SAGL IK YÖN E T I MI ve EGI T I MI DERGISI
Y IL:5
SAY I : 5 7
A RA LIK 2012
SAĞLIK OKURYAZARLARI KARAR MEKANİZMASINA KATILIYOR
YRD. DOÇ. DR. Ş. MUSTAFA AKSOY
Sağlık Okuryazarlığının Gelişmesiyle Toplumdaki Farkındalık Artacak
DOÇ. DR. İNCİ ÇINARLI
Sağlık Okuryazarlığı Sağlık İletişiminde Önemli Rol Oynuyor
YEŞİM SALKIM
Huzur Sokağı Dizisiyle İlgili Olumsuz Tepkiler Aldık
www.plasmablade.info
TÜRKİYE TÜRKİYETEK YEKYETKİLİ YETKİLİ SATICISI SATICISI ANKARA MERKEZ
İSTANBUL OFİS
İZMİR OFİS
DİYARBAKIR OFİS
ADANA OFİS
ADRES: Farilya İş Merkezi Ufuk Üniversitesi Caddesi No: 8 Kat: 6 Daire: 33 06510 Çukurambar / ANKARA TELEFON: 0312 205 52 20 FAX: 0312 205 52 50 E-mail: novatek@item.com.tr Web: www.novatekmedikal.com.tr
ADRES: Uphill Court Towers A-1 A Blok Barboros Kat: 2 Daire: 7 34746 Batı Ataşehir / İSTANBUL TELEFON: 0216 688 36 48 FAX: 0216 688 15 46
ADRES: Sun Plaza Mansuroğlu Mah. 295/2 Sokak B Blok 52. Giriş Kat: 2 Daire: 222 35535 Bayraklı / İZMİR TELEFON: 0232 462 84 81 FAX: 0232 462 84 82
ADRES: Karakoç Plaza Yenişehir Mah. Selahattin Caddesi No: 24 / 57 21100 DİYARBAKIR TELEFON: 0412 228 32 78 FAX: 0412 228 32 79
ADRES: Süleyman Demirel Bulvarı Güzelyalı Mah. 81171 Sokak No:2 01170 Çukurova / ADANA TELEFON: 0322 212 02 07 FAX: 0322 212 02 08
PTCA BALON KATETER
CTO* uygulamaları için baştan yaratılmış bir *Kronik Tam Tıkanıklık
2mm Yumuşak Uç
220mm “Esnek” Distal Şaft 2.5 F
110mm “Pusher” Distal Şaft 2.7 F
Tapered Down Geçiş Bölgesi
PTFE Kaplı Hypotube 1.9 F
Özel Tasarım Tapered-Down ve Hibrit Polimer Özellikli Distal Şaft Tapered-Down:
Distalde Geçiş Özelliği için 2.5 F, Proksimalde Yüksek İtilebilirlik için 2.7 F’den Başlayan Distal Şaft
Hibrit Polimer:
Distalde Esneklik için Yumuşak, Proksimalde Destek için Sert Yapılı Polimer
SIMEKS Tıbbi Ürünler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölgesi Orjin Cad. 10. S o k . N o: 113 / 3 3 4 9 5 3 Tuzla / İSTA N BU L Tel:
+90(216)3940071
|
Faks:
+90(216)3940081
We b: h t t p: // w w w. s i m e k s m e d i c a l . c o m
MADE IN TURKEY / TÜRK MALIDIR
SAGL IK YÖN E T I MI ve EGI T I MI DERGISI
YIL 5 • SAYI 57 • ARALIK 2012 www.sayeddergisi.org YÖNETİM Sahibi ve Yayın Yönetmeni
FEYZULLAH AKBEN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
SARE KUŞ
sare@sayeddergisi.org Editör
SU ÖZGÜR
Yazı İşleri
SERRA KUL - ÖMER DURAK AYŞE YILMAZTÜRK GÜNEŞ KAZDAĞLI Görsel Yönetmen
BİLAL AKGÜL Fotoğraf Editörü
AHMET FERHAT AKBEN
Reklam
DİDEM GÜLKAÇ reklam@ajansfa.com Abone ve Dağıtım
SONGÜL KARADENİZ songul@ajansfa.com Halkla İlişkiler
YASEMİN KERİMİ
Yapım
Yönetim Adresi Kore Şehitleri Cad. Yonca Apt. A Blok No: 1/5 Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBUL Tel: 0 212 272 61 06 Faks: 0 212 272 61 07 www.ajansfa.com / info@ajansfa.com
Baskı ŞAN OFSET
Cendere Yolu No:23 Ayazağa / İSTANBUL Tel: 0 212 289 24 24
Merhaba...
S
ağlık okuryazarlığı kişilerin sağlığını ve sağlık sistemindeki haklarını anlaması olarak tanımlanabilir. Uzmanların söylediğine göre; sağlık okuryazarı vatandaş sağlıklı yaşam tarzına uyum sağlayacak, sağlıklı seçimler yapacaktır. Doktorla iletişimi daha doğru olacak, verilen tıbbi tavsiye ve tedavi doğru bir şekilde uygulanacak böylece tıbbi hataların oranı azalacak ve sağlık bakım harcamalarının oranı düşecektir. Sağlık Bakanlığı’nın yeni projesi sağlık okuryazarlığı. Vatandaşın sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranın yüzde 76 olduğunu açıklayan Bakanlık bu sayıyı daha yukarı çekmeyi hedefliyor. Sağlık okuryazarlığı arttıkça mevcut sistemin vatandaşlara yetmeyeceğini söyleyen Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ş. Mustafa Aksoy “Vatandaş daha iyisini hak ediyor ve biz de hak
ettikleri hizmeti vermek istiyoruz.” diyor. Konunun devamını Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Mustafa Aksoy ile yaptığımız röportajda bulabilirsiniz. Yine sağlık okuryazarlığı ile ilgili uzmanlarımızdan görüşler aldık. Sektördeki organizasyonları takip eden dergimiz bu ay 5. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi’ndeydi. Katılamayanlar için kongreye genişçe yer verdik. Medikal sektörün nabzını tutan Büyüteç bölümü bu ay Medikal Gaz Sistemlerini konu aldı. Çeşitli firmalar görüşlerini bildirerek sektöre yönelik çözüm önerilerini sundular. Her ay olduğu gibi bu ay da bir ünlüyü konuk ettik. Son günlerde “Huzur Sokağı” dizisi ile gördüğümüz, uzun yıllar şarkılarını dinlediğimiz Yeşim Salkım. 2013’te yenilenmiş bir SAYED Dergisi’nde buluşmak üzere…
Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın SAYED dergisi sağlık yöneticilerine ve eğitimcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.
AR A L I K 2 0 1 2
3
Başkandan Merhaba; AYED Dergisinin yeni bir sayısıyla sizlerle birlikteyiz. Dergimizin bu ay işlediği “sağlık okuryazarlığı” tanımı sağlık hizmetlerinden faydalanma noktasında önemli bir yer tutmaktadır. Sağlık okuryazarlığının çerçevesi sağlık sistemi içerisinde geniş kapsamlıdır.
S
Bireysel sağlık okuryazarlığı sağlıklı hayat tarzına uyum sağlamak ve sağlıklı seçimler yapmak için bilgi ve beceri sahibi olmasıdır. Düşük sağlık okuryazarlığının zararlı tıbbi yanlışlıklar kadar, önlenebilir sağlık bakım harcamalarıyla milyonlarca dolara mal olduğu bilinmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sağlık okuryazarlığını “iyi sağlık halinin sürdürülmesi ve geliştirilmesi yolunda bilgiyi kullanma ve anlama için bireysel olarak bilişsel ve sosyal beceri ve yeteneklerini elde etme ulaşabilirliği” olarak tanımlanmıştır.
Aynı zamanda sağlık okuryazarlığı, kişilerin sağlık ve sağlık sistemi kapsamındaki haklarını ve kendileriyle ilgili davranışları anlamak için hastalara imkân sağlamaktır.
Sağlık okuryazarlığı, sağlık bakımı için yerine getirilmesi gereken kuralları uygulamak, ilaç etiketlerini, reçeteleri okuma becerilerini uygulayabilmek için yeterli okuryazarlığa erişebilmektir.
Sağlıklı ve yeni kalın…
SAYED Yönetim Kurulu Başkanı
AR A L I K 2 0 1 2
5
ARALIK
57
28
14
08
Spot Haberler
20
34
28
Dünya Sağlık Turizmi Temsilcileri Ankara’da Buluştu
14
Yrd. Doç. Dr. Ş. Mustafa Aksoy: Sağlık Okuryazarlığının Gelişmesiyle Toplumdaki Farkındalık Artacak
34
Hukuk: Komplikasyon ve Tıbbi Hata Ayrımı Nasıl Yapılır?
18
Sağlık Okuryazarlığı Sağlık Maliyetlerini Düşürüyor
38
Medikal Gaz Sistemleri Büyüteç Altında
20
Sağlık Okuryazarlığı Sağlık İletişiminde Önemli Rol Oynuyor
48
Vaka Karması Bilgi Sistemi Hazır
24
Sağlık Okuryazarlığı Aile Hekimine Avantaj Sağlayacak
50
Bir Kaplıca Şehri; Bursa
SAYED Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Adına Yayın Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Hayreddin YEKELER (SAYED Derneği Genel Başkanı)
50
62
64
38
Yayın Kurulu (SAYED Derneği Yönetim Kurulu)
Dr. Osman ACAR Fatma AKTAŞ Aygül BULUT Arif ÇETİN Zafer DERELİ Prof. Dr. Metin DOĞAN Hülya ERBABA Prof. Dr. Fazlı ERDOĞAN Opr. Dr. Ali Güven FİNCAN Prof. Dr. Nurettin KARAOĞLANOĞLU Dr. Mustafa KIRLANGIÇ Dr. Kemal KİRAZ Veysel ÖZGEN Nebi ŞAHİNLİ Yücel ŞİRİN Prof. Dr. Nurullah ZENGİN
Danışma Kurulu
Medikal Gaz Sistemleri Büyüteç Altında
54
Aktif Sağlık Sistemi Nasıl Olur?
56
Yeni Ürünler
60
Hayatın İçinden: Toprak
62
Volvo Xc60
64
Röportaj: Yeşim Salkım
68
Kitap Kritik: Aynalı Barikatlar İstanbul İnsancıklar İçinde İnsan Olmak Doğu’dan Uzakta
70
Film Kritik: Mientras Duermes Elveda Katya F Tipi Film The Chef
Reklam Sayfaları: CNR Fuarcılık ⁄ Novatek ⁄ Sesa Elektronik 1 ⁄ Atasam 2 ⁄ Yeşil Vadi Arsa Ofisi 4 ⁄ Çapa Medikal 9 Dobidos 11 ⁄ Siemens 13 ⁄ Üzümcü 17 ⁄ Meditel 23 ⁄ İncekaralar 27 ⁄ Kurt&Kurt 31 ⁄ Fujifilm 33 ⁄ Fiksmed 37 İdeal Makina 41 ⁄ Tasarımmed 45 ⁄ Duman Çelik Eşya 53 ⁄ Olympus Mega 57 ⁄ Hudeybiye Turizm 59 4. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu ve Sergisi 61 ⁄ Tüyap Fuarcılık 67-69 ⁄ Mespa 71 Kompozit 72-73 ⁄ OHSAD Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları 4 74
Yrd. Doç. Dr. Mustafa AKSOY Prof. Dr. Selami AKKUŞ Prof. Dr. Ayşe Filiz AVŞAR Prof. Dr. Engin AYDIN Prof. Dr. Metin AYDIN Prof. Dr. Derya BALBAY Prof. Dr. Ethem BEŞKONAKLI Prof. Dr. Sait BİLGİÇ Prof. Dr. Murat BOZKURT Prof. Dr. Engin BOZKURT Prof. Dr. Alper CİHAN Doç. Dr. Kerim ÇAĞLI Prof. Dr. Bekir ÇAKIR Prof. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜ Doç. Dr. Selim Selçuk ÇOMOĞLU Prof. Dr. Ali DEMİR Prof. Dr. Ali Pekcan DEMİRÖZ Prof. Dr. Orhan DENİZ Prof. Dr. Osman Nuri DİLEK Prof. Dr. Ali İhsan DOKUCU Uzm. Dr. Mehmet Taşkın EĞİCİ Prof. Dr. Levent ELBEYLİ Prof. Dr. Cevdet ERDÖL Prof. Dr. Canan HASANOĞLU Doç. Dr. Sema HÜCÜMENOĞLU Prof. Dr. Abdullah İĞCİ Doç. Dr. Abdurrahimi İMAMOĞLU Prof. Dr. Mehmet İŞLER Prof. Dr. M. İ. Safa KAPICIOĞLU Prof. Dr. Murat KARAŞEN Yrd. Doç. Dr. Esra KESKİN Prof. Dr. Muzaffer KİRİŞ Prof. Dr. Akın MARŞAP Prof. Dr. Muzaffer METİNTAŞ Prof. Dr. Semih ÖNCEL Prof. Dr. Mustafa ÖZMEN Prof. Dr. Mustafa PAÇ Doç. Dr. Sadrettin PENÇE Prof. Dr. Mustafa SOLAK Prof. Dr. Yunus SÖYLET Prof. Dr. Haydar SUR Prof. Dr. Erol ŞENER Prof. Dr. Mehmet Akın TAŞYARAN Prof. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLU Prof. Dr. Bahattin TUNÇ Prof. Dr. Necdet ÜNÜVAR Prof. Dr. Yavuz YILMAZ * İsimler soyadları dikkate alınarak alfabetik sıraya göre dizilmiştir.
SPOT HABERLER
YARIŞMA “Sevgi En
İyi İlaçtır”
m, öykü rını kısa fil
ve fotoğraf
uz.
a çağırıyor
yarışmasın
rdiğiniz ası için göste tüm rına kavuşm nüştürerek, zın sağlıkla oğraflara dö hastalarını fot k, ve ra e ola ı ler anlar e, öykü er ml fil a Sağlık çalış zı kıs şadıklarını çaba ve ya er misiniz? ylaşmak ist ülke ile pa bat 2013 tarihi: 1 Şu Son katılım n TL tılı bilgi içi m Ödüller: 0 rın .00 Ay 20 incisine .tr/sgg Her dalın bir w.saglik.gov .000 TL ww 15 ne isi nc Her dalın iki 10.000 TL üncüsüne Her dalın üç
anla
Sağlık çalış
AMESİ TEMALI MASI ŞARTN İYİ İLAÇTIR” ki birikim ve RAF YARIŞ “SEVGİ EN nlarının mesle a motivasyonlarını ÖYKÜ VE FOTOĞ sağlık çalışa KISA FİLM, ederek, çalışm görev yapan ir. lerini teşvik birimlerinde düzenlemişt lığın çeşitli kişisel gelişim yarışması lığı, Bakan ri, böylece ın, hastalarının ve fotoğraf Sağlık Bakan çalışanların film, öykü a ifade etmele adır. sanat yoluyl oluşturmakt mında bir kısa a özdeş biçimde, sağlık becerilerini malar kapsa ve izlenimleri şiarıyl ” uygula İlaçtır dönük aki deneyim “Sevgi En İyi artırmaya görev başınd ana konusunu, gösterdikleri çaba ve Yarışmanın için kavuşması sağlıklarına lenmiştir. erde ride düzen bağlı biriml katego lığı’na ana üç Bakan LLAR olmak üzere dışında, Sağlık GENEL KURA af ve öykü yakınlıkları film, fotoğr derece kısa a birinci ilir. • Yarışm Üyeleri ile riyle katılab rilebilir. Seçici Kurul a açıktır. nmemiş eserle • Yarışma çalışanların üç eser gönde tüm sağlık ış ya da sergile ride en fazla ödül almam görev yapan her katego cı yarışmaya bir yarışmada • Bir katılım en herhangi daha önced z. • Katılımcılar meye alınma değerlendir aşan filmler LLAR Belirtilen süreyi ÖZEL KURA kta olmalıdır. DALI İÇİN; uzunlu FİLM KISA r. dakika lidir. syon olabili en fazla 15 aday 2-3 eserle • Kısa filmler el, kurmaca ya da anima e teslim edilme yer almalıdır. Eğer ka tında, DVD’d rin) adı mutla • Filmler belges halinde MPEG2 forma filmin (filmle kopya dır. cının adı ve • Filmler 7 miş olmalı katılım de yüklen içine üzerin DVD • DVD’lerin filmler aynı e 300 dpi katılıyorsa yecek şekild yarışmaya ı 70 cm geçme cm, kısa kenar DALI İÇİN; ı en fazla 100 FOTOĞRAF uzun kenar bir CD’de, dilmelidir. • Fotoğraf(lar) JPEG formatında kayde almalıdır. mutlaka yer e ve cının adı ve çözünürlükt lidir. üzerinde katılım e CD’de teslim edilme • CD’lerin halind kopya 7 • Fotoğraf(lar) onik olmalıdır. CD içinde elektr uzunlukta e, ayrıca bir İÇİN; geçmeyecek alınmış biçimd ÖYKÜ DALI bin karakteri 7 kopya çıkış boşluklu 10 kağıt üstüne • Öyküler de içererek, lidir. • Yazarın ismini teslim edilme kopya olarak
konmalı, zarf r, bir zarfa l adresi ılmış eserle ası ve e-mai sayılarda çoğalt , GSM numar ve istenilen İ başka bir zarfa , iletişim adresi hazırlanmış ile birlikte TESLİM BİÇİM , çalıştığı kurum en ortamlarda t Fişek katılım formu Yukarıda öneril e başvuranın adı, soyadı iz biçimde doldurulmuş Genel Müdürlüğü Nusre ücretleri üzerin rilmesi veya kargo bu zarf, eksiks kapatılarak Sağlığın Gelişti Bakanlığı idir. Posta Eserleri içeren k Bakanlığı gönderilmel elerden Sağlık yazılmalıdır. ne kargo ile lmalı ve “Sağlı lecek gecikm adresi kapatı a” gelebi zarf na e - Ankar a meyda konmalı, 41 K Blok Sıhhiy cektir. Posta ve kargod Caddesi No: ödene tarafından yarışmacılar ir. edilmiş sorumlu değild adrese teslim da belirtilen e kadar yukarı yecektir. M TARİHİ ı mesai bitimin edilme akşam kabul SON TESLİ 2013 Cuma r yarışmaya gelen eserle Eserler 1 Şubat tarihten sonra 1.,2. Ve 3.’lük olmalıdır. Bu riden ayrı ayrı her katego toplanarak, Ankara’da RME ayı içerisinde DEĞERLENDİ 2013 yılı Şubat Seçici Kurul, belirler. ek eserleri TL ödül ödülü verilec için de 10.000 TL ve 3. eser serbesttir. a 15.000 için amakt dağıtm TL, 2. eser için 20.000 kısmını dağıtıp ÖDÜLLER ü ya da bir rideki 1. eser Her bir katego ödüllerin tümün ait Seçici Kurul, Bakanlığı’na ş ıyla Sağlık verilecektir. dan satın alınmı ları, tüm haklar sayısal kopya Sağlık Bakanlığı tarafın e sergileme, rin baskı ve I haklarıyla faaliyetlerind TELİF HAKK bulunan eserle eğitim r, bütün telif değer de yayınlama eserle ödüle ri, etkinliklerin gösterme,medyada ödül alan Yarışmada ına a sonunda bulunan eserle ma ve telif haklar inde kullan olacaktır. Yarışm Bakanlık ödüle değer n doğan tüm malzemeler sayılı yasada gibi işlem görür. her türlü tanıtım ismi ile birlikte 5846 g, broşür vb. sahibinin eser afiş, katalo olmak üzere hakkı da dahil tır. sahip olacak sayılırlar. kutlama kabul etmiş düzenlenen hükümlerini mı dolayısıyla MLER bu şartname 2013 Tıp Bayra ÖZEL HÜKÜ sanatçılar, dan 14 Mart r. katılan tüm Bakanlığı tarafın hak sahiplerine sunulu • Yarışmaya sonuçları Sağlık etkinlikte • Yarışma ödüller bu açıklanır ve etkinliğinde
Sağlık Bakanlığı Sevgi En İyi İlaçtır Yarışması Düzenliyor Sağlık Bakanlığı “Sevgi En İyi İlaçtır” temalı kısa film, öykü ve fotoğraf yarışması düzenliyor. Sağlık çalışanları hastalarla yaşadıkları tecrübeleri kısa film, öykü ya da fotoğraf olarak gönderebilecek. Her bir katılımcı yarışmaya her kategoride en fazla üç eserle katılabilecek. Tek şart eserin daha önce herhangi bir şekilde ödül almamış olması. Bitiş tarihi 1 Şubat 2013 olan yarışmada juri değerlendirmesi 15 Şubat/1 Mart tarihleri arası yapılacak. Ödüller ise şöyle; her bir kategorideki, 1. eser için 20.000 TL, 2. eser için 15.000 TL ve 3. eser için de 10.000 TL. Ayrıntılı bilgi için Sağlık Bakanlığı web adresine tıklayabilirsiniz.
