cek mi? e il b e d e e r g e t n e e zen AKP, Alevileri dü AKP’nin Alevi milletvekili Reha Çamuro¤lu’nun girifli-
askesi TOK‹ m ›n n la a t e v n la a Y Her y›l›n belli dönemlerinde televizyonlarda ev sahibi olmak için kuyruklara giren, “ev sahibi olma umudunu” tafl›yanlar›n TOK‹ bürolar› önündeki çilelerini seyrediyoruz. Daha sonraki günlerde ise televizyonlar Baflbakan ya da bir bakan huzurunda çekilen kuralarda ev sahibi oldu¤u için a¤layanlar›, havalara uçanlar›, ne yapaca¤›n› bilemez bir flekilde ortada dolaflanlar› gösteriyorlar. Sayfa 8
miyle haz›rland›¤› belirtilen “Alevilik inan›fl›na yasal statü kazand›rma” plan›n›n içeri¤inin kamuoyuna yans›mas›n›n ekseninde, özellikle Alevi örgütlerinden ciddi tepkiler yükseldi. Baz› Alevi örgütlerinin öteden beri savundu¤u ve karfl›lanmas›n› istedikleri talepleriyle çak›flt›¤› anlafl›lan projeye en fazla tepki gösterenlerin bafl›nda Cem Vakf› geldi. Sayfa 9
iflflççi-köylü Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Say›: 2007-06
06
*Y›l:1 * 14-27 Aral›k 2007 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
lu ve Hükümlü TUYAB (Tutuk i) Yak›nlar› Birli¤ GRAMI O R P 07 19 ARALIK 20
* l6 Aral›k günü Genel-‹fl 3 No’lu flube (Kad›köy) salonunda "19 Aral›k katliam› 7. y›l›nda! Tecrite karfl› direnifl sürüyor" fliar›yla bir panel. * l8 Aral›k günü saat 13:00’de Galatasaray Postanesi’nden hapishanelere kart atma eylemi. * l9 Aral›k günü saat 12:00’de Bayrampafla Hapishanesi önünde kitlesel eylem.
Gücümüz birli¤imizde Ankara’da yarg›s›z infaz
Sosyal güvenlik de¤il, sosyal y›k›m eçti¤imiz y›l, baz› maddelerine yönelik Anayasa Mahkemesi’nin iptal karar›yla ertelenen Sosyal Sigortalar Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas›, üzerinde yap›lan birkaç küçük de¤ifliklikle yeniden gündeme girdi. 1 Temmuz itibariyle uygulamaya girecek olan yasa, iflçi, emekçi, köylü, küçük esnaf tüm ezilen kesimlere yönelik sosyal y›k›m sald›r›s›ndan baflka bir fley de¤ildir. Böylesine kapsaml› bir sald›r› karfl›s›nda iflbirlikçi veya reformist önderlikli konfederasyonlar›n harekete geçmeyecekleri ya da baflta iflçi s›n›f› olmak üzere tüm ezilen emekçilerin enerjisini boflaltaca¤› birkaç eylemle süreci geçirece¤ini daha önceki deneyimlerimizden biliyoruz. Bu genel sald›r› dalgas›n› bofla ç›karacak olan gerçek güç iflçi s›n›f›n›n birli¤inden ve mücadelesinden geçmektedir. Bu birli¤in ve mücadelenin önünde durabilecek hiçbir güç yoktur.
G
10 Aral›k 2007 tarihinde Ankara’da hücre evi oldu¤u iddias›yla bir eve bask›n düzenleyen polis bir devrimciyi katletti. Cebeci Kurtulufl Dede Efendi 1. Sokak’ta DHKP/C’ ye üye oldu¤u iddias› ile gözalt›na al›nan bir kiflinin ard›ndan ayn› sokakta bir eve sisi bombalar› atarak bask›n düzenleyen polis, evde bulunan Kevser M›zrak’› infaz etti. Ayn› sokakta gözalt›na al›nan kiflinin ise emniyette sorgusu sürüyor. Kevser M›zrak’›n cenazesinin otopsiden sonra Adli T›p Kurumu’na götürüldü¤ü ö¤renildi. Sayfa 7
‹stanbul’da da Edî Bes e eylemleri
Yükseltilen flovenizm ve ›rkç›l›¤a karfl› demokratik kitle örgütleri, devrimci, ilerici kurumlar ve DTP taraf›ndan 9 Aral›k günü yap›lmak istenen “Emperyalizme, flovenizme ve ›rkç›l›¤a karfl› yaflas›n iflçilerin birli¤i halklar›n kardeflli¤i” mitingi ‹stanbul Valili¤i taraf›ndan yasakland›. Valilik “huzur ve güven ortam›n›n bozulaca¤›” ve “yasad›fl› örgüt militanlar›n›n polise tafl, sopa ve molotof kokteyli ile karfl›l›k verece¤i” bilgisinin al›nd›¤›n› ileri sürerek miting baflvurusunu reddetti ve yap›lmas›n› yasaklad›. Sayfa 6
‹flçi köylü’den Geçen say›m›zda yine bu köflemizde yay›n faaliyetinin kitleleri ayd›nlatma faaliyeti oldu¤u vurgusunu yapm›flt›k. Egemenlerin ve onlar›n sat›l›k medyas›n›n bu ayd›nlatma faaliyetinden anlad›klar›n› yukar›da s›ralad›k. Peki, biz ne anl›yoruz ya da ne anlamal›y›z? ‹lk olarak belirtmeliyiz ki devrimci faaliyet en genel anlam›yla genifl kitleleri ayd›nlatma faaliyetidir. Sayfa 2
Devletin sahte operasyon çaresizli¤i! Türk hâkim s›n›flar›n›n ABD emperyalizmi öncülü¤ünde “Büyük Ortado¤u Projesi” ad›yla yeniden dizayn edilen Ortado¤u co¤rafyas›nda yer kapma, uflak konumunu güçlendirme çabalar› sürerken di¤er yandan ise elindekini de kaybetmeme derdinde oldu¤unu söyleyebiliriz. Zira Irak Kürdistan›’nda özerk bir Kürt yö-
netiminin bulunmas› ve Kürtlerin burada devletleflme yönünde att›¤› ad›mlar en çok da Kürdistan’›n birer parças›na sahip olan Türkiye, Suriye ve ‹ran’› rahats›z ediyor. Bu nedenle, TC devleti de elde etti¤i “baflar›”, “avantaj” vs.leri abartarak, bire bin katarak kendini pazarlama u¤rafl›na giriyor. Sayfa 3
Ayazma’da umutlar çad›rlar›n alt›nda kald›!
Son günlerde kad›na yönelik fliddet konusunda karfl›m›za ç›kan iki kelime var:
Tarih 28 Kas›m 2007. Saat gecenin 4’ü. Yaklafl›k bir y›l önce yine bir k›fl günü y›k›lan evlerinin yerine naylon ve tahtalardan yapt›klar› derme çatma barakalarda so¤uk havaya ra¤men derin bir uykuda Ayazma halk›. Az sonra olacaklardan habersiz yaklafl›k 25 aile tüm zorluklara ra¤men neredeyse bir y›ld›r y›k›lan evlerinin oldu¤u bölgeyi terk etmeme karar›yla dald›klar› derin uykudalar. Sayfa 2
Emekçinin Gündemi
Pusula
Evrensel Bak›fl
‹flçi s›n›f›n›n kazmay› b›rakmaya hiç niyeti yok!
Hak-‹fl’leflen Türk-‹fl ve Türk-‹fl Genel Kurulu
Kazanma bilinciyle pratikte yo¤unlaflmal›y›z!
Efsanelerde sona do¤ru!
Sayfa 4
Özellefltirme k›skac›nda fleker eritiliyor!
Dikkat polis ç›kabilir!
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Sayfa 3
Asgari Ücret Tespit Komisyonu (AÜTK) bir kez daha bir araya gelerek, genifl emekçi y›¤›nlar›n›n asgari ücretlerindeki art›fl› görüfltü. Komisyonun ilk toplant›s›na bir kez daha, Türkiye ‹flverenler Sendikas› Konfederasyonu (T‹SK) temsilcisinin, en az art›fl› sa¤lama amaçl› getirdi¤i “iflsizlik, kay›t d›fl›l›k ve enflasyon” gerekçeleri, özde ise aç›k tehditleri damgas›n› vurdu. Sayfa 4
Tar›msal üretimin emperyalist ç›karlara uygun olarak tasfiye plan›n›n bir arac› olarak özellefltirmeler 22 Temmuz genel seçimlerinden sonra h›z kazanm›flt›r. fieker fabrikalar›n›n özellefltirilmesine dair aç›klanan planlar bunun en son örneklerinden olmufltur. Sayfa 5
Yine “haks›z tahrik” adaleti Haks›z tahrik… Bu iki kelimenin içinde kad›na yönelik fliddeti meflrulaflt›ran, uygulayanlar›n mahkemelerde hak etti¤i cezay› almas›n›n önüne geçen, yapana yapt›klar›n›n yan›nda kâr kalmas›n› sa¤layan bir t›ls›m gizli. Bu iki kelimeyi ‹zmir’de bir erke¤e “cilveli bir flekilde” saati sordu¤u için öldüren “koca”n›n “haks›z tahrik” karar› verilen davas›nda görmüfltük. Sayfa 12
“Sefalete mahkumiyet” görüflmeleri
Sayfa 11
Sayfa 13
Son bir ay içinde yaflanan polis vahfleti dikkatleri yeniden polisin icraatlar›na çevirdi. “Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu”nun ç›kar›lmas› ile birlikte gündemi daha fazla meflgul eden polis terörü s›n›r tan›m›yor. Son iki y›l içinde 34 kifli polis kurflunu ile katledildi. Polis bu yasa ile sokaklar›n efendili¤ine soyundu¤unu herkese gösterdi. Atefl etmek, iflkence yapmak için her zaman “hakl›” bir neden bulan polisin sicili oldukça kabar›k. Sayfa 7
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
Ayazma’da umutlar çad›rlar›n alt›nda kald›! Y›k›mdan geriye baflta çocuklar olmak üzere barakalar› y›k›lanlar›n gözyafllar›, enkaz alt›nda kalan eflyalar› ve yitip giden umutlar› kald›. Bir de gözalt›na al›nan 6 kifli.
ceki y›k›mdan kalan duvar cephesi, destek oldu¤u tahtalar ve üzerini örttükleri naylonlar bütün eflyalar›n üzerine y›k›ld›. Y›k›m yap›lmadan önce orada bulunan belediye yetkilileri göstermelik birkaç parça eflyalar› kendileri ç›kararak yapt›lar y›k›m›. Tüm bunlar karfl›s›nda gözyafllar›yla ve yine sönüp giden umutlar›yla y›k›m izleyen çocuklar vard›. Oysa onlar tüm olanaks›zl›klara ra¤men
Tarih 28 Kas›m 2007. Saat gecenin 4’ü. Yaklafl›k bir y›l önce yine bir k›fl günü y›k›lan evlerinin yerine naylon ve tahtalardan yapt›klar› derme çatma barakalarda so¤uk havaya ra¤men derin bir uykudayd› Ayazma halk›. Az sonra olacaklardan habersiz yaklafl›k 25 aile tüm zorluklara ra¤men neredeyse bir y›ld›r y›k›lan evlerinin oldu¤u bölgeyi terk etmeme karar›yla dald›klar› derin uykudalar. Birden d›flar›dan sesler gelmeye bafllad›. D›flar›ya bakt›klar›nda kifli bafl›na yaklafl›k 50 polisin düfltü¤ü bir manzarayla karfl›laflt›lar. Polisler az sonra aç kurtlar misali sald›r› haz›rl›¤› yap›yorlard› savunmas›z insanlara “buralarda bar›namazs›n›z” diyerek. Saat 5’i gösterdi¤inde bafllad› y›k›m sald›r›s›. Hem de daha kendilerine bile gelememifl insanlar›n eflyalar›n› bile almalar›na izin vermeden yap›ld› y›k›m. Daha ön-
sabah kalk›p gidecekleri okul eflyalar›n› ve çantalar›n› haz›r etmifllerdi akflamdan. Ama onlar da y›k›m alt›nda kalm›flt›. T›pk› umutlar› gibi. Ev sahipleri ise gecenin beklenmeyen bu misafirlerine inat barakalar›n› y›kt›rmamak için direniyorlard›. Tabi kifli bafl›na 50 polisin düfltü¤ü bir y›k›mda ne kadar direnebilirlerse. Zaten amaç da direnifli engellemek de¤il mi? Onun için gecenin 4’ünde gelmemifller miydi? Hem insanlar› uykuda yakalamak, hem de di¤er bölgelere haber gitmesini ve oluflabilecek tepkiyi engellemek. Zaten Ayazmal›lar Kürt kimliklerinden dolay› terörist etiketini yemifllerdi bile. Tüm bunlar zaten ‹stanbul’u emekçilere kapatmak isteyen egemenlerin bahanelerinden baz›lar›yd›. Ama bizler biliyoruz ki bu insanlar›n evlerinin y›k›lmas›n›n as›l sebebi ‹stanbul’u
Y
burjuvaziye peflkefl çekmektir. Çünkü bu sald›r› furyas›ndan çeflitli milliyetinden emekçi halk›m›z etkilenmektedir. Ayazma halk›n› terörist olarak lanse etmesinin as›l sebebi ise hem onlar›n Kürt kimli¤i hem de son süreçte estirilmeye çal›fl›lan ›rkç›-faflist sald›r›lardan yararlanarak onlar› yaln›zlaflt›rmakt›r. Y›k›mdan geriye baflta çocuklar olmak üzere barakalar› y›k›lanlar›n gözyafllar›, enkaz alt›nda kalan eflyalar› ve yitip giden umutlar› kald›. Bir de gözalt›na al›nan 6 kifli. Gazetemizin bir önceki say›s›nda Ayazma halk›yla y›k›m öncesi yapm›fl oldu¤umuz röportajda özellikle son süreçte çocuklar›n okula giderken önlerinin tinerciler taraf›ndan kesildi¤ini, rahats›z edildiklerini ve çocuklar›n› okula göndermeye korktuklar›n› belirtmifllerdi. Ve konuyla ilgili Milli E¤itim Müdürlü¤ü’ne dilekçe verdiklerini, ama henüz bir cevap alamad›klar›n› söylemifllerdi, “zaten bir beklentimiz de yoktu” diyerek. Ama yan›lm›fllard›. Milli E¤itim Müdürlü¤ü’nden onlara yan›t gelmiflti. “Çocuklar›n okula mutlaka gönderilmesi gerekir” diye. Ama ne hikmetse bu cevap y›k›m sabah› geldi. Gelen yetkili y›k›mdan haberi yokmufl gibi ailelerle çocuklar›n durumlar› görüflmeye gelmiflti. Tabi y›k›m›n flaflk›nl›¤›(!) sonras› çocuklar›n okul eflyalar›n›n y›k›m›n alt›nda kald›¤›ndan da habersiz ve bir o kadar umursamaz edayla çocuklar› okula göndermenin öneminden dem vuruyordu. Gerçi Milli E¤itim Müdürlü¤ü görevlisinin y›k›mdan haberdar olmamas›(!) anlafl›l›r. Zaten y›k›mdan ne zab›talar›n› gönderen Belediye Baflkan› ne de yaklafl›k 1.500 çevik kuvvetini gönderen Emniyet yetkililerinin haberi varm›fl. Sahi onlar›n haberi yoksa bu y›k›m› kim örgütlemifl olabilir? Bizler ‹kitelli ve Alt›nflehir Partizan okurlar› olarak Ayazma’daki y›k›m› duyar duymaz y›k›m yerine gittik.
Oraya vard›¤›m›zda insanlar çaresiz, ne yapacaklar›n› bilemez durumda bekliyorlard›. Daha sonra bir bölümü ‹nsan Haklar› Derne¤i’ne giderek ne yapabilecekleri konusunda bilgi edinmek istediler. Di¤erleri ise akflama bafllar›n› sokabilecekleri bir yerleri olmad›¤› için yeniden tahta ve naylonlarla baraka yapma ifline girifltiler. Ortak bir flekilde yap›lan barakalara bizler de Partizan okurlar› olarak yard›m ettik. Ayazma halk› bu pratikle “ya bar›nma sorunumuzu çözerler, ya da buralar› terk etmeyiz” kararl›l›klar›n› bir kez daha gösterdi. Barakalar›n yap›m› sürerken insanlar›n iafle sorunu oldu¤unu da düflünerek Partizan okurlar› olarak yard›m toplamaya karar verdik. Gazi ve Okmeydan› Mahallelerindeki yoldafllar›m›zla esnaf ve k›raathaneleri gezerek hem Ayazma halk›n›n yaflam›fl oldu¤u sald›r›y› teflhir ettik hem de onlarla dayan›flman›n önemine vurgu yaparak yard›m toplad›k. Özellikle Gazi Mahallesi’nde k›raathanelerde sesli ajitasyonlarla yard›m toplad›k. Toplad›¤›m›z yard›mlar› ayn› gün akflam Ayazma halk›na götürüp teslim ettik. fiimdi Ayazma halk›n›n bafl›n› sokabilecekleri barakalar› var. Ama o barakalarda ne kadar yaflan›labilir, gidip görülmesi gerekir. B›rak›n yaflamay› kurtar›labilen eflyalar›n› bile saklayabilmeleri mümkün de¤il. Ama flimdi baflka çareleri olmad›¤› için oralardalar. Çünkü gidebilecekleri baflka bir yer yok. Ama tüm bunlara ra¤men direnecekleri ve bar›nma sorunlar› çözülene dek orada kalacaklar› konusunda ›srarl› ve kararl›lar. Son bir dipnot; Ayazma sakinlerinden birinin anlat›m›yla; “‹nsanlara bu devlete niye düflman olunur diye sorarlar hep”. Cevap yine ayn› a¤›zdan: “Vatandafl›n› sokakta b›rakan devlete niye düflman olunmas›n ki!” ‹kitelli ‹K okurlar›
! ü t k ö ç n ü z ü h e y ’ e l Suluku
Sulukule’de yaflflaayan Romanlar, bölgenin y›k›lmas› ile birlikte evsiz kalacak fi Ü K R Ü P Ü N D Ü K
Sulukuleliler bir süredir tedirginlik içinde yafl›yordu. Fatih Belediyesi ile Büyükflehir Belediyesi’nin ortak bir flekilde yürüttü¤ü proje ile Sulukule yeniden yap›land›r›lacakt›. ‹flte bu yüzden Sulukuleliler her an evlerinin y›k›lmas›, soka¤a at›lma endiflesi ile ezgilerini daha bir hüzünlü çal›yordu. Ve nihayet Sulukulelilerin korktuklar› bafllar›na geldi. Sulukule’nin y›k›m karar› kesinleflti. fiu anda y›k›m›n önünde yasal anlamda hiçbir engel yok. Sulukule’de yaflayan Romanlar, bu y›k›m ile birlikte evsiz kalacak. Belediye’nin ev sahiplerine yapt›¤› bask›lar sonucunda önemli bir bölümü evlerini satarken, kirac›lar kara kara k›fl› nas›l geçireceklerini düflünüyor. Gazetemizde daha önce de yer verdi¤imiz Sulukule ve Romanlarla ilgili geliflmeleri takip etmek üzere yolumuz yeniden Sulukule’ye düflüyor. Sulukule’nin
tek katl› ahflap evleri aras›ndan geçerek Sulukule Roman Kültürünü Gelifltirme Derne¤i’ne giriyoruz. Girer girmez dernekteki Romanlar Tafloluk’ta yaflayan ve TOK‹’nin Tafloluk’taki dairelerinden sat›n alanlar›n mesajlar›n› öfkeyle gösteriyorlar. Romanlar› afla¤›layan birçok mesaj› bize de okuyan Romanlar aras›nda gitmek isteyenler de vazgeçiyor. Devletin flovenizmi ve ›rkç›l›¤› gelifltirmek amac›yla yürüttü¤ü çal›flmalar›n meyvesini verdi¤ini Sulukule’de daha yak›ndan görüyoruz. Tarih boyunca afla¤›lanan, hor görülen Romanlar, ›rkç›l›¤›n yükseltilmesi ile birlikte daha boyutlu sald›r›lar› gö¤üslemek zorunda. Bize yoksulluklar›n› anlatan Romanlar, Tafloluk’ta nas›l geçineceklerini, nas›l hayatta kalacaklar›n› soruyorlar. Mahallede yaflanan geliflmeleri y›k›m›n gündeme girmesinden bu yana konuyu yak›ndan takip eden Roman Kültürünü Gelifltirme Derne¤i Baflkan› fiükrü Pündük’e sorduk. - Kura çekiliflleri televizyonlara Sulukuleliler Tafloluk’a göbek atarak gidiyor yorumlar›yla yans›d›. Yaflanan bu mu gerçekten? - ‹nsanlar zannediyor ki, Belediye bize ev verdi. Oysa 15 sene boyunca bu paray› ödeyecekler. Birkaç ay ödemeyince kap› önüne koyuluyorsun. Bu insanlar›n okuma yazmas› yok, “sana ev veri-
yorum” de, adam her fleyini b›rak›p gider. Buradaki insanlar parfüm sat›yor, kazak sat›yor, ço¤u müzisyen. Tafloluk’ta en ucuz evin kira bedeli 280 YTL, en yüksek kira bedeli 480 YTL. Elektrik, su, aidat, do¤algaz, yol paras› ile birlikte hesaplad›k, 760 YTL para verecek. Biz en ucuz haliyle hesaplad›k. 480 YTL’lik ev alan da 1.100 YTL para verecek. Vatandafl bu süre içinde ayakkab› giymeyecek, hastalanmayacak, kaza geçirmeyecek, çünkü bu paran›n içinde bunlar›n hiçbiri yok. Biz 600 y›ld›r bu mahallede oturuyoruz. Bu insanlar en fazla 6 ay orada yaflayabilirler. Geri dönmek istediklerinde paray› nerden bulacaklar? Biz “halk›m›z burada kals›n, kirac›lara da burada ev yap›ls›n” dedik. Burada 60 YTL kiray› veremeyen bir insan TOK‹’nin paras›n› nas›l ödeyecek? - Fatih Belediyesi buran›n örnek bir proje oldu¤unu söylüyor. Belediye ile görüfltünüz mü? - Evet, görüfltük. Cuma günü yeni bir toplant› olacak. Fatih Belediye Baflkan› “bu örnek bir projedir” diyor. E¤er bu örnek proje ise, bu ülkede yaflayan herkes evi y›k›lma tehlikesi tafl›yor demektir. Bu projeye karfl› Mimarlar ve Mühendisler Odas›’n›n açt›¤› iptal davalar› var. Baflbakan hükümet oldu¤unda “inflaat sektörünü gelifltirece¤iz” diyordu. Bu flekilde
inflaat sektörü büyüyecek. Evleri y›k›p yenisini yapacaklar. TOK‹ bu y›k›mlardan çok büyük paralar kazanacak. Herkesin aya¤a kalkmas› laz›m asl›nda. Bu sadece Sulukule’nin ifli de¤ildir. Buras› tarihi bir yer, sit alan›. Burada bu ifli yapabiliyorsa her yerde yapabilir. Türkiye halk› bu örnek projelerden korksun. ‹nsanlar orada k›fl k›yamette kar›n alt›nda nas›l kalacaklar? Evleri y›k›lacak “en az›ndan k›fl› orada geçireyim” diye düflünüyor birço¤u. Ama biz bu iflin sonunu b›rakmayaca¤›z. Sadece halk›m›zdan destek bekliyoruz. (‹stanbul)
14-27 Aralık 2007
işçi-köylü’den Merhaba Egemenler cephesinde 2008 bütçesinin tart›fl›lmaya baflland›¤›, aralar›ndaki dan›fl›kl› dövüflün bir örne¤i olarak Baflbakan Erdo¤an’›n “teröristleri eve döndürme” çal›flmas› kapsam›nda aç›klad›¤› plana dair tart›flmalar›n devam etti¤i, Türkiye Kürdistan›’nda operasyonlar›n yan› s›ra “itirafç›l›¤› özendiren” bildirilerin de da¤›t›ld›¤› bir süreçte ülkemizde birçok yerde yap›lan “Edî Bes e” mitinglerinin bir benzeri olarak 9 Aral›k’ta yap›lmak istenen mitingin ‹stanbul Valili¤i taraf›ndan komik gerekçelerle yasaklanmas›n›n ard›ndan, çeflitli semtlerde kitlelerin meflru haklar›n› kullanarak yapt›klar› eylemlere tan›k olduk. Ve bu eylemlerin ard›ndan burjuva-feodal medyada yap›lan haberleri de san›r›z birço¤umuz takip etmiflizdir. Sadece bu örnek bile bize burjuva-feodal medyan›n misyonunun ne oldu¤unu, neyi hedefledi¤ini göstermeye yetmektedir. Geçti¤imiz günlerde baflar› ile sona eren Telekom grevi s›ras›nda gazeteler taraf›ndan yap›lan yalan haberler de hepimizin hat›r›ndad›r. Demokratik talepleri ve en do¤al haklar› için grevde olan iflçiler “vatan haini” ilan edilmifl, h›rs›zl›kla suçlanm›fl, ailelerine varana kadar çeflitli gerekçelerle suçlanm›flt›. Yine ondan k›sa bir süre önce DTP milletvekili olan Fatma Kurtulan oldu¤u iddia edilen ancak, kendisi ve DTP taraf›ndan bunun gerçek olmad›¤› söylenen gerilla foto¤raf› ile ilgili yaflananlar› ve burjuva bas›n›n tak›nd›¤› tavr› hat›rlayal›m. Israrla yap›lan tüm yalan haberlerin ard›ndan gerçeklerin ortaya ç›kmas›n›n ard›ndan tak›nd›klar› ikiyüzlü tutumu hat›rlayal›m. Daha geriye giderek bir flekilde halen devam eden ›rkç›-floven sald›r›lar›n t›rmand›r›ld›¤› sürece dönelim. Adeta bir histeri krizi geçirircesine devrimci, demokrat ve yurtsever kurum ve kiflilerin sald›r›ya maruz kald›¤› dönemde de burjuva-feodal medyan›n misyonunu oynad›¤›n› söylemeliyiz. Tüm bunlar asl›nda bize bas›n-yay›n faaliyetine egemenlerin ne kadar önem verdi¤ini, medyay› nas›l kulland›klar›n› ve bunu yaparken de yalanc›l›kta, ikiyüzlülükte, riyakarl›kta bir s›n›r tan›mad›klar›n› göstermektedir. Geçen say›m›zda yine bu köflemizde yay›n faaliyetinin kitleleri ayd›nlatma faaliyeti oldu¤u vurgusunu yapm›flt›k. Egemenlerin ve onlar›n sat›l›k medyas›n›n bu ayd›nlatma faaliyetinden anlad›klar›n› yukar›da s›ralad›k. Peki, biz ne anl›yoruz ya da ne anlamal›y›z? ‹lk olarak belirtmeliyiz ki devrimci faaliyet en genel anlam›yla genifl kitleleri ayd›nlatma faaliyetidir. Bugün karfl› karfl›ya oldu¤umuz görev de, do¤ru kullan›ld›¤›nda önemli bir ayd›nlatma, örgütlenme ve örgütleme arac› olan yay›nlar›m›z› daha nitelikli ve güçlü hale getirmektir. Bu nitelik ve güç ise kitlelerde gizlidir. Genel görüfllerimizi tek bir a¤›zdan genifl kitlelere ulaflt›rmas› gereken yay›nlar›m›z ne kadar güncel ne kadar politik olursa olsun kitlelerden beslenmiyorsa ve onlara ulaflm›yorsa misyonunu yeteri kadar oynam›yor demektir. Bu noktada gazetemizin görece daha kitleyle iç içe oldu¤u 1 May›s, 8 Mart, 18 May›s gibi süreçleri örnek almak ve de¤erlendirmek gerekmektedir. Bu süreçlerde bütün okurlar›m›z bulunduklar› alanlarda çeflitli eylemler örgütlemekte, örgütlenenlere dahil olmakta ve bu faaliyetlerini gazetemize tafl›maktad›r. Bunun gazetemizde yaratt›¤› olumlu havay› fark etmek zor de¤ildir. Bu süreçlerin ard›ndan hem elden hem de Yay-Sat da¤›t›m›nda yaflanan art›fl, kitlelerin gazetemize ulaflma çabalar›, bizlere kitlemizin nas›l bir gazete istedi¤ini göstermektedir. Biz bu canl›l›¤›n gazetenin her say›s›nda olmas› gerekti¤ini, bunu yapabilece¤imizi ve yapt›¤›m›zda da yay›nlar›m›z› daha nitelikli bir hale getirebilece¤imizi düflünüyoruz. Yapt›¤›m›z okur toplant›lar›ndan ç›kard›¤›m›z önemli sonuçlardan biri de budur. Birçok ilde ve bölgede faaliyette yaflanan eksiklik, zaaf ve kimi t›kan›kl›klara ra¤men küçümsenmeyecek say›da insan›n ça¤r›m›za kulak vermesi, bir araya gelmesi ve yay›nlar üzerine olgun tart›flmalar yürütmesi ve anlama-anlafl›lma çabas› bize bunu kan›tlamaktad›r. Ayazma’da sokakta kalan emekçilerle birlikte barakalar›n› tamir eden, Gazi Mahallesi’nde bu insanlar için yard›m malzemesi toplayan, Bursa’da ›rkç›floven sald›r›ya u¤rayan Kürt aileleri ziyaret eden ve desteklerini sunan, Tarsus’ta tar›m iflçilerinin günlüklerinin 18 YTL’den 20 YTL’ye ç›kmas› için eylem örgütleyen, Konya’da çad›rlardaki tar›m iflçileri ile yaflayan ve söylefli yapan vb. faaliyetleri örgütleyen okurlar›m›z›n bu çal›flmalar› birer örnektir ve bunlar gazetemize yans›d›¤›nda inan›yoruz ki farkl› bölgelere de örnek olacakt›r. ‹flte o zaman yay›nlar›m›z kolektif örgütleyici misyonunu daha nitelikli bir flekilde oynamaya aday olacakt›r. Okur sohbetlerinden birinde bir okurumuzun verdi¤i örnek, örgütlülü¤ün önemi anlam›nda çarp›c›d›r. “Bugün 1 kifliyiz. Yar›n çal›fl›p 10 kifli oldu¤umuzda 1’in yan›na bir s›f›r koyaca¤›z. 100 kifli oldu¤umuzda iki s›f›r daha koyaca¤›z, 1.000 kifli oldu¤umuzda üç s›f›r koyaca¤›z. Bu önemlidir. Ancak anlamam›z gereken buradaki 1’i kald›rd›¤›m›zda s›f›rlar›n hiçbir anlam› olmayacakt›r. Oradaki 1, örgüttür” sözleri örgütlenmenin önemini yans›tmaktad›r. Evet devrimci faaliyetin esas› kitlelere gitmek ve onlar› gerçekler etraf›nda örgütlemektir dedik. Yine önemli yanlar›ndan biri de bu faaliyetin ders ve deneyimlerini yay›nlar›m›za tafl›mak, yol göstermek, faaliyetin aynas› olmak ve sonuçlar›n›, yani onlar› yüz; yüzleri bin yapan prati¤imizin örnek olmas›n› sa¤lamakt›r. K›fl günü evleri bafllar›na y›k›lanlar›, Çukurova’da bütün gün tarlada çal›flt›ktan sonra tarla sahiplerinin evlerine ekmek ve temizlik yapmaya giden kad›n tar›m iflçilerini, Telekom grevinde burjuva-feodal medyaya atefl püsküren iflçileri, ürününü yollara döken köylüleri sayfalar›m›za ne kadar tafl›rsak onlara gitmemiz ve örgütlememiz de o kadar rahat olacakt›r. Bunu yapabiliriz/yapmal›y›z!
İşçi-köylü 3
14-27 Aralık 2007
Politika gündem
TC devleti sahte operasyonlarla kendi çaresizli¤ini aç›k ediyor! Türk hâkim s›n›flar›n›n ABD emperyalizmi öncülü¤ünde “Büyük Ortado¤u Projesi” ad›yla yeniden dizayn edilen Ortado¤u co¤rafyas›nda yer kapma, uflak konumunu güçlendirme çabalar› sürerken di¤er yandan ise elindekini de kaybetmeme derdinde oldu¤unu söyleyebiliriz. Zira Irak Kürdistan›’nda özerk bir Kürt yönetiminin bulunmas› ve Kürtlerin burada devletleflme yönünde att›¤› ad›mlar en çok da Kürdistan’›n birer parças›na sahip olan Türkiye, Suriye ve ‹ran’› rahats›z ediyor. Bu nedenle, TC devleti de elde etti¤i “baflar›”, “avantaj” vs.leri abartarak, bire bin katarak kendini pazarlama u¤rafl›na giriyor. Bu öyle bir hal alm›fl durumda ki, Da¤l›ca sald›r›s›ndan sonra yap›lan sözde diplomasi trafi¤iyle tüm dünya Türkiye’nin ne kadar mazlum, ne kadar hakl› bir pozisyonda oldu¤unu anlam›fl havas› yarat›l›yor, herkesin TC’nin “terörle mücadelesinde” yan›nda oldu¤u ifadelendiriliyor. Ve tüm bunlar da dün denmedik söz b›rak›lmayan hükümetin baflar›s› olarak yans›t›l›yor. Oysa durum hiç de böyle de¤ildir! Türk devleti ne Kürt meselesinde ne de bölgedeki di¤er sorunlarda tayin edici de¤ildir (olamaz da). Türk devleti bölgede sadece ABD’nin politikalar›n›n sad›k bir uygulay›c›s›, sürdürücüsü olup, ancak bu nedenle bölge ülkeleri taraf›ndan dikkate al›nmaktad›r. PKK’ye karfl› baflar›s›zl›¤›n› dahi di¤er devletlerin yard›m etmeyifliyle aç›klayan bir devlet nas›l olur da bölgenin “hegemon” devleti, tayin edici gücü, öncüsü olabilir? Bunun en büyük kan›t› ise PKK ve Kürt Ulusal Sorununda daha bir ay önceki “S›n›rdan girece¤iz, Kandil’i da¤›taca¤›z, PKK’yi bitirece¤iz” efelenmelerinin, Bush ile yap›lan görüflmelerin sonucu yerini ABD’nin de yard›m›yla genifl bir tasfiye plan›na b›rakmas›d›r. Plan ABD’ye ait olunca Irak Kürdistan›’ndaki iflbirlikçi yönetim de TC devleti ile benzer telden çalmaya bafllam›flt›r. Yoksa ortada ne AKP hükümetinin bir baflar›s› vard›r ne de ABD ile oldu¤u iddia edilen “stratejik ortakl›k” iliflkilerinin bir sonucu. Olan biten, ifllerin ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesi’ne uygun bir flekilde
düzenlenmesidir. Ve bu Proje dâhilinde ‹ran’› merkeze/hedefe koyan ABD emperyalizmi Türkiye ve di¤er güçleri bir araya getirerek projesini güçlendirmeye çal›flmaktad›r. Bu noktada TC devletinin Musul ve Kerkük üzerindeki propagandalar›na da birkaç cümleyle de olsa de¤inmek bir noktay› ayd›nlatmak yerinde olur. Öncelikle bölgedeki güçlere ve güçlerin da¤›l›m›na bak›nca TC devletinin s›n›r ötesi operasyon söylemleri içinde geçen Musul-Kerkük’ü ele geçirme diye bir iddias›n›n varl›¤› dahi kuflkuludur. Her ne kadar Musul ve Kerkük üzerindeki hak iddias› ifadelendirilse de (ve tarihsel olarak böyle bir iddian›n varl›¤›ndan söz edilse de) politik olarak bundan bahsetmek mümkün de¤ildir. Do¤rudur, bu iki flehrin kontrolü tart›flma konusudur; ancak bu Türk devleti ile Kürtler aras›nda de¤il, Kürtler ile Araplar aras›nda geçmektedir. Ayr›ca Araplar›n iste¤i bu flehirlerin kontrolü de de¤il, ç›kar›lan petrolden haklar›n› alabilmektir. Yani konu yine güçlü bir Kürt yönetiminin istenmesinde dü¤ümlenmektedir.
MHP ve (söylemde MHP’den daha da militarist bir durufl sergileyen) CHP’nin tüm s›n›r ötesi operasyon (hatta iflgal) yönündeki bask›lar›, militarist burjuva feodal medyan›n da hükümeti bu noktada s›k›flt›rma çabalar› yine bu çeliflkilerin bir yans›mas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Ancak hangi klik bafla gelirse gelsin hepsi aç›s›ndan ABD emperyalizminin plan›na flu ya da bu flekilde uyaca¤› ve uygulayaca¤› ezilen halk›m›z aç›s›ndan aç›k olmal›d›r. Çünkü bu klik çat›flmalar›n›n daha da üstünde ABD emperyalizminin politikalar›, bu ko-
verdi¤inin teknik vas›talarla tespit edildi¤i de kaydedildi. Genelkurmay Baflkanl›¤› bölgeye ihtiyaç duyulmas› halinde di¤er unsurlarla da müdahale edilece¤ini aç›klad›.” 2 Aral›k günü burjuva-feodal medya, manfletlerinden yukar›ya ayr›nt›s›n› ald›¤›m›z haberin üzerinden “Nihayet”, “S›n›r ötesi operasyon bafllad›”, “‹lk anl›k istihbarat” vb. vb. bafll›klar›yla 17 Ekim 2007 tarihinde Meclis’ten ç›kart›lan “s›n›r ötesi operasyon yetkisi”nin 1 Aral›k tarihi itibariyle kullan›ld›¤›n› ve
psikolojik TC devletinin savafltaki en önemli
PKK’yi tasfiye etmede klikler aras› anlaflmazl›k Türk hâkim s›n›flar›n aras›ndaki klik çat›flmas› son y›llarda özellikle türban, fleriat, laiklik vb. suni gündemler üzerinden flekillense de özellikle Kürt ulusal sorunu üzerindeki çeliflki ve çat›flmalar esas gündemlerden birini oluflturmaktad›r. Türkiye’de hakim s›n›flar›n çeflitli kliklerinin PKK’ye karfl› TC devletinin Osmanl›’dan günümüze kadar bir devlet politikas› olarak “imha ve inkar politikalar›” de¤iflmemekle birlikte, bunun nas›l yap›laca¤› konusundaki yaklafl›mlar› farkl›d›r. Bugün AKP’nin temsil etti¤i Türk hakim s›n›flar›n›n bir bölümünün sözcüsü olarak R. T. Erdo¤an’›n, Bush ile görüflmesinin ard›ndan genifl bir tasfiye plan›ndan bahsetmesi, “da¤dakini silahs›zland›rma” ya da “da¤a ç›kmalar› minimize etme” söylemleri, bu kapsamda yeni bir piflmanl›k yasas› imalar›yla “af tart›flmalar›n›n” gündemlefltirilmesi bu anlay›fl farkl›l›klar›n›n ürünüdür.
arac› medya yine çamura sapland›... nu özgülünde de Ortado¤u Projesi vard›r.
