ŞÜKRAN GÜNÜ ÇILGINLIĞI TÜRK KAHVESİ İLE TÜRKİYE TANITIMI Yaklaşık 400 yıldan bu yana Amerikalılar için en anlamlı günlerden birisi olanThanksgiving Day yaklaşıyor. Aileler bir araya gelme planları yapıyor. Ama bir de Şükran Günü alışverişi var ki... Tam bir çılgınlığa dönüşmüş durumda »16 ’DA
■ Türkiye’nin tanıtımına gönül verenlerin ortaya çıkardığı Gezici Türk Kahvesi Evi projesinin mimarı Gizem Salcıgil White anlatıyor..
»2’DE
KURT KESEDAR TÜRK OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM HAFTALIK ÜCRETSİZ
A M E R İ K A’ D A K İ
■ 13 yaşından beri ABD’de müzikle profesyonel olarak uğraşan Türk müzisyen Kurt Kesedar, idolünü, yaptıklarını ve bundan sonrası için hedeflerini anlattı. »3’TE
KADINLARIN YENİ KAZANÇ KAPISI: AMIGURIMI ■ Türkiye’de kadınlara örgü oyuncak yapma ve satmanın yolunu açan ve 4 bini aşkın üyeye ulaşan amigurumitr. com internet sitesinin sahibi Hilal Demircioğlu, POSTA212’ye konuştu »3’TE
TÜRKLERİN
GAZETESİ
www.posta212.com • • YIL 1 • SAYI 27
20 Kasım 2013 Çarşamba
Rio’da lüks otomobil kullanmak cesaret işi Washington Temsilcimiz İlhan Tanır, POSTA212 okurları için Brezilya’nın karnavalları ve plajları ile ünlü şehri Rio De Jenerio’yu gezdi MUHTEŞEM BİR TATİL CENNETİ ■ Rio, hem tarihi ve çevre güzellikleri hem de deniziyle muhteşem bir tatil fırsatı sunuyor. Sahilleri ve şehrin ortasındaki Laguna gölü gibi vakit geçireceğiniz birçok farklı mekana sahipsiniz.
ABD’Lİ GELİNLERİN SAÇ TASARIMCISI BİR TÜRK
ANINDA SOYULUYORLAR ■ Şehrin en büyük sorunu güvenlik. 7 milyonluk Rio de Jenerio’da kimse lüks otomobile binmeye cesaret edemiyor. Çünkü lüks bir otomobile binenler, çeteler tarafından anında soyuluyor. » 8-9’DA
NBA’NIN GÜNDEMİ ÖMER AŞIK
■ Yaklaşık 8 yıl önce Au Pair
eğitim programı ile Amerika’ya gelen Selver Sarıkaya, şu an saç tasarımcısı olarak ABD’deki gelinleri en mutlu günlerine hazırlıyor. » 15’TE
BAU, ÖZEL GÜVENLİK YÜKSEK OKULU AÇTI » 4’TE
ASTIMDAN
KORKMAYIN ■ Prof. Dr. Bülent
Enis Şekerel, astım hastalığı ile ilgili merak edilenleri cevaplandırdı » 12’DE
■ Son zamanlarda
» 5’TE
NBA gündeminin tepesinde yer alan milli basketbolcumuz Ömer Aşık, ilk 5’ten de çıkartılmasının ardından Houston Rockets’tan takasını istedi » 11’DE
DEMET DEMİRKAYA
HAYALLERİNİZİN
ARABALARINI TEST ETTİ
» 3’TE
ABD’DE YABANCI ÖĞRENCİLERE
KOLAYLIK SAĞLANSIN
■ Üç iktisatçı, yabancı
öğrencilerin Amerika’ya yaptıkları katkıya ilişkin veri topladı. Araştırmanın sonuçlarına göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde doktora yapan yabancı öğrenciler yeniliklerin ve ekonomik büyümenin öncüsü olabilir. » 5’TE
AMERİKALILAR ÇILBIR’I ÇOK SEVDİ » 7’DE
» 7’DE DİLARA ERBAY, MANHATTAN’IN 5 YENİ STEAKHOUSE’UNU YAZDI
Toplum Yaşam
20 Kasım 2013 Çarşamba
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var Gezici Türk Kahvesi Evi projesi bir kaç gönüllünün Türkiye’nin tanıtımına gönül vermesiyle ortaya çıktı. Projenin mimarı Gizem Salcıgil White, şu ana kadar, 15 bin Amerikalı ve Avrupalıya Türk kahvesi ikram ettiklerini söyledi
çok festivale katıldık ve beklediğimizin üzerinde bir ilgi gördük. şu ana kadar toplamda 15 bin Amerikalı ve Avrupalıya Türk kahvesi ikramı yapılarak Türk kültürünün tanıtımına ve Türkiye markasına katkıda bulunmanın gururunu yaşıyoruz. Araç olmadığı durumlarda, biz yine gönüllü bir ekiple Dünya Bankası, ABD Kongresi, Büyükelçiliğimiz gibi çeşitli seçkin mekanlarda düzenlenen etkinliklerde Türk kahvesi ikramları gerçekleştiriyoruz.
ZEYNEP ÖZ NEW YORK- POSTA212
B
ir kaç gönüllünün Türkiye’nin tanıtımına gönül vermesiyle ortaya çıkan Mobile Turkish Coffee House (Gezici Türk Kahvesi Evi) projesi, ABD’de ve Avrupa’da bir çok şehirde gezici bir araçla Türk kahvesi servisi yapmak üzere turlar düzenliyor. Şu ana kadar, 15 bin Amerikalı ve Avrupalıya Türk kahvesi ikramı yaparak, Türk kültürünün tanıtımına ve Türkiye markasına büyük bir katkıda bulunan, bu başarılı projenin mimarı Gizem Salcıgil White, Posta 212’nin sorularını yanıtladı. n Bize kendinizi tanıtır mısınız? 1981 Ankara doğumluyum. Bilkent Üniversitesi Bankacılık Finans Mezunuyum. 2005 yılında yüksek lisansımı almak için geldiğim ABD’de ülke markalaştırma ve kültürel diplomasisi kavramları üzerinde uzmanlaştım. Şu anda tam zamanlı işimin haricinde, gönüllü olarak Vashington Türk Amerikan Derneği’nin (ATADC) başkanlığını ve bir çatı kuruluşu olan Türk Amerikan Dernekleri Kurulu’nun (ATAA) Vashington bölgesinden sorumlu başkan yardımcılığını yapıyorum. Ayrıca, kar gütme amacı olmayan Gezici Türk Kahvesi Evi (Turkish Coffee Truck), www.turkayfe.org, Geleceğin Liderleriyle Türk Kahvesi Sohbetleri ve Turkish Coffee Ladies isimli girişimlerininde kurucusuyum. n “Gezici Türk Kahvesi Evi” projesinin çıkış noktası ne oldu? 500 yıllık bir tarihe sahip olan Türk kahvesi kültürü, asırlar boyu çok güçlü bir iletişim aracı olmuş ve kahvehaneler fikir alışverişlerinin yapıldığı etkileşim platformları haline gelmiş. Biz de bu fikirden yola çıkarak, 2008 yılında girişimcilerden oluşan gönüllü bir ekip ve kısıtlı bir bütçe ile Türkiye’nin ilk uluslararası dijital kahve evini (www.turkayfe. org) kurduk. Amacımız, yerli ve yabancı insanları buluşturan ve Türkiye hakkındaki tecrübelerin paylaşılabileceği bir sosyal iletişim ağı kurmaktı. Online projemizin dışında, 2011 yılında Kurukahveci Mehmet
Ünlü yönetmen Bill Condon’ın Wikileaks olayı ve sayfanın kurucusu Julian Assange ile ilgili filmi “Wikileaks: Beşinci Kuvvet” yakında vizyona giriyor. Film, bilişim çağında gizli belgeleri yayınlama özgürlüğünün ulusal güvenlikten önemli olup olmadığını sorguluyor
Gizem Salcıgil White
Gizem Salcıgil White
Efendi’nin desteğiyle ve ATA-DC’nin işbirliğiyle Vaşington Büyükelçiliği ve New York Türk Evinde “Türk Kahvesi - 16. Yüzyıldan 21. Yüzyıla ve Ötesine” temalı etkinlik serilerini başlattık. YEMEK KAMYONLARI ÖRNEK OLDU Çok ilgi gören bu faaliyetler sonrasında, ABD’de çok yaygın bir hale gelen ve etnik mutfakları Amerikalıların beğenisine sunan yemek kamyonlarından (food truck) esinlendik. Popülerliği giderek artan bu sokak kültürünün, dünyaca bilinen ve sevilen en önemli kültürel miraslarımızdan biri olan Türk kahvesini daha etkili ve eğlenceli bir şekilde tanıtmak için benzersiz bir firsat olduğunu düşündük. Sponsorların desteğiyle ve bağış toplayarak bir araç kiraladık ve kendi tasarladığımız görsellerle aracı giydirdik. Tanıtım turunu gerçekleştirebilmek icin ben tam zamanlı işimden ayrıldım ve 5 eyaleti kapsayan projeyi “Türk Kahvesi. 500 yıldır Dostluğun Tadı” sloganıyla hayata geçirdik. n Kültürel açıdan, Türk kahvesini Amerikan kahvesinden nasıl ayırt edersiniz? Bu projemizi başlatmadan önce, İstanbul’daki en eski kahvehanelerin sahipleri ile bazı görüşmeler yapmış-
tım. Hepsinin ortak görüşü şuydu; ‘Kahveyi bilmeyen Türkiye’yi tanıyamaz ya da çok eksik tanır.’ Kahve 10. yüzyılda ana vatanı Etiyopya’da keşfedilmiş olsa da, bir kültür haline gelmesi 1517 yılında Özdemir Paşa’nın kahveyi İstanbul’a getirmesiyle başlamıştır ve kahve kültürü toplumsal değerlerimizi derinden etkilemiştir. Ayrıca, Türk kahvesi dünyanın en eski kahve pişirme yöntemidir. Türkler kahveyi kavurmaya ve öğütmeye başlamış, kendine özgü pişirme, hazırlama ve ikram biçimiyle Türk kültürüne özgü bir hale getirmiştir. Türk kahvesi, yapılışı, gelenekleri, aroması ve fincandan fal bakılması özellikleriyle diğer kahve çeşitlerinden kolayca ayrılır.
mız Avrupa turunun lansmanı için 4 günlüğüne Istanbul’u ziyaret etti ve “Marka Türkiye” konferansına katıldık. 2013 Mayıs ayında ise, Kurukahveci Mehmet Efendi ve Turizm Bakanlığı’nın değerli destekleriyle, kahve aracımız Hollanda, Belçika ve Fransa’yı kapsayan bir tur daha gerçekleştirdi. Bu tur çerçevesinde üniversiteleri ziyaret ettik, Brüksel’de NATO genel merkezi ve Toyota Avrupa yönetim merkezinde kahve ikramları yaptık. T.C. Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği’nde bu kültürü daha iyi tanımak isteyenlere de uzman sunumları sayesinde bilgi aktardık.
n Gezici Kahve Evi şimdiye kadar hangi şehirlere seyahat etti? 2012 Mayıs-Eylül aylarında ABD’nin doğu yakasının başlıca şehirlerinden Vashington, Baltimore, New York City, New Haven ve Boston’da tanıtım turları düzenledik. George Washington, Georgetown, New York, Yale ve Harvard ilk hedeflediğimiz üniversitelerdi. Tur boyunca ayrıca, Vashington Büyükelciliği, Empire State Binası ve Harvard Üniversitesi’nde uzman sunumları ve kahve ikramları da gerçekleştirdik. 2013 Ocak ayında kahve aracı-
ÖĞRENCİLER HEDEF KİTLE Öğrenciler bizim için çok önemli bir hedef kitle, hem dünya kültürlerine açıklar, hem de 10-20 sene sonra bu bireyler iyi kurumlarda yönetici, gazeteci, siyasetçi, eğitimci yani geleceğin liderleri olacaklar. Bu nedenle, ABD’nin seçkin üniversitelerine öncelik verdik ve ekibimizin pozitif enerjisinden etkilenen öğrencilerden çok olumlu dönüşler aldık.
n Neden ilk adımda üniversite öğrencilerine ulaşmak istediniz?
n Şu ana kadar kaç kişiye kahve ikramı yaptınız? Gerek ABD gerek Avrupa’da bir
n İkram sırasında , Türkiye ve Türk kültürü açısından da bilgi veriyor musunuz? Tabii ki, amacımız zengin Türk kültürünün ve Türkiye’nin bilinirliğinin artırılması. Türkiye’nin markasının güçlendirilmesi için sadece tanıtımın yapılmasının yeterli olmuyor, aynı zamanda Türk kültürünün yurtdışında değer görmesini ve Türk ürünlerine talebin artmasını sağlamak gerekiyor. Türkiye’nin markalaşması için bilim, sanat, spor gibi alanlarda daha fazla kendini göstermesi ve yabancı toplumlarla iletişimin kuvvetlendirmesi lazım. n Bu gönüllü girişiminiz sonucunda Amerikalılar nasıl bir ilgi gösterdiler? Amerikalılar tarafından çok olumlu karşılandı. Amerikalılara bedava kahve ikram ettiğinizde zaten hayır demiyorlar. Çoğu ziyaretçimiz kahvenin tadını çok beğenince daha sonra ofisten ve çevresinden herkesi beraberinde getiriyordu. Özellikle gelenek görenek ve fal bakma merasimlerini öğrenince ilgileri daha arttı ve bir çoğu hala bana mesaj atıp kendilerini Türk kahvesiyle tanıştırdığımız için teşekkür ediyor. Projenin şatışa yönelik olmaması ve gönüllülerce yapılıyor olması girişimi daha sempatik ve popüler bir hale getirdi. Özellikle yabancı basında Washington Post, BBC, Washingtonian ve diğer yerel gazetelerde haber olunca önümüzde uzun kuyruklar oluştu. 2012 Mayıs ayında ABD Kongresi tarafından da kahve sohbetleriyle ülkeler arasındaki dostlukları pekiştiren bir proje olarak onurlandırıldı ve resmi kayıtlara geçirildi. Ayrıca, tur boyunca proje sosyal medyada da çok paylaşıldığı için yalnızca
Amerikalılardan değil, Türkiye’den ve yurtdışında yaşayan bir çok Türk vatandaşından tebrik ve takdir mesajları aldık. n Bu projenin finansmanını nasıl sağlıyorsunuz? Proje sponsorların ve bağış yapanların destekleriyle hayat buluyor. Ben dahil tüm ekibimiz gönüllülerden oluşuyor. Herkese değerli destekleri için bir kez daha teşekkür ediyorum. n Gezici Türk Kahvesi Evi projesi kapsamında, uzun vadede ne gibi planlarınız var? Proje Türkiye’yi tanıtım adına yeni iletişim mecrası haline geldi, bu çalışmayı Türk kültürüne özgü diğer değerleri tanıtmak için de değerlendirmek her zaman mümkün. Bu nedenle, uzun vadede projeyi dünyaya yaymayı arzu ediyoruz. Gezici Türk Kahvesi Evi’ne gençlerimizin sahip çıkması ve dünyanın değişik noktalarında turlarına devam etmesi için girişimler başlatması planlarımızdan bir tanesi. Ancak, projenin bütçesini bulmak yeterli olmuyor, park ve içecek dağıtım izinleri için de uzun bir başvuru süreci oluyor. Bizler her zaman yol göstermeye hazırız. Proje çok büyük emeklerle bu noktalara geldi ve sürekliliği bizim için çok önemli. Gelen yoğun istek üzerine 2014 yılında ABD’nin batı yakasında kapsamlı bir tur gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz. n Projenizle ilgilenenler sizinle nasıl iletişime geçebilirler? Günümüzde kahve sudan sonra dünyada en çok tüketilen içecektir. Kahvenin Türk kültürü ile özdeşleşmesi ülke tanıtımı için son derece önemlidir. Bu gönüllü girişim Türk kahvesinin yurtdışında bir marka haline getirilmesine ilişkin önemli bir çalışma özelliğini taşımaktadır ve en önemlisi herhangi bir kurumdan bağımsızdır. Proje kendi kişisel çabalarımızla bu noktaya gelmiştir, öte yandan büyümesi ve dünyada daha çok kişiye ulaşması için projenin maddi manevi desteğe ihtiyacı vardır. İlgilenen kişiler ve organizasyonlar arzu ederlerse benimle turkayfe@gmail. com adresinden iletişime geçebilirler. POSTA212 ailesine değerli desteklerinden dolayı çok teşekkür ederim.
Wikileaks artık Beyazperde’de (WASHINGTON –POSTA 212)
B
ill Condon’ın Wikileaks olayı ve sayfanın kurucusu Julian Assange ile ilgili filmi “Wikileaks: Beşinci Kuvvet” bilişim çağında gizli belgeleri yayınlama özgürlüğünün ulusal güvenlikten önemli olup olmadığını sorguluyor. Benedict Cumberbatch’in Julian Assange rolünde olduğu yarı belgesel film Alex Gibney’ın aynı konuyla ilgili “We Steal Secrets” adlı belgeselinin hemen sonrasında vizyona girdi. Çok farklı olan iki film bir konuda birleşiyor. Bu da bilişim çağında bilginin ne kadar güçlü bir silah olduğu. 2010 yılında Julian Assange adlı Avustralyalı bir bilgisayar korsanının o güne kadar pek tanınmayan internet sitesinde Amerikan ordusuna ait
90 binden fazla belge yayınlandı. Assange Bill Candon’un filminin ana karakteri. Filmde Assange, Amerika’nın Afganistan savaşı ile ilgili belgeleri yayınlamasından çok önceki hayatıyla karşımıza çıkıyor. Film Assange’ı belgelerin insanların hayatına etkisini düşünmeyen ben merkezci, prensipsiz bir dahi olarak betimliyor. Fikirleri onu Wikileaks’teki iş arkadaşı Daniel Berg ile çatışmaya itiyor. HESAP SORULABİLİRLİĞİN ÖNEMİ Yönetmen Bill Condon hesap sorulabilirliğin önemini vurguluyor: “İnternette gerçek olan ve olmayan şeyler var. Peki doğru olanı kim ayırt edecek? Bu Dördüncü Güç dediğimiz gazeteciliğin geleneksel rolü ancak masraflı bir iş. Beşinci güç Internet ça-
ğında ortaya çıkan yurttaş gazeteciliğine verilen isim.”
ASSANGE’I ÇİLEDEN ÇIKARMIŞ Condon filminin dengeli olduğunu söylese de izleyiciyi Assange’a karşı yönlendiriyor. Karakterinin basite indirgenmesi Assange’ı çileden çıkarmış. Birçok eleştirmen filmin, Alex Gibney’in Assange ve Er Bradley Manning’i anlattığı We Steal Secrets belgeselinin derinliğinden noksan olduğu konusunda birleşiyor. Filmin yapımcısı Alex Gibney “İşin derinine indikçe neden Manning’in bu
öykünün daha büyük bir parçası olmadığını düşündüm. Bu yüzden de Manning’i filmin en az Julian Assange kadar önemli bir parçası yaptım” diyor. Gibney, Manning’in rastladığı bilgiler konusunda yaşadığı ikilemi anlatıyor. Ayrıca Guardian gazetesi muhabiri Nick Davis’in de belgelerdeki hassas bilgileri yayına hazırlamadaki rolüne yer veriyor. Assange Guardian’la işbirliği yaparken yanında olan gazeteci Mark Davis, Amerika’nın Sesi’ne farklı bir tablo çizdi. 10 BİN İSMİ SİLDİ Davis anlatılanın aksine herkes bir an önce haberi baskıya sokmak isterken Assange’ın duyarlılık göstererek kendi emeğiyle 10 bin ismi kayıttan sildiğini söyledi. Etik tercihleri ne olur-
sa olsun her iki film de Assange’ın toplumun bilgiye ulaşımında bir devrim yarattığı konusunda hemfikir. (VOA)
Toplum Yaşam
20 Kasım 2013 Çarşamba
“AHMET ERTEGÜN’ÜN
YOLUNDAN İLERLİYORUM”
Genç yaşına rağmen, ABD’de müzik piyasasında büyük yankı uyandıran işlere imza atana Kesedar “Gelmiş geçmiş en başarılı Türklerden biri” olduğunu düşündüğü Ahmet Ertegün’ün yolundan gitmek istiyor. ZEYNEP ÖZ NEW YORK- POSTA212
1
3 yaşından beri ABD’de müzikle profesyonel olarak uğraşan Türk müzisyen Kurt Kesedar Posta 212’nin konuğu oldu. Kesedar, 13 yaşından beri şarkı yazıyor, gitar çalıyor ve kayıt yapıyor. Üniversite yıllarında, cebindeki tüm parasını bir “Groove box” almaya yatırarak, kendi evinde kendi şarkılarını üretmeye başlıyor. Mezun olduktan sonra, New Jersey’de büyük bir kayıt stüdyosunda yapımcı olarak çalışmaya başlayan bu genç yetenek, zamanla kendi yapım şirketi olan VICI Productions’i kurmaya ve lokal müzisyenlerle çalışmaya başlıyor. Bu sırada, söz yazarlığına devam eden Kesedar’ın Amerikalı sanatçı Pete Levine tarafından seslendirilen “Murder On The Dance Floor’ adlı şarkısı ABD’nin TV’de en çok izlenen dans yarışması olan “So You Think You Can Dance’ programında yayınlanarak büyük beğeni kazanıyor. MÜZİK ENDÜSTRİSİNİN BASKISI Kesedar, müzik kariyerinin bir sonraki adımlarını şu şekilde aktarıyor: “ Bir süre sonra, müzik endüstrisinin üzerimde bir baskı kurduğunu ve benim
HAYALLERİNİZİN ARABASINI SEÇİN Araba alırken mutlaka test sürüşü yapın. POSTA212’den Demet Demirkaya, Lexus, Audi ve Mercedes markalarını denedi DEMET DEMİRKAYA NEW YORK - POSTA212
Hayalinizde bir araba almak var. Ama birbirine çok benzer modeller ve markalar arasından seçiminizi nasıl yapacaksınız. O yüzden mutlaka bir test sürüşü yapın derim.
