ŞUBAT 2011
ÇOK ÖZEL YILMAZ ERDOĞAN
İlkbahar-Yaz
SEZONUN ALFABESİ Seksi Buluşma
MÜCEVHER BELÇİM BİLGİN İÇ ÇAMAŞIRI PARIS HILTON VE DİYETTE TERRY RICHARDSON’LA AKIL OYUNLARI
ISSN 1309 5382
8 TL
K.K.T.C 10 TL
+
PARTİ İÇERDE!
ARTIDEĞER Benny Horne
Benny Horne, okyanus havasıyla büyümüş Sidneyli bir fotoğrafçı. Steven Klein’ın asistanlığını yaparak fotoğrafçılığa adım atmış. Vogue Rusya, Harper’s Bazaar gibi dergiler ve kampanyalar için yaptığı çekimlerden sonra 2009’dan beri bağımsız çalışan Benny, hâlâ New York’ta yaşıyor. Leydi Marmelat adlı moda çekimimizin fotoğrafçısı o. Çekim için hazırlanırken aklınızda neler vardı? Bize bunun bir resort koleksiyonu çekimi olacağı söylendiğinde, bunu aynı anda nasıl elegan ama yine de erişilebilir bir şey olarak yansıtabiliriz diye düşündüm. Erişilebilir olduğunu, modelin tavırları üzerinden vermeye çalıştık. Fotoğrafçı olmasaydınız ne yapıyor olurdunuz? Sanırım tüm zamanımı sörf yaparak geçirirdim. Kendimi en saf biçimde dışa vurabildiğim yol sörf. Ve bence doğanın dışa vurumu!
Vittoria Cerciello
Moda editörü Vittoria Cerciello, Napoli doğumlu bir Güney İtalyalı. Roma ve Milano’da moda tasarımcılığı eğitimi almış. Fotoğrafçı Benny Horne ile beraber gerçekleştirdikleri Leydi Marmelat adlı moda çekimiyle, çalıştığı dergiler arasına Vogue Türkiye’yi de ekleyen Vittoria, beş sene boyunca Flair İtalya’nın moda editörlüğünü yaptı. Geçtiğimiz sene ise çok sevdiği kedisiyle New York’a taşınan Cerciello, bağımsız bir moda editörü olarak New York sokaklarına karışıyor. Bizim için yaptığınız çekimde neler anlatıyorsunuz? 1900’lerin başında yaşamış Marchesa Casati adlı ünlü bir kadın var. Marchesa, çok sıradışı ve gizemli bir hayat sürmüş. Çekim için hazırlanırken aklımda hep o vardı. Ben de desenleri, kumaşları, aksesuarları ve renkleri birbirine karıştırarak aynı derecede eklektik ve farklı bir şey yaratmak istedim. Bunu, gece kıyafetleri için yeni bir fikir olarak sunmak hoşuma gitti. Hangi filmleri neden hiç unutamadınız? Kill Bill- mekanları ve fotografik kareleri için. Good Night and Good Luckkostümleri için. Hayat Güzeldir- verdiği mesaj için. Pretty Woman- Yaşattığı rüya için.
Resort koleksiyonunu elegan ama yine de erişilebilir bir şey olarak yansıtmak istedik. Benny Horne —
Yılmaz Erdoğan
Şair, yazar, oyuncu, yönetmen, yapımcı. Şimdi de Vogue Türkiye’ye özel röportajcı. Yılmaz Erdoğan, gösterim tarihi 4 Şubat olan Aşk Tesadüfleri Sever filminin başrol oyuncusu Belçim Bilgin’le söyleşi yaptı. Röportaj sırasında evli olduklarını unutmaya çalışan çiftin sohbeti, en az Belçim’in moda sayfalarındaki kareleri kadar ilgi çekici.
