Japon Sinema E-Dergisi Sayı: 17

Page 1

1.yıl

JAPON SİNEMA DERGİSİ HAZİRAN 2017 SAYI: 17 AYLIK JAPON SİNEMASI E-DERGİSİ

4 TETSUO: THE IRON MAN BİR BAŞKALAŞIM HİKÂYESİ 14 JAPONYA’DA SİNEMANIN CANAVARCASI: KAİJULAR 20 DEATH NOTE’DAN BAKUMANA BİR SERÜVEN: TAKESHİ OBATA 28 TÜRKİYE’DEKİ JAPON KÜLTÜR KURULUŞLARI 30 JAPONYA’NIN GURME ŞEHRİ OSAKA’YA YOLCULUK


1.yıl

Editörden, Merhaba Arkadaşlar, Japon Sineması Platformu olarak yayın hayatına başladığımız 2015 yılı Aralık ayından bugüne kadar Japon kültürü, sineması, edebiyatı, manga ve animeleri adına sizlere baş ucu kaynağı olabilecek bir yayın oluşturma ve Japonya’yı Türkiye’ye tanıtarak iki toplum arasında kültürel bir köprü kurma yolunda ilerlemeye devam ediyoruz.

JAPONSİNEMASİ.COM Yıl: Haziran 2017 Sayı: 17 Yayın Türü: Aylık E-Dergi Sanat Yönetmeni & Grafik Tasarım Gökhan Kuloğlu Editörler Birsen Albayrak Gökhan Kuloğlu Katkıda Bulunanlar Ahmet Ziya Sekendiz Bensu Cangüler Ercan Gürova Hafize Mutlu Olca Karasoy Selin Doygun Yıldız Kapak Fotoğrafı The Face of Another, Hiroshi Teshigahara (1966) Arka Kapak Fotoğrafı Steamboy, Katsuhiro Otomo (2004)

Japon Sinema E-Dergimizin 17. sayısının ‘‘Sinema Dosyası’’ bölümünde Shinya Tsukamoto’nun Tetsuo Teh Iron Man filmine, bilim-kurgu sevenler için 5 Japon dizisine, Japonya’nın canavar sineması kaijuya ve son döneme damga vuran Ghost in the Shell filmine yer verdik. Anime-film sevenlerin kalibinde ayrı bir yere sahip Yashiuro Yasuhiro’yu eserleriyle anlattık. ‘‘Anime-Manga Dosyasında’’ bu sayıda Death Note ve Bakuman gibi önemli manga serilerine imza atmış Takeshi Obata, bilim-kurgunun yarış dünyasındaki serüvenini konu alan Red Line ve anime dünyasının efsanesi Cowboy Bebop’a yer veriyoruz. ‘‘Japon Kültürü Dosyası’’ Japonya’nın gurmeler şehri olarak anılan Osaka’da yolculuğa çıkıyor ve sizleri gezilmesi gereken mekânlarla buluşturuyoruz. Öte yandan Türkiye’de faaliyet gösteren Japon kültür kuruluşlarına yer veriyoruz. Ve son olarak Japon sokaklarının asi sesi olan dünyaca ünlü moda çılgınlığı cosplayi okuyucu ile buluşturuyoruz. Bugüne kadar bizlerden desteğini esirgemeyen tüm okurlarımıza, yazarlarımıza teşekkür ederek gelecek sayıda birbirinden ufuk açıcı konularda buluşmak dileğiyle. Gökhan Kuloğu JAPON SİNEMASI PLATFORMU

İletişim ve Reklam japonsinemasi@gmail.com JAPON SİNEMASI SOSYAL AĞLAR www.japonsinemasi.com facebook.com/japonsinemasi twitter.com/japonsinemasi issuu.com/japonsinemasi

YAZAR OLMAK iSTER MiSiNiZ? Japon Sineması Platformun’un Aylık Sinema dergisinde ve müzik ekinde yazar olmak isteyenleri aramıza bekliyoruz. Basvurular: japonsinemasi@gmail.com

2

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


İÇİNDEKİLER BİLİM-KURGU SEVENLERE JAPON TV DİZİLERİ

TETSUO THE IRON MAN: BİR BAŞKALAŞIM HİKÂYESİ

4 KLİŞELER ARASINDA FELSEFE GHOST IN THE SHELL

8

JAPONYA’DA SİNEMANIN CANAVARCASI KAİJULAR 10

BU YÖNETMENE DİKKAT YASHİURO YASUHİRO

14

18 DEATH NOTE’DAN BAKUMAN’A BİR SERÜVENTAKESHİ OBATA

GEZEGENLER ARASI EVRENSEL BİR YARIŞ RED LINE

20 TÜRKİYE’DEKİ JAPON KÜLTÜR KURULUŞLARI

COWBOY BEBOP

22 JAPONYA’NIN GURME ŞEHRİ OSAKA’YA YOLCULUK

28

24 JAPON SOKAKLARININ ASİ SESİ: COSPLAY MODASI

30

32 WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

3


JAPON SİNEMASI DOSYASI

4

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


JAPON SİNEMASI DOSYASI

TETSUO: THE IRON MAN BİR BAŞKALAŞIM HİKÂYESİ

K

arşımızda rahatsız edici, yer yer irkiltici ve düşündürücü bir korku filmi var: Tetsuo. Shinya Tsukamoto’nun yönetmenliğini yaptığı 1989 yapımı Japon siber-punk korku filmi Tetsuo: The Iron Man ve devam filmleri niteliğindeki Tetsuo II: Body Hammer (1992) ve Tetsuo: The Bullet Man (2009) yönetmene uluslararası tanınırlık kazandırmış ve filmi kültleştirmiştir. Tetsuo: The Iron Man filmi bir dönüşüm/ başkalaşım hikayesini konu alır. Film metal fetişi olan bir adamın bacağını kesip bir metal parçasını yerleştirmesi ve kesilen yerde kurtçuklar görmesi üzerine sokağa fırlayıp bir arabanın kendisine çarpması sahnesiyle açılır. Bir iş adamı olan arabanın sürücüsü ve kız arkadaşı çarptıkları adamı alıp bir çukura atarlar. Dönüşümün başlangıç noktası da bu olaydan sonra gerçekleşir. Tsukamoto’nun Iron Man’inin bir gün traş olurken yanağında metal parçası bulmasıyla başlayan ve git gide dev bir metal yığınına dönüşeceği başkalaşımın temel sebebini biliyoruzdur: Kendisine arabayla çarpılıp bir çukura terk edilen ve önünde cinsel ilişkiye girdikleri adamın intikamıdır bu.

YAZAR: Ercan Gürova

Canavar filmlerindeki mutasyon/başkalaşım teması bu filmde daha küçük ölçekli ve bireysel temelde karşımıza çıkmakta. Yönetmen Tsukamoto ile oldukça benzerlikler sergileyen bir başka yönetmen David Cronenberg’in ortak noktalarından biri de insan bedeninin dönüşümüne ve savunmasızlığına duydukları hayranlıktır. Bu dönüşümlerin cinsellik içerimleri olması da bir başka benzerliktir. Cronenberg’in Shivers, Rabid, The Brood, Videodrome gibi filmlerinde “cinsellik/seks” bedenin başkalaşması için bir çeşit katalizatördür. Benzer bir şekilde Tetsuo’da da insanların metal grotesk figürlere dönüşmesinin cinsel bir temeli vardır. Dev metal adamlara dönüşen suçlu adamla kurban/mağdur rolundeki adamın güçlerini birleştirip “Sen ve ben bütün dünyayı metale döndürmeye ne dersin?; Elbette” demelerinin altında yatan nedenler neler olabilir. Yönetmen bozulan ve yozlaşan bir şehir toplumu sahnesiyle açılış yapıp teknolojinin/makinenin/makineleşmenin hayatlarımızı gasp etmesini, insanla çevresinin organik bağının yok oluşunu Gregor Samsa’nın “tutukluluk yaşamı” gibi anlatmaya çalışıyor olabilir. Öte yandan yönet-

İnsanların et ve metal karışımı grotesk figürlere dönüştüğü Tetsu filminin 1980’lerin sonunda, Japon sinemasının tıkandığı ve yeni, özgün şeyler aradığı bir zamanda büyük bir boşluğu doldurduğunu iddia eden eleştirmenler var. Filmdeki kamera kullanımının Sogo Ishii’nin özellikle Kuruizaki Sanda Rodo (1980) ve Bakuretsu Toshi (1982) filmlerinden ilham aldığını; “stop-motion” (tek resimli hareket) tekniğinin Jan Svankmayer’in animasyonlarını çağrıştırdığını; kompozisyon ve ışıklandırmanın Kurosawa’nın Kumonosu-jo (1957), Kobayashi’nin Kaidan (1964) ve Shindo’nun Onibaba (1965) filmlerini yankıladığını öne süren olmuştur. WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

5


JAPON SİNEMASI DOSYASI menin teknofil veya teknofobik olmak arasında bir taraf tutmadığını ve bu iki uç arasında salındığını ve yorumu seyirciye bıraktığını ileri sürenler de olmuştur. Tetsuo filmi ister Japon tarihindeki yükselen post-endüstriyel krizin bir parçası olarak yorumlansın ister çağdaş toplumun (Japon veya Japon olmayan) yabancılaşması, akut kültürel anksiyeteleri, sosyo-politik sorunları şeklinde değerlendirilsin ya da sadomazoşist öğeler ihtiva eden hegemonik erkekliğin ve “posthuman”(insan ötesinin) gösteri alanı olarak bakılsın, şurası muhakak ki korku sineması tür olarak her zaman yerini koruyacak ve çağdaş Japon korku sineması da bu türün en yaratıcı, yenilikçi ve rahatsız edici örneklerini vermeye devam edecektir.

