POSTA212 SAYI 68 EK

Page 1

Uzaya gidecek ilk Türk kadını

2’DE

BESİM KAZADO İLE HER TELDEN

6’DA

SUNAY AKIN

9’DA

5TE

Saray parasına apartman dairesi ■ Turizmci ve otantik ve aranan bir otelin sahibi olan Ahu Uysal Kerimoğlu, iş hayatını ve özel yaşamını yazarımız Besim Kazado’ya anlattı.

7’DE

KADİR ÇETİNÇALI İLE KADİRCE

■ New York’ta bazı apartman dairelerinin fiyatı 50 ile 125 milyon dolar arasında değişiyor. Bu astronomik paralara başka eyaletlerde 10 dönüm arazili malikane alınabiliyor.

New York’ta ‘Altın Vuruş’ alarmı! ■ New York’ta eroinmanların aşırı dozdan ölümleri son 3 yılda yüzde 41 arttı. Şehirde her yıl ortalama 700 kişi aşırı dozdan hayatını kaybediyor.

12’DE

HAFTALIK ÜCRETSİZ

Amerikalılar’ın korkuları da değişti A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

3 Eylül 2014 Çarşamba

www.posta212.com • YIL 2 • SAYI 68

Kısa zaman öncesine kadar Amerikalılar, asansörde, kapalı yerlerde ve karanlıkta kalmaktan korkuyordu. Şimdi ise kimliğinin başkasının eline geçmesinden, internetteki kişisel bilgilerinin çalınmasından korkuyor. İşte Amerikalılar’ın yeni korkuları...

4’TE

Bu kahvaltı el yakıyor

Life & Style

Vizyon

11’DE

HALDUN ARMAĞAN İLE VİZYON

NURDAN YÜZBAŞIOĞLU İLE LIFE AND STYLE

Anadolu usulü ABD’de kahvaltı bruch oldu gençken görmeniz gereken 20 yer

FB USA Başkanı Ömer Ekinci

2’DE

10’DA

2’DE

New York’ta ZOMBİ avı başladı ■ Bu bir bilgisayar oyunu değil. Gerçekten Zombi avlıyorsunuz veya avlanıyorsunuz.

11’DE

11’DE

7’DE

■ Fenerbahçe USA Başkanı ile balo öncesi sarı-lacivert bir sohbet.

‘Biz burada iyiyiz’ ■ Gezi olaylarının anlatıldığı kitabın yazarı Barbaros Altuğ, POSTA212’ye bilinmeyenlerini anlattı 3’TE

Süper Toto Ligi başladı Digitürk’ün katkılarıyla lig fikstürü

9’DA


Yaşam

3 Eylül 2014 Çarşamba

HER TELDEN

Besim Kazado besimkazado@gmail.com

New York’u geziyorum, yaşıyorum... İYİ GÜNLER... Umarım hafta sonunuza bağlanan tatiliniz iyi geçmiş, yeni haftaya, yeni aya enerji içinde girmişsinizdir. Bana her yeni gün, her yeni saat enerji ve umutlarla dolu gelir. Bu yüzden her gün yeni bir gündür deyip mümkün olduğu kadar yeni ülkeler, yeni şehirler, yeni semtler, yeni restoranlar, tiyatrolar, parklar keşfetmek dünyada en sevdiğim şeylerden biridir. İnanın yaşadığım İzmir’de bile evimin hemen köşesindeki pastaneye her gün gitsem her gün yeni gitmiş gibi olurum.

AZNOVOUR GELİYOR...

GANSEVORT’UN ROOF’U BİR BAŞKA

Hazır Fransa’dan söze girmişken 20 Eylül’de New York ‘The Theater’ Madison Squre Garden’da Fransa’nın Frank Sinatra’sı olarak anılan Charles Aznavour konser verecek. Mayıs ayında 90 yaşına basan Aznavour’un annesi Adapazarlı. Edith Piaf’ın keşfettiği bu dünya şarkıcısını seyredebilmek için şu andan bile heyecanlanıyorum. Ermeni asıllı bu dev sanatçı 1950-60’larda Türkiye’ye gelip ülkemizi çok sevdiğini belirtmişti. ‘She’, ‘La boheme’, ‘Yesterday when l was young’, ‘Esperanza’.... O’nun en sevilen şarkılarından birkaçı...

New York’ta da aynı şey geçerli tabii ki. Buraları iyi bilen arkadaşlarımla bol bol yeni adresleri tarıyorum. Size biraz karışık gezi yaptırayım. Geçen hafta çok sevdiğim Meatpacking’deydik. Çok gezdim buralarda ama bu otelin meşhur roof’una ilk kez çıktım. Hava neredeyse yağmur yağdı yağacak, havuz full... Kızlar partide, sonradan neşeli eğlence barda devam ediyor. Plaj ve dışarıdan yeni gelenlerin şık kıyafetleri karışıyor, süper bir müzikle akşamüstü partisi devam ediyor Gansevoort’un roof’unda.

VERSAILLES’DE FRANSA’YI YAŞAMAK

New York...Bu tılsımlı mega kentte apayrı bir belde Conneticet Greenwich... O muhteşem yeşilliklerin göbeğinde Hermes’ten Ralph Lauren’e, Saks Fifth’e kadar dev mağazaların aralarındaki sofistike restoranlardan birine geçtik, Conneticet’te oturan arkadaşım Zeynep Tuğsuz’la. ‘Versailles’... Adından da anlayacağınız gibi süper bir Fransız bistrosu. Hele yediğimiz ıstakoz salatalı ekmek üstü sandviçi unutamadığım için size tavsiyede bulunmak istedim. Hele ki siparişleri Fransızca vermek, Fransız ‘cafee’si ile uğurlanmak çok hoşuma gitti...

ARMAND VE ŞAHESERLERİ

Geçen gün tanıdığım çok değerli İzmir asıllı dünya çapında bir ‘murano camları’ sanatçısı olan Armand G. Altan’dan aldığım bilgiye göre, 11-21 Eylül arası New York Little Italy’de nefis bir festival varmış. Hem Italya’dan gelecek özel aşçıların takdim edecekleri İtalyan yemekleri hem de İtalyan ev eşyaları ve takı aksesuarları sanatçıları ürünlerini sergileyecekler. Murano camları üzerine dünya çapında bir sanatçı olan Armand’ın eserlerini alkışlamak ve de tabii ki o nefis, özlediğim İtalyan mutfağından tadım almak için orada olacağım. Güzel eventlerde, yerlerde, güzel kişilerle buluşmak üzere...

WSJ’den Anadolu Brunch’ı önerisi (NEW YORK-POSTA 212) Amerika’nın önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal, okuyucularına New York Vest Village’de bulunan Entwine Şarap Evi’nde Türk usulü brunch yapmalarını tavsiye etti. Gazete, Entwine Şarap Evi’nde sunulan brunchı şöyle anlattı: West Village’de bulunan şarap evinin şefi Veli Sirt, Entwine için brunch mesüsü hazırlamaya karar verdiğinde çocukluğuna dönerek Türkiye’de çocukken yediği bal, siyah ile yeşil zeytin, feta peyniri, su böreği, helva ve özel soslarını menüye ekledi. New York’ta dikkatleri üzerine çeken ve gittikçe ünlenen Entwine’da brunch 18 dolar. Çok özel ve lezzetli yumurta çeşitlerininde sunulduğu menüde, favorileri arasında sucuklu yumurta (11 dolar), menemen (10 dolar) ve çılbır (10 dolar) var.

300 dolara kahvaltı (ORHAN MURAT BAHTİYAR-NEW YORK POSTA212) New York’un piyasaların kalbi olarak adlandırılan ünlü Wall Street’te yeni ve bir o kadar da pahalı bir alışkanlığa ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.Wall Street’te önümüzdeki hafta açılacak olan Denny’s Restauran’ta Dom Perignon Premier adlı şampanyayla kahvaltı yapmak mümkün. Tabii bunun için yaklaşık 300 doları gözden çıkarmanız gerekiyor. ‘Grand Cru Slam’ olarak adlandırılan özel mönüde şampanyanın yanı sıra yumurta, pankek, sosis ve domuz eti de servis ediliyor. Ancak Denny’s de kahvaltı yapmak hayal değil. Çünkü mönüde şampanyasız birçok kahvaltı çeşidi de bulunuyor. Manhattan’da ilk şubesini açacak olan Denny’s çalışanlarından Mike Capoferri böyle bir kahvaltı için bu fiyatın çok da astronomik olmadığını söylüyor. Sabah saat 05.00’e kadar açık olan mekanda 11 dolardan başlayan ve özel hazırlanan kokteyllerden de tadabilirsiniz.


Toplum Yaşam

3 Eylül 2014 Çarşamba

“Gezi gençlerin çığlığıydı” “Biz Burada İyiyiz” adlı üçüncü kitabı geçtiğimiz ay çıkan ve ilk ayında üçüncü baskısını yapan Barbaros Altuğ ile kitaba konu olan Gezi olaylarını konuştuk SERKAN KALFA NEW YORK - POSTA212

B

arbaros Altuğ, edebiyat dünyasının çok yakından tanıdığı bir adam. Aralarında Ayşe Kulin, Mehmet Murat Somer, Buket Uzuner, Kürşat Başar gibi isimlerin olduğu 40’tan fazla yazarın temsilciliğini yapıyor. Ayrıca Sabah ve Milliyet dergi gruplarında söyleşiler ve kitap eleştirileri yazdıktan sonra 1999 yılında Türk yazarların telif haklarını koruyup, onları dünyada tanıtmayı hedefleyen bir ajans kuran Altuğ, 2011-2012 yıllarında Taraf gazetesinde “Benim Tarafım” adı altında ve İstanbul Art News, Elle dergisinde de sanat, televizyon ve kitaplar hakkında köşeler yazıyor. Geçtiğimiz ay üçüncü kitabı olan “Biz Burada İyiyiz” adlı romanı ile dördüncü baskıyı yapmaya hazırlanan Barbaros Altuğ ile yazar ajanlığından, kitabın konusunu oluşturan Gezi olaylarından ve sinema projesi üzerine konuştuk: n Yazar ajanlığı yapıyorsun. Yazar ajanı ne demek ve kimlerle çalışıyorsun? Yazar ajanı aslında ABD’deki okurların tanıdık olması muhtemel bir iş dalı zira ABD’deki tüm yazarların bir ajansı var. Literary Agent’in Türkçe karşılığı. Bir yazarın oluşturduğu eserinin en iyi şartlarda hem kendi ülkesinde hem başka ülkelerde yayınlanması ve yan ürünlerinin (sinema, müzik, tiyatro gibi) de oluşturulmaya çalışılmasını içeriyor. Halen arasında Ayşe

Kulin, Mehmet Murat Somer, Buket Uzuner, Kürşat Başar gibi ABDde de yayınlanan yazarların olduğu 40 yazarın temsilciğini sürdürüyorum. “ASLINDA HEP YAZIYORDUM” n Kendi yazılarını yazmaya nasıl karar verdin? Bu işi kurmaya başlamadan önce zaten kendi yazılarımı yazıyordum; ama Türkiye’de olmayan bu işin kurulması, tanıtılması bir çaba ve zaman gerektiriyordu başlarda. Sonra temsil ettiğim yazar sayısı artınca, gidip geldiğim uluslararası fuarlar çoğalınca yazıya ayırdığım vakit giderek azaldı. Artık belli bir düzene oturan bir iş ama ve çalıştığım yazarlarla uzun süredir beraber olduğumuz için işin yükü hafifledi ve ben yine yazıya dönebildim. SESİMİZİ DUYUN ÇIĞLIĞI n Son kitabın “Biz Burada İyiyiz” ile Gezi olaylarına bir öykü ile dokunuyorsun. Kitabını biraz anlatır mısın? “Biz Burada İyiyiz” Türkiye’de yaşayan gençlerin mutsuzluğu üzerine bir roman aslında. Bu ülkede yaşayan 20li yaşlardaki gençlerin neredeyse ilk hedeflerinden biri yurtdışında yaşamak oluyor. Ben de uzun süredir bu ülkenin geleceğini kurmasını beklediğimiz genç kuşakların neden ülkeyi terk etmek istediklerine kafa yoruyordum. Sonra

Nuri Bilge Ceylan Oscar Yolunda ORHAN MURAT BAHTİYAR NEW YORK - POSTA212

C

annes Film Festivali'nden Altın Palmiye'yle dönen Nuri Bilge Ceylan tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başardı. Son filmi 'Kış Uykusu' festivalin en büyük ödülünü kazanan Ceylan şimdi de dünyanın en önemli modern sanat müzelerinden biri olan MOMA'ya konuk oluyor. MOMA'nın "Filmmaker in Focus" adını verdiği bu çalışmalarda her yıl dünyaca ünlü yönetmenler inceleniyor. Amerika'nın en iyi küratörlerinden biri olan Jytte Jensen tarafından organize edilen etkinlikte Nuri Bilge Ceylan sineması masaya yatırılacak. Birçok sinema eleştirmenine göre bu durum Ceylan'ın Oscar yolculuğunda önemli bir adım.

geçen yıl Gezi patladı. Bu mutsuzluk da sebepleri de bir harita gibi Taksim’de ülkenin gözünün önüne serildi. Sadece iktidarın değil toplumun, polisin, ailelerin baskısını hayatlarının en güzel yıllarında hissederek yaşamak zorunda kalmak istemiyordu gençler. Bizi dinleyin ve sesimizi duyun çığlığı idi Gezi bir nevi. Ben de bu sesi duymaya ve duyurmaya çalıştım: bu ülkede de mutlu ve iyi olmalarını istediğim bir kuşağın iç sesini yazmayı denedim “Biz Burada İyiyiz”de. “GENÇLER ÜLKEYİ DEĞİŞTİRDİ” n Sen neler yaşadın Gezi olayları sırasında? Gezi hayatımızı değiştirdi. Yanında duran da karşısında duran da aynı insan değil artık. Değiştirmeye de devam edecek bizi; Gezi’de öncelikle büyük bir cesaret gördüm ben. Benim kuşağımın gösteremediği, otoriteye karşı “Hayır” deme cesareti. Bu genç insanların önce parkta daha sonra hiç yılmadan sokaklarda direnişlerine sadece ben değil farklı itirazları olan her kesimden insan katılmaya başladı. Bir nevi kurtarılmış bölge haline gelen Taksim Meydanı bir özgürlük alanı haline gelmişti. Parkın bir köşesinde kurulan küçük kütüphaneye yayınevleri ile görüşerek kitap yollarken, yazarlar ile Gezi imzaları yapmaya başladık. Ayşe Kulin, Ayfer Tunç, Ahmet Ümit derken gaz bombaları ve o kor-

kunç polis saldırısı geldi. Sonrası sokaklarda devam eden bir isyan. Her gün gelen genç çocukların yaralandığı, gözlerinin kör edildiği haberleri. Ama o çocuklar hepimize bu ülkede başka bir hayatın mümkün olduğunu bize gösterdi. Bir ülkeyi değiştiren kuşak olarak anılacaklar. n Bir önceki kitabın “Bazıları Siyah Sever” ile aslında senin asi ruhunla tanışmıştık. Sen kendini nasıl tanımlıyorsun? Hep itirazı olan bir insandım, hala da öyleyim. Bilhassa sanat ve politikada “bize yalan söylemeyin artık” itirazım var. Oyunlar oynayan, her gün değişen insanların değerli sayıldığı bir ülke olmamalıyız. Gezi bu anlamda da ülkenin haritasını değiştirdi; artık bu bahsettiğim yanar dönerliğin bilhassa sanatta (buna sinema da, yazı da dahil) alıcısı yok. Ben de bunu söylemeye çalışıyordum yıllardır. Dediklerimin duyulduğunu biliyorum şimdi ve içim rahat.

yeni ki (daha bir ay oldu çıkalı) bunlar bana bir rüya gibi geliyor. Henüz gerçekliğine alışamadım. n Ajanlığını yaptığın yazarların kitapları genelde Amerika’da İngilizce olarak okuyucu ile buluşuyor. Senin kitaplarını ne zaman buradaki raflarda göreceğiz? Kitap için kitabı seven ve iyi bir çevirmen arayışım vardı ve buldum. 2015 sonbaharında İngilizcesi de çıkacak böylece.

