gold book magazine 
1
2 
gold book magazine
gold book magazine 
3
6 
gold book magazine
gold book magazine 
7
8 
gold book magazine
gold book magazine 
9
10 
gold book magazine
gold book magazine 
11
12 
gold book magazine
gold book magazine 
13
14 
gold book magazine
gold book magazine 
15
16 
gold book magazine
gold book magazine 
17
18 
gold book magazine
gold book magazine 
19
Gold Book Magazine GBM İmtiyaz Sahibi / Publisher Başsoy Reklam Turizm ve Kuyumculuk Ltd. Şti. Adına Ayşe Gülsün Kartal Başsoy .................................... Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Müdür / Editorial Director M.Halit Başsoy murat@goldbookmagazine.com .................................... Editor Ayşegül Kartal akartal@kartaltanitim.com .................................... Reklam ve Pazarlama Müdürü / Advertisement and Marketing Manager Taner Acar taner.acar@goldbookmagazine.com ........................................ İngiltere ve İrlanda Satış Temsilcisi /UK and Ireland Sales Representative David Brough davidbrough2@btinternet.com ....................................... Hindistan Satış Temsilcisi / India Sales Representative Mehernavaz Vesavevala mehernavaz@goldbookmagazine.com ................................................................. Görsel Tasarım / Visiual Designer Kartal Tanıtım Hizmetleri info@kartaltanitim.com Görsel Yönetmen / Art Director Ayşegül Kartal akartal@kartaltanitim.com Grafik / Graphic İslam Aslan grafik@kartaltanitim.com Fotoğraf / Photograph Derya Güner Engin foto@kartaltanitim.com Baskı / Print Hat Baskı Sanatları ..........................................
Başsoy Reklam Turizm ve Kuyumculuk Ltd.Şti. Kuyumcukent AVM Safir Sok. No:207 Bahçelievler/ İSTANBUL
+90 212 517 60 29
www.goldbookmagazine.com /magazinegoldbook /goldbookmagazine / goldbookmagazine Gold Book Magazin / GBM Yılda 6 kez Yayınlanır. Reklam İçeriğinden reklam verenler sorumludur.
20
gold book magazine
After a long holiday, we are ready to work hard yet a busy period awaits us. By September, international fairs are getting ready for opening their doors to visitors. Firstly, the 62nd BGJF Bangkok Gems and Jewellery Fair will welcome its visitors on 7-11 September. BGJF is one of the most recognized and long-lasting fairs of the sector. Right after, SEPTEMBER Hong Kong Jewellery & Gem Fair organization will take place on 12-16 September and 14-18 September in Hong Kong. While diamonds, precious stones and pearls are exhibited at Asia World Expo between 12-16 September, the products of jewels, jewellery, packaging, tools and equipment will be exhibited at Hong Kong Convention & Exhibition Centre between 14-18 September. Just after 4 days from this organization, Italy will bring the professionals of the jewellery sector together at VICENZAORO September. The host is ITALIAN EXHIBITION GROUP at the organization which will take place on 22-26 September. 11-14 October is the time for Istanbul Jewellery Show. Istanbul Jewellery Show which has been continuing nonstop for 33 years offers a unique network and job opportunities to jewellery professionals by being a leading fair from Eastern Europe to Near Asia, from Russia to Northern Africa, from CIS countries to Middle East in the jewellery sector. We hope that this period which is pretty exhausting yet offers job opportunities goes on efficiently for everyone. The team of Gold Book Magazine will also participate in all these events. Our magazine which has participated in 16 fair organizations this year is continuing to work without slowing down. How we are pleased that we have been included among the most popular 10 online jewellery magazines as a result of the choices that have been made by the users of the website owned by a company called Feedspot. The criteria that are used to identify the first 10 magazines to be followed in 2018 are Reputation on Google and Google search ranking, the impact and popularity on Facebook, Twitter and other social media sites, the content quality and consistency, the comment of the Feedspot editor team and an expert… Such good news is a source of motivation for us to do better business.
Uzun bir tatilin ardından artık sıkı çalışmaya hazırız zira yoğun bir dönem bizleri bekliyor. Eylül ayı ile birlikte uluslararası fuarlar kapılarını ziyaretçilere açmaya hazırlanıyor. İlk olarak 7-11 Eylül tarihlerinde 62. si düzenlenecek olan BGJF Bangkok Gems and Jewellery Fair ziyaretçileriyle buluşacak. BGJF sektörün en tanınmış ve en uzun süredir devam eden fuarlarından biri. Hemen ardından 12-16 Eylül ve 14-18 Eylül tarihlerinde Hong Kong’da düzenlenecek SEPTEMBER Hong Kong Jewellery & Gem Fair organizasyonu gerçekleşecek. 12-16 Eylül aralığında Asia World Expo’da elmas, değerli taşlar ve inciler sergilenirken, 14-18 Eylül tarih aralığında ise Hong Kong Convention & Exhibition Centre’de mücevher, kuyum, paketleme, alet ve ekipman ürünleri sergilenecek. Bu organizasyondan sadece 4 gün sonra İtalya, VICENZAORO September ile dünyadaki kuyumculuk sektörü profesyonellerini Vicenza’da buluşturucak. 22-26 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek organizasyonda ev sahibi ITALIAN EXHIBITION GROUP. 11-14 Ekim ise İstanbul Jewellery Show zamanı.. 33 yıldır kesintisiz olarak devam eden İstanbul Jewellery Show Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Kuzey Afrika’ya, BDT ülkelerinden Orta Doğu’ya, kuyumculuk sektöründe önde gelen bir fuar olarak mücevher profesyonellerine benzersiz bir ağ ve iş fırsatları sunuyor. Oldukça yorucu ama bir o kadar da iş fırsatları sunan bu periyodun herkes açısından verimli geçmesini umuyoruz. Gold Book Magazine ekibi de tüm bu etkinliklerin içinde olacak. Bu sene toplam 16 fuar etkinliğinde yer alan dergimiz hız kesmeden çalışmaya devam ediyor. Ne mutlu bize ki Feedspot adlı bir şirketin kendi web siteleri üzerindeki kullanıcıların yaptığı seçimlerle internetteki en popüler 10 mücevher dergisi içinde yer almışız. 2018’de takip edilecek ilk 10 dergiyi belirlemek için kullanılan kriterler; Google itibarı ve google arama sıralaması, facebook, twitter ve diğer sosyal medya sitelerinde etki ve popülerlik, içerik kalitesi ve tutarlılığı, Feedspot’un editör ekibi ve uzman yorumu… Böyle güzel haberler daha iyi işler yapabilmemiz için bize motivasyon kaynağı oluyor.
In this issue, we carried out an incredible study under the title of “The Jewels of the World” with the contribution of editor companions from all around the world. We asked jewellery editors of exactly 13 countries to share the companies which they wanted to bring to the forefront with us and our dear readers. A magnificent selection came forth. We hope you will read with pleasure and establish a bond with the designers of different cultures. All the best until our next issue…
Bu sayımızda bütün dünyadan editör dostlarımızın katkısıyla; ‘’Dünyanın Mücevherleri’’ başlığı altında inanılmaz bir çalışma gerçekleştirdik. Tam 13 ülkenin mücevher editörlerinden kendi ülkelerinde öne çıkartmak istedikleri firmaları bizimle ve siz değerli okuyucularımızla paylaşmalarını istedik. Ortaya muhteşem bir seçki çıktı. Keyifle okuyacağınızı ve farklı kültürlere ait tasarımcılarla bağ kuracağınızı umut ediyoruz. Bir sonraki sayımıza kadar harika günler diliyorum…
Ayşegül Kartal Başsoy @aysegulkartalbassoy
gold book magazine 
21
Warm, passionate ruby depicts excitement and life
Sıcak, tutkulu yakut heyecanı ve hayatı tasvir ediyor
Yakut Cazibesi
RUBY CHARM
22
gold book magazine
gold book magazine 
23
de grisogono
house of meraki
panchoo
trendCLUB
Yeşil Işık
GREEN LIGHT
balmain house of meraki
ferrari firenze
boghossian
Neon is one of the biggest trends of the upcoming season as well.. While neon colours secure their position, emerald gets the green light.
24
gold book magazine
Neon önümüzdeki sezonunda en büyük trendlerinden.. Neon renkler yerini sağlamlaştırırken zümrütede yeşil ışık yanıyor.
gold book magazine 
25
trendCLUB
FLORASAN PARLAKLIK
Boucheron
26
gold book magazine
Graziela
Chopard
FLUORESCENT BRIGHTNESS
balmain
Florasan parlaklığında mavinin tüm tonlarını yeni koleksiyonlarda bolca görmek mümkün...
piaget
It is possible to see plenty of all fluorescentbright shades of blue in new collections…
gold book magazine 
27
sarah ho
ZAMANSIZ ZERAFET
dior
TIMELESS ELEGANCY
Designs beyond time are a creative genius work. As to elegancy, it fascinates everyone
boucheron
Zamanın ötesinde tasarımlar yaratıcı bir deha işidir. Zerafet ise herkesi büyüler
28
gold book magazine
gold book magazine 
29
events
INDIA INTERNATIONAL JEWELLERY SHOW 35TH INDIA INTERNATIONAL JEWELLERY SHOW (IIJS) - REGISTERS A HEALTHY 8K CRORE ORDER BOOK IIJS, ASIA’S LEADING GEM & JEWELLERY TRADE EXHIBITION ORGANISED BY GJEPC CONCLUDES PROVIDING HEALTHY LIFELINE TO TRADE AT A CRUCIAL TIME 35. Hindistan Uluslararası Mücevher Şovu (IIJS) 80 milyar siparişlik ilerleme kaydetti. GJEPC (Değerli Taş ve Mücevher İhracatı Teşvik Konseyi) tarafından organize dilen Asya’nın önde gelen Değerli Taş ve Mücevher ticareti sergisi IIJS önemli bir zamanda ticarete büyük bir yardım eli uzatarak sona erdi
30
gold book magazine
Mumbai 17th August 2018: The 35th edition of the India international Jewellery Show IIJS organised by GJEPC concluded in Mumbai today with a note of positivity and cheer for the entire trade. IIJS, a premium annual event received all round support with over 40,000 visitors from over 800 cities across 80 countries attending and previewing exhibitions of over 1300 exhibitors.
Bombay, 17 Ağustos 2018: GJEPC tarafından organize edilen Hindistan Uluslararası Mücevher Şovu IIJS’nin 35.si tüm ticaret için pozitif ve neşe içinde bugün Bombay’da sona erdi. Yılda bir düzenlenen ve seçkin bir etkinlik olan IIJS, etkinliğe katılan ve 1300’den dazla sergicinin sergilerini önceden gören 80 ülkenin 800’den fazla şehrinden gelen 40,000 ziyaretçinin desteğini aldı.
GJEPC had organised a Prelude to IIJS, jewellery fashion extravaganza by the IIJS 2018 Exhibitors to showcase their exquisite jewellery collections to crème de la crème audience comprising of leading retailers, design houses & International buyers visiting IIJS 2018. This was an excellent opportunity for buyers to get an overview of the new and innovative designs and trends from the exhibitors of IIJS 2018.
GJEPC, IIJS’ye giriş olarak IIJS 2018 Sergicilerin önde gelen perakendeciler, tasarım evleri ve Uluslararası alıcıların oluşturduğu üst tabaka kitleye gösterişli mücevherlerini sergilemek için yapılan gösterişli bir mücevher modası şovunu düzenledi. Bu, alıcılar için IIJS 2018’in sergicilerinin yeni ve yenilikçi tasarımlarını ve trendlerini gözden geçirmek adına mükemmel bir fırsat oldu.
gold book magazine
31
events
Mr Suresh Prabhu, Minister of Commerce & Industry and Civil Aviation in his message at the inauguration of IIJS praised the GJEPC’s role in promoting the sector and said “With each successive year, IIJS reflects the progressive evolution of the Indian gems and jewellery industry towards greater heights. India’s gems and jewellery industry is an integral and significant part of our economy and contributes considerably towards the country’s GDP and also has huge employment potential. It has one of the most skilled and dynamic workforces. Over the last three decades, this prestigious jewellery show has become a perfect platform to showcase and offer the best of India’s expertise and craftsmanship in all segments of the gems and jewellery sector.”
Ticaret & Endüstri ve Sivil Havacılık Bakanı Sayın Suresh Prabhu IIJS’nin açılış törenindeki mesajında GJEPC’nin sektörü desteklemesinden övgüyle söz etti ve şunları ekledi: “Üst üste her yıl, IIJS, Hint değerli taş ve mücevher endüstrisinin yenilikçi gelişimini daha da yukarılara çıkarıyor. Hindistan’ın değerli taş ve mücevher endüstrisi ekonomimizin bütünleyici ve önemli bir parçası olup ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasına oldukça katkıda bulunmaktadır ve de çok büyük bir istihdam potansiyeli vardır. En çok ustalık gerektiren ve dinamik işgüçlerinden birine sahiptir. Son 30 senedir, bu prestijli mücevher şovu değerli taş ve mücevher sektöründeki tüm faaliyet alanlarında Hindistan’ın ustalık ve zanaatkarlık konusunda en iyilerini sergilemek ve sunmak adına muhteşem bir platform haline gelmiştir.”
Mr Pramod Agrawal, Chairman, GJEPC, who was behind several milestones during the five day event including the MOU with the Shenzhen Rough Diamond Exchange, applauded Mr Suresh Prabhu’s role and personal attention as the nodal Minister and tireless efforts to help the sector facing several issues. He said “we have so much unrealised potential of our artisans and workers and alongside it there is so much demand for Gems and Jewellery sector that can be tapped by us. Our partnerships with new economies and geographies like China will unleash a varied and increased demand of resources and talent. With IIJS this year we have yet again been able to showcase to the world our ability and preparedness for continuing to be number one gem and jewellery sourcing destination in the world.”
Shenzhen Rough Diamond Exchange ile Mutabakat Anlaşması’nı (MOU) içeren beş günlük etkinlik boyunca birçok dönüm noktasına imza atan GJEPC Başkanı Sayın Pramond Agrawal Sayın Suresh Prabhu’nun rolünü ve bir Bakan olarak kişisel ilgisini ve birçok sorunla yüzleşmede sektöre olan bitmek tükenmeyen çabalarından dolayı takdir etti. “ Hayata geçirilmemiş zanaatçı ve işçi potansiyelimiz var ve bununla birlikte bizler tarafından Değerli Taş ve Mücevher sektörü için yapılan çok fazla talep olabiliyor. Yeni ekonomiler ve Çin gibi yeni coğrafyalarla olan ortaklıklarımız çeşitli ve artan kaynak ve yetenek talebini karşılayacak. IIJS ile birlikte, bu sene de dünyadaki bir numara değerli taş ve mücevher kaynağı bölgesi olmaya devam etmek için kabiliyetimizi ve hazırlığımızı dünyaya sergileyebildik” dedi.
