16
16
16 PALASPANDIRAS PALASPANDIRAS
PALASPANDIRAS
1
-Parodi çağına doğdunuz. Psikolojisiz şiirler çağına, kıvrak dilli olmayanların ocak dışı sayıldığı çağa. Hiç siniri bozulmayan troller çağına. Meddah şiir, gül gül öl, cümbür cemaat şamata çağına. Ne yapmayı düşünüyorsunuz? -psikolojisi olan, avangard, güçlü kuvvetli, iri kıyım, şiddetli, acımasız, devrimci, ahlaklı, sert şiirler yazıyoruz. hangi çağda olursan ol yapılacak şey aynı. şamatayı bir kenara bırakıp iyinin, anlamın peşinde koşmalı. bu sayıyla birlikte üçüncü yıla girdik. kendimizi bir daha yoklayıp yolumuza bakcaz.
iletişime ihtiyaç.
papafanzin@gmail.com oguzcanonver@gmail.com abdulkadirgiynas@gmail.com twitter.com/oguzcanonver twitter.com/heygiynas
2
masumiyet yitimi. tanrının eski günleri. işlemler gerçekleştiriyor, uykudalar yine aklımdan bir camçerçeve geçiyor soğuk ukala Internete duyduğum yoğun öfke. tarihte sakin öfke olamayacağından /tarih bu, fizik değil/ orada rahatlanıyor tanınmayan başkaları ben değilimdir bir duygu aradaysa yok salınılır yine de emin olursun merkezin ortası yok ortodokslukların fahişeleri mi dedin yumuşak bi şeye bastım aa meğersem senmişsin her aralık o geniş odalarda sonra bir mail gelir herkes ölür evi uyutursun prizi çekersin bu yerçekimsizliğin konumları yerlerinin dağılmasını izlemek ayrı /gözlerinden amansız bir hasretle öperim/ şimdi herkesin bi damarı var bu kesin. bu net. mutlak. bu çılgınca bağırmak. yerçekimi kalkınca damarsızlık hükmüne girilecek bazı teoriler bazı hisler var. bu hislerin bedelleri için bazı dans eden teknolojilere ateş edilebilir bang bang! bazı balerinler yerlerde çiviler girmiştir ölümden korkanları kim sakinlesin tetikler tutuklular yapmayınca tetikler tutukluk yapsaydı dersin tetikçinin keşkesi böyle oluyor
3
kemikli ellerim yerle gök arasında binlerce ölüm bitiririrken neredeydin kahkahahahalar geliyor gülmekler birbirine vuravura gülen sesleri duyuyrum fakir mutluluklar duyuyorum tümseslerini bağışladım unuttuklarım da vardı aralarında onları da yalvarmalar öyle eskisi gibi lütfen lütfen haykırmayaydı yapma, n’oolur abi yapma gibisinden değil senin olmayanla yalvarmazsın abilik edememenin baba olmasıyla zamanı gelecekler o gün dik durmak. boşuna kadınları sevmiyorlar kadınları bedellerinden ayırdın mı geriye herkesöldüğünde, birine vurduğunda olan oluyor. her şeyi müthiş sıradan arzuluyorsun şovlar gösteriler bağrışlar gösteriyi kaldırmıyor onlar koşulsuz. güzel oluyor mu öyle, evet güzel oluyor. ebleh ebleh bakaracağını taa ilk an anladın siktiğimin türk şiirinde acımasız olacağım.