“ÜLKEYİ ATEŞLİ İNSANLAR YÖNETE CEK” n Özellikle son 2 yılda Türkiye’de yaşananları nasıl değerlendiriyorsun? Sence bir umut var mı? Canının dişine takarak, sokaklarda direnen bir genç kuşağın olduğu ülkede umut olmaz mı? Hiç olmadığı kadar var hem de. İçten yanan bir ateş halinde şu anda ülke ve bu iyi bir ateş. Büyüyor ve yakın gelecekte ülkeyi bu ateşli insanlar yönetecek; umutluyum, çok. n Kitabının yakın zamanda film olacağını biliyorum. Bu projede kimler var? “Biz Burada İyiyiz” Türk-Alman yapımı bir film olacak. Ön çalışmaları başladı; ilk senaryo toplantıları yapılıyor. 2015 sonbaharında çekimler başlayacak. Üç başrol olacak; Eren, Yasemin ve Ali. Eren rolü için Almanya’dan bir Türk oyuncu arayışı var. Yasemin rolü için şu anda tek aday var yapımcıların da benim de üzerinde mutabık olduğumuz: Cemre Ebüzziya. Kitap o kadar

Çizim: Umut Karaman Fotoğraf: Tamer Yılmaz


Yaşam

3 Eylül 2014 Çarşamba

Amerikalılar’ın en büyük 10 korkusu Kimi böceklerden kimi kapalı yerde kalmaktan korkar. Ancak artık korkular da değişti. Amerikalılar şimdilerde çocuklarının okulda şidddet görmesinden veya internetteki özel bilgilerinin zararlı ellere geçmesinden çok korkuyor Sokakta soyulmak ve saldırıya uğramak

KUNTER AKIRMAK NEW YORK - POSTA212

Ö

rümceklerden, palyaçolardan veya karanlıktan korkmak gibi fobiler birçok kişiye mantıksız ve hatta saçma bile gelebilir. Korkularımızın, bizi tehlikelere karşı uyaran bir koruma mekanizması olmasının yanı sıra benliğimizin en derin noktalarından geldiğine inanılır. Fobiler, kişiden kişiye değişmesinin yanı sıra, oldukça da çeşitlilik gösterirler. Amerikalıların en büyük fobilerini sizler için derledik.

11

Yüzde

Sokakta yürürken, birisi sizi arkanızdan yakın şekilde takip etmeye başladığında ister istemez tedirgin olunabilir. Sokaklarda gerçekleşen soygunların oldukça fazla olduğu ABD’de, bu saldırıların bazıları şiddet içermese bile en çok korkulan durumlar arasında yer alıyor.

38

Yüzde

10

Yüzde

Terörizm kurbanı olmak

İkiz kulelere düzenlenen 11 Eylül saldırılarından sonra ABD’de terör korkusu oluşması kaçınılmaz bir durumdu. Günümüzde terörizmin birçok ülkeyi tehdit ettiği şu günlerde, ABD’nin alınabilecek her önlemi almaya çalışmasına rağmen, vatandaşların korkularını dindirmek için yeterli olmadı.

Cinayete kurban gitmek

Herkesin temel korkuları arasında yer alan bu durum, Amerika’daki suç oranları düşünüldüğünde daha da korkutucu bir hal alıyor. Yapılan son araştırmalarda normal bir insanın öldürülme riski 16 binde 1 iken, Amerika yaşamanın bu olasığı 4 katı arttırdığı açıklandı.

17

Yüzde

Evinizin darmadağın olması Hiç evinize geldiğinizde evinizi darmadağın bulduğunuzu hatırlıyormusunuz? Hırsızlık vakalarının oldukça yüksek olduğu ABD’de, vatandaşların en çok korkutuğu şeylerin arasında yer alıyor.

E-mail ve telefon kayıtlarının izinsiz kişiler tarafından kullanılması

14

Yüzde

ABD vatandaşları her zaman, hükümetlerinin telefon konuşmalarını dinlediğinden ya da internetteki özel bilgilerinin, izin kişiler tarafından incelendiğinden şüphelenmişlerdir. Edward Snowden isimli bilgisayar uzmanının, Ulusal Güvenlik Teşkilatının(NSA) vatandaşları dinlediğini ortaya çıkarmasından sonra ABD vatandaşlarının en büyük korkusu gerçekleşmiş oldu ve bu konuda yapabilecekleri pek bir şey olmaması da ABD vatandaşlarının mahremiyet korkusunu iyice pekiştirmiş oldu.

31

Yüzde

Kimlik hırsızlığı Teknolojinin her türlü nimetlerinden yararlandığımız şu dönemlerde, eğer dikkatli olmazsanız bazı dezavantajlarından da etkilenmeniz mümkün. Kimlik hırsızlığı bunun başını çekiyor. Bilgisayarınıza giren ufak bir virüsle bile bilgileriniz kolaylıkla çalınabilir ve tanımadığınız insanların elinde bilgileriniz yasa dışı suçlar için kullanılabilir.

Nefret suçu kurbanı olmak

8

Yüzde

Nefret suçları ABD halkı arasında en rapor edilen suçlar arasında yer alıyor. Irk ve cinsel tercih farklılıkları, işlenen nefret suçları arasında başı çekiyor. Beyaz polislerin siyahi vatandaşlara gösterdiği sert müdahaleler buna örnek verilebilir. Ferguson’da yaşanan silahsız siyahi gencin beyaz bir polis tarafından 6 defa vurularak öldürülmesi yaşanılan son olaylar arasında yer alıyor ve birçok kesim tarafından nefret suçu olarak nitelendiriliyor.

Evinizdeyken, evinize hırsız girmesi Evinizde değilken, evinize hırsız girmesi yeterince kötü değilmiş gibi, siz evdeyken evinize girmeye çalışan biri olduğu düşüncesi, korkuyu başka bir boyuta taşıyor. Amerikalıların en büyük korkuları arasında yer alan bu durum, Hollywood tarafından da bir çok filme konu edilmiştir.

12

Yüzde

Arabanızın çalınması

16

Yüzde

Alışveriş merkezinden çıkıp arabanızı bulamadığınız zaman önce sakin kalmaya çalışırsınız fakat sonraları bu sakinlik yerini paniğe bırakır. Korktuğunuz şey sadece oldukça pahalı bir şeyi kaybetmenizden kaynaklanmaz, aynı zamanda özgürlüğünüzde elinizden alınmış gibi olur. Amerikalılar’ın diğer bir en büyük korkusu da arabalarının çalınması.

7

Yüzde

Çocukların okulda fiziksel zarar görmesi

Birçok ABD’li evebeyn son zamanlarda, çocuklarının okullarında başlarına gelebilecek şeylerden korkmaya başladılar. Bunun için yakın geçmişte yaşadıkları silahlı okul baskınları örnek gösterilebilir. Kolaylıkla silah edinebildiğiniz ABD’de psikolojisi bozuk öğrencilerin gerçekleştirdiği bu baskınlar, geçmişte bir çok öğrencinin hayatını kaybetmesine sebep oldu.


Emlak

3 Eylül 2014 Çarşamba

Emlak sayfası A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

emlak sohbetleri

www.emlaksohbetleri.com

işbirliğiyle hazırlanmaktadır. Sayfada yer almasını istediğiniz proje bilgilerinizi bize gönderebilirsiniz.

e-mail: erdal@emlaksohbetleri.com

İstanbul Tuzla

New York’taki en pahalı 10 apartman KUNTER AKIRMAK NEW YORK - POSTA212

Hiç şüphesiz ki New York, yaşanılması en pahalı şehirlerin başında yer alıyor. Milyarderlerin durmadan yatırım yaptığı bu metropolde bazı apartman dairelerinin fiyatları dudak uçuklatıyor. İşte New York’un en pahalı 10 apartman dairesi:

82 milyon dolar

432 Park Avenue Şu anda hala yapım aşamasında olan bu binada tam 140 daire mevcut ve yapımı bittiğinde New York’un en uzun apartmanı unvanına sahip olacak. New York’un en uzun apartmanında yaşayabilmeniz için en az 82 milyon doları gözden çıkarmanız gerekli.

125

90

milyon dolar

milyon dolar

65 milyon dolar

Maksimum Life Aralık’ta teslim (İSTANBUL - POSTA212) BEZA İnşaat’ın, Tuzla Orhanlı’da yapımını sürdürdüğü Maksimum Life projesi 4.500 metrekarelik alan üzerinde 6 blok ve 160 daireden oluşuyor. Projede 1+1 ve 2+1 dubleks daire seçenekleri mevcut. Maksimum Life’ta dairelerin metrekare fiyatları 1.100 TL’den başlarken, peşin alımlarda %10 indirim uygulanıyor. Maksimum Life, özellikle yalnız yaşayanlar, yeni evli çiftler, az nüfuslu aileler ve kira getirili daire sahibi olmak isteyen yatırımcılar için ideal bir proje olan Maksimum Life’ta, 60 ve 70 m2 büyüklükte 1+1’ler ile 120 m2 genişliğinde 2+1 dubleks daireler yer alıyor. Yüzme havuzu, kapalı otopark, AVM, süs havuzu, çocuk oyun alanı, spor merkezi ve toplantı salonu gibi sosyal donatılara sahip Maksimum Life projesinde tüm etaplarının teslimi yılsonunda tamamlanmış olacak. Minimum alanlarda maksimum yaşam sunan proje, 8 yılda kendini ödüyor…

YAKIN ÇEVRE

15 Central Park West East 80th Street

795 5th Avenue

Fransız Rönesans’ının dokunuşlarının hissedildiği bu daire 1916 yılında yapıldı. İçinde 8 şömine bulunan bu daire ayrıca 50 kişilik büyük bir yemek salonuna da sahip.

New York’taki en pahalı daire, şehrin yukarı doğu yakasında; 795 5th Avenue’da Pierre Hotel’de bulunuyor. Tabi fiyatların bu kadar hızlı değiştiği bir dönemde, en pahalı daire ünvanı her an değişebilir. 3 katlı bu dairede 16 oda, 4 teras, 6 banyo, 5 yatak odası ve şömine bulunuyor. 3 kat arasında ulaşımı kolaylaştıran kendine ait bir asansörü de var.

95

70

milyon dolar

milyon dolar

Birçok kesim tarafından New York’un en güzel daireleri olarak anılan bu apartman daki bütün daireler günümüze uyacak şekilde modernize edilmiş durumda. Central Park, Hudson Nehri ve Empire State Building manzarasıyla da sizi etkilemekten geri kalmıyor.

Pierre Hotel’in tepesinde bulunan bu lüks dairenin içinde, geniş bir oturma odası, özel yapım yemek salonu, kişiye özel spor salonu ve günün her saati işleyen bir oda servisi mevcut. Central Park’a bakan manzarasıyla da fiyatını hakediyor.

781 5th Avenue Tam 15 odalı bu apartmanın mükemmel manzarasına hayran olmamak olası değil. Terastan baktığınız da ferahlatıcı Central Park manzarası ile karşılaşırken, ana yatak odasından baktığınızda ise yukarı doğu yakasının etkileyici manzarasını görüyorsunuz.

60

50

milyon dolar

milyon dolar

İstanbul

Büyükçekmece

50 milyon dolar

1Coastal City Eylül’da satılıyor

944 5th Avenue

795 5th Avenue

TEM Otoyolu, Okan, Sabancı, Süleyman Şah ve Gedik Üniversiteleri, lojistik merkezleri, Organize Sanayi Bölgeleri, Sabiha Gökçen Havalimanı, Viaport AVM, Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yapmış olan İstanbul Park, Teknopark ve Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi (HABOM) ile çevrili olan Maksimum Life, sahip olduğu kira getirisi ile 8 yıl gibi kısa bir sürede kendini geri ödüyor. www.maksimumlife.com

Oldukça tarihi bir görüntüye sahip bu apartman 1925 yılında inşa edildi. New York ve Central Park manzarası olan bu apartmanı satın alırsanız aynı zamanda ünlüler komşu olmanızda olası zira bölge de JayZ, Ellebn gibi birçok ünlünün daireleri de bulunuyor.

45 milyon dolar

(İSTANBUL - POSTA212) Özyurtlar İnşaat’ın A ve A Plus konut alıcısına hitaben ilk projesi olan 1Coastal City, Büyükçekmece Gürpınar’da inşa ediliyor. 208 konuttan oluşan projede 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 ve Penthouse daireler bulunuyor. Lansmanı Nisan ayında Dubai’de yapılan ve uluslararası yatırımcıdan tam not alan 1Coastal City, Eylül ayında satışa sunuluyor. Özel teraslı daireleri ile deniz ve gökyüzünün maviliklerini evin içerisine kadar taşıyan proje, keyfin, mavinin ve yaşamın yeni adresi olmayı hedefliyor. Üç blokta 208 konuttan oluşan proje, 47 bin metrekarelik toplam inşaat alanına sahip. 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 ve Penthouse dairelerin bulunduğu 1Coastal City’de 27 adet de ticari birim yer alıyor.

Ödemenizi kendiniz belirleyin

25 East 77th Street Tony Mark Hotel’in tepesinde bulunan bu daire 1927 yılında inşa edildi. Yüksek tavanlı yapısı, özel asansörü ve geniş çatı yapısıyla hayalleri süsleyen dairelerin başında geliyor. Alışveriş mekanlarına ve müzelere olan yakınlığıyla da size gerçek bir New York yaşamı sunmayı vaat ediyor.

145 Hudson Street 157 West 57th Street New York’taki en uzun binalardan biri olan bu apartmandaki dairelerin yarısı satılmış durumda. Gününüze Central Park’ın panoramik görüntüsüyle başlamak istiyorsanız 50 milyon doları gözden bir an önce çıkartmanız lazım zira diğer dairelerinde yakın zamanda satılacağı kesin gibi duruyor.

45 milyon dolarlık fiyatıyla, listemizin sonunda yer alan bu apartmanın özelliği, dairenin her tarafının camla kaplı olması. Dairedeki merdivenlerin bile camdan olduğu bu apartmanın en büyük özelliği, New York şehrinin panoramik görüntüsüyle iç içe yaşamanız olsa gerek.

