Gaziantep Büyükşehir Belediyesi
Yıl: 1 Sayı: 2
Toplumun mayası
Merhamet
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Adına Sahibi: Fatma ŞAHİN Büyükşehir Belediye Başkanı Genel Yayın Koordinasyonu: Doç. Dr. Halil İbrahim YAKAR Gazikültür A.Ş Genel Müdürü Nuraydın ARIKAN Kurumsal İletişim Daire Başkanı Editörler Doç. Dr. Halil İbrahim YAKAR Uzm. Eshabil YILDIZ Çizer Fatma Betül YILDIZ Mizanpaj Halil AYDIN Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İncirli Pınar Mah. 4 Nolu Cad. Şehitkamil/Gaziantep Tel.: 0 342 211 1200 Mail: gazicocuk27@gmail.com Bu dergi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Çocuk Yayını olarak Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı ve Gazikültür A.Ş’nin katkılarıyla hazırlanmıştır. Haziran 2016
Fatma ŞAHİN Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı
Sevgili çocuklar: Yarınımızın geleceği sevgili yavrularımız, bizler sizleri her türlü kötülüklerden korumakla vazifeliyiz. Bunun bilinciyle çalışıyoruz. Yaptığımız her işte sizleri yani geleceğimizi düşünüyoruz. Şöyle ki biz büyükler de geçmişte sizler gibi küçüktük, çocuktuk, gençtik. Doğruyu ve yanlışı ayırt etmek için her zaman okumaya gayret ettik. Bilenle bilmeyenin bir olmadığını öğreten bir gelenekten geliyoruz. Bunun için bugün geçmişini iyi bilen geleceği için büyük hayaller kuran siz yavrularımıza ihtiyacımız var. Bizler birlikte yaşama kültürüne sahip, hiçbir zaman kardeşini ötekileştirmeyen bir neslin torunlarıyız. Kültürümüzü ayakta tutan en önemli unsurumuz hiç şüphesiz ki dilimizdir. O yüzden Türkçemizi güzel kullanmalıyız. Türkülerimizi, deyimlerimizi, atasözlerimizi, sanatımızı ve edebimizi unutmamalıyız. İşte bu yüzden milli ve manevi değerlerimizin sizlere aktarılması çok önemlidir. Bu kültürün aktarılması adına çıkardığımız dergilerde unutmaya başladığımız kavramlarımızı işlemeye çalışıyoruz. Bizler edeple zenginleşen merhametle vakurlaşan ecdadın torunlarıyız. Bizler sizlerin büyükleri ve yöneticileri olarak daha iyi yaşam koşulları için şehrimizi imar etmeye, parklarla, yeni yollarla, müzelerle, kültürel etkinliklerle daha yaşanılabilir hale getirmeye çalışıyoruz. Bu yaptığımız işlerin yanında sizlerin eğitiminize katkı sağlayacak, okuyarak eğlenebileceğiniz kitaplar ve dergiler hazırlıyoruz. Gazi Çocuk Dergimizi yalnız bırakmamanızı istiyor, Gazi Çocuk Dergimizin gönüllerinizde yeni hayallere yelken açmasını temenni ediyoruz. Değerli gençler, sevgili çocuklar; tüm çalışmalarımızın en kıymetli noktasında sizler yer alıyorsunuz. Sizlerle birlikte daha yaşanılabilir bir dünyanın hayallerini kuruyor, geleceğimizin teminatları olan siz yavrularımıza başarılar diliyorum.
İçindekiler Bilge Dede Anlatıyor
“Şehit Kamil” 4
Oyuncu Çocuk 6
İlk Oruç 14
Çizelim - Boyayalım 32
Merhaba Arkadaşlar: Sizler için hazırladığımız Gazi Çocuk Dergimizin ikinci sayısıyla karşınızdayız. Sizler bizim geleceğimiz ve en kıymetli emanetlerimizsiniz. Bizler millet olarak bugünlere ecdadımızın bize bıraktıklarıyla geldik. Bizlerin görevi geçmişimizi sizlere hatırlatarak bizi biz yapan değerlerimizi geleceğe yani sizlere aktarmaktır. Bu görev nesilden nesile geçen bir emanettir. Bugün bizim üzerimizde olan bu emaneti yarının büyükleri olarak sizlerin layıkıyla taşıyacağından hiç şüphemiz yoktur. Emanet şuuruyla hareket ederek sizlerin okumasına, eğlenmesine ve yazmasına katkı sağlayacak Gazi Çocuk Dergimizi sizlerle buluşturmaya gayret ediyoruz. Uzunca yolculuğumuzun ilk durağı hiç şüphesiz sizin gönüllerinizdir. Gönüllerinizde yer bulmak için şanlı tarihimizin içinden kahramanlara ve hikâyelere yer veriyoruz. Sevgili Çocuklar, dergimizi okurken sizler de Bilge Dede’nin yanına oturup kahramanlık hikâyeleri dinleyeceksiniz. Gezgin Ali’nin gezisinde bir gezgin de siz olacaksınız. Mucidin icatlarına ortak olacaksınız. Belki de anlatılan oyunun içerisinde oyun oynamaya dahi başlayacaksınız. Birbirinden güzel hikâyeler, öyküler, bulmacalar ve Gaziantep’ten çocuk haberleriyle buluşacaksınız. Kıymetli arkadaşlar, hayatın neşesi, gülümsemesi üzerinizden hiç eksik olmasın. Dergimizin sizlerin dergisi olduğunu hiçbir zaman unutmayın. Sizler de yazılarınızı, resimlerinizi bir sonraki sayıda yayımlanmak üzere dergimize ulaştırabilirsiniz. Dergimizin asırlık çınar ağaçları gibi uzun ömürlü olmasını isteyerek, çıktığımız bu yolculuğun hayırlı ve devamlı olmasını dileriz. Sizleri Gazi Çocuk dergimizin ikinci sayısı ile baş başa bırakıyoruz. Sağlıcakla.