MERCEDES HAYALİ
çıkardı. Kendi plak şirketimi kurarken ondan çok büyük bir ilham aldım”diyor.
müzik stilimi “popüler olana” uydurmaya çalıştığını hissettim. Bu nedenle, Supersaw Records adlı plak şirketimi kurarak kendi müziğimi yapmaya karar
verdim. En son, “Arrived”’ “ Celibacy in a Square” adlı single’larımı piyasaya çıkardım. Arrived’in tarzını pop radio, “Celibacy”ninkini
ise dirty electro ve club olarak tanımlayabilirim.” YENİDEN DOĞMUŞ GİBİYDİM Supersaw’u kurduktan sonra, istediği tarzda müzik yapmanın ferahlığıyla kendini yeniden doğmuş gibi hissettiğini söyleyen Kesedar, bu anlamda Ahmet Ertegün’ü kendine örnek alıyor. Ertegün’ü tüm zamanın en büyük plak şirketlerinden birini kuran, hayalleri olan biri olarak hatırlayan genç müzisyen, “O, her yaptığı işi kendi tarzıyla gerçekleştirdi ve harika işler
AMIGURIMI KADINLARA
KAZANÇ KAPISI OLDU DİLEK ESKİ BEZİRKAN NEW YORK- POSTA212
J
apon örgü sanatı amigurimi Türk kadınlarına kazanç kapısı oldu. İster ev kadını olsun, ister calışan kadın, yaptığı örgü oyuncakları satarak gelir elde edebiliyor. Türkiye’de kadınlara örgü oyuncak yapma ve satmanın yolunu acan ve 4 bini aşkın üyeye ulaşan amigurumitr.com İnternet sitesinin sahibi Hilal Demircioğlu, örgü oyuncak ile ilgili hedeflerini anlattı: ● Amigurumi sizce ne demek? Amigurumi benim bakış açımdan bir yaşam biçimi, terapi aracı ve birçok hastalığın tedavisi diyebilirim. ● Çalışan ya da ev hanımı, amigurumi ile kazanç sağlayabilir mi? Örneğin ne kadar kazanabilir? Çalışan bir kadın veya evhanımı amigurumi’den para kazanabilir. Hatta sitemizde birçok hanım hem çalışarak hem de evden amigurumi satarak para kazanıyor. Zamana ve örebilecek parçaya da bakarak kazanç değişebilir, ama benim tahminimce amigurumiden aylık en az 1. 500- 2 bin TL arası bir rakam kazanmak mümkün. ● Sizin bir de amigurumiye yonelik bir internet siteniz var sanırım. Ne zaman, nasıl kurdunuz? www.amigurumitr.com sitemizi geçen yıl nisan ayında kurduk. Bu hobiye merak sardığımızda da bununla ilgili herkesle paylaşımlarda bulunup Türkiye’deki kadınlara amigurumiyi sevdirmek ve öğretmek amacı ile sitemizi sevgili Mine Sayın Demir ile kurduk. ● İnternet sitenizde kaç üyeniz var? Üye profiliniz nedir? Şu anda 4 bini aşkın üyemiz var. Günde ortalama 10 yeni üye geliyor. Üye profilimizin tamamını kadınlar oluşturuyor. Çalışan ya da evhanımı her tür ve meslekten kadınlarla bilgi paylaşımı ve en önemlisi hayatın getirilerinden biraz uzaklaşıp kendimize bir hobi alanı yaratmak derdindeyiz. Bazılarımız bu işi meslek edinip kendisine ve yaşantısına ailesine kat-
Tığ ve yün iplik ile yapılan oyuncaklar, Türk kadınlarının yeni kazanç kapısı oluyor. Tüm dünyada giderek yaygınlaşan Japon örgü oyuncak sanatı amigurumi Türk kadınlarının da yeni uğraşıları arasında yerini alıyor kıda bulunuyor. ● Amigurumiyi Türkiye’de nasıl bir
noktaya getirmeyi düşünüyorsunuz? Kadınların sesini duyurup kendi ayaklarının üzerinde hobisini bile paraya dönüştürebileceğini göstermeyi amaçlıyoruz. Ayrıca organik oyuncağı olmayan cocuk olmamalı. Örgü oyuncaklar tam anlamıyla çocukların tek oynaması gereken oyuncak diye düşünüyorum. Hem sağlıklı, hem kırılmaz, zarar vermez, hem de güvenli. Ayrıca doğaçlamalarımız ve yaptığımız tasarımlarla tüm dünyada Türk kadınının amigurumide ne kadar iyi ve kaliteli işlere imza attığını gösterebilmeyi hedefliyoruz.
‘TÜRKLÜĞÜMLE ÖVÜNÜYORUM’ “Ayrıca, Ahmet Ertegün bir Türk” diyerek sözlerine devam eden Kesedar, “Onun attığı adımları, Amerikan müzik endüstrisinde çok başarılı olmuş bir diğer Türk olarak takip ediyorum. Türk olmamla gurur duyuyorum” diye ekliyor. Önümüzdeki yıllarda ne gibi projeleri olduğu sorusunu “Son 20 yıldır yaptığım şeyi yapmayı planlıyorum” şeklinde yanıt veren genç müzisyen, “Kaliteli müzik üretmek, olağanüstü yetenekli sanatçılarla, söz yazarlarıyla çalışarak olabildiğince çok sayıda kaliteli şarkı üretmek istiyorum” diye cevapladı.
Geçenlerde bir arkadaşım bana geldi, genç kızlık yıllarından beri bir Mercedes hayalini kurduğunu söyledi. “Ama hangi model, hangi renk istiyorsun” diye sordum. Ayrıca o fiyat kategorisindeki diğer arabalarla ilgili bilgin var mı?” Arkadaşım kalakalınca, “Tamam, anlaşıldı, hadi kalk, bir test sürüşüne gidip hepsini deneyip öyle karar verelim” dedim ve galericilere doğru yola koyulduk. Test sürüşüyle, yanınızda bir satış mümessili eşliğinde 10-15 dakikalık deneme sürüşü yaparak, beğendiğiniz arabanın özelliklerini bizzat tanıma imkanını yaşıyorsunuz. Bu arada bir yandan da satış elemanı size arabanın tüm özelliklerini anlatıyor.
LEXUS IS250
Önce Toyata’nın lüks modeli Lexus IS 250’yi denedik. Bir teknoloji harikasi. Neredeyse bir pilot koltuğundasınız. Sanırsınız kaldırdığınız bir uçak! Fiyatlar 40 bin dolardan başlıyor.
AUDI A4 VE BMW 330
Sıra Audi’de. Audi A4 aynı fiyat kategorisinde gücüyle dikkatimizi çeken bir model. Ardından BMW 330’un koltuğuna kuruluyoruz. Müthiş rahat ama oldukça sportif bu otomobil gaza dokunduğunuz anda fırlayan seriliğiyle yollarda uçuyor. Çok eğleniyoruz.
VE MERCEDES C300
Ve sona bıraktığımız Mercedes C300’ün sürücü koltuğundayız. Aşağı yukarı aynı fiyat ve özellikler seviyesindeki bu araba daha görür görmez alıyor aklımızı, diğer arabaları hemen unutuyoruz. İç ve dış dizaynındaki hem sportif hem de lüks konfor ve rahatlığın tadına varınca diğer tüm aynı sınıftaki arabaları unutuyoruz bir anda. Arkadaşım kararını verdi bile…
Toplum Yaşam
20 Kasım 2013 Çarşamba
Arzu Kaya
Uranlı twitter@arzukayauranli
Gerçek bir felsefi problem: İntihar-2 TANIK olduğum kahredici intiharın ardından ABD’deki intiharlara ilişkin bir araştırma yaptım. Sonuçlar oldukça şaşırtıcı: En son iki yıl önce yapılan araştırmanın verilerine bakılırsa, ABD’de her 15 dakikada bir kişi intihar ediyor. Üstelik, bu günlerde ekonomik bunalımın intihar sayısında artışa sebep olduğu söyleniyor. Yani yeni bir araştırma yapılsa bu sayı çok daha fazla olabilir. Sadece yaşadığım New Jersey eyaletinde ayda ortalama en az bir kişi George Washington Köprüsü’nden atlayarak hayatına son veriyor! Ayrıca, dikkat çekici bir gerçek de en yüksek intihar oranının üniversite öğrencileri ve ordu mensupları arasında görünmesi. Virjinya Ünivrsitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, üniversite öğrencilerinin ölüm sebeplerinin başını intihar çekiyor. Pentagon’a göre de, orduda aktif görevde olan askerler arasında intihar yine ilk sırada yer alıyor. İntihar sadece ABD’de yükselen bir problem değil; bu dünya çapında bir problem. Dünya Sağlık Örgütü verileri, her gün üç bin kişinin intihar ettiğini gösteriyor. Ne yazık ki, bazı insanlar kendilerini değersiz hissedip yaşamı hak etmediklerini düşünebiliyor ya da yaşam tutkularını kaybedebiliyorlar. Ümitsizliğin ölüm korkusunu yendiği an intihar; kaçıp kurtulma arzusunun yaşam sevincine ağır bastığı... Şüphesiz bir çeşit cinayet... Üstelik, düşünmeden yapılmış bir hareket gibi görünse de çoğunlukla öyle değil. O yüzden de önlenebilir. Araştırmalar, intiharı düşünen insanların büyük çoğunluğunun depresyon ya da bipolar bozukluk gibi tedavi gerektiren psikolojik problemleri olduğunu gösteriyor. Madde bağımlılığı da diğer bir intihar sebebi. İnsanlar umutsuzluğa düşünce bu dayanılmaz duygu ile başa çıkmak için çareyi alkol ya da uyuşturucu kullanmakta arıyor. Derken bu yıpratıcı alışkanlıkları onları daha da aşağı çekiyor. Evet, hayat her zaman çok da eğlenceli değil. İyi anları da var; kötü anları da. Ama insan olarak bize düşen hayatın bir çileye dönüştüğü zamanlarda bu çileden ne mana çıkarabileceğimizi anlamaya çalışmak değil mi? O gün şansım olsaydı o delikanlıya “beni öldürmeyen şey güçlendirir” diyen Camus’un anısına birlikte bir fincan kahve ya da değişilik olsun diye yeni demlenmiş bir bardak Türk çayı içmeyi teklif ederdim. Sonra sorardım “hayatı hak etmediğini düşünüyorsun. Peki, yeterince denedin mi?” Hatırlamamız gereken o ki, “her zorluğun içinde bir kolaylık var” ve bu zorluklar karşısında Allah’ı terk etmediğimiz sürece yanlız değiliz. Çözümsüz kaldığımızda ve kendimizi çaresiz hissettiğimizde bunları sık sık hatırlatmamız gerek. Madem ki,dünyaya geldik ve yaşıyoruz; madem ki, hamurumuza sevgi katıldı bir kere o zaman ümitsiz olmak niye?
Türk Müzikolog’un Amerika’daki başarısı Amerika’nın Teksas eyaletinde bir dizi konser ve konferans veren Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Müzikolog Doç. Dr. Evren Kutlay, “Osmanlı’da Batı Müziği” adlı projesi ile Amerikalıları kendine hayran bıraktı
A
Dr. Evren Kutlay kimdir?
(HOUSTON –POSTA 212)
merika’nın Teksas eyaletinde bir dizi konser ve konferans veren Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evren Kutlay, Osmanlıyı müzik ile tanıttığı program ile Houston Üniversitesi Rektörü Dr. Flores’ten özel takdir belgesi aldı. Osmanlı’nın son yüzyılını, müzik tarihi çerçevesinde yorumlayan Müzikolog Dr. Kutlay konserinde Osmanlı sultanlarının, Avrupalı Müzisyenlerin ve kadın bestekarların eserlerine ve dönemin milli marşlarına yer verdi. Teksas Üniversitesi’nin , Ortadoğu çalışmaları ve müzikoloji bölümlerinin destekleri ile yapılan konser ve konferans programına Raindrop Turkish Foundation, Star Learning,
Tiyatro sanatçısı Nejat Uygur, tedavi gördüğü hastanede vefat etti (NEW YORK – POSTA212) Nejat Uygur, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 10 Eylül 2007’de beyin damarlarında yaşadığı tıkanıklık nedeniyle vücudunun sol kısmı felç geçiren Uygur, o tarihten bu yana tedavi görüyordu. Öğretmen bir anne ve subay bir babanın üç çocuğunun ortancası olarak 1927’de dünyaya gelen Nejat Uygur, öğrencilik yıllarında tiyatroya başlamıştı. New York’ta uzun süre beyin ve damar cerrahı olarak görev yapan, 2012 yılında vefat eden ve ABD’de yaşayan Türkler’in “iyilik meleği” olarak adlandırdığı Dr. Zeki Uygur’un vefatı kardeş Nejat Uygur’dan gizlenmişti.
Houston Üniversitesi sponsor oldu. Dr Kutluay, program çerçevesinde, ünlü müzisyen Arpad Lamell ev sahipliğinde bölgenin en ünlü konser stüdyosu Grand Legacy Studio’da ayın konuğu oldu. Geçen ay Kahramanmaraş ve Adana ile kardeş şehir
anlaşmasını imzalayan Fort Bend County Bölgesi Mülki Amiri Bob Hebert, Genç müzisyene memleketi Kahramanmaraş’ın Fort Bend County bölgesinde bir şehre isim olarak verileceğini söylemesi de büyük süpriz oldu.
Çocuklara yemek yedirmenin sırları Venezüellalı Clara Amram, 20 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Üç yemek kitabı var. Ancak son yemek kitabında Amran, anne ve babaların korkulu rüyası haline gelen çocuklara yemek yedirmenin formülünü anlatıyor NEW YORK - POSTA212
T
ürkiye’de 20 yıldır yaşıyor. Kendi deyimiyle artık ‘bizlerden’ birisi olmuş Venezüellalı Clara Amram. Lise yıllarında başladığı yemek pişirme tutkusunu 2006 yılında felsefeye dönüştürdü. Sağlıklı ve formda bir yaşamı hedefleyen Clarita’s Way felsefesinin yaratıcısı Clara Amram, bu felsefe kapsamında üçüncü yemek kitabını çıkardı. “Doğru Olan Doğal Olandır” anlayışına dayanan bu felsefe kapsamında yeni kitabında bu kez hedef kitlesi çocuklar oldu. Anne ve babaların korkulu rüyası haline gelen çocuklara yemek yedirmenin formülünü anlatıyor. Aynı zamanda çocuklara neler yedirilmesi gerektiğine de kitabında yer veren Clara Amram sorularımızı şöyle yanıtladı: ■ Clara Amram kimdir? 1968’de Lima, Peru’da doğdum fakat Venezuella’nın Karakas şehrinde büyüdüm. Karakaş’taki Universidad Santa Maria’dan hukuk derecesi aldım. Daha sonra bir Türkiye seyehatimde eşim Leon Amram ile tanıştım. Kısa süre de evlenip babamın ve büyük dedelerimin de doğmuş oldukları İstanbul’a taşındım ve 20 yılı aşkın süredir ailemle Türkiye’de yaşıyorum.
İyilik meleği ağabeyinden sonra onu da kaybettik
Dr. Evren Kutlay, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı piyano bölümündeki eğitimiyle birlikte Cağaloğlu Anadolu Lisesi, ardından da Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümünden mezun oldu. Amerika’nın Georgia eyaletindeki University of West Georgia’da tam burslu olarak MBA (İşletme yüksek lisans) ve Master of Music in Piano Performance (Müzik Yüksek Lisans) programlarından en yüksek derece ile mezun oldu. University of West Georgia’daki eğitimi boyunca okuduğu bölümlerin ve Üniversite rektörünün özel seçtiği tek Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. Amerika’da girdiği yarışmalarda akademik başarısı ve yüksek liderlik vasıflarına istinaden “Award of Excellence” , “Star of the Year” ve “Beta Gamma Sığma İnternational Business Scholars” ödüllerine layık görüldü.
■ Claritas Way felsefesi nasıl gelişti? Yemek pişirme benim lise çağlarımda ortaya çıkan bir tutku. Aynı zamanda farklı kültürlerden fertlere sahip bir ailem olması ve bu kültürlerin farklı yemek sevgileri olmaları da bana büyük bir zenginlik kattı bu yönde. Yemek yapmak konusunda kendimi farklı bir yönde geliştirmeye çalıştım, buna da “Fit Yiyecekler”adını verdim. İşte 2006 yılında ka-
muoyuna tanıttığım Claritas Way felsefesi de buradan ortaya çıktı.
TÜRK MUTFAĞININ TANITIMI YETERSİZ ■ Dünya mutfakları arasında Türk mutfağının yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünyanın en zengin üç mutfağından biri olarak kabul edilen Türk mutfağının eşsiz lezzetlerinin yurtiçi ve dışında tanıtımının yeterli olmadığını düşünüyorum. Ancak insanların gün geçtikçe değişik mutfak kültürlerine olan ilgilerinin artması Türk mutfağının tanıtımı için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Son yıllarda globalleşen dünya ile Türk mutfağı da önemli kentlerde kendilerine yer bulmaya başladı ki bu da sevindirici bir gelişme. YAŞAMIN HER ALANINDA FİT OLMAK ■ Bugüne kadar kaç yemek kitabı çıkardınız?
“Arkadaşlarım ve ailem, yıllardır keşfetmekten ve pişirmekten keyif aldığım sağlıklı ve lezzetli yemeklerin tariflerini yazmamı istediler. Onlara yapacağım diye hep söz verdim ama gerçekten oturup başlayacak zamanı hiç bulamadım, ta ki… 2006 yılında, sağ ayağımdaki bir incinme yüzünden hayata biraz mola verip evde oturmak zorunda kaldığım bir döneme kadar. Bu zorunlu mola kendi kişisel gelişimim açısından benim için eşsiz bir fırsata dönüştü. İlk kitabım “Sağlıklı ve Lezzet Dolu Bir Yaşam”ı hayatın her alanında fit olmak isteyenler için kaleme al-
dım. İkinci kitabım “ Gökkuşağından Lezzetler”de doğanın içinden nefis, sağlıklı, pratik, rengarenk tarifler, fikirler ve ipuçları doğal ve rengârenk bir yaşam biçimini okuyucularıma aktardim. Son kitabım “Sağlıklı Yemekler Mutlu Çocuklar” oldu. ■ Yeni çıkan kitabınız ile ilgili bilgi verir misiniz? “Sağlıklı Yemekler Mutlu Çocuklar”ı çocuklarımıza büyük zarar veren bozuk yemek düzenine savaş açmak için kaleme aldım. Hayatımızın en önemli varlıkları olan çocuklarımıza doğru beslenme alışkanlığı kazandırarak yaşam boyu sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmelerine rehberlik etmeyi amaçlıyorum. Kitabımda yeterli ve dengeli beslenmenin formüllerini yazarak çocukların fiziki, ruhsal ve sosyal yönden gelişimine katkı sağlayacak bir çok tarifi ile anne babalara ilham vermeyi hedefliyorum. ■ Anne ve babalar için dünyanın en zor işlerinden biri çocuklara yemek yedirmektir. Son kitapta bunun formülü var mı? Sağlıklı beslenme, zorlamayla ya da dayatmayla öğretilemeyeceği gibi anne, baba ve çocuklar için asla bir stres kaynağı da olmamalıdır. Yemek zamanları aksine birçok olumlu kazanım sağlayan doğal, eğlenceli ve neşeli bir süreç olmalıdır. Yani sağlıklı aynı zamanda mutlulukla yemek yiyen çocuklar olmaları için çalışmalıyız. İşte kitabımda okurlarım bu formülleri bulacaklar.
Amerikalılar genç anneliği destekliyor Gallup Araştırma Merkezi tarafından 5 bin 100 kişinin katılımıyla yapılan bir ankete göre, Amerikalıların yüzde 58’i, ideal çocuk doğurma yaşının 25 ya da altı olması gerektiğini söylüyor. Erkeklerin ise ideal baba olma yaşının 27 olduğuna inanıyor (WASHINGTON –POSTA 212)
A
nne olma yaşı, gerek annenin fizyolojik ve psikolojik sağlık durumu gerekse doğacak çocuğun hastalıklarını ve yaşam standartlarını belirleyen önemli bir faktördür. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun her yıl yayınladığı “Dünya Nüfusunun Durumu Raporu” 2013 yılı verileri, gelişmekte olan ülkelerde her gün 18 yaşın altında 20 bin kız çocuğunun doğum yaptığını ve her yıl yaklaşık 70 bin ergenin de gebelik ve doğum nedeniyle öldüğünü gösteriyor.
Rapora göre, ABD’de her bin doğumdan 39’unu 15-19 yaşındaki kızlar yapıyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu gibi birçok kuruluşun yayınladığı raporlar erken yaşta çocuk doğurmanın korkunç sonuçlarını gözler önüne serse de Amerikalıların yarısından fazlası hala erken yaşta anne olunması gerektiğini düşünüyor.
İDEAL DOĞUM YAŞI 25 Gallup Araştırma Merkezi tarafından 5 bin 100 kişinin katılımıyla yapılan bir ankete göre, Amerikalıların yüz-
de 58’i, ideal çocuk doğurma yaşının 25 ya da altı olması gerektiğini söylüyor. Erkeklerin ise ideal baba olma yaşının 27 olduğuna inanıyor. Araştırma merkezi, çocuk doğurma yaşının büyük ölçüde eğitim düzeyiyle ilişkili olduğunu düşünüyor. Lise ya da lisans mezunu Amerikalılar, kadınların en az 26 yaşına kadar beklemesi gerektiğine inanıyor. Uzmanlar ayrıca kadınların, hem duygusal hem de ekonomik yönden hazır olduktan sonra kendileri ne zaman isterse çocuk sahibi olması gerektiğini vurguluyor.
