IŞIĞIN SESİ ● FMV ÖZEL ERENKÖY IŞIK OKULLARI SOSYAL BİLİMLER BÖLÜMÜ SOSYAL MEDYA KULÜBÜ YAYINIDIR. ● HAZİRAN 2015 ● SAYI:4
SEMEP PROJEMİZ ÖDÜL GETİRDİ Çağımızın
en büyük sorunu olan küresel ısınma tehlikesine karşı “Ne yapabiliriz?” sorusuna cevap bulabilmek için 5-E sınıfından Elif ÖZKASAPOĞLU, 5-F sınıfından Elif YALKUT isimli öğrencilerimiz, sosyal bilgiler ve görsel sanatlar öğretmenlerinin ilgi ve desteğiyle yaklaşık 8 ay süren bir çalışma yürüttüler. Projenin ilk basamağı olarak 28 Mart 2015 tarihinde düzenlenen, 43 okulun İngilizce ve Türkçe afişlerle katıldığı “Afiş Çalışması Sergi Günü”nde öğrencilerimizin çalışma ları sergilendi ve jüri üyelerinin beğenisini kazandı. Öğrencilerimiz, SEMEP yani Güneydoğu Akdeniz Çevre Projesi çalışmasının sunumunu 09 Mayıs 2015 Cumartesi günü MEV Büyükçekmece Yerleşkesi’nde başarıyla tamamladı. Çalışmada petrol, doğalgaz gibi yenilenemeyen enerji kaynakları bakımından fakir olan ülkelerce hayati derecede önemli olan rüzgâr, güneş gibi yenilenebilen enerji kaynaklarının bolca kullanıldığı bir şehir yaşamı tasarladılar. Bu çalışmada içerisinde endüstri mühendisi, biyolog gibi alanında uzman kişilerden oluşan jürinin değerlendirdiği bir süreçten “En İyi Mekân Ödülü” alarak çıktılar.
SAYFA
ADD’de
2’de
Kompozis- e yonlarımızla Yine Ödülleri Topladık
SAYFA Av. Doç. Dr. Ümit 3’te KOCASAKAL ile Röportaj
SAYFA Şiirde “Bahar ve 4’te Çocuk” ile Yüreklere Dokunduk
SAYFA
“Martı”
4’te
Projemizde Bu Yıl Neler Yaptık
2
IŞIĞIN SESİ
OKULUMUZDAN HABERLER KÜTÜPHANE DEDEKTİFLERİ YOLLARDA
BÖLÜMÜ ETKİNLİKLERİ
Kütüphane Haftası Etkinlikleri kapsamında, İstanbul Modern Müzesi’nde gerçekleştirilen "Kütüphane Dedektifleri" adlı etkinliğe 3 Nisan 2015 Cu ma günü 5. sınıf öğrencilerimizle katıldık. 10.000 kitap ile 28 derg i aboneliğ iyle zengin bir koleksiyona sahip olan İstanbul Modern Kütüphane, etkinliğe katılan öğrencilerimiz için bir sanat laboratuvarına dönüştü.
Öğrencilerimiz kütüphaneciliğ in zo rlu kların ı, bir kitabın o raflara yerleştirilirken hangi aşamalardan geçtiğini öğrendi. Kütüphane sorumlusunun başkanlık ett iği atölye çalışmasında öğrencilerimiz, İstanbul Modern’de sergisi gerçekleştirilen Burhan DOĞA NÇA Y, Ero l AKYA VA Ş, Hüseyin ÇA ĞLA YA N adlı sanatçıların kataloglarının hangi aşamalardan geçerek sınıflandırması gerektiğin i öğrendi ve bu deneyimi yaşama şansı buldu. Daha sonra sergi salonunda bu sanatçılarımızın eserleriyle tanıştılar. Kütüphaneler Haftasında gerçekleştirilen program kapsamındaki bu keyifli et kin likte, kütüphanelerin yaşamımızdaki önemi konusund a öğrencilerimizin farkındalığı artırıldı.
KOMPOZİSYONLARIMIZLA YİNE ÖDÜLLERİ TOPLADIK Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından bu sene üçüncüsü düzenlenen “Gençler Atatürk’e Yazıyor” konulu ko mpozisyon ve şiir yarış masında okulu mu z 7C sınıfı öğrencilerinden Selin ŞAMİKOĞLU ad lı öğrencimiz, ko mpozisyon dalında mansiyon ödülü almaya hak kazandı. Öğrencimiz, Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle ödülünü aldı.
KİTAP KURTLARI 2014-2015 eğit im-öğretim yılı süresince okul kütüphanesinden en çok ödünç kitap alan kitap dostlarımızı belirledik. Kitap dostlarımızdan birincimiz 5C sınıfından Defne GÖKYILMAZ, ikincimiz 5C sınıfından Lara AKA LIN, üçüncümü z 5C sınıfından Zeynep TEZER, dördüncümüz 5B sınıfından Elifsu GÖK, beşincimiz 7D sınıfından Selin GÜRLÜMAN o lmuştur. Arkadaşlarımızı tebrik ediyor ve kitaplarla olan dostluklarının artarak devam et mesini diliyoruz.
MUTFAK :) GENEL YAYIN YÖNETMENLERİ: Özge GENÇ Gül Esra AKSÜT ARAŞTIRMACI GAZETECİLER: Başaran Sarp BAYRAMOĞLU Ela YEĞİN Elif ÖNOL Berfin YÜCETEPE Zehra TİMUR Ada BAYRAMOĞLU Zeynep AKDAĞ Ayşe Selin KAYA Selin ŞAMİKOĞLU Alara Eda TUNA Ruken BARAN Defne DANIŞMEND Hakkı Onur DÖRDÜNCÜ Melisa ÖZDEMİR Defne Dora ÖZDEMİR Simay KÖROĞLU
YALNIZ DEĞİLLER Kültür-Sanat Kulübü öğrencileri, “Sosyal Soru mluluk Projesi” kapsamında 20 May ıs 2015 tarihinde Suadiye Huzurev i’ni ziyaret ederek kitap oku ma etkinliği gerçekleştirmiştir. Et kinliğe kulüp öğretmen i rehberlik et miştir. Öğrencilerimiz, huzurev indeki yaşlılarımıza kitap oku muş, onlarla eğ itim ve okuman ın önemi hakkında sohbet etmiş ve yaşlılarımızın keyifli vakit geçirmelerini sağlamışlardır. Yaptığımız etkinlikten tü m huzu revi sakinleri mut lu olmuş ve öğrencilerimizi takdir etmişlerdir.
3
IŞIĞIN SESİ
AV. DOÇ. DR. ÜMİT KOCASAKAL İLE ÖZEL RÖPORTAJ Öğrencilerimizden Yasemin KOCASAKAL, babası Av. Doç. Dr. Ümit KOCASAKAL ile mesleği hakkında çok keyifli bir röportaj kaleme aldı. Röportaj esnasında tüm soruları içtenlikle yanıtlayan Sayın Ümit KOCASAKAL, anlattıklarıyla öğrencilerimiz için yepyeni ufuklar açtı.
- Özgeçmişinizi kısaca anlatır mısınız?
-
Küçükken ne olmak istiyordunuz?
