POSTA212 - SAYI 69 EK

Page 1

2’DE

BESİM KAZADO İLE HER TELDEN

6’DA

SUNAY AKIN

9’DA

KADİR ÇETİNÇALI İLE KADİRCE

Gururumuz İpek Soylu 9’DA

■ ABD Açık Tenis Turnuvası’nda genç çift bayanlarda mücadele eden İpek Soylu, finalde partneri Jil Belen Teichmann ile birlikte, Belaruslu rakiplerini yenerek, Türkiye’ye ilk Grand Slam şampiyonluğunu getirdi.

4’TE

Müzikte zincirleri kıran Türk

6’DA

FB USA’dan muhteşem balo ■ New York’un en büyük ve en renkli etkinliklerinden FB USA Balosu’na sayılı günler kaldı.

HAFTALIK ÜCRETSİZ

A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

www.posta212.com • YIL 2 • SAYI 69

10 Eylül 2014 Çarşamba

İstanbul’dan ABD’ye

BİSİKLETLE GELDİ

10’DA

Yunusların çilesi bitmiyor ■ İnsanların en büyük dostu olan denizlerin sevimli memelileri yunusların çilesi bitmiyor. Japonlar bu sevimli dostlarımızı kafalarına sopalarla vurarak öldürürken, Marmaris’te olduğu gibi dünyanın çok yerinde de havuzlara hapsedilen yunuslar, gösteri yapmaya zorlanıyor. “Tea with Christopher” adını verdiği projesi için İstanbul’dan yola çıkan Tunahan Emre Bilgin’e pek çok ünlü de sosyal medyada destek veriyor. Bilgin, geçtiğimiz yıllarda bisikletle Fransa’nın Başkenti Paris’e de gitmişti.

7’DE

Fotoğrafçılık ve yönetmenlik de yapan üniversite öğrencisi Tunahan Emre Bilgin’in hedefi 36 şehir, 12 ülke, 3 kıta aşarak Los Angeles’a ulaşmak. Temmuzda İstanbul’dan yola çıkan Bilgin New York'a ulaştı bile. Bilgin’in amacı ise “idolüm” dediği ünlü yönetmen Christopher Nolan’la Los Angeles’ta bir fincan çay içmek.

Amerikalı anneler artık emziriyor ■ Amerikalı anneler, göğüsleri bozulmasın diye çocuklarını emzirmiyordu. Ancak yapılan araştırmalar özellikle son 2 yıldır ABD’li annelerin yüzde 90’a varan oranda yeniden bebeklerini emzirmeye başladıklarını ortaya çıkardı.

4’TE

Life & Style

NURDAN YÜZBAŞIOĞLU İLE LIFE AND STYLE

11’DE

Vizyon

HALDUN ARMAĞAN İLE VİZYON

11’DE

New York’ta moda haftası

11’DE

■ Her yıl heyecanla beklenen New York Moda Haftası başladı. Amerika dışından 12 ülkenin tasarımcısının da katıldığı moda haftasında İlkbahar-Yaz 2015 modelleri görücüye çıktı.

10’DA

Eylülde aşık olmak! ■ Kalabalıktan, gürültüden uzak eşinizle, sevgilinizle baş başa romantik ve güzel bir tatil yapmak istiyorsanız hemen bavulları hazırlayın. Zaten okullar da açılıyor ve bu yüzden tatil yöreleri de tenhalaştı. Yani şimdi romantik tatil sevenlerin mevsimi.

3’TE

Grammy aday adayı Türk ■ Grammy Ödülleri aday adayı olan Mehmet Ali Şenkol, hayallerini şu andaki konumunu, çalışmalarını yazarımız Besim Kazado’ya anlattı.


10 Eylül 2014 Çarşamba

HER TELDEN

Besim Kazado besimkazado@gmail.com

NY’ta Moda Haftası Bu hafta NY özel haftalarından birini daha yaşıyor. Her yıl gerçekleşen ‘NY Moda Haftası’nı. Caddeler, restoranlar, oteller, kafeler, mağazalar ve tabii ki moda merkezleri rengarenk görüntülere sahip oluyor. Union Square meydanında değişik firmaların açık hava gösterileri bile var. Cuma günü ‘Suno’nun tertip ettiği 2 defileye gittim. Kuliste başlamak geceye apayrı bir güzellik kattı. Her şeye mutfağından başlamak lazım denir ya... Catering’ini Simit & Smith adına arkadaşım Gökhan Çakmak’ın üstlendiği geceye kuliste başladık. Brendan Ordonez’in düzenlediği bu gecede, İşlerini epey ciddiye aldıkları için makyajdan saç modellerinin gerçekleşmesine kadar her şey mükemmel gerçekleşiyor Bu defilede rengarenk çizgi ve ekose revaçta idi. Hafta içinde de sizlere anlatacağım yeni gösterilere gideceğim.

Yaşam Joan Rivers’i kaybettik

Andre Leon’la moda gezintisi

Fashion police BİTTİ Moda programlarının en sivrisi, en komiği, en korkulanı ve sevileni sustu. Amerikan hatta dünya starlarının tenkitlerinden korktuğu ve de çok sevdiği ‘huysuz’ sunucu Joan Rivers vefat etti. 1933 Brooklyn doğumlu sempatik sunucu ‘o kadar çok estetik ameliyatı geçirdim ki, öldüğümde plastik kapakları firmasına hediye edeceklermiş beni’ demişti bir şovunda. Rus asıllı bir ailenin kızı olan Rivers önce tiyatroda kendini gösterdi. Ardından 1978’de Burt Lancaster ile ‘the Swimmer’da sinemaya atıldı. TV programlarının en aranılan yıldızı olduktan sonra Oscar gecelerinin ‘kırmızı halı’ dedikodularıyla dünyaya hayran bıraktı kendini. Tony Ödünü bile alan Rivers’ın bıraktığı boşluk zor dolar.

Hazır modayla başlayıp devam ettim. Sözü de modayla bitireyim. Geçen gün her yerin modacılarla dolup taştığını söylemiştim. Ama modanın ve moda ile ilgili yazıların bel kemiği Andre Leon’la karşılaşacağım aklıma gelmezdi. Whoppi Goldberg’le Soho Sant Ambreus’ta yemek sonrası konuşabildiğim bu Leon dev Hermes’ini arabasına attı yardımcısına arabasının önünde ikimizin fotoğrafını çektirtti.1949 doğumlu Vogue’un 30 senelik editörü büyük bir transferle Rusya’nın ünlü Numero dergisine geçeceği söylentilerde. Halen dünyanın en nüfuzlu moda editörü olan Leon moda haftası için NY’ta.

TV dizisi Friends’in hayranlarına müjde! (NEW YORK-POSTA212) Amerikan tarihinin en popüler dizileri arasında yer alan Friends’ın 20. yıldönümünün gelmesi sebebiyle dizide yer alan ve çok ilgi çeken “Central Perk” adlı kafenin gerçeği açılıyor. Friends hayranları, 17 Eylül - 18 Ekim tarihleri arasında SoHo’da konumlanacak olan kafeyi ziyaret edip, diziyi tekrar yaşayarak deneyimleyebilecek. Final bölümünü sadece Amerika’da 52 milyon kişinin seyrettiği dizinin sembolü turuncu koltuğun da bulunacağı kafe, “199 Lafayette Street” adresinde ziyarete açılacak.

Notaları Amerika’da festivalde yarışacak (NEW YORK-POSTA212) Besteci Rahman Altın, Amerika’daki Moondance Uluslararası Film Festivali’ne Kelebeğin Rüyası filminin müzikleri ile aday gösterildi Amerika, Colorado, Boulder’de 26-28 Eylül tarihleri arasında yapılacak olan Moondance Uluslararası Film Festivali’nde en iyi film müziği ödülü için Besteci Rahman Altın aday gösterildi. Favori gösterilen Altın, daha önce de Kelebeğin Rüyası Filmi’ne bestelediği müzikler ile 15. Milano Uluslararası Film Festivali’nde, (İtalya) “En İyi Film Müziği”, 13. World Soundtrack Academy, (Belçika) “Halkın Seçimi”, 46. SİYAD Sinema Ödülleri’nde, “En İyi Müzik” ve 19.Kral Türkiye Müzik Ödülleri’nde, “En İyi Film Müziği” ödüllerine layık görülmüştü. Altın, başrollerini KıvançTatlıtuğ ile Mert Fırat’ın paylaştığı Kelebeğin Rüyası Filmi’nin müzikleri ile, İngiltere, İtalya, İspanya, Yunanistan ve ABD ‘de yayınlanan 2013 Film Müziği listelerinde “1 numara” olmuş ilk ve tek Türk besteci unvanına sahip.


Toplum Yaşam

10 Eylül 2014 Çarşamba

“Grammy’yi bekliyoruz” Beste yapmak, ABD’ye gelmek, buralarda öğretim üyesi olmak hayali iken Grammy’ye aday adayı olmak. Bu haftaki konuğumuz Mehmet Ali Şanlıkol... BESİM KAZADO NEW YORK - POSTA212

H

ep söylerim, pozitif ol mutlak görmek, tanışmak, bilmek istediklerin hep sana ulaşır. Yeter ki tabiata at bir yerden mutlak gelir. Tabii hem pozitif olacaksın hem de öyle bir çevren olacak. Şükür hepsi var ki tüm düşlediklerime kavuşuyorum. Bu kişilerden biri Ekmel Anda. “Sana bir arkadaş tanıştıracağım, saatler yetmez onun başarılarını, hayat hikayesini, sanatını dinlemeye” dedi ve fazlasıyla doğru çıktı bu kişi için söyledikleri. Mehmet Ali Şanlıkol... Şanlıkol da aynı yukarıda dediğim gibi pozitif düşünmüş ve bir imkansızı gerçekleştirip başarmış. Beste yapmak, Amerika’ya gelmek, buralarda öğretim üyesi olmak hayali iken dünyanın en büyük müzik ödülü Grammy’ye aday adayı oldu. Bu çok değerli Türk gencine bizim yapmamız gereken ne biliyor musunuz sadece 3 Ekim cuma gecesi Manhattan’da ‘poisson rouge’da vereceği konserde onu alkışlamak, onu yanlız bırakmamak ve bir hamle de olsa ‹Grammy’ye daha da yaklaştırmak. Halen Boston’da Emerson College’da öğretim üyesi olan Harward’da post doktora yapan bu çok başarılı genç sanatçı ile sizin için Soho’da şunları konuştuk. n Müzik, nasıl girdi aklına, yaşamına? Annem piyano çalardı, babam doktor olmasına rağmen sanatı çok sevdiği için ona ardından bana çok destek oldu. Bursa’da ilk ve bir daha gerçekleşmeyen halen de devam eden ‘çok sesli koro’yu kurdu. Ardından Güzel Sanatlar Akademisi’nde ‘Zeki Müren Müzesi›ni kurdu. n Nerelisin? Annem, babam Kıbrıs’lıdır. Annem İngilizler’den piyano tahsilini almış babam ise tıp adamıydı. Bense İstanbul’da doğdum, çok küçükken babamın doktorluğu için Bursa’ya geçtik. n Bursa’da mı başladın sanat yaşamına? Evet, annemin Bursa Çelik Palas’ta verdiği resitallerden önce biz küçük talebeler sahne alırdık. Sonraki yıllarda hani 15

Kim Kardashian gecenin yıldızıydı (ELİF ÜNLÜ - POSTA212) New York Amerika’lı çift Kim Kardashian ve Kanye West, geçen hafta Londra’da katıldıkları GQ Men of the Year Ödülleri’nde gecenin yıldızı oldular. Özellikle Kim’in giydiği yüksek belli transparan etek ve içindeki deri mayo, çok konuşuldu. Kırmızı halıda oldukça mutlu ve yakın görünen çift, adeta haklarında yapılan “sahte evlilik” dedikodularını yalanlar gibiydi. OK! Magazin’e göre 33 yasındaki Kardashian, yeni kıyafet serisinin piyasaya sürülmesini de ailesi ile beraber Londra’da kutlayacak.

yaşıma gelince o zamanın modası ‘Rock Festivali’nde sahneye çıkmıştım, grubumuzla. Bizden sonra Şebnem Ferah gibi şöhretlerin sahne alması ciddi heyecanlandırmıştı beni. “Audio Fact « adında bir topluluk kur-

dum. Mali zorluklara rağmen 2 albüm çıkardık. n Amerika? O yıllarda Amerika Boston’da ‘Berkley’ diye bir okulun varlığını duymuştum. Kendi kendime kimseye danışmadan bir müracaat mektubu yolladım buraya. Kısa bir zaman sonra bir katalog gelmesin mi buradan? Okulda epey bir havam olmuştu katalogu gösterirken. Ama eve gelince bütün hayallerim suya düştü. İnternetin bile olmadığı o yıllarda 16 yaşındaki bir çocuğu tek başına o kadar uzak bir ülkeye yollamak bizimkilere düşünmek bile zordu. n Hayaller nasıl gerçekleşti peki? Büyük bir şans eseri tesadüfen Amerika’dan yurda gelen sanatçı Aydın Esen’le tanışmak hayallerimi gerçekleştirdi. Kendisine ‘Berkley’den bahsettim. Çok sıcak baktı buna. Konserine götürdüğüm aileme yaptığı konuşma verdiği güvenle 1993’te Boston’a gittim. 21 senedir buradayım. Talebe, tanıştığım eşimle aile, bir çocuk babası ve öğretim üyesi oldum hayal ettiğim sanat dalında. n Hangi bölümü bitirdin? İki bölüm bitirdim. Caz bestekarlığı ve filim müziği... Ardından

