METAMORFOZ HAZİRAN 2016
Sayı 9
www.internetbagimliligi.com FMV ÖZEL ERENKÖY IŞIK LİSESİ-FEN LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ
“W” harfinin üçünü, bir arada bu kadar sık görmemişti insanoğlu! İnternetle gördü… Nedir İnternet? İnternet görmeden bakmak, seslenmeden konuşmak, daldan dala atlamaktır. İnternet, varken yok olabilmektir. İnternet seçmektir. Dokunmadan, koklamadan sevebilmektir. İnternet hayattan kaçmaktır. Başka bir boyut, başka bir alemdir. İnternet gelişimdir, bilimdir, özgürlüktür. Oyundur, iştir, gezidir, kitaptır, aşktır, bankadır, gazetedir, defterdir. İnternet bazen hastalıktır… diyor, “İnternet Bağımlılığı” adlı kitabında Kültegin ÖGEL. Uzun bir tatile gireceğimiz bu günlerde, yaz döneminde artacağını düşündüğümüz internet/bilgisayar oyunları/mesajlaşma vb. etkinlikleri içeren internet/bilgisayar kullanımına ve sınırsız kullanıldığında oluşabilecek olumsuz durumlara dikkatinizi çekmek istedik. Bu amaçla bağımlılık konusunda çok deneyimli bir Psikiyatrist olan Prof. Dr. Kültegin ÖGEL’ in “İnternet Bağımlılığı-İnternetin psikolojisini anlamak ve bağımlılıkla başa çıkmak” kitabından sizler için bir özet hazırladık. Kitabın tamamını okumanızı tavsiye ederiz. Yararlı olması dileği ile...
wwww.internetbagimliligi.com Artık başka bir çağda yaşıyoruz. Bilgisayar teknolojisi ve internet insan hayatına girdiğinden beri dünya farklılaştı. Diğer teknolojiler de insan hayatını etkiledi ama internet tüm toplumsal yapıyı değiştirdi. Toplumsal yapıyla birlikte insanın doğasında da değişimler yarattı. “Sanalizm” adını verebileceğimiz bir çağ, “Sanalist” adını verebileceğimiz takipçileri ve onların bir yaşam tarzı oluştu. Sanalizm, kendi hastalıklarını da yarattı: İnternet ve Bilgisayar bağımlılığı! Yaşadığımız bu çağda her şeyde sanallığın damgası var. Farklı karakteristik özellikleri olan bir dönem yaşıyoruz. Sanalizm, yeni bir akımdan öte yeni bir çağ ve hareket olarak değerlendirilebilir. Bu dönemin farklı olduğunu kabul ettiğimiz sürece bu dönemi anlayabiliriz. Bu günkü yaşantıları geçmişe göre kategorize edersek, yanılabiliriz; olanı biteni ve çocuklarımızı anlamakta zorluk çekeriz. Çünkü sanalizm artık her yerde. Birlikte yaşamak zorundayız!.
Z Nesli ve İnternet Dünyada gelişim dönemlerine uygun olarak nesillere özel isimler verilmektedir. “X nesli (kuşağı)”, 1961-1981 yılları arasında doğanlar; “Y nesli (kuşağı)” 1981-2000 yılları arasında doğanlar için kullanılmaktadır. “Z nesli (kuşağı)” ise 2000-sonları ile 2014 yılları arasında doğanları kapsamaktadır. Bu nesil aynı zamanda “ I nesli”, “net nesli” , “Yeni sessiz nesil” olarak da adlandırılmaktadır. X neslinin çocuklarıdır.
Bu nesil için sosyalleşme akşam yemeği veya bir gösteriye gitmek değildir. Z nesli, sabırsız ve anlık bir zihne sahip olarak tanımlanmaktadır. Kendinden önceki nesillerin hırslarına sahip değillerdir. İçekapanıktılar, “gerçek insanlar” la vakit geçirmekten pek hoşlanmazlar. Dikkat eksikliği yaşadıkları veya otistik oldukları ileri sürülür. Önceki nesiller gibi kitap okumak gibi dikkat gerektiren becerileri yeterli değildir. Daha tüketim odaklı oldukları da söylenebilir. Y nesli daha çok takım ve grup odaklıyken Z neslinin daha bireysel olduğu belirtilmektedir. Grup etkisine daha az açık, ebeveyn tavsiyelerine daha açık oldukları söylenmektedir.
