Gaziçocuk Dergisi Sayı 3

Page 1

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi

Yıl: 1

Sayı: 3

Bilgi ve Azim


Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Adına Sahibi: Fatma ŞAHİN Büyükşehir Belediye Başkan Genel Yayın Koordinasyonu: Doç. Dr. Halil İbrahim YAKAR Gazikültür A.Ş Genel Müdürü Fatih ERMEYDANI Kurumsal İletişim Daire Başkanı Editörler: Doç. Dr. Halil İbrahim YAKAR Uzm. Eshabil YILDIZ Sanat Yönetmeni: Fatma Betül ALP YILDIZ Çizer: Fatma Betül ALP YILDIZ Halime Nur SEVİM Nur DOMBAYCI Özlem YÜCE AKA Mümine YEŞİLMEN Mizanpaj: Halil AYDIN Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İncirli Pınar Mah. 4 Nolu Cad. Şehitkamil/Gaziantep Tel.: 0 342 211 1200 gazicocuk27@gmail.com Bu dergi, Gaziantep Belediyesi Çocuk Yayını olarak Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı ve Gazikültür A.Ş’nin katkılarıyla hazırlanmıştır.


Fatma ŞAHİN

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı

Sevgili çocuklar: Toplumların içerisinde bir enerji kaynağı vardır. Bu enerji sadece maddi enerji değildir. Önemli olan bu enerji kaynağını manaya çevirebilmektir. Bizler şehrimizi maddi yönden imar ederken, manevi yönden de imar etmek için çalışıyoruz. Bereketli bir coğrafyada yaşadığımızın farkında olarak atalarımızın izini sürüyoruz. Kıymetli gençler, bereketli bir coğrafyada yaşamanın yanında bir o kadar da sancılı bir coğrafyada yaşıyoruz. Gönül coğrafyamızda hemen her gün binlerce yavrumuzun ne kadar mağdur edildiğine hep birlikte şahitlik ediyoruz. Teknolojik olarak hızla gelişen dünyamızda insanlar bir o kadar da birbirinden uzaklaşmakta. Değerli gençler, sevgili çocuklar; tüm çalışmalarımızın en kıymetli noktasında sizler yer alıyorsunuz. Bu yüzden sadece kendisi için değil coğrafyası için hayaller kuran yeni bilgelere ihtiyaç vardır. Bilmek, öğrenmek, azim bizi her zaman geleceğe hazırlayan ulvi değerlerimizdir. 15 Temmuzda bizleri kendi vatanımızda mağdur etmek, bayrağımızı indirmek istediler. Ancak bu vatanın gerçek sahipleri buna müsaade etmedi. Şehit olan yüzlerce vatan evladını gözyaşları içerisinde ebediyete uğurladık. Bunun yanında bir o kadar da gazimiz hayatı pahasına hainlerle mücadele etti. İşte bu doğrultuda, bir ana kucağı gibi bizi sarmalayan Türkiye’mizi adalet ve şuurla istikbale taşıyacak siz yavrularımıza ihtiyacımız her geçen gün daha da artmaktadır. Sorumluluğunun farkında olarak kendinizi yetiştirmeniz bizlerin en büyük arzusudur. Çok kıymetli çocuklar; her birinizi muhabbetle kucaklıyor, tertemiz alınlarınızdan öpüyorum.