- Ben, 11 Mayıs 1966 Köln doğumluyu m. Köln doğumlu olmam insanlara ilginç geliyor, onu da kısaca açıklayayım. Benim rah metli babam, 1964 yılında Almanya’ya ilk g iden kuşaktan olduğu için, o kuşak y itik kuşaktır, bir sene diye gidip kırk küsur senesini orada geçirmiş bir insan. Ben o yü zden Köln doğumluyum ama beni dört-dört buçuk yaşında İstanbul’a, Büyükdere’ye, babaannem ve dedemin yanına bırakt ılar. Ben orada büyüdüm. Aşağı yukarı otuz üç yılım Sarıyer’de geçti. İlkokulu Büyükdere Meh met İp kin İlko kulunda okudum. Orta ve lise öğrenimimi Galatasaray Lisesinde tamamladım. Ardından, İstanbul Üniversitesi Hu kuk Fakültesine g irdim 1986’da. Dört sene sonra, 1990’da mezun oldu m, İstanbul Hukuk Fakü ltesinden. Arkasından, bir senelik askerî hizmet imi Elazığ, Bingöl, Muş, Tunceli illeri askerî savcısı olarak 1993’te yaptım. Bu süreç içerisinde tabii avukatlık stajımı yapıp bir süre avukatlık yaptım. Sonra 1995’te Galatasaray Üniversitesinde Ceza ve Ceza Usul Hukuku Asistanı oldum. 2000 yılında, 2000 yılı benim için çok güzel bir yıldır, 2000 yılında hem evlendim hem de doktor unvanını aldım “Kara Para Aklama Suçu” başlıklı tezimle. 2001 yılında kızım doğdu. 2005 yılında doçent oldum. 2007’de oğlu m doğdu. Hâlihazırda da Galatasaray Ün iversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı o larak, hem de aynı zamanda İstanbul Barosu Başkanı olarak mesleğimi sürdürüyorum.
- Tabii, insanın küçüklüğünün çeşitli evreleri var. Ben ilkoku lda uzaya çok meraklıydım. Hiç unutmuyoru m, ü zerinde gezegenler o lan bir kalemkutu m vard ı, onu önüme koyup saatlerce bakardım. O yüzden astronot olmayı istiyordu m. Sonralarda arkeolo jiye merak sardım. Arkeolog olman ın çok keyifli bir şey olacağını düşündüm. Sü merliler, Hit itliler gibi eski uygarlıklara merakım vard ı. Daha sonra Albert Schweit zer’in hayatını okudum. O anla mda, doktorluğu düşünmüştüm ama daha sonra hukukta karar kıldım, hiç pişman değilim. - Hukuk alanındaki en güzel meslek sizce nedir? - (Gü lüyor.) Aslında bu çok zor bir soru. Ben, en kutsal şeyin insanların hakkını tespit etmek ve o hakkı o kişiye teslim etmek olduğuna inandığımdan, eğer gerektiği gib i bağımsız ve tarafsız yapılırsa hâkimliğin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Fakat yargı dediğimiz kavram, üç ayaktan o luşan bir bütündür. Bir tarafı savdır, savcı dile getirir. Bir savunma ayağı vardır, vatandaş adına avukat üstlenir. Diğer ayağı da sentezdir, hâkim yapar. Üç ayak da olmadan olmaz. O yüzden avukatlık da çok kutsal bir meslektir. Vatandaş hukuku bilmed iğinden, eğer bilseydi nasıl savunacak idiyse onun adına avukat yapar. Huku k alan ında hâkim, s avcı, avukat, noter, öğretim üyeliği ki ben hem avukat hem öğretim üyesiyim, o anlamda bütün bu meslekler önemli ve değerli.
- Hukuk okumanın size faydalar neler?
sağladığı
- Huku kçulukla hukuk tekn isyenliği farklı şeylerdir. Kanunları bilip uygulamak sizi hukukçu yapmaz. Bu sizi hukuk teknisyeni yapar. Huku kçu olmak için felsefe, sosyoloji, psikolo ji, tarih bilin meli. O anlamda huku kun insana kazandırdığ ı en önemli şeylerden biri güçlü bir adalet duygusu ve analitik düşüncedir. A rkadaşlarım hep kanunları nasıl ezberled iğimi sorard ı. Bu b ir yanlış. Hukuk ezberlemey i gerekt irmiyor. Hu kuk nosyonunu öğrenip somut olaya onu uygulayabilmek gerekiyor. Bu anlamda hukuk insana büyük bir yoru m gücü kazandırır. Örneğin geçici de olsa çadır kursanız, bu bir konut sayılır ve konut dokunulmazlığ ı geçerlid ir. Bu bir yorumdur. Bence insan sevgisi de kazandırır. İnsanların hakları için mücadele et mek ki hukuk aynı zamanda büyük bir mücadele gerektirir, insan sevgisi ve mücadele gücünü katar. - B aro başkanlığının hayatı nıza ne gi bi etkileri oldu? - Şunu söyleyebilirim, aklımda hiç baro başkanlığı yoktu. Tesadüflerin bir sonucudur. Yoğun bir şekilde öğret im üyeliği ve aynı zamanda avukatlık yaparken benden talepte bulundular. Bir avukat için baro başkanlığ ı, gelinebilecek en yüksek mevkilerden birisi. Üstelik İstanbul Barosu Başkanlığı başka b ir şey. Çünkü İstanbul Barosu, bugün dünyanın en büyük barosu. Sadece sayısal olarak değil -ki sayısal olarak da öyle- bunun
4
IŞIĞIN SESİ
yanı sıra 1878’de ku rulan çok kö klü bir hukuk abidesi. Bu hukuk abidesinin başkanı olmak ki bu benim üçüncü dönemim ve çok yüksek oylarla seçildim, açık söyleyeyim benim çocuklarıma bırakacağ ım en büyük miraslardan biridir. Bana göre bırakılacak en büyük miras onurlu bir hayattır. Dolay ısıyla İstanbul Barosu başkanlığ ı, benim hayatımın en onurlu sayfalarından birid ir. Bu ülkede bir sürü milletvekili, çok sayıda değerli profesörlerimiz var ama bir tane İstanbul Barosu Başkanı var. Bu anlamda büyük bir onur. Bu iş sayesinde meslektaşlarımı daha iyi tanıdım, ciddi bir mücadele yürüttük arkadaş ve meslektaşlarımızla. Dolayısıy la o dayanışma ruhunu kazandırdı. En önemlisi, baro tanınan bir şey değil. San ılıyor ki sadece meslektaşların hakları korunuyor. Baro, özellikle bu devirde, siyasi görüşü, etnik kökeni, din i, mezhebi ne olursa olsun, başı açık ve kapalı ayrımın ı gözetmeksizin hakkı ihlal ed ilen herkesin yanındadır. Tarih bu şekilde yazılırken onun bir parçası olmak da benim için çok değerli. Fakat o mzu mda ciddi bir yük yarattığını ve kolay b ir yük olmadığ ını belirtmek isterim. - Avukat ol mak isteyenlerde olması gereken özellikler sizce neler? -Yanlış bilinen bir şey var. Avukatlar yalancıdır, yalancılık mesleğid ir, yalan söylemek için para alınıyor g ibi bir mantık var. Asla öyle b ir şey yok. Avukat, vatandaşlar hukuk bilmed iği için onların yerine onları savunur. Yani b ir bakıma çevirmenlik yapar. İkince yanlış da şudur, avukatların çok konuşması, geveze olmak gerektiği. Avukat, aslında söz söyleme sanatkârıd ır. Ben im için avukat olmak isteyenlerin sosyal yönleri kuvvetli olmalı, edebiyat yönü güçlü olmalı, güzel ifadeler kullanabilmeli, iy i bir tarih, felsefe ve sosyoloji b ilgisi o lmalı. Bunlar şart değil fakat iyi b ir avukat ın ih mal etmemesi gereken şeyler. En önemlisi, insan sevgisi olması lazım. Bir davayı kazandığınızda, bir insanın hakkını