8
ARALIK 2012
Sağlık Çalışanlarına Şiddet Uygulayanlara Ağır Cezalar Geliyor Başta doktor ve hemşireler olmak üzere sağlık çalışanlarına şiddet uygulayan kişilere ağır cezalar geliyor. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sebepleri ve çözüm yollarını ortaya koymak için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar Türkiye’de sağlık çalışanlarına şiddetin yüzde 91’inin hasta yakınları tarafından yapıldığını kaydetti. Sağlık çalışanlarının, diğer kamu görevlilerinden 16 kat daha fazla şiddete maruz kaldığının bilgisini veren Ünüvar sağlık çalışanına şiddet uygulayanlara verilecek cezanın yarı veya üçte bir oranında artırılarak uygulanabileceğini belirtti. Adana Milletvekili Necdet Ünüvar yapılacak düzenlemeyle özel sektördeki sağlık çalışanlarının da yasaya, “sağlık hizmeti verirken” diye bir ifade konularak kamudaki hükümlerden yararlanmasının yolunun açılacağını kaydetti. Ünüvar, komisyon olarak toplumu bilinçlendirici kamu spotu, afiş ve bilboardlar hazırlanmasını da önereceklerini söyledi.
SPOT HABERLER C24i flat panel dedektör ile Neonatal ve Pediatrik hastalarımızda daha düşük radyasyon dozu ile teşhislerin yapılabilmesine olanak vermektedir.” Fujifilm, Türk Radyoloji Derneği tarafından geçtiğimiz ay Antalya’da düzenlenen 33. TÜRKRAD 2012 Kongresi’ne katıldı. FDR D-EVO Serisi Flat Panel Dedektör Sistemleri, Amulet Dijital Mamografi Sistemi, CR Sistemleri ve kuru sistem printer cihazları ile ilgili bilgileri sektörle paylaşan Fujifilm, yeni ürünü FDR D-EVO C24i Flat Panel Dedektör’ü de ilk kez tanıttı.
Fujifilm’den Yeni Dedektör Fujifilm, yeni ürünü FDR D-EVO C24i Flat Panel Dedektörü sektöre tanıttı. D-EVO, özellikle yeni doğan bebekler ve çocuklar için kullanım uygunluğu ile dikkat çekiyor. Fujifilm yetkilileri, FDR D-EVO C24i Flat Panel Dedektör’ünün birçok kolaylığı beraberinde getirdiğini belirterek ürün ile ilgili şu bilgileri verdiler; “Tüm X-Ray sistemleriyle uyumlu olması, sadece 1,9 kg ağırlığı, yüksek DQE değeri, Fujifilm’e özel ISS teknolojisi sağlığı kolaylıklarda bazıları. Ayrıca, düşük radyasyon dozu, kablolu ve kablosuz kullanım opsiyonlarının yanı sıra yaklaşık bir saniye gibi kısa bir sürede sağladığı hızlı ön izleme de, FDR D-EVO C24i Flat Panel Dedektör’ünün en önemli özellikleri arasında. Flat panel dedektör sistemleri içinde en küçük ölçüye sahip olan ürün, yeni doğan bebekler ve çocuklar için de uygun kullanım olanakları sağlıyor. Kablosuz kullanılabilme özelliği sayesinde kuvöz içine de yerleştirilebiliyor.” Medikal Sistemler alanında birçok yeniliğe imza attıklarını ve yeni teknolojiler sayesinde daha hızlı teşhis ve tedavi sürecine geçildiğini belirten Fujifilm Medikal Sistemler Satış ve Pazarlama Müdürü Hakan Bulut ise şunları söyledi: “Görüntüleme alanında öncü firma geleneğini devam ettiren Fujifilm, yeni tanıtımını yapmış olduğumuz FDR-D-EVO
10
ARALIK 2012
Yeni Organ Nakli Merkezleri Açılıyor Sağlık Bakanlığı, Organ Nakli Merkezleri 2013 Yılı Planlaması hakkında genelge yayınladı. Genelgeyle 2013 yılı için yeni organ nakli merkezleri açılmasına ihtiyaç duyulan iller ve merkez sayıları belirlendi. Yönergede bahsedilen fiziki şartlar ve bildirilmiş olan birim ve personele sahip olan sağlık merkezleri 31 Aralık 2012 tarihine kadar başvuru yapabilecek. Planlama dahilinde organ nakli merkezi ruhsatı başvurusunda bulunabilecek iller ve merkez sayıları ise Ankara’da iki, İstanbul’da üç, İzmir’de iki böbrek nakli merkezi, Ankara’da bir, İstanbul’da iki, İzmir’de bir karaciğer nakli merkezi olarak belirlenmiştir.
Ultra Özellikleri
Otomatik Kapak Sensörü sayesinde kullanıcıyı algılar ve kapağını otomatik açıp kapatır. Otomatik Sifon Kullanım süresini algılayarak büyük yada küçük sifonu otomatik olarak çeker ve su tasarrufu sağlar. Water-Jet Vakumlu Sifon Water-jet vakumlu sifon yüksek basınçlı suyla atıkları %100 performansla boşaltır ve standart klozetlere göre %70 su tasarrufu sağlar.
SMART
T
KLOZE
Büyükdere Cd. Akıncı Bayırı Sk. No:4-1 (GS Store Yanı) Mecidiyeköy / Şişli - İSTANBUL Tel: +90 212 273 22 30 Faks: +90 212 273 22 51 www.dobidos.com.tr
SPOT HABERLER
oluyor. Ayrıca Eppendorf Mastercycler Nexus’u bilgisayarınıza bağlayarak işlem durumunu anlatan e-mail da alabiliyorsunuz.”
PCR Uygulamaları İçin Yeni Çözüm İncekaralar, Rutin PCR uygulaması için Eppendorf Mastercycler Nexus’u kullanıma sundu. Eppendorf Mastercycler Nexus PCR sisteminden daha fazla veri elde etmek için bir ya da iki Eppendorf Mastercycler Eco ünitesinin bağlanmasının yeterli olduğunu belirten yetkililer, ayrıca sezgisel yazılımı sayesinde PCR prosesindeki tüm parametrelerin kontrol edileceğini de kaydettiler. Eppendorf Mastercycler Nexus’un sağlık kuruluşlarının işini nasıl kolaylaştırdığını İncekaralar yetkilileri şöyle anlattı: “Eppendorf Mastercycler, düşük enerji sarfiyatı, üç üniteye kadar bağlanabilme özelliği ve kompakt yapısı ile sadece bütçenize yarar sağlamakla kalmayıp laboratuarlarınızı daha da özel hale getiriyor. Flexlid özelliği sayesinde, düşük hacimlerden yüksek hacimlere kadar tüm PCR sarflarıyla (0,1 - 0,2 - 0,5 ml PCR tüpleri, stripler, 96 kuyucuklu PCR plakaları, bölünebilir PCR plakaları) rahat kullanılabiliyor. Mastercycler serisi 45 DB altı ses seviyesi ile laboratuvarda sessiz bir çalışma ortamı sağlıyor. PCR için gerekli olan 0,154 kWh iken standby modunda enerji tüketimi yalnızca 6W’dur. Öte yandan, Gradient ve normal çalışmalarda, Eppendorf Nexus Gradient, bloğun hızlı ısınıp hızlı soğuyabilmesini sağlıyor. PCR tüpleri veya plakalar varken tüm blok, homojen olarak ‘steady slope’ tekniğiyle aynı sıcaklıkta korunuyor. Ayrıca, kolay programlanabilmesi sayesinde, yeni kullanıcılar dahi güvenli ve kolay bir şekilde kullanabiliyor. Güçlü araç menüsü, 12 farklı sıcaklık ile doğru gradienti PCR’ınıza optimize etmek için size yardımcı
12
ARALIK 2012
Sağlık Bakanı Organ Bağışı Çağrısında Bulundu Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Sağlık-Sen’in Kızılcahamam’da düzenlediği teşkilat toplantısına katılarak ülke genelinde sağlık çalışanlarınca başlatılacak organ bağışı kampanyasının açılışını gerçekleştirdi. Akdağ, organ bağışı çağrısında bulunarak, “Bir can kurtarmış oluyorsunuz ya da bir insanı hayat boyu diyaliz makinesine bağlı olmaktan kurtarıyorsunuz’’ dedi. Kendisinin de 8-9 yıl önce organlarını bağışladığını belirten Akdağ, organ bağışı konusunda duyarlılığın artırılması gerektiğini ifade etti. Akdağ, yoğun bakım ve organ nakli koordinatörlüğü gibi konularda ülkenin olanaklarının güçlendiğini, ancak organ bağışının yetersiz olduğunun altını çizdi. Ambulans helikopter ve uçaklarla hem hasta hem de organların taşınabildiğini, organ nakli merkezleri ve hekimlerin işinin ehli olduğunu dile getiren Akdağ, “Geriye ne kalıyor? Beyin ölümü gerçekleşenlerin organlarının bağışlanması. Bütün vatandaşlarımızı organ bağışına davet ediyorum. Bir can kurtarmış oluyorsunuz ya da bir insanı hayat boyu diyaliz makinesine bağlı olmaktan kurtarıyorsunuz’’ dedi.
Ne görmek istediğini bilenlere Ne görmek istiyorsam, CLEAR ve Artis zee ile tam istediğim şekilde. www.siemens.com/CLEAR
Görüntüleme sistem ve uygulamalarında yeniliklerin öncüsü olarak, tüm klinisyenlerin görüntüleri nasıl görmek istediklerini kendilerinin seçebilmeleri gerektiğine inanıyoruz. Bu yüzden mevcut ve gelecekteki Artis zee kullanıcılarına CLEAR choice ile, en iyi sonucu verecek görüntü seçim olanağı sunuyoruz.
CLEAR ile mümkün olan en düşük dozda sağladığımız üstün görüntü kalitesiyle amacımız, kardiyovasküler bakımın daha etkin, verimli ve sürdürülebilir olmasına yardım etmek. Sizin, hastalarınız ve tesisiniz için.
Answers for life.
Sağlık Okuryazarlığının Gelişmesiyle Toplumdaki Farkındalık Artacak S
ağlık Bakanlığı’nın yeni teşkilat yapısında yeni kurum isimleri gözünüze çarpmıştır. Bunlardan biri de diğer ülkelerde sıkça zikredilse de Türkiye’de yeni olan bir kurum; Türkiye Halk Sağlığı Kurumu. Bu kurumun görevlerini, faaliyetlerini öğrenmek için Kurum Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ş. Mustafa Aksoy’u ziyaret ettik. Aynı zamanda kapak konumuz olan sağlık okuryazarlığı ile ilgili de görüşlerini sorduk. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’ndan bahseder misiniz?
YRD. DOÇ. DR. Ş. MUSTAFA AKSOY TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU BAŞKANI
ropör taj: SARE KUŞ
14
ARALIK 2012
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tüm dünyada olduğu gibi sağlık programlarını takip eden, özellikle koruyucu sağlık hizmetlerini icra eden ama özel olarak Türkiye’de birinci basamak sağlık hizmetlerini de yürüten kurumdur. Daha önce Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ana Çocuk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Verem Savaş ve Sıtma Savaş Daire Başkanlıklarınca ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezince
verilen görevleri şu anda Halk Sağlığı Kurumu yerine getiriyor. Bir aşama daha ileri gitmek, kurumsallaşmak, uluslararası düzeyi takip etmek, aslında bir anlamda dünyada sağlıkla ilgili uygulamalarda Türkiye örneğini ortaya koymak ve hatta liderliğe soyunmak için oluşturulmuş kurumlardan birisidir. Neye ihtiyaç olarak Türkiye Halk Sağlığı Kurumu kuruldu? Bizden daha önde olan ülkelerin tamamı bunu uyguluyor. Hatta bazı ülkelerde Halk Sağlığı Kurumları Halk Sağlığı Bakanlığı olarak anılıyor. Türkiye’de sağlıkla ilgili hizmetler Bakanlık olarak tek çatıda toplanmakla beraber bunun koruyucu sağlık hizmetleri kısmını ayrı bir kurum, tedavi edici hizmetleri kısmını ayrı bir kurum olarak konuşlandırılması tercih edildi. Türkiye’de sağlık hizmetleri yeni teşkilattan önce de son derece başarılı bir şekilde yürütülüyordu. Buna kurumsallaşmak için ihtiyaç vardı.
Halk Sağlığı Kurumu Türkiye’de en uç noktaya gidebilen kurumdur. Aile hekimliğini diğer ülkelerden daha geç uygulamaya başladık. Dünyada yirmi, kırk yıldır aile hekimliğini uygulayan ülkeler var. Ancak geldiğimiz noktada o ülkelerden gördüklerimizi birleştirdik. Onlarda görülen aksaklıkları biz yaşamamaya gayret ederek yeni bir sistem oluşturduk. Her ne kadar bu kurumlar Sağlık Bakanlığı’na bağlıysa da daha düzenleyici, denetleyici ve kontrol edici bir rol üstlenmiştir. Halk Sağlığı Kurumu’nun uygulamaları daha ön planda yer alıyor, basın da sıkça dile getiriyor. Bu sebeple daha geniş kitlelere ulaşıyor. Bu bağlamda kurumun görevi diğerlerine göre biraz daha zor diyebilir miyiz?
çalışanları daha mutlu olacaktır. Onlar mutlu olunca vatandaşımızın mutluluğu daha çok artacaktır. Sağlık çalışanlarının fedakarlığını her platformda dile getirmek durumundayız. Aile hekimliği aslında Halk Sağlığı Kurumunun önce atılmış ayaklarından birisiydi. Sağlık programlarını profesyonelce takip etmek, eksiği daha hızlı görebilmek için Halk Sağlığı Kurumu kuruldu. Geçmişte Sıtma Savaş Daire Başkanlığı vardı ama sıtma ile ilgili hususlara Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü de bakıyordu. Anne ölümlerini Ana Çocuk Sağlığı Genel Müdürlüğü takip ederken Misafir Anne Projesi’ni Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü götürüyordu. Götürmek zorundaydı çünkü onların taşra teşkilatı yoktu.
Buna benzer gerekçelerle Halk Sağlığı Kurumu kurulmuş oldu. Gelecek dönemde bu kurum yapılanmasını tamamen olgunlaştırdığında faaliyetleriyle kendisini çok daha fazla gösterecektir. Kurum kurulunca beraberinde taşra teşkilatı da ayrılmış oldu. Esasen taşra teşkilatını ayırması hususunda da bu önemlidir. Yoksa Bakanlık Merkez Teşkilatında, Bakanımızın toplantı masasında yanında bulunan bürokratların görev adlarının değişmesi çok anlamlı olmazdı. Bir kurum kurulduğu zaman bunun taşra teşkilatı da ortaya çıkıyor. Taşra teşkilatı taşrada görevlerin daha iyi yapılmasını temin etmek, görev ayırımını sağlayabilmek için yapılmış oldu. Bizim aile hekimlerimiz dışında bir de sağlık evlerimiz var. Orada görevli ebe ya da hemşire arkadaşımız var.
Tabii her işin kolay ve zor tarafları vardır. Halkın sağlık eğitimi bizim konularımızın başında geliyor. Toplumun her kesimine ulaşabilmek bizim temel hedeflerimizin içinde. Aslında birinci basamak olan aile hekimliği en çok sağlık danışmanlığı gerektiren alandır. Bizim sağlık ocakları döneminde yapamadığımız şey buydu. Topluma sağlık danışmanlığı hizmetini arzu ettiğimiz seviyede veremiyorduk. Şimdi o yolda çok önemli mesafe aldık. Bunun gerçekleşmesini sağlayacak olan şey de hekim sayısının artmasıdır. Şu an Türkiye’deki hekim sayısı maalesef ihtiyacımıza karşılık gelmiyor. Ülkemizdeki sağlık çalışanları diğer ülkelerdekine göre iki misli çalışıyor. Ancak bu şekilde hizmet sağlayabiliyoruz yani sistem sağlık çalışanlarının fedakarlıklarıyla yürüyor. Artık üniversiteler kontenjan artışına gittiler. Bunlar meyvelerini vermeye başlıyor, yeni arkadaşlarımız aramıza katıldıkça sağlık hizmetleri daha nitelikli hale gelecektir ve sağlık
AR A L I K 2 0 1 2
15
16
Sağlık çalışanlarının fedakarlığını her platformda dile getirmek durumundayız.
söyleyip yapamadıklarımızı şimdi yapar hale geldik. Önümüzdeki dönemde daha iyi olacaktır.
şitli komplikasyonları da beraberinde getiriyor. İnternet bağımlılığı arttı. Bununla da mücadele etmemiz gerekiyor.
Son zamanlarda sıkça dile getirilen ve bu ay dergimizde kapak konusu seçtiğimiz bir konu var; sağlık okuryazarlığı. Nedir sağlık okuryazarlığı biraz bahseder misiniz?
Yakında onlara araç da kiralayacağız. Böylelikle arkadaşımız daha fazla alana gidebilecek. Ayrıca aile hekiminin gidemediği uzak mahallelere gidebiliyorlar. Biliyorsunuz aile hekiminin senede en az bir kere olsun kendisinin sorumlu olduğu nüfusu görme görevi var. Eğer periyodik olarak muayene olma ihtiyacı yoksa ve köy sadece kırk kişiden oluşsa bile o insanları gidip görme durumundadır hekim. Geçmişte sağlık ocakları döneminde araba olsa şoförü olmuyordu, şoförü olsa benzini olmuyordu. Şimdi devlet aile hekiminin yakıt parasını veriyor, hekim kendi aracına binip gidebiliyor. Daha önce
Kabaca özetlemek gerekirse sağlıktan beklentilerin ne olması gerektiği ile ilgili hususlardır diyebiliriz. Şu anda sağlık hizmetlerinden memnuniyet yüzde 76’ya çıktı. Ama Sağlık Bakanlığı olarak yapacağımız çok iş var. Şu anda vatandaş memnun ama sağlık okuryazarlığı arttıkça mevcut düzen onlara yetmeyecek. Vatandaş daha iyisini hak ediyor ve biz de hak ettikleri hizmeti vermek istiyoruz. Sağlık okuryazarlığı ilk olarak insanların koruyucu sağlık hizmetlerinden farkında olmasıyla ve bunları hayat tarzı olarak benimsemesiyle mümkündür. Bir hastalığı önlemek hiçbir tedaviden pahalı olmaz. Koruyucu sağlık hizmetlerini sadece bulaşıcı hastalıklar olarak görmemek lazım. Kronik hastalıklar, genetik hastalıklar, meslek hastalıkları… Büro çalışanlarını bile tehdit eden bir takım hastalıklar var. Şehir içi otobüs şoförlerinden kilolu olmayanları az görürsünüz. Bununla beraber yoğun olarak omurga problemleri görülür. Bunların her biri toplumdaki farkındalığın, şuurun artmasıyla çözülebilecek ve tedbir alınarak halledilebilecek şeylerdir. Çağın imkanları hayatımızı kolaylaştırıyor ama düşünün ki bizim çocuklarımız futbolu sahada değil bilgisayarda oynuyor. Aile ilişkileri telefonla yürür oldu. Bilişim dünyasının gelişmesi hayatımızın içine girmesi çe-
Çağımızda insanlar şifayı öncelikle internette arıyor. Şikayetini arama motoruna yazıp çıkan alakalı alakasız tüm yorumları okuyor ve bu hastalık hastalığına bile sebep oluyor. Sağlık okuryazarlığının gelişmesiyle bu durumu bir nebze azalacaktır değil mi?
ARALIK 2012
Evet, insanlar hem hastalık hastası oluyor hem de yanlış uygulamalar yapabiliyor. Arama motorunda karşılaşılan her bilgi doğru değildir. Uluslararası kabul gören dergilerimiz defalarca tetkik edilen ve uluslararası ölçekli hakemlerce incelenen yayınlarla ortaya çıkıyor. İnternette ise her bilgiyi iddia safhasında görebiliyorsunuz. Bu bilgiler doğru zannedilerek uygulandığında can kaybına bile neden olabilir. Türkiye Dumansız Hava Sahası Projesinde çok büyük bir başarı elde etti. Günümüzde sigara bağımlılığı kadar alkolizm de sağlığı tehdit ediyor. Bu konuyla ilgili projeler var mı? Alkolle ilgili politikalarda sigaradan biraz daha farklı bir durumdayız. Sigara dumanı diğer insanların da sağlığını etkiliyor. Bu sebeple projenin sonucu hızlı ve başarılı oldu. Yapacağımız çalışmalarda Dünya Sağlık Örgütü ile paralel hareket etmek çok önem taşıyor. Ama bilim adamlarının söylediklerini mutlaka yapacağız. Dünya Sağlık Örgütünü çekimser bırakan bir takım şeyler var. Bazı dinlerde bazı alkol türlerinin sadece fazlasının zararlı olduğu şeklinde bir söylem var. Netice itibariyle sigara ve uyuşturucu da bir iki tane ile başlayabiliyor. Biz alkolün azı da zararlı diyoruz çünkü çoğuna sebep olabilir. Bununla ilgili kamuoyu oluştuktan sonra programımızı daha yakından sizlerle paylaşmış olacağız. Şu an için Dünya Sağlık Örgütü ile beraber adım adım gidiyoruz. Teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim.
