Japon Si̇neması E-Dergi̇si̇ Sayı:14

Page 1

JAPON SİNEMA DERGİSİ MART 2017 SAYI: 14 AYLIK JAPON SİNEMASI E-DERGİSİ

4 Kaneto Shindo Sİneması 10 JAPON SİNEMASININ EMEKTAR GÖRÜNTÜ YÖNETMENLERİ 18 ÖTEKİ ASLINDA “ÖTEKİ” OLMAYABİLİR: SAKASAMA NO PATEMA 22 AKSİYON SEVENLER İÇİN 6 POLİSİYE ANİME SERİSİ 30 Kişilerarası İlişkilerden Korku: Taijin Kyufusho Sendromu 34 TÜRKÇE’YE ÇEVRİLMESİNİ UMDUĞUMUZ 6 JAPON EDEBİYATI BAŞYAPITI - II


1.yıl

Editörden, Merhaba Arkadaşlar, Japon Sineması olarak yayın hayatına başladığımız 2015 yılı Aralık ayından bugüne kadar Japon kültürü, sineması, edebiyatı, manga ve animeleri adına sizlere baş ucu kaynağı olabilecek bir yayın oluşturma ve Japonya’yı Türkiye’ye tanıtarak iki toplum arasında kültürel bir köprü kurma yolunda ilerlemeye devam ediyoruz.

JAPONSİNEMASİ.COM Yıl: Mart 2017 Sayı: 14 Yayın Türü: Aylık E-Dergi Sanat Yönetmeni Gökhan Kuloğlu Grafik Tasarım Hafize Mutlu Editörler Birsen Albayrak Gökhan Kuloğlu Katkıda Bulunanlar Ahmet Ziya Sekendiz Bensu Cangüler Deniz Balcı Evrim Özsoy Ercan Gürova Hafize Mutlu Olca Karasoy Selin Yıldız Kapak Fotoğrafı ONİBARA Arka Kapak Fotoğrafı PSCYHO-PASS İletişim ve Reklam japonsinemasi@gmail.com JAPON SİNEMASI SOSYAL AĞLAR www.japonsinemasi.com facebook.com/japonsinemasi twitter.com/japonsinemasi issuu.com/japonsinemasi

2

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

Japon Sineması E-dergimizin 14.sayısının “Sinema Dosyası” bölümünde Shinto Kanedo Sineması’na ve Kanedo’nun ölümsüz filmlerinden Onibaba filmine ve Japon emektar görüntü yönetmenlerine yer veriyoruz. Ayrıca Takeshi Kitano’nun 1963 yapımı High and Low filmine ve dönemin popüler oyuncularından Yamada Ryousuke’ye yer verdik. “Anime Dosyası”nda Satoshi Kon ve anime filmlerini sizlerle buluştururken; Yasuhiro Yoshiura’nın Sakasama no Patema animesine yer verdik. Ayrıca polisiye anime severler için anime listesi ve en popüler yandere karakterler listesi de bu bölümde sizleri bekliyor. “Japon Kültürü Dosyası”nda Japonya’da baharı müjdeleyen Sakura ağaçlarına ve Sakura festivallerine yer veriyoruz. Buna ek olarak, çağın hastalığı olan Hikikomori ve Kore ve Japonya’da görülen kişilerarası ilişkilerden korku anlamına gelen Taijin Kyofusho Sendromuna yer veriyoruz. “Japon Edebiyatı Dosyası” bölümünde ise Japonca metinlerde artan çevrelerden aldığımız cesaretle Türkçeye’uyarlanmasını istediğimiz 1970 sonrası çıkan Japon edebiyatı başyapıtlarını sizler için tanıtıyoruz. Bugüne kadar bizlerden desteğini esirgemeyen tüm okurlarımıza, yazarlarımıza teşekkür ederek gelecek sayıda birbirinden ufuk açıcı konularda buluşmak dileğiyle… Gökhan Kuloğu JAPON SİNEMASI PLATFORMU

YAZAR OLMAK iSTER MiSiNiZ? Japon Sineması Platformun’un Aylık Sinema dergisinde ve müzik ekinde yazar olmak isteyenleri aramıza bekliyoruz. Basvurular: japonsinemasi@gmail.com


İÇİNDEKİLER Onibaba: Öl ya da Öldür

Kaneto Shindo Sİneması

4 Paronayalarla Kurulu Gerilim: High And Low

6 Genç Yaşına Sayısız Fİlm, Dİzİ ve Şarkı Sığdıran Yamada Ryosuke

JAPON SİNEMASINDA EMEKTÂR GÖRÜNTÜ YÖNETMENLERİ

8 Satoshi kon; rüyalar alemİnİn ustası

10 Ötekİler Aslında “Ötekİ” Olmayabİlİr: “Sakasama no Patema”

14 EN POPÜLER YANDERE ANİME KARAKTERLERİ

26 ÇAĞIMIZIN TEKNOLOJİK HASTALIĞI: HİKİKOMORİ

12 Aksİyon Severler İçİn 6 Polİsİye Anİme Serİsİ

18 JAPONYA’DA BAHAR MUCİZESİ: SAKURA AĞAÇLARI

22 Kişilerarası İlişkilerden Korku: Taijin Kyufusho Sendromu

28

30

BİR AN EVVEL TÜRKÇE’YE ÇEVRİLMESİNİ UMDUĞUMUZ 6 JAPON EDEBİYATI BAŞYAPITI - II

32

34 WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

3



JAPON SİNEMASI DOSYASI yulan yönetmenlerinden olsa da özellikle Children of Hiroshima filmiyle duygu sömürüsü yaptığı gerekçesiyle birçok eleştiriye de maruz kalmıştır. Seveni olduğu kadar eleştireni de azımsanmayacak derecede olan yönetmen birçok kez ustası Kenji Mizogushi ile karşılaştırılmaktadır ve yine birçok kesim onun seviyesinde olmadığını savunmuştur. Sunumları ve görsel estetiğin ön planda olduğu filmlerinde sadece görüntülerle bile hikayeler anlatmayı başarmıştır yönetmen. The Naked Island (Çıplak Ada, 1960) filmi ile iyi bir örnek olarak verilebilir. Issız bir adada evli bir çift ile küçük çocuklarının yaşaması ve günlük hayatları (adadan anakaraya giderek su gelip getirmeleri, yolculuk esnasında suyun dökülmesi gibi) sessiz bir şekilde, sadece doğanın sesi ile zorlu bir hayatı betimlemiştir. Moskova Film Festivali’nde ödül alsa da Shindo’nun bu filmine de muhalif görüşler yapılmıştır. Bu eleştiriler filmde konuşmanın olmamasına hitaben yapılmıştır ve absürt olarak nitelendirilmiştir.

Shindo’nun kariyerinde ve filmlerinde çeşitli dönemlerden geçtiğini görebiliriz. İlk filmleri savunduğu sosyalizm ile bağdaşırken altmışlı yıllarda tarihi temalı filmlerde köylülerin gözünden dünyayı yansıtmıştır. Derken cinsel içerikli komedilere yönelen yönetmen Lost Sex (Kayıp Seks, 1966), The Origin f Sex (Seksin Kökeni, 1967) ve Operation Neglige (Neglige Operasyonu, 1968) filmleri ile Children of Hiroshima filmini çeken adamdan bambaşka bir portre sergilemiştir. 2012 yılında yaşlılıktan hayata vefat eden Shindo’nun oğlu Jiro’nun yaptığı açıklamaya göre babası ölüm döşeğindeyken bile rüyalarında yeni film projelerinden bahsetmiş. Vasiyetinde küllerinin aynı zamanda The Naked Island filmini de çektiği Sukune Adası’na serpilmesini istemiştir.

Üslupsal olarak Shindo bahsettiğimiz üzere estetiği ön planda tutmaktadır. Dolayısıyla filmlerinde bolca gösteriş de vardır. Onibaba ve Kuroneko’daki korku sahnelerinin yarattığı şok, Children of Hiroshima filmindeki atom bombası sahnesi birçok farklı açıdan çekilip, düzenlenerek izleyiciye görsel ziyafet sunulmuştur.

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

5


JAPON SİNEMASI DOSYASI

6

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


JAPON SİNEMASI DOSYASI

Onibaba Öl ya da Öldür

YAZAR: Ercan Gürova

Türkçe’de “şeytan kadın” anlamına gelen 1964 yapımı fantastik korku filmi Onibaba, türün meraklıları için biçilmiş kaftan diyebiliriz. Peki, Onibaba efsanesi nedir? Onibaba, Japon folklorunda ihtiyar kadın görünümündeki insan yiyen canavarlara verilen ad. Filmin adı da bu efsaneye dayanmakta. Hiroşimalı yönetmen Kaneto Shindo’nun yazıp yönettiği ve daha sonraki yıllarda William Friedkin’in “The Exorcist” filminin de esin kaynağı olan Onibaba izleyici ve eleştirmenlerden de yüksek not almış bir film.

Peki, nasıl engel olmaya çalışır sizce? Yaptıklarının günah olduğunu söyleyerek, cezasının ağır olacağını, cehennemde ızdıraplar çekeceğini anlatarak elbette. Bu da yetmeyince çeşitli hurafelerle gözünü korkutmaya çalışır. Ama hepsi nafiledir, geliniyle Hachi’nin yakınlaşmasını durduramaz. Son çare olarak bir gün öldürdüğü bir samurayın maskesini yüzüne takarak gelinini canavar kılığında korkutmaya ve Hachi’nin yanına gitmesini önlemeye çalışır. Birkaç gün işe yarar bu yöntem ama dediğimiz gibi kısa sürer etkisi.

Filmin konusuna gelince: 14. yüzyılda kuzey ve güney hükümdarlıkları arasında süre giden bir savaş hali vardır. Tarımsal üretim adeta durmuştur. İnsanlar açlıkla mücadele etmektedirler. Oğlu askere alınan ama bir daha geri dönmeyen yaşlı anne ve gelini de hayatta kalma mücadelesi veriyorlardır. İnsan boyundaki yabani otlarla kaplı bataklık bir bölgede yolu oradan geçen veya kaçan askerleri öldürerek (!) onların değerli eşyalarını gasp edip bedenlerini bir çukura atarlar. Askerlerin değerli zırhlarını ve eşyalarını ise yiyecek karşılığında civardaki bir tüccara satarak yaşamaya çalışırlar.

Kaderin cilvesi mi diyelim yoksa takdiri ilahi mi, öldürdüğü samurayın yüzüne taktığı ve gelinini korkutmaya çalıştığı maske yaşlı kadının yüzüne yapışır kalır. Öyle zor durumda kalır ki gelininden yardım istemek zorunda kalır. Gelini de fırsatı kaçırmayıp kayınvalidesiyle bir güzel pazarlık yapar ve Hachi ile görüşme izni koparır. Peki, maskeyi çıkarabilecekler midir? Çıkarırlarsa bizi bekleyen dehşet verici şey ne olacaktır? Yaşlı kadının başına gelenleri merak ediyoranız o zaman filmi izlemenizi tavsiye ederim.

İşte böyle sert ve vahşi sahnelerle açılan filmin ilerleyen dakikalarında bir gün bir asker çıkagelir. Yaşlı kadının oğlunun arkadaşı olan Hachi’dir bu. Yaşlı kadına oğlunun öldüğünü söyler ve kadının bütün dünyasını yıkar adeta. Bu kurtlar sofrasında gelinini yanında tutan tek şey oğlunun bir gün geri dönecek olmasıdır. Bu olasılığın da ortadan kalkması, Hachi’nin yaşlı kadının geliniyle gönül eğlendirmeye başlaması işleri çığırından çıkarır. Gelini kendini terk ederse aç kalacağını düşünen yaşlı kadın ikili arasındaki birlikteliğe var gücüyle engel olmaya çalışır.