İnternet Gençliği Yoğun biçimde bilgisayar ve intrenet kullanan, internette oyun oynayan sohbet eden, arkadaşlarıyla iletişim kuran, günlük yaşamında sanal ortamlara girip çıkan ve internetin yaşamında önemli bir yere sahip olduğunu düşünen ergenlerdir. İnternet gençliği, kimlik ve kişiliğini; deneyim kazanmasını, entelektüel birikime ulaşmayı; tutum ve karakter geliştirmeyi; geleceğe hazırlanmayı internetten öğrenmektedir. Kişilik ve kimlik gelişiminde içinde yaşadığı sosyal çevredeki ilişki ve etkileşim kadar sanal dünyada kurduğu iletişim ve etkileşimler de etkili olmaktadır. Bu etkilenme, olumlu yönlerden olabileceği gibi olumsuz da olabilir. Aslında internet bir isyan ortamıdır. Sürekli bir şeyler yapmalarını söyleyen ebeveynlerine karşı gençlerin elindeki güçlü bir silahtır. Üniversite sınavları veya marka yarışlarına kendilerini zorlayan topluma karşı “taş atmak” yerine modern bir isyan aracıdır. Bu nedenle internet bağımlılığı aile içi çatışmaların olduğu ortamlarda daha da çok beslenir. İnternet, demokratik amaçlara hizmet etmeye uygun yapısıyla gençlik için sesini duyurma, kendini ifade etme ve kendini gerçekleştirme platformu kimliğindedir. Ergenlik dönemine has problemler, kuşak çatışmasından dolayı aileyle paylaşacakların azalması, arkadaşlık kurmada güçlük çekme ve içe dönüklük gibi nedenlerle kendilerini yalnız hisseden ve sosyal hayatta bu ihtiyaçlarını gidermekte güçlük çeken gençler, kolaylıkla internete bağımı hale gelebilirler.
İnternet Nasıl Bir Büyü? İnternetin Psikolojik Etkisi Nedir?
İnternet sorumluluk gerektirmez. Yaşamda sorumluluk almak istemeyenler için bulunmaz bir mekandır. Ne tutulması gereken bir söz ne de yapılması gereken bir sorumluluk vardır. İletişimin anonim olması, istenilmediği sürece gerçek kimliğin kullanılmaması kişiye cesaret verebilmekte ve sosyal kabul görmeme endişesi taşımadan normalde olamadıkları kadar açık olabilmektedirler. İnternet emek gerektirmez; buluşmak kolaydır. İnternette iletişim minimum zaman ve maliyet gerektirir. İnternet sosyalleşme mekanıdır. İlgi alanları ortak olan ve hiç karşılaşma şansı olmayan kişilerin birbirleriyle tanışmalarını ve haberleşmelerini sağlayabilmektedir. Diğer oyuncularla sosyal iletişiminiz oldukça ödüllendiricidir. Göz kontağı kurmanıza gerek yoktur. Yeni tanışmalar, karşı cinsten insanların olduğu bir gruba girme, grup içinde konuşmak zorunda olmak gençleri heyecanlandırır. Bazı ergenler konuşurken kızarır, kendinin tam olarak ifade edemez. Bazen sırf bu sonucu yaşamamak için kişilerle/grupla konuşmaktan kaçınabilir. Kendini ifade etmek internette daha kolaydır. Günlük hayatta kendilerini ve duygularını ifade etmekte güçlük çekenler yazarak daha rahat bir şekilde iletişim kurabilirler. Bir grubun parçası olmak kolaydır. Gerçek hayatın aksine internette bir gruba girmek ve oraya ait oma duygusunu yaşamak çok kolaydır. İnternette her konuda kurulan gruplara ya da forumlara katılarak onay ve kabul görmek, kişinin kendini duygusal olarak iyi hissetmesini sağlar. İnternet yeni bir kimliktir. Kimliğimizi, başkaları ile olan ilişkilerimiz de oluşturur. Kimliğimizin farklı yönleri vardır. Bu yönler, benliğimizin farklı yönlerini gösterir. Örneğin aile ve iş hayatında farklı kimlikler edinebiliriz. Bu durum bir hastalık değil bir uyum çabası olarak görülebilir. Bazı kişilerin olmak istediği kimlik sanal kimliğine yansıyabilir veya kişi kendisi için yeni bir kimlik oluşturabilir. ( Örneğin çok rekabetçi ve başarılı bir okulda silik, kimsenin takmadığı bir genç, internette bir site kurarak ya da oynadığı bir oyunla çok tercih edilen, beğenilen ve başarılı bir kişi olabilir.) Kim olmak istiyorsanız O olabilirsiniz. Anonimite internette temel kuraldır. Burada hayallerindeki kişi olmak çok kolaydır. Bireylerin kendilerini tanıtmaları tamamen onların kontrolündedir; kişi yüz yüze iletişimde kendisi için sıkıntı yaratan bazı durumları değiştirebilir ve kendini farklı tanıtabilir. ( Zayıf birisi, oyunda kendine iri yapılı bir karakter seçebilir, gerçek hayatta sahip olmak istediği ama sahip olmadığı sosyal rolü oynayabilir. )