Sağlık Okuryazarlığı Sağlık Maliyetlerini Düşürüyor G
ünümüzde önemi gittikçe artan kavramlardan biri de sağlık okuryazarlığıdır. Tüm dünyada sağlıkla ilgilenen tüm kurumlar bu kavramın üzerinde çalışmalarını artırmaktadır. Sağlık okuryazarlığı bireyin sağlığını iyileştirici şekilde temel sağlık bilgilerini ve hizmetlerini edinebilme, yorumlayabilme ve anlayabilme kapasitesi olarak tanımlanmaktadır. Sağlık okuryazarlığı karmaşık okumaları, dinleyip anlamayı, analitik ve karar verici beceriyi ve bu beceriyi sağlıkla ilgili durumlarda kullanabilmeyi de içermektedir. yazı,
AY TÜN LEYMUN
DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ MÜDÜRÜ
18
ARALIK 2012
Sağlıkla ilgili maliyet hesaplarının öne çıktığı günümüzde, koruyucu sağlık hizmetlerinin önemi vurgulanmaya başlanmıştır. Sağlık maliyetini düşürmenin yollarından biri de sağlık okuryazarlığının artırılmasıdır. Yapılan tüm araştırmalarda sağlık okuryazarlık oranlarının artırılmasının sağlık hizmetinden etkin olarak yararlanma oranlarını etkilediğini, yetersiz kalma-
sı durumunda toplumda hastalanma riskinin artacağını, tedaviyi anlama ve uygulama oranlarının düşeceğini, hastane yatış oranlarının artacağını, sağlık harcamalarının ve maliyetinin artacağını ortaya koymaktadır. Sağlık Okuryazarlığında Hemşirelerin Rolü Büyüktür Sağlık hizmeti sunmadaki sorumluluk, sadece tedavi hizmetini yerine getirmekle bitmemekte; hasta olan ve olmayan kişilerin de eğitilmesi ile sağlıklı kalmanın yollarının bilinmesi yani sağlık okuryazarlığının artırılmasına katkıda bulunulması önem taşımaktadır. Son yapılan düzenlemelerle eğitim rolü açıkça ortaya koyulan hemşireliğin bu anlamda sorumluluğu ve etkisi oldukça büyüktür. Kişilerin sağlıklıyken birinci basamakta yapılan eğitimlerinin yanı sıra, hastalandıklarında da sağlık kurumuna başvurmalarından ayrılmalarına kadar eğitimlerinde hemşireler aktif rol almaktadır.
Kişilerin hastalıkla ve sağlıkla ilgili eğitimlerinin yapılması ile tüm süreçlerde karar verici rollerini sahiplenmeleri, hastalanmadan önce sağlıklarını korumaları için gerekenleri yapmaları konusunda eğitim yapılmaktadır. Toplum sağlığı hemşireleri bireyin sağlığını sürdürebilmesi, hastalıklarından korunması, kronik hastalıklarla baş etme v.b. konularda koruyucu sağlık hizmetlerini sunabilmek için kişiye ve aileye özgü eğitimler planlamakta ve uygulamaktadır. Yapılan gebe, bebek ve çocuk takipleri ile bireylerin sağlıklarının yükseltilmesi hedeflenmektedir. Kişilerin hastalıkları tanıması, hastalandığında hastaneye başvurmakta gecikmemesi dolayısıyla da hospitalizasyon oranlarının artmasını engellemeye çalışılmaktadır. Yapılan tüm bu uygulamalar toplumda sağlık okuryazarlığını teşvik etmekte ve oranların yükselmesini sağlamaktadır.
Hemşireliğin eğitici rolünün öneminin farkında olan kurumumuzda, oryantasyon eğitimiyle başladığımız çalışmalarınız hizmet içi eğitimler, kişisel gelişim eğitimleri ve sertifika programları ile desteklenmektedir. Hastanemiz tarafından hazırlanan hemşire hasta kabul dosyasında daha hastanın anamnezi alınırken eğitim ihtiyacı belirlenmektedir. Böylece hastanın hastanede kaldığı süre boyunca eğitimleri yapılmakta, sağlık okuryazarlığının artırılması konusunda çalışmalar yürütülmektedir. Onkoloji birimine başvuran kişilere tedavi hizmeti verilirken, kendisine ve yakınlarına liyezon hemşiresi tarafından hastalıkla baş edebilmek için destek verilmekte, beraberinde tedavi sürecine katılmaları için yapmaları gerekenler anlatılmaktadır. Böylece sağlık okuryazarlığının tam karşılığı olan analiz etme, rahatsızlıklarını ifade edebilme, semptomları tam olarak tanımlayabilme ve karar
Sağlık maliyetini düşürmenin yollarından biri de sağlık okuryazarlığının artırılmasıdır. verme yetisinin kişilerde oluşması için çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca hasta okulları kapsamında yapılan diyabet, stoma, obezite eğitimlerimiz de sağlık okuryazarlığını artırmaktadır. Bu eğitimlerimize sadece hasta olanlar değil, sağlıklı kişiler de davet edilmekte, eğitim sırasında hastalıkla ilgili bilgilerin yanı sıra, korunma için yapılacaklar hakkında bilgi verilmektedir. Ayrıca hastaların hastalıklarıyla ilgili tüm süreçlerde araştırmacı ve sorgulayıcı olmaları, işlemleri tam olarak anlamaları ve uygulamaları konusunda da destek verilmektedir. Alanında uzman kişiler tarafından yürütülen bu eğitimlerde hastanemiz tarafından hazırlanan broşürler kişilere verilmekte ve beraberinde yapılan uygulamalar ile eğitimin verimliliği artırılmaktadır. Sonuç olarak koruyucu sağlık hizmetlerinin sunumunda, hastalıkların etkin bir şekilde tedavi edilmesinde, kronik hastalıklara sahip olanların yaşam kalitesini bozmadan hayatlarını sürdürmelerinde, rehabilitasyonlarında kavram olarak öne çıkan “sağlık okuryazarlığının” geliştirilmesinde; tüm bu süreçlerin önemli aktörlerinden olan hemşirelerin katkısı büyüktür. Gerek yapılan eğitim ve danışmanlık hizmetleriyle, gerekse uygulamalarla sağlık okuryazarlığı tüm toplumda hemşireler tarafından da desteklenmekte ve oranların yükseltilmesine çalışılmaktadır. Kaynaklar 1. Türk Toplumunda Sağlık Okur-Yazarlığı Oranlarının Belirlenmesi, Protokol Sinopsisi, İstanbul,2009 2. Sayek F, “Hasta Güvenliği Türkiye ve Dünya” TTB Raporları Kitapları 2010 3. Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Sözlüğü, T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2009 4. 2004 Gastein Avrupa Sağlık Forumu Arkaplan Belgesi. 5. 2008 Avrupa Hasta Forumu Sonuç Belgesi
AR A L I K 2 0 1 2
19
Sağlık Okuryazarlığı Sağlık İletişiminde Önemli Rol Oynuyor yazı,
DOÇ. DR. İNCİ ÇINARLI GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ HALKLA İLİŞKİLER ANABİLİM DALI BAŞKANI
Dünya Sağlık Örgütü sağlık okuryazarlığını “İyi sağlığı geliştirecek ve koruyacak enformasyona ulaşma, anlama ve kullanma güdüsü ve yeteneğini belirleyen bilişsel ve sosyal yetiler” olarak ele almaktadır. 20
ARALIK 2012
S
ağlık iletişimi disiplininin önemli bir alanı haline gelen sağlık okuryazarlığı; sağlığın geliştirilmesi ve sağlık eğitiminin önemli bir bileşenidir. Öte yandan medya okuryazarlığı da günümüzde sağlık okuryazarlığı düzeyinin yükseltilmesinde son derece önemli bir aşama haline gelmiştir. Sağlık Okuryazarlığının Farklı Tanımları ‘Sağlık okuryazarlığı’ (health literacy) terimi ilk kez 1974 yılında ABD’de Simonds tarafından kaleme alınan “Sosyal Bir Politika Olarak Sağlık Okuryazarlığı” (Health Literacy as a Social Policy) başlıklı bir makalede kullanılmıştır. Söz konusu makalede sağlık okuryazarlığı ile sağlık eğitimi arasındaki bağlantı açıklanmakta ve okul eğitiminin her düzeyinde sağlık okuryazarlığının ele alınması gerektiğinin altı çizilmektedir. Amerikan Tıp Derneği’ne (American Medical Association) bağlı Sağlık Okuryazarlığı Amacına Yönelik Komite (Ad Hoc Commi-
tee on Health Literacy) ise 1999 yılında sağlık okuryazarlığını “Bir hasta olarak başarılı şekilde işlevde bulunmak için gerekli prospektüsleri ve diğer sağlıkla ilgili materyalleri okuma ve anlama yeteneği” olarak tanımlamaktadır. Yukarıda yer alan hasta odaklı ve oldukça dar kapsamlı bu tanımlamanın yanı sıra ABD’nin Hastalıkların Önlenmesi ve Sağlığın Geliştirilmesi Dairesi (Office of Disease Prevention and Health Promotion) kurumu tarafından 2010 yılı hedef alınarak hazırlanan “Sağlıklı İnsanlar 2010” (Healthy People 2010) raporunda ise sağlık okuryazarlığının “Bireylerin doğru sağlık kararları verebilmek için basit sağlık enformasyonlarını ve sağlık hizmetlerini elde etme, sürdürme ve anlama kapasitesinin derecesi.” olarak ele alındığı görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (World Health Organisation) sağlık okuryazarlığı tanımı ise bugün kullanılan en kapsamlı tanımdır. WHO sağlık okur-
yazarlığını “İyi sağlığı geliştirecek ve koruyacak enformasyona ulaşma, anlama ve kullanma güdüsü ve yeteneğini belirleyen bilişsel ve sosyal yetiler” olarak ele almaktadır. Görüleceği üzere; WHO ve Healthy People 2010’un tanımlamalarında “klinik oryantasyonlu” tanımlamalardan farklı olarak bilişsel yetenekler ve sosyal yetiler de tanımlamaya dâhil edilmiştir. Son olarak Amerikan Sağlık ve İnsani Hizmetler Birimi’nin (US Department of Health and Human Services-DHHS) sağlık okuryazarlığı tanımlamasına göz atacak olursak “Sağlıkla ilgili uygun kararları almak için gerekli olan sağlıkla ilgili temel enformasyonları ve hizmetleri elde etme, üretme ve anlama kapasitesi” denilerek “üretim aşamasının” da bu sürece dâhil edildiğini görebiliriz. Sağlık Okuryazarlığının Üç Bileşeni Sağlık okuryazarlığı alanında değerli çalışmaları bulunan Nutbeam bu yetileri “işlevsel sağlık okuryazarlığı”
Sağlık iletişimi disiplininin önemli bir alanı haline gelen sağlık okuryazarlığı; sağlığın geliştirilmesi ve sağlık eğitiminin önemli bir bileşenidir. içinde ele alırken, “etkileşimli sağlık okuryazarlığı” ile de kendine güven gibi kişisel ve sosyal yetilerin geliştirilmesini, medyada sağlık enformasyonu aramayı ele almaktadır. Öte yandan “eleştirel sağlık okuryazarlığı” ile de medyadan yansıyan haberlerin doğru yorumlanması ve değerlendirilmesini, sağlık enformasyonunun doğru yorumlanması ve kullanılması gibi daha üst düzey bilişsel ve iletişimsel yetileri tanımlamıştır.
Sağlık okuryazarlığının üç bileşeni vardır; • Mesajı iletenin iletişim yetisi, • Mesajı alan bireylerin öğrenme ihtiyacı, • Mesajın karmaşıklığı. Bu noktada sağlık iletişimi disiplini stratejik planlama ve uygulamanın her etabında okuryazarlık düzeylerini dikkate alarak, yukarıdaki tanımlarda belirtilen kapasiteleri/yetileri arttırmaya çalışır. Sağlık okuryazarlığı dâhilinde; sağlık hakkının, hasta haklarının bilincinde olmak, ilaç prospektüslerinin, kamu sağlığı duyurularının, sağlık haberlerinin, sağlık eğitimi materyallerinin vb. anlaşılması, aynı zamanda da bireylerin kendi hastalık ya da rahatsızlıkları ile ilgili olarak sağlık hizmeti sağlayan kişi ve kurumlara ulaşma becerileri değerlendirilir. Hastalar, farklı hizmet sağlayıcılardan nasıl güvenilir sağlık enformasyonu edinileceğini bilmelidirler. Tabii ki her hasta bireyin
AR A L I K 2 0 1 2
21
Hastalar için sağlık okuryazarlığı karmaşık bir konu olduğu için özellikle de son yıllarda hastalar, belirli hastalıklara karşı farkındalığı sağlamak amacıyla STK’lar oluşturmaktadır. kendine özgü karakteri olduğunu ve önemli sağlık çıktılarına (örn. genel fiziksel durum, genetik yatkınlık, bazı ilaçlara ve tedavilere tolerans) neden olduğunu belirtmek gereklidir. Hastalar için sağlık okuryazarlığı karmaşık bir konu olduğu için özellikle de son yıllarda hastalar, belirli hastalıklara karşı farkındalığı sağlamak amacıyla STK’lar oluşturmaktadır. Enformasyon Bireyin Karar Alma Sürecinde Etkilidir Sağlık okuryazarlığının ölçümlenmesinde REALM-SF (Rapid Estimate of Adult Literacy in Medicine: Tıpta Yetişkin Sağlık Okuryazarlığının Hızlı Tahmin Testi) ve TOFHLA (Test of Functional Health Literacy in Adults: Yetişkinlerde İşlevsel Sağlık Okuryazarlığı Testi) gibi testler kullanılmaktadır. Genel olarak sağlık okuryazarlığının ölçümlenmesinde dört kıstasın değerlendirilmesi üzerinden bulgulara ulaşılabilir; 1. Kültürel ve kavramsal bilgi, 2. Dinleme ve konuşma, 3. Yazma ve okuma, 4. Sayısal beceri (istatistik bilgisi ve sağlık hizmetlerinde kullanılan diğer sayısal veriler). Yeterli düzeyde konuşma, dinleme ve anlama yetisine sahip olmama, düşük sosyo-ekonomik statü, dil engeli, sağlık sistemine ulaşma konusunda
22
ARALIK 2012
yetersizlik gibi nedenler kanser gibi hastalıkların önleyici taramalarını ve semptomlarını anlamalarını sınırlandırır ki bu durum da tedaviyi etkiler. Öte yandan Alzheimer, kanser gibi hastalık teşhisleri ile karşılaşan hastalar ve aileleri, genellikle hazır olmadıkları kararları verme durumuyla karşılaşmaktadırlar. Şaşırtıcı biçimde sağlık hizmeti sağlayanlar ve tıbbi kuruluşlar da çoğunlukla onların doğru kararı vermelerine yardımcı olma konusunda pek hazırlıklı değillerdir. Tedavi seçimleri genellikle belirsizlik, mezenformasyon (kasıt olmadan eksik ya da hatalı enformasyon iletmek), yüksek oranda duygusallık ve endişe ortamında yapılır. Bu gibi örneklerden de anlaşılacağı üzere enformasyonun doğru, anlaşılır, kullanılabilir ve bilgilendirici
olma özellikleri ile bireyin karar alma süreci etkin hale gelecektir. Sağlık okuryazarlığının bireysel kapasitenin arttırılmasının çok daha ötesinde genel kamu, sağlık hizmeti sağlayanlar (devlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları) ve medya tarafından paylaşılan ve ilgili paydaşların birbirlerini anlamalarına dayalı bir sorumluluk olduğu unutulmamalıdır. Kaynakça • Scott C. Ratzan, “Health Literacy: Communication for Public Good”, Health Promotion International, Vo.16, No.2, June 2001. • Jay M. Bernhardt ve Kenzie A. Cameron, “Accessing, Understanding and Applying Health Communication Messages: The Challenge of Health Literacy”, Handbook of Health Communication, Teresa L. Thompson, Roxanne Parrott, Jon F. Nussbaum (ed.), NJ: Lawrence Erlbaum, 2003. • Healthy People 2010, http://www.health.gov/Document/ HTML/volume1/11HealthComm.htm, (30.09.2001). • Don Nutbeam, WHO Health Promotion Glossary, Geneva: WHO, 1998.
Optimum Dozda Yüksek Çözünürlüklü Görüntüler...
“SHIMADZU” 1875’den günümüze... 1896 > İlk Röntgen Görüntüsü 1911 > İlk Büyük Boyutta Medikal Röntgen Cihazı 1957 > Japonyadaki ilk 6 MeV’lik Betatron 1961 > Dünyadaki İlk Floroskopi Cihazı (RF) 2003 > Dünyadaki ilk Direct-Conversion’lı FPD 2004 > Dünyadaki İlk Tam Dijital Mobil Röntgen
2012+ > Ultrasonlar > Anjiyografi Sistemleri > Dijital Röntgen Sistemleri > Dijitalizasyon Çözümleri > Mobil Röntgen Sistemleri > Flat Panel Dedektör Çözümleri > C-Kollu Sistemler
www.meditel.com.tr info@meditel.com.tr Merkez: Molla Şeref Mah. Halıcılar Köşkü Sk. No:26 Fatih / İSTANBUL Tel:(0212) 635 79 70 Pbx Faks:(0212) 635 81 43 Ankara: Sağlık Sk. Çetin Apt. No:30/3 Kat:1 Yenişehir / ANKARA Tel:(0312) 433 75 20 - 435 80 60 Fax:(0312) 433 80 92
Sağlık Okuryazarlığı Aile Hekimine Avantaj Sağlayacak yazı,
DR. UMUT DOMAÇ AİLE HEKİMİ
Kişilerin sağlık okuryazarlığının artması, hasta-hekim ilişkisinde ilk adım olan iletişimin daha etkin olmasını sağlayacaktır. 24
ARALIK 2012
S
ağlık okuryazarlığı, bireylerin, iyi sağlığı teşvik edecek ve sürdürecek şekilde bilgiye erişme, bilgiyi anlama ve kullanma becerisi ve motivasyonunu belirleyen bilişsel ve sosyal becerileri temsil eder.1 Sağlık okuryazarlığının sağlanması ve düzeylerinin artması, aile hekimlerine avantajlar sağlayabilecektir. Aile hekimi, yaş veya cinsiyeti ne olursa olsun, kişiyi bir bütün olarak incelemek için eğitilmiştir. Aile hekimi, akut ve kronik hastalıkların tedavi edilmesine ek olarak, hastalıkların gelişmesini önlemek amacıyla düzenli sağlık taramalarını gerçekleştirir ve sağlıkla ilgili konularda danışmanlık hizmeti sağlar. Aile hekimi tarafından tespit edilen sağlık sorununun tedavisi, başka bir uzmanlık dalını ilgilendiriyor ve özel tedavi gerektiriyorsa, kişinin bu hizmete ulaşmasında koordinasyonun
sağlanması da aile hekiminin görevlerindendir.2 Sağlık Hizmetinin Etkinliği Artacak Aile hekimi, kişiyi ailesi ve içinde yaşadığı toplum ile birlikte bir bütün olarak ele alarak koruyucu sağlık hizmetleri ile tedavi hizmetlerini bir arada sunan ve kendi sorumluluğu altındaki kişilerin hem biyolojik, hem ruhsal, hem de sosyal yönleriyle ilgili olan, kişilerin kendi seçtikleri hekimidir.2 Kişiler bu bağlamda; kendi tercihleri doğrultusunda bölge sınırlaması olmaksızın aile hekimlerini belirleyebilmektedirler. Sağlık okuryazarlığının artması; kişilerin sağlık hizmetleri alanında doğru bilgi ve yönteme ulaşmalarını ve bu hizmetleri etkin kullanabilmelerini sağlayacağından, kişilerin sağlık hizmetini alacakları aile hekimini seçme ve sağlık hizmeti alma nok-
Koruyucu sağlık hizmetlerinin kalitesindeki artış sağlık maliyetlerinin azalmasını sağlayacaktır. tasında sağlık hizmetlerinin etkinliğini de attıracaktır. İletişim insan yaşamında önemli bir olgudur ve günlük yaşantımızın hemen hemen her alanında etkilidir. Hasta ve hekim arasındaki iletişim ise daha önemlidir. Olumlu bir iletişim hekimler açısından, hastaları anlamanın, onlara uygun tedaviler düzenleyebilmenin, hastaların bu tedaviye uyum sağlayıp, tedaviye bağlı kalmalarının, hastalar açısından ise hekimlere güven duymanın, kendilerine sunulan tedavi imkânlarından yararlanabilmelerinin ve iyileşmelerinin ilk ve en önemli adımıdır. Aile hekimliği uygulamasında hizmetin iki ana unsuru olan hekim ve hasta arasındaki ilişki karşılıklı empati yapabilme, sabır ve anlayış temellerine oturmalıdır.2 Kişilerin sağlık sistemiyle ilk tıbbi temas noktası olarak tanımlanan aile hekimleri3 ile ilişkileri bu noktada daha fazla önem taşımaktadır. Kişilerin sağlık okuryazarlığının artması, hasta-hekim ilişkisinde ilk adım olan iletişimin daha etkin olmasını sağlayacaktır.
