5’TE
G L AN AK T ENER
9’DA
S NAY AK N
14’TE
AL
N ARMA AN LE V YON
Aras Kargo’nun BM çıkarması ■ Aras Kargo, BM’nin Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ne (WEPs) imza atan sektörünün ilk Türk firması oldu. Aras Kargo CEO’su Evrim Aras, hayatın her alanında kadın istihdamını artırmanın önemini POSTA212’ye anlattı. 9’DA
1’ E
YEMEK B Y C S
LARA ERBAY’ AN TAR FLER 14’TE NEW YORK’TA ETK NL KLER
Türk cerrah Amerika’da albüm çıkarıyor
■ İhtisas için ABD’ye geldi ve başarılı bir cerrah oldu. Gökhan Yılmaz, şimdi hem mesleğini hem de kendi müzik şirketi adına bir caz albümü çıkarmanın hazırlığında.
15’ E
N R AN Y BA O L LE L FE AN STYLE
Türk doktor mucize yaratıyor ’TE
■ Harvard’a bağlı Massachusetts General Hospital’da çalışan Prof. Dr. Hakan Ay ve ekibi, beyin hasarının azaltılabileceğini gösterdi.
5’TE
Polonya’nın Türk Yahudileri ■ Bir Yahudi mezhebi olan ve Tevrat’ı kabul eden tek Türk topluluğu Karaimlerin izine Polonya’da rastladık.
HAFTALIK ÜCRETSİZ
A M E R İ K A’ D A K İ
TÜRKLERİN
GAZETESİ
www.posta212.com • YIL 1 • SAYI 43
12 Mart 2014 Çarşamba
7’ E
8 MART
KADINLARIN KÜLLERİNDEN DOĞAN
New York’ta 8 Mart 1857’de bir patron, grev yapan kadın işçilerin bulunduğu binayı ateşe verdi. 140 kadın işçi öldü. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün dünü ve bugünü...
Central Park’ta bahar
Evden atılma kabusu
■ Amerika’da ekonomik kriz sonrası binlerce kişi, evlerinin Mortgage kredilerini ödeyemiyor. Bankalar ise evleri geri alıp borcu kapatmak yerine haciz işlemi yapmayı tercih ediyor.
16’DA
New York’ta sanat
■ Bu yaz dünyanın kalbi futbolun ‘din’ mertebesinde olduğu Brezilya’da atacak. Ama ekonomik kriz yüzünden çok zor günler geçiren Brezilyalılar, Dünya 11’ E Kupası harcamalarına isyan ediyor.
■ New York, Amory, Scope ve Volta gibi sanat fuarlarıyla oldukça yoğun bir hafta yaşıyor. Türk sanatçı Önürmen de ikinci sergisini C24’te açıyor.
11’ E
Oscar’da Türk sesi
12’ E
Brezilya ünya Kupası’na hiç A R E L
Fenerbahçe SA şampiyon oldu
8’ E
7’ E
emirkaya’nın San iego notları ■ POSTA212 muhabiri Demet Demirkaya Kaliforniya’da San Diego şehrinin ünlü plajlarındaydı.
1 ’TE
Pizza oburu Amerikalılar 2’ E
2’ E
■ Amerikalıların en çok sevdiği yiyeceğin başında pizza geliyor. Sağlığa zararlı yönleri de biliniyor ama buna rağmen devlet destekli kampanyalarla da tüketim artırılıyor.
Yaşam
12 Mart 2014 Çarşamba
Oscar’da Türk flütü
Los Angeles’ta geçen hafta yapılan 86’ncı Oscar törenlerinde, Oscar Senfoni Orkestrası’nda Türk flüt sanatçısı Burak Beşir de yer aldı. Beşir, geceyi “Muhteşem bir ortamdı” diye tarif etti LOS ANGELES - POSTA212
Belgesele yoğun ilgi (NEW YORK-AA)- Su sporu meraklıları ve sinemaseverlerin yoğun ilgi gösterdiği "The Current" adlı belgeselin galasında. en yoğun ilgiyi sörf yaparken uğradığı köpek balığı saldırısında sol kolunu kaybettikten sonra, pes etmeyip, sörf şampiyonu olmayı başaran Bethany Hamilton ile 2012 Londra Paralimpik Olimpiyatları şampiyonlarından yüzücü Mallory Weggemann gördü. Geceye eşi Adam Dirks ile katılan Hamilton, neşeli ve cana yakın tavırları ile herkesin sempatisini kazandı. Bethany Hamilton, 13 yaşında Hawaii'de sörf yaptığı sırada uğradığı köpekbalığı saldırısında sol kolunu kaybetmiş, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede uzun süre tedavi görmüştü. Tedavisi tamamlandıktan sonra yeniden sörf yapmaya başlayan Hamilton, katıldığı ikinci sörf yarışmasında birinci olmayı başarmıştı. Hamilton'un hayatı Türkçe'ye "Dalgalara Karşı" diye çevrilen Soul Surfer filmine konu olmuştu.
Fotoğraf festivali (LOS ANGELES POSTA-212) Türk sokak fotoğrafçılığını Los Angelesli sanatseverlerin beğenisine sunacak olan Los Angeles Fotoğraf Festivali (LAPF 2014) 11 Mart’ta gerçekleşecek. Günümüz trendi olan fotoğrafçılığı kullanarak, Türkiye’nin modern ve gelişmiş yüzünü, Los Angeles ve Türkiye’de dünya sanatseverleri ile buluşturmak, marka değerine uygunluk sağlayarak ses getirmek, imaj değeri yaratmak ve ayrıcalık yaratacak bir etkinlik oluşturmak amacıyla düzenlenen bu festival sayesinde amatör ve profesyonel anlamda fotoğrafçılık yapan sanatçılar eserlerini uluslararası platformda tanıtma imkanı sağlayacaklar. 15 bin kişinin ziyaret edeceği bir organizasyon, Los Angeles’ın Downtown bölgesinde sanatseverler ile buluşacak. Los Angeles Fotoğraf Festivali ile ilgili detaylı bilgi almak için www.losangelesphotofestival. org adresini ziyaret etmeniz yeterli.
T
üm dünyanın merakla beklediği 86. Oscar Ödül Törenleri geçen hafta ABD’nin Los Angeles kentinde yapıldı. Sinema sektörünün yanı sıra, moda ve sanat dünyasının da iple çektiği Oscar Töreni’nde bu yıl flüt sanatçısı Burak Beşir de yer aldı. ANIN PARÇASI OLDU Bu yılki Oscar törenlerinde ilk kez bir Türk flüt sanatçısı yer aldı. Lefkoşa doğumlu flüt sanatçısı Burak Beşir Oscar Senfoni Orkestrası’nda performans sergiledi. Berklee College of Music’den burs kazanmış sanatçı, Borusan Filarmoni Orkestrası, İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Berklee eğitimi sırasında Berklee Contem-
porary Symphony Orkestrası’nda ve Amerika’da büyük bir dinleyici kitlesi olan Video Oyunları Orkestrası’nda (Video Game Orchestra) da çalıyor.
ETKİNLİK BİR HAFTA SÜRDÜ En son Oscar Senfoni Orkestrası’nda performans sergileyen flüt sanatçısı Beşir, Oscar tecrübesini
Posta 212 muhabirine şu şekilde anlattı: “Bildiğiniz gibi Oscar Akademi Ödülleri Amerika’da önemli ve sadece ödül töreniyle de sınırlı değil, bir hafta süren bir etkinlik. Bu bağlamda, bu yıl ilk kez, ‘En İyi Film Müziği’ kategorisinde yarışacak filmlerin müzikleri Oscar Senfoni Orkestrası eşliğinde icra edildi. Ben de bu tarihi anın bir parçası olduğum için mutluyum. Konserde, Gravity (Steven Price), Her (William Butler–Owen Pallett), Philomena (Alexandra Desplat) , The Book Thief (John Williams) ve Savıng Mr. Banks (Thomas Newman) filmlerinin müzikleri icra edildi. Orkestrayı müziklerin bestecileri yönetti. John Williams gibi efsanevi bestecilerle çalışmaktan çok onur duydum.”
“MUHTEŞEM BİR ORTAMDI” Kariyerine Los Angeles’ta devam eden, solo konserlerinin yanı sıra, film ve dizi müzikleri sektöründe beste, aranje ve icracı olarak yer alan yetenekli müzisyen, müzik ağırlıklı ve Hollywood film ve müzik endüstrisinin ileri gelen besteci ve müzisyenlerinden oluşan Oscar Senfoni Orkestrası konseri için “Muhteşem bir ortamdı” dedi.
New York’ta sanat haftası New York, başta Amory olmak üzere Scope ve Volta gibi sanat fuarlarıyla yoğun bir hafta yaşıyor. Whitney Bienali 25 Mayıs’a kadar açık kalacak. Türk sanatçı Önürmen de New York’taki ikinci sergisini C24’te açıyor
NEW YORK - AA
A
BD'nin New York kenti, başta "Armory Sanat Fuarı" olmak üzere Scope ve Volta gibi diğer sanat etkinlikleriyle yoğun bir hafta geçiriyor. Hudson Nehri kıyısındaki 92 ve 94 numaralı iskelelerde 6 Mart'ta açılan ve 9 Mart'ta sona eren Amory Fuarı’na, ABD dahil 27 ülkeden 201 galeri katıldı. Gerek ABD'deki ekonomik kriz, gerekirse Londra merkezli Frieze Sanat Fuarı’nın New York'ta her yıl düzenli olarak gerçekleştirilmeye başlamasıyla önceki yıllardaki popülerliğini yitiren Armory Fuarı’na dünya genelinden David Zwirner, (New York, London), Pace (New York, Londra), Moeller Fine Art (Berlin, New
Finley'in küratörlüğünde 9 Mart günü açılıyor. Bienale, farklı sanat geçmişine sahip 75 kadın sanatçı katılıyor. Dünyanın en önemli galerileri arasında kendine yer bulan New York'ta çağdaş sanatın merkezi Chelsea'deki tek Türk galerisi C24’te, İrfan Önürmen'in eserleri sergileniyor. Önürmen’in bu New York'taki 2. Sergisi.
York), Marianne Boesky (New York); Galerie Thomas Schulte (Berlin), Peter Blum Galeri (New York), Lehman Maupinn New York) ve Allison Jacques Galeri (London) gibi dünyanın önemli galerileri katılıyor. ''Modern'' ve ''çağdaş" olarak ikiye ayrılan fuar, Philip Tinari'nin küratörlüğünde 30'dan fazla sanaçtı ve 17 galeriyle bu sene ülke olarak Çin'e odaklandı. Türkiye'den Pİ ve Dirimart adlı 2 Türk galerisi de Amory Sanat Fuarı'nın çağdaş sanat bölümünde yer aldı. Öte yandan büyük boyut-
lu seramiklerle büyük soyut ve figüratif resimlerin yer aldığı 2014 Whitney Bienali’nde, Sterling Ruby'nin büyük ritüelistik seramik kapları göze çarpıyor. Küratörlüğünü Stuart Corner, Anthony Elms ve Michele Grabner'in yaptığı bienalde 103 katılımcı bulunuyor. 7 Mart'ta açılan Whitney Bienali, 25 Mayıs tarihine kadar açık kalacak. HEPSİ KADIN SANATÇI Öte yandan Whitney Houston Bienali adında, tamamen kadın sanatçılara yer veren sanat etkinliği ise sanatçı Christine
KAT KAT TÜL Son dönem yapıtlarında, boya ve tuval yerine tülü seçen ve tülün şeffaflığını kullanan Önürmen, resimdeki alışılmış espas yaklaşımlardan daha farklı kavramları işlediği dikkati çekiyor. 1958 Bursa doğumlu olan sanatçı, malzeme olarak kat kat tül kullanarak eserlerine boyut katıyor. Galerinin en yüksek duvarında yer alan sanatçının en büyük ebatlı eseri, sosyal paylaşım sitesi Instagram'dan esinlenerek yaptığı 18 parça resimden oluşuyor. Amerikalıların sanata önyargısız yaklaştıklarını belirten Önürmen, Bursa'dan İstanbul'a gelerek Neş'e Erdok Galerisi’nde sanat eğitimine başladığını söyledi. Önürmen, eserlerinde insana ve topluma ait mesajları önceden medya üzerinden verdiğini ve daha sonra internet üzerinden işlerini ürettiğini açıkladı.
Twenty7 Türk müzik grubundan konser (LOS ANGELES - AA) Los Angeles'ta yaşayan ve bir çok başarılı konserlere imza atan ve Gripin'in ABD
San Francisco'yu Gripin Coşturdu (LOS ANGELES - AA) Bir haftayı aşkın ABD turnesinde olan ünlü müzik grubu Gripin yüzlerce kişinin katılımıyla San Francisco'da Türk hayanlarına ve Amerikalı'lara konser verdi.
turnesinde aynı sahneyi paylaşan Türk müzik grubu Twenty7 San Francisco'da coşkulu kalabalığa konser verdi.
Toplum Yaşam
12 Mart 2014 Çarşamba
ehrin eğlence anlayışını değiştirdi New York’ta yaşayan Türk akan Albal, müzik kariyerini ve hakkında merak ettiklerimizi POSTA212 okuyucuları ile paylaştı NEW YORK - POSTA212
Türk cerrahın CAZ albümü
İ
stanbul’daki Stüdyo 54 adlı kulüp ile 1984’te müzik hayatına başlayan Hakan Albal, ilk iki sene “light jockey” olarak çalıştı. Bu tecrübesinin DJ’lik mesleğini konsept olarak anlamasına çok yardımcı olduğunu söyleyen Albal, Türkiye’nin en prestijli gece kulüplerinde bir süre çalıştıktan sonra New York’a yerleşmeye karar verdi. DJ Hakan Albal, hikayesinin devamını şöyle anlatıyor: “İlk bir kaç sene hayat kurma mücadelesi ile geçtikten sonra New York’ta İstanbul’daki
Tıp fakültesini bitirip ihtisas yapmak için Amerika’ya gelen ve başarılı bir cerrah olan Gökhan Yılmaz, şimdi hem doktorluk yapıyor hem de kendi müzik şirketi adına bir caz albümü çıkardı SERKAN KALFA NEW YORK - POSTA212
T
ürkiye’de tıp eğitimi aldı, burs kazanıp ihtisas yapmak için Amerika’ya geldi ve yerleşti. imdi hem doktorluk yapıyor hem de gönül verdiği caz uğruna müzik şirketi kurdu. Doktora eğitimi için uzun zaman önce eşiyle Ankara’dan Amerika’ya gelen, tıp fakültesi mezunu ve kendi albümünü çıkarmak için şirket kuracak kadar müziğe aşık 40 yaşında çılgın bir adam Gökhan Yılmaz. Rutgers niversitesi’nde cerrahi bölümünde profesör asistanı olan Gökhan, eşi, 7 yaşındaki oğlu ve kedisiyle birlikte pper West Side’da içi küçük yüreği büyük bir evde yaşıyor. Geçtiğimiz günlerde kapılarını bizim için açtı ve bizimle elektrogitar sevdasından Zeki Müren plaklarına, kurduğu müzik şirketinden bilim kurgu kitap tutkusuna kadar her şeyi paylaştı. ■ Amerika’ya gelişini biraz anlatır mısın Eşimle beraber 2003 yılında ihtisas için geldik. Ankara Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Hacettepe Tıp Fakültesi’nde uzmanlığa başlamıştım. O yıllarda Louisiana State niversitesi mikrodolaşım konusunda çok cazip bir merkezdi ve açıkçası yurtdışında eğitimimi tamamlamak istiyordum. Orada doktoraya başvurdum ve tam burslu olarak kabul edildim. Daha sonrasında ise Columbia niversitesi’nde bağışıklık sistemi üzerinde çalıştım. u anda da Rutgers niversitesi’ndeyim. ■ Peki müzik hayatın nasıl başladı Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nden mezun oldum. Müzik açısından olağanüstü bir okuldu. Örneğin okulda klasik gitar seçmeli ders olarak okutuluyordu. Bunun yanında üst dönemlerde Avrupa’da ödüller alan koromuz, 5-10 pop rock müzik yapan grup, çok iyi olmasa da birkaç enstrümanı olan bir müzik odamız vardı. Okulumuzda yarışmalara katılan bir de orkestrası bulunuyordu. Ben de orkestraya girebilmek için kendi kendime elektrogitar çalışmaya başlamıştım. Okul orkestrasına seçildim ve yarışmalarda ödüller aldık. Ayrıca o yıllarda elektrogitar gibi çok lüks sayılabilecek bir enstrümanı fedakarlıkla alan an-
nem ve babamın da bana çok desteği oldu. ALBÜM ITUNES’DA 3. OLDU ■ Sketches Scripts’ adli bir albümün var. Bu albüm nasıl doğdu Türkiye’de asistanlık yaptığım sırada Basçı Koray Ergünay ve Davulcu Arda Baykurt’la ‘Retrofusion’ isimli bir grupla daha çok caz doğaçlamaya dayalı bir grup kurduk. Daha sonra davulcu Gürcan Konanç, basçı Koray Ergünay’la bir bas-davul-gitar üçlüsü kurduk ve bu grupla 2000 yılında bir albüm kaydı yaptık ama basılmadı. Amerika’ya yerleştikten sonra teknolojinin de gelişmesiyle birlikte bestelerimi evde kendim kaydetmeye başladım. Geçtiğimiz aralık ayında elektrogitar bestelerinden oluşan ilk albümüm “Sketches Scripts”i çıkardım. Albüm beklediğimden daha çok ilgi gördü diyebilirim. zunca bir süre Türkiye ITunes Jazz listelerinde ilk 100’de kaldı, hatta bir ara 3. oldu. ■ Albüm Mireille Music’ten çıktı ve bu şirketin aslında ortağısın. Bu nasıl oldu Araştırdım ve albüm çıkarmanın kolay bir şey olmadığını öğrendim. Baktım bir şirketle anlaşmak için çok uğraşmam gerekecek, kompozitör ve tasarımcı Emin Güven’le birlikte kendi şirketimiz olan Mireille Music’i kurmaya karar verdik. Daha kolay oldu. Amacımız özellikle amatör bir ruhla, ticari kaygı gözetmeden, güzel ve özgün müzik yapan sanatçıların eserlerini dünya ile buluşturmak. Anlayacağınız şu anda müzikle yapımcı olarak da ilgileniyorum. ■ Yeni albüm çalışmaları olacak mı Büyük olasılıkla evet. “Sketches Scripts” in çıkması benim için çok önemliydi, Bazı şeyleri geride bırakıp yeni şeyler yapmak için bir fırsat gibi algılıyorum. Eğer müzikle ilgili heyecanımı kaybetmezsem yeni bir albüm, hatta müzisyen dostlarımla ortak albümler çıkabilir. ■ Farklı bir müzik tarzın var. Müziğini nasıl anlatırsın Müziğim elektrogitar müziği, çok kişisel ve kendi kendinin sesini ve tarzını yaratmak zorunda olan bir müzik. Bunun nedeni benim müzik yazmaktaki ve bir enstrüman olarak elektrogi-
■ Ev küçük ama yüzlerce kitap ve albüm var. Neler okumayı seversin Her türden okuduğum yazarlar ve kitaplar var ama en çok bilim kurgu kitapları okumayı severim. Eskiden ‘Baskan” yayınları vardı sadece bilim kurgu kitapları çıkartırdı. Onları okuyarak başladım. Yıllar içinde kayboldu tabii onlar. Daha sonra sahaflardan bütün seriyi topladım ve hepsini okudum. Ama maalesef Amerika’ya gelirken koleksiyonumun çoğunu Türkiye’de bıraktım. Burda da şu an bir sürü eser var fakat binlerce kitap, albüm, plak orda kaldı. Hala özlediğim kitaplarım oluyor ara ara. SEVEREK YAPIYORUM ■ ok yoğun bir iş hayatın, müzik aşkın, bir ailen var ve New York’ta yaşıyorsun. epsini bir arada nasıl yürütüyorsun Eğer hayatınızdaki her şeyi severek yapıyorsanız hiç zor olmuyor. Eşim Çiğdem, dünya tatlısıdır. Adanalı. Harika yemek yapar ve en iyi arkadaşım şu hayattaki. Oğlum Adar 7 yaşında. Çok afacan bir çocuk, bana çekmiş biraz. Müzikle arası da çok iyi. Çok güzel gitar çalıyor o da. Bulduğu kuru, taze bütün çiçekleri yemekten hoşlanan bir de kedimiz var. Dediğim gibi hayatınızda yaptığınız her şeyi seviyorsanız hiçbir şey zor olarak gelmiyor. Biz her günümüzden keyif almayı seçenlerdeniz. Gökhan Yılmaz’ın bir duyurusu da var. Kendi müzik eserleri olan ve bu eserleri dinleyicilere albüm olarak ya da ITunes, Amazon gibi marketlerden ulaştırmak isteyen müzisyenleri “Mireille Music”le iletişime geçmeye davet ediyor. İletişim için info mireillemusic.com
PARÇALARI HER YERDE ÇALIYOR İlk olarak New York’taki Mad 28 isimli Lounge’in açılışını yaptıklarını anlatan Albal, sonradan Catwalk, Chinoserie, Merchants şehrin en popüler mekanlarında 5 sene boyunca performans sergiledi. İKİ ŞARKISI PİYASADA Bu yıl Manhattan’daki School of Audio Engineering’de Electronic Music Production dersleri alan Türk DJ, “Selam” ve “Hilal and The Ottoman” isimli iki şarkı piyasaya sürdü. Japonya, Endonezya, Hindistan, ile, Meksika , İsrail ve Yunanistan’da çok popüler olan “Hilal and The Ottoman”, Jango adında bir internet radyosu tarafından hala an çalınıp promosyon edilmekte.
tardaki teknik yetersizliklerim. Elektrogitar henüz evrimini tamamlamamış, doğrusu yanlışı olmayan bir enstrüman bana göre. Bu bir anlamda belirli bir tarza ya da tavra saplanmama özgürlüğü de veriyor bana. Genel olarak müziğimi bu çerçevede şekillenen bir kişisel deneyim olarak anlatmaya çalışıyorum. Öte yandan müziğin aşk gibi bir şey olduğuna inanıyorum. Görebildiğimiz, bilimsel olarak ölçebildiğimiz ve hesaplayabildiğimizin ötesinde bir şeylerin varlığıyla ilgili gibi geliyor bana müzik. ZEKİ MÜREN HAYRANIYIM ■ Evinde çok eski bir pikap var. Sen de eskilerden vaz geçemeyenlerden misin Pikaptan çıkan sese hayranım. Çok derin ve çok doyurucu. Dijital ortamdaki kayıtlara benzemiyorlar. Sinema gibi. O alanda da hiç bir teknolojik cihaz sinemadaki görüntü kalitesini hala yakalayamadı. Birçok plağım var. Zeki Müren plağım var mesela. Zeki Müren büyük bir ustaymış. Sesinin tonu çok güzel, kendine has inanılmaz bir rengi var. İşin daha da ilginç yanı o plağı burada New York’ta sokak satıcısında buldum. Tamburi Cemil Bey’in müziklerini de yine burada buldum. New York bu yüzden harika bir şehir. Aradığınız her şey bir anda karşınıza çıkabiliyor.
gibi bir eğlence hayatının olmadığını görüp, bu sektöre bir katkıda bulunabileceğime inandım. Çünkü o zamanlarda kebapçı veya Türk restoranlarında ağızında sigara ile gitar ya da klavye çalan düğün salonu tarzında eğlence anlayışı ile insanların vakit geçirdiklerine şahit oldum. Club 29 gibi bir yerden gelen biri olarak New York’a bunu yakıştıramadım ve böylece bir mücadele başladı.”