İnternet gizemlidir. İnsanlar internet aracılığıyla yeni biriyle iletişim kurduğunda onunla ilgili sadece onun yazdığı kadar bilgi sahibi olur. Sesini duyamaz, izin vermezse yüzünü göremez. O kişi ile tanışana kadar da yaşanan gizemli ilişki kişileri meraklandırır ve heyecan verir. Toplumsal denetim zayıftır. Burada toplumsal yargılardan ve düzenden bağımsız olarak kendini ortaya koymak mümkündür. Toplumun bireye dikte ettirdikleri sanal alemde geçmez. Süper egonun bu kadar zayıf olduğu başka bir alan yoktur. İnternet sınırsızdır, özgürlüktür. İstenilen zamanda girilip aktif olunabilir. Ayrıca jeopolitik, ekonomik ve sosyal sınırları geçme yeteneğine sahip olup, bu özelliği nedeni ile de bağımsız bir kamusal alana doğru gelişmektedir. Sınırsızlığın getirdiği en önemli şey özgürlüktür. İnternet, dünyanın her yerinde herkesin katılımına izin veren özgür bir ortamdır. Ayırımcılık yapmaz. Kişiler istediği an iletişimi koparabilir, istediği anda istediği aktiviteyi gerçekleştirebilir. İnternet kontrolsüzlüktür ve kontrol kişidedir! Gerçek yaşamda son derece kontrollü olan bireyler internette kontrolsüz davranışlarda bulunabilirler. (Ünlem işaretleri, abartılar, küfürler, nezaketsiz cümleler, taciz, pornografi vb.) Hayatı kontrol edemeyiz, ama hep kontrol etmeyi hayal ederiz. İnternet bu kontrol etme şansını tanır kişiye. Aç veya kapat! Hayatın düğmesi kişinin elindedir. Pasif değildir, aktif bir eğlencedir ve ödülü boldur. İnternette size sunulanı değil istediğinizi alırsınız ve yöneten siz olursunuz. Ayrıca bol ödüllü oluşu (oyunlardaki aşamalar, alınan puanlar vb.) orada kalma isteği yaratır. Çünkü ödülün fazla ve hızlı alındığı yerde bağımlılık da oluşur. İnternet dikkat gerektirmez. Orada takılıyorsanız büyük bir dikkate gerek yoktur, arada oyunu durdurup yemek yiyebilir, arkadaşınızla konuşabilirsiniz. Dikkat eksikliği olan kişiler için yararlı bir aktivitedir. Stresle başa çıkma yoludur. Dünyadan ve gerçeklerden uzaklaşabilirsiniz. Nerede olmak istiyorsanız orada olabilirsiniz. Ayrıca bilgisayar oyunları ya da internet üzerinden sunulan içerik çok renkli, hızlı görsel ve işitsel efektler tarafından zenginleştirildiği için kişilerin keyifli ve uzun zaman geçirmesini de sağlar. Bir trans halidir. İnternette oyun oynama durumu bir trans halidir. Kişi kendinden geçer. Acı veya stres duygusu ortadan kalkar. Ruh haline yeni boyuttaki fenomenler hakimdir. Trans hali kimi zaman bir vecd , yaşanan durum bir haz tablosudur.
İnternetin Yarattığı Sorunlar
Fiziksel sorunlar
Gözlerde yanma, kuruluk Boyun kaslarında ağrı ve sertleşme Beden duruşunda bozukluk Elde uyuşukluk, Carpal Tunnel sendromu Halsizlik
Kişisel ve Sosyal alanda görülen sorunlar
Kişisel, aile ve okul sorunları (okula gitmek istememe, iş ile ilgili sorunlar) Akademik başarıda düşüş (dikkat eksikliği, devamsızlık nedeni ile derslerden kopuş) Zamanı idare etmede başarısızlık Uyku bozuklukları Yemek, uyku, temizlik vb. temel ihtiyaçların ertelenmesi/ihmali Sosyal aktivitelerde azalma Engellenmeye tahammül edememe Kayıtsızlık/çabuk duygusal doyum arayışı İnternet arkadaşları dışında izolasyon, içedönüklük
İnternet Bağımlılığı Nedir?
