6’TE
ABD’de 4 Temmuz Bağımsızlık kutlamaları
SUNAY AKIN
9’DA
ADNAN ONARAN
9’DA
KADİR ÇETİNÇALI İLE KADİRCE
page
Cihangir New York’a taşındı ■ Yüzlerce sanatçının adresi olan “Manhattan’daki Cihangir” Hell’s Kitchen’de üç Türk’ün sahibi olduğu şarap evi ‘Wine Escape’ gözde mekanların başında geliyor.
two Hollywood Dedikoduları
6’DA
2’DE
HAFTALIK ÜCRETSİZ
7’DE
A M E R İ K A’ D A K İ
3’DE
Büyülü sese Arif Mardin bursu
GAZETESİ
www.posta212.com • YIL 2 • SAYI 59
TÜRK GENÇLİĞİ
MUTLU
6’DA
5’inci Cadde’nin gözlemecisi ■ New York’un en ünlü semti 5’inci Cadde’deki ‘mmm Enfes’ isimli Türk gözlemecisi, Amerikalılar’a Türk gözlemesini sevdirmekle kalmadı uğrak bir yer haline de geldi.
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Ramazan İmsakiyesi
■ “Türkiye Ergen Profili Araştırması 2013” raporu ilginç detaylar ortaya çıkardı. Her gün ayrı bir skandalın yaşandığı Türkiye’de, ergenlerin genel olarak mutlu olduğu görülüyor.
■ Dünyaca ünlü yapımcı, aranjör ve eski Amerikan Türk Cemiyeti Başkan Yardımcısı Arif Mardin’in anısına verilen bursu bu yıl İstanbul’dan 17 yaşındaki genç şarkıcı Su Özer kazandı.
Life & Style
TÜRKLERİN
4’TE
7’DE
Türk simiti ABD marketlerinde
■ Zengin fakir herkesin severek yediği Türk simitini Amerikalılar da sevmişti. Bu lezzet şimdi Simit + Smith sayesinde marketlere de girdi.
10’DA
Antalya’da tatil bir başka
11’DE
■ Türkiye’nin güneydeki tatil cennetidir Antalya. Her mevsim tatil yapılır ama plajlarıyla, doğal güzellikleri ve gece hayatıyla yazları bir başkadır.
NURDAN YÜZBAŞIOĞLU İLE LIFE AND STYLE
Vizyon
11’DE
12’DE
Deniz yıldızları topluca ölüyor 7’DE
HALDUN ARMAĞAN İLE VİZYON
Emlak savaşı havaya çıktı 5’TE
■ New Yorklu emlakçıların, satış savaşı stratejileri iyice kızıştı. Emlakçılar, ordunun kullandığı insansız hava araçlarıyla evlerin her açıdan inanılmaz fotoğraflarını çekerek bir adım daha öne geçmeye çalışıyor.
■ Pasifik kıyıları milyonlarca ölü denizyıldızları ile doldu. Kuzey Kaliforniya’nın ardından Washington ve Oregon’daki toplu ölümlerin nedeni bilinmiyor.
Bir başkadır ABD’de Ramazan
■ 11 Ayın Sultanı Ramazan, tüm İslam aleminde olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Müslümanlarca da bütün gerekleri yerine getirilerek yaşanıyor. Toplu iftarlara alışan Amerikalılar şimdi de Ramazan çadırlarına şahit oluyor. 4’TE
page Whoopi kontratına sadık kalacak two
Yayın Danışmanı Daphne Barak
sabahları yayınla■ABC’de nan, diğer kanallarda da benzerlerinin yayınlandığı kadınların oturup, konuşup, tartıştığı şov programı “The Viev”de bu aralar büyük bir sarsıntı var. Geçen hafta Sherri Shepherd ve Jenny McCarthy’nin şovdan ayrılacakları açıklandı. Şovun yaratıcısı Barbara Walters, emekli olduğu için programdaki koltuğunu Oskar ödüllü Whoopi Goldenberg’e bırakıyor. Ama Whoopi, bunun için kutlama yapmıyor. Zeki ak-
Editör Erbil Günaştı
trist arkadaşlarına bir süredir üzgün olduğunu anlatıyor. Whoopi, “Şov programı çok yorucu” diyor. 18 yıl önce yayınlanmaya başlayan “The Viev”in raytingleri son sezonda düştü. Whoopi, “Kontratımın süresi bitene kadar şova çıkıp, işimi yapıp sonra da ayrılacağım” diyor. Filmlerde birçok rolde oynayan Whoopi, yeni bir macera arıyor. Whoopi, “Yani sözleşmen sona erdiğinde hazırım” diyor. Whoopi’nin kontratı ise bir yıldan daha az bir sürede bitiyor.
Jenny McCarthy
AHTOPOT OLUYOR
Villa Blanca
Hollywood Villa Blanca’da yemek yerseniz, 40 yaş üstü, sivri topuklu ayakkabılı, çoğu sarışın kadınları göreceksiniz. İşte size buradan küçük ayrıntılar
S
adece Hollywood’un ünlü alışveriş merkezi Rodeo Drive’e yakın Beverly Hills’deki moda olan bir başka restoran gibi görünüyor. Ama eğer Villa Blanca’da rezervasyon yaptırmayı başarırsanız ki eğer size tanımıyorlarsa rezervasyon yaptırmak zorundasınız, yemek yiyen kişilerin çoğunluğunun kadın olduğunu fark edeceksiniz ve bu kadınların hepsi birbirine benziyor. Bu restorana akın eden kadınların çoğu 40 yaşın üzerinde. Uzun sarı saçları olan bu kadınlar, sürekli
olarak topukla ayakkabılar, çok kısa mini etekler giyiyor ve çok sayıda değerli mücevher takıyorlar. Bazen öğle yemeği öğleden sonra geç saatlerde bitebiliyor. Bu kadınlar, ellerinde martini bardaklarıyla dolaşırken, siz de çok yüksek topuklu ayakkabıları nedeniyle üzerinize düşmesinler diye dua edersiniz. Ama düşmezler. Onlar bu konuda uzmanlar. Bu onların günlük yaşam tarzı. Onlar, zengin CEO’lar, ünlü doktorlar ve avukatlarla evli Beverly Hills’deki ev kadınları.
● Peki, bu kadınlar neden Villa Blanca’yı tercih ediyor? Çünkü onlar, restoranın sahibi Beverly Hills’in Gerçek Ev Kadınları (The Real Housewifes of Beverly Hills) TV şovundaki Kyle Richards, Adrienne Maloof gibi ünlü TV ev kadını Lisa Vanderpump’ın arkadaşları ve taklitçileri. ● Taklitçi mi dedik? Aslında gerçekten de öyle değiller. Bu sahnede düzenli olarak yer alan şanslı kişi her kim olursa olsun Lisa’nın tam bir iş kadını olduğunu söyleyecektir.
Kız kardeşinin hastalığı ile mücadele ediyor ■
Sharon Stone
Sharon Stone her zaman muhteşem görünmeyi başarıyor. Yaşı (56), iki çocuğu olan bekar bir anne olmasına (üçüncü çocuğu eski kocası Phil Bronstein ile yaşıyor) ve hassas aile durumlarına rağmen Sharon’ın kız kardeşi Kelly’nin çok hasta olduğunu fazla kişi bilmez. İki kız kardeş birbirlerine çok yakınlar ve birlikte bazı hayır işleri yapıyorlar. Ama Kelly, yıl-
lardır deri tüberkülozu Lupus ile mücadele ediyor. Son zamanlarda Kelly’nin sağlık durumu kötüye gidiyor. Sharon’un sarışın kız kardeşi, en sevdiği yer olan Beverly Hills’deki Polo Lounge’da aylardan beri görünmüyor. Hatta büyük yardım kampanyasını bile iptal etti. Yaşamı tehdit eden sağlık krizleri yaşayan Sharon, vefalı ve kız kardeşinin yanında olduğunu kanıtladı.
Lisa, kız arkadaşlarını ve misafirlerini içmesi ve eğlenmesi için teşvik eder. Lisa, çalışanlarını şaşırtmayı sever ve her şeyin mükemmel olduğundan emin olmak için sürekli kontrol eder. Hangi günler bu restoranda olmanız gerektiğini öğrenmek ve iyi bir masada yemek yiyebilmek için SecretFast’e üye olmanız ve Hollywood VIP Turu’na katılmanız gerekiyor.
Cameron Diaz’ın sırrı Cameron Diaz, sağ■Aktrist lıklı yaşam için diyet sistemi hakkında yazdığı kitabının tanıtımına hiç ara vermeden devam ediyor. Çekici aktrist, tüm dünyaya yeşil sebzelerden yapılan salatalarında bulunduğu “yeni lezzetli tariflerini” anlatıyor. Cameron, bu yemekleri “Çok lezzetli!” olarak tanımlıyor. Cameron’ın televizyon seyircileri ve dergi okuyucuları ile paylaştığı bu tarifler onun gizli kapısı. Yeni meyve ve sebze suyu orucu kulübü “SecretFast”in üyeleri ise Cameron’ın 7 gün boyunca meyve ve sebze suyu orucu tuttuğunu gördüğüne yemin ediyorlar. Bu ise sadece su, meyve ve sebze suyu ve çorba tüketmek anlamına geliyor. Kulüp üyeleri aynı zamanda Cameron’un, bir ay sonra başka haftalık meyve ve sebze orucuna girdiğini söylüyorlar. İkinci defa geldiğinde annesini de getirmiş. Böylece üyeler bize “Cameron’ın mükemmel vücudu için bir sırrı var” dedi ve şuan sır açığa çıkmış oldu. Bu sırrın adı meyve ve sebze suyu orucu.
Artists Agency’nin (CAA), bir ■Creative süreden beri Hollywood’un en önde gelen yetenek ajansı olduğu düşünülüyor. Ancak Hollywood, deniz aşırı ülkelerden gelenler ve yeni girişimcilerle dolup taşıyor. Bu nedenle CAA’nın arkasındaki en büyük hissedar riske girmek istemedi. Hollywood’un sürekli olarak tekrarlanan cümlesi: “A listesinde bulunan kişiler, kontrol, kontrol, kontrol…” Yetenek ajanları, müdürler ve halkla ilişkiler uzmanları, kendini beğenmişi oynuyorlar ve Hollywood’un A listesinde bulunan kişileri temsil ediyorlar. Oldukça iyi bir bütçeyle piyasaya giren yeni bir şirket var. Adı Sling Shot Global. Bu yeni şirket, üst düzey projelere odaklanıyor. Şirket, bu girişimi yönetmek için eskiden Fremantle Media’nın sempatik küresel başkanı olan David Ellender’ı görevlendirdi. Hollywood sayfası olarak Ellender’ın iki çocuğu ve karısıyla birlikte Londra’dan Los Angeles’a taşınacağını öğrendik. Page 2/Hollywood’a özel olarak konuşan Ellender, “CAA yetenek ajansının arkasındaki büyük yatırımcı ve yeni şirket ile Hollywood oyununu değiştirmeyi planlıyoruz” dedi.
Toplum Yaşam
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Büyülü sese burs Amerikan Türk Cemiyeti, 8’inci Arif Mardin müzik bursu kazananının 17 yaşındaki genç şarkıcı Su Özer olduğunu açıkladı. Özer kazandığı bu bursla dünyaca ünlü müzik okulu Berklee’de 5 haftalık yaz programına katılacak BABÜR AKSÜYEK NEW YORK - POSTA212
D
ünyaca ünlü yapımcı, aranjör ve eski Amerikan Türk Cemiyeti Başkan Yardımcısı Arif Mardin’in anısına her sene verilen bursun bu seneki kazananı İstanbul’dan 17 yaşındaki genç şarkıcı Su Özer oldu. Genç şarkıcı eğitim almak üzere 12 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında dünyaca ünlü müzik okulu Berklee’de düzenlenecek programa katılacak. Youtube’ta Jazz ağırlıklı birçok videosu bulunan
Arif Mardin
DOĞUCAN CÖMERT NEW YORK - POSTA212
Özer büyülü sesiyle daha şimdiden geleceğin en başarılı şarkıcılarından biri olarak gösteriliyor. Amerikan Türk Cemiyeti internet sitesinden yapılan açıklamada Su Özer elde ettiği bu başarıdan dolayı kutlanırken kendisine iyi başarı dilekleri de iletildi. SU ÖZER KİMDİR? Su Özer müzik kariyerine 5 yaşında piyano çalarak başladı. İlk sahne tecrübesini ilk okulda yaşayan Özer “Koroporte” müzik grubunda yer aldı. Eğitimini Robert Koleji’nde sürdüren Özer
mart ayında düzenlenen Nardis Genç Caz Vokal Yarışması’nda ödül kazandı. Özer sadece şarkıcı değil aynı zamanda söz yazarı ve yapımcı da olmak istiyor. ARİF MARDİN BURSU NEDİR? Eski yapımcı ve aranjör Arif Mardin anısına verilen bu bursun amacı Türkiye’de yetişen yetenekli gençlere Amerika’da okuma fırsatı vermek. Programa katılmaya hak kazanan yetenekler Arif Mardin’in de kariyerine ilk başladığı müzik okulu Berklee’de eğitim görme şansı buluyor.
Lazzoni şimdi de SoHo’da Uluslararası Türk mobilya markası Lazzoni New York’taki 2’nci mağazasını açıyor. Lazzoni’nin yeni adresi New York’un en kozmopolit bölgesi SoHo oldu (BABÜR AKSÜYEK - NEW YORK - POSTA212) - Modern mobilya üreticisi Lazzoni New York’ta 2’nci mağazasını SoHo’da açacağını duyurdu. Greene Street’te sağladığı yüksek kalite hizmetle adını duyuran Lazzoni bu mağazayla artık dünyanın en önemli markalarından biri olmuş olacak. Altında nevresim takımı koymak için boş alan bulunan yatak, çekyat ve daha birçok pratik ürünüyle Lazzoni New York şehrine oldukça uyan bir formata sahip. Eylül ayında SoHo’da dünyanın sayılı markalarına komşu olacak olan Lazzoni’nin yeni mağzası 5,700 sq.ft. yani 530 metrekare olacak.
