gold book magazine 
1
2 
gold book magazine
gold book magazine 
3
6 
gold book magazine
gold book magazine 
7
8 
gold book magazine
gold book magazine 
9
10 
gold book magazine
gold book magazine 
11
12 
gold book magazine
gold book magazine 
13
14 
gold book magazine
gold book magazine 
15
16 
gold book magazine
gold book magazine 
17
Gold Book Magazine GBM İmtiyaz Sahibi / Publisher Başsoy Reklam Turizm ve Kuyumculuk Ltd. Şti. Adına Ayşe Gülsün Kartal Başsoy .................................... Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Müdür / Editorial Director M.Halit Başsoy murat@goldbookmagazine.com .................................... Editor Ayşegül Kartal akartal@kartaltanitim.com .................................... Reklam ve Pazarlama Müdürü / Advertisement and Marketing Manager Taner Acar taner.acar@goldbookmagazine.com ........................................ İngiltere ve İrlanda Satış Temsilcisi /UK and Ireland Sales Representative David Brough davidbrough2@btinternet.com ....................................... Hindistan Satış Temsilcisi / India Sales Representative Mehernavaz Vesavevala mehernavaz@goldbookmagazine.com ................................................................. Görsel Tasarım / Visiual Designer Kartal Tanıtım Hizmetleri info@kartaltanitim.com Görsel Yönetmen / Art Director Ayşegül Kartal akartal@kartaltanitim.com Grafik / Graphic İslam Aslan grafik@kartaltanitim.com Baskı / Print Hat Baskı Sanatları ..........................................
Başsoy Reklam Turizm ve Kuyumculuk Ltd.Şti. Kuyumcukent AVM Safir Sok. No:207 Bahçelievler/ İSTANBUL
+90 212 517 60 29
www.goldbookmagazine.com /magazinegoldbook /goldbookmagazine / goldbookmagazine Gold Book Magazin / GBM Yılda 6 kez Yayınlanır. Reklam İçeriğinden reklam verenler sorumludur.
Dear readers, June had a jump start this year with the JCK Las Vegas 2019 and then, JUNE Hong Kong Jewellery & Gem Fair. We took place in both fairs with our magazines and achieved reaching out to the Jewellery professionals at first hand. Afterwards, we completed the distribution of our magazines in the Gulf region, which is our standard route. As you read this issue, we will be enjoying the summer. That is because a busy work pace is waiting for us in August. A brief recess will do good. In this issue, you can read our interview with Zeynep Elbeyli, a very special designer who combines her designs with the idea of utilizing waste with a different point of view in life, whom we met in Gaziantep Middle East Jewellery Fair. Our representative from England, David Brough has two interviews in this issue. The first one is Stephen Webster, who is a renown brand in the world, and the second is a Jewellery designer who is the Creative Director of Boucheron, a luxurious French brand, who lives in London, Solange AzaguryPartridge. They lightened up this issue with their inspiring stories. The world renown blogger Katerina Perez shared her article on the SICIS, an Italian brand which brought micro mosaic technology to Jewellery.
Merhaba, Haziran ayı hızlı başladı, önce JCK Las Vegas 2019 ve ardından JUNE Hong Kong Jewellery & Gem Fair… Her iki fuarda da dergilerimizle yer aldık ve mücevher profesyonellerine ilk elden ulaşmayı başardık. Ardından standart rotamız olan körfez bölgesindeki dağıtımlarımızı da tamamladık. Şimdi yepyeni bir sayıyla daha sizlerle birlikteyiz. Siz bu sayımızı okurken biz yaz tatilinin tadını çıkartıyor olacağız. Zira Ağustos ayı ile birlikte çılgın bir çalışma temposu yine bizleri bekliyor olacak. Bunun için kısa bir mola iyi olacak. Bu sayımızda; Gaziantep Ortadoğu Mücevher Fuarında tanıştığımız ve hayata farklı bir yerden bakan, tasarımlarını atık malzemeleri değerlendirme fikri ile buluşturan çok özel bir tasarımcı olan Zeynep Elbeyli ile yaptığımız röportajı okuyabilirsiniz. İngiltere temsilcimiz David Brough’un bu sayımızda iki röportajı yer alıyor. İlki dünyada bir marka olan Stephen Webster ikincisi ise Londra’da ikamet eden ve lüks bir Fransız markası olan Boucheron’un eski Yaratıcı Direktörü olan mücevher tasarımcısı Solange Azagury-Partridge. İlham verici hikayeleri ile sayfalarımıza heyecan kattılar. Dünyaca ünlü blogger Katerina Perez ise bizimle micro mozaik teknolojisini mücevhere taşıyan İtalyan markası SICIS ile ilgili makalesini paylaştı.
Christie’s Maharajas & Mughal Magnificence auction in New York locked the world in the sales quarters throughout the auction with 109,271,875 dollars’ worth of sales. We would not miss on this news. News from the fairs, trends and new collections fill out the content of this issue again.
Christie’nin New York’taki Maharajas & Mughal Magnificence müzayedesi, 109,271,875 dolar satışı ile dünyayı müzayede boyunca satış odalarına kilitledi. Bu habere de yer vermesek olmazdı. Fuarlardan haberler, trendler ve yeni koleksiyonlarla yine dolu dolu bir içerik oluşturmaya çalıştık.
Have a pleasurable read.
Ayşegül Kartal Başsoy @aysegulkartalbassoy
18
gold book magazine
Keyifli okumalar…
gold book magazine 
19
trendCLUB
Minimalism is just for you if you do not like pompous decorative objects and complexity. Enjoy the summer with simple earth tones, white, and soft pastel colors; fabrics without tissue and plain accessories.
adler
jil sander
Çok süslü, gösterişli dekoratif öğeleri ve karmaşayı sevmiyorsanız minimalizm tam size göre… Sade toprak tonları, beyaz ve yumuşak pastel renkler, dokusuz kumaşlar ve yalın aksesuarlarla yazın keyfini çıkartın.
MİNİMALİST
picchiotti
Stephen Webster
MINIMALIST
20
gold book magazine
tti
hio
c pic
gold book magazine 
21
picchiotti
trendCLUB
crivelli
ENERJİK
ENERGETIC
Yok ben sıkılırım öyle sakin tonlardan, yalın aksesuarlardan diyorsanız stilinizi özgür, coşkulu ve enerjik öğelerle oluşturabilirsiniz. Canlı renklerin yarattığı güçlü kontrast bırakın size enerji aşılasın…
22
gold book magazine
sagapo michael kors
If you are bored by soothing color tones and simple accessories, you can create your own style with liberating, enthusiastic and energic items. Let the strong contrast between vivid colors fill you with energy.
crivelli
gold book magazine 
23
annaloucah
trendCLUB
Nina Runsdorf
TROPİK ESİNTİLER
TROPICAL BREEZES
örotrend
moeva
Palm trees, the sea, the sand, and every hue of green. These items will provide you a cooling and relaxing appearance during the summer.
24
gold book magazine
Palmiyeler, deniz, kum ve yeşilin her tonu… Yaz aylarında hem serinleten hem de rahatlatan bir görünüm sunuyor.
piaget
gold book magazine 
25
etro
boucheron
j jewels
trendCLUB
Retro Dokunuşlar
Retro baskılar, kısa etek boyları, sallantılı küpeler ve tasmalarla yeni bir boyut kazanıyor.
bu jewels
Retro prints, short skirts, pendant earrings, and collars take on a different dimension this time.
bu jewels
meltem tahrancı
RETRO TOUCH
26
gold book magazine
gold book magazine 
27
news
A belle époque dıamond devant-de-corsage brooch, Cartıer
28
gold book magazine
A diamond, cocholong, sapphire and titanium brooch by JAR.
Christie’s MAHARAJAS & MUGHAL MAGNIFICENCE AUCTION Following an extensive global tour and a specially designed New York exhibition, Maharajas & Mughal Magnificence Auction in New York, where thousands of visitors poured in Christie’s salesrooms, earned $ 109,271,875. The auction obtained the highest total for any public sale of Indian art and objects with jewelry, and the second highest public sale total for a special collection of jewelry. It was expected Maharajas & Mughal Magnificence auction to break its current record of the most valuable jewelry sale in the auction house to date but with sales of 109,271,875 of USD, it got nearly 35 million USD behind the sale of Elizabeth Taylor jewelry organized in December 2011.
Geniş çaplı bir küresel turdan ve özel olarak tasarlanmış bir New York sergisinden sonra binlerce ziyaretçinin Christie’s‘in satış odalarına akın ettiği New York’taki Maharajas & Mughal Magnificence müzayedesi, 109,271,875 dolar kazandı. Müzayede Hint sanatının ve mücevherli eşyaların herhangi bir açık artırması için en yüksek toplamı ve özel bir mücevher koleksiyonu için en yüksek ikinci açık artırma toplamını elde etti. Maharajas & Mughal Magnificence satışının, müzayede evinin bugüne kadarki en değerli mücevher satışına ilişkin mevcut rekorunu kıracağı bekleniyordu ancak 109,271,875 UDL’lik satışla Aralık 2011’de yapılan Elizabeth Taylor’un mücevherlerinin satışının yaklaşık 35 milyon USD gerisinde kaldı.
gold book magazine
29
news
A diamond and emerald bead brooch by Bhagat.
Almost 400 lots were offered — ranging from legendary Golconda diamonds to dazzling coloured stones, the finest jewelled objects used in the royal courts of India to swords and daggers once owned by Indian rulers. Feast your eyes on an unparalleled collection of Mughal jewels, EuropeanIndian hybrid designs and 20th-Century creations by leading Jewellery houses. Spanning over 500 years of history and sovereign power on the subcontinent, Maharajas & Mughal Magnificence tells the story of a continuous tradition of patronage from the Mughal Empire to present day, with provenance including the royal and noble families of India.
30
gold book magazine
Efsanevi Golkonda elmaslarından baş döndürücü güzellikte renkli taşlara, Hindistan’ın kraliyet mahkemelerinde kullanılan en iyi kalite değerli taşlarla süslenmiş (mücevherli) eşyalara bir zamanlar Hintli yöneticilerin sahip olduğu kılıç ve hançerlere kadar yaklaşık 400 parça satışa sunuldu. Önde gelen mücevher evlerinin 20.yy kreasyonları, Hint-Avrupa hibrit tasarımları ve eşsiz Babür mücevherleri koleksiyonu ile gözleriniz bayram edecek. Hint yarımadasında 500 yıldan fazla tarihe ve egemen güce sahip olan Maharajas & Mughal Magnificence, Hindistan’ın kraliyet ailesi ve asilleri de dahil olmak üzere, Babür İmparatorluğu’ndan günümüze kadar gelen himaye geleneğinin öyküsünü anlatmaktadır.
gold book magazine 
31
news
An antıque emerald, dıamond and pearl necklace
The turban ornament. A belle époque dıamond Jıgha
Consisting of nearly 400 lots spanning more than 500 years, it traces the history of jewelry from the early Mughal period in India through the Maharajas and their collaboration with the world’s most renowned jewelry houses to create some of the most exceptional pieces of jewelry ever made. Included are extraordinary creations by Cartier (the outstanding Art Deco Patiala ruby choker is just one example), Bulgari, Mauboussin, and JAR.
500 yılı aşkın süredir yaklaşık 400 parçadan oluşan bu set, bugüne kadar yapılmış en sıra dışı mücevher parçalarını oluşturmak için Hindistan’daki ilk Babür döneminden bugüne Mihrace mücevher geleneğini takip etmekte ve dünyanın en ünlü mücevher evleriyle olan işbirliğine devam etmektedir. Söz konusu bu setin içerisinde Cartier (olağanüstü Art Deco Patiala yakut gerdanlık kreasyonu bunlardan sadece biridir), Bulgari, Mauboussin ve JAR’ın sıra dışı kreasyonları yer almaktadır.
An art deco emerald, sapphıre and dıamond belt buckle-brooch, cartıer
32
gold book magazine
These objects are offered from The Al Thani Collection. From next year, works of art from this encyclopedic collection will be shown at a new museum space in Paris. In addition to new acquisitions, sale proceeds will support ongoing initiatives of The Al Thani Collection Foundation which extend from exhibitions, publications and lectures to sponsorships of projects at museums around the world.
Bu parçalar Al Thani Koleksiyonundan beğenilere sunulacaktır. Önümüzdeki yıldan itibaren bu ansiklopedik koleksiyonda yer alan sanat eserleri, Paris’teki yeni müze alanında görücüye çıkacaktır. Yeni satın alımların dışında satış gelirleri ile sergilerden, yayınlardan ve konferanslardan dünya genelindeki müzelerin proje sponsorluklarına uzanan Al Thani Koleksiyon Vakfının devam etmekte olan girişimleri desteklenecektir.
An antique emerald and diamond Jigha gold book magazine
33
news
Golconda Diamond Rivière Necklace, circa 1890, from the collection of the Nizam of Hyderabad..