Savaş şartları ve insanın hayatta kalmak için neler yapabileceği, insan doğası, cinsellik, din, tabu ve Freudyan sembolizm üzerine bir film izlemek isterseniz ve korku türünden hoşlanıyorsanız Onibaba tam size göre!

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

7


JAPON SİNEMASI DOSYASI

Paronayalarla Kurulu Gerİlİm: H ig h An d Low

YAZAR: Evrim Özsoy

Kingo Gondo’nun en büyük tutkusu işidir. Çocukken çırak olarak girdiği bir ayakkabı tamirciliğinden işi ilerletip büyük bir ayakkabı firmasının üst düzey yönetimine kadar gelmiştir. Gondo yaşlı patronun her ne kadar gelenekselci yapısından sıkılmış olsa da onun fikrini değiştirmek için gelen adamlara da pek yüz vermez. Malzemeden ve zanaatten yoksun ayakkabı üretip kara geçmek isteyen iş ortakları Gondo’yu kızdırır. Sehpa üzerinde duran çeşit çeşit kadın ayakkabılarından birini alır ve iki günde eskiyecek ürün yapıp firmanın adını lekelemeyeceğini söyler. O kadar hiddetlenmiştir ki adamları resmen kovar. Onlar da çareyi Gondo’un sağ koluna iş teklif etmekte bulurlar. Böylece adamı oyun dışı bırakacaklar amaçlarına ulaşacaklardır. İşler karışmaya başlasa da Gondo sakindir. Uzun zamandır hazırladığı alt yapıyla çalıştığı şirketin büyük payını alıp söz sahibi olmaya karar vermiştir. Harekete geçmeye hazırdır. Sağ kolu çeki götürünce şirketin yarısından fazlası ona ait olacak ve yaşlı patrona karşı çıkıp istediği ayakkabıyı üretebilecektir. Küçük oğlu şoförünün oğluyla oyun oynarken bir yandan ona öğüt vermeyi de ihmal etmez. Düşmandan kaçmamasını erken davranarak onu alt etmesini söyler. İki çocuk büyüklerin dünyasından uzakta oynamaya giderler. Ancak aniden gelen telefon herkesin keyfini kaçırır.

8

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

Telefonun ucundaki adam Gondo’ya oğlunu kaçırdığını söyler ve fidye ister. Gondo ise neye uğradığını şaşırır karısının feryat figan ısrarı üzerine polise gitmemeyi ve adama istediği parayı vereceğini söyler... Bu esnada işler karışır. Gordo’nun oğlu içeri koşarak gelir. Ailesi sevinirken şoför yıkılır. Çünkü kaçırılan onun oğludur. Kıyafetlerini oynarken değiştiren çocuklar fidyeci için hedef şaşırtmıştır. Fidyeci için durum değişmez ancak Gordo hemen polisi arar ve istenilen parayı vermeyeceğini söyler. Polis kılık değiştirerek eve gelir ve fidyeciyi bulmak için gerekli hazırlıkları yapar. Her telefon çalışta Gordo daha da sinirlenir. Agresifliği son haddine ulaşmıştır. Fidyeciye net bir dille ödeme yapmayacağını söyledikçe şoför gerilir. En sonunda adam patronunun ayaklarına kapanır ve oğlunu kurtarmasını söyler. Çünkü telefonda onun sesini duymuştur. Gordo’nun karısı her şeylerini kaybedecek olmalarına rağmen kocasının fidyeyi vermesini ister. Tek amaçları çocuğu sağ salim geri alabilmektir. Gordo çok zor ikna olur. Şirketi ve geleceğini bir kenara attığının farkındadır. Ancak ailesi onu destekler, sıfırdan başlamaya hazırdırlar. Gordo polislerle bir trene biner ve fidyeyi camdan atar. Nihayet çocuğa kavuşmuşlardır. Bu sefer polis paranın peşine düşer çünkü Gordo büyük bir


JAPON SİNEMASI DOSYASI fedakarlık yapmıştır ve çocuk kaçıran adam kesinlikle bulunmalıdır. Gazete haberlerini okuyan halk, Gordo’ya karşı sempati beslemeye başlar. Tüm servetini bir çocuk için gözünü kırpmadan veren adam, bir halk kahramanı olmuştur.

intikam planları kurmuştur. Peki bu, bir çocuğu kaçırmak için yeterli bir sebep midir? İlk anda pek inandırıcı gelmese de sadece kıskançlık uğruna insanoğlunun yapmayacağı şeyin olmadığını bize hatırlatıyor.

İş dünyası acımasızdır. Gordo’nun düşmanları paralarını istemeye gelirler. Haczin gelmesi ise eli kulağındadır. Etrafına kükreyerek güç gösterisi yapan Gordo gitmiş yerine sessiz, sakin bir adam gelmiştir. Şoförü ise ona olan borcunu ödemek için oğluna sürekli bir şeyler hatırlaması yönünde baskı yapar. Polis ise olayı yavaş yavaş çözmeye başlar.Çocuk kaçırma ile başlayan durum, uyuşturucu ve cinayete kadar uzanır. Komik polis teşkilatı şekilden şekle girmek suretiyle genç fidyecinin peşindedir. Adamı bulduklarında ise değişik bir kovalamaca onları beklemektedir. Gordo’nun şehre yukarıdan bakan, rüzgar alan evi varken fidyecinin kışın soğuk, yazın sıcak izbe bir evi vardır. Sürekli zengin evi gözleyen adam, kendi kendine

Akira Kurosawa ustanın film boyunca paranoyalarla kurduğu gerilim, izleyiciyi bir an olsun boş bırakmıyor. Ortada hummalı bir kaçma kovalamaca durumu olmasa da her an ne olacak merakı sıkı tutulmuş. Çerçeveleme içinde çerçeveleme tekniği ile çekilen sahnelerde katilin filmdeki konumlandırılması onu diğerlerinden ayırt ederek psikolojisini anlamamıza vesile oluyor. Ed McBain’in romanı ‘King’s Ransom’dan (1959) uyarlanan film, klasik sevenler için kaçırılmamalıdır. Ayrıca dönemin Japonyası’nı da görmekte fayda var. Geçmişten ders çıkarıp geleceğe daha umutla bakan bir toplum, diğer ülkeler için iyi bir örnek olabilir.

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

9


JAPON SİNEMASI DOSYASI

Japon Sinemasında

EMEKTÂR GÖRÜNTÜ

YÖNETMENLERİ

YAZAR: Gökhan Kuloğlu

Görüntünün sade ve minimal anlatımıyla seyircileri büyülemeyi başaran Japon sinemasında bu başarıda oyuncular, yönetmenler kadar görünmeyen yeteneklerin de katkısı büyüktür. Bu yetenekli sihirbazlar arasında hiç kuşkusuz görüntü yönetmenleri önemli rol üstlenmiştir. Akira Kurosawa, Yasujirô Ozu, Kenji Mizoguchi gibi usta Japon yönetmenlerin yanın eşsiz sinemasal karelere imza atan görüntü yönetmenlerine yer vererek onları onurlandırıyoruz. Akira Kurosawa’nın Shichinin no Samurai, Kumonosu-jō, Derusu Uzāra, Ran, Nora Inu ve Tengoku to Jigoku gibi önemli filmlerinde görüntü yönetmenliği yapmış Asakazu Nakai Japon sinemasının önemli isimlerindendir. 29 Ağustos 1901 yılında Kobe’de dünyaya gelen Nakai, Akira Kurosa’nın Ran ve Nora Inu filmleriyle En İyi Görüntü Yönetmeni dalında Oscar’a aday olmuştur. Yine Mainichi Film Ödülleri’nde Nora Inu filmindeki başarısıyla ödüle layık görülmüştür. 28 Şubat 1988 yılında vefat Nakai, 34 yıllık kariyerinde 70’i aşkın filmde çalışmıştır. Sadeliğin ve minimalizmin Japon sinemasındaki önemli isimlerinden Yasujirô Ozu’nun Banshun, Bakushu, Tōkyō Monogatari, Sanma no aji gibi önemli filmlerinde görüntü yönetmenliği yapmış olan Yūharu Atsuta, kariyeri boyunca

10

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

Ozu’nun 15 filminde görev almıştır. 1905 yılında Kobe’de dünyaya gelen Atsuta’nın 1958’de Ozu’nun çektiği Higanbana filmiyle kariyerinin zirvesine ulaşmıştır. 1993 yılında vefat edene kadar 30’u aşkın yapımda çalışmıştır. Japon efsanelerinden yola çıkarak Japon sinemasında çağdaş sorunları yorumlama başarısı gösteren Kenji Mizoguchi’nin Zangiku monogatari, Gion no shimai, Naniwa erejî, Utamaro o meguru gonin no onna önemli filmlerinde görüntü yönetmenliği yapan Minoru Miki, 41 yıllık kariyeri boyunca 101 filme imzasını atmıştır. 26 Aralık 1902’de Ehime’de dünyaya gelen Miki, Kenji Mizoguchi’nin önemli filmlerinde görev aldı. 21 Kasım 1968 yılında vefat eden usta sanatçının 1936 yılında Japon Kinema Junpo dergisinde başarılı sanatçılar arasında gösterilmiştir. Japon sinemasında 70’lerde birçok avangart sinemacının yetişmesinde önemli yere sahip olan bu görüntü yönetmenleri her zaman büyülü sinema perdesinin kahramanları oldular.


.

JAPON SİNEMASI DOSYASI

1.yıl

KiTABIMIZ ÇIKTI! kitabevlerinde, online satış sitelerinde...

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

11


JAPON SİNEMASI DOSYASI

12

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


JAPON SİNEMASI DOSYASI

Genç Yaşına Sayısız Film, Dizi ve Şarkı Sığdıran

YamaDa Ryosuke

YAZAR: Selin Yıldız

Hey! Say! JUMP grubu ile adından sıkça bahsettiren Yamada Ryosuke, 2007’de yayınlanan bir televizyon dizisi olan “Tantei Gakuen Q” ile genç kızların sevgilisi olmuştur. Gelin birlikte başarılı oyuncu ve şarkıcı Yamada Ryosuke’ yi tanıyalım: Mayıs 1993 doğumlu Ryosuke Japonya’nın Tokyo şehrindendir. Kariyerine 2004 yılında Ya-Ya-Yah adlı TV programında boy göstererek başlamıştır. Yine 2004 yılında birçok grupta arka dansçı olarak boy göstermiştir. Gruplardan bazıları; “Tackey&Tsubasa, NEWS, Kanjatni8 ve KAT-TUN”dur. Başarılı bir dans kariyerinin ardından 2006 yılında iki saatlik bir dizi olan “Tantei Gakuten” de Ryu Amasuke karakterine can vermiştir.

Her yıl bir projeye imza atan Ryosuke 2015’te de “Assassination Classroom” adlı manganın film versiyonunda rol almıştır. “Grasshopper” da aynı yıl içerisinde rol aldığı başka bir dizidir. Görüldüğü gibi genç yaşına sayısız film, dizi ve şarkı sığdıran Ryosuke, eminiz ki kariyerinde emin adımlarla ilerleyecektir.