“S›n›r ötesi operasyon” bafllad› (m›?) “Türkiye teröristlere yönelik s›n›r ötesi operasyon bafllatt›... Operasyon Genelkurmay Baflkanl›¤›’n›n internet sitesi vas›tas›yla kamuoyuna duyuruldu... Genelkurmay aç›klamas›nda 1 Aral›k günü istihbari çal›flmalar kapsam›nda, Hakkari ili Çukurca ‹lçesi’nin güneydo¤usunda, Irak hudutlar› içerisinde 50-60 kiflilik bir terörist grubun tespit edildi¤i vurguland›. Söz konusu teröristler üzerine, bölgeye yak›n durumda bulunan atefl destek vas›talar› ile yo¤un bir uygulama yap›ld›¤› belirtilen aç›klamada, bu uygulama sonucunda terörist grubun önemli ölçüde zayiat
S›n›fsal Yaklafl›m ‹flçi s›n›f›n›n kazmay› b›rakmaya hiç niyeti yok Abart›dan kaç›nmak, öznelcili¤e düflmemek gerek. Buradan yola ç›karak birçok fleyin de¤iflime u¤rayaca¤› ve art›k yepyeni bir sürecin bafllayaca¤›n› da söylememek gerek. Ancak olan›n da hakk›n› teslim etmeli ve baz› gerçeklerin alt›n› çizmeliyiz ki hem önümüzdeki sürece iliflkin oluflturulacak politikalar do¤ru belirlenebilsin, hem de genel soruna iliflkin öteden beri yarat›lmaya çal›fl›lan kafa kar›fl›kl›klar› ve sald›r›larla mücadelemizde mesafe alabilelim. 44 gün süren Telekom grevinden söz ediyoruz. Taleplerin büyük oranda kabul edilmesi de¤ildir eylemi iflçi s›n›f› aç›s›ndan de¤erli k›lan. Önce bu belirleme ile bafllamak gerek. Ne var ki bu faktör ihmal edilemez bir noktada durmaktad›r. Zira özellikle böylesi eylemlerde, “yenilgiden ç›kar›lan dersler”le bir yere var›lamad›¤› görülmektedir. Bunun için önderlik mekanizmas›na “s›n›f” sendikac›l›¤›n›n hükmetmedi¤i hat›rda tutulmal›d›r. 12 Eylül askeri faflizminin her türden örgütlenmeyi düzlemesinin ard›ndan, kitlesel yo¤unluk (26 bin) ve co¤rafi kapsam (81 il 600 iflyeri) aç›s›ndan en büyük grevlerinden birisi olarak gerçekleflen eylem; önderlik edenlerin de isteyip-beklemedi¤i boyutlardaki sonuçlarla tarih sahnesinde yerini alm›flt›r. Sorunlar genellikle Toplu ‹fl Sözleflmesi ve görüflmeler aflamas›nda bir biçimde çözülmekte ve mevcut sendika yönetimleri ile patronlar/hükümet aras›nda ifl ba¤lanmaktayd›. Grev aflamas›na geçildi¤inde birçok fleyin “raydan” ç›kabilece¤i bilinen bir olgudur. Bu yüzden hiçbir patron ve iflbirlikçi sendika bu riske girmek istemez. Buna karfl›n bu aflamada da sendikalar›n ço¤u kez direnifli bo¤duklar›na/satt›klar›na tan›k olunmakla beraber süreçten iflçi s›n›f› mücadelesi ad›na elde edilen kazan›mlar›n küçümsenmeyecek yanlar› her zaman için var-
TC ordusu anl›k istihbarat› ABD’den al›yor ama Irak’taki ABD ordusu Irak Kürdistan›’na yönelik bir harekât oldu¤undan haberi olmad›¤›n› aç›kl›yor “harekât›n” ertesi günü. ‹ddia edilen harekât I. Kürdistan› topraklar›na yap›l›yor ama peflmergeler operasyonu do¤rulam›yorlar ve Türk ordu birliklerinin “Güney Kürdistan” s›n›rlar› içerisinde bulunan Dola Mir ve Dola Merge alanlar›na top at›fllar› yapt›klar›n› belirtiyorlar. Ayn› kaynaklar yaklafl›k iki saat süren top at›fllar› sonucu herhangi bir nokta operasyonu ve askeri hareketlilik gözlenmedi¤ini vurguluyorlar. Yine Güney Kürdistan Federe Bölge Baflkanl›k Sözcüsü Fuad Hüseyin’in ise çat›flmay› do¤rulamay›p “Türk askeri içeri girmedi”, “top at›fllar› olabilir” dedi¤i ö¤reniliyor. Ayr›ca Çukurca ilçesine ba¤l› s›n›r›n s›f›r noktas›nda bulunan Çay›rl› Köyü muhtar› da askeri bir hareketlilik görmediklerini söylüyor. Dahas› HPG Anakarargah Komutan›
d›r. Telekom grevi, ›rkç›-floven kampanyan›n azg›n biçimde gelifltirildi¤i, linç histerisi ile toplumun kuflat›ld›¤› bir süreçte sahne ald›. Hemen öncesindeki Hava-‹fl sürecinden grev karfl›t› kampanya ile idmanl› olan para-medyan›n, bu kez dönem hassasiyeti ile “ihanet” temas›n› öne ç›kararak giriflti¤i yo¤un sald›r›lara maruz kald›. Buna grevdeki iflçilere, sendikac›lara yönelik sald›r›lar, gözalt›lar, tutuklamalar eklendi. Grev k›rma eylemleri, tafleron faaliyetleri, sabotajlar birbirini izledi. Benzer bütün grev ve direnifllerde oldu¤u gibi Telekom grevinin en büyük zafiyetini de hiç kuflkusuz bafl›nda bulunan Haber-‹fl oluflturuyordu. Grev karar›na Telekom patronlar›n›n adeta “zorla” itti¤i Haber-‹fl yöneticileri, direnifli yürüten, her türlü bask› ve sald›r›y› gö¤üsleyen ve püskürten iflçileri seyretmekten baflka hiçbir fley yapm›yorlar, aksine örne¤in floven kampanyaya destek verip içinde bulunduklar› durumdan “utanan” bozguncu demeçlerle eylemin gücünü zay›flatan rol oynuyorlard›. Telekom grevi, iflçi s›n›f› mücadelesinin uzun bir dönemdir ciddi bir gerileme içerisine girdi¤i, özellefltirme sald›r›lar› karfl›s›nda mevzi direniflleri ile gelifltirdi¤i karfl› ataklar d›fl›nda, genel olarak suskunlaflt›¤› bir süreçte devreye girdi. Telekom grevi, yüksek orandaki iflsizli¤in bas›nc›yla beraber sendikal hareketin felç oldu¤u koflullarda, iflçi s›n›f› örgütlenmesindeki sorunlar›n tavan yapt›¤› bir zeminde gerçekleflti. Telekom grevinin, sendikal hareketin mevcut durumu nedeniyle iflçi s›n›f› cephesinden aktif ve güçlü eylemlerle destek almas› beklenen bir durum de¤ildi. Ancak dayan›flma; gerek di¤er iflkollar›ndaki iflçi ve emekçilerden gerekse de mücade-
“operasyonun” bafllad›¤›n› duyurdu. Militarist medya an›nda senaryolar› yazd›, manfletlerine tafl›d›. Genelkurmay’›n sitesinden duyurulan haber süslendi, büyük kahramanl›k öyküleri dizildi. Hükümet ve ordu aras›ndaki anlaflmazl›klar›n ortadan kalkt›¤›, bunun sonucunda da haflmetli ABD’nin de yard›m›yla ilk s›n›r ötesi operasyonun bafllad›¤› ilan edildi. Hükümeti s›n›r ötesi yetkisini 28 Kas›m tarihinde Genelkurmay’a devretmiflti ve kahraman Mehmetçik de hakk›n› vermiflti. Askeri kaynaklardan haber alan bas›n yaklafl›k 100 kiflilik bir özel birli¤in PKK kamp›n› vurmak için Kuzey Irak’a geçti¤ini, ayr›ca 4 ila 6 helikopterin kamp› bombalamak için gönderildi¤ini ve operasyonun ard›ndan birliklerin geri döndü¤ünü duyurdu. Ama bu iflte bir terslik oldu¤u kesin.
lenin çok çeflitli alanlar›ndan h›zl› biçimde örülmüfl, “5 liran› paylafl” kampanyas›, iflyeri ziyaretleri, g›da-giyecek yard›mlar› ve destek eylem-gösterileri ile düflman sald›r›lar›na karfl› koyabilmede etkin bir tutum sergilenmifltir. Telekom grevinin iflçi s›n›f hareketine tam da bu koflullarda verdi¤i moral ve ald›rd›¤› soluk son derece önemlidir. Bu moral, “s›n›f” olgusunda somutlanan bir gücünün fark›nda olma hali olarak okunmal›d›r. Grevle kurulan iliflkinin aç›k biçimde gösterdi¤i, “üretimden gelen güç” esprisi, bu eylem vesilesiyle, kendini somutlam›fl olmaktad›r. Esas anlaml› ve önemli olan da bunun dosta, düflmana de¤il, her fleyden önce s›n›f›n kendisine gösterilmesi ve duyumsat›lmas›d›r. Burada, iflçi s›n›f› hareketinin en önemli tafl›yan›, en etkili eylem biçimi, dahas› mücadele okulu olan grev silah›n›n bilinçli biçimde silinmeye çal›fl›lmas› karfl›s›nda, bu eylemin ciddi bir direnç noktas› oluflturabilece¤i üzerinde durmak gerekecektir. Grevler özellikle 12 Eylül’ü takip eden süreçte, ya suç kapsam›na al›nmak ya da etkisiz unsur konumuna sokulmak suretiyle, s›n›f mücadelesi alan›nda istisnai bir pozisyona itildiler. 1987’ye kadar süren suskunluk, ‘90’l› y›llara kadar y›lda 30 bini aflk›n iflçinin greve ç›kt›¤› (grev say›s› ortalamas› 210) bir dönemin ard›ndan bahar eylemleriyle aç›lan süreci getirdi. 1990 ve 1991 y›llar›, iflçi s›n›f› direniflleri için zirveydi. S›ras›yla, 458 ve 398 adet grev yap›l›yor, 166 ve 164 bin iflçi eylemlerde yer al›yordu. Sonras›ndaki düflüfle, 1995’teki ekonomik kriz karfl›s›nda verilen tepki ile yan›t geliyor, bu y›l içerisinde 120 greve 200 bine yak›n iflçi kat›l›yordu. ‹flte “gerileme dönemi” bundan sonra bafllad›. 1996’dan 2007’nin bafl›na kadar tam 11 y›l içerisinde 380 adet grev yap›ld› ve bunlara kat›lan iflçi say›s› 100 bini ancak buldu ve bu ortalama 2007 boyunca da de¤iflmedi. (Bilgi olsun, 1980’de yap›lan grev say›s› 220, greve kat›lan iflçi say›s› 85 bin dolay›ndad›r.) Gerileme döneminin sonuçlar›, iflçi s›n›f› hareketini dibe vurdurmakla s›n›rl› kalamazd›. Bunun ideolojik planda daha kritik noktalar› hedefleyece¤i ve s›n›f› can evinden vurmaya çal›flaca¤› beklenmeliydi. Nitekim, “sendikalar›n ifllevsizleflti¤i”nden öteye gidildi ve esas olarak iflçi s›n›f›n›n
Bahoz Erdal da, operasyonlar› yalanlayarak “s›n›r ötesi operasyon ad› alt›nda as›l savafl›n içeride yürütüldü¤ünü” söyledi ve “her türlü sald›r›ya gerillan›n haz›rl›kl› oldu¤unu da” sözlerine ekledi.
Ahlak ötesi psikolojik savafl Görüldü¤ü üzere bu harekât›n tek flahidi Genelkurmay. Zira ne topraklar›na operasyon yap›lan Irak yönetiminin, ne anl›k istihbarat› veren ABD’nin ne de kendisine yönelik operasyon yap›lan ve büyük kay›plar veren PKK’nin bu harekâttan haberi olmad›, Türk askerinin s›n›rdan geçti¤ini fark etmediler bile(!) Ortada henüz bir s›n›r ötesi operasyon olmad›¤› kesin, ama TC devletinin “k›r›lan gururu” da bu haberle tamir
kimli¤i tart›fl›lmaya baflland›. Bunun yeni bir tart›flma olmamas› da önemsizdi. Bir tak›m tart›flmalar›n de¤iflik dönem ve koflullarda, hatta de¤iflik ülkelerde ve aktörler aras›nda yap›lm›fl olmas› hiçbir fleyi de¤ifltirmiyordu. Kullan›lan argümanlar›n kimi zaman benzeflmesi de çok anlaml› say›lmazd›. E¤er yaflanan bir pratik üzerinden harekete geçilmiflse sorun pekala gündemlefltirilebiliyor ve etkili olunmas› için flartlar olgunlaflt›r›labiliyordu. ‹flçi s›n›f›n›n kaderine bu kadar mahkum ve pasif, politik aktör olarak bu denli silik, örgütlenme aç›s›ndan bu boyutta tasfiye olmufl hali üzerinden yürüyenler, bu durumu devrimci dinamizmdeki erozyona ba¤l›yorlar(d›). Bunun kendili¤inden bir süreç olmad›¤›, kapitalizmin baflar›s› ile iflçi s›n›f›n›n üretimdeki rolünde meydana gelen gerilemeye paralel bir geliflmenin/ilerlemenin bu durumu yaratt›¤›na hükmediliyor(du). Oysa tam aksine, ortada emperyalist-kapitalist sistemin vaat ettikleri bak›m›ndan baflar›s› de¤il aksine büyük bir baflar›s›zl›¤› söz konusudur. ‹nsanl›k ve do¤a, mevcut sistem kurulal› ve egemenli¤ini pekifltireli beri büyük felaketler yaflam›fl, korkunç k›y›mlara ve savafllara u¤ram›fl, devam etmekte olan sömürü ve zulüm, açl›k ve kirlenme neticesinde toplu imhan›n efli¤ine gelmifl bulunmaktad›r. ‹flçi s›n›f›n›n, sömürü çarklar› vahfli biçimde dönen dünyam›zdaki devrimci rolü ve dinamizmi ise azalmak bir yana daha da artmakta, bilenmektedir. Bunu köreltmek için kurulan her türlü tezgah, devreye giren iflbirlikçiler, oynanan oyunlar, düzenlenen senaryolar, manipülasyon ve bask›lar›n geçici bir dönem ifl görmesi dahi söz konusu olmayacakt›r. S›n›f hareketinin geri ve pasif konumu, s›n›f›n niteli¤ini/kimli¤ini sorgulatacak bir olgu de¤ildir. Kimlik, toplumsal bir gerçekli¤in ürünüdür. Üretimdeki rolüyle ilgilidir. Üretimin de¤iflmedi¤i koflullarda, zorlama belirlemeler yoluyla iflçi s›n›f›na baflka elbiseler giydirmeye çal›flanlar, bilinçli olarak devrimci/ komünist teoriyi geçersiz hale getirmeye çal›fl›yorlar. Telekom grevi iflte en çok da bu yüzden; iflçi s›n›f› flahs›nda devrimci teoriye karfl› ideolojik sald›r›lar›n gö¤üslenmesinde, s›n›f› canl› canl› mezara gö-
oldu, dosta düflmana TC devletinin nelere kadir oldu¤u gösterildi, TSK ile hükümet aras›ndaki uyumsuzluk giderildi vs. vs. Olmayan bir operasyonu olmufl gibi göstererek psikolojik savafl›n en önemli unsuru olan halk›n moralini bozma, umudunu kaybettirme üzerinde duran TC devleti di¤er yandan da ABD’nin ufla¤› olma pozisyonunu gizlemeye çal›fl›yor. ABD’ye ra¤men, üstelik ABD’nin kontrolü alt›ndaki bir bölgeye operasyon düzenleyerek “ABD’den sonra, kendi d›fl›ndaki topraklara operasyon düzenleyebilen tek ülke” oldu¤u yaygaras›yla Ortado¤u’da hak etti¤ini iddia etti¤i bölgesel güç olma histerisini ve hayalini de ortaya koyuyor. Ancak gerçekler ac› bir biçimde bu tür Osmanl›’dan ve TC devletinin ilk kurulufl y›llar›ndan kalma bu taktikle sadece çaresizliklerini gösteriyorlar. Di¤er yandan da Bush ile yap›lan görüflme sonras› asl›nda vazgeçilen s›n›r ötesi operasyon 盤›rtkanlar›na da sahte bir zafer hediye ederek bu kesimlerin hamlelerinden kaç›n›yorlar. K›sacas› yalan, sömürü ve kan üzerine kurulu bu düzenin sahipleri bir kez daha ABD emperyalizminin planlar›na göre hareket ederken, içte bizzat kendi eliyle k›flk›rtt›¤› ›rkç›-floven dalgan›n eline yeni bir oyuncak veriyor. HPG Anakarargah Komutan› Bahoz Erdal’›n söyledi¤i gibi bu flekilde s›n›r içindeki katliamlar, bask›lar, devlet terörü gizlenerek fliddetin dozu art›r›l›yor. Bunun son örne¤i de T. Kürdistan›’n›n birçok ilinde yap›lan Edî Bes e (Art›k Yeter) eylemlerinin ‹stanbul’da birçok devrimci yap› ile birlikte örgütlenen k›sm›na yönelik yasaklama, emekçi mahallelerde terör estirilmesi fleklinde yafland›. ‹stanbul’un birçok semti yurtsever ve devrimcilerin molotoflar›yla ayd›nlan›rken, polisin azg›nca sald›r›lar› da gündeme geldi. Bu eylemlerde oldu¤u gibi Kürt halk›na yönelik tüm sald›r›larda eylem birlikleri içinde yer almak, bu do¤rultuda hareket etmenin önemine bir kez daha dikkat çekelim. Emekçi halk›n birli¤i tüm bu sald›r›lara, yalanlara, operasyonlara verilecek en güçlü yan›t olacakt›r.
menlere yan›t olmas› bak›m›ndan önemsenmelidir. Ancak tarihin cilvesidir, MLM teoriye sald›ranlar›n flanss›zl›¤›d›r ki, grev ve direnifller birbirinden “haberli” biçimde dünyan›n dört bir köflesinden akmaya bafllam›flt›r… Kabus gibidir: ‹talya’da 9 Kas›m’daki kamu emekçileri grevine yüz binlerce kifli kat›lm›flt›. Fransa’da ise demiryolu iflçileri 13 Kas›m’dan itibaren 500 bin kifliyle greve bafllad›. Kamu ulafl›m emekçileri, enerji iflkolu iflçileri ve kamu emekçilerinin kat›l›m› ve ö¤rencilerin deste¤iyle büyüyen eylem nihayet 20 Kas›m’da (Kara Sal›) 5 milyonluk genel grev ile taçland›. Ayn› dönemde Almanyal› makinistlerin grevi, di¤er tafl›mac›l›k sektörlerini de etkileyerek sürüyordu. Macaristan’da demiryollar›, toplu ulafl›m, sa¤l›k ve e¤itim iflçilerinin 21 Kas›m’da bafllayan grevi, köylülerin aktif deste¤iyle geliflim gösterdi. Hollanda’da iflçi s›n›f›n›n gerçeklefltirdi¤i “genel eylem” 24 Kas›m’da yap›ld›, liseli gençler polisle çat›flt›lar. Japonya’da Amerikan üslerinde çal›flan 16 bin iflçinin grevi, 22 Kas›m’dan bu yana sürüyor. Güney Afrika’da 250 bin madenci 5 Aral›k’ta grev yapt›. Yunanistan’da 12 Aral›k’ta genel grev var… Telekom dahil bütün bu grev ve direnifller iflçi s›n›f›n›n gümbür gümbür geldi¤ini, birçok ülkede iktidara yürüdü¤ünü ya da iktidarlar› sallad›¤›n› göstermiyor elbette. Bunlar›n süreklileflen bir durum arz etti¤i de yok. Belli büyük bunal›m dönemleri hariç dünyada durumun böyle seyretmesi de son derece do¤al zaten. Ne var ki bu örneklerin gösterdi¤i önemli bir fley var. Bir ayl›k zaman dilimi içerisinde hiç de küçümsenmeyecek say›da ve yo¤unluktaki bu eylemler iflçi s›n›f›n›n her türden burjuva çarp›tmas› ve iddias›n›n aksine her zamanki kadar diri ve aktif oldu¤unu kan›tl›yor. Ancak bizim cephemizden sorun bir anlamda tam da bundan sonra bafllamaktad›r. ‹flçi s›n›f› hareketinin ne kadar içinde oldu¤umuzu, soruna ne kadar vak›f durumda bulundu¤umuzu, misyonumuzu ne oranda bilince ç›karabildi¤imizi sorgulamal›y›z. Bu muhasebe sa¤l›kl› biçimde yap›lmaks›z›n s›n›f›n genel çapl› sorunlar› ile ilgili müdahaleci bir rol üstlenebilmek mümkün olamayacakt›r. Öncünün, kendine yönelmek ve kendinden bafllamak diye alg›lamas› gereken husus budur.
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
14-27 Aralık 2007
“Sefalete mahkûmiyet” görüflflm meleri Asgari Ücret Tespit Komisyonu (AÜTK) bir kez daha bir araya gelerek, genifl emekçi y›¤›nlar›n›n asgari ücretlerindeki art›fl› görüfltü. Komisyonun ilk toplant›s›na bir kez daha, Türkiye ‹flverenler Sendikas› Konfederasyonu (T‹SK) temsilcisinin, en az art›fl› sa¤lama amaçl› getirdi¤i “iflsizlik, kay›t d›fl›l›k ve enflasyon” gerekçeleri, özde ise aç›k tehditleri damgas›n› vurdu. Toplant›ya baflkanl›k eden Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› Faruk Çelik, bir yandan asgari ücrete 2002’den bu yana % 134 oran›nda art›fl yapt›klar›n› söylerken, di¤er yandan da mevcut asgari ücretin yeterli olmad›¤›n› itiraf etmek zorunda kal›yordu. Emekçinin de¤il, sermayenin ç›karlar›n› temsil için orada bulundu¤u kesin olan Çelik, kimi temsil etti¤ini ise, 2008 Ocak ay›ndan itibaren yürürlü¤e girecek olan Asgari Geçim ‹ndirimi ad› alt›ndaki uygulamay› aktar›rken ortaya koyuyordu. Çelik, sanki emekçi y›¤›nlara bir lütufta bulunuyorlarm›flças›na aktard›¤› uygulamada, 1 Ocak 2008’den itibaren uygulanacak asgari geçim indirimi ile ücretin y›ll›k brüt tutar›n›n, çal›flan için yüzde 50, çal›flmayan efl için yüzde 10, ilk iki çocuk için yüz-
G
örüflmelerde telaffuz edilen art›fl›n % 6 olmas› bile tek bafl›na, emekçi y›¤›nlar›n sefaletinin devam edece¤inin göstergesidir. Emekçiye yine yoksulluk ve açl›k dayat›lmakta, yoksulun karn›n› doyuran çay ve simit de art›k giderek emekçi y›¤›nlar için “zengin yeme¤i” s›n›f›na dâhil olmaktad›r.
de 7.5, di¤er çocuklar için de yüzde 5 oranlar›nda indirim uygulanaca¤›n› anlat›yordu. Ve hemen ard›ndan da asgari ücretin belirlenmesinde, ülke flartlar›n›n dikkate al›narak, buna göre bir rakam tespit edilmesi gerekti¤ini söylüyordu. Toplant›da T‹SK’i temsil eden Ali Nafiz Konuk ise, tehditkar tutumunu sürdürerek; “Enflasyonun kontrol alt›nda tutulabilmesinin en önemli faktörü, maliyetlerin, bu ba¤lamda ücret art›fllar›n›n makul s›n›rlar içinde korunabilmesidir” diyor ve asgari ücretin
Dimes iflflççileri direniyor! Kemalpafla Dimes Fabrikas›’ndan at›lan iflçilerin direnifli sürüyor. ‹zmir Kemalpafla’da kurulu bulunan Dimes Fabrikas›’ndan at›lan iflçilerin direnifli sürüyor. Dimes patronu, 10 iflçiyi sendikaya üye oldu¤u gerekçesiyle iflten ç›kard›. fiirketin Tokat ve ‹zmir’de bulunan fabrikalar›nda örgütlenme çal›flmas› yürüten Türk-‹fl’e ba¤l› Tek-G›da ‹fl Sendikas›’na üye olan iflçiler, patron taraf›ndan “verimsiz” çal›flt›klar› gerekçesiyle iflten at›ld›. ‹flçilerin iflten at›lmas›n› protesto eden TekG›da ‹fl Sendikas› 28 Kas›m günü fabri-
ka önünde bir eylem yapt›. Eylemde konuflan Tek-G›da ‹fl Sendikas› ‹zmir Bölge Baflkan Yard›mc›s› Güral Köse, Dimes patronunun, iflçileri sendikaya üye olduklar› için hukuksuz bir flekilde iflten ç›kard›klar›n› ancak fabrikaya sendika girinceye kadar direniflin devam edece¤ini söyledi. Eyleme, direniflleri devam eden TÜMT‹S Akdeniz Kargo iflçileri, Petrol-‹fl, Yol-‹fl, Hava-‹fl, TOLEY‹S ve Tez-Koop ‹fl üyeleri de destek verdi. (H. Merkezi)
Emekliler “emekli” olmuyor! Emekli-Sen emekçileri, taleplerini dile getirmeyi sürdürüyor. D‹SK Emekli-Sen’in yürüttü¤ü sendikal mücadele, tüm engellemelere ra¤men devam ediyor. Bir süre önce hakk›nda kapatma davas› aç›lan ve kapat›lan Emekli-Sen emekçileri, taleplerini dile getirmeyi sürdürüyor. Kapatma karar›n›n düflmesi ile mücadelesine h›z veren sendika, ülke genelinde imza standlar› açarak emeklilerin sesini duyurmaya çal›fl›yor. 29 Kas›m günü emeklilere yüzde
Emekçinin Gündemi
HAK-‹fi’LEfiEN TÜRK-‹fi VE TÜRK-‹fi GENEL KURULU Kim kazand› ulusalc›lar m› sermayenin yeni temsilcisi AKP mi yoksa iflçiler mi? Bilindi¤i gibi 6–9 Aral›k 2007 tarihleri aras›nda Türkiye’nin 33 iflçi sendikas›n› kucaklayan Türk ‹fl’in Konfederasyonun 20. Ola¤an Genel Kurulu yap›ld›. Bu süreçte emekçi halk›n ve iflçi s›n›f›m›z›n türlü zorluklarla, özverilerle ve nice bedellerle elde ettikleri ekonomik-sosyal ve demokratik haklar› gasp edilmifltir. Ücretlerin düflürülmesi, sa¤l›kta, e¤itimde ve kamu mülkiyetlerinde özellefltirme, tafleronlaflt›rma, sendikas›zlaflt›rma, iflsizlik, esnek çal›flma, Sosyal Güvenlik kurumlar›n›n tasfiyesi, k›dem tazminat›n›n kald›r›lmas› gibi çeflit-
li sald›r›lar›n yan› s›ra siyasal ve ideolojik sald›r›larla derinleflen krizi atlatmak istiyorlar. fiimdi önümüzdeki süreçte “sa¤l›kta dönüflüm” ad› alt›nda yeni ve köklü bir sald›r› plan› vard›r. Geçti¤imiz dönem içinde yasalaflt›r›lan ve baz› maddeleri Anayasa Mahkemesince iptal edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas›, yeniden yeni kay›plar getirecek maddelerle gündeme getirilmifltir Tüm bunlar›n bir bir uygulanabilmesi için emekçilerin örgütlü bulundu¤u sendikalar›n da bu uygulamalarda iflbirli¤i ya da uyumu olmas› oldukça önemlidir. Çünkü bugün ülkemizde hükümette bulunan AKP de, önceki hükümetlerin ekonomik programlar›n›
2+2 zam ve sendikan›n devam eden kapatma davas› ile ilgili stand açan Emekli-Sen Antalya fiubesi, polisin engellemesi ile karfl› karfl›ya kald›. Standa ilgini yo¤un olmas›ndan rahats›z olan polis, zab›ta arac›l›¤› ile stand›n kald›r›lmas›n› istedi. Ancak sendikan›n kararl› duruflu sayesinde geri ad›m atmak zorunda kald›. Emekliler çal›flt›klar› iflyerlerinden emekli olsalar da mücadeleden emekli olmayacaklar›n› dile getiriyor. (H. Merkezi)
harfiyen uygulamakta. 2008’de uygulamaya sokaca¤› K›dem Tazminatlar›n›n Düflürülmesi ya da fona devredilmesi, Yeni Sosyal Güvenlik Yasas›, mevcut haklar› da t›rpanlayan yeni düzenleme ile, 2821-2822 Say›l› Greve Lokavt Kanunu ile Sendikalar Yasas› ile daha bir dizi hak gasp›n› gündemlefltirmektedir. Bu nedenle AKP’nin son dönemlerdeki “sosyal diyalog” anlay›fl› çerçevesinde oluflturulan anlay›fl ile sendikalara biçti¤i rolü Türk-‹fl Genel Kurulu’nda da uygulamaya konuldu. Türk-‹fl Genel Kurulu’nda karfl› karfl›ya gelen listelerde bunun içinde biri “sosyal diyalog” çerçevesinde AKP’nin destekledi¤i Mustafa Kumlu ve ekibi, yani Hak‹fl’leflecek olan Türk-‹fl ile di¤eri geçmiflteki durumunu korumaya çal›flan ulusalc› Türk-‹fl’ti. Toplumda tüm de¤er yarg›lar›n› yok etmeyi hedefleyen ideolojik sald›r› sendikal alanda da tamamlanmak istenmektedir. AKP hükümetinin bütün bakanlar›n›n rol oynad›¤› Genel Kurul’da sendika yöneticileri tek tek bask› alt›nda tutulmaya çal›fl›ld›.
yüksek belirlenmemesini istiyordu. Konuk, tehditkar tutumunu “Makul bir flekle sokulmal›” diyerek k›dem tazminat›n›n da afla¤› çekilmesini ve ayr›ca 16 yafl ve üstü için belirlenen rakamdaki yafl s›n›r›n›n 20’ye ç›kar›lmas›n› istediklerini söyleyerek sürdürüyordu. Patronlar cephesinden gelen tehditler elbette bununla s›n›rl› kalmad›. “Belirlenecek asgari ücret, enflasyonu yükseltici rol oynamamal›, bir türlü önlenemeyen iflsizli¤i daha da art›rmamal›, iflçi ve iflvereni kay›t d›fl›na itmemeli, özellikle emek yo¤un iflkollar›nda fabrikalar› kapatt›ran uluslararas› yo¤un rekabet karfl›s›nda sanayimizin gücünü zay›flatmamal›, T‹S uygulayan yerlerdeki dengeleri altüst etmemeli” yönlü, sermayenin ç›karlar›n› gözeten sözlerle devam etti. Bu görüflmelere “emek cephesini temsilen”, Türk-‹fl Genel E¤itim Sekreteri Mustafa Türkel kat›ld›. Son süreçte yapt›¤› savafl 盤›rtkanl›¤›, halk› birbirine düflman etme çabalar›n› meflrulaflt›rmaya hizmet eden aç›klamalar› ile emek cephesinden çok egemenlerin ç›karlar›n› koruyan Türk-‹fl ad›na gerçekleflen bu kat›l›m, görüflmelerin kimin lehine sonuçlanaca¤›na dair yeterli ipuçlar› sunmaktad›r. Zaten Türkel’in görüflmelerdeki
yaklafl›m›na damgas›n› vuran tutumun, difle difl bir hak almay› de¤il, “umut” ve “beklenti” içinde olmaktan öteye geçmeyen bir yaklafl›m› içermesi de, bu tespitin ne kadar yerinde oldu¤unu göstermektedir. ‹nsanca yaflama koflullar›n› sa¤lamaktan çok uzak olan asgari ücret, halen 16 yafl›n› doldurmufl iflçiler için brüt 585, net 419.15 YTL olarak uygulanmakta. Birçok iflyerinin bu ücretin dahi alt›nda iflçi çal›flt›rd›¤› biliniyor. Asgari ücretten yap›lan kesintiler 165.85 YTL’yi buluyor. Emek örgütleri, asgari ücretin, kar›n toklu¤una çal›flmak için yap›lmas› gereken g›da harcamas›n› bile karfl›lamad›¤›n› belirtiyor. Bizzat Türk-‹fl’in araflt›rmas›na göre, açl›k s›n›r› 697 YTL, yoksulluk s›n›r› ise 2 bin 270 YTL. Bu verilere göre, yaklafl›k 7 milyon iflçi, açl›k s›n›r›n›n alt›nda bir ücrete çal›flt›r›l›yor. Görüflmelerde telaffuz edilen art›fl›n % 6 olmas› bile tek bafl›na, emekçi y›¤›nlar›n sefaletinin devam edece¤inin göstergesidir. Emekçiye yine yoksulluk ve açl›k dayat›lmakta, yoksulun karn›n› doyuran çay ve simit de art›k giderek emekçi y›¤›nlar için “zengin yeme¤i” s›n›f›na dâhil olmaktad›r.
SCT Turbo’da mevsimleri aflfla an direnifl
TTB: “Meflflrru savunma hakk›m›z› kullanaca¤›z!”
TTB Merkez Konseyi Meclis’te tart›flmalar› devam eden “SSGSS” ve “Kamu Hastane Birlikleri Pilot Uygulamas› Hakk›nda Kanun Tasar›s›”na iliflkin bir bas›n aç›klamas› yapt›. 28 Kas›m günü ‹stanbul Tabip Odas›’nda düzenlenen toplant›da TTB Merkez Konseyi üyeleri Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n IMF ve Dünya Bankas› direktifleriyle Sa¤l›kta Dönüflüm Projesi’ni gerçeklefltirmek istedi¤ini söylediler. “Kamu Hastane Birlikleri Pilot Uygulamas› Hakk›nda Kanun Tasar›s›”n›n kamu sa¤l›k kurulufllar›n›n kâr-zarar hesab›na göre iflletilece¤ini, kamu kurulufllar›na ait her türlü araç-gerecin, malzemelerin yönetim kurulu taraf›ndan sat›labilece¤ini, bunun da kamunun tasfiyesi anlam›na geldi¤ini dile getiren Konsey üyeleri, d›fla ba¤›ml›l›¤›n artaca¤›na dikkat çekti. Bas›n aç›klamas›n› yapan TTB Merkez Konsey Baflkan› Prof. Dr. Gencay Gürsoy ise kamu hastanelerinin özellefltirildi¤ini, ABD ekonomisinin bile kald›ramayaca¤› bir sistemin uygulamaya sokulmak istendi¤ini söyleyerek piyasalaflt›rman›n bir an önce durdurulmas›n› istedi. (‹stanbul)
fio fi oförler eylemde
Mersin’in Tarsus ilçesinde kurulu bulunan SCT Turbo Fabrikas›’nda direnifl iki y›la yak›n bir süredir sürüyor. Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’n›n yürüttü¤ü sendikalaflma mücadelesi sonucunda toplu sözleflmede taraf olma yetkisi kazanan iflçiler, patronun bask›lar› ile karfl› karfl›ya kald›. Sendikay› kabul etmeyen patron, 50 iflçiyi “üretimin düflmesi, sipariflin azalmas› ve depolarda fazla stok bulundu¤u” gerekçesiyle iflten ç›kard›. Bunun üzerine Birleflik Metal-‹fl Sendikas› da 16 Mart 2006 tarihinde sendikal› 297 ve sendikas›z 13 iflçi olmak üzere toplam 310 iflçi ile greve ç›kt›. ‹flten at›lan iflçilerden 39’u Tarsus ‹fl Mahkemesi’nde açt›¤› ifle iade davas›n› kazand›. Patron iflçilere 4+4 maafl tazminatlar›n› verirken, iflçileri ifle
geri almad›. 2 A¤ustos 2006 tarihinde de 6 ayd›r grevde olmalar›na ra¤men 151 iflçi “ifle gelmedikleri gerekçisiyle” iflten at›ld›. Ancak sendikan›n grevdeki iflçilerin iflten ç›kar›lamayaca¤›na dair açt›¤› davada mahkeme iflçilerin ifle iadesine ve 4 ayl›k tazminatlar›n›n verilmesine, ayr›ca grevde olduklar› süre içerisindeki maafllar›n›n ve sigorta primlerinin ödenmesine karar verdi. Direnifle bafllayan 310 iflçiden 50’si direnifli sürdürürken, direnifl 600’lü günleri geride b›rakt›. Tarsus’ta takvim yapraklar›n› geride b›rakan direnifl, tüm zorluklara ra¤men iflçi s›n›f›n›n kararl›l›¤›n› yans›t›yor. ‹flçiler yapt›klar› grev ile sendikal haklar›na sahip ç›k›yor! ‹flsizlik ve yoksullukla bo¤uflan iflçiler, tüm engellemelere ra¤men direnifli devam ettiriyor! (H. Merkezi)
Gücünü iflçilerden almayan sendikac›lar hizaya girdi, ço¤u inanmamas›na ra¤men istemedi¤i listeye oy verdi. Bu Genel Kurul’da buna tan›kl›k ettik. Öyle ki Genel Kurul’da istedi¤i listeyi desteklemekten korkan genel baflkanlar›n Genel Kurul’a gelemedi¤ini gördük. Bu örnekleri ço¤altmak mümkün. Dün Türk-‹fl içinde Salih K›l›ç’la birlikte olan Mustafa Kumlu ikilisi AKP’nin müdahalesi ile ayr›flt›r›ld›. Bir anda birbirlerine karfl› inan›lmaz fleyler söylenmeye baflland›. Türk-‹fl Genel Kurulu’nun b›rakt›¤› sonuç bugün aç›s›ndan May›s 2007 tarihindeki sözde sosyal diyalog sendikac›l›¤›n›n iktidarlaflmas›d›r. Yani Hak-‹fl’leflen Türk-‹fl’ yeni dönemde sahnede olmas›d›r. Bu nedenle kazanan iflçi s›n›f› olmam›flt›r, bugün uluslararas› sermayenin ufla¤› olan AKP’nin destekledi¤i liste kazanm›flt›r, iflçiler kaybetmifltir. Di¤er ad›yla dün bu sistemden beslenen bürokratik-sar› sendikal anlay›fl, bugün art›k sistemin birebir uygulay›c›s› durumdalar. Türk-‹fl içinde bulu-
nan ilerici sendikac›lar›n toparlanmalar› ve bir arada durmalar› olumludur. Ancak bunu Salih K›l›ç baflkanl›¤›ndaki listeden yapmalar› ise eksik ve yanl›fl bir yaklafl›md›r. Kongre de göstermifltir ki ancak mevcutlardan ba¤›ms›z ve iflçilere dayanacak bir çal›flma gerçek s›n›f sendikac›l›¤›n önünü açabilir. Belki bu Gene Kurul’da böylesi bir çal›flma kazanamazd›, ancak gelecekte kazanmay› sa¤layabilirdi. ‹flçi s›n›f› hareketinin gelecekte kazanmas› için bugünkü mücadele tarz› önemlidir. Mevcut Türk-‹fl gelecekte iflçi hareketini örgütleyecek ve mücadele ettirecek güç ve gerçekli¤e sahip de¤ildir. ‹flçi s›n›f›na bu kadar kapsaml› sald›r›lar›n oldu¤u bir dönemde Türk-‹fl Konfederasyonu 4 y›ld›r mücadeleyi örgütleyememifltir. Türk-‹fl’e ba¤l› Genel Merkezlerin ço¤u da bu sessizli¤e ortak olmufltur. Peki bu sessizlik ve tepkisizlik nereye kadar sürecektir? Belki de en önemli nokta buras›d›r. Öncelikle mevcut sendikal yap›lar ile sendikal hareketin kazan›mlar elde et-
5 ayd›r maafllar›n› alamayan otobüs floförleri Büyükflehir Belediyesi önünde oturma eylemi yapt›. “Otobüsler çal›fls›n, floförler bafllas›n, ulafl›m sorunu çözülsün” pankart› açan TÜMT‹S’e üye 250 floför, Gaziantep Demokrasi Meydan›’nda toplanarak Büyükflehir Belediyesi’ne yürüdüler. Sorunlar› çözülmedi¤i takdirde eylemlerine devam edeceklerini vurgulayan floförler, yaflad›klar› sorunlardan Belediye Baflkan› As›m Güzelbey’in sorumlu oldu¤unu söylüyorlar. 7 Aral›k günü ise bir aç›l›fla kat›lan Belediye Baflkan›n› protesto etmek isteyen Tümtis üyesi floförlere sald›ran polis önce 3 kifliyi, ard›ndan arkadafllar›na destek vermek için slogan atan ve polise direnen 31 kifliyi gözalt›na ald›. Bunun üzerine Belediye önüne yürüyen floförler, önlerini kesen polisin tehditlerine ra¤men geri ad›m atmad›. Belediye önünde bas›n aç›klamas› yapan floförler, arkadafllar›n›n serbet b›rak›lmas›n› istedi. (H. Merkezi)
mesi mümkün de¤ildir. Çünkü sendikal yap›lar›n önemli bir k›sm› miad›n› doldurmufltur. Kalan baz› ilerici kesimlerin ise etkisiz olmalar› bu durumu zorlaflt›rmaktad›r. Özellikle sendikalar›n büyük bir bölümünün yüzde 10 baraj›n›n alt›nda kalmalar›ndan dolay› kapat›lma tehdidiyle yüz yüze olmalar› mücadelenin önünde engel olarak durmaktad›r. 4 y›ll›k süreçte sendikal örgütlenmelerin önünde engel olarak duran bugünkü sendikal anlay›fl b›rakal›m örgütlenmenin önündeki engelleri kald›rmay› kendi koltuklar›n› sa¤lama almak için düzenlemeler yapmaktad›r. Bugün sendikalar›n büyük bir bölümü kamu alan›nda örgütlüdür ve siyasal iktidarlara yak›n durarak iflbirli¤i ile kendi iktidarlar›n› koruman›n hesab›n› yapmaktad›rlar. Tüm bunlara ra¤men Hava-‹fl ve Telekom grevleri ile Deri-‹fl’in mücadele gelene¤i sendikal harekette nas›l davran›lmas›n› bizlere göstermektedir. Bugün ihtiyaç duyulan bu anlay›fl› büyütmektir.
İşçi-köylü 5
14-27 Aralık 2007
Kaz da¤lar› sahipsiz de¤il!