almasını sağladığınızdan, o gece çok rahat uyursunuz. Dava kaybedince de çok üzülmek gerekmez. Elinizden geleni yaptıysanız hâkimin karardır. O anlamda adalet duygusu olması lâzım. Bu özellikler geliştirilebilir. Aynı zamanda dürüst olunması lâ zım. Para kazan ma düşüncesinin ön planda olmaması lâzım. - Baro başkanlığı, avukatlık ve öğreti m üyeliği işlerini bir arada yürütmek zor olmuyor mu? - Kolay oluyor d iyemem. Ben haftada 2 ayrı üniversitede 16 saat ders yapıyoru m. Bunun yanı sıra baro başkanlığı çok ciddi bir mesai harcamay ı gerektiriyor. Bir avukatın büro araması o luyor. Çeşitli olaylar oluyor. Yu rt içi ve yurt dışında toplantılar o luyor. Üniversitede ders dışında akademik anlamda bir şeyler üretmek zorundasınız. Yazılacak d ilekçe ve mütalaalar var. Bir aileniz var, onlara da zaman ayırmanız lazım. Ko lay değil ama üstesinden geldiğimi düşünüyorum. Şikâyetçi değilim. - Avukat/ Hukukçu ol masaydınız ne olmak isterdiniz? - (Gü lüyor)Bu klasik b ir sorudur. Ço k da düşünmedim nedense. Ben yine hukukçu olmayı isterdim ama galiba bunun yanı sıra iyi b ir yazar o lmayı, hayatımı bununla kazan mayı isterdim. Çünkü kitap okumay ı da yazmay ı da ço k seviyorum. O anlamda yazar olmayı isterdim ama hâlâ öyle bir imkânım o lduğunu düşünüyorum, öyle bir b irikim içinde olduğuma da inanıyoru m. Ya da sinemayla uğraş mayı isterdim. Sinemayı da çok severim, film çekmek isterdim. - Avukatlık mesleği olmasaydı ne gi bi sorunlar ortaya çıkabilirdi? -Bu müthiş bir soru. Avukat olmadan, adalet dağıtılamaz. Çünkü kimse kendisini yargılayacak hâkimi seçemez. Kimse kendisiyle ilg ili soruşturmayı yürütecek olan savcıyı da seçemez. Halkın, yargılamalardaki doğrudan
temsilcisi avukattır. Çünkü siz istediğiniz avukatı belirleyebiliyorsunuz. Bu anlamda avukat olmasaydı, toplumdaki b irey ler kendilerin i yargı organları önünde ifade edemezdi. Bir davada, yurttaşlar teknik detayları b ilmeden nasıl hakkını arayabilir? O zaman adalet duygusu tatmin o lmazdı, adalet yerine gelmezd i. Hâkim ve savcı olmasa, bu ne kadar kötü bir sonuç doğuracaksa, avukat olmasaydı da en az onun kadar eksiklik ortaya çıkarırdı. Yani avukat lık, yargılamalarda zorunludur. - Kendinizi iş stresinden uzaklaştırmak için yaptığınız şeyler, hobileriniz var mı? - Çok. Ben gerçekten o an lamda kendimi çok şanslı hissediyorum çünkü ben, hobileri çok geliş miş bir insanım. İy i bir koleksiyoncu olduğumu söyleyebilirim. Mesela çok iyi bir çizg i ro man koleksiyonum var. Birçok açıdan da gıpta edilecek bir koleksiyon. Bunun yanı sıra çok iy i bir mü zik arşivim var. Kaset, CD, plak… Çok iy i b ir film koleksiyonum var. Oldukça da iyi ayırd ığım bir koleksiyon. Mesela mü zik alan ında, Bach’ın bütün eserleri bende var. 172 CD. Mo zart’ın ve Beethoven’in hepsi var. Vivaldi’nin bu platforma aktarılmış olanlarının hepsi var. Fado’larım var, dünya mü ziklerinden var, sanat mü ziğ i zaten çok büyük bir tutkumdur. Dediğ im gibi, ö zellikle kafamı dağıtmak için çizgi ro man, yani Zagor, Myster No ve diğerleri, bunlar beni çok rahatlatıyor. Bunun yanı sıra ailemle vakit geçirmek ben çok rahatlatıyor. Çocuklarımla oyun oynamak, bir şeyler yapmak beni çok rahatlatıyor. Yine, belki de hayattaki en büyük isteklerimden bir tanesi toprakla uğraşmak çünkü toprakla uğraşmayı çok seviyorum. En büyük hayallerimden bir tanesi bu. Kendimce organik tarım yap mak istiyorum. Bir meyve bahçesi, çiftlik, hayvanlar… Bir zeytinlik! Bir zeytin liğ im olsun istiyoru m. Pek çok şiir, öykü denemelerim var. Çeviri yapıyorum. Mesela şiir çev irileri, Fado çevirileri, çeşitli başka şiir çevirileri
5
IŞIĞIN SESİ
ki belli b ir noktaya gelince onları bir kitap hâlinde çıkarmay ı düşünüyorum. Zaten kitap oku mak benim için, çizgi ro man bir yana, çok keyifli. Müthiş bir tarih tutku m var, yurt içi ve yurt dışı geziler yap mayı seviyorum. Zaten hayat yeterince ağır. Bu hobiler o lmazsa ben insanların çok zorlanacağını düşünüyorum. Hukukçu ol maya nasıl karar verdiniz? -A Geçmişe dönüp baktığımda, çocukluğumdan beri haksızlığa dayanamayan bir insanım. Bunun bazı “zararların ı” da gördüm. Aslında benim için zarar değil. Hep “dik başlı” bir insan oldum. Haksızlığa isyan eden, onu kabullen meyen bir yapım vard ı; belki biraz da bunun etkisi. Tabii bu tarih, felsefe, sosyoloji gibi alanları okuyup tanıyınca, kanunları tanıy ınca farkında olmadan hukuka b ir yönelim başladı. Ama bu bende sanıyorum lisenin son yıllarında ortaya çıkan b ir düşünce. Bir de şunu fark ettim, huku k ço k kapsayıcı ve doğurgan bir şey. Hepsi çok değerli mesleklerdir ama tıp fakültesini bitirirseniz doktor olursunuz. Mimarlığı bitirirseniz mimar olursunuz. Hu kuk fakültesini bit iren insan, elbette hukukçu diyoruz ama baktığın ızda hâkim, savcı, avukat, noter, vali, kay makam, d iplo mat, hepsini olabiliyor. Hâl böyle olunca tabii bu kadar doğurgan, size bu kadar çok imkân sunan bir alan olduğu da dikkate alındığ ında sanıyorum bütün bu etmenler bende belirli b ir yönelim oluşturdu ve hukuk fakü ltesine girmeye o anlamda karar verdim. - İş hayatı nız, kişisel ve aile hayatı nızı etkiledi mi? - Benim şöyle bir avantajım var, benim eşim de hukukçu. O da üniversitede akademisyen, profesör -ayrı bir alanda olmakla beraber- tabii şimdi karı koca bu şekilde huku kçu o lunca paylaşacağınız alan daha fazla oluyor. İki taraf da aynı
