japonsinemasi.com
JAPON SİNEMA DERGİSİ ŞUBAT-MART 2016 SAYI: 2 AYLIK JAPON SİNEMASI E-DERGİSİ
NOBUNAGA CONCERTO 9
6
AKİRA KUROSAWA: DÜŞLER ÜZERİNE
12
BİR AŞK HİKÂYESİ: I JUST WANNA HUG YOU
14
JAPON ÇAY TÖRENİ: CHADOU
17
2016 İLBAHAR ANİME DEĞERLENDİRMESİ
Editörden, Merhaba Arkadaşlar, Yayın hayatına başladığımız 2015 yılı Aralık ayından itibaren Japon kültürü ve sineması alanında sizlere başucu kaynağı olabilecek bir portal-yayın oluşturmak amacıyla çıktığımız yolda üçüncü ayımız geride kaldı. Geride kalan bu sürede sizleri Japon sineması, Japon kültürü, anime-manga ve etkinlikler alanında bilgilendirmeye çalışırken daha önce dile getirilmemiş konularda aydınlatmaya çalıştık.
JAPONSİNEMASİ.COM Yayın Türü: Aylık E-Dergi Yıl: Şubat-Mart 2016 Sayı: 02 Japon Sineması Platformu e-dergisidir. Kapak Fotoğrafı Neko Zamurai Sanat Yönetmeni&Tasarım Gökhan Kuloğlu Editörler Gökhan Kuloğlu Yeter Şeko Birsen Albayrak Katkıda Bulunanlar Songül Bora Aygün Coşkun İletişim ve Reklam japonsinemasi@gmail.com JAPON SİNEMASI www.japonsinemasi.com
Japon Sineması Platformu olarak Japon kültürü ve sineması üzerine düşünen, yazan ve çizen arkadaşları bir çatı altında toplayarak birlikte projeler üretme amacıyla çıktığımız yolda büyüyerek emin adımlarla ilerliyoruz. Japon Sinema E-Dergisinin 2. Sayısı ile karşınızdayız. Dergimizin 2. Sayısında Japon Sinemasında adından söz ettirmiş yönetmenler Akira Kurosawa, Yasujiro Ozu ve Yojiro Takita’ya yer verirken ünlü oyuncu Takashi Shimura’ya parantez açıyoruz. Japon filmlerine dizilere dair dolu dolu yazılar sizleri bekliyor. Japon kültürü olarak Shinto inancına, çay seronomisine ve Japon aile düzenindeki iye kavramına açıklık getiriyoruz. Anime-Manga dosyasında ise Osamu Tezuka’ya yer verirken anime film tanıtımı ve 2016 İlkbahar dönemi anime tanıtımlarına yer vermeye çalıştık. Japon kültür etkinliklerden haberdar olmak isteyen okurlarımıza da yaklaşan etkinliklerden bir seçki hazırlarken bol katılımcı ve eğlenceli etkinlik dileklerimizi sizlere aktarıyoruz. Son olarak, desteğini bizden esirgemeyen ve her daim bizlerle olan tüm okurlarımıza teşekkür ediyor ve Japon kültürü ve sinemasına dair bilgi dağarcığımızın daha da büyümek dileklerimizle... Gökhan Kuloğlu JAPON SİNEMASI
4
KÜLTÜREL SİNEMA DİLİ ÇERÇEVESİNDE YASUJIRO OZU’NUN YASTIK ÇEKİMLERİ
6
AKIRA KUROSAWA: DÜŞLER ÜZERİNE
UYARLAMASI: 9 MANGA NOBUNAGA CONCERTO
14
JAPON TANRILAR YOLU SHİNTO
8
JAPON YÖNETMENLER: YOJIRO TAKITA
JAPON OYUNCULAR:
8 TAKASHI SHIMURA
BİR AŞK HİKÂYESI:
İZLENMESİ GEREKEN 10
12 I JUST WANNA HUG YOU 13 ROMANTİK JAPON FİLMİ
14
JAPON ÇAY TÖRENİ: CHADOU
14
JAPON AİLE DÜZENİ: İYE KAVRAMI
7
ANİMENİN ÖNCÜSÜ: OSAMU TEZUKA
7
ANİME-FİLM: YÜREĞİNİN SESİ
7
2016 İLKBAHAR ANİME DEĞERLENDİRMESİ
7
ANİME FİLM ATÖLYE: EVE NO JİKAN
7
ÖDÜLLÜ YARIŞMA: ORİGAMİ YARIŞMASI
7
24. ANKARA JAPONCA KONUŞMA YARIŞMASI
3
JAPON SİNEMASI DOSYASI
japonsinemasi.com
KÜLTÜREL SİNEMA DİLİ ÇERÇEVESİNDE YASUJİRO OZU’NUN YASTIK ÇEKİMLERİ Yıllarca farklı meseleler üzerinden sıkça gündeme getirilen batı-doğu çatışması… Ülkemizde de yıllarca ele alınan bu çatışma edebi eserlerden tiyatroya ve hatta sinemaya kadar girmiştir. Öyle ki bu konu zamanla hararetli tartışmalara dönmüş taraf ve bitarafların ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir.
Japonlaşmaya başlamıştır. Sessiz filmleri benshi adı verilen anlatıcılar izleyiciye aktarmaya başlamışlar ve zamanla bu anlatıcılar filmlerin ve oyuncuların önüne geçmiştir. Bu süreç sinemanın Japonya’da sesli teknolojiye geçişine, 1930’lu yıllara kadar sürmüştür. Yedinci sanatın Japonlaşma süreci bununla kalmamış, teknik, oyunculuk ve sunuş şeklinde etkilerini göstermeye deBirçok ülkede sancılı sürecin ortaya çıkmasına sebebiyet vam etmiştir. veren batılı-doğulu meselesini lehine çeviren ülkelerde olmuştur. Bunlardan Japonya, doğu-batı ikilemini bir Japon sinemasının ilk dönemleri geleneksel kabuki çatışma olarak değil bir sentez olarak ele almıştır. Böyle- oyunun kamera alınması şeklinde olmaktaydı. İkinci likle birçok ülkenin yaşadığı sancılı sürece farklı bir yön Dünya savaşı öncesinde çok sayıda Japon sinemacı, Javererek batılı olanı Japonlaştırmayı başarmıştır. Kendi pon sinemasının geleneksel biçim ve içeriklerine karşı kültürüyle yoğurduğu kendisinin kıldığı batılı dina- çıkan filmler yapmaya başladılar. Bu başkaldırının en miklerden birisi de sinemadır. etkili ismi ‘’doğalcı-gerçekçi’’ akımın temsilcisi Yasujiro Ozu olmuştur. Yedinci sanatın icadıyla birlikte filmler çekilmeye başlamış ve bu süreci dağıtımını sağlayan stüdyoların Shingeki yani gerçekçi filme gönül veren Ozu, klasik, ortaya çıkışı takip etmiştir. Avrupa ve Amerika’da gerçekçi olmayan Japon sanat geleneğine karşı çıkmış üretilen filmler dünyanın dört bir yanındaki ülkelere ve sinemanın kimliğini batılı hikâye anlatımı tarzını ulaşmaya başlamıştır. Tanışma sürecinde birçok ülkede kendi amaçları doğrultusunda düzenleyerek yeni bir sinemaya tereddüt ile yaklaşılmış, birçok ülkede tiyatro soluk oluşturmuştur. Ozu’nun çekimlerine baktığımızile kıyaslanmış ve sanat olarak kabul görmemiştir. da hiçbir karenin tesadüfü olmadığını ve bu karelerin Japonya’nın sinemayla tanışma süreci diğer ülkelere batılı hikâye anlatımı nasıl Japonlaştırarak anlatabigöre daha tereddütsüz olmuştur. Sinemanın Japonya leceğinin güzel örneklerini sunmaktadır. Bir Yüzen Ottopraklarında kabul görmesinde hiç kuşkusuz batılı lar Hikâyesi filminde karelerine baktığınızda Ozu’nun olanı kendi kültürlerine uyarlamalarının etkisi büyük- çekimlerini nasıl incelikle düzenlediğini görürsünüz. tür. Bunun yanında kabuki oyunlarının da bu süreçte Özellikle Ozu’nun karelerinde ışık ve gölge oyunlarına etkili olduğunu eklemekte de fayda var. Japonya’da- yer verilerek aksiyon yönünden durağan olan öyküye ki tanışma dönemini hızlıca atlatan sinema zamanla böylelikle hareket getirilir. Ozu bunun yanında batı
4
JAPON SİNEMASI DOSYASI
