EnginDergi s42

Page 1

EnginDergi Y覺l: 2013 - Say覺: 42


Fotoğraf: Güvenç Aydoğan

"Sonuç dediğimiz şeyler sadece birer başlangıçtır." Ralph Waldo Emerson


İçerik; Sy.04) Gezi Parkı – Engin Enginer Sy.05) Bakış Sy.05) Fıkra; Sayı Sy.06) Hadi Bana Beni Anlat – Mehmet Ş. Sağlam Sy.07) Kaçak '20 – Işık Yavuz Sy.07) EnginSözlük Sy.08) Kitap tavsiyesi; Kızıl Nehirler – J.C. Grange Sy.08) Ruhu Hafifletmek – Serenay Öztürk Sy.09) Sebebi Vardır – Kezban Şahin Sy.10) Yırtılan Sayfalara İthafen – Ayşe Yılmaz Sy.11) EFT (Engin Film Tavsiye) Sy.12) Ruh ve Beden İlişkisinin Ney'e Yansıması – Neyzen Ahmet Hamdi Erdoğmuş


Gezi Parkı Hükümetin İstanbul, Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında Gezi Parkı'nın yıkılması girişimi nedeniyle meydana gelen toplumsal direniş sonrasında, toplumu korumakla görevli kolluk kuvvetlerinin orantısız güç kullanarak vatandaşa zarar vermesini kınıyor ve hükümetin böylesi bir toplumsal tepkiyi dikkate alması gerektiğini düşünüyorum. Gezi Parkı direnişiyle başlayıp bir park hakkında olmanın çok ötesine geçip demokrasi savunuculuğuna dönüşen eylemlerde, provokasyonlara gelmeyip, hükümetin faşizan tutumuna karşı tepkimizi maddi hasar vemeden, manevi değerleri gözeterek medeni bir biçimde dile getirelim isterim. Ulusal kanalların yanlı haberlerine de, teyit etmediğiniz asparagas haberlere de lütfen itimat edip paylaşmayın. Kimisi provakatif, kimisi eğlence amaçlı yapıyor bunu, aldanmamak gerek. Hükümet yanlısı görüşleri de okuyor, onların bakış açısını da anlamaya çalışıyorum. Katılmasam da tüm görüşlere saygı duyuyor ve 'herkesten' de aynı yaklaşımı bekliyorum. Pek sevmediğim ama kendisinin oldukça zeki ve başarılı bir siyasetçi olduğunu düşündüğüm başbakan yardımcısı ılımlı açıklamalar yaparken başbakanın bu diktatör tutumu sürdürüyor oluşu, gerçekten de çok üzücü! Herkes beni metanetli ve ılımlı yapımla tanır. Şu durumda ne kadar sakin olunabilir bilmiyorum ama tanık olduğum olaylar karşısında pek mümkün de durmuyor... Göz göre göre orantısız güç kullanımı ve insanlık suçu işlenişine tanık olduk. Haklı protestosunu gerçekleştiren vatandaşın bu zulme maruz kalması, bu denli vicdansız olunuşu ağırıma gidiyor. Umarım ülkemiz, içerisinde bulunduğumuz bu zorlu süreci en az zararla atlatır ve Gezi Parkı vesilesiyle başlamış olan ve demokrasi arzusu ile yapılan sivil direniş herkes adına olumlu sonuçlar doğurur.

Engin Enginer


Bakış Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar. Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş. Kadın kocasına “Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor.” demiş. Kocası ona bakmış, hiçbir şey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş.

Fotoğraf: Engin Enginer

Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş. Birkaç gün sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmış “Bak” demiş kocasına “Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba?” “Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim” diye cevap vermiş kocası... Hayat da böyle değil midir? Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır. Birini eleştirmeden ve hemen yargılamaya davranmadan önce zihin durumumuza bakmak ve “iyi” olanı görmeye hazır olup olmadığımızı farketmek güzel bir fikir olabilir. (Anonim bir paylaşımdır.)