32
gold book magazine
gold book magazine 
33
events
Gem and jewellery export is a $41 billion industry, contributing 7% to India’s GDP. It also plays a bigger role in generating employment, with 5 million people currently employed in the sector.
34
gold book magazine
Değerli taş ve mücevher ihracatı Hindistan’ın gayri safi yurtiçi hasılasına %7 ‘lik bir katkıda bulunan 41 milyar dolarlık bir sektör. Halihazırda 5 milyon kişinin çalıştığı sektör istihdam yaratmakta daha büyük bir rol oynuyor.
Mr. Colin Shah, Vice Chairman, GJEPC said, “This year the total volume of business generated in this event has crossed a good 20% which is over 8K crore worth order book. This has come at a time when the industry needed it the most due to prevailing headwinds that the trade has seen over the past 12 months.”
GJEPC Başkan Yardımcısı Sayın Colin Shah “Bu sene bu etkinlikte oluşturulan toplam iş hacmi 80 milyar değerindeki siparişin üstünde olan %20’yi geçti. Bu, son 12 aydır ticaretin gördüğü tersten esen rüzgarların hükmü yüzünden sektörün buna en çok ihtiyaç duyduğu zamanda geldi” dedi.
Mr. Pramod Agrawal also added, “The GJEPC understands that the skills and capabilities of artisans in remote areas of the country can be enhanced further through training and skilling. This would help in generating employment in the sector and increase exports. The Council is working in this direction and has identified clusters to enhance their quality of work and production by setting up Common Facility Centres (CFCs). We believe that by facilitating better infrastructure and conducting skill development programmes, these clusters would play a bigger role by contributing to the world market. The GJEPC has the Government grant to set up 13 CFCs across all major clusters in India, of which three are already set up in Amreli, Visnagar and Palanpur in the state of Gujarat. In the near future, you will see CFCs in Junagadh, Rajkot, Coimbatore, Kolkata, Jaipur, Delhi and Hyderabad. The Council’s vision is to add another 2 million-strong workforce to the sector and take gem and jewellery exports to $60 billion in the next few years.
Ayrıca Sayın Pramod Agrawal “GJEPC ülkenin uzak yerlerindeki zanaatkarlarının becerilerini ve yeteneklerinin eğitim ve beceri kazandırma yoluyla artırılabileceğini bilmektedir. Bu, sektörde istihdam oluşturmaya ve ihracatı artırmaya yardım edebilir. Konsey bu yönde çalışmaktadır ve Umumi Yetenek Merkezleri (CFC) kurarak iş ve üretim kalitelerini artırmak için gruplar belirlemiştir. Daha iyi altyapı sağlayarak ve yetenek gelişim programları yöneterek bu grupların dünya pazarına katkıda bulunarak daha büyük bir rol oynayabileceklerine inanıyoruz. Hindistan’daki tüm büyük gruplarda üçü Gujarat eyaletindeki Amreli, Visnagar ve Palanpur’da kurulan 13 adet CFC kurmak için GJEPC devlet desteğine sahiptir. Yakın gelecekte, Junagath, Rajkot, Coimbatore, Kolkata, Jaypur, Delhi ve Haydarabad’da CFC’ler göreceksiniz. Konseyin vizyonu sektöre ayrı bir 2 milyonluk işgücü katmak ve gelecek yıllarda değerli taş ve mücevher ihracatlarını 60 milyar dolara çıkarmaktır.
gold book magazine 
35
events
GJEPC also organized CSR initiative “Jewellers for Hope” Charity dinner on the evening of 9th August at Hotel JW Marriot, Mumbai. This year Rs. 1 Cr was donated among Voluntary Action Association/ Bachpan Bachao Andolan run by Nobel Prize winner Mr. Kailash Satyarthi working with a mission to end all forms of exploitation of Children in India; Giants Welfare International run by Social Activist Ms. Shaina NC working with an objective to carry, support, maintain, assist and promote Social Services and Projects in India and abroad; Celebrities who graced the event were Mrs. Shilpa Shetty, Mr. Zaheer Khan, and Ms Manisha Koirala. They all were representing Giants Welfare International; Bhagwan Mahaveer Viklang Sahayta Samiti or Jaipur Foot run under the supervision of Padma Bhushan Recipient, Mr. D.R. Mehta and working with an objective of to provide mobility and dignity to the handicapped.
36
gold book magazine
Ayrıca GJEPC 9 Ağustos akşamı Bombay’daki JW Marriot otelinde CSR’ye ön ayak olan “Jewellers for Hope” (Umut için Mücevherciler) adlı bir bağış yemeği düzenledi. Bu sene Hindistan’daki her türlü çocuk istismarını bitirmek amacıyla çalışan Nobel ödülü sahibi Sayın Kailash Satyarthi tarafından yürütülen Gönüllü Çalışma Birliği / Bachpan Bachao Andolan; Hindistan’daki Sosyal Hizmetleri ve Projeleri yürütme, destekleme, sürdürme, yardım etme ve teşvik etme amacıyla çalışan Sosyal Aktivist Sayın Shaina NC tarafından yürütülen Giants Welfare International; Sayın Shilpa Shetty, Sayın Zaheer Khan ve Sayın Manisha Koirala gibi ünlü isimlerin onurlandırdığı etkinlikle 20 milyon Rupi bağışlandı. Padma Bhushan Ödülü sahibi Sayın D.R. Mehta gözetiminde yürütülen ve engelliler için hareketlilik ve değer sağlamak amacıyla çalışan Bhagwan Mahaveer Viklang Sahayta Samiti veya Jaipur Foot, Giants Welfare International’ı temsil ediyorlardı.
gold book magazine 
37
new collection
BOUCHERON THE FRENCH MAISON RECREATES NATURES BEAUTY WITH ALCHEMY AND TECHNOLOGY Fransız Maison mücevheri, simya ve teknoloji ile doğanın güzelliğini yeniden canlandırıyor
By Katerina Perez Boucheron jewellery Maison, established in 1858 by Frédéric Boucheron, has – over the course of four generations – been a proponent of bold and brave jewellery, which set the scene for classic jewellery in the decades which followed. In honour of its 160th anniversary, the brand has launched a new collection: ‘Nature Triomphante’. These pieces represent the latest interpretation of nature’s wonders - which has been a recurring theme and source of inspiration for the house’s masters since its inception in the mid-19th century.
38
@ilbernardojewels gold book magazine
Frédéric Boucheron tarafından 1858 yılında yaratılan ve dört kuşaktır da devam ettirilen Boucheron mücevheri Maison, o zamandan beri klasik mücevherlerin sahnelendiği çarpıcı ve cüretkar mücevheratın bir parçasıdır. Marka, 160. yıldönümünün şerefine, yeni bir koleksiyonu mücevher dünyasına sundu: ‘Nature Triomphante’ (Doğasal Zafer). Yaratıldığı 19. yüzyılın ortalarından beri markanın ustaları için sürekli yenilenen bir tema ve ilham kaynağı olan bu parçalar, doğa harikalarının en son yorumunu temsil ediyor.
he collection has been divided into three lines: ‘Naturaliste’, dedicated to the House’s archives and more traditional jewellery icons; ‘Surrealiste’, a reflection of the riot of colour employed by Boucheron Director, Claire Choisne; and, ‘Alchemiste’, which includes the most famous pieces from the collection - the ‘Eternal Flowers’ are a series of 9 rings, which were created using real flower petals and some of the most complex and secretive jewellery making techniques which the house has ever overseen.
Bu özel yapım mücevherat koleksiyonu üç seriden oluşuyor: Markanın geçmişte yaptıklarına ve daha geleneksel mücevher simgelerine adanmış ‘Naturaliste’ (Natüralist) seri, Boucheron Direktörü Claire Choisne’nin kullandığı renk isyanının bir yansıması olan ‘Surrealiste’ (Sürrealist) seri ve gerçek çiçek yaprakları ve markanın şimdiye kadar uyguladığı en karmaşık ve gizli mücevher yapım teknikleri kullanılarak oluşturulan 9 halka seriden oluşan ‘Eternal Flowers’ (Ölümsüz Çiçekler) koleksiyonundan en ünlü parçaları kapsayan ‘Alchemiste’ (Alkemist) seri.
gold book magazine
39
new collection
‘Lierre Givre’
The first section of the collection, ‘Naturaliste’, was conceived by Claire Choisne, and combines the brand’s rich heritage with innovative jewellery designs. One of the most striking examples is the ‘Lierre Givre’ necklace, which takes the shape of a wreath of ivy - a key motif in the Boucheron collections, originating with the house’s founder, Frédéric Boucheron. When he first opened his jewellery store in the arcade of the Palais Royal de Paris directly opposite the Louvre museum, he was fascinated with wild ivy. The plant was dappled around every inch of the building, and provided contrast to the coiffured shrubs of the Tuileries gardens, located opposite. This necklace - alongside much of the jewellery in the second line of the collection required technological scanning, with the traditional sketch being replaced by a live branch of ivy. The scanned version was then ‘translated’ into the language of jewellery using titanium and 14,000 diamonds, as well as becoming ‘animated’: each leaf moves, meaning that the leaves tremble, as though shuddering under the influence of a gentle breeze.
40
gold book magazine
Koleksiyonun ilk bölümü olan ‘Naturaliste’ seri, Claire Choisne tarafından tasarlandı ve markanın zengin mirasını yenilikçi mücevher tasarımlarıyla birleştirdi. Bu serinin en çarpıcı örneklerinden birisi, Boucheron koleksiyonlarında, markanın kurucusu Frédéric Boucheron’la başlayan temel bir motif olan sarmaşık çelenk şeklindeki ‘Lierre Givre’ kolyedir. Boucheron, kuyumcu dükkanını ilk kez Louvre müzesinin hemen karşısındaki Palais Royal de Paris pasajında açtığında binayı saran vahşi sarmaşıklardan etkilenmişti. Bu bitki, binanın her santimetresini dolanmış ve karşısındaki Tuileries bahçelerinin kırpılmış çalılarına kontrast sağlamıştı. Koleksiyonun ikinci serisindeki mücevherlerin pek çoğu ile birlikte bu kolye, geleneksel tasarımla canlı bir sarmaşık dalı ile değiştirilerek teknolojik bir tarama gerektirmiştir. Taranan versiyon daha sonra, her bir yaprağın sanki yumuşak bir esintinin etkisi altında sallanıyormuşçasına hareket eder şekilde ‘anime’ edilişinin yanı sıra titanyum ve 14.000 elmas kullanılarak bir mücevher haline getirilmiştir.
The first part of the collection also includes equally unique pieces made using designs which mimic nature, including the ‘Fleur de Pluie’ white gold bracelet with rock crystal and diamonds, and the ‘Fleur de Nuit’ necklace with tanzanite beads and a 1.59 carat central diamond. The true ingenuity in these designs is evident in the difficulty which Boucheron had in bringing them into fruition: the jewellery masters of the house were for some time unable to find a scanning machine which could render from real flowers and plants, because the water they carry kept preventing their texture and shape from being digitally ‘read’. However, the tenacious Boucheron team solved this issue with truly innovative thinking - using a medical scanner to create their fine jewellery designs.
Koleksiyonun bu ilk kısmı, kaya kristali ve pırlantalarla bezenmiş ‘Fleur de Pluie’ beyaz altın bileziği ile tanzanit boncuklar ve merkezinde de 1.59 karatlık bir el- masla süslenen ‘Fleur de Nuit’ kolyesini de kapsayan doğayı taklit eden tasarımlar kullanılarak yapılan birebir benzersiz parçaları da içeriyor. Bu tasarımlarda sunulan esas ustalık, Boucheron’un tüm bunları bir araya getirmesinde saklıdır. Markanın mücevher ustaları, çiçek ve bitkilerdeki suyun bunlara ait doku ve şekillerin dijital olarak ‘okunmasını’ engellediği için bir süre gerçek çiçek ve bitkileri betimleyip kullanılabilir hale getirecek bir tarama makinesi bulamıyorlardı. Ancak, Boucheron ekibi pes etmedi ve bu meseleyi mücevher tasarımlarını yapabilmek için tıbbi bir tarayıcı kullanarak tamamen yenilikçi bir düşünceyle çözdü.
gold book magazine
41
new collection
The second part of the collection, ‘Surrealiste’, continues the primary theme of the first section in ‘Nature Triomphante’, but does so in a bolder manner, deviating from the naturalistic interpretation of plants and flowers found there to more surrealist realms. For example, the ‘Nuage de Fleurs’ necklace takes shape as a voluminous, magnificent collar in rose gold, motherof-pearl and diamonds; the ‘Fleur Graphique’ necklace has a 5.65 carat Colombian emerald and is - in fact more than a necklace, because the flower can be unfastened and worn separately as a brooch. Furthermore, this necklace – which at first glance appears to be covered in fluttering butterflies – is actually a trompe d’œil: although at first glance it seems flat, from an angle you can admire the raised butterflies’ wings, and the geometric patterns of onyx and mother-and-pearl which are hidden beneath them.
