FYZY Dergisi 36. Sayı

Page 1

36. SAYI • ŞUBAT 2017

İÇİMİZDEN BİRİ

TUVANA BÜYÜKÇINAR

131-İMY-SY-22-02/2017

Işıklı Öğrencİler Ülkemİzİ İngİltere’de Temsİl Edecek IŞIK Ünİversİtesİ İLE İŞ BİRLİĞİ ATA’MIZIN İZİNDE SELANİK’TE PISA VE TIMSS SINAVLARI TEKNOLOJİ ÇAĞINDA ANNE BABA OLMAK ÜÇ KUŞAK IŞIKLI, ÜÇ FARKLI DÜNYA


SAYI: 36

İÇ İ N DEKİLER 2

FMV Haberler

14 Işık Üniversitesi Haberler FID Haberler 24 İçimizden Biri Tuvana Büyükçınar 28 Eğitim PISA ve TIMSS Sınavları 32 Rehberlik Teknolojik Araçların Doğru Kullanımı ve Teknoloji Çağında Anne Baba Olmak 34 Yaşam Uzaklarda Bir Işıklı 36

Kültür - Sanat İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi: Hayvanlardan Tanrılara Sapiens Müzikal Film Tarihine Çarpıcı Bir Saygı Duruşu: “La La Land” Ahududu

38 Spor Işıklı Sporcular Ödül Gecesi Spor Başarılarımız 41 Işıklı Hikayeler Piyanonun Prensesi 42 Kuşaktan Kuşağa Işıklılar Üç Kuşak Işıklı, Üç Farklı Dünya

ŞUBAT 2017

FYZY İMTİYAZ SAHİBİ Av. Akın SÜEL Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Okulları adına FMV Yönetim Kurulu Başkanı • SORUMLU MÜDÜR Elk. Müh. Alp GÜNAY Feyziye Mektepleri Vakfı Genel Müdürü • YAYIN KURULU Faika Topal Eğitim Kurumları Koordinatörü Berna Barlas FMV İletişim ve Marka Yöneticisi Çiğdem Keklik FMV Ayazağa Işık İlköğretim Kurumu Türkçe Zümre Başkanı • KATKIDA BULUNANLAR Ekin Belce Altay FMV İletişim ve Marka Uzmanı Işık İlköğretim Kurumu Türkçe Zümresi Redaksiyon • TASARIM Topprint Basım Tanıtım ve Yayıncılık Ltd. Esentepe Mah. Atom Sok. Kanyon Apt. No:20/1 Şişli - İstanbul Tel: 0212 264 33 11 www.topprint.com.tr • BASKI Scala Basım Yayım Tanıtım San. ve Tic. Ltd. Şti. Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No:21 4.Levent - Kağıthane - İstanbul Tel : 0212 281 62 00 / 0212 269 07 34 info@scalamatbaa.com • İMTİYAZ SAHİBİ, SORUMLU MÜDÜR VE YÖNETİM YERİ ADRESİ Teşvikiye Cad. No: 6 Nişantaşı - İstanbul Tel: 0212 233 12 03 444 1 368 (FMV) www.fmv.edu.tr 4 ayda bir yayımlanır. Yayının türü: Dergi, yerel, süreli


Değerli Işıklılar, 131 sene önce, dönemin en aydın şehirlerinden biri olan Selanik’te, geleceğin sadece eğitimle şekillenebileceğine inanan bir grup insan, 14 Aralık 1885’te, “Feyz-i Sıbyan” ilkokulunu kurarak, Türkiye tarihine önemli izler bırakan okullarımızın tohumlarını attı ve böylece ülkemizin en çağdaş eğitim kurumlarından biri de doğmuş oldu. 131 yıl boyunca, “Önce İyi İnsan Yetiştirme” misyonumuzla bilim insanından siyasetçiye, sanatçıdan iş sahibine, yöneticiden sporcuya binlerce değerli ismi topluma kazandırdık, hayata hazırladık. 131.yılımızda yaşadığımız mutluluk, her yıl verdiğimiz mezunların yerine yenilerinin gelecek olmasından ve Işık meşalesinin elden ele taşınarak geleceği aydınlatacağından duyduğumuz mutluluktur. Bu yıl da kuruluş yıl dönümümüzü mezunlarımızın katılımıyla tüm kampüslerimizde düzenlenen törenlerle kutladık, bu güzel anları bu sayımızda sizlerle de paylaşmak istedik. 2014’te başlattığımız ve birbirinden kıymetli isimleri ağırladığımız FMV Kültür Konferanslarımıza da değinmek isterim. 9 Kasım 2016’da İnönü Vakfı Başkanı Özden İnönü Toker konuğumuz oldu. 7 Aralık 2016’da bilim gazetecisi ve yazar Orhan Bursalı, 18 Ocak 2017’de ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı ve 1 Şubat 2017’de Türk edebiyatının önemli ismi Ayşe Kulin izleyicilerle buluştu. Alanında başarılı çalışmaları olan ve topluma örnek olmuş değerli entelektüellerimizi her ay kültür konferanslarımızda ağırlamaya devam edeceğiz. İstanbul’un kültür ve sanat hayatına kazandırdığımız FMV Galeri Işık da birbirinden değerli pek çok sergiye ev sahipliği yaptı. Tuz Gölü’ndeki kuraklığa dikkat çekmek için Salt-Tuz Sergisi, 24 Kasım Öğretmenler Günü için Sanat Eğitimcileri Sergisi, 33. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması Sergisi, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Sergisi ve THBB Mimarlık Ödülleri Sergisi sanatseverlerle buluştu. Kültür ve sanat etkinliklerimizin yanı sıra spora, sporcuya da verdiğimiz değeri her zaman göstermeye önem veriyor, öğrencilerimizi yeteneklerini geliştirecekleri her alanda destekliyoruz. “Işıklı Sporcular Gecesi”nde FMV Işık Okullarında öğrenim

gören, çeşitli kulüplerde spor yapan, Türkiye’de ve İstanbul’da ilk üç dereceye girmiş 64 sporcumuza plaket vererek onları gelecekte atacakları adımlar için cesaretlendirdik. FMV Işık Spor A Basketbol Takımı’ndan başlayarak yaş gruplarına göre 10 ayrı spor branşı takım oyuncularımızın başarılarını belgelendirdik. Övgünün en güzelini hak eden sporcularımızı ve antrenörlerimizi kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. FMV Erenköy Işık Ortaokulu 6’ncı ve 7’nci sınıf öğrencilerimiz, “13. Bilim Kahramanları Buluşuyor First Lego League” kapsamında geliştirdikleri proje ile 36 takımın katıldığı yarışmanın İstanbul elemelerinde başarılı bir performans sergileyerek 3 şampiyonluk kazandı. Öğrencilerimizle Feyziye Mektepleri Vakfında bir araya geldik, onlardan projelerinin detaylarını dinledik. Öğrencilerimizi ve emeği geçen herkesi kutluyor, Türkiye Şampiyonası’nda başarılar diliyorum. Okullarımızda bu tür çalışmalar yapılırken FMV Işık Üniversitesi de akademik ve bilimsel anlamda yeniliklerini sürdürüyor. Üniversite bünyesinde öğretim üyelerimizin, öğrencilerimizin, çalışanlarımızın ve mezunlarımızın girişimcilik faaliyetlerinin destekleneceği “Kuluçka Merkezi” ve “İnovasyon-Girişimcilik Merkezi” kuruldu. Geleceğe yön verecek projelerin bu merkezlerimizden çıkacağına inanıyorum. Sanattan kültüre, spordan geziye gündemimizde ne varsa dergimizin sayfalarına taşıdık. Her sayımızda etkinliklerimizin yanı sıra mezunlarımızın, öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin başarılarını, tecrübelerini sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Zengin bir içerik ile sizlere ulaştığımız dergimizi zevkle okuyacağınızı umuyorum. Işıklı sevgi ve saygılarımla, Av. Akın SÜEL Feyziye Mektepleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı


HABERLER

2

Cumhuriyet’imizin 93. Yılını Kutladık FMV Işık Okullarının tüm kampüslerinde Cumhuriyet Bayramı coşkusu yaşandı.

Cumhuriyet’in ilanının 93. yılı, 24-28 Ekim 2016 tarihleri arasında akademik bölümlerin ve sanat bölümlerinin planladığı etkinliklerle derslerde işlendi. 31 Ekim 2016 Pazartesi günü Ayazağa Kampüsü’nde ilkokuldan lise sona kadar her

düzeyden öğrenci ve öğretmenin katılımıyla Cumhuriyet Yürüyüşü düzenlendi. Gençliğe Hitabe’nin okunmasının ardından öğrenciler, “Cumhuriyet Özgürlüktür!” yazısını oluşturdu.

Ulu Önderimiz Atatürk’ü Kampüslerimizde Düzenlenen Törenlerle Andık

Ata’mızın aramızdan ayrılışının 78. yılı sebebiyle tüm kampüslerde anma etkinlikleri düzenlendi. Nişantaşı Kampüsü’nde FMV Yönetim Kurulu Başkanı Av. Akın Süel, Atatürk büstüne çelenk sundu, ardından Muvaffak Benderli Salonu’nda düzenlenen törende Atatürk’ün sevdiği şarkılar seslendirildi, Atatürk Oratoryosu’nun bir bölümü sahnelendi. Ayazağa, Erenköy ve Ispartakule Kampüsleri’nde de anma törenleri gerçekleştirildi.

Ata’mızın Doğduğu Evdeydik

150 Işıklı öğrencimiz, 2000 yılından beri gelenekselleşen 10 Kasım Töreni için Selanik’e gitti ve Ata’mızı doğduğu Selanik Evi’nde andı. Atatürk’ün doğduğu evin bahçesinde düzenlenen törende FMV Işık Okulları öğrencileri Atatürk Oratoryosu’nu seslendirdi.


3 DİDEM ŞIRANUR FMV Ayazağa Işık İlkokulu-Ortaokulu Müdürü

ATA’mızın İzinde, F

Selanik’te...

arklı düzeylerde yaptığımız öğrencilerimizin kültürel birikimlerini arttırdıkları, ebeveynlerinden ayrı bireysel sorumluluklarını geliştirdikleri okul gezileri içinde Selanik Ata’yı Anma Gezisi’nin bizim için çok özel bir yeri vardır. Eylül ayı geldiğinde 5.sınıflarımızı, müdür yardımcımızı, Türkçe, müzik zümreleri ve şube rehber öğretmenlerimizi bir telaş alır. Atatürk Oratoryosu çalışılmaya, konsolosluk ile görüşülmeye, gezi detayları ile ilgili diğer süreçler takip edilmeye başlar. Tatlı telaşımız ve heyecanımızın nedeni bizi anlamı ve sorumluluğu büyük bir törenin beklemesidir. Ve işte bir kasım ayı daha geldi, sabah çok erken saatlerde okuldayız. Otobüsler arka kapıda sıralanmış, öğrenciler bavullarını yüklüyor, öğretmenler yoklamalarını almış, işi biten öğrencilerini otobüslere yerleştiriyor. Bizi yolcu etmeye gelmiş anne-babalar biraz hüzünlü ama gururla el sallıyorlar: “İyi yolculuklar!” Bu yıl Ayazağa, Nişantaşı, ve Ispartakule Işık Ortaokulları 5.sınıf öğrencileri birlikte gidiyoruz. Tekirdağ’da verdiğimiz kısa molada diğer gruplarla buluşuyoruz, artık ekip tamam. İpsala sınır kapısında rutin işlemler ve

işte Meriç Nehri’nin üzerinden karşı kıyıya geçiyoruz. Hâlâ Türkiye’deymişiz gibi coğrafya aynı ama ilk trafik levhası, farklı bir alfabe ve yol kenarına dikilmiş küçük şapel maketi Yunanistan’da olduğumuzu hatırlatıyor. Bu maketleri trafik kazasında vefat eden yakınlarının anısına yaptırıyorlarmış. İlk durağımız tarihi dokusu, Ege mimarisi, kordon boyu, muhteşem su kemerleri ile Kavala. Ege’nin karşı kıyısında ama aynı denize bakarak bu bölgenin lezzetlerini tadacağız. Şimdi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın heykelinin ve evinin bulunduğu meydana çıkıyoruz. Yüksek bir tepedeyiz, buradan Kavala manzarası muhteşem, bol bol fotoğraf çekiyoruz. Bugün son durağımız Selanik. Selanik, 1881’de bir gün Türk ulusunun Atası olacağını bilmeden doğan bir bebeğin, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu, büyüdüğü, yine 1885 yılında Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Okullarının temeli olan Feyz-i Sıbyan Mektebinin kurulduğu şehirdir. Şehir 1430 yılında II. Murat tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Birçok farklı dinden ve etnik kökenden halkların bir arada yaşadığı, modern, batıdaki düşünce akımlarının Osmanlı Devleti’ne ulaştığı, yüzü batıya dönük bir şehir olan


HABERLER

4

Selanik aynı zamanda demir yolu ağı ile Avrupa’ya bağlanmış, önemli bir liman kentiydi. 1912’de Balkan Savaşları ile savaşılmadan Yunan Hükümeti’ne teslim edilmiştir. Bugün Selanik şehrinde Türk nüfusun çok azaldığını görüyoruz. Özellikle Balkan Savaşları sırasında ve sonrasında büyük bir göç dalgası yaşanmıştır. Gemilerle, trenlerle, bu imkânları bulamayanlar yaya olarak terk ederler doğdukları toprakları. Bir diğer göç dalgası da 1924 yılından başlayarak Mübadele Dönemi’nde yaşanır. Göç edenler arasında Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi ve kız kardeşi de vardır. Mustafa Kemal, askeri görevleri nedeniyle daha önce Selanik’ten ayrılmıştır. Zübeyde Hanım da Balkan Savaşı’ndan sonra birçok Türk ailesi gibi Selanik’ten göçmüş ve İstanbul’a gelerek Akaretler’ de bir eve yerleşmiştir. İstanbul’da Selanik’ten göç eden ailelerin sayıları arttıkça çocuklarının öğretim ihtiyacı da artmaya başlar. Feyziye mezunları “Yeni Mekteb” adıyla okullarımızın İstanbul’da temellerini atarlar. Bu iki göç hikâyesinde de Selanik’teki tarihi süreçlerin etkisini görürüz, ortak olan taraf bir daha geri dönüşün olamayışıdır. İşte her yıl büyük bir onur ve heyecanla Selanik Ata’yı Anma Gezimizi gerçekleştirirken, bir yandan ulu Önderimiz Atatürk’ün evinde onunla bütünleşiyor, bir yandan okulumuzun köklerini arıyoruz. Bütün Türk ulusunu yasa boğarak bu dünyadan ayrıldığı 10 Kasım sabahına 78. kez uyanıyoruz. Özenle hazırlanıp otobüslere biniyoruz, Atatürk Evi’ne yaklaştıkça duygularımız yoğun-

laşıyor. İşte karşımızda Pembe, mütevâzi, duvarları arasında nasıl bir dâhiyi büyüttüğünü bilir gibi mağrur Atatürk Evi. Geniş güvenlik önlemleri içinde bahçeye bizim için ayrılmış olan bölüme yerleşiyoruz. Bizden başka okullar ve öğrenci grupları da var ama öncü bir okul olmanın gururu içindeyiz. Bu noktada geleneksel Selanik Ata’yı Anma Gezisi’nin mimarı FVM Eğitim Kurumları Koordinatörü ve Kurucu Temsilcisi Sayın Faika TOPAL’a sözü bırakıp nasıl öncü olduğumuzu öğrenelim:


5

Selanik Ata’yı Anma Gezisine nasıl karar verdiniz? Selanik Ata’yı Anma Gezisinin mimarı olarak bugün değerlendirme yapmanızı istesek neler söylersiniz? “2002 yılında Işıklı öğrencilerimizin okullarının 1885’te kurulduğu toprakları görerek okulumuzun ayak izlerini takip etmelerinin Işık ruhunun oluşmasına katkısı olacağını düşünerek 5. sınıflarımızla Selanik şehrine gitmeyi planladık. Selanik şehrinin bizim için en önemli yanı ise Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu şehir olmasıydı. Bu nedenle geçmişin izini sürme gezimizi Türk ulusunun ulu Önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Günü olan 10 Kasım tarihiyle birleştirdik. “Projenin mimarı “ ifadeniz için çok teşekkür ederim. Ancak bu ifade sanırım tüm Işıklılar adına Ayazağa Işık İlköğretim Okulu öğrencilerine ve öğretmenlerine daha çok yakışır. 14 yıldır geleneksel olarak devam eden projeyi başlatan Işık Okullarının yaktığı bu meşale; her geçen yıl artarak ülkemizin pek çok yöresindeki okullarımıza kadar ulaştığını görmek biz Işıklıların en büyük mutluluğu ve onuru olmuştur.” Sayın Faika Topal’ın dediği gibi yaktığımız meşalenin ışığı bugün Atatürk Evi’nin bahçesini dolduran tüm bu insanlara ulaşmış. Resmi törenin bitiminde sıra Işıklı öğrencilerde... Atatürk Oratoryosunu öyle içten ve coşkulu söylüyoruz ki ilk marştan itibaren bahçedeki tüm konuklar bize eşlik etmeye başlıyorlar, gözleri dolanlar, gözyaşını tutamayıp akıtanlarla bütün oluyoruz. Gururla Ata’mızı anıyor, onun yolundan yürümeye bir kere daha ant içiyoruz. Çocuk Mustafa’nın belki koşarak çıktığı merdivenlerden çıkarak Atatürk Evi’ni ziyaret ediyoruz. Daha sonra Selanik Başkonsolosu ve zarif eşi bizi konutlarında kabul ediyor. Türk misafirperverliğini burada bir kere daha görüyoruz.

