YAYIN KURULU
Fatih UYUMAZ Şehriban UYUMAZ Özgür TÖNBÜL Rahime ÜNAL ÇETİNKAYA
YAZI İŞLERİ VE TASARIM
Fatih UYUMAZ Şehriban UYUMAZ Özgür TÖNBÜL Rahime ÜNAL ÇETİNKAYA
İLETİŞİM VE YAZI GÖNDERME psikomavi@gmail.com https://www.facebook.com/psikomavidergisi https://instagram.com/psikomavidergisi
Psikomavi E-Dergisi 2 ayda bir yayınlanmaktadır. Psikoloji, kültür ve edebiyat konularında yazılar içermektedir. Dergide yayınlanan yazılardan yazarın kendisi sorumludur.
Psikomaviden… 14. sayımızda TRAVMA ile karşınızdayız. Travmayı anlatmak o kadar zor ki yazı sürecinde gerçekten çok zorlandık. Travma yaşayanların ve travmatize olmuş insanlara yardım edenlerin yaşadığı çaresizlik duygusunu dergimizi hazırlarken kimseyi incitmemek ve yaralamamak adına bizlerde yaşadık.
Ülkemiz maalesef ki travmatik yaşantıların çok fazla yaşandığı, her gün karşılaşabileceğimiz olayların sıklıkla görüldüğü bir ülkedir. Depremler, seller, savaşlar, çatışmalar, taciz, tecavüz gibi bir çok travmatik yaşantıyla iç içeyiz. Bu sayımızda sizler için travma konusunu derinlemesine işledik. Ruhsal travmanın dinamikleri, travmatik yaşantıya ek olarak ikincil yaralanmaların travma etkisi, çocuklarda ruhsal travma belirtileri, travma ile baş edebilme yolları ilgiyle okuyacağınız psikoloji içerikli makalelerimiz. Ayrıca bu sayımızda hemşirelik mesleğinden arkadaşımız travma yaşayan hastalara hemşireler açısından yaklaşımı kaleme aldı. Serbest çağrışım, PsiKitap ve PSinema bölümlerimiz yine dopdolu.
İyi okumalar.
İÇİNDEKİLER
1-2 3-8
Psihaber-Araştırma 26-27
Travmalı Hastalara Yaklaşım
28-31
Sarsıntı
TSSB’nin Psikodinamiği
9-13
İkincil Yaralanmalar ve Sosyal Destek
14
Serbest Çağrışım
32
Psikitap
15-19
Travmatik Yaşantılarla Baş Edilebilir Mi?
33
PSinema
20-25
Çocuklarda Ruhsal Travma
Psikomavi
1
Psikohaber – Araştırma
Çiğdem Hocamızı Kaybettik! Sosyal psikoloji alanında duayen olan Prof.Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Çiğdem hocamız kitaplarıyla ve verdiği dersler ile birçok psikoloji ve pdr öğrencisine ışık olmuştur. Sevenlerine, öğrencilerine ve psikoloji camiasına baş sağlığı dileriz. Çiğdem Kağıtçıbaşı Kimdir? Türkiye Bilimler Akademisi'nin kurucu üyesi olan Kağıtçıbaşı, Orta Doğu Teknik Üniversitesinde 1969-73 yılları arasındaki Psikoloji Bölümündeki hocalığının ardından uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesi'nde görev yaptıktan sonra Koç Üniversitesi’ne geçmiştir ve ölene kadar orada ders vermiştir. Önceki dönemlerde, Koç Üniversitesi Fen, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi dekanlığı görevini de üstlenmiştir(1998-2001) aynı Fakültede Yönetim Kurulu üyeliği yapmıştır. Öte yandan, Duke, Colombia, Harvard ve Kaliforniya-Berkeley üniversitelerinde de misafir öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Araştırmalarında, insan gelişimi ve aile arasındaki etkileşimi kültürlerarası bir bakış açısıyla incelemiştir. Geliştirdiği kültürlerarası benlik ve aile modeli ile psikolojide ABD egemenliğine karşı çıkmış ve bu karşı duruşuna rağmen en büyük övgüyü yine ABD'de almıştır. AÇEV Anne Çocuk Eğitim Vakfı'nda pek çok sosyal uygulamanın başlatıcısı olmuştur. Geliştirdiği anne-çocuk eğitimi ve erken destek projesi 62 ilde uygulanmaktadır. Ayrıca, bulunduğu onlarca uluslararası dernek yöneticiliklerinin en önemlisi 2000 yılına kadar sürdürdüğü Dünya Psikoloji Derneği'nin yardımcı başkanlığıdır. Kağıtçıbaşı, uzun yıllar UNICEF danışmanlığı da yapmıştır. Türkçe ve İngilizce olarak kaleme aldığı, çeşitli bilimsel dergi ve kitaplarda yayınlanan 200'e yakın makalesi vardır ve toplam 28 kitaba yazarlık yapmıştır. Çalışmaları, aile, ana-babalık, erken çocukluk dönemi ve kültürel bağlamda insan gelişimi üzerine kuramsal ve uygulamalı araştırmaları kapsamaktadır.
2
Psikomavi
Çocuklara Travmayı Nasıl Anlatıyoruz ve Bundan Nasıl Etkileniyorlar? Travmatik yaşantılar, kişide oldukça stres verici ve çeşitli duygusal ve davranışsal sorunlara yol açabilen yaşantılardır. Ancak travma yaşantısının anlamı ve birey üzerindeki etkisi, bireyin zihinsel kapasitesine, kendisinin ve çevresinin olaya verdiği anlama göre değişir. Çocukların, yetişkinlere göre travmalardan daha derinden etkilendiği biliniyor. Mustafa Koç öncülüğünde yapılan bir çalışmada, çocukların travmanın kendilerine söylenme şekli ve zamanının travmaya yönelik bilişsel, duygusal ve davranışsal belirtilerde bir farklılaşma yaratıp yaratmadığı incelendi. Bu amaçla 7-12 yaş arası çocuklarla çalışıldı. Travma olarak çocuğun birinci dereceden akrabasının kaybı (ölümü) ele alındı. Araştırmanın sonucunda, çocuklara travmanın “saklanarak” daha geç söylendiği ve çocukların travmayla ilgili sorularına “anı kurtarmaya” yönelik cevaplar verildiği ortaya çıktı. Ayrıca çocukların travmayı gerçekten fark ettiği anda korunmasız kaldığı için travmayı inkar ettiği ve travmaya özlem, üzüntü, hayal kırıklığı, korku ve yalnızlığın eşlik ettiği görüldü. Zamanla çocuklarda gözlenen tepkiler arasında içe kapanma, saldırganlık, uykusuzluk, okula devamsızlık, çekingenlik ve bağımlılık gibi davranışların olduğu belirtildi.
Detaylar için kaynak Koç, M., Çolak, T. S., & Düşünceli, B. (2012). Söylenme zamanı ve şekline göre travmaya verilen bilişsel, duyuşsal ve davranışsal tepkiler (7-12 yaş). Elementary Education Online, 11(1), 75-84.
Psikomavi
3
Makale
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞUNUN PSİKODİNAMİĞİ Psikomavi Dergisi Kollektifi
Aşırı strese yol açan bir olaydan sonra
ve fizyolojik tepkiler gösterilir. Travmatik
görülen yoğun, uzamış ve bazen de
olayı hatırlatan her şeyden kaçınma vardır.
gecikmiş belirtiler grubunu tanımlayan tanı
Travmatik olaylarla beraber bireylerde
kategorisidir.Bir aydan uzun sürer.
uyarılmışlık düzeyleri artar.
Travma
Sonrası
Stres
Travmatik olay insanların yol açtığı
Bozukluğunda kişi travmatik bir olayla
bir olaysa bu bozukluk daha ağır olur ve
karşılaşmış ya da tanık olmuştur. Kişide
daha uzun sürer.Travma Sonrası Stres
aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme
Bozukluğu
vardır.
yaşamıyorken kendileri yaşıyor oldukları
Travmatik
düşüncelerle,
yaşantılar
düşlemlerle
sürekli hatırlanır.
için
ya
olan
da
kişiler,
yaşamda
başkaları
kalmak
için
Travmatik olay yeniden oluyormuş gibi
yaptıklarından ötürü suçluluk duyguları
hissedilir, davranılır. Travmatik olayları
içinde olabilirler.
hatırlatan olaylara karşı yoğun psikolojik
4
Psikomavi Kaçınma tutumları kişilerarası ilişkilerini
Düşlemler; düşünceler, algılar
bozabilir, evliliklerinde çatışmalara yol
ya
açabilir
işlerini
olabileceği gibi dissosiyatif geri
örneklemlerinde
dönüş yaşantıları şeklinde de
ya
da
bu
yüzden
yitirebilirler.Toplum
da
düşler
şeklinde
yaşam boyu görülme sıklığının yaklaşık
olabilir.
Dissosiyatif
%8
dönüşler
bilinç
olduğu
bulunmuştur.Belirtiler
bozukluğu
genellikle travmatik olayı izleyen ilk üç
olmaksızın
ayda ortaya çıkabilir ancak aylar hatta
yeniden yaşanmasıdır.
yıllar sonra ortaya çıktığı da olur.Olguların
geri
travmatik
3. Heyecansal
olayın
Sınırlılık
ve
yaklaşık yarısı üç ay içerisinde düzelir
Kaçınma:
ancak kimilerinde belirtiler 12 aydan uzun
sınırlılık, hastaların kendilerini
bile
kontrol
sürebilir.İkincil
yaralanmalar
Heyecansal
etmedeki
güçlüğün
oluşları
sonucu,
belirtilerin yeniden ortaya çıkmasına sebep
farkında
olabilir
enerjilerini
dış
çekerek
dünyadan kendilerine
Çeşitli sınıflamalarda TSSB semptomları
yöneltmeleri, bunun da bireysel
genel
doyumluluğu
olarak
şu
başlıklar
altında
toplanmıştır:
gelişen
1. Artmış Uyarılmışlık: Artmış
bir
sınırlamasıyla tablo
düşünülmektedir.
olduğu
Heyecansal
uyarılmışlık belirtileri, bireyin
sınırlılık ve kaçınma ile baş
travmayla
edebilmek
karşılaştığı
sırada
için
ergenlerde
yaşadığı ve onu hayatta tutacak
saldırgan davranışlar ve madde
olan
kötüye
yaşantı
örneklerinin
kullanımı
uzantısı olarak düşünülebilir.
görülebilmektedir. Kaçınma, dış
Stres karşısında ilk yanıt olan
dünya ile ilişkideki yordanamaz
uyarılmışlık
tepki
artmış
hali,
TSSB’de
uyarılmış
şeklinde
duygusal sınırlılıklar nedeniyle
Uyku
hem savunma hem de dış
kendini
gösterir.
düzensizliği,
irritibalite
impulsivite
önde
ve gelen
belirtilerdir.
kalıpları,
dünyaya
gerginlik,
katılamamanın
getirdiği bir uzaklaşma, çekilme şeklinde göstermektedir.(Özgen
2. Travmatik Tekrar
Olayın
Tekrar
Yaşanması:
Aydın;1999)
kendini ve
Psikomavi
5
DSM-5’e göre TSSB gelişmesine neden
ve doğrusal bir rota çizmezler. (Akcanbaş,
olacak travmalar; askeri çatışmaya katılma,
2009)
saldırıya uğrama, işkence, savaşta esir
Kurban
bilim
kapsamında
bir
düşme, toplama kamplarında bulunma,
kişinin kurban psikolojisine girmesi için
doğal ya da insanların neden olduğu
aşağıdaki süreçlerden geçmeleri şarttır:
felaketlerle
karşılaşma,
ciddi
trafik
kazaları, yaşamı tehdit edecek bir hastalık tanısı alma gibi olağan dışı travmatik
1. Travma yaratan bir olay (birincil yaralanma)
olaylardır. Çocuklar için korku, vahşet, yaralanma olmasa bile gelişime uygun
2. Kişi
kendisine
destek
olması
olmayan cinsel deneyimler travmatik olay
beklenen şahıs ve kurumlardan
olarak kabul edilmektedir. (Özgen ve
aşağıdaki tepkileri gördüğü süreç
Aydın; 1999)
(ikincil yaralanma) a. Kurbanın
travma
problemleri
TSSB’nin Dinamiği
ile
hafife
ilgili
alınması
veya kendisine inanılmaması TSSB dairesel bir rota izleyerek
b. Travmadan
kendini gösterir ve yeniler. Birinci fazda
suçlanması
travma yaratan olay istem dışı yeniden yaşanır ve tedirginlik, sinirlilik, aşırı
c. Gerekli
dolayı
ilgi
kurbanın
ve
bakımın
verilmemesi
uyarılma ortaya çıkar. Takiben duyguların bastırılması fazı başlar. Bu fazda birey adeta
duygularını
uyuşturur.(Akcanbaş,
2009)
TSSB’nin Evreleri
3. Sonuçta travmaya uğrayan kişi toplumun
onu
“kurban”
etiketini
Kurban
etiketi
yetersiz,
küçük
anlamlarını Paul Hanson travmaya uğramış kişiler üzerine yaptığı araştırmalarda, bu kişilerin kurban olma, hayatta kalma ve başarı evrelerinden geçtiklerini saptamıştır. Bu evreler net olarak birbirinden ayrılamaz
(Akcanbaş, 2009)
damgaladığı kabul
genelde hatta
eder. zayıf,
ahlaksız
içermektedir.
