Desenlife Kasım-Aralık 2017

Page 1






Editör

Elif Metin Editör

HALI SEKTÖRÜNÜN TÜM BİLEŞENLERİ BU DERGİDE!

M

üthiş bir hız ile değişen, gelişen, yenilenen ve bir dekorasyon ürünü haline gelen halı, büyüme hızı ile heyecan verici bir sektör olmaya devam ediyor. Sektör büyük bir hızla gelişiyor. Yeni fabrikalar kuruluyor, fabrikalar inovasyon ve arge ile gelişen yeni makinalar alıyor. Sesini duyurmak isteyen ithalatçılar, toptancılar, pazara adım atmaya çalışan perakendeciler, yeni bayi arayan üreticiler, yeni markalar kendilerine bu pazarda alan açmaya çalışıyor. Desen Life dergisi de bu heyecan verici sektörün ticari arenası olmak için çıktığı yolda hızla büyüyor.

06

12

08

Sektöre hareket getireceğimiz inancı ile hazırladığımız Desen Life dergisi, ilk aşamada Gaziantep’te düzenlenmiş olan Domotex Turkey fuarına kapılarını aralayarak, halıya dair tüm bileşenlerin ortak paydası olmak için sektöre adım attı. Sektörün tüm bileşenlerini bir araya getirdiğimiz Desen Life; sektörel analizler, firma tanıtımları, ürün incelemeleri ve röportajlar ile içerik anlamında sektörün tüm oyuncularını tek bir çatı altında buluşturacak. Şimdi ise halı sektörü için yepyeni bir ticari platform olma heyecanı ile Domotex Hannover Halı ve Zemin Kaplama Fuarına hazırlanıyoruz. Çıktığımız yolda sizleri de bu heyecanı yaşamaya davet ediyoruz. Yeni sayımızda görüşmek dileği ile...

16


info@desenlife.com | www.desenlife.com İmtiyaz Sahibi SANART MEDYA adına & Genel Müdür

Adem Karadayı

18

Proje Yönetmeni

Erdem Mermer

Sorumlu Yazıişleri Müdürü ve Reklam Koordinatörü

Adem Karadayı Yayın Editörü

Elif Metin

Görsel Tasarım

Sanart Medya Sosyal Medya

Hatice Öztürk Mali Müşavir

22

Ümit Künar

Abone Sorumlusu

İsmail Gültekin

Kayseri Bölge Müdürü

Seçkin Baş

Yönetim Yeri SANART MEDYA GRUP

28

36

Marmara Mah. 7. Sk. No.1 Astro Residence B Blok D.20 Beylikdüzü / İSTANBUL T. +90 212 806 66 58 F. +90 212 806 66 58

info@sanartmedya.com | www.sanatrmedya.com

Basım Yeri Strateji Basım Çobançeşme Mah. Selvi Sk. No:10 Giriş Kat Yenibosna / Bahçelievler / İSTANBUL T. +90 212 323 30 04 Dergide yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Yazılar kaynak gösterilerek yayınlanabilir.


Çiçek Bahçesinden Esintiler

ARTEMİS HALI’DAN AUBUSSON KOLEKSİYONU

H

alı koleksiyonları ile stil sahibi yaşam alanlarına imza atan, renk ve desenleri ile zarafeti mekanlara taşıyan Artemis Halı, yeni koleksiyonuyla dekorasyon severlerin vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Birbirinden şık formlarıyla mekanlara farklı bir atmosfer katan Artemis Halı’nın Aubusson Serisi, renk ve klasik ancak özgün desen alternatifleriyle öne çıkıyor. Halıdaki geleneksel çiçek motiflerinin yeniden yorumlandığı Aubusson Serisi; yaşam alanlarında çiçek bahçelerinin büyülü bir atmosferini yaratıyor adeta... Yedi ayrı desende gri, yeşil, hardal ve bej renklerin uyumuyla üretilen Aubusson Koleksiyonu, klasik tarzdan vazgeçmeyenlerin beğenisine sunuluyor. El halısı dokusunda, ipeksi yumuşak tuşeli, özel parlak akrilik iplik kullanılan Artemis Halı Aubusson Koleksiyonu, 200x290cm ebadında farklı desen alternatifleriyle en son teknolojik tezgahta üretiliyor.

6


Artemis Halı, dekorasyonda klasik çizgileri tercih edenler için yeni koleksiyonu Aubusson’ı sunuyor. Pastel renklerin ahenkli uyumu ve çiçek motifleri ile bezenen Aubusson Koleksiyonu, klasik stilden vazgeçmeyenlerin yaşam alanlarına ihtişamı ve zarafeti taşıyor.

7


Pamuk sanayide yeni alanlarda kendine yer buldu

DĂźnya genelinde pamuk Ăźretimi

yĂźzde 10 artacak

8


Hazırgiyim ve tekstil sektörlerinin ana hammaddesi pamuk teknolojik gelişmeler sonucu tekstil ve hazırgiyim sektörlerinde polyestere karşı alan kaybetmesine karşın başka sektörlerin hammaddesi olma yolunda hızla ilerliyor. Bu konuda yürütülen AR-GE çalışmalarıyla pamuk kağıt, optik, inşaat ve makine sektörleri başta olmak üzere çok sayıda sektörün hammaddesi olarak kullanım alanlarını genişletiyor.

T

ekstil ve hazırgiyim sektörlerinin ana hammaddesi pamuğun tüm yönleriyle tartışıldığı ve pamuğun dünya genelinde kaderini tayin eden kararların alındığı Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC)’nin 76. Genel Kurul toplantısı bu yıl dünya pamuk üretiminde 6’ncı, pamuk ihracatında 5’inci sırada olan Özbekistan’ın Taşkent şehrinde gerçekleşti.

Teknolojik gelişmeler sonucunda polyester tüketimi hızla artarken, toplam lif tüketiminde polyesterin payı yüzde 67’ye ulaşırken, pamuk yüzde 27’de kaldı. Pamuğun teknik performansını arttıracak Ar-Ge çalışmalarına yoğunlaşılmalı Teknolojik gelişmelerin sonucunda tekstil ve hazırgiyim sektörlerinde pamuk tüketiminin artışının sınırlı kaldığına işaret eden Eskinazi, “İnsanların son yıllarda çok fazla tercih ettiği spor kıyafetler polyester tüketimini hızla arttırdı. 1975 yılında dünya genelinde lif tüketiminde polyester yüzde 5 pay alırken, bugün yüzde 67 seviyesine ulaştı. Bu artışı durdurmak için pamuğun doğal, sürdürülebilir ve yenilenebilir özelliklerini vurgulayan tanıtım kampanyaları yapılmalı, pamuğun teknik performansının nasıl artırılacağı üzerine Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verilmeli, Ayrıca son zamanlarda plastik ve mikroplastik kirlenmeye karşı oluşan yeni endişelerin pamuğa olan talebi arttırması için Sosyal Sorumluluk Projelerine destek olunmalı” şeklinde konuştu.

Dünya genelinde 1.5 milyon ton’luk pamuk tüketimiyle dünya üçüncüsü olan ve 2020 yılında 7. Dünya Pamuk Araştırma Konferansı’nı İzmir’de düzenleyecek olan Türkiye, ICAC Genel Kurulu’nda kamu ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle yerini aldı. Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jak Eskinazi, ana teması “Küreselleşme ve Teknolojik Gelişme Çağında Pamuk” olan toplantıda, dünya genelinde lif tüketiminin 90 milyon tonu aştığının uzmanlarca dile getirildiğini, pamuk tüketiminin ise toplam içerisindeki payının yüzde 27’ye gerilediğini, pamuk açısından sevindirici gelişmenin ise pamuğun birçok sektörde hammadde olarak kullanılmasına olanak sağlayacak Ar-Ge çalışmalarının hız kazanması olduğunu kaydetti. Eskinazi, “Günümüzde kağıt, optik, inşaat ve makine sanayiinde pamuk hammadde olarak yerini almış durumda. Ar-Ge çalışmalarıyla yeni sektörlerin hammaddesi olabilecek bir ürün” diye konuştu.

Pamuk üretimi yüzde 10 artacak Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC)’nin 76. Genel Kurul Toplantısı’nda 2017/2018 sezonunda ekili alanların artışına bağlı olarak dünya pamuk üretiminin yüzde 10 artarak 25.4 milyon ton’a ulaşacağı öngörüsünde bulunulduğu bilgisini paylaşan Eskinazi şöyle devam etti: “Dünya pamuk üretiminin 2017/2018 sezonu süresince tüketimi aşacağı ve dünya pamuk stoklarının 18.7 milyon ton seviyesinde kalacağı ifade edildi. Çin dışındaki stokların yaklaşık aynı oranda artacağı ve Çin’in pamuk stoklarının ise 2017/18 sezonunda düşeceğinin tahmin edildiği iletildi.” 9


2020 7. Dünya Pamuk Araştırma Konferansı için istişare yapıldı 2020 yılında 7. Dünya Pamuk Araştırma Konferansı’nın İzmir’de düzenleneceğini hatırlatan ETHİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jak Eskinazi, Ekonomi Bakanlığı Koordinasyonu ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri Organizasyonu’nda gerçekleşecek 7. Dünya Pamuk Araştırma Konferansı’nın daha verimli geçmesi adına ICAC Sekreteryasıyla istişare toplantısı yaptıklarını ve organizasyona ilişkin detayların görüşüldüğünü de sözlerine ekledi. Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC)’nin 76. Genel Kurul Toplantısı’nda; yapılan sunumlarda tüketicilerin modern ve fonksiyonel ürünlere yönelik talepleri doğrultusunda pamuğun yeni uygulama alanlarının olduğu, pamuğun diğer lifler ile karışımı sonucu inovatif kullanım alanlarının artırıldığı belirtildi. Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC)’nin 76. Genel Kurul Toplantısı’nda; Ulusal Pamuk Konseyi Genel Sekreteri Hakkı Ünal EVCİM’in, GDO’lu ve GDO’suz Pamuk Üretim Deneyimleri ve Gelecekteki Etkileri konulu sunumu en çok tartışılan ve ilgi gören sunumlardan biri oldu. Ayrıca, Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Doğan ve Balkan Tekstil Makineleri San. Ltd. Şti. CEO’su Engin Dirik Türk delegasyondan sunum yapan diğer isimler oldu. Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC)’nin 77. Genel Kurul Toplantısı’nın Fildişi Sahili’nde gerçekleştirilmesi de kararlaştırıldı. Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC)’nin 76. Genel Kurul Toplantısı’nda; Türkiye’yi Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez başkanlığında bir heyet temsil etti. Heyette; Ekonomi Bakanlığı Daire Başkanı Bilgehan Şaşmaz, Şube Müdür V. Hasan Köse, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Seçkin Cenkış, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Daire Başkanı Yusuf Arslan, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jak Eskinazi, Ulusal Pamuk Konseyi ve İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Şükrü Barış KOCAGÖZ, ETHİB Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar Uçak ve Tolga Uskuç, Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Doğan ve İzmir Ticaret Borsası Meclis Üyesi Şeref İyiuyarlar Türkiye delegasyonunda yer alan isimler arasındaydı.

10


Doğanın renklerinin

ipliğe yansıması...

AKTİF TEKSTİL SAN. VE TİC. A. Ş. 4.Organize Sanayi Böl. 83413 Nolu Cad. No: 14 Şehitkamil / Gaziantep / TURKEY T. +90 342 357 04 73 ( 8 Hat ) F. +90 342 357 04 80 www.aktiftekstil.com info @ aktiftekstil.com 11


AGT

Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında yer alıyor

Bugün ülkemizde üretilen 6 milyon metreküp MDF’nin yaklaşık yüzde 10’unu biz üretiyoruz. Laminat parkede yılsonu itibariyle üretim kapasitemizi 20 milyon m ’nin üzerine çıkararak, dünya pazarındaki payın yüzde yüzde 2’sine sahip olmayı hedefliyoruz. 2

ihracat gerçekleştiriyoruz.Ciromuzun yaklaşık yüzde 40’ını ihracattan elde ediyoruz. Sektöre sunduğunuz ürünler hakkında bilgi verir misiniz? MDF ürünümüz üstün kaliteye sahip kusursuz yüzey yapısı, güçlü gövdesi, dengeli lif dağılımı ve boyalı imalata uygun malzeme yapısı ile dikkat çekiyor. Aynı zamanda yüksek vida tutma ve çekme mukavemetinin yanı sıra mükemmel işlenme özelliğine de sahip.