sanatına Japon estetiğini katarak kamerayı alışılmadık derecede alçak bir konuma yerleştirir. Bu çekimle birlikte Japon kültüründe önemli yer tutan tatamiyi (yer minderi) sinemada bir estetik yöntem haline getirir. Ozu’nun bu ‘’yastık çekimlerinde’’ kamerası her zaman Japon yer minderi olan ‘tatami’de geleneksel biçimde oturan insanın seviyesindedir. Kamera, yerin yaklaşık üçayak üzerindedir. Ozu’nun kullandığı bu kamera açısı, geleneksel huzur manzarasını görünümüdür. Çok sınırlı bir görüş alanına izin verir. Bu duruş, izlemenin, dinlemenin pozisyonu olup çay törenine katılmanın biçimini ifade eden estetik ve pasif duruştur. Ozu’nun önemli filmlerinden biri olan Tokyo Hikayesi’nde bu yastık çekimlerini sıkça kullandığını görürüz. Özellikle bu çekimlerin geleneksel olanı ifade eden sekanslarda ağırlıklı olarak kullandığı gözlerden kaçmaz. Tokyo Hikayesi’nin akışı sıkça yastık çekimleri ile kesilse de aslında yavaş bir öyküdür. Çünkü Ozu olayların temposunu Shukiski ve Tomi Hirayama adlı yaşlı Kapon karı koca olan kahramanların ritmine göre ayarlar. Meji döneminde doğan ve filmde artık yetmişli yaşlarda olan bu çiftin hikâyesini yastık çekimleri eşliğinde izleriz. Özellikle filmin sonlarına doğru Shukiski’nin eşi Tomi’nin öldükten sonra yaşlı adamın çocuklarıyla oturduğu masa başındaki sahnedeki çekimde ‘’yastık çekimi’’ bize felsefesini iyice yerleştirir. Ozu bu yastık çekimleri ile eski olanın ağırlığını ve kişiliğini verirken bu çekimleri hızlı bir kurgu geçişi ile modern olanı göstererek hikâyeyi karşıt kurguyu ile devam ettirmeyi başarır. Bu bahsi geçen uygulamayı yine yönetmenin Tokyo Hikayesi filmindeki bar sahne-
japonsinemasi.com
sinde görürüz. Eski günlerini yad eden üç yaşlı adamın yastık çekimi ile yapılan ağır temposu yerini ani bir kurgu hareketi ile modern olan şehrin hareketliliğine bırakır. Yaklaşık 120 yıldır Japon topraklarında izleyiciye farklı dünyalar sunan sinema, doğduğu batı topraklarından dünyanın doğusunda farklı bir biçime bürünerek yerel dilin aktarılmasında rol oynamayı başarmıştır. İlk gösterimin yapıldığı andan günümüze kadar farklı değişimler yaşayan yedinci sanat, Yasujiro Ozu, Akira Kurosawa, Kenji Mizoguchi gibi yönetmenlerin önderliğinde Japonlaşmış ve kültürel unsurlarla bir anlatı dilinin oluşmasını sağlamıştır. Hiç kuşkusuz bu dilin oluşmasında Yasujiro Ozu, diğer yönetmenler içinde en Japon yönetmen olmayı başarmıştır ve Japonya’yı aşan ünü dünya üzerinde anılmaya devam etmektedir. Gökhan Kuloğlu
5
JAPON SİNEMASI DOSYASI
japonsinemasi.com
AKİRA KUROSAWA DÜŞLER FİLMİ ÜZERİNE Düşler filmi, Akira Kurosawa’nın 1990 yılında yapmış olduğu 8 ayrı rüyadan oluşmaktadır.Film, Akira Kurosawa’nın kendi yaşamında gördüğü çeşitli rüyalarından esinlenme olup ‘Yağmurun Ardından Süzülen Güneş Işığı, Şeftali Bahçesi, Kar Fırtınası, Tünel, Kargalar, Kızıllıklar İçinde Fuji, Ağlayan İblis ve Su Değirmeni Köyü’ bölümlerinden oluşur. İşte Kurosawa ile Van Gogh’un buluşması burada olur. Yağmur sonrası gök kuşağının altından geçen çocuk, ansızın büyür ve kendisini kesilmiş şeftali ağaçlarının çiçeklerinin altında bulur. Sonra bir tipiye yakalanır, savaşın acı geçmişiyle dolu bir tünelden geçmek zorunda kalır ve sonunda ulaşır Van Gogh’a. (bahsini ettiğim yolculuk ilk dört bölümün hikayesidir.) Kurosawa, ‘Rüyalar’ filminin Kargalar bölümünde buluşur Van Gogh’la. Şimdi sizleri onların hikayesi ile baş başa bırakıyorum. Bir resim öğrencisinin Van Gogh’un resim sergisinde gezerken kendisini onun bir resminin içinde bulmasıyla başlar. Kendisi de ressam olan Kurosawa, bu rüyada doğa ile sanata, sanat ile de doğaya övgü yapmaktadır. Filmin hemen her sahnesi Vincent van Gogh’un tablolarından oluşmaktadır. Rüyada resim öğrencisi Van Gogh’u aramaktadır ve sonunda onu bir bahçede resim yaparken bulur. Ressamın söylediği ilk şey ‘neden resim yapmıyorsun, manzara o kadar inanılmaz ki’ olur. ‘Sanki bir tablo gibi ama aslında öyle değil dikkatini verip bakarsan doğanın ne kadar harika olduğunu göreceksin’ diye devam
6
ederek yine doğaya karşı olan hayranlığını dile getirir. Bir konuşmasında ise insanın doğa karşısında kendi içinden geleni tutmasının ne kadar zor olduğunu söyler, öğrenci o zaman ne yapıyorsun diye sorduğunda ise ‘çalışıyorum bir lokomotif gibi çalışarak kendi beynimi dolduruyorum’ der ard arda gösterilen ressamın ve lokomotifin görüntüleri ile ressamın beyni ile çalışan bir lokomotif arasında gösterge bilimsel açıdan bir eğretileme yapılmıştır. Japon kültüründe bir bireyin sanatsal bir aktivitesinin olması beklenir. Bu beklenti çocuk yaştan itibaren yerleştirilir bireye. Okullarda sanatsal kulüplerin varlığı ve katılımlara önem verilmesi bunun önemli bir yansımasıdır. Bu açıdan sanat ile buluşma çocuk yaşta başlar Japonya’da. Herhangi bir sanatla uğraşmayan kişi bilgisiz kabul edilir. Filmde de doğaya yapılan övgü bir felsefesinin uzantısıdır aslında. Şinto ve Tao felsefelerine göre doğa her şeyin akışını sağlar ve insan bu akışın içinde bir parçadır. Bu nedenle doğanın parçası olan insan, tao ve şinto etkileşimli eserlerde küçük olarak resmedilir. Çin Beşinci Kuşak Sineması’nda insan kadrajda küçük yer kaplar, hakimiyet doğadadır. Aynı düzenin benzeri de Kurosawa’nın kadrajına yansır farklı şekilde. Doğanın renkleri, yansıması ve sesi insanın önüne geçer. İmgeler insanın etrafında dönüp dolaşsa da doğayı işaret eder. Rüyalardan oluşan ‘Yume’ böyle bir düşüncenin altyapısından beslenir. Öyle ki filmde, Van Gogh’un, kulağımı
JAPON SİNEMASI DOSYASI
doğu çizemedim kesip attım’ sözüyle de doğanın taklit edilemeyeceği doğanın daha üstün olduğunu da vurgulamıştır. Rüyanın devamında Van Gogh’u kaybeden öğrenci onu aramaya başlar. Geçtiği her yer bir gerçek bir Van Gogh tablosudur ve bize inanılmaz bir görsel şölen yaşatır. Resim öğrencisi, Van Gogh’u buğday tarlasının tepesine uzanan patikanın ucunda yürürken görürken tam ona doğa koşmak isterken kargalar havalanır ve yavaşça Van Gogh kaybolur. Tıpkı ‘Buğday Tarlası ve Kargalar’ tablosundaki gibi. Öğrencinin Van Gogh’un bütün tablolarından yürümesini onu aramasını göz önüne alarak sanatsal bir taklidin söz konusu olduğunu görürüz. Öğrenci olan ressam, aslında Van Gogh’u taklit etmektedir. En son Van Gogh’u görüdüğü tabloda ise ölümü simgeley-
japonsinemasi.com
en kargalar, Van Gogh’un intihar etmeden önce yaptığı son tablolardan biridir. Ve intihar notu olarak yorumlanır. Kurosawa, sanatta taklit etmenin intihar etmek olduğunu ve sanatı öldürdüğünü anlatmaya çalışır. Ayrıca taklit meselesi üzerinden, resmedilmiş bir doğa manzarasının bir ormandan daha üstün olamayacağını, herhangi bir doğa resmi ile gerçek doğayı bir tutamayacağımızı, doğayı da taklit edemeyeceğimizi anlatır. Taklit sanata ilişkin olan herşeyin ve gerçekliğin ölüm bekçisidir. Gökhan Kuloğlu
7
JAPON SİNEMASI DOSYASI
JAPON YÖNETMENLER: YOJIRO TAKITA
japonsinemasi.com
JAPON OYUNCULAR: TAKASHI SHIMURA
4 Aralık 1955’te Japonya’nın Toyama Prefecture şehrinde dünyaya gelen Japon yönetmen Yojiro Takita, kariyerine ilk olarak yönetmen yardımcısı olarak Mukai Productions da başladı. Takita yönetmenlik kariyerine ilk olarak Molester’s Train serisi ile başladı. Sabun köpüğü türündeki bu film serisi ile Takita, daha sonra 1983’te üç serilik Molester’s Train: Rumiko’s Tush filmlerinin yönetmenliğini yaptı. Daha sonra Nikkatsu Stüdyosu ile benzer türde Roman Porno, Molester’s School Infirmary (1984), Molester’s Tour Bus (1985) andMolester’s Delivery Service (1986) projelerine imza attı.