In a formal statement, Guillaume Cerutti, Chief Executive Officer of Christie’s: “We are very honored to have been entrusted with this magnificent and diverse selection of jewels, art and objects from the larger Al Thani Collection. The strong results today, after twelve hours of non-stop bidding, in front of a packed room and with phone and online bidders from all over the world, reflect the exceptional quality of this special collection and position it among the most storied private collections ever featured at auction.” Credit COURTESY OF CHRISTIE’S
34
gold book magazine
Christie’nin Yönetim Kurulu Başkanı Guillaume Cerutti “Görkemli ve geniş çeşitliliğe sahip bu mücevher, sanat ve parça seçkisinin bize emanet edilmiş olmasından dolayı çok gururluyuz. Tüm dünyadan telefonla ve internet aracılığıyla müzayedeye katılan kişilerin temsilcileriyle hıncahınç dolu bir odada on iki saatlik kesintisiz bir teklif verme sürecinin ardından bugün elde ettiğimiz güçlü sonuçlar, bu özel koleksiyonun olağanüstü kalitesini yansıtmakta ve koleksiyonu müzayedede yer alan en fazla tarihsel öneme sahip özel koleksiyonlar arasında konumlandırmaktadır.” Şeklinde resmi bir açıklamada bulundu.
gold book magazine 
35
zoomIN
SICIS:
THE TECHNOLOGY OF MICROMOSAICS IN JEWELLERY SICIS: MÜCEVHERLERDE MİKRO MOZAİK TEKNOLOJİSİ
by Katerina Perez Photos were taken by Katerina Perez
The word ‘mosaic’ comes from Latin, and literally translated it means “a work dedicated to the Muses”. This colourful, spectacular art form was widespread well before this millennium, and it has inspired the masters of SICIS to use it in jewellery — as a micromosaic. Many of the techniques developed by the Italian brand are kept secret, in the strictest confidence, but the company director Gioia Placuzzi agreed to lift the dark curtain exclusively for my readers.
36
gold book magazine
‘Mozaik’ kelimesi Latince kökenli bir kelimedir ve kelimenin çevirisi yapıldığında tam olarak “İlham perilerine adanmış eser” anlamına gelmektedir. Bin yıl öncesinde çok yaygın olarak kullanılan bu renkli, muhteşem sanat formu SICIS’in ustalarına takılar üzerinde de mikro mozaik kullanılması konusunda ilham kaynağı olmuştur. İtalyan markası tarafından geliştirilen tekniklerin birçoğu kesinlikle gizli olarak tutulmaktadır, ancak şirket yöneticisi Gioia Placuzzi, okuyucular için bu gizemli perdeyi aralamayı kabul etti.
gold book magazine 
37
zoomIN
The Italian brand SICIS was founded in 1987 by Maurizio Leo Placuzzi, who initially created mosaics for home decor. The intuitively bold approach of its founder has frequently won the brand the description of ‘unique’, which continues to be how most people describe SICIS. But when it comes to mosaics (not forgetting the brand’s many other merits,) it is not simply that the tiles are expertly applied – the company is also always exploring, developing, and refining its techniques.
38
gold book magazine
İtalyan markası SICIS, başlangıçta ev dekorasyonu için mozaikler yapan Maurizio Leo tarafından 1987 yılında kuruldu. Kurucusunun sezgisel, gözüpek yaklaşımı, markanın ‘eşsiz’ olarak nitelendirilmesini sağlamıştır ve hala birçok insan SICIS’i bu şekilde tanımlamaya devam etmektedir. Mozaikler söz konusu olduğunda (ancak markanın diğer birçok özelliğini es geçmeyerek) karoların ustaca uygulanması basit bir uygulama olmamakla birlikte şirket, her zaman tekniklerini kontrol etmekte, geliştirmekte ve düzeltmektedir.
Maurizio Leo Placuzzi first started collecting micromosaic jewellery in 1989, when he saw several antique pieces in a shop on Via Giulia, Rome. He was so taken with the pieces that upon his return to Ravenna he immediately shared his findings with the SICIS masters, who began studying this form of art. And so, for 10 years now, the SICIS brand has been working on the discipline of micromosaic jewellery learning from the examples of designs found in the Hermitage museum in St. Petersburg museum, and the Vatican museums. “In ancient times, micromosaics required a depth of 3mm-4mm, but we have managed to reduce this figure to 1.5mm, or even less. Additionally, until the 19th century, this technique could only be applied to a flat surface, but we have managed to achieve this technique on 3-dimensional surfaces. We really do spend a lot of time and effort on developing micromosaics and, as a consequence, we have accomplished what was previously believed to be impossible,” explained Gioia Placuzzi. It is not only the micromosaic technique that is undergoing rapid change, as the SICIS masters have given the art form itself a modern look: the once simple imagery has transformed into a communication tool capable of conveying tendencies and expressing lifestyles. Therefore, each piece with micromosaics is more than just a jewel in set in gold in gemstones: it is a work of art — displaying astonishing craftwork.
Maurizio Leo Placuzzi, 1989’da Roma’da Via Giulia’da bulunan bir dükkanda birkaç mikro mozaik antika parçası gördükten sonra mikro mozaik mücevherleri toplamaya başlamıştır. Gördüğü parçalardan öyle çok etkilenmişti ki Ravenna’ya döndükten sonra gördüklerini SICIS ustalarıyla hemen paylaşmış ve bu sanat alanında çalışmaya başlamışlardır. SICIS markası, St. Petersburg müzesinde, Hermitage müzesinde ve Vatikan müzelerinde bulunan tasarım örneklerinden esinlenerek, mikro mozaik mücevher sanatı üzerinde çalışmalarına yaklaşık olarak 10 yıldır devam etmektedir. Gioia Placuzzi açıklamasında şu ifadelere yer vermiştir “Antik çağda, mikro mozaikler 3 mm-4 mm derinliğe ihtiyaç duyuyordu, ancak biz, bu rakamı 1,5 mm’ye ve hatta daha da altına düşürmeyi başardık. Ayrıca, bu teknik 19. yüzyıla kadar sadece düz bir yüzeye uygulanabiliyordu, ancak bu tekniği biz 3 boyutlu yüzeylerde de uygulamayı başardık. Mikro Mozaikleri geliştirmek için gerçekten çok zaman ve çaba harcıyoruz ve bunun sonucu olarak, daha önce imkânsız olduğuna inanılan şeyleri başardık.” SICIS ustaları sanatın kendisine modern bir görünüm kazandırdığı için hızlı bir değişim geçiren sadece mikro mozaik tekniği değildir: basit görüntüler, eğilimleri ve yaşam tarzlarını ifade edebilen bir iletişim aracına dönüşmüş durumdadır. Bu nedenle, mikro mozaiğe sahip her parça, değerli taşlardan yapılmış altın renkli bir mücevherden daha fazlasıdır: dudak uçuklatan güzellikte bir sanat eseridir. gold book magazine
39
zoomIN
Each piece requires many hours of work and is moulded in the hands of one Sarmad skilled specialist from beginning to end; otherwise, you can see the difference in the artist’s ‘handwriting’. Only the most experienced and highly trained of the brand’s artists are capable of this - they draw long colourful rods out from glass, cut them into little pieces, and then lay them out to create the intended pattern. I asked Gioia Placuzzi to tell me which piece was the most difficult for the company to make, and her answer was unequivocal — the ‘Cosmo’ necklace! It’s principal elements are slightly curved ovals of micromosaic surrounded by two irregular ellipses, which are entirely framed in diamonds and sapphires. Much attention to detail was paid to the outer side of the piece, and the same goes for the underside, which is decorated with an openwork pattern in gold. The whole structure is a visual representation of the archetypal Cosmic Egg, an ode to the cosmic forces of nature and their power to regenerate.
Her parça saatlerce çalışmayı gerektirmekte ve baştan sona bir uzmanın elinde şekil almaktadır; diğer taraftan sanatçının ‘el yazısı’ aracılığıyla da fark görülebilmektedir. Markanın sanatçılarından sadece en deneyimli ve en iyi eğitimli olanlar bunu yapabilmekte - camdan yapılmış uzun, renkli çubuklar küçük parçalara ayrılmakta ve ardından amaçlanan deseni oluşturmak için bir araya getirilmektedir.
“The mosaic masters who created this work in our art studio in Ravenna put in more than 600 hours in order to complete this unique and inimitable mosaic pattern. The necklace was then embellished with diamonds, sapphires and cabochon cut tanzanites weighing 43 carats,” adds Gioia Placuzzi.
Gioia Placuzzi’ye Şirket için yapılması en zor olan parçanın hangisi olduğunu sordum, verdiği cevap çok netti - “Cosmo” kolyesi! Söz konusu kolyenin başlıca unsurları, iki asimetrik elipsle çevrili mikro mozaiklerin hafifçe kavislenmiş ovalleridir ve bunların etrafı tamamen elmas ve safirlerle çerçevelenmiştir. Parçanın dışındaki detaylara ve aynı şekilde altından yapılmış açık bir desenle süslenmiş alt tarafında da detaylara önem verilmiştir. Bütün yapı, doğanın kozmik güçlerine ve bunların yenileme gücüne bir övgü olan arketipik Kozmik Yumurta’nın görsel bir temsilidir.
‘Cosmo’ necklace
Gioia Placuzzi ayrıca “Bu eseri Ravenna’daki sanat stüdyomuzda yapan mozaik ustaları, bu eşsiz ve benzersiz mozaik desenini tamamlamak için 600 saatten fazla zaman harcadılar. Kolye, daha sonra 43 karat ağırlığında elmas, safir ve kabaşon kesim tanzanitlerle süslenmiştir.” açıklamasında bulunmuştur.
40
gold book magazine
It must be said that the theme of nature in SICIS’ jewellery resonates not just in the ‘Cosmo’ necklace, but in many of their other works; it might even be called the brand’s primary source of inspiration. Birds, flowers, natural phenomena - all have already been brought to life by the skillful hands of the company’s maestros. “We have always admired the totality of Nature, hence why we want to give Nature her dues and create products that embody her beauty. Our works are very feminine, and possess the same strong character as Nature herself. She has always been an inspiration for artists, poets and writers — like them, we were simply unable to resist!” Gioia jokes.
SICIS’in mücevherlerinde doğa temasının sadece “Cosmo” kolyede değil, diğer birçok eserinde de bulunduğuna değinmek gerekir; markanın birincil ilham kaynağı olarak bile adlandırılabilir. Kuşlar, çiçekler, doğa olayları - hepsi şirketin ustalarının usta elleri tarafından hayata geçirildi. Gioia esprili bir şekilde “Doğanın bütünlüğüne her zaman hayran kaldık, bu yüzden Doğaya hak ettiği değeri vermek ve onun güzelliğini bünyesinde barındıran parçalar üretmek istiyoruz. Eserlerimiz çok kadınsı ve Doğayla aynı güçlü karaktere sahip. Doğa, her zaman sanatçılar, şairler ve yazarlar için bir ilham kaynağı olmuştur. Biz de onlar gibi etkisinden kurtulamıyoruz!” açıklamasında bulunuyor. Mücevherat dünyasının sırlarına ne kadar derinlemesine nüfuz ederseniz, mücevherat sanatının değerini o kadar anlarsınız: değeri sadece değerli taşların maliyetine dayanmamaktadır. Sadece en yetenekli ustaların elleri, gördüğünüz zaman kalbiniz duracak şekilde bir parçanın bileşenlerini bir araya getirebilir, - işte o anda bir şaheser aradığınızı biliyorsunuz!
The deeper you penetrate the secrets of the world of jewellery, the more you understand the value of jewellery art: it does not just lie in the cost spent on precious materials. Only the hands of the most skillful craftsmen are able to assemble components of a piece in such a way that makes your heart stop beating the moments you lay your eyes on it — that is how you know you are looking a masterpiece!
gold book magazine
41
inter view
42 
gold book magazine
ZEYNEP ELBEYLİ ‘I AM A DESIGNER WHO INTENDS TO BRING OUR RICH CULTURAL HERITAGE TOGETHER WITH MODERN DESIGN AND INTRODUCE IT ONCE MORE IN OUR LIVES’ ‘ZENGİN MİRASIMIZI MODERN TASARIMLARLA BULUŞTURARAK HAYATA KATMAYI AMAÇLAYAN BİR TASARIMCIYIM’
by Ayşegül Kartal
Let us get to know Zeynep Elbeyli. Can you talk a little bit about yourself?
Zeynep Elbeyli kimdir? bahseder misiniz?
I am a ‘trash’ artist, who have shifted her focus of attention to objects, which had been directed to the rehabilitation of patients for 25 years upon getting a degree from Hacettepe University; at the same time, I am a designer who intends to bring our rich cultural heritage together with modern design and introduce it once more in our lives. I am making original and custom items (accessories-lighting fixtures).
Hacettepe Üniversitesi lisansı ile 25 sene yaptığım hasta rehabilitasyonunu son 10 yılda nesnelere kaydırmış ‘atık’ sanatçısıyım, ayrıca zengin mirasımızı modern tasarımlarla buluşturarak hayata katmayı amaçlayan bir tasarımcıyım. Kişiye özel, özgün tasarımlar (aksesuar-aydınlatma) yapıyorum.
In a way, you utilize trash (discarded items), give them different forms and introduce them to the lives of others. As far as we know, TRASHINE is your brand identity. How did this creative process come to life? Why trash art? I see our efforts to preserve nature as an intrinsic fundamental duty that precedes all of our other identities. That is because we (humans) are the only ones to corrupt it. As people, we produce more than we can consume for the sake of money. This way, as we clean out the world’s resources, we also keep adding on the piles of garbage, only to feed what threatens our future on this planet two ways. Each one of us should burn a candle to light this world that we keep turning into a wasteyard. My way of doing this is through art, that is because it is the most naïve way of selfexpression, and rebellion, even. My designs, which are called SAN/AT/IK Aydinlik (Trash Art Illumination) usually come to life as statues and paintings which carry some light. I crave an intellectual awakening through the light I use metaphorically. It makes me really happy to read the notes on my exhibition book, showing me that the awareness I aim to raise is improving. “TRA SH INE” is my brand’s international official name and it is ready to continue its journey.