Editör Eshabil YILDIZ
BİLGE DEDE ANLATIYOR
“ŞEHİT KAMİL”
Yazan: Muhammed Emir
Hasan Dede son zamanlarda yürümekte bayağı zorlanıyor olsa da her zaman yaptığı işleri aksatmayı hiç istemiyordu. Bu işlerden birisi de perşembe günleri bazı esnaf arkadaşlarını ziyaret etmek için bastonunu alıp ağır adımlarla kapalı çarşıya gitmesiydi. Bu perşembe de kapalı çarşıya giden Hasan Dede, dükkanı önünde esnaf arkadaşıyla muhabbet ederken gitgide yakınlaşan “Hasan Dede, Hasan Dede” sesleriyle irkildi. Sesin geldiği yöne doğru bakan Hasan Dede, geçenlerde cami çıkışı, asırlık çınar ağacının altında sohbet ettiği çocukların, bisikletleriyle kendisine doğru gelmekte olduklarını gördü. Uzun zamandır görmedikleri arkadaşlarına kavuşmuşçasına heyecanlanan çocuklar, bisikletlerinden inerek Hasan Dede’nin yanına geldiler. Hasan Dede “Hoş geldiniz benim küçük askerlerim, yavrularım!” diyerek çocuklara tek tek hal hatır sordu, onların başlarını okşadı. Bu güzel yavruların çalışkanlıklarını, saygılı oluşlarını ve daha birçok güzel özelliklerini yanındaki esnaf arkadaşına anlattı. Biraz hoş sohbetten sonra çocuklar, Hasan Dede’nin kendilerine anlatacağı kahramanın hikayesini çok merak ettiklerini söylediler. Bunun üzerine Hasan Dede anlatmaya başladı: Evet çocuklar geçen görüşmemizde Osmanlı devletimizi güçsüz bulan İngiliz ve Fransızların şehrimizi işgal için bir çok dedemizi şehit ettiğini, bunlardan birisinin de Şahin Bey dedemiz olduğunu anlatmıştım. Bugün ise çocuk kahraman olan Şehit Kâmil’in şehadetinden bahsedeceğim sizlere. Sizin yaşınızda bir çocuğun kahramanca mücadelesidir Şehit Kamil’in şehadeti.
4
Yavrularım, savaşın yaşandığı gördüğümüz gibi değilmiş.
dönemlerde
Antep
bugün
bizim
İmkanlar şimdiki kadar bol ve bereketli olmadığından çalışılacak iş, kazanılacak gelir de kısıtlıymış. Kahramanımız Şehit Kamil‘in ailesi az kazançla geçinmeye çalışan mütevazi bir aileymiş. Kamil’in dedesi alaca işleyen kendir yapan bir Antepliymiş. Günlerden o gün Kamil annesiyle birlikte dedesine yardıma gitmiş. Dedesinin yanında bir süre çalıştıktan sonra annesiyle birlikte eve dönmek için yola çıkmışlar. Yolda karşılarına birkaç sarhoş Fransız askeri çıkmış. Sarhoş Fransız askerleri, Kamil’in annesi Hatice bacının peçesini açmak için saldırmışlar. Canından geçip namusundan geçmeyen Hatice bacı, bu sarhoşların elinden kurtulabilmek için bir yandan askerlerle mücadele ederken, bir yandan da “Kamil yetiş!” diyerek bağırıyormuş. Annesinin durumunu gören aslanlar aslanı Kamil “Geldim anam!” diyerek koşar adımlarla Fransız askerinin başına, yerden aldığı taşı vurmuş. Vurmuş vurmasına ama canına kastedeceklerinden habersizmiş. Düşmanın süngüsü acımasızca delmiş Kamil’in karnını.. “Ah anam! Vurdular beni!” diye bağırmış Kamil. Yavrusunun ateşi kalbini dağlayan Hatice bacı çığlıklar atarak, “Kamil’imi öldürdüler” diyerek feryat figan ağlamaya başlamış. Birden bire kalabalık toplanıp kargaşa çıkınca sarhoş düşman askerleri korkup oradan kaçmışlar. Evlatlar; henüz sizin gibi bir çocuk olan Kahraman Kamil, annesinin namusu için şehit olmuştur. Ahali bu duruma çok sinirlenmiş. Fransız komutan olanlar üzerine özür dilemiş ve Kamil’in babası Ökkeş emmiye kan parası teklifinde bulunmuş. Ancak Ökkeş emmi “Biz para için değil namus, vatan ve bayrak için yaşar, gerekirse onun uğruna şehit oluruz.” demiştir. Küçük şehit Antep’i yasa boğmuş. Anteplileri bir hüzün kaplamış. Daha sonraları küçük şehidimizin adı Gaziantep’in bir ilçesine verilmiştir. Böylece ismi nesilden nesile geçmiş, hiç unutulmamıştır. Hasan Dede biraz durduktan sonra sözlerine devam etti: Evlatlarım, işte bu üzerinde yaşadığımız topraklar böyle zorluklarla kazanılmıştır. Bu günlükde bu kadar. Arkadaşıyla vedalaşan Hasan Dede çocuklara “Tutun ellerimden bakalım yürüyelim birlikte. Artık eve dönme zamanı” diyerek çarşıdan ayrıldılar. Çocukların tüm sorularına cevap verirken birlikte yol aldılar…
5
6
7
Güzellik Uykusu -Sütçü köşeyi döndü, bütün lambalar söndü. Olamaz. Okul vakti geldi. O kadar çok uykum var ki… Ama annem söylüyor:
vazgeçmez.