42
gold book magazine
Koleksiyonunun ikinci parçası olan ‘Surrealiste’seri, ‘Nature Triomphante’ndeki ilk bölümün ana temasını sürdürür. Ancak bu, oradaki bitki ve çiçeklerin doğal yorumlarından daha sürrealist alanlara tamamen cesur bir şekilde geçirilerek gösterilir. Örneğin, ‘Nuage de Fleurs’ kolyesi, yoğun bir kırmızı altın, sedef ve pırlantadan mürekkep halde muhteşem bir gerdanlık olarak şekilleniyorken üzerindeki çiçeğin açılıp bir broş olarak ayrı şekilde kullanılabilme özelliğinden dolayı aslında bir kolyeden daha fazlası olan “Fleur Graphique” kolyesi de 5.65 karat Kolombiya zümrüdü taşıyan sunumda tasarlanmıştır. Dahası, havalanan kelebek kanatlarına ve altında gizlendirilmiş halde bulunan oniks ve sedefin geometrik desenlerine hayran bir şekilde bakabileceğiniz bir açıdan bakıldığında ilk etapta düz gibi görünse de, ilk bakışta kanat çırpan kelebeklerle kaplı olduğu düşünülen bu kolye aslında olağanüstü optik bir yanılsama sunmaktadır.
new collection
‘Alchemiste’ - the final and most unexpected component of ‘Nature Triomphante’ - consists of nine rings in the form of flowers, and was created with the expertise of florist Claire Boucl, who was asked to contribute by Boucheron’s creative director. Alongside the brand’s jewellers, she scanned and stabilised the tender petals of anemones, violets, hydrangeas and peonies, and - without using pigments or chemical components – preserved the real petals and the natural shades given them by nature in these rings. The petals were then carefully placed onto titanium so as not to damage their delicate texture. Creating these immortal flowers turned out to be a process so laborious that its total cost exceeds the price of the gemstones used to decorate the flowers! The combined total of 2 purple sapphires at 5.99 and 7.29 carats, a 4.16 carat sapphire, a 3.35 carat spessartite garnet, a 9.78 carat Malay garnet, a 3.99 carat rubelite, an 8.7 carat indigolite, an 8.18-carat imperial topaz and several diamonds still pales in comparison to the cost of the technological production of these perpetual fine jewellery blooms. The design and production techniques which Boucheron have used to capture the essence of this natural flora certainly marks the brand has turning a new leaf in its jewellery history: nature has not only inspired the house’s designers, but has also become a direct part of its truly unique and highly artistic pieces.
44
gold book magazine
‘Nature Triomphante’nin son ve en sürpriz unsuru olan ‘Alchemiste’ serisi ise, çiçek biçiminde dokuz halkadan oluşuyor. Bu tasarım, Boucheron’un yaratıcı direktörü tarafından katkıda bulunulması istenen çiçekçi Claire Boucl’ün uzmanlığıyla yaratıldı. Claire, markanın kuyumcuları ile beraber anemonların, menekşelerin, ortancaların ve şakayıkların zarif yapraklarını taradı ve stabilize etti ve herhangi bir pigment veya kimyasal bileşen kullanmadan bu halkalardaki gerçek yaprakları ve özgün doğal tonları korudu. Yapraklar daha sonra hassas dokularına zarar verilmeyecek şekilde titanyuma dikkatlice yerleştirildi.Bu ölümsüz çiçekleri yaratmak o kadar zahmetli bir süreç haline geldi ki, bu sürecin toplam maliyeti, çiçekleri süslemek için kullanılan değerli taşların fiyatını kat be kat aştı! 5.99 ve 7.29 karat 2 mor safir, 4.16 karat safir, 3.35 karat spesartit lal taşı, 9.78 karat Malay lal taşı, 3.99 karat rubelit, 8.7 karat indikolit, 8.18 karat imperiyal topaz ve birkaç elmasın toplam maliyeti bu ölümsüz mücevherlerde kullanılan çiçeklerin teknolojik üretiminin maliyetinin yanında hiçbir şey. Boucheron’un bu doğal floranın özünü yakalamak için kullandığı tasarım ve üretim teknikleri kesinlikle markanın mücevher tarihinde yeni bir sayfa açtığını gösteriyor. Bu koleksiyonda doğa, sadece markanın tasarımcılarına ilham vermekle kalmadı, aynı zamanda gerçekten eşsiz ve son derece sanatsal parçalarının doğrudan bir parçası haline geldi.
gold book magazine 
45
news
A NEW APPROACH FROM STORKS JEWELLERY STORKS MÜCEVHERAT’TAN YENİ BİR YAKLAŞIM
Anastazio Kotsopoulos is the founder and creative director of the eponymously named Athens-based fine jewellery label,ANASTAZIO. One of Greek’s emerging and talented contemporary jewellers, Anastazio’s passion for jewellery unfolded in the company of his brother, AgisKostopoulos, a noted gem-setter in Greece. At the age of 19, Anastazio began studying the art of stone-setting and jewellery-making under the tutelage of his brother.
46
gold book magazine
Anastazio Kotsopoulos, Atina merkezli mücevher markası ANASTAZIO’nun kurucu ve yaratıcı direktörü olup ayrıca isim babasıdır. Yeni ve yetenekli çağdaş Yunan kuyumculardan birisi olan Anastazio’nun mücevher tutkusu, Yunanistan’da önemli bir değerli taş işlemecisi olan kardeşi Agis Kostopoulos’un şirketinde gün yüzüne çıktı. Anastazio daha 19 yaşında iken kardeşinin gözetiminde taş işleme ve mücevher yapım sanatına başladı.
gold book magazine 
47
designer
48 
gold book magazine
ANASTAZIO Anastazio Kotsopoulos is the founder and creative director of the eponymously named Athens-based fine jewellery label,ANASTAZIO. One of Greek’s emerging and talented contemporary jewellers, Anastazio’s passion for jewellery unfolded in the company of his brother, AgisKostopoulos, a noted gem-setter in Greece. At the age of 19, Anastazio began studying the art of stone-setting and jewellery-making under the tutelage of his brother.
Anastazio Kotsopoulos, Atina merkezli mücevher markası ANASTAZIO’nun kurucu ve yaratıcı direktörü olup ayrıca isim babasıdır. Yeni ve yetenekli çağdaş Yunan kuyumculardan birisi olan Anastazio’nun mücevher tutkusu, Yunanistan’da önemli bir değerli taş işlemecisi olan kardeşi Agis Kostopoulos’un şirketinde gün yüzüne çıktı. Anastazio daha 19 yaşında iken kardeşinin gözetiminde taş işleme ve mücevher yapım sanatına başladı.
gold book magazine
49
designer
The two worked together for many years and honed their skills under the watchful eyes of the best Greek goldsmiths, working10-14 hours every day. Anastazio’s love for gold jewellery led him to design the Nude Love heart pendent, Fish of Gold earrings, Contrast earrings and Cosmos pendent, among others. Desirous of carving a niche for himself in the world of jewellery in his native country, Anastazio made eight key pieces and presented them to the jewellers in Santorini. His talent did not go unnoticed.Anastazio’s vision is that his wearable handmade jewellery should be an ode to femininity. The designs with intricate details, yet stylishly simple – Meander rings, Tears of Love pendant, Fish of Gold earrings – reflect his approachable and creative persona. Drawing upon geometry, textures and inspirations from Greek folklore, Anastazio’s jewellery is steeped in craft tradition and influenced by his heritage. Through his work Anastazio shares his love for artistic jewellery, inspired by ancient cultures, the nature and love of feminine sexuality.
50
gold book magazine
Bu ikili yıllar boyunca en iyi Yunan kuyumcularının nezaretinde günde 1014 saat birlikte çalışarak yeteneklerini geliştirdiler. Anastasio, altın mücevhere olan aşkı ile Nude Love (Saf Aşk) kalp kolye, Fish of Gold (Altın Balık) küpe, Contrast (Kontrast) küpe ve Cosmos (Kozmos) kolye tasarımlarını yaptı. Kendi ülkesinde mücevher dünyasında kendisine bir niş oyması isteyenler için Anastazio sekiz temel parça imal etti ve bunları Santorini’deki kuyumculara sundu. Yeteneğini fark etmemek imkansızdı. Anastazio’nun vizyonu, takılabilir el yapımı mücevherlerinin dişiliğe bir övgü niteliğinde olması şeklindedir. Karmaşık detaylara sahip fakat şık bir şekilde sade duran tasarımlar - Meander (Kıvrım) yüzükler, Tears of Love (Aşkın Gözyaşı) olan kolyeler, Fish of Gold (Altın Balık) küpeler - onun samimi ve yaratıcı dokunuşlarını yansıtır. Yunan folkloruna ait geometri, desen ve esinlenmelere dayalı çizim şekli Anastazio’nun mücevherlerinde el sanat geleneğinden ve mirasından etkilendiğini gösterir. Anastazio sanatsal mücevhere olan tutkusunu çalışmalarında eski kültürlerden, doğadan ve kadınsal cinselliğin tutku temasından esinlenerek sunar.
gold book magazine 
51
designer
He designs in order to make the wearer feel beautiful, bring people together and inspire compliments. The power of a compliment, believes Anastazio, can make people feel more beautiful and confident than any other material possession.For me, bringing people together is what life is all about.My purpose is to help this process with the fabulous art of jewellery. My jewellery is mainly designed for dynamic women with strong personality, who like to feel unique, beautiful and confident when wearing one of my designs.
O, tasarımlarını kullanıcıya güzel hissettirmek, insanları bir araya getirmek ve iltifatlara ilham vermek adına yapar. Anastazio’ya göre bir iltifatın gücü insanları, sahip oldukları diğer maddi varlıklardan daha güzel ve kendinden daha emin hissetmelerini sağlayabilir. “Bana göre insanları bir araya getirmek hayatın tam da kendisidir. Bu bağlamda amacım da, muhteşem mücevher sanatı ile bu sürece yardımcı olmaktır. Mücevherlerimi daha çok yaptığım tasarımlarından birisini takarken kendilerini benzersiz, güzel ve rahat hissetmek isteyen güçlü kişiliği olan dinamik kadınlar için tasarlıyorum.”
52
gold book magazine
gold book magazine 
53
news
DIORO DIORO JEWELLERY which was founded about a year ago has proven success thanks to the 20-year export experience and international sales ability of its founders within a short time. Focusing on European and Far Eastern markets, DIORO carries out the large part of its exportation to these regions. There is a production power consisting of 30 people standing back of the firm which performs continuous service and marketing activities actively in 20 countries. Dioro counts upon their quality of production, the designs they developed and the quality of services that they can offer to customers. Continuous travelling and observing production needs of different regions provide them with a lot of ideas in terms of the creation of new designs.
54
gold book magazine
Yaklaşık bir sene önce kurulan DIORO JEWELLERY, kurucularının 20 yıllık ihracat tecrübesi ve uluslararası satış kabiliyetleri sayesinde başarısını kısa sürede kanıtladı. Avrupa ve Uzakdoğu pazarlarına odaklanan DIORO ihracatının büyük bölümünü bu bölgelere gerçekleştiriyor. Aktif olarak 20 ülkede sürekli servis ve pazarlama faaliyeti gerçekleştiren firmanın arkasında 30 kişilik bir üretim gücü bulunuyor. Dioro üretim kalitelerine, geliştirdikleri tasarımlara ve müşterilerine sunabilecekleri hizmetlerin kalitesine çok güveniyor. Sürekli seyahat halinde olmak ve farklı bölgelerin üretim ihtiyaçlarını gözlemlemek onlara yeni tasarımların yaratımı konusunda oldukça fazla fikir sağlıyor.
gold book magazine 
55
news
As a reliable supplier, their main aim is to be a powerful global marketing company. The most important priority of the company is providing the customer with the right product at the right time. Dominating the international trade and having great knowledge about commercial terms of every country take Dioro further as a global company. Renewing its collections biennially, Dioro participates in all fairs organized in Hong Kong, Italy and Turkey. If you come by these fairs, we recommend you to take a glance at Dioro’s stand. Since they have 70% of products that a store may need…
Güvenilir bir tedarikçi olarak asıl hedefleri güçlü bir global pazarlama şirketi olmak. Şirketin müşterilerine doğru ürünü doğru zamanda temin edebilmek en önemli önceliği. Uluslararası ticarete hakim olmak ve her ülkenin ticaret koşullarını çok iyi biliyor olmak Dioro’yu global bir şirket olarak ileriye taşıyor. Yılda iki kere koleksiyonlarını yenileyen Dioro; Hong Kong, İtalya ve Türkiye’de düzenlenen tüm fuarlara katılım gösteriyor. Yolunuz bu fuarlara düşecek olursa mutlaka Dioro’nun standına da bir göz atın deriz. Çünkü onlar bir mağazanın ihtiyaç duyabileceği ürünlerin %70’ine sahip…
56
gold book magazine
gold book magazine 
57
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ
I TA LY
By Andrea Marcon
CHIANUCCI MAURIZIO When I met Mr. Chianucci, I immediately understood that I was dealing with a great Italian artisan, those that today are hard to find. His sons and his wife always by his side made possible a story born in 1973, when Chianucci understood that the chains had enormous potential on the Italian market and beyond.
Mr. Chianucci ile buluştuğumda, günümüzde zor bulunan muhteşem bir İtalyan sanatçıyla karşılaştığımı hemen anladım. Chianucci zincirlerin İtalya ve diğer ülke piyasalarında büyük bir potansiyele sahip olduğunu anladığında, kendisine hep destek olan çocukları ve eşi sayesinde 1973’te başlayan bir hikâye gerçeğe dönüştü.
MR. CHIANUCCI
58
gold book magazine
Not only chains but also bracelets, rings and earrings in both gold and silver, taking advantage of the collaboration of over 15 internal workers, in addition to various craftsmen of semi-finished products, over the years the company has gained its experience developing several production lines including the empty chain. He has a vision that a small company can get bigger with quality; hand in hand with passion and hard work. Jewelry hand made by qualified experts who can not be replaced by machinery, this is the soul of Italy, thus increasing the value of the products! CHIANUCCI today is in contact with dozens of partners and customers of luxury, in many countries of the world. The quality of the precious chains and jewels created, the reliability and the precision of the service mean that for the most part these are unassailable long-term relationships, consolidated over time and cemented in exchanges of deep mutual trust.
Şirket, sadece zincir değil aynı zamanda hem altın hem de gümüş bileklikler, küpeler ve yüzükler üreterek, çeşitli yarı mamul ürün işçiliğine ek olarak ve 15’in üzerinde çalışanın birlikteliğinden yararlanarak boş zincirler dahil olmak üzere çeşitli ürün yelpazeleri geliştirerek yıllar içinde deneyim kazandı. Mr. Chianucci, küçük bir şirketin kaliteli bir şekilde, tutku ve çaba içerisinde omuz omuza çalışmayla büyüyebileceğine inandığı bir vizyona sahip. Kalifiye uzmanların yerini makinelerin alamayacağı el yapımı mücevherler İtalya’nın ruhudur ve böylece ürünlerin değeri artar! CHIANUCCI, bugün, dünyanın çeşitli ülkelerinde düzinelerce lüks ortak ve müşterilerle iletişim halindedir. Üretilen değerli zincir ve mücevheratların kalitesi, verilen hizmetin güvenilirliği ve özeni, şüphesiz ki zaman içerisinde oluşmuş, karşılıklı güvenle güçlenmiş olan uzun vadeli ilişkiler anlamına gelmektedir.
gold book magazine
59
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ By Ayşegül Kartal
TURKEY
BU JEWELS
60
gold book magazine
BU Jewels is a design jewellery company founded in 2014. Nida Bulut who is the founder of this brand of which designs are vivacious, plain and energetic graduated from Koç University, Department of History and continues her master’s program in Business at Bilgi University. Her passion for jewels significantly originates from being a historian. For this reason, it is possible to come across pieces having historical stories in her collections. The starting point of the brand is to provide historical jewels with finding place in our daily lives by adding modern lines to them.