İnternet bağımlılığının standardize edilmiş bir tanımı yoktur. Bazı araştırmacılar “bağımlılık” teriminin sadece kimyasal madde bağımlıları için kullanılması gerektiğini iddia etseler de benzer tanı kriterleri kumar bağımlılığı gibi başka sorunlu davranışları tanımlamak için de kullanılmıştır. Psikiyatrinin sınıflandırma kitabı DSM IV’ te yer alan, herhangi bir maddeye bağlı olmayan patolojik kumar oynama kriterlerinin, internet bağımlılığı için adapte edilmiş hali internet bağımlılığını daha iyi tanımlamaktadır. İnternet bağımlılığı için aşağıdaki 8 ölçütten 5 tanesinin var olması gerekmektedir. 1-İnternetle ilgili aşırı zihinsel uğraş. 2-İnternete bağlı kalma süresinde artışa ihtiyaç duyma. 3-İnternet kullanımını azaltmaya yönelik başarısız girişimlerde bulunma. 4-İnternet kullanımının azaltılması durumunda yoksunluk belirtileri. 5-Başlangıçta olduğundan daha uzun süre internete bağlı kalma. 6-İnternetin aşırı kullanılması yüzünden ilişkiler, sorumluluklar, okul veya işle ilgili sorunlar yaşama. 7-İnternete bağlı kalabilmek için aile üyelerine, terapiste vaya başkalarına yalan söyleme. 8-İnternete bağlı kalındığı süre içerisinde duygulanım değişikliği olması (umutsuzluk, suçluluk, anksiyete, depresyon gibi).
Sağlıklı İnternet Kullanımı
Sağlıklı internet kullanımı, bilişsel veya davranışsal rahatsızlıklar oluşmaksızın, makul zaman dilimlerinde internetin kullanılmasıdır. Buna göre; Yüz yüze yaşantınız sanal yaşantınızla bütünleşmişse, İnternet üzerindeki hayatınızdan gerçek hayattaki aile ve arkadaşlarına söz ediyorsanız, İnternet ortamındaki çevrenize kendi gerçek kimliğiniz, ilgileriniz ve becerilerinizle katılıyorsanız, İnternet üzerinde tanıştığınız insanlarla telefonla konuşuyor ve şahsen görüşüyorsanız, Gerçek dünyadan tanıdığınız insanların bir kısmıyla da e-posta veya sohbet odalarında iletişime geçiyorsanız, interneti sağlıklı kullanıyorsunuz.
EBEVEYNLER İÇİN YOL HARİTASI İnternet bağımlılığını ve getirdiği sorunların ortaya çıkışını önlemek, İnternet ve bilgisayar bağımlılığının erken uyarı işaretlerini fark etmek, Bağımlılık ortaya çıktıysa bu sorunla mücadele etmek ve çözmek, ebeveynlerin görevidir. Bu görevi yerine getirirken, öncelikle nostaljinizi bir kenara bırakın. Çocuğunuzu kendinizle kıyaslamayın. Sizin gençliğiniz geçmiş bir çağda kaldı. Siz büyürken ve yaşarken çok şey değişti. Bunu kabul edin. İnternet ve bilgisayar bağımlılığı önlenebilir bir sorundur. Genelde benim başıma gelmez inancı bir çok ebeveynin bu konuda yeterli önlem almamasına yol açar. On iki yaş ve altı bağımlılığı önleme için ideal bir yaştır. İnternet filtresi ekleyin. Bilgisayarı açık bir alana koyun, ekran görünebilsin. Çocuğunuzla internet ve bilgisayar kullanımı ile ilgili bir sözleşme yapın. (Gençler önce sözleşmeyi önemsemez ama bir süre sonra ciddiye alırlar. -Sizlerin sözleşmeleri ciddiye aldığını gördükleri zaman-) Kendinizi internet konusunda eğitin. Bilmediğiniz bir şeyi eleştirmek kolaydır ve çocuğunuzu anlamanız için bu konuda bilgili olmanız gerekir. Aynı zamanda takip edebilmek için bilgili olmanız sizi güçlü kılacaktır. Küçüklerle birlikte internette sörf yaparak onlara doğru sörf yapmayı gösterin. İzleyin ama ses çıkarmayın. O chat yaparken veya bir oyun oynarken ona belli etmeden sessizce izleyin. (O sırada kitap okuyun ya da bilgisayarınıza bakın ama gözünüz onun ekranında olsun) Hatta kimi zaman “Kaç level oldun şimdi” gibi laf atın. Sizin, onun bilgisayarına (bir anlamda Ona) düşman olmadığınızı bilsin.