6
Psikomavi yüzeyine çıkarttıkça baskı altında
a. Kurban Süreci
tutulan duygular
ve korkuların
Travmaya uğrayan kişi kendi iç
kişinin
üstünde
dünyasında
başkalarıyla
ve
başkalarıyla
ilişkilerinde
problemler
kendi olan
ve
ilişkilerindeki
olumsuz etkileri azalmaya başlar.
yaşamaktadır. Bu duygu kaosu içerisinde
travma
ile
ilgili
c. Başarma Süreci
hatırladıkları yok denecek kadar azdır. Özgüvenini yitirmiş olarak
Bu süreçte kişi incinme odaklı
yaşam sürerken duygusal, fiziksel
olmaktan çıkıp kendinin geleceği
ve
odağına
finansal
açıdan
başkalarına
yönelmiştir.
Eğitime
bağımlı duruma düşer. Bu yeni
devam, yeni iş arayışları, iyi bir aile
travmatik yaşantılara kişiyi açık
düzeni kurmak kişinin kafasını
hale
dolduran
getirir.
Zaman
geçtikçe
planlardır.
Travmanın
travmanın kendi üzerindeki etkisini
etkileri devam etse de etkileri azdır
fark etmeye başlar ve bu onda
ve sıklıkları düşmüştür. (Akcanbaş,
depresyon, kaygı, tatminsizlik gibi
2009)
duygular yaratır. İnkar etme – kabul
etme
ikilemleri
arasında
dalgalanmalar yaşar.
TSSB’nin tedavisinde en hızlı ve başarılı sonuçların aşağıdaki özellikleri taşıyan kişilerde sağlandığı görülmektedir; 1. Travma sonucu bedensel sağlıkları
b. Hayatta Kalma Süreci
etkilenmemiş kişiler Hayatta
kalmaya
travma
ve
çalışan
onun
kişi
etkilerini
2. Travma sonucu kalıcı sakatlığı olmayanlar
bilinçdışından çıkarmaya çalışır.
3. Maddi durumu iyi olan kişiler
Bu süreçte kişi travmanın ruhsal ve
4. Destekleyici
bedensel
etkilerini
bastırmaktan
vazgeçip travmayı yaratan olayı su
ve
sevecen
aile,
arkadaş ve sosyal gruplara sahip olanlar.
Psikomavi
7
Travmanın Şiddetini Etkileyen Faktörler
Travmanın
şiddeti
ve
süresi
TSSB’nin ortaya çıkma olasılığını arttırır.
1. Tekil ve Çoğul Travmalar
Travma
yaratan
olayı
olaya
olumlu
tanım
algılama, TSSB’nin şiddeti kurbanın kaç kere
getirme
ve
travmaya maruz kaldığı ile doğru
verilen
moral
orantılıdır.
travma
TSSB’nin ortaya çıkışında etkin
travma
faktörlerdir.
Terr,
mağdurlarının
çoğul tekil
diğerleri
tarafından
destek
ayrıca
mağdurlarına göre daha fazla kişilik kopukluğu gibi trans durumlarının ve duygu
durum
yaşandığı
bozukluklarının
bireyler
belirtmektedir.
3. Süren Travmalar
Çoğul
olduğunu dolayısıyla
Bazı
travma
kurbanları
sadece
geçmişte değil bulundukları şimdiki
uzun süreli travmaya maruz kalan
zamanlarda
kişilerde kişilik kopuklukları tarzı
kalmaya devam edebilir veya travma
bozukluklar
tehlikesi
bu
kişileri
tekrar
da
travmaya
içerisinde
maruz
olabilir.
travmaya açık hale getirir. Çoğul
Kurbanlardan bazıları, özellikle aile
travmaya maruz kalan kişilerin tekrar
içi şiddete maruz kalanlar, devam
travmaya uğrama riskinin yüksek
eden travmayı anlatmayı saldırgana
olmasının nedeni bu kişilerin ilgi ve
ihanet gibi görebilmektedir. Devam
desteğe diğer insanlardan daha çok
eden travmalarda travmaya maruz
gereksinim
Bu
kalan kişinin utanma duygusu da
maruz
onun terapiste her şeyi anlatmasına
kişilerin
duymalarıdır.
tekrar
travmaya
kalma riskinin yüksek olmasının bir
engel olmaktadır.
diğer nedeni de kendilerine zarar verme davranışlarıdır. Bu durum mağduru
travmaya
açık
hale
4. Değer
Yargıları
ve
Ahlaki
Etkenler
getirmektedir. Travmanın şiddeti kurbanın değer 2. Travmanın Şiddeti ve Süresi
yargılarını ve ahlaki kurallarını ne
8
Psikomavi bilinmektedir. Bunun birinci nedeni kadar ihlal etmeye zorladığına da
doğal afetlerin süre olarak daha
bağlıdır. Kurbanın değer ve inanç
kısa olmasıdır. İkinci nedeni ise
sistemlerine
doğal afetlerde suçlanacak kişilerin
yapılan
saldırılar
kişinin tamamen kişilik yitimine sebep
olur.
Kişiler
uğradıkları
travmayı yakınları anlattıklarında “pasif
ve
edilgen”
olarak
görülmeleri,
olaydan
suçlu
tutulmaları
değer
olmamasıdır.
6. Yardımın Hızı, Kalitesi ve Diğer Faktörler
yargılarının
TSSB sadece psikolojik kökenlere
göçmesine ve ikincil yaralanmalara
sahip değildir, sosyal, biyolojik ve
sebep olmaktadır.
bilişsel
temellere
yüzden 5. Doğal Afetler ve İnsan Kaynaklı
kurbanlara
Bu
yapılacak
yardımın en hızlı ve kaliteli şekilde yapılması travmanın şiddetini en az
Travmalar
düzeye Diğer
sahiptir.
insanların
Uzman
olduğu
yardımının hızı ve kalitesi kadar
gibi
bireysel ve sosyal desteğinde hızla
travmaların kurbanlarının deprem,
sağlanması TSSB’nin sonuçlarını
sel
kaynaklı
azaltmaya
etkilenen
(Akcanbaş, 2009)
tecavüz,
neden
indirecektir.
işkence,
gibi
doğal
travmalardan
savaş
kurbanlardan daha şiddetli ve uzun süren
TSSB
geçirdikleri
yardım
etmektedir.
Psikomavi
9
Makale
RUHSAL TRAVMA: İKİNCİL YARALANMALAR VE SOSYAL DESTEK Özgür TÖNBÜL Psikolojik Danışman GİRİŞ Türkiye travmatik olayların çok
2. İnsan
sayıda yaşandığı (depremlerin, sellerin,
Kaynaklı:
Savaşlar,
işkenceler, katliamlar, tecavüz vb.
savaşların, çatışmaların, şiddet olayları) ve bunların her an başımıza gelebileceği bir ülkedir.
afetlerle de oluşsa bunlarda mutlaka insan
Ruhsal travmatik
Ruhsal travmalar ne kadar doğal
travma,
olaylarla
bilinçdışında
insanoğlunun
karşılaştığı
bastırmaya
zaman çalıştığı
olaylardır. İnsanoğlu bu olaylardan ne kadar örselenerek çıkarsa ruhsal travmaya maruz kalma olasılığı da o kadar artar. Ruhsal travmalar 2 sebeple oluşur: 1. Doğal Afetler: Depremler, seller, heyelanlar, yangınlar vb.
kaynaklı
eksiklikler
söz
konusudur.
Örneğin bir müteahhitin yapmış olduğu inşaattaki eksiklikler nedeniyle o evde yaşayanların deprem sonucunda ölmeleri, dere
yataklarına
yapılan
evlerde
yaşayanların oluşan bir sel sonucu evlerini kaybetmeleri
ya
olmalarından
dolayı
da
buna ruhsal
tanık travma
yaşamaları doğal kaynaklı travmalarda bile insan kaynaklı etkilerin bulunduğunun, iki
10
Psikomavi kavramın birbiriyle iç içe olduğunun
varsayımlarının yıkılmasına neden olabilir.
göstergesidir.
Travmatik olaylarla birlikte insanda stres
Travmanın
birincil
etkilerinden
daha çok ikincil yaralanmaları ve sosyal desteğin yeterli olmaması da travmanın şiddetini
arttırmaktadır.
bakıldığında
sadece
Bu
açıdan
travmatik
olayın
hormonu
aşırı şekilde çalışmaya başlar.
Stres kaynağı ortadan kalktıktan sonra bile bedende kalarak en küçük uyarana karşı bedenin tekrar stres tepkisi üretmesine neden olur.(Yılmaz;2006)
kendisi ruhsal travmaya neden olmamakta,
Travmanın neden olduğu fizyolojik
ayrıca insanların kullandığı dil, toplumun
değişmeler; genel olarak aşırı uyarılmışlık,
bakış açısı, ailenin sosyal desteği, devletin
olaya ilişkin rahatsız edici düşünceler ve
yardım eli gibi sosyal olaylar da ikincil
kaçınma
yaralanma olarak travmaya etki etmektedir.
toplanabilmektedir. Travmatik yaşantılar
tıp
altında
sonucu ortaya çıkabilecek tepkileri de şu
RUHSAL TRAVMA Travma
başlıkları
başlıklar altında toplayabiliriz: dilinde
yaralanma
demektir. Psikolojide kullanılan anlamı ise ruhun yaralanması, örselenmesidir. Travma kişinin ruhsal ve bedensel varlığını değişik
Fiziksel Tepkiler: Mide rahatsızlıkları, yorgunluk, titreme, baş dönmesi, baş ağrıları, göğüs ağrısı, kalp çarpıntısı.
biçimlerde sarsan ve inciten her türlü
Duygusal Tepkiler: Kaygılı olma, korku,
olaylar bütünüdür.(Damka;2009)
kızgınlık, suçluluk, panik hali, inkar,
Travmatik yaşantı kişinin psikolojik
depresif duygu durum, öfke, huzursuzluk.
