Japon Sinema E-Dergisi Sayı: 3

Page 1

JAPON SİNEMA DERGİSİ NİSAN 2016 SAYI: 3 AYLIK JAPON SİNEMASI E-DERGİSİ

ÖLME, ÖLDÜRME VE 12 YAKALAM: JOKER GAME

8 KENJİ MİZOGUCHİ’NİN ŞİİRSEL SİNEMA DİLİ

18 ANİMELERDE GERÇEK

DÜNYANIN YANSIMASI

21 JAPONYA’DA ANİME YAPIM STÜSYOLARI

25 JAPONYA’DA İLGİNÇ

BİR MODA: HARAJUKU

japonsinemasi.com


Editörden, Merhaba Arkadaşlar, Yayın hayatına başladığımız 2015 yılı Aralık ayından itibaren Japon kültürü ve sineması alanında sizlere başucu kaynağı olabilecek bir portal-yayın oluşturmak amacıyla çıktığımız yolda üçüncü ayımız geride kaldı. Geride kalan bu sürede sizleri Japon sineması, Japon kültürü, anime-manga ve etkinlikler alanında bilgilendirmeye çalışırken daha önce dile getirilmemiş konularda aydınlatmaya çalıştık.

JAPONSİNEMASİ.COM Yayın Türü: Aylık E-Dergi Yıl: Nisan 2016 Sayı: 03 Japon Sineması Platformu e-dergisidir. Kapak Fotoğrafı Departures / Yōjirō Takita (2009) Arka Kapak Fotoğrafı Fullmetal Alchemist Brotherhood Sanat Yönetmeni&Tasarım Gökhan Kuloğlu Editörler Gökhan Kuloğlu Arman Ertürün Birsen Albayrak Katkıda Bulunanlar Aygün Coşkun Bensu Cangüler İletişim ve Reklam japonsinemasi@gmail.com JAPON SİNEMASI www.japonsinemasi.com

Japon Sineması Platformu olarak Japon kültürü ve sineması üzerine düşünen, yazan ve çizen arkadaşları bir çatı altında toplayarak birlikte projeler üretme amacıyla çıktığımız yolda büyüyerek emin adımlarla ilerliyoruz. Japon Sinema E-Dergisinin 3. Sayısı ile karşınızdayız. Dergimizin 3. Sayısında Japon Sinemasında adından söz ettirmiş yönetmenler Kenji Mizoguchi ve Katsuhiro Otomo, samuray rollerinin vazgeçilmez ismi sinema oyuncusu Toshiro Mifune’ye ve adından söz ettiren Japon filmlerine dair yazıları sizleri bekliyor. Japon kültürü dosyasında Ukiyo-e resim sanatına, Janken-pon oyununa ve Japon kukla tiyatrosu bunrakuya açıklık getiriyoruz. Anime-Manga dosyasında Osamu Tezuka’nın ölümsüz karakteri Atom’un hikâyesini yıldönümünde sizlerle buluşturuken öte yandan 2016 Kış sezonunda öne çıkan anime serilerini, Japonya’daki anime yapım stüdyolarını ve yine Japonya’da anime-manganın kalbi Akihabara’yı sizlerle buluşturuyoruz. Japon kültür etkinliklerden haberdar olmak isteyen okurlarımıza da yaklaşan etkinliklerden bir seçki hazırlarken bol katılımcı ve eğlenceli etkinlik dileklerimizi sizlere aktarıyoruz. Son olarak, desteğini bizden esirgemeyen tüm okurlarımıza teşekkür ediyoruz. Yeni sayıda buluşmak dileklerimizle. Gökhan Kuloğlu JAPON SİNEMASI


4

2015 YILI JAPON SİNEMASINA GENEL BAKIŞ: YILIN 10 FAVORİ FİLMİ

7

AKİRA’NIN YÖNETMENİ KATSUHİRO OTOMO

8

KENJİ MIZOGUCHİ’NİN ŞİİRSEL SİNEMA DİLİ

TOSHİRO MİFUNE VE

9 10 ÖNEMLİ FİLMİ

BEN’DEN OLUŞAN ÖLME, ÖLDÜRME VE İZLENMESİ GEREKEN 10 SADECE 12 YAKALAMA: JOKER GAME 14 6 KLASİK JAPON FİLMİ BEN KRALLIĞI: ORE ORE

16

JAPON RESİM SANATI: UKİYO-E TEKNİĞİ

16

DURUMSAL GERÇEKLİK JANKEN-PON OYUNU

16

MÜZİKLİ KUKLA TİYATROSU: BUNRAKU

17

ASTRO BOY’UN KAHRAMANI: ATOM

18

ANİMELERDE GERÇEK DÜNYANIN YANSIMASI

20

2016 KIŞ SEZONU ÖNE ÇIKAN ANİMELER

21

JAPONYA’DA ANİME YAPIM STÜDYOLARI

23

ANİME VE MANGANIN KALBİ: AKİHABARA

25

JAPONYA’DA İLGİNÇ BİR MODA: HARAJUKU

27

SANAT VE FİZİK MEKANI SERGİSİ

27

ATÖLYE: SUSHİ MUTFAK ÇALIŞMASI

27

ANİME GÖSTERİMİ/ ATÖLYE: SUMMER WARS

3


japonsinemasi.com

JAPON SİNEMASI DOSYASI

2015 YILI JAPON SİNEMASINDA YILIN FAVORİ 10 FİLMİ

Yazar: Arman Ertürün

Geçtiğimiz yıllarla karşılaştırıldığında biraz daha sönük geçmiş olsa da 2015 senesi 84 yeni filmle Japon Sineması için oldukça verimli geçti. Okuyucularımız için seçtiğimiz en iyi 10 film üzerinden bir değerlendirme yaptık, keyifli okumalar… 2. Gassoh Japan Cartoonists Association Awards’da mükemmellik ödülü alan manga Gasso’dan uyarlanan film 1868’de Shogitai’ye katılan ve Tokugawa’nın yanında Meiji yönetimine karşı çıkan 3 genç adamın diktatörlüğe karşı savaşını anlatıyor. Kiwamu Akitsu (Yuya Yagira), Masanosuke Yoshimori (Koji Seto), Teijiro Fukuhara (Amane Okayama)’nın yaşlarına rağmen şahane oyunculukları, kahramanlık ve siyaset içeren hikayesi filmi öncelikli izlenecekler listesine sokmaya yetiyor. 1. La La La at Rock Bottom Yer Osaka Meydanı. Bir grup meydanda rock müzik yapmaktadır ve kalabalıktan biri koşarak sahneye atlar, mikrofonu alır ve şarkı söylemeye başlar. Başta ne olduğunu kimse anlayamasa da adamın sesi o kadar iyidir ki dinleyiciler bir anda kitlenir. Daha sonra grubun menajeri Kasumi(Fumi Nikaido) genç adamın hafızasını kaybettiğini öğrenir fakat yeteneğinden de etkilenmiştir. Ona Pochi Ma (Subaru Shibutani) ismini verir fakat genç adamın hafızası yerine gelmeye başladıkça ortaya büyük bir problem çıkar. Filmi iyi kılan en önemli nokta hikayenin işleniş biçimi, bu yüzden yönetmen Nobuhiro Yamashita büyük bir övgüyü hakediyor.

4


JAPON SİNEMASI DOSYASI

japonsinemasi.com

3. Litchi Hikari Club 9 genç oğlanın Hikari Club adıyla kurdukları kulüpleri ve en iyi yapay zekayı yaratmaya çalışmalarının anlatıldığı film başka bir manga uyarlaması. Usamaru Furuya’nın mangasından aynı isimle uyarlanan filmi Eisuke Naito yönetiyor. Kulübün başındaki Zera(Yuki Furukawa)’nın çarpık fikirlerinin kulübün diğer üyelerini etkilemesiyle kulübün asıl kurucusu Tamiya(Shuhei Nomura) arasında çıkan çatışmada kulübün diğer üyelerinin tutumları filmi farklı bir konuma sokuyor ve ortaya yılın bizce en iyi filmlerinden biri çıkıyor.

5. Being Good Kengo Kara tarafından canlandırılan Tasuku Okano iyi bir ilkokul öğretmenidir fakat bir gün farkeder ki öğrencilerinden biri kötü muameleye maruz kalıyor. Başta umursamasa da ona yardımcı olmaya başlıyor. Masami(Machiko Ono) ise kötü bir ailede yetişmiş bir anne ve kendi çocuğuna da kötü davranıyor, kendini de diğer ebeveynlerin de öyle davrandığına inandırmış durumda. İzlemesi zor ve rahatsız edici bir film olsa da her güzel şeyin zor ortaya çıkması gibi bu film de izledikten sonra iyiki izledim diyeceğiniz bir film. Başrollerin performansı da bu dram filminde gerçek anlamda göz dolduruyor.