4

Bilge Dede Karayılan’ı Anlatıyor

Oyuncu Çocuk

8

6

Tavan Arasındaki Adam

Gezgin Ali Gaziantep Kalesinde

16

Çizelim-Boyayalım 32


Merhaba Arkadaşlar: Gazi Çocuk Dergimizin üçüncü sayısıyla karşınıza çıkmaktan dolayı çok mutluyuz. Bu mutluluğumuz her sayımızda yepyeni hikâyelere ve renklere yelken açmasından dolayı bizleri heyecanlandırıyor. Her geçen gün daha emin adımlarla yoluna devam eden dergimiz, sizlerin zihinlerine ve gönüllerine daha fazla ulaşmak için gelişerek devam etmekte. Şehrimizin dokusunda yer alan gelişme atmosferinin sizlerin berrak zihinlerinizde başlayacağını umut ederek okurken eğlenebileceğiz hikâyeler ve çizgilerle zengin bir dergi hazırlamaya çalışıyoruz. Yazar Cemil MERİÇ’in diliyle ‘’Yazıyı yazdıktan sonra bir şişenin içerisine koyun ve denize bırakın bir gün muhakkak bir kıyıda muhatabını bulur.’’ söyleminden yola çıkarak, biz de dergimizin muhatabını bulduğuna inanıyoruz. Kıymetli gençler, Dergimizi okurken sizler de Hasan Dede’nin kahramanlık hikâyeleriyle tarihimize gideceksiniz, Gezgin Ali’nin şehir maceralarının içerisinde şehir turuna çıkacaksınız, Mucidimizle birlikte yeni deneylere başlayacaksınız. Bu arada tavan arasında yaşayan adamın hikâyesini muhakkak okumalısınız. Her sayımızda bir değerimizi sizlere sunmaya çalışıyoruz. Bu sayımızda ise sizleri bilgi, bilge ve öğrenme temasını içeren birbirinden güzel hikâyeler, öyküler, bulmacalar ve Gaziantep’ten çocuk haberleriyle buluşturuyoruz. Bu vatanın geleceği olan kıymetli yavrularımız, cümlelerimizi her sayımızda tekrarladığımız sözümüzle tamamlayalım. Hayatın neşesi, gülümsemesi üzerinizden hiç eksik olmasın. Dergimizin sizlerin dergisi olduğunu hiçbir zaman unutmayalım. Sizler de yazılarınızı, resimlerinizi dergimize ulaştırın sonraki sayılarımızda yayımlayalım. Dergimizin medeniyetimizi oluşturan yapı taşları gibi tekrardan dirilişimize vesile olmasını temenni eder, devam eden bu yolculuğun hayırlı ve bereketli olmasını dileriz. Sizleri Gazi Çocuk dergimizin yenilenmiş, ustalaşmış yepyeni yüzü olan üçüncü sayısıyla baş başa bırakıyor. Sağlıcakla diyoruz. Editör

Doç. Dr. Halil İbrahim YAKAR


Yazan: Muhammed Emir Çizen: Halime Nur SEVİM

Bilge Dede Karayılan’ı Anlatıyor

Sonbahar kışa yerini bırakmak için sabırsızlanıyordu adeta. Ağaçlar yavaş yavaş yapraklarını dökmeye başlamıştı. Hasan Dede öğle saatlerinde evden çıkıyor ve mahallenin parkında sonbahar güneşinin tadını çıkarıyor, aynı zamanda dökülen çınar yapraklarının uçuşunu keyifle seyrediyordu. Okuldan çıkan mahallenin çocukları Hasan Dede’yi parkta yalnız otururken görünce hemen yanına geldiler. Hem çocuklar hem de dede bu birlikteliği çok özlemişlerdi. Çocuklar arasından birisi Hasan Dede’yi uzun zamandır göremediklerini ve onu çok merak ettiklerini, hem her hafta anlattığı hikâyelerin de yarım kaldığını söyledi. Hasan Dede ise bir süre önce Umre’ye gitmişti, yoksa O da bu birlikteliği hiç aksatmak istemezdi.