Sedef Ecer
Pakize Suda
1998 yılında Hürriyet gazetesinde köşe yazmaya başladı. O günden bu yana yazarlığın yanı sıra birçok dizide oyunculuk yaptı, televizyonda program sundu. Şimdi yazılarına Habertürk’te devam ediyor. Televizyonda Hayata Dair programını sunuyor. Pakize Suda bu ay Vogue Türkiye için ağır yükün altına girdi ve aşk ile yüzleşti. Yüzleşme yazınızı elle yazıp gönderdiniz. Nedir hâlâ sizi kağıt kalemde tutan? Öyle konsantre oluyorum. Kırtasiyeyi seviyorum. Kağıt kokusunu, kalem kokusunu, kitap kokusunu. Bizim için “aşkla” yüzleştiniz. 14 Şubat programınız nedir? Hiçbir programım yok. En güzel aşk filmi? İngiliz Hasta Çekim için Bebek’te buluştuk. Çok seviyorsunuz semti, neden? Deniz kenarı, çok hatıram var. İstanbul’un en güzel semtlerinden biri. Tabii yazları ve hafta sonlarını saymıyorum. Programınızda kimi ağırlamak isterdiniz? Emine Erdoğan’la konuşmak isterdim. Ama politika değil.
36
Sedef Ecer, dünya sinemasının unutulmaz isimlerinden Claudia Cardinale ile oyuncunun Paris’teki evinde buluştu ve Vogue Türkiye için bir CC portresi yazdı. 2007 yılındaki ilk Fransızca piyesiyle Fransa’dan iki önemli ödül alan ve oyunlarını bu dilde yazmaya devam eden Ecer, aynı zamanda Fransız televizyonları için senaristlik de yapıyor. Bir yandan da uzun metrajlı bir sinema filmi için senaryo yazıyor. Paris’le aranızdaki ilişki nasıl? Benim için İstanbul’un yerini aldı. İstanbul’da doğup, tam bir İstanbullu gibi yetişmişken, artık benim için yabancı kent İstanbul oldu, asıl evim de Paris. Claudia Cardinale ile geçirdiğiniz birkaç saatten aklınızda en çok ne kaldı? Gerçek bir eski sinema delisiyim. Ne de olsa üç yaşımdan beri setlerde büyüdüm. Cardinale gibi bir efsaneden sinema anılarını dinlemek beni 50’li, 60’lı yılların sinemasına götürdü. Jeanne Moreau ile çalıştığımda da aynı duygulardan geçmiştim. 50 yaşın altındakilerde olmayan bir şey var onlarda. ŞUBAT 2011
envogue
Lüks Gotik
Mücevher tasarımcısı Arman Suciyan, 11 senelik Londra deneyiminin, yediden fazla ödülün, iyi bir diploma ve pek çok ünlü müşterinin ardından kendi topraklarına geri döndü. Tasarımları sade ve kaotik.
B
70
Rahatsız kalp
Arman’ın İngiltere’den ödül alan geyik böceği broşu (en üstte, solda). Türkiye birincisi olan, pırlanta kaplı hamail kolyesi (en üstte, ortada). Sonsuzluğu simgeleyen, türbülanslı bir kalp. Geçişlerin uçları kapalı ama bütün yollar da birbirine çıkıyor (solda).
