AĞUSTOS TEMMUZ 2010
Victoria Beckham'la
Türk modacıların gözü yükseklerde. Sezonun yıldız tasarımları Türk markalarında.
ARTIDEĞER Ellen Von Unwerth
Jason O'Dell Florida’lı fotoğrafçı, Sanem Çelik’i Los Angeles’ta fotoğraflayan isim. 2006 yılından beri fotoğraf teknikleri üzerine kitap yazıyor. Şimdiden kitaplarının sayısı üçü bulmuş. Dinlenmek sizin için neyle/nerede/ nasıl mümkün? Her sene on günlüğüne motosikletimle tura çıkıyorum. Genelde cep telefonumun hiç çekmeyeceği yerlere gitmeye çalışıyorum. Saatime hiç bakmadığım, sahiden dinlendiğim zamanlar bunlar. Bu yaz indirimden aldığınız/almak isteyip de alamadığınız neler var? Çok iyi bir fiyata yeni bir motosiklet aldım, karşılığında satın aldığım kişi için fotoğraf çektim. Yaz mevsiminin son ayına girdik bile. Sizin için şimdiye kadar nasıl bir yaz oldu? Yazı çok seviyorum çünkü günler çok uzun. Böylece fotoğraf çekmek için çok zamanım oluyor.
Vogue, Vanity Fair, I-D, The Face gibi dergiler, Duran Duran, Britney Spears, Rihanna, Dido gibi müzisyenler, Guess, Miu Miu, Chanel gibi moda markaları fotoğrafçı Unwerth’in kariyerinde yan yana geliyorlar. Bunları buluşturan ortak nokta ise Ellen’ın objektifi. Victoria Beckham’ı Londra’da Vogue Türkiye için fotoğraflayan Ellen, en çok moda ve güzellik çekimlerinde kadının erotik ve oyunbaz tarafını ortaya çıkartmakta usta. Dinlenmek sizin için neyle/nerede/nasıl mümkün? Ağustos benim için kutsal bir ay. Bu ay çalışmak yok! Victoria Beckham çekimindeki en eğlenceli an sizce neydi? Erkek modellerden biri paparazzi rolündeydi. Victoria da son dakikada fotoğrafının çekildiğini görüyor ve sinirlenip onu havuza atıyordu. Çok eğlenceliydi. Çekimin yapıldığı Londra ile aranız nasıl? Buranın sokaklarına, evlerine, insanların tuhaf giyim stillerine bayılıyorum. Bence burada her yerden çok daha cüretkâr bir giyim tarzı var.
"Londra'nın sokaklarına, evlerine, insanların tuhaf giyim stillerine bayılıyorum." Ellen Von Unwerth —
Zeynep Atılgan Boneval 69 ülkede 182 yere yolculuk yapan Z. Atılgan Boneval’in anlaşıldığı üzere en büyük tutkusu seyahat. 2009 yılında Bebek’te açtığı Hepsi Hikâye isimli disiplinler arası entelektüel eğitim, paylaşım merkezinde de seyahat yazıları üzerine ders veriyor. Z. Atılgan Boneval, İtalya’nın güneyindeki Puglia bölgesine yaptığı seyahatini bizim için yazdı. Dinlenmek, ama sahiden dinlenmek sizin için nerede/nasıl mümkün? Doğada olup kendimi güneşin saatine ayarlamak beni dinlendirir. Afrika! Lecce şehri sizi en çok nesiyle etkiledi? İtalyanların estetik ve lezzet anlayışlarını doğal ve sade bir yaşam stilinde buluşturmalarına bayıldım. Harita ve kilometreleri unuttuk, kendimizi yollarda kaybolmaya bıraktık.
Ayda Özlü Çevik Sanem Çelik, uzun süredir susuyordu. Merak ettiğimiz soruları ona gazeteci Ayda Özlü Çevik sordu. Güneş ve Milliyet gazetelerinin ardından Nokta dergisinde gazetecilik yapan, Star, Kanal 6 ve ATV’nin kuruluşunda yer alan A. Özlü Çevik, 1993 yılından beri kendi kurduğu şirkette yapımcı. Sizin için şimdiye kadar nasıl bir yaz oldu? Yazın büyük bir kısmını âşık olduğum Büyükada’da, sevdiğim dostlarımla geçirdim, geçiriyorum. 2010 yazını hiç unutmayacağım. İstanbul dışında bir yerde yaşamanız gerekseydi? Bu kentten ayrıldıktan bir hafta sonra burnumun direği sızlamaya başlıyor. Direncimin limiti 15 gün.
10
Burcu Yüce Burcu Yüce, bir dansçı, eğitmen ve koreograf.. Mark Pillaï moda çekiminde, Kapalıçarşı’nın damlarında gördüğünüz genç kadının ta kendisi. Sanat ve edebi yaratıcılık konusunda hizmet veren Çengi Performing Arts’ın ortağı. Bu yaz indirimden aldığınız/almak isteyip de alamadığınız şeyler neler oldu? Alexander McQueen’den bir ayakkabı beğenmiştim. Yoğunluktan gidemedim, gittiğimde de kalmamıştı. Mark Pillaï ile yaptığınız çekimin en güzel yanı neydi? Dergiye baktığımda harcadığımız emeklerin karşılığını bulmuş olduğunu görmem. Nefes alan, muhteşem kareler çıktı ortaya. AĞUSTOS 2010
FLAS¸ Popüler hayat rehberiniz
z ü i n e Y Y
İdil Tabanca
Deli dolu bir kız İdil. Elinden gelse bir zaman makinesi icat edecek, dünyanın daha gizemli olduğu o yıllara gidecek. Ama hayatı şimdilik Amerika-Türkiye arasında geçiyor.
AĞUSTOS 2010
FOTOĞRAF: NİHAT ODABAŞI, MODA EDİTÖRÜ: ECE SÜKAN
İ
d l, N hat Odabaşı'yla Türk ye'ye b r çek m yapmaya geld ğ nde tanışmış. “Doğal ve abartısızdım. Önceden b lsem ne del g y n rd m k m b l r. Çek mde üzer mde Oak’dan aldığım topuklular, İsveç’ten kuzen m n aldığı L ndex tayt vardı.” İd l, l sey Santa Barbara’da, ün vers tey Un vers ty of Cal forn a Santa Cruz’da F lm ve D j tal Medya bölümünde okumuş. “Mezun olduktan sonra k sene İstanbul’da f lmlere kostüm, derg lere styl ng yaptım. Aradığımı bulamadım, döndüm Los Angeles’a. Oradan da Manhattan. B rkaç ay önce de New York'tak Bullett s ml moda derg s n n sanat yönetmenl ğ ne başladım. İşte N hat'a rastladığımda derg ye b r moda çek m yapıyordum.” İd l, Em rgan’dak ev ne de bayılıyor. Çukurcuma’da ant ka avına çıkmayı, C hang r’de Van kahvaltısı yapmayı sev yor. 90’ları ne kadar çok sevd ğ mden bahsetm ş m yd m, d yor. “90’lar b le artık v ntage oldu. İnanab l yor musunuz?” St l konlarının S oux e S oux ya da Grace Jones olması şaşırtıcı değ l çünkü İd l’ n de onlar g b marj nal b r tarzı var. “S oux e’y çok sever m. B r de Grace Jones. Lady Gaga’nın or j nal o bence.” Çöplükte altın aramaya benzett ğ k nc el kıyafet avında bulduğu Oscar De La Renta şalını, Pr nce’ n ş md e-bay’de servet f yatına satılan sayılı sayıdak t şörtünü anlata anlata b t rem yor. “Asla g ymem ded ğ m şeyler kapr pantolon ve parmak arası terl k. B r de Bush’un g yd ğ del kl sandaletler var, Crocs den yor. Onlar bence Amer ka'yla lg l yanlış olan her şey n tems l . Balenc aga, Alexander McQueen, Stella McCartney ve Bess en sevd ğ m markalar. C dd anlamda tak p ett ğ m tek fest val se Coachella. Bu sene İstanbul F lm Fest val 'nde de Todd Solondz le öğle yemeğ yeme şansım oldu.” Adalets zl ğe dayanamam, d yor. “Başkalarına, sana davranılmasını sted ğ n g b davran felsefes ne nanıyorum. Aslan burcuyum. B r de taşar derecede sevg var ç mde. Bu kadarını ne yapacağımı b lem yorum çoğu zaman.” IŞIK CANSU CANAYAK
FLAS¸ekan
Yeni M Ada vapuru Yedi Prens Adası’nın ikisi: Dolup taşan Büyükada ile üzerinde sadece yüz kadar ev olan Sedef Adası. Buralarda sizi çağıran iki yer var. Uzak demeyin.