iyilik halini, sosyal güvenliğini tehdit
Davranışsal Tepkiler: Ani davranışlar,
ederek
yeme sorunları, irkilme, korkma, kendini
kişinin
hissetmesine, duyguları
kendini
yetersizlik
engellenmiş ve
yaşamasına
çaresizlik sebep
olur.(Damka;2009) Travmatik olaylar aynı zamanda kişilerin önceki şemalarının ve dünyanın güvenilir bir yer olduğuna ilişkin temel
geri çekme. Sosyal sorunlar,
Tepkiler: yargılama,
Sosyal
ilişkilerde
suçlama,
sosyal
hayattan uzaklaşma ve her şeyi kontrol altında tutma isteği.(Damka;2009)
Psikomavi
11 izleyerek
Ruhsal travmada stresörün etki şiddetini arttıran etkenler şöyledir:
insanların
kendi
başlarına
gelenlerden kendilerini sorumlu tutmaları ya
da
başkaları
tarafından
sorumlu
tutulmalarıdır. İkincil yaralanmalar kişinin -
Birey için öznel anlamı olması
kendisini çevresinden daha çok geriye
-
Karşı
çekmesine,
karşıya
kalma
süresinin
iletişimi
kesmesine
sebep
uzaması
olabilir. İkincil yaralanmalar kişinin iş ve
-
Karşılaşmanın ani olması
toplumsal
-
İnsan tarafından oluşturulması
Örneğin; kişi kendisini iş yerinde güvende
-
Ölüm tehdidi içermesi
hissedemeyebilir,
-
Fiziksel
-
-
yaralanma
ile
birlikte
engelleyebilir.
travmatik
düşüncelerinde
canlanabilir
olaylar ve
iş
olması
arkadaşlarının
Gaddarlık ve insanlık dışı olay
dolayı
içermesi
kalabilir.(Akcanbaş,2009; Sungur,1999)
Kişide
suçluluk
Kişinin
köşeye
olumsuz
işini
tutumlarından
bırakmak
zorunda
duygusu
uyandırması -
yaşamını
sıkışmışlığı
hissetmesi (Özgen ve Aydın;1999)
İkincil yaralanmalara yol açan davranış tarzları şu şekilde oluşmaktadır 1. Travmatik yaşantıya maruz kalan
İKİNCİL
YARALANMALAR
VE
SOSYAL DESTEK
bu
belirtilerin
daha
çok
yaşanmasına neden olabilecek diğer bir durum ise ikincil yaralanmalardır. İkincil yaralanmalar, kişinin çevresindeki kişiler tarafından
travma
eleştirilmesi,
bu
inanmamak
ile
ilgili
yalanlamak
konuda
kişinin
yaşadıklarını
önemsizleştirme 3. Travmatik yaşantıya maruz kalan kişiyi suçlama 4. Travmatik yaşantıya maruz kalan kişiye nasıl davranacağını bilmeme,
kişiye
cehalet 5. Travmatik yaşantıya maruz kalan
ailenin desteği ve güvenini geri çekmesi
kişiye
vb.
yaklaşmak
oluşur.
çoğunlukla
İkincil
yaşamlarında
yaralanmalar hiç
travma
yaşamamış insanların travmaya maruz kalmış
kişilere
onu
olarak
inanılmaması, onunla dalga geçilmesi,
ile
veya
2. Travmatik yaşantıya maruz kalan
Travmatik yaşantılara maruz kalan kişilerde
kişiye
sabır
ve
gaddarca
ve
acımasızca
6. Travmatik yaşantıya maruz kalan kişiye uygunsuz sorular sormak
anlayış
7. Travmatik yaşantıya maruz kalan
göstermesini bilmemelerinden kaynaklanır.
kişiye sağlanan yardımın gecikmesi
İkincil yaralanmalar herhangi bir travmayı
veya
yardıma
zor
ulaşılması
12
Psikomavi ortadan kaldıran veya nötralize Ruhsal travmanın kendisi kadar önemli olan travmanın kişi tarafından nasıl
eden önemli bir etkendir -
olarak kendini ifade edebilmesini,
algılandığıdır. Bu nedenle travmanın
en azından travmatik yaşantıyı
uzun dönem etkilerini önlemek için yapılacak girişimlerden biri travmanın hemen
sonrasında
gelenleri
kişinin
birileriyle
başına
paylaşmasını sağlar. -
ailesel
bir
sorunun
olup
gibi
özellikler
-
biçimini
sonrasında
Travma
yaşanan
ortamın
destek
yararlanabilmesinin
kaynaklarından kolaylığı
biçiminde
dolu
gelişebilecek
sağlar -
Kişiyi
beklenmedik
ikincil
yaralanmalardan
korur
(Sungur,1999)
yardım ağı ve destek kaynakları ve bu
tehlikelerle
yeni şemalarının esnekleşmesini
destekleyici olup olmaması, bireyin
bireyin
düşüncelerini
dünyanın
olduğu
travmanın
etkiler.
verdiği
Sosyal destek ve paylaşma, bireyin dış
algılanış ve travmayla ilgili bilginin işleniş
tepki
değiştirmesini sağlar
olmadığı ve travmayla başa çıkma becerisi
uygunsuz
konusundaki
sağlamaktır. Travmaya uğrayan bireyin
kişiliği,
Bireyin travma sonrasında yetersiz veya
paylaşmasını
daha önceki deneyimleri, travma öncesi
Kurbanın travmatik yaşantıyla ilgili
SONUÇ
veya
Özellikle toplumsal travmalarda ikincil
zorluğu, travmanın etkilerinin çabuk
yaralanmalar çok fazla yaşanabilmektedir.
atlatılıp
Travmaya
atlatılmamasını
belirleyen
önemli etkenlerdir. (Sungur,1999)
duyarlılıkları
maruz
kalmış
kişilerin
düşünülmeden
yapılan
yorumlar, kullanılan cümleler travmanın Sosyal
destek
kronikleşip
akut
TSSB’nin
kronikleşmemesini
belirleyen önemli bir etkendir. Çünkü sosyal destek; -
-
Kişiye
şiddetini arttırabilmektedir. Toplumsal yetkililerinin
kullandığı
devlet
söylemler,
kelimeler özenle seçilmelidir. Travmanın etkisini
hafifletici
yöntemleri
göstermenin,
kullanmalıdırlar. Aksi taktirde toplumsal
sevgi ve empatinin önemli bir
travma toplumsal hezeyanlara dönüşme
ifadesidir
tehlikesine girebilir.
Kontrol
sevildiğini
travmalarda
kaybının
yol
açtığı
çaresizlik ve yetersizlik duygularını
Psikomavi
13
Son zamanlarda toplumsal travmalarda ikincil
yaralanmalara
neden
olan
olaylardan birisi de sosyal medyada kullanılan ifadelerdir. Travmatik bir
KAYNAKÇA 1. Sungur, M Z. İkincil Travma ve
Sosyal
Destek,
Klinik
Psikiyatri, 1999; 2: 105-108
yaşantı ile mücadele etmeye çalışan insanların yaşamlarının kullanılması,
2. Damka , Z. Sığınma Evinde
istismar edilmesi travma mağdurlarının
Kalan
ruhsal süreçlerini de etkilemektedir.
Kadınlar:
Şiddet
Mağduru Ankisyete
Duyarlılığı, Travmaya Bağlı Yaşanan
toplumsal
travmalarda
Suçluluk,
Travma
Sonrası
devletin sosyal desteğinin bir an önce
Stres Bozukluğu ve Psikolojik
ve yeterli ölçüde topluma ulaşması
Belirtiler, Yüksek Lisans Tezi,
yaşanan ruhsal travmanın şiddetini
2009
azaltmaktadır.
Yardım
çadırlarının
kurulması, sıcak yemeklerin verilmesi, gerekli
bilgilerin
yönlendirmelerin
açıklanması,
doğru
yapılması,
3. Akcanbaş, M. Afet ve Kurban Psikolojisi: Travma Sonrası Stres Bozuklukları El Kitabı, AKUT Yayınları, 2009
gerekli psikolojik destek ve sağlık ekiplerinin hazır
bulunması sosyal
4. Aydın H, Özgen F. Travma Sonrası
desteğe örnek olarak verilebilir.
Stres
Bozukluğu,
Klinik Psikiyatri, 1999; 1: 34Toplumsal travmalara açık bir ülke olduğumuz için ruh sağlığı alanında çalışan psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman
ve
sosyal
hizmet
uzmanlarının travma ve krize müdahale konularında daha çok eğitim almaları da gerekmektedir.
41 5. Yılmaz, B. Arama Kurtarma Çalışanlarında
Travma
Sonrası Stres Belirtileri ve Travma Sonrası Büyüme ile İlişkili Değişkenler, Doktora Tezi, 2006
14
Psikomavi Serbest Çağrışım Serbest çağrışım psikanalizin en önemli tekniklerindendir. Danışana herhangi bir konu hakkında aklına gelenleri baskı uygulamadan serbestçe aktarması söylenir. Söylenen şeyler bilinçaltının bir yansıması olarak kabul edilir. Bu sayımızda “TRAVMA” ile ilgili serbest çağrışımlarımızı aktarıyoruz. Her renk bir kişiye ait çağrışımları betimlemektedir.
MAVİ
Sessiz çığlık
Deprem
TURUNCU Göz yaşı
Sallanma
KIRMIZI
İstismar
Yıkım
Korku
Cinsel şiddet
Kaçış PEMBE
Şok
SİYAH
Sarsıntı
Türkiye
Belirsizlik
Ölüm
Desteksizlik
Kayıp
YEŞİL
Acı
Deprem
MOR
Kimsesizlik
17 Ağustos
LACİVERT
Katliam
Direnç
Çaresizlik
Güç
Yalnızlık
Düğüm
Psikomavi
15
Makale
TRAVMATİK YAŞANTILARLA BAŞ EDİLEBİLİR Mİ? Sündüs ADEM Psikolojik Danışman Yaşamda beklenmeden gelişen
bizi ve
kaynaklanır. Yaşamın erken dönemlerinde
psikolojik
gelişir. Birkaç özel bireye yönelir ve yaşam
olarak etkileyen travmatik yaşantılarımız
döngüsünün büyük bir bölümü boyunca
olabilir.
sevdiklerimizi
tehdit
eden,
Bu
yaşantıları
yaşamak,
sürme eğilimlidir. Ebeveynler çocuğun
deneyimlemek
yaşamsal
olarak
çevreyi keşfetmesi için güvenli bir temel
Bu
normaldir. gösterdiğimiz
durum
karşısında
tepkiler anormal olabilir.
sağlar,
bu
ilişki
çocuğun
yaşamında duygusal
ilerideki
bağlar kurabilmesi
Zorlu yaşantılar karşısında hepimiz farklı
kapasitesini
tepkiler gösteririz. Tepkilerimizdeki bu
Erikson’ un “Temel Güven” kavramına
çeşitliliğin
önceki
da benzer; iyi ebeveynlik sayesinde birey
öğrenmelerimiz, yaşamsal becerilerimiz ve
zorluklar ortaya çıktığında kendi kendine
zorluklarla baş etme becerilerimizdir. Bu
yardım edebilir, kendisini yardım edilmeye
farklılığımızın
Bowlby
değer görür (Erikson, 1950). Bu örüntüde
“Bağlanma Kuramı” ile şöyle açıklar:
belirgin patolojik sapmalar da gelişebilir.
insanlar diğer insanlarla güçlü bağlar
Yetersiz ebeveynlik, endişeli bağlanmalar
kurma eğilimindedir, bu bağlar tehdide
ya
uğradığında
sonuçlanabilir. Duygusal bağ oluşturmak,
duygusal güvenlik
kökeni
temelini
veya tepkiler
ve
kırıldığında oluşur.
emniyet
güçlü
Bağlanma
gereksiniminden
da
belirler.
çok
zayıf
Bu
açıklama
bağlanmalarla
bağlanma davranışının amacıdır.