Bize
kendinizden
A(r)tıkları değerlendirerek farklı formlarla bambaşka hayatlara dahil ediyorsunuz. TRASHINE sizin marka kimliğiniz bildiğimiz kadarıyla, bu yaratım süreci nasıl gelişti? Neden Atık sanat? Doğayı korumayı tüm kimliklerimizin üstünde, yaratılmışlığımızın en temel görevi olarak görüyorum. Zira onu bozan ve tüketen tek canlıyız biz! Ve insan olarak esiri olduğumuz para için tüketebileceğimizden daha fazla üretiyoruz. Böylelikle bir taraftan dünya kaynaklarını bitirirken diğer yandan çöp yığınlarını besliyoruz; yani geleceğimize yönelik tehdidi iki yönlü besliyoruz aslında! Giderek çöplüğe dönüştürdüğümüz dünya için hepimizin bir mum yakması gerekiyor. Ben bu işi sanat ile yapıyorum, zira sanat kendini ifadenin ve hatta isyanın en naif yoludur. SANATIK Aydınlık adını verdiğim tasarımlarım genellikle ışık taşıyan heykel ve tablolar şeklinde hayat buluyor. Metaforik olarak kullandığım ışık ile zihinsel bir uyanışı arzuluyorum. Sergi defterlerime düşülen notlardan, hedeflediğim farkındalığın geliştiğini görmek çok mutluluk verici. “TRA SH INE”, markamın küresel anlamda tescil edilmiş ismi ve yolculuğa hazır. gold book magazine
43
inter view
How did you take up an interest in Jewellery design? Designing jewelry goes far back for me. I have been making my own accessories since I was a child unfortunately but could not wear them since they were unorthodox. Now that the people became aware of their ‘’uniqueness,’’ they find a design which is as unique as they are more meaningful and prefer them. Which serves my purpose, actually. In addition, I think I feel like I have another chance at confronting the community pressure I faced during my youth. What kind of designs are they? My work has many layers, I have been designing and producing free of commercial concerns up until now and I never keep an eye on fashion; I strive to implement creative ideas without thinking about whether they are going to sell. This really frees the design and the designer. However, doing what has never done before requires long processes to determine the problems which will occur throughout the time and finding solutions for them, which are beyond providing technical solutions only. When I fail to find the answers to my problems in the seeable future, sometimes I take my time to do experimental work by means of doing extended follow-ups. From time to time, I keep the design waiting, thinking ‘this is not it,’ whereas it may as well be ‘it’ and would sell. However, if money is not a priority, you treat the accessory as a piece of art. In this case, it takes four years to launch a line of bowties such as it was with ‘Bir Sevdadir Anadolu.’ (A Longing That is Anatolia)
Takı tasarımlarına yönelmeniz nasıl oldu? Takı tasarımları daha da eskiye dayanır aslında. Çocukluğumdan beri tüm aksesuarlarımı kendim yapar fakat marjinal oldukları için rahatlıkla kullanamazdım. Artık insanlar “biricikliklerini” fark ettiler ve kendileri gibi eşsiz, unique olan bir tasarımı daha anlamlı buluyor ve tercih ediyorlar. Bu da benim çok işime geliyor. Ayrıca gençliğimde yaşadığım mahalle baskısının rövanşı gibi bir duygu yarattığını da ekleyebilirim. Ne tür tasarımlar bunlar? Çok katmanlı işlere imza atıyorum ben; şu ana kadar ticari kaygıdan uzak tasarım ve üretim yaptım, trendleri hiç takip etmem, ne satar diye düşünmeden sadece kreatif fikirleri uygulamaya çalışıyorum. Bu tasarım ve tasarımcıyı çok da özgür kılan bir şey aslında. Ancak yapılmamışı yapmak, teknik çözümlerin ötesinde zamansal düzlemde doğacak sıkıntıların tespiti ve çözümleri için uzun süreçler gerektiriyor. Beni bekleyen sorunların yanıtını kimseden alamayınca bazen uzun süreçli takiplerle deneysel çalışmalar yaparak ilerliyorum, bazen de içime sinmediği için “hayır, bu değil” diyerek tasarımı bekletiyorum; oysa o haliyle bitse belki daha bile çok satacak. Ama öncelik para olmayınca aksesuarda da bir sanat eseri gibi ilerliyorsunuz. Böyle olunca “Bir Sevdadır Anadolu” gibi, bir papyon serisinin çıkması dört seneyi bulabiliyor.
44
gold book magazine
You exhibited your line of bowties in the Middle East Jewelry Fair. It attracted a great deal of attention from our side as well. Can you talk about the story behind? I wanted to create a modern design which has a strong back story by combining the mosaic patterns of the Zeugma Ancient City, which is reminiscent of the 2nd3rd centuries BC and continues to evoke admiration still, with the copper embroidery and ‘kutnu’ fabric of Gaziantep city, which goes back to the 16th century (both hand work). I think it is an important and creative design in terms of keeping these three cultural values alive and introducing them to the world. The story of ‘Bir Sevdadir Anadolu’ goes back to 2014. It took me 4 years to overcome the technical problems and production issues which I have mentioned before. When I finished my design in my mind, it was being publicized that Nuri Bilge Ceylan’s ‘Ahlat Agaci’ (The Wild Pear Tree) was nominated for Oscars. It excited me quite a deal. As a person who is very fond of her homeland, I pictured this enlightened personage of our country at the Oscars with the statue in his hand and ‘Bir Sevdadir Anadolu’ surrounding his neck with kindness. The name of the series was inspired as such; furthermore, I sent the first bowtie which was designed with my favorite pattern to Mr. Ceylan through the agency of his assistant with a letter.
Orta Doğu Mücevherat Fuarında’da sergilemiştiniz papyon serinizi… Bizim de çok dikkatimizi çekmişti… Biraz bahseder misiniz, nedir hikayesi? Gaziantep’in bakır işlemeciliği ve 16. yüzyıla uzanan kutnu kumaşı (ki ikisi de el işçiliğidir) ile M.Ö. 2.-3.yüz yıldan gelen ve bugün bile hayranlık uyandıran Zeugma Antik Kentinin mozaik desenlerini buluşturup hikayesi güçlü, modern bir tasarım yapmak istedim. Bu üç kültürel değerimizin yaşatılması ve tanıtılması açısından önemli ve kreatif bir tasarım olduğunu düşünüyorum. “Bir Sevdadır Anadolu”nun hikayesi 2014’e kadar uzanır. Az önce belirttiğim teknik ve üretim sıkıntılarını aşmam 4 senemi aldı. Tasarımı beynimde tamamladığımda haberlerde Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı’nın Oskar aday adayı olduğu haberi veriliyordu. Bu beni çok heyecanlandırdı. Bir memleket sevdalısı olarak tanıdığım bu aydınlık yüzümüzü Oscar gecesinde, elinde heykelciği, boynuna sevgiyle dolanmış “Bir Sevdadır Anadolu”yu hayal ettim. Serinin ismi o an böyle çıktı, devamındaki süreçte Sn. Ceylan için favorim olan desenle çalışılmış ilk papyonu bir mektup eşliğinde asistanı kanalıyla kendisine gönderdim.
gold book magazine
45
inter view
Why choose the bowtie? I like bowties, I think it is a special accessory which communicates excellence. Lately, its design and production for women became diversified in particular, on the other hand, I do not observe the same improvement and novelty for men’s wear and accessories, however, it is unknown to me whether this is related to the demand. I think bowtie is the most special accessory for a modern and selected men, I work with cufflinks as well, however, I resemble the bowtie to a man’s ‘solitaire ring.’ I make custom designs for grooms. For example, this year, I prepared a bowtie line which I called ‘Gazilerin Bulusmasi’ (A Meeting Amongst the Veterans) in memoriam of the 100th year of our great leader Ataturk setting foot on Samsun to light the torch of hope. I brought the kutnu fabric which has become the symbol of Gaziantep with the relief and signature of Ghazi Ataturk. I believe in something: feeling special is related to ‘ego’ and feeling unique to ‘self-confidence!’ I wanted a selected design for individuals who feel ‘special’ because they are ‘unique.’ Up until now, I produced all of my designs as unique as the nature’s presentation.
46
gold book magazine
Peki neden papyon? Papyonu seviyorum, özel ve seçkinlik algısı yaratan bir aksesuar bence. Özellikle son yıllarda kadına yönelik tasarım ve üretim çok çeşitlenmiş durumda, oysa erkek giyim ve aksesuarlarında aynı gelişme ve yeniliği görmüyorum, bu taleple ilgili bir şey de olabilir tabi bilmiyorum. Papyon, modern ve seçkin bir erkeğin en özel aksesuardır diye düşünüyorum, kol düğmesi de çalışıyorum ama papyonu bir erkeğin “tek taş”ına benzetirim. Ben damatlara hizmet vermek istiyorum. Mesela yüce Ata’mızın Samsun’a çıkarak yaktığı umut meşalesinin 100. yıl anısına da “Gazilerin Buluşması” isimli papyon serisi hazırladım. Gaziantep’in artık bir simgesi haline dönüşen kutnu kumaşını bu kez Gazi’nin rölyef ve imzası ile buluşturdum. İnandığım bir şey vardır: özel hissetmek ego ile ilgilidir eşsiz hissetmek özgüven ile ilgilidir. Kendini “eşsizliği “üzerinden ‘özel’ hisseden bireyler için seçkin bir tasarım olsun istedim. Şu ana kadar tüm tasarımlarımı da doğanın bu sunumu gibi unique ürettim.
What nourishes you as a designer, what triggers your work? I believe everything we need is in nature, it is already in there. I think art nourishes from nature as well as science, whereas science pursues unseen relations with a need for proof, art builds these relationships aesthetically through right brain perception. Of course, it takes observational skill to be a designer.
Tasarımcı olarak nelerden besleniyorsunuz, sizi tetikleyen unsurlar nelerdir? Her şeyin doğada olduğuna inanıyorum, her şey orada var zaten. Sanat da bilim gibi oradan besleniyor bence; bilim görünmeyen ilişkilerin peşinden koşarken sanat bu ilişkileri sağ beynin algısı ile estetik bir şekilde sunuyor. Tasarım için iyi bir gözlemci olmak da gerekiyor kuşkusuz.
As we are talking about nature, would you like to talk about another line of yours, ‘Limonun Z hali’ (‘Z’, the final state of Lemon)? It is always possible to see my worries, longings, messages relating to nature and people within my designs. The ‘Z’, which is the final state of Lemon was a line I put forth to highlight my respect for nature and the importance of its uniqueness. I wanted to stress that being unique is more important than being special, I wanted people to question themselves based on this idea, which they found to be interesting. Also, I wanted to show a woman’s power to transform; I wanted to show what a piece of garbage from the kitchen could turn into when you go through the trouble. And then, Z of Lemon was the first leg of a very extensive exhibition composed of organic pieces. I am dreaming of a Guinness record for this extensive exhibition.
Doğa demişken başka bir seriniz “Limonun Z Hali’nden bahsedelim isterseniz? Benim tasarımlarımda doğaya ve insana dair kaygılarımı, özlemlerimi, mesajlarımı görmek her zaman mümkündür. Limonun “Z” yani, son hali, doğaya olan saygımı ve onun eşsizliğinin önemini vurgulamak için yaptığım bir çalışmaydı. Eşsiz olmanın, özel olmaktan daha önemli bir şey olduğunu vurgulamak istedim; insanların ilginç bulduğu bu fikir üzerinden biraz kendilerini sorgulamalarını arzuladım. Ayrıca bir kadının dönüştürme gücünü göstermek istedim; bir mutfak çöpüne dahi emek verildiğinde neye dönüşebileceğini sergilemek istedim. Bu benim organik parçalardan oluşan çok kapsamlı bir sergimin ilk ayağıydı aslında. Bu sergi için Guinness rekorları hayalim var.
gold book magazine
47
inter view
How do you bring your designs to the ones who wish to have them, do you hold a sales channel? The last ring of my design journey involves the education of undergraduate girls who do not smoke. Sales is important to keep this project going. The base for the scholarship was built on the custom designs I have made for private institutions and organizations, municipalities, universities, museum, etc. This far, I sold my items during my exhibitions, but people who want to have them can easily reach me through my contact information.
48
gold book magazine
Tasarımlarınızla onlara erişmek isteyenleri nasıl buluşturuyorsunuz, bir satış kanalınız var mı? Bu tasarım yolculuğunun son halkası sigara içmeyen üniversiteli kız öğrencilerin eğitimleridir. Bu projenin sürdürülebilirliği için satış önemli tabi. Bu burs havuzunu özel kurum kuruluşlar; belediye, üniversite, müze gibi kurumların siparişleriyle besledim. Bugüne kadar satışlarım sergilerimde oldu ancak İsteyenler iletişim adresimden kolaylıkla bana ulaşabiliyorlar.
www.kartaltanitim.com Photos by Kartal Tanıtım Hizmetleri
Bracelet ETHO MARIA Presented in PARLA BRAND STORE at İstinye Park / gbm issue 33
An influential photograph as the key for an influential communication! Reflecting the true glitter, light and spirit of jewels also on the photos requires know-how, expertise and experience. We are assertive in the jewelry photography with our knowledge and experience of 22 years!
gold book magazine
49
inter view
50 
gold book magazine
SOLANGE AZAGURY -PARTRIDGE EXPRESSES HER LOVE FOR COLOUR SOLANGE AZAGURY-PARTRİDGE RENKLERE KARŞI OLAN SEVGİSİNİ İFADE ETTİ
by David Brough The London-based jewellery designer, a former Creative Director of French luxury brand Boucheron, says colour, rather than gemstones, drives her design inspiration. Solange Azagury-Partridge, one of Britain’s most famous jewellery designers, adores extraordinary colours which dictate the choices of gemstones that she uses in her bold and joyful creations. Solange, a former Creative Director of Boucheron in Paris who is now based in west London, designs exquisite colour-driven jewels that embrace socalled “extreme craftsmanship.”