Bundan tam 111 yıl önce, tarihin 12 Mart 1905’i gösterdiği gün Takashi Shimura dünyaya geldi. Daha çok Akira Kurosawa’nın yönettiği filmlerle bilinen oyuncu, kendi dönem meslektaşları arasında Japonya’nın en çok bilinen yüzlerinden biri olarak hafızalara kazındı. Shimura beyaz perdeye ilk adımını Kurosawa’nın yönetmenliğini yaptığıi Sanshiro Sugata (1943) filmi ile attı. Shimura, Kurosawa’nın üç çalışması dışında tüm filmlerinde oynadı. Red Beard filmi ileyse ikili yeniden birlikte çalışmaya başladı. Beraber geçirdikleri 20 yıl içerisinde Shimura’nın yer almadığı o üç film ‘Sanshiro Sugata Part II (1945), One Wondeful Sunday (1947) ve The Lower Depths (1957)’ idi. Shimura Kagemusha 1986 yılında komediye yönelen Takita, No More (1980) filmi için kısa bir bölüm yazmış olsa da, yazdığı Comic Magazines! filminin yönetmenliği yaptı. Yönet- bu kısım daha kısa gösterilen uluslararası versiyonunmen Takita’nın filmleri hakkında Japon yazar Yomiuri da çıkarıldı. Shimbun, ”Takita filmleri genellikle parlak ve iyimser kişilikleri yansıtan, hassasiyete sahip filmlerdir” diye Tiyatro kökenli olan Shimura Kurosawa’nın dikkatini yazmıştır. üzerine çeken, muhteşem bir oyunculuk yeteneğine sahipti. Shimura, tartışmasız bir şekilde en iyi oyunTakita, 2001 yılında Baku Yumemakura’nın özgün culuğunu başrolünde yer aldığı İkiru (1952) filminde eseri Onmyoji‘nin yönetmenliğini yaparak uluslar- sergiledi. Shimura, filmde ölümle mücadele eden bir arası arenada ses getirdi. Bu çalışmasının ardından devlet memuru olan Kanji Watanabe’yi canlandırıyor2003 yılında devam filmi Onmyoji 2 ile Neuchâtel du. Shimura, sinema kariyeri boyunca , Kurosawa Uluslararası Fantastik Film Festivali’nde ödül aldı. filmleri dışında iki yüzden fazla farklı filmde yer aldı. 2008 yılında yönetmenliğini yaptığı Departures ile 81. Bu filmler arasından Sizin favori Takashi Shimura Amerikan Akademi Ödüllerinde En İyi Yabancı Film karakteriniz hangisi? Ödülünü kazandı. Takita, Departutes ile Japon Akademi Ödüllerinde üç dalda ödül aldı. Yeter Şeko
8
JAPON SİNEMASI DOSYASI
japonsinemasi.com
NOBUNAGA CONCERTO: TARİH DERSLERİ GERÇEKTEN GEREKSİZ Mİ ? Nobunaga Concerto, Ayumi Ishii’nin 2009 yılında yayınlandığı bir manga serisi. Japonya’da yoğun ilgiyle karşılaşan manga 2014 yılının başında animeye uyarlandı. Anime versiyonu da seyircisi tarafından çok beğenildiğinden olsa gerek aynı yıl içerisinde serinin dizisi çekildi. Tarih bilmek benim ne işime yarayacak? Yıllar önce yaşanmış bitmiş şeylerden banane! Bunlar benim değil, başkahramanımız Saburo’nun sözleri. Kendi adıma lisedeyken tarih derslerini hep eğlenceli bulurdum. Ama tarih dersleri ile arası pekiyi olmayan çok insan tanıdım. Zaten çoğundan duyduğum şeyler Saburo’nun söylediklerinden farklı değil. Eğer sizde tarih derslerini sevmeyenlerdenseniz emin olun bu seri düşüncelerinizi değiştirmekte başarılı olacak. Saburo tipik bir lise öğrencisidir. Üstelik tarih dersleriyle de başı fena halde derttedir. Dizi, Saburo’nun Lise 1’den beri aşık olduğu kıza duygularını itiraf ettiği ve red aldığı sahneyle açılıyor. Geleneksel Japon giysileri ile bir yerlere koşuşturup duran insanlar olsa da aslında tüm olup bitenler bir ‘canlandırma oyunundan’ başka bir şey değildir. Aldığı red cevabının üzerine bir de arkadaşları arasında alay konusu olan Saburo’nun keyfi iyiden iyiye kaçmıştır. Kestirmeyi kullanıp gitmek için oyun alanının duvarından atlamaya kalkan Saburo, bir anda yalpalar ve düşer. Bambaşka bir dünyaya gözünü açmış olsa da o hiçbir şeyin farkında
değildir. Üstelik zamanda sıçrama yaptığının ayırdına varamadan bir de kendi ikizi ile karşılaşmıştır. Savaş Döneminde ki ikizi ise Oda kabilesinin varislerinden biri olan Oda Nobunaga’dır. Tüm taht kavgaları ve sorumluluklarından bıkmış olan Oda Nobunaga Saburo’ya onun yerine geçmesini teklif eder. Saburo ise olan biteni hala oyun zannettiğinden bu teklifi kabul eder. Saburo Artık Oda Nobunaga Olmuştur. Yeni Nobunaga tüm bunların oyun değil gerçek olduğuna vardığında ise artık geri dönmek için çok geçtir. Bu insanlar çıldırmış olmalı!
Modern Japonya’dan Savaş zamanına gözünü açan Saburo, daha ilk gününden bolca kan görecektir. Savaş meydanlarında insanların birbirini öldürdüğü yetmezmiş gibi, birde bu Japon insanı kendi kendisini öldürmek konusunda da hayli heveslidir. Hayır, yani tamam başarısızlık kötü bir şey, ama Harakiri nedir arkadaşım! Yok savaşta yenildim diye Harakiri, yalan söyledim diye Harakiri, efendime söyleyeyim ihanet ettim diye Harakiri… Dizinin daha ilk bölümünden
9
japonsinemasi.com
JAPON SİNEMASI DOSYASI
Japonya’nın Martin Luther King’i
kadronun yarısı öldü zaten, Yani Saburo durdurma- anlaşma sonucu evlediği Kicho ile araları fena halsa diziyi çekecek kadro kalmayacak ellerinde öyle de bozuktur. Bu sebeptendir ki Nobunaga’da ki bu bir kendini öldürme merakı diyeyim. değişikliğe en çok Kicho sevinecektir. Saburo işleri yola koyduktan sonra gerçek Nobunaga kimliğini Tüm bunlar olup bittikten sonra Saburo bir karar gizli tutmak şartı ile Oda kabilesine geri gelir. İşte bu verecektir. ‘ Savaşın olmadığı bir dünya yaratmak noktadan sonra hem izleyici hem de Saburo zor bir istiyordur.’ Çünkü savaşın olmadığı bir dünyadan ikilemin içine girer; Gerçek Nobunaga kimdir? Sabugelmiştir ve gelecekte bu dünyanın var olabilmesi ro yeni kimliğini çokça benimsemiştir. Ama ne oluriçin bir şeyler yapmak zorundadır. Ama burada şunu sa olsun damarlarında Oda kabilesinin varisininde eklemem gerekiyor sanırım. Saburo’nun geldiği yer akması gereken kan akmamaktadır. Ayrıca gerçek savaşın olmadığı bir dünya değil savaşın olmadığı Nobunaga ile dünya görüşleri çok farklıdır. Gerçek bir ‘Japonya’dır. Günümüzde birçok ülke için durum Nobunaga ise zamanla Saburo’nun onun kimliğini o zamankinden farklı değil. Hatta belki daha kötü. kullanmasından rahatsız olmaya başlayacaktır. ÜsteOda Nobunaga’nın Japonya tarihindeki gerçek bir lik etraflarında ki bazı insanlar bir şeylerin döndüğü karakter olduğu ve Modern Japonya’nın kurulmasın- konusunda uyanmaya başlamıştır. da hatırı sayılır çabaları olduğu gerçeğini göz önüne alarak şunu söylemeliyim ki sanırım dünyanın, özelikle son zamanlarda, birden fazla Oda Nobunaga’ya ihtiyacı var. Başlarda Onun bu düşüncelerini boş bir hayal olarak adlandıran tüm insanlar onun çabası ve inancı ile fikirlerini bir bir değiştirir. Ama tabi ki her hayalin bir bedeli vardır, Nobunaga’da bu süreçte çok şey yaşar. Zamanla Saburo artık Oda Nobunaga olduğu gerçeğini kabul eder ve bu şekilde yaşamaya başlar. Etrafında ki insanlar onda bazı değişiklikler olduğunu fark etse de çok fazla üstelemeyip yeni Nobunaga’nın izinden giderler. Gerçek Nobunaga Saburo’dan çok farklıdır. En başta Saburo kadar cana yakın değildir. Liderlik vasıflarından da nasiplenememiş olan gerçek Nobunaga taş kalpli diyebileceğimiz kadar acımasızdır. Üstelik politik bir
10
Hangi Nobunaga? Oda Kabilesi’nin birçok üyesi gerçeği öğrendiğinde Saburo için gitmekten başka bir seçenek kalmamıştır. Entrikalar, savaşlar, ihanetler… tüm bunlardan kurtulacağından bu duruma pek üzülmese geride çok güzel anılar, yarım kalmış bir hayal ve Kicho’yu bırakan Saburo ilk iş olarak hikayesinin başladığı noktaya döner. Her ne kadar kendisi için
JAPON SİNEMASI DOSYASI
japonsinemasi.com
yeni bir dönemin başladığını düşünse de aslında işler hiçte onun istediği gibi gitmez, çünkü gerçek Nobunaga’nın henüz onunla işi bitmemiştir. Ondan yeniden yerine geçmesini ister. Bu duruma sevinen Saburo geri döner başta Kicho olmak üzere herkes çok mutludur. Ama final bölümündesinizdir ve bir sürü yeni etrikalar dönmeye başlamıştır üstelik son birkaç dakika kalmıştır. Sonra kendi kendinize ‘Tüm bu olaylar iki dakikada nasıl çözülecek ya’ derken bölüm biter ve siz final bölümü için bir film çekildiğini öğrenirsiniz. Bu da dizinin size atığı en büyük kazık olur sanırım.