4. Umimachi Diary Akimi Yoshida’nın mangasından uyarlanan ‘’Bizim Küçük Kız Kardeşimiz’’ 4 kız kardeşin dramatik hikayesini anlatıyor. Aynı babadan olan büyük üç kız kardeş 15 yıldır babalarını görmemektedirler ve bir gün onun ölüm haberini alırlar. Bunun üzerine cenazeye gittiklerinde 13 yaşındaki küçük kız kardeşleriyle tanışırlar. Babalarının ölümünden sonra bu yeni kardeşe bakacak kimse kalmadığından büyük kardeşleri küçüklerini de yanlarına alırlar. Ünlü yönetmen Hirokazu Koreeda’dan muhteşem bir yönetim, ilginç ve dramatik aile dramı hikayesi ve Haruka Ayase, Kaho, Suzu Hirose ve Masami Nagasawa’nın başarılı oyunculuklarıyla görülmesi gereken bir film.

6. Kakekomi Mutsuz bir evlilikten uzaklaşmak için evinden kaçan Kakekomi, eğer iki yıl boyunca Tokei-ji tapınağına hizmet ederse istemediği kocasından boşanmasına kocasının razı olacağına inanıyor ve bu tapınağa yerleşiyor. Kakekomi’yi canlandıran usta oyuncu Hikari Mitsushima bu filmde tapınaktaki bir cariyeyi canlandırıyor ve burada yazar olmak isteyen Nobujiro(Yo Oizumi) ile tanışmasıyla olaylar gelişiyor. İlginç hikayesi ve başarılı yönetmen Masato Harada farkıyla güzel bir seyirlik ortaya çıkmış. Hisashi Inoue’nin Tokeiji Hanadayori romanından uyarlanan film ilk göserimde 157 milyon yen hasılat elde etti.

5


JAPON SİNEMASI DOSYASI

japonsinemasi.com

7. Biri Gal Uçan Renkler olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz Biri Gal, gerçek bir olaydan esinlenilmiş gençlik üzerine bir dram-komedi filmi. Yönetmen Nobuhiro Doi sayesinde, beklentilerin üzerinde iyi bir film olarak karşımıza çıkan Biri Gal liseli bir kızın aile yaşantısını ve eğitim sorunlarını anlatıyor. Saçlarını sarıya boyayan ve sigara içen, bu asi ve uyumsuz halleri yüzünden de sık sık okul değiştiren lise ikinci sınıf öğrencisi Sayaka Kudo(Kasumi Arimura)’nın üniversiteye hazırlanma ve bu süreçte ailesinin baskısını izliyoruz. Arimura’nın, zor bir rol olmasına rağmen performansı takdire şayan.

9. Parasyte (Part 2) Dünyaca ünlü Parasyte manga serilerinden uyarlanan ve 2 film olarak perdeye aktarılan Parasyte serisinin ikinci filmi birincisiyle karşılaştırıldığında oldukça tatmin edici bir film olmayı başarmış. Genelde karanlık ve derin karakterleri canlandırırken görmeye alışık olduğumuz ünlü oyuncu Shota Sometani, bu filminde de benzer bir karakteri canlandırıyor. Sometani manga serileriyle kendi oldukça geliştirdi ve bu filmde de şahane bir oyunculuk ortaya koyuyor. 1. Filmdeki bazı cevapsız soruları da yönetmen Takashi Yamazaki bu filmle bertaraf etmiş ve oyunculuklarla filmi iyi bir noktaya çıkartmayı başarmış.

8. Solomon’s Perjury(Part 2: Judgement) İlk film Suspicion ümir verici bir filmdi ve part ikide de öğrenciyi kimin öldürdüğü belirsiz bırakılarak sürükleyicilik artırılmış. Lisedeki bir gizemi anlatan filmde Shunji’yi canlandıran Hiroya Shimizu part birde kabadayı bir karakter olarak karşımıza çıksa da bu filmde trajik bir karaktere dönüşüyor.

10. April Fools Aşk, kimlik arayışı ve aile sorunları üzerine 7 farklı hikayeden oluşan April Fools, her ne kadar hikayesi alışılageldik ve hatta tahmin edilebilir bile olsa, karakterleri açısından etkileyici ve cazip bir film haline geliyor. Yönetmenliğini Junichi Ishikawa’nın yaptığı film, 7 farklı kişi ve çiftin hikayesinin anlatıldığı fimde insanlardan korkan Ayumi Nitta (Erika Toda)’dan, Tori Matsuzaka’nın bir seks bağımlısını canlandırdığı Wataru Makino’ya ve dedektik rolündeki Masanobu Takashima’ya kadar çok farklı ve renkli karakterler filmi sevilebilir kılan noktalar. Film ilk haftasında Japonya’da 306.494 milyon yen kazanmıştı.

2015’te Hochi Film Ödülleri’nde En İyi Film Ödülünü kazanarak büyük başarı yakalayan film jüriden 10 üzerinden 8 puan almış ve Japonya’da açılış haftasında 120.128.000 yen hasılat kazanmıştı. Yine 2016 Japon Akademi Ödülleri’nde filmin oyuncusu Ryoko Fujino Yılın Çaylağı Ödülünü almıştı.

6


japonsinemasi.com

JAPON SİNEMASI DOSYASI

AKİRA’NIN YÖNETMENİ KATSUHİRO OTOMO 1954 yılında Japonya’nın Miyagi Prefecture kentinde dünyaya gelen Japon manga sanatçısı , senarist ve film yönetmeni Katsuhiro Otomo, Tome -gun kentinde çocukluğunu geçirdi. Bir röportajında Otomo, lise yıllarındayken film izleyebilmek için okulların tatil olduğu günlerde trenle üç saatlik yolu gidip geldiğinden bahsetmektedir. Otomo’nun sinema ile tanışması ise bu döneme rastlar. 1973 yılında okulunu başarıyla bitiren Otomo, manga sanatçısı olabilmek için Tokyo’ya gitti. 4 Ekim 1973 tarihinde ise ilk işi olan A Gun Raporu başlıklı manga uyarlamasını yayınladı.

Yazar: Gökhan Kuloğlu

Son yıllarda Sunrise Stüdyosu ile çalışan Otomo, 2004 yılında Steamboy, 2006’da Freedom Project ve 2007’de ise SOS! Tokyo Metro Explorers: The Next çekti. Son günlerde ortaya atılan haberlerde Akira animasyonun canlı filminin yapacağı yönünde açıklamalar yapılmıştır. 2012 yılında kendisi ile yapılan röportaj ise Otomo, Akira’dan daha uzun formatta Japonya’nın Meji dönemini ele alan bir manga serisi hazırlayacağını dile getirmiştir. Daha ise 2013 yılında son filmi olan Short Peace çekmiştir.

Japonya’da en iyi manga ve animasyon uyarlaması olarak gösterilen Akira’nın yaratıcısıdır. 2005 yılın1979 yılında, Action dergisi için kısa hikâyaler yaz- da Fransız Ordre des Arts et des Lettres dekore maya başlayan Otomo, daha sonra ilk bilim-kurgu edilen Akira ile 2014’te Amerikan Eisner Ödülü alan çalışması olan Fireball’u oluşturdu. Asla tamamlan- dördüncü manga sanatçısı olmayı başardı. Otomamış bir manga olan bu proje, Otomo’nun eserler- mo, daha sonra 2014 yılında 41 Annie Ödülleri’nde inin genel havasına bakıldığında onun kariyeri için Winsor McCay Ödülünü aldı. 2013 yılında ise Japon dönüm noktası olarak gösterilir. 1980 yılında Domu Hükümeti Mor Onur Madalyası ve 2015 Grand Prix adlı çalışması serileştirildi ve iki yıl boyunca yayında de la ville d’ Angoulême ödüllerine layık görüldü. kaldı. 1983 yılında ise kitap olarak yayınlanan eser ile Nihon SF Taisho Ödülü, Nebula Ödüllerini kazan- Yönetmenlik Yaptığı Filmler: dı. 1982’de ise Harmagedon animasyon filmi için Neo Tokyo (1987), Robot Carnival (1987), Akira karakter tasarımcısı olarak çalışan Otomo, bir son- (1988), World Apartment Horror (1991), Memories raki yıl kendisini zirveye taşıyacak olan eseri Akira (1995), Steamboy (2004), Mushishi (2006), Short için çalışmalara başladı. Tamamlanması 8 yılını alan Peace (2013) Akira toplamda 2000 sayfalık bir manga olarak ortaya çıktı. Bundan sonra bir iki yönetmenlik tecrübesi yaptıktan sonra 1988 yılında Akira’yı çekti.

7


japonsinemasi.com

JAPON SİNEMASI DOSYASI

KENJİ MİZOGUCHİ’NİN ŞİİRSEL SİNEMA DİLİ Kenji Mizoguchi, Akira Kurosawa ve Yasujiro Ozu ile birlikte Japon sinemasının en önemli üç yönetmeninden biridir. Geleneksel Japon resim sanatını andıran görüntüler, uzun statik çekimleri ve oluşturduğu geleneksel atmosfer ile Japonya’daki kadınların gördüğü zulmü kamera önüne taşımıştır. Mizoguchi’nin filmlerindeki kadınların dişi yüzünün gerçekçi biçimde öne çıkmasında çocukluğunda geyşa olan kız kardeşi ile uzun süre yaşaması ve bu dönemde edindiği izlerin onun daha sonraki yıllarda sinemasına yanmıştır. Çocukluk döneminde yaşadığı yokluk ve acılar, kız kardeşinin yaşadığı zorlu yaşam biçimi onun sinemasındaki ‘‘acının’’ dilini oluşturmuştur.