sorunları yaşadığı için, ertesi gün sınav olmasından, ders olmasından tutun makale ve tez yazma, hâlden daha fazla anlamayı sağlıyor. Bu an lamda hayatı ve meslek hayatını kolaylaştırıyor. Olu msuz etki şu, aynı anda hem akademisyen hem baro başkanı olunca maalesef sıkça evden uzak kalmak, geç gelmek g ibi insanın ailesine ayıracağı zamanda bir azalma meydana getiriyor. Tabii bu çok olu mlu bir şey değil ama yaşadıklarımız ve geriye kalan lar düşünülürse işimin etkileri çok kötü de değil çünkü biz toplu m ad ına bir mücadele veriyoruz ve bunlar dışında bir olumsuz etkisi yok hayatımda. - Bir kişinin özgürlüğü söz konusu ol duğundan, mütalaa/savunma yazarken tedirgin oluyor musunuz? - Gü zel bir soru. Ted irgin o lmuyoru m. Tedirgin olmamamın sebebi şu: Eğer o sırada yargılanan kendim olsaydım, neler yapabilecek id iysem aynısın ı o insan için de yapıyorum. O yüzden çok rahat hissediyorum kendimi. Huku ki bir görüşü yazmak için bazen aralıksız ya da aralıklı 9-10 saat, 15 saat çalıştığım oluyor ama bende öyle bir oturmuş sistem var ki, neyi nerede bulacağımı bildiğim için derhal başlıyorum çalış maya. Keyifli b ir çalış ma ortamım var. Mü ziğ imi açıyoru m, kitaplarımı açıyoru m, kahvemi koyuyorum, oturuyorum, çalışıyoru m. Dosyayı güzelce o kuyorum, önemli yerlerine işaretler koyuyorum, onları bir kâğıda döküyorum. Huku kî duru mu kitaplardan hareket le ortaya koyuyorum. Yargıtay kararlarını tarıyorum ve bütün bunları harmanlayıp o hukukî görüşü ortaya koyuyorum. O yüzden, yapabileceğim her şeyi yaptığım için çok rahat oluyorum ve tedirgin o lmuyoru m. Bir sebeple daha tedirgin o lmuyoru m, ücret ne olursa o lsun eğer ben bir o layda bir suçun oluşmadığına inan mıyorsam savunma tarafı bakımından, asla mütalaa vermiyoru m. Önce benim inanmam lazım. Buna inanıp gerekli tü m çalış mayı
yaptığınızda geriye tedirg in olacak bir şey kalmıyor çünkü üzerin ize düşen her şeyi yapmış oluyorsunuz. - Günün hangi vaktinde iş yapmak size daha verimli geliyor? - Zannediyorum eskiden kalma bir alışkanlık, ben her zaman gece çalış mayı sevmiş bir insanım. Gece on ikiden evvel konsantre olamıyoru m. Ben, gece on ikiyle başlayıp sabaha kadar, yediye sekize kadar süren o dilimde çok verimli çalışıyoru m. Onun dışında maalesef istediğim verimi alamıyoru m çalışmalarımdan. - Mesleki hayatınıza ne zaman son vermeyi düşünüyorsunuz? Son verdiğinizde yapmak istedikleriniz, hayalleriniz neler? - (Gü lüyor.) Ben, bir hukukçunun, dolayısıyla bir avukatın, emekli olacağına çok ihtimal vermiyoru m. Dolayısıy la, bu anlamda meslekî faaliyetimize herhâlde öldüğümüzde son vereceğiz öyle gözüküyor ya da iyice elden ayaktan çekilince. Eğer o zamana kadar yaşayabilirsek, o zaman. A ma şunu da söyleyebilirim, yet mişli yaşlarda, artık çok yoğun yapmam diye düşünüyorum. Tamamen kopman ın mü mkün o lduğuna inanmıyoru m çünkü bu, artık bir tutku hâline dönüşüyor. Çok daha azaltırım ve o yaştan sonra herhâlde hayatta yapmak istediğim diğer şeylerle, toprakla uğraşmak g ibi, daha sık seyahat etmek gibi, u muyoru m torunlarımla vakit geçirmek gibi şeylerle daha fazla uğraşmayı düşünürüm. Bu hayatın içerisinde, bir sükûnet içinde kitabımı okumak, dostlarımla vakit geçirmek isterim. - Röportajı m bu kadardı , bana vakit ayırdığınız için ve beni mle paylaştığınız değerli bilgiler için teşekkür ederim. - Ben teşekkür ederim.
6
IŞIĞIN SESİ
BİLİM ŞENLİĞİ İLE HEM ÖĞRENDİK HEM EĞLENDİK Her sene Fen Bilimleri Bölümü olarak geleneksel olarak düzenlemiş olduğumuz Bilim Şenliği etkinliklerini, bu yıl da 09-12 Haziran 2015 tarihleri arasında gerçekleştirdik. Bilim Şenliği’ni her seviyeden Terraryum, Hazine Avı, Fentastik, Halli Galli, Dart Oyunu, Birim Küp, Anlık Görev gibi farklı, eğlenceli ve ilginç etkinliklerle kutladık.
81 İLDE KİTAP OKUYORUZ PROJESİNE DESTEK 51. Kütüphane Haftası kapsamında 01 Nisan 2015 Çarşamba günü Erenköy Işık Anaokulu-İlkokulu ve Ortaokulu olarak öğrencisinden personeline hep birlikte kitap okuduk. 81 il ile aynı anda kitap okuyarak bu değerli projeye destek verdik.
“MARTI” PROJEMİZ “BAHAR VE ÇOCUK” ŞİİR DİNLETİSİ
Bu yılki okul projemiz olan Martı kitabı ile ilgili tüm seviye ve branşlarda çeşitli faaliyetler yürüttük. İngilizce dersinde yapılan okuma çemberinden Türkçe dersinde düzenlenen öykü yarışması, afiş çalışması, gazete etkinliğine; matematik dersinde yapılan yansıma ve dönme hareketi, tam sayıları kullanma çalışmalarından fen ve teknoloji dersinde hazırlanan hayat döngüsü, canlılar alemindeki sınıflandırma çalışmalarına; sosyal bilgiler dersinde yapılan afiş çalışmalarına kadar pek çok derste etkinlikler Martı kitabıyla bağdaştırılarak düzenlendi. Öğrencilerimiz bu çalışmalarla hem kitabın konusunu kavradı hem de farklı bakış açıları geliştirerek çeşitli ürünler hazırladı.
Bahar; yeniden doğuştur, umuttur. Çocuk; güvendir, gelecektir. Şiir ise tüm duyguları dışa vurmanın en güzel yoludur. Okulumuzda her yıl sahnelenen şiir dinletimizin bu seneki temasını umutlar tükenmesin, geleceğe güvenimiz hiç sönmesin diye “Bahar ve Çocuk” olarak belirledik. FMV Özel Erenköy Işık Ortaokulu öğrencilerimiz, Türkçe öğretmenlerimiz önderliğinde hazırlanan dinletiyi sahnelediler. Danslar ve müziklerle süslenen şiirler, seyircilerin yüreklerine dokundu.
7
IŞIĞIN SESİ
ÖYKÜ YARIŞMASI SONUÇLARI AÇIKLANDI