2008’de Ryosuke oyunculuk kariyerine de devam etti. Ocak ayından Mart ayına kadar süren “OnePound Gaspel” dizisinde yer almıştır. Aynı yıl Nisan ayında “Sensei wa Erai” dizisindeki Hayato Gunjou karakterine can vermiştir. Yine 2008 yılının Haziran ayında “Furuhata Chuugakusei” dizisinde rol almıştır. Ekimden Aralık ayına kadar üç aylık TV serisi olan “ Scrap Teacher” da Toichi Takasugi rolünü üstlenmiştir. Televizyon kariyerinin yanı sıra 2009 yılında Ryosuke “NYC” isimli grubun solisti olmuştur. Yine aynı yılın yaz aylarında “ Niini no Koto o Wasurenaide” isimli bir televizyon dizisinde rol almıştır. 2010 yılında “Hidarime Tantei” isimli TV dizisinde ana karakter olarak rol almıştır. Burada yine içinde yer aldığı grup “Hey! Say! Jump”ın altıncı single çalışması “ Hitomino Screen” dizinin müziği olarak kullanılmıştır. Yine aynı yıl Mart ayında Ryosuke ve NYC Boys grubunun diğer liderlerinden bir kişi kendilerini NYC adlı yeni bir grupta tanıttılar. 2012 yılında Ryosuke ilk defa uzun soluklu bir projede yer aldı. İki yıl süren “Yamada Akiyoshi Monogatari”, Ryosuke’nin dönem dizisi anlamında ilk deneyimidir. 2012’de Ocak’tan Mart’a kadar üç aylık bir televizyon dizisi olan “Perfect Son”da rol aldı. Yıl 2013’e geldiğinde Ryosuke solo albüm çalışması yaptı. Ve bu solo “Mystery Virgin” Japonya’daki müzik listelerini kasıp kavurmuştur. Yine 2013’te “Kindaichi Shonen no Jikenbo” adlı iki saatlik bir filmde Hajime Kindaichi karakterine can vermiştir. WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

13


ANİME-MANGA DOSYASI

Satoshi Kon

Rüyalar Aleminin Ustası

YAZAR: Hafize Mutlu

Bir yönetmen düşünün ki Hollywood’a bile ilham kaynağı olmuş, rüyalar ve hayaller üzerine farklı söylemleri olan, karakterlerini en ilginç yollarla da olsa kendisiyle yüzleştirmekten korkmayan bir yapıda olsun. Evet geç bulup erken kaybettiğimiz bir yönetmen - mangaka olan Satoshi Kon’dan bahsediyorum. 12 Ekim 1963 doğumlu olan Satoshi Kon, 24 Ağustos 2010’da kanserden hayatını kaybetti. Ama arkasında kendisine “Animenin David Lynch’i” dedirtecek yapıtlar bıraktı. Rüyalar, hayaller ve bilinçaltı ile ilgili söylemleri öyle dikkat çekti ki Hollywood ne zaman böyle bir film yapmak istese onun işlerini referans aldı. Birazdan detaylarına değineceğim bu referanslar öyle sağlam referanslar ki, sensei bize sadece birkaç yapım bırakmış olsa da dönüş dönüp izlenecek nitelikte. Young Magazine’de mangaka ve editör olarak başladığı kariyerinde dikkatleri ilk işi “Magnetic Rose” ile dikkatleri üzerine çekti. 1995 yılında Memories isimli kollektif bir filmde yer alan “Magnetic Rose” hikayesi Satoshi Kon’un gelecekte neler yapacağına bir işaretti diyebiliriz. Zira burada uzayda geçen hikayede geçmişe bağlılığın takıntı boyutunu görüyor, anıların ne kadar yıkıcı olabileceğini anlıyoruz. Yaklaşık 40 dakika olan bu yapım Memories filminin de en dikkat çeken işlerinden birisi oldu. Üç kısa hikayeden oluşan Memories’in içinde Katsuhi-

14

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

ro Otomo gibi bir usta olmasına rağmen Satoshi Kon kendisini göstermeyi bildi. Fakat asıl patlaması 1998 yılında yayınlanan Perfect Blue filmiyle oldu. Mima’nın şarkıcılık hayatından tv hayatına geçişini izlediğimiz ya da öyle sandığımız filmde öyle noktalar geliyor ki hayal ve gerçeği, tıpkı asıl karakterimiz gibi biz de karıştırıyoruz. Soğuk ve melankolik bir ha-


ANİME-MANGA DOSYASI vası olan Perfect Blue dram korku ve psikolojik alt yapıda bir film. Karakter dizaynını ve yönetmenliğini yapan Satoshi Kon ise Perfect Blue’nun başarıya ulaşmasının en büyük nedenlerinden birisi… Zira Mima’ya ne olduğunu anlatmayıp anlatıyormuş gibi yapmak, aralara twistler yerleştirmek, bunları yaparken de izleyiciyi sıkmamak göründüğünden saha zahmetli bir iş olsa gerek. Mima’nın hikayesini anlatırken tv dünyasının iki yüzlülüğüne de değinen Perfect Blue’nun Hollywood yansıması ise Darren Aronofsky’nin “Requiem For A Dream”ı olmuş. Evet hikaye ve anlatım olarak benzerlik taşımıyorlar ama Perfect Blue’nun elankolik alt yapısı boğucu anlatımı Requiem For A Dream’in temel taşı olmuş. Kariyerine 2001 yılında yayınladığı Sennen Joyuu (Millennium Actress) ile devam eden Satoshi Kon burada tamamen orijinal ve tamamen kendisine ait bir iş ile karşımıza çıkmış. Filmin yazar, yönetmen ve karakter tasarımcısı pozisyonlarında olan Kon, yine muhteşem bir dünya sunmuş izleyicisine. Perfect Blue’nin boğucu ve melankolik havasına zıt olarak Millennium Actress’de daha neşeli ve eğlenceli bir anlatımı olan Satoshi Kon burada da karakterini bir sahneden diğerine pervasızca geçirerek izleyicisinin algısıyla oynamış. Genç bir kız iken yolda tanıştığı bir adama aşık olan ve tüm hayatını onu arayarak geçiren Chiyoko’nun hikayesini izlediğimiz Millennium Actress’de bu sefer film setlerine gidiyoruz. Şans eseri keşfedilen Chiyoko bir yandan filmleri çekerken diğer yandan da sevdiği adamı aramaktadır. Hep bir geç kalmışlık içinde olan Chiyoko’nun hikayesini izlerken eminim siz de karmaşık duygulara girmekten kendinizi alıkoyamayacaksınız. Aşk ve sevgi gibi duygulara dokunan Millennium Actress’in aslında asıl anlatmak istediği zaman olgusu bence. Genç

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

15


olmak, orta yaşda olmak ve yaşlı olmak gibi hayatın belirli dönemlerine göndermeler yapan filmin film stüdyoları için söyleyeceği birkaç kelamı da var elbet. Dram, tarih, macera ve fantastik türde olan yapım Satoshi Kon’un en romantik yapımı diyebilirim. Daha sonra, 2003 yılında çektiği Tokyo Godfathers ise bu iki filmden biraz daha farklı olarak komedi öğesi de taşıyor. Satoshi Kon’un tıpkı Millennium Actress’de olduğu gibi burada da tamamen orijinal bir iş çıkardığını, filmin yazar, yönetmen ve karakter tasarımcısının kendisi olduğunu hemen belirteyim. Zira Tokyo Godfathers izlediğiniz en ilginç filmlerden birisi olmaya aday. Gerçi Satoshi Kon’un her filmi ayrı ilginçlikte ama bu biraz daha değişik diyeyim. İçindeki şans olgusu filmin komedi altyapısına çok uymuş. Evsiz olan Hana, Miyuki ve Gin isimli 3 kişinin yılbaşı arifesinde sokakta bir bebek bulmaları ile başlayan hikayede her an sürprizlere hazırlıklı olun. Çünkü her birinin evsiz olmasının farklı nedeni olan karakterlerimiz film boyunca bebeğin ailesini ararken kendi bilinmezliklerini de açığa vuracak, kendi aileleriyle de bir şekilde yüzleşecektir. Tesadüflerin, şasın ve kader olgusunun üzerine düşündüren film diğer Satoshi Kon filmleri arasından trajikomik de olsa içinizi ısıtacak hikayecikleriyle de ayrılıyor. Fakat usta yönetmenin en farklı işi 2006 yılında yayınladığı Paprika olsa gerek. Çünkü hem Perfect Blue gibi karanlık bir yanını taşırken hem de Millennium Actress gibi zaman zaman romantik olabilmiş, diğer yandan bazen de Tokyo Godfathers gibi

16

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

eğlenceli olmuş. Ama anlattığı hayal dünyası tüm filmlerinden farklı olarak izleyicinin algısını en çok zorlayan yapımı olmuş. Aniden değişen sahneleri takip etmek zor ama bu yöntem Satoshi Kon’un imzası gibi bir şey olduğu için alışmakta güçlük çekmiyorsunuz. Öte yandan hikayesel anlamda da en ilginç filmlerinden birisi de budur. Dr. Atsuko Chiba’nın yeni geliştirilen bir rüya makinesini yasal olarak izni olmasa da hastalar üzerinde denediği, başka insanların rüyalarına girip orada kişinin sorununu bulmaya çalıştığı bir hikaye izliyoruz. Fakat bu alet zaman içinde tehlikeli bir hale geliyor ve macera da işte tam burada başlıyor. Çünkü bir zaman sonra neresi gerçek neresi rüya karıştırıyorsunuz. Fakat Paprika sadece rüyalar üzerine bir güzelleme olarak kalmıyor, kişilik ve kendini kabullenmek ile ilgili beylik lafları var diyebilirim. Fantastik, gerilim, bilim kurgu ve psikolojik gibi alt türleri olan filmin yapımcısı, diğer tüm Satoshi Kon filmlerinin yapımcısı gibi MadHouse. Böyle bir filmi izledikten sonra Satoshi Kon’u erken kaybetmemize bir kez daha hayıflanıyorum. Hollywood’un merceğine takılan bir yapım olan Paprika, Christopher Nolan’ın çektiği İnception filminin de temelini dayandırdığı filmlerden bir tanesidir. Filmlerinin yanı sıra 2004 yılında yönetmenliğini yaptığı bir de Paranoia Agent isimli 13 bölümlük bir anime serisi olan Satoshi Kon bu yapımda da varlığını belli etmiş. İzlemesi zor olmakla birlikte merak uyandırıcı da olan Paranoia Agent bir çok Satoshi Kon yapımı ile ortak özelliklere sahip. Psikolojik gizem ve gerilim alt türleri var ve en önemlisi izlerken çok fazla düşünüyorsunuz… 47. doğum gününden kısa bir süre sonra pankreas kanserinden hayatını kaybeden Satoshi Kon’u saygıyla anıyor ve böyle bir hayal dünyasını çok erken kaybettiğimiz için bir kez daha üzülüyorum. R.I.P. sensei.


.

JAPON SİNEMASI DOSYASI

1.yıl

KiTABIMIZ ÇIKTI! kitabevlerinde, online satış sitelerinde...

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

17


ANİME-MANGA DOSYASI

Ötekİler Aslında

“Ötekİ” OLMAYABİLİR

Sakasama no Patema T

ürkçe adı ile Tepetaklak Patema, Yasuhiro Yoshiura tarafından yazılıp yönetilmiş, Purple Cow Studios Japan tarafından yapılmış 2012 tarihli ve dört bölümden oluşan bir anime. Aynı adlı 2013 yapımı bir de anime filmi var. Anime her ne kadar Bilim kurgu ve fantezi türünde olsa da birçok anime gibi hayata dair pek çok şey söylüyor. Bu incelemeyi film üzerinden yapıyoruz. Yazıda filmi ister istemez anlatacağım. Bu yüzden eğer animeyi izlemediyseniz önce izlemenizi, yazıyı daha sonra okumanızı öneririm. Koruyucu giysiler giyerek yer altındaki tünellerde yaşayan insanlarla karşılaşıyoruz. Kendi yeraltı köyünde bir prenses olan Patema, yasak olmasına rağmen sık sık tehlikeli bölge denen yere gitmekte ve yeni şeyler keşfetmeye çalışmaktadır. Patema keşif gezilerinin birinde bir efsane gibi anlatılan “yarasa insan”lardan birini görür. Yarasa İnsanlar, aynı bir yarasa gibi baş aşağı aslı şekilde durabilen kimselerdir. Köyün büyükleri bir şeyler bilmekte ama bir sır gibi saklamaktadırlar. Bu sırrı anlatmak için Patema’nın büyümesini beklerler.