Toplum Yaşam
20 Kasım 2013 Çarşamba
YABANCI ÖĞRENCİLERE
KOLAYLIK SAĞLANSIN
Amerika’da doktora yapan yabancı öğrenciler yeniliklerin ve ekonomik büyümenin öncüsü olabilir. Yeni bir araştırma,
Amerika’nın, yabancı öğrencilerin ülkeye girişini ve ülkede kalışını kolaylaştırması gerektiğini ortaya koyuyor. WASHINGTON - POSTA212
Ü
ç iktisatçı, yabancı öğrencilerin Amerika’ya yaptıkları katkıya ilişkin veri topladı. Ekibin başında Colorado Üniversitesi ekonomi profesörü Keith Maskus bulunuyor. Profesör Maskus bu konuya ilgi duymasının nedenini şöyle açıklıyor: “Bu konuya çok uzun süre önce, 11 Eylül 2001 terör saldırılarından sonra ilgi duymaya başladım. 11 Eylül saldırılarından sonra Amerika’nın verdiği tepkilerden biri de 2-3 yıl boyunca bazı ülkelerden öğrencilerin özellikle bilim ve mühendislik dallarında yüksek lisans yapmalarını son derece zorlaştıracak önlemler almak oldu.” Profesör Maskus, Washington’da ve birçok başka kentteki üniversitelerde yetkililerin bu uygulamanın bilimsel yenilik ve gelişmeleri engelleyeceği uyarısında bulunduğunu söylüyor.
750 BİN ÖĞRENCİ KATILDI Profesör, “Bu görüşleri ilginç bulmuş ve doğru çıkıp çıkmayacağını merak etmiştim” diyor. Profesör Maskus bunun üzerine Yale Üniversitesi’nden Ahmet Müşfik Mübarek ve Idaho Üniversitesi’nden Eric Stuen’la birlikte bu konuda bol bol veri toplamış. Maskus süreci şöyle anlatıyor: “750 bin öğrenciden bireysel bazda son derece ayrıntılı bilgi topladık. Bu öğrenciler, 1970’lerin sonuyla 1990’ların sonu arasında bilim ve mühendislik eğitimi veren Amerika’nın en iyi 100 üniversitesinden derece almış. Öğrencilerin nereli oldukları, vize statüleri, doktora tezlerini hangi alanlarda, hangi üniversitede yazdıkları konusunda bilgi topladık.” Profesör Maskus’a göre, araştırmalar, Amerikalı ve yabancı öğencilerin yanyana eğitim görmesinin, Amerikan üniversitelerinde verimlilik ve etkinliği arttırmada fark yarattığını ortaya koyuyor. Profesör Maskus, bunu şöyle açıklıyor: ”İster matematik olsun ister fen bilimleri, öğrencilerin aldığı li-
T
SİLAH EĞİTİMİ DE VAR Başvuranlar arasında 6 kız öğrenci de var. Öğrenciler iki yıl boyunca okul güvenliği, siber güvenlik, olay yeri inceleme ve terör konularında dersler alacak. Öğrencilere ikinci yıl silah eğitimi de verilecek. ABD’YE GİDECEKLER ABD’de Hollywood starları ve Beyaz Saray için özel koruma yetiştiren John Jay College ve Global Security Grup ile işbirliği sağlanan program kapsamında karşılıklı öğrenci değişimi de yapılacak. Okulda muvazzaf polisler ve emekli askerler de ders veriyor. Program Direktörü emekli Emniyet Müdürü Osman Öztürk, programa ilişkin şunları anlattı: “Türkiye’nin en büyük ihti-
21’İNCİ yüzyılın en tehlikeli silahının nükleer silahlar değil, cep telefonu olacağı iddia ediliyor. ABD istihbaratı NSY’nin dünyayı dinlediği iddiaları karşısında dünya ülkelerinin gösterdiği tepki ve şaşkınlık özel yaşamın gizliliği kadar ülkelerin güvenliğini tehdit edici boyutlara ulaşmıştır.
Birkaç yıl öncesine göre şifre çözen cihazlar ve bilgisayarlar gizli servislerin elinde iken şimdi hacerler dahi saniyede 50 binler seviyesinde şifreyi deneyebilme yeteneğine ulaştı. Artık çok güvendiğimiz şifreler dakikalar içinde çözülebiliyor. Hiçbir sırrın ve bilginin gizlisi saklısı kalmadı. Bu durum şirket çıkarlarının ve sırlarının korunması, internet bankacılığı açısından da büyük bir hırsızlık alanı yaratıyor. Bilişim teknolojilerinin boyutlarını kavrayan süper devletlerin başkanları bile artık telefon kullanmıyorlar ya da iletişim kurarken çok dikkat ediyorlar, Bilim ve teknolojinin sağladığı bu olanaklardan vazgeçebilir miyiz sorusu ise kolayca yanıtlanacak bir soru gibi görünmüyor. Yaşamı kolaylaştıran bu teknolojilerden nasıl vazgeçebiliriz ki?
sans eğitimi ve belki sonrasında alacakları lisansüstü eğitim, onlara, problemlere nasıl yaklaşacakları konusunda farklı bakış açıları sunuyor. Bu kişiler biraraya gelip farklı fikirler ortaya attığındaysa dinamik bir entellektüel süreç başlamış oluyor. Öğrenciler arasındaki farklılık ne kadar artarsa o kadar çok farklı görüş elde edilir.” Profesör Maskus, yabancı öğrencilerin Amerikan vizesi alabilmesi için eğitim masraflarının önemli bir bölümünü karşılayacaklarını kanıtlamak zorunda olduğunu söylüyor. Bu şart, öğrencinin masraflarının bursla karşılanması durumunda bile geçerli. Maskus’a göre Amerika’daki mevcut anlayış şu: ‘Amerika’ya eğitim almaya gelmen için sana izin veriyoruz ancak
işin bittiğinde memleketine dönmek zorundasın.’ Profesör şunları söylüyor: ”Amerika’ya gelebilmek için maddi gücünün yeterli olduğunu kanıtlamak zorunda bırakılmayı dar görüşlülük olarak niteliyoruz. Araştırmamız, memleketindeki ekonomik durumu ve gelir düzeyi ne olursa olsun en kaliteli öğrencilere açık olmamız gerektiğini gösteriyor. Bu nedenle Amerika’nın vize yönetmeliğinin bir an önce değiştirilmesi çağrısı yapıyoruz.” Profesör Maskus, bir başka değişikliğin de yeşilkart ve Amerika’da çalışma ve ikamet etme hakkı üzerinde yapılması gerektiğini vurguluyor: ”Batı Avrupa, Kanada ve Avustralya’daki duruma bakacak olursak bu ülkelerin yeşilkar-
ta benzeyen uygulamaları arttırdığını görüyoruz. Bilim, teknoloji ve mühendislik dallarında kendi ülkelerinde, Amerika’da ya da saydığımız bu diğer gelişmiş ülkelerde doktora derecesi elde eden yabancı öğrencilere ikamet ve çalışma izni veriliyor. Örneğin Amerika’da doktora yapan öğrencilerin Kanada’da ikamet izni alması daha da kolaylaşıyor.” Profesör Maskus ve meslektaşları, doktora öğrencilerinin yeşilkart almalarının kolaylaştırılması durumunda Amerika’nın bilim ve teknoloji dallarında diğer ülkelerle daha rahat rekabet edebileceğini vurguluyor. Şu anda bu öğrenciler eğitimlerini tamamladıktan sonra Amerika’da kalmaya devam etmek isterlerse kendilerine
geçici vize almalarını sağlayacak bir işveren bulmak durumundalar. Profesör Maskus bu konudaki görüşlerini de şöyle dile getiriyor: ”Yeni mezunların Amerika’da kalabilmeleri için mutlaka bir işverenin yardımına ihtiyaçları olması, çok sayıda yetenekli ve yenilikçi genci Amerika sınırlarının dışına itiyor. Çalışma vizelerinin sayısının arttırılmasını ve Amerika’da çalışma ve oturma izninin yolunun açılmasını istiyoruz.” Araştırmanın yazarları, Science adlı dergide yayınladıkları rapor özetlerinde yenilik ve ekonomik büyümenin Amerikalılar’ın iş imkanlarının azalması olasılığına karşılık her zaman daha ağır basacağı noktasına da dikkati çekiyor. (VOA)
6’SI KIZ TOPLAM 27 ÖĞRENCİ BAŞVURDU ürkiye’de son dönemin yıldızı parlayan sektörlerinden olan ‘özel güvenlik’ hizmetleri, üniversitelerin de ilgisini çekmeye başladı... Bahçeşehir Üniversitesi de vakıf üniversiteleri içinde Türkiye’de ilk kez ‘Özel Güvenlik ve Koruma Programı’nı bu dönem başlattı. Meslek Yüksekokulu bünyesindeki programa 27 öğrenci başvurdu.
Siber GüvenlikCep telefonları ve internet dolandırıcılığı
Bireylerin akıllı telefon kullanma isteği güvenlik faktörünü göz ardı etmelerine neden oluyor. Gizli dinlemeler için artık devletlerin devasa harcama yapmalarına gerek kalmadı. Akıllı telefonlar ve haberleşme aygıtları sayesinde dünyanın her tarafından insanlar kolayca dinlenme riski altına girdiler. İstihbarat örgütleri için çok basit kalan teknik çalışmaların yanında hackerlar için de basitce şifrelere ulaşmak ve dinleme veya izleme yapmak mümkün görünüyor. Siber güvenlik şirketi Symanter 2012 yılında dünya çapında casusluktan elde edilen gelirin 400 milyar dolar ile ilk defa uyuşturucu ticaretinin önüne geçtiğini açıkladı. Bilgisayar korsanlarının oluşturduğu bu Siber hırsızlık cirosu bireylerin olduğu gibi şirketlerin ve devletlerin mal varlıklarını ve bilgi güvenliklerini koruma konusunda büyük bir tehlike içerisinde olduklarını ortaya koyuyor.
BAU ÖZEL GÜVENLİK YÜKSEKOKULU AÇILDI İSTANBUL - POSTA212
Osman Öztürk
E’DE Y İ K R TÜ BİR İLK
Bahçeşehir Üniversite bünyesinde Özel Güvenlik Meslek Yüksek Okulu açıldı. Son dönemde yıldızı parlayan özel güvenlik hizmetleri üniversitede okumak isteyen öğrencilerin de ilgisini çekti. Yeksek okula bu yıl 6’sı kız toplam 27 öğrenci kayıt yaptırdı yaçlarından birisi, yetişmiş ve kaliteli güvenlik hizmeti. Bahçeşehir Üniversitesi olarak bu bölümü açarak Türkiye’nin bu ihtiyacını karşılamak istedik. Gördüğümüz ilgiden memnunuz. Bu alanda da New York University’e bağlı John Jay College ile işbirliği halindeyiz. ABD’nin en büyük güvenlik akademisi. FBI ve New York Polis Departmanı’nın da eğitim aldığı bir akademi. Beyaz Sa-
ray’a ve Hollywood starlarının VIP korumalarının eğitimini yapan bir okul. Karşılıklı değişim programları yapacağız. Bizim öğrencilerimiz oraya gidecek, onlar da buraya gelecek” New York’taki Global Security Grup (GSS) adlı şirket ile güven-
lik sistemeleri uygulamaları ve taktiksel çalışmalar konusunda işbirliği yaptıklarını söyleyen Öztürk, “Bu şirket CIA, FBI gibi kuruluşların elemanlarına bile güvenlik ve yakın koruma eğitimi veren bir şirket.
BÜYÜYEN BİR SEKTÖR Türkiye’de güvenlik sektörü büyüyen bir sektör. Ancak eği-
timli ve kendi alanında uzman özel güvenlik ihtiyacı büyük. Henüz bu ihtiyaca cevap verilebilmiş değil. Bizim yetiştireceğimiz öğrenciler bu alandaki açığı kapatacak. Ayrıca, okulumuzda Türkiye’de ilk defa ‘okul güvenliği’ ve ‘siber güvenlik’ dersleri verilerek bu alanda uzman personel yetiştirilecek.
Türkiye Siber güvenlik ve iletişim güvenliğinde son dönemlerde farklı çalışmalar içinde . Farklı algoritmalar ve şifreleme yöntemleri kullanılarak iletişim güvenliğini artırsa da yine de bu alan ülkeler için risk oluşturuyor. Artık kimin eli kimin cebinde, kim kimin odasını gözlüyor belli değil. Bunu tespit etmek de kolay bir şey değil. Suç örgütleri ve Terör grupları bilgi teknolojilerinden faydalanıyor mu? Günümüz koşullarında cep telefonunuzda söylediğiniz bir söz, elektronik postadan attığınız bir mesaj, Facebook veya Twitter’ta yazdığınız yazılar, bir anda dünyanın gözlerinin önünde sergilenebilir ya da herkes okuyup öğrenebilir. Ülkeleri ve insan topluluklarını kolayca etkilemek, onların aklına ve duygularına hitap etmek ve yönlendirmek kolaylaştı artık. Hackerlar devlete dönüşürken bilgiler de müşterek olmaya başladı. Üçüncü ve dördüncü güçler bu durumda devreye girebilir mi ? Bir gizli güç çok şeyi değiştirebilir ve istediği ülkeyi etkileyebilir mi? Çok uluslu karteller ve ülke içi çatışmacı gruplar, ya da uluslararası terör yapıları bu durumdan yararlanabilirler mi? Bu sorulara verilecek yanıtlar ve olası boşluklar Siber güvenlik ve iletişim güvenliğinin önemini ortaya çıkarıyor. Yılda 7 milyon siber saldırı Norton’un raporuna göre siber suç mağdurlarının kişi başı mali kaybı 309 dolara çıktı. Rapor ayrıca kullanıcıların cihazlarla bile uyuduklarını ortaya dökerken halkın yüzde 48’inin akıllı cihazlarına şifre bile koymadıklarını açıkladı. Türkiye’de siber suç mağdurlarının kişi başı mali kaybı geçen sene 54 dolarken, 2013 yılında bu rakam neredeyse 6 kat artarak 309 dolara ulaştı. Norton 2013 Raporu’na göre, bu sene siber suça maruz kalan yetişkinlerin sayısı düşerken, her bir siber suç mağdurunun kişi başı mali kaybı yüzde 50 oranında arttı. Öte yandan rapora göre siber suçların dünyadaki yıllık maliyeti geçen yıl 113 milyar dolara yükseldi. Ülkeler açısından bakıldığında en fazla mağduriyet 38 milyar dolar ile ABD’de yaşandı. Günümüz dünyasında her türlü bilgi elektronik ortamlarda ve bilgisayarlarda saklanıyor. Türkiye’de 5 milyon kişinin kredi kart bilgilerinin değişik kişi ve gruplara para karşılığı pazarlandığı iddiaları bu konunun önemini ortaya koyması bakımından spesifik bir örnek niteliği taşıyor. BAU Özel Güvenlik ve Koruma Programı olarak bu konuya büyük önem veriliyor. Türkiye’de bu alanda lider bir güvenlik programı olma özelliği taşıyor. Geleceğin Türkiye’sinin Siber güvenlikçilerini yetiştirerek ülkemizin Siber güvenliğine katkı sağlamak ve kurumsal yapıların güvenliğini üstlenmek başlıca hedefleri. Ülkemizin periferiğinde yaşanan olaylar ve barış sürecinde devam eden hükümet politikalarının yanında Irak ve Kürdistan yönetimi ile devam eden görüşme maratonu bu coğrafyada bundan sonra yaşanacak olası gelişmelerin habercisi gibi. Barış, demokrasi ve hukuk kavramları bu coğrafyanın en çok ihtiyaç duyduğu ana başlıklar. Suriye’de devam eden çatışma ortamı rolantiye girmiş gibi görülse de önümüzdeki aylarda ABD’nin devreye girmesiyle bu bölgede sıcak gelişmeler beklenebilir.
Toplum Yaşam
20 Kasım 2013 Çarşamba
E-SİGARA SALGINI YAYILIYOR
Haftalık Burcunuz KOÇ: Bu hafta Güneş’in burcunuza ilerlemesi ile birlikte canlılığınız, iyimserliğiniz artmakta. Kendinizi daha hareketli ve umutlu hissedeceksiniz. Yeni başlangıçlar ve projeler söz konusu olabilir ancak geri giden Merkür yüzünden acele ile hareket etmemeli ve bazı eksikleriniz olabileceğini görmelisiniz.
sigara içmenin zararları ve iç mekanlardaki yasaklar, sigara bağımlılarını hızla e-sigaraya kaydırıyor. Türkiye’de satışı yasak olan e-sigara amerika’da hızla yayılıyor
Boğa: Halen burcunuzda ilerleyen Venüs size daha fazla tatmin, aşka yönelim ve yaratıcı olabileceğiniz imkanlar getirmekte. Çekiciliğinizi ve etkinliğinizi ortaya koyabilirsiniz. Güzel olan şeylerle bir arada olmak, hayattan zevk almak kolay olacak. Ancak bu arada yeni gelişmeler özellikle ani risklere işaret ediyor.
T
üm iç mekanlara, hatta parklara kadar yayılan sigara içme yasağı nikotin bağımlılarını elektronik sigaraya yöneltiyor. Önce sadece İnternet reklamlarında belirmeye başlayan e-sigarayı başlangıç süresinde çok az kişi ciddiye aldı. Sigara bağımlıları bile e-sigaraya tepeden baktı, küçümsedi. Oysa beklenilenin aksine e-sigara müthiş bir hızla yayılmaya başladı. Sadece İnternet’ten sipariş verilebilen elektronik sigaralar artık perakende satış noktalarına yayılmaya başladı.
İkİzler: Bu hafta 20’sinden itibaren Koç burcuna ilerleyen Güneş yeni hevesler ve umutlarla harekete geçmek isteyeceğinizi anlatıyor. Daha olumlu beklentiler içindesiniz. Son haftalarda artan yüklerden ve karmaşalardan kurtulmaktasınız. Ancak burcunuzun yöneticisi Merkür geri hareketteyken temelli kararlar almak kolay değil. Yengeç: Bu hafta Güneş’in Koç burcuna ilerlemesi ile birlikte, çok daha fazla dikkat çekebileceğiniz günler başlamakta. Özellikle iş hayatında ve sorumluluklar düzeyinde yapabileceğiniz çok şey var. Göstereceğiniz cesaretle öne çıkabilir, kendinizi gösterebilirsiniz. Çekimser kalmayacaksınız. Ancak duygusal çıkışlarınızda daha kontrollü olmalısınız. aslan: Bu hafta Güneş’in Koç burcuna ilerlemesi ile birlikte, çok daha fazla dikkat çekebileceğiniz günler başlamakta. Özellikle iş hayatında ve sorumluluklar düzeyinde yapabileceğiniz çok şey var. Göstereceğiniz cesaretle öne çıkabilir, kendinizi gösterebilirsiniz. Çekimser kalmayacaksınız. Ancak duygusal çıkışlarınızda daha kontrollü olmalısınız. Başak: Bu dönemde halen Boğa burcunda olan Venüs ve Jüpiter hayatınıza katabileceğiniz yeniliklerin, yeni çevrelerin pozitif deneyimler getirebileceğini anlatıyor. Ufuklarınızı geniş tutmalısınız. Yabancılarla ilişkiler olumlu sonuçlar ve destekler getirmekte. Terazİ: Bu hafta 20’sinden itibaren karşıt burcunuz Koç’a ilerleyen Güneş, neredeyse son altı aydır peşinizi bırakmayan koşulların değişmeye başladığını göstermekte. Yeni bir değerlendirme ve karar aşamasında olduğunuzu söyleyebiliriz. Tek başına hareket etmeye çalışabilir ya da ilişkilerinizde varolan dengeleri değiştirmeye başlayabilirsiniz. akrep: Yılın bu döneminde, özellikle 20’sinden itibaren çalışma koşullarınızı, sizi meşgul eden konuları ve özellikle iş hayatınızı ilgilendiren pek çok yenilik gündeme gelebilir. Bu dönemde daha çok çalışacak ve fiziksel olarak da yorulacaksınız. Bu nedenle sağlığınıza daha fazla özen göstermelisiniz. YaY: Bu hafta Güneş’in Koç burcuna ilerlemesi ile birlikte ev ve ailevi konulara ilişkin çok hızlı değişiklikler gündeme gelebilir. Harekete geçmek durumundasınız. Yerleşim konusunda yenilikler olabileceği gibi, babanızı ya da ailenizi ilgilendiren durumlarla karşılaşabilirsiniz. Böyle bir dönemde, iş hayatına tam olarak odaklanmanız kolay olmayabilir. oğlak: Soğukkanlı ve güçlü olmayı öğreniyorsunuz. Söylemesi yapmasından kolay gözükse de ilişkilerden çok şey öğrenebilirsiniz. Ortaklaşa konular, finansal durumlar sizi oldukça meşgul ediyor. Bu dönemde tam olarak kontrol edemediğiniz ya da gizli kalmış durumlar yüzünden bazı riskli işlere bulaşabilirsiniz. kova: Bu dönemde eğitsel konularda kendinizi daha cesur ve dikkat çekici biçimde ortaya koyabilirsiniz. Düşüncelerinizi ifade etme, ortaya koyma yönünde daha ataksınız. Kardeşlerle ilgili konular da harekete geçirici, yenilikler getirici olabilir. Ev ve ailevi konularda destek görebilir, toprak, gayrimenkul gibi yatırım olanaklarını daha iyi değerlendirebilirsiniz. Balık: Bu hafta 20’sinden itibaren Koç burcuna ilerleyen Güneş iş ve çalışma konularına, size daha fazla kazanç getirebilecek olanaklara odaklanabileceğinizi anlatıyor. İş hayatında yeni imkanlar elde etmek, özellikle tek başına hareket etmek ya da yepyeni şeyler yapmak için güzel fırsatlar, en azından fikirler var. Ancak Merkür geri gittiği için, parasal konularda bazı beklemeler de olabilir. Düşüncelerinizi sağlamlaştırma yoluna gitmeli, işle ilgili eksiklikleri tamamlamaya bakmalısınız.
ların ikiye katlanması ve e-sigara içenlerin milyonlarla ifade edilmeye başlanması, kısa bir süre önceye kadar bir fantezi olarak görülen bu yeni sigara içme anlayışını özellikle Avrupa’da ve Amerika’da bir salgın haline getiriyor. Diğer yandan yenilikçi bir ürünle pazara giren küçük e-sigara şirketleri birbiri ardına büyük sigara şirketleri tarafından satın alnıyor.