Konut, katılımcıların ziyaretlerine açık ve ev sahipleri herkesle ayrı ayrı ilgileniyor. Atatürk Evi’nden ayrılma zamanı geldi, bugün bütün bir gün Selanik’i keşfedeceğiz. Akşam Yunan kültürünün bir parçası olan tavernaya gideceğiz. Bugün yorulduk, yarın dönüş yolculuğumuz var, dinlenmek lazım. Selanik, Kavala, Gümülcine, Dedeağaç, Kipi Sınır Kapısı ve işte yine Meriç Nehri’nden karşıya bu sefer vatan topraklarına… Otobüsler okulun arka kapısına yaklaşırken anne ve babaların bizi uğurladıkları yerde karşılamak üzere sabırsızlıkla beklediklerini görüyoruz: “Hoş geldiniz!” Ayrılırken gururla çocuklarımıza bakıyoruz. Aklımızdan geçen düşünceler ile buluşuyor gözlerimiz. Ata’mızın en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne her yönü ile sahip çıktık ve gelecekte de sahip çıkacağımıza yine, yeniden söz veriyoruz.


HABERLER

6

FMV Işık Okullarının 131. Yıl Dönümünde Mezunlar Bir Araya Geldi FMV Işık Okullarının 131. kuruluş yıl dönümünde mezunlar Nişantaşı, Ayazağa, Erenköy ve Ispartakule Kampüslerinde bir araya geldi.

Nişantaşı Işık Lisesi 50. Yıl Mezunları

Son dönemde yaşanan saldırılarda hayatını kaybedenler için saygı duruşuyla başlayan törenlerde şarkı ve dans gösterileri iptal edildi. Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün katıldığı Nişantaşı Kampüsü’ndeki törende, 25, 40 ve 50’inci yılını dolduran mezunlar anı plaketlerini alırken, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in katıldığı Ayazağa Kampüsü’ndeki törende ise 25. yılını dolduran mezunlara anı plaketi verildi. Plaket töreni sonrası mezunlar, geleneksel öğle yemeğinde bir araya geldi.

Nişantaşı Işık Lisesi 40. Yıl Mezunları

Nişantaşı Işık Lisesi 25. Yıl Mezunları

Ayazağa Işık Lisesi 25. Yıl Mezunları


7

Nişantaşı Kampüsü’ndeki törende konuşmasına hayatını kaybedenleri anarak başlayan Feyziye Mektepleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Akın Süel: “Öncelikle, terör saldırılarında hayatlarını kaybeden şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza şifa diliyorum.” dedi. Süel, ardından konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bugün eğitim yolculuğumuzda tam 131 yılı geride bıraktık. 131 yıllık süre boyunca Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda, ilerici akademik kadromuz ve Batılı eğitim anlayışımız ile geliştik; büyüdük ve “Önce İyi İnsan Yetiştirme” misyonumuzla bilim insanından siyasetçiye, sanatçıdan iş sahibine, yöneticiden sporcuya, sizler gibi binlerce değerli ismi topluma kazandırdık, hayata hazırladık. Dünyada ve ülkemizde yaşanan gelişmeleri, gerçekleşen üzücü olayları incelediğimizde, eğitimli ve donanımlı bireylere olan ihtiyacın her geçen gün arttığını görüyoruz. OECD Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nın (PİSA) yeni açıklanan verilerine göre de eğitim alanında gerek diğer ülkelerle kıyaslandığında gerekse kendi 2012 verilerimizle karşılaştırıldığında ülkemizde ciddi bir gerileme söz konusudur. Bu noktada tüm ilgililerin ve bizler gibi köklü eğitim kurumlarının çok daha fazla gayret etmesi gereği ve bilimin ışığında gereken tedbirleri alma sorumluluğu ve hatta zorunluluğu vardır. 131 yıllık kurumumuz, akıl ve güç birliği ile bilimselliği esas alarak bugüne kadar olduğu gibi bu zorlukların da üstünden gelecek ve sonsuza kadar başarılı Işıklıları yetiştirmeye devam edecektir.” dedi.


HABERLER

8

Dr. Yusuf Ziya Efe Matematik Üstün Başarı Ödülü 1963 yılında Işık Lisesinden mezun olan Prof. Dr. Turan Durgunoğlu’nun kendisine matematik dersini sevdiren ve başarılı olmasında büyük emeği olan Işık Lisesinin unutulmaz Matematik Öğretmeni Dr. Yusuf Ziya Efe’yi anmak ve öğrencileri motive etmek amacıyla 2009 yılında verilmeye başlanan “Dr. Ziya Efe Matematik Üstün Başarı Ödülü”nü bu yıl Işık Lisesi 12. sınıf öğrencisi Ege Temur kazandı. Bedia Özeriş Fen Bilimleri Üstün Başarı Ödülü Uzun yıllar fen ve biyoloji alanlarında başarılı öğrenciler yetiştiren Işık Okulları Biyoloji Öğretmeni Bedia Özeriş’in adını yaşatmak üzere verilen “Bedia Özeriş Fen Bilimleri Üstün Başarı Ödülü”nün bu yılki sahibi Ayazağa Işık Lisesi öğrencisi Gökay Can oldu. Rauf Mutluay Edebiyat Ödülü Işık Lisesinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapmış Rauf Mutluay’ın anısını yaşatmak, gençlerimizin duygu, düşünce ve gözlemlerini yazarak ifade etmesini sağlamak, Türkçenin etkili ve doğru kullanımının yerleşmesine katkıda bulunmak amacıyla bu yıl dördüncüsü düzenlenen Rauf Mutluay Edebiyat Ödülü Öykü ve Şiir Yarışması’nda birinciliği öykü dalında Erenköy Işık Fen Lisesi öğrencisi Miray Ayyıldız, şiir dalında Ayazağa Işık Lisesi öğrencisi Fatma Tekin kazandı. Sacit Öncel İyi İnsan Ödülü Feyziye Mektepleri Vakfına, okul müdürlüğü ve yönetim kurulu üyeliği görevleriyle uzun yıllar hizmet etmiş merhum Sacit Öncel’in anısını ve “iyi insan” modelini yaşatabilmek amacıyla Durgunoğlu Ailesi tarafından 2013 yılında ihdas edilen “Sacit Öncel İyi İnsan Ödülü”nü, bu yıl Ayazağa Işık Ortaokulu öğrencisi Raysa Menda, Erenköy Işık Ortaokulu öğrencisi Barkın Hepsev, Işık Ortaokulu öğrencisi Ece Gürsel ve Ispartakule Işık Ortaokulu öğrencisi Nil Keleş almaya hak kazandı. Kemal Üçyiğit Kimya Başarı Ödülü Işık Lisesinde 1958-1968 ve 1982-1984 yılları arasında görev yapan ve kimya dalında başarılı öğrenciler yetiştiren öğretmenimiz merhum Kemal Üçyiğit’in anısını yaşatmak için bu yıl ikinci kez verilen ve Işık Lisesi 1964 mezunu Bülent Pulak tarafından tahsis edilen “Kemal Üçyiğit Kimya Başarı Ödülü”nü Işık Lisesi 12. sınıf öğrencisi Onat Sönmez kazandı. Fatma Suat Özkartal Teşvik Ödülü Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bilim gerçeği bilmektir” ilkesine bağlılığıyla 131 yıldır eğitimini bilim ve teknolojinin olanaklarıyla sunan Işık Okullarında, 1968-1969 Işık Lisesi mezunu, Feyziye Mektepleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mimar M. Kâmil Özkartal tarafından eşi merhume F. Suat Özkartal’ın adına, anısını yaşatmak amacıyla verilen teşvik ödülünü Erenköy Işık Lisesi 10. sınıf öğrencisi Rabia İrem Top almaya hak kazandı.


9


HABERLER

10

FMV Kültür Konferansları Devam Ediyor

Feyziye Mektepleri Vakfında Atamalar Feyziye Mektepleri Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğine, Zeynep Sezerman seçilmiştir. FMV Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı’na 1969 FMV Işık Lisesi mezunu Av. A. Hüsnü Güreli seçilmiştir. FMV Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekilliklerine ise 1969 FMV Işık Lisesi mezunu Mimar M. Kâmil Özkartal ve 1975 FMV Işık Lisesi mezunu Prof. Dr. Gökhan Antalya seçilmişlerdir. Dr. Osman Erdal Karamercan, Necdet Şenkal, Mehmet Serdar Sarıgül, İsmail Seçkin Türesay, Sıddık Tetik, İpek Nur Cem Taha yeni üyeler olarak FMV Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti’nde yer almışlardır.


11

Okullarımızdan Haberler

Işıklı Öğrenciler Ülkemizi İngiltere’de Temsil Edecek FMV Özel Erenköy Işık Ortaokulu Jr. Roboformers Lego Robotik Takımımız 4-5 Mart 2017 tarihinde İzmir’de düzenlenen, 18 farklı ilden gelen ve 47 takımın katıldığı Türkiye Ulusal Turnuvası’nda “En İyi Robot Tasarımı” kupasını kazandı ve 21-25 Haziran 2017 tarihinde İngiltere’nin Bath şehrinde gerçekleşecek olan “International Open Championship Turnuvası”nda ülkemizi ve okulumuzu temsil etme hakkı kazandı. 80 ülkede yapılan ve Türkiye’de Bilim Kahramanları Derneği tarafından düzenlenen First Lego League etkinliğinin ilk ayağı olan İstanbul ayağı 4-5 Şubat tarihlerinde yapılmış ve FMV Özel Erenköy Işık Ortaokulu Jr. Roboformers takımımız Robot Performansı kategorisinde en yüksek puanı alarak Birincilik Ödülü almış, bu ödülün yanında yarışmanın diğer kategorileri olan Özdeğerler, Proje ve Robot Tasarımı alanlarında birinci olarak İstanbul 1. Gün Turnuvası Şampiyonu olmuştu. Öğrencilerimiz, şehir güvercinlerinin dışkılarının insanların günlük hayatını olumsuz etkilerini azaltmayı amaçladıkları proje kapsamında Kadıköy Belediyesi ile ortak bir çalışma yürüterek belediye sınırları içerisinde şehir güvercinlerinin yoğun olarak bulunduğu bir alan belirlemişti. Bu alanda kuşların beslenme ve tüneme alışkanlıklarını yerinde göz-

FMV Yönetim Kurulu Başkanı Av. Akın Süel ve Genel Sekreteri Dr. Said Akçura Yönetim Kurulu Odası’nda başarılı öğrencilerle bir araya gelerek projenin detaylarını dinledi ve öğrencilerin başarılarının devamını diledi.

lemleyen öğrenciler; ornitolog, kuş bilimcileri ve kuş gözlemcileri ile iletişime geçerek bir tüneme kulesi tasarlamış ve Kadıköy’de kulenin montajını gerçekleştirmişti.

Öğretmenlerimiz: Hakan Çay, Oğuzhan Eren Öğrencilerimiz: Emre Yıldırım, Cem Taylan, Zehra Horoz, Sevinç Beste Yıldız, Osman Kaan Ilgaz, Doruk Ayar, Işık Yalçınkaya


HABERLER

12

Okullarımızdan Haberler Öğrencimiz Atakan Orhan Uluslararası Münazara Yarışmasının Finallerinde Jürilik Yapacak 22 ülkeden 325 lise öğrencisinin katıldığı Winter Holidays Open 2016 Turnuvası’nda Ayazağa Işık Lisesi öğrencisi Atakan Orhan, finale kalan son 16 takımı yönetecek tek Türk jüri üyesi olma hakkını elde etti. Yüksek performans sergileyen ve turnuvanın Mart ayında Bükreş’te düzenlenecek finalinde jürilik yapmak üzere davet alan Atakan Orhan, 16 takımı yönetecek tek Türk jüri üyesi olma hakkını kazandı.

Okullarımızın FLL Başarıları 13.’sü düzenlenen FLL Robotik Turnuvaları’nda, İstanbul çapında 72 takımın yarıştığı yarışmada, FMV Ayazağa Işık Ortaokulu 6 ve 7. sınıf öğrencilerinden oluşan takım “En İyi Mekanik Tasarım Ödülü”nün sahibi oldu. Özel Ispartakule Işık Ortaokulu takımı ise 19 Şubat 2017 tarihinde Bursa’da düzenlenen turnuvada 30 takım arasından 3. oldu.

4. Sosyal Bilimler Proje Yarışması Gerçekleşti Öğrencilerin çağımızın en önemli tüketim maddelerinden biri olan enerji kaynaklarını öğrenerek, yenilenebilir enerji kaynaklarına dikkat çekmek, yenilenemeyen enerji kaynaklarının kullanımının çevre ve insan sağlığına etkilerini fark etmelerini sağlamak amacıyla, teması “Yenilenebilir Enerji ile Temiz Dünya” olarak belirlenen FMV Özel Ayazağa Işık Ortaokulu İstanbul İli Ortaokullar Arası 4. Sosyal Bilimler Proje Yarışması 25 Şubat 2017 günü 11 okulun katılımıyla yapıldı.

Genç Bilimciler Ödüllendirildi İstanbul’daki 5, 6 ve 7. sınıf öğrencileri arasında yaratıcılıklarının desteklenerek geliştirilmesine ortam hazırlamak, çalışmalarında bilimsel düşünce, yöntem ve teknikleri kullanarak bilgi ve beceri kazanmalarını sağlamak ve fen bilimlerini sevdirmek amacıyla FMV Işık Okulları Ispartakule Kampüsü’nde düzenlenen FMV Özel Ispartakule Işık Ortaokulu Fen Bilimleri Proje Yarışması’nın 17 Şubat 2017 tarihinde yapılan finalinde genç bilimciler ödüllendirildi.

Katar MUN ve Öğrencimizin Başarısı FMV Özel Ayazağa Işık Lisesi MUN Kulübü öğrencileri, 22-27 Şubat 2017 tarihleri arasında Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen QATAR MUN (Qatar Model United Nations) Konferansı’nda Türkiye’yi temsil eden iki okuldan biri olarak başarılı bir MUN Konferansı süreci geçirdi. Öğrencilerimizden Kaan Berk Yaman, Honourable Mention (Onur Ödülü) kazandı.


13

Gelecek Etkinliklerimiz Kadınların Işığında Konseri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için düzenlenen “Kadınların Işığında Konseri” 13 Mart 2017’de Nişantaşı Kampüsü Muvaffak Benderli Salonu’nda gerçekleşecek. Öğrencisinden velisine, çalışanından mezununa kadar birçok isim şarkılar seslendirecek.

Haydi Işığa Etkinlikleri Başlıyor FMV Işık Okullarının çocuklar için ücretsiz olarak düzenlediği geleneksel “Haydi Işığa” etkinlikleri 25 Mart’tan itibaren tüm kampüslerimizde başlıyor.

Türkiye’nin En Başarılı İsimleri Ödüllendiriliyor Binlerce Işıklının oylarıyla belirlenen ve Türkiye’nin spor, sanat ve tasarım alanında başarılı isimlerinin ödüllendirildiği, Işık Spor Sanat Tasarım Akademisi tarafından gerçekleştirilen “Spora Sanata Tasarıma Işık Tutanlar Ödül Töreni” 4 Nisan 2017’de Nişantaşı Kampüsü Muvaffak Benderli Salonu’nda gerçekleşecek.