Hakan Albay
HAVAYI DEĞİŞTİRİYOR New York performanslarında Türkçe müziği bir yere kadar çaldığını söyleyen DJ, bu durumu şöyle açıklıyor “Ortada halay
yada masa üstüne çıkanlar olduğu zaman havayı değiştirmek zorunda kalıyorum. Genelde dans edilebilecek popüler Türkçe şarkıları bugün piyasadaki “main stream” dediğimiz en çok çalınanlar ile mix yapıyorum. Sonra da Latin, Yunanca, Arapça gibi global müziklerle süsleyerek geceye etnik fakat kalitesi yüksek bir hava yaratıyorum. Türkiye’de ya da Türk eğlencesi yapmadığım New York mekanlarında da deep house, minimal house, nu disco, tech house çalıyorum. Her iki tarzın da kendine ait güzellikleri var. Ama tarzı belirleyen zaman mekan ve içerideki ya da etraftaki müşteri oluyor.” GELECEK PROJESİ Önümüzdeki yaz sezonun Bodrum’da geçireceği için, gelecek sene New York’ta eğlence organizelerine tekrar devam etmek istediğini belirten DJ Hakan Albal, hayalini kurduğu bir projeyi Posta212 okuyucuları ile paylaşıyor “Bir hayalim var: Türkiye’deki bir çok yetenekli disc jockey arkadaşımı burada bir müzik şirketi altında toplayıp benim kullandığım tanıtım kanalları ile uluslararası tanıtımını yapabilmek. Proje olarak gerçekleşir mi Zaman gösterecek.” Dj Hakan Albal’ı ve çalışmalarını Facebook’ta kurduğu “DJ Hakan ALBAL Buddhakan” adlı fan sayfasından takip edebilir, soundcloud. com dj-hakan-albal adresinden sanatçının mix müziklerini dinleyebilirsiniz.
Toplum Yaşam
12 Mart 2014 Çarşamba
İkinci Amerika macerası
Bu biraz farklı bir hikaye. Amerika’ya gidince değil asıl döndüğünde adaptasyon zorluğu yaşamış. imdi Türkiye’de kanser tedavisi görüyor. Ama yaşama sıkı sıkıya bağlı ve kızıyla tekrar AB ’ye gitmeye hazırlanıyor “Benim pilim bitti, gel” dedi. Biz 5 kardeşiz, babam hepsini Amerika’da okuttuğu için mecbur kaldım döndüm. 1987 yılında döndüm, hemen askere gittim. Amerika’ya dönerim diye düşünüyordum ama babamın sağlık sorunları başladı. Ailenin en büyüğü ben olduğum için yapacak bir şey yok kaldım.
FİGEN ONUR İSTANBUL-POSTA212
A
li zunhasan’ın Amerika’daki macerası yarım kalmış. Lise ve üniversiteyi okumuş, tam Amerika’da iş hayatına atılacağı zaman babası “Dön, aileyi toparla” demiş. Çünkü o sırada 3 kardeşi daha Amerika’da okuyor, diğeri de gelmeye hazırlanıyormuş. Amerika’ya gittiğinde değil asıl Türkiye’ye döndüğünde adapte sorunu yaşamış. Amerika’yla bağını hiç koparmamış, sık sık gidip geliyor. imdi kanser tedavisi görüyor ama inanın hayata hepimizden daha fazla bağlı. niversiteyi ABD’de okumak adeta aile geleneği haline gelmiş, küçük kızı liseden mezun olunca kızıyla beraber Amerika’ya gelecek. Ali zunhasan Amerika günlerini Posta212’ye anlattı. ■ Amerika’ya nasıl gittiniz Ben liseye yeni başlamıştım. O zamanlar sağ sol olayları vardı. Rahmetli babam “Seni Los Angeles’a göndereceğim, orada okuyacaksın” dedi. Orada teyzemin oğlu yaşıyordu. “Tamam” dedim. 1979 yılı başıydı Amerika’ya gittim. Kaliforniya’daki Arcadia High School’a yazıldım ve yeni bir hayata başladım. ■ or olmadı mı o yaşta İlk üç ay evet. Adaptasyon süreci yaşadım, esasında zor oldu tabii. Ama sonra alıştım. Hatta teyzemin
oğlunun yanından ayrılıp kendim yaşamaya başladım sonra. Lise bana Türkiye’den çok daha kolay ve basit geldi. Burada 13 ders alırken orada 4-5 ders vardı. Çocuk oyuncağı gibi geliyor. Mecburi derslerin yanısıra seçmeli dersler vardı. Mesela ben marangozluk seçmiştim. Bir yandan da ticarete ve girişimciliğe alıştırıyorlar, teşvik ediyorlar. Derste yaptıklarımı “Git birilerine sat” diyorlardı. Liseyi bitirdim sonra üniversiteye gitmeye karar verdim. Ailem o sırada dedi ki” Baban hasta, iki yıllık üniversiteye git. Bir şey olursa geri dönersin, yoksa devam edersin”. Ben de Pasadena City College’e yazıldım. Bitirince California niversitesi’ne başvurdum, kabul ettiler. Oraya gitmeye başladım. E tabii üniversite
günleri güzeldi, eğlenceliydi. O sırada kız kardeşim Robert kolejinden mezun oldu, Amerika’da okumak için burs kazandı. Ohio’da üniversiteye gidecek, bana sen de gel başvur, notların iyi dedi. Aslında Los Angeles’ı bırakıp Ohio’ya gitmeye hiç niyetim yoktu ama babam boşu boşuna para vermeyelim burs kazanırsan dedi. Başvurdum kazandım ve Ohio’ya taşındım. College of Wooster Ekonomi bölümünden mezun oldum. ■ Neden kalmadınız Tabii öğrenciliğim sırasında benzincide çalıştım, pizza dağıttım. Hatta yükselmiştim saatine 5 dolar alıyordum. Okul bitince kalıp çalışmak, orada yaşamak istedim ama babam
■ Ne iş yaptınız Babam sürekli arsa alırdı, elindeki bütün paraları hep arsaya yatırırdı. Ben de arsalara ev yapıp sattım. Ben aslında inşaat mühendisi olmak istiyordum babam gibi ama o bana ekonomi oku dedi. Sonra bak ben yine istediğim işi yaptım. Enteresan olan küçük kardeşime inşaat mühendisliği okuttu ama o sevmedi, yapmak istemedi ve ticarete atıldı. Amerika’da kalsaydı çok güzel işlere imza atardı, bütün belgelerini almıştı başarılı bir öğrenciydi. Bir de şöyle bir şey var, biz buraya geri döndüğümüzde buraya adapte olamadık. Apayrı dünyalar. Mesela Amerika’da bütün belgelerin, planların hazırsa inşaat izinlerini alıp hemen başlarsın. Burada süründürüyorlar.
KAYINPEDERİNİ KURTARDI
O arada eşimin bababası 95 krizinde iflas etti. Ona yardım edeyim bari dedim. Hiçbir şey anlamıyordum. Tüp gazların tepesini yapıyorlar. Ama iptidai usulle yapıyorlardı, elle lehim yapılıyordu. Başladım araştırmaya. Sonra sanayi mahal-
lesinde bir adam buldum. Her türlü makinayı yapıyordu. Ona tarif ettim, bana böyle bir makine yapar mısın dedim. Yaptı. Sonra diğer tüp üreticileri de kullanmaya başladı. Eskiden tüpler elle yapıldığı için patlıyordu, zaten o dönemden sonra bu sorun ortadan kalktı. Fabrika para kazanmaya başladı, kayınpeder tekrar fabrikanın başına geçti, o işi bıraktım. Yine inşaat işlerine devam ettim. ■ Restoran ne alaka Aslında arkadaşlarla gidip eğleneceğimiz bizim olan bir mekan olsun istedik. Rodeo’yu açma nedenimiz bu. Ama sonra diğer iki ortağım vaz geçti, bana kaldı. Bütün mutfak malzemelerini, makinalarını Amerika’dan getirdim. Ama inşaat işlerim de bir yandan devam ediyor. ■ Amerika’ya dönme planınız var Evet kızım liseyi bitirince üniversiteyi Amerika’da okuyacak. Eşimle ayrıldıktan sonra kızımla ben ilgilendim, okula kursa hep ben götürüp getirdim. Zaten beraber oturuyoruz. Onu yalnız bırakmak istemiyorum. Kızım milli binici, bir ara antremanlarını ben yaptırıyordum. Yarışmalarını kaçırmam, hep yanında olurum. 3 yıl sonra Amerika’ya gideceğiz kızımla beraber. Eh zaten artık emeklilik yaşım geldi, ama ben boş durmam mutlaka orada da bir şeyler yaparım.
Faruk K. New York’ta sevenlerini coşturdu Türk Pop müziğin sevilen ismi Faruk K, geçtimiz günlerde piyasaya çıkardığı Aşık’ isimli yeni single albümü ile sessizliğini bozdu
EREN ABDULLAHOĞLU NEW YORK-USA SABAH
T
ürk Pop müziğin sevilen ismi Faruk K, geçtimiz günlerde piyasaya çıkardığı “Aşık’’ isimli yeni single albümü ile sessizliğini bozdu. Söz ve bestesi kendisine ait
olan “Aşık”ı müzik piyasasına süren popçu Faruk K, single albümün ilk konserini önceki gün New York’ta verdi. New York Soho’da bulunan Babylon adlı mekanda Türk hayranlarıyla buluşan genç popçu Faruk K. sevenlerine unutulmaz bir gece yaşattı. Muhteşem sahne performansı ile sevenlerini geç
saatlere kadar coşturan Faruk K. New York’ta yaşayan Türk gurbetçilerle buluşmanın sevincini yaşarken, mekanın sahibi. Ali Rıza Doğan ve Mehmet Akçetin, “New York’taki aşırı soğuğa karşı yerli ve yabancı müşterilerimizi yeni mekanımızda Faruk K’nın şarkıları ile inanılmaz bir gece yaşattık. Faruk’a New York Gpsy grubunun başarılı orkestra şefi piyanist Bülent Kayabaş ve ekibi eşlik etti” dedi. Faruk K, geçtiğimiz ay sevgililer gününde çektiği ‘’Aşık’’ isimli şarkısına yaptığı klip de Türkiye’de en çok izlenenler arasında yer aldı. Bu sevincini New York’ta sevenleri ile paylaşan Faruk K. sahnede sevenlerine “ u an beni sizlere buluşturan Ali Baba ve Mehmet Bey’e çok teşekkür ederim, burada olmaktan gerçekten çok gurur duyuyorum” dedi. Sanatçı New York’a ilk gelişini ise şöyle açıkladı, “New York’u çok beğendim, kışın aşırı soğuk olmasına rağmen yine de muhteşem bir yer. New York o kadar büyük bir şehir ki, kısa bir ziyaret dahi olsa büyük elma’yı gerçekten tanımak mümkün değil. New York’a tekrar geleceğim ve daha uzun süre kalacağım.
Toplum Yaşam
12 Mart 2014 Çarşamba
Beyni onaran Türk
PSİKOLOG
Gülhan Akşit Şener glhan07@hotmail.com
AH ANNE - BABALAR !
Amerika’daki Türk doktorlardan Hakan Ay ve ekibi, beynin hasar görmesi durumunda ölen ve geri gelmesi mümkün olmayan hücrelerin onarılmasını sağlayan çok önemli bir buluşa imza attılar ESRA ÖZ
Prof. Dr. Hakan Ay Kimdir?
ANKARA - POSTA212
A
merican Heart Association tarafından yapılan basın bildirisi ile duyurulan yeni bir çalışmaya imza atan Harvard niversitesi’ne bağlı Massachusetts General Hospital’da çalışan Prof. Dr. Hakan Ay ve ekibi, beyin hasarının azaltılabileceğini gösterdiler.
BEYİN DAMAR TIKANIKLARI Beyin kansız kalmaya karşı en dayanıksız organdır. Beyinde kan akımı herhangi bir nedenle kesildiğinde dakikada 1.9 milyon beyin hücresi geri gelmeyecek şekilde kaybedilir. Beyin damar tıkanıklıkları günümüzde ölüm ve uzun dönem sakatlığın en önde gelen nedenlerinden biridir. Son 20 yılda beyin damar tıkanıklıklarına bağlı, beyin hasarını önlemek için çok sayıda araştırma yapılmış ancak henüz etkin bir tedavi yöntemi bulunamamıştır. Başarısızlığın en önemli nedenlerinden biri, damar yolu ile verilen ilaçların damarın tıkalı olması nedeniyle kansız kalmış olan bölgeye ulaşmasının ve bu bölgede yeterli miktara erişmesinin müm-
Prof. Dr.Hakan Ay, Harvard niversitesi’ne bağlı Massachusetts General Hospital de 1996 yılından bu yana hem Nöroloji hem de Radyoloji Anabilim Dalların’da Associate Professor olarak çalışıyor. Nöroloji alanında birçok önemli kavram ve buluşa imza atan Dr. Ay, 100’ün üzerinde önemli tıp dergilerinde basılmış makalesi ve kitabı ve çok sayıda bilimsel ödülü de bulunuyor.
kün olmamasıdır.
ELEKTRİK VERİLECEK Acaba insan vücudunda damar tıkanıklığı durumunda beyni korumaya yönelik dahili bir sistem var mıdır Harvard niversitesi’ne bağlı Massachusetts General Hospital’da çalışan Prof. Dr. Hakan Ay ve ekibi böyle bir dahili sistemin varlığına dair ilk bulgulara ulaşmışlar. Prof. Dr. Ay ve ekibi, bey-
nin her noktasına damarlardan bağımsız olarak ulaşan bir sinir ağının olduğunu ve bu yapının vücut dışarısındaki çeşitli noktalardan elektrik verilerek uyarılması sonucu beyin hasarının azaltılabileceğini gösterdiler. Ekibin deney hayvanlarında yaptığı çalışmaların sonuçları geçtiğimiz hafta Amerika’nın San Diego kentinde yapılan luslararası Beyin Damar Hastalıkları Konfe-
ransı’nda Amerikan Heart Association tarafından özel bir basın bildirisi ile ilan edildi.
EVDE TEDAVİ Prof. Dr. Ay, “Dışarıdan ilaç vermeksizin, beyinin dahili sistemlerini harekete geçirerek inme gibi ölümcül bir hastalığa karşı beynin direncini artırılması tamamen yeni bir konsepttir. İnsanlarda etkinliği gösterildiği takdirde, bu te-
davi yönteminin hasta daha evde veya ambulansta iken uygulanabilir bir yöntem olması erken müdahale imkanı sağlayacak ve damar tıkanıklığına bağlı beyin dokusu kaybını önemli oranda azaltacaktır” diyor.
EPİLEPSİ VE DEPRESYON Prof. Dr. Ay, ayrıca şu bilgileri verdi: “Vagus sinir stimulasyonu (VNS) 20 yıldır insanlarda ilaca dirençli epilepsi ve depresyon tedavisinde FDA onaylı olarak kullanılmaktadır. Bu yöntem epilepsi ve depresyon tedavisinde implantable bir cihaz yardımı ile uygulanmaktadır. Yani boyun cerrahi olarak açılmakta, sinir ortaya çıkarılmakta, sinirin üzerine uyarıcı elekrotlar yerleştirilmekte ve bu elektrotların bağlı olduğu yaklaşık 5-6 cm çapında bir pil göğüs derisi altına konarak yapılmaktadır. VNS su ana kadar yüz binlerce hastada başarı ile uygulanmıştır. Epilepsi ve depresyonda elektriksel uyarı her 5 dakikada bir hayat boyu verilir. Tedavinin ciddi bir yan etkisi yoktur.Bizim grubumuz bu tedavinin beyin damar tıkanıklıklarında da faydalı olabileceğini ilk öne süren ve bunun mekanizmalarını son 10 yıl içerisinde detaylı bir şekilde çalışan ilk grup olmuştur.
Ne yediğini bileceksin Amerikan Gıda ve laç airesi, gıda ürünlerinin üzerine yerleştirilen içindeki maddeler’ bölümünü yeniden düzenliyor. Bu düzenlemeyle, tükettiğimiz gıdanın ne kadar kalori verdiğini ve içindeki şeker miktarı ile kullanılan yağın türünü de öğrenmiş olacağız NEW YORK - POSTA212
B
ir şey yemeden önce kutunun içindekiler kısmına ve besin değeri tablosuna bakanlardansanız, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) sizi yakından ilgilendiren bir değişime gitmek üzere. FDA, 20 yıl kadar önce ürünlerin üzerine yerleştirmeye başladığı besin değerleri tablolarını yenilemeye karar verdi. 1993 yılında başlanan besin değerleri tablosu uygulaması, tüketicilerin hayatında önemli değişimler başlattı. Herkesin beslenme alışkanlığını yeniden gözden geçirmesini sağlayan uygulama, obeziteyle savaşma konusunda çok da başarılı olamamıştı. Yapılan son araştırmalara göre 5’e düşen obezite yaşı, sağlıklı bir toplum yaratma konusunda endişeleri olan FDA’yı harekete geçirdi.
KALP KRİZİNE ENGEL Önümüzdeki günlerden itibaren tükettiğimiz gıdaların üstünde yer alan beslenme değeri tabloları (Nutrition Facts) rötuşlanarak daha kolay anlaşılır hale getirilecek.
Yapılacak olan bu değişimlerle tüketicilerin daha dikkatli olacağına inanan yetkililer, artan kalp krizi, şeker hastalığı ve kanser gibi problemlerin de azalacağına inanıyor. Amaçlarının ülke ekonomisi için büyük yük olan sağlık sorunlarının bir nebze olsun önüne geçmek olduğunu söyleyen kurum, insanların ne yedikleri konusunda çok dikkatli olmaları gerektiğini de vurguluyor. En büyük değişimin üründeki kalori miktarı bölümünde olacağını belirten FDA, daha büyük ve daha kalın fontlar kullanarak insanların ilgisini çekmeyi planlıyor. İkinci olarak da ‘şeker ilavesi’ kısmının da tabloya ekleneceğini söyleyen yetkililer, alınan kalorinin yüzde kaçının yağdan geldiği kısmını kaldırmaya karar verdi. Alınan yağ tipinin, yağın yüzdesinden daha önemli olduğunu belirten kurum, bu sebeple doymuş ve trans yağ kısmının olduğu gibi bırakacaklarını bildirdi. Ayrıca Michelle Obama yaptığı basın açıklamasında, ”Her gün yerel marketlerden alışveriş yapan bir ebeveyn ve tüketici olarak, raftan aldığınız bir ürünün ‘sağlığımız için iyi midir’ sorusunu hemen cevaplaması gerekiyordu. O halde yapılan bu yenilik tüm ülkede büyük bir değişimi başlatacak” diye konuştu.
Akıllı ol ! Kimseye muhtaç olma ! Hele kocana asla muhtaç olma ! “Kend” paranı kazan ! Kimsenin zulmü altında yaşama ! Paranı sakla, hatta kocana ne kadar kazandığını söyleme ! Kendini ezdirme ! Kendi jenarasyonumdaki hanımlara “akıllı” ol talimatı ya da tavsiyesiyle büyütüldüğümüzü tekrar hatırlatmak istedim. Bu tavsiyelerde sakıncalı bir durum var diyemem ama yok da diyemem. Geçen hafta boşanmış erkeklerden bahsetmiştik. Tükenen “ erkek” tabiatını arıyordu. Bu hafta kariyerlerinin tepe noktasındaki, kendi kendinin efendisi, çocuklu, “kendi tercihiyle” yani aşkıyla evlenen kadın, ne oluyor da boşanıyor diye deşmek istiyorum. Günümüzde ötelenmiş ve önemsizleşmiş bir olgu oldu BOŞANMAK.... Oysa, Montaj - Dublaj uzmanı olduğumuz bu günlerde, ekonomi ve iktidar kadar “acil “ durum tesbiti yapılması gereken durumlardan birisi bana göre. Boşanmış anne-babaya sahip cocukların oranının hızla yükseldiği günümüzde, “eksik kalan” neyimiz varsa tekrar tekrar yazmak ve sizi sıkmak istiyorum. Aile ortamının dışında yetişen nesil oranı arttıkça, bizleri neler bekliyor? biraz içimiz acısın istiyorum... Gayrisafi milli hasılası yükselmiş bir ekonomiyi teslim edeceğimiz bu çocukları acaba nasıl bir yaşam bekliyor, ve de, Henüz boşanmamış olsanız da, yaşamın her şeye gebe olduğunu bilseniz de, bir daha düşünün istiyorum... ANNE-BABA TAVSİYELERİ Hem fikir olduğumuz şey, anne-babaların evlatlarının mutsuz olmasını istemediğidir elbet. Başlıkta, Ah ! anne-babalar derken, burada ki “ah” biraz hayıflanmadan ibaret. Kantarın topuzunun kaçmasıyla ilgili yapılan sitem yanlızca... Yetişirken, gelişirken, kadın olurken yanlızca “akıllı ol” talimatının ve tavsiyesinin yeterli gelmediği iddiasındayım. Kimse kusura bakmasın ama, Psikodinamik yaklaşımcı birisi olarak, tam da burada, anne-babalara veryansın etme yeridir.... Psikoloji’de çok önemli şu bilgiyi çok severim : çocuğunuza ne söylediğinizden çok, onun ne anladığı önemlidir. Çocuk, coğu zaman verilen talimatları kafasında tutar, süzgeçten geçirmeden eyleme sokar. Onun için, ebeveynin sıklıkla söyledikleri doğrudur ve harekete geçirilmelidir...Oysa, çocuk beyni bir değil bir çok talimatı aklında tutabilir ve de yerine getirebilir. Yabancı dil öğrenmek gibi. Sadece Türkçe konuşan çocuklarımız, aslında 5 dili daha konuşabilecek seviyeye sahiptiler. Çocuk beyni, binlerce hektarlık ekilmeyi bekleyen tarladır ve de 350 yıl aralıksız “film” çekebilen kapasiteye sahiptir... Gelelim sorunun nerede olduğuna... Üzgünüm ki, çocuğun ekilmeyi bekleyen beynine yapılan şudur ; özellikle de ruhuna ve kişiliğine uygun evlilik yaşayamayan anne-babaların bilinçsizce yaptığı. Mutluluğun tek şartının “akıllı” olmakla ve yanlızca iyi bir meslek sahibi olarak elde edilebileceği yanılgısıdır. Mutluluğun resmi “Abidin” tarafından bile çizilememişken, bu fütursuz cüretin hasatı ortada.. Herkes diplomalı ve paralı. Allahtan kadınlar arasıra doğurdu da, dünyanın dengesi alt üst olmadı diye seviniyorum. Ama bu neslin çocukları, “single mother-single father”lı yeni bir model içerisinde var olmaya çabalıyorlar. Sorun çıkmadan asla araştırma yapmayan Amerika, son 50 yıldır ciddi sıkıntı içerisinde. Hatta yeni bir meslek bile doğdu... Aile terapisi... Üstelik doktora-post doktora programları yayıldı ülkenin her yerine... Acil bir çözüm aranıyor boşanmalara... Sebep maalesef şu : Ergenlikteki çocukların intihar oranlarındaki artış. Oysa, dünyada 65 yaş ve üstünün intihar ettiği tek ülkeydi burası. Şimdi, ergenlerde de oran yükseldi… İntihar oranının bu yaşta artmasının cevabı aranıyor. Düşünebiliyor munuz, yeni neslin yüzde 50 sinin olduğunu. Sebepler arasında da, en önemli faktörlerden birisi BOŞANMA çıkıyor.. Boşanmış anne-baba çocuklarının, yaşadığı “kaygı” gün gelip, başka kaygılarla çoğalıyor ve işin içinden çıkamayan çocuk, kendince çözüm arıyor.... Sanırım, çocuğu olmayan ya da evlenmemiş arkadaşlar şu an kendilerini iyi ve şanslı hissetti. Kendini iyi hissetmeyenler için, tekrar etmekte yarar görüyorum, siz boşanırken, çocuğunuza ne söylediğiniz değil çocuğun ne anladığı önemli... Ben, çocuğun “ne anladığı” kısmının ölçülebildiğine de inanmıyorum. Çocuk, gizli bir kutu.. İçinde ne olduğunu anlamak için, büyümesini beklemek gerekiyor… Her türlü sürprize hazırlıklı olmak gerek… Ayrıca hiç bir uzman şu konuda da iddia etmemeli, “çocuğun boşanma sonrası travması, “kesin” psikoterapiyle halledilir”. Evet, biz terapistler bunu yapıyoruz..Başka çözüm yolu olmadığı için. Ancak, kesin çözüm olmadığını biliyoruz… Sonucu merak edenler, çocuğun büyümesini bekleyecekler... Özellikle ergenliğini… KANTARIN TOPUZU NASIL KAÇTI Peki ne yapılmalı ? Mutlu olmanın yanlızca “akılla” olmayacağını, karşı cinsle tam olmanın yaradışsal bir gerçeklik ve ihtiyaç olduğu idrakını nasıl vereceğiz çocuklarımıza… Biz biliyor muyuz ki “dünyada maddi-manevi var olan her şeyin ancak ve ancak “denge” içerisinde var olduğunu.” Bana kalırsa bilmiyoruz… Bildiğimiz seküler bilgiler, insan yaradılışı konu olduğunda çırılçıplak kalıyor. Uzayı, karbondioksiti, suyu, yaradılışımızı, mekaniği, matematiği, ilacı -hastalığı yani insanoğlunun keşfettiği her şeyi anlamlı kılan bilgiler, mutlu olmamıza yetti mi? Evrimsel psikoloji der ki, “Her canlı, kendi tabiatının dışına çıkınca bozulmaya ve yok olmaya doğru gider. Çünkü insanın bir dinamiği vardır.” İnce bir ayar ve ahenk içinde ki “insanın” da ayarı bozulur... Bizim jenerasyonun başına gelen, ayarı bozulma hadisesinden başka bir şey değildir...
