life KİMLIFE MÜŞTERİLERİNE ÖZEL ALIŞVERİŞ VE YAŞAM DERGİSİ
Akıllara Durgunluk Verecek Bir Yolculuğa Hazır Olun
PİRİ REİS
SAYI:58
ŞUBAT 2015
Büyüleyici Baş döndürücü Göz kamaştırıcı
İSTANBUL 5 Adımda Sımsıkı Bir Karın
Yapmak istediğim ne varsa yapıp gideceğim bu hayattan...
EMİNE ÜN
Tarihe Damgasını Vuran Efsane Aşklar
ŞUBAT 2015
içindekiler 16
13
İmtiyaz Sahibi Kim Marketler Adına Erol Ersan Yazı İşleri Müdürü Banu Kaya Genel Yayın Yönetmeni Umut Yavuz
30
28
Editör Zeynep Bıyık
34
Grafik Tasarım Deniz Avşar KATKIDA BULUNANLAR Doç.Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu (Dyt. Aysu Aydın) (Uzman Psikolog Saadet Yavuzbilge Bedir)
3 ÖNSÖZ
40-41 BESLENME
Erol Ersan 4-5 CİLT SAĞLIĞI Doç.Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu 8-9 PÜF NOKTALARI Hayatınızı Kolaylaştıracak Küçük bilgiler 10-11 GENEL SAĞLIK Kemik Erimesinden Korkmayın 19-20-21 TARİHİ DEĞİŞTİRENLER Piri Reis 24-25 KİŞİSEL GELİŞİM Çocukların Zekasını Geliştirmek Mümkün mü? 26-27 MODA Kış Aylarını Renklerle Isıtın 30-31-32-33 GÜNCEL(SEVGİLİLER GÜNÜ) Tarihe Damgasını vuran efsane Aşklar 38-39 EBEVEYN VE ÇOCUK Yaramazlığa Savaş Açın
Yeşil Tüyo (Dyt. Aysu Aydın)
44
42-43 DOĞAL ŞİFALAR Bitki Çaylarının Gücü 47 ÇOCUK PSİKOLOJİSİ Eyvah ergenlik Dönemi (Uzman Psikolog Saadet Yavuzbilge Bedir)
YAPIMCI Line Tanıtım Hizmetleri Kartaltepe mah. A.Doğan Yılmaz sokak Aksu Evleri Noa.13 Bakırköy-İstanbul Tel:0212 542 35 00 Fax:0212 543 31 11 www.linetanitim.com
48-49 KÜLTÜR SANAT 50-51 ASTROLOJİ 52 TÜKETİCİ KÜLTÜRÜ Ekranı Kıvırın Yanınızda Taşıyın Apple’dan Akıllı Saat 54-55 DEKORASYON Dekorasyonda Sıcak Dokunuşlar 56-57 ANNE BEBEK Anne Sütü Almayan Bebekler 58-59 YEMEK TERİFİ 62-63-64 ÇOCUK KÖŞESİ/BULMACA
BASKI Milsan Basın San. A.Ş. İnönü Mah., Muammer Aksoy Cad./dere Sok. No:38 D:1 Sefaköy/İstanbul YÖNETİM YERİ KİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Evren Cad. Barış Sokak No:6 BAğcılar/İstanbul Tel: 0212 489 21 21 www.kimgrup.com.tr
Uzun bir aradan sonra, yürekten bir merhaba... Kıymetli okuyucularımız, uzun bir aradan sonra yeniden ve yürekten bir merhaba sizlere... Uzun ve meşakkatli, ancak bir o kadar da keyifli bir hazırlığın ardından, sizler için çok özel bir sayı hazırladığımızı özellikle belirtmek isterim... Kültür-sanattan edebiyata, güncel konulardan; gezi, sinema, makyaj, kültürel bilgiler, tarih, sağlık, dekorasyon ve yemek gibi konulara kadar yaşamın tüm renklerini barındıran “Kim Life” dergimiz, bundan sonra da alışverişlerinize sizlere eşlik etmeye devam edecek... Yazımı sonlandırmadan önce, siz değerli okuyucularımıza, müşterilerimize bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Aynı zamanda; yazılarıyla bizlere destek olan kıymetli yazarlarımıza, verdikleri röportajlarla bizleri onurlandıran sevgili konuklarımıza ve dergimizin zamanında yayına yetişmesi için canla başla çalışan tüm ekip arkadaşlarıma teker teker teşekkür ediyorum...
Keyifli okumalar...
3.
. ŞUBAT 2015
CİLT SAĞLIĞI Doç. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu Memorial Ankara Hastanesi Dermatoloji Bölümü
Sizin de cildiniz kış aylarında kuruyor mu? Uzman kontrolünde doğru ürün seçimi çok önemli! Cilt tipine uygun ürünlerin seçimi için mutlaka dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Kişiye özel olarak; yazın oluşan lekeleri azaltmaya ve deriyi canlandırmaya yönelik cilt bakımı, kimyasal peeling, PRP (cilt canlandırılması ve gençleştirilmesi amacıyla kanın santrifüj edilip, hastaya kendi trombosit kan hücrelerinin deriye enjeksiyon yolu ile verilmesi), radyofrekans (deride gerginlik sağlayan ve kırışıklıkları azaltan tedavi) ve fraksiyonel karbondioksit lazer (lekeleri ve kırışıklıkların azaltılması ve sivilce izlerinin yok edilmesi) gibi tedaviler de uygulanabilir. Bu uygulamalar yaz aylarında yapılamadığı için tedaviye başlamak için en uygun mevsim sonbahar ve kış aylarıdır. Bu uygulamalar yanık, leke oluşumu ve kalıcı iz gibi yan etkilerden korunmak için mutlaka uzman dermatologlar tarafından yapılması gereklidir.
4.
. ŞUBAT 2015
Ciltte kuruma, canlılığının azalmasına ve erken yaşlanmaya neden olur. Hem yaz hem de kış aylarında dermatolog tavsiyesi ile yaşa uygun nemlendirici özelliği olan medikal kozmetik ürünlerin kullanımı deri yaşlanmasını geciktirebilir... Bu doğrultuda cilt tipine uygun güneş koruyucu özelliği de olan nemlendirici ürünlerin her sabah yüze uygulanması gereklidir. Yaşı 35’in üzerindeki kişilerde yaşlanmayı geciktirici özelliği olan bir gece kreminin deri bakımına eklenmesi uygundur. Deri temizliğinde renkli, kokulu duş jelleri yerine; beyaz, kokusuz, kalıp sabunlar tercih edilebilir. Vücuttaki deri kuruluğunu engellemek için de her banyo sonrasında tüm vücuda nemlendirici uygulamak gereklidir.
Cildinizin kurumasını önlemek için dikkat etmeniz gerekenler... * Kışın mutlaka cilt muayenesi yapılmalı ve uygun cilt bakımı planlanmalıdır. * Çok sıcak su ile ve çok sık banyo yapma alışkanlığından vazgeçilmelidir. * Banyo yaparken kullanılan temizlik ve vücut bakımı ürünlerinin doğru seçimine özen gösterilmelidir. * Cilt kuruluğuna sebep olmayacak, vücudun nem dengesini koruyacak sabun ve şampuanlar tercih edilmelidir. * Kalorifer peteklerine su kabı konulması ya da buhar aleti kullanımı gibi önlemler, ortamın nemini artırarak cilt kuruluğun azalmasını sağlayacaktır. * Kışın gelmesiyle vücudun su ihtiyacı azalmış gibi hissedebilir. Ancak yine
Yoğurt, mısır ve hamsi cildinizin dostudur... Bu önerilerin yanı sıra; kış aylarında beslenme alışkanlıkları da derinin canlılığını etkilemektedir. Bol su içilmesi, probiyotikli yoğurtlar, mısır, omega üç yağ asidinden zengin balıklar( Örneğin hamsi) cildin daha sağlıklı olmasını sağlar. Çin’de yoğun olarak tüketilen yeşil çay ve soyanın, içeriğindeki fenol ve genistein maddeleri nedeniyle yaşlanmayı geciktirdiği ve deri kanseri oluşumunu engellediği de bilinmektedir. Son olarak stresten uzak durulmalıdır. Huzurlu ve dengeli bir yaşam sadece ruh sağlığı için değil cilt güzelliği için de önemlidir. 5.
. ŞUBAT 2015
PÜF NOKTALARI Hepimiz evlerimizin tertemiz olmasını isteriz. Bu nedenle her gün yorgunluktan bitap düşene kadar dip köşe temizlik yaparız. Üstüne bir de çocukların sorumluluğu derken; bir bakarız hayat daha da çekilmez bir hale gelmiş... Buna elbette köklü bir çözüm yok, ancak hayatımızı kolaylaştıracak bir kaç püf noktası var. İşte o püf noktaları... 1
Toz Bezleri Eğer toz bezleri sildiğiniz yüzeye toz bırakıyorsa her toz alışınızdan sonra durulama suyuna bir miktar gliserin koyun. Bir dahaki sefere toz beziniz toz bırakmayacaktır.
2
Temizliğe başlamadan önce doğal olarak evde bir tur atıp şöyle bir etrafı toparlarız. Fakat bunu yaparken sürekli o odadan o odaya dolaşmak zorunda kalırız. Bu da epey bir zamanımızı alır. Evi toparlarken bilimize önünde büyük bir cebi olan bir önlük takarsak ya da elimize bir sepet alıp bütün yayıntıları biriktirip daha sonra ait oldukları yerlere koyarsak daha az zaman harcamış oluruz.
3
8.
KÜÇÜK
Evinizi Toparlarken
R A L LIK
Y A L KO
4
Herhangi bir cam eşyamız kırıldığı zaman kırılan eşyadan çok yere saçılan cam parçalarını nasıl toplayacağımızı düşünürüz. Böyle bir durumda bir parça ıslak pamuğu yerde gezdirirseniz cam kırıklarının pamuğa takıldığını ve camların kolaylıkla temizlendiğini göreceksiniz.
Cam Silerken Cam silerken silme suyuna tuz koyulduğunu hiç duydunuz mu? Camlarınızı silerken suyun içine biraz tuz koyarsanız hem daha kolay temizlerin hem de tertemiz, pırıl . ŞUBAT 2015
Yerdeki Cam Kırıkları
5
Çamaşırların Donmaması İçin Kışın balkona astığınız çamaşırlarınızın donmaması için makinenizin yumuşatıcı gözüne çok az tuz koyun. Böylece çamaşırlarınız soğuktan etkilenmeden daha çabuk kurur.
8
9
6
Etkili Küllük Temizliği Sigara külünden kararmış tablaları limon suyuyla ovun. Ziftin kolayca temizlendiğini göreceksiniz. Ayrıca küllüklerdeki lekeleri, tuzlu limonla ovarak temizleyebilirsiniz.
Koltuk Tozuna Son Elektrik süpürgeniz yoksa ve koltuklarınızın tozunu almanız gerekiyorsa, şu yöntemi uygulayın; tozunu alacağınız eşyanın üstüne nemli bir bez yayın, beze sopa ile vurarak tozunu çıkarın. Çıkan toz nemli beze yapışacağından hem oda tozlanmaz, hem de koltuğunuz ter-
Kristal Avizeleri Parlatmak İçin Kristal avizelermizin baş düşmanı sigara dumanı ve tozdur. Bu yüzden avizelerimizi sık sık temizlememiz gerekir. Fakat temizlerken deterjanlı su yerine karbonatlı veya sirkeli su kullanırsanız hem daha kolay temizlenir hem de daha geç kirlenir.
7
Yer Tahtalarınız Işıldasın Temiz yer tahtalarının en büyük düşmanlarından biri de sudur. Yerdeki küçük lekelerin iyice temizlenmesini istiyorsanız, suyun içine biraz sirke katarak yerleri silin. Zeminin anında pırıl pırıl olduğunu
9.
. ŞUBAT 2015
İN
N E D
N I Y A M K R KO
KEM İK
ERİ
ME S
GENEL SAĞLIK
Acıbadem Maslak Hastanesi Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuran Türkçapar, Türkiye’de sık görülen ve halk arasında “kemik erimesi” olarak bilinen osteoporozun, kemik dokusundaki yoğunluğun veya kitlenin azalması anlamına geldiğini ifade etti. Hastalığın en ciddi komplikasyonunun ise kalça, omurga ve el bileğinde kırıklara yol açabilmesi olduğuna işaret eden Türkçapar, “Kırığa bağlı ciddi ve inatçı ağrılar gelişebiliyor ve bu sorun yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşürebiliyor. Ayrıca omurgada gelişen volüm kaybı ve çökme kırıklarına bağlı olarak boyumuz kısalıyor. Bu da kamburluk gibi çok önemli bir sorunu daha beraberinde getiriyor. Daha da kötüsü osteoporoz özellikle yaşlılarda önemli hatta ölümcül sonuçlara neden olabiliyor. Oysa osteoporoz, önlemler alındığı takdirde gelişmesi engellenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık” ifadelerini kullandı.
10.
. ŞUBAT 2015
Türkçapar, vücudun yeterince kalsiyum alabilmesi için gün boyunca iki bardak süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu kadar peynir yemeye özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Güçlü kemikler için dikkat edilmesi gereken bir başka önemli noktanın da D vitamini almak olduğuna işaret eden Türkçapar, D vitamininin en önemli kaynağının güneş ışınları olduğunu, bu nedenle güçlü kemikler için her gün, güneş ışınlarının yeryüzüne dik gelmediği saatlerde 15 dakika boyunca güneşlenilmesi önerisinde bulundu.