YAZAR: Ahmet Ziya Sekendiz

sanların günahkârlıkları ve Aiga adını verdikleri bu bölgede yaşayanların ne kadar şanslı oldukları anlatılır. Aiga aslında küçük bir yerdir ve Aiga yakınlarında da aynı Patema’nın yaşadığı yer gibi girilmesi yasak olan bölgeler vardır. Aiga dışında ise hayat yoktur. Aiga’nın faşist lideri Izamura, sonsuz bir öfke ile tepetaklak insanlardan nefret etmektedir. Bu noktada liderin geçmişte kötü bir tecrübe yaşadığını düşünebiliriz. Ancak böyle bir şey yoktur ve liderin nefreti tamamen fanatikliğinden ileri gelmektedir. Izamura’nın bu durumunu tarih boyunca rastladığımız ırkçıların durumu ile tarif etmek mümkündür. Faşist Izamura’nın gökyüzüne bakmanın ya da balon gibi basit bir uçan aletle bile yükselmenin önüne geçen yasakçı tutumunu anlamlandırmaya çalışan genç Age, bunu aslında Aiga’nın çok küçük bir yer olduğuna ve bunun Aiga halkı tarafından anlaşılmasının istenmediğine bağlar. Ancak bu doğru bir çıkarım değildir.

Yer altında yaşayan Patema bir gün yeryüzüne çıkar. Ancak bir “terslik” vardır. Evet, her şey terstir! Gökyüzü Patema için sonsuz derinlikte bir uçurum gibidir. Gökyüzüne düşmemek için bir yerlere tutunması gerekmektedir. Üstelik yeni tanıştığı bu tuhaf dünyada hiç de dostça karşılanmaz. Dünyanın insanları Patema gibi “tepetaklak” kişileri bir günahkâr olarak görmekte ve yok etmek istemektedirler. En azından dünyanın yöneticileri böyle düşünmektedir. Patema, gökyüzüne düşen insanların soyundan gelmektedir. Gökyüzüne düşenin insanlar ise günahkâr kimselerdir.

Şurası bir gerçektir ki tüm yasaklar bir sebebe dayanır. Ancak zamanla sebepler unutulabilir. Meşhur hikâyedir: Askeriye içindeki bir bankın başında her zaman bir nöbetçi bulunurmuş. Ama sebebini kimse bilmezmiş. Yeni gelen komutan sebebini sorduğunda, önceki komutanın da bir öncekinden böyle gördüğünü ve devam ettirdiğini anlatmışlar. Sebep çok sonraları anlaşılmış: Yıllar evvel bank boyanmış ve kimse oturmasın diye başına bir nöbetçi dikilmiştir. Ama emir veren komutan işi ayrıntısı ile anlatmadığı ve boya kuruyunca nöbetçinin görevinin biteceğini bildirmediği için yıllar yılı bank başında nöbet tutulmuştur.

Bu dünyada gökyüzüne bakmak yasaktır. Uçmak için balon, uçak gibi bir şeyler üretmek yasaktır. Okulda gökyüzüne düşen in-

Aiga’da gökyüzüne bakmanın dahi yasak oluşu, yani gökyüzünün bir tabu olması da bilinmeyen bir sebebe dayanmaktadır aslında. Sadece in-

18

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


ANİME-MANGA DOSYASI

sanlar bu tuhaf yasağı anlamlandıramadıkları için “günahkârların göğe düştüğü” gibi bir hikâye ile bir mana vermeye çalışmışlardır. İnsanların göğe düştükleri doğrudur. Patema da bunun canlı bir örneğidir zaten. Ancak onların günahkâr oldukları kanaati nerden gelmiştir? Eğer onlar günahkâr değilse neden gökyüzüne düşmüşlerdir? Patema ve diğerleri neden tepetaklak durmaktadırlar? İlahi kuralları konu dışında tutarsak, her yasağın ardında korkulan bir şeyin olduğu açıktır. Bu noktada “günahkârlar gibi olmaktan korkmak” şeklinde tevillere varmak elbette mümkündür ve Aiga din adamlarının bu tarz yorumlar yaptıklarını tahmin etmek de güç değildir. Ancak bir filozofun dediği gibi, eksik bilgi ile doğru sonuçları almak çok zordur. Her ne kadar Aiga halkı bilmese de aslında yıllar evvel yapılan bilimsel bir deney dünyanın dengesini bozmuş ve yeryüzünün biz çok gölgesinde yerçekimi tersine dönmüştür. Bu yüzden pek çok kimse de gökyüzüne düşmüştür. Yani bu değişimin nedeni ilahi bir müdahale değil, bir deneyin ters gitmesinden ibarettir. Age ve Patema bir dizi maceradan sonra gökyüzüne doğru yükselmeye başlarlar. Bu noktada karşımızda iki kişi ve sonsuz bir gökyüzü vardır. Bu sahne aslında bir birleri için zıt da olsalar insanların ne kadar da “aynı” olduğunu adeta gözümüze sokmaktadır. Gökyüzüne doğru yükselen ve geri dönmesi mümkün olmayan Patema ile onu bıraktığı anda yere çakılıp ölecek olan Age. İkisi de mutlak bir ölüme doğru gitmektedirler. Ancak tuhaftır ki bir süre sonra “gökyüzüne” çarparlar! Evet burası gökyüzünün bittiği yerdir! WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

19


ANİME-MANGA DOSYASI Peki bu nasıl olabilir? Gökyüzü tavanında birçok elektrik aksamın, ışıkların olduğunu görürler. Gece olduğunda gördükleri yıldızlar (aslında Aiga halkının bakmasının yasak olduğu) gökyüzü bu ışıklar ile kaplıdır. Alın size bir bilinmez daha! Sabah olduğunda Age ve Patema bir fırsatını bularak yeryüzüne dönerler. Faşist lider Patema’nın halkının peşine düşer ve yer altına inerler. Bir dizi mücadele yaşanır. Ancak yer sarsıntıları ardından şok edici bir sürpriz yaşanır: Yer çöker ve Faşist lider ayaklarının altında uzanan gökyüzüne düşer! Patema ve halkı “gerçek” yeryüzüne çıkarlar. Aigalı Age aynı Patema’nın Aiga’da olduğu gibi tepetaklak durmaktadır burada! Gerçek yeryüzünde eski medeniyetten kalma yıkık dökük binalar gözler önündedir. İşin aslı şudur: Yapılan deneyin ardından dünyadaki yerçekimi pek çok insan için tersine dönmüştür. Bilim adamları bu insanlar için yer altında sahte bir dünya inşa ederler. Onlara sahte bir gökyüzü oluştururlar. Kendileri de suçluluk içinde yer altına çekilirler. Patema ve halkı bu bilim adamlarının çocuklarıdır. Nitekim bu halkın daha barışçıl oluşu, kimseyi ötekileştirmemeleri filmin yönetmeni ve yazarı olan Yasuhiro Yoshiura’nın din ve bilimi bir ikilem olarak gördüğünü düşünmemize neden olmaktadır. Dini ön planda tutanlar akılcılıktan uzak ve fanatik iken; bilimden gelenler akılcıdır. Elbette “bir insanın çocuğu da kendi gibi olur” düşüncesinin bir yansımasından başka bir şey olmayan bu yaklaşımın kendisin de sorunlu olduğu çok açıktır. Sakasama no Patema izlediğinizde sizi derin düşünceler içinde bırakabilecek bir yapım. İzlenmesi ve üzerine konuşulması gereken animeler listesine eklemekte fayda var.

JAPON SİNEMA DERGİSİ’Nİ okumAK ARTIK ÇOK KOLAY!

DERGİYİ OKUMAK İÇİN: issuu.com/japonsinemasi

#japonsİnemasİ

SOSYAL MEDYA’DA

BİZİ TAKİP EDİN! facebook.com/japonsinemasi twitter.com/japonsinemasi

DERGiMiZDE YAZAR OLMAK iSTER MiSiNiZ? Japon Sineması Platformun’un Aylık Sinema dergisinde ve müzik ekinde yazar olmak isteyenleri aramıza bekliyoruz. Basvurular: japonsinemasi@gmail.com

20

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

issuu.com/japonsinemasi prezi.com/user/osbburov0p10 plus.google.com/u/0/+JaponSinemas japonsinemasi@gmail.com www.japonsinemasi.com


ANİME-MANGA DOSYASI ya sinemasına adından söz ettiren filmler, yönetmenler ve özgün anlatı biçimleri bırakmayı başarmıştır. Siyah beyaz filmler, perde arkasından gelen seslendirmeler, makyajlı yüzler, hareket ve müzik arasındaki kurgusal bütünlük ile gelenek biçimi yansıtan Japon sinemasının sessiz dönemi, savaş sonrası dönemde yerini bireye ve onun varoluşsal meselelerine eğilen daha özgürlükçü filmlere bırakmıştır. Televizyonun evlere girmesiyle, yaşanılan ekonomik krizlerle sarsılan Japon sineması günümüzde özgün örnekleriyle adından söz ettirmeye devam etmektedir. Yazarlardan Japonya’nın beyaz perdesine konuk olan okurlarımıza selamlarla:

BAŞLANGICINDAN GÜNÜMÜZE

JAPON SİNEMASI

Japon Sineması Platformu’nun kollektif olarak 8 yazarın imzasını taşıyan ”Başlangıcından Günümüze Japon Sineması” kitabı çıktı! 25 Aralık tarihinde yayınevlerinde satışına başlanan kitap, Japon Yayınları’ndan çıkarken Gökhan Kuloğlu tarafından hazırlandı. Platformun yazarlarından Ahmet Ziya Sekendiz, Birsen Albayrak, Ercan Gürova, Deniz Balcı, Olca Karasoy, Yeter Şeko ve Ayşe Altun’un yazılarının yer almakta. Japonya’da ilk sinema gösteriminden bugüne kadar ki süreci ele alan kitabın açıklamasında: Doğu’nun güneşi Japonya topraklarında sinemanın başlangıcından günümüze kadar uzanan yolculuğu sizleri bekliyor. Batıdan aldıklarını her daim yerelleştirmenin yollarını bulan Japon toplumunda sinemanın seyirciyle tanışması her ne kadar Batılı bir biçimde olsa da, zaman içerisinde yerel unsurlar tarafından kuşatılarak yeni bir anlatı dili oluşturmayı başarmıştır. Tarihin belli dönemlerinde ağır darbeler almasına rağmen dün-

