyor. Çoklu kanal pazarlama yönetimi; düşünebileceğiz her kanaldan ulaşabilmenizi sağlayan, zenginleşen müşteri deneyimiyle varlığınızı büyütmenin ve sağlamlaştırmanın sistemidir. Başka bir ifadeyle, çok sayıda kanalın ve müşteriyle etkileşim yerinin, kanallar arası müşteri deneyimini ve kanalların başarısını yükseltecek şekilde yönetilmesidir. Bu kanallar; web siteleri, fiziksel mağazalar, kiosk makineler, doğrudan postalama, sosyal medya, mobil cihazlar, oyun konsolları, televizyon, kablosuz cihazlar olabiliyor. Omni –channel bir ortam yaratarak mağaza teknolojisini daha fazla kullanma olanağını yaratmış oluruz.
Müşterilerinizi cazip bir yerde ağırlamış olabilmek onları tanımaktan geçer. Pazarlama planı, gereksiz zaman ve çaba harcamanızı önler. Nasıl ki özgeçmişimizi bir sayfaya sığdırabiliyorsak, işimizin çekirdek amaçlarına odaklanarak iyi disipline edilmiş, öz bir şekil olarak planımızı ortaya koyabiliriz. Sosyal medya pazarlama araçlarımızı, amacımızı gerçekleştirmek üzere eylem şeklimize göre ölçerek hedef pazarınıza uygun planlayabilirsiniz. Başlamadan önce beş soruyu kendinize sormakta fayda vardır. 1. pazarlama amaçlarım, hedeflerim nelerdir? 2. Hedef pazarım kimdir? Niş gedik size özgün yönünüz nedir? Müşterilere hangi eşsiz değeri teklif ediyorsun? 3. Onları nerede bulabilirim? Onları bulmak (ilgilerine göre topluluğumuzu oluşturmak) için online araçlar kullanmamız gerekir. 4.Hangi araçları kullanmak en uygunu olur? 5. İş sonuçlarımı nasıl ölçeceğim? Başarılı olduğumu nasıl bileceğim. Hangi ölçekleri kullanacağım? Günümüz müşterileri artık birçok şeyi bir arada istemektedirler. Hem fiziki mağazada ilişkide olma halini, sıcak ilgiyi, insan ilişkisini, ürünlere dokunmayı, alışverişin bir deneyim olarak duygusal ve dokunsal ortamını tüm boyutlarıyla yaşamayı istiyorlar hem de fiziksel mağazaya gitmeden, yoldayken siparişlerini vermeyi arzulayabiliyorlar. Perakendeciliğin markaları, yeni tüketici eğilimlerine ayak uydurmaya ve daha önce belirttiğim değişik kanal seçeneklerini en etkin şekilde değerlendirmeye çalışıyor. Alışveriş için ayrılan zamanın giderek azalması, perakendecilerce bu yeni duruma yetişilmeye çalışılması, müşterinin dikkatinin, zamanının alışveriş mekanlarına odaklanmasını kolaylaştıracak uygulamaları devreye sokuyor. Ayrıca duygusal mekanlarla tüketicinin unutulmaz zamanlar geçireceği, zamanı ölümsüzleştireceği, canlı, kültürel, sosyal alanlar oluşturarak, alışverişi; eğlendiren, heyecan, huzur, mutluluk veren duygusal bir deneyime dönüştürmek sunulan değeri yükseltmektedir.
Mekan oluşturma, deneyim sunmak için tasarım ve konfor sağlamak, daha fazla peyzejlandırma ve çevre dostu malzemeler kullanma, sürdürebilirlik ve enerji tasarrufu sağlamak AVM yönetimlerinin verimli, yenilikçi bakışlarının sonuçlarıdır. AVM’ lerde tasarım ve mimarinin önemi; mekanları deneyim keyfini çıkaracak yerler haline getirmeyi amaçlayarak, bu ortamları değişen müşteri zevkleri ve duyarlılıklarına uyum sağlayacak tarzda düzenlenmesini sağlamıştır. Yalın ve doğrusal şekiller, doğayı hatırlatan açık ahşap renkler, doğal ışıklandırmalar kullanma, kaliteli zaman geçirecek sakin mekanlar oluşturulmasında önemli faktörlerdir. Blanchardstown, Dublin multinin büyüme projesi, en son yiyecek ve içecek trendlerini en iyi temsil etmektedir. Yiyeceğe yön veren değerler ilişkide olma, kalite, deneyimdir. Projeye sinemanın yanında geniş bir yiyecek ve içecek sunum alanı ekleyerek canlı ve yenilenmiş bir hava verilmiştir.. Mall of Scandinavia_Solna‘ya baktığımızda mağaza ile online’nin nasıl iyi bir şekilde bütünleşebileceğinin güzel bir örneğini görmüş oluruz. Kalitenin yerine hız ve özgünlük gözünü dikmiştir. Yakın gelecekte özgünlüğü olmayan kurumlar ve mağazalar pazardan çıkmak durumunda kalacaklardır. Yiyecek her gün daha eğlenceli hale gelmektedir. Yeni seçimler, organik, taze ve saf olma en önemlileri… Değişen müşterilerin alışkanlıkları, yiyeceklerden keyif alma yolu; dışarıda yemektir. Dışarıda yemek için tüketim harcaması hızla artmaktadır. Toplumsal ve demografik dönüşümler dışarıda yemek yeme trendlerine de yön vermektedir. Görüyoruz ki, AVM’ler ve mağazalar yaşamın zenginliğine ufuk açarak yeni sürprizlerle bizi şaşırtmaya devam edecekler.
37
Makale 7) Müşterilerin değişen ve artan beklentilerine paralel, rekabet ortamında fark yaratacak hizmet anlayışı getirilmelidir. Hem fark yaratacak hizmet anlayışını getirmek için hem de verimliliği ve satışı artırmak için eğitim şart! 8) Müşteriyi olumlu anlamda şaşırtmalı, sürekli yeni hizmetler, fırsatlar sunmalıyız. Böylece benzerlerimizden ve rakiplerimizden farklılaşıp, tüketicinin zihninde markamızı oluşturmalıyız. Ama marka olmaktan daha zor olan marka kalmaktır. Markamıza sürekli yatırım yapmalıyız, 9) AVM yönetimine dair ‘kısa, orta ve uzun’ vadeli hedefler koyup, gerekli planları yapıp, bu planları doğru bir şekilde uygulamalı; zaman zaman plan ve stratejileri revize etmeliyiz,
Engin Yıldırım
AVM Yönetimine Dair 22 Altın İpucu ‘Doğru Yer’de açılan bir alışveriş merkezi ancak ‘Doğru Yönetim’ ile başarılı olabilir. İyi bir yönetici ile daha iyi bir yönetici arasındaki en belirgin fark ‘tutku’dur. Tutku, bir yöneticinin, yetkinlerinden öteye geçerek, başkalarına ilham veren, dinamik bir lider olmasını sağlayan içsel güçtür. İşine olan tutku, bir insanın işine adanmasını sağlar, içsel değerlerini ortaya çıkarır, güçlerini canlandırır, belki varlığını bilmediği kaynaklarını, yeteneklerini, enerjisini harekete geçirir. Bu yazımda ‘tutku’ dolu geçen 22 yıllık AVM yönetim tecrübeme dayanarak, AVM yönetimine dair çok sayıda önemli başlıktan bana göre ilk 22’nin başlıklarını yazıyorum: 1) Alışveriş merkezi yönetim ekibinin, AVM açılmadan önce kurulması, inşaat aşamasında AVM’yi tanıması, kiracılarla görüşmelerde bulunması ve AVM’yi açılışa hazır hale getirmesi, 2) Alışveriş merkezinin lokasyonu, bölge halkının ekonomik/sosyal durumu, beğeni ve beklentileri, merkezin konsepti, rakip merkezlerin durumuna göre doğru kiralama ve marka karmasının yapılması, 3) Alışveriş merkezlerinde yer alan mağaza sahiplerine en çok satış için konforlu, temiz, güvenli ortamı oluşturarak; ortaklara düzenli, istikrarlı kira geliri sağlanması, 4) AVM yatırımcısı, kiracısı, müşterisi ve yönetim kadrosu arasında ayrı ayrı yaklaşımlar oluşturarak, eş zamanlı, dengeli, verimli koordinasyonu sağlamak, 5) “Müşterim kimdir ve beni neden tercih ediyor?” sorusunu doğru cevaplayarak, ‘Doğru Müşteri’nin gelmesini sağlamak, ciroyu artırmak, yönetim giderlerini düşük tutmak ve alışveriş merkezinin değerinin artırılması, 6) Bir iş yapmadan önce mevcut durum analiz edilmelidir. Ardından yapılan faaliyetlerle oluşturulan etkiyi ve şirket faaliyetlerine kattığı değeri ölçümlemek lazım. Çünkü ‘’Ölçmezsen bilemezsin, bilmezsen yönetemezsin’’,
38
10) İşini seven, tecrübeli ve öğrenmeye açık ekiplerle, karmaşık sorunlara yenilikçi çözümler getirerek; şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık, yenilikçilik, tutarlılık, sorumluluk gibi evrensel yönetim ilkelerini hassas bir şekilde samimiyetle uygulamak gerekiyor, 11) Algı yönetimi ve kurumsal imaj yönetimini başarıyla idare edebilmek, 12) Enerji tasarrufunu ve verimliliği artırmak, 13) Hedef kitleye uygun pazarlama projeleri geliştirmek, 14) AVM pazarlama faaliyetleri ile mağaza satış&pazarlama faaliyetlerini sinerji oluşturacak ve verimliliği artıracak şekilde organize etmek, ortak projeler üretmek, 15) AVM yönetim ekibi kiracılarla iletişimini düzenli, sağlıklı yürütmeli; mağaza yöneticilerinden öneriler almalı, istişare ve empati yapmalı, 16) AVM’lerin yönetimine liyakat sahibi yönetici ve personeller getirilmeli ve sabırla desteklenmeli, 17) Alışverişte farklılık yaratmak için işe ‘neşe ve mizah’ katılmalıdır. Neşe bizi birbirimize bağlar, neşeyle öğrenilen bilgiler kolay kolay unutulmaz, neşe dilden dile reklam yaptırır! O nedenle alışverişte neşe faktörü ciddiye alınmalı, 18) Sektördeki yenilikler takip edilmeli. Alışveriş merkezi, rakipler, perakendeciler ve hedef kitleyi iyi tanımak lazım, 19) Global düşünüp, yerel hareket edilmeli, 20) AVM’de yaptığımız pazarlama ve kiralama faaliyetleri ile markaya değer katmak, müşteri sayısı ve ciroyu artırmak, dolayısıyla mülkün değerini artırmak lazım, 21) Kurumsal itibar, gerçekler ve algıların bileşimidir. AVM’lerin ticari beklenti içinde olmadan samimi olarak kurumsal sosyal sorumluluklarını yerine getiriyor olmaları itibarlarının güvencesidir, 22) ‘Rekabet, insanların güncel beğeni ve beklentilerine karşılık vermek, hedef kitle değişimi, yenilik ihtiyacı, büyüme ihtiyacı, AVM’nin el değiştirmesi, fiziksel yıpranma, konsept yenileme...’ gibi nedenlerden ötürü yeni bir vizyon, yeni bir misyon yüklenerek alışveriş merkezinde zamanı geldiğinde renovasyona gidilmeli. Renovasyon ile AVM yeniden moda oluyor, yerine göre yüzde 20-50 oranlarında ziyaretçi artışı sağlıyor. Dolayısıyla ziyaretçi artışı ile birlikte cirolarda da önemli artışlar sağlanmaktadır. Yenileme sürecini mümkün olduğunca ziyaretçilere ve kiracılara rahatsızlık vermeden yönetmek önemlidir.
AVM
İSTANBUL’UN “ALIŞVERİŞ DESTİNASYONU“ OLMA ÖZELLİĞİNİ KAYBETMEMESİ GEREKİR AVM’LER YABANCI ZİYARETÇİ SAYISININ ARTMASINDA ÖNEMLİ BİR ETKEN
Tescilli Markalar Derneği Başkanı ve Global Blue Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Aslantaş, alışveriş turizminin önemi hakkında bilgiler verdi.
T
uristlerin organize perakende içindeki payının özellikle İstanbul’da belli lokasyonlarda yüzde 20 hatta 30’ları bulabildiğini söyleyen TMD Başkanı ve Global Blue Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Aslantaş, “Globalleşen dünyada artık folklorik veya yöresel ürünler yerine ziyaretçilerin yaptığı marka alışveriş ön plana çıkıyor. Üstelik KDV’sini de geri alarak evinde alabileceği aynı ürünü daha ucuza alabiliyor. Ama Shoppingfest maalesef hala olması gerektiği yerde değil…” dedi.
40
Özellikle İstanbul’un son yıllarda yakaladığı, bölgenin önemli “Alışveriş Destinasyonu” olma hedefini çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Aslantaş, “İstanbul’un tarihi ve turistik değerlerine ilaveten, birbirinden keyifli ve zengin yerli ve yabancı marka miksi ile ön plana çıkan AVM’lerimiz, alışveriş amacıyla gelen yabancı ziyaretçilerin artmasında önemli etken oldu. Ancak, Türkiye’de mağaza açan, Türk pazarına giren ve milyonlarca dolar düzeyinde yatırım yapan perakende markalarının, son yıllarda yaşadığımız çeşitli zorluklara ilaveten yatırım planlarına dahil etmedikleri veya öngörmedikleri değişikliklerin olması yerli ve uluslararası oyuncuları tedirgin edebiliyor” diye ifade etti. Özellikle, ithalat vergileri ve uygulamaları konusundaki politikaların
yatırımcıyı zora sokmayacak bir sistem ve iletişim içinde yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Aslantaş, “İçinden geçtiğimiz bu zor dönemde, konulara daha geniş açıdan bakabilmeli ve globalleşen alışveriş pazarında, yabancı markaların konumunu doğru değerlendirmeliyiz” dedi. Ülkemizdeki belirsizliklerin, güvenlik sorunlarının, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık algısının, ithalata getirilen ek vergi ve uygulamaların yabancı yatırımcı açısından önemli faktörler olduğunu belirten Aslantaş, “Yakaladığımız “Global Alışveriş Destinasyonu” olma avantajımızı kaçırmamak için gerekli önlem ve teşvikler hızla gündeme gelmelidir. Biz de dernek olarak, bu sorunlar ve çözüm önerilerini araştırarak ilgili mercilerin dikkatine sunmak için çalışıyoruz” ifadelerinde bulundu. Hülya Aslantaş, Türkiye’de alışveriş turizmi üzerine bir araştırma gerçekleştirerek sayısal verileri bizlerle paylaştı.
-Türkiye’de AVM sayılarının artması cadde mağazalarının toplam satış içindeki oranını düşürüyor. Buna göre göre 2010 yılında AVM’lerin oranı yüzde 70’lerdeyken 2017 yılında yüzde 76’ya yükselmiş, cadde mağazalarında ise bu oran yüzde 30’ken yüzde 24’e düşmüştür.
AVM TÜRKİYE’DE TAXFREE ALIŞVERİŞ YAPAN MİLLİYETLERİN % PAYI / GLOBAL BLUE VERİLERİ 2010
2014
2016
2017
Türkiye’de en fazla alışverişi Ortadoğu ülkeleri yapıyor
-Rusya 2016 yılında siyasi nedenler dolayısıyla 12. sırada yer ala-
Türkiye’de tax free alışveriş yapan milletlerin 2010,2014,2016 ve 2017 yıllarındaki paylarına bakıldığı zaman;
rak düşüşe geçse de 2017 yılında toparlanma sürecine girerek yük-
-2010 yılında Rusya yüzde 14,30’luk bir oranla 1. sırada yer alırken,
Tablolara genel olarak bakıldığı zaman, Türkiye’de tax free alışveri-
-2014 yılında 1.sırada İran’ı görüyoruz, Rusya ise sıralamada alt sıralara inerek 3. olmuştur.
şi en fazla Ortadoğu ülkelerinin yaptığını söyleyebiliriz.
-2016-2017 yıllarında ise Suudi Arabistan Türkiye’de en fazla tax free alışveriş yapan ülke olmuştur.
yüzde 64,87’lik bir pay mevcutken 2017 yılına gelindiğinde yüzde
selişe geçmiştir.
-İstanbul’un toplam satış oranlarına bakıldığında 2010 yılında 88,16’lık büyük bir paya ulaşılmıştır.
GLOBAL BLUE TÜRKİYE VERİLERİ
Tabloya bakıldığı zaman, 6. sırada olmasına rağmen bir işlemde ortalama harcamayı en çok Katar yapıyor. En düşük harcamayı ise Mısır ve İran yapıyor.
Toplam ortalama harcama ise 2015 yılında 946 iken 2017 yılına gelindiğinde bu oran bin 576 oluyor.
41
AVM
“Turizm potansiyelini ele alarak çalışmalarımızı hayata geçiriyoruz” BİR YAŞAM MERKEZİ OLDUKLARINI İFADE EDEN BRANDIUM AVYM GENEL MÜDÜR YARDIMCISI GAZİ GÖRKEM OKAR, “GEREK YERLİ GEREK YABANCI TURİSTLERİMİZE YÖNELİK ÇALIŞMALARIMIZDA, ONLARIN KISA VE UZUN SÜRELİ KONAKLAMA VE TEMEL İHTİYAÇLARININ GİDERİLMESİNİN YANINDA, KONUT EDİNME VE KİRALAMA ÇALIŞMALARINDA DA YARDIMCI OLUYORUZ” DEDİ.
AVM’ler ve perakende sektörü artık turizm potansiyelinde önemli bir unsur haline gelmeye başladı. Peki, siz turistleri çekmek için neler yapıyorsunuz? Bizler Brandium AVYM olarak bünyemizde alışveriş merkezimizin yanı sıra 5 blok residence’ımız ve Anadolu Yakası’nın en büyük konferans oteline de sahibiz ve bundan dolayı kendimize bir yaşam merkeziyiz diyoruz. Daha önceki yatırımlarımızın da katkısıyla piyasadaki araştırmaları inceleyerek yatırımlarımızı yapıyoruz. Brandium’a yatırım yaparken önceki çalışmaları inceleyerek ve turizm potansiyelini de hesaba katarak çalışmalarımızı hayata geçirip böyle bir tesis inşa ettik. Gerek yerli gerek yabancı turistlerimize yönelik çalışmalarımızda, onların kısa ve uzun süreli konaklama ve temel ihtiyaçlarının giderilmesinin yanında, konut edinme ve kiralama çalışmalarında da yardımcı oluyoruz. Acenteler ve otellerin alışveriş turizmindeki rolü nedir? AVM’ler ile nasıl bir işbirliği yapıyorlar? Bizler acente çalışmalarımızı, zaten bünyemizde Anadolu Yakasının en büyük
konferans oteli de dahil olduğundan, AVM kısmında acente çalışmaları yerine otel kısmında iş birlikleri yapıyoruz. Brandium her ne kadar bir yaşam merkezi olsa da altında bulunan yapıların farklı dinamikleri bulunuyor. Bu dinamiklerin de yönetim süreçleri farklıdır. Eğer siz bir AVM’yi otel mantığı ile yönetirseniz ya da bir oteli AVM mantığı ile yönetirseniz olmaz. Çünkü ikisinde de tüketiciniz aynı olsa bile davranışı farklı oluyor. Bizler gibi tüm komplekse hakim olanların yapması gereken ise aynı tüketicinin farklı ihtiyaçlarına yönelik farklı çözümler üretmektir. Alışveriş festivallerinin (Shopping Fest) katkılarından bahseder misiniz? Alışverişler tüketiciler için birer sosyalleşme aktivitesi haline gelmiştir. Sizler bu sosyalleşmeyi ne kadar renklendirirseniz aktiviteniz de o kadar tüketicilerin zihinlerinde yer edinir. Festivaller, konserler, çocuk aktiviteleri ve çekilişler bunları ne kadar artırır ne kadar çok tüketiciyi sürece dahil ederseniz ve onun süreçten keyif almasını sağlarsanız o kadar satın almanın artmasını sağlarsınız. Alışveriş turizminin sosyal ve ekonomik yansımaları nasıl oluyor? Siz alışveriş turizmiyle ilgili neler düşünüyorsunuz? Alışveriş turizmi, genel turizm sektörü içerisinde incelediğinizde küçük bir paya sahip olsa da etkisi oldukça fazladır. Sosyal ve ekonomik olarak en üst sosyal segmentte yer alan bu tüketiciler özel bir alışveriş deneyimi aramaktadır. Bu tür tüketicilere kişiselleştirilmiş bir deneyim yaşatılmalı ve sürecin devamlılığı sağlanmalıdır. Çünkü AVM’ler hızlı tüketimin olduğu alanlardır. Bu tür tüketiciler ise hızlı tüketimi gerçekleştirmiyorlar. Belirli periyotlarda bu süreci gerçekleştiriyorlar. Bu süreç yönetilirken asıl tüketiciler de uzaklaştırılmamalı. Çünkü segmentler çok farklı olduğundan bir tarafa yoğunlaşılması diğer segmentten müşteri kaybına sebep olabilir.
42
2018’DE 7 YENİ ALIŞVERİŞ MERKEZİ PROJESİ İMZALAYAN NTS DANIŞMANLIK KURUCUSU BEHİYE SAVAŞKAN “NTS DANIŞMANLIK OLARAK HEDEFİMİZ, TÜRKİYE’NİN HER NOKTASINDA, MODERN VE BAŞARILI ALIŞVERİŞ MERKEZİ PROJELERİ GELİŞTİRMEK, BÖLGENİN KÜLTÜREL VE DEMOGRAFİK YAPISINA UYGUN, ÇAĞDAŞ VE KONFORLU MİMARİ PROJELER ÜRETEREK İL VE İLÇELERİMİZE DEĞER KATMAK ÖNCELİĞİMİZDİR“ DEDİ.
44
NTS Danışmanlık’tan
2018’de 7 Yeni
AVM Projesi Alışveriş merkezi ve perakende sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösteriyorsunuz. NTS Danışmanlık ne zaman kuruldu? Kurulduğunuz günden bu yana nasıl bir gelişim izlediniz? NTS Danışmanlık, Nisan 2007 yılında doğru proje ve doğru yatırım grubu ile AVM yatırımı yapan gayrimenkul ve inşaat şirketlerine, yurt içi ve yurt dışında proje geliştirme, raporlama hizmeti, pazarlama, konsept oluşturma, kiralama, yönetim, yönetim danışmanlığı, arazi alım-satım, fizibilite çalışmaları gibi konularda hizmet vermek üzere kuruldu. 11 yıldır alışveriş merkezi ve perakende sektörüne hizmet veriyoruz. 11 yıl içerisinde birçok projeye imza attık ve yeni projelerimizi de başarıyla hayata geçirmeye devam ediyoruz. NTS Danışmanlık olarak sürdürülebilirliği olan alışveriş merkezleri oluşturmaya çaba sarf ediyoruz. Şimdiye kadar imza attığımız ve hayata geçirdiğimiz, Türkiye genelindeki toplam 36 projemize baktığımızda doğru stratejilerimizle beraber başarıya ulaştığımızı inanıyoruz. NTS Danışmanlık olarak çalışmalarınızı değerlendirirsek, yatırıma karar verirken önemli faktörler neler, hangi farklarınızla ön plana çıkıyorsunuz?
NTS Danışmanlık olarak hedefimiz, Türkiye’nin her noktasında, modern ve başarılı alışveriş merkezi projeleri geliştirmek. Yatırıma karar verdiğimiz bölgenin kültürel ve demografik yapısına uygun, çağdaş ve konforlu mimari projeler üreterek il ve ilçelerimize değer katmak.
veriş merkezi projemizdir. 122 bin 424 nüfuslu Polatlı halkının alışveriş, eğlence, sosyal yaşam ve konut ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra Ankara - Eskişehir yolu üzerinde bulunan stratejik lokasyonu sayesinde sunduğu avantajlarla seyreden araçların da çekim merkezi olacak.
NTS Danışmanlık olarak şimdiye kadar birçok il ve ilçede AVM projesi hayata geçirdiniz. Kiralaması devam eden yeni projelerinizden bahseder misiniz? 2018 yılına 7 yeni AVM projesine imza atarak başladık. 5 projemiz 2018 sonunda, 2 projemiz de 2019’da kapılarını açacak. Bu projelerin çoğu bölgelerindeki ilk ve tek alışveriş merkezleri olacak.
Vadi Life Patnos AVM Ağrı’nın en büyük ilçesi Patnos merkezde içerisinde 2M Migros, LCWaikiki, Cinemaximum, Mavi Jeans, FLO, Tekzen, bölgenin en büyük bin 600 metrekare alanda Playpark ve Bowlingo oyun alanı, Burger King ve daha birçok markaya yer verecek olan projemiz 2018’in son çeyreğinde açılıyor.
Kartaltepe Alışveriş ve Yaşam Merkezi, Ankara’nın en büyük ilçelerinden biri olan Polatlı merkezde MSB Grup’un yatırımı ile gerçekleşen 508 konutlu, 200 mağazaya sahip toplam alanı 120 bin metrekare olan bölgenin ilk ve tek alış-
Ağrı, 536 bin 285 kişilik 22,1 yaş ortalamasıyla genç nüfusu ve son zamanlarda gelişen İran menşeli turizmi nedeniyle ticari göstergeler bakımından gelişmektedir. Özellikle İran’ın Urumiye ve Tebriz kentlerinden Ağrı’ya gelen turist sayısı her geçen yıl daha da artıyor. Urumiye
Yeni bir AVM kiralaması yaparken öncelikli olarak dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir? NTS Danışmanlık olarak yönetimini yaptığımız projelerimizde aile, anne ve çocuk konsepti üzerine yoğunlaşıyoruz. Bu bağlamda ziyaretçilerimizi memnun edebilmek adına 2018 etkinlik planlamalarımızın çoğu çocuk etkinlikleri ve kadınlara yönelik sosyal sorumluluk projeleri olacak.
45
ata corner lüleburgaz
ve Tebriz’den Ağrı’ya karşılıklı olarak yolcu seferleri de başladığından beridir İran menşeili ticaret kapasitesi daha da arttı. 2018 yılında ortalama olarak 1 milyon kişi bölgenin perakende sektörüne katma değer sağlayacağını düşünüyoruz.
İzmir Kemalpaşa AVM projemiz şehrin merkezinde açık cadde konseptinde ferah teras alanları, çocuk eğlence ve konforlu sosyal alanları, geniş otopark alanı ile bir alışveriş ve yaşam merkezi projesi olarak hazırlandı.
Ata Corner Lüleburgaz projemiz şehir merkezine yürüyüş mesafesinde geniş otopark kapasiteli, otogar karşısında konumlandırılmış, her yaştan tüketiciye hitap eden, teknoloji ve moda trendlerini yakından takip edebileceği bir alışveriş ve yaşam merkezidir.
Ankara merkez projemiz de şehrin doğa ortamıyla bir arada geniş otoparkı, fast food alanları yakın zamanda perakende ile buluşmaya hazırlanıyor.
Ata Corner Talas, Kayseri’nin 155 bin 24 nüfuslu Talas ilçesinde, her yaştan tüketiciye hitap eden projelerimizin arasında yer alıyor. Her iki projemiz de yarı açık cadde konseptinde, ferah teras alanları, çocuk eğlence ve konforlu sosyal alanları, geniş otopark alanı ile alışveriş ve yaşam merkezi projesi olarak hazırlandı.
Anadolu şehirlerinde artan AVM yatırımlarının avantajları nelerdir? Son yıllarda Anadolu şehirlerinde yerel kültüre uygun AVM artışı hızla devam ediyor, bu da büyükşehirlerde yaşanan rekabetten daha az bir ortamın oluştu-
On Mall Burhaniye, Sevkon İnşaat yatırımı ile 16 bin metrekare kiralanabilir alanda şehrin merkezi, Hürriyet Bulvarı ile Şaip Hoca bulvarı kesişiminde ana bulvarlar üzerinde, belediye binasına 100 metre, adliye binası yanında konumlanmaktadır. On Mall Burhaniye içerisinde hipermarketten çocuk eğlence alanına, teknolojiden kozmetiğe, ulusal ve uluslararası birçok sektörel markaya ev sahipliği yapacak.
46
on mall burhanİye
ğu, yatırım geri dönüşünün daha yüksek olduğu ve perakendeci açısından da yeni müşteri kitlesinin meydana geldiği anlamına geliyor. Aynı zamanda Anadolu’da AVM yatırımı yapmak isteyen pek çok sermayedar için iyi bir fırsat. Alışveriş alışkanlarını değiştiren, kentlerin mecburiyet caddelerine alternatif, yeni sosyal alanlar kazandıran alışveriş merkezleri Anadolu’nun vazgeçilmezi haline gelmeye başladı. Yatırımların Anadolu’ya çevrilmesinde ise pek çok sebep var. İstanbul’da ve nüfus yoğunluğu fazla olan büyükşehirlerde artan AVM rekabeti, Anadolu’da AVM yatırımlarının daha çok artmasına ve kriterlerinin değişmesine sebep oldu. Metrekare büyüklüğü, erişilebilirlik, konsept ve rekabet kriterlerine daha analitik ve dikkatli yaklaşan yatırımcı adayları, potansiyel AVM arazileri konusunda daha seçici hale gelmiş durumda. Doğru yapılan projelerde görüyoruz ki her ne kadar İstanbul’un verimlilik oranı daha yüksek görünse de, Anadolu şehirlerinde doğru konumlandırılan AVM’ler neredeyse İstanbul’la yarışıyor. Yapılacak olan yatırımların proje araştırmaları ve analizleri konusunda yatırımcıya nasıl destek oluyorsunuz? Danışman şirketlerin yatırımcı ve kiracı arasında iyi bir denge unsuru olduğunu düşünüyorum. NTS Danışmanlık olarak, bu konuda yatırımcılarımızı daha gerçek-
çi ve doğru yönlendirerek, yatırımlara değer kazandırmayı hedefliyoruz. Projelere başlanırken göz önünde bulundurulması gereken bir husus da sadece şehirdeki nüfus yoğunluğunu baz alarak AVM yatırım kararı almak değil. Nüfusun ekonomik gücü, turizm potansiyeli, komşu illerdeki rekabet yoğunluğu ve ulaşım da yatırım kararını önemli ölçüde etkiliyor. Tüm bunlar aynı zamanda alışveriş merkezinde oluşturulacak marka karmasını da belirliyor. Hangi kiracının nerede konumlanacağı, finansal planlama, marka karması, müşteri segmentinin belirlenmesi gibi. Özellikle anchor mağaza seçiminin, şehirde ilk defa yer alması planlanan markalar ile ulusal ve yerel marka karmasının çok iyi kurgulanması gerekir. Bu kurgunun iyi bir şekilde yapılmaması durumunda ciro kayıplarının yaşanması, beklenen ciroları yapmayan mutsuz kiracıların ve dolayısıyla mutsuz yatırımcıların oluşması adeta kaçınılmazdır. Burada önemli olan o bölgenin gelir düzeyine göre hareket etmek ve bölgenin alım gücüne göre bir marka karması oluşturmak. Lokasyonun bir yatırım için öneminden bahseder misiniz? Alışveriş merkezi projesinde konum çok önemlidir. Özellikle planlama aşamasında konuma bağlı kararlar alınması, geliştirilecek projenin başarısı açısından ilk sıradadır. Bir alışveriş merkezinin bulunduğu lokasyon o alışveriş merkezinin anchor marka nitelikliğini, konseptini, hedef kitlesini, dizaynını, temel kavramlarını etkileyebilecek güce sahiptir. Marka seçimlerinde lokasyon, ulaşılabilirlik ve algılanabilirlik ile bir arada düşünülerek değerlendirilmelidir. Özellikle proje katlarındaki markaların algılanabilirliği çok önemlidir. İyi bir lokasyona sahip olmadığı düşünülen bir projenin bile gelişmiş ve alternatifli ulaşım imkânlarına, ilgi çekici markalara, renkli ve modern bir konsepte sahip olması etki alanının geniş olmasını sağlayacak ve müşteri çekmesine yardımcı olacaktır.
VADİ LIFE PATNOS
AVM’lerde doğru marka ve mağaza karmasını neye göre belirleniyor? Marka karması, alışveriş merkezi konsepti ile yakın ilişkilidir. Hedef kitle ve konsepte göre belirlenmiş sektörel bir karma oluşturmak ve bunları markalar bazında dağıtmak mağaza karmasının temelini oluşturmaktadır. Mağaza karması belirlenirken perakende ve anchor (lider mağazaların) belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Mağaza karmasının değerlendirilmesi yapılırken; mağaza karmasının sektörel doğru metrekare uyumu, marka karmasının uyumu, görsel olarak marka dekorasyonlarının genel konsept ve dekorasyonu ve birbirleri ile uyumu çok önemlidir.
Mağaza karması oluşturulması ve bunların yönetilmesinde “kiralama ve yönetimi”, aşaması aktif rol oynamaktadır. Kiralama yönetiminin başarısının sırrı; doğru mağaza karmasının geliştirilmesine, mümkün olduğunca doğru ve fazla markaya ulaşılabilmesine, projenin doğru marka karmasının oluşturulmasına, doğru anchor seçilmesine, tekrar etmeyen farklı markalara da ulaşılabilmesine, kira sözleşmelerinin yatırımcı ve kiracıyı koruyabilecek nitelikte olmasına, kira fiyatlarının / cirodan payların yatırımın geri dönüşü göz önüne alınarak bir fizibiliteye dayalı olarak geliştirilmiş olmasına, planlanmış mağazalar dışında verimli stant, kiosk ve kiralanabilir reklam alanları oluşturulmasına bağlıdır.