6

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


.

JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

1.yıl

KiTABIMIZ ÇIKTI! kitabevlerinde, online satış sitelerinde...

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

7


JAPON SİNEMASI DOSYASI

BİLİM-KURGU SEVENLERE

JAPON TV DİZİLERİ YAZAR: Gökhan Kuloğlu Bilim-kurgunun farklı boyutlarına ulaşmayı başarmış Japon dizilerinden beşini sizlerle buluşturuyoruz. En sarsıcı olanından en düşündürene kadar birbirinden etkileyici j-dramalarla bu ay karşınızdayız. İzlerken eğlenmeniz ve etkilenmeniz dileklerimizle... JİN Nişanlısının bitkisel hayata girmesiyle hayatı kendine zehir eden beyin cerrahı Minakata Jin, başarısız ameliyat sonrası nişanlısının bu duruma gelmesinden sürekli kendisini suçlamaktadır. Hiç ummadığı bir anda, hastanede bayılır ve gözünü açtığında kendisini Edo döneminde bulur. Kyotaro adlı bir adamın yardımıyla samuray saldırısından kurtulan Jin, başından ölümcül yara alan Kyotaro’yu yardım malzemesi olmadan kurtarır. Onun bu başarısından etkilenen Saki adındaki kızda (Kyotaro’nun kız kardeşi) Jin’in yardımcısı olmayı kafaya koyar. Ama Jin’in aklındaki tek şey günümüze dönebilmektir.

8

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


JAPON SİNEMASI DOSYASI MİRAİ NİKKİ Geleceğin kendisine hiçbir şey getirmeyeceğine inanan ve bu sebeple çalışmayan tembel üniversite öğrencisi Hoshino Arata, bir gün cep telefonunda bir gelecek günlüğü programı bulur ve anında hayatı değişir. Bu günlük sayesinde gelecekte olacak şeyleri öğrenmeye başlar. Ancak Arata’nın bilmediği bir şey vardır: bu günlük ile birlikte bir ölüm-kalım oyunun içine çekilmiştir.

yolunda zorlu rakiplerini alt etmek amacıyla arkadaşlarıyla birlik olmuştur. Acaba Asumi, hayallerine giden yolda arkadaşlarıyla başarılı olabilecek midir? TİME SPİRAL Çocukken kaçırılan ve bu olayın şokuyla travma geçiren Aizawa Natsuki, arkadaşı Kentaro’ya olan güveni ilen büyür. Üniversitede fizik okuyan Aizawa, yeni atanan Profesör Tatsumi Shuya ile tanışmasıyla çevresinde gizemli olaylar olmaya başlar. Geçmiş ile gelecek arasındaki zaman yolcusu Shuya’nın hayatındaki kahramanların kaderi ne olacaktır?

ORTHROS Doğa üstü güçlere sahip olan Ryuzaki Shinji, “Tanrı’nın Eli” adı verilen bir güce sahiptir. Ryuzaki bu elin sayesinde her türlü yarayı, hastalığı tek dokunuşuyla iyileştirme özelliğine sahiptir. Özünde saf, iyi kalpli biri olan ama elinin özellikleri gereği kötülük barındıran “Şeytan’ın Eline” sahip Aoi Ryosuke ise diğer karakterimizdir. Bu iki karakterin yollarının bir gün kesişmesiyle Yunan mitolojisindeki orthros “çift başlı köpek” hikâyesi başlar. FUTATSU NO SUPİKA Astronot olmak isteyen beş gençten babası roket tasarımcısı olan Asumi, uzayla ilgilendiği için liseyi bitirdikten sonra astronot eğitim okuluna gitmek istemektedir. Asumi bu zorlu hayalini gerçekleştirme WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

9


JAPON SİNEMASI DOSYASI

10

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


JAPON SİNEMASI DOSYASI

KLİŞELER ARASINDA FELSEFE

GHOST IN THE SHELL

YAZAR: Hafize Mutlu

Hollywood’un uzun zamandır kısır bir döngüde olduğu ve eski yapımları remake yaptığı hepimizin malumu bir konu… Tekrar çekimler, uzun aralardan sonra gelen devam filmleri, hatta üçlemeler derken sonunda Hollywood anime dünyasına da derin bir dalış yaptı. Aslında bazı yönetmenlerin anime filmlerden ve mangalardan esinlendiğini biliyoruz. Geç bulup erken kaybettiğimiz Satoshi Kon’un Perfect Blue yapımı, Darren Aronofsky’nin Requem for a Dream’ine ilham kaynağı olurken yine Satoshi Kon’un Paprika’sı Christopher Nolan’ın Inception filminin temellerini oluşturmuştu. Aynı şekilde Age of Tomorrow filminin hikayesi de Obata Takeshi (çizim), Sakurazaka Hiroshi (hikaye), Takeuchi Ryousuke (hikaye) üçlüsünün mangası olan All you Need is Kill serisine dayanıyordu. Ve elbette Ghost in the Shell yıllar önce Wachowski Kardeşler’in başyapıtı olan Matrix’e ilham kaynağı olmuştu. Hal böyle olunca, Hollywood anime dünyasına daha derinden giriş yapmaya karar vermiş olacak ki, 2017’nin ilerleyen aylarında Netflix’in çektiği Death Note’u bile izleyeceğiz.

Sanders’ın yönetmen koltuğunda oturması tartışılıyordu. İşte tüm bu tartışmalar altında 31 Mart 2017’de film vizyona girdi ve elbette girdiği gün seveni de sevmeyeni de sinemaya çekti. Film çıkışında ise genel olarak filmi çok beğenenler ve hiç beğenmeyenler olarak ikiye ayrılmışlık söz konusu oldu.

Peki Hollywood’un Ghost in the Shell’i neyi anlatmak istiyordu aslında? Spoiler vermeden özetlemem gerekirse, Hollywood Ghost in the Shell’in o güzelim kişilik, toplumsal bilinç ve Geçtiğimiz iki yıldan beri yapımı süren Ghost sibernetik suçlar tabanını almış olması gerein the Shell’in remake filmini ise 31 Mart ken görselliğini vermiş ama repliklerde, yani 2017’de dünya ile aynı anda ülkemizde de hikayede fena halde çuvallamış. Scarlett Joizledik. Elbette daha filmi izlemeden tartışma- hansson her ne kadar aksiyon sahnelerinde lar başladı. Hollywood’un beyaz ayırımcılığı kendisini çok önceden kanıtlamış olsa da, başta olmak üzere, yayınlanan fragmanlar- Binbaşı’nın ağırlığını tam olarak taşıyamamış la birlikte konudaki bazı değişiklikler (mesela (kötü değil ama daha iyisini beklerdim), yönetMotoko’nun ismi gibi) izleyicinin canını sık- men Rupert Sanders genel kurguyu kotarsa maya yetmiş de artmıştı bile. Ama diğer yandan da, sahne yazarlarının yetersizliği ile aşağıya görsel efektler göz dolduruyor, animede izlediği çekilmiş diyebilirim. Filmi orijinaline atıfta buefsane sahneleri Hollywood’un görsellikteki lunan müzikleri ve aksiyon sahneleri göz mükemmel başarısıyla tekrar izlemek isteyen doldururken ikili diyalogların zayıflığı ve en seyirciler de bu sahneleri merakla bekliyordu. kötüsü de o güzelim felsefenin eğilip bükülüp, Bir yandan Binbaşı’yı canlandıracak Scar- Hollywood’un klişeleşmiş iyi adam-kötü adam lett Johansson’ın performansı öngörülmeye ve anti-kahraman olguları arasında kendisini çalışılıyor diğer yandan ise daha önce sadece birkaç replik dışında gösteremiyor olması emiPamuk Prenses ve Avcı’yı çekmiş olan Rupert nim birçok anime hayranını üzmüştür. WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

11


JAPON SİNEMASI DOSYASI

Öte yandan animedeki ikonik sahneleri birebir izleyiciye sunması, hatta bazı repliklerin temeline dokunmadan uyarlaması filmin en büyük artısı olmuş aslında. Animedeki toplumsal çıkarımlar ve kişilik olgusu filmde “fazla” bireyselleşmiş olsa da, aslında film de kimlik ve benlik olgusuna değinmeyi başarabiliyor. Elbette animeye hayran olanları, mangasını yalayıp yutanları tatmin edecek boyutta değildi bu değinmenin boyutu ama animeyi hiç bilmeyen kişilere animenin içeriğini anlatmaya yetecek kadar var. Animede kişilik ve benlik olgusunu, anılar ve toplumsal hafıza temelinde incelerken filmde bu olgu sadece Binbaşı’nın hikayesinde kendisine “yeterince” yer bulabiliyor ama onda da fazla bireysel oluşuyla istenilen yani beklenilen içeriği oluşturamıyor. Yine de Binbaşı’nın filmde değiştirilen geçmiş hikayesi, filmin temeline güzel yedirilmiş ve hiç bir şekilde sırıtmamış. Yani Binbaşı’nın neden Asya kökenli bir görüntüsünün olmadığı, diğer karakterlerin neredeyse birebir fiziki özellikleri ile gördüğümüz gayet güzel kotarılmış bence hikayede. Ama bu geçmiş hikayesinden hoşlanıp hoşlanmamak tamamen izleyicinin zevkine kalıyor.