AGT Genel Müdürü Şirzat Subaşı

F

irmanızın faaliyetleri hakkında neler söylemek istersiniz? Kuruluş hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Gelişen teknoloji ile ahşabın kişiye ve kurumlara özel işlenip geliştirilebileceği düşüncesiyle 1984 yılında Antalya’da çalışmalarımıza başladık. Bugün mobilya bileşenleri sektöründe dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olarak faaliyet göstermekteyiz. AGT olarak Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde toplam 400 bin metrekare alana kurulu modern üretim tesisle12

rimizde; MDF, MDF-LAM, panel, profil üretimi ile mobilya ve dekorasyon sektörlerine, parke ve süpürgelik üretimi ile de inşaat sektörüne hizmet veriyoruz. Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında yer alan şirketimizde, bir yaşam alanı için gereken tüm ahşap malzemeyi bünyemizde üretebiliyoruz. Bugün, 5 kıtada kaliteye ve estetiğe önem veren milyonlarca insanın yaşam alanına, renk, şıklık ve sürdürülebilir canlılık katıyoruz. Türkiye genelindeki yaygın bayi kanalının yanı sıra AGT, başta Doğu Avrupa -Balkanlar, İran ve Rusya olmak üzere 60’tan fazla ülkeye

MDF-Lam ile de yüzey alternatiflerinin yanı sıra desen zenginliğiyle modern dekorlara imza atıyoruz. MDF’nin üzerine PVC gibi farklı folyolar eklediğimiz AGT Panel, stok renklerin haricinde özel olarak sipariş verilen renklerle de hazırlanıp eşsiz tasarım seçenekleri sunuyor. AGT Panel’in High Gloss & Soft Touch Serileri mobilya gövdelerinde, profil kapak çerçeve içinde, duvar panosu olarak, çekmece tabanlarında, mobilya arkalığı olarak ve daha birçok formda kullanılabiliyor. AGT Panel’in toplam 100’e yakın renk çeşidi mevcuttur ve kalitesiyle TSEK 517 sertifikası almaya hak kazandı. 32 farklı renk seçeneği ve derin ahşap dokulu yüzeylerden oluşan Natura Parke serisi AGT’nin diğer ürünleriyle mükemmel uyum sağlaması ve kolay kilit sistemi ile uygulama kolaylığı sağlıyor. AC4 sınıfında üretilen 10 mm’lik Concept Serisi, yüksek yoğunluğa ve neme karşı dayanıklı lif levhalardan olu-


şuyor. Seri; 15 yıl garanti imkanı, yüzey sağlamlığı, yüksek şişme direnci gibi kullanıcı dostu özellikler sunuyor. AGT Bella Serisi, Natura Slim & Large Serisi ve Legno Lamine Serisi yeni parkelerimizi 2018 yılında satışa sunacağız. Isıya ve aşınmaya dayanıklı, üstün sızdırmazlık özelliği olan AGT Parkelerimiz, uzun yıllar boyunca müşterilerimize kullanım kolaylığı sağlıyor. Önümüzdeki yıl yeni parke serilerimizin yanı sıra, panel kartelamıza yeni eklediğimiz renkler; metalik renk ve dokular taş hissini veren uygulamalar ile yaşam alanlarının atmosferini değiştirecek. Üretim faaliyetleriniz ve yıllık üretim kapasiteniz nedir? Oluşturduğunuz istihdam konusunda neler söylersiniz? AGT Entegre MDF Üretim Tesisimizle dünyadaki en iyi üretim hatları arasında yer alıyoruz. ContiRoll Generation8 teknolojisi ile de Türkiye’nin en modern ve yüksek performanslı MDF tesisi olma

iddiasındaki kompleksimiz, yıllık 500 bin metreküp üretim kapasitesine sahip. Bugün ülkemizde üretilen 6 milyon metreküp MDF’nin yaklaşık yüzde 10’nu biz üretiyoruz. Laminat parkede yılsonu itibariyle üretim kapasitemizi 20 milyon m2’nin üzerine çıkararak, dünya pazarındaki payın yüzde yüzde 2’sine sahip olmayı hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıl 700 milyon TL olan ciromuzu, bu yılın sonunda yaklaşık 900 milyon TL’ye yükseltmeyi öngörüyoruz. AGT bünyesinde şu anda yaklaşık 1000 kişi istihdam ediliyor. Önümüzdeki yıllarda yapacağımız yeni yatırımlarla bu rakam daha da artacak. Sektöre ne tür yenilikler sunuyorsunuz? Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarınızla ilgili neler söylemek istersiniz? Ürünlerimizin kalitesini korumak ve farklı ürünlerle tüketiciye alternatifler sunabilmek şirketimizin en öncelikli misyonları arasında yer alıyor. Sektörümüzdeki ilk Ar-Ge merkezini biz kurduk. Uzman ekibimizle, pazara daha inovatif ürünler sunmak için çalışmalarımız devam ediyor.

Bu yıl start verdiğimiz Dijital Dönüşüm Projemiz kapsamında sanal showroom’dan ürün kartelamızı mobil cihazlara taşıyan uygulamaya kadar birçok çalışmayı hayata geçirmeye hazırlanıyoruz. “AGT Dijital Platform” adlı projemizle tüm dünyaya hizmet vererek sınırları ortadan kaldırmayı, ülke ekonomisine katkı sağlamayı ve sektörün markalaşma sürecine destek olmayı hedefliyoruz. Dijital Platform kapsamında oluşturduğumuz sanal showroom, müşterilerimize ürünü satın almadan önce kendi mekanlarında uygulanmış halini görüntülemeye ve ürünleri yakından tanımasına imkan sağlıyor. AGT mobil uygulaması ise ürün kartelasının rahatça görüntüleyebilmenin yanı sıra sipariş takibi, fiyatlandırma, montaj süreçlerini görüntüleme gibi birçok özelliğiyle müşterilerimize kolaylık sağlıyor. Üretimde kullandığınız teknoloji ve ayrıcalıklarınızdan bahseder misiniz? Endüstri 4.0 ve TPM (Total Productive Maintenance) çerçevesinde, özellikle üretimde insan gücü yerini robotlara bırakıyor. Birbirine bağlı olarak çalışan sistemler üretim maliyetlerinden ulaşım giderlerine, raporlama için harcanan fazladan evrak yükünden ayrı ayrı yapılan işlemlerden doğan zaman kaybına kadar pek çok konuda şirketlere avantajlar sağlayacak. Bu hızlı dönüşüme, aynı hızla ayak uydurabilen şirketler reka13


Entegre MDF Üretim Tesisi

AGT Entegre MDF Üretim Tesisimizle dünyadaki en iyi üretim hatları arasında yer alıyoruz. ContiRoll Generation8 teknolojisi ile de Türkiye’nin en modern ve yüksek performanslı MDF tesisi olma iddiasındaki kompleksimiz, yıllık 500 bin metreküp üretim kapasitesine sahip. Bugün ülkemizde üretilen 6 milyon metreküp MDF’nin yaklaşık yüzde 10’nu biz üretiyoruz.

14


bette öne geçecek. AGT olarak biz de uzun vadeli yatırım planlarımızı yeni gerçekleşecek sanayi devrimi ekseninde kurgulamaktayız.

lerini sürdürüyor. Markanın vizyonu ise ahşabı tutku ve teknoloji ile şekillendiren, hayata değer katan bir dünya markası olmak.

Ürün trendlerinizi belirlerken nelere dikkat ediyorsunuz?

Hedef kitlemiz içerisinde tasarımcı, mimar ve iç mimarlar da yer alıyor. Bu yüzden trendleri yakından takip ediyor, ürün gamımızı da sürekli güncelliyoruz. Sezonun trend renk ve dokularını kullanarak yeni koleksiyonlar oluşturuyoruz.

Hedef kitlemiz içerisinde tasarımcı, mimar ve iç mimarlar da yer alıyor. Ürün gamımız içerisinde yer alan ürünlerimizin bu eksende, sürekli güncelliyoruz. Sezonun trend renk ve dokularını kullanarak yeni koleksiyonlar meydana getiriyoruz. Gerek tasarımda gerekse de işlevsellikte dünya trendlerini yakalamak bizim için oldukça mühim. Onun dışında müşterilerimizle buluştuğumuz AGT İkitelli Trend Center Mimar Atilla Arısoy, AGT Genel Merkez Mimar Yalın Tan ve ekibi ile birlikte çalıştığımız projeler arasında yer alıyor.

İhracata gelecek olursak; ihracatınız üretiminizin yüzde kaçını oluşturuyor? Hangi pazarlara ihracat yapıyorsunuz? Sizin için lokomotif pazar neresidir?

AGT hangi noktalarda rakiplerinden ayrılıyor? AGT, değerleriyle duygusal sermayesini büyüten, paydaşlarının mutluluk ve bağlılığını sağlayan, topluma ve çevreye duyarlı, sektöre yön vererek büyüyen öncü marka olma misyonuyla faaliyet-

İran’a 45 milyon euro’luk bir yatırım gerçekleştiriyoruz. Kazvin Sanayi Bölgesi’nde kuracağımız üretim tesisimizde ilk etapta panel, sonraki süreçte ise MDF-LAM, profil ve parke üretimi gerçekleştireceğiz. Bir yıl içerinde bitirmeyi planladığımız tesisin, Kazvin Bölgesi’nde 2017 yılı içinde yapılan en büyük ikinci yabancı yatırım olmasından mutluluk duyuyoruz. Ayrıca Antalya’daki Üretim Tesisimizde bu yıl içerisinde devreye alınacak yeni hatlarımızla üretim kapasitemizi en az iki kat arttıracağız. Sektörün yaşamış olduğu sıkıntılar nelerdir? Bu paralelde çözüm önerileriniz nedir?

Satış pazarlama ve bayilik yapılanmanız hakkında bilgi verir misiniz? Ülkemizdeki yerli mobilya üretimi ve tasarımının yanı sıra yurtdışında aktif pazarlama çalışmaları da yürütüyoruz. Geçen yıl gerçekleştirdiğimiz 700 milyon TL’nin üzerindeki ciromuzun yüzde 40’ını ihracattan elde ederek ekonomiye katma değer sağladık. Türkiye genelinde yaygın bayi kanalımızın yanı sıra 5 kıtada 1000’den satış noktamız bulunuyor. Üretici firma ve marka olarak satışlarımızı doğrudan paydaşlarımız üzerinden gerçekleştiriyor, paydaş iletişimini en üst seviyede önemsiyoruz.

Productive Management) çalışmalarına başladık. Öneri sistemi ve TPM çalışmaları ile birlikte yıllık 3,7 milyon TL’lik tasarruf sağlayacak aksiyonlar hayata geçirdik. Bu yılsonunda bu rakamı 5,2 milyon TL, üç yılda da (2019 yılı sonuna kadar) 20 milyon TL’ye ulaştırmayı hedefliyoruz.

Bugün ABD, Avusturalya, Fas, Fildişi Sahilleri, İsveç, İtalya, Kanada Maldivler, Mısır, Moğolistan, Pakistan, Ürdün gibi 60’tan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Dubai, İran, İstanbul showroom ve ofislerinin açarak; ABD, İngiltere, Kanada başta olmak üzere yaklaşık 30’a yakın ülkede aktif fuar katılımları ve pazarlama faaliyetlerimizle ihracat pazarımızı büyütmek için çalışıyoruz. 2018 itibarıyla üretime başlayacak olan İran yatırımı sayesinde sadece İran pazarı değil, çevre ülkelere ihracat da önemli hedeflerimiz arasında olacak. 2017 yılı sizce nasıl geçti? 2018 Hedefleriniz, proje ve yatırımlarınız nelerdir? Geçtiğimiz yıl şirketimizde TPM (Total

Dünyada MDF üretiminde 2. sırada yer alıyoruz. Ancak iç kaynak hammadde tedarikinde bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Bu konudaki Bakanlık destekli çalışmalar olumlu olarak sonuç veriyor. İlaveten yüzde 18’lik ÖTV indirimi sektöre büyük katkı sağladı. Dünyadaki pazar payımızı daha üst sıralara taşımak için sektör oyuncularına ne görev düşüyor? Sektör olarak dijitalleşmeyle birlikte yeni oyun planını, yeni iş modelini, yeni kârlılık modelini yaratmamız gerekiyor. Türkiye, dijitalleşme yolculuğunun henüz yolun oldukça başında. Şirketler cephesinde konuyu büyük bir ciddiyetle ele alanlar da var, henüz farkına varamayanlar da. Pazar payımızı en üst sıralara taşımak için büyük görevimiz teknolojiyi yakından takip etmek ve tüketicilerin değişen taleplerine çözüm aramaktır. 15


Home&Tex Fuarı’nı 22 bin sektör

profesyoneli ziyaret etti Ev tekstili ve dekorasyon sektörünün ihracatını artırmak amacıyla düzenlenen Home&Tex Fuarı, CNR EXPO Yeşilköy’de tamamlandı. Fuarı, yerli ve yabancı 22 bin 315 sektör profesyoneli ziyaret etti.