‘New England’da master. 2 yıl sonra da bestekarlık branşında doktoramı verdim. n Amerika’ya geliş hayallerini tattın mı bari? Buraya kadar anlattığım birinci bölüm hayalimdi. Cazın her şeklini tattım. Bir de sonradan gelişen 2. Bölüm var. n Başka bir müzik türü mü? Evet, klasik batı müziği ile büyüdüğüm için bizim asıl kanımız olan kendi müziğimiz ile pek ilgilenememiştim. Bir gece arkadaşım evinde ‘mehter müziği’ olan bir CD çaldı,

onu ‘Estergon Kalesi’ , ‘Genç Osman’...gibi özel şarkılarımız takip etti. Kendi kendime sevdalandım. O oldu. Ney, ut, kanun çok cazip gelmeye başladı. Bana bu sazları çalmak ve de mecburi olan 3 lisanda ‘Osmanlıca’ öğrenebilme müsaadesi verildi. Türkiye’ye kültürel zenginlikleri tanıtmak üzere kolları sıvadım. n Bu zor güzellikleri tek başına mı gerçekleştirdin? İşte bu arada hayatıma her şeyimi güzelleştiren, kolaylaştıran karım girdi. Boston›da tanıştık, hemen

bu faaliyetlere geçtik. ‹Dünya› adını verdiğimiz sanat vakfını kurduk. Bu vakıfla değişik yerlerde 100’ün üzerinde konserler, eventler tertipledik. n Hep merkez Boston mu? Evet, düşünün bir kaç milyon kişinin yaşadığı bu kentte 80’in üzerinde yüksek okul var. Kültür seviyesi çok tepelerde. n Grammy’ye gelelim. Ne tarz müzikle katılıyorsun? Caz. 2011’e kadar cazdan uzak kalmıştım. Birden ‘Mehmet Ali sen niye bu ülkeye geldin? Besteci, yazar olmaya değil miydi?” Bunu eşime anlattığımda, kolları sıvadık birlikte. Her şeyimi düzene sokan ve hızla tekrar başlatan albümümü oluşturdum. Çok büyük zorluklarla 21 kişilik caz orkestrasıyla işe başladık. Birkaç kişinin yardımları oldu. Azıcık ilerledik, ta ki Ekmel Anda ile tanışana kadar. Şu anda şükürler olsun Grammy gibi en büyük müzik ödülüne aday adayı olmak gibi bir durumla karşı karşıyayım. İlk beşe girebilirsem ne kadar mutlu olacağımı, tüm çabalarımızın karşılık bulabileceğini düşünüyorum her an. n Bu arada çalışmaların olacak mı? Tabii ki. 1,2,3 Ekim’de peş peşe, şehir şehir. 3 Ekim’de Manhattan’da ‘Le Poison Rouge’da olacağım. Beni destekleyecek dostların gelmesini ümit ediyorum. n Hiç keşken oldu mu? Düşündüm, hiç yok. Hiçbir şeye geri dönmem. Son albümümüm adı. ‹What’s next?” Bu albümde 96’dan bu yana bestelediğim eserleri bir araya getirdim.


Yaşam

10 Eylül 2014 Çarşamba

Müziğe can katan Türk Kurt Kesedar müzik dünyasının sanatçılar üzerinde kurduğu baskıdan kurtulmak için kendi plak şirketini kurdu. Ünlü şarkıcı ve topluluklarla çalışan Kurt, müziğin sanatçıyı tanımlayan öğe olduğunu ve bunun firmaların kontrolünde olmamasını istiyor KUNTER AKIRMAK NEW YORK - POSTA212

12

yaşından beri müzikle uğraşan Kurt Kesedar, müzik kariyerine şarkılar yazarak ve gitar çalarak başladı ve üniversiteye başladığı zamanlarda, az olan parasıyla satın aldığı “GrooveBox” sayesinde kendisinin ve arkadaşlarının yaptığı şarkıları kaydetti. New Jersey’de yer alan büyük bir müzik kayıt stüdyosunda işe başlayan Kurt zamanla kendini geliştirerek sonunda kendi prodüksiyon şirketi “VICI Productions”’ı kurdu. Kurduğu prodüksiyon şirketiyle yerel sanatçılarla çalışıp, onlarla şarkılar üretmeye başladı ve şarkıları “So You Think You Can Dance”, “Criminal Minds”, “Royal Pains” gibi ünlü TV programlarında kullanıldı. Kurt aynı zamanda Chris Willis gibi ünlü sanatçılarla da çalışma fırsatı yakaladı.

YÖNETİCİLİĞİ BIRAKTI Müzik dünyasının sanatçılar üzerine uyguladığı baskısından bunalan Kurt, şirketteki yöneticilik işini bırakarak, içindeki sanatçıyla tekrardan bağlantı kurmaya karar verdi ve istediği tarz müziği özgürce yapabilmek için kendi plak şirketi SUPERSAW Records’u kurdu. Kurt, müziğin sanatçıyı tanımlayan öğe olduğunu ve bunun firma-

ların kontrolünde olmaması gerektiğini belirtti. Kurt yaptığı müziği Pop, Rock, Electro Trance gibi oldukça geniş bir yelpazenin karışımı olarak tanımlıyor. Sahibi olduğu enstürman koleksiyonunu yaptığı her şarkıda kullanmaya çalıştığını, bu yüzden yaptığı müziği yüzde 100 organik olarak tanımlayan Kurt, yeni jenerasyon sanatçıların prodüksiyonlarında çok fazla yapay ses kullandıklarını ve bunun şarkıları duygusuzlaştırdığını belirtti.

SOLO ÇALIŞMASI DA YAPIYOR Kurt kendi solo çalışmalarının yanı sıra şu sıralar The Shotgun Love ve Vile Kings isimli iki grupla albüm çıkarmaya hazırlanıyor. The Shotgun Love grubuyla çıkardıkları ilk müzik videosu “Balling On A Budget” şuan da büyük ilgi görüyor. Albüm ilk 2015 çeyreğinde piyasaya sürülücek. KİMSE TARAFINDAN YÖNETİLMESİN Kurt’ün bir diğer çalışması ise Vile Kings isimli müzik grubu. Elektronik tarzda müzik yapan grup çalışmalarında kimsenin denemediği, deneysel tarz da müzik yaptıklarını ve büyük ilgi göreceğinden oldukça emin.Müziğin sanatçıların kendini ifade etme şekli olduğunu ve kimse tarafından yönetilmemesi gerektiğini belirten Kurt, plak şirketi SUPERSAW Record’u yeni sanatçılarla geliştirerek sanatçıların müziklerini özgürce yapmaları için olanak tanıyor. “Sanatçı olmak, kendine bir yol çizmek ve onu takip etmektir, eğer görüşünüzü kaybederseniz sanatçı kimliğinizi kaybedersiniz” diyen Kurt, müziğin hayatın kendisi olduğunu söyledi.

Amerikalı anneler emzirmeyi keşfetti Amerika’da anneler uzun yıllar çocuklarını emzirmek yerine mamayla beslemişti. Ancak son yıllarda bebekleri emzirme oranlarında oldukça büyük artış sağlandı NEW YORK - POSTA212

C

enters for Disease Control and Prevention tarafından yayınlanan son rapora göre, son yıllarda Amerikalı sağlık kurumlarının hemen hepsinin, bebeğin doğumundan itibaren 6 aylık süre içinde emzirmeyi tavsiye etmesiyle, emzirmeyi tercih eden Amerikalı annelerinin oranı yükseldi. ABD’nin güney eyaletlerinde ise ilk altı aylık dönemde sadece emzirin tavsiyesine uyan annelerin oranı oldukça düşük. Aynı rapora göre Tennessee ve Mississippi gibi eyaletlerde sadece yüzde 4 ve yüzde 5’lik orandaki anneler yeni doğan bebeklerine sadece anne sütü ile emzirmeyi tercih ediyorlar. Halen Amerikalı annelerin büyük çoğunluğunun emzirmeme nedeni olarak ise Wall Street Journal tarafından sayılan beş ana neden şunlar: 1- Son yüzyıl içinde Amerika-

lı doktorların formula kullanılmasını tavsiye etmesi. 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra da ‘bilimsel annelik’ terimi altında, emzirmeden uzaklaşılması. 2- Çalışan kadınların yüksek oranı. Bu da emzirme yerine, formulayı öne sürüyor. Son çalışma Bakanlığı rakamlarına göre küçük bebeği olan annelerin yüzde 57’si çalışmaya devam ediyor. 3- Sosyo-ekonomik durum, özellikle mali durumu iyi olmayan ve çalışmaya geri dönmek zorunda hisseden anneler nedeniyle, emzirme opsiyonlardan biri olamıyor. 4- Formüllü mamalar, hastanelerde ileri çıkarılıyor. Yeni doğum yapan annelere, doğum yaptıkları hastanelerde verilen mamalar nedeniyle, kararsız anneler emzirmek yerine, formüllü mamalara yöneliyor. 5- Mamalar yüksek seviyede reklamla tanıtılıyor.


Emlak

10 Eylül 2014 Çarşamba

Emlak sayfası A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

emlak sohbetleri

www.emlaksohbetleri.com

işbirliğiyle hazırlanmaktadır. Sayfada yer almasını istediğiniz proje bilgilerinizi bize gönderebilirsiniz.

e-mail: erdal@emlaksohbetleri.com

İstanbul Levent

Resim İstanbul Orman projesi satışa çıkıyor

Özdilek Center İstanbul için geri sayım başladı

Ortadoğu Grup tarafından Sancaktepe’de inşa edilen Resim İstanbul Orman projesinde 1+1 dairelerin fiyatları 220 bin liradan başlıyor

O

İSTANBUL - POSTA212

rtadoğu Grup tarafından İstanbul Sancaktepe'de inşa edilen Resim İstanbul ikinci etabı Resim İstanbul Orman 11 Eylül'de satışa çıkıyor. Dairelerin en büyük özellikleri ise tamamının orman manzaralı olması. 8 blokta 328 daireden oluşan projede 1+1, 2+1 ve 3+1 daireler mevcut. Sancaktepe’de hayata geçen projenin ikinci etabı Resim İstanbul Orman adını taşıyor. İstanbul’un Anadolu yakasının oksijen deposu olarak adlandırılan Aydos Ormanı’nın hemen yanı başında

yer alan ikinci etapta tüm daireler orman manzaralı. Resim İstanbul’un birinci etabını şubat ayında satışa sunduklarını ve projenin büyük ilgi gördüğünü söyleyen Ortadoğu Grup İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Mehmet Gür, “Resim İstanbul Orman’ın satışa açılması için uzun süredir müşterilerimizden talep alıyorduk. Bunun üzerine 11 Eylül’de ikinci etabı satışa sunmaya karar verdik. İlk fiyat avantajından yararlanmak ve istedikleri daireyi almak isteyen herkesi satış ofisine bekliyoruz” dedi. Birinci etapta yer alan 10 farklı tipte daireye ila-

veten Resim İstanbul Orman’da üç tane 2+1, bir tane 3+1 yeni tip dairenin satışa açıldığını belirten Gür, “8 blokta 328 konuttan oluşan Resim İstanbul Orman’da dairelerin büyüklüğü 118,66 metrekare ile 187,58 metrekare arasında değişiyor. Proje genelinde 1+1 daireler peşin 220 bin liradan, 2+1 daireler peşin 341 bin liradan, 3+1 daireler peşin 493 bin liradan ve 4+1 daireler de peşin 760 bin liradan satışa sunuluyor” diye konuştu. 2. Etap Teslimleri Eylül 2016’da Mehmet Gür’ün verdiği bilgiye göre yapımına başlanan Resim İstanbul’da 1. Etap daire teslimleri

Aralık 2015’te, 2. Etap daire teslimleri Eylül 2016’da gerçekleşecek. 81 bin 433 metrekare arazi üzerinde inşa edilen Resim İstanbul projesi üç etapta 28 bloktan oluşuyor. Yüzde 81.3’ü açık alanlara ayrılan proje, muhteşem peyzajıyla daire sakinlerine keyifli bir yaşamın kapılarını aralıyor. Sosyal alanlarıyla fark yaratan Resim İstanbul’da dinlenme locaları, pergolalar, tenis kortu, açık-kapalı yüzme havuzu, bisiklet ve yürüyüş yolları ile çocuk oyun parkları ve tematik bahçeler bulunuyor. Resim İstanbul’da yer alan kapalı sosyal tesiste de kapalı havu-

zun yanı sıra hamam, sauna, buhar odası, fitness center, kapalı basketbol sahası, squash salonu, davet salonu, kapalı çocuk oyun alanı, cep sineması, açık hava sineması ve faaliyet odaları yer alıyor. Ataşehir’e 10 dakika uzaklıkta Sancaktepe’de inşa edilen Resim İstanbul, merkezi konumuyla öne çıkıyor. Anadolu yakasının kalbinde Samandıra - Kartal bağlantı yolu üzerinde yer alan Resim İstanbul, Ataşehir Finans Merkezi’ne, Sabiha Gökçen Havalimanı’na ve Kartal sahiline sadece 10 dakika uzaklıkta bulunuyor.

Özyurtlar İnşaat Ncity Esenyurt’u ekim sonunda teslim ediyor

İstanbul Esenyurt

(İSTANBUL - POSTA212) Özyurtlar İnşaat, Esenyurt’ta hayata geçirdiği NCity Esenyurt’u söz verdiği tarihten sekiz ay önce sahiplerine teslim ediyor. NCity Esenyurt’ta daire teslimleri Ekim ayının sonunda başlıyor. 17 katlı dört bloktan ve 528 daireden oluşan projede 2+1 daireler 219 bin liradan satışa sunuluyor. Özyurtlar İnşaat’ın NCity Esenyurt projesinde erken teslim heyecanı yaşanıyor. Özyurtlar İnşaat güvencesiyle Esenyurt’un merkezinde inşa edilen NCity Esenyurt’ta konut teslimleri söz verilen süreden tam

sekiz ay önce başlıyor. Ekim sonunda dairelerin sahiplerine teslim edileceği proje 17 katlı dört bloktan ve 528 daireden oluşuyor. Projede, 65 metrekare 1+1 daireler 139 bin liradan, 115 metrekare 2+1 dairelerse 219 bin liradan satışa sunuluyor. NCity Esenyurt’ta tüm konutlar yüzde 1 KDV ile satılıyor. NCity Esenyurt sosyal alanlarıyla fark yaratıyor. Ticari birimlerin de bulunduğu projede; özel yürüyüş parkuru, oturma alanları, çocuk oyun alanları, yüzme havuzu, güneşlenme terasları, basketbol ve futbol sahasının

yanı sıra içinde spor kulübünün bulunduğu sosyal tesis yer alıyor.