Lazzoni’nin ABD kolunun kurucusu ve CEO’su Efe Karabulut
4. NESİL MOBİLYA ÜRETİCİSİ Lazzoni’nin ABD kolunun kurucusu ve CEO’su Efe Karabulut “Lazzoni 1950’lerde İstanbul’da kuruldu. İlk yıllarında kapı ve pencere doğrama üretimi yapılırken daha sonra modüler mutfak üretimine geçildi. Bugün firmamızda kullanılan
tüm dokuma ve dokulu kumaşlar Türkiye’den temin ediliyor” dedi. Ailesinin 4’ncü nesil mobilya üreticisi olan Karabulut gençlik yıllarının çoğunu ailesinin Ankara’daki fabrikasında geçirdi. Karabulut 2009 yılında New York’a gelmeden önce Rochester Teknoloji Enstitüsü’nde Endüstriyel Tasarım okudu. DÜNYA GENELİNDE 20 MAĞAZA Lazzoni ürünlerini hazırlarken dünyaca ünlü italyan deri markası Gruppo Dani, Blum ve Avusturyalı üretim firması BluMotion ile birlikte çalışıyor. Koltuklar dahil birçok ürün isteyenlerin özel siparişleri üzerine kişiye özel olarakta hazırlanabiliyor. Dünya genelinde 20 mağazaya ulaşan Lazzoni müşterilerine evlerini bilgisayarla dizayn etme imkanı da sunuyor. Teknolojinin önemli rol oynadığı Lazzoni ürünlerinde televizyon, kamera ve
ışıklandırma gibi birçok hizmette ürünlerin bir parçası olarak servis ediliyor. “TARZ YARATMAK İSTİYORUZ” 26 yaşındaki Karabulut “Lazzoni’yi dünyada hiçbir mobilya markasının ulaşamadığı bir noktaya getirmek istiyorum. Mobilyalarımızın farklı stiliyle kendine özgü bir tarz yaratarak herkesçe tanınır bir marka olması için çalışıyoruz” dedi. Modern mobilyalarını Türkiye’de üretmeleri nedeniyle daha ucuza mal ettiklerini söyleyen Karabulut, şirketin tecrübelerden ders çıkararak hedeflerine hızlı
adımlarla ilerlediğini söyledi. “HEDEF: DÜNYA MARKASI” Karabulut ayrıca “İlk hedef Türkiye’nin en iyisi olmaktı bunu başardık. Şimdi hedefimiz uluslararası alanda bunu başarmak” dedi. Karabulut önümüzdeki dönemde Lazzoni’yi Miami, Chicago, Boston ve Washington DC’ye de taşımayı planlıyor. Lazzoni SoHo’da açılan bu mağazayla birlikte ABD’deki 3. mağazasına kavuşacak.
New York da İstanbul’u yaşamak
New York’un en gözde Türk restoranlarından biri olan ‘Mavi Meze Grill’, Hudson Nehri kenarında, Türk mutfağını ve İstanbul’un boğaz manzarasını özlemiş olan herkesin iştahını açmaya devam ediyor
KUNTER AKIRMAK NEW YORK - POSTA212
B
anu Ezeroğlu ve Sami Yılmaz çiftinin 2012 yılında hayata geçirdiği Mavi Meze, Ege ve Akdeniz mutfağının en seçkin yemeklerini size İstanbul Boğazı’nı aratmayan manzarasıyla birlikte sunuyor. Sıcak mezelerle başlayan servis çok başarılı olmakla birlikte, tartar sosla servis edilen kalamar tava, ilk olarak dikkatimizi çekiyor. Soğuk mezelerden patlıcan salatası, humuş ve acılı ezme bize lezzet-
li bir başlangıç sunarken, roka ve deniz mahsulleri salatası akdeniz mutfağının vazgeçilmez tadı olarak karşımıza çıkıyor. Ana yemekler arasında tavuk şiş, Adana kebap gibi izgara et ve kebap çeşitleri, en çok ilgi çeken yemekler arasında yer alırken, balık çeşitleri olarak, Ege mutfağını başarıyla temsil eden izgara levrek ve çipura, roka eşliğinde servis ediliyor. Kendi içkinizi getirebildiğiniz Mavi Meze’de, her cumartesi canlı müzik ve dansöz gösterilerinin yanı sıra mezuniyet ve düğün kutlamaları gibi etkinliklerde düzen-
leyebiliyorsunuz. ‘Yeni Türk’ gibi isim yapmış grupların da sahne aldığı Mavi Meze’nin, ileriki zamanlarda da farklı ülkelerden gelen sanatçılarla müşterilerine sürpriz yapması bekleniyor. Dr. Mehmet Öz ve ailesinin, devamlı konuklar arasında bulunması da Mavi Meze’nin kalitesinin bir kanıtı gibi duruyor. Amerikalı’dan, Rus’a, Hintli’den Türk’e, pek çok farklı ülkelerden çok geniş bir portföy’e sahip olan Mavi Meze, Türk kültürünü ve mutfağını en iyi tanıtan restoranlar arasında hafızalardaki yerini alıyor.
ABD’nin özel din görevlisi ABD’deki Türk gazetecilerinin duayen ismi Yılmaz Polat’ın, ‘ABD’nin Özel Din Görevlisi’ isimli yeni kitabı özellikle Cemaat’in yapılanmasını anlatıyor (NEW YORK – POSTA212) Cemaat’in ABD’de yapılanma adlı kitabından bahsederken ‘Paralel Devlet’ kavramını açıklayan Yılmaz Polat, “Amerikalı Tarihçi Robert Paxton paralel devlet (parallel state) kavramını ilk kez kullandığı zaman totaliter rejimleri tarif etmiştir. Devlet içinde devlet yapısı Nazi Almanyası, Faşist İtalya ya da günümüzdeki Kuzey Kore’de vardır” dedi.
“BİRLİKTE İNŞA EDİLDİLER” Tayyip Erdoğan’ın ‘Paralel Devlet’ yakınmalarının Amerikalı tarihçinin tarifine ne kadar uyduğu konusunda henüz bilimsel bir çalışma olmadığını söyleyen Polat, “11 yıllık AKP İktidarı döneminde olup bitenlere bakıldığında Cemaat+AKP= Paralel Yapı’nın birlikte inşa edildiği açıkça görülüyor. Paralel Yapı’nın oluşmasında en önemli unsurlardan biri; şüphesiz, dış destek oldu. Yapı’nın ABD’deki Neo-Con (Yeni Muhafazakar) müteahhit, mühendis ve inşaat malzemesi aynı isimlerden oluştu” diye konuştu. Polat, “George Bush, Graham Fuller, George Fidas, Morton Abramowitz, Paul Wolfowitz, Henri Barkey ve ötekiler, bu isimlerin hangisi Gülen ve Erdoğan’a tersti? İkisi arasında bir ayırım yaptılar mı? Aksine, paralel siyasi destek ve paralel yatırım yıllarca devam etti” dedi. “Kozmik Oda, Ergenekon, Balyoz, OdaTV (Pensilvanya - Ankara) Paralel YaYılmaz Polat pı’nın ortak operasyonu değil miydi?” diyen Polat, kitapta, Fethullah Gülen’in ABD’de hızla büyüyen ayrıntılı örgütlenmesi ve 2008’den günümüze kadar Tayyip Erdoğan’ın ABD’deki serüvenlerini anlattığını vurguladı.
KİTAP İKİ BÖLÜM Bu kitabın kendisinin 11’nci kitabı olduğunu kaydeden Polat, Cemaatin ABD’de yapılanmasıyla ilgili uzun zamandır bir kitap yazmak istediğini ve bu araştırmaların zaman aldığını söyledi. Kitabın 2 bölümden oluştuğunu hatırlatan Polat şöyle devam etti: “Birinci bölümde Gülen Cemaati’nin ABD’de örgütlenmesi, ikinci bölümde de Erdoğan’ın 2008’den günümüze kadar ABD’deki serüvenlerini anlattım. İleride tarihçiler Gülen Cemaati ve Tayyip Erdoğan’ın ilişkileri konusunda araştırma yaptıkları zaman katkım olsun istedim.”
Ramazan Özel
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Queens’te iftar çadırı Queens Sunnyside’da düzenlenen iftar programına yaklaşık 200 kişi katıldı. Programda birlik ve beraberliğe vurgu yapıldı. Kurulan iftar çadırında açılan oruçlardan sonra ilahiler söylendi NEW YORK - POSTA212
T
urkish Cultural Center, Queens’in Sunnyside bölgesinde iftar çadırı kurarak halka iftar verdi. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı etkinlikte birlik ve beraberlik mesajları verildi. Özellikle Türk toplumunun etkinliğe ilgisi büyüktü. Her yaştan katılımın olduğu iftar programında ilahiler de söylendi.
BÜTÜN HALKA AÇIK Turkish Cultural Center Queens Başkanı İrfan Rendeci, POSTA212’ye yaptığı açıklamada Ramazan çadırı kültürünün yaklaşık 10 yıl önce New York’a getirildi-
ğini ve her yıl yaklaşık 4-5 bin kişiye iftar verildiğini söyledi. Sadece Türk-Müslüman Komitesi’ne değil, diğer Müslüman komitelerine veya diğer dini gruplara da seslendiklerini dile getiren Rendeci, etkinliğin bütün halka açık olduğunu kaydetti.
YABANCI BASIN DA VARDI Katılımın kayda değer olduğu etkinliğe yabancı basının da ilgisi vardı. Yabancı basından gelen gazeteciler iftar programıyla ilgili bilgi alarak vatandaşların görüşlerine başvurdular. İftar etkinliği kapsamında Turkish Cultural Center’a ait kitaplar ve süs eşyaları da satılıyor.
Emlak
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Emlak savaşı havada devam ediyor
Emlak sayfası A M E R İ K A’ D A K İ
TÜRKLERİN
GAZETESİ
emlak sohbetleri
www.emlaksohbetleri.com
işbirliğiyle hazırlanmaktadır. Sayfada yer almasını istediğiniz proje bilgilerinizi bize gönderebilirsiniz.
e-mail: erdal@emlaksohbetleri.com
İstanbul Fikirtepe
Fikirtepe'ye 1 milyar dolarlık dev yatırım
New York’ta emlakçılar, ev satabilmek için akla gelmeyen yöntemlere başvuruyor. Son olarak insansız hava araçları kiralayan bazı emlakçılar, potansiyel alıcılara havadan çekilen fotoğraflarla satmak istedikleri evleri beğendirmeye çalışıyor NEW YORK - POSTA212
N
ew York’taki emlakçıların, satış savaşını kazanmak için geliştirdiği insansız hava aracı stratejisi iyice kızışmaya başladı. Savaş havada son hızla devam ediyor. Emlakçılar, orduda kullanılan insansız hara aracı ile potansiyel alıcılar
için evlerin her açıdan inanılmaz fotoğraflarını çekerek bir adım daha öne geçmeye çalışıyor. New York Daily News gazetesine konuşan Time Equities’den Robert Singer, “Şu an insanlar ev satın alacakları zaman evin her açıdan nasıl göründüğünü görmek istiyorlar. Bunu yapmanın başka bir yolunun olduğunu dü-
şünmüyorum. Teknoloji inanılmaz” dedi. Diğer emlak gruplarının da altı yıldan beri potansiyel müşterilerine insansız hava aracı ile hizmet verdiği söyleniyor. Emlak şirketleri bu konuda yorum yapmasa da bölgede yaşayanlar, insansız hava araçlarının kamera ile görüntü kaydet-
mesinden rahatsız. 55 yaşındaki Nick Pellegrino, “Eğer çatıdaysam ve bir şeylerin uçtuğunu görüyorsam üzülüyorum. Çünkü bu büyük bir özel hayat sorunu. Ama özel hayat, bugün bundan 10 yıl öncesiyle aynı anlama gelmiyor” dedi. Havada devam eden emlak savaşlarına rağmen FAA (Federal
Aviation Administration), insansız hava araçlarının iş için kullanımıyla ilgili herhangi bir resmi izin verilmediğini açıkladı. Öte yandan insansız hava araçlarının 400 feetin üzerinde uçurulmasına izin vermeyen FAA’nın, insansız hava aracı kullanımını sınırlandırabileceği belirtiliyor.
Gate Of Anatolia’da yüzde 9 lansman indirimi başladı
İstanbul
Sancaktepe
(İSTANBUL - POSTA212) Turizm, Finans ve yatçılıktan sonra şimdi de inşaat sektörüne giren Başaran Group, Fikirtepe'ye 1 milyar dolarlık yatrım yapıyor. Fikirtepe'de hayata geçecek olan Mina Towers projesi Fikirtepeliler’e grökemli bir geceyle tanıtıldı. Başaran Group Başkanı Hüseyin Başaran 'Fikirtepe'nin en büyük projesini Fikirtepeliler'e yapacağız' dedi. Eren Talu'nun imzasını taşıyan projede çelik konstrüksiyon sisyemi kullanılıyor. Talu'nun sıradışı tasarımları uygulayacağı bu proje 24 sonunda teslim edilecek. Eren Talu ve ekibinin titiz çalışmalarıyla ortaya çıkardığı Mina Towers projesi yalın, modern ve konforlu tasarımıyla farklılık gösterecek. Toplam 345 bin metrekarelik bir alana inşa edilecek olan projede 1702 daire, 27 restoran alanı ve 68 adet ticari alan yer alacak. 6 bloktan oluşan Mina Towers'ta daire sakinleri asansörlerle çıkacakları çatıda zeytin ağaçları, ege temalı açık havuzlu, jakuzi ve restoranların olduğu bir dinlenme alanlarına ulaşacaklar. 5 yıldızlı otel mantığı ile işletilecek olan Mina Towers'da üst düzey güvenlik, resepsiyon, 7/24 vale hizmeti, zemin katlarından güvenlik kartlarıyla çarşı bölümüne geçiş ve çarşıda bulunan kafe ve restoranlardan servis imkanı mevcut. Ayrıca projede sauna, buhar ve masaj imkanı, 2 adet spa alanı, yarı olimpik üstü açılabilen 2 adet ısıtmalı kapalı havuz, aynı özelliklere sahip 2 adet çocuk havuzu, misafirler için 8 adet otel odası, her türlü parti ve davet için hazırlanmış 4 adet salon ve 3 bin 300 adet araç için otopark alanı mevcut.