Yazar: Gökhan Kuloğlu

Öyküleri) çağ filmlerinin başarılı bir örneğidir. Gerçekliğin doğası üzerine bir inceleme oluşuyla ve denetimli kamera hareketleriyle yaratılan mekan duygusuyla dikkati çeken Ugetsu savaş sonrası Japonya’sı üzerine alegorik bir yorumudur. Gaito no suketçi (1925, Sokak Skeçleri) ve Kami-ningyo haru no sasayaki (1926, Kağıttan Bir Bebeğin Bahar Fısıltısı) adlı filmleriyle 1930’larda Japon sinemasında gelişen gerçekçiliğe öncülük etti. 1920’ler ve 1930’lardaki önemli filmler arasında, dönemin toplumsal sorunlarını ele alan Tokyo koşinkyoku (1929, Tokyo Marşı) ve Tokai kokyogaku (1929, Tokyo Senfonisi) ile geleneksel değerlerin modern Japon toplumunca reddedilmesini işleyen Gion no şimai (1936, Gion’un Kız Kardeşleri) ve Naniva ereci (1936, Naniva Ağıtı) sayılabilir.

1930’larda Japon sinemasının yükleşini ve Avrupa’da adından söz ettirmesinde önemli rol üstlenen Mizoguchi’nin sinemasındaki gerçekçi yaklaşımı, resim Mizoguçi’nin savaş sonrası yaptığı filmlerde genelgibi filmi sunması ve anlatım dilinin akıcılığı ile Japon- likle kadınları konu almıştır. Bu filmler arasında ya’da gelecek kuşaklara örnek oluşturmuştur. Japonya’da özgürlüğünü kazanmış ilk kadınlarından birinin yaşamöyküsü olan Coyu Sumako-no-koi Görsel açıdan etkileyici filmlerinde gerçekliğin (1947, Oyuncu Sumako’nun Aşkı), Yoru no onnataçi doğası, modern ve geleneksel değerlerin çatışması, (1948, Gecenin Kadınları) ve Akasen çitai (1956, kadındaki sevginin arındırıcı niteliği gibi konuları Kırmızı Işıklı Semt) filmleri bulunmaktadır. işleyen Mizoguchi, Zangiku monogatari (1939, Son Krizantemlerin Öyküsü) filmiyle Meici döneminde Çağdaş sorunları gerçekçi bir biçimde betimlerken geçen uzun bir çağ filmleri dizisini başlattı. Japon eski Japon efsanelerini de ele alıp düşçülüğe ve aşırı sinemasının en güzel filmlerinden biri sayılan Uget- bir inceliğe sürükleyerek şiirsel bir anlatım oluştursu monogatari (1953, Yağmurdan Sonraki Soluk Ayın muştur.

8


japonsinemasi.com

JAPON SİNEMASI DOSYASI

TOSHİRO MİFUNE VE 10 ÖNEMLİ FİLMİ 1920 Shandong doğumlu Toshiro Mifune, II. Dünya Savaşı sonrası Japon sinemasının önde gelen oyuncusudur. Samurai tiplemeleriyle ve yer yer polisiye karakterle kamera önüne çıkmıştır. Sinema seyircisi onu Akira Kurosawa’nın Japon tarihinin izini süren filmlerindeki rolleriyle hatırlamaktadır. Gençliğinde, babasının fotoğrafçı dükkanında çalışan Mifune, II. Dünya Savaşı’nda Japon İmparatorluk Ordusunun Hava Fotoğrafçılığı biriminde görev aldı. Dönemin film yapım şirketlerinden Toho’nun düzenlemiş olduğu ‘‘yeni yüzler’’ yarışmasına arkadaşlarının ısrarı üzerine fotoğraf gönderir ve başvuru yapan 4000 kişi içinden seçilen 48 kişi ile birlikte oyunculuk kariyeri başlar. Dönemin yönetmenlerinden Yamamoto onu Senkichi Taniguchi’ye tavsiye eder ve 1947’de ilk uzun metraj filmi olan Shin Baka Jidai’de görev alır. Kurosawa ile tanışarak sinema kariyerinde çıkış yakalayan Mifune, 1950 yapımı Rashomon filmindeki performansı ile dünya sinemasında vitrin oyuncu haline gelerek dünyaca tanılır olur. Kariyeri boyunca 1970’e yakın uzun metrajlı filmde yer alan Müfune, Kurasawa ile çektikleri samuray ve Japon tarihi temalı filmlerle seyircinin zihninde yer etti. Özellikle kamera karşısında her an ne yapacağı belli olmayan ani çıkışları, rollere kattığı çılgınlık boyutundaki gerçeklik ile zihinlerde yer esen Mifune, Kurasawa ile 16 filmde çalıştı. 1993 yılında Japon sinemasına üstün katkılarından dolayı Japon hukümetinden Kutsal Hazine Altın ve Gümüş Yıldız Nişanı’nı almıştır.

Yazar: Gökhan Kuloğlu

1

Shichinin no samurai / Yedi Samuray (1954) Yönetmen: Akira Kurosawa

2

Kumonosu-jô / Kanlı Taht (1957) Yönetmen: Akira Kurosawa

3

Yôjinbô (1961) Yönetmen: Akira Kurosawa

4

Yoidore tenshi / Drunken Angel (1948) Yönetmen: Akira Kurosawa

5

Dai-bosatsu tôge / The Sword of Doom (1966) Yönetmen: Kihachi Okamoto

6

Jôi-uchi: Hairyô tsuma shimatsu (1967) Yönetmen: Masaki Kobayashi

7

Tsubaki Sanjûrô (1962) Yönetmen: Akira Kurosawa

8

Tengoku to jigoku (1963) Yönetmen: Akira Kurosawa

9

Nora inu / Stray Dog (1949) Yönetmen: Akira Kurosawa

10

Warui yatsu hodo yoku nemuru (1960) Yönetmen: Akira Kurosawa

9


JAPON SİNEMASI DOSYASI

SADECE ‘BEN’DEN OLUŞAN BEN KRALLIĞI: ORE ORE

japonsinemasi.com

Yazar: Birsen Albayrak

Zamanla kimliğini çaldığı Daiki ile kendi hayatı yer değiştirmeye başlar. Sonrasında ise kendi benlikleri çoğalır. Daiki’nin Nao’yu(başka bir Hitoshi benliği olan) bulmasıyla üçlü, “benlik adası”nı kurmaya başlarlar. Orjinal Hitoshi zamanla bu üçüzlüğe alışır ve bu üçlülüğün getirdiği avantajları kendi faydasına kullanır. Ancak ortaya birçok “kusurlu” Hitoshi kopyalarının çıkmasıyla sorunlar Filmin konusu ise şu şekilde; Hitoshi(Kamenashi oluşmaya başlar. Gerçeklik algısının giderek bozuKazuya) fotoğrafçılıkta başarısız olduktan sonra lmasıyla Hitoshi kendini gerçeküstü bir kabusun elektronik bir mağazada satış danışmanlığı yap- içerisinde bulur. Sonrasında kopyalar zamanla maya başlar. Bir gün fast food restoranında iken kaybolmaya başlar ve Hitoshi’nin etrafındaki kişiler birisi(Daiki) telefonununu onun tepsisinde unutur. zamanla Hitoshi’nin benlik girdabına karışır. Telefonunu yanına alan Hitoshi, müşterinin annesine Daiki’ymiş gibi davranıp 900 bin yeni hesabına Tomoyuki Hoshino’nun ödüllü romanından uyargöndermesini ister. Aslında “ore ore” Japonya’da sıkça lanan “It’s Me, It’s Me” filmi, “Being John Malkovkullanılan bir aldatmaca olarak biliniyor. Hitoshi’nin ich” i hatırlatan bir yapım olarak karşımızda. 1999 bu dolandırıcılığından sonra hayatında oluşan ve bir Spike Jonze yapımı film, kuklacılıkla uğraşan işsiz anda ortaya çıkan benlik parçalarıyla kendini bir ben- Craig’in bir gün actor John Malkovich’in beynine açılan bir portalı keşfetmesi ile başlar. Asıl Malkovlik adasının içinde bulması filmin ana kurgusudur. ich’in de portale girmesiyle Malkovich tarafından oluşturulmuş “Malkovich” dünyası. Diğer bir deyişle, nihai bir narsistik cehennem. Spike’ın filminde küçük bir unsur olarak yer alan bu durumun Miki’nin filminde büyük bir alanı kapladığını görüyoruz.Bu doğrultu da filmde bir benlik portalı oluşturulmuş. Yönetmen Miki, Monty Pyton’dan Jonze’a kadar Charlie Kaufman’ın 2002 yapımı filmi “Adaptation” gibi birçok özgün kaynaktan da esinlenmiş. 2013 yapımı olan filmimiz Ore Ore’nin yönetmenliğini ve senaristliğini Satoshi Miki üstleniyor. Aslında film 2010’da yayınlanan Tomoyuki Hoshino’nun romanının uyarlaması niteliğinde. Filmin başrolü Kamenashi Kazuya. Her seferinde söylüyorum, gerçekten de Japonya’nın en iyi oyuncularından biri. Bu filmde 20den fazla kişiyi tek başına canlandırıyor.