Bu Jewels 2014 yılında kurulan bir tasarım mücevher firmasıdır. Tasarımları neşeli, sade ve enerji veren bu markanın kurucusu Nida Bulut, Koç Üniversitesi Tarih Bölümü mezunu, Bilgi Üniversitesi’nde İşletme bölümünde master programına devam eden genç bir tasarımcı. Takılara olan tutkusu önemli ölçüde tarihçi olmasından kaynaklanmakta. Bu nedenle koleksiyonlarında, tarihi hikayeleri olan parçalara rastlamak mümkün. Markanın çıkış noktası da, tarihi takılara modern çizgiler katarak günlük hayatlarımızda yeniden yer bulmalarını sağlamak.
BU Jewellery is now sold in Harvey Nichols and Brandroom along with World brands and reaches jewellery fanciers in different points of Turkey. It drew great interest of the fashion world with the ring having Turkish motifs that it designed for Elie Saab in 2014. It won the favour of world renowned designers such as Brian Atwood, Alberta Ferretti, Dice Kayek, Zuhair Murad, Arzu Kaprol within a short time.It became the first design brand which brought python leather and jewellery together in Turkey with the “Punto by Nida Bulut” collection prepared in cooperation with Punto in December 2015. It participated in the exhibition which Brandroom held together with 11 distinguished Turkish designers with the slogan “Jeanious Turks” and won great recognition with the design it made by crystal stones on Jean by combining jewellery with jeans. It participated in “Vicenzaoro Jewellery Boutique Show” held in the city of Vicenza in Italy. The brand which won the favour of the ones who are fond of jewellery became the focus of interest of investors by being a promising brand at the fair.
BU Jewellery bugün Harvey Nichols ve Brandroom’da, Dünya markaları ile birlikte satılarak; Türkiye’nin farklı noktalarında mücevher meraklılarına ulaşıyor. 2014 Yılında Elie Saab için tasarladığı Türk motiflerini taşıyan yüzükle moda dünyasının büyük ilgisini çekti. Brian Atwood, Alberta Ferretti, Dice Kayek, Zuhair Murad, Arzu Kaprol gibi dünyaca ünlü tasarımcıların da kısa sürede beğenisini topladı. 2015 Aralık ayında Punto işbirliğiyle hazırlanan “Punto by Nida Bulut” koleksiyonu ile Türkiye’de piton derisi ve mücevheri buluşturan ilk tasarım markası oldu. Brandroom’un seçkin 11 Türk tasarımcı ile birlikte düzenlediği “Jeanious Turks” sloganıyla yola çıktığı sergide yer alarak, Jean üzerine kristal taşlarla yaptığı tasarımla mücevheri jeanlerle de kombinleyerek büyük beğeni topladı. İtalya’nın Vicenza şehrinde düzenlenen “Vicenzaoro Jewellery Boutique Show” da yer aldı. Mücevher tutkunlarının büyük beğenisini kazanan marka fuarda gelecek vadeden marka olarak yatırımcıların ilgi odağı oldu.
Nida Bulut who says that with BU Jewels, she has created a difference in the sector with the symbolical designs nourished from the stories in Traditional Turkish History and haute couture presentations took place in the international press coverage. BU Jewellery, which is also preferred by prominent women of Turkey such as Demet Sabancı, Meltem Demirören as the successful women of the business world and the famous artist Hülya Avşar rapidly pushes ahead on becoming a world brand…
BU Jewels markasıyla Geleneksel Türk Tarihi’ndeki hikayelerden beslendiği simgesel tasarımları ve kişiye özel sunumlarıyla sektörde farklılık yarattığını söyleyen Nida Bulut, tasavvuftan ilham alarak tasarladığı Mevlana “AŞK” koleksiyonu ile uluslararası basında yer aldı. İş dünyasının başarılı kadınlarından Demet Sabancı, Meltem Demirören, ve ünlü sanatçı Hülya Avşar gibi Türkiye’nin önde gelen kadınlarının da tercih ettiği Bu Jewellery, bir dünya markası olma yolunda hızla ilerliyor...
Nida Bulut; “I get nourished from history since I had a history degree. I am influenced by wars, legends in history very much. In addition to this, I am interested in mysticism. I try to reflect the stories in mysticism on my designs. In this way I think that people using my designs will feel comfortable and energetic in their daily lives when using this kind of jewellery. At the same time, I am inspired by colours found in nature.”
Nida Bulut; “Tarih mezunu olduğum için en çok tarihten besleniyorum. Tarihteki savaşlardan efsanelerden çok etkileniyorum. Bunun yanı sıra tasavvufla ilgiliyim. Tasavvufta yer alan hikayeleri tasarımlarıma yansıtmaya çalışıyorum. Bu şekilde tasarımlarımı kullanan insanların bu tarz mücevherler kullandıkları zaman günlük yaşamlarında kendilerini rahat ve enerjik hissedeceklerini düşünüyorum. Aynı zamanda doğada bulunan renklerden de esinleniyorum.” “Mücevher benim için anıları hayatta tutabilmenin bir yoludur. Tasarımlarımız mücevherin ötesine geçiyor...”
“For me jewellery is a way of keeping memories alive. Our designs go beyond jewellery…”
gold book magazine
61
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ By Claire Adler
ENGLAND
Founder, Claire Adler | The Luxury Public Relations & Writing Consultancy
VALERY DEMURE When it comes to the jewels of the world, one lady with a strong French accent located in an airy studio in edgy East London is among the bestinformed in the business. Valery Demure has advised contemporary jewelers on branding and retail since 2005, but this year she founded a private jewellery shopping service, Objet d’Emotion, guiding jewellery lovers to rethink how they style, source and commission collectible jewels. In October, Objet d’Emotion will be the first ever curator of contemporary jewellery at PAD, London’s leading 20th century design and decorative arts fair. Award-winning set designer Scott Wilson, whose clients include Givenchy, Jean Paul Gaultier Couture and Hussein Chalayan, will bring the Objet d’Emotion display at PAD to life. An Objet d’Emotion summer pop-up in the boutique of Tuscany’s iconic Ill Pellicano hotel extends to early autumn.
Dünyanın mücevherleri denildiğinde, güçlü Fransız aksanıyla Doğu Londra’daki havalı stüdyosunda ikamet eden bir hanımefendi iş camiasının en bilinenleri arasında geliyor. 2005 yılından bu yana, Valery Demure markalaştırma ve satış üzerine çağdaş mücevhercileri yönlendirmekteydi, ancak bu yıl mücevher sevenlerin koleksiyon parçalarını sipariş etme, alma ve stilize etme yollarını tekrar düşünmelerini sağlayarak Objet d’Emotion isminde özel bir mücevher mağazası kurdu. Ekim ayında, Objet d’Emotion Londra’nın önde gelen 20. yy. tasarım ve dekoratif sanatlar fuarı olan PAD’te gelmiş geçmiş ilk çağdaş mücevher sergi düzenleyicisi olacak. Müşterileri arasında Givenchy, Jean Paul Gaultier Couture ve Hussein Chalayan olan ödüllü set tasarımcısı Scott Wilson Objet d’Emotion’ı PAD’te sergiye sunacak. Toskana’nın ikonik Ill Pellicano Oteli’ndeki butikte, Objet d’Emotion yaz parçaları, sonbaharın başlangıcına dek sürecek.
“I believe jewellery collectors are tired of design copycats,” says the outspoken Demure. “There are no derivatives at Objet d’Emotion. This is my labour of love.”
Açık sözlülükle, “Mücevher koleksiyoncularının tasarım taklitçilerinden bıkmış olduğuna inanıyorum” diyen Demure, “Objet d’Emotion’da ikincil bir ürün yoktur. Bu aşk işidir” şeklinde konuştu.
62
gold book magazine
Objet d’Emotion jewellers include Londoner Alice Cicolini who has exhibited her hand-enamelled jewels, crafted in Jaipur, at Sotheby’s and the Victoria & Albert Museum; Italian Francesca Villa who works with found objects including vintage casino chips; Brazilian Silva Furmanovich whose great grandfather created sacred adornments for the Vatican; American Monique Péan, a former Goldman Sachs analyst who counts former Tiffany CEO Michael Kowalski as a mentor and UK-based Melanie Georgacopoulus who daringly slices pearls. Passionate about world travels as much as jewellery, Valery Demure has taken her 8 year old daughter Paloma to visit 39 countries. “It’s the human aspect of craftsmanship that gets me most excited – from a 70 year old Burmese weaver lovingly passing on her skills to the next generation, to an Arctic reindeer herder who has never used the internet making fur accessories,” says Demure. “Despite Brexit, London’s creative spirit holds an allure to maverick creatives and entrepreneurs from Europe and far beyond,” says Demure, who came to London two decades ago and started her business with just £500. Valery Demure now has offices in London, Paris and New York.
Objet d’Emotion mücevhercileri arasında Jaypur, Sotheby’s ve Victoria & Albert Müzesi’nde üretilen el işlemeli mücevherlerini sunan Londra’lı Alice Cicolini; nostaljik kumarhane fişleri dahil hazır nesneleri kullanan İtalyan Francesca Villa; büyükbabası Vatikan için kutsal süslemeler hazırlayan Brezilyalı Silva Furmanovich; Amerikalı Monique Péan, eski Goldman Sachs analisti ve mentoru olan eski Tiffany CEO’su Michael Kowalski ve cesurca incileri işleyen Birleşik Krallık’tan Melanie Georgacopoulus var. Mücevherler kadar seyahatlere de meraklı olan Valery Demure 8 yaşındaki kızı Paloma ile birlikte 39 ülkeyi ziyaret etmiş. “Asıl beni heyecanlandıran becerilerini bir sonraki kuşağa sevgiyle aktaran Birmanyalı 70 yaşındaki bir dokumacıdan, kürk aksesuarları yaparken interneti hiç kullanmamış kutuplardaki rengeyiği çobanına kadar tüm bu ustalıkların insani yanını görmek” diyor Demure. Yirmi yıl önce Londra’ya gelen ve sadece £500 ile iş kuran Demure, “Brexit’e rağmen, Londra’nın yaratıcı ruhu Avrupa ve ötesinde keşfedilmemiş üreticileri ve girişimcileri cezbediyor” diyor. Valery Demure’un şu an Londra’da, Paris’te ve New York’ta ofisleri bulunuyor.
gold book magazine
63
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ
USA
By Cynthia Unninayar
CAROLINE CHARTOUNI New York jewelry designer Caroline Chartouni has been described as the Queen of Paraiba. “I’ve always had a special place in my heart for Paraiba tourmaline,” muses Caroline Chartouni, whose creations are sold under her Caroline C brand. “I began using the blue gem long ago, even before it started gaining worldwide attention because its strong hues are incomparable and offer infinite design possibilities.” Yet, she is quick to point out that she appreciates all gemstones. “Nature offers us a beautiful variety of colors. Each stone has its own soul. It beats to its own rhythm. Its character and charisma are softly—yet vibrantly—expressed in a splendid spectrum of tones.” She adds that when light hits a gem¬stone, it brings the color to life, enhancing its personality and emotional attachment.
New York mücevher tasarımcısı Caroline Chartouni Paraiba Kraliçesi olarak anılıyor. “Turmalinin kalbimde hep özel bir yeri var” ifadesi tasarımları Caroline C markasıyla satılan Caroline Chartouni ilham veriyor. “Mavi taş kullanmaya uzun zaman önce, henüz bu taş dünya çapında bir üne kavuşmadan başladım, çünkü bu taşın güçlü renklerinin eşi benzeri yok ve sonsuz tasarım seçenekleri sunuyor”. Ancak tüm değerli taşları sevdiğini de hemen belirtiyor. “Doğa bizlere çok çeşitli renkler sunuyor. Her bir taşın kendine has bir ruhu ve ritmi var. Karakteri ve karizması yavaşça ama etkileyici bir şekilde türlü tonlarda ifade ediliyor”. Değerli bir taşa ışık vurduğunda kişiliğini ve duygusal bağlılığını geliştirerek o taşa hayat verdiğini sözlerine ekliyor.
CAROLINE CHARTOUNI
64
gold book magazine
Part of this emotional attachment lies in the subtly of her jewelry designs, which are exceptionally feminine, combining curves, soft flowing lines, and delicate movements. “A strong design should never scream, ‘Look at me,’” she insists. “It should beckon you to explore every nuance and, as you do, to feel a sense of magic and joy.” Before Caroline begins a design, she spends time with her clients. She discusses what they would like, and also learns about them, as individuals—their lifestyles, their tastes, their personalities—and why they want the jewel. “Only then can I begin to design,” she says. “A perfect piece of jewelry is much more than the mere value of the gemstone or the metal. It has a distinctive symbolic essence.” It is this distinctive symbolic essence of her designs that have garnered the young designer six prestigious AGTA Spectrum Awards in a row. Two feature her favorite Paraiba while the others incorporate different exquisite gems. Original, innovative and one-of-a-kind, all of Caroline C’s designs are crafted in 18K gold or platinum.Caroline began her creative career designing haute couture fashion for several years, but then found her true passion in jewelry design. “In the end, I chose jewelry, not only because it complements fashion, but also because jewels have their own wondrous energy.” It is this special energy that makes the creations of Caroline C so appealing to people around the world who appreciate color & more.