KARTALTEPE ALIŞVERİŞ VE YAŞAM MERKEZİ
47
Özel Röportaj
ÖzelRöportaj
“Benim AVM organizasyonları geçmişim tam 18 yıl önce başladı. Şimdi şöyle bir bakıyorum da reşit bir genç olmuş bu sektör benim için.. İşte bu yüzden AVM’ler benim hayatım, heyecanım. Hep çoğalsınlar büyüsünler ve işleri rast gitsin istiyorum. Alışveriş merkezleri yeni yaşam merkezleri olacak dediğimden bu yana 18 koca yıl geçmiş. Bu hevesle benim gibi mesleğe uzun yıllarını vermiş sektörün kıymetli isimlerini sizlere tanıtmak istedim ve sevgili Özgen Özyurt’la başladım sohbete ... “ Röportaj: Banu Noyan
ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ KENDİ İÇİNDE
BİR DÜNYA… 48
ÖzelRöportaj Özel Röportaj “İŞİN MUTFAĞINDAN BAŞLAYIP HER KADEMESİNDE AKTİF OLARAK GÖREV ALMAK SİZİ OLABİLECEK HER TÜRLÜ DURUMA HAZIRLIKLI HALE GETİRİYOR” DİYEN VADİSTANBUL AVM GENEL MÜDÜRÜ ÖZGEN ÖZYURT, ÇALIŞTIĞI BİR ŞİRKETTE “BU ARSADA NASIL BİR YATIRIM YAPALIM?” SORUSUNA VERDİĞİ YANITLA KENDİSİNİ ALIŞVERİŞ MERKEZİ SEKTÖRÜNÜN İÇERİSİNDE BULDUĞUNU İFADE ETTİ. Özgen Bey meslek hayatınızla ilgili bizi biraz bilgilendirir misiniz? Yaklaşık 17 senedir sektörde aktif olarak görev almaktayım. AVM yönetimine inşaat sürecinden başladım. Arsa yatırımı, geliştirilmesi, inşaat süreci, kiralanmalarının yapılması ve işletime açılarak AVM yönetimi noktasında tüm süreçlerde görev aldım. Bir alışveriş merkezini uçağa benzetirsek, parçalarının bir araya getirilerek ortaya çıkarılmasından başlayarak, havalanması sürecine dek baştan sona yer aldım. Bu noktada kendimi şanslı ve daha donanımlı görüyorum. İşin mutfağından başlayıp her kademesinde aktif olarak görev almak sizi olabilecek her türlü duruma hazırlıklı hale getiriyor. AVM sektörüne geçişiniz nasıl oldu? Alışveriş merkezi kariyerim mali müşavirlikle başladı. Mali müşavirlik eğitimimi tamamladıktan sonra Türkiye’nin önde gelen, büyük bir holdingde muhasebe müdürü olarak görev yapmaya başladım. Muhasebeden yönetime geçiş sürecim ise daha da ilginç oldu. Çalıştığım şirkette yaklaşık 18 yıl önce bir arsa satın alım sürecinde, bu arsada nasıl bir yatırım yapalım sorusu üzerine bugün bu noktada olduğumu söyleyebilirim. Türkiye’de 2000’lerin başında yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan alışveriş merkezi yatırımı ile ilgili tavsiyelerim üzerine bu karar alındı ve ben de bu sürece doğrudan dahil olmuş oldum. Bu alışveriş merkezi zincirinin yapım aşamasından marka isminin oluşturulmasına, kiralama ve işletme süreçlerinin yönetilmesine kadar üstlendim. Dolayısıyla sektöre geçişim bu şekilde oldu. Mevcut bir arsada neler yapabiliriz sorusuyla başladım ve sonunda kendimi alışveriş merkezi sektörünün içerisinde buldum. Bir AVM ’nin yönetim sürecini nasıl tanımlarsınız? Sizce su süreç nasıl yönetilmelidir? AVM’leri 7 gün 12 saat boyunca açık olarak hizmet veren, kalan 12 saatte de bir sonraki güne hazırlanan, 24 saat boyunca faaliyet gösteren, bir nevi yaşayan organizmalar olarak görüyorum. Yönetim süreçlerini de bu bakış açısıyla ele almalıyız. Öte yandan bina hacmi, çalışan kapasitesi ve ziyaretçi sayıları gibi dinamikleri değerlendirdiğinizde ise AVM’ler bir şehir ya da küçük nüfuslu bir ülke yönetiminden farksız bir yapıya sahiptir. Kadroları açısından birbirleriyle benzerlik gösterirler. Sürdürülebilir ve kaliteli bir anlayışla temizlik kadroları olmalı, potansiyel tehlikeleri ön görebi-
lecek kapasitede yetkin güvenlik birimleri olmalı, hem kiracılarıyla hem de ziyaretçileriyle doğru iletişimi kurabilecek bir idari işler ekibi olmalı. Bu noktada kamu kadrolarıyla çok benzer bir yapı sergilerler. Ortalama bir alışveriş merkezine aylık bir buçuk milyon insan girer, bu sayıyı bir yıl üzerinden değerlendirirsek yaklaşık 18-20 milyon kişiye denk gelir. Bu ölçekte bir kitleye kaliteli hizmet sunarak, tercih edilebilir olmak için doğru yönetim anlayışıyla hareket etmek gerekiyor. Bu da az önce bahsettiğim gibi doğru ve deneyimli bir ekip çalışmasıyla mümkündür. Yurt dışında bulunan AVM’lerle Türkiye’de bulunan AVM’leri karşılaştırırsak neler söylemek istersiniz? Aslında en büyük farklılık güvenlik hizmetinde göze çarpıyor. Yurt dışındaki çoğu alışveriş merkezinde Türkiye’deki gibi bir güvenlik ekibi yok. Yurt dışındaki alışveriş merkezlerini Avrupa ve Asya’daki alışveriş merkezleri olarak ikiye ayırabiliriz. Avrupa daha yaşlı nüfusa sahip olduğu ve metrekare olarak daha sıkışmış olduğundan buradaki alışveriş merkezleri gibi çok katlı değil ve Türkiye’deki gibi modern alışveriş merkezleri çok fazla göremiyorsunuz. Bunun bir diğer sebebi de arsa geliştiremiyorlar. Uzak doğudaki ve Arap ülkelerindeki alışveriş merkezleri gerçekten çok ihtişamlı ama Türkiye’de son dönemde yapılan alışveriş merkezleriyle Avrupa’yı karşılaştırdığımız zaman çok çok ilerdeyiz. Mimari yapılarıyla ve sunmuş olduğu hizmetler bakımından bence Avrupa’nın çok önündeyiz. Son dönemde ICSC’nin düzenlemiş olduğu ödül törenlerine de baktığımızda Türk yatırımcılarının, Türk AVM’lerinin ciddi başarılar elde ettiğini görüyoruz. Bu da gurur verici bir olay…
49
Özel Röportaj
ÖzelRöportaj
karşılayabilme, eğlence, kültür sanat, aklınıza gelebilecek her şeyi bulabiliyorsunuz. Son dönemde yapılan alışveriş merkezlerinde de kompleksler göze çarpıyor. AVM’yi, konutları, oteli bir arada sunan karma projeler öne çıkıyor. Aslında tam anlamıyla artık bir yaşam merkezi oldu. Çünkü; oteli de var, ofisi de var, konutları da var. Yani kendi içinde bir dünya olmaya başladı.
Sizce AVM yöneticileri ve çalışanları bu sektörde kendilerini nasıl geliştirmeliler? Sektörün eğitim programları var. Bu programlara katılarak uluslararası tüm AVM’lerde geçerli bir sertifikanız olmuş oluyor. Öte yandan kişilik olarak alışveriş merkezinde çalışıyorsanız veya çalışmak istiyorsanız özellikle dışa dönük sosyal ilişkilerinizin çok güçlü olması gerekiyor. AVM yönetimleri dikey geçişe çok müsait oldukları için alt kademeden de başlasalar kendilerini ispatladıkları noktada yükselme şansları vardır. Bunun örneklerini bizzat ben yaşadığım için biliyorum. 10-15 sene kadar önce çocuk oyun alanında çocuklarla ilgilensin diye aldığım bir arkadaşımı bugün bir AVM’de müdür olarak görebiliyorum ya da danışmaya görevli olarak işe aldığımız bir arkadaşı başka bir ilde pazarlama müdürü olarak görebiliyorum. Eğer siz gerçekten çalışmayı seviyorsanız, içinizde çalışma azminiz varsa, işinizi seviyor ve layıkıyla yapmaya çalışıyorsanız alışveriş merkezinde başarılı olmanız kaçınılmaz. Ama bunu eğitimle desteklemek istiyorsanız da ICSC’nin eğitim programlarına katılabilirsiniz. Benim için AVM’ler yeni yaşam alanlarının ve yepyeni iletişim mecralarının sunulduğu yerler. Bu konu hakkında sizin görüşleriniz nelerdir? Bugün artık alışveriş merkezi kısaltması AVM kelimesinden kasıtlı olarak uzak duruluyor. Bunun yerine alışveriş ve yaşam merkezi deniliyor. Baktığınız zaman bir alışveriş merkezinde ortalama geçirdiğiniz saat bir buçukla iki saat arasında ve bütün alışveriş merkezlerinin hedefi bu süreçleri uzatmak. AVM’ye geldiğinizde yeme-içme, alışverişinizi yapma, tıraş ihtiyacınız varsa tıraş olmak, kuaför hizmetleri, ibadetinizi yapabilme, eczane ihtiyaçlarınızı
50
Yer itibariyle farklı etkinlik alanlarına sahipsiniz, bunlar için projeleriniz var mı? Alışveriş merkezimizin içinde 4 bin metrekarelik büyük bir çocuk oyun alanımız var. Son teknolojiyle donatılmış ve müşterilerimizin sevdiği bir yer oldu. Onun haricinde alışveriş merkezimizin içerisinde Jolly Joker gibi bir konser mekanımız var. Haftanın 3-4 günü sanatçılar canlı performans veriyor ve binbin 500 kişilik bir performans merkezi yaptık. 25 dönümlük bir parkımız var bunun 5 bin 500 metrekaresini konser ve etkinlik alanı olarak ayırdık. İlk adımı Winter Dream oldu, devamında ise mayıs ayında Tarkan konseri yapılacak ve takip eden konserler planlıyoruz. Geri kalan 20 dönümünde ise insanların gelip rahatça evcil hayvanlarını gezdirebileceği, yeşilliğin içinde stresini İstanbul’un gürültüsünden uzak Belgrad ormanında geçirebileceği bir alan yaratmaya çalışıyoruz. Bu sektörde çalışmak isteyen genç arkadaşlara neler önerirsiniz? Her meslekte olduğu gibi öncelikle nerde çalışmak istiyorsanız hedefinizi iyi belirleyin. AVM’de ama hangi alanında uzmanlaşmak istiyorsanız karar verin. Pazarlama, finans, işletme gibi farklı alanlar var. Ayrıca her işte olduğu gibi öncelikle mutfağında pişmeniz gerekiyor. Bu işin en güzel bölümü de bence pazarlama… Pazarlamada 2-3 ay çalışan bir arkadaş, alışveriş merkezi hakkında çok ciddi anlamda deneyimler kazanabilir.
Sizi çok enerjik görüyoruz, sosyal hayatınızda aktif biri misiniz, hobileriniz nelerdir? Enerjik olmak zorundasınız çünkü sürekli yaşayan bir organizmanın içerisinde görev alıyorsunuz. Yani alışveriş merkezini kapayıp gittiğiniz saatlerde bile alışveriş merkezi temizleniyor, korunuyor, dolayısıyla aklınız hep burada kalıyor. Yani sabah ben 9’da gelirim 6’da çıkarım diye düşüneceğiniz bir meslek kesinlikle değil, 7/24 burası ile yaşıyorsunuz. Bu yüzden enerjik olmayan arkadaşların başarılı olamayacağı bir sektör. Sosyal hayatımda aktif miyim? Evet, iki tane erkek çocuğum var ve bir tane kedim ile birlikte yaşıyorum. Aktif olmak durumundayım. Onlara yetişmek gerçekten çok zor… Motosikleti çok seviyorum. Harley Davidson özel ilgi alanım. Çok seviyorum ve buna da vakit ayırmaya çalışıyorum.
PERAKENDE
Sefamerve her yıl yüzde 100’ün üzerinde büyüme kaydediyor
bize ait olan onlarca farklı inovatif ürünümüz var. Örneğin tesettür eşofmanı ilk Sefamerve üretti.
TÜRKİYE VE YURT DIŞINDA YAPTIĞI ÇALIŞMALAR VE ALDIĞI ÖDÜLLERLE ADINDAN SÖZ ETTİREN SEFAMERVE’NİN CEO’SU MEHMET METİN OKUR, “ANA ODAĞIMIZ KARLI BİR İŞ MODELİ OLARAK İLERLEMEYE DEVAM ETMEK. 2019 HEDEFİMİZ 1 MİLYAR TL CİRO VE 1 MİLYAR DOLAR DEĞERLEME. BU DOĞRULTUDA HEDEFLERİMİZE EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ” DEDİ.
Sefamerve hakkında bilgi verebilir misiniz? Sefamerve, muhafazakar kadınların kıyafetleri ile ilgili yaşadıkları sorunlara yenilikçi çözümler sunmak ve müşterilerinin hayat kalitesini artırma hedefiyle 2012 yılında kuruldu. Kısa sürede Türkiye ve yurt dışı pazarında yaptığımız çalışmalarla ve aldığımız global ödüllerle adımızdan sıklıkla söz ettiriyoruz. Günümüzde 82 ülkeye gönderim yapan, 5 kıtada ofisi bulunan ve 1 milyar dolar ciro hedefiyle yatırım almadan ilerleyen bir marka olduk.
Sefamerve’yi diğer markalardan ayıran özellikler nelerdir? Anadolu topraklarından çıkan, tüm muhafazakar kesimi giydiren bir milli markamız olmalı artık. Batı ülkeleri markalaşma sürecine bizden çok daha erken başladı. Muhafazakar insanların hayatlarına getirdiğimiz çözüm odaklı ürünler, bizi tüm dünyada farklı bir noktaya taşıdı. Patenti
E-ticarette başarılı olmanın formülü nedir? Siz bu başarıyı nasıl sağladınız? İnsanların hayatlarına dokunan her fikir neredeyse başarıyla sonuçlanıyor. E-ticaret sektöründe de durum böyle. İyi bir ekibe sahip olmanız işlerinizi daha kolay optimize etmenizi sağlıyor. Ekibinizin sizinle omuz omuza olması, inançlarınızdan ve yolunuzdan asla vazgeçmemeniz gerektiğini hatırlatıyor. Başarıyı hedeflemek için sadece yetenekli olmak gerekmiyor. Aynı zamanda bir alın teri de olması gerekiyor. Çalışmak sizi hedeflediğiniz noktaya götürecek sağlam yöntemdir. Bana göre e-ticarette başarının 5 kuralı; inanmak, çalışmak, istemek, disiplin ve iyi bir ekip. Amerika’nın popüler teknoloji dergisi Red Herring tarafından Nisan 2013’te Avrupa’nın En İyi İlk 100 Girişimi ve aynı yılın kasım ayında da Dünyanın En İyi İlk 100 Girişimi arasında gösterilerek ödül aldık. 2016 yılı içinde ise Avrupa’nın e-ticaret sektörüne yön vermek amacıyla kurulan e-commerce Europe’un resmi üyesi olduk. Dünyada nadiren uygulanabilen sosyal e-ticaret modeli ile başarılı bir ivme yakaladık. Bu iş modelini başarıyla uygulayan çok az marka var. Sefamerve, Socialbakers’ın markalar bazında yaptığı
Yapay zeka uygulamaları son dönemde tüm dünyada çok revaçta. Peki, bu yapay zeka girişimcilik ve ticarette nasıl uygulanabilir? Bununla ilgili bilgi verebilir misiniz? Yakın dönemde birçok farklı sektörde verimlilik odaklı araçlar biçiminde kendini gösteren yapay zeka, personelin iş yükünün azaltılması, müşteriye göre özelleşme, daha akıllı depolar gibi alanlar da uygulanıyor. Machine learning sayesinde satın alma, doğru stok yönetimi, dinamik fiyatlandırma, ürün reyting, marketing, hangi ürünün hangi kargo firmasıyla gönderilmesi gerektiğine ulaşıyoruz. Bu sayede şehirlerdeki hava durumuna göre o şehrin reklam bütçesini ve hangi ürünün reklamını yapılacağına yapay zeka yazılımları ile makinalar karar veriyor ve bütçelendiriyor. İnsan ile yapılamayacak kadar iş yükü biriktiren süreçleri, algoritmalar ile kontrol edilmesi her sektörde olduğu gibi e-ticarette de büyük ilerlemeler kaydediyor. Sefamerve olarak bizim ilk odaklandığımız konu optimizasyon ile ilgili oldu. Bununla birlikte satın alma miktarlarının tahmini, ürün performansı değerlendirmeleri, etiket ve içerik bilgisinin arama motorları ve sektör trendlerine göre otomatik oluşturulması, ürünler arasındaki görsel benzerliğin bulunması gibi projeler gerçekleştirildi.
52
PERAKENDE sosyal medya değerlendirmesinde Türk markaları arasında ilk kez 5 milyon takipçiye ulaşan firma unvanının sahibi oldu. E-ticaretin önündeki en büyük engel olan kargo maliyetleri nasıl düşürülebilir? Türkiye coğrafi konumundan dolayı oldukça stratejik öneme sahip bir ülke. İstanbul çevresinde e-ticaret ve e-ihracat şirketleri için maliyeti düşük depo ve lojistik alanları oluşturulmalıdır. Yalova bunun için iyi bir alternatif. Lojistik altyapısı olarak e-ihracat serbest bölgeleri statüsünde çalışan e-ihracat lojistik organize bölgeleri konusunda desteğe ihtiyacımız var. Belirli
bir paket sayısına ulaşmadan yurt dışına ürün gönderip kar edemiyorsunuz. Kargo maliyetleri, ödeme çözümlerindeki sorunlar reklam maliyetlerini yukarıya çekiyor. Kargodan iadeye hatta ödeme yöntemlerine kadar hepsini optimize bir hale getiremediğiniz sürece yurt dışına ürün satıp kar edilmez. Birlik olmamız lazım. Bu birliktelik ile sorunları çözebiliriz ancak herkes bizim bir yol bulmamıza bakıp arkamızdan takip etmeye çalışıyor. Değişen bu global yapıda, dinamik ve anlık değişimlere uygun bir şirket yapısına sahip olmanız gerekiyor.
2018 yılı sonunda e-ticaret ne kadarlık bir büyüme gösterecek? Sefamerve olarak sizin hedefleriniz nelerdir? 5 yıl üst üste kar açıklayan tek e-ticaret şirketi olan Sefamerve, 2017 yılında yüzde 102 büyüyerek, 7 milyondan fazla ürün satışı gerçekleştirdi. Ödeme yöntemleri ve kargo operasyonlarında önemli gelişmeler kaydetmemiz önümüzü açıyor. Sefamerve, her sene olduğu gibi 2018 yılında da yüzde 100’ün üzerindeki ekonomik büyümeyi hedefini yakalayacaktır. Özellikle yurt dışında büyümeye devam etsek bile hala yurt dışı pazarının yüzde 3-4’üne erişmiş durumdayız. Önümüzdeki pazarın öneminin farkındayız. Sefamerve, hiç yatırım almadan bu boyuta geldi. Ana odağımız karlı bir iş modeli olarak ilerlemeye devam etmek. 2019 hedefimiz 1 milyar TL ciro ve 1 milyar dolar değerleme. Bu doğrultuda hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. Günümüzün yeni trendi e-ihracat. Artık offline hizmet veren markalar da online alana açılmaya ve yurt dışına ürün satmaya başlıyor. E-ihracatın pazar değerinin 2020 yılında 3,4 trilyon dolara çıkacağı öngörülüyor. E-ihracatı artırmak için ne gibi girişimlerde bulunulmalı? Türkiye’de her yıl büyüyen e-ihracat, Türkiye’nin ihracat hedeflerinin gerçekleşmesinde çok önemli bir role sahip. Türkiye, coğrafi konumu ve ürün çeşitliliği ile e-ihracat alanında avantajlı bir konumda yer alıyor. Online ticaret hem ölçülebilir olması hem de ambargolardan etkilenmemesi sebebi ile yeni pazar deneyimlemede ucuz ve daha kolay bir yöntem. Orta mesafede ürünlerimizi ülkelerin sanal pazar yerlerine entegratör firmalar ile yerleştirmemiz ve çalışmalara hızla başlamamız gerekiyor. E-ihracat için gerekli bürokratik düzenlemelerin hızlıca yapılması gerekiyor. Turquality sistemi, mağazası olmadığı için e-ticaret ve e-ihracat şirketlerini destek çerçevesinde kabul etmeyip bilişim şirketi olarak görüyor ve destek dışında tutuyor. E-ticaret şirketleri bu kez bilişim şirketi olarak desteğe başvurduklarında ise perakende şirketi olarak görülüp destek alamıyor. Bu nedenle e-ticaretinin global pazarlara hızlı entegrasyonu ve devlet tarafından desteklenmesi gerekiyor.
53
Makale artık insanlar ‘deri bir ayakkabıyı; günün yorgunluğunu kendileriyle paylaşabiliyorsa’ , ‘bol malzemeli bir pizzayı; kalorisi hesaplanmışsa ve diyet listesine uyuyorsa’ , ‘ ipek bir gömleği; tenine değdiğinde hayatın sert yanlarını yumuşatıyorsa’ ve daha nice ürünü veya hizmeti -se ise, -sa ise alıyorlar. Belki de şimdiye kadar kaçırdığınız nokta tam olarak burasıdır. Saydıklarımız veya sayamadıklarımızda birinci seçeneğin en iyisini sunuyor olsanız bile, bir türlü potansiyel alıcılarınıza ikinci seçeneği yaşatmadınız – yaşatamadınız. Evet diğerleriyle aynı şeylere sahipsiniz ve hatta onlardan daha fazla yatırım yaptınız.
Burak Onur ŞAHİN Bosses Company Kurucusu
PAZAR PAYINIZI MAĞAZA METREKARENİZDEN BAĞIMSIZLAŞTIRABİLİRSİNİZ
G
eçmişte bir ya da birçok mağaza sahibi olan birisi için; özenle donatılmış rafların önünde potansiyel alıcıyı beklemek kaçınılmaz bir durumdu. Daha fazla kişiye ulaşmanın yolu da yalnızca etkili birkaç tanıtım materyali hazırlamak veya sözüne güvenilir eşin – dostun referansını almaktan geçiyordu. Günümüzde kısıtlı ama etkili bu iki yöntem geçerliliğini devam ettiriyor olabilir ama bu yöntemlere veya bir ya da birçok mağaza sahibi olmayan kişiler; olanlara göre çok daha yüksek ciroya ve karlılığa sahip olabiliyor. Kısıtlı kaynağını etkili kullananlar fırsatları değerlendirirken, etkileyici kaynaklarını doğru yönetemeyenler; fırsatları değerlendirenleri şaşkınlıkla izler bir hal aldı. Peki ya siz hangisisiniz? Aslında pekte derin düşüncelere dalmaya gerek yok; birçok şey yüzeysel bir bakış açısıyla dahi anlaşılabiliyor. Önceden potansiyel alıcılarınız sizin onlara sunduğunuz ürünlerle ilgileniyordu. Oysa bu günlerde; sizin büyük şeyler sunuyorum diye düşündüklerinizi bir standart olarak beklerken, yine sunduklarınızın yarattığı duygu, verdiği statü, yaşattığı heyecan vb. detaylarıyla daha çok ilgileniyorlar. Neden sizinle aynı ürün veya hizmeti sunan rakipleriniz sizden daha hızlı yol alabiliyor? Çünkü
54
Neredeyse herkes potansiyel alıcılarına ulaşabilmek için gerekli reklam, satış ve pazarlama materyallerine sahip. Logo ve kurumsal kimlik tasarımı ile başlayıp, web site tasarımı, sosyal medya yönetimi, reklam planlamaları ve uygulamaları, afiş, broşür, katalog tasarımı ile devam eden bir süreçten bahsediyoruz. Hepimiz biliyoruz ki birçoğunuz; kısıtlı kaynaklara sahip olanlardan daha yüksek yatırım maliyetleri ile bu çözümlere kavuşuyorsunuz. Peki ya sorun nerede? Bu çözümlere düşük yahut yüksek maliyetle olması önemsiz olacak şekilde herkes ulaşabiliyor. Sorun; sahip olduklarınızın sizi nasıl anlattığı ve sizin onları nasıl yönettiğiniz. Bir düşünsenize, karşınıza geçip; “Biz marka ve reklam ajansıyız.” dememiz mi, yoksa “Biz bir şirketin; ürün veya hizmetlerini markalaştırmalarını sağlarken aynı zamanda potansiyel alıcıları ve faal oldukları pazardaki rakipleriyle olan iletişimlerini tasarlayarak gerçek bir profesyonel olmalarına yardımcı oluyoruz.” dememiz mi daha etkileyici olur? Herkesin sahip olduğuyla yalnızca herkes gibi olabilirsiniz ve farklıyı yapan, herkesin önüne geçme ihtimalini en çok artıran olacaktır. Hazırladığınız çalışmaları planlarken; ürün veya hizmetinizin en iyi bilinen yanlarını anlatıyorsunuz değil mi? Unuttuğunuz bir şey var; sizinle aynı alanda faaliyet gösteren diğer kişilerde aynısını anlatıyor. Bu anlattıklarınız potansiyel alıcılarınızın standart olarak hepinizden beklediği şey. Satış ve pazarlama stratejileri her gün değişerek gelişiyor. Siz sahip olduğunuz bir sistemi; tecrübe ederek geliştirmeye çalışırken: O çoktan değişmiş ve sahip olduğunuzdan daha gelişmiş bir stratejiye dönüşmüş oluyor. Oysa sizin anlatımlarınız; açıldığınız günden beri aynı, web siteniz; kurulduğu günden beri güncellenmemiş, sosyal medya paylaşımlarınız; yaptığınız ilk paylaşımlarla aynı çizgide ilerliyor ve birileri geliyor; kısıtlı kaynaklarıyla sizin gözden kaçırdığınız ne varsa kullanarak önünüze geçiyor. Kaybetmemek için iki basit kural var. Birincisi; ne kadar çok kaynak değil kaynaklarınızı ne kadar etkili kullandığınız. İkincisi ise başarılı olmak için kendiniz gibi değil potansiyel alıcılarınız gibi düşünmeniz gerektiğidir.
Nasıl daha etkili bir stratejiye sahip olacağınızı merak ediyorsanız; 0850 777 0560 numaralı hattı arayarak veya boss@bosses.company adresine mail atarak sorabilirsiniz.
#markanotu
PERAKENDE
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, 3 Nisan’daki seçimde başkanlık için tek aday olan Mustafa Gültepe ile birliğin önceki başkanları Süleyman Orakçıoğlu ve Nuri Artok yaklaşık 30 ülkeden katılımcıların yer alacağı 21. Avrasya Ekonomi Zirvesi için bir araya geldi. İlk 2 ayda yüzde 12,3’lük ihracat artışı yakalanan hazır giyim ihracatında bu yıl 2 milyar dolarlık artı ile yeni bir rekor hedefleniyor.
Hazır giyimin kaptanları
“HİÇBİR FEDAKARLIKTAN KAÇINMADIK”
H
İLK İKİ AYDA YÜZDE 12,3’LÜK ARTIŞ…
global tanıtım için kenetlendi azır giyim ihracatının amiral gemisi İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nde (İHKİB), kaptanlar global tanıtım için omuz omuza verdi. İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, 3 Nisan’daki seçimde başkanlık için tek aday olan Mustafa Gültepe ile birliğin önceki başkanları Süleyman Orakçıoğlu ve Nuri Artok, Türkiye’nin küresel arenada tanıtımında büyük katkı sağlayan Avrasya Ekonomi Zirvesi için bir araya geldi. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin tanıtım toplantısında konuşan Hikmet Tanrıverdi, Türkiye hazır giyim endüstrisinin 212 ülkeye yüzde 75’i İHKİB üyeleri tarafından olmak üzere 17 milyar dolar ihracat yaptığını hatırlattı. İHKİB üyelerinin dünyanın dört bir yanında Türkiye’nin tanıtım elçileri gibi çalıştığını vurgulayan Tanrıverdi, ülkenin ve sektörün imajına katkı sunan etkinliklere de her türlü desteği verdiklerini bildirdi.
56
Marmara Grubu Vakfı tarafından 21’incisi düzenlenen Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin Türkiye’nin imajına sunduğu katkıyı çok önemsediğini belirten Tanrıverdi, şöyle devam etti: “Avrasya Ekonomi Zirvesi için Marmara Grubu Vakfı ile yıllar önce başlayan iş birliğini 10 yıllık başkanlığım döneminde geliştirerek devam ettirmeye büyük özen gösterdik. Türkiye’mizin, sektörümüzün tanıtımı söz konusu olduğunda hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık kaçınmayız. Bugün burada sektöre büyük emeği geçen başkanlarımız Süleyman Orakçıoğlu ve Nuri Artok’un yanı sıra 3 Nisan’da bayrağı devredeceğim Mustafa Gültepe ile bir aradayız. İHKİB’de daha ilk günden itibaren var olan bu dayanışma kültürünün diğer kurumlara da örnek olmasını diliyorum.”
Hazır giyim ihracatını da değerlendiren Hikmet Tanrıverdi, 2018’e çok güzel bir başlangıç yaptıklarını bildirdi. Yılın ilk iki ayında yüzde 12,3’lük bir ihracat artışı yakaladıklarını ifade eden Tanrıverdi, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu olumlu hava önümüzdeki aylarda daha da güçlenerek devam edecek. Bildiğiniz gibi 3 Nisan’da İHKİB yeni başkanını seçecek. İhracatçılarımız seçim öncesi tek aday üzerinde, Mustafa Gültepe isminde uzlaştı. 10 yıldır yürütmekten onur duyduğum başkanlık görevini büyük bir huzur ve gönül rahatlığı ile kendisine devredeceğim. Mustafa Gültepe’nin bayrağı çok daha ileriye taşıyacağından şüphe duymuyorum. İnanıyorum ki yeni dönemin sinerjisiyle ilk iki ayda yakaladığımız artış trendi hızlanarak devam edecek ve sektörel ihracatımızda geçen yıla göre en az 2 milyar dolar artı yazarak 19 milyar dolarla yeni bir rekor kıracağız.”
PERAKENDE
Tekzen ‘Herkese Kitap Vakfı’nın en büyük destekçisi oldu
T
ürkiye’nin yüzde 100 yerli sermayeli, en yaygın ev güzelleştirme merkezi Tekzen, yatırım atağına devam ediyor. 2018 yılında 20 yeni mağaza açma hedefi kapsamında 132.mağazasını Keşan Bendis AVM’de hizmete açan Tekzen, aynı zamanda önemli bir sosyal sorumluluk projesine de start verdi.
KİTAP KUMBARASI İLE İHTİYAÇ SAHİPLERİNE KİTAP TOPLANACAK Tekzen Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Onur Mertoğlu ile Herkese Kitap Vakfı Başkanı Bülent Şenver’in yanı sıra yerel yetkililerin de katıldığı açılışta Herkese Kitap Vakfı işbirliğiyle hayata geçirilen projenin lansmanı yapıldı. Proje kapsamında başta çocuk ve gençler olmak üzere ihtiyaç sahiplerine kitap ulaştırabilmek için Tekzen’in tüm mağazalarına Kitapcan Kitap Bağış Kumbarası yerleştirildi. Tekzen mağazalarına gelenler yanlarında getirdikleri kitapları bu kumbaraya bırakabilecek. Toplanan
Türkiye’nin yüzde 100 yerli sermayeli, en yaygın ev güzelleştirme merkezi Tekzen, 132. mağazasını Keşan’da hizmete açtı. Açılışta Tekzen’in Herkese Kitap Vakfı ile işbirliği yaparak hayata geçirdiği “Bir Kitap, Bir Mutluluk” projesinin de lansmanı yapıldı. kitaplar ise Herkese Kitap Vakfı tarafından ihtiyaç sahiplerine gönderilecek.
2018 YILI İÇERİSİNDE HEDEF 20 MAĞAZA DAHA AÇMAK Açılışta konuşma yapan Tekzen Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Onur
Mertoğlu, “Bu yıl içinde 20 mağaza daha açacağız. Yüzde 100 yerli sermayeli bir şirket olarak “Her ile bir Tekzen” hedefiyle sürdürülebilir iş modelini Türkiye’nin her yerine taşımaya gayret edeceğiz. Bu mağazalarımızla en az 700 kişiye istihdam imkanı sunacağız. 3 bini aşkın çalışanımız ve iş ortaklarımız olan tedarikçimizin büyük emekleriyle hedeflerimize ulaşmaya devam ediyoruz. Okumak insanı zenginleştirir ve ufkunu açar, Tekzen olarak kitap bağışlarınızı bekliyoruz” dedi.
TEKZEN HERKESE KİTAP VAKFI’NIN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ “Okuyan Türkiye İçin Herkese Her Yerde Kitap” sloganı ile çalışmalar yapan Herkese Kitap Vakfı Kurucu Genel Başkanı Bülent Şenver ise yaptığı konuşmada, “Bir kitap bir mutluluktur. Bir kitap bir gelecek değiştirir. Okuduğunuz kitapları Tekzen mağazalarındaki Kitapcan Kitap Bağış Kumbaralarına bırakın. El ele verelim. Geleceği değiştirelim” dedi. Tekzen, 132 mağazasına ve genel merkezi’ne yerleştirilen toplam 136 Kitapcan Bağış Kumbarası ile Herkese Kitap Vakfı’nın en büyük destekçisi olacak.
“BİR KİTAP, BİR MUTLULUK” Tekzen, mağaza açtığı illerde “Eğitime Yüzde Yüz Destek” sosyal sorumluluk projeleri kapsamında özellikle ihtiyaç sahibi köy okullarının boya, kitaplık, çalışma masası, kütüphane kurulumu vb. taleplerini karşılarken “Bir Kitap, Bir Mutluluk” sloganıyla başlattığı kitap toplama projesi ile de eğitime ve okullara verdiği desteği pekiştiriyor olacak.
57
PERAKENDE
LESCON ADIYAMAN’DA!
T
ürkiye’nin ilk ve tek spor giyim markası olarak perakende sektöründe çalışmalarına devam eden Lescon, ülke geneline yayılmış mağazaları ve bayilikleri ile büyümesine devam ediyor. Mağazalar zincirine bir yenisini daha ekleyerek 57.mağazasını Adıyaman Park AVM’de hizmete açtı. Spor ayakkabı, giyim, aksesuar ürün gruplarını benzersiz konsepti içerisinde tarz ve performansı buluşturup, “Bu sezon Lescon” söylemi ile müşterisinin karşısına çıkan Lescon, yepyeni konsept mağazacılık vizyonunu daha da genişletiyor. Sektöründe 40 yıla yakın deneyimle yoluna devam eden Lescon, kazanmak için yola çıkanların her zaman yanında…
LESCON TÜRKİYE’NİN GURURU OLACAK… Açılış sonrası açıklamalarda bulunan Lescon Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erbay, “Adıyaman bizim için özenle seçilmiş stratejik bir konuma sahiptir. Kasım 2017’de burada hizmete açmış olduğumuz “Dokuma ve Örme ürünler” üretim tesisleri ile Kahta’yı, bölgenin üretim üssü olarak seçtik. Üretimde elde etmiş olduğumuz başarı ile bugün 57. şubemizi bölgeye kazandırmış olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu vesile ile yeni mağazamızla halkımızın hizmetindeyiz. “Kazanmak gibisi yok” sloganımız ile müşterilerimize yeni konsept mağazacılık anlayışımızla yüzlerce model ve binlerce ürünü bir arada sunmaktan son derece mutluyuz. Lescon olarak açtığımız her mağazanın, markamıza, bulunduğu bölgeye ve en önemlisi ülke ekonomisine katkı sağladığına inanıyoruz” dedi.