10


japonsinemasi.com

JAPON SİNEMASI DOSYASI

Benliğe doğru bir yolculuk olarak ele alabileceğimiz filmi, “Sadece “Ben”den oluşan Ben Krallığı” repliğine istinaden Sigmund Freud’un Id,Ego,Super Ego kavramları üzerinden inceleyebiliriz.

de bireyin içerisinde barındırdığı kişilik tiplerini ve id,ego,süper egoyu da kapsıyor. Filmde hangi kapıyı aralarsak aralayalım sürekli “benlik” kavramıyla ve benliğin yapılarıyla karşılaşıyoruz.

Temeli benlik üzerinden işleyen bu filmimiz üzerFilmde yer alan üçlü Nao-Daiki-Hitoshi benlikleri ine sanırım daha fazla bir şey söyleyemeyeceğim. bana göre Sigmund Freud’un insan zihninin kat- Benlik üzerine yapılmış en iyi filmlerden biri (yömanları olan Id, Ego ve Super ego kavramlarının netmenin esinlendiği yapımları saymazsak). Koyansıması gibi. Şöyle Nao Idi, Hitoshi Ego’yu, Daiki medi unsurlarıyla bezenmiş absürd bir yapım ise Super Ego’yu temsil ediyor. Id kişiliğin çocuk- olarak Ore Ore gerçekten de izlenilesi. su tarafıdır ve en ilkel halidir. Filmde Nao’nun çocuksu bir yapıya sahip olması, aynı zamanda Keyifli seyirler.. sosyal kuralları pek önemsemeyen ve dilediğini dilediği zamanda yapan bir tip olması bu benzetmeyi doğrular nitelikte. Üst benlik olan süper egoyu temsil eden Daiki, kural ve değerler bütünlüğü içerisinde yön veren tiptir. Süper ego her zaman idin istekleri ile çatışma içerisinde olur ki filmde Nao ile Daiki’nin fikirlerinin uyuşmadığını da görüyoruz. Ego ise yani Hitoshi, bu ikili arasındaki denge görevini üstlenir. Temel olarak kişisel güvenliğini sağlar ve tarafsız olarak diğer benlikleri arasındaki çatışmalara katılır. Bu üçlü de daimi olan ve gerçekciliği temsil eden Ego’dur ki filmde de bu daimiyete nasıl ulaştığını görüyoruz. Id, Ego, Super ego üçgeninin parçalanmış benliklerden Nao, Hitoshi ve Daiki’de vücut bulması.

‘‘

Filmde yine bütün benliklerin “benlik krallığı” adı Japon Sinema Platformu olarak yazılarınızı yayınverilen tek göz evde toplanmaları gibi bir durum lıyoruz. Sizinde bir köşeniz olsun istiyorsanız bizlere var. Bana göre bir metafor olan bu tek göz oda ev, Japon dizileri, filmleri, animeler ve mangalar üzerine bireyi temsil ediyor. İçerisinde toplanan her benlik yazmış olduğunuz yazıları gönderebilirsiniz.

‘‘

11


JAPON SİNEMASI DOSYASI

ÖLME, ÖLDÜRME VE YAKALAMA: JOKER GAME

japonsinemasi.com

Yazar: Birsen Albayrak

“Bir zamanlar Japonya savaştaydı. Tarihin sahnesin- sonra Kato ilk görevini alır: Amerikan büyükelçisi den silinen adamlar vardı. Sonrasında hizmetlerin- Graham’ın “Black Note” (Kara Not) adındaki belgeleri ele geçirmek zorundadır. Bu notları almak için çabaden bir daha bahsedilmedi.” larken Rin adında gizemli bir kadınla karşılaşır. Sovyet 2015 yapımı olan Joker Game filminin yönetmen Spy Ajansı, İngiliz Spy Ajansı, Japon Ordusu, Kato ve koltuğunda Yu Irie oturuyor. Kendisi daha önce 8000 Rin arasında “Black Note” için dönecek bir mücadele Miles, Spy Girls, Cream Lemon 7 gibi filmlerin yö- söz konusu olur. netmenliğini ve senaristliğini üstlenmiş. Yapımcılar Daisuke Fujita ve Yuji Hiratai. Senaristler ise Yusuke Watanabe ve Koji Yanagi*. Görüntü yönetmeni ise Yuta Tsukinaga. Filmin Konusu: Japonya’da, Yarbay Yuki (Iseya Yusuke) “D Kikan(D Ajansı)” adında ajan eğitim okulunu oluşturuyor. Okulun temel öğretisi ise “Ölme, öldürme, yakalanma”dır. Bu sırada Japon İmparatorluk Ordusu’nda asker olan Jiro Kato üstten gelen bir emri takip etmeyi reddeder ve komutanı öldürür bundan dolayı idam cezasına çarptırılır. İdam edileceği gün tetikler çekildiği sırada D Kikan’ı kuran Yuki gelir ve Kato’yu oradan götürür. Zorlu bir eğitimden geçirip bir casus olarak yetiştirir. Eğitimler bittikten Oyuncu kadrosuna şöyle bir bakacak olursak; başrolde Kamenashi Kazuya(Kato) yer alıyor. Yine her zamanki gibi bu rolün de üstesinden hakkıyla gelmiş.Ayırca aktris olarak Kyodo Fukada’yı(Rin) görüyoruz. Japonya’nın sağlam erkek yardımcı oyuncularından biri olan Yusuke Iseya (Yarbay Yuki) da yine filmimizin kadrosunda yer alıyor. Yine bir çok dizi ve filmde gördüğünüz erkek yardımcı oyunculardan Yukiyoshi Ozawa (Kaminaga) da kadroda. Diğer oyuncular ise; Odagiri rolünde Hiroshi Yamamoto, Jitsui rolünde Kiyohiko Shibukawa, Albay Takeno rolünde Kyusaku 12


JAPON SİNEMASI DOSYASI

japonsinemasi.com

köşeden de olsa buna bir gönderme yapıyor. Ve bu durumun üstesinden nasıl gelindiğini direkt olarak görmesek de, “Biz bu yıkımın altından kalkmak için mücadele ettik.” mesajı içeriyor. D Ajansı’nın ana kurallarından olan “Ölme, Öldürme” ise sanki savunma sanatlarının öğretisi gibi. Çünkü savunma sanatlarında adı da üzerinde olduğu gibi savunma İzleyici yorumu olarak kendimden birkaç demeç yapılır. Karşınızdaki rakibinizi öldürmeniz veya onun tarafından öldürülmeniz söz konusu değildir. ekleyeyim. Shimada, Yarbay Yajima rolünde Hiromasa Takuchi, Yarbay Iizuka rolünde Tetsuya Chiba, Albay Sasahara rolünde Ken Mitsuhishi, Miyoshi rolünde Keisuke Koide, Marks rolünde Richard Shelton, Campbell rolünde Jasper Bagg, ve Graham rolünde Richard Isaac Moss.

Filmimizin ilk sahnesi Kato’nun nasıl idama mahkum edildiği ile başlıyor. Sonrasında D Ajansına katılmasıyla olaylar gelişiyor. Ana karakter Kato çevik, zeki ve dikkatli bir arkadaş. Bu nedenle kısa zamanda D Ajansı’nda kendisini sıyrılan bir kişi haline getiriyor. Ajansta daha önce ordudan alınmış bir ajan yok ve ajans içerisinde Kato “Joker” olarak yer alıyor (olayların merkez kişisi diyebiliriz). Filmin kurgusu ve görüntü akışına bakarsak eğer, anime tadında olduğunu söyleyebiliriz. İzlediğinizde ilk etapta siz de bu hisse kapılacaksınız. Onun dışında filmimizin tarihin perdesini de biraz aralayıp ışık tuttuğunu söyleyebiliriz. Arka plan konularına azıcık bakarsak nedenini anlayabiliriz: Bilindiği üzere İkinci Dünya Savaşı’nda bir çok ülkenin düşman ile ilgili gizli bilgi ve belgeleri sızdırmak için kurduğu Ajan Büroları vardı. Filmde de bunu görüyoruz Rus, İngiliz, Japon Ajan Birimleri ve bunlar arasında yaşanan gizli belge krizleri. Japonya İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra büyük bir yıkıma uğramıştı. Bu film kıyıdan

*Yukarıda Koji Yanagi’ye bir yıldız atmıştım. Yıldızı neden koyduğumu açıklayayım. Bildiğiniz gibi Joker Game hikayesi 1937’de geçen bir casusluk romanından uyarlama “live action film” olarak ekranlara geldi. Aslında Joker Game 3 ciltlik bir roman serisi ve yazarıda Koji Yanagi. İlk kitap olan Joker Game 2008’de yazılıyor. İkinci kitap Double Joker 2009’da, üçüncü kitap Paradise Lost ise 2012’de yazılıyor. Kitap 3 cilt olduğuna göre, sizce de bu filmin devamı gelmez mi?