1+1 dairelerin 169 bin liradan başladığı projede, farklı ödeme planlarıyla konut alıcısına kolaylık sağlanıyor. Düzenlenen kampanya kapsamında konut alıcısına ödeme planını kendisinin belirlemesi fırsatı veriliyor. Buna göre; 1Coastal City’den daire alanlar peşin ödeme yaparken yüzde 10 peşin indiriminden yararlandığı gibi, teslimde ödeme ya da aylık 2 bin liradan başlayan taksitlerle ev sahibi olma imkânına sahip olacak. 1Coastal City, alışveriş merkezine 3 dakika, hastaneye ve metrobüse 5 dakika uzaklıkta bulunuyor. Proje, Atatürk Havalimanı’na ise 15 dakika mesafede yer alıyor. www.ozyurtlar.com


Yaşam

3 Eylül 2014 Çarşamba

Sunay Akın @sunayakin62

İstanbul’daki yaralı viking İSTANBUL’DAKİ kadar görkemli olmasa da, Trabzon’da da bir Ayasofya Kilisesi vardır. Bu iki tarihi eserin hiç bilinmeyen ortak özelliği ise, Vikingler’den taşıdıkları izlerdir! Trabzon’daki Ayasofya’nın dış duvarına kesici aletlerle kazınan gemi resimleri arasında bir Viking kalyonu da vardır. Avrupa’dan Karadeniz’e dökülen nehirler sayesinde doğduğum kente ulaşan Vikingler’i, Trabzon’a özgü peynirli pideyi her yiyişimde anımsarım; çünkü bu pide bir Viking kalyonu şeklindedir! Andersen’in her birini Nuh’un Gemisi’ne benzettiği İstanbul tapınaklarından biri olan Ayasofya’nın üst galerisindeki mermer korkulukta “Halvdan” adı okunur. İşte bu ad, Vikingler’in İstanbul’a attıkları bir imzadır. 11. yüzyılda yaşamış olan Bizans tarihçisi Psellos, “Varegler” adı verilen saray muhafızlarından söz eder. Bunlar 860, 907, 914 ve 944 yıllarında İstanbul’u kuşatan Vikingler’den başkası değildir. Bizans, Kuzey’in bu güçlü ve inatçı insanlarıyla baş edememiş olacak ki, anlaşma yoluna gitmiş ve onları sarayın paralı askerleri yapmıştır. Ayasofya’ya adını kazıyan da, büyük olasılıkla o askerlerden biridir. Ve onun sesiyle belki de, Ayasofya’nın duvarlarında şu Viking şiiri çınlamıştır: Düzen üzre tutar yeryüzü, korur gökyüzünü yukarda. Dışardan kuşatır deniz, akar çevresinde dünyanın. Bizans döneminde İstanbul’a gelen Vikingler’in adını günümüzde de yaşatıyoruz. Bizanslılar “Rhos” derdi, Kuzey’den gelen davetsiz misafirlerine. Biz de Kuzey’de yaşayan bir halka aynı adla sesleniyoruz: “Rus.” Vikingler’in izine Kâtip Çelebi’de de rastlarız. Kâtip Çelebi, Kuzey Denizi’ne “Viking Denizi” anlamına gelen “Bahr-i Varank” adını verir. İstanbul okullarındaki yabancı dil derslerinde de anılır Vikingler. “Perşembe”nin İngilizcesi olan “thursday” sözcüğünün kökeni, Vikingler’in Gökgürültüsü Tanrısı olan “Thor”dur. Bu tanrı, Almanca’da “Donner” olarak çıkar karşımıza; “perşembe”nin Almancası da “donnerstag”dır. Bir sahafın, her biri tozlu bir limana benzeyen raflarında bulduğumuz 15 Eylül 1935 tarihli Varlık dergisinde bir Viking kalyonu çıkar karşımıza: Taşa kılıcının sorup sesini Eğri sokaklarda aradım onu. Duydum bir yelkenin ürpermesini Ve engin sulara açtım balkonu Bir yangın hızı ile sabaha kadar Yanar güvertede eski rüyalar Bir palaymış gibi sulardan kayar Yaralı Viking’in gümüş kalyonu. Vikingler, geceleri meşalelerle aydınlatırdı önlerini. Bu yüzden olsa gerek, edebiyatımızda onlar adına yazılan tek şiir olan Viking’in altında “Yedi Meşaleciler” diye bilinen şairlerden Sabri Esat Ander’in (Siyavuşgil) adını okuruz. Şairin aynı dergide yer alan Limanda Transatlantik adlı şiiri ise şu dizeyle son bulur: “Pasaport, en güzel bir seyahat romanıdır.” Cemal Süreya bu dizeyi günlüğünün “80. Gün”üne şöyle anımsayarak yazar: “Pasaport bir yolculuk romanıdır.” 1971 yılında, Vikingler’i bir kez daha aramızda görürüz!.. Mehmet Aslan, Tarkan Viking Kanı adlı filmi yönetmektedir. Başrolünü Kartal Tibet’in oynadığı film, Hunlar’ı, Vikingler’i ve Çinliler’i bir araya getirmesi bakımından oldukça ilgi çekicidir. İstanbul sokaklarını süsleyen filmin afişinde, kollarını deniz kıyısına bağlanmış Tarkan’a dolayan dev bir ahtapot görülür... Ve tabii bir de, Viking kalyonu!.. Bu filmden yıllar sonra İzmir’de rastlarız Viking kralına!.. Ama bu sefer insanları değil, birbirinden lezzetli etleri kızartmaktadır. Alsancak’ta “çöp şiş” lokantası bulunan, sinemamızın usta oyuncusu Bilal İnci, sözünü ettiğimiz filmde Vikingler’in reisi “Toro” rolünü başarıyla oynamıştır. Giovanni Scognamillo, bu filmle ilgili şu renkli anıyı aktarır: “Tarkan Viking Kanı’nda özgün çizgiromanında bulunan ejderha, teknik olanaksızlıklar nedeniyle filmde ahtapota dönüşmüştür; ama kullanılan plastik ahtapot ekibe epey zorluk çıkarır. Bazen yürümez, bazen dibe batar; kollarını hareket ettirebilmek için iplere başvurulur, hatta içine bir set işçisi bile yerleştirilir.” Ne garip, yüzyıllar öncesinde İstanbul’a gelen bir Viking’in Ayasofya’ya yazdığı adını size sunabiliyoruz, ama bir Viking filminde ahtapot rolü oynayan set işçisinin adını bilemiyoruz! Gel de Brecht’in şu dizelerle başlayan “Okumuş Bir İşçi Soruyor” adlı şiirini bir kez daha anma: Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim? Kitaplar yalnızca kralların adını yazar. Yoksa kayaları taşıyan krallar mı?.. Beşiktaş’ta “Arap İskelesi” denilen bir iskele vardı bir zamanlar. Odun, kömür, kum ya da soğan indirmek için buraya yanaşan gemilerin tayfaları “Arap İskelesi Suyu” denilen çeşmenin başında yıkanırlar, temizlenirlerdi. Eğer, gemileri Karadeniz’e çıkacak ise, mutlaka çeşmeden su alırlardı. Tayfaları Arap İskelesi Suyu’ndan içmiş bir geminin, Karadeniz’deki fırtınaları kolaylıkla atlatacağına, dev dalgalara yenik düşmeyeceğine inanılırdı. Ama bu inanç, bir anıta dönüştürmeye yetmez çeşmeyi; çünkü ne de olsa emekçi takımının dünyasıdır sözü edilen. Beşiktaş Meydanı’nın düzenlenmesi esnasında tarihi çeşme yıkılır ve yerine bir heykel dikilir... Bu heykel, ünlü denizcimiz Barbaros Hayrettin Paşa’nın heykelidir!

Yerinde duramayan anne Zoomingmama... Doğum hatası nedeniyle engelli oldu. Ancak ne konuşma zorluğu ne de el ve ayaklarının yeterince güçlü olmaması onu durduramadı... DEMET DEMİRKAYA NEW YORK - POSTA212

S

erebral palsi (Cerebral Palsy) vücut hareketlerini ve kasların uyumlu kullanımını etkileyen bir grup bozukluğa verilen ad. İlerleyici olmayan rahatsızlık 2- 3 yaşlarında gösteriyor kendini ve artık bu ömür boyu engelli yaşama alışmak demek. Karşılaştığımızda kuadripleji yani kol ve bacaklarının bu engelden etkilendiğini anladığım Christine Regber-Martens ile tanışmam; biz Long Island'ta yaşayan Türkler’in gönüllü destekte bulundukları benim de çok sevdiğim atlarla engelli çocuk ve erişkinlere terapedik at biniciliği dersi veren Excel Equestrian'da gerçekleşti. Ne işi vardı atın üstünde? Engellilerle çalışan bir çiftlik olmasına rağmen 50’li yaşlarına gelmiş bu kadının 13 yaşındaki oğlunu da yanısıra getirdiği çiftlikte atın üstünde olması gereken oğlu değil miydi? Dizginleri tutamayan Christine 'e yanısıra eşlik eden çiftliğin ve organizasyonun kurucusu Kathleen Kötler'in yanına gittiğimde, hiçbiri selam bile vermedi bana. Başka bir dünya hali başka bir boyut hali.. Her ikisi de o anın içinde atla bütünleşmiş atla Christine'in müthiş uyumlu hareketlerine odaklanmışlardı.Beliyle bacaklarındaki az güçle kendini dengede tutan bu engelli kadın, bir yarım saat sonra attan diğer iki gönüllünün yardımıyla tekrar tekerlekli iskemlesine yerleştiğinde fark etti beni. Benim onu fark etmem ise; sanırım daha da eskiye dayanıyor. Excel Equestrian terapedik atla binicilik okulunda sayısız mucizevi insanlar, farklı hayatlarla karşılaşıyorum gönüllü çalıştığım 5 senedir. Belki tesadüf belki de bizim çok dışımızda bir dünyanın varlığını kabul edip anlayabilecek farkındalığa yarayan gönül gözümüz açıldığında..! MERHABA "Merhaba" mı söylerken zorlandığını, nasılsınız soruma verdiği şimdi çok daha iyiyim yanıtını anlamakta nasılda güçlük çektiğimi ve bunu naïf bir kibarlıkla saklamak istediğimi fark etti hemen.Ve adını söyledi, anlamadım..Ama o bunun sık sık karşılaştığı bir durum olduğunun bilinciyle bana adını yeniden tekrar etti ve ekledi.."Cerabral Palsy var bende..sözlerim bir sarhoşun kelimeleri gibi geliyor kulağına.. biliyorum.."bunları bana söylerken harcadığı efor ve sarfettiği enerji görülmeye değer.. 8 yaşından beri şiir ve kısa hikayeler yazan Christine Egber Martens, doğum sırasında umbilical hortumunun boğazına dolanıp onu havasız bırakması sebebiyle hayatının o andan sonrasını bir engelli olarak yaşamaya başlıyor. Konuşma özürleri, tekerlekli iskemleye bağlı bir hayat çevreden aldığı zeka özürlü olabileceği veya sarhoş olduğu ya da engelinden dolayı eksik görüldüğü gibi tüm gerçek engellerine rağmen o engellerini bir yetersizlik olarak görmeyip herşeyin düşünme gücüyle, irade ve hırsla aşılacağı düşüncesini bizzat kendi yaşadıklarıyla ispatlamaya koyuluyor. “Spastik olmam benim ne ata binemeyeceğim ne de araba kullanamayacağım demek..Oysa ben bunları yıllarca yaptım..İngi-

lizce okuduğum Dowling Üniversitesi’nden mezun olup Nassau Polis departmanında envanter müdürü olarak çalıştım yıllarca. İçimde kalmış olan eş ve çocuk özlemimi gidermek için internetten tanıştığım eşimle Hollanda'ya yerleştim ve bugün 13 yaşında tamamen sağlıklı bir oğlum var” diye başlıyor anlatmaya zorlu ama kolaylaştırdığı yaşamını.. "Engellerimin farkında olur olmaz ilk kararımdı diğer sağlıklı insanlar gibi yaşamaya çalışmak. İş hayatına atılır atılmaz da bir yandan gönüllü olarak çeşitli okullarda konuşmalar yaptım, çocuklara hiçbirşeyin sizleri yıldırmasına izin vermeyin demek istedim. Kendi hayatımı olduğu kadar görüntümü ve engellerimi de gözlerinin önüne serdim. Şu anda da halen Hollanda'da bir ilkokulda öğretmen asistanı pozisyonunda gönüllü çalışıyorum. Böylelikle çocuklara daha erken yaşlarda engelli bir insanı tanıyıp anlamalarını sağlamaya ve ileriki yıllarda bu konudaki cahillik bilgisizlik ve hoşgörüsüzlüğe engel olmak istiyorum.” Elime kapağında "Zoomingmamma" yazan mavi gökyüzü, yeşillikler arasında asfalt bir yol fotosu bulunan bir kitap tutuşturuyor."Bu benim hayat hikayem. Ama genel kaide gibi umulanın aksine yaşadığım zorlukları değil, hayatımdaki pozitifleri yazdım ben. İnsanların benim gibilere olan bakışlarını, davranışlarını değiştirme arzusu uyandırmak istedim. Ama en çok hani genel bir ruh

sahibi olamayacaktım ve bir canlıya bakmaya ihtiyacım vardı benim.. Hediyeyi hoşgörüyle kabul ettim ama ASLA bir eş bulup, evlenip aile kurup kendi çocuğuma sahip olma ve "Normal" bir hayat yaşama rüyamdan vazgeçmedim. Bugün hem evli hem de 13 yaşındaki oğlumla beraber ata binebiliyorum. Bu yemyeşillikler arasındaki asfalt yol benim tekerlekli iskemlemle üstünde gittiğim yol. Zorluklara değil yeşilliklere mavi gökyüzüne odaklı yol alıyorum ben. Böylelikle de "I am zooming"...yani vinliyorum hayat! Vinlayan anne benim adım. Oturmayan durmayan anne. Yol kateden sürekli. Çocukken, ablamın yapıp da benim yapamadığım şeylerin farkına varmaya başladım. O sporda çok aktiv biriydi. Basketbol, kayak. Bense zar zor yürüyebiliyordum. Hatta yaşadığım en büyük zorluk da buydu. Ancak 8 yaşında başlayabildim yürümeye, dengem çok kötüydü. Boyun ve sırt kaslarım çok zayıf olduğu için ve şişman olmamama rağmen bedenimi taşıyamadığı için bu kaslar,senelerce terapi gördüm. Bir masanın yanında ayakta saatlerce durarak başladığım egzersizler yürüteçle yüremeye geçmemle hızlandı. derken baston ile tek başına yürümeyi becerdim. İnsanlara iskemlede oturmanın beni sağır dilsiz yapmadığını göstermek de zorluklarımdan biriydi. Zaman zaman hala yaşarım bunu. Üstbas almaya gittiğimiz mağazalarda ne aradığımın ya da bedenimin ne olduğunun sorularının ya-

bir zaman güvensizlik yaşadım ona. Bana beni sevdiğini söyleyene dek internetten yazıştığım bu adam benim engelimden habersizdi. Daha önce kime söylediysem çekip gidiyordu ama Lector kaldı. Ne resmimi ne engelimin ne olduğunu bilmeden sevdi beni. İlk açıkladığımda ise duymak istiyorum seni yarın arayacağım demişti. Saat 8 'de. Ve Lector hep o dakik adam olarak kaldı hayatımda. Dakik. Yanımda ve beni seven. Sevdiğim eşim. Bana yemek yapmayı ,çamaşır bulaşık yıkamayı öğretmek için işinden haftalarca izin alan eşim. Benim elim ayağım olmak yerine benim ayakta durabilmemi kendime yetmeyi öğreten eşim. Annemin benim için üniversitedeki yıllarım dahil yemeğimden temizliğime herşeyi yapmış olması bana hayatı kolaylaştırdığı gibi biraz da zorlaştırmıştı .34 yaşımda bunları öğrenmek ağrıma da gitse canım annemin yaptıklarını asla küçük