4
tanıdıkça çözdün değil mi bunları vecd kosmosun arkası ah almak karikatür gibi çizgi film gibi demek haa kozmozla ölümlülere katılıyorlar gözlüklerle kazak komikliği siz eğlenin de kosmozu rahat düşünün anılması unutulmuşlara yirmili yaşların mülk merakı sadece parayla olsaydı, kosmoz bağrışma getirdi şair günahı ilk benimlere itiraz eden içinden etmezdi özelden yazmazdı, kozmos iyininkötünün ötesinde sensiz bunla da savaşacak değilim suyla vücut temizlenmiyor vakit yok vakit kalmadı senin de ağzında bir şeyler kopuyor kossmoss 14 milyar süren şey liberal sınıf patlıyor sınıflar düşüyor savaş olsa anlarım tarihin sonu SEN DEĞİLDİN öyle yapmayı kes Lovers Are Strangers olumlamaya ihtiyaç mı var kuvvetim eskrim sanılıyor eksrim ep. franny doğruldu mmph. sen istemiyorsun. şairler hakkında konuştu çok ölmüş kürt aşkları yarattım//
5
TOHUMLARA NOLDU beni yerlere tohumlatan motivasyon bana müslüm dinleten motivasyon nedir modernizm mi tüm bunların kayışı sefil batı hayatı hayallerim değilmiş bian öyle sandım uyandığımda sen varsın sandım meğerse o kusmakmış heveslerin bitecek olma görmesi yine de sıkıntıyla traVmaya neden olan teni delilik sarsama sen mi gelip yok edeceksin varlığın öylece bakarken çocukluk fotoğrafındaki senden beklediklerin erkenden aksın içine, içimde dörtyüzden fazla kimyasalla beni içine alabilecek misin, tekrar tekrar. sanma bitişi olur ucuz arabeskin vazgeçmekle biraz alınan övgülerin pessoasında pkk kaçırmasa ben kaçırıcam göğsün makarnayla sızlaması soğuktan terleyen bizim gibilerin yaşadığı yerler karışanlar karışsın koyan koysun sana da koyan susuyor dimi acısının herkes gibi olduğunu düşünüp bundan elleri titreyen herkes kadar olabilir mi, benzersiz ve saf acılarımız soğuklaştığında nerelere çıkıyorsun kırılanlarla duan bağışlayacak kimse unutulmuşsa kimsesiz gönderdim. 6
şair şarlatanlar hastalıkla kusa kusa ben denizmahs olabilirim saatlerce yetiştirilmiş bir proje olarak hep bir odak olarak yapılmadı sınıfımın günahıyla her sınıf kendi günahıyla doğar sonra neden vaftiz olsundur mutluluk vaadi bir dehşetle tedirgin tutuldu işine canlı her etkisiz teşhir bir tacizle bitmek şarttı diye kim zorladı güzelsin denmesi bunun değeri var amansız isminle hitap etmen şiiri okuyunca şöyle bir durman. etkiler hangi permütasyonla. nereye yaa işte adama böyle yaparlar. farkını bitirirler kozmik fon radyasyonu açılıp kapanan sonra gelirsin. sonra bakılır hadi ağlanır da haykırma spermin ısısal ölümü büyük alma utanma çok net sonra bunu ona mı yollasam çöküşün istenci güçlerin çarpışması kediler mi boğsam arkalardan aramı açıyorlar korkusuz kainat kanunu gökleri ve yeri seni o sınıftan kurtaracağım o renklerden kokulardan mahkum edilmiş ikilemlerden şairşürekasında sana yer ayır gel aşık olalım olamasak da olur diyecekmişim göğüs kafesim açılmış hava soğuk işkence görse utanır iki tarafa çok eşit açılmış özenle açıldığı belli ancak bir cerrah elinden çıkabilir ama yabani hayvanlar da yapsa sonuç aynı bir batılıyı bu kadar sevebilirdiniz fazlası size yük ama yine de diyorum ki bu kadar nizami nasıl açtınız Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi? -genişletmedik.
7
berlinkadıköy oluyor bir odada mekan denirse oraya şayet müzik mekan oluyor uygunmüsait şarkı var iyi şarkı kötü şarkı yok bir de insanların kazaklarından anlıyorsun ya da oturmalarından mı aşk bir kez gelir diyorum hayatta mı sadece bir kez mi diye korkuyor her aşk 21.yy en büyük aşkı olmaya çalışıyor artık değersizleşmenin sonuçları siliyorsun silebilirsin mezarlıklar da var sonuçta yolda iran diyen adamın ağzını kırıyorsun kapat diyorsun bir daha denmeyecek yeşilin tonlarını bilmeyenler bunu kırmızı sananlar şiir yazıyor renk körlüğüm de zayıfmış çok ruhsuz şiddetsiz bu usul usul yazmalar yeni bir şey mi yoksa dişlerime saldıranları tırnaklarımı sökenleri tanıyorum. ellerim ne kadar güzel diye bakarken düşecekmiş hata sırttamıymış. /bunu ben de yaparım/ olumlamalar bir çerçeve 2014’te şair öldürmek kolay. evde su kerbeladan. oha kalemin gözden şakaklarına sıçramış. ilk anda alınıyor oysa baharat kokusu neden uzun süre bakayım ait yine de sanıyorsun bu etraf bu yakınlıklar hissediyor haklısın son yüce acılarımızı kahvaltıya gömen basitlik koşuşturmalar büyüdüğün ev ordaydı aradan zaman geçince gençlik hatası olarak adlandıracağın şeyleri, durumları, istekleri. bilinçle ısrarla sürdürmek ve bundan dolayı acı çekmek üzerine bedel, ceza, masumiyet. hatadan bağımlılık kazanmadan kan kaybı durmuyorsa bağışıklık hata yapmazlık-durumu geçersizleşir gençliğini harap etmenin affetmesi olmaz.