İzmir Aliağa
Aliağa İcra Dairesi’nden satılık 1.1 milyona 2 tarla! ACK Grup tarafından İstanbul Sancaktepe’de konumlandırılan ve Dedeman Otel’de lansmanı yapılan Gate of Anatolia projesi lansmana özel yüzde 9’luk fiyat indirimiyle satışa sunuldu İSTANBUL - POSTA212
B
u yılın en hızlı gelişen bölgelerinden olan Sancaktepe'de inşaatına başlanan Gate of Anatolia'da üretilen konutlar en uygun ödeme seçenekleriyle avantajlı konut olma hedefini taşıyor. Yapılan lansmanda konuşan ACK Grup Kurucu Ortağı Kerim Ersayın, 'Projenin lokasyon ve tasarım açısından birçok avantaj taşıdığını belirterek, “Biz bu projeyi İstanbul’un yeni yükselen değeri olarak karşımıza çıkan Sancaktepe’nin kalbine kurduk. 3. köprüye, iki ayrı metro istasyonuna, Avrupa’nın en büyük şehir hastanesine ve çok önemli eğitim kurumlarınabirkaç dakika mesafedeyiz. Bu nedenle Gate Of Anatolia projesi, büyük bir yatırım değeri taşıyor” dedi. Ersayın, ayrıca Gate of Anatolia'nın tamamen güven güven üzerine kurulmuş bir proje olduğunu arsanın firmaya ait olduğu-
nu ve hiçbir kredi borçlarının olmadığını belirtti.
TOPLAM 377 DAİRE 16 bin metrekarelik bir alana inşa edilen projenin yüzde 78'i peysaja ayrılmış durumda. Tüm dairelerin balkonlu olduğu projede 377 daire bulunuyor. Dairelerin büyüklükleri ise 75 metrekare ile 162 metrekare arasında değişiyor. Çocuklarında düşünüldüğü projede büyük bir çocuk kulübü inşa ediliyor. Ayrıca yeşil alanları artırmak adına otoparklar bina altlarına alınmış durumda. Yüzme havuzları, fitness salonu ve saunaların bay ve bayanlara ayrı özel olarak inşa edildiği sosyal tesislerde ayrıca, basketbol ve voleybol sahası, yürüyüş parkuru, parklar, kafe ve restoranlar bulunuyor. Gate Of Çarşı ve Gate Of Anatolia Alışveriş Merkezi’nde de ihtiyaçların rahatça karşılanabileceği dükkan ve mağazalar
(İSTANBUL - POSTA212) İzmir Aliağa’da tarla niteliğinde 2 tarla satışa çıkarıldı. Aliağa Karacadağ Mevkii, Çakmaklı Köyü’nde satışa çıkarılan 2 tarla toplam 1 milyon 152 bin 500 lira bedel ile alıcı bulacak. Tahmini bedelleri 250 bin lira ile 902 bin 500 lira olan taşınmazların ihalesi 1 Ağustos 2014 günü saat 14.00-14.40 arasında Aliağa İcra Dairesi’nde gerçekleştirilecek. Yüzölçümleri 6 bin 550 metrekare ile 33 bin 203 metrekare olan tarlalar için alıcı çıkmaması durumunda 2. Satış 26 Ağustos 2014 günü belirtilen saat aralığında yapılacak.
Tekirdağ Çorlu
inşa ediliyor.
Yüzde 1 KDV AVANTAJI 2010 yılında kurulan ACK Grup’un CFO’su Azmi Yaşar, banka kredisine uygun olarak satışa çıkarılan konutlarda, yüzde 1 KDV avantajının büyük bir fırsat yarattığını belirterek, şunları söyledi: “Biz Gate Of
Anatolia’da aynı zamanda toprak sahibi olduğumuz için, konutlar benzerlerinden çok daha uygun fiyatlarda satışa çıkıyor. KDV olarak sadece yüzde 1’lik bir vergi ödüyorsunuz. Ayrıca lansman dönemine özel, yüzde 9’luk bir indirim sağlanacak. Yüzde 40 peşinat ve 30 ay vade farksız ödeme seçenekleriyle, herkes
kolayca ev sahibi olabilir.” Dairelerin yanı sıra, Gate Of Çarşı ve Gate Of Anatolia Alışveriş Merkezi içinde dükkan ve ofis alanları da satışa sunuluyor. Ticari alanlarda uygulanan KDV oranı ise yüzde 18. Projede tapular 2014 yılı içinde, anahtar teslimatları ise 2015 Aralık ayında gerçekleştirilecek.
Çorlu İcra Müdürlüğü 19.7 milyon liraya arsa satıyor (İSTANBUL - POSTA212) Çorlu 3. İcra Müdürlüğü 19 milyon 702 bin 813 lira bedelindeki 36 bin 141 metrekare yüzölçümündeki arsayı satışa çıkardı. Söz konusu arsanın ihalesi 15 Temmuz 2014 günü saat 11.00-11.10’da Çorlu 3. İcra Müdürlüğü’nde gerçekleştirilecek. Alıcı çıkmaması durumunda ise 2. Satış 12 Ağustos 2014 günü belirtilen saat aralığında yapılacak.
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Sunay Akın @sunayakin62
Yazının unutulan canbazları
HALİÇ kıyısında toplanan meraklıların gözü Şahkulu İskelesi ile Fener Kapısı Burcu arasına gelen yedi gemidedir. Yan yana duran gemilerin burunlarının aynı hizada olması için yoğun çaba gösteren yedi kaptanın, nice denizin rüzgârına karışmış nefesleriyle tayfalarına yağdırdıkları emirler en korkusuz martıların bile direklere konmasına engel olur! Bir ucu kıyıda olan halat, sandalla ilk gemiye getirildiğinde, Haliç’te toplanan İstanbulluların sayısında belirgin bir artış görülür. Halat, yedi geminin yedi direğine bağlandıktan sonra Canbaz Şahin’e çevrilir tüm gözler. İstanbul’un en ünlü ip canbazlarından olan Şahin Bey, gemilerin direkleri arasında yaptığı bu gösteri sonrasında dönemin padişahı IV. Mehmet tarafından ödüllendirilir. Canbaz Şahin’e “Sıkıysa Boğaz’ı geçseydi ya!” demek büyük haksızlık olur; çünkü gösterinin yapıldığı 1680 yılında, Boğaz’ın güçlü akıntıları üstünde gemileri sabitlemenin olanağı yoktur. Yedi geminin direkleri arasına gerili ipte yürüyerek Haliç’i geçmenin modası çabuk geçer. Öyle ki, ip üstünde kayığa binen canbazlar kısa sürede peydahlanır. Hem de aynı ipte bir değil, iki canbaz biner kayığa!.. İçinde, yelkeni sen açarsın, ben açarım kavgasına tutuştuğu canbazlar, kayığın ikiye bölünme numarasıyla izleyicileri şaşkınlığa uğratırlar. Bir canbaz kayıkla birlikte aşağı düşerken, öbürü ipin üstünde kalır. Böylelikle, “Bir ipte iki canbaz oynamaz” sözü rafa kaldırılır; ama Orhon Murat Arıburnu’nun “İp” şiiri hiçbir şey kaybetmez güzelliğinden:
Yaşam
New York’un Cihangir’i Türkiye’de sanatçıların yoğunlukta olduğu Cihangir semtinin bir benzerini New York’un Hell’s Kitchen semtinde görmek mümkün. Sinema okullarında eğitim alan yüzlerce sanatçının adresi Hell’s Kitchen olurken, üç Türk’ün sahibi olduğu şarap evi ‘Wine Escape’de ilk tercih edilen mekan BABÜR AKSÜYEK NEW YORK - POSTA212
M
anhattan'ın son yıllarda oldukça gelişen semti Hell's Kitchen birçok tiyatro oyuncusunu ağırlıyor. Hell's Kitchen'ın işlek caddelerinden birinin ara sokağında bulunan Wine Escape Şarap Evi, yoğun provalardan bunalmış oyuncuların eğlence durağı oluyor. Düzenli gelen müşterilere sahip bu şarap evini özel kılan bir başka etken ise sahiplerinin Türk olması. TİYATROCULARIN ADRESİ 3 Türk ortağın birlikte işlettiği Wine Escape'in menüsünde birbirinden lezzetli 50'ye yakın şarap bulunuyor. Türk mezelerinin bulunduğu menüde lahmacundan zeytinyağlı dolmaya sigara böreğinden mücvere kadar bir çok çeşit bulunuyor. New York'a 1984 yılında gelen başarılı işletmeci Hümeyra Koçak POSTA212'ye şarap evi işletmenin püf noktalarını anlattı.
İki canbaz bir ipte oynamaz Bir ipte bir sürü canbaz Hilebaz, madrabaz, kumarbaz İki canbaz bir ipte oynamaz Bir ipte bir sürü canbaz Ateşbaz, içvebaz, hokkabaz İp niye kopmaz Zampok eyin pi Arıburnu şiirin sonunda dize canbazlığının en güzel örneklerinden birini sunar okura. Şairin bu şiiri pek çok şiirsever tarafından bilinir. Şiir canbazı Arıburnu tanınır tanınmasına, ama yazıya el atan canbazları anımsayan hemen hemen hiç yoktur. Biz, onların anısına sahip çıkmak üzere kalkın, 1852 yılına gidelim... III. Murat, Şehzade Mehmet’in sünneti için düzenlediği düğünde, gözlerini Dikilitaş’tan ayıramazken, hiyeroglif yazının girintilerine çıkıntılarına el atan canbaz da, bin bir zorlukla sürdürmektedir tırmanışını... Nice şiirin, şairin ölümü üzerine yarım kalması gibi, canbazın yazıya tutunarak yaptığı tırmanış da tamamlanamaz!.. Zavallı canbazın düşüp ölmesinin ardından, öteki canbazların başarılı tırmanışlarının bu tatsız olayı unutturacağı zannedilir... Eyvah! O da ne?.. İkinci canbaz da kanlar içinde yatmaktadır Dikilitaş’ın dibinde... Yazıya tırmanmanın zor olduğunu anlayan canbazlar, bereket versin ki padişahın bu gösteriyi yasaklamasıyla şanlarına leke sürülmeden sıyrılırlar işin içinden! İstanbul mezarlıklarını gezerken, bir canbaz resmi ararım taşlarda... Bulamayacağımı bilsem de ararım. Bu arada aklım da Foire de Saint Germain ve Foire de Troyes’dedir; çünkü bu kentlerde gösteri yapan iki Türk canbaz düşerek ölmüşlerdir. Metin And ustamızdan, Foire de Troyes’de ölen canbazımızın düşmesine ipi yağlayan bir İngiliz canbazın neden olduğunu öğreniriz. Avrupa’da Türk İzi gibi adlarla hazırlanan belgesellerde savaş alanları, yaptırılan camiler, çeşmeler getirilir televizyon ekranına. Bu iki canbazımızın izini sürmek kimsenin aklına gelmez. İp üstünün kanlı tarihinde, II. Mahmut döneminin namlı canbazı Ahmet Ağa’ya da bir selam borcumuz vardır. Canbaz Ahmet Ağa, bir gösterisine omuzlarına bir koyun alarak çıkmış ve ipin tam ortasında hayvanı kurban etmiştir. Can çekişen hayvanın çırpınışıyla sallanan ip üstünde durmayı başaran Ahmet Ağa bununla kalmayıp, koyunu yüzmeyi de başarmıştır. Bitmedi; Ahmet Ağa, ipe çıkardığı mangala etleri dizerek bir güzel pişirmiş ve afiyetle yemiştir!.. Diyeceğimiz o ki, İstanbul’un en garip kurban olayı kasap değil, bir ip canbazı tarafından gerçekleştirilmiştir. İstanbul, satranç tarihinin en ilginç karşılaşmasına da tanıklık eden bir kenttir. Tahmin ettiğiniz gibi, bu satranç karşılaşması, iki canbaz tarafından ip üstünde yapılır. Üstelik, iki canbaz da, iki ayağıyla ip üstünde duran iskemlelere oturarak yapar hamleleri!.. Canbazın ayağına bağladığı salıncakta çocuk sallaması ya da başının üstünde dik tuttuğu merdivene bir çocuğun tırmanması, en çok alkış alan gösteriler arasındaydı. Gösteri yapan ip canbazlarının sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor İstanbul’da... Sabancı’nın ve İş Bankası’nın Levent’teki ikiz kulelerine bakıp, hayal kuran bir ip canbazı yaşamıyor artık bu kentte. Philippe Petit, yüz binlerce çift gözün meraklı bakışları arasında tamamlar, 1974 yılının 7 Ağustos günü yaptığı yürüyüşü. Fransız canbaz düşmez, ama yıllar sonra, 11 Eylül 2001 tarihinde, ipini bağladığı iki direk yıkılır... Philippe Petit’nin gösteri yaptığı yer, New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kuleleridir! Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği bir ipte oynayan iki canbaz gibiydiler. Birinin, ötekini ipten düşürmek amacıyla silahlandırdığı Usame Bin Ladin ipi koparmaz, ama bağlandığı direkleri yıkar... Yalnız kalan canbaz, denge arayışındadır!
ABONE OLMAK İÇİN...
abone@posta212.com
Bu mekanı açma fikri nasıl ortaya çıktı?