12

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

Öte yandan film, remake mantığına uygun olarak kostüm tasarımlarından şehir görsellerine kadar hemen hemen her ayrıntısıyla animesinin oldukça başarılı bir görsel kopyası olmuş. Hatta gönül rahatlığıyla görsel tasarımları için “ancak bu kadar olabilirdi” diyebilirim. Hikaye içeriği oluşturulurken ise, aslında hem Ghost in the Shell anime filmlerinden hem de “stand alone complex” serisinden bir şeyler aktarılmak istenmiş. İşin içine ticari kaygılar da girince ortaya anime izleyicisi için yetersiz ama animeyi izlemeyen insanlar için oldukça açıklayıcı bir şey çıkmış. Yine Hollywood’un ticari kaygıları gereği önünü açık tutmak adına yani filmin devamının gelebilmesine olanak sağlayacak bir açıklıkta olması yukarıda da söylediğim gibi anime izleyicisini sıkarken anime dünyasına yabancı olanları eğlendirmeye yetiyor bence. Ghost in the Shell anime filmlerindeki birçok felsefi diyalog biz anime izleyicileri için anime izleme nedeni olurken bunu Hollywood’un blockbuster izleyicisinden beklemek elbette büyük bir hata olacaktır. Yani aslında yapımcı şirketin ticari kaygısını da anlamak gerekiyor biraz. Fakat film ileriye yönelik olarak güzel bir altyapı oluşturmuş aslında. Olurda devam


JAPON SİNEMASI DOSYASI filmleri gelirse, anlatılmasını istediğimiz felsefi içerik kendisine daha fazla yer bulabilir. Tabii bir de hikayeyi şu şekilde değerlendirmek lazım; Ghost in the Shell mangası ile birçok yenilik getirmiş bir yapım. Animesi ile de aynı şekilde anime dünyasının hatta film dünyasının yeni sözleri olmuş ve dönemi için birçok kişide aydınlatma yaşatabilecek bir içeriğe sahip. Ne var ki bu içeriği artık günümüzde de sıklıkla görmeye başladık. Artık bir çok yapımda varoluşumuzu derinlemesine sorguluyor, toplumu ve kişiliğimizi eleştiriyoruz. Westworld dizisi bunun günümüzdeki en başarılı örneklerinden birisi. Yani bu remake filmden yeni bir şeyler beklemek ya da beklentiyi yükseltmek aslında oldukça yanlış bir yaklaşım. Ne var ki ben bu kadar klişelere bezenmesini de beklemiyordum açıkçası. Yani efsanevi Ghost in the Shell’in kötü adamı “bir şirketin aç gözlü yöneticisi” gibi 5 yaşındaki bir çocuğun bile bulmakta zorlanmayacağı birisi olmasaydı keşke. Velhasıl film, görsel ve işitsel olarak izleyiciyi fazlasıyla tatmin ederken içerik konusunda animeyi izleyenleri yeterince kendisini sevdiremiyor ama izlemeyenlere oldukça rahat bir şekilde görselliğinin de yardımıyla sevdiriyor. Şahsım adına şunu söyleyebilirim ki, anime ile birebir giden her sahnesi, özellikle de finali filmin izlenmesi için yeter de artar bile. Anime serisini izlemeyen seyirciyi zaten memnun edecektir. O zaman şimdiden iyi seyirler.

JAPON SİNEMA DERGİSİ’Nİ okumAK ARTIK ÇOK KOLAY!

DERGİYİ OKUMAK İÇİN: issuu.com/japonsinemasi

#japonsİnemasİ

SOSYAL MEDYA’DA

BİZİ TAKİP EDİN! facebook.com/japonsinemasi twitter.com/japonsinemasi

DERGiMiZDE YAZAR OLMAK iSTER MiSiNiZ? Japon Sineması Platformun’un Aylık Sinema dergisinde ve müzik ekinde yazar olmak isteyenleri aramıza bekliyoruz. Basvurular: japonsinemasi@gmail.com

issuu.com/japonsinemasi prezi.com/user/osbburov0p10 plus.google.com/u/0/+JaponSinemas japonsinemasi@gmail.com www.japonsinemasi.com

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

13


JAPON SİNEMASI DOSYASI

JAPONYA’DA SİNEMANIN CANAVARCASI

kaıjular YAZAR: Ahmet Ziya Sekendiz

Kaiju Canavar filmlerinin ne olduğunu anlatmaya tek kelime yeter: Godzilla! Evet konu bitti, dağılabiliriz… Şaka bir yana gerçekten de Godzilla, Kaiju canavarlarının en ünlü üyesi olsa gerek. Japonya’da son filminin ardından cenaze töreni bile düzenlenen canavar çok seviliyor. Bunun neden böyle olduğunu belirtip konuyu Japon kültürüne bağlamak istiyorum. Böylece Japon kafasını anlayabiliriz belki. Amerika’da 1998 ve 2014 yıllarında olmak üzere iki tane Godzilla filmi çekildi. İlk Godzilla filmi, dış görünüşü de değişmiş tamamen Amerikanlaşmış, parçalamaktan başka bir şey bilmeyen bir canavardı. Film tam bir rezaletti. Fiyaskoydu. Unutul-

14

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

maya layıktı ve unutuldu gitti. 2014 yılında çevrilen ise bambaşkaydı. Godzilla yakıp yıktı ama sonra şehri de kurtardı! Film son derece başarılı bir yapım oldu. (Tabi bana göre. Çünkü IMDB puanı 6.4) Bu film, Japon kültürüne daha yakındı. Sanırım Japonlar’ın neden Godzilla için cenaze töreni düzenlediği anlaşılmıştır. Godzilla, insanlara yardım eder! Neyse konumuz Godzilla değil. Kaiju filmleri. Kaiju garip canavar demek. Özel efektlerin kullanıldığı film ve dizileri ifade eden tokusatsu’nun bir alt türü. Mecha dediğimiz robotlu filmler de tokusatsu kategorisine giriyor. Kaiju’nun en meşhur örnekleri Mothra, King Ghidorah, Mechagodzilla, Rodan, Gamera,


JAPON SİNEMASI DOSYASI navarlarının uyanışını nükleere bağlar. Bu şekilde Japonya üzerindeki korkuyu filme aktarmayı başarır. Japonya’ın en başarılı film serilerinden biri de doğmuş olur. Peki, 1954 yılında Godzilla nasıl oluşturuldu? Amerikalılar’ın aynı tarihlerde yaptıkları filmlerde canavarları stop motion tekniği ile hareket ettirdiklerini görüyoruz. Godzilla özel efekt yöneticisi Eiji Tsubaraya ise daha farklı bir teknik izler. Aslında olay basittir. Bir aktör özel kostümü giyer ve şehir dekorunu param parça eder! Kısa ve net! Yalnız kostüm biraz sert olduğu için (Yeşilçam canavarları gibi pelüşten yapılma değil. Plastik ya da lateks malzemeden yapılmış) aktörün kareketlerini kısıtlıyor ve yavaş hareket etmesine neden oluyordu. Film genellikle hızlandırılarak gösterilmekteydi. Bu tür kostümlü canlandırmalar neredeyse tüm kaiju filmlerinde kullanılmıştır. Aynı şekilde canavar kuklaları da kullanılmıştır. Gelelim bu türün en önemli örneklerine. Bu karakterlerin çeşitli filmlerde tekrar tekrar

Gyaos, Daimajin ve Gappa’dır. Bu türün en önemli özelliği, canavarlarının büyük şehirlere ve askeri üslere saldırmalardır. Kaiju canavarlarının, geleneksel Japon kültüründe bir karşılığı yok. Kökeni yine bir kaiju filmine, 1954 yapımı siyah beyaz Gojira’ya bağlı. (Yani bizim değimimizle Godzilla) Toho Stüdyolarında bir yapımcı olan Tomoyuki Tanaka, son projesi çıkmaza girince yeni bir proje geliştirmek ister. Amerika’da çekilen King Kong ve The Beast from 20,000 Fathoms filmlerini izler ve devasa yaratıklara hayran kalır. Böylece Godzilla serisi doğar. Yani bu dev canavarların çıkış noktası yine Amerika’dır! Aynı yıl, yine Amerikalıların yaptığı nükleer silah denemesinde ortaya çıkan atıklar yüzünden Daigo Fukuryū Maru adlı geminin çalışanları zehirlenir ve trajik bir şekilde hayatlarını kaybederler. Tomoyuki Tanaka, dev caWWW.JAPONSİNEMASİ.COM

15


JAPON SİNEMASI DOSYASI Daikaijū: Chikyū Saidai no Kessen) - 1964 King Ghidorah, üç başlı bir ejderha görünümündedir. Yönetmen Ishirō Honda ve özel efekt uzmanı Eiji Tsuburaya, bu filmde de bir araya gelirler. Filmde Godzilla da vardır. Godzilla serisinin beşinci filmidir. Godzilla vs. Mechagodzilla (Gojira Tai Mekagojira) 1974 Bu filmde Mechagodzilla ile tanışıyoruz. Bu defa yönetmen Jun Fukuda, özel efekt uzmanı ise Teruyoshi Nakano. Uzaylılar dünyayı işgal etmek ister. Godzilla da onlara karşı durur. Ancak uzaylılar metalden yapılma bir Godzillayı, godzillanın karşısına çıkaracakladır. Bu karakter daha sonra 1993 Godzilla vs. Mechagodzilla II ve 2002 yılında Godzilla Against Mechagodzilla filmlerinde de görünür. Rodan (Sora no Daikaijū Radon) – 1956 Yönetmen Ishirō Honda. Toho stüdyolarının ilk renkli Kaiju filmi. Stüdyonun ikinci canavar filmidir. Rodan, uçarken oluşturduğu rüzgar ile yıkım getiren bir paleontdur. Filmde değişik bir aşk hikayesi de vardır. Gamera: The Giant Monster (Daikaijū Gamera) 1965 karşımıza çıktığını da belirtelim. Yönetmeni Noriaki Yuasa’dır. Soğuk savaşın Godzilla: King of the Monsters (Gojira) 1954 en sert devam ettiği yıllarda, doğu ve batı Aslında Godzilla bir film serisi. Bugüne dek iki- arasında nükleer bir çatışma çıkar. Nükleer si Amerika’da olmak üzere 20 filmi çekildi. İlk patlama antik canavar Gamera’nın uyanmasıfilmin adı Godzilla: King of the Monsters’dır. na neden olur. Siyah beyazdır ve yönetmeni Ishiro Honda’dır. Nükleer testler sonucu denizde uyanan dev Gamera vs. Gyaos 1967 Godzilla, dehşet saçmaya başlar. Gemileri Filmin yönetmeni Noriaki Yuasa. Yarasaya batırır, adaları yerle bir eder. Ancak bununla benzeyen canavar Gyaos’un ilk göründüğü da yetinmez ve Tokyo’ya doğru yola çıkar. filmdir. Volkandan çıkan dev canavar, JaponMothra (Mosura)-1961 Ishirô Honda’nın yönettiği film yine Toho Stüdüyolarının yaptığı, özel efekt yönetmenliğini de Eiji Tsuburaya’nın üstlendiği bir yapımdır. Her şeyden önce söylememiz gereken, Mothra’nın dişi olduğu. Mothra dev bir larvadır ve bir adada yaşayanlar ona tapmaktadırlar. Larva başkalaşım geçirip dev bir güveye dönüşür ve yumurtasını çalanlara dehşet saçmaya başlar. Ghidorah, the Three-Headed Monster (San