Londra’da ikamet eden ve lüks bir Fransız markası olan Boucheron’un eski Yaratıcı Direktörü olan mücevher tasarımcısı, değerli taşlardan çok renklerin tasarımlarına ilham verdiğini ifade etti. İngiltere’nin en ünlü mücevher tasarımcılarından biri olan Solange AzaguryPartridge, cüretkâr ve neşeli kreasyonlarında kullandığı değerli taş seçimlerini etkileyen olağanüstü renklere hayranlık duyuyor. Paris’te bulunan Boucheron’un eski Yaratıcı direktörü olan Solange, şu anda Londra’nın batısında yaşamakta ve “ekstrem ustalık” olarak adlandırılan bir yöntemi benimseyerek zarif ve renklerin yönlendirdiği mücevherler tasarlamaktadır.
gold book magazine
51
inter view
Solange; “When I use colour, the design is about colour – not about the stone,” she says. “When I find the colour, I then need to find the stone. “A lot of my pieces have multiple craftspeople associated with them – enamellers, setters, platers, carvers, and so on.”
Solange; “Renkleri kullanırken tasarım, taşla değil renkle ilgili oluyor”. “Doğru rengi bulduktan sonra taşı da bulmam gerekiyor”. “Eserlerimin çoğunda emayeciler, dizgiciler, kaplamacılar, oymacılar vb. birçok zanaatkarın izi bulunmaktadır.” diyor.
52
gold book magazine
Solange’s sumptuous showroom, which she designed, is a bold statement of exotic colour combinations, also reflected in the pop-inspired jewels of her brand Solange. She surrounds herself with vibrant colour in every object and furnishing, in the most daring combinations. In her work, Solange sets jewellery trends. She simply designs pieces that she likes, in the belief that others will like them too, like her celebrated “hotlips” rings. The first jewel that Solange designed was her own engagement ring in 1987, a simple gold band with an uncut diamond. She wants her jewellery to be as rich as it can possibly be. “I want jewellery to be a joyful addition to people’s lives. That’s what jewels should be,” she says.
Solange’ın kendisinin tasarladığı ihtişamlı showroom, markası Solange’ın ilham veren mücevherlerini yansıtan egzotik renk kombinasyonlarının cesur bir betimlemesidir. En cüretkar kombinasyonlarda, her parçada ve eşyada canlı renklerle kendisini ifade etmektedir. Solange, yaptığı çalışmalarla mücevher trendlerini belirlemektedir. Ünlü “hotlips” yüzüklerinde olduğu gibi başkalarının da hoşlanacağı inancıyla basitçe sevdiği parçaları tasarlamaktadır. Solange’ın 1987’de tasarladığı ilk mücevher, altın bir şerit üzerinde işlenmemiş bir elmastan oluşan kendi nişan yüzüğü idi. Mücevherlerinin mümkün olduğu kadar zengin olmasını istemektedir. “Mücevherlerin insanların hayatlarına eğlence katmasını istiyorum. Mücevherlerin işlevinin bu olması gerekir ” açıklamasında bulundu.
TRAVELS Solange travels often to New York City, where she has a boutique on East 68th Street. In Paris, her jewels are on permanent display at the Musee des Arts Decoratifs, near the Louvre, and in London, they are on show at the Victoria and Albert Museum. Paris is a familiar destination for her after her time there as Creative Director of Boucheron more than a decade ago. She initially worked at London costume jewellers Butler & Wilson, before moving to 20th century antique dealer Gordon Watson, where she developed an interest in vintage jewellery. A self-taught designer, Solange’s work has evolved over the years, to highly sophisticated, sometimes statement pieces, lush with colours in standout combinations.
SEYAHATLER Solange, sık sık 68. Doğu Caddesinde bir butiğinin bulunduğu New York şehrine gitmektedir. Mücevherleri, Paris’te Louvre yakınlarındaki Musee des Arts Decoratifs’de ve Londra’da ise Victoria ve Albert Müzesi’nde sergilenmektedir. On yıldan daha fazla bir süre önce Boucheron’un Yaratıcı Direktörü olarak çalıştığı dönemden sonra Paris, onun için tanıdık bir yer olmuştur. Klasik mücevherlere ilgi duymaya başladığı 20. Yüzyıl antika satıcısı Gordon Watson ile çalışmaya başlamadan önce ilk olarak Londra’da kostüm mücevherleri satan Butler & Wilson’da çalışmaya başladı. Kendini eğiten bir tasarımcı olarak Solange’nın çalışmaları, zaman içinde göze çarpan kombinasyonlarda renklerle bezenmiş, son derece sofistike ve bazen de ifadeci parçalara dönüşerek gelişmiştir. gold book magazine 53
inter view
NEW COLLECTION Solange’s latest collection, “Scribbles”, was inspired by her scribbles around her jewellery designs, and include pieces such as her Orange and Pink Ring, set with a fire opal. Solange designs bespoke jewellery, working closely with her private clients, many of whom come back to her time and time again. She loves to use alternative materials in her jewels, while her love of natural coloured gemstones and precious metals is paramount. Her favourite colour is green, and her love of emeralds comes through in many of her most succulent jewels. Solange also loves diamonds in brown and cognac colours. One of her most admired jewels, the “Platonic” necklace, features black, grey and white geometric diamond slices, a typical example of her unique approach to design. Solange loves ceramics, and enamelling and lacquering, which are very labour intensive and produce a powerful effect. She has used titanium, which is hard to work with, but light to wear and ideal for earrings. Solange has also created jewellery for Hollywood movies. She made jewellery for the 2014 witch-themed movie “Into the Woods” starring Meryl Streep, and she designed a ring for the film “Snow White and the Huntsman”, worn by the Evil Queen played by Charlize Theron.
54
gold book magazine
YENİ KOLEKSİYON Solange, mücevher tasarımlarının etrafında bulunan karalamalarından ilham aldığı ve Turuncu ve Pembe Yüzükler koleksiyonundan da parçalar eklediği “Scribbles” adlı son koleksiyonunu bir ateş opali ile tamamladı. Solange, sipariş üzerine mücevherler tasarlamakta, zaman zaman kendisinden tekrar talepte bulunan özel müşterileri ile yakından ilgilenmektedir. Doğal renkli değerli taşlar ve değerli metallere karşı olan sevgisi her şeyin önüne geçmekte ve mücevherlerinde alternatif malzemeler kullanmayı tercih etmektedir. En sevdiği renk yeşildir ve zümrüt yeşiline olan aşkı bitki yapraklarını kullandığı mücevherlerinin çoğunda ortaya çıkmaktadır. Kahverengi ve konyak renkli elmaslar da Solange’ın sevdiği parçalar arasında yer almaktadır. En beğenilen mücevherlerinden biri olan “Platonic” kolye, Solange’nin tasarıma eşsiz yaklaşımının tipik bir örneği olarak siyah, gri ve beyaz geometrik elmas dilimleriyle süslenmiştir. Solange, çok fazla emek isteyen ve güçlü bir etki yaratan seramikleri, emayelemekten ve cilalamaktan hoşlanmaktadır. Üzerinde çalışılması zor olan ancak hafif ve küpe yapımı için ideal olan titanyumu çalışmalarında kullanmıştır. Solange Hollywood filmleri için de mücevherler tasarlamıştır. Meryl Streep’in başrolünde bulunduğu 2014 yapımı cadı temalı “Into the Woods” filmi için mücevherler ve “Snow White ve Huntsman” filminde Charlize Theron’un oynadığı Evil Queen karakteri için ise bir yüzük tasarlamıştır.
gold book magazine 
55
inter view
56 
gold book magazine
UK “DESIGNER TO ROCK STARS” STEPHEN WEBSTER TO EXHIBIT AT VICENZAORO BİRLEŞİK KRALLIK ‘’ROCK YILDIZLARININ TASARIMCISI’’ STEPHEN WEBSTER VİCENZAORO’DAKİ SERGİYİ ZİYARET EDECEK
English designer Stephen Webster, widely known as the jeweller to rock stars, will be showcasing his latest jewellery collections, as well as luxury homeware, when he exhibits at the September edition of VicenzaOro. by David Brough LONDON - Stephen Webster, who made engagement rings for Madonna and other rock stars, will be exhibiting for the first time at the VicenzaOro show in Italy in September.
LONDRA – Madonna ve diğer rock yıldızları için nişan yüzükleri tasarlamış olan Stephen Webster İtalya’da Eylül ayındaki VicenzaOro şovunda ilk kez sergi yapacak.
He has appeared at Vicenza to join discussion panels, and exhibited several years ago at “About J” in Venice, a luxury event organised by VicenzaOro, but this will be his debut exhibiting in the main VicenzaOro format.
Tartışma panellerine katılmak için daha önce Vicenza’yı ziyaret etmişti ve birkaç yıl önce Venedik’te VicenzaOro tarafından organize edilen lüks bir etkinlik olan ‘’J Hakkında’’ sergisine katılmıştı, ancak bu defa tam olarak VicenzaOro formatında düzenlenen bir etkinlikte ilk kez sergisiyle boy gösterecek.
“Vicenza is a global show. The Italians (at Vicenza) have done a great job to reach out to the global market,” Stephen said in an interview in his office in Mayfair, London’s high jewellery district, with pictures of rock stars and his latest design work lining the walls.
Stephen Londra’nın yüksek mücevherat sektörüne ev sahipliği yapan bölgesi Mayfair’de rock yıldızlarının resimleri ve duvarları süsleyen son tasarımlarını içeren ofisindeki bir röportajda: “Vicenza global bir şov. (Vicenza’daki) İtalyanlar küresel pazara ulaşma konusunda iyi bir iş çıkardı’’ dedi.
gold book magazine
57
inter view
Stephen exhibited at Baselworld for nearly two decades, but stopped a few years ago and has now decided to reach out to buyers from around the world by showing his latest collections at Vicenza instead.
Stephen neredeyse yirmi yıl boyunca Baselworld’de sergiler düzenledi ve birkaç yıl önce ara verdi, şimdi de bunun yerine dünyanın her yerinden alıcılara ulaşmak üzere son koleksiyonlarını Vicenza’da göstermeye karar verdi.
Pop stars such as Madonna, Christina Aguilera, Pink, Bon Jovi - and most recently Rag’n’Bone Man - have bought his jewellery.
Madonna, Christina Aguilera, Pink, Bon Jovi – ve son zamanlarda Rag’n’Bone Man – gibi pop yıldızları daha önce mücevherlerini satın almıştı.
His celebrated status in the international jewellery world -- and his connections to the “ jet set” -- will ensure that he is a prime attraction at VicenzaOro, where he is slated to speak on a panel with jewellery analyst and trends forecaster Paola De Luca.
Uluslararası mücevher dünyasındaki tanınmışlığı ve ‘’ jet sosyete’’ ile olan bağlantıları, VicenzaOro’daki başlıca ilgi odaklarından biri olmasını sağlayacaktır ve burada trend tahminleri yapan bir mücevher analisti, Paola De Luca ile birlikte bir panelde konuşması beklenmektedir.
58
gold book magazine
COLLECTIONS Stephen will be presenting three fresh collections at VicenzaOro: Vertigo, Astro Balls, and his Men’s line. Vertigo pieces, a main focus of Stephen’s jewellery showcase at Vicenza, are crafted to create an illusion, while Astro Balls are charms celebrating the 13 Zodiac signs, combining intricately carved gold and luscious pearls.
Stephen VicenzaOro’da üç yeni koleksiyonunu sergileyecek: Vertigo, Astro Balls ve Erkekler için oluşturduğu seri. Vertigo serisindeki parçalar Stephen’ın Vicenza’daki mücevher vitrininin başlıca odak noktasıdır ve bir illüzyon oluşturmak için işlenmişlerdir. Astro Balls ise 13 Astrolojik burcu göklere çıkaran, girift oymalı altınlar ile çekici inci parçaları bir araya getiren tılsımlardan oluşuyor. gold book magazine
59
inter view
The Men’s line highlights Stephen’s focus on masculine jewellery which he sees as being mainstream. “We now feel that gold jewellery for young guys is massive,” he said.
Erkekler için oluşturulan seri Stephen’ın ana akım olarak gördüğü maskülen mücevherlere odaklanmış. “Bugünlerde genç erkeklere yönelik altın mücevherlerin önem kazandığını düşünüyoruz” diyor.
A tantalising feature of Stephen’s showcase at Vicenza will be his luxury homeware range, likely to include his “bike bar” which sold very well at COUTURE in Las Vegas in June, a show the designer has long supported.
Stephen’ın Vicenza’daki vitrininin davetkar bir özelliği de içerdiği lüks ev eşyaları olacak; tasarımcının uzun süredir desteklediği, Haziran’da Las Vegas’taki COUTURE’de oldukça iyi satan ‘’bisiklet barını’’ da içermesi muhtemel.
“Stephen Webster has always been about lifestyle, as well as jewellery,” he said.
“Stephen Webster daima bir yaşam tarzı da ortaya koymuştur, yalnızca mücevherlerden ibaret değildir” diye ekledi.
“The landscape of luxury is changing. The concept is ‘beyond jewellery’ now.”
60
Stephen is perhaps better known abroad than in his homeland, as the brand is very much export-focused with its main markets in Russia and the United States. gold book magazine
“Lüks ürünler çok farklı boyutlar kazanıyor. Konsept artık ‘mücevherlerin ötesinde’.” Stephen belki kendi ülkesinde değil de yurt dışında daha çok tanınıyor, zira asıl pazarı Rusya ve Birleşik Devletlerden oluşan markası daha çok ihracat odaklı.
Stephen’s entry to VicenzaOro will help him consolidate access to Russian and U.S. buyers and potentially open up new Asian markets.
Vulture Ice Pick
His next frontier could be the mainland Chinese market, which is still enamoured of big corporate luxury brands but is becoming susceptible to the unique mix of attitude and humour that blends in Stephen Webster.