Biz Wine Escape'i 2012 yılında açtık. 2010 yılında işten çıkarılmıştım. İşsiz kaldıktan sonra aktif bir şekilde kurumlarda iş aramaya başladım. Benim özgeçmişim finansa dayanıyor. 1 yılın üzerinde iş aradım. Ne yapacağıma karar ve-
remedim. Arkadaşım yani şu anki ortağım böyle bir teklifle geldi. Finanstan sonra en iyi bildiğim alan şarap olduğu için de bu işe yatırım yapmaya karar verdim. Ortaklarım Dilaver Koçak ve Azman Dayaklı'nın biri Upper West'te diğeri Chelsea'de olmak üzere aynı formatta iki şarap evi daha bulunuyor. Şimdi ortaklarımla birlikte yeni bir yer daha açmayı planlıyoruz. Menülerinizde en çok neler tercih ediliyor?
Menümüzü "Mediterranean Tapas" dediğimiz yalnızca içki mezeleriyle sınırladık. Menülerimizde humus, falafel, mücver, sigara böreği, zeytinyağlı dolma, lahmacun ve daha birçok farklı lezzette mezeler bulunuyor. Menümüze daha yeni ev yapımı köfte ekledik. Üzerine fesleğenli taze domates sosu ve peynir ilave ediyoruz. Yabancılar deyimi yerindeyse bayılıyorlar. Yabancılar aynı zamanda zeytinyağlı dolma ve sigara böreğini de çok farklı ve lezzetli buluyorlar. Aslına bakarsanız Orta Doğu ve Akdeniz mutfağı birbirine benzer olduğu için mezeler örneğin lahmacun Ermenilere, içli köfte Lübnanlılara, lebni İsraillilere bir şekilde tanıdık geliyor. Bizim burada lezzet sırrımız herşeyin taze ve orga-
nik olması. Müşterilerimiz bu yüzden çok daha farklı ve lezzetli bir tat alıyor. Menümüzde 50'ye yakı şarap var. Bu şarapları ortağımızla beraber şarap tatma yerlerine giderek beraber seçiyoruz. Bazen şarap firmaları bize gelip yeni çıkan ürünlerini tanıtıyorlar. Danıştığımız özel bir degüstatör de var. En önemlisi senede birkaç kere şarap tatma günleri düzenleyerek müşterilerimizin zevklerine göre de menüye bazı takviyeler yapıyoruz. Türk müşterileriniz var mı?
Müşterilerimiz genellikle Broadway oyuncuları oluyor. Belki hergün geleceğin en önemli yıldızlarını ağırlıyoruz. Biz sanata ve sanatçıya çok değer veriyoruz. Burada genç sanatçılara kendi resimlerini sergileyip satma imkanı veriyoruz. Türk müşterilerle ilgili yüzde vermem gerekirse tanıdıklarımızın dışında 1 ya da 2 diyebilirim. Bazen saatlerce konuştuğum bir müşterinin Türk olduğunu kredi kartından işlem yaparken farkediyorum. Burada Türk olduğumuzu anlamıyoruz bile. "Wine Escape" ismini nereden buldunuz?
Eşimle ben uzun yıllardır New York'ta çalışıyoruz. İş çıkışlarında günün stresinden ve yoğunluğundan kaçışımız hep bir küçük şarap evi olmuştur. Bizde aynı şekilde bizim gibi düşünen insanlara bunu vermek için küçük bir kaçış yeri açtık kendimize.
5’inci Cadde’de gözleme keyfi New York’un en ünlü semti 5’inci Cadde’deki ‘mmm Enfes’ isimli Türk gözlemecisi, Amerikalılar’ın uğrak yeri haline geldi. Amerikalılar’a gözlemeyi sevdiren ‘mmm Enfes’ in kurucusu ve sahibi Nurdan Erdem yaşamını ve Amerika’daki başarı öyküsünü POSTA212’ye anlattı lık tostu, zeytinyağlı ürünlerimiz, baklava ve Türk kahvemiz bulunmakta. Bunların dışında ise Amerikalıların sıklıkla tükettiği taze sıkılmış meyve sularını da müşterilerimize sunuyoruz. Yine bununla beraber gerçek karadeniz tomurcuklu çayını müşterilerimize sunuyoruz.
ERTAN BEZEN NEW YORK - POSTA212
D
eğişik ve çeşitli lezzetler sunmayı hedefleyen ve gerçek Türk hamur işlerinin başında gelen gözlemeyi Amerikalılara tanıtan sevdiren ve gün geçtikce New York'ta adından daha çok söz ettiren 'mmm Enfes'in kurucusu Nurdan Erdem ile başarı hikayesini konuştuk.
■ Ürünleriniz nerede kimin tarafından hazırlanıyor? Ürünlerimiz Queens’de olan ana mutfağımızda Türk aşçılarımız ve bizzat benim tarafımdan hazırlanıyor. Hiç bir şey fabrikasyon değil tamamen ev yapımı diyebiliriz. Ayrıca ürünlerin hazırlık aşamasında ve hazırlandıktan sonra tadına bakmadan asla servise sunmuyoruz.
■ Nurdan Hanım kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Amerikaya ne zaman geldiniz? 11 yıldır Amerika'dayım. Türkiye'de lise dönemimden sonra henüz 1 yıllık üniversite öğrecisiyken kendimi bir anda New York'ta buldum. Burada ilk bir kaç yıl çeşitli restoranlarda çalıştıktan sonra üniversite eğitimimi tamamlamaya karar verdim. Kısacası hem okuyup hem çalıştım. üniversitenin 3 farklı bölümünden (İşletme, Finans, Muhasebe) mezun olduktan sonra yine New York'ta ismini vermek istemediğim ünlü restoranlarda genel menejerlik ve işletmecilik yaptım. ■ Bize 'mmm Enfes'in kuruluş hikayesinden biraz bahseder misiniz? İlk başta saha araştırması yaptım ve uzunca bir süre düşündüm. Hızlı hazırlanan ve Amerikalıların yeme içme alışkanlıklarına uygun bir ürün çıkarmam gerektiğini düşündüm ve sonunda gözlemede karar kıldım. İlk başlarda deneme amaçlı sokak pazarlarında (Street Fair) ve Braynt Park'ta standlar açmaya karar verip tepkileri ölçmeye başladım. Gözlemenin nerelerde satılıp satılamayacağı ve Amerikalıların gözlemeye nasıl baktıklarını görmem açısından iyi bir fırsat oldu benim için. Olumlu tepkilerden sonra 'mmm Enfes'i
kurmaya karar verdim. Akabinde 5'inci Cadde’de olan bu yeri tutmaya karar verdim. ■ Müşterilerinizden geri dönüşler nasıl? Amerikalılar gözlemeye nasıl bakıyorlar? Müşterilerimizden geri dönüşler oldukça iyi. Fakat ilk başlarda içi boş gibi gözüken gözlemelere anlamsızca bakan insanlar bu nedir diye sorduklarında küçük semplelar halinde kendilerine tattırdığımız zaman içinde saklı olan lezzeti gördüklerinde yüzlerindeki lezzet hissi bize daha da güç verdi. Amerikalıların 'To-Go' olarak adlandırdık-
ları ve yeme içme alışkanlıklarına uygun olduğu için Amerikalı ve turist müşterilerimiz gözlememizi tattıktan sonra 'mmm delicious' yani mmm enfes diyorlar. Zaten 'mmm Enfes'in ismi de bu şekilde ortaya çıkmıştı. Daha sonrasında ise Brynt Park benimle ilgili benim haberim olmadan 'mmm Enfes' adına bir blog hazırladı ve bu benim referansımı oluşturdu.
■ Gözleme ve servis ettiğiniz ürünler arasında ne çeşit Türk hamur işleri var? Türk kültürüne uygun gözlemelerimizin dışında Amerikalıların seveceğini düşündüğümüz ıspanaklı peynirli, mantarlı ve mantarlı tavuklu gözlemeleri de servis etmeye başladık zaman içinde. Gözleme dışında ise ürünlerimiz arasında mercimekli köfte, börek çeşitlerimiz, simit, ayva-
■ Peki bundan sonraki hedeflerinizde neler var? İnsanlar ‘mmm Enfes'e New York'ta nerelerde ulaşabilirler? Yeni yerler ve bölgelerde de ‘mmm Enfes'i görecek mi Amerikalılar? Bundan sonraki hedeflerimizde, şu an Amerikalılar tarafından çok iyi bilinen ve çok ünlü bir süper market ile anlaşmış bulunmaktayız fakat daha kontrat imzalamadığımız için ismini deşifre etmek istemiyorum. Fakat bunun dışında lezzetimizi tatmak isteyen müşterilerimiz bize Brayt Park, Colombus Circle Medison Square ve Brooklyn Dekalb Avenue'deki standlarımızdan ulaşabilirler. Yine bununla beraber 5 avenue deki dükkanımızdan ulaşabilirler. Yine müşterilerilerimiz facebook.com/mmmenfes, twitter. com/mmm..enfes! Ve email adresimiz olan enfes@live.com adresinden de ulaşabilirler. Web sayfamız şu an yapım aşamasında olduğu için şuan aktif değil. New York'un göbeğinde canınız gözleme çekerse ‘mmm Enfes'e uğramanızı tavsiye ederiz.
Yaşam
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Türk gençliği mutlu New York’ta simit kuşatması! Simit + Smith Akdeniz’den gelen geleneksel lezzetimiz simiti New York’lulara sevdirdi. Simit şimdi bu büyük kentin en ünlü marketlerinde de satılacak
Türk gençlerinin yüzde 80’i mutlu, yüzde 50’den fazlası evde ve okulda şiddete maruz kalmıyor, yüzde 38’i okumak istemiyor, yüzde 34’ü okumayı sevmediği için okulu bırakıyor Dışarı çıkma, arkadaş seçimi, eve geç gelme ve parasal konularda ergenlerin en sık tartıştıkları aile üyesi babaları.
AYSEL TAPAN İSTANBUL - POSTA212
A
ile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Türkiye Ergen Profili Araştırması 2013” raporu, Türk gençleri hakkında ilginç detaylar ortaya çıkardı. Rapora göre her gün ayrı bir skandalın yaşandığı Türkiye’de, ergenlerin genel olarak mutlu olduğu belirtiliyor. Ergenlerin yüzde 80’ni “mutlu” ve “çok mutlu” olduğunu söylerken, yüzde 4’ü “mutsuz” ya da “çok mutsuz” olduğu ifade ediyor. GENÇLERİN OKUL MÜCADELESİ Görüşülen ergenlerin yüzde 97,5’i devlet okuluna gitmiş ya da gidiyor. Özel okula gidenlerin oranı sadece yüzde 2,5. Katılımcıların yüzde 5’i hem çalışıp hem okuyarak, çalışarak ya da çalışmasa bile iş arayarak işgücü piyasasının içinde yer alıyor. Öğrenci olmayan ergenlerin yüzde 38’i eğitim hayatını “okumak istemediği” için bırakıyor. Okulu bırakmanın değer nedenleri arasında (yüzde 22) “maddi sıkıntılar” ve “üniversite sınavını kazanamama” yer alıyor. Çalışan gençlerin yüzde 40’ının okul yerine çalışmayı seçme nedeni ise maddi durumlarının yetersiz olması. Okumayı sevmedikleri için çalışmaya başlayanların oranı ise yüzde 34.
Çalışmayı sevdiği için okulu bırakanların oranı ise yüzde 10,5. İSTEMİYOR AMA “BAŞARILI” İşin garip tarafı yüzde 97’sinin eğitim hayatına devam etmek istemediği öğrencilerin çoğunluğu kendisini derslerinde başarılı (yüzde 52) ya da çok başarılı (yüzde 11) buluyor. Gençlerin sadece yüzde 4’ü kendini başarısız ya da çok başarısız bulduğu anlaşılmaktadır. Öğrenciler okul yönetimlerinden ve öğretmenlerin tutum ve davranışlarından genel olarak memnun olduğunu söylüyor. Gençlerin yarısından fazlasının her iki cinsten de arkadaşı var-
dır. Hiç arkadaşı olmayan genç çok az. Arkadaşlarının hepsi kız olanlar yüzde 9, hepsi erkek olanlar ise yüzde 7 oranında. Katılımcıların yarıdan çoğunun 1-3 arasında samimi arkadaşı var. Üçte birinin samimi arkadaş sayısı ise 4-6 arasında değişiyor. EN İYİ İLİŞKİ ANNEYLE Aile içinde en iyi ilişki anneyle kuruluyor ama en çok çatışma da yine anneyle yaşanıyor. Gençler annelerinden sonra baba ve büyük kardeşleri ile iyi ilişkiler kuruyor. Özellikle kardeşler arasında yaşanan başlıca iki tartışma konusu ise, televizyon izleme ve bilgisayar-
da vakit geçirme. İnternet kullanan ergenlerin yüzde 67’si günde 1-2 saatlerini internette geçirirken, günde 3-4 saat internet kullandığını söyleyenlerin oranı yüzde 20. Ergenlerin yüzde 76,5 gibi önemli bir çoğunluğu sosyal paylaşım sitelerini kullandığını belirtirken, yüzde 51’i ile oyun müzik, radyo ve arama sitelerinin kullanıyor. Ayrıca ergenlerin yüzde 59’u cep telefonu kullanıyor ve bu telefonların yüzde 51’i “akıllı”. Ders çalışma konusunda ise anne ve babayla çatışma yaşanıyor. Ev dışı konularda ise gençler en sık babayla karşı karşıya geliyor.
EVDE-OKULDA ŞİDDET YOK Ergenlerin yüzde 54’ü evlerinde sözlü şiddet içeren bir durumu hiç yaşanmadığını söylerken evde “çoğunlukla” ya da “sürekli” şiddet olayları yaşadığını söyleyenlerin oranı yüzde 2. Gençlerin yüzde 72’si okulda sözlü şiddete maruz kalmadığını belirtirken yüzde 91’i okulda fiziksel şiddete hiçbir zaman maruz kalmadığını ifade ediyor. Fiziksel şiddete sık sık maruz kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 1’den az iken bir biçimde fiziksel şiddetle karşılaşmış olanların oranı yüzde 8. Okulda fiziksel şiddete uğradığını belirten yüzde 8’lik kesimin şiddetin kaynağı olarak en çok arkadaşlarını gösteriyor (yüzde 48). İkinci sırada öğretmenler geliyor (yüzde 32). CİNSEL İSTİSMAR YOK Ankete katılan ergenlerin yüzde 97,5’i okulda cinsel istismara uğramadığını belirtiyor. Cinsel istismara uğradığını belirtenler, bu davranışın kaynağı olarak en çok arkadaşlarını gösteriyor (yüzde 39). Katılımcıların büyük çoğunluğu (yüzde 88,5 )okulda alay edilme, aşağılanma, dışlanma gibi bir durumla karşılaşmadığını belirtiyor. Bazen ya da sık sık karşılaştığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 6.