(neW York –posTa 212)
KAPALI MEKANDA KEYİF Sağlık alanında bu yıl yapılan konfereranslarda elektronik sigaranın milyonlarca insanın hayatını kurtabileceği haberlerinin yayılması bu sigaralara ilgiyi daha da arttırıyor. Sağlık endişesinin yanı sıra e-sigaranın her türlü kapalı mekanda rahatlıkla içilebilSağlık Bakanlığı, nikotin içeren elektronik sigara ve kartuşların, “bamesi ürünü daha da cağımlılık yapma riskinin fazla olması ve sigarayı bıraktırıcı çalışmazip hale getiriyor. ları engelleyebileceği” gerekçesiyle yasaklanmasına karar verildiLondra’da yapılan ğini bildirdi. Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, şöyle bir sağlık konferansındenildi:“Nikotin içeren elektronik sigara ve kartuşların, alım yolu ve da bir araya gelen 250 dozu dikkate alındığında, yüksek dozda nikotin alınma, dolayısıybilim adamı, önde gela bağımlılık yapma riskinin fazla ve sigarayı bıraktırıcı çalışmaları len endüstri liderleri eengelleyici olması nedeniyle Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel sigaranın sağlığa etkileMüdürlüğü Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Danışma Komisyorini araştırdı. nunca yasaklanmasına karar verilmiştir.” Hatta bazı araştır-
TÜrkİYe’de Yasak
macıların konferans sırasında e-sigaralarını “tüttürmesi” konferansı daha renkli hale getirdi.
CAMEL MI MARLBORO MU? Bir bataryayla çalışan sigaralar, nikotin içeren likit bir çözeltiyi buharlaştırarak ve ısıtarak sigara içmeye dayanıyor. Vücut nikotini alarak tatmin oluyor, ancak dışarıya sigara dumanı yerine su buharı veriliyor. Ayrıca tercihe göre çözeltilerde çeşitli sigara tadları taklit ediliyor. Mesela “Camel”, “Malboro” ya da sert, hafif, ağır nikotin seçenekleri sunularak sigara tadına yaklaşılıyor. Hızla büyüyen bu eğilimi gören sigara şirketleri de e-sigara pazarına giriyor. Son dört yılda satış-
E-SİGARA GÜVENLİ Mİ? Ancak pazardaki gelişmeler, bu alandaki bilimsel araştırmaların önünde gidiyor. Sigaranın yol açtığı kanser türleri üzerine araştırmalar yapan sağlık profesörü Robert West, sigaradan dünyada 5.4 milyon kişinin öldüğünü ve sigarayı bırakanlarının üçte birinin bu yolla sigarayı bıraktığını söyledi. Sigara üzerine araştırma yapan sağlık sektörü e-sigaranın henüz sağlığa etkilerinin tam olarak bilinmediğini, ancak yine de sigaraya göre çok daha az zararı olduğunu söylüyor. Ancak Actions Smoking and Health (ASH) direktörü Deborah Arnott ise e-sigaraların henüz yüzde yüz güvenli olup olmadığını kimsenin bilmediğini söylüyor. Arnott, eğer bu tür sigaralarda bazı çevrelerin dile getirdiği gibi kanserojen madde varsa bunun etkilerinin kısa dönemde belli olmayacağını, ama 10-15 yıl sonra insanların ölmeye başlayabileceği uyarısında bulunuyor.
uluslararası çocuk pornosu çetesine büyük operasyon kanada polisi, büyük bir operasyonla uluslararası çocuk pornosu çetesini çökertti. Farklı ülkelerden yüzlerce şüpheli yakalandı. Yakalananlar arasında öğretmen, doktor, hemşire, kilise ve resmi kurum yetkilileri de var
(neW York) Kanada polisinin 2010 yılından beri sürdürdüğü soruşturma kapsamında geçen perşembe günü büyük bir operasyon düzenlendi. Yetkililer, uluslararası çocuk pornosu ağını çökerten baskında farklı ülkelerden yaklaşık 348 zanlının yakalandığı ve en az 386 çocuğun kurtarıldığını bildirdi. Operasyon kapsamında Kanada’da 108, ABD’de 76 ve aralarında İsveç, İspanya, İrlanda, Yunanistan, Brezilya, Arjantin, Japonya, Avustralya ve Güney Afrika’nın bulunduğu ülkelerde 164 kişinin yakalandığı bildirildi. Soruşturmada, 50 farklı ülkeden yetkililer birlikte çalıştı. Kanada emniyet makamları, operasyonda gözaltına alınan şahıslar arasında öğretmen, doktor,
hemşire, koruyucu aile fertleri, kilise ve resmi kurum yetkilileri de bulunduğu bilgisini verdi. Toronto Polis Teşkilatı Komiseri Joanna Beaven-Desjarding, düzenlediği basın toplantısında, soruşturmanın 2010 yılı Ekim ayında çocuk pornosu fotoğraflarını satmaya çalışan 42 yaşında bir Kanadalı ile temasa geçmelerinin ardından başladığını açıkladı. Şüphelinin, Ontario’daki bir
şirket üzerinden çocuk pornografisi fotoğraf ve filmlerinin ticaretini yaptığı açıklandı. Yetkililerin operasyon düzenledikleri şirkette, yaklaşık 45 terabayt fotoğraf ve video ele geçirdiklerini, kurbanlar arasında beş yaşın altındaki çocukların da bulunduğu, şirketin dünya çapındaki müşterileri üzerinden yaklaşık 3 milyon euro gelir elde ettiği bildirildi. © Deutsche Welle Türkçe
posta212 Bulmaca soldan sağa: 1) Atatürk çiçeği - Bir harfin okunuşu 2) Eski dilde yük - Bir eylem 3) Bir renk - Bilgiç geçinen 4) Ağız kokusu - Almak için emir 5) Bir gıde maddesi Zeka - Alfabenin sonuncusu 6) Gıdanın lezzeti - Bir çoğul eki - Susuz 7) Kötü huylu 8) Ay gibi - Bir bayan adı 9) Pencere işleri - Bir nota 10) Petrol dağımız 11) Bir erkek adı - Bir halk oyunumuz 12) Arap alfabesinde bir harf - Doğuda bir nehrimiz - Kısaca kilo metre 13) Solak olan - Sahip 14) Esmekten emir - Bizim değil. Yukarıdan aşağıYa: 1) Gezegen - Atılgan - Bir harfin okunuşu 2) Bir ilimiz - Bir çamaşır markası 3) Kısaca nebi - Babür İmparatoru Şah Cihan’ın, 14’üncü çocuklarının doğumu sırasında vefat eden eşi Mümtaz Mahal anısına, Hindistan’ın Yamuna ırmağı kenarında bulunan Agra şehrinde inşa ettirdiğieserin adı 4) Öldürücü çığlık - Haraç Yemek 5) Erkek kişi - Eni olan - Nehir 6) İpek el Göze renk veren tabaka 7) Hayvan yiyeceği - Utanı - Giz 8) Dönek - Olanaklı olmayan 9) Büyük baş hayvan - Eski dilde su - Bir nota 10) Bir yel adı - Kadın - Almanya’nın eski parası 11) Mezra - Bir sanat dalı.
Food & Dining
20 Kasım 2013 Çarşamba
Manhattan’ın 5 yeni steakhouse’u
K Türk Waffle’ları Universal Stüdyolarında (KALİFORNİYA - POSTA212) Dört Türk girişimci tarafından yaklaşık 25 yıl önce ortaklaşa kurulan Belçika merkezli Vanilly Waffle şirketinin ürettiği Waffle’lar, ABD ve dünya pazarında eğlence, gösteri ve film sektörü denildiğinde ilk akla gelen yerlerden Universal Studyoları’nın kafeteryalarında satılıyor. Vanilly Waffle ABD Satış Müdürü Can Sevimli, bugün ABD, Belçika ve Avustralya şubeleri ile dünyanın farklı bölgelerinde ürün üreten bir şirket haline gelen Vanilly Waffle ‘in ortaklarından Belçika doğumlu Arzu Özer’in öğrencilik yıllarında Waffle’a olan düşkünlüğünün şirketin kurulmasında çok önemli bir rol oynadığını söylüyor. ULUSLARARASI ALANDA TANINMIŞ BİR MARKA En büyük hayali ileride uluslararası alanda tanınmış iyi bir marka yaratmak olan Can Sevimli, ABD merkezli Kaliforniya’nın Anaheim şehrinde olan Vanilly Waffle şirketi ile ortak bir düşünce kurarak bu hayalini gerçekleştirmeye çalışıyor. “Ürünlerimizi ABD pazarında tanıtmak adına, Türkiye’nin yurt dışındaki girişimcileri teşvik etmek için sağladığı olanaklardan yararlanmaya çalışıyoruz” diye belirten Sevimli, bunun kolay bir süreç olmadığını fakat, iyi kurulmuş bir iş planına sahip olduklarını belirtiyor. ABD’de yatırımcılar ve Vanilly Waffle’a inanan kişiler ile güzel bir sinerji oluşturduklarını belirterek, “Amerika fırsatlar ülkesi ve bu fırsatlardan Türk yatırımcılarımızı elimizden geldiğince yararlandırmak istiyoruz” diye belirtiyor. UNIVERSAL STÜDYOLARI İLE ORTAKLAŞA ÇALIŞIYOR Türkiye, Avrupa ve Amerika’da çok farklı ve büyük markalar ile çalışan Vanilly Waffle’in müşterileri arasında ABD’nin en önemli tema parklarından biri olan Kaliforniya’daki Universal Stüdyoları dahil olmak üzere, bir çok otel zinciri, fast food restorantı, café ve eğlence merkezi yer alıyor. WAFFLE BÜFELERİ AÇILACAK Waffle Satış Müdürü Can Sevimli , “Ülkemizin yatırımcılara sağladığı kolaylıklar neticesinde, bir sonraki ve en önemli adımımız Amerika’da “Vanilly” markasını daha çok tanıtmak için “Vanilly snack” konsepti ile Waffle büfeleri açmak olacaktır” dedi.
ırmızı et tiyorsanız bu üçü bir arada düşkünleolacak. Peki bu unsurları sağri için biflayan koşullar ne? Onlar da tek en vazgeçilmez dört tane: Birincisi hayvanın seçenektir. New cinsi, ikincisi dananın nereYork’da bu yüzden sinden kesildiği, üçüncüsü bu akşam yemeği için etin yağ dokusunun fazlalıgidilecek yerler ğı ve dördüncüsü de dinlendiarasına steakhourilmesi. se’lar çok önemli Stakhouse’larda biftekbir yer tutuyor. Yeler kocaman ve oldukça kalın mek yazarımız Diparçalar halinde geliyor. Üstlara Erbay önceliklerinde birer parça tereyağ, le iyi biftek yemek ayrı tabaklarda ise patates püiçin nelere dikkat resi, kızartması servis ediliyor. gmail.com İlk lokmayı çiğnediğinizde ağedilmesi gerektiğidilaraerbay@ ni anlattı: zınıza o anda yağlı ve sulu, harika bir sıvı ile dolması lazım. “Bifteği Angus Beef adı verilen bir etten yapıyorlar. SteBifteği çiğnemesi inanılmaz kolaydır, bonfile gibi geviş getirtmez. Lifler kolayca birakhouse’larda biftekler az, orta-az, orta, birlerinden ayrılır.” orta iyi ve iyi pişmiş olarak beş şekilde piBu kriterler eşiliğinde POSTA212 için şiriliyor. İyi bir bifteğin unsurları şunlar: Etin Manhattan’da son bir yıl içinde açılan en iddialı steakhouse’ları araştırdık. Ortaya yumuşaklığı, etin ne denli sulu olduğu ve etin ‘dana’ lezzeti. İyi bir biftek yemek isşöyle bir liste çıktı:
Dilara Erbay
AMERICAN CUT Mutlaka 28 gün bekletilmiş, Creekstone’dan gelen bifteği deneyin. Biberiye, sarmısak ve çeşitli otlarla yapılan soslar bifteğe harika bir tat veriyor. İki kişilik 42 ounce ağırlığındaki biftek 135 dolar. Adres: 363 Greenwich St.
BILL’S FOOD & DRINK Şef John Delucie’nin menüsü listedeki diğer steakhouse’lar kadar üst seviyede olmasa da, bu steakhouse eski New York tarzı bifteklerin en nostaljik örneği. O yüzden denemeye değer. İki kişilik 48 ounce ağırlığındaki bifteklerin fiyatı 108 dolar. Adres: 57 E. 54th St. ARLINGTON CLUB: Şef Laurent Tourondel’in yönettiği menüde sertifikalı Angus eti 35-40 gün bekletilip kurutulmuş çok özel Angus etinden oluşuyor. İki kişilik biftek için 130 dolarlık bir meblağ ödemeniz gerekiyor. Adres: 1032 Lexington Ave STRIP HOUSE MIDTOWN 21 gün dinlendirilmiş 40 ounce ağırlığındaki biftekleri 116 dolara yiyebilirsiniz. Ayrıca şarapları da mükemmel. Adres: 15 W 44th St.
COSTATA Costata’da yüzde yüz Siyah Angus eti minimum 40 gün dinlendiriliyor. Biberiyeli sos ile terbiyelenmiş, bir “İtalyan dokunuşu” olan 44 ounce ağırlığındaki biftekler için iki kişi 126 dolar ödüyorsunuz. Adres: 206 Spring St.
Amerikalılar çılbırı sevdi New York’ta Ted’s Restaurant’ı işleten Ercümet Kabakçı, Türk yemekleri ile ün yapmış. Kabakçı, Amerikalıların en çok çılbır, sucuklu yumurta ve kebabı sevdiklerini söylüyor ZEYNEP ÖZ SULLIVAN COUNTY - POSTA212
N
belirtiyor. Kabakçı’nın müşterilerinin nerdeyse hepsi Amerikalı. Yılda en fazla 10-15 Türk müşterisi olduğunu söylüyor. Türkiye hakkında hiç bir fikri olmayan Amerikalıların sayesinde Türkiye’yi tanıdığını beliren Kabakçı, anektodlarının şu şekilde paylaşıyor: “İlk geldiğim yıllarda Türkiye’nin haritada nerede olduğunu bilmeyen veya bana ‘Türkiye’de deniz var mı?’ diye soran müşterilerim oluyordu. Onlara bir yandan Türk yemekleri sundum bir yandan da Türkiye’yi tanıttım.”
ew York eyaletinin kuzey bölgesi Upstate şehrinde yaşayan Amerikalılara uzun yıllardır hizmet veren Ted’s Restaurant adlı diner’in sahibi bir Türk. Yaklaşık 50 yıl önce Amerika’ya göç eden Türk diner’cı Ercüment Kabakçı, “Türkiye hakkında hiç bir fikri olmayan Amerikalılara ülkemizi tanıttım” diyor. KAHVALTIDA SUCUKLU YUMURTA Ted’s Restaurant, New York eyaletinin kuzeyinde bulunan Upstate New York bölgesindeki Sullivan County’ye bağlı Jeffersonville kasabasının en popüler lokantalarından biri. Amerikan popüler yemek kültürünü temsil eden diner’lardan biri olarak müşterilerine hizmet veren Ted’s’in menüsünde, müşterilere sucuklu yumurtadan yoğurtlu kebaba kadar geniş bir yelpaze sunuluyor. Bölgede yaşayan Amerikalıların olmazsa olmazlarından biri haline gelen bu lokantanın sahibi Ercümet Kabakçı yaklaşık 50 sene önce Amerika’ya geldi. Yemeklere
ve özellikle Türk mutfağına her zaman ilgisi olan Kabakçı, ABD’deki ilk yıllarında bir fabrikada ve kozmetik şirketinde çalıştı. O yıllarda, tesadüfen Ted’s Restaurant’ın sahibiyle tanıştığını söyleyen Kabakçı, kendisiyle anlaşarak restorantı satın aldı. TÜRK MUTFAĞI İLE TANIŞTILAR “Ted’s Restaurant’i ilk satın aldığında mekanın sade bir diner’dan ibaret olduğu
söyleyen Kabakçı “ O zamanlar çok iş yoktu. Hamburger, hot dog, omlet gibi her yerde bulabileceğiniz yiyecekler vardı. Türk yemeklerine çok meraklı olduğum için menüyü baştan başa değiştirdim ve Türk yemekleri ekledim” diye anlatıyor. Müşterilerin kendisi sayesinde ilk kez Türk mutfağı ile tanıştığını söyleyen Kabakçı, Amerikalıların en çok çılbırı, sucuklu yumurtayı ve yoğurtlu kebabı sevdiğini
TÜRKİYE’YE 500 AMERİKALI GÖNDERDİ Kabakçı, Ted’s Restaurant’ın yanı sıra, yıllar önce kurduğu Perception Tour adlı şirketi aracılığı ile Türkiye’ye yaklaşk 500 kişi gönderdiğini de anlatıyor. “Daha sonra onları İtalya’ya da gönderdim” diye belirten Türk diner’cı, “Gezileri sona erdiğinde, kimse İtalya’dan bahsetmiyordu. Hepsi Türkiye’ye bir kere daha gitmek istediğini söylüyordu” diye belirtiyor.
10
Seri İlanlar
20 Kasım 2013 Çarşamba
A M E R İ K A’ D A K İ
TÜRKLERİN
DETAYLI BİLGİ İÇİN İLAN DANIŞMA HATTINI ARAYINIZ: 347 730 42 36 İlanınız Burada Yayınlansın
YATILI ÇOCUK BAKICISI ARIYORUZ
New York’ta Türk bir ailenin 1 yaşındaki kızına bakacak ve günlük ev işlerinde yardımcı olacak, yatılı olarak çalışacak, ailemizden biri gibi olacak, çocukları seven ve çocuklarla beraber olmaktan mutluluk duyan, güler yüzlü, titiz, enerjik, sigara kullanmayan, deneyimli, 40 -50 yaş arası bir teyze arıyoruz. Öğrenciler lütfen başvurmasınlar. İlgileniyorsanız, bana Nyistanbul0@gmail.com adresinden, kendiniz hakkında biraz bilgi vererek ulaşabilirsiniz.
$50
$40 İlanınız Burada Yayınlansın
Manhattan, Upper East Side’da bulunan bayan giyim mağazamıza part time çalışacak bayan arkadaşlar arıyoruz.
İlgilenenlerin 347 615 1609 numaralı telefonu arayıp mesaj bırakmaları yeterlidir.
Toptan ve online satış yapan şirketimize eleman aranıyor Toptan ve online satış yapan şirketimizde bay, bayan arkadaşlara ihtiyacımız vardır. Ücret yüz yüze görüşülüp karar verilecektir. İşimiz ağır değildir. Esnek çalışma imkanımız da vardır.
$20
Telefon: 201 394 2429
Queens’teki mutfağımızda yufka açabilecek bayan eleman aranmaktadır.
Yılbaşında Türkiye’ye kesin dönüş yapacağımdan evimi tüm eşyaları ile devretmek istiyorum. Mecbur olmasam evimi burakmak istemem. Çok nezih bir bölge, temiz güvenli, Kings Highway’e, Sheepshead Bay’e, Türk restaurantları ve marketlerine yakın. Tren iki blok uzaklıkta. Cadde üzeri, birinci kat, harika bir yer (stüdyo) iki kişi de kalabilir. İlgilenenler designernewyork@hotmail.com ya da 347 444 99 63 numaralı telefondan bilgi alabilir.
Butikte çalışacak bayan arkadaşlar arıyoruz
Yufka Açabilecek Bayan Eleman Aranıyor
POSTA212 Seri İlan Sayfaları USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır...
Devren kiralık stüdyo daire
İlanınız Burada Yayınlansın
ELEMAN ARANIYOR Warehouse’ta görevlendirilmek üzere, daha önce shipping/receiving tecrübesi olan, dikkatli, düzenli ve ayrıntılara önem veren takım arkadaşları alınacaktır. Başvurularınızı cem@cibovita.com adresine gönderebilirsiniz.
Seri İlanlar Kazandırır! SERİ İLAN Emlak, Eleman, Vasıta, Alım/Satım, Çeşitli İlanlar
İlgilenenler ve daha detaylı bilgi almak isteyenler bana e-mail yoluyla ulaşabilirler. Kalacak yer konusunda yardımcı olurum.
718 213 8652 numaralı telefondan Murat Bey’den randevu alarak görüşmeye gelebilirsiniz. Astoria, New York 2 yaşındaki çocuğumuz için haftanın 5 günü full time çalışacak, tecrübeli, Amerika’da oturma izni olan bakıcı arıyoruz. New York.
E-mail: lokman_1980@hotmail.com
E-mail: bebekbakimi@hotmail.com
İtalyan restaurant için ORTAK ARANIYOR
6 ay veya daha kısa süreliğine kiralık ev
Newton, New Jersey’de işlek bir cadde üzerinde bulunan, ciddi gelir potansiyeline sahip bir İtalyan restaurant için; güvenilir, iş ahlakına sahip ortak aranıyor. Ciddi düşünen yatırımcıların Ahmet Bey ile görüşmesi rica olunur.