Proteinsiz kalmayın, ancak fazla da tüketmeyin! Nuran Türkçapar, yeterli seviyede protein tüketmenin kemik ve genel vücut sağlığı için çok önemli olduğuna değinerek, yetersiz protein alınmasının kas gücü ve kitlesinde azalmaya neden olduğunu açıkladı. Yüksek proteinli diyetlerden de kaçınılması gerektiğini belirten Türkçapar, şunları kaydetti: “Fazla miktarda protein tüketmek, idrarla kalsiyum atılımını artırarak kemiklerde güç kaybına neden oluyor. Günlük protein ihtiyacı kişinin yaş, cinsiyet, fiziksel aktivitesi, boy ve kilosuna hatta hastalığına bağlı değişiyor. Günlük protein alımını kronik böbrek hastasında 30 g/gün ile sınırlarken, düzenli egzersiz yapan bir kişide 200 g/gün olabiliyor. Önemli olan yoğun protein içeren öğünlerinizde yoğurt gibi süt ürünlerini eksik etmemeniz. Çok fazla tuz içeren yemek tüketmek, vücudun kalsiyum kaybına, dolayısıyla kemik kaybına yol açıyor. Bu nedenle tuz alımını olabildiğince azaltın. Hedef, günlük 6 gram veya daha az sodyum almak olmalı. Kahve, çay ve sodalı içecekler kafein içeriyor. Kafein, kalsiyum emilimini azaltarak kemik kaybına yol açan bir madde. Dolayısıyla günde üç bardaktan fazla kahve ve çay tüketmeyin. Kolalı içecekler de kafein ve fosfor içeriyor ve kalsiyum emilimini bozuyorlar. Bu tür içecekleri de abartmamanızda fayda var. Bunların toplamı üçü geçmemeli. Çay ve kahveyi, süt ürünleriyle birlikte tüketmeyin. Çünkü süt, peynir veya yoğurttaki kalsiyum emilimini engelliyor. Alkolün fazla tüketimi de kemik kaybına neden oluyor. Dolayısıyla alkol tüketimi günlük 2-3 kadehten daha fazla olmamalı. Sigara da osteoporoza yatkınlık sağlıyor.”
Egzersiz yapmak şart! Türkçapar, vücuda ağırlık bindiren egzersizlerin (dans, aerobik hareketler, yürüme, koşma, ip atlama, merdiven çıkma, tenis gibi), hem osteoporozdan korunmada hem de tedavisinde çok önemli rol oynadığına işaret etti. Yoga ile pilatesin, denge ve esneklik açısından en fazla tercih edilen egzersizleri oluşturduğuna dikkati çeken Türkçapar, haftada 3 veya 4 gün, 30 dakika vücuda ağırlık bindiren egzersizleri, haftada 2 veya 3 gün germe egzersizi, denge, postur egzersizleri yapılması gerektiğini vurguladı. Sebze ve meyvelerin magnezyum, potasyum, C ve K vitamini açısından zengin olduğunu belirten Türkçapan, “Kemik sağlığında, kalsiyum ve D vitamininin yanı sıra bunlar da kemik mineralizasyona katkı sağlıyor. Vücut kitle indeksi 19 ve altındakiler osteoporoza daha yatkınlar. Aşırı zayıflıkla birlikte cilt altı yağ kitlesinin azalması, östrojen seviyesinde de azalmaya neden olarak osteoporozu tetikliyor” ifadelerini kullandı. Posalı gıdaların fazla miktarda fitat içerdiğini ve bunun da kalsiyum emilimini engellediğini kaydeden Türkçapan, posalı gıdalarla kalsiyum bakımından zengin gıdaların bir arada tüketilmemesi uyarısında bulundu.
11.
. ŞUBAT 2015
KEŞİF
istanbul
m i r e d e h t e f u ' i l n u e b b n l a u t s b i n a n t e s b i a ya d ya
13.
. ŞUBAT 2015
Büyüleyici... Baş döndürücü... Göz kamaştırıcı... Üç büyük medeniyete başkentlik yapmış... Çok kolay aşık olacağınız ve çok zor ayrılacağınız bir şehir... İstanbul... Şarkılara, şiirlere, romanlara konu olmuş bir kültür ve tarih mozaiği... Dünyada eşi benzeri bulunmayan ve Avrupa ile Asya kıtaları üzerinde tarihi ve kültürel dokusuyla göz kamaştıran camiler, saraylar, parklar ve köşkler şehri İstanbul ‘ un yüreğinizde yer etmemesi
14.
. ŞUBAT 2015
İstanbul’un tarihi üç yüz bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Küçükçekmece gölü civarında bulunan Yarımburgaz mağarasında yapılan kazılarda, insan kültürüne ait ilk izlere rastlanmıştır. Bu dönemde gölün çevresinde, Neolitik ve Kalkolitik dönem insanlarının yaşadığı tahmin edilmektedir. Çeşitli dönemlerde yapılan kazılarda, Dudullu yakınlarında Alt paleolitik çağ’a, ağaçlı yakınlarında ise, orta paleolitik ile üst paleolitik çağ’a özgü aletlere rastlanmıştır. M.Ö.5000 yıllarından itibaren başta Kadıköy-Fikirtepe olmak üzere, Çatalca, Dudullu, Ümraniye, Pendik, Davutpaşa, Kilyos ve Ambarlı’da yoğun bir yerleşimin başladığı sanılmaktadır. Ama bugünkü İstanbul’un temelleri M.Ö. 7. yüzyılda atılmıştır. M.S. 4.yüzyılda imparator Constantin tarafından yeniden inşa edilip, başkent yapılmış; o günden sonrada yaklaşık 16 asır boyunca Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde başkentlik sıfatını sürdürmüştür. Aynı zamanda imparator Constantin ile hıristiyanlığın merkezlerinden bir olan İstanbul, 1453 yılında Fatih
Sultan Mehmet tarafından fethedildikten sonra da Müslümanların en önemli kentlerinden biri sayılmıştır. Fetihden hemen sonra şehrin kalkındırılması için, yeni iskan bölgeleri oluşturuldu. Bizans’ın son dönemlerinde görkemini yitirmiş olan kent de, öncelikle eskiden kalmış binalar ve surlar onarılmaya başlandı. Bizans alt yapıları üzerinde Osmanlı Kurumlarının binaları yükselmeye başladı. Büyük su sarnıçlarının da korunması sağlandı. Osmanlı kimliğine uygun bir gelişme gösteren İstanbul, arık imparatorluğun başkenti olmuştu. Nüfusu arttırmaya yönelik bu iskan ve sürgünlerle oluşan mahalleler, daha sonra ki İstanbul idari yapısının temelini oluşturdu. 1459 yılında İstanbul, her biri farklı demografik özellikler taşıyan dört idari birime ayrıldı. Bunlardan biri, idarenin merkezinin olduğu suriçi, diğer üçüde sur dışında yer alan Bilad-i Selase olarak adlandırılan Eyüp[Büyük ve küçük çekmece, çatalca, Silivri dahil], Galata ve Üsküdar’dı. 1457 yılı sonunda, Eski başkent Edirne’nin uğradığı büyük yangın sonucu, şehre yeni göçmenler
15.
. ŞUBAT 2015
SPOR
5 ADIMDA
SIMSIKI BİR KARIN Düz bir karın ve ince bir bele sahip olmak her kadının hayalidir. Size önereceğimiz 5 kolay hareketle, siz de bu hayalinizi gerçeğe dönüştürebilirsiniz. İhtiyacınız olan tek şey evde kendinize biraz daha vakit ayırmak...
16.
. ŞUBAT 2015
Sırtüstü uzanıp, bacaklarınızı dizlerden bükerek masa pozisyonunda tutun. İki kolunuzu tavana doğru uzatın. Nefes alın; nefes verirken karın kaslarınızı içeride tutarak başınızla gövdenizin üst kısmını yerden kaldırın. Aynı anda kollarınızı yukarıdan kalça çizgisine indirin ve iki bacağınızı gergin bir şekilde uzatın. Nefes alırken başlangıç pozisyonuna dönün.
Sırtınız dik oturun ve bacaklarınızı öne uzatın. Parmak uçlarınızı kendinize doğru çekin ve topuklarınızı ileri doğru itin. Dirseklerizi düşürmeden; bir ağaca sarılır gibi, parmak uçlarınızı önde göğüs hizasında birleştirin. Nefes alırken kalçanızı kendinize doğru çevirerek geriye-sağa doğru yaslayın. Sağ dirseğinizi yere değdirin; nefes verirken yeri süpürür gibi bir yay çizerek ortaya başlangıç pozisyonuna gelin. Sol tarafa da aynı şekilde uygulayın.
Omurlarınızı açarak oturun. Bir bacağınızı dizden bükerek ayağınızı yere koyun, diğer bacağınızı da yanına uzatın. Sonrasında ellerinizi uzatın. Bu pozisyondayken kalçanızı kendinize doğru çevirerek ve nefes vererek geriye doğru yarı yol yatın. Nefes verirken doğrularak başlangıç pozisyonuna gelin.
Sırtınız dik olarak mata oturun. Bacaklarınız önde, ayaklarınız flex konumunda olmalı. Omuzlarınızı geriye ve aşağıya doğru bastırıp; göğsünüzü açık tutun ve parmak uçlarınızı önde birleştirin. Nefes alırken kalçanızı kendinize doğru çevirerek ve omurları birer birer indirerek gövdenizi geriye doğru yaslayın. Nefes verirken bir kolunuzu geriye doğru kaldırın, aynı nefesle gövdenizi doğrultarak başlangıç pozisyonuna dönün.
Mata sırtüstü uzanarak başlayın. Tüm bedeninizi uzatın, kollarınız yanlarda, yerde. Bacaklarınızı yukarı 90 derecelik açıyla kaldırın; nefes alın, verirken bacaklarınızı geriye başınızın arkasına doğru indirin. Nefes alırken iki bacağınızı hafifçe sağa doğru döndürerek kaldırmaya başlayın. Yavaşça ortaya gelip bu kez sola doğru döndürün ve tekrar başınızın arkasına indirin. Hareket sırasında karın hep içeride, omuzlar ise yerde olmalı. Daha da basitleştirerek anlatacak olursak; ellerinizi ensede birleştirip, bacaklarınızı yukarı 90 derecelik açıyla uzatmalı ve karın aktivasyonunu sağlayıp, koruyarak saat yönüne ve tersine bacaklarınızı döndürmelisiniz. 17.
. ŞUBAT 2015
TARİHİ DEĞİŞTİRENLER
PİRİ REİS Asıl adı Muhiddin Piri olan Piri Reis’i ve bugün bile hayrete düşüren haritalarını daha detaylı incelemeye ne dersiniz? Akıllara durgunluk verecek bir yolculuğa hazır olun... İlk harita! Piri Reis Akdeniz’de, 1481 yılından itibaren, bağımsız olarak dolaşan amcasının yanında denize açıldı. 1487’de onunla İspanya’da zor durumda bulunan Müslümanların yardımına gitti. 1493 yılına kadar ise Sicilya, Sardunya, Korsika adalarına ve Fransa’nın güney kıyılarına yapılan akınlara katıldı. Daha sonra denizcilik faaliyetlerini daha faydalı kılmak maksadıyla, amcası ile birlikte Osmanlı Devleti’nin hizmetine girdi. 1511’de amcasının vefatıyla bir süre Gelibolu’ya çekilen Piri Reis, burada Kitab-ı Bahriye adlı eseri üzerinde çalışmaya başladı. 1513’te ise denizcilikte edindiği tecrübelerini aktarabilmek için, ilk dünya haritasını çizdi. 1516’da yapılan Mısır Seferi’ne Osmanlı donanmasında kaptan olarak katılan Piri Reis, tamamladığı ilk haritasını Yavuz Sultan Selim’e sundu. 1522’de ise Rodos Seferi’ne katıldı. 1524’te Sadrazam Makbul İbrahim Paşayı Mısır’a götüren gemiye kılavuzluk ettiği sırada, kendisiyle ilgilenen sadrazamın yardımıyla tamamladığı Kitab-ı Bahriye’yi, Kanuni Sultan Süleyman’a sundu. 1528’de daha da geliştirerek çizdiği ikinci haritasını da padişaha takdim etti. Bu tarihten sonra Piri Reis, güney denizlerinde görev yaptı. Aden’in (Yemen) Portekizlilerin eline geçmesi üzerine, Süveyş’teki Osmanlı donanmasına kaptan tayin edildi ve 1548’de Aden’i geri aldı. Piri Reis’in 1554’te Kahire’de hayat yolculuğu son buldu. 19.
. ŞUBAT 2015
Haritaların elde kalan parçaları... Topkapı Sarayı’nın düzenlenmesi esnasında Millî Müzeler Müdürü Halil Edhem tarafından bulunan ve bugüne kadar hakkında çok sayıda yazı yazılmış olan haritalardan, 1513’te çizdiği ilkinde Piri Reis, Kristof Kolomb’a ait Amerika haritasından, Portekiz ve Arap haritalarından; çoğu kendi çağına ait, birçok ünlü haritadan faydalandığını belirtir. Bugün haritanın elde kalan parçasında, Avrupa ve Afrika’nın batı kıyılarıyla Atlas Okyanusu, Antil Adaları, Orta ve Güney Amerika gösteriliyor. Piri Reis’in 1528’de çizdiği ikinci haritasından günümüze kadar gelen parça ise, büyük bir dünya haritasının kuzeybatı köşesi olup, Atlas Okyanusu’nun kuzeyini, Kuzey ve Orta Amerika’nın yeni keşfedilmiş kıyılarını, ayrıca Grönland’dan Florida’ya uzanan kıyı şeridini ihtiva eder. Adalar ve kıyılar, son keşiflere dayalı olarak daha doğru çizilmiş. Keşfedilmemiş yerler ise, beyaz bırakılmış. İlk haritaya göre daha büyük ölçekli ve gelişmiş olan ikinci harita, teknik olarak da o dönemin en ileri ve mükemmel harita örneğidir. On yedinci yüzyılda yapılmış olan J. Schoener ve Münster’in dünya haritalarından çok daha sağlıklıdır. Batı’da yapılan ilk araştırma... Piri Reis’in çizmiş olduğu haritalarla ilgili Batı’da yapılan araştırmaların ilki, 1952’de gerçekleştirildi. Amerikalı harita uzmanı Mallery tarafından yapılan bu araştırmada şaşırtıcı bir sonuçla karşılaşıldı: Kitab-ı Bahriye’deki Akdeniz haritasındaki teferruat doğruydu fakat yerinde değildi. Sanki haritayı çizen, dünyanın yuvarlak olduğunu biliyordu. O dönem için bunun imkânsız olduğunu düşünen araştırmacı, bu defa Amerikan Deniz Kuvvetleri Hidrografi Bölümü’ne başvurdu. Haritalar burada küre geometrisine göre yapılmış son dünya haritalarıyla karşılaştırıldı ve tamamıyla doğru çıktı. Üstelik bu bilgi, sadece Akdeniz için değil, Kuzey ve Güney Amerika için de doğruydu. Bir başka deyişle, Piri Reis dünyanın yuvarlak olmasının yanında, küre şeklinde olduğunu da biliyordu. Çünkü haritalar küre geometrisine uygun olarak çizilmişti. Harita uzmanı Linehan’ın bu tespitleri, 16. yüzyılda bu doğrulukta bir dünya haritasının nasıl çizilebildiği konusunda yürütülen araştırmaları daha da sırlı hâle getirdi. Çünkü, hem Amerika kıyıları, hem de Kanada’daki göl ve dağlar bütünüyle doğru çizilmişti. Bunun üzerine 1956’da Georgetown Üniversitesi Piri Reis’in haritacılığı üzerine bir açık oturum düzenledi. Toplantıya bu defa, önsözü daha önce Einstein tarafından kaleme alınmış olan “Yeryüzünün Kayan Kabuğu” adlı incelemenin yazarı Prof. Charles Hapgood ve matematikçi Richard Strachan gibi dönemin ünlü harita uzmanları da katıldı. Bu iki bilim adamı, söz konusu haritaları daha sonraki yıllarda uydularla çekilen yeryüzü resimleriyle tekrar karşılaştırınca daha şaşırtıcı bir neticeye vardılar: 16. yüzyılda çizilen 20.