ABD’de bağımsızlık coşkusu Amerikan bağımsızlık günü, diğer bir adıyla “4 Temmuz”, 1870’den bu yana resmi tatil olarak, tüm ülkede büyük coşkuyla kutlanıyor KUNTER AKIRMAK NEW YORK - POSTA212
S
on 144 yıldır resmi tatil olarak kutlanan 4 Temmuz’un tarihçesi aslında 18. yüzyıla kadar uzanıyor. Haziran 1776 tarihinde 13 İngiliz kolonisinin temsilcileri bağımsızlıklarını ilan etme kararı aldı. Thomas Jefferson önderliğinde hazırlanan ‘Bağımsızlık Bildirgesi’ 2 Temmuz tarihinde kabul edildi. Belge tam 2 gün sonra, 4 Temmuz tarihinde son halini alarak onaylandı ve 13 İngiliz kolonisi resmi olarak bağımsızlıklarını ilan etmiş oldu. 1776 dan günümüze kadar, Amerikan bağımsızlığının doğuşu, her yıl 4 Temmuz da havai fişek gösterileri, geçit törenleri ve konserlerle birlikte, büyük bir coşkuyla kutlanıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin bağımsızlık kutlamala-
rı 1812 Savaşından sonra çok daha yaygın hale gelmeye başladı ve 1870 yılında ABD kongresi sonunda 4 Temmuzu resmi tatil ilan etti. Bu tatilin içeriği daha sonra 1941 yılında daha da genişletilerek, bütün federal çalışanlar için ücretli tatil haline getirildi. HAZIRLIKLAR ERKENDEN BAŞLADI Cuma günü yapılacak olan gösterilerde her sene olduğu gibi Manhattan’ın batısındaki Hudson Nehri üzerinden atılacak olan havai fişeklerin kutlama gecesine renk katması bekleniyor. ABD’nin bütün eyaletlerinden, gösteriyi izlemek için binlerce kişinin şimdiden New York’a akın etmeye başladığı belirtildi. Yıllar geçtikçe, bu tatilin politik önemi unutulmuş olsa da, 4 Temmuz her zaman önemli bir gün olmakla birlikte, vatanseverliğin bir simgesi haline gelmiştir.
(POSTA212- NEW YORK- BANU ÖZTÜRK) New york’taki hızlı yaşam temposu özellikle çalışanların, hızlı yiyebilecekleri pratik yiyeceklere rağbet etmesine sebep oluyor, bu anlamda Amerikalılara yeni bir alternatif sunan simit, bagleının yerini tutar mu bilmiyorum ama kısa sürede yeni bir altkültür oluşturmaya başladı.
SİMİT + SMİTH BÜYÜYOR New York’ta giderek büyüyen, önümüzdeki aylarda iki yeni şubenin müjdesini de veren Simit and Smith’in doğal malzemelerle hazırladığı her gün taze pişirdiği simit ve ekmekleri artık Agata & Valentina, Amish Market, Blue Olive Market, Food Cellar, Francela, Garden of Eden, Parrot Coffee, Zeytuna gibi gurme marketlerin içinde de satılacak.
Simitlerin satılacağı yerler Agata & Valentina Downtown Manhattan 64 University Place New York, NY 10003 Upper East Side 1505 First Avenue New York, NY 10075
Garden of Eden 162 West 23rd Street New York, NY 10011 7 East 14th St New York, NY 10011 Parrot Ditmars 31-12 Ditmars Blvd. Astoria, NY 11105
Amish Market Midtown East 240 East 45th Street New York, NY 10017
Parrot Sunnyside 45-15 Queens Blvd. Sunnyside, NY 11104
Midtown West 731 9th Avenue New York, NY 10019
Sunny Grocery 45-26 43rd Avenue Sunnyside, NY 11104
Blue Olive Market 210 East 41st Street New York, NY 10017
Turkiyem 46-31 Skillman Avenue Sunnyside, NY 11104
Food Cellar 4-85 47th Road Long Island City, NY 11101
Turkuaz 493 Hempstead Turnpike West Hempstead, NY 11552
Francela 1429 3rd Avenue New York, NY 10028
Zeytuna 59 Maiden Lane New York, NY 10038
Seri ilanlar & Eğlence
2 Temmuz 2014 Çarşamba
POSTA212 Seri İlan Sayfaları USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır...
Haftalık Burcunuz KOÇ: İş ilişkilerinizin yoğunlaştığı bir güne girerken önemli işlerinizi ertelemeniz sizin yararınıza görünüyor. Zira sonuç almanız oldukça zor görünüyor. Pazartesi öğleden sonra ortak para işlerinde ciddi bir yaklaşım göstereceksiniz. Salı günü hayatınıza yeni bir gözle bakabilir ve kendinize çeki düzen verebilirsiniz. Başka insanlarla iletişim kurmak sizi zorlayabilir ve bundan kaçınabilirsiniz. BOĞA: Bu hafta iş dünyanızdaki küçük işleri hallediyorsunuz. Öğlen saatlerine değil esas odak noktanızı kestirmekte güçlük yaşayabilirsiniz. Öğleden sonra özel hayatınız ön plana çıkarak sevdiğiniz insanla kimi sorunlar yaşayabilirsiniz. Boğa Burcu özelliklerinin size kazandırdığı sabır yeteneğini kullanmanız gerekebilir. Zira bu durum Salı günü de kendini gösterecek. Sevdiğiniz kişiye daha çok ilgi göstermek isteyebilirsiniz. İKİZLER: Bu hafta odaklanmak sizin için anahtar sözcük olacak. Ancak bu şekilde sorunların üstesinden gelir ve önünüzü görebilirsiniz. Zeki ve yetenekli İkizler Burcu erkeği ve İkizler Burcu kadını, potansiyel bir iş gücüdür. Bundan hareketle eski işlerinize geri dönebilir ve onları da bir çırpıda halledebilirsiniz. Çarşamba gününden sonra gerçekleşecek ani olaylar, kararlarınızı etkileyebilir ve sizi farklı mecralara sürükleyebilir. YENGEÇ: Neptün’ün Yengeç Burcu üzerindeki etkisi kafanızı karıştırabilir ve gezegensel dengelerdeki değilimler sizi yanlış alanlara yöneltebilir. Önemli işlerinizi ertelemenizde ve bu dalgalanmalar yatışana kadar beklemenizde fayda var. Cumartesi Mars’ın Yengeç Burcu’na geçmesiyle birlikte ikili ilişkilerinizi tekrar gündeme gelecek. Evlilik de ihtimal dahilinde olabilir. Karşı cinse karşı ilginiz artabilir ve ilişkiniz varsa partnerinize daha düşkün olabilirsiniz. ASLAN: Maddi konular kafanızı karıştırabilir ve kararlar alma konusunda sizi muğlaklığa sürükleyebilir. Her şeyi iki kez kontrol ederek hayatınıza devam edin. Perşembe ve Cuma günleri aşk hayatınız ön plana çıkarak diğer noktaları baskılayabilir. Başka kimselere ve yaşamın gizemli yönlerine ilgi duyabilirsiniz. işteki koşuşturmaca ve sosyal ilişkilerdeki hareketlilik nedeniyle ailenize zaman ayırmakta zorlanabilir ve sorumluluklarınızı es geçebilirsiniz. BAŞAK: Düşüncelerinizde biraz rahatlamaya ve olumlu bakış açısına ihtiyacınız var. Aksi takdirde sevdiklerinizi çok çabuk bir şekilde kırabilirsiniz. Çarşamba günü Güneş’in burcunuz üzerindeki hareketi size farklı bir enerji veriyor. Hislerinize güvenerek hareket edebilir ve birçok şeyi öncesinde algılayabilirsiniz. TERAZİ: Üstelendiğiniz sorumluluklar sizi ciddi görüşmelere ve kararlara itebilir. Salı günü iş hayatınızda gündeme gelecek değişimler ve iyi haberler moralinizi yükseltebilir. Yakın çevreniz onlara daha fazla vakit ayırmanızı isteyebilir. Çarşamba günü Merkür’ün etkisiyle maddi anlamda sıkıntılı anlar yaşayabilirsiniz. AKREP: Kendinizi ifade etme konusunda sorunlar yaşayabilirsiniz bu yüzden geleceğinizle ilgili planları yaparken bu günlerde ciddi kararlar vermemeniz iyi olabilir. Jüpiter size ev ve aile ile ilgili konularda mutluluk vaat ediyor. Güneş’in kişisel evinizdeki hareketliliği ilişkinizde bazı küçük sürtüşmelere sebep olabilir. Hayatınızı baştan aşağı gözden geçireceğiniz bir periyoda girebilirsiniz. YAY: Evinize ve ailenize daha çok zaman ayıracaksınız. Düşüncelerinizi ve duygularınız bu alana heba ettiğinizden farklı alanlara odaklanmakta zorluk çekebilirsiniz. Bir adım geriye çekilmek ve kendinize dönmek istediğiniz bu günlerde başka alanlardaki sorumluluklarınız gözünüzde çok büyüyecek. Çarşamba günü geçmişinizle ilgili konulara dönüş yapabilir ve kaderin bir cilvesi olarak göreceğiniz gerçeklerin farkına varabilirsiniz. OĞLAK: Perşembe ve Cuma günleri hayata karşı isteksiz bir tavır takınabilirsiniz. Bu yüzden Cuma öğle saatlerine kadar önemli kararlar vermekten çekinin. Cumartesi günü Mars iki aylık bir evreye başlıyor. Bu evrede kişisel hayatınız ön plana çıkabilir. Çünkü Mars gezegeni yaşamsal enerjiyi ve mücadeleyi işaret eder. Üzerinizdeki atıllığı bir kenara bırakıp silkineceksiniz. Önünüze çıkacak olan fırsatlara dikkat edin ve kaçırmayın. KOVA: Uzun dönem aktif olacağınız bir döneme giriyorsunuz. Maddi anlaşmalar yaparken Neptün’ü uzak yörüngesel hareketi yüzünden kafa karıştırıcı işaretler alabilirsiniz. Cuma günü sosyal çevrenizde çeşitli planlar, organizasyonlar yapılırken daha sağlıklı olması açısından işlerinizi öğleden sonra halletmeyi tercih edebilirsiniz. Kendi hayatınıza dair kararlar alırken zor mücadelelere girişebilirsiniz. BALIK: Hafta sonu yoğun bir mesainin sonunda hak ettiğiniz sosyalliğe erişeceksiniz. Mars’ın Balık Burcu’na geçişiyle çevrenizde hareketlenmeler başlayacak. Sosyal projelerde ve farklı organizasyonlarda çalışmaya gönüllü olabilirsiniz. Grup işlerindeki yüksek enerjinizle diğerlerine rehberlik edebilirsiniz. Yoğun duygulanmalarınız arasında insanlarla aşırı sert tartışmaktan kaçının.
Seri İlanlar Kazandırır! Seri İlan Sayfaları
SERİ İLAN Emlak, Eleman, Vasıta, Alım/Satım, Çeşitli İlanlar SOSYAL İLAN Kutlama, Anma, Teşekkür, Doğum, Vefat İlanları TİCARİ İLAN Ürün Tanıtımı, Kurul, Bilanço İlanları
www.usailan.com
ile ortak hazırlanmaktadır
Telefon: (347) 730 4236 E-mail: seriilan@posta212.com
Detaylı bilgi için ilan danışma hattını arayınız: 347 730 42 36
Posta212 Bulmaca SOLDAN SAĞA: 1) Karadeniz bölgesinde özgü bir balık türü - Deren, akıt 2) Iskatı olmayan - Bir nota 3) Rütbesiz askerin adı - Anahtar, açkı 4) Hilal - En iyi katman anlamında - Bir nota 5) Ünü yaygın olan 6) Doğuma yardımcı kadın - Su vermek 7) Bir sofra gereci - Abası olan 8) Taraf - Yelken 9) Osmanlı’nın ilk zamanlarında alınan verginin adı - Bir bağlaç 10) Hz. Ali taraftarı olan - Operada söylenen şarkı - İskambilde birli 11) Bir AVM - Oyunda berabere kalmak 12) Bir nota - Hayret sözü 13) Zeban - İki parçalı bayan plaj giyisisi 14) Kuzu sesi - Kur-an cümlesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1) Hainlik - Eş almaktan anlamında 2) İdam etmek - Boz kır - Beyan, anlatı 3) Makine Kimya Endüstrisi - Milli Eğitim Bakanlığı - Bir eğlence yeri 4) Bir emir türü Avuç içi - Ay evi 5) En sadık mahluk - Bodur 6) Çorap goncu - Bir nota - Bir harfin okunuşu 7) Bıçak vurmak Mah - İlgin 8) İz bırakmak Derviş giyisisi - Yabancı bir ajans 9) Amanlık - Sözleşme 10) Bir organımız - Büyük ticaret yapan 11) Başkan vekili - Mitoloji.