Yengecin hissettirdiği Arman’ın tasarımları N şantaşı’ndak Aref Mücevher Galer s ’nde satılıyor. Yakında b r mağaza da açacak. V tr nden çıkarıp gösterd ğ son k koleks yonun parçalarına bakıyorum. “Barokta genelde b tk , rokoko, yaprak g b mot fler görürüz. Kalabalıktır. Ben bunu çok daha sade ama b r o kadar da zeng n b r hale çev r yorum. Bazen de fantast k. Tasarımlarımı mutlaka o parça le kend karakter arasında b r bağ kurmuş olan takar. ” Arman, en büyük lhamının doğa olduğunu, Londra’da yaşadığı yıllarda yağmurlu hafta sonlarını Doğa Müzes ’nde geç rd ğ n söylüyor. Böceklerden özell kle etk len yor, b r böcek koleks yonu da var. Den z canlıları da onun ç n ayrı b r büyü. “Doğanın m lyonlarca senede evr lerek tasarladığı her şey n hayranıyım. Hâlâ b r yengec n eklem bacaklarına baktığımda, yaptığım her türlü menteşey kötü bulab l yorum.” Arman’ın mesleğ ne olan tutkusu, hak ett ğ övgüyü de bulmuş. Bugüne kadar yed ödül almış. En prest jl s , 2004 yılında Goldsm th’s Counc l’den aldığı: “Goldsm th’s, 14. yüzyıldan ber İng ltere’de satılan kıymetl altına onay veren kuruluş. Bu yüzden de çok köklü b r yarışma. B r gey k böceğ n b re b r canlandırmıştım broş olarak. B r nc l k ödülü aldı.” Arman, İzn k ç n ler n n desen ve renkler n sev yor, bu floral mot fler mücevherlere dönüştürmey hayal ed yor. Japon el sanatlarına, onların obses f mükemmel yetç l kler ne hayran. “60 yaşına geld ğ mde de aynı enerj ve hevesle yen koleks yonlar yapmayı hayal ed yorum. B r yandan heykel yapmaya da devam etmek, hyperbaroque tarzını mücevherlerden sonra heykeller me de uygulamak st yorum. IŞIK CANSU CANAYAK ŞUBAT 2011
PORTRE FOTOĞRAFI: BEGÜM ÖZPINAR
r bulldog. Meşhur vamp r Nosferatu. B r gargoyle f gürü. Yaklaşık maden b r l ra büyüklüğündek f gürat f mumyalar, yan yana d z ld kler kartonun üzer nden d k d k bakıyorlar. Arman Suc yan’ın yüzünde tam aks ne yumuşak, sak n b r fade var. M kroskobun altında, toplu ğneyle yaptığı bu mumdan heykeller , İng ltere’de en fazla beş k ş n n yaptığını söylüyor, b raz da utanarak. Londra’da, Kent Inst tute of Art and Des gn Rochester’da öğrenc yken, Stephen Webster’ın mücevher atölyes nde staja başladığında ondan öncel kle böyle m n k heykeller yapması stenm ş. Ama b r mücevher sıfırdan yaratmayı b ld ğ , hem alaylı hem okullu olduğu ç n zamanla atölyen n sah b Stephen’ın sağ kolu hal ne gelm ş. Arman ve atölye neredeyse b rl kte büyümüş: “Bodrum katında ufacık b r atölyeyd k Stephen le çalışmaya başladığımda. Zamanla büyüdük. B r gün çok ünlü b r ç ft n evl l k yüzükler n tasarlamamız stend . K m oldukları son ana kadar söylenmed . Yüzükler tesl m ederken öğrend k k , Madonna- Guy R tch e’ye yapmışız. Bu b r kırılma noktası oldu. Bundan sonra yaptığımız yüzükler ünlüler n parmaklarından, ünlüler de b z m dükkandan çıkmamaya başladı. Got ğ ve karanlığı lüks le b rleşt r yorduk. R.E.M.’ n sol st M chael St pe arada uğrardı. Elton John gel rd . Ozzy Osbourne da m müşter m zd . Onun ç n tasarladığım yıldız formlu yüzükle Roll ng Stones’un kapağına çıktı. N colas Cage’le, Rad ohead’ n bas g tar st yle arkadaş olmuştuk. Yandak pub’a g der, laflardık. Herkes b z b r rock grubu sanırdı. B z de ‘yok b z köşedek kuyumcuyuz’ derd k.” Arman Suc yan’ın kes n dönüş yaptığı İstanbul onun, bu mesleğe lk adım attığı yer: “15 yaşından t baren yazları kuyumcuların yanında çalıştım. Tekn k öğrend m. Özgün b r sese ht yacım vardı, o nsanı da buldum. M sak Toros, ustam olmanın ötes nde akıl hocamdı. B r dak ka önce yüzük yaparken, b rden ‘Kalk, t yatroya dekor yapacağız’ derd . Bol s gara dumanlı, kaot k ve çok demokrat k b r ortamda yet şt m.” Suc yan, döndüğünden ber Hyperbaroque ve Krom Şövalyeler adlı koleks yonlar üzer nde çalışıyor. Takıları un sex olarak tanımlanıyor, ama bu b l nçl olarak seçt ğ b r yol değ l. “İstanbul Des gn Week’tek koleks yonuma erkek koleks yonu dem şt m, c dd tepk aldım kadınlardan. Sah den de baktım k , erkekle de kadınla da uyumlu parçalarmış bunlar. Tasarımlarımın b r yanı s vr ve ısırıyor, d ğer yanı se akışkan ve yumuşak.