İyi örnek olun. Siz bütün zamanınızı bilgisayar ya da televizyon başında geçiriyorsanız
çocuğunuza bilgisayarın zararlarını anlatmanız hiç işe yaramaz.
Bilgisayardan kalktığında “browsing history” gözden geçirin. Nerelere giriyor, neler yapıyor? İndirilen belgeleri tarayın. Bilin ama müdahale etmeyin. Bazen bilmek, müdahale etmekten daha yararlı olabilir. Gerçekten müdahale edeceğiniz duruma kadar takip etmek size çok şey kazandıracaktır. Bilgilendirin. İnternette dikkatli olması gereken ve yapılması gerekenler ; (rahatsız edici sözler, yanlış olan bir şeyi yapması istenirse hemen çevrimdışı olup aileye haber vermesi, cinsellik içeren fotoğraf gönderiminde çevrimdışı olup aileye haber vermesi, yanlış bir dil veya içerikle karşılaşırsa –ona yöneltilmemişse bile- aileye bilgi vermesi) yapılmaması gerekenler; (İsim, adres ve özel bilgileri yabancı ile paylaşmaması, internette tanıştığı birinden hediye kabul etmemek, internette tanıştığı birini aramamak, 18 yaş altı uyarısı içeren sitelere girmemesi) konusunda bilgi verin.
EBEVEYN YAKLAŞIMLARI Durumu değerlendirin: Öncelikle durumu değerlendirerek sorunun resmini çıkarmakta yarar vardır. “Çocuğunuz ne oynuyor, nasıl, ne zaman ve neden oynuyor, nerede ve kimlerle oynuyor?” sorularının yanıtını bulun. Müdahaleden önce, neye müdahale ettiğinizi bilmeniz gerekir. Daha sonra aile ilişkilerinizi gözden geçirin. Ailenizde kim hangi rolleri üstleniyor, sizin ve eşinizin çocuğunuzla ilişkisindeki artı ve eksiler neler? Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Çocuğunuz başka nelerden hoşlanıyor? Okul başarısı ne durumda? Eğer o bilgisayarla oyun oynamazsa ne yapabilir? Sizin için sorun olan ne? Bilgisayar mı okulu mu? Değilse ne? Bugüne kadar hangi yöntemleri uyguladınız? Hangileri başarılı, hangileri başarısız oldu?
Ortak bir cephe oluşturun: Her iki ebeveynin de olayı ciddiye alması ve ortak amaçlar doğrultusunda birleşmesi çok önemlidir. Amaçlarınız konusunda uzlaşmanız çocuğunuza yaklaşırken aynı tarafta olmanızı sağlar .
Farkındalığını artırın: Ne kadar süre bilgisayarda kaldığını bir hafta boyunca not edin. “Çok” ifadesi herkese göre değişebilir ama “Haftada 22 saat” demek herkes için aynı şeyi ifade eder. Amaç iyi bir tespit yapmaktır. Ancak bu tespitler onu suçlar tarzda değil sadece tespitin açıklanması amacı ile nötr bir ses tonuyla tarafsız bir şekilde olmalıdır.
Kontrol yöntemini seçin: Gencin internet ve bilgisayar başında kalacağı sürenin nasıl kontrol edileceğine karar vermek önemlidir. Süreler gençle birlikte belirlenmelidir. Pazarlık etmek yararlıdır. Her iki tarafın ortak olacağı bir noktada anlaşmak tercih edilmelidir. Süre bazen uzun gelebilir ama önemli olan kişinin kendi koyduğu sürelere uyabilme disiplinini kazanabilmesidir. Süre kısıtlaması için bazı bilgisayar programları kullanılabilir. Ancak bu programlar da gençle anlaşılarak kullanılmalıdır.
Günlük, haftalık süre kısıtlaması: Günde “3 saat” demek günlük süre kısıtlamasına girer. Bir gün için bilgisayar başında kalınması ideal olan bir saat yoktur. Bu süre gencin özelliklerine ve bilgisayardaki tercihlerine göre değişiklik gösterebilir. (Chat, oyun, ödev vb.) Günlük süre kısıtlamasını uygulamak ve takibi zordur. “İnternette geçireceğin toplam süre haftada 16 saattir.” demek, haftalık süre kısıtlaması uygulamasıdır. Bu süreyi genç, isterse çeşitli günlere bölerek, isterse tümüyle hafta sonu kullanabilir. Eğer tümünü bir seferde kullanmak isterse bu durumda ebeveynin ses çıkarmaması en doğrusudur. Uyumayabilir, yemek yemeyebilir ama anlaşma anlaşmadır.