Stephen’ın VicenzaOro’daki varlığı Rus ve Amerikan alıcılar ile olan iletişim ağını genişletmesi ve yeni Asya pazarlarına açılabilmesi konusunda ona yardımcı olacaktır. Sıradaki hedefi Çin anakarası olabilir, bu bölge büyük ölçekli lüks markalar konusunda zengin ancak gitgide Stephen Webster’ın ürünlerinde bulunan benzersiz tavır ve mizah karışımına daha duyarlı hale geliyor.
TRENDS Stephen outlined a few global trends that he sees as representing big changes in the global jewellery environment: a shift into coloured gem-set engagement rings; an inevitable march forward of “sustainable” lab-grown diamonds, and unusual diamond cuts that celebrate Imperfection; and the rise of bespoke.
Stephen halihazırda küresel mücevher sektöründeki büyük değişiklikleri temsil ettiğini düşündüğü birkaç küresel trendin sinyalini verdi: Renkli değerli taşlardan oluşan nişan yüzüklerine doğru kayma; ‘’sürdürülebilir’’ laboratuvarda üretilen elmaslara ve kusurları kutlayan alışılmışın dışında pırlanta kesimlerine olan yönelim ve ısmarlama ürünlerdeki artış.
He embraces the opportunity that lab-grown diamonds will bring to designers and believes there is no turning back from a future encompassing genuinely sustainable lab-grown diamonds, created using “green energy”, which is in tune with the mind-set of Millennial customers.
Laboratuvarda üretilen pırlantaların tasarımcılara sunduğu fırsatları tanıyor ve ciddi anlamda sürdürülebilir olan laboratuvarda üretilen pırlantaları içeren bir geleceğe giden yoldan dönüş olmadığına inanıyor; bu gelecek Milenyum nesli müşterilerin fikirlerine uyum sağlayan ‘’yeşil enerji’’ kullanılarak inşa ediliyor.
And bespoke jewellery will have a great future too, as it meets the increasing demand for personalisation from consumers in the middle-income bracket, as well as the wealthy.
Ve ısmarlama mücevherler de, zenginlerin yanı sıra orta gelir grubundaki müşterilerden gelen kişiselleştirmeye yönelik artan talebi karşılamaları nedeniyle gelecek vadediyor.
“Kesinlikle pırlantada mükemmeliyeti hedefleyen akımdan “We are definitely seeing a move yakalamayı away from perfection in diamonds,” uzaklaşıldığını görüyoruz” diye ifade ediyor. he said.
gold book magazine
61
news
SILK ROAD TOLD BY JEWELLERY MÜCEVHERLERİN ANLATTIĞI İPEK YOLU The Silk Road, starting from China to Europe through Anatolia and the Mediterranean, has become a very important route that affects not only trade but also urban structures and cultural changes. The Silk Road, which has influenced the architectural structures and arts that are the common heritage as a cause of intercultural interaction, inspired Kiswah Jewellery for its new jewellery designs.
Çin’den başlayıp, Anadolu ve Akdeniz aracılığı ile Avrupa’ya kadar giden İpek Yolu; sadece ticareti değil, şehir yapılanmalarını ve kültürel değişimleri etkileyen çok önemli bir güzergah olmuştur. Kültürler arası etkileşime sebep olarak ortak mirasımız olan mimari yapıları, sanatları etkilemiş İpek Yolu, Kiswah Mücevherat’ın mücevher tasarımlarına da ilham kaynağı oldu.
The Egyptians before Christ and then the Romans pursued the attractiveness of silk. The interest shown by Europeans not only to silk but also to the spices and precious stones of the Far East has led to the emergence of the route had been connecting China to Europe that we call the Silk Road today. In the Middle Ages, this great trade route started in Antakya and passed through Gaziantep to the north of countries like Iran and the Pamir plain of Afghanistan. It also crossed Gaziantep and Malatya in Southeastern Anatolia and reached Europe through Thrace and the shores of the Aegean Sea like Smyrna, and Trebizond and Sinope in the Black Sea, and Coracesium and Adalia in the Mediterranean.
Milattan önce Mısırlılar, ardından da Romalıların ipeğin çekiciliğinin peşine düşmüştü. Avrupalıların sadece ipeğe değil, aynı zamanda Uzakdoğu’nun baharatlarına gösterdikleri ilgi, zamanla Çin’i Avrupa’ya bağlayan, İpek Yolu dediğimiz güzergahın ortaya çıkmasına sebep oldu. Ortaçağda bu büyük ticaret yolu, Antakya’da başlayıp, Gaziantep’ten geçerek İran ve Afganistan gibi ülkelerin kuzeyine, Pamir ovasına kadar uzanmaktadır. Ayrıca, Güneydoğu Anadolu’da bulunan Gaziantep ve Malatya’yı geçip, Trakya üstünden ve Ege Denizi kıyılarından İzmir, Karadeniz’de Trabzon ve Sinop, Akdeniz’de Alanya ve Antalya gibi mühim limanlar sayesinde Avrupa’ya ulaşmakta idi.
At that time architecture, as well as various art branches such as carving, tiles, mosaics, were very developed in Central Asia. The attractiveness of commercial opportunities, the ease of access to the Silk Road and the increase in the number of caravanserais built near the cities caused the artistic and cultural values of Central Asia to be seen by more people. Cities such as Samarkand on the Silk Road have made many improvements, especially in the 11th and 12th centuries.
62
gold book magazine
O zamanlar Orta Asya’da mimarinin yanı sıra oymacılık, çini, mozaik gibi sanat dallarında çok gelişmişti. Ticari fırsatların çekiciliği, İpek Yolu’nun ulaşımı kolaylaştırması ve şehirlerin yakınında inşa edilen kervansarayların artması Orta Asya’nın sanatsal ve kültürel değerlerinin daha çok kişi tarafından görülmesine sebep oldu. Semerkand gibi İpek Yolu üzerinde bulunan şehirler, özellikle 11. ve 12. yüzyıllarda birçok gelişme gösterdi.
The desire to incorporate this cultural treasure into our daily lives and thus to keep cultural values alive has led Kiswah Jewellery to design jewellery inspired by the Silk Road. So what do these jewels tell us about that period? When we look at the jewellery of Kiswah Jewellery, we see that coral and turquoise are frequently used besides gold. When we examine the ancient wedding jewellery of Uzbekistan, we see that these colorful precious stones are also frequently used by Silk Road women. The jewellery also gives us information about the region’s view of calligraphy, and the calligraphy made with gold bears the simplicity of the Kufic calligraphy. The Tilla-Kari Madrasa in the Maveraünnehir region is an excellent example of how the art of the period was developed as a work that combines floral embossed decoration, ceramic tiles, mosaics and pottery. Kiswah Jewellery turns this pattern into a jewel by embroidering it with enamel art. Adapting cultural values to the present is essential for the cultural development of the modern world. The Silk Road has played a key role in the cultural history of a vast geographical area of thousands of square kilometer. Now it continues to maintain its influence through jewellery.
Bu kültürel hazineyi günlük yaşantımıza dahil etme ve bu sayede kültürel değerleri yaşatma isteği Kiswah Mücevherat’ın İpek Yolu’ndan esinlendiği mücevherler tasarlamasına sebep oldu. Peki bu mücevherler bize o dönem ile ilgili ne anlatıyor? Kiswah Mücevherat’ın mücevherlerine bakıldığında altının yanı sıra, mercan ve turkuazın sıklıkla kullanıldığını görüyoruz. Özbekistan’a ait antik düğün takılarını incelediğimizde de bu renkli değerli taşların İpek Yolu kadınları tarafından sıklıkla kullanıldığını görüyoruz. Mücevherler bize aynı zamanda bölgenin hat sanatına bakışına dair de bilgi veriyor; altın ile yapılmış hat yazıları kufi hattının yalınlığını taşıyor. Maveraünnehir bölgesinde yer alan Tilla-Kari Medresesi’nin çiçek desenli girişik bezemesi, seramik çini, mozaik ve çömlek işini bir araya getirmiş bir eser olarak dönemin sanatının ne kadar gelişmiş olduğuna mükemmel bir örnek. Kiswah Mücevherat, bu deseni mine sanatı ile işleyerek mücevhere dönüştürüyor. Kültürel değerleri günümüze uyarlamak, modern dünyanın kültürel gelişmişliği açısından olmazsa olmaz. İpek Yolu da binlerce kilometrelik bir yol olarak çok büyük bir coğrafi alanın kültürel geçmişinde kilit rol oynadı. Şimdi de mücevherler aracılığıyla etkisini sürdürmeye devam ediyor gold book magazine
63
news
WITH HOMI OUTDOOR_ HOME&DEHOR COMES A NEW EXHIBITION PROJECT DEDICATED TO DECORATING THE HOME AND ITS OUTDOOR SPACE HOMI OUTDOOR_HOME&DEHOR EVİNİZİN VE EVİNİZE AİT DIŞ MEKANLARIN DEKORASYONUNA ADANAN YENİ BİR SERGİ PROJESİ BAŞLATIYOR
64
gold book magazine
HOMI OUTDOOR_Home & Dehors is the new exhibition project by Fiera Milano, coming to fieramilano (Rho) for the first time this September, an event entirely dedicated to furniture, accessories and decor, scenarios for living, for experiencing all the freedom of the domestic environment and its outdoor space The event, set to take place once a year in September, will therefore represent a wide range of products that combine design, functionality and research, anticipating sector trends, in synergy and continuity with what the HOMI Lifestyles Exhibition has always proposed in its autumn edition. It will represent a diversified platform to add value to a continuously growing market, characterised by increasingly specialised distribution channels and points of sale. Open-air spaces around the home are increasingly the focus of our attention. Houses with a terrace or garden are the most soughtafter on the property market, those small “oases” proving to be a favourite place in which to spend our free time or welcome friends. And it is thanks to these open-air spaces that a house becomes complete, even taking on a new dimension. New solutions - objects and accessories that rewrite the difference between “inside” and “outside” living space, often obscuring that distinction completely, towards a new dimension of living.
HOMI OUTDOOR_Home & Dehors Fiera Milano’nun firemilano’da (Rho) ilk kez bu Eylül düzenleyeceği yeni bir sergi projesi, tamamen mobilya, aksesuar ve dekorasyona; yaşam senaryolarına adanmış, evinizin iç ve dış mekanlarında özgürlüğü deneyimlemenize yönelik bir etkinliktir. Dolayısıyla yılda bir kez Eylül ayında yapılması planlanan bu etkinlik, tasarımı işlevsellik ve araştırma ile buluşturan, sektördeki trendleri önceden tahmin eden, HOMI Yaşam Stilleri Sergisinin sonbahar etkinliğinde ortaya koyduğu öğeler ile sinerji içerisinde ve bunların devamı olan geniş çeşitlilikte ürünleri temsil edecek. Git gide daha da uzmanlaşan dağıtım kanalları ve satış noktaları ile karakterize edilen sürekli olarak büyüyen bu pazara katma değer sağlayan çok yönlü bir platformu temsil edecek. Evlerimizin etrafındaki açık hava mekanları gitgide odak noktamız haline geliyor. Emlak pazarında en çok aranan evler terası veya bahçesi olan, adeta boş zamanlarımızı geçireceğimiz veya arkadaşlarımızı ağırlayacağımız küçük birer ‘’vaha’’ olan mekanlar. Ve bir ev, tam da bu açık hava alanları sayesinde bir bütün haline gelerek yeni bir boyut kazanır. ‘’İçerideki’’ ve ‘’dışarıdaki’’ yaşam alanı arasındaki farkı yeniden belirleyecek olan, hatta zaman zaman aradaki bu farkı yeni bir yaşam tarzına ulaşmak adına belirsizleştiren yeni çözümler – objeler ve aksesuarlar.
gold book magazine
65
news
SPACES AND ATMOSPHERE You don’t need the hanging gardens of Babylon in order to make your outdoor space a pleasant and versatile place. Even the smallest terrace can respond to your every need. A hammock for example, strung between the balcony and the outside wall and easily packable when not in use, can replace a deck chair or chaise longue and offer similar elegance. Shelving, whether wooden or metal, can be used to house a vertical garden, with small pots of climbing plants or aromatic herbs that cling to the structure itself. A balcony or terrace is a multifunctional space, so an accessory or furniture element placed in its centre, or in the most usable part of the space, can give these areas a precise application. Colours are particular important when designing an outdoor space. The chosen colour scheme can say a lot about our balcony or terrace, with neutral colours inspiring minimalism and elegant modernity, while a bright palette, of South-American influence for example, can make for a fun outdoor space. Lastly, artificial light is also important in outdoor spaces. It can even rebalance shady areas during daylight hours, creating particular effects, and is of course fundamental during the evening hours.
66
gold book magazine
MEKANLAR VE ATMOSFER Dış mekanınızı keyifli ve çok yönlü bir yer haline getirmek için Babil’in asma bahçelerine ihtiyacınız yok. En küçük bir teras dahi her türlü ihtiyacınızı karşılayabilir. Örneğin, kullanılmadığında kolaylıkla toplanabilen, balkon ve duvarın arasına kurulmuş bir hamak, bir balkon koltuğunun veya şezlongun yerini bunları andıran bir zarafetle alabilir. Ahşap veya metal raflar dikey bir bahçe oluşturmak üzere küçük saksılar ve sarmaşıklarla veya yapının kendisine tutunan aromatik bitkilerle birlikte kullanılabilir. Bir balkon veya teras çok kullanımlı bir alandır, dolayısıyla merkezine veya en kullanışlı kısmına yerleştirilen bir aksesuar veya mobilya bu alanlarla bütünleşecek bir uygulama olabilir. Bir dış mekânı dizayn ederken kullanılan renkler de önem teşkil eder. Seçilen renk şeması balkonunuz veya terasınız hakkında iyi bir fikir verir: nötr renkler minimalizm ve zarif bir moderniteye işaret ederken örneğin Güney Amerika’dan esinlenen canlı renklerden oluşan bir palet eğlenceli bir dış mekân oluşturacaktır. Son olarak, yapay ışıklandırma da dış mekanlarda önemli bir unsurdur. Hatta gün ışığı altında gölgede kalan alanları dengelemek için dahi, belirli bir etki yaratmak ve tabii ki akşam saatlerde temel bir işlevi yerine getirmek üzere kullanılabilir.