“Büyük emekler ve çaba sonucu oluşmuş nadide bir kitap. Japon Sineması konusunda tüm eksiklikleri tamamlayacağı ve sinemaseverler için harika bir başucu kitabı olacağı kuşkusuz! Tüm yazar arkadaşlara ve Gökhan’a büyük teşekkürler.” Birsen Albayrak “Başlangıcından Günümüze Japon Sineması” zamanında ihtiyaç duyduğumuz kaynağı, Türkçe olarak bulamamanın sıkıntısıyla; kollarını sıvayan ben ve diğer yazar arkadaşlarımın; büyük bir istek ve emekle kotardığı, derdini tam olarak anlattığına inandığım bir kitap oldu. Biz Japon sinemasına duyduğumuz ilgiyi kılavuzsuz ve haliyle de zorlu aşamalardan geçerek tatmin edebildik. Şimdi bu kitap, bütün sinema meraklılarına, bundan böyle önemli bir başucu kitabı olacaktır diye düşünüyorum. Deniz Balcı “Büyülü fener gösterilerinden beyaz perdedeki teatral filmlere, Mifune’nin Rashomon’a can veren gülüşünden Miyazaki’nin dik duruş sergileyen kız karakterlerine kadar sizleri bekleyen büyülü bir dünya… Doğu’nun Güneşini yakından tanımak isteyenlere iyi okumalar dilerim. Gökhan Kuloğlu “Bu kitap Japonya’nın mistik ve bir o kadar gizemli kapıları açacak bir anahtar. “ Olca Karasoy WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

21


ANİME-MANGA DOSYASI

aksiyon severler için

6 Polİsİye Anİme Serİsİ

1

Ghost in the Shell Mamoru Oshii’nin Ghost in Shell animesi aynı ismi taşıyan Masumane Shirow’un mangasından uyarlamadı. Aksiyon, Scifi, polisiye, mecha, psikolojik ve seinen türündeki serinin stüdyosu Production IG, yapımcısı ise Bandai Visual ve Kodansha. 1995’te çıkan serinin ilk filmi 1 saat 22 dakika. İkinci filminin yayın tarihi ise 2008. Devamında 2013, 2014 ve 2015 yıllarında da diğer anime filmleri geliyor. Hikayenin konusu 2029 yılında geçiyor. Elektronik ağlar ve bilgisayarlar inanılmaz bir gelişim göstermiş, insan hayatı tamamen elektriğe bağlanmıştır. İnsanlar, cyborglar, robotlar ve yapay zekâya sahip pro-

22

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

YAZAR: Birsen Albayrak gramlar bu ağın birer parçasıdır. İnsanları diğer yaşam formlarından ayıran tek ayırt edici özellik ise sahip oldukları ruhlardır. Ruhu olan her canlı, sibernetik bir vücuda sahip olsa da insan olarak tanımlanmakta ve insana dair her türlü hak ve özgürlüklerden yararlanabilmektedir. Ancak siber suçlular ruhları yönlendirmekte, algısal verilere ulaşılabilmekte hatta hafızalar silinip üzerlerine yenilerini yazılabilmektedir. Japonya’nın Ulusal Kamu Güvenliği Komisyonu Teşkilatında yarı özerk konumda faaliyet gösteren 9. Şube personeli yukarıda anılan suçlara karşı mücadele eden özel bir birimdir. Teşkilatın harekât lideri, vücudu tamamı ile sibergenetik organ ve uzuvlardan oluşan Binbaşı Motoko Kusanagi ile ekibi, siber suçlulara karşı yürüttükleri operasyonlar esnasında Kuklacı adındaki oldukça tehlikeli ve kimliği tespit edilemeyen bir siber suçluya ulaşır. Motoko Kusanagi ve 9. Şube çok geçmeden Kuklacının gerçek kimliği ve amaçları ile karşı karşıya kalacaktır. Aslında Kuklacı, Japon Dışişleri Bakanlığı tarafından yaratılmış “proje 2501” kod adlı bir ajandır. 2501, kendi bilincini kazanarak ruhunu yaratmıştır ve insan haklarına sahip olduğunu düşünmektedir. Bu da büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Dış İşleri, sorunu çözmek için onu yok etmeye karar verir. Motoko Kusanagi ise bu macerada insanlığın anlamını sorgulayacak ve kendi öz kimliğini bulacaktır.


3 2

Psycho-Pass Hikaru Miyoshi’nin mangasından uyarlanan Psycho Pass anime serisinin şu ana kadar yayınlanmış iki sezonu buluyor. İlk sezon 2012-2013 yılları arasında yayınlanıyor ve 22 bölümden oluşuyor. 2014 yılında yayınlanan ikinci sezon ise 11 bölümden oluşuyor. Seri, bir hapishane-gözetim ve disiplin üçgeninden oluşmaktadır. Yakın gelecekte geçen hikâye Sibyl adı verilen teknoloji ile insanların ruh halleri ve kişilik değerlerini ölçmektedir. Bu değerleri de Pyscho Pass adı verilen ekipman ile belirlenmektedir. İnsanın ruh halini her an her yerde ölçen bu cihazlar sayesinde riskli olan kişiler belirlenerek şoklandıktan sonra tedavi edilmektedir. Eğer insanın ruh hali tehdit içerek duruma gelmişse infaz edilmektedir. Bu infazlar dedektiflerin ve infazcıların kullandığı ‘’Dominators’’ adı verilen silahlar ile yapılmaktadır. Bu silahlar kişinin ruh sağlığının puanına göre infaz biçimleri geliştirmekte; bu infazlar şok, hapishane gözetimi ve infaz şeklinde olmaktadır. Bunlardan infaz ise kendi içinde kısmen ve tamamen yok etme biçiminde ayrılmaktadır.

ANİME-MANGA DOSYASI

On Your Mark 1995 yılında tek bölüm ve 6 dakika formatında yayınlanan On Your Mark bir Stüdyo Ghibli animesi. Konusu ise şöyle: gelecekte insanlar hem terk edilmiş nükleer santralden yayılan radyasyon hem de güneşten dolayı bulundukları yerde yaşayamaz duruma geliyorlar. Birgün ir grup özel polis dini bir tarikata baskın düzenliyorlar. Baskın sonrasında iki polis elleri kelepçeli kanatlı bir mutant kız buluyorlar. Bununla birlikte devletin bilim adamları duruma müdahale ederek kızı araştırma merkezine getiriyorlar. Kızın bir hapishaneden başka bir hapishaneye getirdiklerini fark eden iki polis, cesur bir plan hazırlayarak herkesin özgürlüğü adına kızı özgür bırakmaya çalışır.

4

You’r Under Arrest 1994’te 4 bölümlük OVAlar ile ilk sezonuna başlayan Taiho Shichau Zo animesi Studio Deen yapımı. Devamında 1996’da 47 bölümlük asıl sezonuna başlıyor. 97’de özel bir bölüm yayınlanıyor. 99’da bir buçuk saatlik film; 2001’de 26 bölümlük ikinci sezon; 2002’de bir özel bölüm daha; 2007’de 23 bölümlük üçüncü sezon ve 2008’de üçüncü sezon için özel bir bölüm yayınlanıyor. Hikâye’nin başrolünde Tokyo otoyolu kadın devriye polisleri Natsumi ve Miyuki yer alıyor. İlk tanışmaları kötü olan bu ikili birbirinin partneri olduklarını öğrendiklerinde çok şaşırırlar ve ilk etapta birbirlerinden hiç haz etmezler. Ancak kısa bir süre içerisinde trafik şubesinin en iyi ekiplerinden biri haline gelirler. WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

23


ANİME-MANGA DOSYASI

5

Paranoia Agent Bir Madhouse yapımı olan Mousou Dairinin anime serisi 2003 yılında 14 bölümlük sezonuyla anime dünyasına adım atıyor. Yönetmenliğini Satoshi Kon‘un yaptığı Paranoia Agent TV anime serisi, Bat Boy adı verilen (Patenli Çocuk) bir seri saldırganın arkasındaki gizemi çözmeye çalışan dedektiflerin ve kurbanların arkasında yatan gerçeği konu alıyor. Toplumun içindeki insan ilişkilerindeki çürümelere derin mercek tutan Paranoi Agent, Tokyo sokaklarında paten giyen elinde yamulmuş beyzbol sopası ile kurban olarak belirlediği insanlara saldıran ortaokul öğrencisi çağlarındaki bir çocuğun arkasındaki gizem perdesini aralamaya çalışıyor.

24

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

6

Appleseed 1988’de yayınlanan OVA bölümüyle anime dünyasında katılan Aplessed animesinin; devamında 2004 yılında anime filmi, 2007 yılında yayınlanan Appleseed Saga Ex Machina filmi, 2011 yılında yayınlanan 13 OVA bölümden oluşan Appleseed XIII ve aynı adla 2 parttan oluşan filmi bulunuyor. Appleseed’in konusu İkinci Dünya Savaşı sonrasında Genel Yönetim Kontrol Ofisi tarafından inşa edilen deney kenti Olympus’ta geçiyor. Dünya üzerinde bir cennet olarak inşa edilen kentte insanlar, cyborglar ve bioroidler (fiziksel olarak insana benzeyen, insandan daha güçlü, duygusallık seviyeleri düşürülmüş robotlar) yaşamaktadır. Bioridler Olympus’taki tüm idari işleri kontrol ediyor ve yönetiyor; böylece insanların yaşaması için üropik bir toplum yaratılıyor. Ancak bazı insanlar için bu ütopik evren bir kafes haline geliyor. Polis memuru Calon Mautholos, karısının intiharından sonra kentin vatandaşlarını bağlayan kuralların yarattığı özgürlüğe karşı nefret duymaya başlıyor. Şehire duyduğu nefret gitgide büyüyen Calon, terörist A.J. Sebastian ile Merkez Yönetim Bürosunu yok etmek için plan kurar ve karısının ölümüne neden olan şehir kurallarını yasama organına gönderir. Calon’un keşfettiği şey hoşnutsuzluk değildi. Bioridlere karşı olan nefreti ise Sebatian’ı motive ediyordu. Zamanla Calon devlet yetkililerinin dikkatini çeker. Terörle mücadele birimi ESWAT’tan Deunan Knute ve partneri Briareos Calon ve Sebastian’ı avlamaya ve durdurmaya çalışır.


ANİME-MANGA DOSYASI

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

25


ANİME-MANGA DOSYASI

en popüler

YANDERE ANıME KARAKTERLERı

YAZAR: Olca Karasoy

1.Yuno Gasai (Mirai Nikki) : Yılın en kötü kız arkadaşı ödülü olsa şüphesiz Yuno kazanır. Erkek arkadaşı Yuki, Stockholm Sendromu’nun kanlı canlı örneği. Yuno onu kaçırıyor, suiistimal ediyor, çevresindekileri öldürmekle tehdit ediyor (ki yapıyor da) ve dünyanın sonu dahi gelse kız arkadaşı olarak kalacağına ant içiyor. En azından sözünü tutuyor ve seri boyunca Yuki’nin peşini bırakmıyor. Yuno’ya olan saplantılı aşkı gerçek mi? Bundan kimsenin şüphesi yok. 2.Mion / Shion Sonozaki (Higurashi no Naku Koro ni) : Hinamizawa’nın eğlenceli sempai’i mafya bağlantıları ve çılgın bir ikiz kardeşi ile uzak durulması gereken birisi. Mion’un ağlayarak Shion’a gitmesi ve Shion’un cinayet, kaçırma ve çılgın gülüşü ile yapabileceklerinin tarifi pek yok.