Haftada belli günler uygulaması: Örneğin Cuma ve cumartesi günleri bilgisayar serbest olabilir. “Cuma 19:00 dan Pazar 19:00 a kadar” gibi bir anlaşma yapılabilir. Bu uygulama özellikle dar süre kısıtlamalarına uyum sağlamaya çalışan gençler için yararlıdır. Hafta boyunca bilgisayarına giremez ama hafta sonu serbesttir. Ancak hafta sonu ne kadar çok oynarsa oynasın, hafta içi boş (bilgisayarsız) gecelerini başka şekilde değerlendirmeyi öğrenmek zorunda kalacaktır. (Hafta içi spora başlayıp bunu bir süre sonra hafta sonuna da kaydıran, hafta sonları arkadaşları ile dışarıda buluşmaya başlayıp sosyalleşmeye alışınca bilgisayar etkinliği kaybolan bir çok örnek yaşanmıştır.) Ayrıca hafta içi playstation vb. oyunlara da izin verilmemelidir.
Ateşkesi sağlayın: Gencin ergenlik dönemindeki görevi, ebeveyninden ayrılmak ve farklılaşmaktır. Kendisini farklı göstermek için çatışmayı kullanabilir. Amaç, her şeyi kontrol eden anne-babadan kontrolü almaktır. İnternet/bilgisayar ebeveynden ayrılma aracı haline dönüşür. Ebeveyn otoritedir ve savaş otoriteye karşıdır. İnternet/bilgisayar savaşın/rekabetin bir aracıdır. Bağımlı üye aileyi kontrol eder. Tüm bağımlılıklarda bu kural geçerlidir. İnternet/bilgisayar bağımlısı da kontrol etmeyi ister. Bilgisayar bir savaş aracı halinde olduğu sürece, o düğmeye basıp basmamak da kontrolün göstergesi haline dönebilir. Zaman içinde tüm aile, gencin bilgisayara girip girmediğini, bilgisayarın ne zaman açıp kapandığını takip etmeye başlar. Ebeveyne karşı iktidar artık gençtedir. Böyle bir gücü neden bıraksın? Ateşkesin sağlanması görevi ebeveynindir. Çünkü ergen ateşkesi değil savaşı göze alır. Var oluşunu otoriteyle olan savaşına bağlamıştır, böylece ayrımlaşmayı sağlayabileceğine inanır. Omnipotent düşünce sistemine sahip olduğu için ( ergenlik döneminde genç, hayatın büyüklerin anlattığı kadar zor olmadığını her işin üstesinden gelebilecek güçte olduğunu düşünür. Herşeyi halledebileceği kanısındadır. Ona göre büyükler her şeyi abartır durur. "bana bir şey olmaz" düşüncesi hakimdir.) ateşkesi tercih etmeyebilir. İlk adım ebeveynden gelmelidir.
Birlikteliği sağlayın: Ateşkesin önemli aşamalarından birisi gençle birlikteliği sağlayabilmektir. Neler yapılabilir? Oyununla, yaptığı şeyle ilgilenip zorluklarını, heyecanını anlamaya çalışabilirsiniz. Bu konuda onunla konuşabilirsiniz. Ondan izin alarak odasında o bilgisayarda bir şeyler yaparken siz arkada kitap okuyabilirsiniz. (“Seni çok özlüyorum ve seninle birlikte bir şeyler yapmak istiyorum, sen bilgisayarına bak ben de kitap okuyayım.” Şeklinde ifade edebilirsiniz.) Ama kitap okurken ikide bir ona laf atmayın. Gerektiğinde ve uygun koşulları yarattığınızda bilgisayarı ortak alana taşıyabilirsiniz. Birliktelik, internet ve bilgisayarı bir çatışma aracı olmaktan çıkarır. Ebeveynin ilgilendiği ve sevdiği bir şey ergen için önemini yitirir.
Yeni yaşam kurallarını saptayın: Sadece internete /bilgisayara kısıtlama getirmek, onu daha çekici hale getirir. Ancak genel yaşam kuralları arasında, internet ve bilgisayara da kısıtlamalar getirmek internet ve bilgisayara haksız bir güç kazandırmaz. Yeni yaşam kurallarını belirlerken; Eve kaçta gelmeli? Notları ne olmalı, başarısının kriteri ne olmalı? Harçlığı haftalık ne kadar omalı, harçlığa neler dahil edilmeli? Odasındaki hakları neler olmalı? Sorumlulukları neler olmalı? Gece arkadaşında kalabilir mi? tüm bu konuların yanıtları bir sözleşme ile belirlenmelidir. Belli bir yaşa geldiği için karşılıklı bir anlaşma yapmaları gerektiği ona anlatılmalıdır. Bunların bir ceza/yaptırım olarak konması ters tepebilir.