INDISPENSABLE ACCESSORIES Alongside specifically designed accessories, there is a progressive contamination of genres and uses that even sees indoor items decorating open-air spaces in an entertaining and original way. Technique, patience, quality food and a latest-generation barbecue are the key to conquering this “hospitality specialism” that is sure to make any social gathering a unique occasion.
VAZGEÇİLMEZ AKSESUARLAR Özel olarak tasarlanmış aksesuarların yanı sıra, çeşitli eşyaların farklı bir şekilde kullanıldığı, hatta iç mekân nesnelerinin açık hava alanlarını dekore etmek üzere eğlenceli ve orijinal bir şekilde ilerlemeci bir bakışla kullanıldığını görüyoruz. Teknik, sabır, kaliteli yiyecekler ve yeni nesil barbeküler bu ‘’misafirperver özelliği’’ başarmanın anahtarı olarak tüm sosyal toplantıları benzersiz bir etkinliğe dönüştürme potansiyeline sahip.
gold book magazine
67
newcollection
NEW COLLECTIONS FROM
High Jewellery Set
KALAMBO
ADLER
68
gold book magazine
Fetich Blue
Fetich Mavisi
Flowing between Tanzania and Zambia the Kalambo River is justly famous for its dramatic waterfalls, among the highest on all the African continent. This majestic natural setting is the birthplace of Africa’s Blue Treasure, a glowing azur gemstone discovered only half a century ago by a Maasai shepherd. An extraordinary gemmological miracle, Tanzanite is a veritable treasure. Arising from a unique, minute cranny in the planet’s surface, at the feet of Kilimandjaro, it is a thousand times rarer than a diamond.
Tanzanya ve Zambiya arasında akan Kalambo Nehri, aynı zamanda tüm Afrika kıtasının en yüksek şelaleleri arasında bulunan etkileyici şelaleleri ile büyük ün sahibidir. Bu görkemli doğal manzara, sadece yarım yüzyıl önce bir Maasai çobanı tarafından keşfedilen göz kamaştırıcı bir azur taşı olan Afrika’nın Mavi Hazinesinin ana vatanı niteliğindedir. Sıradışı bir değerli taş mucizesi olan Tanzanit, gerçek bir hazine niteliğine sahip olup Kilimandjaro’nun eteklerinde, gezegende eşi benzeri görülmemiş, küçük bir yarıkta bulunur ve elmastan bin kat daha nadirdir. Dalga dalga elmasların ortasında derin, sakin bir göl gibi duran oval biçimli 33,14 karatlık Tanzanit, Kalambo kolyesinin merkezinde yoğun mavisiyle hemen göze çarpar. Adler’in mücevher ustaları, elmasların akış yönüne hafiflik ve akıcı bir hareket kazandırıp onu taşıyanın boyun kıvrımlarını nazikçe okşayan ve adeta kıvrımlı ve ipeksi ikinci bir ten gibi saran bir kaş tercih etmişlerdir. Önce düz sonra giderek eğimli olan parlak kesimli, markiz ve armut biçimli elmaslar, kendisini taşıyan kişiyi sedefsi parlaklığıyla aydınlatırken ucunda dört adet markiz ile şık bir şekilde tamamlanmış zarif su damlacıkları gibi suyun akışkanlığının genel bir yansımasını gözler önüne serer. Bu hoş güzellik ve tazelik algısı, takan kişinin boynunun arkasında, ayna etkisiyle tekrarlanmaktadır. Zarif bir topuzla bu inceliğin açığa çıkmasına izin verip vermeyeceği ya da bu sırrını kendi keyfi için saklayıp saklamayacağı artık takan kişiye kalmıştır. Masai kültüründe doğum yaptıktan hemen sonra kadınlara, koruma sağlayacağı ve iyi şans getireceği inancıyla bir Tanzanit hediye edilmektedir. Kalambo kolyesinin şanslı sahibi, yaşamın canlı enerjisinin sakin ve huzurlu kalp atışlarını andıran güçlü bir nehrin Tanzanit okyanusuna akmasına benzeyen bu sükûneti en derinlerinde hisseder.
The intense blue of the oval-shaped 33,14 carat Tanzanite at the centre of the Kalambo necklace immediately catches the eye, a lake of profound calm in the midst of cascades of diamonds. Adler’s master jewellers have chosen a bezel setting which adds lightness and flowing movement to the streams of diamonds, imparting to the wearer a second skin, sinuous and silken, gently caressing the contours of the neck. The alternation of brilliant-cut, marquise and pear diamonds, straight then sloping, highlights the overall impression of aquatic fluidity, elegantly completed by four final marquises, exquisite water droplets, illuminating the wearer with their pearlescent luminosity. This delicious sensation of beauty and freshness is echoed in a mirror effect, at the back of her neck. Will she allow a delicate chignon to reveal this detail, or keep this secret for her own enjoyment? In the Maasai culture a Tanzanite is bestowed on women who have just given birth, as a pledge of protection and good luck. The fortunate wearer of the Kalambo necklace apprehends this feeling of calm strength which flows like a mighty river to the ocean of the central Tanzanite, the serene and tranquil heartbeat of life’s vital energy.
Essentials
MY WAY
On a golden screen Whether it be to enwrap a present, embellish a dress, or embrace wayward locks, ribbons enlace our most treasured moments, those precious instants we love to remember and to relive. Reels of film around my wrist, my finger or adorning my earlobes, the My Way Collection enables me to fast forward, or to replay the scenario of my life. But only I can choose the sequences in which I appear, the frames I select, and how I play my role.
Altın bir ekran üzerinde İster bir hediye sarmak ya da bir elbiseyi süslemek, ister asma kilitleri bağlamak için olsun kurdeleler en değerli, hatırlamayı ve yeniden yaşamayı istediğimiz anları kuşatmaktadır. Bileklerimi, parmaklarımı veya kulaklarımı süsleyen film şeritleri ile My Way Collection, hayatımın senaryosunu ileri sarmayı veya tekrar oynatmamı sağlıyor. Ama yalnızca içinde bulunduğum çerçeveleri, seçtiğim film karelerini ve rolümü nasıl oynayacağımı seçebilirim.
gold book magazine
69
newcollection
Veritable alchemists, Adler’s master craftsmen have endowed gold with the fluidity of a ribbon, its folds, its loops, and its whorls. By delicately hammering, then polishing, they have achieved the same subtle balance as a projectionist on a wide screen: recreating scenes from our secret diaries, transmitting the movement which brings them to life. Very Nouvelle Vague, but resolutely modern at the same time, the bracelet, the ring and the earrings from this collection glide on a mysterious journey without end, as elusive and enigmatic as the lovely woman who wears them. In a universe of stars, the diamonds which enhance these ribbons of gold, scintillate and shine like an enfilade of flashes on the red carpet. My Way, my movie. Like a roll of film, the ribbon conceals its memories in the curves and bends, which are then unfolded for my private viewing. The jewellers mark and shape the metal, whereas I inscribe my story on the ribbon of Time. The fresh, clear stream of my experience which has made me the person I am. Only I can unwind the reel, enjoy its images, and record the scenes which follow…
70
gold book magazine
Gerçek simyacılar olan Adler’in büyük ustaları, bir kurdelenin akışkanlığı, kıvrımları, ilmekleri ve sarmal şekilleri ile altına şekil vermektedirler. Gizli günlüklerimizden sahneleri yeniden yaratan ve verdikleri hareket kabiliyetiyle onlara hayat veren geniş ekrandaki makinistler gibi nazikçe çekiçleyerek ve parlatarak aynı incelikli dengeyi yakalamayı başardılar. Oldukça Nouvelle Vague, ama aynı zamanda kararlı bir biçimde modern olan bu koleksiyondaki bileklik, yüzük ve küpeler, onları kullanan güzel kadınlar kadar, zorlu ve esrarengiz bir şekilde uçsuz bucaksız bir yolculukta süzülmektedirler. Yıldızlar evreninde, bu altın kurdelelerin değerini artıran elmaslar, kırmızı halıda patlayan flaşlar gibi ışıldamakta ve parıldamaktadırlar. Benim yolum, filmim. Bir film makarası gibi kurdeleler de hatıraları, daha sonra yalnızca benim görmem için açılacak olan kendi sarmal ve kıvrımlarında gizler. Kuyumcular yalnızca metali işaretler ve biçimlendirir, oysa ben zaman şeridine kendi hikayemi yazıyorum. Yaşadığım hayattan çıkardığım tecrübeler beni olduğum kişi haline getirdi. Sadece makarayı çözebilir, görüntü karelerinin tadını çıkarabilir ve daha sonrası için sahneleri kaydedebilirim….
Exclusive
PEBBLES
The Mystery of the Sea How can constant transmutation be expressed in shape and substance? A trickle of water, some grains of sand, pebbles on a beach… The tremulous cadence of the elusive sea… Adler pays homage to these small miracles, engraved in humankind’s ancestral memory, water, sand and stone are metamorphosed into gold, diamonds and sapphires then brought to life by the skill of master jewellers, and entrusted to the women who take delight in observing Life’s verve and beauty on their wrists.
Denizin Gizemi Sürekli dönüşüm şekil ve madde olarak nasıl ifade edilir? Bir damla su, bir miktar kum tanesi, bir kumsalda çakıl taşları… Tarifi zor denizin heyecanlı ritmi... Adler, su, kum ve taşın, altın, elmas ve safire dönüşmesi, sonrasında usta kuyumcuların ellerinde hayat bulması ve hayatın heyecanını ve güzelliğini kendi bileklerinden görmekten zevk alacak kadınlara hediye edilmesi gibi insanoğlunun atalarının hatırasına kazınmış olan bu küçük mucizelere saygı duyuyor.
The Pebbles collection’s bracelets and earrings feature cabochon sapphires, which have the same round shape as the pebbles polished smooth by the waves’ constant motion. Their pastel shades, yellow, blue, pink, are marbled with touches of rutile and white crystals, traces of their formation in the earth. The gemstones are encircled by serpentine bands of white gold, which have deposited tiny round diamonds here and there on their surface. As a pebble can skim the water’s surface, so this exclusive line exudes a mysterious undulating sensation, - with assymetric stones and gold circles randomly displayed on its cuff, and alternating crimped and polished surfaces, the precious pebbles seem to levitate and hover, thanks to their delicate claw setting… ephemeral treasures, about to be tossed up or swept off in the foam on the crest of a wave.
Çakıl taşları koleksiyonundaki bilezikler ve küpeler, dalgaların sürekli hareketiyle pürüzsüz bir şekilde parlatılan çakıl taşları ile aynı yuvarlak biçime sahip kabaşon safirleri içerir. Pastel tonları, sarı, mavi, pembe, dünyadaki oluşumlarının izlerini taşıyan rutil ve beyaz kristallerin dokunuşlarına sahiptir. Değerli taşlar, yüzeyde farklı yerlerde küçük yuvarlak elmaslar bırakan beyaz altın kıvrımlı şeritleriyle ile sarılmıştır. Yüzün üzerinde sektirilen bir çakıl taşı gibi bu özel şerit, gelişigüzel olarak yerleştirilmiş birbirini izleyen kıvrımlı ve parlak yüzeylere sahip asimetrik taşlar ve altın halkalarıyla gizemli bir dalgalanma hissiyatı verir ve değerli çakıl taşları, zarif kavrama düzeniyle havaya yükselip orada kalmış gibi görünür…bir dalganın üzerinde köpüklerin içinde kaybolup gidecek geçici bir hazine gibidir. Adler acclaims feminine loveliness, and the beauty of Nature. « Pebbles » presents a compelling, unconventional design, which celebrates the asperities and uneven assymetry inherent in earth’s natural, rough-hewn treasures, revealing beauty which is untamed yet full of seductive softness, like the caress of the sapphire pebbles on the delicate skin of a lovely woman.
Adler, kadınların ve Doğanın güzelliklerinin takdir edilmesi gerektiğini düşünmektedir. «Çakıl taşları», güzel bir kadının hassas cildindeki ehlileştirilmemiş ancak safir taşlarının bakımı gibi çekici bir yumuşaklıkla dolu güzelliği ortaya çıkaran dünyanın doğal, yontulmamış hazinelerindeki kabalığı ve düzensiz asimetriye vurgu yapan geleneksellikten uzak bir tasarım ortaya koymaktadır.
gold book magazine
71
High Jewellery Set
WILD AT HEART
newcollection
The Untamed Embrace It is a universal desire—to find the one true love that will last forever. Two souls joined as one, never to part. Now the jewellers at Adler have created a cravat necklace that symbolises this inseparable bond. Cascading down towards the heart to stir up a dizzying, light-headed feeling of love. Red is for passion, and the 274-carats of rubies are like pomegranate seeds bursting with life, pulsing like a heart that quickens as the loved one draws near. And indeed, here are the precious diamonds that intertwine with the rubies like a lover’s embrace, pure white against deep red. Emerging from the cluster of diamond drops at the bottom, brilliants and briolettes shimmer throughout the strands of scarlet. At the neck, branches of gold and pear-shaped diamonds reach out to them, yearning to envelop them in their embrace. This beautifully rendered piece is witness to a quality of workmanship that betrays no hint of the underlying structure. The precious foliage comes to life before our very eyes, effortlessly intertwining. The stones, a secret garden of love, preserve the memory of shared moments and closeness. A wild romance that blossoms with every heartbeat.