Philadelphia havaalanında çalışacak
Manhattan, Upper West Side bulunan Pasha Restaurant’ta çalışacak; bartender, garson ve busboylar aranmaktadır.
Part time & full time çalışabilecek, enerjik, satış kabiliyeti yüksek, İngilizce’ye hakim arkadaşlar arıyoruz. Çalışacak arkadaşlar tüm yıl boyu, uzun süreli çalışabilirler.
Müracaat: Kemal Binici Telefon: 917 902 1385
İlgilenen arkadaşlar 201 540 9366’dan detaylı bilgi alabilir.
Çocuk Bakıcısı Arıyoruz
Devren satılık Türk restaurantı
Mahwah’da bulunan gas station için eleman aranmaktadır. Telefon: 201 512 9131
Marketimizde, 8:00 am - 4:00 pm aralığında, çalışma izni olan bayan eleman ihtiyacımız vardır.
Çalışma bölgemiz; DC-Maryland civarlarında oluyor.
RESTORAN ELEMANLARI ARANIYOR
2 yaşındaki kızımıza bakacak, hafif ev işleri ve yemek konusunda yardımcı olabilecek, kötü alışkanlıkları olmayan, 40 ile 50 yaş arası yatılı bir bayan arıyoruz.
Telefon: (347) 730 4236 E-mail: seriilan@posta212.com
TİCARİ İLAN Ürün Tanıtımı, Kurul, Bilanço İlanları
Maryland şubemizde çalışacak eleman aranıyor. İşimiz yağmur oluklarının kesim ve montaj edilmesi üzerine.
Telefon: 862 222 0003
Evimiz, kalacak bayan için uygun olup kendisine ait oda, tuvalet ve banyosu olacaktır. Evimizde internet, televizyon ve telefon servislerimiz mevcuttur. İlgilenenler 973 769 8766’dan ulaşabilirler. Morris County, New Jersey
SOSYAL İLAN Kutlama, Anma, Teşekkür, Doğum, Vefat İlanları
Bayan Eleman Aranıyor
İNŞAATTA ÇALIŞACAK ELEMAN ARANIYOR
Telefon: 913 355 1085
Fair Lawn, New Jersey
GAZETESİ
4 yatak odalı, 2 banyolu, geniş bahçeli evimiz en fazla 6 ay olmak üzere eşyalı olarak kiralıktır. Bulaşık ve çamaşır makinesi, kurutma makinesi mevcut. Park yeri mevcut. Manhattan Times Square 25 dakika messafede. otobüs evden yürüme mesafesinde. İlgilenenler e-mail atabilirler. New Jersey, $1,800 E-mail: asliambrosio@gmail.com
Sheepshead Bay’de Kiralık Oda
ELEMANLAR ARANIYOR
Binghamton, New York’ta bulunan, 3 yıllık çalışan Turkish restaurant uygun fiyata satılıktır.
Çocuk Bakıcısı Aranıyor
Telefon: 570 582 5208
Manhattan, Upper East Side’da KİRALIK ODA
Manhattan’daki 3 odalı evimin bir odası kiralıktır. Temiz, sigara kullanmayan kişiler tercihimdir. Telefon: 646 831 8980
Türk cafe, bakkal ve restauranların yakınında bulunan 2 oda 1 salon, yeni yapılmış evimin bir odasına oda arkadaşı arıyorum. Q ve B trenine yakın olup Manhattan’a 45 dakika uzaklıktadır. Odada queens boy double yatak ve gardrop mevcut olup kiraya elektrik, gaz, internet, kablo dahildir. Ev tamamen modern mobilyalı ve Amerikan mutfaklıdır. Kira $850. Ali Bora 718 753 7313
3.5 yaşındaki oğluma hafta içleri 8 AM – 7 PM arası bakabilecek, mümkünse yatılı, sigara kullanmayan ve çocuk bakımı konusununda deneyimli bayan çocuk bakıcısı arıyorum. İlgilenenler, kendileri ve talep ettikleri ücret hakkında bilgi veren bi e-mail ile bana koseokur@gmail.com adresinden ulaşabilirler.
GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... GEREKLİ TELEFONLAR... AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDEKİ BAŞKONSOLOSLUKLAR T.C. ATLANTA FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (404) 848-9600 +1 404 848 9600 mdiamond@honturkishconsulga.org Chairperson, The American Turkish Friendship Council 1266 West Paces Ferry Rd. NW Suite 257 Atlanta, GA 30327 Web sitesi www.honturkishconsulga.org T.C. BALTIMORE FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (410) 889-0697 +1 (410) 889-0697 czkiratli@bcpl.net 313 Wendover Road, Baltimore, MD 21218
T.C. BOSTON BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon e-Posta Adres
+1 857 250 47 00 consulate.boston@mfa.gov.tr 31 Saint James Avenue,Suite #840, Boston, MA 02116 Web sitesi boston.bk.mfa.gov.tr T.C. DETROIT FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (248) 701-1050 +1 (248) 626-8279 nurten@turkishconsulategeneral.us P.O. Box 986, Farmington, MI 48332-0986
T.C. FLOWOOD FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (601) 936-3666 x128 +1 (601) 939-5685 ejones@mmiemail.com 1000 Red Fern Place, Flowood, MS 39232
T.C. HOUSTON BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon
+1 713-622 58 49 +1 713-622 03 24 +1 713-622 32 05 +1 713-622 32 76 Faks +1 713-623 66 39 e-Posta consulate.houston@mfa.gov.tr Adres 1990 Post Oak Boulevard Suite 1300, Houston, Texas 77056-3813 U.S.A Web sitesi http://houston.bk.mfa.gov.tr
T.C.KANSAS FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (816) 415-8325 +1 (816) 415-8325 emruerten@gmail.com 812 N. Woodridge Lane, Liberty. MO 64068
T.C.LOS ANGELES BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon
+1 (323) 655-8832 +1 (323) 655-8039 +1 (323) 655-8056 +1 (323) 655-8329 Faks +1 (323) 655-8681 e-Posta consulate.losangeles@mfa.gov.tr Adres 6300 Wilshire Blvd.,Suite 2010, Los Angeles, CA 90048 Web sitesi losangeles.bk.mfa.gov.tr T.C.NEW YORK BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon
+1 (646) 430-6560 +1 (646) 430-6590 (Konsolosluk Çağrı Merkezine 1-888-566-76-56 numaralı telefondan 7 gün 24 saat ulaşılabilmektedir) Acil Sağlık konuları için: Prof.Dr.Adnan Çinal E-mail:acinal@gmail.com Faks +1 (212) 983-1293 e-Posta consulate.newyork@mfa.gov.tr Adres 825 3rd Avenue, 28th Floor, New York, NY 10022 Web sitesi newyork.bk.mfa.gov.tr T.C.SAN FRANCISCO FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (707) 939-1437 +1 (707) 939-1433 bonnie@kaslan.com 1281 Oak Creek Drive, Suite A, Sonoma, CA 95476
T.C.SEATTLE FAHRİ BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon Faks e-Posta Adres
+1 (206) 662-8234 +1 (425) 739-6722 john.gokcen@boeing.com 12328 NE 97th Street, Kirkland, WA 98033
TC WASHINGTON BÜYÜKELÇİLİĞİ Telefon Adres
+1 (202) 612-6700 2525 Massachusetts Ave NW Washington, DC 20008
T.C.ŞİKAGO BAŞKONSOLOSLUĞU Telefon
+1 312 263 06 44 +1 312 263 12 95 Faks +1 312 263 14 49 e-Posta consulate.chicago@mfa.gov.tr Adres 455 N. Cityfront Plaza Dr., (NBC Tower), Suite:2900, Chicago, IL 60611 - USA Web sitesi sikago.bk.mfa.gov.tr BAĞLI BİRİMLER BASIN MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6807 Faks (202) 319.1087 e-Posta trpressoffice@verizon.net DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202-612-6816 Faks 202-332-1841 EĞİTİM MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612-6810 Faks (202) 319-1538 e-Posta education@turkishembassy.org egitim@turkishembassy.org EKONOMİ MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6790 Faks (202) 238.0627 e-Posta washingtoneco@verizon.net EMNİYET MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202-612-6809 e-Posta washington@egm.gov.tr GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ Telefon 202 612 6794 Faks 202 518 4116 e-Posta gtbusa@gtb.gov.tr KÜLTÜR TANITMA MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6800 Toll free: (877) FOR TURKEY Faks (202) 319.7446 e-Posta dc@tourismturkey.org SİLAHLI KUVVETLER ATAŞELİĞİ Telefon (202) 612.6770 Faks (202) 238.0623 e-Posta adminattache@wtska.com defensesec@wtska.com wska@wtska.com milattache@wtska.com navalattache@wtska.com TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ Telefon (202) 612.6780 Faks (202) 238.0629 e-Posta vasington@dtm.gov.tr dtvas@verizon.ne
HAVAYOLLARI TÜRK HAVA YOLLARI Telefon 1-800-874 8875 Web sitesi www.turkishairlines.com DELTA HAVAYOLLARI Telefon 800-221-1212 Web Sitesi http://www.delta.com UNITED AIRLINES Telefon 1-800-864-8331 Web Sitesi http://www.united.com
ACİL TELEFON VE YARDIM HATLARI Yangın İhbar Polis İmdat Ambulans Zehirlenme Kontrol Merkezi Tecavüz Kriz Merkezi Adsız Narkotikler Adsız Alkolikler Aile İçi Şiddet Yardım Hattı Kriz Hattı Kayıp Ve İstismar Edilen Çocuklar Ulusal Merkezi
911
(212) 7647667 (212) 267-7273 (212) 929-7117 (212) 647-1680 (800) 621-4673 (212) 219-5599 (800) 843-5678
DEVLET KURUMLARI ABD Vergi İdaresi (IRS) Sosyal Güvenlik İdaresi (SSA) Federal Soruşturma Bürosu (FBI)
(800) 829-1040 (800) 772-1213 (212) 384-1000
ULAŞIM REHBERİ Amtrak Demiryolu New York La Guardia Havaalanı Uluslararası Newark Havaalanı Uluslararası New York J.F.K. Havaalanı (JFK) Metropolitan Ulaşım İdaresi (MTA) Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu
GEREKLİ TELEFON NUMARALARI
(800) 872-7245 (718) 533-3400 (973) 961-6000 (718) 244-4444 (866) 743-3682 (888) 352-9886 (888) 352-9886
Spor
20 Kasım 2013 Çarşamba
NBA Ömer Aşık’ı konuşuyor NBA'de sezonun ilk bölümünde takımlar kadrolarını oturtmaya çalışırken bu süreçte en çok yara alan isim milli basketbolcu Ömer Aşık oldu.
gibi isimlerle çok yüksek tempolu bir oyun planı kuran Kevin McHale’ın iki tane topla arası limoni isme ilk 5’te görev vermesi çok da akla yatkın değildi zaten... Her nasılsa çünkü; ilk 8 maçta bu taktik denendi ve her nasılsa tutmadığına karar verildi. ÖmerHoward ikilisinin ilk 5 başladığı 8 maçın 5’ini kazanan Rockets ikilinin ribauntlardaki etkili oyunuyla NBA’in bu alanda en iyi takımı konumuna geldi.
ADNAN ONARAN POSTA212
İ
ki haftadır NBA gündeminin en tepesinde yer alan Ömer Aşık dakikalarının giderek azalması ve sonunda ilk 5’ten de çıkartılması sonucunda takımı Houston Rockets’tan takasını istedi... Açıkçası bu beklenen bir gelişme. Houston Rockets ile geçtiğimiz sezon başında 3 yıl için 25 milyon $’a anlaşan Ömer Aşık başarılı geçen ilk sezonun ardından beklentilerini daha yukarı çıkartmıştı ki Rockets, yaz transfer döneminde Dwight Howard’ı kadrosuna kattı. Başına geleceği o zamandan sezen Ömer, Howard ile anlaşma sağlanır sağlanmaz takım yetkilileriyle temasa geçmiş ve takımdaki geleceği ve ‘ilk 5’ başlamasıyla ilgili olarak ‘garanti’ istemişti. “İLK 5 İÇİN GARANTİ İSTEMİŞTİ” Kulüp yönetimi ve koç Kevin McHale tarafından takım içi dengelerin korunacağı ve ilk 5’teki yerinin sabit kalacağı sözü alan Ömer Aşık takımda kalmaya karar vermişti. Ancak ne olduysa oldu ve Ömer Aşık sezona iyi başlamasına rağmen azalan dakikaları karşısında kayıtsız kalamadı ve isyan bayrağını çekti. Takım arkadaşları ve antrenörleri tarafından motive edilmeye çalışılan Ömer sonunda patlayarak takımdan ayrılmak istediğini açık açık dile getirdi. İlk 5’teki yerini ilk olarak geçtiğimiz haftaki Philadelphia maçında kaybeden Ömer o maçtan itibaren Rockets’in oynadığı 4 maçta da hiç süre almadı. Ömer’in morali oldukça bozukken, menajeri aracılığıyla konuşma taleplerimiz ‘şu anın doğru zaman olmadığı’ gerekçesiyle reddedildi. ÖMER OYUNA GELDİ Ömer Aşık geçtiğimiz sezonu 10,1 sayı 11,7 ribaunt ortalamalarıyla tamamlamıştı. Bu sezon ise oynama süresi ortalama 10 da-
kika azalan Ömer sadece 5 sayı ve 7 ribaunt ortalaması tutturabildi. Houston Rockets hem yaz döneminde hem de şu anda Ömer’den gelen takas taleplerini reddetti. Bunun başlıca sebebi ise ölü sezonda sırtından ameliyat geçiren Dwight
Howard’ın sahalara nasıl döneceği konusunda şüpheleri olması olarak bakılabilir. Öte yandan kaba tabirle Howard-Ömer Aşık ikilisini ‘yalandan’ yan yana oynatarak denenen yöntem tam anlamıyla bir oyunun parçasıydı. James Harden-Chandler Parsons
ROCKETS DEFTERİ KAPANDI Ömer Aşık için büyük ihtimalle Rockets defteri kapandı. Ancak şu anda soru Rockets’ın onu nasıl kullanacağı. Takım arkadaşları ve yönetim onu takıma geri kazandırmaya çalışırken bazı isimler de onu eleştirmekten çekinmedi. Olayın diğer kahramanı Dwight Howard “Kızgın olmasını anlayabiliyorum. Onun için zor bir durum. Tek yapabileceğim saha dışında dostu olup elimden geldiğince ona yardım etmek. Biz bir aileyiz ve kızgınlıklarımızın üstesinden gelmeyi öğrenmeliyiz” derken takımın skorer isimlerinden Chandler Parsons ise daha eleştirel bir yaklaşımda bulundu: “Geçen sezonu çok iyi geçirmişken rotasyonda önüne bir oyuncu gelmesi sınır bozucu olmalı, fakat bu işin bi parçası. Takım arkadaşı olarak onu cesaretlendirmeye ve doğru şeye odaklanmasını sağlamaya çalışıyorum, çünkü sezon içinde ona ihtiyacımız olacak. Greg Smith sakatlandı, Marcus Camby ameliyat oldu, yani oynamak için birçok fırsatı olacak. Neden bu kadar üzgün olduğunu anlayamıyorum. Profesyonelce davranıp, oyununu oynaması gerekiyor.” Ömer Aşık’ın takası yolundaki en büyük engel gelecek yıl alacağı 15 milyon $’lık maaş.. Bu kontratın altın girebilecek hem de Rockets’ın istediği parçaları yollayabilecek bir takım bulmak bu karışık problemdeki en önemli bilinmeyen. O bilinmeyen bulunana kadar da denklemin çözüme ulaşması çok düşük bir ihtimal...
Asya ile Avrupa 35. kez birleşti 35. İstanbul Maratonu geçtiğimiz pazar günü koşuldu. Asya ile Avrupa’yı birleştiren dünyadaki tek maraton olan İstanbul Maratonu’nda Kenyalı atletlerin üstünlüğü göze çarptı.
Karımı Brad
Pitt ile bastım
Eski ağır sıklet boks şampiyonu Mike Tyson, gelecek hafta çıkacak olan otobiyografisinde karısının kendisini film yıldızı Brad Pitt ile aldattığını itiraf etti. (NEW YORK-POSTA212) Eski Dünya Ağır Sıklet Boks şampiyonu ve ringlerin sansasyonel ismi Mike Tyson, karısının kendisini ünlü sinema yıldızı Brad Pitt ile aldattığını itiraf etti. Tyson, gelecek hafta piyasaya çıkacak olan otobiyografisinde oldukça çok çarpıcı itiraflarda bulundu. Tyson, eski eşi Robin Givens’ının kendisini aldattığını söylerken birlikte aldattığı ismin ise Brad Pitt olduğu belirtti. ‘Tartışmasız Gerçek: Otobiyografim’ adıyla piyasa çıkacak kitapta Tyson, özel hayatında ve sportif kariyerindeki tüm çalkantıları açık yüreklilikle dile getirdi. ABD’li boksör seks hayatından hapislik günlerine, uyuşturucu bağımlılığından tecavüz suçlamaları ve eşinin kendisini aldatmasına kadar bir çok konuya yer verdi. Mike Tyson, ilk evliliğini 1988 ylınıda ABD’li model ve aktris olan Robin Givens ile yaptı. Eski boks şöhreti, Givens’ın kendisini Brad Pitt’le aldattığını ve yakaladığı zaman kendisine, “Bana vurma. Biz sadece konuşuyorduk başka bir şey olmadı” dediğini yazdı. Tyson ile bir yıl evli kalabilen Givens, 1997 yılında tenis öğretmeni Marinkovic‘le evlendi.
(İSTANBUL –POSTA 212)
E
rkeklerde Kenya asıllı Fransız atlet Abraham Kiprotich, kadınlarda ise Kenyalı Rebessa Chesir ipi göğüsledi. Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası gümüş madalya apoletli milli atlet Elvan Abeylegesse ise kadınlarda ikinci sırayı elde etti. Bir diğer Türk atlet Sultan Haydar ise Elvan’ın ardından üçüncü sırada yer aldı. Daha önce Avrasya Maratonu olan ve yeni ismiyle ilk kez düzenlenen İstanbul Maratonu’nda, 42 kilometre 195 metrelik parkur, Boğaziçi Köprüsü gişelerinin 300 metre gerisinde verilen startla başladı ve Sultanahmet Meydanı’nda sona erdi. GÜVENLİK ÖN PLANDA TUTULDU 35. İstanbul Maratonu’nda, köprü güvenliği nedeniyle alınan tedbirler ön plana çıktı. Katılımcılar için 3 farklı start noktası belirlenirken, ilki 09.30’da verilen startın ardından diğer gruplar için 10’ar dakika arayla yürüyüş başlatıldı. Köprüye girişte megafonla yapılan anonslarda, köprü üzerinde bekleme yapılmaması ve yürüyerek geçilmesi konusunda uyarılarda bulunuldu. Ayrıca köprünün geliş ve gidiş güzergahında sağdaki şeritler bariyerlerle kapatıldı. Alınan bu önlemlere rağmen ilerleyen saatlerde çok sayıda katılımcının bariyerleri geçip boğaza karşı hatıra fotoğrafı çektirdiği gözlendi. 20 BİN ATLET KOŞTU Yerli ve yabancı yaklaşık 20 bin atlet 3 ayrı yarışta madalya için ter döktü. Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği’nin (IAAF) geçen yıl olduğu gibi bu sene de “Altın” kategorisine aldığı organizasyonda toplam bir milyon dolar ödül dağıtıldı. GİZEM İÇİN YÜRÜDÜLER İstanbul Maratonu’nda Greenpeace eylemcileri, iki aydır Rusya’da gözaltında bulunan arkadaşları Gizem’e destek için yürüdü. Turuncu tulumlar içinde birbirlerine zincirle bağlı olarak yürüyen eylemciler, “Gizem’e Özgürlük” yazılı posterler taşıdı. Bir diğer grup eylemci de Barbaros Bulvarı’nda üstgeçide “Kuzey Kutbu’ndaki petrol yarışını durdur” yazılı bir pankart açtı. Yürüyüşe Gizem Akhan’ın annesi ve akrabaları da katıldı.
Maddi ve manevi
KAYBIM ÇOK FAZLA
5. kez ‘yılın atleti’ seçildi
Galatasaray USA
(NEW YORK-POSTA212) Erkekler 100 ve 200 metre dünya rekortmeni Jamaikalı sprinter Usain Bolt, Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF) tarafından verilen Dünya'da "Yılın atleti" ödülünü 5. kez kazandı. Monaco'nun Monte Carlo kentinde yapılan 2013 Dünya Atletizm Galası'nda Usain Bolt, 2008, 2009, 2011 ve 2012'den sonra 5. kez "yılın atleti" ödülüne layık görüldü. Bu yıl Rusya'nın beşkenti Moskova'da düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası'nda erkekler 100, 200 ve 4x100 metrede altın madalyayı boy-
A
nuna takan 27 yaşındaki Bolt, Faslı Hicham El Guerrouj'dan (2001, 2002, 2003) sonra üst üste 3 kez bu onuru yaşayan ikinci atlet oldu. Ödül, kadınlarda ise Dünya Şampiyonası'nda vatandaşı Bolt gibi "100, 200 ve 4x100 metre üçlemesi"ni gerçekleştiren Shelly-Ann FraserPryce'a gitti. Ödülü ilk kez 26 yaşındaki FraserPryce, Dünya Şampiyonası'nda 100 metreyi 10.71 ve 200 metreyi 22.13 saniyede koşarak, yılın en iyi derecelerine imza atmıştı. İki atlete ayrıca 100'er bin dolar para ödülü de verildi.