Aile Hekimleri sağlık kaynaklarının etkili kullanımını sağlar. Bunu bireylere sunulan bakımı koordine ederek, birinci basamakta diğer sağlık çalışanlarıyla birlikte çalışarak ve gerektiğinde hasta adına üstlendiği savunmanlık göreviyle diğer uzmanların sunduğu hizmetlerle teması yöneterek yapar.3 Kişilerin sağlık okuryazarlığı seviyelerinin artması, kendilerine sunulan sağlık hizmetlerinin basamaklar arası koordinasyonunda aile hekimleri ile olan iş birliklerinin etkinliğini de attıracaktır. Sağlık Hizmetleri Verimli Kullanılacak Aile hekimleri sağlıkla ilgili konularda danışmanlık hizmetini sağlayan hekimlerdir. Bireylerin, iyi sağlığı teşvik edecek ve sürdürecek şekilde bilgiye erişme, bilgiyi anlama ve kullanma becerisi ve motivasyonunu belirleyen bilişsel ve sosyal becerilerini temsil eden1 sağlık okuryazarlığının sağlanması durumunda, kişiler kendilerini bir bütün olarak inceleyen ve sürekli bakım sunan, tıbbi özgeçmişini en iyi bilen hekim olan aile hekimlerinden daha etkin sağlık danış-
Sağlık Göstergeleri İyileşecek Toplumdaki kişilerin sağlık okuryazarlığı düzeyinin yükselmesi aile hekiminin görevlerinden olan koruyucu sağlık hizmetlerinin sağlanması ve etkinliğini de artıracaktır. Sağlık okuryazarlığı sayesinde kişiler kendi sağlıklarının devamını sağlamada aile hekimleri ile iş birliği içerisinde daha etkin sorumluluk ve bilinç sahibi olacaklar; bu da sağlık göstergelerinin iyileşmesini beraberinde getirecektir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin kalitesindeki artış sağlık maliyetlerinin azalmasını sağlayacaktır.
AR A L I K 2 0 1 2
25
manlığı hizmeti alabileceklerdir. Etkin danışmanlık hizmeti alan kişilerin sağlık okuryazarlığı düzeyi temel sağlık bilgilerini anlama kapasitesi açısından daha da artacak; bunun sonucunda da kişiler tarafından sağlık hizmetleri daha etkin ve verimli kullanılabilecektir. Sağlık okuryazarlığının aile hekimliği uygulamalarında getireceği avantajlardan bazılarından yukarıda bahsedilmiştir. Bunların sonucunda Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam bir iyilik hali olarak tanımlanan sağlığın kalitesi de artacaktır. Sağlık okuryazarlığının sağlanması ile birlikte, hizmet alan kişiler ve sağlık hizmet sunucuları arasındaki iletişimin kalitesi de artacak, mesajlar kaynaktan alıcıya doğru daha kolay iletilebilecektir. Bunun sonucunda da sağlık çalışanlarının mesleki memnuniyetleri artacaktır. Sağlık çalışanlarının sağlık okuryazarlığının artırılabilmesi için bireye ve topluma yönelik çalışmalar yaygınlaştırılmalı, topluma yönelik çalışmalarda Toplum Sağlığı Merkezleri de diğer
26
ARALIK 2012
kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağlayarak aile hekimleri ile iş birliği içerisinde görev yapmalıdır. Artan sağlık okuryazarlığı düzeyleri kişilerin kendi sağlıkları ile ilgili sorumluluk yüklenmelerini ve sağlık bilinci artışını sağlayacaktır. Bu da hem kişilerin hem de toplum sağlığının kalitesini arttırarak sağlık çalışanları da dâhil olmak üzere memnuniyet artışını sağlayacaktır. Kaynaklar 1- Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Sözlüğü, T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Bakanlık Yayın No: 814 2- Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığı Aile Hekimliği Resmi Web Sitesi (www.ailehekimligi.gov.tr) 3- Wonca World family doctors. Caring for people. EUROPE Aile Hekimliği / Genel Pratisyenlik Avrupa Tanımı Wonca Europe 2002 Türkçe’ye Çeviri Haziran 2003 ÇEVİRİ EDİTÖRÜ Doç. Dr. Okay BAŞAK Türkiye adına EURACT Konsey üyesi
Artan sağlık okuryazarlığı düzeyleri kişilerin kendi sağlıkları ile ilgili sorumluluk yüklenmelerini ve sağlık bilinci artışını sağlayacaktır.
5
Dünya Sağlık Turizmi Temsilcileri Ankara’da Buluştu S
haber: SARE KUŞ
28
ARALIK 2012
ağlık Turizmi Derneği tarafından Sağlık Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliği ile her yıl düzenlenen Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi’nin beşincisi 18-21 Kasım 2012 tarihleri arasında Ankara ATO Kongre Merkezinde gerçekleşti. V. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi’ne Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Bakan Yardımcısı Agah Kafkas, Müsteşar Prof. Dr. Nihat To-
sun, Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Turan Buzgan, Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Hakkı Yeşilyurt, Uzm. Dr. İsmail Demirtaş, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, İçişleri Bakanlığından Müsteşar Yardımcısı Necmettin Kılıç, Ekonomi Bakanlığından Müsteşar Yardımcısı Bülent Uğur Ecevit, Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı ve birçok bürokrat katıldı.
Prof. Dr. Recep Akdağ; “Son on yılda sağlık turizminin bu kadar hızlı gelişmesinin en önemli sebebi verimli yeni bir sağlık sisteminin varlığıdır.”
Altı yüzden fazla katılımcının yer aldığı kongreye kırk beş farklı ülkeden yüz yirmi beş yabancı katılım sağlandı. Kongreyi yirmi yedi farklı ülkenin Sağlık Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın üst düzey bürokratları izledi. Sağlık turizmi alanında faaliyet gösteren kırk firma stant açtığı fuaye alanında uygulamalarını tanıtma ve iş bağlantıları kurma şansı buldular. Türkiye’yi Çevreleyen Coğrafyaları Birleştiriyoruz Program Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Paç’ın açılış konuşmasıyla başladı. Paç, yedi yıldır faaliyet gösteren derneğin sağlık turizmi alanında Türkiye’nin öncü sivil toplum kuruluşu haline gelmiş olmasından dolayı memnuniyetini belirterek; “Beşincisi gerçekleştirilen kongrenin, sağlık turizmi alanında bölgesel bir marka haline gelmesinden ve Türkiye’de her yıl en fazla uluslararası katılımı gerçekleştiren bir kongre olmasından dolayı mutluyuz” dedi. Düzenlenmiş olan kongrelerin dünya sağlık turizmi otoritelerinin buluşma platformuna dönüşmüş olduğunun altını çizen Mustafa Paç kongrenin temel amacının ülkemizin ilişkide bulunduğu ülkelerin sağlık hizmet alışını büyüterek en üst seviyeye çıkarmak ol-
duğunu ifade etti. Türkiye’nin son on yılda dünyanın en istikrarlı büyüyen birkaç ekonomisinden birisi olduğunu hatırlatan Başkan, Sayın Başbakanımızın liderliğinde Türkiye’nin bölgesel cazibe merkezi haline geldiğini dile getirdi. Türkiye’nin bugün yabancıların yatırım yapmayı ve ziyaret etmeyi düşündüğü ülkelerin başında geldiğinin üzerinde duran Paç Türkiye’nin sağlık sisteminde de devrim niteliğinde iyileşmeler olmuştur dedi. Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Paç’ın yapılan araştırmalarda Türk halkının verilen hizmetten son derece memnun olduğunu hatırlata-
rak sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye elliden fazla akredite sağlık kuruluşu ile dünyada ikinci, termal su kaynakları açısında da Avrupa’da birinci sırada bulunmaktadır. Türkiye’nin gelişmiş termal ve medikal sağlık altyapısında başta komşu ülkelerimiz olmak üzere Ortadoğu, Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri, Afrika, Avrupa ve Kuzey ülkelerinin istifade etmesini istiyoruz. Yaklaşık bir milyar nüfusun sağlık iş birliğini kurguluyoruz. Bu kongrenin amacı Türkiye’yi çevreleyen coğrafyayı buluşturarak sağlık alanında somut iş birliklerine zemin oluşturmaktır.”
Prof. Dr. Mustafa Paç; “Bu kongrenin amacı Türkiye’yi çevreleyen coğrafyayı buluşturarak sağlık alanında somut iş birliklerine zemin oluşturmaktır.”
AR A L I K 2 0 1 2
29
Prof. Dr. Hayreddin Yekeler; “Türk modeli tüm dünyaya örnek teşkil edecektir.” ru yönlendiriyor ve 2017-2025 yılları arasında dünyada seyahat edecek olan insanların sayısının bir buçuk milyar, bu sektörde dönecek olan parayı da 1.2 trilyon dolar olarak ortaya koyuyor.” Sağlık Alanında En Güvenli İki Ülkeden Biriyiz
Türkiye Sağlık Turizminde Dünyanın Önde Gelen Ülkeleri Arasında
Açılış konuşmalarında söz alan SAYED Başkanı Prof. Dr. Hayreddin Yekeler gerek kamu gerekse özel hastanelerimizin dünya standartlarının üstünde sağlık hizmeti verdiklerini belirterek hasta ve çalışan güvenliği açısından altın standart kabul edilen JCI tarafından akredite edilen hastane sayısında ülke olarak Amerika Birleşik Devletlerinden sonra ikinci olduğumuzun bilgisini verdi. Hasta ve çalışan güvenliği açısından dünyanın en güvenli iki ülkesinden biri olduğumuz ifadesini kullanan Yekeler sözlerini şöyle sonlandırdı; “Bugün ülkemizin hem kamu hem de özel hastaneleri dünyanın iyi hastaneleri ile yarışır durumdadır. Eminim ki gelecekte ülkemiz sunduğu sağlık hizmetiyle şimdiki halinden çok daha ileride ve üst düzeyde olacak ve Türk modeli tüm dünyaya örnek teşkil edecektir.”
Kongrede son konuşmayı yapan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ sağlık turizminin bugün dünyanın önemli bir gerçeği olduğunu belirterek; “Aslında gönül her bireyin kendi ülkesinde yaşadığı yere en yakın yerde layıkıyla sağlık hizmeti almasını arzu ediyor ama dünyanın gerçeğinin pek de böyle olmadığını biliyoruz.” dedi. Bugün Türkiye’nin sağlık turizminde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında olduğuna değinen Akdağ bundan on yıl önce Türkiye’den çok sayıda vatandaşımızın sağlık hizmeti almak için yurt dışına gitmek zorunda kaldığını hatırlattı. ABD’ye ve birçok Avrupa ülkesine Türkiye’den binlerce hasta taşındığını kaydeden Sağlık Bakanı bugünse sağlık turizminde dünyanın ilk on ülkesi arasında hızla zirveye
Bir Milyar İnsan Seyahat Ediyor Üçüncü açılış konuşmasını yapan Ankara Valisi Alaaddin Yüksel bu yüzyılın en özgün sektörünün turizm olduğuna dikkat çekerek tatil için bir yerden bir yere giden insanların sayısının bir milyar civarında olduğunun bilgisini verdi. Yüksel konuşmasında şunları kaydetti; “Bu insanların sektöre bıraktığı para takriben 855 milyar dolar civarındadır. Dünya Turizm Örgütü Projeksiyonlarını biraz daha ileri doğ-
30
ARALIK 2012
doğru yükselen bir Türkiye’den bahsedildiğini vurguladı ve şu bilgileri verdi; “Elimizde kesin rakamlar olmamasına rağmen yaptığımız değerlendirmeler iki yüz bine yakın insanın Türkiye’de bir yılda tedavi edildiğini gösteriyor. Bunların yarısına yakını ülkemize zaten turizm amaçlı gelen ülkemizde hastalandığı için tedavi olan kişiler diğer yarısı ise sadece sağlık amaçlı gelen ve sağlık hizmeti alan kişilerdir. Sadece sağlık amaçlı olarak Türkiye’ye gelen kişilerin sayısının her yıl arttığını da görüyoruz.” Bakan Akdağ Türkiye’nin turizm açısından son derece tecrübeli bir ülke olduğunu ifade ederek insanları misafir etmeyi bilen bir millet olduğumuzu dile getirdi. Bunun önemli bir husus olduğunu ileri süren Bakan ev sahipliği yapmanın, misafir ağırlamanın kültürel bir özellik olduğuna dikkat çekti. “Milletimizde geçmişimizden gelen bu özellik turizm hizmetlerinde kendisini tamamen ortaya koymuştur.” diyen Recep Akdağ sözlerine şöyle devam etti; “Peki ne oldu da son on yıl içerisinde sadece sağlık hizmetini almak için insanlar Türkiye’ye gelmeye başladı? Bunun cevabını Türkiye’de son on yıldaki değişikliklerle vermek mümkündür. Türkiye gerek siyasi istikrarı gerekse ekonomik büyümesiyle parlayan bir yıldızdır. Bu parlayan yıldız sağlık alanında da dünyanın en itibarlı sağlık dönüşümü programlarından birisini gerçekleştirmiştir. Son on yılda
sağlık turizminin bu kadar hızlı gelişmesinin en önemli sebebi verimli yeni bir sağlık sisteminin varlığıdır.” Türkiye Parlayan Bir Yıldız Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ bu kongrede konuşulacak hususların olduğunu, bunlardan birisinin sınır ötesi sağlık hizmeti alınırken sağlık sigortacılarının hangi kurallarla hareket edeceği ya da bundan sonra hangi kurallarla hareket etmesi gerektiği olduğunu vurguladı. Türkiye’nin son yıllarda getirilen teşviklerle gerek yurt içinden gerekse yurt dışından yatırımcılar için çok cazip bir ortam olduğunun altını çizen Akdağ Türkiye’de bugün diğer yatırımlar gibi sağlık yatırımları yapıldığında da çok ciddi vergi ve sigorta indirimleri yapıldığını, bunun yanında çeşitli teşvikleri almanın da mümkün olduğunu söyledi. Sağlık Serbest Bölgeleri Üzerinde Çalışılıyor Sağlık serbest bölgeleri kurmak üzere geçtiğimiz yıl Sağlık Bakanlığı olarak bir kanun yapıldığını hatırlatarak Ekonomi Bakanlığıyla konunun detaylarının çalışıldığının haberini verdi. Özellikle yurt dışında gelen misafirlere sağlık hizmeti sunmak için sağlık serbest bölgelerinin oluşturulacağını
32
ARALIK 2012
ifade eden Akdağ bu bölgelerin yatırımcılar için birçok avantaj oluşturduğunu ileri sürdü. Türkiye’de bu alanda yatırım yapmış olan ya da yatırım yapmayı düşünen kişiler için önerilerini dile getiren Recep Akdağ sözlerini şöyle sürdürdü; “Mutlaka sağlık turizmi destinasyonlarının tanıtılması ve potansiyelin ortaya konulması için ortak çalışma yapmak gerekmektedir. Dikkatimi çeken bir husus var, Türkiye’de bu hizmeti sunan kuruluşlar, özel hastaneler ya da doğrudan Sağlık Bakanlığı tanıtımlarını müstakil olarak kendi başlarına yapmaya çalışıyorlar. Oysa tıpkı diğer turizm hizmetlerinde olduğu gibi burada da destinasyon tanıtımlarının ve sağlık turizmindeki tur operasyonlarına benzeyen çalışmaların birlikte yürütülmesi gerekiyor. Bu kongrenin bu manadaki çalışmalara öncülük yapacağına inanıyorum. Bu arada yurt dışından gelen misafirlerimize yedi gün yirmi dört saat dört dilde tercümanlık hizmeti veren bir sağlık danışma merkezimizin varlığını da sizlere hatırlatmak isterim. 444 47 28 numaralı telefonla İngilizce, Rusça, Arapça ve Almanca dillerinde hizmet veriyoruz. Dünyada bu şekilde 7/24 esasıyla kendi ülkesine gelen misafirlere hizmet veren bir başka çağrı merkezinin varlığından da haberdar değiliz.”
Kongreye Destek Verildi Kongreye birçok kurum destek verdi. Bunlar; Dobidos, bMb Soft, Medipol Mega, Kolan Grubu, Güven Hastanesi A.Ş., Emsey Hospital, Medical Park Grubu, Süleyman Demirel Üniversitesi, Bursa Kültür Turizm Tanıtma Birliği, Comm, Esnan Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri, Acıbadem Sağlık Grubu, Sky Dent Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, Metdem-Metset, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü, Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri, Lokman Hekim Hastaneler Grubu, Newest Estetik ve Güzellik Merkezi, Bayındır Hastanesi, TOBB Etü Hastanesi, Hisar Intercontinental Hospital, Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Burç Termal Ak Pazarlama A.Ş., Fuar Hastanesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sisoft Yazılım, Boğaziçi Tıp Merkezi, Kamu Özel Ortaklığı, Dolunay Ambulans, The World Disability Foundation (WDF) - World Disability Union (WDU), Yüksek İhtisas Hastanesi, TİKA, Uzmankişi, Ankara Turizm İl Müdürlüğü, Avrupa Sağlık Dergisi, Mega İç ve Dış Ticaret. İki gün süren kongre ardından katılımcılara ve yabancı misafirlere sağlık kuruluşları gezisi ve şehir turu yaptırıldı.
Dijital Mamografide Amulet ile yeni bir dönem bafll›yor
Fujifilm, dünya çap›nda güven kazanm›fl dijital mamografi sistemini sunar: Amulet • 50 micron çözünürlük de¤erine sahip tek mamografi sistemi • Direkt Optik Switch teknolojisi • 3D mamografi opsiyonu • Stereotactic Biopsy özelli¤i • Düflük X-Ray ›fl›n›m› • FDA onayl›
www.fujifilm.com.tr
Komplikasyon ve Tıbbi Hata Ayrımı Nasıl Yapılır? T
yazı: Av. HALİDE SAVAŞ SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ BİLİM UZMANI
ıp bilim-tekniğine, tıbbi standartlara aykırı, kusurlu olarak yapılan tıp uygulamaları tıbbi hata olarak kabul edilmektedir. Her zerresinin tam olarak bilinmesi mümkün olmayan ve insan üzerinde icra edildiği için ayrıcalıklı olan tıp mesleğine, her an yeni bilgiler eklenmektedir. Bu bilgilerin tümüne ulaşabilmek olanaksızdır. Hekimlerin, hastaların sağlığı için mesleki bilgi ve becerilerini kullanarak yapacakları her işlem, verecekleri her tavsiye hastanın hayatı ile ilgili değişikliklere yol açacaktır. İnsan yaşamında doğrudan etkili olan böylesi önemli bir mesleğin uygulamasında, gerekli en üst düzeyde özenin gösterilmesi gerekliliğinin yanı sıra, bu hizmetin yüksek bir risk içerdiğinin de bilinmesi gerekir. Bu kapsamda ilk başvurudan itibaren etik ilkelere ve yasal kurallara uygun bir davranışın sergilenmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Tıbbi uygulamada, zor olguların tedavisi hızlı karar vermeyi ve risk almayı gerektirir. Hekimlik mesleğinin bu özel durumu, konuya hukuki yaklaşımda da bazı tartışmalar oluşturmaktadır. Hastaların, görece olarak güçlü olduğu düşünülen hekimler karşısında
34
ARALIK 2012
korunması ilkesinin, hekimlerin mesleği yürütmedeki cesaretini kırmasına engel olacak şekilde benimsenip uygulanması toplumsal fayda için zaruridir.1 Tıp bilimi ve tekniği, her biri diğerinden farklı olan insan üzerinde icra edildiği için her uygulama ve her insanda aynı sonucu vermeyebilir. Bu nedenle tedaviler ve tıbbi uygulamalar kişilere özel sonuçlardan değil genellemelerden, bilimsel çalışmalarda elde edilen anlamlı sayısal sonuçlardan yola çıkılarak yapılır. İşte bu durum, istenmeyen ama önceden oluşması ihtimali bilinebilen, oluşması önlenemeyen zararlı sonuçlar açısından, tıp uygulayıcılarına izin verilen bir ortam bırakılmasına neden olmaktadır. Hukuk doktrininde “izin verilen risk alanı” dediğimiz bu alanda gerçekleşen zararlı sonuçlardan sağlık mesleği mensubu sorumlu tutulamamaktadır. İzin verilen risk alanı, tıp biliminin tıbbi müdahalede oluşabileceğini öngördüğü önlenemez zararlı sonuçların bulunduğu alandır. İzin verilen risk alanı içinde oluşan istenmeyen bir sonuç, hastanın rızası aracılığıyla hu-
kuka uygun hale gelmektedir. Hastaya, istenmeyen ama beklenen zararlı sonuçlar önceden söylenmeli, hasta bilgilendirilmeli ve bu bilinçle müdahaleye onay vermelidir ki istenmeyen sonuçlar oluştuğunda sorumluluk doğmasın. Eğer, hasta açısından aynı iyileşme neticesine daha az tehlikeli bir tıbbi müdahale ile de ulaşmak mümkünken, daha tehlikeli bir tıbbi müdahale yöntemi uygulanmışsa doktorun davranışı izin verilen risk alanı dışındadır ve fiil hukuka aykırıdır.2
önlenebilecek olan, istenmeyen karışık durumların önlenmemiş olması durumuna, tıbbi müdahale hatası denilir.
Komplikasyon - Tıbbi Hata Ayrımı
Sağlık hukuku uygulamasında komplikasyon - tıbbi hata ayrımı önemlidir. Hastalara önceden oluşması ihtimali öngörülen, tahmin edilen zararlı sonuçlar anlatılmalıdır. Hasta tıbbi uygulama sırasında ve sonrasında, kusur olmasa da oluşması ihtimali olan bu zararlı sonuçları (kompilikasyonları) bilerek uygulamaya onay vermelidir ki; tıbbi müdahale hukuka uygun olsun.