CLUB ADA - SEDEF Sedef, yedi adanın en küçüğü. Üstünde topu topu yüz kadar ev var. Bir polisi, bir bakkalı, sakinlerini Büyükada’ya taşıyan küçük bir teknesi, şimdi bir de Club Ada Sedef'i... Burası, sahili, terası, barı ve kış için düzenlenmiş iç mekânıyla kayalıkların üzerine kartal yuvası gibi konmuş. Tam karşısında Büyükada, sırtında İstanbul Anadolu yakasının manzarası... Muhittin Ülkü, daha önce Mehmet Gürs ile beraber Lokanta, Nu Pera ve Erguvan’ı işletmiş. Şimdi bir yandan Maçka Brasserie’nin diğer yandan da Club Ada Sedef’in işletmeciliğini yapıyor. Club Ada Sedef’te 45 yıllık adalı, Habil Gürsoy ile ortak. “Burada yıllardır gözüm vardı. Sahibi Habil Bey'e ona ortak olmayı ve yeni bir proje geliştirmeyi teklif ettim.” Mutfakta, şef Hakkı Alkan (Maçka Brasserie’den tanıyoruz) ve iki yardımcısı var. Bildiğimiz lezzetleri yeniden yorumluyorlar. Yaprak sarmasının ekşiliğini vişne veriyor. Barbunya pilakileri balıklı. Patlıcan salatasının içinde tahin, kahvaltıdaki bal kaymağın balında lavanta, pazı dolmasının içinde deniz mahsulleri var. Mantı mürekkep balıklı, peynirlerin içinde adanın biberiye, fesleğen, kekik gibi otları gizli. Prosecco köpüklü şarabı ama özellikle de rozesi en favori içkiler. Her gün sabah 9’dan akşam kaça kadar giderse, o saate kadar açıklar. Plaja giriş hafta içi 50, hafta sonu ise 80 TL. Hafta sonları uzayan gecelerin müzikleri Salih Saka’nın grubundaki DJ İlker’den. Club Ada Sedef havalar el verdiğince, Ekim sonuna kadar açık.
GECE UZARSA Geceyi daha da uzatmak isteyen misafirleri Sedef Adası’nda otel olmadığından Büyükada’da anlaştıkları bazı otellere gönderiyorlar. “Kınalı’dan Sedef’e kadar bütün adalar çok güzel ve değerlendirilmeli. İstanbulluların tekneleriyle gidebilecekleri yerler çoğalmalı.”
Club Ada Sedef: 1 No’lu Sokak No: 22, Sedef Adası Tel: 0530 780 72 20
ADADA GÜN BATIMI “Yunan ya da İspanyol adalarında gün batımı bir ayine dönüşüyor. Ben de istiyorum ki burada da böyle olsun. İşten dönenler bizde bir içki içmeden gitmesinler. Çünkü Büyükada’da da güneş müthiş güzel batıyor.”
72
Eddie: 23 Nisan Caddesi No: 28, Büyükada Tel: 0216 382 18 81-82
AĞUSTOS 2010
FOTOĞRAF: DENİZ KOŞAN
EDDIE-BÜYÜKADA Son yıllara kadar bir türlü doğru yatırım yapılmayan Adalar için şimdilerde İstanbullular ellerini taşın altına sokmaya başladı. Bu isimlerden biri de 27 yılını geçirdiği Beymen, Mağazalar ve Satış Direktörlüğü’nden ayrılarak Büyükada’ya taşınan Erdal Gökyıldırım: “Ocak ayından beri burada yaşıyorum. Şehirde plazaların içinde hayatı kaçırıyormuşum meğer.” Eddie, Gökyıldırım’ın değişen yaşam biçiminin bir mekânda vücut bulmuş hali. Beyaz ve sarı renkteki dekorasyonu, her yere yayılmış çiçekleri, geniş barı ile içinizi saran yaz havasını dört yandan yükselen martı sesleri tamamlıyor. Deniz otobüslerinin tam karşısında, butik otel Panorama’nın verandasında. Yani hem adanın merkezinde hem de meydanın turistik kalabalığından uzakta. “Adada çok güzel balık restoranları ve kebapçılar var ama keyifli ve uzun zaman geçirilecek bir yer eksikti. Hem bunu doldurmak hem de İstanbullulara adayı hatırlatmak istedik. Hani büyük aileler vardır, haftanın belli günlerinde bir araya gelir, uzun masalarda zamanı unutarak eğlenirler. Burası öyle bir yer olsun istiyorum.” Menüleri de mekânın kendisi gibi rahat, hafif. Şef, Les Ottoman’dan sonra Sedef Port Zazie’de çalışan Murat Çakmak. Jumbo karidesleri, el yapımı erişteleri ve keçi peyniri ile sunulan pancar salataları favoriler. Erdal Bey, adalı olmaktan çok memnun, her şeyimi de buradan tedarik etmeliyim, diyor. “Kasabımız, şarküterimiz, çiçekçimiz, manavımız… Hepsi adadan. Hatta burada gördüğünüz su şişeleri, şamdanlar, çiçeklikler Ada Çınar Meydanı’ndaki antikacıdan. Bazıları da evimden.” Eddie, annesinin ona küçükken taktığı isim. Burası her gün 12.00’den itibaren açık. “İnsanların blackberry'lerini bırakıp sohbet edebilecekleri, gürültüden birbirlerinin kulağına eğilmek zorunda kalmayacakları bir yer burası." IŞIK CANSU CANAYAK
stİl
Şapka, hatta marjinal şapkalar deyince akla gelen ilk tasarımcılardan biri Philip Treacy. İstancool Festivali için Türkiye’ye gelen Treacy ile şapkanın stile kattığı değişimden konuştuk. Ona göre İstanbul’un binaları hatta minareleri bile şapka takıyor. Röportaj Işık Cansu Canayak 48
AĞUSTOS 2010
FOTOĞRAF: IRVING PENN
Şapka takmak acısız estetik
FOTOĞRAF: WWD, RICHARD YOUNG/REX FEATURES, BEGÜM ÖZPINAR, MODAZON
B
eş yaşında el ne ğne pl k alıp, annes n n d k ş mak nes ne göz koyan, çocukken zled ğ düğünler b r moda şovu g b algılayıp hafızasına kaydeden, kız kardeş n n oyuncak bebekler ne elb se ve şapka d ken Ph l p Treacy, bugün dünyanın en tanınan şapka tasarımcılarından b r . On sene Chanel ç n çalışan Ph l p, İstancool Fest val ’nde konuşmacıydı. Haluk Akakçe’n n yönett ğ panelde İrlandalı st l konu ve yakın arkadaşı Daphne Gu nness le şapkalardan, modadan ama en çok da 2007’de nt har eden ortak dostları Isabella Blow’dan konuştular. Isabella, dünyaca ünlü b r moda ed törü ve marj nal st l yle herkes şaşırtan sıra dışı b r kadındı. Geçt ğ m z Haz ran ayında Chr st e’s müzayede ş rket , Blow’un gardırobunu açık artırmaya çıkardı ve tüm koleks yonu tek b r k ş , Daphne satın aldı. Blow, aynı zamanda Treacy’n n en öneml modeller nden ve müşter ler nden de b r yd . İstanbul Modern’ n tıklım tıklım dolu salonundan çıkarken Ph l p le sohbet etme fırsatını yakaladık. “B r nsanla tanıştığınızda lk önce yüzüne bakarsınız. Bu nedenle yüzünüz, vücudunuzun dekore ed lmes gereken en öneml parçası. Şöyle de d yeb l r m: Şapka takmak estet k operasyonun acısız b r vers yonu. Çünkü o da yüzünüzün oranlarını tamamen değ şt r r.” S zce şapka mı kıyafetler tamamlayan b r aksesuar yoksa tam ters m ? Şapka, b r aksesuar ama heps arasında en göster şl olanı. Amacı, kullananın kend s n y h ssetmes n sağlayıp onu güzel göstermek. Ayrıca ülken z şapka devr m yapmış tek ülke. Bu çok heyecan ver c . Şapkalarınızı g yen ünlü s mler k mler? Grace Jones k , ona İstanbul konser ç n b rçok farklı şapka verd m. Lady Gaga, Pamela Anderson, Mary J. Bl ge, El zabeth Taylor, Prenses Beatr ce ve Prenses Eugen e, kral yet a les n n genç üyeler , Cher, Boy George, Dav d ve V ctor a Beckham ve tab k Isabella Blow. K ş ye özel b r şapka yapma sürec nasıl şl yor? Benden b r şapka sted ğ n zde önce stüdyoma gel rs n z. B raz oturup konuştuktan sonra değ ş k şapkalar deners n z. Müşter bunun çok farkında olmasa da stüdyoma gelmek b raz da b r ps k yatr ste g tmek g b b r şey. Çünkü şapka onu takanın k ş l ğ yle uyumlu olmak zorunda. Bunun ç n de müşter n n kend n çok y tanıması lazım. Ben de onu en mutlu eden şey bulmaya çalışırım. Ben m ç n en öneml s önce o nsanın kend s . Ph l p Treacy şapkaları nerelerde satılıyor? Yunan stan, Amer ka, Fransa, Almanya, Belç ka, İng ltere, Avustralya, ş n gar b , Türk ye har ç hemen her yerde! Belk bu yazıdan sonra Türk ye’de de satılmaya başlar! (Gülüyor). Ama en çok Amer ka ve İng ltere’de. Çünkü buralarda daha güçlü b r şapka kültürü var. Düğünlere ve yarışlara g derken şapka takmak kültürün b r parçası. B r düşünün, kral yet a les dey nce s z n de gözünüzün önüne şapkalı haller gelm yor mu? Aslında şapka, çalışmak ç n dar b r alan. B r ceket ya da pantolon g b değ l. Bu b raz kısıtlayıcı olmuyor mu? En heyecanlı yanı f z ksel olarak şapkayı yapıyor olmak. Bence zor b r kısmı yok. Zaten bu yüzden b r şapka tasarımcısıyım. Bazen b r f k r bulmak uzun süreb l yor ama ben her zaman yaptığım en y şapkanın b r sonrak şapka olacağını düşünüyorum. Çok y mser m gal ba. Üzer nde çalıştığım alanın görecel olarak daha küçük olmasını da sınırlayıcı bulmuyorum. Çünkü bana göre b r şapka, küçük b r bereden ya da küçücük b r kasketten, heykels b r sanat eser ne kadar her şey olab l r. Şapkaya bakış açısı zamanla değ ş yor mu? Kes nl kle. Örneğ n esk den şapka g ymek toplumsal kurallara uymanın gösterges yd , ş md se daha syankâr b r tavra dönüştü. Ayrıca gençleşt . Ş md daha çok genç nsanlar takıyor. Aslında gözümüzün önünde olanı görmüyoruz. Pol sler de, aşçılar da, hemş reler de şapka takıyor. Dekorat f olduğu kadar gerekl de. Takanı güneşten, sıcaktan veya soğuktan korur, bu yüzden nsan var olduğundan ber şapka da var. Olmaya da devam edecek. İlham kaynaklarınız neler? En büyük lhamımı doğadan alıyorum, çünkü dünyadak tek kusursuz ve hatasız şey doğa. Bunun dışında tar h , ortaçağ ve El zabeth dönemler n , popüler kültürü, özell kle Andy Warhol’u çok sever m. Bence moda herkes ç nd r, sadece el t st b r grup nsan ç n değ l. Ayrıca kıyafetlerle lg l olduğu kadar, değ ş mle de lg l d r moda.