58
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK SPOR GİYİM MARKASI OLMA ÖZELLİĞİ İLE DİKKATLERİ ÜZERİNE ÇEKEN LESCON, ZİNCİRİNE BİR YENİSİNİ DAHA EKLEDİ; 57. MAĞAZASI OLAN ADIYAMAN PARK AVM ŞUBESİNİ HİZMETE AÇTI.
PERAKENDE
MediaMarkt durmuyor!
A
vrupa’nın en hızlı büyüyen elektronik perakende şirketi MediaMarkt, sektördeki büyüme hedefi doğrultusunda yeni yatırımlarla büyümeye ve tüketicileriyle farklı lokasyonlarda buluşmaya devam ediyor. En yeni teknolojileri rakipsiz fiyatlarla tüketicilerine sunan şirket, aynı gün hem Bodrum hem de Çorlu’da 2 yeni mağaza açarak toplam mağaza sayısını 62’ye çıkardı.
Tüketiciyi merkeze alan anlayışla hizmet sunan MediaMarkt’ın Çorlu mağazasında bin 760 metre kare satış alanı bulunuyor. 20 uzman personeliyle hizmet veren mağaza, MediaMarkt’ın Çorlu’daki ilk mağazası oldu. Aynı gün ilk kez Bodrum’da açılan mağaza ise 17 personel ve bin 142 metre karelik satış alanı ile hizmet veriyor. Bodrumluların tüm elektronik ihtiyaçlarını karşılayan mağaza, son teknoloji uygulamalarla tüketicilere eşsiz bir deneyim sunuyor.
AÇILIŞA ÖZEL YÜZDE 50’YE VARAN İNDİRİMLER MediaMarkt’ın mağazalarında bulunan deneyim alanları sayesinde tüketiciler, son teknoloji ürünleri yakından tanıma ve inceleme fırsatı yakalarken, GameZone alanlarında ise oyunseverler en iyi gaming ürünlerle bir araya geldi. 50 bine varan son teknoloji ürün ve 5 binden fazla aksesuar çeşidiyle ziyaretçilerini karşılayan mağazalarda, akıllı telefonlardan dizüstü bilgisayarlara, ultra HD televizyonlardan beyaz eşyaya kadar birçok ürün açılışa özel avantajlı alışveriş fırsatıyla sunuldu. Samsung Note 8 akıllı telefonlar 5 bin 499 TL yerine 4 bin 299 TL’ye, Trust Urban Primo taşınabilir şarj cihazları 89 TL yerine 49 TL’ye, Philips BT 110 kablosuz hoparlörler 179 TL yerine 99 TL’ye, Lenovo ideapad dizüstü bilgisayarlar bin 899TL yerine bin 499 TL’ye,
60
Rowenta Compact Power toz torbasız elektrik süpürgeleri 599 TL yerine 469 TL’ye, AEE Lyfe Silver aksiyon kameraları 599 TL yerine 399 TL’ye, JBL T450 kulaklıklar 169 TL yerine 129 TL’ye ve Samsung UE49MU8000TXTK 4K UHD Smart TV’ler 4 bin 599 TL yerine 3 bin 699 TL’ye tüketicilerle buluştu.
Avrupa’nın açık ara 1 numaralı tüketici elektroniği perakendecisi MediaMarkt, Türkiye’deki liderlik hedefi ile başlattığı mağaza açılışlarında hızını artırıyor. Çorlu ve Bodrum illerinde ilk kez açtığı yeni mağazalarıyla tüketicilerini son teknoloji ürünlerle bir araya getirdi.
PERAKENDE
Global Blue
perakende sektörünün gelişimine öncülük ediyor
Global Blue 1996 yılından bu yana Türkiye çapında tax free sistemini yaygınlaştırırken, aynı zamanda mağaza personellerini de eğiterek, ziyaretçilere tax free’nin bir araç olarak nasıl kullanılarak satışların artabileceğine yönelik eğitimler düzenliyor.
Dünya genelinde 52 ülkede tax free işlemi gerçekleştiren Global Blue, 1996’dan bu yana faaliyetlerini Türkiye çapında kurduğu ortaklıkla, 8 bini aşkın perakende noktasında, şehir içi iade ofisleri, havalimanları ve sınır kapılarındaki 35 iade noktası ile sürdürüyor. Tax free alışveriş sistemi, yabancı ülke vatandaşlarının ziyaret ettikleri ülke içinde aldıkları ürünlerin katma değer vergisinin iade edilmesini kolaylaştıran bir uygulama. Türkiye’ye gelen turistlerin satın alarak Türkiye dışına beraberlerinde götürdüğü ürünlerin satışında, yüzde 8 ile yüzde 18 arasında katma değer vergisi (KDV) tahsil ediliyor. Gümrükten yolcunun ve ürünün çıkışı anında özel tax free faturasının gümrük-
çilere yönelik satış teknikleri, onların kültürleri ve alışveriş alışkanlıklarını tanıtan eğitim programları düzenliyor. Son olarak hemen sezon öncesi mart ayı başında, İstinye Park kiracısı mağazaların satış personellerine, Ortadoğu’dan gelen turistleri daha yakından tanımaları için Global Blue eğitmenlerince verilen kültürel satış eğitimi düzenledi.
te onaylanması sonrası tahsil edilen KDV iade bu sistemle hemen nakit olarak geri alınabiliyor. 52 ülkede kabul gören bu sistemle, Global Blue 2017 yılında 32 milyon işlem adediyle 20,5 milyar Euro’luk pazar hacmine ulaştı.
TAX FREE SİSTEMİ YAYGINLAŞTIRILIYOR 1990’larda yabancı ziyaretçilerin, organize perakendede yaptıkları alışveriş diye bir kavram bile yokken, bugün bazı noktalarda, bazı mağazaların ya-
bancı satışları yüzde 30’lara ulaştı. Bu anlamda, Global Blue 1996 yılından bu yana Türkiye çapında tax free sistemini yaygınlaştırırken, aynı zamanda mağaza personellerini de eğiterek, ziyaretçilere tax free’nin bir araç olarak nasıl kullanılarak satışların artabileceğine yönelik eğitimler düzenliyor.
PERSONELLERE KÜLTÜREL SATIŞ EĞİTİMİ… Global Blue ‘Rusya’, ‘Çin’ ve ‘Ortadoğu’dan gelen ziyaret-
ZİYARETÇİLERE YÖNELİK ŞEHİR HARİTALARI VE ALIŞVERİŞ REHBERLERİ DAĞITILIYOR Global Blue 2000 yılından bu yana her sene geliştirerek hazırladığı ve yılda bir milyon adetin üzerinde basılan ziyaretçilere yönelik, şehir haritaları ve alışveriş rehberleri gibi basılı ve dijital yayınlarla, sunduğu hizmetin bilinirliği ve kalitesini hep artırmaya, İstanbul’un alışveriş destinasyonu olmasına katkıda bulunmaya gayret ediyor. Bu yayınlar havalimanları, şehir içi nakit iade noktaları ve belli başlı 4 ve 5 yıldızlı otellerde ücretsiz dağıtılıyor. Global Blue ayrıca üyelerine, yurt içinde sağladığı periyodik istatistiki bilgi ve değerlendirmelere ilaveten, yurt dışı açılımlarında da girdikleri veya ilgilendikleri pazarlara yönelik raporlar sunarak destekliyor.
61
PERAKENDE
Vestel Müşteri Hizmetleri’ne Mükemmel Müşteri Deneyimi ödülü Vestel, tüketicilerin marka şikayetleri platformu sikayetvar.com tarafından üç A. C. E. ‘Mükemmel Müşteri Deneyimi’ ödülüne layık görüldü. Vestel, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da beyaz eşya, televizyon ve cep telefonu kategorilerinde sektör birincisi oldu.
Vestel Müşteri Hizmetleri, müşteri odaklı çalışmalarını bir kez daha ödülle taçlandırdı. Vestel, değerlendirildiği tüm kategorilerde son 5 yıldır dünyanın en büyük şikayet platformu olan sikayetvar.com’da ‘en çok
teşekkür alan marka’ ve ‘müşteri deneyimini en iyi yöneten marka’ seçiliyor. Geleneği bozmayan Vestel, 2017 yılında olduğu gibi bu yıl da A.C.E (Achievement in Customer Excellence) ‘Mükemmel Müşteri Deneyimi’ ödülünü aldı. Vestel Müşteri Hizmetleri, beyaz eşya, televizyon ve cep telefonu kategorilerinde müşteri deneyiminde sektör birincisi oldu.
Emsan ilk mağazasını Viaport Avm’de açtı Züccaciye sektörünün en önemli oyuncularından olan Emsan, 2018’deki mağazalaşma hedeflerini gerçekleştirmek için yola çıktı. Kullanıcılarına bugüne kadar Türkiye’de 790 satış noktası, 530 bayi ve e-ticaret sitesi üzerinden ulaşan Emsan, ilk mağazasını İstanbul Viaport AVM’de açtı. Emsan, pişirme, sofra, hazırlama ve küçük ev aletleri kategorilerindeki ürünlerini, Viaport AVM’deki 100 metre karelik mağazasında kullanıcıları ile buluşturuyor. Açılışa özel birçok üründe yüzde 60’a varan indirimleri ile de mağaza ziyaretçilerine avantajlı alışveriş imkanı sunuyor. Sağlık, fonksiyonellik ve tasarımı ön planda tutan Emsan, ürünlerini yeni neslin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak tasarlıyor.
YIL SONUNA KADAR 17 AVM’DE MAĞAZA AÇACAK 1973 yılından beri faaliyette olan Emsan’ı annelerden sonra gençlerin de markası yapmak için marka stratejisi, konumlandır-
62
ması ve hedeflerini yenileyen marka, 2018’de mağazalaşarak büyümeyi hedefliyor. Grup Pazarlama Direktörü Galip Bağcı, “ 2018 yılı sonuna kadar Türkiye genelinde 17 mağaza, 2018’de ise toplamda 40 mağazaya ulaşmayı planlıyoruz. 2018 yılında iç piyasada yüzde 70 büyüme hedefliyoruz. Viaport AVM’ den sonra açmayı planladığımız mağazalar Ankara, Bursa ve Adana’da olacak” dedi.
GIDA
FRANCHISE NEDİR? BARUH HUKUK DANIŞMANLIK KURUCUSU – AVUKAT PELİN ŞENOL BARUH 64
GIDA
Bir sistem, ürün veya markanın imtiyaz hakkı sahibinin; sistem ve markasını, belirli koşul, belirli bölge ve belirli süreler içinde, işin yönetim ve organizasyonuna ilişkin sürekli disiplin ve destek sağlamak suretiyle belirli bir bedel karşılığında, bağımsız yatırımcılara kullandırmasına dayanan, uzun vadeli ve sürekli bir iş ilişkisidir. Kısaca, Franchise (veya Franchising) bir imtiyaz verme sistemidir.
Franchise sisteminin üç ana unsuru vardır: Bir Franchise sisteminin bulunması (Marka): Franchise verence, öncelikle ortada başarılı çalışan bir işletme, denenmiş bir sistem, tanınmış bir marka olmalıdır. Franchise veren, franchise alana sunulmuş bir iş modeli ve organizasyonu bulunmalıdır. Bu sistemin pazarlanmaya uygun somut ürün/hizmet veya ürünler/ pazarlama teknikleri, gayrimaddi mallar ve haklar gibi unsurların bileşiminden oluşan özgünleştirilmiş bir organizasyona dayanması beklenir. Ancak, başarısı kanıtlanmış bir iş başkalarına satılabilir. Franchise, esasen bir “pazarlama” yöntemidir. Yalnız burada pazarlanan bir ürün veya hizmet değil, bir sistemdir. Denetim/Destek (Know-How): Taraflar aralarında uzun süreli bir sözleşme yaparlar. Franchising sözleşmesi sürekli borç ilişkisi içeren bir sözleşmedir. Bunun anlamı tarafların borçlarının tek veya ani bir edimle değil, sözleşme süresince tekrarlanan birçok edimle ifa edilmesidir. Sistemin uygulama esasları katı ve net olarak sözleşmede belirlenmiştir. Aynı marka altında işletilen her işletmede kalite değiştirilmeden standart ürün ve hizmet sunulur. Hizmet kalitesini sağlamak için başlangıçta ve sonrasında çalışanlara ve yatırımcılara sürekli eğitim, bilgi ve destek (Know-How) verilir. İşletme süresince sıkı denetim uygulanır. Bedel: Yapılan işi “franchise” olarak adlandırmak için, franchise verenin, franchise alan yatırımcıdan bir bedel alması şarttır. Franchise alan, başlangıçta belli
bir miktarı, daha sonra da cirosunun belli bir yüzdesi oranındaki tutarı franchise verene ücret olarak öder. Franchise alan, kendi nam ve hesabına çalışan bağımsız bir işletmedir. Franchise veren ve alan, basitçe iki taraf olarak görünse bile, yetkilerine ve üstlendikleri işlere göre değişik şekillerde adlandırılırlar.
FRANCHISE VERİLİRKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR Franchise verenler üretici ise malını daha iyi sattırmak için, perakendeci ise yatırıma ve yönetime yetişemediği yerlerden gelir elde etmek için bu işi yaparlar, bildiklerini başkalarına öğretir, markalarını paylaşırlar. Franchise veren, öncelikle işletmenin örneğini kendisi başarıyla uygulamalı, para kazanıldığını göstermelidir. Franchise alanların ve markanın başarısını birlikte gözeten bir bölge koruma politikası olmalıdır. Franchise sisteminde verilecek destekler, eğer franchise alanlar işi bilenler arasından seçilecekse sınırlı tutulabilir ancak bilmeyene iş kurduracaksa seçme, eğitme ve destekleme konusunda franchise veren azami gayreti göstermelidir. Aksi halde başarısızlık franchise alanın değil verenin olur. Franchise verenin bir yayılma planı olmalı ve buna uygun davranmalıdır. Franchise alanları denetlediği gibi, kendi ekibini ve sistemini de denetlemelidir. Franchise verme öncesinde iyi hazırlık yapılmalı, ürün, marka, yer seçimi, dekorasyon, tedarik yeniden değerlendirilmelidir. Bugünün değil yarının rekabet ortamı göz önünde bulundurularak plan ve fizibilite yapılmalıdır. El kitabı, eğitim ve denetim birbirini tamamlamalı, destek olmalıdır. Denetim birçok açıdan birden yürütülmelidir. Ürün ve hizmetler, bina ve ekipman, ticari sonuçlar, idari ve mali durum ayrı ayrı ve uzmanları tarafından denetlenmelidir. Operasyonel denetimi yerinde destek anlamında saha elemanları yapmalı, belli aralıklarla operasyonel teftiş anlamında başka bir ekip yürütmelidir. Mali dene-
timi uzmanlar yapmalı, franchise alanın firmasının mali durumu izlenmelidir. Gizli müşteri ölçümü yapılmalı, belli sıklıkta müşteri gözüyle izlenmelidir.
FRANCHISE ALANIN ARAŞTIRILMASI Franchise alan’ın araştırılması en önemli aşamadır. Franchise alan adayı, öncelikle kendi isteklerini, potansiyelini ve yola çıkıştaki amaçlarını iyi değerlendirmeli, işten ne beklediğini net ifade etmelidir. Franchise alan adayları, yapacakları işin karakterlerine uygun olmasına dikkat etmelidirler. İşin başında durmaktan, insanlarla ilişkiye girmekten sıkılmayan, küçük bir ekibe liderlik edip motive etmekten hoşlanan, kendini de motive etmeyi beceren bir yapıda olmalıdırlar. Kurallara uymaya hazır olmalıdırlar. Kuralların içerisinde gelişmeye açık düşünmek, uygulamadan önce önermek, izin almak ağır gelmemelidir. İyi yönetici olmalı, işletmeyle, çalışanlarla, tedarikçilerle başa çıkabilmelidirler. İyi satıcı olmalı, müşterilerle bizzat ilgilenmeli, isteklerini veya şikâyetlerini anlamalı ve çözmelidirler.
FRANCHISE VEREN NEYE GÖRE SEÇİM YAPAR? Esasen franchise satmak, kolay bir iştir. Çünkü markanın büyüsüne, işleyen dükkânların hevesine kapılan girişimciler franchise almak için ısrarcı davranırlar. Zor olan, franchise almak isteyenler arasından en doğru adayı seçmektir. Yanlış seçim sıklıkla kötü işleyen bir dükkân, memnuniyetsiz bir yatırımcı, sürekli sorun çıkaran bir işletme ve eninde sonunda ya kapanan veya devredilen bir franchise demektir. Maddi yeterlilik, aranan önemli şartlardandır. Franchise işletmenin gerektirdiği yatırımı borçlanmadan yapabilecek gücü olmalıdır. Ödemelerini aksatmamalıdır. Sorun yaşatmayacak olmak önemli bir kriterdir. Kurallarla ve sistemle uyum içinde çalışacak, franchise verenin çalı-
65
GIDA
• Toplu reklam ile önemli bir avantaj sağlanır. Kendi başınıza yapacağınız reklamın değeri toplu reklam yapıldığında daha etkin olacaktır. Eğer firma reklam yapmıyor veya etkisiz reklamlara para harcıyorsa, bu değeri yok saymalısınız. • Tedarik kolaylığı, sistemin gereği olması gereken bir avantajdır. Mal az sayıda kaynaktan, kalite, eksik, fire sorunu yaşatmadan temin edilmelidir. Buradan sağlanacak zaman ve yanılma payı tasarrufu maddi bir değer olarak alınmalıdır. Eğer sistemdeki ürünleri franchise alan kendi becerisi ile tedarik etmek zorunda kalıyorsa veya topluca tedarik edilen ürünler kendi bulacağından daha pahalıysa, bu fark derhal eksi hanesine yazılmalı, değerlendirmeye öyle alınmalıdır. şanlarıyla ekip havasına girecek, arada destek alamasa da kendi sorunlarını çözebilecek, yerine göre kendi geliştirdiği çözümleriyle sisteme yenilikler getirecek kişiler tercih edilmelidir. Müşteri şikayeti getirmeyen işletmeler değerlidir. Çoğunlukla müşterilerle doğru yöntemle muhatap olunduğunda şikâyetler anında yerinde çözülür. Franchise alan merkeze şikâyet yansıtmayacak kadar iyi müşteri ilişkileri yürütebilmelidir.
FRANCHISE ALAN NEYE PARA ÖDER? Franchise verenler, başlangıçta talep ettikleri giriş bedelini bazen belli hesaplara dayandırarak bulurlar, bazen de talebe ve rakiplere bakıp belirlerler. Franchise zincirine girerken neye para ödendiği şöyle sıralanabilir. • Hemen başlayacak, hemen müşterisini bulacak, hemen öğrenilecek hazır bir işe girilmektedir. Bir anlamda hazır iş devralınmış gibi olmaktadır. İşe çok yabancıysanız ve başka türlü giremeyecekseniz, bu devrin değeri sizin için yüksektir. • Satılan bir malın belli bir bölgede satış tekelini alınacaktır. Mal kendiliğinden veya az zahmetle satıyorsa, yeterli kar bırakıyorsa, bu bir bedel ödemeyi gerektirecek kadar değerlidir. Eğer siz satmak için aşırı çaba gösterecekseniz, aynı çabayı gösterdiğiniz-
66
de ne olsa satabiliyorsanız, ürün tekelinin sizin için bir anlamı yoktur. • Yıllara dayanan deneyim, el kitabı ve eğitimle aktarılmaktadır. Eğer ortada yazılmış bir kitap, tutarlı bir eğitim, güvenilir bir kadro yoksa söz konusu deneyim var olsa bile aktarılamaz. Kendiniz çabalayıp öğrenmek zorunda kalırsınız. Bunun için bir bedel ödemeniz gerekmemelidir. • Ticari sırlar aktarılacaksa, ortada gerçekten sır sayılacak kıymette bir bilgi olmalıdır. Eğer herkesin bildiği, düşük ücretli bir uzmanı alınca erişilen bilgiler söz konusuysa bunun için yüksek bedel ödemek gerekmemelidir. • Marka kullanım hakkı belli bir süre için kiralanmaktadır. Eğer marka değerliyse, tüketici nezdinde itibar görüyorsa bu bir değer ifade eder. Tüketici farkında değilse veya umursamıyorsa, markanın değerinden söz etmek olanaksızlaşır. Kendi markanızla iş yapmanız halinde hiç olmazsa günden güne değer kazanacak olan sizin markanız olur. • Zorluklar yaşandığında merkezden alınacak desteğin değeri büyüktür. Bazen toplu iş gönderir kar sağlar, bazen akıl verir tasarruf sağlar, bazen sadece önlem aldırır riski yok eder ama muhakkak her franchise alan için farklı değerde bir maddi karşılığı vardır. Eğer ihtiyaç duyduğunuzda destek alamıyorsanız, bu karşılığı yok sayabilirsiniz.
• Denetim, franchise zincirlerin verimliliğinin güvencesidir. Denetimler yapıcı, yanlışları önleyici, destek olucu mahiyette sürdürülmelidir. Eğer denetim gözlemlere dayanmayan, “teftiş” havasında yapılıyorsa, bu franchise alan için önemli bir değer kaybı ve risk unsurudur.
HUKUKİ AÇIDAN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR VE FRANCHISE SÖZLEŞMESİ İÇERİĞİ Franchise sözleşmesi, sürekli borç ilişkisi ve karşılıklı edim doğuran bir sözleşmedir. Bunun anlamı tarafların borçlarının tek veya ani bir edimle değil, sözleşme süresince tekrarlanan birçok edimle ifa edilmesidir. Franchise sözleşmesi aynı zamanda bir çerçeve sözleşme niteliğindedir. Taraflar arasındaki ilişkinin sürdürülmesine yönelik alt ve tamamlayıcı sözleşmeler akdedilir. Franchise anlaşmasına uygulanan mevzuat, şöyle sıralanabilir: • Rekabet Kanunu • Patent, marka, endüstriyel tasarım, fikir ve sanat eserleri mevzuatı • Borçlar Kanunu • Medeni Kanun • Türk Ticaret Kanunu • Vergi Usul Kanunu • Tüketiciyi Koruma Kanunu
GIDA
Taraflara tanınan haklar, tarafların karşılıklı yükümlülükleri, faaliyet bölgesi, Franchise alanın yaptığı yatırımı çıkartabilecek uzunlukta olması gereken anlaşma süresi, Franchise alana sunulacak olan mal ve hizmetler, pazarlama ve reklam programları, Franchise verenin işletmeyi devretmesi, satması durumlarında Franchise alanın ön alım hakkı, tarafların ayırdedici işaret, ticari ad, ticari marka, hizmet markası, dükkan tabelaları, logo ve diğer ayırdedici belirtilerini kullanma şartları, sistemin yenilenme ve uygulanan metotları değiştirme hakkı ve bunların uygulanmasına ilişkin hükümler, rekabet yasağına ilişkin hükümler, tarafların sır saklama yükümlülüğü, sözleşmenin yenilenme şartları, sözleşmenin feshi veya sona erdirilmesi halinde Franchise verenin sahibi olduğu maddi ve/veya gayri maddi hakların kendisine geri iadesine ilişkin hükümler franchise sözleşmesinde mutlaka yer alması gereken önemli hususlardır. Özetle franchise anlaşması ile uzun süreli bir bağlantı ve sözleşme yapılmaktadır. Sürenin kaç yıl olduğu, uzatılmasındaki şartlar, bölgenin markaya olan ihtiyacı, hedef kitle, sözleşme sona erdiğinde nasıl bir karar alınacağı ve hedefler önceden iyi değerlendirilmeli ve belirlenmelidir. Tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olan franchise sözleşmesinin meydana gelebilmesi için her iki tarafın, sözleşmenin esaslı noktaları üzerinde karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarına ihtiyaç vardır. Gerek Franchise alanın gerekse Franchise verenin sözleşmeyi detaylı okumadan ve incelemeden, hukuki destek almadan imzalamaması ve uzun vadeli bir anlaşmaya girmemesi gerekir. Franchise verenin geçmişte kaç işletmesinin kapandığı, kaç işletmecisinin devrettiği, kaçıyla yargıya intikal ettiği tam bilinmelidir. Her şey yolunda gözükse bile, sizin de sorun yaşama olasılığınız aynı oranda mevcuttur.
Franchise Veren (Franchisor, Franchiser) Sistemin ve markanın haklarına sahip olan ve franchise anlaşması ile bu hakları üçüncü yatırımcılara kullandıran kişi veya kuruluştur. Franchise veren, sistemi kuranın kendisi olabileceği gibi, sadece franchise haklarını satma yetkisine sahip bir başkası da olabilir. Franchise veren, sistemin gereği olan araştırma, eğitim, denetim, vb. gibi destekleri üstlenir.
Franchise Alan (Franchisee) Sistemin ve markanın haklarını belli bir satış-hizmet noktası ve/veya bölgesi için anlaşma ile alarak uygulayan bağımsız yatırımcıdır. Bölge Franchise Alan (Area Franchisee) Franchise veren, pazarın belli yükümlülüklerini ve haklarını belli bir coğrafi alanda bölge franchise alana devreder. Bölge franchise alan bazı sistemlerde alt franchise alanlara işletme açtırabilir, bazı sistemlerde sadece kendisi işletmeler açabilir.
Alt Franchise Alan (Sub Franchisee) Bölge franchise alan tarafından sistemi ve markayı kullanma hakkı anlaşma ile verilen kişi veya firmadır. Bazı sistemlerde anlaşma doğrudan bölge franchise alan ile alt franchise alan arasında yapılırken, bazı sistemlerde franchise veren anlaşmaya kendisi taraf olmaktadır.
Master Franchise Alan (Master Franchisee) Yurt dışında geliştirilmiş bir sistem ve markanın belli bir ülkede kullanma haklarını alan kişi veya kurumdur.
Sistem (Franchise System) Franchise ilişkisi kapsamındaki kural ve görevlerin bütününü tanımlar. Faaliyet konusu perakendecilik işinin yer seçimi, kurulması, işletme prosedürleri, satış teknikleri, markaların kullanımı, personelinin eğitimi, işletmenin denetimi, franchise alanların seçimi, franchise anlaşması gibi konular belirlenir.
İşletme (Store) Perakende işinin yapılmasına kullanılan fiziki ortamı tanımlar. Genellikle ürün veya hizmet satışında kullanılan mağaza, dükkân, restoran, otel, ofis, depo gibi yapılardır.
Franchise Giriş Bedeli (Royality) Franchise alanın, sisteme girmek için başlangıçta franchise verene ödediği bedeldir.
Franchise Kullanım Bedeli (Franchise Fee) Franchise alanın işletme süresince sistemi ve markayı kullanması karşılığında franchise verene ödediği bedeldir. Genellikle aylık bazen haftalık alınan bedel cironun veya karın belli bir oranı olabileceği gibi, aylık sabit bir ödeme de alınabilir.
Reklam Fonu (Advertising Fee) Çoğu sistemlerde merkezden yapılan marka ve sistemin toplu reklam harcamaları için bir fon kurulur ve işletmelerden katkı bedeli toplanır. Bu bedel genellikle ciro ile orantılı tanımlanır.
67
GIDA
TAB Gıda güçlü franchIse sistemiyle
büyümeye devam ediyor
TAB Gıda, yatırımcılarına sunduğu avantajlı franchise fırsatlarıyla sektöre yön veriyor.
yatırımcılarına salata, ekmek ve patates fabrikalarıyla da ciddi fırsatlar sunuyor. Yatırımcılar, TAB Gıda’nın 24 yıllık tedarik zinciri yönetimi, operasyonel ve pazarlama tecrübesi ile satın alma gücünden faydalanırken aynı zamanda TAB Gıda için yapılan üretim yatırımları hem inovatif ürünlerin daha kısa sürede geliştirilip müşterilere sunulmasını mümkün kılıyor hem de yatırımcılara satın almada ciddi avantajlar sağlıyor. TAB Gıda franchise sisteminin ülke çapında hızla büyümeye devam ettiğini belirten TAB Gıda Finans ve Franchise Yatırımlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Çetinkaya, “Önümüzdeki dönemde özellikle Türkiye’nin en büyük tavuk restoran zinciri Popeyes ve kendi markamız Usta Dönerci daha çok franchise yatırımı yapılmasını beklediğimiz markalar olarak öne çıkıyor. Özellikle Usta Dönerci markasına yatırımcılardan büyük ilgi görüyoruz” dedi.
FRANCHISE BEDELLERİ 250 BİN DOLARDAN BAŞLIYOR TAB Gıda bünyesinde Burger King 1995 yılında, Popeyes ve Sbarro markaları ise 2007 yılında faaliyete geçti. 2010’da Arby’s’i bünyesine katan TAB Gıda, 2013 yılında da kendi markası olan Usta Dönerci’yi kurdu. Bugün Türkiye’de binden fazla restoranla hizmet veren TAB Gıda, hızlı servis restoran zinciri sektöründe 24 yıllık tecrübesiyle sektörün lideri konumunda. TAB Gıda franchise sistemiyle çatısı altında hizmet veren Burger King, Popeyes, Sbarro, Arby’s ve Usta Dönerci markaları için yatırımcılarına anahtar teslim işletme seçeneği sunuyor. Burger King’in Türkiye’de faaliyet gösteren 600’den fazla restoranı içinden 200’den fazlası franchise olarak hizmet veriyor. Burger King’in yanı sıra 80’e yakın Sbarro, 190’dan fazla Popeyes, 60’tan fazla Arby’s ve 120’den fazla Usta Dönerci restoranı bulunan TAB Gıda, yatırımcılarına sunduğu avantajlı franchise fırsatlarıyla sektöre yön veriyor.
YATIRIMCILAR TAB GIDA’NIN GIDA EKOSİSTEMİNDEN FAYDALANIYOR Sektörde üretimde de oldukça iddialı olan ve hızlı restoran zinciri kategorisinde dünyada eşi görülmemiş bir gıda ekosistemi kuran TAB Gıda, franchise
68
TAB Gıda franchise restoran sisteminin, kontrollü büyüyerek risk almak istemeyen girişimci yatırımcıları beklediğini söyleyen Çetinkaya, “TAB Gıda markalarında yatırım maliyeti restoranın yerine, tipine, bulunduğu konuma ve büyüklüğüne bağlı olarak değişiyor. Bununla birlikte franchise yatırımları Burger King için 500 bin USD+KDV ’den, Popeyes için 400 bin USD+KDV’den, Sbarro için 250 bin USD+KDV’den, Arby’s için 400 bin USD+KDV ’den, Usta Dönerci için ise 250 bin USD+KDV’den başlıyor. TAB Gıda yatırımcılara iki ayrı opsiyon sunuyor. Birinci opsiyon AVM dışında yer alan restoranları kapsıyor ve yatırımcılar dilerse inşaat ve ekipman yatırımını kendileri üstleniyor. İkinci opsiyonda ise yatırım tamamen TAB Gıda tarafından yapılarak anahtar teslim modeliyle hayata geçiriliyor” diye belirtti.
GIDA
ÖKÜZ BURGER
“ÖZÜNDE SEN VARSIN“ SLOGANIYLA BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR
2018 SONUNDA 20 ŞUBE HEDEFİ 2018 yılı sonunda 20 şubeye ulaşmayı planlayan Öküz Burger ilk 3 ayda açmış olduğu 3 şube ile sektöre de çok hızlı giriş yapmış bulunuyor. Çanakkale, Kırıkkale, Çorum, Bolu, Lüleburgaz, Konya, Gaziantep, Balıkesir ve İzmir illerinde açılacak ve yapım süreci devam eden şubeler var.
Her şeyin en doğalını ve en kalitelisini kullanan Öküz Burger, 2018 yılı sonunda 20 şubeye ulaşmayı hedefliyor.
2016 yılında gastronomi sektörüne de giren Mustafa Uver, 2017 yılında management girisimcilik adı altında Çnk’s Öküz Burger markasını satın aldı.
GERÇEK ANNE KÖFTESİ TADINDA KATKISIZ HAMBURGER… Her şeyin en doğalını ve en kalitelisini kullanan Öküz Burger, Çanakkale’de kendi yetiştirdiği hayvanlardan elde ettiği etlerini, özel marinasyon formülü,
en doğru dinlendirme süreleri ve en doğru pisirme şekli ile köfte haline getirerek özel gurme ekmekleri ve el yapımı özel soslarla gerçek anne köftesi tadında katkısız hamburgerler sunuyor. Gerek hamburgerlerin katkısız ve el yapımı oluşu, gerekse sınırsız içecek konsepti ve özel sosları, tüketicilerde sağlıklı burger yeme memnuniyeti yaratıyor. Dolayısıyla bu durum yatırımcıların da ilgisini çekiyor.
“Özünde sen varsın“ sloganıyla yola çıkan Öküz Burger yerli ve milli oluşunun da haklı gururunu yaşıyor.
FRANCHISE BEDELLERİ 600 BİN TL‘DEN BAŞLIYOR Öküz Burger ağırlıkta AVM konsepti olmak üzere, cadde konsepti modeli ile de yatırımcılarına hizmet veriyor. Yatırım maliyeti restoranın yerine,büyüklüğüne bağlı olarak değişebiliyor. Ortalama AVM konsepti 600 bin TL+KDV, cadde konsepti 800 bin TL+KDV den başlıyor.
69
GIDA
“FRANCHISE SİSTEMİ, MARKAMIZI BÜYÜTME KONUSUNDA BİZİ DESTEKLİYOR” FRANCHISE SİSTEMİ MARKA BÜYÜMESİNİ DESTEKLİYOR 1996 yılında Türkiye’de açılan ilk kahve evi konsepti olma özelliği taşıyan ilk şubeleriyle birlikte, franchise sistemine başladıklarını söyleyen Kocatepe Kahve Evi Yönetim Kurulu Üyesi ve Marka Ortağı Özcan Gökalp, “ 2011 yılı itibariyle markanın devralınmasıyla beraber, markamızın girdiği gelişim süreci yine franchise sistemiyle devam etti” dedi. Markalarının imajını ve gücünü doğru temsil edebileceğini düşündükleri, farklı bölgelerdeki yatırımcıların enerjilerine ve işletme yeteneklerine güvenerek; markalarını, konumlandırmak istedikleri bölgeyi en iyi tanıyan kişilere emanet ettiklerini belirten Gökalp, franchise sistemi sayesinde; markalarının prestijini, işi tutkuyla yapacak yatırımcılarla buluşturabildiklerini ifade etti. Gökalp, “Aslında bu yapı ile işimize ve markamıza sahip çıkacak bir aile yapısıyla birlikte bir ortaklık sistemi kurmuş oluyoruz. Bu yüzden, franchise sisteminin markamızı büyütme konusunda bizi destekler nitelikte olduğunu düşünüyoruz” dedi.