Mücevher tasarımlarının zarafetinde, özellikle de kıvrımlı, yumuşak hatlı ve nazik hareketlere sahip feminen çizgisinde bu duygusal bağın bir parçası yatıyor. “Güçlü bir tasarım asla ‘ben buradayım’ demez”, her bir nüansı keşfetmeniz, sihirli ve keyifli hissi duymanız için davet eder” diyor. Caroline bir tasarıma başlamadan önce müşterilerine zaman ayırıyor. Nelerden hoşlandıklarını öğreniyor, haklarında bilgi ediniyor -yaşam stilleri, zevkleri, kişilikleri- ve neden mücevher istediklerini. “Ancak o zaman tasarlamaya başlayabilirim.” “Mükemmel bir mücevher parçası değerli bir taşın veya metalin salt değerinden çok daha fazlasıdır. Apayrı sembolik bir niteliği vardır” diyor. Genç tasarımcının peş peşe 6 prestijli AGTA Spectrum Ödülleri almasını sağlayan işte bu eşsiz sembolik nitelik. İki tanesi kendisinin favorisi olan Paraiba’ya giderken, diğer ödülleri farklı ve seçkin taşlara ait. Orijinal, yenilikçi ve türünün tek örneği Caroline C tasarımları 18 ayar altın ve platinden oluşuyor. Caroline yaratıcı kariyerine birkaç yıl kişiye özel modacılık ile sürdürdü ancak daha sonra mücevher tasarımına olan tutkusunu keşfetti. “Sonunda mücevheri seçtim çünkü mücevherler sadece tamamlayıcı aksesuarlar değil aynı zamanda kendilerine has muhteşem enerjiye sahip parçalar.” Tüm color & more takipçileri için Caroline C ürünlerini tüm dünyada cazip kılan işte bu özel enerji.
gold book magazine
65
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ
NEW ZELAND
By Debra Douglas
HUMAN
INTERFACE JEWELLERY Founder of Human Interface Jewellery, New Zealander Amelia Diggle, is making moves in the jewellery world. Three days a week she is a software designer for Auckland company Ambit AI and the remainder of her time is taken up with the design and production of 3D printed jewellery. At Ambit AI Amelia designs the in-user experience, i.e. the screens, buttons and toggles, rather than codes and functionalities. “I had studied industrial design at Wellington’s Victoria University, so I knew about 3D modelling and basic product design prototyping,” said Amelia. “While doing an evening jewellery-making course I made jewellery that was kinetic, jewellery that you could play with. I realised that during the day I was also making things you play with, only that was digital. That is when the idea came up to design jewellery inspired by digital interfaces.
66
gold book magazine
Human Interface Jewellery kurucusu Yeni Zelandalı Amelia Diggle mücevher dünyasında ilerliyor. Haftanın üç günü Auckland şirketi Ambit Al için yazılım tasarımcısı olarak çalışıyor ve vaktinin kalan kısmında 3 boyutlu mücevher tasarımı ve üretimi yapıyor. Ambit AI’de Amelia, kod veya işlevselliklerden ziyade ekran, tuş ve anahtar gibi kullanıcı deneyimleri tasarlıyor. “Wellington Victoria Üniversitesi’nde endüstri tasarımı okudum, bu sebeple 3 boyutlu modelleme ve temel ürün tasarım prototipi hakkında bilgi sahibiyim” diyor Amelia. “Gece mücevherleri yaparken oynayabileceğiniz hareketli mücevherler tasarladım. Fark ettim ki gün içerisinde de oynadığınız dijital şeyler tasarlıyorum. Bu durum dijital ara yüzlerden ilham aldığım mücevher tasarımı fikrini doğurdu”.
“3D printing therefore utilises my passion for technology and creating jewellery. It is a happy marriage.” Amelia uses two types of 3D printing - direct metal laser sintering (DMLS) additive manufacturing, which has only recently become available for precious metals and metal jetting (3D printed wax that is then cast in silver/gold). Amelia: “At the moment I am concentrating on titanium and silver for my first collections. My first release, available on-line was a range of titanium computer icon earrings. I tested more than 20 3D printers around the world looking at the speed, the quality, the time it took to get the pieces to me and whether they could do the finishes that I am after. “I am currently working with a company in Boston and they tick all those boxes. They are fast, fantastic to work with and have the best quality prints and finishes.” Amelia envisages her customers will be males and females in the 25-35 year-old range. “I have 50/50 men and women following me on social media. Basically, it is anyone who loves technology, anyone who loves their cell phone and is interested in modern manufacturing. “I’m excited about the future, but for now it’s all about designs, prototypes and testing - just like you do with software.”
“Dolayısıyla 3 boyutlu baskı teknolojiye ve mü-cevher yaratımına olan tutkumla birleşiyor. Bu mutlu bir birliktelik.” Amelia 2 çeşit 3 boyutlu baskı yöntemi kullanıyor. Değerli metaller için yeni yeni kullanılmaya başlanan direkt metal lazer sinterleme (DMLS) eklemeli üretim ve metal püskürtme (sonrasında gümüş/altın olacak 3 boyutlu baskı mum) Amelia: “İlk koleksiyonum için şu aralar titanyum ve gümüşe odaklanıyorum. İlk ürünüm internette satışta olan bir dizi titanyum bilgisayar ikonu küpelerdi. İstediğim bitişleri yapabilecek ve arzu ettiğim parçaları bana en iyi hızda, kalitede ve zamanda verecek makineyi bulmak için dünya çapında 20’den fazla baskı makinesini test ettim.” “Şu an bu seçeneklerin hepsine sahip olan Boston’da bir firmayla çalışıyorum. Onlarla birlikte çalışmak gayet hızlı ve heyecan verici, en iyi kalitede baskı ve bitişlere sahipler.” Amelia müşterilerinin 25-35 yaş arası kadın/erkek olacağını planlıyor. “Sosyal medyada beni takip eden erkek ve kadın takipçilerin sayısı eşit miktarda. Temelde, teknolojiyi, cep telefonlarını ve modern üretimi seven herkese hitap ediyor. “Geleceğe dair oldukça heyecanlıyım ancak şimdilik sadece sizin yazılımla ilgili yaptıklarınızı ben tasarımla, prototiple ve test etmeyle yapıyorum.”
AMELIA DIGGLE
gold book magazine
67
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ
AUSTRALIA
By Jeremy Keight
AUTORE PEARL Considered the Queen of all gems, the South Sea pearl is the largest, finest pearl in the world. The only precious gem created by a living creature, pearls have a special place at the heart of many civilizations around the globe. The pearl, no matter what size, shape, shade, surface or shine - is an extraordinary miracle of Mother Nature. Situated on some of the world’s most beautiful coastlines and pristine waters, the AUTORE pearl farm’s dot the crystal-clear waters off Western Australia and Indonesia, producing some of the world’s finest South Sea pearls. AUTORE owns and operates 7 South Sea pearl farms, harvesting in excess of 300,000 pearls per year. Each pearl is graded by hand and eye using the AUTORE South Sea Pearl Classification Guide – The AUTORE Five S’s™.
Değerli taşların kraliçesi olan Güney Denizi incisi dünyanın en büyük ve en güzel incisidir. Yaşayan bir canlının yaptığı tek değerli taş olan inciler dünyadaki birçok medeniyetin kalbinde özel bir yere sahiptir. Hangi boyuttan, şekilden, tondan, yüzeyden veya parlaklıktan oluşursa oluşsun inci Doğa Ana’nın eşsiz mucizesidir. Dünyanın en güzel kıyı şeridinde ve saf sularında bulunan AUTORE inci çiftliği Batı Avustralya ve Endonezya’nın berrak sularından dünyanın en iyi Güney Denizi incisini çıkarıyor. Yılda 300.000’den fazla inci çıkaran AUTORE 7 adet Güney Denizi inci çiftliğine sahip. Her bir inci, AUTORE Güney Denizi İnci Sınıflandırma Rehberi- AUTORE Five S’s™ kullanarak el ve göz yardımıyla işlemden geçiyor.
At the end of the pearl harvest, the South Sea pearl begins its long journey to its final destination the centre piece of a beautifully crafted piece of AUTORE jewellery, to be passed down in families for many generations to come. As the hero of the piece, AUTORE creates each piece of jewellery around the magnificence of the South Sea pearl. Each collection crafted by AUTORE is inspired by 2 of the most prominent aspects of life, nature and architecture.
İnci toplama işleminden sonra, nesilden nesle bir aile yadigârı olmak üzere güzelce işlenmiş AUTORE mücevherin en temel parçası olan Güney Denizi incisi son durağına doğru uzun bir yolculuğa çıkıyor. Parçanın kahramanı olan AUTORE her bir mücevher parçasını Güney Denizi incisinin görkemiyle yaratıyor. AUTORE tarafından çıkarılan her bir koleksiyon hayatın en önemli 2 yönünden ilham alıyor, doğa ve mimari.
68
gold book magazine
Since commencing jewellery production, the AUTORE brand has become renowned for pushing the boundaries of South Sea pearl design incorporating innovation, fine craftsmanship, groundbreaking technical features including multifunctionality, hidden galleries, and combining beautiful gemstones to compliment the hues of the South Sea pearls. AUTORE has been a prominent jeweller of choice for Hollywood and style leaders, worn by internationally recognised starlets on the Red Carpet and in film; a true testament to the company’s success. The AUTORE Group prides itself on being at the forefront of the South Sea Pearl industry, and has been the recipient of 8 international jewellery awards including Best in Pearls at Couture Las Vegas (4), Italian Jeweller of the Year, Best new Collection at Basel world, in addition to receiving many trade awards including Australia’s Most Beautiful Exports (3), Medal of Distinction awarded by the French Senate and Excellence in Research by the University of Queensland.
Mücevher üretimine başladığından beri AUTORE markası, saklı galeriler ve çok işlevlilik dahil Güney Denizi incilerinin renklerini şahane taşlarla tamamlayarak ve yeniliği, ince işçiliği, ses getiren teknik özelliklerle birleştirerek Güney Denizi inci tasarımının sınırlarını zorlamasıyla biliniyor. Şirket başarısının gerçek şekilde kanıtlandığı Kırmızı Halı’da ve filmlerde uluslararası üne sahip yıldızların kullandığı AUTORE hem Hollywood’un hem de stil ikonlarının öncelikli tercihi. AUTORE Grup Avustralya’nın En Güzel İhracatı (3), Queensland Üniversitesi’nce Araştırmada Üstün Başarı, Fransız Senatosu’nca Farklılık Madalyası dahil Avustralya’nın çeşitli ticaret ödüllerini toplaması bir yana Basel dünyasında En iyi yeni Koleksiyon, Yılın İtalyan Mücevhercisi, Couture Las Vegas (4)’da İncinin En İyisi dahil 8 uluslararası ödül alarak kendini Güney Denizi İnci endüstrisinin önde gelen isimlerinden yapmıştır. gold book magazine
69
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ
ENGLAND
By Katerina Perez
SARAH HO It would be fair to say that Sarah Ho is a uniquely brave jewellery designer, who eschewed convention and tradition, making the shift from fashion jewellery into haute joailllerie. Initially, her silver and vermeil pieces were the only outlet for her creative design talents. Eventually though, she found this medium limiting, and sought to create jewellery with more creative approach featuring precious metals, finest of gemstones and rare pearls. Sarah Ho was born in Hong Kong and grew up in Macau, where she developed a passion for the art of jewellery from an early age. As is often the case in the typically spiritual attitude to creativity imbued in the works of designers with Asian heritage – Sarah Ho does not merely create beautiful pieces, but rather her artistic outlet for conveying her messages to the world happens to be fine jewellery.
70
gold book magazine
Sarah Ho için geleneği ve klasiği bırakıp moda mücevherlerinden özel mücevherlere geçen kendine özgü cesur bir mücevher tasarımcısı demek yanlış olmaz. İlk başlarda, kullandığı gümüş ve yakut parçalar yaratıcı tasarım yeteneğinin tek yönüydü. Ardından bu orta sınırlandırma keşfetti ve değerli metalleri, en iyi taşları ve nadir bulunan incileri daha yaratıcı yöntemle mücevhere dönüştürmeye başladı.Sarah Ho Hong Kong’da doğdu ve erken yaşlarda mücevher sanatına duyduğu tutkusunun geliştiği Macau’da büyüdü. Asyalı tasarımcıların çalışmalarında görülen yaratıcılığın tipik manevi tavrını yansıtarak, Sarah Ho sadece güzel parçalar yaratmakla kalmıyor aynı zamanda verdiği mesajları dünyaya duyurmak için kullandığı sanatsal çıkışı üstün nitelikli mücevhere dönüştürüyor.
This shift into couture jewellery began to occur for Sarah Ho in 2011 when designing celebratory one-off high jewellery pieces to commemorate the success of the less extravagant jewellery line. The Aurora Suite and the Paradis Earrings marked the 5th anniversary of the brand, and moved Sarah Ho into the world of high jewellery.The journey of Sarah Ho’s fine jewellery is one which has moved from being primarily UK consumer based, to now boasting a large Asian clientele. This type of transformation is rare, and speaks to the uniqueness both of the designer’s approach, and also the Sarah Ho jewellery itself. The phenomenal reception of her latest jewellery collections is indicative of the success of both the designer and the brand: the bright, large gemstones, the vivid conch pearls and the flower motifs of the ‘Wisteria’ diamond set prove Sarah Ho’s ability to merge the idea of appealing to the zeitgeist, while staying true to her own aesthetic. Her work tends towards the autobiographical, shifting and adapting throughout the new stages of her life, and paying tribute to her eastern heritage. The signature motif of Sarah’s fine jewellery designs is a lace-like openwork pattern recalling the shadow of a petal. Encapsulated within this are all key elements of Sarah’s designs; femininity, intricate detailing, ephemeral sentiment – and above all else, beauty.
Özel mücevhere yaptığı bu geçiş Sarah Ho için 2011’de, daha sade mücevher tarzı yaratma başarısını anmak adına tek sefere mahsus lüks mücevher parçaları tasarladığı zaman başladı. Aurora Suite ve Paradis Earrings markanın 5. yıldönümünü kutlarken Sarah Ho’yu lüks mücevher dünyasına taşıdı. Sarah Ho’nun kaliteli mücevher macerası öncelikle Birleşik Krallık ‘ta yaşayan müşterilerden fazla sayıdaki Asya müşterilerine doğru yayılmakta. Bu tür bir geçiş nadir görülür ve hem tasarımcının yaklaşımındaki özgünlüğe hem de Sarah Ho mücevherlerine yansır. Son mücevher koleksiyonlarına aldığı harika tepkiler hem tasarımcının hem de markanın bir göstergesidir: parlak büyük taşlar, canlı kabuklu inciler ve çiçek motifli “Wisteria” elmas seti cazibe olgusunu zamanın ruhuyla birleştirme konusunda Sarah Ho’nun yeteneğini kendi estetik anlayışına sadık kalarak gözler önüne sermektedir. Çalışmaları otobiyografik olmaya doğru yönlenmekte, hayatındaki yeni aşamaları dönüştürerek ve uyumlandırarak doğu mirasını takdirle anmaktadır. Sarah’nın kaliteli mücevher tasarımlarındaki imza motifi bir taç yaprağın gölgesini andıran dantel şeklinde kafes işi bir desendir. Bunun içerisinde Sarah’nın tasarımlarındaki temel unsurlar kadınlık, girift detaylar, geçici duygular ve hepsinden önemlisi de güzelliktir.
gold book magazine
71
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ By Kristin Taylor
USA
FERAL JEWELRY Feral Jewelry takes millions-of-years-old fossils, antlers and teeth, sets them in precious metals and details them with diamonds and fur. The result is a study in contrasts—masculine and feminine, rough and refined, outdoorsy and glamorous— and a fine jewelry collection like no other. As an interior designer for 20 years, designer Susan Oster, took one art form and applied it to another. “The main point of this line is to look at what is precious in a different way,” she explains. “By taking fossils and things that represent life itself and marrying them with intrinsically precious items, it is a way of rethinking what is precious. It’s seeing beauty in another way.” For instance, a walrus tusk features prominently in an oxidized white gold cuff with diamonds. A spike-shaped antler is set in white gold with diamonds for a ring. And a horn is lined with fur and dotted with diamonds for a cuff.