Daphne Gu nness ve Ph l p Treacy
Philip Treacy'den öneriler Kesinlikle herkese uygun bir şapka vardır. Ama doğrusunu bulmak için bir sürü şeyi deneyip çıkarmanız lazım. Yüz şekli de çok önemli. Şu tip yüzlere şöyle şapkalar yakışır diye bir genelleme yapamam çünkü dediğim gibi bu müşterinin karakteriyle de çok alakalı. Nasıl ki bir elbise her seferinde herkesin üzerinde aynı durmazsa şapka da durmaz. Rastgele olmaz. Bu yılın Sonbahar/Kış sezonunda 60’lar ve 70’lerden ilham alan tasarımlar çok baskın. Retro akımla uyumlu şapkalar konusunda kesin öneriler verip ‘Bununla bu şapkayı takın’ demektense gidip bir sürü şapka deneyin, derim. Korkmayın. Ama her kadında güzel duracak tek şapka bir erkek şapkasıdır. 1940’ların erkek şapkaları bence her kadına yakışır, onu seksileştirir.
Grace Jones
Grace Jones Isabela Blow
“İstanbul’a bayıldım. Şehrin güzelliği kadar beni etkileyen bir diğer şey de şapkalarla dolu oluşu oldu. Çünkü bütün tarihi binalarınız birer şapka gibi. Camiler, kubbeleri ve minareleriyle dünyada gördüğüm en güzel şapkalarını takmışlar. ”
Philip Treacy'yi kafasına takanlar
Sarah Jess ca Parker
D ta Von Teese AĞUSTOS 2010
49
FLAS¸ PABLO GANGULI: "2006 yılında Avrupa Birliği, İstanbul’un 2010 yılında Avrupa Kültür başkenti olacağını açıklamıştı. İstancool fikri o zamanlarda oluşmaya başladı kafamda. Türkiye çok ilginç bir ülke, tüm komşularından çok farklı. Kendi başına bir krallık gibi. İstanbul, Marakeş’in, Tel Aviv’in, Moskova’nın, Londra’nın ve New York’un bir karışımı. Hepsinden bir parça var. " (solda).
İSTANBUL
Moda, mimari, edebiyat, dergi, sinema gibi çeşitli disiplinlerin bir araya geldiği İstancool Festivali, 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesiyle hareketlenen İstanbul’da modayla sanatın birleştiği organizasyonlardan biri oldu. Aykırı stil ikonu Daphne Guinness de buradaydı, Nobel ödüllü edebiyatçı Sir VS Naipaul da, yazar ve film yapımcısı Hanif Kureishi de...
YAZARLIK SOHBETLERİ Hanif Kureishi, Elif Şafak ve Zaha Hadid’in sohbeti (üstte). Leyla Umar ve Amerikalı gazeteci-oyun yazarı Gore Vidal’ın söyleşisi (yanda).
80
İ
stanbul’da 3-5 Temmuz arasında hiç alışık olmadığımız türden bir festival vardı. Londra merkezli kültür-festival organizasyonu Liberatum’un yaratıcısı Pablo Ganguli, kendine “kısaca bir kültür girişimcisiyim” diyor. İstancool fikrinin nasıl doğduğunu ise şöyle anlatıyor: “Amacımız yaratıcı akılların ve fikirlerin bir kutlamasını yapmak; sanattan, kültürden ve modadan oluşan bir masal yaratmaktı. New York, Hindistan ve Rusya’dan dünyanın önemli kültür insanlarını İstanbul gibi bir şehirde bir araya getirmek, akılda kalan bir iş yapmak istedik.” Nobel ödüllü yazar Sir V.S. Naipaul, mimar Zaha Hadid, ressam Taner Ceylan, İngiliz top model Lily Cole, yönetmen Lee Daniels ve Stephen Frears, Wallpaper dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Tony Chambers, gazeteci Leyla Umar, New York’lu Dj üçlüsü Misshapes, Daphne Guinness, şapka tasarımcısı Philip Treacy, yazarlar Hanif Kureishi, Gore Vidal ve Elif Şafak gibi kendi alanlarında sivrilmiş uluslararası isimler üç günlük bu yoğun programa katıldılar. Türkiye’den İstanbul 74, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen festivalin İstanbul ayağının Kreatif Başkanı ise Vakko’nun Sanat Direktörü Demet Müftüoğlu’ydu. O ve Pablo Ganguli ile organizasyonun ardından konuştuk. Pablo: “İnsanların sevdiği yazarı, yönetmeni, tasarımcıyı görme şansı oldu, festival herkese açıktı. Kaç kişinin Avrupa’ya ya da Amerika’ya gitme ve sevdiği isimlerle buluşma şansı var? Vize bile bir sorun olabiliyor. Bu isimleri buraya getirmek bence bu yüzden çok anlamlıydı.” Festivale katılacak isimleri neleri göz önünde bulundurarak belirlediklerini soruyoruz. Müftüoğlu: “Popüler kültürün özellikle öne çıkardığı isimler olmamalarına dikkat ettik. Bir de yan yana geldiklerinde hoş bir enerji doğacağına inandığımız kişileri seçmeye çalıştık.” Ganguli katılımcı listesi hazırlamayı bir hikâye yazmaya benzetiyor. Çünkü yazdıkça şekillendiğini, değiştiğini düşünüyor. “Bir alışveriş listesi yapar gibi değil, kalpten gelerek düşünülmüş bir şey bu.” Müftüoğlu, kendisi için festivalin en öne çıkanlarını anlatıyor: “Financial Times’ın düzenlediği “Dijital Medyanın Geleceği” panelinde Dazed & Confused ve AnOther Magazine dergisinin kurucusu Jefferson Hack, Wallpaper dergisi Genel Yayın Yönetmeni Tony Chambers ve Time Out’un kurucusu Tony Elliott gibi isimler vardı. The Face dergisi tarafından “Modanın En İlham Verici 20 ismi” arasında gösterilen AĞUSTOS 2010
FOTOĞRAF: DENIZ KOŞAN, BEGÜM ÖZPINAR, İIL ERTÜRK, EYMEN TOPÇUOĞLU,
İyi bir karma
DEMET MÜFTÜOĞLU: "İstanbul gibi iki kıtayı birleştiren bir şehrin, böyle değerli insanların buluşma noktası olması, üstelik tüm bunun meraklı olan herkese açık olarak gerçekleştirilmesi çok büyük bir adım."
İSTANBUL MODERN'DE Vogue Türkiye workshop'ında moda tasarımı öğrencileri portfolio’larını İngiliz tasarımcı Kim Jones’a gösteriyorlar (üstte, solda).
moda tasarımcısı Kim Jones’un Workshop’ını ise Vogue Türkiye ile ortak yaptık. İTÜ ve İstanbul Moda Akademisi'nden 10'ar öğrencinin heyecanını görmeliydiniz. Tasarımlar karşısında etkilenen Jones, öğrencileri çok özgün ve yetenekli bulduğunu söyledi. Hanif Kureishi, Lady Nadira Naipaul ve Elif Şafak’ın müslümanlığın edebi kimlikleri üzerine etkilerini tartıştığı sohbet de keyifliydi. Yazar Gore Vidal ve gazeteci Leyla Umar’ın söyleşisi, ressam Taner Ceylan’ın kendi eserleri üzerine konuşması da öyle.” Pablo ise bu soruya yanıt verirken biraz zorlanıyor: “Benim için bu en çok hangi çocuğunu seviyorsun gibi bir soru ama Taner Ceylan’ın konuşmasından çok etkilendiğimi söyleyebilirim. Çok tartışılan sanatını bu kadar açık bir şekilde konuşması çok güzeldi. Özgürdü.” Biz bu yazısyı hazırlarken Pablo çoktan İstanbul’dan ayrılmış, Yunanistan’a gitmişti. Yine mi bir festival var, diye sorduk. “Şimdi dinleniyorum. Bundan sonra Ekim’de St. Petersburg’da, Ocak’ta Rio de Janerio’da festivallerimiz var. 2011’de İtalya, Hindistan ve umuyorum ki İstancool’un ikincisi ile devam edeceğiz. Birkaç hafta sonra bunun için başlıyoruz. Bu seferki üç gün sürdüğü için programların dağılımı çok yoğun oldu ve herkes hepsine yetişemedi. İkincisini daha geniş bir zamana yaymaya çalışacağız.” Ganguli, aslen Hindistanlı. Burada küçük bir şehir olan Kalkutta’da büyüdüğü yıllarda kendini çok yalnız hissettiğini, zamanını genç insanların bir şeyler öğrenmek ve iyi vakit geçirmek için bir araya geldiği projeler hayal ederek geçirdiğini söylüyor. “İstanbul’da global düşünen, modern yaşayan ve değişik disiplinlerden ilham almak isteyen azımsanmayacak ölçüde genç bir nüfus var. İşte İstancool’a gelen böyle gençleri gördüğümde bu hayalimin gerçek olduğunu bir kez daha görmek çok motive ediciydi.” www.liberatum.org.uk IŞIK CANSU CANAYAK AĞUSTOS 2010
İSTANBUL'UN TÜRLÜ KONUKLARI Ingiliz model Lily Cole üstte), Vogue İtalya Genel Yayın Yönetmeni Franca Sozzani de İstanbul’daydılar (solda). Pablo Ganguli, çok sevdiği Boğaz’a karşı eğlenceli bir sohbette (altta, ortada).