İşte
yine
-Uykunun tadı kaçtı… Kaçmadı. Uyku çikolata gibi tatlı. -Kalk bakalım. Mecburen kalktım. O da ne? -Ablam niye uyuyor? -O, güzellik uykusunda. Haksızlık bu. Ben küçücük olduğum halde erkenden kalkıyorum. Tıpış tıpış okula gidiyorum. O niye gitmiyor? Annem dinlemiyor beni. Giyiniyorum. Hiç hoş gelmedin Pazartesi. Okuldan geldiğimde yine yatıyordu.
ablam
-Güzellik uykusu mu? -Evet, dedi annem. Yüzyıl uyuyan güzel onun yanında gece bekçisi gibi kalır. Annemle teyzem buna kahkahalarla güldüler ama ablam gözlerini bile açmadı. Ablam çoook güzel olmak istiyor, biliyorum. Güzellik uykusundan kalkınca gözlerine salatalık koyuyor. Gözlerim ağrıdığında bana da verdi. “On beş dakika böyle bekle” dedi. İyi geliyordu gerçekten. Ama salatalık öyle güzel kokuyordu ki, dayanamayıp yedim. -İğrenç bir çocuksun, dedi ablam. İyi de, nerden bilebilirdim. Herkesin böyle yaptığını sanıyordum. 8
-Yemek için değil onlar, bakım için.
Yazan: Hatice ARABACI
Peki peki. -Ya ben mideme bakım yapmak istiyorsam? Oflayarak gitti, ben de yalnız kaldım. Ablamla uğraşmaya bayılırdım. O kendine bakım yaparken yapabileceğim binlerce şey vardı. Hangisinden başlasam? Düşünürken annem seslendi: -Çiçeklerin yapraklarını siler misin tatlım? -Yarından sonra silsem. O zamana kadar unutur nasıl olsa. -Olmaz. Ramazan geliyor. Daha çok iş var. Yaaa. Yaşasın. Oruç tutacağım. Bu defa hepsini. Tekne orucunu ablam tutsun artık. -Ramazanda temizlik yapılmaz mı anne? Neden hepsini şimdi yapıyorsun? -Yapılır tabi. Ama ben o zaman evin bakımıyla uğraşmak istemiyorum. -Ne yapacaksın ki? -Ruhumun bakımıyla ilgileneceğim. Çok güldüm buna. Ruhunu güzellik uykusuna mı yatıracak acaba? Ya da salatalık mı koyacak üzerine? Nasıl olacak bu iş? -Bunların hepsi bedenin bakımı için, dedi annem. Ruh bakımı için başka şeyler gerek. Oruç gibi mesela. Ruhun güzellik uykusu oruçtur. Sonra namazı söyledi. Kur’an okumayı da elbette. Ramazanda üçü birden yapılırmış. Artık yedi yaşındayım. Bunların hepsini yapacağım. Sonraaaa, ruhum bizim caminin mahyaları gibi ışıl ışıl olacak: Hoş geldin Ramazan. 9
10
11
Yazan: Talip Ümit
RAMAZAN’A DAİR Gönüllerimizi sevinçle neşeyle dolduran on bir ayın sultanı Ramazan’a erişmiş bulunuyoruz. İsterseniz öncelikle güzelliklerle dolu bu ayın ne anlama geldiğine bakalım. Ramazan kelimesinin anlamlarından biri: güneşin sıcaklığı sebebiyle bir şeyin kızarması, yanmasıdır. Bu aya, günahları yakarak yok etmesinden dolayı bu isim verilmiştir. İkinci anlamı da “ yaz sonunda güz mevsiminin başlangıcında yağıp, yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur” anlamına gelir ki Ramazan’da inananları günahlardan yıkayıp kalplerini temizlediği için bu isim ile isimlendirilmiştir. Ramazan denince ilk akla gelen oruçtur. Bilmeliyiz ki sadece yiyip içmekten uzak kalmak orucun anlamını tam ifade etmez. Midemizin yanı sıra, kötü ve gereksiz sözden uzak kalarak dilimize, çirkin ve harama bakmaktan sakınarak gözümüze, lüzumsuz şeyleri dinlemekten uzak kalarak kulağımıza da oruç tutturmalıyız. Unutmayalım Ramazan Kur’an ayıdır. Yüce kitabımız bu ayda yer alan ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinde indirilmeye başlamıştır. Ramazan sabır ayıdır ve bu sabrın karşılığı cennettir. Ramazan yanlışlarımızdan dileyelim.