8
masumluk. masumiyettin reddelişi. iyilik dolu ve uzun süre iyi olmanın ağırlığını taşımış karşılığında cezanın masumiyet arzulayıp uğruna bedel ödemesi masumluğun sonsuz yitimi. amansız ve gizlice bir bedel. madem masumun güzelliğiyle saflığıyla yetinmedin günahsız da olsan cezan masumiyetin yokluğu. genç ve güzel. IğIrInIm. mdIemI IuIIndıI. tIksIIIyIrm. hiçbir rasyonel gerekçe olmadan gençliğini, güzelliğini mahvetmek bir boşlukla doldurulamaz ne kadar açık olacaksın sanki saf psikoloji işlenmiş olur içine saf ve dokunuşla yine içine her güzelliğin arkasında kibir, bencillik, kötülük var. bunun yüküyle. bilmiyorum belki de batılı olmayı kaldıramıyorum artık. siz hiçlik hakkında konuşamazsınız. yüksek bir hayat yaşamak istemiyorum. yüksek hayatlarınızın kralı olup hayatlarınızı kahretmek istiyorum. o zaman bırakın da bu şiir başlasın. nasılsa güzelliksonrasımahvı insanlığın acısı, insancılların değil. :))))))))))))yyüzüme tıkılan gülümselerimm tıkıldıklarındaa kiminn olu yorlarr:Ş:.::0.0.?oı4wut9wp843r32y7635
Oğuzcan Önver 9
yavaş kaçmak hızı bir şeyle kazınan şeyleri değil kazıyan o şeyi kazımak istiyorum. yaratmanın zevkini itici füzyonu zamanlamaktan yazgıyı unutlmuş bir alarmı zamanı gelmeden çözmek duvarları işleyerek yok etmeyi of dirilik canlı taş devri kimse gülmeyi sadece istemez istek.1 arzulanan yazgı nesnesi bir dakka sonra nolcak korkutucu beş yıl öyle değil. somut olarak aşık mesajlar bu 23.45 23.47 00.03 canım canım kendini beklemeyenlerin başka birini bu çok beklemesi zamanla, aleti kur yüce alarm doğa1kadın çift sayıların ayrı ayrı bulunması matematiğin inşaatta harç hurç evrimi sese yakın uyandığın gibi uyumak. kameraya bakma başını çevir o kareden çıkmış olmuyorsun.
10
evde bazen çöp birikiyor birikmiş çöpü kimse çıkıp atmak istemiyor kim onlarca poşetle evden çıkıp paytak paytak çöpe sürüklenmek ister ki. çöpler biriktikçe atmak daha da zor görünüyor. çöpleri çıkarmak zorunlu hale geldiğinde iki kişi bir anda evden çıkıyor hızlıca çöp kutusuna doğru adımlıyoruz. çöpleri evin önüne bırakabiliriz araçların alması için fakat o kadar çöpü evin önüne bırakmak istemezsiniz. çöpe hızlıca giderken sadece durumum hakkında düşünüyorum. o kadar odaklanıyorsun ki çöpü atmaya, kısa sürecek, biteceğinden eminsin, kolayca odaklan. baskı var, pencerelerden bakan komşular her an kapıdan çıkabilecek, arabasından inebilecek ev sahibi. çöpü atınca nasıl rahatladığınızı düşünebiliyor musunuz. elinde çöp varken farkettiğim baskıyı, çöpü atmadan önce belki haftalarca o iki dakika için hissttiğim planlarla hazırlanmış zamann temsili bozgun şiddetli yağmur düğünlerinkartı ben her geleceği kartlarla fal yasaklandı düğünkartı zamanlama ney israf zaman hacim üçgeni /aç/ doğrusall çizgi. Abdulkadir Gıynaş
11
Bataklıkta İntihar kendin gibi yaşamak istemediğin için kendinden asla kurtulamayacağın ve istesen de değiştiremeyeceksin, çünkü başına gelecekleri önceden biliyorsun. içine doğduğun somut beynine çöreklenecek bana lolo yapma lan otların huzurunu tam kendinde hissedeceksin alışkanlıklarını bozarak tekrara aynı şeylerin aynı şekilde yaşanması başka biri olamıyorsun herkesi büyük bir aşkla sikmek istiyorsun kendinden kaçamazsın. Efe Murad
12
Esrar Sutra kıymıyor bulutlar derince bitkiye kadar yani bitkiler yetişiyor havuzu genişletip havuz genişlerse dostluklar bilir, sevgiler sevilir beni uyuşturucu gibi anlayabilecek, içine alacak, bir kendiliğindenlik, herkes birbirini sevsin. sarılsın birbirlerine taşaklarını kavrayarak. kovma beni, kovma rüyalarına girmeme izin ver gözbebeklerin vursun, avurtların şişsin hayatında belki ilk kez ağlamışken dayanamıyorsan sen de konuş gözlerinle konuş bitkiler yetişsin. Efe Murad
13
‘‘Adam köhne ve sahneyi istiyor, n’apacaksın.’’ [Ömer Şişman Söyleşisi.]