4


Hasan Dede çocuklarla hasret giderdikten sonra ışıl ışıl gözlerle Mekke ve Medine’yi anlattı. Çocuklar Hasan Dede’nin bugünkü hikâyesini çok merak ediyorlardı. Çocukların meraklı bakışlarından bunun anlaşılmaması mümkün değildi. Hasan Dede arkasına yaslanıp; “Eveeet, bugün size bir varmış bir yokmuşla başlayan bir hikâye anlatmayacağım. Çünkü size anlattığım hikâyeler; bizim yaşanmış gerçek destanlarımızdır. Bu toprağın, bu vatanın şahit olduğu binlerce kahramanın gerçek hayat öyküsüdür. Size anlattıklarımla aslında, bu kutlu ve çileyle yoğrulmuş tarihin geçmiş sayfalarında geziniyoruz. Üstelik bugün size hiç yılmadan, kimseye ihtiyaç duymadan ömrünü düşman cephesinde geçiren Karayılan’dan bahsedeceğim.” Dedi. Karayılan ismini duyan çocuklar birbirlerine bakarak “Hasan Dede bugün bize bir yılandan mı bahsedecek?” diyerek şaşkınlıklarını dile getirdiler. Hasan Dede beklemediği bu tepki karşısında ufak bir kahkaha attı. “Hayır yavrularım, ben size lakabı babasından geçen Molla Mehmet Karayılan’ın hikayesini anlatacağım. Babasına kılıç kullanırkenki maharetinden dolayı Karayılan demişler. Molla Mehmet ise tarihte babasından kalma bu isimle anılmıştır. Hatta ismi birçok türküde ve destansı şiirlerde yer almıştır. Biliyor musunuz Karayılan Gaziantep’in Elif köyünden zengin bir ailenin evladı olmasına rağmen çocukluğunda okuma yazmayı kendi imkânlarıyla öğrenmiş. Büyüdüğünde ise vatanı için mallarını satmış bunlarla silah ve cephane alarak kendi imkanlarıyla savaşma gibi bir cömertliği göstermiştir. Birinci dünya savaşında Rus cephesinde kahramanlıklar göstermiştir. Hükümetin izini sürmeye çalıştığı, bulunduğu bölgede huzur bırakmayan eşkıya Bozo’nun ve çetesinin ortadan kaldırılmasını sağlamıştır. Fransız kurşununun karşısına dimdik çıkarak Antep’e düşmanı sokmayan aslandır. Karayılan yine o sabah, her zaman olduğu gibi beyaz elbisesini giyer. Sabah namazını kıldıktan sonra cami imamına kamçısını ve gümüş saplı kamasını verir. “Hocam bugün geri dönersem emanetimi geri verirsin. Şehit olursam bunları köyümdeki kızım Selvi’ye ulaştırırsın” der ve o gün zorlu bir çatışmada göğsüne isabet eden bir kurşunla şehit olur. Antep halkı böyle bir yiğidin şehadetinin ardından şöyle ağıt yakmıştır: Karayılan der ki gelin oturak Kilis yollarından kelle getirek Fransız adını bütün batırak Vurun Antepliler namus günüdür Vurun çetelerim namus günüdür Atına binmiş de elinde dizgin Girdiği cephede hiç olmaz bozgun Çeteler içinde Yılanım azgın Vurun Antepliler namus günüdür Vurun çetelerim namus günüdür.” Hasan Dede ve çocuklar o gün dökülen sonbahar yapraklarının altında uzun uzadıya özgürlük, vatan ve bayrak hakkında konuştular. 5


6


7


Tavan Arasındaki Adam Karanlık bir tavan arasında yaşayan adamın hikâyesini biliyor musun? Penceresi yokmuş, kiremitlerin aralıklarından güneş ışıkları da sızmıyormuş. El yordamıyla yürüyormuş odada. Ayağı sandalyeye, çöp kutusuna veya tahta parçasına takılıyormuş sık sık, düşüyormuş. Aydınlığı hiç görmediği için bu durum ona çok normal geliyormuş. Bir gün şiddetli bir fırtına çıkmış ve kiremitlerden biri kırılmış içeriye güneş ışıkları sızmış. İncecik ışığın girdiği yere bakan adam; uçuşan toz zerrelerini, kirli taban tahtalarını ve ısırdığı elmanın kızıl kabuğunu görmüş. Daha çok şey görmek istemiş. Süpürgesinin sapı ile iki kiremit daha kırmış. Bu defa duvardaki deliğine kaçan gri fareyi, yatak örtüsünün kırışıklıklarını, aynayı görmüş. Adam artık yerinde duramaz olmuş. Daha çok şey

8


Yazan: Hatice ARABACI Çizen: Özlem YÜCE AKA

görme isteğiyle yanıp tutuşuyormuş. Etrafında görmediği, bilmediği hiçbir şey kalmasın diye çırpınıyormuş. Böylece duvara bir pencere açmayı akıl etmiş. Sonra ikinci bir pencere açmış. Işıl ışıl odasının her köşesini görmüş ve tanımış. Sonra beklemiş, düşünmüş. Gözünü kamaştıran bu ışığın nereden geldiğini ve başka nereleri aydınlattığını merak etmiş. Bir de kapı açmış odasına ve göreceği yeni şeylerin heyecanıyla dışarıya çıkmış. İşte o adam benim. Tavan arası da benim zihnim. Öğrendiğim her yeni bilgi güneş ışıkları gibi dünyamı aydınlatıyor. Okuduğum her kitap bir pencere açıyor ruhumda. Okulum, bir kapı. Yepyeni bilgilere açılıyor. Daha çok şey öğrenmek istiyorum. Karanlık tavan arasını ışıl ışıl bir saraya çevirmek için.