Yaşam
12 Mart 2014 Çarşamba
aftalık Burcunuz KOÇ: Bu hafta sosyal konular, gruplar ve arkadaşlıklar hayatınıza daha büyük bir hareketlilik getirebilir. Gelecek beklentilerinize, ümitlerinize odaklanabilirsiniz. Aynı zamanda elde olmayan nedenler, yardımlaşma ve kabullenme getiren koşullar da olabilir. Bu dönemde henüz netleşmeyen, hazırlık aşamasında olan çok şey olabilir. BO A Bugünlerde Balık burcunda ilerleyen Güneş hayatınıza daha büyük bir anlayış ve yardımlaşma atmosferi getiriyor. Gelecek yönünde pek çok hayaliniz olabilir ancak bunları netleştirmeniz için daha fazla çabaya ihtiyacınız var. K LER Bu dönemde Güneş iş ve kariyer konularınızı aydınlattığı dönemde kendinizi daha çok ortaya koyabilirsiniz. Sorumluluklar, projeler ve gelecek yönünde planlar dikkat çekiyor. Ayrıca bu dönemde bakış açınızı geliştirecek yeniliklere çok açıksınız. Daha berrak düşünebilirsiniz. YENGE Bu hafta Balık burcunda ilerleyen Güneş hayata daha geniş bir pencereden bakarak sorunlarınıza çözüm bulabileceğinizi gösteriyor. Zira bu dönemde ortaklaşa konular, ailevi durumlar ve bağlayıcı koşullar bazı kriz içeren durumlara da işaret etmekte. ASLAN Bugünlerde dışsal koşullar ağır basarken, ilişkilerinize daha fazla özen göstermeniz gerekebilir. İlişkilerinizde, ortaklaşa konularda iyi bir dinleyici olmaya gayret edin. Kimi zaman elde olmayan nedenler planlarınızı değiştirmenize yol açabiliyor. BA AK Bu dönemde karşıt burcunuzda ilerleyen Güneş bakış açınızı ve ilişkilerinizi gözden geçirdiğinizi anlatıyor. Yaklaşık altı ay önce gündeme gelen değişikliklere şimdi daha olgun gözlerle bakabiliyorsunuz. Pek çok dışsal koşul var. Edindiğiniz tecrübelerden önemli dersler çıkarabilirsiniz. TERA Balık burcunda ilerleyen Güneş bu dönemde sizi daha fedakar davranmaya itiyor olabilir. Başkalarına hizmet etmek ve kabullenici olmak yönünde test ediliyorsunuz. Ayrıca mesleki konularda verici olmak gerekebiliyor. Neyse ki bugünlerde yaratıcı konulara ve arkadaşlıklara da zaman ayırabilirsiniz. AKREP Bu hafta Balık burcunda ilerleyen Güneş bu dönemde sizi duygusal açıdan mutlu ve yaratıcı kılan konulara daha iyi odaklanabileceğinizi göstermekte. Sevdiğiniz şeylere zaman ayırmak ve daha fazla sorumluluk almak gerekebilir. YAY Güneş Balık burcunda ilerlerken, kendi özel hayatınıza odaklanmanız ve yeni adımlar içinde olmanız mümkün. Bu dönemde belirsizlikler ya da fedakarlık gösterilmesi gereken durumlar da olabilir. Babanıza ait konular, ailevi işler pek çok şeyi kabullenmenizi içerebilir. O LAK Bu dönemde geri harekette olan Mars özellikle iş hayatınıza ve sorumluluklara ait konularda daha sakin ve soğukkanlı davranmanızı gerekli kılıyor. Özellikle ilişkiler ve ortaklıklar, evlilik hayatınız söz konusu olduğunda daha temkinli olmalısınız. KOVA Bu dönemde kişisel yeteneklerinizi ve para durumunuzu daha iyi hale getirmek için yeni olanaklar var. Parasal alanda çok gerçekçi olmasanız da, bugünlerde ortaya koyabileceğiniz şeyler ve yaratıcı uğraşlar sizi iş alanında daha aktif hale getirmekte. BAL K Bu hafta Güneş burcunuzu aydınlatırken yeni düşünceler ve girişimler içerisinde olabilirsiniz. Kişisel alanda daha yaratıcı olup, dikkat çekebileceğiniz fırsatları değerlendirmeye bakmalısınız. Tek başınıza yapabileceğiniz çok şey var. Ayrıca bu dönemde düşüncelerinizi, yakın çevrenizi daha iyi örgütleyebileceğiniz imkanlar bulabilirsiniz.
Dünyanın en büyük Outdoor fuarı...
Aklınıza bile gelmeyecek her türlü outdoor ve hobi ürünlerinin sergilendiği ve genellikle av ve balıkçılık malzemelerinin yer aldığı dev fuarda, her adımda yeni bir sürprizle karşılaşmak mümkün DEMET DEMİRKAYA HARRISBURG - (POSTA212)
50
yıldır Amerika’nın Pensylvania eyaletinin Harrisburg kasabasında kurulan “Great American Outdoor Show” her yıl yüzbinlerce meraklıyı ağırlayan dünyanın en büyük hobi fuarı. Genellikle av ve balıkçılık malzemelerinin ağırlıkta olduğu şova her markanın ürünün ‘outfitter’ denen malzemecileri geliyor ve açtıkları stantlarda ürünlerinin tanıtım ve satışını yapıyorlar. Fuarda, okçuluk, balıkçılık, atıcılık ve kamp malzemelerinden tatlı su teknelerine; küçük dağ kabinlerinden karavanlara; silahtan oka kamp çadırlarından bıçak çeşitlerine, motosikletten ATV’lere, hatta jiplere kadar aklınıza gelebilecek her çeşit ürün sergileniyor.
ALASKA’DA BALIK TURU Fuarda ayrıca, safari turları düzenleyen firmalardan Alaska’ya balık seyahatleri düzenleyen firmalara, dağda kayak tatili planlayandan gölde teknede tatil paketlerine kadar herkesin arzusuna hitap edebilecek farklı seyahat acentelerini de bulmak mümkün. BİNDEN FAZLA KATILIMCI 80 bin metrekareye yayılı alanda binden fazla katılımcının stant açtığı fuara 200 bin ziyaretçi geliyor ve bu devasa erişkin oyuncakçı dükkanının her yıl ekonomiye 70 milyon dolara yakın katkısı oluyor. Her yaştan, her kesimden her hobi meraklısına hitap eden şovun me-
raklıları Amerika’nın dört bir yanından bu 9 gün süren aktiviteyi kaçırmamak için aylar öncesinden otel ve ulaşım rezervasyonlarını yapıyorlar.
FUARDA YOK YOK Kadın erkek çocuk her yaştan insani görebileceğiniz bu fuarda konserler balık ve ava dair kısa şovlar okçuluğa ayrılmış bir atış poligonu, ödüllü yarışmalar, köpek eğitimi amaçlı gösteriler, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş egzotik hayvanlardan oluşan küçük bir hayvanat bahçesi, konularında uzman konuşmacıların katıldığı bilgilendirici seminerler de yer almakta. SİLAH KOLLEKSİYONLARI Çeşitli televizyon kanalarına şov yapan ünlü avcı ve silah koleksiyoncularının da katılıp kısa gösteriler yaptığı oldukça eğlenceli ve hareketli bir fuar bu. Profesyonel atıcıların sergiledikleri şovun ertesinde zaman zaman düzenlenen atış yarışmalarında Afrika safarisi kazanmak bile mümkün. Ya da birkaç insanın rahatlıkla yüzebileceği büyük bir havuzun içerisine doldurulmuş tatlı su balıklarının arasından en büyüğünü yakalayana verilecek olan pahalı bir balık oltası için olta sallıyor olabilirsiniz bu fuarda. Kim bilir belki de atış poligonunda eğer usta bir nişancıysanız son model bir tüfek kazanabilirsiniz. ESKİ ESER UZMANLARI Çocuklarınızın yeni bir hobiye başlamasıyla da sonuçlanabilecek renkli fuarda evinizde kenara atılmış bir eski taburenin ya da büyük-
lerden kalmış bir tabağın değerini de öğrenebileceğiniz antika ve eski eser uzmanlarına rastlayabilirsiniz. Meraklısına yemek tariflerinin, balık ve av etinin değişik pişirilme şekillerinin de anlatılıp bizzat gösterildiği farklı şovlara girebilir, değişik tatları da bizzat sıcak sıcak tadabilirsiniz. Tablo ve antik silahların sergilendiği bir galeriyi de bünyesinde barındıran fuar geçen sene tarihinde ilk defa ertelenmek zorunda kalınmış.
POLİTİKA HER YERDE 2012 senesinde Connecticut eyaletinde aklı dengesi bozuk bir gencin, yarı otomatik bir silahla 20 ilkokul öğrencisini vurarak öldürdüğü Sandy Hook olayı olarak tarihe geçen trajedi ertesinde Obama hükümeti ‘Assault Weapon’ adını verdikleri saldırı silahlarını yasaklamaya karar verdi. Buna karşılık, silahla atıcılık ve av meraklıları bu karara tepkiyle yaklaşmışlardı. OTOMATİK SİLAH TARTIŞMASI İşte 2012 deki bu olay ertesinde, fuarı organize eden firma Obama
hükümetinin aldığı bu karara destek amaçlı olarak fuardan 3 ay evvel bu tarz silahların satışının veya sergilenmesinin yasak olduğunu belirten bin mektubu fuara katılacak tüm ürün temsilcilerine göndererek bazı stantların iptal edileceğini de belirtti. Assault Weapon’dan kastedilen AR 15, AK 47 ya da Kalaşnikof gibi yarım otomatik askeri silaha benzeyen silahlardı. Oysa av ve silah atış meraklıları spor amaçlı kullandıkları bu ürünlerin diğer silahlardan farklı bir kapasitesi olmadığı gibi bu kararın tek taraflı bir kesimin memnuniyetine hitap eden bir Obama yandaşlığı olduğunu düşünerek protesto etmişler ve 2013 senesindeki Outdoor Show’una hiçbir ürün temsilcisi gitmedi. Dolayısıyla da fuar 50 senelik tarihinde ilk defa protesto sonucu hiçbir temsilcinin stant kiralamaması ile ertelenmişti.
SİLAH DEĞİL TETİĞİ ÇEKEN 2013 senesindeki bu fiyaskodan sonra fuarın organizasyonunu bambaşka bir grup. NRA (Natio-
nal Rifle Association) üstlendi. 1871 senesinde kurulan organizasyon, Amerikan anayasasındaki ikinci maddenin yani herkesin silah sahibi olmasını veya silah bulundurma hakkının yer aldığı ikinci maddeyi savunan Milliyetçi Silah Kuruluşu, (NRA) aynı zaman ve aynı yerde aynı fuarı daha da genişleterek geçmişe nazaran daha da fazla katılımcıyla yeni bir rekora imza attılar. Sadece ‘Assault Weapon’ adı verilen ve Obama yandaşları tarafından eleştirilen silahlar için başlı başına bir bina tahsis ederek bu konudaki duruşlarını da sergilemiş oldular. Fikir olarak silahın değil, tetiği çeken parmağın ve o parmağa o komutu veren beynin suçlu olduğunu savunan NRA aynı zamanda yıllarca ünlü sinema oyuncusu Charlton Heston’ın da başkanlık ettiği bir kuruluş. Her sene 1 ubat ile 9 ubat tarihleri arasında kurulan Great American Outdoor Show ile ilgili bilgi almak için: http: www.greatamericanoutdoorshow.org contact.aspx
Posta212 Bulmaca SOL AN SA A 1) Karadeniz bölgesinde sıkca avlanan bir balık türü - Deren, akıt 2) Iskatı olmayan - Bir nota 3) Rütbesiz askerin adı - Anahtar, açkı 4) Hilal - En iyi katman anlamında - Bir nota 5) nü yaygın olan 6) Doğuma yardımcı kadın - Su vermek 7) Bir sofra gereci - Abası olan 8) Taraf - Yelken 9) Osmanlı’nın ilk zamanlarında alınan verginin adı - Bir bağlaç 10) Hz. Ali taraftarı olan - Operada söylenen şarkı - İskambilde birli 11) Bir AVM - Oyunda berabere kalmak 12) Bir nota - Hayret sözü 13) Zeban - İki parçalı bayan plaj giyisisi 14) Kuzu sesi - Kur-an cümlesi. Y KAR AN A A YA 1) Hainlik - Eş almaktan anlamında 2) İdam etmek - Boz kır - Beyan, anlatı 3) Makine Kimya Endüstrisi - Milli Eğitim Bakanlığı - Bir eğlence yeri 4) Bir emir türü - Avuç içi - Ay evi 5) En sadık mahluk - Bodur 6) Çorap goncu - Bir nota - Bir harfin okunuşu 7) Bıçak vurmak - Mah - İlgin 8) İz bırakmak - Derviş giyisisi - Yabancı bir ajans 9) Amanlık - Sözleşme 10) Bir organımız - Büyük ticaret yapan 11) Başkan vekili - Mitoloji.
Yaşam
12 Mart 2014 Çarşamba
Polonya’daki Türk Yahudiler Karaimler bir Yahudi mezhebi ve tarihler boyunca Tevrat’ı kabul eden tek Türk topluluğu. Polonya’da yaşayan ve Türkçe konuşan Karaimler, hem dinlerini hem de dillerini bugüne dek koruyabilmiş. Karaim Türk’ü Anna Sulimowicz de bunlardan sadece biri DUYGU GÜVENÇ POLONYA-VARŞOVA-POSTA212
A
nna Sulimowicz’i, Türkiye’de en iyi tanıyan iki isim Orhan Pamuk ve Elif afak. Çünkü kitaplarını Lehçe’ye çeviren isim Anna Sulimowicz. Sulimowicz, kendisini ‘Karaim Türkü, Polonya vatandaşı’ olarak tanımlıyor. Karaim Türkleri, Polonya’ya Türkoloji Bölümü’nü de getiren isimler. İlk göç ettiklerinde Varşova niversitesi’nde Türkoloji bölümünü de kuran ırk. O ise şimdi niversite’nin Karaimli tek hocası. Polonyalı Karaimler bugüne kadar Türkiye’den hiç yardım almamış, Türk Büyükelçiyle dahi buluşmamış. Sulimowicz, “Polonya devleti bizim ihtiyaçlarımızı karşılıyor. Keşke Türkiye’deki milli azınlıklar da bu kadar yardım alsalar” dedi. İşte Karaim Türklerinin, Kırım’dan başlayan hikayelerini, anılarını, eşyalarını ve fotoğraflarını ilk defa bir sergiye dönüştüren Sulimowicz’in sorularımıza verdiği yanıtlar: ■ Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz Türk mü Polonyalı mı Biz vatandaş olarak Polonyalıyız ama etnik grubumuz Türk. Kökenlerimiz Kırım’dan. ■ Kırım’dan Polonya’ya nasıl gelmişler Karaimler, Kırım’a 1246’da yerleşmiş. 20’nci yüzyılın yarısına kadar da orada yaşadılar. Polonya o topraklardan çekilince, bir kısmı Polonya’ya, bir kısmı Litvanya’ya göç etti. Biz Polonya’ya çünkü Polonya kültürü ağır bastı. Babam da savaştan önce üniversitede Türkoloji okumuştu. O nedenle Polonya’nın yeni sınırlarına yerleşmeyi tercih etmiş. ■ Babanız da Varşova niversitesi’nden mi mezun Babam Krakov’da 1933’te açılan Türkçe bölümünün ilk öğrencilerinden biriydi. Savaş patladığında Ekim ayında mezun olacaktı, Eylül’de savaş başladı ve
askere alındı. Önce Kızıl Ordu’ya alındı zorla, sonra Polonya ordusuna geçebildi. Savaştan sonra da Polonya’ya yerleşti. Subay kaldı. Okulu ancak 1960’ların sonuna doğru, yani 30 sene sonra bitirebildi. Ama Varşova niversite’si, Polonya’dan Türkçe’nin merkezi oldu. Kurucuları Karaimlerdi. ■ ala Karaimler mi var bölümde u anda bölümde Karaim Türkü olan tek hoca benim. Eskiden daha çok varmış. ■ Eğitim sizin için çok mu önemli Karaim Türkleri okumuş insanlardır. Öğrenime çok önem verilirdi.
arada tutar.
■ srail’deki Yahudilerden farkınız ne İsrail’deki Yahudiler Tevrat dışındaki, Talmut ve Riyal kitaplarını kutsal kabul ediyorlar ve bunlara uyuyorlar. Bizim için önemli olan sadece Tevrat. Kendimizi genel olarak onlardan ayrı tutuyoruz; tıpkı Ortodoks ve Protestanlıkta, Sünni ve iiler arasında olduğu gibi. ■ ilinizi nasıl korudunuz Din icabı dışarıdan evlenmek yasaktı. Bir de medeni nikah diye bir şey yoktu. Bu yüzden Kraskov’da biraz kapalı kaldık ve bugünlere kadar, hem dili, hem de dini muhafaza ettik. ■ Polonya’da ne kadar Karaimli var 1945’den sonra göç etmeye karar verenlerin torunları yaşıyor. 2011’deki son nüfus sayımına göre 314 kişi ancak, bunların hepsinin doğru olduğunu düşünmüyoruz çünkü sayım internetten yapıldı. Bizim rakamlarımıza göre 100-120 kişiyiz. Cemaatle birlikte hareket eden 80 kadar kişi var. ■ ininizi nasıl korumuşsunuz Dinimiz 8’nci yüzyılda şu an Irak’a ait olan topraklarda çıktı. Talmut’a ilaveleri reddeden bir gruptu. Bunlar Anadolu üzerinden ve İran üzerinden Kırım’a geçtiler. 2’nci
Anna Sulimowicz
dünya Savaşı’ndan sonra da bir grup Polonya’ya, bir grup da Litvanya’ya gitti. ■ Asimilasyona nasıl direnmişler Belli oranlarda asimilasyon vardı ama yabancıyla evlenmek yasaktı. Böylece başkalarıyla kaynaşmadan yaşadılar. ■ Karaimler ile Karay Türkleri arasındaki ilişki nedir Ayrım yapmak lazım. Karaimler bir dindir. Karay Türkleri etnik gruptur. İkisinin adı aynı fakat arada fark var. Nasıl Müslümanların içinde, Araplar, Türkler, İranlılar var ama bunların soyu farklı...O’nun gibi. Bizim dilimiz aynı ama dinimiz farklı. Osmanlı
İmparatorluğu döneminde Kırım’da ve Mısır’da aynı devlet içindeydik. Ama onlar soy-ırk olarak bizden farklıdır. Ortak olan şey dinimiz. Kırımdakiler ise bizimle aynı soy. Çünkü biz de onlardanız. 600 yıl evvel biz göç ettik. Onlar ise kaldılar. YARDIMLAR YETERLİ ■ srail ile temaslarımız var mı Yok. Hiç gitmedim ve gitmeyi düşünmüyorum. Din Karayimleri bir arada tutan önemli bir unsur değildir. Daha çok etnik unsur; dil, kültür, gelenekler. Tabii bunlar dinle ilişkilidir ama bugüne geldiğimizde din o kadar önemli değil daha çok nereden geldiğinizi bilmek bizi bir
■ Türkiye ile temasınız var mı Türkiye’deki Karaimlerden haberdarız, arada sırada görüşürüz. Onlar zaten çok az sayıda kaldılar. İstanbul’da yaklaşık 60 kişi var. Bizim Türkiye’ye ihtiyacımız yok. Polonya devleti bizi nüfusumuza göre destekliyor. Birçok program açıldı. u anda eski el yazmalarımız koruma altına alındı. Ayrıca Polonya’da milli azınlıklar yasası var. Resmi şekilde milli azınlıklar devletten yardım alıyorlar; biz de alıyoruz. Ayrıca Avazımız adlı dergimiz var, sergilerimiz var. ■ Türkiye’den destek ister misiniz Bu sergimizi, dergiyi Türkiye’de göstermek isterdik ama bu çok fazla para ve emek ister. Çok küçük bir grubuz ve buna vakit ayırmak zor. ■ ilinizi yaşatmak için Türkiye’den maddi destek ister miydiniz Türkiye, Litvanya’da son yıllarda bazı şeyler yaptı. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde faaliyetleri oldu, Karaim Yaz Okulu düzenlendi. Polonya’da daha çok tarihi mirasımızı korumaya yönelik ihtiyaçlarımızı, Polonya devleti karşılıyor. artlardan memnunuz. Keşke Türkiye’deki milli azınlıklar bu kadar yardım alsalar. Bu çok güzel bir şey.