arınma ayıdır. pişmanlık duyup
Hatalarımızdan, Rabbimizden af
Ramazan paylaşma ayıdır. Yoksulları, ihtiyaç sahiplerini, hastaları, evsizleri düşünmeli, gözetip kollamalıyız. Ramazan infak ayıdır. Her zaman yapmakta olduğumuz yardımları bu ayda özellikle artırmalı, cömert davranmalıyız.
12
13
14
15
Yazan: Muhammed Emir
GEZGİN ALİ MUTFAK MÜZESİNDE Bu eski taş binalar arasında gezinirken kendimi zamanda yolculuğa çıkmış gibi hissediyorum. İkindi rüzgârıyla gelen enfes yemek kokuları beni kendine doğru çekiyor. Yolumun nerede sonlanacağını tahmin dahi edemeyen, bir yolculuğa çıkmış denizci gibiyim adeta. Antep’in eski yemek kültürünü dedemden dinlerdim. Bugünde sizlerle gezi günlüğümün arkadan gelen sayfasını doldurmak için bir yolculuğa çıkmak istiyorum. Sizlerle tanışmıştık; Gezgin Ali ben. Bu seferki durağımız Gaziantep Mutfak Müzesi. Tam da Ramazan ayında, 16
her akşam evlerde türlü türlü yemeklerin yapıldığı bu günlerde, kendimizi burada bulduk. Adını Antep’in yemek ve mutfak kültürünü anlatan müzeden alan Emine Göğüş Mutfak Müzesi’ni gelin beraber tanıyalım. Antep’in tarihi mahalleri arasında yer alan bu konağa, ince uzun konakların birbirini seyrettiği yoldan ulaşıyorsunuz. İki katlı ve avlusu olan konağın girişinde bir su kuyusu bulunuyor. Eskiden öyle mutfakta, lavaboda, banyoda çeşme olmaz su ihtiyacı bu kuyudan sağlanırmış. Bunları düşününce çok şanslı olduğumuzu söylemeden geçemeyeceğim. Şimdi zahre bölümüne geçiyoruz, çok güzel bir depo tasarlanmış; buğday, pirinç, nohut vs. her şey bu güzel şirin depoda muhafaza ediliyormuş, aynı zamanda ürün aşağıdan alınır, yenisi yukardan eklenirmiş böylece her zaman taze tüketilirmiş. Aaa! Bu kocaman tencereleri görmelisiniz, doğrusu bu konakta yaşayan kişilere ancak yetebilecek büyüklükte. Eskiden kullanılan bakır kâseler, ahşap kepçeler hepsi çok estetik. Bir anda bu kaşıklarla yemek yediğimi hayal ediyorum. Yemeğin piştiği ocakların etrafı ateş dağılmasın diye saçla kaplanmış. Eskiden buzdolabı yokmuş tabi. Onun yerine bu gördüğümüz etrafı ahşap önü telli dolap kullanılıyormuş. Yemekler ve bazı yiyecekler burada muhafaza edilirmiş. Kiler bölümünün yanındaki oda gelen ziyaretçiler için konağın tasarımına uygun çok hoş çay ve kahve salonu olarak düzenlenmiş. Şimdi gelin ikinci kata çıkalım. Heykellerin yer aldığı bu bölümde, Antep’in geleneksel yemekleri tek tek tanıtılmış. Aşağıda evlerimizin her yerine ulaşan çeşmeler olmasından dolayı çok şanslı olduğumuzu düşünmüştüm. Burada ise çok şanssız olduğumuzu söylemeden geçemeyeceğim. Fastfood yiyeceklerle öğünlerini dolduran bizlerin bu yemekleri görünce iştahı kabarmıyor değil. Yine balmumu heykelleriyle bir ailede sofra kültürü anlatılmaya çalışılmış. Çocuklar aile büyüğünden önce yemeğe başlamazmış. Aynı zamanda Antep’te misafire gösterilen saygı ve hürmet çok güzel anlatılmış. Antep’in dolması, sarması, içli köftesi, mimbarı, çiğ köftesi, ciğer kebabı, patlıcan kebabı… ve daha nice saymakla bitmeyecek yemek kültürünün olduğunu gördük. Bu seferki gezimiz gezi günlüğümüzde önemli bir yer tutacak. Antep konağı ve yemek kültüründen oluşan notlar da yer alacak. Mutfak Müzesi gezimizin hem bana hem de sizlere enfes iftar hayalleri kurdurduğunu düşünerek, Gezgin Ali’nin gelecek seferki gezisini tahminlerinize bırakıyorum. Sağlıcakla.