C

NR Holding Kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık A.Ş. tarafından Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TETSİAD) iş birliğinde gerçekleştirilen Home&Tex ‘Ev Tekstili ve Dekorasyon Fuarı’ bu yıl 5’inci kez düzenlendi. Perdeden döşemelik kumaşa, yer kaplamalarından bornoza, havluya kadar ev tekstiline ve dekorasyonuna ait tüm ürünlerin bir arada sergilendiği Home&Tex Fuarı’nı, yerli ve yabancı 22 bin 315 sektör profesyoneli ziyaret etti. Fuarda, Avrupa ülkeleri, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere 60’ın üzerinde ülkeden gelen satın almacı heyetleri, katılımcı firmalarla buluşturuldu. Home&Tex Fuar her yıl olduğu gibi bu yıl da Almanya, Fransa

16

ve İtalya’nın yanı sıra Rusya’dan yoğun ilgi gördü. Fuara yabancı alım heyetlerinin yanı sıra, Denizli, Uşak, Bursa, Ankara, Mersin, Kayseri, Çanakkale, Kocaeli ve Balıkesir başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından alım heyetleri katılım gösterdi. Ev tekstilinde canlı renkler tercih edildi CNR EXPO Yeşilköy’de 600 markanın katılımı ile düzenlenen Home&Tex Fuarı’nda, firmalar tarafından fuara özel olarak hazırlanan koleksiyonlar hem iç piyasada hem de uluslararası yatırımcılar arasında beğeni topladı. Ev tekstili ve dekorasyonunda tercihlerin bölgelere göre değişiklik gösterdiğine dikkat çeken firmalar, ev tekstilinde iç piyasada krem, toprak, mavi renk tonlarının, Rusya’da altın ve gümüş rengi tonlarının, Arap ülkelerinde de dökümlü desenlerin, canlı renklerin tercih edildiğini belirttiler. Endonezya, Cezayir, Fas, Libya gibi Müslüman ülkelerden gelen ziyaretçilerin fuarda, kadife seccadelere ilgileri büyük oldu.


17


TİM’in düzenlediği Design Week’te katılımcı sayısı bir yılda yüzde 75 arttı

Design Week Turkey, tasarımda

“Türkiye’nin Markası” oldu Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Ekonomi Bakanlığı ile düzenlediği Türkiye Tasarım Haftası (Design Week Turkey), ikinci yılında alanında ülkenin en büyük platformuna dönüştü.

T

ürkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Ekonomi Bakanlığı ile birlikte düzenlediği Türkiye Tasarım Haftası (Design Week Turkey), henüz ikinci yılı olmasına rağmen alanında ülkenin en büyük platformuna dönüştü. Bu yıl Tasarımın Potansiyeli temasıyla 8-12 Kasım tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen etkinlik, Türkiye’de tasarımın potansiyelini ortaya çıkardı. TİM’in her çalışmasında vurgu yaptığı “tasarım” konusunda ülke genelinde farkındalık yaratmak, tasarımı tüm endüstrilerle buluşturarak ekonomiye katkı sağlamak amacıyla düzenlendiği Design Week Turkey, katılımcı sayısında sadece bir yılda yüzde 75 artış gösterdi. Beş gün süren Design Week’te gerçekleştirilen 32 konferans ve panelde; endüstriyel, moda, görsel iletişim, mimarı tasarımda dünyaca ünlü 103 konuşmacı tecrübelerini aktardı. Etkinlikte 52 tasarımcı ve tasarım ofisinin geleceğin trend belirleyen çalışmaları sergilenirken, zanaattan yapay zekaya, el işçiliğinden dijitale pek çok alanda 17 sergi ile farklı disiplinler üzerine çalışan tasarımcıları ortak platformda buluşturan 14 atölyeyi ve etkinliğe özel hazırlanan enstalasyonları da 41 bin 762 katılımcı takip etti. 18

Bir yılda katılımcı sayısı yüzde 75 gibi rekor düzeyde artan Design Week’te, endüstriyel, moda, mimarı tasarım gibi alanlarda dünyaca ünlü konuşmacılar, zanaattan yapay zekaya kadar pek çok alanda düzenlenen sergi, atölye ve enstalasyonlar geleceğe ışık tuttu. Geleceğin tasarımcısı öğrenciler de yaratıcı fikirleri ortaya çıkaran workshoplara büyük ilgi göstererek deneyim kazanma şansı yakaladı.


TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi “Tasarımın potansiyelinin ciddi bir karşılığı olduğunu gördük. Dünyada ‘Designed in Turkey-Türkiye’de Tasarlanmıştır’ yazan ürün etiketleriyle var olmak için çalışmalarımız artarak devam edecek” dedi.

Üniversitelerin tasarım bölümlerinin de yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, geleceğin tasarımcısı öğrenciler uzman isimlerle interaktif sohbetler gerçekleştirme fırsatı buldu. Öğrenciler ayrıca sergi organizasyonu, özel sektörle iletişim kurma gibi pek çok konuda deneyim kazanma şansı yakalarken, yaratıcı fikirleri ortaya çıkaran workshoplara da büyük ilgi gösterdi.

karşılığı olduğunu görmüş olduk. Dünya pazarlarında ‘Designed in Turkey’ (Türkiye’de Tasarlanmıştır) yazan ürün etiketleriyle var olmak için Türkiye Tasarım Haftası en önemli platform haline geldi. Etkinliğe katılan panelistler, tasarımcılar ve üniversite temsilcileri, ilk günden son güne kadar çok verimli bir etkinlik geçirdiklerini dile getirdi” diye konuştu.

Konuk ülke Finlandiya’nın ağırlanarak içeriğin daha da zenginleştirildiği Design Week’te, endüstriyel tasarımdan mimariye, inovasyondan markalaşmaya Finlandiya’nın 100 yıllık geçmişi köklü kurumları ve konuşmacılar tarafından katılımcılara aktarıldı.

Ünlü tasarımcılar tarafından geleceğin trendleri sergilendi

Türk ve uluslararası pek çok sanatçı ve tasarımcıların ağırlandığı etkinlikte; Yapay Zeka’nın tasarım ve sanatla buluştuğu, William Myers’ın küratörlüğünü üstlendiği Human+Artifical Creativity, adorno.design’ın Sao Paolo’dan İstanbul’a farklı tasarım kültürlerini yansıtan sergisi ve Finlandiyalı tasarımcı ve girişimci Martta Leskela’nın Suriyeli mülteci kadınlara ürettirdiği tasarımların yer aldığı Ragmate, uluslararası sergiler arasında yer aldı.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, etkinliğe gösterilen yoğun ilgiden memnun olduklarını vurgulayarak “Bu yıl tasarımın potansiyelinin ciddi bir 19


Yine Türk Tasarımının Genetik Kodları sergisinde gelenek ve zanaatın zenginliğinin endüstri ile birleştiği ürünler yer alırken, Faruk Malhan’ın Zamanın An’ları, Yılmaz Zenger’in Art&Design, Koray Ariş’in işlevsel deri ürünleri, Urban Atölye’nin Beton ile Üretilen Tasarım Ürünleri ve İstanbul Moda Akademisi (İMA) öğrencilerinin ‘We are’ gibi sergiler de tüm ziyaretçilerin büyük beğenisini kazandı. Design Week’te 2018-2019 trendlerinin yer aldığı Trend Alanında ise dünyaca ünlü tasarımcı Ettore Sottsass’ın İznik Vakfı için tasarladığı çini serisi enstalasyonu, Melike Altınışık’ın Motion in Shell enstalasyonu, Şule Koç ve Ayşe Çoşkun Orlandi’nin gerçekleştirdiği “Yolgeçen” Upcycling atölyesinin çıktıları da sergilendi.

20

Design Week’te ayrıca İhracatçı Birliklerinin düzenlediği sektörel tasarım yarışmaları ile Ekonomi Bakanlığı, TİM ve Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu’nun (ETMK) iş birliği ile düzenlenen Türkiye’nin marka gurularının yarıştığı Design Turkey Endüstriyel

Tasarım Yarışması’nın kazananları, ödüllerini Ekonomi Bakanı Sayın Nihat Zeybekci’nin elinden aldılar. Zeybekci de yaptığı konuşmada tasarımın sanayimizin, ihracatımızın ve geleceğimizin barutu, enerjisi olduğunu ve bu alanda her daim destek olmaya devam edeceklerini söyleyerek tasarımcılara büyük bir motivasyon verdi.


21


Mobilya sektörü,

Furniture İstanbul’da buluştu Türkiye mobilya sektörünün yüzde 75’ini temsil eden firmaları aynı çatı altında buluşturan Furniture İstanbul 7-12 Kasım tarihleri arasında CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlendi. Fuarı, yerli ve yabancı 59 bin 64 kişi ziyaret etti.

M

odern, klasik ve modüler mobilyalardan ofis mobilyalarına, oturma gruplarından bebek, çocuk, genç mobilyalarına, yataklardan aksesuarlara ve bahçe mobilyalarına kadar her türlü ihtiyaca yanıt verecek ürünlerin sergilendiği Furniture İstanbul, sektörü bir araya getirdi. Türkiye mobilya sektörünün yüzde 75’ini temsil eden firmaları aynı çatı altında buluşturan fuarı, 4 bin 348’i yabancı olmak üzere yerli ve yabancı 59 bin 64 kişi ziyaret etti. 13 yıldır MOSDER tarafından gerçekleştirilen ve bu yıl Furniture İstanbul adıyla düzenlenen fuarda, Bellona, Bambi, Ya22

taş, İstikbal, Alfemo, Enza Home, Bretz, Merinos, Fatih Kıral, İpek, Kilim, Yatsan, Teleset, İşbir, Mondi, Tepe Home, İdaş, Buka, Novussi, Rengarenk, Almila, Kupa Genç Odası, Saloni, Loda, HKM Comfort, Leta Sandalye, Arno Home, Ladin, Cardin Concept ve ABC Mobilya’nın da aralarında bulunduğu 300 marka yer aldı. Fuarla ilgili değerlendirmelerde bulunan MOSDER Başkanı Nuri Öztaşkın, şöyle konuştu: “Her açıdan oldukça başarılı bir fuara imza attığımızı düşünüyorum. Furniture İstanbul, Türk mobilyasının tasarım ve fonksiyonellik yönünden üstünlüğünü sergileme


MOSDER Başkanı Nuri Öztaşkın

Furniture İstanbul’a, İtalya, Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin yanı sıra, sektörün hedef pazarları olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin de aralarında bulunduğu 84 ülkeden 4 bin 348 alıcı katılım gösterdi.

konusunda önemli bir rol üstlenerek Türk Mobilya devlerini aynı çatı altında toplamayı başardı. Yurt dışından ve yurt içinden yoğun ilgi gören fuarımızı 6 gün boyunca 4 bin 348’i yabancı olmak üzere 59 bin 64 kişi ziyaret etti. Mobilya sektörünün kalkınmasında stratejik bir öneme sahip olan Furniture İstanbul, Türk markalarının dünyaya duyurulmasında da bir köprü görevi görmüş oldu. 300 markanın yeni ürünlerini ilk kez sergilediği fuarımız aynı zamanda Design Stories seminerleriyle yurt dışından çok önemli tasarımcıları da ağırladı.”

84 ülkeden ziyaretçi ve alım heyeti Fuara, mobilya sektörünün lider ülkeleri olan İtalya, Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin yanı sıra, sektörün hedef pazarları olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin de aralarında bulunduğu 84 ülkeden ziyaretçi ve alım heyeti katılım gösterdi. Yabancı alıcıların yanı sıra Manisa, Eskişehir, Kayseri, Ankara, Konya, Uşak ve Trabzon başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından alım heyetleri de fuar boyunca ağırlandı.