Karaimler kimdir Karaimler bir Yahudi mezhebi ve tarihte Yahudiliği kabul eden tek Türk topluluğudur. Karaim, İbranice’de ‘yazıtların halkı’ anlamına gelir. Karaimlerin tek yazıtı Tevrat, tek referansları ise Hz. Musa. İsrail Yahudileri ise Tevrat’ın yanı sıra Tanah, Talmud, Tora ve Riyal’i de referans alıyor. Anadolu’dan başlayan göç sırasında Araplara karışmayan ve Museviliği seçen Türkler. Karaylar diye adlandırılan Türk boyu önce krayna toprakları’na yerleşmiş ve Hazar Devleti’ni kurmuştur. Hazarlar zamanla Rus saldırıları karşısında zayıflamış ve tarihten silinmiştir. Hazarlar’ın bir kısmı diğer Türk boylarına karışmış, bir kısmı da bugünkü krayna, Macaristan, Litvanya, Polonya, Romanya ve Kırım’a dağılmışlardır. Bu tarihten sonra da onlar Hazar Türkleri olarak değil, Karaim-Karay Türkleri olarak anılır olmuşlar. Türkiye’deki küçük Karaim grubunu Atatürk 1934 yılında yapılan Türk Dil Kurultayı’na de çağırmıştı.
FOK VE EN ASLANLAR NA Ö EL PLA DEMET DEMİRKAYA SAN DIEGO - POSTA212
S
an Diego, Kaliforniya'nın hareketli ve eksantrik bir şehri. Yaz kış sörf meraklılarının akın ettiği sahil şeridi Mission Beach, Imperial Beach, Ocean Beach ve Pacific Beach turistlerin özellikle tercih ettiği plajları. Sanatçıların yazlıklarının kalkındırdığı, gelir düzeyi yüksek yerlileriyle kendine ait polisi ve sahil güvenliğin gece gündüz civarda devriye dolaştığı, manikürlü bahçeleriyle bakımlı bir kadın havasındaki La Jolla Beach ise San Diego’nun gözbebeği... Hava sıcaklığı sene ortalamasının 20 - 22 derecede seyrettiği, yamaç paraşütü, sörf, yelken, kano, tüplü dalış gibi su sporlarının çoğunlukla popüler olarak yapıldığı La Jolla kasabası, lüks yazlık evlerin sahil boyunca uzandığı, kafe ve sanat galerilerinin turistik eşya satan irili ufaklı dükkanların sıralandığı farklı sayısız plajlara sahip bir kasaba aynı zamanda. Tüm plajları insanlara açık değil, mesela La Jolla Children's Pool yani La Jolla Çocuk Havuzu adı verilen plaj tamamen insanlara kapalı. DAVETSİZ MİSAFİRLER Casa Beach ya da La Jolla Children's Pool adı verilen plaj yıllar önce çocuklar için ayrılmış bir plajmış. Dalgaları kırmak amaçlı yapılan bir beton bariyer sayesinde çocukların güvenli bir şekilde yüzebileceği küçük bir koy yaratılmış burada. Turkuaz sularda, tertemiz kumlarda güneşin ve denizin tadını çıkarsınlar diye düşünülmüş. Ama kısa bir zaman önce davetsiz misafirlerin akınına uğramış. Fok balıkları ve denizaslanları bu sahil şeridini
uzaktan denizden gözlerine kestirirmişler meğer. Köpekbalıklarının özellikle ‘great white’ adı verilen cinsinin fok balıklarına düşkünlüğü biraz da itmiş onları bu sahile. Kendilerine kaçacak sığınacak güvenli bir koy olarak seçmişler La Jolla çocuk havuzunu ve çocukları yerinden etmişler... Önceleri 3-5 derken artık yaz aylarında sayıları yüzlere ulaşan fok balıklarının sahile akın ettiğini gören San Diego şehir belediyesi hemen sahillerine gelen bu davetsiz misafirleri korumaya almışlar. İlk kapı dışarı edilen çocuklar olmuş. Bu sahilin yeni sahipleri fok balıkları denilerek buraya yeni bir ad verilmiş: “Seal Sanctuary” yani fok balığı sığınağı. SARI İPİN SIRRI ehir belediyesi ve hayvanları koruma ve yaşatma derneklerinin toplu yardımlarıyla bu sahil şeridi
olduğu gibi korunma altına alınarak çekilen bir sarı iple bariyer yapılmış. Bu sarı ip, denize girmek isteyenlerin plaja inmek için kullandıkları merdivenin tam önüne çekilmiş. Bu sayede merdivenden sahile indiğinizde önünüze bu ip çıkıyor ve bir uyarı yazısı. Bu sahilin kimlere ait olduğunu ve korundukları için bu ipi geçemeyeceğiniz belirtiliyor. Yaklaşmanızı istememelerinin sebebi de sahilde boylu boyunca yatıp güneşlenen fok balıklarının keyfini bozmamanız. Amaç, onları sığındıkları bu koyda muhafaza etmek. Kendilerine verilen bu ayrıcalık ve dokunulmazlıktan cesaret alarak sayılarında son birkaç yılda yüksek oranda artış olan fok balıkları üremek ve doğum yapmak için de burayı mekan bellemişler. Yerli halktan görüştüğüm birkaç kişiden duyduğum "Aşk havuzu" tabirini de bu anlamda çok uygun bul-
duğumu belirtmeliyim. Ama bir şeyleri korurken başka bir şeylerden ödün veriliyor. Birileri mutlu olurken birileri memnuniyetsizlik yaşıyor. KOKU DERNEĞİ Doğanın dengelerinden ya da dengesiz dengelerinden biri de bu sanırım. Çevre halkı özellikle civarda yaşayanlar veya bu koyu görmek için gelen turistler sene boyu özellikle de sıcaklığın arttığı yaz aylarında buradan gelen kokudan son derece rahatsız olduklarını söyleyerek aralarında imza toplayarak bu kokuya bir çözüm bulunması için şehir belediyesine dilekçe vermiş. Sadece fok balıklarının değil aynı zamanda onların vazgeçilmez dostları martıların ve pelikanların da cenneti haline gelen bu koydaki popülasyonun tuvalet ihtiyacı için yine aynı sahili tercih etmesi maalesef hem görüntü hem de koku ve hijyen olarak çevrede büyük
bir rahatsızlık uyandırıyor. Citizens for Odor Nuisance Abatement adı verilen (Kokuyu Azaltma Derneği) bir dernek kurularak aralarından gönüllü bir avukat tutarak şehri mahkemeye veriyorlar.30 gün içinde bu derde çare bulması ültimatomu verilen şehir hemen çözüm arayışlarına başlıyor. Bu arada işin en ilginç yanı Kokuyu Azaltma Derneği'nin talebi asla fok balıklarını yerinden etmek değil. stüne basarak söyledikleri hayvanları rahatsız etmeden bir çözüm üretilmesi. Yani yine onların varlığı huzuru ön planda tutularak bir çözüm arayışı talebi var. Beraber yaşamak mümkün olsun isteniyor. Zaten tutulan avukatın önceki davaları hep doğayı ve çevreyi korumak adına verilmiş savaşlar. Son kazandığı dava ise liman fok balıklarını limandan çıkan teknelerin hızla çıkarak parçalamasına engel olmak adına verilip kazanılmış. Bu sayede limandan çıkarken tekne hızının 25 mile düşürülmesi kuralını getirmiş. İnsanların doğaya saygısını sevgisini bundan daha güzel başka ne gösterir ki. Ağacı odun görmek ve ağacı tomurcuğundan sevmek arasındaki fark bu olsa gerek diyerek hayranlıkla dinliyorum sonraki gelişmeleri. Aynı zamanda civara gelen kişilerin yakınlardan denize girmesinin de sağlık açısından tehlikeli olacağının vurgulandığı, insanlara ayrılmış bölümün biraz daha genişletilerek yamaçlara yani karaya daha yakın yere ulaşarak oraları da kirletmeleri engellensin düşünülmüş verilen dosyada. Talep fok balıklarının alanını sahildeki kumla ve denizle sınırlı tutmak birazda. Zira insanların yamaçlardan da fok balıklarının fotoğraflarını çekip seyretmelerine izin verilirse, insanlar olduğu
için onlar bu yamaçlara yaklaşmıyorlar. Bu da yoldan geçen insanların bu kokudan rahatsız olmasını engelleyebileceği gibi sahilde de denizin geri kalan temizliği yapacağı düşünülüyor. VE ÇÖZÜM BULULUR ehir verilen ültimatom çerçevesinde yola yakın yamaçları hayvan dışkılarını yiyen bakteri içeren sıvılarla ilaçlamışlar. Çok kalıcı bir çözüm olmamış bu. Zira yeniden bu yamaçlara çıkıp buralara dışkı bırakan fok balıkları denizaslanları ve martılarla pelikanlar bu ilaçlamanın sonuçsuz kalmasına sebep olmuşlar. Yine de çözümü ilaçlamaya halen devam etmekte ve bir yandan da fok balıklarıyla denizaslanlarını aşağıda sahile ve kuma denize yakın tutmak amaçlı bir kalın beton duvar örmekte bulmuşlar. Gittiğim ve gördüğüm manzara bugün hala bu duvarın yapımı çalışmalarıydı. Sahile indiğimde yanlarına oldukça yakınlaşıp fotoğraf çekerken etrafın sürekli temizlendiğini, dışkıların sürekli toplanarak küçük bir arıtma tesisi yapılma aşamasında olduklarını gördüm. Kökünün rahatsızlık vermediğini, bir hayvanat bahçesinde yürümekle aynı şekilde hava soluduğumu belirtmeliyim. Tabii havanın çok sıcak olmadığını da eklemeliyim. Bu sıcak aylarda değişebilecek bir durum çünkü. Ama insanlarla hayvanları beraber birini birinden ayırmadan her ikisini de memnun etmeye yönelik tüm bu çalışmaları hayranlıkla izlerken anne fok balığı yavrusuna yüzme öğretmeye suya girdiğinde, hem şehri dava edenlerin hem de dava edilen şehrin canlıya verdikleri değeri yeniden takdir ettim.
Yaşam
12 Mart 2014 Çarşamba
140 kişinin hayatına mal olan yangındaki binanın şimdiki hali.
Yanan işçilerin cenaze törenine binlerce kişi katıldı.
Yakılan kadınların anısına 8 Mart New York’ta 8 Mart 1857’de bir patron, grev yapan genç kadınları bina ile ateşe verdi. 14 kadın işçi yanarak can verdi. Ancak dünya bu anılması gereken acı olayı şölene çevirdi
POSTA212 - ABER MERKE
B
irleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun, 16 Aralık 1977’de 8 Mart'ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etmesiyle 8 Mart, tüm dünya emekçi kadınlarının kutladığı uluslararası bir gün oldu. ABD'nin New York kentinde 8 Mart 1857’de 40 bin dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Polisin işçilere saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve ardından çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucu çoğu kadın 140 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10 bini aşkın kişi katıldı. CLARA ZETKİN’İN ÖNERİSİ Danimarka'nın Kopenhag kentinde 26-27 Ağustos 1910’da düzenlenen 2. Enternasyonal’e bağlı kadınlar toplantısında ( luslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına “Internationaler Frauentag” (International Women's Day yani Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. Tarihin 8 Mart olarak belirlenmesi, 1921'de Moskova'da yapılan 3. luslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti. ABD 1960’DA KABUL ETTİ Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Emekçi Kadınlar
Birleşmiş Milletler bu yanan kadınların anısına 16 Aralık 1 77’de 8 Mart’ı ünya Kadınlar Günü ilan etti. Kadın işçilerin yakıldığı bina ise şimdi Center of Arts and Science Kole i’ne ev sahipliği yapıyor
Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anılmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. BM Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti. YANAN BİNA KOLEJ YAPILDI luslararası kadın hareketini ateşleyen bu trajik yangının olduğu Triangle Factory’nin yerinde bugün Brown Building yer alıyor. Bina National Historic Landmark (NHL) ve New York City Landmark listesinde yer alıyor. NHL’ler, tarihi önemi nedeniyle bu tür alanların Amerikan hükümeti tarafından müze benzeri yapılarla korumaya alınması anlamına geliyor. 23-29 Washington Place adresindeki Brown Building’deki bina, 2002’de
Buna karşın Türkiye’de son 2 yılda 7 bin kadın sığınma evlerinde barınırken, son yılda 17 bin genç kız kayboldu. Namus ve seviyordum’ safsatası ile işlenen cinayetler de devam ediyor
Silver Center of Arts and Science Koleji’ne dahil edildi.
8 Mart 1857’de
TÜRKİYE’DE 8 MART Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı.
14
işçi yandı
ASKERLER YASAKLADI 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra 4 yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor. TÜRKİYE’DE GECE YÜRÜYÜŞÜ 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bu yıl da Türkiye’de çeşitli etkinliklerle kutlandı. Birçok şehirde meydanlarda toplanan gruplar, kadın sorunlarına dikkat çeken pankartlar açıp konuş-
ma yaptı. Akşam 19.00’da ise başta İstanbul, İzmir ve Ankara olmak üzere birçok şehirde on binlerce kadın “Gece Yürüyüşü” yaptı. Yürüyüşlerde “Bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun" ve "Tayyip kaç kaç, kadınlar geliyor" gibi sloganlar atıldı. Güne yine İstanbul Taksim damgasını vurdu. Galatasaray Meydanı’nda toplanan binlerce kadın TOMA’ların gölgesinde İstiklal Caddesi boyunca yürüyüş yaptı. Ancak, Taksim Meydanı’na çıkmak isteyen kadınlar polis barikatıyla karşılaştı. Kadınlar geri çekilmeyince polisle aralarında arbede yaşandı. Bazı kadınlar ellerindeki pankart sopalarıyla polisin kalkanlarına vururken, bazıları da mor sprey boya sıktı. Kalabalık, yaklaşık 2 saat süren gerginlik sonrası dağıldı. AMERİKA’DA 8 MART Amerika’daki Türk toplulukları da 8 Mart Kadınlar günü nedeniyle çeşitli etkinlikler yaptı. Dünya Kadınlar Günü anmaları başta New york olmak üzere, Washington, Boston ve diğer eyaletlerde de çeşitli etkinliklerle anıldı.
8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını öneren Clara Zetkin (solda) Rosa Luxemburg ile.
ünyada 8 Mart böyle geçti
stanbul
8 Mart ünya Emekçi Kadınlar Günü tüm dünyada çeşitli etkinliklerle anıldı. Türkiye’deki anma törenlerinde ise ne yazık ki yine polis şiddeti vardı Türkiye ■ STANB L İstiklal Caddesi’nde toplanan kadınların bazıları yürüyüşte davul çaldı.
Brüksel
New York ■ NEW YORK: Birleşmiş Milletler Kadın için Barış ve Kadına iddete Son etkinliğinde, Cindy McCain, Trudie Styler, Naomi Campbell gibi bir çok ünlü de yer aldı.
■ BR KSEL Kadın Hakları Karnavalı’na katılan kadınlar, etkinlik boyunca beyaz şemsiyelerini açarak başlarının üzerinde tutular. ■ R SYA Dünya Kadınlar Günü'nde Rusya'nın St. Petersburg kenti rengarenk çiçeklerle süslenirken, şehirdeki çiçek ve hediyelik eşya satışları adeta patladı.Petersburglu kadınlar kendilerine hediye edilen çiçeklerle renkli görüntüler oluşturdu. Rusya'da resmi tatil olan Dünya Kadınlar Günü'nün, bu yıl cumartesiye denk gelmesi nedeniyle pazartesi günü de tatil edildi.
Kabil
Rusya ■ PAR S Paris’te feminist kuruluşlarının düzenlediği yürülüşte bir kadın “Bizim hikayelerimiz bize ait’ yazılı pankartı tutarken. ■ PAK STAN Aktivistler ilginç bir eyleme imza attı. ABD Başkanı Obama’nın kostümünü giyen bir Pakistanlı, bir kadını köle olarak sunuyordu. ■ MAN LA Kadınlar Günü için biraraya gelen Manilalılar, kadınlığın simgesi olan
dev bir Venüs simgesi oluşturdu. ■ B LGAR STAN Başkent Sofya’da kadına karşı şiddeti kınayan etkinliğe katılan erkekler, topuklu ayakkabı giyerek koştu, kadınlar ise boks eldiveni giyerek sembolik anlamda dövüştü. ■ L BNAN Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta binlerce kadın, Dünya Kadınlar Günü'nde, aile içi şiddetle mücadele kanununun çıkartılması için yürüdü. "Yeter" sloganıyla
düzenlenen ve çok sayıda erkek de katıldı. ■ ARNAV TL K Kosova, Makedonya ve Karadağ'daki Arnavut kadın milletvekilleri, gün dolayısıyla Arnavutluk Meclisi'nde toplandı.Toplantının açılışında konuşan Mesila Doda, "Arnavut Kadını Hareketi"nin başlatılması gerektiğini dile getirdi. ■ AFGAN STAN Adınlar Günü nedeniyle düzenlenen sergide, kadınların yaptığı el
yapımı ürünler satılıyor. ■ G NEY S AN Güney Sudan’da, “Barış Kültüründen Esinlenmek” adı altında etkinlikler düzenlendi. Aktivist Benjamin: “Bu yıl Güney Sudanlı kadınların tek bir isteği var, o da barış. Çünkü savaş, onlarda derin izler bıraktı” ■ KAB L Ressamlar ise caddelerdeki duvarlara kadınlar günüyle ilgili resim çizip ve sloganlar yazdı.
Yaşam
12 Mart 2014 Çarşamba
Aras Kargo’dan kadına saygı imzası Evrim Aras
Aras Kargo, Birleşmiş Milletler’in Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ne (WEPs) imza atan ilk Türk kargo rması oldu. Aras Kargo CEO’su Evrim Aras, hayatın her alanında kadın istihdamını artırmanın önemine değindi
SÖZ!
NEW YORK - POSTA212
T
ürkiye’nin öncü ve yenilikçi kargo şirketi Aras Kargo, Birleşmiş Milletler’in Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’ne (WEPs) imza atan ilk Türk kargo firması oldu. Geçtiğimiz hafta, BM Kadın Örgütü ile Küresel İlkeler Sözleşmesi Örgütü’nün ortak girişimi ile düzenlenen, Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’nin (WEPs) geliştirilmesi toplantısında, Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Evrim Aras Türkiye’yi temsil etti. DÜNYA DEVLERİ BİR ARADA Birleşmiş Milletler Merkez Binası’nda gerçekleşen toplantıda, erkek egemen sektörde kadın bir lider olarak yaşadığı zorlukları anlatan Evrim Aras, yönetim ve çalışanlarda kadın istihdamını artırmak için hazırladıkları paket hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Evrim Aras’ın yanı sıra, uluslararası alanda büyük ses getiren şirketlerden Louis Vitton, Itaipu Binacional, Ann Taylor ve BNP Paribas’ın tepe yöneticileri de birer konuşma yaptılar. “HAYAL EDEN KADIN BAŞARIR” Ataerkil bir aileden geldiği halde çok çalışarak, sebat ederek ve sorumluluklarına sahip çıkarak şirketin liderliğini üstlendiğini anlatan Evrim Aras yolculuğunu şöyle anlattı: “ irketimizin kurucusu sevgili babamı vaktinden evvel acı bir şekilde kaybettiğimiz zaman dünya başıma yıkılmıştı. Kucağımda küçük bir çocuk, liderliğimize güvenen binlerce çalışan, iflasın eşiğinde bir şirketle karşı karşıyaydım. Bana fırsatların sunulmasını bekleyecek vakit yoktu. Ayağa kalktım ve sorumluluğumu elime aldım. Hayal eden kadın başarır. Ben de hayal ettim ve benimle bu hayali paylaşanlarla birlikte başardım. Bugün daha da iyi anlıyorum ki kadınlar hayal kurduğu zaman bu sadece işle ilgili olmuyor. Hem kendilerinin hem de çevrelerinin hayatlarını dönüştürmeyi hayal ediyorlar ve doğalarından gelen güçle kendilerine altın tepsiyle sunulmasını beklemeden, haklarını arıyor,
Birleşmiş Milletler Kadınların Güçlenmesi lkeleri’ne ( nited Nations Women’s Empowerment Principles) imza atan tek kargo kurululşu Aras Kargo oldu.
harekete geçiyorlar. Bu kararlığın önünde duvar olsa yıkılır.” İKİ YILDA YÜZDE 33 ARTIŞ Konuşmasının devamında iki yılda kadın çalışan sayısını yüzde 33 arttırdıklarını belirten Evrim Aras, 8 Mart Dünya emekçi Kadınlar Günü’nün cinsiyet eşitliği için çabaların sarf edildiği ve bu çabaların hatırlandığı günden ziyade kadın-erkek yan yana kolektif başarının kutlandığı gün olmasını dilekleriyle sözlerini noktaladı. “GURUR VERİCİ BİR TOPLANTIYDI” BM bünyesinde gerçekleşen toplantının ardından Posta 212’nin sorularını yanıtlayan örnek kadın girişimci Aras, BM’de bu tarz bir oluşumda yer almanın gurur verici olduğunu anlattı. “Dünya üzerindeki kargo şirketlerinde tek kadın yönetim kurulu başkanı ve CEO olarak erkek egemen bir sektörde kadın liderliğini anlattık. Benim için her şeyden önce gurur verici bir toplantıydı. Hikayemiz herkesi etkiledi. BM ile gerçekleştireceğimiz
projelerin ön keşfini gerçekleştirdik. “Kadınların güçlenmesi” prensibi ile başladık ve ilgili projelerimizi açıkladık. Önümüzdeki yıllarda gerçekleştireceğimiz projelerimizin de ön bilgilerini aldık. Sırada ödevimizi yapmak var” dedi. “VERİMLİLİK ARTTI” 2008 yılında şirketin yönetim kurulu başkanlığına gelmesinin ardından geçen süre zarfında Aras Kargo’daki kadın çalışanların sayısındaki yüzde 33’lük artış sonucunda, şirkette yüzde 67 oranında bir büyüme yaşandığına dikkat çeken Evrim Aras, “Hem karlılığımız hem de büyümemiz iki katından fazla bir şekilde arttı. Yönetim kurulunda bir kadının olması verimlilik getiriyor “diye kaydetti. “Bizim sektörümüz Türkiye’nin en yaygın networküne sahip olan bir sektör, dolaysıyla sadece İstanbul’da ve dünyanın bir kaç ülkesinde değil, bütün Anadolu’da varız” diye belirten Aras, “Bu nedenle Anadolu’da ve tüm Türkiye’deki kadın girişimci adaylara örnek olacağımızı düşünüyorum” dedi.