72
gold book magazine
Feral Jewelry milyon yıllık fosilleri, boynuzları, dişleri değerli metaller ve detaylarla birleştirip elmas ve kürklerle kullanıyor. Ortaya ise erkeksikadınsı, ham-rafine, sportif-cazibeli gibi zıtlıkların bir çalışması ve de eşsiz bir lüks mücevher koleksiyonu çıkıyor. 20 yıllık iç mekân tasarımcısı olan Susan Oster tek bir sanat formunu alıp bir başka forma uyguluyor. “Bu tarzın asıl özelliği değerli olana farklı açıdan bakmaktır” diyor. “Hayatın kendisini yansıtan fosilleri ve nesneleri alıp onları değerli şeylerle doğal bir şekilde birleştirmek değerli olanı yeniden değerlendirme yöntemidir. Güzelliği başka bir yoldan görmektir”. Örneğin, bir mors dişi elmaslarla oksitlenmiş beyaz altın bilezik içeri-sinde öne çıkabiliyor. Çivi şeklindeki bir boynuz yüzük halini alması için beyaz altınla birleştiriliyor. Ve bir boynuz kürkle stilize edilirken bilezik haline gelmesi için elmaslarla bezeniyor.
gold book magazine 
73
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ By Kristin Taylor
Oster, herself, favors pieces like a pointy gold ring with upside-down diamonds and a Navajo-style bracelet whose design is based on a rug her Native American stepfather gave her. “There’s a level of sophistication to the woman who gravitates toward Feral Jewelry,” Oster says. “It’s not for a teenager. This woman has a sense of strength and a passionate femininity.” Although the line is only two years old, Feral Jewelry has already amassed a loyal private clientele and is carried at prestigious specialty stores around the world, including Roseark in Los Angeles, The Vault Nantucket in Nantucket, Massachusetts, and Mad Lords in Paris. Based on requests from clients, Oster says she plans to focus on doing more men’s pieces in the future. And, all materials are recycled or naturally-shed—in other words, fully sustainable. Retail prices range from $600 to $32,000.
74
gold book magazine
Oster’in kendisi de ters duran elmaslarla yapılmış sivri altın yüzükler gibi parçaları ve Yerli Amerikalı üvey babasının kendisine verdiği kilimin deseninden oluşan Navajo tarzı bileklikleri seviyor. “Feral Jewelry tercih eden kadında sofistike bir hava vardır,” diyor Oster. “Gençlere göre değildir. Bu kadında güçlü ve tutkulu bir kadınsı his vardır.” Her ne kadar tarzı sadece 2 yıllık olsa da, Feral Jewelry daima sadık özel bir müşteri kitlesine sahip ve tüm dünyada Los Angeles’ta Roseark, Nantucket’te Vault Nantucket, Massachusetts, ve Paris’te Mad Lords gibi prestijli özel mağazalarda yerini alıyor. Müşterilerin siparişlerine göre Oster gelecekte daha fazla erkeklere özel parçalar yapmaya odaklanmayı planlıyor. Ve tüm bu malzemeler yeniden dönüştürülüyor veya doğal yoldan değiştiriliyor- başka bir deyişle- tamamen sürdürülebilir. Mağazadaki fiyat aralığı $600 $32,000 arasında.
gold book magazine 
75
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ
RUSSIA
By Marina Kudrina
RINGO It is new age for Russia. Age of arising national brands, including jewelry. I want to introduce to you one of the most brilliant Russian jewelry brand, which jewelry collection combines a traditional motives and latest trends. In 2018 RINGO has celebrated its 25th anniversary. RINGO was born in Ekaterinburg, Ural. In the place with rich history of Russia and strong future as well. That’s why in RINGO collections you may find such names as “Russian princess” and “Crystal”. You can find in them beauty of Russian soul and avantgarde trends in every small detail. Very own design studio of RINGO gathered high level professionals - jewelry designers, 3D designers, specialists in innovative designs and technologies. This allows to create finest jewelry with best quality.
76
gold book magazine
Rusya için bu yeni bir dönem. Mücevher dahil ulusal markaların yükselişe geçtiği bir çağ. Mücevher koleksiyonlarının geleneksel motiflerle ve son modayla birleştirildiği en muhteşem Rus mücevher markasını sizlere tanıştırmak istiyorum.2018 yılında RINGO 25. yıldönümünü kutladı. RINGO Ekaterinburg, Ural’da doğdu. Bu yerde zengin bir Rusya tarihi ve güçlü bir gelecek de yatıyor. İşte bu yüzden RINGO koleksiyonlarında “Rus Prenses” ve “Kristal” gibi isimlere rastlayabilirsiniz. Rusya’nın ruh güzelliğini ve avangart stilini en ufak bir detayda dahi bulmanız mümkün. RINGO’nun kendi tasarım stüdyosu mücevher tasarımcıları, 3-boyut tasarımcıları, yenilikçi tasarım ve teknoloji uzmanları gibi üst düzey profesyonelleri bir araya getirdi. Haliyle de en iyi kalitede lüks mücevherler ortaya çıkıyor.
gold book magazine 
77
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ By Marina Kudrina
RINGO changing the idea of jewelry design and it can’t leave you indifferent. For example, EGO collection shows you elements of parametritis, latest trend in international architecture design. For another thing, RINGO gives their regards to national values. RINGO designers loves to work with Ural Emeralds and try to bring up Russian Emeralds to international markets. Unique RINGO style - Is symbiosis of national art traditions and international modern jewelry style, combination of traditions and modern. RINGO shares universal art values and free will, that’s why they follow their cultural and educational mission. Today RINGO is unofficial JEWELRY UNIVERSITY for those who loves jewelry and can admire them forever. Jewelry brand RINGO takes part in Russian jewelry exhibitions in Moscow and Saint Petersburg, as well as in international ones - Basel, Hong Kong, Dubai etc. In 2017 RINGO was presented at International Jewelry London fair, where visitors and media were very interested in their jewelry. In September 2018 at Junwex Moscow RINGO will present their 25 signature collections. They were created during 25years history. You will see past, present and future of one of the passionate jewelry brands in Russian modern history. I will glad if you will love RINGO as much as I do and will see Russia in it.
78
gold book magazine
Mücevher tasarım fikrini değiştiren RINGO’ya kayıtsız kalamazsınız. Örneğin, EGO koleksiyonu size parametrit elementleri, uluslararası mimari tasarımdaki son trendleri yansıtıyor. Diğer yandan, RINGO ulusal değerlere önem veriyor. RINGO tasarımcıları Ural Emeralds ile çalışmaktan memnuniyet duymakta ve Rus Zümrütlerini uluslararası piyasaya tanıtmaya çalışmaktadır. Eşsiz RINGO stili ulusal sanat gelenekleriyle uluslararası mo-dern mücevher stilini birleştirirken klasikle moderni birleştirmiş oluyor. RINGO evrensel sanat değerlerini ve özgür iradeyi paylaşır, bu sebeple kültürel ve eğitimsel hedefleri takip ediyor. Günümüzde, gayri resmi JEWELRY UNIVERSITY (MÜCEVHER ÜNİVERSİTESİ) mücevher severler ve mücevheri sonsuza dek sevecekler içindir. Mücevher markası RINGO Moskova ve Saint Petersburg’ta gerçekleştirilen Rus mücevher sergilerinde ve de Basel, Hong Kong, Dubai gibi uluslararası arenalarda yer alıyor. 2017’de RINGO ziyaretçilerin ve basının mücevhere büyük ilgi gösterdiği Uluslararası Mücevher Londra Fuarı’nda yer aldı. Eylül 2018’de, Junwex Moskova’da, RINGO kendi imzasını taşıyan 25 adet koleksiyonu sergileyecek. Bu parçalar 25 yılda oluşturuldu. Rus modern tarihinde tutkulu mücevher markalarının birinin geçmişini, bugünü ve geleceğini göreceksiniz. Benim sevdiğim kadar umarım sizler de RINGO’yu seveceksiniz ve yansıttığı Rusya’yı göreceksiniz.
gold book magazine 
79
INNOVA
80 
gold book magazine
C A C T I T H AT I M P R E S S US WITH THEIR EXTRAORDINARY IMAGES DUE TO THEIR T H O R N Y L E AV E S H AV E T U R N E D I N TO A STRIKING OBJECT OF DESIRE WITH SPECIAL J E W E L L E R Y…
THE OBJECT OF DESIRE ARZU NESNESİ D İ K E N L İ YA P R A K L A R I N A RAĞMEN OLAĞANÜSTÜ GÖRÜNTÜLERİ İLE BİZLERİ ETKİLEYEN KAKTÜSLER, ÖZEL MÜCEVHERLERLE BİRLİKTE ÇARPICI BİR ARZU NESNESİNE DÖNÜŞTÜLER... gold book magazine
81
TEKIN SEYREKOĞLU
82
gold book magazine
gold book magazine 
83
ROBERTO BRAVO
84 
gold book magazine
SUULIN gold book magazine 
85
86 
gold book magazine
ARET BAHAR / A&B JEWELLERY
ILBERNARDO gold book magazine 
87
P h o t o g r a p h e r / Ay s e g u l K a r t a l Production / Kartal Tanıtım @kartal_tanitim
C r e a t i v e Te a m
LIONI
Derya Engin - Merve Öztürk - Sena Şeyben
88
gold book magazine
gold book magazine 
89
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ
INDIA
By Smitha Sadanandan
GEM PALACE For nine generations, the Kasliwal family has been handcrafting exceptional designs rich in detail, whilst challenging the conventions of jewellery making. As jewellers for Mughal royalty for decades, the Jaipur-based Kasliwals have been creating original, one-of-a-kind pieces that celebrate innovative design and flawless craftsmanship.
Kasliwal ailesi, dokuz nesil boyunca geleneksel mücevher yapımına meydan okuyan, olağanüstü detaylara sahip el işi tasarımlar hazırlamaktadır. Onlarca yıldır Mughal Hanedanlığının kuyumculuğunu yapan, Jaypur merkezli Kasliwals, yenilikçi tasarımı ve kusursuz ince işçiliği ile ünlü, orijinal, özgün parçalar ortaya çıkarmaktadır.
The brand’s mastery of traditional Indian techniques such as Kundan setting and Meenakari enameling – all mirrored through elaborate and carefully considered design that the Kasliwals had been creating during the Mughal period. Following Munnu Kasliwal’s untimely death, his son, Siddharth Kasliwal, joined the family business. Siddharth, who grew up playing with gems and watching his father at work, absorbed the artistry and influences that later emerged in his debut collection, Pliqué-a-jour that comprised seven gorgeous pieces. An homage to his late father, the design language is a reflection of Siddharth’s own style.
Markanın, Kundan ayarı ve Minakari kaplaması gibi ustaca kullandığı geleneksel Hint tekniklerinin tamamı Kasliwals’ın Mughal döneminde yarattığı özenli ve dikkatle işlenmiş tasarımları yansıtmaktadır.Munnu Kasliwal’ın zamansız ölümünden sonra oğlu Siddharth Kasliwal aile işine katılmıştır. Mücevherlerle oynayarak ve işyerinde babasını izleyerek büyümüş olan Siddharth’ın çocukluk döneminde elde ettiği sanat yeteneği ve etkilendiği şeyler daha sonra yedi muhteşem parçadan oluşan ilk koleksiyonu olan Pliqué-a-jour’da ortaya çıkmıştır. Merhum babasına duyduğu bağlılık, tasarım dili Siddharth’ın kendi tarzının bir yansımasıdır.
90
gold book magazine
“I particularly got interested in the pliqué-a-jour and my dad had made a few such pieces towards the end of his career. That’s why I thought that it would be great to start off with this collection. Also, nobody in India uses this technique that was originally used by French jewelers – it is quite difficult, time-consuming and requires highly skilled labour. I learnt a lot through the process about this art and technique,” says Siddharth. The brand’s signature style features 22k gold, matte touch and dull finish jewels set with coloured gemstones. “We use a lot of 22 carat yellow gold rather than white gold, and all our pieces have intricate work done on both the sides – the front and back,” says the designer, who loves working with cabochons and irregular beads that have organic shapes. “I don’t like using perfect stones because there is nothing like a perfect stone. They all have their own flaws. One might have a different colour; another might have different size.” There are no flawless stones, he observes. “In fact, flaws in the stones are what makes them more interesting.” The journey from then-to-now, Siddharth says, has been incredible. “From being the jewellers to the Royal family, to a family business of gemstones and becoming one of the most sought after jewellery houses, and being recognised in foreign countries, has been amazing,” he adds. Theirs is India’s only jewellery house to have brightened up the prestigious Metropolitan Museum of Art, Somerset House in London, Kremlin museum in Moscow.