bir şey daha var ki oda Saburonun rahatlığıdır. Hayır yani bilmem kaç yüzyıl öncesine gelmişsin, bir sorgula niye geldim? Nasıl geldim? Nasıl geri döneceğim? Yok yani hemen her şeyi kabullenip Oda Nobunaga oldu. Seyirci olarak mantıklı bir açıklama istiyoruz yani. Yüksek bir yerden düşen herkes zamanda geri gitse günümüzde insan kalmayacak, bu bir sebep olmadığına göre yazarın bize bir açıklama borcu olduğunu düşünüyorum. Ha bir dizide sanırsın herkes Doctor Who, Kicho’nun babası Saburo bir başka bir kabileden bir kişi daha… Hepsi zamanda geri gelmiş hayır geri dönen de niye olduğunu sorgulayan da yok. Sonra SaFilmde Neler Dikkat Çekiyor? buro’nun kıyafetleri, taşıdığı tuhaf şeyler, ya da bildiği tuhaf şeyler… Etrafında ki hiç kimsede sorgulamıyor Evet, yazının bu son kısmında filme özelikle dikkatimi efendim ne bunlar diye. Ha bir de Saburo’nun önceçeken ya da sevdiğim şeylere değinmek istiyorum. ki hayatını da pek bilmiyoruz. Tamam, Saburo gelip Öncelikle Nobunaga’nın kardeşi Oichi üzerine birkaç bu zamana yerleşti de yemekler dışında bence başka şey demeliyim. Bence kendi döneminde ki en şanslı şeyleri de özleyebilirdi. Mesela ailesi, arkadaşları... Son ve aynı zamanda en şansız kadınlardan biri. Niye mi olarak dizinin müziklerini ayrıca beğendim kesinlikle ? bir kere dizide en çok beğendiğim karakterlerden ( dinlemelisiniz. Tabi bazen de feci kızdığım) Ikeda Tsuneoki ,ki kendisi Nobunaga’nın en yakın arkadaşıdır, bu kıza aşık. ŞimYeter Şeko di kız güzel hakkını yemeyelim hatta bence Kicho’dan daha güzel. Ama maalesef Oichi Politik bir evlilik sonucu Azai Nagamasa ile evlenir. Hayır, şahsen her politik evlilik böyle olacaksa ben politik evliliğe karşı değilim. Azai Nagamasa oldukça yakışıklı anlayışlı ve düşünceli bir insandır. Hatta bazı noktalarda Saburo’ya benzemektedir. Politik evlilik yapmış olmasına rağmen böyle mükemmel bir adamla hayatını birleştirdiğinden Oichi şanslı bir kadındır. Öte yandan daha sonra yaşayacakları ise pişmiş tavuğun başına gelmemiştir eminim. Dizinin daha ilk bölümlerinden beridir sorguladığım
11
japonsinemasi.com
JAPON SİNEMASI DOSYASI
İÇİNİZİ ISITACAK BİR AŞK HİKÂYESİ: I JUST WANNA HUG YOU Filmimiz Şubat 2014’de vizyona girmiş Romantik-Dram türünde bir film. Nedendir bilmiyorum ama Japon sinemasında Romantik türdeki filmleri çok seviyorum. Bu düşüncemin arka planında filmleri izlerken belki de animeleri ve animelerdeki bazı sahneleri hatırlamam yer alıyor olabilir.
Keiko Kitagawa’yı pek bilinen ve benim gibi bir çok kişinin de beğenerek izlediği “Paradise Kiss”den hatırlayacaksınız. 30 yaşında olmasına rağmen hiç yaşını göstermeyen bu kızın gülüşünü ben çok seviyorum. Her rolünde bu gülüşü yakalıyorsunuz ve bence izleme sebeplerinden birini oluşturuyor bu gülüş. Gayet sempatik ve içten bir yapısı var. Filmde de Gelgelelim filmimiz kış filmi. “Aşk” ayı olan Şubat ayın- oynaması zor olan bu rolü gerçekten çok iyi kıvırmış. da vizyona girdiğini de ele alırsak ve içinde bulunduğumuz ayı da Şubat ayı olduğunun ayırdındaysak eğer; bu filmi bir inceleyelim ve bu soğuk mevsimde kahvemizi elimize alıp filmimizin karşısına geçelim. “Dakishimetai Shinjitsu No Monogatari” gerçek bir yaşam öyküsünden esinlenerek yapılmış bir film. Bu yönüyle bizi kendisine bir adım daha çok yaklaştırıyor elbette. Filmimizin yönetmenliğini Akihiko Shiota yapıyor kendisi aynı zamanda senaryonun ele alınmasını da üstlenmiş. Pek tanışık ve aşina olduğumuz, meşhur bir yönetmen olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama bu filmimizi gerçekten çok güzel ele almış. Başrollerde Keiko Kitagawa ve Ryo Nishikido yer alıyor.
12
Jönümüz olan Nishikido Ryo 32 yaşında. Kendisi, takipçileri bilir, Kanjani8 ve NEWS Japon Boy Band gruplarının üyesidir daha doğrusu üyesiydi. Oyunculuğa yöneldiği için bu gruplardan ayrılma kararı aldı. Ancak ben kendisini hem oyuncu olarak hem de şarkıcı olarak çok beğenirim (İtiraf edin siz de beğeniyorsunuz.). Oyunculuk kariyerinde oynadığı film sayısı çok olmasa da, pek çok dizide yer almıştır. Filmde de üstlendiği aşık rolü takdire şayan benden söylemesi.
japonsinemasi.com
JAPON SİNEMASI DOSYASI
Filmimizin konusunu spoiler içermeden paylaşa- İZLENMESİ GEREKEN cağım. Çünkü izlemediğim bir film hakkında spoiler 10 ROMANTİK JAPON FİLMLERİ duyduğum veya okuduğum zaman benim sinirlerim bozuluyor. O yüzden size bu kötülüğü yapmayaSon Veda / Departures (2008) 1 cağım. Yönetmen: Yojiro Takita Filmimiz Japonya’nın soğuk eyaletlerinden biri olan Hokkaido’da geçiyor. Tsukasa (Keiko Kitagawa) lise döneminde bir trafik kazası geçiriyor. Maalesef ki kaza sonucu vücudunun bir kısmı felçli kalıyor ve tekerlekli sandalyeye bağlı olarak yaşıyor. Zorluklarla dolu olan hayatında bir gün yolu taksi şoförü olan Masaki (Nishikido Ryo) ile kesişiyor. Karşılaşmaları aşka dönüşen ikili önündeki engelleri aşarak yuvalarını kuruyorlar.
2
Sky Of Love / Koizora (2007) Yönetmen: Natsuki Imai
3
Love For Beginners (2012) Yönetmen: Takeshi Furusawa
4
Love Letter (1995) Yönetmen: Shunji Iwai
Neden bu filmi izlemenizi tavsiye ediyorum hemen açıklayayım:
5
Paradise Kiss (2011) Yönetmen: Takehiko Shinjo
Başta da söylediğim gibi filmimiz gerçek bir yaşam öyküsüne dayanıyor. Yani filmde kendimizden parçalar bulmamız oldukça olası. Film izlerken kendimizden bir parça bulduğumuz zaman hissettiğimiz aitlik duygusu başka bir şey.. O hissi iyi bildiğinizi biliyorum.. Belki filmdeki gibi bir durum içinde değiliz.. Ama o aitlik duygusunu bir noktada yakalıyorsunuz. Kimi sahnelerde gülüp, kimi sahnelerde onlarla birlikte ağlıyorsunuz.. Hazır Şubat ayındayız.. Kurulun ekranınızın karşısına bu güzel filmin tadını çıkarın.