Derneği’nde yeni dönem
BD’deki en önemli taraftar gruplarından Galatasaray USA Derneği yeni başkanını seçti; Ahmet Gürler. Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu’na üye derneklerden olan GS USA Derneği’nin Başkanlık Seçimi ve Mali Kongresi geçtiğimiz hafta gerçekleştirildi. Yeni başkan Ahmet Gürler ile birlikte TADF Başkanı Ali Çınar, GS USA Derneği Başkanlığı’nı geçtiğimiz yıllarda başarı ile sürdüren eski başkan Tolga Sağıroğlu’na emeklerinden dolayı teşekkürlerini sundu. Öte yandan Türk-Amerikan toplumunun bir diğer önemli derneği Fenerbahçe USA de ezeli rakip - ebedi dost oldukları Galatasaray USA’deki bayrak değişimi nedeniyle tebrik mesajı yayınladı: “Galatasaray USA Derneği ile Türk-Amerikan toplumu için ortak paydada buluşmaktan ve birlikte sosyal projelerde çalışmaktan her daim mutluluk uyacağız. GS USA Derneği’ne yeni dönemde başarılar dileriz.”
(NEW YORK-POSTA212) Armstrong son olarak yaptığı açıklamada; ileride herhangi bir soruşturmada “Yüzde 100 şeffaflık ve dürüstlük içinde” ifade vereceğini söylüyor. 42 yaşındaki eski bisikletçi geçen Ocak ayında kariyeri boyunca kazandığı 7 ‘Tour de France’ yarışında da doping yaptığını itiraf etmişti. Armstrong, bisiklet kültüründe doping yapanlardan bazılarının ‘tamamen görmezden gelindiğini’, diğerlerine ise ‘idam cezası’nın uygun görüldüğünü söyledi. Amerikan Dopingle Mücadele Kurumu, “Spor tarihinin en sofistike, profesyonel ve başarılı doping programının ortaya çıkarıldığını” söyleyerek Lance Armstrong’un kazandığı Tour de France madalyalarının hepsini Ağustos 2012 tarihinde geri almıştı. Ardı ardına 7 kez bisiklet yarışlarının en itibarlısı kabul edilen Tour de France’da kaydettiği “galibiyetlerden” önce, Lance Armstrong kansere karşı verdiği savaşı kazanmasıyla tanınmıştı. Yetkililer Tour de France madalyalarının yanısıra Armstrong’un 2000 Sidney Olimpiyatları’nda aldığı bronz madalyayı da iptal etmişti. Armstrong, sporculuk zamanında elde ettiği yaklaşık 125 milyon $’lık servetinin doping ıtırafının ertesinde tazminat davalarının tehdidi altında kaldığını söyledi. ABD’li bisikletçi, “Çok zor bir dönemden geçtim. Spordaki konumum ve itibarım açısından ve üst üste açılan tazminat davaları nedeniyle maddi yönden yüksek bir bedel ödedim. Hem şahsen hem de parasal olarak kayıplarım muazzam boyutta, ama bu sırada başkaları benim öyküm üzerinden zenginleşti.” dedi.
Sağlık
20 Kasım 2013 Çarşamba
PSİKOLOG
Gülhan Akşit Şener glhan07@hotmail.com
Dostluk ve arkadaşlık ölüyor mu? İNSAN ilişkilerinde problem denilince artık sadece karı-koca ilişkisi akla gelir oldu. Karı-koca-çoluk-çocuk üzerine makaleler, destanlar yazıldı. Sosyal ilişkilerimizin başına gelenler ise akademisyenlerin çok fazlaca umrunda değil gibi. Oysa, toplum ruh sağlığının aile kadar diğer bir önemli ayağı da sosyalleşmedir. Kuramadığımız ya da kursak da sürekliliğini getiremediğimiz arkadaşlık ve dostluk hikayeleri bugünün popüler sorunu.
INTERNET MUTLULUĞU
Kişiler ailesinde huzursuzluk yaşıyorsa, işinde mutsuzsa arkadaşlık ve dostluk can simidi görevini yüklenir. Ancak görünen o ki, günümüzde herkes çok meşgul ve yorgun. Artık bireysel zamanlarda da, bireysel aktiviteleriyle yani internetiyle mutlu oluyor insanlar. Bana danışan birinin özellikle sorguladığı şu cümle çok önemli : “Neden arkadaşlıklar artık dostluğa doğru gidemiyor?” Aslında gerçek şuçlunun kim olduğunu hepimiz biliyoruz..Artık işimiz gücümüz, her şeyimiz moda ve dolayısıyla da para. Piyasaya yeni sürülmüş bir ürünü, yenilikleri takip edememe korkusu paranoya başlattı hepimizde. Yediğimiz, giydiğimiz, marketimiz, tatilimiz, saçımız-başımız vs. İşin kötüsü kendimiz yetmezmiş gibi çoluk çocuğu da bulaştırdık modaya. Hepimiz en iyinin peşindeyiz, her şeyi çiftledik, üçledik. Arabalarımız, evlerimiz var... İsteklerimizin sayısı artınca para bulmak, bu kadar parayı bulmak için de bazı şeylerden vazgeçmek gerekti. Ve de topluca vazgeçtik “insani duygularımızdan”. Vazgeçmek zorunda kaldığımız, merhamet gösteren, acıyabilen, ihtiyaçlarını ve eksikliklerini gizlemeyen, ihtiyaçları karşılanmayınca üzülen, ağlayabilen, çaresizlik gösteren, bazen başaramayan, incinen, parasız kalabilen ve kalınca dünyanin sonu gelmiş gibi dertlenmeyen insandı. Oysa buna “ezik “ insan modeli dediler. Herkes ‘’ezik’’ olmamak için yine “moda” akımlarından “Cool “ olmayı seçti, bu “Cool” olmaya çalışma hali de bizi mahvetti...
KISKANÇLIKTAN ÇATLAMA HALLERİ
İnsanın insana minnet ve ihtiyaç duygusu da kayboldu bu arada. Artık kimse “ezik” değil ama herkes en yakın arkadaşlarıyla gizli rekabet içerisinde. Dostlar birbiriyle gurur duymayı bıraktı, kıskançlıktan çatlayan hallerini COOL görünümleriyle saklayamaya başladı. Hatta her an öne çıkma duygusuyla sizi alt etme derdindeler. Kimse burnundan kıl aldırmadan, duygularını, acılarını, başarısızlıklarını hiç yaşamıyor gibi, hiç çaresiz kalmamış, ağlamamış, kıskanmamış nötr bir varlık haline geldi... Ben kendi adıma hep ezik kalmak ve ezik insanlarla dost olmak istiyorum ve de itiraf ediyorum artık ben bir ‘Kezban’ım.
Güzellik uykusu efsane değilmiş (NEW YORK - POSTA 212) Eğer güzellik uykusunun modası geçmiş bir terim olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İsveçli bilim adamları, uyku ile çekicilik arasındaki bağlantıyı araştırdı ve “güzellik uykusu” kavramını bir efsane olmaktan çıkardı. Stockholm Karolinska Enstitüsü’n de yapılan ve Journal Sleep Dergisi’nde yayınlanan araştırmada, deneklerin ortalama 8 saatlik normal bir uyku ile uykusuz geçen 31 saatin sonrasındaki hallerinin fotoğrafları çekiliyor ve 40 gözlemci bu fotoğrafları değerlendiriyor. Araştırma sonucuna göre katılımcılar, geceleri yeterli düzeyde uyuduklarında daha çekici görünürken uykusuz kaldıktan sonraki görünümlerinde önemli ölçüde bir kötüye gidiş gözlemleniyor.
SAĞLIKSIZ GÖRÜNÜM
Geceleri az uyuyan kişilerin; göz kapakları düşüyor, gözleri kızarıyor, gözaltlarında siyah torbalar oluşuyor, kaşları çatılıyor ve sinirli görünüyorlar. Araştırma, uyku sorunu yaşayan kişilerin; daha bitkin, daha az çekici, üzgün ve daha sağlıksız olduklarını gösteriyor. Journal Sleep Dergisi’nde yayınlanan başka bir araştırma da, uyku yoksunluğunun ve gündüz uykusunun fiziksel, bilişsel ve hafızayla ilgili birçok açıdan zararları olduğunu kanıtlıyor.
UYKUSUZLUK GENETİĞİ DEĞİŞTİRİYOR
Londra Surrey Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma da yine yetersiz uykunun insan sağlığına verdiği zararı destekliyor. Uykusuzluğun genetiği değiştirdiğini ortaya çıkaran bu araştırmada, bir hafta boyunca bir grup katılımcı uykusuz bırakılırken bir başka grubunun günde ortalama 8 saat uyuması sağlanıyor. Araştırma sonucuna göre, uykusuz kalan deneklerin 711 geninde önemli değişiklikler ve bozulmalar meydana geliyor. Ayrıca yetersiz uyku, kalp ve damar hastalıklarından kansere kadar bir dizi hastalığa yol açıyor.
HAMİLELİKTE SPOR
ÇOCUĞU ZEKİ YAPIYOR Montreal Üniversitesi uzmanlarınca yapılan bir araştırma, hamilelikte yapılan sporun doğacak olan çocuğun daha zeki olmasını sağladığını ortaya çıkardı. Annesi spor yapan bebeklerin beyninin daha gelişmiş olduğu savunuluyor (NEW YORK -POSTA212
H
amileyseniz ve çocuğunuzun Harvard gibi iyi bir üniversiteye girmesini, başarılı ve zeki biri olmasını istiyorsanız spor ayakkabılarınızın bağcıklarını bağlayın ve spor yapmaya başlayın. Spor yapmanın beyin gücünü desteklediğine ilişkin her gün yeni bir bilimsel veri okuyoruz. Araştırmalar, yaşlı, orta yaşlı ve çocukların beyin sağlığıyla egzersiz yapmanın arasındaki bir bağlantı olduğunu kanıtlıyor. Son olarak Montreal Üniversitesi’nin Hareket Bilimi Bölümü’nden iki Profesör Dave El-
lemberg ve Daniel Curnier, bu durumun henüz anne karnında olan bebekler için de geçerli olabileceğini ortaya çıkardı. San Diego’da yapılan 2013 Neuroscience toplantısında sunulan araştırmada, hamileliğinin ilk evresinde olan kadınlardan oluşturulan bir denek grubu rastgele “aktif” ve “hareketsiz” olarak iki gruba ayırıyor. Aktif olan gruptaki kadınlardan hamileliklerinin ikinci ve üçüncü dönemleri boyunca günde en az 20 dakika haftada 3 gün egzersiz yapmaları isteniyor. Aktif grupta yer alan kadınlar haftada 117 dakika spor yaparken hareketsiz gruptakiler haftada sa-
dece 12 dakika spor yapıyor. Araştırmacılar, 8-12 günlük bebeklerin beyinlerinde yaptıkları çeşitli testler sonucunda, annesi egzersiz yapan bebeklerin beyninin daha gelişmiş olduğunu kanıtlıyor. Ellemberg, “Bu çalışmanın kadınların sağlık alışkanlıklarını değiştireceği konusunda iyimseriz. Çünkü hamilelik döneminde yaptıkları basit egzersizler çocuklarının geleceğini değiştiriyor” diyor.
ASTIM’DAN KORKMAYIN
Hacetepe Üniversitesi Çocuk Allerji- Astım Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Enis Şekerel, soğukalgınlığının astımı tetiklediğini belirterek koruyucu ilaçların düzenli alınmasının astım hastaları için önemine dikkat çekti oluyor. Teşhis doğru konulmadığında aile bireylerinin birbirlerini suçlamaları veya çocuğa “paltonu giymiyorsun, soğuk havalarda bahçeye çıkıyorsun” şeklinde yersiz suçlamalara neden olabiliyor.
DEMET DEMİRKAYA NEW YORK - POSTA212
S
on haftalarda bölgemizi etkisi altına alan kararsız havanın bilhassa astım başta olmak üzere solunum yolu rahatsızlıkları bulunan hastalar için riskli olduğunu belirten Türkiye Allerji Derneği Genel Sekreteri ve Hacetepe Üniversitesi Çocuk Allerji- Astım Bilim Dalı başkanı Prof. Dr. Bülent Enis Şekerel, astımın öksürük, hışıltı ve nefes darlığı ataklarıyla seyreden bir hastalık olduğunu söyledi. Şekerel, toplumda soğuk algınlığının çocuğun iyi giydirilmemesine veya soğuk havaya maruz kalması ile oluştuğu şeklinde yanlış bir algının olduğuna dikkat çekerek, “Oysa hastalık aksırma-öksürme ile ortama saçılan damlacıklar veya bunların bulaştığı objeler ile yayılıyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Şekerel, astımla ilgili şu bilgileri verdi: SOĞUK ALGINLIĞI TETİKLİYOR “Astım hastalarını olumsuz etkileyen faktörler denildiğinde ço-
ğumuzun aklına allerjenler, hava kirliliği ve ağrı kesici ilaçlar geliyor, oysa hem çocukluk hem de erişkin yaş döneminde en sık tetikleyici neden soğuk algınlığı virüsleridir. Bu virüslerin en sık görüleni de nezle virüsüdür. As-
tımlılar soğuk algınlığını sağlıklı insanlara göre daha uzun ve daha ağır geçiriyorlar. Kuru kuru başlayan ve geceleri artan öksürükler ve bunu takip edebilen nefes darlığı uykusuz gecelere neden olarak anne ve babaların kabusu
300 MİLYON ASTIMLI VAR Astım; hem çocukları hem de erişkinlerin en sık görülen kronik hastalıklarından biridir. Dünyada çocukların yüzde 5-10, erişkinlerin ise yüzde 3-5’nin astımlı olduğu biliniyor. Astımın daha yaygın ya da daha az oranda bulunduğu ülkeler olmakla birlikte tüm dünyada halen 300 milyon astım hastası olduğu ve önümüzdeki 10 yılda bu sayının 400 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Günümüzde hastalık belirtilerini kontrol altına alabilecek ilaçlar vardır. Bu ilaçlar ile hastaların gece ve gündüz yakınmaları kontrol altına alınabilir, atak geçirmeleri önlenebilir ve hastalar günlük hayatlarını aktif olarak sürdürebilirler. Ancak koruyucu ilaçların düzenli alınması gerekiyor. Bu da hasta ve yakınlarının hastalık hakkındaki bilgilerini artırmak ve iyi bir hasta-hekim iletişimi kurulması ile mümkün oluyor.
Bir milyon çocuk zatürreden ölüyor Dünya Sağlık Örgütü Direktörleri’nden Elizabeth Mason, dünyada 1 milyon çocuğun zatürreden öldüğünü açıkladı. Mason, ölümlerin çoğunun ilaç erişiminin zor olduğu ülkelerde meydana geldiğine dikkat çekti
WASHINGTON - POSTA212
B
u yılki Dünya Zatürre Günü’nün teması çocuklarda zatürreyi engellemek için yeni yöntemler bulunması. Dünya Sağlık Örgütü’nün Anne, Bebek, Çocuk ve Genç Sağlığı Programı Direktörü Elizabeth Mason zatürrenin akciğer dokusunda enfeksiyona neden olduğunu ve bu nedenle hastaların nefes aldığında oksijenin kana geçiş yapamadığını söylüyor. Bu sebeple hastalık çocukların nefes almasını zorlaştırıp ölüme neden olabiliyor. Genelde ölümcül vakalar zatürrenin bakteriyel türü nedeniyle gerçekleşse de hastalığın virütik türleri de var. Mason tüm dünyada bir milyon çocuğun bu hastalık yüzünden öldüğünü ancak bu hastalığı geçirenlerin sayısının bunun 100 katı olduğunu belirtiyor. Ancak hasta çocukların çoğunluğu gereksinimleri olan antibiyotikler sayesinde iyileşiyor. Zatürreden ölen çocukların çoğunluğu ilaca erişimin zor olduğu az gelişmiş ülkelerde yaşıyor ve hastaların yaşı küçüldükçe ölüm riski artıyor. Besin yetersizliği ya da HIV pozitif olma da ölüm riskini arttırıyor. Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) Sağlık Uzmanı Doktor Mark
Young zatürreden kaynaklanan çocuk ölümlerinin pek çoğunun engellenebileceğini söylüyor. Young öncelikle iyi beslenmenin, anne sütünün, temiz su ve temel hijyen koşullarının çocukların zatürreye yakalanmasını engellediğini belirtiyor. Bunun ötesinde hastalığa karşı etkili aşılar da bulunuyor. Çocukların zatürrenin bakteriyel türüne yakalanması durumunda ise başta amoksisilin tabletleri olmak üzere çeşitli etkili antibiyotikler tedavide kullanılıyor. Amoksisilin çocukların rahatlıkla bir antibiyotik hap olduğu için tercih ediliyor. Doktor Young zorluklardan birinin zatürrenin aile ya da sağlık görevlileri tarafından teşhis edilmesi olduğunu da ekliyor. Öksürük ve nefes almakta zorlanan bir çocuğun tedavi ihtiyacının fark edilmesi gerekiyor. Birçok ülke zatürre tedavisine erişimde gelişim gösteriyor. Aynı yüksek sayıda çocuğun ölümüne neden olan ishal tedavisi için de geçerli. Son olarak GAVI (Küresel Bağışıklık ve Aşılama) İttifakı, aşılama programlarına erişimi artırmak için çalışıyor ve 2015 yılına kadar 50’den fazla ülkede aşılamayı başlatmayı amaçlıyor.
Emlak
20 Kasım 2013 Çarşamba
Emlağın en pahalı ve en ucuz 5 kenti
Amerika’da ev satın almak mı istiyorsunuz? POSTA212 sizler için Amerika’da konut fiyatlarının yıllık gelire kıyasla en pahalı ve en makul olduğu beş kenti araştırdı Amerika’nın en pahalı evleri Kaliforniya’da. İlk 5’e sadece New York girebiliyor
En pahalı 5 kent
Konut fiyatı en makul 5 kent 1. Indianapolis <<
<< 1. San Francisco
Ortalama ev fiyatı: 93.000 dolar Ortalama yıllık gelir: 65.100 dolar
<<
Ortalama ev fiyatı: 779.000 dolar Ortalama yıllık gelir: 101.200 dolar
<< 2. Syracuse, N.Y
2. Los Angeles Ortalama ev fiyatı: 425.000 dolar Ortalama yıllık gelir: 61.900 dolar
Ortalama ev fiyatı: 92.000 dolar Ortalama yıllık gelir: 65.800 dolar
<< 3. Youngstown, Ohio Ortalama ev fiyatı: 85.000 dolar Ortalama yıllık gelir: 53.900 dolar
3. Santa Ana, Kaliforniya
<<
Ortalama ev fiyatı: 540.000 dolar Ortalama yıllık gelir: 84.000 dolar
5. Buffalo, N.Y.
<<
5. San Jose, Kaliforniya
4. New York
Ortalama ev fiyatı: 464.000 dolar Ortalama yıllık gelir: 66.000 dolar
Ortalama ev fiyatı: 625.000 dolar Ortalama yıllık gelir: 101.300 dolar
4. Harrisburg, Pennsylvania
<<
<<
Ortalama ev fiyatı: 118.000 dolar Ortalama yıllık gelir: 63.500 dolar
Ortalama ev fiyatı: 146.000 dolar Ortalama yıllık gelir: 70.800 dolar
AIRBNB’ye resmen savaş açıldı İnternet üzerinden ev kiralama sistemi olan milyarlarca dolarlık “Airbnb ekonomisi” altın çağını geride mi bırakıyor? New York’ta otelcilik sektörünün Airbnb’ye karşı başlattığı yasal mücadele ve İstanbul’daki polis baskınları bu “yeni ekonomiyi” tehdit ediyor
Emlak sayfası A M E R İ K A’ D A K İ
TÜRKLERİN
AHMET BUĞDAYCI NEW YORK - POSTA212
A
irbnb otel odalarının pahalığından yakınanlara internet sitesi aracılığıyla dönemsel ev veya oda kiralama sistemi. İlk kurulduğu 2007 yılından itibaren dünyanın her köşesine yayılan bu sistemde sıradan bir evin bir odasından lüks dairelere, tarihi şatolardan konaklara her türlü konutu kiralamak mümkün. Ancak sistemin bu kadar hızlı yayılmasındaki asıl sır, orta sınıflara otellere kıyasla çok daha ucuza konaklama imkanı vermesinde yatıyor. Seyahat masraflarının en büyük kalemi olan konaklamanın çok makul bir fiyatlara inmesi turizm sektörünü de tam anlamıyla patlattı. Bu şekilde çocuklu bir ailenin, ya da seyahata çıkan birkaç gencin tek bir odada kalıp çok ucuza tatile çıkabilmeleri, turizmi devrimci bir şekilde değiştirip Airbnb’yi tam anlamıyla bir şehir efsanesi yaptı.
GAZETESİ
emlak sohbetleri
www.emlaksohbetleri.com
işbirliğiyle hazırlanmaktadır. Sayfada yer almasını istediğiniz proje bilgilerinizi bize gönderebilirsiniz. e-mail: erdal@emlaksohbetleri.com
KENTLİLERE EK GELİR YARATTI Turistleri özgürleştiren bu trend, aynı zamanda özellikle giderek yükselen kiralarla boğuşan kentlilere yepyeni bir gelir kapısı açtı. Önce evinde boş odası olanlar, bu odaları Airbnb aracılığıyla kiralayarak ek gelir sağlamaya başladılar. Bekarlar, tek yaşayanlar, sanatçılar, düzenli gelirleri olmayanlar, ek gelir arayışı içinde olan aileler Airbnd ile yepyeni bir gelir kapısına kavuştular. Amerika’da başlayan trend hızla Avrupa’ya, ordan dünyaya yayıldı. İstanbul da bu değişimden nasibini aldı. Hatta İstanbul’da evinin odalarını kiraya vererek ailesinin yanına taşınanların hikayeleri bile duyulur oldu.