Siddharth, “Pliqué-a-jour ile özellikle ilgilendim ve babam kariyerinin sonuna doğru buna benzer birkaç parça yapmıştı. Bu nedenle bu koleksiyona başlamanın harika bir fikir olduğunu düşündüm. Ayrıca, Hindistan’da hiç kimse Fransız kuyumcular tarafından kullanılan bu orijinal tekniği kullanmamaktadır - bu oldukça zordur, zaman alıcıdır ve yüksek nitelikli iş gücü gerektirmektedir. Bu sanat ve teknikle ilgili süreç boyunca çok şey öğrendim,” açıklamasında bulunuyor.Markanın imza stili, renkli değerli taşlar ile 22 k altın, mat dokunuş ve mat bitişli mücevher setinden oluşmaktadır. Organik şekillere sahip olan düzensiz boncuklar ve takılar ile çalışmayı seven tasarımcı “Beyaz altın yerine 22 ayar sarı altını daha çok kullanıyoruz ve tüm parçalarımız her iki tarafta da ön ve arka olmak üzere karışık profil çalışma içeriyor.” açıklamasında bulunuyor. Ayrıca “Mükemmel taş kullanmaktan hoşlanmıyorum çünkü mükemmel bir taş gibi bir şey yok. Hepsinin kendi kusurları var. Biri farklı bir renge sahip olabilir; başka biri farklı boyutta olabilir.” diyor. O, kusursuz bir taşın olmadığını gözlemlemektedir. “Aslında, taşlardaki kusurlar onları daha ilginç kılan şeydir.” açıklamasında bulunuyor. Siddharth o zamandan bugüne olan yolculuğun inanılmaz olduğunu söylemektedir. “Kraliyet ailesi kuyumcusu olmak, değerli taşlarla ilgili bir aile işletmesine sahip olmak ve en çok aranan kuyumcu haline gelmek ve yabancı ülkelerde tanınmak inanılmaz bir şey” diye ekliyor. Onlarınki, prestijli Metropolitan Sanat Müzesini, Londra’daki Somerset House’u, Moskova’daki Kremlin Müzesini aydınlatan tek Hindistan’ın mücevher evidir. gold book magazine
91
Siddharth has managed to traverse the family run enterprise’s rich heritage and his late father’s design aesthetics by blending in his own signature aesthetics. “Most of the pieces that he made were art pieces than just mere pieces of jewellery and I have incorporated the same in my work,” he adds. The Gem Palace, which was always a big spot for jewellery connoisseurs from around the world, has been going increasingly international in the last decade. The atelier continues to create styles that are powerful and set the standard for brand’s creations. Joining forces with his younger brother, Samarth Kasliwal, Siddharth has recently re-opened their father’s studio in Jaipur. Designed by noted Dutch architect Marie Anne Oudejans, the beautiful studio turns to Jaipur for inspiration and infuses an “element of the desert, the beauty and heritage of a desert palace of the past, mixed with and a touch of glamour to embrace the beauty of the Gem Palace jewels.”
92
gold book magazine
Siddharth, kendi aile işletmesinden kalan zengin mirası ve merhum babasının tasarım estetiğini kendi imzasını taşıyan estetik ile harmanlayarak farklı bir yere taşımayı başarmıştır. “Yaptığı parçaların çoğu sadece mücevher parçaları olmaktan çok sanat eseriydi ve aynı şeyi bende kendi çalışmama uyguladım” diye ekliyor. Dünyanın her yerinden mücevherat uzmanları için her zaman büyük bir yer olan Gem Palace, son on yılda giderek uluslararası olmaya başladı. Atölye, güçlü olan ve markanın kreasyonları için standart oluşturan stilleri oluşturmaya devam ediyor. Küçük kardeşi Samarth Kasliwal ile güçlerini birleştiren Siddharth, babasının stüdyosunu Jaypur’da yeniden açmıştır. Tanınmış Hollandalı mimar Marie Anne Oudejans tarafından tasarlanan güzel stüdyo, ilham almak için Jaypur’a dönmekte ve “Çölün bir unsuru olan, geçmişte var olan bir çöl sarayının güzelliği ve mirası ile harmanlanmış, Gem Palace mücevherlerinin güzelliğini kucaklamak için cazibenin bir dokunuşu olarak” ilham vermektedir.
gold book magazine 
93
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ
LEBANON
By Suzanne Eid
SABINE MAZLOUM Sabine Mazloum’s passion for pearls goes beyond luster and beauty. Her passion for pearls starts with the magical process of their creation, and never ends until they adorn the skin of the most beautiful ladies… Stepping inside the Sabine Mazloum boutique is like slipping into a wonderland of dazzling handmade jewelry, where the finest pearls are combined with the most exclusive stones. Any design the heart desires is crafted into a stunning piece of art that satisfies the most of what aspiration has to challenge. Clients are spoiled for choice, from the magnificent custom-made sets to the ready-to-wear pieces, all stylish, elegant, sophisticated, graceful and refined. Meteorites, volcanic gemstones, ebony, diamonds, sapphires, emeralds and more are exquisitely and expertly carved to offer an extraordinary perspective that the world of jewelry longs for. The pearl jewellery field knew her in her teen age; Sabine Mazloum entered the realm of jewelry in 2000, and since
94
gold book magazine
Sabine Mazloum’ın inci tutkusu parıltı ve güzelliğin de ötesinde. İncilere olan tutkusu yaratımın büyülü süreciyle başlayıp en güzel hanımların tenleriyle buluşana dek asla bitmiyor. Sabine Mazloum’ın butiğine adım atmak en kaliteli incilerin en nadide taşlarla buluştuğu baş döndürücü el yapımı mücevher diyarına girmek gibi. Arzulanan herhangi bir tasarım o isteğin büyük bölümünü zorlayan inanılmaz bir sanat eserine dönüştürülüyor. Müşterilere özel yapım muhteşem setlerden hepsi şık, sofistike, zarif ve rafine olan hazır yapım parçalara kadar seçenek sunuyor. Meteoritler, volkanik taşlar, abanoz, elmas, safir, zümrüt ve daha pek çokları mücevher dünyasının aradığı olağanüstü bir bakış açısı sunmak için zarifçe ve ustaca işleniyor. İnci mücevher alanı Mazloum ile daha kendisi küçük yaşlardayken tanıştı, Sabine Mazloum 2000 yılında mücevher dünyasına giriş yaptı ve o zamandan beri uluslararası bir üne
then her career has evolved continuously, earning her international recognition. Descendent of a family with a rich heritage in high-end jewelry and fine arts, Sabine graduated in fashion and design in London. She specialized in pearls conducting several training expeditions in the best countries where this gem is cultured which made her an expert in her field. She was named Ambassador of pearls to the Middle East, and she has won several international design awards and her work is often exhibited in renowned shows and private exhibitions worldwide. Having achieved so much so young, Sabine became a phenomenon, followed by the media worldwide. In her work, she places the emphasis on variety, quality standards, competitive prices, but above all on consumer confidence. She constantly hunts for the latest and most original and unique pearls, outsourcing them “Directly from the Farms to Your Hand.”
kavuşarak kariyerinde giderek yükseldi. Kaliteli mücevher ve güzel sanatlarda zengin bir aile mirasına sahip olan Sabine Londra’da moda ve tasarım okudu. İncinin bir kültür olduğu yerlerde kendisini bu alanda bir uzman yapan en iyi ülkelerde inci işleme üzerine bazı eğitimler aldı. Orta Doğu’nun inci Elçisi olarak anıldı ve uluslararası tasarım ödülleri kazandı, eserleri sıklıkla dünya çapında en meşhur gösterilerde ve sergilerde sergilendi. Bunca başarıyı çok gençken elde eden Sabine dünya medyası tarafından takip edilen bir fenomen haline dönüştü. Eserlerinde, çeşitliliğe, kalite standartlarına ve rekabetçi fiyatlara vurgu yaparken en önemlisi de tüketici güvenine değiniyor. Sürekli en güncel, orijinal ve özgün incileri yakalıyor ve onları “Doğrudan Çiftliklerden Ellerinize” gönderiyor. gold book magazine
95
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ
UAE
By Taner Acar
MAHALLATI Mahallati Jewellery is a company that is well known and trusted throughout the Middle East as a producer of exclusive high-quality diamond jewellery. The company founded by the current CEO,Abdul Karim Mahallati, at the young age of 16. He found a passion for diamond and gold jewellery and created a jewellery company renowned globally for the flawless craftsmanship and the impeccable beauty of its creations. he took his infatuation of rare gems and translated it into the magnificent and unique pieces that can only be found in Mahallati Jewellery products today. With products ranging from extravagant and opulent designs using exceptional diamonds and precious stones down to effortless and stylish jewellery designed for every day wear, Mahallati Jewellery collections are extensive and unsurpressed. As a two generation family business, family values are the pillars in the running of day-to-day operations, ensuring trust, honesty and assertion of superiority to each and every customer.”When it comes to buying jewellery, customers need to feel that they trust us in helping them make the right choice and here at Mahallati Jewellery we make sure that they can,”says Mehran Mahallati.
96
gold book magazine
Mahallati Kuyumculuk, Orta Doğu’da, yüksek kaliteli bir elmas mücevher üreticisi olarak tanınan ve güvenilen bir şirket olup şu anki CEO’su Abdul Karim Mahallati tarafından daha kendisi 16 yaşındayken kuruldu. Elmas ve altına tutkusu bulunan Abdul Karim, bu tutkusu doğrultusunda mükemmel işçilik ve yaratımlarının kusursuz güzelliği açısından dünya çapında meşhur olacak bir mücevher şirketi kurdu. Hayran olduğu mücevherat taşlarını bugün sadece Mahallati Kuyumculuk ürün portföyünde bulunabilecek muhteşem ve eşsiz parçalara çevirdi. Mahallati Kuyumculuk koleksiyonları, nadir elmaslar ve kıymetli taşlar kullanılarak tasarlanan abartılı ve gösterişli ürünlerden günlük kullanım için tasarlanmış kolay ve şık mücevherlere kadar kapsamlı ve dışa dönük şekildedir. İki kuşaktır bir aile şirketi olan Mahallati Kuyumculuk için aile değerleri, günlük işlerin yürütülmesinde başvurulan ve her bir müşteriye güven, dürüstlük ve üstünlük sunan çok önemli unsurlardır. Mehran Mahallati de bu durumu “Müşteriler, Mahallati Kuyumculukta doğru seçim yapmaları noktasında kendilerine yardım edilmesinde bizlere güvendiklerini hissetmeli. İşte biz de bu güveni hissetmelerini sağlıyoruz” şeklinde ifade ediyor.
Joined by his son, Mehran, Abdul Karim Mahallati’s jewellery company continues to lead the way in the Middle East as pioneers of the high-end diamond jewellery industry, constantly pushing barriers in terms of design, craftsmanship and quality. With a factory in Bangkok producing all of the jewellery, excellence is constantly maintained. Employing crafts-men with over 20 years of experience in the factory allows Mahallati Jewellery to create intricate and sturdy pieces whose quality in unrivaled. Inhouse designs ensure innovations and exceptional pieces that cannot be found else-where, with each stone handpicked to make sure that it complements the piece in question - Mahallati Jewellery always stands out in a crowd. With 10 retail stores strategically located in Dubai and wholesale offices distributing jewellery globally, Mahallati jewellery has become one of the most prestigious and celebrated diamond jewellery companies that the Middle East has to offer. With reputable and knowledgeable staff, service is always guaranteed with a smile.
Şirket bünyesine katılan oğlu Mehran ile beraber Abdul Karim Mahallati’nin kuyumculuk şirketi tasarım, işçilik ve kalite açısından zorlukları sürekli şekilde aşarak Ortadoğu’da ileri teknoloji kullanan elmas mücevher sektörünün öncüsü olarak yol almaya devam ediyor. Mücevherata dair tüm mükemmellik Bangkok’daki üretim tesisinde değişmeksizin devam ettirilmektedir. Tesisteki 20 yılı aşkın tecrübeye sahip zanaatkar ustalar, Mahallati Kuyumculuğun rakipsiz kalitede ince işçilik gerektiren karışık ve sağlam parçalar oluşturmasına yardımcı oluyorlar. Şirkete özgü tasarımlar, itinayla seçilmiş her bir taşın söz konusu parçayı tamamladığından emin olmak adına başka bir yerde bulunmayan yenilikleri ve müstesna parçaların oluşmasını garanti etmektedir. Mahallati Kuyumculuk ürünleri her zaman bir kalabalığın içinde göze çarpar. Dubai’de en önemli yerlerde bulunan 10 perakende mağazası ve dünya genelinde kuyumcu toptan satış temsilcilikleri ile Mahallati mücevherat, Orta Doğu’daki en prestijli ve ünlü elmas mücevher şirketlerinden biri haline gelmiştir.Saygın ve konusunun uzmanı personelinin gülümseyen yaklaşımları ile sunulan hizmetin sizlere keyif vereceği garanti edilir.
gold book magazine
97
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ
JAPAN
By Yutaka Fukasawa
LABRO WHEN JEWELLERY BECOMES WEARABLE ART IN THE SAMURAI TRADITION Samuray Geleneğinde Mücevher Takılabilir Olduğunda Labro: how does a Spanish-born master goldsmith and gemmologist become a master of a Japanese art? It all started with a globetrotting lifestyle and an appreciation for all that is beautiful.In his professional life, Labro also was involved in the fine art of cutting precious stones to reveal their inner beauty.
98
gold book magazine
Labro: İspanya doğumlu kuyumcu ustası ve taş uzmanı nasıl Japon sanat ustası oldu? Bu tamamen dünyayı gezme alışkanlığıyla ve güzel olanı takdir etmeyle başladı. Profesyonel hayatında, Labro aynı zamanda iç güzelliklerini göstermek adına değerli taşları kesme sanatıyla da ilgileniyor.
gold book magazine 
99
THE JEWELS OF THE WORLD DÜNYANIN MÜCEVHERLERİ By Yutaka Fukasawa FALLING IN LOVE WITH AN ANCIENT ART Antik bir Sanata Duyulan Aşk It would be wrong to say that Labro’s adventures ended in Japan. This is where they truly began, for it was here that he encountered the ancient art of Mokume Gane. Once used to make the hilts of Samurai swords, this technique combines precious metals in a time-honored tradition that only the most patient and skilled craftsman can achieve. Labro rose to the challenge and spent years learning the secrets of the art under its most respected proponents
Labro’nun maceraları Japonya’da bitti demek yanlış olur. Esasında asıl başladığı, Mokume Gane denilen antik sanatla karşılaştığı yer orasıdır. Bir zamanlar Samuray kılıçlarına kabza yapmak için kullanılan bu teknik değerli metalleri birleştiriyor ki bu en sabırlı ve becerikli ustaların başarabileceği onurlu bir gelenektir. Labro zorluğu göze alıyor ve yıllarını en saygın destekçileriyle birlikte bu sanatın sırlarını öğrenmeye adıyor.