6
Heavenly Forest (2006) Yönetmen: Takehiko Shinjo
7
My Rainy Days (2009) Yönetmen: Yuri Kanchiku
8
Halfway (2009) Yönetmen: Eriko Kitagawa
9
The Signs of Love (2007) Yönetmen: Hiroshi Chono
Keyifle izlemenizi temenni ediyorum.. Birsen Albayrak
10
Shinobido (2012) Yönetmen: Toshiyuki Morioka Japon Sineması Platformu
13
JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI
JAPON TANRILAR YOLU: SHİNTO
japonsinemasi.com
JAPON ÇAY TÖRENİ: CHADOU
Japonya’ya Çin’den gelen çay geleneği, Zen rahibi Yosai tarafından kabul görüp ülkede yayılmaya başlamıştır. Zamanla bir iç estetik ve ruhani bir tören haline gelen çay töreni ‘‘Chadou’’ Zen Budizminin etkisiyle gelişmiş ülke geneline yayılmıştır. Bu gelişmeye en büyük katkıyı hiç Japonlar için doğadan insandan daha güçlü ve kuşkusuz çay töreninin ilk büyük ustası Murata veryıkıcı olabileceğini görmüş, doğa güçlerine duy- miştir. Murata, aynı zamanda ulusal hazine olarak dukları saygıyı ifade etmek için onlara ‘‘en yüksek gösterilen Togudo çay evinin de mimarıdır. yerde bulunan varlık’’ anlamına gelen Kami adı vermişlerdir. Kami adı dağ, ağaç, akarsu, rüzgar Japon toplumunda sanatsal bir seronomi haline gegibi doğa varlıkları ve güçleri için kullanıldığı gibi len çay töreni, çay odasının, bu odanın bahçesinin, insanlar içinde kullanılmaktadır. Shinto inanıcı- servis için kullanılan kapların, çay odasında yer alan na göre Kamilerin biri yumuşak diğeri sert olmak resim ve çiçeklerin düzenlenmesini de kapsamaküzere iki tane ruh yönü bulunmaktadır. tadır. Çay seronomisinde doğayla uyumlu ve dingin hareket tarzı sergilenmekle birlikte tatami üzerinde Shinto inancına göre, kami atanın soyundan ge- çay töreni gerçekleştirilir. len bir yoldur. İnsanların dünyasını ve ruhların dünyasını içine yerleştirmekte, kayalar, yemekler ve JAPON AİLE DÜZENİ: İYE KAVRAMI nehirler de dahil olmak üzere her maddenin özünde ruhlar var olduğu esasına dayanmaktadır. Shinto in- İye kavramı, Japonya’da ailenin önceliğini ve ancına göre, her insanın reikon denen ruhu vardır kişiye üstünlüğünü simgeler. Japonya’da bireyin ve ölünce insanın bedenini terk edip ruh ölmüş ata- iyi davranışları ailesi için onur; kötü davranışları larıyla buluşur. ise ailesinin adına gölge düşürebilir. Yalnızca Dünyanın en eski dinleri arasında yer alan Şintoizm, M.Ö.VII yy kadar dayandırılabilinecek Japonların Milli Dini karekterlerinden biridir. Şintoizmin Japoncada karşılığı Kami Nomiçi olup Tanrıların Yolu anlamına gelmektedir.
Japon evlerinde ‘‘Butsudan’’ adı verilen bir rafta çiçek, taze meyveler, kutsal simgeler, küçük heykelcikler ve atalarını simgeleyen figürler bulunur. Aile üyeleri burada atalarına saygı sunarak onları onurlandırır ve yapacakları işler için yardım isterler. Dua edilerek ailenin ve toplumun yüceltilir.
14
geçmişteki Japon ailelerinde değil bugünün Japonya’sında da bu durum aynıdır.
Japon toplumu içerisinde en önemli yapı taşıdır. Bu sebeple bireyin davranışları ailesine bağlıdır ve doğrudan ailesini ilgilendirmektedir.
ANİME-MANGA DOSYASI
japonsinemasi.com
ÇİZGİLERDEN DOĞAN SONSUZ SEVGİ: OSAMU TEZUKA II. Dünya Savaşı sonrası Japon mangalarında çok büyük değişiklik ve yenilikler meydana gelmiştir. Manganın günümüzdeki haline gelmesini sağlayan en büyük niteliklerden biri de: çizim yeteneklerinden ziyade mangakaların kendi yaratıcılıklarını kullanarak insanlığa vermek istedikleri önemli mesajları mangalar aracılığıyla anlatmayı tercih etmeleridir.
bilme yeteneği kelimelerle anlatılamayacak kadar muhteşemdir. İyi bir manga okuyucusu, Tezuka’nın eserlerini okuduğunda çizgilerin ardında gizlenen sevgiyi hissedebilir ve verilen mesajı en iyi şekilde anlayabilir. Osamu Tezuka “Çalışmalarımda şu mesajı vermeye çalıştım: Bütün yaratıkları sevin! Canlı her şeyi sevin!” sözüyle bunu vurgulamıştır. Fakat eserlerinde sadece “canlı sevgisi” değil, “gerçek sevgi ve Bu fikrin öncülerinden biri de kuşkusuz Osamu Te- barışın” önemi de apaçık ortaya konulmuştur. Başka zuka’dır. Asıl mesleği tıp doktorluğu olan Tezuka, bir deyişle Tezuka’nın her eserinden bir ders çıkarsavaş yıllarından önce, çocukluğundan beri can- mak mümkündür. İşte eserlerden bazı örnekler: lılara, özellikle de böceklere çok ilgi duyuyordu. Her canlının korunması ve sevilmesi gerektiğini, ASTRO BOY (TETSUWAN ATOM) “Modern bir Pinokyo sevginin ve barışın her derde deva olabileceği- masalı” olarak da tanımlayabileceğimiz bu hikâyede ni düşünüyordu. Onun bu ilgi ve düşüncesi savaş insanlar, robotları “sadece programlandıkları gibi sonrası daha da güçlendi, eskisine nazaran daha hareket eden ve duyguları olmayan hizmet araçları” barışçıl ve canlı sevgisine daha fazla önem veren olarak görürler ve onları acımasızca kullanırlar. Kahbiri haline geldi. En nihayetinde Osaka Üniversi- ramanımız Atom’un amacı bu düşünceyi çürüttesi Tıp Fakültesindeki öğrenimini tamamlayan Osamu Tezuka, aldığı zor bir karardan sonra mangaka olma yolunda ilerlemiştir. Benimsediği sevgi ve barışı tüm dünyaya yaymayı amaçlayan Tezuka, pek çok ünlü eseri ile bunu başarabilmiştir. Osamu Tezuka’nın sevgi dolu mesajlarını kurgulamış olduğu mangalarına nasıl gizlediğini her insan anlayamaz. Anlamak için insanda çok güçlü bir empati duygusunun yetişmiş olması gerekir. Tabi Tezuka’yı iyi tanımak da ikinci şartımız… Osamu Tezuka’nın kalbindeki o sonsuz sevgiyi, kurgularını da kullanarak sadece kağıt ve kalemle mangaya dönüştüre-
15
ANİME-MANGA DOSYASI
mek ve insanlar ile robotlar arasındaki sevgi bağını güçlendirmektir. Her iki taraf arasında barışı sağlamayı hedefleyen Atom, insan duygularına sahip bir robottur ve onun bu özelliğine”Omega Factor” denmektedir.
japonsinemasi.com
ANİME-FİLM: YÜREĞİNİN SESİ
Yapım Yılı : 1995 Yayın Tarihi: 15 Temmuz 1995 (ABD) Yazar / Çizer: Hayao Miyazaki Yönetmen: Yoshifumi Kondo (NOT: Osamu Tezuka’nın yazmış olduğu orijinal Film müziğinin bestecisi: Yuji Nomi hikâyeye göre Astro Boy’un”doğum tarihi” 7 Nisan Oyuncu direktörü: Ned Lott 2003’tür, meraklısına duyurulur.) Film müzikleri: Take Me Home, Country Roads, Concrete Road PRINCESS KNIGHT (RIBBON NO KISHI) Bu hikâyenin kahramanı olarak tanıyacağımız Sapphire, şövalye ol- Tsukisma Shizuku, kitap kurdu bir ortaokul öğrenmayı kafasına koymuş bir prensestir. Gitmiş olduğu cisidir. Bir gün metroda gördüğü garip bir kedinin her yerde heyecanlı şövalyelik maceraları yaşayan Sap- peşine takılarak gizemli bir antika dükkanına gephire’in bu hikâyesi, okuyuculara “Görünüş aldatıcıdır.” lir. Yaşlı bir adamın işlettiği bu dükkan Shizuku’ya mesajını vermeye çalışıyor. Başka bir deyişle: “Dış kendi hayal dünyasının kapısını aralar. Bu esnada görünüşten ziyade iç görünüş daha önemlidir.” sözünü kitaplarının arkasında daima rastgeldiği isim Amaanlamamızı sağlıyor. sawa Seiji ile de beklenmedik bir biçimde yolları kesişecektir. (NOT: Osamu Tezuka”Princess Knight” serisini çocukluğunda izlemiş olduğu Takarazuka Revue tiyatro En sevdiğim Miyazaki animesini dört satırla gösterilerinden ilham alarak yapmıştır. Serinin ani- özetleyebileceğimi hiç düşünmezdim. Çok sevilen mesi “ilk Shojo tarzı anime” olarak kabul edilir.) şeylerin fazla söz gerektirmeyeceğinden olsa gerek.~ Ancak mümkün olduğunca sizi de hislerime LOST WORLD Türkçede”Kayıp Dünya” olarak isim- ortak etmek istiyorum. Ana karakterimiz Shizuku, lendirilen bu seride Japonya’nın II. Dünya Savaşı’nda- bana çok benzemesinden midir bilemiyorum fakat ki durumu anlatılmaktadır. Çoğumuzun da bildiği inanılmaz sıcak bir karakter gibi gelir bana hep. Buüzere Osamu Tezuka, II. Dünya Savaşı’nı yaşamış Ja- rada yine Hayao Miyazaki’nin karakter işleyişindeki ponlardan biridir ve savaşın acımasızlığını bu seride başarısı kendini göstermekte. O kadar gerçek haen derin duygularla anlatabilmiştir. yatla bütünleştirip bir o kadar da günlük yaşamın sıkıcılığından kurtarıyor ki hikayeyi… Aygün Coşkun Tüm gizemin, hafif sihirli dokunuşun yanı sıra ge16
japonsinemasi.com
ANİME-MANGA DOSYASI
lecek kaygısı, yapmak istediklerimiz, yapmaya çalıştıklarımız derken hissedilen bocalama karakterin ruh haline çok başarılı bir şekilde yansıtılmış. Bunun yanı sıra her Miyazaki animesinde olduğu gibi burada da küçük detaylar büyük bir ustalıkla animeye yerleştirilmiş. Fakat kitap kalem işlerini çok sevdiğimden midir bilinmez Yüreğin Sesi’ndeki çizimleri ayrı olarak severim. Kullanılan imgelerle, anlatılmak istenen çok güzel bir şekilde uyum sağlamış. Olayların geçtiği mekanların çizimindeki güzellik görsel bir şölen adeta.