Fıkra; Sayı Temel bir konferansta konuşma yapıyormuş: “İnsanlar üçe ayrılır. Sayı saymayı bilenler ve sayı saymasını bilmeyenler...”


Hadi Bana Beni Anlat Arkadaş ve dostlarınızın sizi ne kadar tanıdıklarını öğrenebileceğiniz ve onların sizi hangi yönleriyle değerlendirmeleri gerektiği hakkında onlara bir fikir verebileceğiniz eğlenceli bir test hazırladım sizler için. Öncelikle bu testi size bir dostunuz yollamış gibi düşünün ve soruları yanıtlayıp ona yollayın; ardından onun da sizi puanlamasını isteyin… Dostluklarınızı pekiştirmeniz umuduyla… M.Ş.S 1. Senin tam adın: 2. Benim tam adım: Mehmet Ş. Sağlam 3. Biz nerede tanıştık: 4. Beni kaç yıldır tanıyorsun: 5. Beni ilk gördüğünde ne düşündün: 6. En son ne zaman görüştük: 7. Benim yaşım: 8. Doğum günüm: 9. Göz rengim: 10. Kardeşlerim var mı: 11. En belirgin müzik türü tercihim: 12. Evimde hayvan besliyor muyum: 13. Espri anlayışım hakkında iki üç kelime: 14. Beni ağlarken gördüysen nasıldım? 15. Benim için bir takma ad yazabilir misin?: 16. En beğendiğin yanım hangisi/ne?: 17. Dostluğum senin için neden önemli (sadece 1 cümle)?: PUANLAMA SORULARI: (10 ile 95 arası puan verilecek): 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. 29. 30.

Ben şanslı biri miyim: (Örneğin 69 puan) Detayları görebilme yeteneğim: Amaç ve hedef saptamadaki kararlılığım: Organizasyon becerim: Anlayış ve kavrayış derecem: Duygularımı kontrol derecem: Stresle başa çıkma becerim: Hayal gücümün gücü: Öngörülerimin gerçekleşme oranı: Dış etkenlerden etkilenme duyarlığım: Kendime güvenim: Bu yanıtlara göre acaba beni ortalama kaç puanlık tanıyorsun: Peki sence ben seni kaç puanlık tanıyorum:

Değerlendirme: Son 13 soruya verdiğiniz puanları toplayın ve 13’e bölün. Çıkan sonuca göre:


40 puan altı: Az tanıyorsunuz 40 - 69 arası puan: Orta derecede tanıyorsunuz 70 – 84 arası puan: İyi derecede tanıyorsunuz 85- 95 arası puan: Çok iyi derecede tanıyorsunuz Dostluğunuz kalıcı ve verimli olsun…

Mehmet Ş. Sağlam

Kaçak '20 Küskünüm bugün söylenen her harf sesine Sesler anlatmıyor ki gerçekleri Yeni bir harf yaratmalıyım herhalde Yeni sesler ancak böyle yerleşir kulağımdaki sen fısıltısının yerine Unutmak mı bu ya da bıkkınlık mı Hayata dair yaşanan her şeye? Benim ölme sıram daha gelmedi mi? Bitmedi mi bu sonu gelmez hikaye? Yeni başlangıçlardan yoruldum Hakkım bitti… Gitmeliyim artık gerçek alevin şehrine..

Işık Yavuz

EnginSözlük Delta; bir ırmağın çatallanarak denize döküldüğü yerdir. Eski yunanlı tüccarların Nil Nehri'nin denize ulaşan kısmında üçgen biçiminde kara parçaları olduğunu gördüler. Oluşan şekiller yunan alfabesinin dördüncü harfi Δ (delta) ile aynı olduğu için tüccarlar buraya delta adını verdiler.