FMV Özel Erenköy Işık Ortaokulu 7. sınıf öğrencileri arasında 6-10 Nisan 2015 tarihlerinde düzenlenen “Küçük Kara Balık ile Martı Jonathan arkadaş olsalardı ve bir maceraya atılsalardı neler yaşarlardı?” konulu öykü yarışmasının sonuçları belli oldu. Pek çok öğrencimizin birbirinden güzel öyküleri arasından seçim yapmakta oldukça zorlanan jüri üyelerine göre, birinciliği “Maceraya Doğru” öyküsüyle 7A sınıfından Doğukan FIRINCI, ikinciliği “Martı ve Balık” öyküsüyle 7A sınıfından Zeynep Bilge PAMUK, üçüncülüğü ise “İki Dost” öyküsüyle 7D sınıfından Zeynep İrem ELGÜN elde etti. Birinci seçilen “Maceraya Doğru” adlı öykümüzü sizlerle paylaşmak istedik. MACERAYA DOĞRU “Bana kısaca Jon diyebilirsin.” dedi Martı Jonathan. Martı Jonathan bunu dedikten sonra uçuş denemesi yapmak için sessizce denizlere gitti. Vakit öğleni geçmişti. Hava kararmadan biraz çalışması gerekiyordu. Denizin üstünde kısa takla denemeleri için çalışırken hızını toplamak için yükseldi. Jonathan o kadar hızlanmıştı ki hızı 300 mile çıkmıştı. Tam hızını alıp takla atacakken önüne bir balıkçıl çıktı. Jonathan bu balıkçılda bir sorun olduğunu hemen anlamıştı. Hayvan kanatlarını acı çekercesine çırpıyor, âdeta kendisinden yardım istiyordu. Yaklaştıkça şaşırdı, bu bir hançerdi. Hayretler içerisinde kaldı ve kendi kendine konuşmaya başladı: “Ne? Bir hançer mi?” Jonathan bunu demer demez balıkçılın torbası yarıldı ve içinden bir balık çıktı. Bu balık Martı Jonathan’ın bedenine göre çok karaydı. Kocaman, şaşkın gözlerini ardı ardına kırpıyor ve korku içerisinde etrafına bakıyordu. Jonathan gördüklerinin şaşkınlığı içerisinde az daha hızını alamayıp balıkçıla çarpacaktı. Balıkçıl, canının acısıyla inleyerek oradan hızla uzaklaştı. Jonathan, bir yandan balıkçılın hâline üzülüyor bir yandan da gördüğü küçük kara balık son anda yem olmaktan kurtulduğu ve özgürlüğüne kavuştuğu için seviniyordu: “Özgürlük…” dedi kendi kendine. “Özgürlük, güzel şey doğrusu.” Jonathan’ın gözleri birkaç dakika önce gördüğü, yem olmaktan son anda kurtulan ve tıpkı kendisi gibi özgürlüğüne düşkün küçük, kara renkli balığı aradı. Kara balık ortalarda gözükmüyordu. Jonathan, küçük balığın kendisini son anda kurtardıktan sonra korkuyla oradan uzaklaşıp güvenli bir yere sığınmış olabileceğini düşündü. Martı Jonathan’ın sevgi dolu kocaman kalbinde, balıkçıla olan üzüntüsünün yerini şimdi küçük, kara renkli balığın güvende olmasının huzuru kaplamıştı. Neşeyle şarkılar söyleyerek yoluna devam etti ama sırtında bir ağrı hissediyordu. Ağrı gitgide artıyor, Jonathan zaman zaman göğe yükselmekte zorlanıyordu. Derken büyük bir ses yükseldi: “Beni yere indir! Beni suya indir!” Jonathan olanların paniğinde hemen 45 derecelik açıyla dalışa geçti yaklaşık üç dört saniye sonra suya inmişti. Jonathan küçük balığın o dakikaya kadar kendi sırtına, tüylerinin arasına gizlendiğini hiç fark etmemişti. Olanların şokundayken hemen kıyıya attı kendini. Küçük balık, suya iner inmez art arda suya dalıp çıktı. Küçük kuyruğunu denizin dalgaları üzerinde biraz şıpırdattıktan sonra Jonathan’ın yanına yaklaştı. Sonra çok ince bir sesle: “Merhaba, siz kimsiniz?” Jonathan hem yaptığı ani inişin hem de olanların şokundan olsa gerek birden bayılıverdi. Uyandığında ise denizin ortasında bir balıkçı teknesinin içindeydi. Gözlerini dehşetle açtı Jonathan. Birilerinin kendisini kaçırıp esir edeceğinden korkmuştu. En kıymetli hazinesiydi özgürlük. Onu kazanmak için hayatını feda etmişti. Daha yeni yerler keşfetmeden, kendisi gibi düşünen diğer martılara ulaşmadan
8
IŞIĞIN SESİ
esir olamazdı kimseye. İçini büyük bir korku kapladı. Kendisini kaçıran kötü adamı aradı gözleri, bulamadı. O sırada küçük balığın ince sesini tekrar duydu: “Pardon efendim, korkuttuysam özür dilerim ama sizi baygın halde görünce ben de size bir iyilik yapmak istedim. Ne de olsa balıkçılın elinden beni siz kurtardınız.” Jonathan, aslında pek bir şey yapmamıştı. Bilmeden küçük balığı tüylerinin arasında saklayıp suya indirmek dışında. Sevgiyle gülümsedi küçük kara balığa: “Teşekkür ederim. Beni nasıl getirdin buraya? Biz nereye gidiyoruz?” Kara balık soruların devamını dinlemeden anlatmaya başladı: “Ben de her şeyi, her yeri öğrenmek isteyen küçük kara bir balığım. Seni tanıdım. Sen Martı Jonathan’sın. Özgürlüğüne gidiyorsun değil mi?” Jonathan’ın şaşkınlığına bir şaşkınlık daha eklenmişti. Yanında martılar arasında efsane olmuş Jane duruyordu, bir diğer adıyla ise “Küçük Kara Balık.” Jonathan Küçük Kara Balık’ın hikâyelerini çok seviyordu. Onun tüm balıklara karşı geldiğini, bir gün özgürlüğe kavuşmak ve yeni dünyalar keşfetmek için yola çıkacağını anlatırlardı. Jane’in hikâyelerini hep deniz kıyısına gelen yaşlı balıktan dinliyordu. Bir gün onunla karşılaşıp ona cesaret vermek istiyordu. Jonathan hızla doğrulup: “Siz Jane siniz değil mi?’’dedi. Bunun üzerine ise Jane şaşırdı: “Evet, ama siz beni nerden tanıyorsunuz?” Martı Jonathan ile Jane’in arasında kısa bir sohbet geçtikten sonra ikisinin de akıllarındaki tüm sorular cevaplanmış, ortalık sessizliğe bürünmüştü. Akşam olmuş güneş yavaş yavaş batmaya başlamıştı. Jonathan ufkun kızıllığına dalıp gitti, düşünceler içerisinde. Ardından, cesaret edip Küçük Kara Balık’a sordu: “Siz mademki meraklı bir balıksınız ben de meraklı bir martıyım, benimle dünyayı keşfetmeye ne dersiniz?” Jane ise sevinçle: “Dünya mı?” diye haykırdı. İstediği ama dakikalardır bir türlü cesaret edemediği soruyu Martı Jonathan sormuştu sonunda. Martı Jonathan, küçük balığı onaylamak için kafasını salladıktan sonra Jane büyük bir sevinçle haykırdı: “Memnuniyetle!” Martı Jonathan teklifinin kabul edilmesine sevinmiş bir şekilde yüzünü Jane’e çevirerek: “O zaman hiç vakit kaybetmeden yola koyulalım.” dedi. Jane, eşyalarını toplamak ve sevdikleriyle vedalaşmak için Jonathan’dan biraz süre istedi. Jane, hep annesiyle konuşurdu uzaklara gitme konusunu. Annesi de hep ona karşı çıkardı. Sadece annesi de değil. Etrafındaki herkes bunun gençlik hevesi olduğunu, yakında geçeceğini, oradan başka bir dünya olmadığını söylüyordu. Ama Küçük Kara Balık inanmıştı yeni dünyalar keşfedeceğine. Birkaç saat sonra Jane ile Jonathan deniz kıyısında buluştular. Buluştuklarında ise güneş yeniden doğuyordu. Sanki güneşle birlikte yeni umutlar da doğuyordu. İkisinin de ağzından aynı kelime çıktı: “Hadi gidelim.”