Fransızca “complication” kelimesinin sözlük anlamı, “karmaşıklık” tır.3 İzin verilen risk alanı içinde kusursuz olarak oluşan zararlı sonuçlar, “komplikasyon” olarak isimlendirilmektedir. Tıbbi müdahale öncesinde, sırasında ve sonrasında oluşabilecek bu istenmeyen durumları önlemeye yönelik tedbirler olabilir. Alınacak tedbirlerle
“Hemen her tür tıbbi uygulamanın bir takım riskleri vardır. Uygulama bu riskler göze alınarak, yarar-zarar dengesi gözetilerek yapılır. Kesin ortaya çıkacağı veya çıkma ihtimali bulunduğu bilinen yani öngörülebilen riskler, belirgin derecede hasta yararına olan uygulamanın yapılmasına engel kabul edilmez. Hekim hastanın
Öngörülebilir ve önlenebilir zararlı sonuçların oluşması halinde tıbbi hata (tıbbi malpraktis) söz konusudur. bilgisi dahilinde olması durumunda bu zararların ortaya çıkmasından sorumlu değildir ”.4 Hekimin komplikasyonlardan sorumlu tutulmaması için; hastayı, kompilikasyonlar konusunda bilgilendirmiş ve hukuka uygun olarak rızasını almış olması gerekir. Tıbbi müdahalenin tüm komplikasyonlarının bildirilmesi mümkün olamayabilir. Ancak makul derecede, oluşması ihtimali hastanın durumuna göre yüksek olan komplikasyonlar bildirilmelidir. Tıbbi müdahalelerde, öngörülebilen ama önlenmesi müm-
AR A L I K 2 0 1 2
35
Sağlık hukuku uygulamasında komplikasyon - tıbbi hata ayrımı önemlidir. kün olmayan, oluşması ihtimali önceden hastaya usulüne uygun olarak bildirilmiş ve hasta tarafından kabul edilmiş olan durumlar nedeni ile de hekim sorumlu tutulamaz. Hekimin sorumluluğu ancak kusurlu uygulama hatasından dolayıdır.5 Öngörülemeyen ve önlenemeyen zararlı sonuçtan hekim de dahil kimse sorumlu tutulamaz. “Hekim müdahalesinin tıbbi standarda uygun olmadığı hallerde dahi meydana gelen netice öngörülebilir değilse (buna bağlı olarak oluşan) öngörülemeyen zararlı sonuçtan hekim sorumlu tutulmaz ”.6
36
ARALIK 2012
Öngörülebilir fakat önlenemeyen sonuçlar ise, tıp biliminde komplikasyon olarak belirtilen, tıbbi müdahalenin beklenen fakat önlenemeyen, istenmeyen zararlı sonuçlarıdır. Tıbbi müdahaleler sonucunda oluşan komplikasyonlar, müdahale öncesinde hasta bilgilendirilmiş ve bu konuda rızası alınmış olması, ihmal, tedbirsizlik gibi kusurların bulunmaması şartlarıyla hekim sorumluğunu gerektirmez. Öngörülebilir ve önlenebilir zararlı sonuçların oluşması halinde ise tıbbi hata (tıbbi malpraktis) söz konusudur ve zararlı sonucun oluşmasına sebep olan, oluşmasını önlemek için gerekli tedbirleri almayan sağlık mesleği mensubu sorumludur. Tıp doktrininden bir yaklaşım komplikasyon ve tıbbi hatayı şöyle belirlemektedir; “Tıbbi uygulamanın bakım standartlarına uygun olması-
na rağmen ortaya çıkabileceği ilgili çevrelerce kabul edilmiş olan veya her türlü tedbirin alınmasına rağmen ortaya çıkmasından kaçınılamayan zararları komplikasyon olarak; ihmal, bilgi ve beceri eksikliği vb. nedenlerle ortaya çıkan bakım standartlarından bir sapmayı da içeren ve hastada bir zararla sonuçlanan, hatalı olduğu kabul edilen tıbbi uygulamaları ise tıbbi uygulama hatası olarak kabul etmek gerekmektedir”.7 Kaynaklar 1.Yorulmaz C.: “İstanbul Tabip Odası’na Yansıyan Hekim Hatası İddiası...” 2. Ünver Y.: Ceza Hukukunda İzin Verilen Risk, s.189 3. www.tdk.gov.tr 4. Polat O.: Tıbbi Uygulama Hataları, s.32 5. Hakeri H.: Tıp Hukuku.s.338 6. Hakeri H.: Tıp Hukuku.s.320 7. Polat O.: Tıbbi Uygulama Hataları, s.32
Medikal Gaz Sistemleri Büyüteç Altında hazırlayan,
GÜNEŞ KAZDAĞLI guneskazdagli@hotmail.com
38
ARALIK 2012
M
edikal Gaz Sistemlerinin insan sağlığı açısından önemi tartışılmaz. Hastanelerin altyapılarının ayrılmaz bir parçası haline gelen bu sistemlerin iyi şekilde işletilebilmesi için doğru tasarlanması, kurulması ve yetkin kişilerce kullanılması gerekiyor. Bu nedenle medikal gaz sistemlerinde ulusal ve uluslararası standartlar ve teknik personelin önemi büyük. Konu hakkında konuştuğumuz yetkililer Medikal Gaz Sistemleri konusunda ya-
şanan gelişmelerden memnunlar ancak daha gidilmesi gereken uzun bir yol olduğu görüşündeler. Sektörde bir örgütlenmeye gidilmesi, teknik eleman açığının en kısa zamanda kapanması, kaliteye ve Ar-Ge’ye daha fazla önem verilmesi gerektiği de yine ifade edilen istekler arasında yer alıyor. Bütün bu konular bu ay ‘Büyüteç’ altına aldığımız Medikal Gaz Sistemleri dosyamızda…
Teknik Uzman Sayısı Yetersiz
A
RAMAZ AN ATA
ATASAM YÖNETİM KURULU BAŞKANI
tasam Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Ata, medikal gaz sistemlerinde yaşanan temel sorunların ilk sırasını yetersiz teknik personel konusunun aldığını söyledi. Ata, “Yaşanan sorunların başında tabii ki personel ve bu konuyla ilgilenen teknik uzmanların alanında yetersiz ve bilgisiz olmasından kaynaklanan problemler geliyor ve bu çok önemli bir sıkıntı teşkil ediyor. Hizmet edilen insan sağlığı ile doğru orantılı olduğundan dolayı bu problemin üstüne çok özenle düşülmesi ve en kısa zamanda çözüm üretilmesi gerekiyor.” dedi. Sağlık kurumlarında kurulan medikal gaz sistemlerinin kullanımı konusunda teknik elemanların yeteri kadar bilgili ve pratik olarak donanımlı olmadıkları da kaydedildi. Söz konusu yetersizliğin medikal gaz sistemlerinde herhangi bir arıza veya acil bir durumda çok net ortaya çıktığını da belirten Ramazan Ata, özel hastanedeki teknik servis personellerinin devlet hastanelerine göre daha donanımlı olduklarını kaydetti. Hastane-
lerde çalışan teknik personele yönelik eğitim ve pratik bilgi becerisinin artırılması gerektiği de ifade edildi. Ramazan Ata’nın sektöre ve yetkililere bu konuda iletmek istediği mesajı ise şöyle; “Medikal firmaların hastane personeliyle çalışıp çalışmadıkları dikkate alınmalı. Devlet ve özel hastanelerin bünyesinde çalışan teknik personelin en azından yeteri kadar eğitime tabii tutulmaları gerekiyor. Çünkü bahsedilen konu direk olarak insan sağlığını etkiliyor.” Hızlı bir büyüme gösteren ve merkezi Ankara’da bulunan Atasam Grubu, Türkiye’nin dört bir yanında görevli olan satış temsilcileri ile en uç noktadaki hastanelere hizmet vermeye çalışıyor. Hedeflerini, “Türkiye’deki hastanelere en iyi hizmeti sunmak” olarak ortaya koyan şirket, medikal oksijen üretim sistemi ile sağlık kurumlarının yıllık oksijen maliyetini minimum seviyeye indirmeyi amaçlıyor. Tamamen medikal amaç için özel olarak üretilen sistemler, uzun yıllardır yurt içi ve yurt dışında özel ve devlet hastanelerinde kullanılıyor.
Medikal firmaların hastane personeliyle çalışıp çalışmadıkları dikkate alınmalı. AR A L I K 2 0 1 2
39
BÜYÜTEÇ
Hastaneler Daha Seçici ve Denetleyici Olmalı
İ
deal Makine Genel Müdürü Alparslan Tekin, medikal gaz sistemleri konusunda yaşanan sorunların çözümü için hastanelerin daha seçici ve denetleyici olmaları gerektiğini söyledi. Tekin, “Sektörde çok fazla firma olması, bakır boru kaynağı yapmayı bilen herkesin kendi firmasını kurup medikal gaz sistemleri kurmaya kalkışması ve bazı firmaların da yeterli mühendislik ve hizmet kalitesini sunamıyor olmaları bu alanda yaşanan sorunların temelini oluşturuyor. Bu sebeple de haksız rekabet doğuyor ve hizmet kalitesi yükselemiyor. Çözüm ise hastanelerin daha seçici ve denetleyici olmaları ile sağlanabilir” dedi. Ülkemizde medikal gaz sistemlerinin üretimi konusunda da bilindiği gibi birçok sorun yaşanıyor. “Üretimle ilgili kullanılan ekipmanların ve işçiliğin kaliteleri tartışmalıdır” görüşünü savunan Alparslan Tekin, satın alma pozisyonundaki kişilerin, üreticileri ucuz ürün yerine uzun ömürlü ürünler üretmeleri konusunda zorlamalarının gelişime katkı sağlayacağını da söyledi. Söz konusu sistemler, konusunda uzmanlaşmış firmalarca, doğru tasarımlar yapılması şartıyla sağlık kurumlarında kullanılabiliyor. Yetişmiş teknik elemanlar, sistemlerin kurulumu ve işletilmesi bakımından çok önemli. İdeal Makine Genel Müdürü Alparslan Tekin, teknik eleman ve sağlık kurumlarının söz konusu sistemleri alırken nelere dikkat etmeleri gerektiği konularına ilişkin ise şunları söyledi; “İdeal Makine olarak, bizim tüm mühendis ve teknik servis elemanlarımız Almanya’da
40
ARALIK 2012
eğitim almış ve imalatçılar tarafından sertifikalandırılmışlardır. Sağlık kurumları medikal gaz sistemleri satın alırken, tedarikçi firmanın sektördeki yerini, referanslarını, satış sonrası servis hizmeti ve yedek parça yeterliliğini, kullanılan cihazların marka ve menşelerini kesinlikle sorgulamalı ve buna göre karar vermelidir. Medikal gaz sistemleri konusunda sektör ve yetkililer bilinçlenmeli, doğru tercihler yapmalı ve sorun satın alınmamalıdır. Tedarikçi firmaların referansları incelenmeli, referans kullanıcılarla bire bir irtibat kurulup sistem ve teknik destek konusunda tedarikçi hakkında bilgi alınmalıdır.” İdeal Makina, yirmi iki kişilik uzman mühendis ve teknik servis elemanlarından oluşan kadrosuyla, medikal sektöre; Oksijen Jeneratör Sistemleri, Medikal Solunabilir Hava Üniteleri, Hava Kompresörleri, Yüksek Basınç Oksijen Kompresörleri, Desikant Hava Kurutucuları, Medikal Steril Bakteri Filtreleri, Medikal Vakum Filtreleri, Otoklav Filtreleri ile mühendislik çözümleri sunan bir şirket. Türkiye distribütörlüğünü yaptığı ürünler ise şunlar; INMATEC Oksijen Jeneratörleri – Almanya, INMATEC Yüksek Basınç Oksijen Kompresörleri (200 barg) – Almanya, RENNER Hava Kompresörleri – Almanya, WALKER Medikal Solunabilir Hava Üniteleri – İngiltere, WALKER Desikant (Kimyasal) Hava Kurutucuları – İngiltere, WALKER Medikal Steril Bakteri Filtreleri, Medikal Vakum Filtreleri, Otoklav Filtreleri – İngiltere, MTA Gazlı Hava Kurutucuları – İtalya.
ALPARSL AN TEKİN
İDEAL MAKİNE GENEL MÜDÜRÜ
Üretimle ilgili kullanılan ekipmanların ve işçiliğin kaliteleri tartışmalıdır.
AR A L I K 2 0 1 2
41
BÜYÜTEÇ
En Büyük Sorun Vasıfsız Çalışanlar
Ç
ağdaş Medikal Genel Müdürü Erhan Kurtuluş, sağlık kurumlarının medikal gaz sistemleri konusunda yatırım yaparken öncelikle, bu sistemleri alacakları firmanın kalite belgelerine, ürünlerin kalitelerine ve firmanın deneyimlerine dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Hastanelerin, Ar-Ge yapabilen firmalardan bu sistemleri satın almalarını da öneren Erhan Kurtuluş’un, konuyla ilgili sektöre iletmek isteği mesaj şöyle; “Konuyu sektör açısından değerlendirdiğimizde çok sayıda medikalci gaz sistemci firmaların olduğunu görüyoruz. Medikal hava satan biri bile iki gün sonra, deneyim ve eğitim gibi hiçbir donanımı olmadan medikal gaz sistem firması açabiliyor. Bu da sektörü kalitesiz ve güvensiz duruma getiriyor. Sektör olarak bu yönde şikayetim var. Yetkililere iletmek istediğim mesaj ise denetimi, kontrolü serbest bırakmamaları, kaba tabir ile merdiven altı firmaların sektöre girmesini engellemeleri ve hastane yetkililerinin de bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
bu sistemi nasıl kullanacağını bilmemesi ve vasıfsız çalışanlar’ olarak ifade ediliyor. ‘Her şeyi ucuza mal etme’ anlayışının doğru olmadığını belirten Kurtuluş, konuyla ilgili şunları söyledi; “Kullanıcılar medikal gaz sisteminin nasıl kullanılacağını bilmiyor. Vasıfsız elemanlar teknisyenler görev yapıyor, satın alma birimlerinde çalışanlar ise konunun öneminin farkında olmuyor. Her şeyi ucuza mal etmeye çalışıp, bilgisi ve deneyimi olmayan firmaları seçiyorlar. Böylelikle hasta sağlığını tehdit edebilecek montajlar yapılıyor. Yaşanan bu sorunların çözümü için, Sağlık Bakanlığı’nın insanların canını emanet ettiği sağlık sektörüne daha duyarlı davranıp nitelikli eleman istihdamını artırması gerekiyor. Teknik ekiplerin kurulması, ihalelere fesat karıştırılmasının önlenmesi, denetlemenin zamanında ve doğru kişilerce yapılması da sağlanmalı. Eski dönemlere göre yine iyi aşamalar kaydettik, düzelmeler olmaya başladı. Fakat bunlar tam olarak yeterli değil, Bakanlık çalışmalarını hissettirmeli.”
Medikal gaz sistemleri konusunda yaşanan temel sorun, ‘kullanıcıların
Erhan Kurtuluş, yetişmiş teknik eleman sıkıntısının yaşandığına da dik-
ERHAN KURTULUŞ ÇAĞDAŞ MEDİKAL GENEL MÜDÜRÜ
Kullanıcılar medikal gaz sisteminin nasıl kullanılacağını bilmiyor. 42
ARALIK 2012
kat çekerek teknik elemanlara gerekli eğitimlerin verilmediğini söyledi. Kurtuluş, “Firmalar hastane ekiplerini kendilerine bağlı duruma getiriyorlar, ‘bakım yapılması gerekiyor’ deyip boşuna mal satmak gibi bir yola gidiyorlar. Sektörde güvensizlik had safhada, teknik ekipler ve satın
almaları yapanlar firmalara güvenmiyor” dedi. ‘Kalite asla tesadüf değildir’ ilkesinden hareket eden Çağdaş Elektronik Medikal yirmi sekiz yıldır sağlık kurumlarına çözüm üretiyor. Hastanelerin medikal gaz sistemlerini, yoğun
bakım ve ameliyathanelerin ekipmanlarını üreten ve kuran şirket, ArGe çalışmaları, yenilikçi ve hızlı çözümleriyle dikkat çekiyor. Başarının arkasında kaliteyi gören şirket, müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda en uygun çözümü, en yüksek kalitede sunmayı hedefliyor.
Genelgeyle Büyük Bir Adım Atıldı
Ö
AKÇAY ÖZCAN
ÖZCAN KARDEŞLER TIP CİHAZLARI YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Fiyat uygunluğunun yanı sıra önemli olan alınacak malın efektif bir şekilde uzun seneler boyunca kullanılmasıdır.
zcan Kardeşler Tıp Cihazları Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Akçay Özcan, Sağlık Bakanlığı’nın katkılarıyla sağlık kurumlarının medikal oksijen üretim sistemlerinin kullanımıyla ilgili yeni bilgi sahibi olmaya başladıklarını söyledi. Ülkemize daha önceleri ithalat yoluyla getirilip satışı yapılan bu sistemlerin, Türkiye’de de üretildiği ve yaygınlaştığı belirtildi. Özcan, bu sistemlerin kullanımında yaşanan sorunlar hakkında şu bilgileri verdi; “Medikal Oksijen Üretim Sistemlerinin kullanımı konusunda yaşanan en büyük sorun, hastanelerin bazen bu sistemlere yapılacak herhangi bir müdahale için yetkili firmalardan destek almak yerine, gerekli kalite standartlarına sahip olmayan kişiler ve kurumlardan destek almasıdır. Böyle önemli bir hususta hastane yönetimlerinin insan hayatını riske edecek bu davranışları önlemesi çok önemli. Bu tür sorunların çözümü için, Sağlık Bakanlığı çok büyük bir adım attı ve 2012/7 Genelgesini yayınladı. Bu tür bilgilendirici genelgelerin yayınlanması hem üretici olarak bizim, hem de kullanıcı olarak hastanelerin yararınadır. Atılan bu adımlar Sağlık Bakanlığı’nın Medikal Oksijen Üretim Sistemlerine verdiği önemi açık ve net olarak ortaya koyuyor. Bakanlığın katkılarıyla bu alanda çok yakın bir zamanda tüm sorunların aşılacağı inancındayız.”
Söz konusu sistemlerin sağlık kurumlarında kullanımı ve teknik eleman sıkıntısı sıkça gündeme getirilen sorunlar arasında yer alıyor. Yetkililer bu sistemleri kullanan elemanların mutlaka teknik bir eğitimden geçmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Özcan Kardeşler Tıp Cihazları Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Akçay Özcan, eğitim konusunda kendi ürünleriyle ilgili yoğun bir program yürüttüklerini belirterek, “Bu eğitimin amacı, herhangi bir arıza durumunda personelin cihaza müdahale edip, gerekli tedbiri alabilecek ya da uygulamayı yapabilecek seviyeye ulaşmasını sağlamak. Ayrıca hastanelerde görev alan teknik servis biriminin eğitim seminerlerinin ve teknik servis personellerinin yeterliliğinin hastanelerce denetlenmesi konusu gündeme gelirse, cihaz üreticisi olarak cihazın daha randımanlı kullanılacağı inancındayız” dedi. Sağlık kurumlarının medikal oksijen üretim sistemlerini satın alırken kalite belgelerine dikkat etmeleri gerektiği de kaydedildi. Akçay Özcan, bu konuda dikkat edilmesi gereken unsurları şöyle sıraladı; “Dikkat edilmesi gereken en önemli unsur; cihazı satacak olan firmanın 93/42/ EEC Belgesi ve TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi, ISO 9001 ve ISO 13485 Kalite Yönetim Sistemlerine sahip olmasının yanı sıra özellikle, satış AR A L I K 2 0 1 2
43
BÜYÜTEÇ yapan firmanın referanslarına bakılması ve cihazların randımanlı çalışıp çalışmadığının kontrol edilmesi gerekir. Sağlık Kurumları direkt olarak kullanıcılardan cihaz performansıyla ilgili bilgi almalı ayrıca, satın alacakları cihazı kullanan sağlık kurumları sayısını da dikkate almaları önemli. Kullanıcı memnuniyeti bizce satın alma aşamasında dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri. Fiyat uygunluğunun yanı sıra önemli olan alınacak malın efektif bir şekilde uzun seneler boyunca kullanılmasıdır.”
Özcan Kardeşler Tıp Cihazları, 1969 yılından beri medikal alanda faaliyet gösteriyor. Öncelikle laboratuar ve yoğun bakım cihazları başta olmak üzere birçok alanda hizmet veren şirket, 2003 yılında medikal oksijen üretim sisteminin üretimine ağırlık vermeye başladı. ATAON Marka Medikal Oksijen Üretim Sistemiyle bu alanda önemli başarılara imza attı. Ayrıca şirketin, sunduğu satış ve teknik destek servis hizmetinin TS EN ISO 9001:2008 kalite standardına sahip oldu, aynı zamanda üretimin de TS EN ISO 13485:2003 Kalite
Yönetim Sisteminin gereklerini yerine getirdiği kaydedildi. Özcan Kardeşler Tıp Cihazları Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Akçay Özcan, hedeflerinin üretimini yaptıkları Medikal Oksijen Üretim Sisteminin bütün dünyada yaygın bir şekilde kullanılmasını sağlamak olduğunu belirtti ve “Üretime başladığımız zamandan bu yana kısa bir süre geçmesine rağmen şimdiye kadar iki yüze yakın hastanede sistemimizin kullanımı gerçekleşmiş olup, satışlarımız gün geçtikçe daha da artmaktadır” dedi.