içindeki peri ile cücelerin efendisinin imkansız aşkı, bu kavrama bakışınızı sorgulatıp, derin düşüncelere itiyor insanı. Görünürde bir öykü sandığımız animemizin içinden parça parça hikayeler geçiyor, hepsi farklı bir şekilde dokunuyor benliğimize. Anime bittiğinde düşler diyarının zili çalıyor. Gerçeğe dönme vakti zaman alsa da ekranın içindeki o masum dünyayı hatırladıkça fark etmeden sıcacık oluyor içimiz. Kahvenizin veya sıcak çikolatınızın üzerinde yükselen buhar naifliğinde…
Animenin dikkat çekici en önemli özelliği ise iç içe Keyifli seyirler olsun… geçen hikayelerdir. Ana hikaye izlediğimiz animenin öyküsü olsa da, Shizuku’nun kendi hayalindeki dünya, Baron’un buruk aşk hikayesi ve hatta saatin
Songül Bora
JAPON SİNEMASI FACEBOOK’TA! Japon Kültürü, sineması ve anime-mangaya dair aradığınız her şey Facebook sayfamızda. Bizi Takip Edin F: facebook.com/japonsinemasi 17
japonsinemasi.com
ANİME-MANGA DOSYASI
Atsuko ISHIZUKA (Sakuraso no pet na Kanojo yönetmeni) üstleniyor. Senaryo: Satoshi SUZUKI, Ken IIZUKA, Mika ABE, Sumino KAWASHIMA, Yuuji KOBAYASHI ve Atsuko ISHIZUKA tarafından ele alınıyor. Anime Dizaynı: Takeshi OBATA (Death Note, Bakuman 1-2), Kubotite (Bleach), Takeshi KONOMI (Tennis no Ouji sama), Kunio KATSUKI (Final Fantasy 4), Shigeyuki MIYA (Requiem from the Darkness), Mieko HOSOI ve Yoshinori KANEMORI (Final Fantasy, Gokusen, X) taradından yapılmış.
JAPON EDEBİYATI MAVİ EDEBİYAT SERİSİ ANİME UYARLAMASI: AOI BUNGAKU Aoi Bungaku Serisi, “Mavi Edebiyat Serisi” olarak bilinir. 12 bölümlük bir animedir. Anime bölümleri konusunu, Japon edebiyatında önemli yer edinmiş olan 6 kısa öyküden alır. “Sanat eserleri mavidir” sloganı ile yola çıkan anime, bizlere Japon edebiyatının dört farklı yazarının altı farklı eserinin anime versiyonunu sunuyor. NHK kanalının işbirliği ve MadHouse animasyonun katkılarıyla ortaya çıkmış bir seri. Dram türünde yer alan ve 2009 yılında yayınlanan animemiz 12 bölümden oluşuyor. Her bir bölüm 24 dakika. Yer alan 12 bölüm aynı zamanda da eserlere ve yazarlara göre 5 bölüme ayrılmış ve her bölümde ayrı bir psikolojik analiz söz konusu. Onlar şaheser oldukları için unutulmayanlardır. Anlatıcımız Sakai Masato’nun sesiyle animemiz başlıyor. Yönetmenliği: Morio ASAKA( Final Fantasy 4’ün yönetmenliğini yapmış.) Tetsuro ARAKI (En sevilen serilerden olan Death Note, Guilty Crown ve Shingeki no Kyojin’in yönetmeni) Shigeyuki MIYA(Lupin III yönetmeni), Ryosuke NAKAMURA(NANA, Gunsliger Girl yönetmeni)
18
Her bölümü farklı bir yönetmen, senarist, tasarımcı ve illustratörler ele alıyor bu nedenle bu kadar kalabalık bir kadrosu var. Gelgelelim, Mavi Edebiyat serisin ilham kaynağı olan yazarlara ve animemize konu olmuş kısa öykülerinin isimlerine.. Osamu Dazai Osamu Dazai 19 Haziran 1909 Kanagi - Aomori’de doğmuştur. Asıl adı Shūji Tsushima’dır. Ailedeki siyasetçi olma geleneğine karşı çıkarak, yazar olmaya karar vermiş ve 20 yaşında Tokyo Üniversitesi Fransız Edebiyatı Bölümü’ne kaydını yaptırmıştır. Hayatının birkaç kez intihar etmeye kalkışan Dazai 1948’de metresiyle birlikte suya atlayarak intihar etti. Ölümünün üzerinden bunca sene geçmesine rağmen, Japonya’da hâlâ ilgi gören bir yazardır ve eserleri Japon Edebiyatı’na damga vurmuştur. Seride Osamu Dazai’nin iki öyküsü yer alıyor: No Longer Human (Ningen Shikkaku) (Bundan Böyle İnsan Değil) 5 bölüme ayrılan serinin ilk bölümü. 12 bölümlük animenin ilk 4 bölümü bu hikayeyi işliyor.
ANİME-MANGA DOSYASI
No Longer Human (Ningen Shikkaku) Orijinal illüstrasyonlar: Takeshi Obata Bu bölümün yönetmenliğini Morio Asaka üstleniyor. Senaryo: Satoshi Suzuki Karakter tasarımları: Masanori Shino Öykünün konusu ise kısaca şöyle: Showa döneminde* bir sanat öğrencisi toplum ve insanlık duygusu arasında kendini kaybolmuş ve yabancılaşmış hissetmektedir. Sürdürdüğü yabancılaşmış yaşantısında sürekli depresyon, uyuşturucu ve kendine zarar verme çemberinin içine düşer. Üç bölümde anlatılan bu hikâyede her bölüm gencin hayatının farklı bir noktasına değinmektedir.
japonsinemasi.com
Run Melos! (Hashire, Melos!) Orijinal illüstrasyonlar: Takeshi Konomi (The Prince of Tennis) Yönetmen: Ryosuke Nakamura. Senaryo: Sumino Kawashima Karakter tasarımları: Mieko Hosoi
*Showa
dönemi “Aydınlanmış barış devri” olarak bilinir ve Japon tarihinde en uzun hüküm sürmüş saltanatlık olan Showa bölgesine aittir. İmparator Öykünün konusu: Hiroto’nun önderliğinde 1926’dan 1989’a kadar Karşılaştığı zorluklara rağmen ana karakter Mesürmüştür. los, dostunun hayatını kurtarmak için elinden geleni yapar ve finalde çabalarının karşılığını alır. Öykümüzün ana teması “arkadaşlık”. Ayrıca Run Melos, klasik Yunan mitolojisindeki Damon ve Pythias’ın günümüze uyarlanmış yeniden anlatımıdır.
-Run, Melos! (Hashire, Melos!) (Koş Melos !) 5 bölüme ayrılan serinin dördüncü bölümü. 12 bölümlük animenin 9. ve 10.bölümleri bu hikayeyi işliyor.
Umarım sizler için keyifli ve bilgilendirici bir yazı olmuştur. Bölüm ve hikaye incelemeleri bir sonraki yazıda devam edecektir. Kaçırmayın… Birsen Albayrak
19
japonsinemasi.com
ANİME-MANGA DOSYASI 2016 İLKBAHAR DÖNEMİ ANİME DEĞERLENDİRMESİ
Aikatsu Stars!
Netoge noYome wa Onnanoko ja Nai to Omotta?
Anime Türü: Müzikal, Okul, Shoujo, Yaşamdan Kesit Vizyon Tarihi: 7 Nisan 2016
Anime Türü: Komedi, Ecchi, Romantik, .Okul Vizyon Tarihi: 7 Nisan 2016 Bölüm Sayısı: Belirtilmemiş. Konusu: Hikayen’nin merkezinde Hideki Nishimura adında gencimiz var. Bir gün internetten kız zannederek konuştuğu birine itiraflarda bulunurken, aslına bu kişinin erkek olduğunu öğrenir. Bu olaydan sonra bir daha asla internetten konuştuğu bir kıza güvenmeyeceğine dair yemin eder. Sonra yine bir gün internette dolaşırken Ako Tamaki adlı bir kız Hideki’ye itirafta bulunur. Ako gerçeklikle sanal alem arasındaki farklılığı anlayamamaktadır. İnsanlarla iletişimde sorun yaşayan biri olduğu için de yalnızdır. Hideki ise arkadaşlarıyla Ako’yu doğru yönlendirmek ve ona yardım etmek için bir mücadele içine girerler. Karakter tasarımlarına bakacak olursak; çizimler fena değil. Görüntüde bir softluk olması, görüntünün pudralı gibi olması biraz rahatsız edici. Ancak konu akışı sebebiyle bu çizim, bu tarz anime sevenleri pek rahatsız etmeyecektir.