Spor
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Yeni Kıta’nın yükselişi UEFA’nın derdi oldu
Dünya Kupası’nın ilk turunda Avrupa’nın devlerinin elenmesi gözleri Güney Amerika’ya çevirdi. Böyle giderse CONMEBOL üyesi yarı finalde oynayacak ADNAN ONARAN NEW YORK - POSTA212
T
urnuva başlamadan ve hatta ilk tur maçlarının ardından İtalya ve İngiltere’nin yollarına devam edecekleri ve hatta İspanya’nın Hollanda karşısında kendisine derincesine kazdığı mezardan çıkabileceği düşünülüyordu. Tüm bu düşünce yapısı ‘Avrupa Futbolu’ markasına ne kadar önem verdiğimizi ve sahada oynanan futbolun değerini de ne kadar küçümsediğimizi bir kez daha göstermiş oldu. Turnuva öncesi kupaya ilk turda veda eden 3 Avrupa devinin yanı sıra Bosna-Hersek ve Hırvatistan’ın da devam edecekleri pek de uzak olmayan bir ihtimaldi. Ancak bu iki takım Güney Amerika coğrafyasının gazabına karşı koyamadılar. Hırvatistan’ın yoluna Brezilya karşısında oldukça hatalı bir penaltı kararı çıktı. Bosna’nın da karşısına oyuncuların ilk büyük turnuvalarını oynaması engeli çıkınca mental sorunlar da yarattı ve iki takım da ilk turda elendi. İtalya ve İngiltere’nin bulunduğu grupta ise iki takımdan en azından birinin çıkması normal sonuçtu. Hatta birbirlerine karşı oynadıkları ilk maçın ardından olumlu sinyaller de vermişti bu iki dev. Ama yine de Uruguay’in araya kaynayabileceği bir ihtimaldi fakat Kosta Rika tamamen menzil dışındaydı. 4 milyon nüfuslu Kosta Rika’nın kadrodaki 11 oyuncusu Avrupa’nın irili ufaklı takımında oynuyor. Bunlardansa sadece 4’ü üst düzey liglerde. Ancak küçük bir Orta Amerika ülkesi olan Kosta Rika belki de son maçta galibiyete ihtiyacı olsa o güçlü grupta tulum çıkartacaktı. Uruguay da İtalya karşısında kendi göbeğini kesince kıta Amerika’nın Dünya Kupası 2014’teki sağlam yürüyüşü devam etti. Brezilya-Şili-Kolombiya ve Uruguay’in oluşturduğu 2.tur tablosunun yüzde 25’lik
bölümü bize gösteriyor ki bir CONMEBOL (Güney Amerika) üyesi yarı finalde olacak. Kolombiya, büyük golcüsü Falcao’nun yokluğunda 3’te 3 yapıp Suarez’siz Uruguay’la eşleşti. Onları da hafta sonunda rahat bir oyun sonunda 2-l’le mağlup ettiler. Brezilya ise yükselişteki Şili’yi penaltılar sonucunda eledi. Tabii Avrupa takımlarının performansları göz önüne alındığında bu Güney Amerika takımları için çok da iyi bir haber değil. Birden fazla ekiple yarı finalde temsil edilme şansı yerine 1 adet garanti yer biraz hayal kırıklığı olsa gerek... Tam 6 CONMEBOL üyesinden 5’i 2. tura yükseldi. Elenen tek takım, turnuvanın ilk maçında İsviçre karşısında ava giderken avlanan ve 90+4’te yediği golle rakibine avantajı kaptıran Ekvador oldu. CONMEBOL takımlarının yolu Amazon’da ilerlemeye çalışan gezginler gibi; etraf tanıdık olsa da zorlu bir yol ve tehlikelerle dolu.
SPOR MA PANORA KADİR ÇETİNÇALI İSTANBUL- POSTA212
Tablonun diğer tarafında 3’te 3 yapan Arjantin, 2 Avrupa ülkesi ve ABD karşısında tek başına CONMEBOL’u temsil edecek.
ORTA VE KUZEY’İN YÜKSELİŞİ Amerika kıtasının asıl yükselişi orta ve kuzey kısımlarda saklı. Kosta Rika dışında ABD ve Meksika da 2. tura yükseldi. Meksika o sıkıntılı elemelerin ardından beklenenden çok daha kolay ulaştı ikinci tura. Çok da şanssız bir şekilde son 5 dakikada Hollanda’ya elenseler de Brezilya ile beraber son 6 turnuvada ikinci tura çıkma başarısı göstererek kupa tarihine adlarını yazdırdılar. ABD ise Gana ve Portekiz gibi iki önemli futbol ülkesini geride bırakıp Almanya’ya da meydan okuyarak 2. tura çıktı,. Kosta Rika ise bahsettiğimiz gibi devlerin grubunda lider oldu. CONCACAF’tan tek elenen takımsa tek bir puan dahi alamayan Hondu-
ras oldu. Afrika ise sessiz sedasız iki takımını son 16’ya yolladı. Turnuva başında daha şanslı gözüken Fildişi Sahili ve Gana yerine Nijerya ve Cezayir 2. tura hak kazandı.
UEFA STATÜ DEĞİŞTİRECEK Mİ? Gelelim sözün özüne… Kuzey ve Orta Amerika kıtasının WC2014’te başarılı olmasında birçok farklı etken var. Kupanın kıta ev sahibi olmaları, birçok oyuncularının Avrupa’nın üst düzey liglerinde forma giymesi ve artık bunların Avrupa futbolunda fark yaratan isimler olmaları. Ancak gözden kaçmaması gereken en büyük fark, CONCACAF ile CONMEBOL’un turnuvaya yolladığı ülkelerin elemelerde diğer kıtaların aksine daha fazla denk seviyede takımla maç yapıyor olmaları. Statüleri gereği ülke sayısının da buna izin vermesiylebirçok grupta seri başları yerine tek bir grupta birbirleriyle karşılaşan bu
Olcan Adın babası uğruna Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacı Osmanoğlu, transfer dönemi önceside kesin ifadelerle Olcan Adın’ı satmayacaklarını söylemişti. Ancak Olcan Adın, sert görünümlü Trabzon Başkanı’nı yumuşatmayı başardı. Olcan’ın babasının ciddi bir rahatsızlğı olduğu ve tedavisinin İstanbul’daki hastanelerde sürdürülmesi gerektiğini öğrenen başarılı futbolcu durumu başkanına anlattı ve “Beni bırakın, babamın tedavisi için yakınında olayım” dedi. Olcan para ya da İstanbul’un renkli hayatı için değil. Babasının tedavisi için İstanbul’u tercih ediyor.
Fernando Muslera’ya talip çıkarsa gidebilir G.Saray’ın başarılı file bekçisi Fernando Muslera ülkesi Uruguay Dünya Kupası’ndan elenince önce tatile sonra da İstanbul’a gelecek. G.Saray yönetimi de, taraftarı da Muslera’dan hem kişilik hem başarısından ötürü fazlasıyla memnun. Dünya Kupası’nda bir kez daha kendini gösterme fırsatı bulan Muslera için sarı kırmızılı kulübe bir teklif gelirse hayır denmeyecek. Muslera’yı 15 milyon euro gibi bir rakamın üstünde satmayı hayal eden sarı kırmızılı yönetim, Trabzonspor’un kapısı bir kez daha çalabilir. Evet tahmin ettiğiniz gibi kaleci Onur için. Trabzonspor Olcan’ı elden çıkarmayı kabullendi ancak yeri doldurulması çok daha zor olan kaleci Onur’u Galatasaray’a satar mı? Zor gözüküyor.
Ünal Aysal Mustafa Denizli sürprizi mi yapacak? G.Saray’da teknik direktör arayışı son yılların önemli krizlerinden biri haline geldi. Başkan Ünal Aysal sürekli yabancı teknik direktör olacak izlenimi yaratsa da, düşünülen isimlerin gelmemesi, eldeki bazı isimlerin de Terim ve Mancini’nin gölgesinde kalması sarı kırmızılı kulübün başkanını fazlasıyla sıkıntıya sokmuş durumda.Bu yüzden Ünal Aysal'ın mecburen mecburiyetten Mustafa Denizli ile masaya oturması da ihtimal dahilinde. Bu ikili geçen yıl, Terim sarı kırmızılı kulüpten ayrıldığı dönemde de görüşmüş ancak Deniizli'nin "Ben medyadaki dostlarıma durumu danışayım" şeklindeki cevabı sonrasında Ünal Aysal, Denizli'den vazgeçmişti. Aysal bu durumu "Ben medyası olan Terim ile vedalaştım, yine medyası güçlü olan bir yerli hoca ile başımı belaya sokmam" diye açıklıyor.
ülkeler bu sayede çok daha fazla sayıda üst düzey maçla turnuva hakkı kazanıyorlar. Örnek vermek gerekirse Şili ve diğer CONMEBOL ülkeleri son 2 Dünya Kupası’na katılmış 6 takımla 12 maç yaparken, İngiltere ve İtalya gibi Avrupa devleri son 2 Dünya Kupası’na katılmış 2 takımla toplam 4 maç yaptılar. İspanya içinse bu rakam Fransa’yla yapılan iki maçtan ibaret. Açıkçası elemelerdeki rekabet eksikliği ve ‘fasulyeden’ kazanılan maçlar Avrupa futbolunun lokomotiflerinin büyük arenada zorlanmasına sebep oluyor. Bu turnuvada devlerin elenmesiyle manşetler Avrupa devlerine odaklansa da 2010’dakiyle aynı sayıda Avrupa takımı (6) ikinci turda kendine yer buldu. Bu rakam Almanya 2006’da 10’du. Şampiyonlar Ligi Arenası’nın futbolun NBA’yi olması ve dünya yeteneklerine ev sahipliği yapması, Avrupa ile dünyanın geriye kalanı arasındaki makasın daralmasına sebep olduğu kesin ancak UEFA’nın eleme safhasına çözüm yaratmaması durumunda Avrupa’nın kupalardaki temsilci sayısı azalma riskiyle karşılaşabilir. Bunun için FIFA sıralamasının altında yer alan takımlar kendi aralarında mücadele ederek iyilerini üst tarafa yollayabilirler ve burada FIFA sıralamasının ilk 50’sinde yer alan takımlarla eşleşebilirler. 2014 Brezilya elemeleri öncesinde FIFA sıralamasında ilk 50’de yer alan 28 takım UEFA’dandı. Geriye kalan 26 takımsa 60 ile 200. sıra arasında değişen bir sıradaydılar. Bu durumda hem gelişmekte olan takımlara daha fazla imkan tanınmış olur hem de Avrupa Şampiyonası lezzetinde elemeler izleyicinin de ilgisini çeker. Top UEFA’da… Ya gözlerinin önünde fasulyeden maç sayısının aynı kalmasına izin verip takımlarının büyük turnuvalarda erimesini izleyecekler ya da statü değişikliğine gidecekler.
Opet, Mersin İdmanyurdu mu olacak?
Başkan Aziz Yıldırım, Ali Koç ile darıldı mı? F.Bahçe’de son dönemlerde camia içinde müthiş bir kenetlenme gösterse de; “Adalete Fener Yak” kampanyası başkan Aziz Yıldırım ile halefi olarak görülen Ali Koç’un arasını açtığı dedikoduları sarı lacivertli camiada konuşuluyor. 1907 Derneği’nin Yargıtay
kararı sonrasında yayınladığı bildiride başkan Aziz Yıldırım ve yönetim kurulundan bahsetmemesi başkan Yıldırım’ı fazlasıyla sinirlendirdiği ve bu konu yüzünden Ali Koç ile aralarında tatsız bir telefon diyaloğu geçtiği ciddi iddialar arasında yer alıyor.
Süper Ligin yeni ekibi ligde kalıcı olabilmek için transferde kadrosunu güçlendirmeye çalışırken, ekonomik yapısını da güçlendirmenin çarelerini arıyor. Mersin İdmanyurdu Yönetimi bu konuda Opet firması ile sponsorluk görüşmesi yapıyor. Eğer taraflar anlaşırsa Mersin idmanyurdu’nun ismi Opet Mersinidmanyurdu olacak.
Kadir Çetinçalı twitter:@mamleba
Brezilya’dan İstanbul’a parelel geçiş DÜNYA Kupası coşkusu giderek artarken, Türk Milli Takımı’nın yokluğu aslında isabet olmuş. Ülkenin içinde bulunduğu gerilimli hal, voltaj düşürmezken, bir de Türk Milli Takımı’nın Brezilya’da olduğunu düşünün. İnanın ülke kaosa sürüklenirdi. Bir an hayal edelim. Fatih Terim’li Milli Takım gruptan çıkmış, ikinci turu da geçmiş. Fatih Terim mi, Recep Tayyip Erdoğan mı? Bu denli yüksek “ego savaşında” yeminle millet olarak hasta olurduk. Milli Takım başarılı olsa, Hükümet erkanı en başta Başbakan olmak üzere Dünya Kupası’na çadırı kurardı ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için bu kez de Türk Futbolu siyasi malzeme olurdu. Ben Abdullah Avcı’ya teşekkür ediyorum! Bizi Brezilya hengamesinden kurtardığı için. Dünya Kupası’nda 3 teknik adamın farklı gözle izliyoruz. Joachim Löw, Ottmar Hitzfeld, Jürgen Klinsmann. Üçü de Alman ve G.Saray Başkanı Ünal Aysal’ın radarında. Ben tercihimi Hitzfeld’den yana kullanırdım; İsviçre Milli Takımı öncesi kariyeri kulüp takımları ile destansı denecek kadar parıltılı. Ne var ki 65 yaşında olduğu için artık emekli olmaya karar vermiş ve G.Saray’ın teklifini kabul etmeyecek gibi. Aslında kabul etse Ünal Aysal ile tecrübeye yaslanan bir uyumu yakalamaları mümkündü. Ünal Aysal’ın birinci gözdesi Hitzfeld ama sorsan genç, dinamik, hırslı ve başarıya aç bir teknik adam istiyor. Klinsmann ve Löw yüzde yüz olmasa da bu kriterleri yüksek oranda karşılıyor. Derken İstanbul’a sürpriz bir şekilde David Moyes geldi. İskoç teknik adam geçen yıl Manchester United’dan kovuldu biliyorsunuz. Ünal Aysal, Moyes ile görüşme sonrasında “Hedefimizde 3 Alman teknik adam var, olmaz ise Moyes iyi bir alternatif olur bizim için” dedi. Moyes’i beğenin beğenmeyin, geçen yıl Alex Ferguson sonrası Manu’yu çalıştıran adamı ayağına kadar getir ve dördüncü, beşinci alternatif konumuna düşür. Şu an Şampiyonlar Ligi’ne katılan takımlar içinde teknik adamsız, tek kulüp Galatasaray. Sorun değil Ünal Aysal gerekirse David Moyes’e bile paspas muamelesi yapabiliyor. Aslında Türk Futbolu gelişmiş galiba bizim haberimiz yok! Takımlar yeni sezon hazırlıklarına bile başlamışken, G.Saray’ın henüz teknik patronu yok. Şöyle bir not daha düşelim; son 3 Dünya Kupası’ndan sonraki gelen yıllarda (2003-07-11) G.Saray şampiyon olamıyor. Bu sezon başında da işi her geçen gün zora sokuyor. Teknik adam sorunu çözülmedi ama yerli transferde haftaya size kesin haberler verebiliriz. Olcan Adın ve Mevlüt Erdinç’in G.Saraylı olma şansı hayli yüksek an itibari ile. Ünal Aysal bunca derdin arasında gelecek olan teknik adama ayıp olmasın diye bu iki yerli transfere öncelik vermiyor. Önce teknik adam sonra transfer düşüncesinde, bakalım netice ne olacak? AZİZ YILDIRIM VE ARDA TURAN Sosyal Medya her saat kendine tartışacak yeni bir konu yaratıyor. Arda Turan, Acun Ilıcalı ile birlikte Bodrum’da tatilde olan Aziz Yıldırım’ı ziyaret etti. G.Saraylı taraftarlara göre Arda Turan bir “Hain”. Bir günde hatta birkaç saatte kahraman yaratma hüneri olan bu ülkede, Arda Turan’ın hainliği de böyle kolay işte. Görüşmenin içeriğini veya gerekliliğini bilmeden, düşünme gereği bile hissetmeden ülkesini Avrupa’da başarıyla temsil eden bir genç insana hain deyin. Evet bugüne kadar yaşadıklarımızı görünce bu basitlik bize yakışıyor!