İŞ YAPMAYI EŞİNDEN ÖĞRENDİ Cerebral palsi vücut hareketlerini ve kasların uyumlu kullanımını etkileyen bir grup bozukluğa verilen addır. Serebral palsi ilerleyici değildir. Beyin gelişimi gebeliğin erken dönemlerinden itibaren başlar ve çocukluk çağında devam eder. İlk 2-3 yılda beyne zarar veren herhangi bir olay şerebral palsiye neden olur. Bu hasar beyinden vücuda ve vücuttan beyne gelen uyarıları bozar. Serebral palsi her çocukta değişik ağırlıkta ve tiptedir. Beynin hasar gören bölümüne göre spastik çocuklarda şu bulgular olabilir: ● Kaslarda sertlik veya kasılmalar ● İstemsiz hareketler ● Yürüme ve kosma gibi kaba motor hareketlerde zorluk ● Yazı yazma veya düğme ilikleme gibi ince motor hareketlerde zorluk ● Algılama zorluğu Bu sorunlar beslenme, solu-

halide bir engelliyi görünce acırız, onunla empati kurar üzülürüz..Yapamadıklarına o insanların, hayıflanırız. Çünkü kolayıdır bu, onları anlamaya ve neler yapabildiklerine odaklanmak yerine yapamadıklarından kurarız empatiyi. Mesela ,annemlerin arkadaşları bana bir köpek vermişlerdi çünkü onlara göre asla bir çocuk

num, idrar-dışkı kontrolünde problemler, havale geçirme, öğrenme güçlükleri, gelişme geriliği gibi ek sorunlara da neden olabilir. Spastik olan kol veya bacak ağrıyı, acıyı hisseder. Spastik çocukların hareketlerindeki bozukluğun derecesi zekâ düzeyini göstermez. Serebral palsi ilerleyici bir hastalık olmadığından spastik çocukların yaşam süresi normal-

nımdakilere sorulmasından çok rahatsız olurdum. Orda yokmuşum gibi. Ya da sağırmışım gibi. Bu yüzden sarhoş kelimelerimle çok insanı terslemişimdir. İlk tek başıma uçak seyahatimi 20 yaşında Washington DC ye aile yakınlarımızın evine yaptım. Öğrendim ki Amerika’nın engellilere en uygun şartlara sahip şehriydi DC. AŞK ENGEL TANIMIYOR Eşime 33 yaşında rastladım. İnternette. Bir internet oyun sitesinde moderatördüm. Sorulan sorulara cevap vermek için bağlananlar arasında eşim de vardı, Hollanda’dan bağlanmıştı. Oyun forumunun üstünden bir kaç hafta yazıştık. Gerçekten de söylediği gibi Hollanda’dan yazıp yazmadığını anlamak için ona kendi dilinde birşeyler yazmasını istemekten sağda solda çekilmiş fotolarını yollatmaya kadar

dir. Spastik çocukların bir kısmı zamanla daha iyi duruma gelirken bir kısmı da gelişebilecek ek sorunlar nedeni ile daha kötüye gidiyor gibi görünebilir. Bu durumu engellemek ve yaşam kalitelerini artırmak için mümkün olan en erken yaşta tedaviye başlamak gerekir. Serebral palsi bulaşıcı değildir, kalıtsal değildir, hayatı tehdit eden bir durum değildir.

göremem. Ama bir salatayı karıştırmayı bile beceremiyordum. Salata kabını bir elimle tutsam öteki elimle asla salatayı karıştırabilme yetisine sahip değildim. Birşeyi tutmak ve kesmek imkansızdı. Eşim evimizin düzeneğini bu eksikliklerim doğrultusunda geliştirdi.Tekerlekli iskemlede kucağımda taşıyabildiğim eşyaları bir katırın bile taşıyamayacağına bahşe girerim..! SUNULAN YAŞAMIN EN İYİSİNİ YAŞAMAKLA YÜKÜMLÜYÜM BEN At eğitimi ve binicilik yarışmalarında ülke çapında başarılarım, madalya ve sertifikalarım var. Ne var ki artık bu yarışlara katılmıyorum. Belçika'da Internasyonel 3 tekerlekli bisiklet yarışmalarına hazırlanırken düşerek başımı vurdum ve çift görme sorunuyla hastahaneye kaldırıldım. O zamandan beri de at yarışlarına da katılmıyorum, gözüm

korktu. Zorluklarım oldu ama en büyük zorluğum hep önyargılı dar görüşlü ve beni yeterli görmeyerek aşağıdan bakan insanlarla oldu.Yoksa hayatımı sizler gibi yaşadım yaşıyorum ben. Evliyim,13 yaşındaki oğluma okuluna beslenme sepeti hazırlıyorum sabah yolcu ediyorum kapıdan. Akşam ödevlerine yardım ediyor, eşime bize yemek yapıp hayatımızı devam ettiriyorum sizler gibi. Hatırlıyorum bana Limburg, Hollanda'da ilk aldığımız evimize şehir belediyesinden kapımıza tekerlekli iskemlem için bir rampa ve evin ikinci katına daha rahat ulaşabilmek için asansörlü iskemle izni başvurumuzda bize ilk verilen yanıt bu evden taşının olmuştu! Beni görmemiş beni tanımamış ve fiziken neleri yapıp yapamadığımı bilmeyen birileri karar vermişti benim nerede oturacak nerede oturamayacağıma! Neyse ki yeniden yaptığımız başvuruyla eve yollanan müfettiş benim zor da olsa yürüyebildiğimi görüp notlar almıştı ki ikinci kez tüm bu isteklerimizin hem iznini hem de maddi desteğini verdi şehir belediyesi. FİLM OLUYOR Yakınlarda film olarak ekranlara gelecek Zoomingmama On the Go, pozitif bir hikaye. Gerçek bir hayat hikayesi. "Engelli olmayanlara sağlıklı insanlara bizlerdeki yaşam gücünü görmemezlikten gelmemeleri gerektiğini anlamaya çalışmanın acımaktan daha önemli olduğunu ve bizlere de şans verilmesinin hayatlarımızdaki pozitif rolünü anlatmaya çalıştım kitabımda" diyor Christine. Anne olmamanın her kula nasip olmadığı ama bu güzelliğe sahip olduğunuzda da yaşam zorlukları, sağlık veya ekonomik koşulları nedeniyle ellerinden çocukları alınarak foster yani geçici ailelere verilerek gerçek ailelerinden koparılan çocukların duygusal ve ruhi sağlıklarının bozulduğunu ,bazen bu değerlendirmenin yanlış ellerde yapıldığının yanlış kişilerce verilen önyargılı kararların anne babayı da nasıl kötü etkilediğinin yaşamak hakkına ihlal olabilecek bu değerlendirmelerin doğru insanlarca çok daha detaylı yapılması gerektiğini vurgulamak için de yazdım ben bu kitabı.Çünkü yaşadım bunu,ve çevremde böyle insanlar da gördüm.. çektikleri acıyı gördüm..Sadece resimlerine veya engellerine bakarak ,doğal anne babalarından alınıp evlere yerleştirilen koparılan çocuklar için de yazdım bu kitabı ben. Son söz olarak eklemek istiyorum.. Bana hayatım boyunca yardım eden tüm güzel insanlar..yüreklerinde ne büyük bir sevgiyle yaklaşıyorlar bana biliyorum..Onlara müteşekkirim.. Ama bilin ki sizlerden yardımı istemediğim ve bana bunda anlayış gösterdiğiniz zamanlarda yaptınız sizler en büyük yardımı. Zira bazen yardım,güçten düşürücü olabiliyor..zayıflatıcı ve güçten düşürücü. İşte bunu ve beni anladığınız için de çok teşekkür ediyorum size.


Yaşam

3 Eylül 2014 Çarşamba

Uzaya gidecek ilk Türk kadın Ahu Aysal Kerimoğlu, uzaya gidecek olan ilk Türk kadını ve turizmci. Bu söyleşim yaptığım en kolay gözüken ama en zor olanlardan. İşte konuğum ve bilinmeyenleri BESİM KAZADO NEW YORK - POSTA212

Y

aşamım boyunca en sevip saydığım 5 kişiden biri o. Sıcak, yumuşak, yerine göre kaya gibi sert, anlayışlı, şefkatli, çok kültürlü, çok iyi bir anne, kayınvalide, anneanne, dost, hayat arkadaşı... Doğrusunu, yanlışını hemen kabullenen, tanıdığım en dolu dünya kadını, seyyahı, yazarı, patronu, ev sahibesi, aşçısı... En kızdığı şeylerden biri isminin sonuna hanım, başına bayan vs. sıfatlarla anılması. Sadece ‘AHUM’, dedirtir, canım dostum AHU AYSAL.. New York’ta yeni aldığı minicik hayat dolu evinin balkonunda, gülerek, ağlaşarak, birbirimize sıkı sıkı sarılarak sizler için bu çok akıcı ve güzel söyleşiyi yaptık. Düşünün oturduğu evlerin en küçük odasından bile küçük evini görmeden aldı. İlk gördüğü an şok geçirmesi gerekirken 2 gün içinde öyle bir yuva yarattı ki bu dev şehirde. Gördüklerimin en iyilerinden, en önemlisi de en çok enerjisi olan bir yer oldu. n Sevgi, dünyada en çok önem verdiğin şeydir. Sana göre tarif edebilir misin? Yaşayan, hareket eden her şeyi severim. ANEMİAST’im. Çiçek , böcek, tabiattır benim yaratıcım. n Sevdiğin erkek? Kocam dışında kimseyi düşünmedim. n Peki neden boşandın Ünal beyden? Onu çok sevdiğim için. Ama şimdilerde yeni bir aşk arzusu içimde. ‘LES OTTOMANS’A 57 MİLYON n Gelelim dünya çapındaki otelin ‘Les Ottomans’a. Kaç yılda bitti ve ne kadar masrafa? Tam 7 yıl sürdü inşaatı. Sayısız mimar harcamak zorunda kaldım. 57 milyon dolara mal oldu, 10 odalı sarayım. n Neden Osmanlı? Uzun yıllar yurt dışında yaşadım, özlemlerimi böyle gerçekleş-

tirmek istedim. Herkes itiraz etti. Bense ‘Osmanlı unutulmaz’ dedim. Osmanlı’nın kömürlüğü olan İstanbul Boğazı’ndaki bu güzel yeri alıp hayalimi gerçekleştirdim. Nitekim ardımızdan Osmanlı mücevherleri, filmleri, dizileri çıktı. n Kaç ödül aldın ‘Les Ottomans’ olarak ve Ahu Aysal Kerimoğlu ola-

rak? Dünya çapında 18 ödülümüz var. Ahu olarak hatırlayamadığım sayıda. Türkiye İş Kadınları Derneği, Avrupa Gazeteciler Cemiyeti... n Neden turizm? Paylaşmayı seviyorum. Kişiliğim buysa, en idealini nasıl gerçekleştirim dedim ve otelci oldum. Önce

Antalya Göynük’te ‘Salima’. Çocuklarım biraz büyüdüğünde genel müdürlüğünü yaptım, aldıktan 10 yıl sonra, 1995 te. n Ma Biche? Hem otellerimden birinin hem de teknemin adı, AHUM demek. n Hayat felsefen? What’s next? Geçen geçmiştir.

Hep ileri, hep gelecek, hep yapılmamışlar. Uzaya gidecek ilk kadın, ilk Türk’üm bu yüzden. n Peki, turizmde rekabet sence? Rekabet hele turizmde kaliteyi güçlendirir. Ama maalesef bugün ya ucuz ya pahalı oldu her şey. Otel fiyatları 30 euroya bile inebildiğine göre kaliteli bir rekabet olamıyor. Fiyatları devletin belirlemesi gerekir. Turizmi bir de animasyonu için seviyorum. Epey renkli geceler hazırlamışımdır. Osmanlı servisleri ile siyah- beyazlarla, herkesin özlediği çocukluk yıllarını hatırladığımız çocuk kostümleri ile... Daha bir çok temalı davetler. Büyük kızımın düğün davetinde tatil köyüne gelen davetlilere eşit şartlarda oda vermek için kendi söyledikleri numaraları verdik. Aynen küçük kızımın düğününde yapacağım masa seçimi gibi. Tüm düğün davetiyeleri tek tek hattatlar tarafından yazıldı. Bu davetlilere olan hürmettir. n Şu çok merak edilen hakiki hayat hikayeni... Kısacık... İstanbul doğumluyum. Babam Prof. Dr. Sabahattin Kerimoğlu’nun (Cerahhpaşa- Noroloji) kızıyım. 16 yaşımda okumak için gittiğim İngiltere’den dönerken (ki beni almaya

gelen annem ‘geze geze dönelim’ demişti) Almanya’dan bindiğimiz Ulusoy otobüsünde Ünal’la tanıştım. 18’imde evlendik ve İsviçre’ye tahsile gittik. Bittiğinde Erzurum’a eşimin askerliği için ve de bittiğinde 25 yıl Belçika’ya gittik. Sonunda hasretimiz yüzünden Türkiye’ye döndük. n En çok nerede yaşamak isterdin? Ben dünya insanıyım. n Tanıdığım en çok ülke görmüş seyyahsın. Kaç ülke ziyaret ettin? 253 ülke gördüm, merak ettiğini biliyorum. En çok Papua Yeni Gine’yi beğendim. Düşün takasla yaşıyorlar. Paranın ne olduğunu henüz bilmiyorlar. Bir de İzlanda. Neden? Çünkü günde 4 kez deprem oluyor. n Neden yalnız seyahat etmeyi seviyorsun? İnsanlara çok değer verdiğim için. Seyahatlerde onları düşünürken kendimi ihmal ediyorum çünkü. n Burçlara inanır mısın? Ben bir tek kendime inanırım. Neden bu kadar mutluyum biliyor musun? Kendimi çok seviyorum o yüzden. ‘Whatever l am l don’t care. I believe to myself’ Ne isem bana vız gelir, kendime inanırım bir tek.

2001’den beri Fenerbahçe usa Amerika’da 2001 yılında kurulan ve en etkili derneklerden biri olan Fenerbahçe USA, spor faaliyetlerinden çok sosyal sorumluluk projeleriyle adını duyuruyor. Derneğin Başkanı Ömer Ekinci çalışmalarını POSTA212’ye anlattı MEHVEŞ KOÇAK NEW YORK - POSTA212

2

001 yılından bu yana Amerika’da faaliyet gösteren Fenerbahçe USA Derneği’nin Başkanı Ömer Ekinci ile geleneksel balo öncesi a’dan z’ye herşeyi konuştuk. Başkan Ömer Ekinci, derneğin spor faaliyetlerinden çok sosyal sorumluluk projelerine de ağırlık verdiğini dile getirdi. İşte Ekinci’nin merak edilen sorulara verdiği cevaplar. n Fenerbahçe USA Derneği neler yapar? Fenerbahçe USA Derneği Fenerbahçe Spor Kulübü’nü Amerika’da temsil eder, kulübe ve topluma faydalı projeler uretir, sarı laciverte gönül vermiş insanları tek çatı altında toplamayı amaçlar ve sosyal sorumluluk projelerine imza atar. n Siz nasıl başkan oldunuz? 2013 yılının sonunda derneğin olağan kongresinde aday oldum ve yönetim kurulumuz tarafından seçildim. n Dernek Yönetim Kurulunuz kimlerden oluşuyor ve nasıl belirleniyor? Derneğin Yönetim Kurulu Amerika New York’ta Fenerbahçe’ye gönül vermiş her biri alanında başarılı işadamları, akademisyenler ve değişik iş alanlarında faaliyet gösteren Türkler’den oluşuyor. Derneğimizin kapısı, Fenerbahçeli olan herkese açık, yönetim kurulu açık mı diye sorarsanız, elbette tüzükte belirtildiği üzere kötü şöhret sahibi olmayan giriş ödentisi ve yıllık aidatını ödeyen Fenerbahçe

renklerine gönül vermiş herkese açık. n Toplam kaç üyesi var? Amerikalılar da derneğe üye oluyor mu? Toplam bin 580 üyemiz var. Üye olan Amerikalılar da var. Hatta ünlüler bile var Dunald Trump, Amerikan Futbol Federasyonu Başkanı, 2013 Amerika güzeli. n Türk ünlüler var mı? Tabi, Aziz Yıldırım, Ali Koç, Abdullah Kiğılı, Mithat Yenigün, Ömer Temelli , Hasan Çetinkaya, Yasemin Merçil gibi camianın önemli isimleri de onur üyelerimizdir. n Fenerbahçe Kulübü ile aranız nasıl? Çok yakın ve sıcak ilişkiler içindeyiz. Biz onların Amerika’daki eli ayağı olmaya çalışıyoruz. Yönetim kurulu uyelerimizle Türkiye’ye seyahatler düzenliyoruz, bir araya geliyoruz birlikte ortak projeler üretiyoruz. n Sizi en çok heyecanladıran dernek çalışmalarınız neler? Yardım faaliyetleri, örneğin Kanserle Dans Derneği için yaptığınız yardım gecesi, Mardin’deki 500 çocuğun giydirilmesi ve okul ihtiyaçlarının karşılanması. n Geleneksel Fenerbahçe USA Balo hazırlıkları nasil gidiyor? Bu yıl ne gibi sürprizler var?