HAVAALANINA 14 km uzaklıkta NCity Esenyurt, Kiptaş 4. Etap ile Kiptaş 5. Etap’ın yanında bulunan 15 dönümlük arazide yer alıyor. Proje, Atatürk Havalimanı’na 14 km, Torium Avm’ye ise 7 km mesafede bulunuyor. NCity Esenyurt, İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü’ne, Esenyurt Belediyesi’ne, Esenyurt Devlet Hastanesi’ne ve Avcılar metrobüs durağına 5 km uzaklıkta yer alıyor.

Makro-Akyapı Ortak Girişimi yine şampiyon Emlak Konut GYO’nun satışta olan projelere dair Temmuz 2014 raporu yayınlandı. Rapora göre Makro–Akyapı’nın Seyran Şehir projesi 32 milyon 501 bin 914 liralık satışla birinci oldu İSTANBUL - POSTA212

M

akro-Akyapı Ortak Girişimi projeleri satış şampiyonluğuna doymuyor. Emlak Konut GYO’nun satışta olan projelere dair Temmuz 2014 raporu yayınlandı. Emlak Konut GYO tarafından yayınlanan 2014 Yılı Temmuz Ayı Satış İcmal raporuna göre, 32 milyon 501 bin 914 liralık satışla Makro-Akyapı Ortak Girişimi’nin Seyran Şehir projesi satışı devam eden projeler arasında birinci oldu. Böylece Makro-Akyapı Ortak Girişimi bu yıl içindeki dördüncü şampiyonluğunu elde etmiş oldu. Daha önce üç kez Bahçetepe İstanbul projesiyle birincilik koltuğuna oturan ortak girişim, Seyran Şehir’le dördüncü kez satış şampiyonu olmanın gururunu yaşadı. Alınan bu birincilikle MakroAkyapı Ortak Girişimi 2014’ün ilk 7 ayında toplamda 4 birincilik, 2

ikincilik ve bir üçüncülükle erişilmesi güç bir satış başarısına imza atmış oldu.

14 AY ERKEN TESLİM Satışa çıkan her projelerinin büyük ilgi gördüğünü söyleyen Makro-Akyapı Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Ercan Uyan, “Bu başarının en büyük nedeni projelerimizi ortaya çıkarırken insan merkezli düşünmemiz, her bütçeye uygun farklı seçenekler sunmamız ve en erken teslim yapmamızdır” dedi. Bahçetepe İstanbul projesini 14 ay erken teslim edeceklerini belirten Uyan, Bahçetepe İstanbul projesinin daha yapım aşamasındayken yüzde 100 kazandırdığına dikkat çekti. Eylülde yeni proje Eylül ayının ortasında yeni bir projeye çıkacaklarının müjdesini veren Uyan, “Son altı ayda seçim gündemi nedeniyle piyasada

işler durgundu. Ama Makro-Akyapı olarak biz bundan hiçbir şekilde etkilenmedik. İyi satışlar yaptık ve kaliteli işler ortaya koyduk. Eylül ayında satış rekorları kıracağımız yeni bir projeye başlıyoruz. Konut alıcısı için büyük fırsatlar barındıran projemiz uygun fiyatlarıyla da iddialı olacak” açıklamasında bulundu. Ercan Uyan, yeni projeyle de hem adet hem de hasılat şampiyonluğu beklediklerini belirtti.

Seyran Şehir Hakkında Makro-Akyapı Ortak Girişimi’nin, Emlak Konut GYO güvencesinde mayıs ayında satışa çıkardığı Seyran Şehir projesi, Başakşehir’e bağlı Kayaşehir’de inşa ediliyor. 23 bin 170 metrekare arazi üzerinde yükselen Seyran Şehir’de, 220 konut ve 63 dükkân bulunuyor. Projede, 2+1’den 5+1’e uzanan geniş daire seçeneği sunuluyor.

İstanbul Başakşehir

(İSTANBUL - POSTA212) Özdilek Holding, İstanbul’daki ilk projesi olan Özdilek Center İstanbul’u açıyor. İstanbul iş dünyasının kalbi Levent’te iş, alışveriş, yaşam ve eğlenceyi bir arada sunan karma proje Özdilek Center İstanbul, 11 Eylül perşembe günü kapılarını ilk kez basın mensuplarına açıyor. Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek’in katılımıyla gerçekleşecek basın toplantısı Wyndham Grand İstanbul’da gerçekleştirilecek.

İstanbul Ataşehir

BDDK binasına rekor teklif (İSTANBUL - POSTA212) Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından inşa edilecek Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK), İstanbul Ataşehir Finans Merkezi’ndeki hizmet binasının arsa satış karşılığı gelir paylaşım işinin ihalesinde; idare payı gelirine en yüksek teklifi 291 Milyon 840 Bin TL. nakdi ödeme ve 159 Milyon TL. maliyetindeki 93 bin 400 metrekarelik BDDK hizmet binasının anahtar teslimi yapılarak bila bedel teslim edilmesini içeren teklifiyle YDA Group verdi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun hizmet binası, TOKİ ile BBDK arasında imzalanan protokol kapsamında, İstanbul Finans Merkezi Yerleşkesinde, 3328 ada 2 nolu parsele yapılacak. BDDK hizmet binası ihalesi; Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Satış, Devir, İntikal, Kiraya Verme, Trampa, Sınırlı Ayni Hak Tesisi ve Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İhale Yönetmeliği kapsamında gerçekleştirildi. Hem finans sektörünün kalbi olacak bir merkez, hem de günün 24 saati yaşayan bir kampüs olma özelliği taşıyacak olan ve 30 bin kişiye istihdam kaynağı olacak yaklaşık 2 milyon 500 bin metrekare inşaat alanının içerisinde, 319 bin metrekare toplam inşaat alanı ile yer alan BDDK parseli; 7 katlık bir baza üzerine oturan kulelerden oluşacak.

8 BİNDEN FAZLA İSTİHDAM Yurt içi ve yurt dışı iştirakleri bulunan, uluslararası düzeyde iş hacmi oluşturan, 5,6 milyar USD’yi bulan tamamlanmış projeleri ve hâlihazırda 8 bin kişilik istihdam gücü ile YDA Group, inşaat sektörünün yanı sıra havalimanı işletmeciliği, madencilik, enerji, tarım, sağlık ve sigortacılık sektörlerinde de faaliyetlerini sürdürüyor.

SGK kullanmadığı gayrimenkulü satıyor (İSTANBUL - POSTA212) SGK 4 ildeki toplam 73 milyon 259 bin liralık 6 gayrimenkulünü 11 Eylül’de ihale yoluyla satışa çıkarma kararı aldı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Burdur, Sinop, Tekirdağ ve İstanbul olmak üzere 4 ildeki 6 taşınmazı satışa çıkardı. Bina, arsa ve Condrad Hotel şeklindeki gayrimenkullerin toplam tahmini bedeli 73 milyon 459 bin lira, toplam geçici bedeli ise 3 milyon 672 bin 950 lira olarak açıklandı. Söz konusu gayrimenkullerin fiyatları 683 bin lira ila 47 milyon 230 bin lira olarak belirlendi. İhale 11 Eylül 2014 günü saat 09:00 ile 16:00 arası SGK İnşaat ve Emlak Daire Başkanlığı/Ankara adresinde açık artırma yöntemiyle gerçekleştirilecek.


Yaşam

10 Eylül 2014 Çarşamba

Sunay Akın @sunayakin62

Kibrit kutusundan kayık OKYANUS ve kibrit desem, aklınıza gelen ilk şair kim olur? Benim aklıma bir kişi gelir; o da çocukluğunu anlattığı bir yazısında, köy çocuklarının en gözde oyuncağından birisini anımsar: “Hepimizin ip sapanı var. İp sapan kullanmak ustalık ister; gerçi her çocuk iki ayda öğrenir kullanmasını. Köylüler derler ki: ‘Kurt tabancadan, tüfekten korkmaz, ip sapanından korkar.’” Hangi tür olursa olsun, sapanın oyuncaklığı tartışılır; ama tartışılmaz bir şey varsa, okyanus ve kibriti şiirde bir araya getiren, en güzel dizeleri yazan şairin Ahmed Arif olduğudur: Seni, bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Ahmed Arif’in yaşantısı denizden, dalga sesinden çok uzaklarda geçmiştir. Şair, çocukluğunu Diyarbakır, Siverek ve Urfa’da yaşamış, liseyi Afyon’da okumuş, üniversite yıllarında da Ankara’da bulunmuştur. İstanbul’da yaşadığı dönemde ise, denizi göremezdi istese de! Çünkü şair, 1951 yılında, Amerika’daki senatör McCarthy’nin başlattığı solcu avından ülkemizin de etkilenmesiyle Sansaryan Han’da işkence görenler arasındadır. Ölmek üzere olan Ahmed Arif’in tedavisini “elimizde kalır” korkusuyla hiçbir hastane üstlenmezken, ne gariptir ki, bir yer ona kapısını açar: Kasımpaşa Deniz Hastanesi!.. İster misiniz, Ahmed Arif’in dizesindeki kibrit çöpünün yanına bir de kibrit kutusu gönderelim?.. Ellerimi denize sokacağım. Sizin evin ışıklarını arayacağım karşı kıyıda Çıkarıp boş kibrit kutusunu Kayık yapıp bırakacağım Haydi kaptan, diyeceğim, uzaklaşsana! Necati Cumalı’dır, kibrit kutusunu bir oyuncak gemiye dönüştüren şair. Şiirdeki karşı kıyı da, İstanbul Boğazı’nın bir yakası değil, İzmir’in Karşıyaka’sıdır. O ki, bu yazının rüzgârı bizi aldı İzmir’e getirdi, biz de Konak’taki Kızlarağası Hanı’na gidelim ve bu tarihi çarşıda “Kumpanya İzmir” adlı bir antikacı dükkânı olan Aybala Yentürk’e kulak verelim: “Uzakdoğu başta olmak üzere Avrupa ve Amerika kökenli oyuncakların yerli üretimimizi silip süpürdüğü yakın geçmişimize baktığımızda, plastik oyuncaklarımıza bile burun kıvırma lüksümüzün olmadığını görürüz. Örneğin, 50’li, 60’lı ve hatta 70’li yılların yerli plastik oyuncaklarından bugüne kadar kaç tanesi ulaşabildi? Oysa aynı tarihlerin İngiliz yapımı ‘Match Box’ arabalarına sahip olmakla hepimiz gururlanırız.” Ne güzel bir soru? Aybala Yentürk’ün bu doğru değerlendirmesinden dolayı, oyuncak müzemdeki yerli plastik bebeklerin ve arabaların çoğunu onda buldum. İzmir’e ne zaman yolum düşse, bir an önce “Kumpanya İzmir”in kapısından içeri girmek isterim. Bu güzel mekânın raflarını oyuncaklar parfüm şişeleriyle birlikte paylaşır, Aybala’nın eşi Nejat Yentürk’ün de, koleksiyoncu hakkında söyleyecekleri var bize: “İyi bir koleksiyoncu, iyi bir avcı olduğu kadar, bir âşıktır da. Koleksiyonunun önceliği vardır. Yürekten bağlıdır, özverilidir. Yeri gelir, temel harcamalarından kısar, en zorunlu harcamalarını erteler; ama sahip olmayı başarır. Eksikliğini bildiği obje için karşılıksız hasret içinde günler geçirir. Başka bir koleksiyoncu elinde var olan, ama kendine henüz tesadüf etmemiş bir malzeme için burukluk yaşar.” İstanbul’daki Basın Müzesi’nde de, bir koleksiyoncunun unutulmaya yüz tutan bir eseri koruma altındadır. Adı Bab-ı Âli’nin Hatıra Defteri olan bu eser, Reşid Halid Gönç imzasını taşır. Bu ad, genç okurumuza hiçbir şey anımsatmaz; ama yazarlar yerine yazarkasalar konulduğu için gazetelerdeki sayıları giderek azalan usta kalemler onu saygıyla anar, ayağa kalkarak ceketlerinin düğmesini iliklerler. Reşid Halid Gönç, Cağaloğlu’ndan geçen gazeteci, yazar ve karikatüristlerin fotoğrafları ve el yazılarını toplamaya adanmış bir ömrün adıdır. Tam 142 sanatçıdan oluşan müthiş bir koleksiyonda kimler yok ki?.. İşte koleksiyondaki yazarlardan biri olan Aziz Nesin’in kaza sonucu çenesi kırılan ve sola kayan Reşid Halid Gönç için yazdıkları: “İkimizin de menfaatlerine aykırı olduğu halde, benim kafam, senin çenen aynı tarafa dönmüş.”

Dünden bugüne Fenerbahçe USA Balosu NEW YORK - POSTA212

A

merika'daki Türkler ülkelerinden binlerce kilometre uzakta bir

araya gelip, mutlulukları birlikte yaşamak ve hüzünleri birlikte paylaşmak için dernekler etrafında toplanmaya başladılar. 2001 yılında ise gönlünü sarı lacivertli renklere vermiş taraftarlar New York'ta Fenerbahçe USA Derneği'ni kurdu. Derneğin ilk aktivitelerinden biri balo düzenlemek oldu. O yıllarda, başlayan bu gelenek 13 yıldır

aralıksız devam etti. Fenerbahçe USA Baloları, şampiyonluk kutlamaları, sürprizler ve efsane isimleri ile Amerika'daki Türk toplumunun bir parçası oldu. Dernek düzenlediği bu organizasyonları ile adeta Türkiye'yi Amerika'daki Türkler’in ayağına getirdi. İşte dünden bugüne Fenerbahçe USA Balosu'na damga vuranlar.