Giresunspor USA, Amerika’daki ligde oynayan ikinci Türk takımı oldu
(DİLEK ESKİ BEZİRKAN- NEW YORKPOSTA212) Giresunspor USA, Fenerbahçe USA’den sonra Amerika’da bir futbol liginde top koşturacak ikinci Türk takımı oldu. United States Soccer Federation New York Long Island 3. Lig’inde eylül ayında başlayacak yeni sezonda mücadeleye edeceklerini kaydeden Kulüp Başkanı Savaş Şahin, hedeflerinin şampiyonluk olduğunu söyledi. Aynı zamanda New York Giresunlular Derneği Başkanı da olan Şahin, takımın kurulmasında Fenerbahçe USA’nın kuruluşunda katkıları ve tecrübesi olan Larry Şuayıp Tiyaloğlu’nun büyük yardımı olduğunu söyledi. Kendisinin yıllardır bir futbol takımı kurmayı hayal ettiğini anlatan Şahin, şunları söyledi: HEDEF ŞAMPİYONLUK “Futbol takımını kurulması için öncelikle kendi sahanızın olması gerekiyor. Oyuncularınızın da lisanslı olması ve bunlara ait ücretleri de ödenmiş olması gerekiyor. Son olarak da Long Island Futbol Ligi’nde yapılan oylamada kabul edilmeniz gerkeriyor. Tüm bu şartları yerine getirdik. Hedefimiz şampiyonluk. Önce Üçüncü, sonra İkinci ve Birinci Lig’de de şampiyon olup ulusal futbo liginde mücadele etmek istiyoruz.”
Tatil
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Antalya’da yaz başkadır Her mevsim tatil yapılan merkezlerin başında gelir Antalya. Ancak yaz aylarında bir başkadır Antalya’yı yaşamak FİGEN ONUR YOLLARDA
A
ntalya’ya ilk kez 10 yaşında gitmiştim. Aylardan yine temmuz ayıydı. Aklımda kalan havanın sıcaklığı, denizinin güzelliği ve şelaleri olmuştu. 70’li yıllardı, henüz dev oteller, tatil köyleri inşa edilmemişti. Çevresi bakirdi ve her tarafı buram buram tarih kokuyordu. Bugün değişen tek şey dev oteller ve çılgın gece hayatının eklenmesi. Doğası, tarihi kalıntıları hala ilk gördüğüm günkü gibi beni büyülemeye devam ediyor… 24 saat yaşayan bir kent Antalya. Anlatacak o kadar çok şeyi var ki, bu sefer sadece plaj ve şelalerini anlatayım dedim.
ANTALYA’NIN EN ÜNLÜ PLAJLARI Aslında Antalya ve çevresinde 20’den fazla plaj var. Hepsinde denize girdim. Kimi incecik kumlu, kimi büyük çakıllı… İşte bu plajların en ünlüleri: Konyaaltı: Antalya’nın hemen 3 km batısında. Upuzun bir plaj. Kalın kumları var deniz biraz çakıltaşlı. Lara: İncecik kumu var, Antalya’dan 12 km doğuya gitmeniz gerekiyor. Hemen dibinde çam ormanları var. Kleopatra: Antalya’nın Alanya ilçesinde tam 2 km uzunluğunda. Kumu incecik ve denizi oldukça sığ. Kleopatra'nın burada denize girdiği söylenir ve adını da ondan almıştır. Karpuzkaldıran Plajı: Denizi sığ ve kumu inceciktir. Düden Şelalesi'nin denize döküldüğü yerde olan bu plaj, Lara plajının da hemen yanında yer alır. İncekum: Adı gibi kumları incecik olan bu plaj da çam ağaçlarının hemen dibindedir. Alanya'nın yaklaşık 20 km batısında kalır.
ANTALYA’NIN ŞELALELERİ Hayatımda ilk gördüğüm şelale, Antalya’daki Düden Şelalesi’ydi. Hiç unutamadım. Ondan sonra hem Türkiye’de hem de dünyada birçok şelale gördüm ama nedense aynı etkiyi yapıp o kadar derinden büyüleyemedi beni hiç biri. Özellikle öğlen saatlerinde Antalya’da deniz kenarı yerine şelalerin olduğu yeri ziyaret etmenizi öneririm. İşte Antalya’nın şelaleleri: Düden Şelalesi: Antalya'dan yaklaşık 8 km uzaklıkta. Lara plajına gidiyorsanız dönüşte mutlaka uğrayın, çünkü aynı yol üzerindeler. Düden Suyu’nun büyük bir gürültü ile 50 metre yükseklikteki falezlerden denize dökülmesini unutamayacaksınız. Ama bitmedi, asıl şelale için biraz daha yol almanız gerek. Düden Şelalesi Antalya'nın 15 km kadar kuzeyinde yer alıyor. Bu çağlayanın arkasında bir mağara var. Adeta düşler alemine yolculuk yapar gibi… Manavgat Şelalesi: Aslında iki tane var. Büyük Manavgat ve Küçük Manavgat… Manavgat çayının döküldüğü bu şelalerde yılın her mevsimi su çağlayarak akar. Küçük şelalenin çevresi piknik alanı. Daha ileride Büyük Manavgat Şelalesi’ne ulaşacaksınız. Kökleri suyun içine uzanan ağaçların altında da oturup serinleyebilirsiniz. Kurşunlu Şelalesi: Hemen Antalya Havaalanının dibinde, 3 km sonra tabelalından Kuryunlu Şelalesi’ne ulaşabilirsiniz. Çevresinde mesire yerleri bulunan Kurşunlu Şelalesi’nde öğle saatlerini serin geçirip, daha sonra plaj bölgesine geçmek en akıllıca seçimlerden olacaktır. ANTALYA’DA GECE HAYATI Yılın 12 ayı Antalya’nın eğlence yerlerinde doyasıya eğlenebilirsiniz. Yazın turist sayısının artması, yazlık mekanların açılmasıyla sonsuz bir seçenek var önünüzde.
Tercihleri Bodrum Antalya-Marmaris
Merit Travel’ın kurucularından Tülay Şahinöz, Amerika’da yaşayan Türkler’in tatil için Türkiye’nin güney bölgeleri tercih ettiklerini söyledi KUNTER AKIRMAK NEW YORK - POSTA212
Y
azın gelmesi ve havaların sıcaklaşması ile birlikte yurt dışındaki Türk tatilciler de planlarını yapmaya başladılar. Amerika’daki Türklerin her türlü seyahat işlerine bakan Merit Travel'ın kurucularından olan Tülay Şahinöz'den Türklerin bu yaz ço-
ğunlukla nereleri tercih ettiğini öğrendik. İnsanımızın deniz tutkusunun tatillerde her zaman ağır bastığını belirten Şahinoz taleplerin en çok ülkenin güney kısımlarına doğru olduğunu söyledi.
GÖZDE MEKANLAR Antalya ve Bodrum bölgeleri başta olmak üzere, Kuşadası, Çeşme, Marmaris ve Fethiye
de oldukça talep gören yerler arasında yer alıyor. Amerikadaki Türklerin bir diğer durağı olan Karayıp Adaları’nın da oldukça revaçta olduğu öğrenildi. Yazın ilerleyen zamanlarında taleplerin hızlı bir şekilde artmaya başlaması bekleniyor. Tatilcilerin ellerini çabuk tutması gerektiğini belirten Şahinoz, rezervasyonların hızla dolduğunu belirtti.
Kültür Sanat & Etkinlikler
VİZYON
HAFTANIN FİLMLERİ
2 Temmuz 2014 Çarşamba
HALDUN AR
MAĞAN
Nurdan Yüzbaşıoğlu
DAWN OF THE PLANET APES Serinin 2011 yılında çıkan ilk filmi olan “Rise of The Planet Apes” e devam niteliği taşıyan “Dawn of The Planet Apes”, ilk filmden 10 yıl sonra geçmektedir. Kendisi gibi genetik olarak gelişmiş maymunlardan oluşan bir ordunun başında geçen Caesar, 10 yıl önce ortaya çıkan yıkıcı bir virüsten kurtulan insanlar tarafından tehdit edilmektedir. İki ırk arasında yapılan barış uzun süreli olmaz ve iki tarafta dünyada baskın ırk olmak için amansız bir savaşa girişir. Vizyon Tarihi: 11 Temmuz 2014
EARTH TO ECHO
Üç yakın arkadaş olan Tuck, Munch ve Alex, yaşadıkları bölgede başlayan inşaat sonrasında cep telefonlarına şifreli mesajlar almaya başlarlar. Ciddi birşeyler döndüğünü düşünen üçlü konuyu ailelerine ve yetkililere götürmeye karar verirler. Onları kimse ciddiye almayınca meseleyi kendi ellerine almaya karar verirler. Üç kafadar şifreyi çözmek ve şifrenin kaynağına gitmek için büyük bir maceraya atılırlar. Fakat işler başka bir dünyadan gelen gizemli bir canlı bulmalarıyla birlikte bambaşka bir boyuta ulaşır. Vizyon Tarihi: 2 Temmuz 2014
DELIVER US ROM EVIL
nurdanusa@gmail.com
Uçak ile seyahatte valizleri nasıl koruruz
S
ıcak bir yaz günü hayırlısıyla valizlerim soyulmadan geldim İstanbul’a. Neden böyle söylüyorum; çünkü son yıllardaki THY dış hatlar uçuşlarımda mutlaka valizlerimden birkaç eksik eşya ile sonlanıyor seyahatlerim. Bu vesileyle yolculuk hazırlığında olan okuyucularıma valizleri soyulmadan kurtarma konusunda bazı fikirler vermek istiyorum. Bu talihsiz olayı yaşayan bir tek ben değilim bu arada, kimle konuşsam muhakkak o veya bir tanıdığının da başına gelmiş oluyor bu sevimsiz durum. Soyulmasa da parçalanmış olarak gelen valizler ise ayrı bir konu. Bu sefer yine valizlerim aynı şekilde çıkınca akıl edip tutanak tutturdum bakalım sonuç ne olacak. Hırsızlık neticesinde uğradığınız maddi zararı telafi etmeniz ise oldukça güç. Banttan valizinizi aldığınızda kızıl ötesi bakışlarınızla içindeki eşyaları tarayıp eksikleri tespit ettinizse ne mutlu size. O anda tutanak tutturursanız bir şansınız var. Aksi takdirde evde valizinizi açınca bulamadığınız çanta, parfüm, telefon hatta gömlek ve pantolon üzerine içeceğiniz güzel soğutulmuş bir bardak su sizi ferahlatacaktır. Bir keresinde paralel evrene ışınlanan parfümlerimin parasını aylar süren yazışmalarımız sonucunda ödeyen
THY’nin hakkını da yemek istemem. Ancak sonraki uçuşumda buhar olup atmosfere karışan babet, parfüm, gömlek, kazak gibi eşyalarımla ilgili henüz bir gelişme kaydedemedim. Bu hırsızlıkların kendi elemanları değil çalıştıkları diğer şirketlerin elemanları tarafından olabileceğini söyleyen yetkililer; ben valizlerimi Tom, Mustafa, Bruce gibi elemanlara değil THY yetkililerine teslim ediyorum. Sahip çıkamayacaksanız biz ellerimizle uçağın kargosuna güzelce yerleştirir sonra da gelir alırız. Hatta üzerlerine dantel örtüler örter ortamı da tatlılaştırırız. Gerçi hırsızlık olaylarının artması üzerine arkadaşlarla beyin fırtınası yapıp bazı önlemler geliştirdik. Mesela eşyaların en üstüne fare kapanı yerleştirmek, aralara iğneler koymak veya dikenli tel döşemek gibi. Valizlere “Lütfen bizi soymayın” diye çeşitli dillerde yazmak da bir çözüm olabilir. Bu dahiyane fikirler de ise yaramazsa THY ile yollarımızı ayırıp Miles&Smiles kartlarımızı gözyaşları içinde iade etmeyi düşünüyoruz.