13


japonsinemasi.com

JAPON SİNEMASI DOSYASI

İZLENMESİ GEREKEN 6 KLASİK JAPON FİLMİ

Yazar: Gökhan Kuloğlu

AKİRA KUROSAWA – RASHÔMON (1950) Akira Kurosawa’nın erken dönem başyapıtlarından biri olan Rashomon, Japon sinemasını tekrardan küllerinden doğmasını sağlayan filmdir. Filmde ormanda tesadüf eseri bir adamın kanlar içerisindeki cesedi fark edilir. Adamın, olayın başka bir faili olan karısı da tecavüze uğramıştır. Bu olayın şahidi olan yalnızca üç kişi vardır… Bunlardan biri bir gezgindir, diğeri bir oduncudur, sonuncusu ise bir hayduttur. Artık geriye her birinin hikayesini ayrı ayrı dinlemek kalmıştır. Ancak tüm bu hikayeler birbiriyle çelişmekte ve olaya dair bulanık olmayan bilgiler verememektedirler. Aralarından birisi kesin olarak gerçeği anlatmamaktadır; ancak bu hangisidir? YASUJİRO OZU: TOKYO STORY (1953) Yasujiro Ozu’nun Noriko üçlemesinin son filmi ve Japon sinemasının önemli filmlerinden biri olan Tokyo Hikayesi, Japon aile yapısında yaşanan değişimlerden yola çıkarak toplum içinde kaybolmaya yüz tutmuş değerlerin bir tablosunu çizmektedir. Film, Onomichi’nin bir taşra kasabasında yaşayan yaşlı Hirayamaların yaşamını gerçeğe yakın bir biçimde işleyen ve ağır adımlarla ilerleyen bir anlatı ile üzerine kuruludur. Ailedeki kültürel değişimi, evin en küçük bireyinden en büyük bireyine kadar yaşlı Hirayamalara karşı davranışları üzerinden değişen Japon aile davranışlarını yansıtmaktadır.

14


JAPON SİNEMASI DOSYASI

japonsinemasi.com

KOBO ABE: WOMAN IN THE DUNES (1964) Bir böcekbilimcinin , gizemli bir kadının kumlarla çevrili evine hapsolmasını anlatan film gerçek ile düşün iç içe geçmesini gözler önüne seriyor. Japon sinemasının ödüllü filmlerinden olan Woman in the Dunes sizleri bekliyor.

KENJİ MİZOGUCHİ: SANSHO THE BAILIIF (1954) Merhamet duygusu olmayan biri artık insan değil demektir. Orta Çağ Japonya’sında özgürlüklükçü politikaları yüzünden sürgüne gönderilen vali Taira, oğlu Zushio’ya böyle söyler. Zushio, annesi Tamaki ve kız kardeşi Anju’yla beraber ailesinin topraklarından kaçar. Bir rahibenin ele verdiği Zushio ve Anju, zalim Sansho’nun yönettiği çok AKİRA KUROSAWA: YEDİ SAMURAY (1954) büyük bir esir kampına gönderilirler. Anneleri de 16. yüzyıl Japonya’sında düzenli bir şekilde silahlı hay- kaçırılarak uzakta ki bir adaya götürülüp fuhuşa dutlar olan eşkıya samurayların saldırısına uğrayan ve itilir. Böylece, sinema adına yapılmış en dokunaklı ürünleri yağmalanan fakir bir köyün ahalisi bir rōnin- ve felsefi yolculuklardan biri başlar. den (efendisiz samuray) yardım ister. O da kendisi gibi işsiz olan 6 samuray ile birlikte silah bile satın alamayacak kadar fakir olan bu köylülere karın tokluğuna kendilerini savunmasını öğretirler ve hep birlikte haydutlarla kıyasıya bir savaşa girerler.

SHOHEİ İMAMURA: BLACK RAIN (1989) Hiroşima’ya Atom bombasının atılmasının ardından insanların yaşadığı trajediyi; yeğenini evlendirmeye çalışan bir dayının yaşadıkları üzerinden anlatan film Masuji Ibusa’nın romanından uyarlanmıştır. 15


JAPON KÜLTÜRÜ DOSYASI

japonsinemasi.com

DURUMSAL GERÇEKLİK: JANKEN-PON

JAPON RESİM SANATI: UKİYO-E TEKNİĞİ Ukiyo-e resim sanatı Japon kültürel kimliğini yansıtan en önemli öğelerden biridir. Günümüzdeki birçok ressama ilham olmuşlardır. Ahşap baskı tekniğinde yapılan resimler olan Ukiyo-e, Edo (Tokugawa) Dönemi’nde ortaya çıkmış ve günümüze kadar birçok öyküyü, dünyanın gerçeklerini resmetmiştir. Yüzen dünyanın resimleri anlamına gelen Ukiyo-e, dönemin önemli kabuki aktörlerini, devrin ileri gelenlerini ve dünyanın yansımalarını konu edinmiştir. İlk dönemlerde daha çok kitapların içerisinde kullanılan ukiyo-e resimleri, günümüzde bağımsız olarak tablo olarakta yapılmaktadır. Japon Kabuki tiyatrosu oyunlarının posterleri de uzun süre ukiyo-e tekniğinde hazırlanmıştır. Ukiyo-e sanatının en bilinen sanatçıları: Utamaro, Hokusai, Hiroshige ve Sharaku’dur. Ukiyo sözcüğü, Budist aydınlanmada ölümlülük ve bilinçliliğin olmadığı bir dünyayı ifade etmektedir. İnsanlar çok sevdikleri bir şeyi kaybettikleri zaman acı çekerler. Bu acı insanın aydınlanmasının kaynağı olup keder dolu dünyanın yoludur. Bu yola Ukiyo adı verilir. Ukiyo-e sanatçıları da Kabuki oyuncuları gibi keder dolu dünyanın kaybolmaya yüz tutmuş güzelliklerini tasvir etmişlerdir. Günümüzde birçok sanatçı tarafından ukiyo-e sanatı yaşatılmaya devam etmektedir.

16

Toplumların düşünce yapıları kültürlerini de belirleme de önemli unsur olarak ortaya çıkmaktadır. ‘‘Durumsal gerçeklik’’e dayanan Japon düşüncesine göre dünyada salt iyi, salt doğru, salt güzel yoktur. Bunun yerine duruma göre iyi, doğru ve güzel vardır. Bu anlamda Japon düşüncesi bir determinizm yansıması olup olasılık felsefesine yakındır. Taş-kağıt-makas olarak bildiğimiz oyun aslında kaynağı Uzakdoğu olan Janken-pon’dur. Bu oyunda üç olasılık vardır ve kesinlik yoktur. Mutlak bir doğru ya da güçlü yoktur temeline dayanan oyunda kazanmak güce değil, duruma ve zamana bağlıdır.

MÜZİKLİ KUKLA TİYATROSU: BUNRAKU Müzikli kukla tiyatrosu olan Bunraku, 100-120 cm boyunda, ıhlamur ağacından yapılmış kuklaların her birine siyah cübbeler Kuroko (görünmeyen üç oyuncu) tarafından canlandırılan Japon sahne sanatıdır. Önündeki metini okuyarak öyküyü izleyiciye anlatan kukla ustasını arka fondan gelen müzik tamamlayarak izleyiciye epik bir gösteri sunar. Oyunda bir kuklayı üç kişi yönettiği için bu üç kişi 10-15 yıllık ortak çalışmanın ardından sahneye birlikte çıkabilmektedir. Ayrıca bu üç kişi kuklaları da birlikte yapıp giydirmektedirler. Bunraku oyununda sanatçılar erkek olup oyunlarda sanatçıların performanslarına göre oyuna ilgi artmaktadır.


japonsinemasi.com

ANİME-MANGA DOSYASI

ASTRO BOY’UN KAHRAMANI ATOM’UN KISA HiKÂYESi

Yazar: Aygün Coşkun

Geçmişten günümüze Atom’un hayat hikayesinde çok şey değişti. Doğum günü yaklaşırken sizlerle Atom’un orijinal hikayesini paylaşmak istedim.