Balomuz , 13 Eylül’de çok az zaman kaldı, yoğun bir çalışma içindeyiz, geniş bir katılım olacak. Bu yıl yine sürpriz sanatçılarımız ve konuklarımız olacak. Bu yılki balomuzda Turkiye için önemli yardım projelerine imza atan BTF Bridge to Türkiye Fund Derneği’ne önemli bir yer veriyoruz. Baloya geniş bir katılım sağlayacaklar ve stant açacaklar, davetlilerimize kendilerini ve faaliyetlerini tanıtacaklar. Yardım kuruluşlarına yer vermekten onur ve mutluluk duyuyoruz. n Balonun “Evladımıza miras bu sevda” teması nedir? Fenerbaçeli olmak önemli bir değer ve emanet. Biz çocuklarımıza bunun önemini, Fenerbahçe ruhunu, sporu, sosyal sorumlukları aşılamaya çalışıyoruz. Bu yıl yönetim kurulumuzda birçok arkadaşımız evlat sahibi oldu.

Yani bir çok yeni küçük üyemiz oldu. Bu nedenle balomuzda gelecek nesillerimize hitaben böyle bir temayı işlemeyi ve çocuklarımıza adamayı düşündük. n Diğer spor dernekleri ile aranız nasıl? Birçoğu ile çok iyi, ortak çalışmalar

yapıp Türk Amerikan toplumuna faydalı olmaya çalışıyoruz. n Önünüzde nasıl projeler var? Balodan sonra önümuzde dünyanın en prestijli kürek yarışmalarından biri Head of Charles var. Fenerbahce USA Derneği, Fenerbahçe Spor Kulübü Kürek Takımı’nın bu yarışmaya

katılması için büyük bir organizayona imza atıyor. Kurek takımımız 15-18 Ekim tarihlerinde hem Fenerbahçe’yi hem de Türkiye’yi temsil edecek. n Gerçekleştirmek istediğiniz bir hayal var mı? Evet var. New York’ta derneğimiz için bir yer satın almak. Hem üyelerin bir araya gelip maçlar izleyeceği, çocuklar ve aileler için özel aktivitelerin olduğu geniş kapsamlı bir dernek yeri olmasını hayal ediyorum. n Başkan olmanın iyi ve kötü yanları nedir? Fenerbahçeye hizmet etmek aileyi temsil etmek çok güzel tarafı. Kötü tarafı ise beyninizin sürekli bununla meşgul olması ve aileye zaman ayıramamak. n Uzun süredir dernektesiniz, sizi çok duygulandıran bir anınız var mı? Anıtkabir’de mozeleye çelenk koyup, anı defterine yazdıktan sonra saygı duruşu sırasında çalan ‘ti’ sesi beni çok duygulandırdı. n Fenerbaçelilere mesajınız var mı? Fenerbahçe USA Derneği’ne üye olup büyük ailemize katılın, bize destek olabilirsiniz. Web sayfasından ve Facebooktan detayları öğrenebilirsiniz. websayfamıza http://www.fbusa.org, ve fenerbahce usa adresinden de facebook sayfasından bizlere ulaşabilirsiniz.


Seri ilanlar & Eğlence

3 Eylül 2014 Çarşamba

Haftalık Burcunuz KOÇ: Bu hafta yeni ve farklı şeyleri hayata geçirmeniz kolaylaşabilir. Özgürce ilerleyebilirsiniz. Kısa zamanda çok fazla iş yapabilirsiniz, enerjiniz oldukça yüksek olabilir. İlişkilerinizde doğru adımları atmak ve bağlılıkların içersinde kendi bireysel seçimlerinizi yaşamak isteyebilirsiniz. Üzerinde düşünmeniz gereken şeyler çoğalabilir, bunlar hayallerinizi tetikleyebilir. BOĞA: Beklenmedik öneri ve yardımlaşmalar hayatınıza olumlu açılımlar getirebilir, sizi neşelendirecek bir takım haberler alabilirsiniz. Özel bir insanla ilişkinizde veya iş hayatınızda sabırla aşmanız gereken durumları daha net görebilirsiniz. Yeni giderler edinebilirsiniz. İnsanlar size enerji aşılayabilir. Sosyal hayatınız ve de geleceğe yönelik hayalleriniz canlanabilir. İKİZLER: Yeni insan ve ortamlara kapılarınızı açabilirsiniz bu hafta. Değişiklikler sizi özgürleştirebilir. Kuralların dışına çıkabilirsiniz. Maddi açıdan ise güzel bir fırsat yakalayabilirsiniz. Bu hafta enerjiniz size fazla da gelebilir bu nedenle kendinizi gergin hissedebilirsiniz bazı zamanlar. Aşk hayatınızda ise kalbinizle bir ilerlemek ve doğru olanı yapmak isteyebilirsiniz. YENGEÇ: Kendinizi şanslı hissetmenizi sağlayacak karar ve gelişmeler geleceğe yönelik yeniliklere kolay adapte olmanızı sağlayabilir. Farklı bir pencereden bakabilirsiniz iş hayatınıza. Yeni bir düzen benimseyebilir, ayrıntılara dikkat edebilirsiniz. Bu hafta ev, aile hayatınızdaki kendini adama ile özgürleşme duygusu arasında denge kurmanız gerekebilir. ASLAN: Bireysel adımlar güzel değişiklikler getirebilir bu hafta. İç dünyanızda neşeli olabilirsiniz. Amaçlarınız ve duygularınızla ilişkili önemli bir takım gerçeklerin de farkına varabilirsiniz, tüm bunlar aşka, zevklerinize, beğenilerinize ve sosyal hayatınıza yenilikler olarak yansıyabilir. Parasal konularda hırslanabilirsiniz. BAŞAK: Bu hafta yeni ve farklı şeyleri hayata geçirmeniz kolaylaşabilir. Özgürce ilerleyebilirsiniz. Kısa zamanda çok fazla iş yapabilirsiniz, enerjiniz oldukça yüksek olabilir. İlişkilerinizde doğru adımları atmak ve bağlılıkların içersinde kendi bireysel seçimlerinizi yaşamak isteyebilirsiniz. Üzerinde düşünmeniz gereken şeyler çoğalabilir, bunlar hayallerinizi tetikleyebilir. TERAZİ: Güzel haberler ve paylaşımlar bu hafta sizin ilişkilerinizi beklenmedik bir biçimde güzelleştirebilir. İş ve gelecek açısından kararlar size şans aşılayabilir. Hayallerinizin etkisinde hareket edebilirsiniz. Bu hafta iletişim kanallarınıza ve yakın akrabalarınızla ilişkilerinize yenilikler getirebilir. AKREP: Parasal konulardaki değişimler, yenilikler bu hafta sizi özgürleştirebilir, istediğiniz yönde ilerleyebilirsiniz. Hedeflediğiniz şeylerle ilişkili iletişim trafiğiniz yoğun olabilir, pek çok konuda karar vermeniz gerekebilir. En doğru, adil seçimleri yapmak adına, sizi günlük yaşantınızda ve iş koşullarınızda sınırlayan durumları aşma ihtiyacı duyabilirsiniz bu hafta. YAY: Aşk hayatınızda bireysel seçim ve tavırlarınız sizi özgürleştirebilir, kendinize daha fazla zaman ayırabilirsiniz. Yapmayı planladığınız değişimleri hayata geçirebilirsiniz bu hafta. İş hayatınızda pek çok olay ve durum zihninizi dolu tutabilir. Çevrenizden göreceğiniz destek sizi neşelendirebilir. OĞLAK: İçsel değişimlere açıklık kazanabilirsiniz, bu da kendi köklerinize, birikim ve geçmişinize bambaşka gözlerle bakmanıza neden olabilir. Hayatınıza giren insanlar, anlaşmalar ve bağlar size çok olumlu bir takım gelişmeleri ve kararları getirebilir. Amaçlarınız ve planlarınız hakkında bolca düşünebilirsiniz. Kendinizi adadığınız işler ile özel yaşantınız arasındaki dengeye önem verebilirsiniz. KOVA: Cesaretiniz size uzun zamandır hedeflediğiniz bir şeye ulaşma yolunu açabilir. Sosyal hayatınız sizi memnun edebilir, özgürce ilerleyebilirsiniz. İşteki gelişmeler size şanslı olduğunuz noktaları hatırlatabilir. Yapacağınız işler ve görüşmeler sizi çok aktif kılabilir. Kendinizi adadığınız konularda bazen karışıklığa da düşebilirsiniz. Yeni insanlar, ortamlar hayatınıza girebilir. BALIK: İş hayatınızdaki beklenmedik gelişmeler sizi maddi açıdan olumlu etkileyebilir, özgürleşebilirsiniz. İnsanlar sizi mutlu ve neşeli tutabilir, kendi isteklerinizi takip edebilirsiniz. Planlarınız ve fikirleriniz sizi heyecanlı, sabırsız yapabilir. Önemli bir kararı hayata geçirebilirsiniz. Zincirlerinizi yeniliklerle kırabilirsiniz.

DETAYLI BİLGİ İÇİN İLAN DANIŞMA HATTINI ARAYINIZ: 347 730 42 36 İlanınız Burada Yayınlansın

AŞÇI VE KASAP ARANIYOR New York, Long Island, Farmingdale bölgesinde Ekim ayı sonunda işletmeye açılacak olan M&M Grocery and Grill LTD. isimli işyerimiz için İngilizce ve Türkçe bilen aşçı ve kasap aranıyor. Başvuracak kişilerin Long Island bölgesinde ikamet etmeleri tercih olunur.

$50 Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

İlgilenenler daha fazla bilgi için 516-637-1717 no’lu telefondan (Metin) ulaşabilirler.

MANHATTAN’DA DÖNER USTASI ARANIYOR Manhattan, New York’taki dükkanımıza döner ustası aranmaktadır. İlgilenenlerin 646 208 6627 numaralı telefondan Muhammed Bey ile görüşmeleri gerekmektedir.

AŞÇI YARDIMCILARI ARANIYOR

İlanınız Burada Yayınlansın

Manhattan’da bulunan restaurantımızda full time bay aşçı yardımcılarına ihtiyaç vardır.

Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

$40

İlanınız Burada Yayınlansın

$20

Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

New Jersey’de babysitter aranmaktadır

Telefon: 347 575 8579

Manhattan’da Tezgahtar Aranıyor Manhattan, Midtown’da full time ya da part time çalışacak elemanlar aranmaktadır.

6 yaşında kız ve 11 yaşındaki erkek çocuğumuz için Cuma, Cumartesi ve Pazartesi günleri full time yatılı bakıcı aramaktayız. Ev gayet geniş olup kendi özel lavabo ve odanız olacaktır.

İlgilenenler dudunmu@msn.com’a email atabilirler.

Detaylı bilgi için 516-765-5796 no’lu telefonu arayabilirsiniz.

Florida’da Yatılı Bayan Eleman Arıyoruz 5 yaşındaki ikizlerime bakacak, ev işlerinde yardımcı olacak bayan eleman arıyorum. İkizler gündüzleri okula gidiyor, ben zaten evdeyim. Dolayısıyla hem bana arkadaş olacak hem de yardımcı olacak bir bayan arıyorum.

Long Island’da garsonlar aranmaktadır. 864 612 7729’dan Şahin ya da 631 855 6165’den Aydener’i arayabilirsiniz.

Türk Pide Ustası aranıyor New Jersey eyaletinde yeni kurulacak iş yerimiz için Türk Pide Ustası aranıyor.

Wellington, Florida Telefon: 561 425 3043

Geleneksel Türk Pidesi’ni yapabilen usta aranmaktadır. E-mail: ahmetcesni@gmail.ccom

Seri İlanlar Kazandırır! SERİ İLAN Emlak, Eleman, Vasıta, Alım/Satım, Çeşitli İlanlar SOSYAL İLAN Kutlama, Anma, Teşekkür, Doğum, Vefat İlanları TİCARİ İLAN Ürün Tanıtımı, Kurul, Bilanço İlanları

E-mail: nycs3rdar34@gmail.com

Manhattan’da kiralık oda 3 oda 2 banyolu bir apartman dairesinde 1 boş odamız var. 3. ev arkadaşı arıyoruz. Eğer 1 senelik lease imzalayabilecekseniz ve Manhattan’da oda bakıyorsanız, lütfen mesaj atınız. Kira $1200. Ben geçen sene Columbia’dan mezun oldum ve 1 senedir çalışıyorum. 2. oda arkadaşı ise bir Çinli, NY’ta master yapıyor.

Posta 212’ye verdiğiniz seri ilanlar 1 ay boyunca USAilan.com’da ÖZEL İLAN olarak yayınlanır

İlgilenen arkadaşlar bizimle kontak kurabilir. Detaylı bilgi telefondan verilebilir. Ulaşamadığınız durumda lütfen sesli mesaj olarak; isminizi, soyadınızı ve cep telefonu numaranızı bırakınız.

Eleman Aranıyor

Gas istasyonuna part time eleman aranıyor. Başvuru yapacakların yasal olması ve loto tecrübesi olması gerekiyor. Yer 2 ile 4 trenine yakın. Bronx, NY.

Telefon: (347) 730 4236 E-mail: seriilan@posta212.com

Lower East Side Telefon: 646 228 6821

Restauranta eleman aranıyor Türk restaurantına kasiyer ve delivery yapacak birisini arıyoruz. İngilizce bilmesi şart. Long Island, Suffolk Telefon: 631 569 6667

POSTA212 Seri İlan Sayfaları USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır...

Port Jefferson, Long Island’da Kiralık Oda Port Jefferson, Long Island’da 350 dolar aylık ile kiralık oda. Deposit yok. Tren ile Manhattan’a 1 saat 45 dakika. Telefon: 631 790 9185 New York’ta tam veya yarı zamanlı olarak tecrübeli çocuk bakıcısı aranmaktadır. E-mail: nydadi@hotmail.com

MENÜ DAĞITIM ELEMANI ARANIYOR Manhattan’da bulunan restaurantımız için menü dağıtacak arkadaşlara ihtiyaç vardır. Başvuran arkadaşların İngilizce bilmesine gerek yoktur. Menü dağıtım saatleri; Pazartesi-Cuma (5gün) 8:00am – 3:00pm Bu saatlerde oynama yapılabilir. Ödemeler saat başına olmak üzere yapılacaktır. Menüler legal yollarla, dışarıda verilen adreslerde halka dağıtılıcaktır. E-mail: Nowhiring2014@gmail.com

Pedogojik eğitim almış üniversite mezunu emekli hemşireyim. Bebek ve çocuk bakımı, büyütüm ve eğitim konusunda destek bekleyenlerin telefonlarını bekliyorum. New York Telefon: 347 480 9867

Çocuklarınıza güvenilir ev ortamında bakılır Ben evli ve 8 yasında kız çocuk annesiyim. Hem eşime yardım amaçlı hem kızıma arkadaşlık yapacak 0-8 yaş aralığında çocuklarınızla ilgilenebilirim. Emin olun sevecen, sabırlı, inaçlı ve güvenebileceğiniz bir aile kadınıyım. Ayrıca temizlik gibi işler de olabilir. Detaylar için 631 316 4502 no’lu telefondan irtibata geçebilirsiniz.