İŞLETMENİN LOKASYON SEÇİMİ ÖNEMLİ Gökalp, franchise koşullarında dikkat ettikleri kriterler hakkında bilgi vererek, “Kurulum aşamasında, işletmenin lo-
70
TÜRKİYE’DE AÇILAN İLK KAHVE EVİ KONSEPTİ OLMA ÖZELLİĞİ TAŞIYAN İLK ŞUBELERİYLE BİRLİKTE, FRANCHISE SİSTEMİNE BAŞLADIKLARINI SÖYLEYEN KOCATEPE KAHVE EVİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE MARKA ORTAĞI ÖZCAN GÖKALP, FRANCHISE SİSTEMİ SAYESİNDE; MARKALARININ PRESTİJİNİ, İŞİ TUTKUYLA YAPACAK YATIRIMCILARLA BULUŞTURABİLDİKLERİNİ İFADE ETTİ. HİZMET ANLAYIŞI MÜŞTERİNİN MUTLULUĞU ÜZERİNE KURULU Konuklarının, tüm şubelerinde aynı menü ve aynı hizmet kalitesi ile karşılandığına değinen Gökalp, “Bazen lokasyona bağlı birkaç özel ürün değişikliği olabiliyor. Hizmet anlayışımız, kurulduğumuz ilk günden bu yana müşterilerimizin mutluluğu üzerine kurulu; bu her şubemizde aynı…” ifadelerinde bulundu.
“ULUSLARARASI ARENADA SEKTÖR TEMSİLCİSİ OLMAYI HEDEFLİYORUZ”
kasyon seçimi ve diğer ön görülerimiz olumlu olduğu takdirde; minimum 100 metrekare kapalı, 150 metrekare de açık bir alan olmasını istiyoruz. Bu bağlamda, yaklaşık metrekare maliyetlerinin anahtar teslim fiyatı 800 dolar civarında tutuyor. Bu fiyatın içinde, gıda ürünleri hariç; mutfak, bar ve salon grubunda bulunan makine ekipmanları da dahil olmak üzere, işletmenin ihtiyaç duyduğu her detay mevcut…” diye konuştu.
Anadolu’nun 17 ilinde yer alan 40 tane şubeleri bulunduğunu söyleyen Gökalp, “İlerleyen dönemlerde; ülkemizdeki kahve bilinci ve tüketiminin artmasına büyük katkılar vermiş, ülkenin her bölgesindeki kahve zincirleri ile güçlü franchise altyapısına sahip ve uluslararası arenada oyuncu haline gelmiş sektör temsilcileri olmayı hedefliyoruz. Tüm bunların yanında, bir master franchise sistemi ile markamızı İstanbul, Avrupa ve Orta Doğu’daki konuklarımızla da tanıştıracağımızın müjdesini vermek isteriz” diyerek sözlerine son verdi.
GIDA
YENİ NESİL MEYHANE’YE YENİ NESİL FRANCHISE SİSTEMİ TÜRKİYE ‘DE BİR İLK! FRANCHISE YATIRIM MALİYETİNİZİ 1 YIL SONUNDA İADE GARANTİSİ ŞAHİNTÜRK, franchise koşullarından şu şekilde bahsetti: -Franchise girişimcisi maliyetini yıl sonunda hiçbir gerekçe göstermeksizin, işletmesini iade ederek yatırım maliyetini geri alabilir. Kısacası iade garantili franchise… Burada süreci bir yıl olarak süre belirledik sebebi ise Türkiye’de bir işletmenin rüştünü ispatlaması için ihtiyacı olan süre minimum bir yıldır. -Franchise girişimcisi ile birlikte belirleyeceğimiz lokasyonlarda yatırım sürecine başlanır. -Franchise girişimcisinden franchise bedeli de almıyoruz. Franchise girişimcisine daima yanında olduğumuzu en başta göstermek amacı ile Franchise bedelini almıyor, ilk ayki işletme giderlerini karşılaması amacı ile hediye ediyoruz. -Franchise girişimcisi isterse anlaşmalı bankalarımızdan kredibilitesine göre 36 ila 60 ay arasında yatırım tutarını kredi ile de karşılayabilir.
Dudak Payı, Türk Mutfağının ve Meyhane Kültürünün Yeni Nesil Temsilcisi …
T
he LunchBox Company ailesinin çiçeği burnunda markası Dudak Payı, 18 yıldır restoran sektöründe faaliyet gösteren köklü The LunchBox Company kültürünü en iyi yansıtan güçlü bir marka olarak kısa zamanda hak ettiği yerini aldı. Üç yıldır emin adımlarla ilerleyen Dudak Payı ilki Bahçeşehir Akbatı’da; ikincisi Ataşehir Watergarden İstanbul olmak üzere İstanbul’un her iki yakasındaki misafirlerine mükemmel deneyimler sunmayı ilke ediniyor.
YENİ NESİL MEYHANENİN TANIMI… Dudak Payı, öğle yemeklerinde “yeni nesil Türk Mutfağı” olarak kökleri Anadolu’ya uzanan, unutulmaya yüz tutmuş Türk yemekleri ile eşsiz Osmanlı yemeklerini saray tadında özüne uygun kıvamında ve zamanın modern mutfak kültürü ile harmanlayarak misafirlerine enfes tatlar sunuyor. Akşam yemeklerinde ise “yeni nesil meyhane” kültürünü hem lezzeti hem güler yüzlü misafirperverliği ile yeniden yorumlayan bir misyona sahip. “Her yerde
72
-İşletmenin büyüklüğüne göre 3 ayda işletmeyi işler hale getiriyoruz. Franchise girişimcisi isterse yatırımını kendi de projeye bağlı kalmak koşulu ile yaptırabilir. Bu konuda kesin ve dayatmacı kurallarımız bulunmamaktadır. -Franchise girişimcisinin ihtiyacı olan, kalite odaklı personel ekibini merkezimizde eğiterek kuruluş gününe hazır hale getirmekteyiz.
meyhane olabilir ancak yeni nesil meyhanenin tanımı Dudak Payı’nda belirlenir” ilkesi ile hem gençlerin, hem bayanların hem de ailelerin meyhanesi olmak üzere emin adımlarla ilerliyor. 2018 yılı başında The LunchBox Company olarak tüm markalarını içerecek çok önemli bir kampanya ile yol alma kararı aldıklarını belirten The LunchBox Company Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tuba ŞAHİNTÜRK, “Amacımız franchise girişimcisine çok yakın olduğumuzu hissettirmek. Bu güçlü aileye katılacak franchise iş ortaklarına yılların verdiği restorancılık
deneyimlerini tüm şeffaflığı ile sunacağız” ifadelerinde bulundu.
“GÜVEN KAVRAMININ HAKKINI VERMEK İSTİYORUZ” Franchise girişimcisinin ilk ihtiyacının güven olduğunu belirten ŞAHİNTÜRK, “Biz güven kavramının hakkını vermek istiyoruz. Tüm bu endişeleri ortadan kaldırmak için restoran alanında yatırım düşüncesi olan franchise girişimcilerine harikulade bir proje hazırladık” dedi.
GIDA
PASAPORT PİZZA 20 YILDIR
LEZZET GELENEĞİNİ SÜRDÜRÜYOR Şube sayımızın en çok olduğu iller; İzmir (15), Antalya (7) , Bursa (6) , Diyarbakır(6) , Mardin (5) , Şanlıurfa (4) ve Karabük (4) . Bu illerimizde marka bilinirliği çok yüksek… Anadolu’da çoğu bölgede, halkımız Pizzayı bizimle tattı. İlk olmak marka bilinirliği açısında çok önemli… Sizi diğer markalardan ayıran ürün ve hizmet farklarınız nelerdir? Pasaport Pizza’yı diğer markalardan ayıran en önemli özelliği; pizza hamurunun her gün bayilerinde günlük olarak hazırlanması, kullanılan malzemelerin doğallığı ve kalitesi… Bayilerimizin en önemli kriterlerinden birisi de müşterilerimizin aldığı hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti...
Pasaport Pizza Genel Müdürü Mükremin Özdemir: “Anadolu’da çoğu bölgede, halkımız Pizzayı bizimle tattı. İlk olmak marka bilinirliği açısında çok önemli…” Pasaport Pizza’nın kuruluşundan bize kısaca bahseder misiniz? Pasaport Pizza, lezzet geleneğini 1998 yılında adını aldığı İzmir’in Pasaport semtinde ilk restoranı ile yaşatmaya başlamıştır. Pizza sektöründe yaygın olarak kullanılan donuk hamur sistemini bozarak özel tekniklerle her gün taze hamur ile üretilen pizzaları ve zengin menüleriyle kısa zamanda tüm İzmirlilerin sevgi ve beğenisini kazanmıştır. Pasaport Pizza 2005 yılında 35 bayi sayısına, 2010 yılı sonunda 57 bayi sayısına, 2015 yılı sonunda 73 bayi sayısına ulaşmıştır. Son üç yılda ise 27 bayi açılışı yapılarak 42 ilimizde 100 bayiye ulaşılmıştır. İzmirliler tarafından benimsenmiş bir markasınız. Peki, Ege bölgesi dışında nerelerde hizmet veriyorsunuz? Yüzde 100 yerli sermaye ile 20 yıldır faaliyet gösteren firmamız Edirne’den Şırnak’a, Artvin’den Muğla’ya, Trabzon’dan Antalya’ ya kadar 42 ilimizde ve 100 bayisiyle yılda 7 milyon insanımıza lezzetini ulaştırıyor. Şu anda il bazında penetrasyon oranı en yüksek markalardan biriyiz.
Sektörde 20. yılınızı doldururken Anadolu Markaları Ödülüne layık görüldünüz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Anadolu Markaları Ödülleri, Anadolu’da kurulup, markalaşma yolunda yakaladığı başarılarıyla göz dolduran firmalara veriliyor. Bu yarışma Anadolu’daki markalaşma atağını ortaya çıkarmak ve desteklemek adına büyük önem taşıyor. Ülkemizde uluslararası büyük reklam desteği olan markaların arasında rekabet edebilmek ve lezzetiyle fark yaratarak zirve yarışı yapmak bizleri mutlu ediyor. Bundan dolayı bu ödül bizim için büyük bir onur kaynağı. Franchise koşullarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Her şeyden önce ilk şartımız doğru yatırımcı ve doğru bir lokasyon olması. Çok doğru bir lokasyonda iyi bir işletmeci bulamazsanız başarı şansınız çok düşük olur. Franchising verirken çok uzun görüşmelerle girişimcinin bu iş için doğru seçim olup olmadığını değerlendiriyoruz. Fizibilite çalışmaları sonucunda bayi adayına öncelikle bir maliyetleme yapıyoruz. AVM ve caddelerde farklı bir maliyet oluşmakta olup, yatırım miktarı 250 bin TL ile 400 bin TL arasında değişiklik gösteriyor. Bizler bayilerimizin kazancı olan ciro üzerinden herhangi bir pay almadığımız için bayilerimiz çok daha avantajlı bir konumda bulunuyor.
Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir? 2018 yılında bayi sayısı olarak yüzde 20, cirosal anlamda ise yüzde 50’lik bir büyüme ile toplamda 100 milyon TL’lik ciro hedefliyoruz. Bunun yanı sıra 81 ilde bayiye sahip olarak tüm Türkiye’de üretim yapan bir pizza zinciri olmayı planlıyoruz.
73
GIDA
letmecinin işin başında durması ve yeterli mali olanakları sağlaması dikkat ettiğimiz noktalar oluyor” diye ifade etti.
“STANDARTLARI KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Doğru noktada
doğru yatırımlar yapılmalı BUGÜN GELİNEN NOKTA FRANCHISE SAYESİNDE…
Mado Genel Mado’nun bugün geldiği noktada en Koordinatörü önemli etkenin franchise vermek olduMehmet ğunu söyleyen Mado Genel Koordinatörü Mehmet Yılmazoğlu, “Akabinde doğru Yılmazoğlu, franchise yönetimi, doğru noktada doğru Mado’nun yatırımlar, geniş ve leziz ürün yelpazesi, bugün geldiği kendini mimari, operasyon, ürün geliştirme ve benzeri konularda sürekli kendini noktaya yeniliyor olmak diğer etken unsurlar olfranchise muştur” dedi. vererek ulaştığını ifade DOĞRU NOKTAYI DOĞRU YATIRIM İLE BULUŞTURMAK etti. GEREK
Franchise verirken dikkat ettikleri unsurlar hakkında konuşan Yılmazoğlu, “Doğru noktayı doğru yatırım ile buluşturmak başlıca koşul, bunun dışında tercihen iş-
74
Franchise vermiş oldukları şubelerde ürün farkı olmadığını ancak zaman zaman hizmet farklılığı olabildiğini belirten Yılmazoğlu, düzenli operasyonel ziyaretler ile bu standardı korumaya çalıştıklarını söyledi.
HEDEF TAM ANLAMIYLA BİR DÜNYA MARKASI OLMAK Güncel franchise sayılarının yurt içinde 320, yurt dışında 47 olduğunu söyleyen Yılmazoğlu, gelecek dönem en önemli hedeflerinin Mado’yu tam anlamıyla bir dünya markası yapmak olduğunu belirtti.
GIDA
“KENDİ İÇİMİZDEN GİRİŞİMCİLER ÇIKARIYORUZ” Yeni lezzetleri, inovasyon yatırımları ve pazarlama faaliyetleri ile franchise’larının başarısına her an destek olduklarına değinen Saranga, “Açtığımız franchise okulunda eğitimlerimizle fark yaratıyoruz. Ayrıca en önemli özelliklerimizden biri de, kendi içimizden girişimciler çıkarıyor oluşumuz. Şu anki franchise’larımızdan 60 tanesi daha önce Domino’s Pizza çalışanıydı, bugün ise kendi işlerinin sahibi” diye belirtti.
FRANCHISE GİRİŞ BEDELİ 50 BİN USD
“Şubelerimizin yüzde 70’i franchise’lerimize emanet” TÜRKİYE’DE FRANCHISE SİSTEMİNİN GELİŞMEDİĞİ YILLARDA FRANCHISE VEREREK BÜYÜMEYE BAŞLADIKLARINI SÖYLEYEN DOMINO’S PİZZA TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ ASLAN SARANGA, FRANCHISE KOŞULLARI HAKKINDA BİLGİ VERDİ.
D
omino’s Pizza olarak çok gelişmiş, detaylı ve hassas bir franchise sistemleri olduğunu söyleyen Domino’s Pizza Türkiye Genel Müdürü Aslan Saranga, “Dünyada kanıtlanmış bu sistemi Türkiye ve bölgede çok başarılı bir şekilde uyguluyoruz. Türkiye’de henüz bu sistemin gelişmemiş olduğu yıllarda biz franchise vererek büyümeye başlamıştık bile. Yıllar içerisinde oturttuğumuz standartlar sektörümüz için örnek teşkil eder hale geldi” dedi.
“Franchise giriş bedeli 50 bin USD. Bununla birlikte, işletmenin başında duracak kişinin en az yüzde 51 hisseye sahip olmasını ve ortalama kurulum maliyeti olan 550 bin TL + KDV yatırımı karşılayabilmesini istiyoruz. Toplam yatırım değeri kiralanan dükkanın metrekare alanı, cephesi, kiralandığı andaki fiziksel durumu ile orantılı olarak farklılık gösterebiliyor. İdeal metrekare değerleri 90-150 metrekare arasında değişiklik gösteriyor. Yatırım bedeli eğitim, isim hakkı, dekorasyon, fırın gibi pek çok kalemi kapsıyor” diyerek franchising koşullarından bahseden Saranga sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dükkanın açıldığı günden itibaren yatırımcılarımızla anlaşma süremiz 10+5 yıl oluyor. İşletme esnasında tüm franchise’ler, royalty ve reklam fonu katılım payı ödüyorlar. Ek olarak, bu kişilerin zamanının büyük bölümünü ve enerjisini Domino’s Pizza dükkanına adamasını bekliyoruz. Franchise’lerimizin ayrıca, ön protokol dönemindeki teorik ve pratik eğitimlerde de başarılı olmaları gerekiyor.”
ŞUBELERDE MENÜ VE İŞLEYİŞ AYNI Franchise verdikleri şubelerde ürün ve hizmet farkı olmadığını belirten Saranga, “Menümüz ve işleyişimiz tamamen aynı. Tek fark, bulunduğu lokasyona ve diğer bazı dinamiklere göre değişmekle birlikte, kimi şubelerimizde oturma alanları daha genişken, diğerlerinde eve siparişin yoğunluğunu kaldırabilecek farklı mekan kullanımlarının söz konusu olabilmesi” dedi. Bir markanın franchise başarısını ölçmenin en önemli kıstaslarından birinin bu alanlarda standardizasyonunun sağlanabilmesi olduğunu söyleyen Saranga, “Bu da tedarikten servis anına kadar A’dan Z’ye her aşamanın en hassas şekilde planlanması ve bu planın aynı hassasiyetle uygulanmasıyla mümkün olur. Domino’s Pizza’da globalden gelen know-how’ımız, tecrübemiz ve özellikle son yıllarda teknolojiye yaptığımız önemli yatırımlar sayesinde süreci minimum hata ile yönetmeyi başarıyoruz” ifadelerinde bulundu.
514 ŞUBENİN 372’SİNİ FRANCHISE’LAR İŞLETİYOR Türkiye’de 514 şubelerinin bulunduğunu ve bunlardan 372 tanesinin franchise’lar tarafından işletildiğini belirten Saranga, “Şubelerimizin yüzde 70’i franchise’lerimize emanet” şeklinde konuştu.
76
GIDA
Özsüt Genel Müdürü Güçlü Şeneler, franchise ile büyüme yöntemini Türkiye’de en iyi uygulayan markalardan biri olarak yatırımlara devam ettiklerini ifade etti.
80. yılda hedef 200 şube…
“MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ ÖNEMSEYEN YATIRIMCILARLA ÇALIŞIYORUZ”
YATIRIMLARA DEVAM EDİLİYOR “Ülkemizde franchise sistemi 2000’li yılların başında yaygınlaştı. Bizse 1996 yılında franchise sistemine geçerek mağazalarımızı artırmaya başladık. O zamana kadar 1938 yılında Kemeraltı’nda, 1991 yılında ise Alsancak’ta açılan dükkanlarımız vardı” diye belirten Özsüt Genel Müdürü Güçlü Şeneler, “Sistemin ilk yılında 6 olan mağaza sayımızı, 2002’de 50’ye, günümüzde ise 180’in üzerine çıkardık. Infinity Invest Holding’in 2014 yılında gerçekleştirdiği satın almanın ardından yatırımlarımızı yurt dışına da taşıdık ve Azerbaycan’da üç mağazaya ulaştık. Franchise ile büyüme yöntemini Türkiye’de en iyi uygulayan markalardan biri olarak yatırımlarımıza devam ediyoruz” dedi.
Her şeyden önce, büyük özen ve disiplin gerektiren bir sektörde yer aldıklarını, bu nedenle yatırımcıların da bu çalışma disiplinini benimseyen ve yaptığı işi seven kişiler olmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Şeneler, “Birlikte çalışacağımız yatırımcılarımızı titizlikle belirliyoruz. Değerlerimize sahip çıkan, müşteri memnuniyet ve mutluluğunu önemseyen yatırımcı ve ekiplerle çalışıyoruz. Özsüt olarak yatırımcılar için sektörde en cazip fırsatı sunduğumuza inanıyor ve geri dönüşün hızlı olması için lokasyon seçimi ve verimli operasyon yönetimi gibi konularda kendilerine destek veriyoruz. Geri dönüş süremiz, yerine ve yatırıma göre değişmekte olup ortalama 2 - 4 yıl… Franchise bedelimiz ise 70 bin dolar” diye belirtti.
ÜRÜN VE HİZMET FARKLILIĞINI KONSEPT BELİRLİYOR Özsüt şubelerinde üç ayrı konsept bulunduğunu belirten Şeneler, “Fırın kon-
septli mağazalarımızda menümüzde yer alan tüm ürünleri, cafe konseptimizde menümüzdeki belli atıştırmalıklarla birlikte tüm tatlı ve içeceklerimizi, tatlı konseptinde ise sadece tatlı ürün grubunu misafirlerimize sunuyoruz. Dolayısıyla ürün ve hizmet farklılığımızı şubemizin franchise olup olmaması değil, konsept belirliyor” dedi.
HEDEF 2023’TE 10 ÜLKEDE OLMAK “Yurt içindeki 180 şubemizin 171’i franchise... Azerbaycan’daki üç şubemiz de yine franchise’larımız tarafından işletiliyor. 80. yaşımızı kutladığımız bu yıl, şube sayımızı 200’ün üzerine çıkarmayı hedefliyoruz” diyen Şeneler, “Yurt dışında ise kurum kültürümüze uygun yatırımcılarla anlaştığımız takdirde Kuzey Amerika, Avrupa ve Orta Doğu’daki ülkelere ulaşmak istiyoruz. 85. yaşımızı kutlayacağımız 2023 yılı hedefimiz ise en az 10 ülkede var olmak. İzmir markası olarak çıktığımız bu yolda önce Türkiye’nin markası olduk, şimdi de dünya markası olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerinde bulundu.
77
GIDA
‘DEMLİK’ FRANCHISE ŞUBELERİ İLE BÜYÜMESİNİ SÜRDÜRECEK Naska Gıda Yönetİm Kurulu Başkanı Mustafa Namlı: ”12 İlde 25 adet franchise şube daha açmak hedefİndeyİz.” Büyüme hedeflerinize ulaşmada franchise vermenin ne gibi etkileri oldu? Naska Gıda olarak ana iştigal konusu sağlıklı gıda olan Bun-D, global kahve markası olan Green Beans Coffee ve Türkiye’de 68 noktada, zengin menüsündeki günün her saatine uygun lezzetli ve besleyici ürünleri ile hizmet veren Demlik’in sahibi ve işletmecisi konumundayız.Demlik 2013 yılının son çeyreğinde kurulmuş bir marka ve kısa bir sürede elde ettiği büyüme rakamları Naska Gıda olarak bizlerin dikkatini çekti. 2017 yılının son çeyreğinde de Demlik’e 30 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirdik. Uluslararası arenada hizmet verdiğimiz markalarımızın olması Demlik’in stratejik olarak planlamalarında çok ciddi katma değerler yaratmaya başladı.
Demlik için toplam yatırım maaliyetleri kiosk ve dükkan bazında değişiklik gösterebiliyor. Kiosk rakamları 200 bin ile 250 bin TL arasında değişirken, dükkan için 450 bin ile 500 bin TL arasında bir yatırım maliyeti ortaya çıkıyor. Yatırımların geri dönüş süreleri açılan il ve bölgeye göre ciddi değişiklikler gösteriyor. Ama yatırımın geri dönüş süresini ortalama 12 ay ile 28 ay arasında olarak düşünebiliriz. Franchiselerimiz için belirlediğimiz royalty rakamı 2 bin 500 TL + KDV. Şu an franchise isim hakkı için 50 bin TL talep ediyoruz. Kar marjlarımız ise yüzde 25-30 arasında değişiyor. Bayiler için hedeflediğimiz aylık ciro kiosk için 50 bin ve 70 bin TL arasında değişiyor. Dükkan için ise bu ciro 90 bin ile 120 bin TL arasında.
Franchise vermiş olduğunuz şubelerinizde ürün ve hizmet farklılığı oluyor mu? Demlik olarak Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarımızda 7’den 70’e herkesin beğenisini kazanan zengin bir menü sunuyoruz. Demlik’in menüsünde; vazgeçilmez Demlik kahvaltısı, simit, börek, kurabiye, sandviç, pasta ve dondurma çeşitleri ve sıcak/soğuk içeceklerin yanı sıra taptaze malzemelerle hazırlanan pizza gibi hem göze hem damağa hitap eden lezzetler yer alıyor. Bu menünün tamamı genel merkezimiz tarafından temin ediliyor. Böylece yaşanabilecek ürün farklılıklarının önüne geçiyoruz. Ayrıca franchise şubelerimizde ürün ve hizmetlerimizde herhangi bir farklılık olmaması için birçok planlama yapıyoruz.
Bu yatırım ile birlikte 2019 yılında 100 noktaya ulaşmayı hedefliyoruz ve bunlardan 10’u yurt dışı olacak. Öncelikli lokasyonlarımız ise Berlin, Nurnberg, Amsterdam, Köln ve Stuttgart. Franchising koşullarınızdan kısaca bahseder misiniz? Franchise adaylarımızda aradığımız en önemli özelliklerin başında hedef ve başarı odaklı olması geliyor. Naska Gıda olarak bugüne kadar her zaman müşteri ve kalite odaklı bir yaklaşımla hizmet vermeye çalıştık. Bu doğrultuda bizim gibi düşünen yol arkadaşlarıyla büyümeye devam etmek istiyoruz.
78
Mevcut franchise şube sayınız nedir? Gelecek dönem hedeflerinizden bahseder misiniz? Demlik büyüme rakamlarına yıl bazında baktığımızda heyecan verici bir marka olduğunu görüyoruz. 2018 yılı özellikle çok hızlı büyüyeceğimiz bir yıl olacak. Şu an mevcut franchise şubelerimizin sayısı 42. 2018 yılının ilk 3 ayında sözleşmesini imzalayarak inşaatına başladığımız 11 franchise şubemiz var. Buna ek olarak 12 ilde 25 adet franchise şube daha açmak hedefindeyiz. Öncelik verdiğimiz illerden bazıları; Ankara, İstanbul, İzmir, Balıkesir, Lüleburgaz...
GIDA
Markaya saygı önemli bir kriter
koruduğu kalite, lezzet ve sunum geleneğini sürdürebilecek niteliklere sahip olması, sistemimize uyum sağlaması gerekiyor. Ayrıca, markaya saygı ve işini takip konusunu da önemli kriterler olarak görüyoruz. Franchise vermiş olduğunuz şubelerinizde ürün ve hizmet farklılığı oluyor mu? Sultanahmet’teki merkez dükkanda menümüz çok sınırlıdır. Köfte-piyaz-irmik helvasından oluşan lezzet üçlüsünün yanına küçük eklemelerle menümüzü oluşturuyoruz. Merkez dükkanın müşterisinin de beklentisi budur zaten.
1920 SULTANAHMET KÖFTECİSİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET S. TEZÇAKIN, MARKAYA SAYGI VE İŞ TAKİBİNİN ÖNEMLİ KRİTELER ARASINDA OLDUĞUNU SÖYLEDİ. Franchising, firmaların büyüme hedeflerine ulaşmasında önemli stratejik yöntemlerden birisi… Sizin büyüme hedeflerinize ulaşmada franchise vermenin ne gibi etkileri oldu? Türkiye’de franchising pazarı 50-60 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşmış durumda. Herkes bu pazardan pay kapabilmek için yarışırken, Sultanahmet Köftecisi olarak başlangıçta franchising’e mesafeli durduk. Asırlık bir işletme olarak lezzet, sunum geleneği gibi bizi biz yapan, bizi bugünlere taşıyan değerlerimize sıkı sıkıya bağlıyız. Franchising ile bu değerlerimizi koruma konusunda tereddütlerimiz vardı. Ancak, bizim bıraktığımız boşluğu kolay yoldan para kazanma arzusunda olan kötü niyetli kişilerin doldurduğunu görünce franchise verme kararı aldık. Zaman zaman başlan-
80
gıçtaki tereddütlerimizde bizi haklı çıkaran iş ortaklarımız da oldu. Kısa sürede yollarımızı ayırdık. Şu anda kontrollü bir şekilde franchise veriyoruz. Ağırlığımızı İstanbul ve yurt dışına verdik. Yurt dışındaki franchise iş ortaklarımızla başarılı birlikteliğimiz oldu. Beklediğimizin de üzerinde ciro elde ettik. Franchising koşullarınızdan kısaca bahseder misiniz? Dikkat ettiğiniz unsurlar nelerdir? Yeterli sermayeye sahip girişimciler, restoran olmaya uygun mekanı tespit ettikten sonra doğrudan ya da internet sitemiz aracılığıyla merkezimize başvurabiliyorlar. Yurt içinde yerine ve büyüklüğüne göre, 30 bin-60 bin USD arasında franchise giriş bedeli talep ediyoruz. Orta-
lama işletme sermayesinin de 150 bin-200 bin USD aralığında olması gerekiyor. Yurt dışında ise ülkeden ülkeye şartlar değişiyor. Girişimcilerin, Sultanahmet Köftecisi’nin 4 nesildir özenle
Franchise şubelerde ister istemez rekabet açısından küçük değişiklikler yapmak gerekebiliyor. Bu da dükkana göre değişiyor. AVM’lerde salata bar oluyor, köfteler çeşitleniyor, tavuk ve et ızgaralar eklenebiliyor. Caddelerde kafe konseptine uygun menüyle çıkabiliyoruz. Ayrıca, franchise şubelerde menü oluşturarak, rakipleriyle fiyatta da rekabet etmelerini sağlıyoruz.
Mevcut franchise şube sayınız nedir? Gelecek dönem hedeflerinizden bahseder misiniz? Şu anda merkez dükkanın dışında 11 franchise şubemiz bulunmaktadır. Azerbaycan’da, Almanya’da, İngiltere’de ve KKTC’de franchise şubelerimiz bulunuyor. Yurt dışı yatırımlara yeni dönemde de ağırlık vereceğiz. Almanya ve İngiltere’den çok iyi geri dönüşler aldık. Bu ülkelerde yeni şubeler açılacak. Arap Yarımadasındaki ülkelerinden gelen talepler üzerine Doha / Katar, Abudhabi-Dubai /Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan Cidde ve Mekke’de yerinde tetkikler yapıldı, fizibiliteler çıkarıldı. 2015 yılında başlattığımız ABD’ye açılma projemizi, Turquality programına alınır alınmaz hayata geçirme amacındayız. Yurt içinde ise İstanbul’a ağırlık vermeye devam edeceğiz.
GIDA
Tavuk Dünyası sağlam ve
kontrollü bir şekilde büyüyor Tavuk Dünyası CEO’su Volkan Mumcu, “2018 yılında öncelikli hedefimiz franchise yapımızı daha da büyüterek Türkiye’nin farklı bölgelerinde daha fazla potansiyel yatırımcıya ulaşmak” dedi.
F
ranchising, firmaların büyüme hedeflerine ulaşmasında önemli stratejik yöntemlerden birisi… Sizin büyüme hedeflerinize ulaşmada franchise vermenin ne gibi etkileri oldu? Tavuk Dünyası olarak bizim markamız franchise modeli ile büyüyen bir yapıda. Açıkçası doğru bir sistemle yönetilen bu iş modelinin gerek yatırımcısı gerekse de markanın kendisi için farklı birçok avantaj barındırdığını ve sağladığını düşünüyoruz. Bu avantajlar göze alındığında, bu modelin geleceğinin parlak olduğunu da söyleyebiliriz. Franchising modeli ile bayilerimiz tarafından yönetilen restoranlarımızın toplam ciromuza olan katkısı 2016 yılı sonu itibarıyla yüzde 87 olurken; 2017’ yılında ise bu katkı yüzde 85 olarak gerçekleşti. Franchising koşullarınızdan kısaca bahseder misiniz? Dikkat ettiğiniz unsurlar nelerdir? Başlangıç olarak 50 bin Euro marka kullanım hakkı bedeli talep edilmekte... Tavuk Dünyası’nın bir restoranı için ortalama yatırım maliyeti 600-800 bin TL dolaylarında gerçekleşiyor; royalty fee ve reklam katkı bedeli olarak yüzde 5 ciro primi alıyoruz. Yatırımcılarımızla anlaşmalarımızı 5 yılı kapsayacak şekilde imzalıyoruz. AVM’lerde 100-250 metrekare, cadde restoranlarında ise 250 metrekare ve üzeri mekanları tercih ediyoruz. Ziyaretçi sayısı yüksek prestijli AVM’leri, cadde restoranlarında ise iş yerleri ve AVM’lerin yakın olduğu öğle ve akşam saatlerinde hareketliliği olan merkezi bölgelerdeki caddeleri hedefliyoruz. Metrekare ve fiziki yapıya göre özel olarak iç mimari çalışma yaparak şubenin nihai halini 3 boyutlu modelleyerek belirliyoruz ve bu doğrultuda inşaat çalışmalarına başlıyoruz. Restoran açılışlarından, personelin seçimine ve akademi restoranlarında eğitimine kadar tüm safhalarında yatırımcılarımıza destek oluyoruz. Menü, broşür, poster vb. tüm görsel ihtiyaçlarını merkezimiz bünyesinde sağlıyoruz. Bunun dışında 12 ay boyunca sosyal medya, dijital proje desteği ile yılın yarısından fazla döneminde TV reklam desteği sağlıyoruz. Kendi tesisimizde el değmeden hazırlanan, marine edilmiş ürünlerimizi vakumlu ambalajlarda, şoklama yapmadan +4°C’de soğuk zincirle şubelerimize lojistik desteği de sağlıyoruz.
Mevcut franchise şube sayınız nedir? Gelecek dönem hedeflerinizden bahseder misiniz? Şu anda 36 ilde 145 restoranımızla hizmet veriyoruz. 145 restoranın 123 tanesi yatırımcılarımız tarafından yani franchise sistemimizle Tavuk Dünyası ailesine katılan restoranlar.
Franchise vermiş olduğunuz şubelerinizde ürün ve hizmet farklılığı oluyor mu? Tavuk Dünyası olarak ister kendi işlettiğimiz isterse de franchising modeliyle yatırımcılarımızın işlettiği restoranlarımız olsun; hepsi Tavuk Dünyası markası değerlerini müşterilerimize ve çalışanlarımıza deneyimlettiğimiz bir dünya bizim için. Bu nedenle şu anda Tavuk Dünyası markasıyla hizmet veren tüm restoranlar bizim için aynı değer ve öneme sahip. Tüm restoranlarımızı aynı sıklıkta denetliyor; gizli müşteri ve kendi denetim ekiplerimizle hijyen ve gıda güvenliği konusunda denetlemeler yapıyoruz. Hepsinin markamızı aynı kriterler kapsamında temsil etmesi için gerekli tüm çalışmaları yapıyor, eğitimler veriyor ve ihtiyaç duyulan tüm konularda gerekli desteği sağlıyoruz.