17
MUCİT TEN İCATLAR “İLK UÇAK” Merhaba arkadaşlar, ben Bilgiç. Bir önceki sayıda tanışmıştık. Size sıfırın icadını anlatmıştım. Bu sefer de ilk uçağı icat eden İbn Firnas’tan bahsedeceğim. İbn Firnas, Endülüs’ün Kurtuba şehrinde 800’lü yıllarda yaşamış Arap asıllı bir bilgin. Endülüs ise İspanya topraklarında kurulmuş bir İslam devletidir. Endülüs o zamanlar, birçok ırktan farklı dinlere mensup insanların birlikte yaşayabildikleri ender coğrafyalardan biriymiş. Zamanla bilimsel ve sanatsal çalışmaların desteklenmesiyle birlikte, bilim ve sanatın merkezi haline gelmiş. İbn Firnas’da böyle bir dönemde başkent Kurtuba’da doğuyor, büyüyor, yetişiyor. Bir yandan kimya ve gökbilim alanlarında çalışmalar yaparken bir yandan şiirler yazıyor. El Muktebes adıyla bir araya getirilen bu şiirlerin sadece küçük bir kısmı günümüze kadar gelebilmiştir. Tarihteki en büyük el yazması kütüphanelerden biri de yine o dönemlerde Kurtuba’da bulunuyormuş. İbn Firnas’da bu olanaklar sayesinde birçok alanda kendini geliştirmiş ve bu alanlarda icatlar yapıp keşiflerde bulunmuş. El Makata adlı saat tasarımı, gezegen ve yıldızların yanında, yıldırım, bulut gibi doğa olaylarını incelemek amacıyla geliştirdiği teleskop; icatları arasındadır. Hatta kendi yöntemleriyle bazı taşlar yardımıyla camı icat etmiştir. Gençliğinden itibaren ömrünü bu tür çalışmalara adayan İbn Firnas, bir gün Kurtuba sokaklarını dolaşırken, uçmak için geliştirdiği kanat sistemini denemek için Kurtuba Kulesinden atlayış yapacak bir gence denk gelir. Genç atlayışı gerçekleştirir, fakat başarılı olamaz. Kanatların paraşüt etkisi yapması üzerine, olaydan yaralanarak kurtulur. İbn Firnas bu olay üzerine, bir planör inşa etmeye başlar. Başarısız denemelerine rağmen kullandığı malzemeleri ve tasarımı değiştirerek yeni denemeler yapar. Bu başarısız denemeleri, uçağın ağırlığının fazla olmasına bağlayan İbn Firnas, son olarak planörün gövdesini tahta ve ipek gibi hafif malzemelerle oluşturarak ağırlığı olabildiğince azaltır. Çalışmasına ilham olan gencin uçuş denemesi yaptığı, şehrin merkezinde bulunan Kurtuba Kulesi’ne çıkar ve kalabalık bir izleyici kitlesinin gözleri önünde uçuşunu gerçekleştirir. Dakikalarca gökyüzünde süzülen İbn Firnas, başarılı bir iniş gerçekleştirerek, tarihteki ilk uçağın mucidi olmuştur. 18
Yazan: Enver CANKURTARAN
19
20
21
OTİZMLİ ÇOCUKLAR İSTANBUL’DA BULUŞTU ŞAHİN: “GAZİANTEP’İ OTİZM DOSTU KENT İLAN ET TİK” Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Sekizinci Renk Otizm Farkındalık Projesi Lansmanı’na katıldı. Şahin, Haliç Kongre Merkezi’ndeki lansmanda yaptığı konuşmada, Gaziantep’i otizm dostu kent ilan ettiklerini söyledi. Şehrin otizm dostu kent ilan edilir edilmez önce çocukların sayısını çıkardıklarını anlatan Şahin, şöyle konuştu: “Kaç otizmli çocuğumuz var.? Bu çocukların farkındalığını bu şehre nasıl yayacağız.? Otizmin ne olduğunu, nasıl bir farklılık olduğunu, nasıl özel ve güzel olduğunu, bu toplumun farkındalığını nasıl artıracağız.? Gaziantep’in sokaklarında, caddelerinde elimizde bayraklarla yürüdük. Çocuklarımızın; bir adım bana at, ben sana koşarak geleceğim, beni fark et, benim tercihim değil, ben özel bir çocuğum, diyerek toplumun bunu kabul etmesi gerekir gibi sloganlarla toplumun bilinçlenmesini amaçladıklarını. Bu çalışmalar ve hayata geçireceğimiz projeler ile otizm farkındalığını daha etkili bir şekilde yürütmeye toplumu bilinçlendirmeye devam edeceğiz.” Emine Erdoğan da otizm konusunda farkındalığın yüksek olmadığına dikkat çekerek, özel çocuklara sosyal, kültürel ve ekonomik yaşama eşit bir şekilde katılım fırsatı verilmesi gerektiğini belirtti. Bunun onların en doğal ve anayasal hakkı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Son yıllarda otizmin görülme sıklığı oldukça artıyor. 