Sözleşme yapın: Gençler sözleşmeleri küçümsese bile ona uyarlar. Sözleşme, somut olduğu, ciddiyet ifade ettiği, yazılı olduğu için daha etkili ve anlaşılırdır. Sözleşmeyi gence anlatırken, “ Ben tartışmaktan sıkıldım. Onun için ikimizin de uyabileceği bir metin oluşturalım. Böylece aramızda yanlış anlamalara yol açmayalım. Boş yere tartışacağımıza bu zamanı daha iyi kullanalım.” gibi bir açıklama yapabilirsiniz. Sözleşme yapılırken algoritmaların çıkarılması çok önemlidir. Örneğin; kural nedir, kurala uyarsa/uymazsa ne olur, uymadığında uygulanacak yaptırıma uyarsa/uymazsa ne olur? Tüm bu ihtimaller açık bir şekilde sözleşmeye konmalıdır. Sözleşme maddeleri somut ve net olmalıdır. “Eve zamanında gelinecek, ders başarısı iyi olacak” gibi ifadeler net değildir. Hangi gün saat kaçta eve gelecek, ders ortalaması kaç olacak, hangi dersler kaç olacak vb. açık olarak belirtilmelidir. Hafta sonları, bayramlar, yaz tatilinde kuralların nasıl uygulanacağı da ayrıca belirlenmelidir. Tüm bu kural ve yaptırımlar genç ile birlikte konuşulup kararlaştırılmalı, sözleşme ebeveyn tarafından yazıya geçirilmeli ve iki nüsha olarak her iki tarafça imzalanmalıdır. Temel kuralı unutmayın! Siz de bu sözleşmeye uyacaksınız.
Temel ilkelere uyun:
Tutarlılık şarttır. (Kurallara bir uyup bir uymamak tüm sistemi bozar.)
Tüm kurallar ve sözleşmeler belli bir zamanla sınırlı olmalıdır. Bir yıl gibi uzun bir süre yerine bir-iki aylık kurallar daha uygundur. Süre sonunda revizyon yapılmalıdır.
Gence gerekli ilgi ve zaman ayrılmalıdır. Sabırla ilgilenmek ve takip çok önemlidir.
Bir kuralı delecekleri zaman gençler çok ısrarlı davranabilirler. Böyle zamanlarda bozuk plak taktiği uygulanabilir. ( Fazla açıklamaya girmeden aynı şeyler tekrarlanır. ) Örneğin; “Ama ders notlarım iyi geldi. Bu hafta sınır olmasın, istediğim kadar oynayayım.” “Kuralımız haftada 16 saat.” “Bu haftalık bozalım.” “Haftada 16 saat diye anlaşmıştık.” “Gelecek hafta daha az oynasam.” “16 saat demiştik.”
Bir konuda uyaracaksanız sandviç tekniğini kullanın. Önce iyi bir şey sonra yapacağınız uyarı, sonra yine iyi bir şey. Örneğin; “Anlaşmamıza genel olarak uyduğuna çok seviniyorum. gösterdiğin çaba için teşekkür ederim.”
Son zamanlarda kuralları biraz delmeye başladın ama yine de
Süreci iyi yönetin. Ateşkesin bozulmasına izin vermeyin. O çatışma çıkarmak istese bile siz ateşkese devam edin ama koyduğunuz Kurallara sahip çıkın ve uyun.
Sorunu her gün gündeme getirip duyarsızlaştırmayın. Her an bu konuda konuşmayın. Sürekli konuşursanız duyarsızlaştırma olur. Haftada bir kez belli bir saatte konu ile ilgili konuşup değerlendirme yapabilirsiniz.
Mağduru oynayın. Yaşanılanlardan dolayı üzüntünüzü dile getirin. Tatsız ve keyifsiz olun. Otorite olmayın. Ergene karşı, otorite olarak savaşı kazanamazsınız. Mağdur olursanız, otoriteye karşı savaş ihtiyacını azaltırsınız.
Kolay teslim olmayın. Başlattığınız süreçten olumlu sonuç almanız eğer tüm kurallara uyulduysa ve tutarlı davrandıysanız üç aydan önce gerçekleşmez. Geri dönüşlerde hayal kırıklığı yaşamayın.