Tavuk Dünyası, hızlı ancak sağlam ve kontrollü şekilde büyüyen bir marka... Biz de önümüzdeki dönem için bu yaklaşımla yine önemli hedefler belirledik. 2018 yılında öncelikli hedefimiz franchise yapımızı daha da büyüterek Türkiye’nin farklı bölgelerinde daha fazla potansiyel yatırımcıya ulaşmak. Bu yılın sonuna kadar 35 yeni restoran açmayı hedefliyoruz. Restoranlar da dahil şu anda toplam çalışan sayımız 2 bin 300 kişi. 2018 boyunca gerek açılacak yeni restoranlar gerekse de genel merkezimize yapacağımız yeni alımlarla birlikte çalışan sayımızı da ortalama yüzde 50’nin üzerinde artırmayı öngörüyoruz.
81
GIDA
Waffle Art şube sayısı ile sektörde Hedeflerinin Waffle Art’ı dünya markası yapmak olduğunu söyleyen Waffle Art Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü Can Ersoy, “Yurt dışındaki önemli lokasyonlarda merkeze ait şubeler ve franchise şubeler açmayı planlıyoruz” dedi.
FRANCHISING İLE BÜYÜMEYE DOĞRU… 2001 yılında “Yeni Nesil Lezzetler Sunar” sloganıyla Bursa Çekirge’de 18 metrekare küçük bir dükkan ile başlayan Waffle Art, franchising sistemi ile büyümeye ve hedeflerine doğru hızlı ilerliyor. “Franchise vermek yalnızca markanın kullanımını vermek değil, ilişki sözleşmesinin imzalanmasından sonra başlayan bir evlilik gibidir” diyen Waffle Art Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü Can Ersoy, “Bu evlilik boyunca süren karşılıklı sorumlulukların, bilincinde olunması ve karşılıklı yerine getirilmesi ile yürür. Frachising sisteminin en önemli unsuru olan marka bilinirliği yanında, sözleşme boyunca devam eden iş ilişkisinin de iyi şekilde yürütülmesi gerekiyor” dedi.
YATIRIMCI MARKAYI TEMSİL EDEBİLMELİ İlk kriterlerinin markayı doğru temsil edebilecek, girişimci ruha ve başarma hır-
82
lider konumda
sına sahip işletmeci franchise adaylarını tercih ettiklerini söyleyen Ersoy, “İkinci ve en önemli kriter; işletmeciye para kazandıran bir yer olması. Sonuçta insanlar para kazanmak için bu hamleyi yapıyorlar. Yatırımcıya avantaj sağlayacak yer kriteri bizim için çok önemli. Firma olarak marka caddeler ve seçkin AVM’lerde olmayı tercih ediyoruz” diye belirtti.
LOKASYON ÖZELLİKLERİNE GÖRE ÜRÜN YELPAZESİ DEĞİŞİYOR Tüm şubelerde firmaları tarafından üretimi yapılan waffle hamuru, waffle çikolatası ve İtalyan gelato dondurma kullanıldığını belirten Ersoy, “Bu ürün grubu dışında lokasyon özelliklerine göre açmış olduğumuz cadde şubelerimizin içinde müşteriye sunulan ürün yelpazesi farklılık gösteriyor. Açılmak istenen mağaza 70 ve 90 metrekare ise menüsü kahvaltı ve soğuk sandviç ile destekleniyor. Eğer açılmak istenen mağaza 100 metrekareden büyük ise kahvaltı, soğuk sandviç, salata, makarna, krep, wrap, tavuk ve et sotelerin yer aldığı zengin ürün yelpazesi ile destekleniyor” ifadelerinde bulundu.
SEKTÖRDE ŞUBE SAYISI OLARAK LİDER… 18 yılda Türkiye’de waffle sektöründe cadde mağaza, AVM ve sezonluk stantlar ile birlikte 47 şubesi bulunan Waffle Art, sektörde şube sayısı olarak lider durumunda. Ersoy, Dünya’da üçüncü, Türkiye’de ise toz hamur üretimi yapan ilk ve tek marka olduklarını vurgulayarak, “Lezzet, sağlık ve güven her zaman ön planda tutularak hareket ediliyor” dedi.
HEDEF DÜNYA MARKASI OLMAK Ersoy sözlerine şu şekilde devam etti: “Hedefimiz Waffle Art’ı dünya markası yapmak... Ufrad, Word&Franchise üyeliğimiz dışında Asso Franchise derneğinin de üyesiyiz. 2018 yılı Waffle Art için yurt dışı pazarında yapılanma yılı olarak planlı bir şekilde devam ediyor. Yurt dışında ki önemli lokasyonlarda merkeze ait şubeler ve franchise şubeler açmayı planlıyoruz. Aynı şekilde yurt içinde birçok noktada Waffle Art şubeleri hizmete açılacaktır.”
GIDA
TÜRKİYE’DE BİR İLK…
İADE GARANTİLİ FRANCHISE The LunchBox Company, 18 yıldır restoran sektöründe iki farklı marka, 14 şubesi ve Dünya Mutfağı konsepti ile hizmet veriyor. Geniş menüsü ile her yaştaki misafirine her zaman aynı kalitede hizmet vermek amacı ile her altı ayda bir yeni lezzetleri menüsüne dahil ediyor. Lezzet, hijyen ve servis konusunda ilke edindiği mükemmeliyetçi yaklaşımı ile misafirlerinin memnuniyet ve beklentilerini her gün daha yükseğe taşımak için çalışıyor.
“RESTORANCILIĞIN VE KALİTENİN ŞİFRELERİNİ VERİYORUZ” The LunchBox Company restoranlarında franchise iş ortaklarına yılların verdiği restorancılık deneyimlerini tüm şeffaflığı ile sunduklarını söyleyen The LunchBox Company Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erkan ŞAHİNTÜRK, “Onlara restorancılığın ve kalitenin şifrelerini vermekteyiz. Ürünlerimizde, kalite vazgeçilmezimiz olduğundan tedarikçi iş ortaklarımızı tamamen üstün kaliteli markalardan seçiyoruz” dedi. 2018 yılını atılım yılı ilan ettiklerini söyleyen ŞAHİNTÜRK, “Franchise girişimcilerini yatırımdan uzaklaştıracak engelleri ortadan kaldırmak için empati kuruyoruz. Her kişinin gönlünden gıda alanında yatırım yapmak geçer, ne yazık ki
nin korunacağı önemli lokasyonlarda yatırım sürecine başlanır.
“FRANCHISE BEDELİ ALMIYORUZ” -Franchise girişimcisine daima yanında olduğumuzu en başta göstermek amacı ile franchise bedelini almıyor, ilk ayki işletme giderlerini karşılaması amacı ile hediye ediyoruz. -İşletmenin büyüklüğüne göre, uzman kadromuz ile maksimum 3 ayda işletmeyi işler hale getiriyoruz. Franchise girişimcisi isterse yatırımını kendisi projeye bağlı kalmak koşulu ile yaptırabilir. Amacımız franchise’ı boğacak bir yapı kurmak değil aksine uzun bir yola güvenle çıkacak sıkı dostlar kazanmak.
The LunchBox Company, lezzet, hijyen ve servis konusunda ilke edindiği mükemmeliyetçi yaklaşımı ile misafirlerinin memnuniyet ve beklentilerini her gün daha yükseğe taşımak için çalışıyor. birçok kişi başaramama korkusu ile fikirden öteye geçemez. Tüm bu endişeleri ortadan kaldırmak için restoran alanında yatırım düşüncesi olan franchise girişimcilerine güzel bir proje hazırladık. İnanıyoruz ki bu yılın en iyi projesi olacak” ifadelerinde bulundu.
göstermeksizin, işletmesini iade ederek yatırım maliyetini geri alabilir. Kısacası iade garantili franchise… Burada süreci bir yıl olarak belirledik. -Franchise girişimcisi ile birlikte belirleyeceğimiz marka değeri-
- Franchise girişimcisinin ihtiyacı olan, kalite odaklı personel ekibini merkezimizde eğiterek kuruluş gününe hazır hale getirmekteyiz. -Franchise girişimcilerinin en önemli beklentisi olan kar marjlarımız ise tatminkar, sürdürülebilir, değerini koruyan bir işletme olmakla birlikte, tüm bunların yanında 18 yıllık bir birikimin parçası olacaklarını hatırlatmak isterim.
GİRİŞİMCİLER 18 YILLIK BİRİKİMİN BİR PARÇASI OLACAK ŞAHİNTÜRK, franchise şartlarını şu şekilde anlattı: TÜRKİYE ‘DE BİR İLK İADE GARANTİLİ FRANCHISE -Franchise girişimcisi maliyetini yıl sonunda hiçbir gerekçe
83
GIDA
Dünyanın en hızlı büyüyen McDonald’s’ı: Türkiye GLOBALDE YAPILAN 2017 YILI DEĞERLENDİRMESİNE GÖRE, MCDONALD’S TÜRKİYE MÜŞTERİ SAYISINDAKİ BÜYÜME PERFORMANSIYLA BİRİNCİ OLDU. MCDONALD’S TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ OĞUZ UÇANLAR, “TÜKETİCİNİN İHTİYAÇLARINA ODAKLANDIK, SÖZ HAKKINI MÜŞTERİLERİMİZE VERDİK. 2017 YILINDA AYNI RESTORANLARIN MÜŞTERİ SAYISI KARŞILAŞTIRMASINDA YÜZDE 15 BÜYÜDÜK” DEDİ.
A
nadolu Grubu çatısı altında faaliyet gösteren McDonald’s Türkiye, 2017 performansıyla dünyaya örnek oldu. McDonald’s’ın dünya çapında faaliyet gösterdiği 119 ülkeyi kapsayan değerlendirmesine göre küreselde ‘en hızlı büyüyen ülke’ Türkiye oldu. 2017 yılında bir önceki yıla göre müşteri sayısındaki artışın baz alındığı değerlendirmede Türkiye yüzde 15 büyüyerek birinci oldu.
“SÖZ HAKKINI MÜŞTERİLERİMİZE VERDİK” McDonald’s Türkiye Genel Müdürü Oğuz Uçanlar, “Temel motivasyonumuz daha fazla insanı restoranlarımıza getirmek. Bunun için önce müşterilerimizi dinledik ve onların en önem verdiği konulara odaklandık. Geçen yıl yüzde 16 büyüyerek 840 milyon liralık ciroyla 2018 hedeflerimize 2017’de ulaştık. 119 ülkeye örnek gösterilen bir performans sergile-
84
dik. Birincilik ödülümüzü nisan ayında Orlando’da yapılacak 10 bin kişinin katıldığı McDonald’s Global Kongresi’nde alacağız ” dedi. Uçanlar, “Yarattığımız istihdamla, çalışanlarımıza sunduğumuz imkan ve fırsatlarla, tedarikçilerimizle birlikte oluşturduğumuz sistemle işimizin kalbine koyduğumuz tüketici ihtiyaçlarına odaklandık ve hedeflerimizi aştık” diye konuştu.
KALİTELİ ÜRÜN, İYİ FİYAT, İYİ SERVİS Uçanlar sözlerini, ”En kaliteli ürünü en iyi fiyata vermenin yanında müşteri deneyimini geliştirecek birçok insiyatifi hayata geçirdik. Böylece misafirlerimizin kendini iyi hissetmelerini sağladık” diye tamamladı.
GIDA ‘TÜRKİYE’NİN 1 NUMARALI RESTORANI’ ÖDÜLÜNE SAHİP HD İSKENDER’DE İSKENDERİ HAKKIYLA, SADECE DANA ETİ VE YÜZDE YÜZ USTA ELİYLE HAZIRLADIKLARINI, GELENEKLERİNE UYGUN ŞEKİLDE SUNDUKLARINI SÖYLEYEN HD HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI KAAN DEMİRAĞ, “TÜRK MUTFAĞININ LİDER TEMSİLCİSİ OLARAK ÇALIŞMALARIMIZI VE YATIRIMLARIMIZI HIZ KESMEDEN SÜRDÜRECEĞİZ” DEDİ.
H
İSKENDERİ AVM’LERE TAŞIYAN İLK MARKA:
HD İSKENDER 86
D İskender faaliyete nasıl başladı? Kuruluş öyküsünü ve kurulduğu günden bu yana kaydettiği aşamaları kilometre taşlarıyla özetler misiniz? HD İskender’in hikayesi 1995 yılında babam Hakan Demirağ’ın, Ankara Çetin Emeç Bulvarı’nda bize ait olan bir binanın giriş katında ilk restoranı açmasıyla başladı. İskender özel anların yemeğidir ve özel restoranlarda yüksek fiyatlarda yiyebilirsiniz ama babamın hedefi böyle geleneksel ve lezzetli bir Türk yemeğini, tüm ritüellerini de koruyarak herkesin ulaşabileceği şekilde sunmaktı. İlk restoranımız, kısa süre içinde yoğun ilgi görmeye başladı. Devamında HD İskender’i daha çok kişiyle buluşturmak ve toplumun her kesiminin hakkıyla yapılmış iskender yemesini sağlayabilmek için AVM’lerin en doğru noktalar olduğuna karar verdik. İlk önce Ankara, ardından İstanbul ve diğer illerde de restoranlarımızı açarak, iskenderi AVM’lere taşıyan ilk marka olduk. 2010 yılında ikinci nesil olarak şirketlerimizin sorumluluğunu devraldım. HD İskender olarak kurulduğumuz günden beri, Türk mutfağı lezzetlerini geleneksel özelliklerini koruyarak, kaliteli ürün ve güler yüzlü hizmet anlayışımızla misafirlerimize sunuyoruz. Faaliyet gösterdiğiniz il ve mevcut şube sayınız nedir? Yıllar önce Ankara’da başlayan yolculuğumuz bugün; İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Aydın, Bursa, Çankırı, Denizli, Eskişehir, Ha-
GIDA
Orta ve uzun vadedeki hedeflerinizden bahseder misiniz? 2018 yılında HD Holding olarak ana hedefimiz, lezzetlerimizi yeni restoranlar açarak daha fazla misafirimizle buluşturmak, yeni yatırımlarımızla birlikte bin kişiye daha istihdam sağlamak. Türk mutfağının lider temsilcisi olarak çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. Gelecek 5 yıl içerisinde tüm markalarımızda restoran sayımızı 500’e çıkarmayı hedeflerken, istihdam edeceğimiz kişi sayısını da artırarak HD ailesini büyütecek ve ülkemize yatırım yapmaya devam edeceğiz.
tay, Isparta, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Nevşehir, Sakarya, Samsun, Sivas ve Trabzon illeriyle birlikte 23 ili kapsayan 100’e yakın restorana ulaştı. Restoranlarımızı 2018 yılında da artırmaya devam edeceğiz.
“TÜM RESTORANLARIMIZI KENDİMİZ YÖNETİYORUZ” Ürünlerinizde fark yaratan unsurlar neler? Sizi diğer iskender markalarından farklı kılan nedir? Bizim için İskender, kendi başına çok fazla hazırlık ve özen isteyen bir yemek. Eğer hakkıyla yapmak istiyorsanız, tüm enerjinizi ona vermeniz gerekiyor. Ayrıca iskender, gelenekselliğiyle, kültürüyle, ritüeliyle, lezzetiyle, doyurucu ve besleyici olmasıyla farklı bir deneyim yaşatıyor. HD İskender olarak biz de tüm bu deneyimi misafirlerimize eksiksiz şekilde sunuyoruz. Ürünlerimizi kendimize ait, yaklaşık 250 ton kapasiteli et işleme tesisinde, hiçbir katkı maddesi ve koruyucu kullanmadan, kalite şartlarına uygun olarak üretiyor, restoranımızda kendi ustalarımızla siparişe özel olarak hazırlıyoruz. Sadece dana eti ve tuz kullanıyoruz. Bayilik vermediğimiz ve tüm restoranlarımızı kendimiz yönettiğimiz için her noktada aynı kalite standardını sağlıyoruz. 23 yıllık restorancılık deneyemimizle, misafir memnuniyetine büyük önem vererek sunuyoruz. Hakkıyla yemek yeme deneyimini herkes için ulaşılabilir kılabilmek adına tüm bunları en uygun fiyata yapıyoruz.
“VERİMLİLİĞİ YÜKSEK LOKASYONLARI TERCİH EDİYORUZ” Nerdeyse tüm AVM’lerde yer alıyorsunuz. Food Court alanlarının vazgeçilmez markalarından biri haline geldiniz. Gelişiminizde AVM’lerin etkisi nedir? Yer aldığınız/alacağınız AVM’lerde lokasyon seçiminde dikkat ettiğiniz öncelikler nelerdir? Türkiye nüfusunun yarısı dışarıda yemek yiyor. Burada da genelde tercih AVM içerisindeki restoranlar oluyor. Bu yüzden AVM’ler, bizim için önemli lokasyonlardır. Ayrıca kendi alanımızda, iş sonuçlarımıza pozitif etkisi en büyük olan parametrenin, doğru lokasyonda yer almak olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden restoranlarımızı verimliliği yüksek olan ve daha çok misafir ağırlayabileceğimiz doğru lokasyonlarda açmayı tercih ediyoruz. Türkiye’nin 1 Numaralı Restoranı ödülüne layık görüldünüz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? AYD - Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği tarafından düzenlenen ve Perakendenin En’lerinin ödüllendirildiği ‘1 Numaralı Markalar’ Ödül Töreni’nde HD İskender olarak ‘Türkiye’nin 1 Numaralı Restoranı’ ödülüne layık görüldük. Türk tüketicilerinin beğenisini kazanmak ve onların tarafsız seçimi doğrultusunda ‘Yılın En İyi Restoranı’ ödülünü alıyor olmak bizim için gerçekten onur ve mutluluk verici.
Yeni reklam kampanyanızdan bahseder misiniz? İskender, Türk yemek kültürünün vazgeçilmez bir değeridir. Hepimizin çocukluk anılarında bir iskender restoranında ailece ya da dostlarla yenilen bir yemek görüntüsü vardır. Yeni reklam kampanyamızda, genç, yaşlı, anne, çocuktan oluşan, birbirinden bağımsız bir grup insanın dışarıda iyi bir yemek yeme deneyimine; İskender ve HD İskender hakkındaki sohbetlerine yer veriyoruz. Reklam filminde, “Hadi İskender Yiyelim, HD İskender Yiyelim” sloganıyla, tüm misafirlerimizi iskenderi hakkıyla ve ritüellerine uygun yeme deneyimine davet ediyoruz. Ayrıca iskenderin lezzeti, kalitesi, uygun fiyatı ve insanların HD İskender’i neden tercih ettiklerini de filmimizde aktarıyoruz.
87
GIDA Pide alanında yaptığı yatırımlarla dikkat çeken Aktaşlar Lezzet Grubu, Nelipide’den sonra şimdi de Pideor markası ile büyüme yolunda… Hedeflerinin 2020 sonuna kadar 112 şube olduğunu söyleyen Aktaşlar Lezzet Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Aktaş, “Pideor; franchise olarak büyüteceğimiz, dünya markası yapmayı hedeflediğimiz markamız…” ifadelerinde bulundu.
AKTAŞLAR, PİDEOR İLE DÜNYA MARKASI OLACAK 88
GIDA Öncelikle Aktaşlar Lezzet Grubu’nun kuruluşundan biraz bahseder misiniz? Aktaşlar Lezzet Grubu, Aktaşlar Pide markasıyla 1981 yılında Ordu’da 8 masalı bir pide salonu olarak başlıyor faaliyete. Baba ve amca ortaklığında kurularak Ordu’nun Karadeniz’e özgü pideleri yapılıyor. Kısa sürede işin sevilerek yapılması, kalitesi ve hijyeniyle emeğinin karşılığını alıyor ve Karadeniz’de özellikle Ordu’da çok bilinen bir pideci markası oluyor. Tek şube olarak 20-25 yıl devam ediyor. Tecrübe kazandıktan sonra bu tecrübe ve kurumsallığı birleştirerek şubeleşme çalışmalarına başladık. Ordu’da Aktaşlar olarak şubelerimizi artırıp, menülerimizi geliştirerek, pideyle sınırlı tutmayıp kahvaltılarımızı, yöresel yemeklerimizi, Anadolu mutfağından yemeklerimizi koyduk. 2001 yılından beri bir ivmeyle markamızı yukarıya taşıyoruz. Markalarınızı büyütmek adına neler yapıyorsunuz? Pidenin insanların tutkuyla sevdiği bir şey olduğunu keşfettik. Önceden pide en ucuz karın doyurma yöntemi gibi görülürken, tutku ve keyif haline dönüştüğünü gördük. Biz de bununla ilgili markalaşma çalışmalarımızın şeklini verdik aslında. Dedik ki: “Sadece Ordu’yla sınırlı kalmasın, bu lezzeti önce ulusala sonra dünyaya taşıyalım ve herkes tatsın…” Bizde bu yüzden bastık düğmeye ve projelerimizi yaptık. Önce konseptimizi geliştirdik daha sonra ismimizi oluşturduk, Nelipide markasıyla… İlk şubemizi Bağdat Caddesi’ne açtık. Nedeni de marka konumlandırmamızı biraz daha yukarıda yapmak
istememizdi. Daha sonra Ataşehir, Beylikdüzü şubelerimizi açtık. Etiler ve Ankara’da da Nelipide yatırımlarımız olacak. Şehrin en iyi pidecisi unvanını her zaman taşımak için bütün çalışanları da bu ruhta, bu eğitimle, gelişime açık bir şekilde sürdürülen bir marka. Daha sonra pideyi dondurulmuş şekilde, insanların buzdolaplarına sokma fikri oluştu ve birçok marka ile anlaştık. Kalite ve izlenilebilirlik belgeleri aldık. Bu da bizi yukarıya taşıdı. Yurt dışına çıkışlarımızın hızlı bir şekilde olmasını sağladı. En son olarak da Pideor markamızı ürettik. Pideor; franchise olarak büyüteceğimiz, dünya markası yapmayı hedeflediğimiz markamız… Pideor; pide sever, pide tutkunu, pide canavarı anlamına geliyor. Hem
de meşhur Ordu pidesini simgeliyor. Bu markamızın da çok özel konsepti var. Tüm ürünler hiçbir katkı maddesi içermeden Ordu’daki fabrikamızdan geliyor. Tüm proses çalışılmış geldiği için işletmede usta istemiyoruz. Yani herhangi bir AVM’ye veya caddeye bu işletmeyi açtığınızda ustaya ihtiyacınız olmuyor. Hiçbir vasfı olmayan, asgari ücretli personellere istihdam verebiliyoruz. Çünkü onlardan beklentimiz yok. Sadece okuma yazma bilmeleri bizim aradığımız tek vasıf. Dolayısıyla bu da işletme maliyetini düşürüyor. İşletme maliyeti düşük olduğunda, yatırımcı için karlı bir dönem başlıyor. Kendimize özel müşteri sadakat ve aidiyet programları yaptık. Mesela günlük Pideorlar seçiyoruz, indirimler
kazanılıyor. Akıllı telefonlar için uygulama yaptırdık. Bunun içerisinde çocuklara hitap eden bir oyun da var. Oyunu kazanınca pide kazanıyorlar. Gençlere hitap eden özel konseptler de yaptık. Üniversitelerde konteyner şeklinde pide mekanlarımız olacak. Bunun için birçok üniversiteyle görüşmelerimiz oldu. Bu sayede gençlerinde hayatına girmiş olacağız. Yine AVM’lerde projelerimiz var. Bütün AVM’lerde yer almak istiyoruz. Müşteri ve pazarlama potansiyeli olan bir AVM’de bizimde işletme maliyetimiz düşük olduğu için çok güzel karlar elde edilebiliyor. Pide cadde konseptimiz de var. Herhangi bir caddede, küçük metrekareli işletme tarzındaki yerlerimizle de Pideor’u insanların hayatına sokuyoruz.
Ürünlerinizde fark yaratan unsurlar neler oluyor? Malzemeleriniz nereden getiriliyor? Tüm ürünler hiçbir katkı maddesi içermeden Ordu’daki fabrikamızdan geliyor. Eti nereden aldığımız, işletmeye kaç ph ile girdiği… bunlar bizde hep bellidir. Peynir gruplarımızı kendimize özel yaptırıyor, unu kendimize özel ürettiriyoruz. Bizi diğer firmalardan ayıran en önemli özellikler bunlar. İşi çok iyi biliyoruz. Hamur yaşayan bir şey ve biz de bunu iyi tanıyoruz. İç hazırlamayı iyi biliyoruz. Ona göre de ürün ürettiriyoruz. Ürünlerin spektlerini ben belirliyorum. Yani unun gluten oranı, peynirin yağ ve süt oranı, katkı maddesi olmaması… gibi noktaları özel olarak belirliyoruz. Örneğin; bizim peynirlerimiz 1 hafta sonra küflenir. 1 haftada tüketmek zorundasınız. Bunun nedeni içinde hiçbir katkı maddesi olmaması. Tüm misafirlerimize kaliteli ve katkısız ürünler tükettirmeye çalışıyoruz.
89
GIDA Özel bir sunum ve taşıma şekli oluşturduk. İnsanların vaktinin olmadığı anlarda tüketebilmesi açısından yola çıkarak bir kutu tasarladık. İçecek, pide ve yan ürünü bir araya topladık, tek elinizle taşırken tek elinizle yiyebileceğiniz bir forma soktuk. Beşiktaş şubemizde de oldukça ilgi gördü. Böyle güzel bir tüketim alışkanlığına dönüştürdük. Yurt dışı taleplerine karşılık vermeye başladık. Arabistan’la bir anlaşma imzaladık. 6 ay içerisinde iki tane franchise şubemiz açılacak. İlki Medine’de açılmış olacak. Daha sonra tüm Arabistan bölgesinde 20’ye tamamlanacak. Pideor’un 2020’nin sonunda 112 şubeyi tamamlamış olması gerekiyor. İlk olarak demo yeri olarak Beşiktaş’a açtık. Orada eksiğimizi ve fazlamızı gördük. Bu şekilde altyapımızı hazırlamış olduk. Bundan sonraki süreç mağaza açarak markayı büyütmek… Peki, tedarik ettiğiniz ürünlerin sevkiyat süreci nasıl ilerliyor? Tüm ürünlerimizi fabrikadan biz gönderiyoruz. Ordu Organize Sanayi Bölgesi’nde 4 bin metrekarelik kapalı alanda üretimini yapıyoruz. Pideor’un pidelerine kadar gönderiyoruz, NeliPide’nin ise iç malzemelerine kadar A’dan Z’ye tüm malzemesini Ordu’dan gönderiyoruz. Çoğunu kendimiz üretiyoruz. Tedarik sevkiyat sürecimiz Ordu’dan haftada 3 kez gelen araçlar sayesinde yapılıyor. Ordu’da yetişen daha doğal ürünleri kullanıyoruz. Bu da kalitemize ve beğeni düzeyimize yansıyor.
90
Yıldız Teknik Üniversitesi Ulusal Kalite Günleri’nde ne üzerine bir konuşma gerçekleştirdiniz? BRC ve IFS belgeleri bulunan testimiz ve kalite sistemimiz hakkında bilgiler verdim. Girişimcilik ve Aktaşlar Lezzet Grubu’nun nereden nereye, nasıl geldiği üzerine bir söyleşi oldu. Pideor’u diğer pidecilerden ayıran farklar neler? Bizim pidemiz hem hamur olarak hem de iç malzeme olarak farklıdır. İç malzemesinde ilave bir yağ yoktur. Sadece tereyağı kullanıyoruz. Pidenin içerisinde kıyma ve kuşbaşı kavrulmuş olarak kullanılır. Çiğden işlenmez. Hamur olarak da farklı bir hamur ve fermantasyon tekniğimiz var. Bu da Ordu pidesine ve firmamıza özgünlüğünü kazandırıyor. İncecik bir hamur yapılır ve pidelerimiz çıtır çıtır olur. Yedikten sonra kesinlikle rahatsız etmez, tekrar yedirmek için damak tadına sinyalleri gönderir. Ürünlerin spektlerini kendimiz belirleyip, pidemize özel yaptırıyoruz. Bu da pidemizi diğerlerinden ayıran en önemli özellik… Pidede kullanılacak unu, eti ve mayayı iyi
biliyoruz. Bu da gerekli kaliteyi sağlıyor zaten. AVM’lerde tercih edeceğiniz lokasyonlarda öncelikle nelere dikkat ediyorsunuz? Nelipide’de bir AVM deneyimimiz olmuştu. Oradan da aldığımız tecrübelere göre AVM’lerin pazarlama projesi çok önemli. Mevcut çalışan bir AVM ise günlük kapasitesi, giriş-çıkış sayısı, insanların oraya olan ilgisi veya ne kadar daha yaşayacağı gözle görülebiliyor. Ama yeni bir proje ise AVM’nin özellikle pazarlama projesinde neler yapabildiği önemli. Sonuçta biz oraya markamızı götürüyoruz. AVM’de kendi üzerine düşen görevi yapıp oraya çok fazla sayıda insan sokabilmelidir. Bu konuda neler yapacak, bu taahhütleri alıyoruz. AVM’lerdeki en önemli kriterimiz bu.
Pideor’un franchise şartlarından bahseder misiniz? İlk 20 şubemizden isim parası almıyoruz. Cirodan yüzde 4 royalty alıyoruz. Satışa sunulacak tüm ürünlerimizi biz gönderiyoruz. Yüz metrekare civarındaki yatırım maliyetimiz 200 bin TL civarında. Cadde mağazaları için minimum 70 metrekare, AVM’lerde 30-40 metrekare de olabiliyor. Konteyner içine de yapılabiliyor. Bu 3 konseptimizle küçük, orta ve daha büyük olarak franchise şubelerimiz açılabiliyor. Mümkün olduğunca yaya hareketinin çok olduğu, önünde aracın durabileceği, okul ya da üniversite yakınları, bilindik merkezi caddeler olmasına dikkat ediyoruz. Franchise yatırımcılarına verdiğiniz destekler neler? İlk olarak eğitim ve daha sonrasında ürün… Sistemimiz de çok basit olduğu için çok kısa bir eğitimle ve çok küçük denetlemelerle sistemimiz ilerleyebiliyor. En azından cost maliyetini tutmak bizim sistemimizde çok kolay. İnsanlar ne aldığını ve ne sattığını tek tuşla anında görebiliyor. Elindeki stok miktarına kadar bakabiliyor. Bununla ilgili eğitim, denetleme ve reklam desteği veriyoruz. Zaten amacımız öncelikle Türkiye, sonra bir dünya markası olmak. Bu süreçte gerekecek hiçbir desteği esirgemiyoruz. 2018 yılının sonundan itibaren hem ulusal hem de dünya televizyonlarında çıkacak reklam çalışmalarımız olacak. Bununla ilgili pr çalışmalarımız olacak. En büyük desteğimiz de bu olacak. Bu süre içerisinde de mümkün olduğunca yayılmayı planlıyoruz.
EĞLENCE
Softplay alanlar nanoteknoloji sistemiyle temizleniyor Eğlence merkezleri çocukların ortak kullanım alanlarından biri… Bu yüzden hijyen standartlarının üst düzeyde sağlanması gerekiyor. Peki, siz oyun alanlarının hijyenini nasıl sağlıyorsunuz? Sizin de söylediğiniz gibi eğlence merkezlerimiz öncelikle çocukların ortak kullanım alanlarından biri, lakin bununla birlikte gençlerin ve ailelerinde zaman geçirdikleri alanlar. O sebeple sadece oyun alanları değil tüm alanı mümkün olan en üst düzeyde hijyen tutmamız gerekiyor. Bu kapsamda birkaç farklı şekilde temizlik ve hijyen konusunda önlemlerimizi alıyoruz. Öncelikle softplay alanlarımızı, yoğun kullanıma maruz kaldığı için farklı bir sistem olan Antimic nano hijyen sisleme uygulaması ile nanoteknoloji destekli olarak hem temizliyor hem de belli bir periyotta temiz kalmasını sağlıyoruz. Bu hizmeti outsource olarak özel bir firmadan destek alarak yapıyoruz. Bu işlemi belli periyotlarda tekrarlıyoruz. Bu uygulamanın dışında yine anlaşmalı olduğumuz firmalardan temin ettiğimiz özel temizlik malzemeleri ile haftada bir tüm alanımızı kullanım alanları ve oyuncaklar dahil olmak üzere temizliyor ve koruma altına alıyoruz. Günlük olarak her sabah tüm alan ve oyuncaklarımız komple temizleniyor. Bu rutin bir ritüel ve her gün tekrarlanıyor. Tüm bu genel temizlik ve hijyen uygulamaları dışında hem tüm alanımızın belli noktalarında hem de top havuzlarımızda bulu-
92
Softplay alanların, yoğun kullanıma maruz kaldıkları için farklı bir sistem olan Antimic nano hijyen sisleme uygulaması ile nanoteknoloji destekli olarak temizlenerek belli bir periyotta temiz kalmasını sağladıklarını belirten Bowlingo&Playpark Şirket Sahibi Fatih Keçebir, “Kullandığımız tüm ürünlerde mutlaka insan sağlığına zararlı olmayacağına dair sertifika ve kullanım koşullarını şart koşuyoruz” ifadelerinde bulundu.
nan temizleme jelleri ile kişisel hijyen için özellikle insan ve çocuk sağlığına zararlı olmayacak ürünler ile gerek müşterilerimizin gerekse çocuklar ile sürekli temasta olan personellerimizin kişisel temizlik standartlarına uymalarını sağlıyoruz. Kullanılan temizlik ürünlerinin çocukların sağlığına zarar vermemesi de önemli bir unsur. Siz bu konuda nasıl önlemler alıyorsunuz?
Her 3 kademe içinde gerek nano teknoloji ürünlerde gerekse haftalık ve günlük kullandığımız tüm ürünlerde mutlaka insan sağlığına zararlı olmayacağına dair sertifika ve kullanım koşullarını şart koşuyoruz. Bu kapsamda garanti verebilecek ve uygunluk şartlarını yerine getirebilecek firmalar ile çalışıyor ve ürünlerini kullanıyoruz. Alanların periyodik kontrolü nasıl yapılıyor? Her alanın hijyeni aynı şekilde mi sağlanıyor? Bahsettiğim gibi alan kullanım yoğunluğuna göre, oyuncaklar, softplay alan ve ortak kullanım alanları gibi farklı bölümleri; günlük, haftalık ve aylık olmak üzere farklı periyotlarda hem temizliyor hem de kontrollerini takip ediyoruz.
EĞLENCE
ANTİMİKROBİYEL ÜRÜNLER İLE
HİJYEN SAĞLANIYOR OYUN ALANLARININ KISA PERİYOTLARLA KONTROLLERİNİN YAPILDIĞINI SÖYLEYEN OPEN PLAY ŞİRKET YÖNETİCİSİ OSMAN ÖZEROĞLU, “KULLANDIĞIMIZ ANTİMİKROBİYEL TEKNOLOJİK ÜRÜNLER 90 GÜNE VARAN KORUMA SAĞLIYOR” DEDİ.