1950’li yıllarda on binde bir görülürken şimdi her 68 çocuktan birisine otizm teşhisi konuyor. Kanser gibi yaygın pek çok hastalıktan çok daha fazla görülme riski vardır. Ne yazık ki farkındalığımız o derece yüksek değil” dedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ise özel eğitimi bütün okullarda uygulanabilir hale getirdiklerini kaydetti. Ramazanoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak eğitim noktasında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Bakan Ramazanoğlu otizim farkındalık projeleri kapsamında yaptığı çalışmalar için Başkan Şahin’e teşekkür etti. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da otizmin toplum tarafından algılanarak sahiplenilmesi gerektiğinin altını çizerek “Bir otistik çocuğu, ailesini tanımak insani değerlerin farklı boyutlarını, farklı renklerini anlayabilmek adına çok önemli olduğunu belki kısmen tanıyanlar fark edebilir ama bu akşam çok farklı boyutlarıyla burada olan herkes bunu çok daha iyi hissedecek” diye konuştu Konuşmaların ardından Emine Erdoğan katılımcılara günün anlam ve önemine ilişkin plaketleri takdim etti. Plaket takdiminin ardından Mustafa Ceceli ve Nil Karaibrahimgil’nin yanı sıra otizmli çoçukların oluşturduğu koro da mini bir konser verdi.
22
BÜYÜKŞEHİR, ÇEVRE GÜNÜNÜ ETKİNLİKLERLE KUTLUYOR Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, “Dünya Çevre Haftası”nı bir dizi etkinlikle kutluyor. Her geçen gün kirlenerek doğallığını kaybeden çevreyi korumak adına çevre bilincinin oluşturulması, atık oluşumunun önlenmesi ve geri dönüşümün öneminin anlaşılmasını hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, bu konulara dikkat çekmek için çevre haftasında bir takım etkinliklerle gündeme taşıyor. Bu bağlamda; Onat Kutlar Tiyatro Salonu’nda İstanbul’dan gelen tiyatro topluluğu “Ben Çöp Değilim” isimli gösteriyi yaptı. Toplamda; 12 okul ve 600 öğrencinin katılımı ile gerçekleşen etkinlik büyük bir ilgi ile karşılandı. Etkinlikler kapsamında öğrencilere ve Gaziantep halkına; Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan tişört, şapka, kokart ve yeşeren kalemler dağıtıldı. Hafta boyunca devam edecek olan çeşitli etkinliklerin daha çok kitleye ulaşılması ve çevre bilincinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.
23
MİNİKLERE, ACİL DURUMLARDA DUYARLILIK EĞİTİMİ Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, çocukların acil durumlarda duyarlılığını artırmak için “Acil Durum Duyarlılık Arttırma Projesi”ni başlattı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Hanifi Şireci İlköğretim Okulu’ndaki projeyi tanıtma töreninde, en büyük gücün beşeri sermaya olduğuna dikkat çekerek, insanı yetiştirmenin önemini anlattı. Öğrencilere hitap eden Şahin, şöyle devam etti: “Büyük bir cevher var içinizde. Makamları ne olursa olsun herkesin en büyük muradı evladını çok iyi yetiştirmek. Yani bizim hayat meyvemizsiniz, bizim herşeyimizsiniz. Sizi bir taraftan hocalarımızın verdiği bilgilerle donatıyoruz ama bir taraftan da hayat bir okul. Bu hayat okulunda kitapların dışında sizi pratik bir şekilde eğitmemiz gerekiyor. İşte biz Büyükşehir Belediyesi olarak doğumdan ölüme halkımızın yanındayız ve hizmetkarıyız.” Belediye olarak verilen hizmetleri anlatan Şahin, çocukların iyi bir şekilde yetiştirilmesi halinde her durumda az zararla çıkılabilineceğini kaydetti. İtfaiye Daire Başkanı Cafer Yılmaz da proje hakkında bilgi vererek, acil durumlarda acele edilmemesi gerektiğini aktardı. Projeyle çocuklara duyarlılık kazandırmayı amaçladıklarını belirten Yılmaz, “Acil durumlarda; yangın, deprem, gaz zehirlenmesi veya başka bir konu da panik yapmayacağız ve ilgili kurumları arayacağız” dedi. Konuşmaların ardında çocuklara itfaiye boyama kitabı dağıtan Şahin, daha sonra sınıfları gezerek, itfaiye erlerinin çocuklara verdiği eğitimi izledi. -ACİL DURUM DUYARLILIK ART TIRMA PROJESİ Gaziantep’te ilköğretim okullarındaki öğrencilere yönelik eğitimlerin verileceği proje kapsamında, öğrencilere, ‘acil durumlarda nasıl davranması gerektiği, hangi numaraları aramalı?’ gibi konular anlatılıyor. İtfaiye boyama kitaplarının da dağıtılarak çocukların eğlenerek öğrenmesi, duyarlılıklarının artırılması planlanan proje çerçevesinde, ilk etapta 10 bin çocuğa ulaşılması hedefleniyor.