1. İş yaşamında cinsiyet eşitliği için üst düzeyde liderlik ortaya koyacağımıza, 2. Kurumumuzda kadın ve erkek tüm çalışanlara adil ve eşit davranacağımıza, insan hakları ve ayrımcılık yasağı ilkelerine itibar edeceğimize ve destek vereceğimize, 3. Kurumumuzda çalışan kadın veya erkek tüm bireylerin cinsiyet farkı gözetmeksizin sağlık, güvenlik ve rafahlarını garantileyeceğimize, 4. Kurumumuzda çalışan kadınları her türlü eğitim ve mesleki gelişim konusunda teşvik edeceğimize, 5. Kurumumuzda gelişim, iş geliştirme, tedarik zinciri ve pazarlama süreçlerine ilişkin uygulamaların kadınların güçlenmesine yarayacak şekilde yürütümesini sağlayacağımıza, 6. Eşitliği, çalışanların örgütlenme ve savunuculuk haklarını teşvik ederek destekleyeceğimize, 7. Kurumumuzda cinsiyet eşitliğine ilişkin ilerlemeyi ölçünce sonuçlarını kamuoyun ile paylaşacağımıza,
söz veriyoruz.
Kadınlar kocalarını eğitimde yakaladı Evliliklerde erkeğin kadına göre daha eğitimli olması normal karşılanırdı. Ancak kızların
eğitimde erkeklere göre daha başarılı olmasıyla, kadınlar kocalarını eğitim seviyesinde yakaladı AHMET BUĞDAYCI NEW YORK - POSTA212
D
ünyanın her tarafında olduğu gibi Amerika’da da, kocaların eğitim düzeyi her zaman eşlerinden yüksek oldu. Ancak son 50 yıl içindeki verilere bakıldığında, tarihte ilk kez artık bu durumun değişmeye başladığı, kadınların artık eğitimde kocaları yakaladığı, hatta geçmeye başladığı ortaya çıkıyor. Pew Research araştırma kurumunun son yarım yüzyıllık” eşler arasındaki eğitim farkı” araştırmasına göre, 2012’de evli kadınlar arasında, kocalarına kıyasla daha yüksek eğitimli çıkanların oranı yüzde 21’di. Bu oran 1960’lara kıyasla kadınlar lehine üç misli bir artışı temsil ediyor. Kocaların karılarından daha fazla eğitimli olması süreci 1990’lara kadar sürdü. Ancak bu yıllarda aradaki fark azalmaya başladı ve 2012’de yüzde 20’ye kadar düştü. YENİ EVLİLERDE KADINLAR EĞİTİMLİ Eşler arasında kadınların kocalarından daha eğitimli olma trendine yeni evliler arasında daha yüksek oranda rastlanıyor. Son 20 yılda kızların yüksek eğitimde erkekleri geçmesi bu eğilimi körükleyen ana faktör. 2012’de yeni evlenen kadınların yüzde 27’si kocalarından daha yüksek eğitime sahipti. Yeni evlenen erkeklerde ise kocaların sadece yüzde 15’i eşlerinden daha yüksek eğitime sahipti. Kolej eğitime sahip yeni evli kadınların (master ve daha ileri dereceler dahil) yüzde 39’ı kolej eğitimi görmemiş koca-
Kadınlar eğitimde kocalarını yakaladı 30
(evli çift %)
Yeşil grafik: Eşlerinden daha eğitimli kocalar
22.4
20.7
20 19.9
13.5 14.5 10
Kırmızı grafik: Eşlerinden daha eğitimli kadınlar
6.9 0 1960
1970
1980
1990
2000
2012
Kaynak: Pew Research Center
larla evlenirken, kolejli kocaların sadece yüzde 26’sı kolejlerde okumayan eşleri seçti. AYNI EĞİTİM SEVİYESİNDEKİ EVLİLİKLER Diğer önemli bir trend de benzer eğitim seviyesine sahip eşler arasındaki evliliklerle ilgili. Kolej eğitimlilerin birbiriyle evlenmesi giderek daha yüksek bir olasılık haline gelirken, genel olarak benzer eğitim seviyesindeki eşlerin evlenme oranı 1960’larda yüzde 80 iken 2012’de yüzde 60’a düştü.
KOLEJ EĞİTİMLİLER ARASINDA EVLİLİK Benzer eğitim seviyesindeki çiftler arasında evlilik oranının düşmesinin ana nedeni, high school veya veya daha alt seviyede eğitimli eşler arasındaki evliliklere günümüzde daha az rastlanması olarak gösteriliyor. Bu oran 1960’da yüzde 74 iken, 2012’de yüzde 24’e düştü. Ayrıca, high school ve altı eğitimli yetişkinlerin giderek daha az evlenmesi de bu durumu destekliyor. Kolej eğitimliler arasında ise bu durumun tam
tersi yaşanıyor. Her iki eşin de kolej diplomasına sahip olduğu çiflerin payı son yıllarda ciddi bir şekilde artıyor. 1960’larda evliliklerin sadece yüzde 3’ü bu gruba girerken, 2012’deki kolej eğitimli çiflerin oranı toplam evilikler içinde yüzde 22’ye yükseldi. Kolej eğitimli çiftlerdeki bu artışa rağmen, yeni evlilerin sadece yüzde 22’si bu gruba giriyor; yeni evlilerin diğer yüzde 19’u high school veya daha düşük seviyede eğitim görenlerden oluşuyor.
Sunay Akın @sunayakin62
KIZ KULESİ’NİN RENKLİ TARİHİ (2) ÜSKÜDAR Belediyesi’nin arması Kız Kulesi’dir. Bu yüzden, Üsküdar’ın birçok sokak tabelasında resmi vardır. Ülkemizde kızlar askere alınmamaktadır ama, Kız Kulesi bu konuda ayrıcalıklıdır. Çünkü, 3. Kolordu’nun brövesinde Kız Kulesi çıkar karşımıza. Üç efsaneyi barındıran Kız Kulesi’nin 3. Kolordu’ya simge oluşu sizce de garip bir rastlantı değil midir? Efsanelerden en çok bilineni, falcının bir yılan tarafından sokularak öleceğini söylemesi üzerine, kızını Kız Kulesi’ne kapatan kralın öyküsüdür. Adacığa bir üzüm sepeti içerisinde taşınan yılan, prensesi zehirleyerek kehaneti gerçekleştirir. Kimi kaynaklarda yılanın adacığa bir çiçek sepetiyle taşındığını okuruz. Böylesi daha anlamlı değil midir? Sahi, kaç baba kızına çiçek almıştır? İkinci efsane ise Kız Kulesi’ni Salacak’tan “bir ok atımı” uzakta olduğunu belirten Evliya Çelebi’nin anlattığı Battal Gazi’nin, tekfurun kızına abayı yakması olayıdır. Tekfur, tedbir olarak kayalıkların üstüne Kız Kulesi’ni yaptırsa da, sonunda kızı da, Kız Kulesi de Battal Gazi’nin eline geçer. Yine, Kız Kulesi için anlatılan, adacıktaki Hero ile yağız delikanlı Leandros arasındaki aşkı içeren efsanenin ise, İstanbul’dan uzaktan yakından ilgisi yoktur. Her gece karşı kıyıya yüzerek Hero’yla sevişen, ama kızın nerede olduğunu belirtmek amacıyla yaktığı ateşin, fırtınalı bir havada sönmesi sonucunda, Leandros’un dev dalgalar arasında yolunu bulamayıp boğulmasıyla sonuçlanan aşk öyküsü Çanakkale Boğazı’na aittir. Çoğumuz bu gerçeği bilmeyiz. Ama asıl bilinmeyen, İngilizlerin ünlü şairi Lord Byron’ın, 3 Mayıs 1810 tarihinde Çanakkale’ye geldiği ve Leandros’a öykünerek Boğaz’ın iki yakası arasında yüzmüş olmasıdır. Şair, yüzmekle de kalmaz, bir de şiir yazar. Lord Byron, şiirin sonunda, Leandros’un aşkı için kulaç atarken boğulduğunu, kendisinin ise kahramanlık için yüzdüğünü ve yalnızca nezle olduğunu belirtir. Yıllar geçse de, İstanbulluların kulaktan kulağa aktardığı bir iddia vardır. Söylentiye göre, Kız Kulesi’nin altı Bizans altınlarıyla doludur. Kız Kulesi ve altın!.. Bu konuda bizim söyleyeceğimiz, Namık Kemal’in Londra’yı anlattığı bir yazısında yaptığı şu benzetmeden öteye gidemez: “Altın çıkarmak için gösterdikleri çaba, para kazanmak için olan çalışmalarının hiçbirinden aşağı değildir. Avustralya’nın bir büyük parçasında hemen ne kadar toprak varsa elemişler; yalnız oradan elde ettikleri altın bir yere toplanınca –hesaplanmış– Kız Kulesi’nin büyüklüğüne yakın bir piramit meydana geliyor.” Kız Kulesi’ni İstanbul dışında anımsayan yalnızca Namık Kemal değildir. II. Abdülhamit’in baskısından kaçanların birçoğu Paris’e atar kapağı. Ama, Ubeydullah Efendi daha da öteye giderek soluğu Amerika’da alır. Burada “ketenhelvası ve yüzük halkası” yaparak geçimini sağlayan ve 1937 yılında İstanbul milletvekiliyken ölen Ubeydullah Efendi, New York limanının girişinde gördüğü Özgürlük Anıtı’ndan esinlenerek, Kız Kulesi’ne, Mustafa Kemal Atatürk’ün kocaman bir heykelinin konmasını önermiştir, işin garip yanı, heykeltıraş Krippel tarafından yapılan ve Sarayburnu’na konan ilk Atatürk heykeli Kız Kulesi’ne bakmaktadır! Atatürk’ün Kız Kulesi’ne en çok yaklaştığı, yanak yanağa geldiği gün 16 Mayıs 1919’dur. Akşamüstü, Karaköy’den hareket eden Bandırma adlı vapur, işgal yıllarında İstanbul’dan yola koyulan her vapur gibi Kız Kulesi’ne uğrar önce. Çünkü Kız Kulesi, İngilizlerin karakolu olarak kullanılıyordu işgal yıllarında. İngiliz askerleri her vapura çıkıyor ve kimlik kontrolü yapıyorlardı. Bağımsızlık uğruna her şeyi göze alarak Anadolu’ya geçen nice Kuvayı Milliyeci için, Drakula’nın şatosu gibi korku saçan bir yerdi Kız Kulesi. Kız Kulesi’nin adı nereden geliyor? Bu sorunun birçok yanıtı vardır. Aralarında en inandırıcı olanı ise Damalis’in öyküsüdür: Büyük İskender’in babası Philippos’un İstanbul’a saldıracağını duyan Bizanslılar Atina’dan yardım isterler. Atinalı komutan Khares kenti savunmakla görevlendirilir. Boğaz sularının günlerce kırmızı renkte aktığı tarihin en kanlı deniz savaşlarından biri yaşanır İstanbul’da. Savaşı kazanmış olsalar da, ne Khares’in, ne de Atinalı askerlerin yüzü güler. Çünkü, Khares’in, çok sevdiği karısı Damalis bu savaşta ölmüştür. Kimi kaynaklarda Damalis’in Kız Kulesi’nde, kimilerinde ise Salacak kıyısında gömüldüğü yazılıdır. 1852 yılında İstanbul’a gelen Gautier, bu tartışmalara son noktayı koymuştur. Ne var ki, kimsenin bundan haberi yoktur. Fransız şair, kentle ilgili gözlemlerini aktardığı kitabında, Kız Kulesi’nin William Henry Bartlett tarafından yapılan gravüründe gördüğümüz sütunun hemen yanında (bu sütun adacığın kuzey tarafındadır) Damalis’in mezarının bulunduğunu belirterek, mezar taşında yazılı olanlara kitabında yer verir: “Ben, İnakhos’un kızı, ineğin sureti değilim ve önümde serilen Bosporos’a adımı vermedim. İuno’nun gaddarca nefreti onu, eski zamanlarda, denizden öteye sürdü; ben ki burada, bu mezarda yatıyorum, ben bir ölü kadınım. Kekrops’un kızı, Khares’in karısıydım ve bu kahraman, Philippos’un gemileriyle savaşa geldiği zaman onunla beraber denizdeydim. O zamana kadar bana boidion –küçük inek– denirdi, şimdi ise, Khares’in karısı olarak, her iki kıtadan faydalanıyorum.” Sisli havalarda gemileri uyaran sis çanı ve Sinanyan’ın Kız Kulesi için bestelediği “Leandros Marşı” da, tarihi eserin kayıplar hanesine kayıtlıdır. Daha nice efsaneyi büyütecek, nice olaylara tanıklık edecektir Kız Kulesi, kim bilir? İyisi mi biz, bir şiirimizden dizelerle koyalım son noktamızı: Çocuğunu asma köprüde sallayan bir annedir İstanbul ki onun içi süt dolu biberonudur Kız Kulesi soğusun diye suya tutulan
10
Seri İlanlar
12 Mart 2014 Çarşamba
A M E R İ K A’ D A K İ
TÜRKLERİN
DETAYLI BİLGİ İÇİN İLAN DANIŞMA HATTINI ARAYINIZ: 347 730 42 36 Long Island’da bulunan Gourmet marketimizin ofisinde çalışacak bayan, çalışma izni olan, İngilizce okuma ve yazma seviyesi üst düzeyde olan elemanlar aranmaktadır.
Lyndhurst, NJ’de 1 yatak oda, salon ve mutfağı olan daire acil kiralıktır. Çamaşır makineleri basementta. 1100 kiraya yakıt dahildir. NYC’ye otobüs ve tren vardır.
$50
İlgililerin resumelerini 516 466 1365 nolu numaraya Tuğçe Hanım’ın dikkatine göndermeleri veya 516 466 1300 nolu telefondan kendisine ulaşmaları rica olunur.
Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236
MANHATTAN’DA SATILIK EKMEK HATLARI pper East Side, pper West Side ve Downtown bölgelerinde dağıtımını yapmakta olduğumuz 3 ayrı hatlarımız satılıktır. Cengiz Telefon: 973 930 5764 Virginia, Fair Oaks Mall’da bulunan berber salonumuz için tecrübeli eleman arıyoruz. Cep 7
- 81-1 78
ş 7
Telefon: 201 281 6435 NJ’de yeni yapılanan Italian Restaurantımıza Pizza ve İtalyan usulü makarna yapabilecek ayrıca lunch time için yemek yapabilecek ustalar aranıyor. Telefon 7 2 8 2 422 Long Island’da garsonlar aranmaktadır. 864 612 7729’dan ahin ya da 631 855 6165’den Aydener’i arayabilirsiniz.
Posta 212’ye verdiğiniz seri ilanlar 1 ay boyunca USAilan.com’da ÖZEL İLAN olarak yayınlanır
- 5 -
Hafta sonları sadece Cumartesi günleri temizlik işi arıyorum. Long Island ve çevresine, New Jersey ve çevresine gidebilirim. cret 80. Evin büyüklüğüne göre fiyat değişir.
$40
SEKRETER ARANIYOR
Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236
Manhattan’da bir avukatlık firmasında çalışacak İngilizce ve Türkçesi düzgün sekreter aranmaktadır.
lanınız Burada Yayınlansın
$20
Text: 718 559 9390
Telefon: 425 516 9805 Pedogojik eğitim almış üniversite mezunu emekli hemşireyim. Bebek ve çocuk bakımı, büyütüm ve eğitim konusunda destek bekleyenlerin telefonlarını bekliyorum.
Florida, Key West’te Elemanlar Aranıyor Mart ve Nisan aylarında Key West, Florida’da Henna Tattoo yapacak Türkler arıyoruz. İlgilenenler ogugu hotmail.com adresinden bana ulaşabilirler.
Mall cart kiosklarda çalışacak, Los Angeles ve çevresinde yaşayan, ulaşım sorunu olmayan, iyi derecede İngilizce bilen, çalışkan, sorumluluk sahibi, part time full time elemanlar aranıyor. Satış tecrübesi olsa dahi tarafımızdan en az 4 gün eğitim verilecektir. Başlangıç olarak saati 8 artı komisyon. E-mail: muranomania hotmail.com
Pazartesi, Cuma günleri arası, saat 1 ile 5 arasında dağıtım, haftada 1 ile 14 arasında kazanç sağlayan yolumu kesin dönüş sebebiyle satıyorum. Depo New Jersey’de, dağıtım yeri ise Delaware’de. Telefon 6
817 54
Türk restaurantına araçlı delivery elemanı aranmaktadır. New York, Telefon 47 61 7112
58 yaşındayım, New Jersey ve civarında çocuk bakımı için yatılı olarak iş arıyorum. NJ’de oturuyorum ve yasalım. Telefon: 425 516 9805 Özel günlerinizde sizlere hizmet vermekten gurur duyarız. Davet yemekleri siparişleri alınır. Telefon 646 7 7856
Satış Elemanları Aranıyor Manhattan Mall ve Jersey Garden Mall’de full time veya part time satış elemanlarına ihtiyacımız var. ğur: Telefon: 407 668 3511
New York, pper East Side’daki bayan giyim mağazasında part time full time çalışacak, satış tecrübesi olan bayan eleman aranıyor.
New York Telefon: 347 480 9867
Telefon: (347) 730 4236 E-mail: seriilan@posta212.com
TİCARİ İLAN Ürün Tanıtımı, Kurul, Bilanço İlanları
New York’ta Night club ve lounge icin; Cuma ve Cumartesi çalılşabilecek, profosyonel bodyguard aranıyor.
Şefkatli çocuk bakıcısı
SERİ İLAN Emlak, Eleman, Vasıta, Alım/Satım, Çeşitli İlanlar SOSYAL İLAN Kutlama, Anma, Teşekkür, Doğum, Vefat İlanları
Telefon 14 27 627
Bayan Eleman Aranıyor
Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236
Seri İlanlar Kazandırır!
White Plains, New York’ta Türk mutfağına usta aranıyor.
Telefon: 631 662 30 87
5 senedir Amerika’da çeşitli yerlerde değişik yaşta çocuklar baktım. Green Card’im var. zun süreli, karşılıklı saygı ve güvene önem veren bir aile yanında iş arıyorum.
Saat+komisyon ile elemanlar aranıyor
USTA ARANIYOR
Hafta sonları temizlik
İlanınız Burada Yayınlansın
East Rutherford’da bayan için kiralık oda. Herşey dahil 450 Telefon: 201 779 6890
Telefon 212 87 6
POSTA212 Seri İlan Sayfaları USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır...
NY’a 20 dakika mesafede, 1 yatak odalı kiralık daire
İlanınız Burada Yayınlansın
ELEMANLAR ARANIYOR
GAZETESİ
Telefon: 201 394 2429 Rose Hanım
Çocuk Bakıcısı Aranıyor Edison Township, NJ’de yaşıyorum. Beş ve yedi yaşındaki oğullarımı okuldan alıp onlarla ilgilenecek, araba kullanıp onları aktivitelerine götürebilecek birini arıyorum. Birinci önceliğim çocuklarla iyi iletişim kurulması. Çocuklar gelmeden önce evin toparlanıp yemek yapılmasını da bekliyorum. Hafif günlük ev işleri sadece. Full time veya part time olabilir. Araba kullanıyorsanız yatılı da düşünebilirim.
Tecrübeli Busboy Aranıyor Sunnyside, ueens’teki restaurantımız için tecrübeli ve okul sorunu olmayan full-time busboy arkadaşlar aramaktayız. Detaylı bilgi ve görüşme için 718 392 3838 nolu telefonu arayabilirsiniz.