Eğlence merkezleri çocukların ortak kullanım alanlarından biri… Bu yüzden hijyen standartlarının üst düzeyde sağlanması gerekiyor. Peki, siz oyun alanlarının hijyenini nasıl sağlıyorsunuz? Open Play olarak, kurmuş olduğumuz tüm oyun alanları için hijyen ve güvenlik bizim için en önemli konu… Ürün alımında ve daha sonrasında kullanım aşamasında hijyen sağlamak için ürünlerimizi özenle seçiyoruz. Yurt içi ve yurt dışı çalıştığımız sertifikalı, güvenilirliği belgelendirilmiş firmaların ürünlerini kullanıyoruz. Kullanılan temizlik ürünlerinin çocukların sağlığına zarar vermemesi de önemli bir unsur. Siz bu konuda nasıl önlemler alıyorsunuz? Çocukların özellikle oynadığı alanlar ve ürünler için profesyonel ve güvenilir çözümler olması gerekiyor. Kullanmış olduğumuz ürünler en üst standartlarda antimikrobiyel teknolojisi ile koruma sağlarken, insan ya da hayvan sağlığına ve doğaya zarar vermeyen bir yapıya sahiptir. Biz bu ürünleri tercih ediyoruz. Ağır metal ve klorofenol bileşikler içermeyişi normalde su içinde çözünmüş olduğu halde yenilikçi teknoloji sayesinde uygulama yapılıp
kuruma sağlandıktan sonra bir daha suda çözünmeyişi, yüzeyde gözle görülmeyen nano boyutta bir antibakteriyel koruma kalkanı oluşturması ve yüzeyin kalıcı bir parçası olması, dolayısıyla da yüzeyde kaldığından etkisinin de uzun süre devam etmesi büyük avantajlar sağlayarak uzun süre koruma sağlıyor. Alanların periyodik kontrolü nasıl yapılıyor? Her alanın hijyeni aynı şekilde mi sağlanıyor? Çalışmakta olduğumuz firmaların düzenli kontrolleri ve ürünler için belirledikleri zaman aralıklarında düzenli bakım yapıyoruz. Gelişen teknoloji ve ürünlerin sürekli takibini yapıyoruz. Kullandığımız antimikrobiyel teknolojik ürünler 90 güne varan koruma sağlıyor. Laser Tag oyun alanları, kum oyun alanları ve softplay oyun alanlarında güvenle kullanıyoruz. Eğlence alanlarında hijyenin sağlanmasının tesisin dokusunun korunmasındaki öneminden bahsedebilir misiniz? (tesisin dokusunun korunması, alanların yaşam ömürlerinin uzatılması ve bakım maliyetlerinin düşürülmesi açısından…) Kullandığımız ürünler uygulama sonrası her türlü yüzeye bağ yaptığından, dayanıklılık süresi 3 ay gibi bir süredir. Bu süre ortamın maruz kalacağı sürtünme ve kullanımına göre değişebilir. Bu sebeple daha kısa periyotlarda kontrol yapıyoruz. Bu hem ürünlerin ömrüne hem de hijyen konusunda bize geri dönüş sağlıyor.
93
EĞLENCE
Oyun alanlarında son teknoloji hijyen sistemi uygulanıyor
Önceliklerinin, çocukların hijyenik ve modern şartlarda güvenle eğlenmesi olduğunu söyleyen JoyPark Genel Koordinatörü Tevfik Bıkmaz, “Onların hijyenik ve her açından güvenli ortamlarda eğlenmeleri için maksimum hassasiyet gösteriyoruz. Bu anlayışla, işinin uzmanı profesyonellerden hizmet alıyor; çocuk oyun alanlarımızın periyodik ve detaylı hijyenik temizliği için son teknolojiden yararlanıyoruz” dedi. ÇOCUK OYUN ALANLARINDA UZUN SOLUKLU HİJYEN… Her yaş için eğlence sunan bir marka olduklarını ancak çocukların yerinin çok özel
olduğunu söyleyen JoyPark Genel Koordinatörü Tevfik Bıkmaz, “Onların hijyenik ve her açından güvenli ortamlarda eğlenmeleri için maksimum hassasiyet gösteriyoruz. Bu anlayışla, işinin uzmanı
profesyonellerden hizmet alıyor; çocuk oyun alanlarımızın periyodik ve detaylı hijyenik temizliği için son teknolojiden yararlanıyoruz” dedi. Çocuk oyun alanlarında, ANTIMIC denilen antimikrobiyel teknolojisi uygulandığını belirten Bıkmaz, “ Bu teknolojinin gelenekselden farkı şu: Geleneksel bir dezenfektanla herhangi bir yüzey dezenfekte edildiğinde, o yüzey çok hızlı bir şekilde bakteri ve virüslerden arındırılırken, aynı hızla tekrar bakteri ve virüs barındırmaya başlıyor. Tercih ettiğimiz teknolojide ise, uzun soluklu hijyen sağlanıyor ”dedi.
DOĞA DOSTU TEMİZLİK ÜRÜNLERİ KULLANILIYOR Yüzeysel bir temizliğin asla yeterli olmadığını ifade eden Bıkmaz, “JoyPark’ta uygulanan teknoloji; uygulandığı yüzeyle reaksiyona girip onun bir parçası olduğundan yıkamayla uzaklaşmıyor ve uzun süreli
94
kalıcılığı var. Yeşil doğa dostu; zehirli madde ve kimyasal kalıntı bırakmıyor. Gıdalara geçmesi veya dokunulan yüzeyden etkilenmek söz konusu değil. Her türlü yüzeye uygulanabildiğinden, çocuklarımıza fiziksel anlamda güvenli ortam hazırlamak için kullandığımız malzemelerin hijyenik temizliği için de çok uygun. JoyPark çocuk oyun alanlarında uygulanan teknoloji, ameliyathanelerde, laboratuvarlarda, gıda üretim tesislerinde de uygulanıyor” diye belirtti.
KORUMA SÜRESİ 3 AY… Kullandıkları yeni teknoloji hijyen sisteminin, 3 aylık koruma sağladığını söyleyen ve asla gümüş, ağır metal ve alkol içermediği hakkında bilgi veren Bıkmaz, “ Uzun süreli koruma, teknolojik hijyen sisteminin bir artısı. Ancak, biz de periyodik kontrollerimizi aksatmıyoruz elbette. Diğer taraftan, çocuk oyun alanlarımıza girişlerde de bazı kurallarımız mevcut. Örneğin; bu alanlara ayakkabı ile giriş yapılmıyor, çorapsız da girilemiyor” dedi.
ÖNCELİK ÇOCUKLARIN GÜVENLİĞİ Tesisin ömrü açısından da temizliğin önemli olduğuna değinen Bıkmaz, “Önceliğimiz; çocuklarımızın hijyenik, modern şartlar altında güvenle eğlenmesi ve onlara risk teşkil edecek hiçbir durumun oluşmaması” diyerek sözlerine son verdi.
EĞLENCE
Çocuklar için en güvenli hijyen uygulaması… Safamic Şirket Ortağı İmat Emili, eğlence merkezlerinde uyguladıkları hijyen standartları hakkında bilgi verdi.
Nanomalzeme yapım tekniğinin avantajı sayesinde; Antimic, uygulandığı yüzeyde kuruyup ince bir film tabakası oluşturarak uzun süre etkisini koruyor. Antimic, uygulanan yüzeyde mikroorganizmaların barınmasını ve çoğalmasını engelliyor.
Eğlence merkezleri çocukların ortak kullanım alanlarından biri. Bu yüzden hijyen standartlarının üst düzeyde sağlanması gerekiyor. Peki, siz oyun alanlarının hijyenini nasıl sağlıyorsunuz? Çocukların bir arada eğlendiği alanlarda ter, salya, kan, idrar gibi vücut sıvılarına maruz kalan oyuncaklar çapraz bulaşma riskini artırıyor. Bu nedenle dezenfeksiyon öncesi swap testi ile ortamdaki canlı mikro organizma yükü belirleniyor ve uygulama yapmadan önce genel bir temizlik yapılıyor.
Kullanıcıların dokundukları yüzeyden etkilenmeleri söz konusu değildir. Antimic çocuklarımız için en güvenli hijyen uygulama yöntemidir.
Oyun alanlarının genel dezenfeksiyonu havada askıda kalan mikroorganizmalar da dahil tüm yüzeylerin korunması için patentli Antimic ürünü, sisleme yöntemiyle ve yoğun kullanılan yüzeylerde ise sprey/silme şeklinde uygulanıyor.
Antimic’in uygulandığı yüzeyde oluşturduğu koruyucu tabaka, her türlü temizlik malzemesi ve günlük kullanım koşulları karşısında 30 günden 90 güne kadar etkisini yitirmez.
olmadığı gibi gıdalara ya da deriye geçmez. Antimic biyobozunur, toksik olmaması, sıfır atıkla üretim yöntemi ve yüzeyde kalıcı koruma yapması nedeniyle çevreci bir ürün olup, ilave temizlik kimyasalları ve biyosidal ürün kullanımını azaltır. Alanların periyodik kontrolü nasıl yapılıyor? Her alanın hijyeni aynı şekilde mi sağlanıyor? Antimic etkinliği; ahşap, plastik, cam, seramik, metal gibi sert yüzeylerde ATP cihazı ile uygulama öncesi ve sonrası swap testi yapılarak belirleniyor. Kumaş, deri, halı vs. gibi yumuşak malzemelerdeki etkinlik için laboratuvar testleri yapılmalıdır. Antimic’in tüm yüzey kaplamalarındaki etkinliği standart laboratuvar testleri ile kanıtlanmıştır.
Eğlence alanlarında hijyenin sağlanmasının tesisin dokusunun korunmasındaki öneminden bahsedebilir misiniz? (tesisin dokusunun korunması, alanların yaşam ömürlerinin uzatılması ve bakım maliyetlerinin düşürülmesi açısından..) Mikroorganizmaların çokluğu, tesislerdeki organik yapıların bozulmasına neden oluyor. Organik malzemelerin mikroorganizmalardan korunması için kullanılan/uygulanan klasik peroksit, hipoklorit, ozon gibi güçlü dezenfektanların kalıcı olmamaları nedeniyle çok sık kullanılması hem insan sağlığını etkiliyor hem de malzemelerin ömrünü kısaltıyor. Bu nedenle uzun süreli koruma sağlayan Antimic ürününün kullanımı hem tesisin korunmasında hem de çevrenin korunması için önemlidir.
Kullanılan temizlik ürünlerinin çocukların sağlığına zarar vermemesi de önemli bir unsur, siz bu konuda ne gibi önlemler alıyorsunuz? Antimic, insan sağlığını tehlikeye sokacak ağır metal ve toksik kimyasallar içermiyor. Uygulama sonrası her türlü yüzeye kalıcı bağ yaptığından temizlik ürünleriyle yüzeyden uzaklaşmaz ve aşınma dayanımı yüksektir. Bu nedenle çapraz bulaşmaya neden
95
ORGANİZASYON
Güneş içinizi ısıtırken etkinliklerin keyfine varacaksınız! planladığı etkinliklerden birkaçı… Bunun yanında profesyonel çalışma arkadaşlarımız, iç mekan aktivitelerinde de gerek konsept gerek görsel tasarımlarıyla size baharın geldiğini hissettirebilecek özel aktiviteler ve projeler hazırlıyor” dedi.
KIŞ DÖNEMİNİ, KAPALI MEKAN ETKİNLİKLERİYLE GEÇİREN ŞİRKETLERİN VE BİREYSEL ZİYARETÇİLERİN DIŞ ALAN AKTİVİTELERE YÖNELİM GERÇEKLEŞTİRMEYE BAŞLADIĞINI BELİRTEN AŞKIM ORGANİZASYON YÖNETİCİSİ
ORGANİZASYONLARDA ENERJİK BİR YOL ÇİZİLİYOR
AŞKIM BAYUK, “PROFESYONEL ÇALIŞMA ARKADAŞLARIMIZ, İÇ MEKAN AKTİVİTELERİNDE GEREK KONSEPT GEREK GÖRSEL TASARIMLARIYLA BAHARIN GELDİĞİNİ HİSSETTİREBİLECEK ÖZEL AKTİVİTELER VE PROJELER HAZIRLIYOR” DEDİ.
BAHARIN GELDİĞİNİ HİSSETTİREN ÖZEL AKTİVİTELER… Yoğun geçen kış döneminin ardından havaların ısınmaya başlamasıyla; kış dönemini, kapalı mekan etkinlikleriyle geçiren şirketlerin ve bireysel
ziyaretçilerin dış alan(outdoor) aktivitelere yönelim gerçekleştirmeye başladığını belirten Aşkım Organizasyon Yöneticisi Aşkım Bayuk, “Kış ayında hava koşulları gereği
“ÇALIŞMALARIMIZ FİRMALARA ÖZEL” Bayuk, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Ekibim ve ben yıllardır bu sektöre hizmet veriyoruz. O sebepten ziyaretçilerimizin ve çalıştığımız veya çalışacağımız firmaların beklentilerini, bu beklentileri karşılayabilecek aktiviteleri iyi biliyoruz. Çalışmalarımız firmalara özel projeler olduğu için ziyaretçilerin ilgisini çekip katılımı yoğun bir noktaya taşıyor. Bugüne kadar hep olumlu dönütler aldık ve bundan sonrada aynı dönütleri almak için aynı özveriyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
96
şirket içi aktiviteler(indoor) ön planda olmak zorundadır. Çocuk etkinliklerinde de belli konsept aktiviteler iç mekan düzenlemesiyle gerçekleştiriliyor. Baharın gelmesi, havaların ısınması, insanların güneşin tadını çıkarmak ve bol oksijenden yararlanmak istemesiyle şirketimiz outdoor aktivitelere yönelim gösteriyor. Bahar festivalleri, açık hava konserleri, açık alan sanat festivalleri, konseptli ve eğlenceli çocuk aktiviteleri, lisanslı çocuk aktivite ve müzikalleri vb. çalışmalar güneş içimizi ısıtırken; firmamızın baharın gelişi ile
Baharın gelişiyle birlikte organizasyonlarda enerjik bir yol çizdiklerini söyleyen Bayuk, sosyal aktivitelerin arttığı bahar aylarında, interaktif ve gösteri bazlı etkinliklerle eğlence dolu zamanlar sunduklarını ifade etti. Bahar ayına enerji dolu girip yazı kucaklamak ve aynı enerjiyi yaz ayına taşıyıp kışın yorgunluğunu atmanın temel hedefleri olduğuna değinen Bayuk, “Aktivitelerimizi bol eğlence, öğreti ve gösteriler üzerine planlıyoruz” diye belirtti.
ZİYARETÇİLERİN İSTEKLERİ ÖN PLANDA “Ziyaretçilerimizle ortak paydada oluşturduğumuz aktivite çalışmalarımız bugüne kadar hep istenilen başarıyı yakaladı” diyen Bayuk, bahar ve yaz aylarında da ziyaretçilerin istek ve görüşlerini ön planda tutup aktivitesel projeler üreterek, lisanslı çalışmalarını ziyaretçilerle paylaşmak için ekipçe hazır olduklarını söyledi.
ORGANİZASYON
Yaz aylarında etkinliklere katılım oranı yüksek… 4Team Organizasyon Şirket Sahibi Ali Kolcu, yazın gerçekleştirdikleri etkinliklerde; birlikte olma duygusu, takım çalışmaları ve eğlencenin ön planda olmasından dolayı katılımın oldukça yüksek olduğunu ifade etti.
H
avaların ısınmaya başlamasıyla birlikte etkinliklerde ona göre şekillenmeye başlıyor. Organizasyon şirketi olarak bahar ve yaz aylarında düzenlemeyi planladığınız etkinliklerden bahsedebilir misiniz? Havaların ısınması ile tabii ki aktivitelerin büyük bir çoğunluğunu outdoor alanlarda gerçekleştirmeye başladık. Özellikle İzmir’de erken yaz havasının yaşanması ve aktivite alanlarının erken hazırlanması ile bizlerin de açık hava etkinliklerinde çok hızlı yol almamızı sağladı. Her sene olduğu gibi bu senede nisan ve mayıs ayı içerisinde birçok firmanın bahar şenliği ve piknik organizasyonlarını şu andan itibaren hazırlamış bulunmaktayız. Mayıs ayının 2.haftası ile birlikte Ramazan aktiviteleri iş planımızda ön sırada olacaktır. Bu sene Ramazan Bayramı’nın haziran ortasına gelmesi ile birlikte, yaz aylarında daha uzun süre aktivite yapma zamanına sahip olacağız. Uzun yıllardır birlikte çalıştığımız firmalarla bu sene de Çeş-
me, Bodrum, Kuşadası ve Marmaris’teki beachlerde tanıtım aktiviteleri yapmak üzere anlaşmış bulunmaktayız. Tabii ki her sene gerçekleştirdiğimiz özel projelere de 2018 yılında devam edeceğiz. Bahar ve yaz etkinliklerinde ön planda olan unsurlar nelerdir? Bahar ve yaz etkinliklerinde özellikle insanların katılımının üst düzeyde olabileceği ve katıldıklarında keyif alabilecekleri aktiviteler tasarlamaya çalışıyoruz. Özellikle yaz aylarında birçok firmanın aktivite gerçekleştiriyor olması, rekabetin her geçen gün artmasına ve çok daha güzel organizasyonların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bahar ve yaz aylarında düzenlediğiniz etkinlikler ziyaretçiler tarafından nasıl karşılanıyor? Ziyaretçileri neler cezbediyor? Bu mevsimlerde gerçekleştirdiğimiz etkinlerde; birlikte olma duygusu, takım çalışmaları ve eğlencenin ön planda olmasından dolayı; birlikte hareket ettikleri bu aktivitelerde katılım oldukça yüksek oluyor. Katılımcıların ortak bir payda üzerinde yaptıkları aktivitelerde birlikte keyif alma duygusu üst düzeye çıkıyor. Bu etkinliklere ziyaretçi katılım yoğunluğunuz nasıl? Hedeflediğiniz katılım sayısına ulaşıyor musunuz? Doğru projelendirilmiş her organizasyon mutlaka katılımcısını bulur. Projenizi oluştururken; doğru lokasyon ,doğru hedef kitle, doğru aktivite ile birleştiğinde yoğun bir katılımı sağlamamanız için hiçbir sebebiniz olamaz. Bugüne kadar doğru planlama ile birlikte gerçekleştirdiğimiz tüm organizasyonlarda hedefimizin çok üstünde katılımlar ile karşılaştık.
97
ORGANİZASYON
KOSTÜM OLARAK ÇOK FAZLA SEÇENEĞİN OLDUĞUNU SÖYLEYEN SİHİRLİ SANDIK KOSTÜM & HOROZLU SMOKİN SAHİBİ HAVVA AYVA ÇİMEN, “O YIL HANGİ DİZİ VE KARAKTER ÖN PLANDAYSA MÜŞTERİ DAHA ÇOK ONU TALEP EDİYOR” DEDİ. SMOKİNLERİN KİRALANMASI DAMATLARA CAZİP GELİYOR Havva Ayva Çimen, Horozlu Smokin’in damatlara, balolara, özel davetlere, ve düğünlere hitap ettiğini; satın almak istemeyen müşterilere kiralandığını, müşterinin üzerine göre ayarlanıp teslim edildiğini ve müşterilerin kullandıktan sonra geri getirdiğini ifade etti.
GÜNDEMDEKİ DİZİLERE GÖRE KOSTÜM TALEPLERİ OLUYOR
H
orozlu Smokin’in 1968 yılında kurulmuş çok eski bir firma olduğunu ve bugüne kadar, düğün yapanlara ve özel bir yere gitmek isteyenlere smokin temin edildiğini söyleyen Sihirli Sandık Kostüm &Horozlu Smokin sahibi Havva Ayva Çimen, “Sihirli sandık ise bizim kendi kurduğumuz bir yer. Burada dönem kostümleri, ülke kostümleri, animasyon kostümleri, masal kahramanı kostümleri ile hizmet veriyoruz ve isteğe göre de dikim yapıyoruz” dedi.
98
Çimen, “Horozlu smokinlere talep gayet iyi… Smokinlerin düğün zamanı masrafı fazla oluyor, bu yüzden damat adaylarına kiralamak daha cazip geliyor. Devamlı kullanılmayacağı içinde bütçeyi sarsmadan işlerini çözmüş oluyorlar ”dedi.
1970 VE 1980 DÖNEMİ KOSTÜMLER VAZGEÇİLMEZ Kostüm olarak seçeneğin çok fazla olduğunu belirten Çimen, “Dönem, ülke, masal, animasyon kostümleri var ama asıl talep gündemdeki dizilere göre oluyor. O yıl hangi dizi ve karakter ön plandaysa müşteri daha çok onu talep ediyor. Barok dönemi, 1920’ler, 1930’lar, 1940’lar, 1950’ler
gibi günümüze kadar yıl yıl kostümler var ama daha çok parti ve organizasyonlar için 1970 ve 1980 dönemi kostümler vazgeçilmez oluyor” açıklamalarında bulundu.
HERKES KOSTÜM KİRALAYABİLİR Herkesin kostüm almak için mağazalarına gelebileceğini söyleyen Çimen, “Düğün, kına gecesi, parti, dönem dizileri, tiyatrolar ve okul etkinlikleri için yani kısacası herkese kapımız açık” diye belirtti. İşini severek yaptığını ifade eden Çimen, İnsanların yüzündeki memnuniyet ifadesi beni çok mutlu ediyor, bu benim için çok önemli. Çünkü değişik ve güzel bir işimiz var. İnsanları hayallerine kavuşturuyoruz, olmak istediği karakteri yapıyoruz. Bu da güzel bir duygu…” dedi.
ORGANİZASYON
6. ACE of M.I.C.E.
AWARDS 2018 SAHİPLERİNİ BULDU Kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün en iyilerini ödüllendiren ACE of M.I.C.E. Awards, Türk Telekom Ana sponsorluğunda gerçekleşti.
deri Firuz Bağlıkaya’yı tüm salon ayakta alkışladı. Turizm ve MICE sektörünün gelişimi için yoğun bir çalışma içine girdiklerini açıkladı. Ödül takdimi sırasında sahneye TÜRSAB yönetim kurulu üyeleri tam katılım gösterdi. Bir diğer başarı ödülü sahibi ise dünyada bir noktadan en fazla ülkeye uçan hava yolu şirketi olan Türk Hava Yolları Yurt İçi Satış Başkanı Halil İbrahim Polat oldu. Katılımcılar tarafından çok yoğun bir alkış alan Halil İbrahim Polat, MICE sektörünü yoğun olarak destekleyeceklerini açıkladı. Kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün kalite çıtasının yükselmesine en önemli katkıyı sağlayan, ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri gecesine iş, siyaset, sanat ve cemiyet hayatının önemli isimler katıldı.
ÖDÜLLER ÜNLÜ İSİMLERDEN
Turizm Medya Grubu ve TETKİD(Türkiye Etkinlik, Toplantı ve Kongre Sektörü Yöneticileri Derneği) Başkanı Volkan Ataman’ın başkanlığında ve Turizm Medya Grubu organizasyonuyla gerçekleşen MICE ve Etkinlik sektörünün Oscar’ı kabul edilen törende Volkan Ataman tüm konuklarını kırmızı halıda karşıladı. Açılış konuşmasında tüm Türkiye MICE sektörünü kucaklayan Volkan Ataman, Türkiye ve İstanbul’u dünya MICE sektörünün lider destinasyonu haline getirmek için tüm sektörle el ele vererek çalışmalarına devam edeceğini açıkladı. Törende ayrıca Kore Turizm Organizasyonu ve Turizm Medya Grubu arasında, her iki destinasyonun MICE pazarında güçlendirilmesi amacıyla iyi niyet antlaşması imzalandı.
Sektörün Oscarları olarak bilinen törende, ödülleri sahiplerine ünlü sanatçı Gülben Ergen, sunucu Burcu Esmersoy, manken Çağla Şıkel ve pop müziğin sevilen isimlerinden Burak Kut, moda ikonu Ivana Sert ve organizatör Banu Noyan’ın da aralarında bulunduğu isimler verdi.
GÜLBEN GÖZ KAMAŞTIRDI, ÇAĞLA HEYECANLANDI ‘En İyi Incentive Etkinliği’ ödülünü takdim eden Gülben Ergen, şıklığıyla göz kamaştırdı. Sahneye siyah bir kostümle çıkan Çağla Şıkel, ‘En İyi Etkinlik’ ödülünü verdi. Çok heyecanlı olduğunu söyleyen Şıkel, “Neden bu
kadar heyecanlandığımı bilmiyorum” dedi. Ünlü sunucu Burcu Esmersoy ise ‘En İyi Davet Etkinliği’ ödülünü verdi. Esmersoy, ödülü takdim etmeden önce “Eminim salonun yarısıyla birlikte çalıştık. Çalışmadıklarımızla da en kısa zamanda çalışmayı umut ediyorum” dedi.
SEKTÖRÜN NABZI BU GECEDE TUTULDU Bu yıl 6.’sı yapılan kongre, toplantı, etkinlik sektörünün buluşmasına ev sahipliği yapan ACE of M.I.C.E. Awards; kongre, toplantı ve etkinlik ödülleri, etkinlik/toplantı yönetim firmaları ve proje uygulamaları olmak üzere 3 ana başlıkta 27 kategoride değerlendirildi. MICE endüstrisine büyük farkındalık kazandıran ‘ACE of M.I.C.E. Awards’ bir kez daha sektörün nabzını tuttu.
Törenin açılışında bir konuşma yapan yeni TÜRSAB Başkanı, Değişim Harekatı’nın li-
99
ÜRÜN HİZMET
“Zaman en değerli kaynak” SON TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ HAKKINDA BİLGİ VEREN ÖZAK TURNİKE SATIŞ PAZARLAMA MÜDÜRÜ GÜLŞEN TAŞDEMİR, DİJİTALLEŞMENİN GÜVENLİK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ ÜZERİNE KONUŞTU.
ve tarihi tesisler, iş merkezi ve plazalar, havaalanı tesisleri, müzeler, banka genel müdürlükleri, holdingler, liman işletmeleri, alışveriş merkezleri, üniversiteler ve diğer eğitim kurumları, askeri ve savunma sanayi tesisleri, toplu taşıma, engelli geçiş çözümleri, stadyumlar ve spor tesisleri gibi aklınıza gelebilecek birçok sektöre hitap ediyoruz. Güvenlik, trafik düzenleme, kalabalık yönlendirme ve takip amaçlı, yaya ve araç geçiş kontrol ürünleri ile her sektörün kendine yönelik ihtiyaçlarına karşılık çözümler üretiyoruz. Son teknoloji ürünleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Üretmiş olduğumuz tüm ürünlerimizde teknolojik gelişmeler ile birlikte sürekli iyileştirme temel anlayışımız. Günümüzde beklentiler minimum insan gücü, maximum otomasyon yönünde. Zaman en değerli kaynağımız. Bizde bu beklentilere cevap verebilmek adına kontrol noktalarına sensörler, termal kameralar, biyometrik vb. sistemler ile entegre edilmiş ürünler geliştiriyoruz. Örneğin; pasaport geçişlerinde hepimiz yıllarca uzun kuyruklarda bekleyip, polis bankosuna gidip işlemlerimizi yaptırıyorken şu anda E-GATE Pasaport turnikesi ile pasaportumuzu okutup ürünün içerisine girerek biyometrik taramadan geçip sadece 21 saniye içerisinde işlemlerimizi tamamlayabiliyoruz. Bu işlemler tamamlanırken insanlar tarafından değil bir otomasyon tarafından kontrol edildiğiniz için stressiz bir bekleyişle yolculuğunuza keyifle başlıyorsunuz.
Öncelikle firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz? Firmanız hangi sektörlere hitap ediyor, bu sektörlere yönelik çözümleriniz neler? Özak, 1974 yılında kurulmuş, yaya ve araç geçiş kontrol sistemleri üretimi yapan ve Türkiye’ye ‘turnike üretim’ fikrini getiren, üreten, aynı zamanda dünyanın 88 ülkesine ihracat yapan bir markadır. Kalite konusunda ne kadar katı kurallarımız var ise müşteri beklentileri noktasında o kadar esnek bir üretim anlayışı ile çalışıyoruz. Geçişlerinizi kontrol etmek ve güvenli kılmak istediğiniz her noktada ürünlerimizi kullanabilirsiniz. Sitenize giriş yaptığınız noktadan itibaren iş yerinizde, AVM’de, toplu taşımada, taraftarı olduğunuz takımın stadyumunda, kamu kurum ve kuruluşlarında, tatil için gittiğiniz kayak merkezinde, çocuğunuzu götürdüğünüz oyun parklarında, müzelerde ve birçok alanda… Açık / kapalı kamu alanları, devlet daireleri, inşaat sahaları, sağlık tesisleri, otel ve konaklama tesisleri, bilet doğrulama ve işletim entegrasyon uygulamaları, endüstriyel tesisler, turizm
100
Güvenlik sektörü hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Sizce dijitalleşme güvenlik sektörünü ve bu alandaki ürünleri nasıl etkiledi? Güvenlik sağlamak tüm dünyanın en büyük sorunu ve riskleri azaltabilmek adına fiziksel ve elektronik ortamda alınan önlemler her geçen gün artıyor. Dolayısı ile en hızlı büyüyen sektörlerden biriyiz. Dijitalleşme; bize en değerli kaynağımız olan zamanı etkili bir şekilde kullanma imkanı ,hata oranlarını azaltmayı ve takip edilebilirliği sağladı. Dolayısı ile hem üretim tekniklerimizde hem ürünlerimizde dijital sistemler kullanıyoruz. Son olarak 2018 yılına yönelik beklenti ve hedeflerinizi alabilir miyiz? Bugüne kadar Türkiye’ de ve dünyada birçok projeyi başarıyla tamamladık. Bir Türk markası olarak tüm dünyada markamızı duyurduk. Kendimizle yarışmak, yeni ürünler sunmak ve var olanları geliştirmek en temel amaçlarımızdandır. Bundan sonraki hedeflerimiz markamızı dünyanın her yerine taşımak ve kalitemizden ödün vermeden, yeni ürünler ve yeni projeler ile çalışmalarımıza devam etmektir.
ÜRÜN HİZMET
İHTİYACA YÖNELİK YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER SUNULUYOR
Öncelikle firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz? Firmanız hangi sektörlere hitap ediyor, bu sektörlere yönelik çözümleriniz neler? Ülkemizde 1992’den beri faaliyet gösteren Honeywell; temiz enerji üretimi ve enerji verimliliği, yangın ve güvenlik, havacılık ve savunma, mobil verimlilik, endüstriyel proses, otomotiv ve ulaştırma gibi konulara çözüm geliştiren global bir teknoloji şirketi. Honeywell Güvenlik birimi olarak, ülkemizde faaliyetlerimizi sürdürerek, Kapalı Devre Video İzleme (CCTV), kartlı geçiş ve hırsız alarm sistemlerinin satış ve servis hizmetlerini Türkiye ve Orta Asya’daki iş ortaklarımız ile birlikte sunuyoruz. Entegrasyon gerektiren büyük ve kapsamlı projelerden küçük işletmelere kadar müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunmaya devam ediyoruz. Son teknoloji ürünleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Pazarın ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi çözümler sunma misyonumuz çerçevesinde, geçtiğimiz yıl CCTV portföyümüzü yenileyerek siber güvenli 4K, balıkgözü ve çoklu sensörlü (180°) kameralarımızı ve video analiz lisanslarımızı piyasaya sunduk. Orta segmente hitap eden kamera serimizi, Performance IP ve HQA kameralarımız ile değiştirdik. Kartlı geçişte de yeniliklerimize devam ederek, Winpak 4.5 ile orta segmente yönelik entegrasyon platformu sunmayı hedefliyoruz. Elektronik güvenlik sektörü hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Sizce dijitalleşme güvenlik sektörünü ve bu alandaki ürünleri nasıl etkiledi? Elektronik güvenlik sektörü Türkiye’de çift haneli olarak büyümeye devam ediyor. Son yıllarda artan güvenlik endişesi ve inşaat sektöründeki büyüme, sektörün büyümesine neden olan temel etmenler arasında yer alıyor. Sektörümüz, analog sistemlerden IP’ye dönüş ile djitalleşme akımını yakından takip ediyor. Video analiz, alarm doğrulama, entegrasyon, merkez yazılımı ile tek noktadan kontrol ve raporlama IP teknolojisinin sektörümüze sunduğu faydalar arasında. Türkiye elektronik güvenlik sektörünü diğer bölge ve ülkelerle karşılaştırdığımızda neler söylenebilir? Dünya’ya baktığımızda, elektronik güvenlik pazarı; artan güvenlik ihtiyaçları, gelişmekte olan ülkelerde kentleşmeyle paralel inşaat ve altyapı yatırımları ile sürekli büyüyor. Dünya elektronik güvenlik pazarının cirosal anlamda yüzde 8,36’sına sahip Orta Doğu bölgesinde Türkiye, yüzde 38’lik payıyla ilk sırada yer alıyor. Türkiye’yi Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri takip ediyor. Ancak, küresel pazarda yüzde 32,5 ile büyük bir orana sahip ABD’de kişi başı güvenlik harcaması 200 dolarken Türkiye’de bu oran 9,5 dolar civarında. Bu da gösteriyor ki, kişi
HONEYWELL GÜVENLİK SİSTEMLERİ, TÜRKİYE, ORTA ASYA VE İRAN BÖLGE MÜDÜRÜ ÖNDER KARTAL: “SON YILLARDA ARTAN GÜVENLİK ENDİŞESİ VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDEKİ BÜYÜME, ELEKTRONİK GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN BÜYÜMESİNE NEDEN OLAN TEMEL ETMENLER ARASINDA YER ALIYOR.” başı GSMH ve yüksek genç nüfus oranı ile Türkiye, Orta Doğu ülkeleri içinde en büyük güvenlik sektörüne sahipken ABD ve Avrupa’ya kıyasla hala büyüme potansiyeline sahip. Son olarak 2018 yılına yönelik beklenti ve hedeflerinizi alabilir miyiz? İnşaat sektörünün devam eden kentsel dönüşüm projeleri, kamu – özel sektör ortaklığı projeleri (PPP) ve altyapı yatırımları ile ivme kazanan ekonomi dolayısıyla, 2017 Honeywell için de başarılı bir yıl oldu. Türkiye ekonomisinin 2017’nin ikinci yarısında yakaladığı ivme ile devam edebilmesi için, yatırımların hız kesmeden devam etmesi gerekiyor. Honeywell olarak, 2017 yılı içinde hem ürün çeşitliliği anlamında hem de insan kaynağı alanında yaptığımız atılımların 2018 yılında olumlu geri dönüşlerini iki haneli büyüme rakamlarına ulaşarak alacağımızı düşünüyorum.