26

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

3.Amane Misa (Death Note) : Yüzde yüz yandere özellikleri taşımasa da Death Note’un Misa’sı en bilinen yanderelerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Seride giderek karakter değiştirmesi şüphesiz bunun en büyük nedeni. Hayranları karşısında genç bir idol iken aslında bir Death Note kullanıcısı olması ve kafayı Kira’ya takmış olması ile yandere özelliklerini gözler önüne seriyor. Light ise Misa’nın bu ilgisini kullanarak ona her istediğini yaptırıyor ve Misa da itaat ederek, sorgulamadan yerine getiriyor. Hatta Misa işi ileriye taşıyarak sadece sevdiği için ömrünün yarısını bile feda ediyor. 4.Kaede Fuyou (Shuffle!) : Henüz bir çocuk iken Kaede hayatının aşkı Rin’i birkaç kere öldürmeye çalışır çünkü ailesinin ölümünden onu sorumlu tutar. Lakin daha sonradan suçluluk duymaya başlayan Kaede, hayatını Rin’e adamaya ve onun karısı olma-


ANİME-MANGA DOSYASI ya karar verir. Nitekim Rin’in başka planları vardır ve Rin başka bir kız ile çıkmaya başlayınca tam anlamıyla psikopata bağlar. Rin’in kız arkadaşına saldırır, gizlice Rin’e yemek bırakır, takip eder ve sinsiliğinden ödün vermez 5.Kotonoha Katsura (School Days) : Kotonoha aslında sevimli bir kız lakin ondan sürekli ayrılmaya çalışan iki yüzlü (hatta üç) sevgilisi ile baş etmek gerçekten zordur. Kotonoha sürekli onu takip etmeye başlar ve giderek ruhsal dengesini yitirmeye başlar. Nitekim en sonunda aşkı için muhakeme gücünü de yitiren Kotonoha’nın macerası cinayetle biter. 6.Saionji Sekai (School Days) : School Days adlı animeden listeye giren ikinci karakter olan Sekai’in yandere kavramının oluşmasına katkısı bir hayli büyük. Önceden yardımsever, arkadaşlarına düşkün, iyilik yapmayı seven bir karakter görünümündeyken Makoto ile başlayan ilişkisinden sonra talihsiz bir takım olaylar yaşanır ve masum kızcağızdan ölüm saçan birisine dönüşür. Yandereliğin evrelerini görmek için Sainoji Sekai görülebilecek en iyi örneklerden birisi. 7.Ryuuguu Rena (Higurashi no Naku Koro Ni): Görünüş her zaman aldatıcıdır. Ryuuguu Ren de birçok anime karakteri gibi şirin objelere düşkündür ve Keichi adındaki çocuğa ilgi duymaktadır. Lakin özellikle Keichi söz konusu olduğunda bıçakları eline aldığında yanderelerin Mike Tyson’una dönüşüyor diyebiliriz. Elbette birçok yandere karakterde olduğu gibi Ren’in neden bu denli dengesiz olduğunun bir arka hikayesi de vardır.

8.Takami Minatsuki (Deadman Wonderland) : Minatsuki’nin masum ve sevimli görünümü sizleri aldatmasın. Bunların hepsi numaradır ve karşı taraf gardını indirdiğinde yandere yanı meydana çıkarak rakibini en beklemediği anda avlar. Tıpkı diğer yandereler gibi geçmişinde yaşadığı trajik bir olaydan ötürü insanlara güveni kalmamıştır ve dengesiz tavırları ara ara düzelse de yandereliğinden pek taviz vermez. 9.Asakura Ryoko (The Melancholy of Haruhi Suzumiya) : Anime dünyasının ünlü yanderelerinden birisi olarak Ryoko popüler bir öğrencidir ve hem akademik hem de bedensel dersleri çok iyidir. Her ne kadar çoğu yanderenin yandere olmasına sebebiyet veren bir erkek arkadaşı olmasa da onun yandere yanını ortaya çıkaran Haruhi’dir ve konu Haruhi olunca bu tatlı kız karanlık yüzü ortaya çıkar. Sadece tepkisini görmek için Haruhi’nn arkadaşı Kyon’u bile gözünü kırpmadan öldürmeye hazırdır. 10.Tokisaki Kurumi (Date A Live) : Seride Kurumi bizlere tanıtıldığında çoktan yandereliğin sınırlarını aşmış ve birkaç kurbanı arkasında geride bırakmıştır. Serinin ana karakteri Shido’ya ilgi duymaktadır ve sadece romantik olarak değil, ruhani güçlerini de istemektedir. Yandereliğini tamamen kişiliğine bağlayamayacağımız Kurumi’nin hayvan sevgisi ve insan yiyen bir ruh olmasının da bu karakterde etkisi büyüktür. WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

27


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

JAPONYA’DA Bahar Mucizesi SAKURA AĞAÇLARI

YAZAR: Bensu Cangüler

Sakuralar Japonya ile özdeşleşmiş ‘’Kiraz çiçeği’’ olarak bilinen meyve vermese de bile Japonlar için çok farklı anlamlar taşıyan kiraz ağacıdır. Dünya’nın her yerinde ilkbahar gelince doğa uyanır ve kendini yenilemeye başlar. Kışın soğuk havası yerini ilkbahar sevincine bırakır. Çiçekler açar. Japonya’da baharın gelişi çok daha farklı şekillerde milli bir bayrammış bir gibi kutlanır. Çünkü baharın gelişi Japon halkı için Sakuraların açacağının habercisidir. Japonya’da bu dönem en güzel umutların yeşerdiği, hayallerin kurulduğu bir dönem olarak yaşatılmaktadır. Çiçeklerin açmasını dört gözle bekleyen halk, pembe yaprakların ülkenin dört bir köşesini sarmaya başlamasıyla artık yeni bir mevsime hazırlıklarını tamamlamış demektir. Sakuraların muhteşem görünüşünün yanında biraz da hüzünlü bir hikayesi vardır aslında. Bu çiçekler en güzel oldukları dönemde dökülürler. Yavaş yavaş açılıp çok çabuk bir biçimde dökülen yapraklar bir nevi hayatın simgesidir. Çiçekler hem yeni bir dönemi yani baharın müjdesini taşırlarken aynı zamanda da kaçınılmaz sonu yani ölümü temsil ederler. Kiraz çiçeklerinin taşıdığı bu derin ve felsefik anlamın içinde samuray efsanelerinden iz görmek mümkündür. Bu çiçek türü tarihte samuraylar için hem yaşamı hem de ani ölümü hatırlatmaktadır. Geçmişlerini her zaman hatırlayan ve yaşayan Japonlar için sakuranın bu denli önemli olması da bir bakıma buradan gelmektedir. Kiraz çiçekleri martın son haftası ile nisanın ilk haftası açmaya başlar. Nisanın son haftası gibi de dökülürler. Japonya’da hava durumundan sonra bir de “Sakura Durumu” ver-

28

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

ilir. Aynı zamanda bu dönem Japonya’ya en çok turistin geldiği dönemlerden biridir. Düzenlenen etkinliklere yaklaşık 700 bin kişi katılmaktadır. Sakuraların açmasının yaklaşmasıyla birlikte Japon haber, turizm sitelerinde sakura açma zamanları ve nerelerde ilk açacağına yönelik zaman göstergeleri bulunmaktadır. Japan guide ’in ‘’2017 sakura tahminleri’ haberine göre sakuralar, Fukuoka da 23 Mart tarihinde ilk çiçeklerini Japon halkının beğenisine sunacaktır Sakuraların en güzel izleneceği zaman ise yine tahmini bilgilere göre 31 Mart ile 8 Nisan arasındadır. Sakuralar ilk olarak Japonya’nın güneyinde yer alan tropikal bir iklime sahip olan Okinawa’da ocak ayında kendilerini göstermeye başlar. En geç ise Hokkaido adasında açmaya başlamaktadırlar. Sakuraların açmaya başlamasıyla birlikte festivaller de tüm hızıyla başlar. Bu festivallerden en ünlü olanı Hanami zansendir. Hanami sözcük anlamıyla ‘’çiçek izlemek’’ anlamına gelmektedir. Hanami festivalleri Japon halkının büyük coşkuyla kutladığı bir bayram olmasının yanında aynı zamanda bir hayat biçimi halini almıştır. Japonlar yaşamlarındaki önemli günleri sakuraların kendini gösterme günlerine denk getirmeye çalışmaları bu duruma bir örnektir. Sakuralar 10 gün kadar ağaçta izlenilip daha sonradan kendilerini rüzgarla birlikte yere bırakmaktadırlar. Düşen sakura yapraklarının oluşturduğu güzel manzaralar da hanami pikniği ile kutlanılır. Havaya karışan sakura yaprakları arasında yürümek Japonya’da en çok hayali kurulan romantik aktivitelerden biridir.


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

Hanami İçin En Güzel 5 Mekan Yoshino Dağı / Nara Bölgesi Nara’da ki Yoshino dağı yüzyıllardır sakuraların en iyi izlendiği popüler noktalardan biri olmuştur. Ayrıca bu nokta sakura sezonunun zirve yaptığı yerlerden biridir. 30.00 sakura ağacının çiçeklenmesiyle birlikte Nara’da ki bu görsel şölene şahit olabilirsiniz.

Shinjuku Gyoen / Tokyo Tokyo’nun Shinjuku semtinde bulunan bu park her mevsimde Tokyo’nun gözde mekânlarından biri olmasının yanında sakura döneminde de en güzel izleme noktalarının başında gelmektedir. Binden fazla, en erken ve en geç açan kiraz çiçeği ağacı çeşitleriyle çevrili Shinjuku Gyoen ‘de Japonya’nın en uzun sakura dönemini yaşayabilirsiniz.

ya muhteşem manzaralar çıkmaktadır. Fuji etrafında sakuraların keyfini çıkarabileceğiniz birçok nokta bulunmaktadır. Bunlardan en iyileri Hakone ve Fuji five lakes bölgesidir. Philosopher’s Path (filozofun yolu)/ Kyoto Kyoto’nun Filozof yolu şehrin Higashiyama bölgesinin kuzeyine yer alan bir kanalı izleyen çakıl taşlarıyla dolu bir geçittir. Burası adını Kyoto üniversitesine giden meditasyon yolunda yürüyen Nishida Kitaro adlı filozoftan alır. Nisanın başında kiraz çiçekleriyle renk patlaması yaşayan filozofun yolunun 2 km ilerisinde kafeler, restoranlar ve dükkânlar da yer almaktadır.

Himeji Kalesi Hyogo Prefecture Japonya’nın en geniş ve etkileyici kalelerinden olan Himeji kiraz çiçeklerinin seyri için tercih edilebilecek en güzel yerlerdendir. Himeji’nin turist yürüyüş yolları sakura çiçeklerinin açmasıyla ilkbaharda görülmesi gereken manzaraların başında gelmektedir. Fuji Dağı Japonya’nın en ünlü simgelerinden biri olan Fuji bir diğer önemli simge olan sakura ile birleşince ortaWWW.JAPONSİNEMASİ.COM

29


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

Kİşİlerarası İlİşkİlerden Korku:

Taijin KyOfusho Sendromu YAZAR: Birsen Albayrak Taijin Kyofusho Sendromu(kısaca TKS) Kore ve Japon kültürüne özgü bir sendromdur. Türkçeye “kişilerarası ilişkilerden korku” şeklinde çevrilebilir. Taijin kyofushoya sahip olanlar bedensel hareketlerinden veya görünüşlerinden dolayı başkalarını hoşnutsuz etmekten aşırı derecede korku/utanç duyarlar. Bu bedensel işlevler ve görünüşler, yüzlerini, kokularını, hareketlerini ve hatta dış görünüşlerini içerir. Varlıklarıyla başkalarını utandırmak istemezler. Bu kültür bazlı sendrom, korku ve endişeye dayalı bir

30

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

sosyal fobidir. Semptom belirtileri arasında sosyal gezi/aktivitelerden kaçınma, hızlı kalp atışı, nefes darlığı, panik atak, titreme, insanlar arasında olduğunda panik ve korku halinde olma sıralanabilir. Bu bozukluğun kaynağı duygusal travma veya psikolojik savunma mekanizmaları sayılabilir. Kadınlara oranla erkeklerde daha fazla görülen bir durumdur. Bir bireyin yaşamındaki yaygınlık süresi yaklaşık %3-13’tür.