bu şirin robotun asla oğlunun yerini tutamayacağını anlar, ne de olsa artık oğlu bir robottur ve yıllar geçse bile büyümeyecektir. Ardından Dr. Tenma onu evlatlıkan reddeder ve bir sirke satar. Neyse ki Dr. Ten“Osamu Tezuka’nın en ünlü eseri nedir?” diye sorula- ma’dan sonraki bilim bakanı olan Dr. Ochanomizu onu cak olursa hepinizden kocaman seslerle bir “ASTRO fark eder ve himayesine alır. Çok geçmeden güçlerini BOY” cevabı gelirdi herhalde. Malum, Astro Boy’un fark eden kahramanımızın görevi artık dünyayı kötü ana karakteri olan sevimli uçan robotumuz Atom’un düşmanlardan korumak olmuştur. doğum günü (7 Nisan) de yaklaşıyor. Onun bu güzel günü şerefine bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Karakter Hakkında İlginç Bilgiler: 1. Önceki yazılarımdan birinde de hatırlayacağınız Karakterin hayat hikâyesine kısaca bakacak olursak: kadarıyla Osamu Tezuka, “Atom” karakterini tasarAslında bir bilim bakanı olan Dr. Tenma’nın 9 yaşın- larken saç şeklini ayarladıktan sonraki sabah kendi daki oğlu “Tobio Tenma” olan kahramanımız bir trafik saçı da tıpkı Atom’un saçı gibi olmuştu. kazasından ölünce, babası tarafından oğlunun birebir 2. Karakterin ismi orijinal mangada ve 1963-80 yapımı kopyası olarak üretilir. 100.000 beygir gücünde (2009 animelerinde “Atom” iken, 2003 yapımı animede yapımı filmine göre bu gücünü “mavi pozitif enerji ve 2009 yapımı animasyon filminde “Astro” olarak çekirdeğinden” alır), kol silahına, parmak lazerlerine, değiştirilmiştir. Bunun sebebi: orijinal adı “Tetsuwan makineli tüfeğe, x-ray (röntgen) görüşüne, büyük bir Atom” olan serinin adının Amerikanlar tarafından “Astro hız ve roket ile uçma yeteneğine sahiptir. Dr. Tenma Boy” olarak anılmasıdır. 3. Atom’un kesin doğum tarihi 7 Nisan 2003’tür. 4. “Atom” artık Osamu Tezuka’nın en ünlü anime-manga karakteri haline gelmiş bulunmakta. Hal böyle olunca: günümüzde Osamu Tezuka ile ilgi pek çok logo, haber veya buna benzer şeylerde Astro Boy’un uçan şirin robotuna rastlamak mümkün… (Örneğin: Tezuka Productions’ın logosunda Atom’un kafasını temsil eden turkuvaz mavisi bir simge mevcut.) Yazımıza son vermeden önce Atom’un doğum gününü bir kez daha kutlayalım. İyi ki doğdun Atom!!!

17


japonsinemasi.com

ANİME-MANGA DOSYASI

ANİMELERDE GERÇEK DÜNYANIN YANSIMASI Kocaman bir hayal fabrikası olan Japonya’nın anime sektörü, insanları bambaşka dünyaların kapılarını açmakta. Bunu bazen tamamen ütopik dünyalar kurarak bazende yarı gerçek yarı ütopik dünyalar kurarak izleyiciye sunmaktadır.

Yazar: Gökhan Kuloğlu

Peki yaratılan evren tamamen ütopik mi? Gerçek dünyada hiç mi karşılığı yok? Elbette ki bazı açıdan gerçekten dünyada karşılığı var. Bunlardan en çok göze çarpanı ise animelerdeki arka plandır. Yani mimari.. Hikâyeyi anlatma bakımından ne kadar hayali olursan olsun animelerin arka planında aslında tanıdığımız şeyler saklı.

Günümüzde Amerikan film endüstrisi Hollywood ve Hindistan film endüstrisi Bollywood’tan sonra en Animeler, mimari açıdan bizi dünyanın birçok noktasınbüyük eğlence kültürü endüstrisi olan Japonya’nın daki ünlü tarihi mekanları, tarihi eserleri bizlere sunanime-manga endüstrisi sınırlarını aşarak dünyanın her köşesine ulaşır hale gelmiştir. Öyle ki bizimde ülkemizde 1990’ların başından itibaren etkisini hissettirmeye başlayan animeler Heidi, Kaptan Tsubasa, Pokemon ve Sailor Moon gibi Türk televizyon kanallarında yayınlanan serilerle çocukların eğlence kültürünün bir parçası olmuşlardır. Bu süreç, internet ortamında açılan anime-manga serilerini Türkçe alt yazılı olarak izleyiciyle buluşturan sitelerinde artmasıyla daha da hissedilir olmuştur. Anime artık kolay ulaşılabilen bir eğlence ve hayal dünyası olmuştur. Gerçeklerden, hayatın bireyin sıkıştırdığı noktalarda sığındığı birer ütopik gezegen olmaya başlamıştır. Peki animelerin hayal dünyası ne kadar ütopik ne kadar gerçekçi? Öncelikle hikâye ve sanat açısından ele aldığımızda animeler genelde izleyicisine ütopik (hayali) bir evrende geçen süper güçlere sahip kahramanların başlarından geçen hikâyeleri sunarlar. Bunları sunarlarken bazen hikâyeler gerçek hayattan esinlenerek de yansıtılmıştır. Ama hikâye ne kadar gerçekçi olursa olsun yaratılan Carcassonne, Languedoc-Roussillon, France

18


ANİME-MANGA DOSYASI

japonsinemasi.com

maktadır. Bazen kendimizi Floransa sokaklarında, bazen de Tokyo sokaklarında buluruz. Bazı hikâyeler Tac Mahal’in avlusunda, bazılarına da İtalya’nın birbirinden farklı şehirlerinden kotarılmış farklı tarihi eserlerin süslediği bir karma şehirde dinleriz kahramanların hikâyesini. Bu anlamda bizlere gerçek dünyadan parçalar sunan animeler, aynı zamanda arka planında ne kadar birikim yattığını gösterirler. Öyle ki animelerin öykülerini ve kahramanlarını yaratıcı olması kadar arka planınında sağlam olması gerekir. Bu açıdan zengin arka plan sunan animeler bizlere kültürel-tarihi bir görsel şölen de sunmaktadırlar. Bunlara örnek verecek olursak Shingeki No Kyojin, Fullmetal Alchemist Brotherhood ve Sword Art Online gibi. Tarihi ve kültürel gerçeklikleri yansıtan animelerin yanında bir de direk olarak gerçek dünyada karşılığı olan sokakları, parkları ve şehirleri direk olarak yaratıcı öyküyle birleştiren animelerde bulunmaktadır. Bunlarda genelde Japonya’nın turizmine katkısal açıdan önemli roller üstlenmektedirler. Japonya’nın turistik yerlerini tanıtmaları ve yine Japonya’nın o mistik havasını seyirciye iletmeleri açısından önemlidir. Örnek verecek olursak Miyazaki’nin animelerindeki kullanılan mekanlar yine Makoto Shinkai’nin animelerinde kullandığı mekan seçimleri bunlara örnektir. Görüldüğü üzere animeler ne kadar ütopik bir evren sunarsa sunsunlar, sonuç olarak yine gerçeklikten bir parça içlerinde barındırırlar. Bunları bazen bilinçli olarak animelerin arka planında oku-

ruz bazen de bilincimiz dışında subliminal olarak zihnimizde yer eder. Nasıl mı diyecek olursanız, bir gün Japonya’ya giderseniz ve daha önce animede görmüş olduğunuz bir mekanı canlı olarak görürseniz zihninizde bir ”tanıdık” hissi oluşacaktır. İşte bu sizin zihninize yerleşmiş subliminal mesajdır. Yine aynı şekilde daha önce Avrupa’da gezerken gördüğünüz tarihi eserleri izlediğiniz bir serideki yaratılmış evrenin içerisinde görürseniz yine sizde ”tanıdık” hissi oluşacaktır. İşte o zaman diyeceğiniz bir şey var. O da bingo..!

19


japonsinemasi.com

ANİME-MANGA DOSYASI

2016 KIŞ SEZONUNDA ÖNE ÇIKAN ANİME SERİLERİ

Yazar: Gökhan Kuloğlu

1. Shouwa Genroku Rakugo Shinjuu Yotaro, hapisten çıktıktan sonra soluğu Yakumo’nun yanında alır. Yanına çırak almak gibi bir isteği olmayan Yakumo’yu, Yotaro anlattığı hikâyenin büyüsüyle onu etkiler ve çırağı olur. Yotaro’da babasını gören Yakuma için zorlu günler başlar. Japon hikâye anlatıcılığı geleneğini merak edenler için anime güzel bir kaynak niteliğinde.

3. Hai to Gensou no Grimgar Bugüne kadar alışılmış kahraman hikâyelerinin bütün klişelerini yıkan bir seri. Kahramanların fantastik bir dünyada kendi gerçeklikleri içinde adım adım arkadaşlıklarının pekişmesi ve adım adım güçlenmelerini bizlerle buluşturan seri, çizimleriyle de farklılığını yansıtıyor. Manato’nun ölümü sonrası Haruhiro ve arkadaşlarının hayatta kalma mücadelelerine tanık oluyoruz.

2. Ajin Ölümsüz varlıklar olan Ajinler, devlet tarafından kontrol altına alınmakta ve zararlı olarak görülmektedir. Birde Ajinler içinde insanların tutumlarına karşı direniş harekatı başlatanlar vardır, bunlarda ajin ordusu kurmanın peşindedir. Nagai Kei’de ansızın ajin olduğunu öğrenir ve kendsini peşinde olan polislere ve ajinlere karşı hayatta kalma mücadelesinin ortasında bulur.