MOKUME GANE AND WHY IT’S SO SPECIAL Mokume Gane ve Neden Bu Kadar Özel Olduğu In Mokume Gane, different precious metal alloys are combined and worked by hand until they fuse inseparably into one. The resulting patterns of white, yellow, green, and pink gold, palladium, and silver are beautiful, and each combination is completely unique. Labro sees this almost-magical characteristic as being symbolic of love – something as personal as a fingerprint – a fusion of individuals into a beautiful and permanent union. By combining his love of precious stones and inspirations from nature, the next natural step would be Mokume Gane wedding and engagement rings, but also fine jewelry of every description, with each piece as unique as its wearer. In a world where almost everything is mass-produced, it’s still possible to find wearable art that celebrates many years of dedication and craftsmanship, where every piece is made by hand, and each one is absolutely one of a kind. No wonder, then, that Labro is a name known to connoisseurs, collectors, and lovers of fine jewelry around the globe.
100
gold book magazine
Mokume Gane’de farklı değerli metal alaşımları birleştiriliyor ve birbirinden ayrılamaz hale gelene dek karışana kadar elle işleniyor. Ortaya çıkan beyaz, sarı, yeşil ve pembe altın, paladyum ve gümüş desenler çok güzel ve her bir kombinasyon tamamen özgün. Labro bunu aşkın sembolü olarak neredeyse sihirli bir özellik gibi, tıpkı bir parmak izi kadar kişisel, bireylerin güzel ve kalıcı birlikteliğinin füzyonu olarak görüyor. Değerli taşlara olan aşkını doğadan aldığı ilhamla birleştirerek, diğer doğal basamak Mokume Gane düğün ve nişan yüzükleri ve aynı zamanda her parçası sahibi kadar eşsiz olan kaliteli mücevherler olacak.Neredeyse her şeyin toptan üretildiği bir dünyada her parçanın elle yapıldığı ve her birinin kendine özgü olduğu yılların adanmışlığına ve ustalığına sahip takılabilir sanat bulmak hala mümkün. Şüphesiz Labro işte o zaman dünya çağında kaliteli mücevher duayenleri, koleksiyonerleri ve severleri tarafından bilinecek.
gold book magazine 
101
news
KISWAH JEWELERY GOLD IN GLAMOROUS ART FORM: ILLUMINATION ALTININ GÖZ ALICI SANAT HALİ: TEZHİP Think of such an art form that is in the heart of dozens of societies since the first centuries... That creates spiritual value with its presence by combining the flash of gold with the power of craftsmanship... That brings the mystery of creativity together with the spiritual satisfaction of laboring and continues to be a part of the culture for centuries. Illumination, which is an art branch of ornamenting with gold, continues to amaze modern people with its splendor while enlightening our civilization with its strong historical background.
Öyle bir sanat dalı düşünün ki ilk yüzyıllardan itibaren onlarca toplumun kalbinde yer alsın… Altının ışıltısını zanaatkarlığın gücü ile birleştirerek varlığı ile manevi değer yaratsın… Yaratıcılığın gizemini emek harcamanın ruhani tatmini ile bir araya getirsin ve yüzyıllar boyunca kültürün bir parçası olmaya devam etsin… Altın ile süsleme sanatı olan tezhip, güçlü tarihsel geçmişi ile medeniyetimizi aydınlatırken ihtişamı ile modern insanlar için hayranlık uyandırmaya devam ediyor.
Reflecting spiritual values by getting strength from the glory of gold, art of illumination is reaching today as one of the most important art branches of history. The charm of the illumination, whose origin extends to the Uighurs, has created new artistic approaches by creating an aesthetic sense that even the sultans could not resist. This field of art, which had come to Anatolia together with the Seljuks, lived its most brilliant period during the reign of Sultan Süleyman the Magnificent and had reached the perfect form in accordance with the high artistic expectations of the dynasty.
Altının görkeminden güç alarak manevi değerleri yansıtan tezhip sanatı, tarihin en önemli sanatlarından biri olarak bugünlere ulaşıyor. Kökeni Uygurlara kadar uzanan tezhibin çekiciliği, sultanların bile karşı koyamayacağı bir estetik algısı yaratarak yeni sanatsal yaklaşımlar doğurmuştur. Selçuklular ile birlikte Anadolu’ya gelen sanat dalı, en parlak dönemini Kanuni Sultan Süleyman devrinde yaşamış, hanedanın yüksek sanatsal beklentilerine uygun olarak mükemmel formuna ulaşmıştır.
102
gold book magazine
ILLUMINATION IS BEING REVALUED THROUGH JEWELLERY Tezhip Mücevherle Yeniden Değer Kazanıyor Interpreting the most precious moments of 4000 year old history with stories and combining them with high craftsmanship, Kiswah nurtures this branch of art with a collection specific for illumination that discovers the delicacy of the art of illumination, and helps to protect its meaningful place in the art history. It gives a new meaning to illumination, which had been used to decorate the calligraphy art firstly and spreaded over clothes, scabbards over time. It decorates jewels crafted by skilled craftsmen with gold and reveals jewellery with artistic value.
4000 yıllık tarihin en kıymetli zamanlarını hikayelerle yorumlayıp yüksek zanaatkarlık ile birleştiren Kiswah, tezhip sanatının inceliklerini keşfettiği özel tezhip koleksiyonu ile bu sanat dalını besliyor ve sanat tarihindeki anlamlı yerini korumasına yardımcı oluyor. İlk olarak hat sanatının etrafını süslemek için kullanılan ve zamanla kıyafetlerin, kılıç kılıflarının işlemelerine yayılan tezhibe yeni bir anlam yüklüyor. Usta zanaatkarlar tarafından incelikle yapılmış mücevherleri altın ile süslüyor ve sanatsal değer taşıyan mücevherler ortaya çıkarıyor.
Kiswah craftsmen combine illumination, which is a combination of gold and creativity, with precious stones and materials such as rubies, diamonds, tortoiseshell and create unique jewels by synthesizing them with different techniques. “Navy Blue Dreams”, a dark blue colored necklace originated by the characteristic color of Sultan Süleyman the Magnificent Sultan era - the golden age of illumination, carries deep artistic interpretations that increase the glory of gold and diamonds. Known for its versatile design approach, Kiswah also redefines the concept of modern jewellery art by drawing illumination together with special techniques. With “Enamelling In The Dark” necklace, it brings mine workmanship together with the art of illumination and explores the subtleties of craftsmanship in jewellery.
Kiswah zanaatkarları, altın ile yaratıcılığın buluşması olan tezhip sanatını yakut, elmas, bağa gibi değerli taşlar ve materyallerle bir araya getiriyor ve farklı tekniklerle sentezleyerek eşi benzeri olmayan mücevherler yaratıyorlar. Tezhibin altın çağını yaşadığı Kanuni Sultan Döneminin karakteristik rengi lacivertten yola çıkarak tasarladığı kolyesi “Navy Blue Dreams”, altın ve pırlantanın ihtişamını arttıran derin sanatsal yorumlamalar taşıyor. Çok yönlü tasarımsal yaklaşımı ile bilinen Kiswah, aynı zamanda tezhibi özel tekniklerle bir araya getirerek modern mücevher sanatı anlayışını da yeniden tanımlıyor. “Enamelling In The Dark” kolyesi ile mine işçiliğini tezhip sanatı ile buluşturuyor ve mücevheratta zanaatkarlığın inceliklerini keşfediyor.
SACRED ART COLLECTION AND FASCINATING ARTS BRANDS OF KADIM REACH INFINITY
Sacred Art Collection ile Kadim Tarihin Büyüleyici Sanat Dalları Sonsuzluğa Ulaşıyor The “Sacred Art” Collection, which reinterprets many valuable branches of art such as illumination in a true way, lets fascinating fields of art have eternity. It studies various art branches such as kundekari, miniature, tile, and engraving as in special collections in order to create artistic value and transfers the artistic wisdom of the past to future generations. Kiswah Jewellery, believing in the importance of laying claim to our values for civilization’s progress and enrichment, returns this special art to its glorious days in order to contribute to the civilization which is the source of the inspiration of Kiswah.
Tezhip gibi birçok değerli sanat dalını gerçeğe uygun şekilde tekrar yorumlayan “Sacred Art” Koleksiyonu, büyüleyici sanat dallarını sonsuzluğa ulaştırıyor. Sanatsal değer yaratma amacı ile kündekari, minyatür, çini, kakmacılık gibi çeşitli sanat dallarını özel koleksiyonlar olarak derinlemesine inceliyor, geçmişten gelen sanatsal bilgeliği gelecek nesillere aktarıyor. Medeniyetin zenginleşerek ilerlemesi için değerlerimize sahip çıkmanın önemine inanan Kiswah Jewellery, kendisine ilham olan medeniyete katkı sağlamak adına bu özel sanatı görkemli günlerine geri döndürüyor.
gold book magazine
103
events
WORLD JEWELRY INDUSTRY GETTING TOGETHER AT 47 TH ISTANBUL JEWELRY SHOW ON OCTOBER 11TH – 14TH, 2018! Dünya mücevher sektörü 11-14 Ekim 2018’de 47. Istanbul Jewelry Show’da bir araya geliyor!
Organized by UBM Rotaforte Uluslararası Fuarcılık A.Ş., the Turkey office of UBM Asia which is the biggest exhibition organizer in the Asian continent, and recognized as one of the top five jewelry exhibitions in the world, Istanbul Jewelry Show, will be bringing together the professionals of the jewelry industry for the 47th time. At the exhibition which will be held at CNR Expo, Istanbul Fair Center between 11 – 14 October 2018. As part of the International Buyer Delegation Program, 1000 buyers from the target countries of the jewelry industry will be hosted at the exhibition as well. Master and young jewelry designers will be showcase their’ latest designs at Designer Market!
104
gold book magazine
Asya kıtasının en büyük fuar organizatörü UBM Asia’nın Türkiye ofisi olan UBM Rotaforte Uluslararası Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen, dünyanın en büyük beş mücevher fuarı arasında yer alan Istanbul Jewelry Show, 47. kez mücevher sektörü temsilcilerini 11 – 14 Ekim 2018 tarihleri arasında CNR Expo, İstanbul Fuar Merkezi’nde bir araya getirecek. Uluslararası Alım Heyeti Programı kapsamında, mücevher sektörünün hedef ülkelerinden 1000 kişilik alım heyeti de fuarda ağırlanacak. Usta ve genç mücevher tasarımcıları, en son model ürünlerini de Designer Market’te sergileyecek!
gold book magazine 
105
news
Istanbul Jewelry Show which is one of the top 5 jewelry exhibitions in the world and Turkey’s first and only specialized international jewelry exhibition, will be organized by UBM Rotaforte Uluslararası Fuarcılık A.Ş. which has 33 years of experience in this venue at CNR Expo, Istanbul Fair Center between 1114 October 2018. The exhibition will be featuring over 800 local and international jewelry companies and brands representing a wide range of product groups and sectors including gold, jewelry, diamonds, colored stones, precious and semi-precious stones, pearls, silver, silver accessories and silver household items, gold mounters, refinery, watches, molds, shop window decorations, machinery and equipment side industry, safes, software, and logistics and lighting product groups. The exhibitors will be showcasing their special products and collections to over 16.000 professionals of the sector.
106
gold book magazine
Dünyanın en büyük beş mücevher fuarı arasında yer alan ve Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası nitelikli mücevher ihtisas fuarı olan Istanbul Jewelry Show, 33 yıllık tecrübesiyle UBM Rotaforte Uluslararası Fuarcılık A.Ş. tarafından 11 – 14 Ekim 2018 tarihleri arasında 47. kez CNR Expo, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek. Fuarda; altın, mücevher, pırlanta, renkli taş, değerli ve yarı-değerli taş, inci, gümüş, gümüş takı ve gümüş ev eşyası, altın montür, rafineri, saat, kalıp, vitrin dekorasyon, makine - ekipman ve yan sanayi, kasa, yazılım, lojistik ile aydınlatma ürün gruplarının yer aldığı 800’ün üzerinde firma ve markası yer alacak. Katılımcılar; fuara özel ürün ve koleksiyonlarını, 16.000’i aşan sektör profesyonelinin beğenisine sunacak.
gold book magazine 
107
news
THE BUYERS ARE COMING FOR ISTANBUL JEWELRY SHOW! Istanbul Jewelry Show için alıcılar geliyor! The exhibition features an “International Buyer Delegation Program” coordinated with support from the Ministry of Trade of Turkish Republic and organized by General Secretary of IMMIB-Istanbul Minerals and Metals Exporters Association, Jewelry Exporters’ Association (JTR) and UBM Rotaforte with the goal of supporting exports, finding new markets and preserving the market share. As part of the program 1000 buyers of the sector from Europe, Middle East, America, North Africa and Far East will be host at the exhibition. The business meetings to be held during the course of the exhibition are expected to generate around 80% of Turkey’s jewelry exports in the coming term.
İhracatın artırılması, ihraç ürünlerine yeni pazarlar bulunması ve pazar payının korunması amacıyla T.C. Ticaret Bakanlığı koordinatörlüğünde, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Genel Sekreterliği, Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) ve UBM Rotaforte’nin organizatörlüğünde “Uluslararası Alım Heyeti Programı” gerçekleştirilecek. Program kapsamında Avrupa, Ortadoğu, Amerika, Kuzey Afrika ve Uzakdoğu ülkelerinden 1000 kişilik alım heyeti fuarda ağırlanacak. Türkiye Mücevher İhracatının %80’nine yakın bölümünün fuar süresince yapılacak iş görüşmeleri ile gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
MASTER AND YOUNG JEWELRY DESIGNERS WILL BE ON DESIGNER MARKET! Usta ve genç mücevher tasarımcıları Designer Market’te! Organized every year by Jewelry Exporters’ Association of Turkey (JTR) as part of Istanbul Jewelry Show, Designer Market will bring together master and young jewelry designers on the same platform. Designers will showcase their signature designs and jewelry at the Designer Market specially created at the exhibition venue.
108
gold book magazine
Her yıl Türkiye Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) tarafından Istanbul Jewelry Show kapsamında organize edilen Designer Market, usta ve genç mücevher tasarımcılarını aynı platformda bir araya getirecek. Fuar alanında özel olarak oluşturulan Designer Market’te tasarımcılar tasarımlarını ve ürettikleri mücevherleri sergilecekler.
gold book magazine 
109
110 
gold book magazine
gold book magazine 
111
112 
gold book magazine
gold book magazine 
113
114 
gold book magazine
gold book magazine 
115
116 
gold book magazine