Kazda¤lar›’nda do¤an›n tahrip edilmesi sular›n siyanürle zehirlenmesi topraklar›n kirlenmesine karfl› köylülerin ve çevre örgütlerinin gerçeklefltirdi¤i eylem ve etkinlikler kamuoyunda kendine yer bulmufltu. Bunlardan birisi olan Edirne Kent Konseyi taraf›ndan bafllat›lan imza kampanyas› sonuçland›. 2 Aral›k günü Edirne PTT Baflmüdürlü¤ü önünde Kent Konseyi taraf›ndan düzenlenen bir eylemle alt›n arama çal›flmalar› davul zurna eflli¤inde protesto edildi. “Kaz da¤lar›nda alt›n aranmas›n” bafll›¤› ile bafllat›lan kampanyada 1.200 imza topland›. Kent Konseyi yönetim kurulu üyesi Dr. Ertu¤rul Tanr›kulu; 5 Haziran 2004’te yürürlü¤e giren yeni maden yasas›yla ÇED raporuna gerek kalmadan ormanlar›n, k›y›lar›n yok edildi¤ini söyledi. (‹stanbul)
Tekkeköy halk› santral istemiyor! AKSA ve Cengiz ‹nflaat taraf›ndan Samsun Tekkeköy ve Çarflamba ilçelerinde yap›lmak istenen 4 adet termik santral için yap›lan bilgilendirme toplant›s›nda köylüler santrali protesto etti. 28 Kas›m Çarflamba günü Tekkeköy Çavuflo¤lu Otel’de gerçeklefltirilen toplant›da kitle sloganlarla tepkisini dile getirerek, termik santrali istemediklerini hayk›rd›. Konuflmalar s›ras›nda Tekkeköy’den Celal Subafl›, santralin faydalar›n› anlatan konuflmac›ya “bize santrali anlatmay›n! Biz santralin ne oldu¤unu her gün soludu¤umuz havadan biliyoruz” diyerek tepki gösterdi. Mobil Santralin de kapat›lmas›n› da isteyen Tekkeköy halk› “Mobil santral kapat›ls›n”, “Termik santral istemiyoruz” sloganlar› ile toplant›y› terk etti. Halk›n tepkisi üzerine toplant› iptal edildi. Tekkeköy halk›, daha önce de Mobil Santral’in kapat›lmas› talebi ile birçok eylem düzenlemiflti. (H. Merkezi)
Sulama zamm›na tepki Hatay’›n Samanda¤ Ziraat Odas› Baflkan› Selim Kamac›, Sulama Birli¤i’nin son kongresinde dönüm bafl›na 75 YTL ücret al›nmas› yönündeki karar›n› elefltirdi. Kamac›, daha önceki fiyat›n düflürülmesini beklerken, böyle bir zamla karfl›laflt›klar›n› belirterek, “yap›lan bu zamm› çiftçilerimiz ad›na kabul etmeyece¤iz” dedi. Ço¤u köylünün suyu kullanmad›¤› halde, kullanm›fl gibi tahsilat yap›ld›¤›n› aktaran Kamac›, sulama suyunun kalitesinin de özellikle yaz aylar›nda tar›m alanlar›na zarar verdi¤ini kaydetti. Sulama Birli¤i’nin kirli sularla ilgili plan ve proje üretemedi¤ini kaydeden Kamac›, flunlar› ifade etti: “Sulama sezonunda önce gerekli mercilere bu konuda iflbirli¤i yap›p çiftçilerimize temiz su sunup, topraklar›m›z› çoraklaflmaktan kurtarmal›d›r. O zaman tahsil etti¤i paray› hak edecektir. Sulama Birli¤i sulama drenaj kanallar›n› kirleten baflta belediye ve di¤er kurumlardan çiftçilerin haklar›n› aramas› gerekiyor. Asi Nehri’nden ald›¤› kirli sular› drenaj kanallar›na ar›tarak vermelidir. Sadece tar›m alanlar›n› de¤il bu kirli sular insan sa¤l›¤›n› da tehdit etmektedir. Çiftçilerimizi ma¤dur edecek olan bu zamm›n biran önce geri al›nmas›n› istiyoruz.” (H. Merkezi)
IMF ve DB’nin belirlemifl oldu¤u politikalar do¤rultusunda hareket eden AKP hükümeti, ülke üretiminin di¤er sektörlerinde oldu¤u gibi tar›mda da emperyalist flirketleri ve onlarla iflbirli¤i halindeki yerli özel flirketleri hâkim hale getirmektedir. Tar›msal üretimin emperyalist ç›karlara uygun olarak tasfiye plan›n›n bir arac› olarak özellefltirmeler 22 Temmuz genel seçimlerinden sonra h›z kazanm›flt›r. fieker fabrikalar›n›n özellefltirilmesine dair aç›klanan planlar bunun en son örneklerinden olmufltur. ‹thal edilen tar›m ürünlerinden biri olarak fleker pancar›n›n Türkiye aç›s›ndan önemi büyüktür. Bunu anlamak için üretimdeki birkaç temel gerçe¤i bilmek yeterlidir. Ülkemizin 64 ilinde 15 milyon ton civar›nda üretilen fleker pancar›ndan 2 milyon ton fleker elde edilmektedir. Do¤rudan veya dolayl› olarak 10 milyon insan› ilgilendiren fleker pancar› yem sanayi, hayvanc›l›k, tafl›mac›l›k, biyoyak›t gibi yan sektörlere yapt›¤› katk› bak›m›ndan da ülkemizin en önemli tar›m ürünlerindendir. Ayr›ca en fazla istihdam sa¤layan tar›m ürünü de fleker pancar›d›r. Dünya fleker üretiminin yüzde 75’i fleker kam›fl›ndan elde edilirken yüzde 25’i ise fleker pancar›ndan sa¤lanmaktad›r. Türkiye, dünya fleker pancar› üretiminde yaklafl›k yüzde 7’lik pay ile Fransa, Almanya ve ABD’den sonra 4. s›rada yer al›yor. Avrupa’da ise yüzde 10’luk bir payla 3. s›rada bulunuyor. Ekonomiye katk›s› olarak de¤erlendirildi¤inde, fleker sektörü çal›flan say›s› olarak da ekonomik getirisiyle de Türkiye’de öncelikli s›ralarda yer al›yor. Fakat buna ra¤men özellefltirme kapsam›na al›n›yor.
a d n › n a z a k e Özellefltirm fleker eritiliyor
fiekerde özellefltirme serüveni Kotal› üretim sistemi ve özellefltirmelerle flekeri eritme yolunda h›zla ilerleyen AKP hükümeti, fleker sanayinin özellefltirme kapsam›na al›nmas›yla birlikte ilk olarak Amasya, Kütahya ve Adapazar› fleker fabrikalar›n› özellefltirmifltir. Daha sonra özellefltirilmesi planlanan ve ülkenin en verimli fleker fabrikalar› olan Ere¤li, Ilg›n ve Bor fleker fabrikalar› ise özellefltirme haz›rl›klar› için Sümer Holding’e devredilmifltir. Bu paralelde önce üretim kapasitesi düflürülecek ve daha sonra zarar ediyor gerekçesiyle do¤rudan sat›fla ç›kar›lacak. Türkfleker’in de özellefltirilmesiyle fleker pancar› üretimi ve üreticileri daha da zora girecektir. Son y›llarda üretime dair baz› veriler bugün bile fleker pancar› üreticisi köylülerin nas›l bir zorlukla karfl› karfl›ya oldu¤unu gösteriyor. fieker pancar› üretimini tehlikeye
sokan di¤er bir durum ise hükümetin bir türlü (!) önünü kes(e)medi¤i fleker kaçakç›l›¤›, kay›t d›fl› NBfi (Niflasta bazl› flekere) üretimi ve kimyasal tatland›r›c› üretimidir. Ülkeye sokulmas›na büyük oranda göz yumulan yüksek miktardaki kaçak fleker, NBfi üretimi ve kimyasal tatland›r›c›lar flekere olan talebi düflürmektedir. Devlet her zaman oldu¤u gibi fleker fabrikalar›n› özellefltirirken de ayn› çizgiyi izliyor. Öncelikle kurumlar›n zarar etti¤i iddia ediliyor veya bilinçli ad›mlarla gerçekten zarar ettiriliyor. Böylece devletin s›rt›nda yük oldu¤u, üreticiye katk›s› olmad›¤›n›n propagandas› yap›l›yor. Daha sonra ise devletin bu yükten kurtularak kaynak yaratmas› ad›yla, ayr›ca üretimin “verimli ve kaliteli” hale getirilece¤i argüman›yla özellefltirmeler gerçeklefltiriliyor. Somut örnekler de aç›kça göstermifltir ki özellefltirilen kurumlar devlete kazanç sa¤laman›n ötesinde sat›n alan yabanc› flirketlere büyük
İşçi/köylü kârlar sa¤lam›flt›r. Çokça propagandas› yap›lmas›na ra¤men özellefltirme süreçleri hiç de üretimi ilerletmemifl, tersine geriletmifltir.
Özellefltirmelere karfl› dur Geçti¤imiz y›l May›s ay›nda gündeme gelen Ere¤li, Ilg›n ve Bor fleker fabrikalar›n›n özellefltirilmesine karfl› Türkiye çap›nda eyleme geçen fieker‹fl Sendikas›, köylüleri alanlara ç›kartabilmifl ve özellefltirme sürecinin ertelenmesini sa¤lam›flt›. Bugün de TümKöy Sen, bu özellefltirmeye iflçiler, köylüler, üreticiler olarak karfl› duracaklar›n› aç›klamaktad›r. Özellefltirme süreci çeflitli tepkileri ve mücadeleleri tetikleyecektir. Bu mücadelelerde tav›rlar daha da netleflecek ve AKP hükümetinin de foyas› ortaya ç›kacakt›r. fieker pancar›nda görüldü¤ü gibi tar›m ve köylülü¤e dönük tasfiye politikalar› önümüzdeki y›llarda etkisini
Uzun süredir özellefltirme kapsam›nda olan fleker fabrikalar›yla üretim tehdit alt›nda tutulurken Ekim ay›nda 22 fabrikal› Türkfleker’in 24 ay içerisinde özellefltirile-
22 fabrikal› Türkfleker özellefltiriliyor ce¤i karar alt›na al›nd›. Böylece fleker pancar› üretimine son büyük darbenin de vurulaca¤› netleflmifl oldu. Köylünün fleker pancar› sö-
Köylüler, fosfat fabrikas›na karfl› örgütlenerek direniyor!
Köylerine kurulmak istenilen zenginlefltirilmifl fosfat tesisine karfl› bir süredir çeflitli eylemler düzenleyen Band›rma Sahil Yenice köylüleri, tesisin köylerinde kurulup kurulmamas›na yönelik referandum yapt›. Köyde yaflayan 550
kifliden 422’sinin kat›ld›¤› referandumda bütün köylüler tesisin yap›lmas›na “hay›r” oyu verdiler. Kurulacak bu tesisle topraklar›n›n kirlenece¤i ve üzerinde yaflanamayacak hale gelece¤ini belirten köylüler, tesise karfl› örgütlü bir flekilde mücadele yürüteceklerini vurguluyorlar. Band›rma Demokrasi Platformu’nun da destek verdi¤i köylüler, Band›rma’dan 20 araçl›k konvoyla referandumun yap›laca¤› Sahil Yenice köyüne gittiler. Köye 1 km uzakl›kta Demokrasi Platformu birleflenlerini karfl›layan, tek s›ra halinde bekleyen köylüler, ziyaretçilere k›rm›z› karanfil da¤›tarak yine tek
s›ra halinde birlikte köyün yolunu tuttular. Saat 17.30’da sona eren referandumda, Petrol-‹fl Band›rma fiube Baflkan› Recep Gökdeniz’in deklare etti¤i sonuçlara göre fabrikan›n kurulmas› için verilen oy say›s› 0, fabrikan›n kurulmamas› için verilen oy say›s› 422, geçersiz oy say›s› ise 0 ç›kt›. Oylama sonuçlar›n›n ard›ndan Sahil Yenice Köyü Muhtar› Yaflar Panç, köylerinin fabrikaya ihtiyac› olmad›¤›n› dile getirerek Türkiye’nin ceviz ihtiyac›n›n yüzde 85’inin köylerinden karfl›lad›¤›n›, a¤açlar›n›n ve çevrelerinin zehirlenmesine izin vermeyeceklerini dile getirdi.
Oktay Konyar ise Türkiye’nin her köflesinde benzer görüntülerin oldu¤unu ifade ederek, daha fazla kâr için do¤an›n tahrip edildi¤ini söyledi. Daha önceleri köylerinde siyanürlü alt›n aramas›na karfl› ç›kan Bergama köylülerinin direnifllerinde oldu¤u gibi bir araya gelerek örgütlenen Band›rma Sahil Yenice köylüleri yaflam alanlar›na kâr h›rs›yla yap›lmak istenilen fabrikaya karfl› seslerini duyurmaya devam ediyorlar. Yap›lan referanduma köyde yaflayan 550 kifliden 422’nin kat›larak hay›r oyunu kullanmas›, verilen mücadelenin bir sonucudur. (H. Merkezi)
“Türkiye Kyoto’yu ‹mzala” mitingi sona erdi Küresel Eylem Grubu’nun Kad›köy Meydan›’nda düzenledi¤i “Baflka bir enerji mümkün, Türkiye Kyoto’yu imzala” mitingine binlerce kifli kat›ld›. KESK, D‹SK, ÖDP, SDP, EMEP, Feminist Kad›n Çevresi, ‹stanbul Tabip Odas› (‹TO), Munzur Çevresi Derne¤i gibi çok say›da kurumun kat›ld›¤› miting oldukça coflkulu geçti. Kad›köy Tepe Natilius önünde toplanan ve “Nükleer Santrale hay›r”, “Kyoto’yu imzala” pankartlar›n› açan kitle Kad›köy ‹skele Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. S›k s›k, “Katil Bush, katil ABD gezegenimizi kirletme”, “Savafla hay›r”, “Baflka bir dünya mümkün”, “Gitsin Gökçek, gelsin su, gelsin cop inad›na isyan” fleklinde sloganlar atan kitle, Kad›köy ‹skele Meydan›’nda topland›. Miting Tertip Komitesi ad›na aç›l›fl konuflmas›n› yapan Nuray Yücel, otomotiv ve silah flirketlerinin çevreyi kirletmeye devam etti¤ini söyledi. Çevre kirlili¤inde ilk
üresel ›s›nmaya karfl› haz›rlanan Kyoto Sözleflmesini imzalamayan iki ülke: Türkiye ve ABD
K
önce yoksullar›n öldü¤ünü ifade eden Yücel, Batman’da ve di¤er illerde yaflanan sel felaketine dikkat çekerek, yaflanan ölümlere nükleer enerjinin neden oldu¤unu belirtti. ‹stanbul Milletvekili Ufuk Uras ise
yapt›¤› konuflmada, “‹ktidar›n dilinden konuflal›m, tanr›n›n yaratt›¤› atomu parçalamak en büyük fleytaniliktir” diyerek, Türkiye’nin Kyoto’yu imzalamas›n› istedi.
Bölge’de yaflanan insanlara zerre kadar de¤er verilmiyor fi›rnak Barosu ad›na konuflan Mehmet Balkan ise, Silopi’de faaliyet gösteren Kar-Key adl› termik santralin çevre illerde oldu¤u gibi Bölge illerinde de felaketlere yol
açaca¤›n› belirtti. Kar-Key adl› flirketin fi›rnak ‹l Genel Meclisi’nden yap› izni almamas›na ra¤men kaçak olarak faaliyet gösterdi¤ini söyleyen Balkan, “Kar-Key’in çevreye verdi¤i zararlarla ilgili olarak çevresel denetim yap›lmamaktad›r. Bu durum tamamen hukuk d›fl›d›r. Bu noktada yetkilileri sorumlulu¤a davet ediyoruz” dedi. Balkan konuflmas›na flöyle devam etti: “Bugün Samsun’da bir termik santral kurulmak istense Türkiye aya¤a kalkar ‘do¤ay› katlediyorsunuz’ diye k›yametler kopar›r. Oysa Silopi söz konusu olunca tamamen bir sükunet ve sessizlik yaflanmaktad›r. Bu durum Bölge’de yaflayan insanlara zerre kadar de¤er verilmedi¤inin bir göstergesidir. Biz fi›rnak’a Silopi’ye zehir bacalar› de¤il, doktor istiyoruz, ö¤retmen istiyoruz, iflsiz gençlerimize ifl istiyoruz, bu günümüzü de gelece¤imizi de karatt›¤›n›z yeter art›k.” Kaz›m Koyuncu’nun parçalar›n›n çal›nd›¤› miting müzik dinletisiyle sona erdi. (‹stanbul)
daha derinden hissettirmeye bafllayacakt›r. Tar›mda d›fla ba¤›ml›l›¤›n getirece¤i ekonomik külfet ekonomiyi geriletirken köylülerin de üretimden kopuflunu haz›rlayacakt›r. Tar›msal nüfus, üretimden koptu¤u her yerde büyük bir istihdam sorunu, ekonomik ve siyasi kriz nesnesi olmaya devam edecektir. Kuflkusuz ki bu krizin en çok yaflanaca¤› yer yine T. Kürdistan› olacakt›r. T. Kürdistan›’nda üretimin zaten s›n›rl› oldu¤u ve bu köklü darbelerin açl›k ve sefaleti körükleyece¤i aç›kt›r. GAP’›n iflas›n›n dillendirildi¤i bugünlerde bölge aç›s›ndan önemli bir ürün olan fleker pancar›ndaki gidiflat da bu iflas› büyütecektir. Bunun anlam› ekonomik, s›n›fsal ve bu temel üzerinde oluflan çeliflkilerin daha da keskinleflmesi demektir. Baflta T. Kürdistan› olmak üzere, ülkemiz köylülü¤ünün düzenle olan çeliflkileri örgütlenmek ve Demokratik Halk Devrimi mücadelesine kanalize edilmek zorundad›r.
küm ve teslim döneminde aç›klanan bu özellefltirme karar›yla AKP hükümeti, fleker pancar›n› kökünden söküp özel flirketlere teslim edece¤ini yans›tm›fl oldu. fieker pancar› üretiminin özel flirketlere teslim edilmesine yönelik ilk ad›mlar, IMF niyet mektuplar›ndaki taahhütlerle at›lm›flt›. Akabinde de 1998’de kotal› üretim sistemine geçilmifl, 2000’de fleker sanayi özellefltirme kapsam›na al›nm›flt›. 2001 y›l›nda ç›kar›lan fieker Kanunu ile niyet mektuplar›ndaki taahhütler hükme ba¤lanm›fl ve fleker pancar› üretimindeki gerileme h›z kazanm›flt›.
fiekerin tad› kaçt› Malatya fieker Fabrikas›’nda 55 gündür süren pancar al›m ve iflleme dönemi sona erdi. Fabrika bu y›l köylülerden toplam 237 bin ton pancar al›rken, geçen y›la göre üreticiden al›nan pancar miktar›ndaki 50 bin tonluk düflüfl dikkatlerden kaçmad›. Köylüden al›nan pancar›n bu y›lki kilogram fiyat› 9.5 Ykr (95 bin lira) iken, geçti¤imiz y›l ise 9.0 Ykr (90 bin lira) fiyat› üzerinden üreticiden pancar al›nd›. Pancar fiyat›ndaki art›fl oran›, üreticinin kulland›¤› mazot, tafl›ma, gübre ve sulama fiyatlar›ndaki art›fl› karfl›lamas› anlam›na gelirken, özellikle pancar ve tütün üretimi üzerindeki kota ile birlikte köylü kendi masraf›n› ç›karamaz duruma geldi. Geçti¤imiz 2006 y›l›n›n verilerine göre fabrika üreticiden toplam 287 bin ton pancar al›nm›flt›.
ZMO: “Üretici ürününden kâr edemiyor!” Ziraat Mühendisleri Odas›’n›n (ZMO) yapt›¤› bir araflt›rma sonuçlar› baflta bölge illerinde önemli tar›m ürünlerinden olan fleker pancar› ve tütün üretimindeki düflüflün cevab› olacak nitelikte. ZMO’nun yapt›¤› araflt›rmada 1988 y›l›nda 8 milyon 249 bin kiflinin çal›flt›¤› tar›m, hayvanc›l›k, ormanc›l›k ve bal›kç›l›k sektörünün toplam istihdamdaki pay› % 46.46 iken, 1988-2006 aral›¤›ndaki 18 y›ll›k dönemde sektörde çal›flan insan say›s›n›n 2.5 milyon civar›nda azal›p yaklafl›k 6 milyon civar›na düfltü¤ü tespit edilmifl. Tohum, gübre, tar›m ilac›, mazot fiyatlar› ortalama % 16 oran›nda artmas›na kar›fl›n tar›msal ürünlerin fiyatlar› ortalama % 25 düzeyinde gerilemifl. ZMO araflt›rmas›nda bu sonucun ortaya ç›kmas›ndaki en büyük etken ise üreticinin ürününden kâr edememesi ile birlikte tar›m ürünlerine uygulanan kotalar. (H. Merkezi)
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
Sakarya’da linç provas› Irkç›-floven dalgan›n yükselifle geçmesiyle birlikte gerçekleflen linç provalar›ndan biri de geçti¤imiz günlerde Sakarya’da yafland›. Birçok örnekte de yafland›¤› gibi, ilerici-devrimci-yurtsever ö¤rencileri, sokaktaki “Kürt görünümlü” insanlar› da hedef alan faflist sald›r›lar›n sonuncusu ise, geçti¤imiz günlerde TMfi taraf›ndan gözalt›na al›nan 20 yurtsever Kürt gencin sa¤l›k kontrolü için sa¤l›k oca¤›na götürülmesi s›ras›nda yafland›. Gençlerin Sa¤l›k Oca¤›’na getirilece¤ini ö¤renen elleri bayrakl› yaklafl›k 100 kifli, burada, içinde Kürt gençlerin bulundu¤u polis midibüsüne sald›rarak, linç girifliminde bulundular. Kalabal›¤›n giderek artmas› üzerine takviye ekipler gelirken, çevrede genifl önlemler al›nd›. Ancak devrimci-ilericiyurtsever çevrelerin yapt›¤› miting, bas›n aç›klamas› vb. eylemlere cop, panzer, biber gaz› gibi silahlarla azg›nca sald›r›lar gerçeklefltiren polisin, her zaman oldu¤u gibi, linç girifliminde bulunan bu azg›n ›rkç›-faflist güruhu sadece “sakinlefltirmekle” yetindi¤i gözlendi. Aralar›nda “flehit annesi” oldu¤unu iddia eden kad›nlar›n da bulundu¤u kalabal›k, ›rkç›-faflist sloganlar eflli¤inde, linç giriflimindeki ›srar›n› sürdürünce, Kürt gençler sa¤l›k oca¤›na götürülmeden, Adapazar› Adliyesi’ne götürüldüler. (Kartal)
Faflizme ve polis terörüne geçit vermeyece¤iz! PKK’nin 29. kurulufl y›ldönümünü kutlamak için 25 Kas›m günü ‹kitelli’de toplanan kitleye polis azg›nca sald›rd›. Daha yürüyüfl bafllamadan kitleye sald›ran polis gaz bombalar›n›n yan› s›ra havaya atefl ederek kitleyi da¤›tmaya çal›flt›. Polisin müdahalesi sonras› ara sokaklarda toplanan kitle fiili olarak eylemini sürdürdü. Daha sonra son süreçte faflist sald›r›lar›n bir parças› olan Türk bayra¤› as›l› olan baz› ev ve iflyerlerinin camlar› kitle taraf›ndan k›r›ld›. Eyleme kat›lanlardan baz›lar› gözalt›na al›nd›. Bu s›rada eylem an›nda Türk bayra¤› as›l› baz› ev ve iflyerlerinin camlar›n›n k›r›lmas›n› bahane eden sivil faflistler polis taraf›ndan yönlendirilerek Bahçelievler ve Sefaköy’den toplad›klar› faflistlerle ‹kitelli’de yürüyüfl yapt›lar. Tamam›na yak›n› ikitelli d›fl›ndan gelen faflist güruh arkalar›nda polisin deste¤iyle pompal› silahlar ve sat›r-sopalarla önce Birleflik ‹flçi Derne¤i, ard›ndan da Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nin camlar›n› ve kap›lar›n› k›rarak içerideki eflyalar› parçalad›lar. Daha sonra sloganlar atarak bir süre daha mahalle içerisinde yürüyüfl yaparak da¤›ld›lar. 27 Kas›m günü biraraya gelen devrimci demokrat kurumlar hem gözalt›lar› hem de polis ve sivil faflist sald›r›lar› protesto etmek için meflaleli yürüyüfl düzenlediler. Partizan, DTP, ESP, Birleflik ‹flçi Derne¤i ve HÖC’ün ortak düzenledi¤i DHP ve BDSP’nin destek verdi¤i eylemde “Faflizme ve Polis Terörüne Son” pankart› aç›larak meflaleler yak›ld›. 100 kiflinin kat›ld›¤› eylemin bafl›nda polis plastik mermiler ve gaz bombalar›yla kitleye sald›rd›. Sald›r›n›n ard›ndan barikatlar kurarak sald›r›y› püskürtmeye çal›flan kitle s›k s›k “Birlik-mücadele-zafer”, “Katil polis ‹kitelli’den defol”, “‹kitelli faflizme mezar olacak” sloganlar›n› att›. Eylemin öncesinde ve hemen ertesinde polis mahalleyi ablukaya alarak mahalle halk›na gözda¤› vermeye çal›flt›. Yine ayn› günlerde polis baz› evlere gece bask›n düzenleyerek HÖC üyesi 6 kifliyi daha önce yozlaflma ve çeteleflmeye karfl› yapm›fl olduklar› kampanyay› ve bu süreçteki bir tak›m faaliyetleri gerekçe göstererek gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar ç›kar›ld›klar› mahkemece tutuklanarak hapishaneye gönderildiler. (‹kitelli ‹K okurlar›)
Yükseltilen flovenizm ve ›rkç›l›¤a karfl› demokratik kitle örgütleri, devrimci, ilerici kurumlar ve DTP taraf›ndan 9 Aral›k günü yap›lmak istenen “Emperyalizme, flovenizme ve ›rkç›l›¤a karfl› yaflas›n iflçilerin birli¤i halklar›n kardeflli¤i” mitingi ‹stanbul Valili¤i taraf›ndan yasakland›. Valilik “huzur ve güven ortam›n›n bozulaca¤›” ve “yasad›fl› örgüt militanlar›n›n polise tafl, sopa ve molotof kokteyli ile karfl›l›k verece¤i” bilgisinin al›nd›¤›n› ileri sürerek miting baflvurusunu reddetti ve yap›lmas›n› yasaklad›. Mitingi örgütleyen kurumlar 9 Aral›k günü ‹HD ‹stanbul fiubesinde yapt›klar› bir bas›n toplant›s› ile Valili¤in yasakç› keyfi tutumunu protesto ettiler. Valili¤in mitingi yasaklamas›na ra¤men semtlerde çeflitli eylemler yapan kitle flovenizme ve ›rkç›l›¤a geçit verilmeyece¤ini hayk›r›ld›. 9 Aral›k günü ‹stanbul’u adeta k›fllaya çeviren polis, emekçi semtleri abluka alt›na ald›. Ana caddeleri, ara sokaklar› DTP il ve ilçe binalar›n› kuflatan polis terör estirdi. Devlet ald›¤› ola¤anüstü önlemlere ra¤men eylemlerin yap›lmas›n› engelleyemedi. Beyo¤lu’nda sloganlarla yürümek isteyen kitleye polis azg›nca sald›rd›. Bayramtepe’de “Êdî Bes e” sloganlar› atarak yürüyüfl yapan kitleye polis sald›rd›. Kitlenin barikat kurmas› ile yaflanan çat›flmada polis havaya atefl açt›. Gazi Mahallesi’nde devletin mitingi yasaklamas› protesto edildi. Saat 11.00’de “Özgürlük, adalet; halklara eflitlik” pankart›
14-27 Aralık 2007
Irkç›l›k ve flovenizme karfl›;
ARTIK YETER! ile Heykel Park’ta toplanan kitle sloganlarla yürüdü. Akflam saatlerinde düzenlenen eylemde yürüyüfle geçen kitleye polis gaz bombalar› ve panzerlerle sald›rd›. Ara sokaklara da¤›lan kitle burada polisle çat›flt›. 9 kifli gözalt›na al›nd›. Esenler’de AKP binas›na yürümek isteyen Esenler DTP ilçe örgütü polis barikat› ile karfl›laflt›. Kitlenin yürümesine izin vermeyen polisin bu tutumunun anti-demokratik oldu¤unu dile getiren kitle “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar›n› hayk›rd›. Okmeydan›’nda mitingin yasaklanmas›n›, flovenizmi ve ›rkç›l›¤› protesto etmek isteyen kitleye polis panzerlerle sald›rd›. Okmeydan›’n› havadan ve karadan ablu-
kaya alan polis ara sokaklara kadar girerek biber gaz› s›kt›. Kitle sald›r›lara molotofkokteyli ile karfl›l›k verirken çat›flmalar Fatma Girik Park›, Sa¤l›k Oca¤› önünde yo¤unlaflt›. Çat›flmalar›n sona ermesinden sonra polis panzerden mehter marfl› çalarak Okmeydan› sokaklar›nda “Ne mutlu Türküm diyene” sloganlar› ile yürüyüfl yapt›. Kanarya Mahallesi’nde Kürt halk›na yönelik imha ve inkâr politikalar›na karfl› soka¤a ç›kan kitle polis sald›r›s› ile karfl›laflt›. Furkan Market önünde toplanarak sar›, k›rm›z›, yeflil renkli “Edî Bes e” pankart› açan kitle bir süre fiahin Caddesinde yürüdükten sonra polisin gaz bombal› sald›r›s›
ile karfl›laflt›. Sald›r›ya molotofkokteyli ile karfl›l›k veren kitle ara sokaklarda polisle çat›flt›. Esenyurt’ta da yasa¤› protesto etmek amac›yla DTP ilçe binas› önünden Cumhuriyet Caddesine kadar “Biji biratiya gelan” sloganlar› ile yüründü. Alibeyköy’de Veysel Karani park›nda toplanan kitle buradan Dörtyol’a yürüdü. Polis kurdu¤u barikat ile kitlenin yürümesini engellemek istedi ancak kitlenin kararl› duruflu sonucu geri ad›m atmak zorunda kald›. Kartal Meydan›nda biraraya gelen DTP, Partizan, EMEP, E¤itim-Sen Kartal fiubesi, EKD, U‹DDER mitingin yasaklanmas›n› protesto etti. Bas›n aç›klamas›n› okuyan DTP Kartal ilçe baflkan› Süleyman Özcan; halklar›n birbirine k›rd›r›lmaya çal›fl›ld›¤›n› söyledi. (H. Merkezi)
Polis terörüne ve operasyonlara Edî Bes e! Ankara’da Al›nteri, BDSP, DHP, ESP, EHP, TÜM-‹GD, Odak ve Partizan 5 Kas›m 2007 tarihinde Yüksel Caddesi’nde bir araya gelerek s›n›rötesi operasyon haz›rl›klar›, DTP’nin kapat›lmaya çal›fl›lmas› ve polisin yetkilerini s›n›rs›z kullanmas›n› protesto etti. Ankara 78’liler Birlik ve Dayan›flma Derne¤i’nin de destek verdi¤i aç›klamada yap›lan konuflmalarda inkar ve imha politikas›nda ›srar eden devletin Kürtlerin iradesinin yans›d›¤› tüm alanlarda kapsaml› bir sald›r›ya giriflti¤ine dikkat çekildi. Yine yürürlü¤e konulan Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunuyla halka dönük sald›r›lar›n artmas›n›n hedeflendi¤i ve 6 ayda 34 ölümle istenilen hedefe ulafl›ld›¤› vurguland›. (Ankara)
Jandarma Sar›gazi’de halklar›n kardeflli¤ine sald›rd› Sar›gazi’de yap›lmak istenen protesto eylemine jandarman›n azg›nca sald›rmas› üzerine, çat›flma ç›kt›. 200’den fazla kiflinin kat›ld›¤› eylemde, Demokrasi Caddesi boyunca yürüyüfle geçen kitle, jandarman›n yürüyüfl s›ras›nda sald›r›ya geçmesiyle birlikte barikat kurarak direnifle geçti. K›sa sürede ara sokaklara yay›lan çat›flmalar s›ras›nda, ana caddeyi trafi¤e kapatan ey-
lemciler, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan›n› hayk›rd›lar. Jandarma terörüne ba¤l› çat›flmalar, uzunca süre devam ederken, çok say›da kifli de gözalt›na al›nd›. Jandarma ayr›ca Sar›gazi yolunu Samandra’n›n giriflinden itibaren tutarak, araçlarda kimlik kontrolü ve arama yapt›, böylelikle mahalleye girifl ç›k›fllar› da engelledi. (Kartal)
Xwelîye Zindîye Rojname*: Özgür Ülke 4 Aral›k 1994 tarihinde bir gazete “Bu atefl sizi de yakar” manfletiyle ç›kt›. Çünkü Türkiye’de bir gazete 3 Aral›k’› 4 Aral›k’a ba¤layan gece bombaland›. “Bu gazeteyi bertaraf edin!” talimat›yla gerçeklefltirilen Özgür Ülke gazetesinin bombalanmas›, 1 gazete çal›flan›n›n yaflam›n› kaybetmesine ve 23 gazete çal›flan›n›n da yaralanmas›na neden oldu. Bombal› sald›r›da hayat›n› kaybeden Ersin Y›ld›z ne yaz›k ki demokrasi ve özgürlükler ülkesi olarak lanse edilen Türkiye’de ne bir ilk ne de son oldu. Bombalaman›n en dikkat çekici noktas› ise faillerini devletin güvenlik güçlerinin
de¤il, bombalanan gazetenin kendisinin ortaya ç›karmas› oldu. Bombalamadan 15 gün sonra ortaya ç›kan “gizli” ibareli belge, her fleyi anlatmaya yetiyordu. Çünkü “bertaraf edin” talimat›n›n yer ald›¤› belgenin alt›nda dönemin Baflbakan› Tansu Çiller’in imzas› vard›. “Özgürlükler ülkesi” Türkiye’de s›n›rs›z bas›n yasa¤›, muhalif olan gazeteleri susturma çabalar› gibi yüzlerce olay yaflanm›flt›r/yaflanmaya da devam etmektedir. Kimileri bizzat devletin sald›r›lar› ile kimileri ise devlet destekli infaz senaryolar›yla yaflan›yor bu sald›r›lar. Dün bombalayan devlet bugün de susturma çaba-
s› ile tüm muhalif yay›nlara yönelik ya toplatmalarla ya da kapatmalarla sald›r›lar›n› sürdürüyor. Özgür Ülke Gazetesi’ne yap›lan bombal› sald›r›n›n ard›ndan gazeteye destek ya¤m›fl, gazetenin bombalamada kullan›lamaz hale gelen ve flu anda AKP Eminönü ‹lçe Örgütü olarak kullan›lan binas›n›n önü günlerce Özgür Ülke dostlar›n›n ak›n›na u¤ram›fl, sahiplenmenin en güzeli yaflanm›flt›.
Sald›r›n›n y›ldönümünde, ayn› yerde Özgür Gündem ve Azadiye Welat gazetesi 4 Aral›k 2007 tarihin-
de bombalanan Özgür Ülke gazetesinin eski binas›n›n önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klama Ersin Y›ld›z flahs›nda tüm demokrasi flehitleri için sayg› duruflu ile bafllad›. Ard›ndan haz›rlanan bas›n metnini Özgür Gündem gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Yüksel Genç okudu. Yüksel Genç “gazetelerinin ilk günden bu yana sürekli militarist güçlerin direkt hedefi oldu¤unu” dile getirdi. Genç, “Tansu Çiller döneminde ‘bertaraf edin’ aç›klamas›yla bombalanan gazete, bugün Genelkurmay Baflkan›n›n söylemleri üzerine defalarca kapatma cezas›yla karfl› karfl›ya kal›yor. Bunun en tipik örnekleri Ülkede Özgür
fiehit aileleri cenazelerini almak için yollarda 2004 y›l›ndan bu yana fi›rnak’taki çat›flmalarda flehit düflen 45 gerillan›n cenazesi “Cenazenin yerini bilmiyoruz”, “Operasyon bölgesinde kald›”, “DNA testi gerekiyor” gerekçeleri sunularak ailelerine teslim edilmedi. Ölümlerine iliflkin sadece operasyonlarda, çat›flmalarda flehit düfltüklerine dair bilgileri bulunan aileler, Diyarbak›r’da biraraya gelerek devletin kendilerine ver-
leler içerisinde kaybedilmifl binlerce insan özellikle T. Kürdistan›’na ait olan topraklarda bulunmakta. Devletin özellikle 90’l› y›llarda s›kça baflvurdu¤u uygulamalardan biri olan toplu mezarlar bugün bir bir a盤a ç›k›yor. O günün koflullar›nda da benzer gerekçelerle ailelerine teslim edilmeyen cesetlerden bugüne kalan kemik parçalar›ndan dahi anlafl›lmaktad›r hangi ruh
dikleri bilgiler do¤rultusunda fi›rnak’a giderek cenazelerini almak için giriflimlerde bulundu. Özgürlük düfllerini gerçek k›lmak, çocuklar›n kendi dilleriyle oyunlar oynad›¤› korkusuzca büyüyece¤i günleri yaratmak için da¤lara ç›kan gençlerin bu mücadele içerisinde ödedi¤i en a¤›r bedellerden biridir kuflkusuz flehit düflmek. Toplu mezarl›k ülkesi haline getirilmifl bir co¤rafyada yüzy›llard›r hakl› mücade-
hali içerisinde neden gizlice gömüldü¤ü onlarca gerillan›n. Operasyonlarda kullan›lan kimyasal silah gerçekli¤ini gizlemek, cesetlere yap›lan iflkencelerin ortaya ç›kmas›ndan do¤acak “infiallerin” önüne geçmek, genellikle bir operasyonda 15’in üzerinde olan kayb›n (toplu mezarlardan ç›kan ceset say›s›) rakam itibariyle toplumda devletin katliamc› yüzünü daha net ortaya ç›karacak olan çat›flmalar› gizlemektir bu ruh halinin gerçek ifa-
desi. Dün yaflananlar›n dünde kald›¤›n› zannedenler a盤a ç›kan her toplu mezarda ya da infazda, katliamda, gizli operasyonlarda kurumlar›n yada ailelerin bir süreç bafllatmas›n›n önünde onlarca engel yaratmaya çal›flmaktad›r. fi›rnak’taki çat›flmalarda evlatlar›n› yitirmifl olan ailelerin cenazelerini kendilerinin almalar› için yapt›klar› giriflimlerin yan›ts›z kalmas› gibi. 45 flehit biliniyor flu an fi›rnak’ta al›nmay› bekleyen. 45’inin de isimleri ve flehit düfltükleri yer net olarak biliniyor. Daha 2 ay önce “operasyon bölgesidir biz gidip alam›yoruz, can güvenli¤imiz yok” denilen aileler yollara düflüp evlatlar›n›n art›k tan›nmayacak olan cenazelerini alm›flt›. Yine fi›rnak yollar›na düflmüfltü 4 flehit gerillan›n ailesi, üstelik pefllerinde “can güvenli¤i olmayan” konvoylarla birlikte. 3 Kas›m günü ‹HD Diyarbak›r fiubesi’nde bas›n aç›klamas› yapan aileler birçok kez fi›rnak Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›na baflvurarak giriflimlerde bulunmalar›na ra¤men her seferinde olumsuz yan›t ald›klar›n› ancak tüm bu yaklafl›mlar›n cans›z da olsa evlatlar›na ulaflma çabalar›ndan kimseyi al›koyamayaca¤›n› kararl› bir flekilde ifade ettiler. Duyarl› tüm kesimleri kendilerinin bafllatt›¤› bu giriflime destek vermeye ça¤›ran aileler aç›klamadan sonra fi›rnak’a do¤ru hareket ettiler. Öncelikle fi›rnak’taki flehit ailelerine ziyaretler düzenleyen, hiç tan›mad›klar›
ama egemenlerin kendilerine reva gördü¤ü kader karfl›s›nda bir araya gelen aileler tüm kesimleri sürecin içerisine katmay› hedefleyerek devam ediyorlar yola. fiehit ailelerinin sürece katt›¤› kesimlerle birlikte daha kitlesel yapt›¤› baflvurular›n tümünün sonuçsuz kalmas› üzerine “buras› son de¤il bafllang›çt›r” diyerek açl›k grevi yapmaya bafllad›lar ve merkezi eylemlilikler örgütlemeyi hedeflediler ve 8 Aral›k günü Çukurova’dan bafllayacak olan “Yeter art›k cenazelerimizi verin” slogan›yla gerçeklefltirecekleri yürüyüflü bir çok kentin kat›l›m›yla birlikte örgütlemeye bafllad›lar. 9 Aral›k Batman, fianl›urfa, Diyarbak›r, Mardin, Siirt gibi Türkiye’nin birçok ilinden hareket ederek seslerini hükümete de duyurmaya çal›flan ailelerin yürüyüflüne binlerce insan destek vermek için Cizre’ye ulaflt›. Binlerin karfl›lad›¤› konvoydakilerin kitleyle bulufltu¤u esnada polisin provokatif tutumu sonucu ç›kan arbedede iki kifli gözalt›na al›nd›. Konvoy sloganlarla fi›rnak’a u¤urland›. Yol boyunca z›lg›t ve sloganlarla ilerleyen konvoy güzergah boyunca binlerce insan›n coflkulu selamlamalar›yla yoluna devam ediyor. Hareket edilen illerde yo¤un “güvenlik” önlemleri alan polisin provokatif tutumlar›na karfl› sa¤duyulu olmaya çal›flan flehit ailelerinin en son fi›rnak’ta herkesin kimlik taramas›ndan geçirilece¤i haberi hala gerginli¤in sürmesine devam ediyor.
Gündem ve Gündem Gazetesi. Genelkurmay Baflkan› Orgeneral Yaflar Büyükan›t, 10 Kas›m 2006’da Gazi Orduevi’nde yapt›¤› bas›n toplant›s›nda ‘PKK’nin dergileri ve günlük gazeteleri yay›nlan›yor’ aç›klamalar› ile hedef gösteriliyor” dedi. Aç›klama konuflmalar›n ard›ndan alk›fllarla sona erdi. (‹stanbul) *Küllerinden do¤an gazete
Faflist sald›r›lara izin vermeyece¤iz! Elimize posta kanal›yla ulaflan TKP/ML militanlar› imzal› bir bildiriden ‹stanbul’un ‹kitelli semtinde Parseller Caddesi son dura¤a TKP/ML T‹KKO imzal› bir pankart as›ld›¤› ö¤renildi. Son süreçte Kürt halk› hedef gözetilerek, genelde ise tüm devrimci, demokrat ve ilerici insanlara yönelik gelifltirilen ›rkç›-faflist sald›r›lara bir tepki ve özellikle bu sald›r›lar›n emekçi semtlerde bir parças› olan sivil faflistlere uyar› amaçl› bir eylem gerçeklefltirildi¤i söylenen bildiride ‹stanbul Küçükçekmece’ye ba¤l› ‹kitelli semtinde geçti¤imiz günlerde HÖC, Birleflik ‹flçi Derne¤i ve Anzela Kültür Merkezi’ne yönelik yap›lan faflist sald›r›lar baflta olmak üzere daha önceki sald›r›larda da aktif rol oynayan Figaro Erkek Kuaförü’nün sahibine uyar› amaçl› bir not b›rak›lm›flt›r. 10 Aral›k sabah› b›rak›lan bu mektupta bunun flimdilik sadece bir uyar› oldu¤u, faflist faaliyetlerine devam etti¤i takdirde bundan sonraki uyar›n›n sözlü olmaktan ç›kaca¤› ve TKP/ML-T‹KKO taraf›ndan cezaland›r›laca¤› belirtilmifltir. Uyar› eyleminin d›fl›nda iflyerinin tam karfl›s›nda, ayn› zamanda ‹kitelli’nin en ifllek caddesi olan Parseller Caddesi son dura¤a “Faflist sald›r›lara izin vermeyece¤iz-TKP/ML T‹KKO” yaz›l› bir pankart as›lm›flt›r” denildi.
İşçi-köylü 7
14-27 Aralık 2007
aj t r o p ö R
Halkın gündemi
F Tipi Hapishanede kalan bir adli tutukluyla röportaj
“Kendi yönetmeliklerini bile lehimize uygulam›yorlar” “Siyasi tutsaklar›n mücadelesini destekleyen, seslerini duyuran sivil toplum örgütleri gibi bizim örgütlerimiz yok. Onlardan bizlere ilgili olmalar›n› bekliyoruz.”