9


10


11


Hayat Bilgisi: Bilgi, Öğrenme, Azim

Yazan: Talip ÜMİT Çizen: Mümine YEŞİLMEN

Emin evraklarını teslim edip gerekli işlemleri yaptıktan sonra görev yapacağı köye gitmek üzere, daha önceden öğrendiği köy dolmuşlarının kalktığı durağa geldi. Arabanın kalkmasına yaklaşık kırk dakika vardı. Dolmuş muavinine yerini ayırttıktan sonra durağın hemen yanı başındaki çay ocağına geçip, oniki yaşlarında sıska, çelimsiz garsondan bir çay isteyip bir masaya oturdu. Halinden buraların yabancısı olduğu hemen anlaşılıyordu. Çok geçmeden genç denebilecek yaşlarda biri selam vererek Emin’in masaya oturdu. Hiç zaman geçirmeden ilk sorusunu sordu. - Buralı değilsin herhalde? - Değilim, Amasyalıyım. - Hayırdır ne yaparsın buralarda? - Öğretmenim, yeni tayinim çıktı. -Eee hayırlı olsun. Dolmuşu mu beklersin? “Evet” dedi Emin. Karşısındaki genç: - Ben de aynı köydenim, adım Hayri. Bir ihtiyacın olursa çekinme söyle. Bizim köy öğretmen kıymeti bilir, dedi. Cevap vermeye fırsat kalmadan muavin seslendi: - Gidiyoruz kimse kalmasın. Yarım saat geçmeden köydeydiler. Hayri, öğretmen Emin’i yalnız bırakmadı. Elindeki valizi kaptı ve muhtarın evine doğru yöneldi. Muhtar evdeydi. Onları sıcak ve sevinçle karşıladı. - Hoş geldin Öğretmen Bey, ben buranın muhtarı Raşit. Bana az müsaade, beş dakikaya kalmaz kalacağın mekâna gideriz. Gerçekten çok geçmeden Öğretmen Emin’in kalacağı eve gelmişlerdi. Burası bir yatak, bir oturma odası, küçük bir mutfağı olan eski fakat bakımlı bir evdi.Emin’in eve içi ısınmıştı. - Yatak yorgan çarşafları temizdir, yeni yıkandı. Eksikler olursa yarın tamamlarız. Sen biraz dinlene dur, ezandan önce yiyecek bir şeyler getiririm, dedi muhtar. Muhtar ve Hayri ayrıldıktan sonra Öğretmen Emin derin bir nefes aldı, içi tarif edilemez bir mutlulukla doluydu. “Çok şükür Allah’ım” diye üç kez mırıldandı. Lavaboya geçip elini yüzünü yıkadı. Sonra içeri geçip yatağına uzandı, gözlerini tavanda bir noktaya sabitledi. O noktada bugüne kadarki hayatı adeta bir film şeridi gibi geçiverdi. 12