4. Boku dake ga Inai Machi Manga yazarı olan Satoru Fujinuma, zamanda yolculuk yapabilmektedir. Bir gün annesinin öldürülmesi üzerine şüpheli olarak polisler tarafından kovalanırken kendisini yine zamanda yolculuğun ortasında bulur. Vardığı yer ise okul yıllarıdır. Katil tarafından öldürülen arkadaşı Hinazuki’nin yaşadığı zaman dilimine gelmiştir. Satoru, Hinazuki ve diğer arkadaşlarını kurtarmak için amansız için bir mücadeleye başlar.

20


ANİME-MANGA DOSYASI

JAPONYA’DA ANİME YAPIM STÜDYOLARI

japonsinemasi.com

Yazar: Gökhan Kuloğlu

1. Kyoani (Kyoto Animation) 1981 yılında Japonya’nın Kyoto şehrinde kurulan Kyoani, Hideaki Hatta başkanlığında 2015 yılı itibariyle 21 anime serisi ve çeşitli filmler için üretmiştir. Stüdyonun önemli çalışmaları: Clannad After Story, The Melancholy of Haruhi Suzumiya ve Kanon. Diğer çalışmaları: Air, Nichijou, Hyouka, K-on, Lucky Star and Chuunibyou.

3. Bones Inc. 1988 yılında Japonya’nın Tokyo şehrinde kurulan Bones, Masahiko Minami, Hiroshi Ōsaka ve Toshihiro Kawamoto yönetiminde anime serileri üretmektedir. Stüdyonun önemli çalışmaları: Wolf’s Rain, Eureka Seven, Angelic Layer, Darker than Black, Soul Eater ve Noragami, Fullmetal Alchemist manga çalışmaları.

2. Sunrise Inc. 1942 yılında Japonya’nın Tokyo şehrinde kurulan Sunrise, Kenji Uchida başkanlığında çalışmalarına devam etmektedir. Daha çok ürettiği mecha-robot animeleri ile adından söz ettiren stüdyonun önemli çalışmaları arasında Cowboy Bebop, Gundam, Space Runaway Ideon, Yoroiden Samurai Troopers ve Code Geass R2 bulunmaktadır.

4. J.C. Staff 1986 yılında Japonya’nın Tokyo şehrinde Tomoyuki Miyata tarafından kurulan J.C. Staff, anime serileri üretmektedir. Daha çok romantik seriler ile ön plana çıkan stüdyonun önemli çalışmaları arasında Slayers, Ai Yori Aoshi, Toradora!, Maid Sama!, Bakuman, Golden Time, Love Stage!!, Prison School ve Heavy Object bulunmaktadır.

21


ANİME-MANGA DOSYASI

japonsinemasi.com

5. Toei Animation 1956 yılında Japonya Tokyo’da kurulan Toei Animation, Kozo Morishita başkanlığında anime serileri üretmektedir. Isao Tahakata ve Miyazaki’nin de birdönem çalıştığı stüdyonun önemli çalışmaları: GeGeGe no Kitaro, Digimon, Slam Dunk, One Piece, Kyousogiga, Dragon Ball, Sailor Moon ve World Trigger.

8. Madhouse Inc. 1972 yılında Japonya Tokyo’da kurulan Madhouse Inc, Masahiro Takahashi başkanlığında seriler üreten stüdyodur. Stüdyonun önemli çalışmaları arasında Hunter X Hunter, Vampire Hunter D, Monster, Parasyte, Death Note, Hajime no Ippo, One Outs, Claymore, Beyblade, Ichigo 100%, Btooom!, Death Parade, Nana, Devil May Cry ve Barefoot Gen bulunmaktadır.

6. Studio Pierrot 1979 yılında Japonya Tokyo’da kurulan Studio Pierrot, ‘’Piero’’ palyaço karakterini logosu olarak benimseyen stüdyo anime serileri üretmektedir. Stüdyonun önemli çalışmaları arasında Naruto, Naruto Shippuden, Bleach, Beelzebub, Baby Steps, Tokyo Ghoul, Tokyo Ghoul √A, Divine Gate, Akatsuki no Yona gibi dünyaca tanınan seriler bulunmaktadır.

9. White Fox 2007 yılında Japonya Tokyo’da kurulan White Fox, Gaku Iwasa tarafından kurulmuş anime serileri üreten stüdyodur. Stüdyonun önemli çalışmaları arasında Steins; Gate, Akame ga Kill!, Katanagatari, Hataraku Maou-sama!, Gochuumon wa Usagi Desu ka?, Tears to Tiara ve Jormungand serileri bulunmaktadır.

7. Production I.G 1987 yılında Japonya Tokyo’da kurulan Production I.G, Mitsuhisa Ishikawa başkanlığında anime serileri üretmektedir. Stüdyonun önemli çalışmaları arasında Ghost Hound, Psycho Pass, Attack on Titan, Kuroko no Basket, Kimi ni Todoke, Guilty Crown, Eden of the East, xxxHolic ve Ghost in the Shell bulunmaktadır.

10. Aniplex 1997 yılında Japonya Tokyo’da kurulan Aniplex, Koichiro Natsume’nin başkanlığını yaptığı anime serileri üreten stüdyodur. Stüdyonun önemli çalışmaları arasında Fullmetal Alchemist, Birdy the Mighty ve Rurouni Kenshin bulunmaktadır. Ayrıca popüler karakterleri kullanarak oyuncaklar, oyunlar ve çeşitli ürünler de üretmektedir.

22


ANİME-MANGA DOSYASI

ANİME VE MANGANIN KALBİ: AKİHABARA

japonsinemasi.com

Yazar: Bensu Cangüler

Akihabara, Tokyo’nun elektronik ve anime & manga cennetidir. Günümüz Japonyası’nda, animasyon dünyası her gün yeni bir akım ortaya çıkarmaktadır. Özellikle gençleri manga, anime ve bilgisayar oyunlarıyla gruplaştıran bu dünya, ‘‘Otaku’’ adı verilen yeni bir terim yaratmıştır. Uzunca bir caddede sıralanmış teknoloji, 2. el manga, anime figürü, anime ürünleri satan mağazaları bulunmaktadır. Manga, anime ve oyun meraklıları Tokyo’ya sadece burası için bile gelebilmektedirler. Akihabara’nın bugün bu denli önemli bir turist çeken bir ticaret yeri olmasında tarihinin de önemli büyüktür. Edo döneminde, çok yoksul dönemler geçiren Akihabara, nehir kıyısında olmasından dolayı zamanla ticareti gelişerek bir ticaret merkezi haline gelmiştir.

20. yüzyılda meyve ve sebze toplayıcılarının bölgeyi ele geçirmesiyle iyice toptan satışçıların olduğu bir yer haline dönüşen Akihabara, 1960’dan sonra elektrikli aletlerin kullanımının da yaygınlaşması ile günümüzdeki gibi bir elektronik dünyasına dönüşmüştür. Akihabara, yine anime ve mangadan esinlenilerek kurulan Maid kafeleriyle de ünlüdür. Bu kafelerde çalışan garson kızlar animelerdeki gibi giyinmektedir. Maid sözcüğünün karşılığı olan hizmetçi sözcüğü, Japonya’da sevimli giyinmiş kızlar tarafından konuklara servis yapılması şeklinde hayat bulmuştur. Akihabara da her şey anime dünyasının bir parçası gibi. Binalarda, binaların duvarlarında ve reklam panolarında her birinde bir çizgi kahra-

23


ANİME-MANGA DOSYASI

japonsinemasi.com

man mutlaka bulunmakta. Yürürken rastladığınız, içecek alma makinelerinin üstünde, yerdeki taşlarda ve hatta sıradan bir bankanın camında bile Japonların anime dünyasından bir karaktere rastlamanız mümkündür. Anime manga ve elektronik dünyasının sevenlerine sunduğu imkanlar sayılamayacak kadar fazla. Örnek olarak 2. el kitap ve anime figürü mağazaları Akihabara da neredeyse ayrı bir ticari alanı oluşturmakta. Bu ürünlerin orjinaline fazla para vermek istemeyen kişiler aynı ürünleri yarı fiyatından ucuza alabilecekleri mağazaları tercih ediyorlar. İkinci el oyuncakçıların çok yoğun olduğu caddede bir çok ürünü olduğundan daha uygun fiyata bulabilirsiniz. Ayrıca Akihabara da pazar günleri trafik araçlara kapatılıyor. Bu durumda alışverişi daha cazip ve rahat hale getirme yöntemi olarak karşımıza çıkıyor. Günün her saatinde kalabalık ve cıvıl cıvıl olan Akihabara da eğer koyu bir otaku iseniz, dükkanlara girip çıktıkça cüzdanınızın dibini görebileceğinizin garantisini veriyoruz. Seyahatinizin geri kalan günlerini açlık yaşamadan geçirmek istiyorsanız bu büyülü yeri son gününüze saklamanızı tavsiye ediyorum.

24


japonsinemasi.com

ANİME-MANGA DOSYASI

JAPONYA’DA İLGİNÇ BİR MODA: HARAJUKU

Yazar: Bensu Cangüler

Farklı kültürü ve ortaya koyduğu ürünleriyle geçmişten günümüze türlü medeniyetleri etkisi altında bırakmış bir ülkedir Japonya. Japonya nın etkileyiciliğinin kaynağı farklı kültür öğelerinin ve zıtlıkların birbiriyle bütünleşmesidir. Çok fazla yıkılıp sonra küllerinden tekrar doğan ülke yapısının asla pes etmeyişi ve yeniliklerle dünyayı kendine hayran bırakması neden farklı olduğunun temelini oluşturur. Kendini durmadan yenileyen ve çeşitli akımlara imza atan bu medeniyet, hayatımızın bir anında mutla- modanın evrim geçirerek renk püskürttüğü Harajuku ka bizi hayrete düşürmüş ve ‘’bu kesin bir Japonun modasına gelin birlikte bir göz atalım. elinden çıkmadır’’ dedirtmiştir. Japonları diğer milletlerden ayıran nedir peki? Japonya’da her yerden bir theme cafe çıkıyor karşınıza. Bu Theme cafe de nedir derseniz, çizgi filmlerin, aniİlginç ve akıl almaz ürünlerin, tuhaf ama güzel olarak masyonların, karakterlerin her birinin temasına sahip tabir edilen akımların, fantastik edebiyatın veya görsel onlarla ilgili cafeler.. Pikachu Cafe, Hello Kitty Cafe ve şölenli işlerin hepsinde bu milletin parmağı vardır. maid cafeler.. Japonya’nın kendisi gibi karmaşa ile dinginliğin bir arada bulunduğu yer başkent Tokyo Japonların atan kalbidir. Şehrin bir köşesinde çizgi filmdeymiş gibi hissederken diğer bir köşesinde yoğun iş hayatını ve durmayan ritmi hissedersiniz. Teknolojinin geleneksel öğeler ile savaşmadığı bir dost gibi sarmaladığı bu şehrin her yerinde bir ilginçlik yakalayabilirsiniz. Defalarca yıkılıp yeniden yapılandırılan Tokyo kendini de insanlarıyla birlikte geliştirmiştir. Japonlar her güçsüzlüklerinden yeni bir güç yaratarak ortaya farklı bir şeyler çıkarmışlardır. Çoğu zaman hayret ettiğimiz Japonların işlerine, animelerin yaşatıldığı tema cafelere ve

Japonlar geniş hayal dünyalarından çıkan her şeyi somutlaştırmaya adamışlar kendilerini.. bugüne kadar yazılan, çizilen animeye dönüştürülen, Japonya ile özdeşleşmiş her şeyin sokaklarda izine rastlamak mümkün. Gezilecek, gidip görülecek her mekanda kawaii *sevimli* diye adlandırılan bir şeyler bulabilirsiniz. Bu yerlerden ilki tasarımıyla ve içindeki yiyeceklerin görünüşleriyle insanları kendine hayran bırakan Pikachu cafe. Pokemon’un en sevilen karakteri olan Pikachu Japonya / Tokyo Rappongi Hillsde yer alan bu şirin mekanda sevenlerine güzel anlar ve değişik yiyecekler vaat ediyor.

25


ANİME-MANGA DOSYASI

Pembe tokalı, büyük kafalı, şirin mi şirin kedicik sembolü diyince aklınıza ne geliyor? Tabi ki Hello Kitty! Bu kedi Japonya’nın en popüler simgelerinden biri.. Hemen hemen her türlü ürününe rastlayabileceğiniz Hello Kitty alanını genişleterek Japonya’da bir dünya yaratmış durumda, neredeyse her köşe başında rastlayabileceğiniz kafelerinden tutun da müzesine kadar her şeyi mevcut. Ve tabii ki Japonların en ilginç kafe çeşitlerinden biri maid kafeler. Garsonların tamamı kızlardan oluşan ve Animelerdeki hizmetçi karakterler gibi giyinerek size servis yapılan bir yer burası. Garson kızlar ultra sevimlilikleri ile size yaklaşıp sizin de onlar gibi sevimli hareketlerle sipariş vermenizi bekliyorlar. Japon kafası diyip duruyoruz ya işte bu kafeler tam olarak bunun yansıtıldığı yerler. Japonya’nın kendini adadığı ‘’moe’’ yani kızların seksilikten uzak bir şekilde sevimli olma çabasının gerçekleştiği en iyi örneklerden biri. Ve kesinlikle amacından şaşmıyor çünkü kızlarımıza cinsiyetiniz ne olursa olsun dokunmanız yasak.

japonsinemasi.com

Eğer kafe kafe gezmekten sıkıldıysanız şimdi de sizi biraz modanın evrim geçirmiş bir şekilde karşınıza çıktığı Harajuku’ya götürmek istiyorum. Tokyonun metropol semtlerinden biri olan harajuku alışılmışın dışındaki moda akımlarıyla biliniyor. Japon gençlerinin her türlü moda kuralını reddettiği ve tüm renk, biçim uyumsuzluklarıyla yarattığı bu moda akımı harajuku ve çevresinde gençlerin sınıf eşitsizliklerine ve kurallara başkaldırısı ile oluşmuş. Bu sebeple modanın Harajuku da belirli bir tarifi yok. Kimsenin birbirini yadırgamadığı, garip gözlerle bakmadığı ultra rahat Tokyo’nun daha bir ekstra large hali burası.. Rengarenk kıyafetler, saçlar, Sevimlilikle gotikliğin birbirine karıştığı tarzlarla dolan sokaklar,çılgın makyajlar her şey burada.. . Eğer harajuku modasına uymak istiyorsanız basitliği ve sadeliği unutmanız ve olabildiğiniz kadar garip olmanız gerekiyor… Mutluluk Japonya’da! hani derler ya mutluluğu uzaklarda arama diye. Bence bayağı bayağı uzaklarda aramamız gerek… Yani uzun lafın kısası Japonya kendine has yapısı, oluşumları ile bizi her geçen gün kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Şehrin ortasından fırlayan Pikachular, Şeker kazanına düşmüş gibi gezen kızlar, değişik moda akımları ise bu akımın yalnızca bir kısmı. Bu güzel ülkede çıldırmamak gerçekten imkansız.

26


japonsinemasi.com

JAPON KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ

SANAT VE FİZİKSEL MEKANIN ARASINDA SERGİSİ “TeamLab” adlı Japon sanatçılarından oluşan bir grup tarafından hazırlanan sergi, en son bilgisayar grafik teknikleri ile doğanın ve mevsimlerin güzelliklerini ortaya koyan olağanüstü bir görsel güzellik portresini sizlerle buluşturuyor. Borusan Contemporary tarafından düzenlenen sergiyi haftasonları (C.tesi ve Pazar günleri) Baltalimanı Perili Köşk’de ücretsiz olarak ziyaretçilere katılımına açıktır.

ve manganın ötesine, dokunup değiştirebileceğiniz hareketli imgelerin dünyasında bir yolculuğa çıkaracak. Odanın bir yanından diğerine uzanan gürüldeyen şelaleyi veya dalgaları, çiçeklerin açmasını, bir görünüp bir kaybolan kelebekleri seyredin. Kendinizi bu düşsel alemin, doğanın adeta canlandığı bu olağanüstü dünyanın içine bırakın; sanat yaşamınıza girerken siz de sanal gerçekliğin içine dalın.

Serginin Tanıtım Bülteninden: teamLab’in Borusan Contemporary’deki harikulade, insanı içine çeken dünyasını keşfetmeye hazırlanın. Japon kültürünün unsurlarını İstanbul’a taşıyan “teamLab: Sanat ile Fiziksel Mekânın Arasında” adlı sergi, sizi anime

Tarih: 4 Mart – 21 Ağustos (Sergi hafta sonları açıktır) Yer: Baltalimanı Perili Köşk Adres: Rumeli Hisarı Mah. Baltalimanı Hisar Cad. No. 5 Perili Köşk 34470 Sarıyer/İstanbul

ANİME GÖSTERİMİ/ATÖLYE: SUMMER WARS mangAnime Türkiye’nin anime film gösterimi ve atölye çalışmaları, sanal gerçeklik temasının eğlenceli şekilde işlendiği Summer Wars ile devam ediyor. Film gösterimiyle başlayacak etkinlik, sonrasında filmin çözümlemesi ve izleyicilerle beraber sohbet ile devam edecek. Etkinlik ücretsizdir, tüm sinema ve anime meraklılarına açıktır.

ATÖLYE: SUSHİ MUTFAK ÇALIŞMASI 27-30 Nisan tarihleri arasında Tujad (Türk-Japon Kültürünü Araştırma ve Dayanışma Derneği) tarafından düzenlenen sushi mutfak çalışması atölyesi eğitimi Ali Köksal tarafından verilecektir. Sınırlı sayıda katılımcıya açık olan etkinlik hakkında ayrıntılı bilgi almak için 0533 520 46 74 nolu telefondan bilgi alabilir, kayıt başvurusunda bulunabilirsiniz.

Etkinliğe katılanlar arasından bir kişi, atölye sonunda yapılacak çekiliş ile, Kuzgun Çizgiromanevi’den bir manga seti kazanacak. Tarih: 9 Nisan 2016 Saat: 13.00-17.00 Yer: Tasarım Atölyesi Kadıköy / Rasimpasa Mah. Duatepe Sk. 61 Kadıköy, 34722 İstanbul

27


www.japonsinemasi.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.