Vahşi Kuşatma Sonsuza dek sürecek gerçek aşkı bulmak tüm evrenin ortak arzusudur. İki ruhun birleşmesi ve bir daha hiç ayrılmaması. Bunun üzerine Adler’deki kuyumcular bu ayrılmaz bağı sembolize eden bir kravat kolyesi ürettiler. Kalbin derinliklerinde baş döndüren, aynı zamanda sarhoş eden bir aşk hissi yaratma amacı taşıyan bir kolye. Tutkuyu temsil eden kırmızı ve sevdiğiniz kişi yanınıza yaklaştığında artan kalp atışınızı temsil eden hayatla dolup taşan nar taneleri gibi 274 karat yakutlar. Ve burada gerçekten de iki sevgilinin kucaklaşmasını andıran yakutlarla iç içe geçen elmasları,
72
gold book magazine
koyu kırmızıya karşı saf beyazı görebiliyoruz. Salkımlardan oluşan alt kısımdaki elmas damlalar, pırlantalar ve oval elmaslar, kırmızı kordon boyunca ışıldıyor. Boynu sarıp sarmalamayı bekleyen altın dalları ve armut biçimli pırlantalar. Çok güzel işlenen bu parça, derinlerinde barındırdığı eşsiz yapısına dair hiçbir ipucunu vermeyişiyle işçilik kalitesini gözler önüne seriyor. Bu değerli taşlar, zahmetsizce iç içe geçerek gözlerimizin önünde hayat buluyor. Aşkın gizli bahçesini temsil eden taşlar, beraber geçirilen zamanı ve duyulan yakınlığı içerisinde saklıyor. Her kalp atışında çiçek açan vahşi bir romantizm.
gold book magazine 
73
news
THE 2020 CALENDAR HAS BEEN MADE PUBLIC. THE MIDDLE EAST JEWELRY FAIR IS FINALLY IN GAZIANTEP! 2020 TAKVİMİ DE AÇIKLANDI… ORTADOĞU MÜCEVHER FUARI, GAZİANTEP’E DEMİR ATTI!
74
gold book magazine
Gaziantep, which is one of the star cities of industry and trade, hosted an important jewelers’ event. The 15th Middle East Jewelry Fair which was held in Gaziantep this year upon the demand from the opinion leaders of the sector and the participating firms pleased the participant firms with its performance. Lighting up with the Gala in which famous models appeared, the fair became an attraction center for the visitors during the weekend as well. The 2020 calendar for the fair was also determined. The members of the sector will come together in Gaziantep for the 16th meeting in 5-7 June, 2020 once more. The 15th Middle East Gold & Jewelry Fair organized by Start Fair, which is a successful brand in specialized fairs, was held between 13-16 June, 2019 at the Middle East Fair Center with the support of Gaziantep Chamber of Jewelers. The opening ceremony of the fair which was moved to Gaziantep once more after being hosted in Adana, brought many prominent names together. The fair in which over 50 participating firms and brands leading the sector exhibited their new models and collections special to the wedding season was flooded by visitors especially during the weekend. The Fair Lit Up with the Gala A Gala event was organized for Start Fair and Gaziantep Chamber of Jewelers, the presidents of the jeweler’s chambers/associations, and participating firms at the third day of the fair. In the Gala which continued late into the night, The President of Gaziantep Chamber of Jewelers Sedat Ozdinc and Start Fair General Manager Ozan Ozturk gave a Thank You Plaque to the president of the jeweler’s chambers/Associations. While fashion model Tugba Ozay presented the Gala, famous models Tugba Altintop, Yagmur Ayaz, Ipek Bayram, Gizem Ay and Ayse Arma took place in the fashion show presenting the special collections prepared for the fair by Borsa Gold, Ardıç Gold, Piyano Jewellery, Şanlıurfa Kilic Kuyumculuk and Cemcem Kuyumculuk.
Sanayi ve ticaretin yıldız kentlerinden biri olan Gaziantep, önemli bir kuyumcu buluşmasına ev sahipliği yaptı. Sektörün kanaat önderleri ve katılımcı firmalarının ortak talebiyle bu yıl Gaziantep’te düzenlenen 15. Ortadoğu Mücevher Fuarı, gösterdiği performansla katılımcı firmalarını memnun etti. Ünlü mankenlerin boy gösterdiği Gala Gecesi’yle renklenen fuar, hafta sonu ziyaretçilerin de ilgi odağı oldu. Fuarın 2020 yılı takvimi de belli oldu. Sektör mensupları, 5-7 Haziran 2020 tarihlerinde 16. buluşma için Gaziantep’te yeniden bir araya gelecek. İhtisas fuarcılığın başarılı ismi Start Fuarcılık’ın Gaziantep Kuyumcular Odası desteğiyle düzenlediği 15. Ortadoğu Altın & Mücevher Fuarı, 13-16 Haziran 2019 tarihleri arasında Ortadoğu Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Adana’nın ardından yeniden eski adresi olan Gaziantep’e taşınan fuarın açılış seremonisi, birçok önemli ismi bir araya getirdi. Sektörün önde gelen 50’yi aşkın firma ve markasının katılımcı olarak düğün sezonuna özel yeni model ve koleksiyonlarını sergilediği fuar, özellikle hafta sonu ziyaretçilerin akınına uğradı. Fuar, Gala’yla renklendi Start Fuarcılık ve Gaziantep Kuyumcular Odası, kuyumcu oda/dernek başkanları ve katılımcı firmalar için fuarın üçüncü gününde Şan Restaurant’ta Gala Gecesi düzenledi. Geç saatlere kadar süren Gala’da Gaziantep Kuyumcular Odası Başkanı Sedat Özdinç ve Start Fuarcılık Genel Müdürü Ozan Öztürk, kuyumcu oda/dernek başkanlarına teşekkür plaketi verdi. Gala’nın sunuculuğunu ünlü manken Tuğba Özay üstlenirken düzenlenen defilede ünlü mankenler; Tuğba Altıntop, Yağmur Ayaz, İpek Bayram, Gizem Ay ve Ayşe Arma, Borsa Gold, Ardıç Gold, Piyano Jewellery, Şanlıurfa Kılıç Kuyumculuk ve Cemcem Kuyumculuk’un fuara özel geliştirdikleri koleksiyonları sergiledi.
gold book magazine
75
news
76
Mark this date on your calendar: 5-7 June, 2020 Start Fair and Gaziantep Chamber of Jewelers announced the calendar for the 2020 fair event after receiving positive feedback from the participating firms and upon the extraordinary performance of the 2019 event. The members of the sector will come together in Gaziantep again for the 16th Middle East Gold and Jewellery Fair between 5-6 June 2020, just before the wedding season. Start Fair and Gaziantep Chamber of Jewelers will begin the promotional work for the event to achieve its goals internationally as well as regionally and domestically. Middle East becomes the meeting point for the sector The President of Gaziantep Chamber of Jewelers Sedat Ozdinc and Start Fair General Manager Ozan Ozturk expressed in their joint statement that they have decided to hold the event again in Gaziantep upon receiving the demand from the sector and added: ‘We have two things to celebrate in Gaziantep this year. First, Gazisehir FC made it to the Super League. The second is that the Middle East Jewellery Fair moved back to Gaziantep. We believe that we have rendered the Middle East Gold Jewellery Silver Fair one of the numbered fairs of the world which is closely followed in the Middle East and widely regarded in our country due to the profile of the brands prominent in the Turkish Jewellery sector which participated in the event, and its outstanding performance. Our fair which was open for 4 days was toured by buying committees from Iraq and Iran, in addition to visitors coming from each city and state in our country. We would like to offer our thanks to the presidents of the chambers and associations who have always provided their full support, our esteemed sponsors, and participating firms and their brands.’ gold book magazine
Bu tarihi ajandanıza yazın: 5-7 Haziran 2020 Start Fuarcılık ve Gaziantep Kuyumcular Odası, 2019 organizasyonun gösterdiği performans ve katılımcı firmalarının memnuniyeti üzerine 2020 fuar etkinliğinin takvimini de açıkladı. Sektör mensupları, düğün sezonunun hemen öncesinde 5-7 Haziran 2020 tarihleri arasında 16. Ortadoğu Altın, Mücevher Fuarı için yeniden Gaziantep’te bir araya gelecek. Start Fuarcılık ve Gaziantep Kuyumcular Odası, etkinliğin sadece bölgesel ve yurt içi değil, dünyadaki büyük hedeflerine ulaşması için tanıtım çalışmalarına önümüzdeki haftalarda başlayacak. Ortadoğu, sektörün buluşma adresi oldu! Gaziantep Kuyumcular Odası Başkanı Sedat Özdinç ve Start Fuarcılık Genel Müdürü Ozan Öztürk, yaptıkları ortak açıklamada organizasyonun yeniden Gaziantep’te yapılmasına sektörün ortak talebi üzerine karar verdiklerini belirterek, “Gaziantep olarak bu yıl iki sevinci birlikte yaşıyoruz. Birincisi; Gazişehir FK, Süper Lig’e yükseldi. İkincisi ise Ortadoğu Mücevher Fuarı, eski adresi olan Gaziantep’e yeniden taşındı. Ortadoğu Altın Mücevher Gümüş Fuarı’nı Türk kuyumculuğunun önde gelen katılımcı profili ve yüksek performansıyla; ülkemizde kabul gören, Ortadoğu’da da dikkatle izlenen dünyanın sayılı fuarlarından biri haline getirdiğimize inanıyoruz. 4 gün açık kalan fuarımızı, ülkemizin her il ve ilçesinden ziyaretçilerin yanı sıra Irak ve İran’dan da alım heyetleri gezdi. Bu başarının oluşmasında Gaziantep’e gelerek desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen oda ve dernek başkanlarımız, birbirinden değerli sponsor firmalarımıza ve katılımcı firma ve markalarına teşekkür ediyoruz. ” değerlendirmesinde bulundu.
gold book magazine 
77
news
JNA AWARDS REVEALS 2019 HONOUREES JNA ÖDÜLLERİ 2019 ONUR SAHİPLERİNİ AÇIKLADI
HONG KONG, 20 June 2019 – The prestigious JNA Awards unveiled its highly anticipated list of Honourees across 11 categories for its eighth edition. The announcement was made at a press conference during the June Hong Kong Jewellery & Gem Fair. Organised by Informa Markets, the JNA Awards strives to encourage and promote excellence, innovation and best business practices. The JNA Awards also serves as a platform to recognise and celebrate outstanding achievements in the international jewellery and gemstone industry from the time it was founded in 2012. The judging panel has worked diligently over this past month, as their job keeps getting tougher and tougher each year. In 2019, there are almost 100 highquality entries from 15 countries and regions, and 46 of them are shortlisted as Honourees. Industry Innovation of the Year and Young Entrepreneur of the Year (age 40 and below) proved to be two of the most popular categories, and these are areas that holds the driving force in the advancement of the industry.
78
gold book magazine
HONG KONG, 20 Haziran 2019 – Prestijli JNA Ödülleri, sekizinci etkinlikleri için 11 kategoride yer alan ve ilgiyle beklenen Onur Ödülü sahiplerini açıkladı. Duyuru, Haziran’daki Hong Kong Mücevher & Değerli Taşlar fuarı esnasında bir basın konferansında yapıldı. Informa Markets tarafından düzenlenen JNA Ödülleri mükemmeliyet, inovasyon ve en iyi iş uygulamalarını teşvik etmeye ve geliştirmeye çalışıyor. JNA Ödülleri aynı zamanda, kurulduğu 2012 yılından beri uluslararası mücevher ve değerli taş endüstrisindeki üstün başarıları tanıma ve kutlama amacına yönelik bir platform görevi görüyor. Geçtiğimiz ayda jüri, özenle ve sabırla çalıştı ancak işleri, her geçtiğimiz yıl daha da zorlaşıyor. 2019’da 15 ülke ve bölgeden yüksek kaliteli neredeyse 100 katılım oldu ve bunların 46’sı Onur Ödülü sahipleri olarak son eleme listesine girdi. Yılın Endüstri İnovasyonu ve Yılın Genç Girişimcisi (40 yaş ve altı) en popüler kategorilerden ikisi oldu ve bu alanlar endüstrinin ilerlemesi için itici güç olmaya devam ediyor.
(From left) Abhishek Parekh of KGK Group; Peter Suen of Chow Tai Fook Jewellery Group; Letitia Chow of Informa Markets; David Bondi of Informa Markets; Kenneth Scarratt of DANAT; and Liu Zheng of Guangdong Land Holdings gathered at the Honouree Announcement Press Conference of the JNA Awards 2019
Letitia Chow, Chairperson of the JNA Awards, and Director of Business Development – Jewellery Group at Informa Markets, commented, “Of the 39 Honouree companies that were shortlisted, almost half of them are first-time entrants, indicating a growing interest among quality companies who recognise the importance of this platform to share best business practices. We have also received a record number of entries from Thailand, second in ranking together with India and Hong Kong, reflecting the importance of this market which has been traditionally shy and modest about its accomplishment.”
JNA Ödüllerinin Kurul Başkanı ve Informa Markets Mücevher Grubunun İş Geliştirme Yöneticisi Letitia Chow şu yorumu yaptı: ‘’Kısa listeye giren 39 Onur Ödülü sahiplerinin neredeyse yarısı yarışmaya ilk kez girdi ve bu da en iyi iş uygulamalarını paylaşan bu platformun önemini kavrama konusunda nitelikli firmaların ilgisinin arttığını gösteriyor. Aynı zamanda Tayland’dan rekor sayıda katılım aldık, bunu Hindistan ve Hong Kong takip etti ve bu da başarıları konusunda geleneksel anlamda utangaç ve mütevazı olan bu pazarın önemini vurgulamış oldu.”