100 Yıllık Okullar Spor Şöleni’nde Buluşuyor Tarihi 100 yılı aşan, Türkiye’nin en köklü liseleri arasında düzenlenen “100 Yıllık Okullar Spor Şöleni”nin bu yıl 15.’si düzenleniyor. FMV Işık Okullarının tüm kampüslerinde gerçekleşecek olan “100 Yıllık Okullar Spor Şöleni”nde çeşitli branşlardan yüzlerce sporcu yarışacak.

STEAM Festivali Düzenleniyor 08 Nisan 2017’de Ispartakule Kampüsü’nde, 15 Nisan 2017’de ise Erenköy Kampüsü’nde düzenlenecek olan STEAM Festivali’nde (Science-Fen, Technology-Teknoloji, Engineering-Mühendislik, Art-Sanat, MathematicsMatematik) maker ve robotik atölyeleri ile eğitici ve bilimsel etkinlikler düzenlenecek.

Anaokulundan Üniversiteye Satranç Turnuvası FMV Işık Okulları tarafından gerçekleştirilen Satranç Şöleni’nin bu yıl 12.’si düzenleniyor. 5-7 Mayıs 2017 tarihlerinde Erenköy Kampüsü’nde düzenlenecek olan Satranç Turnuvası’nda çeşitli okullardan yüzlerce öğrenci yarışacak. 8.’si düzenlenecek olan Anaokulları Arası Satranç Turnuvası ise 15 Nisan 2017’de Nişantaşı Kampüsü’nde gerçekleştirilecek. Üniversiteler arası düzenlenen Uluslararası Satranç Turnuvası’na ise FMV Işık Üniversitesi ev sahipliği yapacak.


HABERLER

14

FMV Işık Üniversitesi İle İş Birliği Protokolü İmzalandı FMV Ispartakule Işık Lisesi, FMV Işık Üniversitesi ile ortak projeler üretmek amacıyla protokol imzaladı. Feyziye Mektepleri Vakfının, anaokullarından üniversiteye tüm eğitim kurumlarının yakın etkileşiminin hızla artması, bütünleşik eğitim adına verimli sonuçlar vermeye devam ediyor.

Kampüslerimizde STEAM Öğretisi Işık Üniversitesi rektörü ve aynı zamanda Işık Üniversitesi ElektrikElektronik Mühendisliği Bölümü’nde görev yapan Prof. Dr. Sayın Şirin Tekinay, tüm kampüslerde öğrencilerimize seminer düzenledi. Prof. Tekinay, öğrencilerimizi yeni bir eğitim ve araştırma yaklaşımı olan, Science-Fen, Technology-Teknoloji, EngineeringMühendislik, Art-Sanat, Mathematics-Matematik alanlarının baş harflerinden oluşan, bu alanların birbiriyle bütünleştirilmesi anlamına gelen STEAM hakkında bilgilendirdi. Oldukça nitelikli ve öğrencilerin ilgisini çeken sunum süresince Prof. Dr. Tekinay, geleceğin mesleklerinin nasıl şekilleneceği ve insan zekâsını alanlara bölmenin olumsuz sonuçlarından bahsetti.

Anaokulundan Üniversiteye Spor Sanat El Ele FMV Işık Spor Küçük Erkek Basketbol Takımımız, A Takımımız ve Işık Okulları öğrencilerimiz, FMV Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde devam etmekte olan “Nazan Erkmen Sergisi”ni ziyaret etti. FMV Işık Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sibel Avcı Tuğal, sporcularımıza ve öğrencilerimize hem sanatçılar hem de eserler hakkında bilgi verdi. FMV Işık Spor Küçük Erkek Basketbol Takımı


15

FMV Galeri Işık, Öğretmenler Günü’nü “Sanat Eğitimcileri Sergisi” ile Kutladı FMV Galeri Işık, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde bir kez daha sanat eğitimcilerini ağırladı. FMV Işık Okullarının aynı zamanda birer sanatçı olan eğitimcilerinin eserlerinden oluşan sergi, İstanbul’un en önemli sanat galerilerinden biri olan FMV Galeri Işık’ta sergilendi. 22 sanatçı eğitimcinin farklı tekniklerde ortaya koydukları işler, 3 hafta boyunca sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Nurşen Abdioğlu, Şirin Aslı Koroğlu Akansel, Berrin Başaran, Pınar Bayülken, Selma Beğenmiş, Songül Şirin Çelik, Pınar Çiçekli, Pınar Fazla, Fehim Güler, Pınar Karabiber, Gülcan Kolçak, Gülçağ Konce, Özlem Köroğlu, Filiz Kumru, Ayşe Mıhçı, Güler Özer, Ulaş Pullu, Ayşe Şişman, Hafize Tezcan, Esra Çelikkanat Tokaç, Banu Aslan Turak, Aslı Korur Yüksel’in eserlerinden oluşan sergi sanatseverler tarafından FMV Galeri Işık’ta izlendi.

THBB Mimarlık Ödülleri Sergisi Galeri Işık’taydı

Ödüllü Karikatürler Galeri Işık’ta Sergilendi

Türkiye Hazır Beton Birliği tarafından düzenlenen THBB Mimarlık Ödülleri’nin dördüncüsü gerçekleştirildi. Ödülün takdim edilmesi için 4 Ocak 2017 tarihinde FMV Işık Okulları Muvaffak Benderli Salonu’nda bir tören düzenlendi. Ödül Töreni’nin ardından Galeri Işık’ta yarı finale kalan projelerin sergisi açıldı. Türkiye Hazır Beton Birliği 2016 Mimarlık Ödülleri Sergisi, 4-14 Ocak tarihlerinde Galeri Işık’ta izlendi.

33. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması’nda ödül alan ve sergilenmeye değer görülen karikatürler 9-27 Şubat tarihleri arasında Galeri Işık Teşvikiye’de sanatseverlerle buluştu.


HABERLER

16

“Kâğıttan Yere, Yerden Duvara” Sergisi Galeri Işık’ta Açıldı İstanbul Serbest Mimarlar Derneği üyelerinin projelerinden oluşan “Kağıttan Yere, Yerden Duvara” adlı mimari proje sergisi 19 Ocak’ta Galeri Işık’ta açıldı. Dernek üyelerinden 40 mimarın son yıllarda inşa edilmiş projelerinin dijital görüntüleri, sergi için galeri mekanında özel olarak kurulan iskele sistemindeki üç projeksiyon ile mimarlık meraklılarına sergilendi.

İstanbul SMD Sergisi, Levent Erden tarafından verilen “İstanbul Kafası” konferansı ile açıldı. Levent Erden Sirkeci’den başlayarak Galata, Taksim, Şişli, Beşiktaş, Kabataş, Karaköy ve Eminönü rotası üzerinde izleyicilerini dolaştırarak İstanbul’un tarihsel değişimini örneklerle anlattı.

Fotoğrafçılar, Tuz Gölü’ndeki Kuraklığı Belgeledi FMV Galeri Işık, 1-19 Kasım 2016 tarihleri arasında Türkiye’nin en önemli doğal miraslarından biri olan “Tuz Gölü”nün yok olma tehlikesine “SALT-TUZ” sergisiyle dikkat çekti. Fotoğrafçı Salih Güler’in 10 yıl önce başlattığı, son 3 yıldır pek çok usta ve amatör fotoğrafçının destek verdiği proje, Tuz Gölü’ndeki değişimi gösterdi. Özel çevre koruma alanı, birinci derece doğal sit alanı, önemli bir kuş ve bitki alanı olmasına rağmen hatalı ve bilinçsiz uygulamalarla kurumaya yüz tutan Tuz Gölü’nün yıllara dayanan değişimi, “SALT-TUZ” Sergisi ile göz önüne serildi. Tuz Gölü’ndeki doğal yaşam ve insan eliyle yapılanlar, farklı zamanlarda çekim yapan aralarında FMV Yönetim Kurulu üyesi Zeynep Sezerman’ın da olduğu fotoğrafçıların objektifinden izleyiciye yansıdı. SALT-TUZ Sergisi, doğal mirasımıza dikkat çekerken geleceğimiz olan gençlerin eğitimine de kaynak sağladı. Sergiden elde edilen gelir ile öğrencilere eğitim bursu sağlandı.


OKULLAR ARASI 12. SATRANÇ TAKIM TURNUVASI 5-7 Mayıs 2017

FMV Işık Okulları Erenköy Kampüsü

FMV Işık Okulları Üniversiteler Arası Satranç Turnuvası;

5-7 Mayıs 2017, FMV Işık Üniversitesi Şile Kampüsü

fmvsatranc@fmv.edu.tr


HABERLER

18

Işık Üniversitesinden Kuluçka Merkezi Atılımı FMV Işık Üniversitesi, Maslak Kampüsü’nde “Işık-IBM Kuluçka Merkezi”ni açtı. Işık Üniversitesi, İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi bünyesinde, IBM iş birliği ile Maslak Kampüsü’nde üniversite öğretim üyelerinin, öğrencilerinin, çalışanlarının ve mezunlarının girişimcilik faaliyetlerini desteklemek üzere 12 Aralık’ta “Kuluçka Merkezi” açtı. Işık Üniversitesi Kuluçka Merkezi’nde önümüzdeki 3 yıl içinde en az 10 yeni fikrin kalıcı ve sürdürülebilir şekilde ticarileştirilmesi planlanıyor. Işık Kuluçka Merkezi aynı zamanda uluslararası teknoloji devi IBM tarafından dünya yarışmasında başarılı bulunup desteğe hak kazandı. Işık Üniversitesi Kuluçka Merkezi’nde inovasyon ve girişimcilik eğitimleri verilecek ve değişik alanlarda girişimciler için ilham kaynağı olmuş uzmanlarla birlikte çalışacak.

TET Proje Baharı ile Projelerinizi Yatırıma Dönüştürün Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği’nin (TET) 2012 yılında başlattığı üniversite- sanayi iş birliğini yatırıma dönüştürmeye yönelik TET Ar-Ge Proje Baharı’nın 6.’sının bu yılki teması “Akıllı Şehirler, Akıllı Projeler” oldu. Akıllı Ev, Akıllı Enerji, Akıllı Ulaşım, Diğer Akıllı Uygulamalar (Mobilite, Sağlık, Eğitim, Üretim vb.) gibi kategorileri projeler kabul ediliyor. Projenin paydaşlarından biri olan Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Üniversitesi, projeye 4 yıldan bu yana destek veriyor. Projenin başladığından beri jüride yer alan FMV Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Tekinay, Proje Baharı’nın yeni ve uygulanabilir bir fikri olan girişimciler için çok önemli bir fırsat sunduğunu söyledi. Etkinlik ile katılımcılarının projelerini tanıtırken aynı zamanda önemli bir network da oluşturma olanağını yakaladığını belirten Rektör Tekinay, kuluçka merkezi olan üniversitelerle iş birliği yapıldığını, bu sayede Ar-Ge Proje Baharı’nda sergilenen projeleri ticarileştirme süreçlerine daha etkin katkılar sağlamasının öngörüldüğünü vurguladı. AR-GE Proje Pazarı; Üniversite-Sanayi iş birliği kültürünün yaygınlaştırılması amacı ile sanayi kuruluşlarının temsilcileri ve araştırmacılarını bir araya getirerek, ortak proje önerilerinin oluşturulmasını hedefleyen çok önemli bir inovasyon ve girişimcilik etkinliği olarak nitelendiriliyor.


19

İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi

İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi, öğrencilere ve mezunlara “İş Arama-İş Kur” fikrini aşılama amacıyla hayata geçirildi. Tüm aktiviteler, akademisyenler, çalışanlar ve tüm eko-sistemin desteği ile Z kuşağının beklentilerine göre planlanıyor. Ticat adı verilen “Ticari İcat” kavramının hayata geçmesi sonucunda “İş Arama-İş Kur” düşüncesinin öğren-

cilerin günlük hayatlarına girmesi amaçlanıyor. Bu doğrultuda “İnnoCampus” adı altında Temmuz 2017 ortasında başlayacak ve altı hafta sürecek iş fikri ile başlayan ve ürün veya hizmete dönüşen ve gerçek hayat ile örtüşen süreç planlandı. Gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek tüm aktivitelerin “sürdürülebilir” nitelikte olmasına dikkat ediliyor.

Kadın Girişimciye Online Pusula Kadın girişimcilerin ve patronların en önemli sorunlarından biri olan eğitimde online döneme geçiliyor. Bünyesinde üniversite, banka, bakanlık ve STK’lerin yer aldığı “PusulaOnline Girişimcilik Atölyesi” ile 10 bin kadına yeni nesil eğitim ve finans imkânlarını ulaştıracak Türkiye ekonomisindeki güçleri her geçen gün artan kadın girişimcilere her gün yeni fırsat kapıları aralanıyor. Bu kapsamda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, FMV Işık Üniversitesi, 22 banka ve KAGİDER, kadın girişimciler için “Pusula- Online Girişimcilik Atölyesi”ni hayata geçirdi. Online eğitim, finans ve satış kanallarını girişimcilerle buluşturacak proje, uzun vadede 10 bin kadına ulaşmayı hedefliyor. Program ile kadın girişimciliği ve istihdamını artırmak amacıyla verilen girişimcilik eğitimleri tek bir platformda toplandı. Proje kapsamında sadece eğitim değil, finansa erişim ve satış kanalları da girişimcilere açılacak. Böylece katılımcıların programdan mezun olduktan sonra, girişim fikirlerini hayata geçirebilmeleri için kredi ve satış kanalı da sağlan-

mış olacak. Oluşturulan online eğitim platformu ile kadın girişimcilere uzaktan eğitim verileceğini ifade eden Işık Üniversitesi İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi Direktörü Prof. Dr. Ali Beba: “Bu platformda kadın girişimcilere girişimlerini hayata geçirebilmeleri için muhasebeden finansa, hukuktan pazarlamaya toplam 24 modülde ihtiyaç duyacakları her türlü başlığı içeren eğitimler verilecek.” dedi.


HABERLER

20

“STEAM ve Engineering Education Forum (WEEF 2016 Seul, Kore) Raporu” Konulu Seminer Gerçekleştirildi Işık Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Seminerleri kapsamında, “STEAM ve Engineering Education Forum (WEEF 2016 Seul, Kore) Raporu” konulu seminer, Prof. Dr. Şirin Tekinay tarafından yapılan sunum ile Şile Kampüsü Oditoryum’da gerçekleşti. Prof. Dr. Şirin Tekinay; 21. yüzyıl üniversite eğitiminin temellerinin, amaçlarının, yaklaşımının ve yöntemlerinin ele alındığı, FMV Işık Üniversitesi’nin Türkiye’de öncülüğünü yaptığı dünya trendi STEAM’i anlattı. Prof.Tekinay aynı zamanda 5-11 Kasım tarihlerinde Seul’de yapılan Dünya Mühendislik Eğitimi Forumu’nun sonuçlarını izleyicilerle paylaştı.

Türkiye’nin İlk Vaka Analiz Merkezi Kuruluyor FMV Işık Üniversitesi, üniversite-iş dünyası iş birliği konusundaki çalışmalara bir yenisini ekliyor. Üniversite, bu çerçevede işletmecilik ve finans alanlarındaki çalışmalara sistematik olarak vaka analizleri üzerinden büyük katkılar sağlayacak olan bir uygulama ve araştırma merkezi kuruyor. Merkezin kuruluşu, Türkiye’de finansal yönetim ve işletmecilik uygulamaları üzerine yapılan çalışmalarda, işletmeler ve işlemlerin vaka analizleri odaklı olarak değerlendirilmesini hedeflerken pek çok açılardan bir “ilk”i oluşturuyor. Işık Üniversitesi Finansal Yönetim ve İşletmecilik Uygulama ve Araştırma Merkezi (FİMER) çalışmalarını kamu, özel sektör ve sosyal sektörde faaliyet gösteren işletme ve kuruluşlar nezdinde odaklaştıracak. Merkez ile ekonominin farklı lanlarındaki işletmelerin kurumsal deneyim ve birikimleri ile işletmecilik faaliyetlerinde yarattıkları değerlerin daha geniş düzeyde farkındalık ve bilinilirlik kazandırılmasını hedeflenmektedir. TSKB ile iş birliği yapılacak Bu oluşumun altyapısını oluşturan unsurların başında geniş bir arşiv kapasitesi ve veri tabanı erişimi gelmektedir. Bu bağlamda Işık Üniversitesi, ülkemizin ekonomik kalkınma ve bankacılık sektöründe en birikimli, deneyimli ve saygın kurumlarından biri olan Türkiye Sanayi Kalkınma Bankası (TSKB) ile arşiv paylaşımı ve veri erişimi konusunda işbirliği anlaşması imzalandı.