* * * Amasya’nın Suluova ilçesinde iki göz oda ve bir mutfaktan oluşan, damı hemen her yağışta damlayan, toprak bir evde anne baba ve iki kız kardeşiyle beraber yaşıyordu Emin. Evin büyük ve tek erkek çocuğuydu. Babası ilçenin hemen yakınında Çeltik kömür işletmesinde çalışıyordu. Hayatın bütün zorluklarına rağmen, babasının şikayetine hiç şahit olmamıştı.Kazandığıyla yetinen kanaatkar bir yapısı vardı. Vakit buldukça kendisini karşısına alır önemli öğütlerde bulunurdu. Zaman zaman dinlediği bu öğütlerin ne denli önemli birer Hayat Bilgisi dersi olduğunu şimdi daha iyi anlıyordu. İlkokulu bitirip Devlet Parasız Yatılı Okulu sınavını kazanınca, bir taraftan sevinmiş diğer taraftan ailesinden uzakta kalma düşüncesi onu üzmüştü. Ailesinde ayrılmadan önce, babası onu bir kez daha karşısına almış ve onunla şöyle konuşmuştu: “Sevgili oğlum! Evinden, ailenden, kardeşlerinden ilk defa ayrılıyorsun. Hem de uzunca bir süre için. Ama neden ayrıldığının ve neyin peşinde olduğunu bilirsen, bu ayrılığa sabırla katlanırsın. Unutma ki sen şu andan itibaren bilginin yani ilmin peşine gidiyorsun. Bu kutlu ve yüce bir uğraştır. Her daim söylerim, bizler ilk emri ‘oku’ olan bir inanışın sahipleriyiz. Tabi ki iyi, güzel, faydalı olan şeyleri okuyacak, bilgimizi artıracak, ilim sahibi olacağız. Peygamberimizin bu konuda yüzlerce kutlu sözlerinden sadece bir kaçını bile söylemek yeterli olacaktır. “Beşikten mezara kadar ilim öğren” , “İlim müminin yitik malıdır, nerede bulursa alsın”, “ilim Çin’de de olsa alınız” diyor. Tabi bilgiyi edinmenin en önemli şartı da azimdir, gayrettir. Bilmelisin ki azim olmadan her gayret yarım kalmaya mahkûmdur. Çıktığın bu yolda karşılaşacağın kıymetli hocaların ellerine sımsıkı yapış ve bir an olsun bırakma. Zira ilim edinmenin en önemli ve etkili yolu öğrenmektir ve bunun için de gerçek ve fedakâr öğreticilere ihtiyaç vardır. Bu kıymetli öğreticilerden azim ve gayretle edineceğin bilgileri de senden sonrakilere aktarmak ana hedefin olmalı.” Babası sözünü bitirdikten sonra söylediklerinin etkisini anlamak istercesine oğlunun yüzüne baktı. Emin babasının bakışındaki anlamı fark etmişti. “Söylediklerini anladım babacığım. Bunları hiç unutmayacağım” dedi. Babası eğildi Emin’in önce iki gözünden sonrada alnından öpüp, şunu da unutma dedi: İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsin Ya nice okumaktır. Kapı çalınıyor, dışarıdan Muhtar sesleniyordu “Öğretmen Bey aç kapıyı benim, ben muhtar.” Emin Öğretmen mahmur gözlerle kapıyı açmaya giderken “tamam yarın ilk derste Hayat Bilgisi dersinde anlatacağım konu belirlenmiş oldu.” dedi, kendi kendine. 13


14


15


GEZGİN ALİ GAZİANTEP KALESİNDE

Yazan: Muhammed Emir

Önce uzaktan seyrettim, beni kendine doğru çeken ay yıldızlı al bayrağımızı. Bugün sizlerle yükseklere çıkmak istiyorum. İçerisinde hayaller kurduğumuz bu şehre daha yukarlardan bakmak istiyorum. Yine yelken açtık bizi taşıyan rüzgârın yönüne, yine yelken açtık yeni maceralar peşinde koşmaya. Gezi günlüğümün bu yılkı serüveni Gaziantep’i kapsıyor. Bugün sizleri çok eskilere götüreceğim Gaziantep’i’in eski sokak ve mahallerinden geçerek her zaman heybetini koruyan Antep Kalesine götüreceğim. Aaa ne kadarda heyecanlandım gezi günlüğüm yenilgi bilmeyen zaferlerle dolu Gaziantep kalesinin maceralarına şahitlik edecek olmasına. İki seferdir adımı söylüyorum söylememe gerek yok artık hem arkadaşlar birbirlerini unutmazlar siz de beni unutmayın. Hem ben sizlerle gezmeyi çok seviyorum. Şimdi de Gaziantep kalesine gidiyoruz, tabi önce bu eski konakların, mahallerin içinden geçmeliyiz. Ne kadar da güzel bu konaklar, şu pencere kenarında duran renkli çiçekler, neyse asıl gezimiz Gaziantep kalesi bugün. Tarihi seviyor musunuz bilmiyorum ama ben hem tarihe, hem de tarihi mekânları gezmeye can atıyorum adeta. Bu yollardan binlerce çocuk binlerce insan geçmiştir. Şimdi gelin onların izlerini sürelim birlikte. Kale girişinde ihtişamlı bir taş kapıyla karşılaşıyorsunuz ve daha sonra yukarıya taş basamaklarla bir yolculuğa başlıyorsunuz. Bilgilendirme ve yönlendirme levhaları yol gösteriyor bizlere. İhtişamıyla sırrını koruyan kalenin ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Ancak bir höyük üzerinde yükseltildiği düşünülüyor. Antep’in her dönem ticaret yollarının güzergâhı olması sebebiyle buranın gözetleme kulesi olarak da kullanılmış olabileceği düşünülmektedir. Roma, Bizans, Memlüklü, Dulkadirli ve Osmanlı Devleti zamanında kullanılan Kalenin etrafında derin bir hendek bulunuyor. Korunmak amacıyla yapılan bu hendeğin üzerinde kaleye