16
Psikomavi Yani
aile
ortamında sevgi ve kabul
sonuçlarına
katlanmayı
görerek, duygularımızı olumlu ve olumsuz
onların
olarak özgürce ifade ederek büyürken
olmalarını sağlayacak olması nedeniyle de
yeteneklerimiz
önemlidir.
ve
yapabildiklerimizle
yaşam
öğrenmeleri,
karşısında güçlü
olduğu gibi yapamadıklarımızla da kabul görmüş
daha
iyisini
yapabileceğimiz
Yaşam
sürecinde
gelişim
yönünde desteklenmiş isek çocuk ve birey
bütündür. Fiziksel
olarak sağlıklı bağlanmış, olumlu benlik
sosyal ve duygusal olarak da
gelişimi ve özgüven
gelişim göstererek
içerisinde
karşılaştığımız zorluklarla
büyür
baş etme
becerimiz de yüksek olur.
bir
olduğu gibi zihinsel, paralellik
olan bir süreçtir.
Duygularımız düşüncelere ve düşünceler davranışlarımıza
zemin
hazırlar.
Davranışlarımızın arka planında düşünce Aile içinde karar alınırken
aile üyesi
sistemlerimiz
yer
alır.
Düşünce
olarak çocukların fikrini sormak ”Sen bu
sistemimizi ailemiz ve yakın çevremizden
konuda ne düşünüyorsun?” u
sormak
öğrenir onların kabul ve onaylarına göre
güven
şekillendiririz. Hayat ve kendimizle ilgili
çocukta
aidiyat
duygusunun
ve
gelişmesi
temel için
oldukça
olumlu
duygu
ve
düşüncelerimiz
önemlidir. Ergenlik sürecinde de böyle bir
olabileceği gibi “Dünya güvenli bir yerdir,
aile ortamında büyüyen ergen kendisi ile
insanlar iyidir” bunun tersi de öğrenilmiş
ilgili konularda kendisi karar verebilecek,
olabilir. Bunun sonucunda
hangi okula gideceği,
mesleği
açımız, hatta kişilik özelliklerimiz de
hangi spor veya etkinlikle
farklılık gösterir. İyimser veya kötümser,
ilgileneceği v.b., böylelikle kendi hayatının
cesaretli veya korkak, mücadele eden veya
sorumluluğunu
üstlenebilecektir.
kabullenen boyun eğen… “Hayatta başarılı
Çocukların ergenlik süreci de dahil olmak
olmak için matematikte başarılı olmalısın,
üzere
ancak zengin olursan insanlar sana saygı
seçeceği,
yaşam
da
hangi
boyunca
mutlaka
hayata bakış
yetişkinlerin rehberliğine ihtiyacı vardır.
duyar”
Kendi kimlik ve kişilik gelişim sürecinde
özgüvenimizi sarsan ve bizde duygusal
karşılaştıkları sorunlar karşısında çözüm
anlamda travma yaşatan düşüncelerdir.
yolları bulabilecek donanıma sahip olarak yetişmeleri, yaptıkları yanlış davranışların
gibi koşullu düşünceler aslında
Psikomavi
17
“Bütün bunlardan neden bahsediyorsun,
olandır. O anda “Mahvoldum, bittim ben”
bunların travmayla ne ilgisi var?” diye
diye düşündüğümüz
sorabilirsiniz.
Dil
geride bırakabildik. Çünkü yaşam devam
Kurumu sözlüğüne göre; “Ruhbilimde
ediyor. Gelecek planlarına sahip olmak da
sarsıntı” diye tanımlanır. “Ruhumuzu
bakış
neler sarsıyor veya sarsar?” diye sorarsak
faktördür. Bunun dışında hobilerimizin
bunun farklı cevapları olacaktır. “Tüm bu
olması, spor yapmak ve hareket içinde
sarsıntılara rağmen bugüne gelmeyi nasıl
olmak
başardık? Bu zorluklarla nasıl baş ettik?”
arttırdığı için günlük hayatımızda mutlaka
tüm bu soruların cevapları aslında bizim
olması gereken güçlü bir koruyucudur.
sahip olduğumuz yaşam becerilerimiz ve
Geçmişte
yaşadığımız
güçlü yanlarımızdır. İşte bu nedenle de
kalmak,
suçluluk
travmatik
yaşantılar
boğulmak
gösterdiğimiz
tepkiler
“Travma”
Türk
sonucunda de
farklıdır.
açımız
ne kadar çok olayı
kadar
koruyucu
bir
beyindeki Seratonin miktarını
olaylara
duyguları
takılıp içinde
bizi çökkün ve depresif
hissettirir. Bunun
yerine kendimizi iyi
Örneğin boşanma A kişisi için ertelediği
hissetmeye ihtiyacımız var. Ancak bu “iyi
şeyleri yapmak, adeta hayatında yeni bir
olma veya hissetme” bir kişiye veya olaya
sayfa açmak gibi motive edici olabilirken
bağlı olmamalı. Son günlerde artan “
B kişisi için değersizlik, suçluluk ve öfke
trend” Yoga, meditasyon veya NLP gibi
duyguları yaşamasına,
etkinliklerin
sosyal ve günlük
yaşamdan uzaklaşmasına travmatik
bir
Aslındaki
kendi içsel
neden olan
enerjimizi fark etmek ve kendimizle ilgili
olabilmektedir.
olumsuz düşünceleri olumluya çevirmek
ruhumuzdaki
düzenlemek kadar
yaşantı
hepsi de
sarsıntıyı
hangi olay ve kişiden
etkilendiğimizi
ne
belirlemek
noktasından hız alıyor. Genel olarak “travmatik olay” kişinin fiziksel ve ruhsal
bütünlüğünü, denge
tamamen kendimize ve hayata bakış
halini, baş etme kapasitesini ani ve sert bir
açımızla
şekilde zorlayan, sarsan olaylardır. Doğal
ilgilidir. Evet temelde yaşam
kimseye istediği her şeyi istediği anda
afetler,
vermiyor.
kazalar,
savaş,
göç,
işkence,
Dünyanın
en
bahtsız
ve
tecavüz v.b. insan ya da doğa yapımı
kişisi
biz
değiliz,
sen
olabilir. Bu olaylar ne kadar ani ise,
değilsin!!! Yaşamda hayal kırıklıkları ve
psikolojik ve fiziksel ölüm riski taşıyorsa,
üzüntüler de var tıpkı umut ve mutluluk
verdiği kayıplar ne denli büyükse, kişinin
gibi. Aslında olayın kendisi değil olaya
sosyal desteği ne oranda azsa, yaşça ne
bakış açımız bizde travma yaratır. Yani
kadar küçükse, kişilik yapısı ne kadar
lanetlenmiş
olayın kendisi değil ona yüklediğimiz duygu, düşünce ve
anlam
travmatik
18
Psikomavi esnek ve güçlü
değil ve
travma mağdurlarının
kırılgansa,
Travmatik
bir
olaydan
sonra
ciddi anlamda
yetişkinlerin ve çocukların birkaç ay
psikolojik zorluk yaşama riskleri de o
boyunca bu tür tepkiler göstermeleri son
oranda artar. Travmatik olaylara maruz
derece normaldir. Ancak bu tepkiler altı
kalan herkes olayı takip eden haftalarda
aydan daha uzun sürerse ve gittikçe artarsa,
veya
psikolojik
günlük yaşamda uyku ve iştah bozuklukları
zorluklar yaşayabilir. Bu normaldir. Çünkü
yanında iş, aile ve sosyal yaşantıda
anormal ve olağanüstü yaşanan bir olay
sorunlar
olmuştur. Belli bir oranda stresle baş etme
psikolojik
kapasitemiz zorlanmıştır.
gerekmektedir. (1)
aylar
içinde
Travmatik
çeşitli
olaylara
uzun
yaşamanıza neden oluyorsa bir
destek
almanız
süre
maruz kalmak kişide travma sonrası stres tepkileri oluşturur. Bunlardan fizyolojik
Yaşam
sürecinde
hepimizin
olanlar ; istenmeden akla gelen düşünce
kapları kendimiz veya başkaları ile ilgili
ve görüntülerdir. Yorgunluk, bitkinlik,
olumsuz duygu ve deneyimlerle doluyor.
uykusuzluk veya uyku sorunları yanında
Bazı küçük olayları geride bırakmakta,
aşırı uyarılmış olma durumu, her an yeni
affetmekte zorlanıyoruz. Kendimizi veya
bir travmatik olay olacakmış şeklinde
başkalarını suçlayarak yaşam enerjimizi
yoğun olarak yaşanan kaygı sonucunda
azaltıyoruz. Bir uzmandan
bedenimizde olan somatik şikayetler( uzun
destek veya terapi almak ise henüz
süreli baş ağrıları, göğüs kafesimizde
alışamadığımız
sıkışma, ani ve nedensiz terleme v.b.),
hayatımızın işlevselliğinde bir aksaklık
bağışıklık sisteminin bozulması veya iştah
yaşıyor, insanlardan uzaklaşarak kendi
sorunlarıdır. Bunun dışında şu duygusal
içimize dönmüş ve gelecekle ilgili bir umut
şey.
görülür: olayın tekrarlanacağı
veya
korkusu,
yaralanmak
ölmekten
durumun
geçmesini
kaybetme,
durumda,
bir destek almamız gerekir.
korkmak,
sevdiği
kişileri
olmadığı
günlük
tepkiler
veya
beklentimiz
Eğer
psikolojik
halde
bekliyorsak
bu bu
onların ölmesinden korkma, derin üzüntü
Evet travmatik yaşantılarla baş etmek ve
ve çökkünlük, aşırı ve sebepsiz olarak
güçlenerek
yoğun
sinirlilik.
mümkündür. Terapi süreci yıpratıcı ve bizi
Travmatik olaylar sonrasında şu bilişsel
zorlayıcı olabilir. Kendi duygularımızla,
tepkiler
öfke,
gerginlik,
görülür:
algılanmasında çarpıtmalar, sınırlıklar gibi.
zaman değişiklik,
duyma
veya
kavramının algısal konuşmada
bu
olayları
atlatmak
öfke ve suçluluklarımızla yüzleşmek kolay değildir çünkü.
Psikomavi
19
Son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde ruh
üzere
sağlığı alanında çalışanlar arasında hızlı ve
değerlendirilmelidir.
yaygın olarak kabul gören istismar, taciz v.b.
özellikle
ağır travmatik yaşantılar yanında performans
yanında çocuklar, ergenler veya yetişkinler
gelişimi
için
için de
Hareketleri
kullanılan EMDR (Göz
ile
Duyarsızlaştırma
Yeniden İşleme) tekniğinden
ve
bahsetmek
çok
geniş bir yelpaze içinde
çocuklar
“Oyun için
etkilidir.
“Sanatla terapi”
kullanılmaktadır.
terapileri” Bunun
yöntemleri de
Yaşanan
travmatik yaşantıları ve
her
etkilerini
türlü sözel
isterim. EMDR, bir terapi değil ancak İki
olarak ifade etmek zordur. Bu olayların veya
yönlü uyarım ile bilgi işleme yöntemidir.
yaşantıların
Yaşanan ve beyinde
davranışlarımıza olan etkisini
kilitlediğimiz çıkartırdığı
farkında olmadan
olumsuz yaşantıların duygusal, bedensel
yöntemlerini kullanan ve bu konuda eğitim
ya da
almış olan terapist gözetiminde resim, müzik,
algımızın
becerilerimizin
olumlu yönde değişmesini
“hızlı,
güçlü
ve
sanatla terapi
ortaya
kendilik(benlik)
sağlayan
ve
bugünkü duygu, düşünce ve
baş
etme
etkili”
bir
hareket
veya dans gibi sanat öğeleri
kullanarak
ifade etmek, farkındalığımızı
geliştirmek mümkündür.