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI Alt Kategorileri

Taijin kyofusho yaygın olarak kişinin sosyal etkileşimden kaçınma ve korku duymasını tanımlayan shinkeishitsu(ansiyete bozukluğu)nun bir alt türü olarak sosyal kaygının(sosyal fobi) bir formudur. Bir kaynağa göre TKS iki alt kategoriye sahiptir: nevrotik ve saldırgan. İlk alt tip klasik ve saldırgan olmak üzere iki alt kategoriye ayrılıyor. Klasik tip, aksiyeteye yönelik fiziksel belirtileri yüzünden olumsuz eleştirilmekten korkuyor ve bundan dolayı utanç duyuyor. Eleştirilmesine/yargılanmasına neden olan fiziksel belirtiler terleme ve titremedir diyebiliriz. İkinci tip, insanların kendi hakkındaki kötü düşüncelerle ilgilidir. Korkularından bazıları; vücut kokusu, gaz, aşırı/yetersiz göz teması, kızarma vb. Resmi Japon teşhis sisteminde TKS aşağıdaki alt kategorilere ayrılmıştır: • Sekimen-kyofu: Kızarma korkusu(ereuthophobia) • Shubo-kyofu: Dismorfik bozukluğuna benzer şekilde deforme olmuş bir vücudun fobisi • Jikoshisen-kyofu: Göz kontağı kurma korkusu • Jikoshu-kyofu: Kötü vücut kokusu korkusu Japon psikolojisi aynı zamanda şiddete dayalı ek TKS türlerini de tanımlamıştır: • Kısa Süreli: Bu TKS türü kısa süreli ve geçicidir. Genellikle gençlerde görülür. Herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. • Kurgusal: TKS’nin en yaygın türüdür. Sosyal fobiyle benzerlik göstermektedir. Kroniktir. Genelde 30 yaşından önce başlar. Ciddiyet derecesi orta ila şiddetli arasında değişir. • Şizofrenik Fobik: Bu daha karmaşık bir hastalıktır. Bu gibi durumlarda taijin kyofusho bir fobiden çok şizofrenik semptomlar belirtisidir.

Tedavisi

Hastalığın tedavisi Batı tıbbında pek mümkün değil. Bu nedenle hastalığı iyileştirmek için Shoma Morita tarafından Morita terapisi adı verilen bir tedavi geliştirilmiştir. Terapi 1910 yıllarında taijin kyofusho ve shinkeishitsu(anksiyete bozukluğu) için geliştirilmiş bir tedavi yöntemi olarak ortaya çıkmıştır. Orjjinal tedavi; hasta izolasyonu, zorunlu yatak istirahatı, günlük yazımı, manuel iş gücü ve kendini kabul ve olumlu çaba önemi üzerine dersler içermektedir.1930’larda tedavi hasta ve grup tedavilerini içerecek şekilde değiştirildi. Değiştirilmiş tedavi Neo-Morita adını aldı. Bununla birlikte tedavi için ilaç kullanımı da kabul edildi. Diğer tedaviler yavaş yavaş bir kişinin korkularına maruz kalmasını ve korku ve kaygıları gidermek için gevşeme becerilerini öğrenmeyi içeren sistematik duyarsızlaştırmayı içerir. Bir serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörü (SNRI) olan Milnasipran, günümüzde taijin kyofusho’nun tedavisinde kullanılmaktadır ve ilgili sosyal anksiyete bozukluğu için etkili olduğu gösterilmiştir. [16] Bu bozukluğun tedavisinde birincil yönü, hastaların dikkatlerini vücudun kısımlarına ve sansasyonlarına odaklamaya başlamalarıdır.

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

31


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

ÇAĞIMIZIN TEKNOLOJİK HASTALIĞI:

HiKiKOMORi

YAZAR: Bensu Cangüler

Japonya günümüzün en büyük teknoloji ülkelerinden biri olma özelliği taşıyor. Teknolojik gelişmelerin göbeği diyebileceğimiz Japonya’da gençler ve yetişkinler de bu gelişmelerden kendi paylarına düşeni alıyorlar. Kimi sosyal ve ekonomik durumuna göre daha çok etkileniyor bu teknoloji cennetinden kimi ise daha az. Japonya’nın kültürel ve teknolojik yapısı gün geçtikçe farklı akımlarına ev sahipliği yaparken, bu akımların fazla etkisinde kalınınca durum hastalık boyutuna ulaşabiliyor. Hikikomori de işte bu yeni nesil hastalıklardan biri ‘’Teknolojik hastalık’’ kategorisinde yer alan hikikomori nedir ne değildir? Nasıl ortaya çıkar gelin birlikte inceleyelim.

çekilmek’’ anlamına geliyor. Bu rahatsızlık ilk başta ‘’okula gitmeyi reddetmek’’ olarak ortaya çıkıyor daha sonradan kişinin kendini odasına kapatıp aylarca manga okuyup, anime izleyerek ve bilgisayarına yapışık halde kalmasıyla sonuçlanıyor. Ama durum sadece bununla sınırlı kalmıyor elbette aylarca kimseyle konuşmayan odasından dışarı zaruri ihtiyaçları dışında çıkmayan, yemek verilmedikçe bu ihtiyacı hissetmeyen hikikomoriler yaşamsal faaliyetlerini sürekli sınırlandırarak bir kaosun içine sürükleniyorlar. Eğer tedavi almazlarsa da hastalık ileri boyutlara ulaşıyor ve kişinin saldırganlaşma ve hayatına son verme ihtimali daha da artıyor

Bir tür sosyal uyumsuzluk, ağır depresyon olarak adlandırılan Hikikomori Japonca ‘da ‘’inzivaya

Japonya’da çoğu erkek 1 milyon kişinin hikikomorinin pençesinde olduğu düşünülüyor.

32

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI 5. Psikolojiyi zedeleyen bir travma ( toplum içinde aşağılanma, erkek/ kız arkadaştan ayrılma) 6. Japonların “sekkusu shinai shokogun” adını verdiği “bekarlık sendromu Hikokomoriliği etkileyen en önemli sebeplerin başında Japon eğitim sistemi geliyor. Japonya’da eğitim sistemi oldukça katı kurallara sahip ve rekabet ortamı çok yüksek seviyede. Japon genç nüfusu kendini sürekli büyük bir baskı altında hissediyor ve bu durum depresyondan intihara kadar gidebiliyor. Hikikomori de bu intiharların bir başlangıcı olarak görülüyor. Japon kültürü ve aile yapısının da hikikomoriliğe zemin hazırlaması akıllara bir ülkenin kültür yapısı sosyal bozukluklara neden olabilir mi? Sorusunu getiriyor. Bu hastalıkta bireylerin ailelerine önemli işler düşüyor. Ama Japon aile yapısının kapalı ve çözümden çok kabullenmeye yatkın olması nedeniyle, hastalık devlete bildirilmiyor ve aile yıllarca bu durumu saklayabiliyor. Hikikomori sadece ergenlik çağındaki gençleri değil yetişkinleri de etkiliyor. Hikikomori yaşı Japonya da 32’ye çıkmış durumda. 15 ise en fazla görüldüğü yaş olarak belirtiliyor. Ailenin ekonomik durumu da bu hastalıkta oldukça önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Çocuğuna yıllar boyu evde bakabilecek durumda olan aileler hikikomoriliği bir hastalık olarak görmüyor. Ama ailesine bakmak zorunda olan ve çalışma hayatına erken atılmış olan kişiler için böyle bir durum söz konusu bile olmuyor. Bir kişiye Hikikomori teşhisi konulabilmesi için 6 ay boyunca evden çıkmamış olması gerekiyor.

Peki Hikikomori sadece Japonya’da mı görülüyor?

Başta Japonya olmak üzere tüm dünyayı etkisi altına almış hikikomori salgını filmlere ve animelere de konu olmuş. Hikikomori hastalığı Woetoli ve Kimssi pyoryugi filmlerinde ve welcome to the n h k isimli animede işlenmiştir.

Aslında Hikikomori farklı adlarla tüm dünyaya yayılmış bir hastalık. Japonya çıkışlı olması ise kültürel normların bu hastalığı tetiklemiş olabileceği görüşünü güçlendiriyor. Hikikomori olmayı tetikleyen 6 sebebi şöyle sıralayabiliriz. 1. Japonya’nın eğitim sistemi 2. Japon aile yapısı 3. Kişinin karakterinin içe kapanık olması ve kimlik arayışı 4. Sosyal ortamlarda kişinin onaylanmama düşüncesi WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

33


JAPON edebİYATI DOSYASI

BİR AN EVVEL TÜRKÇE’YE ÇEVRİLMESİNİ UMDUĞUMUZ

5 JAPON EDEBiYATI BAŞYAPITI – II YAZAR: Deniz Balcı “Bir önceki sayımızda Japon edebiyatında bir an evvel okumak istediğimiz başyapıtlardan bir seçme sunmuştum. Ancak oradaki kitaplar, 1970 senesi öncesinde yazılmış eserlerdi. Burada ise çağdaş Japon edebiyatından en çok beklediklerimizden yalnızca beş tanesini seçtim. Japon edebiyatı konusunda sevindirici gelişmelerin olduğu ülkemizde, umarız çeviri çalışmaları hız kazanır ve daha çok eseri, daha kısa zamanda okuma fırsatı buluruz. 2017’nin Japon edebiyatıyla dolu bir sene olması dileklerimizle!”

1

BEDTIME EYES - Amy Yamada (Orijinal ismi: Beddotaimu Aizu / Tarihi: 1985)

Amy Yamada, Japonya’nın yeni nesil gençlerinden biri olarak büyüdü. Ulusal refah ortamında yetişen, o dönemin bütün gençlerinde olduğu gibi Yamada’da da; geleneksel Japon aile yapısına uymayan bir bireysellik, içe kapanma ve kendini farklı açılardan keşfetme merakı görülmekteydi; bunu edebiyatında dışa vurdu. Eserlerinde cinselliği anlatmanın yanında cinsel bir dil kullandı; hatta bu yüzden genellikle hedonizmle ilişkilendirildi. “Bedtime Eyes” tüm tabuları yerle bir etmiş ve muhafazakar edebiyatın nüfuzlu olduğu bir döneme bomba gibi düşmüştür. Japon insanının çekimser ve utangaç tavrına karşın Yamada’nın karakterleri, cinsellikten cesurca konuşmuş, Beat erkeklerinin üslubunu kadın karakterlerine uyarlamıştır. İngilizce çevirisinden sonra dünyada da çok ses getiren “Bedtime Eyes” umarız yakın zamanda Türkçeye de çevrilir.

34

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


3

JAPON EDEBİYATI DOSYASI

KANGAROO NOTEBOOK - Kobo Abe (Orijinal ismi: Kangaru Noto / Tarihi: 1991)

Çağdaş Japon Edebiyatı’nın babalarından olan Abe, Türkçe okuma fırsatı bulduğumuz, tüm zamanların en iyi romanlarından biri olan “Kumların Kadını”nın da yazarı. Türkçede “Kutu Adam” romanı da basılan Abe’nin bir an evvel Türkçeye çevrilmesini umduğumuz birbirinden ilginç, özgün, başyapıt romanları bulunmakta. Bunların başında “The Face of Another”, “The Ruined Map” ve “Kangaroo Notebook” geliyor. “Kangaroo Notebook”ta Murakami’nin feyz aldığı, rengarenk, fazlasıyla acayip; imgelerle örülmüş bir dünya önümüze seriliyor ve olaylarla kurgu hiç nefes aldırmıyor. Aklımıza gelebilecek her türlü tuhaflığı, kendince kurgulayan Kobo Abe, tartışmasız bir yazarlık örneği sunuyor. “Kangaroo Notebook”u umarız 2017 içinde Türkçede okuma fırsatına sahip oluruz.