Konşimento;

gemi kaptanı, sahibi veya acentaları tarafından düzenlenen ve malın teslim alındığını, kararlaştıran şekilde sevk edilerek gönderilene teslim edileceğini, nakledilmek üzere gemiye yüklenen malı ve taşıma koşullarını belirten hukuki bir belgedir. Dış ticaret işleminin temel belgelerinden biri olan konşimento, aynı zamanda taşınacak malın mülkiyetini temsil eder. Alıcı varış limanında bu belge karşılığında malları teslim alabilir.

Ansiklopedi; birçok bilginin yöntemli ve çoğu zaman alfabetik sıra ile düzenlenmesinden elde edilen başvuru kaynağı kitaplara ya da buna benzer olarak hazırlanmış yayınlara denir. Köken olarak eski Yunanca'daki 'engkuklios' (genel/dairesel) ve 'paideia' (eğitim) sözcüklerinden oluşmaktadır.


Kitap tavsiyesi;

“Kızıl Nehirler”

Jean-Christophe Grange

Biz efendiler, biz köleleriz. Biz her yerdeyiz, hem de hiçbir yerde. Biz karar verenleriz. Kızıl nehirlerin hâkimiyiz. Kalbinize güvenmiyorsanız ya da ocakta yemeğiniz varsa, bu kitabı okumaya başlamayın. Grangé'nin sınır tanımayan hayal gücü, sürekli artan gerilim, etkileyici karakterler, birbirinden korkunç cinayetler; hepsi daha ilk satırlardan itibaren size hükmedecek... 'Kızıl Nehirler' sadece Fransa'da 450.000 sattı ve 20 dile çevrildi. Soluk kesen bir tempo. İnsanı hemen saran bir hikâye. Çok gerçekçi şiddet sahneleri. İki sıradışı insanın çevresinde gelişen olaylar: biri enerji dolu tecrübeli bir polis, diğeri sokaklardan gelme Mağripli bir çaylak....

Ruhu Hafifletmek Yaz hazırlıkları içerisinde olan sevgili vatandaşlarımıza gelsin… Kilo ve ağırlıklarımızdan kurtulmaya çalışmak için epey çaba harcıyoruz. Ve para da. Peki bizim yüreğimizde açılan yaralar, boşluklar için çaba sarf ediyor muyuz? Üstünü örtmek de kapatmak da bu kadar başarılı olabilen bir millet daha yoktur şu dünyada. Dışarı çıkın. Dolaşın. Piknik yapın. Sevdiklerinizin yanında olmaya çalışın. En olmadı bir çay yudumlayın. Unutmayın; dostluğu, kardeşliği, sevgiyi, paylaşmayı, kucaklamayı!!! Telefonlara, bilgisayarlara bağlı kalarak yaşamayın. Etrafınıza kulak verip, neler oluyor bitiyor izleyin. Ve bu kadar dış dünyaya açıldıktan sonra şimdi sıra sizde. İçinizdeki sesi dinlemekten korkmayın. Basit olmasa da aşık olmayı deneyin. Bu sezon bunları yapın, ruhunuzu hafifletin. Kilolar alınır, verilir. Paralar kazanılır, kaybedilir. Ama insan ruhu bir bozuldu mu işte onu düzeltmesi çok zor!!! Sağlık olsun, aşk olsun be dostlar. :)