Şiir niye okunmuyor? Bunun net bir cevabı olduğunu sanmıyorum. Bilmiyorum. Okuduğumdan belki. Şair olduğun gün içinde aklına geliyor mu? Ne kadar geliyor? Günde bi saat mi ayda bi saat mi? Hemen hemen hiç gelmiyor. Evlisin ve bir çocuğun var. Bitkiben’i onlara ithaf ettin. Şairlerin genelde piç ve bekâr olduklarını, uyuşturucu ve içkiye kapıldıklarını, serseri olduklarını biliriz. O aile düzeni şiirini nasıl etkiliyor, şiir okumanı, yazmanı, kitap hazırlamanı? İnsan aklının bir yere varırken izlediği bin türlü güzergâh var, her bir insanda değişen. Ne “düzenli” bir hayat tek doğru ne de tersi. Hiçbiri reçete değil. “İnternet Semaları” zamanında, şiirlerini dergilerde yayınlamama kararı almıştın. Bu kararın hâlâ devam ediyor mu? Dergicilik neydi? Evet devam ediyor. Dergicilik cehennemdi. Ece Ayhan’ın bahsettiği kötülük dayanışması yerine artık köhnelik dayanışması var diye bir tweet atmıştın. Köhnelik dayanışmasından kastın nedir? Kötülük dayanışması bir bilinci işaret ediyor, köhnelikte ise bilinç değil bir varoluş biçimi söz konusu. Adam köhne ve sahneyi istiyor, n’apacaksın. Sahne de yok üstelik, deli saçması işler, bırak sıvazlasın kendini.
14
Yeni bir şairi müjdelemeyen şiir dergisini kafeinsiz kahve, alkolsüz bira, aşksız aşk’a benzetiyorsun. günümüzde çıkan yayınlar içinde yeni şair müjdeleyen çok az yayın var. yeni bir şair müjdelemek artık daha mı zor dergiler için? Her zaman zordu, ama buna sığınarak bugünün dergi ortamındaki ölü toprağını hoş görmeye gerek yok. Uzağa gitmeyelim, 2002-2010 arasını bilen biri bugünkü dergi ortamına baktığında iri iri laflar ve jestlerle ambalajlanmış şiirsizliğe güler geçer. Son zamanlarda beğendiğin yayınlar neler? Valla kimseye sevimli çocukluk, yalancılık yapamayacağım, şiir yayıncılığı berbat durumda. 160. Kilometre dışında yüksek frekansta şiir yayıncılığı yapan bir yayınevi yok. Zamanında pek de beğenmediğimiz Adam Yayınları kalitesinde bir muhatabı bile yok 160. Kilometre’nin. Bir sanal kitap mağazasından son iki yılın şiir kitaplarına göz atan, durumun vahametini anlar. Bu genel manzaranın ve 160. Kilometre’de yayımladıklarımızın dışında son günlerde dikkatimi çeken iki kitap söyleyeyim yine de: Haplayın Şunu Feodal (Liman Mehmetcihat), Güzelliğimden Ölüyorum (Baran Çaçan).
