Louis Bonaparte’ın18 Brumaire’i - Karl Marx (Özet)

Page 1

1

Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’i Karl Marx Victor Hugo, hükümet darbesinin sorumlunsa karşı acı ve nükteli sövüp saymalarla yetiniyor. Olayın kendisi, ona, duru gökte çakan bir şimşek gibi görünüyor. Olayı, yalnızca, tek bir bireyin şiddet eylemi olarak görüyor. Bu bireye, tarihte eşi görülmemiş kişisel bir girişkenlik gücü yükleyerek, onu küçültmek yerine büyüttüğünün farkına varmıyor. Proudhon ise, hükümet darbesini, daha önceki tarihsel gelişmenin sonucu gibi sunmaya çalışıyor. Ama, hükümet darbesinin tarihsel yapısı, onun kaleminde, darbenin kahramanı için tarihsel bir mazerete dönüşüyor. Böylece, sözde nesnel tarihçilerimizin düştükleri yanılgıya düşüyor. Bana gelince, ben, tersine, Fransa’da, sınıf savaşımının nasıl olup da sıradan ve gülünç bir adamın kahraman rolü oynamasına izin veren koşulları ve durumu yarattığını gösteriyorum. Karl Marx Siyasal, dinsel, felsefi alanda, ister tamamen başka ideolojik alanda yürütülmüş olsun, bütün tarihsel savaşımların, aslında, toplumsal sınıfların savaşımlarının az ya da çok belirgin bir ifadesi olduğuna ilişkin yasayı, ve bu sınıfların varlığının, dolayısıyla çarpışmalarının ise, bu sınıfları ekonomik durumlarının gelişme derecesi ile, üretimlerinin tarzı ile ve bunun belirlediği değişimlerinin tarzı ile belirlendiğine ilişkin yasayı, ilk Marx ortaya çıkarmıştır. Enerjinin dönüşümü yasası doğa bilimleri için ne kadar önemliyse, tarih için o kadar önemli olan bu yasa, Marx’a, İkinci Fransız Cumhuriyetinin tarihini kavramada bir anahtar hizmeti görmüştür. Friedrich Engels

Bir Hegel, şöyle bir gözlemde bulunur: tarihsel bütün büyük olaylar ve kişiler, sanki iki kez yinelenir. Hegel eklemeyi unutmuş: ilkinde trajedi olarak, ikincisinde kaba güldürü olarak. Danton’un yerine Caussidiere, Robespiere’in yerine Lousi Blanc... İnsanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, ama kendi keyiflerine göre değil; kendi seçtikleri koşullar içinde değil, doğrudan karşı karşıya kaldıkları, belirlenmiş olan ve geçmişten gelen koşullar içinde yaparlar. Bütün ölmüş kulakların geleneği, büyük bir ağırlıkla, yaşayanların beyinleri üzerine kabus gibi çöker. Ve, tamamıyla yeni bir şey yaratmak için kendilerini ve maddi çevreyi

dönüştürmekle uğraşır göründüklerinde, tam da böyle devrimci bunalım çağlarında, geçmişin ruhlarını kaygıyla yardıma çağırırlar, onların adlarını, sloganlarını ve kılıklarını ödünç alır, yeni tarih sahnesine bu zamanın saygın olan kılıkla ve ödünç alınmış dille çıkmaya kalkarlar. 19. yüzyılın toplumsal devrimi, şiirsel anlatımını, geçmişten değil, ancak gelecekten alabilir. Geçmişin bütün hurafelerinden kendisini sıyırmadan, kendisiyle başlayamaz. Daha önceki devrimlerin kendi içeriklerini kendilerinden gizlemek için tarihsel anımsamalara gereksinim vardı. 19. Yüzyılın devrimi ise, kendi içeriğini gerçekleştirmek için, bırakmalıdır ölüler kendi ölülerini gömsünler. Eskiden söz içeriği aşıyordu, şimdi içerik sözü aşıyor. Şubat Devrimi ani bir saldırı oldu, eski toplumu gafil avladı ve halk, bu beklenmeyen ani saldırıyı, yeni bir çağ açan tarihsel olay saydı. 2 aralık günü, Şubat Devrimi, bir üç kağıtçının el çabukluğuyla yok edildi, ve devrilmiş görünen, artık monarşi değil, yüzyıllık bir savaşımla ondan koparılıp alınan liberal ödünlerdi. 19. yüzyıldaki gibi proletarya devrimleri, durmadan kendi kendilerini eleştirirler, sık sık kendi akışlarını durdururlar, yeni baştan başlamak üzere daha önce yerine getirilmiş gibi görünene geri dönerler, ilk girişimlerinin kararsızlıkları ile, zaafları ile ve zavallığı ile alay ederler, hasımlarını, salt topraktan yeniden güç almasına ve yeniden korkunç bir güçle karşılarına dikilmesine meydan vermek için yere serermiş gibi görünürler, kendi amaçlarının belirsiz sonsuzluğu karşısında durmadan geri çekilirler, ta ki, her türlü geri çekilişi sonunda olanaksız kılan durum yaratılıncaya ve bizzat koşullar bağırıncaya kadar: Hiç Rhodus, hic salta! Gül burada, burada dans et! Fransız Devriminin 24 Şubat 1848’den Aralık 1851’e kadar geçirdiği evreleri, ana çizgileri ile özetleyelim. Belli başlı üç dönemi ayırt etmek gerekir: (1) Şubat dönemi; (2) 4 mayıs 1849’a kadar cumhuriyetin kuruluşu ya da kurucu ulusal meclis dönemi; (3) 28 Mayıs 1849’dan 2 Aralık 1851’e kadar anayasal cumhuriyer ya da ulusal yasama meclisi dönemi. 24 Şubatta Louis-Philippe’in düşüşünden, 4 Mayıs 1848’de kurucu meclisin toplanmasına kadar uzanan ve uygun deyimiyle Şubat dönemini oluşturan birinci dönem, devrimin başlangıç dönemi sayılabilir. Bu dönemin niteliği, alelacele kurulmuş hükümetin deklarasyonunda resmen ifade edildiği gibi, geçici olmasıydı, ve bu dönemde önerilen, girişilen, ifade edilen her şey, hükümetin kendisi gibi, yalnızca geçici olarak yapıldı. Şubat günlerinin başlangıçtaki amacı, mülk sahibi sınıfın kendi içinde siyasal ayrıcalıklar çemberini genişletmek ve


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.
Louis Bonaparte’ın18 Brumaire’i - Karl Marx (Özet) by dune caladan - Issuu