Serenay Öztürk 21.05.2013


Sebebi Vardır Bazen bir şey olur üzülürsünüz. Hayat anlamını yitirir sanki. Aydınlık bir gündür ancak siz baktığınızda sanki her yer karanlıktır. İçiniz acır. Gözleriniz yaşlanır, olur olmadık her şeye. Her şeyi düşünürsünüz. Geçmişiniz, anılarınız, yaşadıklarınız, yaşayamadıklarınız, hayalleriniz. Anlamını yitiren onca an. Sanki bir daha gülemeyecek gibi hissedersiniz. Sevdikleriniz ya da sevmedikleriniz... Tek tek nedenlerini düşünürsünüz. Neden seviyorum? Neden sevmiyorum..? Cevap alamazsınız çoğu zaman, içten içe sorduğunuz o sorulara. Yanıtsız kaldıkça her soru , içiniz daha da kavrulur... Kavruldukça yenilenirsiniz, acı çektikçe büyürsünüz. Düşündükçe anlarsınız, hayatta her yaşananın bir sebebi olduğunu. Ağlıyorsanız bir sebebi vardır. Gülüyorsunuz bir sebebi vardır. Sevdiklerinizi kaybediyorsanız bir sebebi vardır. Yitip gittiğini düşündüğünüz anların bir sebebi vardır. Yaşıyorsanız mutlak bir sebebi vardır. Hayat çoğu zaman bir şeyler öğretir insana. Umut der, umut et her zaman. İyi şeyler dile. Umut yoksa hayat yok olur. Her günün sonu karanlıktır. Ve her gün aydınlıkla başlar. Kaybedilen bir şey yoktur aslında. Kaybettik sandıklarınız hayatınızdaki fazlalıklardır. Dünyada her şey denge içindedir. Size ağır gelenler, sizden alınır. Ve hayatınızın dengesi kurulur. Acı çekmeden hayatın anlamı anlaşılmaz... Değer verilmez sahip olunanlara. Umursamaz kimse. Acı varsa değer vardır. İnsanoğlu yanlışı da anlar, doğruyu da. Acı varsa gözyaşı da gereklidir. Ağladıkça rahatlar insan ve daha net görür gerçekleri. Temizlenir ruh, umutlar yeşerir akıtılan her gözyaşından sonra. Her şey gereklidir bu hayatta. Acı da, gözyaşı da. Umut da... Ve her şeyin bir sebebi vardır... Hayata aydınlık bakın... Ve sadece dileyin. Olmuyorsa bilin ki sizin için olmaması gerekir. Olmuyorsa bilin ki sizi düşünen biri var. Ve ne kadar şanslı olduğunuzu unutmayın. Hayattaysanız, o kadar hüznün içinde bile gülecek bir şeyler bulabiliyorsanız, sevdikleriniz ya da sevmedikleriniz var ise, yalnız değilsiniz. Sahip olduklarınız da, olmadıklarınız da size bahşedilen bir mucizedir. Mucizenin farkına varın...

Kezban Şahin


Yırtılan Sayfalara İthafen cancağızlarım sizlerden özür diliyorum öncelikle tanrı bütün karaciğerleri kutsasın! -arkadan ses gelir(kötü kadın kahkahası) sonralıkla alnımda şakaklarımda boynumda karla karışık deniz kokulu bir tutam altın rengi saç var rüzgar dizlerimin boğumlarını bileklerimi okşuyor dudaklarımıza sıradan bir tebessüm millenmiş durumda kadehimiz ise sidiğimsi zehirle doluydu öğle vakti çay saati gelmeden evvel şehrin batı kesiminde

isadan hemen önce ve milattan biraz sonra karşılaşmalı idik seninle

lotus çiçekleriyle bezenmiş kızıl mı kızıl kızıl mı kara bir manzara işte karşımızda

arzı ve arşı olmayan bir boyut ayrıntısında herhangi bir anın hemen ortasında

iç çekerek uyuduğumuz ve sarsılarak uyandığımız elem dolu çok efsunlu bir rüya artık hatırlayacağımız

atom olarak çarpışacak uyum sağlayacak değişimin parçası olacak

ve harikulade patlayacaktık birden bire halihazırda hz. Prokofiev çalmaya başlardı kesin o sıra cehaletimizi anlatacak bir melodi yalnızca o çalmalıydı radyolarda ve yine yalnızca o çınlamalıydı duyargalarda

göz bebeklerim kocaman ve kocaman oluyordu senin karaltında biliyorsun her zaman hoş gelemez insan “bugün yarın ve daima” arada sırada hoş gitmeli ya her şeyi barındıran diyara hoş geldin hoş geldin


hoş geldin … hoş gittin … iyi ki gittin

Ayşe Yılmaz

EFT Jack

Reacher

[2012]: Baş rolünde Tom Cruise'un oynadığı film; Olağan Şüpheliler filmiyle 1996'da En İyi Senaryo dalında Oscar almış olan senarist ve yönetmen Christopher McQuarrie'nin yönetmenlik koltuğunda oturduğu ikinci yapım.