16


ulaşan bir köprü yer almaktadır. Savaş sırasında korunmak ve mücadeleyi avantaja çevirmek için köprünün kapatılarak hendeğe su doldurulduğu düşünülmektedir. Tarihi açıdan son derece önemli olan kalenin etrafında ve üstünde çeşitli arkeolojik kazı çalışmaları da yapılmaktadır. Antep kalesi bayrağı indirmemek için mücadele edenlere de şahitlik etmesi açısından çok önemlidir. Antep savunmasında Bayrak ve Vatan için mücadele edenlere ev sahipliği yapmıştır. Şu an kale girişinden itibaren Antep savunmasında adını tarihe altın harflerle yazdıran Şahin Beyler, Şehit Kamiller ve Karayılan gibi daha nice dedemizin mücadelesi anlatılmaktadır. Yine surların içerisinde Antep kurtuluşunu anlatan bir dioroma müzesi yer almaktadır. Gaziantep kalesi vatanımız için canı pahasına savaşan ecdadımızın kahramanlık hikâyeleri ile dolu. Vatan için közünü kırpmadan şehit olan insanların hikâyesi ile yankılanmaktadır. Bu duygularla Gaziantep Kalesi de gezi günlüğümde kendine bir sayfa açtı. Arkadaşlar ben bu sayfanın adını Vatan, Bayrak ve Şehadet koyuyorum. Bir sonraki gezimizde buluşmak üzere diyorum.

17


Mucitten İcatlar (İbni Heysem)

Merhaba arkadaşlar. Kocaman bir yaz döneminin ardından tekrar Merhaba. Bugün size İslam aleminin mucitlerinden İbn-i Heysem’i anlatacağım. Eminim siz de böyle büyük bir mucidin buluşlarını duyduğunuzda benim gibi heyecanlanacaksınız. İbni Heysem, 900’lü yıllarda yaşamış Arap asıllı bir ilim insanıdır. Irak’ın en önemli ikinci şehri olarak gösterilen Basra kentinde doğdu. İlk eğitimini bu şehirde alan İbni Heysem eğitimine Bağdat’ta matematik, fizik, mühendislik, astronomi, metalurji bilimlerinde yoğunlaşarak devam etti. Kendini bu alanlarda kanıtlamasıyla birlikte, o zamanlarda Mısır’da hüküm süren Fatimi Devleti’nin hükümdarı El Hakim tarafından Mısır’a davet edildi. El Hakim’in İbni Heysem’den Nil nehrini verimli bir şekilde kullanmak için yöntemler geliştirmesini istemesi üzerine bu konuda birtakım araştırmalar yaptı. Geliştirdiği yöntemlerin o dönem şartlarında uygulanmasının mümkün olmadığını anlamasıyla birlikte Mısır’dan ayrılarak gözden uzak bir beldeye yerleşti. Yeni mütevazi yaşantısında çalışmalarına iyice yoğunlaşan İbni Heysem, bir gün odasının pencere pervazında bulunan küçük bir delikten duvara düşen ışığı farketti. Işığın duvara düştüğü bölgede güneşin bir izdüşümü oluşmuştu. Bunun üzerine, gözün nasıl gördüğüyle ilgili ilk bilimsel tespiti yapmış ve eserine şu şekilde aktarmıştır: “Güneşin tutulması sırasındaki görüntüsü, tam tutulma olmadığı müddetçe, şunu söyler: Güneş ışıkları, dar ve yuvarlak delikten geçerek deliğin karşısındaki düz yüzeye düştüğünde hilal şeklini alır.” Çalışmasının devamında yaptığı deneylerde; ışık almayan bir odada, duvarda açılan küçük bir delikten içeri alınan ışık sayesinde, ışığın geldiği istikametteki görüntüyü oda içerisinde ters bir biçimde elde ederek tarihteki ilk kamera sistemini icat etmiştir. Bu düzenek karanlık oda olarak adlandırılmıştır. Arapça da günümüzde de karanlık oda anlamında kullanılan kamara kelimesi, diğer dillere kamera olarak yerleşerek zamanla görüntüleme sistemleri için kullanılan genel isme dönüşmüştür. İbni Heysem’in buluşları o günden bugüne geliştirilerek bugünkü teknolojinin temellerinde yerini almıştır. Bir dahaki sayıda yeni bir mucitle tanışmak üzere sizleri köşeme bekliyorum. Hoşçakalın. 18