Dünyaca ünlü tasarımcılar Design Stories etkinliğinde buluştu Furniture İstanbul’da 2018-19 mobilya ve dekorasyon trendleri belirlendi. Tasarımın ön plana çıktığı fuarda, kumanda ve cep telefonu ile yönetilebilen akıllı yataklardan, öğretici ve eğitici genç odasına, masaj yapan ve akıllı sehpası bulunan bazalara kadar pek çok inovatif ürün sergilendi. Tasarım ve inovasyon odaklı bir yaklaşımla diğer fuarlardan ayrılan Furniture İstanbul’da, İtalya, İspanya, Fransa Finlandiya, Hollanda’dan gelen 14 tasarımcı Design Stories adlı seminer etkinliğinde genç tasarımcı adayları ile bir araya geldi. Tasarımcılar tarafından gerçekleştirilen, geleceğin dizaynları ve dünyaca ünlü markalarla çalışmanın sırları ile ilgili sunumlar yoğun ilgiyle takip edildi. 23


SANAYİ ELEKTRİĞİNDE TARİFE DÖNEMİ NİSAN’DA BİTECEK

SANAYİCİLERE YENİ DÖNEMDE ZARAR ETMEMELERİ İÇİN 5 TAVSİYE

EPDK, 1 Nisan 2018’den itibaren artık sanayi tarifesinin açıklanmayacağını ve tavan fiyatın kalkacağını duyurdu. Sanayicilerin serbest tedarikçilerle çalışması gerekeceği bu yeni dönemde, en iyi fiyatla anlaşma yapmak ve riskleri yönetmek büyük önem taşıyor çok sıkı bir pazarlık dönemi bekliyor diyen Enexion Enerji Danışmanlık Genel Müdürü ve Enerji Uzmanı Ceren Özdal sözlerine şöyle devam etti: “Elektrik sanayicinin maliyetleri arasındaki en önemli kalemi oluşturuyor. Bu nedenle yeni düzenlemenin devreye girmesiyle birlikte en uygun tedarikçiyle çalışmak ve sözleşme süresinin ve şartlarının en uygun şekilde planlanması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde sanayiciler büyük zarara uğrayabilir.” Enexion Enerji Danışmanlık Genel Müdürü ve Enerji Uzmanı Ceren Özdal

E

nerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), 1 Nisan 2018’de uygulamaya girmesi öngörülen Kaynak Tedarik Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ Taslağı’nı paylaştı. Bu yeni düzenleme ile sanayi tarifesi ve tavan fiyat uygulaması ortadan kalkıyor. Yüksek tüketimli ve düşük tüketimli tüketici gruplarının oluşturulacağı bu yeni tebliğle birlikte sanayiciler serbest piyasada oluşan birim fiyatlar üzerinden pazarlık yaparak elektrik satın alacak.

Sanayici ‘elektrik çarpmasına’ karşı önlemini almalı Yeni düzenlemeyle birlikte sanayicileri 24

Özdal, yeni dönemde sanayicilerin, büyük ticarethanelerin ve alışveriş merkezlerinin dahil olacağı ‘yüksek tüketimli tüketiciler’ grubuna giren yani yıllık tüketimi 1 milyon kWh üzerinde olan tesislerin büyük bir çoğunluğunun serbest piyasadan alım yapma konusunda tecrübeli olduğunu belirtti. Bu yeni dönemde özellikle düşük tüketimli sanayi firmalarının adaptasyonunun çok hızlı olması gerektiğini belirten Özdal, aksi takdirde büyük zararlar kapıda bekleyebilir uyarısında bulundu.

Enerji tedariğinde yeni döneme alışmak için 5 tavsiye Enerji piyasasındaki bu yeni dönemde doğru stratejilerle enerji maliyetlerinin sürdürülebilir yöntemlerle azaltılabileceğini ve kârlılığın da düzenli

artırımının mümkün olabileceğini belirten Özdal, sanayi firmalarının zarara uğramaması için 5 kritik tavsiyede bulundu:

1. Enerji ihtiyacının doğru analizi enerji piyasalarından en rekabetçi şekilde enerjinin tedarik edilmesi için büyük önem taşıyor. Bu nedenle bu sürece öncelikle doğru bir analizle başlanması gerekiyor. 2. Piyasada birçok enerji tedarikçisi bulunuyor, güvenilir enerji tedarikçilerinin tercih edilmesi sanayicilerin risklerini düşürecek. 3. Sürdürülebilir en uygun birim fiyatlarla anlaşma yapılmalı.

4. Enerji tedarik sözleşmeleri uzman kişiler tarafından detaylı incelenmesi gereken sözleşmelerdir. İleride oluşabilecek ek maliyetlerin neler olduğunun belirlenerek bunların güvenli sözleşmeler ile güvence altına alınması riskleri yönetmek açısından son derece kritik bir konu. 5. Sözleşmenin süresi iyi hesaplanarak

belirlenmeli. Sözleşmenin süresi hesaplanırken birim fiyatın gelecek öngörüsünün de hesaba katılması gerekiyor.


25


FENDI CASA

Türkiye’nin en şık evi için geldi

Tasarımda dünya markası Fendi Casa, İstanbul’un en şık evini tasarlamak için Türkiye’ye geldi. Dubai ve Miami’den sonra ilk kez Türkiye’ye gelen Luxury Living Group’un en önemli markası Fendi Casa, İstanbul’un yeni deniz semti Büyükyalı ile Türkiye’ye gelişini çok özel bir davet ile kutladı.

Ö

zak Global Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, Luxury Living Group Finans ve Ekonomi Direktörü Mr. Daniele Vignatelli, Luxury Living Group ve Fendi Casa Tasarım Grubu Başkanı Andrea Boschetti ve Luxury Living Engineering CEO’su Michele Galli ev sahipliğinde Büyükyalı İstanbul’da gerçekleşen “İyi Yaşam” temalı gece; iş, sanat ve cemiyet dünyasından çok sayıda ismin katılımıyla gerçekleşti. Fendi Casa tasarımcılarının hazırladığı ve ilk kez görücüye çıkan ikonik dekorasyon konseptleri, davetliler tarafından büyük beğeni topladı. Lüksün ancak hayata değer katması, insanları mutlu etmesi ve yaşamı kolaylaştırmasıyla gerçek lüks olacağına inanan Büyükyalı, bu işbirliğiyle “iyi yaşam”a lüksün imzasını atıyor.

26

Büyükyalı, dünyanın en heyecan verici şehrinde, Marmara Denizi’nin kıyısında, İstanbul’dan ilham alarak tasarlanmış bir deniz semti diyen Luxury Living Group Yönetim Kurulu Üyesi Daniele Vignatelli sözlerine şöyle devam etti: “‘Büyükyalı’nın bizi en çok etkileyen yanlarından biri, kendine has bir hikayesi olması. İyi yaşamı sahiplenen, insanların hayatlarına konfor ve keyif katmayı amaçlayan bir bakış açısı var. Bu bakış açısıyla Büyükyalı projesinin kalitesi, “iyi yaşam” felsefesi ve yenilikçi tasarıma verdikleri önem markamızla örtüştü. Büyükyalı projesi de bizim gibi lüksün ancak hayata değer katması, insanları mutlu etmesi ve yaşamı kolaylaştırmasıyla gerçek lüks olacağına inanıyor. Büyükyalı, Fendi Casa kalitesi ile mükemmel uyum sağlayabilecek bir proje olduğu için bu işbirliğine girmeye karar verdik.”


Yeni bir koleksiyonu yaratırken asıl amacımız ‘Made in Italy’ ruhunu yansıtabilmektir diyen LLG Tasarım Grubu Başkanı ve Fendi Casa Tasarım Grubu Başkanı Andrea Boschetti ise ‘Made in Italy’nin anlamı, kullanılan materyale karşı saygı duymayı, yenilikle gelenek arasında mükemmel dengeyi yakalamayı ve ayrıcalığın, konforun ve güzelliğin lüksle kombinlenmesini güçlü bir kesinlikle anlatabilmektir” dedi ve şöyle devam etti: “Bu işbirliği ile Fendi Casa’nın tasarımları ve tarzı ilk kez Türkiye’deki bir gayrimenkul projesine dâhil oluyor. İşbirliğimiz kapsamında, Büyükyalı’daki bir bloğun tüm ortak alanlarında ve daire tasarımlarında Fendi Casa imzası olacak. Büyükyalı sakinleri, tüm daire tipleri için özel olarak hazırlanan ve mobilyadan aksesuara, halıdan perdeye kadar Fendi çizgisini taşıyan Fendi Casa paketlerini satın alabilecek. Buna ek olarak, Büyükyalı’da Fendi Casa ürünlerinin sergilendiği özel bir Fendi köşesi ve ayrıca Fendi Casa tarafından tasarlanmış bir örnek daire hazırlanacak. Büyükyalı’dan ev alan herkes, Fendi dekoratörlerinden evine yönelik özel dekorasyon tavsiyesi alabilecek.

27


Artemis Halı’ya Ünlü Tasarımcı Mirko Tattarini İmzası

Türkiye’nin sevilen halı markası Artemis Halı’nın dünyaca ünlü tasarımcı Mirko Tattarini ile gerçekleştirdiği iş birliğiyle üretimini yaptıkları hikayesi olan “Haritalar” koleksiyonu, yaşam alanlarına farklı bir imza atmak isteyenlerle buluşuyor.

28

H

alı yerde duran ve üstüne basıp geçtiğimiz bir eşyadan ziyade yaşam alanlarına sıcaklık katan bir nesne olduğunun altını çizen Mirko Tattarini, Artemis Halı için tasarladığı Haritalar serisinin ilk iki modelinde basit estetik dokunuşlarla hikayesi olan Türk halı geleneğini tekrar hayata döndürdü. Artemis Halı ile birlikte gerçekleştirdiği “Haritalar” isimli halı tasarımlarıyla ile ilgili olarak ünlü İtalyan tasarımcı Mirko Tattarini: “Halı dokumacılık geleneksel olarak hikaye anlatıcılığına dayanır. Eskiden kadınlar halı dokurken genel olarak kendileri hakkında, korkuları, dilekleri, bulundukları koşullar hakkında çok şey anlatırlardı. Ne yazık ki günümüzde bütün sektörlerdeki markaların hepsi

hikaye anlatıcılığını kendi markalarını pazarlamak için araştırıp geliştirip kullandıklarından halılar konusundaki bu yaklaşım kayboldu. Artemis Halı için tasarlanan bu ilk iki modelle basit estetik dokunuşlarla halıların anlam ifade etmesini sağlayan bu önemli geleneği tekrar hayata döndürmeye çalıştım. Bu halılara Haritalar ismini verdim. İlk model zaman dilimlerine göre ayrılmış, her zaman diliminde elin belimde gibi geleneksel semboller serpiştirilmiş bir dünya haritasıdır. Güney’den yükselen ve Kuzey’de yoğunlaşan yeni semboller büyük göçlerin bir metaforu. Diğer tarafta göçlere karşı kültürel direnişi sembolize eden Kuzey’den aşağıya doğru uzanan motifler bulunuyor. İkinci model ise Antep civarındaki Kilis


kentindeki mülteci kamplarının tepeden bir görüntüsü. Yine motifler göçler ve ev sahipliği yapan kültür arasındaki çatışmayı sembolize etmektedir. Halı yerde duran ve üstüne basıp geçtiğimiz bir eşyadan ziyade bizim için uzandığımız, üzerinde dinlendiğimiz ailevi bir meseledir. Bu modeller çocuklarla bir diyalog kurmak için örneğin, onların geleceğin iyi vatandaşları olmaları adına dünya gerçeklerini anlatmak için iyi bir fırsattır. Halı, tasarımın sağlam etiğe nasıl dayandırılacağını gösteren bir teyit ve tasvip şeklidir. Uygulamada olmasa bile en azından mesajlar yoluyla, toplumsal meselelerin sorumluluğunu üstlenmelidir” dedi.