The 2019 independent judging panel consists of industry experts: James Courage, former Chief Executive Officer of Platinum Guild International (PGI) and former Chairman of the Responsible Jewellery Council (RJC); Albert Cheng, former Managing Director of World Gold Council, Far East (WGC); Lin Qiang, President and Managing Director of the Shanghai Diamond Exchange (SDE); Nirupa Bhatt, Managing Director of the Gemological Institute of America (GIA) India and Middle East; Yasukazu Suwa, Chairman of Suwa & Son, Inc.; and Mark Lee, Research Director of Asia Pacific Institute for Strategy (APIFS).
2019 yılının bağımsız jürisi endüstri uzmanlarından oluşuyor: Platinum Guild International (PGI) eski CEO’su ve Sorumlu Mücevher Konseyi (RJC) eski Kurul Başkanı James Courage ve Dünya Altın Konseyinin (WGC) Eski Uzak Doğu Yönetim Müdürü Albert Cheng, Şangay Pırlanta Borsası (SDE) Başkanı ve Yönetim Müdürü Lin Qiang, Amerika, Hindistan ve Ortadoğu Gemoloji Enstitüsü (GIA) Yönetim Müdürü Nirupa Bhatt; Suwa & Son, Inc. Kurul Başkanı Yasukazu Suwa ve Asya Pasifik Strateji Enstitüsü (APIFS) Araştırma Direktörü Mark Lee.
(Soldan sağa) KGK Group’dan Abhishek Parekh; Chow Tai Fook Jewellery Group’tan Peter Suen; Informa Markets’ten Letitia Chow; Informa Markets’ten David Bondi; DANAT’tan Kenneth Scarratt ve Guangdong Land Holdings’ten Liu Zheng JNA Ödülleri 2019’un Onur Sahipleri Duyurusu Basın Toplantısında bir araya geldi.
gold book magazine
79
news
Courage shared, “The quality of this year’s entries, along with its diversity in terms of size, type and geography, are worth noting. Despite facing challenges that stem from increased competition, rising costs and labour constraints, the industry – through these entries – showed its focus and determination when it comes to investing in innovation, operating systems and consumer research.” Cheng added, “Just like in the last seven years, Industry Innovation of the Year proved to be the most popular category. The Young Entrepreneur Honourees – whose credentials, professionalism and innovativeness reflect on their outstanding businesses – are equally impressive. The diversity and number of participating countries, as well as the nature of innovations presented, are also truly encouraging.” Lin of SDE remarked, “It is my great honour to be part of the Judging Panel for the eighth year. It is surprising and inspiring to know that nearly 100 entries were received – more than half of which are from first-time entrants. The influence and credibility of the JNA Awards is beyond question. It will be a rewarding journey for everyone involved.” “Having worked with the JNA Awards since 2013, I noticed that the judging process grows more difficult as the entries reach new heights and push the boundaries of excellence year after year. All the Honourees of the JNA Awards 2019 truly deserve praise and recognition. I wish all of them success.” GIA’s Bhatt noted. On judging the entries, Suwa of Suwa & Son expressed, “Entrants to the JNA Awards vary from very big corporations that sell close to USD 10 billion, to those that sell just a few hundred thousands. I kept in mind to judge them based on their mission and the long-term good they have been doing for people, regardless of the company’s size and the number of employees.” Lee of APIFS also added, “The JNA Awards continues to strengthen its role as an excellent platform to showcase the industry’s progress and success. The entries, particularly in the areas of innovation and marketing, are truly impressive. They take innovation to a whole new level, by treating jewellery as an artform; and taking marketing beyond its traditional role with a focus on infotainment.”
80
gold book magazine
Courage şunları paylaştı: “Bu yılki katılımların boyut, tip ve coğrafya bakımından çeşitliliklerinin yanı sıra kalitesi de kayda değer. Artan rekabet, maliyet ve iş gücü kısıtlamalarından kaynaklanan zorluklarla karşılaşılmasına rağmen endüstri -bu katılımlar aracılığıyla- inovasyona, işletim sistemlerine ve tüketici araştırmalarına yatırım yapma konusuna gelindiğinde kararlı ve adanmış olduğunu göstermiş oldu.” Cheng şöyle ekledi, “Son yedi yılda olduğu gibi, Yılın Endüstri İnovasyonunun en popüler kategori olduğu kanıtlandı. Genç Girişimci Onur Ödülü sahiplerinin tümü eşit derecede etkileyici olan referansları, profesyonellikleri ve yenilikçi nitelikleri işlerinin kalitesinde kendini gösteriyor. Sunulan inovasyonların doğasının yanı sıra katılımcı ülkelerin çeşitliliği ve sayısı da oldukça cesaret verici.” SDE’den Lin şu tespitte bulundu: ‘’Sekizinci yılda Jürinin bir parçası olmak benim için büyük bir onur. Yarısından fazlası ilk kez yarışmaya katılan neredeyse 100’den fazla katılımın olduğunu bilmek hem şaşırtıcı hem de ilham verici. JNA Ödüllerinin etkisi ve güvenilirliği su götürmez. Dahil olan herkes için ödüllendirici bir deneyim olacak” “2013’ten beri JNA Ödülleri ile çalışırken, değerlendirme sürecinin katılımların niteliğinin yükselmesi ile birlikte git gide daha zor hale gelmeye başladığını ve her yıl mükemmeliyet sınırlarının zorlanarak aşıldığını fark ettim. JNA 2019 Onur Ödülü sahiplerinin tümü, gerçekten de övgüyü ve tanınmayı hak ediyor. Hepsine başarılar diliyorum.’’ Diyor GIA’den Bhaat. Bu katılımları değerlendirirken, Suwa & Son’dan Suwa şunları ifade etti: ‘’JNA Ödüllerinin katılımcıları 10 milyar dolara yakın satışlar yapan çok büyük ülkelerden yalnızca birkaç yüz bin dolar satanlara kadar çeşitlilik gösteriyor. Bunları, şirketin büyüklüğü ve çalışanların sayısından bağımsız olarak insanlara uzun vadede yaptıkları katkılar ve misyonlarına dayanarak değerlendirmeye özen gösterdim.” APIFS’ten Lee de ‘’JNA Ödülleri, endüstriyi ilerletmeye ve başarısını vitrine çıkarmak için mükemmel bir platform olarak rolünü güçlendirmeye devam ediyor. Özellikle de inovasyon ve pazarlama alanlarından gelen katılımlar gerçekten de etkileyici. Mücevherlere bir sanat biçimi olarak yaklaşarak inovasyonu yeni bir seviyeye taşıyorlar ve eğlendirici bilgilendirmeye odaklanarak da pazarlamayı geleneksel rolünden çıkarıyorlar.’’ Dedi.
The full list Honourees of the JNA Awards 2019: JNA Ödülleri 2019 Onur Sahiplerinin Tam Listesi şöyle: Brand of the Year – Retail •Mokingran Jewelry Group Co Ltd •Phu Nhuan Jewelry Joint Stock Company (PNJ) •Shenzhen Sunfeel Jewelry Co Ltd eSupplier of the Year •BOJEM Jewelry •De Beers Group Institute of Diamonds •Gübelin Gem Lab •Kapu Gems •Shanghai Wisdom Jewelry Trading Co Ltd Industry Innovation of the Year -Diamond Identification •Diamond Services
-Jewellery Manufacturing Technology •3D kaiente Jewellery Co Ltd •Christy Gem •H.K. Designs •K.S. Jewelry International Co Ltd -Marketing and Marketing Services •Picup Media •Shenzhen MOVER Culture Co Ltd -Production Technology •China Stone Ltd •Pino Aliprandini (HK) Ltd •Sahajanand Technologies Private Limited •Shenzhen Future Wisdom Jewelry Co Ltd -Shared Services •Kongfook Jewelry (Shenzhen) Co Ltd Manufacturer of the Year – Cutting & Polishing – Creativity and Innovation •China Stone Ltd •KGK DV LLC •Vaibhav Global Limited Manufacturer of the Year – Jewellery •Chow Tai Fook Jewellery Group Ltd •Gold Star Jewellery Pvt Ltd
•MKS JEWELRY INTERNATIONAL CO LTD •ShangJinPin Jewellery (Shenzhen) Limited Corporation Outstanding Enterprise of the Year – China •Continental Jewellery (MFG) Limited •DECENT GOLD GROUP CO LTD •Shanghai Kimberlite Diamond Group Ltd Co Outstanding Enterprise of the Year – India •H.K. Designs •KASHI JEWELLERS •NAROLA GEMS Outstanding Enterprise of the Year – Countries/Regions outside of India and China •Frank & co. Jewellery •YLG Bullion International Co Ltd Retailer of the Year •Luk Fook Holdings (International) Limited •Motisons Jewellers Ltd •Phu Nhuan Jewelry Joint Stock Company (PNJ) •Poh Kong Jewellers Sdn Bhd Sustainability Initiative of the Year •Continental Jewellery (MFG) Limited •Shenzhen Xingguangda Jewelry Industrial Co Ltd Young Entrepreneur of the Year (Age 40 and below) •Abhay Chordia, ASHOK JEWELS •Angelina Lau, SK Jewellery Group Ltd •Nancy Wong, Luk Fook Holdings (International) Limited •William Chu, Picup Media •Raymond Chen, Shenzhen MOVER Culture Co Ltd
The winners, Recipients, in each category will be announced and fêted at the JNA Awards Ceremony and Gala Dinner on 17 September (Tuesday), during the September Hong Kong Jewellery & Gem Fair.
gold book magazine
81
news
GLT JOINS THE ROMANIAN GEMOLOGY CONGRESS GLT, ROMANYA GEMOLOJI KONGRESI’NE KATILDI Turkish Gemology Laboratory (GLT) which operates in Istanbul Chamber of Jewelers represented Turkey in the Gemology Congress held in Romania. Ercument Tandogan, one of the gemologists of GLT attending the congress, gave information on the production methods of synthetic jewelry stones and held a practical workshop.
82
gold book magazine
İstanbul Kuyumcular Odası’nda faaliyet gösteren Türkiye Gemoloji Laboratuvarı (GLT), Romanya’da yapılan Gemoloji Kongresi’nde Türkiye’yi temsil etti. Kongre’ye katılan GLT’nin gemologlarından Ercüment Tandoğan, sentetik mücevher taşlarının üretim yöntemleri hakkında bilgi verdi ve uygulamalı bir work-shop çalışması gerçekleştirdi.
Turkish Gemology Laboratory (GLT) which is one of the important laboratories in the world to obtain the TS EN ISO/IEC 17025 accreditation certificate from TURKAK, the Turkish Accreditation Institution, continues to gain popularity overseas besides being a reference institution domestically due to the diamond, colored stones and jewelry certificates they issue. Within this context, GLT joined the Romanian Gemology Congress which was organized by the Romanian National Geology Institute and Romanian Gemology Center jointly on the 8th and 9th of June, 2019. Over 200 experts from several European countries attended the congress which was hosted by the National Geology Museum in Bucharest. Representing the Turkish Gemology Laboratories, Geologist Ercument Tandogan attended the congress which lasted two days and opened with the speech of Dr Marian Muntean, Manager of the National Geology Institute. In the congress in which many activities were held from cutting of the stones for the Jewellery pieces to their identification, the specialist gemologist of Istanbul Chamber of Jewelers-GLT, Tandogan gave a verbal presentation on the production methods of synthetic jewelry pieces for the participants and held a work-shop with gemological devices. A thank you plaque was given to Tandogan by the Romanian Gemology Center by virtue of his contributions.
Türk Akreditasyon Kurumu TÜRKAK’tan TS EN ISO/IEC 17025 akreditasyon belgesini alarak dünyanın sayılı laboratuvarları arasına giren Türkiye Gemoloji Laboratuvarı (GLT), düzenlediği pırlanta, renkli taşlar ve mücevher sertifikalarıyla yurt içinde referans kurum olmanın yanı sıra yurt dışında da popülaritesi artıyor. GLT, bu kapsamda 0809 Haziran 2019 tarihleri arasında Romanya Ulusal Jeoloji Enstitüsü ve Romanya Gemoloji Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği Romanya Gemoloji Kongresi’ne katıldı. Ulusal Jeoloji Müzesi’nin Bükreş’te ev sahipliği yaptığı kongreye birçok Avrupa ülkesinden 200’ün üzerinde uzman isim katıldı. İki gün süren ve açılış konuşmasını Romanya Ulusal Jeoloji Enstitüsü Müdürü Dr. Marian Muntean yaptığı kongreye Türkiye Gemoloji Laboratuvarı’nı temsilen gemolog Ercüment Tandoğan katıldı. Mücevher taşlarının kesiminden kimliklendirilmesine kadar birçok etkinliğin yer aldığı kongrede İstanbul Kuyumcular OdasıGLT de görev yapan uzman gemolog Tandoğan, katılımcılara sentetik mücevher taşlarının üretim yöntemleri hakkında sözlü bildiri sundu ve gemolojik cihazlarla bir ‘work-shop’ uygulaması gerçekleştirdi. Kongre’de Tandoğan’a katılımlarından dolayı Romanya Gemoloji Merkezi tarafından teşekkür plaketi verildi. gold book magazine
83
advertorial
84 
gold book magazine
gold book magazine 
85
86 
gold book magazine
gold book magazine 
87
88 
gold book magazine
gold book magazine 
89
90 
gold book magazine
gold book magazine 
91
92 
gold book magazine