Etkinliklerde de ortak hareket edilecek. İş birliği çerçevesinde, FMV Işık Üniversitesi Kütüphanesi ve TSKB Kütüphanesi aralarındaki ödünç verme-ödünç alma hizmeti kapsamında, telif hakları açısından paylaşılmasında kısıt bulunmayan her türlü yazılı, görsel ve elektronik içeriği paylaşabilecekler. Yine bu iş birliği kapsamında her iki kurumun belirli sayıdaki çalışanları, araştırmacıları, dış üyelik kaydı ile diğer kurumun kütüphanesinde araştırmalarını ücretsiz olarak sürdürebilecekler. Ayrıca üyeler kullanmak istedikleri kaynakları bağlı bulunduğu kurumun kütüphanesine iletmek koşulu ile diğer kurumun kütüphanesinden kaynak temininde de bulunabilecekler.


21

Zeynep Sezerman’ın “Bir’az Geç’erken” Fotoğraf Sergisi Galeri Işık Şile’de Açıldı FMV Işık Üniversitesinin kültür ve sanat etkinlikleri kapsamında düzenlenen, Feyziye Mektepleri Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Sezerman’ın “Bir’az Geç’erken” Fotoğraf Sergisi’nin açılışı 13 Aralık 2016 Salı günü saat 15.00’te Oditoryum Fuaye Alanı Galeri Işık Şile’de gerçekleşti.

Karma Resim-Heykel Sergisi Galeri Işık İstanbul’da FMV Işık Üniversitesi’nin 20. Kuruluş Yılı Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında düzenlenen sanatçı ve sanat eğitimcileri Nüzhet Kutluğ, Lütfü Özsoy, rahmetli Gündüz Gölönü, Devrim Erbil, Ramiz Aydın, Tamer Başoğlu, İsmail Avcı ve Ali Candaş’ın katılımıyla gerçekleşen “Karma Resim-Heykel “ sergisi, FMV Işık Üniversitesi Galeri Işık İstanbul’da açıldı. 3 Kasım’da açılışı yapılan sergi, büyük ilgi gördü.

‘’Ramiz Aydın Yağlı Boya Resim Sergisi’’ Sanatseverlerle Buluştu “Ramiz Aydın Yağlı Boya Resim Sergisi’’nin açılışı Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Galeri Işık İstanbul’da çok sayıda akademisyen, sanat eğitimcisi ve sanatseverlerin katılımıyla gerçekleşti. 15 Aralık’ta açılışı yapılan sergi, Işık Üniversitesi Maslak Kampüsü Galeri Işık İstanbul’da sanatseverlerle buluştu.


HABERLER

22

FMV Mentorluk “Ment To Be Projesi” Devam Ediyor

FMV Işık Üniversitesi, FID (Feyziyeliler Işıklılar Derneği) ve EMCC (European Mentoring & Coaching Council) tarafından birlikte organize edilen “FMV Mentorluk - “Ment To Be” Projesi büyük ilgi görmeye devam ediyor. FMV Işık Okulları mezunlarını genç Işıklılara rol model olmaya, onların yetenekleri doğrultusunda kendilerini geliştirmelerine destek vermeye, fırsatları fark etmeleri ve ardından değerlendirmeleri için bakış açılarını genişletmeye ve iş dünyası ile ilgili deneyimlerinden faydalandırmaya yönelik olan proje kapsamında ilk buluşma 12 Ekim 2016’da gerçekleştirildi. Proje kapsamında menti ve mentorlar eşleşip ilk görüşmelerini yaptı ve her iki taraftan da olumlu geri bildirimler alındı.

Işıklı Buluşmaların İlki Gerçekleştirildi İş sonrası stres atmak, farklı dönemlerden insanlarla tanışmak, profesyonel bir ağ oluşturmak ve dönem arkadaşlarının bir araya gelmesi amacıyla gerçekleştirilen Işıklı Buluşmaları’nın ilki 6 Ekim 2016’da Işıklı bir mezuna ait olan Mignon’da gerçekleştirildi.

Öğretmen Ziyaretleri Yapıldı FID, Öğretmenler Günü’nü kutlamak amacıyla yolu Işık’tan geçmiş öğretmenlerden Rengin Tınaz’ı bir diğer Işıklı öğretmen İsen Ural ile ziyaret etti.


23

Mezunlarımız Dans Çalışmalarına Devam Ediyor FMV Işık Okullarının mezunlarının katılımı ile Nişantaşı Kampüsü’nde Çetin Cengiz ile tango, Yiğit Dündar ile de latin dans atölyeleri büyük ilgi görmeye devam ediyor.

Işık Ev’de Yeni Bir Dönem

Işık Ev konusunda önemli adımlar atılmaya devam ediliyor. Işık Ev A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi Feyziyeliler Işıklılar Derneği’ne verildi. Işık Ev’i daha aktif ve yaşanabilir bir konuma getirmek için Lavazza firması ile anlaşma sağlanarak sosyal tesise kış bahçesi inşa edildi ve kampüs hizmetine sunuldu.

Mezunlarımızla 14 Aralık’ta Bir Araya Geldik 18 Aralık Pazar günü FMV Işık Okullarının 131. yılını kutlamak için Nişantaşı, Ayazağa ve Erenköy kampüslerimizde eş zamanlı gerçekleştirilen etkinliklerle mezunlar bir araya geldi ve Feyziyeliler Işıklılar Derneği geçen yıl içinde yapmış olduğu tüm faaliyetleri resmi törende mezunlarla paylaştı.

14 Aralık Anılar Sergisi 14 Aralık Kuruluş Yıl Dönümü kapsamında “Anılar” Sergisi açıldı. Herkesten bir parça ve anının paylaşıldığı, mezunlardan gelen fotoğraflardan oluşan sergi büyük ilgi gördü.


İÇİMİZDEN BİRİ

24

Mezunumuz

Tuvana

Büyükçınar Nişantaşı Işık Lisesi mezunlarımızdan Tuvana Büyükçınar ile okul yıllarını ve kariyerini içeren bir röportaj gerçekleştirdik. Tasarımcı kimliğiyle genç yaştan itibaren moda dünyasına adını yazdıran Tuvana Büyükçınar, A46, Tuvanam, 3MOMS, 3HOMES markalarıyla harikalar yaratmaya devam ediyor.


25

her şeye şahit oldum. O dönemde aynı zamanda ailem Sapanca’nın o bölgesinde bir su fabrikasına sahipti. Onun ambalajlanmasından tutun, meyvelerin toplanıp şehre gönderilmesine, köylülerden makreme öğrenilmesine kadar her şeyi orada yaşadım. Çok kıymetli, çok güzel bir küçüklük geçirdim. İlkokul üçüncü sınıfta ise yazlarımı Burgazada’da geçirmeye başladım. Sorumluluk bilincimi kazandığım seneler Burgazada’da geçti çünkü ASSK’de (Adalar Su Sporları Kulübü) yüzme derslerine başladım, profesyonel yüzücü olup milli takıma adım atacaktım ama ciddiyetten çekindim. Daha sonra 16 yaşımda şimdiki eşimle tanıştım. Aşık olunca Ada’nın bana ayak bağı olduğunu düşündüm ve İstanbul’a dönmek istedim. Çocukluğumu Sapanca’da, gençlik yıllarımı Avrupa şehirlerinde geçirdim. Bir yandan Ada’da disiplin içinde, bir yandan da limonata, kek ve annemin dergilerini satarak iş hayatına adım attım. Kısacası çocukluğum çok yönlü ve dolu dolu geçti. Her yelpazeyi tattım diyebilirim. O günler bu hayatımın altyapısını oluşturdu. Çocukluğunuz ile başlasak, nasıldı? Nerede geçti? İstanbul doğumluyum. İlk olarak Maçka Taşlık’ta oturdum. Yazlarımı benim için çok değerli olan rahmetli anneannemin çiftliğinde Sapanca’da Mahmudiye köyünde geçirdim. 10 yaşıma kadar her yaz burada köylülerle vakit geçirme fırsatı buldum. Bu dönemde organik hayat olarak nitelendirdiğimiz hayatın aslını yaşadım. Bir çiftlikteki mahsullerin ekiminden profesyonel ürün haline gelmesine kadar

Işık Okulları ile tanışmanız nasıl oldu? Aslında ilk olarak yuvaya yazılmıştım ama birkaç kere kaçma girişimim oldu. Öğle uykusunu sevmediğim için yatakhaneden kaçmaya çalışmışım. O yüzden yuva hayatım çok kısa sürdü, annem okuldan aldı. Daha sonra ise ilkokul birden başlayıp lise sona kadar Işık’ta okudum. Bir ömrü Işık’ta geçirdim diyebilirim. O kapıdan ilk girişimi unutamam.

Tuvana Büyükçınar, 2015 yılında “Spora Sanata Tasarıma Işık Tutanlar Ödül Töreni”nde “Sanata Tasarıma Işık Tutanlar” kategorisinde tasarım dalında ödül almıştı.


İÇİMİZDEN BİRİ

26

Işık Okulları size neler kattı? O yılları biraz anlatır mısınız? Işık bence orada okuyan herkesin hayatına çok önemli değerler kattı. Açıkçası bizim dönem ile şimdiki gençleri kıyaslayınca hem çok sevindiğim hem de çok üzüldüğüm şeyler görüyorum. Şimdiki zamana kıyaslarsak o döneme baktığımda saçını iki yandan ören, etek boyu normal düzeyde olan, okul armasının olduğu hırkalar dışında hiçbir hırkayı giymeyen bir öğrenciydim. Ben bugünkü başarımda Işık’tan aldığım disiplinin çok önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Disiplin insana almak istemedikleri sorumlulukları da verdiği için bir şeyi başarma serüveninde disiplinin en önemli anahtar olduğuna inanıyorum. Bende Işık kültürü var; disiplin, entelektüel, yaşamayı sevmek gibi değerlere sahibim. Hiç unutmadığım öğretmenlerim oldu; matematik öğretmenim Beduat Hanım, disiplin dendiğinde akla gelen Şevket Bey, ilkokuldaki müdürüm Mahmut Bey... Tebeşir kokan okul kokusunu bile özlüyorum. Okulunuza bağlı olduğunuzu biliyoruz. Arkadaşlıklar devam ediyor mu? Işık çok güzel arkadaşlıklar kattı hayatıma ve çok güzel anılar biriktirdim. En yakın arkadaşlarım Işık’ta kazandıklarımdır. Çok kült bir okul. O avluların içinde çok mutlu çocuklar vardı. Çok özel öğretmenlerden eğitim aldığım bir yerdi. Işıklı olmaktan her zaman gurur duyduğum ve marşını okurken bile gözlerimin dolu dolu olduğunu hissettiğim

bir okuldu. İnsanın onur duyduğu, gurur duyduğu okula her gün gitmesi ve oradan aldığı kültürle kendini geleceğe hazırlaması kadar önemli bir şey yok. Nişantaşı Işık’ta okudum. Nişantaşı, bulunduğu konum itibariyle dünyada çok büyük öneme sahip. Okuldan çıktığınızda gittiğiniz yerler, yemek yediğiniz mekânlar, oradaki gözlemlediğiniz kitle bunlar aslında çok özel. İnsanlar hafta sonu oraya gezmeye gelirken biz o kültürün içinde büyüdük. Bunlar insanın farkındalığını arttıran şeyler. Mezuniyetten sonra eğitim-öğretim hayatınız nasıl ilerledi? Her zaman sosyal tarafı daha ağır basan bir öğrenci oldum. Bale ve müzik eğitimi alıyordum. Teyzem de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesinde bölüm başkanı olduğu için sanatın içinde büyüdüm. Her cuma onunla tiyatroya giderdik. O zamanlar emin oldum ki ben içinde sanat olan bir şey okuyacaktım. En büyük hayalim bir Avrupa şehrinde okumaktı, ailemin de hayali oydu ama ta ki şimdiki eşim Selim’i tanıyana kadar. 16 yaşında onu tanıdım ve bilerek yurt dışındaki okulların başvurularını kaçırdım. Kimse bunu örnek almasın tabi (gülüyor). Annem daha sonra İngiltere’deki Middlesex University’e kolumdan tutarak götürdü. Mülakata girdim, sonra kayıt oldum. 10 gün kalabildim, burayı çok özledim, sonra Bilkent’in İç Mimarlık Bölümü’ne geçiş yaptım. Oraya da alışamadım ve Mimar Sinan’ı kazanmak için İstanbul’a döndüm ve Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nü kazandım.


27

Tasarım dünyasına girişiniz nasıl oldu? Kariyerinizin gelişiminden biraz bahseder misiniz? Okuldayken başladım. İlk mağazamı 18 yaşımdayken açtım. Milli Reasürans Pasajı’nda TTR adındaydı. Tamamı Türk tasarımlarına ait, Türk el sanatları içeren çalışmalar yaptık ve Türk kültüründe unutulmaya yüz tutmuş bazı sanatlarımızı tekrar canlandırmak için çalıştık. Üniversiteden çıkıp mağazaya gidip çalışıyordum. Modanın göbeğine oturdum diyebilirim. Yaklaşık 2 sene böyle gitti. Sonra Atiye Sokak’ta Şahin Paksoy’un çok güzel bir mağazası vardı. Annemin ilişkileri sayesinde TTR ile Şahin Paksoy’un birleşimi gerçekleşti ve A9 kuruldu. Karabağ kilimlerinden, toprak altı koleksiyonlarına kadar bir sürü ürünün bulunduğu bir mağazaydı. 1999 yılında moda yapmaya karar verdim, bazı şeyleri değiştirmek ve ezber bozan bir şeyler yapmak istedim. O sıralar A9’un karşısındaki yerin kiralık olduğunu gördüm ve şimdiki A46 orada kuruldu. Hem iş hem üniversite birlikte çok güzel gitti. A46 çok güzel bir yere geldi, insanlar çok sevdi. Çok güzel mesajlar aldım. Sıyrıldık, belki farklıydık, belki özlenilen bir dokuyu yakaladık.

yarattığım markamın baş tasarımcısıyım ve 1 kişi ile başlayan serüvenimde şimdi 40 kişiye istihdam sağlıyorum. Bu kadar dev rakibe karşı ayakta durmak kolay bir şey değil ama başarıyoruz. Ben çok duyguluyum ve enerjisini hissetmediğim hiçbir şeyi koleksiyonuma katmıyorum, bence insanlar bu duyguyu hissediyor. Yarattığım markaların bu şekilde kalmasını ve çalışanlarımı ortak etmek istiyorum.

Mutlu bir evliliğiniz, çok tatlı bir oğlunuz olduğunu biliyoruz. Şu an hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? Sanırım hayatımın en güzel tasarımı oğlum Aslan oldu, onun ötesinde bir tasarım yok. Bazen diyorum ki onun için çalışmalı ve ona muhteşem bir gelecek bırakmalıyım. Sonra diyorum ki ben kendi geleceğimi hazırladım o da kendi geleceğini hazırlasın. Çok kararsız kalıyorum. Öyle zamanlar oluyor ki artık çok yoruldum, yeter bu kadar demek istiyorum ama bırakmak kolay değil şu noktada. Tırnaklarımla

2017’den beklentilerinizi bizimle paylaşır mısınız? Öncelikle huzur, ülkemizde barış ve içimizi karartan olayların yaşanmadığı bir yıl diliyorum. Türkiye’de barış olması için dünyada da barış olması gerekiyor ve bütün dünya çok garip bir dönemden geçiyor gibi şu anda. Daha sonra da ev dekorasyon markası olan 3HOMES’un hayata geçmesini diliyorum. Geçen seneyi aratmayacak güzellikte bir yıl yaşayalım, hem kişisel hem de toplumsal olarak.