81
FOTOĞRAF: GETTY IMAGES
BAKIŞ
Türk modası: Yolumuz açık Türk modası son yıllarda markalaşma yolunda önemli adımlar atıyor. Dünya moda başkentlerinde koleksiyonlarını sergileyen Türk tasarımcıların sayısı artıyor. Moda odaklı organizasyonlarla Türkiye, sektörün uluslararası isimlerinin buluşma adresi oluyor. Moda eğitimi veren okul ve bölümler çoğalıyor, çeşitleniyor. Made in Turkey etiketinin fason üretimlerde kalmayıp, asıl olması gereken yerde, Türk markalarıyla tüm dünyadaki mağaza ve moda platformlarında yer alacağının işaretleri kuvvetleniyor. Ama uçup, havalanmak için daha yolumuz var. Yazı Zeynep Yapar- Işık Cansu Canayak
Markalaşmadan olmaz İstanbul’da yaşayanlar Terkos Çıkmazı’nı y b l r. İst klal Caddes üzer nden Tünel’e doğru yürürken Paşabahçe mağazasını görünce sağdak lk sokağa g rers n z. Tezgâhlarla çevr l sokakta küçük b r pasaj da vardır. İçer de hep b r kalabalık, hep b r hengâmed r g der. İhraç fazlası g ys ler n ucuza satıldığı Terkos pazarından, y gününüzdeysen z şansınıza Acne marka b r pek gömlek düşeb l r. Zara’dan b r elb se ya da H&M marka b r t şört se bankodur. Sokaktak her stantta ya da pasajdak her küçücük dükkânda, Türk ye’de satılan satılmayan dünya markalarının türlü ürünler ne rastlamanız mümkün. Tek ortak noktaları se ç et ketler : Made n Turkey. Zara, Mango, H&M, Topshop g b sokak modasına yön veren markalar dışında Arman , J l Sander, Prada, Ermeneg ldo Zegna g b lüks gruba g ren markaların çoğunun üret m Türk ye’de yapılıyor. Dünya T caret Örgütü 2008 ver ler ne göre Türk ye dünyada konfeks yonda 4’üncü, teks lde 7’nc büyük tedar kç . Made n Turkey et ketler kalsın, ama gönül st yor k , Türk markalarının s mler yaka et ketler ne de taşınsın, dünyada tanınsın.
Markam A.Ş’n n kurucu ve yönet c s Güven Borça, Bu Topraklardan Dünya Markası Çıkar adlı k tabında şöyle yazıyor: “Dünya markası olmak mı hedeflen yor, yoksa bu yıl pazarda tutunup b r m ktar kâr etmek m ? Bunlar çok çok ayrı hedefler olmasına rağmen Türk ye’de gel şt rme ve lansmanlar standarttır. F rmalar (patronlar) çoğu zaman k s n de amaçlar: Ufak ufak pazara verel m, g d şatı görel m, duruma göre g deb ld ğ kadar g der. Hedef doğru koyup gerekenler yapmazsanız g d lecek yere spontan ulaşmak çok zordur. Özell kle de günümüzün hızlı ve rekabetç ortamında.” Borça, tasarım, mağazalaşma ve reklamda çok y yerlere gelen Türk moda sektörünün marka konsept gel şt rme, konumlandırma, k ml k g b tekn k konularda eks k olduğunu düşünüyor. “Son yıllarda bu değ şt m b lm yorum. Değ şt yse çok sev n r m. Marka tekn syenl ğ ne uzak oldukları görüşüm se oldukça sağlam.” Türk ye’n n lk moda okulu La Salle’ n Yönet m Kurulu Başkanı Sel m Çeçen se markalaşmak ç n b rb r nden ayrışmış k öneml noktanın aynı paydada buluşması gerekt ğ n savunuyor. Bunlardan lk tasarım
101
BAKIŞ merkezl , k nc s se pazarlama merkezl görüş. “Tasarım olmasaydı h çb r şey bu değer ne satılmazdı d yen b r k tle var. İş n pazarlama ayağı se sted ğ n tasarımı yap, onu pazarlamayı b lmezsen, markalaşamazsan ne şe yarar, satın alma h ss n yaratmazsan k mse almaz, der. B z k s n n koord nel olması gerekt ğ ne nanıyoruz. Türk ye’de her k ayakta da eks kler var. Hâlâ yurtdışındak f rmaların ş prens pler n zl yoruz, henüz kend normlarımızı ed nemed k.” Demek yeter nce v zyoner değ l z! Modaya gelene kadar b z m hazmetmem z gereken başka b rçok kültürel olgu var k , bunlar moda seç mler m ze de ayna g b yansıyor. Par s, M lano, Londra ve New York g b modaya yön veren şeh rlerde blogger’ların çekt kler sokak fotoğraflarını gözünüzün önüne get r n. Bu şeh rlerde moda ve beraber nde get rd ğ yaşam b ç m n n hazmed ld ğ n görüyoruz. Çeçen’ n anlattıkları da bu yönde: “Örneğ n İtalyanlar Rönesans’tan ber m mar den tasarıma, hayatın her alanında bu algıyla yet şm ş. İnternet g b kültürel entegrasyonu nanılmaz hızlandıran b r let ş m kanalı var. Şanslıyız ve bunu kend m z gel şt rmek adına kullanmalıyız.” Sel m Çeçen, İTKİB’ n kuruluşuna katkıda bulunmuş tekst lc b r a leden gel yor. La Salle Moda Akadem s ’nde Markalaşma dersler de veren Çeçen, Türk ye’n n, ekonom k altyapısı yumuşak zem n üzer ne kurulu b r üret m ülkes oluşuna d kkat çek yor. Çeçen’e göre Türk ye’n n kısa vadede yüksek segmentte ürün satab len b r marka çıkarması zor. “Hızlı tüket m , hızlı t caret sev yoruz. Türk nsanı çok g r ş mc ve kr zlere rağmen yılmayan b r sanay m z var. B z m de Zara, H&M g b markalarımız olacak, kes n bu. Collez one, LC Wa k k anormal adetlerle g d yor. L ttle B g ve Koton kalıplara verd kler önem n karşılığını defalarca aldılar. Koton bacakları uzun gösteren pantolonlar yaptı. L ttle B g se b z m Türk nsanının vücut yapısı farklı ded , ona göre kalıp ürett ve satışlarını patlattı. Bunlar takd r ed les , örnek v zyoner adımlar.” Güven Borça’ya göre Vakko ve Beymen markalarının başarılarındak anahtar sözcük, doğru f yatlandırma. Yan marka let ş m ve sağlıklı büyüme ç n gerekl marjı yaratab lme. “Beymen ve Vakko k ş başına gel r n 500 dolar c varı olduğu dönemlerde yüksek f yatlarla satış yapab ld ler. Öte yandan alt ve yan markalarıyla da farklı alanlara yayılmaya devam ed yorlar.” Son yıllarda, Türk moda sektöründe markalaşma yönünde büyük atılımlar var. Yerel bazda başarı sağlamış markaların yurtdışında yarattığı hac m, heyecan ver c . Her b r markalarını büyütme konusunda prof ller ne uygun yollarla lerl yor:
Ayaydın M rogl o y örneklerden b r . 2007’de Ayaydın adı altında yen den yapılanan grup, 2008 yılında İtalyan tekst l dev M rogl o le ortaklık yaparak dünyaya açıldı. Bugün Londra Westf eld Alışver ş Merkez ’nde, Bükreş ve At na’da da mağazaları var. Ayaydın M rogl o grubun bünyes nde yalnız üret m kal tes yle değ l, tasarım anlamında da v zyon sah b , İpekyol, Tw st ve Machka markaları var. 2003 yılında lk moda tasarımcısı ve tekst l markası şb rl ğ de onlardan geld : Hakan Yıldırım ve İpekyol. 2009 yılı t bar yle yurt ç nde 84, yurt dışında 22 satış noktası le marka hacm n uluslararası alana yaymayı başardılar.