- Merhabalar. Adli bir olaydan dolay› F tipi hapishanede tutuluyorsunuz. Bize biraz kendinizi tan›t›r m›s›n›z? - Oldukça uzun bir süre oldu. Muhtelif kereler yat›p ç›kt›m. F tipinden önce baflka hapishanelerde de yatm›fll›¤›m var. En son buraya getirildim. - Bu deneyimlerinize bakt›¤›n›zda adli tutuklu ve hükümlü-
lerin birbirleriyle iliflkilerini nas›l de¤erlendiriyorsunuz? - Ko¤ufl sistemli kapal› hapishanelerde eskiden arkadafll›k, dostluk ve birlik adli mahkumlar aras›nda ön plandayd›. Ancak F tipi hapishanelere yani hücre sistemine geçtikten sonra dostluk, arkadafll›k, birlik pek kalmad› adliler aras›nda. - F tipi hapishaneler bugüne kadar daha çok siyasi tutsaklar üzerinden gündemleflti. Bu uygulamalara sizler de maruz kal›yorsunuz. Bize bunlardan bahseder misin? - Biz adliler de haliyle büyük oranda tecrit ortam›ndan etkileniyoruz. Bir kere sosyalleflme söz konusu de¤il. Üç kifliyi idare bir araya veriyor. Mesela dengesiz bir eroinmanla nas›l sohbet edersiniz, güvenirsiniz? Kald› ki senelerce ay-
‹HD’den Ege Bölgesi hak ihlalleri raporu Ege Bölgesi’nde son 6 ayda yaflanan hak ihlallerini bir rapor halinde aç›klayan ‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Lütfü Demirk›p›, bölgede Kürtlere yönelik linç giriflimlerinin korkutucu bir boyuta ulaflt›¤›n› söyledi. Hapishanelerdeki uygulamalara da dikkat çeken Demirkap›, polis yetkilerine yönelik ç›kar›lan yeni yasa sonras› polisin bulaflt›¤› hak ihlallerinde büyük art›fl›n yafland›¤›n›, iflkencenin de art›k “kay›t d›fl›” hale geldi¤ini dile getirdi. Ç›kar›lan Polis Selahiyetleri Kanunu’yla iflkencenin daha da artt›¤›n› aktaran Demirkap›, “kay›t d›fl› iflkence gibi yöntemler insan haklar› literatürüne de girmifltir” diyerek kad›nlara ve çocuklara yönelik fliddet ve ihlallerinde de olanca h›z›yla sürdü¤ünü aktard›. (H. Merkezi)
‹HD Cezaevi Komisyonu’ndan eylem ‹HD ‹stanbul fiubesi Cezaevi Komisyonu taraf›ndan 28 Kas›m 2007 tarihinde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Son dönemde hapishanelerde artan sald›r›larla ilgili yap›lan aç›klama Galatasaray Postanesi önünde gerçekleflti. Devletin kan dökerek uygulamaya koydu¤u, sald›r›lar›n ve keyfi uygulamalar›n yafland›¤›, onursuz aramalar›n dayat›ld›¤› hapishanelerdeki hak gasplar›n›n anlat›ld›¤› aç›klamada, tutsaklara ayakkab› aramas› dayat›ld›¤›, mektup ve iletiflim koflullar›n›n engellendi¤i, her karfl› koyuflta keyfi ceza uygulamalar›n›n yafland›¤› dile getirildi. Hapishanede yaflanan olaylar›n anlat›ld›¤› aç›klamada son olarak “Tekirda¤ 1–2 No’lu F Tipi hapishanelerinde 27.10.2007 Cumartesi günü tatil gününde genel arama ad› alt›nda hücrelere girilmifl, tutsaklar tekme tokat dövülerek darp edilmifl, revire ç›kar›lmak isteyen tutsaklar ise 4 gün sonra revire ç›kar›lm›flt›r” denildi. (‹stanbul)
n› insanla kalmak zorundas›n›z. Yan hücrelerde kalanlarla bile görüflmemiz olanaks›z. Dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaflamay›z. Yandaki hücrede ölseler haberimiz olmaz. - Ortak ç›k›lan alanlar yok mu? - Spor, sohbet, kütüphane ve atölye gibi faaliyetlere ç›kmam›z gerekiyor. Bu faaliyetler bile aramalar, aç›k görüfller öne sürülerek haftada bir ç›kabilece¤imiz halde ayda bir ç›kar›l›yoruz. Ve bu faaliyetler idare taraf›ndan “keseriz” fleklinde tehdit olarak kullan›l›yor. Tüm bunlar›n yan› s›ra hukuksal tecriti de yafl›yoruz. Yasal, hukuksal haklar›m›z idarenin keyfine kal›yor. Dilekçe ve mektup yazma hakk›m›z kanunsuzca elimizden al›n›yor. Postalar›m›z engelleniyor. Gelenleri vermiyorlar. D›flar›dan ad›m›za gelen paralar›n kaybolmas› çok s›k yaflan›yor. Resmi kurumlara sunulmas›n› istedi¤imiz dilekçelerimiz de d›flar›ya ç›kar›lm›yor. En üzücüsü, adicesi de, temyiz ve ilgili mahkemelere savunmam›z ile ilgili yaz›lar›m›z da ç›km›yor. Bu uygulamalar› kimsesi ve avukat› bulunmayan arkadafllar›m›z çok s›k
yafl›yorlar. Hastaneye gitmek bafll› bafl›na bir sorun. Yan›mdaki adli arkadafl kalp krizi geçirdi. Hastaneye bile sevk etmediler. Bir tane aspirin getirdiler. Hastaneye sa¤lam giden arkadafllar bile hasta dönüyorlar. Bu yüzden ço¤u kimse hastaneye gitmeyi istemez. Düne kadar ilaç bedelleri bile hesab›m›zdan kesiliyordu. Siyasi arkadafllar›n mücadelesi sonucunda flimdi kesilmiyor. - Adli tutuklular aras›nda tredman uygulamalar› nas›l yans›yor? - Bu uygulamalar hiç de Meclis’te nutuk att›klar› gibi de¤il. Keza siyasi tutsaklara yap›lan alçakça uygulamalar› biz de görüyoruz, maruz kal›yoruz. Adlilere sohbet, spor vs. sözde kal›yor. Tan›mad›¤›m›z, belki de idarenin adamlar›yla faaliyete ç›kart›l›yoruz. Faaliyetin gün ve saatlerini sorgusuz, sualsiz de¤ifltirir, ertelerler. - Adli tutuklu, hükümlülerin siyasi tutsaklara bak›fl› nas›ld›r, iliflkileri nas›ld›r? - Ben siyasi tutsaklar›n mücadelesini hep gönülden destekledi¤im gibi sayg› da duyar›m. Çünkü flu an buras› Irak hapishanelerine veya
Guantanamo’ya dönmemiflse bunu siyasi tutsaklara borçluyuz bir anlamda. Ancak adlilerin belirli bir k›sm› siyasileri aynen jandarma ve idarenin dayatmas›yla kötü bak›yor. Ama hapishane içinde siyasilerle temas edince flafl›r›yorlar. - Devlet, hapishanelerin suçlular›n ›slah oldu¤u yerler oldu¤unu iddia ediyor. Gerçekte böyle bir durum gözlemliyor musunuz? - Bu nevi uygulamalarla suçlular› topluma kazand›rmalar› imkans›z bir kere. Zira kendi yönetmeliklerini bile lehimize uygulam›yorlar. Ayda bir iki saat atölye, birkaç saat sohbete ç›karmakla ne denli yetenek geliflir, sosyalleflir insan. - Bizler arac›l›¤›yla devrimcidemokratik kamuoyuna iletmek istedi¤iniz bir mesaj›n›z var m›? - Asl›nda çok fley söylemek isterim. Zira bizler sesimizi çok fazla duyuram›yoruz. Bizler ve ailelerimiz F tipi hapishanelerde ma¤dur oluyoruz, haks›zl›¤a u¤ruyoruz. Siyasi tutsaklar›n mücadelesini destekleyen, seslerini duyuran sivil toplum örgütleri gibi bizim örgütlerimiz yok. Onlardan bizlere ilgili olmalar›n› bekliyoruz.
ser M›zrak’›n cenazesinin otopsiden sonra Adli T›p Kurumu’na götürüldü¤ü ö¤renildi. Çat›flma öncesinde eve geldi¤i iddia edilen Sezgin Çelik isimli kifli ise örgüt üyesi oldu¤u iddias›yla gözalt›na al›nd›. Bas›na ilk yans›yan haberlere göre 1993 y›l›nda ‹zmir’de gözalt›na al›narak tutuklanan Kevser M›zrak, Uflak E Tipi Hapishanesinde bulundu¤u s›rada Ölüm Orucuna kat›lm›fl, sa¤l›k durumunun kötüleflmesi üzeri-
ne 2002 y›l›nda tahliye edilmiflti. Olay›n geliflimine dair kesin bilgiye ulafl›lamaz iken gazetemizin bas›m aflamas›nda oldu¤u s›rada polisin komplolar›na karfl› Kevser M›zrak’› sahiplenmek amac›yla HÖC, Partizan, ESP ve DHP Adli T›p Kurumu morgunun önünde topland›. Polisin Kevser M›zrak’›n cenazesini kaç›rarak köyüne götürdü¤ü edindi¤imiz haberler aras›nda. (H. Merkezi)
Dikkat; polis ç›kabilir! ‹stanbul Avc›lar’da evinin arkas›ndaki parkta oturan Feyzullah Ete isimli Kürt genci, 22 Kas›m günü polis tekmesi ile öldürülmüfltü. Ard›ndan 25 Kas›m günü ‹zmir’de Baran Tursun, dur ihtar›na uymad›¤› gerekçesiyle “havaya aç›lan” uyar› atefli sonuç kafas›ndan vurularak öldürüldü. 1 Aral›k günü topra¤a verilen Baran Tursun’un ailesi cenazede polise öfkesini dile getirdi. Tursun’un öldürülmesinden birkaç gün sonra 7 Aral›k’ta ‹zmir Konak’ta arabas›ndan inmeyen Erdinç Yarafl›k polis taraf›ndan kurflun-
land›. Son bir ay içinde yaflanan polis vahfleti dikkatleri yeniden polisin icraatlar›na çevirdi. “Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu”nun ç›kar›lmas› ile birlikte gündemi daha fazla meflgul eden polis terörü s›n›r tan›m›yor. Son iki y›l içinde 34 kifli polis kurflunu ile katledildi. Polis bu yasa ile sokaklar›n efendili¤ine soyundu¤unu herkese gösterdi.
Sokaklar›n efendisi polis! Atefl etmek, iflkence yapmak için her zaman “hakl›” bir
neden bulan polisin sicili oldukça kabar›k. 11 May›s 2007 günü F›nd›kzade’de sivil plakal› bir araçtaki bomba imha ekibi “dur” ihtar›na uymad›¤›n› öne sürdü¤ü bir arabaya atefl açt›. Aytekin Arnavuto¤lu kurflunlanarak öldürüldü. Polisler tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›ld›. 8 fiubat 2007’de ‹stanbul Okmeydan›’nda “dur” ihtar›na uymad›¤› gerekçesiyle bir araca atefl eden polisler, Emrah Derviflo¤lu’nu öldürdü. 10 May›s 2007’de Kamil Erkol, evini basarak asker kaça¤› oldu¤u gerekçesiyle gözalt›na almak isteyen polislerle tart›fl›nca arabadan inen di¤er bir polis taraf›ndan kurflunlanarak yaraland›. Bunlara onlarca örne¤i eklemek mümkün...
Polisler aklan›yor! Tüm bu yaflananlar polisin görevinin toplumda korku yaratmak, toplumu sindirmek, yozlaflt›rmak ve teslim almak oldu¤unu da gösteriyor. Birkaç ayda bir medyaya yans›yan ka-
F Tipi hapishanelerde yaflanan sorunlarla ve h›z kazanan sald›r›larla ilgili DHP, ESP, HÖC, Odak, ÖMP ve Partizan ortak bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nden ve Gebze M Tipi Hapishanesi’nden yak›n zamanda tahliye olan tutsaklar ‹nan Do¤an, Hüseyin Irmak, Özgür Ertürk ve Ayten Öztürk hapishanelerde yaflanan sald›r›lar›n ve keyfi uygulamalar›n canl› tan›klar› olarak F Tipi hapishaneleri anlatt›.
Ersel Tutkuner yaln›z de¤ildir! Mu¤la’da yaflanan faflist sald›r›lar bitmek bilmiyor. Daha önce gözalt›na al›nan 42 kifliden mahkemeye sevk edilen 9 kifli tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›lm›flt›. Bu karara itiraz eden Savc›, 28 Kas›m günü Ersel Tutkuner hakk›nda tutuklama karar› ç›kartm›fl ve arkadafl›m›z tutuklanarak hapishaneye götürülmüfltür. Bunun üzerine aralar›nda YDG’nin de oldu¤u birçok demokratik kitle örgütü bu durumu 1 Aral›k’ta S›n›rs›zl›k Meydan›’nda protesto ederek Ersel Tutkuner’in serbest b›rak›lmas›n› istedi. 2 Aral›k akflam› ise S›n›rs›zl›k Meydan›’nda demokrat bir ö¤renci, ülkücü faflistlerin sald›r›s›na u¤rayarak 2 yerinden b›çakland›. Olay, çevredeki polislerin bir soka¤›n köflesinden dönmesinin hemen ard›ndan yaflanm›fl ve an›nda olay yerine gelen Çevik Kuvvet, ülkücü faflistleri yakalayaca¤›na yaral› arkadafl›m›z› “sen kimsin, kimli¤ini ç›kar” gibi söylemlerle olay yerinde sorgulamaya çal›flm›flt›r. (Mu¤la YDG)
Ferhat Gerçek yürüyemeyecek!
Ankara’da yarg›s›z infaz! 10 Aral›k 2007 tarihinde Ankara’da hücre evi oldu¤u iddias›yla bir eve bask›n düzenleyen polis bir devrimciyi katletti. Cebeci Kurtulufl Dede Efendi 1. Sokak’ta DHKP/C’ ye üye oldu¤u iddias› ile gözalt›na al›nan bir kiflinin ard›ndan ayn› sokakta bir eve sisi bombalar› atarak bask›n düzenleyen polis, evde bulunan Kevser M›zrak’› infaz etti. Ayn› sokakta gözalt›na al›nan kiflinin ise emniyette sorgusu sürüyor. Kev-
Eski tutsaklar konufltu!
çakç›l›k ve uyuflturucu operasyonlar›nda sorumlular›n büyük bir bölümünün polis olmas› da bu gerçe¤e dikkat çekiyor. Adalet yarg› mekanizmas›, hakk›n› arayan emekçilere ilerici devrimcilere yönelik atefl püskürürken polislere dokunmuyor.
Susma sustukça s›ra sana gelecek! Yaflanan tüm bu geliflmeler karfl›s›nda emekçilerin, iflçilerin, köylülerin, ilerici, demokrat ve ayd›nlar›n sesini yükseltmesi, tepki göstermesi büyük önem kazan›yor. Polis fliddetine, iflkence ve kötü muameleye dikkat çekmek, insan haklar› ihlallerine karfl› ç›kmak acil bir ihtiyaç. Polisin fliddetine maruz kalan bu kesimlerle bir araya gelmek, kamuoyunda duyarl›l›k yaratmak demokratikleflme mücadelesinin önemli bir parças›n› oluflturuyor. Bunun için oluflturulacak birliktelikler, yap›lacak çal›flmalar polisin yarg›lanmas› içinde önemli bir bas›nç oluflturacakt›r. (H. Merkezi)
Ferhat Gerçek, 7 Ekim 2007 tarihine kadar yürüyebiliyordu. Ancak o tarihten sonra Ferhat, hayat›n›n devam›n› tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda b›rak›ld›. Çünkü O, 07 Kas›m 2007 tarihinde Yenibosna’da Yürüyüfl Dergisi da¤›t›m› yaparken s›rt›ndan vuruldu. S›n›rs›z yetkilerini kullanarak, geniflletilmifl vazifesini yapan polis, Ferhat’› s›rt›ndan vurdu ve felç olmas›na neden oldu. Ferhat’›n “Beni vuran polisti. Vuran polisi gördüm” sözlerine ra¤men katil polis hala yarg›lanm›yor-yarg›lanam›yor. Ferhat’› vuran polisin yarg›lanmas› talebiyle bas›n aç›klamas› yapan Temel Haklar Federasyonu üyeleri 1 Aral›k 2007 tarihinde Taksim Tramvay dura¤›nda bir araya geldi. Eylemde Gerçek’in ilk olmad›¤›n› dile getiren Federasyon üyeleri “bu ülkede kimse üniformalar›n, resmi kimliklerin, özel statülerin kurban› olmamal›. Ne Festus Okey, ne Esenyurt’taki iflçi, ne de ‹zmir’deki genç kimse öldürülmemeli, sakat b›rak›lmamal›d›r” dedi. (‹stanbul)
‹ntifadan›n y›ldönümünde Filistin’e selam Filistin Halk›yla Dayan›flma Derne¤i üyeleri ‹ntifadan›n y›ldönümünde intifaday› ve tafl generalleri selamlad›. Galatasaray Lisesi önünde 1 Aral›k 2007 tarihinde saat 12.00’de bir araya gelen FHDD üyeleri, “Annapolis aldatmacas›na son! Filistin’de direnifl kazanacak” pankart› açarak, Annapolis’te, en son 2003’te ilan edilen “Yol Haritas›” kervan›na bir yenisinin daha eklendi¤ini belirttiler. FHDD üyeleri ad›na konuflan Füsun Band›r “Annapolis toplant›s› ABD’nin Filistin’de difle difl süren mücadeleyi sindirme amac›na hizmet ediyor. Ama yüz binlerce Filistinli, taleplerini ve direniflini hiçe sayarak gerçeklefltirilen Annapolis toplant›s›n› protestolarla yan›tlad›” fleklinde konufltu. (‹stanbul)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
14-27 Aralık 2007
TOK‹ Baflkan› Erdo¤an Bayraktar: “Göçü yasaklayamay›z ama, paras› pulu olmayan insanlar›n ‹stanbul’da yo¤unlaflmas›n›n engellenmesi için birtak›m tedbirlerin al›nmas› gerekiyor.” Her y›l›n belli dönemlerinde televizyonlarda ev sahibi olmak için kuyruklara giren, “ev sahibi olma umudunu” tafl›yanlar›n TOK‹ bürolar› önündeki çilelerini seyrediyoruz. Daha sonraki günlerde ise televizyonlar Baflbakan ya da bir bakan huzurunda çekilen kuralarda ev sahibi oldu¤u için a¤layanlar›, havalara uçanlar›, ne yapaca¤›n› bilemez bir flekilde ortada dolaflanlar›, ev sahibi olamad›¤› için oldu¤u yere oturup kalanlar›, umudunu tüketmifllerin çaresizli¤ini, tükenmiflli¤ini gösteriyorlar. Ama öne ç›kar›lan “ev sahibi” olma flans›n› yakalayan s›n›rl› say›daki insanlar›n sevinci oluyor, ev sahibi olamayan/ev sahibi olma imkan› olmayan kitlelerin umutsuzlu¤u, tükenmiflli¤i de¤il. Gazetelerde, televizyonlarda s›k s›k TOK‹’den, TOK‹’nin yoksullar› ev sahibi yapt›¤›ndan, yat›r›mlar›ndan bahsedilir. Yoksul emekçi halk, kiradan, sürekli tafl›nma derdinden b›k›pusananlar, “flu dünyada bir dikili a¤ac›” olmayanlar, çocuklar›na “bari bir ev b›rakabilsem” diye çaresizce k›vrananlar TOK‹ umuduyla “yaflat›lmaya”; tepkileri, protestolar›, isyanlar› TOK‹ umuduyla k›r›lmaya çal›fl›l›yor.
TOK‹ neden kurulur? 1984 y›l›nda Toplu Konut ve Kamu Ortakl›¤› ‹daresi Baflkanl›¤› kurulmufltur. Toplu Konut ‹daresi Baflkanl›¤›’n›n temel görevleri 2985 say›l› Toplu Konut Kanunu ile belirlenmifltir. TOK‹’nin kurulufl aflamas›nda 2985 say›l› Kanunun verdi¤i görevler aras›nda flunlar bulunmaktad›r: a) Yurt içi ve yurt d›fl›ndan, Toplu Konut ‹daresi’nce kullanma alanlar›nda yararlanmak üzere kredi almaya karar vermek; b) Konutlar›n finansman› için bankalar›n ifltirakini sa¤layacak tedbirleri almak, bu amaçla gerekti¤inde bankalara kredi vermek, bu hükmün uygulanmas›na iliflkin usulleri tespit etmek; c) Özellikle kalk›nmada öncelikli yörelerde bulunan konut inflaat›yla ilgili flirketlere ifltirak etmek; 06/08/2003 tarih ve 4966 say›l› kanunla yap›lan de¤iflikliklerle, Toplu Konut ‹daresi’nin 2985 say›l› Kanunla tan›mlanan görevleri aras›na yeni görevler eklenmifltir. Bu görevlerden baz›lar› da flunlard›r; a) Konut sektörüyle ilgili flirketler kurmak veya kurulmufl flirketlere ifltirak etmek; b) Ferdi ve toplu konut kredisi vermek, köy mimarisinin gelifltirilmesine, gecekondu alanlar›n›n dönüflümüne, tarihi doku ve yöresel mimarinin korunup yenilenmesine yönelik projeleri kredilendirmek ve gerekti¤inde tüm bu kredilerde faiz sübvansiyonu yapmak; c) Yurt içi ve yurt d›fl›nda do¤rudan veya ifltirakleri arac›l›¤›yla proje gelifltirmek; konut, altyap› ve sosyal donat› uygulamalar› yapmak veya yapt›rmak; d) ‹dareye kaynak sa¤lanmas›n› teminen kâr amaçl› projelerle uygulamalar yapmak veya yapt›rmak;
Yalan ve talan›n maskesi TOK‹
e) Do¤al afet meydana gelen bölgelerde gerek görüldü¤ü taktirde konut ve sosyal donat›lar›, altyap›lar› ile birlikte inflaa etmek, teflvik etmek ve desteklemek. Ayr›ca yine yap›lan yasal düzenlemelerle TOK‹, Hazineye ait arazileri ba¤l› oldu¤u Bakan ve Maliye Bakan› teklifi ve Baflbakan onay›yla bedelsiz olarak devralma yetkisine sahip olmufltur. TOK‹, kitleler nezdinde dar ve orta gelirlilerin konut edinmesine hizmet eden/etmesi öngörülen bir kurum olarak bilinmektedir. Bunun böyle bilinmesinde egemenlerin ve onlar›n bas›n ve yay›n araçlar›n›n kitleleri bu yönde manüpüle etmesi ve gerçekleri gizlemek amac›yla uygulad›¤› çeflitli politikalar etkili olmaktad›r. Televizyon ve gazetelerde TOK‹’nin birkaç yüz yoksul emekçiye kurayla verdi¤i evlerin fliflirilerek yer almas› da bu kuflatman›n tamamlay›c›s› durumundad›r. Yukar›da kurulufl ve görevlerini aktard›¤›m›z TOK‹’nin yoksul emekçi halk› ev sahibi yapma gibi bir görevinin olmad›¤›n› görüyoruz. TOK‹’nin asli görevleri içinde “konutlar›n finansman› için bankalar›n ifltirakini sa¤layacak tedbirleri almak, bu amaçla gerekti¤inde bankalara kredi vermek, Konut inflaat› ile ilgili sanayi veya bu alanlarda çal›flanlar› desteklemek, Özellikle kalk›nmada öncelikli yörelerde bulunan konut inflaat›yla ilgili flirketlere ifltirak etmek, Konut sektörüyle ilgili flirketler kurmak veya kurulmufl flirketlere ifltirak etmek; ‹dareye kaynak sa¤lanmas›n› teminen kar amaçl› projelerle uygulamalar yapmak veya yapt›rmak” yer al›yor. Bütün bunlardan da görüldü¤ü gibi yoksul emekçi halka ev edindirmenin kurumu olarak pazarlanmaya çal›fl›lan TOK‹’nin asli görevi inflaat sektöründe yer alan flirketlerin ve bankalar›n kasalar›n› doldurmas›n› amaçlamaktan baflka bir fley de¤il. TC devleti, en ufak bir rüzgarda savrulan kum tepelerine benzeyen ekonomisini sürdürülebilir noktada tutmak, efendilerinden kredi alabilmek ve emperyalistler ve onlar›n yerli uflaklar›na rant sa¤layabilmek, ülke içinde nakit para dolafl›m›n› sa¤lamak, sektörel canlanma yaratabilmek ve “ekonomik büyüme” hanesinde istatistiki bilgi olmas› amac›yla inflaat sektörüne ve bu sektörü besleyen yan sektörlere hareket serbestisi sa¤lamaya çal›flmaktad›r. Bütün bunlardan dolay› bu iflleri yönetecek ve gerekli kred i ,
arsa ve yat›r›m araçlar›n› organize ve koordine edecek bir kuruma ihtiyaç vard›r. ‹flte bu kurum TOK‹’den baflka bir fley de¤ildir.
TOK‹ ve Kentsel Dönüflüm Kentsel Dönüflüm’ün ne oldu¤u ve bu çerçevede TOK‹ ve yetkilendirilen di¤er kurumlar›n amaçlar›n› iyi kavrayabilmek için “dönüflüm” gerçeklefltirilecek bölgelerin özelliklerini tan›mlamam›z gerekiyor. Devletin dönüflüm gelifltirmeyi amaçlad›¤› bölgeler iflçi ve emekçilerin, yoksul halk›n yaflad›¤› emekçi mahalleleri ve rant getirisi yüksek olan bölgelerdir. Emekçi semtlerinde, düzene muhalif bir potansiyelin varl›¤›, çeliflkilerin yo¤un olarak yafland›¤› bölgelerden göç etme gerçeklikleri düzen sahiplerini kayg›land›rmaktad›r. Ayn› zamanda devrimci örgütlerin faaliyet gösterdikleri alanlar olmas›, suskunlu¤a, halka dönük sald›r›lara yükseltilen ilk seslerin, ilk reflekslerin buralardan geliflmesi sald›r›n›n hedefine oturtulmas›n› anlafl›l›r k›lmaktad›r. Tehlikeye çözüm olarak devlet gecekondu bölgelerinde yaflayanlar›n yerlerinden yurtlar›ndan edilmeleri ve flehre en uzak mekanlarda konumland›r›lmalar›n› sa¤lamaya çal›flt›-çal›fl›yor. Kentsel Dönüflüm sürecide
kurulufllar›n yoksul emekçi halk›n mülkiyetlerinin de¤erlendirilmesi ve yeniden yap›land›r›lmas› üzerindeki tek tarafl› karar verme haklar› ve tasarruf imkanlar› daha da art›r›lmakta, halk›n tek tarafl› olarak yap›lan bu düzenlemelere itiraz› durumunda, itiraz eden kiflinin mal›n›n kamulaflt›r›lmas›na karar verilebilmekte, kiflinin bu karara itiraz› ise sadece bedele itirazla s›n›rl› tutulmaktad›r. ‹darenin tek tarafl› bir karar› ile yerlerinden yurtlar›ndan edilecek insanlara herhangi bir yard›m yap›l›p yap›lmayaca¤›, yap›lacaksa flartlar›n›n ve kimlere yap›l›p kimlere yap›lmayaca¤›n›n tespiti tamam›yla idarenin tasarrufuna b›rak›lmaktad›r. Dönüflüm alanlar›nda hak sahipli¤inin tespiti ve hak sahibi olarak tespit edilen kiflilerin, proje sürecine sadece bilgilenmek amac›yla dahi kat›l›m›n› sa¤lamaya yönelik hiçbir yönteme madde metninde yer verilmemifltir.
Paray› ver düdü¤ü çal! Herkesi ev sahibi yapt›¤› söylenen TOK‹’nin ev sahibi olmak isteyen yoksul emekçi halk›m›zdan baz› istekleri var. Yani TOK‹’den ev sahibi olabilmek için baz› niteliklerde olman›z gerekli. Alt Gelir grubu olarak belirledi¤i kesimde TOK‹’nin en önemli iste¤i 30 yafl ve üzerinde olup ayl›k hane halk›
hem “tehlike”nin uzaklaflt›r›lmas› hem de rant sa¤layacak bu bölgelerin emperyalistlere ve onlar›n uflaklar›na peflkefl çekilmesi sürecidir. TOK‹ ve büyükflehir belediyeleri baflta olmak üzere birçok belediye flu veya bu ölçekte, gecekondu bölgelerinden bafllay›p, emperyalistlerin ve rantiyeci asalaklar›n ilgisini çeken büyük projelere kadar uzanan bir yelpazede projeler haz›rl›yor. AB, Dünya Bankas› ve uluslararas› kredi kurulufllar› ile bankac›l›k sistemi bu projelerin finansman›na yönelik giriflimlerde bulunmaktad›rlar. Bu plan çerçevesi içinde 22.06.2006 tarihli Baflbakanl›k yaz›s› ekinde TBMM’ye gönderilen “Dönüflüm Alanlar› Hakk›nda Kanun Tasar›s›” haz›rlanm›flt›r. Bu yasa tasar›s›n›n 7. maddesi “Dönüflüm alanlar›nda uygulama” bafll›¤›n› tafl›maktad›r. Bu maddeye göre yerel yönetimler, halk›n vergileriyle ve halk›n arsas› üzerinde hiç bir izin veya denetime tabi olmadan inflaat yapmak üzere flirket veya ortakl›klar kurabilecekler. Bu inflaatlar› kuracaklar› “Gayrimenkul Yat›r›m Ortakl›klar›” vas›tas› ile menkul k›ymet haline getirip pazarlayabileceklerdir. Ayn› madde ile, Mahalli ‹dareler ve orta¤› olacak özel
Ayr›ca yasan›n di¤er bölümlerinde üzerinde kamu kuruluflu olan (okul, hastane vb) ve özel mülkiyetteki arazilerin al›m›, üzerindeki binalar›n baflka bir yere yapt›r›l›p yapt›r›lmayaca¤› tamam›yla keyfiyete b›rak›lm›fl durumda. TOK‹’nin, Hazineye ait arazileri ba¤l› oldu¤u Bakan ve Maliye Bakan› teklifi ve Baflbakan onay›yla bedelsiz olarak devralma yetkisine sahip oldu¤unu yukar›da belirtmifltik. Tüm bunlar birlikte düflünüldü¤ünde ortaya ç›kan ya¤ma ve talan›n büyüklü¤ü daha net bir flekilde ortaya ç›k›yor. Koç Üniversitesi üniversite kampusu için orman arazisini talep etti¤inde dönemin Cumhurbaflkan› Süleyman Demirel’in arazinin verilmemesi halinde üniversiteyi Çankaya Köflkünün bahçesine kurduraca¤›n› söylemesi hala haf›zalarda tazeli¤ini koruyor. Ayr›ca TOK‹ baflkan›n›n ‹stanbul’da “paras› pulu olmayan” insanlar› istememesiyle Kentsel Dönüflüm Projesi’ni yan yana getirdi¤imizde süslü sözlerin üzerindeki yald›zlar› kaz›m›fl ve gerçekli¤in ne oldu¤unu daha iyi anlam›fl oluruz. Bu Kentsel Dönüflüm Projesi çerçevesinde en s›k kullan›lan yalanlardan bir tanesi de “deprem” korkusu. Y›llard›r bu konuda herhangi bir fley yapmam›fl olan, Düzce-Kaynafll› depre-
minden sonra hasarl› binalar›n onar›lmas›nda k›l›n› k›p›rdatmayan, içlerinde yaflayanlarla birlikte her gün y›k›lan binalar› seyreden devlet ve yerel yönetimler “dönüflüm” projesi kapsam›nda halk›n “deprem” korkusunu kullanmakta ve “daha iyi yerlerde yaflamalar›” gerekti¤i propagandas›n› yapmaktad›r. “Planl› kentleflme ve konut üretimi” program› kapsam›nda en büyük projelerden biri ve deprem döneminde çad›rkentler kurdurulan Küçükçekmece Ayazma-Tepeüstü Mevkileri Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda infla edilen “Bezirganbahçe Konutlar›”. Protokolün imzalanmas›ndan tam üç y›l sonra anahtarlar›n› al›rken büyük bir coflku ile belediye baflkanlar›na hay›r dualar› ederek Ayazma’dan göçüp Bezirganbahçe’ye yeni yerleflmifl olan ve taksitlerini ödeyemeyen, imzalam›fl olduklar› sözleflme do¤rultusunda yeni yerleflmifl olduklar› dairelerden hemen ayr›lmak zorunda kalacak 123 aile... Ve gazetelerin ilan gelirinin en fazla net 1.090 YTL olmas› gerekiyor. Yoksul grubu baflvuru flart› olarak da Sosyal Güvenlik Kurumlar›na tabi olunmamas› ( SSK, Ba¤-Kur, Emekli Sand›¤›’na tabi olunmamas›) aran›rken yeflil kart sahipleri ev sahibi olma “ayr›cal›¤›ndan” yararlanabiliyorlar. Tabi ev sahibi olmak isteyenlerin ailelerinde (efl, çocuk) hiç kimsenin üzerine tapu kay›tl› bir ev olmamas› gerekiyor. Zenginseniz TOK‹’nin lüks konutlar›na zaten ulaflabilirsiniz. Hatta TOK‹’ye gerek bile kalmadan TOK‹’nin destekledi¤i yada orta¤› flirketlerden birinden istedi¤iniz büyüklükte ev alabilirsiniz. Ama fakirseniz hem flartlar› sa¤laman›z hem de 100 metrekarelik evlerden fazlas›n› hayal etmemeniz gerekir. Birçok sendika, demokratik kitle örgütü düzenli olarak yaflad›¤›m›z topraklardaki açl›k ve yoksulluk s›n›r›n› araflt›r›yor ve bu ba¤lamda aç›klamalar yap›yor. Bu arafl-
sayfalar›nda Bezirganbahçe’deki konut hakk›n› ayl›k 500 YTL’ye devretmek isteyen yüzlerce ailenin ilanlar›. Küçükçekmece sahilinde ise gerçek kentsel dönüflüm var. Dubai fleyhlerine pazarlanacak dünyan›n en özel kumul alan›nda yetmifl katl› yedi y›ld›zl› oteller, Sinpafl taraf›ndan Hitlerin mimar›n›n o¤luna ›smarlanm›fl yal›lar, villalar, al›fl verifl merkezleri... Bu ya¤ma ve talan sadece ‹stanbul’da m› gerçeklefliyor? Elbette ki hay›r! Ülkenin her taraf›nda ayn› manzara. TOK‹ önderli¤inde Bimtafl, Kiptafl, Sinpafl gibi flirketlere yapt›r›lan Kentsel Dönüflüm Projesi çerçevesindeki yoksul emekçi halka “umut” olarak pazarlanan evler özünde yoksul emekçi halk› flehirlerin d›fl›nda tutma projesinden baflka bir fley de¤ildir. Yoksullar zenginlerin gözlerinin önünde olmas›nlar da nerede olurlarsa, ne yaparlarsa yaps›nlar.
Bizi bölmelerine izin vermeyelim! Sürekli olarak duyuyor ve televizyonda, gazetede görüyoruz: polis, jandarma, zab›ta eflli¤inde günün her hangi bir saatinde y›k›lan evleri, y›k›nt›lar aras›nda gözyafllar›n› ak›tan analar›, babalar›, gelinleri… Yoksul emekçi
insanlar›n, evlerine ekmek götürmek için çal›flan ayda 400 YTL gelirle ömrünü tüketen insanlar›n çaresizli¤ini, y›k›lm›fll›¤›n›. Akan gözyafllar› emperyalistleri ve onlar›n yerli uflaklar› için hiçbir anlam ifade etmiyor. Onlar için önemli olan fley, sefahatlar›, kazand›klar› ve kazanacaklar› para. Yoksul, emekçi insanlar› görmeye dahi tahammülleri yok. Kendilerine yapt›rd›klar› orta ça¤ dönemindeki kalelerin surlar› gibi surlar içindeki evlerinde rahatça oturup y›k›mlar›, gözyafllar›n› televizyondan izliyorlar. Bizler ise y›k›m s›ras›n›n ne zaman gelip kap›m›z› çalaca¤›n› düflünerek geçiriyoruz ömrümüzü. TOK‹ ve benzeri kurumlar›n gözlerimizi boyamas›na izin veriyoruz. Yalanc› bir umut eflli¤inde bugünlerde belki de bizlerden uzakta bulunan y›k›mlar› umursamaz gözlerle izliyoruz. Y›k›mlara s›rt›m›z› dönmek sadece y›k›mlar› görmemizi engeller. Y›k›m gerçekli¤ini ve bir gün bizimde kap›m›z› çalaca¤› gerçe¤ini bizden uzaklaflt›rmaz. Yoksul emekçi halk› flehirlerden, oturduklar› yerlerden uzaklaflt›rmak istiyorlar. Bunun için her gün yeni yeni projelerle karfl›m›za ç›k›yorlar. Bu y›lan bize de bir gün dokunacak, bize dokunmamas›n› umarak yaflamak çare de¤il, çaresizlikten baflka bir fley de¤ildir. Yaflam›n her alan›nda birlikte hareket etmek “hakk›m›z›” koruman›n tek ç›kar yolu. Bugün flehirlerde binlerce insan “y›k›m” sorunuyla karfl› karfl›ya. Fakat bu binler biraya gelme noktas›nda s›k›nt›l› ve sorunlu günler yafl›yorlar. Karfl›lar›nda birlikte hareket eden bir kitleyi görmeyen devlet gözü dönmüfl kurdun sürüdeki koyunlar› teker teker t›rmalar kapsam›nda ayda 2.000 YTL’den az para giren 4 kiflilik evlerde yaflayanlar yoksulluk s›n›r› alt›nda yaflamlar›n› idame ettiriyorlar. 1.500 YTL’den az para kazanan 4 kiflilik bir aile ise açl›k s›n›r› alt›nda yafl›yor. Bütün bunlar›n d›fl›nda asgari ücret ise 400 YTL civar›nda. Bu flartlar alt›nda yaflayan ailelerin TOK‹’den ev alabilmeleri mucize kabilinde. Toplu Konut ‹daresi (TOK‹) ve Urban Land Institüte (ULI) iflbirli¤iyle düzenlenen “Mimar Sinan’dan Olimpiyat Kentine Kentsel Dönüflüm ve Gayrimenkul Yat›r›mlar›” bafll›¤›yla düzenlenen Forum ‹stanbul Yar›y›l Konferans›’nda TOK‹ Baflkan› Erdo¤an Bayraktar, “Göçü yasaklayamay›z ama, paras› pulu olmayan insanlar›n ‹stanbul’da yo¤unlaflmas›n›n engellenmesi için birtak›m tedbirlerin al›nmas› gerekiyor.” diyerek gerçek niyetlerinin ne oldu¤unu aç›klam›fl bulunuyor. (haber7com-17 Kas›m 2007) avlamas› gibi teker teker, bölüm bölüm, bölge bölge evlerimizi y›kmaya çal›fl›yor-y›k›yor. Evlerimizi, çocuklar›m›z›n geleceklerini koruyabilmek için y›k›m sorunuyla karfl› karfl›ya olan yoksul emekçi halk›n birlikte hareket etmesi gerekiyor. Y›k›mlara karfl› birlikte isyan etmek, karfl› koyuflu gerçeklefltirmek gerekiyor. Y›k›m sorunu etraf›nda bir araya gelip, örgütlenip karfl› koyuflu örgütlü bir flekilde gerçeklefltirmek gerekiyor. Kad›n-erkek, kol kola, omuz omuza yan yana geldi¤imizde önümüzde duracak hiçbir güç olamaz. Bunun tarih içinde hem yaflad›¤›m›z topraklarda hem de dünyan›n baflka yerlerinde birçok örne¤i var. Önemli olan hakk›m›z olan› alma kararl›l›¤› ve zalimlere ve zulmedenlere karfl› ortak karfl› koyuflu örgütleyebilmede. Ayn› anda onlarca, yüzlerce binlerce kifliden yükselen “evimizi y›kt›rmayaca¤›z” hayk›r›fl› bizleri evimizden, yurdumuzdan, do¤du¤umuz, evlendi¤imiz, yerlerden atmaya kalkanlar›n yüreklerine korku salacakt›r. Yoksul emekçi halktan korkanlara korkular›n›n sebepsiz olmad›¤›n› göstermeli, gelece¤imize sahip ç›kmal›y›z. Bu topraklar, yaflad›¤›m›z bu evler bizimdir, bir olmal›, birlikte olmal› kimseye vermeyece¤imizi, kararl›l›¤›m›z› göstermeliyiz.
İşçi-köylü 9
14-27 Aralık 2007
Politik gündem
AKP, Alevileri düzene entegre edebilecek mi? AKP’nin Alevi milletvekili Reha Çamuro¤lu’nun giriflimiyle haz›rland›¤› belirtilen “Alevilik inan›fl›na yasal statü kazand›rma” plan›n›n içeri¤inin kamuoyuna yans›mas›n›n ekseninde, özellikle Alevi örgütlerinden ciddi tepkiler yükseldi.
AKP’nin “Alevilik sorununa” reformist çözüm plan› ya da Alevilerin a¤z›na bir parmak bal çalma girifl fliimi… Hz. Muhammed’in ölümü nün ard›ndan, do¤du¤u ve kuruldu¤u Ar ap Yar›madas›’n›n s›n›rlar›n› aflarak hayli gen ifl bir co¤rafyaya yay›lan ‹slam Devleti içerisind eki s›n›f çat›flmalar›, devletin kurucu ideolo jisi olan ‹slam Dini içerisinde mezhep ayr›l›k lar›na yol açar. ‹slam Dini içerisindeki en büyük ve derin mezhep ayr›l›¤› fiii (fiia) mezhebi ile Sünni mezhebidir.