Özellikle kişilik
tekniktir. Bellek ağlarında depolanmış olan
gelişim sürecinde olan ergenlerde,
olumsuz duygu ve düşüncelerin
benlik gelişimi ve duygusal ifade aracı olarak
yeniden
olumlu yönde değişimini sağlar. Kişinin farkındalığını arttırır, yaşanan travmatik olayı
olumlu
sanatla terapi uygulamalı etkili olmaktadır. Oyun oynamak
ruhu besleyen bir
anlamlandırarak yeniden işlemesini sağlar,
aktivitedir. Çocuk oyun oynayarak büyür ve
onu duygusal anlamda güçlendirerek baş
öğrenir. Aslında oyun
etme becerilerini geliştirir. EMDR seansları
ruhumuzu besleyen bir aktivitedir…
sürecinde kişi
geçmişle hesaplaşmalarını
yapar, yaşama daha
uyum sağlar
ve
işlevselliği artar. Yaşadığı acı ile yüzleşmek, bununla ilgili olarak konuşmak acıyı daha sağlıklı düzeyde yaşamasını sağlar. Travma hiç yaşanmamış gibi bir dönüşüm olmaz ancak
travmatik
elbette
anıların kişide
oluşturduğu acının şiddeti hafifler. (2) Çocuklarda
yaşanan
travmatik
yaşantılar şiddet, taciz veya duygusal olarak onu etkileyen
alay edilmek de dahil olmak
hepimiz için
“İşitilmeyi bekleyen içsel müziklerimiz, Doğmaya çalışan içimizde olan enerjimiz nerelerde? Özgür olduğumuzda bile bizi tutan ve yakalayanlar ne? Hadi gelin, kuşlar gibi şarkı söyleyelim, dünyayı çocuklar gibi Gökkuşağının parlak ve çok rengiyle görelim Derin duygularımızla, uyum içinde gerçek yaratıcı ruhla dolu yaşayalım.” Joseph Moreno(3)
20
Psikomavi Makale
ÇOCUKLARDA RUHSAL TRAVMA Özgür TÖNBÜL Psikolojik Danışman Çocukluk çağında travmatik etkiye sahip
DSM-5’ te TSSB tanısı koymada
olabilecek en önemli etkenler; cinsel
kullanılan kriterlere ek olarak çocuklarda
istismar, ihmal, ciddi kronik bir hastalığa
travma şu şekillerde kendini gösterebilir;
sahip olma, anne-baba kayıpları, ölüme tanık olma sayılabilir. Çocukların da yetişkinler gibi travmatik yaşantı sonrası tepkiler geliştirme olasılığı vardır. Travma sonrası tepkiler her ne kadar yetişkinlerle benzer özellikler gösterse de çocuklar bu tepkileri
oyunlarında,
korkularında
daha
rüyalarında farklı
ve
biçimlerle
yaşamaktadır. Çocuklarda ruhsal travma konusunda tanı koyduracak net bir karar olmasa da çocuklar için yetişkinlerde kullanılan DSM-5’ in TSSB kategorisi kullanılmaktadır.
1. “Aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme” belirtilerinin eş değeri
olarak
“dezorganize
davranışlar ya da ajite davranışlar” gösterilebilir 2. Çocuklarda olarak
“travmanın yeniden
sürekli
yaşanması”
travmayı konu alan oyunların tekrar tekrar
oynanması
gerçekleşebilir
biçiminde
Psikomavi
21
3. Travmatik olayın “sık sık, sıkıntı veren biçimde rüyada görülmesi” çocuklarda
içeriği
anlaşılamayan şeklinde
korkunç
kendini
tam rüyalar
gösterebilir
(Demir,2008)
kalıcı ve uzun süreli olabilmektedir. (Alıcı, 2010) Motavallı (1997) makalesinde Brett’in DSM-III’ e göre TSSB tanı kategorisini çocuklar için uyarlamasını yayınlamıştır. Buna göre çocukluk çağı travmaları için gerekli ölçütler şöyledir:
Çocukların yaşı, gelişimsel özellikleri, sosyal
çevrelerinin
travmaya
tepkisi,
A. Olağan ruhsal
farklılıklar, travmayı anlayabilmesi ve
edebilme
becerisi
duygularını çocuklarda
ifade travma
sonrası dönemin gidişini önemli ölçüde belirler. Bu dönemde özellikle sosyal çevrenin
travmatik
yaşantılar
sonucu
oluşan duyguların yaşanmasını çok abartılı ya
da
çok
yüzeysel
şekilde
gerçekleştirmesi çocukların da duygularını yaşama
biçimleri açısından belirleyici
olmaktadır.(Alıcı,2010) Çocuklar
travmatik
Bir
Travmaya
Maruz Kalma: Çocukluk çağında
travmayı algılayış biçimlerindeki kültürel
anlamlandırabilmesi,
Dışı travma
yaratabilecek
faktörler şöyledir: -
Kaçırılma, rehin alınma
-
Cinayete, terörizme maruz kalma
-
İntihara şahit olma
-
Cinsel ve fiziksel istismar
-
Ciddi kazalar sonucu yaralanmalar
-
Yaşamı ciddi biçimde tehdit eden fiziksel hastalık
-
Büyük felaketler
B. Yeniden Yaşama Fenomeni: Bu olaya
maruz
fenomen
çocuğun
ruhsal
kaldıklarında gelişimsel süreçleri zarar
yaşantısındaki
görür ve sonraki gelişim görevlerinde
yansıtmaktadır. Tekrarlayıcı ses,
sorunlar ortaya çıkabilir. Olay öncesinde
görüntü ve düşünceler çocuğun
ve sırasında yaşanan stres ve gerilim
dünyasına
çocuğun
Küçük yaş çocuklarda travmaya ait
başa
çıkma
stratejilerini
ve
travma
hakim
geri
izlerini
olmaktadır.
direncini tehdit eder. Ruhsal travmalar
ayrıntılar
çocukluk çağında oluştuğunda ve doğru bir
ilerledikçe ayrıntılar artmaktadır.
biçimde ele alınmadığında etkisi daha
Canlı
anılar
plandadır,
sıklıkla
resimlerle dile gelebilir.
oyun
yaş
ve
22
Psikomavi C. Psikolojik
Uyuşukluk
savunmak için her zaman aşırı
ve
Kaçınma Davranışı: Çocuklarda
uyanık
egonun tam gelişmemesi travmatik
(Motavallı,1997)
yaşantıları
daha
zor
etmelerine
yol
Travmatik
yaşantıdan
sonra
çocukların
duygularını
ifade
etmelerinde kısıtlılık görülebilir. kaçmak
istediklerinden gerçekleştiği
travmanın mekandan
kaygılı
görünürler.
tolere
açmaktadır.
Hatırlatıcılardan
ve
geçmek
istemezler. Travma sonrası günlük işlevlerinde kısıtlama ve azalma görülür, bu sadece depresif duygu durumun sonucu değildir, bir daha travmaya maruz kalmamak için genel bir inhibisyondur. Travmaya maruz kalmış çocuklarda daha fazla ebeveynlerine yapışma ve tutunma davranışı gözlemlenir.
Çocukluk istismara gelişim
çağında
maruz
özellikle
kalmak,
düzeylerini
etkileyebilmekte
ve
cinsel
çocukların
olumsuz
yönde
çocukların
ileriki
yaşlarda travmatik etkileri sürdürmelerinin temelini oluşturmaktadır. Çocuk yaşadığı olayı
anlamlandıramamasının
korku
duymakta,
tedirgin
yanında
olmaktadır.
Yaşanan bu travma sürekli hale geldiğinde çocuk
dissosiyasyon
mekanizmalarını
sık
kullanmaya
başlayabilir.
Dissosiyatif
baktığımızda
çocukluk
travmalarının
savunma
bozukluklara çağı
etkilerini
ruhsal görmek
mümkündür. Dünya Sağlık Örgütü 1999 yılında çocuk istismarı veya çocuğa karşı kötü
D. Uyanıklıkta felaketlerden uyku
Artma: sonra
Genel
çocuklarda bozuklukları
muameleyi;
“sorumluluk,
güven
ve
yetenek ile ilgili genel durumunda çocuğun sağlığına,
yaşamına,
gelişimine
ve
görülebilmektedir. Ancak TSSB’de
değerine zarar verebilen, fiziksel ve/veya
görülen uyku bozuklukları haftalar,
emosyonel kötü davranışı, ihmali, her türlü
aylar hatta yıllarca sürebilmektedir.
ticari çıkar için çocuğun kullanılmasını
Uyku bozukluklarına bağlı olarak
içeren davranışlar” olarak tanımlamıştır.
çabuk öfkelenme, dikkatte sorunlar
(Ovayolu ve ark. , 2007)
görülebilir.
Travmaya
maruz
kalmış çocuklar adeta kendilerini
Çocukluk çağı ruhsal travmaları içinde çocuk istismarı yinelenebilirliği, çocuğa
Psikomavi
23
genellikle en yakını tarafından yapılıyor
kurbanın
olması, bu nedenle de tanımlanması ve
uğramaktadır.
tedavi edilmesi en zor olan travma şeklidir.
düşünceleri ve girişimleri sık görülmektedir.
Cinsel
Kişilerarası ilişki kurma ve sürdürme cinsel
istismar
çocuğun
bir
yetişkin
benlik
saygısı
Bu
ciddi
hasara
çocuklarda
intihar
tarafından; cinsel uyarı ve doyum için
istismardan
kullanılması, fuhuşa zorlanması, pornografi
etkilenmektedir.(Taner ve Göker, 2004)
gibi
suçlarda
cinsel
obje
olarak
kullanılmasıdır. Genital bölgeye dokunma, teşhircilik, pornografi, ırza geçmeye kadar çok
geniş
yelpazedeki
davranışları
kapsamaktadır. Cinsel istismarın mutlaka şiddet içermesi gerekmez, çocuğun rızası olup olmadığına bakılmaz. (Ovayolu ve ark. , 2007)
tesadüfen fark edilir. Bazen fizik muayene ile fark edilebileceği gibi fark edilmeye de bilir. Çocuk cinsel istismar sırasında şiddet görmüşse ortaya çıkabilir. Ancak genellikle çocukluk çağı cinsel istismarı kimseye söylenememektedir. kendinde
İstismardan değilmiş
bir
arkadaşındaymış gibi olaydan bahseder. 0-3 yaş arasında yeme ve uyku bozuklukları, davranış
olarak
Çocuklarda ruhsal travmalara yol açan bir diğer istismar türü de fiziksel istismardır. Fiziksel
istismar
nedenlerle
çocuğun
yaralanması
kaza veya
dışı ailesi
tarafından yeterince gözetilmemesine bağlı gelişen kazaları kapsar. Kaza dışı travmalar genellikle çocuk, anne babası tarafından cezalandırılmak istendiğinde veya anne baba
Çocukluk çağı cinsel istismarı genellikle
bahsederken
olumsuz
değişiklikleri,
yabancılardan
korkma ve yaşına uygun olmayan cinsel oyunlarda bulunma görülebilir. 3-6 yaş arası çocuklarda bebek gibi konuşma, içe çekilme, birine yapışma, enürezis, enkoprezis, yeme ve uyku bozuklukları, agresyon, boyun eğme davranışı, sık ve devamlı cinsel oyun, mastürbasyon gözlenebilir. (Ovayolu ve ark. , 2007) Cinsel istismara uğramış çocuklarda yüksek oranda depresyon gözlenmekte ve
kontrolünü kaybettiğinde ortaya çıkar. (Kara ve ark. , 2004) Fiziksel istismar genellikle en yaygın rastlanan ve belirlenmesi en kolay istismar türüdür. Ülkemizde kültürel özellikler ve gelenekler, çocuğu dövme gibi istismar olarak kabul edilen davranışların toplum tarafından kabul edildiğini göstermektedir. Fiziksel istismara uğramış çocuklar sosyal işlevsellik alanında yetersizlik ve yakın ilişki kurma
güçlüğü
yaşamaktadır.