Kimler geldi kimler geçti

Nükhet Duru, Özcan Deniz, Yavuz Bingöl, Demet Sağırolgu, Sönmez Atasoy, Burak Kut, Ege ve daha birçok sanatçının sahne aldığı Fenerbahçe USA Baloları, Amerika’daki Türkler için yıllarca eğlencenin adresi oldu. Fenerbahçe Spor Kulübü yönetici ve futbolcuları da her yıl baloya katılarak, New Yorklu Türklerle bir araya geldiler.

Mithat Yenigün, Nihat Özdemir, Ali Koç, Yasemin Merçil , Kean Canguker ve Tamer Yelkovan gibi Fenerbahçe’nin değerli yöneticileri, gelen isimler arasındaydı.

1907 Derneği Başkanı Ali Koç, 2011 yılında katıldığı Fenerbahçe USA balosundan sonra bir karar aldı. Balonun ardından 3 Temmuz 2011 davasının görülmeye başlamasının kötü bir sürpriz olduğuFenerbahçe’nin eski golcülerinden Brezilnu dile getirerek “Bir daha baloya yalı Fabio Luciano 2013 yılında baloya bu kötü inancım yüzünden katıkatıldı. Luciano, kendisine gösterilen lamayacağım” diye karar aldı. Ali ilgiden ve Fenerbahçe’deki gollerini izKoç, bu durumun henüz değişmelerken duygulandı, unutulmaz bir an diğini dernek üyelerine esprili bir yaşadığını salondakilere Türkçe kelişekilde ifade etmektedir. melerle ifade etmeye çalıştı.

Fenerbahçe USA Derneği Onursal Başkanı Ekmel Anda Fenerbahçe USA Balosu, sadece Fenerbahçeliler’in değil Amerika’daki Türk toplumunundur. Diğer spor kulübü taraflarlarının da geldiği, birlik ve beraberlik çatısı altında toplandığımız önemli bir organizasyon haline gelmiştir. Fenerbahçe USA Derneği, 2001 yılında öncülük yaparak bu organizasyonu gerçekleştirmiş ve diğer kulüp derneklerine öncülük etmiştir. Bu tarz birlik ve beraberlikler, Türk toplumumuzun sadece spor değil değişik sosyal faaliyet ve yardım çalışmalarına da ön ayak olmuştur. Örneğin dernek olarak Mardin’de 1500 çocuğu giydirdik, önemli tiyatro oyunlarımızı New York’ta sahnelenmesine büyük destek olduk. Balo ile başlayan birliktelik sosyal sorumluluk projelerine kadar uzandı.

Onlar artık efsane Fenerbahçe USA Derneği Balosu birçok efsane isime misafirlik yaptı. Bu isimler artık yok. Bazıları hayata gözlerini yumdu bazıları ise görev nedeniyle başka yerlere gitti ama dernek onları hiçbir zaman unutmadı.

SELÇUK YULA Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Milli Takım ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün gol kralı unvanlı eski futbolcularından, spor yazarı Selçuk Yula, 2006 yılında Fenerbahçe USA Derneği Balosu’na katılmıştı. Kendisine onur plaketi verilen Selçuk Yula, 1980’lerin Fenerbahçe marşlarını salondakilere hem söylemiş hem de öğretmişti. ZEKİ UYGUR Yardımseverliği ve cömertliği ile “New Yorku Türkler’in abisi” olarak anılan Fenerbahçeli Doktor Zeki Uygur, Fenerbahçe USA Balolarının her zaman baş konuğu oldu. 2012 yılında hayata gözlerini yuman Uygur, Fenerbahçe Amerika Camiası için unutulmaz isimlerin en başında geliyor. Doktor Uygur’a sağlığını soranlara “Benim en büyük hastalığım Fenerbahçe” diye cevap veriyordu. YÜKSEL GÜNAY Geçtiğimiz yıl hayata gözlerini yuman Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay Fenerbahçe USA Derneği Balosu için New York’a bir kaç defa gelen isimler arasındaydı. Günay, New York’taki baloların Fenerbahçe camiasında çok özel bir yeri olduğunu vurgulamış ve Amerikalı Türkler’i böyle bir derneği kurdukları için tebrik etmişti. MEHMET SAMSAR New York Eski Başkonsolosu şimdi Türkiye Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Dairesi Başkanı Mehmet Samsar, görev yaptığı yıllarda Amerikalı Fenerbahçelileri hiç yanlız bırakmadı. Koyu bir Fenerbahçe taraftarı olan Samsar, balo ve eğlencelerinin her zaman önemli bir ismiydi. Dipmolatik resmiyet yerine, samimiyeti tercih eden Samsar’ı, sadece Fenerbahçe USA camiası değil Türk Amerikan toplumu bağrına bastı.

Fenerbahçe USA başkanları ne diyor? Fenerbahçe USA Derneği’nin artık geleneksel hale gelen balolarının anlam ve önemini 2001 yılından bu yana görev yapan üç başkana sorduk

Fenerbahçe USA Derneği Divan Kurulu Başkanı Turgay Kadıoğlu Toplumu bir araya getirmesi açısından farklı kulüp derneklerinin bile her sene beklediği bir etkinlik olması açısından ile önemi gün geçtikçe artmıştır. Amerika'daki Türk nüfusunun da ilgisinin en yüksek düzeyde olması bizleri her sene daha iyisini yapmaya zorladı. Bu sene de kulübümüzü en iyi şekilde temsil edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

Fenerbahçe USA Derneği Başkanı Ömer Ekinci Sarı lacivertli renklere gönül vermiş ve bu insanları sevdiği, saygı duyduğu için bu sevincine ortak olmuş tüm toplumun bir araraya geldiği bir organizasyondur. Fenerbahçe USA Balosu Bir gece de olsa sıla hasretini unuttuğumuz, eğlendiğimiz , güzel vakit geçirdiğimiz bir bayramdır aslında.


Yaşam

10 Eylül 2014 Çarşamba

Ünlü yönetmenle çay içmek için bisikletle Amerika’ya kadar gitti “Tea With Christopher” adını verdiği projesi için ünlü yönetmen Christopher Nolan’la çay içmek üzere geçen temmuz ayında İstanbul’dan Los Angeles’a bisikletiyle yola çıkan Tunahan Emre Bilgin, New York’a ulaştı BANU ÖZTÜRK NEW YORK- POSTA212

O

kan Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümü’nde okuyan, aynı zamanda fotoğrafçılık ve yönetmenlik yapan Tunahan Emre Bilgin, geçen yaz Roger Waters’ı fotoğraflamak için İstanbul’dan Sofya’ya bisikletiyle 623 kilometre yol kat etmişti, ardından 2012 yılında Bosna Hersek, Hırvatistan turu yapan Bilgin’in bu sefer ki hedefi ise 36 şehir, 12 ülke, 3 kıta aşarak Los Angeles’a ulaşmak.

“ChrIstopher lütfen Tunahan’la çay iç” Los Angeles’ta idolüm dediği yönetmen Christopher Nolan’la bir fincan çay içmek isteyen Bilgin’e Okan Bayülgen, Athena, Gani Müjde, Sarp Apak gibi isimlerin de aralarında bulunduğu pek çok sanatçı çektikleri videolarla destek oldu ve Nolan’ı Tunahan’la çay içmeye davet etti. Nolan hayallerinin peşinden giden Tunahan’ın sesini duyacak

mı bilmiyoruz ama Tunahan aldığı destek ve motivasyon ile 3 bin 345 km pedal çevirerek İstanbul’dan New York’a kadar ulaştı. Biz de onu daha yakından tanımak ve hikayesini dinlemek için onunla sohbet ettik ve merak ettiğimiz soruları sorduk. İşte söyleşimizin devamı: n Bisiklete binmek ne zaman tutkuya dönüştü, kaç yıldır bisiklete biniyorsun? İlk okuldan beri bisiklete biniyorum. Hobiden tutkuya dönüşeli ise neredeyse 4-5 yıl oldu. Kendi kendine gelişen bir süreç bu. Önce sokakta, sonra 2 arka sokakta derken caddeler, ilçeler, iller, ülkeler ve şimdi de kıtalar aşıyorum bisikletle. n Bisiklet senin için ne ifade ediyor? Hiçbir şeyi kaçırmıyorum bisikletle. Geçtiğim yolları deneyimliyorum, hissediyo-

rum. Bisikletle durup fotoğraf çekiyorum, video çekiyorum. Yaşıyorum. ANLIK BİR FİKİRDİ n Los Angeles’a gitme fikri nasıl çıktı ortaya? Daha önce bisikletle Avrupa’ya iki tur yapmıştım ama kafamda hep dünyayı gezme fikri vardı. Uzun bir yolculuğa çıkmak istiyordum. Bu proje bir anlık bir fikir aslında. Ev arkadaşımla bir gece otururken ‘ya ben bisikletle Amerika’ya gideceğim hatta Christopher Nolan’la tanışacağım’ dedim. Şöyle olur, böyle olmaz geyik yaparken bir anda her şey gerçeğe dönüştü. Önce ünlülerle İngilizce videolar çektim ve internet üzerinden yayıldı. Bu arada sponsorluk için görüşmeler yaparken Lipton İcetea projeyi çok beğendi ve sponsor oldu. n Yolda yalnız başına olmaktan korkuyor musun?

Bazen insanlardan korkuyorum. Doğa vahşi ve yaban olmasına rağmen beni insanlardan daha az korkutuyor. n Günlerce tek başına pedal çeviriyorsun, bu yolculuk sırasında değiştiğini hissediyor musun? Yolculuk yapsan da yapmasan da dününle bugünün bir olmuyor. Herkes her an bir değişimin içinde, elbette ben de değişiyorum. Christopher n Yanlızlıkla nasıl mücade- Nolan le ediyorsun? İnternet ile…Herkes buradaymış gibi ama değil gibi. n Şimdiye kadar gördüklerin arasında en çok hangi şehri sevdin? Londra! Çok güzel bir şehir; sakin, geniş, rahat sokaklar. Sanırım sadece havasını sevemedim. Ama yaşaması oldukça zevkli ve güzel.

NEW YORK ÇOK KAOTİK n Amerika’ya ilk gelişin miydi bu? New York’u nasıl buldun? Amerika’ya ilk defa geldim, elbette fikrim değişebilir ama şimdilik pek sevemedim. New York çok kaotik. Bu kaos ve koşuşturma hoşuma gitmedi. New York’ta yaşamak istemezdim. n Yoldayken en çok neyi özlüyorsun? Evimi, yatağımı. Rahat uyumayı özledim. n Yolda başına gelen en büyük aksilik ne oldu? Yolculuğa aslında haziran ayında çıkmıştım; fakat yola çıkmamla sakatlanmam bir oldu. Ayak bileğimde kas içi kanama söz konusu oldu, sonra bir süre dinlendim, sıkı bir fitness ve spinning programının arından tekrar hazırdım ve 13 Temmuz’da tekrar yola çıktım. n Sakatlanman dışında yolda başka bir aksilik yaşadın mı? Bisikletimi çaldırdım. Paris’te bir gün otele yerlestim; genelde otele yerleşince ilk yaptığım şey bisikletimdeki çantalarımı odaya taşımak oluyor. Daha sonra da şehri gezmek ve fotoğraf çekmek için bisikletle çıkıyorum. O gün gezdikten sonra bir kafeye oturmak üzere bisikletimi bisiklet park yerine park ettim ve kafeye oturdum, geri döndüğümde bisikletim yoktu. HER ŞEHRİ GÖRMEK İSTİYORUM n En çok hayalini kurduğun şehir hangisiydi ya da hangisi? Hayalini kurduğum bir şehir yoktu. Yolculuğa çıkarken her şehri görmek istiyorum. Hepsini tek tek araştırdım. Nerede kalacağım, nereleri göreceğim. Her şehir beni ayrı heyecanlandırıyor. Hatta büyük şehirlerde ne olduğunu daha çok bildiğim için küçük şehirler daha çok hoşuma gidiyor, nereden ne çıkacağını bilmemek güzel. n Bu yolculuğa iyi ki çıktım diyor musun? Kafanda yeni bir proje var mı? Yolculukta huzursuz olacağım şeyler oluyor elbette ama onları göze alarak çıktım. Değiyor bu tecrübeye. Başka bir bisiklet turu yapmam gibi geliyor. En azından 1-2 yıl yapmayacağım. Bisikletten ziyade film çekmek üzerine projeler düşünüyorum, onlara odaklanmak istiyorum.

Yaşanılacak en ucuz 5 şehir KUNTER AKIRMAK

H

NEW YORK - POSTA212

ayatınız boyunca tek bir bölgede yaşamak herkese göre olmayabilir. Kısa da olsa 10 günlük bir tatile çıkıp, farklı yerler görmek yada oraya taşınıp bölgenin insanını tanıyıp, bir hayat kurmak bir çok insanın yeni hayali haline geldi. Bu tür geziler her zaman pahalı olmak zorunda değil. Bizde sizler için ucuza gezip, görebileceğiniz yerleri bulduk:

Bükreş, Romanya Tarihle dolu bir şehir olan Bükreş’ de bir şişe şarabın fiyatı 4.12 dolar olarak geçiyor. Bükreş dünyanın her yerinden gelen turistler tarafından işgal altında olsada, fiyatlar oldukça makul seviyelerde seyrediyor. Birçok kafe ve restoranlar tıklım tıklım dolu iken, küçük işletmelerde yaptıkları indirimlerle turist çekmeye çalışıyor.

New Delhi, Hindistan

Mumbai, Hindistan

Hükümet merkezinin bulunduğu bu şehir, yerel yemeklerin ucuzluğuyla meşhur. Taj Mahal’ı yaptıran imparator tarafından yaptırılmış Chandni Chowk isimli bir alışveriş merkezine de sahip.