Mav Türk ye’den dünyaya açılan b r d ğer moda markası. 1997’dek reklam kampanyasının unutulmayan sloganı: “Çok Oluyoruz”. Hak katen de çok oldular. Bugün ABD, Kanada, Almanya, Avustralya, İng ltere, Dan marka, Hollanda başta olmak üzere, 50 ülkede, 200’den fazlası “Mav Shop” olan 4000’e yakın satış noktaları var. T me derg s , 2006’da Mav ’y Dünyanın En İy 16 Bluejean Markası ç nde gösterd . Bugün kapı komşunuz da Mav g y yor, Lady Gaga da. 102
Türk nsanı çok g r ş mc ve kr zlere rağmen yılmayan b r sanay m z var. B z m de Zara, H&M g b markalarımız olacak, kes n bu. Markası adı olanlar
Hakan Yıldırım, geçen Şubat ayında Londra Moda Haftası’nda ilk şovu ile çok konuşuldu. Bu yaz Fransız Kültür Bakanlığı’nın verdiği 2010 yılı Andam Ödülü’nü kazandı (220 bin Euro). Ve ilk kez Paris Moda Haftası’nda şov yapacak. Hüseyin Çağlayan, 1994 yılından beri uluslararası moda arenasında. 2002 yılı Bahar Koleksiyonu sunumundan sonra şovlarını Paris’e taşıdı. Ambimorfik adlı 2002 Sonbahar/Kış koleksiyonunun sunumunda, Natalia Vodianova’ya Türkmen kostümü giydiren o oldu. Rıfat Özbek, ilk defilesini Londra’da ailesinin Knightsbridge’deki evinin salonunda yaptı. Devamı Londra, Milano, New York ve Paris Moda Haftaları ile geldi. Dilek Hanif, Osmanlı kup ve kesimlerini Paris Couture Haftası’na o taşıdı. Lale ve karanfillerin yoğun olduğu Çini motiflerimiz, okyanusun öte yakasına, New York Moda Haftası’na Atıl Kutoğlu ile gitti. Bora Aksu, Londra’nın özgür platformunda yıllardır Moda Haftası’nda hikâyeler anlatmaya devam ediyor. Arzu Kaprol, ilk kez bu yıl Paris Moda Haftası'nda İlkbahar/Yaz koleksiyonunu gösterecek. Sektöre genç yetenekler kazandıran ‘Who is on Next?’ yarışmasının kazanan listesinde de Türk isimler artışta. Geçen yaz, ilk kez Erkek Koleksiyonları adına verilen ödülü Ümit Benan almıştı. Bu yıl ise Erkan Çoruh ödülü Kadın Koleksiyonu ile aldı. Aslı Filinta ise 2008’de 'Who's Next' ödülünü almıştı.
L ttle B g New York, Soho’da yürürken göreb leceğ n z Türk den m markası. İş n başlı başına b r teknoloj s olduğu gerçeğ le yola çıkıp yurt ç ve yurtdışı satış ağını Türk ye’n n ve dünyanın ht yaçlarını göz önüne alarak kurdu. Kend mağazaları ve d str bütörler aracılığıyla altı kıtaya yayıldı; 98 mağaza ve 4000’ n üzer nde satış noktaları var.
LC Wa k k Yaklaşık 1 m lyar dolar le 2009’da en çok c royu o yaptı. 1985 yılında Fransız markası olarak doğan LC Wa k k , 97 yılında Tema Grup tarafından satın alındı. Türk ye’de 260’ı aşkın mağazası var. Avrupa’dak lk mağazalarını geçen yıl Romanya’da açtılar.
Koton Mağazalarını her gün z yaret etsen z 45 yen ürünle karşılaşacağınız b r marka. Türk ye’de 160, At na, Duba , Berl n, Bükreş g b öneml başkentler de dah l olmak üzere yurtdışında 24 ülkede 62 mağazaları var. Yılda 15 m lyonun üzer nde ürün satıyorlar. Hakan Yıldırım le geçen yaz başlattıkları şb rl ğ , bu kış da devam ed yor.
Collez one Yurt ç nde 128 mağaza, yurtdışında 18 ülkede, 32 satış noktaları var. Mottoları: hızlı moda ve ad l f yat. Mağazalarına haftada 120 yen model g r yor.
Park Bravo Önce Kazak stan, ardından Romanya’da mağaza açarak, bu alandak çalışmalarını hızlandırdı. Grubun bünyes nde N ne West, Enzo Ang ol n , AK Anne Kle n, Le Senza g b uluslararası markalar da var. AĞUSTOS 2010
Buluşma yeri GalataModa, İstanbul Fashion Week gibi renkli organizasyonlar, Türk modacılarını tüketiciler ve sektörün uluslararası önde gelen isimleriyle buluşturuyor.
Varsa yoksa organizasyon
FOTOĞRAFLAR: VOLGA YILDIZ, BEGÜM ÖZPINAR, İTKİB
Moda trendler n tak p etmek yetmez, sosyal trendler zley n
Lynne Hammond, London College of Fashion’ın Uluslararası İlişkiler Direktörü, aynı zamanda İstanbul Moda Akademisi’nin (İMA) danışmanı. İstanbul Moda Akademisi’nin kurulum sürecinde yürüttüğü araştırmaları raporlaştırmış. Raporun bazı maddeleri genç modacılara yön verecek önemli saptamalar içeriyor. Hammond, yerel pazarın öneminin altını çiziyor ve yerel büyümenin sektörü uluslararası anlamda etkilediğini belirtiyor. Yapılması gerekenleri de şöyle özetliyor: ”Büyüme stratejisi daha net belirlenmeli. Hareket planı hazırlanmalı. Tüketicilerin baktığında marka kimliğini algılayabileceği bir katalog üzerinde çalışılmalı. Yalnız moda trendleri değil, topluma yön veren sosyal trendler de takip edilmeli. Gelecek laboratuarları yani trendforecasting ve araştırma şirketleri takip edilmeli. Böylece uluslararası takvime daha yakın çalışılarak markalaşma adına fayda sağlanabilir.”
AĞUSTOS 2010
Moda Tasarımcıları Derneğ ve Beyoğlu Beled yes ’n n şb rl ğ yle düzenlenen GalataModa Fest val 5 yaşında ve bu yaz 11. kez çadır kurdu. Ş md ye kadar 20 b n parçaya yakın ürün satılan organ zasyonun 40 b nden fazla z yaretç s oldu. D nam k, sokak kültürü le omuz omuza, tüket c y Türk tasarımlarını satın almaya yönelten başarılı b r etk nl k. Pek çok tanınmış markanın Türk tasarımcılarla şb rl ğ yapma eğ l m nde payı büyük. Türk tasarımcılarını uluslararası basın ve satın alma sorumluları le buluşturan asıl organ zasyon se İstanbul Fash on Week. Geçt ğ m z kış Santral İstanbul’u mekân tutan IFW, İTKİB tarafından Moda Tasarımcıları Derneğ ve İstanbul Moda Akadem s şb rl ğ le düzenlend . Toplam 24 def le, yaklaşık 35 b n k ş tarafından zlend . Davetl ler arasında Fransa, İtalya ve New York’tan gelen derg ed törler ve satın almacılar vardı. D lek Han f, bunun genç Türk moda tasarımcıları ç n büyük şans olduğunu söylüyor. “Sek z b n yıllık geçm ş olan bu özel şeh r, aslında çok daha büyük unvanları hak ed yor. Ancak moda başkent olab lmes ç n öncel kle devlet ve özel sektör, tasarıma ve tasarımcıya yatırım yapan b r tutumu ben msemel . Ülken n her köşes ndek tasarımcıları teşv k etmek, onları özgürleşt rmek gerek yor. Tab İstanbulluların da bu tutumu ben msemes çok öneml .” B rleşm ş Markalar Derneğ (BMD) Yönet m Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz yen organ zasyonların haber n ver yor. “BMD dünyadak perakendec l k hakkında ver sağlayan, yaşanılan tecrübeler paylaşan ve yol gösteren b r organ zasyona dönüşüyor. Markalarımızı doğru pazarlamak ve tecrübeler m z ışığında büyütmek ç n çaba göster yoruz. İstanbul’un ve Türk ye’n n b r markalı alışver ş cennet ve bölgesel moda merkez ne dönüştürülmes n önems yoruz. Bu amaçla, İstanbul Shopp ng Fest projes üzer nde çalışıyoruz. 15 Mart - 24 N san 2011 tar hler arasında yapılacak İstanbul Shopp ng Fest sayes nde, özell kle 1-2 saatl k uçuş mesafes ndek şeh rlerden İstanbul’a gelecek yabancılar, Türk perakendec ler ne ve markalarına tanıtım şlev ve c rosal destek sağlayacaktır.” Geçen yıl lk yapılan ve Ek m ayında İstanbul’da düzenlenen uluslararası b r d ğer organ zasyon da Fash onable İstanbul. Türk ye’den Baykam & RBM ve dünyadan IMG ortaklığında düzenlenen Fash onable İstanbul’a Ferré, M sson , Roberto Cavall , V v enne Westwood ve Salvatore Ferragamo g b s mler geld . Etk nl k kapsamında düzenlenen Genç Tasarımcılar Def les ’ne geçen yıl La Salle Internat onal Academy ve İstanbul Büyükşeh r Beled yes İSMEK Genç Tasarımcılar Atölyes öğrenc ler davet ed ld . Bu fırsat her yıl farklı moda okullarının öğrenc ler ne sunulacak ve genç Türk tasarımcılar bu sayede ünlü markalarla çalışma mkânı bulacak.
103
BAKIŞ
Öğrenci işleri Geçen yıl, Fashionable İstanbul organizasyonunda tasarımlarını sergileme imkanı bulan La Salle öğrencileri öğretmenlerinin verdiği destekle ilk defile heyecanını yaşıyor.