Sizin için Işıklı olmak ne anlama geliyor? Bu kadar köklü, yüzyılları aşan, Atatürk’ün okulu dediğimiz okuldan mezun olmak çok özel bir şey. Işıklı öğrenci kardeşlerinize ne tavsiye edersiniz? Mesajınız ne olur? Bugünlerinin kıymetini bilsinler. Ben her sene: “O öğretmene denk gelmeyeyim, matematikten artık kalmak istemiyorum.” diye ağlardım. O kadar küçük ve özel şeylermiş ki şu an keşke başa dönüp o zamanları yaşasam diyorum. O yıllar, geleceğe tohumların atıldığı ve çok büyük dostlukların başlangıcı olan yıllardı. Bunlar bana okulumun hediyesidir.


EĞİTİM

28 FAİKA TOPAL Eğitim Kurumları Koordinatörü ve Kurucu Temsilcisi

Eğitim Dünyasının En Kapsamlı Sosyolojik Veri Bankasına Hoş Geldiniz;

PISA ve TIMSS Sınavları

Dünyanın en yüksek katılımlı Akademik Başarı Değerlendirme Sınavları mı, yoksa dünyanın en kapsamlı eğitim anketi mi?

PISA 2015

Results in Focus


29

Aslında her ikisi de…

Ö

zellikle geçtiğimiz aylarda açıklanan PISA sınavı sonuçları, ülkemizde uzun süre gündemde kalarak üzerinde çok sayıda değerlendirme, eğitim camiasına dair istatiksel çıkarımlar ve geleceğe yönelik tahminler yapılmasını sağladı. Peki neydi bu sınavları bu kadar önemli yapan? Gelin biraz daha yakından inceleyelim. TIMSS ve PISA sınavları, OECD üyesi ülkeler ve sınav kriterlerini karşılayan diğer dünya ülkelerinde uygulanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme & Araştırma çalışmalarıdır. Kısaca göz atarsak; TIMSS sınavı (Trends in International Mathematics and Scıence) Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırma Çalışması’dır. Ülkemizde PISA sınavının gölgesinde kalsa da 4. sınıf ve 8. sınıf öğrencilerinin matematik ve fen bilgisi alanlarında “akademik bilgilerini değerlendirerek cevap verme” becerilerini ölçümlemektedir. Öğrenciler matematik alanında sayılar, geometri, veri gösterimi, akıl yürütme ve uygulama alanlarındaki başarı testlerini yanıtlarken; fen alanında biyoloji, fizik, kimya, yer bilimleri, akıl yürütme ve uygulama alanlarında performans göstermektedirler. Başarı sorularının yanı sıra, sınav kapsamında 4 farklı kitleye yönelik 4 farklı anket çalışması yer almaktadır: - Öğrenci Anketi - Okul Anketi (okul yöneticileri tarafından) - Öğretmen Anketi (fen, matematik, sınıf öğretmenleri - ev anketi (öğrenci velileri).

PISA Sınavı (Programme for International Student Assessment) 15 yaş grubundaki öğrencilerin; matematik, fen okur yazarlığı (bilimle ilgili olan sorunlarla ve bilimsel fikirlerle ilgilenme eğilimi) ve okuma becerileri alanlarında “sahip oldukları bilgi birikimini kullanabilme yeteneğini” ölçümlemektedir. Bir başka deyişle, öğrencilerin bilgi birikimlerinden “nasıl yararlandığı” ve günümüz toplumunda karşılaşabilecekleri sorunlara yönelik “problem çözme becerileri” değerlendirilmektedir. Sınavda ağırlık verilen ana alan her sene değişiklik göstermektedir. PISA sınavı, başarı testleri ve ardından anket uygulamasını içermektedir. 2015 yılında yapılan son sınava, Türkiye çapında 61 ilden seçilen 192 okuldan yaklaşık 6 bin 800 öğrenci katılmıştır. Anketler Seçmeli - Ücretli Anketler (kağıt-kalem ve bilgisayar tabanlı): • Finans okur yazarlığı • Veli (36.000 Euro) • Eğitim Kariyeri • Bilgisayar Kullanım Anketi • Öğretmen Anketleri (15.200 Euro), Zorunlu - Ücretsiz Anketler (kâğıt-kalem ve bilgisayar tabanlı): • Okul • Öğrenci Anketleri Başarı Sınavı rakamları bize neler anlatıyor? 2012 ve 2015 Verileri Kıyaslaması - Türkiye

Ülkemiz bu sınava ilk kez 2011 yılında her iki seviyede katılmıştır. 4 yılda bir yapılan sınavın 2015 yılı verilerine göre; 2015 Yılı Verileri ve Türkiye Geçtiğimiz aralık ayında, 2015 sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından; Singapurlu öğrencilerin matematik-fen okuma becerileri alanlarında en başarılı öğrenciler oluşlarına imrendik. Asya ülkelerinin yıllardır istikrarlı şekilde yer aldığı ilk sıralara uzaktan baktık. Sınava 72 ülkeden katılan 15 yaşındaki 540.000 öğrencinin yaklaşık %1,3’ü olan Türk öğrencilerin başarı sıralamasında Fen-matematik okuma becerileri alanında sırasıyla 49’uncu 52’nci ve 50’nci sıralarda oluşuna üzülerek ortak olduk.


EĞİTİM

30

Yukarıda yaptığımız analizde, en çok “okuma becerileri” alanında puan düşüşü yaşayan Türk öğrencilerimiz için “Okuduğumuzu anlayamıyoruz!” dedik. Fen bilimleri alanında en üst zorluk düzeyindeki hiçbir soruya doğru yanıt verememiş gelecek neslimiz için kaygılandık. Ülkemizin; Birleşik Arap Emirlikleri, Kosta Rika, Tayland, Trinidad Tobago ve Moldova ülkeleriyle benzer başarı ortalamasını paylaşmasından hoşnutsuzluk duyduk. Peki, anket sonuçları bize neler anlatıyor? Anketler kapsamında, öğrencilerin kendi hakkındaki görüşleri, okul ve aile ortamları hakkında “sosyolojik” veriler toplanmaktadır. TIMSS Anketleri Kapsamında; • TIMSS 2015 anketlerinin Türkiye eğitim sistemine dair en önemli bulgularından biri; öğretmen mesleki deneyimi ile öğrenci başarısı arasındaki bağlantıdır. Matematik ve fen alanında öğretmen deneyimi ile öğrenci başarısı arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Burada ilginç olan nokta; TIMSS sınavında ilk sıralarda yer alan ülkelerde öğretmenlerin mesleki hizmet sürelerinin öğrenci başarılarına anlamlı bir etkisi bulunmazken, bu faktörün en etkili olduğu ülkelerden birinin Türkiye olmasıdır. Özellikle 5 yılını tamamlamamış öğretmenlerin öğrencileri olan 4. ve 8. sınıf seviyeleri ile 5 yılın üzerinde deneyim sahibi öğretmenlerden ders alan öğrenciler arasında yaklaşık 50 puan fark görülmektedir. Bu durum için Türkiye’nin bazı bölgelerine daha çok deneyimsiz öğretmenlerin atanması ve öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyinin etkisi de elbet göz ardı edilmemelidir. • Öğretmen deneyimi- öğrenci başarısı alanında dikkate değer bir veri de, “matematik” alanından gelmektedir. Buna göre, matematik alanında en başarılı öğrencilerin öğretmenleri, 10-20 yıl kıdem aralığındadır. Diğer anlamlı veri fen bilgisi alanındadır ve 20 yıl ve üzeri deneyime sahip fen öğretmenleri öğrencileri en yüksek başarı ortalamasına (519) sahiptir ve bu ortalama TIMSS ortalamasının da üzerindedir. • TIMSS 2015 ve 2011 sonuçlarına göre sınıf öğretmenlerinin mesleki deneyimi arttıkça 4. sınıf öğrencilerinin ortalama başarılarının da arttığı görülmektedir. • Veli Anketi, TIMSS 2015 uygulamasına katılan okullardaki öğrencilerin ev imkanlarının öğrenci matematik başarısı ortalamalarına etkisine dair bulgulara yer verilmiştir. Bu kapsamda öğrencilere anket dahilinde

“evdeki kitap sayısı” ve “evdeki çalışma ortamı” soruları yöneltilirken velilere “evdeki çocuk kitapları sayısı”, “anne-babanın eğitim düzeyi” ve “anne-babanın mesleği- mesleki ünvanı” soruları sorulmuştur. Buna göre; ev imkânlarını “az” olarak nitelendiren öğrencilerin, Türkiye genelinin yaklaşık %33’ü olduğu ve ev imkânları azaldıkça, başarının kısmen düştüğü anlaşılmaktadır. Ancak bu soruya “az” ve “çok” olarak cevap veren 4. sınıf öğrencilerinin TIMSS matematik ortalamasının üzerinde olduğu görülmektedir. 8. sınıf sonuçlarına bakıldığında ise daha anlamlı bir düşüş görülmektedir. • Okul İklimi, katılımcı okullardaki 4. sınıf öğretmenlerinin iş tatmini ve öğrencilerin sınav başarısı arasındaki ilişki incelenmiştir. İş tatminini “düşük” ve “orta” düzeyde işaretleyen öğretmenlerin öğrenci başarısı üzerine etkisinin eşit derecede olduğu görülmektedir. Yüksek iş tatminine sahip öğretmenlerin öğrencilerinin başarı ortalaması ise diğerlerine göre yaklaşık 20 puan fazladır. • 8. sınıf düzeyinde ise öğretmen iş tatmininin düştüğü gözlemlenirken, yüksek iş tatminine sahip öğretmenlerin öğrencilerinin başarı ortalaması ise “düşük” olanlara göre yaklaşık 30 puan fazladır. • Öğrenci Anketi, 4. sınıf öğrencilerinin oldukça yüksek oranda “okula aidiyet” hissettiğini görmekteyiz (%81). Bu soruda “orta derecede” aidiyet hissettiğini işaretleyen öğrencilerle arasında 48 puanlık başarı farkı olduğunu görüyoruz. • 8. sınıf düzeyinde ise öğrenci aidiyet duygusunun %59’a düştüğünü görüyoruz. Burada ilginç olan veri; okula aidiyeti “düşük” olan öğrencilerin, orta ve


31

yüksek olan öğrencilere kıyasla 10 puan daha yüksek sınav sonuçlarına sahip olmasıdır. • “Akran zorbalığı” na hiç uğramadığını belirten 4. sınıf öğrencileri oranı %57 iken, 8. sınıf yanıtlarına göre bu oranın %69 olması sevindiricidir. “Akran zorbalığına haftada bir maruz kalan” öğrencilerin puan ortalaması, “akran zorbalığına hiç maruz kalmamış” öğrencilere göre 70 puan daha azdır. • Ankete göre; derse devamsızlık durumu, en yüksek oranda 8. sınıf fen bilgisi öğrencilerini olumsuz etkilemektedir “hiç ya da hemen hemen hiç” devamsızlık yapmayan öğrencilerinin fen bilimleri başarı ortalamaları, “haftada bir kez ya da daha fazla” devamsızlık yapan öğrencilerden yaklaşık olarak 120 puan daha yüksektir. PISA Anketleri Kapsamında; Fen Bilimleri Alanında Türkiye Verileri; • PISA 2015 sınavında, Fen Bilimleri ağırlıklı alan olarak uygulanmıştır. • Fen Bilimleri Kız-erkek başarı dağılımları: 1. düzey ve altında olan erkek öğrenci oranı(%46), kız öğrenci oranından yüksektir (%43). • Liseler genelinde en yüksek olan Fen Liseleriyle, en düşük performanslı Çok Programlı Anadolu Liseleri ortalama başarı puanları arasında yaklaşık 146 puanlık fark vardır. • Fen alanı detaylı analizinde; sınavda en az performans gösterilen alan “verileri ve bulguları bilimsel olarak yorumlama” dır. • Fen alanına ilişkin kariyer planı anket başlığı incelendiğinde fen ile ilgili meslek sahibi olmayı isteyenlerin yüzdesi Türkiye’den katılan öğrenciler için %30 iken, OECD ortalaması öğrencileri için %24 tür. Aynı şekilde, Türkiye’deki öğrencilerin fen alanında eğitim alma ve meslek edinme motivasyonları OECD ortalamasının anlamlı şekilde üzerinde olmasına rağmen başarıları düşüktür. Okuma Becerileri Alanında Türkiye Verileri; • Türkiye ve tüm ülkeler genel başarı ortalaması arasındaki fark 32’dir. Türkiye, en sert başarı düşüşünü, okuma becerileri alanında yaşamıştır. • Genel ortalama ve Türkiye başarı ortalamalarına baktığımızda, kız öğrencilerin başarı performansı, erkek öğrencilere göre anlamlı şekilde yüksektir. • Liseler genelinde en yüksek olan Fen Liseleriyle, en düşük performanslı Çok Programlı Anadolu Liseleri ortalama başarı puanları arasında 139 puanlık fark vardır.

Matematik Alanında Türkiye Verileri; • Türkiye ve genel başarı ortalaması arasındaki fark; 41 dir. • Genel ortalamaya baktığımızda, erkek öğrencilerin başarı performansı, kız öğrencilere göre yüksektir. Türkiye’de erkek öğrenciler lehine fark olsa da bu istatistiksel olarak anlamlı bir fark değildir. • Fen Liseleri, liseler genelinde yine en yüksek başarıya sahip olup en düşük performanslı Güzel Sanatlar Liseleriyle yaklaşık 164 puan farkına ulaşmıştır. • Kişi başı düşen gayrisafi yurt içi hasıla ile ülkelerin ortalama başarı puanları arasındaki korelasyon incelendiğinde ulusal geliri yüksek olan ülkeler avantajlı görülse de çok anlamlı bir veriye ulaşılamamıştır. Diğer yandan, “öğrenci başına yapılan harcama miktarı” ile ortalama başarı puanları arasında anlamlı bir ilişki vardır. • Ailelerin sosyo ekonomik durumlarının başarı yüzdelerine etkisi incelendiğinde; OECD ülkeleri için%13 iken, Türkiye için tüm alanlara ilişkin başarı farklılığının sadece %9’u sosyo-ekonomik sebeplerle açıklanmaktadır. Bu rakamın düşük olması, sosyo ekonomik durumların başarı üzerindeki etkisinin “az” olduğunu anlatması nedeniyle eğitimde fırsat eşitliği adına sevindiricidir. • Okul öncesinde alınan en az 1 yıllık eğitimin, sınav başarısı üzerinde anlamlı şekilde etkili olduğu tespit edilmiştir. Özellikle de fen alanında. • Okul anketleri kapsamında, okul fiziki kaynakları incelendiğinde; OECD geneli ve Türkiye’den gelen yanıtlara göre, fiziksel altyapının yetersizliği veya eksikliğinin okulun eğitim kapasitesini engelleme derecesi aynı oranda belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, eğitim materyalinin eksikliği-kalite yetersizliği konusunda açık ara farkla Türkiye’deki okul müdürlerinin bu konuda daha olumsuz bir görüşe sahip olduğu anlaşılmaktadır. • PISA 2015’te Türkiye’de öğretmen anketi uygulaması yapılmamıştır.


REHBERLİK

32 DERYA MORİPEK ATICI SİMGE BOYACIOĞLU LE BRİS Işık Okulları Rehberlik ve Psikolojik Danışma Bölümü

Teknolojik Araçların Doğru Kullanımı ve Teknoloji Çağında

Anne Baba Olmak A

nne babaları zaman zaman çok endişelendirse de teknolojik araçların, çevrimiçi program ve uygulamaların çocukların gelişim düzeylerine uygun ve doğru bir biçimde kullanıldığı takdirde birtakım fırsatlar sunduğu yadsınamaz. İnternet kullanımının ve çevrimiçi oyunların sosyal ilişkilere ve zihinselliğe zarar verdiği tezine karşılık pek çok araştırma aslında sanılanın aksine teknolojik araçların kullanımının yaratıcılığı ve çok yönlü dikkati artırdığı, görsel bilgiyi çok hızlı bir biçimde alıp işlemede çocuklara yardımcı olduğu, görsel zekâyı geliştirebildiğini göstermektedir. Çocuk ve ergenlerin oynadığı pek çok oyun; strateji, planlama ve problem çözme becerilerinin gelişimine destek olmaktadır.

durumda buna yol açan alt sebepleri incelemek daha doğru bir yaklaşımdır.