16

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

ya’ya dehşet saçmak istemektedir. Onu durduracak tek şey ise Gamera’dır. Daimajin 1966 Filmi Kimiyoshi Yasuda yönetmiştir. Dev bir taş heykel küçük bir kasabanın sakinlerini bir diktatörün yağmalamalarından korumak için canlanır. Gappa: The Triphibian Monster (Daikyojū Gappa) 1967 Yönetmenliğini Haruyasu Noguchi’nin yaptığı filmde teknolojinin dokunmadığı bir adada bir


JAPON SİNEMASI DOSYASI

tehlike yatmaktadır. Açgözlü bir girişimci bir grup bilim adamını adaya gönderir. Amacı adayı dünyanın en büyük eğlence parkı yapmaktır. Bilim adamları buldukları bir bebek dinozoru beraberlerinde Tokyo’ya götürürler

ve dehşet başlar. Yazıya başlarken kaiju’nun, özel efektlerin kullanıldığı tokusatsu’nun bir alt türü olduğunu söylemiştik. Dev robotlar da tokusatsu kategorisinde. Dev robotlar ve kaiju canavarlarının birleştiği filmler bence oldukça büyüleyici olabiliyorlar. Bu nedenle her ne kadar Amerika Birleşik Devletleri yapımı olsa da Pasific Rim adlı filmden bahsetmeden edemedim. Film, tüm sıradışılığı ile tam da canavar + robot ihtiyacımızı karşılamış oldu. Japon izleyicisi dev robot (mecha) ve cananar (kaiju) türü film, hatta TV dizilerine uzun yıllardır alışık olsa da batılı izleyici için bunlar pek alışılmış şeyler değil. Açıkça söylemek gerekirse batılılar gurubuna ülkemiz insanını da katıyorum. Her ne kadar Asya kökenli olup kendimizi Japonya başta olmak üzere Asya milletlerine yakın görsek de kültürlerini anlamak bizim için güç olabiliyor. Bizzat tecrübe ile sabittir. Ben kendi adıma, Pasific Rim’in ikincisini ya da bir benzerini heyecanla bekliyorum. Sırası gelmişken söyleyeyim: Atlantic Rim isimli bir film var. Bu film, Pasific Rim’in devamı değil. Sadece benzer isimle çekilmiş düşük bütçeli bir film. Eskilerin B filmlerini bilirsiniz. Bu da B film benzeri ve mockbuster denilen bir dizi filmden biri. Eğer mockbuster meraklısı değilseniz tavsiye etmiyorum. Sözün özü: Kaiju filmleri es geçmemek ve imkan buldukça izlemek gerek. Bu, sadece film teknolojisinin ulaştığı noktayı görmek adına bile güzel bir yolculuk olabilir. WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

17


JAPON SİNEMASI DOSYASI

BU YÖNETMENE DİKKAT!

YASHİURA YASUHİRO YAZAR: Hafize Mutlu

Anime dünyasının çok önemli yazar-yönetmenleri var. Stüdyo Ghibli yönetmenleri olan Miyazaki ve Takahata başlı başına birer tarih iken bunlara Oshii Mamoru ve Katsuhiro Otomo gibi isimleri de ekleyince animeye yeni bakış açıları getirmiş bir çok yönetmene sahip olduğumuzu anlıyoruz. Fakat bu efsane yönetmenlerin izinden giden, anime dünyasına yenilikler katan yönetmenler de yok değil. Paprika, Perfect Blue gibi izleyicisinin dünyasını farklılaştıran filmleri olan Satoshi Kon bu yönetmenlere güzel örnek olsa da onu da kanserden kaybetmemiş olmamız maalesef eski işleriyle yetinmek zorunda olduğumuz anlamına geliyor.

Öte yandan bir isim var ki işe kısa filmlerle başlamış ve kendisini şimdiden ispat etmiş. Evet Yoshiura Yasuhiro’dan bahsediyorum. 3 Nisan 1980 doğumlu olan Yoshiura Yasuhiro başarılı bir yönetmen olmasının yanı sıra iyi bir senarist ve hikaye yazarı aslında. Zaten kısa filmleri ve uzun metrajlı filmlerinin çoğunun orijinal yaratıcısı ve senaristi de kendisi. Yoshiura Yasuhiro’nun bir çok kısa filmi var ama ben burada dikkat çeken işlerinden bahsetmek istiyorum. 2002 yılında Mizu no Kotobaya’nın yönetmeni olan Yashiura Yasuhiro asıl dikkatleri 2005 yılında yazıp yönettiği Pale Cocoon filmi ile çekti. Pale Cocoon, Studio Rikka’nın ilk uzun metrajlı animesi olsa da aslında bir kısa filmdir ve OVA olarak

18

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

yayınlanmıştır. Bilim kurgu ve dram türünde olan anime bir post-apokaliptik yapım olmasıyla dikkat çekmiştir. Yoshiura Yasuhiro’nun kendi düşüncelerini ve fikirlerini ilk kez bu kadar açık ve dikkat çekecek bir şekilde anlattığı film olan Pale Cocoon teknoloji üzerine de ilginç söylemleri olan bir kısa film. 2008-2009 yılları arasında ise 15’er dakikalık 6 bölüm halinde halinde yayınlanan Eve no Jikan Yoshiura Yasuhiro’nun yazarlığını ve yönetmenliğini yaptığı yine Studio Rikka’dan çıkmış bir bilimkurgu, slice of life ve dram animesidir. Robotlar ve insanlar arasındaki etik ilişkiye odaklanan anime Yoshiura Yasuhiro’nun tam anlamıyla “bu sektörde ben de varım” dediği bir yapım olmuştur bana göre. Alt metinlerinden robotların var oluşsal sıkıntıları olan anime duygusal ve eğlenceli yapısıyla da dikkat çekmişti. Kısa bölümlerinde sevimli, bazen de duygusal hikayecikleri olan Eve no Jikan aslında Asimov’un robot hikayelerine bir güzelleme niteliğinde de düşünülebilir. 2010 ve


JAPON SİNEMASI DOSYASI 2012 yılları asında yayınlanan hikayesini Yoshiura Yasuhiro’nun yazdığı çizimlerini de Yuuki Oota’nın yaptığı bir de mangası olan Eve no Jikan kısaca robotlar ve onların sahipleri arasındaki ilişkiye odaklanıyor diyebiliriz. Yine de arka planda anlatılmaya çalışılan hikayenin insan robot ilişkisinin çok daha ciddi olduğunu da belirtmeliyim. Eve no Jikan ile kendisini ispatlayan Yoshiura Yasuhiro, 2013 yılında yazıp yönettiği ve orijinal yaratıcısı olduğu Sakasama no Patema ile daha önceki yapımlarında potansiyelinin daha yarısını bile görmediğimizi hissettirdi bana. Zira Sakasama no Patema görünenin arkasında hiç de öyle olmadığını gerçeğin her zaman çok gizli olduğunu ve merak duygusunu had safhada hissettiren bir film. Farklılıklardan doğan ortak noktaları anlatmaya çalışırken diğer yandan düzene ve düzenin olası hatalarına parmak basan Sakasama no Patema, Yosuhiro’nun da en farlı işlerinden birisi. Yerçekimindeki farklılıktan kaynaklanarak oluşmuş iki farklı dünyada yaşayan bir kız ve bir erkek çocuğunun olayları anlama ve anlamlandırma hikayesinini izlediğimiz filmde Yoshiura Yasuhiro’nun farklı düşünce yapısı da hemen hissediliyor. Zira Sakasama no Patema sadece farklılıklara değil, bunlardan kaynaklanan zorluklara karşı koymak ile ilgili de güzel şeyler söylüyor. Yoshiura Yasuhiro’nun şimdiye kadar en dikkat çeken uzun metrajlı filmi olan Sakasa-

ma no Patema, hikayesinin öncesini anlatan bir de OVA’ya sahip. Sakasama no Patema filminden sonra Yoshiura Yasuhiro daha ne yapabilir diye düşünürken 2014’te Harmonie isimli kısa filmini izliyoruz. İzleyen hemen herkesde farklı duygular ve farklı çıkarımlar oluşturacağına inandığım bu kısa film öyle bir yerde bitiyor ki “keşke devamı gelse” diyorsunuz. Gerçi Yoshiura Yasuhiro’nun bir çok kısa filmi bu şekilde bitiyor ama Harmonie gerçeğin ve rüyanın öyle bir karışımı olmuş ki, bu düşünce yapısını bir saat daha izlemek isterdim ben açıkçası. Filmlerini izlemeyenin bu farklı düşünce yapısını anlayamayacağı bir yazar yönetmen olan Yoshiura Yasuhiro ve işlerinden bahsetmeye çalıştım kısaca. Herkeste aynı etkiyi bırakmasa da izleyen herkesin farklı bir yere koyacağını düşündüğüm bu yapımların hepsi tavsiyemdir aynı zamanda. WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

19


ANİME-MANGA DOSYASI

.