15
Şairin okuyucusunu seçme hakkı vardır. bunun için bir şeyler yapabilir ama bunu şiiriyle yapar. Şiiri dışında bir PR çalışması yapılabilir mi, yapılırsa bu durum şiiri kötü etkilemez mi? Her ürünün kendine has bir pazarlama stratejisi var. Şiir kitabınınki nasıl olmalı? Kitabın reklamını, duyurusunu yayınevi yapmalı imkânları ölçüsünde. Şair bunu tek dert bellerse enerjisini boşa harcadığı gibi, şiirinden yer. Öte yandan, organik bir okur kolay yetişmiyor. Her yolu deneyip şiirle ilgisiz birinin, sentetik okurun kitaplığına girseniz de, depoda değil de bir rafta tozlanmaktan fazlasına yaramaz bu. Şiiri savunmak şiirden başka nelerle mümkündür? Şiir nasıl kazanacak? Şiiri savunmak yolunda şiir dışındakiler teferruattır. Şiir, şiir yazarak, kitap yayınlayarak savunulur. Kazanırsa da bu inatla kazanacak. Hata devam ediyor mu? Asdasfsdfsdfasdsfsdgfsdgkf Anlamadığım/bilmediğim soruları boş bırakacağım yerde, altına “Bilmiyorum” yazmama şaşıran ilkokul öğretmenim, anneme “Bu huyundan vazgeçsin” demişti 1989’da. Ne diyordum? Bilmiyorum. Bize bir şeyler sormak ister misin? Cevaplıcaz. -Parodi çağına doğdunuz. Psikolojisiz şiirler çağına, kıvrak dilli olmayanların ocak dışı sayıldığı çağa. Hiç siniri bozulmayan troller çağına. Meddah şiir, gül gül öl, cümbür cemaat şamata çağına. Ne yapmayı düşünüyorsunuz? -psikolojisi olan, avangard, güçlü kuvvetli, iri kıyım, şiddetli, acımasız, devrimci, ahlaklı, sert şiirler yazıyoruz. hangi çağda olursan ol yapılacak şey aynı. şamatayı bir kenara bırakıp iyinin, anlamın peşinde koşmalı. bu sayıyla birlikte üçüncü yıla girdik. kendimizi bir daha yoklayıp yolumuza bakcaz.
16
17
Önüme, Atletsiz Ölene yanı sıra ölmektedir yolun üzeri dara deşince kurtar andır o. da nerdedir? gülüncüktür koparılmamışın yanı sıra ölmektenin başvurusu : arka koltukta uyun uyun vakitler arka koltuk yatar mıdır hiçbilenmemiş kadınlar mı arka koltuğa uzananmalar Çorap Satıcı ölümser tırtıfıl canlanır yanı sıra tır rengi şoförlerin yanı sıra ahbap kusursuzları Çorap Satıcı ölümser tırtıfıl canlanır yanı sıra diklenir raylar naylon kokan bir yakın baca
18
bağırarak anlaşan köylüler bağırarak ölüşen kentliler yanı sıra kahvehane gürültüsü astımbronşit ihtiyar.klar kimdir seni duyanan? yanı sıra beklemekte güzel çalışıp durmaktan da uzanıp arka koltuk ışığa sönmekte güzel aysıza bakıp bakıp çıplağa dokunmakta
19
yanı sıra Çorap Satıcı ölümser tırtıfıl canlanır onun da bulunur küçük hesabı hayatla merhamet arasında kalbini takaslamasın da ne yapsın kalbini takaslamasın da ne yapsın yanı sıra boğum emrinde şoförün boynuna at başı serilmiş kadına hepsi, yalnızlıktan kırılanmalar Murat Çelik
20
X RAY Ağ içinde ışıldayan öznesiz geçiş yığınların müfredatında sanki hiç hileli bir mühür tutuyorum, ellerimde mümkün tıkanmalar geciktirici bir iktidarla kim anlar kabloların ışınladığı şebekeyi Hayat farkıyla kredisi yüksek tapınmalarla bankerin notuna lehimleniyor münkerin dip notu antetli ilişkiler ki şu ömrün bütün yapıları hiçbir tezgâhtan değilim, geçemem o büyük pazarlarınızdan büyük zarların göz yumduğu yerde fizik ve kimya kimin umurunda Maskelerin dokunulmaz hafifliğiyle sayaçlarından ayar çıkaranlar filler unutmaz da Tanrı unutur mu bu kaçıncı sisli sahneyi ne çabuk büyüdünüz, ilk indeksinizde kaldı