BAKIŞ
Ne olacak bu couture?
Masallardan fırlamış gibi görünen, opera sahnelerine yakışan, podyumda izleyenleri büyülese de sokakta işe yaramayan haute couture’e ne kadar ihtiyacımız var? Yazar Deborah Bee, Couture in the 21st Century adlı kitabında yaşayan en önemli 30 modacıya couture hakkındaki düşüncelerini sordu. Kitaba, ünlü portre fotoğrafçısı Rankin’in nefis kareleri eşlik ediyor. Yazı Işık Cansu Canayak
slında bu k tap, haute couture’ü kend s ne merkez olarak seçerken, modayı moda yapanları, unutulmayan koleks yonları ve tasarımcıları da konuşuyor. Konu, mutlaka modanın geçm ş n n, onun bugününü ve yarınını nasıl etk led ğ ne gel yor. Yazar Deborah Bee uzun yıllar The Guard an, The T me, The Telegraph g b öneml yayınlarda çalışmış b r gazetec . Ş md , Harrods Publ sh ng Genel Yayın Yönetmen . Bee’n n Loubout n, Lacro x, El e Saab, G org o Arman , Paul Sm th, Oscar de la Renta, Angela M sson , Erdem g b moda dünyasına yön veren s mlerle yaptığı röportajlar, couture’ün tüm moda tasarımlarından apayrı b r yerde durduğunu göster yor. Anton o Berard ’n n şu sözler de couture’ü anlamak ç n y b r örnek: “Bazen b r modern sanat örneğ ne bakıyorum ve ‘bunu ben de yaparım’ d yorum. Böyle düşündüğümde onu beğenm yorum. Oysa couture’e baktığımda, aslında ş mde beceremed ğ m ne kadar çok detay olduğunu görüyorum. Ama bütün bu detayların ayrı ustaları var. Onların güçler b r araya gel nce ortaya couture çıkıyor. Herkes n harcı değ l, bu yüzden couture yapmak b r sanat.”