TAKESHI OBATA 小畑 健 DEATH NOTE’DAN BAKUMAN’A BİR SERÜVEN

YAZAR: Birsen Albayrak

“Shinigami çizmem uygun mu? Bunu yaptığım için lanetlenmem değil mi? Bu mangayı korkuyla ve titreyerek çizdim.” Takeshi Obata, 11 Şubat 1696 Niigata doğumlu ve Death Note ile iyi tanınan bir manga sanatçısı. Takeshi Obata genellikle yazar ile birlikte işbirliği halinde çalışıyor. Obata aynı zamanda Yuusuke Murata (Eyeshield 21), Kentaro Yabuki (Black Cat) ve Nobuhiro Watsuki (Rurouini Kenshin) gibi isimlere ve birçok mangakaya akıl hocalığı yapmıştır. Obata, ilk kez 1985 yılında one shot mangası 500 Konen no Kaiwa ile Tezuka Ödülleri’ni kazandığında farkedilmişti.Sonrasında Weekly Shōnen Jump’a katılan Obata, 1989’da ilk ana

20

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


ANİME-MANGA DOSYASI serisi Cyborg Jii-chan G’ye başlamadan önce Makoto Niwano’ya akıl hocalığı yapmıştır. Yıllar boyu bir hit yakayana kadar zorluklar yaşana Obata, diğer yazarlar ve hikayelerinde işbirliği yapmaya başlamıştır. Beraberinde Yumi Hotta ile bir takım olduğunda 1998’de Hikaru no Go serisine başladı. Obata’nın en çok bilinen eserlerinden olan Hikaru no Go ile 2000 yılında Shogakukan Manga Ödülü’nü ve bir diğeri Death Note ile 2003 yılında Tezuka Osamu Kültürel Ödülü’nü kazanmıştır. Diğer shonen mangakaları arasında nadir görülen bir stile sahip olan Obata, sadece çizimlerindeki detaylarla değil, moda tutkusuyla da öne çıkıyor; çizdiği karakterler stil sahibi giyimde ve trend kıyafetleri giyiyor oluyor. Şüphesiz bir çoğumuzun Death Note serisi ile hayatına dahil olan Takeshi Obata, tüm dünyayı bu seriyle büyülemiştir. Bu eserinden sonraki çalışması Bakuman ile de başarısını taçlandırmıştır. 46 yaşındaki sanatçının bu zamana kadar yayımlanmış ve onu hafızalarımıza kazıyan eserleri: Cyborg Jii-chan G, Death Note, Bakuman, Hikaru no Go, All You Need Is Kill, Karakurizoshi Ayatsuri Sakon, Blue Dragon Ral Grad, Rikito Densetsu -Oni wo Tsugu Mono, Hajime, Hello Baby, Uro-oboe Ouroboros , Castlevania Judgement, Platinum End, Rakko 11-gou. Ayrıca Aoi Bungaku serisinin 1-4 ve 7-8 sayılı bölümlerinin de tasarımları da Takeshi Obata’ya aittir.

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

21


ANİME-MANGA DOSYASI

22

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


RED LINE

ANİME-MANGA DOSYASI

GEZEGENLER ARASI EVRENSEL BİR YARIŞ 2009 yılında izlediğimiz bir film olan Redline The Animatrix’de yönetmenlik yapmış bir isim olan Koike Takeshi’nin işi. Yazar koltuğunu ise Bishoujo Senshi Sailor Moon S serisinden tanıdığımız Enokido Youji ve Ghost in the Shell: Stand Alone Complex serisinin bir çok bölümünde yazarlık yapmış olan Sakurai Yoshiki paylaşıyor. Madhouse stüdyosunun işi olan anime farklı çizim tekniği ile de dikkat çekmişti. Canlı renkleri ve standardın dışında çizim formları ile yüz binden fazla orijinal çizimden oluşmuş olan animenin yapımı da yedi yıldan fazla sürmüştür. Hal böyle olunda izleyicide beklenti yükseliyor elbette. Ne var ki anime bu beklentiyi karşılamak anlamında kotasını rahatlıkla dolduruyor. O zaman kısaca konusuna bakalım; Araba yarışlarının uzayda yapıldığını düşünün... Ama bu yarışı 5 yılda bir yapıldığını ve her şeyin serbest olduğunu... İşte tam da böyle bir ortamı var Redline’nın. Bilim-kurgu ve cyberpunk öğeleri barındırırken diğer yandan da aksiyonu had safhada tutuyor. Öyle ki yarış sahnelerinde tabiri caizse hop oturup hop kalkıyorsunuz. Öte yandan Redline konu olarak çok karmaşık değil, karakterleri anlamak ve çözmek kolay. Final hakkında da fikir yürütebiliyorsunuz. Yani senaryoya baktığınızda çok da tatmin olmayabilirsiniz. Ne var ki yan karakterlerdeki başarısı hikayesinin arasına sıkıştırdığı politik öğeleri ve elbette klasik ama başarılı karakterleri ile bu eksiğini çok güzel kapatıyor.

YAZAR: Hafize Mutlu

nin nefesi de bir dakika sabit kalmıyor, tansiyon genellikle yüksek ilerliyor. Kahramanlarımıza derinden baktığımızda ise; Jp ve Frisbee karakterlerinin birbirlerine bağlılıkları hayranlık uyandıracak türden. Ara ara flashbacklerde gördüğümüz geçmişden sahneler ise bu dostluğun temellerini net bir şekilde anlatıyor. Sırf bu ikilinin geçmişini izleyebileceğim bir spinoff olmasını isterdim açıkçası. Jp yakışıklı ve karizmatik bir karakter. Animedeki bir çok farklı türdeki canlının aksine “ben burdayım” diyor ve ilgiyi ilk dakikadan itibaren üzerine çekiyor. Animenin kadın karakteri ise başlarda kendisini belli etmese de onun da geçmişten sahneleri ile “ciddiyetini” anlıyoruz. Sonoshee güçlü kadın karakterlere güzel bir örnek oluşturuyor. Araba yarışı temalı filmleri sevenlerin kesinlikle ilgisini çekecek olan bu film ilginç çizimleri, farklı tasarımları ve karakterlerindeki dikat çekiciliği ile türleri arasında bir adım öne çıkıyor aslında. Velhasıl izleyiniz efendim. Oldukça heyecanlı ve eğlenceli dakikalar sizi bekliyor.

5 yılda bir yapılan Redline’a katılmak için, 5 yıl içerisinde yapılan yellowline, blueline gibi yarışlardan birinci olarak çıkmak gerekiyor. Jp’nin hikayesine ise yellowline yarışında dahil oluyoruz. Yakın arkadaşı Frisbee ile katıldığı yarıştan bir şekilde (spoiler vermek istemiyorum) Redline’a katılma bileti kazanıyor Jp. Fakat yarışmanın yapılacağı gezegen siyasi olarak riskli bir bölge. İşin politik çıkmazı da burada başlıyor. Demir yumruk yönetimi, askerler ve araba yarışı derken ortaya savaş ve yarış karışımı bir anime çıkıyor. Doğal olarak izleyiciWWW.JAPONSİNEMASİ.COM

23


ANİME-MANGA DOSYASI

COWBOY BEBOP

YAZAR: Olca Karasoy “Çatışmanın ilk kuralı nedir? Onlar mist, Elfen Lied, Berserk ve Cowboy Bebop gibi seriler gelir. Bunlar kült serilerdir ve en azından seni vurmadan sen onları vur!” bir tanesinin yeri birçok insan için ayrıdır. Ki“Anime” kelimesini telaffuz ettiğinizde anime mine göre Death Note daha iyidir kimisine göre ile ilgili olmayanların aklına Pokemon, Yu-Gi- Cowboy Bebop. Lakin herkesin hemfikir olduğu Oh, Beyblade kimi seriler gelir. Bunlar artık konu ise “anime” serilerinin liderleri olmalarıdır. globalleşmiş herkesçe bilinen serilerdir. Hani olur ya futbol takımı sorarsınız Fenerbahçe – Bir yönetmen düşünün. Tıpkı Quentin TaranGalatasaray derler ama kim daha iyi, kaçıncı tino gibi birkaç yılda bir sadece tek bir film sırada bilmezler. Anime ile ilgili olan kesimin çeken. Shinichiro Watanabe de işte böyle bir aklına ise daima Death Note, Fullmetal Alche- yönetmen. Anime evreninin Tarantino’su diye-

24

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


ANİME-MANGA DOSYASI bileceğim Watanabe, şu ana kadar sadece beş anime serisinin yönetmenliğini üstlendi. Elbette yönetmenliğe gelene kadar çeşitli görevlerde bulundu ama bir “yönetmen” olarak ilk deneyimi Cowboy Bebop (1998) serisidir. Daha sonra sırayla Samurai Champloo (2004), Sakamichi no Apollon (2012), Space Dandys (2014, Shingo Natsume ile beraber) ve Zankyou no Terror (2014) serilerinin yönetmenliğini yapmıştır. Kendine has tarzının izlerini daima anime serilerinde görmek mümkündür. Öncelikle Watanabe, müziklere çok fazla önem vermektedir. Bunun dışında serilerinin dram yönü ve insan ilişkileri mükemmele yakındır. Cowboy Bebop ile uzay ve vahşi batıyı sentezlemesi, Samurai Champloo ile samuray ve rap müziğini birleştirmesi gibi etmenler göze çarpmaktadır. Cowboy Bebop’ta hikayeye geçmeden daha öncesinde olanlara da değinmemiz lazım. 2021 yılında artık yıldızlararası yolculuk “Atlama Ağları” denilen teknoloji sayesinde mümkün hale gelmiştir. Fakat ayda bulunan ağlardan birisi arıza verir ve infilak eder. Aydan kopan

büyük bir parça ise doğrudan dünyanın yolunu tutar. Ay parçası atmosfere girdiğinde parçalanır ve yüzlerce meteor parçası olarak dünyaya düşer. Dünyanın büyük bir oranı yaşanamaz hale gelir ve hayatta kalan insanlar ya meteor düşmeyen az sayıdaki yerlere göç eder ya da dünyayı geride bırakarak kendisine yeni bir ev arar. Birçoğu Mars, Jupiter ve Venüs’te bulunan insan kolonilerinin yolunu tutar.