. ŞUBAT 2015
Akılları kurcalayan sorular! Bu ölçüde tevafuk, konuyla ilgili olanları şaşırtmaya devam etmekte ve şu soruları sordurmaktadır: O dönemin imkân ve teknikleriyle bu bilgiler nasıl elde edilmiş, gözlemler nasıl gerçekleştirilmişti? Amerika’ya bizzat gitmediği tahmin edilen Piri Reis, bu bilgileri nasıl ve üstelik bu kadar doğru şekilde kâğıda dökebilmişti? Bu sorular, Piri Reis’in de faydalandığını belirttiği önceki haritaların varlığını göz önünde tutarak, tarihte büyük uygarlıkların olup olmadığını akıllara getirmiştir. Piri Reis’in dünya haritasını yapmış olduğu dönem, Osmanlı devletinin en geniş topraklara sahip olduğu zaman dilimidir. Bu da Osmanlıların başarılarının sadece askerî güçle gerçekleşmediğini, dönemin ilim adamlarından da istifade edildiğini göstermektedir. Bu noktada, Piri Reis’in Osmanlı’da gördüğü saygı ile, 17. yüzyılda İtalya’da yaşayan Galile’nin yaşadıkları karşılaştırıldığında, iki medeniyetin bilgiye ve yeniliklere bakış açılarındaki farklılık görülecektir. Galile, ay ve güneşin hareketlerini inceleyerek, dünyanın yuvarlak olduğunu ve güneşin etrafında döndüğünü tespit etmişti. Ancak, bu çalışmalarını ihtiva eden kitabı, kilisenin fikirleriyle ters düşünce, engizisyona çıkarılmıştı. Galile, görüşlerinin yanlış olduğunu kerhen kabul etmişti. Mahkemede, bu kabulüyle ölümden kurtulmuş; ama, engizisyon gözetiminde evinde yaşamasına izin verilmişti. Batı’da durum böyle iken, yüz yıl önce Osmanlılar’da Piri Reis, doğru olarak çizdiği dünya haritasını, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’a takdim etmiş ve mükâfatlandırılmıştı.
21
. ŞUBAT 2015
KİŞİSEL GELİŞİM
Einstein’ın zekasının sadece %20’sini kullanarak büyük düşüncelere ulaştığını göz önüne alırsak zeka kadar, zekanın kullanımının da önemli olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü zeka testleri tam olarakçocuğumuzun zekasını göstermeyebilir.
IN R A
L K U C ÇO ZEKASINI GELİŞTİRMEK MÜMKÜN MÜ? 24.
. ŞUBAT 2015
korlara sahip olan çocuğumuzu alıp zekasını geliştirecek yönde çalıştırır, bolca zeka testleri çözdürür, düşünceye sevk eden tartışmalar yapar, gelmiş geçmiş bilim adamlarının başarıya ulaştığı yollardan götürür, zihin becerileri ile el becerilerini birlikte geliştiren oyunlar oynatır, öğrenmeyi sevdirip merak duygusunu uyandırıp araştırmaya sevk edersek bir sene sonra aynı testi yaptığımızda çocuğumuzun zeka testinden aldığı puanların yüksek olduğunu görürüz Zeka, geliştirilebilinen hatta geliştirilmesi gereken bir yetenektir. Zekası yüksek çocukların genel özelliklerine baktığımızda çok erken yaşlardan itibaren öğrenmeye ilgi duyan, çabuk konuşan, çabuk yürüyen, hızlı algılayan ama algıladığı oranda çabuk sıkılan çocuklarolduğunu görmekteyiz. Bu çocuklar zekalarını yeşertecek ortamda olduklarında kapasite kullanımları artmakta ve çok büyük başarılara ulaşmaktadır. Başarı için tek başına zeka yeterli değildir. Mozart, Picasso, Mikelanj, Steven Hawking gibi farklı dallarda deha diye nitelendirdiğimiz ve yaptıklarına akıl erdiremediğimiz insanlar bu başarılarını yakalarken hedefledikleri alanda uzun yıllar gayret göstermiş olduklarıdır. Yüksek zeka sadece çocukların işini kolaylaştıran bir yetenektir ancak unutmayalım ki zekamızı belirleyecek ve onun artışına katkıda bulunacak kocaman atıl bir beyin kapasitemiz var . Bu kapasiteyi bile iyi kullanabilsek o zaman yapabileceklerimizin boyutları çok daha büyük oranlara çıkacaktır. Bu nedenle çocuklarımızın zihinsel yeteneklerini açığa
çıkaracak, onların bu zihinsel kapasitelerini kullanacak yönde faaliyetlere yönlendirmeli, televizyon ve bilgisayarın onların beynini köreltmesine izin vermemeliyiz. Tabii ki televizyon ve bilgisayar tamamen kaldırılmamalı ama onların zihinsel kapasitelerini arttıracak zeka oyunlarına, el becerilerini arttıracak etkinliklere, bedensel gelişimlerini arttırmak için spora yönlendirmeli, sık sık onların düşünce becerilerini geliştirecek konular ortaya atıp tartışmalarını ve çok yönlü düşünmelerini sağlamalıyız. Bunu yaparken kaçınılması gereken tek şey söyledikleri ve yaptıklarını “aptalca” olarak nitelendirmemek, bize en saçma gelen fikirlerine bile yargılamadan yaklaşmamaktır. Ders başarıları için nasıl okula gidiyor, özel öğretmenden ve dershanelerden dersleri konusunda yardım alıyorsak aynı şekilde zihinsel gelişimleri için eğitimcilerden, psikolog ve psikiyatristlerden yardım almalı onların bu alandaki bilgi ve tecrübelerinden faydalanmalıyız. Onların kişisel gelişimlerinin el yordamıyla ulaşabilme çabalarının çok daha ötesinde önemli olduğunu unutmamalıyız.
25.
. ŞUBAT 2015
MODA
KIS AYLARINI RENKLERLE ISITIN! /
Kış mevsimi tüm ihtişamıyla bir kez daha kapımızı çaldı. Ancak biz yine de kış sezonunun birbirinden canlı renkleriyle yazı yaşamaya devam ediyoruz. İşte karşınızda kış aylarının 7 trend rengi...
Kıymetli okuyucularımız; bu sayımızda 2014-2015 Sonbahar/Kış sezonunun en trend renklerini detaylarıyla araştırdık. Dünyaca ünlü markaların yeni koleksiyonlarında yer alan bu eşsiz renkler, bizlere kış aylarında da yazı vaat ediyor...
26.
. ŞUBAT 2015
Kırmızı
Özgüvenin ve tutkunun rengi olarak nitelendirilen kırmızı, bu sezonda da oldukça iddialı! Ateş kırmızısı, şarap rengi ve mercan… Bu sezon her kadına göre bir kırmızı var... Avcı Yeşili
Geçtiğimiz sezon oldukça fazla gördüğümüz kahverenginin yerini, bu sezon avcı yeşili alıyor. Kış sezonunda bu rengi modern kıyafetlerde oldukça fazla göreceğiz… Koyu, doygun ve petrol rengine çalan bu ara ton için kışın en sofistike renklerinden diyebiliriz… Safran Sarısı
Sonbahar/kış sezonunda öne çıkan bir diğer renk ise safran sarısı... Dünyaca ünlü markalar, bu sezon için tasarladıkları tüm koleksiyonlarda safran sarısına yer veriyor. Bu sezon ayrıca sülfür ve asit sarısı da oldukça revaçta olacak... Mavi Geçen kıştan bize miras kalan mavi, bu sezonda tüm tonlarıyla karşımıza çıkıyor. Bu sezon, hemen hemen tüm kıyafetlerde mavinin tonlarını görmek mümkün. Aynı zamanda, aksesuar ve makyajda da mavinin koyu tonlarını göreceğiz...
Siyah
Moda her sezon değişse de, değişmeyen ve daima revaçta kalan bir renk var; SİYAH... Hemen hemen her markanın renk skalasında yer alan siyah, bu sezonda da tahtını kaptırmıyor ve asaletiyle bir kez daha büyülüyor... Camel
En klasik renklerden biri olan camel, sonbahar/kış sezonunun en trend renkleri arasında yer alıyor. Bu sezon camel rengi ağırlıklı olarak tezat renklerle kombinleniyor ve ortaya çok güçlü bir görüntü çıkıyor... Mor
Bu yaz etkisini sıkça gördüğümüz mor tonları, 2014 sonbahar/ kış sezonunda etkisini daha da artırıyor. Mor tonları, eflatun, lila ve morun maviye baktığı tonlar kışın kullanılacak renklerin başında geliyor... 27.
. ŞUBAT 2015
DOĞAL REÇETELER
GÜZELLİĞİNİZ MUTFAKTAN GEÇİYOR Evde hazırlanan nefis meyveler ile cildinize harika bir şölen hazırlayın
Çevrenizde bulabileceğiniz doğal malzemelerden seçtiğiniz meyve veya sebze ile birkaç dakikada cilt sorunlarınıza çözüm getirecek kendi bakım maskelerinizi üretebilirsiniz. Önce malzemelerimiz hazırlayalım. Cam kase, kaşık, spatula, pamuk, nemlendirici kreminiz, temizleyici süt ve losyon ile maske yapacağınız doğal malzeme, yani meyve, sebze, vs… Bütün bu malzemeler çok temiz olmalı, kullanacağınız meyve yada sebze, çok taze ve olgun olmalı; iyice yıkanıp temizlenmeli. Maske hazırlandığında hemen kullanılmalı. Maskenizi göz çevrenize fazla yaklaştırmadan uygulayın, en az 10-15 dakika beklettikten sonra once pamukla maskeyi silin ardından losyonla kalanları temizleyin.
28.
. ŞUBAT 2015
ÇİLEK Bu meyvenin canlandırıcı ve peeling etkisi vardır, kuru ciltlere önerilir. Ancak gerici etkisi nedeni ile 10 dakkikadan fazla ciltte tutulmamalıdır. 4 iri çileği ezerek bir çorba kaşığı nemlendirici krem ile karıştırın. Bütün yüze ince bir tabaka, elmacık kemikler üzerine biraz daha kalın tabaka halinde maskeyi sürün ve beş dakika bekletin. Ayda iki kez uygulamak yeterlidir. ÜZÜM Karma cilt sorunları yüzün belli bölgelerinde (burun kenarları, çene, alın, vs…) sınırlandığından özellikle karma ciltlere öneriliyor. Ancak yorgun ciltlerdede iyi sonuç veriyor. POrtakal maskesi gibi hazırlayıp yüzünüzde 10 dakika bekletin. Haftada bir kez uygulayın. MUZ Zengin içerikli besleyici bir meyve olan muz solgun, yıpranmış, hassas ve kuru ciltler için ideal bir maske malzemesidir. Lekesiz olgun bir muzun yarısını ezerek iki çorba kaşığı nemlendirici kramle karıştırın. Yüzünüze sürün ve 15 dakika bekletin. Haftada bir kez uygulayın. PORTAKAL Meyve asiti açısından etkili olan portakal problemli ve yağlıya yakın normal ciltler için öneriliyor. Portakalı sıkıp suyunu damla damla iki kahve kaşığı nemlendirici kremin içine katın. Maskeyi yüzünüze sürüp 10 dakika bekletin. Haftada iki kez uygulayın.
LİMON Yağlıya yakın normal ve problemli ciltler içindir. Portakal maskesi gibi hazırlanır. Ancak yüzünüzde 5 dakika bakletin ve problemler düzelinceye kadar haftada iki kez uygulayın. AVOKADO Özellikle yorgun ve kuru ciltler için, güneşlenmenin ardından uygulanacak ideal bir maske. Bir kahve kaşığı avokado içini ezip iki kahve kaşığı nemlendirici ile karıştırın. Kalın bir tabaka halinde yüzünüze sürüp 15 dakika bakletin. Haftada bir kez uygulayın. SALATALIK Sıkıştırıcı ve ferahlatıcı özelliği nedeni ile yağlıya yakın normal ciltler içindir. Cilde parlaklık verip canlandırır ve gözenekleri sıkılaştırır. Salatalığın çekirdeksiz bölümünden bir kahve kaşığı alıp iyice ezdikten sonra iki kahve kaşığı nemlendirici ile karıştırın. 10 dakika yüzünüzde bakletin. Ayda iki kez uygulamanız yeterli olacaktır.
ELMA Özellikle karma ciltlere önerilen bir maskedir. Zira yüzün yağlı olmayan bölgelerini kurutmaz. Bir kahve kaşığı Golden Elma’nın içini iyice ezerek iki kahve kaşığı nemlendirici kremle karıştırın ve 20 dakika yüzünüzde bekletin. Haftada bir kez uygulayın.