San Franciscolu iki arkadaş tarafından 2007’de kurulan Airbnb, altı yılda küçük bir internet sitesinden 193 ülkede, 33 binden fazla şehirde, 200 binin üzerinde konaklama seçeneğinin olduğu, gecelik 10 milyon kiralama gerçekleştiren 1 milyar dolar piyasa değerinde dev bir şirket haline geldi. Küresel bir e-emlakçılık olarak da tanımlanan Airbnb, ev sahibi ile kiracıyı direkt olarak buluşturan bir platform. Evlerini veya odalarını kiralamak isteyenler sitede bir profil oluşturuyor, kiraları belirliyor, sonra tüm kiralama site üzerinden gerçekleşiyor, Airbnb kiralamadan yüzde 3 civarında bir komisyon alıyor. Sistemin tek açığı evini tanımadığı kişilere açan ev sahiplerinin güvenlik endişeleriydi. Airbnd ev sahiplerini kiracıların yapabileceği herhangi bir tür zarara karşı sigortalayarak bu sorunu çözdü. Kiracıların da eve taşındıktan 24 saat sonra ödemesini yapmasına fırsat vererek, herhangi bir memnuniyetsizlik halinde “kiralamanın iptal edilebilme hakkını” sağladı. OTELCİLER AIRBNB’YE SAVAŞ AÇTI Ancak, son yıllarda bazı girişimcilerin açgözlü bir tavırla apartmanları, kullanılmayan binaları Airbnb sistemiyle kiralama-
ya başlayıp, işi tam bir otelciliğe çevirmesi bardağı taşırmaya başladı. New York’da e-kiralamanın çoğunlukla vergisiz bir sektör haline geldiğini ve milyarlarca dolarlık otel sektörünün bu durumdan büyük darbe aldığını öne süren otelller Airbnb’ye savaş açtı. Kongre’ye kadar giden bu kavgada, Airbnb New York’da yasa dışı ilan edildi. Yasaya göre bir ayın altında, ev sahibi evde olmadan yapılan kiralamalar yasa dışı. Ayrıca ev sahipleri de güvenlik gerekçesiyle Airbnd ile odalarını kiraya veren kiracılarını baskı altına alıyor. New York’da Airbnb geliri ile yaşayan onbinlerce kişi şimdilerde çok huzursuz. En ufak bir şikayet bile binlerce dolarlık cezaya çarptırılmalarına, hatta evlerini boşaltmak zorunda kalmalarına neden olabiliyor. İSTANBUL’DA DA AIRBNB’YE OPERASYON İstanbul’da da son birkaç yılda mantar gibi çoğalan Airbnb evlerine karşı Maliye Bakanlığı ve belediye ekipleri operasyon başlattı. Özellikle İstanbul Beyoğlu’nda Airbnb ile işletilen onlarca apart otele baskın yapıldı. Görünen o ki , New York ve İstanbul’da Airbnb’nin yasal statüsü netleşmeden sistem tartışılmaya devam edecek.
13
Yeşim Numan newyorkusatiyorum@gmail.com
Ev satmanın incelikleri EMLAK yazıları çoğunlukla alıcılara yönelik bilgiler içerir. Oysa ev alırken olduğu gibi, satarken de dikkat edilmesi gereken noktalar, ince detaylar var. Ev satmanın inceliklerini üç grupta toplayabiliriz:
1
HAZIRLIK: Evinizi alıcıların beğenisine sunmadan önce bazı değişiklikler yapmanız gerekebilir. Emlakçınız size bu konuda tavsiyelerde bulunacaktır. Son karar, her zaman olduğu gibi, sizin. Ancak evinizin kısa zamanda ve iyi bir fiyata satılması için bu tavsiyeleri dikkatlice değerlendirmeniz önemli. ● Kozmetik mucizesi. Evde yapılacak ufak tefek tamirat ve rötuşlar büyük fark yaratabilir. Ev eski de olsa, sürülen bir kat taze boya (açık ve nötr renklerde), yerler halı kaplıysa halıların buharla temizlenmesi eve bir ferahlık ve yenilik hissi verir. Sarkık dolap kapakları, eksik veya kırık kulplar gibi sizin artık kanıksayıp görmediğiniz küçük hasarlar evinizi bakımsız ve harap gösterir, yok yere değerini düşürür. Kolay ve ucuz düzeltmelerle bunu önlemek elinizde. ● Çok fazla eşyanız varsa, bir kısmını kaldırmanız iyi olur. Aşırı dolu evler insanlara olduklarından küçük ve iç karartıcı görünürler. Eğer salonun bir ucundan öbürüne yürürken bir kaç koltuğun ve sehpanın arasından manevra yapmak zorunda kalıyorsanız, evinize gelen misafirler sürekli dizlerini ortalık yerdeki mobilyalara çarpıyorlarsa eşyalarınızı azaltmanız gerek. ● Aile fotoğrafları, çocukların yaptıkları resimler, düğün davetiyeleri gibi kişisel eşyaları mümkün olduğu kadar ortadan kaldırmak, alıcıların evi benimsemelerini kolaylaştırdığı gibi kalabalık “Open House” günlerinde kırılıp dökülme riskini de azaltır. ● Boş evi satmak kolay değildir. Öncelikle, çoğu insan için eşyasız mekanlarda derinlik boyutunu algılamak zor olduğundan, boş evler, tıpkı fazla eşyalı evler gibi, olduklarından küçük görünürler. Daha da önemlisi, bir ev satışa çıktığında boş ise ev sahibi yaşadığı evle beraber, boş evin de masrafını taşıyor demektir. Bu durum çoğunlukla ev sahibinin “meyilli” satıcı olduğunu gösterirken, alıcının pazarlığa 1-0 önde başlamasını sağlar. Bu sebeplerden dolayı, mümkünse evinizi içinde yaşanırken satışa çıkarmak en iyisi. Evinizi boş olarak satmaya mecbur kalırsanız, kurgulama (“staging”) seçeneğini göz ardı etmeyin. Genellikle yeni binalardaki model dairelerin satışında başvurulan kurgulama yönteminde, ev kiralık mobilya, aksesuar, ve dekorla döşenerek, boş bir mülk olarak değil, sıcak ve yaşanır bir yuva olarak görünmesi sağlanır.
2
SUNUM: Evinizi satışa çıkarttıktan sonra emlakçınız haftada bir veya iki kez yapacağı “Open House”lar dışında, gelen randevu taleplerinin hepsini karşılamaya çalışacaktır. Bu süreçten mümkün olduğu kadar az rahatsızlık duymak için, emlakçınızdan randevuları belli gün ve zaman dilimlerine toplamasını isteyebilirsiniz. ● Hem kendinizi strese sokmamak, hem alıcıyı huzursuz etmemek, hem de emlakçınızın rahatça işini yapmasını sağlamak için, randevular sırasında evde olmamanızda fayda var. ● Düzenli ve temiz evler daha kolay ve daha iyi fiyata alıcı bulurlar. Ev bakarken pek çok alıcının sadece gardropların değil, buzdolabının, hatta bulaşık makinesinin bile kapağını açtıklarını unutmayın. Kızmayın. Muhtemelen siz de yapmıştınız. ● Evinizi havalandırın. Tütsü, hava spreyi gibi ağır ve yapay kokulardan ve soğanlı, sarımsaklı yemekler yapmaktan kaçının. Ama özellikle “Open House” günlerinde, başlama saatinden bir-iki saat önce hafif, güzel kokulu bir tarçinli kek yapabilirsiniz – tabii mutfağı temiz bırakmak koşuluyla. Hem eviniz güzel kokar, hem gelenler kendilerini daha “ev ortamında” hissederler. Ev alırken insanların kararlarını belirleyen bilinçaltı etkenleri yabana atmamak gerek.
3
PAZARLIK VE SONRASI: Evinizi görüp beğenen alıcılar teklif vereceklerdir. Bu aşama sırasında emlakçınızla, fiyatta anlaştıktan sonra kontratın imzalanması ve kapanış için de avukatınızla direk ve net bir iletişim şarttır. ● Gelen tekliflerden bazıları sizi rencide edecek kadar düşük olabilir. Emlakçınızla konuşun ve karşı teklif vermenin gerekli olup olmadığına karar verin. Fakat bunu yaparken hiç bir şeyi kişisel olarak almayın. Mümkün olduğu kadar duygularınızı bir kenara koyup, mantığınızla hareket etmeye çalışın. ● Teklifleri sadece fiyat olarak değil, bütün paket olarak değerlendirin. Teklif yüksek olsa da finansal açıdan güçlü görünmeyen, düşük peşinat, yüksek mortgage alması gereken bir alıcı yerine, daha düşük teklif veren ama peşin para ile alacak bir alıcıyı tercih etmeniz sizin yararınıza olabilir. Zira birinci alıcı mortgage almakta sorun yaşayabilir. Coop satışlarında, mortgage dışında Coop yönetiminin alıcının başvurusunu onaylaması gerektiğini mutlaka göz önüne almak gerekir. Peşin alıcı bile olsa, geliri, kredi geçmişi, finansal durumu, veya başka bir sebepten dolayı Coop yönetimi tarafından reddedilme olasılığı yüksek olan bir alıcı, en iyi teklifi de verse, kabul etmemek sizin yararınıza olabilir. ● Kontratta yer almasını istediğiniz ek maddeler varsa, bunları mutlaka baştan avukatınızla konuşun. Son dakikada yapılan değişiklikler her iki taraf için de gereksiz huzursuzluk yaratabilir, hatta satışı tehlikeye sokabilir. Sonuç olarak ev satmak zahmetli ve stresli bir süreç. İşini iyi yapan insanlarla çalışmanız ve kendi üzerinize düşenleri yapmanız bu süreci mümkün olduğu kadar kolaylaştıracaktır. Sorularınız ve bu köşede görmek istediğiniz konular için newyorkusatıyorum@gmail.com adresinden bana yazabilirsiniz.
Kültür Sanat & Etkinlikler
20 Kasım 2013 Çarşamba
VİZYON
HUNGER GAMES DEVAM EDİYOR Amerika Birleşik Devletleri’nden başlayıp bütün dünya sinemalarında fırtına gibi esen ve gişe rekortmeni olmanın yanı sıra içeriği itibariyle de tartışmalar yaratan “Hunger Games/Açlık Oyunları”nın merakla beklenen ikinci bölümü sinemalarda. IMAX seçeneği ile izlenebilecek olan “Hunger Games” yanı sıra komedi filmi “The Delivery Man” ile dram türünden hoşlanan sinemaseverlerin kaçırmaması gereken, Judi Den-
HALDU
N ARM
AĞAN
ch’in oyunculuğu ile harikalar yarattığı “Philomena” haftanın öne çıkan filmleri arasında.
NEW YORK’TA
New York binbir türlü kültürel, sanatsal, eğlence etkinlikleriyle dolup taşan müthiş dinamik bir kent. Gidilecek, gezilecek, görülecek çok şey var. Posta212 okurlarına hafta sonu kentteki
etkinlikleri
kültür etkinliklerden bir derleme yaptık
AVENUE Q (MÜZİKAL) Bu biraz sulu ve aynı zamanda zeki kukla müzikalı zamana direniyor. Pornografi ve ırkçılıkla dalga geçen tavrı izleyenleri kahkaha tufanına boğuyor. Her türlü maskaralığın muzip bir dille dile getirildiği türünün en başta gelen bu müzikal seyredilmeye değer. Bilet fiyatları: 69-89 dolar Mekan: New World Stages Adres: 340 W 50th St. Hell’s Kitchen
THE HUNGER GAMES: CATCHING FIRE Tüm dünyada büyük yankı uyandıran “Açlık Oyunları” serisinin ikinci filminde kadroda yine Jennifer Lawrence, Liam Hemsworth, Josh Hutcherson ve Woody Harrelson yeralıyor. Amerika ile aynı tarihte Türkiye’de “Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak” ismiyle gösterime giren filmin yönetmen koltuğunda bu kez Francis Lawrence var. Suzanne Collins’in romanı Michael Arndt ve Simon Beaufoy tarafından sinemaya uyarlandı. Hunger Games ana karakterlerinden Katniss Everdeen gelece-
ğin despotik dünyasında yaşadığı maceralarla fırtınalar estirmeye devam ediyor. Genç kadın bu kez “Quarter Quell” için yarışıyor. “Açlık Oyunları” yarışını beklenmedik bir başarıyla kazanan Katniss ve partneri Peeta, bir sonraki aşama olan bölgelerarası “Zafer Turu” için beklerken, President Snow sadece 25 yılda bir yapılan ve eski Açlık Oyunları kazananlarının katılacağı “Quarter Quell” adlı yarışın yapılacağını duyurmasıyla beraber yeni maceralar başlıyor. VİZYON TARİHİ 22 KASIM
THE DELIVERY MAN Yirmi yıl önce sperm bankasına spermlerini bağışlayan David Wozniak, aradan geçen süre içinde beklemediği sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalır. O dönemde yaptığı bağışlar sayesinde farklı yerlerde 533 adet çocuğun babası olmuştur. Bir çeteye borçlandığı için başı belada olan ve hamile kız arkadaşı tarafından terkedilen David’in hayatı, bu gerçeği öğrenmesiyle birlikte tam anlamıyla altüst
olur. Üstelik sperm bankası aracılığıyla babası olduğu çocukların 142’si gerçek babalarını bulabilmek için dava açtmıştır. Ken Scott tarafından yönetilen komedide başrolleri Vince Vaughn, Chris Pratt ve Cobie Smulders paylaşıyor. VİZYON TARİHİ 22 KASIM
BAD JEWS
(TİYATRO) Joshua Harmon’ın Yahudiler’in iç dünyasına bakan oyununu Daniel Aukin yönetmiş. Ortaya keskin bir komedi, çok iyi gözlenmiş çelişkilerin canlandırılması ve seyretmesi büyük bir zevk olan üst düzey bir oyunculuk çıkmış. Yahudi kültürü ve değerlerinin tekrar canlandırılmasına ilişkin süreci eğlenceli ama keskin bir komediye dönüştüren oyun büyük beğeniyle karşılanıyor. Bilet fiyatları: 89 dolar Mekan: Laura Pels Theatre Adres: 111 Wth St. Midtown West
5 POINTZ AEROSOL ART CENTER
TWELFTH NIGHT AND RICHARD III
(TİYATRO) William Shakespeare’ın bu ünlü oyununun 2 saat 50 dakika uzunluğundaki versiyonunu Tim Carrol yönetmiş. Komediyle drama arasında gidip gelen oyunda Shakespeare’ın orijinal karakterleri yönetmen tarafından hafifçe değiştirilmiş. Oyunculuk Shakespeare uzmanları tarafından mükemmel bir seviyede olarak değerlendiriliyor. Bilet fiyatları: 25-137 dolar Mekan: Belasco Theatre Adres: 111 W 44th St. Midtown West
PHILOMENA Ünlü İngiliz yönetmen Stephen Frears son filminde Judi Dench ve Steve Coogan gibi usta oyuncular eşliğinde felsefi mesajlarla dolu bir hayat hikayesi anlatıyor. Filmin hikayesi hayattan bıkan ve veda etmeye hazırlanan politika muhabiri (Steve Coogan) ile hamile olduktan ve manastırda yaşamaya zorlanan ve elinden alınan oğlunu arayan bir kadının (Judi Dench) etrafında gelişyor. Philomena hikayesi kadar, bu film için bestelenen müziklerde de iddialı. Philomena filmi bu hafta yalnızca New York ve Los Angeles salonlarında gösterime giriyor; 29 Kasım’dan itibaren ise tüm ülkede
ği açık hava sergilerini her zaman yakalamak mümkün. Ayrıca sprey art boyama gösterilerine katılmak mümkün. Bilet fiyatları: 35 dolar Mekan: 5 Pointz Aerosol Art Center Adres: 45-46 Davis St, Long Island City
BROOKLYN FLEA dağıtımı yapılacak. VİZYON TARİHİ 22 KASIM
THE CHRISTMAS CANDLE
Max Lucado’nun çok satan romanından uyarlanan film tam anlamıyla Noel arifesine yaraşır bir hikaye anlatıyor. İngiltere’nin küçük bir kasabasında uzun yıllara yayılan bir gelenek sonucu, Gladbury’deki mumların melekler tarafından yakıldığına inanılır.
(ART CENTER) Sprey Art’ın tüm türlerini görebileceğiniz belki de dünyanın bu alandaki iddialı mekanı. Long Island City’de eski bir depodan dönüştürülen mekan 200 bin square-foot’uk bir alana sahip. Mekanda sprey art ile ilgili kuratorlarin düzenledi-
Ancak zaman değişip elektriğin bulunmasıyla birlikte bu köklü geleneğin nasıl şekilleneceği de belirsizleşir. Oyuncular, Hans Matheson, Susan Boyle ve Barbara Flynn. Filmin yönetmeni ise John Stephenson. VİZYON TARİHİ 22 KASIM
NEWSIES
(MÜZİKAL) Bugünlerde kimse gazeteleri ne yapacağını bilmiyor. Ağaçlara zarar veriyorlar, elinizi boyuyorlar, İnternet’in gerisinde kalıyorlar. Ama yine de bu eski alışkanlığımızdan vazgeçemiyoruz. Ama zamanı biraz geriye sararsak, mesele 1899’lara geldiğimizde Amerika’da gazete tam bir femonendi. Yönetmen Jeff Calhoun Disney’in oyununu alıp yeni elementler eklemiş. Sokakta gazete satan işportacılar, müthiş kıvrak danslar yapıyorlar… Eski moda ama işin hakkını tam veren bir müzikal seyretmek istiyorsanız Newsies’i kaçırmayın. Bilet fiyatları: 100-135 dolar Mekan: Nederlander Theatre Adres: 208 W 41th St, Midtown West
(ALIŞVERİŞ) Brooklyn’in ünlü bit pazarı Cumartesileri Fort Greene’de, pazarları da Williamsburg’da. Her türlü sanatçının evinize, yaşamınıza yönelik objelerini makul fiyata bulmak mümkün. Tabii yeme içme olarak da “sokak yemekleri”nin zengin alternatiflerini unutmamak lazım. Giriş ücretsiz. Etkinlik ile ilgili daha fazla bilgi almak istiyorsanız www.brooklynflea. com’u ziyaret edin.
NEW PHOTOGRAPHY
(SERGİ) Modern sanat müzesi MoMa her her yıl kendi alanlarında öne çıkan fotoğrafçıların bir seçkisini yapar. Bu yıl seçki curator Roxana Marcoci tarafından yapılmış. Fotoğrafla ilgili herkes bu sergiyi kaçırmasın. Bilet fiyatları: Yetişkinler, 25, öğrenciler, 14 doalr. 16 yaşın altındakilere ücretsiz Mekan: Museum of Modern Art (MoMA) Adres: 11 W 53rd St midtown East
Life & Style
LIFE& STYLE
Hakan Yıldırım’dan lüks spor markası
H
akan Yıldırım lüks giyim deyince Türkiye’nin ilk akla gelen moda tasarımcılarından. Yenilikçi çıkışlarıyla tanına Yıldırım, şimdi lüks bir spor markasını lanse ediyor. Hakan Yıldırım’la İstanbul’da görüştük.
Nurdan Yüzbaşıoğlu
■ Cotoure den lüks spor giyime nasıl geçtiniz? Lüks giyim zaten tasarıma başlangıç noktam. Dolayısıyla lüksün dinamiklerini de çok iyi biliyorum. Spor giyim ise tamamen benim kişisel tercihim ve stilim. Kendimi bildim bileli trend olan ürünlerden uzak durdum, rahatlık her zaman benim için ön planda olmuştur. Çok uzun zamandır bir spor giyim koleksiyonu düşüncem vardı. Bunu daha önceki koleksiyonlarımın içine yerleştirme fikrim vardı ancak daha sonra ayrı bir marka olarak çıkarmak daha doğru gelmeye başladı.