Bu araçların sosyal boyuta etkilerine bakacak olursak uygun kullanımın ilişki kurma alanında destek olabildiğini, ilişkiye veya sosyalizasyona zarar vermediğini görürüz. Böyle bir

Aşırı internet kullanımı kavramı, bireyin yaşamında internet kullanımından ötürü psikolojik, sosyolojik, okul ve iş yaşamıyla ilgili birtakım zorluklarla karşı karşıya kalmasını ifade etmektedir. Çocuğun sosyal

İnternet Kullanımındaki Aşırılığı Nasıl Anlarız? “Normal” ve “aşırı” kullanım arasındaki sınırı belirleyen şey, bu teknolojinin artık gencin sosyal ve kültürel gelişimine hizmet etmekten çok, yaşamını kısıtlayan ve zihnini uyuşturan kullanım arasındaki ayrımdır. Bu özelliğe göre bazen gün içinde saatlerce süren kullanım gelişime hizmet edebilirken bazen gerçek dünyadan kaçmaya hizmet ediyor olabilir. Birinci türden kullanımı desteklemek, ikinci türden olanı ise kişinin yaşamdan kaçmasına neden olan zorluğu anlamaya çalışarak dönüştürmek gereklidir.


33

ilişkilerden geri çekilmesi, giderek içe kapanması, oyun veya internet başında geçirdiği vaktin giderek artması, oynamadığı zamanlarda öfke krizi ve saldırganlık gibi durumlar yaşanması ve çocuğun akademik başarısının belirgin bir şekilde olumsuz etkilenmesi bize aşırı internet kullanımının sinyallerini vermektedir. Sosyal kaygısı yüksek, uyum problemleri yaşayan ya da sosyal desteğe gereksinim duyan bireylerin bu sorunları telafi etmek amacıyla internete yöneldiği gözlenmiştir. Yapılan araştırmalar internet kullanımı arttıkça aile ile etkileşimin azaldığı, sosyal çevrenin daraldığı, kişilerin kendilerini yalnız ve mutsuz hissetme ihtimallerinin arttığı yönündedir. Teknolojik araçlarla çok vakit harcamasına karşın kişinin hayatı, sorumlulukları, yaşamsal fonksiyonları aksamıyorsa örneğin aile hayatı, okul başarısı, arkadaş ilişkileri yerindeyse bu kişiye bağımlı demek zordur. Çocuk zaten ilişki kurmakta zorlanıyorsa internete ya da birtakım bilgisayar oyunlarına bağımlılık geliştirebilir, ailesi arkadaşları ve çevresiyle rahat ilişki kurabilen çocuğu herhangi bir teknolojik araç asosyal yapmayacaktır. Çocuğunuzun Sosyal Medya ve İnternet Kullanımını Nasıl Düzenleyebilirsiniz? Ergenlik süreciyle birlikte çocuğun teknolojik araçları kullanım sıklığı artar. 12-13 yaş sonrası çocuk tek başına internete girebilir ve kademeli olarak aile kontrolü azaltılabilir. Ancak çocuğa bu dönemde mutlaka anlatılması gereken kurallar vardır. Bunlar: • İnternet ortamına yüklenen, yazılan her şey iz bırakır ve başkaları tarafından ulaşılabilir. • Yazılan bir şey hiçbir zaman tamamen geri alınamaz. • Herkes kendini olduğu gibi değil, istediği gibi tanıtabilir. İnternette görülen her bilginin doğru olmadığı çocuğa mutlaka anlatılmalıdır. Çocukta bu bilgi yoksa her gördüğüne inanabilir. Bilgisayar ve internetin çocuk ve ergenler için bir tehdit ya da fırsata dönüşmesi onların davranışlarının biçimlenmesinde söz sahibi olan yetişkinlerin farkındalık ve eylemleri ile netleştiği unutulmamalıdır. Bu yüzden ebeveynlerin teknolojik araçlarla ilgili doğru kullanım sınırlarını belirlerken aşağıdaki maddeleri göz önünde bulundurmaları önemlidir. 1. “Oyna- Başka Bir Şey Yap- Oyna” Sistemi: İnternet, bilgisayar çocuğu çok uzun süre oynadığında hipnotize etmektedir. Araştırmalar bir saat aralıksız kullanımdan sonra zihinsel uyuşmanın başladığını göstermektedir. Küçük yaştan itibaren oyna-başka bir şey yap- oyna

sistemini oturtmak gerekmektedir. Uzun süre bilgisayar kullanımının kişide oturuş bozukluklarına, göz yorgunluğuna, kızarıklığa ve yanma hissine, baş ve boyun ağrılarına sebep olabileceği açıklanmalıdır. 2. Çocukla karşılıklı konuşarak anlaşma sağlanmalıdır. Bilgisayar kullanım süresi hakkında sınırlar net bir biçimde belirlenmeli, bu sınırların çocuk ve ergen için neden gerekli olduğu açıklanarak kendisiyle anlaşmaya varılmalıdır. Teknolojik araçları tamamen yasaklamak etkili bir yaklaşım değildir çünkü yasaklanan her zaman daha büyük bir arzu doğurur. 3. Ebeveynin çocuğun mahremiyetine saygı göstermesi ve sınırını tanıması gerekir. Teknolojik araçların fişini çekmek veya elinden almak yanlış bir yaklaşımdır. Öz güvenli ve saygılı çocuklar yetiştirmeyi arzu ederken, bizim de onlara saygı göstererek rol model olmamız gerekir. Teknolojik araçları bırakmakta direnen çocuklarla sonuna kadar sözcükleri kullanarak ikna etmek gerekir. Teknolojik aletlerle yaşanılan bu sıkıntılar aslında çocuğun içsel dünyasında yaşadığı duygusal veya davranışsal problemin göstergesi olabilir. Bu durumda öncelikle yapılması gereken çocuğun duygusal ihtiyacını görmek ve anlamaya çalışmaktır. Bireylerin teknolojiye maruz kalma kalitesi ve miktarı konusunda kendilerinin ya da kendilerinden sorumlu yetişkinlerin bilinçli tercihler yapması, böylece bireysel gelişimin ileri teknoloji devriminin amaçlarından en iyi düzeyde yararlanılarak gerçekleştirilmesi hedeflenmelidir. Bu araçların hayatımıza gitgide daha çok dâhil olduğu günümüzde çocuklarımızı korumanın en iyi yolu kullanımını engellemek değil, uygun kullanım şekli ile ilgili çocuklarımızı bilgilendirmektir. Aşırı kullanım ya da çocuğun sosyal hayatının etkilendiği durumlarda bir uzmandan yardım alınmasını önermekteyiz.


YAŞAM

34

Uzaklardan Bir Işıklı

I

şıklı pek çok öğrencimiz iş yaşamına atacakları adımların hazırlığını Avrupa veya Amerika’daki üniversitelerde tamamlıyorlar. Bu deneyimleri bizlerle de paylaşmalarını istedik onlardan. Hakan Yarman ile başlıyoruz söyleşimize. 1999 yılında Ayazağa Işık İlkokulunda okul yaşamına başlayan Hakan, hem akademik hem de sportif başarılarıyla parlayan bir öğrencimiz oldu her zaman. Yüzme branşında kırdığı rekorlar, kazandığı şampiyonluklar ile Ayazağa Işık Yüzme Takımı’nın tarihindeki en başarılı sporcuları arasında yerini aldı. 2010-2011 eğitim – öğretim yılında üniversite sınavlarına hazırlık aşamasında bazı kararlar alması gerekiyordu. Seçimler yaşamı şekillendirir ve o seçim ile Hakan’ın yaşamı da şekillendi. Bu başarı hikâyesini ondan dinleyelim: Ayazağa Işık Okullarında okuduğun dönemlerde geleceğin ile ilgili hedeflerin nelerdi? Lise son sınıfta üniversite sınavlarına hazırlanmaya başladım. O zamana kadar hayatımın merkezinde yüzme vardı. Antrenmanlar, yarışlar ile okulun harmanlandığı bir yaşam… Bazı arkadaşlarım yüzmeyi bıraktı. Sınava hazırlık zor bir süreç. Bizden büyüklere baktım. Onlar da sporu ikinci plana atmışlardı. Ben de yüzmeyi bırakma kararı aldım. Sınav sonuçlarım geldiğinde hangi alanda öğrenim görmek istediğim konusunda neyi istemediğimi biliyordum. Avukat, tıp doktorluğu, mühendislik alanlarına ilgim yoktu. Mimarlık ilgimi çeken bir alandı. Öğrenim yaşamına Politecnico Di Milano’da İngilizce Mimarlık Bölümünde devam etme kararını nasıl aldın? Neden İtalya’yı tercih ettin? Başvuru ve kabul süreçlerinde nasıl bir yol izledin?

Hakan Yarman FMV Ayazağa Işık Lisesi 2011 Mezunu

Yurt dışında mimarlık okumak “geleceğim için seçmem gereken yol” kararını verdim. Mimarlık alanında dünyada çok iyi olan birkaç ülke var. Bunlardan biri de İtalya. Araştırmaya başladım. İtalya’da mimarlık öğrenimi İtalyanca veriliyordu ve kabul sınavı İtalyanca yapılıyordu. Yapılacak tek şey İtalyanca öğrenmekti. Altı ay İtalyanca kursuna gittim. İtalya’da da Türkiye’deki sisteme benzeyen bir üniversite giriş sınavı var. Bu sınava girdim. Sınav dili İtalyanca tabii ki. Sınav sonucunda Polıtecnıco Dı Mılano Mimarlık Bölümüne üçüncü olarak girdim. İtalya’daki öğrencilik yıllarında hem yaşam şekli hem de öğretim sistemi olarak ne tür farklar gözlemledin? İtalya’daki mimarlık öğretimi beş yıllık bir program halinde veriliyor. İlk üç yıl lisans eğitimi alıyorsunuz. Son iki yıl lisansüstü eğitim şeklinde planlanıyor. Ben bu süreçlerin son aşamasındayım. Tezimi yazıyorum. Mimarlık eğitiminde alan derslerinin yanı sıra sosyoloji, felsefe, tarih gibi alanlar da var. Bir şehri, bir binayı tasarlarken aslında orada yaşayan insanın yaşamını belirlediğinizi


35

fark ediyorsunuz. O evi çizerken içinde yaşayacak ailenin nerede yatacağına, nerede yemek yiyeceğine, nerede oturacağına karar veriyorsunuz. Bu tasarımlarda insanların sağlıklı yaşaması ve yaşadıkları alanlarda mutlu olmasını düşünüyorsunuz. Aldığınız eğitim ve öğretim yaratıcılığı geliştirmeyi hedefliyor. Çok büyük veya çok küçük ölçekli projeler çizerken detayların önemini fark ediyorsunuz. Tüm tasarımlarda temel amaç insanların rahatlığı… Bunu fark ediyorsunuz. Mimaride kesin doğru yoktur. Bundan dolayı anlayışlı olmayı ve geniş bir açıdan bakmayı öğreniyorsunuz. İtalya’da olmak başka fırsatları da beraberinde getiriyor. Yıldız mimarlar dediğimiz ve şu an yetmişli yaşlarda olan ustalara ulaşmak, onlarla çalışma şansını yakalıyorsunuz. Daniel Libeskind’in stüdyosunda çalışmak için kapılarını aşındırdım. Sonunda başardım. Mesleğim adına benim için çok büyük bir kazançtı. Mesleğin ile ilgili çok güzel haberler alıyoruz. Bir sergi hazırladığını da biliyoruz. Bu çalışmalarından söz eder misin? 7 Haziran-22 Kasım 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen Venedik Bienali 14. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde ilk kez kalıcı yer alan Türkiye Pavyonu’nda küratörlüğünü İKSV tarafından görevlendirilen tanınmış mimar Murat Tabanlıoğlu’nun yaptığı Places of Memory (Hafıza Mekanları) başlıklı proje sergilendi. Bu sergide tamamlayıcı olarak “Hafıza Mekânları Bugünden 50 Yıl Sonra Nasıl Şekillenebilir?” kapsamında ‘’2064 Gelecekten Kartpostallar’’ adlı bir vizyon projesi geliştirdik. Venedik Bienali’nde Türkiye’nin ilk kez kalıcı sergi alanına sahip olduğu; bunun gibi Türk mimarisi ve sanatı alanında kilometre taşı olan bir organizasyonda yer alabilmek, kariyerim için çok önemli bir başarı, kendim için de çok büyük bir gurur kaynağı oldu. Mimarlık, bende hiç bilmediğim bir sanat alanındaki yeteneği de ortaya çıkardı. Heykel yapmaya başladım. Eserlerimden biri 2016 yılında altı ay süreyle farklı özel koleksiyonlardan seçkiler ve usta sanatçıların solo sergilerinin de yer aldığı Elgiz Müzesi’nde sergilendi. 2015 yılının Nisan ayında da Milano’da bir sergide heykelim sergilendi. Geçtiğimiz günlerde yakında Türkiye’de gösterime girecek olan Ferzan Özpetek’in son filminde benim yaptığım heykelin göründüğü bir sahne var. Mehmet Günsür’ün heykel terasında geçen sahnesinde bir sergide gezerken bir heykeli eline alıyor. Arka planda üç tane heykel var. Kadraja giren krom kaplama heykel benim yaptığım bir çalışma.

Yurt dışında öğrenci olmak, farklı bir ülkede yaşamak, farklı kültürdeki insanlarla iletişim kurmak, kabul görmek, arkadaşlık yapmak nasıl duygular hissettiriyor? Yurt dışında ya Türk arkadaşlarınızdan oluşan bir grup içinde yaşamayı tercih edersiniz, kendinizi evinizde gibi hissetme avantajı yaşarsınız ya da adapte olmaya çalışırsınız. Uyum sağlamak, kazancı çok daha fazla olan bir seçim. İtalya’daki yaşamı ilk başta yadırgadım. Yavaşlık ilk göze çarpan farklılıktı. İstanbul’da sürekli bir koşturmaca vardır. Buradaki insanlar kendilerine ayırdıkları zamanı kendileri için harcıyorlar. Yaşamda zevklere yer veren bir kültürleri var. Ülkedeki sosyal devlet yapısı çok iyi oturmuş. Hukuk sistemi çok güzel işliyor. Çalışanların grev hakları var ve bu hak toplum tarafından saygıyla karşılanıyor. İtalyanlar dış görünüşlerine çok önem veren insanlar. Sadece yaşadıkları alanların değil yaşadıkları kişilerin de estetik görünmesini önemsiyorlar. Benim okula girdiğim yıl eğitim dili değişti ve İngilizce oldu. Bu değişikliğin avantajını yaşadım. Uluslararası bir bölümde okuduğum için dünyanın pek çok ülkesinden arkadaşım oldu. Kültürel anlamda bize empoze edilen tanımlar var. Bireyleri tanıyınca bu düşüncenin size empoze edilen ön yargıdan kaynaklandığını anlıyorsunuz. Bizi diğer insanlardan ayıran hiçbir şeyin olmadığını anlıyorsunuz. İnsanların yaşamdan beklentileri her kültürde aynı: Takdir edilmek, değer görmek, kabul görmek. İnsanların tek ihtiyacı sevmek ve sevilmek. Yurt dışı deneyimlerinde Işık Okulları mezunu olmanın faydasını yaşadın mı? Ben okulumda düşüncelerimi özgürce söylemeyi öğrendim. Özgürlüklere saygı duymayı öğrendim. Birey olarak ayakta kalmayı öğrenerek mezun oldum. Yaşamda başarılı olmak için tek başına değil ortak düşüncedeki insanlardan oluşan bir takım olmak gerekiyor. Işık mezunları birbirlerine her açıdan destek olur. Takımın bir parçası olursunuz. Söyleşimiz bitiyor ama biz âdeta bir duygu seli yaşıyoruz. Çocukluğunu bildiğiniz, eğitim ve öğretim ile suladığınız tohumlarınız bir bakmışsınız ağaç olmuş. Önce İyi insan olmanın erdemini topluma yaymaya başlamış. Uzaklarda olsa da büyümüş olsa da o sevgi ve saygı bağı hiç kopmamış.