24
12. SOKAK BASKETBOLUNA REKOR KATILIM Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından her yıl “Gençlik Haftası” kapsamında gerçekleştirilen ve bu yıl 12. düzenlenen Sokak Basketbolu Turnuvası’na bin 516 sporcu katıldı. Hayri Tütüncüler Parkı’nda yapılan turnuvaya, 379 takım başvuru yaptı. Türkiye Basketbol Federasyonu İl Temsilciliğinin işbirliğiyle gerçekleştirilen turnuva, bayan ve erkeklerde süperminik, minik, küçük, yıldız, genç ve master kategorilerinde yapıldı. Takımlar arasında kıyasıya mücadelenin yaşandığı turnuva, renkli görüntülere sahne oldu. 6 gün süren turnuva, bin 516 sporcunun rekor katılımıyla sona erdi.
25
MİNİK KEDİ YAVRUSU Bir gün arkadaşlarımla bahçede oynuyorduk. Bu sırada kedi miyavlaması duyduk. Etrafımıza bakındığımızda minik bir kedinin titreyerek miyavladığını gördük. Oyunumuzu bırakıp kedi yavrusu ile ilgilenmeye başladık. Minik kedi yavrusu çok zayıftı ve titriyordu. Arkadaşlarımdan birisi bir kap getirdi. Ben de eve giderek süt getirdim. Minik kedi çok acıkmıştı ve verdiğimiz sütü hemen içip bitirdi. Minik yavrunun annesini aradık fakat bulamadık. Arkadaşlarla kedi yavrusuna bakmaya karar verdik. Birkaç hafta kedi yavrusuna baktık. Minik yavru şimdi daha sağlıklı ve hareketliydi. Minik kedi bize iyice alışmıştı ve bizimle oynamaya başladı. Biz aşağıda oynadığımızda hemen yanımıza gelir, etrafımızda dolaşırdı. O kedi yavrusu artık sitenin yaramaz kedisi olmuştu. Bu minik kedi yavrusunu çok sevdik. Onun için yaptıklarımızdan mutlu olduk. Kendimizi çok iyi hissettik. Yaşadığım bu olayda şunu öğrendim; merhamet başkalarının dertleriyle dertlenebilmek ve yaşadığı kötü şeyler için üzülmektir. Bu bütün canlılar için geçerlidir. Minik kedi yavrusunda olduğu gibi bir canlı zarar gördüğünde bizde üzülür, nasıl olduğunu merak ederiz. Bu bizim iyi, merhametli bir insan olduğumuzu gösterir. Bu kötü hissi yaşamamak ve huzurlu olmak için ne canlılara zarar vermeliyiz nede verilmesine müsaade etmeliyiz. Zarar verilen canlıları kucaklamalı ve korumalıyız.
26
Haydar Onur ÖZAKÇA
Gaziantep Kent Konseyi
Çocuk Meclisi Üyesi
RAMAZAN AYI Bundan 4 yıl önce, bir Ramazan ayında, anneannem henüz sağ iken, beraber iftar yaptıktan sonra, beni hızla hazırladığını hatırlıyorum. Çünkü o, Ramazan ayında iftardan sonra teravih namazı için camiye giderdi. O gün hep beraber camiye gitmiştik. Camide teravih namazını kıldıktan sonra, yolda elimden tutup birlikte eve dönerken ‘ Sena sen inançlı, akıllı, çalışkan bir kız olarak hayatını yaşamalısın. Sana bu konuda çok güveniyorum’ demişti. Ben de anneannemin bana söylediklerini hiç unutmadım. Anneannemin vefatından sonra her Ramazan ayında orucumu tutuyorum, derslerime her zaman çalışıyorum ve en önemlisi aileme ve çevremdekilere her zaman sevgi ve saygıyla yaklaşıyorum.
Sena Nur YILDIRIM
Gaziantep Kent Konseyi
Çocuk Meclisi Başkanı
27
“KELOĞLAN MASALLARI MÜZİKALİ” ÇOCUKLARLA BULUŞTU Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, “Keloğlan Müzikalini” ilçelerdeki çocuklarla buluşturdu.
Masalları
İslahiye, Araban, Karkamış, Nizip, Nurdağı ve Yavuzeli ilçelerinde sahnelenen gösteriyi, 4 bin 465 öğrenci izledi. Keloğlan, Bilgecan Dede, Balkız, Uzun, Kara Vezir karakterlerini sahnede görünce şaşkınlıklarını gizlemeyen miniklerin, eğlendikleri ve mutlu oldukları görüldü. İlkokula giden öğrencilerin ilk kez izlediği “Keloğlan Masalları” isimli çizgi animasyon filmi, İl Milli Eğitim Müdürülüğü işbirliğiyle gerçekleştirildi.