Hedefi iyi belirleyin. Hedefiniz ne? Bazen ebeveynler çocuklarının fazla internet ve bilgisayar yüzünden okulu ihmal ettiklerini düşünürler. Eğer sorun okulsa, hedef bilgisayar değil okul ve dersler/notlar olmalıdır. Ama notlar iyiyse, o zaman bilgisayarına karışmayın. Hedef okul başarısı i se kuralları okul ağırlıklı koyun. Zaten başarısını artırmak için bilgisayar kullanımını azaltmak zorunda kalacaktır.
Ona Odaklanmayın. Hayat devam ediyor. Tüm gün onu takip etmeyin. Kendi sosyal hayatınızdan vazgeçmeyin. Bazen ebeveynlerin tüm odağı gencin davranışlarıdır. Böyle bir durumda kontrol hep gençtedir ve genç bu kontrolü kaybetmek istemeyebilir. Etrafında dönüp duran onu gözleyen bir anne baba! Ne büyük ilgi!
Sorumluluklarını üstlenmeyin. Yemek yemezse yemesin, temizliğine önem vermezse vermesin. Eğer her şeyini anne baba sağlarsa O değişmek istemez. Örneğin, yemeği odasına gidiyorsa mutfağa gelmez.
İletişimin temel kurallarını uygulayın. - Doğru zamanda konuşun. Oyunun en heyecanlı yerinde sizi dinlemez, öfkeliyken söyledikleriniz doğru da olsa ters gelir. - “Ben dili” ni kullanın. “Sen” dediğinizde suçlamış olursunuz ve O da savunmaya geçer, direnir. (“Beni üzüyorsun” yerine “Ben üzüldüm”) - Çok şey yerine az şey söyleyin. Bunları da sürekli tekrarlamayın. Söylenmek ile mesaj vermek arasındaki ayrıma dikkat edin. - Davranışını eleştirin, Onu değil. (“Sen dalgacısın” yerine “Bilgisayara çok zaman ayırıyorsun”) - Aktif dinleyin. Dinlerken göz kontağı kurun, sorular sorun, anladığınızı/anlamadığınızı gösterin. O konuşurken yanıtınızı hazırlamayın. Gerektiğinde zorlama yapın. Bazen güç kullanmak (şiddet değil) ve zorla müdahale etmek gerekebilir. Ancak bu, son seçenek olmalıdır. (Örneğin WİFİ kapatılabilir. Ama ne zaman ve ne kadar süre ile kapatılacağı belli olmalıdır.) Psikososyal gelişimi sağlayın. İnternet/bilgisayar bağımlılarında sosyal ilişkilerin zayıfladığı görülür. Sosyal ilişkisi zayıfladıkça genç, dışarı çıkmak istemez, dışarı çıkmadıkça bağımlılığı artar. Bu nedenle gencin var olabileceği yeni alanları bulmak çok önemlidir. (spor, fotoğraf vb. ilgiler, yaz döneminde gençlik ya da hobi kampları vb. etkinlikler) Ayrıca arkadaşları ile etkileşimini artıracak fırsatlar da yaratılmalıdır. (evde arkadaşları ile bilgisayar oynaması, bazen eve yatılı arkadaşının gelmesine izin vermek vb.)
Çocuklarınız sizin Çocuklarınız değildir. Onlar yaşamın kendi için özlediği kız ve oğlanlardır. Sizden değil, sizin aracılığınızla dünyaya gelmişlerdir, Sizinle birlikte olmalarına karşın size ait değildir. Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi hayır, Çünkü onların kendi düşünceleri vardır... Onlara benzemek için çabalayabilirsiniz, ama onları kendinize benzetemezsiniz Çünkü yaşam dün ile oyalanmaz ve geriye doğru gitmez” HALİL CİBRAN
KAYNAK: Öğel, K. (2014),”İnternet Bağımlılığı-İnternetin Psikolojini Anlamak ve Bağımlılıkla Başa Çıkmak”, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Prof. Dr. Kültegin ÖGEL: (1964) 1992 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde psikiyatri uzmanı oldu. İki yıl Sağmalcılar Cezaevinde psikiyatrist olarak çalıştıktan sonra 1995 yılından itibaren Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi AMATEM Kliniğinde çalışmaya başladı. 2000 yılında ise ergen madde bağımlılığı kliniği olan ÇEMATEM in yöneticiliğine atandı. Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneğinin Kurucusudur. Bu güne kadar yaptığı çalışmalar nedeni ile 5 ödül almıştır. Yurt içi ve Yurt dışında yayımlanan makalelerinin yanı sıra madde kullanımı ve bağımlılıkla ilgili yedi; depresyonla ilgili iki adet kitabı vardır. Boğaziçi Üniversitesi ve Okan Üniversitesinde yarı zamanlı ders vermektedir. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesidir.