sağlık
Süper insan
çalışan bir makine olmamız yararımıza mı? Yoksa arada daha vasat ve ortalama günler geçirmemiz de lazım mı? Soruların yanıtını zaman verecek. Bu arada siz şimdiden “süper siz” olacağınız günlere hazırlanmaya başlayın.
Yaşlanmayan diş etleri
Zamana karşı yarışmanın yeni reçetesi: e-deri, kişiye özel hormon kokteyli, yaşlanmayan diş etleri ve uyku dopingi.
Diş hekimlerini son zamanlarda en çok ne heyecanlandırıyor, biliyor musunuz? Periodonti, yani diş hastalıklarını inceleyen bilim dalı. Çünkü bu alanda çok ilginç araştırmalar yapılıyor. Diş etleri yaşla birlikte yıpranıyor. Zaten hiçbir zaman dişin kendisi kadar önemsenmedikleri ve iyi bakılmadıkları için böyle olması da normal. Bu yüzden son dönemdeki yeni tedaviye kök planlaması adı verildi. Bu tedavide, diş eti çizginizin altına kadar uzanan derinlemesine bir temizlik yapılıyor. Hatta gerekirse mikrocerrahi yöntemleriyle buraya yeniden şekil de verilebiliyor. Yani diş etlerinizi yukarı doğru kaldırabiliyor veya aşağıya çektirebiliyorsunuz. Bu aşamada gerekirse ekstra doku da eklenebiliyor. Üstelik, baştan yaratılan sadece diş etleri değil. Londra’da Wimpole Caddesi üzerinde bulunan Dawood & Tanner’ın bodrum katı, teknolojinin Nirvanaya ulaştığı yer. (www.dawoodandtanner.co.uk) Üç boyutlu printler’lar, göz alıcı bir BT tarayıcı ve diş fakültesi asistanlarının bir hastanın dişini dijital ortamda yeniden yaratarak, doktorun dişin içini ve etrafını görmesini sağlamak üzere çalıştıkları bir alan. Bu sayede, ameliyatlar çok daha isabetli yapılabiliyor, implantlar daha kusursuzca yerleştiriliyor ve hastanın kendi dişi süreçten minimum zarar görüyor. Dünyada şimdilik böyle çok fazla yer yok ama gelecekte sadece diş değil, vücudumuzun bütün parçalarını sanal olarak yeniden yaratabileceğimiz yerlerin sıradan hale geleceği belli. Kameralara gülümseyin lütfen. K.G.
Yazı Nicola Moulton, Kelly Gilbert
D
218 vogue.com
Kişiye özel hormon kokteyli
edilerek silinecekler. Böylece, yaşlanma karşıtı krem ve serumları daha isabetli kullanacağız. Fitness’a olan yaklaşımımız da tamamen değişmek üzere. Yakın gelecekte yapılacak genetik testler sayesinde vücudumuzun egzersize nasıl tepki vereceği bilinebilecek. Beş kişiden birinin egzersizden hiç fayda görmediğini düşünürsek bu önemli bir bilgi. Birmingham Üniversitesi yaşlanma biyolojisi profesörü Jamie Timmons, bazılarının çok yoğun ve kısa çalışmalardan (haftada sadece üç dakika) ve çok konsantre egzersizlerden (kısa bir ısınmadan sonra yürüme bandının üzerinde 20 saniye) çok tatmin edici sonuçlar alabileceğine inanıyor. Teori şu: Bu sayede, kas dokusu aerobik egzersizlere göre çok daha fazla kullanılacak. Oxford Üniversitesi bünyesindeki Future of Humanity Institute (İnsanlığın Geleceği Enstitüsü) ve benzeri kuruluşlar, bu girişimlerin etik yönü üzerine çalışmaya hazırlanıyor. Obama yönetimine biyoetik konularda danışmanlık veren Allen Buchanan, “İnsandan daha üstün bir tür haline dönüşebilme ihtimaline açık olmalıyız. Ama bu girişimlerin ters tepebileceği riskini de hesap ederek.” Genelde, etik düşünürlerin ve uzmanların çoğu, vücudun kapasitesini artıran ve daha önce yapamadığımız şeyleri yapmamızı mümkün kılan bu yeni yöntemlere olumlu bakıyor. Ancak, son tahlilde, bu ekstra kapasitenin bizi nereye götüreceğini düşünmekte de fayda var. Her zaman müthiş etkin ve tam kapasite
Dişi endokrin sistemi (hormonlar) konusunda uzman Dr. Marion Gluck iddia ediyor: “Bir sonraki nesil, PMT’nin (premenstrüel tansiyon) acımasız iniş çıkışlarından veya menopoz döneminde çıldıran hormonlardan bizler gibi zarar görmeyecek. Çünkü bioidentical hormonların kullanılması olağan hale gelecek. Bakış açısı da değişecek: Tedaviler, bir sorunu çözmek üzere değil, öyle bir sorun ortaya çıkmasın diye yapılacak. Hormon seviyesindeki değişimler çok yakından takip edilebileceği için, sorun daha oluşmadan yok edilecek.”
FOTOĞRAF: 4FR/GETTY IMAGES TURKEY
ışarıda yeni bir dünya var. Ve bu dünya artık vücutlarımızı da tasarlamaya hazırlanıyor. Pekiştirme-güçlendirmehızlandırma ilaçları olarak adlandırabileceğimiz yeni ilaçlarla, ileride metabolizması daha hızlı çalışan, daha iyi düşünebilen, daha güzel uyuyan ve daha genç görünen kişiler olmamız işten değil. Aslında, vücut denen makineyi hali hazırdaki kapasitesinin üzerine çıkarma arzusu daima var oldu. Kanıt mı? Okuma gözlüklerimiz, yüksek topuklarda yürümeyi öğrenmemiz, fitness salonlarında yaptığımız zor egzersizler... Ama artık bunlar eski haber. Uzmanların tahminlerine göre 2015 yılında herkes, dolaşım sistemlerine yerleştirilecek giyilebilir ve konforlu sensorlara erişebilecek. Bu sensorlar sayesinde kişinin insülini, hormon seviyeleri, vücudundaki vitamin ve mineral oranı sürekli olarak ölçülüp görüntülenebilecek. Başlangıçta özellikle diyabet ve ostropoz döneminde olanların çok işine yarayacak olan uygulama, zamanla kendi besin parçalama düzenimizi izlememiz, vücudumuzda eksik olan vitamin ve mineralleri anında yerine koyabilmemiz ve metabolizmamızı tanıyabilmemiz için sıradan bir yöntem olacak. Bu sene içinde İngiltere’de bir grup araştırmacı, ilk göz implantını gerçekleştirecek. Doğuştan kör olan birinin dünyayla tanışmasını sağlamayı deneyecekler. Bir de, kol ya da bacaklarını kaybetmiş hastalara, neredeyse doğal şekilde hareket sağlama vaatleri var. Dr. Bertolt Meyer, 60 bin sterlin değerindeki I-limb Pulse adlı protez eli YouTube’a koyduğunda milyonlarca tık almıştı. Bu el, müthiş teknolojik kabiliyetinin ve gücünün yanında, önemli bir değişime de işaret ediyordu: Önceki protez işlerin aksine, sadece gerçek gibi görünmeyi amaçlamıyor; kendi yöntemiyle yüksek teknoloji ürünü bir güzellik ve estetik örneği olduğunu da kanıtlıyordu. Wellcome Collection’da 19 Temmuz’da başlayacak Superhuman adlı serginin küratörlüğünü yapan Emily Sargent şöyle diyor: “Prostetik ürünlerin algısıyla ilgili kültürel bir değişim yaşanıyor. İster yapma bacak, ister I-Limb olsun, artık ne kadar trajik diye değil, ne kadar güzel ve havalı diye algılanıyor.” Bundan sonra gelmesi mantıklı olan aşama üzerinde şu an Kaliforniya Üniversitesi’nde çalışılmaya başlandı bile: E-deri. Yapay ortamda yaratılan bu deri, tıpkı aslı gibi ısıya, temasa ve acıya duyarlı. Yaşlanma konusunda takıntılı olan güzellik endüstrisinin bu malzemeyi nasıl iştahla kullanacağını söylemeye gerek bile yok. Procter & Gamble gibi dev şirketler, şimdiden bu konuda düşünmeye başladılar. Şirketin cilt bakım gurusu Dr. Paul Matts, bu buluşun ilerideki ürünlerine nasıl yansıyacağı hakkında çok büyük heyecan duyduklarını dile getiriyor. Dijital dilde hayal kurmayı başaran Fuji film, kısa zaman önce yaşlanma karşıtı ürün serisi Astalift’i piyasaya sürdü. Fuji, bir yandan biomarker teknolojisi üzerinde de çalışmaya devam ediyor. Ve geleceğe bakınca görünen tablo şu: Yüzümüzdeki çizgiler henüz gerçek anlamıyla oluşmamışken bile, dijital sensorlar tarafından fark
Bu, bizler için harika bir haber. Üstelik yanında güzellik konusundaki bonuslarıyla geliyor. Örneğin saç incelmesi ya da derinin kalınlaşması bazı hormonların düşüşüyle ortaya çıkıyor. Bu durumda onlar da ortadan kalkacak gibi görünüyor. Bio-identical denince, bitkilerden elde edilen ve vücudumuzda üretilen hormonların kimyasal yapısıyla aynı yapıya sahip hormonları anlıyoruz. Bunlar aslında şu anda da mevcut. Sadece nerede bulabileceğinizi bilmeniz gerekiyor. Dr. Gluck, hormon konusunun duayenlerinden. Londra’daki kliniğinde menopoz dönemindeki ruh hali değişimlerinden ergenlikteki sivilce problemine pek çok rahatsızlığı tedavi ediyor. Kişinin ihtiyaçlarına özel bir “hormon kokteyli” hazırlamak çok kolay olmasa gerek. Dr. Gluck, 200’den fazla farklı hormon reçetesi olduğunu söylüyor. Anlaşılan o ki tüm ihtiyaçların tek bir hapın içine sığdırılmaya çalışıldığı düzen değişmek üzere. Bunun şerefine kadehlerimizi kaldırmalıyız. K.G.
Az uyku çok iş
Daha az uykuyla günlük fonksiyonlarını sürdürebilmek, pek çok kadının rüyalarından biri. Ve nöro güçlendiricilerin
Şu anda Kaliforniya Üniversitesi’nde e-deri üzerinde çalışılıyor. Yapay ortamda yaratılan bu deri, tıpkı aslı gibi ısıya, temasa ve acıya duyarlı. Yaşlanma konusunda takıntılı olan güzellik endüstrisinin bu malzemeyi nasıl iştahla kullanacağını söylemeye gerek bile yok. geldiği son nokta sayesinde, buna hiç bu kadar yakın olmamıştık. Odaklanmayı ve hafıza gücünü artırmayı vaat eden bu güçlendiricilerden özellikle de yeni anne olmuş kadınlar faydalanacak gibi görünüyor. Çünkü bu sayede az uyudukları gecelerin açığını bir sonraki gün kapatmak zorunda kalmayacaklar. Ama bu, resmin toz pembe olduğu anlamına da gelmiyor. Bir grup uzman, bu hapların tabiatın akışına ters olduğu görüşünde. Özellikle de öğrencilerin bundan faydalanmasını adaletsiz bulup tıpkı sporcuların hormon testinden geçtiği gibi, öğrencilerin de sınav öncesinde bu tip destekler alıp almadığının test edilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Tüm bunlar olurken biz huzurlu uykular uyumaya bakalım. Oda sıcaklığı, kaliteli bir uyku için çok önemli. 15.5 ile 20 derece arası, uyumak için en ideal ısı. Uyku haline geçerken vücut çok sıcak olmamalı ki gece boyunca konforlu bir ısıda sabit kalabilsin. N.M.
Cilt, yeni baştan
Cildimizdeki karmaşık problemleri gidermek için o kadar çok zaman harcadık ki, bronzlaşmış, pırıl pırıl, sağlıklı ciltlerimizle kuru ve lekeli vücudumuz arasındaki uyumsuzluk iyice göze batmaya başladı. Bazı öngörülü kozmetik markaları da, yüz kadar vücudun diğer bölümlerinin de bu ilgiyi hak ettiğini fark etti ve araştırmalarını bu noktaya doğru genişletti. Tek bir kremde her şeye kadir yüksek teknoloji ürünleri dururken, sıradan bir vücut kremiyle yetinmek insana çok demode geliyor. Creme de la Mer, The Reparative Body Lotion (onarıcı vücut losyonu) ile bu yeni ve akıllı ürünlerin öncülüğünü yapıyor. Aynı anda binlerce cephede savaşmayı başaran süper becerikli bu losyon, 30 yaşındaki bir kadının karşılaşmaya başlayacağı leke, pigmentasyon, sıkılık kaybı gibi sorunların hepsini öngörüyor ve cildinize değdiği anda bunların üzerinde çalışmaya başlıyor. Arka arkaya gelen heyecan verici cilt ürünleri dalgalarıyla birlikte, vücudu dönüştürmeye hazır kremler de sürekli gelişiyor. Artık çok daha kısa süre içinde pek çok farklı problemi halledebilen kremler karşımıza çıkacak. Güzellik merkezlerinde de istediğimiz etki için girmemiz gereken seans sayıları azalacak. Cellulaze (cynosureuk.com), selüliti alt etmek için yenilikçi bir yaklaşım getirdi. Cilt yüzeyinin altında dolaşan lazer, dokudaki dikey liflerdeki sıkışmaları açarak selülite sebep olan problemi ortadan kaldırıyor. Sıkışıp kalmış yağ lifleri özgür kalınca, dolaşım hızlanıyor, sıvılar çok daha rahat hareket edebiliyor. Böylece, uygulanan kremler çok daha derine etki ediyor. Sonuç belli: Pürüzsüz görünen, sağlıklı bir cilt. Eğer bu lazer yöntemi gözünüzü korkuttuysa, yeni yağ eritme metodlarının eskiye göre çok daha hızlı ve isabetli hale geldiği müjdesini verelim. Liposonix, bu daldaki en iyi tedavilerden birini sağlıyor. Yağ hücrelerini kan dolaşımının içinde dağıtmak üzere ultrason yöntemini kullanıyorlar. Acısız bir yöntem olmasının yanı sıra uygulandığı alanda cildin sıkılaşmasını da sağlıyor. K.G.
vogue.com
219