The

Dark

Night

(Kara Sövalye) [2008]: Batman Begins ile daha kaliteli bir çizgiye taşınan seri, Kara Şövalye ile öyküye farklı bir bakış açısı katmakta. Film henüz vizyona girmeden hayatını kaybeden Heath Ledger, efsanevi Joker rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu oscarını kazandı. Batman rolünde ise yine Christian Bale var.

Lucky Number Slevin (Şanslı Slevin) [2006]: Harika bir kadro,

mükemmel bir kurgu. Anbean konudan kopamadan, hızlı temposuyla zihninizi doyuracak.

Good Will Hunting (Can Dostum) [1997]: En iyi özgün senaryo ve

Robin Williams ile en iyi yardımcı erkek oyuncu oscarını getiren film, Matt Damon'ın canlandırdığı olağanüstü zekaya sahip Will Hunting isimli fakir gencin dramını derin bir dostluk temasıyla işliyor.

Reservoir Dogs (Rezervuar Köpekleri) [1992]: Bol aksiyon, bolca kan

ve şiddet... Klasik haline gelmiş, dev kadrosuyla göz dolduran bir Tarantino filmi.


Ruh ve Beden İlişkisinin Ney'e Yansıması İnsan ruh ve bedenden meydana gelmiştir. Bedenimiz şaadet aleminden, ruhumuz gayb alemindendir. Mevlana hz. ruhun cesede gelmesini şöyle anlatır. Arşta oturup dururken anamın şehveti İNİN emriyle beni buraya attı. İnin ifadesinde Hz. Adem'in ve neslinin dünyaya gönderilmesini anlatan “Hepiniz cennetten inin dedik” (Bakara suresi 38.) ayetine işarettir. İnsan sadece et ve kemikten meydana gelmiş maddi bir cisim değildir. İnsandaki korkular, sevgi, merak, hayal, düşünce madde ile izah edilemeyecek şekilde olgulardır. Felsefe sistemleri insanı maddi bir varlık olarak ele alırlar. Halbuki insanın gerçek boyutu mana yönüdür. Hz. Mevlana bu olayı şöyle ifade eder; Biz saman gibi olan bu tabiat alemiyle örtülmüş mana deryasıyız. Cismimiz bizim ruhumuza perde ve adeta bir elbise olmuştur. Yani üzeri bir samanla örtülmüş olan bir denize biz uzaktan baktığımızda saman yığını gibi gelir. İşte o denizin altında aslında bir derya gizlidir. Mevlana hz. bir başka açıdan; Bedenler ağızları kapalı testilere benzer. Her testide ne var sen ona bak. O testiler bir hayat kaynağıdır. Her kap içindekini sızdırır. İnsanın ruhunda gizledikleri söz ve davranışlarına yansır. Ağızınızı her açışınızda başkaları oradan içinizi seyreder. İşte bu ifadeler kişiyi her bakımdan ele verip, DİL GÖNÜLE BİR PERDEDİR der. İşte bu perde aralandığı zaman insan içindekileri ancak konuşma ile dışa aktarır. Demek oluyor ki insan içsel samimiyetini dil yardımı ile dışa vurur. Şimdi ben bir neyzen olarak bu konuyu aşık olduğum sazıma aktarıp iade edeceğim. Neyden ilk üfleme ile elde ettiğimiz ses musîki dilinde açık neva, yani re sesidir. Bu üflemeyi başarabilmemiz için dudaklarımızın aldığı pozisyon HU şeklidir. Hu ile üflenen bu pozisyon Allah'ın ismi celili olan HÜDA tecellisidir. Hayat veren hidayete eriştiren anlamındadır. Nevanın kelime anlamı da uyum ve ahenk demektir. Rabbim bizi bu dünyaya uyum ve ahenk üzere yani kainatın en şereflisi olarak getirmiş ve eşrefi mahlukat (mahlukların en şereflisi) aynı zamanda ahseni takvim kimliğimize bizi layık görmüştür. O halde daha biz ney'i elimize aldığımızda başlıyor tasavvufi yaklaşım ve Hz. Mevlana'nın Mesnevi'sinde yazdığı o ilk 18 beyitin fazileti. Ney'den üflediğimiz sesi biz daha düşük üflersek, yani pes olarak, karşımıza çıkan ses kalın re, yani yegâh sesi olur. Bu yegâh sesi Allah'ın halifem dediği biz insanlara topraktan biçimlenmiş Adem'in yaratılmasını ve sert balçıktan meydana gelen şu bedenimizi simgeler. Yegâhın kelime manası ilk, tek demektir; ilk insan anlamını taşır.