Artemis Halı Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Batallı

Artemis Halı Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Batallı, “Floransa’da açılan, Roma, Sofya ve Bulgaristan’da da yan şirketleri bulunan Lagos Design Studios’un kurucusu ve yöneticisi Profesör Mirko Tattarini ile Artemis Halı olarak böyle bir proje gerçekleştirdiğimiz için çok mutluyuz. Kendimizi dünyalı bir marka olarak tanımlıyoruz. Geçtiğimiz yıl Belçikalı halı tasarımcısı Thibault Van Renne, bu yıl da İtalya tasarımcı Mirko Tattarini ile çalıştık. Türkiye’de ve dünyada müşterilerinin beklentilerini tam olarak karşılayan, müşteri ilişkilerinde sonsuz güven içerisinde ve ihtiyaçların sürekli farkında olan, gelişim odaklı, kaliteyi sürekli arttıran ve son teknolojiyi yakından takip ederek farklılık oluşturan lider bir firma olarak çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” diye belirtti. 29


Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu 2. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi

MAKİNE SEKTÖRÜ

MAKFED ÇATISI ALTINDA KENETLENDİ

G

enel Kurul’da söz alarak makine sektörünün hedef odaklı bir stratejiyle hareket etmesinin önemine dikkat çeken Dalgakıran şunları söyledi: “Bir sektörün yol haritasını çizerken işe durum analizi yaparak başlamak, eleştirel aklı her zaman ön planda tutmak gerekir. Biz problemli alanları tespit etmenin, çözüm odaklı bir yaklaşımın ilk adımları olduğuna inanıyoruz. Türkiye üst gelir grubuna makine, elektronik ve yazılım alanlarında yapacağı bir atılımla çıkabilir. MAKFED olarak organizasyon ve işbirliğine öncelik vererek, bu hedeflere yönelik çalışmayı sürdüreceğiz.” Federasyonun yeni dönemde daha etkin olacağının altını çizen Dalgakıran, amaçlarının sektörün kurumsallaşması olduğunun altını çizerek şunları kaydetti: “Üst gelir grubunda yer alan ülkelerin öncelikleri verimlilik ve ölçek ekonomisi oluşturabilmektir. Türkiye ekonomisinin amacı girişimci sayısını artırmaya çalışmak değil, nitelikli ara elemanlar yetiştirerek stratejik sektörlerin rekabet gücünü artırmak olmalı. Makine sektörü bundan sonra daha rekabetçi, farklı ve yenilikçi olacak, marka gücünü artırmaya odaklanacak. MAKFED de hedef odaklı faaliyetleriyle, sektörün ihtiyaçlarına yönelik çözümler üzerinde çalışmayı sürdürecek”

Federasyon bin 700’e yakın makine üreticisini temsil ediyor

Genel Kurul’da federasyon faaliyetleri hakkında bilgi veren MAKFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu katılımcılığı ve paylaşımcılığı esas alan bir yapı oluşturduklarını belirterek şunları söyledi: “10 yıla yaklaşan bir çalışmanın ürünü olarak, makine sektörünün büyük bölümünü kapsayan 17 derneğinin katılımıyla, tek çatı altında bütünleştiğimiz MAKFED ile kısa zamanda önemli işlere imza attık. Sektörümüzü ORGALIME’de de temsil ettiğimiz bu dönemde yayımladığımız raporlarla makine sektörünün yol haritasının oluşturulmasına katkı verdik. 20 alt sektörden kendi segmentlerinde en büyük bin 700’e yakın firmayı temsil eden üye derneklerimizin katkılarıyla federasyonumuzu daha da güçlendir30

Makine sektörü tepe örgütü MAKFED, 2. Olağan Genel Kurulunu 17 üye derneğin katılımıyla Ankara’da gerçekleştirdi. Makine imalat sanayi ile ilgili tüm politika ve uygulamaların oluşmasında etkin rol üstlenmeyi amaçlayan federasyona Adnan Dalgakıran yeniden başkan olarak seçildi. dik. İmalat sanayiindeki nitelikli ara eleman ihtiyacının bilincindeyiz, sektör çalışanlarının eğitim ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla MAKFED AKADEMİ kurma çalışmalarını hızlandıracağız.”

Federasyon üye sayısı 17’ye yükseldi

Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği’nin (AIMSAD) katılımıyla MAKFED üye sayısı 17’ye yükseldi. MAKFED Yönetim Kurulu • Adnan Dalgakıran (MİB) • Kutlu Karavelioğlu (POMSAD) • Hüseyin Semerci (PAGDER) • Mehmet Sefa Targıt (AYSAD) • Şenol Önal (TARMAKBİR) • Ali Eren (KBSB) • Adil Nalbant (TEMSAD) • Halil Tamer Öztoygar (İMDER) • Önder Bülbüloğlu (TEVİD) MAKFED Üyesi Dernekler • AIMSAD (Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği) • AKDER (Akışkan Gücü Derneği) • AMD (Ambalaj Makinecileri Derneği) • ARÜSDER (Araç Üstü Ekipman İmalatçıları Derneği) • AYSAD (Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği) • BESİAD (Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği) • ENOSAD (Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği) • İMDER (Türkiye İş Makinaları Distrübütörleri ve İmalatçıları Birliği Derneği) • İSDER (İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği) • İSKİD (İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği) • KBSB (Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği Derneği) • MİB (Makina İmalatçıları Birliği Derneği) • PAGDER (Plastik Sanayicileri Derneği) • POMSAD (Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği) • TARMAKBİR (Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği Derneği) • TEMSAD (Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği) • TEVİD (Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği)



PERAKENDE SEKTÖRÜNDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM SATIŞ VE VERİMLİLİĞİ ARTIRIYOR

B

u yıl, 29-30 Kasım tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde 17’incisi düzenlenecek olan Perakende Günleri’de yapay zeka, artırılmış gerçeklik ve dijital dünyanın sektöre etkileri konuşulacak. Kârlı büyüme için en iyi dönüşüm fırsatlarının değerlendirilecek. Türkiye’nin teknolojik çözüm entegratörü Sensormatic de Perakende sektörünün dijital değişiminde büyük rol oynayan çözümlerini Perakende Günleri’nde paylaşacak. 23 yıllık sektörel deneyime sahip olan Sensormatic, söz konusu çözümlerin perakendecilerin verimliliğine ve satışına etkileri konusunda detaylı bilgiler verecek.

Müşteriye ulaşmak analizden geçiyor Güncel araştırmalar gösteriyor ki, müşteri bağlılığı her geçen gün azalıyor ve artan teknoloji kullanımı marka sadakatlerini kırılgan hale getiriyor. Aynı zamanda tüketicilerin kişiye özel ürün ve hizmetleri tercih etmesi, perakende sektöründe mega mağazalardan butik ve yerel mağazalara geçişe neden oluyor. Böylesi hassas bir dönemde perakende sektöründeki markaların, hedeflerine istedikleri biçimde ulaşması için doğru analizler yapabilmesi ve hızlı aksiyon alabilmesi büyük önem taşıyor. Bu noktada mağaza içi analiz çözümleri öne çıkıyor. Mağazaya giren, bilgi alan ve alışveriş yapan müşterilerin hareketlerini izleyen, bütüncül olarak raporlayan platformlar, müşterilerin mağaza içinde geçirdikleri sürenin miktarını, hangi ürünleri ne kadar süre incelediğini ve satışa dönüş oranlarını takip ediyor. 23 yıllık sektörel deneyime sahip olan Sensormatic’in elde ettiği verilere göre mağaza içi analiz platformları markaların satışlarında %8 ilâ %10 oranında artış sağlıyor.

Artan ürün çeşitliliği, mağaza sayıları ve değişen müşteri talepleri sebebiyle doğru ürünü, doğru zaman ve mekanda müşteri ile buluşturmak perakendeci için öncelikli bir konu haline geldi. Akıllı cihazların, sosyal medyanın ve online alışverişin yükselişe geçmesi ile müşterilerin satın alma karar mekanizmaları da değişmeye başladı. Artık yeni teknolojiler ile değişimin önüne geçmek, verimliliği ve satışları aynı anda artırmak mümkün.


Reyon karlılıklarını %40 oranında artırıyor Sensormatic’in portföyünde bulunan mağaza içi analiz sistemleri, sağladığı yoğunluk haritaları ile reyonların yoğunluğunu ve müşterilerin reyonu inceleme sürelerini ölçümlüyor. Elde edilen bu değerli veriyi kullanan perakendeciler, mağaza alanlarında maksimum satış için gerekli fiziksel düzenlemeleri yapabiliyor. Elde edilen verilere göre ürün yerleşim stratejileri veriye dayalı yapıldığında reyon karlılıklarını %40 oranında artırılabiliyor. Perakende sektörü için bir başka önemli gelişim alanı stok yönetimi olarak öne çıkıyor. Sensormatic, mağazalarında her gün müşterilerle buluşan binlerce ürünün yönetimi için RFID stok yönetimi çözümünü öneriyor. Bu çözüm aranan ürünün bulunmasını ve ürünün stok teyidini kolaylaştırıyor, ürünün depoda görünmesine rağmen bulunamaması gibi sorunları ortadan kaldırıyor. Bir başka araştırma sonucuna göre, bu gibi durumlarda tüketicilerin %30’u aradığı ürünü reyonda bulamayınca, satın almaktan vazgeçiyor. Bu nedenle mağaza içi teknolojilerinin kullanımı, müşteri alışkanlıklarının son derece kırılgan olduğu bu dönemde büyük önem taşıyor. Doğru ürünü, doğru zaman ve mekanda müşteri ile buluşturan teknoloji: RFID Üretildiği andan satıldığı ana kadar ürünleri takip edebilmeyi sağlayan bir teknoloji olan RFID ile her bir ürün adeta bir kimlik kartına sahip oluyor. Ürünlerin mağazaya gelişinden yerleşimine, satışına ve sayımına kadar tüm süreçleri kolaylıkla anlık takip edilebiliyor. Satış danışmanlarının mobil olarak taşıyabildikleri kablosuz el terminalleri ile mağazadaki her bir ürünün hangi reyonda hatta hangi rafta olduğu bilgisi anında tespit ediliyor. Bu sayede ürünler, müşterilere çok daha hızlı bir şekilde ulaşıyor. RFID çözümleri sayesinde perakendeciler, müşterilerinin taleplerine en hızlı şekilde cevap verirken, eksik ürünlerin günlük takibi ve yerlerine yeni ürünlerin konması gibi süreçleri çok daha hızlı ve verimli bir şekilde sağlayabiliyor. RFID teknolojisinin verimli bir şekilde kullanılması sayesinde mağazalarda operasyonel verimlilik sağlanırken, mağaza satışlarında %4 ila %21 oranlarında artış sağlanıyor.

33


Dünyanın En Büyük 3. Organik Pamuk Tedarikçisi Çevre ve insan sağlığına odaklanan Tchibo, pamuklu tekstil ürünlerinin yüzde 80’ini sürdürülebilir ekili alanlardan elde ediyor. Sürdürülebilirliğini yüzde 100’e ulaştırmak için çalışmalarını tüm hızıyla sürdüren Tchibo, dünyanın en büyük üçüncü organik pamuk tedarikçisi oldu.

T

üketicilerini yenilikçi perakende anlayışıyla buluşturan Tchibo, 2016 yılında organik pamuk içeren 40 milyondan fazla tişört, pijama ve yatak çarşafı üreterek, Textile Exchange’in 2017 Organik Pamuk Pazar Raporu’na göre dünyanın en büyük üçüncü organik pamuk ürünleri tedarikçisi oldu. Çevre ve insan sağlığına odaklanarak büyük başarılar elde eden Tchibo, pamuklu tekstil ürünlerinin yüzde 80’nini hâlihazırda sürdürülebilir ekili alanlardan elde ediyor ve bu oranı 2020 yılında yüzde 100’e çıkarmayı hedefliyor. Tüm dünyada organik pamuk oranı yüzde 0,4 gibi sınırlı bir orana sahipken zoru başaran Tchibo, WWF

34

(Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve Solidaridad and Pesticide Action Network tarafından oluşturulan Sürdürülebilir Pamuk Sıralaması’nda da dünyanın en büyük 75 pamuk işleyicisi arasında 2’nci oldu.

Tchibo’dan 30 milyar litre su tasarrufu Pamuğun yetiştirilmesini ve satılmasını destekleyen, kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan Textile Exchange üyesi Tchibo, Organik İçerik Standardı’nı (OCS) kullanarak sürdürülebilir tarıma olan talebi artırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Tchibo DOĞA DOSTU çalışmalarıyla, 11 bin 500 olimpik yüzme havuzunu doldurmaya yetecek kadar 30 milyar litre su tasarrufu sağladı. Aynı zamanda Tchibo, böcek ilacı kullanımını azaltarak 24 bin varil ham petrole eşdeğer hacimdeki 3,5 milyon kilogram ilaçtan da tasarruf etti.


35


Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk

Egeli ihracatçılar

hedefi 12’den vurdu

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Kasım ayında ihracatını, 2016 yılı Kasım ayına göre yüzde 29’luk artışla 1 milyar 182 milyon 852 bin dolara çıkardı. Kasım ayındaki ihracat rakamı Ege İhracatçı Birlikleri’nin tarihinde ay bazında en yüksek ihracat rakamı oldu. EİB’nin bundan önceki rekoru ise 2013 yılı Kasım ayında gerçekleştirdiği 1 milyar 135 milyon 223 bin dolarlık ihracattı.