7A 82 Doğukan FIRINCI
9
IŞIĞIN SESİ
PET BİZDEN SORULUR 8. sınıf öğrencilerimiz 21 Şubat 2015 tarihinde Camb ridge Üniversitesi tarafından hazırlanan PET sınavına girdiler. Bu sınav sayesinde öğrencilerimizin günlük hayatta kullanabilecekleri İngilizce becerileri tarafsız bir kuru m tarafından değerlendirilmiş oldu. Oku l Müdürümü z Sibel SA GNER ve öğret menleri, öğrencilerimize sertifikaların ı d üzenlenen bir törenle verdi. Öğrencilerimizi başarılarından dolayı kutluyoruz. 7. sınıf öğrencilerimizin 30 Mayıs 2015 tarihinde gird ikleri Camb ridge Üniversitesi tarafından hazırlanan PET sınavının sonuçları yaz aylarında belli olacak ve öğrencilerimize sertifikaları önümü zdeki eğ itim-öğretim yılında verilecektir. FRANSIZCA “MEKTUP VE AFİŞ” YARIŞMASI 30 Mart 2015 Pazartesi günü MEF Oku lları tarafından düzenlenen ve öğrencilerin farklı kültürler arasında bağlantı kurmalarını, b ilg ilerini kullanarak duygu ve düşüncelerini ifade et melerin i, farklı bakış açıları geliştirerek yaratıcılıklarını artırmalarını sağlamak amacıyla öğrendikleri 2.yabancı dili (Almanca, Fransızca, İspanyolca) kullanarak “Kültürel Çeşitlilik Zengin liktir” temalı “Mektup ve Afiş Yarışması”na 7.sın ıflardan iki öğrenci ile kat ıld ık. Yarışmada 7D sınıfından Zeynep Eylül EROL adlı öğrencimiz Fransızca Ortaokul kategorisinde birincilik ödülü kazandı. 9. FRANSIZCA TİYATRO FESTİVALİ 8 Mayıs 2015 Cu ma tarihinde 7.sınıf Fransızca Kulübü öğrencileri tarafından sahnelen “Hareket li Bir Ders” adlı skeçle Yeni Nesil 2000 tarafından düzenlenen “9.Fransızca Tiyatro Festivali”ne katıldık. Toplam beş okulun katıldığ ı bu festivalde diğer okulların eğitim dili Fransızca olmasına rağ men biz b ir kere daha 2. yabancı dille kat ılan tek oku l o lmanın gururunu ve cesaretini yaşadık. Bu festivale kat ılmaları öğrendikleri dili pekiştirmeleri ve bu dili kullan mada kendilerine o lan güvenlerini artırmaları açısından öğrencilerimize çok olu mlu katkıda bulunmuştur. ALMANYA DEĞİŞ İM PROGRAMI 1-10 Haziran 2015 tarihleri arasında Almanya’nın Kiel şehrinde bulunan Max Planck Gy mnasiu m ile değişim programımızın Türkiye ayağını gerçekleştirdik. Ortaokulu mu zdan on iki öğrencimiz, on iki A lman öğrenciyi on gün boyunca evlerinde misafir etmişlerd ir. On yedi Alman ve on altı Türk, toplam 33 öğrenci ile bu tarihler arasında İstanbul’un tarihi ve kültürel yerlerin i gezd ik. Öğrencilerimiz, Türk kültürünü en iyi şekilde tanıttılar. Bu sayede Almanca konuşup öğrendikleri ikinci yabancı dili günlük hayatta kullan ma fırsatı buldular. Bu program sayesinde kültürel etkileşim ve paylaşım sağlanarak uzu n süreli arkadaşlıklar kuruldu. FRANSA’YI GEZDİK 5-9 Haziran tarih leri arasında Fransızca Bö lü mü organizasyonunda Ortaokul 7 ve 8.sınıfların katılımıyla “Fransa Kü ltür Gezisi” düzenlendi. Katılan öğrencilerimiz, tarihi -sanatsal altyapısı son derece yüksek yerleri görme (Louvre Müzesi, Versaille Sarayı vb …) , ayrıca eğlence bağlamında da önemli b ir yere sahip (Disneyland -Parc Asterix) bir ü lkey i ziyaret et me fırsatına buldular. A lışverişlerinde, restoranlarda, otelde siparişlerini vererek sorunların ı d ile getirmeye çalışan, derslerde ve kitaplarda gördükleri kültürel mekân ları ziyaret edip o ülken in insanlarıyla iç içe yaşayan öğrencilerimiz, afişlerini inceleyerek prat ik yapma fırsatı buldular.
10
IŞIĞIN SESİ
AKVARYUM GEZİSİ 04.06.2015 tarihinde 6A-6B-6C sınıfı öğrencileri Belemir ERDEM önderliğinde, 05.06.2015 tarihinde 6D-6E-6F sınıfları Pelin AĞSEREN önderliğinde Florya Tematik Akvaryum’u ziyaret ettiler. Toplamda 118 öğrenci ve 8 öğretmen katılımıyla gerçekleşen gezide öğrencilerimiz farklı su ekosistemlerini gözlemleme şansı buldular. DESTINATION IMAGINATION Destination Imagination, dünyanın en büyük ‘Yaratıcı Problem Çözümü’ kuruluşudur. 2014-2015 eğitim-öğretim yılında FMV Özel Erenköy Ortaokulu olarak 6. sınıf seviyesinde beş öğrenciden oluşan bir DI takımı kurduk. DI görevleri açıklandıktan sonra ‘FineArts’ konusunu takım görevi olarak belirledik. 28 Şubat-1 Mart tarihlerinde Eyüboğlu Eğitim Kurumlarında İstanbul 216 bölge turnuvasına katıldık. Görevimizi başarı ile sergiledik ve yarışmada 2. olduk. DOĞA BİLİM MÜZESİ’Nİ GEZDİK GEMS dersi kapsamında 3. sınıf öğrencileri ile Saint Joseph Lisesinde bulunan Türkiye’nin ilk Doğa Bilimleri Merkezini ziyaret ettik.On binlerce hayvan çeşidinin farklı tekniklerle korunup doldurularak sergilendiği merkez, günümüzde Anadolu’da ve dünyada tamamıyla soyu tükenmiş türleri de barındırmasıyla oldukça ilgi çekicidir. Su altı dünyası canlılarının, memelilerin, kuşların, eklembacaklıların ve binlerce farklı kayaç türü ve bitkinin bulunduğu bu merkez, ülkemizdeki zengin biyoçeşitliliğe dikkat çeken olağanüstü bir müze niteliğindedir. EDINBURGH GEZİSİ - ULUSLARARASI BİLİM FESTİVALİ FMV Özel Erenköy Işık Ortaokulu 6 ve 7. sınıf seviyelerinden 22 öğrencimiz 3-6 Nisan tarihleri arasında İskoçya'nın Edinburgh kentinde bu yıl yirmi birincisi düzenlenen "Bilim Festivali"ne katıldılar. Burada öğrencilerimiz, tarihi Edinburgh Kalesi'ni gezdiler. Festival binasındaki etkinliklere katılan öğrencilerimiz derslerde gördükleri konuların uygulamalarını yaparak bilim dünyasında keyifli bir gezinti yaptılar. Camera Obscura gezisinde ışık ile ilgili görsellerin sergilendiği etkinlikte basit ayna-mercek düzenekleriyle oluşturulan sistemle şehri kuş bakışı izlediler. İskoçya Milli Müzesi ziyaretinde birbirinden ilginç eserleri incelediler ve İskoçya tarihini tanıdılar. Öğrencilerimizin gezisi, evrenin oluşumu ile ilgili hazırlanmış etkinliklere katılma fırsatı yakaladıkları Dynamic Earth ziyareti ile son buldu. Geçen yıl da aynı geziye katılan üç öğrencimiz ilk günün bir bölümünde Edinburgh Dungeon'ı ziyaret ettiler. 90 dakikalık bu etkinlikte on bir farklı bölümde korkuyu ve eğlenceyi bir arada yaşayan öğrencilerimiz keyif alarak ayrıldılar. KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE ÖDÜLLERİ TÖRENİ 29.09.2014 tarihinde Eko-Tim öğretmenleri 2014-2015 yılı eylem planının taslağını oluşturmak üzere bir araya geldiler. Bu yeni eğitim yılı için hedeflenen, kampüs bütünlüğü içinde çalışan okulumuzda en küçük öğrenciden en büyük öğrenciye kadar çevre bilincinin oluşmasını sağlamaktı. Öğretmenlerinin rehberliğinde ‘su’ temalı 3. yıl çalışmalarımız daha geniş bir alanı kapsayacak şekilde devam etti. Eko – Okullar çalışma yılımızın 3. yılında şimdiye kadar Kadıköy Belediyesi ile yaptığımız işbirliği ve çevreci çalışmalardan dolayı bu yıl ‘En Çevreci Okul ‘ ödülünü almaya layık görüldük.