KÜLTÜR - SANAT

36 ÇİĞDEM KEKLİK FMV Ayazağa Işık İlköğretim Kurumu Türkçe Bölüm Başkanı

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens

İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi

H

omo Sapiens’i yani bizi, büyük patlama ve Dünya’nın oluşumundan başlayarak anlatan bir kitabı okumaya karar verdiğinizde bu konunun çok da akıcı olmadığını düşünebilirsiniz. Kitapçının rafından aldığınız bu kitabı evirip çevirip incelediğinizde ve oldukça hacimli olduğunu gördüğünüzde rafa geri koymak isteyebilirsiniz. Sakın geri koymayın. Çok yanlış bir karar vermiş olursunuz. Okumaya başladığınız ilk sayfadan itibaren bu düşünceleriniz tamamıyla yerle bir olacak. Anlamakta zorlanacağınız, ansiklopedik bilgiler içeren bir üslup yerine bildiğiniz her şeyin ters yüz edilmiş hâliyle ve bambaşka bir bakış açısıyla karşılaşıyorsunuz. Yuval Noah Harari, İlk derdi sadece hayatta kalmak ve üremek olan insanın bilişsel devrim ve tarım devrimiyle evrim tarihindeki rolünü bilimsel verilere dayalı sade bir dille açıklıyor.

anlamda söyleyebiliriz? Pek çok Peugeot markalı araç var ama bunlar elbette şirketin kendisi değil. Dünyadaki tüm Peugeot araçlar aynı anda hurdaya ayrılıp metal hâline getirilse bile PeugeotSA ortadan kalkmazdı, yeni arabalar üretip yıllık raporlar yayınlamaya devam ederdi. Şirket fabrikalara, makine parklarına, galerilere sahip ve bünyesinde tamirciler, muhasebeciler ve sekreterler var fakat tüm bunlar da Peugeot’u oluşturmuyor. Bir felaket Peugeot’un tüm çalışanlarını öldürebilir ve fabrikanın idari ofislerini ve üretim bantlarını yok edebilir. Bu durumda bile şirket borç alabilir ve devam edebilir. Tüm bunlar PeugeotSA’nın yenilmez ve ölümsüz olduğu anlamına gelmiyor elbette. Bir yargıç şirketin kapanması yönünde karar verirse şirketin fabrikaları, işçileri, muhasebecileri, yöneticileri ve hissedarları yelerinde kalırlar ama PeugeotSA o anda ortadan kalkar. Kısacası PeugeotSA’nın fiziksel dünyayla temel bir bağı yoktur. Şirket gerçekten var mıdır? Peugeot bizim kolektif hayal gücümüzün ürünüdür. Avukatlar buna “yasal kurgu” adını verirler. Elle gösterilemez, fiziksel bir nesne değildir ancak hukuki bir varlık olarak vardır.” (sayfa: 41-42) İlerleyen sayfalarda insanlık tarihinin başka bir aşamasını; hukuk, tanrılar, para ve milletler kavramlarını anlamlandırmak için aynı örneği (sayfa 126) geliştirerek kullanıyor.

Nasıl açıklıyor? İnsanın evrim tarihindeki en önemli özelliğinin olmayan şeyleri hayal edebilmesi olduğunu vurguluyor. Diğer hayvanlar duyularıyla algılayabildikleri somut şeyleri zihinlerinde kavrayabiliyorlar. Sapiens ise din, özgürlük, ulus gibi var olmayan şeyleri zihninde oluşturabiliyor. Bu da bizi evrimin başrol oyuncusu hâline getiriyor.

Bilimsel gelişmeler ile kapitalizmin gelişiminde kurulan paralellik ve verilen örnekler, pek çok kez okuduğumuz bu gerçekleri unutmayacak şekilde zihnimize yerleştiriyor. Jared Diamond da “Guns, Gems and Steal” (Tüfek, Mikrop ve Çelik) adlı eserinde benzer konuları ele alıyor ancak bu kitap kadar geniş bir panorama sunmuyor.

Bu düşüncesini desteklemek amacıyla kullandığı Peugeot örneği oldukça çarpıcı: “Bugün Stadel Aslanı’na benzeyen bir sembol, Paris’ten Sdney’e tüm dünyada arabaların, kamyonların ve motosikletlerin üzerinde görülebilir. Bu, Avrupa’nın en eski ve en büyük otomobil üreticilerinden biri olan Peugeot’nun arabalarını süsleyen amblemidir.

Yuval Noah Harari’yi “ A Brief History of Humankind” başlığıyla İnternet’te aradığınızda kitaptaki konulara benzer video çekim derslerini izleyebilirsiniz. Yazarın TED konferanslarında “ What Explains The Rise Of Humans” başlıklı konuşmasını da yine genel ağda arayarak bulabilirsiniz.

PeugeotSA’nın (şirketin resmi adı) var olduğunu hangi

Son bir bilgi: Bu kitapta Türkiye’den verilen örnekler metnin orijinalinde yer almamaktadır. Yazar, kitabın yayımlanacağı her ülkeye özel değişiklikler yapmıştır.


37

Müzikal Film Tarihine Çarpıcı Bir Saygı Duruşu

“La La Land”

Y

önetmen ve senarist Damien Chazelle, 2014 yılında çektiği ikinci uzun metrajlı olan ve 2015 Oscar adaylıklarıyla taçlandırılan “Whiplash” filmi sonrası, bu yılın en çok konuşulan “La La Land” filmiyle yıldızını tekrar parlattı. Filmde işlenen büyülü aşk öyküsü, Maupassant veya O. Herry tarzı klasik olay öyküsü şeklinde ilerlerken müzikal bir şaheseri izliyorsunuz. Filmin ana melodisinin yanında “City of Stars” ve “Audition” parçaları kulağınıza yer ediyor. “Lal la Land” ile ilgili en ilgi çekici haberlerden biri 14 dalda Oscar’a aday gösterilmesi oldu. Neden bu kadar çok adaylık aldı derseniz bence en büyük sebebi aşağıdaki müzikallerdeki bazı sahneleri yeniden canlandırması, unutulmaya yüz tutmuş bir müzikal geçmişini hayata döndürmesi diyebiliriz. İşte o müzikaller: West Side Story (1962) , Les Demoıselles De Rochefort (1967), Grease (1978), Soy Cuba (1964), Sweet Charity (1969), Brodway Melody (1938), Singing In The Rain (1952), Shall We Dance (1937), Give a Girl a Break (1953), Rebel Without a Cause (1955) ,Sleeping Beauty (1959), An American In Paris (1951), Le Ballon Rouge(1956)

Ahududu

Y

aşlı ve kimsesiz erkekleri, yaşadıkları hayatın sıkıntılarından kurtarmak için ahududu likörü ikram edip zehirleyen iki kız kardeş, onları öldürdükten sonra özel bir törenle evlerinin mahzenine gömerler. Bu iki tatlı kaçık ile aynı evde yaşayan, kendisini paşa sanan Zeki ve ailenin aklı başındaki tek üyesi Adnan’ın yaşamları Adnan’ın, halalarının ahududu likörü ile yaptıklarını öğrenmesi ve azılı bir suçlu olan, nerede olduğu bilinmeyen ailenin kayıp üyesi Halim’in eve bir ceset ve suç ortağı ile gelmesiyle iyice karmakarışık ve komik bir hâl alır. Dünyada en çok sahnelenen tiyatro oyunlarından olan Ahududu’da, Mürşide rolüyle Melek Baykal, kardeşi Müşfike rolü ile Suna Keskin ve Zeki rolü ile aynı zamanda oyunun yönetmenliğini de gerçekleştiren Nedim Saban, Joseph Kesselring’in yazdığı kara komedi oyunuyla seyirci ile buluşuyorlar. Uzun süredir herhangi bir oyunda görmediğimiz Türk tiyatrosunun çok değerli bu üç ismini bir arada görmek bile oyundan keyif almanız için yeterli. Bir de üstüne ustalıkla

kurgulanmış bir oyunun titizlikle ve incelikle sahnelenmiş hâlini seyredince oyunun bitiminde tiyatronun kişilere verdiği o güzel hazzı almış olarak salondan ayrılıyorsunuz. Oyunun diğer rollerinde Cem Güler, Halim Ercan, Bülent Seyran, Dicle Alkan, Birol Engeler, Özgür Yetkinoğlu var. Çok başarılı bir ekipten dünya tiyatro klasikleri arasına girmiş çok eğlenceli bir oyun izlemek istiyorsanız bu fırsatı iyi değerlendirmenizi öneririz.


SPOR

38

Işıklı Sporcular Ödül Gecesi 19 Ocak 2017 Perşembe akşamı Erenköy Kampüsü Osman Erbelger Oditoryumu’nda büyük bir coşkuyla gerçekleşen “Işıklı Sporcular Gecesi” saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. FMV Işık Spor Kulübü kurucu başkanı ve yönetim kurulu eski başkanlarından Dr. Özge Sezerman’a ve FMV Işık Spor Kulübü eski koordinatörü Önder Seden’e kulübe yaptıkları değerli katkılarından dolayı onur plaketleri takdim edildi. Törende FMV Işık Okullarında öğrenim gören, çeşitli kulüplerde spor yapan, Türkiye ve İstanbul’da ilk üç dereceye girmiş 64 sporcuya plaketleri verildi. FMV Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Burak, Işık Spor Eski Koordinatörü Önder Seden, Işık Spor Kurucu Başkanı ve FMV Onur Kurulu Üyesi Özge Sezerman ve FMV Yönetim Kurulu Başkanı Akın Süel

Türkiye ve İstanbul Derecesi Yapmış Sporcularımız Işık Spor Ayazağa Kampüsü 2002-2003-2004-2015 Doğumlu Yüzücüler

Geceye FMV Ayazağa Işık Lisesi mezunu Hazal Karakaş, Erenköy Işık Okulları öğrenci, öğretmen orkestrası ve müzik bölümü canlı performanslarıyla renk kattı. İkinci bölümde FMV Işık Spor A Basketbol Takımı’ndan başlayarak yaş gruplarına göre on ayrı takıma da başarı belgeleri takdim edildi. Aynı zamanda eski sporcu olan Yönetim Kurulu Başkanı Akın Süel ve Başkan Vekili Ahmet Burak gecede spor yaptıkları dönemlerden anlattıkları anılarla genç sporculara güzel mesajlar verdi. Sporcu, veli ve Işık camiasının buluştuğu bu gece tüm katılımcılar tarafından ilgi ve beğeniyle izlendi. Erenköy Işık Spor U14 Erkek Basketbol Takımı


39

Işık Spor Erenköy Kampüsü 2002-2003-2004-2005 Doğumlu Yüzücüler

Işık Spor Kadın Voleybol A ve Genç Takımı

Işık Spor U16 Erkek Basketbol Takımı

Işık Spor U18 Erkek Basketbol Takımı

Işık Spor Ispartakule Kampüsü 2004-2005 Doğumlu Yüzücüler

Işık Spor Basketbol A Takımı

Ritmik Jimnastik Türkiye Şampiyonu Ayşe Naz Özay

Işık Spor U14 Erkek Basketbol Takımı

Işık Spor Sanat Tasarım Akademisi Yöneticileri


SPOR

40

Spor Başarılarımız FMV Erenköy Işık Ortaokulu Küçük Erkek Basketbol Takımımızdan Büyük Başarı FMV Erenköy Işık Ortaokulu Küçük Erkek Basketbol Takımı, Okullar Arası Küçük Erkekler Türkiye Şampiyonası’nda İstanbul’u temsil edecek 4 takım arasına girmeye hak kazandı.

Basketbol Takımımız İstanbul Üçüncüsü Oldu FMV Ayazağa Işık Ortaokulu 8. sınıflarından oluşan Yıldız Erkekler Basketbol Takımı, İstanbul üçüncüsü olarak Türkiye Şampiyonası’na katılma hakkı elde etti.

Satrançta Türkiye Dereceleri Elde Ettik 21-27 Ocak 2017 tarihlerinde yapılan, 255 sporcunun yarıştığı Türkiye Küçükler Satranç Şampiyonası 8 Yaş Kategorisi’nde FMV Ayazağa Işık İlköğretim Okulu öğrencisi Doruk Emir, Türkiye ikincisi; 7 yaş kategorisinde FMV Ispartakule Işık İlkokulu öğrencisi Efe Kemal Özdemir Türkiye dördüncüsü olarak Türkiye Satranç Milli Takımı’na katılmaya hak kazandı.

Işıklıların Atletizm Başarıları 1-2 Şubat 2017 tarihlerinde İstanbul Aslı Çakır Alptekin Atletizm Salonu’nda yapılan 45 sporcunun yarıştığı Türkiye 14 Yaş Altı (U14) Salon Şampiyonası’nda FMV Işık Okulları ve FMV Işık Spor Kulübü öğrencilerinden, 2005 Yaş kategorisinde Dilay Özdemir 4.13’lük derecesi ile Türkiye ikincisi olurken Duru Alper 4.02’lik derecesi ile Türkiye beşincisi oldu.

Ritmik Jimnastik Başarılarımız 21-27 Ocak 2017 Ritmik Jimnastik Okul Yarışmaları’nda Küçükler Kategorisinde FMV Ayazağa Işık İlköğretim Kurumu 5. sınıf öğrencisi Ayşe Naz Özay İstanbul 6.’sı, Minikler Kategorisinde 4. sınıf öğrencisi Alev Şair İstanbul 4.’sü oldu. Ayrıca Okullar Arası Ritmik Jimnastik İstanbul İl seçmelerine, FMV Ispartakule Işık Ortaokulu öğrencisi Naz Çoban, toplam 233 sporcunun katıldığı müsabakayı, Küçükler Kategorisi’nde yarışarak 29. sırada tamamladı.

Masa Tenisinde İstanbul Birinciliği 22 takımın katılımı ile 18 Şubat 2017 tarihinde gerçekleşen İstanbul Büyükler Masa Tenisi Şampiyonası’nda FMV Ayazağa Işık İlköğretim Kurumu masa tenisi takımı İstanbul Şampiyonu oldu.


NEŞE SEZER CEMALİ FMV Erenköy Işık Ortaokulu Sosyal Bilimler Bölüm Başkanı

Piyanonun Prensesi A dını İtalyanca “hafif ve kuvvetli” anlamına gelen “Piyano e forte” sözünden alan piyano, taşınabilir bir enstrüman olmamasına ve genelde pahalı olmasına rağmen çok yönlülüğü ve aynı anda birçok yerde bulunma özelliği ile dünyanın en yaygın olarak kullanılan enstrümanlarından biridir. Solo performanslar, ansambl, oda müziği, eşlik, bestecilik ve prova için oldukça uygun bir enstrümandır. Müzik adına bütün kompozisyonları piyano üzerinde yapmak mümkün. Bütün çalgıların tınısını kapsayan, çağımızın en önemli enstrümanı belki de. Tüm bu yönleriyle modern müzik dünyasının içinde çağdaş bir duruşu var. Aynı zamanda ağır ve asil görüntüsüyle 1700’lü yıllardan bu yana İtalya Floransa’dan çıkıp dünyanın her yerinde boy gösteren bir asilzade... Erenköy Işık Ortaokul 6. sınıf öğrencilerinde Selin Konyar da piyanoya gönül veren bir genç sanatçı. Yaptığımız söyleşi sırasında Selin, “3 yaşındayken dayımın bana aldığı bir org, piyanoya tutkumun başlangıcı oldu.” diyerek başarı serüveninin en başına götürüyor bizi. Yarı zamanlı konservatuvar geçmişi olan annesi bu org ile oyalanırken Selin’in gösterdiği performansı ve ondaki müzik yeteneğini fark ediyor. Bunun üzerine Selin piyano çalmaya 5 yaşında özel ders alarak başlıyor. Anaokulundaki öğretmenlerinin tavsiyesi ile okul korosuna girip bir yandan da özel piyano derslerine devam ediyor. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı sınavlarını kazanarak ilkokul 2. sınıftan itibaren yarı zamanlı olarak eğitimine başlamıştır. Konservatuvar kapsamında 5 yıldır Rus ekolünü takip eden Svetlana Duran ile piyano; Volkan Akkoç ile solfej çalışmalarını yürüten öğrencimiz, aynı zamanda lisanslı bir yüzücü olarak okul takımında yer almaktadır. Okuluna ve yoğun yüzme antrenmanlarına ek olarak haftada 2 gün okul çıkışında konservatuvardaki derslerine devam ediyor ve bu yoğun tempoda her gün aksatmadan 1-2 saat piyano çalışıyor. Planları arasında ne yüzmeden ne de piyanodan vazgeçmek var. İkisi arasında

bir seçim yapmak zorunda kalmamayı dilerim, diyor ve ekliyor: “Bu gerekirse tabi ki piyano ağır basacaktır.” Selin’e bu çalışma azmini nasıl canlı tuttuğunu, süreci nasıl yönettiğini soruyoruz. Konservatuvar hocasının bir süre önce kendisine “Yurt dışında gelecek görüyorum senin için.” demesiyle öz güven duygusunun arttığını söyleyen Selin “Gezgin olma hayalimle, yurt dışında sayısız konserler verme hayalimi birleştiriyorum. Ve bu hayalin bana yaşattığı mutluluk hissiyle daha çok, daha çok çalışıyorum.” diyor. Selin, 2015 yılında katıldığı “Uluslararası Pera Piyano Yarışması”nda İkincilik Ödülü, aynı yıl katıldığı Yunanistan’da düzenlenen “e-muse Online Piyano Yarışması”nda Üçüncülük Ödülü ve 2016 yılında katıldığı “Bursa Nilüfer Piyano Yarışması”nda Jüri Onur Ödülü kazandı. “Küçük başarıların değerini bilmeyi öğrendim. Piyanonun başına her oturduğumda ilerleme kaydettiğimi fark ediyorum. Evde sevdiklerime mini konserler veriyorum. Onların yüzündeki memnuniyet bir başarı ölçütü oluyor. Sene sonu resitallerindeki alkışlar, bana doğru yolda olduğumu gösteriyor.” diyen öğrencimiz kendini büyük başarılara götüren yolu da böylelikle özetlemiş oluyor. Bütün derslerde yüksek performans gösteren öğrencimiz akademik başarısıyla da tam bir örnek öğrenci profili çiziyor. Ancak hayalinde bu akademik başarıyı aktif olarak sürdüreceği bir meslek tercih etmek yok. İleride eğitimine yurt dışında bir müzik okulunda devam etmek ve büyüyünce müzisyen olup sanatını tüm dünyaya duyurmak onun tek hayali. “İleride ünlü bir müzisyen olmayacaksan ne olmak istersin?” sorusuna da başka cevap bulamayacak kadar gönlünü vermiş bu işe. Biz Selin’e yürekten inanıyoruz ve onunla gurur duyuyoruz. Hayallerine kavuşacağından hiç şüphemiz yok. Öğrencimizin ışığını sahnelerde izleyeceğimiz günü gözlüyor, ona yolunda başarılar diliyoruz.