Çözüm İçin Sektörde Örgütlenmek Gerekiyor
M
edikar Medikal Gaz Sistemleri Genel Müdürü Seyfettin Karakaş, sektörde yaşanan sorunların çözümü için öncelikle bir örgütlenmeye gidilerek dernek kurulması gerektiğini söyledi. Karakaş, medikal gaz sistemleri konusunda yaşanan sorunları ve çözüm yollarını şöyle anlattı; “Son yıllarda bu konu Türkiye’de atılım göstermesine rağmen, sektörde kurulan yeni firmaların, yeteri kadar araştırma ve geliştirmeye önem vermemeleri ve belirli standartlara uygun üretim yapmamaları hastanelerde çalışmayan, verimsiz ve riskli sistemlerin kurulmasına neden oluyor. Hastaneler servise açıldığında teknik ekip büyük sorunlarla karşılaşıyor. Yeni hastanelerde ise yüklü bakım onarım faturaları oluşuyor. Bunun yanında hasta ve personel güvenliği de ciddi riskler taşıyor. Temelde bu problemlerin çözümü için, sektörde örgütleşme ve dernek kurulması, derneğin Sağlık Bakanlığı ile iş birliği içerisinde firmaları denetlemesi ve yetki belgesi ile belgelendirilmesi gerekiyor. Bu çalışmaların sonucu ortaya çıkabilecek uygunsuz üretim
44
ARALIK 2012
yapan firmaların deşifresi ve yetkilerinin alınması lazım. Ayrıca ilgili standartların, TSE ile iş birliği içerisinde tercümesinin yayınlanması, firmaların bilgilendirilmesi ve eğitim çalışmaları ile üretici, kullanıcı, uygulayıcı ve denetleyici unsurların eğitimi ve bilgilendirilmesi gerekiyor.” Bu alanda yapılan yerli üretim konusuna da değinen Seyfettin Karakaş, Türkiye’de son yıllarda üretim açısından daha yaygın ve ciddi adımlar atılmasına rağmen, bunun geliştirilemediğini söyledi. Sektörün önde gelen firmalarının gerek Ar-Ge ve gerekse yüksek personel maliyetleri ile rekabet gücünü kaybettiği ve bunun da firmaların uzun ömürlü olmasını engellediği, ciddi yatırımlarla kurulan üretim tesislerinin zarar etmesine ve zamanla kapanmasına neden olduğu belirtildi. Ayrıca üretimde yurt içi satışlar kadar ihracatın da temel hedef olarak alınması gerektiği vurgulandı. Karakaş, sektörde yaşanan bir diğer sorunun da tecrübeli, bilgili, eğitimli ve sertifikalı eleman eksikliği olduğunu kaydetti ve devam etti: “Hem
SEYFET TİN KARAKAŞ
MEDİKAR MEDİKAL GAZ SİSTEMLERİ GENEL MÜDÜRÜ
BÜYÜTEÇ hastanelerde kullanıcı, hem kuruluş aşamasında kaynakçı, montör ve süpervisor eksikliği vardır. Mevcutların çoğu çalıştığı firmalardan edindikleri bilgi ve tecrübe ile çalışmakta olup, bilimsel ve teknik gelişimden ve eğitimden yoksun durumda. Nitelikli eleman sağlanabilmesi için Sağlık Bakanlığı ile iş birliği içerisinde ilgili kurumların desteği ile dernek veya odalar aracılığı ile eğitim ve yetkilendirme kursları düzenlenmeli, yetişen nitelikli elemanlar belgelendirilmelidir.” Öte yandan sağlık kurumlarının medikal gaz sektöründe, hizmet ve ürün kalitesini ön planda tutan firmaları ve yeterlilik belgesi olan üreticileri seçmeleri gerektiği de kaydedildi. “Kalıcı hizmet için kalıcı firmalar ile çalışmalıdır” diyen Seyfettin Karakaş şunları söyledi; “Uzun yılların uğraşı
ve çalışması neticesinde oluşturulmuş son derece ileri Teknik Şartnameler olmasına rağmen yapılan hastane uygulamalarında bu Teknik Şartnameler göz ardı edilmekte, temin edilen ürünlerin uyumluluğu denetlenmemekte bu da hastanelerde ciddi kayıp ve teknik yetersizliklere neden olmakta ve bazı durumlarda hasta ve personel sağlığını tehdit eder duruma gelmektedir. Sektörümüzün önde gelen kullanıcı, uygulayıcı ve yapıcı faktörleri Sağlık Bakanlığı, TOKİ, Kamu Özel İdaresi gibi kurumlar, uygulamalarında Teknik şartnamelere uygunluk ve denetim görevlerini sıkı bir şekilde yapmalı ve mümkün olduğunca düzenli, belgeli ve kurumsal çalışan ve kendini ispatlamış firmalarla çalışmalıdırlar. Ayrıca bir sözümüz de vardır ki senelerdir bir çatı altında örgütlenmeyen sektör
derhal dernekleşmeli ve bu dernek üyelerini denetleyebilmeli, sektöre güvenilir firmalar kazandırmalı, kötü niyetli ve uygun üretim yapmayan firmalar veya şahıslar ayıklanmalıdır. Hastanelerin atardamarı olan Tıbbi Gaz Tesisatı ve elemanlarını üreten ve kuran bu firmalar yaptıkları işin sorumluluğunu taşıyacak özellikte olmalıdır.” 1990 yılında Mersin’de kurulan Medikar Medikal gaz sistemleri; hastaneler için Merkezi Tıbbi Gaz Sistemlerinin tasarım, üretim, montaj, bakım ve danışmanlık hizmetleri veriyor. Şirketin bugüne kadar yüze aşkın hastaneye tıbbi gaz sistemleri kurduğu ve uluslararası standartlara uygunluğu ve müşteri memnuniyeti sonucu yirmiye yakın ülkeye de ihracat yaptığı öğrenildi.
Gaz Sistemleri Hastanenin Kalbidir
M
edikal gaz sistemleri konusunda yaşanan en temel sorunu Senamed Genel Koordinatörü Musa Caştur konunun ciddiyetinin hastane sahipleri tarafından anlaşılamaması olarak ifade etti ve konuyla ilgili olarak şunları söyledi; “Özellikle hastanelerde görsel aksamlara, dekoratif düzenlemelere ve göz önünde bulunan araçlara çok ciddi bütçeler oluşturma yoluna giden yetkililer, ne yazık ki tıbbı medikal gaz sistemleri için hastane altyapısıyla ilgili aynı özen ve itinayı göstermiyorlar. Biz medikal gaz sisteminin, bir hastanenin kalbi ve onun uzuvları hükmünde olduğunu düşünüyoruz. Hastaneyi diğer mimari projelerden ayıran en önemli ayrıcalık da bu olsa gerek. Özellikle altyapıda kullanılan bakır
46
ARALIK 2012
boruların TS EN 13348 standardı olması gerekiyor. Üzülerek söylüyorum ki ülkemizde birçok hastanede teknik birimlerin bu bilgiye haiz olmadığını yaşayarak görüyoruz. Bu çok basit bir konu gibi görünse de klimada kullanılan bakır boru medikal gaz tesisatında kullanılması birçok felakete davetiye çıkarır durumdadır. TS EN 13348 standardında bakır borular yağdan tamamen arındırılmış özel borulardır, dolayısıyla oksijen ve diğer medikal gazlar yağla reaksiyona girdiği için, ciddi anlamda büyük sıkıntılara neden olmaktadır. İnanılması güç gibi gelse de, şu anda fiyat rekabetinden ve farklı sebeplerden dolayı gerek özel gerekse devlet hastanelerinde bu şekilde bakır borulama yapan firmalar bulunmaktadır.”
MUSTAFA CAŞTUR
SENAMED GENEL KOORDİNATÖRÜ
Özellikle hastanelerde görsel aksamlara çok ciddi bütçeler oluşturma yoluna giden yetkililer, ne yazık ki tıbbı medikal gaz sistemleri için hastane altyapısıyla ilgili aynı özen ve itinayı göstermiyorlar.
Medikal gaz sistemlerinin ülkemizde üretimi konusunda da yaşanan sorunlar var. Bu sorunların başında standardizasyon geliyor. “Ülkemizde medikal gaz sistemi ile ilgili tam bir standardizasyonun oluşturabildiğini söylemek gerçekten çok güç” diyen Musa Caştur, son olarak TS EN 7396-1 standardının belirli bir açığı kapatsa da, tam anlamıyla ihtiyaçları karşılayamadığını söyledi. Özellikle medikal gaz sistemlerinde merkezi gaz santrallerin mevcut kullanım için gerekli kapasitelerini hesaplayabilecek bir doküman bulunmadığını da kaydeden Caştur, “Birçok mühendislik firması da dahil olmak üzere sağlam temeller üzerine oturtarak bu hesaplamaları ve boru çaplandırmalarını yapamamaktadır. Dolayısıyla belirli net bir standardın olmayışı ürünlerin üretimi üzerinde çok ciddi farklılıkları ve değişiklikleri ortaya çıkartıyor. Bu da ürünlerde kalite kavramının firmaya göre farklılıklar gösterdiğinin aşikar bir gerçeğidir. Türkiye’de bu konuda tam bir standardın olmayışından dolayı dünyada kullanılan HTM 2022 (Health Technical Memorandum 2022) standartlarını baz alarak bu üretim ve hesaplamaları yapmanın faydalı olacağı kanaatindeyim” dedi. Sağlık kurumlarının medikal gaz sistemlerini satın alırken, işe başlamadan önce yetkili firmadan mimari proje üzerinden medikal gaz projesini ve hesaplamalarını talep etmeleri gerektiği belirtildi. Bu konunun üzerinde önemle duran Musa Caştur şunları söyledi: “Böylelikle firmanın ciddiyetini ve meseleye hakimiyetini buradan anlayabiliriz. İkinci olarak, yapılan imalatların uygulandığı bir referans noktası gözlemlenebilir ve yapılacak imalatlar daha
önce yapılan bir sağlık kuruluşunda gözlemlenebilinir. Özellikle kullanılan bakır boruların TS EN 13348 standardına uygunluğu kontrol edilmelidir. Son olarak merkezi gaz santral ünitelerinin ve cihazların HTM 2022 standartlarına haiz olmasına dikkat etmelerini tavsiye ederiz. Ayrıca firmanın gerekli sahip olduğu kalite belgelerinin istenmesini de faydalı buluyorum. Kesinlikle medikal gaz sistemlerinde teklifler değerlendirilirken önceliklerinin fiyat olmamasını özellikle tavsiye ediyorum. Unutmamak gerekir ki, kalbimiz bizim için değerlidir.” Öte yandan sektörle ilgili son on yılda olumlu gelişmelerin yaşandığı ve sağlık sektöründe çok ciddi atılım ve yatırımların yapıldığını belirten Caştur’un sektöre ve yetkililere iletmek isteği mesajı ise şöyle; “Yaşanan gelişmelerle gelecekte daha da başarılı bir sağlık sektörünün bizleri beklediğini ve dünyaya örnek bir sektör haline geleceğini söyleyebilirim. Ancak, özellikle daha önce de konuştuğumuz standardizasyon ile ilgili yurt içinde üretilen ürünlerin kalitesi adına hızlı bir düzenlemenin yapılması gerektiğini düşünüyorum. HTM 2022 gibi medikal gaz sistemlerini ihtiva eden genelgelerin en kısa zaman içerisinde TS standardında etkinleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İlave olarak medikal gaz sistemi ekipmanlarının özellikle ameliyathane pendant sistemlerinin ağırlıkla yurt dışından geldiğini gözlemekteyiz, bu işleyişin
yönünü yerli üretime çevirebilmek için ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın bu konuyla ilgili de yerli üreticiler için teşviklerini bekliyoruz. Son olarak makine mühendisleri odasının da özellikle medikal gaz sistemleri üzerine daha fazla çalışma içerisinde olması gerektiğini ayrıca belirmek isterim. Ne yazık ki, bu kapsamda yeterli ve derinlemesine bir çalışmanın yapılabildiğini söyleyemeyiz.” Senamed, 2000’li yıllardan bugüne kadar, medikal gaz sistemleri ve ekipmanlarının üretim, satış, kurulum ve teknik servis alanında başarılı çalışmalarını sürdürüyor. Medikal gaz sistemlerinin yanında kendi bünyesinde projelendirme ve mühendislik hizmeti de veren şirket, spesifik olarak ameliyathane ve yoğun bakımlardan partikül ölçümü, validasyon ve mikrobiyolojik ölçümleri de yapıyor. Şirket, geçtiğimiz yıllarda üretim için gerekli tüm yetki belgelerini de almış durumda ve tüm imalatları ve uygulamalarında HTM 2022 standardını baz alarak çalışmalarını sürdürüyor.
AR A L I K 2 0 1 2
47
Vaka Karması Bilgi Sistemi Hazır haber, AYŞE YILMAZTÜRK
Sağlık Bakanlığı bu yıl maliyet belirleme çalışmaları kapsamında AviCenna Vaka Karması Bilgi Sistemi (VKBS) kullanacak. 48
ARALIK 2012
S
ağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Teşhis İlişkili Gruplar (TİG) çalışmaları büyük bir hızla devam ediyor. TİG sisteminin en önemli ayağını hastanelerin verilerini zamanında ve eksiksiz yollaması oluşturuyor. Bakanlık, hastanelerin hak kaybına uğramaması ve sistemin doğru bir şekilde işlemesi için veri yollama prosedürlerine uyulması gerektiğini geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyurdu. Bilindiği gibi TİG, hastaların klinik ve demografik verilerinin kullanılarak gruplandırılmasını ve benzer hastalıkların benzer gruplara atanmasını içeren bir sistem. Vaka Karması Bilgi Sistemi ise hem hastanelerdeki klinik verilerin TİG’lere çevrilme sürecini, hem de hastanelerde maliyetlerin toplanarak ülke, hastane grubu, hastane ünite ve TİG gibi çeşitli seviyelerde klinik ve mali analizleri gerçekleştirmeyi sağlamak, aynı za-
manda da Türkiye’de uygulanabilecek yeni bir geri ödeme sistemini desteklemek için geliştirildi. TİG’ler ödeme kurumları ve hastaneler nezdinde oldukça geniş bir alanda kullanılıyor. “Sağlık hizmeti veren kuruluşlar yönetilmesi oldukça zor olan işletmelerdir” diyen Datasel Bilgi Sistemleri Ürün Geliştirme Müdürü Nurali Ünal bunun nedenini şöyle açıkladı; “Bunun en temel sebebi klinik verilerin yönetiminin zorluğudur. Ancak bu zorluk mutlaka aşılmalı ve hem hastane hem de ödeme kurumları düzeyinde klinik veriler kullanılmalıdır. Klinik verileri içeren bir model olarak karşımıza en yaygın şekilde TİG’ler çıkıyor. TİG’ler için öncelikle bir veri seti oluşturulmalı ve hastaneler bu verileri düzenli olarak toplamalı. Hastane Bilgi Sistemi’nden veri setinde yer alan temel bilgiler alınmalı daha sonra bu verilerin gözden geçirilerek bir veritabanına girilmesi sağlanmalıdır.
AviCennaVKBS’de izlenen yol; klinik ve maliyet verilerin toplanması, TİG maliyetlerinin ve bağıl değerleri ile Hastane Vaka Karma Endekslerinin hesaplanması şeklinde gerçekleşiyor. Bu işlem, fiziksel hasta dosyaları incelenerek uygun tanı, prosedür ve diğer gerekli bilgilerin klinik kodlamacı tarafından yapılmasını içerir. Bu nokta çok büyük önem taşır. Çünkü hastane yönetiminde kullanılacak ve ödemeye teşkil edecek verilerin temelini bu adım oluşturuyor. Hem klinik kodlamacı verileri çok iyi analiz etmeli hem de kullanılan veritabanı çok iyi yönetilmelidir. Hatırlanacağı gibi klinik kodlamacı eğitimleri Sağlık Bakanlığı tarafından 13.01.2010 tarih ve 1572 sayılı yazısı ile başlatıldı.”
Maliyetlerin Belirlenmesi TİG’ler oluşturulduktan sonra ikinci temel adım maliyetlerin belirlenmesi. Bu noktada ülkemizde hastanelerin muhasebe altyapılarının istenen düzeyde olmadığını da kaydeden Ünal, hastanelerde ünite düzeyinde maliyetlendirmeyi sağlayacak ve aynı zamanda oluşan TİG (klinik veriler) verileriyle uyumlu çalışacak sistemler geliştirilmesi gerektiği görüşünde. Aynı zamanda maliyet dağıtım stratejisinin beraber ele alınması konusu da dile getiriyor. Sağlık Bakanlığı TİG Klinik kodlama dışında bu yıl maliyet belirleme çalışmalarına da başladı. Bunun için de AviCenna Vaka Karması Bilgi Sistemi (VKBS) kullanılıyor. AviCennaVKBS ‘de izlenen yol; klinik ve maliyet verilerin toplanması, TİG maliyetlerinin ve bağıl değerleri ile Hastane Vaka Karma Endekslerinin hesaplanması şeklinde gerçekleşiyor. Söz konusu sistemle sağlanacak faydaları ise Datasel Bilgi Sistemleri Ürün Geliştirme Müdürü Nurali Ünal şöyle özetledi: “Standart bir ölçüt aracının oluşturulması, hastanenin ve bölümlerin standart normlarda karşılaştırılabilir bir ortama taşınması, hastane ve bölüm performanslarının
ölçülebilmesinin altyapısının hazırlanmış olması, hastanelerin kendilerini medikal ve finansal anlamda yaptıkları işlerle ilgili değerlendirme ve geliştirme yapabilmelerine yardımcı olması ve geri ödemede kullanılabilir bir altyapının ve verinin oluşması.”
AR A L I K 2 0 1 2
49
Bir Kaplıca Şehri;
haber: SARE KUŞ
İ
peğin ve kaplıcaların kentidir Bursa… Osmanlı Devleti’nin ilk göz ağrısı Bursa günümüzde de Türkiye’nin ve dünyanın gözdesi. Bursa Türk kültüründe birçok ilki bünyesinde barındırıyor. Osmanlı’nın ilk hastanesi Yıldırım Darüşşifası burada kurulmuş, ilk bedesten burada yapılmış. Türk kültüründe büyük öneme sahip kaplıcalar ilk Bursa’da yer almış ve bunun gibi birçok örnek.
Bursa kısa sürede dünya ölçeğinde bir termal merkez olma yolunda hızla ilerlemektedir. 50
ARALIK 2012
Birçok medeniyetin izlerini taşıyan Bursa, tarihin, doğal güzelliklerin ve gelişmişliğin bir harmanı olarak yerli turistlerin olduğu kadar yabancıların da dikkatini çekiyor. Küreselleşen dünyada hızla büyüyen, katma değeri yüksek, farklı turizm çeşitlerini içeren ve birçok ülkede devlet politikası haline gelen sağlık turizmi Bursa ekonomisi için de büyük önem taşıyor. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2020 yılında dünyada 1 milyardan fazla yaşlı insan olacağı tahmin ediliyor. Bir yaşlı insanın sağlık giderleri onun
sağlıklı yaşlanması için yapılacak harcamaların on katından daha fazla bir yekün tutacağı hesaplanırken bütün bu veriler ışığında yaşlı turizmi gündeme geliyor. Yaşlı turizminde ciddi yatırımlar yapılması gerektiğinin altını çizen Bursa Valisi Şahabettin Harput* şunları paylaşıyor; “Tıp turizminin 2012 yılı giderleri dünyada 100 milyar dolar civarında iken bu rakamın 2020 yıllarında 500 milyar dolara yaklaşacağı tahmin edilmektedir. Bugün pek çok ülke 3. yaş ve tıp turizmine büyük önem vermeye başlamış ve bu alanda ciddi yatırımlar yapmaya yönelmişlerdir. Bu veriler ışığında bundan böyle ülkemize gelecek olan turist profilinin, özellikle Bursa gibi belli bölgelerde 55 yaş üstü ve tıp turizmi kategorisinde anlamlı bir şekilde değişeceği düşünüyorum. Bu çerçevede, ülkemizde söz konusu nüfusun ihtiyaç ve arzularına hitap edecek ürün çeşitliliğinin ve hizmet kalitesinin sağlanabilmesi için çalışmalara bir an önce başlanması gerekli. Bu anlamda ilimizde önemli bir çalışma başlatmış bulunuyoruz.