hatıralar elini uzat ve öp, ben buradayım, geçmek fiilinin oyunları içinde içteki böcekle iyotlu derinleşir kapılar buradayım metaın mahremiyetiyle üç kez okunmuş olsa geçilmez kanunu eşyanın Alarmın ısıttığı maden dolaşımda vakum hukuku trapezde derin değildir hiçbirinizin maharetli uykusu kâhinlere kaldı kumaş, terzilere borsa ve paravan hattı zatında kodları olmayan o şalteri artık indir dönüş yok, fal veya reçete bir taşım kaynatılsa eczadan geçer ümitle kapital ertesi yine inatla sabah yine yeni başlangıçlar. Seyhan Kurt
21
sseşsiz okunmak üzere ,işir TEK TO NİK BİR HATA VAR ÖYLE g,özlüyorum buradan bir memurun kabiliyetsiz KA+ĞIT SAYIŞI gene söy.le ne var parmağım, ıs,laklığa yetkin Oysa ki çok ÖNEMLİ. BİR İŞ YAPIYORMUŞCASINA sayıyorum. her gün Para sayacağıma. bugün de b-urad,a-n başka, gidebileceğim TAM BEŞ ŞEHİR geçti içimden. teknik bir arıza sebebiyle duruyoruz ama ben durmadım. daha OSMANBEYDE//N TAKSİME VARAMIYORUZ ÜST!ELİK bir de çağdaş insanlar seviyesine inecek duraklar EKliyoruz.rahmet ola parka. fazla kitabı olan var mı beş duraklık yüzeyi sildim ben cifle. şimdi ne yapacağımı bir kitap yazmıştır. iyi ÇIKMAMIŞ ,FOTOKOPİNİN ARKASIND)A gülmekten do,lu yüzü gençlerin etekler açılmış çantalar sarkmış ne ola ki okullara MİNİBÜSLER FORMALI öğrenciye bir liraydı şimdi DEĞİL elindeki şişey,le ertesi gün İÇin evden su doldurup.. getirene BİR LİRA OLSA Y%A ŞU YOllar.
22
içimde hiç bilmediğim bir teknik arıza bozuyor kadifeyi dikiş tutsa da tek. tonik bir hesaplaşma tek tip kulaktan doğma aynı sarsılmaz gidişat -kafama takana bunları artık. ((YA)) DA) -Kama takfana bunları artık ya. -kana fakma bunları artık yaa. doğrusunu Kİmse becer=emiyor. -TAKMA KAFANA BUNLARI artık. oldu. geri dönüştürme. d/urkalkdurKAL) kkdURkALk hafifmeş,.,.,rep oldum. mesajlarıma DA&DANDIM şimdi insanlık namına tESlim oluyorum. kimi günler engellediğim BİR SÖYLE,M VAR Kİ’Mİ’ günler hemen çöpe düşer  öç kutusu karıştırsana biraz bel/ki SENDE BENİM OLACAK bir şeyler vardır ovası. Sevinç Çalhanoğlu
23
bu defter iyice dağıldı çok ünlüyüm bunu bill gates yaptı ve öbürü öbürü ben mişim hadi oradan pirenses öbürü gazalî. öbürü einstein ki o da bir halt etmedi çoğu arka sırada kalem akrobasisi pyshce bacak bacak üstüne geldi ağrı allah siyasetten korumadı korumayacak buna izin vermedik allah ağrıdan ve mavradan korumayacak 2’den koruyacak buna izin verdik o yapmamakla ensemden bir şey üfledi, ruhmuş o güzel koktu ben de kazağımı çekiştirip güzel bende arkada bass veren adamın karizması var sandım sokağı koru çünkü sadece onun matematik hesabını bilirsin erken git ister yarım saat bekle ister 2 inancını libidoya eşitle ve senin hakkında bilinenler 2’den fazla olmasın üzücü senin olmayan bir etraf bulup boynuma kollarıma doladım ve benim olmayan bir omuza kir saçtım hani vardı ya onun bir şekli öyle öyle çıktım sokağa çünkü sadece bunun zevkini aldım daha önce 24