Baz› Alevi örgütlerinin öteden beri savundu¤u ve karfl›lanmas›n› istedikleri talepleriyle çak›flt›¤› anlafl›lan Çamuro¤lu’nun ve hayata geçerse hükümetin projesine en fazla tepki gösterenlerin bafl›nda Cem Vakf› geldi. Cem Vakf›’n›n ve kimi Alevi örgütlerinin öteden beri savunduklar›, devletten ve hükümetten karfl›lanmas›n› istedikleri talepler özetle flöyle: * Alevilik de Sünnilik gibi ‹slam içi dini bir inan›flt›r. * Devlet, Alevilerin inançlar›n› özgürce yayma ve ibadetlerini yapmalar›na karfl› olan uygulamalar›na son vermelidir. * E¤itim müfredat›ndaki Alevili¤i afla¤›lay›c›, bu inanca mensup insanlar› d›fltalay›c› ve rencide edici anlat›m ve ifadeler ay›klanmal›d›r. * Sünni-‹slam mezhebinin ö¤retilmesine dayal› zorunlu din dersi uygulamas›na son verilmelidir. * Alevilere inançlar›n› yayma ve ibadetlerini gerçeklefltirebilmek için kamusal destek sa¤lanmal›d›r. Evet, özellikle 1980’lerin ortalar›ndan itibaren sosyal aktivitelerini h›zland›ran ve örgütlenerek kurumlaflan Alevi örgütlerinin devletten (hükümetlerden) talepleri bunlard›r. (Bu talepleri hayli yetersiz bulan, özellikle Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›’n›n tamamen la¤vedilmesi dâhil, daha ileri taleplerde bulunan Alevi örgütlerinin oldu¤unu da belirtmek gerekiyor.) Bugüne kadar baflta CHP olmak üzere, Alevilerden ald›klar› oylar ile parlamentoya giren ya da hükümetlerde bulunan sözüm ona “solcu” partilerden hiçbirisi Alevilerin özetlenen taleplerinin karfl›lanmas› yönünde hiçbir somut giriflimde bulunmad›¤› halde, a¤›rl›kl› olarak Sünni-‹slam mezhebine mensup insanlardan oy alan ve sözüm ona “fleriatç›” olan AKP’nin “Alevi duyarl›l›¤›” gelifltirmesi, elbette pek çok kesime flafl›rt›c› geliyor. AKP’nin “Alevi duyarl›l›¤›n›n” nedenlerine ileride de¤iniriz. fiu an önemli olan flu: Reha Çamuro¤lu’nun giriflimiyle haz›rland›¤› belirtilen plan, özellikle
Aleviler içerisinde a¤›rl›¤› olan Cem Vakf›’n›n tepkisini neden çekiyor? Bu meseleyi irdelemek için, bas›na yans›d›¤› kadar›yla Reha Çamuro¤lu’nun haz›rlad›¤› ve AKP’nin destekledi¤i belirtilen “Alevilik plan›”na göz atal›m: “… Alevili¤in devlette temsili için bir Alevi kurumu kurulacak. Bu kurumun Baflbakanl›¤a ba¤l› ‘Genel Müdürlük’ olarak oluflturulmas› gündemde. Oluflturulacak genel müdürlük için kadro say›s›n›n 3 bin, bütçesinin ise 2 milyon YTL olarak belirlendi¤i ö¤renildi. Kurum bünyesinde ya da ayr› olarak kurulmas› planlanan Alevilik Enstitüsünde iki cemevi aç›lmas› planlan›rken, Alevi toplumu ile hükümet aras›nda iliflkileri yürütmek üzere 40 kiflilik bir kurul oluflturulmas› da gündemde. Hükümetin 2008 Ocak ya da fiubat ay›nda Ankara’da genifl kat›l›ml› bir Alevi Kongresi düzenlemesi bekleniyor…” (24 Kas›m 07 Evrensel) Evet, bas›na yans›d›¤› kadar›yla Çamuro¤lu taraf›ndan haz›rland›¤› belirtilen AKP’nin “Alevilik Plan›” böyle. Yukar›da belirttik. AKP’nin “Alevilik Plan›” ile Cem Vakf›’n›n öteden beri savundu¤u talepler fazlas›yla örtüflüyor. Peki ‹zzettin Do¤an baflkanl›¤›ndaki Cem Vakf›, niye yüksek perdeden karfl› ç›k›yor? Çünkü Cem Vakf› ve ‹zzettin Do¤an, CHP’nin –özellikle de Deniz Baykal ve ekibinin- Aleviler içerisindeki uzant›s› da ondan. Gelinen aflamada hiçbir reformist
plan, proje toplumdaki hiçbir kutuplaflmay› gidermez, bilakis daha da derinlefltirir. Çünkü ad›na “Demokratik kat›l›mc›, ço¤ulcu parlamenter sistem” denilen sistem, toplumsal kutuplaflmalar›n çözümü-giderilmesi üzerine de¤il, bilakis kutuplaflmalar›n derinlefltirilmesi ve gerilimi üzerine kuruludur. Çok aç›k ve nettir; DTP henüz düzene entegre olmam›fl reformist siyasi bir partidir. Samimiyetinden asla kuflku duymaks›z›n “Kürt sorunu”nun reformist düzlemde ve parlamenter zeminde çözümünden yanad›r. Düzenin siyasi partileri taraf›ndan de¤il, bütün kurumlar› taraf›ndan nelere maruz kald›¤›, nas›l topyekün seferberlik kampanyas› eflli¤inde linç edilmeye çal›fl›ld›¤›, vicdan ve namus kavram›ndan haberdar olan herkesin malumudur. Çünkü Türkiye’deki “Demokratik kat›l›mc›, ço¤ulcu parlamenter sistem” diye yutturulmaya çal›fl›lan siyaset yapma alan›/arenas›, sosyal, siyasal, kültürel çeliflkileri çözme, giderme üzerine de¤il, çeliflkileri kutuplaflt›rma, çat›flt›rma, ezilenleri kendi kendilerine haz›mlaflt›rma ve böylelikle de bask›c›, faflist bir otoriteye de “hakemlik/tarafs›zl›k” rolü tayin etme, meflrulaflt›rma üzerine kuruludur. Hiç kuflkusuz bu da Kemalist Cumhuriyet projesinin niteli¤i ile karakteriyle ilgili bir durumdur. As›rlard›r ezilen, trajedilerle dolu bir tarihe sahip olan Alevi inanc›na mensup milletvekili Reha Çamuro¤lu’nun niyetini, samimiyetini sorgulamaya hiç gerek yok. Haz›rlad›¤› projenin
Bugün TC devleti s›n›rlar› içerisinde kimi araflt›rmac›lara göre 12 ila 15, kimilerine göre ise 20 ila 25 milyon civ ar›nda insan›n etkisi alt›nda oldu¤u öne sür ülen K›z›lbafll›kAlevilik inan›fl›n›n tarihi kökleri, fiii (fiia) mezhebi ile çak›fl›r. Ne ki, fiiilik ve Alevilik mezhepleri aras›ndaki ben zerlikler çok azd›r. Ki belirtmek gerekir, hem bizzat kendilerini Alevi olarak tan›mlayanla r›n baz›lar› hem de baz› araflt›rmac›lar ile ule hükümet taraf›ndan sahiplenilip samalar, Alevilik’i ‹slamiy et’ten de ba¤›ms›z apayr› hiplenilmeyece¤ini ve hayata geçirilip bir din olarak tan›mlarlar. Ama sosyolojik geçirilmeyece¤ini hep beraber göreolarak Alevilik, Semavi tek tanr›l› dinlerden ce¤iz. Ama gerçekleflmesi durumunolan ‹slamiyet içi bir ak› md›r ve fiiilik mezhebinin da dahi, Alevilik inan›fl› ile Sünni-‹sbir koludur. fiiilik, yay›lma ve geniflleme lam mezhebi aras›ndaki tarihsel gedöneminde, ‹slam Devleti içerisindeki rilimlerin giderilmesine, yumuflat›liktidar hiyerarflisinden d›fltalananlar›n, tasfiye mas›na hizmet etmeyece¤ini, bilakis edilmeye çal›flan sosyal tabakalar›n ‹slami yorumu olarak a盤a daha da kutuplaflt›r›lmas›na hizmet ç›kar. Mezhebin kurucusu olarak da, ancak edece¤ini maalesef yeni trajedilere Ebu Bekir, Ömer ve Os man’dan sonra ‹stan›kl›k edece¤imizi hep beraber lam Devleti’nin bafl›na geçebilen ve Halife görece¤iz. olan Ali kabul edilir. Ne var Ali’nin halifeli¤i Neden sorusunun cevab› Reha çok k›sa sürer. Çünkü, gid erek mezhep ayr›l›Çamuro¤lu’ndan ba¤›ms›z olarak, ¤›na bürünen iktidar savafl› nedeniyle düzenlesab›k düzen partisi ve emperyaliznen bir suikast sonucu öldürülür. Ki fiiili¤in min ufla¤› olan AKP’nin ve hükükurulmas› ve doktrinleflm esi de esas olarak metin “Alevilik sorunu”na el atbu dönemden sonra bafl lar. Her iki mezhep mas›nda gizlidir. aras›nda, art›k kapanmas› mümkün olmayan kanl› bir ayr›flma yaflan›r. Bir: Düzen partileri sosyalBugün ‹slam Dininin etkisi alt›ndaki insanlar›n siyasal çeliflkileri çözmek için deyaflad›¤› co¤rafyay› (O rtado¤u’yu) emperyalist em ¤il, bütün sosyal çeliflkilerin kayeller temelinde yeniden dizayn etmeye na¤› olan Maoist literatürle bafl çal›flan sömürgeci devletler, fiiilik ve Sünnili çeliflkisi olan çeliflkiyi gizlemek, k aras›ndaki mezhep çat ›flmas›n› körüklemekten kaç bafl çeliflkinin tezahürü olan sos›nmazlar. yal, siyasal, kültürel çeliflkileri istismar edip oya tahvil etmek için vard›r. asAKP, sab›k bir düzen partisidir. keri ba¤›ml›l›k iliflkilerinin Avrupa emperyalizmi lehine derinlefltirilmesi ama‹ki: “Alevi sorunu”na el atan c›ndan kaynaklanmaktad›r. EmperyalistAKP’nin Alevilerin tarihsel trajedileri ler, ba¤›ml› ülkelerin (sömürge, yar›umurunda bile de¤ildir. Maruz kald›klasömürgelerinin) yap›sal sosyal, siyar› uygulamalar› A‹HM’ne tafl›yan Alevisal, kültürel çeliflkilerinin ve kutuplafller, Türkiye’yi tazminat ödemeye mahmalar›n›n afl›lmas›n› istemezler. ‹radi kûm ettirmektedirler. Avrupa emperolarak bu yönlü bir hamlede bulunmazyalist devletlerinin Türkiye’nin sosyallar. Emperyalizmin yar›-sömürgesi olan siyasal-kültürel sorunlar›na müdahil olTürkiye bir istisna olamayaca¤›na göre, mas›, Türkiye’deki sosyal-siyasal-kültüyap›sal sosyal-siyasal-kültürel sorunlar›n rel sorunlar›n giderilmesini arzulamaaflm›fl bir Türkiye de¤il, daima bu tip kus›ndan de¤il, Türkiye’nin iktisadi, siyasi,
tuplaflmalar› bar›nd›ran ve bunlarla bo¤uflan, bu yap›sal çeliflkilerin alt›nda kalmamak için de emperyalist devletlerin ekonomik, siyasi, askeri, diplomatik deste¤ine mahkûm olan bir Türkiye isterler. Bu iki temel gerekçe nedeniyle AKP’nin “Alevilik plan›”, tarihsel kökleri hayli derinlerde olan ve yak›n tarihteki trajedileri de canl›l›¤›n› hala koruyan Alevilerin yaflad›klar› ac›lar›n giderilmesine, bask› alt›na al›nmas›n›n sona erdirilmesine, Aleviler ile Sünnilerin kaynaflmas›na, ortak ve daha büyük ç›karlar temelinde buluflmalar›na de¤il, bilakis daha fazla kâr, rant ve iktidar h›rs›yla birbirlerini yiyen egemen s›n›f kliklerinin provokasyonlar›na hayli müsait hale gelmifl Alevi-Sünni kutuplaflmas›na hizmet edecektir. Alevilerin yüzy›llard›r ezilmelerinin ve trajedilerle dolu bir tarihe sahip olmalar›n›n sorumlusu Sünni-‹slam mezhebi ve bu mezhebin inananlar› de¤ildir. Alevilik inan›fl›n›n farkl› ekollerinden olan inan›fllara mensup insanlar, çeflitli ülkelerde iktidardad›rlar. Bu ülkelerin egemen s›n›flar›, kendi halklar›na ve Sünni-‹slam mezhebinden insanlara zulüm uygulamaktad›rlar. Bask›c› egemen devletlerin herhangi bir din ideolojisini benimsemeleri, halklar›n bask› alt›na al›nmas›n›n, sömürülüp ezilmesinin yegâne gerekçesi de¤ildir. Çin’de devlet, hiçbir dinsel inan›fl› referans almaz, ama Çin’de halklar müthifl bir devlet bask›s› ve cenderesi alt›ndad›r. Dindar ya da dinsiz; halklar›n tarih boyunca yaflad›klar› trajedilerin yegâne sorumlulu¤u sömürücü, bask›c›, zorba s›n›flard›r. Nas›l ki, a¤›tlar›n dini, dili, cinsiyeti yoksa bask›n›n, sömürünün ve zorbal›¤›n da dini, dili, cinsiyeti yoktur. Sonuç olarak; AKP’nin bas›na yans›yan “Alevilik plan›”na karfl› baflta Alevi topluluklar›ndan ve di¤er tüm düzen d›fl›-karfl›t› parti ve örgütlülüklerden yükseltilen itirazlar, politik düzlemde hakl›d›r, meflrudur. Çünkü Aleviler yüzy›llardan beri ezilmektedir. Ne var ki, ezilen Aleviler devletin ezdi¤i di¤er sosyal kesimler ile demokratik bir birliktelik sa¤layamad›kça, yaflad›klar› trajedilerin düzen partilerince istismar edilmesinin, umutlar›n› bir baflka bahara ertelemelerinin önünü alamayacaklard›r. Bu salt Aleviler için de¤il, ezilen tüm sosyal s›n›f ve tabakalar için geçerli bir durumdur.
Sosyal güvenlik de¤il, aflfla amal› genel sald›r› ‹flçi-emekçi y›¤›nlara dönük kapsaml› bir sald›r›y› içeren SSGSS (Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas›) yasas›, bilindi¤i gibi geçti¤imiz y›l mecliste kabul edilmifl, ancak Anayasa Mahkemesi’nce verilen yürütmeyi iptal karar› nedeniyle, ertelenmek durumunda kalm›flt›. Bu ertelemenin bir di¤er nedenini de seçimlerin yaklaflmas› oluflturmaktayd›. IMF ve DB, emperyalist patentli neo-liberal politikalar›n, ülkemizde hayata geçirilmesine h›z verme anlam›na gelen yasan›n ç›kar›lmas› yönlü bas›nc›n› art›r›nca, yasa tekrar, bir tak›m sözde iyilefltirici düzenlemelerle gündeme tafl›nd›. Göstermelik oldu¤u çok aç›k bir biçimde, sözde taraflar›n incelemesine sunulan yasa, Kas›m ay›n›n son günlerinde görüflüldü ve meclise gönderildi. SSGSS her fleyden önce, IMF, DB ve DTÖ gibi emperyalist kurulufllar›n, sosyal haklar› ve sosyal güvenli¤i özel mali kurulufllara terk etmeyi öngördü¤ü, bir sosyal y›k›m sald›r›s›d›r. 1 Temmuz 2008’den itibaren yürürlü¤e sokulmak istenen ve Anayasa de¤iflikli¤i çabalar›nda da yasalarla güvence alt›na al›nmaya çal›fl›lan bu yasa sosyal güvenlik harcamalar›n› bütçenin “kara deli¤i” olarak tan›mlamaktad›r. Bununla birlikte sosyal güvenlik kurumlar› birer ticari iflletmeye dönüfltürülmek, sosyal haklar “gelir art›r›c›, gider
azalt›c›” anlay›fl gere¤i k›s›tlanmak istenmektedir. Bu yasa çok aç›k ki kazan›lm›fl bir dizi hakk›n gasp edilmesinin ad› oldu¤u gibi, yeni hak kazan›mlar› için mücadele edilmesinin önünü kesmenin de önemli bir ad›m›d›r. Grev ve örgütlenme hakk›na dönük bir dizi s›n›rlama (sald›r›) da, yine bu yasaya paralel olarak, yasan›n hayat bulmas›n› kolaylaflt›rmak ad›na, yasalaflt›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r.
Hedefte tüm emekçi kesimler var SSGSS ad› alt›nda yürürlü¤e konmak istenen yasa tüm emekçi kesimlere dönük, aflamal› olarak hayata geçirilmek istenen bir dizi hak gasp›n› içermekle birlikte, özellikle de çal›flanlara “mezarda emeklilik” ve sigortal› çal›flanlara paral› sa¤l›k hizmetini dayatmakta. Y›pranma ve k›dem tazminatlar›n›n k›s›tlanmas› ve/veya tamamen ortadan kald›r›lmas› gibi önemli kazan›mlar› da ortadan kald›rmaya dönük, bu genifl kapsaml› sosyal y›k›m sald›r›s›n›n ne kadar hayat bulaca¤› ise, bafll› bafl›na emek cephesinin nas›l bir karfl› koyufl örgütleyece¤iyle ilintili bir durumdur. Bilindi¤i gibi yasan›n meclise getirildi¤i ilk dönemlerde bu yönlü ciddi bir karfl› koyufl gerçekleflmemifltir. Sar›-reformist sendika konfederasyonlar› sa-
dece “dostlar al›flveriflte görsün” türünden c›l›z eylemliliklerle süreci “geçifltirme” e¤iliminde olmufllard›r. Bu “geçifltirme” e¤ilimi, geçti¤imiz aylarda hükümetin “toplumsal uzlaflma” görüntüsü yaratma giriflimlerine de damgas›n› vurmufltur. Emek cephesini temsil etme iddias›nda olanlar, yasay› sözde incelemifllerdir. Ancak bu incelemeden ç›kan sonuç, bu sosyal y›k›m sald›r› yasas›n›n bütününe itiraz etme biçiminde olmas› gerekirken, sadece “iflçiler aç›s›ndan kabul edilemez” bulunan birkaç maddeye itirazla s›n›rl› kalm›flt›r. Yasan›n meclise sunuldu¤u biçimine bak›ld›¤›nda ise, bu itirazlar›n pek de dikkate al›nmad›¤› ve yap›lan incelemenin de hükümetin görüntüyü kurtarma amac›na hizmet etmekten öte bir ifle yaramad›¤› ortaya ç›km›flt›r. Örne¤in eski taslakta malullük sigortas›ndan yararlanma flartlar›nda, en az on y›l çal›flma ve en az 3 bin 600 gün prim ödeme flart› aran›yordu. 10 y›l flart› son taslakta da aynen duruyor, sadece prim ödeme gün say›s› 3 bin 600’den 1800 güne indirilmifl. On y›l çal›flma flart›n›n de¤iflmedi¤i koflullarda ise, prim ödeme gün say›s›ndaki bu oynama fazla bir anlam tafl›m›yor. Tasar›n›n en çok tart›fl›lan maddelerinden birisi de, emekli olman›n koflullar›n›n a¤›rlaflt›r›lmas›, “mezarda emeklilik” anlay›fl›n›n oturtulmas›yd›.
‹lk tasar›daki bu durum da yine taslakta yap›lan sözde de¤iflikliklerde aynen korunmufl. Tasar›n›n eski hali, emeklilik için prim ödeme gün say›s›n› 7 bin günden 9 bin güne ç›kar›yordu, bu art›flta da bir de¤ifliklik yap›lmam›fl. Emeklilik yafl› kad›nlarda 58, erkeklerde ise 60 yafl olarak düzenlenmifl. Geçifl sürecinin sonunda, yani 2048 y›l›nda ise hem erkek hem de kad›nlar
için emeklilik yafl›n›n 65’e ç›kart›lmas› öngörülüyor. Sa¤l›k hizmetlerinden yararlanma koflullar›nda da durum ayn›. ‹flçi ve emekçilerin sa¤l›k hizmetlerinden yararlanabilmesi için, ücretinin % 12’sini genel sa¤l›k sigortas› için prim olarak ödemesi gerekecek. Üstelik sa¤l›k hizmetlerinden faydalanmak isteyenlerde prim borcunun olmamas› flart› da aranacak. Prim borcu bulunanlar sa¤l›k hizmetlerinden yararlanamayacak. K›sacas›, tasla¤›n ilk hali neredeyse oldu¤u gibi korunmakta. Yasan›n birçok maddesinin aflamal› olarak hayata geçirilmesi düflünülmekte. Gerçekte aflamal› olarak hayata geçirilmek istenenin, iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük, aflamal› genel sald›r›lar oldu¤u ise kesin.
Çözüm ortak mücadelede Bu genel sald›r›lar bugün, gerek emperyalist ülkelerde gerekse emperyalizme ba¤›ml› ülkelerde de olanca h›z›yla
Bu yasa çok aç›k ki kazan›lm›fl bir dizi hakk›n gasp edilmesinin ad› oldu¤u gibi, yeni hak kazan›mlar› için mücadele edilmesinin önünü kesmenin de önemli bir ad›m›d›r.
B
hayata geçirilen sosyal y›k›m sald›r›lar›n›n bir parças›d›r. Emperyalist patentli neo-liberal politikalar›n ürünü olan bu sald›r›lar›n getirdi¤i ve daha boyutlular›n›n beklendi¤i y›k›mlara karfl› ise tüm dünyada ciddi karfl› koyufllar söz konusudur. Özellefltirme, tafleronlaflt›rma, esnek çal›flma vb. sald›r›lar eflli¤inde gerçekleflen sosyal y›k›m sald›r›lar› sonucu giderek yoksullaflan, iflsizli¤e açl›¤a mahkûm edilen emekçi y›¤›nlar, gerçeklefltirdikleri süreli süresiz ve/veya genel grevlerle, egemen s›n›flar›n bu kapsaml› genel sald›r›lar›n› bofla ç›karmaya çal›flmaktalar. Giderek s›n›fsal bir karaktere dönüflmesi kaç›n›lmaz olan bu yönlü mücadeleler söz konusudur. Bu genel sald›r›lara karfl› ülkemiz özgülünde de ciddi bir karfl› koyufl örgütlenmesi art›k kaç›n›lmaz olmufltur. Yasan›n önümüzdeki y›l›n Temmuz ay›nda yürürlü¤e girmesine kesin gözüyle bak›ld›¤› flu günlerde, emek cephesinde yaflanan hareketlenmenin, ciddi bir karfl› koyuflu örgütleyip örgütlemeyece¤ini ise, önümüzdeki günlerde görece¤iz. Gerek iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük bu vb. genel sald›r›lar›, gerekse bu sald›r›lar› gölgelemeye hizmet eden ›rkç›-faflist sald›r›lar› bofla ç›karacak olan yegane güç iflçi-emekçi y›¤›nlar›n, militanca ve s›n›fsal temelde yükseltecekleri, ortak mücadelesidir.
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
14-27 Aralık 2007
“Biz burada Mezopotamya topra¤›nday›z, internet sayfalar›nda de¤il. Gerçekli¤i buradaki zeminde alg›l›yoruz, TV kanallar›nda, web sitelerinde, Avrupa’da yaflam›yoruz. Anavatan›m›zda partizanlar, yoldafllar, proletarya olmadan devrim hayalleri kurmuyoruz. Devrimci Marksist-Leninist analiz, diyalektik analiz olmadan bu bir hayal olurdu. Maoist proleter halk savafl›n›n silahl› mücadele kanad›n› yürüten DKY’yi kuran yoldafllar, devrimci mücadeleyi geniflletmek ve gelifltirmek, ayn› zamanda tüm alanlarda örgütsel metotlar›n› yükseltmek ve devrimi gerçeklefltirmek için öznel kabiliyetlerini gelifltiriyor, tüm alanlarda örgütsel yöntemlerimizi daha yüksek bir düzeye tafl›mak için silahlar› omuzlar›nda durmadan çal›fl›yorlar.”
B
Irak n ü n ’ ü t ü g r Ö t s i o a M i c rim
Dev
i s e g r i d l i kurulufl b (Irak–16 Kas›m 2007) Irak Devrimci Maoist Örgütü (IDMÖ), sosyalist devrimi gerçeklefltirmek ve proletarya diktatörlü¤ünü kurmak, ayn› zamanda insani bir sosyalist toplum ve uygar bir dünya kurma görevlerini gerçeklefltirmek için teorik ve silahl› mücadeleyi örgütleme amac›nda olan, devrimci, enternasyonalist, Marksist-Leninist-Maoist bir örgüttür. Amac›m›z, insan›n insan taraf›ndan sömürülmesine ve kölelefltirilmesine bir son vermek, ekme¤i üreten ve bar›fl› kuracak olan iflçi s›n›f›n›n zincirlerini ve prangalar›n› k›rmakt›r.
ölümsüz flehidimiz yoldafl Elwan da bulunuyordu. Yüksek akademik baflar›lar›na karfl›n, o proleter insan›n bir örne¤i olarak durdu, bu nedenle de habis güçler kendi s›radan i¤renç yöntemlerini kullanarak onu katlettiler. Kalbi art›k çarpm›yor ama devrimin kalbi, Elwan’›n, yolunu izleyen yoldafllar›na b›rakt›¤› devrimci miras olan ölümsüz tarihiyle birlikte atmaya devam ediyor.
Burjuvaziden, yerel ve uluslararas› kapitalizmden, bu s›n›f köleli¤inden kurtulman›n ve özgürleflmenin yolu, iflçi s›n›f›m›z› ve köylülerimizi emperyalist kapitalizmin insan› aç›kça kölelefltiren adaletsizli¤i karfl›s›nda e¤itmek için verilen entelektüel mücadele oldu¤u kadar, onlar›, dolayl› ya da dolays›z flekilde Anglo-Amerikan iflgalinin yan›nda olan gerek sekter ba¤nazlar, milliyetçiler, afliret liderleri, Baasç›lar, siyasi ‹slamc›lar konusunda, gerekse –daha tehlikelisi– burjuvazinin ve Amerikal›lar›n ajan› gibi davranan oportünist revizyonist solcular konusunda ve iflgalle birlikte ortaya ç›kan Irakl› kuklalar›n adaletsizli¤i hakk›nda bilinçlendirmektir. Daha önce Saddam’›n faflist Baasç› rejimiyle birlikte çal›flan bu ayn› sol, flimdi iflgal güçleriyle birlikte çal›flmaktad›r.
Ölümsüz kahraman flehit yoldafl›m›z Cangöz (‹brahim Ali), öncü bir kadro, kahrolas› sekterli¤in, Nazi milliyetçili¤inin ve etnik çat›flmalar›n karfl›s›nda cesaretle duran bir proleter entelektüeldi. [O], Irak’›n ve dünyan›n di¤er yerlerinin emperyalist iflgaline karfl› ç›kan biri olarak, s›n›f mücadelesinin meflalesini iflçilerin üzerine tuttu. Ta ki ö¤retim görevlisi oldu¤u ifline son verilinceye kadar. Ve nihayetinde kol iflçileriyle birlikte çal›flmaya gönderildi. Yoldafl›m›z, Maoist K›z›l Y›ld›zlar Cephesi’nin mühim bir üyesiydi. B›rakt›¤› boflluk, bilhassa bu istisnai koflullar alt›nda, asla doldurulamayacak bir yoldaflt›.
Bir baflka flehit yoldafl›m›z, silahl› proleter devrimin k›v›lc›m›na ba¤l› kalan, IDMÖ’nün kuruluflunda yer alan siyasi kadrolardan olan proleter yoldafl Ebu Aflhar’d›.
S›n›f bilincini yaymaya çal›flman›n ötesinde, iflçiler, köylüler, iflsizler, ö¤renciler, kad›nlar, sendikalar, iflçi örgütleri aras›ndaki müttefiklerimizi ve devrimci entelektüelleri de kapsayan Halk Savafl› ise hareketimizin kendi silahl› kanad› ile sürmektedir.
Örgütümüz önderlik düzeyinde oldu¤u kadar, entelektüel faaliyet düzeyinde de önde ç›kan pek çok öncü devrimci kadrosunu, pek çok gerillas›n› kaybetti. Ek Görevler Kurulu’nun bir üyesi olan yoldafl Fahad da bunlar aras›nda idi. Anglo-Amerikan güçleri, Mossad uzmanlar› ve çeteleri taraf›ndan desteklenen Caferi ve Maliki’nin çürümüfl, cani, faflist, ›rkç› çeteleri öncü yoldafl›m›z› katlettiler.
Hareketimiz, geçmiflte de Mezopotamya’da varl›¤›n› sürdürmüfl, iflgalcilere, onlar›n kuklalar›na ve Mossad’›n, Amerika’n›n, ‹ran’›n kuklas› olan paral› polislere, askerlere ve onlar›n güvenlik ayg›tlar›na, cani sekter militanlara karfl› gururlu ve kahramanca bir mücadele yürütmüfltür. Irak vatanseverli¤i ruhunun, Irak devrimci komünist hareketinin, Irak iflçi s›n›f›n›n ve Irak köylülerinin flehitleri olarak onurlu ve gururlu bir biçimde can veren en onurlu ve en muzaffer yoldafllar›m›z›, adalet ve refah, ulusal, ekonomik, sosyal ve kültürel ba¤›ms›zl›k, Irak kad›nlar›n›n toplumdaki adaletsizlik ve eflitsizlikten kurtar›lmas› prensipleri ve istekleri do¤rultusunda kurban verdik. Devrimci Maoist örgütümüz en iyi kadrolar›n›, ölümsüz kahramanlar›n› feda etti; aralar›nda önderimiz, devrimci komünist entelektüel,
Maoist Devrimci K›z›l Y›ld›zlar (DKY) cephesinden kahraman yoldafllar›m›z, iflgalcilere ve kukla rejiminin ayg›tlar›na karfl› (ordu, polis, güvenlik güçleri) birtak›m askeri operasyonlar yapt›. Bunlar›n aras›nda 26 Ekim 2005 Spartaküs Operasyonu (kölelerin özgürlük ayaklanmas›) ve 2 Mart 2006’daki Ekmek ve Bar›fl Operasyonu var. 18 Mart 2006’da Samara’da üniversite ö¤rencisi yoldafl›m›z Newroz (Rezgar Muhammet) kar›s› ile birlikte karfl›dan karfl›ya geçerken tutukland›. Ulusal muhaf›zlar “pesh pesh marga”n›n [pesh marga: peflmerge-ç.n] domuzlar›, Bader’in kurtlar› ve ‹ran gizli servisinin kal›nt›lar›ndan oluflan faflist cephe taraf›ndan zalim iflkencelere maruz b›rak›ld›. fian fleref seninle olsun kahraman flehit yoldafl Rezgar Muhammed.
Mart’›n 19’unda iflçi yoldafl Ahwar tutukland› ve ayn› zalim iflkenceleri gördü. O da yoldafl Rezgar gibi kahramanca bu kirli ve korkak iflkencelerin karfl›s›nda dayand›. Rezgar’la ayn› gün 20 Mart 2006’da yoldafl Ahwar flehit oldu. IDMÖ, kad›nlar›, iflçileri, ö¤rencileri, köylüleri, sendikalar›, iflçi örgütlerini ve entelektüelleri temsil ediyor. Faflist-Nazi ajanlar›n›n insanl›k karfl›t› politikalar› ve flu anki politik durumun gerekleri yüzünden yeralt›nda faaliyet yürütüyoruz. Devrimci komünist ilkelerimizi destekleyen politik faaliyetlerimizin devam›n› sa¤lamak, ayn› zamanda askeri kanad›m›z› güçlendirmek, korumak, yoldafllar›m›z›n DKY’yi geniflletmesine zemin haz›rlamak, ölümsüz kahramanlar›m›z›n cephesini, bölgesel, ulusal ve uluslararas› alanda tan›n›r hale getirmek için tamamen gizli olarak çal›flt›¤›m›z› beyan ediyoruz. Örgütümüz yeralt›nda olmas›-
Marksizm-Leninizm-Maoizm anlay›fl›n› ve Irak’›n içinde bulundu¤u istisnai durumu kavray›fl›n›, s›n›f mücadelesine iliflkin görüfllerini ve s›n›f sömürüsünden, emperyalist iflgalden kurtulmakta hangi s›n›flar›n ç›kar› oldu¤una hangilerinin olmad›¤›na iliflkin çal›flma ve çözümlemelerini selaml›yoruz. Bu analizlere göre Irak Maoist hareketinin stratejik slogan›n› berraklaflt›rm›flt›r. Lenin’in çok do¤ru olarak söyledi¤i gibi: “Tarih boyunca egemen olmak isteyen s›n›f›n bir lidere ihtiyac› olmufltur. Öncü grup bir hareket organize etmeye ve ona yol göstermeye muktedirdir.” Lenin flöyle ekler: “Etkili ve deneyimli parti liderleri zorlukla ve yavaflça belirir. Bu olmadan proletarya diktatörlü¤ü bofl laftan baflka bir fley de¤ildir.” Böylelikle Marksist-Leninistler gördü ki devrimci parti, proletaryan›n gerçek bir ö¤esi, gerçek bir üyesidir. Böyle bir parti lider ile parti aras›ndaki, yine halk ve s›n›flar aras›ndaki sorunlar› merkezi demokrasinin ilkelerine göre çözmelidir. Parti, devrimin günlük pratikleri ile Marksizm-Leninizm-Maoizm’in evrensel ilkelerini bir arada tutacak deneyimli liderlerden oluflacak bir çekirdek kadroya sahip olmal›d›r. Bu liderler s›n›f mücadelesinin içinden ya da halk›n devrimci mücadelesinin içinden ç›karlar ve ister merkez ister yerel komiteye üye olsunlar, kitleye kanlar› ve bedenleri ile ba¤l›d›rlar. Liderler kitleyi somut olarak ifade eder ve düflüncelerini eyleme koyabilir. Liderler kitlenin gerçek temsilcileridir. Bu konuda Çin Komünist Partisi’nin, tarih içinde kitle ve bireyin rolünü, parti-lider, s›n›f-kitle iliflkilerini belirlemek konusunda Marksist-Leninist teori uyar›nca alt›n›
dedildi. Bütün bu uygulamalara ra¤men Irak’›n içinde bulundu¤u durum göz önüne al›nd›¤›nda tüm hukuksuzluklar› a盤a vurman›n, teflhir etmenin uygun bir hareket olmayaca¤›na, devrimci komünist mücadeleye bir yarar getirmeyece¤ine karar vermifltik. Burada IMLDO’daki yoldafllara aç›kça sald›rmak istemiyoruz. Mücadelenin zeminini vurgulamak istiyoruz. Biz burada Mezopotamya topra¤›nday›z, internet sayfalar›nda de¤il. Gerçekli¤i buradaki zeminde alg›l›yoruz, TV kanallar›nda, web sitelerinde, Avrupa’da yaflam›yoruz. Anavatan›m›zda partizanlar, yoldafllar, proletarya olmadan devrim hayalleri kurmuyoruz. Devrimci Marksist-Leninist analiz, diyalektik analiz olmadan bu bir hayal olurdu. Maoist proleter halk savafl›n›n silahl› mücadele kanad›n› yürüten DKY’yi kuran yoldafllar, devrimci mücadeleyi geniflletmek ve gelifltirmek, ayn› zamanda tüm alanlarda örgütsel metotlar›n› yükseltmek ve devrimi gerçeklefltirmek için öznel kabiliyetlerini gelifltiriyor, tüm alanlarda örgütsel yöntemlerimizi daha yüksek bir düzeye tafl›mak için silahlar› omuzlar›nda durmadan çal›fl›yorlar. IDMÖ’nun örgütlü bir çekirdek ile, Ortado¤u’daki ilk Maoist proleter halk devriminin k›v›lc›m› ve Ortado¤u’daki hareketlerin öncü kolu olmas› itibariyle gereken tüm sorumluluklar› üstlenmesi ve mücadele/çat›flma anlam›nda ne gerekiyorsa yapmas› gerekir. K›v›lc›mlar›m›z›n Ortado¤u’ya ve dünyaya s›çrad›¤›n› fark ettik. Hareketimiz do¤unun önderli¤inde devrimci Marksist-Leninist-Maoist ba¤l›l›¤›n bir örne¤i olabilir. Politik kadrolar›m›z ve K›z›l Y›ld›z-
y›kacak. Mücadelemize prensiplerimize ba¤l› olarak devam edece¤iz. fiehitlerimizin öcünü alacak ve zorluklara dayanman›n garantisi olarak onlar›n devrimci miras›n› gerçeklefltirece¤iz. Yoldafl Hamorabi’yi örgütün ve silahl› kanad›n›n kuruluflundaki devrimci proleter öncü rolü için tüm kalbimizle selaml›yoruz. Yaflas›n Marksizm-Leninizm-Stalinizm-Maoizm! Yaflas›n Irak ve enternasyonal Maoist hareketi! Yaflas›n Irak iflçileri ve köylüleri! Yaflas›n silahl› Maoist enternasyonal devrimci proleter halk hareketi! fian ve fleref Irak Devrimci Maoist Örgütü’nün ölümsüz flehitleriyle olsun! Nepal, Filipinler, Hindistan, Kolombiya, ‹ran, Türkiye ve Peru’daki silahl› halk hareketlerine selam olsun! Fas, Suriye, Lübnan ve Arap Körfezi’ndeki Maoist komünistlere selam olsun! Yaflas›n Irak Maoist proleter halk savafl›! Yaflas›n siyonist ‹srail ve Amerikan iflgalcilerine karfl› savaflan Lübnan ulusal direnifli! Yaflas›n Filistin halk›n›n ‹srail’in barbarca ve canice sald›r›lar›na karfl› direnifli! Irak Devrimci Maoist Örgütü Siyasi Büro K›z›l Y›ld›zlar Cephesi [Kaynak: Maoist Resistance Çev: Solun Do¤usu, ‹ngilizce]
“Faflist komplolar› parçalayan devrimci okullar›m›z yar›n kana susam›fl barbar düzeni y›kacak!”
na ra¤men, Irak Marksist Leninist Devrimci Oluflumu (IMLDO) [Marksist-Leninist çizgide birden çok örgütün bir araya gelerek oluflturdu¤u koalisyoner bir oluflum oldu¤u düflünülmektedirçn.] geçmiflte oldu¤u gibi flimdi de inisiyatif gelifltirerek bilgi ve medya düzeyinde koordinasyon teklif etti. Ne yaz›k ki IMLDO bu koordinasyonu, K›z›l Y›ld›zlar Cephe’sinin kurulmas›na katk›da bulunmufl, bilinçli yoldafllar›m›z›n mücadelesi pahas›na sömürdü. Burada yoldafl Hamorabi’yi selamlamam›z gerekir. Onun Marksist-Leninist silahl› stratejiyi kucaklayan kahraman devrimci öncü rolü bu uzun yürüyüflte ölümsüz flehitlerimiz taraf›ndan takip edildi. Onun mükemmel
çizdi¤i vurgular ve bu iliflkilerde iflletti¤i merkezi demokrasinin ilkeleri önemlidir. fiehit yoldafllar›m›z kapitalist yerli-yabanc› düflmanlar› yenmek için kitle içinde politik-pratik-teorik olarak silahl› mücadeleyi benimseyerek mücadele etmeyi planlam›flt›. Psiko-teknoloji stratejisi, s›n›f›n düflmanlar›n› medyay› kullanarak zay›flatmaya dayan›yordu. Ama Irak Marksist-Leninist Devrimci Oluflumu (IMLDO) kendi isteklerini bizim kararlar›m›zm›fl gibi yans›tmaya çal›flt›. Onlar›n web sitelerinde yay›nlanan ve IDMÖ’nun yazd›¤› birçok makalede bize dan›flmadan de¤iflikli¤e gittiler. Buna ek olarak verdi¤imiz birçok makale gerekçesiz olarak red-
lar›n önderli¤i ilk Irak Maoist silahl› proleter halk devriminin yolunu açarken güvenilirliklerini kan›tlad›. Sesimiz ve mücadelemiz, kadrolar›m›z› ve hareketi y›kmak için planlad›klar› kirli faflist komplolar›n› aç›klayan Nazi AngloAmerikan hükümeti olan Caferi ve Maliki’nin dikkatini çekiyor. Buna ra¤men hareketimiz büyüyor ve güçleniyor. Faflist komplolar› parçalayan devrimci okullar›m›z yar›n kana susam›fl barbar düzeni
İşçi-köylü 11
14-27 Aralık 2007
Kavga okulu
“Ölüler insanlarla yal›n ve aç›k konuflfluurlar” “Ölüler insanlarla yal›n ve aç›k konuflurlar” böyle diyordu Nikolay Ostrovski F›rt›na Çocuklar› roman›nda. fiehitlerimiz de kufland›klar› feda ruhuyla en dolays›z, en net mesaj› verir biz geride kalanlara. Onuru, erdemi ve eme¤i dünyam›za hakim k›lma çabas›nda olan, özgür gelecek mücadelesinin temel tafllar›n› döfleyen, bize ilkeli, namuslu yaflamay› ö¤reten flehitlerimiz en amans›z f›rt›nalarda bile k›r›lmayan umut ve inançlar›yla bize örnek olmaktad›r. Onlar hayat› yaratanlar›n hakl› davalar›na gösterdikleri ba¤l›l›¤›n bedelini canlar›yla ödeyenlerdir. Proletaryan›n sömürüsüz ve s›n›rs›z aflk›na leke sürmemek ve insanl›¤› insanl›ktan ç›km›fl haydutlar›n sisteminden kurtarmak için bedenlerini yeni demokratik dünyan›n temellerinde harç etmifllerdir. Onlar flairin söylemiyle aflklar›n külüdür ve kendilerini küllerinden yeniden yarat›rlar. Madem ki onlar bu batakl›k sistemde bo¤ulmamak için tutundu¤umuz dal ve özgürlükler dünyas›na ulaflmam›zda köprü ifllevi görüyorlar, o zaman onlar› büyük bir tutkuyla sahiplenmektir görevimiz.
fiehitlerimizi sahiplenmek fie günün görevlerini yerine getirmektir 13 Aral›k 1980 tarihi size neyi hat›rlat›yor? E¤er belleklerimizin üzerindeki tozu biraz silkelersek 17 yafl›ndaki bir gencin, Erdal Eren’in ince, narin boynuna darbeci generallerin emriyle ya¤l› ilme¤in geçirildi¤i tarih oldu¤unu hat›rlar›z 13 Aral›k 1980’in. Erdal Eren’in idam› genifl kitleler üzerinde estirilen bask› ve terör dalgas›n›n somut bir ifadesiydi. Darbecilerin demokrasi ve özgürlük mücadelesi hakk›ndaki karar›, Erdal Eren’e giydirilen idam gömle¤i olmufltu. 7 Ekim 2007… Peki bu tarih neyi hat›rlat›yor size? ‹stanbul’un Yenibosna semtinde Yürüyüfl dergisi da¤›tarak “yasa d›fl›” bir ifl yapt›¤› gerekçesiyle polis kurflunuyla vuruldu 17 yafl›ndaki Ferhat Gerçek. Ve O art›k yürüyemeyecek. Dün 17 yafl›ndaki Erdal Eren’i asanlar bugün
17 yafl›ndaki Ferhat Gerçek’leri tekerlekli sandalyeye mahkum ediyor. Geçmiflten günümüze faflizm dur durak bilmeden görevini yerine getirmeye devam ediyor. Son zamanlarda h›zla artan, giderek yayg›nl›k kazanan ›rkç›-floven-faflist sald›r›larla, Türk milliyetçili¤iyle çeflitli milliyetlerden emekçilerin bilinçleri ve düflünsel dünyalar› zehirlenmek, Kürt ve Türk halk› aras›nda kal›n çitler örülmeye çal›fl›lmak isteniyor faflist sistem taraf›ndan. “Türkiye’de Zo diyenleri temizledik. Lo diyenlerin köklerini de ben temizleyece¤im” diyen Sakall› Nurettin Pafla’lardan devral›nan ›rkç›-floven düflüncenin mirasç›lar› bugün de ayn› anlay›flla uygulamaya devam ediyorlar zulüm politikalar›n›.