29.
. ŞUBAT 2015
GÜNCEL
Tarihe damgasını vuran
EFSANE ASKLAR
30.
. ŞUBAT 2015
Ferhat & Şirin
Ferhat, Şirin’e sevdalı yiğit bir delikanlıdır. Amasya Sultanı Mehmene Banu’ya, kız kardeşi Şirin için, dünürcü gönderir Ferhat. Sultan; Şirin’i vermek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan. “Şehir’e suyu getir, Şirin’i vereyim” der, demesine de su, Şahinkayası denen uzak mı uzak bir yerdedir. Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne. Zaman geçtikçe açılan kayalardan gelen suyun sesi işitilir sanki şehirde. Mehmene Banu, bakarki kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat’a. Su kanallarını takip edip, külüngün sesini dinleyerek Ferhat’a ulaşır. “Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin’in öldü. Bak sana helvasını getirdim” der. Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner. “Şirin yoksa dünyada yaşamak bana haramdır” der. Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üzerine bütün ağırlığıyla oturur. Ferhat’ın başı döner, dünyası yıkılmıştır zaten. “ŞİRİN!” seslenişleri yankılanır kayalarda. Ferhat’ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar ki Ferhat cansız yatıyor. Atar kendini kayalıklardan aşağıya. Cansız vücudu uzanır Ferhat’ın yanına. Su gelmiştir, akar bütün coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada. İkisini de gömerler yan yana. Her mevsim iki mezarda da birer gül bitermiş, sevenlerin anısına, ama iki mezar
Leyla & Mecnun
Leyla ve Kays (Mecnun’un asıl adı) ilkokul yıllarında birbirlerine aşık olmuşlardır. Kısa zamanda her yere yayılan bu aşkı duyan annesi Leyla’yı okuldan alır ve Kays’la görüşmesini yasaklar. Ayrılık acısıyla mahvolan Kays, halk arasında Mecnun diye anılmaya başlar. Bu sevda yüzünden çöllere düşen Mecnun’u babası bu dertten kurtulmak üzere Allah’a yakarması için Kabe’ye götürür, ama o tam tersine derdinin artması için dua eder. Hem Leyla’nın hem Mecnun’un halleri gittikçe perişanlaşmaktadır. Başkasıyla nikahlandırılan Leyla, kocasından kendisini uzak tutmak için bir hikaye uydurur ve bir süre sonra adam ölür. Bu sırada Mecnun çöldedir ve aşkın bin bir tülü cefasıyla yoğrulmaktadır, bu arada dünyayla bütün bağlantısı kesilir ve sadece ruhuyla yaşar hale gelir. Leyla’nın vücudu da dahil olmak üzere bütün maddi varlıklarla ilişkisi bitmiştir. Birgün Leyla çölde onu bulur ama Mecnun onu tanımaz ve “Leyla benim içimdedir, sen kimsin?” der. Onun eriştiği mertebeyi anlayan Leyla gider ve bir süre sonra ölür. Onun ardından da Mecnun hayata veda eder, böylece ruhları hakiki kavuşmayı yaşar. 31.
. ŞUBAT 2015
Romeo & Juliet
Capulet’ler ve Montague’ler birbirine düşman iki ailedir. Aralarındaki kin ve nefret bitmek bilmez. Montague’lerin oğlu Romeo, Rosaline’e aşık olmuştur. Ama Rosaline onun aşkına karşılık vermemektedir; çünkü o bir rahibedir. Bu duruma Romeo çok üzülmektedir. Romeo’nun arkadaşı Benvolio onu unutmasını söyler ama Romeo hiç kimseyi, hiçbir şeyi dinlememektedir. Delicesine aşıktır. Capulet’ler akraba ve dostları için bir şölen düzenlerler. Benvolio, Romeo’yu da bu şölene gitmek için zorlar ve ikna eder. Şölende, Rosaline’den güzel kızlar olacağını ve ondan daha iyilerini bulabileceğini söyler. Ancak Romeo’nun umurunda bile değildir. Sadece dalga geçip, eğlenmeye gidecektir. Ama durum düşündüğü gibi olmayacaktır. Şölene gittiklerinde Romeo, Juliet’i dans ederken görür ve ilk görüşte çok etkilenir ve ona âşık olur. Aynı zamanda Juliet’te Romeo’ya aşık olur. Ancak Romeo ve Juliet öğrenirler ki, aileleri birbirlerine düşmandır. Ama onları hiçbir şey engelleyemez ve gizli gizli aşklarını yaşarlar. Daha fazla gizliliğe dayanamazlar ve evlenmeye karar verirler. Romeo gizlice rahiple konuşur. Juliet’in dadısı da onlara yardım eder ve gizli bir nikâhla evlenirler. Aileler arasındaki düşmanlığı bitirecek tek umutları bu evliliktir. Ancak Capuletler, Juliet’i Paris ile evlendirmeyi planlamışlar ve bunu yavaş yavaş duyurmaya başlamışlardır. Fakat Juliet, bu evliliği kesinlikle reddeder. Romeo, Capuletlerin yeğeni Tybalt’ı öldürdüğü için bir yandan askerlerden kaçmaya çalışmaktadır. Romeo ve Juliet’in umutları tükenmiştir artık. Bu arada Prens, Romeo’ya sürgün cezası verir. Juliet, bilgi alabileceği tek kişi olan Rahip Lawrence’e gider ve giderken ailesine günah çıkartmaya gittiği yalanını söyler. Rahip Lawrence, Juliet’e son bir kavuşma umudu olduğunu söyler. Ona bir iksir verir ve bu iksir onu 2 gün ölü gibi gösterecektir. Böylece Juliet istemediği bir evlilikten kurtulacaktır. Rahip Romeo’ya da bunları anlatan bir mektup yazar ancak bu mektup ona zamanında ulaşamaz. Romeo, Juliet ile Paris’in evleneceklerini duyunca Verona’ya geri döner ve olay yerinde Juliet’i ölü olarak yerde görünce çılgına döner. Paris, Romeo’nun üstüne gider ve onu suçlar. Romeo o anda Paris’i öldürür. Ardından Juliet’in yanına yatarak zehrini içer ve kendini öldürür. Rahip Lawrence Juliet’i uyandırır ve Juliet, yanı başında Romeo’yu ölü bir şekilde görünce Romeo’nun hançerini alır, göğsüne saplar ve o da kendini öldürür. Olayların tek şahidi Rahip Lawrence, ailelere tüm olanları anlatır ve aileler arasındaki düşmanlık bundan 32.
. ŞUBAT 2015
20. yüzyılda aşkları için tahtlarını bıraktılar Kanuni Sultan Süleyman & Hürrem Sultan
Ülkeler fatihi Kanuni Sultan Süleyman’ın gönlünü de Rus asıllı Hürrem Sultan fethetti. Hürrem Sultan’ın, Muhteşem Süleyman’a hakimiyeti, sevgili kocasının kolları ve gözyaşları arasında ölmesine kadar devam etti. Aşk mı? Onu da bir tek Kanuni hissetti!
Kral Edward & Wallis Simpson
Yıl 11 Aralık 1936; İngiltere Kralı 8. Edward, deli gibi aşık olduğu Amerikalı Wallis Simpson ile evlenmek için tahtan indiğini heyecanlı ama kararlı bir ifadeyle duyurdu. İki kez evlenip boşanmış bir kadınla beraber olabilmek için krallığı bırakan Edward, 20. yüzyılda aşk için tahtın bile bırakabileceğini gösterdi.
Prens Rainer & Grace Kelly
Monako Prensi 3. Rainer gerçek bir prensti. Güzeller güzeli Grace Kelly ise gerçek bir Hollywood yıldızı. 1956’da başlayan evlilikleri 1982’de Kelly’nin bir otomobil kazasında hayata veda etmesiyle sona erdi. Eşinin ruhunun sarayın her köşesinde hissedildiğini söyleyen Prens Rainer ise bir daha evlenmedi.
Heloise & Abelard
Paris’te 1101’de doğan Heloise ile ondan 22 yıl önce Nantes’te dünyaya gelen Abelard’ın ilişkisi sonucunda, edebiyat tarihi en ünlü aşk mektuplarını kazandı.
33.
. ŞUBAT 2015
ROPÖRTAJ
bambaska bir
EMINE ÜN Ünlü oyuncu ve sunucu Emine Ün, maxi single çalışması ile uzun bir aradan sonra yeniden bizlerle... 12 yıllık bir aradan sonra bambaşka bir çalışmayla karşımıza çıkan Emine Ün ile müziğe ve hayata dair konuştuk... Emine Ün, “Ben çok ciddi bir hastalık geçirdim, ölümden döndüm. Ve sonrasında anladım ki; bu hayatta üzülmeye yer yok, olmamalı!” diyerek geçirdiği zor günleri de bizlerle paylaştı. Ropörtaj: Banu
34.
. ŞUBAT 2015
- Uzun bir aradan sonra sizinle karşılaşıyoruz. Şu sıralarda neler yapıyorsunuz? Yaklaşık 11-12 yıllık uzun bir aradan sonra, yepyeni bir çalışmayla tekrar iş hayatına döndüm. İşinin erbabı, profesyonel isimlerle yaptığımız çalışmalar sonucu “Nazar” isimli üç parçalık maxi single’mız çıktı. Bu iş benim için çok farklı ve heyecan verici bir deneyim. Üç şarkının da düzenlemesini sevgili Taşkın Sabah yaptı... Çıkış parçamız olan “Nazar” hareketli ve son derece eğlenceli bir parça. İkinci parçamız çok eski ve bilinen bir şarkı olan “Kadehinde zehir olsa”. Bu şarkının 2014 cover’ını yaptık ve ortaya gerçekten de başarılı bir çalışma çıktı; herkes tarafından çok beğenildi. “Kalp” isimli slow parçamız da müzik piyasasındaki slow parçalar arasından sivrilebilecek nitelikte... Bu şarkıyı söz yazarı ve besteci olan Nihan Özel besteledi. Nihan Özel’in ismini ilerleyen zamanlarda sıkça duyacağımıza eminim, çünkü işinde çok başarılı. Tüm bunların yanı sıra; basın danışmanım ve menajerim olmak üzere, güzel bir ekip kurduk. Herkesin enerjisi çok iyiydi. Ekibimizle birlikte daha iyi işlere imza atacağımıza inanıyorum. Biz çok güzel bir başlangıç yaptık. Albüm gerçekten de farklı ve güzel oldu; dinleyenler tarafından da çok beğenildi. - Peki single yapma fikri nasıl ortaya çıktı? Benim müziğe karşı ayrı bir düşkünlüğüm ve hassasiyetim var. Aslında 20’li yaşlarımda müzikle ilgili bir adım atmıştım. Ancak o dönem oyunculuk yapıyordum. Oyunculuk çok vaktimi aldığı için müziği hep ikinci plana attım. Aldığım müzik eğitimini de yarıda bıraktım. Yıllar sonra eğlenceli bir televizyon programı yapma fikri oluştu. Söz konusu programın formatı eğlence olunca benim içimdeki müzik aşkı da coştu… Ailemin ve eşimin de
“Kızımla arkadaş gibiyiz” Ben çok titiz bir anneyim ve Duru’nun herşeyiyle ben ilgileniyorum. Kızım 10 yaşında ve yaşıtlarına göre biraz daha olgun bir çocuk. Onunla arkadaş gibiyiz. Herşeyi birbirimizle paylaşıyoruz. Bizim konuşamadığımız hiçbir konu yok. Moda da konuşuyoruz, siyasette...
- İlk klibinizi ise Nazar isimli şarkınıza çektiniz. Bu klipte kimlerle çalıştınız? İlk klibimizi Nazar şarkısına çektik. Klibin yönetmenliğini ise Kemal Başbuğ yaptı ve ortaya inanılmaz başarılı bir iş çıktı. Klipte dört farklı Emine Ün göreceksiniz... Biz bu klibi çok severek çektik. Bu aşamadan sonra karar elbette seyircinin.
yaptığım işlerle takdir kazandığım gibi müzik çalışmalarımla da aynı başarıyı göstereceğime inanıyorum. - Oyunculuğun yanı sıra, sunuculuk da yapıyordunuz. Peki bu konuyla ilgili hedefleriniz, projeleriniz var mı? Şu an televizyon ile ilgili çalışmalarım var. 12 yıl sonra tekrar ekranlarda olmak benim için çok özel bir durum olacak. Benim her zaman televizyoncu kimliğim ön plandaydı. Oyunculuktan sonra, sunuculuğu da çok sevdim. Çalıştığım dönemlerde hep sağlık programları, anne-bebek programları sundum. Artık eğlenceli programlar yapmak istiyorum.
- Aldığınız tepkiler nasıl? Dijital ortam ve sosyal medya günümüzün bir gerçeği ve bu mecraları doğru kullanmak çok önemli. Dijital ortamda herkesten çok güzel tepkiler aldım. Bugüne kadar olumsuz bir eleştiri almamış olmam benim için gerçekten çok güzel bir duygu. Albüm, dostlarım ve çevrem tarafından da beğenildi. Çok güzel tepkiler alıyorum. Ve aldığım tepkiler yaptığım işin doğruluğunu, iyi bir iş çıkarttığımı kanıtlıyor.
- Giyim tarzınız herkes tarafından çok beğeniliyor. Stil danışmanınız var mı? Özellikle albüm kapağında kimlerle çalıştınız? Albüm kapağındaki kıyafetlerim Sevgi Yıldırım tarafından hazırlandı. İlk albümüm olduğu için biraz daha özenli ve abartıya kaçmadan şık olmak istedim. Ama albüm kapağının aksine klipte kıyafetlerim daha spor... Herkesin kendine özgü bir tarzı var, benim de kendime özgü birtakım vazgeçilmezlerim var.