Üflenen bu iki ses birbirlerine oktav sestir. Kısacası ikisi de re sesidir. Fakat ton olarak biri kalın diğeri ince re sesidir. Şu ayrıntı tasavvufi anlatımla duyduğumuz sade bir re sesinden bizlere çok anlam yüklüyor. Biz kalın re sesini (yegâh) bedenimiz olarak düşünürsek, ince re sesini de (neva) Allah'ın Adem'i yaratırken ben seni ruhumla üflediğim (nefta) dediği Kuran-ı Kerim'de Bakara Sûresi'nde geçen ayet karşımıza çıkar. Neva sesi ruhumuzu yegâh sesi de bedenimizi temsil etmesi bakımından ne kadar manidardır. Kısacası beden ile ruh bu dünyada birlikte vardır. İşte beden ile ruhun birlikte olması bizi gerçek insana yani kul olmaya götürür. Öldüğümüzde beden burada kalırken ruhumuzda ahirette doğar. Bulunduğumuz noktadan güneşin doğması dünyanın eğiminden dolayı bir başka yerde batar. Fakat beraber yaşadığımız can kafesi Mevlana'nın dediği gibi bu dünyada birlikte vardır. Yani hemdem olarak bir bütünlük arzeder. İşte neyden üflenen bu iki ses bir biri ile kaynaştırılabilirse yani biz neyzenlerin ifadesi ile dem sesi olursa inanılmaz mükemmel bir ses elde ederiz. Bu ses neyden gelen ve karşıya duyum olarak hiçbir müzik aletinin çıkaramadığı o tonu duyurur. Bu da tıpkı yukarıda belirtiğim gibi beden ve ruhun birlikteliği misali o mükemmel ses gibi bizi gerçek bir insan-ı kamil, Allah'ın kulum dediği bir insan yapar. Yine mesnevi şerifte Hz. Pir'in söylediği söz o kadar mükemmeldir ki; 'akıl ve gönül bir olursa ancak aşk evinde kalabilirler'. Yani beden ve ruh beraber olmakla aşkın evinde yaşar. Bir yönümüz maneviyat diğer yönümüz ise akıl cihetinde bir uyum sergilediği zaman, gerçek insan denilen ahlak ve fazilet kavramları, nasıl bir insan olmamız gerektiğini ortaya koyar. Kuran-ı Kerim'de bizlere inen ayetleri incelediğimiz zaman görürüz ki akıl yürütmemizi, düşünmemizi sıklıkla dile getirir. Hayatın bu ikili birlikteliği işte yukarıda ney sazımla örnek olarak verdiğim dem olma hemdem olma daha doğrusu olabilme şuurunu biz insanlara yükler. ALLAH bu beraberliği daim ettirsin. AMİN

Neyzen Ahmet Hamdi Erdoğmuş

..EnginDergi.. Haziran 2013 sayı 42 www.engindergi.com bilgi@engindergi.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.