IŞIKLI HİKAYELER

41


KUŞAKTAN KUŞAĞA IŞIKLILAR

42

Üç Kuşak Işıklı, Üç Farklı Dünya

Mehnaz Arı (1991-1992 Mezunu)

Ekmel Arı (1958-1959 Mezunu)

O

kulumuzun kuruluş yılı olan 1885 tarihi, 19.yüzyılın sonu, hızlı değişimlerin yaşanacağı bir dünya tarihinin başlangıç yıllarıydı. 20 ve 21. yüzyılda yaşanan değişimler ile dünya, başka bir düzen içinde adeta yeniden kuruldu. Bir önceki sayımızdan itibaren bu değişimlere tanıklık eden Işıklılar ile geçmişten bugüne doğru çıktığımız yolculuğumuz devam ediyor. Konuklarımız: 1958-1959 Işık Lisesi mezunu Ekmel Arı, 19911992 Işık Lisesi mezunu Mehnaz Arı ve anaokuluna başladığı 2007 yılından beri Işık Okullarında okuyan ailenin üçüncü kuşağı Eda Kalkan. Ekmel Arı’nın Işık Okulları ile tanışması oldukça maceralı olmuş. Değiştirmek zorunda kaldığı yollar onu IŞIK’a çıkarmış: “Ortaokulu İstanbul Erkek Lisesinde okudum. Kimya dersi bütün kaderimi değiştirdi. O dersten sınıfta kaldım. Bu olay bende başarısız olma kaygısı yarattı. Sıraselviler’de bir okula kaydımı yaptırdık. Yatılı bir okuldu. Okulun başarı düzeyi oldukça düşüktü. Ben onların arasında çok parlıyordum. Okuldaki öğrenciler o kadar başarısızdı ki fen şubesi açılamadı. Fen ve Matematik alanlarına çok ilgiliydim. Bu

Eda Kalkan (2007-)

alanda okuyamamak benim için bir kâbus olurdu. Işık Lisesi çok başarılı bir okuldu. Fen şubesi vardı ve o kadar özel bir öğrenci grubundan oluşuyordu ki o sınıftaki her öğrenci yaşama atıldıklarında çok başarılı insanlar oldular. O kadar iyi hazırlanmış ve başarılı bir sınıftı ki ateşe düşmüş gibi oldum. Çok çalıştığım, başarılı olmak için çok çaba gösterdiğim yıllardı. Işık Okulları bana ve aileme gerek sosyal, gerek kültürel gerekse eğitim anlamında büyük değerler kattı. Bu okuldan mezun olan herkes girdiği ortamlarda fark edilir. Kültürü ve görgüsüyle parlar. Kendine güvenir. Bu güvenin inşası okul değerleriyle kendiliğinden oluşur. Bu nitelikleri bir eğitim kurumunda bulmak çok zordur. Gelenek, deneyim ve kalitenin bir arada harmanladığı bu kimyayı Işık Okulları çok tutarlı bir şekilde oluşturmuş. Kızım ve torunum da burada okusun istedim. “ Ailenin ikinci kuşağı Mehnaz Arı da babasının düşüncelerini kendi düşünceleri ile tamamlıyor: “Okula başlama çağım geldiğinde ailem başka bir alternatif düşünmedi. Öğrencilik hayatım boyunca çok başarılı bir öğrenci olmadım. Mezun olduktan sonra Işık Okullarının


43

size neler kattığını daha iyi anlıyorsunuz. Bize verilen eğitimin ne kadar köklü olduğunu şimdi daha iyi görüyorum. Kızımda da bunu birebir görüyorum.” Üçüncü kuşak Işıklı Eda Kalkan sözü devralıyor: “Anaokulundan beri Işıklıyım. Çok mutlu bir öğrencilik yaşamı geçirdim. Ailemin nasıl bir okul olduğunu bildiği bir kurumda okuyor olmak benim için çok büyük bir şans oldu.” 131 yıllık okul tarihimizin yarısını yaşamış bir aile Arı ailesi. Pek çok değişime de tanık olmuşlar. Ekmel Arı, 60’lı yılların Işık Okulunu anlatıyor bize: “Benim okuduğum yıllarda Nişantaşı’ndaki Işık binası yeni yapılmıştı. O binanın ilk öğrencileri bizlerdik. Sayımız şimdiye göre az olduğu için tüm öğretmenler ve müdür yardımcıları her yaptığımızı görürdü. Her şey o kadar derli topluydu ki ufacık bir gürültü bile çın çın yankılanıyordu. Kamera sistemi yoktu ama gözetleme sistemleri müthişti. Hiçbir şey gözlerinden kaçmazdı. Disiplinli bir okul muydu? Hayır, disiplin ötesi bir okuldu. Sacit Öncel ve müdür yardımcıları harika insanlardı. Öğrenci ve öğretmen arasındaki o bıçaksırtı dengeyi çok iyi kurmuşlardı. Saygı, korku, sevgi duygularını aynı anda hissederdiniz onlara karşı. Bizim dönemimizin müdür yardımcısı

Şükrü Bey idi ama biz ‘Şükrü Ağabey’ derdik. O, koridordan geçtiği zaman hepimiz kaçışırdık. Ben yatılı öğrenciydim. İki tip yatılı öğrenci vardı: Evci çıkanlar ve hafta sonu da okulda kalanlar. Cumartesi günü öğlene kadar okul vardı. Evci çıkanlar Cumartesi öğleden sonra çıkar, Pazar akşamı dönerdi okula. Ben öğrenci iken okuldaki tüm öğretim kadrosu altmış beş kişi idi. Sacit Öncel, kadroyu o kadar iyi kurmuştu ki okuldaki öğretmenlerin hepsi İstanbul’un en iyi öğretmenleriydi. Çeşitli okulları takip eder, iyi öğretmenleri belirler ve onları okul kadrosuna alırdı. Yabancı dil eğitimi lise döneminde başlardı. Kızımın ve torunumun aldığı eğitim gibi değildi. İstanbul Erkek Lisesinde basketbol takımındaydım. Işık Okullarına gelince bu özelliğimden kimseye söz etmedim. Kendimi saklıyordum, derslere ağırlık vermek istiyordum. Bir gün sınıf maçında oynamak zorunda kaldım. Oyuna çıktıktan beş dakika sonra kalbim sıkıştı. Okulun spor salonunda yaşadığım bu andan sonra bir daha basketbol topunu elime almadım. O yıllarda okul baş mümessili kavramı vardı. Her sınıfın başkanı olurdu ve bu başkanlardan bir de okul başkanı seçilirdi.


KUŞAKTAN KUŞAĞA IŞIKLILAR

44

Müdür yardımcısından sonra baş mümessilin sorumlu olduğu bir sistem kurulmuştu. Ben lise son sınıfta baş mümessillik yapmıştım. Okulda en sevdiğim yer yemekhaneydi. O yıllarda lise binasının en alt katındaydı. Tüm okul bir arada yemek yerdik. Konuşmalar, sesler, gülüşmeler… Bu ortam bana çok enerji verirdi. Okul bittikten sonra üniversite sınavları için fakültelere başvurmak gerekiyordu. Ben diş hekimliği veya eczacılık istiyordum. Bu fakülteler sadece İstanbul Üniversitesinde vardı. Türkiye’nin tamamından elli kişi alıyorlardı. İktisat Fakültesi ise 200 kişi alıyordu. Bir değerlendirme yaptım. Türkiye’deki en iyi elli kişinin arasına giremeyeceğimi düşündüm ve İktisat Fakültesine başvurdum. Sonra öğrendim ki ben okul bilgilerim ve puanım ile bu fakültelere girebilirdim. Türkiye’deki en iyi elli öğrenci arasına girebileceğim nitelikte bir eğitim aldığımı o zaman daha iyi anlamıştım.” Mehnaz Arı’nın Işık yılları ile başka bir dönemi yaşıyoruz: “Ben okula en yakın oturan öğrencilerden biriydim. Okulun yan kapısının karşısındaki apartmanda oturuyorduk. Zilin çalmasına çok kısa bir süre kala okula giderdim. En yakın oturan hep geç kalandır kuralı gereği geç kalırdım. Disiplin kurallarından hoşlanmazdık. O zamanlar bazı yabancı okullar disiplin konusunda çok kuralcı değildi. Ojeli, küpeli okullarına giden arkadaşlarım vardı. O zaman onlara özenirdik. Bizim okulumuzda asla böyle bir şey yoktu. Müdür yardımcılarımız Şevket Bey ve Necmi Bey idi. Şevket Bey koridorun başında göründüğü anda kaçacak yer arardık çünkü eteklerimizi belden kıvırırdık. Öğretmenleri görünce gizlice açardık o kıvırdıklarımızı. Öğretmenlerimizin gözleri o kadar üzerimizdeydi ki yapabildiğimiz kural dışı hareketlere sevinirdik ama şimdi düşününce anlıyorum. Aslında onlar bunlara göz yumuyordu. Belki bazı zamanlar bizi rahat bırakarak gerilimi aza indiriyorlardı.

Dersi derste dinleyen bir öğrenciydim. Babamın söz ettiği gözetleme sistemi bizim zamanımızda da çok revaçtaydı. Ne kadar görülmediğimizi sansak da mutlaka yakalanırdık. Benim okuduğum yıllarda beşinci sınıftan sonra hazırlık sınıfı vardı. İngilizceyi orada öğretmeden asla ortaokula geçirmezlerdi bizi. Yabancı dil konusunda ne kadar farklı bir eğitim aldığımı da mezun olduktan sonra anladım. Ben Işık’ta her konuda ölçülü olmayı öğrendim. Öğrenmeden geçmek diye bir kavram yaşamadım. Ders, eğlence, spor, müzik… Bunların hepsinden belli bir ölçüde hepimiz tattık. Bu da entelektüel açıdan insanı doyuruyor. Keyifli bir yaşam sağlıyor. Ölçü kavramı okulumuzun en önemli özelliği bana göre. O oran nasıl ve neye göre oluşuyor bunu anlamanız pek mümkün değil ama kişiliğinize ince ince zerk ediliyor. Ailemizin üçüncü kuşak Işıklısı Eda Kalkan’ın dünyası çok daha farklı: “Disiplin anlayışımız çok katı değil ama kurallara uymadığınızda varlığını hissediyorsunuz. Öğretmenlerimiz bu konuda uyarılarını yaparlar ve devam ederse ceza uygulanır. Eğitim öğretim sisteminde dedemin ve annemin anlattıklarına benim dönemimde teknoloji eklendi. Akıllı tahtalar, İnternet bağlantısı gibi donanımlar var sınıflarımızda. Spor ve sanat etkinliklerimiz oldukça fazla. Okulumuz daha önceki dönemlere göre çok geliştirmiş bu alanlarını anladığım kadarıyla. Herhangi bir alanda okul takımında yer almadım ama tenis oynuyorum. Bu alanda kendimi geliştirebilirim. Piyano konusunda da altyapı eğitimi aldım ve bunu da geliştirebilirim. Benim dönemimdeki Işık Okullarında da annemin sözünü ettiği o ölçü devam ediyor. Okulumuz bize yaşamda seçeceğimiz yolların başını gösteriyor. O yollarda yürümek için gereken haritayı da veriyor. Bu bilgiler ile yolu sonlandırmak sizin tercihiniz oluyor.” Sevgili Ekmel Arı, Mehnaz Arı ve Eda Kalkan bizi üç farklı Işık Okuluna götürdü anlattıklarıyla. Bu değerli anıları bizimle paylaştıkları için çok teşekkür ediyoruz.


SAYI: 36

İÇ İ N DEKİLER 2

FMV Haberler

14 Işık Üniversitesi Haberler FID Haberler 24 İçimizden Biri Tuvana Büyükçınar 28 Eğitim PISA ve TIMSS Sınavları 32 Rehberlik Teknolojik Araçların Doğru Kullanımı ve Teknoloji Çağında Anne Baba Olmak 34 Yaşam Uzaklarda Bir Işıklı 36

Kültür - Sanat İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi: Hayvanlardan Tanrılara Sapiens Müzikal Film Tarihine Çarpıcı Bir Saygı Duruşu: “La La Land” Ahududu

38 Spor Işıklı Sporcular Ödül Gecesi Spor Başarılarımız 41 Işıklı Hikayeler Piyanonun Prensesi 42 Kuşaktan Kuşağa Işıklılar Üç Kuşak Işıklı, Üç Farklı Dünya

ŞUBAT 2017

FYZY İMTİYAZ SAHİBİ Av. Akın SÜEL Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Okulları adına FMV Yönetim Kurulu Başkanı • SORUMLU MÜDÜR Elk. Müh. Alp GÜNAY Feyziye Mektepleri Vakfı Genel Müdürü • YAYIN KURULU Faika Topal Eğitim Kurumları Koordinatörü Berna Barlas FMV İletişim ve Marka Yöneticisi Çiğdem Keklik FMV Ayazağa Işık İlköğretim Kurumu Türkçe Zümre Başkanı • KATKIDA BULUNANLAR Ekin Belce Altay FMV İletişim ve Marka Uzmanı Işık İlköğretim Kurumu Türkçe Zümresi Redaksiyon • TASARIM Topprint Basım Tanıtım ve Yayıncılık Ltd. Esentepe Mah. Atom Sok. Kanyon Apt. No:20/1 Şişli - İstanbul Tel: 0212 264 33 11 www.topprint.com.tr • BASKI Scala Basım Yayım Tanıtım San. ve Tic. Ltd. Şti. Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No:21 4.Levent - Kağıthane - İstanbul Tel : 0212 281 62 00 / 0212 269 07 34 info@scalamatbaa.com • İMTİYAZ SAHİBİ, SORUMLU MÜDÜR VE YÖNETİM YERİ ADRESİ Teşvikiye Cad. No: 6 Nişantaşı - İstanbul Tel: 0212 233 12 03 444 1 368 (FMV) www.fmv.edu.tr 4 ayda bir yayımlanır. Yayının türü: Dergi, yerel, süreli


36. SAYI • ŞUBAT 2017

İÇİMİZDEN BİRİ

TUVANA BÜYÜKÇINAR

131-İMY-SY-22-02/2017

Işıklı Öğrencİler Ülkemİzİ İngİltere’de Temsİl Edecek IŞIK Ünİversİtesİ İLE İŞ BİRLİĞİ ATA’MIZIN İZİNDE SELANİK’TE PISA VE TIMSS SINAVLARI TEKNOLOJİ ÇAĞINDA ANNE BABA OLMAK ÜÇ KUŞAK IŞIKLI, ÜÇ FARKLI DÜNYA


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.