Seri İlan Sayfaları
Telefon 484 54 256
www.usailan.com
Brooklyn’de bulunan Türk restaurantına tecrübeli bayan garson (waitress) ve erkek komi (busboy) alınacaktır.
ile ortak hazırlanmaktadır Detaylı bilgi için ilan danışma hattını arayınız: 347 730 42 36
Telefon 646 284 12
GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDEKİ BAŞKONSOLOSLUKLAR T.C. ATLANTA FA R BA KONSOLOSL Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (404) 848-9600 +1 404 848 9600 mdiamond@honturkishconsulga.org Chairperson, The American Turkish Friendship Council 1266 West Paces Ferry Rd. NW Suite 257 Atlanta, GA 30327 Web sitesi www.honturkishconsulga.org T.C. BALT MORE FA R BA KONSOLOSL Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (410) 889-0697 +1 (410) 889-0697 czkiratli@bcpl.net 313 Wendover Road, Baltimore, MD 21218
T.C. BOSTON BA KONSOLOSL Telefon e-Posta Adres
+1 857 250 47 00 consulate.boston@mfa.gov.tr 31 Saint James Avenue,Suite #840, Boston, MA 02116 Web sitesi boston.bk.mfa.gov.tr T.C. ETRO T FA R BA KONSOLOSL Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (248) 701-1050 +1 (248) 626-8279 nurten@turkishconsulategeneral.us P.O. Box 986, Farmington, MI 48332-0986
T.C. FLOWOO FA R BA KONSOLOSL Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (601) 936-3666 x128 +1 (601) 939-5685 ejones@mmiemail.com 1000 Red Fern Place, Flowood, MS 39232
T.C. O STON BA KONSOLOSL Telefon
+1 713-622 58 49 +1 713-622 03 24 +1 713-622 32 05 +1 713-622 32 76 Faks +1 713-623 66 39 e-Posta consulate.houston@mfa.gov.tr Adres 1990 Post Oak Boulevard Suite 1300, Houston, Texas 77056-3813 U.S.A Web sitesi http://houston.bk.mfa.gov.tr
T.C.KANSAS FA R BA KONSOLOSL Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (816) 415-8325 +1 (816) 415-8325 emruerten@gmail.com 812 N. Woodridge Lane, Liberty. MO 64068
T.C.LOS ANGELES BA KONSOLOSL Telefon
+1 (323) 655-8832 +1 (323) 655-8039 +1 (323) 655-8056 +1 (323) 655-8329 Faks +1 (323) 655-8681 e-Posta consulate.losangeles@mfa.gov.tr Adres 6300 Wilshire Blvd.,Suite 2010, Los Angeles, CA 90048 Web sitesi losangeles.bk.mfa.gov.tr T.C.NEW YORK BA KONSOLOSL Telefon
+1 (646) 430-6560 +1 (646) 430-6590 (Konsolosluk Çağrı Merkezine 1-888-566-76-56 numaralı telefondan 7 gün 24 saat ulaşılabilmektedir) Acil Sağlık konuları için: Prof.Dr.Adnan Çinal E-mail:acinal@gmail.com Faks +1 (212) 983-1293 e-Posta consulate.newyork@mfa.gov.tr Adres 825 3rd Avenue, 28th Floor, New York, NY 10022 Web sitesi newyork.bk.mfa.gov.tr T.C.SAN FRANC SCO FA R BA KONSOLOSL Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (707) 939-1437 +1 (707) 939-1433 bonnie@kaslan.com 1281 Oak Creek Drive, Suite A, Sonoma, CA 95476
T.C.SEATTLE FA R BA KONSOLOSL Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (206) 662-8234 +1 (425) 739-6722 john.gokcen@boeing.com 12328 NE 97th Street, Kirkland, WA 98033
TC WAS NGTON B Y KEL L Telefon Adres
+1 (202) 612-6700 2525 Massachusetts Ave NW Washington, DC 20008
T.C. KAGO BA KONSOLOSL Telefon
+1 312 263 06 44 +1 312 263 12 95 Faks +1 312 263 14 49 e-Posta consulate.chicago@mfa.gov.tr Adres 455 N. Cityfront Plaza Dr., (NBC Tower), Suite:2900, Chicago, IL 60611 - USA Web sitesi sikago.bk.mfa.gov.tr BA L B R MLER BASIN MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6807 Faks (202) 319.1087 e-Posta trpressoffice@verizon.net DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202-612-6816 Faks 202-332-1841 EĞİTİM MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612-6810 Faks (202) 319-1538 e-Posta education@turkishembassy.org egitim@turkishembassy.org EKONOMİ MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6790 Faks (202) 238.0627 e-Posta washingtoneco@verizon.net EMNİYET MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202-612-6809 e-Posta washington@egm.gov.tr GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202 612 6794 Faks 202 518 4116 e-Posta gtbusa@gtb.gov.tr KÜLTÜR TANITMA MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6800 Toll free: (877) FOR TURKEY Faks (202) 319.7446 e-Posta dc@tourismturkey.org SİLAHLI KUVVETLER ATAŞELİĞİ Telefon (202) 612.6770 Faks (202) 238.0623 e-Posta adminattache@wtska.com defensesec@wtska.com wska@wtska.com milattache@wtska.com navalattache@wtska.com TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6780 Faks (202) 238.0629 e-Posta vasington@dtm.gov.tr dtvas@verizon.ne
HAVAYOLLARI T RK AVA YOLLAR Telefon 1-800-874 8875 Web sitesi www.turkishairlines.com ELTA AVAYOLLAR Telefon 800-221-1212 Web Sitesi http://www.delta.com N TE A RL NES Telefon 1-800-864-8331 Web Sitesi http://www.united.com
ACİL TELEFON VE YARDIM HATLARI Yangın İhbar Polis İmdat Ambulans Zehirlenme Kontrol Merkezi Tecavüz Kriz Merkezi Adsız Narkotikler Adsız Alkolikler Aile İçi Şiddet Yardım Hattı Kriz Hattı Kayıp Ve İstismar Edilen Çocuklar Ulusal Merkezi
911
(212) 7647667 (212) 267-7273 (212) 929-7117 (212) 647-1680 (800) 621-4673 (212) 219-5599 (800) 843-5678
DEVLET KURUMLARI ABD Vergi İdaresi (IRS) Sosyal Güvenlik İdaresi (SSA) Federal Soruşturma Bürosu (FBI)
(800) 829-1040 (800) 772-1213 (212) 384-1000
ULAŞIM REHBERİ Amtrak Demiryolu New York La Guardia Havaalanı Uluslararası Newark Havaalanı Uluslararası New York J.F.K. Havaalanı (JFK) Metropolitan Ulaşım İdaresi (MTA) Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu
GEREKLİ TELEFON NUMARALARI
(800) 872-7245 (718) 533-3400 (973) 961-6000 (718) 244-4444 (866) 743-3682 (888) 352-9886 (888) 352-9886
Spor
12 Mart 2014 Çarşamba
Dünya Kupası 2014 Futbolun kara gecesi
Dünya hazır! Ya Brezilya? Bu yaz futbol dünyasının kalbi Brezilya’da atacak. Milyonlarca insan yaklaşık bir ay boyunca bu futbol ayinine kilitlenecek. Ama futbolun din’ olarak görüldüğü Brezilya’da halkın protestoları bitmiyor açıklamada Rio’daki uluslararası havaalanının tadilat çalışmalarının sonlandırıldığı ve tamamlanması için 2016’daki Yaz Olimpiyat Oyunları öncesinin bekleneceği bildirildi. Fortaleza Havaalanı’nda yeni terminal üzerindeki çalışmaların ancak 2017 yılında tamamlanması bekleniyor. Bu arada, ev sahibi şehirlerde oteller dolduğu için turizm otoriteleri alternatif konaklamayı teşvik ediyor. Otelleri sadece 1.700 yataklı olan Manaus’da, teknelerde ve orman tesislerinde ilave yataklar satışa sunulacak. İşte bu noktada da bir başka sorun baş gösteriyor.
ADNAN ONARAN HABER MERKEZİ - POSTA212
2
013’ün Kasım ayındaki playoff’lar sonucunda Brezilya’daki 2014 Dünya Kupası’na katılacak 32 takım belli olmuştu. O sürecin ardından ulusal takımlar tüm dünyadaki futbolseverlerle birlikte turnuva tarihini beklemeye başlarken artık akıllarda tek bir soru kaldı; tüm dünya turnuvaya hazır ya peki Brezilya hazır mı Futbolun ‘din’ mertebesinde olduğu Güney Amerika’da ‘ayak topu’nun en popüler olduğu ülke şüphesiz Brezilya. Ve 2000’lerin ortasında ekonomik kalkınma planlarıyla atılıma kalkan ülke 2010’lara gelindiğinde küresel ekonomik krizden en derin yaralar alan ülkelerin de başında yer aldı. Atlanmaması gereken konu Brezilya, 2014 Dünya Kupası’nın ev sahipliğini kazandığında yıl 2007 idi ve dünya sadece ekonomik krizin doğum sancılarını ufak ufak hissetmeye başlamış ve herkes sıkıntıların kendisini ‘teğet’ geçeceğini düşünmekteydi. Ve rakipsiz adaylık sürecinden galip ayrılan Brezilya’nın Dünya Kupası projesi için tahmin edilen yatırım miktarı ilk planda 11 milyar dolardı. Ancak bilindiği gibi 2016 Yaz Olimpiyat
Oyunları’nın da ev sahibi olan Brezilya ve Rio de Janeiro’ya yapılan yatırımların Dünya Kupası’na harcanan paralarla birleşmesi sonucunda toplamda 90 milyar dolarlık bir kaynak harcadı. Halk yaşanan krizlerden çıkamayan ülkelerinin bu organizasyonlara para akıtmasına tepki gösterdi ve ayaklandı. Bu zincirleme reaksiyonun ardından hükümet FIFA’ya verdiği tüm sözlerden geri adım atarak yatırımları kısıtladı ve gelinen noktada Brezilya’nın haziran ayına kadar turnuvaya hazır olması ihtimaller dışında yerini aldı. POSTA 212, okuyucuları için Brezilya’nın hazırlıklarını turnuvaya 100 gün kala mercek altına aldı; STADYUMLAR HAZIR DEĞİL Brezilya geçen yaz Konfederasyon Kupası için 12 Dünya Kupası stadyumundan yarısını hazır ederken, di-
Schumacher için üzücü gelişme (PAR S-POSTA212) Fransa'da kayak yaparken düşerek ağır yaralanan ve hastanedeki tedavisi devam eden Formula 1'in efsane Pilotu Michael Schumacher'in iyileşmesi için "mucizeye" ihtiyacı olduğu iddia edildi. İngiltere basınında yer alan haberlerde, Fransa'daki Grenoble Hastanesi’nde 69 gündür yapay komada bulunan Schumacher'in doktorlarının ailesine son sağlık durumu hakkında bilgi verdiği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, yapay komadan uyandırılan hastaların ortalama 3 haftada kendine gelmesi gerektiği ve uzun zamandır durumunda değişiklik olmayan Schumacher'in iyileşme şansının çok düşük olduğu vurgulandı. zmanlar, kariyerinde 7 kez Formula 1 şampiyonluğu bulunan pilotun yaşamının geri kalanını "Bitkisel hayatta geçirebileceği" görüşünde birleşiyor. Schumacher'in iyileşmesi için mucizeye ihtiyacı olduğu ve yapay komadayken geçirdiği zatürre nedeniyle sağlık durumunun daha da kötüye gittiği belirtiliyor. Alman "Focus" dergisi, doktorların Schumacher'den umudunu keserek uyandırılma sürecinden çıkarıldığını öne sürse de hastaneden yapılan son açıklamada şampiyon pilotun hala uyandırılma sürecinde olduğu ve durumunda değişiklik yaşanmadığı belirtildi. Schumacher'in tedavisinde ocak ayı sonunda aldığı narkoz azaltılmaya başlanmış ve yapay komadan uyandırılma sürecine geçilmişti.
ğer altısı için aralık ayındaki son teslim tarihini kaçırdı. Dördünün ise inşaası hala devam ediyor. Curitiba’daki ‘Arena da Baixada’nın mayıs ayı ortalarında yani turnuva başlamadan sadece bir ay önce hazır olması bekleniyor. Dört grup maçına ev sahipliği yapacak olan Curitiba, çalışmanın hızlandırılmış olacağı vaadedilen şehirlerden biri. Stadyumların teslimi için Aralık olarak belirlenen orijinal son tarih FIFA tarafından şubat ayı sonlarına kaydırılmıştı. Ama Cuiaba’daki ‘Arena Pantanal ve Sao Paulo’daki ‘Corinthians Arena’ bu süre içinde de tamamlanamadı. Porto Alegre’deki Beira-Rio stadyumu ise geçen ay açıldı. Ama yol çalışmaları devam eden arena etrafındaki altyapı konusunda sıkıntılar sürüyor. ALTYAPI BİTMEDİ Brezilya’nın sınıfta kaldığı başlıca konu altyapı... Başlangıçta plana dahil olan birçok altyapı projesinden vazgeçildi. Havaalanlarında iyileştirme çalışmaları gecikiyor ve son olarak yapılan
GÜVENLİK KORKUSU Brezilya’daki turnuva sırasında şiddetli protestoların yeniden şu yüzüne çıkmasından korkuluyor. Brezilyalı yetkililer Dünya Kupası’nda güvenliği sağlamak için 150 bin polis ve askerin görev yapacağını doğruladı. Bunların yanı sıra, 20 bin özel güvenlik personeli de stadyum içinde ve Dünya Kupası mekanlarında çalışmak üzere eğitilmiş olacak. 1 milyar dolarlık güvenlik operasyonunun bir parçası olarak, ev sahibi şehirlerdeki mobil kontrol merkezleri Brasilia’daki merkezle 24 saat iletişim içinde olacak. Toplumsal güvenlik problemlerinin yanı sıra Dünya Kupası süresince ülkeyi ziyaret edecek turist futbol severlerin de güvenlik sorunu önemli bir handikap. Brezilya’da ana merkezler dışına çıkılmaması ve ana merkezlerde dahi kenar mahallelere gidilmemesi FIFA’nın yayınlayacağı Dünya Kupası El Kitabı’nda futbol severlere tavsiye edilecek. Brezilya dünyada adam
kaçırma ve hırsızlık olyalarında en azılı 10 ülkeden birisi. Ama yine de güvenlik görevlisi sayısının, geçen yaz Dünya Kupası şehirlerinin yarısında yapılan, Konfederasyon Kupası sırasında kullanılan güvenlik görevlisinden üç kat daha fazla olacak olması biraz olsun sıkıntıların az yaşanacağı ümidini kuvvetlendiriyor. BİLETLER FIFA, turnuva için toplam 3,5 milyon bilet talebi aldı. 1,5 milyon bilet çeşitli şekillerde satılırken, nihai satış aşaması için 160 binden biraz daha az bilet kaldı. Neredeyse bir milyon bilet Brezilyalı futbolseverlere tahsis edildi. Pazarlama müdürü Thierry Weil biletlerin gayri resmi satıcılar aracılığıyla satıldığı yönündeki haberlerin FIFA’da kaygılara neden olduğunu söyledi. Dünya Kupası biletlerinin internet üzerinden 8 bin dolara satıldığı biliniyor. Karaborsacılığın önüne geçmek için toplu bilet satışının yasaklandığı ve isim ve kimliğe bağlı satışlar yapıldığı açıklandı. Tüm bu veriler ışığında denebilir ki Brezilya kesinlikle Dünya Kupası’na hazır değil. Neredeyse karnenin hiç bir alanında geçer not yok. Ancak futbolu güzel yapan ve her 4 yılda bir sabırsızlıkla beklenen Dünya Kupası’nı eşsiz kılan şey, başlama düdüğüyle beraber her şeyin unutulacak olması. Keyif almak için sadece meşin yuvarlak ve ve ikişer taştan oluşan kalelere ihtiyaç duyulan dünyanın en masrafsız ve kolay oynanan oyununun neden bu kadar parasallaştırıldığı ise bambaşka bir konu...
Fenerbahçe USA başarıya doymuyor
( STANB L - POSTA212) Spor Toto Süper Lig’de Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında oynanan karşılaşma, Sarı-lacivertli takımın 1-0 üstünlüğüyle devam ettiği sırada taraftarların sahaya attıkları yabancı maddeler nedeniyle maçın hakemi Bülent Yıldırım tarafından tatil edildi. Özellikle Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel’in bulunduğu yere atılan yabancı maddeler nedeniyle zaman zaman duran karşılaşmanın ilk yarısına 10 dakika ilave edildi. Taraftarların tepkisi uzatma bölümünde de devam etti. Taraftarların Volkan Demirel’e meşale atması üzerine Fenerbahçe yedek kulübesi ve oyuncular hakeme tepki gösterdi. Daha önce oyunu iki kez durduran karşılaşmanın hakemi Bülent Yıldırım, bu kez yardımcılarını çağırarak soyunma odasına gitti. Fenerbahçeli futbolcular ve yedek kulübesi de soyunma odasına giderken Trabzonsporlu futbolcular sahada bekledi. 10 dakika uzayan ilk yarının 45 9. dakikasında soyunma odasına giden hakem Bülent Yıldırım, karşılaşmayı tatil etti.
TARAFTARLA POLİS ÇATIŞTI Stattan ayrılan Bordo-Mavili taraftarlar, çevik kuvvet polisleriyle sıcak temas yaşadı. Avni Aker Stadı’na giden dar sokakta taraftarlar polislerle çatıştı. Lig TV’nin yansıttığı görüntülerde polis barikatlarını yıkıldığı görüldü. Maraton programının geçtiği bilgiye göre de polislerden yaralananlar oldu ve çevik kuvvet ekiplerinden yaralanan polisler Avni Aker Stadı’nda tedavi edildi. Öte yandan Trabzonsporlu taraftarlar protokol tribününe girmeye çalışınca, orada da çevik kuvvet ekipleriyle sıcak bir temas yaşandı. Fenerbahçeli futbolcular saha dışında yaşanan olaylardan dolayı statta mahsur kaldı.
Fenerbahçe camiasının acı kaybı (NEW YORK-POSTA212) Fenerbahçe Kulübü Bayan Basketbol takımımızın eski kaptanı ve Milli basketbolcu Nalan Mete Ramazanoğlu ile Arkas Spor Voleybol Takımı oyuncusu Mustafa Ramazanoğlu'nun 17 aylık kızları Cemre menenjit virüsü sebebiyle hayata gözlerini yumdu. Fenerbahçe SA Derneği’nin konuyla ilgili vefat ve başsağlığı bildirisi şöyle: "Fenerbahçe Kulübü Bayan Basketbol takımımızın eski kaptanı ve Milli basketbolcu Nalan Mete Ramazanoğlu ile Arkaş Spor Voleybol Takımı oyuncusu Mustafa Ramazanoğlu'nun 17 aylık kızları Cemre'nin vefatını büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayız. Menenjit virüsü nedeniyle uzun süredir hastanede yaşam savaşı veren Cemre'nin acı kaybı spor dünyasını ve bizleri yasa boğmuştur. 17 aylıkken yasama veda eden Cemre’ye, Allah’tan rahmet, acılı ailesine başsağlığı dileriz.
Fenerbahçe SA son olarak geçen hafta 'The 2 14 L SFL oe Goldberg Memorial ndoor Soccer Tournament' isimli turnuvayı kazanarak başarı halkasına bir yenisini daha ekledi tek var, hem maddi hem de manevi anlamda. finalde 3 binin üzerinde taraftarları vardı. Bizimse bir elin parmakları kadar. Artık başarılarımızda taraftarlarımızı da bizimle görmek istiyoruz. Bu konuda hala desteğe ihtiyacımız var umarım her başarımızla birlikte bize gösterilen destek de artacak.”
NEW YORK - POSTA212
A
BD’deki Türklerin sportif anlamdaki en büyük temsilcisi Fenerbahçe SA son olarak geçtiğimiz hafta ‘The 2014 LISFL Joe Goldberg Memorial Indoor Soccer Tournament’ isimli turnuvayı da kazanarak şampiyon oldu. Yarı Profesyonel turnuvanın finalinde ‘New Yorklu Amerikalılar ile Yunanlılar karşılaştı. Sarı-lacivertliler nefes kesen mücadele sonunda şampiyonluğu penaltı atışları ile kazanmasını bildi. 3-0 geriye düşen Amerikalı Sarı-Lacivertliler son 9 dakikada 3 gol bularak karşılaşmayı uzatmaya taşıdı. zatma sonucunu penaltı atışları belirledi. Fenerbahçe SA penaltı atışları sonunda rakibini 3-1 mağlup ederek turnuvayı şampiyonlukla tamamlamış oldu. Fenerbahçe SA yarı finalde turnuvanın bir diğer favorisi Levittown -23 Takımı’nı
bir başka nefes kesen mücadele sonunda 4-2 yenerek final vizesi almayı bildi. Amerika’da Türk-Yunan derbisi yaşatan Sarı-Lacivertliler ile ABD’deki en başarılı amatör kulüp sayılan New York Amerikalı Yunanlar’ın maçını yaklaşık 3 bin kişi izledi. Bu şampiyonlukla son 5 yıldaki 15. kupasını kazanan
sarı-lacivertlilerin teknik sorumlusu uayip Tiyaloğlu zaferin ardından duygularını şöyle dile getirdi: “Çok mutluyuz Fenerbahçe’yi ve ülkemizi en iyi anlamda temsil etmeye çalışıyoruz. Final müthiş geçti ancak özellikle finalde Yunanlar’ı yenmemiz daha anlamlı oldu. Onların arkasında inanılmaz bir des-
Phil ackson New York için mi dönüyor (NEW YORK-POSTA212) NBA'in gelmiş geçmiş en kariyerli koçlarından olan Phil Jackson'ın adı New York Knicks ile anılmaya başlandı. Knicks formasıyla oyuncu olarak iki şampiyonluk kazanan Jackson kötü günlerden geçen New York'ta kurtarıcı olarak görülüyor. Knicks'in sahibi James Dolan'ın fiyasko gibi geçen sezonun ardından 68 yaşındaki Jackson'a kulübün anahtarını teklif ettiği söyleniyor. Sağlık problemleri nedeniyle 3 kez koçluk kariyerine ara veren 11 şampiyonluk sahibi 'Zen Master' lakaplı Jackson'nin saha içinden çok saha dışında bir görev istediği ve bu teklifle kendisine gelen New York Knicks ile anlaşmasının çok da uzak olmadığı NBA kulislerinde dolaşan haberlerin arasında. Jackson'ın, Chicago Bulls ile 6, Los Angeles Lakers ile de 5 şampiyonluk yüzüğü bulunuyor. Knicks ile de oyuncuyken iki şampiyonluk kazanan Jackson, NBA'in gelmiş geçmiş 'oyuncu-koç' toplamında en fazla şampiyonluk kazanan ismi.
Emlak
12 Mart 2014 Çarşamba
Mortgage kâbusu ünyanın en pahalı emlak piyasaları (NEW YORK - POSTA212) ünyanın ev almak için en pahalı lüks konut piyasaları sıralandı. Sıralamada 1 milyon dolara kaç metrekare alan satın alınabileceği hesaplandı. Buna göre en pahalı şehir Monaco, en ucuzu Cape Town oldu. Listede stanbul da yer aldı.
1 milyon dolar karşılığında alınabilecek ev alan miktarı ıra
e ir
lan metrekare
1
Monaco
15
2
Londra
25,2
3
Hong Kong
20,6
4
Singapur
32,6
5
Cenevre
34,7
6
New York
7
Sydney
41,2
8
Paris
41,7
9
Moskova
40
Ekonomik kriz sonrası binlerce New Yorklu, satın aldıkları evler için kullandıkları Mortgage kredilerini geri ödeyemiyor. Krediyi veren bankalar ise evleri geri alıp borcu kapatmayı kabul etmiyor. Bankalar bunun yerine haciz işlemi başlatmayı tercih ediyor (NEW YORK –POSTA 212)
B
anka kredilerini ödeyemeyen binlerce New Yorklu evlerinin haczedilip satılacağı korkusuyla yaşıyor. New York’ta ipotekli olan evlerinin haciz işlemleri tamamlanmayan kredi ya da başka alternatif bir planla ödeme olasılığı da olmayan Mortgage batağına batmış on binlerce ev sahibi bulunuyor. zmanlar ise, borçlu olan kişilerin çoğunun kredilerini ödeyebilmek için anlaşma yapmak istediğini söylüyor. Ama borçlarla mücadele edenler için durum her geçen gün kötüye gidiyor. NEDEN İŞSİZLİK İpotekli evlerin kaybedilmesinin arkasındaki en büyük neden ise cansız ve zayıf olan iş piyasası-
ğını ancak sadece yüzde 8’inin yani 8 bin 652 işlemin tamamlandığını gösteriyor.
nın yol açtığı işsizlik. Kredi alan kişiler, mahkeme tarafından atanan anlaşma görüşmeleri için masaya oturduğunda kredi verenler genellikle karar verme gücünden yoksun düşük düzeylerde çalışan kişilerle karşılaşıyor. Bu durum da kredilerin daha fazla ertelenmesine neden oluyor. Fitch Ratings verilerine göre New York eyaletinde kredi alanların yüzde 48’i dört yıldan daha uzun bir süredir borçlarını ödeyemiyor. Bankaların henüz batık kredi olarak kayıtlara almadığı aileler borç kapanına sıkışmış durumda ve ev emlak piyasasında binlerce sorunlu mülk var. RealtyTrac verileri 2009-2013 tarihleri arasında Long Island ve New York’un beş bölgesinde 111 bin 389 haciz işleminin başlatıldı-
“DURUM KASIRGADAN DA KÖTÜ” New York Post gazetesine konuşan Sandy kasırgasında Staten Island’daki evini kaybeden Mary Ann Daino, Ocak 2013 tarihinden bu yana bankasına 25 bin dolar değerinde sigorta çekinin yanı sıra evin tapusunu vermeye ve sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor. Fakat krediyi veren Freddie Mac, Daino’nun evi vermesine izin vermiyor. Daino’nun avukatı Renee Cadmus, Freddie Mac’in olayı çözüme ulaştırmak istemek yerine haciz ücretlerini toplamayı tercih ettiğini savunuyor. Daino ise “Bu durum kasırgadan daha kötü” diyor.