Karachi, Pakistan Ekmeğin 91 cent, 20 paket sigaranın 1.53 dolar olduğu Mumbai’de sokak yemekleri bir harika ve yaşam çok ucuz. Alışveriş yapmak isterseniz birçok seçeneğiniz var fiyatlar oldukça uygun. 15 dolara internet ve 8 dolara iki kişilik sinema bileti sadece Mumbai’e bulabilirsiniz.

Afganistan’a olan sınıra yakınlığıyla polis güçlerinin Taliban’la çatışma içine girme olasılığına rağmen, Karachi ekonomisi gelişen bir şehir. Çeşit çeşit sokak satıcılarından aradığınız herşeyi oldukça ucuza bulabilirsiniz.

Şam, Suriye Şam şu an da bazı politik krizler yüzünden tehlikeli olarak lanse edilse de, bölge oldukça fazla sayıda asker tarafından korunuyor ve insanlar o bölgede özgürlüklerinden birşey kaybetmemiş görünüyor. Ülkenin durumu yüzünden şuan da en ucuz yaşabileceğiniz yerlerden biri Şam.


Seri ilanlar & Eğlence

10 Eylül 2014 Çarşamba

Haftalık Burcunuz KOÇ: Terazi burcuna geçen yönetici gezegeniniz bu hafta ilişkilerinizi farklı bir boyuta taşıyabilir, tartışmalara ve zıtlaşmalara kendinizi istekli bir halde bulabilirsiniz. Kendinizi adadığınız ilişkilerle ilişkili aşmanız gereken gizli bazı engeller yolunuza çıkabilir. Yardımlaşmalar sayesinde ise önemli bir şans elde edebilirsiniz. Bir dileğiniz gerçekleşebilir kolayca. BOĞA: Günlük yaşantınızdaki temponuz bu hafta artabilir, pek çok işin peşinde koşturabilirsiniz. Sezgisel olarak doğrulara ulaşabilirsiniz, bu da sizi kendinizi adadığınız konularda destekleyebilir. Bu hafta bir iş veya insanla ilişkili somut bir başarı yakalayabilirsiniz, gelişmeler şans etkisi altında hayatınıza bir tür büyüme, rahatlık getirebilir. İKİZLER: Bireysel seçimlerinizle dikkat çekebilirsiniz bu hafta. Yaşamsal enerjiniz yükselebilir, sevdiğiniz şeylere zaman ve enerji akıtabilirsiniz. Önemli bir iş size güzel bir başarı ve kazanç sağlayabilir, bu nedenle fırsatlara uzun vadeli bakmak iyi olabilir. Doğru ve adil yaklaşımlar sizi güçlendirebilir, kendinizi adadığınız konularda ise esnekliğinizi koruyun. YENGEÇ: Uzun zamandır emek verdiğiniz bir işte sonuç alabilirsiniz, başarının ne demek olduğunu hatırlayabilir, uzun soluklu bakabilirsiniz özellikle aşk hayatınıza ve de yaratıcılığınızı sergilediğiniz alanlara. Ev, aile ve özel hayatınızda enerjiniz yükselebilir. Adil bir biçimde iletişim kurmak ilişkilerinizdeki körlüğü ve tutukluğu aşmanıza yardımcı olabilir. ASLAN: Hayalini kurduğunuz bir şey bu hafta bir takım somut adımlarla gerçeklik kazanabilir. Daha net görebilirsiniz kendi yaşantınızı ve koşullarınızı. İletişim kanallarınız canlanabilir, yakınlarınıza zaman ayırabilirsiniz. Doğru kararlar almak parasal bakımdan fayda sağlayabilir. Kalıpların dışına çıkabilirsiniz. Kendinizi adadığınız işler ise esneklik gerektirebilir. BAŞAK: Terazi burcuna geçen yönetici gezegeniniz bu hafta ilişkilerinizi farklı bir boyuta taşıyabilir, tartışmalara ve zıtlaşmalara kendinizi istekli bir halde bulabilirsiniz. Kendinizi adadığınız ilişkilerle ilişkili aşmanız gereken gizli bazı engeller yolunuza çıkabilir. Yardımlaşmalar sayesinde ise önemli bir şans elde edebilirsiniz. Bir dileğiniz gerçekleşebilir kolayca. TERAZİ: Mars’ın yeni konumu sizi canlandırabilir, yerinizde zor durabilirsiniz, kararlarınız size heyecan aşılayabilir. Para ve iş açısından uzun zamandır istediğiniz bir şey gerçekleşebilir, bir başarı açığa çıkabilir. Kendinizi adadığınız şeyleri engel olarak görmek yerine, farklı koşulların size sunduğu özgürlük alanlarında ilerlemek destekleyici olabilir. İyi iletişim kurabilirsiniz. AKREP: Kendi kapasitenizi kavramanız uzun zamandır istediğiniz açılımları yapmanızı sağlayabilir bu hafta. Somut bir takım sonuçlar elde edebilirsiniz. Kendinizi adadığınız insan ve ilişkilere ise adil yaklaşmanız sosyal hayatınızı olumlu etkileyebilir. İş ve para konularında özgürce ilerleyebilirsiniz. Parasal konular, harcamalar ve detaylar üzerinde durabilirsiniz. YAY: Kararlı olmanın sonuçlarını alabilirsiniz bu hafta, güzel bir başarı, işbirliği sayesinde yükselebilirsiniz. İçsel gücünüzü kavrayabilirsiniz. İletişim kanallarınız açık olabilir, özgürce seçimler yapabilirsiniz. Bağlılıkların dayatmalarından uzaklaşıp iş ve para konularında adil kalırsanız rahat edebilirsiniz. Sosyal hayatınız hareketlenebilir. OĞLAK: Sevgiliniz, çocuklar, kardeşler, eş veya arkadaşlarınız ile aranızda fikir ayrılıkları yaşayabilirsiniz. Fakat bu hafta sabırlı davranacak ve sorumluluk hissettiğiniz konular ile ilgileneceksiniz. Özellikle aile büyüklerinizin size ihtiyacı olabilir. Veya önemsediğiniz kişiler ile görüşmeler yapabilirsiniz KOVA: Üzerinde düşüneceğiniz konular artabilir bu hafta. İşler sizin zihninizi çok çalıştırabilir. Sosyal bağlarınız güçlenebilir, özgürce iletişim kurabilirsiniz. Bu hafta iş hayatında güzel, somut bir başarı açığa çıkabilir. Dayanışmalar, iç dünyanızda doğru ve adil kalmanıza yardımcı olabilir, isteklerinize aşırı yüklenmemeniz sizi rahat ettirebilir. BALIK: Başkalarına yardım etmek bu hafta hayatınızı kaplayabilir. Sevdiğiniz bir insanın arkasında durabilirsiniz fazlaca. Aşk hayatınızda ise koşullar sizi memnun edebilir. Bir dileğiniz bu hafta gerçekleşebilir. Maddi açıdan özgürleşebilirsiniz, imkanları iyi değerlendirebilirsiniz. Doğru kararlar almak sosyal hayatınızı, ilişkilerinizi olumlu etkileyebilir.

DETAYLI BİLGİ İÇİN İLAN DANIŞMA HATTINI ARAYINIZ: 347 730 42 36 İlanınız Burada Yayınlansın

AŞÇI VE KASAP ARANIYOR New York, Long Island, Farmingdale bölgesinde Ekim ayı sonunda işletmeye açılacak olan M&M Grocery and Grill LTD. isimli işyerimiz için İngilizce ve Türkçe bilen aşçı ve kasap aranıyor. Başvuracak kişilerin Long Island bölgesinde ikamet etmeleri tercih olunur.

$50 Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

İlgilenenler daha fazla bilgi için 516-637-1717 no’lu telefondan (Metin) ulaşabilirler.

EMEKLİ ÖĞRETMENDEN

TÜRKÇE OKUMA YAZMA DERSLERİ Türkiye’den emekli, ilköğretim okulu sınıf öğretmeniyim. 6 yaş ve üzeri öğrencilere; Türkçe okuma ve yazma, anlama, konuşma dersleri verilir. Eğer, ülkemizden uzakta olsakta, Türkçemizden ve kültürümüzden uzak kalmayalım diyorsanız aşağıdaki numaradan irtibata geçebilirsiniz.

Posta 212’ye verdiğiniz seri ilanlar 1 ay boyunca USAilan.com’da ÖZEL İLAN olarak yayınlanır İlanınız Burada Yayınlansın

Cliffside Park, New Jersey 551 358 6364

$40

BLACKSPADE USA

Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

Accounting and Order Fulfilment Turkish Underwear Brand is looking for a dynamic person for accounting, logistics and administrative responsibilities. Fluent in English and Turkish, QuickBooks Enterprise Knowledge needed. Knowledgeable in warehouse pick lists and shipping docs. Must be excellent with Excel and Microsoft Office. Must be able to work with banks and Turkish Consulate.

İlanınız Burada Yayınlansın

$20

Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

New Jersey’de babysitter aranmaktadır

Work place is in Garfield, NJ.

6 yaşında kız ve 11 yaşındaki erkek çocuğumuz için Cuma, Cumartesi ve Pazartesi günleri full time yatılı bakıcı aramaktayız. Ev gayet geniş olup kendi özel lavabo ve odanız olacaktır.

Please mail to blackspadeus@blackspade.com

Detaylı bilgi için 516-765-5796 no’lu telefonu arayabilirsiniz.

Florida’da Yatılı Bayan Eleman Arıyoruz 5 yaşındaki ikizlerime bakacak, ev işlerinde yardımcı olacak bayan eleman arıyorum. İkizler gündüzleri okula gidiyor, ben zaten evdeyim. Dolayısıyla hem bana arkadaş olacak hem de yardımcı olacak bir bayan arıyorum.

Long Island’da garsonlar aranmaktadır. 864 612 7729’dan Şahin ya da 631 855 6165’den Aydener’i arayabilirsiniz.

Türk Pide Ustası aranıyor New Jersey eyaletinde yeni kurulacak iş yerimiz için Türk Pide Ustası aranıyor.

Wellington, Florida Telefon: 561 425 3043

Geleneksel Türk Pidesi’ni yapabilen usta aranmaktadır. E-mail: ahmetcesni@gmail.ccom

Seri İlanlar Kazandırır! SERİ İLAN Emlak, Eleman, Vasıta, Alım/Satım, Çeşitli İlanlar SOSYAL İLAN Kutlama, Anma, Teşekkür, Doğum, Vefat İlanları TİCARİ İLAN Ürün Tanıtımı, Kurul, Bilanço İlanları

Telefon: (347) 730 4236 E-mail: seriilan@posta212.com

Bayan Elemanlar Aranıyor

Manhattan’da açılacak 2 standımız için İngilizce bilen, part-time, full-time bayan elemanlar alınacaktır. Adayların 917 302 8813 numaralı telefondan Gülnar Hanım ile irtibat kurmaları yeterlidir. 3 oda 2 banyolu bir apartman dairesinde 1 boş odamız var. 3. ev arkadaşı arıyoruz. Eğer 1 senelik lease imzalayabilecekseniz ve Manhattan’da oda bakıyorsanız, lütfen mesaj atınız. Kira $1200. Ben geçen sene Columbia’dan mezun oldum ve 1 senedir çalışıyorum. 2. oda arkadaşı ise bir Çinli, NY’ta master yapıyor. Lower East Side Telefon: 646 228 6821

Restauranta eleman aranıyor Türk restaurantına kasiyer ve delivery yapacak birisini arıyoruz. İngilizce bilmesi şart. Long Island, Suffolk Telefon: 631 569 6667 Pedogojik eğitim almış üniversite mezunu emekli hemşireyim. Bebek ve çocuk bakımı, büyütüm ve eğitim konusunda destek bekleyenlerin telefonlarını bekliyorum. New York Telefon: 347 480 9867

Çocuklarınıza güvenilir ev ortamında bakılır Ben evli ve 8 yasında kız çocuk annesiyim. Hem eşime yardım amaçlı hem kızıma arkadaşlık yapacak 0-8 yaş aralığında çocuklarınızla ilgilenebilirim. Emin olun sevecen, sabırlı, inaçlı ve güvenebileceğiniz bir aile kadınıyım. Ayrıca temizlik gibi işler de olabilir. Detaylar için 631 316 4502 no’lu telefondan irtibata geçebilirsiniz.

Dijital Pazarlama (Şirketinize özel eğitim) Google aramalarda da etkili olan sosyal medya içerik yönetimi, markanızın konumlaması ve müşterilerinize ulaşmanız için varolmanız gereken bir yapı. Bu hizmet size: Daha fazla kişiye ulaşmanızı, rakiplerinizin önüne geçmenizi, adınızı daha çok duyurmanızı sağlayacak. Eğitimin içeriği hedef kitlenize ve hedeflerinize bağlı olarak karar verilecektir.

POSTA212 Seri İlan Sayfaları USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır...

MENÜ DAĞITIM ELEMANI ARANIYOR Manhattan’da bulunan restaurantımız için menü dağıtacak arkadaşlara ihtiyaç vardır. Başvuran arkadaşların İngilizce bilmesine gerek yoktur. Menü dağıtım saatleri; Pazartesi-Cuma (5gün) 8:00am – 3:00pm Bu saatlerde oynama yapılabilir. Ödemeler saat başına olmak üzere yapılacaktır. Menüler legal yollarla, dışarıda verilen adreslerde halka dağıtılıcaktır. E-mail: Nowhiring2014@gmail.com

Port Jefferson, Long Island’da Kiralık Oda Port Jefferson, Long Island’da 350 dolar aylık ile kiralık oda. Deposit yok. Tren ile Manhattan’a 1 saat 45 dakika. Telefon: 631 790 9185 New York’ta tam veya yarı zamanlı olarak tecrübeli çocuk bakıcısı aranmaktadır. E-mail: nydadi@hotmail.com

Bay/bayan kasiyer aranıyor Brooklyn’deki marketimize; İngilizce bilen, sorumluluk sahibi, tecrübeli bay ve bayan kasiyerler arıyoruz. İlgilenenler 917 702 1390 no’lu telefondan bize ulaşabilirler.