Fiziksel
istismar ve ihmale uğramış çocuklarda bilişsel yetilerde bozukluk ve akademik başarısızlığı sık rastlanılmaktadır. Madde kötüye
kullanımı,
kişilik
bozuklukları,
tehlikeli cinsel deneyimler gibi sorunların yanı sıra kaygı bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, travma sonrası stres
bozukluğu
gibi
psikiyatrik
bozukluklarda görülebilmektedir. (Bahar ve ark. , 2009)
24
Psikomavi Çocuklarda görülen bir diğer istismar
UNICEF duygusal istismar ve ihmali
türü de duygusal istismardır. Duygusal
çocuğun nitelik, kapasite ve arzularının
istismar ve ihmal oldukça sık olmakla
sürekli
birlikte, fark edilmesinde, tanımlanmasında,
kaynaklarla
anlaşılmasında
ve
olarak
bırakılması, çocuğun sürekli insan üstü
kanıtlanmasında
güçlük
yaşanmaktadır.
güçlerle, sosyal açıdan ağır zararlar verme
Duygusal istismar ve ihmal, çevredeki
ya da terk etme ile tehdit edilmesi, çocuktan
yetişkinler
yaşına ve gücüne uygun olmayan taleplerde
çocuğun gelişimini
yasal
tarafından kişiliğini
gerçekleştirilen,
zedeleyici,
engelleyici
eylemler
duygusal ya
da
kötülenmesi,
sosyal
ilişkisinden
ilişki
sürekli
ve
yoksun
bulunulması ve çocuğun topluma aykırı düşen
çocuk
bakım
yöntemleri
ile
eylemsizlikler olarak tanımlanır. Fiziksel ve
yetiştirilmesi olarak tanımlanmıştır. Çocuğa
cinsel istismar türlerinin çoğunda duygusal
bağırma, reddetme, aşağılama, küfretme,
istismar ve ihmal de yer almaktadır.
yalnız bırakma, korkutma, yıldırma, tehdit
Duygusal istismar ve ihmale maruz kalmış
etme, duygusal ihtiyaçlarını karşılamama,
çocuklarda birçok duygusal, davranışsal,
yaşının üzerinde sorumluluklar bekleme,
gelişimsel ve sosyal bozukluklar ortaya
kardeş ayrımı yapma, değer vermeme,
çıkabilmektedir. Dışavurum ve içe atım
önemsememe,
sorunları,
bozukluk,
konuşma, aşırı baskı ve otorite kurma, lakap
kendine güvende azalma, intihar davranışı,
takma, bağımlı kılma ve aşırı koruma
çocukluk çağı mastürbasyonu ve başka
görülen duygusal istismar türleridir. (Bahar
birçok
ve ark. , 2009)
sosyal
ilişkilerde
psikiyatrik
bozukluk
küçük
düşürme,
alaylı
görülebilmektedir.(Taner ve Gökler, 2004) KAYNAKLAR 1.
Demir M, Çocuk ve Ergenlerin Cinsel İstismarı Sonrasında Akut Stres Bozukluğu ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu Özelliklerinin İncelenmesi, Uzmanlık Tezi, Bursa, 2008
2.
Alıcı E, Dışavurumcu Etkinliklere Dayalı Grupla Psikolojik Danışma Programının Ebeveyn Kaybı Yaşayan 9-11 Yaş Çocukların Travma Sonrası Stres Düzeyine Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010
3.
Motavallı N, Çocukluk Çağında Görülen Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Klinik Özellikleri ve Seyri, Yeni Symposium Dergisi, 35(2-3) 92-95, 1995
4.
Ovayolu N, Uçan Ö, Serindağ S, Çocuklarda Cinsel İstismar ve Etkileri, Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:2, Sayı:4, 2007
5.
Taner Y, Gökler B, Çocuk İstismarı ve İhmali: Psikiyatrik Yönleri, Hacettepe Tıp Dergisi, 35:82-86, 2004
6.
Kara B, Biçer Ü, Gökalp A S, Çocuk İstismarı, Çocuk ve Hastalıkları Dergisi, 47:140-151, 2004
7.
Bahar G, Savaş H, Bahar A, Çocuk İstismarı ve İhmali: Bir Gözden Geçirme, Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, Cilt:4, Sayı:12, 2009
Psikomavi
25
Tablo 1: Çocuklarda Görülen Ruhsal Travma Belirtileri Belirti Türü
0–2 Yaş
3–6 Yaş
Bilişsel Zayıf sözel ifade yeteneği
√
Hafıza problemleri
√
Okulda konsantrasyon bozuklukları ve dikkat problemleri
√
Öğrenme problemleri
√
Düşük yetenek gelişimi
√
Davranışsal Asabiyet
√
Olumlu veya olumsuz davranışlarla ilgi çekme
√
İçe kapanma
√
Saldırganlık
√
√ √ √ √
Sosyal ortamlarda rahatsız edici davranışlar
√
İstismar veya travmayı taklit etme
√
Küfür etme
√
Aşırı ağlama veya çığlık atma
√
Çabuk irkilme
√
√
Arkadaş edinme veya insanlara karşı güven problemleri
√
Travmadan kendini suçlama
√
Travmayı hatırlatan yetişkinlerden korku
√
√
Anne / babadan ayrılma korkusu
√
√
Sinirli, korkak veya vurdumduymaz tavırlar
√
Heyecan, üzüntü ve sinirlilik belirtileri
Aşırı suskunluk
√
√
√
√
Özgüven kaybı
√
Fizyolojik İştahsızlık ve sindirim sistemi problemleri
√
26
Psikomavi Makale
TRAVMALI HASTALARA YAKLAŞIM Barış EROL Hemşire Travma: İnsanı korku, çaresizlik, kaygı
pekiştirici bir tedavi sağlar. Biz hemşireler
içinde
anda
hastayla daha yakın ve uzun süre temasta
gelişen, kendisini ya da bir başkasının
bulunan meslek grubu olarak travmalı
fiziksel veya psikolojik bütünlüğünü bozan
hastaya ilaç uygulamalarının yanı sıra
veya tehdit eden her türlü olaya denir.
psikolojik destekte sağlayabiliriz. Bunun
Travma kişisel bir deneyimdir. Çünkü bir
için hastayla güvene dayalı, açık iletişimi
olayın travmatik etki yaratıp yaratmaması
kullanmalıyız. Hastanın konuşmasını sabırla
tamamiylen
dinlemeliyiz.
bırakan,
beklenmedik
kişinin
bu
olayı
bir
algılayış
Travmanın
yarattığı
boş
biçimine ve bu olayın hayatını, duygularını
vermişlik,
ve
olumsuz
duygularını göz önüne alarak hastaya umut
etkilediğine bağlıdır. Ciddi bir hastalıkla
aşılayıp, hayata bakış açısını yeniden daha
birlikte yaşamak zor ve hem fiziksel hem de
pozitif bir şekilde oluşturmalarına yardım
psikolojik
edebiliriz.
düşüncelerini
ne
mücadele
kadar
gerektiren
bir
hayattan zevk almama gibi
Hastanın için
duruma
uyumunu
durumdur. Bu yüzden hastalığın varlığı kişi
kolaylaştırmak
psikolojik
için bir travma nedeni olabilir.
almasını
Travmalı hastalara yönelik tedavi psikolog,
ilişkilerini devam ettirmesi ve geliştirmesi
doktor ve hemşire iş birliği içinde daha
için teşvik edebiliriz.
destekleyebilir,
hastayı
yardım sosyal
Psikomavi
27
FELAKETLERDE HEMŞİRELER
Hemşireler olarak fiziksel bakımın gereklerini
Felaketler: Doğal ya da insan eliyle ortaya
bilme ve uygulamanın yanında diğer bir
çıkabilen büyük zara, üzüntü ve sıkıntılara yol
sorumluluğumuzda felaket anında ve hemen
açan olay veya durumlardır. İster insan kaynaklı
sonrasındaki kurtarma ve ilk yardım faaliyetleri
ister
dünyasında
sırasında ve sonrasında felaketten zarar gören
felaketlerin sıklığı artmıştır. Bu tür durum veya
bireylerin yaşadığı sıkıntı ve acıları tanıma,
olaylarda etkili bir yanıt oluşturabilmek için
psikolojik ilk yardım yapma ve psikiyatrik
sektörler arası iş birliği çok önemlidir. Bu
belirtileri tanılamadır. Önceden hazırlıklı olmak
sektörlerin başında şüphesiz sağlık sektörü
yani
gelmektedir.
güçlükleri bilmek ve onlara karşı donanımlı
Felaketler yaşandığında sağlık hizmetleri en iyi
olmak, kontrol duygusunu sağlayan ve yardım
ve etkili bir şekilde sürdürülmesi gerekir. Sağlık
etmeyi kolaylaştıran en önemli faktördür.
çalışanları arasında koordinasyon etkili bir
Felakete
hizmet için önemlidir. Yazımda hemşireler
bütünlüğün yanında kendisi ile ilgili değerlerini,
olarak biz felaketlerde neler yapabiliriz onların
kendisine ve evrene duyduğu güven duygusunda
üzerinde duracağım.
bozulma görülür. Felaket öncesi kendisini yeterli
doğal
Hemşireler
olsun
günümüz
profesyonel
ya
mahsur
da
kalan
karşılaşılabilecek
kişilerde
fiziksel
ve
ve etkili hisseden bir sonrasında özsaygı ve
yükümlülüklerinden dolayı afetlerde ilk yardım
güven duygularında ani aşınma yaşar. Kendini
konumundadırlar. Felaketler olduğunda normal
değerli ve güvende hissetme, dünyayı anlamlı ve
koşullarda olduğu gibi hasta ve yaralılara birebir
kabul edilebilir görme, diğer insanları iyi ve
bakım sağlamanın yanında triaj, hizmetlerin
yardımsever bulma, kırılmazlı ve incinmezlik
organizasyonunda
gibi duygular tehdit altında kalır.
liderlik
sorumluluk
olabilecek
etme,
psikolojik
yardım sağlama ve risk faktörlerini belirleme ve
Biz hemşireler böyle travmatik bir durum
önleme gibi önemli rol ve sorumluluklar
yaşayan hastalarla iletişimde öncelikli olarak
taşımaktadır.
güven ilişkisini kurmalıyız. Travma yaşamış
Florida Hemşireler Birliğinin bir araştırmasında;
kişiyi
250 bin kişinin evsiz kaldığı Andrew kasırgası
edebilen
sırasında ve sonrasında afet planını ve personel
sağlamalıyız. Problem çözme davranışlarının
kaynaklarını en iyi kullanabilen profesyonel
geliştirilmesi ve bu davranışların gündelik stres
grubun
durumlarının çözümünde kullanılması, kişinin
hemşireler
olduğu;
boşaltılamayan
kurban
rolünden,
birisi
yaşamına
konumuna
devam
geçmesini
hastanede hastalarla birlikte kalan hemşirelerin,
çevresi ve üzerindeki kontrolü artırabilir.
hastaların
altında
Sonuç olarak hemşireler travmatik olay ya da
tutabildikleri ve sakin kalmalarını sağladıkları
durumlara maruz kalmış kişilere psikolojik ilk
belirtilmiştir.
hemşirelerin
yardım sağlamak, gelişebilecek ve travmatik
afetlerdeki rolünün ne kadar önemli ve kritik
reaksiyonların kronikleşmesini önlemede önemli
olduğunu görebiliyoruz.
katkı sağlarlar.
korkularını
Bu
kontrol
araştırmada
28
Psikomavi Öykü
SARSINTI Özgür TÖNBÜL Eşim oğlumu emzirip geldi yanıma. Oğlumuz henüz on sekiz aylık, yürüyor ve kelimeler çıkarmaya başladı. Ne kadar sıcak bir yaz gecesi, pencereler açık olmasına rağmen esinti bile yok. Eşim kahveleri yapıp geldi bile “hadi tavlaya var mısın?” dedi. Gittim tavlayı getirdim başladık oynamaya. Eşim benden daha iyi oynar ve genelde o kazanır. Gecenin saat birine kadar güzelce oynadık, eğlendik, kahvelerimizi içtik. Yatma vakti gelince oğlumun odasına gidip onu öptük.