Dijital Pazarlama (Şirketinize özel eğitim) Google aramalarda da etkili olan sosyal medya içerik yönetimi, markanızın konumlaması ve müşterilerinize ulaşmanız için varolmanız gereken bir yapı. Bu hizmet size: Daha fazla kişiye ulaşmanızı, rakiplerinizin önüne geçmenizi, adınızı daha çok duyurmanızı sağlayacak. Eğitimin içeriği hedef kitlenize ve hedeflerinize bağlı olarak karar verilecektir.

Bay/bayan kasiyer aranıyor Brooklyn’deki marketimize; İngilizce bilen, sorumluluk sahibi, tecrübeli bay ve bayan kasiyerler arıyoruz. İlgilenenler 917 702 1390 no’lu telefondan bize ulaşabilirler.

Satış Elemanları Aranıyor Manhattan Mall ve Jersey Garden Mall’de full time veya part time satış elemanlarına ihtiyacımız var. Uğur: Telefon: 407 668 3511 Arlington, Virginia’da yaşıyorum. Ballston metronun bir blok ötesinde, ev işlerinde bana yardımcı olacak bir bayan arıyorum. Haftada 3-4 gün olabilir. İlerleyen zamanlarda isterse yatılı olabilir. Telefon: 571 438 1782 Long Island, NY’ta çalışacak, Green Card ve en az 18 aylık NY ehliyeti olan, tercihen Long Island’da oturan şoförlere ihtiyaç vardır. İlgilenenlerin daha fazla bilgi için aramaları rica olunur. 631 974 5518

Müşteri kitlenize göre Facebook, Twitter, Instagram ve Pinterest mecralarında: - İçerik yönetimi nasıl yapılır? - Uygun görsellerin hazırlanması ve yayınlanması - Takipçi sayınızı arttırmaya yönelik çalışmalar nelerdir? - İçeriklerinizi zenginleştirmek adına kullanabileceğiniz uygulamalar - Facebook reklam yönetimi nasıl yapılır? - SEO çalışmaları nelerdir? Bütçesi yönetilecek yapılacak çalışmalara göre belirlenecektir.. E-mail: sosyalmedya1@gmail.com

Seri İlan Sayfaları

www.USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır

Detaylı bilgi için ilan danışma hattını arayınız: 347 730 42 36

Posta212 Bulmaca SOLDAN SAĞA:1) Dil bilimi, lisaniyat - Kükürt’ün simgesi 2) Yüce gönüllü - İşaret sıfatı 3) Hz. Musa’nın tabi olduğu ırk - Bir bağlaç 4) Eski dilde damla - Eski dilde akıtma 5) Bir hayret sözü - Olgunlaşmamış 6) Bir Otomobil markası- İskambilde birli - Bir nota 7) Klikleri gözden geçiren 8) Bir nota - Güreşte bir yenilgi şekli - Bir nota 9) Ad öğrenme sorusu 10) Aksi ters Kısaca Eti Bank 11) Temel - Eski bir çalgı 12) Tek parça kadın giyisisi - Eski dilde kış 13) Dışı değil - Kısaca Kara Kuvvetleri 14) Bir nota - Fiyakalı Vilayet. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1) Dinsel olmayan - Demirin oksijenle birleşmesiyle oluşan bir madde - Ağzına kadar dolu 2) Vali - Lise öğrencisi 3) Bir yunan halk dansı - Kısaca emar - Bir nota 4) Atılgan - Ekonomik olarak, Ekonomik açıdan 5) Erzurumlu kadın kahraman - Zayıf cılız 6) Kayınço - Eski dilde yuva 7) Hayret sözü Çevre veya yapı düzenleme - Bir organımız 8) Eski Mısır’da kutsal olarak kabul edilen öküzün adı - Film ve tiyatro gösteri platformu 9) Dilsiz - Ankara’da bir semt 10) Bir tarım gereci - Harap yeli - Nebat 11) Başlıca içeceğimiz - Kazanç - Arap alfabesinde uzatmalı bir harf.


Spor

3 Eylül 2014 Çarşamba

“Üç büyükler” 13 sezon sonra galibiyetle başladı Spor Toto Süper Lig’in ilk haftasını galibiyetle kapatan “3 büyükler”, en son 2000-2001 sezonunda aynı anda galibiyetle start vermişti. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş, Süper Lig'e 13 sezon sonra birlikte üçer puanla giriş yaptı ERKAN TİRYAKİ (AA)

T

ürk sporunda "Üç büyükler" olarak adlandırılan Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş, 13 sezon aradan sonra Süper Lig'e birlikte galibiyetle başladı. Spor Toto Süper Lig'de 20142015 sezonunun ilk haftasında rakiplerini mağlup etmeyi başaran "Üç büyükler", 13 sezon sonra, bir-

likte ilk haftayı üçer puanla kapattı. En son 2000-2001'de ilk haftaya kayıpsız başlayan Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş üçlüsü, bu sezondan sonra aynı anda bu başarıyı tekrarlayamadı. Fenerbahçe'nin şampiyonluğuyla sonuçlanan 2000-2001 sezonuna sarı-lacivertliler, Kocaelispor deplasmanında 4-0'lık galibiyetle lige start vermişti. Galatasaray,

ikinci tamamladığı sezona Denizlispor'u deplasmanda tek golle geçmiş, Beşiktaş ise dördüncü bitirdiği lige Yimpaş Yozgatspor karşısında 3-0'lık galibiyetle başlamıştı. Bu sezon ise sarı-kırmızılı ekip Bursaspor, siyah-beyazlılar ise Mersin İdmanyurdu deplasmanlarında galibiyet aldı, sarı-lacivertliler de Kardemir Karabükspor'u mağlup ederek lige 3 puanla "merhaba" dedi.

Spor Toto Süper Lig’in yabancıları ALİ KORKMAZ - İZMİR (AA)

S

por Toto Süper Lig'de 2014-2015 sezonunda maç kadrolarında en fazla 8 yabancı oyuncu bulundurabilecek ekipler, ilk haftada 18 kişilik kadrolarında en fazla 7 oyuncuya şans verdi. 20142015 sezonunda, en fazla 8 yabancı futbolcuyu

tescil ettirebilecek ve bunları 18 kişilik isim listesine yazdırabilecek kulüpler, bir müsabakada aynı anda en fazla 5 yabancı uyruklu futbolcu oynatılabilecek. Ligde ilk hafta geride kalırken, bugün tamamlanacak birinci transfer dönemi öncesinde 18 ekibin hepsi müsabakalarda yabancı oyunculara şans verdi. İlk haftada Çaykur Rizespor, Fenerbahçe, Galatasaray, İstanbul Başakşehir, Kardemir Karabükspor ve Kayseri Erciyesspor ilk haftada, ilk 11'lerinde 5'er yabancı oyuncuya sahaya çıkarken, Akhisar Belediyespor, Balıkesirspor, Gençlerbirliği, Kasımpaşa, Mersin İdmanyurdu, Sivasspor ve Torku Konyaspor 4, Beşiktaş, Eskişehirspor, Gaziantepspor ile Trabzonspor 3 yabancı

futbolcuyla maça başlarken, Bursaspor sadece 2 yabancısına ilk 11'de yer verdi.

SüperLig’de yabancı futbolcu sayıları

EN FAZLA YABANCI OYUNCU TERCİH EDENLER Süper Lig'de ilk haftada kadrolarında 7'şer yabancıya yer veren Çaykur Rizespor, Fenerbahçe ve Kardemir Karabükspor yabancı kontenjanını en fazla kullanan ekipler olurken, bu takımları Akhisar Belediyespor, Bursaspor, Galatasaray, Gaziantepspor, İstanbul Başakşehir, Kasımpaşa, Kayseri Erciyesspor, Mersin İdmanyurdu ve Torku Konyaspor (6), Balıkesirspor, Eskişehirspor, Sivasspor (5), Beşiktaş, Gençlerbirliği (4) ve Trabzonspor (3) izledi. Spor Toto Süper Lig'de ilk haftada takımların kadrolarında bulunan yabancı futbolcuların sayıları şöyle

Takımlar İlk 11 Yedek Toplam Akhisar Bld 4 2 6 Balıkesirspor 4 1 5 Beşiktaş 3 1 4 Bursaspor 2 4 6 Çaykur Rizespor 5 2 7 Eskişehirspor 3 2 5 Fenerbahçe 5 2 7 Galatasaray 5 1 6 Gaziantepspor 3 3 6 Gençlerbirliği 4 0 4 İ. Başakşehir 5 1 6 K.Karabükspor 5 2 7 Kasımpaşa 4 2 6 K. Erciyesspor 5 1 6 M. İdmanyurdu 4 2 6 Sivasspor 4 1 5 T. Konyaspor 4 2 6 Trabzonspor 3 0 3

1. HAFTA Balıkesirspor Çaykur Rizespor A.Ş. Bursaspor Mersin İdmanyurdu Eskişehirspor İstanbul Başakşehir A.Ş. Fenerbahçe A.Ş. Sivasspor Kayseri Erciyesspor

Akhisar Belediye Gençlerbirliği Galatasaray A.Ş. Beşiktaş A.Ş. Torku Konyaspor Kasımpaşa A.Ş. Kardemir Karabükspor Gaziantepspor Trabzonspor A.Ş.

2.HAFTA Trabzonspor A.Ş. Torku Konyaspor Gençlerbirliği Beşiktaş A.Ş. Akhisar Belediye Kasımpaşa A.Ş. Galatasaray A.Ş. Gaziantepspor Kardemir Karabükspor

Fenerbahçe A.Ş. Balıkesirspor Bursaspor Çaykur Rizespor A.Ş. Sivasspor Mersin İdmanyurdu Eskişehirspor Kayseri Erciyesspor İstanbul Başakşehir A.Ş.

3.HAFTA Kasımpaşa A.Ş. Fenerbahçe A.Ş. Kayseri Erciyesspor Mersin İdmanyurdu Eskişehirspor Balıkesirspor Bursaspor Sivasspor İstanbul Başakşehir A.Ş.

Kardemir Karabükspor Gaziantepspor Akhisar Belediye Çaykur Rizespor A.Ş. Gençlerbirliği Galatasaray A.Ş. Beşiktaş A.Ş. Torku Konyaspor Trabzonspor A.Ş.

4.HAFTA Akhisar Belediye Gençlerbirliği Çaykur Rizespor A.Ş. Galatasaray A.Ş. Kardemir Karabükspor Beşiktaş A.Ş. Torku Konyaspor Trabzonspor A.Ş. Gaziantepspor

Fenerbahçe A.Ş. Balıkesirspor Bursaspor Sivasspor Mersin İdmanyurdu Eskişehirspor Kayseri Erciyesspor Kasımpaşa A.Ş. İstanbul Başakşehir A.Ş.

8.HAFTA Beşiktaş A.Ş. Akhisar Belediye Bursaspor Eskişehirspor Gaziantepspor Torku Konyaspor Çaykur Rizespor A.Ş. Galatasaray A.Ş. Gençlerbirliği

Fenerbahçe A.Ş. Trabzonspor A.Ş. Sivasspor Balıkesirspor Mersin İdmanyurdu Kardemir Karabükspor Kayseri Erciyesspor Kasımpaşa A.Ş. İstanbul Başakşehir A.Ş.

12.HAFTA Beşiktaş A.Ş. Balıkesirspor Galatasaray A.Ş. Torku Konyaspor Gençlerbirliği Çaykur Rizespor A.Ş. Sivasspor Bursaspor Eskişehirspor

Trabzonspor A.Ş. Fenerbahçe A.Ş. Akhisar Belediye Mersin İdmanyurdu Gaziantepspor Kardemir Karabükspor Kayseri Erciyesspor Kasımpaşa A.Ş. İstanbul Başakşehir A.Ş.

16.HAFTA Mersin İdmanyurdu Beşiktaş A.Ş. Çaykur Rizespor A.Ş. Balıkesirspor Bursaspor Eskişehirspor Sivasspor Kayseri Erciyesspor Fenerbahçe A.Ş.

Gençlerbirliği Galatasaray A.Ş. Torku Konyaspor Trabzonspor A.Ş. Akhisar Belediye Gaziantepspor Kardemir Karabükspor Kasımpaşa A.Ş. İstanbul Başakşehir A.Ş.

5.HAFTA Kasımpaşa A.Ş. İstanbul Başakşehir A.Ş. Fenerbahçe A.Ş. Kayseri Erciyesspor Mersin İdmanyurdu Sivasspor Eskişehirspor Balıkesirspor Kardemir Karabükspor

Gaziantepspor Akhisar Belediye Torku Konyaspor Galatasaray A.Ş. Bursaspor Gençlerbirliği Çaykur Rizespor A.Ş. Beşiktaş A.Ş. Trabzonspor A.Ş.

9.HAFTA Sivasspor Gaziantepspor Mersin İdmanyurdu İstanbul Başakşehir A.Ş. Kardemir Karabükspor Trabzonspor A.Ş. Kayseri Erciyesspor Kasımpaşa A.Ş. Fenerbahçe A.Ş.

Eskişehirspor Akhisar Belediye Balıkesirspor Beşiktaş A.Ş. Galatasaray A.Ş. Torku Konyaspor Bursaspor Gençlerbirliği Çaykur Rizespor A.Ş.

13.HAFTA Mersin İdmanyurdu Kasımpaşa A.Ş. Fenerbahçe A.Ş. İstanbul Başakşehir A.Ş. Gaziantepspor Torku Konyaspor Kardemir Karabükspor Akhisar Belediye Trabzonspor A.Ş.

Kayseri Erciyesspor Eskişehirspor Sivasspor Balıkesirspor Beşiktaş A.Ş. Galatasaray A.Ş. Bursaspor Gençlerbirliği Çaykur Rizespor A.Ş.

17.HAFTA Kardemir Karabükspor Akhisar Belediye Trabzonspor A.Ş. İstanbul Başakşehir A.Ş. Kasımpaşa A.Ş. Gaziantepspor Gençlerbirliği Torku Konyaspor Galatasaray A.Ş.

Kayseri Erciyesspor Eskişehirspor Sivasspor Mersin İdmanyurdu Fenerbahçe A.Ş. Balıkesirspor Beşiktaş A.Ş. Bursaspor Çaykur Rizespor A.Ş.

6.HAFTA Galatasaray A.Ş. Çaykur Rizespor A.Ş. Beşiktaş A.Ş. Trabzonspor A.Ş. Akhisar Belediye Gençlerbirliği Bursaspor Gaziantepspor Torku Konyaspor

Fenerbahçe A.Ş. Balıkesirspor Sivasspor Mersin İdmanyurdu Kasımpaşa A.Ş. Kayseri Erciyesspor Eskişehirspor Kardemir Karabükspor İstanbul Başakşehir A.Ş.

10.HAFTA Bursaspor Galatasaray A.Ş. Torku Konyaspor Balıkesirspor Akhisar Belediye Gençlerbirliği Beşiktaş A.Ş. Eskişehirspor Çaykur Rizespor A.Ş.

Fenerbahçe A.Ş. Trabzonspor A.Ş. Gaziantepspor Sivasspor Mersin İdmanyurdu Kardemir Karabükspor Kasımpaşa A.Ş. Kayseri Erciyesspor İstanbul Başakşehir A.Ş.