Satış Elemanları Aranıyor Manhattan Mall ve Jersey Garden Mall’de full time veya part time satış elemanlarına ihtiyacımız var. Uğur: Telefon: 407 668 3511 Arlington, Virginia’da yaşıyorum. Ballston metronun bir blok ötesinde, ev işlerinde bana yardımcı olacak bir bayan arıyorum. Haftada 3-4 gün olabilir. İlerleyen zamanlarda isterse yatılı olabilir. Telefon: 571 438 1782 Long Island, NY’ta çalışacak, Green Card ve en az 18 aylık NY ehliyeti olan, tercihen Long Island’da oturan şoförlere ihtiyaç vardır. İlgilenenlerin daha fazla bilgi için aramaları rica olunur. 631 974 5518

Müşteri kitlenize göre Facebook, Twitter, Instagram ve Pinterest mecralarında: - İçerik yönetimi nasıl yapılır? - Uygun görsellerin hazırlanması ve yayınlanması - Takipçi sayınızı arttırmaya yönelik çalışmalar nelerdir? - İçeriklerinizi zenginleştirmek adına kullanabileceğiniz uygulamalar - Facebook reklam yönetimi nasıl yapılır? - SEO çalışmaları nelerdir? Bütçesi yönetilecek yapılacak çalışmalara göre belirlenecektir.. E-mail: sosyalmedya1@gmail.com

Seri İlan Sayfaları

www.USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır

Detaylı bilgi için ilan danışma hattını arayınız: 347 730 42 36

Posta212 Bulmaca SOLDAN SAĞA: 1) Yolsuzluk yapan 2) Gelenek 3) Son harfi yumuşak sessiz olarak yemin - Kısaca erken gelen oturur - Bir nota 4) Eski dilde kırmızı - Sahip ır - Bir kavim 5) Beyaz - Kısaca Alman 6) Amerikanın orjinal kısa yazılışı - Ekmeğin ana maddesi - Taam 7) Uzaklık belirtir - Olanak 8) Anadolu’da evet anlamında bir söz - Sazın en kalın teli 9) Mecazen ağlatmak - Bir renk 10) Genişlik - Ana gibi 11) Utanmak - Bir ses sanacısı 12) Yöntem - Masal dağı 13) Dakik - Olumsuzluk ön eki 14) İcat - İnce deri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1) Eski dilde su - Dik durma - Rüzgar - Su, ma 2) Bir erkek adı - Tabak - Yüce 3) Şafak vakti - Milli bir ajansımız - Eşit - Akıtma 4) Sırtlan - Hilal - Beklenti 5) Alfabe’nin altıncı harfi Kükürdün simgesi - Devlet işi - Bir erkek adı 6) Altıncı harfimiz - Beşinci harfimiz - Kısaca Ankara - Azeri çalgısı 7) Zorla yerleşme Çok değil - Beton boru 8) Büyük ağaçlık alan - Çalgı - Uzaklık anlatır 9) Vilayet - Alfabe’nin onuncu harci - Ayakla kalça arası 10) Siyahlaşan 11) Evleri yan yana olan - Bir soru takısı Ufuklar.


Spor

10 Eylül 2014 Çarşamba

Gururumuz İpek Soylu İpek Soylu, ABD Açık’ta genç çift bayanlar kategorisinde partneri Teichmann ile birlikte şampiyon oldu; Türkiye’ye bir ilki yaşattı NEW YORK - POSTA212

A

BD Açık Tenis Turnuvası'nda genç çift bayanlarda mücadele eden İpek Soylu, finalde partneri Jil Belen Teichmann ile birlikte, Belaruslu Vera Lapko ve Slovak Tereza Mihalikova ikilisini yenerek, Türkiye'ye ilk Grand Slam şampiyonluğunu getirdi. Sezonun son Grand Slam turnuvasında başarılı maç-

larla finale gelen Soylu-Teichmann ikilisi, rakiplerini tie-break sonucu 2-1 yenerek şampiyonluğa uzandı. Karşılaşmanın 13. dakikasında şiddetli yağış nedeniyle mücadeleye yaklaşık 1 saat ara verildi. İlk seti 7-5 kaybeden Soylu-Teichman çifti, 2. seti 6-2 kazanarak durumu eşitledi. 3. seti süper tie-break sonucu kazanan Soylu - Teichman çifti şampiyonluğa ulaştı. Bu sonuçla İpek Soylu, bir Grand

Slam şampiyonluğu kazanan ilk Türk tenisçi oldu. Türkiye daha önce Grand Slam'lerdeki en büyük başarısını Wimbledon ve ABD Açık'ta çiftlerde 3. tur oynayan İpek Şenoğlu ile yaşamıştı. İpek Soylu zaferin ardından "İnandıktan, çalıştıktan sonra mümkün olmayan hiçbir şey yok. Bana inanan ve emek veren herkese çok teşekkür ediyorum" diye tweet atarak duygularını ifade etti.

Nefesleri kesecek bir atmosfer Dünyanın en önemli tenis turnuvalarından biri olan US OPEN bu yıl yine bu sporun tutkunlarının büyük İlgisini çekiyor. Çok güzel organize edilen turnuvadaki maçlar oldukça çekişmeli geçiyor SONER MEZGİTÇİ NEW YORK - POSTA212

D

ünyanın en iyi 32 bayan 32 erkek tenisçisinin katıldığı turnuvada birbirinden çekişmeli maçlar izleyenlerin nefeslerini kesmeye devam ediyor. Ben de turnuvanın 2. turunda oynanan A.Murray(GBR) – M.Bachinger (GER) maçını izlemek üzere Artur Ashe stadyumundaki yerimi aldım. HOŞ BİR ATMOSFER Maçtan ziyade turnuvanın organize ediliş biçimi beni bir hayli etkiledi. İlk bakışta seyirci sayısı kadar organizasyonda çalışan görevlilerin sayısı dikkatimi çekti. Adeta her bir izleyici ile tek tek ilgilenen görevliler koltuğunuza oturana kadar adım adım sizi yönlendirmekten geri kalmıyor. Kortların arasındaki büyük alana kurulan platformlarda ise çocuklardan yetişkinlere hitap eden birçok organizasyon ve mağazanın bulunması da turnuvanın ne kadar büyük ve kapsamlı olduğunu size hatırlatıyor. Ayrıca maçlar arasında hem dinlenip hem eğlenceli vakit geçirebileceğiniz kort manzaralı restoranlarda güzel bir yemekle beraber maçları takip

Kadir Çetinçalı twitter:@mamleba

Bazen bir transferden fazlası ARAYA Dünya Kupası heyecanı girse de, ligin futbol keyfi bir başka. Nedendir henüz çözebilmiş değilim, ortalama futbol kalitemiz hiçbir zaman çizgiyi aşamasa da Türkiye Ligi’nin zevki çoğu Avrupa ülkesinin önünde. Araya bu kez de milli maçları sokarak, zevkimize biraz limon sıktılar ama neyse haftaya Avrupa ve ülkemizde lig heyecanı bizi bekliyor. Galatasaray 7 sezondur kazanamadığı Bursa’da, Prandelli ile Şenol Güneş’i mat etti ve sezona iyi başladı. Sarı kırmızılı ekibin geçen sezon deplasmanda maç kazanmakta çok zorlandığını anımsarsak bu 3 puanın önemi daha da artar. Bursa’dan çıkan 3 puanın ardından üç transfer haberi geldi sarı kırmızılılara; Goran Pandev, Blerim Dzemaili ve Tarık Çamdal. G.Saray’ın hazırlık ve Süper Kupa Finali maçında gördük ki, Prandelli’nin gözde sistemi 4-2-3-1 idi. Bu sistemi 5+3 yabancı sınırlamasına da uyarlamak işin ayrı zorluğu. Savunma aksıyor ki yıllardır aksar zaten. Yabancı kontenjanını savunma tarafında yoğunlaştırmak, Prandelli’nin hücum alternatiflerini kısıtlamak demekti. Pandev’in transferi Prandelli’nin kaderini Burak Yılmaz’ın gününde olup olmamasına bağlı olmaktan kurtardı öncelikle. Pandev ile çift forvet oynayabilirsiniz. Ceza alanı içinde adam eksiltebilecek kadar ayağına hakim bir forvet Pandev. Gerektiğinde assist hünerini ortaya çıkarıp, Burak Yılmaz’ın yanlızlığını sona erdirmesinin yanı sıra, onu son vuruşlarda rahatlatacak yan role de komleksizce soyunabilecek olgunlukta. Yani Pandev ile 4-4-2’yi de pekala oynarsınız. Prandelli’nin gözdesi 4-2-3-1’de. Dzemaili orta alanda oyunun iki yönünü oynamasının yanısıra adam eksiltebilen hücuma ekstra katkı yapabilen enterasan bir adam. Dzemaili’nin gelişi ile üçlü orta saha sırıtmaz bir yapıya büründü. Melo-Selçuk-Dzemaili üçlüsü Türkiye’de kolay kolay çökertilemez. Böylece Prandelli 4-3-3’ü de çoğunlukla Arena’daki maçlarda deneyebilir. Tarık Çamdal Almanya alt yapısının ürünü olarak savunmanın sağında ya da solunda aynı istikrarla oynayabiliyor. Tarık’ın transferindeki asıl katkı ise Prandelli’ye orta alan ya da forvette bir ekstra yabancı kontenjanı kazandırmış olması. Tarık’ın transferi demek Pandev ya da Bruma’nın da Sneijder’in yanında forma giymesi demek. Tarık’ın transferi gerektiğinde 3-5-2 alternatifini de Prandelli’nin tahtaya yazmasını sağlamış durumda. DİEGO RİBAS DA ZENGİNLİK DEMEK Diego’yu Karabük maçında dikkatle izlerken henüz hazır olmadığını fark ettik. Ancak F.Bahçeliler’in paniklemesine gerek yok eğer uyum sorunu çekmez ise ki, çekeceğini hiç sanmıyorum, bana göre Alex’ten fazlası var. Alex’in İtalya veya üst düzey Avrupa liginde tutunamadığını hatırlatıp, Diego’nun Almanya ve İspanya’da şampiyonluk yaşadığını ve sadece Juventus forması ile İtalya’da beklentileri karşılayamadığını belirtelim.

edebileceğiniz hoş bir atmosfer de hazırlanmış durumda. SERVETİ GÖZDEN ÇIKARIN İyi bir koltukta maç seyretmenin bedeli çok pahalı olmasına rağmen turnuvadan günlerce öncede biletlerin bitmesi New Yorklular’ın turnuvaya ne kadar önem verdiklerinin de en büyük kanıtı durumda. Yarı final ve final maçlarını izlemek isterseniz eğer ufak çaplı bir serveti gözden çıkartacağınızı da belirtmemde fayda var. İnsanların yolda yürürken bile birbirlerine gülümseyerek göster-

dikleri saygıdan tutunda maçlara gelirken çok önemli bir baloya geliyormuş gibi özenerek giyinmeleri, kadınların ve erkeklerin şıklık yarışı en az kortlardaki mücadele kadar nefes kesiciydi. Ayrıca seyircilerin hakem kararlarına sadece bir uğultuyla protesto edip aynı şekilde beğendikleri hareketleri destekledikleri sporcu olup olmamasını göz ardı etmeden bile büyük bir coşkuyla alkışlamaktan geri kalmamaları hafızalarımdan uzun sürece silinmeyecek anlar yaşamama neden oldu. Böyle bir atmosferde tenis oynamayı hayal etmekten ziyade

FENERBAHÇE KEYİF VEREBİLİR İsmail Kartal eğer Ersun Yanal’ın takımının üstüne bir şeyler eklemek istiyorsa Diego’dan üst düzey verim çıkarması gerek. Bunun için sadece Wolfsburg’da nasıl oynadığına bakması yeterli. Türkiye Ligi Bundesliga’dan ne teknik ne de fizik olarak ileride. Diego Bundesliga’yı 2 sezon neredeyse domine etmiş bir oyuncu. Sonrasında İtalya ve İspanya’da oynayarak tecrübesini daha da geliştirdi. İsmail Kartal’ın kadrosunda Diego’nun savunma zaafını kapatacak savunma ağırlıklı rol oyuncusu fazlasıyla mevcut. İsmail Kartal tahtaya önce Diego’yu yazar ve oyun lideri yaparsa, F.Bahçe’nin futbolu geçen sezondan çok daha üretken ve keyif verici bir yapıya bürünür. anneleri ve babalarıyla turnuvayı takip eden çocuklarında ileride buralarda oynamak için nasıl motive olduklarına da gözlerimle şahit oldum. YETİŞTİRMEDEN ÖNCE SEVDİRİYORLAR Sanırım sporda ekol olmuş ülkeler sporcu yetiştirmeden önce işe o spor dalını insanlara sevdir-

mekle başlıyor. Sporda büyük bir marka olup büyük organizasyonlara ev sahipliği yapmanın sırrı yukarıda belirttiğim detaylarda saklı olsa gerek. Bunları başarılı yapabilen ülkeler markalaşırken sporun saygınlığını ayaklar altına malzeme yapanların bu yarışın dışında kalması bana gayet adil geldi . Bu arada maçı A. Murray kazandı...

Washington DC Olimpiyatlar’a aday oldu İLHAN TANIR NEW YORK-POSTA212

W

ashington DC, 2024 Yaz Olimpiyatları ve Paralimpik oyunlarına ev sahipliği hazırlık ekibini ilan etti. Washington Olimpiyat Ekibi, 4 Eylül Perşembe günü başkentin önde gelen atletleri, seçilmiş yetkilileri ve işadamları ile bir basın toplantısı yaparak, Washington DC’nin 2014 Olimpiyat adaylığını anons etti. Olimpiyat adaylığı için logo seçimi bitti, websayfası ha-

zırlandı. Washington DC’nin liderliğini yaptığı adaylığa, çevre eyaletlerden de destek açıklamaları geldi. Bunlardan biri de, Virginia’daki Arlington şehri oldu. Arlington’ın destek açıklamasının nedenlerinden biri olarak ise Olimpiyat oyunları yüzme müsabakaları için inşa edilecek dev tesis için Arlington şehrinin en güçlü aday olması olarak görüldü. Washington DC, ABD’nin aday Olimpiyat şehri olarak üç farklı diğer Amerikan şehri ile yarışıyor. Bunlar Los Angeles, San Francisco ve Boston.