ITHACA ZEN CENTER Ithaca Zen Center New York’un kuzeyinde Upstate New York’ da 60 dönüm kırsal bir arazi üzerine kurulmuş bir nevi inziva merkezi. Merkez, doğanın kalbinde yoğun şehir yaşamının yarattığı travmatik ruh hallerini tedavi etmek amacıyla kurulmuş. Günlük programlar, workshoplar’la arınma ve ruhsal tedavi uygulamalarının yapıldığı Itaca Zen Center’de beden ve zihnin koordinasyonunu sağlayabilmek için doğal bir ortamda kişinin kendi kendisiyle başbaşa kalabileceği teknoloji ve karmaşadan uzak bir ortam
20 Kasım 2013 Çarşamba
yaratılmış. Ithaca Zen merkezi rahip Yoshin David Radin tarafından kurulmuştur. Eşi Hatice ile beraber işlettikleri merkez şifa vermek üzerine kurgulanmış. Radin merkezin felsefesini söyle açıklıyor: “Zihnin arınması, negatif enerjinin temizlenmesi, kişinin kendi içinde derinleşerek gerçek kendisiyle tanışabilmesi için doğal ortamda kendisiyle yeniden tanışması gerekmektedir. Bu süre içerisinde bilinçli yapılan meditasyon ve iyileştirme çalışmaları sayesinde hayatın yıpratıcı etkileri minimuma indirilebilir. “
geçirmeye karar verdik. Yaklaşık bir yıldır üzerinde çalışıyorduk ve sonunda ilk mağazamızı Galata’da açtık. ■ Section Mode Unique nasıl bir marka tanımlar mısınız? Bu bir lüks spor giyim markası. Dynamo firmasının çevreye duyarlı üretim şartları bu markamız için de
■ Section Mode Unique tam olarak nasıl ve ne zaman şekillendi? Böyle bir marka yaratma fikri kafamda oluştuktan sonra doğru zamanı beklemeye başladım. Tam da bu süreçte aynı zamanda yakın arkadaşım olan Dynamo Tekstil’in sahibi Kamil Coşkun ile proje üzerinde konuşmaya başladık. Dynamo çok büyük bir firma, dünyanın en büyük birkaç kumaş üreticisinden birisi. Dünyaca ünlü pek çok markayla da çalışıyor olduklarından global anlamda da bilgili ve tecrübeli bir yapıları var. Kamil’in de konuya sıcak bakmasıyla projeyi birlikte hayata
geçerli. Daha az enerji, daha az su ve daha az kimyasal harcanarak üretilen, çalışanların konforunun ve mutluluğunun maksimum düzeyde tutulduğu bir marka. Dikişinden kumaşına baskısından kalıbına lüksün tanımına uyacak şekilde üretilen, ulaşılabilir fiyat politikasına önem veren bir marka. Kısacası ulaşılabilir lüks tanı-
mıyla birebir örtüşüyor Section Mode Unique. ■ Koleksiyonu biraz anlatır mısınız? Koleksiyonda geometriden ve mimari formlardan ilham aldım. Kadın, erkek ve unisex bölümlerden oluşuyor. Bu markayla ilk defa erkek giyimine de el atmış oldum. Rahat sweatshirtler, yu-
muşacık tshirtler, montlar, etekler, jeanler, gömlekler ve elbiseler yer alıyor koleksiyonda. Rahatlığın ön planda olduğu, stil sahibi herkese kendisini iyi hissettirecek belli bir saate veya zamana ait olmayan bir marka. ■ Galata’da olmaktan memnunmusunuz? Mağazayı açmadan önce çok araştırdık. Ben kendimi bildim bileli Nişantaşı’nda olmama rağmen bu markanın başka bir yere ait olduğunu hissediyordum. Arada kararımızı sorguladığım zamanlar oldu ancak mağazayı açtıktan sonra çok doğru bir karar verdiğimizi gördüm ve şu an çok mutluyum. Galata’nın eski ve klasik duruşunun yanında son dönemde kazandığı modern kimlik markayla birebir örtüşüyor. ■ Mağaza ne zaman açıldı, mağazanın tasarımından da bahsedermisiniz? Section mode unique mağazası tasarım firması i-am tarafından tasarlandı. Londra-İstanbul ve Mumbai de konumlanan i-am firması markalar için müşteri deneyimi tasarımı üzerine uzman bir şirket. Firma semtin tarihi dokusunu ince ve yalın detaylarla modernleştirdi. Mağazada marka ve mimari tasarım birbirinden beslendi böylece tutarlı bir tasarım anlayışı ortaya çıktı. Mağaza Galata’nın en değerli sokaklarından biri olan Serdar-ı Ekrem sokakta ekim ayında kapılarını açtı.
ALL SAINTS 1994 yılında moda dünyasına adım atan All Saints, önceleri Harvey Nichols, Harrods ve Barneys gibi bir çok markanın satışını yapan mağazaların New York ve Japonya mağazalarında, sadece erkek koleksiyonuyla yer almış. 1997 yılında, markanın adını aldığı “1 Kasım Yortusu” günü, İngiltere’de, Carnaby caddesinde, ilk mağazasını açan All Saints, burada tüm erkek koleksiyonunu sevenleriyle buluşturmuş. Farklı ta-
sarımlarıyla hızla yükselişe geçen marka 1998 yılında tasarımlarına kadın giyim modelleri de eklemiş. 90’lı yılların sonlarına doğru kadın giyimine farklı bir anlayış getirerek, eskitme deri, örgü ve keskin hatlı kıyafet tasarımlarıyla bir anda moda takipçilerinin gözdesi haline gelmeyi başarmış. All Saints’in tasarımlarındaki farklılık anlayışı mağazalarıyla da oldukça örtüşüyor. İlk açtığı mağazanın yapısına sadık kalarak açtığı
Avrupa, Amerika ve İngiltere’deki tüm mağazaları Carnaby caddesinde ilk açılan mağazanın ruhunu taşıyor. Ancak aradan geçen yıllar süresince koleksiyonlarının arasına kıyafetten aksesuara birçok parça ekleyen marka, İngiltere’deki ilk mağazasını genişletmek zorunda kalmış. None Müzik piyasasının en büyük destekçilerinden biri olan All Saints, U2, Stereophonics, Kelis, Robbie Williams ve Kings of Leo gibi birçok ünlü isim-
le çalışmış. Ayrıca her yıl İngiltereli genç yetenekleri keşfetmek için düzenlenen AllMusic partileriyle de müzik piyasasının nabzını tutmaya devam ediyor. Daha çok gençlere hitap eden, kültürü, modayı ve müziği harmanlayarak bambaşka bir tarz yaratan All Saints, bugün dünya çapındaki 70 mağazasıyla daha uzun yıllar modanın öncü markalarından biri olarak kalmaya devam edeceğe benziyor.
Eldivenlerin Hanımağası Amerikalı gelinlerin New York’ta yaşayan Lamia Akar’ın kendi tasarlayıp ürettiği eldivenleri en lüks mağazalarda satılıyor. Akar’ın müşterileri arasında ünlü şarkıcı Lady Gaga da var ZEYNEP ÖZ
Selver Sarıkaya, çocuk bakıcısı olarak 8 yıl önce geldiği Amerika’da şimdi gelin saçı yapan sayılı kuaförler arasına girmeyi başardı. Sarıkaya, ünlü isim ve modellerin saçlarını da yapıyor
NEW YORK - POSTA212
N
ew York’ta yaşayan eldiven tasarımcısı Lamia Akar’ın ürünleri yediden yetmişe herkese hitap ediyor. Müşterilerinin arasında Lady Gaga gibi dünyaca ünlü isimler yer alan Akar, “Müşterilerimin şöhreti beni çok ilgilendirmiyorum. Ben sadece eldivenlerimi önemsiyorum”diyor. GAZETECİLİK YAPTI Almanya doğumlu Lamia Akar, bir Alman televizyonunda gazeteci olarak çalışırken 12 yıl önce New York’a geldi.”En çok sevdiği şehir” olarak tanımladığı New York’ta bir süre gazetecilik yaparken, kariyerinde yeni bir sayfa açmaya karar verdi. Çocukluğundan beri dikiş makinesi kullanmaya alışık olduğunu belirten Lamia Akar “ O zamanlar kendi pantolonlarımı kendim dikiyordum” diye anlatıyor. DÜNYACA TANINIYOR Akar, bir süre sonra gazeteciliğin dışında daha kişisel yeteneklerini yansıtabileceği bir alanın peşine düşmeye karar verdi. “Amerika’ya geldikten bir süre sonra, gazeteciliği bırakarak eldiven tasarımına başladım. İlk olarak eldivenlerim East Village’de bir mağazada satılmaya başlandı” diye belirten Akar’ın eldivenleri artık dünyaca tanınan markalardan Henry Bendel’in New York mağazasının yanı sıra Chicago, Berlin, Düsseldorf ve İstanbul’da bir çok mağaza ve butikte müşterilerin beğenisine sunuluyor.
Türk saç tasarımcısı
(ZEYNEP ÖZ / NEW YORK - POSTA 212)
Y
Eldivenlerin hepsini kendi evindeki atölyesinde yaptığını söyleyen Lamia Akar, neden eldiven tasarımını seçtiği sorusuna “Eldivenlerin tasarımı diğer ürünlere göre daha hızlı oluyor “diye yanıt veriyor. “İKİNCİ BİR TEN” GİBİ Akar’ın müşterilerinin arasında dünyaca ünlü pop yıldızı Lady Gaga
da yer alıyor. Gaga’nın stilisti sayesinde eldivenlerini kendisine ulaştırdığını söyleyen Lamia Akar, müşterilerinin şöhreti ile ilgilenmediğinin altını çiziyor. “Benim eldivenlerimi 13 yaşından 70 yaşına kadar herkes alıyor” diye konuşuyor. Bir kişinin üzerinde “ikinci bir ten” olarak gördüğü eldivenlerinin kendisi için en önemli olay olduğunu söylüyor.
aklaşık 8 yıl önce Au Pair adlı eğitim programı ile Amerika’ya gelen Selver Sarıkaya, şu an saç tasarımcısı olarak ABD’deki gelinleri en mutlu günlerine hazırlıyor. Bir çok ünlü isim ve modelle çalışmanın mutluluğunu yaşayan Sarıkaya “Başarımın sırrı yaptığım işi çok sevmem” diyor. 8 yıl önce Au Pair programıyla New Jersey’de bir ailenin yanına gelen Selver Sarıkaya, bu süre içerisinde eğitim gördüğü “Artistic Acedemy of Hair Design and Aestetics” aldı güzellik okulundan derece ile mezun oldu. Mezuniyet sonrasından Elle Dergisi tarafından iki yıl üst üste New Jersey’in en iyi güzellik salonu seçilen Savota Mınar’da saç tasarımcısı olara çalıştı. İşindeki başarısı o yıllardan başlayan Sarıkaya, “ Savota Mınar’da çalışmaya başlar başlamaz salonun müşteri sayısında büyük bir artış oldu” diye anlatıyor. Kariyerine bir süre sonra “Beauty by Clinica Ivo Pitanguy” cilt bakımı ürünlerinin yöneticiliğini yaparak
devam eden Selver Sarıkaya, şu an free lencer olarak saç tasarımı yapıyor. Müşterileri ise, çoğunlukla gelinlerden oluşuyor. “Müşterilerim arasında Amerikalıların dışında diğer milletlerden de bir çok kişi var. En çok gelinleri hazırlamaktan zevk alıyorum” diye anlatan Sarıkaya bu durumu şöyle açıklıyor: Gelinleri hazırlarken, aslında bir yandan da onların çocukluktan beri kurduğu hayale damgasını vuruyorsunuz. Her fotoğrafta siz de yer alıyorsunuz.” “MÜTHİŞ BİR ATMOSFER” Gelinlerle çalışmanın kendisini mutlu etmesinin bir nedeninin de her zaman pozitif ortamlarda çalışmanın verdiği güzel bir duygu olduğunu belirten Sarıkaya, “Hazırlık döneminde herkes eğleniyor. Herkes güzel olmak istiyor. Gerçekten müthiş bir atmosfer” diye ekliyor.
“BAŞARIMIN SIRRI” Müşterilerine bir arkadaş gibi yaklaştığını ve bu sayede onlarla unutulmaz dostluklar inşaa ettiğini belirten Sarıkaya, “Çok dürüstüm, ve insanaların ne istediğini dinliyorum” diye anlatıyor. Başarısının sırrı sorulduğunda ise “Benim başarımın en önemli nedeni işimi çok sevmem ve kendi bildiğimi yapmak yerine insanalara kulak vermem” diye yanıtlıyor. KENDİ GÜZELLİK MERKEZİNİ AÇIYOR Selver Sarıkaya, saç tasarımı haricinde, New Jersey Bride Magazine’in moda şovunu düzenleyerek, dergideki modelleri şova hazırlıyor. Ünlü Türk sanatçılardan ise İzel, Sıla ve Gökhan Tepe ile çalışan Sarıkaya, önümüzdeki dönemde New York’ta kendi güzellik merkezini açmayı planladığını söylüyor.
Yemek Bü yücüsü D ilara Erba y’dan
Şükran Günü’nde hindi dol ması
Şükran günü yaklaşıyor, aileler şimdiden biraraya gelme planları yapıyor. Tabii bu özel günde mutlaka hindi pişirmek lazım
DOLMA İÇİ MALZEMELER kalbi ● 1 baton ekmek ● 200 gr tereyağ ● 4-5 kereviz sapı ● 2 baş soğan ● 100 gr çekirdeği çıkmış zeytin ● 50 gr kuş üzümü ● 200 gr kestane (soyulmuş) ● 2 elma küp küp kesilmiş ● Yarım hint cevizi ● 1 baş sarımsak ● 4 defne yaprağı ● 5 adet dövülmüş karanfil ● 3 adet dövülmüş yeni bahar ● 1 dal biberiye ● 1 çay kaşığı kaya tuzu ● 1 çay kaşığı dövülmüş tane karabiber ● 2 portakalın suyu ve kabuğunun rendesi ● 1 fincan konyak
DOLMA İÇİ: Yayvan bir tencerede tereyağında küp küp kestiğimiz soğanları ve sarımsağı pembeleştiririz, üzerine yine küp küp kestiğimiz hindinin takımlarını ilave ederiz, etler mühürlenince, 1 fincan konyağı ilave ederiz. Daha sonra yavaş yavaş sırasıyla kestaneleri, küçük küçük kerevizleri, baharatları, elmayı, portakal suyunu, portakal rendesini, kuşbaşı kestiğimiz ekmeği, üzüm ve zeytini ekleriz. Bunları bir iki tur çeviriz ve içimiz hazır. HİNDİYİ HAZIRLAMA: Hindimizi pişirmeden bir gece önce, ortadan ikiye kesip bolca tuza bandırdığımız limonla “keseleriz”, yani tuzlu limonla içini dışını iyice ovalarız, öylece sarıp dolaba kaldırırız, bir gece limonuyla tuzuyla uyur. Bu işlem hem hindimizi temizleyecek, hem yumuşak pişmesini, hem derisinin çıtır çıtır olmasını hem
• YIL 1 • SAYI 27
20 Kasım 2013 Çarşamba
● Hindinin taşlıkları, ciğeri,
MALZEMELER ● 4-5 kiloluk hindi ● 1 limon ● 1 çay kaşığı kaya tuzu ● 4 defne yaprağı ● Bir avuç tane karabiber ● 2 havuç ● 1 baş soğan ● Bolca folyo kağıdı ● Keten ip
www.posta212.com
HAZIRLANIŞI de lezzetli olmasını sağlayacaktır. Hindimizi pişiriyoruz: Ertesi gün, hindinin saldığı suyu döküp, içini dolma içimizle doldururuz. Büyükçe bir fırın tepsisinin dibine karanfil, soğan, havuç, defne, tane karabiber, kayatuzu koyup hindiyi oturturuz. Hindiyi ya dikeriz, ya da ayaklarından güzelce bağlarız ki dolma içinden kaçmasın. Üzerine iyice tuz ve karabiber koyduktan sonra iyice folyoyla kapatıp fırına veririz. 350 derecede 4 saat pişiririz. 3.5 saat sonra folyoyu çıkartıp üzerinin çıtır çıtır kızarmasını sağlarız. Hindi dolma hazır, ama çıkan suyuyla da gravy yapmak isteyebilirsiniz. Gravy için hindi suyunu küçük bir sos tenceresinde çektirin ve unla bağlayın.
Şükran Günü alışveriş
HİNDİ GELENEKSEL YEMEK
Şükran Günü (Thanksgiving Day), ABD’de ve Kanada’da farklı günlerde kutlanan ulusal bir bayramdır. Kanada’da ekim ayının ikinci pazartesi günü, ABD’de ise kasım ayının dördüncü perşembesinde kutlanır. Bayramın kökeni Kızılderili ve ilk kolonicilerin ortak düzenledikleri bir hasat yemeği olsa da, günümüzde bu ülkelerde Kızılderili unsurlardan ayrışarak yalnız aile ve tanrıya adanan bir hal almıştır. Hindi bu günün geleneksel yemeğidir.
çılgınlığına döndü Yaklaşık 400 yıldan bu yana Amerikalılar için en anlamlı günlerden birisi Thanksgiving Day yani Şükran Günü’dür. Ne yazık ki bugün de anlamını yitiriyor ve alışveriş çılgınlığına dönüşüyor (NEW YORK –POSTA 212)
A
lışveriş çılgınlığının zirveye çıktığı Noel’in tersine Şükran Günü, adının da belirttiği gibi Amerikalıların sevdikleriyle, uzun zamandır görmedikleri yakın akrabalarıyla bir araya gelme fırsatı. Şükran Günü sahip oldukları nimetlere bir teşekkür anlamına geliyor.
Hatta bunun için pek çok Amerikalı çok uzun yollar aşmayı göze alarak aileleriyle bu özel günde buluşuyorlar. KARA CUMA’YA DÖNDÜ Tabii bu özel perşembe günleri son yıllarda gerçek kutlamanın sadece bir girizgahı olmaya başladı. Şükran Günü’nü izleyen cuma artık,
alışverişten gözlerin döndüğü “Kara Cuma” olarak da adlandırılıyor. Genellikle Şükran Günleri’nde büyük alışveriş merkezleri kapalı oluyor. Ama yavaş yavaş, alışverişin bir kenara bırakıldığı bir Amerikan geleneği tarihe karışıyor. En son alışveriş devlerinden Macy’s’in, Şükran Günü’nde kapalı olma uygulamasından vazgeçtiklerini açık-
laması, bu tarihi günün en önemli özelliğinin yok olmak üzere olduğunu gösteriyor. Şirket yetkilileri, rakipleri Lord & Taylor’un geçen yıl sabah 10’da kapılarını açması üzerine, kendi müşterilerinden kapalı olmaları nedeniyle aldıkları yoğun şikayetleri bu kararlarına neden olarak gösteriyor. Şükran Günü, Amerikalıların gö-
zünde, bugüne kadar hiç bir zaman hediye alma – vermeyle bağlantılı olmamasıyla diğer özel günlerden çok farklı bir anlama sahip. Maddi hediyelerden çok manevi değerlerin, sevginin, şükran duymanın göstergesi olan bu özel gün de artık alışveriş çılgınlığına kurban gidiyor.
ABD’de Şükran Günü için en gözde şehirler Tatilciler için büyük bir fırsata dönüşen Şükran Günü için POSTA212 olarak gidebileceğiniz yerleri araştırdık. İşte en popüler sahiller ve şehirler: (NEW YORK –POSTA 212) atil döneminin başlangıcı olan Şükran Günü, bütün Amerikalıların ortaklaşa kutladığı tek kültürel bayramdır. Şükran günü için seyahat edenler de genellikle aileleriyle zaman geçirmeyi tercih ediyor. Bu nedenle otel fiyatları ucuzluyor ve Şükran Günü tatilciler için büyük bir fırsata dönüşüyor. Şükran Günü tatile çıkacaklar için ABD’nin en iyi şehirlerini araştırdık ve görünen o ki en popüler adresler, sahiller ve büyük şehirler.
T
CHICAGO New York gibi kendi kutlamalarıyla binlerce kişiyi çeken Chicago, Illinois, konferans takvimi değişikliği nedeniyle bu yılın gözde şehirlerinden birisi. Törenin yanı sıra, Şükran Günü haftası açık olan Christkindlmarket’e gidip alış veriş yaparak tatillinize renk katabilirsiniz. McCormick Place , South Loop ve Soldier bölgelerinde 4 yıldızlı bir otelde ortalama oda fiyatları ise 73 dolar.
NEW YORK Her yıl yüzbinlerce ziyaretçi akınına uğrayan New York, bu yılda Şükran Günü için en popüler destinasyon. New York’un en popüler turist destinasyonu olmasının nedenlerinden biri her yıl milyonlarca kişinin katıldığı Macy’s Şükran Günü Töreni. Bunun yanı sıra, dünya mutfağıyla ünlü restoranlarında lezzetli yemekler yiyip yüzlerce mağazada alış verişin tadını çıkarabilirsiniz. New York, listenin en popüler şehri olsa da Şükran Günü için özellikle son dakika rezervasyonlarında uygun fiyatlarda oda bulabilirsiniz. Oteller son dakikada yüzde 60’lara varan indirimler yapabiliyor. Ayrıca, Sandy Kasırgası nedeniyle geçen yıl kapalı olan 30 otel bu yıl açıldığı için oda fiyatlarının düşük olacak gibi görünüyor. Şehir merkezinde ve Soho bölgelerinde 3 yıldızlı bir otelin geceliğine ortalama 157 dolar ödemeniz gerekiyor.
KALİFORNİYA
ORLANDO Orlando, Florida, Şükran Günü için ilk aklınıza gelen yerler arasında olmayabilir ama şehir her zaman okul tatili süresince en popüler tatil yerleri arasında yer alır. Ama Orlando’nun en dikkat çeken yanı ucuz olmasıdır. Şükran Günü’nü Orlando’da geçirmeye karar verirseniz Walt Disney’de bu ay başlayan yapay kar yağdırılan muhteşem festivalde eğlenebilirsiniz. Orlando şehir merkezinde 4 yıldızlı bir otelde ortalama oda fiyatı ise 61 dolardır.
Kaliforniya; Los Angeles, San Diego ve San Francisco şehirleriyle Şükran Günü’nde sonbahar rüyanızı gerçekleştirecek bir dizi aktivite sunuyor. Los Angeles Pershing Square “Downtown on Ice” etkinliğinde Kaliforniya’nın sıcak havasında buz pateni bile yapabilirsiniz. Redondo Beach ve Hermosa Beach bölgelerinde 4 yıldızlı bir otelde geceliğine 74 dolar ödeyerek Şükran Günü’nüzü unutulmaz bir anıya dönüştürebilirsiniz. Kasım’da yaklaşık 18 derece olan San Francisco serin havasıyla ve etkileyici sonbahar manzarasıyla Şükran Günü için iyi bir seçim olabilir. Financial District ve Embarcadero bölgelerinde 3 yıldızlı bir otelde oda fiyatı ortalama 91 dolar.
LAS VEGAS Şükran Günü haftası aynı zamanda Las Vegas’ın renkli ve ışıklı gecelerini görmek için yılın en ideal zamanıdır. Beş yıldızlı otellerde düşük fiyatlarla yer bulacağınıza da emin olabilirsiniz. Ayrıca, dünyaca ünlü şeflerin ve restorantların bulunduğu Las Vegas’ta, lezzetli bir Şükran Günü yemeği yiyebilirsiniz. Ama rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Sadece ortalama 95 dolar ödeyerek bu dönemde 5 yıldızlı bir otelde konaklayabilirsiniz.
MIAMI Miami, Florida, aslında her zaman tatilcilerin gözdesi olan bir şehirdir. Ama popüler olmasına rağmen Şükran Günü için uygun fiyatlarda odalar bulabilirsiniz. Sıcaklığın yaklaşık 29 derece olduğu Miami’de tatilinizi okyanus kıyısında güneşlenerek geçirebilirsiniz.