Küreselleşen dünyada birçok ülkede devlet politikası haline gelen sağlık turizmi Bursa ekonomisi için de büyük önem taşıyor. Ayrıca ilimizin Avrupa Sağlıklı Şehirler Örgütünün üyesi ve Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin de merkezi olması, Bursa’yı bu anlamda da dünya ölçeğinde önemli bir hale getirecektir. Yine ilimizdeki, hem nitelik ve hem de nicelik açısından var olan çok büyük medikal ve termal sağlık imkan ve potansiyeli, ilimizi bu alanda önemli bir cazibe merkezi yapmaktadır.” Tarih Boyunca Kaplıcalarıyla Ün Yapmış Bursa akredite hastaneleri, organ nakli ve büyük ameliyatlar dahil, teşhis ve tedavi hizmetlerinde dünyanın en modern teknolojik donanımıyla medikal turizmde de dikkatleri üstüne topluyor. Özellikle kaplıca turizminde kullanımda 193 tesis 17614 yatak kapasitesi, yatırımda ise 1413 yatak kapasiteli 15 tesis ile sağlık turistlerine beş yıldızlı hizmet sunacaklarını be-
lirten Bursa Valisi Şahabettin Harput termal turizm ile ilgili şunları açıkladı; “Bursa, halen kullanılabilir vaziyetteki 300 litre/sn’lik debisi ve 30º-90º arasındaki ısısıyla çok zengin bir şifalı sıcak su potansiyeline sahiptir. Bursa sularının çok çeşitli hastalıklar için şifa veren mineral değerleri yanında, özellikle insan vücuduna gençlik ve dinçlik veren özellikleri Bursa’yı çok önemli bir cazibe merkezi yapmaktadır. Nitekim tarih boyunca Roma-Bizans-Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Bursa’nın bu özelliği hep fark edilmiştir ve Bursa bir kaplıcalar şehri olarak ün yapmıştır. Bugün için il merkezinde termal yatak kapasitesi 45 tesiste 7000’e ulaşmıştır. Bu çok ciddi bir rakamdır. Öte yandan ilimizin hemen yakınında kurulmakta olan Türkiye’nin ilk ve en büyük Termal Sağlık Turizm Bölgesinde yapımı öngörülen ilave 7000 yatak kapasiteli kür merkezi, rehabilitasyon, wellness ve SPA merkezleri ve termal otellerle toplam termal yatak sayısı 14.000’e çıkmaktadır. Bütün bu hızlı ve yeni gelişmelerle Bursa kısa sürede dünya ölçeğinde bir termal merkez olma yolunda hızla ilerlemektedir.” Tarihi Mirasıyla da Ön Plana Çıkıyor Bursa kaplıcaları ve sağlık kuruluşlarıyla olduğu kadar tarihi mirası ve doğal güzellikleriyle de ön plana çıkıyor. Şüphesiz Bursa deyince ilk akla gelen yapı Ulu Camii. Tarihe en iyi tanıklık etmiş, dört imparatorluğa başkentlik yapmış nadir yerleşim yerlerinden biri olan İznik’i bünyesinde barındırıyor Bursa. İznik, aynı zamanda Hıristiyan dünyası için çok önemli dini merkezlerden biri. Hıristiyanlığın ana ilkelerinin belirlendiği Birinci Konsül, İznik’te toplanmış. Kudüs ve Vatikan’dan sonra üçüncü kutsal kenttir İznik. Cumalıkızık Unesco Kültürel Miras Listesine Aday Tanrıların Troia Savaşı’nı izlediği yer olarak mitolojideki yerini almış olan
Uludağ adeta Bursa ile özdeşleşmiş durumda. Uludağ’ın ülkemizin en önemli kış sporları ve kayak merkezi olduğunun altını çizen Vali Harput sadece kış mevsiminde değil, diğer mevsimlerde de gerek doğal güzelliği ve gerekse endemik bitki ve hayvan türleri sayesinde dünyada eşine az rastlanan bir değere sahip olduğunu belirtti ve şunları kaydetti; “Ayrıca yaz ve kış aylarında, yirmi günlük süre içinde, kan hücrelerinin yenileneceği hususu da Uludağ’ı herkes için sağlık yönünden ayrı bir cazibe merkezi yapmaktadır. Bursa Uludağ gibi dünyaca ünlü kış sporları merkezinin yanı sıra Unesco dünya kültürel miras listesine aday Cumalıkızık ve Hanlar bölgesi gibi iki önemli değeri sinesinde saklayan müstesna bir şehirdir.” Ulaşımı da Kolay Bursa’nın sağlık turizminde sık tercih edilen bir destinasyon olmasının bir diğer sebebi ise uluslararası hava limanına sahip olması, kara ve deniz yoluyla kolay ulaşılabilir olmasıdır.
AR A L I K 2 0 1 2
51
Dağyenice termal turizm bölgesi adıyla yürütülmekte olan proje ise ülkemizin bu alandaki en büyük uluslararası vizyon projesi olma özelliği taşıyor. adeta birleşmesi Bursa’nın cazibesini daha da artırıyor ve İstanbul’la Bursa tek bir destinasyon olarak değerlendirilmeye başlıyor. Bursa’da Sağlık İçin Her Şey Var Özellikle Dağyenice termal turizm bölgesi adıyla yürütülmekte olan proje ise ülkemizin bu alandaki en büyük uluslararası vizyon projesi olma özelliği taşıyor. Bursa Valisi Şahabettin Harput “Son üç yıl içerisinde yurt içi ve yurt dışına hizmet veren havayolu şirketlerinin Bursa’yı, Türkiye’ye ve dünyaya taşıması, yeni otoyol ve yüksek hızlı tren projeleri ile Bursa’nın Ankara-İstanbul ve İzmir ulaşımlarının
çok kısalması, ünlü marka otellerin birbiri ardına Bursa’ya gelmeye başlaması, (Hilton, Sheraton, Crown Plaza, Divan, İbis gibi) her çeşit turistin aradığı kolay ulaşımı ve kaliteli konaklama imkanlarını sağlamaya yetecektir.” dedi. Ayrıca pek çok bakımdan bir bütünün iki parçası gibi görünen Bursa ve İstanbul’un yeni ulaşım projeleri ile
Bursa’nın sağlık turizminde öne çıkmasının sebeplerini açıklayan Vali Harput sözlerini şöyle bitirdi; “Bir bölgenin turistik anlamda pazarlanabilmesi için, o bölgenin sahip olduğu değerin potansiyel ve kalite olarak zenginliği yanında, bölgenin ulaşılabilirlik, güvenlik ve maliyetler yönünden de uygun olması, ayrıca destek faktörlerle beraber temel bir çekiciliğinin bulunması büyük önem taşır. Bursa’da sağlık için her şeyin en geniş manada var olması ve bunların çok kolay ve ucuz elde edilmesi, Bursa’ya kolay ulaşılması, ayrıca Bursa’ya gelenlerin burada sağlık hizmeti alırken Bursa’nın tarihi ve kültür zenginliği, çok çeşitli müzeleri, muhteşem doğası, denizi, şelale ve gölleri, çok zengin ve lezzetli yemek ve tatlılarıyla, marka haline gelmiş taze meyve çeşitleri, inanç turizminin müstesna mekan ve makamları ve diğer pek çok farklı güzellikten de aynı anda istifade etmesi Bursa’yı çok özel bir konuma getirmektedir. Bu nedenle Bursa öncelikle Balkanlar ve Avrupa’nın bir bölümü, Körfez Ülkeleri ve Arap alemi, Kafkaslar, Rusya, Azerbaycan ve Türk Cumhuriyetleri için tam bir sağlık merkezi özelliğini taşımaktadır.” * V. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi’ndeki sunumundan alınmıştır.
52
ARALIK 2012
Aktif Sağlık Sistemi Nasıl Olur? S
ağlıkta Dönüşüm Programı, müthiş bir kararlılıkla devam ederken hasta memnuniyeti hızla artıyor. Bunların yanı sıra sağlık çalışanlarının da takdir ve saygısını kazanan projeler devam ediyor. Daha önceki yılları hatırladığımızda hayal bile edilemeyecek projeler artık hayatımızın bir parçası oldu. Sigara içenler kadar içmeyenlerin de söz hakkının olduğu demokrasilerde, insan sağlık ve onuruna yakışır düzenlemelerle, dünya ülkelerine örnek ve model bir ülke oldu Türkiye.
yazı,
Z AFER DERELİ
SAYED GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU ÜYESİ
54
ARALIK 2012
SSK hastalarının bir yerde, Emekli Sandığı hastalarının başka bir yerde muayene olduğu ve uzun ameliyat, muayene ve ilaç kuyruklarında beklediği günlerin üzerinden henüz on yıl geçti. Hastaların parasızlıktan hastanelerde rehin kaldığı, parası olmayanın senet imzaladığı ya da acil servislere sokulmadığı bir sağlık sisteminde, hastalar kadar çalışanlar da mutsuzdu, istedikleri illere tayin olamamak gibi durumlarla karşı karşıya kalıyorlardı. İlaç fiyatlarının dışa bağımlılık bahanesiyle her gün arttığı, bazen karaborsaya düştüğü günleri de gördü bu ülke.
Türkiye’nin uyguladığı Sağlıkta Dönüşüm Programı küreselleşmenin gereği, dünyadaki değişimlerde bile tam not aldı. Sağlık Bakanlığımız AFAD ile beraber, Libya’da kimsenin girmeye cesaret edemediği savaş alanlarına girerek vatandaşlarımız başta olmak üzere, diğer dünya vatandaşlarını da kurtardı, sağlık hizmetini ayaklarına götürdü. Libya’dan kurtarılmayı bekleyen bir İngiliz vatandaşına yardım getiremeyen İngiliz Başbakanı bile başarısızlıklarına atfederek özeleştiri yapmıştı. Saymaya başladığımızda sayfalara sığmayacak başarı ve övgü Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın kaptanı Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ ve Müsteşarımız Sayın Prof. Dr. Nihat Tosun ile Bakanlık Kurmaylarının ve daha sonrasında da Sağlık Ordusunun başarısıdır. Öneriler Sunulmalı Anayasa tarafından üzerine görev yüklenen, sağlık gibi çok önemli bir alanda başarılı olmak, devrim niteliğinde çalışmaları gerçekleştirebilmek ve Dünyanın saygı ve takdirini kazanmak kolay iş değil.
Eleştirmek istişarenin bir gereğidir elbette. Sağlıkta Dönüşüm Programı da çok eleştirildi, daha fazla eleştirilmelidir. Ancak eleştiri kişiselleşmemeli, sistemdeki boşluk ve yanlışlıklar gösterilmeli öneri ve çözüm sunulmalıdır. Geçtiğimiz ay SAYED 4. Sağlık Kurultayını gerçekleştirdiğimiz Sağlık Ailesi Toplantısında, eleştiri de vardı, özeleştiri de. Her biri çok değerli fikirlerin olduğu panel ve sunumlarda, halen daha gidilecek mesafenin olduğu da ortaya çıktı, ne kadar mesafe yol alındığı da. Sağlık sisteminin içerisinde, hizmet alan kesim hastalar olduğu için, her konuşma hasta merkezliydi. Hastalar Artık Edilgen Olmamalı Hastaları konuştuk ancak hastaları edilgen olarak kurguladığımız sistemin artık kalkması gerektiğini düşünüyorum. Sağlık çalışanlarının gösterdiği özverili çalışmaları takdir eden hastalar olduğu kadar, sağlıkta şiddet uygulayanlar da az değil. Hastalığından ve sistemdeki halen az da olsa var olan kargaşadan dolayı, derdini anlatamayıp mağdur olan hastalar da var ne yazık ki. Sağlık çalışanları ile hastaları barıştıracak ve karşılıklı empatiyi tesis edecek çalışmalara start verilmeli. Trafik kazasında karga tulumba hastasını
yükleyen vatandaş görüntüleri belki de azaldı ama halen ambulans gelene kadar eli ayağı birbirine karışıp, en kritik zamanları boş geçiren vatandaşlarımız var. Neler Yapılabilir? • Sağlık Bakanlığı, yerel belediyelerle de iş birliği ve eşgüdüm yaparak, gençlerden, üniversite öğrencilerinden oluşturulacak genç belediyeciler gibi gönüllü ekiplerle, halkın eğitimine hız verebilir, vatandaşı edilgen olmaktan sıyırıp etkin olmaya yönlendirebilir. • UMKE ekiplerine, daha fazla gönüllü vatandaş alınabilir. • UMKE ile Lise öğrencilerinin kanalize etmekte zorlandıkları dikkat ve enerjilerine farklı bir odaklanma alternatifi sunulabilir. • Hasta haklarına gelen şikâyetler, basit şikâyet başvurusundan öteye gidilerek şikâyetçiye önerisi sorulabilir, sistem içerisine alınarak çözümün bir parçası olması için fahri görevler yüklenebilir. Hastalar da Oyuna Dahil Olmalı Hedef kitlemiz hastalar olmasına rağmen, karşımızdaymış gibi duran oluşum ne yazık ki likit değil. Sürekli hastaların memnuniyeti tahmin edilmeye çalışılıp sistem kurgulanıyor. Oysa ki kurgudaki diğer oyuncunun da artık oyuna dahil olması gerekmektedir. Hastaneye başvurmayı alışkanlık haline getiren hastaların esas derdi belki de sayılmak ve oyunun içerisinde olmak isteğidir. Mesajın ne olduğunu çözme zamanımız gelmiştir belki de… Hastaneler ve sağlık sistemi savunma stratejisinden çıkmalı, ofansif olmalı, üreteceği hizmetin kalitesini artık hastalara belirtmelidir. Hasta hakları şikayetleri ve sağlıkta şiddet olayları ile adeta kalesinde zamansız goller gören sağlık çalışanları, hastaların da sistemde eşzamanlı, eş
Sağlık çalışanları ile hastaları barıştıracak ve karşılıklı empatiyi tesis edecek çalışmalara start verilmeli. ritimli hareket edebileceği daha sosyal projelerde partner olmalıdır. Hastaneye başvuran hastaları barkodlarıyla tanımak değil, hayal dünyaları ve fikirleriyle de, döner sermayelerimize ve Sağlıkta Dönüşüm Programımıza katmalıyız. Bizler ne kadar atak ve ofansif oynarsak, kalemizde gol görme olasılığımız da düşer. İlaç israfının halen istenen seviyeye düşürülmediği düşünüldüğünde, ilaç gibi dövize endeksli ve milli ekonomiyi direkt etkileyen bir ithal kaleminde yediğimiz gol üzücüdür. Elbette önlemler takdir edilmelidir ancak yapacak daha çok iş vardır. Barkodlardan Daha Fazlası Talep Edilmeli Hastalar artık itilen kakılan, oraya otur, buraya gel kan ver, şuraya git MR çektir, sayfalarca tahlil sonuçlarıyla koridorlarda dolaşan, ayaklarımızın altında kalabalık eden, edilgen ve likit olmayan bir partner, bir oyuncu değil, artık yaşayan bir topluluk olmalıdır. Nasıl ki, hastalar bizlerden sağlık hizmeti talep ediyorlarsa, biz de artık barkodlarından daha fazlasını talep etmeliyiz. Hastalarımızı müşteri olarak görmeden, 75 milyon vatandaşın her birinin oyunun bir parçası olduğu bir sistem kurgulamalıyız. Mesela, ilacını nasıl kullanacağını bilen, israf etmeyen hasta hedefine ulaştığımızda, sağlık sistemindeki eksik taraf tamamlanmış olacak, oyun kuramının bilinmeyenin oyuna dahil olacağı bir sistem kurgulanacaktır; Aktif Sağlık Sistemi.
AR A L I K 2 0 1 2
55
YENİ ÜRÜNLER
hazırlayan: GÜNEŞ KAZDAĞLI
Görüntü Kalitesi Dört Kat İyileşti LG, dünyanın ilk 84 inç Ultra HD TV’sini düzenlediği basın toplantısıyla tanıttı. 2013 Uluslararası CES İnovasyon Ödülleri’nden Video Görüntü alanında ‘En İyi İnovasyon Ürünü’ ödülüne layık görülen televizyon, yeni akıllı uygulamayı barındırıyor ve daha kolay kullanım özellikleriyle dikkat çekiyor. Ultra HD TV, geliştirilmiş Triple XD motoru sayesinde çerçeve başına 8 milyon pikselli görüntü kalitesine ve Full HD TV panellerden dört kat fazla çözünürlüğe sahip. Ayrıca, ‘3D Derinlik Kontrolü’ özelliğine sahip olan televizyon, bu sayede kullanıcıların televizyon seyrederken nesnelerin arasındaki mesafe farkını çok daha iyi bir şekilde anlayabilmesine imkân tanıyor. Smart Share Plus özelliği ise dizüstü bilgisayar, cep telefonu ve tablet gibi harici cihazlarda daha fazla içeriğe erişim sağlıyor. Bunun yanı sıra kullanıcılar akıllı telefonlarıyla televizyona bağlanarak, telefonlarında bulunan uygulamaları ve oyunları televizyon üzerinde kullanabiliyorlar. Ayrıca akıllı telefonlarını “uzaktan kumanda” olarak kullanabiliyorlar.
56
ARALIK 2012
Acer’dan İki Yeni Ultrabook Acer, yeni ultrabook’ları Aspire S5 ve S7’yi kullanıcıların beğenisine sundu. Aspire S5, 1.35 kg ve 13.3 inç LCD ekrana sahip. MagicFlip I/O port paneli birleşme yerinin altına gizlenerek tasarlanan cihazın, ihtiyaç duyulduğunda giriş-çıkış yuvalarını ortaya çıkaran bir paneli mevcut. HDMI, USB 3.0 ve 20 Gbps Thunderbolt bağlantıları da bu panelde yer alıyor. Aspire S5 satış fiyatı 1300 dolar. Acer Aspire S7 ise dokunmatik ekranı ve tasarımıyla dikkat çekiyor. S7’nin 1920 x 1080 çözünürlüğe sahip Full HD IPS 10 noktadan dokunmatik ekranı kullanıcılara dokunmatik kontrol gücü sunuyor. Windows 8‘in getirdiği dokunmatik özelliğinin yanı sıra, ekran arkaya doğru 180 derece yatırılabiliyor. Cihaz, 1500 dolar satış fiyatıyla kullanıcıların beğenisine sunuldu.
YENİ ÜRÜNLER
Samsung Galaxy SIII Mini Satışta Samsung Galaxy S III Mini 999 TL fiyatla satışa sunuldu. 4.0 inç Super AMOLED ekranıyla ürün, kullanıcıların multimedya ve web içeriklerini parlak renklerde ve iyi bir netlikte görüntülemelerine olanak sağlıyor. Galaxy S III MinAndroid 4.1 Jelly Bean işletim sistemi ve çift çekirdek işlemciye sahip. Ürünün Pop-up Play özelliğiyle kullanıcılar, izledikleri videoyu kapatıp yeniden başlatmaya gerek kalmadan yeni e-postalarını kontrol edebiliyorlar. Akıllı Bekleme özelliği ise kullanıcının göz hareketlerini takip ederek, ekran ışığını açık tutarken Direkt Arama özelliği sayesinde kullanıcı telefonuna gelen mesajı okurken dilediği anda telefonu kulağına götürerek otomatik olarak mesaj atan kişiyi arayabiliyor.
Farklı İhtiyaçlar İçin Dört Yeni Model Sony, dokunmatik kullanımı destekleyen yeni nesil VAIO kişisel bilgisayardan farklı ihtiyaçlara göre geliştirdiği 4 yeni modeli tanıttı. VAIO Duo 11, kişisel bilgisayar üretkenliğini tabletin rahatlığı ile bir araya getiriyor. Kişisel bilgisayar, premium Surf Slider tasarımıyla klavye ve tablet modları arasında yumuşak geçiş sağlıyor. Yaklaşık 1,3 kilo ağırlık ve 17,85 milimetre kalınlığıyla ince ve hafif olan VAIO Duo 11 modeli, 11,6 inç geniş görüş açılı Full HD dokunmatik ekrana sahip. Eğlence odaklı, çoklu dokunmatik panelli yeni kişisel bilgisayar modeli VAIO Tap 20, Windows 8’in sezgisel kolaylığından yararlanıyor. VAIO Tap 20’yi sehpanızın üzerine yatırarak büyük ve çoklu dokunmatik ekranı üzerinde herkesin katılabileceği oyunlar oynanabiliyorsunuz. VAIO L Serisi 24 ise yüksek performanslı bileşenleri ve belirli modellerinde gözlüksüz 3 boyut sunan ekranıyla farkını ortaya koyan bir ürün. Sony’nin ilk dokunmatik Ultrabook’u VAIO T13, alüminyum ve magnezyum karışımından üretilen gövdesi ile son derece sağlam olmasının yanı sıra ince, hafif, şık ve taşınabilir oluşuyla da dikkat çekiyor. Ürünler Rapid Wake + Eco özellikleri sayesinde, saniyeler içinde kullanıma hazır hale geliyor ve 9 saate kadar pil ömrüne sahip. VAIO E Serisi 14P dizüstü bilgisayar ise kişisel tasarıma odaklanıyor ve kullanıcı istediği şekilde özelleştirilebiliyor.
58
ARALIK 2012
Toprak yazı,
GÖKHAN ÜMİT L ALELİ
F
âtır Suresi 11. Ayette emrolunduğu üzere; “Hem Allah sizi bir topraktan, sonra bir nufteden yarattı, sonra sizi çiftler kıldı, onun ilmine iktiran etmeksizin ne bir dişi hâmil olur ne de vaz’eder, bir yaşatılana çok ömür verilmek de, ömründen eksiltmek de behemehal bir kitapta yazılıdır, şüphe yok ki o Allaha göre kolaydır” (Elmalılı Hamdi Yazır) insanlığın var oluşunun hammaddesi, kıymet hazinesi olan toprak, Peygamber Efendimizin; “Toprak çocukların ilkbaharıdır” hadisinde buyurduğu üzere, anne ve babaya; “Toprağı işler gibi çocuğunuzu işleyin” tavsiyesi edilen toprak, Abdest almak, temizlenmek, arınmak için kullandığımız, teyemmüm ettiğimiz toprak, Hazreti Mevlana’nın; “Tevazu ve Alçak Gönüllülükte Toprak Gibi Ol” sözündeki genişliği ve bolluğu simgeleyen toprak, Yunus Emre’nin; “Hor bakma sen toprağa, Toprakta neler yatar? Kani bunca evliya, Yüz bin Peygamber yatar” diyerek kutsallığını anlattığı toprak, İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy’un; Bastığımız yerleri tanıyarak geçmemiz gereken, altında binlerce kefensizin yattığı, her karışı şehit kanları ile sulanmış toprak,
60
ARALIK 2012
Mithat Cemal Kuntay’ın “Onbeş Yılı Karşılarken” şiirindeki; Bayrakları bayrak yapan üstündeki kan ise, uğrunda ölenlerle vatan kimliğine bürünen toprak, Mete Han’ın; “Benden eğerimi isteyin vereyim, atımı isteyin vereyim, çadırımı isteyin vereyim, fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin, vermem, veremem” dediği tarihler boyu kutsiyetini devam ettiren toprak, Eşref ’in; “Sen ister boynuna ip tak, istersen cevherli kordon tak, bu dünyadan nasibin en nihayet bir avuç toprak” diyerek bu dünyanın faniliğine dem vurduğu toprak, Victor Hugo’nun; Hepimizin annesi olarak nitelediği toprak, Emerson’un; “Bir insan toprak sahibiyse, toprak da o insanın sahibidir” diyerek aidiyeti simgeleyen toprak, Âşık Veysel’in; Dost, dost diye nicesine sarılıp, kendisine sadık yâr gördüğü kara toprak, Uzak yollarda, gurbet ellerde yâd edilen ve hasreti dindirmenin ilk durağı öpülen, yüz sürülen toprak, İlk yağmurlarla birlikte bizlere eşi benzeri görülmemiş mis kokuları hediye eyleyen toprak, Ağaç, su, maden ve aklınıza ne geliyorsa tamamını içinde barındıran toprak, Son durak olan kara toprak.