11
IŞIĞIN SESİ
ULUSLARARASI BİLİM TEMELLERİ (URFODU) SINAVI Farklı zorluk seviyesindeki yirmi sorudan oluşan eleme sınavı, 19 Kasım 2014 ta rihinde okulumuzda uygulandı. Bu sınava 6. sınıflardan on bir , 7. sınıflardan ise on beş öğrencimiz katıldı. Öğrencilerimizin tamamı 100 üzerinden 50 ve üzeri puan alarak final sına vına katılmaya hak kazandı. 28 Mart 2015 tarihinde Anakent Kolejinde düzenlenen final sınavında öğrencilerimiz, hem müfredata uygun hem de müfredat dışı sorularla ter dökmüş lerdir. Final sınavı
sonucunda iki öğrencimiz 2. derece diploma, beş öğrencimiz 3. derece diploma almaya hak kazanmışlardır. GAUSS CONTEST
Kanada Waterloo Üniversitesi Matematik Fakültesi bünyesindeki “The Centre For Education in Mathematics and Computing (CEMC)” merkezi tarafından hazırlanan “Gauss Contest” adlı matematik yarışması her yıl uygulanan ve 7 ve 8. sınıf seviyelerindeki öğrencileri hedef alan bir yarışmadır. Bu yarışma, öğrencilerin hem eğlenmesi hem de matematiksel problem çözme becerilerini geliştirmeleri için bir fırsat olarak sunulmaktadır. Matematik bölümü olarak öğrencilerimizin matematiksel problem çözme becerilerini geliştirecekleri, yarışmanın kimi sorularında kendi sınıf seviyelerinin ilerisindeki konulara ait sorulara da yanıt arayacakları ve dolayısıyla kendilerine özgü bakış açılarını ortaya çıkaracakları, İngilizce becerilerini etkin bir şekilde kullanacakları bu yarışmaya her yıl katılım göstermeyi amaçlarımız arasında sayıyoruz. Okul olarak ilk defa 2011-2012 eğitim-öğretim yılı içinde iştirak edilen bu uluslararası yarışmaya bu sene de 7. sınıf seviyesinde yirmi beş öğrenci ile katıldık. Bu yarışma 14 Mayıs Perşembe günü okulumuzda gerçekleştirildi. Yarışma sonuçlarına göre, 150-136 puan aralığında yer alan ve ilk % 25’lik dilime giren beş öğrencimiz “katılım” ve tanınma” sertifikaları almaya hak kazanmışlardır. LEGO ROBOTİK KULÜBÜ ULUSAL TURNUVA BAŞARISI
Junior.Roboformers takımı bu senenin teması olan "Senin Dünyan, Senin Sınıfın" ile ilgili işitme engelli öğrencilerin eğitim-ö ğretim hayatını daha kaliteli hâ le getirebilecek bir proje tasarladılar . Takımımız bu proje kapsamında sınıflara Leap Motion, Mimix ve Talk Typer programlarını bir araya getirerek geliştirdiği sistemi kurup üç iletişim (dudak okuma, işaret dili, okuma-yazma) yolunun da kullanılabildiği bir öğrenme ortamı sağlamaya çalışmışlardır. Bu alanda da en yüksek puanla 1. olarak EN İYİ PROJE KUPASI almış ve Ulusal Turnuva’ya katılmaya hak kazanmıştır. Ayrıca takımımız, temaya uygun olarak tasarladıkları lego robot ile ROBOT PERFORMANS 2. ’LİK KUPASI almışlardır. Takımımız 21-22 Mart 2015 tarihlerinde İzmir’de düzenlenen First Lego League 11. Türkiye Ulusal Turnuvasında takım ruhu, bütünlük, etkinlik ve verimlilik kriterlerini yerine getirerek EN İYİ TAKIM ÇALIŞMASI ÖDÜLÜ kazanmıştır. “FLL 2015 Senin Dünyan Senin Sınıfın” temalı sezonunu ikisi yerel, biri ulusal olmak üzere toplam üç kupa ile tamamlamışlardır.
12
IŞIĞIN SESİ
Bütün bir yıl boyunca hep bugünün hayalini kurduk. Kış aylarında kar yağarken denizde yüzdüğümüzü düşündük çoğu zaman. Ne zaman gelir diye düşünürken yaz geldi bile! Geçen senenin yorgunluğunu atmak, yeni yıla enerjik başlamak için şimdiden planlar yapıldı. Tatil anlayışı hepimiz için başka olabiliyor elbette. Biz de arkadaşlarımızın ve öğretmenlerimizin yaz tatili planlarını öğrendik.
İŞTE ÖĞRETMENLERİMİZİN VE ARKADAŞLARIMIZIN YAZ TATİLİ DİLEKLERİ Özer BURUCU (MY): İyi bir tatil geçirmek. Ayfer AYDIN(MY): Huzur bulduğum bir tatil geçirmek istiyorum. Şeyda BAHAROĞLU (İng. Öğrt.): Tatil boyunca dinlenmek, bol bol kitap okumak ve denize girmek istiyorum. Esin BİLEN (Fr. Öğrt.): Datça’da televizyon olmadan on gün boyunca uyumak, güneşlenmek ve dinlenmek istiyorum. Cihan YURT (Sosyal Bilgiler Öğrt.): Oğlumla bol bol vakit geçirmek ve geç saatlerde uyumak. Gülşen ELİBOL (Görsel San. Öğrt.): Tatile gitmek ve iyi vakit geçirmek. Ahmet BEDER (Mat. Öğrt.): Dinlenmek ve kitap okumak istiyorum. Burcu DURHAN (Görsel San. Öğrt. ) : Denize girmek, bolca eğlenmek ve huzur istiyorum. Özlem KÖROĞLU (Görsel San. Öğrt.): Sağlık, mutluluk ve beklenmedik sürprizler istiyorum. Neslihan YILMAZ (Türkçe Öğrt.) : Macera, yenilik, gezmek, huzur ve mutluluk istiyorum. Eren PAMUK (Mat. Öğrt.): Sağlıklı ve huzurlu bir yaz, yeni başlangıçlar, memleketim için iyi dilekler, sabahları güzel bir uyku ve güzel kahvaltılar istiyorum. Süheyla Aydın YENİHAYAT (Mat. Öğrt.): Bolca şezlong, şemsiye ve dondurma istiyorum.
Hakan ÇAY (Fen Bil. Öğrt.): Küçük kızımla bol bol gezmek istiyorum. Ayşegül GÜLEBAKAN (Fr. Öğrt.): Güzel bol güneşli ve bol seyahatli bir yaz geçirmek istiyorum. Paola GÜVENÇ (İng. Öğrt.): Plajda dinlenmek istiyorum. Yelda BABA (Sos. Bil. Öğrt.): Sayısal loto çıkmasını istiyorum. Sinan SEDEN (İng. Öğrt.): Düğünümün güzel ve eğlenceli olmasını istiyorum. Gülşah TONGUÇ(İng. Öğrt.): Eğlenmek, bolca uyumak ve dondurma yemek istiyorum. Doğa SABUNCUOĞLU: Denize girmek ve bolca dondurma yemek istiyorum. Sinem SÜRMELİ: Tatilde su kayağı yapmak istiyorum. Çağdaş Ekin ŞİMŞEK: Mutlu olmak istiyorum. Zeynep Eylül EROL: Boston’da bir anime konvasyonu bulup her şeyi almak istiyorum. Eda COŞKUN: Denize girmek, güneşlenmek istiyorum. Yağmur ÖZLÜK: Yaz boyu eğlenmek istiyorum. Lal KARAYAZGAN: Voleybolda kendimi geliştirmek istiyorum. Aysu ÖZDOĞAN: Bodrum’a gitmek istiyorum. Defne Su YILMAZ: Havuza girmek ve güneşlenmek istiyorum.
13
IŞIĞIN SESİ
Elma suda yüzer çünkü %25'i havadır. Bilinen en büyük yıldızlar Güneş'ten 2000 kat daha büyüktür. Eskiden kâşifler uzun yolculuklarında su taşımak için karpuz kullanırdı. Muz aslında bir baharattır. Domates aslında bir sebze değil, meyvedir. Kelebekler ayaklarıyla tadar. İlk gözyaşı sağ gözden akarsa sebebi mutluluk, sol gözden akarsa sebebi üzüntüdür. Hapşırdığınız zaman, kalbiniz de dahil olmak üzere tüm organlarınız bir anlık durur. Soğan doğrarken sakız çiğnemek göz yanmasını önler. Cam aslında sıvı bir maddedir fakat akışkanlığı çok yavaş olduğu için bunu algılayamayız. Bir dakikalık gülme 12 dakikalık koşuya bedeldir, ayrıca ağrı kesici etkisi de vardır. Yeni doğmuş bir bebeğin topuk iziyle annenin parmak izi aynıdır.