Couture, b r ht yaçtan, daha doğrusu b r t razdan doğdu: 1700’ler n başında kadınlar, sadece erkekler n kend ler ne özel terz ler n n olmasına karşı çıkınca couture’ün temeller atıldı. Ama k ş ye özel terz l k, tam anlamıyla couture yapmak sayılmazdı. 1850’lerde ortaya çıkan Charles Worth Par s’te açtığı modaev yle bu ş n kurallarını yazan s m oldu. Gazeteler onu “Couture’ün Kralı” lan ett . Couture tar h n n b r başka öneml sm Paul Po ret de, 1900’lü yıllarda kadının sosyal yaşamda artan
152
FOTOĞRAF: WWD
Kadınlar istedi, oldu
ŞUBAT 2011
Yazar Bee: Couture’ün verdiği özgürlüğe hayranım
Deborah Bee, yaptığımız röportajda kitabıyla ilgili pek çok soruya yanıt verdi. “Kendimi bildim bileli couture’ün bir tasarımcıya verdiği özgürlüğe hayranım. Eninde sonunda bu işi yapacaktım. Bu kitabı yapıyoruz, dediğimiz andan itibaren çekimler de röportajlar da çok hızlı gelişti. Rankin, müthiş bir portre fotoğrafçısı, onunla çalışmak çok eğlenceliydi. Önce üç günlüğüne New York’a, sonra Milano ve Paris'e gittik. Londra son noktamızdı. Röportaj yapması en zor olanlar, Oscar de la Renta, Louboutin ve Paul Smith’ti. Bunlar gerçek couture’ü deneyimlemiş insanlar. Kitabı okuyunca görüyorsunuz ki, couture konusunda hâlâ bir fikir birliği yok. Kitabı hazırlarken beni en çok şaşırtan şeylerden biri, görüş veren tüm modacıların işlerine ne kadar aşık olduğunu yakından görmemdi. Sanırım bu yüzden bu kadar başarılılar, çünkü gece gündüz modayı düşünüyorlar. Miuccia Prada ya da Armani gibi isimlerin karşısına soru sormak için oturmadan önce, Charles Worth, Chanel, Schiaparelli ve Balenciaga’yı derinlemesine çalışmak da harikaydı. Kitaba konuşan modacıların hemen hepsi Dior, Yves Saint Laurent ve Balenciaga isimlerinde birleştiler. Bir de, Karl Lagerfeld’in herkesin üstünde bu kadar müthiş bir etkisi olduğunu bilmiyordum. Keşke bir konu daha bulup, yine böyle bir kitap yazabilsem!”
rolüne en y yanıt veren modacılardan b r olmasıyla öne çıktı. Bohem ve öncü st l le ünlü Po ret’n n yolunu zleyen b r d ğer s m Coco Chanel. Couture’e ve kadınlığa katkıları tartışılamayacak Coco’nun atölyes nde, 1930’lu yıllarda üç b nden fazla k ş n n çalıştığı b l n yor. Bunlar, haute couture’ün altın çağını yaşadığı yıllar. Öyle b r dönem düşünün k , Madame V onnet, cansız mankenler n üzer nde drape yaparken, en avangard modacılardan b r olan Sch aparell , yakın arkadaşı Salvador Dal ’n n de f kr n alarak couture le sürreal zm ç çe geç r yor. Chr stobal Balenc aga se hac m ve form konusundak ustalığı le couture’ü b r çeş t m marlık g b yorumlamakla meşgul. II. Dünya Savaşı sırasında bu altın çağ mecbur b r kes nt ye uğrasa da, 1947’de Chr st an D or ses yükselterek New Look le moda sahnes n yen den canlandırıyor. D or’un geç rd ğ an kalp kr z yle boşalan yer n , 21 yaşında genç b r adam dolduruyor: Yves Sa nt Laurent. Meslekte geç rd ğ 40 yıl boyunca; 1958’dek lk koleks yonu Trapeze’den t baren, Le Smok ng Tuxedo Su t ve Mondr an Dress başta olmak üzere pek çok couture çalışmasıyla kon kleşen b r modacı oldu. Modanın ve couture’ün son 30 yılında P erre Card n, Chr st an Lacro x, Azzed ne Alaïa, Gall ano, Versace, Gault er, Karl Lagerfeld, Alexander McQueen, Oscar de la Renta g b dev s mler var.