14.HAFTA Gençlerbirliği Kayseri Erciyesspor Bursaspor Beşiktaş A.Ş. Çaykur Rizespor A.Ş. Galatasaray A.Ş. Eskişehirspor Balıkesirspor Sivasspor

Torku Konyaspor Fenerbahçe A.Ş. Trabzonspor A.Ş. Akhisar Belediye Gaziantepspor Mersin İdmanyurdu Kardemir Karabükspor Kasımpaşa A.Ş. İstanbul Başakşehir A.Ş.

7.HAFTA Mersin İdmanyurdu Trabzonspor A.Ş. Kardemir Karabükspor Kayseri Erciyesspor Kasımpaşa A.Ş. Sivasspor Fenerbahçe A.Ş. Balıkesirspor İstanbul Başakşehir A.Ş.

Eskişehirspor Gaziantepspor Akhisar Belediye Beşiktaş A.Ş. Torku Konyaspor Çaykur Rizespor A.Ş. Gençlerbirliği Bursaspor Galatasaray A.Ş.

11.HAFTA Fenerbahçe A.Ş. Kayseri Erciyesspor Mersin İdmanyurdu Akhisar Belediye Kardemir Karabükspor Kasımpaşa A.Ş. Trabzonspor A.Ş. İstanbul Başakşehir A.Ş. Gaziantepspor

Eskişehirspor Balıkesirspor Sivasspor Torku Konyaspor Beşiktaş A.Ş. Çaykur Rizespor A.Ş. Gençlerbirliği Bursaspor Galatasaray A.Ş.

15.HAFTA Kasımpaşa A.Ş. İstanbul Başakşehir A.Ş. Trabzonspor A.Ş. Kardemir Karabükspor Torku Konyaspor Fenerbahçe A.Ş. Gaziantepspor Gençlerbirliği Akhisar Belediye

Sivasspor Kayseri Erciyesspor Eskişehirspor Balıkesirspor Beşiktaş A.Ş. Mersin İdmanyurdu Bursaspor Galatasaray A.Ş. Çaykur Rizespor A.Ş.

Spor Toto Süper Lig 2014-2015 Sezonu

1. Yarı Lig Fikstürü Tüm maçlar HD kalitesinde LİG TV’de, LİG TV Amerika’da sadece Digiturk Play’de

www.digiturkplay.com I + 1 877 860 8080

Kadir Çetinçalı twitter:@mamleba

Taşlar yerine oturuyor SÜPER ligimiz başladı ve takımlarımız sahne aldı. Bir yandan da Avrupa Kupaları’nda şov başlarken, kulüplerimiz geleneksel hale gelen son gün transferleri ile “yumurta kapı” misali nihai rötuşları da tamamladılar. Galatasaray takviye için Güney Amerika’ya sefere çıkmış gibi yaparken, Prandelli günü ve kendini kurtarmak adına ülkesinde top koşturan bildik isimleri tercih etti. Goran Pandev ile Blerim Dzemaili İstanbul’a ayak bastı. Napoli’ye bu iki yıldız için Galatasaray toplam 2.4 milyon euro bonservis ödeyecek. İsmini çoğunuzun bilmediği 28 yaşındaki Dzemaili geçen yıl bir orta alan oyuncusu olarak Seri A’da 6 gol attı. Buna niye vurgu yapıyorum; Galatasaray geçen sezon sıfır assist sıfır gol atan Tarık Çamdal için Eskişehir’e 4,5 milyon euro artı Umut Gündoğan’ı verdi. Umut Gündoğan için geçen ocak ayında ödenen para 1.6 milyon tl. TFF’nin 5+3 dayatması kulüpleri ne hale getiriyor basit örnek. Sen kulüp alt yapılarında futbolcu yetiştiren gerçek çağdaş kurguyu oluşturamaz isen, istersen yabancı oyuncuyu komple yasakla ne fark eder? Beşiktaş’ta son gün transferi olarak Metalist Kharkiv’den Arjantinli Jose Ernesto Sosa’yı Kartal’ın hizmetine sundu. Sosa geçen yıl Atletico Madrid’in şampiyon kadrosunda çoğunlukla yer aldı. Doğru bir transfer. Zaten “Ernesto” ismi beni her zaman cezbeder. Başarılar Ernesto Sosa, Çarşı’nın asi gençleri seni sevecektir. Beşiktaş Arsenal moralsizliği ve yorgunluğuna rağmen Mersin deplasmanındaki futbolu ile ilk haftanın en efektif takımı idi. Mersin’in politikaya malzeme edilen yeni stadının, nedendir bilinmez berbat zemininde Beşiktaş ciddi bir sakatlık vermeden, Demba Ba’nın yokluğuna karşın 3 puanı pençeleyip çıkardı. Galatasaray’da 7 lig sezonu boyuncu galip gelemediği Bursa deplasmanında Prandelli ile Şenol Güneş’in Bursa’sını aştı. G.Saray stoper transferi beklerken Chedjou takımı adına Muslera’dan sonra sahanın en iyisi idi. G.Saray’ın sisteminde sorun sovunma veya hücumda değil. Orta alanda idi. Çünkü Olcan ve Bruma hücuma odaklı oyuncular olduğu için Selçuk ve Melo orta alanda yetersiz kalıyor. Dzemaili iki yönlü bir oyuncu ve adam eksiltebilen bir orta saha oyuncusu olarak eğer uyum sağlar ise Melo ve Selçuk’a rağmen orta alanda lider oyuncu olabilecek kapasitede. Tarık Çamdal’ın transferi ise Telles’in kulübeye çekilip, hücuma yönelik bir yabancı daha oynatma özgürlüğünü Prandellli’ye kazandıracak. F.Bahçe Fransa’dan yorgun dönen Karabük’e karşı futbol olarak değil ama skor olarak zorlanarak kazandı. Dakikalar 67’yi gösterirken ikinci defa rakibine skor eşitliği şansı veren F.Bahçe’nin paniklemeyip, olgun atak geliştirerek Çelik Karabük’ü bükmesini bildi. Diego Ribas’ın son anda lisansı çıktı ve ikinci yarıda oyuna girdi. Ribas tam olarak hazır gözükmese de, tartışılmaz kalitesini biliyoruz. İsmail Kartal, Kocaman&Yanal kompleksine girmeden sakince takımını geliştirme provaları yapıyor. Bakalım sonuç çıkarabilecek mi? İstanbul’un büyükleri taşları yavaş yavaş yerine oturturken, Trabzon Bülent Korkmaz’ın takımı Erciyes’i aşamadı. Trabzon Teknik Direktörü Halilhodziç’in söylemlerine ve görüntüsüne bakıldığında bordo mavili ekipte taşlar henüz yerine oturmamış durumda ve üç büyükten birini bile alt etmesi zor görünüyor. Bu sezon da şampiyonluk İstanbul’da kalacak gibi. Ayrıca Biliç’in ekibinin bu formunu sezonun çoğuna yayabilmesi halinde, dördüncü yıldız takıntısındaki iki rakibini alt etmesi benim için hiç de sürpriz olmayacak.

PTT 1. Lig’in yarısı değişti İZMİR (AA) - ALİ KORKMAZ - PTT 1. Lig’de 2014-2015 futbol sezonunda ilk hafta heyecanı geride kalırken, birinci haftada forma giyen 252 oyuncudan 128’i yeni takımlarında ilk kez mücadele etti. Yeni sezonda bir çok ekibin takımını güçlendirdiği ilk haftada 252 futbolcu mücadele ederken, Adana Demirspor ve Manisaspor, bu yıl transfer ettiği 12 oyuncusunu oynattı. Bu iki ekibin ardından en çok transfer ettiği futbolcuya şans veren 11’er oyuncuyla Boluspor ve Şanlıurfaspor, 10 futbolcuyla Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, 8 oyuncuyla Osmanlıspor, 7’şer isimle Denizlispor, Giresunspor, Karşıyaka, 6 ‘şar futbolcuyla Adanaspor, Albimo Alanyaspor, Altınordu, Alanyaspor, Elazığspor, 5 oyuncuyla Kayserispor, 4 isimle Bucaspor ve 3 oyuncuyla Samsunspor oldu.


Tatil

3 Eylül 2014 Çarşamba

ABD’de 20’li yaşlarda

gidilmesi gereken yerler Gençliğin en hızlı dönemlerine denk gelen 20’li yaşlarda Amerika’da gidilmesi gereken 15 yeri sizin için inceledik. İşte uyumayan şehirlerden dağlara tırmanıp kamp yapabileceğiniz yerler AYSEL TAPAN HABER MERKEZİ - POSTA212

20

’li yaşlar, cocukluktan çıkılarak hayatın yeniden keşfedildiği en deli dolu yıllardır. 20’li yaşlarda olup da hayatı Amerika’da dolu

dizgin yaşamaya başladığınız da ilk aklınıza gelen New York’un parlak ışıkları ya da Güney Kaliforniya’nın palmiye ağaçları olabilir. Ama ABD’de görülmesi gereken çok şehir olduğunu unutmayın. İşte 20’li yaşlarda mutlaka gidilmesi gereken 15 şehir

Nashville, Tennessee

Tennessee eyaletinin başkenti, 99 parkın dahil olduğu 10 bin 200 dönümlük muhteşem yeşil alanlarıyla doğa aşıkları için tam bir cennet. Bununla da kalmıyor Nashville, misafirlerine leziz menüler, unutulmaz müzik ziyafetleri ve sınırsız eğlence sunuyor.

Seattle, Washington Eğer iyi kahve içmeden yaşayamam diyorsanız Seattle mutlaka uğramalısınız. Starbucks’ın doğduğu şehirde lezzetli kahvelerinizi yudumlarken, sayısız seçeneğin olduğu şehirde yapmak istediklerinizi planlayabilirsiniz.

Denver, Colorado Asheville, North Carolina

Güneyin hippi başkenti olarak da bilinen Asheville, ününü özellikle yemeklerinden alıyor. Canlı müzik konusunda son derece iddialı olan Asheville’de dans etmenin tadına varacaksınız.

2014’de Marijuana’nın yasal olduğu Denver’da müzeler ve parklarda gezmekle bitmiyor. Gençlerin bir numaralı adreslerinden biri olan bu uyumayan şehir, festivalleriyle gelenleri büyülüyor.

New Orleans, Louisiana Muhteşem bir mimari, güzel yemekler ve eğlenceli partilerin birarada olduğu mutluluğun başkenti New Orleans’ta fotoğraf çekmeyi unutmayın. Çünkü bu şehri asla unutmak istemeyeceksiniz.

Omaha, Nebraska Kulağa son derece sıradan gelen Omaha, aslında eğlencenin sınırsız olduğu kentlerden biri. Kişi başına bar oranının en yüksek olduğu şehir, ABD’nin en çok “akşamdan kalma” şehri olarak biliniyor.

Missoula, Montana

Minneapolis, Minnesota

Düşündüğünüz gibi atlar ve kovboylar karşılamıyor sizi bu sakin şehirde. Missoula’da, yeşil alanlar huzur verirken üniversitenin yarattığı hareketlilik heyecanlandırıyor. Missoula’da aradığınız her şeyi birarada bulabilirsiniz: Sanat galerileri, festivaller, doğa gezileri...

Anchorage, Alaska

Eğer macera arıyorsanız el değmemiş doğasıyla Anchorage sizi bekliyor. Bir bisiklet kiralayıp şehri gezdikten sonra dağlara tırmanabilir ve kamp yapabilirsiniz.

Eğer hareket etmeyi özellikle de bisikletle şehir turu atmayı seviyorsanız Minneapolis tatilinizde daha sıkı bir vücuda sahip olabilirsiniz. Tonlarca sanat galerisi, müze ve restoran arasında mekik dokumak isteyeceğiniz hareketli bir tatil olacağına emin olun.

Portland, Oregon

Portland’da eğleneceğiniz yine garanti çünkü Portland “happy hour” için ABD’nin en iyi şehri olarak gösteriliyor. Portland ayrıca, ABD’de en iyi bira içebileceğiniz şehirlerden biri.

Eureka, Kaliforniya Marijuana kullanımının çok yaygın olduğu bu şehirde, festivallerin biri bitiyor biri başlıyor. Zengin tarihi ve mimarisiyle bu şehrin tadı damağınızda kalacak.

Austin, Texas

Canlı müziğin coşkusunu hissetmeyi ve festival tadında yaşamayı seviyorsanız hiç vakit kaybetmeden Austin’e gitmelisiniz. Austin’de ünlü SXSW festivali ve tonlarca bar eğlencenin sınırlarını zorluyor.

Eugene, Oregon Eugene’ya gitmek için birçok nedeniniz var. Gençlerin vazgeçilmezi festivaller, müzik, dans, sanat, müze, doğa... Güzelliğin resmi Eugene’de 1960’ların hippi ruhunu hissedeceksiniz.

Kansas City, Missouri Kansas City, restoranları ve sanat galerileriyle ünlü bir şehir. Özellikle kültür ve sanat turu yapmak isteyenler için ideal bir adres. İnternetle hiç bağım kopmasın diyen gençler için de Kansas City, en ideal birkaç şehirden biri. Çünkü Google Fiber wireless ile her zaman online kalabiliyorsunuz.

Burlington, Vermont Bira konusunda iddialı olan ve kişi başına en çok bira fabrikasının bulunduğu Burlington’da, fabrikaları gezerken dikkatli olun! Magic Hat Brewing Company, Switchback Brewery, Vermont Pub ve Brewery ve Zero Gravity Brewing gezebileceğiniz yerler arasında.


Life & Style

3 Eylül 2014 Çarşamba

HAFTANIN FİLMLERİ

Anya Hindmarch Nurdan Yüzbaşıoğlu

nurdanusa@gmail.com

Davranış modası

M

oda konusu geçtiğinde sürekli stil ve trendlerden söz ediyoruz farkındaysanız. İnsanın kendi stilini oluşturmasının öneminden bahsediyoruz. Peki! Nedir stil? Stil bir tavırdır, kendini ifade ediştir. Giyiminle, vücut dilinle, davranışlarınla bütünden farklılaşmaktır. Dolayısıyla sadece etek, ceket, küpe, toka değildir stili oluşturanlar, halimiz ve tavırlarımızdır yaşam biçimimizdir aynı zamanda. Düşüncede, sanatta, müzikte, dilde modadan dolayısıyla stillerden bahsedebiliriz. Davranışların modası trendi olur mu derseniz de olur neden olmasın. Nasıl ki dönem dönem toplumlar üzerinde belirli davranış eğilimleri ön plana çıkıyorsa bunun bireysel yansımalarını da görmek mümkün. Bazı dönemler sosyal içerikli mesajlar ön planda olur; şarkılar, şiirler, resimler, filmler bu mesajlar etrafında şekillenir. Bazen depresyon patlaması yaşanır bazı toplumlarda, insanlar aksi, sinirli ve negatif davranmaya eğilimlidir. Son zamanlarda gerek Amerika’da gerekse Türkiye’de insanlarda manevi değerlere bir yöneliş görüyorum. Maddi dünyanın insanlar üzerindeki baskısı karşısında sanki kurtuluş maneviyatta aranmaya başlandı. Maneviyatın trendlerde üst sıralara yerleştiğini söyleyebiliriz.