New York Polis Departmanında çalışan deneyimli komiser Ralph Sarchie, benzerine rastlamadığı bir dava alması üzerine hayatı değişir. Bir yandan kişiler sorunlarıyla da uğraşan komiser, bir yandan da açıklanamayan birtakım olaylarla boğuşmaktadır. Araştırması sırasında tanıştığı rahip Mendoza ise soruşturmanın bütün akışını değiştirecektir. Gerçek olaylardan esinlenilen film size korku dolu anlar yaşatmayı garanti ediyor. Vizyon Tarihi: 2 Temmuz 2014
İtalyan Rivierası - Cinque Terre Tatil için İtalyan rivierasındaki Portofino’yu bilmeyen yok gibidir. Ancak pek yakınındaki, haritada görülmesi zor olan Cinque Terre’yi Riomaggiore, Manarola, Corniglia, Vernazza ve Monterosso al Mare isimli köyleri bularak keşfedebilirsiniz. Cinque Terre tam olarak İtalya’nın kuzeybatı sahillerinde olup, Genova’nın güneyinde Portofino’nun alt kısımlarında yer alıyor. Cinque Terre yukarıda isimlerini saydığım 5 küçük köyden oluşuyor ve “beş toprak parçası” anlamına geliyor. Bu şahane güzellikteki bölgeye aslında tüm dünyadan turist akıyor desem abartmış sayılmam. Bu köyler kültürel ve tarihi özellikleri sayesinde Unesco’nun dünya mirası listesinde yer alıyor ve bölge milli park olarak korumaya alınmış. Burada doğa inanılmaz güzellikler, bir o kadar da zorluklarla dolu. Tamamen kayaların üzerinde yer alan bu köyleri arabayla gezmek oldukça zor. Tren
en rahat ulaşım aracı. Gerçi tren dağların içinden ilerlediğinden doğal güzellikleri giderken görmek zorlaşıyor ancak daracık yollarda uçurumun kenarında arabayla gitmek de cesaret istiyor. Bölgeyi yürüyerek de gezmek mümkün. Hava çok sıcak değilse birkaç saatte güzellikleri sindire sindire gezmek mantıklı. Tüm Avrupa ve diğer dünya ülkelerinden insanlar sırf trekking yapmaya, bu patikaları kullanarak 5 köy arasında parkur tamamlamaya geliyorlar. Cinque Terre köyleri halkı doğanın olumsuz şartlarına karşı deniz kenarındaki kayalıkların üzerine inanılmaz güzellikte evlerini inşa etmiş ve kalan toprakların üzerine de yine denize dik yamaçlara üzüm bağları, zeytinlik ve meyve bahçeleri ekmişler. Bu bölgenin şarapları ise oldukça kaliteli ve pahalı. Farklı bir yer görmek arzusundaysanız tavsiye edeceğim bir seyahat rotası.
Haftanın güzelleri 2
3
1
4
1. Prada Çanta 2. IX Style Sandalet 3. Linda Farrow gözlük 4. Tom Ford Ayakkabı
NEW YORK’TA etkinlikleri
TAMMY
“Jeff Koons: A Retrospective” Hayatında ne varsa kaybeden Tammy oldukça kötü bir dönemden geçmektedir. O kadar kötüdür ki bir hamburger mağazasını soymaya bile kalkar. Hayattaki yolunu kaybetmesine rağmen büyük annesi ile çıkacağı yolculuk Tammy için herşeyi değiştirecektir. Ben Falcone tarafından yönetilen ve eşi Melissa McCarthy nin hem oynayıp hemde senaryosunu ortaklaşa yazdıkları film size komedi dolu anlar yaşatmayı planlıyor. Vizyon Tarihi: 2 Temmuz 2014
PLANES: FIRE & RESCUE
SERGİ Amerika’nın en ünlü heykeltıraş ve ressamı olan Jeffrey “Jeff” Koons; paslanmaz çelikten ayna yüzeyli balon hayvanlar gibi sıradan nesnelerin reprodüksiyonlarından oluşan eserlerini bir araya topladı. 1978 yılından günümüze kadar 150 nesneden oluşan en geniş kapsamlı sergisi ile Whitney Sanat Müzesi’nde, Marcel Breuer binasını tek başına dolduran ilk artist olacak. Adres: Whitney Museum of American Art Fiyat: yetişkin $20; öğrenci 16 dolar, 18 yaş altı ücretsiz. 5-6 Temmuz saat 11:00am
Discovery Times Square Ünlü yarış uçağı Dusty, motorunun hasar görmesi yüzünden yarışmayı bırakıp itfaiye uçağı ekibine katılmaya karar verir. Emektar itfaiye ve kurtarma helikopteri olan Blade Ranger ve onun, aralarında hava tankı Dipper’ın, ağır yük helikopteri Windlifter’in, emekli askeri nakil uçağı Cabbie’nin ve The Smokejumpers adıyla bilenen bu ekibe katıldıktan sonra Piston Peak National Park’ta çıkan büyük bir yangınla savaşırken kahramanlığın fedakarlıklarla kazanılacağını öğreniyor. Vizyon Tarihi: 18 Temmuz 2014
SERGİ- ETKİNLİK ‘Discovery Time Square’’de Discovery Channel sponsorluğu aracılığı ile, geniş bir yelpazede, dünyaca ünlü eserler sergileniyor ve çeşitli etkinlikler düzenleniyor. ‘Discovery Time Square’de aynı zamanda öğrenme merkezi, özel etkinlik alanı ve bir kafe bulunuyor. Özellikle aileler için harika bir haftasonu etkinliği olabilir. Adres: 226 W 44th St, Midtown West Fiyat: 23 dolar ile 19 dolar arasında değişiyor. 4 yaş altı ücretsiz
Grand Central Centennial Quilts SERGİ- YARIŞMA 100 yıllık eski terminalden esinlenerek oluşturulan yorganların sergilendiği ve yarıştığı Grand Central Centennial Quilts, Grand Central Terminal New York Transit Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor. 25 eyaletten
katılan, 81 yarışmacı, 2 bin dolarlık ödül için yarışıyor. New York Şehir Departman’ı tarafından desteklenen yarışma ve sergi 6 Temmuz’da son bulacak. Adres: New York Transit Museum Gallary Annex and Store 6 Temmuz saat 8am-8pm
Denizyıldızlarının anlaşılmaz ölümü NEW YORK - POSTA212
A
BD’nin Pasifik kıyısı, milyonlarca ölü denizyıldızıyla doldu. Aniden meydana gelen toplu ölümlerin nedeni henüz bilinmiyor. Geçtiğimiz yıl Kuzey Kaliforniya sahillerinde başlayan denizyıldızı ölümlerinin Washington ve Oregon’da da görülmesi üzerine bilim dünyası
alarm durumuna geçti. Deniz biyologları tarafından “Tükenme sendromu” olarak adlandırılan bu durum büyük endişe yaratıyor. Okyanus besin zincirinde ve ekosistemde önemli yeri olan denizyıldızı türünün bu gidişle soyunun tükenme noktasına geleceğini söyleyen deniz biyologları, olayı araştırırken ABD hükümeti de bu araştırmalar için hızlı bir şe-
www.posta212.com
• YIL 2 • SAYI 59
kilde fon oluşturdu. Sadece denizyıldızlarını etkileyen bu durumu geçtiğimiz yılın haziran ayında fark ettiklerini söyleyen Geological Survey's National Wildlife Health Center Direktörü Jonathan Sleeman, aradan geçen bir yıl boyunca toplu ölümlerin arttığına belirtti. Ölü denizyıldızı sayısının milyonları bulmaya başladığına dikkat çeken
Sleeman “Araştırmalarımız henüz sonuç vermiş değil ve gerçekten de hiçbir fikrimiz yok” dedi. Oregon State Üniversitesi ve California Santa Cruz Üniversitesi tarafından araştırılan bu gizemli ölümler için, sadece denizyıldızlarını etkileyen bir tür virüs veya bakteri ihtimalleri üzerinde duruluyor.
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Modern harem geldi Arkadaşlık ve çöpçatanlık uygulaması Tinder son zamanlarda popüleritesini iyice artırırken alternatif servislerde hızla artmaya devam ediyor. Tinder kullanıcıları için yeni açılan internet sitesi "TinderDoneForYou" erkeklere adeta günümüzün modern haremini sunuyor BABÜR AKSÜYEK NEW YORK - POSTA212
S
on zamanlarda kullanımı iyice yaygınlaşan Tinder hızla büyürken uygulamanın bir çok alternatif servisleride ortaya çıkmaya başladı. Bir zamanlar internet uygulaması Zynga'nın da reklam müdürlüğünü yapan Blake Jamieson, Tinder uygulamasını biraz daha geliştirerek sadece erkeklere servis yapan alternatif bir internet sitesi yarattı. Bu site çok meşgul olan ve Tinder'da
kendine uygun bir eş bulacak zamanı olmayanlar için kuruldu. SIzin için Tinder'dan hazırlandı anlamına gelen "TinderDoneForYou" sitesinin servisi uzun bir süre tartışmalara yol açacağa benziyor. ARMUT PİŞ AĞZIMA DÜŞ İlk çıktığı zamanlar Tinder en çok sosyal medya sitelerinde erkeklerin sürekli olarak kendilerini taciz etmesinden rahatsız olan kadınları sevindiriyordu çünkü kadınlar bir erkeğe "like" yapmadığı sürece o kişi kontağa geçemiyordu.
Yani aslına bakarsanız bu modern harem yalnızca erkekler için değil kadınlar için de bir harem niteliğindeydi. Yeni hizmet vermeye başlayan "TinderDoneForYou" sitesi bu geleneği bozarak erkekleri bir adım daha öne çıkarmaya karar verdi. Alışılagelmişin dışında bir hizmet sunan bu sitede müşteriler ayda 375 dolar ödüyor ve geri kalan her şeyi siteye bırakıyor. Deyim yerindeyse armut piş ağzıma düş oluyor. Kimileri bu servisin kadınları küçük düşürdüğünü söylese de sitenin sunduğu hizmetler birçok erkeğin rüyasını süslüyor. ERKEKLER ELDEN GİDİYOR Bu serviste profesyonel bir ekip müşteriler için profil hazırlıyor, en iyi resimlerini seçiyor, üzerinde oynamalar yapıyor ve en iyi özelliklerini öne çıkarıyor. Sadece bu kadar değil. En çekici bayanları müşterileri için seçen profesyonel ekip müşterilerinin beğenmesi durumunda iletişime geçip onlar adına mesajlar atıp ran-
devu alıyor. Bugünün haremağası görevini üstlenen site bu konuda oldukça iddialı gözüküyor. Reddedilme korkusunu tamamen ortadan kaldıran ve erkekleri padişah gibi hissettiren bu servise Tinder'in ve feministlerin nasıl tepki göstereceği merakla bekleniyor. ÜNLÜLERİN TINDER SEVDASI Daha önce seks skandalına adı karışan Eski Kongre Üyesi Anthony Weiner de geçtiğimiz günlerde Tinder kullandığını itiraf etti. Weiner twitter da karşılaştığı tinderla ilgili haberi favorilerine eklediğini söyledi. Weiner ayrıca attığı başka bir twitte Tinder hissesinden 1000'lik pay aldığını duyurdu. Dünyaca ünlü şarkıcı Kesha'da Twitter'dan Tinder'i çok sevdiğini açıkladı. Daha önce Miss USA 2012 güzeli Nana Meriwether de Tinder kullandığını itiraf etmişti. Tinder'ın alternatifi olarak çıkan bu yeni site başrolünde Will Smith'in oynadığı 2005 yapımı "Hitch" filmini gerçeğe çevirmiş oldu.
Haberleri robotlar sunacak Her geçen gün yeni yeteneklerle görücüye çıkan robotlara bir yenisi daha eklendi. Japonların geçtiğimiz günlerde tanıttığı Kodomoroid Hawaii açıklarında yaşanan depremi izleyicilere aktardı BANU ÖZTÜRK NEW YORK - POSTA212
B
irçok alanda robot üreten Japonlar son olarak, dünyanın ilk haber spikeri robotlarını üretti. Gelişen robot teknolojisinin dikkat çekici yeni üyeleri Kodomoroid ve Otonaroid adlı robotların insan hayatını kolaylaştırması hedefleniyor. Japon bilim adamlarının Bilim ve İnovasyon Müzesi’nde yeteneklerini sergilediği "Çocuk robot" anlamına gelen "Kodomoroid", haber sunarak kendini tanıttı ve ‘gelecekte bir televizyon programı sunmak istiyorum’ dedi. İNSANLARLA İLETİŞİME GEÇİYOR Birden fazla dil konuşup haber okuyabilen bu robotlar, verilen her komutu başarıyla yerine getirmesinin yanı sıra, insanlarla iletişime ge-
çiyor ve sorulan sorulara yanıt verebiliyor. Kontrol edilebilir suni kasları ve silikon kaplı derisiyle ayırt edilmeyecek derecede insana benze-
yen Kodomoroid’in gelecek yıllarda insanların yerini alıp alamayacağı şimdiden tartışma konusu yarattı.
Kullanmadan eskidi Google, akıllı gözlüğü Google Glass’ı donanımsal olarak güncelleyeceğini açıkladı. Bu açıklama gözlüğü kullananları mutlu etmedi NEW YORK - POSTA212
G
oogle yakın bir zaman içerisinde gözlüklerine 2 GB RAM daha ekleyecek. Google'ın bu yeniliğiyle birlikte uygulamalar daha hızlı bir şekilde çalışacak fakat Google Glass kullanıcıları bu durumdan hiç de memnun değil.
Henüz iki ay bile geçmeden yeni bir Google Glass çıkarmayı düşünen Google'a isyan eden kullanıcılar, 1500 dolar vererek aldıkları gözlüklerin artık eskidiğini düşünüyor. Uzmanlar, Google'ı suçlamanın doğru olmadığını, bu tür donanımsal değişikliklerin belli zamanlarda gerçekleşebileceğini söylüyor.