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

25


ANİME-MANGA DOSYASI ortak özelliği vardır ki; ekrana kilitleyicidirler. Tempo asla düşmemekte ve olayların anlatılışı şahanedir. Bilakis dövüş sahneleri birçok animeye ilham olmuştur. Naruto’nun Spike Spiegel’in dövüşünü birebir kopyaladığı videoyu birçoğunuz görmüştür:) Görsel olarak anime günümüz serileri kadar detaylı ve çözünürlüğü yüksek değil. Lakin çok daha önemli bir şeye sahip: Ruha. Elle çizilen görseller her zaman serilere ayrı bir hava katmıştır ve Bebop yüksek çözünürlük sunmasa da sımsıcak bir atmosfer sunarak uzay – vahşi batı temasını başarılı bir şekilde yansıtıyor. 2005 yılında serinin “remastered” yani yenilenmiş DVD versiyonu piyasaya sürüldü. Her ne kadar görsellere cila çekildiyse de benim olumsuz bulduğum birçok değişiklik de gerçekleştirilmiş. Birçok yerde ses efektleri değiştirilmiş, bazı şarkılar değişmiş ve bazı bölümlerde bazı sahneler kesik yemiş. 2014 yılında da remastered sürümü elden geçirilerek Blu-ray sürümü piyasaya sürüldü. Hikâye elli sene sonra, 2071 yılında başlıyor. Galakside artın suç oranının önüne geçmek için ISSP (Inter Solar System Police / Güneş Sistemleri Arası Polis Gücü) “kelle avcılığını” legal hale getirir. Dolayısıyla suçluların peşine düşen ödül avcıları türer ve Cowboys lakabını alan bu avcılar, para karşılığında suçluları polise teslim etmeye başlar. Geçmişi hakkında konuşmayı pek sevmeyen Spike Spiegel ve eski polis dedektifi ortağı Jet Black, Bebop adındaki uzay gemileri ile kelle avcılığı yaparlar. Hırsızlar, katiller ve daha niceleri Bebop ekibinin hedefi olmuştur ve Spike ile Black işinin ehli kişilerdir. İlerleyen bölümlerde ekibe katılacak olan afet-i devran Faye Valentine, bilgisayar becerileri ile şapka çıkartan Ed ve sevimli köpek Ein ile Bebop ekibi genişler ve yeni maceralara atılırlar. Yirmi altı bölüm boyunca da ekibin maceraları ve Spike’ın geçmişi gözler önüne serilir. Cowboy Bebop’un takip ettiği bir ana hikayesi yok. Her bölüm veya bölümlerde farklı olaylar ve Bebop ekibinin başına gelenler ekrana yansıtılır. Kimisi hızlı, kimisi dramatik, kimisi ise komiktir. Hepsinin bir

26

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

Watanabe’nin müziklere çok önem verdiğini daha önce belirtmiştim. Cowboy Bebop vahşi batı havasına rağmen müzikleri buram buram “caz” kokuyor. Herkes tarafından övgü ile bahsedilen müzikleri günümüzde en iyi anime müzikleri arasında görülmektedir. Animenin açılış parçası “Tank” Animage Ödül Töreni’nde töreninde üçüncü en iyi açılış parçası ödülünü almıştır. Müziklerden sorumlu isim olan Yoko Kanno’un besteleri ile seriye katkısı tartışılmaz. Japonya’nın 1972 yılından beri faaliyet gösteren ve en büyük, en köklü stüdyolarından birisi olan Sunrise hakkında ise sanırsam bahsetmeye gerek yok. Önemli projelerini ve anime dünyasına katkılarını saymaya başlarsak işin içinden çıkamayız. Serinin bir de Cowboy Bebop: Knockin` on Heaven`s Door adı altında 115 dakikalık 2001 yapımı bir filmi bulunuyor. Zaman aralığı olarak ise 22. ve 23. Bölümler arasında geçiyor. Benim söyleyeceklerim bu kadar. Cowboy Bebop anime tarihinin en iyilerinden ve her anime izleyicisinin muhakkak izlemesi gereken bir yapım olduğunu düşünüyorum.


çok yakında kİtabevlerİnde!

Japon Yayınları’nda çıkacak olan “Tezuka’dan Miyazaki’ye Anime ve Manga” kitabımız için takipte kalın!

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

27


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

28

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

. KÜLTÜR KÖPRÜLERI TÜRKİYE’DEKİ JAPON. KÜLTÜR KURULUŞLARI

YAZAR: Selin Doygun Yıldız

Uzakdoğu’ya olan ilgi ve sevgi beraberinde bazı adımlar atma gerekliliğini getirmiştir. Bunun için Türkiye’de çeşitli kuruluşlar/kişiler harekete geçmiş ve Japonya – Türkiye arasında bir bağ oluşturduğuna inandığımız kültür merkezlerini oluşturmuşlardır. Gelin hepbirlikte bu kuruluşları tanıyalım. Türk- Japon Vakfı (TJV): 1992 yılında dönemin başbakanı Süleyman Demirel’in Japonya ziyareti sonrası talimatıyla Cafer Tayyar Sadıklar tarafından kurulmuştur. Türk – Japon Vakfı Kültür Merkezi üç blok ve bir de çay bahçesinden oluşmaktadır. Eğer Ankara’ da yaşıyorsanız ve Japon kültürüne ilgi duyuyorsanız kültür merkezindeki Japonca Dil Kursu, Origami Kursu, Japonca Konuşma Kulübü gibi etkinliklerden faydalanabilirsiniz. İlla ki Japonya olmasına gerek yok diyorsanız yine TJV çatısı altındaki Türk Sanat Müziği Korosu’na kayıt olabilir veya TJV içindeki salonlardan yararlanabilirsiniz. Ayrıca Japonca kitap bulmakta zorlanıyorsanız TJV kütüphanesine üye olarak o zengin kütüphaneden ödünç kitap alabilir, ya da kütüphane içerisinde ders çalışabilirsiniz. Ayrıca Türk Japon Vakfı Kültür Merkezi içerisinde; Türk Japon Kadınları Dostluk ve Kültür Derneği, Türk Japon Kültürünü Araştırma ve Dayanışma Derneği, JICA ve Türk Japon Üniversiteliler Derneği’ne ulaşabilirsiniz. Website: http://www.tjv.org.tr/ Adres:Ferit Recai Ertuğrul Caddesi No: 2 Or-An Şehri - Ankara Tel:-+90 312 491 17 48 - 49 Japonya İzmir Kültürlerarası Dostluk Derneği (JIKAD): 2010 yılı Mart ayında İzmir’de kurulan JIKAD, 2010 yılının Türkiye’de Japonya yılı olması sebebiyle, çeşitli etkinliklerle ismini duyurmuştur. Ağırlıklı olarak Japonya’da eğitim almış veya Türkiye’de Japonca eğitim almış kişilerden oluşmuştur. Amaçlarını şu şekilde açıklıyor JIKAD: “Japonya ile İzmir arasında sosyal, kültürel, teknik, ticari, ekonomik ve benzeri alanlarda dostluk kurup, işbirliğini geliştirmek.” Dernekteki etkinlikler de Origami kulübü, JIKAD Go kulübü, Japonca dersler şeklindedir. Website: http://jikad.org.tr/2012/ Adres: Cumhuriyet Bulvarı no:54 Büyük Kardıcalı İşhanı Kat:2 Daire: 225 Konak/İzmir Japon Kültür ve Enformasyon Merkezi: 1994 yılında Taksim’de ufak bir odada başlayan hikaye