Bölüm sayısı henüz belirtilmemiş olan animemimizin konusu 2012 yılında Aikatsu! adında bir 4 sezonluk bir anime yapılıyor. Anime tutmuş olacak ki 2015 yılında Bandai tarafından DATA Carddass Aikatsu adında bir kart oyunu piyasaya sürülüyor. Bu kart oyununun şarkılarını seslendiren Aikatsu Stars adında kadın idol bir grup söz konusu. Bu sene çıkacak bu animemiz de bana kalırsa yine aynı konuyu işleyecek gibi görünüyor. Karakter tasarımlarını şahsen başarılı buldum. Anime hakkında genel bir bilgi olmadığı için çok yorum yapamayacağım. Ancak sezonun animesi olur mu derseniz; olmaz bence. Ama keyifle izlenecek bir anime olabilir.
20
japonsinemasi.com
ANİME-MANGA DOSYASI 2016 İLKBAHAR DÖNEMİ ANİME DEĞERLENDİRMESİ
Beyblade Burst
Concrete Revolutio 2nd Season
Anime Türü: Aksiyon, Macera, Shounen, Spor Vizyon Tarihi: 4 Nisan 2016 Bölüm Sayısı: Belirtilmemiş. Konusu: Shogakukan’s Coro Coro Comics dergisinin şubat ayı ekinde Beyblade Burst animesinin Nisan’da çıkacağı duyrulmuştu. Dergide iki karaktere dikkat çekildi: Bart Aoi, sıcak kanlı ve heycanlı bir çocuk. Aynı zamanda Valkyrie adını verdiği beyblade ile savaşmayı çok seviyor. Shū Kurenai elir bir aileden gelen zeki bir çocuk. Spriggan adını verdiği beyblade ile mücadele ediyor ancak öğreneceği çok şey var.
Anime Türü: Fantastik, Süper Güçler Vizyon Tarihi: Nisan 2016 Bölüm Sayısı: Belirtilmemiş. Konusu: Eğer insanüstü güçler gerçek olsaydı? Masallarda yer alan insanüstü varlıklar aynı zamanda, aynı yerde bulunsaydı? Uzaydan gelen titanlar, mistik bir dünyadaki yaşam formları, hayaletler, antik çağlardaki goblinler, bilim adamlarının yarattığı cyborglar… Başka bir dünya olan Japonya’da bu durum “eğer”lerden ibaret değil: GERÇEK. İnsanüstü güçlere sahip olan bazı insanlar yine benzer güçlere sahip olan ünlü kişiler nedeniyle kendi güçlerini gizli tutarlar. Jiro Hitoyoshi, Superhuman Bürosu’nun üyesi ve bu insanüstü güçleri olan kişilerin takibini sürer. Kısaca bu seri, idolller ya da spor dünyasının ünlü isimleri gibi “özel insanlar” halkın içinde sıradan insanlarla birlikte yaşasaydı toplum nasıl bir hal alırdı, bu iki kesim birbiriyle nasıl anlaşırdı ve ne gibi olaylarla karşılaşılırdı gibi soruların cevaplarını bu simülasyonda bulmayı hedefliyor. İlk sezonda başarıya imza atan ve bölümleriyle derinden etkileyen serinin ikinci perdesinin aynı etkiyi bırakacağı yadsınamaz bir gerçek.
Karakter çizimleri bence gayet başarılı. Çok iyi değil ama kendini izletebilir türden. Bildiğiniz gibi Beyblade 2002’den beri değişik versiyonlarıyla ekranlara geldi. Ben bu serisini beğenmedim. Çünkü 2002’de çıkan ilk Beyblade’in yeri bende ayrıdır. Vaktiyle arkadaş grubumu ve kendimi hep bu grupla özdeşleştirmişliğim vardır. Oradaki çizimler olsun, karakter tasarımları olsun bu yeni versiyonları sollar geçer, tabi bana göre. Yine de Beyblade fanları için iyi bir seri olacağını düşünüyorum.
21
japonsinemasi.com
ANİME-MANGA DOSYASI 2016 İLKBAHAR DÖNEMİ ANİME DEĞERLENDİRMESİ
Hai-Furi
Kamiwaza Wanda
Anime Türü: Okul Vizyon Tarihi: 10 Nisan 2016 Bölüm Sayısı: Belirtilmemiş. Konusu: “Yaşadığımız deniz, koruduğumuz deniz ve yolumuz olan deniz.” 100 yıl sonra Japonya’da uçakların batmasıyla bir çok şehir sular altında kalır.Geriye kalan şehirleri kurtarmak adına birçok kıyı şehri denizin ortasına inşa edildi ve deniz yolu genişletilir. Bu genişlemeyle birlikte cankurtaranlara olan ihtiyaç da artar. Bölgenin kadınları yeni bir iş olan bu işi üstlenerek “Blue Mermaids (Mavi Denizkızları)” adında bir kurum kurarlar. Bu kurumla birlikte hem denizleri korumayı hemde deniz ile ilgili birçok şeye hizmet etmeyi amaçlarlar. Çocukluk arkadaşı olan Akeno Misaki ve Moeka China Mavi Denizkızları işini üstlenirler ve hayallerini arkadaşlarıyla paylaşırlar. Daha sonra bu kuruluş bir okula dönüşerek Yokusa Marine Lisesi adını alır. Çizimler iyi. Bol bol mavi göreceğiz anime sayesinde. Karakterlerin neredeyse tümü kadın karakter. Biraz erkek karaktere de hasret bırakacak gibi görünüyor. Sezona damga vurmaz ama yine de keyifle izlenebilir gibime geliyor. Durağan bir hikayesi olduğu için bazı arkadaşları izlerken sıkabilir de.
Anime Türü: Aksiyon, Çocuk, Sci-Fi Vizyon Tarihi: 16 Nisan 2016 Bölüm Sayısı: Belirtilmemiş. Konusu: Hikaye programlanmış bir dünya üzerinde dönüyor ve gizemli yaratıklar olan “Promin”ler ise bu dünyayı korumakla görevli. Ancak ne yazık ki bir çok Promin gerçek dünyanın böceklerinden sorumlu “Bugmin”lere dönüşüyor. Bu durum ise büyük bir problem heline geliyor. Yuto ve uzay köpeği Wanda kamera benzeri aletle Bugminleri yakalamaya başlarlar.Prominler kendilerine has obje hızlandırma, ateş kusma, obje yaratma ve mucize “kamizawa” olarak bilinen yetenekleri ile Bugminleri uzaklaştırabiliyorlar ve Yuto ile Wanda’ya mücadelesinde yardımcı oluyorlar. İlk başta küçük olan Bugminler zamanla küresel ölçekte tehdit oluşturabilecek bir unsur haline geliyor. Asıl soru bir çocuk ve bir köpek dünyayı kurtarabilecek mi?
22
Çizimleri bir çocuk animesine göre gayet iyi. Çocuk olsaydım kesinlikle izleyeceğim türden bir anime. Hem çocukların akranı olabilecek bir kahraman hem de onun sadık bir dostu süper bir köpek..
japonsinemasi.com
ANİME-MANGA DOSYASI 2016 İLKBAHAR DÖNEMİ ANİME DEĞERLENDİRMESİ
Kanojo to Kanojo no Neko
Kiznaiver
Anime Türü: Yaşamdan Kesit Vizyon Tarihi: 4 Mart 2016 Bölüm Sayısı: 4 (8’er dakika) Konusu: Hikaye İş arama macerası içinde olan bir üniversiteli genç ile birlikte yaşadığı siyah kedisini konu almaktadır.
Anime Türü: Sci-Fi Vizyon Tarihi: Nisan2016 Bölüm Sayısı: Belirtilmemiş. Konusu: Hikaye Sugomori adı verilen kurgusal bir şehirde geçer. Bir gün Sonasaki sınıf arkadaşına “Kiznaiver olarak seçildin.” der. Kizuna Sistemi, Katsuhira’nın yaralarını paylaşmasına izin veren, kendisinden tamamen farklı kişiliklere sahip sınıf arkadaşlarıyla bağlayan bir sistem. Kizuna sistemi, insanları yaralar yoluyla birbirine bağlayan ve dünyada barışı bu yolla sağlayan tamamlanmamış bir uygulama. Bu sisteme bağlı olan herkese Kiznaivers adı veriliyor. Kiznaivers yaraları böler ve diğer Kiznaiverslar arasında paylaştırır. Sugomori kenti ıslah arazi üzerine inşa edilmiştir. Nüfusu da bu yönde azalan bir şehir haline gelir. Katsuhira ve arkadaşları bu alan üzerinde yaşarlar.
Kelimelerin Bahçesi, Zamanda Sıçrayan Kız anime-filmlerinin yönetmeni Makoto Shinkai’nin eseri olan kısa seri, renklerle bireysel dünyanın derinliklerine inmek isteyenler için güzel bir fırsat sunmakta. İzleyecek olanlara serinin mangasını da okumalarını tavsiye ederiz.
Bir çok anime sayfasında beklenen bir seri olarak gördüm. Soft çizimlere sahip. Kısa seri olarak karşımıza çıkacak gibi. Çünkü 4 bölüm olduğunu görüyoruz. Zaten daha uzun olsaydı izlerken sıkacak bir anime olurdu. Çünkü doku olarak baktığımızda psikolojik bir yapıya sahip olduğunu görüyoruz. Karakter çizimleri başarılı, ama daha iyi de olabilirdi. Bir kere hikayesi beni benden aldı. Değişik ve ilgi Kısa kesmeleri iyi mi olmuş desek bilemedim.. çekici. “Dertler paylaştıkça azalır.” gibi bir teması var sanki. Hikaye nasıl işlenir nereye bağlanır bilemiyorum ama sezona damga vurabilir gibime geliyor.