28
KARDEŞLİK GEZİSİ KÖY OKULU ÖĞRENCİLERİNİ BİR ARAYA GETİRDİ Gaziantep Kent Konseyi, 23 Nisan Etkinlikleri kapsamında, Adaklı ve Arıl köy okulu öğrencileri ve öğretmenleri ile Kardeşlik Gezisinde bir araya geldi. Gaziantep Kent Konseyi Çocuk Meclisi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk bayramı etkinlikleri kapsamında Gaziantep Kent Konseyi tarafından kardeşlik gezisi düzenlendi. Geziye Arıl Köyü Şehit Yalçın Nane İlkokulu, Şehit Mehmet Özer Ortaokulu ve Adaklı Köyü Ortaokulu ile Çocuk Meclisi üyesi toplam 350 öğrenci katıldı. Öğrenciler köylerinden alınarak, etkinliğin başladığı ilk durak olan Hayvanat Bahçesini ve Safari Parkını gezen çocuklar, Gizem Doğan Yaşayarak Öğrenme Merkezinde oyunlar oynadı. Yemek ikram eden öğrenciler, gezinin son durağı olan Planeteryum’da ( Gezegen Evi) , yapılan gökyüzü ve yıldızlar ile ilgili gösteri çocukların çok ilgilerini çekti. Öğrenciler, Robo-tiyatroyu keyifle izledi. Etkinlik sonunda Gaziantep Kent Konseyi Çocuk Meclisi üyeleri geziye katılan öğrencilerle fotoğraflar çektirdi ve tüm katılımcılar bu etkinliğin anılarında güzel bir gün olarak kalacağını belirttiler.
29
YETİM ÇOCUKLARA EĞİTİM DESTEĞİ Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında yetim çocuklara eğitim desteği vermek için “Annem ve Aydınlık Gelecek” projesinin protokolü imzalandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yanmaz’ın imzaladığı proje ile yardıma muhtaç durumda olup, eşi vefat eden kadınların okula devam etmekte olan yetim çocuklarına akademik destek verilmesi hedefleniyor. Yetim çocuklar ile kendi başlarına kalan annelerin, kadın kimliğinin öne çıkarılarak, haklarının öğretilmesi ve üretken bir birey haline getirilmesi için eğitim ve yönlendirmeler ile desteklenmesini öngören proje ile ayrıca, çocuklar ve anneleri eğitim, sosyal ve duygusal anlamda desteklenerek topluma kazandırılacak. Bu arada, psiko-sosyal desteğinde verilecek proje kapsamında, seminer, eğitim, sinema, tiyatro ve kültürel geziler gibi sosyal etkinlikler düzenlenerek, okullarda yapılacak çalışmalar desteklenecek. Öte yandan proje ile veli ve okul ilişkisinin güçlendirilmesine yönelik programlar uygulanmaya konulacak.
30
ÇEVRE BİLİNCİ TAŞRA İLÇELERİN OKULLARINDA Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı ekipleri, çevre bilincini ve geri dönüşüm materyallerini öğrencilere anlatmak için animasyon filimleri hazırladı. İlköğretim okulları 3 ve 4’cü sınıflara uygulanan “Çevre Bilinci Eğitimleri” çerçevesinde Gaziantep merkez okullarında konuyu anlatan Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı yetkilileri, taşra ilçelerindeki okulları da unutmadı. Merkez ilçeler dışında Oğuzeli, Nizip ve İslahiye ilçelerindeki ilkokullarda gerçekleştirilen eğitimlerde; “Toprak ve Su”yun maceraları isimli animasyon filmi ve interaktif “Geri Dönüşüm Oyunu” ile desteklenerek, eğitim sonunda öğrencilere ‘Yeşeren Kalem ve Eğitim Setleri’ dağıtıldı. Eğitim sonrasında yapılan görüşmelerde; verilen eğitimin verimliliğinden duyulan memnuniyet dile getirildi. Yaklaşık iki ay önce startı verilen eğitimlere tüm ilçeler kapsamında devam edildiğini belirten yetkililer, ulaşılmayan okul ve eğitim verilmeyen öğrencinin kalmamasını hedeflediklerini ifade ettiler.
31
32
BULMACA Keçi yolu Kamera kullanan
P
Ceylan Ünlü Müslüman boksörümüz
M
İçinde kötülük olan
H
Geometrik bir şekil Kuzu sesi
K
Şiirde tekrar kısmı
K A M E R A M A N Devir Tencere altlığı
T U R
Limonluk Sıvı hacim ölçüsü
S E R A
N İ H A L E Vasıf, nitelik Olmamış
İlave Genişlik
K A L İ T E
H A M
Herkes
T
Bir taneli meyve
M E R A
Otlak İşçi
Bir mastar eki
A M E L E Cilve, naz Bir tür pamuk
E D A
Düşme sesi
E K Karışık renkli
A
N A R Bir nota
L A
P A T
Fasıla
A K A L A Isıtma ve soğutma cihazı
L E R
Bir çoğul eki
K L İ M A n en
Bak bir garip kuş geldi, Soframıza aş geldi, Gözümüz aydın olsun, Mübarek ay hoş geldi.