- Peki Duru single çalışmanız için ne yorum yaptı? İlk tepkisi nasıldı? Duru, zaten sanatın içinde büyüyen bir çocuk. Sanata çok düşkün. Güzel resim yapar, tiyatro ve sinemaya çok meraklıdır. Sanatla iç içe bir çocuk olduğu için bu durum ona şaşırtıcı gelmedi. Çok mutlu oldu. Duru özellikle “Nazar” parçasını çok beğeniyor. Parçanın notalarını şimdiden öğrendi ve piyanoda çalmaya başladı. - Müzik hayatınıza nasıl yön vermeyi planlıyorsunuz? Bu noktadaki hedefleriniz nelerdir? Ben hedeflerimi hep yüksek tutarım. İşime gösterdiğim hassasiyet ve mükemmeliyetçilikten kaynaklı bambaşka bir heyecan yaşıyorum. Öncelikli misyonum; ilerleyen yıllarda müzik adına iyi işlere imza atmak. Geçmişte
36.
. ŞUBAT 2015
K I S A
-Tuttuğunuz takım? Fenerbahçe -En sevdiğiniz başucu kitabınız? Ayşe Kulin ve Kristin Hannah
“Bu hayatta üzülmeye yer yok!” Ben çok ciddi bir hastalık geçirdim, ölümden döndüm. Ve sonrasında anladım ki bu hayatta üzülmeye yer yok; olmamalı!.. Ben artık her günümü eğlenerek, dolu dolu geçirmek istiyorum. Yapmak istediğim ne varsa yapıp, ondan sonra gideceğim bu hayattan... İşte bu albüm çalışması da içimde kalan, yapmak istediğim bir şeydi.
-Vazgeçemeyeceğiniz film? Hababam Sınıfı ve Neşeli Günler -Kıyafette en sevdiğiniz renk? Siyah ve kırmızı -Olmazsa olmazınız? Kızım ve eşim
EBEVEYN VE ÇOCUK (
YARAMAZLIGA SAVAS . ACIN .
Çocuklar ilk adımlarını atıp, ilk sözcüklerini söylemeye başlamalarıyla birlikte gevezeliğe de start verirler... Ve hayatı keşfe çıkarlar. Onlar için doğru ya da yanlış yoktur, tek arzuları istedikleri her şeyin bir an önce gerçekleşmesidir. Zaman ve mekan kavramları da gelişmediği için her an her yerde diledikleri gibi davranabilirler. Hatırlasanıza hepimiz küçükken istediğimiz herhangi bir şeyi alması için anne veya babamıza diretmedik mi? İşte bu dönemde biraz da anne-babanın sınırları test edilir çocuklar tarafından… Koltukların tepelerine çıkılır, ev alt üst edilir, arkadaşlarla tartışmalar yaşanır ve bunun gibi bir sürü yaramazlık yapılır… Bu açıdan bakılınca anne-baba olmak ne kadar da zordur. 38.
. ŞUBAT 2015
Kim istemez ki uslu bir çocuğu olsun. Şöyle bir yere oturtulduğunda kımıldamadan dursun… Yaramaz çocuğu olan anne-babaların hayalidir bu. Peki ya uslu çocukların sırrı ne?
* Yeterli becerilere sahip olduklarında; yemek yeme, giyinme, temizlik gibi alışkanlıkları kazanmaları için fırsat verin. İhtiyaçları sorumluluk alan ve başardığını gören çocuk, annebabanın farklı isteklerine karşı uyumlu olur. * Beklentilerinizle ilgili kuralları önceden belirleyin ve çocuğunuza açık bir dille bunu söyleyin. Belirlenen kurallarda tutarlı davranılması ve anne-babanın birlikte hareket ediyor olması, çocuğun kuralları içselleştirmesine yardımcı olacaktır. * Uymasını beklediğiniz kurallar ve davranışlarla ilgili ona örnek olun. Çocuklar sözel uyarılardan daha çok, görerek öğrenmeye açıktırlar. Yani arkadaşlarına kaba davranmasını istemiyorsanız, sizin de başkalarına nazik olduğunuzu ona göstermeniz
gerekir. * Çocuklar anne-babalarının onayladığı ve olumlu geribildirim verdikleri davranışları tekrar etme eğilimi taşırlar. Çocuğunuzun hoşunuza giden davranışlarını övmeniz ve takdir etmeniz olumlu davranışların sıklığını arttıracaktır. Çocuğunuzu överken “aferin, ne kadar güzel” gibi genel ifadeler kullanmak yerine, beğendiğiniz davranışı vurgulayan ifadeler kullanmanız daha etkili olur; “Oyuncağını arkadaşınla paylaşman ne güzel” gibi… * Çocuğunuzun olumsuz davranışları karşısında sakin kalmayı başarmanız ve olumsuz davranışı görmezden gelmeniz o davranışın zaman içerisinde azalmasını sağlar. * İstenmeyen davranışları karşısında hisset-
Kaynak: “Özel Mavi Aile Danışma Merkezi’nden Psikolojik Danışman Cangül
tiklerinizi çocuğunuzla paylaşmanız ve aynı şekilde sizin de onun duygusunu anlamaya çalışmanız, çatışmaları çözme konusunda yardımcı olur. Çocuklar düşünülenin aksine anne-babalarını kızdırmak için yaramazlık yapmazlar, onlar tarafından beğenilmek isterler. Bu sebeple yaşanan problemler üzerinde sakince konuşmak ve çocuğun duygularını ifade etmesine fırsat vermek gerekir. * Çocuğunuzu iyi gözlemlemeniz ve sorun ortaya çıkmadan önce müdahalede bulunmanız sorunları azaltır. Örneğin; çocuğunuzun odaya girer girmez sehpanın üzerine çıkacağını önceden deneyimleydiyseniz, bu konuda onu sürekli uyarmak yerine, sehpayı bir süre ortadan kaldırmak ve unutmasını sağlamak daha uygun bir çözümdür. 39.
. ŞUBAT 2015
BESLENME
Dyt. Aysu Aydın Hizmet Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü
YEŞİL TÜYO! Hastalıkların arttığı, vücut direncinin düştüğü kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı beslenmek en önemli koşullardan biridir... Vitamin deposu olan kış sebzeleri, hastalıklardan korunmak için uygun pişirme şartlarında hazırlanmalı ve doğru miktarda tüketilmelidir...
C vitamini vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlayarak savunma sistemini güçlendirmektedir. Yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, kuşburnu gibi besinler bol miktarda C vitamini içermektedir. Ispanak, içerdiği C, E ve B grubu vitaminler ve demir, magnezyum, fosfor, iyot mineralleri sayesinde bağışıklığı kuvvetlendirmekte ve soğuk algınlığına karşı korumaktadır. Kışlık sebzelerden pırasa C, K, B vitaminlerini, potasyum, kalsiyum, manganez, kükürt, bakır, iyot minerallerini içermektedir. Bağırsakları yumuşatmakta ve 40.
. ŞUBAT 2015
kabızlığı gidermektedir. Aynı zamanda vücut direncini artıran pırasanın, böbrek taşlarının oluşumunu engelleyici ve kanserden koruyucu özellikleri vardır. Maydanoz bir provitamin A (Beta karoten) kaynağıdır. Bu özelliği ile görme gücü, kılcal damar sisteminin, adrenal bezin ve tiroid bezinin fonksiyonları üzerinde etkilidir. Yapraklarında uçucu yağlar, flavonoidler, protein, klorofil ve glikozit, köklerinde ise uçucu yağ, şeker, müsilaj ve glikozit vardır. Yapraklar vitamin (A,C,K), demir, potasyum, kükürt, kalsiyum, magnezyum yönünden zengindir. Bir tutam maydanoz günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılamaktadır.
“Kereviz” hipertansiyon ve kolesterol düzenlenmesinde önemli! A, B, C vitaminlerinden zengin, fosfor, çinko, bakır, selenyum minerallerini içeren kereviz, bağışıklığı kuvvetlendirmekte ve gaz gidermede etkili olmaktadır. Böbrek kumunun ve taşlarının düşmesine yardımcı olmaktadır. Antioksidan etkisi olan kerevizin içerisindeki “fitalid” adlı madde, kandaki stres hormonunu azaltıcı etkisi ile hipertansiyonu ve kolesterolü dengelemektedir. “Lahana” vücut direncini artırıyor! B, C, E vitaminlerinden ve potasyum, kalsiyum, kükürt, demir, bakır, magnezyum gibi minerallerden zengin bir besin olan lahana vücut direncini artırır. İdrar söktürücü ve içerdiği yüksek posa sayesinde kabızlığı giderici etkisi vardır. Antioksidan özelliği sayesinde bağırsak kanserine karşı koruyucu etkisi olmaktadır. “Karnabahar” enfeksiyonlardan koruyor! C vitamini ve manganez kaynağı olan karnabahar ise bu etkisinden dolayı iyi bir antioksidandır. Kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltmaya yardımcı olan karnabahar antibakteriyel özelliğinden ve enfeksiyonlara karşı etkin olmasından dolayı idrar yolu enfeksiyonlarına iyi gelmektedir. “Brokoli” kansere karşı koruyucu özelliğe sahip! Beta karoten içeriği yüksek olan brokoli, bu etkisinden dolayı yemek borusu, mide ve bağırsak kanseri tehlikesini azatlığı bilinmektedir. B1, C vitaminlerinden zengin ve kalsiyum, kükürt, potasyum, selenyum minerallerini içermektedir. Kansere karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır. Brokoli lif oranı yüksek bir besindir. Sarımsağın kokusunu değil, faydasını düşünün! Sebze yemeklerine tat veren sarımsak sağlıklı beslenmede önemli bir yere sahiptir. Sarımsağın yapısında bol miktarda su, kükürt bileşikleri, protein, lif ve serbest amino asitler bulunmaktadır. Sarımsak ayrıca yüksek miktarda saponin, fosfor, potasyum,
kükürt, çinko, orta miktarda selenyum, A ve C vitaminleri ile az miktarda da kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir, manganez ve B kompleks vitaminlerini içermektedir. Sarımsağın en önemli biyokimyasal özelliklerinden biri ise antioksidan potansiyelidir. Çiğ sarımsakta antioksidan potansiyeli vardır; ancak yüksek dozları kalp, karaciğer ve böbreğe toksik etkiler gösterebilmektedir. Ayrıca sarımsakta bulunan flavonoidler de antioksidan etkilerine katkıda bulunabilmektedir. Bu mekanizmalar, sarımsağın ateroskleroz ve hipertansiyon tedavisi ile koruyucu önlem rollerini açıklayıcı olabilmektedir. Sarımsak bağışıklık sisteminin baskılanmasını önleyerek, kansere karşı yararlı olabilmektedir.
41.
. ŞUBAT 2015
DOĞAL ŞİFALAR
BİTKİ ÇAYLARININ GÜCÜ Ihlamur
Ihlamur çayı ülkemizde olduğu gibi farklı kültürlerde geleneksel olarak grip nedeniyle yükselen ateşi düşürmek için kullanılmaktadır. Ihlamur çayının buharı burun tıkanıklığını açmaya yararken, sıcak çay boğaz ağrısını, öksürüğü alır. Diğer popüler kullanımı ise sakinleştirici etkisi ile sinirleri yatıştırmak içindir. Yatıştırıcı etkisi bulunan ıhlamur çayı gerginliği alır, kaygı nedeniyle gerilen sinirleri yatıştırır, stresi azaltır ve uykuya geçişi kolaylaştırır. Kalp çarpıntısına ve yüksek tansiyona karşı tavsiye edilen ıhlamur çayı, C vitamini kaynağı olan limon suyu ile birlikte tüketildiğinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Ihlamur çiçeği ile hazırlanan cilt kremleri, kaşıntılı deri hastalıklarının belirtilerini hafifletmek için kullanılmaktadır. Çeşitli kozmetik markaları selülit kremleri içerisinde ıhlamur kullanmaktadır. İdrar söktürücü olarak karaciğer ve safra kesesi hastalıklarının tedavisinde yardımcı olarak kullanılır. Ihlamurun faydaları üzerine yapılan çalışma sayısı oldukça az olmakla birlikte bazı klinik araştırmalar kas kasılmalarını azalttığı yönünde sonuçlara sahiptir. Ihlamuru piyasada 42.
. ŞUBAT 2015
Ihlamur Çayı Nasıl Hazırlanır? Ihlamur çayı hazırlarken bardak başına bir çay kaşığı tepeleme kurutulmuş ıhlamur ölçüsünü kullanabilirsiniz. Ihlamuru suyla birlikte kaynatmayın. Önce suyu kaynatın ve önceden ıhlamur koyduğunuz demliğe kaynamış suyu boşaltıp ağzını kapatın ve 10 dakika demlenmesini bekleyin. Yemeklerden sonra günde 3 kere ıhlamur çayı içebilirsiniz.
yesil cay *Güçlü bir antioksidandır *Kansere karşı koruma sağlar *Kötü kolesterolü düşürür *Kalp sağlığına iyi gelir *Kan basıncını düşürür *Diş çürüklerini önler *Diş eti hastalıklarına karşı koruma sağlar *Metabolizmayı hızlandırır *Kilo vermeye yardımcı olur *Bağışıklık sistemini güçlendirir
Yeşil çayın ilk kullanımı ile ilgili bilgiler M.Ö. 3000 yılına kadar gitmektedir. Anlatılan hikayeye göre bir yeşil çay yaprağı Çin imparatorunun önünde kaynayan suya düşmüş ve sonra bölgenin en popüler içeceği haline gelmiş. Bundan 5000 yıl sonra, günümüzde ise yeşil çay neredeyse bir fenomen olarak tüm dünyada kolesterolü düşürmekten diş sağlığına pek çok farklı sorunun tedavisi amacıyla kullanılmakta. Tahmin edebileceğiniz gibi en popüler kullanımı da kilo vermeyi hızlandırmak için. Son 15-20 yılda yeşil çayın faydaları üzerine yapılan araştırmalar daha çok kanseri engelleme ve kanser hücrelerinin yayılımını yavaşlatmadaki etkisi odaklı olmakla birlikte bazı bilimsel araştırmaların kolesterolü ve tansiyonu düşürdüğü, şeker hastalığından koruduğu, yağ yakılmasına yardımcı olduğu ve bunamayı yavaşlattığı yönünde sonuçları bulunmak-
Yeşil Çay Nasıl Hazırlanır? Bir fincan çay için bir çay kaşığı (5 gr) kurutulmuş yeşil çay yaprağı yeterli olacaktır. İyi su kullanmanız çayın tadını çıkarabilmeniz açısından önemli. Suyu kaynatın, ocağı kapatın ve 4-5 dakika bekleyin. Kabarcıklar azaldıktan ve su biraz soğuduktan sonra bardağın üzerine süzgeçle yerleştirdiğiniz yeşil çayın üzerine dökün. 2-3 dakika bekletin, daha uzun bekletirseniz çayın tadı biraz acı olabilir. Dikkat etmeniz gereken nokta ise su tam kaynar haldeyken bardağa boşaltmamak, çünkü yeşil çay en iyi 8085 derece suyla demlenir. 43.