Uyumuşuz, birden ağlama sesine uyandım. Koştum oğlumun odasına o an büyük bir çatırtı sesi duymaya başladım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken adımlarımı atamadığımı fark ettim. Ayaklarım sürekli sallanıyor, bir türlü ileri adım atamıyordum. Eşimin bağırışını hatırlıyorum. Büyük bir gürültü koptu, sanki düşüyor gibiydik. Ne oğluma uzanabiliyordum ne de eşimin yanına gidebiliyordum. Gücümü topladım tam oğluma uzanırken her yer karanlığa boğuldu.
Ne kadar süre geçti bilmiyorum, gözlerimi açınca etrafın aydınlandığını fark ettim. Kalkmaya çalıştığımda ayaklarımı kıpırdatamadığımı anladım. Etrafa gözlerimi gezdirdiğimde bir yığın beton ve demirin arasında olduğumu gördüm. Aklıma birden oğlum ve eşim geldi. Bağırmaya başladım belki sesimi duyan birileri olur diye. Oğlumun adını söyledim, ses yoktu. Eşime seslendim, yine ses yok. Yardım edin diye çevredekilere seslendim, yine kimseden hiçbir ses yok. Öylece kalakaldım çaresizce… Etraf karardı, gecenin karanlığını oğlumun ay dedesi aydınlatıyordu. Gözyaşlarım süzülmeye başladı. Oğlum daha çok küçük, o başının çaresine bakamaz diyordum. Sıkışmıştır bir yerde yardım edin ne olur diye bağırmaya başladım. Ama kimsecikler yoktu. Gözyaşlarım akıyordu sessizce, içim kan ağlarken. Akşam serinliğinde ürperdim, sanki bir ağlama sesi duyar gibiydim. Küçük bir çocuk ağlıyor gibiydi. Seslendim ama yine ses yok. Yukarıda helikopter sesleri duyar gibi oldum. Elimi sallasam belki görürler dedim ama ne kadar saçma olduğunu o anda anladım.
Psikomavi
29
Bu depremde nerden çıkmıştı şimdi. Bizi neden ayırdı, biz ne yaptık Tanrım sana, günahımız neydi diye söylenmeye başladım. Bir ara içim geçmiş öylece uyumuşum. Çişim gelmiş olmasına rağmen sıkıyordum iki gündür. Dayanamadım bıraktım. Dudaklarım kurumaya başladı. Suya ihtiyacım vardı, acıkmaya da başladım. Bu durumda fiziksel ihtiyaçlarımı düşündüğüm için kendimden nefret ettim.
Ayaklarımı oynatmaya çalıştım olmadı. Çaresizce beklerken sesler duymaya başladım. Gün ağarınca birileri gelmişti. Bağırdım, “buradayım, hey yardım edin” dedim. Sesler yaklaştı. Duyabiliyordum ama ne dediklerini anlayamıyordum bir türlü. Sonra bir ses duydum. “Orada kimse var mı?” Buradayım dedim tüm gücümle. Sesimi duydular. “Sakın kıpırdamayın öylece bekleyin. Birazdan arama kurtarma ekibi gelecek” dediler. “Araçlarla birlikte enkazı kaldıracağız sizi oradan çıkaracağız” dediler. “Başka birisi var mı?” diye sorduklarında “yanımda kimse yok ama oğlum ve eşimde buralarda bir yerlerde önce onları kurtarın” dedim. “Sessiz olun, gücünüzü çok harcamayın” dediler.
Bekledim, bekledim öylece sessizce, çaresizce bekledim. Kepçe sesi duydum, kepçe betonları ve demir yığınlarını kaldırıyor olmalıydı. Gözlerimden yaşlar boşandı, aklıma oğlumun kepçeleri ne kadar sevdiği geldi. Kepçe sesleri durunca insanların konuşmalarını duymaya başladım. Aydınlık yüzüme daha net vurmaya başladı. Yaklaşıyorlardı beni çıkarmak için. Etraftaki demirler ve betonları elleriyle ayırıyorlar geçebileceğim bir alan açıyorlardı. Sonra birisi indi yanıma. Sedye getirdiler ve beni ona bağladı. Sakin olmamı, yavaşça yukarı doğru ilerleyeceğimizi söyledi. Yukarıdan birine işaret etti ve çıkmaya başladık, benimle birlikte sedyenin yanı başındaydı hep. Teşekkür ettim, oğlum ve eşimde buralarda ne olur onları da bulun, yalvarırım dedim. Yalvarıyordum, hiç kimseye yalvarmamışken, ilk defa yalvarıp yardım diliyordum birisinden. Şok içindeydim, ne düşüneceğimi, ne yapacağımı bilemiyordum. Hemen ambulansa koyup hastaneye götürdüler.
Hastanede sakinleştirici yaptılar, kendimden geçmişim uzun bir süre. Gözlerimi açtığımda sağ ayağım alçı içindeydi. Adımı sordular söyledim. Yaşımı sordular, evde başka birisi var mıydı, kimler vardı, isimleri nelerdi…tek tek cevapladım hepsini. Ne zaman çıkacağımı sordum, şimdilik burada misafirimizsin dediler. Gitmem gerek dedim, oğlumu ve eşimi bulmalıyım. Oğlum çok küçük kendini koruyamaz dedim. Sakin olun lütfen dediler, kurtarma ekibi gerekeni yapıyor dediler. Hayır, olamam sakin falan ben gidiyorum dedim serumu kolumdan çıkararak. Her tarafın kan olması umurumda bile değildi ama ayağa kalkamıyordum. Ayağım kırıldığı için hareket ettiremiyordum alçıdan. Bir hemşire geldi ve koluma iğneyi batırdı, az sonra kendimden yine geçmeye başladım.
Gözümü açtığımda yukarıda açık olan televizyon dikkatimi çekti. Gökyüzünden televizyon kanalları depremin yerle bir ettiği evleri çekiyordu. Aklıma hiç gelmemişti, merkez üssü neresi, kaç şiddetinde olduğu. Televizyonlardan öğrendiğime göre deniz kenarında ki bir ilçeymiş merkez üssü ve şiddeti yedinin üzerinde. O an içime kara bulutlar doldu, dudaklarım titremeye, gözlerim seğirmeye başladı. Ölümün soğuk yüzü bir anda karşıma çıktı. Kabullenemiyordum oğlumun ve eşimin öldüğünü. Bir umut diyordum kendi kendime, belki de bunca günün sonunda bir umut vardır. Televizyon kanalları artık enkaz altında olanlar için umut kalmadığını söylüyordu. Temizlik çalışmalarına başlandığını, şu ana kadar binlerce kişinin cansız bedenine ulaşıldığını dile getiriliyordu. Ölen kişilerin isimlerine hastanelerden ve kaymakamlıktan ulaşılabilecekti. Hemen hemşireyi çağırdım, oğlum ve eşimin isimlerini verdim. “Lütfen kontrol eder misiniz, ölenlerin listesinde isimleri var mı?” Hemşire çok iyi davrandı, yaklaşık bir saat sonra yanıma geldiğinde bu isimlerim hastanede kayıtlı olmadığını söyledi, belki başka bir hastanede de olabilirlermiş. Yer kalmadığı için başka hastanelere gönderdiklerini, onlarda yer kalmayınca başka hastanelere sevk ettiğini söyledi. Yani dedim samanlıkta iğne aramak gibi bir şey onları bulmam.
30
Psikomavi On gün sonra çıkardılar hastaneden. Çadır kent kurulmuştu, birisine yerleştirdiler ama ben yerleşmek istemiyordum. Yürümeye çalıştıkça ayaklarım zonkluyordu. Yatmamı söylediler ama dinlemedim. Eski evimizin olduğu yere topallaya topallaya yürüdüm. Enkazdan hala bir şeyler vardı. Seslendim ama kimse ses vermedi. Enkazın içinde sarı bir şey gördüm, eğilip aldığımda bunun tekerleri kırılmış bir kepçe olduğunu fark ettim. Üzerinde ay dede çıkartması vardı. Çöktüm o anda, hiçbir güç beni yerimden kımıldatamazdı. Avuçlarım yüzümü kapadı hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bir el omzuma dokundu, kaldırdım başımı, beyaz saçlı bir kadın. Gel yavrum dedi, ağlama Allah’tan umut kesilmez. Tuttum ellerini, sanki annemin elini tutarmış gibi. Beni bir çadıra götürdü, bir dilim ekmek verdi çorbayla birlikte. İçemeyeceğim söyledim, iç oğlum dedi. İçtim, iyi gelmişti. Anlattım her şeyi. Sarıldı, göğsüne kafamı yaslayıp saçlarımı okşadı. Ben anlattım, o ağladı. Bulacaksın dedi onları, inşallah dedim. Çadır kentin yönetildiği çadıra gittim, bekledikçe bekledim ama bir türlü kimse ilgilenmiyordu. İçeri girip derdimi anlatmaya çalıştığımda sıranı bekle kardeşim diye dışarı çıkardılar. Herkes gergin, hiç kimse yardımsever değildi. Oysa ben oğlumla eşimi bulamıyordum. Bana yardım edecek olan onlardı. Bu beni daha çok yaraladı ayağımda ki kırıktan. Saatler sonra sıra geldi, girdim içeri anlattım her şeyi. Beyefendi dedi adam sizin gibi olan yüzlerce insan var. Adınızı yazıyorum, eşinizin ve oğlunuzun isimlerini de yazıyorum bir şeyler bulursak çadırınıza gelir haber veririz dedi. Anladım ki kimse bir şey yapmayacaktı, kendi başımın çaresine kendim bakmalıydım. O gece sabahı zor ettim, kalkar kalmaz iki lokma bir şeyler yedim ve hemen kaymakamlığa gittim. İçerisi mahşer yeri gibiydi, kimse dinlemiyordu. Gönderdikleri yere gidiyordum, o başka yere gönderiyordu. En sonunda listelerin olduğu yeri buldum ama herkes listeden isimleri arıyordu. Ölülerin isimleri liste liste asılıydı belki de binlerce isim. Listeye bakmak için insanlar kavga ediyordu, sadece ölülerin isimlerini okumak için. Ayakta duramadım hemen bir banka oturdum, kalbim deli gibi çarpmaya başlamıştı. Ya görürsem isimlerini ne yaparım. Onları kaybedemem, dayanamam diyordum ağladığımın farkında olmadan. Birisi oturdu yanıma başın sağ olsun dedi bir ses, döndüm baktım tanımadığım birisi. Ölüp ölmedikleri belli değil dedim. Kusura bakma burada böyle görünce isimlerini gördün zannettim dedi. Önemli değil elbet bir yerde isimlerini bulacağım, ümidim kalmadı artık dedim. Sıra geldiğinde tek tek kontrol ettim, yetmedi bir daha, bir daha tam üç defa kontrol etmeme rağmen isimlerini bulamadım. Sevinsem mi üzülsem mi bir türlü bilemedim. Yarın da mutlaka hastaneleri kontrol etmeliyim dedim. Ertesi gün en yakın hastaneden başladım, burası da sürekli hareket halindeydi. İnsanlar telaşlı ve gergin, birbirlerine saracak yer arıyorlardı. Danışmada birisini görünce sordum, yüzüme bile bakmadan listeyi uzattı. Ne kadar terbiyesiz bir adam diye düşündüm, insan biraz nazik olur. Onca travma yaşamışız biraz saygılı olsa ne olur diye düşündüm. Listeleri kontrol ettim yoktu. Teşekkür ettim adama ama adam kayıtsız bir şekilde suratıma baktı sonra işine döndü. Diğer hastaneye gitmem gerekti, biraz uzak olduğu için otobüsle ya da taksiyle gitmem lazım ama param yok. Hiç paramın olmadı o anda dank etti kafama. Taksi görünce durdurdum, adama durumu anlattım ama adam dinlemeden bastı gitti. Otobüse bineyim dedim parasız olduğum için indirdiler. İnsanlık kalmamış bu memlekette, kimse kimseye hayrına yardım etmiyor. Yürüdüm saatler sonra bir araba durdu. İçinde bir kadın vardı, nereye gidiyorsanız bırakayım dedi. Hastanenin ismini söyledim. Bende oraya gidiyorum, oranın koordinatör psikolojik danışmanıyım dedi. Başımdan geçenleri bir çırpıda anlattım. Sessizce dinledi, başıyla onayladı, hı hı dedi. Anlıyor hissine kapıldım. İsmimi yazdı, hangi çadır kentte kaldığımı not aldı. Eşimin ve oğlumun isimlerini aldı, beni odasında oturtup. Hemen kalktı odadan çıktı. Listeyi getirdi, lütfen dikkatlice bakın isimlere dedi elini omzuma koyarak. O el omzumda o kadar destek verdi ki bana şaşırdım. İnanıldığını hissetmek bambaşka bir duyguydu.