K

asım ayında, Türkiye’nin ihracatı yüzde 14’lük artışla 13 milyar 629 milyon dolar olurken, Ege İhracatçı Birlikleri’nin yüzde 29’luk ihracat artış hızı Türkiye ortalamasının iki katına çıktı. Ege İhracatçı Birlikleri’nin Kasım ayında sağladığı en büyük başarılardan bir diğeri ise; EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliğinin tamamının 2016 yılı Kasım ayına göre ihracatlarını arttırması oldu. Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2017 yılı Ocak – Kasım döneminde kayda aldığı ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8’lik artışla 9 milyar 978 milyon dolardan, 10 milyar 761 milyon dolara yükseldi. Egeli ihracatçıların son 1 yıllık ihracatı ise; yüzde 7’lik artışla 10 milyar 890 milyon 36

dolardan 11 milyar 683 milyon dolara ulaştı. Kasım ayında EİB’nin Sanayi ürünleri ihracatı yüzde 38’lik artışla 451 milyon dolardan, 622 milyon dolara tırmanırken, Tarım ürünleri ihracatı yüzde 22’lik yükselişle 400 milyon dolardan 488 milyon dolara yükseldi. Madencilik sektörünün ihracatı ise yüzde 11’lik artışla 63 milyon dolardan 71 milyon dolara çıktı. Zeytinyağı sektörü rekora abone oldu, Demir ihracatı zirve yaptı Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB), Kasım ayında ihracatını yüzde 100 arttırdı ve 25 milyon 877 bin dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı.

EZZİB ihracat artış rekortmeni olurken, Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (EDDMİB) yüzde 80’lik ihracat gelişimi gösterdi ve 144 milyon 325 bin dolarlık ihracatla en fazla ihracat yapan birlik oldu. EDDMİB, yıllık bazda ise uzun bir aradan sonra 1 milyar dolar barajını geçti ve 1 milyar 7 milyon dolarlık ihracata ulaştı. Ege İhracatçı Birlikleri’nin ihracat şampiyonu Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) Kasım ayında 108 milyon 60 bin dolarlık ihracata imza attı. Kasım ayında ihracatını yüzde 18 arttırarak ikinci olan EHKİB, yıllık bazda ise 1 milyar 267 milyon dolarlık tutarla zirvedeki yerini korudu.


yaptı. Tütün sektörü, Kasım ayında ihracatını 2016 yılı Kasım ayına göre yüzde 46 arttırdı. 24-25 Kasım 2017 tarihlerinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın katılımıyla “Madencilik Çalıştayı”nda 2023 ihracat hedefleri için yeni bir yol haritası belirleyen Ege Maden İhracatçıları Birliği üyeleri Kasım ayında 71 milyon 36 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği yüzde 5’lik ihracat artış hızı yakaladı ve Kasım ayında ihracat hanesine 51 milyon 795 bin dolar yazdırdı. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ise; yüzde 13’lük ihracat artışı ile 27 milyon 722 bin dolara ulaştı. Deri ve deri mamulleri ihracatı yüzde 42 arttı Emek yoğun sektörlerin başında gelen Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıKuru meyve ihracatı 106 milyon dolara ulaştı Kuru meyve ihracat sezonunun başlaması ile birlikte ihracatta yoğun bir dönem yaşayan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (EKMİB) Kasım ayında ihracatını yüzde 14 arttırdı ve 106 milyon 632 bin dolarlık ihracatı ülkemize kazandırdı. İhracatta her ay yeni bir başarı hikayesi yazan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (ESUHMİB), Kasım ayında başarı hikayelerine bir yenisini ekledi. İhracatını yüzde 21’lik artışla 92 milyon 906 bin dolara çıkaran su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatçıları son bir yılda Türkiye’ye 926 milyon dolar döviz getirdi. Yaş meyve sebze sektöründe URGE Projesi meyvelerini verdi Katma değerli ürün ihracatı için 2017 yılında taze kiraz ve yaş üzüm sektörlerinde URGE Projesi yürüten Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, URGE Projesi sonrasında odaklandığı Hava Kargo sayesinde ihracatını arttırmaya devam ediyor. Kasım ayında yüzde 17’lik ihracat artış hızı yakalayan Egeli yaş meyve sebze ve mamulleri ihracatçıları 91 milyon 278 bin dolarlık ihracata imza attı. Son aylarda ihracatta ciddi bir gelişme gösteren Ege Tütün İhracatçıları Birliği ise; 89 milyon 919 bin dolarlık ihracat

ları Birliği yüzde 19’luk ihracat gelişimi ile 21 milyon 986 bin dolarlık ihracat kayda alırken, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği yüzde 42’lik rekor ihracat artış hızını yakaladı ve 11 milyon 769 bin dolar ihracat yaptı. Ünlütürk; “İhracatçılarımız yeni yıl hediyesini 1 ay önceden verdi” Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Ege İhracatçı Birlikleri’nin Kasım ayı ihracat rakamlarını kamuoyu ile paylaşmaktan büyük mutluluk duyduğunu, EİB’nin ihracat rakamlarındaki başarıyı, Egeli ihracatçıların yeni yıl hediyesini bir ay önceden vermesi olarak yorumladığını kaydetti. “Kasım ayı ihracat rakamları sayesinde aynı anda üç mutluluğu birden yaşıyoruz” diyen Ünlütürk, “İhracat artış hızımız,

Türkiye ortalamasının iki katına ulaştı. EİB bünyesindeki 12 ihracatçı birliği de ihracatını arttırdı. Aylık bazda tarihimizin en yüksek ihracat rakamına ulaştık. Yılsonu için ortaya koyduğumuz 11.5-12 milyar dolar ihracat hedefine ulaşacak olmanın da huzurunu yaşıyoruz. Bu başarıda katkısı olan tüm ihracatçılarımızı hem kutluyor, hem teşekkür ediyorum” diye konuştu. İzmirli ihracatçı yüzde 32’lik ihracat artış hızı yakaladı. Ege Bölgesi’nin Kasım ayı ihracat rakamı ise; 1 milyar 836 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Ege Bölgesi, 2016 yılının Kasım ayında 1 milyar 461 milyon dolarlık ihracata imza atmıştı. Ege Bölgesi’nin ihracatı Kasım ayında yüzde 26 artış gösterdi. İzmir, 2016 yılı Kasım ayında 661 milyon dolar olan ihracatını 2017 yılı Kasım ayında yüzde 32’lik rekor artışla 871 milyon dolara çıkardı. Manisa, 428 milyon dolarlık ihracatla İzmir’i takip ederken, zirvenin üçüncü basamağında 300 milyon dolarlık ihracatla Denizli yer aldı. Aydın, Kasım ayında Türkiye’ye 69 milyon dolar döviz kazandırırken, Balıkesir 50 milyon dolarlık ihracat yaptı. Su ürünleri ihracatının merkezi Muğla ise 43 milyon doları hanesine yazdırdı. Afyon 29 milyon dolarlık, Kütahya 24 milyon dolarlık ve Uşak 20 milyon dolarlık ihracat performansı sergiledi. EİB’den ABD’ye ihracat yüzde 88 arttı Ege İhracatçı Birlikleri, 2017 yılı Kasım ayında 177 ülkeye ihracat yaparken en dikkat çekici ihracat artışı Amerika Birleşik Devletleri’ne oldu. Ekim ayında ABD’ye ihracatını yüzde 49 arttırarak dikkatleri üzerlerine çeken Egeli ihracatçılar, Kasım ayında çıtayı daha da yukarı taşıyarak ABD’ye ihracatlarını yüzde 88 arttırdı. Kasım ayında EİB’den ABD’ye yapılan ihracat 95 milyon 769 bin dolar oldu. ABD, 2016 yılı Kasım ayı ihracat sıralamasında beşinci sırada yer alırken, 2017 yılı Kasım ayında Almanya’nın ardından ikinci sıraya yükseldi. Almanya, 129 milyon 595 bin dolarlık ihracatla zirvedeki yerini korurken, İtalya 83 milyon 690 bin dolarlık ihracatla üçüncü sıraya yerleşti. 37


PREMIERE VISION İSTANBUL’UN ZİYARETÇİ SAYISINDA

BÜYÜK ARTIŞ Yedincisi, 18-20 Ekim 2017 tarihlerinde düzenlenen Premiere Vision İstanbul, bir kez daha büyük ilgi gördü. Yüzde 19’u yabancılardan oluşan 7 bin 562 ziyaretçi sayısına ulaşılırken, katılımcı firma sayısında da dikkat çekici gelişmeler yaşandı. 17’sinin yeni katılımcı olduğu fuarda toplam firma sayısı 108 olurken, Güney Kore, İtalya, Japonya, Lübnan ve Pakistanlı katılımcılar dikkat çekti

1

8-20 Ekim 2017 tarihinde yedincisi düzenlenen Premiere Vision İstanbul, üç günde ağırladığı 7 bin 652 ziyaretçiyle yüksek bir katılımcı sayısına imza attı. Ziyaretçi sayısında Ekim 2016’ya kıyasla yüzde 10’luk bir artış yaşanırken, rakamların ortaya koyduğu bir diğer gösterge ise ziyaretçi genelinin yüzde 19’unu temsil eden yabancı ziyaretçi sayısındaki yükseliş oldu. Premiere Vision İstanbul’a İran, Rusya, Ukrayna, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan, Katar, Kuveyt, Ürdün ve Lübnan’ın yanı sıra hedef coğrafyalar doğrultusunda pek çok ülkeden ziyaretçi akını yaşandı. Başı çeken ülkeler ise 280 ziyaretçi sayısıyla İran, 188 ziyaretçiyle Rusya ve Ukrayna, 77 kişilik rakamla Sırbistan ve 72 ziyaretçiyle Bulgaristan oldu. Premiere Vision İstanbul’a yönelik ilgiyi gösteren bir diğer rakamsal gösterge ise 108 firmadan 17’sinin yeni katılımcı olmasıydı. Fuara Sonbahar-Kış 18/19 koleksiyonlarını tanıtmak üzere katılan firmaların ülke dağılımı ise Güney Kore, İtalya, Japonya, Lübnan, Pakistan ve Türkiye şeklinde oldu. Premiere Vision İstanbul’da ziyaretçiler için yeni sezonun trendlerini ortaya koyacak pek çok ayrıntı planlandı. 38

Sonbahar-Kış 18/19 renklerine ve kumaşlarına kavrayıcı bir perspektiften bakma imkânı bulan ziyaretçilerin çoğu forum süresince 5 “Let’s talk about fashion” (Haydi modadan bahsedelim) turuna katıldılar. GENÇ TASARIMCILARA YETENEKLERİNİ SERGİLEME ŞANSI Okan Üniversitesi ile işbirliğinde geliştirilen proje ise fuarın yeniliklerinden biri oldu. Bu işbirliğiyle Okan Üniversitesi’nin öğrenci ekibi Open Fashion Studio’da yaratıcılıklarını sergiledi. Premiere Vision moda ekibinin verdiği brief üzerinden çalışma yapan umut vaat eden genç tasarımcılar, YKK ürünlerini kullanarak çanta prototipi yarattı. Tasarlanan çantalarda Premiere Vision İstanbul fuarı katılımcılarının sağladığı kumaşlar kullanıldı. Birbirinden yaratıcı çanta tasarımları arasında “Shadow of the Magical Forest” (Sihirli Ormanın Gölgesi) adlı proje jürinin büyük ödülüne layık görüldü. Jüride moda tasarımcısı Arzu Kaprol, Okan Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demet Irklı Eryıldız, YKK Pazarlama Müdürü Engin Ertuğrul ve Premiere Vision Moda


Direktörü Yardımcısı Sabine Le Chatelier yer aldılar. Bu yaratıcı projenin, Premiere Vision’un gelecek sezonunda da devam ettirilmesi planlanıyor. FUAR, KATILIMCILARA FIRSAT KAPISINI ARALADI Katılımcı firmalar, Premiere Vision İstanbul Fuarı’nı oldukça verimli sonuçlarla kapatırlarken, bu yönde görüşlerini de açıkladılar. O görüşlerden bazıları şöyle: YÜNSA: Yerli ve yabancı ziyaretçi bakımından çok başarılı bir fuar oldu. GÜRMEN: İran veya Rusya gibi

ülkelerle bağlantı kurmuş olmaktan memnunuz. SANKO: Rusya ve Ukrayna’dan birçok ziyaretçi ağırladık. HAS ÖRME: Balkan ve Asya ülkelerinden çok sayıda ziyaretçinin geldiğini gözlemledik. KASKAS: Türkiye’de birçok genç tasarımcı var. Bu tasarımcılar sosyal medyada yeni trendleri takip ediyor ve yeni keşifleri görmek için de Premiere Vision İstanbul’u ziyaret ediyor. Bu fuar bizim bu genç tasarımcılarla tanışma fırsatımız. ÖZEL: Premiere Vision’un Türk tekstil sektörü üzerinde güçlü ve pozitif bir etkisi olduğuna inanıyoruz. 39