Öldüren kimlik Faflizm için bugün kimli¤imiz bile ölüm nedeni olabiliyor. Parkta otururken, sokakta dolafl›rken bir polis gelip “rutin kontrol” gere¤i kimli¤inizi sorabilir. E¤er do¤um yerinizde Diyarbak›r, Van, Siirt gibi “belal›” bir flehir yaz›yorsa, gö¤sünüze ye¤diniz tekme sonucu yaflam›n›z› yitirebilirsiniz. T›pk› göç ma¤duru Feyzullah Ete gibi. Ya da Kürt olman›z çal›flt›¤›n›z okulun müdüründen dayak yemenize ve karn›n›zdaki çocu¤unuzu düflürmenize sebep olabilir. Kolay günlerden geçmiyor co¤rafyam›z. Nurettin Pafla’lardan 12 Eylüllere, 12 Eylüllerden günümüze kadar faflizm artan sald›r›lar›yla devam ediyor halklar›n üzerinde bask›
Ali Y›lmaz: 1956 Bingöl do¤umlu Ali Y›lmaz, birçok askeri eyleme kat›lm›fl, ‹brahim Kaypakkaya’n›n katledilmesinde büyük rol oynayan S›k›yönetim Savc›s› Yaflar De¤erli’nin cezaland›r›lmas›nda görev alm›flt›r. Proletarya Partisi üyesi T‹KKO ‹stanbul bölgesi gerilla komutan› olarak faaliyet yürüten Y›lmaz, 30 Kas›m 1978’de kendi imal etti¤i bomban›n patlamas› üzerine yaralanarak düflman eline geçti. Yaral› olarak iflkenceye al›nan Y›lmaz, halka ve devrime
Kazanma bilinciyle pratikte yo¤unlaflmal›y›z!
Bugün aç›s›ndan soruna bakt›¤›m›zda, her fleyden önce s›n›f savafl›m›nda böylesi zorlu süreçlerin yafland›¤› tarihsel bilincine sahip olunmal›d›r. Yaln›z bu bilince sahip olmak de-
unsuru olmaya. Bugün, geçmiflte oldu¤u gibi kendilerine yönelik sayg›da kusur edenler hala faflizmin hedefinde. Faflizmin artan sald›r›lar›yla içinden geçti¤imiz zorlu süreç hiç flüphe yok ki ancak devrimci bir militanl›kla afl›labilir. fiehitlerimiz yaflam pratikleriyle bize bunu ö¤retiyorlar. T›pk› ‹brahim Kaypakkaya’n›n katledilmesinde rol oynayan S›k›yönetim Savc›s› Yaflar De¤erli’nin cezaland›r›lmas›nda görev alan Ali Y›lmaz gibi, ser verip s›r vermeme gelene¤inin devamc›s› olan ‹brahim K›r’›n iflkencede düflmana kök söktürmesi gibi. Onlar günün görevlerini yerine getirmek için kendilerini tereddütsüzce adad›lar devrim mü-
cadelesine. Bugün de ihtiyaç duyulan fley, iflin mutfa¤›nda yer alacak kurucu ve rotas›n› önderleflmeye çeviren, günün ihtiyaçlar›na yan›t olabilecek militanlaflan devrimcilerdir. Faflizmin artan sald›r›lar›na karfl› ancak militan bir duruflla karfl› koyabiliriz. Öyleyse ilk sormam›z gereken soru militanl›¤›n ne oldu¤udur. Özlemini çekti¤imiz s›n›rs›z, s›n›fs›z, sömürüsüz bir dünyan›n kap›lar›n› aralamak için gereken her fleyi yapmakt›r militanl›k. Devrimci örgütlü yaflam›m›z›n ve varoluflumuzun her bir kesitinde, u¤raflt›¤›m›z her iflte, düflündü¤ümüz her fleyde, devrimci dönüfltür-
Pratik çal›flflm mam›zda yaflfla ad›¤›m›z t›kan›klar› aflflm mak için reçetemiz; poli tik çal›flflm ma E¤er günün ihtiyac›, faflizmin artan sald›r›lar›yla, kitlelerde oluflan hoflnutsuzlu¤u örgütlü güce dönüfltürecek militanlarsa, yap›lmas› gereken baflar›l› bir pratik için hayata geçecek do¤ru politikalar›n üretilmesidir. Kendimizi gelifltirme ve düflünsel ufkumuzu geniflletmeyi, t›pk› eyleme gider veya herhangi baflka bir örgütsel faaliyeti yapar gibi, bir örgüt faaliyeti olarak alg›lamal›y›z. Okuman›n, kendimizi gelifltirmenin asl›nda örgütü ve örgütsel faaliyeti gelifltirmek oldu¤unu bilmeliyiz. Kendimizi gelifltirmedi¤imizde örgütü de gelifltirmemifl oldu¤umuzu, düflünsel tembellik yapt›¤›m›zda, örgütün de
Aral›k ay›nda flfleehit düflfleen Proletarya Partisi militanlar›...
Pusula Yeni kadro ve militanlar›n asgari düzeyde görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmek için, geliflme dinami¤ine ve potansiyeline sahip olmalar› gerekir. Ayn› zamanda iddia ve istemlerinde dürüst, Proletarya Partisi’ne karfl› da aç›k ve samimi olmal›d›rlar. Sahip olunan iyi meziyetlerin, parti çal›flmas›na her bak›mdan olumlu katk›lar sunaca¤› muhakkakt›r. Bu niteliklere sahip ileri militan ve kadrolar›n say›sal bilefliminin artmas›n›n, günümüz sorunlar›n› çözme bak›m›ndan ortaya daha avantajl› imkanlar sunaca¤› kesindir. Kesin olan di¤er bir fley ise; bu nitelikte militanlar›n yarat›lmas›n›n öncelikli bir görev oldu¤udur. S›n›f düflmanlar›na karfl› her bak›mdan uzlaflmaz, halka karfl› hoflgörülü ve parti içi sorunlar›n çözümünde yap›c› olan faaliyetçilerin nicel anlamdaki art›fl›, tüm dezavantajlara ra¤men s›n›f savafl›m›n›n kararl›ca yürütülmesinin teminat›d›r.
me, geliflme, irade, olaylar›n ve olgular›n görünen yönlerinin üzerine ç›kma, kendili¤inden bilincin s›n›rland›r›c› etkisinden kurtulma, devrimci teori ve devrimci prati¤in iç içe geçirilmesi, yüksek bir örgütlü yaflam disiplini ve enerjisidir militanl›k. Kitle çal›flmas›nda militanl›k, yoldafl iliflkilerinde militanl›k, teorinin ve politikalar›n gelifltirilmesinde militanl›k… Günün görevlerini yerine getirmek, görevini hiçbir fedakarl›ktan ve zorluktan kaçmayarak eksiksiz ve lay›k›yla yapmakt›r militanl›k. fiehitlerimize lay›k olup olmad›¤›m›z› belirleyecek olan iflte tam da budur. Yani prati¤imiz.
¤il, ayn› zamanda da böylesi dönemlerde partiler içinde yaflanan sorunlar ve bu sorunlar›n nas›l afl›larak ilerlendi¤i tarihsel tecrübeyi de özümsemek gerekir. Örne¤in; Rusya’daki 1905 devrim yenilgisinde artan geçici yol arkadafllar›n›n varl›¤›, ayd›n ve küçük burjuva unsurlar›n içine düfltükleri karamsar ruh halleri sonucu h›zla saflar› terk etmeleri ve giderek bunlar›n bir k›sm›n›n karfl› devrim saflar›na geçmeleri vb. dikkat edilirse, tüm bu küçük burjuva ayd›n unsurlar, devrimin yükselifl dönemlerinde yarat›lan coflku ve heyecandan etkilenerek sürece kat›lm›fllard›r. Ama ideolojik anlamda gereken dönüflümü sa¤layamamalar›ndan dolay›, devrim coflkusunun geriye çekilmesi dönemindeki çetin koflullar› gö¤üsleme iradesini ortaya koymada baflar›l› olam›yorlar. Devrimci hareketin yak›n tarihine bakt›¤›m›zda, tam da Rusya’da yaflanan y›k›ma benzer bir y›k›m›n yafland›¤› gerçe¤ini görebiliyoruz. Gereken ideolojik donan›ma sahip olmayan küçük burjuva unsurlar›n zorluklar karfl›s›nda nas›l y›k›m yaflad›klar›n›, ezilenlerin kurtulufl kavgas›ndan çok,
olan inanc›yla iflkencecilere kök söktürdü. 24 Aral›k 1978 katledilerek flehit düfltü. Mustafa fiiflman: Aslen Sivasl› olan Mustafa fiiflman, Proletarya Partisi’nin 24 Aral›k 1978’de yürüttü¤ü “MHP, ÜGD kapat›ls›n, M‹T Kontrgerilla da¤›t›ls›n” adl› kampanyan›n afifllerini ast›¤› s›rada Topkap› Mithatpafla’da, fabrika bekçisi bir gericinin açt›¤› atefl sonucu katledildi. Ali Kepez: Elbistan do¤umlu olan Kepez, Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle ‹s-
kendi bireysel kurtulufllar›n›n derdine düfltüklerini izlemek mümkündür. Evet bu bir gerçek. Ama gerçek olan di¤er bir fley de; tarihin s›n›f mücadeleleri tarihi oldu¤u ve dolay›s›yla tüm zorluklara, geçici yol arkadafllar›n›n varl›klar›na, yaflanan ihanet ve yenilgilere ra¤men s›n›f mücadelesinin sürece¤i ve süren bu savafla kan ve can verecek ezilenlerin onurlu evlatlar›n›n asla tükenmeyece¤idir. Bu gerçe¤i iyi kavramal›y›z. Tarihin çark›n› ileriye döndürenler oldu¤u gibi; bunun önünde engel olanlar›n ve ayn› zamanda tarihin bu ileriye do¤ru at›lan hamlesine emek vermekte yorulan, yorgun düflen bireylerin, gruplar›n olabilece¤i gerçe¤i s›n›f savafl›m›n›n yasalar›na ayk›r› de¤il, uygundur. Bu konulardaki niteliksel düzeyde ileri bir konumda olmak, sürecin zorluklar› karfl›s›nda pani¤e ve karamsarl›¤a kap›lmadan kararl› bir flekilde partiye ve halka hizmet etmek için tereddütsüzce çal›flmakt›r. Daha da önemlisi, devrim rotas›n›, Parti çizgisini bulan›klaflt›rmaya, dejenere etmeye çal›flan küçük burjuva karars›z unsurlara karfl› ideolojik olarak ilkeli ve kararl› bir tarzda mücadele etme silah›n› elde b›rakmamakt›r. Tüm bu pratik hamleler ve çabalar s›n›f mücadelesinin prati¤inden ba¤›ms›z olarak ele al›namaz. Di¤er bir ifadeyle; söylemlerimizin anlam ve de¤er kazanmas›, yani okun hedefe gitmesi için, pratikte savaflç› ve militan bir tutum
tanbul’da tan›flt›. Ümraniye gecekondu yap›m›nda çal›flt›. 23 Aral›k 1979 tarihinde kald›¤› evde ç›kan yang›nda yaraland›. Ali Kepez, kald›r›ld›¤› hastanede yaflam›n› yitirdi. ‹brahim K›r: Dersim Ovac›k do¤umlu olan ‹brahim K›r, Proletarya Partisi ile ‹stanbul Kazl›çeflme’de 1975 y›l›nda iflçilik yapt›¤› s›rada tan›flt›. ‹flçiler aras›nda örgütlenme faaliyeti yürüttü. Aral›k 1980’de faaliyetlerinden dolay› gözalt›na al›nd›. Günlerce süren a¤›r iflkencelerden sonra ‹brahim K›r’dan
izlememiz gerekir. Özellikle tasfiyecili¤in artt›¤›, devrim düflüncesinin sistem içi reformlara feda edilmeye çal›fl›ld›¤› süreçlerde, devrimin kaç›n›lmazl›¤›n› hayk›rarak bu u¤urda her türlü özveride ve fedakarl›kta bulunmak tarihsel bir görevdir. Bu görevden kaç›lmaz. Bugün dünyada bu görevi omuzlar›nda tafl›yanlar›n say›s› az olabilir. Bu onlar›n, hakl› ve meflru olmad›klar› anlam›na gelmez. Ve daha da önemlisi, emperyalist-kapitalist sistemin ve dünya gericili¤inin, ezilenlere dönük yürüttükleri sömürü ve zulüm politikalar›, bir hoflnutsuzlar ordusu yaratarak kitleleri yeni aray›fllara do¤ru yöneltmektedir. ‹flte tüm sorun, yerinde ve zaman›nda do¤ru taktik ve pratik hamlede bu orduyla buluflma noktas›nda dü¤ümleniyor. Bu buluflma enternasyonal bir bilinci gerektiriyor. Bu buluflma, her türlü kuflatmaya teslim olmamay›, kitlelere dayanmay›, onlar›n gücüne inanmay› zorunlu k›l›yor. E¤er kendimizi bu silahlarla donat›rsak hiçbir sald›r›, hiçbir zorluk kazanma ve direnme gücümüzü teslim alamaz. Daha önce de yay›nlar›m›za yans›tt›¤›m›z flu bak›fl aç›s›ndan ö¤renmeliyiz. ‘Tarih bize gösteriyor ki, bütün devrimcilerin –tabii burjuva devrimcilerinin de- devrimci olmalar›n›n bafll›ca nedeni; düflman› küçümsemeye, mücadele etmeye ve zafer kazan-
asl›nda o çal›flma alan›nda tembellik yap›yor oldu¤unu görmeliyiz. Bu durum günün pratik ihtiyaçlar›na yan›t olmam›z›n önünde önemli bir engeldir. Öyleyse militanl›k, günün ihtiyaçlar› için her türlü ideolojik-politik donan›ma sahip olmakt›r. Düflenlerimizin hesab›n› sormak, u¤runa flehit düfltükleri davay› gelifltirip büyütece¤imize sözümüdür prati¤imiz. Onlar ki eflitli¤in, özgürlü¤ün hakim oldu¤u bir dünya için bedel ödemekten çekinmediler. Da¤ bafllar›nda son mermisine kadar çat›fl›rken, dara¤açlar›nda cellatlar›n surat›na özgürlük slogan› hayk›r›rken, zindanlarda, iflkencelerde ser verip s›r vermeyerek, faflizmin yüzü gibi karanl›k dehlizlerde “kaybedilirken” yaflamaya devam edeceklerini çok iyi biliyorlard›. Ölerek yaflamak ve yaflatmak onlara özgüydü çünkü. Ölen sadece bedenleriydi. U¤runa flehit düfltükleri düflüncenin tohumlar› boy vermeye devam ediyor. ‹flkencecilerin, üniformal› katillerin, sivil faflistlerin dokunulmazl›¤› karfl›s›nda defalarca kez çektik isyan bayraklar›m›z›. Bu yüzden “vatan haini”, “bölücü”, “terörist” yaftalar›yla onurland›r›ld›k. Çünkü örtbas edilmek istenen zulüm karfl›s›nda sessiz kalmad› vicdanlar›m›z. Vicdan› sessiz kalanlar› da anlamakta zorland›k. ‹flte bu yüzdendir ki devrimin s›ra neferleri bu haks›zl›k ortadan kald›r›lana kadar yaflayarak ya da ölerek bu kavgay› sürdürüyorlar/sürdürecekler.
hiçbir fley alamayaca¤›n› anlayan iflkenceci katiller çareyi O’nu katletmekte buldular. Sedat Özkarada¤: Urfa Siverek do¤umlu olan Sedat Özkarada¤ Mersin’de Proletarya Partisi saflar›nda mücadele ederken tutsak düflmüfltü. Sedat Özkarada¤, 27 Aral›k 1980’de iflkencede katledildi. Adana Kiremithane’deki hapishanede merdivenlerin her iki taraf›na dizilmifl askerlerin dipçik darbeleri alt›nda kararl›l›¤›n›, devrime olan inanc›n›, Partisine olan ba¤l›l›¤›n› asla yitirmedi. Abdurrahman Meral: Proletarya Partisi taraftar› olan Abdurrahman Meral, Aral›k 1993’te ‹stanbul’da yakaland›¤› kanser hastal›¤›na yenik düfltü.
maya cesaret etmeleridir. Düflmandan korkanlar, mücadeleye cesaret edemeyenler, zafer kazanmaya cesaret edemeyenler ancak ödleklerdir; onlar ancak reformist ya da teslimiyetçi olabilirler; ama asla devrimci olamazlar. Tarihi aç›dan bak›ld›¤›nda, bütün devrimciler gericileri küçümsemek, gerici egemen s›n›flar› küçümsemek, düflman› küçümsemek cesaretini göstermifllerdir. Çünkü, halka yeni bir tarihi görev yükleyen o zaman›n tarihi flartlar› alt›nda, eski sistemi yeni bir sistemle de¤ifltirme zorunlulu¤unu görmüfllerdir. De¤iflim, gerekli oldu¤u zaman, karfl› konulmaz bir hale gelir, ve istensin ya da istenmesin ergeç ortaya ç›kar. Marx flöyle der: “‹nsanlar›n varl›klar›n› belirleyen bilinçleri de¤il, tersine bilinçlerini belirleyen sosyal varl›klar›d›r.” Sosyal de¤iflme zorunlulu¤u insanlarda devrimci bilinci ortaya ç›kar›r. Tarihi flartlar bir de¤iflimi zorunlu hale getirmedikçe, hiç kimse ne kadar çabalarsa çabalas›n, keyfi olarak devrim görevi üstlenemez ya da devrim yapamaz. Ama tarihi flartlar bir de¤iflimi zorunlu hale getirdi¤i zaman, gerici egemen s›n›flara karfl› ç›kmak cesaretini gösteren ve bu s›n›flar› ka¤›ttan kaplanlar olarak görme cesaretini gösteren devrimciler ve halk›n öncü savaflç›lar› ortaya ç›kar. Bu devrimciler, yapt›klar› her iflten daima halk›n moral gücünü yükseltir ve düflman›n
gururunu k›rarlar. Bu, tarihi bir zorunluluktur; bu, sosyal devrimin kaç›n›lmazl›¤›d›r. Devrimin ne zaman patlak verece¤i ya da patlak verdikten sonra k›sa sürede baflar›ya ulafl›p ulaflmayaca¤›, birçok ciddi güçlüklerle, tersliklerle ve hatta yenilgilerle karfl›lafl›p karfl›laflmayaca¤› vb. –bütün bu sorular, çeflitli özgül tarihi unsurlara ba¤l›d›r. Ama, devrim s›ras›nda ciddi güçlüklerle, tersliklerle ve yenilgilerle karfl›laflsalar bile, bütün gerçek devrimciler, yine de düflman› küçümseme cesaretini gösterirler ve devrimin zaferine olan inançlar›n› yitirmezler.’ (Leninizm ve Modern Revizyonizm. s. 157) Evet, koflullar nas›l olursa olsun kazanma bilincini asla yitirmemek. Düflman›n gücünün, bizim güçsüzlü¤ümüzden, yani tarihin yarat›c›s› olan kitlelerle buluflmamam›zdan ve siyasal iktidar yürüyüflüne yöneltemememizden kaynakland›¤›n› görmektir. Bu konuda at›lacak her olumlu ad›m›n, yaln›z düflmana s›k›lan bir kurflun de¤il, ayn› zamanda umutsuzlu¤a ve karamsarl›¤a da s›k›lan bir kurflun oldu¤u gerçe¤ini görmektir. Her fleyden önce bizlerin yeniyi ve gelece¤i temsil eden güçlerin temsilcileri oldu¤umuz bilincinden asla tereddüte düflmemektir. Bu tereddütü tafl›mamak, gelece¤i bugüne feda etmeden, y›¤›nlarla ba¤ kurmak için yarat›c› bir temelde b›kmadan usanmadan çaba sarf etmek anlam›na gelir.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
Yine “haks›z tahrik” adaleti!
Son günlerde kad›na yönelik fliddet konusunda karfl›m›za ç›kan iki kelime var: Haks›z tahrik… Bu iki kelimenin içinde kad›na yönelik fliddeti meflrulaflt›ran, uygulayanlar›n mahkemelerde hak etti¤i cezay› almas›n›n önüne geçen, yapana yapt›klar›n›n yan›nda kâr kalmas›n› sa¤layan bir t›ls›m gizli. Bu iki kelimeyi ‹zmir’de bir erke¤e “cilveli bir flekilde” saati sordu¤u için öldüren “koca”n›n “haks›z tahrik” karar› verilen davas›nda görmüfltük. Yine Adana’da beyaz tayt ve tiflört giydi¤i gerekçesiyle o¤lunun
gözleri önünde kar›s›n› b›çaklayarak öldüren Halil ‹brahim Uçan’›n davas›nda cezas›n›n indirilmesinin gerekçesinde karfl›laflm›flt›k. Eylül ay›nda ise “haks›z tahrik” nedeni karfl›m›za eflinin baflka erkeklerle birlikte oldu¤unun “kula¤›na gelmesi”, eflinin çantas›ndan do¤um kontrol hap› bulmas›, göbe¤inde piercing bulunmas› fleklinde ç›k›yordu. Her birinde de “namus” temizleniyor, al›nlar apak oluyor… Eh, yarg› da bu katillerden yana olunca, geriye pek de bir sorun kalm›yor…
“Kad›nl›k” görevini yapmamak, cinayet gerekçesi. Ödülü de ceza indirimi Kad›nlara daha küçük yafllardan “kocalar›n›” nas›l memnun edecekleri anlat›l›r, evli kad›nlar, k›z çocuklar›n›n yan›nda yapt›klar› sohbetlerde efllerinden neler çektiklerini (boyun e¤me pozisyonunda) anlat›rlar. Bizler küçükken ö¤reniriz, kad›n olarak birinci görevimizin erke¤i memnun etmek
Polis, kad›na yönelik flfliiddeti durduracakm›flfl… …
Her yeni geliflmede Aziz Nesin’lik bir öykü daha diyebilece¤imiz bir unsur bulmak mümkün bu ülkede. Kara mizah örnekleri öylesine fazla ki, neresinden tutaca¤›n› flafl›r›yorsun. Bunun son örne¤i de “kad›na yönelik fliddet” meselesinde yaflan›yor. Töre gibi feodalizmin gerici “de¤er” yarg›lar›yla mücadele etmeyen, kendine s›¤›nan kad›nlar› evine, “kocas›n›n” yan›na gönderen, gözalt›na ald›¤›nda di¤erlerinin yan› s›ra cinsel iflkence metodlar›n› uygulayan, hakaretlerinde, küfürlerinde kad›n› “bafl s›raya” yerlefltiren gerici, burjuva-feodal devlet ve onun yetkilileri kad›n sorununa el atm›fl! Ç›kard›¤› yasalarla kad›n›n toplumdaki ikinci s›n›fl›¤›n› tescil eden devlet, di¤er yandan eflini döven, öldüren efllere “haks›z tahrik” indirimi uygulayarak yarg›n›n da anlay›fl›n›n ayn› oldu¤unu gösteriyor. Bu “haks›z tahrik” kimi zaman erke¤e “kad›nl›k görevlerini” yerine getirmemek oluyor, kimi zaman da giydi¤in dar bir pantolon, baflka bir erke¤e saat sormak oluyor. Gerekçeler de¤iflse de hepsinde ortak olan yan; kad›n›n erke¤in kölesi olmas› gerçekli¤ini devletin de yasama, yürütme ve yarg›daki tutum ve kararlar›yla onaylamas›, desteklemesi… ‹flte bu bahsetti¤imiz devlet, flimdi de kad›na yönelik fliddeti durduracak bir yöntem gelifltirmifl. Bu konuda polis daha “aktif” görev alacakm›fl. fiiddet riski alt›nda yaflayan kad›nlar›n durumu “yak›ndan” izlenerek, ma¤dur kad›nlar için ifllem yapmayan polislerin flikâyet edilebilece¤i bir de merkez kurulacakm›fl. Yani art›k eflinizden dayak yeme ya da öldürülme tehdidi alt›ndaysan›z solu¤u karakolda alacaks›n›z ve onlar da sizi koruyacak… “Kad›na Karfl› fiiddetin Önlenmesinde Polisin Rolü ve Uygulanacak Prosedürler E¤itimi” ad›yla yürütülen bu projede 40 bin polis e¤itilerek “fark›ndal›k ve duyarl›l›k” art›r›lacak… fiiddete maruz kalan insanlar›n
yüzde 87’sinin kad›n oldu¤u bu ülkede kaç fail cezaland›r›lm›fl, fliddet gören kad›n›n kaç›na hukuki destek sunulmufl, patronunun tacizlerine u¤rayan kaç kad›n bunu aç›klayabilmifl, aç›klayanlardan kaç› açt›klar› mahkemeleri kazanarak ifllerine geri dönebilmifller, polis ya da devletin herhangi bir baflka kurumu kaç olay›n önüne geçmifl ya da daha önemlisi kaç polis, uygulad›klar› fliddetten dolay› ceza alm›fl vb.? Tüm bu gerçeklerin kad›n›n aleyhine iflledi¤i bir ülkede polisin e¤itilerek fliddetin önüne geçilmesi, dayak yiyen kad›n›n “koca”n›n elinden kurtar›lmas› mümkün mü? “Cinnet geçirerek” eflini ve çocuklar›n› öldürdükten sonra intihar eden, parkta oturan bir kifliyi tipini be¤enmeyip tekmeyle öldüren, “dur dedim, durmad›” deyip silah› kafas›na s›k›p gencecik bir yaflam› söndüren polis teflkilat› için verilebilecek son görev de verilmifl ve toplumun içi rahatlat›lm›fl olacak bu e¤itimle. Kad›n polislerin dahi kad›nlara yönelik fliddet uygular ve cinsel tacizde bulunurken böylesi bir e¤itim, mevcut kurumun özüne de ayk›r›d›r.
Kad›na kim yard›m eder? Kad›n›n gerçekten eflit, huzurlu, fliddetten uzak vb. bir flekilde yaflamas› ancak sosyalist bir düzende mümkündür. Ancak sosyalizm kuruluncaya kadar kad›nlar›n buna karfl› koymamas›n›, her fleyi sineye çekmesini, mevcut yasalara karfl› mücadele etmemesini beklemek de kad›n› ayn› statüsü içinde tutman›n bir baflka yoludur. Bu nedenle emekçi kad›nlar›n, (özellikle de iflyerinde, evde, sokakta vb. sadece kad›n oldu¤u için yaflad›¤› sorunlara karfl›) örgütlenmeler oluflturmas›, dayan›flmay› gelifltirmesi önemlidir. Kad›nlar›n bilinçlendirilmesini küçümsemek mümkün de¤il. Zira bu ülkede yap›lan bir araflt›rmaya göre 15-19 yafl aras› genç kad›nlar›n yüzde 63’ü aile içi fliddeti kabul edilebilir gördüklerini söylemifllerdir. Yani öncelikle emekçi kad›n›n kendisinden bafllamak, yaflad›klar›n›n-gördüklerinin kendine reva ve kader olmad›¤›n› göstermek gerekiyor. Kad›na karfl› yasalar ç›kartan, eflit ifle eflit ücret gibi en meflru hakk› dahi ihlal eden, bizzat emekçi kad›n›n düflman› olan bir düzenin koruyucular›ndan fliddet sorununu çözmesini beklemek ve sorunlar›m›z› onlara havale etmek “kurda kuzu emanet etmek”le birdir. Bu nedenle emekçiler ama özelde de kad›n emekçiler, ezilenler olarak dayan›flal›m, örgütleflelim. (‹K okuru bir kad›n)
oldu¤unu. Bunun içine akla gelebilecek tüm hizmetler girer… Belki 23 yafl›nda kocas› taraf›ndan öldürülen Özlem Yap›c›o¤lu’na da bunlar ö¤retilmiflti. O da, “aman kavga ç›kmas›n”, “aman sinirlenmesin” diyerek yüzlerce meseleyi sinesine çekmiflti. Muhtemelen annesi de kendi yerinde olsa öyle yapard›. Yarg›tay, Özlem Yap›c›o¤lu’nun kendini öldüren kocas›n› yataktan itti¤ini belirtmifl ve bunu ceza indirimine gerekçe yapm›flt›. 23 yafl›nda öldürülen ve bir yarg› karar›yla ad› gündeme gelen Özlem Yap›c›o¤lu’nun k›sa ama ac›larla dolu bir hayat hikâyesi var. Yuvas› y›k›lmas›n diye, yazg› budur diye ayr›lmay› akl›n›n ucundan geçirmemiflti. ‹mam Hatip Lisesi mezunu olarak da kendini “erke¤in kaburgas›ndan” yarat›lm›fl bir varl›k olarak kabul etmesi ve kaderine boyun e¤mesi gerekti¤i inanc› vard› büyük ihtimal… Görücü usulü ile 2002 y›l›nda evlendi¤i inflaat iflçisi eflinin kendi katili olaca¤›n› nereden bilebilirdi ki! Yoksulluk bir yandan “k›skanç koca” derdi bir yandan… Yeni elbise giyemezsin, balkonda oturamazs›n… Kuran okumaktan ve bebeklerine bakmaktan baflka yapacak bir fleyi de yoktu. Asl›nda yapabilece¤i fleyler vard› elbette. O da öyle yapt›. Dayak yedi¤i bir gün akrabalar›n›n yan›na giderek “art›k dayanamayaca¤›n›” söyledi. Doktordan üç günlük ifl göremez raporu ald› ve Kocaeli Cumhuriyet Savc›l›¤›’na baflvurdu. Boflanmak istiyordu. Buraya kadar yapmas› gerekenleri yapt› ama yine devreye bugünlerde ad›na
“mahalle bask›s›” denilen ve fakat gerçekte feodalizmin bask›s› sonucu flikayetini geri al›p evine döndü, dava kapand›… Ama Özlem’in çilesi bitmedi. Efli yine dövmeyi sürdürdü. Annesinin evinde dahi odunla dayak yedi. Yine de döndü evine. Döndükten üç gün sonra da (31 May›s 2004) kocas› taraf›ndan öldürüldü. Asl›nda hikaye, Özlem için son olan o geceden bafll›yor. Katil kocaya ceza indirimi getiren olay› kendisinden dinleyelim: “... yatak odas›nda yatt›¤›m›z s›rada kendisini özledi¤imi söyledim, sar›lmak istedim. Ama beni yataktan afla¤› itti. Birkaç tane vurdum. Bana engel olmaya bafllay›nca, mutfaktan b›çak ald›m. Yatak odas›nda pencerenin alt k›sm›nda yerdeydi. Say›s›n› hat›rlamad›¤›m kadar b›çak darbesi vurdum. Eflim kurtulmaya çal›fl›yordu...” Özlem kurtulamad› ve öldü. Ama ölen sadece o de¤ildi. Egemenler taraf›ndan milyonlarca kez i¤difl edilmifl, kelime olarak dahi bir de¤eri ve anlam› kalmam›fl adalet duygusu da bir kez daha ölüyordu Özlem ile birlikte. Eflinin tutuklu olarak yarg›land›¤› davada katil kocaya verilen ceza “haks›z tahrik” indirimine u¤rad›. Kocan›n avukat›n›n savunmas› tam da ibretlik denilecek cinsten: “.. san›k gecenin ilerleyen saatlerinde yatakta duran eflinin yan›na girmek istedi¤inde maktulün sert ve a¤›r sözlerine maruz kalm›flt›r. San›k, evlilik birli¤inin en önemli parças› olan cinsi münasebette bulunmak için efliyle birlikte olmak istedi¤inde olumsuz cevaplarla birlikte tehdit edilmifl ve itilerek yataktan at›lm›flt›r, yata¤a al›nma-
14-27 Aralık 2007 m›flt›r. A¤›r tahrikte kalm›flt›r.” Toplumdaki yarg›lar› ve kad›n›n konumunu bir yana b›rakal›m ama yasalarda bir kad›n›n kocas›n›n cinsel isteklerine cevap verme yükümlülü¤ü kesinlikle yoktur. Ancak buna ra¤men 3’e 2 oy çoklu¤uyla katil kocaya bu ceza indirimi uygulanm›flt›r. Kad›na yönelik fliddet ya da hak ihlalleri sadece toplumda bitmiyor yani. Karakoldan, mahkemelere, sokaktan fabrikalara kadar bu eflitsizlik, bu anlay›fl zincirleme sürüyor.
“Keflke ona destek olsayd›k!” Özlem’in komflular› onun dayak yedi¤ini biliyordu, hatta belki adam›n onu öldürece¤ini bile düflünüyorlard›. Ama hiçbiri hiçbir fley yapmam›flt› Özlem için. Neden? Çünkü bu, aile içi bir meseleydi ve kar›flamazlard›. Ölümünden sonra ise “Keflke ona destek olsayd›k, dönme deseydik” diyorlarm›fl. Yani piflmanlar ona eve dönmesini telkin ettiklerinden. Peki bundan sonra karfl›laflt›klar› bu tür durumlarda nas›l davranacaklar, Özlem’in hemcinsleri? Dayak yiyen bir kad›na, “evine dönme” diyebilecekler mi? Ya da aile içi mesele de olsa fliddete u¤rayan kad›n›n yan›nday›z m› diyecekler? Peki biz kad›nlar birbirimize destek olmazsak, ezilen kad›nlar›m›za yönelik fliddet ya da baflka bir sald›r›da yanlar›nda olmazsak sonras›nda “keflke” dememiz ne ifle yarayacak? Ya da belki biz de fliddet gören bir kad›n›z. Bize destek olunmas›n› istemez miyiz? ‹flte ezilen kad›nlar için dayan›flmak, örgütlenmek, bu kadar önemli bir meseledir. Bunlar aile içi mesele de¤ildir. Ezilen kad›nlara yönelik aile içi ya da d›fl› fliddetin, sald›r›lar›n, tacizin hakl› hiçbir yan› olamaz. Biz birbirimize yard›m etmezsek kimse bize yard›m edemez!
Adana’da 11 ayda 11 kad›n intihar etti! Adana’da 2007 y›l›nda gazete sayfalar›na 11 kad›n intihar›, 3 kad›n cinayeti yans›d›. Hukukçular›n ve kad›n çevrelerinin flüpheli yaklaflt›¤› intiharlar›n say›s›n›n artmas›n› yorumlayan Sosyolog ‹smet Tekmek, intiharlar›n alt›nda fiziki ve psikolojik fliddetin yatt›¤›n› söyledi. Büyük kentlerdeki kad›n cinayetleri ile intiharlar›n temelinde a¤›r psikolojik travmalar yatt›¤›n› belirten Tekmek, “Bir yandan toplumsal sorunlar di¤er yandan erkek egemenli¤inin yaratt›¤› bask› kad›n intihar›n› tetikliyor” dedi. Kad›n›n toplum ve ailenin ördü¤ü çitlerin d›fl›na ç›kamad›¤› zaman “ben neden yafl›yorum?” sorusuyla cebelleflti¤ine dikkat çeken Tekmek, flunlar› söyledi: “Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu Bölgesi’nden göç eden Kürt kad›nlar› yaflad›klar›ndan daha fazla etkileniyor. Kültürel yabanc›l›k yafl›yor. Büyük kentlerde yaflama tutunmak isteyen göçzede kad›nlar›n etraf›nda hem aileleri hem de toplum adeta çit örüyor. Yaflama tutunmaya çal›flan kad›nlar aileleri ve toplum taraf›ndan etraflar›nda örülen çitin d›fl›na ç›kmaya çal›flt›kça duvara çarp›yor. Ailesinden ve yak›n çevresinden güç alamayan kad›n intihara yak›nlafl›yor.” Yaflananlar› de¤erlendiren Av. Fatofl Hac›velio¤lu da, kad›nlar›n çaresiz b›rak›larak, adeta intihara teflvik edildi¤ini söyle-
di. Yarg›çlar›n kad›n cinayetleri konusundaki tavr›n› elefltiren Hac›velio¤lu, “TCK’n›n 84. maddesinde ‘intihara teflvik’ suçu ilgili madde bulundu¤u halde bu uygulanm›yor. Adana’da 2007 y›l›nda gazete sayfalar›na yans›yan baz› kad›n intihar ve cinayetleri flöyle:
* 12 Nisan’da Toros Mahallesi’nde yaflayan Filiz E. (46), efli evde uyudu¤u s›rada, mutfaktaki dolaba ba¤lad›¤› kravatla kendisini ast›. * 19 Ocak’ta evli ve bir çocuk annesi Yeliz Özkale (21) misafirli¤e gitti¤i kay›nvalidesinin 3. kattaki evinin balkonundan atlayarak yaflam›na son verdi. * 26 Ocak’ta Küçükdikili Beldesi’nde oturan 24 yafl›ndaki Necla Yalç›n, çocuklar›yla birlikte kahvalt› yapt›ktan sonra, Ka-
Yorumsuz...
basakal Mezarl›¤›’nda, 11 y›l önce eceliyle ölen babas› Abdullah ‹fller’in mezar›nda bafl›na silahla atefl ederek intihar etti. * 1 fiubat’ta Yüre¤ir’de oturan Ali ve Hayriye G.’nin k›z› 23 yafl›ndaki Neslihan G. Seyhan Nehri’ne atlayarak intihar etti. * 17 fiubat’ta 19 May›s Mahallesi’nde tar›m iflçisi Halil Taflk›ran (25) ile evlenen Zeliha Taflk›ran (18), bilinmeyen bir nedenle yatak odas›nda kendisini iple tavana asarak yaflam›na son verdi. * 18 Mart’ta 19 yafl›ndaki Atiye A., aile üyelerinin evde olmad›¤› s›rada, babas›na ait ruhsats›z tüfekle kafas›na atefl ederek, intihar etti. * 21 May›s’ta Oya Can (17) adl› kad›n, 7 ayl›k çocu¤u Feritcan’›n gözleri önünde, kaçt›¤› efli taraf›ndan öldürüldü. * 19 Temmuz’da Adana’da Süleyman Ariç (31), fliddetli geçimsizlik yüzünden boflan›p bir y›l önce bar›flarak yeniden birleflti¤i eflini ç›kan tart›flma sonucu b›çaklayarak öldürdü. * 15 Kas›m’da Emire Saraço¤lu (20), bilinmeyen bir sebeple oturdu¤u daireden atlayarak yaflam›n› yitirdi. * 20 Kas›m’da Adana’da, babas› taraf›ndan makyaj malzemeleri ve cep telefonuna el konulan Lise 2. s›n›f ö¤rencisi olan Ebru Erikli (15), okula gitme saatinde oturduklar› binan›n 8. kat›na ç›karak merdivenlerdeki pencereden kendisini bofllu¤a b›rak›p yaflam›na son verdi. (H. Merkezi)
14 yaflfl››nda ikinci kez anne oldu Samsun’da, 4 y›l önce, nüfus kay›tlar›na göre 10, kemik yafl›na göre ise 12 yafl›ndayken 37 yafl›ndaki üvey babas›n›n tecavüzü sonucu bir erkek çocuk dünyaya getiren H.K.’n›n, geçen y›l evlendirildi¤i nikâhs›z efli Gökhan Karaçal’dan bir o¤lu daha oldu. H.K.’ya tecavüzden yarg›lanan üvey babas› Erkal K. 3 ay önce, 18 y›l 9 ay hapis cezas›na çarpt›r›lm›flt›. “15 yafl›ndan küçük k›zla r›zas›yla cinsel iliflkiye girmek” suçundan 15 y›la kadar hapis istemiyle tutuksuz yarg›lanan H.K’n›n “imam nikahl›” efli Karaçal’›n duruflmas›nda Savc›ya ifade veren anne Perihan Y., k›z›n› korumak için evlendirdi¤ini belirterek, “K›z›m›n bafl›na gelen talihsiz olaydan sonra y›k›ld›k. Komflular k›z›m›n dedikodusunu yapmaya bafllad›. Yafl› küçük oldu¤u için birileri kand›r›r kötü yola düflürür diye, k›z›m› korumak için gayri resmi olarak evlendirdim. Gökhan’dan da flikayetçi de¤ilim” demiflti.
Yurttan kaçan k›za fuhufl tuza¤› Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan kaçan S.A. adl› k›z, s›¤›nd›¤› genç taraf›ndan 40 YTL’ye pazarland›¤›n› söyledi. Zanl›lar tutukland›. Ailesi taraf›ndan kendisinden büyük bir kifliyle evlendirilmek istendi¤i için evden kaçan ve daha sonra yerlefltirildi¤i ‹stanbul Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan da kaçan S.A. adl› genç k›z, s›¤›nd›¤› Aziz Çetin adl› genç taraf›ndan para karfl›l›¤› sat›lmaya bafllad›¤›n› söyledi.
‹ran’da “ahlak polisi” cinayeti ‹ran’da niflanl›s›yla parkta otururken ahlak polisi taraf›ndan tutuklanan Zehra Baniyakub (27) adl› kad›n doktor, gözalt›ndayken hayat›n› kaybetti. Polis, Baniyakub’in intihar etti¤ini öne sürerken, ailesi, k›zlar›n›n öldürüldü¤ü gerekçesiyle dava açt›. ‹ngiliz The Observer gazetesinin haberine göre, ‹ran’›n dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e ba¤l› ahlak polisi, Baniyakub’u, 12 Ekim’de Hamedan kentinde niflanl›s› Hamid Chitsaz’la birlikte bir parkta otururken “‹slami yasalara göre birlikte oturamayacaklar›” gerekçesiyle gözalt›na ald›. Tahran Üniversitesi T›p Fakültesi mezunu bir doktor olan Baniyakub, radyo programc›s› olan niflanl›s›yla birlikte hakim önüne ç›kar›ld›ktan sonra tutukland›.
fliddete son Medyada kad›na yönelik fli
25
Kas›m Kad›na Yönelik fiiddetle Mücadele Günü’nde Londra’da “Medyada Kad›na Yönelik fiiddete Son” bafll›¤› alt›nda bir konferans yap›ld›.