ABD en son 1996 yılında Yaz Olimpiyatlarına evsahipliği yapmış, bu oyunlar Atlanta’da yapılmıştı. Önümüzdeki Olimpiyatlar 2016 yılında Brazilya’nın Rio de Janeiro şehrinde yapılacakken, 2020 oyunları ise Japonya’nın başkenti Tokyo’da yapılacak. Washington DC’nin adaylığı 2 ay önce ABD Olimpiyat Komitesi tarafından 4 aday şehirden biri olarak ilan edilmişti. En son 2012 yılı için Washington DC ve Maryland ortak adaylık koymuş ve kaybetmişti.

Taha Akgül dünya şampiyonu NEW YORK-POSTA212 Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası'nda 125 kiloda mücadele eden Taha Akgül altın madalya kazandı. Finale yükselen bir diğer sporcumuz 70 kiloda Yakup Gör ise finalde Rus rakibine mağlup olarak gümüş madalya kazandı. Akgül finale kadar Macar Richard Csercsics'i 104, ikinci turda Azeri Aslan Dzebisov'u 4-0, çeyrek final mücadelesinde ise ABD'li Tervel Ivaylov Dlagnev'i 4-2 ile geçerek yarı finale yükseldi. Akgül, yarı finalde ise Belarus Alexei Shemarov'8-1 yenerek finale çıktı. Taha Akgül, akşam seansında İranlı Komil Ghasemi'yi de mağlup ederek Dünya Şampiyonluğuna ulaştı. Gymnastics Palace Spor Salonu'nda düzenlenen şampiyonada, 70 kiloda Yakup Gör ise Mısırlı sporcu Ayad İbrahim Khalil 11-0 teknik üstünlükle yendi. İkinci turda Japon Ken Hosaka ile karşılaşan Gör, rakibini yine 11-0 teknik üstünlükle geçerek çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde Özbek sporcu Bekzod Abdurakhmonov ile mücadele eden Yakup Gör, rakibini 4-1 yenerek yarı finale çıktı. Milli güreşçi, yarı finalde de Tacikistan'dan Zalimkhan Yusupov'u 7-0 ile geçerek finale yükseldi. Gök, finalde ise Rus Khetik Tsabolov ile yaptığı mücadeleyi ise kaybederek gümüş madalya da kaldı. 86 kiloda mücadele eden Selim Yaşar da bronz madalya kazandı. Gymnastics Palace Spor Salonu'ndaki şampiyonada milli güreşçi, Kazak rakibi Aslan Kakhidze'yi 5-2 yenerek bronz madalyaya ulaştı.


Tatil

10 Eylül 2014 Çarşamba

Eylülde

başkadır

Yaz bitiyor ama tatil bitmedi. Şimdi romantik tatil sevenlerin mevsimi… Eylül ayı, hem romantik hem de eğlenceli bir tatil yapmanın tam zamanı FİGEN ONUR İSTANBUL-POSTA212

K

alabalıktan, gürültüden uzak eşinizle sevgilinizle baş başa romantik ve güzel bir tatil yapmak istiyorsanız, bavulları hazırlayın. Okullar açılıyor, tatil yöreleri tenhalaştı. Ancak romantik tatil yapmak için önce beraber oturup karar vermelisiniz. Nasıl bir tatil olmalı? Nereye gitmeli. Unutmayın geceler serin olur, bavulunuza kalın bir şeyler koymayı da unutmayın. İşte her zevke hitap eden Türkiye’nin eylül ayında gidilecek tatil yöreleri. YAZA DOYAMADIM, DENİZ VE GÜNEŞ Yazın çok çalıştınız veya fırsat bulup kendinizi kumsallara atamadınız. Güneşlenmek, yüzmek, miskinlik yapıp dinlenmek istiyorsunuz. Ge-

celer de eğlenceli ve hareketli olsun. “Güneşlenelim, yüzelim, miskinlik yapalım geceleri de eğlenelim” düşüncesindeyseniz, rotanız Ege veya Akdeniz sahilleri. Hava hala sıcak, deniz tam kıvamında… Su sporları da yapmak istiyorsanız: Çeşme, Datça, Marmaris ve Bodrum’un tam zamanı… Rüzgar çok sert değil, deniz dalgasız. MACERA VE AKSİYON Yaşınız kaç olursa olsun kanınız kıpır kıpır. Atlayın motora, ege kıyılarını keşfedin. Adrenalin seviyorsanız, Fethiye’de Yamaç Paraşütü, Selçuk’ta paraşüt… Rafting denemek istiyorsanız Karadeniz bölgesi eylülde sizin tatil adresiniz. Romantik ve macera bir arada sevenlerdenseniz Gökçeada’ya gidin. Çadırda kalıp, surf ve kiteboard yapabilirsiniz. Daha önce mavi tura çıktıysanız, tadı damağınızda kalmıştır. Ama hiç

gitmediyseniz hazırlanın. Yarı sezon, indirimler başladı. Kafa dengi arkadaşlarınız da varsa tadına doyum olmaz bir tatil geçirebilirsiniz. Gün içinde Ege ve Akdeniz’in inci gibi koylarında güneşle kucaklaşmak, turkuaz sulara atlamak iyi gelecektir. Serin eylül gecelerinde de teknede veya uğradığınız koylarda romantik ve eğlenceli saatler geçirebilirsiniz. KUMRULAR GİBİ Kalabalık olmasın, aksiyona gerek yok. Sessiz sakin, romantik bir tatil istiyorsanız daha az merkezi yerleri tercih edin. Sabah güzel bir kahvaltı, doğada yürüyüş, bol bol kitap okuyup sohbet etmek, ağaçların altında birbirinize sarılıp gökyüzünü seyretmek… Yani “Kafamızı dinleyip birbirimizle ilgilenmek istiyoruz” diyorsanız Sapanca, Bolu, Bozcaada, Olimpos tercihleriniz arasında olabilir.

Yunuslara yapılan işkence Marmaris’teki Dolphin Park’a oradaki yunusları ve parkı incelemek, araştırma yapmak için gittik. Çıkışta bizimle birlikte diğer çocuklar ve aileler gülerek ayrılırken, ben ve çocuklarım gözyaşlarına boğularak ayrıldık MELİKE AYAN NEW YORK - POSTA212

B

u sefer çocuklarla her senenin yazında gittiğimiz aile, deniz ziyareti içeren Türkiye tatilimize Marmaris’i de ekledik. Bir sabah, kıyı boyunca koşumu yapmak için erkenden kalktım. Bu sefer Marmaris İçmeler tarafına yöneldim. Yolun sonuna doğru Turban Oteli geçince Grand Yazıcı’nın 200 metre ilerisinde, denizin içerisinde ağlarla çevrili, üstü köyü yeşil kumaşlarla, naylonlarla kaplı bir yapı gördüm.

KAFAMI MEŞGUL EDEN SORU Bu nedir diye incelemeye çalışırken, kapısındaki reklam tabloları ilgili çekti. “Swim with the Dolphins - Yunuslarla Yüzün, Dolphin Therapy - Yunuslarla Terapi” adını koydukları tesiste, kendi çalışanlarının söylediğine göre 5 yunus balığı varmış. Bu kadar dar yere yunusları nasıl aldılar, kim aldı, hükümet nasıl izin verdi gibi sorular kafamı meşgul ederken otele geri koyuldum. Koşumu bitirip otele geri dönünce, bu konuda bir araştırma yapmak istedim. En iyi araştırma da yerinde olur deyip çocuklara Yunus Park’a gideceğimizi söyledim. Tabii gerçekleri de saklayamayacağımı bildiğim için, yolda yavaş yavaş onları hazırladım. Aslında tüm yunusların okyanus veya denize ait olduklarından ve biz oraya araştırma yapacağız dedim ve bota bindik. HANGİ HAKLA HAPSEDERLER? Botu kullanan, Marmaris’in yerlisi Umut Bey ”Greenpeace ve çevre hayvan koruma dernekleri geldi ama bunları engelleyemedi. Onlara bu hakkı kim veriyor? Hangi hakla yunusları ait oldukları habitatlarından alıp hapsederler? Her gün onları deli gibi çalıştırırlar? Onlarla yüzmek, onları görmek için hapse atmanıza hiç gerek yok. Sabah saatlerinde bizim botlarımızın yanına kadar gelip bizimle birlikte yüzüyorlar zaten, hiç kaçmıyorlar, insan sanıyorlar kendilerini de bizi de yüzemeyen balık.. Onları hapsetmeye ne gerek var” diye konuştu. Kendisine bin kere hak vererek, yanından ayrılıp yeşil naylonu aralayıp içeri girdik. Menü ve fiyat listesi çeşit çeşit. Ne de olsa kendileri çalışmıyor. Zavallı yunuslar çalışıyor. Sadece tek visit 13 eurodan başlıyor. Yunusla yüzmenin fiyatı 63 euro ile 107 euro arasında değişiyor. Sadece bir yunusla tanışmanın bedeli ise 35 euro. Yunus eğiticiliği 250 euro, terapi seansları ise 500 euro. TURİSTLERİN İLGİ ODAĞI Üçümüze 100 dolar verip sadece bir yunusla tanışmak üzere içeri girdik. Oğlum ise, devamlı kulaklarını tutuyor, anne bu ıslık sesi de nedir, niçin bu kadar tiz bir sesle ıslık çalıyorlar, geri dönelim. Bizim yüzümüzden de ıslık çalmasınlar diyordu. Düzensiz ve sıraya riayet etmeyen, bizi sıcak altında 25 dakika bekletip sıramızı da unutan resepsiyondaki Ukrayna asıllı bir çalışana, İspanya uyruklu eğitmen de katıldı ve bizi sonunda içeri aldılar.

EN ZEKİ HAYVANLAR Yunus, balinalar (Çetacea) takımının dışli balinalar (Odontoçeti) alt takımı içindeki yunusgiller (Delphinidae) familyasında sınıflanan türlerin büyük çoğunluğu ile nehir

Meksika kökenli eğitmen bizi içeri alıp 15 dakika daha beklettikten sonra bir yunusa doğru yönlendirdi. İçeride bizimle birlikte 25 kişi daha vardı ve hala turistler gelmeye devam ediyordu. Ziyaret eden Türkler’in sayısı nerdeyse yok denecek kadar azdı. Hem pahalı olduğu için, hem de turist atraksiyonu düzmece olduğunu bildikleri için.

YUNUSLARIN ÜZERİNDEKİ YARALAR Kızım Yasemin, oturup Meksikalı eğitmeni dinleyip yunusa dokunduğunda üzerinde birçok çizik, yara keşfetti. Daha sonra bu çok küçük havuzların etrafının ağlarla çevirili olduğunu ve bu ağlara takılıp kendini kaçmak için bu ağlara vuran yunusların yaralandığını anladık. Yunus balıkları koylarda aileleri ile değişik dillerde anlaşarak yaşarlar. Ve vahşi yunuslar millerce yüzmeye hızlı gitmeye alışıklar, vücutları buna uygun. Saatlerce kendilerine verilen balıklarla beslenen bu yunuslar, olması gerektiklerinden daha kiloluydular. Ayrıca, her gördüğümüz yunusun üst taraftaki yüzgeci yana eğikti. Hiçbirisi dik değildi. Mutlu ve vahşi yunusların yüzgeçleri dimdik olur. Depresyonda olanlar ise yan yatarak yüzer ve yüzgeçlerini eğerler.

yunusları (Platanistoidea) üst familyasında sınıflananların tümü için kullanılan ortak addır. Yunusların hayvanlar âleminin en zeki canlılarından olduğu kabul edilir ve arkadaş canlısı genel görünümleri ile oyuncu tavırları, onları insanların gözünde popüler bir yere koyar. Ama 10 milyon yıl önce, Miyosen devrinde ortaya çıkan yunuslar, öncelikle insanlara yardımcı, kurtarıcı görevini kendiliklerinden üstlenmiştir. Gemilerden düşen insanları kurtarmalarından yolunu ve rotasını şaşırmış gemilerin ve botların yanına gelip onları karaya yönlendiren kurtaran da yunuslardır. İnsanlara bu kadar yararı olan, bu akıllı hayvanları biz insanlar olarak hapsedip eğlence adına kullanıp eziyet ediyoruz. Bizimle birlikte ayrılan diğer çocuklar ve

aileler gülerek ayrılırken, ben ve çocuklarım gözyaşlarına boğularak ayrıldık.