AYD’den Kur Riskine Karşı Çözüm Önerisi

H

ulusi Belgü yaptığı açıklamada; “Son aylarda kurlarda gözlemlenen dengesiz hava, yalnızca perakendecileri değil, AVM yatırımcılarını da etkisi altına alıyor. Perakendeci AVM’lere kira ödüyor, yatırımcılar ise bankalara döviz ile borçlanıyor. Bu çerçevede, kurlarda yaşanan en ufak bir dalgalanma zincirleme bir etki ile tüm organize perakende sektörünü etkisi altına alarak, olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Türkiye’de yerli ve yabancı alışveriş merkezleri ve yatırımcılarının tek çatı kuruluşu AYD olarak, sektörün yaşadığı sıkıntıların farkındayız ve bu noktada perakende sektörünü yatırımcılar, bankalar, markalar, üreticiler, tedarikçiler ve çalışanları ile ayrılmaz bir bütün şeklinde değerlendiriyoruz” dedi. Belgü sözlerine şöyle devam etti: “Kamuoyunu bu konulardan en çok kiraların dövizle ödenmesi meşgul ediyor. Her ne kadar 5 yıllık ve 10 yıllık geçmişlere baktığımızda döviz hep, enflasyondan daha düşük artış gösterse de son üç senedir bölgemizin ve ülkemizin içinde bulunduğu jeopolitik gerçekler sebebiyle yaşanan ani hareketlilik hem perakendecilerimizi hem de alışveriş merkezi yatırımcılarımızı rahatsız ediyor. Türkiye’nin bir diğer gerçeği de alışveriş merkezlerinin kullandığı banka kredilerinin yabancı para birimiyle fonlanması… Bu fonlamanın döviz ile olmasının sebebi alışveriş merkezlerinin bir tercihi değil; 5-10 yıl gibi uzun vadeli kredilerin fonlamasının yurt dışı kaynaklardan yapılması... Şu anda Türkiye’deki alışveriş merkezi yatırımları yaklaşık olarak 55 milyar dolarken, bu yatırımların %30’u, yaklaşık 17 milyar dolarlık bütçe ile yabancı yatırımcılar tarafından yapıldı ve Türkiye’ye son yıllarda giren direkt yabancı sermayenin %10’u alışveriş merkezleri vasıtasıyla girdi.” Belgü, olası risklerin önlenmesinde sektör paydaşlarının tümünün elini taşın altına sokmalarının öneminin altını çizerek; “Ülkemizin artık bir gerçeği haline gelen döviz kurlarındaki ani yükselişler için gelişen, büyüyen ekonomimizde felaket tabloları çizmek yerine mevcut şartlar içinde teşhisi doğru koymak ve gerekli önemleri almak hepimizin görevidir. Bizler, sektörün önde gelen temsilcileri olarak, devletimizin ve bankalarımızın da desteği ile kur riskini paylaşıp; bu soruna el birliği ile bir çözüm getirelim; ekonomimizin selameti ve sektörümüzün sürdürülebilir büyümesi yönünde ortak bir adım atalım düşüncesindeyiz. Bu kapsamda, hazırladığımız ‘Stratejik Kur Riski Paylaşım Modeli’ni ve bu çerçevedeki önerilerimizi sektörümüz ve kamuoyu ile paylaşıyoruz” yorumunda bulundu. “Kısa vadede kur riskinden korunmayı, uzun vadede kiralarda TL’ye geçişi sağlayacak modeller üzerinde çalışıyoruz” 40

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Hulusi Belgü, döviz kurlarındaki yükseliş ile birlikte sektörün karşılaşabileceği olası risklerin etkisini en aza indirmek amacıyla tüm paydaşlara ve perakende sektörüne nefes aldıracak çözüm önerilerini paylaştı.

Her alışveriş merkezi ve perakendeci bütçelerini yaparken dövizdeki hareketlilik için çeşitli öngörülemeyen giderler bütçeliyor. Bu bütçelerin zarar oluştuktan sonra kullanılması yerine önlem almak için kullanılması daha doğru olacaktır görüşündeyiz. İşte bahsettiğim ‘Stratejik Kur Riski Paylaşım Modeli’ de devletimizi ve bankalarımızı yanımıza alarak kalıcı çözümler planlamamız üzerine kurulu... Bugün Türkiye’deki tüm bankalar ‘future ve option’ hizmetleri vermekte. Bizim de önerimiz ve üstümüze düşen devletimizin de desteği ile maliyetleri Banka, Perakendeci ve Alışveriş Merkezi yatırımcısı olarak bölüşerek önlem almaktır. Bu sayede baştan bazı maliyetlere beraberce katlanarak 5 yıllık bir planlama yapabilir; karşılaşılacak maliyetleri önceden belirleyip paylaşarak olası sorunların önüne geçebiliriz. “Kiralarda TL’ye Geçmek Hayal Değil” Hulusi Belgü bu model ile AVM kiralarında TL’ye geçmenin hayal olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Ortaklaşa yapılacak olan bu planlamanın sonrasında kiraların TL ile ödenebilmesi için kademeli olarak alışveriş merkezlerinin Türk Lirası ile kredilenmesi için çalışma yapılmalı ve sonrasında bu kademelendirme kiralara da yansıtılmalıdır. Bunlar yapılırken tabii ki ülkemize milyarlarca dolar yatırım yapan yabancı yatırımcıların da kayba uğramamaları için önlem alınmalı. Güçlü ekonomimize güvenerek yatırım yaptığı ülkemizde yaptığı yatırımı geri alması için kur kaybına karşı yine banka ve devletimizin yardımına ihtiyacı olacaktır. Peki o halde ne yapmamız lazım? Tüm taraflar olarak yapıcı ve çözümleyici somut adımlar için ilgili tarafların diyaloğu sürdürmesini sağlamamız lazım. Peki ne yapmamamız lazım? İletişimi kullanarak pozisyon sağlamak adına her ortaya çıkan problemde kamuoyunu ve tüketiciyi ürkütecek açıklamalarla ülkemizdeki Türk ve yabancı yatırımcıyı ayrım yapmadan ürkütmemek lazım. Bu sektörü beraber büyütmemiz lazım.



itabını K u 7 İşletme

B

O

! Şart z ı kuman

G

ünümüzün iş trendlerini ve modern işletme teorilerini detaylandıran kitaplara gömülmek yerine, klasiklerden ilham almak çok daha sağlam bir görüş kazanmanıza yardımcı olacaktır. Evet, bu kitapların dijital odaklı pazarlama planları veya leanmetodolojinin yararlarıyla ilgili bilgi vermeyeceği doğrudur ancak zaman aşımına uğramayıp halen günümüzün iş realitelerini yansıttıklarına kimi zaman şaşkınlıkla kimi zaman hafif bir gülümsemeyle şahit olacaksınız. Bu klasikler,özellikle girişimcilerin hep arka ceplerinde tutmaları gereken altın değerinde tavsiyeleri içerir. İşte, Inc.com’un sayısız başarılı girişimcinin proses yönetimini, büyüme yol haritalarını ve pazarlama stratejilerini bu temeller üzerine kurduğu, işletme dünyasının, strateji ve inovasyonun altın standartlarını belirleyen 7 klasiği:

1. İçinizdeki Girişimciyi Uyandırın (The E Myth) Bir işletme imparatorluğuna dönmüş bir işletme kitabı. Eğer işletme yüksek lisansı yaptıysanız, bu kitabın zorunlu olarak okuduğunuz kitaplardan biri olması muhtemeldir. İçinizdeki Girişimciyi Uyandırın adıyla Türkçeleştirilen bu kitap kendi işini kurma ve büyütme konusunda yaygınlaşmış mitleri ve varsayımları ele almakta. Girişimler 42

nasıl bir yolculuktan geçmekte? Kitap; fikir aşamasından emekleme dönemine, büyüme sancılarına ve olgunlaşma dönemine ışık tutmakta ve bu yolculuğu betimlerken her girişimcinin içinde bulunan üç kişiliği anlatmakta: Girişimci, Teknisyen ve Yönetici. Girişimci hayalperesttir, yenilikleri tayin eder, yıldızlara ulaşmayı hayal eder. Girişimci gelecekte yaşar, anı yaşamak yerine gelecekte nelerin olabileceğini planlar, öngörür, hep ileriye bakar. Çoğu zaman dünyanın ve tabii işlerin de yavaş ilerlemesinden şikâyet eder. Teknisyen;makinist, yazılımcı veya aşçı gibidir, kendi zanaatında uzmandır. Çoğu zaman bu insanlar sevdikleri işi yapmak için kendi işlerinin patronu olurlar. Yaptıkları işte iyilerdir, en çok işlerini yaparken keyif alırlar ve işletmenin geri kalanıyla fazla ilgilenmek istemezler. Ödenecek faturalar, maaşlar, ofis yönetimi pek de umurlarında değildir. Tabii ki böyle bir şansları yoktur, sadece işlerine bakıp işletmenin dönmesini sağlayan diğer işleri yok saymakla kendilerini başarısızlığa mahkûm ederler.

Yönetici detay odaklı olandır, i’ye noktayı koyan, t’ye tresini çeken, faturaları takip eden, çevresindeki dünyayı organize eden, tatsız sürprizlerin önüne geçmeye çalışan O’dur, iş dünyasının düzenli ve tahmin edilebilir bir şekilde ilerlemesine gayret eder. Tüm bu profiller, her girişimcinin içinde belli oranlarda bulunur, kişi kimi zaman girişimci kimliğiyle geleceği planlar, kimi zaman bir teknisyen olarak âşık olduğu işi yapar başka hiçbir şeye kafa yormak, bölünmek istemez, bazen de yönetici kimliğine bürünüp herşeyi kontrol etmek ister. Bu ikonlaşmış kitabı özellikle de işletmeniz yeni bir oluşum içindeyken okumalısınız.

2. Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı (The 7 Habits of Highly Suc cessful People) Stephen R. Covey’nin en çok satanlar listesinden inmeyen kitabı, bağımsızlık, dayanışma, sürekli geliştirme gibi kavramları iş dünyasına kazandırmıştır. Covey’in dehası bu kavramların sadece


İş dünyası süre k l i d e ğ i ş m e k te a n c a k ba ş a r ı l ı b girişimcinin de ir hası hep aynı k itaplardan esin almakta. Her ş irket kurucusu için bu klasikle okunması şart r kitaplar arasınd a a n ı l m a kt a .

iş dünyasına değil, genel olarak yaşama başarılı bir şekilde uygulanabilmesidir. Hedefler koymak, küçük ancak emin adımlarla ilerlemek, insanları anlamak ve sürdürülebilir uygulamalar yürütmek için insanları iyi dinlemek başarılı ve mutlu bir hayatın gerekleridir. • Alışkanlık - Proaktif Olun Çevrenizi siz kontrol edin, çevrenizin sizi kontrol etmesine izin vermeyin. Kendi kararlarınızı vermeyi, tercihlerinizi kendi iradenizle yapmayı ihmal etmeyin. Olayları kontrol edemeyebilirsiniz ancak olaylara verdiğiniz tepkiyi kontrol edebilirsiniz. Şartlar ne olursa olsun yaklaşımınız sizin gücünüzü gösterecektir. • Alışkanlık - Sonu Düşünerek Başlangıç Yapın Covey bu alışkanlığı kişisel liderlik alışkanlığı olarak değerlendirir. Yolun başından hedefleri koyarak, neler istediğini bilerek yürümek önemli bir liderlik özelliğidir. İlgili, sizi hedeflerinize götürecek aktivitelere odaklanır, sizi yolunuzdan uzaklaştıracak detaylarla ilgilenmez, zaman kaybetmezsiniz. Bu sayede her anınız daha verimli geçer ve başarıya daha hızlı ulaşırsınız. • Alışkanlık - Önceliklerinizi Önce Yapın Bu bir kişisel yönetim ve disiplin işidir. Kendi işlerinizi iyi organize etme, önceliklerinizi bilme ve aktiviteleri zama-

nında belli bir sıra ve disiplin içerisinde tamamlamayı gerektirir. Alışkanlıkla kafanızda planlamanızı yapar ve kafanızdaki planı uygulamaya geçirirsiniz. • Alışkanlık - Kazan-Kazan Düşünün Dayanışma ve beraber çalışma sonucunda gerçekleşen bu liderlik insan ilişkileri üzerine kuruludur. Sizin başarınız ortağınızın başarısıdır. Başarı paylaşıldıkça azalmaz, çoğalır. Sürtüşmelerden taraflar doğar, oysa dayanışmalardan daha büyük başarılar elde edilir. Herkes aynı amacın etrafında toplanır, bütün enerji bu yönde kullanılır. • Alışkanlık - Önce Anlamayı Daha Sonra Anlaşılmayı Arayın Önce anlamaya çalışılıp sonra anlaşılmayı beklemek modern çağın en önemli düsturudur. Bu Covey’in iletişim alışkanlığıdır ve oldukça güçlüdür. Covey bu alışkanlığı anlatmak için basit bir analoji kullanır: “reçete yazmadan önce teşhis koyun.” Hayatın her aşamasında olumlu ilişkiler kurmak için basit ancak etkili bir yöntemdir. • Alışkanlık - Sinerji Yaratın Covey’in yaratıcı kooperasyon adını verdiği yani bütünün parçalarından çok daha büyük olduğu prensibi, başkalarının kendilerinden daha büyük bir şeye hizmet etme ihtiyacının bir sonucudur. • Alışkanlık - Testereyi Bileyin

Kendi kendinizi yenileme zamanı gelmiştir. Şu ana kadar sözü edilen alışkanlıkların biraraya gelme ve büyüme zamanı geldi. Covey’in kendi dediği benliği dörde ayrılmakta: spiritüel, zihinsel, fiziksel ve sosyal/duygusal. Benliğin bu dört elementinin de doyurulmaya ve geliştirilmeye ihtiyacı var.

3. Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı (How to Win FriendsandInfluence People) Dale Carnegie’nin 1936 yılında kaleme aldığı şaheseri satışçıların kutsal kitabı haline gelmiştir. Girişimcilerin ilk kitabı olarak da görülen bu kitap, iş yaparken sevilen insan olmanın önemini vurgular. Eleştirmenlerin çoğu bu kitabı bir manipülasyon rehberi olarak görmüş ve kötülemiştir ancak Carnegie’nin satıcının hedef kitlesini tanıması konusundaki ısrarcılığı öne çıkan en önemli prensiplerden biridir. Başkalarının düşüncelerine saygı göstermek, olaylara başka bir bakış açısından bakabilmek, başkalarının kendileriyle ilgili konuşmasını desteklemek. Bugün pazarlama departmanları43


nın ürünleri için oluşturdukları persona veya hedef kitle profillerinin temellerini oluşturur. Kitap seneler içinde birçok kez güncellenmiş ve son dönemdeki dijital gelişimleri yansıtan versiyonu da kitapçılarda yerini almıştır.

4. İş Maceraları (Business Adventures) Bill Gates’e WarrenBuffet tarafından tavsiye edilen bu kitap, girişimcinin okuma listesinin başında bulunmalıdır. New Yorklu bir gazeteci olan John Brooks, iş dünyasında tanıştığı büyük kurumlarda önemli konumlardaki kişilerin profilleri ve ilginç hikâyelerini konu alır. Ford, General Electric ve Xerox gibi dev kurumların belli dönemlerine, dönüm noktası oluşturan kararlarına ışık tutar. Bazı hikâyeler okurları şaşkına çevirir: Ford’un tüketici geribildirimlerini yok sayması veya Xerox’un gelişmiş teknoloji olmayı reddetmesi gibi hikâyeler girişimcileri kendi uygulamalarıyla ilgili düşündürecektir.

5. Mor İnek (PurpleCow) SethGodin’in Mor İneği pazarlama kitapları arasında boğulduğumuz bu dönemde bile kalabalığın arasından çıkıp göze çarpmayı başarır; aynen kitabın okuyucularına verdiği dersler gibi. Kısa

44

bir roman uzunluğunda, hızla okunan kitaptaki ana mesajları hatırlamak için bir deftere not almanıza gerek yoktur. Mor İnek Godin’in yeni ürüne veya hizmete verdiği isimdir. Mor İnek farklılaşmayı temsil eder. Farklı olun, risk alın ve evet farklı olmaktan çekinmeyin, ana mesajları oluşturur. Markanızın mesajı farklı olsun, geleneksel yöntemleri zorlayın, yaratıcı olun, herkesin gitmediği yoldan gidin Godin’in sıklıkla vurguladığı konu başlıkları arasındadır.

6. İyiden Mükemmel Şirkete (Goodto Great: WhySome CompaniesMaketheLeap... andOthersDon’t) Kitabın yazarı JimCollins şirketlerin nasıl ortalama olmaktan mükemmele geçtiğini anlatır. Nasıl bazı şirketler hızla büyür, başarıdan başarıya atlar? Collins bu soruyu enine boyuna tartışırken, şirketlerin içinde bulundukları faktörlere odaklanır. Nedir bu faktörler? En makro seviyede, doğru insanlarla çalışmak, ana iş alanlarına hâkim olmak ve disiplin. Özdisiplinli doğru insanları işe alın ve onları değil, sistemi yönetin. İyi, mükemmelin düşmanıdır çünkü çoğu yönetici iyiyle yetinmekten yanadır, iyiyi mükemmele taşımak için risk almak isteyen az sayıda lider vardır. Ancak unutulmamalıdır ki, iyiyi mükemmele

dönüştürmek mümkündür. Collins’in yarattığı en önemli değer, şirketin en önemli kaynağının çalışanları olduğunu birçok farklı örnekle vurgulaması ve kurduğu iyiden mükemmele dönüşüm döngüsü içine oturtmasıdır. “Önce Kim Sonra Ne” kavramı içerisinde, doğru insanlarla çalışmanın başarının mihenk taşı olduğunu vurgular. Şirketin doğru insanları içine katması, yanlış insanlardan zaman kaybetmeden kurtulması gereklidir. Nitelikten çok kişilik ve kurum kültürüne uygunluk ön planda tutulmalı, yönetimdeki değişiklikler mümkün olduğunca içerden terfi yoluyla doldurulmalıdır.

7. Atlas Silkindi (Atlas Shrugged) AynRand’in felsefesi hakkında ne düşünürseniz düşünün, hikâyesinde yaratıcılığın gücüyle ilgili öğrenilecek çok şey vardır. AynRand kitabında der ki: “Benim felsefem, özünde, hayattaki ahlaki amacı kendi mutluluğunu bulmak olan, varlığının tek amacı ve en yüce eseri olarak yaratıcı üretkenliğini gören kahramansı bir varlık, bir insan konseptidir.” Atlas Silkindi’nin ana teması insan aklının toplumdaki rolüdür. İnsan yaratarak, keşfederek, topluma yenilikler kazandırarak yaşama sevincini bulur, gelişir, topluma yarar sağlar.



2018’de maaşlar

yüzde 10 artacak G

lobal insan kaynakları ve organizasyonel danışmanlık şirketi Korn Ferry Hay Group’un her yıl gerçekleştirdiği ve merakla beklenen “Ücret ve Yan Haklar” araştırmasının sonuçları açıklandı. Araştırma sonuçlarına göre, 2018 yılı için özel sektörde öngörülen maaş artış oranı yüzde 10 oldu. Korn Ferry Hay Group’un Türkiye ekonomisinin önde gelen yerli ve yabancı 1.578 şirketinin insan kaynakları yöneticileri ile birebir görüşmelerle topladığı güncel veriler baz alınarak gerçekleştirdiği “Ücret ve Yan Haklar” araştırmasının sonuçları; yerli ve yabancı şirketlerin bu yıl aynı oranda maaş artışına gideceğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, Türkiye istihdamına ve genel iş gücü maliyetlerine yön veren holdinglerde 2018 yılı için Türkiye genel ücret artışı ile paralel olarak yüzde 10’luk maaş artışı planlıyor.

En yüksek maaş artışı enerji dağıtım ve perakende sektöründe

Yüzde 61’i ulusal, yüzde 39’u ise uluslararası şirketlerden oluşan 1.578 şirketin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, önümüzdeki yıl en çok hangi sektörlerin maaş artışına gideceği, hangi sektörlerin ise maaş artışında biraz daha geride kalacağını da net bir şekilde ortaya koydu. Buna göre son yıllarda yatırımların arttığı enerji

dağıtım ve perakende yüzde 11,7 ile en yüksek zam oranını yakalaşacak sektör olurken, savunma sanayi, petrokimya ve gaz, lastik üretimi, madencilik ve liman Türkiye ortalamasının üzerinde zam yapmayı planlayan sektörler oldu. Emeklilik-hayat sigortası ve çağrı merkezi sektörleri ise yüzde 9 oranındaki artışla Türkiye ortalamasının altında kaldı.

Şirketler farklılaşmak için kariyer gelişimi ve prim sistemine odaklanacak

Korn Ferry Hay Group Ücret ve Yan Haklar Araştırmasını değerlendiren Korn Ferry Hay Group Bilgi Hizmetleri Müdürü Ersin Yıldırım, ücret yönetiminde özellikle kurlardaki değişim ve enflasyonun çift hanelere ulaşması nedeniyle bu yıl, önceki yıllardan farklı olarak sektörler arasında baz ücret artış bütçesinde belirgin farklılaşmanın olmadığına dikkat çekti. Baz ücret artışlarında marjinal olarak farklılaşmayan şirketlerin performans yönetimine ve buna bağlı olarak çalışanların kariyer gelişimine ve prim sistemlerine odaklanmayı planladıklarını vurgulayan Yıldırım, “Geçmiş yıllarda sektörler arasındaki ücret artışına ayrılan bütçeler yüzde 5 ile yüzde 10 arasında, daha net ifadeyle iki kata kadar değişirken bu yıl bu dağılımın yüzde 9 ile 12 arasında olduğunu gözlemlediğimizde sektörler arasındaki temel ücret farkların azalacağını öngörebiliriz. Buna ek olarak içinde bulunduğumuz dönemde yönetim kurullarının ana önceliği olan karlılığı destekleyecek şekilde, insan kaynakları politikalarında performans yönetimine daha fazla önem verileceğini ekleyebiliriz” dedi.


Korn Ferry Hay Group’un Türkiye’de 1.578 şirketin katılımıyla gerçekleştirdiği Ücret ve Yan Haklar Araştırması, 2018 yılında maaşlarda yüzde 10 artış beklendiğini ortaya koydu. Korn Ferry Hay Group Araştırmasına göre, Türkiye istihdamına ve genel iş gücü maliyetlerine yön veren holdinglerin 2018 maaş artış oranı da yüzde 10 olacak. Şirketler gelecek yıl büyümeyi planlıyor

Korn Ferry Hay Group 2017 Ücret ve Yan Haklar Araştırması katılımcı şirketlerin en önemli odakodaklarının karlılık, sürdürülebilirlik ve büyüme planları olduğunu ortaya çıkardı. İnsan kaynağının yönetiminde ise şirketler performans yönetimine, çalışan motivasyonuna ve ücret ve yan haklar alanlarına odaklanacaklarını belirttiler. Buna ek olarak şirketlerin insan kaynakları ile ilgili kendilerini güçlü bulduğu alanların başında sırasıyla işe alım ve eğitim geliyor. Korn Ferry Hay Group’un 2017 Ücret ve Yan Haklar Araştırmasına katılan şirketlerin büyük bir çoğunluğu bazı pozisyonların temininde zorluk çektiklerini, belirli pozisyonlarda ise talep fazlası olduğunu belirtti. Araştırmaya katılan şirketlerin temininde zorluk çekilen pozisyonların başında Bilgi Teknolojileri gelirken; talep fazlası en çok olan pozisyon ise Finans ve Muhasebe oldu. Korn Ferry Hay Group “Ücret ve Yan Haklar” Araştırmasında beklenen ücret artışları

Sektör

Ortalama maaş artışı (%)

Enerji Dağıtımı ve Perakende.............................................. 11,7 Savunma Sanayi.................................................................... 11,4 Petrokimya ve Gaz................................................................10,3 Lastik Üretimi........................................................................10,3 Madencilik ����������������������������������������������������������������������������10,2 Liman ������������������������������������������������������������������������������������� 10,1 Kimya........................................................................................10 Tekstil.........................................................................................10 Teknoloji �����������������������������������������������������������������������������������10 Sigorta.......................................................................................10 Perakende ��������������������������������������������������������������������������������10 Otomotiv..................................................................................10 Metal ����������������������������������������������������������������������������������������10 Türkiye Geneli �������������������������������������������������������������������������10 Lojistik.......................................................................................10 İnşaat.........................................................................................10 İlaç..............................................................................................10 Hızlı tüketim malları ����������������������������������������������������������������10 Enerji..........................................................................................10 Elektrik, Elektronik ve Otomasyon ���������������������������������������10 Dayanıklı Tüketim Malları ������������������������������������������������������10 Bankacılık..................................................................................10 Eğitim...................................................................................... 9,9 Araç Kiralama ������������������������������������������������������������������������ 9,8 Emeklilik ve Hayat ������������������������������������������������������������������ 9 Çağrı Merkezi............................................................................ 9




. . . a s t a n a S z ı n ı ğ ı d a r

A

GRAFİK TASARIM WEB (TASARIM & YAZILIM) SEO & ADWORDS KURUMSAL İLETİŞİM FOTOĞRAF ÇEKİMİ PROMOSYON ÜRÜNLERİ MOBİL UYGULAMALAR SOSYAL MEDYA

info@sanartmedya.com

GRUP 0212

806 66 58

www.sanartmedya.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.