23
japonsinemasi.com
ANİME-MANGA DOSYASI 2016 İLKBAHAR DÖNEMİ ANİME DEĞERLENDİRMESİ
Koutetsujou no Kabaneri
Kuromukuro
Anime Türü: Aksiyon, Fantastik Vizyon Tarihi: 8 Nisan 2016 Bölüm Sayısı: Belirtilmemiş. Konusu: “Steampunk* Hayatta Kalma Mücadelesi” olan hikaye, ada şehri olan Hinomoto’da geçiyor. Çelik kalp olarak bilinen zombi gibi varlıklar olan “Kabane”ler yüzünden insanlar kendilerini korumak için “kale” adı verilen istasyonlarda yaşamaktadır. “ Hayajiro “ olarak bilinen tek zırhlı lokomotifler de istasyonları arasında gidip gelmektedir. Esasında hikaye zombiler ile insanlar arasındaki mücadeleyi temel alıyor.
Anime Türü: Aksiyon, Mecha Vizyon Tarihi: 7 Nisan 2016 Bölüm Sayısı: Belirtilmemiş. Konusu: Birleşmiş Milletler Kurobe Araştırma Enstitüsü’nün kurulmasıyla Kurobe barajı yapımı sırasında antik bir nesne keşfedilir. Dünyanın her bir yanından aydınlar bu nesneyi incelemek için buraya gelir ve bu araştırmacıların çocukları Mt. Tate Uluslararası Senior Lisesi’ne katılır, enstitü sahibinin kızı Yukina Shirahane de dahil olmak üzere. Hikayenin başlamasıyla, yalnız bir samuray bir kez daha uyanacaktır.
Yine çizimleri iyi olan bir anime serisi daha. Hikayesi açık söyleyeyim pek ilgimi çekmedi. Olay bu araştırmacıların çocukları üzerinden yürüyecek ama nereye dayanacak kestirmesi zor. Bulunan antik bir obje üzerinden nereye kadar heyecan yaratılabilir Yine güzel bir seriyle karşı karşıyayız bence. Zombi tahmin edemiyorum. İzleyicileri pek tatmin etmeyedurumları belki seride sıkıcı bulunabilir ama sezonun cek bir seri olacağını düşünüyorum. popüler animeleri arasına gireceğini düşünüyorum. *Steampunk: Gelişmiş teknolojiden ziyade buharla çalışan makinaların değişik yorumlamalarını içeren bir bilim-kurgu türü.
24
japonsinemasi.com
ANİME-MANGA DOSYASI 2016 İLKBAHAR DÖNEMİ ANİME DEĞERLENDİRMESİ
Mayoiga
Kagewani: Shou
Anime Türü: Dram Vizyon Tarihi: 1 Nisan 2016 Bölüm Sayısı: Belirtilmemiş. Konusu: Gölgeli bir otobüste 30 genç erkek ve kadın bir araya gelir. Otobüsün destinasyonu yanıltıcı ve muhtemelen varolmamış bir köy olan Nanakimura’dır. Nanakimura dünyanın engellerinden arınmış ütopik bir varoluş olarak karşımıza çıkar. Ve yahut bir şehir efsanesidir.. “Gerçek dünyadaki umutsuzluğu aşmak.. Hayata sıfırdan başlamak.. Günlük yaşamın sıkıcılığından kurtulmak..” Otobüs bu otuz kişiyi kalplerindeki yaralarıyla ve şahsi beklentileriyle birlikte dağların derinliklerine taşımaktadır. 30 kişi bu köye vardıklarında sessiz, ıssız ve sönük yaşam kırıntılarıyla dolu bir yer olduğunu görür. Peki bu 30 kişinin Nanakimura’da yüzleşeceği gerçeklik nedir?
Anime Türü: Gizem, Doğaüstü Vizyon Tarihi: 1 Nisan 2016 Bölüm Sayısı: Belirtilmemiş. Konusu: Kagewani serisinin 2.sezonu. UMA adı verilen gizemli canavarlar birden bire ortaya çıkıp insanlara saldırmaya başlamışlardır. Banba Sousuke isimli bir bilim adamı, gölge timsahı anlamına gelen “Kagewani” anahtar kelimesinden yola çıkacak ve kelimenin arkasında gerçeği bulmaya çalışacaktır. “Canavarlar insanlara neden saldırıyor?” Cevabı serimizde alacak mıyız?
Çizim olarak bizim böyle sevdiğimiz 3 boyutlu ve canlı bir çizime sahip olmasa da hikaye ve tür olarak dikkat çeken bir anime. E tabi bazı insanlar çizime göre bazıları hikayeye göre izler. Bu tarz çizimlerden açıkcası ben çok hoşlanmıyorum. Animenin doğduğu bir Bu serinin afişi nedense bana Another animesini kültür olarak ve böyle bir değere sahip olan Japonya hatırlattı. Hikayenin sunulan konu özetine bakarsak bu sektörde kaliteyi eksik etmemeli diye düşünüyobaya gizemli olacak gibi görünüyor. Karakter çizim- rum. Kötü çizimler yüzünden hikayesi sağlam olan leri başarılı. Ancak karakterler biraz daha orta yaşlı animelerin hibe olması hoş değil. Mangakalara ve olsa daha mı iyi olurdu bilemedim. Yine de sezonun emekçilerine yazık olmasın. Buradan sesleniyorum. popüler animelerinden biri olacağı kuşkusuz. Ben de merakla bekleyeceğim.
25
japonsinemasi.com
ANİME-MANGA DOSYASI 2016 İLKBAHAR DÖNEMİ MANGA DEĞERLENDİRMESİ
Bungou Stray Dogs
Big Order
Manga Türü: Gizem, Seinen, Doğaüstü Yayım Tarihi: 7 Nisan 2016 Konusu: Nakajima Atsushi yetimhaneden kovulmuş gidecek bir yeri, yiyecek yemeği olmayan bir gençtir. Açlıktan ölmek üzere bir nehir kenarında dururken garip bir şekilde, intihar etmek isteyen adamı kurtarır. Bu adam Osamu Dazai’dir ve yanında detektif ajansından partneri Kunikida vardır. Bu ikilinin özel güçleri vardır. Polis ve ordu ile anlaşarak çok tehlikeli davaları alırlar. Atsushi’nin mekana geldiği sıralarda, onlar son zamanlarda ortaya çıkmış bir kaplanın izni sürüyorlardı. Atsushi’nin kaplanla bir bağlantısı varmış gibi gözüküyordu.. Ancak dava çözüldüğünde Atsushi’nin hayatı Dazai ve detektif birliğiyle daha çok iç içe geçmiş olacaktır. Bu seride bir kere Osamu Dazai’nin adı geçiyor. Tutmaması mümkün mü?
Manga Türü: Aksiyon, Süper Güç, Shounen Yayın Tarihi: 16 Nisan 2016 Konusu: Hikayenin merkezinde içe dönük bir lise öğrencisi olan Eiji Hoshimiya var ve Eiji’nin kimsenin bilmediği büyük bir sırrı vardır. Eiji küçük yaştayken bir felaket olmasını diler ve çok geçmeden bu dileği gerçek olur. FElaketin gerçekleşmesinden sonra bazı insanlar “sipariş”(order) olarak adlandırdıkları bu özel güçleri elde etmek isterler. Order kullanıcılarının güçlerini kullanması kendi istek ve dileklerine bağlıdır.
26
Yıkımdan 10 yıl sonra Eiji sahip olduğu muazzam gücü ile uzlaşmak için mücadele eder. Değerlendirme: Birsen Albayrak
japonsinemasi.com
JAPON KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ
ANİME FİLM ATÖLYE: EVE NO JİKAN
ÖDÜLLÜ ORİGAMİ YARIŞMASI
mangAnime Türkiye’nin anime film gösterimi ve atölye çalışmaları, klasik bilimkurgu eserlerinden biri olan “Eve No Jikan” (Time of Eve / Havva’nın Zamanı) ile devam ediyor. 12 Mart Cumartesi saat 13.00-17.00 arasında Kadıköy Tasarım Atölyesi’nde yapılacak etkinlik, film gösterimiyle başlayacak, sonrasında filmin çözümlemesi ve izleyicilerle beraber sohbet ile devam edecek. Etkinlik ücretsizdir, tüm sinema ve anime meraklılarına açıktır.
Bursa Uluyama Türk Japon Kültür Derneği’nin düzenlemiş olduğu origami sanatı yarışması devam ediyor. Katılımcılar eserlerini 15 Mart Salı gününe kadar okul müdürlüğü ve derneğe yapılabilecek. Yarışmada ilk üç eserin sahibi 18 Mart 2016 Saat 14:00 de Doğa kolejinde düzenlenecek tören ile ödüllerini Japonya Başkonolosluğu ve derneğin elinden alacaktır.
JAPON SİNEMA DERGİSİ
24. ANKARA JAPONCA KONUŞMA YARIŞMASI Türk Japon Vakfı’nın katkılarıyla düzenlenen 24. Ankara Japonca Konuşma Yarışması 13 Mart Pazar günü Türk Japon Vakfı Kültür Merkezi Özdemir Sabancı Salonunda düzenlenecek. Saat 12.30-16.00 arasında gerçekleştirilecek etkinlikte Japonya hakkında sunumlar, sergiler ve toplulukların dans gösterilerine de yer verilecek.
F: facebook.com/japonsinemasi M: japonsinemasi@gmail.com
japonsinemasi.com
27
www.japonsinemasi.com