Dolunay varken tartılınca daha hafif oluruz. Eğer ayaklarınızı yavaşça yukarı kaldırır ve sırt üstü yatarsanız, bataklığın içine gömülmezsiniz. Harward Üniversitesi'nden öğrencilerin bir makineyle yaptığı çalışmada lolipopun merkezine 2.225 yalamada ulaşılmıştır. Ağladığınızda stres hormonu salgılarsınız. Bu yüzden ağladıktan sonra kendinizi iyi hissedersiniz. Elma koklamak baş ağrınızın hafiflemesini sağlar. Üzümü mikrodalgaya koyarsanız patlar.
13 yaşındaki adlı İngiliz kız, doğduğundan beri sadece çikolata yiyor. Bir insan, günde ortalama 4, yılda ortalama 1460 yalan söyler. Kıta isimlerinin hepsi "A" ile başlayıp "A" ile biter. Yılanlar duyamaz. Bir bardak taze şampanyanın içine bir kuru üzüm atarsanız üzüm asansör gibi bardağın altından üstüne üstünden altına sürekli dolaşır. İnsan midesi 2 haftada bir iç zarını yenilemek zorundadır aksi halde kendi kendini sindirir. Gülmek için 17 adaleye ihtiyacınız vardır. Surat asmak için ise 43. Çikolata köpeklerin kalbine ve sinir sistemine zarar verir. Yarım kilo kadar çikolata küçük bir köpeği öldürebilir. Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmuyor. Sizi gizliyor. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orda olduğunuzu anlamamalarını sağlıyor. Karate kelimesinin anlamı "boş el"dir. İnciler sirkenin içinde bekletilirse erir. Fil balığı diye bir balık türü vardır. İçtiğimiz sular 3 milyar yaşındadır. Bir bardak sıcak su, buzdolabında soğuk sudan daha çabuk donar. Çin'de İngilizce konuşan kişi sayısı Amerika'dan daha fazladır.
14
IŞIĞIN SESİ
TÜRKİYE ŞAMPİYONASI 27-29 Mayıs 2015 tarihleri arasında Çorum’da düzenlenen MEB Yıldızlar Türkiye Yüzme Şampiyonasında okulumuz Türkiye 6.’sı olmuştur. Itır BAYRAKÇEKEN, 200 metre kelebek kategorisinde Türkiye 4.’sü, 400 metre serbest kategorisinde Türkiye 3.’sü olmuştur. Nazlı Su DURU, 100 metre kelebek kategorisinde Türkiye 4.’sü olmuştur. 4x100 metre karışık bayrakta Nazlı –Damla- Itır- Dilanur’dan oluşan takımımız Türkiye 4.’sü olmuştur.
9-11 Haziran tarihlerinde Ankara’da yapılan MEB Küçükler Yüzme Türkiye Şampiyonasında sporcumuz Hazal Özkan, 50 metre - 100 metre kurbağalama kategorisinde ve 200 metre serbest kategorisinde TÜRKİYE 1.’si, 200 metre karışık kategorisinde ise TÜRKİYE 2.’si olmuştur.
YILDIZLAR KATEGORİSİ GRUP BİRİNCİLİĞİ 13-15 Mayıs tarihleri arasında Karabük ‘te düzenlenen MEB Yıldızlar Grup Birinciliği müsabakalarında sporcularımız Itır Bayrakçeken, Nazlı Su Duru, Damla Oğur, Nilsu Enüstün, Dilanur Baysungur, Leyal Semerciyan ve Ece Bobaroğlu’ndan oluşan takımımız 27 madalya ve birincilik kupası kazanarak turnuvayı tamamlamıştır. Nazlı Su DURU, 50 ve 100 metre kelebek, 50 metre serbest kategorisinde 1., 200 metre kelebek kategorisinde 2. olmuştur. Itır BAYRAKÇEKEN, 100 ve 400 metre serbest, 200 metre kelebek ve 200 metre karışık kategorilerinde 1. olmuştur. Damla OĞUR, 100 ve 200 metre kurbağalama ve 200 metre karışık kategorilerinde 2., 50 metre kurbağalama kategorisinde 3. olmuştur. Dilanur BAYSUNGUR, 50 metre kelebek kategorisinde 2., 100 metre serbest ve 100 metre kelebek kategorisinde 3. olmuştur. Takımımız, “Bayrak Yarışması”nda 4x100 metre serbest karışık ve 200 metre serbest bayrak yarışmalarında 1. olmuştur.
15
IŞIĞIN SESİ
ESKRİM Öğrencimiz Utku ÖZYALÇIN, katılmış olduğu flöre kategorisi İstanbul’da düzenlenen müsabakada İstanbul 5.’si, Türkiye Şampiyonası’nda ise Türkiye 5.’si olarak okulumuzu başarı ile temsil etmiştir.
BASKETBOL Okulumuz 5. ve 6. sınıf öğrencilerinde oluşan Küçükler Basketbol Takımımız, katılmış oldukları Kadıköy Kaymakamlığı İlçe Kupası’nda namağlup KADIKÖY ŞAMPİYONU olmuştur. RİTMİK JİMNASTİK Öğrencimiz A. Berfin TEZCAN, katılmış olduğu il müsabakasında İstanbul 5.’si, Türkiye Şampiyonası’nda ise Türkiye 13.’sü olmuştur.
KÜÇÜKLER KATEGORİSİ GRUP BİRİNCİLİĞİ 20-22 Mayıs 2015 tarihlerinde Kocaeli’de düzenlenen MEB Küçükler Yüzme Grup Birinciliği Müsabakası’nda takımımız 22 madalya kazanmıştır. Puan sıralamasında ise hem kızlar hem erkeklerde grup 4.’sü olmuştur. Hazal ÖZKAN, 100 metre kurbağalama kategorisinde 1., 200 metre serbest kategorisinde 2., 200 metre karışık kategorisinde 2. olmuştur. Can GÜLEYİN: 100 metre serbest kategorisinde 3., 200 metre serbest kategorisinde 3. olmuştur. Kayra TERZİ: 100 metre serbest kategorisinde 4. olmuştur. Erkek Takımı (Can Güleyin, Barkın Çolak, Melih Gürşen, Kayra Terzi), 4x100 metre serbest kategorisinde 2., 4x100 metre karışık bayrak kategorisinde 1. olmuştur. Kız Takımı (Hazal Özkan, Ece Köseoğlu, Ece Güpgüpoğlu, Ece Özdoğan), 4x100 metre karışık kategorisinde 3., 4x100 metre serbest bayrak kategorisinde 4. olmuştur.
ATLETİZM 19 Mart 2015’te düzenlenen MEB Okullar Arası Yıldız Kızlar Kros yarışında sporcumuz Elif YAYCI Kadıköy ilçesi şampiyonu olmuştur. 31 Mart’ta düzenlenen İstanbul Kapalı Salon Atletizm yarışmasında Elif YAYCI (60 metre engelli) İstanbul 1.’si olmuştur. Aynı yarışmada Elif YAYCI, Yağmur GÖKER, Alin KUTAN, Lara TOLAY, Özle m YEDİKARDAŞLAR’dan oluşan yıldız kız atletizm takımımız İstanbul 3.’sü olmuştur. 16-17.04.2015 tarihinde MEB tarafından düzenlenen Puanlı Atletizm yarışmalarında Elif YAYCI (60 metre engelli) İstanbul 2.’si olmuş, Türkiye Gruplar Yarışı’nda 4. olarak madalya kazanmıştır.
16
IŞIĞIN SESİ
mizah
İKİ SORU... 1.Size aittir ama başkaları kullanır? dınıza
Bu labirentten çıkabilecek misin?
Bir resim, içinde kaç farklı resim saklayabilir?
2. En son hangi dişler çıkar? idş atakm
Sudoku çözmeye ne dersin?
NE GÖRÜYORSUN?
BİR TANE DAHA SOLUCAN Derste öğretmen herkese teker teker sorar. Önce Ahmet'e sorar: - Ayakları olmayan bir hayvan biliyor musun? Ahmet: - Balık. Sonra Mahmut'a sorar: - Sen bir tane daha biliyor musun? Mahmut: - Solucan. En son olarak bizim Hasan'a sorar: - Sen de bir tane daha söyle de, başka soruya geçelim. Hasan: - Bir tane daha solucan.