43
angha 11
Pekin
52,6
12
Roma
60,8
13
Los Angeles
64,3
14
Miami
65,1
15
Tokyo
75,5
16
Mumbai
95,7
tan
l
18
Sao Paulo
19
Dubai
20
Cape Town
136,1 146 215,1
Özyurtlar nşaat, ünya Kadınlar Günü’nü kutladı ( STANB L - POSTA212) Özyurtlar İnşaat, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü çok özel bir etkinlikle kutladı. Gerçekleşen etkinlik kapsamında N5 Suites, NCity Esenyurt ve NCadde projelerinde yüzde 10 indirim yapılırken, Özyurtlar Satış Ofisi’nde de dün bir kokteyl düzenlendi. Büyük ilgi gören kokteyl sırasında Özyurtlar İnşaat müşterileri hem sohbet etme hem de projeler hakkında bilgi edinme fırsatı buldu Özyurtlar İnşaat’ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü de içine alan yüzde 10’luk indirimi bugün akşama kadar devam ediyor. Kampanyadan N5 Suites, NCity Esenyurt ve NCadde projelerinden yatırım ya da oturum amaçlı konut alan tüm kadınlar yararlanabiliyor. Özyurtlar İnşaat’ın N5 Suites projesi Esenyurt’ta otel –rezidans konseptinde inşa ediliyor. Projede 134’ü otel odası, 187’si rezidans daire, 8’i dükkan olmak üzere toplam 329 bağımsız bölüm bulunuyor. N5 Suites’de yer alan 187 adet rezidans dairenin 127 adedi 1 0 (stüdyo), 60 adedi ise 1 1 daire olarak tasarlandı. Projede yer alan stüdyo daireler 40 metrekare büyüklüğünde. 1 1 dairelerin büyüklüğü ise 75, 80 ve 87 metrekare arasında değişiyor. N5 Suites’de rezidans ve otel sakinlerine aynı imkanlar sunuluyor.
Emlak sayfası A M E R İ K A’ D A K İ
TÜRKLERİN
GAZETESİ
emlak sohbetleri
www.emlaksohbetleri.com
işbirliğiyle hazırlanmaktadır. Sayfada yer almasını istediğiniz proje bilgilerinizi bize gönderebilirsiniz. e-mail: erdal@emlaksohbetleri.com
Ev alınmayacak kentler Tanıdık bildik yerde ev almak kolay da ya başka bir yere taşınmak gerekirse Ev alacağınız yerde daha önce cinayet, hırsızlık, gasp gibi kriminal suçlar işlenmiş mi önce onu kontrol edin (NEW YORK –POSTA 212)
CLEVELAN , O O
E
mlak alacaklar için en büyük öncelik yaşanılan şehrin ne kadar güvenli olduğudur. İşte FBI raporlarına göre suç oranının en yoğun olduğu Amerika’nın en tehlikeli 10 kenti.
NEWARK, NEW ERSEY CAM EN, NEW ERSEY yuşturucu, evsizler, yoksullukla kıvranan 77 bin kişilik bir nüfusa sahip Camden, hem New Jersey’in hem Amerika’nın en tehlikeli kenti olarak gösteriliyor. Geçen yıl 57 cinayetin işlendiği kentte, suç oranında önemli bir düşüş kaydedilmesine karşın, Camden hala tehlikeli bir yerleşim merkezi.
FL NT, M C
GAN
General Motors’un doğduğu kent olarak bilinen Flint, otomobil endüstrisi düşüşe geçtikten sonra kendini toparlayamadı. Ekonomik çöküş, ortalama aile gelirinin yüzde 45 düşmesine, yoksulluk oranının da yüzde 40 yükselmesine yol açtı. Tüm bu gelişmeler nüfusu 100 bin olan kentte işlenen suçların patlamasını getirdi.
Cleveland 2000’lerin başlarında ciddi bir mortgage krizine sahne olunca, kredileri ödeyemeyen pek çok ev boşaltıldı. Bunun sonucunda 2006’da suç oranı kentte zirveye çıktı. Ancak alınan önlemlerle son yıllarda suç oranı gerilemeye başladı.
Kent ekonomisinin zora girmesi geçen yıl 111 cinayetle Newark’ı bir suç kenti yaptı. Kent yetkililerine göre işsizlerin ve yoksulların artması şiddetin önünü açıyor.
GARY, N ANA Gary S Steel Corp. için bir şirket kenti olarak kurulmuştu. Çelik endüstrisi zora girince, kentin ekonomik durumu hızla kötüleşmeye başladı, 307 bin kişilik nüfusun yüzde 37’si yoksulluk seviyesinin altında yaşamaya başlayınca cinayet başta her türlü suç kenti kapladı.
OAKLAN , KAL FORN YA Bütçesel nedenlerle polis güçleri azaltılmaya başladıkça Oakland’da suç oranı artmaya devam ediyor. Kaliforniya’nın suç merkezi haline gelmesine karşın, eyaletin diğer kentlerine kıyasla, polis güçleri üçte bir oranında daha az.
BR GEPORT, CONNECT C T 281 bin kişilik nüfusunun üçte biri yoksulluk seviyesinin altında yaşayan kentin başı silahlı çetelerle dertte. Bridgeport sakinleri kent sakinlerinin aşırı derecede silahlı olmasının da suç işlemeyi teşvik ettiğini savunuyor.
B RM NG AM, ALABAMA ETRO T, M C
GAN
Geçtiğimiz aylarda iflasını isteyen Detroit, geçtiğimiz yıl 701 bin kişilik nüfusuyla kendisinden 12 misli kalabalık New York’taki kadar suça tanık oldu. Kentin güvenlikli bir yer olmaktan çıkması emlak fiyatlarını da dibe vurdurdu.
ST LO S, M SSO R Geçtiğimiz on yılda suç oranlarındaki düşüşe karşın geçen yıl kentte yaşanan 120 cinayet vakası kenti bir anda tehlikeli yerleşim merkezleri arasına soktu.
Birmingham’da 2012’de 78, 2013’te ise 67 cinayet işlendi. Belediye başkanı William Bell, polis güçlerinin takviye edildiğini söylüyor ve kent sokaklarının aydınlatılmasını gibi tedbirlerle kentin güvenlikli bir yer olacağını belirtiyor.
Food & Dining
Güneydoğu’dan Ortadoğu mutfağına
Güneydoğu mutfağının Ortadoğu Dilara mutfağından Erbay ayrılması çok dilaraerbay@gmail.co m zordur. Bu sayıda Yeni Türk Mutfağı’ndan kendi yaklaşımımla Muhammara ve Foul iki klasiği yorumluyoruz.
Ü
zerinde çalıştığım Türk geleneksel tatları baz alırken, bir yandan da bunları yenilikçi bir anlayışla ele alıyorum. Türk mutfağını Anadolu coğrafyasıyla sınırlamak bana göre çok yetersiz geliyor. Yeni Türk mutfağının temelleri Osmanlı coğrafyasında yatıyor. Bu topraklarda çeşitli kültürler birbiriyle sentezlendi ve günümüze ulaştı. KÜLTÜR ZENGİNLİĞİ Güneydoğu sınırlarından itibaren uzanan Ortadoğu mutfağı da bir anlamda böyle sentez bir mutfak.
Gaziantep’ten Hatay’a, rfa’ya bu zenginliğin izlerini sürebiliriz. Ben bu toprakların muhammara gibi klasik yemeklerini uygularken onlara yenilikler ekleyip yeniden yorumluyorum. Ortadoğu mutfağında aynen bizim Güneydoğu mutfağında olduğu gibi kimyon, nar ekşisi, zeytinyağı, tahin ve baklagiller çok kullanılır. Muhammara aynı zamanda zahterli pirinç tortilla ile glüten free atıştırmalık ve ekmek üzerine sürülecek bir kahvaltılık olur. Muhammaraya ekmek içi yerine kavrulmuş nohut koyabilirsiniz.
MUHAMMARA
Amerikalılar pizza yeme şampiyonu Amerikalılar tam bir pizza çılgını. ocuk, yetişkin her fırsatta pizza yiyor. Ama pizzanın sağlığa zararlı yönleri bilinmesine karşın devlet destekli kampanyalarla da pizza tüketimi artırılıyor (NEW YORK-POSTA212) Amerikalılar İtalyanları bile şaşkına uğratacak ölçüde pizzaya düşkün. Amerikan Department of Agriculture ( SDA)’ın son raporuna göre, ABD nüfusunun yüzde 13’ü, bir başka deyişle sekiz Amerikalı’dan biri, her gün pizza yiyor. DOYMUŞ YAĞLARA DİKKAT! Araştırmanın verilerine göre Amerikalıların günlük diyeti içinde pizza çok ağırlıklı bir role sahip. Her gün pizza tüketen sekiz Amerikalıdan birinin herhangi bir günü mercek altına alındığında ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: Çocuklar günlük enerji alımının yüzde 25’ini pizzadan karşılarken bu oran yetişkinlerde yüzde 29’a çıkıyor. Sağlık otoritelerince vücuda en zararlı yağ doymuş yağlar ve pizza da bu açıdan çok “zengin” bir yiyecek. Her gün pizza tüketen bu gruptaki çocuklar, günlük doymuş yağ alımlarının yüzde 33’ünü, yetişkinler de yüzde 39’ını pizzadan alıyorlar. SODYUM DEPOSU Pizzanın diğer bir zararlı yöne de, çok ağır bir şekilde sodyum içermesi. Bu gruptaki çocuklar günlük sodyum alımlarının yüzde 33’ünü, yetişkinler de yüzde 38’ini pizza yiyerek alıyorlar. FEDERAL KAMPANYALAR YAPILDI Bütün bu zararlarına karşın Amerika’da, geçtiğimiz yıllarda çocuklar ve yetişkinler arasında süt tüketimini artırmak için milyonlarca dolarlık kampanyalar yaptı. Süt üreticilerine yardım
MALZEMELER 150 gr. ceviz içi (1 su bardağı dolusu) 2 dilim kuru ekmek içi 1 adet limon suyu 1 fincan zeytinyağı 2 diş sarımsak 1 çay kaşığı kimyon, 1 çay kaşığı kırmızıbiber 1 çay kaşığı kişniş 1 çorba kaşığı biber salçası 2 adet kırmızı biber 1 çorba kaşığı domates salçası
atın. Cevizleri havanda dövüp, ekmeği ıslatıp, suyunu sıkıp, sarımsağı dövüp, bütün malzemeleri blender’a katıp karıştırın. NOT Hazırladığınız muhammarayı bir kavanoza koyup, buzdolabında 15 gün muhafaza edip, çocuğunuzun beslenme çantasında, kahvaltılarınızda ve de parti atıştırmalarında kullanabilirsiniz.
TARİF: Kırmızı biberleri direk ateşin üzerinde közleriz. Üzerindeki kabuklarını ve içindeki çekirdekleri temizleyip blender’a
MALZEMELER 1 bardak haşlanmış barbunya 1 fincan tahin 1 fincan zeytinyağ 2 diş sarımsak 1 çay kaşığı kimyon 1 çay kaşığı isot TARİF: Bütün malzemeyi blender’dan geçip servis tabağına yayarız, üzerini
ince kıyım maydanoz, taze soğan, bir dilim limonla süsleriz. Foul Türkiye’nin Güney Doğu, Özellikle kendi başına bir mutfak kültürü olan Antakya’da çok yaygındır, Orta Doğu mutfağının en önemli besini nohut, bakla, barbunya fasülyesi ve susamdır. Humus ve foul o yüzden bu bölgelerde temel gıdadır.
için yapılan federal kampanya dolaylı olarak pizza tüketimini artırdı. İŞLETMELER KAZANÇLI ÇIKTI Amerika’dan son 15 yıldır süt tüketimi ciddi bir şekilde düşerken aynı şekilde peynir tüketimi artıyor. Peynir tüketiminin artmasının en büyük sorumlusu ise pizza. Bu tip federal kampanyalarda süt üreticileri Domino’s Pizza gibi zincir pizzacılarla işbirliğine gitti. Kampanyalar sonunda peynir tüketimi artınca peynir fiyatları da ucuzladı ve pizzalarda daha fazla peynir kullanılarak yiyeceğin cazibesi artırıldı. Böylece beslenme açısından sağlığa zararlı pek çok unsur barındıran pizzanın tüketimi vergi mükelleflerinin vergileriyle artırılıp, oluşan kazançlar da pizza zincirlerine aktarıldı.
Kuyumculuktan mutfağa Manhattan ve Brooklyn’de çok yer gezmiş ama aradığınız lezzete henüz ulaşamadıysanız. ueens Kew Garden’da henüz 16 ay önce açılmış bir restoran deneyebilirsiniz taze ve güzeller. Roka'ya gittiğinizde ilk soracağınız tatlı baklava olmalı. eker miktarından, içindeki antep fıstığının güzelliğine kadar gerçekten çok lezzetliler.
SERKAN KALFA NEW YORK- POSTA212
M
anhattan ve Brooklyn'de hem güleryüz hem de lezzetli bir yemek istiyorsanız ueens Kew Garden’daki Roka Restorana mutlaka uğramanız gerekir. Bu restoran, temiz, kaliteli, güler yüzlü atmosferi ve nefis lezzetleriyle ikinci adresiniz olabilir. Roka’ya vardığımızda Roka'nın sahiplerinden Aneit Dülger bizi güler yüzüyle karşılıyor. Bir ev sahibi sıcaklığı ve tertemiz bir restoran bulmuş olmanın verdiği rahatlıkla bir masaya oturuyoruz. Dülger, kibarca “Konuklarımıza karışık bir meze tabağı verelim” diye içeriye sesleniyor. Sonra da yanımıza oturup sanki 40 yıllık dostluğumuz varmış gibi keyifli bir sohbeti başlatıyor. İKİ ORTAĞI VAR Aneit Dülger, Amerika'ya 26 yıl önce gelmiş ve ilk iş olarak kuyumculuk yapmış. Broadway Soho'da dükkan da açmış ama kiralar çok yükselince kapatmak zorunda kalmış. Düşünmüş taşınmış şimdi ne yapabilirim diye. Bir arkadaşı önermiş yemek işini. “15-20 kişiye yemek yapmak kolay ama koca bir restoranın altından nasıl kalkarım ” diye düşünmüş önce. Sonra iki ortağıyla, biri eşi ygar Zirek, diğeri Hande Yalçın'la açmış Roka'yı.
FOUL
12 Mart 2014 Çarşamba
HEYECANI SEVİYOR Aneit, “Maceracı bir ruhum vardır her zaman, sonunun ne olacağına bakmadan atılırım herşeye. Battığım da olduğu, çıktığımda. Ama ben bu heyecanı seviyorum” diye anlatıyor. “Burayı açarken de çok düşünmedim. Eşim finanstan anlıyordu, bir de sessiz bir ortağımız var, can dostum Hande, hep birlikte girişelim dedik. Gerçi sonra eşimi mutfağa kaptırdım. Meğer yemek yapma heveslisiymiş. Burda bir aile gibiyiz. Zaten buraya gelenlere de müşterimiz gibi bakmıyoruz. Dostlarımız gibi ağırlıyoruz.” diye
konuşmasını sürdürüyor. Çok yabancı müşterisi de olduğunu anlatan ev sahibim, herşeyin en temizini ve en tazesini sunmaya çalıştıklarını söylüyor. “Bizde herşey günlüktür. Sabah yapılır. Akşama biterse yenisi yapılmaz. Kalmamışsa kibarca kalmadı deriz. imdi evinize misafir gelse yemeyeceğinizi bir şeyi ikram eder misiniz Etmezsiniz.” DİLLERE DESTAN ŞAKŞUKA Güzel sohbetimiz devam ederken meze tabağı geliyor. “E buyrun” diyor Aneit gülerek. Mezeler gerçekten çok güzel. akşuka, ezme, humus, haydari kaliteli ve lezzetli. Bu lezzetin sırrını soruyoruz. Aneit, “Çünkü herşeyin en güzelini kullanmaya çalışıyoruz. örneğin iki tane çekirdek bulsak biz patlıcanı atarız. Mutfağımızın başında Erol sta var. O bizden daha acımasız. Hiçbir şeyi laf olsun diye pişirmez. Atılması gerekeni hiç çekinmeden atar. Yılların ustasıdır. Biz de onun sözüne saygı duyarız” diyor. Sonra bize, sohbetimizin en başından beri övündükleri etlerden birkaç çeşit getiriyorlar. Aneit, önce Tavuk Adana’dan başlamamızı öneriyor. Tavuk Adana inanılmaz lezzetli. Pirzola ise yumuşak ve etin kıvamı çok güzel. Köfte bildiğiniz evde yapılmış anne köftesi gibi. Sorduğumuzda etlerin Pennslivanya'daki bir çiftlikten geldiğini öğreni-
yoruz. Süt kuzusundan başka bir şey kullanmıyorlarmış. Aneit, “Erol sta mutfağa başka etin girmesine izin vermiyor zaten” diyor. HİJYEN BİRİNCİ SIRADA Mutfağa girip Erol sta ile sohbet ediyoruz. sta, Elazığ doğumlu. Ama çocukluğu Antepli kasapların yanında çalışarak geçmiş. Bu sebeple hangi et nerde kullanılır, oranı ne olmalıdır çok iyi anlıyor. 15 yıldır Amerika'da. Ona asla çorba yapımında kullanılacak tavuk etiyle Tavuk Adana yaptıramazmış kimse. “Patrona acımayacaksın. ç kuruş ucuz olsun diye yapılan yemekten kimseye hayır gelmez. Müşteri kaybedersin” diyor. sta'yı da alıp tekrar Aneit'ın yanına dönüyoruz ve Erol sta’nın patron hakkındaki sözlerini paylaşıyoruz. Gülerek “Az bile söylemiş” diyor. “Onun sayesinde ünlendik. Hatta yemeklerimizin temizliği ve lezzetinin ünü o kadar çabuk yayıldı ki artık gıda kontrol uzmanları öğle yemeklerini bizden istiyor. Müşterilerimiz bize çok güveniyorlar. Biz de bu güvenin sorumluluğuyla etimizi, sebzemizi alırken çok özenli davranıyoruz” diye ekliyor. EV YAPIMI BAKLAVA Sıra tatlıya geliyor ve bize baklava getiriyorlar. Ev yapımı baklavalar çok
FASIL GECELERİ VAR Arkasından sade bir Türk kahvesi de içiyoruz. Aneit, bize “Bir de haftasonu akşam gelin, asıl eğlence o zaman. Hatta fasıl falan yapıyoruz. Ona katılmalısınız mutlaka” diyor. Fasıla yabancılar da geliyormuş. Çok eğlendiklerini anlatıyor ve “Hemen hemen her müşterimi tanırım. Hepsiyle de çok güzel dostluklarım oluyor. Özellikle Amerikalı müşterilerim benimle sohbet etmeyi çok seviyorlar. Hatta geçenlerde biri masa örtülerimizi beğenmiş, bana söyledi. Ben de içerden yeni bir masa örtüsünü çıkardım verdim kadına. Beni hatırlarsın dedim. Türkiye'den bu örtü, başka yerde kolay kolay bulamazsın dedim. Kadın çok şaşırdı ve boynuma sarıldı. O günden beri de çok güzel bir dostluğumuz var. Biz Türkler karakter olarak sıcak insanlarız. Bu haliyle müşterilerime de yansıyor. Bir kere gelen ve bizlerle sohbet eden bir dahaki sefere sadece yemek yemek için gelmiyor” diye konuştu. Ayrılık vakti geldiğinde, ev sahibimiz güler yüzü ve sıcaklığıyla “Bunu saymayız, yine bekleriz” diyor. Tavsiyemiz Roka Restoran’ın adres defterinizin başlarına yazın. Bundan sonra canınız iyi Turk yemekleri çektiğinde ya da bir dostla sohbet edip kahve içmek istediğinizde nereye gideceğinizi biliyorsunuz. http: www. rokanyc.com
Aneit Gülger
Kültür Sanat & Etkinlikler
12 Mart 2014 Çarşamba
MACERA VE KAHKAHA OL B R HAFTA
VİZYON HALDU
NEW YORK’TA
N ARM
AĞAN
Bu haftada birbirinden ilginç macera ve komedi lmleri vizyona giriyor. En dikkat çekeni Muppets Most Wanted
etkinlikleri
BLOOD TIES
nlü Fransız oyuncu Guillaume Canet tarafından yönetilen filmde Mila Kunis, Zoe Saldana, Marion Cotillard ve Clive Owen gibi önemli isimler yer alıyor. New York un 1974 yılında 50’li yaşlarındaki Chris (Clive Owen) yıllar önce ölümle sonuçlanan bir kavgaya bulaşmış ve iyi halden dolayı azaltılan mahkumiyet süresini
New York binbir türlü kültürel, sanatsal, eğlence etkinlikleriyle dolup taşan 24 saat uyumayan müthiş dinamik bir kent. Ve bu şehirde gidilecek, gezilecek, görülecek çok şey var
Transport
tamamlamıştır. Kendisini karşılayan kardeşi Frank (Billy Crudup) ile araları ise kabus gibidir. Chris bir suçlu iken Frank polis olarak görev almaktadır. Zıt olan bu iki kardeşten Frank kardeşinin yeni hayatında ona destek olmaya karar verir. Ancak Chris in geçmişi onu bırakmaz. Vizyon Tarihi: 21 Mart 2014
M KAL Transport, Schindler’s List filmine ilham kaynağı kitabın yazarı Thomas Keneally’ni kaleme aldığı ve 19. yüzyılda Avustralya’ya göç eden İrlandalı bir kadının korkutucu yolculuğunun anlatıldığı bir müzikal. Yazarının eşinin büyük büyükannesinin hayat hikayesi olan oyun, binlerce kadın mahkumun gemiyle Avustralya’ya taşınması sırasındaki dramatik ve heyecanlı olayları konu alıyor. Mekan: Irish Repertory Theatre Adres:132 W 22nd St Chelsea New York Fiyat 55-65 http: www.irishrep.org
ance Brazil
CHEAP THRILLS Crag işinden kovulmuş ve iflas etmiştir. Aynı gün eski arkadaşı Vince ile barda okul arkadaşları olan bir çiftle karşılaşırlar. Olaylar burda başlar. Çiftimiz Vince ve Craig e durumlarını düzeltebilecek bir öneride bulunur.Bu iki arkadaşa bir görev verirler ve kim önce başarırsa ödülü o alacaktır.Acaba görev nedir ve kim kazanacaktır Hiciv tadında bir komedi; kara komedi bu sefer sinemalarda. Vizyon Tarihi: 21 Mart 2014
GÖSTER
MUPPETS MOST WANTED
7 den 70 herkes sinemalara Muppets Show iftiharla sunar. İlk filminde ilgi gören hikayes ikincisi ile devam ediyor. Bu sefer Muppet’lar Avrupa ya açılıyorlar. Avrupa başkentlerinde gösteriye çıkıyorlar. Fakat bu se-
İnsanın kanını kaynatan Latin müzikleri ve kıpır kıpır Brezilya danslarının sıcaklığı. Otuz yılı aşkın bir süredir seyircileri kendilerine hayran bırakan DanceBrazil topluluğu yine hızlı, hareketli, doyurucu ve kimi zaman ateşli performanslarıyla geri dönüyorlar. Brezilya’nın sokaklarından gelen mü-
Mekan: Joyce Theater Adres : 175 Eighth Ave Chelsea New York Fiyat 10 – 49 joyce.org
SERG Nazi Almanyası herşeyi yakıp yıkarken bazı önemli sanat eserlerine el koymayı ihmal etmemişti. Daha önce sanatsal işler yapmış ama başarılı olamamış Hitler’in zevkine göre düzenlenen bu sanat eserlerinden oluşan bir sergi bile yapılmıştı. Nazi Almanyası dağıldıktan sonra bu eserler çalınmış, kaybolmuş ya da eserlere el konulmuş-
tu. Yıllar sonra bu eserlerden 60’ı bir araya getiriliyor ve bir sergi olarak karşımıza çıkıyor. Sanat tarihinin en ilginç koleksiyonlarından birine sahip olan sergiyi kaçırmayın. Mekan: Neue Galerie New York Adres:1048 Fıfth Ave pper East Side New York Fiyat: 10-20 neuegalerie.org
Fashion ewelry The Collection of Barbara Berger"
fer Kermit in başı büyük belada. Kermit e ikiz gibi benzeyen azılı hırsızlardan Constantine Muppets üyelerini uluslararası suça sürüklüyor. Ailecek izleyebileceğiniz keyifli bir film. Vizyon Tarihi:21 Mart 2014
The Skivvies
MCCANICK Bir süre önce Glee oyucusu olan Cory Monteith in ölmeden önceki son filmi. Corry Monteith uyuşturucu dolandırıcısı Simon Weeks karakteriyle karşımıza çıkıyor. Narkotik dedektifi Mack Mccanick (David Morse) kendisiyle ilgili gerçeği bilen Simon un peşine düşer. İlk gösterimini Kanada’da yapmış olan film, Amerikan sinemalarında gösterime giriyor. Suç ve dram konularının işlendiği filmin yönetmen koltuğunda ise Josh C. Waller’ı görüyoruz. Vizyon Tarihi:21 Mart 2014
zikleri ve dansları modern bir şekilde yorumlayan grup, Brazil Festival kapsamında izleyiciyle buluşacaklar.