ismimin birkaç harfini iddaaya bastım estetik köşeyle ilgiliymiş ve gerçekten çok oturdu sanki? konusu geçince boydan bir resmini çektim konu yok artık hayrına hayrat hayrattım bi tane kir o ensemde içe çekilen nefesmiş basınç da onunla ilgili ve insan sadece bir kapsül içinde bekleyebilir şimdi bunu hangi fizikçinin karısıyla hesaplayacağız ben de kemanı parmağıyla ovan adamın karizması var sandım aşağıda su ne kadar, inmek için sormuyorum bir efsane olsam da başarısız tedavilerimi öngördüm aşağıda su ne kadar taşra refleksi olarak sigarayı hiç yarım basamıyorum ama telefonun böyle titremesi güzeel duruşumu makinaya attım gösterge sonda ve zaten yokluğuna rağmen yok olarak ölüyor bir hissin ilk humoral etki gücüyle dokunmak benim dışımdaki her işlemi sağladı budefteriyicedağıldıbudefteriyicedağıldı budefteriyicedağıldı Furkan Cengiz 25
Oto-Kayıtlar /2 11. Bugün 19 Kasım 2013. 3 dilim pirzola yedim. Üzerine sigara içiyorum. 12. herkes o amansız hastalığın bir parçası olsaydı, o amansız hastalığı kırmak için elimizde bir ümit olmazdı? 12.1. olmaz mıydı? 12.2. bunu bana hissettiren ve doğrusal olmayan bir şeyler var. 12.3.hakikati kıramayacağını, o amansız hastalığı, anladığında, hakikate benzer şeylerin peşine düşen bir irade var. irade taklidi, irademsi. 12.4. irade taklidi yapıyor. 12.5. iradede bizi sevindiren, eğlendiren, oyalayan, Allah’ı kızdıran bir şeyler var. 12.6.iradede insanoğluna ait bir şeyler var. 12.7.irade insan icadıdır. 12.8.İrade ile irade farklılardır. 12.9. Büyük harfle “İ”. 12.10. O sabah ezanında korktuğumuz ve ertesi sabah ezanına dek unuttuğumuzdur. 13. oğuz atay: herkesin olric’ini yeni keşfettiği bir memleket tasavvuru istemiyorum. 14. yaşar nuri öztürk. emevileri inlerinde tepeleyeceğiz. 14.1. hilâfsız türk carl schmitt’idir. 14.2. tersine ilahiyat, tersine siyasettir. 15. samimi şiir; tenin hemen altındaki teni arıyan şiir. 15.1. hölderlin. rilke. 16. kendini sodalı göle çalan, başını son kez yıkayıp çıkan, bir su kuşku olmak isterdim.
26
17. kemalizm’in centilmen bile olamayan psikiyatrı; arif verimli. 18. 31 leisure’a dahil midir? 18.1. ona çok zaman otuzbir değil, osbir derler. 18.2. heccavlığı meslek benimseyenlerden olmak isteriz. 18.3. anadolu’da yırtıcılığı törpülü bir yanı vardır. 18.4. tek cümlede sanat tarihi: 31 is art. 19. meşgulum; yanağımın içindeki etleri dişliyorum. 20. gözlük; entelektüalizan kıpırtı. 21. içimde büyüttüğüm kansere duyduğum yüksek saygı konuşmamı engelliyor. 21.1. sosyal bilimciler uzun uzun sustuklarında 31 çekiyorlardır. 21.2. daracık kotlar, göte kadar uzayan botlar varsa medeniyet bitmiştir. 21.3. sezen aksu varsa biz olmamalıyız. 22. idrarını içinde tut ve ısın. 23. ertuğrul emin akgün camel içiyor. 24. müzik yeterince sarhoş edici değil mi? neden yanında bir başka uyuşturucuya ihtiyaç duyuyorsun. 25. yoksa müzik yeterince sarhoş edici değil mi? 26. bu şüphedir; ama mesela şu şüphe değildir. 27. ufuk akbal (r.a): bu durumla ilgili zerre şüphe duymuyorum. Ufuk Akbal
27
şair öyküleri I. poetry’e yollayacağı son şiirin ismini bulamamıştı. elbette aklında bir iki şey vardı. her zaman olurdu. son zamanlarda bunu sık yaşıyordu, şiirini bitiyor ve ismi bir türlü bulamıyordu. bunun nedenlerini düşünmek istemedi. beraber oturdukları şair arkadaşına, -ki arkadaşının adı isabellaydı. o da bir şair ama yazdıklarını yayınlamaz.