. ŞUBAT 2015
KADIN SAĞLIĞI
MEME !! KANSERİNE R DEMEK MÜMKÜN! U D
Prof. Dr. Andaç Argon Medical Park Göztepe Medikal Onkoloji Uzmanı
Pek çok teknoloji ürünü yaydığı iyonizan olmayan radyasyon kanser riskini artırıyor. Ütü, saç kurutma makinesi, su ısıtıcısı gibi hemen her gün kullandığımız küçük ev aletleri de bunlardan biri. Su ısıtıcılarını bulunduğunuz ortamdan 2 metre uzaklıkta tutun. Haftada bir gün ütü yapın. Saç kurutma makinesini uzun dakikalar kullanmayın. Elimizden düşürmediğimiz cep telefonu ile 30 dakikadan fazla konuşmayın. Bunun yanı sıra uykusuzluk ile kanser ilişkisi kanıtlanmıştır. Işıksız ortamda günde 7 saat uyuyun.
30 DAKİKADAN FAZLA KONUŞMAYIN! Teknolojinin insanlığa faydaları kadar zararları da var. Cep telefonundan saç kurutma makinesine, ütüden bilgisayara ve televizyona kadar etrafımızdaki pek çok teknoloji ürünü iyonizan olmayan radyasyon yayıyor. Atom bombası ve nükleer bir savaş sonucu maruz kalınacak iyonizan radyasyondan çok bizi daha çok ilgilendiren iyonizan olmayan radyasyon. Bu radyasyondan ne kadar kendimizi koruyabilirsek kanser riski de o kadar düşer. Bunu başarabilmek ise mümkün. Elimizden düşüremediğimiz cep telefonundan işe başlayabiliriz. Günde 30 dakikadan fazla telefonla konuşmayın ve mutlaka kulaklıkla konuşun. Evde cep telefonu yerine ev telefonunu kullanmayı tercih edin. HER GÜN ÜTÜ YAPMAYIN! Ütü, saç kurutma makinesi ve su ısıtıcısı gibi hemen her gün kullandığımız küçük ev aletleri ciddi derecede elektromanyetik radyasyon yayıyor. Özellikle kadınların
44.
. ŞUBAT 2015
Her gün ütü yapmak, cep telefonuyla 30 dakikadan fazla konuşmak, ışık açık uyumak kanser riskini artırıyor...
zamanlarının önemli bir kısmı mutfakta geçiyor. Isıtıcıları bulunduğunuz ortamdan 2 metre uzaklıkta olmasına dikkat edin. Gece yatarken odanızda kablosuz modem, cep telefonu vs bulundurmayın. Ütü çok ciddi oranda elektromanyetik dalgalar yayıyor. Her gün ütü yapmayın, kendinize bir ütü günü belirleyin ve oyalanmadan hızlı bir şekilde tamamlamaya çalışın. Saç kurutma makinesini uzun dakikalar kullanmayın.
DÜZENSİZ UYKU KANSER YAPIYOR! Uykusuzluğun kanserle ilişkisi kanıtlanmıştır. Gece uykusu ciddi oranda kanserden koruyan bir faktördür. En geç gece yarısı saat 01.00’de ışıksız bir ortamda uykuya geçmemiz lazım ki bizi kanserden koruyan melatonin hormonu salgılanmaya başlasın. Erişkinlerin günde 7,5 saat aralıksız uyumaları zorunludur. Gündüz telafi uykuları aynı faydayı sağlamaz. Vücut kanserden koruyan melatonin salgısını sadece gece ve karanlıkta salgılıyor. Bu nedenle gece çalışanlar
KENDİNİZİ İHMAL ETMEYİN! Kanserden korunmanın en ucuz ve en etkili yöntemi ona yakalanmamaktır. Bunun için herkesin yılda bir kere check-up programına katılması gereklidir. Meme, kalın barsak, rahim ağzı, akciğer ve prostat kanseri gibi bazı kanserlerin rutin tarama programları vardır; hekiminizle bu konuyu konuşun. Bazı aşı programları (hepatit, rahim ağzı gibi) kansere karşı koruma sağlar. Menopoza girmiş kadınlarımızın sıkıntıları için uygulanan hormon replasman tedavisi dediğimiz hormon ilaçlarının yerine başka ilaçlar kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Genetik yatkınlığı olanlar, onkologları ile risk değerlendirmelerini yapıp, gerekli önlemleri almalı. GİYSİLERİNİZİ SEÇERKEN DİKKAT EDİN! Kimyasallara maruz kaldığımız diğer bir alan bazı giysiler ve oyuncaklarda kullanılan azo boyarlar ve tehlikeli kimyasallardır. Özellikle Uzakdoğu’dan ithal edilen çok ucuz giyecek ve oyuncaklar bu açıdan risklidir. Giysilerimizi seçerken dikkatli olmalı, bu ürünlerden uzak durmalıyız. Organik olmayan gıda maddelerinde yüksek oranda kimyasallar olduğunu unutmayın. Bu nedenle en iyisi mevsimin sebze ve meyvelerini tüketmektir. SAĞLIĞINIZ İÇİN STRESLE BAŞ EDİN! Eğer yaşamımızda ciddi stres oluşturan bir faktör varsa en iyisi ondan kurtulmaktır. Bu mümkün değilse stresle baş etme yöntemlerini uygulamalıyız. Örneğin; düzenli spor yapabilir, seyahat edebilir, hobiler edinebiliriz. Sanatla ilgilenebilir, çeşitli sosyal faaliyetlerde bulunabiliriz.
Bunlar bizi günün stresli rutininde kurtaracaktır. Ruh sağlığımızı tehdit eden stresler için kesinlikle profesyonel destek almalıyız.
SİGARANIN TEK DALI ÖLDÜRÜYOR! Çalışmalar gösteriyor ki; günde tek bir tane sigara içilmesi bile kansere sebebiyet verebilir. Üzerinde öldürür yazan bir suyu kimse içmek istemez öyleyse üzerinde öldürür yazan sigara neden içiliyor? Kaç tane içtiğiniz önemi yok. Sigaradan ve sigara içilen ortamlardan uzak durulmalı. İDEAL KİLONUZU YAKALAYIN! Sağlıklı bir yaşam için ideal kiloyu yakalamak şart. Tüm yaşamımız boyunca ideal kilomuzu koruyacak bir beslenme stili yaratmalıyız. Haftada yarım kilodan fazla et yememeliyiz. Unlu ve şekerli gıdalardan olabildiğince uzak durmalıyız. Mutfağımıza sağlıklı yağlar dediğimiz zeytinyağı, fındık yağı, kanola yağı ve mısır yağı dışında yağ sokmamalıyız. Her gün karışık salata, sebze yemeği ve makul ölçülerde mevsimin meyvelerinden yemeliyiz. Sucuk, salam gibi işlenmiş etlerden ve aşırı alkolden uzak durun. Tüm gıdalarımızın doğal, organik, katkı ve koruyucu maddeler içermeyen gıdalar olmasına özen göstermeliyiz. Sürekli organik ürünler talep etmeliyiz. Genetiği değiştirilmiş gıdalardan uzak durmalıyız. Yatmadan 3 saat evvel yiyecek tüketimine son vermeliyiz. HAFTADA 3 GÜN SPOR YAPIN! Gerek ideal kilomuzu korumak, gerekse de bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için düzenli spor yapmalıyız. Haftada en az 3-4 gün, 45.
. ŞUBAT 2015
Saadet Yavuzbilge Bedir Uzman Psikolog Özel Büyükçekmece Kolan Hastanesi
Eyv
Ergenlik Dönemi!!! Ergenlik süreci artık küçük çocuğumuzun büyüdüğünü fark edip kabullenme çocuğumuzun özgürleşme ve birey olma yolunda ilerlediği bir süreçtir. Bu süreçte çocuk birden çok değişimle başetmek zorunda kalır ve bu durumu kabullenmeye çalışması aile ile iletişimde sıkıntılara neden olmaktadır. Birey, fiziksel, ruhsal ve sosyal değişimi bir arada yaşar. Ergen birey bedenini ve cinselliğini keşfetmekte, duygusal iniş çıkışlar yaşamakta, sosyal olarak kendini kabullendirme, bir gruba ait olma, içe çekilme gibi pek çok belirti göstermektedir. Kendi içinde zaten zorlayıcı bir dönem olan ergenlik- kimlik arayışı, bir gruba ait olma isteği, arkadaşlara yönelme, aileden uzaklaşma, içe kapanma gibi belirtiler gösteren çocuğun ailesini oldukça endişelendirmektedir. Ergen çocuğun büyüdüğünü kabullenmeyen ve onu bir birey olarak görmeyen anne ve babalar malesef ki hem kendilerine hem de çocuklarına farkında olmaksızın büyük zararlar verebilmektedir. Aşırı koruyucu davranmak, çocuğun sürekli baskılanması, takip edilmesi, kontrol altında tutmaya çalışmak, çocuğa güvenmeme, katı yasaklar koyma ruhsal
ve bedensel olarak gelişimini tamamlamamış bireyin daha fazla dışarı yönelmesine ve riskli davranışlar geliştirmesine neden olabilmektedir. Bu riskli davranışlara örnek verecek olursak sigara, alkol kullanımı, hatta madde kullanımına kadar giden davranışlar ailesinden ilgi göremeyen onu anlamadığını düşünen ergen için bir sığınma, bir kaçış hatta aileyi cezalandırmak için yapılan eylemlere örnek olarak gösterilebilinir.Peki, bu süreci en az zarar görerek atlatabilmek için anne ve baba olarak neler yapabiliriz? *Ebeveynler, aile içi denge ve uyumluluğu sağlamak üzere birlikte hareket etmeli ve yeni
ÇOCUK PSİKOLOJİSİ
ahh
h
yöntemler geliştirmeli *Ebeveynlerin aile içi huzur ve uyumluluğu arttıracak kurallar koyup bunları uygulamalı. *Ebeveynler, kendilerini aile içi kontrolü ele alacak güçte hissetmeli ve ergen çocukla sabırla mücadele etmeli. Ebeveynler güçlü ve zayıf olduğu noktalarını belirlemeli-anne ve baba olarak hangi alanlarda güçlüyüz,hangi alanların desteklenmeye ihtiyacı var gibi palanlama oluşturmalı. *Ebeveynler ergen çocuk yetiştimek konulu kitap okumalı ve video izlemeli *Ebeveyneler ergen çocuğun nerede olduğunu öğrenebilecekleri bir gözetim sistemi geliştimeli *Ergen çocuğun istenmeyen davranışlarını tetikleyen çevresel nedenlerinaraştırılmalı (örneğin aile bağları, tutarsız kurallar, okul bağlantılı veya sosyal sorunlar, arkadaşlıklar, ebeveyn baskıları vs.) *Aile içi etkili iletişimin arttırılmalı, birlikte zaman geçirebileceğiniz etkinlikler düzenlemeli *Sürekli yasak koyup ben senin yaşındaykenli cümleler yerine, anlamaya çalışmalı, destekleyici olmalı. Bu süreci zorlayıcı görmekten ziyade değişim ve gelişimin yaşandığı olumlu bir fırsata dönüştürelim. Hatta ondaki değişimden keyif almaya çalışalım..Ne güzel ki, artık çocuğumuz birey olma yolunda iniş ve çıkışlarla dolu yolculuğunu tamamlamaya çalışıyor. Unutmayalım, bu yolculuk bitecek ve sonsuza dek süremeyecek!!!..Tek ihtiyacımız olan sabır, anlayış ve destekle bu
47.
. ŞUBAT 2015
KÜLTÜR SANAT
JUPITER YÜKSELİYOR
Öyle bir evren düşünün ki insanoğlu besin zincirinin en alt basamağını duruyor. Hizmetçilik yapan sıradan genç bir kadın olan Jupiter Jones ise büyük bir suikastın hedefinde... Jupiter Jones dünyaya geldiğinde ileride sıra dışı olaylar yaşayacağına dair birçok işaret vardır. Aradan yıllar geçer ve artık genç bir kadındır. İnsanların evine temizlikçi olarak gider, ilişkileri ise genelde sorunlarla sona erer. Bir gün genetik mühendislik ürünü eski asker Caine dünyaya iner; amacı ise Jupiter’i bulmaktır. Zira evrenin tek hakimi olan ölümsüz Kraliçe, çıkartılan genetik haritalara göre bu genç kadının kendi hükümdarlığının sonunu getireceğini düşünmektedir...
HER ŞEYİN TEORİSİ
Film, modern bilim ve teknoloji tarihiYÖNETMEN OYUNCULAR ni değiştiren İngiliz fizikçi ve teorisyen Felicity Jones Stephen Hawking’in hayatından bir kesiti ele alıyor. Odak noktası olarak Hawk Eddie Redmayne ing’in 1965 ve 1991 yılları arasında evli Emily Watson kaldığı ilk eşi Jane Wilde ile olan ilişkini TÜR Biyografik, Dram konu alan filmde, öğrencilik yıllarında başlayan ilişkilerine, birlikte bilim adı- VİZYON TARİHİ 27 Şubat 2015 na yaptıklarına ve hastalık teşhisiyle yaşadıkları sarsıntılara tanık olacağız. 48.