NASIL İZİN VERİLDİ? Çıkışta, bu tesisin sahibi ile görüşmek röportaj yapmak istediğimi söyledim. Bir Alman yatırımcının bu projeden sorumlu olduğunu söylediler ama bu kişi bizimle röportaj yapmaktan kaçındı. Peki böyle bir yatırıma hükümet nasıl izin verdi? Bu tesis kurulmadan önce çevre ve hayvan koruma derneklerine danışıldı mı? Onların tavsiyeleri, retleri dinlendi mi? Almanya’daki İletişim Müdürü Steffen Jung, dahil olmak üzere hiçbir yetkili bizimle konuşmaya yanaşmazken, nedenini yunusların üzerindeki çizik ve yaralardan anlamak hiç de zor değildi…


Life & Style

10 Eylül 2014 Çarşamba

HAFTANIN FİLMLERİ

Acıtmayan dövmeler Nurdan Yüzbaşıoğlu

nurdanusa@gmail.com

Sarah’ın hikayesi

S

adece kazanmak ve tüketmek amaçlı yaşamanın beraberinde türlü ruhsal sorunları da getirdiği aşikar. Kazanmak için çalışırken faydalı olabilmeyi de amaç edinenler doğal olarak bu fani dünyadan daha huzurlu gidecekler. Kazanırken kazancınızla ne yaptığınız, harcarken de kazandırdığınızın bu gelirle ne yaptığı çok önemli. Her iki durumda da dünyanın ve toplumların iyiliği için doğru şeyleri yapıyor ve doğru kişileri destekliyor olmamız lazım. Aksi halde sadece kendisi için kazanan ve kazandığını duyarsızca harcayan kişilere dönüşürüz ki bunun çocuklarımıza bırakacağımız geleceğe hiçbir yararı olmaz. Toms ayakkabı markasının alınan her ayakkabı karşılığında dünyada ayakkabısız bir çocuğu giydirdiğini daha önce yazmıştım. Bu bir markanın sosyal sorumluluk adına yapabileceği güzel bir projeydi. Sosyal sorumluluk konusunda bir diğer duyarlı isim ise Lübnanlı çanta tasarımcısı Sarah Beydoun. Sarah Saint Joseph Üniversitesi’nde okurken Lübnan’daki eski hayat kadınları ve kadın hükümlülerin geçmiş tecrübeleri üzerine bir tez çalışması yapmış. Ve bu kadınları topluma kazandırmayı hedefleyen sivil toplum kuruluşu Dar Al Amal’a gönüllü olarak yardım etmiş. Sonrasında bu kurumla birlikte hazırladıkları bir sistemle, kadın mahkumlardan oluşan bir grup kurup hayalini gerçekleştirmek üzere harekete geçmiş. 12 model çanta ve küçük bir grupla üretime başlayan Sarah’ın bu projesi kısa zamanda tüm ülkeye yayılmış. Bu sistem sayesinde kadınlar hem işe yaradıklarını

hissetmeye hem de gelir elde etmeye başlamışlar. Yaşama tutunmaya çalışan talihsiz kadınlar bu sayede yeteneklerini geliştirirken aynı zamanda para ve saygınlık kazanma imkanına sahip olmuşlar. Kraliçe Raina, Catherine Deneuve, Zaha Hadid gibi pek çok önemli isim bu çantaları kullanarak Sarah’a destek vermişler. Halen dünyanın pek çok noktasında satılan el emeği göz nuru Sarah’nin çantaları ilgi görmeye devam ediyor. Markanın oldukça yaratıcı olan web sayfasını da ziyaret etmenizi şiddetle öneririm. www.sarahsbag.com

VİZYON

HALDUN AR

MAĞAN

Mücevher gibi görünen üstelik yaparken hiç acımayan dövme kim istemez? İşte “Luludk tattoos” tam aradığınız şey. Mücevhere alternatif pek şahane pırıl pırıl çıkartmalar bunlar. Şu sıralar pek popüler. 4-6 gün ömrü var, çıkarmak istediğinizde ise rahatça bebek yağı ile ovarak çıkarabilirsiniz. Modeller oldukça gösterişli ve dikkat çekici.

Mükemmel botlar Dikkat dikkat kış geliyor! Ayaklarımızı hem sıcak tutmak hem de şık göstermek elimizde. Bu kış daha önce de bahsettiğim gibi rahatlık ön planda. Bot alırken bu özelliklere dikkat ederek almanızı tavsiye ederim. Size bu botlardan edinebileceğiniz bazı markaları önereceğim bu hafta. Benim dikkatimi ilk olarak Opening Ceremony cekti. Kalın tabanlı ve oldukça şık bir model. 3.1 Phillip Lim ise rahat ve cool görüntüsüyle eminim çok beğenilecek. Marc by Marc Jacobs ve Prada da tercih edilen modeller arasında. Burberry ve Ch-

loe de gösterişli modelleriyle önerebileceğim markalardan.

GONE GIRL David Fincher tarafından yönetilen ve Gillian Flynn’in en çok satan kitabından uyarlanan Gone Girl, modern bir evliliğin sırlarını ortaya çıkarıyor. Evliliklerinin beşinci yıldönümünde Nick Dunne (Ben Afleck) karısı Amy’nin (Rosemund Pike) kaybolduğunu rapor ediyor. Medyanın öfkesi ve polis baskısı üzerine dikkat Nick’in üzeride toplanıyor. Sonunda yalanları, aldatmaları ve tuhaf davranışları herkesin kafasında bir soru bırakıyor: Nick Dunne karısını öldürdü mü? Vizyon Tarihi : 3 Ekim 2014

Bora Bora yolcusu kalmasın Eğer rüya gibi bir tatil yapmak istiyorsanız tercihleriniz arasında ilk sıralara koyabilirsiniz Bora Bora adalarını. Kalınacak yer derseniz de St.Regis diyeceğim eşin dostun tavsiyelerine uyarak. Adalarda otellerin hemen hepsi su üstü bungalovlardan oluşuyor ve St. Regis bunların arasında en iyisi. Fazla restoran olmayan Bora Bora’da rezervasyonsuz yer bulmanız pek mümkün değil. Çok başınız sıkışırsa Bora Bora Yacht Club’in (BBYC ) sahipleri Türk ve her konuda yardımcı oluyorlarmış. Aynı zamanda en iyi yemek ve servisin de BBYC’de olduğu söyleniyor. Yaşasın

Türkler! Orman gezisi adada yapılması gereken bir aktivite. James Cameron’un Avatar filmi için bu ağaçlardan esinlendiğini söylersem önemi daha iyi anlaşılır sanırım. Pasifik Okyanusu’nda yer alan bu adalarda genelde sükunet hakim. Daha çok romantik tatiller ve balayı için tercih edildiği biliniyor ancak siz birazda eğlence olsun istiyorsanız Temmuz Ağustos zamanı yapılan Heiva Festivali’ne denk getirebilirsiniz tatilinizi. Motu Tapu ise bölgenin en ünlü ve en özel adası. Özel izinle girilen bu adayı mutlaka bir yolunu bulup görmelisiniz.

THE GOOD LIE

Mercedes Benz podyuma çıktı New York’ta Mercedes-Benz Moda Haftası başladı. 300 tasarımcının 2015 İlkbahar-Yaz koleksiyonları sergileyecekleri defile bir hafta sürecek. Etkinliğe Amerika dışından 12 ülkenin tasarımcıları da katılıyor

“The Lost Boys (Kayıp Çocuklar)” olarak bilinirlerdi. 1983’te Sudan’da başlayan Sivil savaşın genç kurbanları, güvende olabilecekleri bir yer bulana kadar kilometrelerce yürürler. On beş yıl sonra, yardımsever bir birlik 3600 kayıp kız ve erkek çocuğunu Amerika’ya getirir. Philippe Falardeau (Oscar ödüllü Monsieur Lazhar filminin yazarı ve direktörü), filmdeki kurtuluş ve zafer hikayesini seyirciye sunuyor. Akademi Ödüllü Reese Witherspoon’un başrol aldığı filmde Sudan’lı aktörler Arnold Oceng, Ger Duany, Emmanuel Jal ve Nyakuoth Weil oynuyor. Vizyon Tarihi : 3 Ekim 2014

FURY

ELİF ÜNLÜ NEW YORK - POSTA212

H

er yıl yapılması heyecanla beklenen ve büyük ilgi gören Mercedes Benz Moda Haftası başladı. Etkinliğe katılan markaların arasında, 2006 yılında iki ayrı isimle ayrılan BCBG de bulunuyor. 7 gün boyunca 300 tasarımcının İlkbahar-Yaz 2015 koleksiyonlarını sergileyecekleri defilelerin yanı sıra, şehirde de çeşitli etkinliklerle karşılaşmak mümkün. Dünyanın birçok şehirlerinden ünlü tasarımcıların, mankenlerin

ve sosyetenin katılımını yaptığı moda haftasında seksenin üzerinde moda şovu, sunumlar ve özel etkinlikler oldu. Bu sezon etkinlik, Avusturalya, Brezilya, Çin, Fransa, Hindistan, İsrail, İtalya, Kore, İspanya ve Amerika gibi ülkelerin katıldığı on iki ayrı ülkeden modacı ağırlıyor. Amerika’nın en büyük moda etkinliğinin ilk günü, ünlü marka Max Azria’nın desteğiyle başladı. Defile ve şovların yanı sıra, New York sokakları da mankenlerden dansçılara kadar bir festival havasına bürünecek. Moda haftası, bir hafta boyunca Lincoln Center’da devam edecek.

Nisan 1945’te müttefikler Avrupa’ya son darbelerini uygularken, savaş mücadelesi veren Wardaddy (Brad Pitt) adlı bir çavuş, bir Sherman tankını ve onun yanındaki beş kişilik takımı yönetiyor. Az sayıda ve az silahla, ayrıca yanlarında acemi bir askerin bulunduğu takımı komuta eden Wardaddy’nin Nazi Almanya’sının kalbinde yaşadığı zorluklar seyirciye sunuluyor. Vizyon Tarihi : 17 Ekim 2014


New Yorklular’ın bisiklet aşkı ELİF ÜNLÜ NEW YORK - POSTA212

B

icycling magazin dergisinin yaptığı araştırma sonucu New York City’nin en çok bisikletin kullanıldığı şehir olduğu ortaya çıktı. Michael Bloomberg’den, şimdiki başkan Bill de Blasio’ya kadar, bisiklet yolu şeritleri yaratmak ve bisikletçilere daha güvenli şartlar sağlamak için şehir son dönemde bir dönüşüm sürecine girmiş bulunmakta. Şehrin beş bölgesi üzerinde artık bin 400 km’lik bisiklet yolu bulunmakta,

ayrıca 2013’te Citibank’ın sponsorluğunda kurulan “Citi Bikes” bisiklet kiralama-paylaşma programı da şehirde oldukça popüler. New York Şehri Ulaşım Departmanı Müdürü (City DOT Comissioner) Polly Trottentberg, bu dönüşüm için düşüncelerini şöyle dile getirdi: “New York şehri ucuz, yakıt gerektirmeyen, çevre dostu bir ulaşım aracını kucakladı ve kolayca dönüşüme girdi. New Yorklular bisiklet sürmeyi çok seviyorlar ve sadece bu şehrin üretebileceği bir enerji ve tutku getiriyorlar.”

www.posta212.com

• YIL 2 • SAYI 69

10 Eylül 2014 Çarşamba

New York’ta Sonbahar… New York’ta sonbahar etkinlikler mevsimidir. Şehrin hemen her bölgesinde film ve müzik festivalleri, moda haftaları, şarap ve yiyecek tanıtımı ve onlarca etkinlik düzenlenir. Kısacası New York sonbaharda yaşanılır...

ELİF ÜNLÜ NEW YORK - POSTA212

N

ew York’un her mevsim kendine has bir havası vardır ancak özellikle sonbahar mevsimi New York’ta bir baş-

kadır. Yaz aylarının New Yorklular için yavaş geçen temposundan sonra, takvimler sonbahar mevsimi boyunca film festivalleri, Broadway açılışları gibi etkinliklerle dolmaya başlar. İşte bu sonbahar New York’ta bulabileceklerinizin birkaçı...

NEW YORK FİLM FESTİVALİ

Lincoln Center Film Derneği’nin organizasyonunu yaptığı ve bu yıl 52’ncisi gerçekleştirilecek olan New York Film Festivali’nde otuz ayrı film izleyicilerinin beğenisine sunulacak.

BOL AKTİVİTELİ BİR MODA HAFTASI Bir hafta süren ve 11 Eylül’de sona erecek olan Fashion Week, Tommy Hilfiger, Ralph Lauren, Donna Karan gibi markaların başını çektiği ve onlarca ayrı modacının da bulunacağı bol aktiviteli bir hafta olacak. Moda haftasındaki defilelere ilginiz olmasa bile, en azından şehirde çıkıp dolaşmak her zamankinden daha farklı ve renkli olacak.

MODERN SANAT MÜZESİ

Birçok sanat performanslarının sergileneceği müze, bu sonbahar Henri Matisse, Trajal Harrell gibi isimleri ağırlayacak.

NYC ŞARAP & YİYECEK FESTİVALİ

Ekim ayının 4’ü ile 16’sı arasında gerçekleşecek olan festival, Big Apple’ın en ünlü şeflerini ağırlayacak. Gregory Marchand’dan, Mario Batalı’ye kadar birçok ismin yer alacağı festivalin girişi her ne kadar ucuz olmasa da, gösterilecek olan yemekler ve şaraplar verilecek olan paraya değeceğe benziyor. VILLAGE CADILAR BAYRAMI FESTİVALİ New York’da her sene 31 Ekim’de gerçekleşen Cadılar Bayramı Festivali, bu sene de yerli ve yabancı turistlere unutulmaz bir deneyim yaşatacak. Festivalin başını çekenler, her sene 6. Cadde’de birbirinden ilginç kostümleriyle buluşur ve yürüyüşe başlar. Yaratıcı kostümleriyle başı çeken bu festivalde yer alabilmek için ise tek yapmak gereken bir kostüm giymek ve 18:3020:30 arası caddedeki sıraya girmek.

6. CADDE’DE MACY’S ŞÜKRAN GÜNÜ FESTİVALİ

MACY’s, her yıl olduğu gibi bu yıl da 88’ncisinin yapılacağı Şükran Günü kutlamaları unutulmaz kılan festivallerden birini gerçekleştiriyor. Soğuğa ve kalabalığa aldırmadan, New York halkı ve turistler, üç saat süren şöleni seyretmek için 6. Cadde’de buluşuyorlar ve devasa büyüklükteki balonların havalanmasını seyrediyorlar.

BROADWAY ŞOVLARI

New York, her ne kadar Broadway şovları ile ünlü bir şehir olsa da, yaz sezonu Broadway şovlarının en az seyirciyi ağırladığı sezondur. Eylül ayına girişle beraber her şey tamamen değişir ve sayının artmasıyla beraber Broadway sektörü bu sezon da birçok yeni oyunu seyirciye sunuyor.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.