- bundan bahsedip bahsetmeme konusunda kararsızdı. kızdan hoşlanıyordu, kendini kararsız ve güçsüz göstermek istemedi: iki büyük bira. hava soğuyordu. petersburg’ta kışları hava soğur. amansız gelmiyordu ama bu soğuk ona. isabella’dan hoşlanıyordu. ikisinin de ayakları neredeyse donmuştu, ayağa kalktıklarında fark ettiler. ısabella peter’e koşsak ısınırız dedi, koşmaya başladılar. peter, isabelle’dan gelen her teklifi şartsız karşılıyordu. -peter, bu şiirine ismi bulamayandı. ilk kitabı rusya’da pek tutulmadı o da ingilizce yazmaya ve şiirlerini amerika’daki dergilere yollamaya başladı- koşmaya başladıkları sokak bitmeye yakın, sağa dönmelerinden hemen önce isabella, ayaklarımız bu haldeyken daha kolay kırılabilir dedi, yani soğuktan uyuşmuş haldeler, buz gibi düşün. çat diye kırılır. peter buna duyar duymaz inandı. doğru ya, dedi hemen duralım. aniden ayaklarını öne uzatıp durmaya çalıştı. bir eliyle de ısabellayı durdurmaya çalışıyordu. yerler karlıydı, botu kaydı ve sol ayağını kırdı. hastenede narkozun etkisinden çıktığında başında isabella vardı. ona doktorlara sordun mu, öyle miymiş, ayaklar soğuktayken daha mı kolay kırılırmış, dedi. isabella: saçmalama ya, uydurdum ben onu, öyle bi şey olabilir mi hiç, sen nasıl şairsin? Nocturnus
28
Rahmet Erbarme dich mein gott um meiner zahren willen merhamet et tanrım! akan gözyaşlarımın hatrına. Gitmiş, gideli bir ay olmuş, nasıl gitmiş, neden gitmiş, hiç, hiç konuşmadık, hiç konuşmadı. İçe atmak için, iç gerekiyor. İçeriyle dışarıyı ayıran, deri midir, duvarlar ve kapılar mıdır? Kapılar çok çarpıldı bizim evlerde. Aile içi şiddetin kanlı canlı şahitleridir. İçeriden bir kapı çarpar, çocuklukta işitilen yankılar zihinde kalıcıdır. Çocuklarınıza bağırabilirsiniz ama onların yanında başkasına bağırmayın. Birşeyler mi yazmak lazım, oturup ağlamak mı lazım, yanına mı gelmek lazım, yanın neresi, senin hiç bir yanın oldu mu, yansızlık ve yalnızlık, çekilmişlik belki, daha baştan feragat, Tanrı’yı da hüzünlendiren bir feragat! Çünkü isyansız, inkârsız bir feragat, sessiz ve derûn, biraz ağlamaklı, hepsi o kadar. İnsanın ya katıksız inandığını ya da reddedip yok saydığını mı sanıyorsunuz. İnananlar ve inanmayanlardan mı ibaretiz? Ya küskünler? Varlık’a sevinmeyip, yokluk’a erinmeyenler? Felâketi önceden görenler? Melankolikler? Çocuklarınıza hüzünlü isimler koymayınız. 29
Antidepresanların yarattığı çakma bir hüzün değildi ondaki, hüznüyle eriyen antidepresanları vardı. Hüzün, doğuştan. Dünyaya gelişten. Can sıkıntısı değil de, ruh sıkıntısı, daha çok. Can sıkıntısı, kişiliksizlik işareti. 30 yıldır tek bir gün canımın sıkıldığını hatırlamıyorum. Kendimi huzursuz hissettiğim zamanlar oldu. Tedirgin de oldum. Korktum. Özledim. İçimde kötü bir his oldu. Ama hiç canım sıkılmadı. Ne kötü, 30 yaşından evvel bir insanın siyah beyaz fotoğrafını görmek. Gitmiş. Gittiğini duymadık. Haber de vermedi. Gideceğinden haberi yoktuysa nasıl haber versindi. Gideceğinden haberi vardıysa, yine haber vermezdi. Sadece selam verirdi, selam alırdı, hal hatır sorardı arada, iyi dinlerdi. Dinlerken, gidişini kurguluyor gibiydi. Bizden biri gibi davranmak için kendini zorladığı belliydi. Bizim günlük kaygılarımızı küçümsemiyordu, onun varoluşsal kaygılarını anlamamızı da beklemiyordu. Sorsan, kaygısızdı zaten. Her gülüşü birden ağlamaya, her ağlaması kahkahaya dönebilirdi. Ağlamak ile gülmek arasında fark yoktur, sinirden gülersin, ağlanacak haline gülersin, sevinç gözyaşları vardır. Gözyaşı, gökten gelen rahmettir. Kırmızı buğday ayrıldı sezinden. Emre Demir
30
31
32