Dikmesi 6 ay, giymesi 45 dakika Hazırlanmasının en az 6 ay, b tt ğ nde elb sey k ş ye g yd reb lmen n se ortalama 45 dak ka sürdüğü müth ş karmaşık ve nce b r ş couture. Mak ne üret m n n tam ters çünkü k tlelere değ l, b reye a t. Modanın en abartılı ve sınırları en çok zorlayan hal . G org o Arman ’ye göre sonsuz b r sabır ve müth ş b r emek ş . Calv n Kle n’ın kreat f d rektörü Franc sco Costa’nın anısı, couture’ün ne kadar detaylı b r ş olduğunu göster yor: “Oscar de la Renta le Balma n’de çalışırken, b r elb se üzer nde prova yapıyorduk. ‘Buna daha sonra b r kez daha bakalım’ ded k. B rkaç gün sonra bu elb sey görmek sted ğ mde bana ‘öyle b r elb se yok’ ded . Çok s n rlend m ve gördüm k ortada sah den öyle b r elb se yok. Bütün parçaları ayrılmış b r halde yerde duruyor. İşte couture bu. B r prova sırasında en ufak b r şey b le yanlış çıkarsa, ger kalanları ona uydurmak yer ne her şeye en baştan başlama sabrı.” Azzad ne Alaïa’nın, couture parçaları, üzer nden tekn k öğren lecek, sonra da herkes n faydalanması ç n elden ele dolaşacak b rer “b lg kaynağı” olarak b r kt rmes boşuna değ l. Tüm detay ve şç l ğ ne rağmen tüy g b haf f olab lmes , b r b nanın skelet g b tasarlanmış m mar s ve üzer ndek onca emeğ göster şe dönüşmeden sunma becer s yle couture, b r çeş t s h r g b . G org o Arman ’den d nleyel m: “Couture yapmaya ŞUBAT 2011
153
BAKIŞ Ünlü portre fotoğrafçısı Rankin’in objektifinde Erdem Moralıoğlu, Oscar de la Renta ve Angela Missoni var.
İki usta; Vionnet ve Balenciaga Bu k tap ç n couture’ü değerlend ren ünlü modacıların konu hakında farklı doller var: Loubout n, “Yves Sa nt Laurent, tartışmasız en y couture ustası. Azzed ne se, h çb r zaman bu konuda dd alı olmamasına rağmen, bence yaşayan en y couture’cü. Karl Lagerfeld de öyle” d yor. Erdem Moralıoğlu’nun se ayrı konularda ayrı favor ler var: “Kes mde Charles James, renk kullanımında YSL, her şeyde Balenc aga ve modern couture’de Karl Lagerfeld.” Gall ano, couture yapmak ç n doğduğu söylenenlerden. Hayale benzeyen ve tar hten beslenen tasarımlarıyla zaten couture’ü DNA’sında taşıyor. K taptak otuz modacının otuzunun da tekn kler nde hemf k r olduğu k s m; V onnet ve Balenc aga. “B r vücudunuz olduğunu unutun, ben s z n ç n yen den yapacağım” d yen Chr stobal Balenc aga, kend s n n de söyled ğ g b , hac m, form ve couture m mar s konusunda b r deha. V onnet se, kumaşları konuşturan b r “b as cut” ustası olarak öne çıkıyor. Roland Mouret, V onnet ç n, “Onun b as cut tekn ğ , kumaşı adeta b r suya dönüştürüyordu. Her zaman kumaşın kend s ne yol göstermes ne z n verd . B r kumaşı 6 ay boyunca asılı tutup onun sted ğ g b davranmasını beklemek apayrı b r v zyon.” Couture sürec her şey yle b r r tüel. Zamana yayılıyor. Ancak hızlanan dünyada, günümüz nsanının bunun ç n ne sabrı, ne de vakt var. Couture, tam da bu yüzden hep esk ye a t ve nostalj k b r şey g b düşünülüyor. Bugünün modacıları da bunun çel şk s nde. Geçm şe bakıp bu fantez y yaşatmalılar mı, yoksa g y leb l r ve prat k şeylere m odaklanmalılar? G org o Arman , “Couture’ün kökü geçm şte. Oysa ben geleceğe bakmak ve 21. yüzyıl kadınını g yd rmek st yorum” d yor. Berard ’ye göre se korkulacak b r şey yok, çünkü couture zaten tanımı gereğ kategor ler üstü. “Ben m ç n couture, b r parçanın üzer ne yüzlerce usta el n değd ğ , moda üstü b r şey.” Chr stobal Balenc aga se arkadaşı ressam Joan M ro’ya şöyle söylüyor: “Şanslısın çünkü b r sanat eser yaratacağın zaman sadece kend ne bağlısın. Oysa ben m beş yüz tane yetenekl nsana ht yacım var.”