. ŞUBAT 2015
YÖNETMEN Andy Wachowski, Lana Wachowski TÜR Bilimkurgu, Macera VİZYON TARİHİ 6 Şubat 2015
OYUNCULAR Channing Tatum, Mila Kunis, Sean Bean
Köstebekgiller: Perili Orman Küçük bir kız çocuğu yeni taşındıkları evin bahçesinde oynarken bir köstebek yuvası keşfeder. Sevimli köstebeklerle arkadaş olup onların dünyasına atılması fazla sürmez! Küçük seyircilerin büyük bir ilgiyle takip ettikleri ‘Köstebekgiller’ dizisi peyaz perdeye aktarılıyor.
YÖNETMEN Mustafa Kotan OYUNCULAR İnci Türkay Evrim Akın TÜR Aile, Animasyon VİZYON TARİHİ 23 Ocak 2015
SERGİ “Muhteşem Yüzyıl: Teşhir-i İhtişam
TİMS Productions ve İstanbul Exhibitions tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen Muhteşem Yüzyıl: Teşhir-i İhtişam sergisi Muhteşem Yüzyılın ruhuna dokunma ve onu yakından hissetme şansı verecek! Ziyaretçiler, 4 sezon boyunca hafızalardan silinmeyen büyüleyici setlerin içinde bulunma deneyimini yaşayacak, orijinal kostümlerin, takıların, dekorların yanı sıra daha önce hiç görülmemiş ve sadece bu sergi için üretilmiş çok özel sürprizlerle karşılaşacaklar.10 Şubat tarihine kadar açık olan bu büyüleyici sergide; ziyaretçileri unutulmaz sahneler, zengin bir içerik ve şaşırtıcı multimedya uygulamaları ve çok daha fazlası bekliyor...
AYIN KİTABI Handan
KONSER Cazın “First Lady”si İstanbul’a geliyor!
2 Grammy ödüllü, cazın “First Lady”si Diane Schuur, uzun bir aradan sonra Cemal Reşit Rey Caz Şubatı kapsamında 8 Şubat’ta Türk hayranlarıyla buluşacak... Tacoma, Washington’da 1953 yılında doğan Diane Schuur’un cazla tanışması piyano çalan babası ve Duke Ellington, Dinah Washington plakları çalan annesi sayesinde oldu. Doğumu sonrasında çıkan bir komplikasyon sonucu görme yeteneğini kaybeden sanatçı, Stan Getz tarafından Monterey Caz festivalinde “Amazing Grace”i söylerken keşfedildi. Schuur, ilk çıkış albümü “Deedles”ı 1984 yılında çıkardıktan sonra; 13 yıl içerisinde GRP şirketi için ikisi Grammy ödüllü (Timeless and Diane Schuur ve the Count Basie Orchestra) olmak üzere
TİYATRO TİMS Productions ve İstanbul Exhibitions tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen Muhteşem Yüzyıl: Teşhir-i İhtişam sergisi Muhteşem Yüzyılın ruhuna dokunma ve onu yakından hissetme şansı verecek! Ziyaretçiler, 4 sezon boyunca hafızalardan silinmeyen büyüleyici setlerin içinde bulunma deneyimini yaşayacak, orijinal kostümlerin, takıların, dekorların yanı sıra daha önce hiç görülmemiş ve sadece bu sergi için üretilmiş çok özel sürprizlerle karşılaşacaklar.10 Şubat tarihine kadar açık olan bu büyüleyici sergide; ziyaretçileri unutulmaz sahneler, zengin bir içerik ve şaşırtıcı multimedya uygu-
Yönetmen: Şakir Gürzumar Oyuncular: Oktay Kaynarca,Deniz Uğur,Galip Erdal, Tuba Ünsal, Levent Can, Kevork Türker, Yiğit Pakmen, Melda Narin, Ali Deniz Çelik, Onur Kırat, Umut Avcı, Gamze Uçar, Dorukan Kenger, Engin Demircioğlu, Onur Yenidünya ve Kayhan Yıldızoğlu Ken Kesey’in romanından sinemaya uyarlanan Jack Nicholson’un yıldızı olduğu beyaz perdenin kült filmleri arasında yer alan 1975 yapımı “Guguk Kuşu” (One Flew Over Cucko’s Nest), Şakir Gürzumar yönetiminde Büyükçekmece AKM’de seyirciyle buYer: Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi, İstanbul Tarih: 13 Şubat 2015 Cuma
49.
. ŞUBAT 2015
KOÇ ((21 Mart – 20 Nisan) Bu ay sınırsız özgürlük sizden yana gelişiyor. Yaşamınızı istediğiniz gibi şekillendirebilirsiniz. Çevresel koşullarınızı değerlendirirken artık hiç kimsenin fikrine ve yardımına ihtiyaç duymayacaksınız. Önce size karşı gelen kişiler bile sizin fikirlerinizi kabul etmek zorunda kalacaklar. Özgüveninizin oldukça yüksek olması sizi yıldız yapacak. Tüm bunların yanı sıra; bu ay çevrenizi tenkit etmezseniz, kâr haneniz çok daha güçlü olacak. Her şey sizin lehinize gelişirken, siz de evrene yardım etmeli ve size sunulacak ikramları büyük bir keyifle kabul et-
İKİZLER (21 Mayıs – 21 Haziran) Bu dönemde özellikle aşk konusunda dikkatli olmalısınız. Uzun süredir görüştüğünüz dostlarınızla bazı duygusal çekişmeler sonucunda ilişkilerinizi bitirebilirsiniz. Sevdiğiniz bir dostunuzla ayrı ortamlara düşebilir veya çevrenizde kariyerinizle ilgili etkin kişilerle bazı sorunlar yaşayabilirsiniz. Yine dostluklarınızda sansasyonel olaylara karşı temkinli olmalısınız. Ani aşkların başlangıcı ve bitişi de bu dönemde karşınıza çıkabilir. Eğer süregelen ilişkiniz varsa, daha iyi olacaktır. Özgürseniz katılacağınız davetlerde, karşınıza sizi mutlu edecek birilerinin çıkması muhtemel.
ASTROLOJI BOĞA (21 Nisan – 20 Mayıs) İş hayatınızda rakipleriniz tarafından üzerinizde kurulmuş baskılar karşısında sabırlı olmalısınız ve her zorluğun sonunda bir kolaylık olacağının mutlak bilinci ile hareket etmelisiniz... Özel yaşamınızda ise geçmişte yaşadığınız ilişkilerde ki korku ve endişelerinizi bir kenara bırakmanız size aradığınız mutluluğu getirecek. Akışa ayak uydurun ve duygularınızı özgür bırakın... Ayrıca; ay boyunca taşınma, satın alma gibi konularla ilgili düşünceleriniz varsa aceleci davranmamanızda fayda var. Çünkü maddi açıdan zorluk yaşayacağınız bir süreçtesiniz.
YENGEÇ (22 Haziran – 22 Temmuz) Bu ay kendinizi oldukça gergin ve huzursuz hissedebilirsiniz. Bu durumun etkisiyle gözü kara davranışlar sergileyerek, ne olacaksa olsun tarzı davranışlar içinde bulanabilirsiniz. Unutmayın, hesapsızca attığınız her adımın uzun vadede getirisi iyi olmayabilir. Ailenizin maddi ve manevi olarak sizin desteğinize ihtiyaç duyduğu konular gündeme gelebilir. Soğukkanlı davranarak olayların çözümüne katkı sağlayabilirsiniz... Özel yaşamınızda ise fevri davranışlar ve ani kararlar vermek ilerleyen aşamalarda pişmanlık yaşamanıza sebep olabilir.
ASLAN (23 Temmuz – 23 Ağustos)
Uzun süredir ihmal ettiğiniz ve beklettiğiniz işler çok yakında yeniden gündeme gelecek. İsteklerinizin gerçekleşmesi için planlarınızı sistemli bir şekilde gerçekleştirmelisiniz. Ayrıca, bu ay pratik ve hızlı düşünceler içinde olacağınız için, meraklı ve amaçlarınıza uygun hareket edeceksiniz. Fakat, ani çıkacak masraflarınızın olabileceğini unutmamalısınız. Çevresel etkinlikler nedeniyle istenemeyen harcamalar da söz konusu olabilir. Yollardan gelen misafirlerinizi ağırlamak adına bazı masrafları gözden
50.
. ŞUBAT 2015
BAŞAK (24 Ağustos – 23 Eylül) Bu ay daha esnek olmalı, eksik kalan işlerinizi tamamlamalı, yeni fırsatlar yaratma yerine eskileri akıllıca değerlendirmelisiniz. İletişim, haberleşme, detaylı işler, hatalar, ihmaller ve unutkanlık artacak. Fakat bu, durum değerlendirmesini daha net yapmanızı sağlayacak. Daha hesaplı davranarak içinden çıkılmaz sorunları çözeceksiniz. Kariyer evinizde gerçekleşen olaylar, fikirsel ve kişisel olarak yaşayacağınız değişim için önemli bir adım olacak. Siz, kurallardan hoşlanan ve belli kriterleri olan bir kişisiniz. Yaşayacağınız değişimleri iyi analiz etmelisiniz.
TERAZİ (24 Eylül – 23 Ekim) Ertelediğiniz konuları yeniden ele alıp düzenleme çabası içine gireceğiniz bir dönemdesiniz. İç hesaplaşmalarınızdan ve geçmişe yönelik düşüncelerinizden oluşan bir çıkarım yapabilir, bu doğrultuda hayatınızın gidişatıyla ilgili önemli kararlar alabilirsiniz... Yeni adımlar atarken sizden büyük olan aile bireylerinizin desteğini alacağınız ve tecrübelerinden yararlanacağınız bu süreçte, ilişkilerinizi de ihmal etmemeye özen göstermelisiniz. Olayları sadece kendi yönünüzden değerlendirerek ilişkilerinizi çıkmaza sokabilirsiniz.
YAY (23 Kasım – 21 Aralık) Bu ay, daha önce cesaret edemediğiniz konular yön değiştirecek ve belki de farklı bir işe geçeceksiniz. Ancak, iş yerinizde çıkabilecek aksiliklere karşı hazırlıklı olmalısınız. Aşk hayatınızda ise, eğer önemli bir ilişkiye sahipseniz; ciddi kararlar alabilirsiniz. Bu konuda ailenizin de önemli katkıları olacaktır. Ev ortamında fevri hareket etmekten vazgeçmeli ve ani tepkiler vermemelisiniz. Sizden yaşça büyük kişilerin tepkisini alabilir, ailenizin geleneklerine ters hareket edebilirsiniz. Onların davranışları size fazla kuralcı ve disiplinli gelecek.
KOVA (21 Ocak – 19 Şubat) Duygusal olarak oldukça yoğun olduğunuz bu dönemde kendi iç dünyanıza yönelmeniz ve duygusal çatışmalarınızdan arınmanız size huzuru getirecektir. Değişiklik arayışınızı farklı aktivitelere yoğunlaşarak değerlendirebilirsiniz. Yaratıcılığınızın oldukça yüksek olduğu bu ay sanatsal faaliyetlerle ilgilenmeniz de ruhsal açıdan sizi rahatlatacaktır... Özel yaşamında beraberliği olmayan Kova’lar bu ay girişken yapıları sayesinde yeni bir ilişkiye yelken açabilir. Beraberliği olan Kova’lar ise duygusal olarak oldukça hassas bir döneme
AKREP (24 Ekim – 22 Kasım) Bu ay, güçlü dostlukların temelini atacaksınız. Düşüncelerinden yararlanabileceğiniz dostluklar kuracak ve bu konuda müthiş bir iletişim içinde olacaksınız. Başkalarına çılgın gelen işler, size son derece kolay gelecek. Güneş aynı zamanda sizin kariyer gezegeniniz olduğu için, çalışma yaşantınızla ilgili olumlu değişimler içinde olacaksınız. Sessizce işinizi yapmaktan hoşlandığınız için, bu dönemde rahatsız edilmek istemeyebilirsiniz. Her konuda yoğun duygular içindesiniz. İşinizle ilgili de odaklanmak isteyeceksiniz...
OĞLAK (22 Aralık – 20 Ocak) Bu dönem iş hayatınızda, kendinizi sorgulayarak var olan şartları değiştirmek için harekete geçeceksiniz. Yeni girişimler için aceleci davranmamanız ve sabırlı olmanız size istediğiniz başarıyı getirecektir. Kararsızlık yaşadığınız konularda kendinize yakın hissettiğiniz dostlarınızla fikir alışverişinde bulunmak, çözüm odaklı hareket etmeniz için oldukça yol gösterici bir adım olacaktır. İlişkilerinizde ise mutlu olabilmek için duygularınızı ifade etmekten kaçan yönünüzü bir kenara bırakmalı ve kendinizi daha açık ifade etmelisiniz...
BALIK (20 Şubat – 20 Mart) Oldukça cesaretli ve kararlı tavırlar sergileyerek çevrenizdekileri şaşırtacağınız bir dönemdesiniz. Hayatınızın her alanına etkisi olacak olan bu kararlı ve cesur davranışlarınızı sürdürmeniz, yaşamınızda hiç ummadığınız kadar büyük gelişmeler yaşanmanızı sağlayabilir. İş hayatınızda rakipleriniz ile aranızda kıskançlığa bağlı olarak küçük bir polemik yaşayabilirsiniz. Bu durumda derin bir nefes alıp kararlarınızı ondan sonra vermelisiniz. Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz anlarda beklemede kalın ve sessizliğinizi koruyun.
51.
. ŞUBAT 2015
TÜKETİCİ KÜLTÜRÜ
İNTERNET ALIŞVERİŞLERİNİZ KABUSA DÖNMESİN
Piyasa değerinin altında ürün satan alışveriş sitelerine ve reklamlara dikkat! Cazip tekliflerle tüketicileri üye yapan ya da satış yapan hayali alışveriş siteleri tüketicilerin alışveriş yapmasından sonra ortadan kayboluyorlar. Tüketiciler sosyal medyada yayınlanan reklamlarla “fırsat ürünü” gibi adlar altında tuzağa düşürülerek dolandırılmalarının sonucunda satıcının peşine düşerek yurdun dört bir yanından belirtilen adrese gittiklerinde firmayı bulamayınca bir kez daha hayal kırıklığı yaşıyorlar. Verilen telefonlar arandığında ise telefonu açan görevliler tarafından dolandırdıkları tüketicilere malı kargo şirketi ile gönder paranı iade edeceğiz denilmekte, telefonlar gönderildiğinde ise paralar iade edilmemektedir. Ayrıca, devam eden
reklamlar nedeniyle de yapılan yeni aramalarda da tüketiciler dolandırılmaya devam edilmektedirler. İnternetten ucuz diye kapıda ödeme seçeneğiyle satın aldığınız ürünü kapınıza getiren kargo görevlisinin sahte olması da işin bir başka boyutu. Teslimat yapmaya gelen kişinin “Parasını ödemeden paketi alamaz ve açamazsınız” yaklaşımıyla çaresizce ödemeyi yapan tüketici paketi açınca kutunun kağıt kırpıntısı, alakasız ya da değeri sipariş edilen maldan çok düşük başka bir ürün olduğunu gördüğünde dolandırıldığının farkına varıyor ancak iş işten geçmiş oluyor.