Yazar Mark Tungate, Arman 'den Zara'ya Moda Devler n n Marka Oluşturma Tarzları adlı k tabında eğ t m n her kapıyı açmadığından bahsed yor: “Gall ano’nun Central Sa nt Mart ns College of Art’tan d ploma koleks yonu vardı ama Londra’da ş bulup doğru dürüst para kazanmakta zorlandı. Par s’te koleks yonunu hazırlarken arkadaşlarının evler nde kaldı. Kar yer nde yükselmes se ancak Anna W ntour’un d kkat n çekmes ve W ntour’un ona fon bulması le başladı.” Ama b r de şöyle düşünmek lazım, Central Sa nt Mart ns College of Art’a g tmem ş b r Gall ano ne yapardı? Ne olursa olsun eğ t m şart. İstanbul’da yen açılan moda okulları ve sürekl kend n yen leyen köklü eğ t m kuruluşları, bu yönde v zyon sah b öğrenc ler yet şt rerek sektöre yen s mler kazandıracak. Ele aldıklarımız uluslararası okullarla ortaklaşa eğ t m programı uygulayanlar le en esk fakültelerden k s oldu. Esmod: Bundan 160 yıl önce, 1841’de Par s’te kurulan lk moda okulu. Halen 14 ülkede toplam 20 olan okulların ders programı Par s’te bel rlen yor, her yerde aynı prens pler uygulanıyor. 21. okulları bu yıl Ek m ayında İstanbul’da eğ t me başlıyor. Esmod’un İstanbul Genel Müdürü Alev Öztürk: “Burası b r moda ün vers tes . Moda tasarımı ve tekn kler eğ t m ver yoruz. Ağırlık model stl k ve st l stl k üzer ne: bu k eğ t m n ç çe ver lmes n önems yoruz. Bunlara ek olarak pazarlama, moda tar h g b dersler de var.” Okul, daha b nalarının restorasyonu başlamadan sektörle ç çe olacağı projeler gel şt rmeye başlamış. “İTKİB, Moda Tasarımcıları Derneğ , TGSD le let ş mdey z. Başarılı öğrenc m zle beraber moda haftalarına g tmek, Prem ere V s on’a katılmak st yoruz,” d yor Alev Öztürk. Esmod İstanbul’un Sanat D rektörü se kend s de b r Esmod Par s mezunu olan Ece Ege, D ce Kayek markasının d ğer yarısı. La Salle: 1959’da Kanada’da kuruldu. İstanbul’un da en esk moda okulu; 18. yılı dolmak üzere. Kanada’nın devlet destekl k okulundan b r . Dünyada 28 şubes var. Yönet m Kurulu Başkanı Sel m Çeçen verd kler eğ t m şöyle tar f ed yor: “Gelen öğrenc den b r portfolyo ya da ç z m yeteneğ stem yoruz. Üç ana d plomamız var: Moda Tasarımı, Moda Pazarlama ve Graf k Tasarım. Ek m ayında İç M marlık bölümümüz de açılıyor. Seçt ğ n z bölümdek k yıllık yoğun eğ t m n ardından Kanada’dan d ploma alıyorsunuz. Sert f ka programları se st l stl k, model stl k, moda pazarlama ve b lg sayarlı st l stl k üzer ne." İstanbul Moda Akadem s : Teşv k ye’de 2008 başında açılan İstanbul Moda Akadem s ’nde eğ t m pek çok alt başlığa ayrılıyor: Akadem k
104
Programlar, Sürekl Eğ t m Programları, Danışmanlık ve Özel Eğ t mler. İMA’nın stratej k partner se modanın en öneml okullarından London College of Fash on. İMA’da başladığınız eğ t m n son yılını Londra’da tamamlama şansınızı kullanarak, mezun olduğunuzda d plomanızı London College of Fash on’dan alıyorsunuz. İng ltere’den Nott ngham Trent Un vers ty, İtalya’dan Pol moda ve Domus Academy ve Fransa’dan Inst tute França s de la Mod le de şb rl ğ ç ndeler. Okulun gen ş b r moda kütüphanes de var. Akadem k eğ t mler arasında k yıl süren tam zamanlı Moda Tasarımı ve Teknoloj s Sert f ka Programı, üç ay süren Moda Portfolyosu Hazırlık Programı ve y ne k yıl süren Moda Tasarımı ve Teknoloj s L sans Programı var. Moda Yönet m , Moda Tasarımı, Moda Fotoğrafçılığı ve Styl ng, Photoshop & Illustrator, Moda Ç z m Tekn kler g b kurslar bell b r alana odaklanmak ya da sektöre b r yer nden g rmek steyenler ç n har ka. Modayla yakından lg len yorsanız IMA’nın web s tes ne sık g r n, z ra okulun düzenled ğ panel ve workshop’lar sektörden öneml k ş lerle b r araya geleb lmek ç n öneml b r fırsat. MSÜ Güzel Sanatlar Fakültes Tekst l ve Moda Tasarımı Bölümü: Moda alanında en esk ve öneml okullardan b r . Dört yıl süren l sans eğ t m boyunca öğrenc ler dokuma, baskı ve g ys tasarımı d s pl nler n paralel olarak öğren yorlar. Sektör stajları, eğ t m gez ler , workshop’lar, serg ve fuar katılımları da programa dah l. İTÜ Tekst l Teknoloj ler ve Tasarım Fakültes : Burası, İstanbul’da Tekst l Mühend sl ğ eğ t m veren lk ve tek öğret m kurumu. 1955’te Mak ne Mühend sl ğ ç nde Tekst l Kürsüsü adı altında kuruldu. Bağımsız statüyü 1983’te aldı. Tekst l Mühend sl ğ eğ t m moda tasarımı, tekst l gel şt rme ve pazarlama olmak üzere k bölümden oluşuyor. Amer ka’nın en öneml moda okullarından Fash on Inst tute of Technology (FIT) ve İTÜ’nün eğ t m ortaklığı sayes nde, burada üç senes n tamamlayan öğrenc ler okulun son yılını New York’tak FIT’de okuma hakkı kazanarak ç ft d ploma sah b oluyor. İstanbul B lg Ün vers tes Tasarım Kültürü ve Sert f ka Programı: M lano’dak Domus Academy le 11 senel k şb rl ğ olan bu sert f ka programının kadrosu uluslararası tasarım dünyasının 35 sm nden oluşuyor. Bu programın amacı, farklı d s pl nlerden öğrenc ler yle teor k dersler, uygulama atölyeler ve b t rme projes aracılığıyla b r proje kültürü oluşturmak. Program 30 hafta sürüyor. AĞUSTOS 2010
FOTOĞRAFLAR: LA SALLE İSTANBUL ARŞİVİ
Eğitim şart
Genç tasarımcı umutlu Genç tasarımcılar Türk modasında oluşmakta olan bu altyapı ve beraberinde gelen kıpırtılar için, bugünümüz için ne düşünüyorlar?
Aslı Filinta: Dünyaya açılabilmek için bence önce cesaret gerekiyor. Cesaretin altında inanç yatıyor. İnancı besleyense yeteneğin. Satış için de bir fark yaratıyor olmak şart. Fark yaratabilmek için de herkesin gittiği yolu değil, kendi patikanı yaratman çok önemli. Özgün olmazsan satamazsın, satamazsan özgünlüğün, özgürlüğünü yaşayamaz. Ayrıca ben işi ve aşkı ayrı görmüyorum, hepsinde kalbinin atması gerek. Zeynep Tosun: Annem de tasarımcı olduğu için bu işin içinde büyüdüm. Bu yüzden dün ve bugün arasındaki farkı net görebiliyorum. Annemin zamanında da tekstil gelişmişti ama yine de yokluk çekiyorlardı. İstedikleri kumaştan, kullandıkları ipliğe kadar zorluklar içinde yapıyorlardı tasarımlarını. Oysa bugün Türk tasarımcılarının yükselişini izliyoruz. Bizim hocalarımız olan tasarımcılar, yolumuzu açtılar. Şimdi önümüzde açık olan daha fazla kapı var. Gül Ağış: Türk modasının son üç yılda ciddi bir yükselişe geçtiğini düşünüyorum. İstanbul’un bu sene Avrupa Kültür Başkenti olması da buna destek oldu. Ayrıca İstanbul’un artık bir moda haftası olması ve bu platformda bizlerin defilelerimizle kendimizi yabancı basına da duyurma şansını yakalamamız çok büyük bir adım. Kendimize dair gördüğüm eksiklik ise üç beş kişi haricinde kimsenin konusu hakkında derin ve kapsamlı araştırmalar yapmaması. Kumaş altyapımızdaki araştırma ve yenilenmelerin de yetersiz kaldığını düşünüyorum. Yaratıcı olduğumuz kadar cesur ve araştırmacı olmamız gerekiyor.
FOTOĞRAFLAR: ERBİL BALTA
Begüm Salihoğlu: Türk modası genç tasarımcıların vizyonları ve sağlam altyapıları sayesinde yeni bir boyut kazandı. Tekstil prototipinden uzaklaşılarak özel tasarımlara önem verilmeye başlanmasıyla genç yetenekler nihayet göz önüne çıkabildi. Bundan sonra yurtdışına odaklanmak istiyorum. Uluslararası anlamda tasarımlarımızı sergileyebileceğimiz bir olanak olmasını çok isterdim. Esra Bezek: Tüketicilerimiz değişiyor. Artık Türk tasarımcılara daha çok değer veriliyor. Farklılıklar arayan kesim bunu bizim markalarımızda bulmaya başladı ki, bence bu çok mutlu edici. Ve modaya olan bu ilgi, eğitimini de etkiledi; yeni yeni moda okulları açılıyor. Bu demek oluyor ki, moda sektörü profesyonelleşme yolunda ilerliyor.