"Degenerate Art: The Attack on Modern Art in Nazi Germany, 1 7
GÖSTER En bilindik pop parçalarını, üstündeki fazlalıklardan kurtarıp en basit haliyle söylemek bunu da iç çamaşırlarıyla yapmak The Skivvies’in tarzı. Aktör şarkıcı Lauren Molina (Sweeney Todd) ve Nick Cearley (Altar Boyz), konuk sanatçıların da katılımıyla gerçekleştirdikleri bu “sade” pop gösterisinde, siz yemeğinizi yiyip içkinizi
içerken çok bildiğiniz şarkıları hiç bilmediğiniz yöntemlerle sunuyor. Mekan: 54 Below Adres: 254 W 54th St Midtown West New York 10019 Fiyat 25-35 25 Minimum 54below.com
SERG 1950 yılından beri takı toplayan Barbara Berger, 3000'in üzerindeki koleksiyonunun 450 parçasını Museum of Arts Desing'e ödünç veriyor. Değerli ve değersiz taş, incik boncuklardan el emeği ile yapılmış bu parçaların içinde kolyeler, bilezikler, küpeler ve broşlar var. Çoğunlukla Balenciaga, Kenneth Jay Lane ve Miriam Haskell'in şatafatlı tasarımlarından oluşan bu sergi, takılar hakkında ufak bir tarih çalışması niteliğinde. Mekan: Museum of Arts Design Adres: 2 Columbus Circle Midtown West New York 10019 Fiyat 12-16 madmuseum.org
The Enchanted Island OPERA Met’in ilk defa 2011-12 sezonunda sahnelediği şahane barok bir fantezi olan The Enchanted Island, Handel, Vivaldi ve Purcell gibi çok önemli bestecilerin eserlerini bir araya getiren ilginç bir karma opera. Shakespeare’nin ‘A Midsummer Night’s Dream’ in ruhunu taşıyan bu yapıt, Susan Graham, Placido Domingo ve David Dani-
els gibi büyük isimleri sahnede bir araya getiriyor. Mekan: Metropolitan Opera House Adres: Lincoln Center Plaza pper West Side New York Fiyat 25-430 metoperafamily.org
Life & Style
12 Mart 2014 Çarşamba
ANNECY Nurdan Yüzbaşıoğlu
nurdanusa gmail.com
çelim güzelleşelim
B
aşlıktan ne anladınız bilmiyorum ama ben bahar ve yaz günleri yaklaşırken bol su içmekten bahsediyorum. Evet henüz havalar tam ısınmamış olsa da bahar kapıdan girmek üzere. Zamanın nasılda hızlı geçtiğinin benim kadar sizde farkında olduğunuza göre harekete geçmenin zamanı. Bu kış biraz zorlu geçti, kar kış kıyamet derken mutfaktan pek çıkamadık. Evlerde kapalı kaldıkça aşçılık marifetlerimizi arttırıp soğuktan korunmak için üzerimize bir iki katman yağ daha ekledik. Kalın kazaklar, paltolar, görmek istemediğimiz çıkıntıları saklayadursun aynaların önünden hızlıca geçerek kendimizden bile kaçtık. Ama ne demişler korkunun ecele faydası yok; yakında kıyafetler incelmeye başlayınca acı gerçeklerde bir tokat gibi suratımızda şaklayacak. En iyisi bir anda açlık sefillik triplerine girmeden şimdiden başlayarak tatlı yağ katmanlarımızdan ufak ufak kurtulmak. Olayı fazla büyütmeden kendimize bile çaktırmadan gram gram hedefe doğru yürümek. Rejim yapanlar çok iyi bilir, yaş ilerledikçe bir kilo vermek bile zorlaşır. Bir gün verip birgün alarak kıyasıya bir mücadele başlar sayılarla aramızda. Bu konuda iradeli olmak yetmez, yakın çevremizin de desteği geçtim köstek olmamaları gerekir. Kilo vermeye çalışan birisinin önüne sürekli börekler, tatlılar, mantılar koyarak ondan iradeli olmasını istemenin işkenceden hiç bir farkı yok. Peki bu kilolar nasıl gidecek Bunları bir
uzman edasıyla burada tek tek anlatmayacağım. Ama şunu yaptığım araştırmalar ve kendi tecrübelerimle söyleyebilirim ki yeme alışkanlığınızı değiştirmeden ve işin içine ekstra hareket katmadan boş hayaller kurmayın. Öncelikle yazının başında da belirttiğim gibi su sizin bu süreçte ve tabii ki her daim en yakın dostunuz olmalı. Suyun yanına bir de yeşil çayı eklediniz mi oldukça yol almışsınız demektir. Yeşil çayın bu konudaki etkisi inanılmaz. Hem vücuttan ödemi atıyor hem yağ yakmanızı hızlandırıyor, daha ne olsun. Günde iki büyük fincan mutlaka içmelisiniz.
Bu arada rejim konusunda ben biraz farklı düşünüyorum. Yani kilolu ve kilo almaya müsait birisinin belirli bir süre rejim yaparak kilo vermesi ve sonra eski yemek stiline geri dönmesi neye yarar çok merak ediyorum. Bu rejim birgün bittiğinde ne olacak stelik alınması gereken kaloriden daha azını alarak yapılan bir rejimden sonra eskisi gibi yenirse kilo öncekinden bile daha fazla artacaktır. Bunu ben değil bilirkişiler söylüyor. O yüzden yuvarlak hatlı olmaya müsait bir yapınız varsa hayat boyu yiyeceklerinize dikkat edeceksiniz
demektir. Bu bazılarının sandığı gibi kötü birşey değil, hayat boyu sağlıklı beslenmek anlamına geliyor. Artık legal drug (yasal uşutrucu) olarak görülen şekerden mümkün olduğu kadar uzak kalarak, beyaz unu düşman kabul ederek yaşamalıyız demek. Bu zararlı maddeler sadece kilo sorunu olanlar için değil herkes için zararlı. Çünkü şeker ve beyaz un tüketildiğinde sadece kilo alınmıyor vücut su da tutuyor. Dolayısıyla daha kilolu görünüyoruz. Organlarımıza verdiği zarar da ayrı. Sağlıklı yiyecekler tükettiğimizde- bunların neler olduğunu çocuklar bile biliyor tüm organlarımızın mutlu olduğunu hissedebiliriz. İnanın bu alışkanlığı oturtunca bir süre sonra diğerlerini artık yemek bile istemeyeceksiniz. Salata, sebze, et, balık, tahıl, kuru baklagiller, tahıllı veya tam buğday unundan ekmekler size daha güzel görünecekler. Benim kilomu kontrol etmek için yaptığım birşey daha var sürekli tartılmak. Hatta gün içinde birkaç kez. Böylece kilomun yukarı doğru çıktığını görünce hemen yemeği azaltıp hareketi çoğaltıyorum ta ki aldığım fazlalığı verene kadar. Sonra bir iki gün kasmadan takılıyorum. Böylece fazla canımı sıkmadan ufak hareketlerle kilomu kontrol altında tutmuş oluyorum. Sağlıklı olmak demek illaki çok zayıf olmak anlamına da gelmiyor bu arada. Kendinize yakışan kıyafet gibi kendinize yakışan kiloda kalmaya çalışmalısınız. İşte böyle sevgili okuyucular, bakalım haftaya hangi konuda buluşacağız.. imdilik hoşçakalın.
CARA ELEV NGNE
S
apsarı saçlar, kapkara kaşlar ve renkli gözler Yerinde duramayan hiperaktif ve işkolik bir güzel Aah ah Gençlik, güzellik, an şöhret, cool’luk, popülerlik, zeka... Hepsi 21 yaşındaki bir kızda toplanabilir mi Toplanır... Cara Delevingne, tüm bu özellikleri kendinde toplayan hatun. Kaşları bile dünyayı yerinden oynatıyor. Ben dahil herkes kaşına kaş eklemeye çalışır oldu bu bacak kadar kız yüzünden. Yani gözünün üstünde kaşı var mı var. Karl Lagerfeld denen ürünün gözbebeği, Burberry’nin yüzü, tüm dünya Vogue’larının kapağı, Victoria Secret’in tatlı meleği. Aslan burcu olmamızın dışında hiçbir ortak noktamızın olmayışına karalar bağlarken kızın hakkını da vermeden geçemeyeceğim. Zaten ben vermesem de o almış hakkını fazlasıyla. Bu son dönemin 1992 doğumlu en cool modeli aynı zamanda şarkıcılığa da göz kırpıyor. Ablası ünlü model Poppy Delevingne bu da yetmezmiş gibi dedesi de Sir Jocelyn Stevens.
Anna Karenina’nın film uyarlamasında Prenses Sorokina rolünde görülen bu tatlı ingilizi izlemeye devam
Y
emyeşil çayırların arasında gökyüzünün her tonunu yansıtan masmavi bir göl, burası sanki masallardan fırlamış. 1800’ler Avrupa’sından fırlamış gibi duran, Cenevre ve Lyon arasında şirin mi şirin bir Fransa şehri. ehrin neresinden çekerseniz çekin, isterseniz gözünüz kapalı çekin her fotoğraf kartpostal olur hatta birinci olur. Muhteşem gölünün etrafındaki dağlarla birleşince verdiği görüntü masal gibi, rüya gibi adeta Cenevre’ye 1 saat uzaklıktaki bu şehir, daha küçük ama daha güzel ve ucuz. Bu aristokrat kentin göle dökülen nehrinin hemen yanında eski ve restore edilmiş merkezi vardır ki, gez gez tadına doyulmaz. Her yıl ekim ayında ev sahibi olduğu Retour des Alpages animasyon film festivali için bile gitmeye değer. ehrin batısında yer alan Chateau de Montrottier ise orada mutlaka görülmesi gereken güzellikte bir şato. Kulesinden tüm şehri seyretmeye doyamazsınız. Alp’lerin Venedik’i olarak da adlandırılan Annecy aynı zamanda da bir kayak merkezi.
CAMERON
A
nlü ve güzel oyuncudan beslenme ve sağlıklı yaşam tüyoları... Madem bu hafta formda kalmaktan bahsediyoruz o zaman güzel kadın Cameron'un kitabını es geçmeyelim. Tatlı gülüşü, fit vücudu, sağlıklı görüntüsüyle yıllardır arz-ı endam eden bu California'lı güzel sırlarını kitabında açıklıyor. Kitabın adı "BODY BOOK". Ben şöyle bir inceledim baktım benim yaptıklarımla çok örtüşüyor pek sevindim. Mesela susuz kalıp kalmadığınızı anlamak için idrarınızı kontrol edin diyor. Ben kızımın dahi kontrol ederim ve koyu ise suya ağırlık vermesini sağlarım. Sizin de aklınızda olsun. Ayrıca dizi seyrederken bile kaslarınızı nasıl çalıştıracağınızdan bahsediyor, ben yıllardır yakın çevreme bu örnekleri verir dururum. Çünkü artık sporu evde boş vakitlerimde yapıyorum, bundan daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim. Anlayacağınız işi bir kere çözdünüz mü hayat boyu rahatsınız. öyle bir hayatınızı gözden geçirin ve bir iki manevrayla görünümünüzü ve sağlığınızı kurtarın.
ALE AN ER Mc EEN 2 14 LKBA AR-YA
M LYON OLARL K P ONE NEW YORK - POSTA212
L
üks tüketim firmalarından biri olan Alchemist London, kasası 24 ayar altın olan ve 700 kristalle süslediği IPhone üretmeye başladı. imdilik sadece 4 tane üretilen bu
telefonlar, 1 milyon dolar fiyatla satışa sunuldu. Ortadaki ana navigasyon düğmesi iki karatlık elmastan ve gövdesi el yapımı 24 karatlık altından oluşan bu lüks telefonlar, iki tane Iphone 5 ve iki tane Iphone 5s olarak üretildi. Arkadaki Apple logosu da 53 tane elmastan oluşan telefonlar
için 7 ay çalışıldı. Abartılı tasarımlarıyla bilinen ünlü lüks tüketim firması Alchemist, ürettikleri telefonları “estetik ve teknolojik oranların muhteşem bir birleşimi” olarak adlandırıyor. Her ne kadar fiyat etiketi abartılı görünse de, aslında piyasadaki en pahalı telefonlar değil. 2013 yılında başka bir lüks tüketim firması olan Stuart Hughes, özel bir sipariş üzerine altından ve elmaslardan bir Iphone üretmiş ve 15 milyon dolara satmıştı.
K
ız kardeşlerine elbise yaparak moda tasarımcısı olmaya karar veren ve kısa sürede adını tüm dün-
yaya duyuran Mc ueen hala dünyaca ünlü bir marka. Ölümü ile moda dünyasını yasa boğan Alexander Mc ueen, ardında çok başarılı bir marka bıraktı. Hala gücünü koruyan marka 2014 İlkbahar-Yaz kampanyasını ise modacının sağlığındaki yakın arkadaşı ikonik model Kate Moss ile çekti. Her türlü şekle giren, yıllar geçse de popülerliğinden bir şey kaybetmeyen ünlü model bu kampanya çekiminde de hala tahtını bırakmadığını gösteriyor. Arkaya taranmış garip tondaki sarı saçlarıyla android bir kadına dönüşen Kate Moss kampanyanın kısa filminde de oldukça başarılı. Gladyatör stili deri kıyafetleri ve altın bilezikleriyle kusursuz görünen modele bir de küçük barbie modeli bir bebek eşlik ediyor. Londranın arka sokaklarındaki filmi ve kampanyayı Steven Klein çekmiş.
Tayfun mağdurlarına AB ’li Türklerden destek WASHINGTON - AA
A
BD’de yaşayan Türk toplumu, Haiyan Tayfunu’nun vurduğu Filipinler’e 25 bin dolarlık bağışta bulundu. Başkent Washington’da düzenlenen törende bağış çeki, Amerika Türk Koalisyonu (TCA) tarafından Filipinler lusal Kültür Merkezi yetkililerine teslim edildi. Törene, Kongre üyesi Donna
Edwards, Filipinler’in Washington Büyükelçisi Jose Lampe Cuisia, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği Müşaviri Aydan Karamanoğlu, TCA Başkanı Lincoln McCurdy ile diğer yetkililer katıldı. TCA Başkanı Lincoln McCurdy, törende yaptığı konuşmada, ABD’de yaşayan Türklerin, Filipinler’de ihtiyaç duyulan yardım çalışmalarına katılımından gurur duyduklarını söyledi. McCurdy,
www.posta212.com
“Bu bağış, sadece toplumları harap olmuş Filipinliler’e yardım etmeyecek aynı zamanda ABD’de yaşayan Türkler ile Filipinli Amerikalılar arasında kalıcı bir dostluğun başlangıcı olacak” dedi. ABD’de yaşayan Türklerin 25 bin dolarlık bağışı Filipinler’de, ülkenin yeniden inşası çabalarına sahada öncülük eden yerel organizasyonlara doğrudan ulaştırılacak.
1
• YIL 1 • SAYI 43
art
14 arşamba
Kumar borcuna sarhoşluk bahanesi Güney Kaliforniyalı işadamı Mark Johnston (52), Las Vegas’ta bir kumarhanede 5 bin dolar kaybetti. Mahkemeye başvuran ohnston, çok sarhoş olduğunu ve bu nedenle borcunu ödemek zorunda olmadığını ileri sürüyor
L
NEW YORK - POSTA212
as Vegas’da kaybettiği 500 bin dolar için kestiği çeki ödemek istemeyen sarhoş kumarbaz, dolandırıldım diye kumarhaneye dava açtı. Güney Kaliforniyalı işadamı Mark Johnston (52), çok sarhoş olduğu için kumarhaneye olan borcunu ödemek zorunda olmadığını çünkü kumarhanenin kendisine içki servisi yapmaması gerekti-
ğini iddia etti. Servetini otomobil bayiliğinden ve gayrimenkul girişimlerinden elde eden Johnston, Super Bowl öncesi kız arkadaşıyla birlikte geldiği Las Vegas’ta The Grand Kumarhanesi’nin sarhoşken kumar oynamasına izin vermemesi gerektiğini ileri sürdü. Nevada yasalarına göre kumarhaneler, içki servisi yapabiliyorlar. Fakat Johnston’ın avukatı Sean Lyttle, the Grand Kumarha-
nesi’nin Johnston’ın kumar borcunu ödetmek için takip ettiğini ve aynı zamanda Johnston’ın ismine leke sürmeye çalıştığını söyledi. Kumar oynarken tamamen sarhoş olduğunu söyleyen Johnston’ın hukuk danışmanları, görgü tanıklarının ifadelerine ve video kayıtlarına başvurmayı planlıyor. Kumar Denetim Kurulu (Gaming Control Board), bu ilginç olayı araştırdığını açıkladı.
Mark Johnson
amster tekerleğinde 1 gün (NEW YORK-POSTA212) Brooklynli sıra dışı sanatçılar Ward Shelley (63) ve Alex Schweder (43) insanların kullanabildiği dev bir hamster tekerleği üreterek 10 gün boyunca içinde yaşadılar. Brooklyn’in en popüler sanat galerilerinden Boiler de ürettikleri dev tekerleği sergileyen sanatçılar 10 gün boyunca düzeneğin içinden çıkmadan yaşadılar. Yörünge adını verdikleri hamster tekerleğinde bir insanın günlük ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yatak odasından tuvalete çalışma masasından mutfak tezgahına kadar her şey yerleştirildi. İki çılgın Brooklynli sanatçının 10 gün boyunca hiç çıkmadan içinde yaşadığı dev hamster tekerleği 5 Nisan’a kadar sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
ustin Bieber’in evini alıyor (NEW YORK-POSTA212) Bir zamanlar ayrıldığı kocası Lamar Odom ile paylaştığı evini satan Khloe Kardashian, şimdi de Justin Bieber’in malikanesini satın alıyor. Pop star Justin Bieber’in Kaliforniya eyaletinin Calabasas kentinde bulunan malikanesinde düzenlediği gürültülü partilerle polis ve komşularıyla anlaşmazlıklar yaşıyordu. nlü şov yıldızı Khloe Kardashian’ın, Bieber’in bu aralar yumurta soruşturmasının merkezinde olan adı kötüye çıkmış parti sarayını satın almak için büyük paralar ödediği söyleniyor. Bieber’ın komşuları Jeffrey and Suzie Schwartz, Bieber’in kendisine küfür ettiğini ve evine çok sayıda yumurta fırlattığını iddia ederek suç duyurusunda bulunmuştu. Bieber’ın malikanesinin kapısına arama izniyle gelen polis, incelemeler yapmıştı. Bu olaydan sonra Khloe Kardashian, Bieber’in Calabasas kentinde bulunan malikanesini almak için anlaştı. New York Daily News gazetesine konuşan Bieber’in komşusu Suzie Schwartz, “Çok mutluyum. Khloe Kardashian’ın zararsız olduğuna eminim ve umarım onun için de iyi olur. Bizim için muhteşem olacağından eminim” dedi. Kardashian, eski kocaso Omar ile Aralık ayında boşandıktan sonra yaklaşık 5.5 milyon dolara satışa çıkardığı Tarzana yakınlarındaki evini “Big Khloe Bang Theory” dizisinde rol Kardashian alan Kaley Cuoco’a sattı.
New York’ta güneş bayramı aftalardır kapalı mekanlara mahkum olan New Yorklular, kış güneşinin tadını doyasıya çıkardı SONER MEZGİTÇİ NEW YORK POSTA212
K
ar fırtınalarıyla ve eksi 20 derece soğukla boğuşan New Yorklular, geçen hafta sonu güneşi görünce Central Park’a hücum etti. Sokak dansçılarıyla müzik gruplarıyla adeta bir karnaval havasına bürünen
park, genciyle yaşlısıyla güzel bir hafta sonu geçirdi. Parkta spor yapanların yanı sıra sadece güneşlenenler de vardı. Güneşten ve temiz havadan en çok yararlananlar ise yine çocuklar ve yaşlılar oldu. Parkın çevresinde tur yaptıran faytoncular da aşırı soğuklar nedeniyle uzun süre iş yapamaz duruma gelmişti. Faytoncular, havanın ısınmasıyla işlerinin açıldığını söylediler.