Couture ile yaşam arasına modern girdi K taptak röportajlar göster yor k , modacıların heps couture’e der n b r saygı duyuyor ve ona bakıp lham b r kt r yorlar. Ancak bu geleneğ hakkıyla yaşatma konusunda çek mserler. Çünkü couture, k tlelere değ l, ayrıcalıklı b reylere h tap ed yor ve çok vak t alıyor. Oscar de la Renta, 2002 yılından ber couture yapmıyor: “Balma n’dek son couture atölyemde 100 k ş çalışıyordu. 40’lı yıllarda se bu sayı 900’dü. Couture, ölen b r sanat
154
Giymeli mi, giymemeli mi?
Couture’le ilgili yapılan en büyük tartışmalardan biri, giyilebilirlik konusu. Bir tarafta, ona bir sanat eseri gözüyle bakan ve bu yüzden giyilmese de olabileceğini düşünenler var. Öbür tarafta da, giyilmeyecek bir şeyi neden yapayım, diyenler. Tasarımlarını boş bir kanvas olarak görüp onları tablo gibi boyayan Lacroix, tabii ki giyilmemeleri gerektiği görüşünde: “Couture, eğlenceli, saçma ve giyilemez bir şey olmalı.” Antonio Berardi ise, “Couture, modanın Rolls Royce’u olmalı; hem güzelliğinin zirvesinde hem de sürmesi zevkli. Giyilebilmeli, görülebilmeli ve bu sayede giyene, dünya üzerindeki tek kadın kendisiymiş gibi hissettirebilmeli.” Armani de benzer şeyler söylüyor: “Couture bir sihir. Amacı bize bir rüya göstermek. Ama bu rüya gerçek ve tam da bu yüzden elbisenin gerçekliği olmalı.” Son söz Angela Missoni’den: “Bir elbise ne olursa olsun daima giyilebilmeli. Giyilemeyen şeyler birer heykeldir, tablodur, fotoğraftır. Ama moda değildir.”
türü g b gel yor bana.” Günümüzde, kal tel ve y şç l kle pret-a-porter’ n müşter y zaten tatm n ett ğ düşünces var. Loubout n: “Evet bu elb seler muhteşem. Ancak soru onları nerede g yeb leceğ n zden çok, oraya nasıl g deceğ n z b le olab l r. Neyle g deceks n z, at arabasıyla mı? Modern hayatta couture’ün yer daralıyor. Esk den alıcıların hayatlarına karışab len b r şeyd . Artık böyle değ l. Couture le modern yaşam arasına ayrılık g rd .” d yor. Mouret de couture’ün geleceğ hatta bugünü konusunda karamsar grupta: “Gerçek b r couture ustası olab lmek ç n 20’l ve 30’lu yıllarda yaşamış olmak ya da o devr yaşamış b r tarafından eğ t lm ş olmak gerek. Bu da prat k olarak mümkün değ l. Couture, artık çok kal tel pret-a-porter koleks yonlarının ç ne karışıyor. McQueen ya da Balenc aga koleks yonlarında örnekler var.” Paul Sm th, nsanların sted kler şeylere anında kavuşmak sted kler n düşünüyor. Ona göre hazır g y m n couture’leşmes kaçınılmaz. M ucc a Prada se kend s yle couture arasında zaten h çb r bağ kuramıyor: “Geleneksel tekn kler n değer elbette tartışılamaz. Ama bence gelecek, geçm şten çok daha lg nç b r yer. Tar hle ya da m rasla h çb r bağım yok. Bence modanın en