AT‹K-Yeni Kad›n-Londra, Demokratik Kad›n Hareketi, Göçmen ‹flçiler Kültür Derne¤i-Kad›n Komisyonu, Roj Women örgütlülükleri taraf›ndan yaklafl›k bir önce Londra’da “sauna ve masaj salonu” ad› alt›nda yer alan ve esasta kad›n bedeninin ticaretinin yap›ld›¤› yerlerin reklâmlar›n›n Türkiyelilere seslenen gazetelerde yer almas› üzerine bir kampanya bafllat›lm›flt›. Kampanya süresince yürüyüfller, yerel Türkçe yay›n yapan gazeteler ile görüflmeler ve onlara yönelik protesto gösterileri gerçeklefltirilmiflti. Kampanyan›n son etkinli¤i olarak
25 Kas›m günü “Medyada Kad›na Yönelik fiiddete Son” slogan› ile bir konferans örgütlendi. Konferans kampanya raporunun sunulmas› ile bafllad›. Sonras›nda üç temel bafll›k alt›nda gündemler ifllendi. ‹lk konu “Medyan›n Kad›n Yaflam›na Etkisi” bafll›¤› Demokratik Kad›n Hareketi temsilcisi taraf›ndan sunuldu. ‹kinci bafll›k Medya-Kad›n ve Savafl, AT‹K-Yeni Kad›n-Londra’dan bir temsilci taraf›ndan sunuldu. ‹kinci bafll›k esasta ülkemizde yaflanan ›rkç›-floven dalgan›n Kürt siyasetçi kad›nlar› üzerinde medyada nas›l iflletildi¤inin konferans gündemine ta-
fl›nmas› amaçl›yd›. Konferansa ayr›ca ayn› bafll›k alt›nda Uluslararas› Özgür Kad›nlar Vakf› Yönetim Kurulu üyesi Ann Kristin Kowarsch da Kürt kad›nlar› üzerinde yapt›¤› araflt›rmalar ile yer ald›. Son olarak ise Göçmen ‹flçiler Kültür Derne¤i-Kad›n Komisyonu temsilcisi taraf›ndan “Kad›na Yönelik fiiddetin Olmad›¤› Bir Dünya Mümkün mü?” tart›flmas› yürütüldü. Konferans, sonuç bildirgesinin ve ülkemizdeki ›rkç›-floven dalgaya yönelik ele al›nan bir bildiri tasla¤›n›n onaylanmas› ile son buldu. (AT‹K-Yeni Kad›n-Londra)
İşçi-köylü 13
14-27 Aralık 2007
ABD bir müttefikini yitirirken, yenisini kazand›!
Avustralya’da 24 Kas›m’da yap›lan seçimler, ABD’nin iflgal politikalar›n›n bafll›ca destekçilerinden biri olan Howard’› koltu¤undan etti. Alt› partinin kat›ld›¤› seçimlerde küçük partilerin hemen hiçbiri parlamentoda koltuk elde edemedi. Liberal Parti’nin bu seçim yenilgisinin bafll›ca nedenlerinden birini yeni ifl yasalar›na duyulan tepkinin oluflturdu¤u söyleniyor. Yasa nedeniyle 2005 ve 2006 y›llar›nda Avustralya tarihinin en kitlesel eylemleri gerçekleflmiflti. Eylemlere kat›l›m yar›m milyonu geçmiflti. Seçimlerin galibi, Sosyal Demokrat ‹flçi Partisi ve lideri Kevin Rudd. Rudd, gerek seçim kampanyalar›nda gerekse hemen seçim sonras› yapt›¤› aç›klamalarda, Avustralya askeri birliklerini Irak’tan çekme ve Kyoto Protokolü’nü imzalama sözü verdi. Ancak bu vaatlerine ra¤men, O’na oy verenlerin birçok beklentisi karfl›lanmayacak gibi görünüyor. Çünkü Rudd daha seçim akflam›, Bush’la yapt›¤› bir görüflmeyle ilgili flunlar› söyledi: “O’na (Bush’a), ABD ile ittifak›n bundan böyle de d›fl politikam›z›n merkezinde olaca¤› garantisini verdim.” Görünen o ki, emekçi y›¤›nlar›n, emperyalist neo-liberal politikalara ve ABD emperyalizmi öncülü¤ünde gerçekleflen iflgal sald›r›lar›na duydu¤u tepkiler, yine sahte bir “sol” aldatmacay› da beraberinde getirdi. Çünkü Rudd da t›pk› birçok Latin Amerika ülkesinde yaflanan örneklerde oldu¤u gibi, emekçi y›¤›nlar›n özde sisteme karfl› geliflen hoflnutsuzlu¤u ve bu hoflnutsuzlu¤un solu yine emekçi y›¤›nlar nezdinde umut haline getirmesini iyi kullanarak, bunu oya çevirmifl ve kendini iktidara tafl›m›flt›r.
Annapolis fiyaskoyla sonuçland› Ortado¤u merkezli toplant›lar›n en sonuncusu, 27 Kas›m’da ABD’nin Annapolis kentinde gerçekleflti. Bu toplant› da yine benzerleri gibi sözde Ortado¤u halklar›na “bar›fl” getirmeyi hedefliyordu. ABD emperyalizminin en yetkili a¤z› Baflkan Bush, yan›na Siyonist ‹srail’in Baflbakan› Olmert’i ve Filistin özerk yönetimi Baflkan› Abbas’› alarak, zirvenin hemen ard›ndan yapt›¤› aç›klamada, yeni bir “bar›fl, özgürlük ve güvenlik” dönemine girildi¤ini söyledi. ABD emperyalizmi merkezli bu yönlü aç›klamalar›n gerçekte ezilen halklara dönük yeni sald›r›lar› içerdi¤ini ise art›k dünyan›n ezilenleri çok iyi kavram›fl bulunmaktalar. Zirvenin sonucuna bak›ld›¤›nda, emperyalistlerin beklentilerini karfl›lamaktan çok uzak oldu¤u görülmektedir. Çünkü Annapolis Ortado¤u Konferans›’ndan, “bir Filistin Devleti kurulmas›”na ve 12 Aral›k’ta yeni görüflmelere bafllanmas›na dair “temenniler”den baflka bir fley ç›kmad›. Filistin halk› baflta olmak üzere, Ortado¤u halklar›na dönük yeni bir teslimiyet dayatmas›ndan baflka bir anlam› olmayan konferans, gerçekte tam bir fiyaskoyla sonuçland›. Annapolis öncesi Peres ve Abbas taraf›ndan gerçeklefltirilen Türkiye ziyareti de, yine bu zirvenin alt yap›s›n› oluflturmaya hizmet ediyordu. Türkiye
egemenleri böylelikle, bir kez daha emperyalistlerin kendilerine biçtikleri Truva at› rolünü yerine getirmeye çal›fl›yordu. Bu rol, bir yandan Filistin halk›n› teslimiyete zorlamay›, di¤er yandan da emperyalistlerin ve ‹srail’in elini Ortado¤u’da daha da güçlendirmeyi kaps›yordu. Emperyalistler, baflta da ABD emperyalizmi, Filistin sorununun çözümünü ve bu yönlü görüflmeleri tamamen kendi inisiyatiflerine almak istiyorlard›.
Amaç Filistin direniflfliini bitirmek Daha bafllamadan tart›flmalara neden olan bu zirve, ABD’nin Filistin sorununda inisiyatifi elde tutma çabalar›n› da iyice gün ›fl›¤›na ç›kard›. Ancak ABD emperyalizminin Filistin sorunu ve bu ba¤lamdaki görüflmeler noktas›nda inisiyatifi elinde tutma çabalar›, ayn› zamanda bugüne kadar hayata geçirilen Ortado¤u politikas›n›n iflas etmesinin ürünüdür. Çünkü “Süper güç ABD”, aç›k yenilgisine ra¤men hala korumaya çal›flt›¤› “dünya hâkimiyeti” iddias›n›n sonucu olarak, Irak, Afganistan, Lübnan ve Filistin’de tam bir ç›kmaza girmifltir. ABD emperyalizminin temsilcileri, zirve öncesi yapt›klar› aç›klamalarda, Annapolis’in olmamas› durumunda, yeni nesil Filistinlileri radikallere ve afl›r›lara kaybetme tehlikesinden söz edi-
yorlard›. Ve böylece zirvenin as›l hedefinin Filistinlilerin meflru direnifli k›rmak oldu¤unu da ilan ediyorlard›. fiu s›ralar hayata geçirmeye çal›flt›klar› taktik, Filistin sorununa dönük emperyalist bir “çözüm” olmadan, emperyalistlerin tüm Ortado¤u’da huzur bulamayaca¤› hesaplar› üzerinden geliflmekte. ABD’nin Filistin özgülündeki amac› tamamen kendine ba¤l› ve kendi güdümünde bir Filistin devleti yaratmakt›r. Bunun içindir ki, bu yönlü tüm görüflmelerin “ABD gözetiminde” yap›lmas› için gayret ediliyor.
Filistin’i satanlar Filistinlileri temsil edemez! Annapolis görüflmeleri yap›l›rken, Gazze fieridi’nde ve Kudüs’te binlerce Filistinli protesto gösterileri yap›yordu. Ve bu gösteriler Hamas, ‹slami Cihad
Avrupa’da “demokrasi” iflflb baflfl››nda Avrupa, tüm dünyada demokrasinin en ileri düzeyde oldu¤u, hak ve özgürlükler cenneti olarak yans›t›l›r, böyle propaganda edilir. Ancak Avrupa ülkelerinin demokrasiden anlad›klar› fleyle bizimki çok farkl›d›r. Bunun böyle oldu¤u defalarca kez kan›tlanm›flt›r. Son y›llarda 1 Nisan operasyonu ile DHKP/C operasyonu ad› alt›nda devrimci, demokratik kurumlar›n bas›lmas›, birçok politik tutsa¤›n ülkelerine iade edilmelerinin gündeme gelmesi ve son olarak da 5 Aral›k operasyonu Avrupa demokrasisinin nas›l bir fley oldu¤u gözler önüne serilmifltir.
5 Aral›k 2007 sabah›, erken saatlerde, efl zamanl› ani bask›nlarla Almanya’n›n üç eyaletinde 8 flehirde 13 yere polis bask›nlar› düzenlenmifltir. Karlsuhe’deki Federal Baflsavc›l›¤›n emriyle düzenlenen bu kapsaml› operasyonda AT‹F-AT‹K’e ba¤l› 2 dernek ve 10 ev olmak üzere toplam 13 noktaya bask›nlar düzenlenerek buralarda aramalar gerçeklefltirilmifltir. Türkiye Komünist Partisi/MarksistLeninist’e üyelik ve yöneticilik suçlamalar›yla yap›lan bask›nlarda emri veren Federal Baflsavc›l›¤›n bask›n gerekçesinde “TKP/ML’nin Türkiye’de yasak
oldu¤u ancak ne bu örgütün ne de yan kurulufllar›n›n Almanya’da yasak olmad›¤›” ifade edilmektedir. Fakat buna ra¤men ne hikmetse bu bask›nlar gerçeklefltirilmektedir. Ne var ki, bu demokratik kurumlar›n hiçbir örgütle de ba¤lant›s› noktas›nda polisin elinde tek bir delil bulunmamaktad›r. Avrupa ülkelerinin göçmen iflçilere ve onlar›n AT‹K gibi örgütlenmelerine olan düflmanl›¤› özellikle de son ç›kar›lmaya çal›fl›lan sosyal y›k›m yasalar›na karfl› dirençten gelmektedir. Göçmenlere yönelik bask›, s›n›rd›fl› tehdidi, vatandafll›ktan ç›kartma gibi yöntemlerle
Bu slogan alt›nda 5 Aral›k 2007 tarihinde Hamburglu ö¤renciler bir kez daha ö¤renci harçlar›na karfl› pretestolar›n› soka¤a tafl›d›lar. Yaklafl›k 700 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfl, yap›lan konuflmalarla ve at›lan sloganlarla can-
Efsanelerde sona do¤ru de solcu liderleri, iktidara tafl›yan da, iflte kitlelerde ortaya ç›kan bu umut olmufltur. Venezüella’daki “Bolivarc› Devrim”in mimar› olan Chavez, sosyalizmle uzaktan yak›ndan alakas› olmayan Bolivarc› anlay›fl› hayata geçirerek, “burjuva s›n›fla iflçi s›n›f›n›n uzlafl›labilirli¤i” üzerinden yükseltmeye çal›flt›¤›, “21. yüzy›l›n sosyalizmi”ni infla etme iddias›ndad›r. Ancak gerçekte infla etmeye çal›flt›¤›n›n ne oldu¤u, anayasada yapmaya çal›flt›¤› de¤iflikliklerde görülmüfltür. O’nu anti-Amerikanc› görünen tutumuna bakarak, anti-emperyalist ilan edenler, nedense Chavez’in, Rusya, Çin, AB gibi emperyalist güçlerle iliflkilerini sorgulamaya yanaflmamaktalar. Bugün Latin Amerika’daki silahl› halk hareketlerini tasfiye etme gibi bir
ve Filistin Halk Kurtulufl Cephesi gibi birbirine rakip örgütler taraf›ndan ortak organize ediliyordu. Protestolar “Filistin’i satanlar, Filistinlileri temsil edemez” ortak fliar› alt›nda gerçeklefliyor ve zirve Abbas’›n Filistin halk›n› satmas› olarak nitelendiriliyor, “Annapolis’deki teslimiyete hay›r!” deniyordu. Annapolis Konferans› ile birlikte, Ortado¤u’da kaybedenler, yine Ortado¤u halklar›na teslimiyeti dayatmaya çal›flmaktalar. Ancak ne Ortado¤u halklar› ne de dünyan›n tüm ezilenleri teslimiyeti kabul etmemekteki ›srarlar›n› sürdürmekteler. Onlar kazanacaklar›ndan emin olduklar› bir savafl› bafllatt›lar bile. Anlafl›lan Ortado¤u’yu yang›n yerine çevirenler, ayn› zamanda kendilerini de yang›n›n alevleri içine hapsettiklerinin hala fark›na varamad›lar.
sindirmeye çal›flan Avrupa ülkeleri kendi iflçisi ile göçmen iflçilerin bir araya gelmelerini engellemek, göçmen iflçileri marjinallefltirmek için elinden geleni yapmaktad›r. Bu nedenle de demokratik kurumlara yapt›klar› bask›nlar› “terörist gruplara” sol afl›r› örgütlere” yönelik operasyon olarak yans›tmaktad›r. Üstelik tüm bunlar› da hukuki bir yarg› karar› olmaks›z›n gerçeklefltirmektedir. Ancak çok aç›k ki ne AT‹K ne de ona ba¤l› olan demokratik, devrimci kurumlar bu bask›nlarla y›lmayacaklar, demokratik mücadelelerine kararl›l›kla devam edeceklerdir. Bugüne kadar ezilenleri temsil eden hiçbir örgüt bask›larla susturulamam›fl, ortadan kald›r›lamam›flt›r.
l› bir flekilde bafllad›. Yürüyüfl saat 16:00’da Üniversite Kampüsü’nde ö¤rencilerin toplanmas›yla bafllad›. Yürüyüfle genel ö¤renci kurumlar›n yan› s›ra belli sendikalar da destek verdi. Hat›rlanaca¤› gibi ö¤renciler geçen sömestr Hamburg’daki bütün yüksek okullarda harçlar› boykot ettiler. Birçok yüksek okulda yakalanmas› gereken say›ya çok az bir rakam kala boykot bitirilmek zorunda kal›nd›. Buna ra¤men Hamburg’da 10 bin ö¤renci
harçlar› ödemeyerek boykot etmiflti. Okul idaresi ise boykota kat›lan yaklafl›k 300 ö¤renciyi harçlar›n› ödemedikleri gerekçesiyle okuldan att›. Daha sonraki aylarda avukatlar arac›l›¤›yla ö¤rencilerin okula yeniden kay›tlar› yap›ld›. Bütün bu geliflmelere karfl› tav›rs›z kalmayan Hamburglu ö¤renciler bu y›l da Hamburg Üniversitesinde ve HFBK’da yeniden boykot kampanyas› bafllat›lar. Önümüzdeki haftalarda so-
nuçlanacak olan boykot kampanyas›n›n sonucu ne olursa olsun, gösterilen tepkiler ö¤rencilerin durumdan hoflnut olmad›¤›n› göstermektedir. 5 Aral›k’taki yürüyüfle YDG’liler de “HAW HFBK ve Üniversite boykotuyla dayan›fl›yor!’’ pankart›yla kat›ld›lar. YDG’liler yürüyüflte Almanca dergilerini ve boykot pullamalar›n› ö¤rencilere da¤›tt›lar. Geçen dönemlerde de oldu¤u gibi YDG’nin pullamalar›n› birçok ö¤rencinin çantas›nda ya da parkelerinde görmek mümkündü. Polisin genifl güvenlik önlemi ald›¤› yürüyüfl saat 19:00 gibi flehir merkezinde bitirildi.
misyona soyundu¤unu görmezden gelmekteler. “Sosyalist” Chavez önderli¤indeki bu ülke, 2 Aral›k’ta referanduma gitti. Daha referandum öncesinden bafllayan, eylemlerle sars›ld› tüm ülke. Eylemlerin ço¤unun hayata geçirilen bir dizi anti-demokratik uygulama nedeniyle yükselifle geçti¤i bilinmekte. Bu anti-demokratik uygulamalar›n bafl›nda ise, Chavez’i elefltiren bas›nyay›n organlar›n› susturmak geliyor. Ayr›ca Chavez iktidar›nda devlet mekanizmalar›nda a¤›rl›kl› olarak yer alan burjuva unsurlar›n, rüflvet vb. pratikleri, iflleyifle damgas›n› vuran bürokratizm, halk y›¤›nlar› taraf›ndan bilinmekte ve tepkiyle karfl›lanmaktad›r. Bu tepkilerin eflli¤inde gerçekleflen ve Chavez’in yenilgisiyle sonuçlanan referandum, anayasada birçok maddenin de¤iflikli¤ini öngörmekteydi. Bu referandum, ekonomide ve sosyal yaflamda, sosyal güvenlik, çal›flma saatlerini 36 saate düflürme gibi emekçiler lehine denebilecek baz› avantajlar içeriyor gibi görünse de, de¤ifliklik
maddelerine biraz dikkatli bak›ld›¤›nda, bunlar›n iflçi-emekçi y›¤›nlar ad›na avantajdan çok ileriye dönük tehlike oluflturdu¤u görülmektedir. Her fleyden önce, anayasada yap›lmak istenen de¤iflikliklerin merkezinde, Chavez’in yetkilerinin geniflletilmesi yat›yor. Bu de¤ifliklikler özde, orduya ve popülist söylemlerin etkisindeki en yoksul tabakalara dayanan, yetkilerin tek kiflide topland›¤› burjuva bir rejim yaratmay› hedefliyordu. Baflkan›n görev süresini 6 y›ldan 7 y›la ç›kar›yor ve bu makama tekrar tekrar seçilmesine, böylece ömür boyu iktidarda kalmas›na olanak sa¤l›yor. De¤ifliklik önerilerinin yo¤un olarak, “sosyalist” rotaya hizmet etti¤i yönlü propaganda edildi. Oysa Anayasa de¤iflikli¤i, çok net bir dille üretim araçlar› üzerindeki özel kapitalist mülkiyetini, yabanc› sermayenin varl›¤›n› garanti alt›na almakta. En önemli noktalardan biri de, anayasadaki baflka de¤ifliklik maddeleriyle birlikte Venezüella Ordusunun “antiemperyalist halk ittifak›”, ulusal muhaf›zlar›n ise “Bolivarc› Halk Mi-
lisleri” olarak adland›r›lmas›. Ancak bu organlar, mevcut burjuva silahl› güçlerinin hiyerarflisi ve disiplini alt›nda kalmaya devam ediyor. En önemli de¤ifliklik ise, ordu atamalar› da dâhil, tüm yetkilerin baflkanda toplanmas›. Chavez ve taraftarlar› taraf›ndan “Halk iktidar›” veya “Sokak Parlamentosu” olarak adland›r›lan belediye meclisleri, göstermelik olarak anayasaya ekleniyor. Gerçekte ise bunlar, kapitalizmi y›kmak ve yeni bir devlet kurmak amac›yla verilen bir mücadele içinde tabandan oluflan, iflçi-köylü meclisleri de¤il. Bunlar baflkana ba¤l›d›r ve ifllevleri s›n›f mücadelesini örgütlemek de¤il, bilakis s›n›f mücadelesini bast›rmak ve kitleleri hükümete yedeklemektir. Yeni düzenlemeyle birlikte oluflabilecek en tehlikeli durumlardan biri de, baflkana OHAL ilan etme yetkisi verilmesi ve OHAL’in süresindeki s›n›rlaman›n kald›r›lmas›yd›. Böylece hükümet, yarg›lama ve savunma hakk› olmaks›z›n tutuklama yetkisine sahip olacakt›. Ancak Venezüellal› emekçi y›¤›n-
E¤itim karanl›¤a ›flfl››k taflfl››r!
Evrensel Bak›fl Emperyalist patentli neo-liberal politikalar›n ‘70’li y›llar boyunca Latin Amerika ülkelerinde yo¤un olarak hayata geçirilmesi, bu ülkeleri büyük bir ekonomik-siyasal çöküntüye götürdü. Bu büyük çöküntü, kaç›n›lmaz olarak yoksulluklar› her geçen gün daha da büyüyen emekçi y›¤›nlar›n harekete geçmesini, çok say›da halk hareketi oluflmas›n› da beraberinde getirdi. Ancak büyük bölümü s›n›fsal temelden yoksun olan bu hareketlerin içinde yer alan, soka¤a dökülen y›¤›nlarda en belirgin olan fley, halkç› ve sol söylemlere s›k› s›k›ya sar›lmalar›yd›. Bunun anlam› ise solun, di¤er bir deyimle de sosyalizmin, yoksul y›¤›nlar aç›s›ndan yeniden umut olmaya bafllamas›yd›. Bu söylemlerin ard›na s›¤›narak iktidara gelen Lula, Kirchner, Morales, Chavez gibi, söz-
Dünya ‹talya ‹talya’daki demiryolu, deniz ve hava tafl›mac›l›¤› çal›flanlar› 8 saatlik bir genel grev gerçeklefltirdiler. 30 Kas›m günü, saat 09.00 ile 17.00 aras›nda gerçekleflen greve kamudaki yak›n mesafe toplu tafl›ma çal›flanlar› da kat›ld›lar. Grevin bafll›ca nedeni ise, hükümetin 2008 bütçesi kapsam›nda, toplu tafl›mac›l›kta getirmeye çal›flt›¤› k›s›tlamalar. Grev bütün karayollar›nda kuyruklar oluflmas›na neden olurken, Alitalia Hava Yollar› 200 uçuflunu iptal etmek zorunda kald›. Ayr›ca baflkent Roma’da da taksi floförleri 4 günlük grev gerçeklefltirdiler.
Vietnam Vietnam’›n Dong Nai kentinde bulunan Tae Kwang Ayakkab› Fabrikas›’nda çal›flan 14 bin iflçinin 10 binden fazlas› daha yüksek ücret, prim ödemesi gibi taleplerle greve gitti. ‹flçilerin ayl›k ücretleri ortalama 43 Euro. Çal›flanlar›n büyük ço¤unlu¤unu ise k›rsal kesimden gelen kad›nlar oluflturmakta. Güney Kore s›n›rlar› içindeki topraklarda bulunan fabrika, Vietnam’da üretilen 75 bin çift Nike ayakkab›lar›n›n % 10’unu üretiyor.
Yunanistan Yunanistan’daki tüm ilkö¤retim okullar› ve liseler, 26 Kas›m günü aç›lmad›. Çünkü ö¤retmenler, ilkokul, ortaokul ve üniversite ö¤rencileri, hükümetin “tasarruf planlar›”na ve emeklilik yafl›n›n yükseltilmesine karfl› soka¤a ç›kt›lar. Protestolar ertesi gün de sürdü ve radyolar, televizyonlar haberleri sunmad›, gazeteler ç›kmad›. Protestolar›n hedefinde özellikle de “emeklilik yasas› reformu” var.
Avustralya Avustralya’n›n Victoria Eyaleti’ndeki yaklafl›k 20 bin ö¤retmen ücretlerine % 30 zam yap›lmas› talebi ve s›n›flar›n küçüklü¤ü, süreli sözleflmelerdeki s›n›rlamalar gibi nedenlerle greve gitti. Ayr›ca 10 binden fazla ö¤retmen Melbourne Parlamentosu önünde eylem yapt›.
Japonya ABD’nin ard›ndan Japonya da ülkeye girifl yapan yabanc›lardan biyometrik parmak izi almaya bafllad›. Bu ifllemde foto¤raf ve parmak izleri, baflka kay›tlarla karfl›laflt›r›lmak üzere, bilgisayar haf›zas›na kaydediliyor. Japon insan haklar› örgütleri uygulamay› protesto ediyorlar.
lar, üzerilerine oynanmak istenen bu oyunu fark etmifl olacaklar ki, Chavez 3 milyonluk bir oy kayb›yla referandumu kaybetti. Chavez karfl›t› eylemlerin ABD ve Venezüella burjuvazisi taraf›ndan k›flk›rt›ld›¤› yorumlar› yap›lsa da, gerçek neden artan s›n›f çeliflkileridir. Ve nas›l ki, Latin Amerika’daki birçok “sol” maskeler düflmüfl, “sol efsaneler” y›k›lm›flsa, öyle görünüyor ki, Venezüella’daki “sosyalizm efsanesi”nde de sona do¤ru gidilmektedir. Efsanelerde yaflanan bu sona do¤ru gidiflin, Latin Amerika halklar›nda yeni bir uyan›fl› getirmesi, di¤er halklar›n da önünü açacak olan s›n›fsal temeldeki mücadeleleri yükseltmesi ise kaç›n›lmaz gibi görünmekte. Hem Latin Amerika’daki hem de tüm dünyadaki ezilen y›¤›nlar, gerçek anlamda eflitli¤in ve özgürlü¤ün, sosyalizmin inflas›n›n, burjuvaziyle iflbirli¤i halindeki iktidarlar›n gerçeklefltirdi¤i seçimlerle, reformlarla de¤il, difle difl bir s›n›f mücadelesiyle yarat›laca¤›n›, er ya da geç bilince ç›karacakt›r.
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
14-27 Aralık 2007 ‹flçi-Köylü Gazetesi Yaz› ‹flleri Müdürlü¤ü’ne Dostlar, Gazetenizin Kas›m 2007, say›: 2007-03, sayfa 14’te Kültür-Sanat konusunu iflleyen sayfan›zda “Eme¤in Ressam› Avni Memedo¤lu”na ve Kolektifimiz taraf›ndan üretilen kitab›na, ayr›ca, Sorun Yay›nlar› Kolektifi Kültür Etkinlikleri Salonu’nda Sanat Cephesi taraf›ndan organize edilen Resim Sergisi Olay›na Sol cenah›m›zdan yaln›zca ‹flçi-Köylü Gazetesi’nin yer vermifl oluflu son derece önemlidir. Nesnel gerçekli¤i yans›tan duyarl› ve devrimci bir gazetecilik anlay›fl›n›n belgelenmesidir. Öncelikle bu türden bir gazetecilik anlay›fl›n›n yayg›nlaflmas›n› ve bu olay› suskunlukla geçiren Sol cenah›m›za örnek olmas›n›; ayr›ca, ‹flçi-Köylü Gazetesi’nin yar›m sayfa yer verdi¤i de¤erlendirme yaz›s›n›n di¤er ilerici-devrimci bas›n-yay›n faaliyetlerini de düflündürmüfl olmas›n› diliyoruz. ... Kara gerici, ›rkç›, floven, militarist savafl histerilerinin “yeni” k›y›m ve k›r›mlar›n manipüle edildi¤i anlaml› bir dönemden geçiyoruz. Avni Memedo¤lu; politika-sanat-estetik faaliyetlerinin bir ve ayn› yerde oldu¤unun kavgas›n› vermifl, tablolar›yla birlikte tutuklan›p yarg›lanm›fl, kimileri gibi burjuvazinin salonlar›n› süsleyen resimler yapmam›fl, piyasan›n belirleyicili¤ine karfl› ç›km›fl, “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyebilmifl, burjuva sanat ak›mlar› karfl›s›nda “Sosyal Realizm” ekolünün Yeni Dal Grubu’nu kurmufl, yoksulluk ve yoksunluk içinde yaflam›fl, devrimci sanat anlay›fl›ndan ödün vermemifl, bedel ödemifl biriydi. O, burjuva ve küçük burjuva “sol” cenah taraf›ndan kuflat›lmak istenmiflse de, “Eme¤in Ressam›” olabilmeyi hak etmiflti. Tablolar› ve hakk›nda yaz›lan kitab› bunun biricik kan›t›d›r. ‹deolojik ve s›n›fsal konumlar›yla burjuva ve küçük burjuva “sol” ak›mlar burjuvaziden önce “Eme¤in Ressam›”n› ve Yeni Dal Grubu’nu kuflatmak isteyifli bofluna de¤ildir. Avni Memedo¤lu ve öteki emekçi halk çocuklar› Güzel Sanatlar Akademisi’ne tema olarak Yukar› Mezopotamya, Dersim ve Anadolu emekçi halklar›n›n yaflam›n›, emek insanlar›n› getirmifltir. Yeni Dal Grubu, Bat› öykünmeci, popülist, kapitalizmin yoz ve kozmopolit “kültür” ve sanat anlay›fl›na karfl› oluflturulmufl, çeflitli etkinlikleriyle de sistemin bask› ve terör flimfleklerini üzerlerine çekmifltir. Burjuva diktatörlü¤ünün bin bir çeflit bask› ve terörüne karfl› Devrimci ve Marksist Sol Kadrolar›n ideolojik, politik ve örgütsel konumu bir kez daha yeniden s›nanmaktad›r. Bu koflullarda ‹flçiKöylü Gazetesi’nin tutarl› bir tarih ve s›n›f bilinci ve “ahde vefa” duygusuyla Memedo¤lu’nun devrimci sanat anlay›fl›na, çileli yaflam›na ve mücadelesine yer vermesini son derece sevindirici bir geliflme olarak görüyor, kutluyor ve teflekkür ediyoruz. ‹flçi-Köylü Gazetesi, politika-sanat-estetik yolunda eme¤i geçenlere anlaml› bir yer ay›rarak, “k›l›ç hakk›n› teslim ederken” sol, solcu, sosyalist ve komünist geçinenlere de böylece anlaml› bir gazetecilik dersi vermifltir. Memedo¤lu’nun sergisine de yaln›zca ‹flçi-Köylü Gazetesi çal›flanlar› bilinç ve dayan›flma duygular›yla kat›lm›flt›r... ‹flçi-Köylü Gazetesi’nin sergilemifl oldu¤u duyarl›l›k ve dayan›flma duygular›n› ayn› duygularla karfl›l›yor; burjuvazinin resmî tarih anlay›fl› ve resmî ideoloji konusundaki net tav›rlar›n›; eme¤in ve emekçinin sosyal/enternasyonal kurtuluflu yolundaki katk›lar›n› takdir ediyor, çal›flmalar›nda baflar›lar diliyoruz. Devrimci selâmlar›m›zla. Sorun Yay›nlar› Kolektifi ve SORUN Polemik Dergisi Çal›flanlar› Ad›na S›rr› Öztürk
Faflfliizmin ilgi oda¤› hapishaneler ve direnenler... ✎ Toplumun ilerici-dinamik yap›s›n› oluflturan devrimci ve komünistler, gerici sistemler için her zaman “tehlikeli” statüsünde görülmüfl, ortadan kald›r›lmalar› için çeflitli yol ve yöntemler denenmifltir. ‹nand›klar› yoldan geri döndürmek için iflkenceler, katliamlar vb. bask› araçlar›n›n yan›nda, devrimci ve komünistleri kendi deyimleriyle “kontrol” alt›nda tutman›n en önemli araçlar›ndan biri de hapishaneler olmufltur. Öldüremedikleri, kendi sistemleri için tehlikeli olan devrimci ve komünistleri kontrolleri alt›ndaki hapishanelere kapatarak ak›llar› s›ra kontrol etmeyi amaçlamaktad›rlar burjuvafeodal, faflist sistemler. Ancak özellikle ülkemiz faflist sistemi aç›s›ndan durum hiç de bu kadar basit de¤ildir. Hapishaneye att›¤› “tehlikeli varl›klar” burada da bofl durmamaktad›r çünkü. Sistemin amaçlad›¤› “zararl›” düflüncelerinden ar›nd›rma politikalar› tutmamakta, aksine devrimci ve komünistler hapishaneleri birer e¤itim alanlar›na çevirmeyi baflarmaktayd›, t›pk› yaflam›n her alan›n› oldu¤u gibi. Mücadelenin yeri ve zaman› olmazd›. Bulunulan her yer devrim mücadelesinin birer kalesi haline getirilmeliydi. Faflizm bunu bildi¤i için içeride de rahat b›rakm›yordu tutsaklar›. Çeflitli zor ve bask› yöntemleriyle (tek tip elbise, F tipi) teslim almaya çal›flmakta, bunu baflaramad›¤› zaman da “kendi kontrolündeki” hapishanelere a¤›r silahlarla sald›rmakta ve katliamlar yapmaktad›r.
95’den 2000’e hapishane katliamlar› giderek sistemlefliyor Tarih 19 Eylül 1995. Yer Buca Hapishanesi. Birkaç ayd›r hapishaneye sald›r›n›n zeminini haz›rlamaktad›r faflizm. Mahkemelere ya da hastaneye götürülen tutsaklara sald›r›lmakta, tedavileri engellenmekte, ihtiyaçlar› k›s›tlanmaktad›r. Sald›r›n›n zemini haz›rland›ktan sonra 19 Eylül günü yüzlerce asker, polis ve özel timiyle; ifl makineleri ve a¤›r silahlarla sald›r›ya geçer faflist TC devleti. Sald›r›ya elbette direniflle karfl›l›k vermektedir devrimci tutsaklar. Sonuç: 4 devrimci tutsak katledilir-
at
Kültür -San
fiu an ‹stanbul’da bir galeride sergisi devam eden ‹brahim Balaban ile sanat yaflam› hakk›nda görüfltük. Köylü figürleriyle tan›nan ressam Balaban,1921’de Bursa Seçköy’de dünyaya gelir. Henüz 16 yafl›ndayken “ay›ngac›l›k” suçlamas› ile tutuklan›r. Cezas› paraya çevrilir ama ödeyemeyece¤i kadar yüksek mebla karfl›l›¤›nda 3.5 y›l hapis yatmak zorunda kal›r. Resim yapmak daima en büyük tutkusu olmufltur ve bu sayede Bursa Hapishanesi’nde büyük flair Naz›m Hikmet’le tan›flm›flt›r. Biz de Balaban ile görüflmemizde sanata tutkusunun nas›l bafllad›¤›n› ve Naz›m Hikmet ile olan yak›nl›¤›n› sorduk.
ken onlarcas› da a¤›r yaraland›. 4 Ocak 1996 günü ise benzer yöntemler ve sald›r›larla Ümraniye Hapishanesi’ne sald›ran faflist sistem burada da 4 devrimci tutsa¤› katletmifltir. 24 Eylül 1996 tarihinde bu kez katliamc› devlet Diyarbak›r zindanlar›na sald›rm›fl burada da 10 tutsak katledilmifltir. 26 Eylül 1999’da ise katliam›n merkezi Ulucanlar Hapishanesi’ydi. Aylard›r 40 kiflilik ko¤ufla yerlefltirilmifl olan 120 tutsak, kendilerine yeni bir ko¤ufl aç›lmas› için hapishane idaresiyle diyalog kurmaya çal›flmakta, ancak tüm giriflimler bofla ç›kar›lmaktad›r. Yaflam standard› çok alt düzeydedir. Ve baflka bir ko¤uflu iflgal ederek sorunlar›n› çözmekten baflka çareleri yoktur. Ve böyle de yaparlar. Bu durumda sistemin aylard›r yapmak istedi¤i katliam›n zemini de kendilerince oluflmufltu. Sald›r›ya karfl› barikatlar›n› kuran, teslim olmayacaklar›n› hayk›ran devrimci tutsaklar›n üzerine devlet hunharca sald›rm›fl, ateflli silahla öldüremediklerini de çivili sopalarla, yapt›¤› iflkencelerle katletmifltir. Sonuç: 10 tutsak katledilirken, onlarcas› da a¤›r yaralanm›fl ve baflka hapishanelere sevk edilmifltir.
Efli benzeri görülmemifl bir hapishaneler katliam›;
19 Aral›k 2000 ‘96 y›l›nda geri püskürtülen hücre tipi hapishane sald›r›s›n›n ard›ndan, 2000 y›l›na do¤ru yeniden gündeme getirildi F Tipi hapishaneler. “Yüksek güvenlikli”, “befl y›ld›zl› otel odalar›” olarak topluma tan›t›lmaya ve as›l yönlerinin sakland›¤› ABD modeli hapishanelerin yap›m›na h›zla bafllanm›flt›. Sald›r› çok büyüktü. Hücrelerle hedeflenen sadece devrimci ve komünist tutsaklar› teslim almak de¤il, tüm halk katmanlar›n› teslim almak, ülkeye kocaman bir F Tipi hapishaneye çevirmekti. Tüm bunlara karfl› d›flar›da eylemler bafllat›lm›flt›. Partizanc›lar›n her Cumartesi Galatasaray Lisesi önünde yapt›klar› eylemlere azg›nca sald›r›lmaktayd›. Bu sald›r›lara karfl› eylemler kararl› bir flekilde daha da büyütülerek sürüyor-
du. Ancak d›flar›daki ses çok c›l›zd›. Genifl halk y›¤›nlar›na bu sorunu anlatarak sahiplenmelerini sa¤lamak, güçlü bir muhalefet yaratmak gerekiyordu. Ne yaz›k ki, o süreçte tam anlam›yla bu sa¤lanamam›flt›. Di¤er taraftan içeride ise bu sald›r›lara karfl› yap›labilecekler tart›fl›l›yordu. Bu tart›flmalarda üç siyaset 20 Ekim 2000 tarihinde açl›k grevi bafllat›p, daha sonra bunu Ölüm Orucu’na çevirdiler. Devletle bafllat›lan görüflmeler bir yerde t›kanm›flt›. Bu üç siyasetin d›fl›ndaki di¤er
t›klar› hapishanelere girmek için MGK, Polis, M‹T, J‹TEM, Özel Hareket ve emperyalist efendilerinin uzmanlar›yla özel haz›rl›klar yap›l›yordu. Dönemin Baflbakan› Ecevit ve ortaklar› Mesut Y›lmaz ve Devlet Bahçeli faflistleriydi. Bir pitbul köpe¤ini and›ran gözleri ve bak›fllar›yla Adalet Bakanl›¤› görevini yürüten Hikmet Sami Türk, y›llar›n azg›n tescilli katili ‹çiflleri Bakan› Sadettin Tantan katliam› büyük bir baflar› olarak görüyor ve katliama kat›lan katilleri tebrik ediyorlard›. Günlerdir süren sinsi bekleyi-
yap›lar önce 3 günlük uyar› açl›k grevi yapm›fl, ard›ndan 10 Aral›k 2000 tarihinde süresiz açl›k grevine bafllam›flt›. Görüflmelerin t›kand›¤› süreçte Ankara’da yap›lan eyleme polis azg›nca sald›rm›flt›. Devletin zirvesinden yap›lan aç›klamalardan katliam›n sinyalleri verilmekteydi.
flin arkas›ndan bir katliam girifliminin olaca¤›n› tahmin ediyordu devrimci ve komünist tutsaklar. Ancak boyutunun ne olaca¤› konusunda bir fikirleri yoktu. Yine de ilk baflta birkaç dakikal›k bir flokun ard›ndan hemen toparlan›lm›fl, bulduklar› her fleyi kendilerini savunmak için barikatlara tafl›yorlard›. Faflizm “ne kadar çabuk içeri girer amac›ma ulafl›rsam o kadar iyidir” mant›¤›yla aceleci davran›yor, kan kusan silahlar›n› tutsaklara çevirmifl durmadan atefl ediyordu. Bir yandan da ad› san› duyulmam›fl nitelikte bombalar›n› tutsaklar›n üzerine at›yordu. Biber gaz›, sinir gaz› derken düfltü¤ü yeri yakan kimyasal bombalar ya¤maya bafllam›flt› dört bir yandan. Çat›lar ifl makineleriyle deliniyor, delinen bu yerlerden mermi ya¤›yordu üzerlerine. Hiçbir güç devrimci iradenin önünde duramaz ve onu teslim alamazd›/alamad› da. Daha önceki her sald›r›da oldu¤u
Katliam bafll›yor Saat sabah›n 5’i, günlerden 19 Aral›k 2000. Silah sesleriyle yataklar›ndan f›rl›yor 20 hapishanede ayn› anda devrimci ve komünist tutsaklar. Pervas›zl›k had safhadad›r. Kendi kontrolünde olan, onlarca jandarmas›, memuruyla korudu¤u, “kontrol” etti¤i hapishanelere azg›nca sald›rmakta neydi böyle? Hani “güçlü”, “kudretli”ydi devletimiz. Dört duvar aras›nda bulunan tutsaklara a¤›r silahlarla, ifl makineleriyle, bombalarla sald›rmak da ne oluyordu böyle? Cevap aç›kt›. Zay›ft›, zavall›yd› faflizm. Bir y›ld›r kendilerinin yap-
gibi yine direnifl ön plana ç›km›flt›. 20 hapishanenin tamam›nda da direnifl vard›. Kimi yap›s›ndan ve içerideki tutsaklar›n say›s›n›n azl›¤›ndan kaynakl› çabuk düflmüfl, Ümraniye, Çanakkale, Bayrampafla gibi hapishanelerdeki direnifl daha uzun sürmüfltü. Ad›na “Hayata Dönüfl Operasyonu” demifllerdi. Yaflam›n ad›n›n de¤ifltirildi¤i bir katliama bulduklar› isim de anlaml›yd› onlar için. Kimi, nas›l hayata döndürdüklerini tüm dünya kamuoyu görmüfltü bir kez daha. Direnifl sürüyor, düflenler ço¤al›yordu. Barikat bafllar›ndaki tutsaklar ise “Kan›m›z›n son damlas›na kadar direnece¤iz” diyerek çat›fla çat›fla geri çekiliyorlard›. Bir yandan da yaral›lar› tedavi etmeye çal›fl›yorlard›. Neredeyse yaralanmayan kimse kalmam›flt›. Düflenlerin yerlerini hemen yenileri al›yordu. Yaras›n› saran yeniden barikat bafl›na kofluyordu. Yaralananlar ise ac›lar›n› sloganlar›na yans›tarak hayk›r›yorlard›. “Yaflas›n direniflimiz”, “Devrimci irade teslim al›namaz” sloganlar› y›k›lm›fl, delinmifl, kurflunlanm›fl zindan duvarlar›nda yank›lan›yordu. Yank›lanan her sloganda düflman›n korkusu biraz daha büyüyordu. Tarihe faflizm aç›s›ndan kara bir leke, devrimciler aç›s›ndan ise müthifl bir direnifl destan› olarak geçecek olan 19 Aral›k 2000 hapishaneler katliam› ve direnifli sonras›, apar topar aç›lan, inflaat halindeki F Tipi hücrelere götürüldü devrimci ve komünistler. Sevkler s›ras›nda akla hayale gelmeyecek iflkenceler yap›ld› faflizm taraf›ndan. Zafer naralar› at›yorlard›. Ancak istedikleri olmam›flt›. Direnifl esast›, tek bafl›na kal›nsa bile devrimciler aç›s›ndan. Esas olan yeniden hayata geçiriliyordu. Yara bere içindeki tutsaklar açl›k grevlerini devam ettirmekteydiler. Yeni bir alan ve yeni bir direnifl bafllam›flt›. Bundan sonra burada yükselecekti direnifl. Öyle de oldu. Fiziki olarak belli dönemlerde yenilgiler alsa da devrimci ve komünistler, iradi olarak hiçbir zaman teslim al›namayacaklar›n›, ideallerinden vazgeçmeyeceklerini bir kez daha dosta da düflmana da göstermifl oluyorlard›.