sonrasında 1999 yılında kendi binasına taşınmasıyla merkez haline gelmiştir. İçerisinde bir kütüphanesi vardır ki dillere destan. 10.000 ciltten fazla kitabı barındıran kütüphaneden sizler de kitap isteğinde bulunabilirsiniz. Ayrıca Japonca veya Japonya’ya en ufak bir ilginiz varsa Japonca, Kanji, Kaiwa(Konuşma) gibi kurslardan yararlanabilirsiniz. Belki de en çok ilginizi çekecek olan “Cafe Bunka” dan bahsedelim son olarak. Japon Külür ve Enformasyon Merkezi’ne bağlı Taksim’de bulunan bu cafede Japon çaylarından içip, Japon mutfağına bir yolculuk yapabilirsiniz. Ayrıca Japonya’nın meşhur içeceği “Sake”nin de tadına bakabilirsiniz. Website: http://www.japonkultur.com/ Adres: İstiklal Cad. Ana Çeşme Sok. No:3 Beyoğlu – İstanbul Tel: 0212 293 32 49 Türk Japon Kadınları Dostluk ve Kültür Derneği: 1969 yılında Ankara’da kurulan bu derneğin İstanbul’da da şubesi bulunmaktadır. İki ülke arasında kurulan ilk dostluk derneklerinden biridir. Derneğin kuruluş amacı Türkiye’li kadınlar ve Japon kadınlar arasında kültürel ve sosyal ilişkilerden yararlanarak dayanışmayı ve yakınlaşmayı sağlamaktır. Bu dernek amacı doğrultusunda sosyal yardımlar yapar, burslar verir, kültürel ve sosyal çalışmalarda bulunur. Aynı zamanda konferanslar verir. Eğer siz de bu dernek ile iletişime geçmek isterseniz adresi aşağıda. Website: http://turkjaponkd.com/ Adres: Uğur Mumcu Cad. 97/3 G.O.P Ankara Tel: 0312 446 70 72 Türk Japon İşadamları Derneği: Türk-Japon İşadamları Derneği olarak da bilinen TUJIAD (Japon İşadamları ile Kültürel ve Ekonomik İşbirliği Derneği) 2014 yılında Istanbul’da kuruldu. TUJIAD; Türk ve Japon işadamları arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkileri geliştirmek ve gelişen ikili ilişkiler doğrultusunda ülkeler arasındaki ticari ve kültürel etkinliğin artmasını sağlayacak faaliyetlerde bulunmak için kurulmuştur. Eğer siz de TUJIAD ile iletişime geçmek isterseniz adresi aşağıda. Website: http://www.tujiad.org/index.html Adres: Göztepe Mah. Göksu Evleri Sitesi Rahmet Sok. No:15 B86B Villa Kavacık/Beykoz-İST Tel:0216 465 2735 WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

29


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

JAPONYA’NIN GURME ŞEHRİ

OSAKA’YA YOLCULUK B YAZAR: Bensu Cangüler

ugüne kadar birlikte Tokyo’nun sokaklarını, parklarını bahçelerini geze geze bitiremedik ama artık Japonya’nın daha farklı yönlerine odaklanma zamanımız geldi. Bu sefer yönümüzü Tokyo kadar canlı ama bir o kadar da mülayim şehir Osaka’ya çeviriyoruz. Japonya’nın gurme şehri Osaka da neleri gezebiliriz, neler yapabiliriz gelin yine birlikte turlayalım. Osaka, Japonya’nın Tokyo’dan sonraki en büyük ikinci metropol şehridir. Kansai bölgesinde yer alan Osaka yüzyıllar içinde önemli bir ekonomik güce sahip olmuştur.

MİNAMİ (NAMBA)

Geleneksel yapısına daha bir sıkı sıkıya sarılan bu şehirde, İnsanların samimi oluşundan mıdır Osaka’ya geleneksel olarak “Milletin Mutfağı”, yoksa yemeğe aşırı düşkün olmalarından mıdır (tenka no daidokoro) veya Japonya’nın lezzet bilinmez ama her türlü tavrıyla Osaka size kendibaşkenti gözüyle bakılmaktadır. Ama Osaka nizi evinizde gibi hissetmemeniz için hiçbir neden size yiyecek kültürü ve tarihinden çok daha fazla bırakmamakta çok kararlıdır. Osaka’yı bu kadar şey vaat eder. Tokyo’nun modern başkent ha- farklı yapan şeylerin başında bir deltanın üzerine vasının tam tersine Osaka’da samimi bir ma- kurulması faktörünü söyleyebiliriz aslında. Su halle hissini yakalamanız çok uzun sürmez. şehri olarak da anılan Osaka’da yürüdüğünüz

30

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

SHİNTENNOJİ TAPINAĞI

her yolun sonu nehirlere çıkarsa çok şaşırmayın. Osaka’ya gelmenin en güzel zamanı olarak kiraz çiçeği bayramları için Nisan- mayıs ve sonbahar sakinliğini yaşamak için ise Eylül- Ekim aylarını söyleyebiliriz.

Osaka’da nereleri gezelim, görelim?

Minami (Namba): Namba istasyonunun çevresinde konumlanan Minami Osaka’nın iki büyük şehir merkezinden biridir. Bu şehir merkezleri Osaka’nın eğlence ve alışveriş yaşamının kalbini tutan yerlerindendir. Minami de sayısız restoranı ve alışveriş alanlarının arasından seçim yapmakta zorlanabilirsiniz. Umeda (The Kita) bilinen adıyla Umeda, Minami ile birlikte Osaka’nın iki büyük şehir merkezini oluşturur. Umeda çevresinde geniş bir ulaşım ağına sahiptir. Kuzey Kita bölgesinden güneyde bulunan Namba’ya kadar uzun bir ulaşım ağını oluştırur. Burada da alışveriş merkezlerini mağazaların sıralandığı caddeleri ve elektronik eşyaları bulabilirsiniz.

Toyotomi yönetimi altındaki Japonya’nın yeni Japonya’nın merkezi haline getirmeye çalışmıştır. Osaka kalesi 16. Yüzyıl Japonyasının en büyük kalelerinden biri olmuştur. Osaka kalesini tarihi ile birlikte gezdiysek eğer şimdi sırada Osaka kalesi parkı var. Tamamı yeşil alanla çevrelenmiş, içerisinde spor tesisleri, çok amaçlı bir salon ve Japonya’nın önemli asker ve devlet adamlarından Toyotomi Hideyoshi’ye ithaf edilen bir türbe bulunduran park yaklaşık 2 km lik bir alana yayılmıştır. Ayrıca park Osaka’nın ilkbahar kiraz çiçeği sezonunda en çok ziyaret edilen Hanami yerlerinden biridir. Shitennoji Tapınağı: Shitennoji Japonya’nın en eski ve ilk inşa edilen tapınağıdır. 593 yılında Prince Shotoku tarafından bulunmuştur. Shotoku aynı zamanda Budizmi destekleyen ve yayılmasını sağlayan kişidir. Tapınağın 6. Yüzyıl dokusunun korunması amacıyla her zaman dikkatli bir şekilde restorasyonu yapılmıştır. Shitennoji tapınağının dışını gezmek için herhangi bir izne ihtiyacınız yoktur. Ancak iç bölge ve Gokuraku-jodo bahçesine girmek için izin almanız gerekmektedir.

DOTONBORİ

Dotonbori: Osaka’nın en popüler turist noktalarından biri olan bu cadde osaka’nın adeta kalbidir diyebiliriz. Namba bölgesinin bir parçası olan cadde aynı zamanda Dotonbori kanalına paralel uzanmasıyla da ünlüdür. Şehrin en ünlü eğlencelerini bulabileceğiniz bu hareketli cadde üzerinde Osaka’nın en güzel yemeklerini de denemeyi defterinizin bir köşesine not almalısınız. Osaka Kalesi: 1583 yılında eski Ishiyama Honganji tapınağında inşa edilmeye başlanan Osaka kalesi bu tarihten 13 yıl sonra Oda Nobunaga tarafından yıkılmıştır. Toyotomi Hideyoshi Kaleyi

OSAKA KALESİ

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

31


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

JAPON sokaklarının asİ sesİ

cosplay modası

Japonya başta olmak üzere tüm dünyada yükselen popüler kültür ve moda trendi, Türkçe anlamıyla bir çeşit kostüm oyunu olan cosplay, gençlerin anime- manga- çizgi roman ya da aklınıza gelebilecek herhangi bir karaktere bürünmesine verilen isimdir. Japonların sevdikleri herhangi bir şeye nasıl bağlandıklarını ‘’otaku’’ yani fanlığın üst modelinin yaşam biçimi haline gelmeleri onların sevdikleri karakterleri gerçekten yaşamak istemeleri çeşitli etkinliklerin ortaya çıkması ile sonuçlanıyor. Cosplayi de bir otaku dünyası ürünü olarak görebiliriz. Artık izlemeye, okumaya, oynamaya doyamayan Japonlar sevdikleri karakterlere bir şekilde şükranlarını (!) ve sevgilerini belirtmek için onların görünümüne girerek gerçek hayatta da yaşatıyorlar

32

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

YAZAR: Bensu Cangüler Cosplay günümüzde profesyonel olarak bir meslek halini de almış durumda. Cosplay’i kendilerine meslek edinen kişilere cosplayer deniyor. Bir meslek dalı olarak cosplay oldukça masraflı , emek ve ayrıntı isteyen bir hal alabiliyor. Resmi cosplay yarışmaları için hazırlanan cosplayerların kostümlerinin orijinal ve elle yapılmış olması gerektiğinden, yarışmacılar, kostümlerini kendil-


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI eri dikerek gerek karakterin görünüşü gerekse makyajı hakkında geniş bir araştırmaya giriyorlar. Olmak istedikleri karaktere dönüşümlerini tamamladıklarında ise bölgesel ve ulusal olarak düzenlenen yarışmalara katılıp kostümlerinin başarı oranını değerlendirtmek için gerçek bir mücadeleye girişiyorlar. Sonuç, eğer kostümünüz beğenilir yaptığınız işler de sosyal medyada olağanın üstü bir tıklama alırsa artık siz de gelişmekte olan bir cosplayersınız demektir. Dünya cosplay dünya zirvesi (WCS) her yıl Japonya’nın Nagoya şehrinde bir çok ülkenin katılımıyla cosplay yarışması düzenliyor. Her yıl bir önceki yıldan daha çok ülkenin katılım gösterdiği yarışma 2003 yılından beri gittikçe büyüyor. Bu etkinlik farklı ülkelerden gelen ve aynı şeyi seven insanlara, Japon gençlik kültürünü teşvik etmek için de düzenleniyor. Etkinlik her sene rengarenk ve birbirinden ilginç kostümlerini sergilemek için gelen cosplayerlarla dolup taşıyor. Cosplay zirvesi, Nagoya dan sonra diğer günlerde Tokyo ve Osaka’ya da yayılarak devam ediyor. Cosplay Japonya’da o kadar yükseliyor ki düzenlenen yarışmalardan, festivallerden de öteye parklara, caddelere taşınıyor. Japonya’da yeni ve – artık herkes için sıradanlaşan- bir modanın doğmasına da vesile oluyor. Cosplay modası ! Japonya’da herhangi bir sevdiğiniz karaktere bürünmüş birini görmek için yarışmaya katılmak zorunda değilsiniz. Bir pazar günü metroya binip sadece caddelerde bakınmanız yeterli. Rengarenk bir dünya ile karşılaşmanız zor olmayacaktır.