4. KARAYOLU TRAFİK GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU VE SERGİSİ
7 - 9 Mayıs 2013 - ANKARA Congresium (ATO Kongre Merkezi) İŞBİRLİĞİ YAPILAN KURUMLAR
T.C. ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI
Ayrıntılı Bilgi: www.karayolutrafiksempozyumu.com
ORGANİZASYON
Güvenliğin Adı
VOLVO Xc60 Güvenlik dendiğinde akla gelen ilk kelimelerden biri olan Volvo’nun bu konudaki başarısı göz ardı edilemeyecek kadar büyük. Hemen hemen her sunum ve makalede Volvo’nun güvenlik konusundaki net pozisyonuna bir gönderme yapılır veya değinilir. Bu kadar rasyonel bir değerin bir markayla bu kadar çok ve derinden özdeşleşmiş olması gerçekten takdire şayandır. Volvo’nun güvenlik ve kalite gibi bir otomobil markasında olmazsa olmaz iki temel kavramı, markanın temel vaadi olarak ilk günkü motivasyonuyla
62
ARALIK 2012
sahiplenmesi, konumlandırma başarısının arkasındaki yegane güç olarak dikkat çekiyor. Markanın tarihine baktığımızda markaya ruhunu veren Assar Gabrielsson ve Gustav Larson’ın ilk günkü misyonunun etkisini bugün de çok net bir şekilde markanın damarlarında hissedebiliyoruz. Kalite ve güvenlik standartlarının ortak zeminlerde buluştuğu, teknolojik altyapıların daha kolay adapte ve taklit edildiği günümüz otomotiv sektöründe Volvo’nun marka değerini koruması çok zor.
hazırlayan: FEYZ A GÜLEÇ ŞAHİN feyza@otoalsat.com
Her ne kadar otomobilin temel satın alma motivasyonlarından ilk ikisi güvenlik ve kalite olsa da; rasyonel faydalara dayalı bir değerler zincirinin kendisini daha fazla çekemeyeceğini gören Volvo, 2008 itibariyle stratejisini yeniden gözden geçirdi ve iki yeni kavrama daha merhaba dedi. Tasarımı popüler, genç, duyarlı ve çağdaş bir algı dünyasına taşıdı. Ancak marka en büyük farkı yine temel
değerleri üzerine kurduğu yenilikçi yaklaşımlarla oluşturdu. Özellikle güvenlik alanında sunduğu inovatif, daha önce düşünülmemiş, teknolojisi yüksek çözümler, marka imajını istenilenin üzerinde bir konuma taşıdı. Kısacası güvenlik alanındaki bu yenilikler markanın kaldıracı oldu diyebiliriz.
Tasarım Bu değişime yakından şahit olarak bu sayımızda Volvo XC60’ı test ettik. Gerçekten son derece dinamik ve güzel bir otomobil. SUV kategorisinde yeryüzüne gönderilmiş en heyecan veren tasarımlardan biri. Son üç yıldır pazarda satılmasına rağmen hâlâ çok genç ve diri duruyor. Gözleri kamaştıran özel mavi rengi çok kışkırtıcı ve ayrıştırıcı.
İç dizayn İç dizaynı ile size o güvenlik hissini yaşatırken aynı zamanda tasarımı ile de büyülüyor. Koltuk başlarındaki logoları, koltuklardaki deri kaplamalar, orta konsol kol dayama yeri bir bütünlük içerisinde çok şık. Elektrikli bel desteği ile daha konforlu bir seyahat seyrediyorsunuz.
Konfor / Yol Tutuş Volvo Ocean Race serisine gelince… Dünyanın en zorlu ve uzun
yelken yarışlarının başında gelen Volvo Ocean Race’e ithaf edilen bu model, en zorlu şartlarda, maksimum dayanıklılık üzerine kurulmuş bir felsefeden yola çıkılarak üretildiği mesajını veriyor. Hem stil hem de her türlü koşulda ilerleyebilecek bir otomobil olarak maksimum sürüş zevkini garanti ediyor.
Güvenlik Volvo’nun güvenlik konusunda gerçekleştirdiği devrim niteliğindeki yenilikler ise bu otomobilin en büyük alametifarikası. Volvo City Safe teknolojisi ile önünüzdeki araca çarpma ihtimaliniz neredeyse yok denecek kadar az. Öndeki araçları takip eden sistem, trafiğin aniden durduğu ve sizin dalgın bulunduğunuz anlarda aracı otomatik olarak frenliyor ve durduruyor. Sistem aniden önünüze çıkan yayalar söz konusu olduğunda da devreye giriyor. Kullanıcısında inanılmaz bir güvenlik duygusu yaratan bu teknoloji, gerçekten özel bir araç satın aldığınız hissini kuvvetlendiriyor. AR A L I K 2 0 1 2
63
Yeşim Salkım Huzur Sokağı Dizisiyle İlgili Olumsuz Tepkiler Aldık Cuma akşamlarının vazgeçilmez tutkusu olan “Huzur Sokağı” dizisinin Emel’i Yeşim Salkım SAYED Dergisi’ne konuştu. Yıllar önce Şule Yüksel Şenler tarafından kaleme alınan kitabın ilk filmi “Birleşen Yollar”dan sonra geçtiğimiz ay diziye uyarlanan “Huzur Sokağı” kısa zamanda büyük ilgi gördü. Her yönüyle farklı olma özelliğini taşıyan dizinin Emel karakterini canlandıran Yeşim Salkım da bu ilgiyi ilk olmasına bağlıyor. Eşi Hakan Eratik ile aynı dizide rol alan sanatçı, sette yan yana gelmekten kaçınmayı tercih ediyorlar. İşte Yeşim Salkım ile sohbetimizin devamı…
röpor taj: ZEYNEP AĞAÇYETİŞTİREN
Huzur Sokağı dizisi sizce neden bu kadar ilgi gördü? Bu dizi ülkemizde bir ilk olma özelliği taşıyor. Ayrıca çok değerli oyuncular yer alıyor. “Huzur Sokağı” kitabı çok satmış bir roman bir aşk hikayesi bu sebeplerle dizi çok ilgi görmüş olabilir. Peki Şule Yüksel’in “Huzur Sokağı” adlı romanını okudunuz mu? Senaryo bana gelene kadar okumamıştım. Sonra aldım okudum. Romanla senaryo arasında çok fark var. Roman zaten çok uzun zaman önce yazılmış ve o romanda kurgulanan sokak gibi bir sokak artık yok. O zamanda var mıydı, bilmiyorum. Acayip bir dünya oluşturulmuş orada. İnsan hakikaten huzurlu ve ilahi yaşayan insanların olduğu öyle bir mahallede yaşamak ister.
64
ARALIK 2012
Bu proje teklifi geldiğinde, senaryoyu ilk okuduğunuzda aklınıza neler geldi, neler hissettiniz? İlk okuduğumda çok beğendim, karakterler iyi kurgulanmıştı. Üstelik rolüm çok dişi bir rol. Senaryo ilk elime geldiğinde uzun soluklu olacağını hissetmiştim. Oynadığım karakter de başlı başına entrika dolu. Bizim insanımız böyle işleri sever. Muhafazakar kadın portresi bu dizide işlenirken diğer kesimlerden nasıl tepkiler alıyorsunuz? Başlarda çok olumsuz tepkiler geldi ama biz fazla önemsemedik. Sonuçta bu Türkiye’nin bir gerçeği. Biz muhafazakar bir toplumuz. Yani sorun yok hepimiz biriz aslında.
AR A L I K 2 0 1 2
65
Günümüzde sizce Huzur Sokakları hâlâ var mıdır? Tâbii ki var yoksa bu iş bu kadar seyredilmezdi. Canlandırdığınız karakterle ilgili sokakta ne gibi eleştirilerle karşılaşıyorsunuz? Bazen olumlu bazen olumsuz eleştiriler alıyorum. Tabii bu rolü bana yakıştırmayan kesim çok. Beni iyi kadın olarak görmek istiyorlar hâlbuki bir oyuncu her rolü oynar seçim yapmaz. Eşiniz Hakan Eratik’te rol arkadaşınız. Karı koca yasak aşk yaşayan bir çifti canlandırıyorsunuz. Hayat arkadaşınızla iş arkadaşı olmak aynı sette yer almak nasıl bir şey? Çok güzel tabii ama biz sette pek yan yana gelmemeye özen gösteriyoruz. İkimiz de profesyonelce işimizi yapıyoruz doğru olan da bu. Eve geldiğimizde hiç iş konuşmuyoruz. Herkes kendi senaryosunu ayrı ayrı okuyor. Bugüne kadar hiç yan yana çalışmadık evde.
Müzik mi oyunculuk mu? Her iki mesleğimi de çok seviyorum. Birbirlerine çok yakınlar. Şarkı söylemek de aslında biraz oyunculuk ister. Çünkü şarkıyı söylüyorken aynı zamanda yaşatmak da lazım. Engellilerin şüphesiz en sevdiği sanatçısınız. İleride ne gibi projelerde yer almayı hedefliyorsunuz? Her projelerini destekliyorum seçmek gibi bir şansım yok. Onların her konuda desteğe ihtiyaçları var. Ben de hep yanlarında olmaya gayret ediyorum. Kamu spotlarının çoğunda varım, onlar için konser de vereceğim. Peki Meryem Ada’nın doğumundan sonra nasıl kilo verdiniz? Evimde her işi kendim yaptım. Bebeğime bakıcısız altı ay baktım. İki saatte bir emzirdim. Evin yemeğini yapıp, alışverişe çıktım. Uyumadım, kimsenin bana bakmasına izin vermedim. “Sen yat, biz senin yemeğini önüne getiririz” dediklerinde “Evimden gidin” dedim. 6 ayda 30 kilo verdim. Hiç diyet yapmadım. Tek yaptığım tabağıma porsiyonları hep küçük almaktı. Yani biz tencere yemeği pişirdiğimizde çok doldururuz ya, bir kere sulu şeyler yedim. Her şeyi yedim. Yediden sonra hiç pirinç pilavı, hamur işi ve makarna yemedim. Sadece meyve yedim. Bütün bu temponun arasında bir de Cine 5 ekranlarında program yapıyorsunuz sağlığınızı nasıl muhafaza ediyorsunuz? Ben akşam erken yatarım sabah erken uyanırım. Kahvaltısız evden çıkmam. Sebze ve meyveyi çok tüketirim. Sağlık çok önemlidir benim için. Alkol ve gece hayatım yoktur. Boş zamanımda evimde ailemleyimdir. Bu arada yeni albüm ne zaman geliyor? Daha zamanı var, yaza düşünüyorum. Bu yoğunlukta onu hazırlamaya zamanım yok çünkü.
66
ARALIK 2012
Müzik hayatınızda çok mesafe kat ettiniz, best of albüm ne zaman düşünüyorsunuz? On beş yılı devirdim, bir on yılım daha var. Yirmi beş senede ancak birikebilirsiniz, daha olmadan piştim durumunu yaşamak hem kendine sadakatsizlik hem de mesleğe saygısızlık olur. Ondan dolayı best of için biraz daha bekleyeceğim. Hayatta vazgeçilmezleriniz nelerdir? Tabii ki önce ailem sonra işim, inançlarım ve ülkem. En çok nelere üzülürsünüz? Ailem ve işim konusunda çok hassasımdır. Bir de ülkemde yaşanan terör beni çok üzüyor. Yeni jenerasyona önerileriniz nelerdir? Ailelerinin ve bulundukları ülkenin kıymetini bilmelerini öneririm çünkü her ikisi de çok değerli benim için. Kızınızı “Hep Böyle Kal” adlı şarkınıza çektiğiniz klipten sonra hiç göremedik, o neler yapıyor? Diziyle ilgili neler düşünüyor? Okulunu bitirip ülkesine döndü. Şu anda Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne devam ediyor. Tabii ki planları var ama biraz dinlenip başlayacak. Diziyi çok beğeniyor. Sonuçta bir emek harcanıyor. İyi bir anne olduğunuzu düşünüyor musunuz? İyi bir anneyim ama dahası çok iyi bir dostum. Benim kız arkadaşlarım da çok. Kız arkadaşlarım benden vazgeçemedi. Çünkü ben çok iyi dostluk yapabiliyorum. Doktorlarımıza ve sağlık çalışanlarına mesajlarınızı alabilir miyiz? Tüm sağlık ekibimize Allah yardım etsin. Çok zor şartlar var ülkemizde ve bazen imkansızı başarıyorlar. Yolları açık olsun. Bence her şeye rağmen toplumca emin ellerdeyiz, dualarım onlarla.
KİTAP KRİTİK
Aynalı Barikatlar “Yani küresel köydeki makbul devinimlerin tamamı bir terör mekanizmasının işlemesine hizmet eder.” Aynalı Barikatlar / M. Menteş Biz Murat Menteş’i Dublörün Dilemması kitabındaki çıkışıyla tanımış olsak da yıllardır edebiyata emek vermiş bir isim. İsmet Özel kitaplarının editörlüğünü yaptığı uzun dönemin ardından kendi şiirlerini 1997 yılında Kuzgun Gölgesi kitabında toplamıştır. Murat Menteş bugünlerde bizim için bir mizah yazarı gibi görülse de, kitapların alt metinlerini okuyabilmek çok önemlidir. Bu metinler ki; Kaosa Mütavazi Bir Katkı ismiyle vücuda gelmiştir. 2001 yılında yayımlanan bu kitabın ardından 2003 yılında yayınlanan Aynalı Barikatlar eleştirel bakışın belirli bir alan seçilerek yoğunlaştırılmış özel metnidir. Aynalı Barikatlar’ı okumak sizi ürkütebilir, bu aslından sondan başa bir okuma yapmamızdan kaynaklı geçici bir
İstanbul Yazar: Daniel Randaeu Sayfa Sayısı: 168 Yayınevi: Notos Kitapevi
durumdur. Zira, Murat Menteş’in alıntılamayı seçtiği bölümler bile örnek teşkil etmesi ya da yol göstermesi açısından bizi sürekli kendisine doğru çeken özel seçimlerdir. Aynalı Barikatlar’da özel bir tanımlama getirerek birçok farklı alanda “terör” konusunu ele alan Murat Menteş, kozmetikten piyangoya uzanan özel bir yelpazede terör konusunu incelemiştir. Sistem eleştirisi olarak da alt metinlerin yer aldığı kitap Dublörün Dilemması ve Korkma Ben Varım neşesinden hayli uzak gelebilir. Fakat bilinmelidir ki; “Şiddete meyyali vallahi dertten, Hakkımda yanılttılar milleti cidden.” satırlarının arasında bunun cevabı apaçık verilmiştir.
İnsancıklar İçinde İnsan Olmak
Yazar: Sıtkı Aslanhan Sayfa Sayısı: 131 Yayınevi: Hayat Yayınları
Aynalı Barikatlar Yazar: Murat Menteş Sayfa Sayısı: 229 Yayınevi: Sel Yayıncılık
Doğu’dan Uzakta Yazar: Amin Maalouf Sayfa Sayısı: 460 Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları yor um: İLKAY YAPRAK
68
ARALIK 2012
FİLM KRİTİK
Mientras Duermes
Daha önce Rec filminde de boy gösteren Jaume Balaguero, yönetmen koltuğunda. Celda 211 filmi ile gönüllere Malamadre rolü ile taht kuran İtalyan Rock şarkıcısı Luis Tosar ise başrolde. Cesar karakteri ile
bir binada kapıcı olan Tosar, derdi mutluluk olan bir insanı ve onun çevresi ile olan meselesini oynuyor. Cesar hayatta mutlu olamayan, mutlu olmasını bilmeyen ve açıkçası bunu da çok dert etmeyen biri. Onun psikopat derecesinde işleyen kafasına taktığı şey “mutlu insanların da mutsuz olup olmaması” meselesidir. Cesar etrafında gördüğü ve sürekli gülen insanların yüzlerinden o gülücüğü almak için her şeyini ortaya koyuyor. Gerilimi gittikçe artan ve başarılı kurgusu ile bazı ufak detayları görmezden gelmemizi başaran bu filmi kaçırmayın. Hele ki ‘sabah kalktığımda hiçbir motivasyonum yok” diyenlerden iseniz…
Elveda Katya
F Tipi Film
The Chef
Tür: Dram Yönetmen: Ahmet Sönmez Oyuncular: Kadir İnanır, Caner Cindoruk, Anna Andrusenko
Tür: Dram Yönetmen: Ezel Akay, Barış Pirhasan, Sırrı Süreyya Önder Oyuncular: Tansu Biçer, Serkan Keskin, Bülent Emrah Parlak
Tür: Komedi Yönetmen: Daniel Cohen Oyuncular: Michaël Youn, Jean Reno, Raphaëlle Agogué
Beyona, Tesis, Rec filmleri dersek en baştan derdimi anlatmış olurum. Son yılların yükselen İspanya sinemasının klişelerle dolu Avrupa ve Hollywood gerilim-korku türlerine cevap niteliğinde olan filmleri hız kesmek bilmiyor. Bu yükselişin haklı sebepleri elbet senaryoların sağlam olması ve başarılı oyunculuklar. En son örneği olan film ise Mientras Duermes (Türkçe’ye Ölüm Uykusu olarak çevrildi)…
Mientras Duermes Yönetmen: Jaume Balagueró Tür: Gerilim, Korku, Psikolojik Oyuncular: Luis Tosar, Marta Etura, Carlos Lasarte, Tony Corvillo
yor um: ETHEM METE
70
ARALIK 2012
TIBBİ GÖRÜNTÜLEME SİSTEMLERİ
GENİŞ TIBBİ CİHAZ PORTFÖYÜ ● Fetal Monitör, Masaüstü ve El Tipi Dopler ● EKG, Holter ● Hastabaşı Monitörleri ve Pulse Oksimetreler
● Dijital Radyoloji ve Tıbbi Görüntüleme Sistemleri (DR, CT, MRI)
● Ultrasonografi Cihazları
➋
ACİL MÜDAHALE ÇÖZÜMLERİ
A’dan Z’ye
Hastane Donanımı
● Defibrilatör ve AED’ler (Hastane, Ambulans, Genel Kullanım) ● LUCAS Otomatik CPR Cihazı ● Ventilatör Cihazları (Transport, Ambulans)
İLERİ TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ
● Robotik İlaç Yönetim Sistemleri ● Yanık Üniteleri için Fluidizasyon Terapi Üniteleri ● Hava Yolu ile Bulaşan Enfeksiyonları Önleme Üniteleri ● Yazılım ve Donanım Çözümleri ● Serebral Oksijenasyon ve Hemodinamik Bilgilendirme Monitör Monitörü
KOMPOZİT GROUP OF COMPANIES Tel: 0216 499 99 18 Faks: 0216 499 01 61 www.kompozitturkiye.com info@kompozitturkiye.com
AMELİYATHANE TEKNOLOJİLERİ ● Ameliyathane Masaları, Koltukları ve
Operasyon Sandalyeleri ● Ameliyathane ve Muayene Lambaları ● Paslanmaz Çelik Ürünler ● Medikal Gaz Ünite ve Pendantları ● Komple Akıllı Ameliyathane Çözümleri
MÜKEMMEL HASTA VE KULLANICI KONFORU ● Yoğun Bakım; Hasta Servis ve Bakım Karyolaları ● Bariatrik Ürünler ● Jinekoloji - Doğum Masa, Koltuk ve LDR / SDL Karyolaları, Küvözler ● Diş Ünitleri ● Havalı Yataklar ve Medikal Şilteler ● Hastabaşı Komodinleri ve Yemek Masaları ● Sedyeler ve Fonksiyonel Taşıma Koltukları ● Mobil ve Tavan Tipi Hasta Taşıma Sistemleri ● Medikal Arabalar ve Depolama Üniteleri
➊
TASARIM VE PROJE YÖNETİMİ ● Tasarım, Proje, İnşaat ve
Renovasyon Uygulamaları ● Hastane ve Ofis Mobilyaları
KOMPOZİT GROUP OF COMPANIES Tel: 0216 499 99 18 Faks: 0216 499 01 61 www.kompozitturkiye.com info@kompozitturkiye.com
CORNELIA DIAMOND
“Sağlıkta kalite için el ele”
ÖZEL HASTANELER VE SAĞLIK KURULUŞLARI DERNEĞİ T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
www.ohsadkurultayi.org