101
ÜRÜN HİZMET
EKİNGEN
SMART HOME TEKNOLOJİSİ İLE ATILIM YAPACAK Öncelikle firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz? Firmanız hangi sektörlere hitap ediyor, bu sektörlere yönelik çözümleriniz neler? Ekingen Elektronik, 1985 yılında Elektronikçiler Çarşısı’nda küçük bir perakende dükkanı açarak faaliyetlerine başladı. Sonraki yıllarda mağaza sayısını bir bir artırarak İstanbul Avrupa yakasında 3 ayrı mağazaya ulaştı. 1990’lı yılların ortalarına doğru ithalat çalışmalarına başlayan firmamız, yurt içi toptan satışlarına başlayarak yurt genelinde bayilikler vermeye başlamıştır. Bugün 3 perakende mağazası bulunan firmamızın genel merkezi Güneşli’de, 6 bin metrekare kapalı alana sahip ve farklı ürün gruplarında üretim yapar halde faaliyet gösteriyor. Tüm resmi ve özel kurumların ihtiyaç duyduğu güvenlik sistemleri ve seslendirme sistemleri ürün çeşitlerini bayilerimize sunuyoruz. Güvenlik sistemleri alanında; CCTV kapalı devre kamera sistemleri, yangın algılama alarm sistemleri, hırsız alarm sistemleri, personel geçiş sistemleri, seslendirme sistemleri olarak da konferans, acil anons ve genel seslendirme olarak ürünler sunuyoruz. Tüketicilerin hayatlarını kolaylaştıracak her türlü fikrin arkasından giden, sağlam, Ar-Ge’ye fazlasıyla önem veren yüzümüzle devam etmekteyiz. Gelişen teknoloji ile birlikte ürünlerimizi yapmış olduğumuz Ar-Ge çalışmaları ile geliştiriyoruz. Güvenilirlik, kalite ve teknoloji duygusunu tüketicilerimize vermeye çalışıyoruz. Bu çizgide bütün argümanlardan yararlanmaya çalışıyoruz. Son teknoloji ürünleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Günümüz teknolojisinin yazılım ve donanım (hardware, software) geliştirilmesinde etkili rol oynayarak özellikle akıllı otomasyon sistemlerinde Smart Home (Akllı Ev Sistemleri) teknolojisi geliştirilerek 2018 ikinci yarısından itibaren test cihazlarının piyasaya tanıtılmasıyla teknolojik anlamda bir atılım daha gerçekleştirmiş olacağız. Elektronik güvenlik sektörü hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Sizce dijitalleşme güvenlik sektörünü ve bu alandaki ürünleri nasıl etkiledi? Güvenlik sektörü teknoloji ve ihtiyaçlar açısından sürekli bir gelişim içinde ilerliyor. Bir yandan insanlardaki güvenlik taleplerinin çeşitlenerek artması, diğer yandan da sektör oyuncularının bu taleplerin doğrultusunda çözümler üretmesi zor olmuyor. Trend ve beklentiler deyince öncelikle teknolojilerin kolay kurulum ve kullanımının yanında fonksiyonellikleri ve
102
Güvenilirlik, kalite ve teknoloji duygusunu tüketicilere verdiklerini söyleyen Ekingen Elektronik Genel Müdürü Mehmet Ali Ekingen, 2018’in ikinci yarısından itibaren teknolojik anlamda atılım gerçekleştireceklerini ifade etti. güvenilirlikleri geliyor. Bunlara ek olarak video analitik programlarının maliyetlerinin düşürülmesi, bu çözümlerin yaygınlaşmasına neden olacaktır. Bu da önemli beklentiler arasında yerini alıyor. Dünyada ve ülkemizde gün geçtikçe güvenlik ihtiyaçları artmakta olduğundan, sektör büyümesine devam
ediyor. Kablosuz sistemlerin de yaygınlaşmasıyla, teknolojilerinin gelişmesi ve maliyetlerinin azalması ile sektörde genişleme olacağını düşünüyoruz. Tabii ki sektörün gelişmesinde ve büyümesinde ülke ekonomisinin güçlü ve dinamik olması çok önem arz ediyor. 2018 yılına yönelik beklenti ve hedeflerinizi alabilir miyiz? Teknolojide yenilikçi ve öncü, müşteri ihtiyaç ve beklentilerine uygun ürünler üreterek ve lojistiğini sağlayarak yaşamı kolaylaştırıp, güvenli kılmak ve ona kalite katmak; uluslararası pazardaki faaliyetlerimiz ile ülkemiz ekonomisine katma değer sağlamak hedeflerimiz arasında. Vizyon, misyon ve değerler ışığında geleceğe umutlu ve iddialı bakıyoruz.
ÜRÜN HİZMET
AVM’LERDE YENİ NESİL GÜVENLİK SİSTEMLERİ
S
ecuritas, AVM’lere özel sunduğu güvenlik çözümleriyle insan gücüne teknolojiyi de entegre eden ‘Güvenlik Mühendisliği’ kimliğini ön plana taşıyor. Mağaza konseptlerine ve müşteri portföyüne uygun, özel çözüm paketleri sunan güvenlik hizmetleri firması; insan, bilgi ve teknolojinin bir araya gelmesiyle sektör dinamiklerine göre şekillenen, içeriği olası risklere göre belirlenen segmente özel güvenlik çözümleri sunuyor.
Her AVM’yi farklı bir proje olarak ele alan Securitas, risk analizleri ve ihtiyaçları doğrultusunda özel planlamalar yapıyor. Bu planlamayı yaparken, denetim, alarm izleme ve müdahale, mağaza açma-kapama, video ile uzaktan alarm doğrulama (RVS), panik butonu ve müdahale, geçici güvenlik, güvenlik görevlisi ile olay yedekleme, anahtar emanet ve nakit taşıma hizmetleriyle birlikte ayrıca sahada aktif görevde olan güvenlik görevlileri tarafından verilen ‘Porfiling’ hizmetine kadar pek çok hizmetten yararlanıyor.
PROFILING İLE ŞÜPHELİYİ TANIMLAMAK Profiling ile amaç şüpheli olarak tanımlanan şahıs, nesne ve hareketlerin tespit edilmesidir. Şüpheli şahsın belirlenmesi, devriyeler, kullanılan yazılımla ve kameralar tarafından izlenmesi ve muhtemel tehlikenin belirlenerek önlenmesi... Profiling eğitimi ile özel güvenlik görevlisinin, hırsız şüphelisi şahıs ile karşılaşması halinde yapması gerekenleri bilmesi ve uygulaması sağlanıyor. Bu kapsamda hırsızlık yapabilecek kişinin görünüş, vücut dili ve şüpheli hareketlerinin profilleri çıkartılarak, özel güvenlik görevlileri ile bu olası profiller paylaşılıyor.
GELİŞEN TEKNOLOJİ, GÜVENLİK HİZMETLERİNDE YENİ NESİL GÜVENLİK ANLAYIŞINI VAZGEÇİLMEZ HALE GETİRDİ. AVM’LERDE GÜVENLİK AÇISINDAN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Koordinasyon, dikkat, süreklilik, iyi izleme ve inovatif çözümleri AVM’lerde güvenlik hizmetlerinin başarılı olmasını sağlar. Konusunda uzman, tecrübeli ve eğitimli personelle birlikte modern teknolojinin kullanılması güvenlik çözümlerinde farkındalık yaratır. Günde milyonlarca insanın ziyaret ettiği AVM’lerin güvenlik hizmetlerinin önemi de günden güne artmaktadır. Güvenlik yapılanmaları; düzenleyici, organize edici, uyarıcı, harekete geçirici, sürekliliği sağlayıcı ve yönlendirici
olmalıdır. AVM güvenliğinin müşteri ve ziyaretçi memnuniyeti odaklı olması bu hizmetleri diğer güvenlik hizmetlerinden ayırmaktadır.
‘GÖRÜNMEYEN GÜVENLİK’ Securitas Güvenlik Süreçleri ve Kalite Koordinatörü Hüseyin Erim, “ Biz Securitas olarak, teknolojiye yaptığımız yatırımı önemsiyor müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik farklı çözümler sunmaya devam ediyoruz. Yeni nesil izleme sistemi dediğimiz kamera sistemleri ve bunların üzerine yerleştirilen özel yazılımlar ile ‘Görünmeyen Güvenlik’ anlayışını Türkiye’de başarılı bir şekilde uyguluyoruz. Görünmeyen güvenlik anlayışı, dünyada özellikle alışveriş merkezleri gibi, insanların sosyal aktivitelerini de gerçekleştirdiği alanlarda uygulanmaya başlanan ve sonuçları da hem AVM’leri hem de ziyaretçileri tarafından memnuniyet ile karşılanan bir uygulamadır. Türkiye’deki büyük AVM’ler de gerekli teknoloji yatırımlarını yaparak bu sistemleri kullanmaya başladılar. X-ray cihazlarının yerini çok daha gelişmiş izleme sistemleri almaya başladı. Akıllı kameralar, yazılım ve özel analiz sistemleri ile AVM girişinden başlayarak tüm bölümler detaylı izlenebilir, herhangi bir risk tespit edildiği takdirde, güvenlik görevlisi ile olaya anında müdahale edilebilir hale geldi” sözleriyle verdikleri hizmetin teknoloji tarafının önemine dikkat çekti.
103
ÜRÜN HİZMET
“Marka değeri için işe göre personel ilkesi esas alınmalıdır”
P
ersonel seçiminin marka değerine etkisi nedir? Günümüz şartlarında rekabet, markalar arasında sürdüğünden markalaşma bir işletmenin en stratejik yatırımlarından biri konumundadır. Markanın başarılı bir grafiğe sahip olmasında ise uygun personel seçimi en önemli detaylardan biridir. İşletmeler yeteneklerin, yeteneklerse en iyi olduklarını düşündükleri işletmelerde yer almanın peşindedir. Bir işveren markası o işyerinde çalışanların fiziksel, zihinsel ve duygusal deneyimlerinin toplamını ve aynı zamanda orada çalışmayı düşünen adayların yaşamayı umdukları deneyimi içerir. Bu algıyı oluşturabilmek ise işin gerektirdiği en uygun personel ile çalışarak
Senkron Güvenlik ve İletişim Sistemleri Yönetim Kurulu Üyesi Nihal Çetin Çelik; yüksek potansiyelli, gelecek vadeden, yaratıcı, yenilikçi, katma değer yaratacak personeli işletmeye çekebilmek, bunların arasından en yetenekli olanları seçebilmek ve onları doğru yerlerde görevlendirmek marka değerini artırmak için vazgeçilmez ön koşullardandır” dedi. mümkün olabilmektedir. Beklentileri karşılanan, mutlu çalıştırılan personelin çalıştığı işletmeye kendinden çok şey katarak markanın değerini yükseltmesi çok basit bir denklemdir. Dolayısı ile üstün yetenekli çalışanların cezbedilmesi ve kuruma kazandırılması bu değeri daha da yükseltecektir. Personel seçimi yaparken ve sonrasında dikkat edilmesi gereken unsurlar neler olmalı? Personel seçimi yaparken öncelikle kendisi için tanımlanan göreve uygun bir birey olduğundan emin olunması gerekir. Zira beklenen işleri yapabilmek için daha az niteliğe sahip personel, yetersizlik duygusu ile mutsuz olacak, daha fazla niteliğe sahip ise yine mutsuz olacak ve verimsizlik baş gösterecektir. İşe alınacak personelin ideallerinin olması, gelişime açık olması ve mevcut ekibe uyum sağlayabilecek nitelikte olması da işe alınırken dikkat edilmesi gereken diğer hususlardır.
Personelin markayı taşıyabilme kapasitesi (markaya bağlılık) nasıl olmalı? Personelde markaya bağlılığı diğer bir deyişle çalıştığı işletmeye sadakati sağlayabilmek gerekmektedir. Bunun için işveren markasını doğru bir şekilde mülakatlar esnasında personele tanımlamalı, personelden neler beklediğini ve karşılığında neler sunacağını açıkça anlatmalı, işveren olarak işletmesini farklı ve ayrıcalıklı bir şekilde konumlandırmak için yürütülecek süreci tanımlamalıdır. Bunun yanında yapılacak işin içeriğine uygun donanımdaki personelin seçilmesi bağlılığı otomatik olarak getirecektir.
104
Personel seçimi yapıp ilgili göreve yerleştirildikten sonra ise yetenek yönetimi süreci söz konusu olmaktadır. Kişinin yetkinlik kavramını iyi değerlendirmek, eğitim ve gelişim fırsatlarını kendisine sunmak devam eden süreçte etkili olacaktır. Ekipte kesinleşen rolünün yanı sıra performans değerlemesine bağlı olarak ödüllendirilmesi (terfi, ek olanaklar vb.) de motive edici ve devamlılığı sağlayıcı olacaktır. Personel seçiminde ve devamında ‘işe göre personel’ ilkesi esas alınmalıdır. Son olarak şunu özellikle belirtmek isterim ki; yüksek potansiyelli, gelecek vadeden, yaratıcı, yenilikçi, katma değer yaratacak personeli işletmeye çekebilmek, bunların arasından en yetenekli olanları seçebilmek ve onları doğru yerlerde görevlendirmek marka değerini artırmak için vazgeçilmez ön koşullardandır.
ÜRÜN HİZMET
ATALIAN Operasyon Müdürü Gencer Akıncıoğlu: “ATALIAN olarak hizmetlerimize yeni nesil teknolojiyi entegre etmek için tüm yenilikleri takip ederek detaylı bir planlama sistemi oluşturuyoruz.”
ATALIAN BİR NUMARALI ENTEGRE TESİS YÖNETİMİ FİRMASI OLMAYI HEDEFLİYOR İŞ GÜCÜ HARCAMADAN ÖLÇÜM VE ANKET YAPABİLME İMKANI Tesis yönetim sektöründe yazılım alt yapılarının güçlenmesi ile birlikte dünyanın birçok ülkesinde çok sayıda personel ile hizmet veren firmalarda finansal kontrol -denetim, veri saklama – arşivleme, eğitim, denetim ve organizasyon planlamaları yapmanın kolaylaştığını söyleyen ATALIAN Operasyon Müdürü Gencer Akıncıoğlu, “Bu sayede tüm verilerin eksiksiz olarak işlenmesi ile mali kontroller hatasız yapılmakta ve müşterilerimize fiyatlandırma yaparken en doğru fiyatı
106
verme olanağını bizlere sunmaktadır” dedi. Bugün başka bir araca gerek kalmadan cep telefonundan uygulamalar aracılığıyla kontrol ve denetimlerin yapılabildiğini ifade eden Akıncıoğlu, “ATALIAN bünyesinde akıllı kontrol sistemleri ile kontrol listeleri sağlıklı olarak tutulabilmekte ve iş gücü harcamadan yerinde ölçüm-anket yapabilme imkanı oluşabilmektedir” diye belirtti.
DAHA AZ ZAMANDA DAHA FAZLA İŞ YAPILACAK! Gelişen teknolojiyle birlikte makinelerde enerji kullanı-
mının azalacağı, bataryaların dolum sürelerinin kısalacağı ve daha uzun ömürlü bataryalar ile yüksek performans alınacağını öngören Akıncıoğlu, “Makinelerin boyutlarının küçülmesi ve kolay kullanımı ile birlikte daha az zamanda daha fazla iş yapılması sağlanacaktır. Çevre kirliliği konusunda daha duyarlı hale geleceğiz ve gelişen teknoloji ile birlikte çevre dostu kimyasallar kullanmaya başlayacağız. Ürün ve ekipmanlarda geri dönüşümlü organik malzemeler tercih edileceğini ve insan sağlığının daha fazla ön planda tutulacağınız düşünüyoruz” dedi.
kullanılabileceğini öngörüyoruz” açıklamalarını yaptı. ATALIAN olarak verdikleri hizmetler kapsamında örnek olarak ilerleyen teknolojinin, büyük yapılarda akıllı yol ve uzaktan izleme sistemi ile birlikte insansız zemin ve halı yıkama makinelerini kullanmaya olanak sağlamasını beklediklerini ifade eden Akıncıoğlu, “ATALIAN bünyesindeki ekiplerimizin teknik hizmetler ve otomasyondaki uzmanlığını tüm hizmetlerimize entegre ederek vizyonumuz olan bir numaralı entegre tesis yönetimi firması olmayı hedefliyoruz” dedi.
İNSANSIZ ELEKTRİKLİ ARAÇLAR…
“HİZMETLERİMİZE YENİ NESİL TEKNOLOJİLERİ ENTEGRE EDİYORUZ”
Endüstri 4.0 ile birlikte, birçok çağdaş otomasyon sistemini, veri alışverişlerini ve üretim teknolojilerini birleştiren kollektif bir sistem oluştuğunu söyleyen Akıncıoğlu,” Bu süreci geleneksel sanayiyi bilgisayarlaşma yönünde teşvik etme ve yüksek teknolojiyle donatmak şeklinde tanımlayabiliriz. Önümüzdeki 10 yılda insansız elektrikli araçların
Akıncıoğlu, “Akıllı kontrol sistemleri ile birlikte temizlik yapılan alanlarda kalite ve performans ölçümlerinde en üst seviyede doğruluk sağlanabilmektedir. ATALIAN olarak hizmetlerimize yeni nesil teknolojiyi entegre etmek için tüm yenilikleri takip ederek detaylı bir planlama sistemi oluşturuyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
ÜRÜN HİZMET
IBC Group of Companies, temizlik ekipmanları sektöründe lider… Türkiye’de temizlik ekipmanları sektörünün yaygınlaşmasına öncülük ettiklerini belirten IBC Group of Companies Yönetim Kurulu Üyesi ve Ekonomist Aybüke Balabanlı, yeni nesil temizlik teknolojileri hakkında bilgi verdi. Öncelikle IBC Group of Companies’i bizlere kısaca anlatır mısınız? IBC Group of Companies; Temellerini 1927 yılında atıp, yarım asırı aşarak bir asıra doğru yol alan macerasında; Türkiye’de temizlik ekipmanları sektörünün yaygınlaşmasına öncülük etmiş, en iyi şekilde temizlik makineleri ve ekipmanları konusunda pazarında iyi yerlere ulaşmış, bu alandaki yatırımları ve yenilikleriyle kurumsal bir lider şirkettir. Gelişen yeni nesil temizlik teknolojileri nelerdir? Gelişmiş ülkelere bakarsak eğer; teknolojinin ilerlemesi ile birçok yeni ça-
lışmalar görülmektedir. Bunlara temizlik ekipmanları sektör bazlı örnek olarak; sürücüsüz temizlik makinaları ,renk skalasına göre ayrıştırmalı çöp kovaları ve saklama kapları, ileri teknolojiye sahip yeni nesil tuvalet ve tuvalet ekipmanları, telefon üzerinden temizlik amaçlı uygulamalar(applications), antibakteriyel çok kullanışlı otomotik cihaz ve koku makinelerini örnek verebiliriz. Temizlik makineleri ve ürünlerinde nasıl gelişmeler olacak? Teknolojinin ilerlemesiyle yapay zeka büyük önem taşıyor. İnsan gücü olmadan kullanabilecek temizlik makinalarına, zaman kazandıracak pratik çözümlü temizlik ekipmanlarına yönelmeler başlayacaktır. Temizlik makineleri kendiliğinden sarj olup ,gece görüşü sensör özelliği sayesinde temizlik makinaları kendiliğinden karanlık ortamlarda bile ilerleyip temiz zeminler sunacaktır. İnsan gücü olmadan kullanabilecek temizlik makineleri devreye girecek mi? İnsan gücü olmadan kullanabilecek makineler tam anlamıyla devreye girmese bile 2018 yılında bunun ilk örnekleri önemli yurt dışı fuar ve etkinliklerde, tanıtımları yapılarak , piyasaya sunulmaya başlayacaktır.
Yeni nesil teknolojiler ile temizlik ve güvenlik sağlamanın kolaylıkları nelerdir? Sahip olduğumuz markalar arasında bulunan, dünyanın büyük lider markaları arasında ilk 300’de yer alan Rubbermaid markasının ürünlerinin bu soruya en iyi cevap olacağı kanısındayım. Yüksek kalite standartların ve yönetmeliklerin uygulanması gerektiği projelerde yer alması zorunlu hale getirilen Rubbermaid; kalitesi, uzun ömürlü oluşu ve güven vermesiyle en çok tercih edilen markaların başındadır. Ürünlerde kırılma, bozulma sıkıntısı olmadan, antibakteriyel, microban aynı zamanda TUV, HACCP ve benzeri ürün sertifikasyonları olan, yeni nesil teknolojilere sahip bir marka oluşu sayesinde güvenlik sağlamanın kolaylıklarını elde etmiş olunur. Tıbbi atıklar söz konusu olunca ve temizliğin önemi vurgulanınca hastanelerin bile vazgeçilmezi olan Rubbermaid ürünleri her yer için en doğru seçimdir. Bu yüzden kendi piyasasında bile eş değer rakibi olmayan Rubbermaid markasının ürünleri ile iş güvenliğinizi ve sağlığınız tehlikeye atmamış olup, temizlikte kusursuz çözümleri elde ederek, kolaylıklardan faydalanmış olursunuz.
107
ÜRÜN HİZMET
REENGEN İLE 360° DİJİTAL ENERJİ YÖNETİMİ verimlilik sağlayabiliyor. Asıl değerli olan veri toplandıktan sonra verinin analiz edilmesi, çıkarımlar yapılması ve buna bağlı aksiyonların alınmasıdır. Ortalama bir enerji iş zekası çözümünden farklı olarak, Reengen, sektörel bilgi birikimi ve binlerce tesiste edindiği deneyimle bunun bir adım üstüne çıkarak; kestirimci modeller, tahminler, veri madenciliği yöntemleriyle tesislerde gerçek zamanlı enerji optimizasyonu sunabiliyor.
R
eengen’i kısaca özetlemenizi istesek neler söylersiniz? Reengen neler yapar? Reengen bir yüksek teknoloji firmasıdır. Bulut tabanlı veri analizi uygulamalarını ve IoT teknolojilerini kullanan ürünümüz Enerji IoT Platformu üzerinden farklı sektörlerdeki tesislere 360˚ dijital enerji yönetimi sunuyoruz. Verdiğiniz hizmetlerden ve uygulamalarınızdan bahsedebilir misiniz? Binalarda bulunan enerji üretimine ve tüketimine dair sistemlerden ve otomasyon sistemlerinden aldığımız enerji parametrelerini, UPS/jeneratör verilerini,
Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir? Önümüzdeki dönemde Türkiye’den çıkmış bir yüksek teknoloji şirketi olarak bölgeye yayılmayı ve gelirimizin büyük bölümünü yurt dışı ihracatından sağlamayı hedefliyoruz. Yurt dışına satış pazarlama hedeflerimizi destekleyebilmek için 2018 sonunda bir yatırım alarak 2019’da agresif şekilde yurt dışına açılmayı planlıyoruz. Ürün portföyümüze 360˚ dijital enerji yönetimini zenginleştirecek elektrikli araç, enerji depolama yönetimi ve elektrik piyasası analizi gibi modüller eklemeyi hedefliyoruz.
108
REENGEN KURUCU ORTAĞI &CEO’SU ŞAHİN ÇAĞLAYAN, ENERJİ IOT PLATFORMU’NU KULLANAN TESİSLERİN ANORMALLİKLERİ ZAMANINDA TEŞHİS EDİP VEYA ÖNGÖRÜP AKSİYON ALARAK YÜZDE 10’A KADAR TASARRUF EDEBİLDİKLERİNİ İFADE ETTİ.
HVAC sistemlerinin çalışma durumlarını, reaktif enerji, sıcaklık, nem, kişi sayısı gibi kritik verileri anlamlı hale getirip, web ve mobil geri bildirim mekanizmasıyla aksiyona dönüştürülebilir bilgi şeklinde sunuyoruz. Enerji IoT Platformu tesise özel arayüz, raporlar, KPI takip ekranları ve özelleştirilebilen kural motorları, tüm tesislerin bilgilerine hızlı erişebilirlik ve alarm yönetimi uygulamaları sunuyor. Tüm sistemlere ve ölçüm cihazlarına entegre olup enerji izleme, otomasyon ve ERP uygulamalarını tek platformda toplayıp operasyonel
Türkiye dışında hangi ülkelerde faaliyet gösteriyorsunuz? Türkiye’nin dışında özellikle İspanya ve Birleşik Arap Emirlikleri pazarlarında aktif olarak sistem entegratörü partnerlerimiz üzerinden satış gerçekleştiriyoruz. Bunun yanında Azerbaycan, Hindistan, Meksika pazarlarında da ilk pilot projelerimiz ve satışlarımız gerçekleşti. Peki, şirketlere ne tür verimlilikler sağlıyorsunuz? Enerji IoT Platformu’nu kullanan tesisler anormallikleri zamanında teşhis edip veya öngörüp aksiyon alarak yüzde 10’a kadar tasarruf edebiliyorlar. Genelde çok şubeli, mağazalı işletmelerde excellerle, manuel olarak ve telefonla işletilmeye çalışılan süreci otomatikleştirerek yıllık ortalama 600 saatlik bir operasyonel verimlilik sağlıyoruz. Tesislerin enerji tüketim profilini değerlendirip en uygun tarifeden elektrik satın alabilmelerini sağlıyoruz. Dinamikleşen elektrik piyasasında saatlik değişen enerji birim fiyatlarına göre binaların gün içindeki enerji tüketimi profilini ortaya çıkarıp, talep tarafı yönetimiyle, elektriğin ucuz saatlerde kullanımına dair planlama yapabilmesine katkı sunuyoruz. Motorlar, pompalar, yüksek miktarda enerji çeken kritik, pahalı ekipmanların çalışmalarını inceleyerek, olası arızalara dair alarmlar göndererek bakım faaliyetlerinin daha etkin yönetilmesini sağlıyoruz.
ÜRÜN HİZMET
İstanbul Bina ve Tesis Yönetim Fuarı Düzenleniyor
Tesis (Facility) kısaca insanların yaşadığı veya çalıştığı binalar, iş merkezleri, plazalar, siteler, rezidanslar, avm’ler, fabrikalar, hastaneler, havaalanları, oteller, okullar vb. tüm mekanlardır. Tesis Yönetimi (Facility Management) ise bu tesislerin sürdürülebilmesi ve geliştirilmesi için ‘insan, mekan, teknoloji ve süreçleri’ birleştiren, birden fazla disiplini kapsayan uzmanlık ve deneyim gerektiren yeni bir kavram, yeni bir meslek olarak tanımlanıyor. Son yıllarda hem dünyada, hem de ülkemizde giderek gelişen ve önem kazanan tesis yönetimi, sürekli büyüyen ve gelişen yapısıyla Türkiye’nin en fazla istihdam sağlayan sektörlerindendir.
FUARA, ALANINDA UZMAN 150 FİRMA KATILACAK Entegre tesis yönetimi yapan firmalar, asansör ve bakım hizmetleri, aydınlatma sistemleri ve çözümleri, enerji üretici
DEMOS FUARCILIK VE TRFMA TESİS YÖNETİM DERNEĞİ İŞBİRLİĞİ İLE 9-11 MAYIS 2018 TARİHLERİ ARASINDA İSTANBUL KONGRE MERKEZİ’NDE FM EXPO İSTANBUL BİNA VE TESİS YÖNETİM FUARI DÜZENLENECEK. ve satıcıları, güvenlik hizmet firmaları, güvenlik ekipmanları, hareketli platformlar ve hizmet sağlayıcılar, hava ve su arıtma sistemi üreticileri, İş kıyafeti üreticileri, klima / iklimlendirme kontrol sistemleri otomatik kapı / sensör uygulamaları ve hizmetleri, peyzaj ürünleri ve hizmetleri, temizlik ürünleri, makinaları ve hizmetleri, tesis yönetim hizmetleri eğitimi firmaları, toplu atık ayrıştırma ve toplama şirketleri, haşere
ilaçlama firmaları , bina renevasyonu ana başlıkları altında konusunda uzman 150 firma katılacaktır.
YAKLAŞIK 10 BİN PROFESYONEL ZİYARETÇİ BEKLENİYOR Fuar; AVM sahipleri ve yöneticileri, bina sahipleri, fabrika yöneticileri, hastane yöneticileri, imalathane yöneticileri, iş merkezi yöneticileri, havaalanı yöneticileri, banka yöneticileri, apartman ve site yöneticileri, toplu taşıma yöneticileri, kamu kurumları, marina ve liman yöneticileri, okul ve yurt yöneticileri, organize sanayi bölgeleri yöneticileri, otel yöneticileri, spor tesisleri yöneticileri , imalat sanayi yöneticileri ve yatırımcıları tarafından ziyaret edilecektir. Yaklaşık 10 bin profesyonel ziyaretçinin beklendiği FM EXPO İSTANBUL ülkenin önemli fuarlarından biri olacaktır.
109
ÜRÜN HİZMET
Fotoğraf: Pınar Lauridsen
Yaşam Kalitesini Yükseltecek Mekanlara
3XKO İmzası 3XKO hakkında bilgi verebilir misiniz? Neler yapar 3XKO? Korkut Özgenler: 3XKO ticaret, alışveriş, yaşam, kültür ve eğitim alanlarına yönelik özel mekanlar yaratmak amacıyla kurulmuş, uluslararası bir mimarlık şirketidir. Firmamızın tasarım değerlerindeki mükemmeliyetçi bakış açısı, araştırma-geliştirme ve sürdürülebilirlik kavramları üzerine kurulmuştur. Firma yetkililerinin işbirliği içerisinde çalışmaları ve aynı zamanda kendi uzmanlık alanlarına yönelik olarak katkı sağlayabilmeleri amacıyla, tüm 3XKO ofislerinde ‘Think Tank’ olarak tabir edilen ‘Beyin Takımı’ felsefesi benimsenmiştir. Bu doğrultuda, işverenleri beklentilerinin ötesine taşıyan, ilham kaynağı, yüksek kaliteli mekanlar oluşturmak amacıyla birbirinden farklı sektörleri, farklı konum ve yapı tiplerini en doğru şekilde bir araya getirmek esas alınmaktadır. Firma vizyonumuz daha gelişmiş mekanlar ve insanların yaşam kalitesini yükseltecek alanlar oluşturmak üzerine kuruludur. Amacımız, uzun vadeli işbirliklerinin temelini oluşturan “Kazan-Kazan” anlayışı çerçevesinde işverenlerimizle, kullanıcılarla ve ortaklarımızla yakın temas içerisinde çalışmaktır. 3XKO bu doğrultuda, dünya çapında yer alan tüm müşterileri için yüksek kaliteli ve mükemmeliyetçi bir tasarım hizmeti sunmaktadır. Proje uygulama, tasarım ve proje yönetimi hizmetini nasıl sağlıyorsunuz? Korkut Özgenler: 3XKO’nun önemli elementlerinin başında gelen takım çalışması bizlere rahat bir ortamda 360 derece düşünebilme, fikir alışverişi ve beyin fırtınası yapma imkanı sağlamaktadır. Özgün projeler yaratmak için önce müşterimizi anlamamız gerekmektedir. Her müşterinin ve her projenin farklı hedefleri olması nedeniyle çalışmalarımıza öncelikle projenin içeriğini ve hedefini analiz etmekle başlıyoruz. Bütün projelerimiz benzersizdir ve birbirinden farklıdır, bu nedenle işveren beklentilerine ve hedeflerine göre süresi ve stili değişir.
110
Korkut Özgenler
Korkmaz Özgenler
Koray Özgenler
3XKO MİMARLIK ŞİRKETİ ORTAKLARI KORKUT ÖZGENLER, KORKMAZ ÖZGENLER VE KORAY ÖZGENLER’DEN PROJE VE TASARIM YÖNETİMİ HİZMETLERİ HAKKINDA BİLGİ ALIRKEN AYNI ZAMANDA VADİSTANBUL AVM PROJESİ HAKKINDA KONUŞTUK. Uzun yıllara dayanan deneyimlerimiz ve farklı lokasyonlarda bulunan ofislerimiz sayesinde sektöre yönelik birikimlerimizi geniş alanlarda sunabiliyoruz. Mekan yaratma ve güçlü tasarım konusundaki uzmanlığımız ve tecrübelerimiz, projelerimize değer katmaktadır. Ayrıca, projenin etrafında inşa edilen tasarım yaklaşımının, esneklik ve uyarlanabilirlik özelliğine sahip olması, genel tasarım bütünlüğünü, tutarlılığını ve kalitesini kaybetmeden değişen piyasa koşulları-
na uyum sağlayabilmesi için de çok önemlidir. Vadistanbul Alışveriş Merkezi İç Mimari projesini hayata geçirdiniz? Bu proje nasıl oluşturuldu, projedeki en dikkat çekici unsurlar neler oldu? Korkut Özgenler: 3XKO Architects olarak Vadistanbul Alışveriş Merkezi iç mimari tasarım projesini Benoy firması ortaklığı ile hayata geçirdik. 3XKO Architects, AVM kapsamında bulunan tüm genel mekanların ve mağaza cephelerinin uygulama projesini
ÜRÜN HİZMET
ve ihale dokümanı projesini alt yükleniciler ile koordinasyon içerisinde sürdürülme görevini üstlenmiştir. 4 kata ve 100 bin metrekarelik kiralanabilir alana sahip proje yaklaşık 250 adet mağazadan ve Cendere Vadisi Ormanı manzarasına hakim, çatı teraslı bir yemek katından oluşmaktadır. Yemek katında aynı zamanda sinema ve oyun alanı konumlandırılmıştır. Proje kapsamında, dış perakende caddeleri yapının bir parçası olarak düşünülmüş, iç ve dış mekanlar birbirine bağlanmıştır. Bununla birlikte, 3XKO Architects, Alışveriş Merkezi’ni İstanbul Seyrantepe Metro İstasyonu’na bağlayan, tek raylı (Monorail) bağlantı istasyonlarının projesini de gerçekleştirmiştir. Vadistanbul AVM’nın ön plana çıkan noktalarından biri, Avrupa’nın en büyükleri arasında yer alan, Türkiye’nin ise en büyük serbest form çatısına sahip olmasıdır. Yapının en alt seviyesine kadar gün ışığını taşıyan serbest çatı konstrüksiyonu, çelik yapının mimari karakterini vurgulayan, dinamik bir aydınlatma sistemine dönüşerek projenin heykelsi etkisini güçlendirmiştir.