Yazan: Enver CANKURTARAN Çizen: Nur BOMBAYCI

19


20


21


n a t ’ k u Gazi Çoc r e l r e b a H ÇOCUĞUMUZ VATANA DÖNDÜ Zeugmalı çocuk heykeli nihayet Zeugma müzesinde yerini aldı. Kadim tarihinden bu yana çocukları önemseyen bir kent olduklarının altını çizen Şahin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü işbirliğiyle, Tarihi Kentler Birliği (TKB) Meclis Toplantısı kapsamında “Brutus”,”Il bambino di Zeugma” adlı elinde fıstık salkımı bulunan “Zeugmalı Çocuk” heykelini tanıttı. Heykelin üzerinde “erken elveda” yazdığını aktaran Şahin, “Bizim bebeğimiz, çocuğumuz bize erken elveda etmişti. Ama yeniden eseri ana vatanına döndürmenin büyük bir mutluluk ve heyecanını yaşıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı başta olmak üzere Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt’a teşekkür ederek çocuklarla barışık bir kent olmanın huzurunu yaşadıklarını aktardı.

22


GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ “HER ZAMAN EĞİTİME DESTEK” DEDİ Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, eğitime destek vermeye devam ediyor. Öğrencilerin iyi bir eğitim alması için her türlü desteği vermeye çalışan Büyükşehir Belediyesi, bu kapsamda Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitim Kursları (GASMEK) bünyesinde hem maddi hem de manevi eğitim konusunda imkânlarını seferber etmiştir. Öğrencilerin GASMEK bünyesinde eğitim almalarını sağlayarak iyi bölümlere yerleşmelerine katkı sağlıyor. Ayrıca Sağlık ve Sosyal İşler Dairesi başkanlığınca birçok köy okulu onarılarak öğrencilerin daha iyi şartlarda eğitim almaları sağlanıyor. Bu konuda Belediye Başkanı Şahin eğitim için her türlü desteği vereceklerini söyledi

23


CERABLUSLU ÇOCUKLARA HAYALLERİNİ HATIRLAT TILAR Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında teröristlerden temizlenen Cerablus’a dönüşler sürerken, Anadolu Platformu üyeleri, DAEŞ’in baskısıyla sokağa çıkamayan çocuklara unuttukları oyunları hatırlattı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin alt yapının yanında kısa sürede çocuk oyun alanları inşa etmesi tekrardan umutların yeşermesine vesile oldu. Aynı zamanda Gaziantep’ten Cerablus’a giden gençler, yanlarında götürdükleri top, ip, halkalarla çocuklara oyun oynamayı öğretti. Sağlanan huzur ortamı sayesinde yıllardır hapsoldukları evlerinden çıkan çocuklar, ilçenin sokaklarını kahkahalarıyla şenlendirdi. Çocuklar hep gülsün savaş bitsin.

24


CERABLUSLU ÇOCUKLARIN BAYRAMI BİR BAŞKA Fırat Kalkanı Harekatı’nın simge yerlerinden Suriye’nin Cerablus ilçesinde, Türkiye’nin desteğiyle oluşturulan oyun alanları, çocuklara bayram sevincini yaşattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 28 Ağustos’ta Gaziantep’i ziyareti sırasında Cerablus’un yeniden inşası konusunda verdiği talimatın ardından Gaziantep Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı bölgenin yaralarının sarılması için çalışma başlattı. Bunun üzerine bölgeye gönderilen Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ekipleri, 1 haftalık çalışmanın ardından su şebekesini yeniledi, ayrıca 1 haftada nüfusu 25 bine ulaşan ilçeye çocukların eğlenebilecekleri oyun grupları yerleştirildi. TEDAŞ ekipleri de enerji sorununu giderdi. Türkiye’den dönmeye başlayanların etkisiyle nüfusu her geçen gün artan Cerablus’ta halk, hayatlarının normale dönmesinin mutluluğunu yaşıyor. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Cerablus’ta çocuklar bayram gibi bayram yapsın diye oyun alanları oluşturduk.” dedi.