Adım adım Japonya’da cosplay yapmak

En iyi cosplay alışverişini yapabileceğiniz mağazalar: Başta Tokyo olmak üzere Japonya’da yaygın olarak mağazalarda cosplay malzemeleri bulabilirsiniz .

Bunlardan en ünlüleri: Makul fiyatlı ve acil durum kostümleri ve aksesuarlar için Don Quijote , Yüksek kaliteli kostümler için Acos Akiba Zone binasını ve Akiharabaranın en iyi cosplay dükkanlarından olan ve istediğiniz herhangi bir parçayı sipariş edebileceğiniz Cospatio Gee!’yi tercih edebilirsiniz. Cosplaye katılmak için iyi bir mekan aramak: Comic market Japonya’da en bilinen Cosplay etkinliklerinden biridir. Çok fazla cosplayerin ve fotoğrafçının katıldğı etkinlikte eğlenceli oyun etkinliklerine ve birbirinden değişik kostümlere rastlayabilir, fotoğraf çektirip güzel vakit geçirebilirsiniz. Gösteri alanına giriş: Etkinlik mekanına vardığınızda ilk yapmanız gereken şey; resepsiyona gidip bir ücret ödeyerek kaydınızı yaptırmaktır. Kural kitapçığını ve giriş kartını aldıktan sonra artık gösteriye hazırlanma vaktiniz gelmiş demektir. Gösteri alanında her yerin kendine özel fotoğraf çekme ve kamera ayarlama kuralları olabilir, bunları dikkate alarak etkinliğe giriş yapmalısınız. Hazırlanma kuralları: Japonya ve diğer ülkelerdeki cosplay farklılıklarından biri, Japonya’daki etkinlik alanlarına kostümlü gelememenizdir. Bu etkinlik alanları size hazırlanma odaları sağladığından ihtiyacınız olan her şeyi yanınızda getirmeniz ve makyajınız da dahil her şeyinizi etkinlik alanı içinde yapmak zorundasınız. O yüzden kostümünüzün her ayrıntısının yanınızda olduğundan emin olun. Hazırlanma aşamasına geçiş: Giyinme odalarını diğer cosplayerlarla paylaşacağınız için işin içine burada da kurallar giriyor. Bu kurallardan ilki eşyalarınızla size verilen alandan fazlasını işgal etmemek. Bu odalarda perdeler ve camlar hep kapalı tutulduğu için saç sprayi kullanmanız da WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

33


KAYNAKÇA

yasaklı şeyler listesinde yer alıyor. Bu yüzden yanınızda Saç kremi taşımanız faydanıza olacaktır. Kostüm ve makyaj kısmına gelirsek ise makyaj malzemelerinizin ve temizleyicilerinin kendinize ait olması önemli kuralların başında yer alıyor. Giyinme odalarına dair bir diğer önemli nokta, yanınızda getirdiğiniz valiz ya da çantanız. Gösteri alanına gitmeden önce valizinizi sizin için depolayacakları için içine yemek maddesi koymamanızı tercih ediyorlar. Bagajınızın girişi de onaylanınca artık gösteri alanına gidip kostümlü fotoğraf çektirme festivalinin keyfini çıkarabilirsiniz. İyi eğlenceler... Sonuç olarak bir rahatlama aracı olarak yapılan cosplayin Japonya’da çok fazla kuralı bulunduğundan bu deneyiminizin kabusa dönmemesi için mutlaka kurallara uymanız gerekiyor. Fotoğraf çektirme alanlarının dışında bulunmayınız ve Karakterinizin silahı ya da ekstrem bir detayı varsa diğer insanları rahatsız etmekten kaçınmak, bu kurallara örnek verilebilir.

34

WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

[TETSUO: THE IRON MAN] http://jackdawandrook.tumblr.com/ post/59365384877/very-close-up-indeed-in-tetsuo-the-iron-man http://korikage-ookami.deviantart.com/art/TetsuoThe-Iron-Man-609792307 https://www.redbubble.com/people/marcelopacheco/works/21459437-tetsuo-the-iron-man https://www.youtube.com/watch?v=m0dZzSdVM20 [JAPON DİZİLERİ] http://mydramalist.com/article/2013/11/07/recovering-from-drama-slump-part-2 https://tr.pinterest.com/pin/448882287842475467/ http://www.yeppudaa.com/showthread. php?t=12581 https://www.amazon.co.uk/Spiral-Supairaru-Japanese-English-Version/dp/B0136IY22O [GHOST IN THE SHELL] https://www.forbes.com/sites/olliebarder/2017/04/08/the-live-action-ghost-in-the-shellmovie-failed-because-it-did-not-understand-itssource-material/#1407a1d76857 http://www.impawards.com/2017/ghost_in_the_ shell_ver19.html http://www.denofgeek.com/us/movies/ghost-inthe-shell/258636/ghost-in-the-shell-trailer-release-date-everything-else-we-know http://www.heyuguys.com/ghost-in-the-shell-movie-posters/ [KAİJULAR] http://www.ign.com/articles/2014/05/15/ top-10-japanese-movie-monsters http://everynicething.com/Mondo-Godzilla-Poster https://tr.pinterest.com/pin/295759900503826118/ https://www.themoviedb.org/movie/39410-mosura/images/posters http://bitfister.com/martialhorror/daimajin/244106giant-monster-movies-wrath-of-daimajin-poster/ https://wall.alphacoders.com/by_sub_category. php?id=195215 http://www.themoviewaffler.com/2013/07/ great-movie-posters-kaiju.html [YOSHİURA YASUHİRO] http://studiodomo.jp/wordpress/amazing-talk-show-and-screening-of-japan-animators-exhibition/ https://coffeehipster.wordpress.com/2015/05/30/ hipster-anime-pale-cocoon-the-human-experience-and-jpeg-files/ http://22dakika.org/eve-no-jikan-time-of-eve-tanitim/ http://www.zerochan.net/Sakasama+no+Patema [RED LİNE] https://board.sonicstadium.org/topic/18302-redline/


https://www.youtube.com/watch?v=IZEEe_4_4Tk https://myanimelist.net/featured/1011/Art_of_ Redline__The_Ultimate_Dream_Car h t t p s : / / t r . p i n t e r e s t . c o m / pin/377387643749663224/ http://fanboygalaxy.com/redline-anime-wallpapers-hd-34-photos/ [TAKESHİ OBATA] http://www.iamag.co/features/the-art-of-takeshi-obata/ h t t p s : / / m a t o m e . n a v e r . j p / odai/2139941286558728401 http://japonsinemasi.com/hikaru-no-go-animetanitimi/ http://dizi-mania.com/death-note-tanitim/ https://annoyingdragon.wordpress.com/tag/ aoi-bungaku/ https://myanimelist.net/featured/375/Bakuman__A_Mangakas_Life [COWBOY BEBOP] https://frpnet.net/incelemeler/cowboy-bebop-incelemesi https://tr.pinterest.com/pin/331085010087938666/ http://comicsalliance.com/cowboy-bebop-anime-manga-review/ https://wall.alphacoders.com/by_sub_category. php?id=172975 [OSAKA]

http://www.japan-hotels.ws/maps/osaka.htm http://www.useful-tips-japan.com/sightseeing/ getting-around-osaka-visitors-guide/ https://travel.gaijinpot.com/destination/osaka/ http://www.willflyforfood.net/2014/08/03/shinsaibashi-and-dotonbori-eating-and-shoppingour-way-into-the-heart-of-osaka/ https://inspirationseek.com/osaka-castle-the-legendary-palace-of-osaka-japan/ https://www.expedia.com/pictures/japan/osaka/shitennoji-temple.d502158/ [KÜLTÜR KÖPRÜLERİ] http://www.comeonoutjapan.com/home/ [COSPLAY] http://guidable.co/entertainment/culture-japans-cosplay/ http://cosplay.kotaku.com/its-summer-andtime-to-cosplay-in-japan-1785192023 https://www.contentedtraveller.com/cosplay-japan/ http://manga.tokyo/otaku-articles/how-to-cosplay-in-japan/ https://en.compathy.net/magazine/2016/12/04/cosplay-in-japan-guide/ [KAPAKLAR] https://tr.pinterest.com pin/435793701413751807/ https://tr.pinterest.com/pin/145241156710621486/

JAPON MÜZİK DERGİSİ

SONATA’NIN 7. SAYISI YAKINDA SİZLERLE! Gelenekselden popülere Japon müziğini Türkiye’deki sevenleri ile buluşturan SONATA E-Dergisi’nin 7.sayısında sizleri birbirinden önemli içerikler bekliyor! #SONATADERGİSİ WWW.JAPONSİNEMASİ.COM

35


1.yıl

www.japonsİnemasİ.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.