Üç ana çıkış noktasına sahip tasarım, kent, akarsu ve orman unsurları üzerine kurulmuştur. AVM’nin tüm katlarında, orman dokusuna, doğaya ve doğal formlara güçlü şekilde bağlı tasarım detayları uygulanmıştır. Doğanın yansıması yeşil, mavi ve toprak tonlarındaki renk seçimleri, doğal dokular, mermer zemin döşemeler, ıslak hacimlerdeki doğal taş, seramik ve ahşap ürün seçimleri vb. tüm detaylar dokuyu vurgulayacak şekilde belirlenmiştir. 3XKO’nun bugüne kadar hayata geçirdiği projelerden bahseder misiniz? Korkmaz Özgenler: Öne çıkan projelerimiz arasında, Türkiye’de ilk 3XKO projesi olan Halk GYO Şekerpınar Bankacılık Merkezi, Brezilya’da yer alan Porto Maravilha Kentsel Dönüşüm projesi, Almanya, Köln’de bulunan iLive Microapartments (Mikro Konut), İstanbul’da yer alan Vadistanbul Alışveriş Merkezi ve Orjin Grubunun Merkez ofis iç mimari projeleri, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın Jubaylah bölgesi Master Planı, Gürcistan’da Porta Batumi Tower iç mimari tasarım projesi yer almaktadır. Madrid, İspanya’da yer alan önemli bir ticari yapı projesi, Almanya’da bulunan ve yakın zamanda tamamlanacak olan mikro konut ve prestijli beş yıldızlı otel projesi ise son dönem, uluslararası çalışmalarımızın bir kısmıdır. Müşteri memnuniyetini nasıl bir fark yaratarak sağlıyorsunuz? Koray Özgenler: 3XKO firması olarak kendi bünyemizde oluşturduğumuz ve tutkuyla inanarak, izinden gittiğimiz bir “Kültürlera-
rası Tasarım Yaklaşımını” günlük hayatımızın her alanında benimsemiş durumdayız. Uluslararası bir firma olarak, projelerimizin tümünde entegre tasarım anlayışını ön planda tutmaktayız. Türkiye’deki ofisimizin beşinci yılında, uluslararası alandaki tecrübelerimizin, mükemmel tasarıma, iş ahlakına ve inovatif çözümler ortaya çıkartmaya kendimizi adamış olmamızın, yerel ve uluslararası alanda değer sahibi müşteriler ile çalışmamız anlamında önemli yere sahip olduğunu ortaya çıkartmaktadır. Tüm projeler, konumu, yapı yönü, iklimsel özellikleri, sosyolojik ve kültürel gereklilikleri ve gelişimleri açısından farklıdır. Kültürel çeşitliliğin yanı sıra, teknik gereklilikler, kurallar ve standartlar benzerlik gösterse bile ülkeden ülkeye değişmektedir. Bu kapsamda, 3XKO olarak Alman verimliliğini, İngiliz tasarım çizgisi, Fransız diplomasisi ve Türk tutkusu ile harmanlayarak, yurt dışında ve Türkiye’de bulunan müşterilerimiz arasında köprü kurmayı aktif ve çok başarılı şekilde sürdürmekteyiz.
111
ÜRÜN HİZMET
ASANSÖR TEKNOLOJİSİNDE BÜYÜK DEVRİM…
K
onuşan asansör ne demek? Asansör ve yürüyen merdiven sektörünün önde gelen ismi KONE olarak, asansör teknolojisinde büyük bir devrim gerçekleştirdik. IBM Watson IoT (Nesnelerin İnterneti) platformunu kullanan, yeni 7/24 Bağlı Hizmetler programımızı hayata geçirdik. Bu program şu anlama geliyor: Asansör ve yürüyen merdivenler artık birbirleriyle konuşabiliyor.
Asansör ve yürüyen merdiven sektörünün önde gelen ismi KONE’nin Türkiye Genel Müdürü Haldun Ulusoy, konuşan asansör sistemleri hakkında bilgi verdi.
Bu teknoloji sayesinde asansör ve yürüyen merdivenler bulut platformu üzerinden merkezdeki bilgisayarlara gerçek zamanlı ve anlık rapor veriyor. Merkezdeki bilgisayar da bağlı tüm asansör ve yürüyen merdivenlerin hangi anda ne yaptığını biliyor. Öte yandan asansör ve yürüyen merdivenlerin sistemlerinde meydana gelen en ufak hata ve arızalardan da haberdar olarak takibe alıyor. Sorunun durumuna göre hemen ya da tekrarı halinde, ilgili bölgedeki teknisyeni o asansöre ve yürüyen merdivene yönlendirerek sorunu çözüyor. KONE, önümüzdeki beş yıl boyunca 1 milyondan fazla ilave asansör ve yürüyen merdiveni bulut ortamına bağlamayı hedefliyor.
Yapay zeka asansör sektöründe ne gibi faydalar sağlayacak? Yapay zeka öncelikle, hem son kullanıcılar hem de asansör bakım, onarım teknisyenleri için daha fazla güvenlik sağlayacaktır. Asansör arızalarının birçoğu daha önce sinyal vermekte ve bu tip durumlarda ekipmanın çeşitli parçaları zaman içerisinde bozularak sonuçta arızaya sebep oluyor. Yapay zekanın yaptığı iş, bu parçaların çalışma performanslarının yorumlanması ve sonraki bakım ziyareti esnasında ya da hemen müdahale ile daha sonra arızaya neden olmadan gerekli ayar ve onarımların yapılmasıdır. Bulut sistemiyle bağlı olan asansörlerdeki
112
çeşitli parametreler 7 gün 24 saat boyunca takip edilerek, önceden müdahale ile muhtemel arızaların bir kısmının gerçekleşmeden önce engellenmesi mümkün oluyor ve bu da asansör bakım ve kullanım kalitesini artırıyor. Yapay zekanın tespit ettiği servis ihtiyaçları, her ekipmana özgü olacak şekilde mevcut bakım planlarına eklenerek daha kaliteli bir bakım performansı sağlıyor. Bulut platformu kullanarak bilgileri depolamak mümkün mü? KONE’nin 7/24 Bağlı Servisler uygulaması, bulut platformuna bağlı ekipmanları izliyor ve veri topluyor. Bu
çözüm, uçtan uca güvenli bir sistem olarak tasarlanmış olmakla birlikte, asansörün çalışma güvenliğinde herhangi bir kötüleşme olması durumunda bunu izleyerek müdahale edilmesini sağlıyor. Türkiye’de konuşan asansör bulunan proje var mı? Konuşan asansörler sistemi 2017 sonu itibarıyla Türkiye’de pilot uygulamaya başlamış ve 2018 yılı ilk çeyreğinde de tüm kullanıcılar için alınabilir bir hizmet haline gelmiştir. Türkiye’de de çeşitli sektörlerde konuşan asansörler bulunmakta olup hızlı bir şekilde yaygınlaşması hedefleniyor.
ÜRÜN HİZMET
Eleman.Net hızlı bir şekilde istihdam sağlıyor Firmalara aradıkları nitelikli elemanları sağlarken aynı zamanda adayların hızlı bir şekilde istihdam edildiğini anlatan Eleman.net Genel Müdürü Özlem Demirci Duyarlar, “Mobil uyumlu internet sitemiz ve mobil uygulamalarımız ile adayların ve işverenlerin, istedikleri zaman istedikleri yerden başvuru yapmalarını ve iş ilanı yayınlayabilmelerini sağlıyoruz” diye belirtti.
E
leman.net hakkında bilgi verebilir misiniz? 2005 yılında kurulan Eleman. net, mavi yakalı çalışanlara ve ara kademe pozisyonlara odaklı bir insan kaynakları platformu. Temel amacı, firmalara aradıkları nitelikli elemanları sağlarken, adayların en hızlı şekilde istihdam edilmesi… Kolay kullanımı, hızlı alt yapısı ve müşteri odaklı hizmet anlayışı ile öne çıkan Eleman.net, mavi yaka ve ara kademe pozisyonlarda lider konumda. Hizmet verdiğiniz firma ve aday sayısı nedir? Siteye giren ziyaretçi sayısında nasıl bir artış söz konusu? Eleman.net bugün, yüzde 98’ini KOBİ’lerin oluşturduğu 250 bin üye firmaya ve 10 milyondan fazla adaya hizmet veriyor. Aylık bazda baktığımızda, her ay ortalama olarak 5 milyon kişi sitemizi ziyaret ediyor, 45 bin yeni özgeçmiş ekleniyor, 4 bin 500 yeni firma üye oluyor, 20 bin iş ilanı yayınlanıyor, 2 milyon iş başvurusu yapılıyor ve 10 bin kişilik istihdam sağlanıyor. Eleman.net’in yapılanmasını anlatır mısınız? Bu süreç nasıl işliyor? Eleman.net, sirkülasyonun yüksek olduğu, işe alım süreçlerinin çok hızlı gerçekleştiği mavi yaka ve ara kademe pozisyonlarda süreçlere en iyi şekilde destek vermeyi amaçlıyor. Bu doğrultuda, hem iş arayanlara hem de işverenlere kolaylık sağlayacak uygulamalar sunuyoruz. Hayatı kolaylaştırmayı amaçlayan teknolojilere yatırım yapan bir platform olarak, mobil uyumlu internet sitemiz
ve mobil uygulamalarımız ile adayların ve işverenlerin, istedikleri zaman istedikleri yerden başvuru yapmalarını ve iş ilanı yayınlayabilmelerini sağlıyoruz. Kurulduğunuz günden bugüne kadar kaç kişiye istihdam olanağı sağladınız? Geride kalan 12 yılda 1,5 milyon iş ilanı ve 50 milyon başvuru ile 460 bin kişiye istihdam olanağı sağladık. Son olarak 2017 yılında sık sık gündeme gelen istihdam konusu hakkındaki görüşleriniz nelerdir? 2017 yılının istihdam seferberliğinin ve istihdamın artırılmasına yönelik teşviklerin olumlu etkilerinin hissedildiği bir yıl olduğunu söylemek mümkün. Eleman.net verilerine göre, 2017 yılında iş ilanları yüzde 30, bu ilanlara başvurular ise yüzde 20 arttı. Yıl boyunca yayınladığımız 110 bini aşkın ilana 11 milyondan fazla başvuru yapıldı. Bir önceki yıla oranla, eleman arayan yeni firma sayısı yüzde 6, iş arayanların sayısı ise yüzde 10 artış gösterdi.
113
Özel Röportaj
ÖzelRöportaj
KİRPİK LİFTİNG KERATİN BAKIMI İLE
BAKIŞLAR DAHA CANLI
‘Kirpik Lifting ve Kirpik Lifting Keratin Bakımı’ uygulamaları hakkında bilgi veren Acils Türkiye Marka Yöneticisi Asiye Ünlü, aynı zamanda bu uygulamalar üzerine verdiği eğitim hakkında konuştu. Acils Türkiye olarak uyguladığınız ‘Kirpik Lifting’ ve kirpik Lifting keratin bakım hakkında bilgi verebilir misiniz? Kirpik Lifting keratin bakım, ‘Kirpik lifting’ ve en eski sistem olan kirpik permasına nazaran en son çıkan kirpik bakımıdır. Onarıcı etkiye sahip en doğal bakımdır. Losyonların içeriğinde kirpik çapını genişleten bir etkisi vardır.Böylelikle kirpik yapınıza göre daha kalın, uzun, kıvrık ve bakımlı kirpiklere 3 ay boyunca sahip olabiliyorsunuz. Uygulama süresi bir buçuk saat. Bakım esnasında gözleriniz açık kalabilir, kesinlikle göz yakmaz, zarar vermez, alerjik göze uygulama yapılmasında bir sakıncası yoktur. Uygulamadan sonra kirpikler 24 saat boyunca suya, buhara maruz kalmamalı. Tek bakımı ise; sadece onları her gün taramak olacak! Acils Kir-
114
pik Lifting Bakım, bakışlarınızı değiştirip canlandırmak, gözlerinizi büyütüp bakışlarınızı değiştirmek için üretilmiştir. Acils Keratin bakım, başka bir uygulamadan zarar görmüş kirpikler ve kirpikleri dökülenler için muhteşem bir bakım… Ortalama 3.ve 4. uygulamadan sonra kirpiklerinizde gözle görülür kalınlaşma ve uzama kaydediliyor. Evde kullanmanız için ise uzmanınız sizlere Lash up keratin maskaranızı sunabilir böylelikle, kirpiklerinizin hızlı bir şekilde uzamasını sağlar ve doğal yenilenme döngüsünde daha da güçlü kirpiklere kavuşursunuz. Lash up keratin maskara renksiz ve çift uçludur. Bir tarafı kirpik bakımı için kirpiklerinizi güçlendirir, diğer tarafı ise kirpiklerinizi daha uzun, dolgun ve sağlıklı hale getirir. Düzenli kullanıldığında 1 ay içerisinde kirpiklerinizi uzatıyor. Kullananların yüzde 100’ü sürekli kullandıklarında 3 hafta içinde kirpiklerinde bir iyileşme olduğunu onaylıyor. Bu uygulamayı yurt dışından Türkiye’ye getirme fikri nerden geldi? Yıllar önce Fransa’da kendi kirpiklerimde uygulamayı denedim ve çok memnun kaldım. Türkiye’de böyle güzel bir uygulamanın olmadığını görüp, Kirpik Lifing modasını başlatmış oldum. Bakışlarınızı canlandırmak ve güzelleştirmek için öncelikle Taiwan, Amerika, Fransa’da çıkan Kirpik Lifting Bakım; Türk kadın ve erkeklerin vazgeçilmez bakımları arasına girmeyi başardı.
ÖzelRöportaj Özel Röportaj Kirpik Lifting’i kimlere uyguluyorsunuz? Sağlık açısından bir sakıncası var mı? Kirpikleri düz, zayıf, az, yoğun, kısa, bakıma ihtiyacı olan her türlü kirpiklere uygulama yapılabiliyor.(Bay-Bayan, genç-yaşlı) Sağlığa kesinlikle bir zararı yoktur. Aksine kısa kirpikler uzamaya, ince kirpikler kalınlaşmaya, seyrek kirpikler çoğalmaya başlıyor. Üstelik kirpikler düz ise kıvırma işlemi de bir arada yapılıyor. Aynı zamanda Kirpik Lifting ve kirpik lifting keratin bakım uygulamasının eğitimini veriyorsunuz. Bu eğitimi kimlere ve hangi firmalara veriyorsunuz? Estetisyenlik kurslarına, güzellik uzmanlarına, SPA merkezlerine, sağlıklı yaşam merkezlerine ve kuaförlere eğitim veriliyor. Eğitimlerimiz teorik ve pratik olmakla birlikte; uzmanın yeteneğine bağlı olarak 2 manken üzerinde uygulama yapılıyor ve yarım günlük bir eğitim sürecinden geçiyorlar. Devamın da süresiz ve ücretsiz desteğimiz devam ediyor. Eğitim ve satış sonrasında müşterilerimiz ve Acils uzmanlarımız bizlere diledikleri zaman ulaşıp bilgi ve destek alabiliyorlar. Eğitim sonrasında Acils Fransızca yazılı sertifika almaya hak kazanıyorlar. Uygulamaya ise hemen başlayabiliyorlar. Türkiye genelinde kaç merkeziniz var? 300’e yakın uygulama merkezimiz var. Acils markamızı kullanan tüm Kirpik Lifting uzmanlarımızın her biri uygulamalarında profesyonel ve deneyimlilerdir. İşlerini ciddiyet, dikkat ve özenle yapmaktadırlar. Hepsi en iyi hizmet, kalite ve güveni vermek için eğitimi başarı ile tamamladılar. Bireysel uygulama yaptıran müşterilerimiz ise bir sıkıntı ya da sorun yaşarlarsa diledikleri zaman direkt bizlerle iletişime geçebilirler.
AVM’ler kadınların zaman geçirmeyi sevdiği mekanlar... Peki, siz AVM’lerde yer almayı düşünüyor musunuz? Evet, Türkiye genelinde AVM’ler içerisinde bulunan güzellik merkezi ve kuaförlerde yer almaya başladık ve daha da yaygınlaşmaya devam edeceğiz. Yer aldığımız AVM’ler ise Brandium, Palladium, Marmara Park ve Primemall… Hangi ünlülere Kirpik Lifting uygulaması yaptınız? Memnuniyet düzeyleri ne oldu? Ben ve Acils uzmanlarım birçok ünlüye uygulama yaptık. İsimlere sosyal medyadan kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Hepsi de çok memnun kaldı, kirpiklerinin hiçbir maskara olmadan hatta boya dahi olmadan eskisinden daha yoğun, kalın, uzun ve kıvrık gözükmesi karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler. Adeta Kirpik Lifting fanı oldular. Gelecek dönem hedeflerinizden bahseder misiniz? Kirpik Lifting modasını, 2015 tarihinde yayınlanan videomuz ile başlatan Acils oldu. Tabii ki her sektörde olduğu gibi taklitler, piyasaya farklı ürünlerin girmesi, farklı markaların sunulması kaçınılmazdı. Türkiye’de kozmetik piyasası çok karışık maalesef, fakat uzmanlarımız çok bilinçli. Bu konuda araştırmadan, bir ürünün geçmişini öğrenmeden kullanmıyorlar. Hatta onlar için referans ne kadar önemli ise bizim içinde en güvenilir reklam referanstır. Bu nedenle müşterilerimiz daha çok referansla gelir. Fransa’da yetişip büyümem, oranın kültürünü almış olmam Türkiye’de iş hayatımı bazı konularda tabii ki zorlaştırıyor. Yarı Türk yarı Fransız beyin ile ilerlemek zorunda kalıyorum. Ürün kalitemize güveniyoruz. Kalitemizden ödün vermeden müşteri memnuniyeti odaklı çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye’de yenilikleri sunmak çok güzel bir duygu… Asıl önemli olan ise insanlarımızın bu güzelliklerden yıllar sonra haberdar olması yerine, yeniliğin Avrupa ülkelerinde başladığı yıl haberdar olmalarıdır.
115
KÜLTÜR & SANAT
Ali Yalçıner
Kadıköy Halk Tiyatrosu, kadınlara yönelik şiddeti tiyatro sahnesine taşıdı. ‘Mor’ adlı oyunda sığınma evinde yaşayan 5 kadının yaşanmış hikayeleri anlatılıyor.
S
ığınma evinde yaşayan 5 kadının hikayesinin anlatıldığı Mor adlı oyun, kadınlara yönelik şiddeti her boyutuyla gözler önüne seriyor. Yaşanmış hikayelerden uyarlanan tiyatro oyunu; fiziksel, cinsel, ekonomik, sözel ve duygusal şiddete uğramış kadınları anlatıyor. 5 kadının günlük yaşamlarını, çekişmelerini, sosyal hayatlarını, alışkanlıklarını, dedikodularını, sırlarını birbiriyle ve seyirciyle paylaştıkları oyun; eğlence ve hüznü harmanlayarak kadınların yaşantılarını seyirciye aktarıyor.
YAŞANMIŞ HİKAYELERDEN YOLA ÇIKILDI ‘Mor’ oyununun yazarı ve yönetmeni Ali Yalçıner, kadınlara yönelik şiddetle ilgili bir oyunu tüm gerçekliğiyle sahneye taşımanın gerekliliğini şu sözlerle aktarıyor: “Ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddeti, fiziksel şiddetin yanı sıra cinsel, ekonomik, sözel ve duygusal biçimleriyle sahneye taşıdık. Yaşanmış hikayelerden yola çıkarak
116
Kadına yönelik şiddet ‘MOR’ ile tiyatroda
kurguladığımız oyunumuzda, şiddetin birçok çeşidinin olduğunu vurguluyoruz. Genelde kadınlar korku, endişe gibi sebeplerle yaşadıkları hikayeleri gizleyebiliyor. Bizler bu hikayelerin şiddete uğrayanlar tarafından tiyatro aracılığıyla topluma anlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle bu oyunu sahneliyoruz. Toplumun her kesiminden kadının kendisinden bir şeyler bulacağı oyunumuzda, gündelik hayatı kendi doğallığında sahneliyoruz.”
Dramaturjisini Ragıp Ertuğrul’un, müziklerini Bülent Bayrak’ın, kostüm tasarımını Merih Sualp’in yaptığı oyunda; Ayşegül Yalçıner, Canan Tuğaner, Eda Özdemir, Eser Rüzgar, Hafize Balkan rol alıyor.
‘Mor’ oyunu, Kadıköy Halk Eğitim Merkezi, Profilo Kültür Merkezi, Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi, Caddebostan Kültür Merkezi gibi salonlarda sahnelendi. Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında KKTC Cumhurbaşkanlığı’nın özel davetiyle Kıbrıs turnesini ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin davetiyle Kınık ve Beydağ ilçelerine turnelerini gerçekleştirdi. ‘Mor’ adlı oyun, 15 Nisan Pazar 19.00’da Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde, 21 Nisan Cumartesi 20.30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde sahnelenmeye devam ediyor. Biletler, biletix.com ve gişeden satın alınabiliyor.
ROTA
NOSTALJİ SEVERLER İÇİN BERGAMA RÜYA GİBİ GELECEK İZMİR BERGAMA’NIN UNESCO DÜNYA MİRAS LİSTESİ’NDEKİ BERGAMA ANTİK KENTİ’NİN ÜNÜNÜN GÖLGESİNDE KALMIŞ, TATLILIKTAN ÖLEN YERLEŞİMLERİ VARMIŞ. BERGAMA’NIN MAHALLELERİ NOSTALJİ SEVERLER İÇİN BİR RÜYA; HER YER DÖNEM DİZİSİ SETİ GİBİ… Tabelaların tasarımından, eski usul kahvehane sandalyelerine, kapı önünde oturan mahalleliye, dükkanının önüne “Kunduracı Ahmet” gibi ismini yazan esnafına, kefeli terazi kullanan bakkalından, pedallı dikiş makinası kullanan terzisine… Birçok şey bozulmadan ve estetik duygusunu koruyarak, çocukluğumuzdaki gibi yaşamaya devam ediyor. Bergama’nın nüfusu 100 bini aştığından, daha çok şehirleşmiş bir ilçenin kenarında bir antik kent bulacağınızı sanabilirsiniz. Ancak hem bu kadar nüfusu ağırlayıp, hem de İzmir gibi büyük bir şehrin parçası olup da, bu kadar otantikliğini korumuş bir yerleşim bulmak gerçekten harika…
BERGAMA’DA GÖRMENİZ GEREKENLER Bergama’nın Mahalleleri 1.Kale Mahallesi Kale Mahallesi, Rumlardan kalan taş evlerin içinde mahalle hayatının devam ettiği, müthiş tatlı bir yer. Tüm binalar mübadele vakti giden Rumlar’dan kalmış. Öyle terk edilmiş, hayalet binalar ya da anca yaşlıların kaldığı mahalleler değil bunlar. Aileler, çocuklar, komşuya gitmeli gelmeli, mahallece kapı önünde hep beraber fasulye ayıklamalı, yaşlı teyzelere gençlerin cep telefonundan YouTube izlettiği, “yaşayan” mahalleler. Daracık sokaklarda çocuklar bağır çağır top oynuyor. Her yer akşam sefası dolu. Güneşi batmasına doğru mis gibi kokular yükseliyor sokaklardan. Sokakları gezmesi müthiş keyifli.
118
ROTA 2.Atmaca Mahallesi 7 gün 24 saat rengarenk olan Atmaca Mahallesi, sadece Bergama’nın değil Türkiye’nin müzik üretimi açısından oldukça önemli yerleşim yerlerindendir. Özellikle klarnet ustaları ile ünlü olan mahalle, bugüne kadar birbirinden özel birçok müzisyeni yetiştirmiştir. 3.Bergama Merkez Bergama merkez ise ilçenin ticari kalbi olmasına rağmen nostaljik dokusunu koruyarak gelişmiş. Kolonya doldurma dükkanları, satmaya getirdiği çiftlik hayvanlarını kaldırım boyunca dizmiş köylüler tanıdık manzaralar…
Bergama Antik Kenti Bergama Antik Kenti, dünya tarihi için önem taşıyan bir yer. Hatta birçok açıdan kendi devrinde dünya lideri olarak tabir ediliyor. Çok büyük ve zengin bir krallıkmış. Efes’ten önce kısa bir süre Roma İmparatorluğu’nun doğudaki merkeziymiş.
Asklepion Asklepion Antik Yunan’daki şifa tanrısının ismi. Tıp / Hekimlik simgesi olan asaya dolanmış yılan ilk burada kullanılmaya başlanmış. Yılanın neden tıbbın sembolü olduğuna dair birçok açıklama var. En akla yatanlarından bir tanesi o dönemde insanlara yılan zehrinin tedavi amaçlı kullanılması… Farmakoloji kelimesi de zaten Yunanca ilaç / zehir anlamına gelen” pharmakon”dan türemiş. Asklepion Dünya’da; ilk psikoterapi yapan, ilk tedavi amaçlı uyuşturucu (anestezi niyetine) ve psikedelik madde kullanan ve ilk kamu sağlığı politikaları üreten kurum olarak da tarihe geçmiş. Asklepion’u içinde meşhur kütüphanenin, bir tiyatronun, telkin ve fizyoterapi tekniğinin uygulandığı uyku odalarının olduğu, açlık-susuzluk kürlerinin, şifalı otlar, yağlar ve sularla tedavilerin yapıldığı ve çamur banyolarının bulunduğu bir kaplıca ve dinlenme merkezi olarak düşünebilirsiniz
Bergama Halısı Kendine has ilmek tekniği, renkleri, desen yapısı ile dünyada ayrı bir ekol olan Bergama halısından da azıcık bahsedelim isterim. Burada 15. yüzyıldan bugüne birçok köyde dokumacılık yapılıyor. Halı türleri 4 çeşide ayrılıyor; Kız Bergama, Sarı Namazlık, Yağcıbedir, Holbein. Dünya’da koleksiyonerlerin özellikle peşine düştüğü ise Kız Bergama halısı. Kök boya ile renklendirilmiş özel yapağıdan dokunan halılar bu özelliklerinden dolayı koku yapmıyor ve kullandıkça ipek görüntüsü alıyormuş. Bergama’dayken mutlaka bir halıcıya girmenizi tavsiye ederiz!
Arasta Bergama merkezde çarşı anlamına gelen Osmanlı’dan kalma bir Arasta bulunuyor. Fakat öyle büyük bir arasta düşünmeyin. Çınar ağaçlarıyla kaplı bir avlunun altında, yan yana sıralanan birkaç dükkan ve onlara bakan çay bahçeleri var. Vakit geçirmek için değil de çay, kahve ve böğürtlen suyu içip mola vermek için ideal.
Kızıl Avlu (Sarepeion Tapınağı) Kızıl topraktan yapılma olduğundan rengi kızılımsı olan Kızıl Avlu, Bergama Antik Kenti’nin yayıldığı bölgede bugüne kadar ayakta kalabilmiş, Mısır yeraltı tanrısı Serapis’e adanmış bir tapınak olan Sarepeion’un bir parçası. Aslında MS. 2. yüzyılda tapınak Roma İmparatoru Hadrianus döneminde inşa edilmiş ama daha sonra 5. yüzyılda çeşitli eklemelerle kiliseye çevrilmiş. Osmanlı ile beraber camiye dönüştürülen yapının bir bölümü bugün bile cami olarak işlev görüyor. Anlayacağınız, dönem dönem hem bir tapınak, hem bir kilise hem de bir cami görevi görerek kutsal mekan olma konusunda kombo yapmış bir yer.
İzmir Bergama Müzesi Bergama Antik Kenti’nde yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarından elde edilen Erken Tunç Dönemi’nden Bizans’a kadar geçen süre dilimine ait buluntuların, heykellerin, mozaiklerin, bölge etnografyasına ait kilim, el işi, dekorasyon ürünlerinin sergilendiği bir müze.
119
ROTA
BERGAMA’DA NE YEMELİ? Çiçeksever Köfte’de Bergama Köftesi Yiyin
Bergama İlçe Halk Kütüphanesi Antik Çağ’da kütüphanesiyle Mısır ile kapışan, icat ettiği parşömeni ile Mısır’ın papirüsüne kafa tutan Bergama’ya da böylesine güzel bir halk kütüphanesi yakışırdı. 14 bin kitap, çeşitli dergi ve 3 bine yakın aktif üyeye sahip bu halk kütüphanesinin tarihi binası da oldukça hoş. Kütüphane pazar ve pazartesi günleri kapalı ama diğer günler 08:30-17:30 saatleri arası açık.
Kozak Yaylası Kozak Yaylası, fıstık çamı ormanlarıyla kaplı devasa bir yeşil alan. Bu yaylada kasım-mart arası çam kozalağı toplama dönemi oluyor. Toplanan kozalaklar yaz aylarında güneşe seriliyor ve kurutuluyor. Kurutulunca açılan kozalaklardan fıstıklar çıkarılıyor. Bizim iç pilavlara, zeytinyağlı dolmalara ve sarmalara koymaya alışkın olduğumuz bu fıstıklar hem iç pazarlarda hem de Avrupa’da dış pazarlarda alıcı buluyor. Bu bölgede kozak toplayamayana kız yok. Ayrıca bu dönemde çam ağaçlarının dibinde yetişen bir mantar türü olan çıntar da hem Bergamalıların sofralarına hem de ceplerine ek gelir kaynağı olarak giriyor.
120
Bergama’da ne yenir sorusunun nokta atışı cevabı. Salaş ama temiz bir yer. Zaten menü belli: Kasap köfte, piyaz… Üstüne de kaymaklı, cevizli, tahinli Kemalpaşa tatlısı.
Bergama’nın Neyi Meşhur? Çığırtması! Çığırtma, genel olarak Ege Bölgesi’ne ama özellikle de patlıcanlısı ile Bergama’ya has bir kızartma yemeği. Bol sarımsaklı, biberli, domates soslu yani bol ekmek banmalı. Akropolis Restoran, Bergama Sofrası ve Çığırtma Evi çığırtmayı layığıyla yapan yerler. Bu üçünden birinde mutlaka deneyin.
Arasta’da Böğürtlen Suyu İçin Arasta Nargile Cafe hem çok sevimli bir yer, hem de taze böğürtlen suyu cennetlik. Yaz sıcaklarında daha ötesi yok.
90’ına Merdiven Dayamış Eşref Amca’nın Yerinde Kahvaltı Yapın Günlük hayatta “İşleyen demir ışıldar” atasözünün kanlı canlı örneklerine rastlamak kadar insanı iyi hissettiren bir şey daha yok. Yenigün Kahvaltı Salonu, 90’ına merdiven dayamış Eşref Amca’nın ekmek teknesi. Her sabah yaş baş demeden dükkanın kapılarını kendisi açıyor, işinin başına geçiyor. Tüm gün ihtiyacınız olacak enerjiyi, Eşref Amca’nın ballı, kaymaklı, sıcak sütlü ve bol yaşam enerjili kahvaltısında bulabilirsiniz.
RAFTAKİLER RAFTAKİLER
ROTA
KIRLANGIÇ ÇIĞLIĞI AHMET ÜMİT Acıyı gördüm. Gözlerinin ortasında bir çiçek gibi büyüyen irisin önce ağır ağır büzülmesini, ardından çığlık gibi ansızın patlamasını gördüm. Titreyen dudaklar, bal mumuna dönüşen yüzleri, çöken yanakları, irileşen elmacık kemiklerini, birer mağara gibi derinleşen göz çukurlarını, kurumuş ağızların içinde pelteleşen dilleri gördüm.
DURU BİR UMUT MELİSA ÇANKAYA Yaptığınız iyilik yaşamınızı bir felakete sürüklerken gerçek aşkı bulsaydınız ne yapardınız? Aşka ve iyiliğe sırtınızı döner miydiniz yoksa her ikisi için de savaşır mıydınız? Duru savaşmayı tercih etti… Sima, bebeğini Duru’ya bırakıp kaçmıştır. Üstelik doğum belgelerine anne olarak Duru’nun adını yazdırarak! Duru genç yaşına rağmen bu büyük sorumluluğu üstlenir ve bebeğin babasını bulmaya karar verir. Bir çocuğu olduğunu öğrenen Toprak ise ailesi, nişanlısı ve hiç tanımadığı bir kadın arasında kalır ve hayatı eskisinden daha da karmaşık hale gelir… Koca bir yalan sonucu yeşeren aşk ve beraberinde getirdiği yıkım sizi satırlara hapsedecek… The Wattys 2016’da “Yazarın İlk Eseri” kategorisinde ödüle layık görülen ve bugüne dek Wattpad’de 5 milyonun üzerinde tıklanan Duru Bir Umut çarpıcı üslubu ve heyecan veren olay örgüsüyle dikkat çekiyor. Melisa Çankaya büyük yankı uyandıran ilk kitabında okurlarını şaşırtıcı bir yolculuğa davet ediyor.
Anladım ki benliğimizin farkına vardığımız an, acının pençesinde kıvrandığımız andır. Çığlık değil, ürperiş değil, evet, nereden geldiğini bilmediğim o vahşi iniltiyi kalbimin derinliklerinde duydum. Soluksuz kaldım, boğazım kupkuru, alnım ateşler içinde, tuhaf bir hülyaya kapılmışım gibi sürüklendim o dipsiz boşlukta. Hayatın en karanlık sırrıyla yüzleştim. Karanlığın her aşamasından geçtim, akan kanın sesini duydum, ölümün serinliğini damarlarımda hissettim. Geçmişin kamburunu çoktan söküp attım sırtımdan. İnsanın insanı öldürdüğü o ilk anı gördüm, katilin zafer haykırışını, kurbanın korku çığlığını işittim. Her an uyanmaya hazır o muhteşem dürtüyü bastırmak, insanlığın en masum haline, en saf doğasına dönmemek için yıllarca ihanet ettim kendime. Kendimle birlikte bütün dünyayı da kandırdım. Neredeyse başaracaktım ama bırakmadılar, benim adıma onlar öldürmeye başladılar. İşte bu yüzden geri döndüm...
OTUZUNDAN SONRA TUBA EZİCİ Neden mi otuzundan sonra? Çünkü kadın dünyadaki tüm acıları, tüm tecrübeleri, tüm zevkleri bu yaşa kadar deneyimledi ve adına “erkek” denilen fakat birçoğunun “adam” diye bile tanımlanamayacağı o iki ayaklı, sözde kalp ve beyin taşıyan fakat bu ikisi arasındaki dengeyi kurmakta oldukça zorlanan varlıklar olmadan da hayata devam edilebileceğini ve kendi ayakları üzerinde durabileceğini otuzundan sonra anladı. Aslında kadın kimseye ihtiyacı olmadığını, kendi kendine yetebileceğini bu yaşta fark etti. Kimilerine göre geç oldu belki ama zararın neresinden dönerse kardı ona göre artık. Var olsun kadınlık, var olsun güçlü kadınlar, var olsun bu kitap sayesinde kendinden emin, hayatına devam edecek olanlar…
121