Yapay ürünlerin etrafımızı sardığı, kimyasal madde ataklarıyla savaştığımız beslenme modelimizde ise trend sağlıklı ve doğal besin arayışı. Özellikle son yıllarda bu konudaki bilinç gittikçe daha fazla yaygınlaşıyor. Doğaya ve doğal olana duyulan özlem arttıkça insanlar buldukları bir avuç toprak parçasında kendi domateslerini yetiştirme trendini tırmandırıyorlar. Kozmetik ürünlerin pahalı olmasının iyi olması demek olmadığını anladığımızdan beri içindeki maddelerin ne olduğunu anlamaya çalışan kimyager asistanları kıvamında takılıyoruz. Bu maddeler ne kadar doğal yolla elde edilmişse o kozmetik ürününü kullanmak da o kadar stil sahibi olduğumuzun göstergesi. Un, tuz ve beyaz şeker üçlemesi demode olalı çok oldu mesela. Artık bu malzemelerin içinde olmadığı kurabiyeler yapabilmek mutfak sanatlarında trendsetter olmamızı sağlıyor. Spor yapmak her ne kadar modaysa ağır sporlar yerine hayatımız boyunca yapabileceğimiz yürüyüş ve doğa sporlarına yönelmek de bir o kadar trend. Kaslarımızı dolayısıyla ruhumuzu yakan parçalayan kilolarca ağırlıklar yerine tatlı tatlı, hafif ama sürekliliği olan hareketlerde bulunmak daha akıllıca. Aldatmak yerine tek eşliliğin ön planda olduğu, kötümserlik yerine pozitif bakış açısının hakim olduğu davranışlar sergilemek ise çok ama çok moda bilesiniz.

Tasarım kariyerinde 25 yılı deviren İngiliz tasarımcı Anya Hindmarch, birçok yenilik ve başarıya imza atan, 7 kıtada toplam 54 mağazaya sahip bir tasarımcı. Şık, pratik ve esprili çanta tasarımlarıyla ve İngiliz moda dünyasına yaptığı katkılardan dolayı 2009 yılında ‘’Member of the Order of the British Empire’’ olarak ödüllendirildi. Kraliçe Elizabeth tarafından ödüllendirilen ünlü çanta tasarımcısı Anya Hindmarch’ın çanta koleksiyonu yanı sıra aksesuar koleksiyonu da mevcut. Tasarımları dünyanın en önemli department store’larında satılan tasarımcı 2007 yılında çevre bilincine dikkat çekmek amacıyla “I Am Not a Plastic Bag” sloganıyla çanta üretti. Bu çantalar çok kısa sürede fenomen haline gelip tüm ünlülerin kollarında yerini aldı. Ünlü tasarımcı orijinal ve sloganlı tasarımlar ile her yıl popüler olmaya devam ediyor.

Samsung bunu avantaja dönüştürecek mi hep beraber göreceğiz. Metal çerçevesi ve suni deri arka kapağı ve 4,7 inçlik boyutu ile oldukça şık görülen Galaxy Alpha’nın görselleri birçok farklı kaynaktan internete sızdı bile. Her iki marka ekran çözünürlükleri, pil ömürleri ve işlemci özellikleriyle kıyaslanadursun bizlerin cüzdanda yer açma hızımız en önemli kriter bence.

KARDASHIAN PARA BASIYOR

New York’u bir virüs yüzünden zombiler bastı. Tek çare onları durduracak panzehiri ele geçirmek. Ama beyin yiyen bu canavarlar onu size vermek niyetinde değiller. Bu bir bilgisayar oyunu değil NEW YORK - POSTA212

S

onunda korkulan oldu ve bir laboratuvarda yaratılan ölümcül virüs yanlışlıkla havaya karıştı. Laboratuvardaki herkes öldü. Ama ölenler beyin yiyen zombilere dönüşerek New York’u tehdit etmeye başladı. Sizin göreviniz de zombilerle dolu o laboratuvara girmek ve virüs tüm New York’u ele geçirmeden panzehiri dışarı çıkarmak ZOMBİLERLE DOLU LABİRENT İlk duyulduğunda kulağa bir Hollywood filmi ya da bir bilgisayar oyunu gibi gelen bu serüven aslında birebir sizin oynamak zorunda olduğunuz bir oyundan ibaret. Bir takım halinde önceden kurgulanmış bir hikayenin içine yavaş yavaş çekildiğiniz ve sonunda zombilerle dolu bir labirentte çaresizce yolunuzu bulmaya çalıştığınız bu macera, 18 yaşından büyük herkesin ilgisini çekebilecek bir aktivite. Long Island City’de kapalı bir PaintBall alanında gerçekleştirilen bu eğlence, kimi zaman size gerçek an-

lamda korku dolu dakikalar yaşatmayı başarıyor. Oyun başladığında ilk olarak radyoaktif elbise giymiş bir bilim adamı tarafından varillerle dolu bir depoya götürülüyorsunuz. Bir standın üzerine yerleştirilmiş lazerli tüfeklerin başında neler yapmanız gerektiği, bir sinema filminin içindeymişsiniz gibi size anlatılıyor : “Zombiler size saldıracak, peşinizden koşacak ve size dokunacak ama siz onlara sadece elinizdeki silahla ateş edeceksiniz. Dokunursanız siz de virüsü kaparsınız”. Direktifleri aldıktan sonra olduğunuz yerde, elinizde silahlarla beklemeye başlıyorsunuz. ZİFİRİ KARANLIK ODALAR Daha sonra size doğru çığlıklar atarak koşan zombileri karanlıklar içinde etkisiz hale getirmeye çalışıyorsunuz. Lazer onların kafalarına isabet ettiğinde, rol gereği 30 saniye kadar yerde haraketsiz yatan zombiler daha sonra tekrar can-

MAĞAN

McCall, gizemli geçmişini geride bırakmış ve sakin bir yaşam sürmektedir. Acımasız Rus mafyasının Rus mafyasının kontrolünde bulunan Teri ile tanışınca, genç kızın bulunduğu durum karşında hiç birşey yapmadan duramaz ve kendini ona yardım etmek zorunda hisseder. Oldukça ölümcül gizli yeteneklere sahip McCall’un içindeki adalet duygusu yeniden alevlenir ve bir kez daha güçsüzün yanında olmak için harekete geçer. 80’lerin televizyon dizisinden uyarlanan filmde ünlü actor Denzel Washington başrolde yer alıyor. Vizyon Tarihi: 26 Eylül 2014

THE BOXTROLLS

Haklarındaki tüm olumsuz görüşlere rağmen Kardashian ailesi gün geçtikçe servetlerine daha fazlasını ekliyor. Kadın giyimden sonra çocuk giyime de el atan aile son olarak kozmetik dünyasına girdi. 2015 baharında tanıtımını yapacakları “Kardashian Beauty Hair“ için şimdiden kamera karşısına geçtiler bile.

New York’ta zombi avı SERKAN KALFA

HALDUN AR

THE EQUALİZER

Iphone 6 ve Samsung Galaxy Alpha savaşı Bu iki markanın savaşır duruma gelmesi zaten Samsung’un hanesine başarı olarak yazılabilir. Yıllardır tahtını kimselere kaptırmayan iPhone sonunda birisiyle yarışır hale geldi. Büyük ekranı türlü türlü halleriyle Samsung son dönemde pek çok kişiyi (ben dahil) iPhone’dan koparıp aldı. Son tasarımı ölçü olarak iPhone’a benzetilen

VİZYON

lanıyorlar. İlk başta oyunun bundan ibaret olduğunu sanıp yanılgıya düşebilirsiniz. Çünkü asıl eğlence, daha doğrusu korku ikinci götürüldüğünüz alanda başlıyor. Orda elinizde silahlarla, zifiri karanlık ve çok yoğun duman eşliğinde bir labirentin içine bırakılıyorsunuz. Her köşeden üstünüze atlamak için bekleyen zombiler bağırarak, size doğru koşarak virüs bulaştırmaya çalışıyorlar. Amacınız o karanlıkta yolunuzu bulmak, size saldıran

zombileri alt etmek ve panzehiri bulup karantina bölgesine ulaştırmak. Eğer size verilen süre içinde o panzehiri bulamazsanız, virüsün şehre yayıldığı söyleniyor ve oyun sonlanıyor. Eğer bir cuma akşamı yapmak için değişik bir şeyler arıyor, korkmaktan

hoşlanıyor ve arkadaşlarınızla takım halında bir oyun oynamak istiyorsanız, Long Island Cıty’de Indoor Extreme Sports’u ziyaret edin. Çünkü bir sinema bileti fiyatına bir sinema filminin içinde yaşamak kış gelmeden yapılacak en güzel eğlencelerden biri.

Eskilerden beri anlatılan efsaneye göre, Cheesebridge kasabasında, sadece geceleri dışarı çıkan, şehrin ünlü peynirlerini ve küçük çocukları kaçıran troller yaşarmış. Tabi bunların sadece efsane olmasının yanı sıra, ayrıca o troller oldukça sevimli canlılar olarak karşımıza çıkıyor. Kaplumbağaların kabukları gibi üstlerine kutu geçiren bu sevimli troller, küçüklüğünde buldukları sahip Eggs isimli çocuğu yetiştirirler. Eggs ve yakın arkadaşı Winnie, kötü kalpli haşere yok edicisi Archibald Snatcher’a karşı trollere yardım etmek için ellerinden geleni yaparlar. Vizyon Tarihi: 26 Eylül 2014

A WALK AMONG THE TOMBSTONES

Lawrence Block’un çok satan romanından uyarlanan filmde, eski New York polisi Matt Scudder, karısını kaçıran ve öldüren uyuşturucu baronunun peşine düşmeye karar verir çünkü bu baronun işleyeceği son suç olmayacaktır. Matt için artık doğru ve yanlış arasında ki çizgi kaybolur ve onu durdurabilecek hiçbirşey yoktur. Filmin yönetmenliğini Scott Frank üstlenirken, film bünyesinde Liam Neeson ve Danny DeVito ünlü oyuncular barındırıyor. Vizyon Tarihi: 19 Eylül 2014


Kuryesiz kargo dönemi başlıyor Google, insansız hava araçlarıyla 10 kiloya kadar mal taşımaya hazırlanıyor. Yere inmeden taşıdığı malı adresine teslim edebilen bu uçaklar henüz test aşamasında bulunuyor

KUNTER AKIRMAK NEW YORK - POSTA212

G

oogle geçtiğimiz aylarda insansız hava aracı (Drone) üreten Titan Aerospace isimli firmayı satın almasıyla, üretiminin ilk sinyallerini Drone’ları test etmeye başladı. Google’ın gizli projelerini yürüten “X” ekibi tarafından sürdürü-

len “Wing” isimli proje 2 yıl süren bir çalışmanın ardından sonunda tanıtıldı. Google’ın geçtiğimiz aylarda satın aldığı Drone (insansız hava aracı) üreten firma ile Drone sektörüne giriş yapacağının ilk belirtilerini zaten vermişti. Sadece ürün teslimatları için değil aynı zamanda doğal afetlerde, yardıma

muhtaç kişiler için de kullanılması amaçlanıyor. Google’ın drone’ları, 10 kilograma kadar yük taşıyabiliyor ve taşıdığı yükü yere iniş yapmadan, özel bir mekanizma sistemiyle aşağı indirerek yere bırakabiliyor. AMAZON’UN ÖNÜNE GEÇTİ Amazon’un da teslimatlar için kullanmayı planladığı, benzer insansız hava araçları henüz test

www.posta212.com

Üstsüzler günü kutlandı NEW YORK - POSTA212

B

ütün dünyada kadın erkek eşitliğine vurgu yapan Dünya Üstsüzler Günü, New York’ta da kutlandı. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı yürüyüşte, katılımcılar Columbus Circle’dan Times Meydanı’na kadar eşitlik hakları için yürüdüler. Katılımcılardan Judith Sherwood, “Bugün burada olduğumuz için çok şanslıyız ve üstsüz dışarı çıkmanın yasak olduğu eyaletlerdeki kadınlara destek olmak içinde buradayız” dedi. GoTopless.org sitesinden yapılan açıklamada,

kadınların erkeklerle aynı anayasal haklara sahip olduğu ve üstsüz dışarı çıkmanın da normal bir şey olduğu vurgulandı. Yürüyüşe kadınlara destek vermek isteyen erkekler de katıldı. Sorun çıkmaması için polis, yürüyen grubun etrafında çember oluşturdu.

• YIL 2 • SAYI 68

aşamasında bulunuyor. Google’ın bu hamlesi Amazon’un şuan için önde olduğu dağıtım sektöründe, kendini eşit gösterme çabası olarak yorumlandı.

FEDERAL İZİN LAZIM Google’ın, filosunun daha hazır olmasına oldukça vakit var gibi gözüküyor fakat, araçların Avustralya’da yapılan ilk testlerinde, ilk yardım çantası, iki çiftçiye su ve bir aileye yiyecek taşımasıyla ilk testlerini başarıyla geçtiği belirtildi. Google ve Amazon’un hala Federal Havacılık İdaresi’nden izin alması gerekiyor çünkü şuan da ABD’de ticari amaçlı insansız hava aracı uçurmak yasak.

3 Eylül 2014 Çarşamba

New York aşırı doz kurbanı...

New York’ta eroin kullanıp aşırı dozdan ölenlerin oranı üç yıl içinde yüzde 41 oranında arttı. Her yıl ortalama 700 New Yorklu, aşırı doz nedeniyle hayatını kaybediyor AYSEL TAPAN POSTA212 - HABER MERKEZİ

N

ew York sokaklarını istila eden uyuşturucular ulusal bir problem haline geldi. New York’ta aşırı doz nedeniyle ölenlerin sayısı rekor seviyeye ulaştı. New York Sağlık Departmanı (Department of Health) tarafından yayınlanan son rapor, New York’ta yüksek dozda uyuşturucu kullanımı sonucunda yaşanan ölüm oranının 2010’dan beri yüzde 41 oranında arttığını ortaya çıkardı. 2010 yılında 540 kişi aşırı doz nedeniyle ölürken bu sayı, 2013 yılında 782’ye yükseldi. 2000-2013 yılları arasında yaklaşık 10 bin kişi aşırı doz nedeniyle hayatını kaybetti. Bu rakam, her yıl ortalama 700 kişinin uyuşturucu kurbanı olduğunu gösteriyor. Üç yıl içinde aşırı dozda eroin kullanımından ölenlerin sayısının iki katına yükseldi. 2010 yılında aşırı dozda eroinden ölenlerin sayısı ise 209 iken geçen yıl 420 kişi aşırı doz nedeniyle yaşamını yitirdi. Amerika’nın yeni belası ağrı kesiciler nedeniyle 2000 yılında 59 kişi yaşamını yitirirken, 2013 yılında tam

215 kişi aşırı dozdan hayatını kaybetti. YOKSULLUK TETİKLİYOR Aşırı doz nedeniyle ölüm olayları en çok da yoksulluk seviyesinin yüksek olduğu bölgelerde yaşanıyor. Aşırı dozdan ölen kişi sayısının en fazla olduğu iki bölge Staten Is-

land ve Bronx. Ayrıca, Queens’de aşırı dozdan ölenlerin sayısı son üç yılda iki katına çıktı ve durum gittikçe kötüye gidiyor. State Islan’da aşırı dozdan ölüm nedeninin başında ağrı kesiciler bulunuyor. Bronx’da ise aşırı dozdan ölenlerin çoğunluğu eroin kurbanı. EROİNİN PENÇESİNDE Aşırı doz nedeniyle hayatını kaybeden genç New

Yorklular’ın sayısı endişe veren boyutlara ulaştı. Eroin nedeniyle aşırı dozdan ölen 15-34 yaş arasındaki kişilerin oranı hızla yükselmeye devam ediyor. Aşırı doz eroin nedeniyle ölenler ise en çok Beyazlar. Fakat Hispanikler’de aşırı dozda eroin yüzünden hayatını kaybedeblerin oranı 2010 yılından bu yana ikiye katlandı.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.