AĞUSTOS 2010
Tüketicilere de İş düşüyor Avrupa markalarının daha kal tel olacağına nanıyoruz ama et kete bakıyoruz k Türk ye’de üret lm ş. Kend markalarımız dünyaya açılsın, göğsümüz kabarsın st yoruz ancak b z onlardan kaçını g y yoruz? Bu konuda hâlâ b r önyargı var, kend m z beğenm yoruz. Kend ürett ğ m ze b z el uzatmazken dünyadan bunu beklemek ne kadar doğru, tartışılır. İtalya’da yaşayan ve tasarımları, Par s’te Colette Londra’da Browns ve London Dover Street Market, Japonya’da Un ted Arrows, Los Angeles’ta Maxf eld, New York’ta Saks F fth Avenue, M lano’da Anton a g b dünyanın önde gelen but k ve z nc r mağazalarında satılan Üm t Benan anlatıyor: “Türküm, Türkçe konuşuyorum d ye Üm t Benan’ın b r paltosu 20003000 TL’ye satılır mı, d ye düşünenler olab l r. Türk tüket c parayı Üm t’ n paltosuna verene kadar Dolce&Gabbana alırım d yor. Talep olursa neden stemeyey m ülkemde satmak. Ama şuna da nanıyorum, İtalya’da başarılı olduktan sonra en nde sonunda Türk ye’ye de gelecekt r bunlar.” Bahar Korçan, Türk ye’de en esk tasarım markalarından b r olarak gözlemler n aktarıyor: “B r yandan genç tasarımcılar basın tarafından da heyecanla tak p ed l yor, GalataModa g b etk nl kler dolup taşıyor ama b r yandan da çten çe koleks yonları haf fe alma ve yabancı markalar le kıyaslamalar sürüyor. Terc h meseles se sözüm yok ama g zl den b r küçümseme var se bu b r algılama eks ğ . K ş ler n bu konuda gel şmes n beklemekten başka yapacak b r şey yok.”
105
BAKIŞ
Bir dizi. 3 kız. 3 erkek. Röportajda değil, eğlenceli bir üniversite kampüsündeyim sanki. Küçük Sırlar dizisinden altı genç oyuncu Vogue Türkiye için bir arada:
Sinem Kobal, Burak Çivit, Birkan Sokullu, İpek Karapınar, Merve Boluğur ve Kadir Doğulu. Temmuz,
sıcak, deniz ve Suada… Herkesin gözü havuzda. Ama sadece ayaklar suda... Yazı Işık Cansu Canayak
Fotoğraf Cem Talu
ekne Suada’ya her yanaştığında ek pten yen b r n yor. İlk gelen İpek Karapınar. El nde röportajlarının yayınlandığı o günün gazeteler var. Merakla okuyor. Sonrasında Kad r’ görüyorum. Yüzünü kaplayan kocaman güneş gözlüğüyle Merve g r yor çer . B rkan ve Burak derken, S nem de adada. D z n n altı karakter de tamam. Uzun b r gün olacak, bell . Ama onların son dört aydır hemen her günler bu tempoda ve beraber geçt ğ ç n dmanlılar. Zeng n ve popüler b r grup genc n yaşamlarını, sorunlarını, arayışlarını, l şk ler n anlatan Küçük Sırlar d z s ç n b r aradalar. Onlar son k aydır haftanın altı günü setteler ama önces nde de k aylık b r oyunculuk kursu ç n beraberd ler. D z de Ayşegül’ün (Merve Boluğur) üvey babasını canlandıran Yıldırım Urağ, Er c Morr s oyunculuk tekn ğ n öğretmek ve onları b rb rler ne uyumlu hale get rmek ç n k ay boyunca her b r yle teker teker çalışmış. Heps bu süren n ne kadar ver ml olduğunu anlatıyor. Burak Ç v t, “Ş md b rb r m z n en zayıf yönler n , tüm haller n b l yoruz. Çünkü bu çalışma sırasında b z de kend m zle yüzleşt k, ç m zde olan y kötü her şey ortaya döktük” d yor. S nem, d z den öncek altı ay lk kez boş kalmış ve bu sayede kend n gel şt rme fırsatı yakalamış: “13 yaşımdan ber çalışıyorum. İlk defa böyle b r ara verd m. Bu dönemde Beykent Ün vers tes ’nde okuduğum Sahne ve Göster Sanatları bölümünü b t r p mezun oldum. Las Vegas’a ve Los Angeles’a g tt m. Dönüşte İstanbul’da Meltem Cumbul’un oyunculuk workshop’larına katıldım. Sonra da Yıldırım hocayla çalışma fırsatımız oldu. Böyle çalışmalar sırasında fütursuz olup kend renkler n keşfed yorsun. İnsanın ceb ne attığı güzel notlar bunlar.”
90
SİNEM; Siyah şifon bluz MICHAEL KORS - BEYMEN — Desenli mini etek LOUIS VUITTON — Siyah saten korse AGENT PROVOCATEUR — Güneş gözlüğü D&G BURAK; Siyah deri ceket BEYMEN — Kaşmir kazak PRADA — Gri pantolon VAKKO KADİR; Gömlek BEYMEN — Lacivert pantolon BURBERRY— Bej süet kemer SALVATORE FERRAGAMO - BEYMEN — Güneş gözlüğü DSQUARED MERVE; Kolsuz siyah boğazlı kazak BLUMARINE - BEYMEN — Pembe kareli kapri PRADA — Güneş gözlüğü RAYBAN İPEK; Lacivert body PINKO – HARVEY NICHOLS — Yün kloş etek RED VALENTINO – BEYMEN — Deri kemer FENDI — Güneş gözlüğü MIU MIU BİRKAN; Baskılı gri tişört DOLCE&GABBANA – BEYMEN — Jean JIL SANDER - BEYMEN Alışveriş editörleri Ece Candan, Semih Güngör
SİNEM; Pembe şifon elbise, BCBG MAX AZRIA — Altın küpeler G.FERRARIS - DAMAS — MERVE; Kiremit rengi mini elbise GAMZE SARAÇOĞLU — Mavi elmas bilezikler M.C.L BY MATTHEW CAMPBELL LAURENZA - DAMAS Yan sayfada; İPEK; Uzun gece elbisesi GAMZE SARAÇOGLU — Elmas kolye DAMAS BURAK; Beyaz gömlek, Siyah pantolon, Siyah deri kemer, BEYMEN, Siyah güneş gözlüğü,LOUIS VUITTON, Yılan derisi kayışlı saat, ZENITH - DAMAS, Beyaz altın yüzük, TIFFANY & CO COLLECTION SİNEM; Ten rengi taş işlemeli elbise NEDO BY NEDRET TACİROĞLU — Güneş gözlüğü MIU MIU— Elmas bilezik DAMAS KADİR; Mavi gömlek, Jean pantolon, PRADA— Deri kemer, LOUIS VUITTON— Güneş gözlüğü DSQUARED—Yılan derisi kayışlı saat ULYSSE NARDIN - DAMAS MERVE; Çiçek desenli elbise DOLCE & GABBANA – BEYMEN — Pırlanta küpe DAMAS BİRKAN; Siyah takım elbise BEYMEN — Beyaz gömlek PRADA — Siyah güneş gözlüğü D&G — Siyah deri yılan derisi kayışlı saat HERMES – DAMAS
Merve “Ben Ayşegül g b , b r erkeğ n peş nden koşmam; b r de o çok entr kacı. Ben bunlara çok kafamı yoramam. İpek “Ben Arzu’dan çok daha dışa dönüğüm. Çünkü sağlıklı b r a lede büyüdüm.” S nem “Ben S nem olarak, b r nden bana kötülük gelecekse fark edeb l r m ama Su henüz böyle b r yerde değ l.”
BURAK; Krem rengi takım elbise PRADA — Jean gömlek BEYMEN İPEK; Lacivert mini elbise BCBG MAX AZRIA — Siyah elmas yüzük ROBERTO COIN - DAMAS BİRKAN; Lacivert takım elbise, Jean gömlek, PRADA — Kırmızı ipek mendil VAKKO — Deri kemer LOUIS VUITTON
BAKIŞ Kıyafetleriyle de konuşturacaklar Küçük Sırlar, kıyafetler yle de dd alı b r d z olacak. Tıpkı Sex and the C ty, Goss p G rl hatta Aşkı Memnu g b . D z n n karakterler n g yd ren moda ek b n n başında Hakan Oktaş var. Kızlarla farklı bölümlerde b re b r çalışan modacılar da var. Mesela El f Cığızoğlu Merve le, Tuvana Büyükçınar S nem le lg len yor. Kılık kıyafetten konu açılınca Kad r “çok bol kıyafetler yakışmaz bana” d yor. B rkan se smok n, takım elb se g b şeyler g y nce kend n garsona benzett ğ n söylüyor. “B r de Matr x’te gördüğümüz, d zde b ten uzun der ceketler hayatta g ymem.” Burak’a göre de erkek ded ğ n öyle çok dar pantolonlar g ymezm ş. D z lerled kçe göreceğ z bakalım hang s ne en çok ne yakışıyor?
