Olağan hayat akışları ve bir bardakta kopan fırtınalar; Merhabalar; kesik kesik… Telsiz sesli, taş suratlı; günaydınlar. Azar azar emeklemelerden… …yarım yarım yürüyüşlere, ‘İyi ki doğdun’ ve ‘gözün aydın’lardan, ‘sağlık olsun’lara, gözüme görünmelere, canın çıksınlara… …Hoş geldin’lerden, ‘bir sen eksiktin’lere, Hoş bulmalardan, ‘müsait misiniz’lere Buyurun’lardan işim var’lara, Buyurun’lardan çıkmam lazım’lar, acelem varlara, Buyurun’lardan sahte gülüş ve tatsız fıkralara… Buyurun’lardan “iti an…”malara… ‘Bir emrin var mı’lardan, ‘bir isteğin’ sonra sonra ‘bir ihtiyacın var mı’lara… Sonra bir gün yine durulmalar… …ve tatsız yürüyüşler, menzili olmayanlardan… Yine bir gün sarışın ve esmerler; Bir gün tekrar on bardaklı çay ve soğuk sigara içmeleri… Sonra sorgu odaları, demir parmaklıklar sonra tekrar ‘gözün aydın’lar… Hadi en baştan bir daha deneyelim, ‘İyi ki doğmak’la başlayalım tekrar; İyi ki hoş geldin!
Rafadan Aşağıdan.
rafadandergi@gmail.com
Düşünce, Edebiyat Dergisi Ekim, 2012 Yıl: 1 Sayı: 12
Uzaktan bakanlar; “Ne güzel yazmışsın…” Yaklaşanlar açıkça; “Çok aşağılıkmışsın!”