2

PIERCING - Ryu Murakami (Orijinal ismi: Piasshingu / Tarihi: 1994)

Ryu Murakami uzun zamandır, çevrilmemesini anlayamadığımız isimler listesinin başında. Önemli yazarın sadece bu romanı değil, birçok romanı çeviri sırasında olmalı. Yayıncıların bütün ilgisi diğer Murakami’ye dönmüş, Ryu’ya da aynı soyadını paylaştığı arkadaşının laneti çökmüş gibi bir durum var. Haruki’nin talihi, Ryu’nun kadersizliği oldu. Hâlbuki Amerika ve Avrupa’da Ryu kendi okuyucu kitlesini yaratmış, en çok okunan Japon yazarların başında gelmekte; ancak şimdiye kadar Türkçeye üç önemli romanı çevrildi. Şuan da bir tanesi (Gecenin Dibi) hariç, diğerlerinin (Şeffaf Mavi, Emanet Dolabı Bebekleri) baskısını bulmak imkansız. “Piercing”te de aşinası olduğumuz, anlatmayı sevdiği yeraltı Japonya’sına sokuyor bizi yazar. Kan ve korku, uyuşturucu ve seks; çarpıcı, travmatik karakterler yine başrolde. Bunları Ryu Murakami işleyince ortaya neredeyse sempatik bir sonuç çıkıyor. Romanın en kötü karakteriyle bile özdeşleşmeden kaçamıyor okuyucu. Umarız “Piercing” yakın zamanda çevrilir; arkasından da “Audition”, “From Fatherland, With Love” gibi diğer kitapları gelir.

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

35


JAPON edebİYATI DOSYASI

5

SNAKES AND EARRINGS - Hitomi Kanehara (Orijinal ismi: Hebi ni Piasu / Tarihi: 2003)

Hitomi Kanehara Japon edebiyatının en genç kadın yazarlarından biri. Lise yıllarından itibaren edebi bir kaygıyla geliştirdiği yazın dilinin ilk meyvesi olan “Snakes and Earrings”; Ryu Murakami tarafından Akutagawa Ödüllerinde değerlendirildi ve ödüllendirildi. O zaman henüz 21 yaşında olan yazar bir anda önemli satış rakamlarına ulaştı ve hem eleştirmenler hem de halk tarafından baş tacı edildi. Ryu Murakami’de görmeye alışık olduğumuz Japon yeraltı dünyasını, bu kez gencecik bir kızın gözünden deneyimle fırsatını buluyoruz. Anlattıkları bir yandan okuyanı şok ederken, bir yandan da yalnızca edebiyatın sağlayabileceği zevki veriyor. Üç karakterin etrafında gelişen olaylar kahramanların birbirlerini tükettikleri bir şekilde son buluyor. Kaneo Minato’nun sunduğu okuma zevkine benzer bir tecrübe sunan Kanehara, yakın zamanda okumak istediklerimiz arasında başı çekenlerden biri olarak kendine yer buluyor.

4

THE CHANGELING - Kenzaburo Oe (Orijinal ismi: Torikae ko (Chenjiringu) / Tarihi: 2000) Kenzaburo Oe Japonya’ya ikinci Nobel Edebiyat Ödülünü getirdiğinden beri, hem ülkesinde hem de tüm dünyada ayrı bir ilgiyle okunmakta. Özellikle İngilizcede, Oe üzerinden yola çıkılarak yazılmış birçok Çağdaş Japon Edebiyatı araştırma kitabı bulunur. Kenzaburo Oe, eleştirmenler tarafından nir nevi milat olarak kabul edilmiştir diyebiliriz. Ancak birçok önemli eseri olan ve 82 yaşında hala yazan Kenzaburo Oe’nin Türkçede neden bu kadar az kitabı var bilmiyoruz. “The Changeling” bir üçlemenin ilk kitabı. Goro isimli bir film yapımcısının intiharı üzerine gelişen olayları ele alan üçlemenin bu ilk kitabı aynı zamanda Kenzaburo Oe’nin bir ayağı Batıda olan romanları içerisinde, en sevileni oldu. İngiltere ve Amerika’da çok başarılı olan roman; yazara birçok ödül de kazandırdı. Umarız yakın zamanda bizde Goro’nun intiharı sonrası gelişen olayları yakından izleme fırsatı buluruz.

36

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


KAYNAKÇA

Shinto Kanedo Sineması http://d1udmfvw0p7cd2.cloudfront.net/ wp-content/uploads/2013/01/ff20120420a4a. jpg https://www.mauvais-genres.com/6709/ black-cat-japanese-68-kichiemon-nakamurayabu-no-naka-no-kuroneko-cool-image.jpg https://image.tmdb.org/t/p/w1280/ gneDddeLzoqJEjy7yplvCUm61nv.jpg https://images-na.ssl-images-amazon.com/ images/I/81s7dwReaUL._SL1500_.jpg Onibaba öl ya da öldür http://beyond-fest.com/wp-content/uploads/2013/10/Onibaba.jpg Paronayalarla Kurulu Gerilim high and low https://image.tmdb.org/t/p/original/dmYEe9RrDVbfmrWi8OIoUv1LEAV.jpg http://docfilms.uchicago.edu/dev/images/2014/fall/2014-11-26.jpg japon sinemasında emektar görüntü yönetmenleri https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/236x/ b0/23/7c/b0237c97ef2ffa46b7bbdf20bb7208d8.jpg http://www.filmoteca.cat/web/sites/default/ files/films/4965/imatges/utomaro-1.jpg http://backpackingman.com/wp-content/uploads/2016/07/nn20120804a2a.jpg?x18022 genç yaşına sayısız film dizi ve şarkı sığdıran yamada ryosuke https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/originals/83/a0/39/83a039122a46914ee8a1900ff76c1b7e.jpg http://www.jpopthailand.com/th/wp-content/ uploads/2014/08/20120826_0ad4d0.jpg SATOSHİ KON RÜYALAR ALEMİNİN USTASI https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/originals/86/d5/c5/86d5c5690ede2d11f25f0dcea74ca1f4.jpg http://orig08.deviantart.net/bb6c/f/2013/229/e/7/millennium_actress_folder_icon_by_prestigee-d6iim8j.png https://theunofficialattempt.files.wordpress. com/2012/04/tumblr_m199lpphxv1qzpdnho1_r1_500.jpg https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/736x

/2e/02/03/2e0203ad339860c39627fef0a736d06b.jpg https://cdnb.artstation.com/p/assets/images/images/002/415/849/large/andrew-sebastian-kwan-paprika-lo-res-digital. jpg?1461473534 ötekiler aslında öteki olmayabilir http://www.jackhydra.xyz/medias/images/ patema-07.jpg aksiyon severler için 6 polisiye anime serisi http://japonsinemasi.com/muhtesem-kusursuzluk-i-ghost-in-the-shell/ http://japonsinemasi.com/iktidar-hapishaneve-disiplin-i-pyscho-pass/ http://japonsinemasi.com/paranoia-agent-anime-tanitimi/ http://image.tmdb.org/t/p/w1280/jsmRA0E0iKdi24sk0edB3m4h0EF.jpg http://www.trart.org/resim/uploads/2015/08/ on%20your%20mark.jpg https://lh3.googleusercontent. com/-4jeT8vxA6vY/Vx--gAk2T6I/ AAAAAAAA4gU/46PKs6PAw8wKT0CMpxHBbkZ4c6tCvXy-Q/w800-h800/Psycho%2BPass.png http://p1.pichost.me/i/74/1986758.jpg http://more-sky.com/data/out/12/ IMG_530085.jpg en popüler yandere anime karakterleri http://img42.wallpapercasa.com/uploads/ wallpapers/2012/08/07/786070/thumb_ big_other_648dd9af2648fd7495a0e8c6ec92fa2e.jpg https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/236x /99/9b/eb/999bebee6af575d6e838c02af4aeeda2.jpg http://i.imgur.com/QqTEy.png http://pm1.narvii.com/6245/da345d778f5862ce6682d2329566750e89b174b4_hq. jpg http://pm1.narvii.com/6379/6d39ea2b90fbdc0e1173e27ce777edd0c7e38209_hq.jpg http://www.funnyjunk.com/channel/animemanga/The+unspoken+love/oBNoGbO/13#13 http://upload2.inven.co.kr/upWWW.JAPONSİNEMASİ.COM

37


load/2015/12/13/bbs/i12948619598.jpg http://images6.fanpop.com/image/pol ls/1484000/1484408_1434058107025_full. jpg?v=1434059578 h t t p : / / o r i g 0 7 . d e v i a n t a r t . net/77c9/f/2007/199/6/4/ryoko_asakura_by_ nolohndz.jpg https://secure.static.tumblr.com/9b9fb4418ee0c952d6f1e95e5b8d27dc/yv1es9v/8Yoneehrf/tumblr_static_tumblr_static__640.jpg japonyada bahar mucizesi https://i.ytimg.com/vi/EVRKnigduQU/maxresdefault.jpg https://i0.wp.com/www.yokoosojapan. com/wp-content/uploads/2014/10/sakura-tree-wallpaper-hd-3.jpg https://s-media-cache-ak0.pinimg. com/originals/90/cd/6c/90cd6cb21af8d4e94c060f5639ff0582.jpg kişilerarası ilişkilerden korku taijin kyofusho sendromu http://cf.kizlarsoruyor.com/q6051588/primary-share.png?43 https://i.ytimg.com/vi/1Ememx9GW_A/maxresdefault.jpg http://s.hswstatic.com/gif/10-sweat-conditions-8-orig.jpg çağımızın teknolojik hastalığı hikikomori https://www.uitagendarotterdam.nl/media/19154/572cbbd1-b59b-48bc-add1e2a9126e8dde.jpg h t t p s : / / u g c . k n 3 . n e t / i / o r i g i n / h t t p : / / s t a tic.elmeme.me/static/uploads/images/2015/05/89839/89841_subitem_full.jpg bir an evvel türkçeye çevrilmesini umduğumuz 5 japon edebiyatı başyapıtı http://prodimage.imagesbn.com/pimages/9780143038634_p0_v1_ s1200x630.jpg https://images-na.ssl-images-amazon. com/images/I/41GM60W6JSL._SX328_ BO1,204,203,200_.jpg http://images.penguinrandomhouse.com/ cover/9780679746638?alt=cover_coming_ soon.jpg http://ecx.images-amazon.com/images/I/41BDE83DNRL.jpg

38

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

Anime Manga .

. KITABI COK YAKINDA .

SIZLERLE Japon Sineması Platformu olarak ilk kitabımızın sevincini yaşarken 2. kitabın sürprizini sizlere veriyoruz. KOLLEKTİF olarak Gökhan Kuloğlu, Birsen Albayrak, Ercan Gürova, Olca Karasoy, Ahmet Ziya Sekendiz, Yeter Şeko, Rafet Kaan Moral, Su Tunç, Hafize Mutlu ve Mustafa Emre Özgen’in yer aldığı aldığı ‘‘Anime ve Manga’’ kitabımız çok yakında sizlerle. takipte kalın...

#JAPONSİNEMASİ


SONATA’NIN 5. SAYISI ÇIKTI! KAÇIRMAYALIM... Gelenekselden popülere Japon müziğini Türkiye’deki sevenleri ile buluşturan SONATA E-Dergisi’nin 5. sayısında sizleri birbirinden önemli içerikler bekliyor! ISSUU.com/JAPONSİNEMASİ #SONATADERGİSİ

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

39


www.japonsİnemasİ.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.