Psikomavi
31
Listeyi kapattım yoktu isimler. Hemen telefonunu açtı, diğer hastanelerde ki arkadaşlarını aradı. İsimleri verdi, beklemeye başladık. Tam yirmi gün oluyordu neredeyse ve ben artık cenazelerine ulaşmayı umuyordum. Telefonu çalınca açtı, arkadaşıydı o hastanede de öyle isimler yoktu. Sessizce oturuyordum ki yine çaldı. Şehrin dışındaki hastaneden arıyorlardı ve isimler bulunmuştu. O an gözlerim görmez oldu ağlamaktan. Nasıl teşekkür ettiğimi, benden küçük kadının ellerini öpmeye çalıştığımı unutamam asla. Tuttu elimden koluma girerek dışarı çıkardı. Ben giderim dedim, hayır dedi bırakırım ben sizi diyerek oturttu arabaya. Uzun bir yolculuktan sonra vardık hastaneye, hemen arkadaşını buldu. Selamlaştıktan sonra arkadaşı bizi odasına aldı ve listeyi uzattı. Kırmızı kalemle işaretlemişti isimleri. Yüreğim durdu sanki o an. Ölüm listesinde isimleri vardı. İsimlerini görünce aklım çalışmaya başladı isimlerini nasıl öğrendiniz dedim. Eşiniz buraya geldiğinde sağ idi. Bebeğinizi de eşinizle aynı yerden çıkarmışlar maalesef bebeğiniz enkazdan çıkarıldığında ölmüştü dedi. Eşim nasıldı yaralı mıydı dedim. Evet eşinizin fonksiyonları çok yavaştı ve dayanamadı. Sizin isminizi sayıklayıp durdu hep. Ölüm sessizliği dedikleri bu olsa gerek. Hepimiz o anda sustuk, ağzımızı bıçak açmıyordu. Sessizliği ben bozdum, neredeler diye sordum. Psikolog kadın koluma girdi aşağıya doğru merdivenlerden indirdi. Üzerinde morg yazan bir odaya girdik. Çok soğuktu, oğlum burada çok üşümüştür dedim. Kolumdaki el iyice sıktı kollarımı. Görevli isimleri aldıktan sonra bizi götürdü ve gösterdi naaşları. Evet dedim, benim ailem, eşim ve oğlum. Sarıldım ikisine de son kez, öptüm doya doya. Görevli ne zaman alacaksınız dedi, hemen şimdi alıyorum dedim. İşlemler tamamlanınca mezarlığa gittik ve defin işlemini gerçekleştirdik. Ben kendimde değildim, psikolojik danışman kadın her şeyi ayarladı. Beni çadırıma bıraktıktan sonra gitti. Günler geçti, bir gece sıçrayarak uyandım sanki deprem oluyor gibiydi çığlık çığlığa çadırdan çıkıp bağırmaya başladım. Komşular çadırlarından çıkıp beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Onları duymuyordum bile o sırada çadır kentin sağlık ocağından bir hemşire sakinleştirici yapınca uyuyup kalmışım. Gözlerimi açınca bir kadın bana bakıyordu. İlaçlarımı hazırlamışlar, antidepresan vereceklerdi. Doktor yaşadığınız travmaya bağlı stres yaşıyorsunuz bu yüzden acılarınızı hafifletmek için bu ilaçları zamanında almalısınız dedi. Tamam dedim, çıktım oradan. Dikkatimi çekti yeni bir çadır dikilmişti yan tarafa dikkatlice baktığımda psikolojik destek yazıyordu üzerinde. Girdim, herkesi selamladım, o an yer ayaklarımın altından kayıyor gibi hissettim. Sanki sallanıyormuşum gibi geldi. Hemen koluma girdiler ve telkin ettiler. Sakinledim. Orada bana yardımcı olan psikolojik danışmanda vardı. Hemen geldi yanıma, bu çadırı psikolojik destek için kurduklarını söyledi. Burada etkinlikler yapılacağını, travmadan etkilenenlerle görüşüleceğini söyledi. Beni de beklediğini ifade etti.
Birkaç gün sonra çağırdılar psikolojik destekten. Benim gibi onlarca kişi vardı. Bize sunum yaptılar, yaşanan travmanın boyutlarını anlatıyorlardı. Yaşayabileceğimiz tepkileri söylediler, işte benim yaşadıklarımın hepsi travma sonrası stres tepkileriymiş. Bu belirtiler devam ederse travma sonrası stres bozukluğu olurmuş. Bir grup kuracaklarını, bu grupta psikolojik danışmanın gözetiminde, travmadan etkilenenlerin birbirlerine yardım edeceğini söylediler. Bende artık bu grubun bir üyesiydim, yavaş yavaş yaşadığım belirtiler azalmaya başladı. Artık yer ayağımın altından kayıp gitmiyordu, psikolojik danışmanlar sayesinde onların tabiriyle ikinci yaralanmalarım bitmişti. Geri dönüşler yaşamam da azalmıştı yavaş yavaş ilacın etkisiyle.
Orada benim gibi onlarca kişiyi görmek ve onların kayıplarını kendi kayıplarımmış gibi sahiplenmem ve biz olabilme duygusunu yaşayınca normal yaşama adapte olabildim. Eşimi ve oğlumu kaybetmenin verdiği yürek sızımı asla unutmuyorum ve hep sızlıyor yüreğim, bir nokta hep acıyor ama onların cennette mutlu olduklarını düşündükçe normal yaşama daha kolay uyum sağlıyorum.
32
Psikomavi PsiKitap TRAVMA SONRASI PSİKOLOJİK TEPKİLERİ ANLAMAK Dr. Claudia Herbert Sayfa Sayısı: 72 Baskı Yılı: 2016 Dili: Türkçe Yayınevi: Psikonet Editör : H. Alp Karaosmanoğlu
Büyük olasılıkla bir travmadan sonra yapmak isteyeceğiniz en son şey, travma ile ilgili bir kitap okumaktır. Bununla beraber, yaşadığınız deneyimden kaçmak, kısa vadede kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlasa bile, uzun vadede travma sonucu ortaya çıkan olumsuz duygularınızı gidermeyecek ve sorunlarınızı çözmeyecektir. Bu kitapçık, travma ile karşılaştığınızda nelerin olup bittiğini ve bu durumu nasıl aşacağınızı anlamanıza yardımcı olmak amacıyla yazılmıştır. Travmadan sonra ortaya çıkan, çoğu rahatsız edici bunaltıcı nitelikte olan belirtilerin sonlanmasını ve böylelikle yaşamınızı yeniden kurmanızı sağlamak için sizi harekete geçirmeyi hedeflemektedir. Esler, aile bireyleri ve sağlık uzmanları için de yararlı olacaktır.
Travma ile yüzleşmekten kaçmak, onun etkilerinin hayatımızda gizli bir şekilde sürmesine neden olur.
Bu kitap, böyle bir süreçte sizde nelerin olup bittiğini anlamanıza ve bunları aşmanıza yardımcı olmayı hedefliyor.
Kendi kendinize de uygulayabileceğiniz bu önerilerle benliğinizi geri kazanacak ve hayatınıza daha iyi bir şekilde devam edeceksiniz.
Psikomavi
33
PSinema Ari Folman'ın filmi, yaklaşık yirmi beş yıl önce yaşanmış bir insanlık dramını konu alıyor gibi görünse de, aslında bütünüyle bugünkü savaş ve şiddet ortamını irdeleyen son derece güncel bir film. Folman, 1. Lübnan Savaşı'na katılmış İsrailli askerlerin savaş anılarını dile getirdiği hikaye süresince, gizliden gizliye izleyicilere hep bu anıları günümüzle karşılaştırma olanağı sunuyor. Yer yer geçmişle bugünü, yer yer bugünle bir rüya ortamını iç içe geçiren zincirleme kurgusu sayesinde film, geçmişin ve bastırılmış hislerin bugünün devamlılığını
nasıl
parçaladığını
vurguluyor.
Böylelikle, 2006 yılında yaşanan 2. Lübnan Savaşı'nı ve bugün halihazırda devam eden İsrail-Filistin çatışmasını da içine alan geniş bir sorgulama alanı yaratan Folman, geçmişte yaşananları ayrı bir savaş hikayesi değil günümüzde hala daha devam eden bir şiddet olayı olarak ele almış oluyor. Bununla birlikte, daha hikayesinin en başında bir hafıza kaybı vakasının üzerine yoğunlaşan yönetmen, aslında bu yolla toplumsal bir hafıza kaybına da gönderme yapıyor ve İsrail'in geçmişte yaşananları unutmuşcasına devam eden vahşi dış politikasını bu tip
bir
hafıza
kaybıyla
bağdaştırıyor.
Tabi ki, "Beşir'le Vals"i etkileyici yapan tek unsur, sadece bugünkü savaş ortamı ile kurduğu bu çok katmanlı bağ değil. Ari Folman'ın öncelikle gerçek aktörlerle kameraya aldığı filmin her karesi, bir sonraki aşamada profesyonel sanatçılar tarafından elle çizilmiş. Bu nedenle de tüm kareleri hissedilerek yaratılmış ışık ve renk oyunları ile donatılan "Beşir'le Vals," aslında başlı başına bir sanat eseri. Kimi noktalarda canlandırma sinemasının usta isimlerinden Alexander Petrov'u hatırlatan kimi noktalarda ise enteresan bir çizgi roman estetiği kazanan bu kareler, filme büyüleyici bir hava veriyorlar. Diğer yandan, tek tek baktığımızda göz alıcı bir karaktere kavuşan bu karelerin arka arkaya eklendiklerinde tutturdukları ritim ve filmin teknik yapısı da en az karelerin görsel niteliği kadar etkileyici.
Ari Folman, hikaye süresince karakterlerin yüz mimiklerini ve bedensel hareketlerini ayrıntılı bir biçimde takip etme imkanı tanımayan kamera açıları ve kurgu teknikleri eşliğinde mesafeli bir tavır takınıyor. Bu yolla, izleyicilerin karakterlerle özdeşleşme süreçlerine ket vuran Folman, 1. Lübnan Savaşı'na katılmış İsrailli askerlerin yaşananlara karşı tepkilerini ve seyredenlerde sempati uyandırabilecek duygusal çalkantılarını da minimum düzeye indirgemiş ve hikayeye olabildiğinde nesnel bir belgesel yaklaşımı katmış oluyor. Dolayısıyla, "Beşir'le Vals," 1. Lübnan Savaşı sırasında yaşananları her ne kadar İsrailli askerlerin anılarından yola çıkarak dile getiriyor olsa da, bu durum filmin bakış açısının taraflı olmasını engelliyor.
http://www.beyazperde.com/filmler/film-125077/elestiriler-beyazperde/