İşkolik Burak, aşçı Kadir, basketçi Birkan Artık onları daha yakından tanıma zamanı geld . Bugün şans benden yana. Çünkü nsan her gün Best Model derecel yakışıklı genç erkeklerle aynı masada oturmuyor. B rkan Sokullu ve Burak Ç v t’ kasted yorum. B rkan, 2003 Best Model of Turkey üçüncüsü. Burak aynı yarışmanın 2005 b r nc s ve Best Model Of The World k nc s . Kad r’ de alıyorum, b r masaya geç yoruz. Burak, d z de oynadığı Çet n karakter ç n doğru seç m d ye düşünüyorum. Çet n d z de sevg s z, hesapçı b r adammış. Burak se “Ben v cdanlıyımdır” d yor. “Bundan öncek 5-6 set mde Kartal T bet, Üm t Atakan g b hocalarla çalıştım. B r yandan oynayıp, b r yandan öğrend m.” B rkan yakışıklılığın b r yere kadar olduğu, b r alt yapı oluşturmazsan b rkaç ş sonra s l n p g d leceğ f kr nde: “El f d z s nde beraber çalıştığım Dolunay Soysert’ çok sev yorum. F k rler çok yardımcı oldu bana. B r de Yıldırım hocamız var tab .” Kad r Doğulu’nun se lk oyunculuk deney m . Ama settek herkes ona öyle yardımcı olmuş k , buna kend de nanamıyor. Onyed yaşından ber yalnız yaşıyor. B rkan ve Burak a leler yle b rl kte, Bağdat Caddes sak nler . Üçü set dışında da görüşüyorlar, b rl kte en çok rakı-balık yapmayı sev yorlar. Ayrıca Kad r, müth ş güzel yemek yapıyormuş. Zaten Okan Ün vers tes Gastronom Bölümü k nc sınıf öğrenc s . Burak se Marmara Ün vers tes Fotoğraf Bölümü’nde okuyor. Settek ler n portreler n çekmeye başlamış b le. B rkan da ün vers teye başlayana kadar profesyonel olarak basket oynamış. Ardından Maltepe Ün vers tes ’nde Radyo Telev zyon Programcılığı’nı b t rm ş. Oyunculuğa başladığı dönemde Aydın Ün vers tes Konservatuarı’nı kazanmış ama bu sıralar çek mler yüzünden g dem yor. Kad r’ n ded ğ ne göre onun bu del dolu hal n n arkasında çok sabırlı ve sak n b r adam var. “Allah bana b r enerj verm ş, başka da b r şey vermem ş. Uyumam, yemem ama sank uyumuşum yem ş m g b devam edeb l r m. B r yle kavga ett ğ mde, etmem ş g b davranab l r m. Çok poz t f ve sabırlıyımdır.” Oğlak burcu Burak’ta se oyunculuğa başladığından ber sabır falan kalmamış. Oğlak’ın şkol kl k huyunun onda olduğunu kabul ed yor. “İş m olmadığı zaman çok mutsuzum. Ben hep çalışmalıyım, ş m yoksa huzurum da yok.” D z ç n hazırlanırken üçünün de saçları, sakalları g tm ş. Kad r, sek z sene sonra yüzüne lk kez j let vurmuş. Burak k lo verm ş, Kad r k lo almış. B rkan, her hafta b r dünya klas ğ b t rmeye çalışıyor, özell kle Dostoyevsk ’y sev yor. Kad r se her sabah en az k buçuk saat bütün gazeteler okuyor. “Yapmazsam gözüm açık g der” ded kler şeyler tam da karakterler ne uygun. Kad r, sky d v ng yapacak, yan uçaktan paraşütle atlayacak. B rkan, Avrupa ve dünyayı gezecek. Burak se araba del s olduğu ç n F1’de araba kullanacak. Cate Blanchett, as metr k yüzü ve beyaz ten yle Kad r’ n favor s . S enna M ller se sarışınlığı ve st l yle B rkan’ınk . Burak se önce yüz güzell ğ d yor, başka b rşey dem yor.
Sinem hızlı, Merve seçici, İpek olgun Ben erkek takımıyla konuşmaya dalmışken kızların styl ng’ tamamlanmış. Erkekler g y nmeye g derken, kızlarla kalıyorum. S nem çok zayıflamış;
94
34 beden g b . Meğer son aylarda çok çalıştığı ç n k lo verm ş. Ama zayıf olacağım d ye b r takıntısı olmadığını, herkese yakışan b r k lo olduğunu söylüyor. Tw tter, Facebook g b sosyal ortamlarla arası h ç yok. Kullanmıyor, “İnsanın her şey n paylaşab leceğ 500 arkadaşı olab l r m h ç?” d ye soruyor. Çocukluğundan ber setlere yet şmeye çalıştığından olacak, çok hızlı hazırlanıyor. “Kızlar erkekler beklet r ya, ben tam ters y m. Bekletmem ama bekleyeb l r m!” S nem, gelecek üzer ne fazla plan yapmayan, kafasını bulandırmayı sevmeyen b r . “H çb r şeye bağımlı değ l m. O anda canım ne st yorsa ona odaklanıyorum. B r ara ahşap boyamaya taktım, b r sürü sandık boyadım.” Güzel ve başarılı genç b r oyuncu ve zeng n ve parlayan b r futbolcu. Nerde olsa kıskanılır… Arda le olan l şk s n merak ed yorum, ama bell k konuşmayacak. Yüzünde manalı b r tebessümle geç şt r yor: “B z merak edenler anlayışla karşılıyorum.” S nem, yaptıkları ş n popcorn-gel p geç c b r ş olduğunu b ld ğ n , gün b tt ğ nde o günün başarısının da geçm şte kaldığını söylüyor. İpek’ n se şöhret n get r p götürdükler hakkında söyleyecekler var: “En büyük öncel ğ m, hayatımı özümden ve özel mden tav z vermeden sürdüreb lmek. Bu öncel ğ m koruma lüksümün onu koruma mecbur yet ne dönüşmes ben üzüyor.” İpek, M mar S nan Ün vers tes Devlet Konservatuarı Keman Bölümü’nde okumuş sek z yıl. Gönlü oradan uzaklaşınca oyunculuğa başlamış. TÜRVAK’ta üç dönem süren oyunculuk eğ t m n n ardından Köprü, Tal h Kuşu ve Kurtlar Vad s ’nde oynamış. Dolud zg n Yıllar d z s n n set nde attan düşüp bel n kırmış: “Şu an sırtımda altı tane v dam, k plat n m var ve onları çok sev yorum. Çünkü onlar olmasa sakat kalacaktım. Her şey n b r anda nasıl değ şeb leceğ n gördüm bu kazayla.” İpek, olgun ve ayakları yere basan b r kız. Hayaller de öyle. En büyük hayal , kend n aynı anda hem dalgalı hem de güvenl b r den z g b h ssedeceğ ne nandığı annel k. Merve’n n hayal daha uçuk. Ev n n b r odasına atlıkarınca yaptırmak st yor. “Atlas Pasajı’nda g tt ğ m b r hed yel k eşya dükkânı var. Oradak d sko topları, müz k kutuları, atlıkarıncalar ç nde kend m kaybed yorum. B r kt r yorum ş md den.” S nem’ n de Mar lyn Monroe’ya koleks yonu var: “Henüz h çb r yerde yayınlanmamış fotoğrafları geçen ay nternette açık artırmaya çıktı. Açık artırmaya katılıp, onları da topladım.” Merve, çek m sırasında el nde balonu, pembe ruju ve kırmızı elb ses yle Şeker Kız Candy g b . B z onu Acem Cadı d z s nden tanıyoruz. Müjdat Gezen Sanat Okulu’ndan mezun: “Ama sette p şmek de öneml . Örneğ n Celal Kadr Kınoğlu ve İpek B lg n’ n bende emeğ çoktur.” O, hayata seç c gözlerle bakan genç b r kadın, sevd ğ şeylere de tutkuyla bağlı: “İnandığım, hoşlandığım şeyler azdır ben m. B r şeye nanıyorsam eğer, yapmak ster m. Mesela küçüklüğümden ber mızıkayı sever m, hep çalmak sted m. Geçenlerde g tt m aldım, nternetten de öğrend m nasıl çalacağımı. Hayatta b r akıl hocam yoktur ama ben hem subjekt f hem objekt f olarak değerlend reb leceğ ne nandığım tek nsan annemd r.”
Hepsi şimdiden arkadaş S nem, Merve, İpek, Kad r, B rkan ve Burak’ı b r masa etrafında şakalaşırken görünce sadece d z değ l, gerçek hayatta da b rl kte olmaktan key f aldıklarını düşünüyorum. Burası çok neşel b r ün vers te kampüsü g b . Kad r çok enerj k. Devamlı etrafına sataşıyor. B rkan, d z de canlandırdığı Dem r karakter g b sess z, efend . Kad r ve Burak ona, “Çok romant k ve na ft r” d ye takılıyorlar. Başlangıçta Dem r rolünü aslında Kad r oynayacakmış. Ama b r gece ek pçe dışarı çıkmışlar ve Kad r’ n Dem r değ l, şu anda canlandırdığı Al olmasına karar verm şler. Kad r, “Al daha fırlama b r t p. Hazır cevap, çok g r şken. Bu anlamda Al karakter ne benz yorum ama onda b raz da ha nl k var” d yor ve hemen ekl yor: “Bende yoktur öyle şeyler.” Suada’ya gelel 12 saatten fazla olmuş. Geld ğ mde duyduğum tek şey, den z n hışırtısı, gördüğüm tek parıltı se güneş n suda kırılışıydı. Günün sonunda se den ze yansıyan Küçük Sırlar ek b n n heyecan parıltıları... Artık Küçük Sırlar’ın lk bölümünün yayınlanmasına b rkaç saat kaldı. Kad r, “Herkes toplayıp bana götüreceğ m ş md ” d yor. Telaşla hazırlanıyorlar. Arkalarından bakarken çok şanslı olduklarını düşünüyorum. Şanslılar çünkü mutlu oldukları ş yapıyorlar... AĞUSTOS 2010
SİNEM; Straples elbise PINKO – HARVEY NICHOLS — Siyah platform ayakkabı BARBARA BUI - VAKKO KADİR; İpek kazak YVES SAINT LAURENT – BEYMEN — Siyah ceket BEYMEN — Siyah pantolon JOHN VARVATOS – BEYMEN — Siyah deri ayakkabılar LOUIS VUITTON Saç: Erdem Gül, Pınar İçdağ Makyaj: Ali Rıza Özdemir Prodüksiyon: Murat Öktensoy Mekân için Suada Club / GS ADASI’na, tekne için Can Verdi’ye teşekkür ederiz.