UZMANLARIN ÖNERİLERİ * Öncelikle, kaynağı belli olmayan ucuz ve cazip görünen ürünlerle yeterince inceleme yapmadan sipariş vermeyin. Emin olmadan KREDI kartı bilgilerinizi kimseyle paylaşmayın. * Kapıda ödeme seçeneğiyle mümkünse telefon ve benzeri ürünleri almayın! Alırsanız da firmayı iyice araştırın. Kargoyu getiren kişinin kıyafetine aldan52.
. ŞUBAT 2015
mayın kimlik isteyin. * Ödediğiniz paranın makbuzunu isteyin daha da önemlisi kargo poşetinin üzerinde kargo şirketinin resmi barkodu ve kişinin elinde barkot okuyucusu var mı? Buna çok dikkat edin. Kargoyu alır almaz içine bakın sizin de canınız yanmasın!” * Teslim edilmek istenen ürünün veya
ödeme şartlı gönderilerin üzerinde kargo şirketine ait geçerli bir barkot numarası olup olmadığına dikkat edin. Üzerinde barkot numarası bulunmayan hiçbir ödeme şartlı gönderiyi kabul etmeyin, * Ödeyeceğiniz tutarla ilgili firmanın bilgileri olan tahsilat makbuz isteyin. Göndericiye ait fatura sevk irsaliyesini Kaynak: Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği
TEKNOLOJİ
Ekranı kıvırın, yanınızda taşıyın!
LG’nin tanıttığı bu yeni ürün, televizyonların geleceğini değiştirecek. Bu ekranı basitçe kıvırıp yanınızda taşıyabiliyorsunuz. 1280x810 çözünürlüğünde olan bu esnek ekran yaklaşık olarak 1 milyon mega-piksel. LG, ekranın elastik özelliğe sahip olabilmesi için ürünün arka planında bilinen plastiğin aksine yüksek moleküler madde bazlı poliamid film kullanmış, böylece ürünün maksimum kavislenme dercesine ulaşabilmesi sağlanmış. Bu madde aynı zamanda ekranın inceliğini de sağlıyor. Firmanın şeffaf piksel teknolojisi sayesinde bu ekran aynı zamanda şeffaf olma özelliğine de sahip. Bu büyük gelişmeyle birlikte, firma şeffaf ekran teknolojisini büyük ölçüde ilerlemesine neden oldu.
Görme engellilere yol tarif eden kulaklık! Microsoft, görme engellilerinin ulaşımlarını daha kolay ve sağlıklı bir şekilde tamamlamalarını sağlayan özel kulaklık üretti... Görme engellilere sesli talimatlar vererek yaşamlarını kolaylaştırmayı amaçlayan kulaklık, Microsoft tarafından tasarlandı. Windows telefonu ile çalışan kulaklıkla, görme engelliler kentin farklı noktalarına yerleştirilen işaretlerin ağ yardımıyla telefona aktarılması sonucunda direktifler alarak hareket ediyor. Kulaklığa gelen tanımlamalar ile belli bir adresi soran kişilere doğru yönde olduklarında tıklama sesi geliyor. Kulaklık ayrıca sağa dön ya da sola dön gibi talimatlar vererek kişiyi doğru yere yönlendiriyor.
Apple’dan akıllı saat Apple, Cupertino’da düzenlenen etkinliğinde iPhone 6 ve iPhone 6 Plus adlı yeni akıllı telefon modellerinin ardından, akıllı saati Apple Watch’u da tanıttı. 18 ayar altın versiyonu da bulunan akıllı saat, dikdörtgen bir ekranla geldi. Altın, gümüş ve farklı renklerde kayış seçenekleri sunan telefon, ilk olarak Tim Cook’un bileğinde belirdi. Cook, Apple Watch için “Bugüne kadar geliştirdiğimiz en kişisel ürün” ifadesini kullandı. Beklendiği gibi Apple Watch’un ‘kapsamlı bir sağlık ve fitness cihazı olduğunu’ belirten Cook, akıllı saatin aynı zamanda bağlantı ve iletişim için yeni yollar sunacağını da sözlerine ekledi. Apple Watch, Activity ve Workout adında iki sağlık ve fitness uygulaması içeriyor. Avticity, gün içinde kullanıcının hareketlerini takip ederken, Workout kullanıcının planladığı egzersizleri kapsıyor.
53.
. ŞUBAT 2015
DEKORASYON
DEKORASYONDA SICAK AYRINTILAR
Duvar saatleri ev dekorasyonunda önemli bir yer kaplar. Duvar Saati kullanarak duvarınızı dekore edebilir, evinizin havasını birden değiştirebilirsiniz. Burada önemli nokta, duvardaki yeri belirleyerek tercih yapmalısınız. Geniş bir duvar için küçük bir Duvar Saati seçerseniz, iyi bir görüntü yakalayamazsınız. Saat duvarda kaybolur. Eğer büyük bir duvar saat tercih ederseniz, dikkat etmeniz gereken nokta; önüne çok büyük bir eşya yerleştirmemelisiniz. Dikkati duvar saatine çekmelisiniz, sonra önündeki eşya. Bu nedenle yukarıdaki gibi bir berjer ile büyük duvar saati kombinleyebilirsiniz.
54.
. ŞUBAT 2015
Her stilde farklı formlarıyla yer bulan aynalar duvarları süslemenin yanı sıra mekanları daha geniş göstermek, ışığı içeriye daha fazla yansıtmak ve mekanlarda odak noktası yaratmak için başvurulan en dekoratif objeler. Ancak tüm bunları doğru uygulama ve hataya düşmemek için yapılması ve yapılmaması gereken birkaç önemli notayı bilmekte fayda var.
Aynayı odak noktanız yapın Düz çerçeveli aynalar boş bir alanı giydiren bir elbiseye benzer. Duvara asılmak yerine diklemesine yere yerleştirilmiş uzun dikdörtgen bir ayna giyinme odaları için ideal bir çözüm. Ayrıca kenarına takacağınız birkaç spotla dar köşeleri de aydınlatabilirsiniz.
Hol ve giriş duvarlarında ayna kullanın Hol ve antre duvarınıza yerleştireceğiniz uzun yatay bir ayna ya da yatayda oluşturulmuş ayna grupları alanı genişletir ve loşluğu alır. Ayrıca oda geçişlerini görsel anlamda ferahlatır. Ayna yüksekliğine dikkat edin Aynaları asarken yüksekliği kendi boyunuza göre ayarlamayın. Bunun yerine mekanın tavan yüksekliği ve alanı kaplayan mobilyaların büyüklük oranlarını dikkate alarak hacim kazandıran uygulamalar yapabilirsiniz.
Mutfak ve yatak odasında dozu aşmayın Mutfak ille de ayna konulması gereken yerler arasında değil. Tesisat boruları gibi kötü detayları yansıtarak dekoratif olmayan görüntülerle karşılaşabilirsiniz. Yine de bir ayna mutfağınızı düzenli tutmanızı sağlar. Yatak odasında ayna kullanımını sınırlamak gerekir. Yatağın karşısına asarak dağınık bir görüntüyle karşılaşmamak için yatak başını yansıtan bir yerde konumlanabilir.
55.
. ŞUBAT 2015
ANNE BEBEK
ANNE SÜTÜ ALMAYAN
BEBEKLER
Hepimiz biliyoruz ki, bir bebek doğduğu andan itibaren 6 aylık olana kadar sadece anne sütüyle beslenmelidir. Gelişimi açısından ve gelecekteki sağlığı açısından bu önemlidir. Peki ya anne sütü alamayan bebeklere ne oluyor?
56.
. ŞUBAT 2015
Dengeli ve yeterli beslenme bir yaşam tarzı haline getirilmeli ve bu bebekken alışkanlık haline getirilmeli. Burada annelere çok iş düşüyor. Anne sütünü mutlaka bir şekilde bebeklerine vermeleri gerekiyor. İnek, koyun veya keçi sütü ve hazır mamalar anne sütünün gelmediği veya bebeğin sütü alamadığı durumlarda ikinci seçenektir. Beslenmenin yeterli olup olmadığını, bebeğin gelişimi izlenerek anlayabiliriz. Normal kilosunda ise sorun yoktur. Bu bebeklere süt, şeker, yağ ve su karışımı içirilebilir. Yoğurt sulandırılarak verilebilir. 4 aya gelince sebze çorbasına başlanabilir. Tadını da çok sever ve daha sağlıklı büyür. Taze meyve sularına 5 aylıkken geçebilirsiniz. 7. Aydan itibaren de yumurta, pirinç ürünleri, mamalar, meyveler, et, baklagil, yoğurt, meyve ve pekmez yedirilebilir. Ek besinler verilirken de anne sütü verilmeye devam edilmelidir, tabii varsa.. Süt alamayan bebekler sütlü hazır mamalara 1 yaşına kadar devam ettirilmelidir. Anne sütünün yapısında yer alan bazı proteinler bebeğin beyin gelişimini olumlu yönde etkiliyor. Davranış ve akıl özellikleri daha fazla gelişen çocuklar bebekken anne sütü alan çocuklardır. Mama ile büyüyen bebekler de sağlıklı bir şekilde gelişip büyüyebilir. Sonuçta her gebelik, her bünye, her bebek farklıdır ve beslenmeyle birlikte hiçbir bebek süper zekalı veya gelişim geriliği yaşıyor olamaz. Ayrıca bebeklerde erken yaşta bağışıklığı güçlendirmek adına da anne sütü veya süt gelmiyorsa süt içeren yüksek besin içerikli mamalar da aynı görevi görecektir. Yaşamı boyunca sağlıklı ve güçlü bir bağışıklığının olması için beslenme çok önemli. Besinlerin temel geçiş sıralaması ise şöyle olmalı: sebze, meyve, ekmek, peynir, yoğurt, kuru baklagil, et. Bebeğinize bu besinleri sevdirene kadar yedirmeye çalışın. 1 yaşına kadar inek sütü verilmemeli çünkü alerji yapabilir. Anne sütü alamayan bebeklere en iyi alternatif çiğ keçi sütüdür. İlk 6 aya kadar çiğ keçi sütü anne sütünün yerini tutacaktır. 2 yaşından sonra ise süt yerine kefir,
kadinca.com /guzelligim.com
57.
. ŞUBAT 2015
YEMEK TARİFİ
Malzemeler: • 2 buçuk su bardağı un • 2 su bardağı şeker • 250 gr tereyağı • 1 lt süt • 1 paket vanilya İçi için; • Tarçın • Fındık veya ceviz Üzeri için; • Hindistan cevizi
SULTAN LOKUMU
Hazırlanışı: Tereyağını ve unu kavuruyoruz (tencerede tereyağı eriyip unun kokusu çıkana kadar). Sütü azar azar ekleyip, unun topaklanmaması için sürekli karıştırıyoruz. Kaynayıp koyu bir muhallebi kıvamına gelen karışımı ocaktan alıyoruz. İçine vanilya ve şekeri ekleyip, şeker eriyene kadar mikserle 10 dakika kadar çırpıyoruz. Ve buzdolabında katılaşması için en az 2-3 saat kadar bekletiyoruz. Ardından elimizi suyla ıslatarak karışımdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartıyoruz. İçine ceviz içi, tarçın karışımından koyup yuvarlıyoruz. Son olarak da hindistan cevizine buladığınız sultan lokumunu servis tabaklarına yer-
58.
. ŞUBAT 2015
Güveçte Patlıcan Kebabı Hazırlanışı: Güvece kuşbaşı eti, yağı ve yemeklik doğranmış soğanları koyup hafifçe kavuralım. Daha sonra sırasıyla doğramış olduğumuz biberi, sarımsağı ve domatesi ekleyelim. Alacalı soyarak kuşbaşı doğradığımız patlıcanları da ekledikten sonra, son olarak tuzu ve yağı ilave edip üstünü folyo ile kaplayalım. Ve 1 saat kısık dereceli fırında pişirelim.
Malzemeler: • 6 adet iri patlıcan • Yarım kg. kuzu kuşbaşı • 2 soğan • 2 adet sivri biber • 2 adet kırmızı biber • 6 diş sarımsak • 3 adet domates • Sıvı yağ • Tuz
Prenses (toyga) Çorbası Malzemeler: • 1 su bardağı haşlanmış nohut • 1 su bardağı haşlanmış buğday • 1 su bardağı haşlanmış kurufasulye • 3 yemek kaşığı un • 2 su bardağı yoğurt • Tereyağı • Su ve tuz • Nane
Hazırlanışı: Derin bir tencereye un ve yoğurdu koyup çırpalım. Üzerine yeterince soğuk su ilave ederek karıştıralım. Elde ettiğimiz karışımı kısık ateşte kaynayıncaya kadar sürekli karıştırarak pişirelim. Kaynayan karışıma; nohut, buğday ve fasulyeyi ekleyelim ve pişirmeye devam edelim. Son olarak çorbamızın içine tuzu ekleyip yavaş yavaş karıştıralım. Ayrı bir kapta tereyağı ve naneyi kızdıralım; çorbamızın üzerine ilave edelim. Tekrar karıştıralım ve kaselere koyarak servise sunalım. NOT: Soğuk da içilebilir.
59.
. ŞUBAT 2015
ÇOCUK KÖŞESİ
62.
. ŞUBAT 2015
63.
. ŞUBAT 2015