25


ÇOCUK SANAT MERKEZİ’NDE SERTİFİKA SEVİNCİ Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Çocuk Sanat Merkezi’nde düzenlenen Yaz Kursları sanat atölyeleri ve müzik atölyelerindeki eğitimlerini tamamlayan çocuklar mutluluklarını ifade ettiler. Yaklaşık sekiz hafta gibi bir süre eğitim alan çocuklar aldıkları eğitimin sonunda birde mini sergi düzenleyerek emeklerinin karşılığını ortaya koydular. Çocukların eserleri gelen ziyaretçiler tarafından ilgiyle takip edildi. Genel Sekreter Deniz Köken ve Genel sekreter yardımcısı Fikret Murat Tural’ın yanı sıra birçok ziyaretçi programa katıldı. Köken: Sanatla, halkı gençlerle buluşturacağız dedi.

26


GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ HER ZAMAN DEZAVANTAJLI GENÇLERİN YANINDA Yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Tekerlekli Sandalye Basetbol Takımı oyuncularına baklava ikram edilerek moral verildi. Her zaman ve her şartta dezavantajlı insanların yanında olan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi basketbol takımını da unutmadı.

27


ŞEKER ÇOCUKLARIN ÇOŞKULU BAYRAM KUTLAMASI Her yıl Gaziantep Lions Kulübü ve Şahinbey Lions kulübü ortak gerçekleştirdikleri “Diyabetle Yaşam Kampı “ bu yılda Zafer Bayramıyla daha anlamlı hale geldi. Bu yıl Büyükşehir Belediyesine ait Burç Ormanı içerisindeki kamp alanında 8-15 yaş grubundan diyabet hastası 30 çocuğa uzmanlar tarafından eğitim verildi. Bu eğitim son dört yıldır Gaziantep Üniversitesi ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde “Şeker Çocuk Kampı”adı altında devam etmektedir.

28


YAZ BİLİM ATÖLYELERİNE YOĞUN İLGİ Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’na bağlı Gezegen Evi ve Bilim Merkezi’nde “Yaz Bilim Atölyeleri” gerçekleştirildi. 18 Temmuz’da başlayıp 12 Ağustos’a kadar devam eden Yaz Bilim Atölyeleri’nde birbirinden farklı 11 atölye düzenlendi. Robot Programlama, Robotik, Küçük Mühendisler, Astronomi ve Güneş Gözlemi, Geleneksel Güneş Sistemi, Özgür Ağırlık, Doya Doya Boya, Hikaye Avcıları, Ressam Robot, Eğlenceli Birim ve Akciğer Modelleme atölyelerine çocuklar ve gençler yoğun ilgi gösterdiler. Beş hafta süren atölyelere 267 erkek, 198 kız ve 66’sı Suriyeli olmak üzere toplam 465 çocuk ve genç katıldı. Yaz tatillerini katıldıkları atölyelerde değerlendiren öğrencilerin, yaratıcılıklarını kullanmaları, analitik düşünme yetilerini geliştirmeleri, takım çalışması alışkanlığı kazanmaları, sorgulamalı öğrenme yöntemleriyle tanışmaları gibi kazanımları elde etmeleri hedeflendi. Kendi yaş gruplarına hitap eden atölyelere katılan çocuklar ve gençler, katıldıkları Yaz Bilim Atölyeleri’nde bilim, astroloji, teknoloji gibi alanlarda hem yeni bilgiler öğrendiler hem de öğrendikleri bilgileri uygulayarak eğlendiler.

29


ENGELLİ 4 GENCİN HAYALİ GERÇEK OLDU Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, aynı evde yaşayan 3’ü kardeş biri kuzen 4 engelli gencin hayallerini gerçekleştirdi. Belediyeden yapılan açıklamaya göre, Nizip ilçesine bağlı Eren köyünde harabeyi andıran ve kırık dökük eşyaların bulunduğu gecekonduda yaşayan Polat ailesine Büyükşehir Belediyesi Engelliler Daire Başkanlığı yardım eli uzattı. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in talimatıyla harekete geçen Engelliler Daire Başkalığı ekibi, engelli gençlere akülü araç ve tekerlekli sandalye yardımında bulundu. Harabeye dönmüş iki küçük odadan oluşan evlerinde adeta hapis hayatı yaşayan Emine, Zeynep ve Hüseyin Polat kardeşler ile kuzenleri Gül Polat artık kendi imkanlarıyla sokağa çıkıp gezebilecek artık.

30


GAZİANTEP’TE ÖZEL EĞİTİM, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULUYOR Gaziantep’te, ‘Özel Eğitim, Uygulama ve Araştırma’ merkezi kuruluyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi ve Otizm Vakfı işbirliğiyle ‘Gaziantep Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’ kurulması için işbirliği protokolü imzalandı.

31


32




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.