heyecanlı yanı tekn k değ l, f k rler. Esas zor olan, g y leb l r şeyler couture kal tes nde yapmak.” Couture’ün dev sm Madame V onnet’n n modaev ne 2009 yılında kreat f d rektör olarak katılan Rodolfo Pagl alunga b le, bugün V onnet g b kumaşları bekletemeyeceğ n , bunu b rkaç kez yaptıktan sonra kend s n çok yaşlı h ssedeceğ n söylüyor. Anlaşılıyor k , Azzad ne Alaïa’nın ded ğ g b , couture’dan öğren lecek çok şey var. Ama aynı güçle var olmaya devam edeb lmes ç n kend n zamana uydurması da şart. ŞUBAT 2011
FOTOĞRAF: RANKIN
g r şen nsan hem kumaşlar hem de nsan anatom s yle lg l sağlam b lg ye sah p olmalı. B r couture elb sen n ç dışından çok daha detaylı ve güzel olab l r. Öyle nşa ed lm şt r k , adeta kend ayakları üzer nde durur ama bu b r o kadar da görülmezd r. G y ld ğ nde, onu g yen k ş n n vücudunu yen den tanımlar. Kend n de öyle.”
LOUIS VUITTON
stİl MODEL PROFİLİ
Lindsey Wixson Onun için ‘güzel bir anormallik’ diyorlar. 16 yaşındaki Kansaslı Lindsey Wixson, kampanya çekimleri ve moda haftalarının en yeni yüzü.
L
Kısa modellik geçmişine rağmen en iyi tasarımcılar için yürüyen Lindsey, Vogue Türkiye'nin Ekim sayısı için Larry Clark'a poz vermişti.
FOTOĞRAF: CRAIG AREND, KIM WESTON ARNOLD, WIREIMAGE, WWD
OSCAR DE LA RENTA
Podyumda
STELLA McCARTNEY
80
MARC JACOBS
JULIEN MCDONALD
ndsey W xson, büyük mav gözler , beyaz ten ve açık kumral saçlarıyla sıradan b r genç kız da olab l rd . Ancak onun alamet far kaları var: Fazlasıyla dolgun dudakları, gamzel çenes ve uzun-ayrık ön d şler . Tam da bu yüzden, L ndsey ç n “güzel b r anormall k” d yorlar. Onu “kusursuz b r b ç mde tuhaf ” olarak tanımlayanlar da var. Steven M esel’ın models.com’dak b r v deoda görüp Vogue İtalya’ya yapacağı çek m ç n özell kle onu stemes , kuşkusuz kar yer nde b r sıçrama noktası. Henüz 12 yaşındayken model olmaya karar vererek Los Angeles’tak b r ajansa kaydoldu. Yıldızı Eylül 2009 New York Moda Haftası’nda parladı. Oradan M lano’ya geç p Prada’nın İlkbahar/ Yaz sezonu def les n açan da L ndsey’yd . M ucc a Prada, bu sıradışı model hemen fark ett ve M u M u'nun İlkbahar/Yaz sezonunun reklam yüzü yaptı. L ndsey, Versace, Lou s Vu tton ç n podyuma çıktı, J l Sander ve Mulberry ç n kampanya çek mler nde yer aldı. Hayranları onun d şler n yaptırıp yaptırmaması gerekt ğ n tartışırken L ndsey, Love, I-D, W Magaz ne, Teen Vogue, V, Interv ew ç n T m Walker, Mert & Marcus g b s mler tarafından fotoğraflanmıştı b le. Favor tasarımcılarından b r , aynı zamanda yakın arkadaşı olan Jason Wu. Marc Jacobs tasarımları ve v ntage parçalar da gardırobundan eks k olmuyor. St l nde b r parça maskülenl k var ve parçaları üst üste g ymey sev yor.