Ressam Balaban’›n hikayesi Buradan sonra sözü Ressam Balaban’a b›rak›yoruz.. - Ben çok küçük yafltan resme bafllad›m. Çocukken çevremde gördü¤üm herfleyin resmini çizerdim. O zaman köyümüze say›l› olarak aç›lan ilk okullardan biri aç›ld› ve ben de okula bafllad›m. Beni hayvanlar› otlatmaya gönderirlerdi. O ifli severdim. Sürekli öküzlere bakar resimlerini çizerdim. Haflhafl tohumu toplamaktan kaynakl› birgün tutukland›k, Bursa Hapishanesi’ne götürüldük. Ben orada da sürekli maphuslar›n resmini çiziyordum. Bana dediler ki sesin gibi resim yapan biri var burada. Ben dedim “beni yan›na götürün”. Onlar da “zor” dediler. “O komünisttir, baflkalar›n› da kendi gibi yapmaya çal›fl›r diye herkesi onun yan›na salmazlar.” Ben onun yan›na gitmenin bir yolunu buldum yine de. Naz›m Hikmet maphuslardan sadece gereken boyan›n paras›n› al›yor ve onlar›n resmini yap›yordu. Ben de “ne iyi” dedim ve kendi portremi yapmas›n› istedim. Naz›m Hikmet ya¤l› boya ile yaklafl›k bir haftada bana bakarak portremi yapt›. Bana gösterdi, ben be¤enmedim, o da yüzümün fleklinden anlad› ve sordu “neden” diye. Ben de benim boynumda kravat›m oldu¤u-
nu, onun güzel oldu¤unu ve neden yapmad›¤›n› sordum. Bana “sen köyüne gelen tahsildarlar› sever misin?” diye sordu, “hay›r” dedim. “‹flte” dedi “kravat› onlar tak›yorlar, sen gene de be¤eniyor musun?” dedi. “Ben yine de istiyorum” dedim. Ceketimi de eski yapm›flt›. Bunun nedenini sorunca da, “sen genç ve güzelsin, onu parlak yaparsam senin güzelli¤ini kapat›r, böyle iyi” dedi. Ben o güzel aç›klamalar›na ra¤men ikna olmad›m ve yan›ndan ayr›ld›m. Zeytinya¤›na bat›rd›¤›m kuru kalemler ile onun yapt›¤› portreme kravat› kendim çizdim. O y›llarda 2. Dünya Savafl› patlak vermiflti. D›flar›da da maphushanede de açl›k vard›. O zaman devlet bize hiç bir fley vermiyordu. Sadece ekmek, “ne yaparsan yap” diyordu. Ekme¤i yiyip Allah’a flükredecektin, art›k sade ekmekle nas›l yaflan›rsa yaflayacakt›n. O dönemde hapishanede olan 500-600 kiflinin 50-60’› Adem Baba olmufltu. Nedir Adem Baba? Üzerindeki herfleyi yokluktan sat›p, kafalar›nda bir çulla ç›plak kalanlar. Yokluk ve açl›k yüzünden hapishanenin % 10’u Adem Baba olmufltu. Benim ailem zengindi, ama ben içerideydim, babam askere gitmiflti, çifti süren yoktu. Koyunlar, keçiler y›ldan
y›la ço¤alma yerine azal›yordu. Ben de para kazanmak için berberlik yapmaya karar verdim. Kimsenin trafl etmek istemedi¤i Adem Babalar› üzerlerindeki pisli¤e ve bitlere bakmadan trafl ettim, trafl etmeyi güzelce ö¤rendim. ‹flte o günlerde iflimin olmad›¤› bir zamanda aynan›n karfl›s›na geçip kendimi çizmeye karar verdim. Tam nas›l çizerim diye düflünürken içeri Naz›m Hikmet girdi. “Trafl›n›z keskin olsun berberler” dedi. Berberler “hoflgeldin üstad” dediler. Sonra geldi, tam benim arkamda durdu, “merhaba ‹brahim” dedi. Ben de “merhaba” dedim ama ben hala portremi istedi¤im gibi yapmad›¤› için ona küskünüm. Bana “senin portreni yeniden yapmak istiyorum” dedi. Ben hiç bir fley söylemedim ilk baflta sonra “ben sana portremi yapt›rmam” dedim. Ben böyle deyince Naz›m Hikmet kendisi hakk›nda söylenlerden kaynakl› portremi yapt›rmak istemiyorum kuflkusuna kap›ld›. Yüzü endifleli bir hal ald›. “Ama evlad›m daha önce ne güzel yapt›m, peki flimdi neden yapt›rm›yorsun?” diye sordu. Ben de “çünkü ben de resim yap›yorum” de-
dim. Çok flafl›rd› ve sevindi. Yüzü sevinçle ayd›nland›. “Benim resmimi yaparm›s›n?” dedi ve ben de yapt›m. Daha resmin ne oldu¤unu bilmeden resim yapan çocuk, dünyan›n en büyük flairinin resmini yapt›. O gün ona ç›rak oldum. O öyle bir hocayd› ki, bir gün olsun flöyle yap demedi, hep yeni tarzda yap›lan fleylere çok aç›kt›. Ben ilk okuldan sonras›n› okumad›m diye beni ç›rakl›¤›na kabul etmez sand›m, ama istemez dedi ve beni kucaklad›. Neredeyse a¤layacakt›m. Benim dünyan›n en büyük adam›na kofluflum, onun ç›ra¤› oluflum böyle oldu iflte. Benim yapt›klar›m› hep destekledi ve be¤endi. (‹stanbul)
✎
Merhaba,
Sanat Cephesi’nin organize etti¤i Eme¤in Ressam› Avni Memedo¤lu Resim Sergisi için 2-15 Kas›m tarihli ‹flçi-Köylü gazetesinde yazm›fl oldu¤unuz güzel yaz› için teflekkür ediyoruz. Bilindi¤i gibi bu zamana kadar büyük bir kuflat›lm›fll›kla ad› an›lmayan Eme¤in Ressam› Avni Memedo¤lu sosyalist resim sanat›n›n Türkiye’de ilk temsilcilerindendir. Memedo¤lu, içinde bulundu¤u Yeni Dal Resim Grubu ile birlikte büyük bask›lara u¤ram›fl, resimleri yasaklanm›fl, eserlerinden dolay› yarg›lanm›flt›r. Türkiye’de Sosyalist Gerçekçili¤in resim alan›nda ilk örgütlü grubu olan Yeni Dal Resim Grubu’nun kurucular› aras›nda olan A. Memedo¤lu düflüncelerinden asla vazgeçmemifltir. Bu de¤erli sanatç›m›z›n ölümünün 9. y›l› nedeniyle organize edilen resim sergisine ve onun düflüncelerine gazete sayfalar›n›zda yer verdi¤iniz için teflekkür ediyoruz. Devrimci selamlar›m›zla... www.sanatcephesi.org www.avnimemedoglu.com
İşçi-köylü 15
14-27 Aralık 2007
Gazete/Okur
Örgütlenme faaliyetinin bir parças› olan gazetemiz üzerine okurlar›m›zla ‹zmir, Bursa, Mersin, Tarsus, Adana, ‹stanbul (Gülsuyu, Sar›gazi, 1 May›s, ‹kitelli, Alt›nflehir, Gazi Mahalleleri)’da yapt›¤›m›z toplant›lar›n temel hedefi daha nitelikli, kitlelerle bütünleflmifl bir gazete ç›karmak olarak flekillendi.
Okur söyleflilerine bir de¤ini
Gazetemizin ‹flçi-köylü’den köflesinde bir süredir gazetemizin sahiplenmesine iliflkin yaz›lar ç›k›yor. Gazetemizin isminin de¤iflmesi ile birlikte sayfalar›na da yans›yan bu de¤ifliklerin hedefi daha nitelikli bir yay›n ç›karmak. Bu ancak okurlar›m›z›n katk›s› ile olacakt›r. Biz de bir süredir okurlar›m›z›n gazetemize dair düflüncelerini do¤rudan almak, elefltiri ve önerilerini tart›flmak hedefiyle birçok semtte ve ilde okurlar›m›zla bulufltuk. Gazetemizin semtlerde, fabrikalarda da¤›t›m›n› yapan,
Deneyimlerimizi yayg›nlaflt›rmal›y›z! Tarsus’taki okurlar›m›zla yapt›¤›m›z toplant› oldukça verimli geçti. Buradaki okurlar›m›z›n halkla kurduklar› genifl iliflkiler ve mütevaz› yaklafl›mlar› bizi oldukça etkiledi. Özellikle tar›m iflçileri ile gelifltirdikleri iliflkilerdeki at›lganl›klar› örnek al›nmas› gereken davran›fllar. Örne¤in; tar›m iflçilerinin yevmiyelerini yükseltmek için yapt›klar› çal›flma s›ras›nda 3 bine yak›n insan, harekete geçmek için yoldafllar›m›z›n ça¤r›s›n› beklemifl. Bir okurumuz tar›m iflçilerinin koflullar›n› yerinde görmek amac›yla bir hafta boyunca Konya’da akrabalar› ile birlikte çal›flm›fl. Semtte toplad›klar› elbiseleri yoksul insanlara da¤›tm›fl, sa¤l›k oca¤› kurmak için çal›flma bafllatm›fl olan yoldafllar›m›zdan örnek almam›z gerekiyor. Mahallede harabe bir binay› el birli¤i ile ve halk›n yard›mlar› ile kullan›l›r hale getiren okurlar›m›z gelece¤e dair flimdiden onlarca plan kurmufllar bile. Çocuklara dersler, kad›nlar için paneller, cenazelere sandalye bunlardan sadece birkaç›. Ancak tüm bu çal›flmalar›n yay›nlar›m›za yeterince tafl›nmamas› çevremizin bu çal›flmalar› örnek alarak bilgilenmesinin önünde de bir engel olmaktad›r.
DUYURU Umut Yay›mc›l›k’a ait e-posta adresimiz de¤iflmifltir. Yeni adresimiz: umutyayimcilik@ttmail.com
kitlelerle yak›n iliflki halinde olan okurlar›m›z› dinlemenin, onlarla tart›flman›n ve düflüncelerini alman›n gazeteye daha bütünlüklü bakmay› da beraberinde getirdi¤ini söyleyebiliriz. Gitti¤imiz birçok bölgede okurlar›m›za gazeteye dair düflüncelerimizi ve gelifl amac›m›z› anlatt›k. Öncelikle her bölgede onlarca y›ld›r gazetemizi, siyasi görüfllerimizi takip eden emekçilerin oldu¤unu görmek bizleri oldukça sevindirdi. Eksiklerimizden s›kça söz etti¤imiz bu süreçte, bunlarla birlikte bir gelenek yaratt›¤›m›z ve tarihimizden daha fazla beslenmemiz gerekti¤ini bir kez daha gördük. ‹stedi¤imiz düzeyde olmasa da okurlar›m›z gazetemizin içeri¤ine dair önemli yorumlar yapt›lar. Bugüne kadar ‹zmir, Ankara, Bursa, Mersin, Tarsus Adana, Sar›gazi, Gazi Mahallesi, ‹kitelli-Alt›nflehir, 1 May›s Mahallesi, Gülsuyu’nda yapt›¤›m›z toplant›larda okurlar›m›z›n getirdikleri elefltiri ve önerileri k›saca özetlemeye çal›fl›rsak; Okurlar›m›z genel olarak “Denge Azadî” ve “Gö¤ün Yar›s›” sayfalar›nki de¤ifliklikleri olumlu buldular. Gazetenin günceli yakalayamad›¤›, yaz›lar›n uzun oluflu, kullan›lan dilin a¤›r olmas›, flehitler sayfas›n›n kendini tekrar etti¤i, köylü haberlerinin köylülerden kopuk oldu¤u, yay›-
n›n köylük bölgelerden beslenmedi¤i ortaklafl›lan elefltiriler aras›nda. Gazetenin tan›t›m›na dair bir kampanyan›n örgütlenmesi, periyodun haftal›k olmas› ise bize ulaflan önerilerden. Adana’daki okurlar›m›z gazetedeki resimlerin iyi olmad›¤›na, sitenin kullan›fll› olamad›¤›na, gazetemizin Yay-sat bayilerinde zor bulundu¤una de¤indi. Ayr›ca ‹flçi-köylü’den köflesinin içeri¤inin okurla iliflki kuran bir formata sahip olmas›n›n olumlu oldu¤unu belirttiler. Ankara’daki okurlar›m›z özellikle Denge Azadî sayfas›n›n Kürtçe yaz›larla beslenmesi gerekti¤i üzerinde durdu. 1 May›s Mahallesi’ndeki okurlar›m›zdan Marafl, Çorum, Sivas katliamlar› gibi tarihsel anlam› olan günlerin daha iyi ifllenebilece¤i, dönemin tan›klar› ile görüflülebilece¤i; co¤rafyam›zda yaflayan de¤iflik kültürlere dair araflt›rma yaz›lar›n›n yay›nlana bilece¤i; bizleri derinden etkileyen kifliliklere dair (fieyh Bedrettin, Pir Sultan Abdal vb.) yaz›lar›n haz›rlanabilece¤i önerileri de geldi. Mersin’deki okurlar›m›z gazetemizin ajitasyon yönünün zay›f kald›¤›n›, politik atmosfere yönelik yorumlar›n güncelle ba¤›n›n daha iyi kurulmas›n›n önemli oldu¤unu, kültür sanat ve kad›n sayfas›n›n haber a¤›rl›kl› ç›kt›¤›n› oysa bu sayfalarda daha çok yorum
a¤›rl›kl› yaz›lar›n yer almas› gerekti¤ini belirttiler. Pusula ve S›n›fsal Yaklafl›m köflelerini be¤enen Mersin’deki okurlar›m›z “Denge Azadî” sayfas›nda bir köfle olmas›n›n olumlu olaca¤›na de¤indiler. Okurlar›m›z gazete ile kitleye gittiklerini ancak gazete arac›l›¤› ile kitleyi örgütlemede ad›m atamad›klar›na dikkat çektiler. Bu sorun sadece Çukurova’da de¤il di¤er bölgelerde de yaflan›yor. Gazetemiz kendi bafl›na içinde ne kadar nitelikli yaz›lar ç›karsa ç›ks›n kitleleri örgütleyemez. Bu noktada yapt›¤›m›z sohbetlerde, gazetemizin örgütlenmede bir araç oldu¤unu, örgütleyicilerin elinde oldu¤u ve kitlelerle buluflturuldu¤u oranda bu misyonu karfl›layaca¤› üzerinde durduk. Ve örgütlenmenin di¤er araçlar›yla birlikte kullan›ld›¤›nda anlam›n› bulaca¤›n›n alt›n› çizdik. Gazetemizi alan kitleye anlamad›klar›-
böyle olmufltur. Bu tart›flma asl›nda beraberinde “okurun misyonu nedir?” sorusunu da getirmektedir. Kendini ‹K okuru olarak tan›mlayan bir kiflinin üzerine düflen sadece gazeteyi okumak ve paras›n› vermek de¤ildir. Gazetenin okurlar›n›n, da¤›t›mc›lar ile bir bütün oldu¤unu öncelikle söylemeliyiz. ‹K okurlar› yay›nlar›m›z› beslemeli, gördü¤ü her türlü geliflmeyi sayfalar›m›zda yer alabilecek haber materyali olarak görmeli, bulundu¤u bölgede bir okur a¤› kurmal›d›r/kurabilir. Bunlar› yapabilirsek s›kça sözünü etti¤imiz kitlelerin gündeminden kopuklu¤umuzu giderebilir ayn› zamanda örgütlenme çal›flmas›n›n da önemli bir aya¤›n› örmüfl olabiliriz. Yay›n faaliyetinin örgütleyici misyonuna dair prati¤imizden birkaç örnek verebiliriz. 3 Kas›m seçimleri sonras›nda gazetemizde boykotun bu süreçteki en devrimci tav›r oldu¤una dair vurgu yapm›fl ve seçimleri boykot eden köylülere gazetemizin o say›s›n›
göndermifltik. K›sa bir süre sonra a¤aya karfl› topraklar›n› savunan Sinan köylüleri, Kars’a ba¤l› bir mezradan köylüler gazetemizi arayarak bize teflekkür ettiler. Köylüler sorunlar›n› iflledi¤imiz için çok mutlu olmufllard›. Sinan köylüleri ard›ndan gazetemizi de ziyaret ettiler. Halen gazetemizi gönderdi¤imiz ve iliflkimizi devam ettirdi¤imiz bu köylülerin durumu yay›n faaliyetinin önemini de gösteriyor. Genel anlamda gördük ki, gazetemiz, inceleyen-araflt›ran-elefltirel bir gözle okunmuyor. Öte yandan okurlar›m›zda a¤›rl›kl› olarak yay›n›n ulaflmas›n› da¤›t›mc›lardan beklemek gibi bir anlay›fl hâkim. Oysa yay›na gündem önerileri sunma, haber ak›fl› sa¤lama, do¤al muhabirlik yapma her okurumuzun görevi olmal›d›r. Bugün emekçilere gitti¤imizde en önemli araçlar›m›zdan biri gazetemiz olmaktad›r. Bunun da¤›t›m›n›n haber ak›fl›n›n güçlendirilmesi zenginlefltirilmesi düflüncelerimizin de daha genifl y›¤›nlara ulaflmas› demektir. Bu da daha genifl bir örgütlenme zemini yaratacakt›r. Bizi her fleyden önce güçlü ve yenilmez k›lan da bu ba¤›n d ü z e y i d i r. (Bir ‹K çal›flan›)
n› anlatmak, düflüncelerini almak okurlar›m›za ve da¤›t›mc›lar›m›za ve de elbette ki bizlere düflmektedir. E¤er bunlar yap›l›rsa gazete üzerine düflen örgütleyici misyonunu yerine getirebilir. ‹stisnalar d›fl›nda birço¤umuzun devrimci saflarda örgütlenifli de
Fedakarl›k, alçakgönüllülük ve mücadele azmi Gazetemizi uzun süredir okuyan daha deneyimli okurlar›m›zla gazetemizle yeni tan›flan YDG’li genç arkadafllar›m›z›n kat›ld›¤› ‹zmir buluflmas›nda ülke ve devrim sorunlar›yla birlikte ‹zmir yerelindeki gerçekli¤imiz üzerine görüfl al›flveriflinde bulunduk. Toplant› genel olarak verimli geçmesine ra¤men planlanan süre içinde sonlanmamas› ve hemen ard›ndan YDG Toplant›s›n›n gerçeklefltirilece¤i için son bölümünde kat›l›m ve ilgide azalma oldu. ‹zmir’deki okurlar›m›z›n merkez bürodan arkadafl›m›z›n kat›l›m›yla gerçeklefltirdi¤i bu ikinci toplant›da öncelikle toplant›n›n misyonu ve hedefi üzerinde duruldu. Büromuzun uzun süre kapal› kalmas› ve yaflad›¤› maddi sorunlar nedeniyle bir araya gelen okurlar›m›z›n kendi inisiyatifleri ile kararlar al›p büromuzu sahiplenmeleri, büromuzun düzenli aç›lmas›n› sa¤lamalar›, maddi s›k›nt›lar›n› çözmek için somut ad›mlar atmalar›, gazetemizin da¤›t›m›na önem vermeleri bizleri oldukça mutlu etmekte ve okurlar›m›z›n bu sahipleniflinin örnek oldu¤unu düflünmekteyiz. Okurlar›m›z›n büromuza
yönelik olumlu tutumlar›n› gelifltirmek için merkez büroyla iliflkilerini daha fazla gelifltirmek istemeleri, öneri ve elefltirilerini aktarma ve merkez büronun beklentilerini ö¤renme talebinde bulunmalar› oldukça de¤erlidir. Okurlar›m›z›n iste¤i üzerine di¤er birçok bölgede yap›lan okur toplant›lar›ndan farkl› olarak toplant›n›n yaln›zca gazetenin de¤erlendirmesi ile s›n›rl› tutulmamas› ve ‹zmir’de neler yap›laca¤›n›n da tart›fl›lmak istenmesi ‹zmir yerelinde okurlar›m›z›n gösterdi¤i inisiyatifin daha da ileriye tafl›nmas› aç›s›ndan oldukça önemlidir. Okurlar›m›z ver-
dikleri emeklere ra¤men kendilerini yeterli görmemekte ve okur inisiyatiflerinin daha örgütlü bir durufl sergilemesinin gereklili¤ini de vurgulamaktalar. Yine okurlar›m›z›n ‹zmir’de son süreçte baflta DTP ve ESP olmak üzere devrimci demokratik kurumlara yönelik sald›r›lara karfl› aktif flekilde dayan›flma içine girmesi de olumlanan ve daha da gelifltirilmesi gereken bir yaklafl›m olarak benimsendi. Devrimin genel sorunlar› ve içinden geçti¤imiz süreç üzerine analiz ve de¤erlendirmelerin zaman almas› nedeniyle gazete çal›flanlar› olarak ihtiyac›n› hissetti¤imiz gazetemizin
de¤erlendirilmesi ve elefltirilerle önerilerin sunulmas› gündemini ele alamad›k. Yine, okurlar›m›z›n yeterince haz›rl›¤› olmad›¤› için önümüzdeki süreçte yerel okur inisiyatifinin kendi içinde daha örgütlü bir durufl sergilemesine hizmet etmesi amac›yla neler yap›labilece¤i üzerinde de durulamad›, somut kararlar al›namad›. Bu gündemlerin eksik kalmas›na ra¤men okurlar›m›z›n bu toplant› vesilesiyle bir araya gelmeleri ve birbirlerini daha iyi tan›malar› yararl› olmufltur. Bununla birlikte politikteknik, küçük-büyük ifl ayr›m› yapmadan devrimci mücadeleye katk› sunmak amac›yla önemli fedakarl›klar yaparak büromuzun düzenli flekilde aç›lmas›n› sa¤layan, büromuzun çeflitli ihtiyaçlar›yla ilgilenen, gazetemizin da¤›t›m›n› örgütleyen, haber ve yaz›larla katk› sunan, büromuzu ziyaret edenlerle ilgilenen, karfl›laflt›¤› sorun ve s›k›nt›lar› çözme bilinciyle hareket eden ve tüm bunlar› gerçeklefltirirken gerçekten alçakgönüllü ve samimi bir durufl sergileyen, devrimci faaliyete kat›lma konusunda flartlar dayatmayan okurlar›m›za çok teflekkür ediyoruz.
Ustalardan mücadelemize ›flfl››k tutan sözler Bize gerekli olan fley, heyecanl› fakat sakin bir ruh hali ve s›k› fakat düzenli bir çal›flmad›r. (Mao, seçme sözler, s.130) Çal›flmalar›m›zda çok büyük baflar›lar bile kazansak, bunlarla övünmemize ve böbürlenmemize hiçbir sebep yoktur. Alçakgönüllülük insan›n ilermesini sa¤lar, övünme insan›n geri kalmas›na sebep olur; bu gerçe¤i her zaman ak›lda tutmal›y›z. (Mao, seçme sözler, s.135)
işçi-köylü
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT ISSN: 1307-878X
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
e-mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
BÜROLAR KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72 ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 544 932 24 15 MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00 ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19 BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Son sözü bir kez daha D‹RENENLER söyledi!
B
“Biz flu süreçte flunu anlad›k ki, Türkiye’de iflçi grevleri var, ancak birileri bunlar› fiili olarak engellemeye çal›fl›yor.” 12 Eylül sonras› en kitlesel iflçi eylemi olarak adland›rabilece¤imiz, Telekom grevi, 44. gününde sona erdi. 26 bin Telekom çal›flan›n›n kararl›l›kla sürdürdü¤ü bu grev, ayn› zamanda özellefltirilmifl bir kamu kuruluflundaki ilk büyük grev olma özelli¤i tafl›yordu. Telekom grevi, ülkenin 81 ilinde ve yüzlerce ilçesinde yap›lan bir grev olarak, Türkiye tarihindeki en yayg›n grevdi ayn› zamanda. Bu grev, yükseltilen ›rkç›-floven dalgan›n sokaklarda linç giriflimleriyle devam etti¤i, ülke emekçi halk›n›n birbirine karfl› k›rd›r›lmaya çal›fl›ld›¤› bir dönemde yap›lm›flt›r. Ancak iflçi s›n›f›na dönük sald›r›lar› ve s›n›f›n hak alma mücadelesini gölgelemeyi de amaçlayan bu süreç iflçilerin kararl› tutumu sayesinde, grevin sonuna kadar baflar›yla sürdürülmesini engelleyememifltir. Ne egemen s›n›flar›n borazanl›¤›n› yapan medyan›n, “sabotaj yap›yorlar”, “kablolar› çal›yorlar”, “vatan hainleri” gibi, eylemi karalamaya dönük çabalar›, ne patronlar›n tafleronlar arac›l›¤›yla gerçeklefltirdi¤i grev k›rma giriflimleri, ne de yine on-
lar›n hizmetindeki kolluk güçlerinin gözalt›, tutuklama sald›r›lar›, ço¤u hayat›nda ilk kez böylesi bir eyleme kat›lan iflçilerin büyük ço¤unlu¤unun kararl›l›¤›n› etkilememifltir. 45. güne girerken, 29 Kas›m gece saat 00:30’da Haber-‹fl Sendikas› ve Türk Telekom aras›nda var›lan anlaflman›n özeti ise flöyledir: * Toplu sözleflmenin ilk y›l›nda enflasyon art› yüzde 10, ikinci y›l›nda ise enflasyon oran›n›n üzerinde % 6.5’lik zam yap›lacak, * Di¤er ücret kalemlerinde de ayn› oranlarda zamma gidilecek, * Çal›flma süreleri ile ilgili olarak haftada 5 gün 45 saat ve 6 gün 45 saat olmak üzere iki sistem getirilmifl olacak, ikinci koflulda çal›flanlara 200 YTL ekstra ödeme yap›lacak, * Bir defaya mahsus olmak üzere bayram öncesinde her iflçiye 200 YTL ek ödeme yap›lacak, * Tüm iflçiler y›lda toplam 112 günlük ikramiye alacak, * Grev süresince ifl akdi feshedilenler ifllerine geri dönecek, bu süre içerisinde yarg›ya intik a l
B
“Bundan sonra grevleri daha da zorlaflt›rmaya çal›flacaklar. Yasalar ç›kararak, greve gidilmesini engellemek isteyecekler gibi görünüyor.”
B
“Biz yak›nda emekli olaca¤›z, ancak bizden sonra gelecek olan genç insanlar›n örgütlenmelerinin önündeki engel azalm›fl oldu.”
larak o i erdi. m a e l n o y s e i e ç d fl 44. gün itlesel i , k i v n e e r › g s l sonra LEKOM E T , z i 12 Eylü m bilece¤i a r › d n a l ad
etmifl bulunan akit fesihleri ile ilgili olarak mahkemenin karar› beklenecek, *Kapsam sorunu ile ilgili olarak, sadece idari çal›flanlar› kapsam d›fl›nda b›rakacak düzenlemeler yap›lacak. Grevden sonraki günlerde, yap›lan bu anlaflman›n sonucuna iliflkin de¤erlendirmelerini almak üzere, bir kez daha greve kat›lan iflçilerin yan›na gittik.
“Sendikan›n gelece¤ini kurtard›lar!” Pendik Telekom Müdürlü¤ü’nde görüfltü¤ümüz greve kat›lm›fl iflçilerden Turan Ayar’›n, grevin sonucuna iliflkin ilk sözleri: “Önemli olan ne kadar maafl art›fl› ald›¤›m›z de¤il. Sonuç sendikan›n gelece¤i aç›s›ndan iyi oldu, önü aç›ld›” oluyor. Ve ard›ndan ekliyor: “Biz yak›nda emekli olaca¤›z, ancak bizden sonra gelecek olan genç insanlar›n örgütlen-
melerinin önündeki engel azalm›fl oldu.” Ayar, grev süresince verilen destekten de mutlu olduklar›n›, gerek içerde çal›flan arkadafllar›ndan gerekse d›flar›daki kamuoyundan deste¤in iyi oldu¤unu düflünüyor. Kendilerini karalayan egemen güdümlü medya d›fl›nda tabii ki! Görüfltü¤ümüz bir di¤er iflçi ise, Süleyman Do¤an. O en çok da grev süresince “sabotajc›”, “vatan haini” vb. nitelemelerle an›lmalar›na tepkili. Ancak bunun kimler taraf›ndan yap›ld›¤›n›n bilincinde. “Bize kablo h›rs›z› dediler. Ancak grev bittikten sonraki günlerde A¤r› ve Erzurum’da kablo çal›nd›¤› ortaya ç›kt›. Demek ki gerçek h›rs›z bizler de¤il, baflkalar›ym›fl!” diyor. Sonuca iliflkin biraz temkinli yaklafl›yor. “Sözleflmenin içeri¤ini henüz bilmiyoruz. Ne getirdi ne götürdü, flu an bir fley demek zor” diyor ve ekliyor: “Ancak biz
flu süreçte flunu anlad›k ki, Türkiye’de iflçi grevleri var, ancak birileri bunlar› fiili olarak engellemeye çal›fl›yor.” Bu engelleme çabalar›na ise, patronun grev k›rma giriflimlerini gösteriyor. Önümüzdeki süreçte iflçi-emekçi cephesinden benzer grevler yaflan›p yaflanmayaca¤›na dair düflüncesini ise flu sözlerle aktar›yor: “Bundan sonra grevleri daha da zorlaflt›rmaya çal›flacaklar. Yasalar ç›kararak, greve gidilmesini engellemek isteyecekler gibi görünüyor.” Do¤an, grev s›ras›nda kendilerini en olumsuz etkileyen fleyin, valilik, çevik kuvvet, savc›l›k arac›l›¤›yla gerçekleflen grev k›r›c›l›¤› oldu¤unu söylüyor. Anlaflman›n sonucuna iliflkin temkinlili¤ini ise bir kez daha flöyle özetliyor: “Bekleyip görece¤iz!” Telekom Pendik ‹lçe Müdürlü¤ü’nde görüfltü¤ümüz son kifli ise, iflyeri bafl temsilcisi Selamet
Ero¤lu’ydu. Ero¤lu da, ilk görüfltü¤ümüz Turan Ayar gibi, sonucun her fleyden önce sendikal örgütlenme aç›s›ndan bir kazan›m oldu¤unu söylüyor ve düflüncelerini: “Anlaflmay› % 51 gibi k›l pay› bir yetkiyle yapt›k. Yoksa yetkimizin elimizden al›nmas› gibi bir durum ortaya ç›kacakt›. Yap›lan T‹S (Toplu ‹fl Sözleflmesi), sendikan›n gelece¤ine ›fl›k tutacak nitelikte bir anlaflma oldu. Bunun içindir ki ücret art›fl›n› 2. planda de¤erlendiriyoruz” sözleriyle aç›kl›yor. Kapsam d›fl›-kapsam içi personel noktas›nda da olumlu bir sonuç al›nm›fl. Bundan böyle ifle giren mühendisler dâhil kapsam içi olacakm›fl. Bu da en baflta örgütlenme hakk› demek. Ero¤lu da emeklili¤i yaklaflan iflçilerden. Ve gelece¤i düflündüklerini söylüyor. Diyor ki: “Bizler emekli olaca¤›z, ama bizden sonra gelenleri düflünmek laz›m. Bunlar burada örgütlenme ad›na hiçbir fley yapmam›fllar diye, arkam›zdan küfür ederler. Bunun içindir ki, grev, örgütlenme aç›s›ndan önemli bir kazan›mla sonuçlanm›flt›r.” Temsilci odas›nda yapt›¤›m›z bu görüflme s›ras›nda odaya girip ç›kan iflçiler de söze kar›fl›yorlar ara s›ra. ‹çlerinde greve gittikleri süre içindeki maddi kay›plar› noktas›nda anlaflmada hiçbir fleyin yer almad›¤›ndan yak›nanlar oluyor. Ya da fazla mesai say›lan Cumartesi çal›flmalar› noktas›ndaki konumland›rmalar›n belirsizli¤inden söz ediyorlar. Çay oca¤›na bakan çal›flan ise, ald›¤› 450 milyon maafltan ve yol paras› vs. ç›kt›¤›nda elinde bir fley kalmamas›ndan yak›n›yor ve “Biz ne olaca¤›z?” diyerek son noktay› koyuyor. (Kartal)
“Kavga bitmedi, daha yeni baflflll›yor!” Hep ayn› yalanlar
Ülkenin stratejik önemde say›labilecek kurumlar›n›n özellefltirilmesine dönük en son pratiklerden biri de PETK‹M’in özellefltirilmesiyle birlikte gerçekleflti. Neo-liberal politikalar›n ülkedeki ilk uygulay›c›lar›ndan olan Özal’la birlikte alt yap›s› oluflturulan, Çiller döneminde gerçekleflmesi yönünde büyük çaba içine girilen özellefltirmeler, AKP hükümeti döneminde adeta yang›ndan mal kaç›r›rcas›na bir h›zla gerçeklefliyor. Hem de ortaya saç›lan usulsüzlük vb. flaibeli durumlara ra¤men, AKP hükümeti ve temsil etti¤i Türkiye egemen s›n›flar›, ülkenin en kârl› kamu kurulufllar›n› uluslararas› tekellere peflkefl çekme gayretini sürdürüyor. Türk Telekom, Tüprafl ve Erdemir’in ard›ndan, Türkiye’nin en büyük kamu kurulufllar›ndan Petkim’in özellefltirilmesi ile birlikte, telekomünikasyon, akaryak›ttan sonra, petrokimyadaki kamu ç›karlar› da yerini, flirket ç›karlar›na, hem de emperyalistlerle ba¤lant›l› flirketlerin ç›karlar›na b›rakm›fl bulunmakta.
% 34.5 hissesi Nisan 2005’te borsada sat›lan Petkim’in % 51’lik kamu hissesinin sat›fl› seçimlerden hemen önce, Haziran ay›nda, alelacele gündeme getirildi. Ve Özellefltirme Yüksek Kurulu taraf›ndan aç›lan ihaleyi, 2 milyar 40 milyon Dolar veren Socar-Turcas-Injaz Ortak Giriflim Grubu kazand›. Ancak bu ihaleyi kazanan asl›nda bu flirket de¤ildi. ‹hale gerçekte Trans CentralAsia adl› flirkete kalm›flt›. ‹haleden k›sa bir süre sonra bu flirketin Ermenilere ait oldu¤u a盤a ç›k›nca, kamu kurulufllar› baflta olmak üzere, vatan›n tafl› topra¤› emperyalist tekellere yok pahas›na sat›l›rken sesini ç›karmayan ›rkç›-faflist çevreler birdenbire “vatanseverliklerini” hat›rlayarak, art arda tepkilerini koymaya bafllam›fllard›. Özü vatan hainli¤i olan bu sahte vatanseverlerin gösterdi¤i tepkiler sonuç vermifl, ihale ikinci en iyi teklif veren Azeri Socar-Turcas-Injaz’a kalm›flt›.
Petkim’in sat›fl›nda da, di¤er kamu sektörlerinin özellefltirilmesini meflrulaflt›rmaya dönük dile getirilen “zarar ediyor” söylemleri yinelenmeye çal›fl›ld›. Bununla da yetinilmeyerek, t›pk› Tüprafl’ta oldu¤u gibi, sat›fl öncesi Petkim’in üzerinde bulundu¤u arazinin depreme dayan›ks›z oldu¤u ve bunun da büyük bir tehlike oluflturdu¤u söylemleri yay›lmak istendi. Oysa uzmanlar hem Tüprafl, hem de Petkim tesislerinin 9 fliddetindeki bir depreme bile dayanacak biçimde infla edildi¤i noktas›nda hemfikirler. Zaten bu iddialar da arada kaynad› gitti. Özellefltirmeler s›ras›nda emekçilerin üretimden gelen gücünü soka¤a dökerek, güçlü bir karfl› koyufl sergileme yerine, süreci, c›l›z eylemler ve aç›klamalarla geçifltiren Petrol-‹fl Sendikas›, özellefltirmenin ard›ndan, daha çok da ihaleyi alan flirketin bir y›ll›k ihaleye girme yasa¤›n› gerekçe göstererek, “yürütmeyi durdurma” davas› açt›. Dava 30 Ekim’de Dan›fltay 13. Dairesi taraf›ndan ret edildi ve Özellefltirme Yüksek Kurulu, ihalenin iptali için aç›lan esas davan›n sürdü¤ü flu günlerde kurumun özellefltirilmesini onaylad›. Bu onay›n, Gül’ün Azerbaycan ziyareti s›ras›nda yapt›¤› konuflmada, daha dava sürmesine karfl›n “Azerbaycan’›n art›k Türkiye’de bir Petkim’i var”
aç›klamas›ndan sonra gerçekleflmesi ise, hem bu onay›n nedenine hem de esas davan›n nas›l sonuçlanaca¤›na dair yeterli veri sunmaktad›r. Türkiye egemenlerinin onca flaibeli duruma karfl›n Petkim’i Socar-TurcasInjaz Ortak Giriflim Grubu’na satma gayretini daha iyi anlamak için, grubun içinde yer alan Turcas’›n ABD’nin Irak ve Afganistan’da da¤›tt›¤› savafl ihalelerinden en çok kazanan 100 flirket aras›ndan 46. s›rada oldu¤una bakmak yeterlidir san›r›z.
Direnen iflçi yenilmez Tüm bu geliflmelere karfl›n Petkim iflçisi iflyerine sahip ç›kmakta kararl›. Gerici sendika önderliklerine ra¤men, 40 günü aflk›n süre devam eden Telekom grevinin, iflçilerin zaferiyle sonuçlanmas›, tüm emek çevrelerinde oldu¤u gibi, Petkim iflçisine de büyük bir moral kayna¤› olmufl, mücadele azmi afl›lam›fl gibi görünmekte. Özellefltirme Yüksek Kurulu’nun sat›fl› onaylamas›n›n ard›ndan Alia¤a’daki Petkim tesislerine gelen iflçiler burada kararl›l›klar›n› hayk›rd›lar. Ayn› s›rada kapsam d›fl› olarak tan›mlanan idarecilerle görüflmeye gelen Turca yetkililerini, önünde bulunduklar› misafirhanenin kap›lar›n› tutma suretiyle, içeri sokmad›lar. Dillerinde ise flu sloganlar vard›: “PETK‹M halk›nd›r halk›n kalacak”, “Direnen iflçi asla yenilmez” ve özellikle de “Kavga bitmedi, daha yeni bafll›yor!” Evet, sadece Petkim iflçisinin de¤il, tüm Türkiye iflçi s›n›f›n›n ve emekçi halk›n›n kavgas› yeni bafll›yor. Özü, iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük, ›rkç›-faflist dalga eflli¤inde geliflen sald›r›lara karfl› koymak anlam›na gelen bu kavgada bize düflen görev ise, onun destekleyicisi de¤il, omuzlay›c›s› olma yönündeki ad›mlar› s›klaflt›rmakt›r!
‹flfltten atmak serbest… PETK‹M, bugün 14 fabrikas›, 8 ortak tesisi, elektrik üretim ünitesi, at›k giderme ünitesi, liman ve baraj›yla, Türkiye’nin en gözde kamu mallar›ndan biridir. Türkiye’nin en büyük entegre petrokimya flirketi olan Petkim, 50’yi aflan petrokimya ürünü yelpazesiyle Türkiye’nin vazgeçilmez bir hammadde üreticisi durumundad›r. Petkim’in net sat›fllar›na iliflkin veriler, 2005 y›l›ndaki net sat›fl›n 1 milyar dolar, 2006’da ise 1.5 milyar dolar oldu¤unu göstermektedir. Bir y›l önce 73 milyon dolar zarar etti¤i söylenen kurulufl, geçen y›l 41 milyon dolar kâr etmifltir. Petkim’in pazar pay› da % 27 düzeyindedir ve iflletmede halen 3 bin 700 iflçi çal›flmaktad›r. Petkim özellefltirmesinde yat›r›m ve kapasite flart› bulunurken, buna karfl›l›k istihdam flart› bulunmamakta. Bunun anlam› ise çok aç›k: ‹haleyi kazanan firma diledi¤i say›da iflçiyi iflten atabilecektir.